psİkolojİk danima ve rehberlİk - pegem.netpegem.net/dosyalar/dokuman/26112016152715pdr 2 -...

29
KPSS 2017 30. Eğitimde yıl önce bİz sorduk soru 32 50 Soruda ALAN BİLGİSİ - ALAN EĞİTİMİ ÖABT PSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİK

Upload: others

Post on 03-Jun-2020

24 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: PSİKOLOJİK DANIMA VE REHBERLİK - Pegem.Netpegem.net/dosyalar/dokuman/26112016152715pdr 2 - TANITIM.pdfPSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK ÖABT İLE İLGİLİ ÖNEMLİ BİLGİLER

KPSS2017

30.Eğitimde

yıl

önce bİz sorduk

soru32

50 Soruda

ALAN BİLGİSİ - ALAN EĞİTİMİ

ÖABTPSİKOLOJİK DANIŞMA

VE REHBERLİK

Page 2: PSİKOLOJİK DANIMA VE REHBERLİK - Pegem.Netpegem.net/dosyalar/dokuman/26112016152715pdr 2 - TANITIM.pdfPSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK ÖABT İLE İLGİLİ ÖNEMLİ BİLGİLER

Komisyon

ÖABT Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Konu Anlatımlı

ISBN 978-605-318-673-1Kitapta yer alan bölümlerin tüm sorumluluğu yazarlarına aittir.

© Pegem AkademiBu kitabın basım, yayım ve satış hakları

Pegem Akademi Yay. Eğt. Dan. Hizm. Tic. Ltd. Şti.ne aittir.Anılan kuruluşun izni alınmadan kitabın tümü ya da bölümleri,kapak tasarımı; mekanik, elektronik, fotokopi, manyetik, kayıtya da başka yöntemlerle çoğaltılamaz, basılamaz, dağıtılamaz.

Bu kitap T.C. Kültür Bakanlığı bandrolü ile satılmaktadır.Okuyucularımızın bandrolü olmayan kitaplar hakkında

yayınevimize bilgi vermesini ve bandrolsüz yayınlarısatın almamasını diliyoruz.

7. Baskı: 2016, Ankara

Proje-Yayın: Ümit DilaverDizgi-Grafik Tasarım: Gülnur Öcalan

Kapak Tasarımı: Gürsel Avcı

Baskı: Tuna Matbaacılık Sanayi ve Ticaret A.Ş. Bahçekapı Mahallesi 2460. sokak No:7

Şaşmaz/ANKARA(0312 278 34 84)

Yayıncı Sertifika No: 14749Matbaa Sertifika No: 16102

İletişim

Karanfil 2 Sokak No: 45 Kızılay / ANKARAYayınevi: 0312 430 67 50 - 430 67 51

Yayınevi Belgeç: 0312 435 44 60Dağıtım: 0312 434 54 24 - 434 54 08

Dağıtım Belgeç: 0312 431 37 38Hazırlık Kursları: 0312 419 05 60

E-ileti: [email protected]İnternet: www.pegem.net

Page 3: PSİKOLOJİK DANIMA VE REHBERLİK - Pegem.Netpegem.net/dosyalar/dokuman/26112016152715pdr 2 - TANITIM.pdfPSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK ÖABT İLE İLGİLİ ÖNEMLİ BİLGİLER

ÖN SÖZ

Sevgili Öğretmen Adayları,

Elinizdeki bu kitap, Kamu Personeli Seçme Sınavı (KPSS) Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Alan Bilgisi Testi (ÖABT-Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik) kapsamındaki soruları çözmek için gerekli bilgi, beceri ve teknikleri edinme ve geliştirme sürecinde siz değerli öğretmen adaylarımıza kılavuz olarak hazırlanmıştır.

Kitabın hazırlanış sürecinde, sınav kapsamındaki temel alanlarda kapsamlı alanyazın taraması yapılmış, bu kitabın gerek ÖABT’de gerekse gelecekteki meslek hayatınızda ihtiyacınızı maksimum derecede karşılayacak bir başucu kitabı niteliğinde olması hedeflenmiştir.

Detaylı, güncel ve anlaşılır bir dilde yazılan konu anlatımları, çıkmış sorular ve detaylı açıklamalarıyla desteklenmiş, her ünite içeriği ÖSYM formatına uygun, çözümlü test sorularıyla pekiştirilmiştir. Ayrıca konu anlatımlarında verilen bilgi ve çözüm tekniklerine ek olarak uyarı kutucuklarıyla önemli konulara dikkat çekilmiştir.

Yoğun bir araştırma ve çalışma sürecinde hazırlanmış olan bu kitapla ilgili görüş ve önerilerinizi [email protected] adresini kullanarak bizimle paylaşabilirsiniz.

Geleceğimizi güvenle emanet ettiğimiz siz değerli öğretmenlerimizin hizmet öncesi ve hizmet içi eğitimlerine katkıda bulunabilmek ümidiyle...

Başarılar...

Page 4: PSİKOLOJİK DANIMA VE REHBERLİK - Pegem.Netpegem.net/dosyalar/dokuman/26112016152715pdr 2 - TANITIM.pdfPSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK ÖABT İLE İLGİLİ ÖNEMLİ BİLGİLER

PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK ÖABT İLE İLGİLİ ÖNEMLİ BİLGİLER

Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik ÖABT, 50 sorudan oluşmakta ve Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Adaylarının Alan Bilgisi (Temel Psikolojik Kavramlar, Psikolojik Danışma Kuram İlke ve Teknikleri, Davranış ve Uyum Problemleri, Bireyi Tanıma Teknikleri, Bireyle ve Grupla Psikolojik Danışma , Mesleki Rehberlik ve Kariyer Danışmanlığı, Psikolojik Danışma ve Rehberlikte %6 Araştırma ve Program Geliştirme, Meslek Etiği ve Yasal Konular) ile Alan Eğitimi alanlarındaki bilgi ve becerilerini ölçmeyi hedeflemektedir.

Öğretmenlik Alan Bilgisi Testinde çıkan sorular, Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Öğretmenlik Lisans Programlarında verilen akademik disiplinlere paralel olarak hazırlanmaktadır. Sınavdaki Alan-Soru dağılımı aşağıdaki tabloda belirtilmiştir.

Genel Yüzde Yaklaşık Yüzde Soru Sayısı

Alan Bilgisi Testi % 80 1 - 40

a. Temel Psikolojik Kavramlar

b. Psikolojik Danışma Kuram İlke ve Teknikleri

c. Davranış ve Uyum Problemleri

d. Bireyi Tanıma Teknikleri

e. Bireyle ve Grupla Psikolojik Danışma

f. Mesleki Rehberlik ve Kariyer Danışmanlığı

g. Psikolojik Danışma ve Rehberlikte % 6 Araştırma ve Program Geliştirme

h. Meslek Etiği ve Yasal Konular

% 16

% 16

% 10

% 10

% 10

% 8

% 6

%4

Alan Eğitimi Testi % 20 41 - 50

Genel Kültür, Genel Yetenek ve Eğitim Bilimleri Sınavlarınıza ek olarak gireceğiniz Öğretmenlik Alan Bilgisi Testi ile ilgili verilen bu bilgiler 2016 PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK ÖABT sınavı çerçevesinde hazırlanmıştır. Sınav içeriğinde yapılabilecek olası değişiklikleri ÖSYM'nin web sitesinden takip edebilirsiniz.

Page 5: PSİKOLOJİK DANIMA VE REHBERLİK - Pegem.Netpegem.net/dosyalar/dokuman/26112016152715pdr 2 - TANITIM.pdfPSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK ÖABT İLE İLGİLİ ÖNEMLİ BİLGİLER

İÇİNDEKİLER

1. BÖLÜMTEMEL KAVRAMLAR

Psikolojinin Amaçları ........................................................................................................................................................3Psikolojide Ekoller ve Yaklaşımlar ....................................................................................................................................3Psikolojinin Alt Dalları .......................................................................................................................................................6Davranışın Fizyolojik Temelleri .........................................................................................................................................8Duyum ve Algılama ........................................................................................................................................................14Algı .................................................................................................................................................................................16Zekâ Gelişimi ve Kuramları ............................................................................................................................................19Modern Zekâ Yaklaşımları ..............................................................................................................................................21Güdülenme .....................................................................................................................................................................24Kişilik ..............................................................................................................................................................................25Kişilik Kuramları ..............................................................................................................................................................26Sosyal Psikoloji Temel Kavramlar...................................................................................................................................33Sosyal Uyum ..................................................................................................................................................................33Tutum .............................................................................................................................................................................35Sosyal Algı......................................................................................................................................................................38Çözümlü Test ..................................................................................................................................................................41Çözümler ........................................................................................................................................................................44Kaynakça ........................................................................................................................................................................46

2. BÖLÜMPSİKOLOJİK DANIŞMA KURAMLARI

Kuram Nedir? .................................................................................................................................................................49Psikanalitik Kuram ..........................................................................................................................................................50Analitik Terapi .................................................................................................................................................................58Bireysel Psikoloji.............................................................................................................................................................63Varoluşçu Terapi .............................................................................................................................................................69Varoluşçu Yaklaşım ........................................................................................................................................................69Birey Merkezli Terapi ......................................................................................................................................................75Gestalt Terapi .................................................................................................................................................................79Davranışçı Terapi............................................................................................................................................................87Bilişsel Terapi..................................................................................................................................................................91Akılcı Duygusal Davranışçı Terapi ..................................................................................................................................98Gerçeklik Terapisi .........................................................................................................................................................104Çözüm Odaklı Kısa Süreli Terapi.................................................................................................................................. 110Feminst Terapi .............................................................................................................................................................. 114Öyküsel Terapi .............................................................................................................................................................. 119Duygu Odaklı Terapi .....................................................................................................................................................123Transaksiyonel Analiz Kuramı ......................................................................................................................................128Eklektik Yaklaşım ..........................................................................................................................................................130Çözümlü Test ................................................................................................................................................................133Çözümler ......................................................................................................................................................................135Kaynakça ......................................................................................................................................................................136

Page 6: PSİKOLOJİK DANIMA VE REHBERLİK - Pegem.Netpegem.net/dosyalar/dokuman/26112016152715pdr 2 - TANITIM.pdfPSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK ÖABT İLE İLGİLİ ÖNEMLİ BİLGİLER

vi

3. BÖLÜMPSİKOLOJİK DANIŞMA İLKE VE TEKNİKLERİ

Psikolojik Danışma İlke ve Teknikleri ............................................................................................................................141

Terapötik Beceriler ........................................................................................................................................................141

Yapılama .................................................................................................................................................................141

Yakından İlgilenme .................................................................................................................................................142

Konuşmaya Açık Davet ..........................................................................................................................................142

Asgari Düzeyde Teşvik ...........................................................................................................................................143

Duygu Yansıtması ..................................................................................................................................................143

İçerik Yansıtması ....................................................................................................................................................144

Kişiselleştirme.........................................................................................................................................................144

Özetleme ................................................................................................................................................................145

Paylaştırma.............................................................................................................................................................146

Bağlama .................................................................................................................................................................146

Sessizlik..................................................................................................................................................................147

Terapötik Koşullar .........................................................................................................................................................147

Empati ....................................................................................................................................................................147

Saygı ......................................................................................................................................................................149

Saydamlık ...............................................................................................................................................................149

Somutluk.................................................................................................................................................................151

İlişkinin Şimdi ve Buradalığı....................................................................................................................................152

Kendini Açma .........................................................................................................................................................152

Yüzleştirme .............................................................................................................................................................153

Psikolojik Danışma Süreci ............................................................................................................................................154

Danışanla İlişkinin Kurulması .................................................................................................................................154

Danışanın Problemlerinin Değerlendirilmesi ..........................................................................................................154

Psikolojik Danışmada Amacın Oluşturulması .........................................................................................................157

Stratejilerin Belirlenmesi ve Müdahalelerin Seçimi .................................................................................................158

Sonlandırma ve İzleme ...........................................................................................................................................160

Sevk Etme ..............................................................................................................................................................160

Çözümlü Test ................................................................................................................................................................161

Çözümler ......................................................................................................................................................................164

Kaynakça ......................................................................................................................................................................164

Page 7: PSİKOLOJİK DANIMA VE REHBERLİK - Pegem.Netpegem.net/dosyalar/dokuman/26112016152715pdr 2 - TANITIM.pdfPSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK ÖABT İLE İLGİLİ ÖNEMLİ BİLGİLER

vii

4. BÖLÜMDAVRANIŞ VE UYUM PROBLEMLERİ

Davranış Problemleri ....................................................................................................................................................168

Kaygı Bozuklukları ..................................................................................................................................................168

Somatoform ve Dissosiyatif Bozukluklar ................................................................................................................173

Duygudurum Bozukluklar .......................................................................................................................................177

Psikotik Bozukluklar................................................................................................................................................179

Kişilik Bozuklukları ..................................................................................................................................................181

Cinsel Bozukluklar ..................................................................................................................................................188

Organik Ruhsal Bozukluklar ...................................................................................................................................189

Uyum Problemleri .........................................................................................................................................................190

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu ............................................................................................................190

Otizm ......................................................................................................................................................................191

Öğrenme Güçlükleri................................................................................................................................................193

Davranım Bozuklukları ...........................................................................................................................................194

Karşıt Olma/Karşı Gelme Bozukluğu ......................................................................................................................195

Tik Bozukluğu .........................................................................................................................................................195

İletişim Bozuklukları ................................................................................................................................................196

Yeme Bozuklukları ..................................................................................................................................................197

Çocukluğun Dezintegratif Bozukluğu......................................................................................................................198

Çözümlü Test ................................................................................................................................................................202

Çözümler ......................................................................................................................................................................205

Kaynakça ......................................................................................................................................................................206

5. BÖLÜMBİREYİ TANIMA TEKNİKLERİ

Bireyi Tanıma Teknikleri ................................................................................................................................................ 211

Psikolojik Testler ...........................................................................................................................................................213

Psikolojik Testlerin Tanımı ......................................................................................................................................213

Psikolojik Testlerin İşlevleri .....................................................................................................................................214

Psikolojik Testlerin Sınıflandırılması .......................................................................................................................215

Çeşitli Psikolojik Testler ..........................................................................................................................................216

Yeteneklerin Ölçülmesi .................................................................................................................................................217

İlgilerin Ölçülmesi .........................................................................................................................................................219

Tutum ve Değerlerin Ölçülmesi ....................................................................................................................................220

Kişiliğin Ölçülmesi.........................................................................................................................................................220

Projektif Testler .............................................................................................................................................................222

Test Teknikleri ...............................................................................................................................................................224

Page 8: PSİKOLOJİK DANIMA VE REHBERLİK - Pegem.Netpegem.net/dosyalar/dokuman/26112016152715pdr 2 - TANITIM.pdfPSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK ÖABT İLE İLGİLİ ÖNEMLİ BİLGİLER

viii

Maksimum Performans Testleri ..............................................................................................................................224

Davranış Testleri .....................................................................................................................................................226

Test Dışı Teknikler ........................................................................................................................................................230

Gözleme Dayalı Teknikler .......................................................................................................................................230

Kendini Anlatma Teknikleri .....................................................................................................................................237

Başkalarının Görüşlerine Dayalı Teknikler..............................................................................................................244

