oral, mehmet zekiorbay, hüseyin rauf (1881-1964) amirat, büyükelçi, siyaset ve devlet adamı. _j...

2
Rodos, Oniki Ada ve Meis'i Ege ismiyle idari bir birlik haline geti- rerek 192S'te bir kanunla adalar sa- Rodos ve Türkler' e ce- maat halinde ve yönetim seçme 1 S. mad- dede Rodos ve Oniki Ada'ya halde Meis'e söz ti. Bu aidiyeti konusu iki dev- let sorun oluyordu. Uzun müzakerelerden sonra iki devlet 4 Ocak 1932'de Anadolu sahilleriyle Meis ada ve ve Bad- rum körfezi "cihet-i aidiyeti itilaf-name" yedi maddelik bir daha Bu- nunla Badrum körfezindeki Karaada Türk hakimiyetinde Meis otuz on dokuzu Türkiye'- ye, on biri verildi. ll. Dünya Almanya yer birlikte Ege ada- meselesi tekrar ile Amerika Devletleri, 8 Eylül 1943'te Yunanistan'a açan teslim gerek- ilan edince New York'ta toplanan Oniki Ada temsilcileri Yunanistan'la rnek istediklerini ilan ettiler. ege- adalar önce Almanlar' eline geç- ti. Türkiye'- ye etme teklifini reddet- ileri sürülür. Adalarda 8 1945'- te kurulan askeri idaresi Rodos ve Oniki Ada'ya hakim görünmekle birlikte yönetimin her kademesinde bu- lunuyordu. 1 O 194Tde imzalanan ve Türkiye'nin temsil Paris yan ile Rodos, Oniki Ada ve Meis Yunanistan'a devredildi. Lozan Anadolu asker den ki hükmüne göre bu ada- larda askeri üsler ve yapamaya- hükmü kabul edildi. Yunanistan bu Dodecanese bir idari bölüm halinde Otuz tabiiyetinde Oniki Ada Türkleri yeniden tabiiyet ve- ya terketmek durumunda kal- Yunanistan'da 1953'te Tu- rizm Kanunu ile Türkler'in arazileri üzerine turistik tesisler kuruldu. kay- beden ve her türlü siyasal maruz kalan Türk nüfusunun bir bölümü terketmek zorunda Bugün Rodos ve Türk nüfusunun devam etmektedir (bk RODOS ). : Evliya Çelebi , Seyahatname, IX, 233 vd.; Meh- med Nabi Fahreddin, Trablusgarb, Bingazi ve Cezair-i Meseleleri, bul 1334, s. 16 vd.; Ceza ir-i Bahr-i Sefid Vilaye· ti Sa lnamesi, 1311; Enver Ziya Karai. Nüfus 1831, Ankara 1931 , s. 159, 161; Mehmet Saka , Ege Denizi Türk Ankara 1955, s. 219-225; Lozan Tu· tanak lar, Belgeler (tre. Se ha L. Meray), 1, 2, cilt 1, IV, 1, 2, Ankara 1969· 72, tür. yer. ; Erinç - Talip Yücel. Ege Denizi, Türkiy e il e Ege Ankara 1988, s. 55-71; rafettin Turan. !, bul 1990, tür.yer. ; a.mlf., "Rodos ve 12 Türk Hakimiyetinden TTK Belleten, XXIX/ 11 3 (1965). s. 77 -119; Cevdet Küçük. "Ege Ada- Türk Dönemi", Ege'de Te· mel Sorun: Adalar (haz. Ali Kurumahmut ). Ankara 1998, s. 33-80; Ege Egemenlik Devri Tarih çesi (ed . Cev- det çü k) , Ankara 2001 , tür. yer. ; Celalettin Ya- vuz, (Oniki Tarihi , 2003, tür. ye r.; Cengiz Orhonlu. "Oniki Ad a' da Türk Eserleri ve Türk Nüfus u" , TK, 11/ 24 ( 1964). s. 29; Metin Tu n eel - Bostan. "Dün- den Günümüze Ege Dergisi, sy. 6, 1998, s. 27 -58; "On Ada", TA, XXV, 443-444; S. Soucek. "On Ada", EJ2 (ing.), VII , 172- 173 . r i.l CEVDET çÜK konu edinen , t emel kategorilerini ve ilkelerini duyu ötes i amaç edinen felsefe bilimi L (bk. CÜD) . _j r OPTiK L (bk. MENAziR). _j r ORAL, Mehmet Zeki (1901-1962) L Müzeci ve Türk lt ür tarihçisi. _j Sinop'un Boyabat ilçesine Nefsicu- ma köyünde Yusuf Efendi köyün ileri gelenlerindendi. Dede- si Ali Efendi'nin fakih ol- bilinir ( Aksoy. sy 6 119651. s. 11 5). Aile diye Mehmet Zeki 1914 Boyabat girdi, ancak ikinci iken tasdikname 1916'da Kastamonu Muallim Mektebi'ne kaydoldu. Okulda ile kendini Mehmet Ze ki oral ORAL, Mehmet Zeki gösterdi ve ona "zeki" ver- di. Bundan sonra da Mehmet Zeki olarak Kastamonu Muallim Mektebi'nden 1920'de mezun olunca Cuma- köyü tayin edildi. 1923'te Bo- yabat Merkez Mektebi, 192S'te Merkez Mektebi 1928'- de Boyabat Merkez ve zamanda Maarif geti- rildi. 1931 Tokat, 1933' te il- 1941 'de Konya Müzesi tayin edildi. Müze gölü üze- rindeki Selçuklu dönemine ait Kubadabad buldu ve bu çok önemli makaleleriyle Buluntutar daha sonra yerli ve ka lerek burada suretiyle Sel - çuklu pek çok yeni bilgiler elde edildi. 1954 Eski Eserler ve M üzeler Genel 31 Ekim 195Tde Genel ve tayin edi- len Mehmet Zeki 1957 sonunda emek- liye 3 Ekim 1962'de vefat etti. Mehmet Zeki Oral görevleri bir- çok yer ve bu ralarta ilgili çok makale kaleme Özellikle t im iken köy ve kasaba- larda halk bilgisi, halk ve Türk külrüyle ilgili bilgileri Bilhassa tarihi eserlerin, kitabelerin, me- zar elindeki vakfiye, be- rat, ferman gibi belgelerin bilmez ellerde tesirlerle, bazan da ortadan göre- rek suretiy- le büyük hizmetlerde bu ara- da Müzesi'ni Tarihi" makaleleri önemli Bir on dört eseri, 1 OO'den fazla makalesi olan Mehmet Zeki Ankara Üni- v ersit esi Fakült esi , Türk Et- 355

