mehmet gökhan damar · 2017-11-29 · mehmet gökhan damar - şiirler - yayın tarihi: 29.11.2017...
TRANSCRIPT
Mehmet Gökhan Damar- şiirler -
Yayın Tarihi:
29.11.2017
Yayınlayan:
Antoloji.Com Kültür ve Sanat
Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerineaittir. Şiirlerin kopyalanması gerçek veya elektronik ortamlarda yayınlanması, dağıtılması Türkiye Cumhuriyetiyasaları ve uluslararası yasalarla korunmaktadır ve telif hakları temsilcisinin önceden yazılı iznini gerektirir. Budoküman, şairin kendisi veya temsil hakkı verdiği kişinin isteği üzerine Antoloji.Com tarafından, şairin veyatemsilcisinin beyanları doğrultusunda yayınlanmıştır. Bu dokümanın yayınlanması kullanılması dağıtılmasıkopyalanması ile ilgili husularda ve şiir içerikleri ile ilgili anlaşmazlıklarda Antoloji.Com hiç bir şekilde sorumlu vetaraf değildir.
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Acılara Bastığın Yerden
çıplak kalmış ve unutulmuş mahalle adlarınınseni doldurduğu her semttetanıdık insan suratlarına karışacağım
ve vakti gelecekbirçok nedenden kapını çalacağım
platonik akasyalarınüzerine düştüğü gün sevdanın
senin acılara bastığın yerden çıkacağım
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Acının Ritüeli
intihar provaları ve şarkılarzamanın geri döndürülemeyen askerleri, alınan yaralarher bıçak izi bir ayrılıkher ayrılık bir bıçak izio unutulmaz yazlar ve kayboluşlardan sonrayüzleşmek zorunda kaldığım bu ayna kırıldı paramparça
şimdi hiç yaşanmamış akşamların ardındanmırıldanarak adınıritüelini tamamlıyorum bu aşkınsonra bir dahasonsuz bir devinim içindebir daha
şarkılar kaldığı yerden devam ediyor hala
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Ağaçkakan
kısa replikler geçiyordusonbahar güzergahındankelimeler bir şehre saklandı...kanadı sil baştan şiirlere dokunuyorduve uçmayı beceremiyordu çoğu zaman
sonunda tanıdığıen yaşlı ağaca sordu ağaçkakan'bir tek ben miyimkendi hüznünden aşağı sarkan'
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Ağustos Böceği İle Karınca
hep sırtımda taşıdığım düşünülmüştür rüzgarıoysa ki taşıdığım umuttur, hüzünler bir yanaanlamasan da bilirsin, kışlar çetin geçer yurdumdarüzgar dalı götürür, dal rüzgarı taşırken omzunda
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Akdeniz Gecesi
gitar kanamalarıydı yaz'ı içinde sıkıca tutanşimdi bir merhaba uzaklığında, kahvelerde içilen o tuzlu akdeniz
kim bilebilir ki eski yaz gecelerikuma uzanıp şarkılar söylediğimiziyediğimizi, içtiğimizi bazı sevdiğimizi, seviştiğimizi
isyankar turnalar gibiuzaklardan geçerdi çok sesli balıkçı tekneleriağ atardık denize, çıkarsın içimizdekilerisolgun mu görünüyorumyüzüme kimse bakmıyor mu şimdibiliyorum üzerinden seneler geçtibelki dudaklarımızda yorgun bir akdeniz gecesi
şimdi şarkılara tutunalımisterseniz birbirimizi görmemiş sayalımkumdan kaleler yapalım, kumdan kaleler yıkalımya da gelin, hiç karşılaşmamışız gibi ayrılalım
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Akıncı
deyişlerini buyur et sevda akıncılarınınçünkü onların sözleriisyanıdır tesellisiz bakışlarınızınçözülmesi zor cümleler bırakılır kapılarına anlayanlarınbu cümleler önünde saygıyla eğilinebilirçünkü anlamak da sevmek kadar insan işidirihanet bile bir gecede unutulabilir
çünkü sevmek uzak bir şehirdir, yol olmasa da gidilebilir...
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Aldrin'in Tekrarı
aldrin haklı, böyle bir hikaye yalnızca filmlerde olurçocuk ölür, aşk yaşar“direniş yalnızlar içindirve yalnızlar en büyük direnişçilerdir”dediğinden beri babam-ki bu bir itiraftı-şimdi şimdi anlıyorumche’nin neden yalnız olduğunuve benim böylesi bir direniş içinfazlasıyla yalnız olmadığımıartık che benim için bir mantık hatasıdırve bu yalnızlıkta bu filmelbet tekrarlanır
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Arabesk
gece ne gezeradımlarını değişirken hüzünbaşkalaşmış bir arabesktekendi olmaya çalışırkenve hiç bilmediğim şarkılarındoruklarında soluklanırken yüzün
kim duyar kim işitir sesinikaranlığını paylaşırken rakı sofralarındaher şeyden vazgeçmiş sarma bir tütünbulutlanmış gökyüzümde dağılırken bütün
kederiminkaderindekelimelerinsitemkar bekleyişi
ve onurlu bir şiir büsbütün...
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Aramis'in Büyük Yalnızlığı
henüz ıslaktı kaldırımlarkaranlık bir sokak lambasının altındaterk ediyordu şeytan ritüelinigölgeler valsına devam ediyordukasabanın girişindeki bardayalnız adamlar ve kalabalık kadınlarvakit geçtikçe bir bir kayboldularönce şu kırmızı elbiseli büyülü kadınbir müddet dansına devam ediyoryüzünde sonsuz bir gökyüzübulutlu gözlerinde birden yağmur başlıyor
tam ortasında barınsessizliğe bürünmüş acılı bir adamyeni ayrılmış çocuklarındankarısını kumarda kaybetmişruleti döndürüyor en başındankırmızıya oynadın mı bu iş tamam
boş bir bardağın aslında dolu olması gerektiğini savunano müthiş felsefeci ve barmen aramishayatında hiç içki içmemişve bardaki yalnız adam en iyi arkadaşı aramis’ino büyük yalnızlığını anlatıyor durmadanbiraz aldatılmış hayli kırgınağır yaralı ama yaşıyor arkasında fotoğraflarının
dans etmekle sevişmek arasında gidip gelen şu ilginç çiftbir gece önce ayrılmışlar bir daha barışmamak üzeresonra kendilerini içkiye vermişlerbarışmadan konuşmaya çalışıyorlarnefesleri tükendiğinde geriye yapacak tek şey kalıyorsusmak için öpüşmek...nefret dolu gözlerle birbirlerine bakarakkavga eder gibi sevişiyorlar
gürültülü ortamlardan pek hoşlanmasa dadört kişilik bir masada kendiliğindenliğe alışmış bir kadınyeni iş ortaklarıyla birlikte kocasının yanında oturuyorve memnun olmasa da dinliyor konuşulanlarıarada bir gülümsüyor orada olduğunu hissettirmek içinbir an aramis ile göz göze geliyorbardağın dolu tarafını görebilmek için daha hızlı içmeye başlıyorkadehler ateş düşünceler barutbir yağmurun tam ortasında durmuşum diyor kadın üzerimizde kapkara bir bulut...
önce kırmızı elbiseli büyülü kadın çıkıyor bardanyüzünde sonsuz bir gökyüzüsonra sessizliğe bürünmüş o acılı adamruleti döndürüyor en başındanve kırmızıya oynuyor
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
büyülü kadınla birlikte yeni bir valsa başlıyor
aramis bardağın dolu tarafına bakmaya devam ediyor halakaranlık bir sokak lambasının altındamasadaki kadınla son kez göz göze geliyorve başlıyor yağmurun gökyüzündeki dansıkavuşmak mümkün olmasa dasonsuza dek sürecek bu şarkı
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Aşk Ölümsüzken
kim inanır ki birden gençlik kayıp gider eldenkim inanır ki bir tek seni sevdimbir tek seni senelerce evvel gecelerdenroman sayfalarından bir karakter belki yüzü sana benzeyenya da bir çocuksol yanağındaki gamzesini bir çukur sanıp intihara eğilen
sen...ne kadar da sahiciydi aşk ölümsüzken
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Aşkın Halleri
aşk her süremde farklıcadırilk aşk: betimlenen ve hissedilendepresif aşk: lise çağlarıma tekabül edip hatırdan silinmeyenve mantık aşkı: öldürür...
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Ateşkes
ayaklarını yere sürüyerek yürüyen kız çocuğuelbisesinden sökülen kumaş parçasınıparçalanmış olan sağ dizine bağlıyorateşkes bir müddet daha devam ederkentaşınan ölü askerlerin arasındabir sedye üzerindehareketsiz yatarken görüyor babasınıve dizinden kurtarıp kumaş parçasınıgözlerine bağlıyor babasınıngörmesin diye dizindeki yarayı
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Atlantis
ufuğu gözlerine mil çeken yorgun bir denizcigün batımında karşılarına çıkan buz dağını görür ve der ki;“derinlerden ve denizlerden geçtikçe ömüratlantis'e bir kulaç mesafedeyim demektireğer gerçekten inanırsangüneşi avucumuzun içine aldık demektiraydınlık bu dağın görünen yüzüysekaranlık, dağın neresidir”
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Ay Sarıydı
rüzgar sokakları sildi silecekradyodan telaşlı kurtuluş sesleri yükseliyorbunu bir ben duyuyorum bir de işçi kısmı kimsesizliğinellerimi uzatıyorum ürkerek demir soğukluğunagüneşi ıskalıyorum sapanla,geç kalırken çocuk ruhumahikayesinden geçilmiyor çünküyaşantısı ıslıklanan kahraman gecelerimin
karanlığa değil lodosa davet ediliyordu gençliğim
sonra,iple çektim gökyüzünden bir bir yıldızlarıay`ı cebime sıkıştırıp yürüdümellerimi uzatıyorum ürkerek demir soğukluğunarüzgar yüzümü sildi silecekben hala herhangi bir kimsesizliği savunuyorumseni yaşamak mı,imkansız biliyorum
hesaplaşarak birçok yönüyle burkulan dallarımınsana gizliden bir el uzattımya gel usulca uzan ya da hiç bekleme ölümü
ağır basıyor yüzümün yastığa vurduğu saatsağanak gecelerinde gözlerinden tutuluyorum soğuk rüzgarlaraunutmaya çalışırken yıldız kaymalarını düşürüyorum aklımageceye düşen her yıldız tek bir şarkıyı anımsatıyor bananereye gitsem ay aynı büyüklüktethe moon was yellow ağır başlı bir frank sinatra
yaşıyorum işte her ne varsageçip gidiyor gitmesine,içimden kopuyor hep bir şeylerellerimi uzatıyorum ürkerek demir soğukluğunasana tutsak yanlarımı bileyliyorum hasret denen kılıçlarüzgar hüzünleri sildi silecekben hala herhangi bir şiirin dizleri dibinde yaşıyorumsenden vazgeçmek mi,imkansız biliyorum
ay sarıydı... dağıtırken yüzünden güz aydınlığınıay sarıydı... bırakıp giderken tüm çocuk sevinçleriniay sarıydı... düşerken gece kıpkızıl bir gün mahremiyetindeay sarıydı sarı olmasına unuturken tüm yalnızlıkları
sonra gökyüzünden bir bir sildimhüznümü hatırlatan o parlak yıldızları
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Ay Tutulurken
dolunaylı, külfetli bir aşktıdüştü geceye...seyrettik sersefilöylece baktık birbirimizeölü güvercinlerkanatlandı yalnızlığımızdaneskimiş şarkılar biriktirdikhazan gölgelerinde
deniz kudurmuşinsanlar susmuştu sankitutuldum kaldım...yaşanmışlıklara dairbirçok şey eksildi içimdesustum derin derin...boğuldum sesizliğinde...
gittin...ürkek ellerimbir daha dokunamadı ellerine
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Aydınlık Denizlerden Geçmek
hüzün bir kuşa döndü yüzünügökyüzü kendi aryasına ayarlıkoyu karanlık bir opera sahnesine taşındı
acı dört duvar arasında yankılanıyordune ses veriyordu sesime ne de bir nihaventhiç-liklerle dolu bir kafese girmişti özgürlükkırılmıştı kanadıen uzun gece olacaktı bu en uykusuzboynuna eskilerden kalma ölümcül bir yafta asıldıkan sokaklara sıçrıyordu özgürlük ölümekelimeler terk etti cümlelerini, belli ki son şiirdiaydınlık denizlerden geçiyordu bir sonun başlangıcıson direnişti bu, yetmişlerin şarkısıydı...
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Aynada Kaybolmak
yalnızlık bir dizi tesadüftü önceleri hayatımdasonra giderek alışmaya başladımkendimle konuşup,sırlarımı paylaşmayainsan zamanla alışır derlerdi inanmazdımmeğer aynaya bakmakdaha da kaybolmakmış ayrıntılarda
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Ayrılığın Eş Zamanlı Tüm Parçaları
ay, deniz, gecekıyıdan çekilmeden kum tanelerisusmalıyım yine dekaranlığı unutmalıyım, ardındaki ayak izlerini
sen hep böyle demez miydin“ayrılığın bütün delilleri yok edilmelihenüz kirlenmemişken ömrünün teyel yerleri”
oysa makinaya atılmamış birçok kirlisi var bu ilişkininbaşlangıçta çift yönlü bir otoban olarak gördüğümüz bu dağ yoluşimdilerde bahsi geçmeyen unutulmuş bir hayalet kasabaya dönüştüiçine attığın ne varsa bu dağ evinde saklı şimdi
resimlerin, yastığın ve yıllardır g harfine benzetmeye çalıştığımkolundaki o hümanist simge- 9 sayısı -aslında ben de biliyordum benim kadar sevmediğiniama deniyordum...uzaktan uzağabelki tüm parçaları eş zamanlı bütünleyerek zihnimdekendimi unutuyordum..
karanlığın üzerine gittikçe derinleşen bir vahayımyalnızlığımın zırhı düşüyor çöllerini geçtikçeay’ın gürültüsü görüntüsünü unutturuyor gökyüzününyıldızlar olduğundan daha uzak şimdi, geceler daha karanlık...ağır ağır ilerliyorum çatlaklarındaşiddetle sarsılıyor dağ, denizler başka denizlere karışıyordelillerini topluyorum yokuluğununve varlığıma dair bir kanıt arıyorumgiderken bıraktığın bu tozlu çerçevede...
kapı rüzgarla sarsılıyortavan arasında kalan onlarca resim konuşmaya başlıyor benimlebu kadar alışılagelmiş bir duygu değildi oysa hasretkaranlığım günyüzüne çıkartıyor ardında bırakılanıboy verdiğim her derinlikte parçalanıyor gökyüzüve sessizce geçiyorum üzerinden unutulduğum limanlarınyüzün içimdeki en büyük kara parçası
senden sonrayitirdiğim bu kesif duyguları zımparalamaya çalışanbencil bir adama dönüştümyalnızca seni düşünüyorum şimdiyalnızca seni ve bu değişken geceyiyıldızlar uzaklaşıyor alacakaranlığımdanbozguna uğratılan, yağmalanan veya saklanan ne varsaiçimdeki tüm eskilerini al, bir daha görüşmemeliyizsınırlarında dolaşıyoruz benliğimizinbiz olabilmek için daha kaç yüz eskiteceğiz
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
bu film üzerinde konuşmalıyız demiştin ikimiz içinbunun üzerinde düşünmeliyiz perde kapanana dekbir filmden önce sınırlı bir şarkıydı aşk ikimizden de ötebir filmden de öte seyircisiz bir konser niteliğindekeman yalnız salon yalnız kadeh yalnızellerim bu kimsesiz parçanın ezgileri arasında dolaşırkenbirden çıkageldinve elbette öylece çekip gittikten sonranasılsın diyerek geçiştiremezdin bu anlamsız ziyaretisustun, açılmamış plaklar kaldı ikimizden geriye
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Ayrılık
henüz tutmuş kış yüzüne düşen soğuğuaç pencereni gökyüzüne, dağıt karanlığınıyansımalar buz kadar sıcaktır sevgilimkar üstüne üstüne yağar bazı gecelerin
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Ayyaşın Evlilik Masalı
şişeler biriktiriyorum alkole bağımlınar ekşitip suyunu sıkıyorum portakalınher gece aynı rüyayı görüpüzüm topluyorum asmasından saçlarının
hadi canım...aşk öyle bir şey değilinan, tarak geçmiyor yalnızlığımdansana kurulup rüzgarda kurutuyorum saçlarımıki baldırım açık uykuya demirlediğim oluyor gece yarıları
şimdi söyle, atlantik mi uzak olan kıyıkuru kuruya sevmek mi olur diyorsunnerede görülmüş kurdun kuzuya tok yanaştığı
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Bağ Bozumu
baharlarından artarkennice seslerinde martılarındudaklarında sessizliği vardırnice bağ bozumu şarkılarımın
ki eylülün ilk günleridir dahaşarap olmaya hazırdır gençliğin
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Bahar Her Şiirden Önce Gelir
pimi çekilidir her şiirinyani hazırdır her cümlekendisinden önce gelen kelimelereve elbettebahar her şiirden önce gelirkısık bakışlar arasından süzülerekseni sevmeye...