Etkileşime Dayalı Teknikler .....................................................................................................................................250

Diğer Teknikler ........................................................................................................................................................253

Çözümlü Test ................................................................................................................................................................257

Çözümler ......................................................................................................................................................................261

Kaynakça ......................................................................................................................................................................263

6. BÖLÜMGRUPLA PSİKOLOJİK DANIŞMA

Giriş ..............................................................................................................................................................................267

Grup Türleri ..................................................................................................................................................................271

Grubun Planlanması ve Oluşturulması .........................................................................................................................273

Grubun Evreleri ............................................................................................................................................................276

Başlangış Evresi .....................................................................................................................................................276

Geçiş Evresi ...........................................................................................................................................................277

Eylem Evresi...........................................................................................................................................................279

Sonlandırma Evresi ................................................................................................................................................279

Grup Üyeleri ve Üyelerde Zor Davranışlar ...................................................................................................................280

Grupla Psikolojik Danışmada Liderlik ...........................................................................................................................282

Grupla Psikolojik Danışmada Terapötik Beceriler.........................................................................................................286

Çözümlü Test ................................................................................................................................................................290

Çözümler ......................................................................................................................................................................292

Kaynakça ......................................................................................................................................................................294

7. BÖLÜMMESLEKİ REHBERLİK VE KARİYER DANIŞMANLIĞI

Mesleki Rehberlik ve Kariyer Danışmanlığına Giriş .....................................................................................................298

Kariyer Gelişim Sürecini Etkileyen Faktörler ................................................................................................................301

Psikolojik Faktörler .................................................................................................................................................301

Sosyolojik Faktörler ................................................................................................................................................307

Cinsiyet ..................................................................................................................................................................307

Politik ve Ekonomik Faktörler .................................................................................................................................308

Mesleki Gelişim ve Kariyer Danışmanlığı Kuramları ....................................................................................................308

Özellik-Faktör Uyumlu Kuramlar.............................................................................................................................308

Psikodinamik Yaklaşımlar .......................................................................................................................................316

Page 9: PSİKOLOJİK DANIMA VE REHBERLİK - Pegem.Netpegem.net/dosyalar/dokuman/26112016152715pdr 2 - TANITIM.pdfPSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK ÖABT İLE İLGİLİ ÖNEMLİ BİLGİLER

ix

Karar Kuramları ......................................................................................................................................................322

Gelişimsel Yaklaşımlar ...........................................................................................................................................324

Sosyal Bilişsel Kuramlar .........................................................................................................................................332

Kariyer Danışmanlığında Ölçme ve Değerlendirme .....................................................................................................335

Çözümlü Test ................................................................................................................................................................338

Çözümler ......................................................................................................................................................................341

Kaynakça ......................................................................................................................................................................343

8. BÖLÜMOKUL REHBERLİK HİZMETLERİ

Okul Rehberlik Hizmetleri ve Özel Eğitim Hizmetleri ....................................................................................................347

Rehberlik Modelleri .................................................................................................................................................347

Rehberlik Hizmet Alanları .......................................................................................................................................350

Doğrudan Öğrenciye Sunulan Hizmetler ................................................................................................................351

Dolaylı Olarak Öğrenciye Sunulan Hizmetler .........................................................................................................356

Okul Psikolojik Danışma ve Rehberlik Programı Hazırlama...................................................................................358

Kapsamlı Rehberlik Programları.............................................................................................................................358

Rehberlik Türleri ...........................................................................................................................................................363

Rehberlik Hizmetlerinde Örgütlenme Sistemi ...............................................................................................................381

Ülkemizde Rehberlik Hizmetlerinin Örgütlenmesi ........................................................................................................383

Özel Eğitim Hizmetleri ..................................................................................................................................................392

Kaynaştırma Eğitimi ve Rehberlik.................................................................................................................................412

Özel Eğitim Sınıfları, Destek Eğitim Odası ve Evde Eğitim ..........................................................................................415

Bireyselleştirilmiş Eğitim Program Hazırlama ve Öğretimin Bireyselleştirilmesi ..........................................................417

Çözümlü Test ................................................................................................................................................................419

Çözümler ......................................................................................................................................................................422

9. BÖLÜMPSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİKTE ARAŞTIRMA

Bilim ..............................................................................................................................................................................426

Bilimin Tanımı ve Tarihsel Arka Planı .....................................................................................................................426

Bilimin Özellikleri ....................................................................................................................................................427

Bilimin İşlevleri ........................................................................................................................................................428

Bilimsel Araştırma Süreci .......................................................................................................................................428

Bilimsel Araştırma Türleri .............................................................................................................................................429

Betimsel Araştırmalar .............................................................................................................................................429

Deneysel Araştırmalar ............................................................................................................................................429

Korelasyonel Araştırmalar ......................................................................................................................................429

Veri Türleri ve Verileri Elde Etme Yolları .......................................................................................................................432

Page 10: PSİKOLOJİK DANIMA VE REHBERLİK - Pegem.Netpegem.net/dosyalar/dokuman/26112016152715pdr 2 - TANITIM.pdfPSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK ÖABT İLE İLGİLİ ÖNEMLİ BİLGİLER

x

Evren ve Örneklem .......................................................................................................................................................433

Ölçme Araçlarında Bulunması Gereken Özellikler .......................................................................................................434

İstatistik ve Bilim ...........................................................................................................................................................436

Çözümlü Test ................................................................................................................................................................443

Çözümler ......................................................................................................................................................................445

Kaynakça ......................................................................................................................................................................448

10. BÖLÜMMESLEK ETİĞİ VE YASAL KONULAR

Etik, Ahlak, Meslek Etiği ...............................................................................................................................................451

Etik, Ahlak ve Hukuk Kuralları Arasındaki İlişkiler ........................................................................................................452

Psikolojik Danışma ve Rehberlikte Etik ........................................................................................................................453

Psikolojik Danışmada Etik İlkeler..................................................................................................................................454

Psikolojik Danışmanların Etik İlkelerinin Kaynakları .....................................................................................................455

Psikolojik Danışmada Etik Standartlar..........................................................................................................................455

Genel Standartlar ...................................................................................................................................................455

Psikolojik Danışma İlişkileri ....................................................................................................................................456

Ölçme ve Değerlendirme ........................................................................................................................................457

Araştırma ve Yayın .................................................................................................................................................458

Konsültasyon ..........................................................................................................................................................459

Mesleğe Hazırlık .....................................................................................................................................................459

Özel Çalışma ..........................................................................................................................................................460

Personel Yönetimi ..................................................................................................................................................460

Psikolojik Danışmada Sözleşme ve Bilgilendirilmiş Onay ............................................................................................461

Psikolojik Danışma Sürecinde Etik İkiliemler ................................................................................................................462

Etik Karar Verme Kuramları ....................................................................................................................................462

Etik Karar Verme Modelleri .....................................................................................................................................464

Çözümlü Test ................................................................................................................................................................466

Çözümler ......................................................................................................................................................................469

Kaynakça ......................................................................................................................................................................470

Page 11: PSİKOLOJİK DANIMA VE REHBERLİK - Pegem.Netpegem.net/dosyalar/dokuman/26112016152715pdr 2 - TANITIM.pdfPSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK ÖABT İLE İLGİLİ ÖNEMLİ BİLGİLER

1. TEMEL KAVRAMLAR

Page 12: PSİKOLOJİK DANIMA VE REHBERLİK - Pegem.Netpegem.net/dosyalar/dokuman/26112016152715pdr 2 - TANITIM.pdfPSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK ÖABT İLE İLGİLİ ÖNEMLİ BİLGİLER

3

PSİKOLOJİDE TEMEL KAVRAMLARTE

MEL

KAV

RA

MLA

R

Zekâ Gelişimi ve Kuramları

Duyum ve Algı

Davranışın Fizyolojik Temelleri

Psikolojinin Alt Dalları

Psikolojide Yaklaşımlar

Psikolojinin Amaçları

Güdülenme

Kişilik

Sosyal Psikolojide Temel Kavramlar

PSİKOLOJİNİN AMAÇLARI

Diğer bilim dallarında olduğu gibi psikolojinin de temel birtakım amaçları vardır. Psikoloji bu amaçlar çerçeve-sinde insan davranışının temellerini anlamaya çalışır. Bu amaçların neler olduğunu kısaca ele alalım.

Betimleme: Davranışları betimlemek psikolojinin ilk ve en temel amacıdır ve betimleme davranışların tanımıdır. Davranışların keşfedilerek tanımının yapılması betimle-menin ilk aşamasıdır. Örneğin "Davranış nedir? Uyarıcı nedir?" gibi sorular sorularak bunların tanımı yapılmaya çalışılır. Bu betimlemelerden sonra tanımlanan kavram-lar sınıflandırılır ve son aşamada ise kavramlar arasında-ki sebep-sonuç ilişkileri ortaya konulur.

Açıklama: Burada kuramların derinlemesine izahı ve kuramsal ilke ve yasaların açıklanması söz konusudur. Örneğin, olaylar beklediğinizden farklı geliştiğinde neden gülersiniz? Hangi şartlar kişiyi intihara yönlendirir?

Yordama (Öngörü): Yordama, olayların önceden tahmin edilmesidir. Yordama, araştırma sonuçlarına dayanarak yapılabilir. Yordama; yasa ve ilkelerde, kuramlarda belir-tilen ilişkiler kullanılarak da yapılabilir. Örneğin, sınıf ar-kadaşınızın utangaç olduğuna inanıyorsanız, proje sunu-mu için kalabalık sınıfın önünde konuşması gerektiğinde arkadaşınızın çok rahatsız olacağını tahmin edersiniz.

Kontrol: Yordama sayesinde (yani olaylar, davranışlar önceden kestirilerek) olaylar veya davranışlar kontrol altına alınmaya çalışılır. Örneğin, psikoji kuramlarından bazıları insanlara psikolojik faktörleri nasıl kontrol altında tutup sigara içmek gibi sağlıksız davranışlardan uzak du-rabileceklerini öğretir.

PSİKOLOJİDE EKOLLER VE YAKLAŞIMLAR

Psikolojinin Tanımı

Psikoloji, psyche (nefes, ruh, zihin) ve logos (düzenli söz, bilgi) kelimelerinin birleşmesin-den meydana gelmiştir. Kelime anlamı “ruh bilgisi”dir. Ancak değişik tanımlar verilmesine rağmen o, en genel anlamda “insan davranışlarını ve zihin-sel süreçleri ile birlikte bunların altında yatan nedenleri inceleyen bilim dalıdır.”

Tarihsel Süreç

1879’da Alman Psikolog Wilhelm Wundt tarafından Leipzig’de kurulan psikoloji laboratuvarı ile psikoloji, de-neysel bilim dalı olma unvanını kazanmıştır. İlk psikoloji deneyleri burada yapılmıştır. Daha sonra Avrupa’nın de-ğişik yerlerinde ve Amerika’da da birçok psikoloji labora-tuvarı açılmıştır.

Psikoloji felsefeden ayrılıp bağımsız bir bilim hâline gel-dikten sonra - kısmen de olsa- bazı filozofların düşünce biçimlerinin etkisinde kalmıştır. Sistem ve ekol olarak ge-lişen psikoloji akımları ortaya çıkmıştır. Ekoller genellikle tek yanlı görüşlerdir. İncelemek istedikleri konuyu temel ögeler açısından ele alırlar. Determinist anlayıştadırlar.

Yapısalcılık

Temsilcileri Wundt ve Titchener’dir. 1879’da Wilhelm Wundt’un psikoloji laboratuvarını kurması ile deneysel psikolojinin temelleri atılmıştır. Wundt, ilk çalışmalarında duyum ve imgeleri araştırmıştır. O ve izleyenler karmaşık zihinsel yaşantıların yapısını incelemeye çalışmışlardır. Bu nedenle bu ekole yapısalcılık denir. Örnek aldıkları bi-lim dalı kimyadır. Kimyada, nasıl bileşik maddelerin yalın elementlerden oluştuğu çözümleme ile anlaşılabiliyorsa karmaşık bilinç olaylarının yapısal açıdan çözümlenmesi ile de psişik olayların daha iyi anlaşılıp açıklanabileceğini ileri sürmüşlerdir. Onlara göre psikolojinin amacı, bilincin karmaşık yapısını çözümlemek, zihnin en yalın ögelerini araştırmak ve bunlar arasındaki ilişkileri bulup yasalar hâlinde formüle etmektir. Artık duyumlar, algılar, anılar laboratuvarda incelenmeye başlanmıştır.

Page 13: PSİKOLOJİK DANIMA VE REHBERLİK - Pegem.Netpegem.net/dosyalar/dokuman/26112016152715pdr 2 - TANITIM.pdfPSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK ÖABT İLE İLGİLİ ÖNEMLİ BİLGİLER

4

Temel varsayımları;

İnsan zihni çeşitli bilinç ögelerine ayrılmıştır.

Psikolojinin konusu bilinçtir. Amacı ise bilince ait öge-leri belirlemek ve çözümlemektir.

Bunun için “içe bakış” yöntemi kullanılmalıdır.

İnsan davranışları kontrollü koşullarda gözlenmelidir.

İçsel duygular, sezgiler ve düşüncelere odaklanır.

Fonksiyonalizm (İşlevselcilik)

William James, James B. Angeli ve John Dewey gibi Ame-rikan filozoflarının ve eğitimcilerinin oluşturduğu ekoldür. Fonksiyonalistler, yapısalcıların görüşlerine karşı çıkmış-lardır. Onlara göre bilincin ne olduğundan çok, ne için olduğunu bilmek önemlidir. Yani bilincin amacı ve işlevini bilmek asıl amaç olmalıdır. Bunlara göre insan davranışla-rını anlamak için sadece bilinç olaylarını çözümlemek yo-luyla incelemek yeterli değildir. Bilinç incelenmelidir ama bunun yanında insanın çevresine uyumunda yardımcı olacak, öğrenme gibi uyum davranışları da incelenmeli-dir. İşlevselciler davranışı, çevreye uyum süreci olarak tanımlamışlardır. Bu ekolün amacı algılama, düşünme, duygulanma gibi içsel eylemlerin, hayatta karşılaşılan çeşitli problemlerin çözümlenmesine nasıl yardım ettiğini açıklamaktır. İşlevselciler eyleme ve yararcılığa dönüktür. Fonksiyonalistler, yöntem olarak iç gözlem ve gözlemi kul-lanmışlardır. Davranışları, özel olarak da öğrenmeyi açık-lamaya çalışmışlardır.

Temel varsayımları;

Zihinsel süreçleri yaşayan organizmaların kendilerini çevrelerine intibak ettirici bir iş görmesi bakımından ele almıştır.

Zihin ve davranışın işlevleri üzerinde durulmalıdır. Zihinsel yapıdan çok zihnin işlevi üzerinde dururlar. Öğrenme, motivasyon, problem çözme gibi çevreye uyumu kolaylaştıran konular üzerine çalışırlar.

Psikolojinin gündelik hayata uygulanmasına önem verirler. İçe bakış yöntemi kullanırlar.

Kişiliği ve davranışı çevreye uyum süreci olarak ele alırlar.

Davranışların incelenmesini beyin, sinir sistemi ve beyin hücreleri (nöronlar) arasındaki sinaps bağları-na göre ele alırlar.