Upload: others

Post on 01-Feb-2021

5 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

  • ğı Rodos, Oniki Ada ve Meis'i "İtalyan Ege adaları" ismiyle idari bir birlik haline geti-rerek topraklarına kattı. 192S'te çıkarılan bir kanunla adalar halkı İtalyan tebaası sa-yıldı. Rodos ve İstanköy'deki Türkler' e ce-maat halinde teşkilatianma ve yönetim kurullarını seçme hakları tanındı. 1 S. mad-dede Rodos ve Oniki Ada'ya bağlı adacıkların İtalya'ya verildiği belirtildiği halde Meis'e bağlı adacıklardan söz edilmemişti. Bu adacıkların aidiyeti konusu iki dev-let arasında devamlı sorun oluyordu. Uzun müzakerelerden sonra iki devlet arasında 4 Ocak 1932'de Anadolu sahilleriyle Meis adası arasındaki ada ve adacıkların ve Bad-rum körfezi karşısındaki adanın "cihet-i aidiyeti hakkında itilaf-name" adıyla yedi maddelik bir antlaşma daha imzalandı. Bu-nunla Badrum körfezindeki Karaada Türk hakimiyetinde bırakılırken Meis adasına bağlı otuz adacıktan on dokuzu Türkiye'-ye, on biri İtalya 'ya verildi.

