sosyal becerİ gelİŞtİrme projesİ İlkokullara yÖnelİk
TRANSCRIPT
SOSYAL BECERİ GELİŞTİRME
PROJESİ İLKOKULLARA YÖNELİK
ETKİNLİK KİTABI
HAZIRLAYANLAR
MEDİHA ARICI GÜNSELİ ÖZBİLGEÇ EYÜP GÜNALP
M. SAMİ AĞAÇCI SAVAŞ TÜFEKÇİ MESUT KARAGEDİK
BİLGE KART NİHAT ÖZGÜN TUBA ERGİN DOĞRU
ARZU GÜL KURT BETÜL YOLDAŞ ERDEM KARAKOYUN
ESMA TUNCEL EMİNE ÜNAL ÇİĞDEM GÜNEYLİ
ELİF ÇOLAK EMİNE ÜRÜN
2016-SELÇUKLU
GİRİŞ
Ülkemizde rehberlik hizmetleri altmış yılı aşmış olan bir sürecin içinde gelişmiştir.
Rehberlik hizmetlerinde ülke genelinde henüz istenilen düzeyde olmadığımız genel kabul görecek
bir görüştür. Rehberlik hizmetleri farklı disiplinlerden yardım alınarak yürütülmektedir ancak
eğitim kurumlarında öğrenci ile birebir temas halinde olan öğretmenlerin rehberlik hizmetlerinde
yeri çok özeldir. Öğretmenlerin rehberlik hizmetleri alanındaki bilgi ve uygulama becerilerinin
artırılması öğrencinin; kişiliğinin sağlıklı gelişimi ve kendini gerçekleştirme sürecine büyük katkı
getirecektir.
Mesleki hizmet yelpazesi çok geniş olan Psikolojik Danışma ve Rehberlik hizmetlerinde
günümüzdeki anlayış; öğrencilerin sorunlarını çözmeye yönelik olmaktan çok kişiliklerinin
bütüncül gelişimine yönelik olmasıdır. Hal böyle olunca öğrencilerin; kendini ve duygularını
tanıma, kendine ve başkalarına saygı, başkaları ile kaliteli ilişkiler kurma, kendini doğru ifade
edebilme,akran baskısına direnme, uzlaşma,… sosyal becerileri kazanmaları da önem kazanmakta.
Sosyal beceri eğitimi kişisel- sosyal gelişim alanı ile ilgili rehberlik hizmetleri içinde ele
alınmaktadır. Sosyal becerileri tanımlanması ve sınıflanmasında alan yazarlarının farklı
yaklaşımları olduğu görülmektedir.
Bu çalışma ile sınıf öğretmenlerine uygulayabilecekleri; başlangıç, duyguyu tanıma ve
yönetme, atılganlık ve arkadaşlık becerileri etkinlikleri verilmesi amaçlanmıştır.
Sosyal beceri geniş yelpazesi olan bir eğitim olması sebebiyle gruplamaları ve kazanımlara
ulaşmaya yönelik etkinliklerde çok farklı olabilmekte. Sınıf öğretmenleri, kendi sınıfındaki
öğrencilerin bireysel ya da grup olarak ihtiyaçlarına göre sosyal beceri ve beceriyi kazandırmaya
yönelik etkinlikleri farklı seçme özgürlükleri vardır. Bu çalışma özgün bir çalışma olmayıp mevcut
kaynaklardan sınıf öğretmenlerine bu konuda rehberlik edecek mini kılavuz niteliğindedir.
ETKİNLİKLERİ UYGULARKEN DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN NOKTALAR VE
ÖNERİLER
1. Etkinlikler uygulanırken rehberliğin tüm ilkeleri göz önünde bulundurulmalıdır (Erkan, 2006).
2. Uygulamalar sırasında karşılaşılan güçlüklerle ilgili okul rehber öğretmeninden yardım alınabilir.
Ayrıca aynı sınıfların sınıf rehber öğretmenleri uygulamalarla ilgili birbirlerine destek olabilir, ortak
çalışmalar yapılabilir.
3. Öğrencilerle ilgili her konuda okul rehber öğretmeni ile işbirliği içerisinde çalışmak daha etkili
ve verimli olmanızı sağlar.
4. Öğrencilerinize aktardığınız bilgiler ve paylaştığınız konular hakkında velilerinizi de
bilgilendirmeniz yararlı olabilir. Çünkü bazı konularda veliler de yanlış ve eksik bilgilere sahip
olabilir. Sadece öğrenciyi bilgilendirmek birçok konuda öğrenci ve ailesi arasında çatışmalara yol
açabilir.
5. Sınıf rehber öğretmenleri sınıfa gitmeden önce yapacağı etkinlik üzerinde çalışmalı, sınıfa
hazırlıklı gitmelidir. Etkinlikler uygulanmadan önce okunmalı, gerekli araştırma ve hazırlıkları
yapılmalıdır. Bu sizin hem konuya daha hâkim olmanızı sağlayacak, hem de öğrenciler için etkili,
güvenilir bir model oluşturmanıza ve süreyi daha iyi kullanmanıza olanak verecektir. Erkan’ a
(2006) göre sürekli yazılı materyale bakarak talimatlar veren öğretmen görüntüsü istenen etkiyi
sağlamayacaktır.
6. Önceden hazırlık yapmaları gereken etkinlikler için öğrenciler bilgilendirilmeli ve hazırlanmaları
için yeterli süre verilmelidir. Öğrencilerin yapacakları araştırmalar bir önceki haftanın etkinliğinin
en sonunda belirtilmiştir. Etkinliklerin sırası değiştirildiğinde bu bilgilere dikkat edilmelidir.
7. Sınıf mevcudunun çok yüksek olduğu durumlarda sınıf ikiye bölünebilir (Erkan, 2006).
8. Etkinliklerin uygulanması sırasında empati, saygı, koşulsuz kabul ve saydamlık gibi hümanist bir
öğretmenin benimsemesi gereken tutumları sergileyerek öğrencilerin sınanma kaygıları olmadan
kendilerini rahatlıkla ifade edebilecekleri, rahat ve güvenli hissedecekleri bir ortam
oluşturulmalıdır.
9. Öğrencilerle etkileşim sürecinde birbirlerinin paylaşımlarına ilişkin yorumlarının yapıcı olmasına
dikkat edilmelidir. Etkinlikler sırasında uyulacak kurallar ve dikkat edilecek noktalar sürecin
başında detaylı bir şekilde örnekler vererek ve öğrencileri de sürece katarak belirtilmelidir. Sınıfta
öğrencilere bu konuda sorumluluk verilip aşağıdakilere benzer kurallar
birlikte oluşturulabilir. Böylece daha sonraki günlerde sadece küçük hatırlatmalarla çalışmalara
devam edilebilir ve sınıf kendi otokontrolünü oluşturabilir.
nlemeliyiz,
araştırmaları yapmaya özen göstermeliyiz,
10. Gruplara ayrılarak işlenecek olan etkinliklerde grupların her seferinde aynı olmamasına ve farklı
kişilerden oluşmasına dikkat edilmelidir (Erkan, 2006). Farklı yöntemlerle gruplar oluşturulabilir.
Sayma yöntemi, sınıf listesinden rastlantısal olarak ya da alfabetik sıraya göre seçme, ortak bazı
özellikleri dikkate alma, ayakkabı kardeşliği ya da gözler kapalı dolaşırken gözleri aç, ilk gördüğün
iki kişi ile eş ol vb. oyunlarla da gruplar oluşturulabilir. Her seferinde başka bir yöntem kullanılması
aynı zamanda eğlenceli olabilir.
11. Eğer sınıf uygunsa çember şeklinde ya da U düzeninde oturmak grup çalışmaları için daha
yararlı olacaktır. Böylece tüm grup hem birbirini hem de öğretmeni daha iyi görebilir ve yapılan
çalışmalar daha etkili olabilir.
12. Etkinlikler sırasında öğrenciler sunum yaparken, bir konuda sorulan soruyu cevaplarken ya da
bir konuda düşüncesini belirtirken kendisini rahat ifade edebilmelidir. Bu da sınıfta bir güven
ortamı oluşması ile ilgilidir. Öğrencilere bu güveni vermek için şu açıklamayı yapmak yararlı
olabilir. “Burada önemli olan düşüncelerin ifade edilmesidir. Paylaşımlar doğru, yanlış hatalı eksik
olabilir. Herkes bazı konularda yanlış ya da eksik bilgilere sahip olabilir.”
13. Paylaşımların fikir tartışması haline gelmesine asla izin verilmemeli, bu konuda öğrenciler en
baştan uyarılmalıdır. Ama etkinlik özellikle bunu gerektiriyorsa kuralları baştan belirlenerek
tartışma oturumu düzenlenir ve bu kurallara uygun olarak tartışmaları istenir.
14. Ergenlerin çevrelerine zaman zaman çok acımasız davranabileceklerini, çok alaycı
olabileceklerini, sabit fikirli ve dik başlı tavırlar sergileyebileceklerini, ergenliğin egosantrik bir
dönem olması nedeniyle kendileri dışındaki kişilerin fikirlerini beğenmeyeceklerini, çok fazla
eleştirel olabileceklerini hiçbir zaman göz ardı etmemeli ve buna göre önlemler alınmalıdır.
15. Etkinliklere ve doğaçlamalara katılmayan, hiç söz almayan öğrenciler olabilir. Bu öğrencileri
rehberliğin gönüllülük ilkesi göz önünde bulundurularak zorlamadan, uygun bir
biçimde katılması için yüreklendirmeli ve desteklemeliyiz. Ya da bunun tersi her etkinlikte, her
çalışmada sürekli öne çıkan ve kimseye fırsat vermeyen öğrenciler de olabilir. Bu öğrenciler de
incitilmeden, hevesleri kırılmadan diğer arkadaşlarına da fırsat vermesi için özel olarak uyarılabilir.
16. Etkinlikler sırasında öğrencilerin özel bir durum yaşadığı fark edildiğinde bu soruna sınıfta
çözüm aramak yerine, öğrenciyle daha sonra özel olarak görüşmeli ve gerekirse öğrencinin de onayı
ile rehber öğretmen ve aile konu ile ilgili bilgilendirilmelidir.
17. Öğrencilerin, ailelerinin ya da arkadaşlarının özel hayatlarına ilişkin sınıf ortamında
konuşulması uygun olmayan bilgileri açıklamalarını önlemek amacıyla “annem, babam, Ahmet,
Ayşe v.b.” ifadeler yerine “tanıdığım birisi” biçiminde ifadeler kullanmaları sağlanmalıdır (Erkan,
2006).
18. Etkinliklerde verilen formlar tıpkı diğer dersler için çoğaltıldığı gibi her öğrenci için bir adet
çoğaltılıp verilebilir. Eğer bu tür bir olanak yoksa öğrencilere bir adet verilir ve kendi aralarında
organize olarak çoğaltmaları istenir ya da öğrencilerin defterlerine yazdırılabilir. Bazı formların
büyütülüp asılması gerekebilir eğer okulun bu tür olanakları yoksa büyük bir kartona ya da tahtaya
yazılabilir.
19. Öğrencilere etkinliklerde kullandıkları bilgi formlarını ve doldurdukları formları bir dosyada
toplamaları ve zaman zaman tekrar incelemeleri önerilir.
20. Etkinlikler farklı şekillerde ve farklı ortamlarda da işlenebilir. Bazı etkinlikler sınıf yerine;
bahçede, okulun konferans salonunda, spor salonunda vb. yerlerde gerçekleştirilebilir. Bazı
etkinlikler de konu ile ilgili yerlere geziler düzenlenerek ya da sınıfa konu ile ilgili kişiler davet
edilerek işlenebilir.
21. Etkinliklerde, verilen öykü, şiir, yazı vb. materyaller yerine etkinliğin amacını ve akışını
bozmayacağını düşünülen farklı materyaller kullanılabilir.
22. Bazı etkinliklerde ortaya çıkan ürünler (Yazı, broşür vb.) sınıf panosunda ya da diğer sınıflarla
işbirliği yapılarak okul panosunda sergilenerek belli konularda okul çapına duyarlılık sağlanabilir.
23. Etkinlikler sırasında hafif, rahatlatıcı bir müzik kullanılabilir.
Kaynak: MEB Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü
I. BÖLÜM
BAŞLANGIÇ BECERİLERİ
ETKİNLİK 1 : SELAMLAŞMA
Amaç : İletişim Başlatma Becerilerini Geliştirme.
Düzey : 1. sınıf ve üstü
Materyal : Uygulama 1: Yazı tahtası. Uygulama2: Gazete ve dergilerden konuyla ilgili fotoğraflar,
öğrencilerin kendi çizdikleri resimler, kağıt, kalem
SÜREÇ:
UYGULAMA 1
1.AŞAMA
Sınıfa girdiğinizde hiçbir şey demeden, öğrencilere bakmadan masaya yönelin ve birkaç saniye
masada bir şeylerle ilgilenin. Daha sonra hemen öğrencilere dönerek “Bugün sınıfa girdiğimde her
zamankinden farklı bir durumla karşılaştınız mı?” diye sorun. Birkaç öğrencinin görüşünü aldıktan
sonra “Sizin de belirttiğiniz gibi “Merhaba, günaydın…” demeden masaya oturdum. Bu konuyla
ilgili neler söylemek istersiniz?” diye sorun. Cevapları aldıktan sonra konu ile ilgili öyküyü
öğrencilere okuyun
SELAMLAŞMA
Tam da apartmandan içeriye girecekti ki... Kapıda kendisine gülümseyen biri duruyordu.
Kendi akranıydı besbelli. “Merhaba ben Canberk” demişti. Kadir ne diyeceğini bilememişti.
Biraz utanmış hiçbir şey söyleyemeden koşarcasına merdivenlere yönelmişti. Merdivenleri
üçer beşer çıkarken bir taraftan da düşünüyordu... Aslında birkaç kez daha görmüştü
Canberk’i. Yeni taşınmışlardı apartmana. Canberk, Kadir’i her gördüğünde ya gülümsüyor,
ya “Merhaba” diyor ya da “Selam” diyordu. O ise her seferinde susuyordu. Bir kere karşılık
verebilse gerisi gelecekti elbet. Böylece çok iyi bir arkadaş olabileceklerdi belki de...
Aslında yaşadığı çevrede o kadar sıkça rastlıyordu ki bu duruma. Komşular birbirini
gördüğünde, annesi tanıdığı birilerini gördüğünde, ya da bir yerlere girilip çıkıldığında,
insanlar yeni tanıştıklarında ve sonrasında karşılaştıklarında... Eve misafir geldiğinde hep
ama hep “Merhaba biz geldik”, “Selam nasılsınız?” Sözlerini duyuyordu. Bunun önemli
olduğunun farkındaydı. İnsanlar bunu niye sıkça yapıyorlardı. Ne işe yarıyordu?
Yazan: Yalçın Tağtekin
“Selamlaşmayla ilgili bir öykü okudum. Amacım işleyeceğimiz selamlaşma konusuna
dikkat çekmekti” deyin ve aşağıdaki soruları öğrencilere yöneltin.
Parmak kaldıranlardan başlamak üzere öğrencilerin yaşantılarını dinleyin. (Parmak
kaldırmayan öğrenciler de zorlanmadan konuyla ilgili yaşantıları hakkında konuşmaya
cesaretlendirilebilir.)
Bu öyküde dikkatinizi çeken olaylar nelerdir. Haydi paylaşalım?
Size isminizle hitap edildiğinde neler hissedersiniz?(İnsanlara ismi ile hitap etmenin
önemini vurgulayın.)
Sizler, çevrenizdekilerle nasıl selamlaşırsınız?Haydi düşünelim. (Sınıfta farklı
selamlaşma şekillerinin dramatize ettirilmesini sağlayın.)
Bugüne kadar siz bir tanıdığınızın yanından “Merhaba, günaydın” demeden geçtiniz
mi? Neden ?
Bugüne kadar bir tanıdığınız yanınızdan “Merhaba, günaydın…”demeden geçti mi?
Siz bu durumda ne hissettiniz?
Bu zamana kadar selamlaşmış olduğunuz kişiler kimlerdir? Ortak özellikleri
nelerdir?
2. AŞAMA
Selam vermenin önemini anlatın. “İnsanlarla selamlaştığımızda; karşılıklı iyi ilişkiler
gelişir, İnsanlara karşı duyarlı olduğumuzu, onlara saygı duyup değer verdiğimizi gösteririz”
gibi açıklamalarda bulunun.
Ev Ödevi: Bir hafta boyunca etraflarındaki kişilerin selamlaşma davranışlarını
gözlemlemelerini isteyin. Neler yaşadığınızı ve gözlemlerinizi sınıfta paylaşın
UYGULAMA 2
Uygulama 2’ye geçmeden önce Uygulama 1’de neler öğrendiklerini, neler paylaşıldığını
öğrencilerinize hatırlatın.
1.AŞAMA
“Bir hafta boyunca etrafınızdaki kişilerin selamlaşma davranışlarını gözlemlediniz. Neler
yaşadığınız, gözlemlerini sınıfta kim paylaşmak ister” deyin ve anlatmaya istekli
öğrencilerden başlayarak diğer öğrencilerinizin de konuşmalarını sağlayın
2.AŞAMA
a.Konuya uygun bir resmi tahtaya asın. Öğrencilerden, resim hakkında selamlaşma
konusunu kapsayacak şekilde bir öykü yazmaları söyleyin. Sınıfta okunmasını isteyin.
b.Çalışmaların sonunda sınıfta, selamlaşma ile ilgili bir sloganın hazırlanması sağlayın. Bu
sloganı öğrencilerinizin görebileceği bir köşeye asın. Ev ödevi: Öğrencileri gruplara ayırın.
Selamlaşma şekillerini içeren resimlerden (Gazete ve dergi resimleri, öğrencilerin kendi
çizdikleri resimler vs. olabilir) sınıf panosunun oluşturulmasını sağlayın. Yapılan çalışmayı
iki hafta süre ile sergiletin.
Kaynak: Prof. Erkan S.Yrd.Doç Kaya Alim,deneysel olarak sınanmış grupla psikolojik
danışma ve rehberlik programları,pegem yayıncılık,şubat 2005
ETKİNLİK 2 : SELAMLAŞMA
Amaç : İletişim Başlatma Becerilerini Geliştirme.
Düzey : 1. sınıf ve üstü
Materyal :
SÜREÇ:
Öğretmen aşağıdaki soruları sorarak sınıf etkileşimini başlatır.
Bugüne kadar siz bir tanıdığınızın yanından “Merhaba, günaydın” demeden
geçtiniz mi? Neden?
..............................
Bugüne kadar bir tanıdığınız yanınızdan “Merhaba,günaydın...” demeden geçti
mi? Siz bu durumda ne hissettiniz?
...................................
Karşılıklı iyi ilişkiler, duyarlı olmayı, saygıyı, değer vermeyi içerir. Bunların ne
anlama geldiğini öğretmenlerinizle, sınıf arkadaşlarınızla ve anne-babanızla
konuşup ne anladığınızı yazınız.
Kaynak:Prof.Akkök F. İlköğretimde Sosyal Becerilerin Geliştirilmesi,Pegem Yayıncılık
ETKİNLİK 3 : KONUŞMAYI BAŞLATMA VE SÜRDÜRME
AMAÇ: Sözel İletişimi başlatabilme ve sürdürebilme
DÜZEY: 2. Sınıf ve üstü SÜRE: 45 Dakika
MATERYAL:
SÜREÇ :
I. AŞAMA
1. Konuşmayı başlatmak ve sürdürmek sizce neden önemlidir? Sorusunu öğrencilere
yönelterek, verilen cevapları tahtada listeleyerek önemli olduğunu vurgulayınız. Daha sonra
aşağıdaki durumu öğrencilere vererek etkinliği başlatınız.
2. “Sınıfınıza yeni bir arkadaşınız geldi. Okuldaki ilk gününü geçirmekte olan arkadaşınızla,
nasıl konuşmaya başlar ve ona neler söylersiniz.” -Konuşmaya nasıl başladın. -Karşındaki
kişiye neler söyledin ve sordun. -Kendinle ilgili neler söyledin. Şeklinde sorular sorun. Daha
sonra öğrencilere verilen senaryonun sınıf ortamında canlandırılmasını sağlayın.(Öncelikle
gönüllü öğrenciler tarafından senaryonun oynanması sağlanır. Katılmakta zorlanan
öğrenciler yüreklendirilirler.)
II.AŞAMA
Canlandırma bittikten sonra sınıfa yeni gelen ve sınıfın öğrencisi rolündeki öğrencilere
konuşmayı başlatma ve sürdürme yaklaşımlarıyla ilgili olarak aşağıdaki soruları sorun.
– “Konuşmaya nasıl başladın?”
– “Karşındaki kişiye neler söyledin ve sordun?”
– “Kendinle ilgili neler söyledin?” Her iki öğrencinin de duygu ve düşüncelerini
paylaşmalarını sağlayın.
”Konuşmaya başlamadan önce, konuşurken, kendini tanıtırken ve arkadaşını dinlerken neler
düşündün ve neler hissettin?” gibi sorularla duygu ve düşüncelerini alın Sınıfa
“Doğaçlamaları izlediniz. İzlediklerinizle ilgili neler sizin dikkatinizi çekti.” diye sorun.
Daha sonra en uygun, olası senaryoyu canlandırmalarına yardımcı olun.
UYGULAMA 2
I. AŞAMA
Öğrencilerinizle, aşağıda belirtilen “Konuşmayı başlatma ve sürdürme becerisinde dikkat
edilecek noktalar” listesini tahtaya yazın.
1. Kiminle konuşmak istediğinize karar verin.
2. Konuşmak istediğiniz konuya karar verin.
3.Konuşmak için uygun zaman ve yeri seçin.
4.Konuşmaya, uygun kelimeler ile başlayın. (Merhaba, ……………..
………,…………..Bana yardımcı olur musun? İyi günler…….bu konu ile ilgili bilgi almak
istiyorum vs. Lütfen…………………………)
5. Konuşmak istediğiniz konuyu paylaşın. (Merhaba, sizinle veya seninle bir konuda
konuşabilir miyim? Lütfen……….konusunda bana yardımcı olur musun? ………………..
konu ile ilgili bilgi almak istiyorum vs.)
6.Konuşma sırasında karşı tarafın dinleyip dinlemediğine karar verin. 7.Konuşma sırasında
karşı tarafın cevap vermesine imkan verin. 8.Konuşma bittikten sonra teşekkür edin
II. AŞAMA
a.Öğrencilerin yanındaki ya da farklı arkadaşıyla eşleşmelerini sağlayın Yukarıdaki bilgileri
paylaştıktan sonra “Haydi çocuklar kendinizin belirleyeceği bir konu hakkında 5 dakikayı
aşmayacak şekilde arkadaşınızla konuşacaksınız.” deyin. Öğrencilere düşünmeleri için 1-2
dakika zaman tanıyın. Konu bulmakta zorlanan öğrenciler olursa, Ek-1’deki konuları
konuşmayı başlatma ve sürdürme açısından önerebilirsiniz. Hazırlığını tamamlayan, gönüllü
öğrencilerin karşılıklı olarak konuşmalarını sağlayın.(Bu konuda çekingen davranan
öğrencileri yüreklendirin ama zorlamayın.)
b. Bu uygulamanın sonunda öğrencilere: -Bir konu üzerinde konuşmak sizde neler yaşattı?
(Kendini nasıl hissettin, o anda neler düşündün şeklinde de sorular sorulabilir) -Konu
belirlemede ve başlamada zorlandınız mı? sorularıyla öğrencilerin duygu ve düşünceleri
alın. c. öğrencilere “Bugün konuşmaya başlama ve sürdürmenin önemli bir beceri olduğunu
ayrıca bu beceri için gerekli davranışları öğrendiniz. Ancak sizin ya da karşı taraf için
önemli bir durum olduğunda konuşmaya başlamak ve sürdürmek zor gelebilir. Şimdi
söyleyeceğim örnek durumları böyle kabul ederek konuşmaya nasıl başlayıp sürdüreceğinizi
düşünün. Kullanmanız gereken bir nezaket ifadesi varsa söyleyin” deyin. Dramatize
ettirerek ya da sözlü olarak söylemelerini sağlayın
Arkadaşının doğum gününü unuttun ve onunla okulda karşılaştın. Konuşmayı nasıl başlatır
ve sürdürürsün?
Hazırladığın ödevi unuttun. Konuşmayı nasıl başlatır ve sürdürürsün?
Anne ve baban ile, okulda yaşadığın önemli bir konuyu paylaşmak istiyorsun. Konuşmayı
nasıl başlatır ve sürdürürsün?
EK I Yönerge: Bir kağıdın ortasına kendini anlatan bir resim çiz. Resmin güzel olup
olmaması önemli değil, önemli olan kendini resminle anlatabilmen. Sonra da aşağıdaki
soruların cevaplarını çizerek veya yazarak cevapla. 1. Nerede oturuyorsun? 2.Kaç
kardeşsin? 3.En sevdiğin yemek hangisi? 4.En çok sevdiğin dersler hangileri? 5.Hayvan
besliyor musun? Besliyorsan hangi hayvan? 6.En çok ne yapmaktan hoşlanırsın? 7.Hangi
takımı tutuyorsun? 8.En sevdiğin oyun ve spor dalı hangisi? 9.En sevdiğin TV programı
hangisi? 11. En sevdiğin renk ne?
Kaynak:Akkök, F. (1999) .İlköğretimde sosyal becerilerin geliştirilmesi Öğretmen El Kitabı
(2. Basım) İstanbul:Özgür Yayınları
ETKİNLİK 4 : TEŞEKKÜR ETME
AMAÇ: Öğrencilerin teşekkür etme davranışını geliştirmelerine yardımcı olmak.Olumlu duyguları
ifade etme becerisini geliştirmek
DÜZEY: 1. Sınıf ve üstü
MATERYAL:Fon kartonuna teşekkür ederim yazısı,yazı tahtası,kalem
SÜREÇ
UYGULAMA 1
1. Aşama
Sınıfa girdiğinizde bir öğrenciden kalem isteyin ve öğrenci ile göz teması
kurarak vurgulu bir ses tonuyla ” Teşekkür ederim” deyin. Daha sonra diğer öğrencilere dönerek,
“Peki çocuklar fark ettiniz mi ben şimdi ne yaptım?” diye sorarak öğrencilerin dikkatini çekin
ve “Arkadaşınızdan kalem aldım ve teşekkür ettim” açıklamasında bulunun. Daha sonra
öğrencilere bugün “TEŞEKKÜR ETME konusunda konuşacağız” deyin.
Önceden fon kağıdına yazılmış TEŞEKKÜR EDERİM yazısını tahtaya asın.
“Size teşekkür edildi mi?” “ Şu anda aklınıza gelen hangi davranışınızdan
dolayı size teşekkür edildi ?” diyerek konuşmayı başlatın? Söylenen olayları tahtaya yazın.
“Peki siz teşekkür ettiniz mi?” sorusunu yöneltin.
Öğrencilerin cevaplarını tahtaya listeleyin. “Bu listede ilk defa karşılaştığınız bir
örnek var mı? Neler? Haydi paylaşalım” deyin. Yoksa bir sonraki basamağa geçin.
“Peki size birisi teşekkür ettiğinde neler hissedersiniz ve nasıl davranırsınız?”
“Böyle bir anınızı anlatır mısın? O zaman neler hissetmiştin?” diyerek
öğrencilerin paylaşımda bulunmasını ve duygularına yoğunlaşmasını sağlayın.
Birisi size iyilik yaptığında teşekkür etmeyi ihmal ettiğiniz zaman pişmanlık
duyar mısınız? Böyle bir durum yaşadınız mı?
