kar korkusu - epsilon yayınevi · uzun birkaç dakika boyunca caddede tek bir araba ya da kar...

25
Christopher Golden KAR KORKUSU Çeviri Kübra Tekneci

Upload: others

Post on 12-Jan-2020

10 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: KAR KORKUSU - Epsilon Yayınevi · uzun birkaç dakika boyunca caddede tek bir araba ya da kar küreme aracı görünmedi. Washington Caddesi üze-rindeki banka, butik, müzik dükkânı

Christopher Golden

KAR KORKUSU

ÇeviriKübra Tekneci

Page 2: KAR KORKUSU - Epsilon Yayınevi · uzun birkaç dakika boyunca caddede tek bir araba ya da kar küreme aracı görünmedi. Washington Caddesi üze-rindeki banka, butik, müzik dükkânı

4

Page 3: KAR KORKUSU - Epsilon Yayınevi · uzun birkaç dakika boyunca caddede tek bir araba ya da kar küreme aracı görünmedi. Washington Caddesi üze-rindeki banka, butik, müzik dükkânı

5

En karanlık günleri bile aydınlatan Lily Grace Golden’a

Page 4: KAR KORKUSU - Epsilon Yayınevi · uzun birkaç dakika boyunca caddede tek bir araba ya da kar küreme aracı görünmedi. Washington Caddesi üze-rindeki banka, butik, müzik dükkânı

6

Page 5: KAR KORKUSU - Epsilon Yayınevi · uzun birkaç dakika boyunca caddede tek bir araba ya da kar küreme aracı görünmedi. Washington Caddesi üze-rindeki banka, butik, müzik dükkânı

7

1

Elinde sigarasıyla kaldırımda durup kar yağışını izle-yen Ella Santos kendini hiç bu kadar yalnız hissetmemişti. Fırtına etrafını sarmış gibiydi, nefesini tutmuş onun içeri dönmesini bekliyordu sanki. Sonsuz denebilecek kadar uzun birkaç dakika boyunca caddede tek bir araba ya da kar küreme aracı görünmedi. Washington Caddesi üze-rindeki banka, butik, müzik dükkânı ve diğer restoranlar saatlerdir kapalıydı, vitrinleri karanlık ve terk edilmiş gö-rünüyordu. Coventry fırtınaya teslim olmuştu ve Ella bir-den evine gidip bir fincan çayla birlikte eski bir film açıp yatağına kıvrılmadığı için kendini aptal gibi hissetti.

Sigarasından uzun bir nefes alıp montuna iyice sokul-duktan sonra ciğerlerindeki dumanı dışarı verdi. Karın se-sinden başka bir şey duyulmuyordu, öylesine şiddetli ve hızla yağıyordu ki Ella karın birikirken çıkardığı tuhaf ses-sizliği bile duyabiliyordu. Bir an ürperdi ama sebebi soğuk değildi. Sokakta tek başınayken yeryüzündeki son kadın gibiydi, kar ve gökyüzü arasındaki sessiz sohbeti bozmaya korkan geride kalmış tek insani sesti.

Arkasından gelen menteşe gıcırtısı, kahkahalar ve res-

Page 6: KAR KORKUSU - Epsilon Yayınevi · uzun birkaç dakika boyunca caddede tek bir araba ya da kar küreme aracı görünmedi. Washington Caddesi üze-rindeki banka, butik, müzik dükkânı

8

torandan çıkan iki kadın Elena’yı ürküttü. Kulağına hafif bir müzik geldi –akustik gitar tıngırtısı– ve kapı sertçe ka-pandı.

“İyi geceler Ella,” dedi kadınlardan biri sarı saçlarını gözlerinden geriye iterken. “Açık kaldığınız için teşekkür-ler.”

Ella gülümsedi, sokaktaki tuhaf tenhalığın onu tedir-gin etmesine izin verdiği için kendine kızdı. Küçükken kar fırtınalarına bayılırdı ama bir restoranın yetişkin sahibi olarak, nadiren görünseler de karlı günlerin iş için hiç iyi olmadığını biliyordu.

