kids&gourmet sayı 32

68
32 SAYI www.kidsgourmet.com.tr AYLIK ÇOCUK VE BESLENME DERGİSİ MART 2016 / SAYI 32 MASALLARIN ÇOCUK GELİŞİMİ ÜZERİNDEKİ ETKİSİ Uzm.Gelişim Psk. Deniz Özkılıç Kabul MASAL VE ÇOCUK Didem Köktaş KOZADAKİ KELEBEKLER Dr.Bahar Eriş ÇOCUKLARIN ANLATTIĞI MASALLARI DİNLİYORUZ Prof.Dr.Bengi Semerci Çocuğunuzda Alerji Belirtileri Var mı? Çocuklarda Mide Mikrobu Yeterli Ve Dengeli Beslenme Denilen Şey Nedir? Tekrarlayan Tüp Bebek Başarısızlığı Güzelliğine Düşkün Olanlara Beslenme Tüyoları

Upload: serap-torun

Post on 06-Apr-2017

160 views

Category:

Healthcare


7 download

TRANSCRIPT

Page 1: Kids&Gourmet Sayı 32

32SAYI

www.kidsgourmet.com.tr

AYLIK ÇOCUK VE BESLENME DERGİSİ MART 2016 / SAYI 32

MASALLARIN ÇOCUK GELİŞİMİ ÜZERİNDEKİ ETKİSİUzm.Gelişim Psk. Deniz Özkılıç Kabul

MASAL VE ÇOCUKDidem Köktaş

KOZADAKİ KELEBEKLERDr.Bahar Eriş

ÇOCUKLARIN ANLATTIĞI MASALLARI DİNLİYORUZProf.Dr.Bengi Semerci

• ÇocuğunuzdaAlerjiBelirtileriVarmı?

• ÇocuklardaMideMikrobu

• YeterliVeDengeliBeslenmeDenilenŞeyNedir?

• TekrarlayanTüpBebekBaşarısızlığı

• GüzelliğineDüşkünOlanlaraBeslenmeTüyoları

Page 2: Kids&Gourmet Sayı 32

Çocuk gelişimi için hayal gücü önemlidir.

Yeni Ford C-MAX, teknoloji ile hayal gücünü birleştirerek çocuklarınız için Hologram Masallar’ı yarattı.

Nasıl Yapılır?

Pedagoglar tarafından hazırlanmış Hologram Masallar ile çocuklarınızın uyku zamanını daha eğlenceli ve eğitici bir hale getirin.

1 2 3

Hologram materyalinikenarlarından birleştirin.

Cep telefonunuzdan fordcmaxilemasallar.com adresine girerek çocuğunuz için bir masal videosu seçin.

Videoyu açtıktan sonra hologram materyalini cihazınızın ekranının ortasına yerleştirin ve odanızın ışıklarını kapatın.

Page 3: Kids&Gourmet Sayı 32

Merhaba değerli okuyucularımız,

Evvel zaman içinde kalbur saman içinde büyüklerimizden dinlediğimiz masallarımız vardır. Hani ilk gerçeklerimiz olan masallar. Kids&Gourmet’in bu sayısını biz de masallara ayırmak istedik.

Masallar çocuklarla iletişim kurmanın en iyi yollarından biri ve iyiliğin desteklendiği kötülüğün cezalandırıldığı, içinden çıkarılacak derslerin olduğu hayaller âlemidir.

Olabildiğince şiddetten uzak, güzelliklerle dolu, üretmeye ve öğretmeye yönelik masallara yer verdik.Konunun uzmanlarından doğru masal ve kitap seçimi ile ilgili bilgi edindik. Çocukların masallardan ne yönde etkilendiğini öğrendik. Ayrıca çocukların doğru ve sağlıklı beslenmesi için masallarda bu konuyu da işledik. Beğeniyle okuyacağınızı düşündüğümüz dopdolu bir sayı ile yine sizlerleyiz.

SevgilerimleSerap Torun

editör

SERAP TORUN32

Page 4: Kids&Gourmet Sayı 32
Page 5: Kids&Gourmet Sayı 32

İmtiyaz SahibiSerap TORUN - KG Yayıncılık ve İletişim

Genel Yayın YönetmeniSerap [email protected]

Sorumlu Yazıişleri MüdürüAyşe Nil DİNLER

Tıp DanışmanıYrd.Doç.Dr. Enver Mahir GÜLCANAcıbadem Sağlık Grubu,Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları,Çocuk Gastroenteroloji, Hepatoloji ve Beslenme Uzmanı mahirgulcan@cocukgastroenteroloji.netwww.cocukgastroenteroloji.net

Çeviri (İngilizce)Ekrem UZBAY www.ekremuzbay.com

Reklam PazarlamaMobilikewww.mobilike.comTel: +90 212 281 33 55

Sanat YönetmeniGüray ERGÜ[email protected]

Köşe Yazarları

• BanuTopalakcıSALMAN Uzman Diyetisyen

•DenizÖzkılıçKABUL Uzman Gelişim Psikoloğu SENS Gelişim Akademisi

• EsraÖZ Sağlık Habercisi, Biyolog ve Sosyal Medya Danışmanı

• FigenFişekçiÜVEZ Uzman Diyetisyen

• PapatyaSOMER Milliyet Pembe Nar Yayın Yönetmeni

•GelişimPsikoloğuSenaKAÇAR SENS Gelişim Akademisi

Katkıda Bulunanlar

• Prof.Dr.CemFIÇICIOĞLU Yeditepe Üni. Has.Tüp Bebek Bölümü Direktörü

• Prof.Dr.BülentEnisŞEKEREL Hacettepe Üniversitesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi

• Prof.Dr.BengiSEMERCİ Bengi Semerci Enstitüsü Çocuk-Genç ve Erişkin Psikiyatristi

•Dr.BaharERİŞ Bahçeşehir Üniversitesi Üstün Yetenek Merkezi, Öğretim Üyesi

• SerdaKrandaKAPUCUOĞLU Aktivist Dergi Genel Yayın Yönetmeni

Basım yeriFİLMONBASKIÇÖZÜMLERİA.Ş.Adresi : Organize Sanayi Bölg. ESKOOP San. Sitesi

B1 Blok No:35 İkitelli İSTANBULTelefon : 0212 671 57 40Faks : 0212 671 57 43

Basım tarihiŞUBAT 2016

Yayın türüYaygın Süreli (Bir defaya mahsus)

Her Hakkı SaklıdırDergide yayımlanan yazı, makale, fotoğraf, illüstrasyon ve yazıların her hakkı saklıdır. Elektronik ortamlar da dahil olmak üzere çoğaltılma hakları Kids&Gourmet Dergisi® dergisine aittir. Yazılı ön izin olmaksızın hangi dilde ve hangi ortamda olursa olsun materyalin tamamının ya da bir bölümünün çoğaltılması yasaktır, kaynak gösterilerek dahi alıntı yapılamaz. İlanların sorumluluğu ilan verene aittir. Yazarların yazılarının sorumluğu kendilerine aittir.Bu dergi Basın Meslek İlkeleri’ne uymayı taahhüt eder.

Dikkat: Kids&Gourmet dergisinde yayınlanan sağlık konularındaki yazılar, yalnızca tavsiye niteliğinde olup bilgilendirme amaçlıdır. Sağlık sorunlarınızla ilgili olarak lütfen uzman hekimlere danışınız.

İÇİNDEKİLEREDİTÖR 1

ESRA İLE HAYATI KEŞFET 6-7İDEALLERİNE TUTKUYLA BAĞLI ÇOCUKLARIN YOLLARINDAN ÇEKİLİN!

UZMAN GÖRÜŞÜ 10-11YETERLİ VE DENGELİ BESLENME DENİLEN ŞEY NEDİR?

UZMAN GÖRÜŞÜ 14-15ÇOCUKLARDA MİDE MİKROBU (HELİCOBACTER PYLORİ)

UZMAN GÖRÜŞÜ 20-21ÇOCUĞUNUZDA ALERJİ BELİRTİLERİ VAR MI?

UZMAN GÖRÜŞÜ 22-23MASALLARIN ÇOCUK GELİŞİMİ ÜZERİNDEKİ ETKİSİ

ÖZEL HABER 8-9MASAL VE ÇOCUK

PSİKOLOJİ 28-29ÇOCUKLARDA BENLİK GELİŞİMİ VE MASALIN ETKİSİ

KONUK KÖŞE YAZARI - BAHAR ERİŞ 24-27KOZADAKİ KELEBEKLER: ÇABAYA ÖVGÜ

UZMAN GÖRÜŞÜ 62-63GÜZELLİĞİNE DÜŞKÜN OLANLARA BESLENME TÜYOLARI

UZMAN GÖRÜŞÜ 58-59TEKRARLAYAN TÜP BEBEK BAŞARISIZLIĞI

YEMEK TARİFLERİ 31-33ENGİNAR PÜRESİ (9 ay ve sonrası )

ÖZEL KONU 16-19ÇOCUKLARIN ANLATTIĞI MASALLARI DİNLİYORUZ

KÜLTÜR & SANAT 64

ALIŞVERİŞ - ÇOCUK 60-61

BLOG YEMEK YAZARI 46-51PIRASA KÖFTESİ (1 yaş ve sonrası)RENKLİ KURABİYE (2 Yaş ve sonrası)

KIZIMLA MUTFAKTAYIM 52-57SOMON FIRIN (9 ay ve sonrası)ISPANAK SALATASI (5 yaş ve sonrası)

AJANDA & NOT DEFTERİ 4-5

EXECUTIVE CHEF 34-45MUZLU MUHALLEBİ (1 yaş ve sonrası)EZO GELİN ÇORBASI (1 yaş ve sonrası)TEPSİ KEBABI (1 yaş ve sonrası)HAVUÇ TOPLARI (2 yaş ve sonrası)ZEYTİNLİ PEYNİRLİ KEK (1 yaş ve sonrası)

ANNE GÖZÜNDEN 12-13KURDUĞUMUZ HAYALLERE DİKKAT EDELİM!

Page 6: Kids&Gourmet Sayı 32

4

AJANDA & NOT DEFTERİ

THE LEGO® MOVIE™ 4D YENİ BİR MACERA İLE KARŞINIZDA Emmet, Çılgınstil ve arkadaşları LEGOLAND® Discovery Centre Istanbul’da yepyeni bir macerayla geri dönüyorlar! 4D efektlerle adeta maceranın içine dalın, siz de aksiyonun bir parçası olun.

Şimdi The LEGO® Movie™ kahramanları ilk kez, sadece LEGOLAND®’lerde gösterime girecek yepyeni ve özel bir bölümde bir araya geliyorlar. Emmet, Çılgınstil, Unikitty, MetalBeard ve Benny’nin son The LEGO® Movie™’den sonraki maceralarını anlatan filmde yeni kötü karakter Lord Riskli LEGOLAND®’i “andıran” yeni bir tema parkı açma peşinde. Kahramanlarımız üstün Master Builder yeteneklerine sahip sürpriz bir isimle bu kötü durumdan kurtarabilecekler mi? Bu film Warner Bros ile yapılan işbirliği sonucunda sadece LEGOLAND® ve LEGOLAND® Discovery Centre’lara özel olarak hazırlandı. 4D sinemada her gün, her biri LEGOLAND Discovery Centre’a özel hazırlanmış 15 dakika uzunluğunda 3 farklı film oynuyor ve filmlerin ilk gösterimleri yıllık üyelik sahiplerine özel ön gösterimle sunuluyor.

RAHMİ KOÇ MÜZESİ“BİLİNMEYEN YÖNLERİ İLE ÇANAKKALE DENİZ SAVAŞLARI” SERGİSİ“Bilinmeyen Yönleri ile Çanakkale Deniz Savaşları” sergisi, Çanakkale Savaşı’nda Deniz Kuvvetleri tarafından icra edilen faaliyetlerin tüm detaylarının anlatıldığı, özellikle yeni nesillere, atalarımızın son derece kısıtlı imkanlarla ne kadar etkin bir mücadele örneği verdiğini gözler önüne seriyor. Serginin küratörlüğünü, Ali Rıza İşipek yapıyor. Sergide; savaşı anlatan yağlı boya tablolar, fotoğraflar, gemi modelleri, dioramalar, propaganda posterleri, savaşın anısına çıkarılmış olan ipek ve keten hatıra mendilleri, savaşla ilgili çeşitli objeler, Nusret’in dökmüş olduğu mayınlar ile Muavenet-i Milliye muhribi tarafından atılmış olan torpidoların gerçek ölçülerdeki replikaları, Osmanlıca şema ve haritalar ile çeşitli bilgi panoları yer alıyor.

MART AYINDA ÇOCUKLARA MÜZİKAL OYUNLARMasal dünyasının renkli karakterlerini tiyatro sahnesine taşıyanSarıyer Sanat Tiyatrosu, Mart ayında Bakırköy Yunus Emre Kültür Merkezinde sahne alıyor. Rapunzel ile Beyaz Atlı Prensi, Ali Baba’nın Çiftliği ve Neşeli Günler Cumartesi günleri saat 14.00’te çocuklarla buluşuyor.

ALİ BABA’NIN ÇİFTLİĞİ: Yaş: 3-7 Tarih: 12 Mart 2016Yolları Adalet Ormanında kesişen müzisyen dört kafadarın eğlenceli mi eğlenceli komik mi komik hikayesi. Köpek Bastır, Eşek Fret, Kedi Guendillın ve Horoz Tortolini, Arı Maya’nın yardımıyla Ali Baba’nın Çiftliğini zalim barondan kurtarabilecek mi?

NEŞELİ GÜNLERYaş: 3-12 Tarih: 19 Mart 2016Sarıyer Sanat Tiyatrosu’nun müzikal film Sound of Music’ten uyarladığı Neşeli Günler, disiplinli deniz subayı Trump’un çocuklarına dadılık yapmak üzere köşke gelen Maria’nın hikayesini anlatıyor. Maria, daha önce tam on dört mürebbiyeleri olmuş çocukların hem de kaptan Trump’un kalbini kısa zamanda kazanır. Hep birlikte müzikten bir masal dünyası kurarlar.

RAPUNZEL VE BEYAZ ATLI PRENSİYaş: 3-12Tarih: 5-26 Mart 2016 Aynı gün sarayda doğan terzinin kızı Rapunzel ve kral ile kraliçenin oğlu Prens, doğumlarının ardından kaçırılırlar. Hırsızlar fidye için Prens’i kaçırır. Rapunzel ise saçlarının gençlik sihrine sahip olduğuna inanan cadı tarafından kaçırılır ve bir kuleye hapsedilir. Rapunzel ve Prens’in yolları bir gün kesişir ve birlikte eğlenceli bir maceraya atılırlar.

Gösterim saati 14.00 olan oyunların biletleri, kültür merkezi gişesinden ve Biletix.com’dan temin edilebiliyor.

Page 7: Kids&Gourmet Sayı 32

5

KAĞITTAN GEMİYLE MASALLARA YOLCULUK

MART 2016SAYI 32

Kâğıttan yaptığınız gemi ile isterseniz kendi masalınızı yaratmanız da mümkün. Nasıl mı?

İşte başlangıç için bir öneri!Gemiyi yaptığınızda çocuğunuza; “Sence bu gemi nerede yüzsün?” diye sorabilirsinizYa da çocuğunuzun yaşı uygunsa “Bu gemi denizde mi, okyanusta mı yüzmeli? diyebilirsiniz.

Yanıta göre örneğin; Günün birinde okyanuslarda gezen, büyük dalgalarla başa çıkan bir gemi varmış. Bu geminin de Miço adında bir kaptanı. Miço denizi ve balıkları çok severmiş. Gemisinin başına bir aksilik gelse yardımına hemen balıklar yüzerek yetişirmiş. Miço günlerden bir gün gemisini bir adanın limanına bağlamış… Buradan sonra adada yaşanacaklar sizin ve çocuğunuzun hayal gücüne kalmış.

Page 8: Kids&Gourmet Sayı 32

6

İDEALLERİNE TUTKUYLA BAĞLI

ÇOCUKLARIN YOLLARINDAN

ÇEKİLİN!

Bir çocuk yaşadıklarını anlatıyordu. Kendi ağzından kendi hayat hikayesiydi. Daha minicik parmakları, düşünceli bakışları arasında araştırmalar yaparak bilime olan tutkusunu dile getiriyordu. “Kahraman Çocuk” (The Young and Prodigious T.S. Spivet) yayınlanan filmde T.S. Spivet’in yaşadıklarını izliyoruz.