Hem bize teşekkür edildiğinde hem de teşekkür ettiğimizde her iki durumda
da kendimizi ne kadar iyi hissettiğimizi ve karşı tarafın da memnun olduğunu farketmelerini
sağlayın.
Nezaket ifadelerinin insan ilişkilerindeki önemi ve gerekliliğini vurgulayın
Ev Ödevi:
Aşağıdaki çizelgeyi öğrencilerinize dağıtın.
Öğrencilerinize, bir hafta içerisinde kimlere hangi durumlarda teşekkür ettiklerini ve
kendilerine edilen teşekkürleri not etmelerini isteyin.
TEŞEKKÜR EDERİM
KİME
TEŞEKKÜR
ETTİM
NE ZAMAN HANGİ DURUMDA NASIL HİSSETİM
1
2
3
4
5
6
KİM SİZE
TEŞEKKÜR
ETTİ
NE ZAMAN HANGİ DURUMDA NASIL HİSSETTİM
1
2
3
4
5
6
UYGULAMA 2
Uygulama 2’ye geçmeden önce Uygulama 1’de neler öğrendiklerini, neler
paylaşıldığını öğrencilerinize hatırlatın.
1.Aşama
Verdiğiniz ev ödevi hakkında konuşun.
Öğrencilere, bu hafta içerisinde kimlere teşekkür ettiniz? Kim paylaşmak ister? Neler
olmuştu? Gibi ifadelerle listelerini paylaşmalarını sağlayın. Eğer gerekiyorsa “Başka
neler yapılabilirdi?” Diyerek, yaşananlar üzerinde düşünmelerini isteyin.
“Peki kimler size teşekkür etti? Kim paylaşmak ister? Neler olmuştu? Başka
neler yapılabilirdi?”
2.Aşama
Teşekkür etmede yol gösterici basamakları madde madde ele alın. Sınıfta
örneklerle açıklanmasını sağlayın.
TEŞEKKÜR ETMEDE YOL GÖSTERİCİ BASAMAKLAR
Karşınızdaki kişinin teşekkür etmenizi gerektiren bir şey yapıp yapmadığına karar verin.
(Size iyilik mi yaptı? Yardımda mı bulundu? İltifat mı etti? vb.)
Doğru yer ve zamanı seçin.
Dostça teşekkür edin.
Neden teşekkür ettiğinizi söyleyin.
Öneriler:
Teşekkür etme ile ilgili bir hikaye okunabilir.
Öğrencilere yazdırılabilir.
Yarım kalan bir hikaye tamamlattırılabilir.
Kaynak:
Erkan, S. Ve Kaya, A. (2005). Grupla Psikolojik Danışma ve Rehberlik Programları. Ankara:
Pegem A Yayıncılık.
ETKİNLİK 5 : ÖZÜR DİLEME
AMAÇ: Öğrencinin hata yaptığında özür dileme becerisini geliştirmek
DÜZEY: 1. Sınıf ve üstü
MATERYAL: Hikaye metni
SÜREÇ:
ORMANDAKİ BÜYÜK TOPLANTI
Ormanın içinde hayvanların salıncaklarda sallandığı, tahterevalliye bindiği, kaydırakta
kaydığı güzel bir park vardı. Ormanda yaşayan hayvanlar, buraya gelirler ve eğlenceli vakit
geçirirlerdi. Günlerden bir gün, oynamak için parka gelen hayvanlar salıncaklardan birinin
zincirinin koptuğunu gördüler. Bunun önemli olmadığını düşünüp diğer salıncaklara bindiler. Fakat
ertesi gün tahterevallinin, bir başka gün kaydırağın kırıldığın gördüler. Oyuncakların kırık
olmasının yanında, park çöplerle doluydu. Parkı bu şekliyle gören bazı hayvanlar artık parka
gelmemeye başlamışlardı. Böyle bir pakta oynamak hiç de eğlenceli değildi. Ne olmuştu da park bu
hale gelmişti? Ormanda yaşayan hayvanlar, bir sabah uyandıklarında kapılarının üzerinde
“Ormanda yaşayan tüm hayvanlar, sabah uyanır uyanmaz kaplanın evinde toplanacaklardır.” yazan
bir kağıdın olduğunu gördüler. Yazıyı her gören bu toplantı- nın nedenini merak etmişti. Çok
geçmeden, ormanda yaşayan tüm hayvanlar kaplanın evine gelmişlerdi. Kaplan gelen hayvanlara
bakarak bir kişinin gelmemiş olduğunu söyledi. Herkes birbirine baktı. Bu gelmeyen kim olabilirdi?
Toplantıya katılmayan şakacı maymundu. Şakacı maymun, toplantıya gitmek yerine evde kalıp
uyumayı tercih etmişti. Toplantı başladığında, tüm hayvanlar neden toplandıklarını anlamıştı.
Toplantının konusu parkın durumuydu ve parkın neden bu hale geldiği, eski haline gelmesi için
neler yapılabileceği tartışıldı. Toplantı sonunda parkı temizleyip kırılan oyun araçlarını tamir etme
kararı alındı. Parkta oynayanların oyuncakları düzgün kullanmaları, çöpleri çöp kutusuna atmaya
dikkat etmeleri gerektiği hatırlatıldı. Hemen o gün parkın temizliği başladı. Temizlik ve
oyuncakların tamiri gün boyu devam etti. Bu işe yardım etmeyen yalnızca şakacı maymundu.
Şakacı maymun, uykudan uyandığında akşam olmak üzereydi. Parka gidip biraz eğlenmek istedi.
Parka gittiğinde herkesin çalıştığını gö- rünce çok şaşırdı. “Burada neler oluyor böyle?” diyerek
yaklaştı. Parkın yeni halini görünce gözlerine inanamadı. Her yer pırıl pırıl temizlenmiş- ti ve
oyuncaklar tamir edilmişti. Koşarak tahterevalliye bindi, ama karşısında oturacak kimse olmadığı
için burada oynamak hoşuna gitmedi. Salıncağa bindi, ama kendisini sallayan olmayınca bu ona hiç
eğlenceli gelmedi. Herkes parkın temizliği ve tamiriyle ilgili bir şeyle uğraştığı için şakacı
maymunla ilgilenen olmamıştı. Üstelik onun kendilerine yardım etmesi gerektiğini düşünen
hayvanların kendisine bakışları onu rahatsız etmişti. Şakacı maymunun, parktan ayrılıp evine
gidecekken olanları izleyen kaplan yanına yaklaştı. “Ne oldu şakacı maymun? Hiç neşeli görünmü-
yorsun” dedi. Şakacı maymun “Önceden olsa, arkadaşlarım benimle oynarlardı. Ben onlara şaka
yapardım, eğlenirdik. Ama şimdi kimse benimle ilgilenmiyor” dedi. Kaplan, “Parkın eski halini
hatırlıyor musun? Bunu kim yapmış olabilir?” diye sordu. Şakacı maymun “Eski hali nasıldı?” diye
sordu. Sormasıyla birlikte yaptıklarını hatırladı. Yüzü kızardı. Kaplana dönerek “Ama ben şaka
olsun diye...” cümlesini tamamlayamadı. Şakacı maymun hatasını anlamıştı. Şaka olsun diye
yaptıkları parkın güzelliğini bozmuştu ve kimse parkta oynayamamıştı. Şakacı maymun kaplana
dönerek “Peki şimdi ne yapmam gerekir? Arkadaşlarımın benimle oyunlar oynaması- nı ve her gün
parka gelmesini istiyorum.” dedi. Kaplan, şakacı maymun’a ne yapması gerekti- ğini anlattı. Parkın
temizliği ve tamiri bittiğinde, tüm hayvanlar dinlenmek için oturdular. Kaplan ortaya çıkıp “Şakacı
maymunu size söylemek istedikleri var.” dedi. Şakacı maymun, utanarak “Hepinizden özür dilerim.
Şaka olsun diye yaptıklarım parkın güzelliğini bozdu. Ben bunu düşünemedim. Bugün parkı
temizlediğiniz için çok teşekkür ederim. Bundan sonra parkın temizliğine ve oyuncakları güzel
kullanmaya çok dikkat edeceğim.” dedi. Hayvanlar bir süre sessiz kaldıktan sonra şakacı maymunu
alkışladılar. Bu onu affettiklerini gösteriyordu. Şakacı maymun bu duruma çok sevindi ve
dinlenmekte olan hayvanlar için çeşitli gösteriler yaptı, onları güldürdü. Bundan sonraki günlerde
söz verdiği gibi parkı temiz tutmaya ve oyuncaklara zarar vermemeye özen gösterdi.
2.AŞAMA
Aşağıdaki sorular sorularak sınıf etkileşimi başlatılır.
1. Şakacı maymun yaptığının yanlış olduğunu anlayınca neler hissetti?
2. Yanlış bir davranışta bulunduğumuzda özür dilerken nelere dikkat etmeliyiz?
3 Duru teyzesine gitti. Kuzeni Ayşe evde yoktu. Teyzesi Duru’ya Ayşe’nin hikâye kitaplarını
okuyabileceğini söyledi. Duru kitabı açarken sayfası yırtıldı. Duru ne yapmalı?
4.Yağmur ile Yasemin, Yasemin’in yeni kitabına bakıyordu. Yağmur kitabı arkadaşının elinden
alırken kitabı yırttı.. Daha sonra kitabı sıraya bırakıp koşarak Yasemin’in yanından ayrıldı. Böyle
bir durumda Yağmur’un yerinde sen olsaydın ne yapardın?
Kaynak: osgep
ETKİNLİK 6 : DİNLEME BECERİLERİ
AMAÇ: Öğrencilerin iyi ve kötü dinleyicinin özellikleri ve nasıl bir dinleyici olduklarının farkına
varmalarını sağlamak.
DÜZEY: 1. Sınıf ve üstü
MATERYAL:
SÜREÇ:
1.AŞAMA
Öğretmen aşağıdaki konuşmayla başlar.
Çocuklar bugün sizlerle dinlemeyi konuşacağız. Dinlemek neden önemli? Şimdi bir gönüllüye
ihtiyacım var. Kim gelmek ister? (Gönüllülerden birini seçin ve karşılıklı oturun) Senden şimdi
istediğin bir konuda konuşmanı istiyorum. Örneğin; bir gününün nasıl geçtiğini anlatabilirsin.
Okuduğun bir hikâyeyi anlatabilirsin. Ara sıra da bana sorular sor olur mu? (Gönüllü öğrenci
konuşurken sürekli kıpır kıpır olun; kaleminizi yere düşürün, başka taraflara bakın. Elinizdeki
kağıda bir şeyler çizin. Sorduğu sorulara “Bilmem, hiç düşünmedim”, “Affedersin ne diyordun?”
gibi cevaplar verin. Bir süre sonra oyunu durdurun ve şu soruları sorun):
Sizce ben arkadaşınızı dinliyor muydum?
Dinlemediğimiz nereden anladınız?
Peki, birisi bizi dinlemezse neler hissederiz?
Dinlemek için neler yapmam lazımdı? (Burada şunları vurgulayın: İyi dinlemek için yapmamız
gereken üç davranış var:
Sakin ve hareketsiz bir biçimde oturmak,
Konuşan kişiye bakmak,
Konuşan kişinin söylediklerini düşünmek
2.AŞAMA
Şimdi bana yeniden bir şeyler anlatmanı ve yine sorular sormanı istiyorum. (Bu kez anlattıklarını
dikkatlice dinleyin, ona bakın ve sorduğu sorulara cevap verin). Gün boyunca (ve daha sonraki
günlerde de) öğrencilerin sizi dinlediklerini gözlemlediğiniz her fırsatta onları takdir ederek iyi
dinlemeyi pekiştirin. Örneğin “Görüyorum ki herkes sakin bir biçimde oturuyor ve bana bakıyor.
Buradan beni dikkatli bir biçimde dinlediğinizi anlıyorum”, “Sorularıma cevap veriyorsunuz çünkü
beni dikkatli bir biçimde dinleyip söylediklerimi düşünüyorsunuz” gibi
ETKİNLİK 7 : HATAYI KABUL ETME VE BİR İSTEĞİ İFADE ETME
AMAÇ: Öğrencilerin yaptıkları davranışların sonuçlarını kabul etmeleri, özür dilemeleri.
DÜZEY:1. Sınıf
MATERYAL:
SÜREÇ:
1.AŞAMA
Ali ve Ayşe iki arkadaştılar. İkisi de okula yeni başlamışlardı. Bir gün Ayşe
elindeki bir kitaba dikkatle bakıyor ve okumaya çalışıyordu. Ali geldi “ona ben bakacağım”
diyerek kitabı Ayşe”nin elinden çekti,aldı. Ayşe kalakaldı.
1. Ayşe ve Ali kim?
2. Ayşe”nin elinde ne vardı?
3. Ali ne yaptı?
4. Ayşe ne hissetti?
5. Ayşe ne dedi?
6. Bu aşamada Ali’nin davranışını sınıfta tartışınız ve gelen tepkilerin üzerinde
konuşunuz. 7. soru ile çalışmayı sürdürünüz.
7. Şimdi Ali’nin ne yapması gerek?Ayşe’nin ne yapması gerek?
8. Ali özür dilemek için ne söylemeli,nasıl davranmalı?
9. Sen birisinden özür dilesen nasıl davranırsın?Ne söylersin?
10. Sana böyle bir davranışta bulunulsa neler hissedersin?
2.AŞAMA
Bir Türkçe dersinde öğrencileri inciten veya kendilerinin bir başkasını inciten bir
davranışlarını yazmalarını kompozisyon olarak isteyiniz ve size en etkileyici gelenleri sınıfta
dramatize ettiriniz(rol yaptırarak oynatınız)
Kaynak:Akkök, F. (1999) .İlköğretimde sosyal becerilerin geliştirilmesi Öğretmen El
Kitabı (2. Basım) İstanbul:Özgür Yayınları
ETKİNLİK 8: YARDIMLAŞMA
AMAÇ: Yardımlaşmanın önemini kavrama
DÜZEY:1. Sınıf
MATERYAL: Hikaye metni
SÜREÇ:
Öğrencilere aşağıdaki hikaye okunur, ardından sorularla etkileşim başlatılır.
YARDIMLAŞMAK GÜZELDİR
Tuna ve arkadaşları ilkokula gidiyorlardı. Okul çocuklar için oldukça eğlenceliydi. Her gün
olduğu gibi, o gün de okula sabah erkenden geldiler.
Öğretmenleri ailelerini anlatan bir resim çalışması yapmalarını söyledi. Öğrenciler çalışmalarını
yapmaya başladılar. Çalışmasını ilk bitiren Tuna oldu. Yaptığı çalışmayı arkadaşlarına gururla
gösterdi. Öğretmeni çalışmasını panoya asabileceğini söyledi. Tuna, çalışmasını alıp panonun
yanına gitti. Fakat panoya uzanıp çalışmasını asamadı. Tuna’nın boyu, panoya uzanabilecek kadar
uzun değildi. Ama öğretmeni, Tuna’dan uzundu ve panoya uzanabilirdi. Tuna, bir panoya, bir
öğretmenine baktı. Öğretmeni oldukça meşguldü.
“Daha sonra ne olmuş olabilir?
Tuna kimden yardım istemiştir?
Kimler nasıl yardım etmiştir?”
Öğrenciler dinlendikten sonra benzer hikayeler verilerek çocuklardan verilen durumu
canlandırmaları istenebilir.
ETKİNLİK 9: YARDIMLAŞMA
AMAÇ: Arkadaşlık ilişkilerinde yardımlaşmanın önemini kavrama .
DÜZEY: 1. Sınıf ve üstü
MATERYAL: Form 1 (Gurur Kartı)
SÜREÇ:
1. Öğrencilere etkinliğin amacı anlatılır.
2. Öğrencilere arkadaşlarından hangi durumlarda yardım istedikleri sorulur
(ödev yaparken, oyuncağınızı onarırken, ders çalışırken, oyun oynarken).
3. Öğrencilerden başkalarına yardım etmek için neler yaptıklarını anlatmaları
istenir (arkadaşının anlamadığı problemi çözmesine yardımcı olmak, elleri dolu olan birine
kapıyı açmak, sofrayı hazırlarken anneye yardım etmek, bir yeri tamir ederken babaya yardım
etmek)
4. Öğrenciler birinden yardım istediklerinde ve birine yardım ettiklerinde neler
hissettiklerini paylaşırlar.
5. Öğrencilere birer gurur Kartı dağıtılarak, Karta arkadaşlarından birinin herhangi
birine yaptığı yardımı yazmaları istenir. Bu kartlar sınıfta sergilenir(Selçuk ve Güner,
2000;s.36).
FORM1
GURUR KARTI
Sevgili arkadaşım..............................................................
..........................(yaptığı yardım)....................................... …........ …………………
.......................................................................
Bu davranışından dolayı seninle gurur duyuyorum.
İyi ki benim arkadaşımsın!
İsim ve imza
KAYNAK: Kuzgun, Yıldız (2004).İlköğretimde Rehberlik. Ankara: Nobel Yayın.
ETKİNLİK 10: SORUMLULUK
AMAÇ : Çocuklara sorumluluk kavramını tanıtarak, davranışlarıyla sorumluluğu
ifade edebileceklerini anlamalarını yardımcı olmak.
DÜZEY : 1-5. sınıf öğrencileri
ARAÇ : Sorumlulukla ilgili bir öykü.
SÜREÇ
- Öğrencilere etkinliğin amacı açıklanır.
- Sorumluluk kavramı açıklanır ( başkalarının haklarına saygılı olmak ve kendi
davranışlarını yüklemek) ve sorumluluk üç noktada vurgulanarak tartışılabilir : (1)
kendine karşı sorumluluk, (2) başkalarına karşı sorumluluk, (3) okula karşı sorumluluk
Kendine Karşı Sorumluluk :
11 yaşındaki Yusuf’ un dişlerine yeni tel takılmıştı, ama Yusuf bu tellerin
yerine daha parlak olan yeni teller almak istiyordu. Onun istediği yeni tellerin fiyatı,
şu anda sahip olduklarının fiyatının iki katıydı ve onların parmaklıklarını
koruyabilmeleri ve dişlerine iz yapmamaları için her yemekten sonra özel bir diş
macunuyla fırçalaması gerekmekteydi. Anne ve babasına o kadar çok yalvardı ki
sonunda yeni telleri almaları için onları ikna edebildi. Onlara dişlerini daha fazla
fırçalayacağına, asla bunu hatırlatmak kalmayacaklarına söz verdi. Gerçekten de dişlerine
ve yeni diş tellerine çok güzel bakıyordu, ama bir süre sonra özellikle okulda dişlerini
fırçalamak zor gelmeye başladı. Bunu ihmal etmeye, ağzını sadece suyla çalkalamakla
yetinmeye başladı. Derken bir gün dişlerinin sararmaya ve yeni tellerinin parmaklığını
yitirmeye başladığını fark etti. Galiba yeniden diş doktoruna gitmesi gerekecekti.
Yusuf’ a sorumluluk hakkında ne derdiniz ?
Bu, ne tip bir sorumluluktur ?
Başkalarına Karşı Sorumluluk :
Yasemin, 10 yaşında bir kız çocuğu. Okuldan sonraki boş zamanlarında butik
sahibi olan teyzesine iş yerinde yardım ediyor. Gelen müşterilere bazı modeller gösterip
fazladan bilgi isteyenlerin kime başvurmaları gerektiği konusunda yol gösteriyor. Bu
aralar okulun folklor ekibine yeni öğrencilerin alındığını duydu. Eğer bu ekibe girerse
ekiple birlikte diğer illere gidecek ve şimdiki gibi teyzesine yardım edecek zamanı
olmayacak. Birçok arkadaşı bu ekibe girebilmek için çalışıyor, Yasemin de grup
seçmelerine katılmayı çok istiyordu. Ama bir yandan da yılbaşına kadar yardım
edeceğine dair teyzesine söz vermişti.
Yasemin’ e sorumluluk hakkında ne derdiniz ?
Bu, ne tip bir sorumluluktur ?
Okula Karşı Sorumluluk :
İpek 9 yaşında bir üçüncü sınıf öğrencisi. İpek’ in inşaat mühendisi olan bir
kuzeni var. Onunla sık sık beraber oluyorlar ve kuzeni ona mesleği ve çalıştığı yerdeki
işleri hakkında bir sürü şey anlatıyor. İpek de büyüdüğünde inşaat mühendisi olmak
istiyor. Ama ufak bir problemi var : Bu dönem notları pek iyi değil. Verilen ödevleri
yapıp, ertesi gün de okula getirmesi gerekirken o bunu yapmıyor. Hangi kitabını
okuldan eve getirmesi gerektiğini hatırlamakta güçlük çekiyor. Eve götürdüğü zaman da
hangi sayfasını çalışmasını gerektiğini unutuyor. Ya da ödevi bitirip okula götürüyor,
onu ya okulda kaybediyor veya öğretmenine zamanında vermeyi unutuyor. Kısacası, İpek’
in ödevleriyle ilgili ciddi bir problemi var.
İpek’ e sorumluluk hakkında ne derdiniz ?Bu, ne tip bir sorumluluktur?“Bu
gün sorumlulukla ilgili neler öğrendiniz?” sorusu tartışılır.
KAYNAK: Selçuk, Ziya; Güner, Nedret (2004).Sınıf İçi Rehberlik Etkinlikleri.
Ankara: Pegem Yayıncılık.
ETKİNLİK 11:YÜKSEK Mİ, ALÇAK MI ?
AMAÇ: Ortama uygun sesle konuşmanın önemini kavrama
DÜZEY: 7-11 yaş
MATERYAL: Yüksek mi, alçak mı çalışma kağıdı
ETKİNLİĞİN İŞLENİŞİ
Öğretmen gruba şu açıklamayı yaparak başlar .”Çevremizdeki kişilerle anlaşabilmek için
sesimizin yüksekliğini kontrol etmek, önemli bir beceridir. İçinde bulunduğumuz ortama göre;
yüksek veya alçak sesle konuşmamız gerekebilir. Bazı durumlarda, alçak sesle, bazı durumlarda
yüksek sesle, bazı durumlarda ise normal sesle konuşmamız gerekebilir. Sessiz bir yerde, çok
yüksek sesle konuşmak, diğer insanları rahatsız edebilir. Yüksek sesle konuşmak gereken bir yerde
çok alçak bir sesle konuşursak söylediklerimizi diğer kişiler anlayamaz. Bu sebepten bulunduğumuz
artama uygun sesle konuşmak çok önemlidir. “ Öğrencilere çalışma kağıdını vererek doldurmalarını
ister. Öğrenciler çalışmayı tamamladıktan sonra, öğrencilerle her bir ortam için hangi seçeneği
neden işaretlediklerini tartışır.
Hazırlayan: Uzm. Psikolojik Dan. Emine Ürün
YÜKSEK Mİ, ALÇAK MI ?
Çevremizdeki kişilerle anlaşabilmek için sesimizin yüksekliğini kontrol etmek, önemli bir
beceridir. İçinde bulunduğumuz ortama göre; yüksek veya alçak sesle konuşmamız gerekebilir.
Bazı durumlarda, alçak sesle, bazı durumlarda yüksek sesle, bazı durumlarda ise normal sesle
konuşmamız gerekebilir. Sessiz bir yerde, çok yüksek sesle konuşmak, diğer insanları rahatsız
edebilir. Yüksek sesle konuşmak gereken bir yerde çok alçak bir sesle konuşursak
söylediklerimizi diğer kişiler anlayamaz. Bu sebepten bulunduğumuz artama uygun sesle
konuşmak çok önemlidir.
Aşağıdaki ortamlarda nasıl bir ses kullanılır, işaretleyin:
ORTAM ALÇAK NORMAL YÜKSEK
Kütüphanade çalışırken
Okul takımına tezahurat yaparken
Markette alışveriş yaparken
Bahçede oynarken
Evde oyun oynarken
Tiyatrodayken
Telefonla konuşurken
Öğretmenin sorusuna cevap verirken
Okul servisinde giderken
Arkadaşınla sohbet ederken
Yukarıdaki ortamlardan birini seç ve niçin hangi ses yüksekliğini işaretlediğini açıkla:
……………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………
……………………………………………………………………………………………………………...........................................................
...............................................................................................................................................
II. BÖLÜM
DUYGUYU TANIMA VE YÖNETME BECERİLERİ
ETKİNLİK1: TEMEL DUYGULARIMIZ ETKİNLİĞİ
AMAÇ: Öğrencilerin temel duyguları tanımaları ve duygu sözcüğü dağarcıklarını artırmalarına
yardımcı olma.
SINIF DÜZEYLERİ: İkinci sınıf ve sonrası.
MATERYAL: Kurallar Posteri (EK-1), Parmak Boya, Tahta Kalemi, Tahta, Duygu İfadeleri Olan
Çocuk Fotoğrafları, Yüz İfadeleri, Karikatürize Çizimler, Kağıt-Kalem, Duygu GünlüğüFormu.
SÜREÇ:
Çocuklarla belirlenen kurallar poster (EK-1) olarak sınıfa getirilir. Kuralların altına
öğrencilerin isimleri yazılır. Kuralları öğrencilere okunduktan sonra sınıf kurallarının altına 3. ve 4.
sınıflarda parmak boyalarla parmak basılarak, 5.,6., ve 7. sınıflarda ise renkli kalemlerle imza
atılarak verilen söz yazılı hale getirildi ve sınıf panosuna asıldı.
Temel duyguları açıklanarak tahtaya yazıldı. (Mutluluk, üzüntü, kızgınlık, korku, utanma,
şaşkınlık). Daha önceden hazırlanan temel duyguları yansıtan yüz ifadeleri öğrencilere gösterildi.
Yüz ifadelerinin hangi duyguyu yansıttığını tahmin etmeleri istendi.
Günlük hayattan çeşitli olay ve durum örnekleri verilerek ve bu durumlarda neler
hissedecekleri sorulur (Akgün ve Araz, 2010; Erkan, 2006).Daha önceden hazırlanan temel
duyguları yansıtan yüz ifadeleri bir sıranın üzerine konulur. Öğrencilerden gönüllü olanlar tahtaya
çıkarılarak örnek durumlar okunur. Önlerinde bulunan sıradaki yüz ifadelerinden o duruma uygun
olan kaldırılarak sınıfa gösterilir.
Örnek durumlar:
Sıra arkadaşınız size bir hediye verdi.
Yolda giderken bir köpek size havladı
Sınıfa öğretmeniniz erine bir palyaço girdi.
Bir arkadaşınız sizi itip düşürdü.
Burnunu karıştıran bir adam gördünüz.
Hasta oldunuz ve okula gelemediniz.
Bir sınavdan düşük not aldın
Annen sana söz verdiği yemeği pişirmedi.
Çok istediğin bir oyuncağa hiç sahip olamayacağını öğrendin.
En iyi arkadaşının bir başka şehre taşınacağını öğrendin.
Arkadaşların oyun oynarken, seni oyuna almadılar.
Arkadaşının anlamadığı bir konuyu ona sen anlattın ve öğrettin.
Arkadaşına söz verdiğin halde, onun sırrını tutamadın ve başka bir arkadaşına söyledin.
Arkadaşını ittin, düşürdün ve dizi acıdı.
Sınıftaki öğrenciler 4 gruba ayrılır. 3 dakika içerisinde en çok duygu sözcüğü (bakınız EK-
2) yazma oyununu oynanır. Önce en çok duygu sözcüğü yazan grup alkışlanır, sonra da sınıfın
kendisini alkışlaması istenir.
Etkinlik bitince daha önceden hazırlanan “Duygu Günlüğü” tablosu öğrencilere ödev olarak verilir.