“Benim için bir zevk,” dedi Ella ve ayakkabıları taze ka-rın üzerinde izler bırakarak aceleyle sokağın karşısındaki arabalarına giden iki kadına el salladı. “Umarım yemek hoşunuza gitmiştir. Eve sağ salim gidin.”

“Sen de!” diye seslendi diğer kadın, kalın paltosuna rağ-men elbisesi kar fırtınası için hiç uygun değildi.

“Birazdan kapatıyoruz,” diye karşılık verdi Ella.Kadınlar bir saatten biraz uzun bir süredir restoranda

kalmışlardı ama buna rağmen arabaları iki buçuk santi-metrelik karla kaplanmıştı. Karı temizlemek yerine ara-baya binip silecekleri çalıştırdılar ve temizlenen camdaki buharı sildiler. Kaldırımın kenarından uzaklaşırken arka cam hâlâ karla kaplıydı. Sürücü hiçbir şey göremeyecekti. Neyse ki yolda çok araç yoktu. Kar küreme araçları bile bu gece pek ortalıkta görünmüyordu.

Ella sigarasından bir fırt daha alıp dumanın içini ısıt-masına izin verdikten sonra nefesini burnundan verdi. Lise yıllarında kız arkadaşlarından çoğunun sigara içmeye başladığı bir yazda bu alışkanlığı edinmişti. Şimdi sigara

Page 7: KAR KORKUSU - Epsilon Yayınevi · uzun birkaç dakika boyunca caddede tek bir araba ya da kar küreme aracı görünmedi. Washington Caddesi üze-rindeki banka, butik, müzik dükkânı

9

içmekten nefret ediyor, havalı ve seksi görünmek yerine zayıf ve aptalca göründüğünü biliyordu ama birçok kez bı-rakmaya çalışsa da her defasında yeniden başlamıştı.

Büyük bir gümbürtü ve kazıma sesi kar küreme aracı-nın birkaç blok ötede olduğunu haber verdi ve Ella dönüp kocaman metal küreğin üzerinden farlarının üst kısmı gö-rünen aracın temizleme sürecini izledi.

Restoranın kapısı yine ardına kadar açıldı ve Ella arka-sını döndüğünde barmen Ben Duhamel’in kafasını dışarı çıkardığını gördü. Barmen yüzüne çarpan ani rüzgâr kar-şısında mavi gözlerini kırpıştırdı.

“İyi misin patron?”Ella gülümsedi ve kirpiklerindeki karı sildi. “Sadece

düşünüyordum. İşiniz bitti mi?”“Neredeyse,” diye karşılık verdi Ben.Adam hızla tipiye dönüşen bir fırtınada dikildiği için

Ella’nın aklından zoru olduğunu düşündüyse de belli et-medi. Belki biraz çılgınca olabilir, diye içinden geçirdi Ella. Ama onu ne kadar yalnız hissettirse de saf beyaz sakinliği seviyordu.

“Saat kaç?” diye sordu.“Sekizi çeyrek geçiyor,” diye yanıtladı Ben, kar taneleri

erkenden ak düşen saçlarına katkıda bulunuyordu.“Pekâlâ,” dedi Ella, sigarasını karlı kaldırıma atıp botu-

nun topuğuyla ezdi. “Son çağrı. Sekiz buçukta kapatıyo-ruz.”

“Teşekkürler,” dedi Ben. İçeri çekilmek üzereyken te-reddüt etti. “İyi olduğuna emin misin?”

Ella ezilmiş, ıslak sigara izmaritini almak için eğildi. “Her zaman.”

Page 8: KAR KORKUSU - Epsilon Yayınevi · uzun birkaç dakika boyunca caddede tek bir araba ya da kar küreme aracı görünmedi. Washington Caddesi üze-rindeki banka, butik, müzik dükkânı

10

Ben ya onun yalanını fark etmedi, ya da karşı çıkmadı. Hesabı kapatmak için acelesi olduğundan kapının sertçe kapanmasına izin verdi. Ella onu suçlayamazdı, Ben’in evde onu bekleyen güzel bir eşiyle yeni doğmuş bir bebeği vardı ve onları fırtınada yalnız bırakmak istemiyordu. El-la’yı Cherry Yolu’ndaki küçük evinde kimse beklemiyor-du. Onun acele etmesi için bir sebebi yoktu.

