kÜltÜr cografyamizda. hz. muhammedisamveri.org/pdfdrg/d230265/2011/2011_cambazovi.pdf · 2015. 9....

12
KÜLTÜR COGRAFYAMIZDA . HZ. MUHAMMED ULUSLARARASI SEMPOZYUM (ORTA ASYA, KAFKASYA VE BALKAN L AR) -1- (7-8 Mart 2009) ADAPAZARI-SAKARYA DÜZENLEYEN Di'(ANET & SAKARYA ÜNiVERSiTESi iLAHiYAT FAKÜLTESi DiYANET YAYlNLARI

Upload: others

Post on 01-Apr-2021

14 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: KÜLTÜR COGRAFYAMIZDA. HZ. MUHAMMEDisamveri.org/pdfdrg/D230265/2011/2011_CAMBAZOVI.pdf · 2015. 9. 8. · 290 1 KÜLTÜR COGRAFYAMIZDA HZ.MUHAMMED -1 di kolunu teklif eder. Eshab-ı

KÜLTÜR COGRAFYAMIZDA .

HZ. MUHAMMED ULUSLARARASI SEMPOZYUM

(ORTA ASYA, KAFKASYA VE BALKANLAR)

-1-

(7-8 Mart 2009) ADAPAZARI-SAKARYA

DÜZENLEYEN

Di'(ANET iŞLERi BAŞKANLIGI &

SAKARYA ÜNiVERSiTESi iLAHiYAT FAKÜLTESi

DiYANET iŞLERI BAŞKANLIGI YAYlNLARI

Page 2: KÜLTÜR COGRAFYAMIZDA. HZ. MUHAMMEDisamveri.org/pdfdrg/D230265/2011/2011_CAMBAZOVI.pdf · 2015. 9. 8. · 290 1 KÜLTÜR COGRAFYAMIZDA HZ.MUHAMMED -1 di kolunu teklif eder. Eshab-ı

286 1 KÜLTÜR COGRAFYAMIZDA HZ. MUHAMMED - 1

BULGARiSTAN MÜSLÜMAN FOLKLORUNDA HAZRET-i MUHAMMED SEVGiSi

Dr. ismail CAMBAZOV*

(Bulgaristan'ın Doğu Rodop Dağlarının alt kısmında bulunan Kırcaali vila­yeti, Ard i no (Eğri Dere) beı"ediyesi, Çamdere bucağında yapılan alan araştırma­larının gözler önüne serdiği tablo)

Geçen XX. asrın başlarında Bulgaristan Müslümanları, Allah'ü Tealanın sevgilisi, yaratılmış bütün insanların, mahlukatın, her bakımdan en üstünü, en güzeli, en şereflisi, Allah'ü Zülcelalin methettiği ve bütün insanlara ve cinle­re peygamber olarak seçtiği, son ve en üstün peygamber olan Muhammed (S.A.V)e sevgi ve saygıyı, daha ana rahminde işite işite öğrenmişler, bu saygıyı dünyaya geldiklerinde ana sütü ile emmişlerdir. Birkaç gün içinde aldıkları şe­refli, kutsal peygamber isimlerinde perçinlemislerdir. .

Bizim bölgede asrın başından ta ortalarına kadar doğan her erken çocuk sanki ismiyle doğmuştur. O ya Muhammet'tir, ya Mehmet, ya da Ahmed. Köylü ailelerimiz Mehmetlerle, Mahmutlarla, Mustafalar ile doludur. Bir ailenin ço­cuklarına sevgili peygamberimizin isimleri yetmezse, sonradan gelen ya Ab­dullah olur, ya Haşim. Muttalipler de az değildir.

Kız çocukları Hazret-i Muhammed (s.a.s)in nur topu kızlarının adları ile doğarlar. Yeni doğan bebek kızmıdır, o mutlaka ya Zeyneb'tir, ya. Rükiye, ya Ümmü Gülsüm'dür ya Fatme. Bütün Müslümanların valideleri olan Peygam­ber Efendimizin pak hanımları da unutu lmamıştır. Doğup büyüdüğüm köyde (Brezen - Halaçadere) Haticeler, Ayşeler, Hafızeler, Selimeler, Cevriyeler, Habi­beler, Safiyeler ile doludur.

Peygamber Efendimi~e, onun vasıtasıyle Ali Ashabı'na duyulan, anne sütü ile beslenen, kutsal isimlerini almakta ifdesini bulan bu sevgi ve saygı her yeni

* Sofya, Bulgaristan.