Duygu günlüğünün bir sonraki derse kadar her gün en az bir durum ve bu durumda hissedilen
duygu yazılarak doldurulması istenerek ders sonlandırılır.
ETKİNLİK 2: BİR TABAK DUYGU ETKİNLİĞİ
AMAÇ: Öğrencilerin sınıf ortamında duygularını ifade etmelerini destekleme, aynı anda birden
fazla duygu hissedebileceklerini fark etmelerine yardımcı olma.
SINIF DÜZEYLERİ: İkinci sınıf ve sonrası.
MATERYAL: Öğrenci sayısı kadar kağıt/plastik tabak veya boş sayfa, koyu renk keçeli kalem.
Duyguları gösteren yüz ifadelerinin resimleri
SÜREÇ
Sınıf girişinde öğrencilerin dolaşabilecekleri bir alan oluşturulur. Öğrencilere müzik
açılacağı ve dans etmeleri, müzik durdurulduğunda ise temel duygu ifadelerinden birini
canlandırarak müzik tekrar başlayana kadar donmaları istenir. Müziğin her durduruluşunda farklı
duyguları canlandırılması istenir.
Isınma etkinliği bitirilip öğrenciler yerine geçince bir önceki haftaki oturum hatırlatılır.
Ödev olarak verilen duygu günlüğü formları toplanır. Bir Tabak Duygu etkinliğine geçilir.
Öğrencilere 6’şar tane kağıt dağıtılarak bu kağıtların her birine temel duyguları (Mutlu, üzgün,
kızgın, korkmuş, şaşkın ve utanmış) yansıtan yüz resimleri çizerek maske hazırlamaları istenir.
İsteyenlere boyamaları için renkli kalemler verilir.
Örnek durumlar okunacağı ve bu durumlarda hissedecekleri duyguyu gösteren maskeyi
yüzlerine tutmaları istenir.
-Bayram tatilinde şehir dışında yaşayan aile büyüklerinizi ziyarete
gideceksiniz.
-Anneniz size zorla banyo yaptırmak istiyor.
-Öğretmeniniz ev ödevinizi yapmadığınız için size kızmış.
-Kardeşiniz hastalanmış.
-Eve gittiğinizde anneniz size televizyonun bozulduğunu söyledi.
-Babanız sizi pazar günü hayvanat bahçesine götüreceğini söyledi.
-Arkadaşınız teneffüste ayağınıza bastı.
Örnek durumlar bittikten sonra öğrencilere değişik durumlarda arkadaşlarıyla aynı tabağı
kaldırıp kardırmadıkları ve kardırdılarsa nedeni sorur. Aynı durumda farklı kişilerin farklı duygular
hissedebilecekleri açıklanır. Bu durumun normal karşılanması gerektiği ifade edildi.
Öğrencilere bir sonraki hafta yapılacak etkinlik için eski gazete ya da dergilerden getirmeleri
istenerek ders sonlandırılır.
ETKİNLİK 3:“KİM MUTLU? KİM ÜZGÜN?” ETKİNLİĞİ
AMAÇ: Öğrencilerin yüz ifadelerinden duyguları anlayabilme becerilerini artırmalarına yardımcı
olmak
SINIF DÜZEYLERİ: İkinci sınıf ve sonrası.
MATERYAL:Gazete ya da dergilerden kesilmiş yüz ifadelerini yansıtan resimler ve bant.
SÜREÇ
Isınma etkinliği olarak “Parmak Yakalama” oyunu oynanır. Bu etkinliğin amacı
katılımcıların dikkatinin toparlanması ve grup içi dinamiklerin pekiştirilmesidir. Oyun için,
öğrenciler büyük bir daire halinde ayakta dururlar. Sağ ellerini işaret parmakları dik olarak havada
tutarlar. Sol elleri ise açık bir şekilde yanlarındaki katılımcının işaret parmağının üstüne gelecek
şekilde havada tutulur. Oyunu yöneten kişi üçe kadar sayınca tüm katılımcılar sağ ellerini
yanlarındaki katılımcıya yakalatmadan indirirken sol elleri ile diğer yanlarındaki katılımcının
parmağını yakalamaya çalışır. Sağ parmağı yakalanan katılımcılar (kendileri yanlarındaki parmağı
yakalamış olsalar bile) oyundan çıkarlar. Oyun üç kişi kalıncaya kadar devam eder.
Isınma etkinliğinden sonra bir önceki hafta yapılan etkinlik hakkında konuşulur
Öğrencileri beşerli gruplara ayrılır.nHer gruba gazete ve dergileri dengeli sayıda dağıtılır.
Ayrıca her gruba birer fon kartonu dağıtılır. Sınıf tahtası aşağıdaki biçimde dörde ayrılır.
Mutlu
Üzgün
Korkmuş
Kızgın
Gruplara ellerindeki fon kartonunu eşit dört parçaya bölmeleri ve her bölmenin üstüne
tahtadaki gibi duygu isimlerini yazmaları istenir. Daha sonra mutlu, üzgün, korkmuş ve kızgın yüz
ifadelerinin olduğu yüzleri gazete ve dergilerden keserek fon kartonunun ilgili bölüme
yapıştırmaları istenir.
ETKİNLİK 4:DUYGU ZARI ETKİNLİĞİ
AMAÇ: Öğrencilerin duygularını farkına varmalarına yardımcı olmak
SINIF DÜZEYLERİ: Birinci sınıf ve sonrası.
MATERYAL: Kartondan yapılmış bir duygu zarı.
SÜREÇ:
Isınma etkinliği yapılır.
Isınma etkinliğinden sonra bir önceki hafta yapılan etkinlik hakkında konuşulur.
Daha önceden etkinlik materyali olarak hazırlanan duygu zarı öğrencilere gösterilir. Zarın
her bir yüzünde temel duygulardan birisi (mutlu, üzgün, korkmuş, kızgın, şaşırmış ve utanmış)
olduğu söylenir.
Her çocuktan sırayla zarı atması ve zarın üstte kalan yüzündeki duyguyu önce
canlandırması, sonra o duyguyu yaşadığı bir olayı anlatması istenir.
Herkes sırasını tamamladıktan sonra öğrencilerin etkinlikle ilgili düşünce ve duyguları
paylaşılarak etkinlik sonlandırılır.
ETKİNLİK 5:SESSİZ SİNEMA, “SEN DE Mİ GELECEKSİN?” VE DUYGU TOMBALASI
ETKİNLİKLERİ
AMAÇ: Öğrencilerin duyguları canlandırmalarına yardımcı olma.
SINIF DÜZEYLERİ: İkinci sınıf ve sonrası.
YARARLANILAN ETKİNLİK KAYNAĞI: Sessiz Sinema (Schilling, 2009).
MATERYAL:Duygu tombalası etkinliği için yaklaşık 20-30 tane duygu ifadelerinin yazılı
olduğu, ikiye katlanmış küçük kağıtlar ve bu kağıtların içine konduğu bir torba ya da kutu. Tahta
kalemi.
SÜREÇ
Isınma etkinliği yapılır.
Isınma etkinliğinden sonra bir önceki hafta yapılan duygu zarı etkinliği hakkında konuşulur.
Sessiz sinema etkinliği uygulanır. Öğrencilerin “sessiz sinema” yoluyla temel duyguları
canlandırmaları istenir (Schilling, 2009).
“Sende mi geleceksin?” etkinliği uygulanır. Tahtaya aşağıdaki cümleler yazılır:
“Sende mi geleceksin?”
“Bunu neden yaptın?”
“Öğretmen mi olacaksın?”
“Hiç gitmedin mi?”
“Ne zaman geliyorsun?”
“Okul tatil edilmiş!”
“Yazılıdan kaç aldın?”
Öğrencilerden, tahtaya yazılan cümleleri ses tonu,
jest ve mimikler kullanılarak, temel duygulardan (Mutluluk,
üzüntü, korku, kızgınlık,şaşkınlık, utanma) herhangi biriyle
canlandırmaları istenir. Gönüllü öğrenciler kaldırılarak
etkinlik uygulanır.
Duygu tombalası etkinliği uygulanır. Etkinlik materyali olarak daha önceden küçük
kağıtların üzerlerine çeşitli duygu isimleri yazılır (sınıfların düzeylerine göre, 15 ila 30 arasında
olabilir). Kağıtlar katlanarak küçük bir kutuya yerleştirilir. Gönüllü öğrencilere bir dakika süre
verilerek jest ve mimikleriyle kutudan çektiği duyguları anlatmaları istenir. Anlatamadıkları
duygularda pas diyerek geçebilecekleri belirtilir. En fazla duyguyu anlatan öğrencinin oyunu
kazanacağını söylenir. Etkinlik gönüllü öğrencilerle yürütülür.
ETKİNLİK 6: DUYGULARI TANIMA VE İFADE ETME AMAÇ: Kendi duygularını ifade etmek, başkalarının duygularını fark etmek, ifade etme SINIF DÜZEYİ: 1. sınıf ve üstü MATERYAL: Yazı tahtası, kağıt, kalem, Uygulama 2 için uygulama 2’deki yüz ifadeleri,
Uygulama 3 için, Gazete ve dergilerden farklı yüz ifadelerini gösteren resimler SÜREÇ:
Sınıfa girdiğinizde sınıfınızı gözlemleyin. Öğrencilerinizin yüz ifadesine göre öncelikle onların
dikkatini duygularının üzerine çekin. “Suratını asmışsın…,kızgın mısın? Ne oldu? Seni kızdıran
nedir?” veya “Ne güzel gülümsüyorsun. Mutlu görünüyorsun” gibi çeşitli ifadeler kullanın.
Öğrencilerin duyguları hakkındaki konuşmalarını sınıfça dinleyin. Olumlu duygular üzerine dikkat
çekmek, uygulamanın akışının değişmesini engelleyecektir. Öğrencilerle duygular ve duyguların ifade edilmesi üzerinde konuşun. Değişik duygulardan söz
edin. Bunun için Ek1’deki Temel duygular listesinden yararlanabilirsiniz. Temel duygular
listesinden yararlanırken sınıf düzeyinize göre sadeleştirmeler yapabilirsiniz. Aşağıdaki sorularla öğrencilerin farklı duyguları tanımasını ve doğru ifade etmesini sağlayın. “Sevdiğin bir kişiyi gördüğünde, hoşlandığın bir durumla karşılaştığında ne
hissedersin?” “ Hasta olduğun zaman ne hissedersin?” “Arkadaşınla oyun oynarken yenilirsen ne hissedersin
UYGULAMA 2
- Öğrencilerden;
Sevinçli, mutlu birinin
Çok üzgün bir kişinin
Şaşkın birinin
resmini çizmelerini isteyin.( Çizerken onlara yardım edebilirsiniz) -Öğrencilere çeşitli yüz ifadeleri gösterdikten sonra “Bu yüz ifadelerinde hangi duygular var”
sorusunu öğrencilere yöneltin. -Cevapları aldıktan sonra, karşımızdaki kişinin duygularının yüz ifadelerinden anlaşılabileceğine
ilişkin açıklamalarda bulunun. -Öğrencilere bazı durumlar söyleyin. Bu durumlar karşısında “Kendinizi nasıl hissedersiniz”
diye sorun. Yüzleriyle ifade etmelerini isteyebilirsiniz- Örnek:
“ Akşam eve gelirken baban sana çok istediğin bir şeyi alıp getirse, ne hissedersin?” “ Diyelim ki annenin yeni aldığı pantolon kaza ile yırtıldı. Ne hissedersin?”
UYGULAMA 3
-Gazete ve dergilerden kesilmiş farklı yüz ifadeleri olan resimleri (daha önceden öğrencilerin sınıfa
getirmeleri isteyin) sınıfa gösterin. Öğrencilerin, resimlere bakmasını ve duygu durumları ile ilgili
yorum yapmalarını isteyin. Diğer resimlere de bakarak, “Bu adam üzgün görünüyor. Neden
acaba? Belki de kendini iyi hissetmiyordur” gibi açıklamalarla duyguları farketmelerini sağlayın.
Bu resimlerden birini seçerek bir öykü yazmalarını isteyebilirsiniz. - Şimdi bir oyun oynayacağınızı söyleyin. Öğrencileri gruplara ayırın. Grupların istediği herhangi
bir ya da birkaç duyguyu kullanarak, bu duyguyu yansıtacak şekilde küçük bir gösteri yapmalarını
isteyin. Gruplara 10 dakika hazırlık süresi verin. Birkaç dakikada sunacaklarını söyleyin. -Öğrencilerin konuyla ilgili slogan bulmalarını isteyin. Slogan örnekleri:
Duyguları fark edip, hissederek, tanıyarak kabul edelim. Başkalarının duygularını okuyun.
Duyguları önemseyin, saygı gösterin. Ev ödevi: Bu sloganları sınıf panosunda sergilenmek üzere, evlerinde hazırlayıp getirmelerini
isteyin
UYGULAMA 4
Eğer karşımızdakine aşağıdakine benzer cümleler söylüyorsak; “Bunda üzülecek ne var”
“Ne var bu kadar üzülecek”
“Sen de her şeyi abartırsın”
“Felaket senaryoları yazmada üstüne yoktur” “Boş ver şimdi kaygılanma”
“Canım sen de amma alıngansın”
“Sinirlenmekte haksızsın!”
“Bu kadar büyütecek bir konu değil…” Yanlış yapıyoruz demektir… Çünkü karşımızdakinin duygularını yadsıyoruz, alay ediyoruz, önemsemiyoruz, yargılıyoruz,
normal olmayanı söylüyoruz. Bir kimsenin hissettiği duygunun yanlış olduğunu / uygun olmadığını söylemek suya nemli
olmaması, çimene yeşil olmaması, kayaya sert olmamasını söylemek gibidir diyerek açıklamalarda
bulunun. Eleştirmek, saldırmak, yargılamak, katı dar kafalıca davranıp ret edip onaylamamak, esneklik
göstermemek. Bu davranışlar duygusal ihtiyaçlarımızın doyurulmamış olduğunun göstergeleridir. Kendilerini İyi Hisseden İnsanın Sergilediği Tutumlar: Üretken, güdülenmiş, sabırlı, iltifatkar, yaratıcı, yeniliklere açık, anlayışlı, açık fikirli, işbirliğine
açık, empatik, sıcak kanlı, kabul eden, esnek yapıdadır.
UYGULAMA 5
“Şimdi duygularımızı yönetmede kullanabileceğimiz 5 adımı konuşacağız” deyin. Aşağıdaki maddeleri okuduktan sonra her madde üzerinde tek tek durun. DUYGULARI YÖNETMEDE 5 ADIM
Temel duyguları tanımla, fark et.
Ne, nasıl hissediyor, duyguların yoğunluğu ne kadar ? Duyguların nedenlerini fark et (belirle)
Neden böyle hissediyorum, gerçek neden nedir, duygumun bana söylediği ihtiyacım nedir ? Bununla nasıl baş edebilirim ?
Duygumu nasıl yönetebilirim?
Daha iyi hissetmeme neler yardım edebilir? Duygum beni geliştirebilir mi?
Seçenekler üretin.
Nasıl davranabilirsem kendime yardım edebilirim?
Ne istiyorum?
İhtiyaçlarımı nasıl karşılayabilirim?
Alternatif davranışlar neler?
Ne yaparsam kendimi iyi hissederim?
En iyi seçeneği seç
Şu anda benim için en uygunu ne?
Eyleme nasıl geçmeliyim?
Gerçekten bunu istiyor muyum?
Evet
Eylem
Sonucu değerlendir.
Duygusal okur yazarlığı geliştirmek için “Başkalarının duygularına duyarlı ol oku!” -Empati (Karşımızdaki kişinin duygularını anlayabilme ) yeteneğini geliştiriniz -Olumlu olumsuz duygularınız ile empati kurabiliyor musunuz? Hangisi güç geliyor?
UYGULAMA 6
Aşağıdaki maddeleri okuduktan sonra her madde üzerinde tek tek durun. Öğrencilerinizin etkin
katılımını sağlayın. İfadelerle ilgili yaşantıları varsa paylaşmalarını isteyin. ALTIN ÖNERİLER
1. Kişiye ya da duruma yönelik ifade yerine ne hissettiğinizi ifade etmek “Sen duyarsız birisin” yerine, ” İncindim” “Deli gibi araba sürüyorsun” yerine, “korkuyorum” demek 2. Düşünce ve duyguları birbirinden ayırmaya çalışmak “Benim söylediklerime inanamadığını düşündüm ve önemsenmediğimi hissettim” yerine “Yanlış yaptığımı düşündüm ve hayal kırıklığına uğradım.” 3. Duygularının sorumluluğunu karşıya yüklemek yerine üzerine almak “Beni kızdırıyorsun” yerine “Kızıyorum” “Beni kıskançlığa zorluyorsun” yerine “Kıskanıyorum” demek 4. Kararlar verirken duyguları dikkate almak ve onlardan yararlanmak “Böyle yaptığımda kendimi nasıl hissediyorum?”
“Bunu yapmazsam nasıl hissederim?”
“Hangi duyguyu yaşamayı tercih ederim?”
5. Başkalarının duygularını dikkate almak ve onlara saygı göstermek “Böyle yaparsam o nasıl hissedecek?”
diye düşünmek etkili yaklaşımlardır
EK 1:
TEMEL DUYGULAR
Öfke
Hiddetlenme, sinirlenme, kızma, hınç duyma, içerleme, hakaret, tükenme, kin, rahatsızlık,
alınganlık, düşmanlık, nefret, şiddet … Üzüntü
Acı, keder, can sıkıntısı, neşesizlik, kasvet, melankoli, acıma, hüzün, yalnızlık, umutsuzluk
,depresyon … Korku
Kaygı, kuruntu, endişe, tasa, şüphe, gerginlik, vicdan azabı, huzursuzluk, tedirginlik, ürkme,
kuşku… Mutluluk
Sevinç, çoşku, huzur, tatmin, haz, eğlenme, gurur, heyecan,coşkunluk hali, hoşnutluk, enerji… Sevgi
Sevme, kabul görme, dostluk, yakın ilgi, şefkat, iyilik, sadakat, bağlılık, hayranlık, muhabbet,
tutku… Şaşkınlık
Hayret, merak, afallama, şok…
İğrenme
Tiksinti, hor görme,aşağılama,küçümseme,itici bulma,hoşlanmama,nefret etme.… Utanç
Utanma, mahcubiyet, pişmanlık, küçük düşme, hayal kırıklığı, üzülme, kötü hissetme, çile…
ETKİNLİK 7:DUYGULARINI TANIMA
AMAÇ : Kendi duygularını ifade etmek, başkalarının duygularını fark etmek.
SINIF DÜZEYİ :1.Sınıf ve üstü
1.Öğrencilerle duygular ve duyguların ifadesi üzerine konuşun. Örneğin:
-“Sevdiğin bir kişiyi gördüğün zaman ne hissedersin?
-Hasta olduğun zaman ne hissedersin?
-Arkadaşınla oyun oynarken yenilirsen ne hissedersin?
-Annenin yeni aldığı pantolon kazayla yırtıldı. Ne hissedersin?” gibi sorularla farklı duyguları
kelimelerle ve yüz ifadesiyle belirtmesini sağlayın.
2. Gazete ve dergilerden farklı yüz ifadelerini gösteren resimleri öğrencilere gösterin. Resimle ilgili
bir öykü anlatın. “Bu adam üzgün görünüyor, neden acaba? Belki de kendini iyi hissetmiyordur.”
gibi öyküleri öğrencilerin çeşitlendirmesini sağlayın.
3.Öğrencilerinizden sevinçli birinin, çok üzgün birinin, şaşkın birisinin vb. resimlerini çizmesini
isteyin
ETKİNLİK 8:DUYGU OYUNU
AMAÇ: Öğrencinin Duygularını ve düşüncelerini ifade etmesi
SINIF DÜZEYİ: 4. Sınıf
SÜREÇ:
1. Öğretmen duygu ve düşüncenin ne olduğunu açıklar.
2. Öğrencilere aşağıdaki form dağıtılır.
3. Öğrenciler formu doldurur.
4. Gönüllü öğrenciler formda yer alan durumlar karşısında ki duygu ve düşüncelerini sınıfla
paylaşır.
5. Aşağıda ki sorularla grup etkileşimi başlatılır.
Formu doldururken ne hissettiniz?
Duygularınızı yazarken zorlandınız mı?
Düşüncelerinizi yazarken zorlandınız mı?
Duygu ve düşünceleriniz arasındaki fark nedir?
Arkadaşlarınızın duygu ve düşünceleri ile sizin duygu ve düşünceleriniz arasında benzerlik
ve farklılıklar var mı?
Duygu ve düşüncelerimizi gerektiğinde ifade etmek neden önemlidir?
Duygu ve düşüncelerimizi ifade etmezsek ne olur?
Kendinizle ilgili yeni bir şey öğrendiniz mi?
1. Bu etkinliğin sonunda öğrencilere neler kazandıkları sorulur ve paylaşımlar alınır.
Duyguları ifade etmenin önemi vurgulanarak etkinlik sonlandırılır.
FORM–1
DUYGU OYUNU
Sevdiğim bir arkadaşımla tartıştım.
Duygum:……………………………………………………………………………………
Düşüncem:…………………………………………………………………………………
Bana bisiklet alındı.
Duygum:……………………………………………………………………………………
Düşüncem:.………………………………………………………………………………..
Oyuncağım kırıldı.
Duygum:……………………………………………………………………………………
Düşüncem: .……………………………………………………………………………….
Yazın çok güzel bir tatil geçirdim.
Duygum: …………………………………………………………………………………
Düşüncem: .……………………………………………………………………………….
En çok sevdiğim ayakkabım yırtıldı.
Duygum: …………………………………………………………………………………
Düşüncem: .……………………………………………………………………………….
Öğretmenim başımı okşadı.
Duygum: …………………………………………………………………………………
Düşüncem: .……………………………………………………………………………….
Okul bahçesinde düştüm.
Duygum: …………………………………………………………………………………
Düşüncem: .……………………………………………………………………………….
Diktiğim ağaç kırıldı.
Duygum: …………………………………………………………………………………
Düşüncem: .……………………………………………………………………………….
Arkadaşlarım beni oyuna almadı.
Duygum: …………………………………………………………………………………
Düşüncem: .……………………………………………………………………………….
Boğazım ağrıyor.
Duygum: …………………………………………………………………………………
Düşüncem: .……………………………………………………………………………….
Kardeşimle tartıştım.
Duygum: …………………………………………………………………………………
Düşüncem: .……………………………………………………………………………….
Mahallemizdeki yaşlı teyzenin ekmeğini aldım.
Duygum: …………………………………………………………………………………
Düşüncem: .……………………………………………………………………………….
Sofranın toplanmasına yardım ettim.
Duygum: …………………………………………………………………………………
Düşüncem: .……………………………………………………………………………….
Bayramda şiir okudum.
Duygum: …………………………………………………………………………………
Düşüncem: .……………………………………………………………………………….
Karnemi aldım.
Duygum: …………………………………………………………………………………
Düşüncem: .……………………………………………………………………………….
II. BÖLÜM ETKİNLİKLERİ KAYNAKÇA
Akgün, S. ve Araz, A. (2010). AnlaĢmazlıklarımızı çözebiliriz. ÇatıĢma çözme eğitimi
programı. Ankara: Nobel.
Erkan, S. (2006). Örnek Grup Rehberliği Etkinlikleri (8. baskı). Ankara: Pegem A Akademi.
http://mebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/21/15/967807/dosyalar/2015_12/03023321_duyg
ulartanmavefadeetme1.ppt
http://www.destekegitimi.com/sosyal-beceri-etkinlikleri-3/
III. BÖLÜM
ATILGANLIK BECERİLERİ
ETKİNLİK 1:GİRİŞKENLİK
Amaç :
Öğrencilerin;
• Girişken olmanın haklarını korumadaki önemini kavramalarına yardımcı olmak.
• Girişken olmanın, duygularını ifade etmelerinde ve etkili iletişim kurmalarındaki
faydalarını kavramalarına yardımcı olmak.
• Öğrencilerin girişken davranışlarda bulunmanın önemini kavramalarına yardımcı
olmak.
Düzey : 3. Sınıf
Materyal:-
SÜREÇ:
1. Aşağıda verilen parçayı öğrencilerinize okuyarak etkinliği başlatınız.
“Gülten, ikinci sınıfta okuyan bir öğrencidir. Ablası Gizem de dördüncü sınıfta
okumaktadır. Genelde herkes bu iki kardeşin birbirinden çok farklı olduğunu söylemektedir.
İkisi de derslerinde çok başarılıdır; ancak Gizem, daha hareketli ve girişkendir. Gülten ise
daha çekingendir. Topluluk önünde konuşmaya çekinir, duygularını ifade etmeye utanır. Oysa
ablası Gizem hissettiklerini rahatça söyleyebilir. Daha hareketli ve girişken olduğu için daha
çok arkadaşı vardı. Öğretmenleri ve çevresindeki büyükler tarafından beğeniliyordu.
Ailesi ikisini de çok sevdiklerini her zaman söylüyordu. Gülten ve Gizem bunu çok iyi
biliyorlardı. Ancak Gülten de ablası gibi daha girişken ve hareketli olabilmeyi, istediklerini ve
düşüncelerini rahatça söyleyebilmeyi çok istemektedir. Ablası ve ailesi ona bu konuda destek
olacaklarına söz verdiler. Öğretmeni de sınıfta ona yardımcı olacaktı. Gülten de
çekingenliğini yenmek için çaba göstereceğine söz verdi. O günden sonra, sınıfta daha çok
söz almaya, etkinliklere daha çok katılmaya özen gösterdi. Öğretmeninin onu beğendiğini
söylemesi çok hoşuna gitti. Ablasıyla birlikte gezilere katıldı ve yeni arkadaşlar tanıyıp
onlarla sohbet ettikçe kendini daha mutlu hissediyordu. Artık o da duygularını ifade etmeye
başladığını gördü, girişken oldukça kendine güveninin arttığını ve kendini daha da mutlu
hissettiğini fark etti. Artık çekingenliğini yenmişti. O da ablası gibi çevresi tarafından
beğeniliyor ve isteklerini çekinmeden söyleyebiliyordu. Ailesi, öğretmen ve arkadaşları
kendisine çok destek olmuşlardı ve Gülten onlara her defasında çok teşekkür ediyordu.
Aşağıdaki soruları öğrencilerinize sorunuz ve verdikleri cevapları sınıfta tartışınız.
• Gülten ve ablasının birbirinden farklı özellikleri neydi?
• Gülten neden ablası gibi girişken olmayı istiyordu?
• Gülten’e çekingenliğini yenebilmesi için kimler destek oldu?
• Gülten çekingenliğini nasıl yendi?
• Girişken davranışlar geliştirmesi Gülten’e ne gibi yararlar sağladı?
• Gülten daha girişken davranışlarda bulundukça neler hissetti?
2. Yukarıda verilen hikâyeyi öğrencilerinize “rol oynama” tekniğiyle sınıfta oynatınız.
Öğrenciler rollerini oynadıktan sonra “Girişkenliği” kısaca şu şekilde tanımlayınız.
“Girişkenlik, çekingen veya saldırganca davranmadan duygularımızı ve düşüncelerimizi
karşımızdaki kişilere ifade edebilmektir. Girişken olmak, gerekli yerlerde hareketli ve
istekli davranabilmemizi gerektirir.”
Bu açıklamadan sonra öğrencilerinizden girişken davranışlara örnek vermelerini isteyiniz.
Onların cevaplarını aldıktan sonra size verilen örnek cevapları öğrencilerinizle paylaşınız.