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Balıkçının İnadına
kıyamet yakındır balıkçının oltasınakıyamet ölüm değildir olta ucundaki balığa
bir deryayı içer obuğulu gözleri,küçücük yüreği ilesadece delikanlı olamazo da balıkçının inadına...
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Başka Biri
çoktandır ellerim bağlı, hayalperest avuntular içimdekien derinlerde bir isim var, sakladığım senelerce evvelkicamı kırsan yağmur sıçrar, bulut sızar gökyüzümden, öyle delimillerce vapur geçti üstümdenölüyüm çoktandır, yaşadığım başka biri
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Bekleyiş
aslında hiç bilmesen daha iyine geleceğin belline de ne zaman öleceğimen iyisi hiç beklemeden, bekletmedenhabersizce ve eksilmeden gitmekti...
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Belediye Çukuru
gün geçmişe karışmadanson bir hak tanılır töreyeişte o an, ışığın öldüğü zamandayızyıldızların dans ettiği, siyah elbiseli mekanda
yaşta sınır yokve damlı girilmez yazısı tepemdeherkesin sustuğu andayız, dj'in öldüğü zamanda
yürüdüğümüz tüm sokaklar aleyhimize koşuyorve vakit yavaşça salınıyor boğazımdan aşağıyaher adımda düne yürüyorumbelediyenin açtığı çukurda
herkesin bir sonu vardırama bu benim sorum değilsessizce çığlık atıyorum, sesimi duyan var mıburadan çıkmak istiyorum
aslında sessizce ölmek istemiyorumpazar günü susurluk kazasındaya da gözlüklü bir uğur mumcu suikastinde
gazetelere manşet olmadankızılay çadırları açılmadanburadan çıkmak istiyorum
ve yalın ayak yürüyorumcamlar üzerinde can veriyor nefes alışlarım
düzce'de bir enkaz altındaankara'da bir trafik kazasında olmasın
istanbul'un bakire sokaklarına şehirler konarkenbelediyenin açtığı herhangi bir çukurda ölmek istemiyorum
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Ben de Sevdim Bir Zamanlar
ben de sevdim bir zamanlar, herkesten gizledimkelimelerin rivayeti, çoktan terk etmişti hududunu gözlerininnihai aldanışlar bileniyordu ellerindeki çakıl taşlarıylaiçimdeki körkütük yangını gör istemedim
ben de sevdim bir zamanlar, herkesten gizledimhiçbir ayrılık beni bu denli ölüme sebeplendirmemiştikoyu karanlık gecelerde hep içimden bir şeyler eksilttimnereye gitsem peşimi bırakmıyordu sessizliğinkonuşsan, bir kaşık suda boğulacak gibiydi cesaretim
ben de sevdim bir zamanlar, herkesten gizledimkimi gün batımı şiirlerimden sesine ulandımıssız şarkılarda yankılandım, yalnız kaldımkahverengi hüzün benekleri taşıdım rüyalarınauykularından düştüm, kimseye söz etmedim
ben de sevdim bir zamanlar, herkesten gizledimbazı yaseminler açtı yüzündeaçık tonlarda, eflatun ayrılıklar düşündüm ikimiz içiniçimde sana hasret korkular yetiştirdim
ben de sevdim bir zamanlar, herkesten gizledimuzağındayım hasretlerin, gece yarısı mapuslarında sessizliğininunutulmak, içinden çıkılmaz bir kuyu sanki geceleyin
ben de sevdim bir zamanlar, herkesten gizledimevvelde uzun bir yolculuktu, sonsuz bir acı ikimiz için
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Ben Hayatta En Çok Babamı Sevdim
istanbul semalarında gözlerimi aradımaklımda tek bir şeydalgalı deniz gibi titrekaşk gibi kuru bir özlembelki en güzeli değil ama en azından yürekli..bir ceketi vardı,tek düğmeliydibirde atkısı,bembeyazhiç yanından ayırmazdı
sanki dünyaya kafa tutardıgözlerindeki o buğu sinir ile birleşirdi hephayatı şarkılar ile değildüşüncesi ile yenerdibelki bir ateş,belki bir yangınkimbilir şapkasının altında neler vardı
ilk tokadında yalanı ayırmıştım hayattansonra yürüdüm,hiç düşmemecesineson fotoğrafında gülümsediğini gördümsıcak değildi ama gerçektiacısı ile biten mevsimlerin sonunda hep gülümserdidurmadan büyüyen kuşlar görürdükanadı olmayan,gözleri görmeyen...ince bir sızıyla da olsaanlatırdı yaraların aslında gerçek olmadığını
sonunda gözlerimiemanet ettiğim gökyüzünden alabildimhatırda tek düğmeli ceketi ve atkısı varşu hayatta belki bir sürü şeyi sevdim amababam kadar hiçbir şeyi sevemedimben hayatta en çok babamı sevdim
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Ben ve Siyaset
oyun çağını geçmemiş olsaydım hanioturup çocuklar gibi inşa ederdim kumdan kalemi
ocak23.07
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Benim Penceremden
sıktım şiirin ucundan, bir kuş havalandıtuttum kanatlarından özgürlüğü, ellerimde kaldı
kırık beklentiler içinde yorgun temennilerde bulunduk nisanakaçak yağmurlara saklandı içimizdeki çocukyıllar boyu attila ilhan okuduo yüzden kirli sakallıdırüstü kapalı şehirlerimizin suçıktı şiirleri
sinop'tan mersin'e adım adım seyreyledikçelebi uçtu ilk, ismi konulamamışken serüvenci kuşlarınve bana seni gerekti her şeyden önceoturduk bir deniz kenarında, sessizce yunusları izledik
anadoludan yükselen ney sesleri boyuncasele kapılıp giden mevlevilerin şiiriydi aslında nisanve yağmuru ellerinde bir hüzün gibi tutan mevlanatüm kilitlerini konya’da tutuyordu insanlığımınne oldum ne olmadım bilemem ama girdim o kapıdan içeri
takatim kalmayıncaya kadar bu gurbet benimki bilirler bunu yurdumun aydınlık şairleriinsanı toprak çekermiş, denizi kumdehliz ve tehlikeli olmaya başlamıştı çünkü özgürlükvatan hainiydi memleketini ölürcesine sevenler
tekrar söylüyorumtakatim kalmayıncaya kadar bu gurbet benimöldürseler de kırmızıdan öte akmaz kanımsürdüler birgün, geriye hikmeti kaldı nazım’ın
sıktım şiirin ucundan, bir kuş havalandıtuttum kanatlarından özgürlüğü, ellerimde kaldı
kimler geçmedi ki bu topraklardançanakkale mi istersin, tuzlu bir izmir sabahı mıne tadı varsa fatihsiz bir mehmet’inişte o kadar kalın kuşanmıştır yalnızlığı benim yüce memleketim
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Bıçak Sırtı
hissediliyordu yalnızlığıdikeni vururken kanayan bir gülüniçinden gürültüyle geçiyordusarhoş kelimeleri kendi türküsünün
sızıp sızıp düşlerime konuyordukan kırmızıydı bahara çalan gülüşükuş bakışı azemi bir aşka sundum gözlerini sonraakasyalar yetiştirdim kör kuyulara inat
serin hüzünlerden şarkılar yaptımaşka emsal kuşlar döküldü saçlarındangöç niteliği kazandırdım duygularımayığınla kelime türettim yalnızlığa inat
sonra oturdum gizlice ağladımişte benim tüm hikayem
bazen hüzün kadar çıplakbazen ölüm kadar sessiz basar çünküuykularıma yaşamak
2007 / istanbul
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Biliyorum Amca
neden içtiğini biliyorum amcaeski resimlerdeki yere benzemiyor dünyaneden içtiğini biliyorum amcaşarap şişeleri, sol kolundan daha ağır basıyor dünyaya
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Bir Aşkın İntiharı
kalınca bir tahtadansöğüt dallarına uzanıyorumdar ağacına takvimler asıyorumhala bir umut var içimde...seni sevmenin cezasınıağır şartlarda yaşayarak ödüyorum
bilirsinbir aşkın intiharı nefreti öldürürşimdi esareti deniyorum
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Bir Ölü Gibiyim Şimdi
mevsimler değişiyor, şehir eskisi gibi değilyanımda sen yoksun, aynadaki ben de değilim
çıplak ayaklarla geçiyoruz acılardangözyaşlarımız çıkıyor güneşe...
bir ölü gibiyim şimdiellerim tutmuyor, gözlerim görmüyorbir ölü gibiyim şimdi, sesim çıkmıyor
her şey geçiyor aklımdan; gurbet, ölüm, kederyaşamak için geç kaldım, kurtuluşum yok bu sefer
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Bir Sabah Uyandığında
bir sabah uyandığında bir bakmışsın istanbul kar altındasokaklar, caddeler bembeyazelimin üzerinde elin kar tanesi gibi dolaşmakta
bir sabah uyandığında bir bakmışsın istanbul kar altındagüvercinler penceremizin önüne tünemişhava soğuk mu soğuk, yüzüme dalga gibi vurmakta
bir sabah uyandığında bir bakmışsın istanbul kar altındageceyi kuşatan göç sona ermişgökyüzünden bambaşka şafaklar doğmakta
bir sabah uyandığında bir bakmışsın istanbul kar altındapencereden en sevdiğin çiçekler kalkmış, bakkal hesabı kapatmışpencereye artık kuşlar konmamakta
bir sabah uyandığında bir bakmışsın istanbul kar altındasokaklar, caddeler bembeyazbiz artık yokuz, çamlıca’dan yalnız bir kuş havalanmakta
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Bir Şeyler Söyle
karanlığımda sen,yoksul bir şehir gibisinsokaklarından insanların geçmediğiuğramadığı hiçbir gökyüzünün derme çatma sahiline...
yalnız geçirilen bir akşamın ardındanyazıyorum bunları sanatutunacak hiçbir sebebim yokgidecek bir yerimde...ne olur çok geç olmadan bir şeyler söyleyıl gibi... yalan gibi...hududunu aşsın artık denizler karanlığınbir şeyler söyleyorgun şehirler gibi devrilirken hüzünnice kelimeler üzerine
söyle...rüzgar nasıl konuşursa öyle
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Bir Şiir İçin...
kıyı şeritleri boyuncayarının yeni bir günegüneşle birlikte adını vermesi gibihafta başlarında pazartesininbana geçiyordum uğradım demesi'bir şiir için ölü aradığım günlere rastlar'
(seyfettin özdemir'in anısına)
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Bitmeyen Gece
gece uykusunda karanlığa düşen bir fotoğraf zihnindekianı yüklü bir kabus treni her yumduğunda sanki gözlerininedendir bilinmezuyandırır hep uzun bir yolculuğa çıkarır gibi içindeki sevgiliyi
geceye düşen gözlerindiuzantısız bir çınar gölgesi,tren camındaki...
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Bitmeyen Oyun
etin kemikle uzlaşamadığı an başladı savaşlarve biz, hepimiz öğrenciydik o zamanlar
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Boğazımda Düğüm Düğüm Bir Şiir Var
gözlerimi kapasam hiç duymasam sesini rüzgarınboğazımda düğüm düğüm bir şiir varellerinden tutsam, yanılmasamdizlerine kadar uyusam, uyusam...hani tutsan istanbul'un bir kenarından yazgısı göğsüne yapışıreğer ki yaşıyorsan, beni duyuyorsanhenüz bitmemiş demektir bu şehirde akşam
kilitleyip gökyüzünde yıldızlarıüzerine havlu attımeğer ki ay'ı kestiriyorsan gözlerinde, tutulurcasına seviyorum demektiray'ı gözlerinde, gözlerinde ay'ı uyutuyorum demektir bir çırpıdaeğer ki seviyorsanyalnızlık gibi üzerine düşüyorsam, rüyalar görüyorsan denizli, vapurlueğer ki seviyorsamuzak şehirlerde de olsa, birgün çıkagelirim demektir yalnızlığından
boğazımda düğüm düğüm bir şiir varellerinden tutsam, yanılmasamdizlerine kadar uyusam, uyusam...
geceleri gelir gelin olur, pazar üzeri yol olur, su olur, toprak olursen beni burda bekle, belki gelirim uzun uykuya yatmadıysamidillerinden tut savrulsun kelimeler hoyrat rüzgardaboş bir bardak al, dök içindeki gök gürültülerinigeceler uzundur her şarkıdan, geceler yavanher yeni sancıda biraz daha, biraz daha birbirimize dağılan
duyuyor musun çığlını şarkıların, uyuyor musunsu olsan da gel ateş olsan dakadınsın, tapınılan...
güz mü birazakşamüstü saadet mümkün müeylülde belkisonbahara dokunmamızsararmadan...
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Bu Akşam Gün Batarken Gel
yıllar geçse de unutulmaz, filmleri gibi eski zaman aşkları dahatırlıyorum, kadraja sığmayan siyah beyaz bir film şeridiydi sanki bakışlarınbelki de “bu akşam gün batarken gel” diyecek kadar aşığım sana halasaat sekiz sularında, bir Müzeyyen Senar şarkısında"sulh bir hatıra oldu", hüzzam makamında “ey gül-i bağ-ı eda”…
konuşurduk uzun uzun ayrılığın çizgi ötesiniderin bir sessizlikten sonra başlardı akşamlarakşamlar ağır bir romanın satır aralarında ağırlardı ikimizisonra sen gittin, geriye sayfa arasında unutulan bir resim kaldışu denize attığın kelimelerden sonra hanibir gece vaktiydi, bitti…
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Bu Şehrin İnsanları
ben yağmurlu bir akşamımyalnızım, yorgunumvakti çoktan geçti baharın
bir yaşamak ki bu sormaadı yoktur hastalığımınkalan da yalnız terk eden deadı yalandır bu hayatın
bu şehrin insanlarıyanar yanmaz ilk ışıklarıseni anlatıyor durmadanuykusuz sabahları
geçmek bilmiyor günlergecelerde hep sen varsınmum ışığında güzel yüzünçaresiz yalnızım şimdi...