Filmi özellikle farklı bir gözle seyretmenizi isteyeceğim. Neden mi?Biyolog bir anne ile kovboy bir babanın, üçüncü ve en küçük çocuğu olan 12 yaşındaki T.S. Montana'daki bir çiftlikte yaşamaktadır. Manken olmak isteyen bir ablası ile filmin ilerleyen dakikalarında bir kaza sonucu kaybettiği diğer kardeşi kendisinden oldukça farklıdır.Annesi zooloji ve botanik alanında yeni türler keşfetmeye çalışırken, babası doldurulmuş hayvanlardan oluşan bir odayı müze olarak kurgular. Bu süreçte küçük Spivet, bir bilimsel toplantıya katılır. Orada yapılan konuşmaya coşkuyla eşlik eder. Kendisini keşif yapmaya adayacağının

ESRA İLE HAYATI KEŞFET

EsraÖZSağlık Habercisi, Biyolog ve Sosyal Medya Danışmanıhttps://twitter.com/fesraozhttps://instagram.com/fesraoz/https://www.facebook.com/esraozilesaglikgundemi

sözünü verir. Gün geçtikte de harita yapımı ve keşifler konusunda daha da yetenekli hale gelir.

Ancak, Spivet’in yaptığı çalışmaları anlamayan öğretmeni tarafından kendisiyle sık sık alay edilir. Hatta çalışmalarına kusurlar bulan öğretmenine, yazısının ünlü bir dergide yayınlandığını gösterince sınıfta küçük düşürücü cümlelere maruz kalır. Öğretmeni, bilimsel yeteneği olmadığını resmen baskı yaparak dile getirir.

İşte bu sahnede dayanamayıp içimden şunları geçirdim: Böyle kişiler dünyanın neresinde olursa olsun öğretmenlik yapmamalı. Kendi küçük dünyaları içinde sıkışıp kalırken, çocuklara zarar vermemeli. Yeniliklere açık, üreten, düşünen ve en önemlisi öğrencilerini değer vererek dinleyen öğretmenler olmalı.

Page 9: Kids&Gourmet Sayı 32

7

MART 2016SAYI 32

Bir gün Spivet’e, Smithsonian müzesinden beklenmedik bir telefon gelir. Son yaptığı keşfin prestijli Bair Ödülü'ne layık görüldüğü söylenir. Spivet ödül törenine gitmesi ve bir konuşma yapması için davet edilir. Hiç kimseye haber vermeden valizini hazırlar, yanına annesinin günlüğünü de alır. Washington'a giden bir trene binmek için büyük tehlikeler atlatır. Küçücük bedeniyle oradan oraya kocaman valizini taşır. Sonunda trendeki bir karavana yerleşir, aç ve susuz bir yolculuk geçirir. Yalnızdır ve kendisini kimsesiz hisseder.

Washington’a gittiğinde de bir polis ile karşılaşır. Polis, çocuğa hesap soran bir tavırla yaklaşır. Spivet’in kaçmasıyla da kovalamaca başlar. Kaçmayı başarır başarmasına ancak, kovalamaca sırasında yaralanır. Yılmayan Spivet yoluna devam eder. Ödülünü almak için çabalaması, davet edenlerin onu bir yem gibi görüşü ve sonunda ailesinin sahip çıkması ile biten bu filmden alınacak çok ders var.

İlgisiz anne ve babaların, kendi dünyalarında yaşamadan önce çocuklarına zaman ayırmaları gerektiği vurgusu yapılıyor. Ne kadar kendi hayatını yaşasa da herkes, çocuklara zaman ayırmak zorundadır. Onları dinlemek, sorunlarına çözüm bulmak ve yollarındaki engelleri kaldırmalarına yardım etmek önemlidir. Çocuklarınızın okulda yaşadığı zorluklar olduğunda mutlaka kulak verin. Öğretmeniyle sorunları varsa çözüm bulmak için harekete geçin. Hedefleriyle sakın dalga geçmeyin ve sizin için değerli olduğunu hatırlayın. İdeallerine tutkuyla bağlı çocuğunuza yapacağınız en büyük iyilik, yanında olup destek vermektir. Gerisini onlar başarır zaten…

Page 10: Kids&Gourmet Sayı 32

8

MASAL VE ÇOCUK

ÖZEL HABER

Bir varmış bir yokmuş… Yeryüzünde bir şehirde, bu şehrin içindeki evlerden birinin bahçesinde, limon ağacının altında bir kedi sağa dönmüş gözünü açmış, sola dönmüş uykuya dalmış sıcacık toprağın üstünde. Bu evin odalarından birinde bir kız çocuğu babaannesinin sözleriyle masallar örermiş zihninde.

Küçük kız, ayın ve yıldızların parıldadığı gecede pencereyi açıp masallardan kanatlarını

takar bir kuş olur uçarmış. Gece sererken örtüsünü babaannesinin sesi eline bir fener verirmiş dalarmış çam kokulu ormanlara.

Patikalarda koşarken bir omuzunda parmak kız, diğerinde nohut oğlan… Çıkarmış önüne kurtlar kanmazmış. Babaannesi ona bu masalı çoktan anlatmış. Şarkılar söyleyerek izlermiş güneşi, kamaşınca gözleri suya dalar bir ahtapotun peşine düşermiş. Allı pullu balıklar dans edermiş; turuncu, mor, mavi mercanlar ona selam verirmiş, yosunlardan saçlarına taçlar örüp keşfettikçe keyiflenirmiş. Daha da derinlere inince, ışığın bittiği yerde bir batığın içine kıvrılıverir, denizin sesini dinlermiş. Her gece bir masalla başlar, uyku ile bitermiş.

Benim masalım babaannemin bana anlattığı masallarla başladı. Çok kadınlı çok hikâyeli bir evde büyüdüm. Hayatımdaki bütün kadınlar gün içinde yaşadığım her olaydan rüyalarıma kadar kadim bilgilerle, hikâyelerle donattılar beni. Onlar farkında değildi belki ama aramızda güçlü bir bağ oluştu böylece. Yaşamımın en zor ya da en güzel zamanlarında masallara tutundum. Hikâyeler, eşik cini oldu hayatımın. Okudum, dinledim, gezdim, yazdım… Yaşamın keşiflerle dolu bir yol olduğunu hikâyelerden öğrendim. Her şey hikâyelerden ibaretti artık zihnimde, gönlümde, dilimde…

Türk Dili ve Edebiyatı eğitimi aldım. Mitolojiyi, masalları, efsaneleri, türküleri, şiirleri, sözcükleri çok sevdim. 2011 yılında bir Fransız Masal Gecesi’nde profesyonel hikâye anlatıcılığı ile tanıştım. Bir kelime bile Fransızca bilmeden bütün masalları anlamıştım,

Didem Köktaş [email protected]

Page 11: Kids&Gourmet Sayı 32

9

MART 2016SAYI 32

büyülenmiştim ve hikâye anlatıcılığı yolculuğuma böyle başladım. Yücel Balku Yazın Atölyesi’nde hikâyeler yazdım, Çağdaş Drama Derneği’nde Yaratıcı Drama eğitimleri aldım. Çok disiplinli bir hikâye anlatma yöntemi olan EnChant'ın yaratıcısı Judith Liberman'dan, Hikâye Anlatıcısı ve Tiyatro Pedagogu Nazlı Çevik'ten Sanatsal Anlatım, Hikâye ve Masal Anlatıcılığı, Sanaz Taj’dan beden dili, fonetik, oyunculuk-jest-mimik eğitimi aldım. Okullarda, hastanelerde, cafelerde, kitapçılarda, sanat atölyelerinde, sokaklarda masallar anlatmaya başladım.

Dünyanın her yerinde benzer ama farklı hikâyeler vardı, önce bunları keşfe çıktım. Heyecanım öğrendikçe, dinledikçe, anlattıkça giderek artmaya başladı; masalların yaşattığı duyguların iyileştirici ve birleştirici gücünü fark eder oldum.

Bir çocuğa masal anlatmak, dünyaya umudu yaymak demek benim için. Bir yetişkin bir çocuğa masal anlatırken onu uçsuz bucaksız bir hayal dünyasının içinde gezdirerek ona sadece soyut düşünme becerisini kazandırmakla kalmıyor; onunla samimi ve içten bir iletişim kuruyor, ona anadilinin bütün zenginliklerini öğretiyor, dili kullanma becerisini veriyor; çeşitli karakterleri, zıtlıkları ayırt edebilmesini, yaşadığı iç dünyayı duygularla renklendirmesini sağlıyor. Belki de en önemlisi bir çocuk masal dinleyince umut edebilme gücünü kazanıyor.

İşte bu yüzden nerede bir çocuk görsem ona masal anlatıyorum. Çünkü bu karanlık dünyadan bizi oyunlar, hayaller, masallar kurtaracak; buna inanıyorum. Küçük sandığımız yürekler birleşince, biz onların masallarını dinledikçe; gözlerinin içine bakıp yaşamın bütün anlamını görünce kurtları, devleri, kötü kalpli kralları yeneceğimiz gücüyle anlatmaya başlayalım birbirimize. Haydi başlayalım bugün, hemen. Toplanalım çemberde, hayal ettiğimiz dünya dökülsün sözcüklere. Çarpsın çocuk kalplerimiz bir kuş gibi çırpsın kanatlarını. Bir şiir düşüversin içimize. Güneş kamaştırsın gözlerimizi, aydınlıklara uyanalım diye.

Page 12: Kids&Gourmet Sayı 32

10

UZMAN GÖRÜŞÜ

YETERLİ VE DENGELİ BESLENME DENİLEN ŞEY NEDİR?

1976 yılında Ankara’da doğdu. 1998 yılında Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik bölümünden

mezun oldu. 2007 yılında Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri

Enstitüsü Beslenme ve Diyetetik Bölümünde yüksek lisansını

tamamlayarak bilim uzmanlığını aldı. 2001-2010 yılları arasında

Ankara Özel Güven Hastanesi’nde Beslenme Bölüm Başkanı olarak

görev yaptı. Amerika Harvard Üniversitesi’nde; Lifestyle Medicine

Tools For Promoting Healthy Change”, “25th Annual International Conference on Practical Approaches

to the Treatment of Obesity “ ve “Obesity and Diet” konularında

eğitimler aldı.2010 haziran ayından bu yana ise, kurucusu olduğu

danışmanlık merkezinde Uzman Diyetisyen ve Eğitmen, Çeşitli

kurumların beslenme danışmanı, 2013 Şubat ayından bu yana da

Kıbrıs Doğu Akdeniz Üniversitesi’nde Misafir Öğretim Görevlisi ve doktora

çalışmalarına devam etmektedir.

Yeterli ve dengeli beslenme; aşırıya kaçmadan, vücudun gereksinmesine yetecek kadar besin alınmasıdır. Bunun için;

Her çeşit besini yemek gerekirBesin seçimi yaparken, gün içinde birçok besin grubundan yemeye çalışmalısınız. Yiyecek ve içeceklerin çoğu birkaç çeşit besin öğesi içermektedir. Fakat hiçbiri tek başına ihtiyacımız olanın hepsini içermemektedir. Her besin grubundan yemeye çalışırken bazı noktalara dikkat etmek, alınan besinin kalitesini ve vücuttaki kullanımını artırmaya yardımcı olur.

Yağ kullanımını azaltınYağ sağlık için gerekli bir besin öğesidir. Enerji vermesi yanı sıra vücudumuz için gerekli bir çok yağ asidini de içerir

Uzm. Dyt. Banu TOPALAKCI SALMAN www.banutopalakci.com

ve kanda bazı vitaminlerin taşıyıcısıdır. Fazla miktarda alınan yağ sağlığınızı olumsuz yönde etkilemektedir. Fazla miktarda yağ tüketimi şişmanlık, kalp hastalıkları, diyabet ve daha bir çok sağlık problemini beraberinde getirmektedir. Bu nedenle yağsız et ve az yağlı besin yemeye yönelmeli, düşük yağlı pişirme yöntemlerini kullanarak, fazla yağlı sos ve kremalardan uzak durmalısınız.

Tahıl, meyve ve sebze yiyin Bu grupta yer alan besinler; vitamin, mineral, kompleks karbonhidratlar ve posa açısından zengindirler. Yağ eklemediğiniz veya yağda kızartmadığınız sürece yağ içerikleri çok düşüktür. Kurubaklagiller, proteinden de oldukça zengindir. Sağlığımız için enerjimizin çoğunu bu grupta yer alan besinlerden sağlamalıyız. Bu besinlerden

Page 13: Kids&Gourmet Sayı 32

11

MART 2016SAYI 32

BESLEN HİSSET YAŞA ÇALIŞ

DAHAİYİ

zengin beslenerek; kalp hastalıkları ve bazı kanser türleri başta olmak üzere diğer bazı önemli hastalıklara yakalanma riskini azaltabiliriz.

Şekerden uzaklaşın Benim de katıldığım ve Haziran 2014 ile Ocak 2015 tarihlerinde Dünya Sağlık Asamblesinde üye ülkelerin ve temsilcilerinin bir araya geldiği BM toplantısında, Bulaşıcı Olmayan Hastalıkların Önlenmesi ve Kontrolü konusunda bir Küresel Eylem Planını kabul edildi. Obezitenin ve obezite ile bağlantılı olarak diyabet hastalığında görülen artışın önüne set çekilmesi çağrısında bulunuldu. Toplantıda bu kapsamda; Aşırı kilolu bebekler ve çocukların sayısını azaltmanın büyük önem taşıdığı vurgulanarak özellikle şeker kullanımına dikkat çekildi. Çocuklarda şeker tüketiminin toplam alınan enerjinin %10’unu aşmaması konusunda fikir birliğine varıldı ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından da öneri olarak yayınlandı. Bu miktar günde ortalama 40 gr şekere denk geliyor. Meyve ve sebzelerden gelen şeker bunun dışında tutulmakla birlikte sofra şekeri ve bununla yapılmış tüm gıdalar bu sınırlamaya dahil edilmekte. Tabii burada 1 yemek kaşığı ketçapta 4 gram, 1 kutu gazlı içecekte 40 gram şeker olduğunu da hatırlatmakta fayda var.

Yediğimiz pek çok besinde şeker doğal olarak bulunmaktadır. Dolayısıyla şekerli yiyecek ve içecekler yiyip içmemeye özen gösterilmelidir.

Fazla tuz tüketiminden kaçının.Sodyum, bir besin öğesi ve pek çok yiyeceğin doğal bir parçasıdır. Tuz, sodyum ve klordan oluşmaktadır. Bir çok kişide fazla alınan sodyum vücuttan atılmaktadır. Fakat bazı kişilerde kan basıncı sodyuma duyarlıdır. Bu kişilerde alınan fazla sodyum, yüksek kan basıncını (Hipertansiyon) oluşturmaktadır. Bu tip kişilerde alınan fazla sodyum ve aldığı tuz miktarı sınırlandırılmaktadır. Bu nedenle; normal düzeylerde tuz kullanmak, ileriki yaşlarda oluşabilecek bir yüksek tansiyon problemini engelleyebilir. Yine aynı şekilde kan basıncı sodyuma duyarlı, fakat bunu farkında olmayan bireyler için de az tuzlu beslenmek sağlıklı bir seçim olacaktır. Yemeklerde lezzet verici olarak tuz yerine baharatların kullanılması, sebze ve meyve tüketiminin artırılması ve besin ambalajlarının etiketlerinde sodyum ile ilgili bilgilerin okunması sodyum alımını dengelemede dikkat edilebilecek noktalardır. Vücudunuzun normal işlevini sürdürebilmesi için sağlıklı bir bireyin günlük 500 mg sodyum alımı “güvenli ve yeterli” minimum miktar olarak belirlenmiştir. Bu miktar yaklaşık ¼ talı kaşığı kadardır. Bebeklerin yemeklerine 1 yaşından önce tuz ilave edilmez unutmayın.

Page 14: Kids&Gourmet Sayı 32

12

MASALLAR DİYARINDAN GERÇEKLER DİYARINA..

Kaç yaşına gelirsek gelelim çocukluğumuza ait aklımızda kalan, belki hayatımızın gidişatında etki eden, belki aldığımız bir kararda parmağı olan, karakterimizde kemikleşmiş bir şeylere sebep olmuş olan bir masal / masal karakteri mutlaka vardır.