Örnek cevaplar:
• Sınıfta öğretmenimizin sorduğu sorulara cevap vermek ve aktivitelere katılmak, girişken bir
davranıştır.
• Bir topluluk önünde konuşma yapmak, tören veya bayramlarda şiir veya sunum yapmak için
istekli olduğumuzu göstermek girişken bir davranıştır.
• Karşımızdaki kişilere duygu ve düşüncelerimizi ifade edebilmek girişken bir davranıştır.
Örneğin bir konu ile ilgili düşüncemizi açıklayabilmek veya bizi çok üzen bir arkadaşımıza
duygularımızı söylemek.
• Haksız davranışlarda bulunan kişilere yaptıklarının yanlış olduğunu belirtmek girişken bir
davranıştır. Örneğin kantin önünde sırada beklerken önümüze geçmeye çalışan bir
arkadaşımıza sıraya geçmesini rica etmek.
3. Öğrencilerinize aşağıda verilen talimatı okuyunuz.
Girişkenliğin ne demek olduğunu öğrendik. Şimdi size bazı durumlar okuyacağım.
Sizden de bu durumlar karşısında gösterebileceğiniz girişken davranışları söylemenizi
istiyorum.
Bu açıklamayı yaptıktan sonra aşağıda verilen örnek durumları sırasıyla okuyunuz ve
öğrencilerinizden bu durumlar karşısında gösterebilecekleri girişken davranışları sözlü olarak
canlandırmalarını isteyiniz.
Örnek durumlar:
• Okulda teneffüs saatinde yerlere çöp atan bir arkadaşınızı görüyorsunuz. Ona ne
söylerdiniz?
• Beden Eğitimi öğretmeniniz Mustafa Kemal Atatürk’ü anma Töreni’nde bayrak taşımaya
gönüllü bir öğrenci arıyor ve siz de görev almaya isteklisiniz.
• Öğretmeniniz yakında ilkokullar arası resim çizme yarışması yapılacağını ve katılmak
isteyen öğrencilerin kendisine açıklama yapmasını istiyor. Sizin güzel resim çizdiğinizi
çevrenizdeki herkes söylüyor.
• Kantin sırasında bir arkadaşınız hiçbir şey söylemeden önünüze geçiyor.
Bu etkinliği bitirdikten sonra öğrencilerinize girişken davranışlarda bulunmanın bize ne
gibi
yararlar sağlayacağını sorun. Öğrencilerinizin verdiği cevapların yanı sıra size verilen örnek
cevapları da sınıfla paylaşınız.
Örnek cevaplar:
• Girişken davranışlarda bulunmak, haklarımızı daha etkili savunabilmemizi sağlar.
• Duygu ve düşüncelerimizi daha rahat ifade edebiliriz.
• Kendimize olan güvenimiz artar ve kendimizi daha mutlu hissederiz.
• Daha hareketli ve daha başarılı oluruz.
• Çevremizdeki kişiler tarafından beğeniliriz.
• Birçok aktivitelere katılarız ve daha fazla arkadaş ediniriz.
4. Öğrencilerinize daha önceden girişkenlikle ilgili bir olay yaşayıp yaşamadıklarını sorunuz
ve varsa bunları sınıfla da paylaşmalarını isteyiniz.
KKTC MİLLİ EĞİTİM VE KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINIDIR Lefkoşa, 2005
ETKİNLİK 2: HAYIR DİYEBİLME
Amaç: Çocuklara, “Hayır” diyebilme ve arkadaş baskısının yarattığı çatışmalı
durumlarla başa çıkma becerilerini kazandırmak.
Düzey: 1. Sınıf ve üstü
Materyal: Kartonlar, renkli kalın yazan kalemler, panolar, yazı tahtası.
Süre: 1 ders saati
SÜREÇ:
“Hayır” diyebilmek, bizi istemediğimiz şeyleri yapmaktan kurtaran sihirli kelimedir”
“Hayır demek sanıldığı kadar zor değildir.”
“Yeri geldiğinde “HAYIR” diyebilmek bizi mutsuzluktan, tehlikelerden ve zarar
görmekten kurtarır.”
vb. önceden hazırlanan, renkli kalemlerle kartonlara yazılmış olan bu ve benzeri
cümleler uygun yerlere asılır.
“Çocuklar hepimizin zaman zaman arkadaşlarımıza, tanıdığımız, sevdiğimiz insanlara
“Hayır” diyemediğimiz durumlar vardır” deyin ve örneklendirin
Örnek 1:
“Sizden sürekli ödünç bir şey isteyen ancak geri getirmeyen (para, kitap, araç-
gereç vs.) bir arkadaşınız vardır. Kızarsınız, kırılırsınız, artık ona bir şey vermek
istemiyorsunuzdur; yaptığı hatayı yüzüne vurmanız gerekmektedir ve ardından
da bu şekilde davranmaya devam ettiğinde kocaman bir “Hayır” demeniz
kaçınılmaz olmuştur. Ama bir şeyler sizi engeller” deyin.
Örnek 2:
Evde yapmanız gereken bir sürü işiniz vardır. Arkadaşınız ısrarla sokağa
çağırmaktadır. Bir de tehdit savurur. “Gelmezsen bir daha seni takıma almayız.
Tam da sizin ders çalışma saatinizde... Belki de ertesi gün çok önemli bir de sınav
vardır... “
Çocuklar şimdi bu iki örneği düşünelim” deyin ve soruları sorun.
Örnek 1 ve 2 için;
Soru 1: Sizce bu örnekte “Hayır” diyememek ne gibi zararlara yol açar?
Soru 2: Sizce bu örnekte “Hayır” denmiş olsa ne gibi yarar sağlar?
Öğrencilerin verdiği yanıtları tahtaya yazın.
“Evet, çocuklar çok güzel yanıtlar verdiniz” deyin ve ardından şu soruyu sorun:
“Şimdi bir düşünün bakalım sizin de “Hayır” diyemediğiniz ve zor durumda
kaldığınız; istemediğiniz halde yapmak zorunda kalıp, mutsuz olduğunuz, zarar
gördüğünüz durumlar oldu mu?”
Daha sonra çocuklara, kötü ya da yanlış olduğunu düşündükleri, yapmak istemedikleri
halde yapmak zorunda kaldıkları durumda neler hissettiklerini sorun ve paylaşın.
“Peki, söylediğimizde bize bu kadar yarar sağlayabilecek, söyleyemediğimizde de bizi
korumasız bırakan bir kelimeyi “Hayır” ı söylemekte neden zorlanırız?”
Çocukların yanıtlarını alın. Siz katkıda bulunarak “Hayır” demeyi engelleyen
nedenleri yazın.
Çocuklar istemediği durumlarla karşılaşan herkesin “Hayır” demeye hakkı
vardır” deyin.
“Seni istemediğin bir şey yapmaya zorlayan, sana zarar veren, seni mutsuz
eden bir arkadaşı kaybetmekten ve yalnız kalmaktan korkma.”
“Sana “Hayır” diyemediğin için baskı yapan ve istemediğin şeylere zorlayan ya
da “Hayır” dediğinde arkadaşlığını bitiren kişi zaten iyi arkadaş değildir ve seni
sevmiyordur” deyin ve bunları yazın.
ETKİNLİK 3: HAYIR DİYEBİLMENİN YOLLARI
Amaç: Çocuklara, “Hayır” diyebilme becerilerini kazandırmak.
Düzey: 1. sınıf ve üstü
Materyal: Kartonlar, renkli kalın yazan kalemler, panolar, yazı tahtası.
Süre: 1 ders saati
SÜREÇ:
Bir önceki dersteki bilgileri ve kazanımlarını hatırlatarak “hayır” diyememenin
çekingen bir durum olduğu üzerinde durun.
Tahtaya çocukların arkadaş baskısı karşısında kullanabilecekleri bazı sözlerden
örnekler yazın:
Hayır, teşekkürler.
Hiç şansın yok.
Hiçbir yolu yok!
Böyle bir şeyin olmasının imkânı yok.
Israr etme.
Üstüme gelme, istemiyorum.
Bu hoşuna gitmeyecek ama istemiyorum.
Yukarıdaki reddetme cümlelerinin kullanıldığı beceri alıştırmaları yaptırın.
Örnekleri sınıf düzeyini göz önünde bulundurarak paylaşın. Öğrencilerin örnekler
bulmasını isteyin.
1.öğrenci: Biraz daha oynayalım, öğretmen zili çaldıktan sonra derse gireriz.
2.öğrenci: Reddetme cümlesi söyler (Yukarıdaki örneklerden yararlanmasına izin
verin)
1.öğrenci:Ahmeti oyuna katmayalım, bana kalemini vermedi.
2.öğrenci: Reddetme cümlesi söyler (Yukarıdaki örneklerden yararlanmasına izin
verin)
1.öğrenci: Ben Suna’ya küstüm, sen de küs. Onunla oynamayalım.
2.öğrenci: Reddetme cümlesi söyler(Yukarıdaki örneklerden yararlanmasına izin
verin)
1.öğrenci: Yarın ki sınavda kopya çekelim mi?
2.öğrenci: ...............................................
Bu aşamadan sonra öğretmen “Hayır” deme ile ilgili önemli noktaları vurgular;
Bir teklif ya da durumla karşılaştığında önce isteyip istemediğine karar ver.
Sonra kabul et ya da reddet.
Eğer reddedilen sen isen bunu kabullen, karşındakine seçenek sun ama sakın zorlama.
“Hayır” derken karşındaki kişiyi incitmemeye çalış.
Ses tonunu uygun şekilde ayarla.
Göz teması kur.
Öğrencilere aşağıdaki “HAYIR, DİYEBİLME YOLLARI” okunur:
Doğrudan hayır demek, geçiştirmek, nedenler bulmak, duymamalıktan gelmek,
ortamdan uzaklaşmak, yürüyüp gitmek ve hayır tekrarı gibi yolları kullanarak hayır
denilebilir.
Doğrudan Hayır:
“Hayır teşekkürler. Hayır olmaz. Şimdi internet kafeye gitmek istemiyorum”
Konuyu Değiştirmek:
“Hayır olmaz!” “Dünkü maçı kim kazandı?” gibi konuyu değiştirmek
Nedenini Açıklamak:
“Hayır” teşekkürler, bugün matematik yazılım var” gibi bizim için gerçek ve doğru
olan nedenlerimizi belirtebiliriz.
Duymazlıktan Gelmek:
“Şarkı yarışmasını kim kazandı?” gibi duymazlıktan gelebiliriz.
Ortamdan Uzaklaşmak:
“Hayır” deyip ortamdan uzaklaşabiliriz.”
Geçiştirmek:
“ Belki sonra gidebiliriz. Şimdi okula gitmem gerekiyor” gibi geçiştirebiliriz.
Hayır Tekrarı:
“Hayır! Hayır! Şimdi internet kafaya gitmek istemiyorum.” gibi “Hayır”ı tekrarlı bir
şekilde söyleyebiliriz.
Ev Ödevi:
1-Sizinle dalga geçildiğinde ya da başkasıyla dalga geçildiğini gördüğünüzde, yapmanız
gerekenleri hatırlayarak ve uygulayarak nasıl hissettiğinizi, verdiğiniz tepkileri ve
arkadaşlarınızın tepkilerini yazın.
2-Arkadaşlarınızın sizden yapmanızı istedikleri fakat sizin yapmak istemediğiniz durumlarda,
konuştuklarımızı hatırlayarak ve uygulayarak, nasıl tepki verdiğinizi, neler hissettiğinizi ve
arkadaşlarınızın size olan tepkilerini yazın.
Kaynak : İlköğretimde Sosyal Beceri Eğitimi ,Ankara MEM Ankara ,2006
KÜÇÜK GRUPLARLA UYGULANABİLECEK YAPILANDIRILMIŞ
9 OTURUMLUK ATILGANLIK EĞİTİMİ
Atılganlık eğitimi grup uygulama planı , davranışçı yaklaşım ilkeleri göz önüne
alınarak hazırlanmıştır. Bu ilkeler şöyle özetlenebilir.
1. Davranış öğrenilir.
2. Bu öğrenme pekiştiren, güdülendiren ya da cezalandıran kişilerle etkileşim
sonucu olur.
3. Eğer istenmeyen bir davranış öğrenilmişse pekiştireçler düzeniyle bu davranış
söndürülür ve yerine yeni davranışlar geliştirilebilir.
BİRİNCİ OTURUM
1. Tanışma: Her üye kendini tanıtıp, beğendiği yönlerini açıklar.
2. Grup Kurallarının Açıklanması:
Konuşulanlar grupta kalmalı, özellikle gruba katılmayanlara
aktarılmamalıdır.
Grupta her üye eşit haklara sahiptir.
Herkes birbirini dinlemelidir.
Herkes birbirine yardımcı olmaya çalışmalıdır. Eğer bir üyenin
davranışı, özellikle atılgan olarak nitelendirilen bir davranış gözlenirse,
bunu kendisine açıkça iletmelidir.
Atılgan davranışlar geliştirmeniz için size ev ödevleri verilecektir. Bu
ödevleri yapmaya özellikle dikkat edilmelidir.
9 Hafta haftalık iki saatlik süre için toplanılacaktır.
3. Yeniden Anlıksal Yapılama:
Atılgan ve atılgan olmayan davranışın tanımı yapılır ve atılganlığın
çekingenlikten, saldırganlıktan farkları üzerinde durulur. (Ek-2)
Atılgan davranmanın yararları tartışılır.
Atılgan olmayan davranış öğrenildiği gibi, atılgan davranışında, bir
model gözlenerek ve modeldeki davranışların benimsenerek
kazanılabileceği vurgulanır.
Atılgan bireyin özelliklerini belirten ses tonu, akıcı bir dil, gözle
iletişim, jest ve mimiklerin v.b. gibi noktalar üzerinde durulur. (Ek-3)
İKİNCİ OTURUM
1. Davranışın önceden denenmesi:
Alıştırma: Bireylerin ikişer kişilik gruplara ayrılmaları ve karşısındakiyle ikişer
dakikalık konuşma yapmaları, ses tonlarına, yüz ifadelerine ve o andaki duygularına dikkat
etmeleri istenildi ve sonra bunun üzerinde tartışılır.
2. Modelden Öğrenme: Her alıştırma sırasında grup lideri canlı model konumunda olup,
duruma alıştırma işini de yüklenmektedir.
3. Alıştırmalar:
Herkes yanındakinden bir istekte bulunur. İstekte bulunulan kişi de Hayır
tepkisi verir. Sonra hayır tepkisi veren kişi grupça alkışlanır. Bu alıştırmanın
önemi ve amacının Hayır demeyi öğrenme ve alkışa alışma olduğu liderce
gruba aktarılır.
El Aynası: İkişer kişilik gruplar halinde yapıldı, bireyler birbirleri karşısında
ellerini açıp hareket ettirerek birbirlerini izlemeye çalışmaları sağlanır. Burada
da alıştırmanın kimin liderlik özelliklerine sahip, kimin daha çekingen, kimin
zaman zaman izleyen, kimin zaman zaman izlenen durumuna düştüğünü
gözlemek ve bunun grup üyelerinde de bilinç oluşturmak olduğu açıklanacak.
(Bu alıştırmayı grup lideri RAE, ön-test puanı düşük olan bir öğrenciye yapıyordu. Bu
üyenin devamlı grup liderinin ellerini izlediği gözlenince bu konu grup üyesine soruldu. O da
özellikle kendinden büyük, konuyu bilen bir kişi olursa hep ardından gittiğini belirtti.)
Aşağı Bastırma: İkişer kişilik gruplara ayrılıp iki kişi de ayakta durur.
Üyelerden biri karşısındakinin omzuna kollarını uzatarak karşısındakinin
omuzlarından aşağıya iyice bastırmaya çalışır.
Burada üyelerin, alıştırmanın amacını kendileri gözleyerek çıkarabilirler veya lider
açıklama yapar. Bir kimse razı olmazsa, eğilmezse karşısındaki onu ezemez, eğemez fikrini
edinmeleri sağlanmaya çalışılır.
4. Ev Ödevleri:
İki ayrı dükkana gidip , bir şey almadan 10 YTL bozdurmaları
İki dükkana gidip, alacakmış gibi bazı giysileri giyip çıkarmaları ve
almamaları,
İki üç kişiyi durdurup yol sormaları istenildi.
ÜÇÜNCÜ OTURUM
1) Ev ödevleri hakkında konuşulur. (Ek-4)
2) Davranışın önceden denenmesi:
Küçük kartlarda yazılı bazı durumları rol yaparak canlandırmaya çalışmaları sağlanır.
(Ek-6).
Üyeler rol yaparken biraz çekingen ve başarısız olabilirler. Bunun nedeni olarak bizim
kültürümüzde ve eğitim sistemimizde insanların temsili (simülated) durumlara uzak ve
yabancı olma olasılığı düşünülebilir.
DÖRDÜNCÜ OTURUM
1) Grup üyelerinin birbirleri hakkında neler düşündüklerini söylemeleri istenir.
Burada önemli olan üyelerin; olumlu veya olumsuz duygularını açıkça iletebilme
becerilerini kazanmaları ve kendilerine yönelik başkalarının olumlu ve olumsuz
duygularını hoşgörü ile karşılamayı öğrenmeleri idi.
Bu oturumda üyelerin birbirleri hakkında olumlu ve olumsuz duygularını dile
getirmeleri duygusal yoğunluğu arttırabilir.
Ev Ödevleri:
Olumlu duygularını büyüklerine arkadaşlarına; küçüklerine söylemeleri
Olumsuz duygularını büyüklerine, arkadaşlarına, küçüklerine söylemeleri
Çevrelerinde tanımadıkları ancak çoğu zaman gördükleri kişilere günaydın
, iyi günler, kolay gelsin vb. gibi demeyi denemeleri
Bir arkadaşlarından borç istemeleri
Ödünç verdikleri bir şeyi geri istemeleri, gürültü yapan arkadaşlarını
susmalarını söylemeleri istenilebilir.
BEŞİNCİ OTURUM
1) Bir önceki oturumda verilen ev ödevleri hakkında konuşulur.
2) Yeniden anlıksal yapılama:
Ben dili ve sen dili hakkında bilgi verilir.(Ek-7)
3) Davranışın önceden denenmesi:
Kartlarda yazılı olan durumlara ben dili ve sen Dili ile tepkide bulunup aradaki
fark ve kişiler üzerindeki bıraktıkları etkiler üzerinde konuşulur.(Ek-8)
4) Ev Ödevi:
Herkesin üçer dakikalık bir konuşma hazırlaması
ALTINCI OTURUM
Her üye üçer dakikalık konuşmasını sunarken dinleyiciler de konuşmacıyı izleyip
atılganlık yönünde ne denli başarılı olup olmadıklarını izlerler.
Bu oturumda bir üyece sözü edilen, atılganlık saldırganlık çekingenlik konusunun ele
alınmasının sağlanması diğer öğrencileri pekiştirmesi açısından yararlı olabilir.
YEDİNCİ OTURUM
Davranışın Önceden Denenmesi:
Üyelerin o anda yapmak istedikleri ancak cesaret edemedikleri bir şey; örneğin okul
müdürüyle konuşmak, birinden verdiği parayı geri istemek , hastanedeki doktorla konuşmak
gibi, rol oynayarak önceden denenir.
Bunu yaparken üyelerin ilk başta çok sıkıntıya düştükleri görülebilir sonradan daha
rahat oldukları söylenebilir.
SEKİZİNCİ OTURUM
Alıştırma: Herkes 5 dakika birbiri hakkında olumlu neler söyleyebileceklerini
düşündükten sonra, üye ortaya gelir, diğer üyeye düşüncelerini söyler. Daha sonra
arkadaşlarının tepkilerini dinler. Arkadaşlarını onun hakkındaki fikirlerini söyler.
Duygu ve sevgi alışverişinde bulunan bireylerin birbirlerine daha yakın oldukları
gözlenebilir.
DOKUZUNCU OTURUM
Gruba iki kez RAE verilir. Birincisinde envanteri değerlendirirken geneli toplum içinde
nasıl davrandıklarını düşünerek yanıtlamaları istenilir , ikincisinde de atılganlık eğitim
grubunu yada bu grup arkadaşlarıyla beraber oldukları bir ortamı düşünerek envanteri
yanıtlamaları, ayrıca grubun değerlendirilmesinin yapılması üyelere söylenerek, öğrencilerden
verilen envanterin arkasına öneri ve eleştirilerinin yazmaları istenilir.
Envanter sonuçları beraberce paylaşılabilir. Oturumlar boyunca akıllarında kalan önemli
anlar üzerinde konuşulabilir. Bu çalışmadan neler kazandıkları sorulabilir.
Bu paylaşımlardan sonra, sevgi bombardımanı etkinliği ile çalışma sonlandırılır.( Üyeler
sırayla ortaya gelirler ve gruba sırtını dönerler. Grup üyeleri ortaya gelen üyeye, içlerinden
geldiği gibi sadece olumlu ifadeler içeren cümleler yöneltirler. Sen mükemmel bir insansın,
yakışıklısın , samimisin vb.)
Üyelerin Gruba Devamı:
Gruplara devam her hafta yapılan yoklama tutanaklarına kaydedilmelidir.
KAYNAK: Atılganlık Eğitimi Paket Programı Bireylerin İletişim Sorunları Ve İletişim
Becerilerinin Geliştirilmesi Yrd. Doç. Dr. Erdoğan Bozkurt
EK-2
Atılgan, Atılgan Olmayan ve Saldırgan davranışın karşılaştırması:
Atılgan Olmayan Atılgan Saldırgan
Ek(3)
Atılgan Bireyin Özellikleri:
1) Konuşurken karşısındakiyle göz göze gelmekten kaçınmaz.
2) Kendinden emin ve dik durur.
3) Konuştuğu kişiden fazla uzakta durmaz.
4) Yüz ifadesine dikkat eder.
5) Ses tonuna dikkat eder ne çok kısık ne çok bağırarak konuşur.
6) Konuşması akıcıdır.
Kendini inkar eder Duygularını Tanır Başkalarını kırarak hiçe
sayarak kendini geliştirmeye
çalışır
Duygularına karşı dürüst
değildir
Dürüsttür, expresiftir Duygularını tanımaz
İstediği amaçlara ulaşamaz İstediği amaca ulaşır İstediği amaçlara başkalarını
kırarak ulaşır
Başkalarının kendisi adına
seçim yapmasına izin verir
Kendi adına seçim yapar Başaları adına seçim yapar
Öfke duyar kaygılıdır. Kendine güvenir Kendini haklı ve üstün görür
OTURUMLAR ARASI UYGULAMA RAPORU
Adı Soyadı :
Tarih:
Sınıf/Şube :
Atılgan olduğunuz durumları yazınız.
Ne yaptığınızı yada ne hissettiğinizi yazın.
Karşınızdaki kişi atılgan davranışınıza nasıl tepkide bulunur anlatınız.
Etkileşim sırasında neler hissettiniz yazınız.
Ek4
YAŞANMIŞ ÖRNEK OLAYLAR
Örnek Olay 1:
Hiç yapmadığım bir şey , sınıfta hoca hata yapınca bunu ona söyledim.
“Hocam , tahtaya yazdığınız o kelimenin sonunda e harfi var galiba dedim”
“Aaa iyi ki söyledin” dedi hoca
Bana kızar diye korkuyordum. Beni kabul etmesi bana cesaret verdi.
Örnek Olay 2:
Yengem hafta sonunda çocuğunu getirip bakmamı istedi.
Yengemi severim, çocuğa bakmayı da isterim,” Bir hafta önce arkadaşlarımla sinemaya
gitmek için sözleşmiştik dedim
Yengem bunu benden bunu beklemiyordu, bozuldu, çünkü , o ana dek hiç böyle bir şey
yapmamıştım.
Çok heyecanlandım bir an sinemaya gitmesem diye düşündüm ama sonra yengemin
bana daha önceden haber vermemekle haksızlık yaptığını düşündüm.
Örnek Olay 3:
Bir arkadaşım benden borç almıştı, ödemi yordu grupta yaptığımız denemelerden
sonra paramı istemeyi karar verdim.
“Ayşe sana iki ay önce 10ytl vermiştim , şimdi ihtiyacım var verirsen sevinirim
dedim.”
“İyi ki söyledin unutmuştum hafta başında ödeyebilirim dedi” İstersem
arkadaşlarımla aram açılır diye düşünüyordum ama öyle olmadı.
Örnek Olay 4:
Dükkana gittim, eteklere bakacağım dedim birkaç tane denedim almadan
dükkandan çıktım.
Denediklerim bana uymadı almıyorum dedim.
Satıcı ters ters baktı söylenmeye başladı.
Ben de çok bozuldum, ağlamaklı oldum, ama sonradan öğrendiklerim aklıma gelince
boş verdim, beğenmediğim bir şeyi almak bana huzursuzluk verecekti.
Örnek Olay 5:
Babam her zamanki gibi bağırıyordu.”Sen sus konuşma diye”
“Babacığım sinirleniyorsun böyle bağırma dedim.
Kızdı bağırmaya devam etti, ama sus sen demedi.Babamdan korkarım ama cesaretlenip
düşüncelerimi söyleyebilmeme çok sevindim.
Örnek Olay 6:
Sinemaya gittiğimde önde iki kişi konuşuyordu, onlardan susmalarını rica ettim.
Eğilerek susar mısınız filmi duyamıyorum dedim.
Benden beklemiyorlardı herhalde. İrkildiler sonra da yavaş konuştular, sonra da
konuşmalar kesildi.
Başta söylemeyecektim, ama buradakiler aklıma gelince uyarmaya karar verdim.
(Siz de kendiniz örnek olaylar yazabilirsiniz.)
Ek6
Grupta rol oynamak için grup üyelerine verilen olaylar. ( Her olay ayrı kartlara
yazılmış ve üyelerce bu kartlar çekilir. Bu roller etki tepki şeklinde olmuştur).
1. Bir erkek arkadaşınızdan sizi konsere götürmesini istiyorsunuz. Atılgan, saldırgan ve
çekingen olarak nasıl tepkide bulunursunuz.?
Oyuncular
Siz
Erkek arkadaşınız
2. Arkadaşınız, sınav öncesi sizden defterinizi almış istiyorsanız. Atılgan, saldırgan ve
çekingen olarak nasıl tepkide bulunursunuz.
Oyuncular
Siz
Arkadaşınız
3. Para ödemek için sıraya girdiniz sizden sonra gelen sıranızı aldı. Atılgan saldırgan ve
çekingen olarak nasıl tepkide bulunursunuz.?
Oyuncular
Siz
Sıraya girmek istemeyen kişi
4. Berber saçınızı istediğiniz şekilde yapmadı. Atılgan saldırgan ve çekingen olarak nasıl
tepkide bulunursunuz.?
Oyuncular
Siz
Berber
5.Hastanede beraber çalıştığınız kişilerin size saygılı davranmasını istiyorsunuz. Atılgan
saldırgan ve çekingen olarak tepkileriniz nasıldır.?
Oyuncular
Siz
Hemşire hasta bakıcı vb.
6. Arkadaşınız siz ders çalışırken sizi konuşmaya tutuyor. Atılgan saldırgan ve çekingen
olarak tepkileriniz nasıldır.?
Oyuncular
Siz
Arkadaşınız
7. Bir toplantıda tanımadığınız biriyle nasıl konuşursunuz. Atılgan saldırgan ve çekingen
tepkileriniz nasıldır.?
Oyuncular
Siz
Bir yabancı
8. Satın aldığınız bir şeyi geri götürdünüz. Atılgan saldırgan ve çekingen olarak tepkileriniz
nasıldır.?
Oyuncular
Siz
Satıcı
9. Otobüse bindiniz uzun yolculuk yapacaksınız kibrite gereksiniminiz var yanınızdakinden
nasıl istersiniz.?