Page 3: KÜLTÜR COGRAFYAMIZDA. HZ. MUHAMMEDisamveri.org/pdfdrg/D230265/2011/2011_CAMBAZOVI.pdf · 2015. 9. 8. · 290 1 KÜLTÜR COGRAFYAMIZDA HZ.MUHAMMED -1 di kolunu teklif eder. Eshab-ı

BEŞiNCi OTURUM 1287

doğan, çocuğa adını koyarken kulağına okunan ezan-ı Muhamınedi ile daha yüksek seviyeye çıkarılmıştır. Artık yer yüzünde Hazret-i Muhammed (s.a.s)in

mübarek adını kulağında işitip kafasına nakşeden bebek, hayatta gelişme yol- . ları, yükseliş ve alçalış yılları nekadar inişli binişli, kamburlu, virajlı olursa olsun büyük peygamberimizi hiçbir zaman unutmamakta, sevinçli anlarında, kederli

zamanlarında da hep ona dayanmakta, güvenmekte, Büyük Allah'a dualarını onun vasıtasiyle göndermektedir. Onun peygamberimize olan saygı ve sevgisi artık hiç bir zaman sonmemekte, tersine gittikçe kuvvetlenip gelişmektedir. Bu

sevgi ve saygı bireyin bütün hayatında Allah'ın emriyle Hazret-i Muhammed'in çizdiği yolda yürüme çabasında ifadesini bulmaktadır.

Doğu Rodoplar Osmanlı lmperatorluğundan 1912-1913 yıllarında yapılan Balkan savaşlarında ayrılmışlardır. Osmanlı bu dağlık bölgede daha belli baş­

lı bir eğitim sistemi kuramadığından Müslümanların kahır çoğunluğu okuma yazma bilmez. Örneğin XX. asrın başlarında Doğu Rodopların iki vilayetinde (Kırcaali ve Smolyan (Paşamaklı)) yaşayan Müslümanlar (Türkler, Pomaklar,

Çingeneler) arasında yazma okuma oranı çok düşüktür. Mesela 1930-lu yıllar­da Türk erkeklerinin yüzde 11-i kadınla_rın yüzde altı sı, Pomak erkeklerin yüzde 6-ı, kadınların yüzde 2-i, Çingene erkeklerin yüzde 0.16-ı, kadınların ise yüzde

OJ-i okuma-yazma bilmektedir. Yukarki rakamlara da sübyan· mekteblerinde sadece imanın farzlarını isiamin şartlarını öğrenenler, bölgesel medreselerde

daha yüksek bilgi alan genç1 er (tümü erkek), Gümülcine; Edrne, Istanbul med­

reselerinin yüksek kısımlarını bitirmiş olan 20 -30 genç girmektedir.

Düzgün eğitimi, kitaba dayalı dini kültürü olmayan Müslüman toplulu­ğunda Büyük Peygamberimiz Hazret-i Muhammed (s.a.s)e beslenen sevgi ve saygı da bilimseli ikten, bilinçlikten çıkarak bir takım hurafelere bürünmüş, akla hayale gelmeyen uydurmalarla sözde zenginleştirilmiş, folkloristik bir şekil al­

mıştır.

DiLENCi iLAHiCiLER

Artık benim yetiştigirnde (XX. asrın 30-lu yılları) yaşlı Müslümanlar (biz ar­

tık sınıflı mekteblerde okumaya başlamıştı k) esas dini bilgileri tek veya birkaç kişi halinde gezen dilenci ilahicilerden alırlardı. Her avluya giren veya halkı köy ortasnda topluyan, kirden sarığının, sırtındaki beyaz gömleğin rengi kay­bolmuş bu uzun sakallı ilahiciler yanı k yanı k sesle Hazret-i Muhammed (s.a.s)

hakkında öyle ilahiler, kasideler, natlar okurlardıki, hem kendileri ağlar, hem de büyüklerimizi ağlatırlardı. Kim tarafından yazıldığını araştırmadığı m şu beytler

hala hatırımdadır:

Page 4: KÜLTÜR COGRAFYAMIZDA. HZ. MUHAMMEDisamveri.org/pdfdrg/D230265/2011/2011_CAMBAZOVI.pdf · 2015. 9. 8. · 290 1 KÜLTÜR COGRAFYAMIZDA HZ.MUHAMMED -1 di kolunu teklif eder. Eshab-ı

2881 KÜLTÜR COGRAFYAMIZDA HZ. MUHAMMED -1

· Her kim geldi cihana, her kim ki gelecektir, hepsinin üstünde sen, serdarsın ya Rasülellah,

· Cihan bağında insan, agaçtır gayriler yaprak, nebiler meyvedir, özü sen ya Rasülellah! Şefaatin olmasa, halimiz harap günahtan her derdimize derman, hep sensin ya Rasülellah!

Büyük Yunus'un "Güzel Muhammed"inde biz çocuklar da aşka gelerek ilahicilerin ardından bir ağızdan tempo tutardı k:

Canım Kurban olsun senin yoluna, Adı güzel, kendi güzel Muhammed, Gel şefaat eyle bu l<emter kul una, Adı güzel, kendi güzel Muhammed.

