sosyal Öğrenme - ondokuz mayıs...
TRANSCRIPT
1
Sosyal Öğrenme
2
• Başkalarının davranışlarını gözleyerek, kendi davranışlarını biçimlendirme süreci olarak bu yaklaşımın öncüleri Aristo ve Platon’dur. İnsanların birbirinden öğrenmesi olgusuna ilk dikkat çeken John Dewet; sosyal öğrenme kavramını ilk kullanan da, “insan hayatını tesir edebilen yaklaşım deneyimlerini etkileyebilme yeteneğine sahip bilinçli bir varlık olarak tanımlayan” Julian Rotter olmuştur.
• Ona göre birey, sosyal etkileşimi sonucunda düşüncelerini ve deneyimlerini paylaşarak zaman içinde kendine has belleğini oluşturur. Gözlem yoluyla öğrenmeyi deneysel çalışmalarla açıklamaya çalışan ilk bilim adamı ise Thorndike’dir.
• Skinner’a göre bebek konuşmayı yetişkinleri model alarak, Freud’a göre kız çocuklar anneyi, erkek çocuklar babayı taklit ederek kendi cinsiyetinin rollerini öğrenirler. Ergenler ünlüleri ya da çevrelerinde onları etkileyen insanları taklit ederek onlar gibi olmaya çalışır.
Sosyal Öğrenme
2
3
• Bebekler konuşmayı çevresinde bulunan kişileri taklit ederek öğrenir. Cinsiyet rolleri anne baba ve kardeşlerden öğrenilir. Gençler, ilgi duydukları alanlarda ünlü kişileri model alarak, davranış oluştururlar ve geliştirirler.
• Psikolojinin konusunun, davranışlar olduğu görüşünün yaygın olduğu yıllarda, öğrenme durumları, zihinsel durumlar dikkate alınmadan şartlanma teorileriyle açıklanmaktadır.
• Öğrenmenin gerek klasik gerekse edimsel şartlandırma ile açıklanmasında sadece gözlenebilen davranışlar üzerinde durulduğu için; bireyin içinde olup bitenler; düşünce ve duygular yeterince dikkate alınmamaktadır. Klasik ve edimsel öğrenme kuramları sadece insan davranışlarının hangi uyarıcı ile güçlenip zayıfladığını açıklamaktadır.
Sosyal Öğrenme
4
• Albert Bandura, Skinner’in söylemiş olduğu klasik ve edimsel şartlandırma
kavramlarına itiraz etmemiş, ancak insan öğrenmesinin sosyal bir ortamda
oluştuğunu savunmuştur. Bandura, bu tür öğrenmeye, gözlem yoluyla öğrenme adını
verir.
• Ona göre birey, öğrendiği davranışı sürekli yapmak zorunda değildir, hatta davranışın
ödüllendirilmesi de gerekmez. Bir kişinin öğrenmesi için gerekli yegâne koşul, bir
başkasını belirli bir davranışı yaparken gözlemlemesidir. Öğrenme başkalarının
davranışlarının gözlenmesiyle de gerçekleştirilen bir süreçtir.
• Bandura, pekiştiricilerin öğrenme değişkeni değil, performans değişkeni olduğunu
belirtmektedir. Edimsel koşullanma da öğrenme, davranışla ifade edilirken; gözlem
yoluyla öğrenmede gözlemcinin öğrendiği, gösterdiği davranıştan ayrılır.
Sosyal Öğrenme
3
5
• Bandura ve bazı psikologlar, öğrenmede bağ kurmanın ve pekiştirmenin yanında, iç faktörlerin de yer aldığını; öğrenmenin bireyin başka birini aynen taklit etmesi değil, çevresindeki olayları bilişsel olarak işlemesiyle gerçekleştiğini ifade ederler.
• Bandura’ya göre birey, içinde bulunduğu duruma verdiği anlama göre davranır. Böyle bir davranım, doğrudan doğruya karşılaştığı duruma katılması ya da o durumu gözlemlemesi ile gerçekleşebilir.
• Bandura, öğrenmenin yaparak veya dolaylı olarak gerçekleştiğini belirtmektedir. Yaparak öğrenmede birey kendi etkinliklerinin sonuçlarından, dolaylı öğrenmede ise diğer bireylerin davranışlarının sonuçlarından yararlanmaktadır.