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Cumhuriyet Sabahı
atatürk bulvarına inen sağdaki kavşaktanbiraz aşağıda kalan soldaki istasyonabeş adım kadar uzaktır cumhuriyet sabahıeminönünden tel tel dökülen balıkçı tezgahlarındantaksimdeki lisan tartışmalarına kadar uzanır sağda birlikve süreyya'da aynı film, solun duvarı devamı niteliğindedir seksenlerin
unutulmuş sözler, bastırılmış isyanlar içingülen her çocuk yüzünde güzü açar onurlu bir memleketin
ey kelimelerden indirgeyerek dicleyi fırata bağlayan milletimbilir misiniz ki her şeye rağmen gözlerinizde sabahı vardır cumhuriyetimin
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Çaresiz Beklenen
yasaklı şairleryağmuru beklerkendüştüm istanbul'dan
çeşitli mevsimlerde bulundum benkırık pencereli evlerde...hiçbir şey yokluğun kadar acıtmadı canımısen gittin diye çok ağladım ben
yaşlılık bedenimdikanım çekilmiş..hücrelerimde tek bir ümit gibiydinçok güzeldin
manzaralı tenin üzerime çökerdiinsan suratları beşikten varırdı sabahaşimdi sabahlar düşüyor üzerime,üşüyorumve ufukta küçülüyor suretin,büyüyorum
şair portreleri çıplak resimler sunuyorher seferinde parçalanıyor edebiyat dudaklarımdaağır geliyor oyalı ayrılıklargünler geçtikçe takvimlerden kopuyoruminatla, ocak ayından gülümsüyorsun
kırık hayaller içindebozgun savaşlara mağlup düşüyorher seferinde yeniliyorum gidişine
aynada titriyor bakışlarımyüzünü anımsıyorumellerini tutuyorum rüyalarımdauykularım bölünüyor,uyanıyorum
kanım çekiliyorve yavaş yavaş susuyor resimlerkonuşamıyorum..
yüzüne ay düşüyormeçhul sokaklara şehir oluyorumgidiyorsun,her seferinde yeniliyorum
II
şarkıların tok sesio çocukluk telaşımız yok artıkince makamlı bir iki dizebiraz deniz kıyısısabaha karşı demsiz bir uykugeçen günler bir şey bırakmıyor geride
dudaklarımızda acıların
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
küçük bir kıvrımımutluluk sigaramızın ucuna sinmiş ufacık bir ateş
mağlup düşen bir savaşınonuru var şimdi üzerimizde
III
sen haklıydıngeç kalmıştık birbirimizeellerim ellerine yabancı duruyordugözlerin gözlerime
ne sen anlattın gerçeğine de ben söyleyebildim sevdiğimisusarak anlıyorduk birbirimizisusarak,hiç konuşmayarak
zaman hızla akıp geçiyordu aramızdanve yarının türküleri,yankılanıyordu sokaklardan,ümitsizdenize düşen yılana sarılır misaliboşluğa tutunuyorduk,çaresiz
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Çingene
devrildi üzerine büsbütün buzdan bir şelaleki ben en çok çikolatalı hüzünleri severimburuk şarkılara başlayan çingenelerin rengidirbulanırdarbukalar girer kirli elleriyle, bir çocuk yüzündevemasallarda anlatılan deniz kızlarınıntoplu intiharı başlar gizlice
-altındaki eğerdir nalında atın bozbulanır çamurda altın-gece düşer en çok üşürse ve başlar çingene sonsuz bir ölüme
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Çocukluk Rüyası
oyuncaklar ve parklar senindiraçık renkler ve ümitler...yalnız,uyurken pencereni açık tutmarüzgar alıp götürür seni birgünkaçırır en güzel rüyalarından,çocukluğundan
derin sularda hayata boy veriransızın büyüyüverirsinpencereyi açık unutma çocukgeriye dönemezsin...
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Dağ
soğuğu kırıyor mevcutlu karanlıkgöz değmemiş bir iskemlede tutuklukaçırıyor infazını yüzündengüz değmemiş saçları dağılıyorcamda bir kırağı bıyıklarım buz tutmuşyansıma dağ: vurulan bir avcıet et üstünde kana kan dişe dişkargalar sanrılar ve insanlaryansıma dağ: koku yayılıyor dört yanamağaralarda çalışan insan figürleri çakılıyordu akla hementaş taş üstünde insan insan altında akıl sır ermez bir aydınlıktakayalardan yontulan yontma taş devirleri ki çağdaş fikri zikirlerinözgürlükten bu yana hatta gökyüzüne kızıl aşılamak ağır bir havadatoprak ki çatlamış, kadınlar eriyorçocuklarının nüfus etmesinden başkalarının ciğerlerinedağ dağ üstünde taş yuvarlanmış kapı kırılmış öyle bir akşamneresinden baksan mahsurdur avcı dağda, biraz yorgunaykırı düğünler şeytanlar silahlar ve önce çocuklaryansıma dağ: dağdaki kurt çarpmadan kayalara...
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Delirme Yetisi
kırılgan ve olağan şeyler gibiiçimdeki kalabalık çoktan terk etti benibir müddet aynamda bıraktığım izlerle yetindimdelirme yetisiydi bu belliuzun metrajlı bir manyaktımkendimle tanıştığımdan beri
11aralık.06
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Dilbilgisi
isminin sonuna bir noktalama işareti koymak zorunda kalsaydım eğeriçimdeki seni sol baştan üç noktayla temsil ederdim sorgusuzya sen,herhangi bir işaret bulabilir miydin büyük aşkına karşılık dilbilgisindeyoksa iki kişilik cümleleri ayırmak için kullandığın virgülü mü denerdinherhangi bir sona, yarım kafiyelerde doğrudan düşmek içinhata oranı çapraz uyaklılığın dibe vurdurulduğu cümlelerin içinde...en başından sevebilir miydin beni, ayırmadan hatta hiçbir kelimeyisöyle, mümkün mü yetişmeden cümlenin sonuna ayırmak bir diğeriniya da başka cümleler içinde kullanmak birbirimizibirimiz dahi olmasak ne işe yarar ki, bu aşk dediğin gizli dilbilgisi
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Dimitris
vazgeçmenin kolay yolu dimitrisdağlardan önce denizleri geçmektirusulca yürüterek karada gemilerikaranlığa aldırmadan yıldızları takip etmektir
ayrılığın kolay yolu dimitrisayrılığın kolay yolu ölümündürgözlerindeki ışığın kaybolmasıdır bazenbazen ışığın, gözlerinin yerine geçmesidir
yalnızlığın kolay yolu dimitrisuykuların içinden çıkılmasıdırkorkmamaktır karanlıkta ayak seslerindençünkü yalnızlık asla dönmeyecek olanındır
gökyüzü bulutlu, yıldızlar karanlıktır dimitrisbu gecelerin gazabı bir gün bize de bulaşacaktırtut ki ölmüşsün memleketinden uzaktasıntut ki ölmüşüm bu gece memleketimden uzaktayım
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Doğan Güne Karşı
sessiz kafiyelerinde derin bir ölüm suskusu, yazgı yalnızlıkuyuyan her çocuk yüzünde gün açan mustafa kemal’im
boynu bükük kalmasın dağlar, denizler ağlamasıney “dolu rüzgarla çıkıp ufka giden yelkenli! ” ben yahya kemal’im
ben ki sokaklarında berduş ağzımda jilethür bir şiir gibi gizli şehirlerinde dolaşan nazım hikmet
düşünceye özgü kalıplara sığmayanher karanlığın üzerine devrilen bedrettinim mehmedim
uğruna işgale karşı siper oldum kordonboyunda paramparçaey milletim, elinde bir revolver yüreğinde hasan tahsin’im
yıkılan duvarlar ardında gökyüzünün maviliğiyle tanıştımaç kapıyı gardiyan, müebbete gideceğim
doğan güneşe karşı bayrağımı savundumtarihin not defterinde henüz bir çocuk, siperinde cumhuriyetim
cenge girdim, sabah güneşiyle gelmesem de aydınlığı getireceğimıssız topraklarında can buldu hürriyetim, memleket için öldüm yine dirileceğim
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Don Kişot Dağlara Karşı
kim demiş suya siyaset karıştı diyetarihin en büyük başkaldırışıdır budon kişot dağlara karşı...ki galip gelemediği bir savaşıolmadı yüzyıllardır kendisinindon kişot artık iki kişiydibiri su üzerindeki delirme yetisidiğeri de bizzat kendisio kuramadığı hiçbir hayalin savaşını vermedive ölmedi hiçbir savaşta devrimin gizi
hayal gücü sınırsızdıröldürene kadar içinizdeki sizi
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Dönülmeyen Yol
camı kırık ve sadece halıda hız sınırını aşabilentekerleri büyük, mavi bir otobüsüm vardıiçine kimse girmedi karıncalardan başkaşoför bendim çocukluğuma kuş bakışı uzananyolcularım olmadı, duraklarım hiçbir zaman
kolayca bir şehirden diğerine gidebiliyordumşimdi geriye ne kaldı o günlerden
bir postacısı var mıdır hayatınya da bir terminali çocukluğuma uzanan
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Duvar
sevmek bir zamanlama işidir yine deaşkın orta çağında kendimizi sorgularken bulduğumuz her cevapbiraz daha yaklaştırır bizi kendimizden öteyesanrılarımız ve sağır odalarımız varbundandır yalnızlığa duyarlı duvarlarımızınbir türlü çivi tutmamasıyazılan her şiire bir ölü bırakıyor çünkü duvar
korkuyu işlerken devingen bir ayrılığakesif duygularla örtülü zifiri bir karanlık düşer geceyeyakılan geçmişin iyi niyetli geleceğinebir şeyler taşımaya cesaret edemeyen insanın işi midir sevmekyalnızlık paranoyasının intihar eşiğinde başlayan yakın gelecekgeçmişinizden kan kusturarak çıkartıyorsa içinizdeki yabancıyıaşka yakın kendinize uzaktasınızdır demek
sevmek bir zamanlama işidir yine debilenerek her şafakta bilerek bilmeyerek
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Duvarın Ardındaki Çocuk
duvarın ardındaki çocukelleriyle perdelerken güneşigölgesinin saat on iki yönündetopun peşinde koşturankısa pantolonlu yaşıtlarınınarasından geçip gittiğiniyanağına vurulan bir tokat gibi hissedecekti
hayatının, okul arkadaşının yakasına iliştirdiğibir öpücük kadar düzensiz ve kirli geçeceğinidaha on üç yaşındasaat on iki yönünde duranrüzgar güllerinden fark edecektive fark ettiğinde ise her şey içinartık çok geçtiğiniellerinde rüzgar gülleri ile dolaşankısa pantolonlu çocuklarınçığlıklarından öğrenecekti
uzun replikler arasında gidip gelenyaşlı bir adamın tesbih tanelerindensaat sekiz yönüne dağılanokul arkadaşlarına kadarbu hayattan alacaklı olduğunuboğazına bir yıldırım gibi düşenhıçkırıktan öğrenecekti
tersine akan bir çağlayanın tam ortasındasuların durulmasını bekleyen bir balık gibiölümü bekleyecektisudan çırpınıp çıkan hür bir şiir gibison nefesini verecektiduvarın ardındaki çocukelleriyle perdelerken güneşiüç heceli bir kelimeydi yalnızca lösemi
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Düşünmek Suçtur
düşünmek suçturdüşündüğünü düşünmek dedüşündürülmek dedüşmek dedüşürmek dedüşürülmek desusmak da söylemek desöylesen bir türlüsöylemesen...düşünmesen...düşmesen...baktıkça görmesen...
düşündüğünü düşünmedimdüştüğünü görmedimsustuğunu söylemedimgünlerden pazar, mevsimlerden kış değildisen arabaya doğru gitmedinuzaklardan bir patlama sesi duyulmadıyine de bir gazeteci ölmüş olmalıydıne sen oradaydın ne ben ne de o arabainsanlığın yok olduğu bir andakaranlık çağına geri döndü dünyane sen oradaydın ne ben ne de o arabakarlar altında değildi ankara
uğur mumcu’ya
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Ece Ayhan
boyu kapı ziline ulaşmayan şiirin asi abisidirkimine şair olur bir şehir hatları vapurundakimine mor külhani sarı kamu tramvaylarında
içindeki kelime oyunundan çıkarıp düşleriniyalın ayak çizer tahtasınasınıfta parmak kaldıran çocuğuniyi niyetli fakat sinsi gülümsemesini
ne serden geçilir bir yaz akşamıdırbu hayat onun içinne de bir başkasının kurduğuo sahte demokrasi cumhuriyeti
terziliktir işibeli bol tutulanucuz bir pantolon yamasıdır şiirleriyalnız bir hastane odasında hem dehiç yadırgamayan yerini
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Ege Kıyıları
gözyaşı ve denizkardeş iki ülkenin can simitleri gibiasılıdır kıyılarına en uzak şehirlerin
egenin diğer yüzü sessizbu iz kimsenin suçu değilhududunu aşmaktadır deniz
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Eğer İstersen
geceleri üstünü örten
rüyalarda huzuru gösteren
bir pusula olurum eğer istersen
her şey senin elinde
tek bir ses
tek bir dokunuş yeter
mutluluğu dağıtan el
senin diğer elinde...
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Eksik Hesap
yağmur yağar bir şehirden diğerineeksik lisanlar ayak izleriyle bütünleşiriki heceli kusurlu kelimeler dökülür ağzımdan sonragizliden gizliye eksik hesap bırakırım terk ettiğim şehirlere
ondandır tutunamayışım hayata hiçbir seferindeşiir yazarım, adamdan sayılmam şairim diye
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Esmer Hüzünler
bazı geceler vardır kendini unutursun her şeyi bırakıpbazı sabahlar vardır bir şiirin kuruluşu gibi aydınlıko esmer hüzünlerdir ki bizi en derinlerden sarsaruyanırsın bir arzu ahvale çıkamazsın güneşe gündüz gözüyle
ne yaşamıştık,umutlarımızdan sarkan cemreler ne söylemiştikimden ne kadar almıştık hayatta,hayat unutur muydu bizimiğfer giymiş,kılıç kuşanmış kahramanları gibiyiz zamanınyağız atlar gibi savaşa giriyoruz,çıkamayacağız canlı besbelli
kahreden yalnızlık kalabalık hüzünlere sürüklüyor ikimizine zaman güneş doğacak ne zaman ayrılacağız kimbilirgitmiyor hasret belası düşünceden düşüncelerdensığınsak da bir köşeye,çekip çıkarıyor ölüm içimizdekileri
bir bulut gibiyim ne zaman hangi şehre yağarımikindilerin haydutu,çıkmaz sokak çalgıcısıyımdağıldım büsbütün,haberi yok kimsenin yaşadığımdanne olur vurun kelepçeyi korkuyorum kalabalığınızdan
tan ağarır şarkılar başlar,şakaklarına düşer yaşamak yanlışlığı
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Eşek
sana söylüyorum eşeknasılsa bu yükömür boyu ikimizin arasına düşecekarkadaş olalım diyorsun, olmaz olmazbenim de sırtıma semer vuran çok amaben insanım, sen eşek…
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Eşya
kaybolan eşyaların anımsatması kendiniyeniden tanımlandığın bir cümlede yalnız başınayer değiştirmesi bir diğeriyle yavaş yavaşve zamanla...
an gelir acı verir insanadudak izi kalmış boş bir bardak bileiz ses ne varsa size dairbir şey bırakmayın yatağımda
anımsamak istemiyorum ne yaşandıysaalın içimdeki odaları yıkın duvarlarımışizofren şiirler gibi seviştik şairler gibi terk edildik
şu saatten sonra bir önemi yok, darılmayınbir daha ki sefere ne olursa olsun ama ne olursa olsun'hayatıma girerken üzerinizdeki metal eşyaları bırakın'
*İbrahim Taşar
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Eve Dönüş Saati
eve dönüşsaatindeyizrüzgarlı bir perşembe akşamıyorgan döşek hasta olmak istercesinevapurun kalkış saatini beklemekteyizçünkü eve döneceğizve ilk gençlik yıllarına dönecekmiş gibibüyük bir hazla karşılayacağız“hoş geldin”lerini kapıyı açan kişininkendimizi iyi hissettirir çünkü bazı cümlelerve bazıcümleler bazı yüzlere yakışmıştır hepçünkü o yüzlerde hep seni aradık şimdiye dekşimdi ve hep devam edecek sana gelmelerimizve hep hoşgeleceğiz sanabaşka yüzlerde başka bir tebessümle belki debazen geç bazen erkenama hep geleceğiz
başka nağmeler olsa da dudaklarımızdave hatta başka bir memleketten sevmek zorunda kalsak da senibir gün mutlaka döneceğizbaşka bir sebeple başka bir şehirdenbaşka bir tebessümle belki deama geç ama erkenkim olduğunun bir önemi yokşimdi ve hep devam edecek sana gelmelerimizve hep hoş geleceğiz sanabaşka yüzlerde başka bir tebessümle belki de
ve elbette…
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Ey Yalnızlık
geri sayılıyordu adımların gölgesi cüceler tarafındangünlerden en garip pazartesi belki uykusuzluğun son neslikoyu bir gecelik gardropta ki görsen uykun kaçar öyle karanlık -aşk askılıktan kurtulursa geriye uyku mu kalır-gözlerimi kaçırıyorum karanlığın yüzüne vurduğu yerlerdenvesvesesi sürüyor cücelerinterfi ediyorum kabulyüreğimde bağ bozumu kırma bir ıssızlıkkapı da biri mi varey yalnızlık!oyunun sırası değil, neredeysen çık...