    İtalya'nın ll. Dünya Savaşı'nda Almanya tarafında yer almasıyla birlikte Ege ada-ları meselesi tekrar tartışılmaya başlandı. İngiltere ile Amerika Birleşik Devletleri, 8 Eylül 1943'te Yunanistan'a savaş açan İtalya'nın kayıtsız şartsız teslim olması gerek-tiğini ilan edince New York'ta toplanan Oniki Ada temsilcileri Yunanistan'la birleşrnek istediklerini ilan ettiler. İtalyan ege-menliğindeki adalar savaş sırasında önce Almanlar' ın, ardından İngilizler'in eline geç-ti. Almanlar'ın adaları boşaltırken Türkiye'-ye yaptıkları adaları işgal etme teklifini Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün reddet-tiği ileri sürülür. Adalarda 8 Mayıs 1945'-te kurulan İngiliz askeri idaresi Rodos ve Oniki Ada'ya hakim görünmekle birlikte yönetimin her kademesinde Yunanlılar bu-lunuyordu. 1 O Şubat 194Tde imzalanan ve Türkiye'nin temsil edilmediği Paris İtalyan Barış Antiaşması ile Rodos, Oniki Ada ve Meis Yunanistan'a devredildi. Lozan Antiaşması 'nın Anadolu kıyılarına yakın adaların askerden arındmiması hakkındaki hükmüne göre Yunanistan 'ın bu ada-larda askeri üsler ve yığmak yapamaya-cağı hükmü kabul edildi. Yunanistan bu adaları Dodecanese adıyla bir idari bölüm halinde topraklarına kattı. Otuz beş yıl İtalyan tabiiyetinde yaşayan Oniki Ada Türkleri yeniden tabiiyet değiştirmek ve-ya topraklarını terketmek durumunda kal-dılar. Yunanistan'da 1953'te çıkarılan Tu-rizm Kanunu ile Türkler'in arazileri üzerine turistik tesisler kuruldu. Topraklarını kay-beden ve her türlü siyasal baskıya maruz kalan Türk nüfusunun bir bölümü adaları terketmek zorunda kaldı . Bugün Rodos ve

    İstanköy'de Türk nüfusunun varlığı devam etmektedir (bk İSTANKÖY; RODOS).

    BİBLİYOGRAFYA :

    Evliya Çelebi , Seyahatname, IX, 233 vd.; Meh-med Nabi Rumbeyoğlu Fahreddin, Trablusgarb, Bingazi ve Cezair-i İsna Aşer Meseleleri, İstan · bul 1334, s. 16 vd.; Cezair-i Bahr-i Sefid Vilay e· ti Sa lnamesi, İstanbul 1311; Enver Ziya Karai. Osmanlı İmparatorluğu'nda İlk Nüfus Sayımı: 1831, Ankara 1931 , s. 159, 161; Mehmet Saka, Ege Denizi Adalarında Türk Hakları, Ankara 1955, s. 219-225; Lozan Barış Konferansı: Tu· tanaklar, Belgeler (t re. Se ha L. Meray), takım 1, 2, cilt 1, IV, kısım 1, 2, Ankara 1969· 72, tür. yer. ; Sırrı Erinç - Talip Yücel. Ege Denizi, Türkiye ile Komşu Ege Ada/arı, Ankara 1988, s. 55-71; Şe· rafettin Turan. Türkiye -İtalya İlişkileri !, İstan· bul 1990, tür.yer. ; a.mlf., "Rodos ve 12 Ada' nın Türk Hakimiyetinden Çıkışı". TTK Belleten, XXIX/ 11 3 (1965). s. 77-119; Cevdet Küçük. "Ege Ada-larında Türk Egemenliği Dönemi", Ege'de Te· mel Sorun: Egemenliği Tartışmalı Adalar (haz. Ali Kurumahmut). Ankara 1998, s. 33-80; Ege Adalarının Egemenlik Devri Tarihçesi (ed. Cev-det Küçük) , Ankara 2001 , tür. yer. ; Celalettin Ya-vuz, Menteşe Adaları (Oniki Ada)'nın Tarihi, İstanbul 2003, tür. yer.; Cengiz Orhonlu. "Oniki Ada'da Türk Eserleri ve Türk Nüfusu" , TK, 11/ 24 ( 1964). s. 29; Metin Tu n eel - İdris Bostan. "Dün-den Günümüze Ege Adaları". Coğrafya Dergisi, sy. 6, İ stanbul 1998, s. 27 -58; İ. Parmaksızoğlu. "On İki Ada", TA, XXV, 443-444; S. Soucek. "On İki Ada", EJ2 (ing.), VII , 172- 173.

    r

    i.l CEVDET K üçÜK

    ONTOLOJİ

    Varlığı varolması bakımından konu edinen,

    temel varlık kategorilerini ve ilkelerini araştıran, duyu ötesi

    varlıkların kanıtianmasını amaç edinen felsefe dalı, varlık bilimi

    L (bk. VÜCÜD).