Davranışçı Yaklaşım

Davranışçılığın temel ilkeleri 1913 yılında John B. Wat-son (1878-1958) tarafından formüle edilmiştir. 1913 yılın-da yapısalcılık ve işlevselciliğe karşı kökten bir tepki ha-reketi olarak ortaya çıkmıştır. Bilincin iç gözlem yöntemi ile incelenmesine kuşku ile bakmışlardır. Bilinç hâllerinin değil, gözlenebilir durumların yani davranışların incelen-

mesi gerektiğini savunmuştur. Davranışçılara göre psi-kolojinin bilim olabilmesi için gözlenebilir, ölçülebilir feno-menlerin doğa bilimlerinde kullanılan objektif ve bilimsel yöntemlerle incelenmesi gerekir. Davranışçılar gerek yapısalcıların gerekse de işlevselcilerin kullandıkları iç gözlem yönteminin kullanılmasını bilimsel yönteme aykı-rı bulmuşlardır. Önde gelen temsilcileri Watson, Pavlov, Thorndike ve Skinner’dir.

Temel varsayımları;

İçe bakış yöntemini tümüyle reddeder. Doğal ve sis-tematik dış gözlem yapar.

Psikoloji bir doğa bilimidir ve subjektiflikten çıkıp ob-jektif temeller üzerine oturtulmalıdır.

Sadece gözlenebilen davranışlar incelenmelidir.

Davranışlar Uyaran- Tepki (U-T) zinciri içinde incelenir.

İnsan belirli uyaranlara tepki veren bir makine gibidir.

Davranışların neden oluştuğuna değil, nasıl oluştu-ğuna bakılmalıdır.

Öğrenme psikolojisine önemli katkılar yapmışlardır.

Psikoanalitik Yaklaşım

Sigmund Freud (1856-1939), Alfred Adler (1856-1939), Carl Gustav Jung (1875-1961), Erik Erikson (1902-1994)’un temsilciliğini yaptığı bu yaklaşıma göre bilinç olaylarını incelemek, ruhsal olayların içeriğini anlamak için yeterli değildir. Psikanalize göre psikoloji, bilinç dı-şını kendisine konu olarak almalı ve bilinç dışının ince-lenmesi psikolojinin temel uğraş alanı olmalıdır. Freud ve arkadaşları, psikoz ve nevrozların çoğunun, kişinin çocukluktan itibaren tatmin edilmemiş olan arzu ve ihti-yaçlarının baskı altına alınmasından, bilinç dışına itilme-sinden meydana geldiğini öne sürmüşlerdir.

Temel varsayımları;

İnsan davranışlarının temel nedeni bilinç dışıdır.

Önemli olan bilinç dışındaki unsurların açığa çıkarıl-masıdır.

Zihnin bölümleri id, ego ve süperegodur. İd; “ilkel ar-zuları” (cinsellik, saldırganlık, açlık vs.) saklayan, sü-perego; içselleştirilmiş norm, ahlak ve tabuları kapsa-yan ve ego; bu iki bölümün arabulucusu ve kendilik duygusuna yol veren bölümdür.

İnsanoğlunun doğuştan getirdiği iki temel dürtü var-dır; cinsellik ve saldırganlık.

Hastalarla terapi esnasında “aklınıza ilk gelen şeyi söyleyin’’ yönergesinin verildiği serbest çağrışım yöntemini kullanmıştır.

Psikoseksüel gelişim kuramına göre insanın kişilik gelişimi oral, anal, fallik, latent ve genital evre olmak üzere beş evrede tamamlanır.

Page 14: PSİKOLOJİK DANIMA VE REHBERLİK - Pegem.Netpegem.net/dosyalar/dokuman/26112016152715pdr 2 - TANITIM.pdfPSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK ÖABT İLE İLGİLİ ÖNEMLİ BİLGİLER

5

Gestalt Yaklaşımı

Max Wertheimer, Kurt Kofka, Kurt Lewin gibi Alman psi-kologlarından oluşan psikoloji ekolüdür. Algı ve bellek konusunda incelemeler yapmışlardır. İç gözlem, gözlem ve deney yönteminden yararlanmışlardır. Görüşleri özel-likle eğitim alanında kullanılmıştır. Gestalt psikolojisinin temsilcileri davranışların bir bütün olduğunu, bunun par-çalara ayrılamayacağını savunmuşlardır. Gestalt psiko-lojisine göre parçaların bir bütünlük içinde anlam kazan-ması önemlidir. Örneğin bir tablo, tuval, boya ve renklerin toplamından çok daha farklı bir şeydir. Tek tek anlamı olmayan parçalar bütünlük hâlinde anlam kazanır.

Temel varsayımları;

Yapısal ve davranışçı düşüncelere bir tepkidir.

İlgi, algı, düşünme, kavrama gibi süreçler irdelenme-lidir.

Davranış tek tek değil, bütün içinde incelendiğinde anlaşılabilir.

Bütün kendisini oluşturan parçadan farklı bir şeydir.

Ruhsal olayların meydana gelmesinde bütünlüğü hâkim unsur saymışlardır. Psikolojinin de bu bütün-lüklerle uğraşması gerektiğini savunmuşlar

Algı ve öğrenme konuları üzerinde durmuşlardır.

İnsancıl (Hümanistik) Yaklaşım

Çağdaş bir psikoloji akımıdır. Temsilcileri arasında Carl Rogers (1902-1987), Abraham Maslow (1908-1970), Charlotte Bühler (1893-1974) yer alır. 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Amerikan psikolojisinde kendini iyice hissettirmiş ve dünyaya yayılmıştır. Varoluşçu felsefe-den etkilenmişler ve bu felsefi görüşü büyük çapta be-nimsemişlerdir. Bu yaklaşıma göre insan, özü itibarıyla evrendeki en değerli varlıktır. Varoluşcu felsefenin ilke-lerini benimseyen hümanistik yaklaşıma göre, yaşamın belirleyicileri insanın geçmişi ve içsel dürtüleriyle sınır-landırılamaz.

Temel varsayımları;

İnsan doğasını olumsuzlayan yaklaşımların aksine; insanın “iyi” olduğunu söyler.

Benlik algısı bireyin kişiliğini ve davranışlarını belirle-yen önemli bir unsurdur.

Birey kendini gerçekleştirmek ister.

Davranışların temelinde ihtiyaçlar vardır.

Eğitim öğrenci merkezli olmalıdır. Bireylerin potan-siyellerinin ortaya çıkarılmasına ve kişisel gelişime yardımcı olunmalıdır.

Algı ve benlik kavramları üzerinde dururlar.

Geçmiş ya da gelecek değil, içinde yaşanılan an önemlidir.

Bilişsel (Kognitif ) Yaklaşım

1950’lerden itibaren gündeme gelir. Bilişsel (Kognitif) psi-kologlar, insanı pasif bir yaratık olarak değil; algılayan, uyarıcıları işleyen, anlamlandıran aktif bir sistem olarak görmüşlerdir. Çünkü onlara göre insanı diğer canlılardan ayıran en belirgin özellik, insanın gelen uyarıcıları işleye-bilme, anlamlandırabilme yeteneği olmuştur. Bilişsel yak-laşım, nesnel yöntemlerle deneysel olarak bireyin zihnin-de yer alan bilişsel süreçleri inceler, bireyin dış dünyayı nasıl içselleştirip “iç dünya” olarak temsil ettiğini anla-maya çalışır. Çağdaş bilişsel yaklaşım içerisindeki bilgi işleme kuramı, insan zihnini çeşitli programlara göre bilgi edinmek, bilgiyi işlemek, depolamak ve kullanmak üzere tasarlanmış gelişkin bir bilgisayar sistemi olarak ele alır.

Temel varsayımları;

İnsanın bilgiyi işleme süreçleriyle ilgilenmişlerdir.

Zihinsel süreçler doğrudan gözlenmese de davranış-lar yoluyla dolaylı olarak tahlil edilebilir.

Gözlemlenebilir olan davranışlar gibi doğrudan göz-lemlenemeyen zihinsel süreçler de incelenebilir.

İnsan pasif bir yapı değil, anlamlandıran ve şekillen-diren aktif bir sistemdir.

Biyolojik Yaklaşım

Temsilcisi Amerikalı Adolf Meyer (1866-1950) dir. Biyo-lojik yaklaşım davranışın ve zihinsel süreçlerin altında yatan nörobiyolojik süreçleri açıklamaya çalışır. İnsan davranışları biyolojik ve nörolojik temellere dayanarak açıklanır. Biyolojik yaklaşım, davranışı, beden içerisinde gerçekleşen elektriksel ve kimyasal olaylarla ilişkilendir-meye çalışır. Beyin üzerinde yapılan çalışmalarla beynin farklı bölümlerinin hangi davranışlardan sorumlu olduğu açıklanmaya çalışılır.

Temel varsayımları;

Bir organizmanın çalışması fiziksel yapıya ve biyo-kimyasal süreçlere bağlıdır.

Davranışı genlerin, beynin, sinir sisteminin ve endok-rin sisteminin işleyişi ile açıklamaya çalışır.

Deneyim ve davranışlar sinir hücreleri arasındaki kimyasal ve elektriksel aktiviteler ile açıklanır.

Page 15: PSİKOLOJİK DANIMA VE REHBERLİK - Pegem.Netpegem.net/dosyalar/dokuman/26112016152715pdr 2 - TANITIM.pdfPSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK ÖABT İLE İLGİLİ ÖNEMLİ BİLGİLER

6

PSİKOLOJİNİN ALT DALLARI

Genel Psikoloji

Psikoloji ile ilgili temel prensipleri ve davranışın temelle-rini araştıran, psikolojinin temel kavramlarına anlam ka-zandıran psikoloji dalıdır. Bu dalda psikolojinin belli başlı kavramları açıklanır, temel konularla ilgili çeşitli ilke ve kuramlara yer verilir.

Deneysel Psikoloji

Psikolojik olayların ge-nellikle bir laboratuvar ortamında birtakım özgül aletler geliştirilip nasıl sistematik gözlemler ya-pılabileceğini araştıran psikoloji dalıdır. Bu alan-

da yapılan deneyimler genellikle algılama, öğrenme, bel-leme, düşünme gibi süreçleri bilimsel olarak açıklamada büyük yararlar sağlamaktadır. Deneysel psikologlar, be-lirli bir davranışı etkileyen çevre koşullarını ve uyarıcıları ayrıntılı bir biçimde tanımlayıp ölçerek uyarıcının hangi davranışı, nasıl ve ne derece etkilediğini bulmayı amaç-lar. İnsan üzerinde deneyler yapmak, hem yasalar hem de ahlak kuralları bakımından psikologları zor durumlara sokacağından deneysel psikologlar hayvanlar üzerinde araştırma yapmışlardır.

Gelişimsel Psikoloji

Gelişimsel psikoloji, bi-reyin kronolojik yaşıyla onun davranışının türü arasındaki ilişkiyi ince-ler. Bireyin doğuştan yaşamının sonuna ka-dar bedensel, zihinsel,

duygusal ve sosyal açılardan gelişimi, gelişimsel psi-kolojinin temel konularıdır. Gelişimsel psikoloji çocuğun gelişimi ile ilgilendiği kadar yaşlılık konusuyla da ilgilen-mektedir.

Fizyolojik Psikoloji

Fizyolojik psikoloji, biyolojik süreçlerle davranış arasın-daki ilişkiyi inceler. Duyu organlarının yapısı ve işleyişi, kana karışan hormonların fizyolojik sisteme ve dolayısıy-la davranışa olan etkisi de fizyolojik psikolojinin inceleme konusu içine girer.

Kişilik Psikolojisi

Kişilik psikolojisi, birey-lerin kendine özgü dav-ranış, duygu ve düşün-ce biçimleriyle ilgilenir. Ruh sağlığı, kişiliği ölçme ve değerlendir-me kişilik psikolojisinin konularındandır. Gün-

lük yaşam içinde birey her an hem çevresiyle hem de kendisiyle sürekli etkileşim hâlindedir. Birey bu tür etki-leşimlerde bulunurken kendine özgü duygu, düşünce ve davranış özellikleri gösterir. Davranış, düşünce ve duy-gu özeliklerini incelemeyi kişilik psikolojisi üstelenmiştir. Kişiliğin nasıl ortaya çıktığını araştıran kişilik psikolojisi, kişiliğin oluşumunu etkileyen değişkenleri çeşitli boyutlar açısından ele alır. Kişilik psikolojisi bireye özgü davranış, düşünce ve duygu biçimlerinin temelinde yatan genel ya-pıları bulmayı amaçlar.

Sosyal Psikoloji

Sosyal psikoloji; bireylerin birbirlerini algılamasına etki eden önemli değişkenlerden tutumlar, kişisel çekicilik, uyma, itaat, sosyal normlar, ikna etme ve edilme, liderlik, sosyalleşme ve kültürlenme gibi konuları ele almaktadır.

Bilişsel Psikoloji

Algılama, düşünme, hatırlama ve unut-ma, problem çözme davranışının altında yatan süreçler konu-sunda yapılan araş-tırmalar bilişsel psiko-lojinin kapsamı içine

girer. İnsanlar niçin bazı bilgileri hatırlar ya da bazı bilgi-leri unutur sorularının cevabını bilişsel psikoloji araştırır. Bilişsel psikologlar zihinsel süreçlerin durumunu davra-nışlar üzerinden tahminler yaparak belirler. Bunu yapa-bilmek için de karmaşık deneysel teknikler kullanır, üst düzey istatistiksel tekniklere başvurur.

Klinik ve Danışmanlık Psikolojisi

Klinik psikoloji, bireyin zihinsel, duygusal ve davranış-sal bozukluklarını inceleyen psikoloji dalıdır. Psikoterapi yöntemlerini sıklıkla kullanan klinik psikoloji; araştırma, öğretim ve program geliştirme konularıyla da uğraşmak-tadır. Bireye düşünsel, duygusal ve davranışsal düzeyde yardımcı olmak, çevresiyle daha uyumlu bir ilişki kurma-sını sağlamak, klinik psikolojisinin amaçları içine girer. Danışmanlık psikolojisi ise, bireyin kendi yaşamının değişik yönleriyle ilgili karar vermesine yardımcı olabile-cek bilgi ve yetenekleri bireyde geliştirmeyi amaçlar.

Page 16: PSİKOLOJİK DANIMA VE REHBERLİK - Pegem.Netpegem.net/dosyalar/dokuman/26112016152715pdr 2 - TANITIM.pdfPSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK ÖABT İLE İLGİLİ ÖNEMLİ BİLGİLER

7

Okul ve Eğitim Psikolojisi

Okul ve eğitim psikolojisi, etkili eğitim ve öğretim süreçlerini araştı-ran, çeşitli öğren-me kuramlarını inceleyen, çocuk-

ların ve gençlerin sağlıklı kişilikler geliştirmelerini sağ-layacak faktörleri bulup bu alanda yararlı bilgileri üretir. Eğitimde verimin en üst düzeye ulaşması için öğretmen nasıl yetiştirilmeli, öğretim programı gerek içerik gerek biçim olarak nasıl düzenlenmeli, sınıf ortamını etkileyen değişkenleri nasıl değerlendirmeli gibi sorular, okul ve eğitim psikolojisinin ilgilendiği konulardandır. Psikolojinin bu dalı, psikoloji biliminin bulguları çerçevesinde, okul ortamını ve eğitim sürecini en etkin düzeye getirmeyi amaçlar.