Oyuncular
Siz
Yanınızda oturan kişi
10. Hastanede sizin sorumluluğunuz olmayan bir şeyi size yüklemek istediler. Atılgan
saldırgan ve çekingen olarak tepkileriniz nasıldır.?
Oyuncular
Siz
Doktor, hemşire vb.
11. Sinemaya gittiniz yanınızdaki konuşup sizi rahatsız ediyor. Atılgan saldırgan ve çekingen
olarak tepkileriniz nasıldır.?
Oyuncular
Siz
Yanınızdaki kişi
12. Fazla zaman ayırmak istemediğiniz bir akrabanız telefon ederek üç haftalığına misafir
geleceğini söylüyor. Atılgan saldırgan ve çekingen olarak tepkileriniz nasıldır.?
Oyuncular
Siz
Akrabanız
13. Lokantadasınız yemeğiniz bitmediği halde garson tabağınızı önünüzden alıyor. Atılgan
saldırgan ve çekingen olarak tepkileriniz nasıldır.?
Oyuncular
Siz
Garson
14. Para bozdurduğunuzda eksik verdiğini gördünüz. Atılgan saldırgan ve çekingen olarak
tepkileriniz nasıldır.?
Oyuncular
Siz
Parayı bozan kişi
15. Öğretmeniniz yanlış bir şey söyledi bunu ifade etmek istiyorsunuz. Atılgan saldırgan ve
çekingen olarak tepkileriniz nasıldır.?
Oyuncular
Siz
Öğretmen
Ek7
Grupta Ben Dili ve Sen Dili Hakkında Verilen Bilgiler:
Sen Dili:
Kızgınlık içinde hareket eden insanlar genellikle ne hissettiğini söylemeden hemen
karşısındakini suçlamaya yönelirler karşıdaki suçlandığını hissedince bir savunma
mekanizması geliştirecek ve sizi dinlemeyecek , aklı sizi nasıl kırabileceği ile meşgul
olacaktır. Sen dili “Sen ne kadar kabasın aptalsın sen de hiç terbiye yok mu” gibi ifadelerle
karşımızdakini hemen suçlamaya değerlendirmeye yönelik bir dildir.
Ben Dili:
Karşımızdakinde suçlandığı izlenimi yaratmamak için ifademizi ben dili içinde
oluşturmalıyız. Ben dili kişinin kendini rahatsız eden davranışın kendisinde nasıl bir duygu
uyandırdığını ifade eden söyleyiş biçimine verilen addır.
Ben Dili ile Sen Dili arasında önemli fark şudur:
Ben dili konuşan kişi kendi iç dünyasındaki duyguları ifade eder ve duyguların ötesinde
herhangi bir suçlama ve yargılamaya gitmez ben dili atılganca bir tepkidir. Sen dilinde
suçlama yargılama ağır basar saldırganca bir tutumdur.
Ek8
Uygulamada sen dili ve sen dili ile ilgili olarak ve deneklerin uygulaması için
verilen kartlar:
1. Sen Dili- Çok kötüsün annenle konuşurken araya giriyorsun.
(Durakla)
Ben Dili- Ben annenle konuşurken kendini yalnız hissediyorsun ve bizim konuşmalarımızı
kesiyorsun.
2- Sen Dili – Sakar her şeyi kırıyorsun
(Durakla)
Ben Dili – Aynamı kırdığın için çok üzüldüm
3- Sen Dili- Geri zekalı aptal şey hep matematikten zayıf alıyorsun
(Durakla)
Ben Dili- Matematikten Kırık alman beni üzüyor.
4- Sen Dili Pasaklı saçlarını hiç toplamazmısın
(Durakla)
Ben Dili- Saçların açık dolaşman beni rahatsız ediyor.
5- Ben Dili- Hayatımda senin kadar şimarık birini görmedim
(Durakla)
Ben Dili – Her gördüğünü istemen beni rahatsız ediyor
6- Sen Dili- Ne kadar tembelsin her şeyi benden bekliyorsun
(Durakla)
Ben Dili – Çok öfkelendim bu sabah sana düşen işleri yapmadın bana kaldı.
7-Sen Dili_- Tembel hep benden yararlanıyorsun.
(Durakla)
Ben Dili- Benim ödevlerimi alıp kullanmana bozuluyorum
8- Sen Dili- Saygısız hocayla bçyle konuşulmaz.
(Durakla)
Ben Dili- Konuşma biçimin beni üzdü hatta öfkelendirdi.
9- Sen Dili – Pis pasaklı
(Durakla)
Ben Dili – Çoraplarını yatağımın üstüne koymana sinirleniyorum.
10- Sen Dili- Şimarık Sen herkesi sözünü keser misin
(Durakla)
Ben Dili- Sözümü Kesmen beni kızdırıyor.
IV.BÖLÜM
ARKADAŞLIK BECERİLERİ
ETKİNLİK 1:GRUBA KATILMA
AMAÇ: Yeni bir gruba katılabilme
DÜZEY: 7-11 yaş
MATERYAL: Gruba Katılma Çalışma Kağıdı
ETKİNLİĞİN İŞLENİŞİ
İnsanların zaman zaman farklı ortamlarda ve durumlarda tanımadığı yeni kişilerle
karşılaşabileceğini anlatın. Ne gibi durumlarda tanımadığımız kişilerle karşılaşabileceğimizi
sorun ve bu durumları sınıfta tartışın. (yeni bir okula başlayınca, Sınıfa çalışma kağıtlarını
dağıtıp, öğrencilerden doldurmalarını isteyin. Daha sonra gönüllü öğrencilerden cevaplarını
paylaşmalarını isteyin. Yeni bir ortama girdiğimizde, ilk adımı karşı taraftan beklemek
yerine bizim de iletişime geçmemizin gerekliliğini vurgulayarak etkinliği bitirin.
HAZIRLAYAN: Uzm. Psikolojik Dan. Emine Ürün
ÇALIŞMA KAĞIDI
GRUBA KATILMA
Sünger Bob, bu sahile yeni taşındı
ve henüz kimseyi tanımıyor. Diğer çocuklar
ise birlikte çok eğleniyor ve ertesi gün
neler yapacaklarını konuşuyorlar.
Haydi Sünger Bob’a gruba katılması
için yardım et.
Sünger Bob gruba katılmak için neler
yapmalı? ................. ……………………………….
…………………………………………………………
………………………………………………………
Sence önce Sünger Bob mu önce konuşmalı yoksa gruptan birisi onunla konuşana
kadar beklemeli mi?
.....................................................................................................................................................................
.....................................................................................................................................................................
...........................................................................................................................
Sünger Bob gruptaki çocuklarla sohbete başlamak için ne söylemeli?
…………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………
…………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………………………………..
Gruptakiler Sünger Bob’u yanlarına davet etmeli midir, niçin?
…………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………
…………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………………………………..
Bir gruba katılmakta zorlandığın bir anı yaz. Neler hissettin, ne yaptın?
…………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………
…………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………………………………….
Bulunduğun ortama yeni bir kişi gelince neler yapabilirsin, yaz. Yeni gelen kişi nasıl
hisseder?
…………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………
……………………………………………………………………………………………………………........................
ETKİNLİK 2: KENDİNİ TANITMA VE TANIŞMA
AMAÇ: “Kendini uygun bir şekilde tanıtabilme”
GÖSTERGE “Kendini tanıtır ve diğerlerini tanımak için dinler”
SINIF DÜZEYİ 5-6-7-8-9-10-11-12
YÖNERGE; Öncelikle öğrencilere son dönemlerde yeni birileriyle tanışıp tanışmadıkları,
tanıştılar ise o kişiye kendilerini nasıl tanıttıklarını sorun, örnek vermelerini isteyin. Ardından
kendini tanıtma ve tanışmayla ilgili bir etkinlik yapacağınızı belirtin. Etkinlik için sınıftaki
öğrenci sayısına göre her grupta 10-15 öğrenci olacak şekilde öğrencileri gruplara ayırın.
Öğrencilerden ayağa kalkıp daire olmalarını isteyin. Etkinlikte herkesin öncelikle ismini,
hobisi veya serbest zamanlarını geçirmeyi tercih ettiği eylemi ve şu an en çok nerede olmak
istediğini söyleyerek kendini tanıtacağı yönergesini verin. Etkinliğe başlayacak ilk kişi sadece
kendisiyle ilgili bilgileri söylerken diğer öğrenciler, kendilerinden önce söylenen bilgileri de
kendilerini tanıttıktan sonra ekleyeceklerini açıklayın.
Ör: Ben Arda, serbest zamanlarımda gitar çalarım, şu an evde olup oyun oynamak istiyorum
(Birinci kişi). Ben Sevgi, hobim keman çalmak, şu an alışveriş yapmayı isterdim. Sen Arda,
serbest zamanlarında gitar çalıyorsun, şu an evde olup oyun oynamak istiyorsun (İkinci Kişi).
Oyunun dairedeki en son kişi kendisini tanıtıp odan önceki tüm arkadaşlarının bilgilerini de
verdikten sonra tamamlanacağını belirtin.
Etkinlik sonrasında öğrencilere “Etkinlik sırasında arkadaşlarınızı ne kadar dikkatli
dinlediniz? Neler yaşadınız? Kendinizle ilgili fark ettikleriniz nelerdir?” sorularını yöneltin.
Öğrencilerin açıklamalarından sonra bu etkinliğin, hem kendini uygun bir şekilde tanıtma
hem de iyi bir dinleyici olma açısından önemli olduğunu vurgulayın. Öğrencilerin etkinlikle
ilgili sormak istedikleri olup olmadığını öğrendikten sonra çalışmayı sonlandırın.
KAYNAK: Çocuğa Yönelik Şiddetin Önlenmesi Teknik Destek Projesi Yaşam Becerileri
Etkinlik El Kitabı, MEB Özel Eğitim Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü
ETKİNLİK 3: BİZE KATIL
AMAÇ:Sosyal İlişkileri geliştirebilme
DÜZEY:7-12 yaş
SÜREÇ:
Fulya sınıfta hiçbir şeye katılmayan ve hiçbir grup etkinliğinde yer almayan bir
kızdır. Sınıfta varlığı ile yokluğu belli değildir. Sorulmadıkça konuşmaz.
Arkadaşları, onu aralarına almak istemektedirler.
Bunun için ne yapmalıdır?
Öğrencilerden çeşitli çözüm önerilerini söylemelerini ve tartışmalarını isteyiniz.
En uygun önerileri sınıfta oynayınız.
Kaynak: ilköğretimde sosyal Becerilerin Geliştirilmesi. Prof. Dr. Füsun Akkök,
Özgür Yayınları
ETKİNLİK 4:SOHBETİ SÜRDÜRME
AMAÇ: İletişim Sırasında uygun sorular sorarak sohbeti sürdürebilme
DÜZEY: 3 .sınıf ve üzeri
SÜREÇ
Öğretmen sınıfta sohbet esnasında uygun sorular sormanın önemini anlatır. “yerinde ve uygun
sorular sormak bir şeyler hakkında bilgi edinmek için en güzel yoldur. Sorular sorduğumuzda
karşımızdaki kişiyle ilgilendiğimizi gösteririz. Sohbetimizi sürdürebiliriz. Hem de onun
hakkında daha fazla bilgi edinip, daha iyi arkadaş olabiliriz. “
Pratik için gruptaki öğrencileri ikişerli gruplara ayırın öğrencilerden birinin zihninden bir şey
tutmasını ve diğerinin de çeşitli sorular sorarak bunu tahmin etmesini isteyin. (örneğin:
Öğrencilerden biri :”Kapının yanındaki bir şeyi düşünüyorum.” der. Diğer öğrenci: “ne renk?,
kapının hangi tarafında? gibi sorular sorarak diğer arkadaşının zihninde tuttuğu nesneyi doğru
tahmin edene kadar etkinliği sürdürürler. Aynı grup öğrencilere “Sohbeti sürdür” etkinlik
kağıtları verilir ve birlikte çalışmaları istenir.
HAZIRLAYAN: Uzm. Psikolojik Dan. Emine Ürün
ÇALIŞMA KAĞIDI
SOHBETİ SÜRDÜR
BEN: Babam bana bir kedi aldı.
ARKADAŞIM: Ne kadar güzel .Adı ne?
BEN: Boncuk.
ARKADAŞIM: Peki onu ne ile besliyorsun?
BEN:…………………………………………….,,,,,,,,,,,,,,,,
ARKADAŞIM:,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
BEN;,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
ARKADAŞIM:,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
BEN;,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
ARKADAŞIM:………………………………………………………………………………….
BEN:……………………………………………………………………………………………..
ARKADAŞIM:………………………………………………………………………………….
BEN:……………………………………………………………………………………………
ARKADAŞIM:…………………………………………………………………………………
Şimdi arkadaşınla rollerini değiştir ve başka bir konuda sohbete başlayın.
Sohbet konumuz:………………………………………………………………………..
ARKADAŞIM:,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
BEN;,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
ARKADAŞIM:,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
BEN;,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
ARKADAŞIM:………………………………………………………………………………….
BEN:……………………………………………………………………………………………..
ARKADAŞIM:………………………………………………………………………………….
BEN:……………………………………………………………………………………………
ARKADAŞIM:…………………………………………………………………………………
BEN:……………………………………………………………………………………………
ETKİNLİK 5: İYİ ARKADAŞ
AMAÇ: Öğrencilerin iyi ve kötü arkadaşlık kavramlarını anlamalarını sağlamak
DÜZEY: 1. Sınıf ve üstü
SÜREÇ:
(Tahtaya yandaki şekli çizin).
Sizce arkadaşlık neden önemli?
zamanlarınızda?
Şimdi gelin bir de kötü arkadaşa bakalım. (Aynı şekli kötü arkadaş için de çizin)
r?
Bazılarımızın da hiç arkadaşı yoktur. Sizce böyle bir çocuk:
er hissederdiniz?
KAYNAK: Berthelot, J. (1996). A Unit on Friendship materyalinden uyarlanmıştır.
ETKİNLİK 6: FARKLILIKLARIMIZ BENZERLİKLERİMİZ
AMAÇ: Öğrencilerin arkadaşlıklarda farklılıkları kabul etmenin önemini kavramalarını
“Seni destekliyorum”
Anlayışlı
Güven Beni korur
İYİ ARKADAŞ
NASIL OLUR?
NE SÖYLER?
SİZE NE HİSSETTİR
İR?
NE YAPAR?
sağlamak
MATERYAL: Katılımcı sayısının yarısı kadar Uygulama Sayfası 1/A ya da 1/B, A4 kâğıdı
DÜZEY: 3. Sınıf ve üstü
SÜREÇ:
Bu oturumda farklılıklarımızı ve benzerliklerimizi tartışacağız.
Şimdi sizden 2 kişilik gruplara
ayrılmanızı istiyorum (Tahtaya üstteki şekli çizin
ve her gruba birer tane A4 kağıdı verin).
Şimdi hepiniz size dağıttığım kağıtlara
benim çizdiğim gibi iç içe geçmiş 2 daire çizin.
Ama kağıdı yan tutun ki, daireler büyük
olsunçünkü içlerine yazı yazacaksınız
Şimdi çizdiğiniz dairelerin üzerine ya da
altına isimlerinizi yazın.
Şimdi sizlere bir soru kâğıdı dağıtacağım. (Uygulama Sayfası 1/A’yı dağıtın). Soruları
okuyun ve eğer farklı cevap veriyorsanız cevaplarınızı kendi dairelerinizin içine yazın. Eğer
cevaplarınız aynı ise buraya, dairelerin üst üste bindiği (kesiştiği) yere yazacaksınız. (Tahtada
dairelerin kesiştiği noktayı gösterin). Herkes anladı mı?
Size dağıttığım sorulara tüm içtenliğinizle cevap vermeniz önemli. Bu etkinlik için 15
dakikanız var. (Grupların arasında dolaşın ve gerekiyorsa katılımcılara yardım edin).
KÜÇÜK SINIFLAR İÇİN SÜREÇ:
Arkadaşınızla birlikte soruları okuyun ve cevaplayın.
KAYNAK: Berthelot, J. (1996). A Unit on Friendship materyalinden uyarlanmıştır.
TARTIŞILACAK SORULAR
(Soruları küçük sınıfların anlayacağı biçimde basitleştirebilirsiniz)
REŞİT MUSTAFA
Alıştırmayı nasıl buldunuz?
Arkadaşınıza ilişkin yeni bir şey öğrendiniz mi? Neler?
Arkadaşınızla ne tür farklılıklarınız var?
Arkadaşınızla ne tür benzerliklerinizin olduğunu keşfettiniz?
Bu benzerlikler ve farklılıklar arkadaşınıza ilişkin görüşünüzü değiştirdi mi?
Bu etkinlik diğerlerine ilişkin bakışınızı değiştirdi mi?
VURGULANACAK NOKTALAR:
Eğer hepimiz aynı boyda, aynı kiloda, aynı görünüşte olsaydık ve hatta aynı zevklere,
özelliklere, hobilere, kişilik özelliklerine sahip olsaydık ne olurdu? (Yanıtları alın, eksikleri
tamamlayın:
o Dünya çok sıkıcı bir yer olurdu.
o Birbirimizden bir şeyler öğrenemez, kendimizi geliştiremezdik.
o Kimse bizi birbirimizden ayıramazdı.
o Farklı olma ve özel olma hissini hissedemezdik.
o Kiminle arkadaş olduğumuz fark etmezdi.
Arkadaşlarımız ve bizler, benzer ve farklı özelliklere, zevklere, hobilere, kişilik
özelliklerine sahibiz. Benzerliklerimiz bizi birbirimize yaklaştırırken birbirimizin farklı
yönlerinden bir şeyler öğreniriz. Farklılıklar bizi zenginleştirir
UYGULAMA SAYFASI 1/A: FARKLILIKLARIMIZ- BENZERLİKLERİMİZ
(Büyük sınıflar için)
1. Kaç kardeşiniz var?
2. Hangi ayda doğdunuz?
3. En çok hangi rengi seviyorsunuz?
4. En sevdiğiniz meyve hangisi?
5. En sevdiğiniz yemek hangisi?
6. En sevdiğiniz şarkı hangisi?
7. İlerde hangi mesleği seçmek istiyorsunuz?
8. Hangi futbol takımını destekliyorsunuz?
9. Boş zamanlarınızda ne yapmaktan hoşlanıyorsunuz?
10. En sevdiğiniz kitap hangisi?
11. En sevdiğiniz televizyon programı hangisi?
12. Okulda en çok hangi konuda zorlanıyorsunuz?
13. Sizi en çok ne strese sokar?
14. Sizi en çok ne üzer?
15. Sizi en çok ne mutlu eder?
16. En çok hangi özelliğinizi seviyorsunuz?
17. Arkadaşlarınız en çok sizin hangi özelliğinizi sever?
18. Arkadaşlıkta en önemli şey sizce ne?
UYGULAMA SAYFASI 1/B: FARKLILIKLARIMIZ BENZERLİKLERİMİZ
(Küçük sınıflar için)
En sevdiğiniz
yemek
hangisi?
Benim:
Arkadaşımın:
Benim:
Arkadaşımın:
Kaç kardeşiniz
var?
Hangi ayda
doğdunuz?
Ben:
Arkadaşım:
DOĞUM GÜNÜN
KUTLU OLSUN!
En sevdiğiniz çiçek
hangisi?
Benim:
Arkadaşımın:
Benim:
Arkadaşımın:
En sevdiğiniz
renk hangisi?
Hangi takımı
destekliyorsunuz?
Ben:
Arkadaşımın:
En sevdiğiniz
meyve
hangisi?
Benim:
Arkadaşımın:
Benim:
Arkadaşımın:
En sevdiğiniz
şarkı hangisi?
En sevdiğiniz
şarkıcı kim?
Benim:
Arkadaşımın:
En çok hangi
oyunları
seviyorsunuz?
Ben: Arkadaşım:
Sizi en çok ne sevindirir?
Beni: Arkadaşımı:
Sizi en çok ne üzer?
Beni: Arkadaşımı:
En çok neden
endişelenirsiniz ya
da korkarsınız?
Ben:
Arkadaşım:
En sevdiğiniz özelliğiniz
nedir?
Benim:
Arkadaşımın:
Okulda en çok
hangi konuda
zorluk
çekiyorsunuz?
Ben:
Arkadaşım:
ETKİNLİK 7: YENİ BAŞLANGIÇLAR YENİ ARKADAŞLIKLAR
AMAÇ: Öğrencilerin arkadaş edinme ve arkadaşlıklarını koruma becerileri edinmelerini
sağlamak
MATERYAL: Senaryo kartları
DÜZEY: 2. Sınıf ve üstü
SÜREÇ:
(Oturumdan önce Uygulama Sayfası 2’nin çıktısını alın ve işaretli yerlerden kesin).
Bu oturumda nasıl yeni arkadaşlar edineceğimizi ve arkadaşlıklarımızı nasıl
koruyacağımızı konuşacağız.
Şimdi sizlerin dört gruba ayrılmanızı istiyorum. Her gruba bir sorun kartı dağıtacağım.
Sizler orada yazan sorunlara çözümler bulmaya çalışacaksınız. (Öğrencilerin gruplara
ayrılmasını bekleyin ve sorun kartlarını dağıtın). Şimdi çalışmanız için size 15 dakika
veriyorum, sonra çalışmanızı sunacaksınız.
• Önce hikayenizi bize okur musunuz?
• Sizce hikayedeki öğrenci neler hissediyor?
• Etrafınızda böyle arkadaşlarınız var mı?
• Hikâyedeki öğrenciye neler önerdiniz?
Arkadaşlıklarımızı nasıl koruyabiliriz?
VURGULANACAK NOKTALAR
Bazılarımız için arkadaş olmak kolaydır ama diğerleri için zor olabilir. Gerçek bir
arkadaşlık kurmak ve bu arkadaşlığı korumak gerçekten çok güzel bir duygudur. Ama çaba
gerektirir. Yeni bir okula başlamak, başka bir sınıfa geçmek, eski arkadaşlardan kopmak
genellikle kaygılandırır bizi. Bu çok doğaldır. Arkadaşınız olsun istiyorsanız önce sizin
arkadaş olmanız lazım.
o Herkese arkadaşça davranın.
o Arkadaşlarınızı selamlayın, onlara nasıl olduklarını sorun.
o Sizinle konuşurken onları dinleyin.
o Espri yapın.
o Eğer bir derste iyiyseniz, arkadaşlarınıza yardım etmeyi önerin.
Arkadaşlıklarımızı korumak çok önemlidir. Arkadaşlıklarımız her zaman onlara karşı dürüst
olarak, ihtiyacı olduğunda destek vererek ve güvenini sarsmayarak koruyabiliriz. Ama
arkadaşlarımız doğru olmayan davranışlarda bulunuyorlarsa bu arkadaşlıkları sürdürmek
zorunda değiliz.
UYGULAMA SAYFASI 2: YENİ BAŞLANGIÇLAR YENİ ARKADAŞLAR
Benim annem de babam da öğretmen. Bu sene yeni bir yere atandıkları için ben bugün yeni
bir okula başlayacağım. Eski okulumda çok arkadaşım vardı. Ama burada henüz hiç
arkadaşım yok. Bu beni endişelendiriyor. Sınıfa ilk girdiğimde ne yapacağım? Nereye
oturacağım? Ya başka birinin yerine oturursam? Sınıftaki çocuklar beni aralarına kabul
edecekler mi? Kantin nerededir acaba? Öğretmenlerim beni sevecek mi?
Eskiden çok iyi bir arkadaş grubum vardı. Çok eğleniyorduk. Ama onlar çok değiştiler. Kötü
alışkanlıklar edindiler. Sık sık okuldan kaçıyorlar. Derslerine de çalışmıyorlar artık. Sınavda
birbirlerinden kopya çekiyorlar. Ben onların yaptıklarını doğru bulmuyorum. Yeni arkadaşlar
edinmek istiyorum ama çok çekingenim. Nasıl arkadaş edineceğimi bilmiyorum.
Hiç arkadaşım yok. Neden beni sevmediklerini bilmiyorum. Arkadaş olmak için ne
yapacağımı da bilmiyorum. Kendimi çok yalnız ve üzgün hissediyorum. Herkesin birçok
arkadaşı var ama benim bir tane bile yok.
Ben okula geç başladım. Babam iki sene önce beni okuldan aldı. Sonra öğretmenlerimin
çabasıyla yeniden okula geldim. Sınıf arkadaşlarımdan daha büyüğüm ve derslerde de
geriyim. Çok çalışıyorum arkadaşlarıma yetişmek için. Okula geri döndüğüm için çok
mutluyum ama bazen sınıf arkadaşlarımın beni benimle dalga geçmeleri beni çok kırıyor ve
üzüyor. Bense onlarla arkadaş olmak istiyorum. Keşke bunu başarabilsem.
EKLER
KULLANILABİLECEK ISINMA ETKİNLİKLERİ
ISINMA VE KAYNAŞMA OYUNLARI
Özellikle grup içi sosyal iletişimi güçlendirmek için kullanılan harika oyunlar. sınıf ortamında
öğrenciler arasındaki sorunları çözmek amacıyla kullanılabilir.
1-PİN KODU-KİLİTLERİ ÇÖZME Grupta herkesin eşleşmesi istenir. Eşleşme yapılırken
birbirini az tanıyanların eş olmaları istenir. Eşlerden oluşan grubun yarısı dışarı çıkar. İçeride
kalanlar uzaylılardır. Uzaylı eşlere yönerge verilir. Yönergeye göre; içeri gelip onunla
iletişime geçmeye çalışacak olan eşine karşı tepkisiz kalması, gözlerini kaçırmadan sabit bir
şekilde bakması istenir. Hiç bir şekilde iletişime girilmez. Uzaylı gruptakilere grup sayısına
göre 3–4 ya da 4–5 kişiye birer pin kodu verilir.(grup küçükse her birine bir pin kodu
verilebilir) Örneğin; dokunma, el sıkma, merhaba deme, öpme, sarılma gibi. Dışardan gelen
eş uzaylıyla iletişime girmeye çalışacak ancak uzaylı eş pin kodunu alana dek çözülmeyecek,
sabit duracaktır. Ne zaman ki dışardan gelen eş doğru pin kodunu bi şekilde uygularsa uzaylı
çözülecek ve iletişime girecektir.(dışarıdaki gruba verilen yönerge içerdeki eşiyle iletişim
kurması olacaktır.)
2-MIRIL-MIRIL MIRILDAN Tüm grup büyüklüğüne göre küçük gruplara bölünür.4–5
kişilik olabilir.(gruplarda kimlerin olacağı belli değildir. Kaç kişiye kâğıt verilmesi ve aynı
şarkı sözünden kaç tane yazılması gerektiği konusunda küçük gruplar önceden düşünülür.)
Daha önceden grup sayısı düşünülerek hazırlanmış olan küçük kâğıtlara herkesin bilebileceği
şarkı adları yazılır. Sepet ya da torbaya konan kâğıtlar herkese çektirilir. Herkes çektiği
şarkının müziğini sözlerini söylemeden mırıldanmaya başlar. Bu şekilde mırıldanarak küçük
grup üyelerinin birbirini bulması ve gruplarını oluşturması beklenir. İlk oluşan grup sırasına
göre, tüm gruplar şarkılarını söyleyerek etkinlik sona erdirilir.