    _j

    r ı OPTiK

    L (bk. İIM-i MENAziR).

    _j

    r ı ORAL, Mehmet Zeki

    (1901-1962)

    L Müzeci ve Türk kültür tarihçisi.

    _j

    Sinop'un Boyabat ilçesine bağlı Nefsicu-ma köyünde doğdu. Babası Hafız Yusuf Efendi köyün ileri gelenlerindendi. Dede-si Ali Efendi'nin fakih namıyla meşhur ol-duğu bilinir (Aksoy. sy 6 119651. s. 11 5). Aile İmamoğulları diye anılırdı. Mehmet Zeki 1914 yılında Boyabat Rüşdiyesi'ne girdi, ancak ikinci sınıfta iken tasdikname aldı. 1916'da Kastamonu Muallim Mektebi'ne kaydoldu. Okulda çalışkanlığı ile kendini

    Mehmet Zeki oral

    ORAL, Mehmet Zeki

    gösterdi ve hacası ona "zeki" lakabını ver-di. Bundan sonra da Mehmet Zeki olarak anıldı. Kastamonu Muallim Mektebi'nden 1920'de mezun olunca Boyabat'ın Cuma-köyü İlkokulu'na tayin edildi. 1923'te Bo-yabat Merkez Mektebi, 192S'te Ayancık Merkez Mektebi başmuallimliğine, 1928'-de Boyabat Merkez başöğretmenliğine ve aynı zamanda Maarif memurluğuna geti-rildi. 1931 yılında Tokat, 1933'te Niğde il-köğretim müfettişliğine, 1941 'de Konya Müzesi müdürlüğüne tayin edildi. Müze müdürlüğü yıllarında Beyşehir gölü üze-rindeki adacıkta Selçuklu dönemine ait Kubadabad Sarayı'nın kalıntılarını buldu ve bu çok önemli keşfi makaleleriyle tanıttı. Buluntutar daha sonra yerli ve yabancı başka araştırmacılar tarafından değerlendirilerek burada kazı yapılmak suretiyle Sel-çuklu sanatı hakkında pek çok yeni bilgiler elde edildi. 1954 yılında Eski Eserler ve M üzeler Genel Müdürlüğü arşiv şefliğine, 31 Ekim 195Tde Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşiv ve Neşriyat müdürlüğüne tayin edi-len Mehmet Zeki 1957 yılı sonunda emek-liye ayrıldı. 3 Ekim 1962'de vefat etti.

    Mehmet Zeki Oral görevleri sırasında bir-çok yer gezmiş ve bu ralarta ilgili çok sayıda makale kaleme almıştır. Özellikle ilköğret im müfettişi iken gittiği köy ve kasaba-larda halk bilgisi, halk edebiyatı ve Türk kültürüyle ilgili çeşitli bilgileri derlemiştir. Bilhassa tarihi eserlerin, kitabelerin , me-zar taşlarının , halkın elindeki vakfiye, be-rat, ferman gibi belgelerin değer bilmez ellerde kaldığını , dış tesirlerle, bazan da çıkar uğruna ortadan kaybolduğunu göre-rek bunları kurtarıp yayımlamak suretiy-le büyük hizmetlerde bulunmuş , bu ara-da Niğde Müzesi'ni kurmuştur. Akpınar mecmuasında yayımlanan "Niğde Tarihi" başlıklı makaleleri önemli çalışmalarındandır. Bir kısmı basılı on dört eseri, 1 OO'den fazla makalesi olan Mehmet Zeki Oral'ın Akpınar Mecmuası, Anıt, Ankara Üni-v ersitesi İlô.hiyat Fakültesi , Türk Et-