İşlemeli kapı kolunu çekerken güçlü bir rüzgâr sertçe kapattı. Fırtına ona karşı savaşıyor gibiydi ama Ella kapıyı güçlükle de olsa açıp içeri girebildi. Kapı kapanırken ka-fasını çevirdi ve kar küreme aracının geçtiğini gördü. Far ışığından karın ne kadar yoğun ve hızla yağdığını görebi-liyordu. Sonra kapı sertçe kapandı ve Ella irkildi. Fırtına gelmişti.

Vault’un iki büyük şöminesi vardı ama akşam yemeği boyunca gürül gürül yandıkları için sönmeye başlamışlar-dı. Fırtınaya rağmen akşamın erken saatlerinde restoran epey yoğundu. Şimdi sadece üç masa doluydu ama masa-ların birindeki aile ve diğerindeki yaşlı çift eşyalarını topla-maya ve ceketlerini giyip atkılarıyla eldivenlerini takmaya başlamıştı. Son masadaki yirmi yaşlarındaki üç çocuğun acelesi yok gibi görünüyordu, biri yavaşça tiramisusunu yerken diğerleri kahvelerini yudumluyordu.

Barda dört kişi vardı, hepsi müdavimlerdi ama Ben hiç şüphesiz kapatmak üzere olduklarını duyurduğu için on-lar da gideceklerdi. Perşembe ve cumartesi günleri arasın-da canlı müziğin olduğu en dip köşede TJ Farrelly tombul gövdeli akustik gitarıyla bir taburede oturmuş, eski bir Ar-cade Fire şarkısı çalıyordu. Bu Ella’yı gülümsetti. Dinle-yen biri olduğu sürece TJ çalmaya devam ederdi. Bazen

Page 9: KAR KORKUSU - Epsilon Yayınevi · uzun birkaç dakika boyunca caddede tek bir araba ya da kar küreme aracı görünmedi. Washington Caddesi üze-rindeki banka, butik, müzik dükkânı

11

bütün müşteriler gittikten sonra bile çalar, ortalığı süpü-rüp hesap yapan çalışanları eğlendirirdi.

Saçlarında eriyen kar ensesinden aşağı buz gibi süzü-lürken Ella sigara izmaritini klozete atmak için kadınlar tuvaletine gitti ve bu gece bir daha sigara içmeyeceğine dair kendine söz verdi. Aynaya baktı ve yansımasına karşı hafifçe güldü, uzanıp saçlarındaki, paltosunun omuzların-daki karı silkeledi.

Banyodan çıkarken duvarın üst kısmındaki küçük pen-cere tıngırdamaya başladı ve Ella binanın sallandığını dü-şündü. Restoran sağlamdı –bir zamanlar bankaydı– ama duvarlar sarsıldı ve bir hava akımı kapının büyük bir gü-rültüyle kapanmasına neden oldu.

Sanki fırtına Ella’yı takip etmişti.

*TJ, Ella’nın restoranda ilerleyip Vault’un son müşte-

rileriyle kısık bir sesle konuşmasını izledi, kahve servisi devam ettiği sürece üç genç de bütün gece orada kamp yapmaya kararlı görünüyordu. TJ bardaki profesyonel içi-cilerin taburelerinden hemen kalkıp barmene bahşişlerini verdikten sonra eve gitmelerine rağmen kahvelerini içer-ken eski günlerden konuşan bu çocukların isteksiz olma-larını komik buldu.

Eski dostlardır, diye içinden geçirdi TJ. Uzun süredir bir-birlerini görmeyen lise arkadaşları. Onlara sorabilirdi, ama öyle olduklarına emindi. TJ her zaman iyi bir gözlemci ol-muştu, insanları çözmek konusunda yetenekliydi ama Ella onu şaşırtmaya devam ediyordu. Restoran neredeyse El-la’nın bütün hayatıydı. TJ insanın kârın az, batma riskinin

Page 10: KAR KORKUSU - Epsilon Yayınevi · uzun birkaç dakika boyunca caddede tek bir araba ya da kar küreme aracı görünmedi. Washington Caddesi üze-rindeki banka, butik, müzik dükkânı