Bu beş beytlik kasidenin son mısraını büyük bir vecd ve coşku içinde söy­leyen dervişler belli bir makam ile sesleri çıktığı kadar haykırıyorlardı:

Yunus neyler iki cihanı sensiz, Sen hak peygambersin şeksiz şüphesiz,

Sana uymayanlar gider imansız, Adı güzel, kendi güzel Muhammed.

Anlaşılan ilahicilerin solukları kesiliyordu ki, içlerinden en yaşiısı Peygam­ber Efendimiz hakkında çeşitli menkibeler, hikayeler anlatmaya başlıyordu.

HiKAYE-i KESiKBAŞ

Çok önemli idi.Bir nevi derviş de deyebi leceğimiz yaşlı ilahici bu masalı öyle canlı, heyecanlı anlatıyordu ki, sanki Kesik Baş'ın Hazret-i Peygamberin önünde nasıl tazimle tekerlendiğini gözleriyle görmüş, anlattığ ı tradejiyi ku­laklariyle işitmiş.Bu masalın gerçek olduğuna hem kendisi inanmış, hem de din leyicileri inandırıyor.Tam millette ağlayacak göz ka lmadığı sırada Hazret-i Ali Efendimiz ortaya atılıyor. Efendilerin Efendisinden izin alarak Zülfika rı beli­ne takıp Düldül'e atlıyer Kesik Baş ile kan içici zalim i aramak için yola çıkıyorlar. Yolda Düldül uçar gibi koşsa da Kesik Baş daima önde tekerlenir, dere tepe düz giderler. Yedi gün yedi gecede hain devi n mağarasına varırlar. Hazret-i Ali Düldül'ün sernerinden söktüğü kemendi bir taşa bağlar. Bir ucuna tutunarak gene yedi gün yedi gecede devin inine iner. Demir kapı ları kı rar, korul korul uyumakta olan devi yatakta bastırır, uyand ırıp indirir Zülfikarı başına, Böylelik­le hem kanlı bir zalim i oırtadan kaldırmış olur, hem de mağrada esir bulunan, her an parçalanıp yenmelerini bekleyen kesik Başın hanım ını, 800 sünni Müs-

Page 5: KÜLTÜR COGRAFYAMIZDA. HZ. MUHAMMEDisamveri.org/pdfdrg/D230265/2011/2011_CAMBAZOVI.pdf · 2015. 9. 8. · 290 1 KÜLTÜR COGRAFYAMIZDA HZ.MUHAMMED -1 di kolunu teklif eder. Eshab-ı

BEŞiNCi OTURUM 1 289

lümanı kurtarır. Böylelikle islam Allah'ın yardımıyle zülme, teröre galebe çalar. Hazret-i Muhammed (S.A.V), in bütün mahlükların en kuvvetiisi olduğu mey­dana çıkar.Bizim derviş bunların hepsini gözüyle görmüş, Düldül'ün üzerinde uçan Hazret-i Ali'ni n, Kesik Baş'ın refakatçı sı olmuş, Hazret-i Al i'nin kemendine · yapışarak yedi kat yerin dibine inmiş, neredeyse Zülfikarı Ali'nin elinden alarak devin başına indi rm iş. Zaten bütün bu işleri yapmış olsa da bu kadar canlı, bu kadar inandırıcı anlatamaz ya,orası başka. Herif bugünkü sahne sanatkarlarına taş çıkartacak kadar. Usta.Artık dinleyicilerin gözyaşları kurumuş,kahramanlık damarları şahlanmış, herkesin kalbi Müslüman olduğu için gururla dolmuş, Hazret-i Muharamed'in Allah'ın yard ımıyle dünyada yenemiyeceği güçlük ol­madığı fikri kuvvetlenmişti.

Bu Kahramanlık sahnelerini canlı bir şekilde anlatan derviş artık bitkin halde bir gölgeye sekilir. Bu defa sözü arkadaşı alır. Dinleyicilerin son derece galyane gelmiş sinirlerini yatıştırmak,farkına varmadan, uçmaya başladıkları semadan yere indirerek rahatlatmak lazımdır.Bu işi ikinci derviş yapar. Agir agir, mülayim bir sesle tutturur.