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Eylül Sancısı
bir deniz yüzüyor içinde gizlidenayaklanıyor denizatlıları,yağmura kaçıyoreylül ölümleri miydi,deniz yıldızları mıseni yatağından kaldırıp öldüresiye titreten
üşüyorsun,görüyorumyüzündeki solgunluk o geceden kalmış olmalıama bizim de içimizden yanmış gemiler kalktıyanlış baharlar yaşadık yokluğundamengenelere tırmandık içimizden ağ eleyipucuz pansiyonlarda kaldık,aldandık
şimdi bana öyle geliyor kihiç gitmeseydin daha iyiydiya da unutmuş olmasaydınkaranlık otel odalarında ikimizi
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Fahişe
sessiz fırtınalar içinde azraille dans eden kadın figürüşiirini kaybetmiştirdüşmüştür nü portresine çıplak kalmıştır ayaküstü
o yüzden sanatsaldır fahişenin iki gözü de
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Fal
zamanın boşluğunda sürüklenirken aklımbulutlu bir akşam vaktiydibenim için bir çok yol görünmüş bilinmeyeneve tabii ki dar saadeti sükunetinkimse mutlu değildibirbirimizin mutsuzluğuyla mutlu olmaya çalışır gibiydikbu yüzden hayata dair yapmak istediğimiz ne varsabir fincanın içinde yollarına düştük kısmetsizliğimizin
ve ey sen!olmayan ama uğruna yollara düşülen kahve güzeli...saltanatın sonsuza dek sürecekters yüz olmuş hayatımın laf kalabalığında ararken geleceğimi
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Fırtına
karlı karanlıkta takip etti ölümayak izlerim denize vardığındakorkunç bir fırtına...dalgalar üzerini aşarken yeni bir yüzyılınartık yalnız değilimhayattayım ama ölmek üzereyimgörüyorum ama bitmek üzereyimbiliyorum yine güneş doğacakdoğan güne karşı gitmek üzereyimölüm hoşgeldinneredeyse vazgeçmek üzereyim
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Gazetemi Çalın
günaydın bu sabah erken kalkan düşlerimegünaydın bu sabah beni unutan geçmişeben ağlamaklı olurum diyenvatanımın istisna kimlikleri,sizlere de günaydınbu sabah ölen var mı,ya da vurulanyoksa henüz kimse kalkmadı mı yatağından
bugün günlük gazetelerimin ardındansüzülüyorum savaş rüzgarlarınagasp sahnelerine tanık oluyortrafik kazalarına sebebiyet veriyorumve bir mahkum daha görüyorumellerini kelepçeleyin
bugün yine sol tarafımdan kalktımsağ tarafımdan fidye isteniyorşu tarafta mafya çatışıyoro marketin önünde yine aynı çocuk ağlıyoro çocuğun gözlerini kapatın
yukarıki mahallede sokak düğünü yapılıyorpahalı,son model silahlar yıldızları hedef alıyorve karşıki balkondan bir yıldız daha kayıyorsilahları suç üstü yakalayın
birey birey cehennem geçiyor sokaklardansiyah elbiseli adamlar,okul sonrası on dört yaş hastalığını anlatıyorve tüm gazeteler yazıyor,manşetleri kurtarın
köşe yazıları çocuklarınızı yazıyortüm gazeteleri toplayıngözlerimi kapatıyorum,gazetemi çalın
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Gece Sesleri
uyanıp her gece faslında karanlık sevişmelerinkendimi yeniden adlandırırım ayıklayıp gölgelerinisırf bu yüzdendir ki en çok yüzüne yakıştırmışımdır ellerimi
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Gece Taciri
yol belirleyen iz dedirtennice kuş barındı sokulgan sıcaklığında kucağınınhiçliklerle dolu bir ömürdü yaşadığınkendi gizinden taştın,durulmadınbilmem hangi sabaha uyanır özgürlüğünün tamamıkaç kez ölünür ayrılık için,nasıl bir yol çizilir
gece ekspresleridir çölünün ışığıaydınlatıcı ve tanıtıcı yüzler geçer bohemindensonra gözlerine bir deniz kurulur,kirli mavikurtlu şehirler gezersin,gereksiz insanlarla sevişirsinbitmez porno gürültülerindeki sessiz şarkın
gözlerinde geçmişinin kiriparamparça bu yağmur,gece rüzgarın telaşlıve çamur tutmuşluğu ellerinin,yerle gök arasıgitmek istediğin bir yer var biliyorumaşık olduğun biri var,adı herkesten saklı
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Gecenin Karanlığında
-gecenin karanlığında besbelli bu soğuk katillerin gelipansızın seni öldüreceği-kendi uçurumlarımı aşmak içinbilemezsin bir gecede kaç intihar ihtimali üzerinden geçtiğimihani denersin de göze alamazsın ya gitmeyiişte, hayat böyle sınıyor beni
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Genç Bir Kadın
genç bir kadın uyuyor soluğumdakonuşmaya çalışıyor yokmuşum gibi yalnızlığımdagenç bir kadın gözleri kapalıayaklarını uzatmış büsbütün bir şiir sankisoluk soluğa uyuyor aldırmadan yanıbaşımda
eline uzatsam elimi terk edecek besbelliçığlık çığlığa uyanıyorum gecenin bir yarısısonbahar yapraklarını döküyor saçlarındanyediveren açıyor yüzünde takvimler akasyalaryine de maziye baktıkça korkutuyor beni yaşananlaröldü diyorlar senin için ölümsüzmüş bütün aşklar
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Geppetto
bir tutuklunun günlüğündekikuklaları oynatarak aynı perdedeeş zamanlarda yaşatıyoruz gerçeği ve sahteyioysaki her kuklacı bir Geppettoher kukla da Pinokyo değildi…
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Gidişin...
şimdi hatırladığımkaçarken ellerini tutmuşluğumdurtek gecelik sokaklarda berduşluğumdurvedalar yetmediğinde sarhoşluğumdurvazgeçmişliğim,gururumdur
tenim başka tenlere buz tutarkenhenüz alışmamışken yokluğunasenden bana kalanlarla avunmuşluğumdur
gidişin
yüreğimin en ücraköşesindeki yerlere oturmuşluğundur
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Gitarımın Elleri
bu kaçıncı sabah martılarla uyandığımbu kaçıncı sabah aldandığımya çek vur beniya da bırak gitarımın ellerini
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Gitme
işledik bir geceyi kan kırmızı saatlere çevirdiküzerimize devrildi hüzünbaz çiçekler,acının sureti bildikbahar hüzünleri seri cinayetlerdendi,baş edemedik
gelincik zamanı açtı tohumları koyu karanlığınsağanaktı yağan,yağmurun kanı yalınlığıyla bitişikuç noktasında duruyorduk,yakın bir uçurumdu ayrılıksöndürdük azap ateşlerini,söz dinletemedik
18-19eylül.07
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Gitmem Lazım Buralardan
gitmem lazım buralardan, bir an önce yola çıksambırakıp ardımda seni, hiçbir şey hatırlamasam
gitmem lazım buralardan, sürgün değil sil baştanöyle kolay değil ki bu, ne kadar zor bir anlasan
tutsam bu dünyayı, çevirsem etrafımdabir yağmur başlasa, ben yine senin olsam
o kadar uzaksın ki, geçilmez dağların diyarlarınbir yağmur başlasa, sen yine benim olsan
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Giuseppe'nin Yalnızlık Sonatı
giuseppe verdi'nin son eseri olan 'falstaff'dillere destan,komik bir opera bestesiydi...
hüsranla sonuçlanan bir konçertoydu yazson sonatta bitmişti,karanlık bir piyano devrilmişti üzerinebahar klasiği,yalnızlık senfonisi geliyordu ardındanbir şiirin üzerine basa basa sonbaharına yaklaşıyordu rigolettoüzerine basarak sıçrıyordu la traviata,eski bir aşktan diğerinegecenin en karanlık yerine sessizlik düştü birdenkemanlar sustu,falstaff biti-verdi anidenanladım ki bir notanın çaresizliğiydiyeteri kadar hüzünlü,hüzünlü olduğu kadar da komikçünkü giuseppe’nin son seslenişiydi çalan klasik
26eylül.07 / istanbul
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Gölge Oyunu
çınar ağaçlarıgölgeler yalnızlığımıgölgeler bir akşamınson mısraları...
dökülür şiirlerden şarkılardanaşk ta bir nevi gölge oyunu sayılırgerçeklik arınır görüntülerdenizleri kalır...
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Gözlerimde İstanbul
söylemiştim daha önce, şarkılar var demiştimson kez bu şehirde, senli bir mehtap içindeyalnızlık zor demiştin, yangınlar var içimdeellerimde bir yağmur, şarkılar var dilimde
sen yoksun bu şehirde, güzel günlerin içindegözlerimde istanbul, başka başka biçimde
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Gurur
suya düşen yanılsamalardan sonraözgürlüğünü bir bardak suyun içine bıraktımçırpınarak çıktı sudan alevler içindeki ejderha
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Hasat
bir ölüm var hakikatten meczupbir ölüm var yağmur gibi ılık gözden uzak çelimsiz fakatzamanıdır şimdi kırmızı olmayan güller ve gübreler içindir hasatbir yaşamak var ki bilenmemiş kör bıçaksırılsıklam bir ömür toz duman içinde çoğu zaman salkım saçakbu ne yaman gece böyle bu nasıl yaşamakdemirden soğuk buzdan tuzlu derin denizden kıyıya uzak...
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Hayalet Gemi
uyandı sarışın gölgesinde yetim bir yalnızlıkkan topluyordu ellerive kendi nabzını yokluyorduyokluğunda atan kalbininarada bir efkarlanıp daldırıyorduel yazması ayrılıklarını karanlık bir denize
o akşambıraktı mehtabını ansızınkaraya vurdu aşk, gemiyi ilk fareler terk etti
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Haydarpaşa'dan Ayrılırken
sabaha uyanan martıların çığlıklarıdır bütünyarım kalmış yolculuklarınvagonlarına devşirdiği hüzünyüzün her şeyi anlatabilirgözlerin haydarpaşa’dan ayrılırkenbir şiir gibi topyekün…
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Henüz Erken
niye yazdığımı sorduğundaaklıma gelen ilk yalanı söylemiştim sana“henüz erken” demiştim“takvim tutmak için henüz çok erken”
bazen söylediklerime inanmazdıntutukluğum tezat ve saçma görünürdü yalnızcabazen mısralar dolusu öksürürdüm içimdensorgulardın bakışlarımı, yine de bilmezdinseni ne çok sevdiğimi bir şiir imtihanında
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Her Şarkıda Fazlası Var Aşkların
hisarbuselikte gayri yetişkin bir yağmurbiraz tedirgin, ıslanmış fakat hala gri gökyüzündeniçimdeki sessizliğin nedametin sesiyle dağılır birdenfazlasıyla sağanak bırakır, vurur da vurur pencereye
hala yirmi altı yaşında, biraz kederli elleri üzüm toplayan o şarap tadındaki kız mısın
kalkar her gece hayadarpaşa'dan kirli sarı bir sonbahar
yayılır semaverlerden demli akşamlar dumanlı başlarımızdanbahsedilen biraz eski istanbul'dur, biraz da ölmek bahsi hatırlananmuntazam bir yoldur, bazı gidilir geçmişten sıyrılarakhayli kırgın ve umutsuzdur bakışlarım neresinden bakarsakher şarkıda fazlası var aşkların, çoğu yaşanmamış biraz dargın
yaralar alışılmış yakınmalarıdır ayrılıklarınihtimal bu ya, gün gelir silinir belki tüm hatıralarınşimdi yaşananlara büyük bir elemle bakmaktayım
gözle görülmez yaşadığım, ölüler bilir sadece ne kadar yalnızım
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Herkes
yalnızlık, terk etme isteğidir kendinden başka herkesiherkes’in içinde terk edildiğin o büyük kalabalık gizliusulca gözlerine yerleştirdikten sonra gözlerimiyittim ben, kalbinden çıkar ayak izlerimi
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Heyelan
dağlarından geçerken unutulmuş bir kasabanınpenceredeki bulut örtüsükartalların kanatları altındankırık bir çiğ tanesi gibi sızıyordu içerisaate baktım, “alkolün acıdan sızdığı vakitler...”dedim… uyandığımda bulut örtüsü dağılmıştıyağmurun getirdiği gürültü ile birliktebattaniyenin sıcaklığı arasında kalanterk edilmiş bir adamdım artıkne beklediğim bir telefon sesine de içimdeki o heyecanyağmurdan sonra her şeyi katıp gittiyokluğundaki heyelan
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Hicranı Mahşer
yaşamayan bilmez hicran-ı mahşere yol alan geminin yolcusuyumkılıç keser derler, kalem yazar elde ne kaldıysahakikat bu naçiz bedenimin ruhumda açtığı yara
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Hoşçakal
eskimiş yolculuklara çıkıyorumben ki yorulmuşum kaçak yaşamaktansana yağmurları getirdimrüzgarımda yanlış aşklar dolusu kuzey yıldızıyaşa bu hayatı ikimiz içinuzaklaşma ay`ın gürültüsünden,yalnızlaşma gece yarılarıne olursa olsun düşünme,hiçbir şey için hiçbir kimseyisana yağmurlar getirdim,ellerimde sarı siyah eylül şarkılarıben ki yorulmuşum kaçak yaşamaktanbaşlayan her yeni filmde köpekler dolusu kendimi tekrarlıyorum
ısırılmış yarıdan fazla yaşanmışlıklarım,dudaklarımda kantamamlanmamış sözcükleri ben alıyorum,hoşçakalyaşa bu hayatı ikimiz için,koca şehri sana bırakıyorum
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
İçimdeki Kelimeler
belki bir bahar kaygısı taşıdığımsonu hüsrandı söylemedilergün batımı şiirlerimi,kapı eşiklerine sakladımbir bir umudu terk ettilerher şeye rağmen gülüyorlardı düşünürkenen hüzünlü ve en çocuksu yanlarıyla içimdeydiler
giderken,bir demet akasya bıraktım kapılarınaölmedi,ölmedin,ölmediler...