12

yüksek olduğu böyle bir girişime kendini kaptırmasının normal olmadığını düşündü. Ama Ella otuz iki yaşında ve bekârdı, uzun bacakları, çikolata rengi gözleri ve TJ’in birçok kez öpmeyi düşündüğü dudaklarıyla epey güzeldi. Ella’nın kendine vakit ayırabilmesi için haftada birkaç kez restoranı idare edebileceğine güvendiği biri olmalıydı, si-nemaya, konsere gidebilir ya da bir kez olsun kendi res-toranının arkasındaki küçük ofis dışında bir yerde yemek yiyebilirdi.

Ella, TJ’in onun hakkındaki düşüncelerini hissetmiş gibi elinde bir içkiyle yaklaştı. Diğer elinde de eriyen ka-rın sularının aktığı kahverengi yün paltosu vardı. Fırtına omuz hizasındaki dalgalı saçlarını mahvetmişti ama TJ da-ğınık görünümün ona yakıştığını düşündü.

Ella paltosunu onun yakınındaki dört kişilik masaya atıp bir sandalyeye otururken TJ söylediği şarkıyı aniden kesti. Ella içkisini yudumlarken –TJ Captain Morgan ve kola olduğunu tahmin etti– ayaklarını karşısındaki sandal-yeye koydu. Arkadaki şömine Ella’nın sol tarafında çıtırdı-yordu ve TJ onun sıcağın tadını çıkardığını görebiliyordu.

“Sana bir şey çalmamı ister misin Ella?” dedi.Kadın üzgün bir ifade takındı. “Mızıkanı kaldırmışsın.”TJ sırt çantasına uzandı. “Ne istersen çalarım.”Bazen üzücü, eski Neil Young şarkıları çalması Ella’nın

hoşuna giderdi, bazen de aşk acısı ve ironiyle dolu hare-ketli Dave Matthews şarkıları çalmasını isterdi. TJ, Blues Traveler’dan bir şey çalmayı düşündü ama gece erken sona ermişti ve saat olduğundan daha geç gibi geliyordu, o yüz-den melankolik bir şeyin daha uygun olacağına karar ver-di. TJ, Neil Young’ın Sugar Mountain şarkısına girdikten

Page 11: KAR KORKUSU - Epsilon Yayınevi · uzun birkaç dakika boyunca caddede tek bir araba ya da kar küreme aracı görünmedi. Washington Caddesi üze-rindeki banka, butik, müzik dükkânı

13

kısa bir süre sonra Ella’nın gözlerindeki üzüntüyü fark etti ve bunun bir hata olduğunu anladı. Ama şarkıyı söylerken Ella’nın içkisine alıştığı gibi şarkıya da alıştığını gördü ve ikisinin de her nedense onu rahatlattığını gördüğüne se-vindi. TJ, Ella’yı mutlu edemeyeceğini biliyordu –bunu sadece Ella yapabilirdi– ama onu üzmek istemediğinden emindi.

Vault’da çalmayı seviyordu. Müzik hiçbir zaman ona geçimini sağlayacak kadar para kazandırmamıştı ama eli-ne gitarını almadan bir gün bile geçirebileceğini sanmı-yordu. Babası onu bir zanaat öğrenmeye zorlamıştı ve TJ bu yüzden elektrikçi lisansı almıştı, onu zorladığı için ba-basına minnettardı. Ama gitar çalmadığında bile zihninde onu duyabiliyor, görünmez gitar tellerini parmaklarının ucunda hissedebiliyordu. Restoran dinleyicisine müzik yapmanın hilesinin bu olduğunu keşfetmişti. Çok fazla al-kışlamazlardı ama kendisi için çaldığı sürece alkışa ihtiyacı yoktu.

Bu geceyse TJ kendini Ella için çalarken bulmuştu.“Aklında böyle bir şey mi vardı?” diye sordu son notaya

basarken.“Harika,” dedi Ella. “Keşke bazı geceler uyuyabilmem

için bana şarkı söyleyebilsen.”“Ne zaman istersen.”Ella sırıtıp bakışlarını kaçırdı. “Çapkın.”“Üzgünüm. Kendime engel olamıyorum galiba. Ba-

bam iflah olmaz bir çapkındı. DNA’mda var yani. Tedavisi yok.”