Teknoloji ne kadar ilerlerse ilerlesin, görsel dünya nereye giderse gitsin, dinlediğini hayal dünyanda harmanlamak gibisi yok. Duyduklarımız, yaşadıklarımız ve gördüklerimiz üçgenini hayal dünyamızda getirdiğimiz hal uçsuz bucaksız bir deniz. Çocukluğumu düşündüğümde

ANNE GÖZÜNDEN

PapatyaSOMERMilliyet Pembe Nar Yayın Yö[email protected]

Page 15: Kids&Gourmet Sayı 32

13

MART 2016SAYI 32

en çok aklımda kalan masalların babamın bana anlattıkları. O zamanlar küçük fotoğrafı görebildiğimden anlık çıkarımları bile zar zor yapıyordum ancak şimdi anlıyorum ki; her masal gerçekliğe uzanan bir melodiymiş.

Ben de çocuklarıma masallar anlattım. Çoğu zaman kendi uydurduğum masalları anlatmayı tercih ettim.

Neden mi böyle yaptım? Bence masal dinlemek çocukluk döneminde oldukça kritik. İçerisinden tek bir cümleyi çekerek bambaşka hayallere dalabilir insan.

Hani diyoruz ya; "Her ailenin kendi ilkeleri, kendi tarzı ve kendi üslubu vardır" diye, işte ben de bunu düşünerek çocuklara anlattığım masallarda içselleştirmeleri gerektiğine inandığım, önemsemelerini istediğim, benimsemelerini istediğim hususlarla ilgili çıkarım yapabilecekleri masalları anlattım.

Babamın bana yaptığı gibi... :)

Hayat yıllar geçtikçe masallardaki gibi olmadığını bize hissettiriyor.

Ancak belki de bunun sebebi masalların oldukça kusursuz olmalarıdır. Belki de masallar diyarından gerçekler diyarına geçişte yaşadığımız hayal kırıklıklarını ortadan kaldırmanın en yumuşak yolunu bulmak lazım. Bakalım yıllar sonra benim çocuklarım da, her masalın gerçekliğe uzanan bir melodi olduğunu fark edebilecekler mi?

Kendi masallarımızı kendimizin yazdığı günlerimiz olsun...Mutlulukla kalın...

Page 16: Kids&Gourmet Sayı 32

14

ÇOCUKLARDA MİDE MİKROBU (HELİCOBACTER PYLORİ)

Helicobacter pylori (H. pylori) insan midesinin iç yüzeyini enfekte edip orada sürekli bir iltihap (gastrit) oluşturan bir bakteri türüdür. Bu bakteri dünya çapında ülserlerin en sık sebebidir. H. pylori enfeksiyonu mikrobu barındıran yiyecek ve içeceklerin ağız yoluyla alınması ve kişiden kişiye bulaş yöntemleriyle edinilmektedir. Bu enfeksiyon kalabalık ve alt yapısı iyi olmayan toplumlarda daha sık görülmektedir. H. pylori ile enfekte olmuş bireyler mikroba yönelik uygun

1990 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. İstanbul-Bakırköy Kadın-Doğum ve Çocuk Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Kliniği’nde ihtisasını 1996’da tamamladı. 1997-1999 yıllarında İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Dalı, Çocuk Gastroenteroloji, Hepatoloji ve Beslenme Bilim Dalı’nda yan dal ihtisasını yaptı. 2007-2012 yılları arasında Yeditepe Üniversitesi, Çocuk Gastroenteroloji Uzmanı, Yardımcı Doçentlik ve Çocuk Gastroenteroloji, Hepatoloji ve Beslenme Bilim Dalı Başkanı görevlerini yürüttü. 2012 yılından bu yana Acıbadem Sağlık Grubu, Çocuk Gastroenteroloji Uzmanı olarak görevini sürdürmektedir.Yrd.Doç.Dr. Enver Mahir GÜLCAN

Acıbadem Sağlık Grubu, Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıÇocuk Gastroenteroloji, Hepatoloji ve Beslenme Uzmanımahirgulcan@cocukgastroenteroloji.netwww.cocukgastroenteroloji.net

bir tedavi verilmediği durumlarda genellikle yaşam boyu bu mikrobu taşırlar. H. pylori ile enfekte olmuş bireylerin önemli bir kısmında 12 parmak barsağı veya midede ülser meydana gelmektedir. Ayrıca, H. pylori enfeksiyonunun mide kanseri ve MALT lenfoma ismi verilen sindirim sistemi tümörü ile de ilişkisi bulunmaktadır.

Page 17: Kids&Gourmet Sayı 32

15

MART 2016SAYI 32

Hastalık nasıl bulaşır?H. pylori kişiden kişiye fekal-oral yolla (dışkı ürünlerinin ağıza alınmasıyla) veya oral yolla (ağızdan ağıza) bulaştığı düşünülmektedir. Olası diğer çevresel faktörler, bu mikrobu barındıran su ve yiyeceklerdir. Kalabalık aile ortamı ve düşük sosyoekonomik durum bulaşma için risk oluşturur.

Özellikle annede H.pylori enfeksiyonu bulunması durumunda bebek ve çocuklara geçme olasılığı artar. Bu mikroptan korunmak için ellerin iyi yıkanması, yemeklerin uygun olarak hazırlanması ve içme suyunun temiz ve güvenli kaynaklardan sağlanması önerilebilir.

Hastalık nasıl teşhis edilir?H. pylori ile enfekte olan kişi bu mikropla mücadele etmek için bakteriye yönelik antikor dediğimiz maddeler üretir. Bu antikorların saptanması ile hastalığın tanısı olasıdır. Ancak bu yöntem çocuk ve gençlerde başarılı olmamaktadır. Gerekli olduğunda endoskopi yapılarak ve mide yüzeyinden küçük parçacıklar (biopsi örneği) alınarak mikropu saptamak en duyarlı ve kesin tanı yöntemidir. Üre soluk testi denilen bir üfleme testi ile de mikrobun varlığını saptanabilir. Bu testte hastaya zararsız bir madde içirilir. Bu madde midede bakteri mevcutsa bakteri tarafından parçalanır ve soluk örneğinde yıkım ürünleri tespit edilir. Üre soluk testi mikrobun midede varlığını gösteren en doğru testlerden birisidir. Dışkı testleri de teşhiste yardımcıdır.

Helicobacter Pylori nelere yol açar?H. pylori'nin yol açtığı hastalıklar arasında ülser, gastrit, mide kanseri ve lenfoma, dispepsi (sindirim güçlüğü, midede ağrı, yanma, bulantı ve dolgunluk) gibi hastalıklar bulunmaktadır. H.pylori enfeksiyonu ayrıca demir eksikliğine bağlı kansızlık (anemi), karın ağrısı ve büyüme geriliği gibi sağlık sorunlarına yol açabilir. H. pylori mide yüzeyinde tahriş edici etkiye sahip olup midede iltihap (Gastrit) meydana

getirir. Aynı zamanda peptik ülser oluşumuna da neden olmaktadır. Bazı faktörler mide ve 12 parmak bağırsağında ülser oluşumuna katkıda bulunurlar (H. pylori, mide asidi, ailesel yatkınlık, aspirin ve bazı romatizmal hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçlar, sigara içmek, vs). Ender olarak, bazı kişilerde hayatlarının ileriki yıllarında mide kanseri ortaya çıkmaktadır. Ülser tekrarlayıcı bir hastalık olduğu halde, eğer H. pylori 'yi yok edici tedavi uygulanırsa, kalıcı olarak iyileşme sağlanabilir.

Hastalık nasıl tedavi edilir?H.pylori bir bakteri olduğu için antibiotikler ile tedavi edilebilmesi gerekir, ancak bu bakterinin mideden tamamen yok edilmesi oldukça zordur. Bunun sebeplerinden birisi mikrobun yerleşim yeri olan mide yüzeyinde kalın bir mide sıvısı bulunması ve bu ortama yüksek konsantrasyonda antibiotiğin geçişinin zor olmasıdır. Çoğu tedavi rejimleri 7-28 gün boyunca birden fazla ilacın alınmasını içermektedir. Bu ilaçlar arasında bir veya iki antibiotik ve beraberinde mideden asit salgısını kontrol eden bir ilaç bulunmaktadır. Mikrobun ilaçlara direnç kazanması sonucu enfeksiyon tekrarlayabilir.

Kimlere h. Pylori 'yi yok edici tedavi verilmelidir? Peptik ülser ve gastrit tanısı kesin olarak konulan ve H . pylori ile enfekte olan kişiler H. pylori'yi ortadan kaldırıcı tedavi vermek için en uygun olan kişilerdir. Bu hastalar tamamen H. pylori'den temizlenebilirlerse genellikle, ülserden kalıcı olarak kurtulabilmektedirler. H. pylori ile enfekte olduğu bilinen, ancak herhangi bir şikayeti olmayan kişilere H. pylori'yi yok edici tedavi verilmesi gerekmemektedir. Ailesinde mide ve sindirim kanalı kanseri bulunan kişilerin H.pylori yönünden incelenmesi gerekebilir. Demir tedavisine dirençli kansızlık (anemi), karın ağrısı ve büyüme geriliği olan çocuklarda da H.pylori mikrobunun araştırılma ve tedavisi uygun olur.

Page 18: Kids&Gourmet Sayı 32

16

ÖZEL KONU

ÇOCUKLARIN ANLATTIĞI MASALLARI DİNLİYORUZBebekle annenin konuşması, onu uyuturken okunan masallar, ninniler bebeğin gelişimini nasıl etkiler?Bebekler bir sorun yoksa doğarken konuşma ve dil yeteneği ile doğarlar. Kendisi dili kullanamasa da bebeklerin dil öğrenimi doğumla başlar. Sesleri duyarlar. İsteklerini çeşitli sesler çıkararak bildirirler. Altıncı aydan sonra ba-ba-ba gibi hecelemeler olur. Bebeklerin doğuştan getirdikleri bu yeteneklerini kullanmalarını ve geliştirmelerini etkileyen çeşitli faktörler vardır. Bunlar, biyolojik, gelişimsel ve psikososyal olarak ayrıştırılabilir. Dil gelişimini etkileyen en önemli faktörlerin başında sosyal çevre gelir.

Bebekler doğumdan başlayarak çevrelerinin onlarla kurduğu sözel iletişim sayesinde ana dillerini öğrenirler. Bu nedenle doğduğu andan itibaren bebekle konuşmak çok önemlidir. Bebeğe bakım veren kişilerin bebekle kurdukları sözel uyaranlar arttıkça, bebeğin dil gelişimi zenginleşmektedir. Bu nedenle kendisiyle az konuşulan, bakım sağlayan kişinin, annenin az sözel iletişim kurduğu çocuklarda dil gelişimi gecikmektedir. Benzer şekilde çocuk yuvalarında büyüyen bebeklerin dil gelişimi geri kalır. Bunun nedeni sadece uyaran azlığıdır. Bakım verenlerin az konuştuğu, bebekle sözel ilişkinin az olduğu durumlara televizyon eklenebilir. Kendileri konuşmasa da televizyonun çocuğun dil gelişimini sağlayacağını düşünen aileler sorun yaşamaktadır. Ama bebekle birlikte izler ve onunla izlenenleri sözel olarak paylaşır, konuşurlarsa sorun çıkmaz.

Prof.Dr.BengiSEMERCİBengi Semerci EnstitüsüÇocuk-Genç ve Erişkin Psikiyatristi

Page 19: Kids&Gourmet Sayı 32

17

MART 2016SAYI 32

Ev içinde ve çevresinde kurduğu sözel iletişim çocuğun konuşma gelişiminin yanı sıra sağlıklı dil öğrenimi için de önemlidir. Birçok erişkin çocuklarla konuşurken ‘bebeksi’ konuşmaya çalışır. Oysa bebeğin öğrenmesi gereken, normal konuşma dilidir. Bu nedenle çocuklarla konuşurken kelimeleri düzgün söylemek önemlidir. Çünkü bu konuşmalar bebeğin dil gelişimini belirlemektedir. Yine çocukla sözel iletişimin kısıtlı kelimelerle ve erişkine söylendiği biçimden farklı kurulması dil gelişimini olumsuz etkilemektedir. Oyun oynamak ve oyun oynarken çocukla konuşmak, dikkatini yöneltmesi için yönergeler vermek dil gelişimine katkıda bulunur. Toplumda genel bilgi olarak bilinen kız çocuklarının daha erken konuşmaları ve dil gelişimlerinin daha hızlı olduğu doğrudur. Ancak bu, geç yıllara değin erkek çocuklarının konuşmamasını normal karşılamaya ve erkek çocuklarda olan sorunların geç saptanmasına neden olabilmektedir. Birbirleriyle daha sıkı ilişkisi olan ikizlerin, erişkinlerle sözel iletişiminin daha az olması nedeniyle konuşmaya daha geç başlayabildikleri bilinmektedir.

Ayrıca bebeğe okunan masalların gelişime katkısı olur. Ritmik sesler ve pışpışlamalar bebeği güvende hissettirir ve uyumasına yardımcı olur.

Çocuklara kitap okuma alışkanlığı nasıl kazandırılabilir?Gelişim dönemi ve yaşı: Ona masallar okuyarak başlayan bebeklik ilk adım olabilir. Okul öncesi çocuklar için renkli, resimli ve çekici kitaplar vardır. Bu kitapları çocuklarla buluşturmak, sadece okuyarak olmaz. Çocukların bu kitapları ellemesi, sayfalarını açması benimsemesi için ilk adımdır. Resimler onların hayal gücünü arttırır. Bu kitapları seçerken de saldırganlık gibi olumsuzluklardan, çocuğu korkutacak ve kötü yönlendirecek içerikte olanlardan kaçınmak gerekir. Her defasında sadece yazılanları okumak tekdüze olabilir. Çocukla birlikte resimlere bakarak öyküler yaratmak ona ilginç gelecek ve gelişimine katkıda bulunacaktır. İlköğretim yaşında daha serüven kitapları ilgi çekicidir. Bu çekiciliği arttırmanın yollarından biri, aynı kitabı çocukla birlikte okuyup, tartışabilmektir.

Page 20: Kids&Gourmet Sayı 32

18

“Boş duracağına, git kitap oku” demek doğru bir yöntem olmayacağı gibi, çocuğu kitaptan da uzaklaştırabilir. 12 yaşından sonra çocukları dünya ve Türk klasikleri ile tanıştırma zamanı gelmiş demektir. Eğer o döneme kadar kitapla tanışıklık doğru yapılmışsa, çocuklar büyüklerle tartışabilecekleri, okudukları hakkında düşüncelerini dile getirebilecekleri ortamı bulurlarsa artık istemeseniz de okuyacaktır. Ders olarak verilen ve sadece özeti istenen “kitap okuma” ödevleri yerine, kitapların tartışıldığı saatler okulun katkısını sağlar.

Çocuk psikolojisi açısından masal veya hikâye kitapları kullanılarak uygulanan bir tedavi yöntemi var mı? Hayır yok. Aksine, biz çocukların anlattığı masalları dinliyoruz ve onları anlamaya çalışıyoruz. Ancak, çocukların kendi hastalıklarını anlaması, tanıması ve öğrenmesi için kitaplar kullanılır. Böylece çocuk kendinde olan şeyin başkalarında da olabildiğini fark ederken, diğer taraftan hem sorunu hem de başetme yollarını öğrenebilir.