HiKAYE-i GÜVERCiN'i

Allah-ü Tealanın en sevgili muhibi Muhammed (SAV) tam ikindi namazı- .

nı bitirmiş, mubarek ellerini semaya açmış, yüce Yaratana duaya başlam ı ştır.

işte bu sırada sağ tarafından yaklaşan sevimli bi r güvercin Peygamberimizin mübarek dizine konar. iki gözü, iki pınar. Hem tiril tiril titrer, hem de hıçkırık­lar arasında yalvarır: "Sana geldim. Gizle beni. Bir tugan gelirse beni gizle. Ol tugan üç gündür beni koğar, canımı almak kasdına olmuş suvar. Gizler isen gizle, şimdi gel ur, altı yavru m ya Resul öksüz ka l ur. Ya gizlemessen düstCır ver, uçayım, yüce kayalara kaçayım'~

Kutsal kalbi insan ve hayvan sevgisiyle dolu olan Muhammed (S.A.V.) Efendimiz güvercin in bu yalvarışına karşı yenini açar, zavallıyı büyük bir şefkat ile oraya gizleyerek, "yüz bin tugan gelse seni terk etkezem"teminatı verir.Verir ama, doğan da bir takdir-i ilahi ile hemen o anda "Yeri gökü titredüp kıldı fıldi figan" iner Hazretti Muhammed'in yanına. O da başlar yalvarmaya: "Aman ya Rasülellah, avımı gizleme ver yoksa altı yavru m açlıktan ölmek üzeredir"

Masal öyle canlı, inandırıcı hikaye edilmiştir ki, dinleyicilerde heyecan had safhadadır. Bu yırtıcı mahlukun yavrularınada acıyacak kadar merhametli olan ulu peygamberimiz doğanın yavrularını doyurmak için koyun teklif eder. Yırtı­cı hayvan çocuklarım koyun eti yimezler, diyerek peygamberimizin bu lutfıni reddeder. Hazret-i Muhammed (S.A.V.) ozaman "insan eti tatlıdır" diyerek ken-

Page 6: KÜLTÜR COGRAFYAMIZDA. HZ. MUHAMMEDisamveri.org/pdfdrg/D230265/2011/2011_CAMBAZOVI.pdf · 2015. 9. 8. · 290 1 KÜLTÜR COGRAFYAMIZDA HZ.MUHAMMED -1 di kolunu teklif eder. Eshab-ı

290 1 KÜLTÜR COGRAFYAMIZDA HZ. MUHAMMED - 1

di kolunu teklif eder. Eshab-ı kiramın itirazına, telaşına rağmen satır ve yatır

getirilir. O büyük insanın mübarek kolunu yatırın üzerine uzatması, herkesin soluğunu keser. Hiç bir kimse satırın nasıl indirildiğini görmek istemez, herkes

gözlerini yumar. Hazret-ibrahim'in oğlu ismail'i kesmeyen satır, bu defa Hazreti Muhammed'in kolunu da kesmez. Kabuslu, rüyadan gözlerini açarcasına derin

bir soluk alan mi Illet ulu Yaratıeya şükran için ellerini semaya açar. Tablo eka­dar muhteşemdir ki, kalemle anlatmak imkansızdır. Herkesin kalbi böylesine

merhametli, yırtıcı doğanın zavallı yavrucuklarını açlık ölümünden kurtarmak

için kolunu dahi feda etmeye hazır olan o insan lık örneği peygamberin ümme­ti olmak şerefine kavuşturan, büyük Allah'a şükür seedelerine kapanır.

Halkı coşturan derviş ortalığı şöyle bir süzdükten sonra aşk ile, bu menki-

benin son beytini okur:

Güvercin silkindi oldu Cebrail,

Tugan silkindi oldu Mikail

Didiler Hakka ki sen oldun Habib Sen olupsun cümle dertlere tabib

Senin içün Hak yarattı alemi Arşı kürsi insu ve dnni ademi

Biz senin ne olduğunu bilmiş idiik şefaatin ummaya _gelmiş idik.

Kıl şefaat evliyalar serurü Cümle peygamberlerin hem rehberi

Failatün failatün failat

Vir Muhammed Mustafaya salavat.

Bu dilenci ilahicilerin köyümüze gelip gitmeleri, peygamberimiz hakkın­

da okudukları ilahiler, anlattıkları menkibeler, haftalarca yorumlanır, duyanlar işittiklerini duymayanlara kendilerinden de ilaveler, zenginleştirmeler yaparak

anlatırlardı.

Fakir analarımız babalarımız bu ilahicilere cömertçe ikramda bulunurlar­

dı. Kimisi bir tas buğday verir, kimisi un, fasulye, mercimek, patates doldurur­du torbalarına. Bu dilenciler torbalarında daima çeşitli konular kapsayan supa­

ralar taşırlardı. Hazret-i Peygamber hakkında çeşitli ilahiler, Mevlana'nın,Yonus Emre'nin natlarını, kasidelerini, şiirlerini içeren bu suparaların herbirinin ayrı

ayrı fiyatı vardı. Birine bir tas fasulye isterlerse, öbürüne bir çanak beyaz un

veya birtopaçine k yağı isterlerdi. Muhammediye, Ahmediye adında daha bü­yük kitaplar da satariard ı.