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
İçimizdeki Açık Denizler
'korsan olma hevesin geçerli mi hala marmara'yayoksa geçici bir heves miydi tek gözlülük çocukluğunda'
onların da geçmişi yoktu,düşercesine söndürmüşler yaktıkları mumlarıdeniz her zamankinden durgun,bana bi kadıköy çek kaptan -yüreğim suskun-martılar vuruyor üşüyen gemilerin çıkılamayan sahillerinedudaklarını okuyorum orospuların,hepsi en az benim kadar kültürlüdayanamıyorum içimi kemiren şu ıslık sesine,uyutmuyor beni gecelerdirne yanıma dönsem,rüyaların bitip gerçeğin başladığı yerde senyüzüme vuruyorum soğuk suyu,kireçli dudaklarım ıslanıyorbuğulanıyor karakışta bütün pencereler,perdeleri çekiyorum,ışıkları söndürüyorumbir başına hiç mi hiç çekilmiyor bu hayat dediğin-hadi kaptan başkasının takasını döndürelim ya da gittiğimiz yerlerden geridönmeyelim-
ekşi bir tat bıraktı geçen fırtına terli vücudumdakirlendim biraz,biraz seyrildim esen rüzgarın kırık tonlarındasesim dalga dalga kendi içine kıvrıldıbaşımı yasladım hüznümün ufukla kesiştiği yere,gökyüzüne baktımanladım ki gün geçmiyor açık denizde-ne yana dönsen karanlık ve yüzünde duvara yaslanmış yaşlı bir küpeşte-
-biri yardıma gelsin çok kan kaybettimaslında mevzu başka,kırmızı dedin mi kendimi kaybettim-
ilerliyoruz karanlık sularında marmaranındurmuyor zaman,sanki tersine akıyor suları tersane kılıklı yorgun gözleriminbiliyorum,en az bu otuzbeşlik yük gemisi kadar bakıma ihtiyacı var şiirleriminhadi kaptan demir atalım yeni bir yalnızlığaiçinden çıkılmaz hale gelsin iyice,her akşam bir hüzünle sarıldığım can simitlerimbir çeşit kurtuluş yolu istemiyorum bu seferzaten benim bildiğim,herhangi bir semt ismine daha çok yakışır kurtuluş dediğin
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
İhanet
sana dair ne varsa hepsini bir bavula koydumsaatin, resimlerin, yastığın...yine de vazgeçmek mümkün olmadıhayalin nabız yokluyor sanki etimdesessizliğin uyutmuyor gecelerdirbarut kokusu yükseliyor ciğerlerimdenyine de içimi kemiren bir şeyler varbir ses, bir koku, bir şiir ya da her neyse iştebir şeyler var benden eksiltip geçmişe çoğalttığınsöylemediğin bir şey var us gibi fısıltı gibiiçimden bir his uyu diyor, sadece uyuben kimim, seni ne kadar sevdim, geriye ne kaldı şimdi
bavulu kapının önüne koyana kadar uyutmadı yokluğunsonrası malum biraz gözyaşı biraz toz sis ve dumanhayli yer açıldı belleğimde, şimdi hatırlıyor gibiyim birçok şeyiseni hiç sevmedim ya da hiç unutmayacağımama hala bir şey var buna bir son vermeliyimsil baştan yaşayacağız bu meczup aşkıya da birbirimizle hiç tanışmayacağızyok etmen lazım adımıoturduğum şehri, birlikte gezdiğimiz yerleriya da üzerinden geçmelisinhani hiç olmamış gibi sanki başka bir şey meselayalnızlık gibi...
somut yerlerini al aşkın soyut cümleler bırak banakoyu geceliğin gibi kurtar askısından gençliğinibana yalnızca üstünü karaladığın cümleleri bırakkendimi kurtarabilirim kılıç darbelerindenkesiklerden sıyırabilirim kollarımı sıvayarakve bir şiirden diğerine geçebilirim kuşluk vaktilisanını anlarım martıların, denizle konuşabilir verüzgara karşı tükürebilirim bir solukta ada vapurundanşimdi ne anlamı var ki tüm bunlarınsen gideli neredeyse bir şiir olduizleri kaldı gün döndü şarkı bittihizaya girmeli akrep, yelkovan deşmemeli üzerinden geçerken geceyiseni ilk öptüğüm yeri ya da gözlerini benden kaçırdığın perşembeyi meselaküllerinden doğmuyor hiçbir aşkve aynı savaş iki kere kaybedilemiyor harp yerindeadımı unut, geçmişi ve daha birçok şeyibir tek bu şiiri unutmaçünkü ben senin olmadığını özleyeceğim herhangi bir sevişmemdeama bir şey varihanet aşkın sarsılmaz gerçeğibeni sevme, acımı hissetmeseni özlemeyeceğim yemin ederim dönmeyeceğimyokluğun nabız tutuyor sanki etimdekulaklarım uğulduyor, kanım çekiliyorsana dair ne varsa hepsini unuttumşimdi gitmeliyim bu şiirden özür dilerim
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
İhtilal
beni bir ihtilal gibi sevuzak bir ihtimal, dipsiz bir uçurum gibibüyük bir tutku, önüne geçilmez bir ihtirasla sevöyle ki dudaklarına mühürlensin tutsaklığımkaranlık bir hücredebin yıl sürecek olsa da hapis hayatımgözlerine her baktığımdaavluya henüz çıkmış bir mahkum gibibahtiyarım...
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
İki Arkadaştan Öte
bizden bahsediyorsunbizim olmayan bir aşka emanet edilmişken sözlerinben ve biz olmaktan da öteiki kişiden oluşantek perdelik aptal bir oyundu bu üstelikne bir dakika tahammül edebiliyorduk birbirimizene de bir tereddütümüz vardısamimi değildik belki deiçimiz nefretten bir ağ ile örtünmüştü sankisevişirken bile biz değildikyalnızca izler ve seslerden ibaretti görünürlüğümüz“tahammülü olmayan bir adamınkaybedecek bir şeyi yoktur”demiştim sana“tahammülü olmayan bir kadınhala gururdan bahsediyorsa müsterih ol”demiştinmüsterih de olduk münzevi debir tek biz olmayı beceremedik, iki sevgiliden ötehüzünlerin esrarengiz ayrılığını taşıyoruz birbirimizdeikimizin yüzünde de o mağrur gülümsemeiki arkadaştan öte…
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
İki Damla Gözyaşı
asılı kalmıştı yüzüm aynalarda, kum saati kadere vuruyordusen sözcüğü patlatıyordu gece, bir buruk şarkı sessizliğinde
unutulmuş yanları hayatın, kovan sırtında bir kelimesonbahara yollandı ayrılığın, iki damla yaş bıraktı gözlerime
hüzün havlu atmış gecelerin içineacının sabahı var mıdır düşün bir kere, öylece çekip gitme
ayrılığa yok mudur bir çare...
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
İki Şeker Yeter
bir bardak çay anlargeçimsiz insanların dilindenkanarken içinde sevda sözcükleriyanar da dili söyleyemez ne çok sevdiğini- vapurların sesi güzel de rüzgar geçtikçe yosun kokusu beter- kız kulesinin hikayesini biliyor musun leandros bu kadar sevmeseydidenizi geçer yine de karanlıkta gelir miydi-peki hero da sevmiş miydi gerçektenyani leandros karanlıkta sürüklenirkenyanmıyor muydu gerçekten fener-hep o kıskanç rahibin işi-iki şeker yeter...
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
İkimiz İçin de Bir Hayat
birazdan rüzgar tersine esecekti biliyorduparkta yalnız başına oturan uzun saçlı adamgözleri kör bir iklimi andırıyordune kadar gerekiyorsa bir ömrü harcamak içinişte hepsi bu kadardı
tüm şarkılarını o akşam masada bıraktıartık ne bir ses ne de bitmeyen cümleler vardısöylenmesi gereken her şey söylenmişve ilk giden kazanmıştı
uzun bir yolculuğun iyi geleceğini düşündü adamuzun bir yol ve düşünmek için epeyce zamanardından bitmek bilmeyen sorular, sorunlar vehep iyilerin kazandığı o müthiş senaryolar…
bir kış günüydükadın önce ne istediğini sordu adamaadam, hiç olmadığı kadar sakin bir şekilde“bir hayat, ta ki ikimizden biri yolun sonuna gelene kadarikimiz için de bir hayat...”
kadın, uzaktaki eve bakarak gülümsedi“bir hayat, ikimiz için de bir hayat!küçük bir ev, baş ağrıtan çocuklarve sonu olmayan bir bekleyiş...”
adam, “anladım ki şimdi ne ben hazırım seni sevmeyene de senin gücün yeterböylesi bir yalnızlığı altüst etmeye”
yağmur, gözbebeklerine düşüyordu kadınıngöz göze geldilerartık ne bir ses ne de bitmeyen cümleler vardıbüyük hayal kırıklıkları, iyi seçilmiş yalanlar…ne gerekiyorsa bir aşka karşılık bu romandaişte hepsi bu kadar
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
İroni
dağların anlaşılmaz bir yanı vardırbir yanını döverken hırçın dalgalarla rüzgarbir yanında sular durgundureğilip suya her baktığımdayamaçlarından bir kartal havalanır
dağ, orada hiç bulunmadığımın gerçekliğidirsu, ironisidir dağda yalnız avlanan kartallarınve dalgalar boyunu geçmemektedir yamaçlarınsuda görünen dağ gerçek değildirgerçek olan, suya düşen yüzümünsuda yarattığı dalgalanmaları temsil edenbir ayrılık hikayesidirhikayedeki aşk bir ironidirironi; suya düşen yansımanınyüzümde yarattığı bir dalgalanmadıryine de eğilip suya her baktığımdayamaçlarından bir kartal havalanır
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
İstanbul'u Terk Etmek
I-terminalde sabah
bir avucumda şehir var diğerinde ayrılamamakbirçok intihar sebepleri arasında çoğalarak yaşamakyenilmiş duraklara sensiz plakalar takıpterminallerde uyumak
bilirim acı verir insanasabah beş akşam onbir unutamamak
II-göçe doğru
gişesi vardır boğazın kaybetmeden dönemezsinkir tutmayan elleriyle yazdı bunu çocuklarbu yaşta uçurtmalara binemezsincoğrafyamızın sınırları pencerenden ibaretbazen göremezsinboyutları büyür şehrinhasretin sınırlarına binip gidemezsin
III-hoşçakal
yüzüme öyle bakmaistanbul bu yaşlarda alışkanlıktırmeyhaneden çıkış günleriniaşık olma vakitleri takip ederarada bir haliçten düşersin
sağdan sola soldan sağasığmaz mahalle adlarına ismintek çizgi üzerinde hoşçakal diyemezsin
2004-reşat devrim'e ithafen
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
İzabel
asmalımescid'de sevişmek gürültülüdür öğleden sonrayaşı tutmaz kiminin kiminin elleri kelepçeli ayrılık avlusundatutuklanmış kaçak yaşamaktan kaçtır sayıklıyor adını izabel'inseviyor sevmesine at kestanesi biraz kahverengi hafif meşrep gülümsemesigırtlağına kadar borç içinde dikiş tutturamıyor sanırsın hiçbir işteoldum olası kuduz saat ikiden sonra meşru yalnızlıklar içindeaynaya bakmaktan korkuyor utanıyor gülüşünden belli etmiyor kimseyesonbahar gelir gelmez çıkıyor kabuğundan sevmeye hakkı var yine de
takma adıyla izabel'i çantasından tanıyor tavrı biraz serseriusulca sokuluyor yanına, iki adım kala yutkunuyor açılacak besbelliköşeden sisleri yakmış siyah bir otomobil, kornaya basılı kalmış sanki ibnenin eliadını soruyorlar izabel diyor, şehir mi karanlık gözlerim mi gece cinayet gecesihızlıca uzaklaşıyor izabel, sok o tarağı cebine kitaplarını da al sattığın yerdenhürriyetini soracaklar az sonra dön şu sokaktan yaktın yine askerliği
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
İzdüşüm
karşımda durmaksızın gölgesi esvabımsınhicran dolu şarkılara boyun eğdiren günahımsınmaziye baktıkça hatırlanan gençliğimin dil yarasıey nabız yoklayan ellerimin titrettiği buruk şairdizelerdeki imgenin yol açtığı edebi yolculuğundaebediyete varmadan sığındığım hayali kahramanımsın
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Josephine
bir hayattan başka bir hayata geçiyordu josephinebaşkaları da vardı elbet bu büyük yalnızlığının içindesabahtan başlıyor kelle başı çocuklarını saymayave her sabah kırk yaşında uyanıyor josephineöğlene doğru kırk kibrit çöpüyle tutturuyor yakasına kalbinielbisesinin söküldüğü yerde başlıyor aşkdikiş tutturamıyor hiçbir seferinde
bu denizin ardı ufukta çoban yıldızı, yıldızlar josephinegökyüzünün mil taşları yıldızlar da yalnızdırne aşk ne şehvet ne yıldızlar ne de gökyüzüyalnız bir kayığın içinde birlikte ölmeliyiz josephine
imkansız aşk yoktur, aşk baki kavuşmak imkansızdıruçurumun kenarında bir romanın kahramanı josephinevurdukça dalgalar, gözlerindeki uçurumdan aşağı düşmeliyimsen inanmasan da birgün sular durulur, durulur eminim
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Kaf'ın Ardında
geçip gitmeliydi eylül gözlerindenara sıcak gibi, şarkılar gibi...koynunda büyümeliydi gün batımlarıçünkü sen en çok sisleri severdin kaf’ın ardındagözle görülmeyen, yansıtmayan yalanı yaşamak duygusuna
eylül geçip gitmeliydi gözlerindenbir çocuğun uçurtmasını kaçırması gibi ellerindenhiçbir yalnızlıkta böylesi büyümemişve aldanmamışken ben...usulca çıkıverdin, gizlice terk ettin gözlerimiyüreğimi düşürür gibi ağrı’nın en yüksek yerinden
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Kafkasların Gözyaşı
yalnız yaprakların nefes alışını verüzgarın yüzümüzü sıyırırkençıkardığı sesi duyabiliyordu tanrıgünlerden bir şubat akşamıbir kadının göğsü kesiliyorduyeşertmesin diye yeni bir vatanısustum, beynime saplanan bir kurşun gibisustumölmeye çalışan çocuklarınçıkaramadığı çığlıkşimdi kafkaslarda dağların gözyaşı
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Kahve Bahane
önce unutmak istedimsadece seni değiliçimi kemiren bu kimsesizliğihiç kimseyi ve hiçbir şeyi yok etmedenalışmak ve kana karışmak...zamanla ağır aksak atlatılan yalnızlık meselabende bıraktığın her şeyden bir pay çıkartarakpaydasına arttırdığım bir bütün haline geldi şimdi
aşk mıydı alışkanlık mıbir müddet yalnız kalıncasorgulamaya başlıyorsun eksikliğini
yaşananlar derin bir fay hattı bırakıyor içindekendini yeniden adlandırıyorsundaha önce yaptıkların, hayal ettiklerin veeski takıntıların tanıklarını ararkenbir yerde duruyorsun, duraksatıyor cümlelerbeynini kemiren o ses zamanla yankılanıyor evin duvarlarında
eskiden bu kadar aşık mıydım sanayoksa terk ettiğim alışkanlıkları mı özlüyorum sırasıyla
bu sorunun cevabını bulduğumda seni mutlaka arayacağım
birlikte bir kahve içebilir miyiz bilmiyorumısrarcı olacağını da sanmıyorumkahveyle benim kadar aran yok nasılsaya da ben böyle düşünmek istiyorumkahve bahane ne de olsa
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Kahverengi Çocuk
siyah saçlı kahverengi çocukbastığın yere ölüm saçıyorsungri yalnızlığın içinde monarşik flu bir bluesbilmeden ağlıyorsun,mızıkıyorsun
düşünmek gerek düşmeden öncehikayesini tamamlamalı sansarlar bilegörmüyor musun ne haldeyimüzerimde simsiyah tülden bir bulut
bıktım kırk haramileri oynamaktanbeni deli ediyorsun çocuk
kendinden başka kimseye zararın yokbastığın yere ölüm saçıyorsun,ağlıyorsunsaçların rüzgarda dağılıyor uzun ve siyahgörüyorum,yüreğine yağmur topluyorsun
yüzün fotoromanlarımdan fırlamış gibikendinden kaçıyorsun,korkuyorsunresimleri yak,müziği bırak,bir şeyler yapellerin titriyor,unutuluyorsun çocuk
rehgüzar bir fırtına kopuyor içindekaçıyorum senden ve her şeydenbilmem hangi saat nerede bulsam kendimikendinden başka kimseyi düşünmüyorsun
sen kazandın ben kaybettimbıktım kırk haramileri oynamaktanbastığın yere ölüm saçıyorsunsiyam gözlü kahverengi çocuk,yanılıyorsun
bu oyunun bir sonu yok,anlamıyorsun
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Kan, Hasret, Aşk ve İntihar
insan kendini zamanla öz-lüyorbütünlüyor...unutmak isterken bir denasıl da yarım hissediyorben bir yarısı elmanınkurt diğer yarısıısır ısırabildiğincekan, hasret, aşk ve intiharuzanıyor bileklerimce...