Bu amaçla ben de bir dizi kitap hazırladım. Yeşil dinozor yayınevi ile Duygularım ve Davranışlarım serisi yaptık. Çocukların yaşayabileceği ya da karşılaşabileceği sorunları ve baş etme yollarını anlatmak istedik. Kitapların arka kapağına o nedenle şöyle yazdım:

“Değerli Anne Babalar, Bazen hiç istemediğimiz olaylarla karşılaşır, bizi rahatsız eden duygularımızla uğraşırız. Onlarla nasıl baş edeceğimizi, kimlerle payla¬şabileceğimizi bilemeyiz. Bize yardımcı olacak bilgilere ihtiyacımız olur. Sevgili Çocuklar, bu kitapları sizin karşılaşabileceğiniz olaylar sırasındaki duygularınızı ve yaptıklarınızı anlayabilmeniz için hazırladık. Kitapları okuyunca sizin yaşadığınız duyguları yaşa¬yan başka çocuklar da olduğunu göreceksiniz. Kendinizi daha iyi hissetmek için

neler yapmanız gerektiğini öğreneceksiniz. Okuduklarınızı anne babalarınızla paylaşın. Onlara duygularınızı anlatırsanız size yardımcı olacaklardır. Sevgili Anne Babalar, bu kitapları çocuklarınızla birlikte okuyun. Onları dinleyin, duygularını anlamaya çalışın. Onlarla kendi duy¬gularınızı paylaşın. Bu kitap serisini hazırlarken sizlerin ve ço¬cuklarınızın bu paylaşımlarını kolaylaştırmayı amaçladık. Bazen zorluklarla baş etmek kolay olmayabilir. Ama baş etme yollarını çocuklarınızla birlikte bulabilir, gerekli durumlarda uzmanlar¬dan yardım alabilirsiniz.“

Çocuklara okunan masallar veya kitaplarda özel olarak dikkat edilmesi gereken noktalar nelerdir?Çok iyi bildiğimiz bazı kitaplar, masallar çocuklara olumsuz mesajlar vermekte, onların kişiliklerini etkileyebilmektedir. Örneğin Kırmızı Şapkalı Kız masalını bilmeyeniniz var mı? Belki de bilmenin ötesinde çocuklarına anlatmayan var mı demek gerekir. Oysa bir yandan çocukları en çok korkutan masalların başında gelirken, diğer yandan da ne olursa olsun anne sözü dinlenmeli, dinlenmediği zaman da başınıza çok kötü şeyler geleceği bilinmeli mesajı vermektedir. Bu ve benzeri mesajlar çocuklara kendi varlıklarını göstermek yerine bağımlı olmayı aşılar. Yine çok tanınmış bir çocuk romanı olan Polianna, çocuklar tarafından özdeşim kurulabilecek bir kahraman değildir. Her olumsuzluğun olumlu yanını bulan ve hep başkaları için çırpınan bir çocuk kahraman, çocuklar için pek de olumlu bir mesaj taşımamaktadır. Aşırı acıklı, zavallı, devamlı ezilen ve horlanan çocuk kahramanlı kitaplar olumlu özdeşim modelleri olmadığı gibi, çocuklarda gelişimsel sorunlara yol açabilirler.

Page 21: Kids&Gourmet Sayı 32

19

İyi bir çocuk kitabı nasıl olmalıdır?Maddeler halinde saymamız gerekirse;• Çocuğungelişimdönemineuygundilveiçeriğiolmalıdır.• Çocuğukorkutan,yönlendiren,sindiren,birdüşünceyi benimsetmeye çalışan içeriği olmamalıdır.• Çocuğunkendinigeliştirmesinekatkıdabulunmalıdır.• Çocuğunkendisiylebirlikte,yaşadığıtoplumun değer yargılarını, özelliklerini öğrenmesine olanak sağlamalıdır.• Çocuklaraöğütvermekaygısıtaşıyarak,hercümlede ya da sonuçta nasihat verici, çocuğu sınırlayıcı olmamalıdır.• Gerçekleredayanan,bilimselamaçlardansapmayan, bunları yaparken de çocuğun ilgisini çekecek şekilde kurgulanmış olmalıdır.

Demek ki kitap iyi arkadaştır, kitap okumak çok iyi bir şeydir, kitap okumalısın demek okuyan çocuklar yaratmak için yeterli değil. En az TV, bilgisayar ya da diğerleri kadar cazip, çekici ve eğlendirici kitaplar yaratmak, onları doğru seçmek ve uygun zamanlarda çocuklara sunmak gerekir. Bir de elinde zevkle, doğru seçilmiş kitaplar okuyan ve okuduklarını anlatıp, tartışabilen bir anne baba tabi ki.

Çocuklar niye kitap okumuyorlar? Bu sorunun hemen verilecek bir kaç yanıtı var aslında. Öncelikle evde kitap okunduğunu gören çocuk sayısı çok az. Yani örnek alacak büyükler bulamıyorlar. Bir diğer neden ise kitap dışı uyaranların çokluğu ve kitap okumaya göre daha kolay, rahat ve eğlenceli olması. Televizyon seyretmeyi tercih ediyorlar. Zaten aileleri de onu izliyor. Özellikle diziler cazip geliyor. Tanıdıkları, sevdikleri oyuncular, arkadaşları ile paylaşacakları br eğlence. Kitap okusalar bile onu konuşacak kaç yaşıt bulabilirler kendilerine. Oysa kitap okumak insan büyürken ufuklar açan bir dünyadır. Yazarları bilmek, onların hayallerinin içine girebilmek bir maceradır bilene. Bir ülkenin

edebiyatının gelişimini öğrenmek, o ülkenin tarihini, kültürünü, belki de en önemlisi nereden gelip nereye gittiğinin öyküsünü öğrenebilmeyi sağlar. Klasikleri okumak bu nedenle önemlidir. Geçmişe bakmadan, geleceği yaratmak olanaklı değil çünkü. Kitap okuyan gençlere sorduğumda, klasikleri bilenler hızla azalıyor. Bu sadece bizim ülkemizde değil. Tüm dünyada böyle. Bazı ülkeler bu sorunun çözümünü çocukların yeni gözdesi TV, film vb araçları kullanarak, onları klasilklerle tanıştırmakta buldular.

Page 22: Kids&Gourmet Sayı 32

20

ÇOCUĞUNUZDAALERJİ BELİRTİLERİ VAR MI?

Alerji nedir? Vücudumuzun hem bakteri, virüs, parazit gibi dış etkenlere hem de kanser gibi iç etkenlere karşı korunması bağışıklık sistemi denen bir sistem ile sağlanmaktadır. Bağışıklık sistemi, vücudumuz için zararlı bir etken ile karşılaştığında onlara karşı güçlü tepkiler verir ve onları ortadan kaldırarak bize zarar vermelerine engel olur. Bu tepkiler genelde vücudumuz için rahatsızlık verici niteliktedir ve tepkinin

Tıp eğitimini Istanbul Üniversitesi Istanbul Tıp Fakültesi’nde tamamladı. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesinde 1993 yılında pediatri uzmanı, 1996 yılında pediatrik allerji uzmanı, 1997 yılında doçent, 2003 yılında profesör oldu. Allerji uzmanlığı, 2005 yılında European Academy of Allergy and Clinical Immunology (EAACI, Avrupa Allerji ve Klinik İmmünoloji Akademisi) tarafından onaylandı.

1997 yılında ABD Pennsylvania Üniversitesi Philadelphia Çocuk Hastanesinde Prof.Dr Micheal Grunstein ile ve 2003-2006 yılları arasında 15 ay süre ile İngiltere Southampton Üniversitesi Allerji ve Solunum Hastalıkları Bölümünde Prof. Dr. Anthony Frew ile ortak çalışma ve araştırmalarda bulundu. İngilizce ve Almanca bilen Dr.Şekerel bilimsel araştırmalarını çocukluk çağı alerjik hastalıkları üzerine yürütmektedir. Ülkemizin önde gelen 30 alerji ve astım kliniğinin üyesi olduğu ve çocukluk çağı astımı üzerine çok merkezli araştırmalar yürüten TURPEDAS (Türkiye Pediatrik Astım Çalışma Grubu) isimli araştırma grubunun kurucusu ve koordinatörüdür. 2008 yılında “Türkiye Astım Tanı ve Tedavi Rehberi”ni yazan ve güncelleyen grupta yer

alan Dr.Şekerel, ayrıca 2009 yılında GINA (Global Initiave for Asthma, Küresel Astım Girişim Grubu) Pediatrik Astım Tanı ve Tedavi Rehberinin hazırlanmasına katkıda bulundu. Ocak 2011 itibarıyla uluslararası indekslere giren dergilerde yayınlanmış 70’in üzerinde makalesi vardır ve bunlar bugüne değin 600’den fazla atfedilmişlerdir. “Çocukluk Çağı Astımı” ve "Alerjik Rinit" isimli iki kitabın hem yazar hem de editörüdür.

Prof. Dr. Bülent Enis ŞEKEREL

Hacettepe Üniversitesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi

gerçekleştiği bölge veya sistemde yoğun olarak hissedilir. Ayrıca vücut sıcaklığının yükselmesi, kırgınlık ve iştahsızlık gibi genel belirtilerde bu yerel bulgulara eşlik edebilir. Oysa bağışıklık sistemi, vücudumuz için zararlı olmayan yabancı bir etken ile karşılaştığında tepkileri çok daha ölçülüdür ve bunlar kişiye rahatsızlık vermez. Alerji, vücudumuz için zararlı olmayan yabancı bir maddeye karşı bağışıklık sistemimizin gereğinden fazla tepki vermesidir. Alerjik

Page 23: Kids&Gourmet Sayı 32

21

MART 2016SAYI 32

bünye ise, bağışıklık sistemimizin bu hatalı tutum ve davranışa sahip olması olarak tanımlanabilir.

Anne çocuğunda alerji ile ilgili hangi belirtilere dikkat etmelidir?Alerjik hastalık belirtileri çok farklı şekillerde ortaya çıkar. Çünkü alerjik reaksiyonda değişik organ ve sistemler farklı derecelerde etkilenebilir. Etkilenen organ veya sisteme ait bulgular reaksiyonun şiddetine göre değişiklik göstermekle birlikte bunlar alerjen maruziyeti ortadan kalktığında kaybolma eğilimindedir. Bu yakınmalar, cilt etkilendiğinde döküntü, kızarıklık, kabarıklık, şişlik ve kaşıntı ile seyrederken sindirim sistemi etkilendiğinde bulantı, kusma, gaz sancısı, kabızlık ve ishal şeklindedir.

Solunum sistemi etkilenmesi durumunda uzun süren ve gece artış gösteren öksürük, göğüsten gelen hırıltı, hışırtı, nefes darlığı, burun akıntısı ve tıkanıklığı, aksırık, tekrarlayan orta kulak ve sinüzit sorunları şeklinde ortaya çıkar. Dolaşım sistemi etkilenmesi ise, doğrusu hiç hoşumuza gitmeyen bir durumdur. Ani gelişen yüzde solgunluk, tansiyon düşmesi ve çarpıntı şeklinde gerçekleşir. Bazen birden fazla sistemin etkilenmesine bağlı olarak bu yakınmaların çoğu ve hatta tümü birden görülebilir.

Ne gibi durumlarda hangi uzman hekime başvurulmalıdır?Öncelikle rutin olarak her çocuğun bir alerji uzmanına muayene edilmesine ve alerji için test yapılmasına gerek yoktur. Ama alerjik hastalıklar toplumda en yaygın görülen sorunlardır ve yaklaşık çocukların 4’te birinin alerjik olduğu bilinmektedir. Ebeveynlerin, çocuklarında standart tedavilere yanıt vermeyen veya yanıt verse de tekrarlama özelliği gösteren yakınmalar varlığında alerjiden şüphelenmeleri ve bir alerji uzmanının görüşünü almaları yerinde olacaktır.

Alerji teşhisinde kullanılan test ve yöntemler nasıl uygulanır?Alerji tanısını koymada uzun yıllar cilt testleri ve kan testlerinden yararlandık ve hala daha yararlanıyoruz. Bu testlerden cilt testleri çok ucuz, pratik, hızlı, basit ve güvenilirdirler. Kan testleri ise nispeten daha pahalı ve daha fazla zaman alan testlerdir. Genelde her ikisi de hastaya fazla sıkıntı vermeyen tetkiklerdir.

Bugün bu testlerin yanında özelleşmiş test ve yöntemlerden özellikle alerjen ile hastayı karşılaştırma uygulamalarından çok daha fazla yararlanıyoruz. Çünkü cilt ve kan testleri pozitif olmasına karşın hastanın alerjeni tolere ettiğini veya testler negatif olduğu halde hastanın alerjeni tolere etmeyebileceğini biliyoruz. Bu uygulamada hastayı giderek artan dozlarda o alerjene maruz bırakıp vücudun verdiği tepkileri çok yakından takip ediyor ve ortaya çıkacak alerjik reaksiyonu erkenden ve şiddetli olmadan kontrol altına alabiliyoruz. Böylece hastalarımızın hayatlarını bir kâbusa çeviren kısıtlamaları azaltabiliyor ve sorunların gerçek nedenini bularak, hayat kalitesini artırabiliyoruz. Ancak bu karşılaştırma testlerin, sahip oldukları riskler nedeniyle, özelleşmiş, deneyimli, yetkin ve donanımlı merkezlerde yapılması gerekiyor.

Page 24: Kids&Gourmet Sayı 32

22

UZMAN GÖRÜŞÜ

Deniz Özkılıç KABUL Uzm.Gelişim Psikoloğu - SENS Gelişim Akademisiwww.sensgelisim.com

Bir Psikoloğun Gözünden Anne Olmak

Page 25: Kids&Gourmet Sayı 32

23

MART 2016SAYI 32

MASALLARIN ÇOCUK GELİŞİMİ ÜZERİNDEKİ ETKİSİ0-6 yaş arası dil bilişsel gelişim, yaratıcılığın artması, temel becerilerin ve alışkanlıkların edinilmesi ve kişiliğin şekillenmesi, kitap okuma alışkanlığının kazanılması açısından çok önemli bir dönemdir. Bu dönemde masallar ve hikâyeler dinleyen, resimli öykü kitaplarına bakan, anne babalarının anlattıkları masallarla büyüyen çocukların bu becerileri desteklenmiş olur. Anne babaların çocuklarına okuyacakları masal ve öykü kitapları seçerken, öykülerin çocukların yaşları ve gelişim özellikleri dikkate alınarak hazırlanmış olmasına dikkat etmeleri gerekir. Unutulmamalıdır ki çocukların hayal dünyası çok geniştir, dolayısıyla masallardaki olağan üstü durumlar çocuğun hayal gücünün sınırlarını aşmamalıdır. İçerikte şiddet, korku verici yaratıklar bulunmamalıdır, bu öğeler çocukların bilinçaltına yerleşebilir. Bu öğelerden arındırılmış masalların çocukların, dil gelişimi, bilişsel gelişimi, ruhsal gelişimi ve sosyal gelişimi açısından büyük faydaları vardır.

Masalar, çocukların sosyal hayatta çok önemli olan dinleme becerisini kazanmalarına yardımcı olur. Bu sayede kelime hazineleri genişler, konuşma becerileri gelişir. Anlama ve anlatma becerisi desteklenir. Dikkatini yoğunlaştırma ve dinlerken sabretme aşılanır. İleriki yaşamlarında insanları daha iyi dinleyebilen, anlayabilen ve kendini daha iyi ifade edebilen bireyler olabilirler. Ayrıca hissettiklerini, düşündüklerini söz ya da yazı yoluyla daha iyi anlatan bireyler olmaları, daha mutlu ve özgüvenli olmalarını destekler. Masallar içerdikleri

olaylarla çocukları hayata hazırlayabilirler; stres yaratan durumlarla başa çıkabilme, duruma uygun çözüm bulabilme becerileri gelişir. Masallardaki

karakterlerin yaşadıkları olaylarla, paylaşma, sorumluluk alma, yardımsever olma

gibi değerleri öğrenebilir ve önemini anlayabilirler. Belki de hayatları boyunca hiç gidemeyecekleri, göremeyecekleri yerleri, hayvanları tanırlar. Bu sayede düşünme gücü ve yaratıcıkları desteklenir. Kavramları öğrenerek bilişsel

gelişmeleri de desteklenir. Ayrıca çocuklar

kahraman ve karakterlerin yaşadıkları olaylarla özdeşim kurarak dünyayı başkalarının açısından da görebilmeyi öğrenir. En önemli faydalarından biri de anne babasıyla bir masal kitabına bakan, masal dinleyen çocuk ebeveynleri ile kaliteli zaman geçirmiş ve önemli bir paylaşımda bulunmuş olur.

3-4 yaşındaki çocuklar dinledikleri masalları tekrar size geri anlatabilirler. Anlatırken hikâyeye bir takım yeni şeyler ekleyebilirler. Bu anlatım sayesinde 3-4 yaşındaki çocuğun sürekli dinlenilmek arzusu karşılanmış olur, ayrıca anlattığının dilenilmesi özgüven açısından da çok değerlidir. 4-6 yaş arası çocuklar anlatılan masalla ile ilgili sorulan soruları cevaplayabilirler ve bellekleri kuvvetlenmiş olur.

Masalları çizgi film şeklinde izletmek yerine onların kitaplardan okumak onların hayal gücünü, bilişsel gelişimini, yaratıcılıklarını arttıracaktır. Unutmayın ki biz yetişkinler de hiçbir zaman seyrettiğimiz sinema filminden okuduğumuz kitaptan aldığımız tadı alamayız, oysa hikâye aynı hikâyedir. Kitaptan okuduğumuzda hikâyeye biz de kendi bakış açımızı ve hayal gücümüzü ekleriz, o hikâye bizim zihnimizde başka bir hale bürünür, tekrar bizim yaratıcılığınızdan geçer ve şekillenir. Oysa aynı hikâyeyi film ile izlediğimizde başkasının bakış açısı bizi sınırlanmıştır, ufkumuzu daraltmıştır.