Endüstri Psikolojisi

Endüstri psikolojisi, belirli bir işe en uygun kişiyi veya be-lirli bir kişiye en uygun işi seçmeyle ilgilenir. Endüstriyel psikolog, hem araştırmayla hem de uygulamayla ilgile-nir. Endüstri kuruluşunda çalışan bireylerin işten doyum almalarını sağlamayı ve üretimde verimlilik düzeylerini yüksek tutabilmeyi amaçlayan çevresel, psikolojik ve sosyal düzenlemeler getirir.

Adalet Psikolojisi

Hukukta psikolojinin teorik bilgilerinden yararlanan psi-koloji dalıdır. Sanık ve tanığın psikolojik durumları, sor-gulanması, yargılanması ve yasalar karşısında insanla-rın tutum ve tavırlarını araştıran alanlardan biridir. İnfaz sistemlerinin verimliliği, hapishane ve ıslahhanelerdeki koşulların bireyleri nasıl etkilediği, bu alanın ilgi konuları arasına girer.

Çevre Psikolojisi

Çevre psikolojisi yeni gelişen bir dal olarak bireyin veya grubun, davranışını etkileyen çevresel değişkenleri ince-ler. Çevresel etkenler renk, mekânın boyutları, ısı, ışık gibi fiziksel değişkenler olabileceği gibi, bireylerin belirli toplumsal olayları (cenaze, düğün, cinayet, evlenme, kız kaçırma vs.) yaşadığı boyutları belirten değişkenler de olabilir.

Sağlık Psikolojisi

Sağlık psikolojisi, psi-koloji ve tıp alanların-da gittikçe kabul edilen yeni bir psikoloji dalıdır. Günümüzde geleneksel tıbbın yerine, yeni bir bi-

limsel yaklaşımı temsil eden modern tıp anlayışı geçerli-dir. Modern tıp içinde bio-psiko-sosyal model gelişmiş ve medikal biyolojinin yerini almıştır. Sağlık psikolojisi, yeni geliştirilen bio-psiko-sosyal modelin bir bölümünü oluş-turur. Sağlık “hasta ya da sakat olmama değil; fiziksel, zihinsel ve sosyal yönden tam bir iyilik hâli” olarak tanım-lanır. Modern tıbbın temelini oluşturan bio-psiko-sosyal modele göre, bu yapılar birbirinden bağımsız işlemezler. Sağlık psikologları, zihnin bedeni nasıl etkilediğini araştı-rırlar. Bu tür araştırmalardan elde edilen verileri, insanın “sağlıklı yaşam” kalitesini artırmada uygularlar.

Spor Psikolojisi

Spor psikolojisi yeni gelişen bir psikoloji dalıdır. Psiko-lojinin spor ve egzersiz sırasında performansı etkileyen psikolojik faktörlerini araştırır, bulguları bireysel ve takım performansını artırmada kullanır. Sportif etkinliğin psi-kolojik özellikleri, sporcuların sportif etkinliklerini sürdür-meye hazıroluşlarının psikolojik analizleri, spor ve kişilik, sporda küçük gurupların psikolojisi, sporcu seçiminde psikolojik ilkeler, sporcu hazırlanmasında iradenin rolü, sporcuların yarışmalara hazırlanmalarında psikolojik yöntemler gibi konular spor psikolojisinin ele aldığı ko-nulardır.

Din Psikolojisi

Din psikolojisi, dinî inançlar ve uygulamaları psikolojik bakımdan açıklayan psikoloji dalıdır. Dinî inançların birey psikolojisinde gördüğü işlev, din değiştirmenin psikolojik boyutu, dinî algıyı belirleyen psikolojik etmenler, vecd, istiğrak gibi bilinç hâlleri ve benzerleri, din psikolojisinin araştırma alanına giren konulardan bazılarıdır. Sigmund Freud, Carl G. Jung, William James gibi klasik psikoloji-nin önemli isimlerinin din ve psikoloji ilişkisine dair kitap ve makaleleri din psikolojisinin de günümüzdeki metodo-lojik çatısını belirlemiştir.

Page 17: PSİKOLOJİK DANIMA VE REHBERLİK - Pegem.Netpegem.net/dosyalar/dokuman/26112016152715pdr 2 - TANITIM.pdfPSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK ÖABT İLE İLGİLİ ÖNEMLİ BİLGİLER

8

DAVRANIŞIN FİZYOLOJİK TEMELLERİ

Davranışı yöneten sinir sisteminin temel yapılarının ve bu yapıların davranışı nasıl yönettiğinin açıklanması, si-nirsel yapılarda meydana gelen değişikliklerin davranışa nasıl yansıdığının incelenmesi, psikoloji kapsamında ele alınır. Bu bölümde davranışı yöneten fizyolojik yapılar ele alınmıştır.

A) NÖRONLAR

Sinir sisteminin temel birimi nöron, sinirsel dürtüleri veya mesajları diğer nöronlara, salgı bezlerine ve kaslara ta-şıyan özelleşmiş bir hücredir. Nöronlar beynin çalışma sırlarını ve insan bilincinin doğasını içlerinde barındırır-lar. Bizler nöronların sinir dürtülerini iletmedeki rollerini ve bazı sinirsel dolaşımların nasıl çalıştığını biliyoruz; ama onların bellek, duygu ve düşünce ile ilgili karmaşık işleyişini yeni çözümlemeye başladık. Birçok nöron tip-leri, boyut ve görünüş olarak sinir sistemi içinde farklıla-şırlar ama hepsinin belirli ortak özellikleri vardır. Hücre gövdesinden (soma) çıkan, sinirsel dürtüleri bitişiğindeki nöronlardan alan, birtakım kısa dallar dendrit (Yunanca “ağaç” anlamına gelen dendron kelimesinden alınmıştır) olarak adlandırılırlar. Akson, somadan çıkan ve bu me-sajları diğer nöronlara (veya kaslar ve salgı bezlerine) taşıyan ince bir tüptür. Sonunda akson, küçük kabarcık-larla sonlanan ve sinaptik terminaller olarak adlandırılan birçok ince dala ayrılır.

Nöronlar genel işlevlerine bağlı olarak üç kategoride sı-nıflandırılırlar. Duyusal (sensory) nöronlar, reseptörler ta-rafından alınan dürtüleri merkezi sinir sistemine iletirler. Reseptörler duyu organları, kaslar, deri ve eklemlerdeki özelleşmiş, fiziksel ya da kimyasal değişimleri ortaya çı-karan ve bunları duyusal nöronlar boyunca giden dürtü-lere çeviren hücrelerdir. Motor nöronlar beyin ve omuri-likten kaslara ve salgı bezlerine giden sinyalleri taşırlar. İnternöronlar duyusal nöronlardan gelen sinyalleri alırlar ve bu dürtüleri diğer internöronlara veya motor nöronlara gönderirler. İnternöronlar sadece beyin, göz ve omurilik-te bulunur.

Akson boyunca iletim:

Canlının iç ve dış ortamındaki her tür değişiklik özelleş-miş reseptör hücrelerinde elektriksel sinyallere dönüş-türülerek sinirler yolu ile beyne iletilir, burada algılanır, yorumlanır ve saklanır. Beyinden kas, bez gibi uygulayıcı organlara gönderilen emirler de yine sinir hücrelerinde potansiyel değişiklikleri şeklinde iletilir.

Her hücre için dinlenim zar potansiyelinin karakteristik bir değeri vardır. Sinir ve kas hücreleri uygun bir uyaranla uyarıldıklarında zar potansiyelinde geçici bir değişme olur. Bir kritik değeri aşarsa zar boyunca yayılabilen bu potansiyel değişiklikler aracılığı ile organlar arasında hız-lı bir informasyon iletimi sağlanmaktadır.

Sinir sistemindeki informasyon iletiminde sinir hücresi veya nöron adı verilen hücreler rol alır. İki nöron arasında informasyon alış verişinin sağlandığı dokunma bölgesi-ne sinaps adı verilir. Bir nöronun, dendritleri veya gövde-sindeki sinaptik bağlantıları ile diğer nöronlardan aldığı informasyon, aksonu boyunca potansiyel değişiklikleri şeklinde sinir son uçlarına kadar iletilir. Sinir son uçla-rından da yine sinaptik yolla diğer hücrelere aktarılabilir.

Sinir ve kas hücre zarlarının dinlenim durumu, dış tarafı pozitif, iç tarafı negatif yüklü, ortasında lipit (yağ) çift ta-bakasından kaynaklanan iyi bir yalıtkan bulunan, kutup-lanmış bir kondansatörü andırır. Uygun bir uyaran etki-sinde bu kondansatör boşalabilir, hatta çok kısa bir süre için ters kutuplanabilir (depolarizasyon). Zarın belirli bir bölgesinde 1 ms kadar süren bu potansiyel değişikliğin-den sonra, zar bu bölgede dinlenim durumuna dönerken, potansiyel değişikliği zar boyunca yayılmasına devam eder. Lif boyunca iletilen informasyonun temel birimi olan bu potansiyel değişikliğine aksiyon potansiyeli denir. Bu potansiyel değişiklikleri elektriksel ölçü ve gözlem araç-ları ile gözlenebilir, kaydedilebilir.

Sinaptik İletim:

Bir nörondan diğerine sinyallerin iletildiği yer sinaptik bağlantı noktalarıdır. Hücreler birbirinden çok uzakta ise-ler mesaj aktarımı kimyasal etkenler aracılığı ile gerçek-leşir. Komşu sinir hücreleri arasında veya komşu bir sinir hücresi ile bir kas hücresi arasındaki mesaj aktarımına sinaptik iletim, komşu hücreler arasında bu iletişimin gerçekleştiği özelleşmiş bölgelere ise sinaps adı verilir. Nöronlar doğrudan bir sinapsa bağlanmaz, sinyal ince bir aralıktan geçmelidir. Bir eylem potansiyeli aksondan aşağıya hareket ettiği ve sinaptik terminallere ulaştığı zaman terminallerdeki sinaptik kesecikleri uyarır. Sinap-tik kesecikler nörotransmiterleri içeren mesajı gönderen ve presinaptik hücre olarak adlandırılan hücre ile mesajı alan postsinaptik hücre, bu kavşak bölgelerinde birbirine oldukça yaklaşırlar.

Aksiyon potansiyeli sinir son ucuna ulaşınca nörotrans-mitter molekülleri bu keseciklerden sinaps aralığına sa-lınır. Sinaps aralığını dolduran hücrelerarası sıvı içinde

Page 18: PSİKOLOJİK DANIMA VE REHBERLİK - Pegem.Netpegem.net/dosyalar/dokuman/26112016152715pdr 2 - TANITIM.pdfPSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK ÖABT İLE İLGİLİ ÖNEMLİ BİLGİLER

9

difüzyonla ilerleyen bu moleküllerin bir kısmı, postsinap-tik zarda bazı iyon kanalları açabilmektedir (veya bazıları kapanabilmektedir). İletkenlik ve geçirgenlik değişmeleri sonucu, postsinaptik zarda potansiyel değişmeler olur. Genel olarak postsinaptik potansiyel adı verilen bu po-tansiyel değişikliği kritik bir değere ulaşırsa, postsinaptik zarda yayılan bir aksiyon potansiyeli de gelişebilir.

Nörotransmiterler:

Nörotransmiterler nöronlar arasında veya bir nöron ile başka bir (tür) hücre arasında iletişimi sağlayan kimya-sallardır. Sinir sistemi boyunca sinirsel sinyaller bu kim-yasal taşıyıcılar yardımıyla iletilir. Temel olarak iki grup nörotransmitter madde bulunur. Bunlar eksite edici (uya-rıcı) ve inhibe edici (engelleyici) maddelerdir. Sinir iste-mindeki sinyallerin işlenip bunların bilgiye dönüştüğü yer olan sinapslarda bu iki farklı grup nörotransmitter madde sayesinde bazı sinyaller artırılırken bazıları azaltılmış olur. Bu özellik, sinir dokuların sinyal işleme yetisinin te-mel bileşenlerinden biridir. Bugüne kadar tespit edilmiş ve insan davranışını etkilediği düşünülen yetmişin üze-rinde nörotransmiterden bahsedilmektedir. Bunlar içeri-sinde insan davranışı üzerinde en çok etkiye sahip olan birkaç nörotransmiteri ve bunların etkilerini ele almaya çalışacağız.

Asetilkolin: Özellikle ön beyinde, yeni hatıraların oluşu-munda önemli bir rol oynar. Hipokampus denen bölgede yaygın olarak bulunur. Yaşlı kişilerin hafıza ve diğer biliş-sel işlevlerinin zayıflamasına yol açan Alzheimer hasta-lığında önemli bir etkiye sahiptir. Ön beyinde asetilkolin üreten nöronların Alzheimer hastalarında bozulup daha az asetilkolin üretilmesi beyinde ciddi bellek kaybına yol açar. Asetilkolin aynı zamanda iskelet kas liflerinin bittiği yerde bulunan sinapslarda da salınır.

Norepinefrin: Beynin dikkat ve çevreye yanıt verme ile ilgili bölümlerini etkilerler. Epinefrin ile birlikte norepi-nefrin, kalp atım hızını, depolardan glikoz salınımını ve iskelet kaslarına giden kan akımını artırarak “kaç ya da

savaş” yanıtının temelini oluşturur. Çoğunlukla beyin kö-künde üretilir. Kokain ve amfetaminler norepinefrinlerin etkisini geri alımını yavaşlatarak uzatırlar. Bu gecikme, alıcı nöronları uzun bir süre hareketlendirir. Bu da ilaçla-rın psikolojik etkileri uyarmalarını sağlar. Tersine, liryum norepinefrinin geri alımını hızlandırır. Bu durum da kişi-nin ruhsal durumunun bozulmasına neden olur.

Dopamin: Vücutta doğal olarak üretilen bir kimyasaldır. Ayrıca, hipotalamustan da salgılanır ve kana karışarak hormon görevi yapar. Beyindeki belli bir bölgeden sa-lınan dopamin yoğun haz duyguları üretir. Beynin belli bölgelerindeki fazla dopamin şizofreniye neden olabilir. Ayrıca diğer bölgelerde çok az dopaminin bulunması da Parkinson hastalığına yol açabilir.

Serotonin: İnsanda mutluluk, canlılık ve zindelik hissi veren bir nörotransmitterdir. Eksikliğinde depresif, yor-gun, sıkılgan bir ruh hâli görülür. Serotonin aynı zaman-da uyku ve iştah düzeninde de önemi rol oynadığı için, yeme bozukluğu olan bulimiyanın da tedavisinde kulla-nılır.

Glutamat: Glutamik asit, insan dahil her canlı organiz-mada bolca bulunan bir kimyasal maddedir. Merkezi si-nir sistemindeki nöronlarda diğer transmiterlerden daha fazla bulunur. Glutamat reseptörlerinin alt tiplerinden, özellikle bir tanesinin, NMDA reseptörünün öğrenme ve belleği etkilediği düşünülmektedir

Gama-aminobütirik asit (GABA): Engelleyici nörot-ransmiter olarak sinir sisteminde aktif rol oynayan kimya-sal bir maddedir. Beyindeki en önemli nörotransmiterdir. Gerçekte beyindeki birçok sinaps GABA kullanır.