Ella hafif bir kahkaha atıp kafasını salladı. “Pekâlâ… O halde affedildin.”

Page 12: KAR KORKUSU - Epsilon Yayınevi · uzun birkaç dakika boyunca caddede tek bir araba ya da kar küreme aracı görünmedi. Washington Caddesi üze-rindeki banka, butik, müzik dükkânı

14

Avarelerin sonuncusu da kapıya yönelmişti ve çalışan-lar bir sonraki güne hazırlanmaya başlamıştı. Ella mutfağa doğru baktı, muhtemelen oradaki işleri denetlemesi ge-rektiğini düşünüyordu. TJ ona şef ve ekibinin ne yaptıkla-rını bildiğini hatırlatmak istedi –sadece bulaşıkları yıkayıp yarına hazırlanıyorlardı– ama çenesini kapalı tuttu. Onu ilgilendirmezdi.

“Sanırım hepimiz evlerimize gitmeliyiz değil mi?” dedi Ella nihayet çıkışa doğru yönelen çocuklara bakarak.

“Ben değil. Anneme bu gece onda kalacağımı söyle-dim.”

Ella sandalyesine yaslanıp içkisinden bir yudum aldı ve TJ’e meraklı bir bakış attı. “Annen mi?”

TJ omuzlarını silkti, elleri dalgın dalgın gitarındaki no-talarla oynuyordu. “Yaşlı bir kadın ama böyle söylediğimi duysa bana yumruk atardı. Elektik kesilirse korkmasını is-temiyorum.”

“Bu gerçekten çok hoş.”“Hayır. Ben onun oğluyum. Bu benim görevim.”“Her evlat bunu yapmaz,” dedi Ella masadan kalkarken.

“İyi bir çocuksun, TJ.”Bardağını yanına alıp –onu başka birinin alması için

masada bırakmazdı– mutfağa doğru ilerledi.“Sen de gitsen iyi olur,” dedi Ella. “Bir ara anneni ak-

şam yemeğine getir. Ben ısmarlıyorum.”“Getiririm,” dedi TJ. “Ama acelem yok. Henüz beni

beklemiyor, ayrıca onunla yine bir yemek kanalını izleme-mi isteyecek. Kapatana kadar çalmamın bir sakıncası var mı?”

Ella dönüp ona baktı. “Çalmak istediğin sürece asla durmanı istediğimi duymayacaksın.”

Page 13: KAR KORKUSU - Epsilon Yayınevi · uzun birkaç dakika boyunca caddede tek bir araba ya da kar küreme aracı görünmedi. Washington Caddesi üze-rindeki banka, butik, müzik dükkânı

15

Ella hızla mutfak kapısına doğru ilerledi. TJ onun gidi-şini izlerken gülümsedi ve bu gece Vault’taki tek çapkının kendisi olmayabileceğini düşündü.

*Allie Schapiro mikrodalga fırınının yanında tetikte bek-

lerken patlayan mısırları dinliyordu. Makinenin önündeki küçük tuşa “patlamış mısır” etiketi yerleştirdiklerine göre mikrodalga tanrılarının acımasız bir mizah anlayışları ol-malıydı. Birkaç paket mısırı yaktıktan sonra tuşa basıp çe-kip gitmenin çekirdekleri kavurduğunu ve ortaya berbat bir koku yaydığını öğrenmişti. O yüzden oturma odasında film devam ederken –Niko’nun filmi onun için durdur-masına karşı çıkmıştı– patlamaların duraklamaları uzamış gibi gelene kadar sesleri dinledi, sonra mısırları dışarı çı-kardı.

Dumanı tüten poşeti açınca patlamış mısırların tam istediği gibi olduğunu gördü, tereyağı kokusu mutfağa yayıldı. Allie ezeli düşmanı mikrodalgaya sırıtıp “hah” dedikten sonra patlamış mısırı dolaptan aldığı iki plastik kovaya paylaştırdı.