Son olarak çocuklarınızla yapacağınız bir etkinlik önerisi; Bir cümle ile hikâye başlatın. Örneğin “Can adında bir çocuk otobüse binmiş”. Ardından “sence can nereye gidiyormuş” diye sorular sorun her verdiği cevapla ilgili bir yeni soru daha sorun ve onun verdiği cevaplarla kendi masalınızı yaratım. Daha sonra da bu hikâyeyi resimlendirerek kendi masal kitabınızı yaratın.

KaynakçalarOkul öncesi dönem çocuklarına yönelik hazırlanan masal ve öykü kitaplarının korku ve şiddet öğeler açısından Iincelenmesi, Doç. Dr. Havise GÜLEÇ, Doç. Dr. Çavuş ŞAHİN

Journal of Language and Literature Education, Doç. Dr. Emine KOLAÇ – Editör/EditorAbdullah ÇOBAN – Editör Yardımcısı/Co-editor Gürkan TABAK - Editör Yardımcısı/Co-editorYrd. Doç. Dr. İzzettin YILMAZER – Teknik/Tasarım

Okul öncesi dönem çocuklarına yönelik hazırlanan masal ve öykü kitaplarında geçen iletişim engelleri, Seden KIRAN

Page 26: Kids&Gourmet Sayı 32

24

KONUK KÖŞE YAZARI - BAHAR ERİŞ

KOZADAKİ KELEBEKLER: ÇABAYA ÖVGÜ

(Her Çocuk Üstün Yeteneklidir kitabının bir bölümünden uyarlanmıştır.)

Dr.BaharERİŞBahçeşehir Üniversitesi Üstün Yetenek Merkezi, Öğretim Üyesi

Page 27: Kids&Gourmet Sayı 32

25

MART 2016SAYI 32

Adam, yolun kenarında, artık işlevini yitirmiş kozasından kurtulmaya çalışan bir kelebek görür. Yere eğilir ve kelebeği avuçlarına alır. Çakısıyla kozayı dikkatle keserek kelebeği özgürlüğüne kavuşturur. Kanatlarını birkaç kez güçsüzce çırpan kelebek, en sonunda yere düşer ve ölür.

Duruma anlam veremeyen adam, bir biyoloğa danışır. Biyolog, adama yaptığı hareketin yapılabilecek en kötü şey olduğunu söyler, çünkü kelebeğin uçabilmesi için kaslarının gelişmesi, bunun için de kozadan çıkmak için mücadele vermesi gerekmektedir. Adam kelebeği bu mücadeleden yoksun bırakarak aslında yaşayamayacak kadar güçsüz hale gelmesine yol açmıştır.

Peki biz iyi niyetle çocuklarımıza kol kanat germeye çalışırken, onların kendi kanatlarıyla uçabilme mücadelesine ne kadar izin veriyoruz?

Şımartılmış KelebeklerAmerikan kültüründe ve Batı kültüründen beslenen pedagojik yaklaşımlarda yaygın bir görüş, insanların yetenek ve zekâsını överek özgüvenlerinin desteklenebileceği, motivasyonlarının artacağı ve başarı düzeylerinin yükseleceği yönünde. Ancak yapılan çalışmalar zekâ ve yeteneklerine çok fazla odaklanılan insanların, başarısız olma ihtimallerinin yükseldiğini gösteriyor.

Çağdaş yazar Haruki Murakami’nin Türkçe’ye İmkânsızın Şarkısı adıyla çevrilen Norwegian Wood romanında, bir müzik öğretmeni, müzik yeteneği olan küçük kız öğrencisiyle ilgili kaygılarını şöyle anlatır:

Bazı insanlar vardır. Kendilerine muazzam bir yetenek bahşedilmiştir, ancak bunu sistematik hale getirecek çabayı göstermezler. Bu yeteneği paramparça edip savurup tüketirler. Ben böyle insanları çok gördüm. Başta inanılmaz olduklarını düşünürsün. Müthiş zor bir parçanın notalarını bakar bakmaz çözer ve parçayı sonuna kadar mükemmel çalarlar… Gördüklerin karşısında ezilirsin. Ben bunu hayatım boyunca beceremem dersin kendi kendine. Ama aslında hepsi o kadardır. Onun ötesine geçemezler. Neden? Çünkü çaba göstermezler. O disiplini kimse kafalarına sokmamıştır. Şımartılmışlardır. Çaba göstermeden iyi çalacak kadar yeteneklidirler ve etraftakiler küçüklükten itibaren onlara ne kadar yetenekli olduklarını söyleyip durmuştur. O yüzden çok çalışmak onlara aptal işi görünür. Başka bir çocuğun üç hafta uğraşıp çalabileceği bir parçayı onun yarısı kadar sürede kotarırlar, öğretmen de yeterince çalıştıklarını düşünüp bir sonraki parçaya geçmelerine izin verir. Onu da yarı sürede bitirip bir sonrakine geçerler. Öğretmen tarafından azarlanmak nedir asla öğrenemezler; böylece karakter oluşumundaki en zaruri koşullardan birini kaçırmış olurlar. Bu bir trajedi.

İstisnalar mutlaka vardır; belli çocuklar için bu etiket daha fazla çabalamaya motive edici de olabilir, ancak övgünün performans üzerindeki etkisiyle ilgili yapılan son dönem araştırmaların geneli aynı sonuca varıyor: Çocuklara “sen

üstünsün, sen zekisin, sen aslansın, senin için çantada keklik” gibi övgülerde bulunmak, performansta düşüşe yol açıyor. “Sürekli iyi olmalıyım” psikolojisine giren çocuk, sonuç iyi olmadığında stres, korku gibi sonuçlar yaşıyor. Ya da “ben nasılsa üstünüm, ben nasılsa zekiyim” psikolojisiyle, çalışmayı tamamen bırakabiliyor ya da ileri dönemde başarısında gözle görülür bir azalma yaşanıyor.

Algı OyunlarıÇocuğun kendisiyle ilgili beklentileri kadar, öğretmenin çocukla ilgili beklentileri de öğretmenin algısını ve çocuğa yaklaşımını değiştiren bir durum. Bu da uzun vadede çocuğun başarısı üzerinde olumlu ya da olumsuz sonuçlar yaratabiliyor. 1960’larda Harvard profesörü Robert Rosenthal, Oak School’da bir deney yapıyor. Bugün hâlâ geçerliliğini sürdüren ve işletme fakültelerinde de öğrencilere vaka olarak sunulan bu araştırmada, ilköğretim düzeyindeki farklı sınıflardan öğrencilerin %20’si rastgele seçiliyor. Bir gruba öğretmenlik yapacak olan kişilere bu çocukların çok zeki oldukları, diğer gruba öğretmenlik yapacak olan öğretmenlere de vasat, hatta ortalamanın altında zekâda öğrenciler olduğu söyleniyor. Oysa iki gruptan öğrenciler de aşağı yukarı aynı düzeyde, rastgele seçilmiş çocuklar. Çocukların zeki oldukları ya da olmadıkları çocuklara değil, öğretmenlerine söyleniyor.

6 ay sonra çocukların performanslarına bakıldığında zeki diye sınıflandırılan çocukların performansında inanılmaz bir artış görülüyor, sosyal becerileri ve özgüvenlerinde artış gözlemleniyor; zekâsı vasatın altında denilenlerin ise başarılarının düştüğü, özgüvenlerinin azaldığı, kendi içlerine çekildikleri hatta kiminin yıkıcı davranışlar sergilemeye başladığı gözlemleniyor.

Bunun nedeni tamamen öğretmenin öğrenciye yaklaşımıyla ilgili: Zeki denilen gruptaki çocukları baştan zeki olarak algılayan öğretmenler onlara karşı daha ilgili davranıyor, daha çok motive ediyor, gerçekten de onları daha zeki olarak algılıyor, belli hatalarını ya da olumsuzlukları görmezden geliyor, olumluya odaklanıyor.

Diğer grubun öğretmenleri ise, nasılsa ümitsiz vaka diye düşündüğünden öğrencilere ilgi göstermiyor, daha sert bir tutum takınıyor, hataları için cezalandırıyor. Bu tam anlamıyla kendi kendini gerçekleştiren kehanet örneği: Çocuklar ilgisizlikten, ümitsiz vaka olduklarına inandırıldıklarından dolayı sonuçta giderek daha başarısız oluyor. Diğer taraftan başarmak için sürekli destek ve teşvik gören, olumlu davranışa maruz kalan diğer grup zaman içinde daha da başarılı oluyor. Etiketler, öğretmenin ister istemez çocukla ilgili algısını olumlu ya da olumsuz etkiliyor. Daha önce farklı araştırmalarda gördüğümüz gibi beklentiler, sonuçları ciddi ölçüde değiştiriyor.

Sabit Zihniyetli misiniz, Gelişim Odaklı mısınız? Mindset kitabının yazarı Prof. Carol Dweck’in, yüzlerce çocukla yürüttüğü araştırma dizisi, dünya eğitim camiasında büyük yankı uyandırdı. Araştırmanın sonuçlarına göre,

Page 28: Kids&Gourmet Sayı 32

26

KONUK KÖŞE YAZARI - BAHAR ERİŞ

çocukların zekâsına övgüde bulunmak motivasyonlarına ve performanslarına zarar veriyor. Dweck iki tip zihniyetten söz ediyor: Sabit zihniyet ve gelişim odaklı zihniyet. Bebekler hata yapmaktan ya da kendilerini küçük düşürmekten korkmazlar. Yürümeye çalışır, düşer, tekrar kalkar ve denemeye devam ederler. Doğduklarında annelerinin memesini hemen emmeyi bilemeseler de, olağanüstü bir çaba sonucu emmeye başlar ve hayata tutunurlar. Bu gelişim odaklı zihniyettir. Biraz büyüyüp kendilerini değerlendirmeye başladıklarında, bazıları zorluklardan, akıllı ya da zeki görünmemekten korkar. Bu da sabit zihniyete örnektir.

Sabit zihniyette çocuklar kendilerini güvende hissettikleri kolay seçeneğe yöneliyor, çünkü onlara göre zekâ demek hiç hata yapmamak demek. Gelişim odaklı çocuklar ise zor olana büyük bir açlıkla sarılıyor ve büyük bir heyecanla çözmek için çaba sarf ediyorlar.

Sabit zihniyette çocuklar hep başarılı ya da zeki görünme peşinde, çünkü bir şeyler zorlaşmaya başladığında, artık kendilerini zeki ya da yetenekli hissetmemeye başlayıp ilgilerini yitiriyorlar. Bu, küçüklükten itibaren aileleri ve öğretmenlerinin onları nasıl yetiştirdiğiyle ilgili. Sabit

zihniyette olan aileler ya da öğretmenler, yeteneğin, öncesinde bir çalışma ya da öğrenme olmadan var olan bir kavram olduğuna inanıyor. Yani oluşmakta olan değil, zaten olgunlaşmış olanı yetenek kabul ediyorlar. Bu yanlış bir yaklaşım, çünkü bu şekilde pek çok yüksek potansiyel sahibi öğrenciyi gözden kaçırmak mümkün. Bazı çocuklar da, bazı çiçekler gibi, geç açar. Erkenden açmadığı için ışığı suyu ilgisi kesilen ve bu yüzden asla açmayan o kadar çok çiçek var ki…

Sabit düşünceye odaklı bir tutum, çaba göstermeyi yeteneksizlikle eşdeğer kılıyor. ‘Yetenekli olan kolay anlayan ve çabuk öğrenendir, asıl dâhiler onlardır. Çaba, yeteneksiz olanlar içindir’ gibi bir mesaj veriyor. Duke Üniversitesi’nden

Page 29: Kids&Gourmet Sayı 32

27

MART 2016SAYI 32

araştırmacılar ‘çabasız mükemmeliyet’ arzusundaki kız öğrencilerde anksiyete ve depresyon sorunlarının olduğunu ortaya koyuyor. Çabasızca ulaşılmış ya da öyle görünen kusursuz güzellik, kusursuz kadınlık, kusursuz öğrencilik modelleri sergilemeleri gerektiğini düşünüyorlar.

Sabit zihniyette olan öğrenciler, başarısızlık karşısında depresyon yaşıyorlar. Çünkü kimlik duyguları, başarı kavramı etrafında şekilleniyor. Başarılı olmak kimliklerinin bel kemiğini oluşturuyor ve başaramama, bir durum olmaktan çıkıp başarısızım kimliğine dönüşüyor. Başarısız olunca her şeyi kaybettikleri duygusuna kapılıyorlar.

Asıl gelişenler ise sonuçtan bağımsız olarak yaptıkları şeye değer veren ve

hatalarından öğrenerek bunu tutkuyla yapmaya devam

eden, gelişim odaklı öğrenciler.

Marina Semyonova adında Rus bir dans hocası, öğrenci

seçmelerinde öğrencilerin övgüye ve eleştiriye nasıl tepki verdiklerine

bakarak onlarla ilgili bir karara varıyormuş: Kolay egzersizlere motive olanları değil, zoru seçenleri takdir ediyor ve sınıfında, “Bu zor, yani eğlenceli,” cümlesini sık sık tekrar ediyormuş. O noktadan itibaren sınıftaki zihniyette değişimin başladığını söyleyen Semyonova’nın sınıfında öğrenciler övgüyle değil, eleştiriyle motive oluyormuş.

Çocuklara övgü dolu ifadelerde bulunulmasının kökeninde özellikle 70’li yıllarda Batı’da yapılan özsaygıyla ilgili çalışmalar yer alıyor. Buradaki varsayım, övgünün özsaygıyı artıracağı. Hatta 1970-2000 arasında özsaygıyla ilgili 15.000’in üzerinde bilimsel makale yayınlanmış. Ancak yüksek özsaygı ne notları artırmış, ne daha başarılı bir kariyer getirmiş, ne de şiddet oranını düşürmüş. Tam tersine öğrencileri motive etmek adına övgüde bulunmanın, notlarının daha da düşmesine yol açtığını görüyoruz.

“Çalışmaya devam et, ufukta dopamin var!”

Övgünün samimi, sınırlı, spesifik ve yapıcı olması gerekiyor. Sonucu değil süreci övmek daha fazla fayda sağlıyor. Örneğin çocuk bir soruyu çözdüğünde ya da başarı sağladığında, “Çok akıllısın” demek

yerine, “Belli ki bu matematik problemini çözmek için çok çalışmışsın,” demek daha olumlu sonuçlar doğuruyor. Bu durum beyin araştırmalarıyla da destekleniyor: Çocuk hemen ödüllendirilmediğinde, beyinde yer alan ödül merkezleri, “Çalışmaya devam et, ufukta ödül (mutluluk hormonu olarak da bilinen dopamin) var!’’ mesajı veriyor. Ayrıca sürecin önemli oluşu, ‘sonuç önemli değil’ anlamına da gelmiyor. Rekabet sağlıklı bir denge içinde olursa iyidir; hiç yarışmayan çocuk da ileride kaçınılmaz engellerle karşı karşıya geldiğinde yeterince metanet gösteremeyebilir. Aile ve öğretmen çabanın sonuçtan önemli olduğu mesajını düzenli olarak vermeli, çocuğun da sürecin önemini içselleştirmesini sağlamalıdır, ancak kazandığında sevinmek ve kutlamak da çok gerekli ve doğal bir tepki. Kutlamalar hayatın tadı tuzu, ancak verimli çalışmanın devamını istiyorsak, çok uzun süre kutlama modunda kalmamakta fayda var.

Çocuk dostu cümleler, kozadan güçlü çıkan kelebeklerO zaman ne yapacağız? Çocukları hangi cümlelerle güçlü kılabiliriz? Şu birkaç örnekle işe koyulabilirsiniz:

”Ödevin çok uzun ve yoğundu. Konsantre olup tamamlamana hayran kaldım.”

“Resminde ne kadar güzel renkler var, bana biraz anlatsana.”

“Piyanoyu tutkuyla çalışın bana müthiş bir keyif veriyor. Sen çalarken neler hissediyorsun?’’ “Çaba göstermiş olman çok güzel, ancak hangi kısmı anlamadığına birlikte bakalım.”