Page 7: KÜLTÜR COGRAFYAMIZDA. HZ. MUHAMMEDisamveri.org/pdfdrg/D230265/2011/2011_CAMBAZOVI.pdf · 2015. 9. 8. · 290 1 KÜLTÜR COGRAFYAMIZDA HZ.MUHAMMED -1 di kolunu teklif eder. Eshab-ı

BEŞiNCi OTURUM 1291

Çocuk aklımla ozaman da şaşardım, şimdi de hala şaşmaya devam ediyo­rum. Tek biri okuma-yazma bilmeyen bu insanlar bu kitapları ne için alıyorlar­dı. Etrafta da onları okuyacak adam çok zor bulunurdu. Olsa olsa ecdadımız.

böyle-kitapları Hazret-i Muhammede bir saygı ve sevgi işareti olarak evinde bulndurmak istiyorlardı. Büyük bir dikkat ile m ukavva kutular içinde korunan bu suparalar, adeta peygamberimiz ile özdeleştirilmiş, simgeleştiri lmişti. Halk böyle su paralar o lan evi Hazret-i Peygamberin sık sık ziyaret ettiğ ine kendisini kandırmıştı.

MEVLiD-i ŞERiF

XX. asrın başlarında ve bugün yöremiz Müslümanları, Hazret-i Muham­med (s.a.s)e sevgisini ve saygısını her şeyden önce her yıl tevellüdü münase­betiyle düzenledikleri mevlidler ile gösterirlerdi. Benim çocukluğumda mevlid okumak ve okutmak büyük bir ibadet olarak kabul edilir, etraf adeta bayram yapardı. Hazret-i Muhammed (s.a.s)in doğumu münasebetiyle düzenlenen mevlidler büyük camii dediğimiz cuma camilerinde yapılır, etraf köylerin bü­tün halkı-kadın erkek, çocuk yaşlı, toplanır, okunan mevlid-i şerifı büyük bir huzu ve huşu içinde dinlerlerdi. Yan ık sesli mevlidhanlar şöyle bir besmele çe­kip başladı lar mı

Allah adın zikr edelim evvela Vacip old ur cümle işte her ku la Allah adi n her kim ol evvel ana Her işi asan ede Allah ana

Kalbler titrer, kundaktaki bebekler dahi ağlamayı dindirirlerdi. Viiadet-i Peygamberi kısmı dinleyicileri ekadar coştururduki, güzel sesi olan genç ta­kımı kendisini tutamaz, mevlidhanlara eşlik eder, mevlidi kolektif okunan bir koruya döndürürlerdi.

Arnine Hatun Muhammed anesi Ol sedeften doğdu ol dür danesi Çünkü Abdullah'dan oldu hamile Vakt erişti heftevü eyyam ile.

Sesleri camiin pencerelerinden taşarak köy sokaklarına yayılıyordu. Mer­hum Süleyman Celebi'nin kutsal Ana Arnine Hanıma tarif ettirdiği kutlu do­ğum annelerimizi, bacılarımızı coşturuyor, sık sık göz yaşlarını sildikleri yaş­

makları, çenberlerini sırsiklam su oluyordu:

indiler gökten melekler saff-u saf Kabe gibi kıldılar evim tavaf

Page 8: KÜLTÜR COGRAFYAMIZDA. HZ. MUHAMMEDisamveri.org/pdfdrg/D230265/2011/2011_CAMBAZOVI.pdf · 2015. 9. 8. · 290 1 KÜLTÜR COGRAFYAMIZDA HZ.MUHAMMED -1 di kolunu teklif eder. Eshab-ı

292 1 KÜLTÜR COGRAFYAMIZDA HZ. MUHAMMED - 1

·Geldi huriler"bölük bölük buğur"

Yüzleri nurundan evim doldu nur Hem heva üzre döşendi bir döşek Adı Sündüs döşeyen anı melek.

Ozamanlar mevlid gerçek bir tören olarak kabul edilir, analarımız-baba­larımız, büyüklerimiz bayram narnazına hazırlanır gibi abdest alıp yeni, temiz elbiselerini giyerler, ailesini toplayarak camiye götürürlerdi. Erkekler camiin büyük salonuna saf saf dizilirler, biz erkek çocuklar arka sıralarda usluca otu­rurur mihraba kurulmuş o lan mevlıdhanların başlamalarını beklerdik. Kadın­lar kızlarıyle camiin ikinci katındaki balkona ç ıkarlardı. Herkes okunan mevlidi derin bir manevi zevk, huzu ve huşu içinde dinler, mevlidhanlarm bahsettik­leri eşsiz insana layık ümmet o lup olmadık larını düşünürler, onun gösterdiği yoldan daha büyük bir azimle yürüyeceklerine samirniyetle söz verirlerdi. Her mevlid bir iman tazeleme, kendini ölçme,yenileme, tefekkür vesilesi olurdu.