Sosyal Öğrenme
6
• Yaparak öğrenme edimsel şartlanmaya benzemektedir. Dolaylı öğrenmede ise, bizzat
yapma zorluğu yoktur. Dolaylı öğrenme diğer bireylerin davranışlarının ceza ya da
ödüllendirilmesinden etkilenmek olduğu için, öğrenme zamanını azaltır ve insanları
hoş olmayan durumlardan korurken, aynı zamansa onu deneme-yanılma ile
öğrenme durumundan da kurtarmaktadır.
• Yani başkalarının davranışlarının sonuçlarını gözleyerek olumlu ve olumsuz
davranışları öğrenmek olanaklıdır. Bu tür gözlemler bilgiyi depolama ve hareketleri
planlamaya yarayan sembolleştirme yeterliğini kullanmayı sağlar. Şartlanma yoluyla
öğrenmede birey, kendi deneyimlerine dayandığı halde; sosyal öğrenmede,
başkalarının deneyimlerinden yararlanarak öğrenir.
Sosyal Öğrenme
4
7
• Bir davranışın öğrenilmesi için, bireyin bu davranışın sonucunu yaşayarak öğrenmesi gerekmez. Örneğin köpek tarafından ısırılan ya da salıncaktan düşen bir çocuğu gözleyen biri, köpek ve salıncaktan korkabilir. Günlük yaşantımızda gözleyerek öğrendiğimiz pek çok davranış vardır. Genelde insanlar başkalarının davranışlarını ve bu davranışların kişi üzerinde etkilerini izleyerek benzer şekilde hareket etmeyi yeğler.
• Ayrıca başkalarının başarı ya da başarısızlıklarını gözlemek, belli bir davranışı yapmak için, bireyin kendi yeteneğini değerlendirmesine yardım eder. Buna göre gözleyerek öğrenme, dikkat etme, imaj yaratma, hatırlama, analiz etme ve karar verme gibi zihinsel süreçler içerdiğinden, davranışçı ve bilişsel öğrenme kuramlarının sentezi durumunda olduğunu söyleyebiliriz.
Sosyal Öğrenme
8
• Bandura da kuramını bilişsel ve sosyal öğrenme kuramı olarak ifade etmektedir. Bu yaklaşımın temel kavramları, gözlem, taklit ve model almadır.
• Bu öğrenme kuramının öncülerinden olan N.E Miller ve Dollard’a göre öğrenme, bireyin kendi davranışlarıyla gözlemlediği kişinin davranışları arasında benzerlik oluşturduğunda gerçekleştiği için, taklit yoluyla öğrenme, edimsel şartlanmanın özel bir durumudur.
• Çocuklar çevrelerindeki kişilerin davranışlarını ve bu davranışların sonucunu sürekli gözlerler. Gözledikleri davranışlarından sonucu olumlu olanları taklit ederken, sonucu olumlu olmayanı ise taklit etmezler. Bu nedenle model alma ya da taklit etme de bir tür edimsel şartlanmadır.
Sosyal Öğrenme
5
9
Skinner’in gözlem yoluyla öğrenme ile ilgili açıklamaları, Miller ve Dollard’ınaaçıklamalarına çok benzemektedir. Skinner’e göre de birey, önce modelim davranışını gözler, sonra da kendi davranışlarını modelin davranışına uygun hale getirerek pekiştirir.
Çocuklar bazen ödüllendirilmiş duygu tepkilerini de davranış repertuarlarına alabilirler, ana-babasında korku ve kaygı izleyen çocuk, benzer kaygı ve korkuları yaşayabilir. Başkalarına acı ya da zevk veren yaşantıları gözleyerek veya duyarak insanlar duygusal yönden şartlanırlar.
Benzer durumlarda aynı davranışları gösterebilirler. Hiç görmediğimiz bir olay ve hayvanlardan korkmak; çok korktuğumuz nesne ve hayvanların bir başkasına zarar vermediğini gördüğümüz zaman ise yaklaşmak, bu suretle, korku ve kaygılarımızdan kurtulmak gibi.
Sosyal Öğrenme
10
• Kısaca insanlar, üzerinde etkisi olan, davranışları pekiştirilen ve değer verdikleri
bireylere bakarak onların yaptıkları hareketleri istekle ve hatta coşku ile yapma
eğilimi gösterirler.