“Herkesin öğrenme süreci farklıdır, senin bu konuyu anlayıp çözümlemen daha uzun sürebilir, ancak bu şekilde çalışmaya devam edersen yapabileceğine hiç kuşkum yok,’’

“Herkes farklı biçimlerde öğrenir, bakalım senin öğrenme stilin hangisi?”

Hatta akşam yemeğinde çocuğunuza, “Bugün ne öğrendin?”,

“Sana yeni bir şey öğreten bir hata yaptın mı?”,

“Bugün neyin üzerinde çok uğraştın?” gibi sorular sormak, anne baba olarak kendi gününüzü de aynı şekilde değerlendirmek, gelişim odaklı zihniyetin yerleşmesine büyük fayda sağlayacaktır.

Page 30: Kids&Gourmet Sayı 32

28

PSİKOLOJİ

Sena KAÇARGelişim Psikoloğu SENS Gelişim Akademisiwww.sensgelisim.com

ÇOCUKLARDA BENLİK

GELİŞİMİ VE MASALIN

ETKİSİ

Maltepe Üniversitesi psikoloji bölümünü başarıyla bitirdi. Halen Gelişim Psikolojisi alanında yüksek lisans programına (tez aşamasında) devam etmektedir.

2011-2012 Emrullah Turanlı Çocuk Yuvasında stajer psikolog, 2012-2013-Balıklı Rum Hastanesi psikiyatri servisinde stajer psikolog, 2013-2014 Sens Gelişim Akademisi bünyesinde Psikolog olarak çalışmaya başlamıştır.

Aldığı eğitim ve seminerlerden bazıları: Oyun Terapisi (Oyun Terapileri Derneği) devam etmekte ABA VB (Verbal Behavior)/Sözel Davranış ve NET (Natural Environment Teaching) Doğal Ortamda Öğretim Nükte Altıkulaç İletişim Aracı Olarak Çocuk Resminin Psiko-Pedagojik Açıdan İncelenmesi Yrd. Doç. Dr. S. Armağan YILDIZ Wisc-r Zeka Testi (Türk Psikologlar Derneği) Metropolitan Okul Olgunluğu Testi MaltepeÜniversitesi Change For Traumatised Children: Therapeutic Approaches That Work For Street Children uluslararası sempozyumu. Ulusal Psikoloji Öğrencileri Kongresi 'Sınav Kaygısı' Eğitimi Ulusal Psikoloji Öğrencileri Kongresi 'Boşanma Sürecinde Anne Babalar' Uzm. Aile ve İlişki Terapisti Çiğdem Alper Çocuk Testleri Eğitimi ( AGTE, Gessel, Good Enough - Harris Bir İnsan Çiz Testi) Dikkat Testleri Eğitimi ( Frostig)

Kişiliğin temelini oluşturan faktörlerden biri olan benlik kavramı, kişinin kendisinin kim olduğu, ne anlama geldiği, ne yapabileceği ve dünyaya nasıl uyum sağladığı ile ilgili düşüncelerini ifade etmektedir. Bununla birlikte benlik; bireyin zekâsı, bedeninin sınırları, değerleri, yetenekleri ve potansiyel yapısıdır. Çocuğun kendi iç dengesini kurmasında olduğu gibi, başka kişilerle başarılı ilişkiler geliştirmesinde de en etkili öğe, kişiliğin özünü oluşturan benliktir.

Page 31: Kids&Gourmet Sayı 32

29

MART 2016SAYI 32

Benlik kavramı doğuştan gelen bir özellik değildir, sosyal ve fiziksel çevre içerisinde zamanla oluşmaktadır. Çocuk başlangıçta kendi varlığının bilincinde değildir. Doğumu izleyen ilk aylarda ben ve ben olmayanı yani kendisiyle ilgili olanla olmayanı ayırt edemez. Fiziksel çevreyi oluşturan şeylerin kime veya neye ait olduğunun çocuk tarafından fark edilmeye başlanması, bir veya bir buçuk yaşında başlamakla birlikte çocukta benlik kavramının oluşmaya başlaması yaklaşık üç yaş civarı olduğu görülmektedir. Çocuklar iki–beş yaşlarında benlik gelişimi sebebiyle zaman zaman hatalarında ısrarcı olabilirler. Bu dönemde bazı çocuklar için doğrudan şunu yap veya yapma demek yerine inatçılığın yerleşmemesi için bir masal kahramanının hayatında o hatasını canlandırmak daha etkili olabilir. Henüz hayal ile gerçeği ayırt edemeyen büyük oranda gördüklerinin etkisiyle bir dünya kuran bu yaş çocuğunun, hem benlik oluşumu hem de kişilik gelişimi gibi bireysel gelişim süreçlerinde masallar önemli bir yer teşkil etmektedir.

Masallar, çocuklara hayatlarındaki birçok zorluğu aşmak için bazı çıkış yollarını gösterir. Çocuklara, basitçe hayatın gerçekleriyle yüzleşme fırsatı verir. Masal kahramanlarının bazıları iyi, bazıları da kötüdür. Çocuklar genellikle iyi kahramanları örnek alırlar. Bu sebeple masallardaki iyi karakterler basit bir dille anlatılırken, kötü olanlar daha karmaşık bir üslupla anlatılmaktadır. Masal bu yönüyle çocuğa gerçek hayatta her şeyin iyi olmadığını, kötülerin de bu dünyada var olduğunu anlatır. Bu, çocuğun benlik gelişimi için çok önemli bir derstir. Birçok ebeveyn çocuğunu dünyanın kötülüklerinden korumak ister. Masallar, işte bu noktada devreye girerek, çocuğun benlik gelişimi için iyi birer araç olurlar. Çocukların bilinçaltı, birçok karanlık güdü ile doludur, bazen çocuğun kendisi bile bunlardan haberdar değildir, bu karanlık veya kötülüğe sebep olacak güdüler masallar yardımıyla daha normal ve yumuşak bir şekle getirilebilir.

Çocuklar, okudukları masalların kahramanlarıyla kendilerini bir tutarlar. Onunla özdeşleşir, okudukları masalı kendileri yaşıyormuş gibi düş kurarlar. Çocukların birer masal kahramanı olarak gerçekleştirdikleri düşsel yaşayışlar; bilinçaltlarında okuyup dinledikleri masalın içeriğiyle örtüşen birikimler oluşturur. Bu birikimler çocuğun benliğine yansıyarak yaşamı boyunca önemi hiç de azımsanmayacak etkiler yaratır. İşte bu yüzden masallar çocuk kişiliğinin gelişmesi açısından çok önemlidir.

Sanatsal bir ürün olan hikaye ve masal kitapları, somut yaşam deneyimleri ile çocuğun somut yaşamı içinde duyup yaşayamayacağı şeyleri yaşamasına olanak tanır.

Kitaplarda sunulan yaşam durumları çocuğun değişik kişiliklerle tanışmasını sağlayarak onun kendini tanımasına ve kendini başkalarıyla karşılaştırmasına da olanak sağlar. Sizlere bu nokta da Bengi Semerci’ nin çocuklar için yazdığı ‘’duygularım ve davranışlarım’’ hikaye setini tavsiye edebilirim. Hikayeleri çocukların zorluklarla baş edebilmesine yardımcı oluyor hem de ailelere çocuklarının duygularını anlamaları için yol gösteriyor. Bu kitaplarda kendi sorunlarını başka bir çocuğun hayatında da gören çocuklar, kendilerini daha iyi hissediyorlar.

Page 32: Kids&Gourmet Sayı 32

MART 2016YEMEK TARİFLERİ

Page 33: Kids&Gourmet Sayı 32

Meyve & Sebze Takvimi

CAN ERİK

ÇAĞLA

ÇİLEK

ELMA

İNCİR

KARPUZ

KAVUN

KAYISI

KESTANE

KİRAZ

MANDALİNA

MUZ

MÜRDÜM ERİĞİ

NAR

PORTAKAL

ŞEFTALİ

ÜZÜM

VİŞNE

BAKLA

BALKABAĞI

BAMYA

BEZELYE

BÖRÜLCE

BROKOLİ

DOLMA BİBER

DOMATES

ENGİNAR

HAVUÇ

ISPANAK

KABAK

KARNABAHAR

KEREVİZ

KIRMIZI BİBER

LAHANA

MARUL

PANCAR

PATLICAN

PAZI

PIRASA

SALATALIK

SEMİZOTU

T. BARBUNYA

TURP

YEŞİL BİBER

ARALIK

ŞUBAT

ŞUBAT

MART

NİSAN

MAYIS

HAZİRAN

TEMMUZ

AĞUSTOS

EYLÜL

EKİM

KASIM

ARALIK

ŞUBAT

ŞUBAT

MART

NİSAN

MAYIS

HAZİRAN

TEMMUZ

AĞUSTOS

EYLÜL

EKİM

KASIM

Page 34: Kids&Gourmet Sayı 32

32

ENGİNAR PÜRESİ (9 ay ve sonrası )

YEMEK TARİFLERİ

Page 35: Kids&Gourmet Sayı 32

33

Yrd. Doç. Dr. Enver Mahir Gülcan’ın notu:Semt pazarlarında "enginar giren eve doktor girmez" sloganıyla satılan enginar için bu slogan, direk olarak bilimsel gerçekleri yansıtmaktadır. Enginar, yemek amaçlı ekildiği bilinen en eski bitkilerdendir. İçerdiği sinarin adlı etkili madde ile karaciğer ve safra kesemizi destekleyen bir besin olarak uzun zamanlardan beri Batı ülkelerinde bolca tüketilmektedir. Ülkemizde de özellikle karaciğer hastalarına yaygın olarak bu amaçla kullanılmakta ve kabul görmektedir. Diğer sebzelerden farklı olarak, yüksek oranda protein ve karbonhidrat içerir. A,D, B6 ve C vitaminleri ve mineral açısından da son derece zengindir. Düşük yağ içeriği nedeni ile de obezite düşmanı bir sebzedir.

Malzemeler1 adet küçük enginar (taze ve körpe)½ adet küçük havuç½ küçük boy patates½ çay bardağı anne sütü veya formül mama

HazırlanışıHavuç, patates yıkanır soyulur ve doğranır. Küçük bir tencereye 1 su bardağı su koyulur içerisine enginar, patates ve havuç doğranmış olarak ilave edilir 5 -10 dk haşlanır. Sebzeleri daha sağlıklı bir yöntem olan buharda da pişirmek mümkün. Tüm malzeme piştikten sonra süzülerek bir kâseye alınır. Anne sütü veya hazırlanmış formül mama da ilave edilerek çatal ile ezilir. Ilık olarak bebeğinize yedirebilirsiniz. Dikkat: Anne sütünü veya formül mamayı pişirmeyiniz ve gıdaya karıştırdıktan sonra tek öğünde kullanınız, artan kısmı buzdolabında veya dışarıda bekletip tekrar yedirmeyiniz.

MART 2016SAYI 32

Page 36: Kids&Gourmet Sayı 32

34

EXECUTIVE CHEF AYŞE DİNLER

Page 37: Kids&Gourmet Sayı 32

35

MART 2016SAYI 32

Sevgili okurlar, Masallarla bezenmiş bu özel sayımızda çocukluğumdan hatırlayıp unutamadığım ve bana masalsı gelen lezzetlerden oluşan tariflerimi sizlerle paylaşıyorum.

Kapıdan baktırıp ,kazma kürek yaktıran mart ayınız masalsı, sağlıklı ve leziz geçsin. SevgilerExecutive ChefAyşe Nil [email protected]

Page 38: Kids&Gourmet Sayı 32

36

MUZLU MUHALLEBİ (1 yaş ve sonrası)

EXECUTIVE CHEF AYŞE DİNLER

Page 39: Kids&Gourmet Sayı 32

37

MUZLU MUHALLEBİ (1 yaş ve sonrası)

Malzemeler2,5 su bardağı sütYarım çay bardağı buğday nişastasıYarım çay bardağı un1 çorba kaşığı bal1 adet muz

Üzeri için:Dövülmüş ceviz

HazırlanışıSüt, un, nişasta tencereye konulur ve karıştırılarak muhallebi kıvamına gelinceye kadar pişirilir. Kaynayınca altı söndürülür. Kabukları ayıklanan muzlar ezilir ve bal ile birlikte muhallebiye eklenip iyice karıştırılır. Muhallebi kâselere koyulur ve soğuduğunda servis edilir.

Yrd.Doç.Dr. Enver Mahir Gülcan’ın notu:Muzu bütün çocuklar çok sever. Besin değeri en yüksek meyvelerden olan muz, pek çok anti-aging (yaşlanmayı önleyici) besin öğesi içerir. Yüksek potasyum içeri sayesinde kan basıncının dengede tutulması sağlar ve kalp hastalığı riskini azaltır. Potasyum aynı zamanda sinir sistemi ve kas fonksiyonlarının sağlıklı gelişimini sağlar. Fruktosakkarit içeriği sayesinde de bağırsaklardaki iyi huylu bakterileri artırarak bağırsak florasının düzenler. Huzurlu bir uyku için muz önemli bir meyvedir. Fazlası kabızlığa yol açabilir bu sebeple çocuklara bir defada çok miktarda yedirmeyiniz.

MART 2016SAYI 32

Page 40: Kids&Gourmet Sayı 32

38

EZO GELİN ÇORBASI (1 yaş ve sonrası)

EXECUTIVE CHEF AYŞE DİNLER

Page 41: Kids&Gourmet Sayı 32

39

MART 2016SAYI 32

Malzemeler1 su bardağı kırmızı mercimek2 çorba kaşığı pirinç2 çorba kaşığı bulgur1 çorba kaşığı biber salçası6 bardağı su1 adet küçük soğan1 çorba kaşığı tereyağı1 tatlı kaşığı zeytinyağı1 tutam kimyon ya da toz kişniş(özellikle gaz yapmasını önlemek için)1 tatlı kaşığı kuru nane1 tatlı kaşığı tatlı toz biber

HazırlanışıYıkayıp süzülen mercimek, pirinç ve bulgur tencereye koyulur. Üzerine su, kimyon ve tuz eklenerek, pişirilir. Diğer tarafta tereyağı eritilir içine zeytinyağı küçük doğranmış soğan koyularak sotelenir. Biber salçası eklenir karıştırılır. Ocak söndürülüp nane ve tatlı biberi eklenir. İyice karıştırılır.Eğer tanesiz bir çorba istiyorsanız, pişen mercimek, pirinç ve bulgur karışımını blendırdan geçirin ve diğer tarafta hazırladığınız baharatlı, soğan salça karışımını ekleyerek karıştırın ve bir taşım kaynatın. Çorbayı limon ile servis edebilirsiniz.

Yrd.Doç.Dr.Enver Mahir Gülcan’ın notu:Geleneksel mutfağımızın vazgeçilmez tatlarından ezogelin çorba, kırmızı mercimeğin en lezzetli şekillerinden biridir. Çok değerli bir protein kaynağıdır. Kandaki kötü kolesterol düzeyini düşürür: Böylece kalp krizi geçirme riskini azaltır. Kalp dostu bir besin olduğunu kanıtlar. Yüksek oranda içerdiği lif sayesinde insülin ve kan şekerini düşürerek şekerin dengelenmesine yardımcı olurken aynı zamansa bağırsakların çalışmasını sağlayarak kabızlığa da iyi gelir. İçerdiği yüksek orandaki demir ve folik asit sayesinde kansızlığı önlemede yardımcıdır. İçinde bulgur, mercimek olan bu çorba gaz yaparak küçük çocuklarda rahatsızlık yaratabilir. Öğlen öğünü için daha ideal bir çorbadır.

Page 42: Kids&Gourmet Sayı 32

40

TEPSİ KEBABI (1 yaş ve sonrası)

EXECUTIVE CHEF AYŞE DİNLER

Page 43: Kids&Gourmet Sayı 32

41

MART 2016SAYI 32

MalzemelerKebap için:400 gr. çift çekim orta yağlı kıyma1 demet maydanoz ince kıyılmış1 küçük soğan rendelenmiş1 çay kaşığı karabiber1 çay kaşığı tatlı kırmızıbiber1 çay kaşığı kekik1 diş sarımsak1 tutam kadar tuz

Üzeri için:1 adet domates, yıkanıp elma dilim doğranmış2 adet patates ayıklanıp yıkanıp elma dilim doğranmış3-4 adet çarliston biber

Sosu için:1,5 çorba kaşığı domates salçası4 çorba kaşığı zeytinyağı

Hazırlanışı Genişçe bir kâsede kıyma, baharatlarla karışıncaya kadar iyice yoğurulur. Yoğurulan karışım yuvarlak tepsi ya da fırın kabına eşit şekilde yayılır.Üzerine, dilimlenmiş patates, domates ve biber dizilir. Domates salçası ve sızma zeytinyağı karıştırılarak hazırlanan sos tüm tepsiye dökülür. 180 derece önceden ısıtılmış fırında 40 - 45 dakika pişirilir.Ayran, yeşillikler ve lavaş ekmeğiyle çocuğunuzun yaşı ve yeme becerisine göre servis edebilirsiniz.