3-PAT PAT PATLADI Grup halka olur. Ortada bir ebe olur. Ebenin gözleri bağlanır ya da
gözlerini kapatıp açmaması istenir.3 küçük top halkadaki kişileri her iki elinden de geçmek
üzere elden ele dolaşır. Bu sırada ebe gözleri kapalı olarak, topların kimde olduğunu
görmeden PATLIYOPATLIYO-PATLIYO diye bağırır. Ne zaman ki ebe PATLADI derse
top kimin hangi elinde ise o el yanar. İki elide yanan çıkar. Ebe değişebilir, yanan ebe olabilir.
Oyun bu şekilde son kişi kalıp kazanana dek sürer. ( 3 adet elde tutulabilir çok büyük ya da
küçük olmayan top)
4-LİDERİNİ BUL Grup daire olur ya da karışık şekilde yürür pozisyondadır. Bir ebe
seçilerek dışarı çıkarılır. Gruptan bir lider seçilir ve gruba şu yönerge verilir; “Lider ne
yaparsa onu yapın”.İçeri alınan ebeden lideri bulması istenir. Ebenin lideri tahminde üç hakkı
vardır. Lideri bulursa yeni ebe lider olur. Bulamazsa tekrar ebe olarak devam eder.
5-SAYI SAYMACA Grup halka olur, ayakta ya da oturarak oynanabilir. Grupta kaç kişi
varsa hedef bu sayıya kadar anlaşmadan, birbirinden habersiz başlayarak, kimin hangi sayıyı
söyleyeceğini bilmeden, işaret vb. yapmadan, karışık olarak saymaktır. Örneğin; 1’den 20 ye
kadar saymaya çalışılır. Herkes bir sayı söyleyecektir. Aynı anda iki kişi birden aynı sayıyı
söylerse en başa dönülür.
6-KÖPEK BALIKLARI YA DA HAVUZ OYUNU Grup halka olur. Lider gruptaki
herkesin gözlerini kapatmasını ister ve şu yönergeyi verir; “şimdi grubun arkasından
dolaşarak rast gelen birine dokunacağım, dokunduğum kişi köpekbalığı diğerleri ise
havuzdaki diğer balıklar olacaktır. Daha sonra herkes havuzda göz göze bakmak şartıyla
serbestçe dolaşacaktır. Bu sırada köpekbalığı ile göz göze gelip köpek balığının göz kırptığı
balık ölecek ve sessizce havuzdan kenara çıkacaktır. Bu sırada köpekbalığının kim olduğunu
tahmin eden kişi bunu liderin kulağına söyleyecek ve tahmin doğruysa havuzdan ölmeden
çıkarak kurtulacak, tahmin yanlışsa havuzda dolaşmaya devam edecektir. Tüm balıklar ölene
ya da tahminde bulunup kurtulana dek oyun sürecektir” der ve herkesin gözü kapalıyken
grubun arkasında dolaşarak birine dokunur ve köpekbalığını seçer ve oyun başlar.
7- YUVANI BUL İkişerli eş olunur. Kol kola girilir. Diğer kollar belde yuva yapılır.(boştaki
eller bele konur) 2 kişi ortada olur. Biri ebe olur. Ebe olan kaçanı yakalamaya çalışır. Kaçan
kişi ebelenmeden yuvaya girerse, yuvanın boşta kalan kişisi kaçmaya başlar, ebeleme
olduğunda ise ebeleyen kaçmaya başlar, ebelenen kovalamaya… Oyun böylece devam eder.
8-AŞURE OYUNU 1. Versiyonu: Ömer burada Bahar nerde, Bahar derki; Bahar burada
Serpil nerde. Bu şekilde devam eder. 2. Versiyonu: İkişerli eş olunur. Grup lideri oyunu
başlatır. İkiliden birini belirterek şöyle der; -Ben bir aşure yaptım, içinde Ayşe yok.-Ayşe
cevap vermez, Ayşe’nin eşi Emine derki; ben bir aşure yaptım, içinde Ayşe var Fatma yok…
Oyun böylece sürer. ( yanmalı bir oyundur. Son ikili kalana dek oynanabilir)
9- TUZ BUZ Herkes bir numara alır. (grup baştan sayarak herkesin numarası
belirlenebilir.)İki elle bacaklara vurulur iki el çırpma, iki parmak şıklatma. Parmak
şıklatmanın birincisinde kendi numaran, ikincisinde bir başkasının numarası söylenir.
Numarası söylenen oyuna devam eder. Seri olunur. Takılan ya da yanlış söyleyen ya da
çıkmış birinin numarasını söyleyen oyundan çıkar. Son iki kişi oyunu Tuz-Buz şeklinde
sürdürerek birinci belli olana kadar devam eder. Bir kişi tuz diğeri buz diyecektir. (Örnek: iki
el bacaklara vuruldu, iki kere el çırpıldı, parmak ilk şıklatmada kendi numarası olan 1,ikinci
şıklatmada herhangi birinin numarası olan, 5 söylendi, numarası 5 olan aynı ahenkle 5,11
der,11 olan aynı şekilde 11–13 der vs..Son iki kişi den biri tuz biri buz olunca da aynı şekilde
biri tuz-buz, diğeri buz tuz diyerek şaşırıp yanana kadar devam eder)
10- EV SAHİBİ-KİRACI Gruptan üçerli olmaları istenir ya da grup üçerli olarak küçük
gruplara bölünür. Bir ebe seçilir. Üçerli olan gruplardan iki kişinin karşılıklı geçerek ellerini
avuç içleri açık olarak birbirine dayayarak bir çatı oluşturmaları istenir. Bunlara ev sahibi
denir. Üçüncü kişi ise yapılan bu çatının içine iki kişinin arasına girer, böylece kiracı olur.
Ebe ortadadır. Liderin komutu ile oyun başlar ve sürer. Lider kiracılar dediğinde ev sahipleri
sabit dururken kiracılar ev değişikliği yapar, tüm kiracıların ev değiştirmesi zorunludur. Bu
arada ebe kendine ev bulup yerleşmeye çalışır, dışarıda kalan kimse yeni ebe o olur. Lider Ev
sahipleri derse bu defa kiracılar sabit durur ev sahipleri yer değiştirerek farklı kimselerle
kiracıların üzerine ev olmaya çalışır. Yine kendine eş bulamayıp, ev olamayan dışarıda
kaldığı için ebe olur. Ev sahipleri için eş değiştirmek zorunludur. Lider komutuna göre oyun
devam eder.
11-TATİL Grup ayaktadır.lider şöyle bir yönerge verir; “Şimdi tatile gideceğinizi haya
edin,bu nasıl bir tatil olurdu; bir dağ köyünde,yürüyüşlerle geçen bir tatil mi?,5 yıldızlı bir
tatil köyünde mi,Yabancı bir ülkede kültür turu mu?” vb. (gruba göre sayı çoksa örneğin tatil
çeşidini artırabilirsiniz.Bu yönergenin ardında da çeşitli köşeler gösterilerek,köy diyenler
buraya,ülke diyenler şuraya,tatil köyü-deniz diyenler şuraya gibi köşelerde toplanarak küçük
gruplarını oluştururlar.gruplar kendi aralarında neden o köşeyi yani o tatili seçtiklerini
konuşurlar.(tanışma ve kaynaşma etkinliği olarak ta düşünülebilir.)Daha sonra küçük grubun
ön plana çıkan ortak düşünce ve duyguları büyük grupta da paylaşılır.
12-AĞAÇLAR Bir önceki etkinliğin ağaçlarla yapılan şeklidir. Bunda yönerge olarak ağaçlar
kullanılır. Çınarlar bir köşeye, salkım-söğüt diğer köşeye, çam bir diğer köşeye ve farklı
ağaçlar(meyve ağacı yâda farklı ağaç düşünen olursa diye)bir köşeye toplansın denir. Yine
oluşan küçük gruplara neden orda olduklarını konuşmaları, paylaşmaları için zaman verilir ve
daha sonra büyük grupla da öne çıkan ortak duygu ve düşünceler paylaşılır. ( bu etkinlikler
grup özelliğine göre; ev eşyaları ( tv.,çaydaklık vs.) çantalar(küçük,büyük,valiz,spor,cüzdan
vs.) ya da (oyuncu,senarist,yönetmen) şeklinde de uygulanabilir.)
13-BİNGO Ortamda tahta varsa tahtaya çeşitli önergeler yazılır. Örneğin; Mardin’i görmüş,
çay seven, köpeği olan, kek sevmeyen vs. gibi. Sonra gruptakilere birbirleri ile iletişime
geçerek bu sorulara cevap bulmaları istenir. Her bir önergeye uygun bir kişi bulunacaktır. Ve
en erken bitiren galip olur ve etkinlik sona erer. Bu etkinlik daha önceden hazırlanan BİNGO
kartıyla da uygulanabilir.
14-YİN YANG: Bilindiği gibi uzak doğu kültüründe Yin Yang sembolü evrendeki birbirini
tamamlayan zıt özellikleri temsil eder. Ve her iki zıtlıkta kendi içinde bir miktar birbirlerinin
özelliklerinden taşırlar. Bu sembol grup etkinliklerinde grubun yapısı ve işlenen konunun
özelliğine göre değerlendirme, karşılaştırma gibi çeşitli şekillerde uygulanabilir. Örneğin
sembol büyütülüp çoğaltılarak kişilere verilir ve diyelim ki konumuz iletişimse bireysel olarak
ya da küçük gruplar yaparak siyah tarafa iletişimi olumsuz etkileyen etmenler, beyaz tarafa
iletişimi kolaylaştıran etmenlerin yazılması istenir. Ya da farklı konularda benzer
değerlendirmeler için kullanılabilecek bir materyal olabilir.
15-MEVSİMLER: Grup 4–5 kişilik küçük gruplara ayrılır. Her bir gruba paket kâğıdı (büyük
boy kraft kâğıt) bol sayıda boya, yapıştırıcı, makas vb. sağlanır. Gruplardan seçecekleri bir
üyenin kraft kâğıt üzerine uzanarak istedikleri pozu vermesini ve o şeklide üyenin profilin
kâğıda çıkarılması istenir. Daha sonra eldeki malzemelerle ortaya çıkan figürün içi grubun
ortak kararına uygun bir mevsim seçilerek istedikleri şekilde doldurulur. Çalışma ortamın
duvarları posterlerle süslenir.
Köpeği olan
Kek sevmeyen
Mardin i görmüş
3 çocuklu
Bekâr Evli
16-AĞAÇ ÇİZİMİ: Grup üyelerine birer kâğıt verilir ve herkesten kendine bir ağaç çizmesi
istenir. Ağaçlarını diledikleri gibi yapabilirler. Herkes tamamladığı zaman resimleri rast gele
birbirleri ile (daha az tanıdıkları ile olabilir, yanındaki ile olabilir, karışık olabilir)
değiştirmeleri istenir. Ve kendilerine gelen ağacı değerlendirmeleri istenir. Bu etkinlik daha
çok bireysel farklılıkları, ilgileri, iletişim engellerini, beğenileri vs. vurgulamak ihtiyacı
olduğunda uygulanır. Herkesin aynı ağacı yapamayacağı gibi aynı davranışı da
gösteremeyeceği gibi vurgular yapılabilir.
17-İLETİŞİM ENGELLERİ ETKİNLİKLERİ: Konunun iletişim olduğu durumlarda
engelleri vurgulamak amaçlı yapılan etkinlikler. A) Gruptan seçilen bir ya da duruma göre
birkaç kişi (isteğe bağlı) dışarı çıkartılır. İçerideki gruptan gönüllü olan birkaç kişiye de
iletişim engelleri ile ilgili yönergeler verilerek biraz sonra içeri gelip, onlarla iletişime
geçmeye çalışan kişi ya da kişilere bu yönergeler doğrultusunda davranmaları istenir.
(örneğin, bir kişiye; sürekli sözlerini kes, diğer bir kişiye, yüzüne bakma, oralı olma,
umursama, başka bir kişiye söylediklerini umursama gibi)Etkinlik uygulayıcıların duyguları
ve büyük grubun paylaşımları alınarak sonlandırılır. B) İletişim engelleri farklı olarak grup
içinden gönüllü olan 4–5 kişinin başına önceden hazırlanan ve üzerinde iletişim engellerinin
yer aldığı ifadelerden oluşan kâğıt şapkalarla da yapılabilir. Bu uygulamada büyük grubun
önünde orta yerde daire olan gönüllülerden herhangi bir konuda iletişime geçmeleri istenir.
Kişilerin başında bulunan ifadeleri kendileri bilmezken diğerleri o kişiye o ifadeye uygun
olarak davranır. ( örneğin bir kişinin başında beni dinleyin ve onaylayın, diğer birinde beni
eleştirin, diğer birinde bana gülün, bir başkasına beni dinlemeyin ve önemsemeyin bir diğeri
benimle zıtlaşın gibi şapkalar olsun.) etkinlik sonunda yine duygular ve büyük grup
paylaşımları alınır vurgulamalarla sonlandırılır. C) aynı etkinlik büyük grupla da
uygulanabilir. Şöyle ki; grup lideri önceden küçük kâğıtlara yazdığı iletişim engellerini rast
gele gruptan birkaç kişiye dağıtır. Ve konusunu sunmaya devam edeceğini ancak kâğıt
dağıttığı kişilerin kendisine kâğıtta yazıldığı şekilde davranmasını ister. Bir süre devam eden
uygulama sonunda büyük grupla paylaşım yapılarak kişilerin hangi iletişim engellerini
kullandıkları bulunur ve üstüne konuşulur.
18- KULAKTAN KULAĞA OYUNU Grup lideri yanındakine bir cümle söyler, bu cümlenin
kulaktan kulağa zincirleme gitmesi komutu verilir. Grup tamamlandığında cümlenin yüksek
sesle söylenmesi istenir. Yüksek sesle ifade edilen cümlenin hangi kanalda, nerede bozulduğu
fark edilir. Duygular paylaşılır, çok konuşulan ve birçok kaynaktan bize gelen bilgilerin bazen
bir yerlerde bozulabileceği gibi vurgularla iletişim güçlükleri anlatılarak, paylaşımlarla
sonlandırılır.
19-UYKUCU HOROZ Tüm çocuklar yumurta olup, yere otururlar. Uyur gibidirler ve
gözlerini açmazlar. Öğretmen tek tek başlarına dokunur. Başına dokunulan çocuk, sessizce
kalkar ve öğretmenin peşinden gelir. Son çocuk kalana kadar, öğretmen çocukların başlarına
dokunarak kaldırır. Sona kalan çocuğun etrafında sessizce halka olunur. Ve birden, “uykucu
horoz, uykucu horoz kalk artık!” diye bağırırlar. Uykucu horoz arkadaşlarını yakalamaya
çalışır.
20-MİKROP Sayışmacayla seçilen çocuk mikrop olur. Arkadaşlarına dokunarak onlara
hastalık bulaştırmaya çalışır. Diğerleri de mikroptan kaçmaya çalışırlar. Hastalık kapan çocuk,
hasta rolü yaparak yere oturur. En sona kalan çocuk diğer oyunda mikrop rolünü alır.
21-ÇORAPLAR – AYAKKABILAR Sınıf iki eşit gruba ayrılır. Oyun alanının bir başına ve
bir de sonuna ikişer daire çizilir. Çocuklar çoraplarını çıkarıp ilk daire içine koyarlar. İkinci
dairenin içine de ayakkabılarını koyarlar. Yarışma başlayınca çocuklar sırayla ilk önce ilk
daireye giderek çoraplarını, ikinci daireye giderek ayakkabılarını doğru bir şekilde giyerek,
sıranın arkasına geçer, yerini arkadaşına bırakır. Oyun her çocuk yarışana kadar devam eder.
22-DUDAK OKUMA Çocuklar öğretmeni rahatlıkla görebilecekleri biçimde otururlar.
Öğretmen ses çıkarmadan sadece dudaklarını oynatarak bir şeyler söylerken çocuklar da
öğretmenin ne söylediğini anlamaya çalışırlar.
23-NE SESİ Ne sesi?” oyunu için masalara geçilip, sandalyelere oturulur. Çocuklar gözlerini,
masaya yatarak kapatırlar. Bu sırada, onlara çeşitli sesler dinletilir. (Anahtar sesi, alkış, tef,
kapı açma vb.) Bu seslerin neye ait olduğunu tahmin etmeleri istenir. Sesler hızlı yavaş, ince–
kalın vb. şekillerde çıkarılarak, oyun zenginleştirilir.
24-BÜYÜ-KÜÇÜL Öğretmen “büyü büyü büyü” dedikçe çocuklar bedenleriyle büyürler,
“küçül küçül küçül” dedikçe bedenleriyle en küçük hali alırlar.
25-ŞAPKA Çocuklar halka olurlar. Bir şapka müzik eşliğinde kafadan kafaya dolaşır. Müzik
durduğunda şapka kimdeyse bir şarkı söyler.
26-1, 2, 3, 4, BOM Çocuklardan 1–10 arası sayıları sayarken**5 ve 10 yerine “bom” demeleri
istenir. Her çocuk sayı saymaya teşvik edilir, gerekli durumlarda yardım edilir.
27-KİM YOK OYUNU Çocuklar yere oturtulur. İçlerinden birini ebe seçerler. Ebe başını
öğretmenin kucağına koyar, gözlerini yumar. ( çocuk gözünü, bir başka yerde de yumabilir )
Öğretmen, ebeye sezdirmeden, bir çocuğu işaretle dışarıya çıkartır. Ebe gözlerini açar;
Öğretmen ebeye "Kim yok ?" diye sorar. Çocuk bilirse ebelikten kurtulur. Adı bilinen çocuk
ebe olur. Ebe, üç ad saydığı halde bilemezse yeniden ebe olur, yumulur.
28-AYNA OYUNU Bir çocuk "ayna" olur. Başka bir çocuk da karşısına geçer, ayna olan
çocuğun yaptığı devinimleri öykünerek aynısını yapar. Güldürücü devinimler çocukların daha
çok hoşuna gider. Nasıl devinimler yapılacağı konusunda çocuk özgür bırakılmalıdır.
İstenirse, bir çocuk ayna olduğunda, tüm çocuklar karşısına geçip onun devinimlerini
öykünmeyle yaparlar.
29-GÜLME OYUNU Çocuklar halka olurlar, bir ebe seçilir. Ebe eline bir top alır, topu
havaya atar. Top yere düşünceye kadar bütün çocuklar gülerler. Top yere düşünce bütün
çocuklar susarlar. Top havadayken gülmeyen, yada top yere düşünce susmayan çocuk, oyun
dışı kalır. Bu oyunda topu yukarı atacak çocuk bulunamazsa, ebenin görevini öğretmen
üstlenir.
30-ALİ KUTUDA Bütün çocuklar sıra aralarındaki boşluklarda ayakta dururlar. Öğretmen ;
"Ali kutuda." dediği zaman herkes çömelik vaziyet alır. "Ali kutudan çıktı." deyince herkes
ayağa kalkar. Öğretmen bu tempo ile giderken bazı komutlarda değişiklik yapar. Bu
değişiklikte yanlış yapanlar yerlerine otururlar. En sona kalan sınıfın birincisi olur.
31-SİNCAP VE CEVİZ Bütün öğrenciler yerlerinde otururlar. Bir öğrenci sincap olur ve
ceviz olarak eline silgiyi alır. Diğer öğrenciler, başlarını sıralarının üzerine koyarlar (
Uyuyormuş gibi ). Yanlız bir elleri, avuçları açık olarak yandadır. Sincap, cevizle
arkadaşlarının arasında dolaşırken, Cevizi ( Silgiyi ) bir arkadaşının eline bırakır ve yerine
oturmak üzere kaçar. Yerine ulaşıncaya kadar yakalanamazsa kurtulur. Eline ceviz konulan
öğrenci sincabı yakalayamazsa kendisi bir sonraki oyun için sincap olur.
32-KİM SAKLADI: Bütün öğrenciler yerlerinde otururlar. Bir öğrenci kara tahtanın önüne
getirilir. Diğerlerine arkası dönüktür ve gözlerini kapatır. Diğer bir çocuğu sınıfta bir yere
saklar veya dışarı çıkarırlar. Öbür çocuklar da yerlerini değiştirerek karışık otururlar. Bundan
sonra tahtada bekleyen öğrenciye "Kim saklandı ?" derler. Gözlerini yuman çocuk arkasını
dönerek kimin dışarıya çıktığını veya saklandığını bulmaya çalışır. Bulamazsa ebe değiştirilir
ve böylece oyun devam eder.
33-DUDAK HAREKETLERİNDEN ANLAMA OYUNU Öğretmen bilinmesi kolay olan
kelimelerden birini ,’anne,baba,kardeş’ gibi veya sınıftaki çocuklardan birinin ismini seçerek
dudaklarının hareketi ile ses çıkarmadan söyler.Söylediği kelimeyi bilen öğretmen okur.Oyun
devam eder.
34:KOMŞUNDAN MEMNUN MUSUN Bir halka halinde yere otururlar.Ebe olarak oyuna
öğretmen başlar.Bir çocuğa sorar. -Komşundan memnun musun?Çocuk ‘hayır’ der. Öğretmen
‘ya kimden memnun musun?’diye sorar.Halkadaki arkadaşlarından istediği iki çocuğun ismini
söyler.Bu sırada iki yanında oturan çocuklarla isimlerini söyleyerek istediği 2 çocuk yer
değiştirecek.Bu sırada ebe olan memnun olunmayanlardan birinin yerini kapacağı için açıkta
kalan ebe olur.
35-SESLİ MEKTUP Amaç:Duyduğumuz cümleleri,bozmadan iletebilme becerisinin
kazandırılması İşleniş:Öğrenciler,halka biçiminde otururlar.Öğretmen düzgün bir cümle
düşünür.Bu cümleyi sağındaki ve solundaki öğrencinin kulağına söyler.Öğrenciler,duydukları
bu cümleyi bozmadan yanlarındaki arkadaşlarına aktarırlar.
36-KİMİN DİLİ DAHA HASSAS Amaç:Yiyecekleri tadından tanıyabilme Araçlar:Göz
bağlamak için bir eşarp ve çeşitli yiyecekler İşleniş:Sınıf üç,dört kümeye ayrılır.Oyuncuların
gözleri sırasıyla bağlanır.Ağzına bir parça yiyecek verilir,sürülür veya içirilir.Oyuncu
tadından ağzındakinin ne olduğunu bilmeye çalışır.Bilirse oyundan çıkar.Bilemezse cezalı
kalır.Sonunda,cezalı üyesi az olan küme,oyunu kazanır.
37-PAZARDA Amaç:Meyveleri dokunma duyusuyla algılayabilme Araçlar:Mümkün olduğu
kadar bolca yemiş,meyve ve gözleri bağlamak için bez İşleniş:Oyuncuların yarısı,gözlerini
bağlayarak halka şeklinde otururlar.Diğer yarısı da ,gözleri bağlı arkadaşlarının karşısına
geçerek,ayakta dururlar.Öğretmen bir baştan meyveleri verir.Meyveyi alan gözü bağlı
oyuncu,elindeki meyvenin ne olduğunu arkadaşına söyler.Yanındaki gözü bağlı oyuncuya
verir.Meyveler bitince ayakta duranlarla oturanlar yer değiştirir.Oyun tekrarlanır.Sonunda
bütün meyveleri tanıyabilen oyunu kazanır
38-BENİMLE GEL Bütün öğrenciler bir halka üzerinde yüzleri içe dönük olarak dururlar. Bir
kişi dairenin dışındadır. Dışarıdaki oyuncu halkanın etrafında koşmaya başlayınca oyun
başlar. Koşan oyuncu bir arkadaşının sırtına hafifçe dokunarak " Benimle gel." der. Dairenin
etrafında bir kere koşu, arkadaşının yerini almaya çalışır. Vurulan oyuncu, arkadaşı kendi
yerine gelinceye kadar dokunmaya çalışır. Bunda başarısız olursa ebe olur ve başka birisini
koşturur. Eğer arkadaşına yerine gelmeden önce dokunursa kendi yine yerine geçer. Arkadaşı
ikinci defa ebe olur.
39-MENDİL DÜŞÜRME Bütün öğrenciler el ele tutuşur, yüzleri merkeze dönük olarak halka
bir yaparlar. Elinde mendil olan bir oyuncu, halka etrafında koşmaya başlar. Mendili bir
arkadaşının arkasına bırakır, koşusuna devam eder. Yakalanmadan arkadaşının yerini almaya
çalışır. Arkasına mendil konulan öğrenci, mendilin farkına vardığı anda onu alır ve ebenin
arkasından kovalar. Eğer kendi yerine kadar arkadaşına dokunamazsa ebe olur. Oyunu
tekrarlarlar. Eğer arkadaşına dokunmaya muvaffak olursa kendi yerini alır, arkadaşı ikinci kez
ebeliğe devam eder.
40-GÜNAYDIN ( BENİMLE GELME ) Öğrenciler bir halka üzerinde, yüzleri merkeze
dönük olarak durur. Bir ebe halkanın dışındadır. Halkanın etrafında koşarken hafifçe bir
arkadaşına dokunarak, "Benimle gelme." der. İki oyuncu ters istikamette koşarlar.
Karşılaştıkları zaman birbirlerini eğilerek selamlarlar ve "Günaydın" derler ve boş kalan yeri
kapmak için koşularına devam ederler. Boş yeri kapamayan öğrenci ebe olur ve oyunu
tekrarlar.
41-MEYVE SEPETİBir öğrenci sınıfın önünde durur. Diğerleri yerlerinde otururlar ve
hepsine 4 çeşit meyve ismi verilir. Öndeki öğrenci " Elmalar " deyince adı elma olanlar ayağa
kalkar, yerlerini değiştirir. Bu arada ayaktaki oyuncu kendine bir yer bulmaya çalışır. İkincide
başka grup meyve ismini söyler. Bu kez de bu meyveler yer değiştirir. Eğer ebe " Meyve
Sepeti " derse her cins meyvenin yerlerini değiştirmesi gerekir.
42-OYUNCAK KORUYUCUSU Öğrenciler yüzleri merkeze dönük olarak bir halka
oluştururlar. Dairenin merkezine bir oyuncak veya bir eşya konur. Bir çocuk bunun
muhafızıdır. Bu öğrenci, elindeki topu halkada bir arkadaşına atar. Halkadakiler topla
oyuncağı devirmek isterler. Bunu kim devirirse o muhafız ile yerini değiştirir, böylece oyun
devam eder.
43-BAHÇEDEKİ MİDİLLİ Çocuklar el ele tutarak, bir halka yaparlar. Yüzler ortaya
dönüktür. Midilli olan çocuk ortadadır. Dairedeki çocuklar ; " Midilli, sen bahçemize nasıl
girdin ?" Midilli ; " İçeriye atladım." Dairedeki çocuklar ; "Nasıl çıkacaksın ?" Midilli ; " İşte
böyle." Dedikten sonra Midilli, halkadakilerin kolları altından çeşitli denemeler yaparak halka
dışına çıkamaya çalışır. Midilli dışarı çıkar çıkmaz, halka üzerindeki oyunculardan 3,4 tanesi
koşucu olurlar ve Midilli'yi yakalamaya çalışırlar. Midilliyi ilk yakalayan bir sonraki oyun
için Midilli olur.
44-YUVARLANAN TOPTAN KAÇ Oyuncular bir halka yaparlar. Ayrılan bir tanesi
merkezde durur. Halkadaki çocuklar bir voleybol topunu ortadaki çocuğa doğru yuvarlayarak
onu vurmaya çalışırlar. Vuran oyuncu ile vurulan oyuncu yer değiştirerek oyuna devam edilir.
45-ESİR ALMA VE VERME Oyuncular karşılıklı iki sıra olur. Aralarında 7-8 metre mesafe
vardır. Her sıra sağdan numara sayar. A sıranın bir numarası karşıya gider. O sıranın önünden
geçerken bir kişinin herhangi bir yerine dokunur ve yakalanmadan kendi sırasına doğru kaçar.