B) SİNİR SİSTEMİ

Sinir sistemi, canlıların içsel ve dışsal çevresini algıla-masına yol açan, bilgi elde eden ve elde edilen bilgiyi işleyen, vücut içerisinde hücreler ağı sayesinde sinyal-lerin farklı bölgelere iletimini sağlayan, organların, kas-ların aktivitelerini düzenleyen bir organ sistemidir. Sinir sistemi, merkezi sinir sistemi ve çevresel (periferal) sinir sistemi olmak üzere iki bölümden oluşur. Sinir sisteminin temel yapıları aşağıdaki şekilde gösterilmiştir. Sinir siste-minin temel yapılarını ve bu yapıların temel fonksiyonla-rını ele alalım.

SİNİR SİSTEMİ

Merkezi Sinir Sistemi

Bedensel (Somatik)

SistemBeyin Otonom

SistemOmurilik

Çevresel (Periferal) Sinir

Sistmi

Page 19: PSİKOLOJİK DANIMA VE REHBERLİK - Pegem.Netpegem.net/dosyalar/dokuman/26112016152715pdr 2 - TANITIM.pdfPSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK ÖABT İLE İLGİLİ ÖNEMLİ BİLGİLER

10

I. Merkezi Sinir Sistemi: Sinir sisteminin en büyük bölümünü teşkil eder. Çevresel sinir sistemi ile bir-likte davranış kontrolünde temel bir göreve sahip olan merkezi sinir sistemini çevresel sinir sistemin-den ayıran belirgin bir sınır olmayıp ayrım keyfidir. Beyin ve omurilikten oluşur.

1. Beyin: Sağ ve sol beyin yarısı (hemisfer) olmak üzere iki önemli ana bölüme ayrılmıştır. Hemisferler dıştan kalınlığı 1,5-4 mm arasında değişen korteks ile sarılıdır. Akıl, bilinç, dil, düşünme yeteneği, akıl yürütme gibi özellikler korteksten doğar. İki hemis-fer korpus kallozum ile birbirine bağlanmıştır. Kopus kallozum her iki beyin yarısını birbirine bağlayarak birbirleri arasında mesaj geçişini sağlarlar. Bey-nin yüzeyi milyarlarca nöron ve glia hücrelerinden oluşmaktadır. Bulundukları konuma göre beyni üç bölgeye ayırmak mümkün. Arka beyin; beynin omu-riliğe en yakın olan arka tarafında yer alan bütün ya-pıları içerir. Orta beyin; arka beynin önünde, beynin ortasına yakın bir yerde konumlanmıştır. Üst beyin; beynin ön tarafındaki yapıları içeren bölümüdür.

ÖABT Çıkmış Soru

Beyin, bir çok bölümden oluşmaktadır.

Buna göre aşağıda verilenlerden hangisi bey-nin dokunma ve hareketlerimizi kontrol eden bölümüdür?A) pons

B) raphe çekirdeği

C) pineal bez

D) korpus kollosum

E) korteks

Çözüm:

Korteks bir diğer adıyla serebral korteks, beynin dış kısımlarını örter ve kalınlığı 1,5-4 mm arasındadır. Se-rebral korteks sağ ve sol yarımküreden oluşur. Ağırlık olarak beynin üçte ikisini oluşturmaktadır. İnsan beyni-nin en gelişmiş kısmıdır ve beynin düşünme, algılama, dil, dokunma ve hareketlerinin kontrolünden sorumlu-dur.

Cevap E

Beyin yapılarını konumlarından ziyade işlevlerine göre organize eden Mac Lean (1973) insan beynini ortak merkezli üç katmana ayırır. Merkezi çekirdek; merke-zi çekirdek beyin sapının büyük kısmını içerir. En ilkel davranışlarımızı düzenleyen kısımdır. Limbik sistem; Korkma, kızgınlık, öfke, haz, sevgi, şefkat, saldırganlık gibi birçok duyguların merkezi; beynin, temporal lobunun (şakak bölgesi) orta kısmında yer alan sistemdir. Se-rebrum; beynin en büyük ve en üst kısmında bulunan merkezi sinir sistemi bölümü. Daha yüksek zihinsel sü-reçlerimizi düzenler.

a. Merkezi Çekirdek: Omuriligi beyine bağlayan kısım-dır. Kalp hızı ve kan basıncı sisteminin kontrolü, sindi-rim ve solunumun kontrolünden sorumludur. Uyku ve uyanıklık hâlini düzenler. Öksürmek ve hapşırmak gibi istemsiz davranışlar ile nefes almak, kusmak, uyumak, yemek, içmek, vücut sıcaklığının düzenlenmesi ve cinsel davranışları gibi ilkel davranışları kontrol eder. Bu bölüm hayatta kalmak için gerekli en önemli ilkel davranışları düzenleyen beş temel yapıdan oluşur; medulla, beyincik, talamus, hipotalamus ve retikular oluşum.

Medulla; bazı basit refleksleri kontrol eden nefes alma-yı ve dik durmayı sağlayan dar bir yapıdır. Omurilik ile beyin arasında komünikasyonu sağlar. Omurilikten gelen temel sinir sistemleri bu noktada çaprazlanır. Böylece vü-cudun sol tarafı beynin sağ tarafıyla, vücudun sağ tarafı ise beynin sol tarafıyla yönetilir.

Beyincik (Cerebellum); vücudun denge organlarından biridir. Kasların düzenli çalışmasını sağlar. Medullanın biraz üstünde, beyin sapının arkasına ilişik olan kıvrımlı bir yapıdır. Bu bölüm öğrenme, planlama ve muhakeme ile ilgili olan bağlantıları da içerir. Öyle ki bu bağlantılar insan beyninde diğer hayvanlardan daha geniştir. Bu özelliği ile beyinciğin yüksek zihinsel işlevlerin kontrol ve koordinasyonunda da önemli bir rol oynayabildiği yönün-de yorumlara yol açmaktadır.

Talamus; beyindeki çift yapıdan birisi olan, ceviz bü-yüklüğünde bir sinir dokusudur. Talamus beyin sapının tepesindedir ve bütün beyine bağlantılıdır. Beyne akan duyusal bilgileri iletirler. Ayrıca talamus uyku ve uyanık-lığı kontrol eder ve duyusal bir iletim merkezi gibi çalışır.

Hipotalamus; tüm omurgalılarda bulunur. İnsanda, ka-baca bir badem şeklindedir. Talamusun hemen altında yer alan çok daha küçük bir yapıdır. Susama ve acıkma hislerinin merkezidir. Endokrin faaliyetlerini düzenlen-mesi, homeostatik yapının yani vücut ısısı, kalp atışı ve kan basıncı gibi süreçlerin işlevselliğini devam ettirmesi hipotalamusun en önemli fonksiyonları arasındadır. Aynı zamanda duyguların duyumsanmasında ve stresli du-rumlara tepkilerimizde önemli rolü vardır.

Page 20: PSİKOLOJİK DANIMA VE REHBERLİK - Pegem.Netpegem.net/dosyalar/dokuman/26112016152715pdr 2 - TANITIM.pdfPSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK ÖABT İLE İLGİLİ ÖNEMLİ BİLGİLER

11

Retikular Oluşum; beyin kökünde yer alan retiküler for-masyon çeşitli tip ve büyüklükte sinir hücreleri ve adeta bir ağ manzarası şeklindeki sinir tellerinden oluşur. Aşağı beyin sapından talamusa kadar uzanır ve diğer merkezi çekirdek yapılarından bazılarını çaprazlama geçer. Reti-kular oluşum aynı zamanda dikkatimizi belli bir uyarana odaklama sürecinde de rol oynar.

b. Limbik Sistem: Bu sistem duyguları içerir. Bu siste-min içinde hipotalamus, bir kısım talamus, agresif davra-nışın üretimini sağlayan amigdala ve yeni öğrenilenlerin hatırlanmasını sağlayan hipokampus bulunur.

Hipokampus; hareketlerin davranış biçimine dönüşme-sinde önemli role sahip olan limbik sistemde yer alır. Ay-rıca hafıza, özellikle de kısa süreli hafıza ve uzaysal yön bulmada önemli bir rol oynar.

ÖABT Çıkmış Soru

Aşağıdakilerden hangisi limbik sistemin bö-lümlerinden biridir?A) Korpus kallosum

B) Amigdala

C) Serebellum

D) Prefrontal korteks

E) Pons

Çözüm:

Limbik sistem iki bölümden oluşur: Hareketlerin dav-ranış biçimine dönüşmesinde önemli role sahip olan hipokampus ve başta korku olmak üzere duyguların denetiminden sorumlu olan amigdala.

Cevap B

Amigdala; limbik sistemin bir parçasıdır. Başta korku ol-mak üzere, duyguların denetiminden sorumludur. Korku gibi duyguların oluşumunda önemli bir etkiye sahiptir.

c. Serebrum: Beynin en büyük ve en üst kısmında bulu-nan merkezi sinir sistemi bölümüdür. Serebrumun en dış kısmına serebral korteks denir. His, irade, hafıza, düşün-ce, zekâ gibi fonksiyonlardan sorumludur. İki hemisfer-den oluşur. Her bir hemisferde frontal, parietal, occipital, temporal loblar bulunur. Dış kısmı gri madde, içi ak mad-de taşır. Farklı bölgelerden oluşur. Bu bölgeler şekilde gösterilmiştir. Bu bölgeleri ve bölgelerin fonksiyonlarını kısaca ele alalım.

Birincil Motor Alan: İstemli vücut hareketlerini kontrol eden birincil motor alan merkezi yarığın tam önünde yer alır.

Birincil Somatik Duyusal Alan: Bu alan dokunma, ba-sınç, ısı, ağrı gibi özel duyu tiplerini ayırt eder. Sıcak, soğuk, dokunma, acı ve vücut hareketlerinden alınan duyumların hepsi burada temsil edilir.

Birincil Görme Alanı: Beynin bu bölgesinde renklerin algılanmasını sağlayan renk sütunları, etraftaki cisimlerin çizgi ve kenarlarının algılanmasını sağlayan oryantasyon sütunları ve 3 boyutta derinliğin saptanmasını sağlayan göz tercihli sütunlar yer almaktadır.

Birincil İşitme Alanı: Bu bölgede seslerin kalitesi, ton-ları, etraftan gelen gürültüler ve benzeri ses nitelikleri ta-nımlanır ve ayırt edilir. Özellikle insan sesi gibi seslerin temporal biçimlemeleri ile ilgili alandır ve ayrıca karmaşık işitme sinyallerinin analizi yine bu alan tarafından yapılır.

2. Omurilik: Merkezi sinir sisteminin en “basit” kısmı, omurilik dediğimiz ve sırtımızdaki omur kemikleri arasında aşağıya doğru uzanan tüp şeklindeki ya-pıdır. Bu yapı, etraftan gelen bilgilerin merkezi si-nir sistemine girdiği ve merkezden gelen emirlerin çevresel sisteme aktarıldığı yerdir. Aynı zamanda, refleks dediğimiz, ani ve istemsiz hareketler de, bu organ tarafından kontrol edilir.

Buraya kadar olan kısımda aktarmaya çalıştığımız bey-nin temel bölümlerini aşağıdaki şekil ile özetleyebiliriz.

Page 21: PSİKOLOJİK DANIMA VE REHBERLİK - Pegem.Netpegem.net/dosyalar/dokuman/26112016152715pdr 2 - TANITIM.pdfPSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK ÖABT İLE İLGİLİ ÖNEMLİ BİLGİLER

12

BEY

İN

Retikular oluşum

Limbik sistemi

Beyincik

Serebral korteks

Hipofiz bezi

Köprü - pons

Hipotalamus

Medulla

Talamus

Üst Beyin

Orta Beyin

Arka Beyin

II. Çevresel (Periferal) Sinir Sistemi: Beyin ve omu-rilik haricindeki sinirler ve gangliyondan oluşur. Te-mel fonksiyonu merkezi sinir sistemi ile organ ve uzuvlar arasındaki iletişimi (bağlantıyı) sağlamaktır. Çevresel sinir sistemi, somatik sinir sistemi ve oto-nom sinir sistemi şeklinde ikiye ayrılır. Bedensel sistem; iskelet kaslarını kontrol etmekte ve deri-den, kaslardan ve çeşitli duyusal reseptörlerden bilgi almaktadır. Otonom sistem; bezleri, kalp, kan damarları, karnın ve bağırsakların zarları gibi çizgi-siz kasları kontrol etmektedir. Otonom sistem ayrıca istemsiz yapılan hareketleri ve organ fonksiyonları-nın kontrolünü gerçekleştiren bölümüdür. Kalp hızı, sindirim, solunum, tükürük salgılanması, terleme, işeme fonksiyonu, cinsel uyarılma gibi durumlarda istem dışı etkilidir. Otonom sistem sempatik ve pa-rasempatik olmak üzere ikiye ayrılır. Sempatik sis-tem doku ve organlara gönderdiği sinyallerle genel olarak vücudun aktivitesini, enerji tüketimini artırıcı yönde hareket eder.

Parasempatik sinir sistemi hareketlerimizi yavaşlatır. Pa-rasempatik sistem doku ve organlara gönderdiği sinyal-lerle genel olarak vücutta enerjinin korunmasını sağlaya-cak yönde etki eder. Örneğin kalp atışının yavaşlaması, sindirimin artması gibi.

ÖABT Çıkmış Soru

Doğa yürüyüşüne çıkan Sevgi Hanım, düşmeden yürüyebilmek için gayret gösterirken birdenbire yerde yılana benzer bir dal parçası görür ve çığlık atarak kaçmaya başlar. Korkudan kalp atışları hızlanan Sevgi Hanım'ı arkadaşları, gördüğü şeyin yılan değil, dal parçası olduğunu söyleyerek rahatlatırlar.

Sevgi Hanım'ın kalp atışlarının önce artmasını ve daha sonra yavaşlamasını kontrol eden sis-temler aşağıdakilerin hangisinde doğru sırada verilmiştir?A) Sempatik sistem - Parasempatik sistem

B) Merkezî sinir sistemi - Parasempatik sistem

C) Sempatik sistem - Merkezî sinir sistemi

D) Parasempatik sistem - Sempatik sistem

E) Parasempatik sistem - Merkezî sinir sistemi

Çözüm:

Sempatik sistem organizmanın korku, öfke, dehşet, heyecan ve şiddetli ağrı gibi stres yaratan durumlarda tepki oluşturmasını sağlar. Örneğin kas aktivitesi ge-rektiren stres durumlarında, hipotalamusun uyarılma-sıyla sempatik sistem organizmada bazı değişikliklere yol açar. Bunlardan bazıları kandaki glikoz yoğunluğu-nun artışı, atardamarlarda kan basıncının yükselmesi ve kas gücünün artmasıdır. Bu değişiklikler organizma-nın stresle baş etmesinde etkili olur. Parasempatik si-nir sistemi ise hareketlerimizi yavaşlatır. Parasempatik sistem doku ve organlara gönderdiği sinyallerle genel olarak vücutta enerjinin korunmasını sağlayacak yön-de etki eder. Örneğin kalp atışının yavaşlaması, sindi-rimin artması gibi.