Yrd.Doç.Dr.Enver Mahir Gülcan’ın notu:Kebap demek kırmızı et demekle eş anlamlı bir durum ve çocuklarımız da dahil hepimizin çok severek yediği, Türk mutfağının vazgeçilmez bir tadıdır. Etin besin değeri yüksektir. Yüksek protein içeriği dışında ayrıca içinde bol miktarda demir, fosfor, bakır elementi başta olmak üzere A, D ve B kompleks vitaminleri vardır. Tiamin, Riboflavin, Niasin, Biotin, B6, B12, Pantotenik asit, Folasin gibi B kompleks vitaminler için önemli bir kaynaktır. Çinko ve demir eksikliğinin giderilmesinde önemli rol oynamaktadır. B12 vitamini sayesinde sinir hücrelerinin büyümesi ve tamirinde etkin rol oynar. Bu sayede kansızlığı önemede ve tedavisinde çok önemli bir rolü vardır. Vitamin B12, karbonhidratlar, protein ve yağların işleme tabi tutulması için gereklidir. Aminoasitlerin işlevinde rol oynamaktadır. Kırmızı et önemli bir çinko kaynağıdır. Çinko 50’den fazla enzimin yapısına girer. Et çinko açısından en zengin kaynak olup ihtiyacın neredeyse % 50’si sadece etten karşılanabilmektedir.

Page 44: Kids&Gourmet Sayı 32

42

HAVUÇ TOPLARI ( 2 yaş ve sonrası)

EXECUTIVE CHEF AYŞE DİNLER

Page 45: Kids&Gourmet Sayı 32

43

MART 2016SAYI 32

Malzemeler4 adet orta boy havuç ayıklanıp rendelenmiş1 tatlı kaşığı tereyağı3 yemek kaşığı dövülmüş ceviz10 adet bebe bisküvisi ( ev yapımı bisküvi tarifleri web sitemizde mevcuttur)Yarım çay kaşığı tarçın Üzeri için;Toz Hindistan cevizi

HazırlanışıRendelenmiş havuçlar yağ ile birlikte sotelenir. Tarçın eklenir. Havuçlar suyunu salıp çekinceye dek pişirilir.(yaklaşık 8-10 dakika) Bebe bisküvisi havanda dövülür ya da mutfak robotundan geçirilir. Altını söndürdüğünüz havuçlara, bisküvi ve ceviz eklenip iyice karıştırılır. Ardından soğumaya bırakılır.Soğuyan havuçlardan istenilen büyüklükte toplar yapılır Hindistan cevizine bulanarak servis tabağına alınır.

Yrd.Doç.Dr.Enver Mahir Gülcan’ın notu:Havuçta bol miktarda bulunan beta karotenin sağlığımızdaki yeri müthiştir. Yaşlanma karşıtı etkisi, vücutta A vitaminine dönüşerek göz sağlığımız koruması, alfa karotenle birlikte kanserden ve kalp hastalıklarından korunmayı sağlaması, cilt, bağışıklık sistemi ve sindirim sistemi açısından faydaları bunlardan sadece birkaçıdır. Lif ve su bakımından da zengin olan havuç, vücuttan toksinlerin atılması ve karaciğer sağlığı açısından da önemlidir. İçindeki C vitamini ve silika da özellikle cildin korunmasında önemli rol oynar. Çocukların elime dilimlenmiş havuç vererek yemesini sağlayabilirsiniz. Tabii bunu yaparken küçük çocukları gözetiminizde tutmanızda fayda vardır zira kopabilecek büyük parçalar boğulma riski oluşturabilir.

Page 46: Kids&Gourmet Sayı 32

44

ZEYTİNLİ PEYNİRLİ KEK (1 yaş ve sonrası)

EXECUTIVE CHEF AYŞE DİNLER

Page 47: Kids&Gourmet Sayı 32

45

MART 2016SAYI 32

Malzemeler3 yumurta1 su bardağı un1 su bardağı tam buğday unu1 su bardağı yoğurt1/2 su bardağı zeytinyağı1 su bardağı kaşar peyniri rendesi1/2 su bardağı beyaz peynir rendesi1 paket kabartma tozu1/2 su bardağı dilim zeytin1 çorba kaşığı zeytin ezmesi

HazırlanışıYumurta, yoğurt, zeytinyağı bir kâsede mikserle çırpılır. (3-4 dakika) Un, kabartma tozunu eklenip çırpmaya devam edilir. Peynirler, dilim zeytin ve zeytin ezmesini eklenip spatula ile karıştırılır.Keki isterseniz yağlayıp unladığınız kek kalıbına, dilerseniz muffin kalıplarına koyabilirsiniz.180 derece önceden ısıtılmış fırında, muffin kalıpları kullandıysanız yaklaşık 18-22 dakika da büyük kek kalıbı kullandıysanız 45-50 dakika içinde pişecektir. Kontrol ederek pişiriniz.

Yrd.Doç.Dr.Enver Mahir Gülcan’ın notu:Zeytinde A,C,E vitaminleri, protein, kalsiyum, klor, kükürt ile değerli mineraller bulunmaktadır. Zeytinyağında ise olein, palmitrik, steraik ve linolik asitlerin gliseritleri, hidrokarbonlar ve E vitamini vardır. Hem zeytin, hem de zeytinyağı, tekli doymamış yağ içeriği ile kalp sağlığını korur ve zararlı kolesterolü düşürür. Ayrıca kanseri önleyici özelliği vardır. İçeriğindeki farklı doymamış yağlarlar sayesinde zayıflamaya yardımcı olur. Antioksidan etkisi sayesinde kalp sağlığı ve kanseri önlemede önemli bir rolü vardır. Ancak önemli bir nokta, zeytinin hazırlanması esnasında kullanılan tuzdur. Bu nedenle tuzsuz ya da tuzu alınmış zeytin kullanmaya dikkat edilmelidir. Önemli bir protein ve kalsiyum kaynağı olan peyniri de bu kekte göz ardı etmemek gerekir.

Page 48: Kids&Gourmet Sayı 32

46

BLOG YEMEK YAZARI TUĞBA ESENTEPE

Tuğba

Page 49: Kids&Gourmet Sayı 32

47

Sevgili okuyucular merhaba;

İki kız çocuğu olan, sosyal mi sosyal, detaycı mı detaycı olan bir yemek yapma aşığıyım. Hazır gıda düşmanı, özellikle yemek tariflerini okumayı, araştırmayı, yeni tarifler yaratmayı çok seven ve her yeni öğrendiği tarifi ev halkına yapıp yediren genç bir anneyim.

Bu misyonumun yanında; eski bir yemek dergisi yazarı, yeni bir gastronomi sayfası yazarı, yemek workshoplarının aşığı, yani kısacası yemek ile ilgili olan her şeyin içerisinde olan bir anneyim. Sizlere bu sayfada her ay hafif, pratik, çalışan anneleri de düşünerek hazırlanabilecek leziz mi leziz, sağlık dolu tarifleri deneyecek ve paylaşacağım.

MART 2016SAYI 32

Esentepe

[email protected]

Page 50: Kids&Gourmet Sayı 32

48

BLOG YEMEK YAZARI TUĞBA ESENTEPE

RENKLİ KURABİYE (2 Yaş ve sonrası)

Page 51: Kids&Gourmet Sayı 32

49

MART 2016SAYI 32

Malzemeler1 adet yumurta2 çorba kaş bal1- 1,5 su bar tam buğday unu1 çorba kaş tereyağı1 çorba kaşığı zeytinyağı1 adet nar

HazırlanışıOda sıcaklığındaki tereyağı ve bal çırpılır. Yumurta ilave edilir.Zeytinyağı ve un yavaş yavaş ilave edilir.Hamurun yarısına taze nar suyu ve taneleri ilave edilip hamurun rengi pembeleştilir. Buzdolabında 1 saat dinlendirilir. Önce beyaz hamur açılır. Ayrı bir yerde pembe hamur açılıp beyazın üzerine konur ve yavaşça silindir biçiminde sarılır.Eğer hamur biraz yumuşadıysa buzdolabında 10 dakika daha bekletilip bıçakla kesilir. 180c önceden ısıtılmış fırında 15-20 dakika pişirilir.

Yrd.Doç.Dr.Enver Mahir Gülcan’ın notu:Ev yapımı olması sebebiyle dışarıdan alacağınız ürünlere kıyasla tercih edebilirsiniz. Sık olmamak şartıyla çocukların arkadaşlarından veya dışarıda gördükleri bu tip ürünleri evde yaparak vermeniz daha iyidir. Yanında bir bardak süt veya taze meyve suyu ile ara öğünde çocuğunuza ikram edebilirsiniz. Lütfen pasta, börek ve bu tip ürünleri mümkün olduğunca evlerinizde de yapmamaya, çocukları alıştırmamaya özen gösteriniz.

Page 52: Kids&Gourmet Sayı 32

50

BLOG YEMEK YAZARI TUĞBA ESENTEPE

PIRASA KÖFTESİ (1 yaş ve sonrası)

Page 53: Kids&Gourmet Sayı 32

51

MART 2016SAYI 32

Malzemeler2 adet pırasa300 g dana kıyma1 adet patates1 adet havuç

HazırlanışıPırasanın beyaz kısmı ince ince kesilir. Pırasa, sızma zeytinyağında sotelenir.Patates ve havuç buharda pişirilir veya ince dilimler halinde haşlanır. Soğuyan pırasa ve ezilmiş patates ile beraber kıymaya karıştırılır. Toplar yapılır ve 180c önceden ısıtılmış fırında 15 dakika pişirilir.Kürdana top top dizilip aralarına havuç konarak servis edilir.

Yrd.Doç.Dr.Enver Mahir Gülcan’ın notu:Pırasanın sağlığına köftenin cazibesi eklenince küçük çocuklarınız için ilgi çekici ve sağlıklı bir yemek çıkıyor ortaya. Yüksek oranda lif, vitamin, karbonhidrat ve protein içerir. Yoğun lifleri sayesinde hazmı kolaylaştırır ve kabızlığın önlenmesi açısından çok faydalıdır. Obezite diyeti için de çok önemli bir besindir; bir bütün pırasa sadece 50 kaloridir. Aynı zamanda A, C, K ve B6 vitaminleri için çok iyi bir kaynaktır. Pırasanın tek dezavantajı yüksek oranda sodyum içermesidir eğer tuz oranına yemeklerinizde dikkat ederseniz, bu açıdan da sorun olmaz.

Page 54: Kids&Gourmet Sayı 32

52

KIZIMLA MUTFAKTAYIM - GÖNÜL DOĞAN

Gönül DOĞANİnstagram: @kizimlamutfaktayim Facebook: kızımla mutfaktayım

Page 55: Kids&Gourmet Sayı 32

53

MART 2016SAYI 32

Herkese merhaba.

Şubat sayısında yayınlanan köşe yazımdan dolayı beni arayan, soran, kutlayan tüm eş dost ve takipçilerime çok teşekkür etmek istiyorum. Gerçekten beni çok mutlu ettiniz hepiniz sağ olun, var olun. Şubatı geride bıraktık hatta koskoca bir kış mevsimini daha geride bıraktık ve ilkbahara girmiş bulunuyoruz. Gerçi büyüklerimizin dediği gibi Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır. Havalar böyle gidecek olursa muhtemelen Mart ayı da çok soğuk geçecek gibi. Ama hava bu belli de olmaz, bir bakmışsınız havalar aniden ısınabilir de… Çevre kirliliği, küresel ısınma derken mevsimlerde iyice şaşırdılar. Bizim evde sık sık konuşulan konulardan biridir; hava kirliliği, çevre kirliliği. Sağ olsun Bade bu konulara çok fazla ilgi duyuyor. Bu konuyla ilgili olan çocuk kitaplarını alıyor, internetten çocuklara yönelik bilimsel bilgileri araştırıyor, dayısıyla konuşuyor. Sokakta yere bir şey atan birini gördü mü yanına gidip bu attığınız atık malzeme doğada ne kadar zamanda yok olup gider biliyor musunuz, neden çevremizi kirletiyorsunuz? diye soruyor. Genelde karşılarında böyle soru soran çocuğu gören insanların kimi şaşkın şaşkın bakıyor, kimi somurtuyor belki de annesi tembihlemiştir diye düşünenler bile oluyordur, bende kibarca gülümseyip uzaklaşıyorum oradan. Belli mi olur, bir gün biri çıkar sana ne der, konu uzar gider. Geçen sene haberlerde barajlardaki su oranı azalmış diye izlemiştik, Bade dişini fırçalarken, suyumuz daha da azalmasın diye musluğu artık kapatmaya başladı. Şimdi ki çocuklar çok fazla akıllı, yediklerinden midir, içtiklerinden midir, teknolojiyle iç içe olduklarından mıdır bilmiyorum ama gerçekten farkındalıkları ve algıları çok fazla Ben mutluyum, bazen benim bile düşünemediklerimi düşünüyor, öngöremediklerimi öngörüyor. Ben de onunla yeniden öğrenmeye devam ediyorum. Konu bu ay yemekten biraz farklı bir boyut aldı ama olsun, buda güzel oldu. Şimdi tariflerime geçeyim, öyle değil mi? Hepinizi çok öpüyorum, unutmayın ne pişirirsek pişirelim kalpten pişirelim. Lezzeti bir başka oluyor. Sevgilerimle, Gönül Doğan

Page 56: Kids&Gourmet Sayı 32

54

SOMON FIRIN (9 ay ve sonrası)

KIZIMLA MUTFAKTAYIM - GÖNÜL DOĞAN

Page 57: Kids&Gourmet Sayı 32

55

Annem ve kardeşim bize geldiğinde mutlaka dördümüze somon yaparım. Hem sağlıklı, hem besleyici. Genelde taze balık yemeye özen gösteririm ama somonun bizde zamanı yoktur, yılın her zamanı sık sık yaparım. Vaktim yoksa hemen yağsız tavada ön arka kızartırım. Vaktim varsa da fırına atarım. Aşağıda size fırında yaptığım somon tarifini yazıyorum. · 4 parça somon (ben fileto tercih ediyorum)· 2 çorba kaşığı zeytinyağı· 1 diş sarımsak · 1 demet dereotu· Taze patates · ½ kahve fincanı su Önce balıklarımızı güzelce yıkıyoruz, mutfak peçetesiyle kurulayıp; bir tutam tuz ve karabiberle iyice ovuyoruz. Tuz ve karabiber somonun her yerine yayılmalı ki, lezzet versin. Bu arada patateslerimizi çok hafif bir tencerede haşlayıp, bir kenara alalım. Dereotumuzu ince ince kıyıyoruz, sarımsağımızı dövüyoruz. Dereotu, sarımsak ve 1 yemek kaşığı zeytinyağını iyice harmanlayıp sosumuzu hazırlıyoruz. Fırına vereceğimiz büyüklükte bir borcam alıp, içini zeytinyağı ile yağladıktan sonra balıkları tepsimize yerleştirip üzerine sosumuzu döküyoruz. Somonların yanlarına patateslerimizi koyuyoruz. İsteyen kırmızıbiber çarliston biberde kullanabilir. Ben bazen koyuyorum bazen koymuyorum. 1 çorba kaşığı zeytinyağı ve suyumuzu ilave edip fırına veriyoruz. Takriben 15 dakikaya pişmiş oluyor, somonlar pişerken eve yayılan koku enfes, insanı iyice acıktırıyor. İsteyen tabağında balığına limon da ekleyebilir.Şimdiden çocuklarınızla size afiyet olsun, ne pişirirsen pişir, kalpten pişir.

Not: Çocuğunuz 1 yaş üzeriyse bir tutam tuz ekleyebilirsiniz. Küçük çocuklar (1-2 yaş ) sarımsak tadı sevmeyebilir keskin aromalı gıdalar sarımsak gibi az miktarda kullanınız.