Kendisine dokunulan oyuncu bunu öbür sıranın hizasına kadar kovalamaya başlar. Eğer
oyuncuyu yakalarsa, yakalanan oyuncu B sırasına esir olarak gider, o sıranın en sonuna
eklenir. Dokunulmadan kaçarsa B sırasındaki kovalayan oyuncu esir olur ve A sırasının en
sonuna eklenir. Belli bir süre sonra hangi sıra daha fazla ise o taraf oyunu kazanır.
46-ŞAPKA Çocuklar halka olurlar. Bir şapka müzik eşliğinde kafadan kafaya dolaşır. Müzik
durduğunda şapka kimdeyse bir şarkı söyler.
47-AYNA OYUNU Bir çocuk "ayna" olur. Başka bir çocuk da karşısına geçer, ayna olan
çocuğun yaptığı devinimleri öykünerek aynısını yapar. Güldürücü devinimler çocukların daha
çok hoşuna gider. Nasıl devinimler yapılacağı konusunda çocuk özgür bırakılmalıdır.
İstenirse, bir çocuk ayna olduğunda, tüm çocuklar karşısına geçip onun devinimlerini
öykünmeyle yaparlar…
48-SANDALYE KAPMACA Sınıf mevcudundan bir eksik sayıda sandalye sınıfın içinde
düzenlenir. Oyuncular müzik eşliğinde dans ederek sandalyelerin etrafında dönerler. Müzik
durduğunda herkes bir sandalye kapar ve oturur. Bir kişi ayakta kalacaktır. Ayakta kalan
oyundan ayrılır. Diğer turda bir sandalye daha eskitilir. Tek kişi kalana kadar oyun sürdürülür.
49-KÖR RESSAM Tahtaya gözleri olmayan bir insan kafası çizilir. Kör ressam olan çocuk
gözleri bağlı iken tebeşirle resme göz çizmeye çalışır. Çocuklar sırayla kör ressam olurlar.
50-GİYME-ÇIKARMA YARIŞI Çocuklar iki gruba ayrılır, her gruba birer yelek verilir. Sıra
ile gruptakiler yelekleri giyipçıkarırlar. Turu ilk tamamlayan grup, oyunu kazanır.
51-DUDAK OKUMA Çocuklar öğretmeni rahatlıkla görebilecekleri biçimde otururlar.
Öğretmen ses çıkarmadan sadece dudaklarını oynatarak bir şeyler söylerken çocuklar da
öğretmenin ne söylediğini anlamaya çalışırlar.
52-EŞLİ DUYGULAR OYUNU Eşli oynanacak bir oyundur. Eşler oyun başlamadan
belirlenir. Her duygu adına eşli yapılabilecek bir hareket tayin edilir. Örneğin mutluluk
deyince eşler bir birine sarılır. Kızgınlık deyince eşler birbirlerine sırtlarını dönerler vs. Müzik
eşliğinde dans edilir. Müzik susar ve öğretmen bir duygu adı söyler. Eşler doğru hareketi
yapmaya çalışırlar.
53-ALKIŞTAN BUL Ebe sınıftan çıkarılır. Kalan çocuklar bir eşyayı saklarlar. Ebe içeri
çağrılır. Ebe eşyanın bulunduğu yere yaklaşınca çocuklar kuvvetlice; uzaklaşınca hafifçe
alkışlarlar. Ebe bu ipucuyla eşyanın yerini bulmaya çalışır.
54-EN SEVDİĞİM MEYVE Çocuklar yerde halka şeklinde otururlar. Öğretmen bir çocuğun
adını söyler ve topu ona atar. Çocuk topu tutar ve en sevdiği meyvenin adını söyler. Başka bir
arkadaşına topu atar ve oyun sürer.
55-METEOR ÇARPMASI Bir çocuk meteor olur. Diğerleri ise ikili gruplar halinde ya da tek
başına binaları canlandırırlar. Meteor, önceden belirlenmiş bir alanda (uzay) serserice bir süre
dolaştıktan sonra atmosfere yani binaların olduğu bölüme gelir. Binalara çarpmaya başlar.
Meteor binaları yıkmaya çalışırken binalar ise sıkı durup yıkılmamaya çalışırlar. En sona
kalan bina diğer oyunda meteor olur.
56-UZAYLI KONUŞMASI Gönüllü iki çocuk seçilir. Çocuklar uzaylı rolündedirler. Kendi
aralarında uzaylı diliyle saçma sapan konuşurlar. Konuşurlarken kelimelerin anlamları belli
değildir ama hayret, kızgınlık, sevinç, hüzün, yorgunluk vs. duyguların vurgularının verilmesi
önemlidir.
57-EL-ÇIRPMA Çocukların isimlerini “el-çırpma” ritmi ile söyleme çalışmaları yapılır. Her
çocuğun isimi sıra ile el çırparak söylenir (As-lı... Zü-be-yir gibi).
58-DEVE CÜCE PİRE KENEÖğretmenin yönergelerine göre deve denildiğinde, ayağa
kalkılır. Cüce denildiğinde oturulur. Pire denildiğinde küçücük olunur. Kene denildiğinde
zıplanır. Şaşıran oyundan çıkar. 59-SANA KİM VURDU? Bir ebe seçilir. Ebe yere etrafını
görmeyecek şekilde oturur. Diğer çocuklar ebenin çevresini alır. Biri ebenin sırtına hafifçe
vurur. Sonra ebe gözlerini açar ve ona kimin vurduğunu tahmin etmeye çalışır.
60-EMİR KOMUTA Öğretmen ardışık birkaç sözel emir verir. Çocuk, yönergeleri aklında
tutup doğru sırayla uygular. ( Özen, ayağa kalk, üç kere zıpla, Meltem’i yanağından öp, yerine
otur gibi…)
61-ENERJİN VAR MI? Müzik eşliğinde çocuklar tüm enerjilerini harcamak istermişçesine
hareket ederler. Kural bir an bile durmamaktır. En sona kadar dayanabilen çocuk alkışlanır ve
günün en enerjik çocuğu seçilir.
62-BÜYÜ-KÜÇÜL Öğretmen “büyü büyü büyü” dedikçe çocuklar bedenleriyle büyürler,
“küçül küçül küçül” dedikçe bedenleriyle en küçük hali alırlar.
63-NESİ VAR? Ebe bir nesneyi aklından tutar. Çocuklar “nesi var?” dedikçe ebe tuttuğu
nesnenin renginden, şeklinden, boyutundan, kullanım şeklinden, kullanım alanından vs. ipucu
verir. Çocuklardan hangisi nesneyi bilirse diğer oyunda ebe olur.
64-KANAT ALTINDAN GEÇME Bir kişi (öğretmen) kartal olur. Sınıfa arkası dönük ve
ayakta kollarını kanat çırpar gibi yavaş yavaş hareket ettirir. Çocuklar sırayla kartalın
kanatlarına değmeden kanat altından geçmeye çalışırlar. Oyunu zorlaştırmak için kanat
çırpma hızlandırılabilir.
6 65 5-T TR RE EN N B Bi ir r k ki iş şi i l lo ok ko om mo ot ti if f o ol lu ur r. . S Sı ın nı
ıf f i iç çi in nd de e d du ur ra ak kl la ar r b be el li ir rl le en ni ir r. . Ç Ço oc cu uk kl la ar
r ç çe eş şi it tl li i d du ur ra ak k y ye er rl le er ri in nd de e b be ek kl le er rl le er r. . T Tr
re en n d du ur ra ak kl la ar rd da a d du ur rd du uk kç ça a l lo ok ko om mo ot ti if fi in n s
so on nu un na a e ek kl le en ni ir rl le er r. .
66-EŞLİ GÜLMEME Sınıf, ikişerli gruplara ayrılır. Eşler yüz yüze gözlerini birbirlerinden
ayırmadan bakarlar. Amaç hiç gülmeden en sona kalabilmektir. Gülen çiftler oyundan
çıkarlar.
67-SALLANAN EVLER (deprem) İki çocuk el ele tutuşarak ayakta dururlar bir çocuk da el
ele tutuşan çocukların kollarının üzerine bina rolünde oturur. Bu şekilde üçlü gruplar
oluştururlar. Deprem oluyor dendiğinde ayaktaki taşıyan çocuklar, hareket etmeye çalışırlar.
Amaç oturan çocuğu düşürmeden oyunun sonuna kadar dayanmaktır. En sona kalan çocuk
birinci olur, alkışlanır.
68-BİLGİSAYAR Oyuna başlamadan beden üzerinde uygulanabilecek etkilere karşılık
verilecek tepkiler tayin edilir. Örneğin burna dokunulduğunda bilgisayar açılır, parmaklara
dokunularak yazı yazılır, kulaklara dokunularak hoparlörün sesi açılır, ayak hareketleriyle
yazıcı çalıştırılır gibi… Çocuklar ikili gruplara ayrılırlar. Biri bilgisayar rolündedir, diğeri
kullanıcı olur. Kullanıcının etkilerine göre bilgisayar olan çocuk tepki verir.
69-TELEVİZYONCULUK Çocuklara televizyonda gördükleri haber anlatan, program sunan
kişilerin kim oldukları sorulur. Sonra çocuklar ikili eş yapılarak, biri spiker diğeri kameraman
olur. Çocuklardan biri bir olayı anlatırken, diğeri onu çeker. Çocuklara kamera olarak
kullanmaları için WC kâğıdı rulosu, oyuncak kamera, ilaç kutuları vb. verilebilir.
70-TOP TUTMA Çocuklar sınıf içinde dağınık ve ayakta yerleşirler. Orta boy bir top elden
ele isim söylenerek atılır. Topu düşüren oyundan çıkar.
71-ÖRDEK NEREDE? Bir ebe seçilir. Gözleri bağlanır. Diğer çocuklar kazdır ve yerde
otururlar. Yerde oturanlardan biri ördektir ve diğerleri “tıss tıss” diye ses çıkarırken, ördek
“vak vak” diye ses çıkarır. Ebe gözleri bağlı şekilde ördeği karışık sesler arasından bulmaya
çalışır. Ayrıca hangi arkadaşı olduğunu da tahmin etmesi gerekir.
72-BASKET Öğretmen çocukların sıraya geçmelerine rehberlik eder ve sıranın 1-2 m.
uzağına bir sepet yerleştirir. Sıranın önündeki çocuğa bir top verir ve bu topu sepete atmasını
ister, daha sonra sıranın arkasına geçmesini söyler. Tüm çocuklar topu sıra ile sepete atarlar.
Başarılı olanlar alkışlanır. Başaramayanlara diğer turda başarılı olabilecekleri belirtilir. Oyun
çocukların istekleri doğrultusunda 2–3 tur oynanabilir. Daha sonra çocuklar otururlar.
73-TOP YAKALAMA Hep birlikte elele tutuşarak halka olunur. Öğretmen elindeki topu
halkanın ortasına geçerek, bir çocuğa atar. Tapu yakalayan çocuk, bir diğerine atar. Amaç
topu yere düşürmeden, tüm çocukların yakalamasını sağlamaktır. Çocukların ilgi süresine
göre oyun devam eder.
74-İP ÜZERİNDEN ATLAMA Oyunda çocuklar sıra olurlar. İki sandalye arasında gerili olan
ipten, koşarak atlarlar.İpin seviyesi alçaltılıp yükseltilerek, oyun zenginleştirilir.
75-KÖR YOLCU EVİNİ BUL Çocuklara “Kör Yolcu Evini Bul” oyunu anlatılır, örnek bir
oyunla gösterilir. Bu oyunda nelerin tehlikeli olabileceği sorusu yöneltilerek, verdikleri
cevaplar dinlenir. Bu tehlikelere dikkat ederek, oyunun oynanacağı anlatılır. Sayışma ile
seçilen iki çocuğun gözleri eşarpla bağlanır. Masalarla bir alan belirlenir ve ortada duran
sandalyeyi bulup oturmaları istenir. Sandalyeyi bulup, oturan çocuk oyunu kazanır. Diğer
çocukların da oynaması ile oyun sona erer.
76-DOKUNARAK BİL Öğretmen önceden içi, görünmeyen bir torbaya çeşitli nesneler koyar
(makas, fincan, kaşık, kalem, silgi, bebek vs.)Çocuklar sıra ile gelip, elini torbaya sokar ve bir
nesne alır. Görmeden, dokunarak nesneyi tahmin etmeye çalışır. Oyun bitiminde nesneler
çocuklar tarafından yerlerine kaldırılır.
77-YATTI-KALKTI Yattı-Kalktı oyunu için çocuklardan masalara geçmeleri istenir. Oyunun
oynanış biçimi gösterilerek açıklanır. Ebe önce kendini adını söyler ”Deniz yattı-kalktı
Başak” daha sonra yanındaki arkadaşının adını söyler. Bu sırada yatma-kalkma hareketi
olarak başını masaya koyup, kaldırır. Oyun bütün çocukların katılımıyla sona erer.
78-CÜMLE TAMAMLAMA “Cümle tamamlama” oyunu için sandalyelere oturulur.
Öğretmen cümleyi başlatır. Cümlenin sonunu çocukların diledikleri şekilde
tamamlayabilecekleri belirtilir. (Kırmızı bayrağımı çok....., Atatürk düşmanları....Atatürk
çalışmayı......vb. gibi).
79-1, 2, 3, 4, BOM! Çocuklardan 1–10 arası sayıları sayarken 5 ve 10 yerine “bom” demeleri
istenir. Her çocuk sayı saymaya teşvik edilir, gerekli durumlarda yardım edilir.
80-ZIP-ZIP OYUNU “Zıp-Zıp” oyununda çocuklar tefin ritmine göre “hızlı-yavaş”
zıplamalar yaparlar.
81-KULAKTAN KULAĞA “Kulaktan Kulağa” oyunu için geniş bir daire oluşturulur.
Çocuklardan birinin kulağına (büyük elma-küçük elma soğuk su-sıcak su vb.) cümleler
söylenir. Cümlenin değişmeden kulaktan kulağa söylenmesi istenirken, zıt kavramlara
değinilmiş olur. Sondaki çocuk, cümleyi yüksek sesle söyler. Cümle değişmemişse oyun
başarıyla tamamlanmış sayılır. Değişmiş ise, geriye doğru her çocuk cümleyi tekrar söyler.
Hatanın kimden kaynaklandığı bulunmaya çalışılır
82-BU NE, BU KİM? Sıra ile çocuklara bir nesne verilir ya da resim gösterilir. Arkadaşlarına
bunu göstermeden ne işe yaradığını....vs. anlatmaya çalışır. Diğer çocuklar, anlatılanlar
doğrultusunda nesneyi tahmin etmeye çalışırlar.
83-KÖR YOLCU EVİNİ BUL Çocuklar ikili eş yapılır, eşlerin gözleri eşarp ile bağlanır.
Diğer çocuklar geniş bir halka oluşturarak, gözleri kapalı olan arkadaşlarını tehlikelerden
korumaya çalışırlar. Halka içine bir sandalye konulur ve gözleri kapalı olan eşler ellerini
kullanarak, sandalyeyi bulmaya çalışırlar. Sandalyeyi ilk bulup, oturan oyunu kazanır. Oyuna
diğer eşlerle devam edilir. Oyun sonunda çocuklara gözleri kapalı iken neler hissettikleri
sorularak, onların duygu ve düşünceleri dinlenir.
84-ELMA YEME İki elmaya ip bağlanır. Çocuklar sıra ile elmalara gelip, ellerini
kullanmadan (eller arkada durma) ısırmaya çalışır. Başarılı olanlar alkışlanır. Bu oyunun
sonunda da çocukların duygu ve düşüncelerine yer verilerek, oyun sırasındaki yaşadıkları
problemleri anlatmaları istenir
85-BEN KİMİM? Önce öğretmen aile bireylerinden birini taklit eder. Çocuklara “Ben
Kimim?” diye sorar. Doğru tahmin eden, taklit yapma hakkını kazanır. O da birini (bebek,
dede, nine, anne, baba vb.) taklit eder.
86-ZEHİRLİ EŞYA “Zehirli Eşya” oyunu için halka olunup, halıya oturulur. Müzik eşliğinde
bir oyuncak, elden ele dolaştırılır. Müzik kesilince, oyuncak kimin elinde kalırsa, oyundan
çıkar. Bu şekilde oyun devam eder, en son kalan oyunu kazanır.
87-KABAK OYUNU “Kabak” oyunu için her çocuk her biri bir sayı alır. Öğretmen oyunu
başlatır. “Olsun, olsun üç kabak olsun” der. Bu sayıyı seçen çocuk “üç kabak olmasın, altı
kabak olsun der.” Altı sayısını seçen çocuk, bir arkadaşının sayısını söyleyerek oyunu devam
ettirir.
88-KİM BU SAAT? Çocuklar yerde dağınık otururlar. Bir kişi ebe olur ve gözleri bağlanır.
Yerde oturanlardan biri saat olur ve özgün şekilde saat sesi çıkarır. Ebe sesi takip ederek
saatin yerini ve kim olduğunu bulmaya çalışır.
89-DOKUN-BİL OYUNU “Dokun Bil” oyunu için bir ebe seçilir gözleri bağlanır. öğretmen
sınıftaki arkadaşlarından birini ebenin yanınagetiri , ebe gelen arkadaşının yüzüne dokunarak
kim olduğunu tahmin etmeye çalışır.. üç hakkı vardır bulursa alkışlanır…
90-TERSİNE TEBBET Çocuklar ikişerli eş olup, sınıfın değişik yerlerinde, ayakta dururlar.
Çiftlerden biri ne yaparsa, karşısındaki çocuk onun tersi hareketlerle taklit eder. Örn; Sağ
kulağını tutmuşsa, diğeri sol kulağını tutar. Sol ayağını kaldırmışsa, sağ ayağını kaldırır. Sola
dönmüşse, sağa döner Mutlu ise, mutsuz durur Gülüyorsa, ağlarmış gibi yapar vb. Çiftler bu
şekilde sınıf içinde gezinebilirler. Bir süre sonra roller değiştirilir. Yanılan oyunu izler.
91-KARDAN ADAM VE GÜNEŞ “Kardan Adam ve Güneş” oyunu için, sayışma ile
çocuklar arasından bir güneş seçilir. Diğer çocuklar kar, kardan adam, kartopu, buz vb.
olurlar. Aldıkları rolün gerektirdiği şekilde, sınıf içinde dağılarak dururlar. Güneş çocukların
arasında dolaşır. İstediği çocuklara dokunur. Dokunulan çocuk, yavaş yavaş erimeyi
hareketler yoluyla canlandırır (Gevşer, yere yığılır, su olur, akar vb.)
92-FIRTINA-DOLU-KAR “Fırtına-Dolu-Kar” oyunu, öğretmenin verdiği yönergeler ile
oynanır. Çocuklar ayakta yan yana dururlar. “Fırtına” denilince eller havada yanlara
sallanarak vuu... sesleri çıkarırlar; “dolu” denilince çocuklar ellerini göğüslerine vurarak ses
çıkarırlar; “kar” denilince hiç ses çıkarmadan parmaklarını sallayarak, karların hareketini
canlandırırlar. Yanılan oyundan çıkar ve arkadaşlarını izler. 93-
KOMŞUNDAN/ARKADAŞINDAN MEMNUN MUSUN? Çocuklar sınıfın içinde dağınık
olarak yerleşirler. Ebe istediği arkadaşına “Komşundan memnun musun?” diye sorar. “Evet”
yanıtı alırsa başka bir arkadaşına gider, tekrar sorar Çocuk da “hayır” diye cevap verir. Ebe”
ya kimden memnunsun?” diye sorar. Çocuk iki yanındaki arkadaşı dışında, başka iki
arkadaşının adını söyler. Bu çocuklar yer değiştirirken, ebe onların yerini kapmaya çalışır.
Açıkta kalan ebe olur, oyun devam eder.
95-KURT İLE ÇİFTÇİ Orta alanda halka olunur. Bir çocuk halkanın içinde (kurt); biri
dışındadır(çiftçi). Çiftçi “Tarlamda kim var?” der. Kurt, “ben varım” der. Çiftçi “geliyorum o
zaman!” der ve kurdu yakalamaya çalışır. Halkadaki çocuklar kurda yardımcı olurken,
çiftçiye engel olmaya çalışırlar.
96-BENİMLE GEL :yağ satarım gibi bir şey! Bütün öğrenciler bir halka üzerinde yüzleri içe
dönük olarak dururlar. Bir kişi dairenin dışındadır. Dışarıdaki oyuncu halkanın etrafında
koşmaya başlayınca oyun başlar. Koşan oyuncu bir arkadaşının sırtına hafifçe dokunarak "
Benimle gel." der. Dairenin etrafında bir kere koşu, arkadaşının yerini almaya çalışır. Vurulan
oyuncu, arkadaşı kendi yerine gelinceye kadar dokunmaya çalışır. Bunda başarısız olursa ebe
olur ve başka birisini koşturur. Eğer arkadaşına yerine gelmeden önce dokunursa kendi yine
yerine geçer. Arkadaşı ikinci defa ebe olur.
97-GÜNAYDIN ( BENİMLE GELME ) Öğrenciler bir halka üzerinde, yüzleri merkeze
dönük olarak durur. Bir ebe halkanın dışındadır. Halkanın etrafında koşarken hafifçe bir
arkadaşına dokunarak, "Benimle gelme." der. İki oyuncu ters istikamette koşarlar.
Karşılaştıkları zaman birbirlerini eğilerek selamlarlar ve "Günaydın" derler ve boş kalan yeri
kapmak için koşularına devam ederler. Boş yeri kapamayan öğrenci ebe olur ve oyunu
tekrarlar.
98-KURT BABA: Çocuklar halka olurlar. Bir kişi kurt babadır ve halkanın ortasında çömelik
vaziyette oturur. Çocuklar şarkıyı söyleyerek halkada dönerler: “Ormanda dolaşırken, Kurt
Baba’ya rastladım ben Kurt baba Kurt baba ne yapıyorsun?”
Kurt baba bir eylem yanıtı verir. Üçüncü kez sorulduğunda “sizi yiyeceğim!” der ve çocukları
kovalamaya başlar. Yakalanan Kurt baba olur. Oyun bu şekilde sürer.
99-ŞİŞE ÇEVİRMECE Yerde halka olunur. Bir şişe dairenin ortasına konur ve döndürülür.
Şişe kime doğru durursa o öğrenci, bir bilmece, şiir, şarkı vs. söyler ve şişeyi çevirmeye hak
kazanır
100-DOKUNMA OYUNU Bu oyun kolaydan güce doğru üç aşamada oynanmalıdır.
Çocuklar, her üç aşamada da, tere yada iskemlelere, yarım ay biçiminde oturtulurlar. a)-
Öğretmenin göstermesiyle Öğretmen, elini kendi başına koyar, çocuklara "başına dokun" der,
çocuklar, öğretmene öykünürler, ellerini kendi başlarına dokundururlar. Aynı oyun "eline
dokun", "dizine dokun", "kulağına dokun"…vb. sözlerle sürdürülür. b)- Öğretmen
göstermeden Dokunma oyunu bu kez, öğretmenin söylediği yerlere kendisi dokunmadan
oynanır. Öğretmen buyruk verir, çocuklar yaparlar. c)- Şaşırtma yapılarak Çocuklar,
öğretmenin "dokun" dediği yerleri iyice öğrendikten sonra, aynı oyun, bu kez de şaşırtmacalı
olarak oynanır. Öğretmen, kimi kez söylediği yere dokunur ; kimi kez de başka yere dokunur.
Örneğin; kendisi," kendi koluna dokunurken, çocuklara "başına dokun" der. Çocuklar (
öğretmenin kendi koluna dokunarak yaptığı şaşırtmacaya kanmadan ) kendi başlarına
dokunabilmelidirler. Doğal ki, bütün çocuklar doğru yere şaşırmadan dokunmayı yapabilirler.
Kimi doğru, kimi yanlış yapabilir. Bu durumda ise gülüşmeler olur, neşeli bir ortam oluşur.
Oyuna başka başka zamanlarda, çocuklar şaşırmadan yapıncaya kadar yinelenebilir.
101-DÖRTLÜ DOKUNMA OYUNU Dörtlü dokunma oyunu."başımız-omzumuz-dizimiz-
ayağımız" sözleri söylenerek ve söylenen yerlere dokunularak oynanır. Oynayış sırasında
devinimler gitgide hızlandırılabilir. Bu hızlandırma sırasında çocukların soluk almaları
güçleşeceğinden, sözcükleri söylememeleri istenir, bunun yerine öğretmen söyler, çocuklar
yapar. Bu uygulama biçimiyle oyun, aynı zamanda, kolay beden eğitimi işlevi de görür.
102-RENGİ NEDİR OYUNU Bu oyun çocuklara renkler öğretildikten sonra oynanır.
Renkleri pekiştirme, dikkati arttırma oyunudur. Öğretmen, küme halindeki çocuklara,
üstlerindeki giysilerin, duvarların, kitap kaplarının, blokları, araç-gereç ve oyuncakların vb.
renklerini sorar, çocuklar söylerler. Bunlar içinden, özellikle 4-5 nesnenin rengine dikkat
çeker.
Daha sonra çocuklar bir ebe seçerler. Ebe yumulur, Öğretmen ebeye, "Ali'nin kazağının rengi
nedir ?" diye sorar. Ebe bilirse ebelikten kurtulur, alkışlanır. Bilinen çocuk ebe olur. Ebelik
bilinceye kadar devam sürer. "Rengi nedir ?" sorusunu, öğretmen yerine herhangi bir çocuk
da sorabilir. Ebe değiştikçe, soran çocuk da değişebilir. Soran çocuk da ebe gibi seçimle
belirlenebilir.
103-TATMADAN BUL OYUNU Öğretmen çocuklara, bir yiyeceğin tadını ve özelliklerini
söyler. Bunun adını bulmalarını ister. Bulan çocuk alkışlanır. Bu oyun, çocukların tanıdıkları
çeşitli yiyecekler tanımlanarak da oynanır. Örneğin: "Sarı kabuklu, sulu, çekirdekli, tadı ekşi,
çaya, çorbaya, salataya sıkılır; bunun adı nedir ?"diye sorulur. "Limon" olduğunu bilen
çocuklar alkışlanır.
104-GEZEN YÜZÜK Uzun bir ipe bir yüzük geçirilir. İpin iki ucu birleştirilerek düğümlenir.
Bir ebe seçilir. Çocuklar iki elleriyle ipi dışarıdan tutarak, ip çevresinde bir halka oluştururlar.
Çocukların elleri ip üzerinde birbirine daha yakın durur. Oyun başladığı zaman, ebe ortada
durur; ipe geçirilmiş yüzük, bir çocuğun, ipi tutan eli altında saklanır. Halkadaki çocuklar, bu
yüzüğü ebeye göstermeden birbirlerine aktarırlar. Çoğu kez de, ebeyi şaşırtmak için, aktarır
gibi yaparlar. Bu arada ( yüzük yüzük nerdesin, acep hangi eldesin ) sözlerini söylerler. Ebe
yüzüğün kimde olduğunu bulmaya çalışır. Bulabildiğini sandığı an "Durun !" der. Çocuklar
dururlar. Ebe yüzüğün kendisinde olduğunu umduğu üç arkadaşına, ellerini açmalarını söyler;
( önce birine, bulamazsa ikincisine, onda da bulamazsa üçüncüsüne "elini aç" demek hakkı
vardır.) yüzüğü bulursa, ebeliği biter; yüzüğü bulduran çocuk ebe olur. Bu oyun yere
oturularak da oynanabilir.