    355

  • ORAL, Mehmet Zeki

    nogratya, Konya, Vakıflar, Türk Yur-du dergilerinde, Türk Tarih Kurumu bel-letenleri, Türk Tarih kongreleri, ı. Türk Sa-natları Kongresi, Türk Folklor Araştırmaları, İstanbul Enstitüsü Mecmuası, Fatih ve İstanbul ile Konya Zafer ve Niğde gazetelerinde yazıları çıkmıştır. Ayrıca Anıt dergisinde Mehmet Yusufoğlu ve Anıt imzası ile yazılar yazmıştır. Basılı eser-leri şunlardır: İlkokullarda Sosyal İşçimenikler (Niğde ı 936); Tokatlı Aşık Nu-ri (Ankara 1936); Niğde Tarihi Tetkikle-rinden Hüdavend Hatun Türbesi ve Hayatı (Niğde ı 939); Hazret-i Mevlana Dergahındaki Şaheserlerden Nişanta

    şı (Ankara ı 954); Niğdeli Şair ve Aşıklardan Orta Köylü Aşık Tahiri (Ankara ı 955); Anadolu Köylerinde Gençler Birliği Yahut Ahiliğin Devamı (Ankara 1959) (yayınları hakkında geniş bilgi için bk. a.g.e., sy. 6lı965J, s. 115-118). BİBLİYOGRAFYA :

    Mehmet Ali Uz, Konya Kültürüne Hizmet Edenler, Konya 2003, s. 111-112; Osman Aksoy, "Mehmet Zeki Oral", TEt.D, sy. 6 (1965) , s. 115-118. !Al

    W!l!i HALiL İlıRAHiM KuNT

    L

    L

    ORAN

    (bk. VEHRAN).

    ORBAY, Hüseyin Rauf (1881-1964)

    Amirat, büyükelçi, siyaset ve devlet adamı.

    _j

    _j

    İstanbul'da doğdu. Ayan Meclisi üyeliği ve Trablusgarp valiliği yapan Kafkasya (Ab-hazya) kökenli Aşharuva Mehmed Muzaf-fer Paşa'nın oğludur. Trablusgarp Askeri Rüşdiyesi'ni ve Heybeliada Bahriye Mek-tebi'ni bitirdi (ı 899). Deniz subayı olarak Osmanlı donanmasına katıldı. 1908'de Si-sam ayaklanmasını bastırmakla görevlen-dirilen deniz kuwetlerinde torpido kruva-zör kumandanıydı. Yarbay rütbesine ter-fi edip Bahriye Nezareti Erkan-ı Harbiyye reisliği görevine getirildi. Tuna Milletlera-rası Komisyonu'nda Türkiye'yi temsil etti. Balkan Savaşı'nın Karadeniz ve Akdeniz'-de yürütülen deniz muharebelerinde Ha-midiye kruvazörünün komutanı olarak gö-rev yaptı. Savaşlarda elde ettiği başarılar sebebiyle "Hamidiye kahramanı" unvanıyla anıldı. Bu alandaki şöhreti onu siyasete yöneltti ve Müşir Ahmed İzzet Paşa kabi-nesinde Bahriye nazırlığına getirildi. An-cak askeri ve siyasi alanda gösterdiği bu

    356

    başarılar yanında Osmanlı Devleti için bir hezimet belgesi olan Mondros Mütareke-si'ni Osmanlı Devleti'nin Bahriye nazırı sıfatıyla imzalamak zorunda kaldı. Mütare-kenin ardından Osmanlı Devleti'nin pay-laşımı için işgaller başladı. Mütareke hü-kümlerinin uygulanışında İngiliz hükümeti ve komiserlerinin yaptıkları istismar üzeri-ne Rauf Bey, Mustafa Kemal ve Fethi Bey (Okyar) ile temasa geçti. Damad Ferid Pa-şa kabinesinin bu olaylar karşısında hare-ketsiz kalması üzerine askerlik mesleğini bıraktı. Ülkenin düşman işgalinden kurta-rılması için bütün yurtta yeniden bir mü-cadele verilmesi gerektiğini düşünenierin yanında yer alarak Kuva-yi Milliye'ye ka-tıldı ve Mustafa Kemal' e destek oldu. Er-zurum ve Sivas kongrelerine istanbul de-legesi olarak katıldı. Mütarekenin ardından istanbul'u işgal eden İtilaf devletleri-nin Kuva-yi Milliye'nin önde gelenlerinden bazı kimseleri tutuklayacağını öğrenen Mustafa Kemal durumu kendisine bildir-diyse de Rauf Bey İstanbul'da kaldı. İngilizler tarafından ele geçirilerek bazı arka-daşları ile birlikte Malta'ya sürgüne gön-derildi (16 Mart 1920) 1921 yılında Malta sürgününden dönen Rauf Bey, Ankara'da yeni kurulmuş olan Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne katıldı ve Nafia vekilliğine geti-rildi. 1 2 Temmuz 1922 tarihinde güven oyu alarak 1922-1923 yıllarında bir süre İcra Ve-kili eri Heyeti başkanlığı yaptı . Lozan Ant-Iaşması konusunda İsmet Paşa ile arasında çıkan anlaşmazlık esnasında Mustafa Kemal Paşa'nın İsmet Paşa'nın yanında yer alması sebebiyle İcra Vekilieri Heyeti başkanlığı görevini bırakmak zorunda kal-dı (4 Ağustos ı 923). Bu görevinden ayrıldıktan sonra İsmet Paşa'nın da aday ol-duğu meclis ikinci başkanlığı için yapılan seçimi kazandı (25 Ekim 1923). 1923'teye-nilenen seçimlerle Türkiye Büyük Millet Meclisi ikinci dönem mebusu oldu. 1924