• Bandura, insanların, çevrelerindeki insanların davranışlarını gözlediklerinde her
zaman onu aynen taklit etmediklerini belirterek; gözlemlerinden bazı sonuçlar
çıkararak, kendileri için yararlı olan davranışı yaptıklarını öne sürmüştür. Miller ve
Dollard’a göre, çocuklar çevrelerindeki kişilerin davranışını ve bu davranışın
sonucunu gözlerler.
• Gözledikleri davranışlardan, olumlu olmayan davranışları taklit etmezler. Bu nedenle
bir modeli taklit etme, bir tür edimsel şartlanmadır. Bu açıklamaya göre, bir
davranışın öğrenilmesi için, bireyin bu davranışın sonucunu yaşayarak öğrenmesi
gerekmez.
Sosyal Öğrenme
6
11
• Bandura’ya göre model alınan, gözlenen davranışın bireyin belleğine kodlaması ve gerektiği zaman hatırlanması gerekir. Başkalarını gözleyerek ve örnek alınarak öğrenilenler, bireyin yaşamında çok önemli yer tutar. Günlük yaşantımızda gözleyerek öğrendiğimiz pek çok davranış vardır.
• Gözlem yoluyla öğrenmede bu yolla davranışta bulunmayı değil, karşılaştığı bir durumda değişik davranışların ne gibi sonuçlar getireceğini de öğrenir. Bu suretle öğrenilenler, insan zihnine yerleşir. İnsanların öğrendiği fakat yapmadığı davranışlar da vardır. Bir kısmı bastırılmış olan bu davranışla, uygun bir ortamda ortaya çıkarlar.
Sosyal Öğrenme
12
• Birey başkalarının hareketlerini gözlemesi sonucunda, hangi davranışların ne tür sonuçlar getireceği hakkında bilgi edinir ve hangi durumlarda nasıl davranırsa pekiştiricilerin gelebileceği üzerinde hipotezler geliştirir. Bu tür hipotezle, bireyde modelin davranışlarını taklit etme çabasına yönlendirir.
• Bandura’ya göre insanlar başkalarını memnun etmenin yanında, kendilerini de memnun edecek biçimde hareket ederler. Kendi davranışlarını değerlendirip, yargıda bulunarak içsel standartlar oluşturur ve davranışlarını içsel standartlarına ve güdülemelerine dayandırırdılar.
Sosyal Öğrenme
7
13
Birey davranışlarını kendi koyduğu kurallara uygun biçime getirir ve davranışı yaptıktan
sonra uygun olup olmadığına karar verir. Öğrencinin kendi öğrenme amaçlarına ulaşıp
ulaşmadığını kontrol etmesi öz düzenlemenin temelidir.
İnsan, kendi yaşantısı hakkında düşünme, yargıda bulunma ve kendi düşünme sürecini
yansıtma yeterliliğine sahiptir. Bandura’ya göre kendini yansıtma yeterliliği genellikle
çevreye uyum sağlama yeteneğimizle ilgilidir.
İnsan kendi yeterliğinin yanında, kendi bilişsel süreçlerini değerlendirme yeterliğini de
kazanır. Birey kendisi ile ilgili fikirlerini ve bu fikirlerin yeterliği hakkında yargıda
bulunur. Bu yargılar ise bireyin işin başarmada ne kadar yeterli ve yetenekli olacağına
ilişkin algılarını geliştirir.
Sosyal Öğrenme
14
• Kendini yansıtma yeterliği, gelecek etkinliklerin her zaman olumlu sonuçlar oluşturacağını garanti etmez. Hatalı inançları olan birinin etkinlikleri de hatalı olacaktır. Bir öğretmen öğrencileri çalışmaya güdülemenin en etkili yolu öğrencileri korkutmak olduğunu düşünebilir.
• Kendini yansıtma, düşünce ve hareket yeterliliği hakkında kararları değerlendirmesine olanak tanır. Bu kararların en önemlilerinden birisi özyeterlikalgısıdır. Öz yeterlik sosyal öğrenme kuramının önemli kavramlarından birisidir, öz yeterlik algısı, bireyin seçeceği etkinlikleri, bir etkinlikte hara cayacağı çabayı, bir zorlukla karşılaştığından göstereceği sebat süresini, kaygı ya da güven duygusunu etkiler.
Sosyal Öğrenme
8
15
Bandura insanların “neden” ve “niçin” model aldıklarını açıklamaya çalışmıştır. “Nasıl” ile ilgili soruların açıklaması ise bilişseldir. Gözleyen, modelin ne yaptığını görür, sonuçları izler, öğrendiğini hatırlar, çıkarsamalar yaparken davranışına uyarlar.