Oturma odasına döndüğünde, Marty McFly 1955’te bir kaykayla Biff ’ten kaçıyordu. Geleceğe Dönüş Allie’nin en sevdiği filmlerdendi ve Niko ile kızı Miri’nin bu filmi hiç izlemediklerini duyunca çok şaşırmıştı.

“Harika kokuyor,” dedi Niko. Kanepede yanında otu-ran on bir yaşındaki Miri onu susturdu, tamamen filmin etkisi altındaydı. Kıvırcık kahverengi saçlarının hoş bir şe-kilde çerçevelediği bakır rengi gözleri parlıyordu.

Allie’nin kendi çocukları –oğulları Jake ile Isaac– çene-

Page 14: KAR KORKUSU - Epsilon Yayınevi · uzun birkaç dakika boyunca caddede tek bir araba ya da kar küreme aracı görünmedi. Washington Caddesi üze-rindeki banka, butik, müzik dükkânı

16

lerini ellerine dayamış, yerde yüz üstü yatarak devasa düz ekrana bakıyorlardı. On iki yaşındaki Isaac, Jacob’dan iki yaş büyüktü ama birbirlerine o kadar benziyorlardı ki in-sanlar bazen ikiz olduklarını sanıyordu. Allie bu benzer-liği göremiyordu. Jake’in saçları daha koyuydu, yüzünde neredeyse her zaman ciddi bir ifade vardı, Isaac’in ise yü-zünden gülümseme eksik olmazdı, üstelik ağabeyinden on santimetre daha kısaydı. İnsanların onları benzetmelerinin nedeninin yakın iletişimleri, bazen aynı anda konuşmaları, uydurdukları hikâyelerde birbirlerinin cümlesini tamam-lamaları olduğunu düşünüyordu. Ve anneleri gibi onlar da filmlere bayılıyorlardı.

Kovalardan birini aralarına koydu ve Jake onu hemen alıp kendi önüne çekti.

Pek sertçe olmasa da, “Jacob,” dedi Allie. “Paylaş.”Çocuk kafasını kaldırmayıp kovayı aralarındaki boşluğa

doğru itti. Isaac de gözlerini televizyondan ayırmamıştı. Biff arabasıyla gübre kamyonunun arkasına vurup dışkıyla kaplanınca, iki çocuk da kahkaha attı. Allie de güldü. Bu filmi izlemek tuhaf bir şekilde eve dönmeye benziyordu ve bu gece onu Niko ve kızıyla paylaşmak özeldi, iki aile birliktelerdi.

Tuhaf ama harikaydı.Allie, Niko’nun sol tarafındaki kanepeye yerleşip ba-

caklarını altında topladı ve ona patlamış mısırı verdi.“Teşekkür ederim sevgilim,” dedi Niko ve Allie’yi ya-

nağından öperken bir avuç patlamış mısır alıp kovayı Mi-ri’ye uzattı.

Küçük kız filmden büyülenmiş gibi görünüyordu ama Allie, Miri’nin dikkat etmiyor gibi göründüğünde bile her

Page 15: KAR KORKUSU - Epsilon Yayınevi · uzun birkaç dakika boyunca caddede tek bir araba ya da kar küreme aracı görünmedi. Washington Caddesi üze-rindeki banka, butik, müzik dükkânı

17

şeyin farkında olduğu izlenimine kapılmıştı. O kadar da küçük bir kız değil, diye içinden geçirdi Allie. On bir ya-şındaki Mirjeta Ristani, Allie’nin o yaştayken olduğundan çok daha akıllıydı.

Miri kafasını kaldırıp babasına baktı, az önceki öpücü-ğü fark etti ve Allie’ye gülümsedi.

“Teşekkürler, Bayan Schapiro.”“Okulda değiliz, Miri. Bana Allie diyebilirsin.”Miri kafasını sallayıp elini patlamış mısır kovasına dal-

dırdı, eski öğretmenine ismiyle hitap etmek konusunda yorum yapmadı. Çocuklar elbette Niko’ya “Niko” de-mekte hiç zorlanmamıştı ama aşinalık onu kabul ettikleri anlamına gelmiyordu.