Cevap A

C) ENDOKRİNAL (HORMONAL) SİSTEM

Salgılarını doğrudan kana veya lenfe vererek vücudun başka bölgelerindeki hedef hücrelere ulaştıran bezlerin tümü endokrinal sistem olarak adlandırılır. Sinir sistemin-den sonra organizmanın işleyişinde rol alan ikinci büyük sistemdir. Hipofiz, epifiz, tiroid, paratiroid, böbreküstü bezleri, timus, pankreas bezi ve testis-ovaryumlar bu sis-tem içerisindeki en temel iç salgı bezleridir.

Page 22: PSİKOLOJİK DANIMA VE REHBERLİK - Pegem.Netpegem.net/dosyalar/dokuman/26112016152715pdr 2 - TANITIM.pdfPSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK ÖABT İLE İLGİLİ ÖNEMLİ BİLGİLER

13

Hipofiz; beyin tabanında, hipotalamusun altında bir çı-kıntı şeklinde uzanır. Pek çok farklı hormonu üretmesi ve diğer endokrin bezlerinin salgılama faaliyetlerini kontrol etmesi nedeniyle ana bez olarak adlandırılır.

Homeostatik yapıyı sağlamada önemli rol oynar. Epifiz; uykuyu düzenleyen melatonini salgılar. Tiroid; boyunda hemen gırtlağın altında yerleşmiş ve elle hissedilebilen, iki ayrı lobdan oluşmuş kalkana benzeyen bir salgı bezi-dir. T3 ve T4 adı verilen iki hormonu üretip kana salgılar. Tiroid hormonları vücutta bir çok farklı fonksiyonun doğru zamanda yerine getirilmesini sağlar. Vücudun saati di-yebileceğimiz bir görev üstlenir. Tüm hücrelerin çalışma hızlarını ayarlar. Paratiroid; vücutta kalsiyum metaboliz-masının düzenlenmesinde rol alan hormondur. Böbre-küstü bezleri; böbreklerin hemen üstlerinde yer alırlar ve kişinin ruhsal durumunun, enerji düzeyinin ve stresle baş etme becerisinin belirlenmesinde önemlidir. Epinef-rin ve norepinefrin salgılar. Epinefrin organizmayı acil bir durum için, norepinefrin ise organizmayı bu acil durumda harekete geçmesi için hazırlar. Timüs bezi; birincil lenf organlardan biridir ve ayrıca yaşam ve yaptıklarımızdan haz alma duygularının, konuşma ve gülümsemenin ana kaynağını oluşturur. Testis ve Ovaryumlar; üremeye yöneliktir.

İÇ SALGI BEZİ SALGILADIĞI HORMON GÖREVLERİHipofiz Bezi Büyüme Hormonu İç salgı bezlerini denetler ve düzenler.

Büyümeyi sağlar.

Sinir sistemiyle hormonal sistem arasındaki iletişimi sağlar.Epifiz Bezi Melatonin Hormonu Uykuyu düzenler.Tiroid Bezi Tiroksin Hormonu Vücuttaki metabolik faaliyetleri düzenler.

Vücut ısısını düzenler.

Solunum hızını artırır.

Protein sentezini sağlayarak normal büyüme ve gelişmeyi sağlar. Paratiroid Bezi Paratiroid Hormonu Kalsiyum ve fosfor metabolizmasını düzenler. Böbreküstü Bezleri

Epinefrin (Adrenalin) Hormonu

Sempatik sinir faaliyetlerini artırır.

Korku, heyecanlanma ve öfkelenme anlarında kanda adrenalin mik-tarının artmasıyla kan şekeri ve kan basıncı yükselir, kalp atışları hızlanır, damarlar genişler, göz bebekleri büyür.

Norepinefrin Hormonu Kılcal damarların kasılmasında etkili olur ve kan basıncını yükseltir.Aldosteron Hormonu Vücuttaki mineral ve su dengesini düzenler.

Timus Bezi Doğum öncesi ve doğumdan hemen sonra lenfosit meydana getire-rek vücudu enfeksiyonlardan korur.

Haz alma duygularının, konuşma ve gülümsemenin ana kaynağını oluşturur.

Pankreas Bezi İnsülin Kan şekerini düşürür.Glukagon Kan şekerini yükseltir

Eşeysel Bezler Testosteron Erkeklerde sakal ve bıyık çıkmasını,

Kılların vücutta dağılışı ve büyümesi, sesin kalınlaşması, kemiklerin gelişmesi, spermlerin meydana getirilmesinde etkilidir.

Östrojen Menstürasyonun (adet kanaması) fizyolojik olarak düzenlenmesini sağlar.

Kemiklerin büyüme faaliyetlerini hızlandırır.

Kadın vücudunda karakteristik görünümün oluşmasını sağlar.Progesteron Kadında ikincil cinsiyet özelliklerinin (meme gelişimi, kalça genişle-

mesi, sesin incelmesi) gelişmesini sağlar.

Page 23: PSİKOLOJİK DANIMA VE REHBERLİK - Pegem.Netpegem.net/dosyalar/dokuman/26112016152715pdr 2 - TANITIM.pdfPSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK ÖABT İLE İLGİLİ ÖNEMLİ BİLGİLER

14

DUYUM VE ALGILAMA

ALICILAR

Alıcılar tüm duyularımızdaki en önemli yapı olan bir grup reseptör hücrelerdir. Bunlar alıcılar olarak adlandırılır. Bu hücreler, çevreden gelen farklı uyarıcılara farklı tepkiler vermeyi sağlayacak şekilde özelleşmişlerdir.Örneğin görme ve koklama duyularının alıcıları sinir hücreleridir ve bu hücreler embriyo döneminde beyinde gelişmişler-dir (Morgan, 2009 s.222). Organizma duyumsama ve al-gılama sürecine bu uzmanlaşmış alıcı hücreler çevredeki enerji türlerine seçerek bir takım tepki vermesiyle başlar. Bu sayede insan duyumsar ve algılar.

UYARICI EŞİKLERİ

Mutlak eşik; bir alıcı reseptörün (hücrenin) uyarılabilme-si gerekli olan en küçük uyarıcı şiddeti mutlak eşik olarak adlandırılır. Ölçülebilen en düşük uyarım miktarı anlamı-na da gelir.

Duyu organlarının mutlak eşik değerleri (Gerrig ve Zim-bardo,2012)

Duyu Kipi Mutlak EşikIşık Karanlık ama açık bir gecede 50 km'lik

bir mesafeden görülebilen mum ışığıSes Sessiz bir ortamda 20 adım uzaklıktan

duyulabilen saat tıklamasıTat 8 litre suda tadılabilen bir çay kaşığı

şekerKoku Üç odalı bir dairenin tamamına yayıl-

mış bir damla parfümDokunma Bir santimetre uzaklıktan yanağınıza

düşen sinek kanadı

Fark eşiği; bir insanın algılayabileceği en küçük uyarıcı farklılığıdır. Örneğin işitme ile ilgili olarak insan kimse-nin olmadığı bir odadaki saatin sesini fark edebilir ancak stadyumda izlenen bir maç esnasında saatin çıkardığı sesi fark edemez. Bu eşik bireyin içinde bulunduğu fiz-yolojik koşullara, uyarıcının başlangıç şiddetine, kişinin dikkat derecesine ve bazı durumlara göre değişebilir.

DUYUSAL UYUM

Duyu organlarının sürekli ve uyarıcının şiddetinde bir değişme olmayacak bir şekilde uyarılması durumunda duyu organlarının artık bu uyarıcıya alışıp tepki verme-mesi olarak adlandırabiliriz. Örneğin balıkçılar çarşısına girdiğinizde ilk etapta yoğun bir balık kokusunu alırsınız fakat bir süre sonra oradaki kokuyu almayacak duruma gelirsiniz ya da gece uyumak için yatağınıza girdiğinizde ilk etapta saatin çıkardığı sesi yoğun bir şekilde işitirsiniz

ancak belli bir süre sonrasında artık o sese alışırsınız ve aynı şiddette işitmezsiniz. Duyusal uyum sayesinde çev-remizdeki uyarıcılara takılıp kalmayız ve sürekli olarak farklı uyarıcıları algılamaya başlarız.

BİRİNCİL DUYULAR

1. Görme

İnsan ve diğer canlılar için en karmaşık ve de en yüksek derecede gelişmiş olan duyusal süreç görmedir. Görme duyusu insanların fiziksel çevrelerinde gerçekleşen deği-şiklikleri fark edebilmelerini ve davranışlarını buna göre ayarlamalarını sağlar.

Gözün yapısı; gözün yapısı ve temel kısımları şekilde görülmektedir. Gözün temel yapısı içerisinde yer alan kı-sımların temel fonksiyonlarına kısaca göz atalım. Kornea, gözün en ön kısmında yer alan, ışığı odaklamak ve gözü dış etkenlerden korumak için özelleşmiş saydam ve eğimli bir dokudur. Göz bebeği, ışığın içerisinden geçtiği iris üze-rinde yer alan açıklıktır. İris, göz bebeğinin kasılmasını ve gevşemesini sağlayan ve göz küresine giren ışık miktarını kontrol eden yapıdır. Göz merceği, göz bebeğinden geçen ışığı retinaya odaklayan kısımdır. Işığın oluşturduğu şekli tersine ve içe çevirir. Yakınlığa ve uzaklığa göre değişebilir bir odaklama yeteneğine sahiptir. Retina, gözün arka kıs-mında yer alan ve ışık dalgaları ile alınan görsel bilgiyi sinir sinyallerine çeviren kısımdır. Rodlar ve koniler gibi alıcı hüc-relerden (fotoreseptörler) oluşur. Rodlar karanlığa karşı du-yarlı hücrelerdir, koniler ise parlak ve renkli ışığa duyarlıdır. Fovea retinanın yoğun bir şekilde toplanmış koniler içeren ve en keskin görüşü sağlayan noktasıdır. Kör nokta, gözün alıcı hücrelerinin bulunmadığı noktadır.

Görme işlemi; Görme işlemini şu şekilde özetleyebiliriz. Dışardan insan gözüne gelen ışıklar saydam tabaka-da kırıldıktan sonra, göz bebeğinden geçerek merceğe gelir. Burada bir daha kırılarak retina üzerinde ters bir görüntü oluşturur. Retinaya gelen ışınlar, çubuk ve koni

Page 24: PSİKOLOJİK DANIMA VE REHBERLİK - Pegem.Netpegem.net/dosyalar/dokuman/26112016152715pdr 2 - TANITIM.pdfPSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK ÖABT İLE İLGİLİ ÖNEMLİ BİLGİLER

15

hücreleri şeklindeki almaçları uyararak görme sinirlerin-den impulsları oluşturur. İmpulslar, beyindeki görme mer-kezlerine iletilir ve bu koni hücreleriyle gerçekleşir.

Renkleri görmek; Her insan birbirinden farklı değişik renkleri görebilir ve renklerin üç temel boyutu vardır; bunlar kırmızı-yeşil, sarı-mavi, ve siyah-beyazdır. Renk körlüğü, bir görme bozukluğudur ve bu bozukluğa sahip kimseler ya kırmızı ile yeşili birbirinden ayırt edemezler ya da mavi ile sarıyı. Temel renkler kırmızı, mavi ve sa-rıdır. Diğer tüm renkler bu üç rengin karışımından elde edilir. Temel renklerden hareketle görmeyi açıklayan gör-me kuramları vardır. Young-Helmotz kuramı; her temel renk için ayrı mızrakçık hücresinin olduğunu ve bu hüc-relerin ancak kendi ışık dalgalarına tepkide bulunduğunu savunur. Karşıt süreçler kuramı; Edvard Hering tara-fından geliştirilmiştir. Kurama göre birbirine zıt üç süreç vardır. Birincisi siyah-beyaz renklerle, ikincisi kırmızı ve yeşil renkler ve üçüncüsü ise sarı ve mavi renklerle ilgi-lidir. Sürecin bir aşamasında bir renk diğer aşamasında başka bir renk algılanır.

2. İşitme

İşitme birincil duyular içerisinde yer alan bir diğer önemli duyudur. Uyaranları algılamada görme ile birlikte tamam-layıcı bir etkiye sahiptir. İşitmenin belki de en büyük kat-kısı konuşma dilimizi oluşturmasıdır.

Fizyolojik açıdan işitmenin nasıl gerçekleştiğine geçme-den önce seslerin havada dolaşan görünmez titreşimler-den oluştuğunu bilmemiz gerekir. Bir kişi konuştuğunda, ağacın yaprakları hışırdadığında, telefon çaldığında veya başka bir şey "ses" oluşturduğunda titreşimler hava içe-risinde tüm yönlere gönderilir. Biz bunları ses dalgaları olarak biliriz. Ses perdesi, ses yüksekliği ve ses tınısı se-sin psikolojik boyutlarıdır. Ses perdesi; sesin ince veya kalın olması durumudur ve ses dalgalarının frekansına bağlıdır. Ses yüksekliği; sesin yüksekliği veya alçaklı-ğıdır. Genişliği büyük sahip ses dalgası yüksek, genişliği küçük olan ses dalgaları ise kısık ses olarak izah edilir. Ses tınısı; karmaşık bir ses dalgasının parçalarını yan-sıtır. Örnekle açıklayacak olursak ses tınısı, bir gitarın sesini kemanın sesinden ayıran unsurdur.

Fizyolojik Açıdan İşitme

Kulağın yapısı:

Kulağın üç ana bölümü vardır. Dış kulak, ses dalgalarını yakalar ve bunları orta kulağa yönlendirir. Orta kulak, ortak kulak havadaki ses dalgalarını, iç kulağın sıvılarına aktarılacak olan mekanik basınç dalgalarına aktarır. İç kulak (koklea), basınç dalgalarını beynimizin anlaya-bildiği ses sinyallerine çevirir. Doğal biçimde işitebilmek için, her bir bölümün gereken şekilde çalışması gerekir.

İşitme nasıl gerçekleşir? Ses dalgaları kulak kanalı içinde ilerler ve kulak zarına çarpar. Bu ses dalgaları ku-lak zarını ve orta kulakta bulunan üç kemiği (kemikçikle-ri) titreştirir. Oluşan titreşimler koklea olarak bilinen spiral şekilli iç kulaktaki sıvı içinde hareket eder ve kokleadaki tüylü hücreleri hareket ettirir. Tüylü hücreler hareketi al-gılar ve bunu işitme siniri için kimyasal sinyallere dönüş-türür. Bunun ardından, işitme siniri aldığı bilgileri elektrik darbeleri ile beyne gönderir ve bu darbeler beyinde ses olarak algılanır.

İşitme kuramları: Sesi duyumsayan kirpiksi hücreler ku-laktaki korti organı içerisindedir. Korti organının birbirin-den farklı binlerce sesi birbirine karıştırmadan algılaması işlevini açıklamaya çalışan iki temel kuram vardır. Yer kuramı; bu kurama göre yüksek frekanslı sesler zarın oval pencere yakınındaki dar ucunu, düşük frekanslı sesler ise zarın orta kısmını etkiler. Frekans kuramı; bu kuram ise sinirsel enerji frekansının beyin tarafından per-de olarak yorumlandığını öne sürer.