Burada öğrenilen, çağrışımsal yapıda tepkiler değildir. Tepkiler ve sonuçlarına ilişkin bilgidir. Bandura bu nedenle Hull, Guthrie ve Skinner’den farklıdır. Gözlem yolu ile öğrenme aşağıda belirtilen süreç doğrultusunda kazanılır. Sadece modelin davranışlarının sonuçları değil, aynı zamanda modelin özellikleri de model almayı etkilemektedir.
Sosyal Öğrenme
16
• Gözlemci yüksek statülü ve güçlü kişilerin davranışlarını daha çok taklit etme
eğiliminde olmaktadır. Gözlemcide model alınan kişinin başarısının, kendi başarısına
katkıda bulanacağı beklentisinin oluştuğu sanılmaktadır.
• Ancak gözlemci, başarılı ve etkili modelin davranışını taklit etmede başarısız olursa,
davranışı yapmaktan vazgeçeceği gibi, modelin gözlemci üzerinde etkisi de azalır.
Model alınan birey ne kadar saygın ve yüksek kariyerde olursa ve ne kadar çok dikkat
çekerse o kadar çok etkili olmaktadır.
• Gençlerin sigara kullanma davranışımın yaygınlığının azaltılmasında olası etkenleri
tespit etmek ve yeni stratejiler geliştirmesine yardımcı olmak için yapılan
araştırmalarda; gençlerin sigaraya başlamada olduğu gibi bırakmada ve sigaraya karşı
tutumlarının doğmasında anne, baba, akran gruplarının veya kabul edilen kimselerin
etkili olduğu görülmüştür.
Sosyal Öğrenme
9
17
• Bandura taklitten çok, daha genel bir kavram olan model alma sözcüğünü tercih etmiştir. Model alma, bir başkasını basitçe taklit etmeden daha öte bir davranış olarak değerlendirilmiştir. Aynı zamanda model alma, özdeşleşme denilen bir başka süreci de kapsamaktadır.
• Model gerçek bir insan olmayabilir. Model alma da gerçek, sanal, hipotetik kişi düşünüldüğünde gözlem ve dinleme yolu ile öğrenmenin ayırt edilmesi önemini yitirir. Bandura, klasik ve edimsel koşullanmanın belli başlı ilkelerini göz ardı ederek çocuklarının ve yetişkinlerin sosyal modelin izlenilen davranışlarını tekrar ederek ya da pekiştireç almaksızın sadece gözleyerek davranış kazandıklarını ileri sürmüştür.
Sosyal Öğrenme
18
Tekrarsız, denemesiz öğrenme anlayışını alana kazandırmıştır. Örneğin küçük çocuk
nasıl konuşacağını, matematik probleminin nasıl çözülmesi gerektiğini, nasıl
küfredeceğini, nasıl sigara içileceğini ana-baba ve diğer yetişkinlerin davranışlarını
gözleyerek öğrenir.
Sosyal Öğrenme
10
19
- Sosyal Öğrenme Kuramının Gelişimi- Sosyal Öğrenme Kuramının Temel Kavramları- Sosyal Öğrenme Kuramının Dayandığı Temel İlkeler- Gözlem Yoluyla Öğrenme Süreçleri- Sosyal Öğrenme Kuramının Eğitime Yansımaları
SOSYAL ÖĞRENME KURAMI
20
• Plato ve AristoJohn DeweyLev VygotskyJulien RotterThordikeWatsonMiller ve DolardSkinnerVe
Albert BANDURA
SOSYAL ÖĞRENME KURAMININ GELİŞİMİ
11
21
1960’ların başında öğrenmeye getirdiği yaklaşım Sosyal Davranışçılıktır. Bandura’nınsistemi davranışçı olmasının yanı sıra bilişsel özellikler de taşıyordu. Bilişsel öğrenme kuramı ile analitik davranışçı kuramın belirtilmesi ile oluşan ortayol kuramı gibidir.
BANDURA’YA GÖRE GÖZLEM YOLUNU ÖĞRENME
22
Sosyal Öğrenme Kuramı davranışçı yaklaşıma 3 temel eleştiri getirmiştir.