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Kanayan
son satıra yazılıyorsa aşkbitmeden görmeyesin diyedirbir şiirde ismin geçiyor ve yenileniyorsahiç ölmeyesin diyedirsen yine de dikeni üzerinde unutulmuşbir dal gibi serin ve mevsiminde durben romanın orta sayfalarındasenin için gül kurutmaya devam edeceğim
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Kapanmayan Kapılar
dudaklarımızda,tango mevsimi sıcak bir arjantinellerimizde,tiryakilik yaratan düşkondu yalnızlıklarıve en deli çağı gözlerinin; sen,ben ve istanbul sokakları
açılmayan pencereler,kapanmayan kapılar gibidiryüzünü araladığında,bir tutam hüzünle karşılar beni üsküdarher dokunuşunda ellerin,rüzgar sızar gözyaşlarımdansebepsiz yere sebeplenirim ve alırım düşeni payıma ayrılıktan
çünkü her istanbul’da gizli bir çöküş vardırgözle görülür,uzaklardan bir konstantinopol düşülür
düşünülür...
sadece yazgısı değil yalnızlığınher sevgiliden gözyaşı misali nisanlar dökülür
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Karanlık Saat
bir elin hizasında duruyor dolunayrutubetli bir duvarda...sonra tavşan yapılıyor avcı olmak isterken bir elle duvaradaha önce başka bir karanlıkta kullanılmışcanavar hikayeleri anlatılmaya başlanıyor saat yaklaştıkçave korkuyorum gözlerine bakmayakorktuğumu anlarsın diye de saklıyorum bakışlarımı
ama ellerim...ellerim ele veriyor kendinibir büyüyüp bir küçülüyor duvardadaha sonra tavşanın hikayesini anlatmayı deniyorumbir elim tavşan, diğeri avcı olmak isterkendolunaya rağmen sabah oluyorgüneş doğuyor usulca parmaklarımın arasındanve yüzünün yarısı karanlığında kalıyor bir eliminkayboluyor tavşan ve avcıkayboluyor yüzün, belki de ilk ve son defadaha önce bittiğini sandığım bir romanın tam ortasındayapayalnız kalıyorumve bir elin hizasından doğuyor güneşrutubetli bir duvardaama gözlerim...gözlerim ele veriyor kendinibir büyüyüp bir küçülüyor baktıkça uzaklara...
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Kaybolan Geçmiş
daha dün gördüm onların hepsiniuzun bir yolun ortasında duruyorlardı öylecegözlerinden anladım,yorgunlardıyanlarından geçtim,yüzüme bile bakmadılar
oysa iki çift lafım vardı onlarabir de bende kalanlar vardı tabionları da alıp gidin diyecektimsanki alışmışlar bensiz yaşamayahiçbir şey söyleyemedim...
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Kırık Ayna
kendi gölgelerine içerlemiş aynaların derin hüsranları anlatır -ne kadar yaramazdım oysa,ne kadar bendim bir zamanlar-ne oldu da suya düşer gibi çırpınıp durdun saatlerceele avuca sığmazdın,uykusuzdun,huysuzdun
benliğini yere düşürmüş bir çocuk gibisin şimdine sözün geçiyor ne söz dinliyorsunah sana bir anlatabilseydim derdimisen,sen olmaktan vazgeçerdin belki ben de ben olmaktan
10eylül.07 / istanbul
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Kolenka Suikasti
öykünde seni anlatan birileri var kolenkasenin yerine yaşayıp senin yerine düşünüyorlarama senin yerine ölmüyorlarhiçbir insan sıyrılamaz çünkübunca mermi arasından, bunu biliyorlar
öykünde seni öldüren birileri var kolenkayalnızca mermiler değil isabet eden vücudunasanma ki bir anma hizmetinde hatırlanacaksın yalnızölüne madalya da verecekleronurlu bir vatandaş olarak öleceksin kolenka
senin yerine yazan birileri var, şu an benim yaptığım gibikim bilir hangi toprak parçası için; nerde, kiminle, niçin
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Köhne Konak
bunlar mı kaldı dersiniz ellerimizi titreten şu soğuk puslu gecedenaksi seda koyu bir yalnızlıkta isminizi söylesem, şöyle usulca direnmedenkarabasan yorgun yolcu tahlili bakışlarımdan devşirerek hüznünüzüepeyce öfkeli sanki, saldırgan bir tavırla sevmenizi uzaktan izlesem
kavhelerde sonu olmayan sessizlik iş ilanlarına atılımlar hiçbir zanaat olmadanadına yokluk dediğim bilmem kaç fasıldır söyleyemediğim o eksik adımların lisanıo kadar çaresiz o kadar derbeder, bir dilim kuru ekmeğe talim yokluğunuz hiçeksilmeden
hani bir zamanlardı yalnız mehtaba sokulurdu ay karanlıklar aydınlanırdıeski sinemalarda el ele tutuşmalar şimşek hızıyla yeniden adlandırmalar tanıdık birduyguyuhangisi daha inandırıcı kaçar o eski yazların vazgeçilmez yazgısındanhani o köhne konakta hani elele kaçamaklar eflatun bağnazlığımızdandenizde akşam masada balık çiğde keman...
geceye kırmızı kuşandım kan tuttu ellerim bileklerime kadar silme intihar
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Köyün Delisi
köyün delisiyim benneler geçer aklımdanbir güne sığdıramam yirmi dört saatiçünkü her yirmi dört saatte birbir saat geri alınır;doğuya göre ileribatıya göre geri zekam
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Kütüphane Günlüğü
kütüphane günlüğünegörevli,firari bir aşk düşürdücam kadar büyüktü gözlerielleri ayakları titriyordugömü bulmuş olmalı dersiniz halini görseydiniz
felsefe rafına merdiven dayadıotuzunun ikindisine basar gibi...aşkı sorgulamalıydı artıkşehirden ve şiirden geçipbir sahil kasabasına yerleşmeliydi
sayfaları çevirdi tek tekaynadaki suretini karanlık bir odada hapsettibelli ki haz etmiyordu görüntüsünün gürültüsündenson kez kendine uzaklardan bakıp gölgesini yere düşürdü
aşkını arıyordu belli,kitaplara gömüldü
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Little Boy
amerika, 6 ağustos 1945 sabahı hiroşima'ya'Enola Gay' isimli B-29 superfortress'teninsanlık tarihi üzerine'Little Boy' isimli ilk nükleer bombayı bıraktı
önüne bak çocukaz sonra on bin metredenarkadaşlarının üzerine düşeceksin
30aralık.06
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Lösemi
l adese tutuşalım çocukö nemsiz harfleri atalım cümlelerden, bırakalım hecelemeyis onra bir kıyıya gidelim denize en yakıne msalsiz kuşlar göstereceğim sana ebabildenm isketlerini topla, çantana koy düşlerinii nadım inat körebe yapıp sobeleyeceğiz ortadaki lö-se-mi-yi
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Mahkum
saltanatlık geride kalanlarmışacı bir tür hastalıkmışyalnızlık bir şiirdelirmek erdemlilikmiş
tüm bunlarısenin gidişinden sonra söylediler banamahkumluk acıların hürriyetihayat ayrılıkların başkentiymiş
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Masal Güzeli
bir unutulmuş şarkım var benimdalga dalga kayıklara vuran...bu gökyüzü yalnızlığım benimgece ve yıldızlar unutulmuşyaz sıcağında terk edilmiş evim
yalnızlığım senin içindir güzelimkoca şehir sabahı bekliyoryüzünü görmek için
denizden gözleriyakamozlardan elleribir masal güzeli
şehrin üzerine güneşi çekipçoktan terk etmiş beni
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Med Cezir Sabahı
bu sonbahar durağında belki zoryüzyılların kıyameti kopuyor avuçlarımdatutuşmuş bir yanım, içimde çığlığı kaybolan bir kadınhayalini kurar kendiliğinden uzak bir tılsımın
oysa dalgınlığı var bir dalgakıranın saçımdaki kırağıdayakınım isminin yalın türküsüne, ellerinin uzaklığı kadarkendimden ne kadar uzaklaşırsam hüznüm o denli çıplakbir med cezir sabahı, sonbaharı titretir dudaklarımda
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Oğlan Ahmet Kız Narenciye
istanbul’un kapıları kapanırperde pencere ne varsa arap kızına dair bir yağmur duasındakitaplar okunur gece yarıları iyiler kazanır elbetsumatra’nın körfezinde bir yerde iyi giyimli bir finalne de yakıştırılır kız bakire oğlan da sünnetsizsedüşünmek lazım kız oğlanın üzerindeyken ay’ın anlık seyriniafrodizyak mı dımdızlak az psikopat mı etkisinden sevgilininhangisi yakıştırılır karakterlerine sanat adının yan safhındagiyinmek mi gerek özgür kılmak mı pornoyu ayın ondördündeoğlan ahmet kız narenciye, acil kan aranıyor otostopçu ibneyekız saksoya yatıyor oğlansa budapeştesarıyor cigarasını sabaha kadar abanıyor erkekliğineiyi bir orgazm mı...rol yapıyor kız kaydırıp aralıklarında burnunu pinokyonunaşk masallardan çıkma en iyi yastıkaltı susturucusu değil mi
soğuk bir yatak az biraz saadet bir de oğlum ahmet söyle bakalım aşk ne yana düşüyor hangisi emanet
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Onun Uzaklığı
böyle gecelerde düşünürüm hepyıldızlı gecelerde...sana en son ne zaman dokundum hatırlamıyorumen son ne zaman hissettim karanlığımda bakışlarınısaat gece yarısı, kalbimde ince bir sızıomuzlarımda ellerin, varla yok arası
bazı farkına varamazsın yaşadığınınçünkü seni kendi içinde yaşatankısır bir döngü vardırcam buğusunda ellerinin kendinden ayırdığı
bir yalnızlıktan kaç ayrılık çıkarılırzaman, ölü toprağını üzerine atarken koca bir ömründaha kaç kez ölünüracı soyut ayrılık somuttur, görülür
bu yüzdendenize en yakın olunan yerdironun uzaklığı
bakmasan da görülür...
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Ölü Güvercin
hep uykulu sanırdım ölü güvercinleri, çocuktumöyle çoktum öyle yoktun ki...kürekleri denize atılmış yalnız bir sandalım şimdiyosun kokuyor bandıralarım
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Önsezi Metafiziği
bazı geceler yalanlar örtbas edilirsokaklar bir başına kalıroysa bekleyenler vardır duraklardahiçbir yere gitme isteğiiçimizde koca bir şehir olur
şarkılar söylenirsoyunur bilinçaltı hüzünleriişte,tüm çıplaklığıyla karşımızdadır şehirseyir bir süre sonra acıya dönüşür
korkarız kendimizdenyalnızlık ilerleyen bir hastalık olarak nükseder aynadagünler geçer,metafizik düşünceler sarar beynimiziher şey aynı kalır,yıkılır putları ankanın
bu ruh kargaşasıiç savaşlara sokar kimimizimağlubiyet hazmedilemez bir hal alırve gizli kapaklı yaşanmış her şeyaydınlığa çıkar size sormadan
cam parçaları gerçek ile kesişirbir noktadan diğerine gitmek içinhayali köprüler inşa edersiniz
çok geç kalınmıştır oysahiçbir şeyi olduğu gibi göremezsinizbeyin ölümü aynada gerçekleşmiştiryansıma,intihar girişimlerinin önsezileridir
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Park
beni en son bir parkınpark olma özelliğinikaybettiği yerde görmüş olmalılarrüzgara karşı serin birşarkı söylüyordum içimdeniki saat kadar oldu parktan dönelibir tek sesim kaldı geriyebeklediğim o çocuk dönmedi
9nisan.07
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Pencere Önü Şiiri
pencerenin önünde oturanyaşlı nineleringöz kapakları düşerken mahalleyeay istemsizce büyüyor perdedeoturup bir şiire başlıyorumsokağın ucunda beliren gölgenin sahibisen misin ne
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Perşembeye Kadar
sonbahar yapraklarımız vardıkağıttan turnalar,uçurtmalar yapardıkcümleler içinden çıkamadığımız günler de oldupazartesi veya çarşambaalfabetik umutlarımızdan perşembeye kadarsırtımızda yeditepebiz hamal gibi yaşardık...
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Ruh Kargaşası
kasabayla arasında bir ya da iki kilometre vardıeskiden oturduğum yerle eksen arasıorada saklıyordum gölgelerini kargaşalı ruhumun
içinde muhbirler vardıkarabasanlar ve basamayanlarbelli belirsiz bir zamandı yaşadığımgörüntüsü benden uzak bir ayna gösteriyordu -tek gerçeklik ölüm-yorgun saatlerinde dokunuyordum sadecegörülmeyen izler kalıyordu geriye
30temmuz.0718.15 (istanbul)
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sana Dair
bir dalın burkulmasıydı içimde gidişinkal diyemedim...sürdüm kendimi sonrakum saatine ayarlı denizlerden geçtimyarım kalmış şarkıların hüzünlü yüzleri gibisen dediğim yerde demirledim
kanatlandı arsız kuşlar gözlerimden bir birne söylesem de söz dinletemedimkimlerin penceresine kondularsa artıkbalıkçı tekneleri geçiyordu üzerinden gözyaşı maviliğinin
bahar kaygısı mı dersinyoksa taşınması mı içimden viran şehirlerinnereye gidersem gideyim sen hep en uzağımdakiydin
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sana Geldiysem
sana geldiysem suya hasret kaldığımdan değildağlardan denizlere kadarhasretin suda bıraktığını görmeye geldimşimdi suya bak, nasıl görmek istersen öyleyim
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sana Yabancı Kalışım
kalın bir roman..kayboluş belki...
sana yabancı kalışımuzun zaman öncesine dayanırfi tarihli ilkel sorulara belkibelki felsefi düşüncelere gebe ömürlerletaştan elde ettiğimiz medeniyeti kurma çağımızdabelki de en derin uykumuzda yakaladın bizi
şimdi sana ne diyeyim istanbulben kimim,sen hangi medeniyetsintarihi hangi ayına tekabül eder,aşk dediğimizin
yorgun musungözü yaşlı mı bakıyorsun yüzümebelki de haklısın,şimdi yeni baştan yaşanmalı her şeyve kaldığımız yerden devam etmeliyiz seni sevmeyetekrar tekrar,usanmadan,günahsız belki...
hayıflanacak ne var ey koca şehirboş durakları tutuşturupsuçu üzerimize atan sen değil miydinhadi susma söyleen deli çağımızda bizi terk edip giden kimdiherkes seni bir başkasıymışsın gibi anlatıriki yakamız bir türlü birbirine kavuşamazkenboğazımıza kadar bizi nasıl kirlettin
oysa nasıl sevmiştik senipeki ya sen,ben bir köşede ağlarkenhiç mi yüzün kızarmadı,hiç mi utanmadınzaman,mavi gözlerinde su gibi akıp giderkenbize çocuk olmayı hala öğretemedin
sen bana sadece ağlamayı öğrettin istanbulbir de yıkanırken hüzün pencerelerde,sessiz kalmayıbaharı erteleyen gülüşlerimizde...