Yrd.Doç.Dr.Enver Mahir Gülcan’ın notu:Balık ve balık yağı Omega3 içermesi nedeniyle çocukların beyin gelişimine olumlu katkı sağlayan bir besindir. Çocuğun konsantrasyonu ve zekâ gelişiminde olumlu etkileri saptanmıştır. Ayrıca Omega 3 kolesterolü düşürür, kalp sağlığını korur, alerjiyi önler, göz sağlığını korur ve kanseri önleyici etkisi vardır. Çocuğun balık proteinine karşı besin alerjisi yoksa balık, 9 aydan sonra menüye eklenebilir. Tabi burada çocuğunuzun gelişimini takip eden hekimin önerisi önemlidir. Genel olarak dip balıkları yerine yüzeye yakın yaşayan balıkları tavsiye ederiz. Çünkü bir balık ne kadar dipte yaşarsa ve ne kadar büyük ve uzun ömürlüyse vücudunda o kadar fazla civa ve ağır metaller biriktirir. Bu maddeler insan vücudu için zararlı maddelerdir.

MART 2016SAYI 32

Page 58: Kids&Gourmet Sayı 32

56

ISPANAK SALATASI (5 yaş ve sonrası)

KIZIMLA MUTFAKTAYIM - GÖNÜL DOĞAN

Page 59: Kids&Gourmet Sayı 32

57

Hem çok sağlıklı hem de çok basit ve pratik bir salata. Okuldan veliler bize misafir geldiklerinde mutlaka yapmaya özen gösteririm. Çocuklar ıspanak yiyor diye niyeyse hepimiz pek mutlu oluyoruz.. · 1 paket ıspanak (bebek)· Nar ekşisi· Zeytinyağı· Nar· Ceviz· 1 tutam tuz Ben paket yıkanmış ıspanak kullanıyorum, ama yine de mutlaka yıkıyorum. Eğer pazardan manavdan ıspanak aldıysanız iyice yıkayın, hatta sirkeli suda bekletmenizi tavsiye ederim. Yıkanmış ıspanaklarımızı ince ince doğrayıp, karıştırma kabına alıyoruz. Ayrı bir kap içinde nar ekşisi, zeytinyağı ve tuzu karışım olarak hazırlıyoruz. Ben burada ölçü vermiyorum herkes kendi ağız tadına göre ölçeklendirebilir. Bu arada narımızı üzerinde hiç beyaz zar tabakası kalmayacak şekilde ayıklayıp, cevizimizi de hazır ediyoruz.Karışımı ıspanakların üzerine döküp, iyice harmanlıyoruz. Harmanlanmış malzemeyi servis tabağına alıp, üzerini nar ve cevizle kaplıyoruz. İşte size hem basit hem sağlıklı ıspanak salatası. Ne pişirirsen pişir, kalpten pişir. Afiyet olsun Yrd.Doç.Dr.Enver Mahir Gülcan’ın notu:Annelerin mutfaklarının vazgeçilmezidir ıspanak. C, E ve B grubu vitaminleri ile demir, magnezyum, fosfor ve iyot gibi zengin bir içeriği bulunan bu sebzeden vazgeçmek mümkün mü? Yalnız ıspanak için şu konuya dikkat etmek gerekiyor. Ispanak, diğer yeşil yapraklı sebzelerde de olduğu gibi, pişirildiği gün yenmeli, ertesi gün beklemiş yemek tekrar servis edilmemelidir.

MART 2016SAYI 32

Page 60: Kids&Gourmet Sayı 32

58

TEKRARLAYAN TÜP BEBEK BAŞARISIZLIĞI

Prof. Dr. Cem FIÇICIOĞLUYeditepe Üni. Hastanesi Tüp Bebek Bölümü Direktörü

Page 61: Kids&Gourmet Sayı 32

59

MART 2016SAYI 32

Başarısız tüp bebek tedavisi Tekrarlayan tüp bebek başarısızlığı ardı ardına 3 tüp bebek tedavisi sonrasında gebeliğe ulaşılamaması durumudur.

Tekrarlayan tüp bebek başarısızlığının nedenleri neler olabilir?Oosit kalitesi, embriyo gelişimi ve rahim içi tutunma gibi tüp bebek tedavisinde başarıyı etkileyen birçok faktör bulunur. Bu nedenle tekrarlayan tüp bebek başarısızlığının nedeni tam olarak aydınlatılmış olmamasına rağmen, başarısızlığa neden olduğu düşünülen bazı faktörler vardır. Rahim içi anormallikleri, rahim iç duvarının yetersiz gelişimi gibi rahimden kaynaklanan faktörler; kan pıhtılaşma bozukluğu (trombofililer) ve anormal immünolojik yanıt gibi annenin bazı hastalıkları; anne ve/veya babadan kaynaklanan genetik bozukluklar ve tüplerin içinde sıvı birikmesi (hidrosalpenks) ve endometriyozis gibi faktörler nedenler arasında düşünülür.

Tekrarlayan tüp bebek başarısızlığı olan çiftler nasıl değerlendirilir ve ne yapılmalıdır?Tüp bebek sahasındaki yaygın ilerlemelere rağmen, başarısızlığa neden olabilecek henüz çözülememiş moleküler düzeyde birçok faktör olduğundan tam bir başarı sağlanamayabilir. Fakat tüp bebek başarısızlığı olan çiftlerde bilinen bazı faktörlere yönelik incelemelerin yapılması gereklidir.

Kadın ve/veya erkekten kaynaklanabilecek genetik bozuklukların tanısı için çiftlerin kanda genetik incelemesi yapılmalıdır. Genetik problem tesbit edilirse embriyo transferinden önce PGD (embriyo transfer edilmeden önce genetik inceleme) yapılması uygun olacaktır.Transvajinal ultrasonografi, histerosalpingografi, salin infüzyon sonografi ve histeroskopi gibi yöntemler kullanılarak rahim içinin değerlendirilmesi gerekir. Çünkü rahim içerisindeki myom veya polipler, veya septum denilen rahim içindeki bölme ve rahim içi yapışıklıklar tüp bebek başarısızlığına sebep olabilir. Bunların tesbit edilip, tedavi edilmesi başarıyı etkileyebilir. Yine ultrason veya

histerosalpingografide tesbit edilen hidrosalpenks (tüplerin içinde sıvı birikmesi) denilen tüplerin sıvı ile dolması durumunda tüplerin alınması veya bağlanması başarının artmasına katkıda bulunacaktır.

Başarıyı Etkileyen FaktörlerTüp bebek tedavisi sırasında rahim iç duvarı endometriyumun yeterli gelişmediği tesbit edilirse, gelişimi arttırmak için ilaçlarla destek tedavisi başlanması başarıyı arttırabilir.

Kan tetkiki ile trombofili denilen kan pıhtılaşma bozukluğunun taranması ve tesbit edilirse kan sulandırıcı ilaçların başlanması tüp bebek tedavisinde başarıya dönüşebilir.

İmmünolojik kökenli nedenler düşünüldüğünde buna uygun tedaviler, tüp bebek tedavisinin başarısını arttırmada yardımcı olabilir.

Erkek nedenli kısırlıkta spermlerin ileri inceleme teknikleri ile değerlendirilmesi ve özel döllenme teknikleri kullanılması başarıyı arttıracaktır.

Erkek ve kadının sigara kullanımı ile tüp bebek başarısızlığı arasında yakın ilişki tesbit edilmiş olup, tüp bebek tedavisi öncesi sigaranın bırakılması başarıyı arttıracaktır.

Tüp bebek başarısında merkezin önemi nedir?Tüp bebek başarısını etkileyen saydığımız birçok faktörün yanısıra, yumurta oluşumunun sağlanması için hastaya uygun tedavi protokolünün seçilmesi, yumurtanın döllenmesi için kullanılan teknikler, embriyonun yeterli gelişimi ve uygun şekilde rahim içine transferi önemli olup, bu aşamada tüp bebek merkezinin ve ekibinin önemi ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla unutulmaması gereken nokta, tüp bebek jinekolog, embriyolog, ürolog ve yardımcı sağlık personelinin birlikte yürüttüğü ekip çalışması gerektirir.

Page 62: Kids&Gourmet Sayı 32

60

ALIŞVERİŞ

Goki Hayvan Çemberi Yapboz ¨ 29,90

Kissy Kissy Tulum¨ 155

Avent-Dect Bebek Telsizi SCD501 ¨ 249,90

Doğal Aile Anne-Bebek Kehribar Bileklik ¨ 105

M&P Elbise ¨ 229

VİKO Karre Çocuk Spiderman

Emniyetli Priz ¨ 21

Page 63: Kids&Gourmet Sayı 32

61

MART 2016SAYI 32

Nanan Beşik € 805

Boba 4G Baby Carrier - Wild Flower ¨ 369

Petunia Pickle Bebek Çantası ¨ 248

Minene Pembe Çiçekli Emzirme Önlüğü ¨ 80

Page 64: Kids&Gourmet Sayı 32

62

Genellikle yazın güneş ışığı ile birlikte yıpranan cildimiz, kışın aşırı soğuk havalarda da yıpranmaktadır. Özellikle cildin elastikiyetini ve canlılığını sağlayan bir protein olan kollajeni koruyan vitamin ve mineralleri içeren besinlerle vücudumuzu desteklemek çok önemlidir.Kollajene ayrıca bağ doku da diyebiliriz. Bağ dokunun harcını oluşturan en önemli vitamin ise C vitaminidir. Yani C vitamini yoksa kollajen de yoktur.

Bedenimizin her hücresi için olduğu gibi cilt için de antioksidan varlığı cildimizin kendini toparlanmasını ve geç yaşlanmasını sağlar. Yani özetle antioksidan vitamin ve mineraller cilt sağlığı için oldukça kıymetli. Bu vitaminler A, C ve E vitamini, selenyum, çinko gibi minerallerdir.

Cilde iyi gelen en önemli unsurlarından biri de cilt hücrelerinin güçlü ve nemli durmasına sağlayan omega 3 yağ asitleridir. Kan dolaşımını destekleyerek cilde daha fazla oksijen taşınmasını destekler.

Ayrıca karbonhidrat ve protein metabolizmasında rol oynayan ve cilt sağlığı, özellikle saç ve tırnak sağlığı için en önemli biotin vitamini desteğini de unutmamak gerekir. Biotin en çok Yumurta, domates, greyfurt, badem, marul ve karnabaharda var. Özellikle C vitamini desteklemek için, bol meyve ve sebze tüketimi son derece önemlidir. Kivi, C vitaminden zengin bir meyvedir. 100 gr kivide, günlük

GÜZELLİĞİNE DÜŞKÜN OLANLARA BESLENME TÜYOLARI

ihtiyacınızı karşılamaya yetecek kadar C vitamini bulunur. C vitamini serbest radikallerle savaşarak cildin gençleşmesine yardımcı olur ve nemlenmesini sağlar. Ayrıca kolajen sentezini arttırır. Ayrıca kivi dışında portakal, mandalina, greyfurt, brokoli, maydanoz ve kuşburnu ayrıca brokoli gibi gıdalar da tüketebilirsiniz.

A vitamini cildin kolajen sentezini arttırır, gergin olmasını sağlar ve su tutma kapasitesini yükseltir. Balık yağı, yumurta, süt, karaciğer, tereyağı ve peynir içinde A vitamini bulunan hayvansal kaynaklardır. Havuç, ıspanak, lahana, biber, brokoli, koyu yeşil sebzeler, portakal, mandalina, kayısı ve mango bitkisel kaynaklardır.

E vitamini bir antioksidandır. Bu nedenle ciltteki güneş ışınlarının yarattığı tahribatı önlenmede destek sağlar. Ayrıca cildin nemlenmesine ve yumuşamasını da destekler. E vitamini başta tahıllar olmak üzere ıspanak, kabak, lahana, marul gibi yeşil sebzelerde, zeytinyağı, balık yağı, fındık, ceviz, ton balığı, sardalye, yumurta sarısı, domates ve patateste bol miktarda bulunur. Ancak özelikle bir avuç fındık günlük E vitamini ihtiyacını büyük oranda karşılar.

Omega 3 desteği için Somon gibi yağlı balıklar cilt elastikiyetini artırma özelliğini artırır. Somon balığı yüzdeki kırışıklıkların oluşmasını engellemeye yardımcı olur. Haftada 2 kez ızgara somon balığı yemek cilt için son derece

Page 65: Kids&Gourmet Sayı 32

63

Dyt. Figen Fişekçi ÜVEZFit Yaşam ve Danışmanlık

www.fityasiyoruz.com

MART 2016SAYI 32

faydalıdır. Ayrıca cildin nemli kalmasında çok çok önemlidir. Bu kuruyan cildi onarır ve kırışıkları önler.

Cilt kuruluğunu engellemek için olmazsa olmazımız tabiki, en değerlimiz su. Günde en az 2-2.5 L su tüketmek parlak ciltlerin temeli diyebilir

Özetle sabah kahvaltısında A vitamini ve biotin için mutlaka yumurta, aralarda kolajenin yapısını oluşturan C vitamini içeren kivi, portakal, greyfurt, mandalina gibi meyveler, ana öğünlerde ise C desteği için koyu yeşil yapraklı sebzeler, domates, maydanoz ve brokoliye yer verilmelidir ve zeytinyağı ve avokado ile ekleyerek E vitamini de sağlayabiliriz. Ayrıca yine ara öğünlerde olabilecek E vitamini desteği için 1avuç fındık, badem ve ceviz karışımı, omega 3 desteği için an yemekte mutlaka hafatada 2 kez yağlı balıklardan somon kullanılabilir. Ceviz de iyi bir omega 3 kaynağıdır bu arada.

Bütün bunların yanında su içmezsek bütün bu söylediklerimin minimum etkisini görebileceğimizi de hatırlatmak isterim.

Herkese başta ruhumuz olmak üzere hep genç kaldığımız günler dilerim…

Page 66: Kids&Gourmet Sayı 32

64

KÜLTÜR & SANAT

SERGi

TiYATRO

KONSER

Gökyüzünde Yalnız Gezen Yıldızlar Galeri 5’te buluşuyor

Anel Grup tarafından desteklenen, sanata ve sanatçıya her fırsatta destek olmayı amaç edinen Galeri 5, 01 Şubat – 03 Mayıs 2016 tarihleri arasında ‘Gökyüzünde Yalnız Gezen Yıldızlar’ başlıklı karma sergiye ev sahipliği yapıyor. Sergide Özge Enginöz, Arzu Kıraner, Romina Meriç, Işık Özçelik, Dinçer Özüarap, Burhan Üçkardeş ve Süha Zaimoğlu’nun işleri aracılığı ile yalnızlığın varoluşsal sorunsalı ve bu sorunsalın yarattığı ikilem incelenirken, işlenen yalnızlık teması da insan olma duygusunun en derinindeki gerçekliği olarak karşımıza çıkıyor.

Karar Kimin?Oyun Tarihleri: 12/03/2016 20:30 13/03/2016 17:00 27/03/2016 17:00Yer: Akla Kara Tiyatro - Kadıköy

Finale siz karar vereceksiniz! Belki de kararınızı ilk kez bu kadar sorgulayacaksınız…Ken Harrison bir trafik kazası sonucu, boynundan aşağısı felç olmuş bir heykeltıraştır. Hastanede geçen altı aydan sonra iyileşme ümidi kalmayan Ken, taburcu edilmek ister. Hastanenin başhekimi Dr. Emerson ise Ken’in hastane dışında yaşayamayacağını belirterek bu karara karşı çıkar. Bunun üzerine Ken bir avukat tutarak hastaneye dava açar. Mahkemede yargıç her iki tarafı da dinledikten sonra, kararı toplum jürisi koltuğunda olan seyirciye bırakır. Jürinin vereceği karara göre oyunun sonu ya Ken Harrison’ın kendi isteğiyle hastaneden çıkmasıyla ya da Dr. Emerson’ın onu zorla hastanede tutarak yaşamaya zorlamasıyla bitecektir.

MAVİSAKAL31 Mart 2016 22:00Dorock XL, İstanbul Türk rock müziğinin kült gruplarından MAVİSAKAL, yeni EP'si Naklen'in tanıtım turnesi kapsamında 31 Mart'ta Dorock XL Sahnesi'nde...

Page 67: Kids&Gourmet Sayı 32

grand.cmax.kapi.ilan.A4.indd 1 26/02/16 14:15

Page 68: Kids&Gourmet Sayı 32

cmax.dizel.otomatik.ilan.21x29.7cm.indd 1 25/02/16 14:29