1- Davranışçı yaklaşım doğal ortamlarda olanı temsil etmez.2- Davranışçı Yaklaşım yeni tepkileri dikkate almaz.3-Davranışçı yaklaşım sadece uyarıcıya verilen tepkiyi dikkate alırken gelecekteki tepkileri dikkate almaz
12
23
Sosyal Öğrenme Kuramı 3 önemli farklılığı ortaya koymuştur.
1- Davranış öğrenilebilir fakat hemen gösterilmeyebilir.2- Öğrenme her zaman pekiştirece bağlı değildir.3- İnsan uyarıcıya tepki veren basit bir organizma değildir.
24
Üniversitede arkadaşlarımızdan gözlemlediğimiz ve uyguladığımız ne gibi davranışlar oldu, olumlu olumsuz davranışları gözlemlediğinizde sizleri nasıl etkiliyor?
13
25
• Gözleyerek öğrenme kuramına göre bireyler her zaman bilgi beceri yada davranış üzerinde doğrudan deneyim elde etmeden diğer bireylere bu davranışlar öğretilirken yada diğer bireyler bunu sergilerken de gözleyerek öğrenirler.
• Bu sürece gözleyerek öğrenme denir. Gözleyerek öğrenme kuramına Sosyal öğrenme kuramı yada “Sosyal bilişsel kuram” da denir.
26
1- Dolaylı etki yoluyla başkalarının davranışları sonucunda alacağı ödül yada cezayı gözlemleyerek aynı davranışı yapma yada yapmamaya karar etkisi.
ÖRNEK: Sınıfta istendik davranışı öğretmen tarafından övülen ödüllendiren öğrenci diğer öğrencilere model olur.
2- Model alınan kişinin yaptığı davranışta ödül ve ceza almamasına rağmen gözleyenin modeli taklit etmesi.
ÖRNEK: İnsanlar araba kullanmaya ilk başladıklarında daha dikkatlidirler; çünkü bu konuda uyarı almışlardır. Dikkatli ve Dikkatsiz araba kullananları izleyerek nasıl davranacaklarını öğrenirler.
Bandura’ya göre Gözlem yaparak öğrenme
14
27
Bandura’ya göre Gözleyerek öğrenme sadece bir kişinin diğer kişileri etkinliklerini basit olarak tekrar etmesi değil çevredeki olayları bilişsel olarak izlemesiyle kazanılan bilgidir.
ÖRNEK: Sınavda yanındaki arkadaşının kopya çekerken yakalandığını gören bir öğrenci kendisinin de böyle bir duruma düşmemesi için soruları kendi bilgileriyle cevaplamaya çalışması.
28
Bandura öğrenmenin pekiştirmeye gerek duymadan sürekli olarak meydana geldiğini ancak o bilgiye ihtiyaç duyulduğunda gözlenebilir bir davranış olarak ortaya çıktığını savunmuş ve 1965’te öğrenme ve performans ayrımı bir deneyle açıklamaya çalışmıştır. Ayrıca olumlu ve olumsuz modelin etkilerini deneysel olarak ortaya koyduğu çalışmalardır.
15
29
Sonuç olarak saldırganlık davranışı pekiştiren modeli izleyen çocukların sosyal davranışı en yüksek cezalandırılan modeli izleyen çocuklar sosyal davranışı en düşük ayrıca bu çocuklar «saldırganlığı» öğrenmiş ancak performansa dönüştürmemişlerdir. Nötr davranılan yanı görmezden gelinen modeli izleyen çocuklar 2 grup arasında yer aldığı gözlemlenmiştir.
30
• Araştırma sonucuna göre, gözleyerek öğrenme sonucu kazanılan davranışların hem modelin bu davranışı sergilemesine bağlı olarak kendilerine sunulan sonuçlardan hem de gözleyenin kendisine sunulacak sonuçlardan etkilendiğini gösterir.
• Sonuç olarak bireyin davranışlarının yaşananlardan (başkalarının geçirdiği) etkilendiği görülmektedir.