Ayrı varlıklı kişilerin kutsal geceler ve günler şerefine okuttukları mevlidler ise evlerde yapılırdı. Böyle hallerde evin üst katına erkekler çıkarilir, kadınlar alt katta dinlerlerdi. Camilerde okunan mevlidlerde koyun kuzu kesilir, büyük kazanlarda kaynatılır, mevlide gelenlere ortak sofra kurul urdu. Evlerde yapılan mevlidlerde gelenlere yemek vermek ad eti yoktu. Herkese birer f incan şerbet veril irdi.

Bizde mevlid geleneği çok kuvvetlidir. Hatta komünist idareciler bile mev­lidi kesinlikle yasak etmelerine, tuttuklarını cezalandırıp toplama kamplarına göndermelerine rağmen mevlid okutmanın önünü alamadılar. Ancak halkı içi­ne kapan maya, çeşitli taktikler düşünmeye sevk ettiler.

Kendisi çok iyi bir mevlidhan olan köydeşim, halihazı rdaki Hasköy (Hasko­vo) vilayet müftüsü olan Faik Hacımurad anlatıyor:

-0 sıkı zamanlarda da ben hemen hemen her akşam bir köyde en az yüz­kişinin iştiraki ile gizli mevlid okuyordum. Her hangi bir ani baskın için peşin hazırlık yapıyorduk. Bir defa mevlid okunan evde ışıklar söndürülürdü. Şükür ben bütün mevlidi karanlıkta ezbere okuyabiliyorum. Bir de gençlik yıllarında

kafama nakşettiğim yarım saatlik bir mevlid duası var. Onu da ilerlemiş yaşıma rağmen hala zihnimde tutabiliyorum.

ikinci korunma vasıtamız da bi ra idi. Ben bir tarafa mevlide giderken ara­banın bagajına iki kasa bi ra koyuyordum. Bira şişelerini masanın üzerine dize­rek başlıyorum mevlid okumaya. Ansizin bir baskın olursa hemen hava değişti­riyoruz. Gelen polise, parti sekreterine doğum günü kutluyoruz, çocuğumuzu

Page 9: KÜLTÜR COGRAFYAMIZDA. HZ. MUHAMMEDisamveri.org/pdfdrg/D230265/2011/2011_CAMBAZOVI.pdf · 2015. 9. 8. · 290 1 KÜLTÜR COGRAFYAMIZDA HZ.MUHAMMED -1 di kolunu teklif eder. Eshab-ı

BEŞiNCi OTURUM 1 293

askere gönderiyoruz, yeni bebeğimiz var, siz de bizim sevincimizi paylaşınız, birer biramızı için, diye davet ediyoruz masaya.

Şükür Allah'a ki bugün artık böyle taktiklere lüzum kalmadı. Herkes mevli­dini istediği zaman ve istediği kadar yapabiliyor. Türkiye Diyanet işleri Başkan­lığının yardımı ile Bulgaristan Başmüftülüğünün başlattığı Kutlu Doğum haf­taları artık bizde de kurumlaştı. Her sene binlerce Müslümanımız kutlu doğum haftalarının çeşitli etkinliklerine coşku ile katılarak Hazret-i Muhammed (s.a.s)i medih sena etmekte, ruhuna saygı ve sevgilerini ifade etmektedirler.

i!VIDAT, YETiŞ YA MUHAMMED .

Bulgaristan Müslümanlarının Hazret-i Muhammed'e saygıları ve sevgileri okadar derindirki, totaliter diktatörlüğün en sert yıllarında dahi Allah'ın, Pey­gamber Efendimizin yardımından hiç bi r zaman ümit kesmemişler ve daima

onlara dayanmışlardır.

9 Eylül 1944 tarihinde Sovyet Ordusunun Bulgaristan'ı işgal etmesi saye­sinde siyasi iktidarı ele geçiren bir avuç komünist, sanayii çabuk elden milli­leştirerek ekonomik manivelaları eline alınca gözü köylünün bayırına,çayırına ,hayvan hasenatına dikti. Sözüm ona tarımı gönüllü kooperatifleştirme hare­keti başladı. Düne kadar kendi tarlasında çalışarak kıt kanaat geçinen köylü­

ye bu durum çok ağır geldi .Hele de Müslümanlar karı l arını, kızlarını yabancı

erkeklerle çalıştırmaya hiç razı değildiler. Tam bu ağır durumda milletin yar­dımına Hazret-i Muhammed koştu. Komşu ihtiyar MÜMÜN amca bir aksam rüyasında Hazreti Peygamberi görmüş. Peygamberimiz (s.a.s) Mümün amcaya "Komşuları na benden selam söyle, Kooperatife kesinlikle girmesinler, girerler­se çok büyük günah işlemiş olurlar" demiş. Mümün amca ertesi gün rüyasını komşularına anlatıyor. Mesele derhal etrafa yayılıyor:

-Peygamber Efendimiz kooperatife asla girmeyin, demiş. Bu halkın diren­cini daha fazla arttırıyor. Aile başları zorla kooperatife girmekten kurtulmak için dağa çıkıp mağra deliklerine gizleniyorlar. Böyle birkaç sene dayatıyorlar. Etraf köyler kooperatifleşti, bizimkiler, hala peygamberimizin sözünü dinliyor-

. lar. iş kabalaştı, sertleşti. Bir gün silahlı iki m ilis (polis) köyümüzün imamını al­dılar. ilçeye karakala götürdüler. Orada bikaç gün imamı okuttular. Bir cuma namazında imam hutbede, komşular Hazret-i Muhammed zamanında Arapla r toprağı hep beraber istiyorlarmış, sık sık birbirine yard ımda bulunuyorlarmış,

bunun bu günkü adı kooperatif. Ben buna i nandım. Tarlalarımı, hayvan hase­natımı kooperatife veriyorum, dedi. Zora dağ lar dayanmamış demişler. Halk

da imarnın ardından tıp ı ş tıpış kooperatife girdi.

Page 10: KÜLTÜR COGRAFYAMIZDA. HZ. MUHAMMEDisamveri.org/pdfdrg/D230265/2011/2011_CAMBAZOVI.pdf · 2015. 9. 8. · 290 1 KÜLTÜR COGRAFYAMIZDA HZ.MUHAMMED -1 di kolunu teklif eder. Eshab-ı

2941 KÜLTÜR COGRAFYAMIZDA HZ. MUHAMMED -1

Bu olaydan 20 yıl sonra komünistler sadece Müslümanlar arasında kıyafet

devrimi yapmaya kalkıştılar. "Feracesizleştirme" kampanyasi adında bir zorba­lık hareketi ile annelerimize, feracelerini, yaşmakları nı, çarşaflarını, bürgülerini attırdılar. Bu, bacılarımıza, kooperatife tarlasını, ineğini bağışlamaktan daha ağır geldi. Kooperatifçilikte erkekler direndiler, kıyafet devrimine karşı ise ka­dınlar çıktılar. Burada kadınlar da Haz_ret-i Muhammed Efendimize.sığındılar.

Komşu kadınlardan birisi öğle sıcağında tarladan dönerken caminin önünden geçer. Ne görsün! Sırtında tırnaklarına kadar beyaz bir havruz (göm­lek), ak sakallı, nur yüzlü bir ihtiyar abdest alıyor. Bizim yengeyi gören ihtiyar

abdestini keser ve kendisine şöyle der: i

-Feracelerinizi, yaşmaklarınızı attırıyorlar, size fıstan (rokle) giydiriyorlar. Bilesinizki, kadının yüzünden, iki elinden, iki aygından başka bütün açık yerleri

yarın cehennemde çatır çatır yanacaktır.

Yenge kendisini toparlayarak bu nuri u yüzlü ihtiyara biz ne edelim, ne ya­palim, diye soracak olur. Fakat başını kaldırınca görürki, karşısında ne ihtiyar var, ne abdest aldığı ibrik. Sadece toprağın bir kısmı biraz ıslanmıştır. Bu olay da yıldırım hızıyle köye ve etrafa yayıldı. Etraf köylerden kadınlar daha fazla bilgi edinmek için komşu kadının evini tekkeye çevirdiler. Bu kadın müşavere­lerinde komşu kadına görünen "Beyaz havruzlu, ak sakallı, nur yüzlü ihtiyarın"

Hazret-i Peygamber Efendimizin bizzat kendileri olduğu hiç şüphe götürmez şekilde saptandı. Böylece Hazreti -Peygamber bizim köyde ve etrafta, "feraci­sezleştirme" kampanyasını de bir kaç sene geciktirdi. ·

Adına Halk idaresi denen komünist diktatörlüğü yıllarında Müslümanlı­ğa, Türklüğe yapılan bütün hücumlarda halk hep Allah'a, Hazret-i Muhammed Mustafa Aleyhisselama dayandı, tevekkülle bağlandı. Okadarki, zorlal isim de­ğiştirme yıllarında herkes rüyasında Hazret-i Muhammed'i görür, ondan tali­

mat alır, ona göre hareket eder oldu, 1980-li yıllarda artık millet rüyalardan vazgeçti de pencere camlarında Hazret-i Muhammed'in bizzat kendisini gör­

me ye başladı.

Bundan 30 yıl önce Kırcaali"de ve bölgesinde Bulgarini Türkünü, Hırıstiya­nını, Müsülmanını bir merak, telaş ve endişe sardi. Hıristiyanlar bir takım pen­cerelerde Hazret-i ısa'nın, Müslümanlar Hazret-i Peygamber Aleyhiseselamın

resimlerini değil de kendilerini görmeye başladılar, Bir konuşmadıkları kaldı.