İKİNCİL DUYULAR

1. Koku duyusu

Koku alma sistemi türler arasında önem düzeyi değişen bir duyu sistemidir. Bazı canlılar için hayati önem taşır-ken insan için daha çok yemekleri tatmak, aramak ve deneme gibi bir fonksiyona sahiptir. Bir şeyin kokusu o şeyden hoşlanma, nefret etme ve heyecana yol açabilir. Dolayısıyla koku duyusu aynı zamanda insanın duygu ve heyecan yaşantısıyla da ilişkilidir.

Koku duyusunun fizyolojik işleyişine baktığımızda; koku uyaranları bir maddenin yaydığı uçucu moleküllerdir. Bu moleküller maddeden ayrılır ve hava yoluyla burna girer. Burnun üst kısmındaki koku epitali (alıcı hücreler), burna giren bu koku molekülleri tarafından uyarılır, bu uyarılma sinirsel enerji olarak beyne gider ve algılanır.

2. Tat duyusuTat duyusu yemek yeme esnasında koku duyusu ile bir-likte çalışan bir duyudur. Soğuk algınlığında burun de-liklerinin tıkalı olması yemeğin kokusunu almamızı en-geller ve yediğimiz şeylerin tadını alamayız. Yapı olarak dilin yüzeyi papillerle kaplıdır ve bu papiller içerisinde tat reseptörleri yer alır. Bu reseptörler tatlı, acı, ekşi, tuzlu

Page 25: PSİKOLOJİK DANIMA VE REHBERLİK - Pegem.Netpegem.net/dosyalar/dokuman/26112016152715pdr 2 - TANITIM.pdfPSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK ÖABT İLE İLGİLİ ÖNEMLİ BİLGİLER

16

olmak üzere dört temel tada duyarlıdır. Ağza bir yiyecek veya içecek konduğunda bu reseptörler devreye girer ve tadı sinirsel bir enerjiye dönüştürüp beyne iletir ve tat al-gısı oluşur.

3. Dokunma duyusuDokunma duyusunun temel fonksiyonları canlıyı yara-lanmalardan korumak, vücut ısısını dengelemek, vücut sıvılarını tutmak ve aynı zamanda basınç, sıcaklık ve so-ğukluk gibi duyular üretmektir.

4. Pozisyon duyusu

Bu duyu sistemi ise bedenin nasıl bir pozisyonda olduğu-nu bildiren diğer bir ifadeyle vücudun özelliklede kafanın yer çekimi açısından konumunu bildiren alıcı hücreler-den oluşur. Bu hücreler kas, kiriş ve eklemlerde yer alan ve hareket ettiğimizde bedenin neresinin nasıl hareket ettiğini bildiren kinestetik alıcılar ve bedenin dengesi hakkında bilgi veren, kulak içindeki yarım daire kanalla-rından oluşan denge duyusu hücreleridir.

ALGI

Algı, duyu organları vasıtasıyla alınan uya-rıcıların (duyusal bilgi-lerin) tutarlı, anlamlı bir bütünlük oluşturacak şekilde örgütlenmesiyle, analiziyle, yorumuyla ve senteziyle ilişkili süreçle-

rin tamamı olarak tanımlanabilir. Algı ile duyu kavramları birbirinden farklıdır. Algılama süreci esnasında beyin, bireyin içinde bulunduğu durumu, geçmiş yaşantılarını, beklentilerini, toplumsal ve kültürel etkenleri diğer duyu organlarından gelen başka duyuları göz önünde bulun-durur. Algılama süreci geçmiş öğrenme ve deneyimleri-mizi de kattığı için duyulara nazaran daha karmaşık bir süreçtir. Algılarımız bir bütün olarak değerlendirilir ve ayrıca algı bireyden bireye farklılık gösterir. Duyu organ-larının beyine ilettikleri duyular ise daha basit süreçlerdir. Duyumda uyarıcılar tek tek değerlendirilir ve duyum her bireyde aynı şekilde gerçekleşir.

ALGI SÜREÇLERİ

Dikkat

İnsanoğlu, çevresinde olup biten her şeyi algılamaz. Duyu organlarımız dış dünyada olup bitenlerin büyük bir kısmını yakalar, ancak bu uyaranların tümünü algılamaz. Uyarıcıların bazı özellikleri ve organizmanın içinde bu-lunduğu birtakım etkenler bu uyarıcılardan sadece ba-zılarının algılanmasına neden olur. Dolayısıyla algısal seçimlerimizi etkileyen bu faktörleri dış faktörler ve iç faktörler olarak ele alabiliriz.

Dış faktörler; uyarıcı ile ilgili faktörler de diyebiliriz. Bu özelliklerden en başta geleni uyarıcının değişkenliğidir. Değişiklik gösteren uyarıcı hemen dikkati çeker. Uyarıcı-nın büyüklüğü; uyarıcı büyüdükçe dikkatimizi daha çok çeker. Uyarıcının şiddeti; yüksek sesler, parlak renkler, kuvvetli koku ve şiddetli acı hemen dikkatimizi çeker.

İç faktörler; beklentileri; kişinin beklentileri algıda seçi-ciliğe neden olur. İlgileri; bireyler ilgi duydukları alanlara ilişkin uyarıcıları öncelikle algılama eğilimindedir. Ge-reksinimleri; kişilerin güdü ve ihtiyaçları algıda seçiciliğe neden olur. İnanç sistemleri de bireyin algılamalarını be-lirleyen önemli bir iç faktördür.

Örgütleme

Bireyin nesne ya da olaylara yönelik duyumlarının, zihin tarafından bir düzene konulup biçimlendirilmesi işlemidir. Diğer bir ifadeyle insanın kendisine gelen duyuları or-ganize ederek anlamlandırmasıdır. Örneğin, bir insanın yüzüne baktığımız zaman, ayrı ayrı göz, ağız, burun gibi organlar değil, bütün bir yüz algılarız. Bir müzik parçası dinlediğimiz zaman tek tek notalar değil, bütünlüğü olan bir melodi işitiriz. Gestalt ekolü bu örgütleme işlemi süre-cinde algı yasaları dediğimiz bir takım algısal gruplama ilkelerinin kullanıldığını ileri sürerler. Bu ilkeler şekil-ze-min, yakınlık, benzerlik, süreklilik ve basitlik ilkeleridir. Bu ilkelere Gestalt öğrenme kuramı başlığı altında detaylıca değinilmiştir.

KARMAŞIK ALGI SÜREÇLERİ

1. Hareket Algılaması

Hareketin varlığı, yokluğu, yönü, miktarı uyarıcının re-tinadaki görüntüsünün hareket özellikleri ile gözlerinin hareketinin birlikte işlenmesinden doğmaktadır. (Sine-ma filmlerinde bir arabanın içinden çekilen seyir hâlinde olması görüntüleri arka planda oluşturulan dekor veya manzaranın hızla hareket edilmesiyle arabanın hareket hâlinde olması algısı verilmektedir.

2. Derinlik Algılaması

Görsel uyaranları yorumla-mak, nesnenin hangi mekan-da, nerede olduğunun anla-şılması yoluyla gerçekleşir. Algılamada çeşitli çevresel özelliklerden ipucu olarak yararlanabiliriz. İpuçlarını değerlendirirken bazen tek göz yeterli olurken bazen de iki gözün kullanılması gere-kir. Algılama için tek gözün yeterli olduğu ipuçlarına mo-

noküler ipuçları, iki gözün kullanılmasını gerektirenlere ise binoküler ipuçları denmektedir.

Page 26: PSİKOLOJİK DANIMA VE REHBERLİK - Pegem.Netpegem.net/dosyalar/dokuman/26112016152715pdr 2 - TANITIM.pdfPSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK ÖABT İLE İLGİLİ ÖNEMLİ BİLGİLER

17

Ponzo Yanılsaması: Gerçek bir dış uyaranın yanlış algı-lanmasıdır. Bunun günlük hayatta pek çok örneği vardır.

Yukarıdaki şekilde birbirine yatay çizgiler aynı uzunluk-ta olduğu hâlde üstteki çizgi daha uzun görülür. Buna neden olarak bazı psikologlar şunu söyler: “İlerledikçe sıklaşan diğer çizgiler nedeniyle insan beyni yukarıdaki yatay çizgiyi uzaktaymış gibi algılar, bu uzaklığı telafi et-mek için bir miktar büyüklük ekler.”

Müller-Lyer yanılsaması: Her iki çizgi de aynı uzun-lukta olduğu hâlde aşağıdaki çizgi yukarıdakinden uzun görünüyor.

Zollner yanılsaması: Uzun çizgiler birbirine paraleldir ama ufak çizgiler bunları birbirine yaklaştırıyor ya da uzaklaştırıyor.

Poggendorff yanılsaması: Köşegen çizgi bir noktada kırık gibi görünüyor. Gerçekte çizgi düzdür.

Wundt yanılsaması: Yatay çizgiler birbirine paralel oldu-ğu hâlde ilk bakışta öyle görülmüyor.

Monoküler İpuçları: Sanatçılar nesnelerin uzaklığını ifade eden çok sayıda monoküler ipuçları kullanırlar. Bir fotoğrafa baktığımız zaman aslı kadar olmasa bile üç boyutluluk izlenimi ediniriz. Derinlik algısında monoküler ipuçları şunlardır:

Gölgeler: Işığın geliş açısına bağlı olarak nesnelerin bazı kısımlarının daha net, bazı kısımlarının ise gölgeli olarak görülmesi, derinlik algısına yol açar.

Araya Girme: Bir nesnenin bir başka nesnenin görün-mesini kısmen engellemesidir. Bu durumda görünüşü engellenen nesne daha uzaktaymış gibi bir izlenim verir.

Açıklık: Çevremizdeki dağlar hava puslu olduğunda uzaktaymış, açık olduğunda ise yakındaymış gibi gö-rünürler. Dolayısıyla tüm ayrıntıları ile görebildiğimiz bir nesneyi yakında, sadece kenar çizgileri ile görebildiğimiz bir nesneyi ise daha uzaktaymış gibi algılarız.

Göreli Yükseklik: Derinlik algısına katkıda bulunan bir başka monoküler ipucu, yüksek olan nesnelerin kendi-lerinden daha alçak olan nesnelerden daha uzaktaymış gibi görünmeleridir.

Perspektif: Büyüklüklerini bildiğimiz nesneler uzaktay-ken birbirlerine olduklarından daha yakın görünürler. Örneğin, bir demiryoluna baktığımızda raylar giderek birbirlerine yaklaşıp bir noktada kesiyormuş gibi görünür. Doğrusal perspektif adı verilen bu olay da derinlik algısı-na katkıda bulunmaktadır.

Binoküler İpuçları: Derinlik algısı için önemli bir ipu-cudur. Aralarındaki uzaklık nedeniyle her iki gözün aynı nesneye farklı açılardan bakıyor olmaları durumudur. Tek gözle gören kişiler çift gözle görenlerin görme de-neyimlerinin çoğuna sahiptirler. Ancak iki gözle görenler, aynı anda daha fazla şey görürler.

Stereoskopik görme: Derinlik ve uzaklık hissini iki gö-zün işbirliğini sağladığını göstermek için stereoskop adı verilen bir araç kullanılır. Bu tarz bir görmede iki göz iş birliği yapar. Böylece daha doğru bir uzaklık ve derinlik duyumu oluşur. İki gözümüzün arasında belirli bir mesa-fe olduğundan, sol göze ulaşan görüntü, sağ gözünkiyle tıpatıp aynı değildir; aralarında çok az fark olan bu iki gö-rüntünün, tek bir görüntü oluşturacak biçimde bir araya gelmesi stereoskopik etkiyi ortaya çıkarır.

3. Algı Yanılsamaları (İllüzyon)

Yanılsama (illüzyon) var olan bir uyarıcının yanlış olarak algılanmasıdır. Gece karanlığında, ormanda kurulu olan bir çadırı bir ayıolarak algılama bir yanılsamadır.Yanılsa-maların fiziksel ve psikolojik olmak üzere iki türünden söz edebiliriz. Fiziksel yanılsamalar; algılanan uyarıcıdan kaynaklanan yanılsamalardır. Burada yanılsamanın ne-deni, fizikî prensiplerle açıklanabilir ve aynı uyarıcı, her-keste aynı algı yanılmasına neden olur. En temel fiziksel algı yanılsamalarına kısaca bir göz atalım.

Page 27: PSİKOLOJİK DANIMA VE REHBERLİK - Pegem.Netpegem.net/dosyalar/dokuman/26112016152715pdr 2 - TANITIM.pdfPSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK ÖABT İLE İLGİLİ ÖNEMLİ BİLGİLER

18

Sence ortadaki yuvarlaklardan hangisi daha büyük? Bi-lemedin ikisi de aynı büyüklükte.

Psikolojik yanılsamalar; sosyal durumları ve insan davranışlarını içeren algı yanılmalarında da söz etmek mümkündür. Bu çeşit yanılsamalar kişiden kişiye değişir. Örneğin evdeki kâğıt parçasını fare sanma, yolda yürür-ken renkli bir kâğıdı para olarak algılama birer psikolojik yanılsamadır.

İllüzyon ve halüsinasyon birbirine karıştırılan iki kavramdır. Halüsinasyon, duyu organlarını uyaran hiçbir nesne veya uyarıcı olmaksızın bir uyarıcıyı varmış gibi algılamadır. Psiko-patoloji de sıklıkla karşılaşılan bir durumdur. Kişi hiçbir nesne ve uyaran olmadan aldığı bir hissin gerçek olduğuna inanır. Bu tip ki-şiler gördükleri, işittikleri ve hissettiklerinin tamamen gerçek olduğuna inanırlar, diğer bir ifadeyle olmayan bir varlık ya da durumu var zannederler.

NOT

Yanılsama ile halüsinasyon arasındaki farklar; yanıl-sama için uyarıcının bulunması zorunludur ancak halüsi-nasyonda böyle bir zorunluluk yoktur. Örneğin karanlıkta var olan bir ipin yılana benzetilmesi yanılsama, bireyin olmayan sesler duyduğunu söylemesi sanrıdır. Yanılsa-malar her normal insanda sıkça görülebilir ancak halü-sinasyonlar psikolojik rahatsızlığı olan kişilerde görülür.Böyle kişiler tehlikeli olabilir. Örneğin odadaki eşyaların uçtuğunu görebilir, kimsenin görmediği kişilerle konuşa-bilir, casuslar tarafından takip edildiğini düşünerek arka-sında yürüyen birini vurup öldürebilir.

4. Algısal Değişmezlikler

Genel olarak dünyayı değişmez, sabit ve düzenli şekilde görürüz. Bu durum, duyu alıcılarımızın uyarılmalarının değişmesine rağmen hep aynıdır. Bu duruma algısal de-ğişmezlik adı verilir. Başka bir ifadeyle daha önce çeşitli özellikleriyle (renk, büyüklük, şekil) algılanan nesnelerin, bu özellikleri değişmesine rağmen yine aynı şekilde al-gılanmasıdır.