16
31
- Dolaylı Pekiştireç- Dolaylı Ceza- Dolaylı Güdülenme- Dolaylı Duygusallık- Model Özellikleri
SOSYAL ÖĞRENME KURAMININ TEMEL KAVRAMLAR
321- DOLAYLI PEKİŞTİREÇDavranışı pekiştirilen modeli izleyen bireyin modelin davranışlarını daha sıklıkla ve kısa sürede taklit ettikleri gözlenmiştir.ÖRNEK: Sınıfta öğretmenin istendik davranışı gösteren öğrencileri övüp yüceltmesi diğer öğrencileri de istendik davranışı yapma yönünde cesaretlendirir.2-DOLAYLI CEZAModelin olumsuz davranışlarının cezalandırılması gözleyenlerin benzer davranışlarda
bulunmalarını engellemektedir.ÖRNEK: Sınıfta saldırgan davranış gösteren bir öğrencinin öğretmen tarafından cezalandırılması diğer çocukların saldırgan davranış göstermelerini engeller.3- DOLAYLI GÜDÜLENMEgözlenen davranışın sonuçları gözlemleyeni bilgilendirir ve gözlenen davranış değer verilen bir ürünle sonuçlanırsa gözleyen kişi o davranışı yapmak için istek duyar.4- DOLAYLI DUYGUSALLIKBirçok duygu gözlem yoluyla öğrenilir.Bu durum aynı şekilde korkuların giderilmesinde de geçerlidir.ÖRNEK: Okula ilk başlayan çocuğun sınıfta annesiyle otururken diğer çocukların tek oturmalarını gözlemleyip sınıfta yalnız kalma korkusunu yenmesi gibi.
17
33
Sadece modelin davranışlarının sonuçları değil aynı zamanda modelin özellikleri de model almayı etkilemektedir.
Modelin özellikleri ne kadar gözlemcinin özelliklerine benzerse, gözlemci o kadar modelin davranışlarına benzer davranış göstermektedir.
Model ile gözleyen arasındaki etkileşimdeki temel özellikler
a- Yaşb- Cinsiyetc- Karakterd- Benzerlik e- Statü
5- MODEL ÖZELLİKLERİ
34
MODELİN STATÜ İLE GÖZLEYEN ARASINDAKİ ETKİLEŞİM DURUMU
Modelin Statüsü
Gözlenen Sonuç Taklit edilme durumu Örnek
Yüksek Sonuç bilinmiyor Yüksek Reklamlardaki ünlü kişi
Eşit Sonuç olumlu Yüksek Sınıfta başarılı öğrencinin taklit edilmesi
Eşit Sonuç olumsuz Taklit edilmez Sınıfta ceza alan öğrencinin taklit edilmemesi
Düşük Sonuç olumlu yada olumsuz
Yok denecek kadar az Küçük kardeşi izleyen büyük kardeşin tepkisi
18
35
Gözlemci modelden 5 şey öğrenmektedir:
1- Yeni bilişsel beceri ve davranışlar öğrenebilir.2- Öğrenilenleri güçlendirir yada söndürür.3- Model gözlemlenerek sosyal güç ve motivasyon sağlanabilir.4- Model gözlemlenerek çevrenin ve nesnelerin nasıl kullanılabileceği öğrenilir.5- Model gözlemlenerek duygusal tepkilerin nasıl ortaya konulacağını öğrenebilir.
MODELİ ÖĞRENME
36
İnsanlar basit davranışları karmaşık davranışlardan daha çok model alır.
DAVRANIŞIN ÖZELLİĞİ
19
37
Öğrencilerin yapmış olduğu istenmeyen davranışın öğretmen tarafından onaylanmadığı gösterilmelidir. Cezasız kalan her istenmeyen davranış diğer öğrencilerin de bu davranışı yapmaya cesaretlendirir
MODEL ALINAN DAVRANIŞLARIN SONUÇLARININ ÖĞRENMEYE ETKİSİ
38
OLUMSUZ MODEL DAVRANIŞIN ÖĞRENMEYE TEPKİSİ
Modelin istenmeyen davranışı sonucu Gözleyene Etkisi
Cezalandırma Toplumda kabul edilmezlik, Taklit edilmeyi azaltma
Aşırı ceza Kişilik problemlerine yol açma , Cezayı problem çözme aracı olarak
görme
Cezasız kalma Toplumsal kabul ettirilebilirlilikSönmenin azalmasıİşlevsellik değerinin artmasıTaklit edilme olasılığının artması
20
39
1) Karşılıklı belirleyicilik2) Sembolleştirme kapasitesi3) Ön görü kapasitesi4) Dolaylı öğrenme kapasitesi5) Öz düzenleme kapasitesi (kendini düzenleme)6) Öz yargılama kapasitesi (kendini yargılama)
SOSYAL ÖĞRENME KURAMININ DAYANDIĞI TEMEL İLKELER
40
Bandura’ya göre bireysel faktörler bireyin davranışı ve çevre karşılıklı olarak birbirini etkilemekte ve bu etkileşimler bireyin sonraki davranışını belirlemektedir.