Bu durumu değiştirme çabalarına başlamak için iki haf-tadır bu geceyi planlıyorlardı. Çocukların babası yedi yıl önce Afganistan’daki bir çatışmada öldürülmüştü ve Allie uzun zamandır tekrar birileriyle çıkması için onu teşvik eden arkadaşlarına karşı gelmişti. Nihayet pes ettiğinde bir dizi korkunç ilk randevuya çıkmış ve hayal kırıklığına uğratan üç tane ikinci randevu yaşamıştı. Bu randevuların sonuncusun ardından Krueger Flatbread’de bir masada tek başına otururken aniden gülmeye başlamıştı. Sırıttığı-nı gizlemek için ağzını kapatıp dinene kadar kahkahasını bastırmaya çalışmıştı ama tam o sırada ağlamaya başladığı-nı fark etmişti.

Niko aynı barda, o zaman dördüncü sınıfta olan Miri’y-le yemek yiyordu. Elbette onu tanıyorlardı, Allie önceki yıl Miri’nin öğretmeniydi ve Allie, Niko’yu fark etmişti. Fark etmemesi imkânsızdı, Niko heykel gibi yontulmuş hatları, yanık teni ve kızı gibi bakır rengi gözleriyle çok yakışıklıy-

Page 16: KAR KORKUSU - Epsilon Yayınevi · uzun birkaç dakika boyunca caddede tek bir araba ya da kar küreme aracı görünmedi. Washington Caddesi üze-rindeki banka, butik, müzik dükkânı

18

dı. Ve Allie orada insanların içinde kendini gülünç bir hale sokuyordu. Çok utanan Allie yerinden kalkıp en kestirme yoldan çıkışa doğru ilerlemiş ve barda yanlarından geçer-ken kibarca gülümsemişti.

“Bayan Schapiro,” demişti Niko, Allie’nin duraksama-sına neden olan o ipeksi sesiyle.

“Bay Ristani,” demeyi başarmıştı Allie de.Niko gülümsememiş, onu sakinleştirmeye kalkmamış-

tı. Aksine bir hafta boyunca onu öfkelendiren ve ona il-ham veren üç kelimeyi söylemişti.

“Gülmek daha iyidir.”Rahatsız olan Allie bir şeyler mırıldandıktan sonra ora-

dan uzaklaşmıştı ve bir hafta boyunca Trumbull Ortao-kulu’nun koridorlarında Miri’ye bakmaktan kaçınmıştı. Sonra okulun telefon defterini karıştırıp bir cuma gecesi aniden Niko’yu arayıp restoranda ona ne söylediğini ha-tırlayıp hatırlamadığını sormuştuu. Hatırlaması Allie’yi şaşırtmıştı.

“Sana teşekkür etmek ve aynı fikirde olduğumu söyle-mek istedim,” demişti Allie.

Bir yıldan uzun bir süredir çıkıyorlardı. Niko esraren-giz bir şekilde yakışıklı, düşünceli ve yatakta inanılmaya-cak derecede iyiydi, Allie’nin hayal edebileceği her şeye sahipti. Allie onu seven bir erkek bulduğu için annesi çok sevinmiş olmalıydı. Kadın kızının hep bir doktorla çıkma-sını istemişti. Ama Arnavut değil, Yahudi bir doktorla çık-masını istediğini özellikle vurgulamıştı. Neyse ki Allie dul kaldığı günden beri insanların onun kararları hakkında ne düşündüklerini önemsemeyi bırakmıştı.

İşler çocuklar ya da Miri için o kadar basit değildi. Niko

Page 17: KAR KORKUSU - Epsilon Yayınevi · uzun birkaç dakika boyunca caddede tek bir araba ya da kar küreme aracı görünmedi. Washington Caddesi üze-rindeki banka, butik, müzik dükkânı

19

ile Allie çocukların hatrına ilişkilerini gizlemek zorunda kalmıştı, çocuklarının okulda dedikodu malzemesi olma-sını ve Miri’nin Niko’nun eski eşi Angela tarafından sor-guya çekilmesini istemiyorlardı. Niko ve çalıştığı hastane-de bir hemşire olan Angela’nın arası hâlâ gergindi.

“Hey,” dedi Niko onu hafifçe dürterek. Gözlerinin içi-ne baktı. “Bunun en sevdiğin film olduğunu sanıyordum.”