    Hüseyin Rauf Orbay 1923 yılında Ankara'da Milli Mücadele sıras ında

    askeri kıyafetiyle

    Hüseyin Rauf Orbay·ın Sahrayıcedld

    Mezarlığı'ndakl

    kab ri

    yılına kadar meclis içindeki ikili siyasi ku-tuplaşmada tarafsız kaldı ; ancak görüşleri bakımından gelenekçilerin oluşturduğu ikinci gruba sempatisi olduğu bilinmek-teydi. Nitekim İcra Vekilieri Heyeti başkanlığına seçilmesi sırasında bu grubun da desteğini almıştı. Mecliste birinci ve ikinci gruptaki milletvekilleriyle iyi ilişkiler içinde bulunması onun bu iki grup arasındaki anlaşmazlıklarda ara buluculuk rolü üstlenmesini sağladı. Rauf Bey'in İstanbul basınına Cumhuriyet'in ilan ediliş bi-çimini eleştiren bir demeç vermesi ve hi-lafetin kaldırılmasına yönelik çabalara mu-halefet etmesi gibi tutumları yüzünden Mustafa Kemal Paşa ile araları açıldı. Ona göre Mustafa Kemal ve destekçileri fazla radikal ve aceleciydiler. Bu muhalefeti, 17 Kasım 1924'te Halk Fırkası'na karşı kuru-lan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nın kurucuları arasında yer almasıyla daha ile-ri bir boyuta ulaştı. Rauf Bey, Abdülhak Adnan Adıvar'la birlikte Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nın ikinci başkanlığına getirildi. 1926'da Ankara İstiklal Mahke-mesi tarafından Mustafa Kemal'e suikast girişimi olarak bilinen İzmir suikastı da-vasıyla bağlantılı olduğu gerekçesiyle yar-gılandı. O sırada tedavi amacıyla İngiltere'de bulunduğu için gıyaben on yıl sür-gün cezasına çarptırıldı. Bu kararı kesin-likle kabul etmedi. Cumhuriyet'in on uncu yılında çıkarılan affa rağmen bir süre Tür-kiye'ye gelmedi. 1935'te ısrar üzerine ül-keye geri döndü. 1926 yılında hakkında İstiklaJ Mahkemesi tarafından verilen karar değiştirilmedikçe milletvekilliğini kabul et-meyeceğini bildirmesi üzerine ilgili mah-kümiyet kararı iptal edildi ve 22 Ekim 1939 tarihinde yapılan ara seçimde Kas-tamonu milletvekili olarak yeniden Türki-ye Büyük Millet Meclisi'ne girdi. ll. Dünya Savaşı sırasında Türkiye'nin İngiltere'yle ilişkilerinin hassas olduğu bir dönemde 1942'de Londra'ya büyükelçi gönderildi. Bu görevinde Türkiye'yi ll. Dünya Savaşı'nın dışında tutma hedefine yönelik diplo-matik misyonunu yerine getirdi. 1944'te kendi isteğiyle bu görevinden ayrıldı. 1949