105-BÜLBÜL KAFESTE Çocuklar el ele tutuşarak bir halka oluştururlar. Bu halka bülbül
kafesi olur. Öğretmen, çocuklar arasından iki üç "bülbül" seçer. Bülbüller kafes içinde
dolaşırlar. Oyun sırasında, halkadaki çocuklar,"bülbül kafeste" sözlerini yineleyerek ve
ellerini (halkayı bırakarak ) çırpmaya başlarlar. Bu sırada bülbüller halkadan çıkmaya
çalışırlar. Halkadaki çocuklar, bülbülleri kafesten dışarı çıkarmamak için ( bülbül nereden
çıkmak istiyorsa oradaki çocuklar ) hemen birbirlerinin ellerini tutarlar, kafesin açık yerini
kapatırlar. Kafesten ( arkadaşlarının kolları, bacakları arasından ) kaçabilen bülbüller oyunu
kazanmış olurlar.
106-HACIYATMAZ Çocuklar üçer kişilik kümelere ayrılırlar. Her kümede iki çocuk yüz
yüze ve karşılıklı durur; üçüncü çocuk ise bu iki çocuğun arasında ( iki arkadaşının birini
sağına, ötekini soluna alacak şekilde, dimdik ve kaskatı )durur. Ortadaki çocuğa iki çocuktan
biri, Hacıyatmaz'ı ötekine, öteki de birinci çocuğa doğru, omuzlarından iter. Yandaki
çocuklar, Hacıyatmaz'ı düşürmemeye özen gösterirler. Oyunun yinelenmesinde, ortadaki
çocuk yana geçer. Üç çocuk da Hacıyatmaz olduktan sonra oyun biter.
107-ZIPÇIKTI ÇİÇEK AÇTI Çocuklar halka biçiminde çömelirler. Oturan çocuklar, "
zıpçıktı çiçek açtı" denilince, hızla ayağa kalkar, kollarını yana açar ve yine çömelirler.
Öğretmen bunun tersini de söyler: " zıpçıktı çiçek açmadı" diyebilir. Bu durumda çocuklar
çömelir durumlarını bozmayacaklardır." Zıpçıktı çiçek açtı" denilince çömelir kalan ya da
"zıpçıktı çiçek açmadı" denilince ayağa kalkan çocuk, yanmış olur; oyun dışı kalır.
108-ACI-TATLI OYUNU Çocuklar sıra biçiminde yan yana dizilirler. Öğretmen karşılarına
geçer, acı, ekşi, tatlı vb. tat bildiren sözcükleri söyler. Acı denilince, çocuklar hep birlikte,
ağızlarını açıp elleriyle ağızlarını yelpazeleyerek, ağızlarının acıdan yandığını belirtmeye
çalışırlar. Ekşi denilince, yüzlerini buruşturup ekşi yemişler gibi mimikler yaparlar. Tatlı
denilince, tatlı yemiş gibi damak şaklatıp gülümserler.
109-KARŞITINI BUL Öğretmen, "ben size bir sözcük söyleyeceğim, siz de o sözcüğün
taşıdığı anlamın karşıtı anlam taşıyan bir sözcük bulup söyleyeceksiniz" der. Örneğin ; büyük-
küçük, şişman-zayıf, beyaz-siyah, uzun-kısa, kalın-ince vb. öğretmen söyler, çocuklar
yanıtlar.
110-YATTI KALKTI OYUNU Her çocuğa bir ad konur. Bu ad bildikleri sebze, meyve ya da
çiçek adı olabilir. Çocuklar kendi adlarını da isterlerse seçebilirler. Oyunun oynanışı şöyle
olur: Örneğin adı "lahana" olan çocuk önce arkadaşlarından hangisinin adını söyleyeceğini
düşünür ve onun adını söyleyerek oyuna başlar. "-Lahana, yattı kalktı biber." Derken yatar
kalkar. Hemen ardından adı biber olan çocuk aynı sözleri bir başka arkadaşının adını
söyleyerek yineler. "-Biber, yattı kalktı domates" Oyun böylece devam eder. Şaşıran çocuk
yanmış olur, oyun dışı kalır.
111-BUM OYUNU Çocuklar halka biçiminde otururlar. Öğretmen "çocuklar, şimdi Bum
oyunu oynayacağız. Aliden başlayarak her çocuk bir sayı söyleyecek" der. Örnek verir. Ali bir
diyecek, Ayşe iki, Murat üç, Elif dört, Erol beş diyecek; altıncı sırada oturan Aysun da "Bum"
diyecek. Aysun'dan sonra yine birden başlanacak, altıncı çocuk "bum" diyecek gibi bir
açıklama yapar ve oyun istenildiği kadar sürdürülür. Çocukların öğrendikleri her sayıdan
sonra "bum" denilerek bu oyun oynanabileceği gibi, daha büyük sınıflarda sayıların katlarına
gelince de "bum" denilerek oynanabilir. Örneğin ; bir-ikiBUM-dört-beş-BUM-yedi-sekiz-
BUM-on-onbir-BUM gibi.Çocuklar BUM sözcüğünü topluca da söyleyebilir.
112-AYNA OYUNU Bir çocuk "ayna" olur. Başka bir çocuk da karşısına geçer, ayna olan
çocuğun yaptığı devinimleri öykünerek aynısını yapar. Güldürücü devinimler çocukların daha
çok hoşuna gider. Nasıl devinimler yapılacağı konusunda çocuk özgür bırakılmalıdır.
İstenirse, bir çocuk ayna olduğunda, tüm çocuklar karşısına geçip onun devinimlerini
öykünmeyle yaparlar.
113-ZIP ZILDIR OYUNU Çocuklar yerlerinde otururlarken öğretmen veya ebe oyunu
yönetir. "Zıldır" denildiğinde çocuklar başlarını öne eğerler, "Zıp" denildiğinde yukarı
kaldırırlar. Yöneten, çocukları şaşırtmak için bir sözcüğü birkaç kez yenileyebilir. Şaşıran
çocuk oyundan çıkar.
114-GÜLME OYUNU Çocuklar halka olurlar, bir ebe seçilir. Ebe eline bir top alır, topu
havaya atar. Top yere düşünceye kadar bütün çocuklar gülerler. Top yere düşünce bütün
çocuklar susarlar. Top havadayken gülmeyen, yada top yere düşünce susmayan çocuk, oyun
dışı kalır. Bu oyunda topu yukarı atacak çocuk bulunamazsa, ebenin görevini öğretmen
üstlenir.
115-MISIR PATLATMA Çocuklar halka olur, çömelirler. Öğretmen ortada şu konuşmayı
yapan Çocuklar, sizinle mısır patlatacağız. Hepinizin ellerinde birer elek var. İçindeki
mısırları önce ateşte ısıtalım, der.Çocuklar ateşte mısır patlatıyormuş gibi, kollarını sağa sola
sallamaya başlarlar. Bu sırada öğretmen : - Patt.. deyince, bütün çocuklar yerinden sıçrar
ve yine eski durumunu alır. Öğretmenin mısır patlatmasına çocuklar da böylece katılmış olur.
Ancak öğretmen "patt" demeden, hiç bir oyuncu mısırını patlatmaz. Böyle yapan olursa,
komik cezalarla oyun daha zevkli hale getirilebilir.
116-ÖT KUŞUM ÖT Çocuklar arasından bir ebe seçilir. Gözleri bağlanır. Arkadaşlarından
birisi sessizce yanına yaklaşır. Öğretmen ; Arkadaşını tanıyabilecek misin ? diye sorar. Ebe,
karşısındakinin yüzünü, saçlarını eliyle yoklar, tanıyamazsa ; Öt kuşum öt… der. Arkadaşı da,
sesini değiştirerek kuş gibi ötme öykünmesi yapar. Ebe yine tanıyamazsa, başka bir oyuncu
çağrılır, ebe ona da "öt kuşum öt" der. Tanırsa, ebelikten kurtulur, tanıyamazsa, ebeliği sürer.
Tanınan çocuk ebe olur. Oyun böylece sürer
117-HOROZ DÖVÜŞÜ Çocuklar iki kümeye ayrılır. Kümeler karşılıklı iki sıra haline
getirilir. Çocuklar, ayak burunları üzerinde çömelirler. İki ellerinin avuçlarını, arkadaşlarının
yüzü hizasında açarlar. Oyun başladığında, her çocuk, karşısındaki çocuğun elleri içine kendi
avuçlarıyla vurmaya çalışır. Amaç, karşısındakinin dengesini bozmak, onu yere oturmaya
yada ellerini yere değdirmeye zorlamaktır. Bu oyun sırasında, karşıdaki çocuğun omzuna,
göğsüne, dizlerine, başına vurulmaz, yalnız avuç içlerine vurulur. Ayağa kalkmadan sağa sola
sıçranabilir. Yere oturup düşen, ellerini yere değdiren, dayanan oyunu yitirmiş sayılır.
Yananlar bir kıyıya çekilir. Oyun bitince sayılır, hangi kümede yanmış çocuk çok olursa, o
küme oyunu yitirmiş olur.
118-EN GÜZEL HEYKEL Müzik eşliğinde çocuklar dans ederler. Müzik durunca herkes
değişik biçimlerde heykel olurlar. Ebe en güzel heykeli seçer.
119-BONCUK TOPLAMA “Boncuk Toplama” oyunu için, sınıftaki çocuklar üçerli gruplara
ayrılır. Gruptaki çocuklara renkleri kırmızı, sarı ve mavi olan birer bardak verilir. Halı üzerine
büyükçe bir daire çizilerek, içine kırmızı, sarı, mavi boncuklar, karışık olarak dökülür.
Gruptakiler bardaklarının rengindeki boncukları, tek tek hızla toplayıp, dökmeden gelerek,
belirlenen kavanoza boşaltırlar. İlk tamamlayan oyunu kazanır. Oyun diğer grupların da aynı
şekilde oynamasıyla sona erer.
120-KARTAL VE GÜVERCİNLER Bir ebe seçilir, bu kartal olur. Öteki çocuklar iki kümeye
ayrılırlar; bunlar da güvercin olur. Oyun alanına iki yuvarlak çizilir. Bunlar arasında 4-6 metre
mesafe bulunur. Bu yuvarlaklar güvercin yuvası olur. İki küme güvercinden bir küme bir
yuvada, öteki küme de öteki yuvada durur. Kartal ortada bekler. Oyun kartalın işaretiyle
başlar. Güvercinler yuvadan yuvaya geçerek yer değiştirirler. ( bu geçiş, güvercin uçuşuna
öykünülerek yapılır.) Güvercinler yer değiştirirlerken kartal da onları
kapmaya çalışır. Kartalın elini dokunduğu çocuk kartala yakalanmış olur, oyundan çıkar.
Oyun yeni bir ebe seçilerek yinelenir. Kartallardan hangisi daha çok güvercin yakalamışsa, o
birinci olur; alkışlanır.
121-ESİR ALMA VE VERME : Oyuncular karşılıklı iki sıra olur. Aralarında 7-8 metre
mesafe vardır. Her sıra sağdan numara sayar. A sıranın bir numarası karşıya gider. O sıranın
önünden geçerken bir kişinin herhangi bir yerine dokunur ve yakalanmadan kendi sırasına
doğru kaçar. Kendisine dokunulan oyuncu bunu öbür sıranın hizasına kadar kovalamaya
başlar. Eğer oyuncuyu yakalarsa, yakalanan oyuncu B sırasına esir olarak gider, o sıranın en
sonuna eklenir. Dokunulmadan kaçarsa B sırasındaki kovalayan oyuncu esir olur ve A
sırasının en sonuna eklenir. Belli bir süre sonra hangi sıra daha fazla ise o taraf oyunu kazanır.
122-ÇEKMECE OYUNU Sınıf iki gruba ayrılır. Gruplar derin kolda tek sıra olup karşı
karşıya dururlar. Herkes önündeki arkadaşının beline sarılır. Grup başlarının arasında bir sınır
çizgisi vardır ve birbirini çeken iki gruptan hangi taraftaki çocuk çizgiyi aşıp diğer grubun
alanına geçerse o gruba dâhil olur.
123-KİM GÜÇLÜ Alanın ortasına bir düz çizgi çizilir. Her çocuk bir eş seçer. Eşlerden biri
çizginin bir yanında durur. Her çocuk sağ ayağını çizgiye koyar, iki çocuğun sağ ayaklarının
burunları birbiriyle karşılıklı durmuş olur; sol ayaklar geride tutulur. Çocuklar, karşılıklı
olarak el ele tutar, birbirlerini kendi taraflarına çekmeye çalışırlar. Çekilen, yani çizgiyi geçen
çocuk, oyunu yitirmiş sayılır, oyun istenildiği kadar yinelenebilir. Bu oyun, bir çizgi üzerinde
çekişmeli yapıldığı gibi, çizgi olmaksızın, iki çocuğun bir eksen çevresinde dönerek çekişmesi
biçiminde de yapılabilir.
124-İMDAT YARIŞI Alana uzun ve düz bir çizgi çizilir. Çizginin 8-10 metre karşısında ve
çizgiye eşit uzaklıkta, birbirine bitişik iki kale yapılır. Çocuklar iki eşit kümeye ayrılır. Her
küme kendine bir ad takar; kendi içinden, sayışarak bir kaptan seçer. Çocukların tümü,
çizgiye sağ ayaklarını basarak, koşmaya hazır biçimde ve yan yana dururlar. İki küme
arasında bir metre kadar açıklık bırakılır. Her kaptan, kendi kümesinin karşısındaki kale
içinde durur. Öğretmenin yada bir çocuğun "başla" komutuyla oyun başlar. Her kaptan
koşarak kendi kümesine gider, sıranın başındaki çocuğun elinden tutar; birlikte kaleye doğru
koşarlar. Kaleye gelince, kaptan kalede kalır, onunla birlikte gelen çocuk kaptan olur. Yeni
kaptan da önceki gibi, geri döner, yine sıranın başındaki bir çocuğun elinden tutar, birlikte
koşarak kaleye gelirler. Bu kez yeni gelen çocuk kaptan olur. Oyun, kesintisiz olarak,
kümedeki çocukların tümü kaleye getirilinceye kadar böylece sürer. Hangi küme kaleye önce
gelirse, o küme oyunu kazanmış olur. Oyun süresince, kümedeki çocuklar kaptanlarına
"imdat, imdat" diye bağrışırlar.
125-SEKEREK YER KAPMACA Sayışarak bir ebe seçilir. Çocuklar geniş bir halka
oluşturacak biçimde dururlar. Her çocuğun ayakları çevresine bir halka çizilir. Ebe ortada
durur. Halkada bulunan çocuklar, birbirleriyle işaretleşerek yer değiştirirler. Yer değiştirmek
için gidişler tek ayakla ve seke seke yapılır. Ebe de en ortada, çizilmiş olan kendi yuvarlağı
içindedir. İki çocuk yer değiştirmek için seke
seke giderlerken, ebe de onlardan birinin yerini kapmak için seke seke boş daireye doğru
gider. Kimin yeri kapılırsa o ebe olur, ebe kurtulur. Oyun böylece sürer.
126-AĞAÇLARDAKİ SİNCAPLAR Bütün çocuklar 7–8 kişilik gruplara ayrılırlar. Her grup
el ele tutarak bir daire yapar. Bir kişi ortada bulunur. Birisi de ebe olarak dışarıdadır. Daireyi
oluşturan çocuklar bir ağacı temsil eder. Dairenin ortasındaki öğrenciler sincaplardır. Ebe olan
öğrenci de sincaptır. Öğretmenin düdüğü ile sincaplar, kendi dairesinden çıkar ve başka
daireye giderler. Bu sırada ebe olan sincap da kendisine bir ağaç bulur. Dışarıda kalan ebe
sincap olur. ( Öğretmen bütün çocuklara sincap olma olanağı vermelidir.)
127-ÇÖMELİK EL SENDE Öğrenciler bahçeye dağılırlar. Bir kişi ebe olur. Öğretmen düdük
çalınca ebe hariç diğer çocuklar leylek gibi tek ayakları üzerinde dururlar. Ebe dokunmak
üzere leyleklere yaklaşır. Leylekler bir ayakla sekerek kaçarlar. Kime dokunursa o çömelir.
En son kalan leylek, ebe olur.
128-KOYUNLAR VE KÖPEKLER : Öğretmen bütün kahverengi ayakkabılılar koyundur
der. Diğerleri de köpek olurlar. Bundan sonra öğretmen ; "Kaçın koyunlar" der ve koyunlar
kaçmaya başlar. Bir kaç saniye sonra köpeklere " Yakalayın koyunları " denilir.
Köpekler koyunların arkasından gider ve onları yakalayıp geri gelirler.
129-SIKI SIKI SARILALIM : Bütün öğrenciler dağınık olarak bahçede dolaşmaya başlarlar.
Bir yandan da öğretmenin vereceği komutu izlerler. Öğretmen düdüğü çalar ve aynı anda
kollarından birini havaya kaldırarak parmaklarıyla herhangi bir sayı gösterir. ( 1,2,3,4 veya 5 )
Düdük sesini duyan öğrenciler öğretmenin hangi sayıyı gösterdiğine bakarak bu sayıyı
tamamlamak üzere arkadaşlarına sıkı sıkı sarılır. Bir süre sonra öğretmen oluşan grupları
kontrol eder, sayıyı tamamlayamayan veya tek kalan öğrencileri eler ve oyuna devam edilir.
(1 sayısı işaret edildiğinde öğrenciler tek başlarına hazır olda beklerler.)
130-TOP ATMA : Öğrenciler yüzleri ortaya dönük, bir halka üzerinde yer alırlar. Ortada,
elinde voleybol topu ile bir çocuk bulunur. Oyun başlayınca ortada bulunan oyuncu halka
üzerindekilere topu iki elle, tek elle veya voleyboldaki gibi vuruşlara yaparak atar. Yandaki
oyuncular da aynı şekilde topu oradaki oyuncuya atmaya çalışırlar. Öğretmen bir süre sonra
ortadaki oyuncuyu değiştirir.
131-BAHÇEDEKİ MİDİLLİ : Çocuklar el ele tutarak, bir halka yaparlar. Yüzler ortaya
dönüktür. Midilli olan çocuk ortadadır. Dairedeki çocuklar ; " Midilli, sen bahçemize nasıl
girdin ?" Midilli ; " İçeriye atladım." Dairedeki çocuklar ; "Nasıl çıkacaksın ?" Midilli ; " İşte
böyle." Dedikten sonra Midilli, halkadakilerin kolları altından çeşitli denemeler yaparak halka
dışına çıkamaya çalışır. Midilli dışarı çıkar çıkmaz, halka üzerindeki oyunculardan 3,4 tanesi
koşucu olurlar ve Midilli'yi yakalamaya çalışırlar. Midilliyi ilk yakalayan bir sonraki oyun
için Midilli olur.
132-BAHÇE YARIŞI Başta bir lider olmak üzere bütün oyuncular bir çizgi üzerinde
toplanırlar. Liderde bir top vardır. Diğer çocuklar gruba yaklaştırılıp 3–4 sebze ismi verilir. (
Biber, lahana, domates, havuç ) Lider topu sahaya doğru yuvarlarken ismi konmuş
sebzelerden birini çağırır. Bu isimdeki sebzeler topu yakalamak üzere koşarlar. Kim önce
topu yakalarsa liderle yer değiştirir. Diğerleri ilk yerlerine gelir, lider yeniden oyunu
tekrarlatır.
133-SAKLAMBAÇ OYUNU Bir ebe seçilir. Ebe oyun alanının önceden belirlenmiş bir
yerinde durur, yumulur. Burası ebenin kalesidir. Çocuklar saklanırlar. Ebe belirli bir sayıya
kadar ( örneğin ona kadar ) sayar. Sayma işlemi bitince "Önümdeki, arkamdaki, sağımdaki,
solumdaki sobe." Der, gözlerini açar, saklanan arkadaşlarını arar, bulmaya çalışır. Gördüğü
arkadaşının adını söyleyerek kaleye döner, sobeler. Sobelenen çocuk yanar. Ebe aramak için
kaleden uzaklaştığında, saklanan çocuklar ortaya çıkıp, ebeden önce kaleye ulaşarak "sobe"
yapmaya çalışırlar. Bu arada, yanan ve yanmayan çocuklar ( açığa çıkmış çocuklar ), öteki
arkadaşlarına yardımcı olmak için "Elma dersem çık, armut dersem çıkma." gibi sözlerle
kopya verirler. Ebe kaleden uzaklaşınca "elma, elma" diye, ebe kaleye yaklaşınca "armut,
armut"diye bağrışırlar. Ebe tarafından bulunarak yanmış olan çocuklar, oyunun bitiminde,
kendi aralarında sayışarak yeni bir ebe seçerler. Oyun yeni ebeyle sürer. Bu oyunun
oynanışında, isteğe göre, şöyle bir kural da uygulanabilir; saklananlar içinden son çocuk,
ebeden önce sobe yaparsa, kendinden önce sobelenmiş çocukların tümü kurtulur. Aynı ebe,
yine ebe kalır, oyun yinelenir. Ebe yumulduktan sonra, 10'a kadar sayı sayabileceği gibi bu
saymayı renkleri sayma, meyveleri sayma biçiminde de yapabilir. İstenirse bu sayma, anne,
baba, kardeş-ağabey, abla, teyze, dayı, hala, amca gibi aile ve akraba bireylerini sayma
biçiminde de uygulanabilir. Ebenin sayması, öğretmen hangi konuyu pekiştirmek istiyorsa, o
konuya ilişkin sözcük ve kavramlarla da yapılabilir.
134-KÖŞE KAPMACA Bu oyunu oynayacak çocukların sayısından bir eksik sayıda köşe
saptanır. ( köşe yoksa, yere tebeşirle aynı sayıda daire çizilir.) Çocuklar sayışarak, aralarından
bir ebe seçerler. Ebe ortada durur, öteki çocuklar köşelerine geçerler. Oyun başlayınca,
çocuklar köşelerini ( yerlerini ebenin kapmasına olanak vermemeye çalışarak ) değiştirmeye
çalışırlar. Bu değiştirme sırasında ebe başka bir köşeye geçmek üzere olan çocuğun yerini
kapmaya çalışır. Kaparsa, yerini aldığı çocuk ebe olur. Oyun böylece sürer. Köşe kapmaca
oyununda, çocukların durdukları köşelere üniteye uygun adlar verilebilir. Adların
belirlenmesini, öğretmen çocuklara yaptırır. Örneğin; Gün adları, mevsim adları, renk adları
vb.
135-KİLİTLENME OYUNU Oyunun oynanacağı bir alan ( ya çizilerek, yada çocuklara
"şuradan dışarı çıkılmayacak" denilerek ) belirlenir. Çocuklar aralarından bir ebe seçerler. Ebe
kovalar, çocuklar kaçışırlar. Ebe, yaklaştığı çocuğa eliyle dokunmaya çalışır. Her çocuk ebe
yaklaştığı zaman yere çömelir, iki elini başının üzerine ( parmaklarını iç içe geçirerek ) kilitler
ve ağzını sıkıca kapatır. Bu devinimleri, ebe kendisine dokunmadan yapabilen çocuk kurtulur,
yapamayan çocuk yanar ve ebe olur. Oyun böylece sürer.
136-İPİ TUTMA OYUNU Yaklaşık 10 m. uzunluğunda, kalınca bir ip ( urgan yada halat )
bulunur. İki ucu birleştirilerek düğümlenir, büyükçe bir halka yapılır. Oynayacak çocuklar bu
ipi elleriyle tutarlar ve halka oluşturacak biçimde dururlar. Çocuklar ipin oluşturduğu
halkanın içinde olurlar ve ellerini arkaya götürerek ipi tutarlar. Ayrıca, sırtlarını ipe
dayayarak, ipin gergin durmasını sağlarlar.
İçlerinden birisi ebe seçilir. Ebe halkanın ortasında bekler. İpi tutan çocuklar, zaman zaman
ipi bırakarak ( ebenin arkasından yada yanından ) ortaya doğru yürürler, ebe ipi kim
bırakıyorsa o çocuğu kovalar; ona dokunmaya çalışır. Kovalanan çocuk, ebe kendisine
dokunmadan ipi tekrar tutabilirse yanmaz. Dokunursa, ebe olur. Oyun böylece sürer.
137-BAYRAK VERME OYUNU Üniteye uygun bir bayrak hazırlanır. ( bayrağın üzerinde
hayvan, bitki, giyecek vb. bir nesne yada bir renk bulunur ) Bir ebe seçilir. Bir çocuk bayrağı
alır, kaçar; ebe, bayrağı taşıyan çocuğu kovalar, ona dokunmaya çalışır. Bayraklı çocuk,
ebeye yakalanmadan bayrağı bir arkadaşına vermeye çalışır; başarırsa yanmaz. Ebe bu kez,
bayrağı alan öteki çocuğu kovalar. Ebe, bayraklı çocuğa dokunabilirse, ebelikten kurtulur.
Dokunulan çocuk ebe olur. Oyun böylece sürer…
138-1–2–3 EBEYE DOKUN Çocuklar geniş kolda tek sıra olurlar. Bir kişi ebedir. Ebe
grubun karşısında arkasını döner ve üçe kadar sayar. O sayarken diğerleri ebeye doğru
yaklaşmaktadırlar. Üç dediğinde ebe yüzünü onlara döner ve kıpırdayanın adını söyler. Adı
söylenen ebenin yardımcısı olur, ebenin yanına gelir. Saymaca tekrarlanır. Bu sırada ebeye
yaklaşılıp, dokunulduğunda ebe çocukları yardımcısı ile birlikte kovalamaya başlar.
Yakalanan ebe olur.
139-AYAK AYAK YÜRÜME Bir ayağın burnuna, öteki ayağın topuğunu değdirerek yapılan
yürüyüşe, "ayak-ayak yürüme" denir. Bu oyunda çocuklar, yaklaşık bir metre arayla, arka
arkaya dizilirler. Yerin elverişlilik durumuna göre dizilme birerli kolda, ikişerli kolda yada
üçerli kolda olabilir. Oyun başladığında her çocuk, kollarını iki yana açar, ayak-ayak yürür.
Yürüme yönünden sapan, ayak ayak yürümede yanlış yapan yada dengesi bozulan, yanmış
olur. Bu oyun iyice öğrenildikten sonra, çocukların gözlerini kapatmaları istenerek de
oynatılabilir.
140-MEYVE SEPETİ Çocuklar aralarından bir ebe seçerler. Öteki çocukların tümü halka
olur. Her birine birer meyve adı verilir. Bastıkları yerin kaybolmaması için ayaklarının
çevresine birer yuvarlak çizilir. Ebe halkanın ortasında durur. Ebenin çizilmiş yeri yoktur,
açıktadır ve kendisine bir yer bulmaya çalışacaktır. Meyve adı verilen öğrencilere adları sesli
olarak bir kaç kez yinelettirilir, iyice öğrenmeleri sağlanır. Oyun başlayınca, ebe iki meyve
adı söyler. Adları söylenen çocuklar, yerlerini ebeye kaptırmadan koşarak yer değiştirmeye
çalışırlar. Ebe bütün çocukların yer değiştirmesini isterse "meyve sepetiii" diye bağırır. Bütün
çocuklar yer değiştirirler. Ebe iki ad söylediği yada "meyve sepeti" diye bağırdığı zaman, yeri
boşalan birinin yerini kapmaya çalışır. Yer kaparsa ebelikten kurtulur, kapamazsa ebeliği
sürer. Yerini kaptıran ebe olur. Oyun böylece sürer. 141-EŞLİ YAKALAMA Daha sonra
çocuklar ikişerli grup olurlar. Ebe seçilen ikili diğer çiftleri yakalamaya çalışır. Yakalanan çift
ebe olur.