Mesele okadar, büyüdü, o kadar yayıldı ki, devlet halkın telaşını yatıştırmak için Sofya'dan kimyager, fizik profesör, doçent, doktor çağırarak halkı aydınlatma­larını rica etmek zorunda kaldı. Yapılan aydınlatma işinin kuwetinden midir,

Page 11: KÜLTÜR COGRAFYAMIZDA. HZ. MUHAMMEDisamveri.org/pdfdrg/D230265/2011/2011_CAMBAZOVI.pdf · 2015. 9. 8. · 290 1 KÜLTÜR COGRAFYAMIZDA HZ.MUHAMMED -1 di kolunu teklif eder. Eshab-ı

BEŞiNCi OTURUM 1 295

Hazret-i lsa ile Muhammed (S.A.V.) sahneden çekilmelerindenmidir bilmem, bu iş birkaç ayda söndü gitti. Hem de unutuldu.

Fakat koca geçenlerde Kırcaali'de avukat Mustafa Hasan bana şöyle bir · olay anlattı:

-Bir gün hava almak için balkana çıktım. Karşımdaki manzaraya şaştım. Bir 40-50 kişi toplanmış benim pencereye bakıyorlar. Beni görünce çabuk in buraya, diye bağırdılar. Aralarına girince Bulgar komşular:

-Avukat Mustafa Bey, sen Müslümanın camında bak bizim Allahımız Hazret-i lsa var. Bizim penceremizde değil de senin pencerende görünüyor mübarek. Demek sen bizden daha büyük Hırıstiyansın, diyrek üzerime atıldı­lar. Ben ağzımı açınca Türk Komşular cevabı yetiştirdiler:

-Canınız istesin. Neresiymiş, Hazret-i isa bunun. Bu bizim peygamberimiz Hazret-i Muhammed (S.A.V.)dir. Resimlerden gördüğümüz kadarıyle Hazret-i isa'nın yüzü söbüdür, karşımızdaki yüz ise daha geniş, daha mülayim, daha çe­kici.

Ben bunların tartışmaianna kulak asmayarak pencereye baktım. Gerçek­ten camda ele kola benzeyen bir takım çizgiler, gövdeyi, kafayı andıran birta­

kım figürler görünüyor. Öte tarafı artık zengin hayale kalmış bir mesele. Sen birbirinden kopuk bu figürleri birleştirerek insan da yapabilirsin, hayvan da. Fakat halk bunlarda dini görüşlerine göre kendi peygamberini görüyor. Neyse bu defa da mesele yayıldı, benim camı aldılar götürdüler. Yerli gazetede bir kimyager Profesör bunuh güneş ışınlarının ca ma yansıması ile ilgili bir kimyevi hadise olduğunu izah etti.

Neyin neye nasıl yansıdığını bilmem ama, yukarda masal gibi anlattığım gerçek olaylar, halkımızın en ağır durumlarda dahi büyük peygamberimizden ümidini kesmediğini, fantastik şekilde de olsa daima ona başvurduğunu, her­şeye kadir tek varlık olan Büyük Allah'dan Muhammed ümmetine yardım ve şefkat istediğini göstermektedir. Bu olaylar ve olgular Muhammed (s.a.s) sev- · gisinin ve saygısının halkımızın kalbinde nekadar c:lerin kökler saldığının canlı tanığıdırl ar.

Çok şükür Allah'a ki, artık Bulgaristan'da her yıl düzenlenen 700 dolayında Kur-an kursu, üç imam-hatip okulu, birYüksek islam Enstitüsü, yavrularımızı ve gençlerimizi Hazret-i Muhammed'in hayatı ve ölümsüz davası ile ilmi surette tanıştırmakta, taze dimağlara bilinçli Peygamber sevgisi ve saygısı aş ılamak­

tadırlar.

Page 12: KÜLTÜR COGRAFYAMIZDA. HZ. MUHAMMEDisamveri.org/pdfdrg/D230265/2011/2011_CAMBAZOVI.pdf · 2015. 9. 8. · 290 1 KÜLTÜR COGRAFYAMIZDA HZ.MUHAMMED -1 di kolunu teklif eder. Eshab-ı

296 1 KÜLTÜR COGRAFYAMIZDA HZ. MUHAMMED -1

Bulgaristan Başmüftülüğünün her yıl düzenlediği Kutlu Doğum haftaları, toplu sünetler, kolektififtarlar, hac kervanları, bayramların teşkilatlı kutlanması de yaşlı nesillerimizin Hazret-i Muhammed (S.A.V.) daha iyi tanıyıp sevmeleri­ne, onun gösterdiği yoldan azimle yürümelerine yardımcı olmaktadırlar.