13temmuz.06 istanbul
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sapanlı Çocuk
akşam erken iniyordu tarlayabuğdayla oynar gibi oynuyordum sarışın saçlarıyla çocukluğumunkurşuna dizdim hepsini sonra, biçerdöverle geçtim üzerindengördüm ki kar etmedi ayırmak saçlarımı tane tanesıkıldım bu oyundan yeni bir cephe açtım kendime
yol üzerindeki taşlardan cephane yaptımbir sapan bir de ipgerdim sonra uzağa doğru, savaş tanrısını vurdum
çocukluğum kovan sırtında geçtibir de izmaritlerini toplayarak ölü askerlerin
oysa bu tek oyundu bildiğim, bilyelerimden göz yaptımdöndürdüm gözleri biribirine vurdumrenkler birbirine girdi, nutuklar misketlerime
el değmemiş umutlar kaldı geriyene ben dokunabildim onlara ne de ölen çocuklar
hepsi arkadaşlarımdı, kimi esmer kimi kumralçok geçmeden bir cephe daha açtım ölümeönüm arkam sağım solum, en son ölendir sobe
hey size diyorumsavaşlar olmasınmisket oynayalım hep birlikte
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sarnıç Sokak
gerisinden geriye yağmuru teperek düştü karanlık odayaiki kişiydik pencerede, sırılsıklamdı içre yağmur başladığındaterk-i diyar eyledi şiiraşk bitti, sarnıç sokak ondört numara
yakıştırılır mı sonbaharda hazan alışılmamış bir yalnızlığarivayetidir çekimser eklerin, yapılandırılır çoğul bir buhranaeğer bu son görüşmemiz ilk öpüştüğümüz günse dahauykularım kaçmadıysa, yaşıyorsun demektir hiç olmasan da
sevdiği başka sevildiği başkane anlamı var gitmişim kalmışım, sarnıç sokak ondört numara
bir zamanlardı, serden geçilirdi yardan önce gençliğin bitmezdiokuduğum kitaplardın gece yarılarıiçtiğim su yattığım kan uykusueğer bu son görüşmemiz ilk sevişmemizse dahayatağım soğumadıysa, yaşıyorsun demektir hiç olmasan da
unuttuğu başka unutulduğu başkane anlamı var ölmüşüm kalmışım, sarnıç sokak ondört numara
karanlık ardına gölgelenir pusu kurup dalda sakanazardır, bazı gözle görülür acı bilhassa yaşatıldıkçane anlamı var ölmüşüm kalmışım herhangi bir kitaptasen yoksan şehri viranedir, bir garip gecedir hükmün ayrılığa
ne anlamı var yazmışım yazmamışımterk-i diyar eyledi aşkşiir bitti, sarnıç sokak ondört numara
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Savaş Suçlusu
değişken saatlerin alışılmamış hayaletiydi yokluğunellerin masanın diğer ucundagözlerin siper edilmiş bir savaş suçlususonunda en ağır mağlubiyeti almak üzereydimsığınaklarım yakılmışsilah arkadaşlarım düşüyor birer birerağır aksak ilerliyorum karanlığındasularımda gemilerindört bir yandan kuşatıldı artık ayrılıkyıllarca sürecek ölümüm,esirinim...
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Seni Seviyorsam
sanki unutulanların ardındandıryaşamak öyle ki,unuttuğumdandır
deli olduğumdan sandım,bir an uçtu gitti aklımseni seviyorsam,aklımı kaçırdığımdandır
çıplaktı hasretin yüzüne dokunduğumdagözyaşlarını tuttum,avuçlarımda büyüdü aşkın
mum ışığı altında yangın çıktıgiderek tenhalaştı ay ışığı,karanlıktandırsana rağmen seni seviyorsam,aklımı kaçırdığımdandır
mecbur kaldığımdan gururuma sığındımaklımda bitirdim seniaklımı da yitirdim,delirdim
bir an kaçmak istedim,çok uzaklaraviran şairlerin kırık lugatlarında,o kıraç çocukluğuma
unuttun diyeunuturum sandımaldanıyorsam,uzaklığındandır
hasretin dönüşü yokrüzgarlarıyla vuruyor yüzüme,soğuktandırsana rağmen seni seviyorsam,aklımı kaçırdığımdandır
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sessiz Şiir
ayrılık sonrası elleri poyrazkristal gözlerinin içinde hüzünlü bir mart sonrasıve sancısı biriken kırağının güz yangınındakırılgan geceler boyu dipsiz bir bekleyişsabaha kadar seyirir durur yalnızlığımın başucunda
sonra,resimlerine dağılan sözcükler kadar uzar ellerimuyku tutmaz seninle bir şiire susmadıkça
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sessizliğin İçinden
rüzgar, bir başka kapıdan giriyor içeriayna sadece olağan şeyleri tutuyor gizindeyüzünün bir yarısı gerçekdiğer yarısı çoğalır penceredesavunan ve savrulan bir ben kalıyorum geriye
her şeyden, herkesten ayrı rüzgara tutulur gecedurup sessizce dinliyorumiçimden kimseuyanmayacak mı bu gürültüye
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sevişme Sonrası
gecenin varsayılan en kuytu köşesine bırakıyor hüzün gövdesiniaşk tükeniyor sevişme sonrası,düşürüyor çocuklarını karanlıkeski fotoğraflar gibi konuşulmayanı savunuyor gecekasıp kavuruyor bu yangın içimizde ne varsasavruluyorum rüzgarla sağanak dolusubütün aşklardan geçiriyorum silüetiniserin,sisli ve huzursuz ediciansızın yağmur bir şehre düşürüyor gözlerinidağılıyor yüzün evin her köşesineölür gibi unutuyorum tüm yaşananlarıçıkarıp tek seferde dudaklarından geçmişin izlerini
dur...bir daha sakın yalnızlığımdan öpme beni
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sevmek Gurbete Uzaktır
güneşin battığı yerlerde evleriniz ay ışığıyla aydınlanıyorsave gaz lambaları birbirine tutsak ellerin birleşmesi için yanıyorsadağlara, ovalara ve çayırlara çiğ düşmemişse dahapeşine atılan her adım ölüme tuzaktırhasret kırmızı bir şafakla yüzüne düşmedikçesevmek gurbete uzaktırgurbetin ıssız çayırlarında çekilen sevda her dem sabahtır
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sır
saate bakıyorumzaman alaşağı ediyor tüm hatırladıklarımısonra nedense aklıma sen geliyorsunbirkaç yıl önce yaşanması gereken duygularatlayamadığımız bir eşik gibitekrar tekrar yokluyor zihnimizaman geçtikçe anlıyorumaramızda zamandan çok sen vardınbu yüzden aramızda senhep bir sır olarak kaldın
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Son Yazın Dışavuran Gölgesi
ikinci cenevre konferansınınbaşarısızlığa uğraması nedeniyletürk silahlı kuvvetleri (1974) 14 ağustos günüikinci barış harekatına başladı.türk askeri karşısında çareyi kaçmakta bulan rumlarmağlubiyetin acısını çıkarmak için birçok köydeçoğu çocuk,savunmasız kadın ve yaşlıyüzlerce türk'ü topluca öldürmüştür.
şimdi her biriayrı hikayelere demirlemişsaklı geçmişleri arıyor çoğunun gözleri
ne yana baksam vakitsiz ayrılıkbir şiire batırılıp çıkarılmış gibiisyankar, kuru ve sarışın elleri
kalabalıktan korkarcasına suskunkendiyle geçimsiz son yazın dışavuran gölgesi
anladık ki hiçbir tonu tutmaz gözlerinizinbu karamsar karanlıktaki ölümün rengini
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sultaniyegah
oysa yer değiştiriyordu denizlerdağlar bir gidip bir geliyordu cehenneminde ayrılığınsessiz kalıyorduk koridorlarında sahte buluşmalarınsonunun tesellisiz bir müebbet olduğunu bile bilevazgeçmiyorduk martların katıp kanatlandığı sevdalardanve muzdaripti ayrılanlargöçmen kuşlar aşkı ayaklarında ölü bir balık gibi taşıdığındansırf bu yüzden kanayan şarkılarla avuttuk içimizdeki çocuğukimse duymasın diye de sustuksensizliği bir türlü seni bir türkü gibi seviyorduk
gözlerinin geç kalınmış öykülerindenyağmurlar başlattık hazırlıksız sonbaharlarakahramanları öldü en sevdiğimiz romanlarıntüm o şarkılar ve yağmurlardan sonrasevmeye en başından başlamalıydık
sokaklarında sevdayıbir meşale gibi gururla taşıyacaktık üzerine karanlığınçatlaklarından sızacaktı kelimelerbelki de ilk kez şair yanımızla tanışacaktık
şimdi bir yangın gibi yükseliyor üzerimizde ateşten bulutlarki her biri mutluluğa fırtınadan önceki barikattırlaryoktur alaca karanlığında bir tasviri bu hazin gecenindağılır sultaniyegah sazlar artık bir başka çalınırlar
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sürgün
en az benim kadar bilirsindaha zeki olduğunuz söyleniyordaha olgundaha bilinçlidaha özgürdaha sevdalı...şimdi tüm bunları bir kenara bırakne kadar ömrün kaldı bana onu anlat
sen hangi günler yalnızlık türküleri söylersinya da ne kadar acıya dayanabilirsinbunlar birer çelişki değilhayatın ta kendi
şimdi bana umudu anlatrüzgara karşı daha kaç saat yelken açabilirsinhadi bana gerçeği anlataçlığa ne kadar tahammül edebilirsintokluğa kaç yıl
gözlerimi bir an kaçırsam üzerindenaklını yerinde tutabilir misinsen bana sürgünü anlathem aşık oluphem özgür olabilir misin
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Sürgün, Aşk ve Eylül
bütün hüzünlere denk düşüyordu yokluğunsonbaharın düşmesi gibi yüreklerimize,sapsarııslanan bir mevsimin şarkılardaki inatçı tutunuşu gibiyüzün,bütün hüzünlerini andırıyordu eylülün
ki ben en çok sen olmak istemiştimbir eylül akşamı zamansızca odalarına sinipseni seviyorum demekti niyetimya da gidiyorum beni unut, hoşçakal sevgilim
şiir tadında bir aşk olmalıydı bubaşka türlüsünü düşünemezdimkulaklarıma şarkılar fısıldanıyordubir şiire tutunur gibi tutuluyordu ay son kezbir kadın,bir adama aşık oluyordukelimelerin bir anda terk etmesi gibi cümleleriniya da kaçması gibi kuşların bir şehirden diğerineeylülde sen,eylülde sen,eylülde senaşk,bir sürgünün elindeki süngüydü gurbeti temsilen
sonunda evden ayrılıyordumaşk sözcüklerinden arınmış yalın bir türkçeyleelveda der gibi eylülün tüm getirdiklerinehoşçakal iki gözüm,hoşçakal sen
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Şair
bir şiiri tutupikiye böldüğündeortaya çıkan uçucu şeydirşair bence
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Şairin Ölümü
ölümüne intihar süsü verilmişbir cesedin dudaklarıneden susuz gözükür bilir misin
birçok mısra vardırdişlerinin arasında çünküiçten içe bir türkü tutturmaktadır ölümhoyrat esen bir rüzgar gibiazrailin elini tutmak ne demektir bilir misin
ki nefesin nefesimdiren derinlerimde duyulur sesinbir gün ben de böyle ölürsemo türküyü yalnız benim için söyler misin
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Şairler İçin
son savaşı bitti yüreklerin,yeni başladı ayrılık mevsimidaha dün yaz şiirleri biriktiriyorduk haziranlarına sevgililerinsürgünden bahsediyorduk olmadık yeregittikçe dibe vuran insanlardan mıyız biznerede bir yalnızlık görsek,sorgusuzca içimize işliyoruz
ve yürüyoruz hazan gölgelerinden aydınlığahangi pencereden kafamızı uzatsak yıkılıyor gövdelerimizsonbahar üşüyor yağmurla karışık türkülerimizdehangi cümlenin elinden tutsak orada kalıyor gençliğimiz
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Şehirden Çıkma
yas tutar dördüncü mevsimgurbet düşerken...tüm şehre acır gözlerimçıkıp bir gece sessizce gidebilirim
penceremde deli rüzgar eserkenyüreğim adım başı bu kışta üşürkengidiyorum bile demedenölürsem,şehre söylemem
yabancı dolaşır ışıklı kentlerimizdehapis edildik,isimler bilendiadsız yürüdük biz bu mahallede
gözlerim büyürken o ilk sevdiğimeçocuk ayakları ile değerdim,tozpembe hayallereilk selamı hala yüreğimdeyürüyorum,belki ona erişmeğe
ufkumda patiklerim dolaşır şimdiuyurum gündüzlerigülüşlerim eleme değdişimdi çıkardım kimliğimişehirden çıkmaymış meğerölüm haberleri...
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Şeytan Uçurtması
I korkuluk fırtınası
ağlar bir çocuk, içimde kopan bir korkuluk fırtınasıöylesine yaramaz öylesine bitkinkozası,bir kelebeğin şeytan uçurtması
II aynadaki yüz
nasıl asılı kalırsa bir yüz çehremdeki aynayaişte o kadar uzağım içimdeki çocuğa
III gidiş gelişler
nasıl anlatılır bu hüzün o küçük çocuğagidiş gelişleri beni yorar, gözleri katran karası
IV şeytan taşlaması
aslında uzun sürer küçük bir çocuğu anlamasıoysa gülümsemesiyle başlar bir çocuğun taşlaması şeytanı
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Şizofreni Sessezliği
gölgenin gözleri çığlığı bir aşkınyalnızlığı bir korkuluk fırtınası
karanlık bir kuş geçiyor önümüzdenihlal ediyor şarkılarını tüm hüzünlerinki gözlerin uzak bir ütopya’nın sınırlarıydıderinlerinde yüzdüğümüz bu denizyüz ölçümsüz unutuluşların yüzsüz suları
şimdi ölümün en ince ipi dolandı boğazımabu öyle bir hıçkırık ki yaşamak kadar inandırıcıyoruldum çıkıp gitmekten her seferinde aynalardansırf kargalar kondu diye düşkonmaz ağaçlaraölümümün sığ sularına bir ayağını uzatır şeytan
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Taş Ustaları
duvarı bitirmek üzereydi taş ustalarıbaşkalaşan bir şehrin penceresine konanatatürk heykelini değiştirmek içindi belki decumhuriyet sabahının tüm bu kentleşme çabaları
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Tekinsiz Sokak
olmadık bir an gelirkatilini tanırsın yansımanın sulara vurmasındanayak basmadık yer bırakmaz yastığında yalnızlıkgörülmez gönülden vurulduğun bir avcı elindesızı derindedir kimse bilmezintihar bileklerine işlemiştir iletken bir ayrılığın
yaşanılası en tekinsiz sokaklarım, yalnızlığım...