Boyut Değişmezliği: Daha önce algılanan nesnelerin, bize görünen büyüklükleri değişse de hep aynı büyüklük-te algılanması durumudur. Örneğin uçak havalandıkça daha küçük görünür ama biz uçağı gerçek büyüklüğü ile algılamaya devam ederiz.

Şekil Değişmezliği: Daha önce algılanan nesnelerin, değişik açılardan bize farklı biçimlerde görünmesine kar-şın nesneyi hep aynı biçimde algılamamız şekil değiş-mezliğidir. Örneğin bir kapı tam olarak açıldığında görün-tüsü ince bir dikdörtgen halini alır ama biz her konumda kapıyı tam dikdörtgen olarak algılarız.

Renk ve Parlaklık Değişmezliği: Daha önce algılanan nesnelerin, renkleri ve parlaklıkları değişik koşullarda bize farklı renkte görünmesine karşın nesneyi hep aynı renkte ve parlaklıkta algılamamız parlaklık ve renk de-ğişmezliğidir. Örneğin kırmızı olduğunu bildiğimiz elmayı gece karanlığında gri-siyah olarak gördüğümüz hâlde onu kırmızı olarak algılamaya devam ederiz.

boyut değişmezliği şekil değişmezliği renk ve parlak değişmezliği

ÖABT Çıkmış Soru

Yağmurlu bir havada evindeki pencereden dışarıya bakan Ayşen Hanım, camdaki su dam-laları nedeniyle dışarıdaki nesneleri olduğun-dan farklı bir şekilde görüyor olmasına rağmen herhangi bir karışıklık yaşamadan dışarıda gördüğü nesneleri gerçeğine uygun bir şekilde algılamaya devam etmesi aşağıda verilen kav-ramlardan hangisiyle açıklanır?A) Algı yanılması

B) Algıda değişmezlik

C) Süzücü dikkat

D) Nispi kontrast

E) Algısal gelişim

Çözüm:

Algıda değişmezlik, bir nesnenin değişik koşullar al-tında aynı biçimiyle algılanmaya devam edilmesi du-rumudur. Ayşen hanım pencereden her gün gördüğü nesneleri yağmurlu bir havada olduğundan farklı bir şekilde görüyor olmasına rağmen önceki deneyimle-rine yani zihinsel şemalarına dayalı olarak gerçeğine uygun bir biçimde algılamaya devam etmiştir. Bu du-rum algıda değişmezlik kavramı ile açıklanır.

Cevap B

Page 28: PSİKOLOJİK DANIMA VE REHBERLİK - Pegem.Netpegem.net/dosyalar/dokuman/26112016152715pdr 2 - TANITIM.pdfPSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK ÖABT İLE İLGİLİ ÖNEMLİ BİLGİLER

19

ZEKÂ GELİŞİMİ VE KURAMLARI

Zekâ, literatürde bir çok farklı biçimde tarif edilmektedir. Özellikle zekâyı ölçmeye çalışan teorisyenler bağlamın-da zekâ tanımları değişmektedir. Ancak literatürde en fazla kabul gören genel zekâ tanımı şöyle ifade edilmek-tedir: Zekâ, bireyin genel yeteneklerinin toplamı olarak tanımlanabilir. Bu tanımı biraz daha derinleştirmek ister-sek eğer zekâ, yaşantılardan öğrenme ve yararlanma yeteneği, soyut düşünme ve akıl yürütme yeteneği, deği-şen dünyaya uyum sağlayabilme yeteneği ve kişinin yap-ması gereken işleri süratle bitirmesi için güdülenme ka-pasitelerinden oluşur(1). Zekânın bu özellikleri kültürden etkilenmektedir. Dolayısıyla bu özellikler farklı kültürler-de standart bir testle zekâ ölçümlerini zorlaştırmaktadır. Ancak psikoloji bilimiyle uğraşanlar 20. yüzyıl başların-dan itibaren zekâyı ölçmek için çaba harcamışlardır.

Zekâ ölçümüyle ilgili ilk ciddi çalışmalar İngiliz psikolog Charles Sperman tarafından yapılmıştır. Sperman zekâyı iki boyutlu olarak ele almıştır. g faktörü olarak adlandır-dığı birinci boyutta bireylerin anlama ve problem çözme yeteneklerini ele almıştır. s faktörü olarak adlandırdığı ikinci boyutta ise bireylerin müzik, sanat, iş gibi özgül alanlardaki gelişimlerini incelemiştir. Sperman’a göre bir alanda yetenekli olan birey diğer alanda da yeteneklidir. Buna karşın Sperman’ın bu fikirlerini benimsemeyen L.L. Thurstone zekânın yedi farklı bileşeni olduğunu ileri sürmüştür. Bunları da, uzaysal yetenek, algısal hız, sayı-sal yetenek, sözel yetenek, hafıza, kelime haznesi, akıl yürütme olarak adlandırmıştır(2). Bu yedi farklı bileşenin birbirinden bağımsız olduğuna inanmış ve söz konusu 7 yeteneğin genel zekâyı oluşturduğuna inanmıştır.

Kişiliğin temel boyutları, mizaç, motivasyon, grup dav-ranışı konularındaki çalışmalarıyla tanınan Raymond Bernard Cattell; zekâya yönelik bilimsel faaliyetleri ile kavramın gelişimine büyük katkılarda bulunmuştur. Zi-hinsel Test ve Ölçümler, Zihin - Mental Tests and Me-asurements, Mind- isimli eserinde ilk kez psikolojik test kavramını kullanan Cattell; üniversite öğrencilerine ha-fıza, renk tercihi, ses, ağırlık ve zaman algısı, tepki za-manlarına ilişkin testler uygulamıştır. 34

Cattell, zekâyı bütün değil, iki boyuttan oluşan bir yapı olarak ele almıştır. Cattell’e göre zekânın akıcı ve krista-lize (birikimli) olarak adını verdiği iki boyutu vardır. Akıcı zekâ, biyolojik kökenli olup, zekâ testlerinde ölçülen kısa süreli bellek, tümevarımsal düşünme, sayı-şekil ilişkileri

ve tepki hızı (zihinsel motor becerileri) becerileriyle ya-kından ilgilidir. Akıcı zekâ görece olarak eğitim ve kültür-den bağımsız olup daha çok biyolojik yaşa bağlı olarak değişim göstermektedir. Kristalize zekâ ise, deneyim, eğitim ve kültür gibi süreçlerle akıcı zekânın etkileşimi-nin ürünüdür. Zekâ testlerinin kelime, okuduğunu anla-ma, aritmetik nedensellik alt testleriyle ilgili olan kristal zekâ, akıcı zekânın aksine yaşa bağlı olarak artmaktadır. Zekânın değişimi konusunda yapılan çalışmalar akıcı zekânın göstergelerinden hafıza ve bilişsel hızın yirmi-li yaşların başında zirveye ulaştığını, sonraki yaşlarda ise azalma eğilimine girdiğini; kristal zekânın ise atmış yetmiş yaşına kadar arttığını, sonraki yaşlarda azalma sürecine girdiğini göstermiştir. 35

Bebeklik

Zekâ

gel

işim

i

Çocukluk

Erken yetişkinlik

Geç yetişkinlik

Akıcı zekâ

Kristalize zekâ

Orta yetişkinlik

ÖABT Çıkmış Soru

Aşağıda verilenlerden hangisi akıcı ve kristali-ze zekâ ile ilgili yanlıştır?A) Kristalize zekâ bilgi gibi birey tarafından

yaşam deneyimleri ve eğitim yoluyla edinilir.

B) Akıcı zekâ, görsel uzaysal yetenekleri ifade etmede kullanılır.

C) Kristalize zekâ, mantık yürütme, sözel ve sayısal becerileri ifade etmede kullanılır.

D) Akıcı zekâ yaş ile birlikte yükselmeye devam eder.

E) Akıcı zekâ doğuştan gelir

Çözüm:

Cattell ve Horn, zihinsel yetenekleri açıklamada iki te-mel etmen belirlemişler ve bunları akıcı zekâ ve krista-lize zekâ olarak adlandırmışlardır. Zekâ testi kavramını ilk kez Cattell ortaya atmıştır. Cattell’in zekâ teorisinde akıcı zekâ (gf), doğuştan gelen (kalıtımsal), kristalize zekâ (gc) ise, bilgi gibi birey tarafından yaşam dene-yimleri ve eğitim yoluyla edinilen (çevresel) zekâdır. Akıcı zekâ, görsel uzaysal yetenekleri; kristalize zekâ ise mantık yürütme, sözel ve sayısal becerileri ifade etmede kullanılır. Cattell ve Horn’a göre, bizler yaşa-mımız boyunca -akıl kazandıkça- akışkan zekâyı kul-lanıyor, kazanılan deneyimlerle kristalize zekâyı kul-

Page 29: PSİKOLOJİK DANIMA VE REHBERLİK - Pegem.Netpegem.net/dosyalar/dokuman/26112016152715pdr 2 - TANITIM.pdfPSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK ÖABT İLE İLGİLİ ÖNEMLİ BİLGİLER

20

lanmaya doğru bir dönüşüm geçiriyoruz. Akıcı zekânın yaş ilerledikçe düştüğü, kristalize zekânın ise yaş ile birlikte yükselmeye devam ettiği araştırmacılar tarafın-dan kabul görülmüştür.

Cevap D

Zekâ ile ilgili genel olarak ifade edilen bu yaklaşımları daha özelleştirerek belli başlıklar altında toplamamız gerekirse şu üç başlıktan bahsedebiliriz: Faktöryel yak-laşım, bileşenler yaklaşımı, modern zekâ yaklaşımları. Zekâ ile ilgili görüşleri bu başlıklar bağlamında inceleme-ye devam edelim.

FAKTÖRYEL YAKLAŞIM

Zekâ testlerindeki bireyin performan-sını belirlemenin bir yolu faktör analizi-dir. Faktör analizi yöntemi bireylerin bir ölçekteki alt öl-

çeklere verdikleri yanıtlar arasından gözlenen ilişkileri (korelasyonları) açıklayan en küçük boyutları tespit et-meye çalışan matematiksel bir işlemdir. Faktör analizi konusunu burada çok derinlemesine ele alamayacağız ancak faktör analizi konusunda ilk çalışmaları yapan kişi Charles Sperman’dır(4). Sperman’a göre g faktörü zekâda performansı belirler. Eğer bir birey g faktöründen yüksek puan alıyorsa bu o bireyin zekâsının parlaklığına işarettir. Tersi ise yani g faktöründen düşük puan alma ise bire-yin zekâsının sönüklüğüne işaret eder. Ayrıca Sperman yaptığı faktör analizi çalışmalarında bireylerin zekâlarının g faktörüyle ilişki hâlinde olan s faktörleri belirlemiştir. Sperman’ın belirlediği bu s faktörlerinin büyüklüğü birey-lerin genel performansı olan g faktörünü yansıtmaktadır. Örneklendirecek olursak Sperman anlama ve problem çözme yeteneğini g faktörü olarak ele alır. Müzik, sanat ve beden eğitimi yetenekleri ise s faktörü olarak ele alınmak-tadır. Birey zekâ testinin s faktörü alt boyutlarından aldığı puanların toplamı g faktörüne eşittir. Söz gelişi bireyin s alt faktörlerinden olan, müzik performansı 10 puan, sanat performansı 10 puan ve beden eğitimi performansı 15 puan olursa bu bireyin g puanı 35 olacaktır.

Ancak Thurstone, Spearman’ın genel zekâ düzeyi üze-rinde durmasına itiraz etmiştir. Thurstone zekânın farklı alanlara bölünebileceğini öne sürmüş ve bu konuda fark-lı yetenek alanlarını bulabilmek için farklı sorular içeren testler geliştirmiştir. Çalışma grubuna aldığı bireylere bu testleri uygulayarak test maddeleri arasındaki korelas-yonlara bakmış ve bu korelasyonların nasıl faktörleştik-lerini incelemiştir. Yaptığı bir çok uygulama sonucunda Thurstone birbiri arasında ilişki olan ve bu ilişkiler bağ-lamında faktörleşen yedi zekâ alanı belirlemiştir. Bu yedi zekâ alanına birincil zihinsel yetenekler adını vermiştir. Bu alanlar; sözel anlama, kelime akıcılığı, sayı, uzam, bellek, algısal hız ve akıl yürütmedir. Thurstone’un birin-cil zihinsel yetenekler testi olarak bilinen bu testi günü-müzde hâlâ kullanılmaktadır. Ancak Thurstone’un birincil yetenekleri birbirinden tamamen bağımsız değildir. Bu yönüyle geliştirdiği test Sperman’ın genel zekâ faktörü kavramına kısmen benzer.

Faktöryel yaklaşım kuramcıları farklı yetenekleri ölçmek için farklı test maddeleri yazdıkça zekâ alanları konusun-da da farklılıklar oluşmuştur. Bunların en bariz örneği gü-nümüzde pek destekçisi kalmayan Guilford’un teorisidir. Guilford zekâyı; yaklaşık 150 zihinsel kabiliyetten oluşan üç başlık altında topladığı bu başlıklara; zihinsel işlemler, içerik ve ürün ismini vermiştir. Aynı zamanda, zihinsel iş-lemler boyutunu oluşturan 6 alt öge, içerik boyutunu oluş-turan 4 alt öge ve ürün boyutunu oluşturan 6 alt öge zekâ kuramında yer almıştır(5). Her alt ögenin de kendisine göre yine alt kabiliyetlerden oluştuğunu savunmuştur. Bu bağlamda bakıldığında faktör kuramcıları zekâyı çeşitli alt faktörlere ayırarak bu alt faktörler arasındaki korelasyo-na göre incelemeye çalışmışlardır. Bu inceleme sonuçları bireylerin zekâlarının ölçümleri için bireylere uygulanan testlerin alt faktörlerinin altındaki temel dinamikleri anlama noktasında yetersiz kalmaktaydı. Bileşenler yaklaşımı da bu yetersizlikten hareketle ortaya konulmuştur.

BİLEŞENLER YAKLAŞIMI

1960’lı yıllara kadar zekâ ölçümünde faktör yaklaşımı baskındı(1). 1960 sonrasında ise bilişsel psikolojinin ge-lişmesi ve zekânın tekrar incelenmesine ihtiyaç duyul-ması faktör yaklaşımından farklı olarak bileşenler yakla-şımını ortaya çıkardı. Bileşenler yaklaşımına göre zekâ, bir problem çözme davranışına ait çok sayıda farklı ve karmaşık bileşenlerden oluşmaktadır(6). Bu bileşenleri en iyi Stenberg’ün çalışmalarında görmekteyiz. Sten-berg’ e göre bireyin problem çözmede kullandığı bile-şenler, meta bileşenler, performans bileşenleri, edinme bileşenleri, hatırda tutma bileşenleri, aktarma bileşenleri gibi başlıklar altında toplanabilir(7). Sternberg’ün kullan-dığı sınıflandırmaya bakılınca sanki faktör yaklaşımında bahsedilen faktörleri daha farklı isimlerle Sternberg’ün ifade ettiği izlenimi oluşabilir ancak Sternberg'ün sınıflan-dırmasında yer alan her bileşen kendi alt bileşenlerini de içermektedir. Örneğin meta bileşenler; bireylerin problem