1- KARŞILIKLI BELİRLEYİCİLİK
Birey
ÇevreDavranış
2-SEMBOLLEŞTİRME KAPASİTESİBandura’ya göre insanlar dünyada gördüklerini zihinlerinde sembolleştirirler. Semboller insanların zihninde dünyada gördüklerinin temsilcileridir. Bu insanlara düşünme ve düşüncelerini ifade etmede dili kullanma gücü sağlar. Geçmişte yaşadıklarının ışığında geleceği değerlendirir.
21
41
3- ÖN GÖRÜ KAPASİTESİİnsanlar geçmişte yaşadıklarını, düşünce ve sembollerle zihinlerine kodlayarak ileriye dönük planlar yapma gücüne sahiptirler.
4- DOLAYLI ÖĞRENME KAPASİTESİİnsanlar başkalarının davranışlarını ve o davranışların sonuçlarını gözleyerek öğrenirler.
5- ÖZ DÜZENLEME KAPASİTESİİnsanlar kendi davranışlarını kontrol etme yeteneğine sahiptirler.Kendilerinebiçimlendirme, kendi hayatlarını kontrol etme ve düzenleme gücüne sahiptirler.
6- ÖZ YARGILAMA KAPASİTESİİnsanlar kendileri hakkında düşünür ve düşündüklerini açıklayabilir kendi fikirlerini ve düşüncelerini uyguladıktan sonra sonuçlarını değerlendirir ve kendisini yargılayabilir.Bu olgu öz yetenek kavramıyla açıklanmıştır.
42
ÖZ YETERLİLİK:Kişinin kendisinin farkında olmasıKişinin kendini bilmesiBireyin belli bir performansı göstermek için gerekli etkinlikleri organize edip başarılı olarak yapma kapasitesine ilişkin olarak kendi yargısına denir
22
43ÖZ YETERLİLİK YÜKSEK VE DÜŞÜK OLMALARIN KARŞILAŞTIRILMASI
Öz yeterliliği Yüksek Olan Birey Özellikleri Öz yeterliliği Düşük Olan Birey Özellikleri
-Karmaşık olaylarla baş edebilmek-Problemlerin üstesinden gelmek-Çalışmalarda sabırlı olmak-Başarmak için kendilerine güvenmek-Okulda başarılı olmak-Meslek hayatında daha başarılı olmak
-Olaylarla baş etmemek-Umutsuzluk ve Mutsuzluk-Problemlerde kendilerini yetersiz bulmak-İlk deneyimlerinde başarısız olurlarsa tekrar etmemeleri-Kendi gayretlerinin sonucu pek değiştiremeyeceğine inanmak
44
ÖZYETERLİLİK KAYNAKLARIYaşantı Ve sonucu -Yapılacak işi parçalara ayırma
-Yapamama korkusunu aşamalı olarak azaltma-Kişinin korktuğu şeylere temas etmemesiKendi kendine öğrenme fırsatı
Dolaylı yaşantı -Canlı ve gerçek model-Sözel ikna
Sembolik model -Öneriler-Yapabileceğine inandırma-kendi kendini ikna etmek-Geri bildirim
Psikolojik durum -Korkunun azaltılması-Rahatlama-Zihinde korkuyu azaltmak-Korkulanı yenmek
23
45
Bunlara göre bir öğretmen öğrencilerinin daha başarılı olması için neler yapması gerek?
- Davranışta öz yeterliliğin rolü kişinin bir davranışı yapabileceğine olan inancı ve davranış sonucunun başarılı olması beklentisi o davranışı yapmasında etkilidir.
Öz yeterliliğin etkisi 2 şekilde çıkar1 – Birey göstereceği davranışın kendi kapasitesinin üzerinde olduğuna inanırsa o davranışı yapmaz.2 – Kişi göstereceği davranışı yapabileceğine inanırsa o davranışı yapma eğiliminde olur.
- Başarma duygusu haz verirken başaramama duygusu kaygı, korku ve sinirlilik verir.
46
Sınavlardan önceki kaygımızı bir şekilde açıklayabilir miyiz; yani yeterli düzeyde kendinize güvenmediğinizde sınav öncesi siz de böyle hissediyor musunuz?