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Terzi
yeni kelimeler diktiriyorum terziyebiraz boydan alsın, açığım olmasın diye hiçbir yerimdeterziye yeni kelimeler diktiriyorumkapansın diye belkikelimeler o cümleyi bir daha kurmasınve hiç söylenmemiş olsun diye belki de
yeni kelimeler diktiriyorum terziyehiç söylemeyelim o şarkıyıbilmezlikten gelelim...
terziye yeni kelimeler diktiriyorumyeni dediğim o yamaların üstünehani şu kapanmayanlardan
yeni kelimeler diktiriyorumüzerinde iyi dursunben seni hep güzel hatırlayayım diye
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Tozkoparan
şiddetli gazellerinde akşamüstü çaresizliğininbağırsam sana uzanır mı sesimdipçik şarkılarıyla ender hüzünlerin
parça parça,çığlık çığlık kendi içinde kaybolansaklayan hatta çoğu yaralarınıbirçok aşk betimlendi uyruksuz cümlelerimizdeve kir pas içinde açtığımız sandıklargürültülü şekillerdekalbimizin havzasına kazınan umutsuzlukyedi bitirdi bizi içten içe
o ses,o yankı...miras sandığımız ayrılıklarzamanın tozkoparan ışıklarıydı aslında
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Üç Fidan
“çok geç” dediğinizdeöğüt almak için de çok gecikildiğini farkında değildiniz
ne zaman sözü açılsa güzel ve onurlu bir memleketinçiçeğe durmaya hazır bir bozkır gibi yitip gidebilirdiniz
sonra biz ötekileştiksiz özdeyişlerin içinde birer tümceydiniz
ölüme meydan okurdu gözlerinizve elbet tertemizdi şiirleriniz
yusuf, hüseyin, denizsiz, dar ağacına giderken bile güzeldiniz
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Ümitsiz Aşk Dinletisi
radyodan gelen dağınık sesler var bir teksözleri belirsiz bir dinletinin içindentek başına geçen tuhaf bir adamın ayak sesleri bir deo tuhaf şarkıların notalarında o tuhaf kadını arıyor halafrekans tutmasa da…
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Ütopya'dan Mektup Var
sen cephede uyurkensu uyanmıştı...
kimbilir neler geçiyordu aklındandenizde gemiler,karada silahlarinsan kanı,kansız insanlar...
birer birer suya düşüyorduksu taşıyordu kurşun ağırlığı iki insan eden bedenlerimiziyüzmeyi öğreniyorduk karaya tutunamadığımızdan
ölüme yedi kala dokuz kurşun yedimaradaki sekiz teğet geçti mısralarımdanarkadaşlarım öldü,sonra benbir yere geldik,neresi olduğunu bilmeden
önce ütopya sandıksavaşını verdiğimiz ütopya...sonra ne kadar uzaklaştığımızı anladıkgittikçe derinleşiyordu su,biz kaybolmuştukgeri tepiyordu ümitler,su ütopyaya gidiyordu
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Üzerine Düşülmedikçe
üzerine düşülmedikçeanlaşıldığı görülmemiştir kelimelerinki kelimeler kılıç kadar keskindirsevdanın üzerinde denemeyin
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Üzüldüğüme Bakma
sen üzüldüğüme bakmakaranlığım bir denizdirakıp gidero yolunaben yoluma
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Yakamoz
rivayeti aslıyla karışık bir metafor düştü önceeğildim baktım,aynası kırık bir bahar hüznüyarısı kendinden saklı,yaraları belden aşağıvuruldukça vurulmuş,içinde yılların cam kırığı
çıktım bir akşamüstü,örttüm kuşların gökteki yüzününe bir ses geldi uzaklardan ne de bir yankı
geceler boyu bekledimdışavurdu deniz,sakladı yakamozu...
17eylül.07
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Yalın Şiir
yalnız kirli ipin kırması değildir boynunu intiharcümleler de insanı öldürebilir“yalnızlık”, işte tam da bu cümlede geçecek bir kelimedir
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Yalnızlığın Yalın Hali
yalnız yalnızlığın şiiri yalındır, şiirin tek satır olması da işte bundandır...
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Yalnızlık
geceleri yalın bir sözcük içimden gürültüyle geçerzamansız uyanırım bu yüzden yalnızlığın ayak seslerine
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Yalnızlık Halleri
büyük ihtimal yalnızlığı soyup kabuğundan yiyeceğimafrikalı yamyamların işlemesi gibi arkadaşlarının derisiniher hakikatte vardır asıl olma tutkusu taşta gediğinvurur imgesi saklanmış kelimelerin doğal litaratürüneher insan biraz kendisidir olağandışı biraz başkasısuya değer izini belli etmez yabancı gibi bir diğeriakşam oldu mu düşer nile gizli bir firavun gölgesi
beni çağırıyorlar gitmeliyimtükenmiş değilim sadece biraz yorgun düştümelini uzatan kim mi omuzuma,sabah olunca görmeliyim
şiirin yüzey panjurlarından akşam sefası dokunuşlarınaepeyce eğreti durur nil gibi zenci köle bunalımınabir vapurum vardı şimdi ismini unuttumbeni götürecekti en son,karanlıktıakdenizdi ellerimde diken diken
beni çağırıyorlar gitmeliyim
yaz kavruldu, kış üşüdü, düş kurutuldu aynadaayrılık, hayalperest bir avuntu sanki uzayan sakallarımdageçmiyor saat, bir şiiri daha öldüremiyorum yalnızlığında
gitmeliyim...
kumdan kalemin askerleri benim denize yaverliğimkendimden çok bir kadını sevmişim iyi halt etmişimher hakikatte vardır vasıl olma tutkusu kalpte bir diğerininşimdi büyük ihtimal yalnızlığı soyup kabuğundan yiyeceğim
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Yanlış Bir Mayıs Sabahı
yaşıyor olmalıydımleningradın yazlık parkında belki...üzerime seyrek düşmeliydi yağmurintiharlar yağmurdan önce yaşanmalıydıbir anlamı olmazdı çünküyanlış bir mayıs sabahına yağmurdan önce ölümün düşmesiki denk düşürülen sadece bu erken ölüm değildikendime dair ne varsa o sabah hepsini terk etmiştimyağan yağmur gibi aynıtüm gözyaşlarım birbirinden ayrı atlıyordu yüzümden aşağı
sonunda kendimi tutamadım,yanlış bir mayıs sabahıydıyağmurla birlikte ben de atladımyaşıyor olmamın dışında, o sabah ölümden kurtulan olmadı
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Yarısı Atlı Hüzünlü Karıncalar
manolya mezarlıklarında akşam oluyordu,uyandımbaharı,hüzne elleriyle taşıyan karıncalar gördüm,yarısı atlıçok geçmemişti rüyanın içinde bir rüyada olduğumu anladım
gece yarıları uykularıma bir çınar devriliyordu,kararsızdımaynaya bakıp içinden çıksa mıydım yoksa kalıp durulsa mıydımmiskin miskin güldüm kendime sonra,biraz da ağladımçocukluğumdu kayıp giden ellerimden,anladım
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Yasak Aşk
zehir zemberek kuşanıyorum aşkıbugünlerde içimde yalnızlık büyütüyorumher ayrlığın kanayan bir yanı vardıruçsuz bucaksız değildir hiçbir gökyüzü
biliyorum,en derinlerinde saklıyorsun denizibiliyorum,maviye tutsak düşler üretiyorsunyüzünde sarsıcı bir ayrılığın değişilmez hüznü
şimdi ne anlatsam dağılacak sözcükler olmadık yereher biri uzak şehirlere sitemkar deyişler olacakbiliyorsun,vazgeçemeyeceğiz birbirimizdenaçıklayamayacağız kimselere olan biteni
oysa kalın duvarlarımız vardı, örselenmiş çoğu aşkagözlerimiz kapatılmıştı yeniden keşfedilmeyeuzun uzadıya laf kalabalığı yapıyoruz şimdi kendi kendimizealışmamışız bir kere sevmeden sevilmeye
her ayrılığın kanayan bir yanı vardır biliyorumdirenmek gerekir her yeni sevgilide baştan sevmeye
II
her şarkı yeni bir değer biçme şekli ikimiz içinher şarkı biraz daha düşündüren birbirimizine varsa işte aşka ve ayrılığa dairbütün hepsi kanayan yanlarımız için
III
kelimeler vardır bazı durduğu yerde kanatlanırkelimeler vardır böyle zamanlarda acıtırher şeklini düşündüm çünkü sonbaharındüşündümdüşündüm de dünden çok yarına eksildimya bu hayat bizi yaşamıyor ya da biz bu hayatı sevgilim
IV
aslında böyle başlamadık birbirimizesuyun aktığı yöne akışkanlık gösterecektikher ağaç olduğu yerde her yeşil açtığı mevsimdeşimdi ne söylesem üzerine bir kılıf uyduramamya da terk edemem hiçbir kelimeyi durduk yereneler geçiyor aklımdan yazarken ve yaşarkenhepsi olmak istediği kafiyelerde tutunuyor bu şiire
her ayrılığın kanayan bir yanı vardır diyorumoysa ki aşk yaşanmak içindir, yaşatılmak içindir biliyorum
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Yaz Şiirleri / Bahardan Önceydi
bahardan önceydieski şarkılarımızı yenileriyle değiştiriyordukben cümleler kuruyordum sana yakınsen,sana en çok yakışanı seçiyordun üzerinearta kalan kelimeleri denize bırakıyordun yaz için
yaz gelmek bilmedio yüzden kirlidir suyu bu denizin
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Yaz Şiirleri / Denize Karşı
göründüğü kadar yakındır deniz bu şehrealıntılardan ve sorgulardan uzakkendine özgü bir üslubu vardırkasvetlidir inatçıdır...yarım kalmış beyitleri tamamlarakşam üzerleri balıkçılarsade bir kayığın içindeturnalar eşliğinde...
ve bu son senfonisi olur denizinyanaştığı kıyı eşiğine
çünkü deniz sakindiryorgundur mavidirçünkü deniz lirik bir şiirdirüçüncü bir kişi sığmaz düşünceye
oturursun izlersin bir köşedeve farkedersin eksik kaldığını diğerlerindençünkü bu senin son şansındırçünkü yapacak başka şey kalmamıştır geriye
umudun mavi sularına boş şişeler bırakırsınhiç yazılmamış olsun diye sevgilinin kaderi
oysa geride ne bir ümitne de bir heyecan kalmıştır
ebediyet çoktan terk etmiştir ruhunu
sende böyle günlerde tanımış olmalısındır denizigeç kalınmış öykülerle bütünleşipyarım kalmışsındır her şey gibi
sen ve ruhunbenim olduğum yerdesinizdir şimdi
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Yaz Şiirleri / Denizin Türküsü
alıp verdiğimiz,bir türlü ödeşemediğimizçok tanrılı dalgaların sesi,güneşin izleri...devşirme hüzünler üzerimizde bu kadar mı iyi dururbu evlerden niye bu kadar karanlık gözükür gökyüzü
rüzgarlar açılmayan kapıları zorlaryüreğimde aynı kırıklık aynı karanlıkhüzün denize vurur konuşamadıklarımıbir mehtap gibi gecelerden gecelere...kelimeler yatağını bulamaz,su buharlaşırsusar insanlar,yalnızlığın yağmuru başlar
şimdi tüm insanlar gibi ben de susuyorum sevgilimdeniz konuşuyor,yağmur çoğaltıyor biriktirdiklerimiyarım kalmış şarkılar gibiyim,ağlayan çocuklar gibibir yanım eksik,bir yanım çok özlüyor seni...
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Yaz Şiirleri / Yaz,Deniz,Zaman
I-Yaz
yaz,kavrulmuş bir mevsimdirvaad edilen bir yalan,elde kalan yalnızlığındır
II-Deniz
deniz,içinde saklanan bir çocukturher liman seni başka bir yaza taşır
III-Zaman
bu şehirden ve her şeyden kaçıp gitme vaktidir artıkdolduramaz içindeki boşluğu zaman...
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Yelkovan
saat başı titreşimli yelkovan dokunuşlarıetimde çürüyen ölü hücreler gibikapaklanıp bir şehrin üstünegizliden el uzatması hiç tanımadığın birininve yakması gözlerini deniz suyuylaya da bir gölge uzaklığında içindeki sevgilikaranlıkta boy veriyor kendi cüceliğine
dokunuyorum parlak tenine hüzünlerinçoğalıyor zaman ve yeni bir yara açıyorumunutuluşların bile acı vermediği zavallı kalbimeyer değiştiriyor yelkovanuzlaşmak için günde iki kez akrebiyleyani zaman diyorumayaklarımın altından kayıpgeçmişte yüzeye çıkan zamanuzaklara taşıyor bizive taşırıyor içimizden 'biz' diye bahsedileni...
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Yerçekimi
Herkesin üç kişiliği vardır; Ortaya çıkardığı, sahip olduğu, sahip olduğunu sandığı.
Alphonse Karr
var/olmanın getirdiği sorumluluk o denli ağır kine sen tek başına bu yükü taşıyabilirsinne de bulabilirsin yerine gerçeği sırtlanacak biriniyaşam ile ölüm arasındaki o ince çizgi: aramızdaki yerçekimi
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Yoksul Şiir
sokakların yoksul çocuklara fısıldadığı bir şarkı gibiderin ve dehşet içinde dinliyorum "hoşçakal" deyişinidudaklarım çay bardağının sıcağına sığınırkenne ilk terk edendin diyorum ne de uykusuzluğuma sebepbardağın buğusunda hiç yaşayamadığımiyi bir aile özlemimdir yalnızca tüm bunlara sebep
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Yüzümün Bulanık Suları
inadına sevmek aşka ihanettirihanetin suç sayılmadığı yüreklerde aşk bir cinayettircinayet, yüzümün bulanık sularında aşkın karanlık gerçekliğisuların, surların üzerinden çekildiği her sevda büyük bir ihtilaldir
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Zehirli Sarmaşık
yaşanacaksa tan yelleri değirmeninde aşkınkapıdan içeri rüzgar gülleriyle girilmelidireğer ki umut bir delinin ilmi gibi görüldüysebüyük bir erdemle senin için delirebilirdim
çünkü sözlerin sükut olduğu yerden geldim benuzun yol yolcusunun konakladığı samimiyettenbu yüzden yasaklı değil sevdalıydı bakışlarımbu yüzden dilinden anlarım ayrılıklarınsen ağladıkça, gözlerime gözlerinden düşerdi yıldırım
ayrıntıların şeytanı üzümün gazabına düştükçekapanacaktır bulutlarla yüzündeki gökyüzüzehirli bir sarmaşık gibi dolansa da ayrılığın kemendi boynumuzayeryüzü bize dar, elbet çıkarız mecnun dağınabir sabah vakti sana yeniden sevdalanmaya
Mehmet Gökhan Damar
www.Antoloji.Com - kültür ve sanat
Zoraki Denklem
eklem ve çoğullarıyla bir aşkı kişileştirmeninen kısa yoludur, zoraki bir denklemdir hüzünyalnızlık çizik hatların etkisiz elemanlarıdıryaşanması gerekli, tekil acılardır paylaştığımız
şiir gibi bazenbazen kendisi gibi aşkın...
Mehmet Gökhan Damar