24
47
Öz yeterliliğin gelişmesinde bireyin 3 boyuttaki yaklaşımı belirleyiciden
1 - Yeterlilik beklentisi: yapılacak bir işi kolay, zor, çok zor olarak algılaması2 - Genelleme: Öğrendiği bir davranışı benzer durumlara transfer etmesi, uygun ortamda kullanması3 - Güçlendirme: Bir davranışı yapacağına güçlü şekilde inanması
48
1) Dikkat yöneltme (Dikkat etme süreci2) Anımsama (Hatırlama)3) Davranışı sergileme (Davranışa dönüştürme)4) Güdüleme
GÖZLEM YOLUYLA ÖĞRENME SÜREÇLERİ
25
49GÖZLEM YOLUYLA ÖĞRENME SÜREÇLERİ
1) Dikkat yöneltme (Dikkat etme süreci
2) Anımsama (Hatırlama)
3) Davranışı sergileme (Davranışa dönüştürme)
4) Güdüleme
MODEL ALINAN OLAYLAR
Model davranışın özelliği Gözleyenin özelliği
- Basit- Açık- İlgi çekici- İşlevsel
- Algılama kapasitesi
- Yetkinlik
- Tercih etmez
- Duygusal durum
- Sembollere kodlamak
- Düzenlemek- Deneme ve tekrar
- Zihinsel beceriler
- Zihinsel yargı
- Temsil etmez
- Gözlemlemez- Geri bildirim
- Fiziksel kapasite
- Harekete geçiriciler - Tercihler
- Değerler
- Eğilimler
- Standartlar
Dikkat
Hatırlama
Davranış sergileme
Güdüleme
501) DİKKATİ YÖNELTMEGözleyerek öğrenmenin gerçekleşmesi için ilk koşul gözleyen kişinin gözlediği modele davranışa dikkat etmesidir yoksa öğrenme olmaz. Dikkat yöneltmeyi etkileyen etmene- Model davranışı yapan kişi- Model davranışın özelliği- Model davranışı öğrenen kişinin özelliği- Kısaca bireylerin ilgi gereksinim ve amaçları, önceki aldığı pekiştireçleri, modele duyulan hayranlık önemli faktörlerdir.
2) ANIMSAMA
Bu süreç öğrenen durumun sembolleştirip kodlanması ve bellekte saklanmasıdır.Sembolleştirme 2 şekilde olur.
a) Davranış yada bilginin imgelere dönüştürülmesib) Sözel sembollere dönüştürülmesi
3) DAVRANIŞI SERGİLEMEBireyden bilişsel olarak öğrendiği davranışları fiziksel yada psikomotor olarak sergilemesi beklenir.Bireyin fiziksel psikomotor özelliklerinin öğrenilen davranışı sergilemeye uygun özellikte olması gerekmektedir.Aynı zamanda kişisel yeterlik algısına sahip olması gerekir.
4) GÜDÜLEMEBandura’ya göre gözlem yoluyla öğrenme ile bilgi ve davranış öğrenen bireylerde öğrenme bilişsel olarak gerçekleşir.Ancak bireyler o davranışı sergilemek için güdülendiklerinde yada o davranışa gerçek anlamda gereksinim duyduklarında davranış ortaya çıkar. Bandura’nın önem verdiği başka bir pekiştireç ise içsel pekiştireçtir.
26
51
ÖĞRETMENLERE DÜŞEN GÖREVLER
Uygun model olmalı- sosyal öğrenme kuramı ilkelerini dikkate almalıdır.- Gözlem yoluyla öğrenme süreçlerini dikkate almalıdır.- Öğrencinin öz yeterlilik algısını geliştirmelidir.- Öğrencilerin bireysel özelliklerini dikkate almalıdır.- Kendi öğretmenlik bilgi ve becerilerini sorgulamalıdır.- Öğrencilere öz düzenleme yeterliliği kazandırmalıdır.- Öğrencilerinin duygularını dikkate almalıdır.
SOSYAL ÖĞRENMENİN SINIFTA UYGULANMASIÖğretmen, öğrencilere yeni davranışlar kazandırırken şu yolları izlemeli1) Model davranışı belirleme2) Modeli belirleme3) Model davranışı sunma4) Model davranışı işlevsel hale getirme
SOSYAL ÖĞRENME KURAMININ EĞİTİME UYGULANMASI
52
TeşekkürlerÖğr. Gör. Mehmet Bünyami ÖZMEN
Eğitim Psikolojisi
Sosyal Öğrenme
Ünite 13