Allie kucağındaki kovadan bir avuç patlamış mısır aldı. “Onlardan biri.”

“Dalmış görünüyorsun.”“Hayır,” dedi Allie gülümseyerek. “Buradayım.”Allie içgüdüsel bir şekilde Niko’yu yanağından öptü,

her şeyin yolunda olduğuna dair ona güven vermek is-tiyordu ama Miri’nin onları dikkatle izlemesi gözünden kaçmadı. Allie sorgularcasına kaşını kaldırdı ve Miri utan-gaçlıkla gülümseyip dikkatini tekrar filme verdi.

Allie’nin yüreği neşeyle pır pır etti, Miri de onların tara-fındaydı! Arkadaşlarından bazıları Niko’yla olan ilişkisine odaklanmasını, çocukların buna alışmak zorunda oldukla-rını, eninde sonunda hepsinin büyüyüp koleje gideceğini ve onların ihtiyaçlarının hayatına yön vermesine izin vere-meyeceğini söylemişti. Ama Allie, Miri’nin onu sevmesini ve yanında rahat hissetmesini istiyordu ve Jake ile Isaac’in de Niko hakkında aynı şeyi hissetmelerini istiyordu, hatta buna ihtiyacı vardı. Yakışıklı erkeğiyle birlikte bir gelecek-leri olacaksa, bu çocuklarını da içermeliydi.

Bu gece o yönde atılan dikkatle planlanmış bir çaba-nın başlangıcıydı. Akşam yemeğiyle film aslında büyük bir mesele değildi. Ama gece Miri ile Niko’nun onlarda kalmasıyla sona erecekti, Miri misafir yatak odasında ve

Page 18: KAR KORKUSU - Epsilon Yayınevi · uzun birkaç dakika boyunca caddede tek bir araba ya da kar küreme aracı görünmedi. Washington Caddesi üze-rindeki banka, butik, müzik dükkânı

20

Niko, Allie’nin yatağında. Çocukların bunu yüzünden okumamaları, Niko’yla onun tuhaf hissetmelerini gerek-tiren bir şey olduğunu düşünmemeleri için Allie bu fikrin onda uyandırdığı tedirginliğe karşı koymak zorunda kaldı.

Tedirginliklerinden kurtulup filme odaklanmaya çalıştı ama Jake’in onu izlediğini fark etti. Miri gibi o da birbir-lerine sokulduklarını ve Niko’nun onu öptüğünü fark et-mişti ama Jake’in yüzünden bir şey anlaşılmıyordu. Allie ona gülümsedi ve Jake son zamanlarda standart yanıtı hali-ne gelen havalı bir baş eğmeden sonra televizyona döndü.

Haydi ama kadın, diye içinden geçirdi. Nefes al.Çocuklar Niko ile Miri’nin geceyi geçirmeleri fikri

karşısında inat etmemişlerdi ve Miri rahat görünüyordu. Her şey yolunda gidecekti. Dışarıda fırtına şiddetle devam ediyordu, hepsi evde rahat ve sıcaklardı. Allie kısa bir süre sonra film bittiğinde sıcak çikolata hazırlayıp daha önce pi-şirdiği kurabiyeleri çıkaracaktı. Her şey harika gidiyordu.

Beni endişelendiren de bu, diye içinden geçirdi Allie.Ama Niko’ya yaslandı ve o da bir kolunu Allie’ye, diğe-

rini öteki tarafındaki Miri’ye doladı ve Allie kendini tekrar filme kaptırdı.

Jake arkasını dönüp onlara bakınca Allie bir an için hu-zursuz oldu, Niko’ya sarılmasının onu rahatsız edip et-mediğini düşündü. Bir süre sonra Jake’in ona ve Niko’ya bakmadığını fark etti. Çaktırmadan Miri’ye bakıyordu. Güzel Miri, okulda Jake’den bir sınıf gerideydi. Kız Ja-ke’in ona baktığını fark etti ve Jake ona gülümsedi. Miri hafifçe omuzlarını silkip, “Neye bakıyorsun?” der gibi kaşlarını kaldırdı. Jake gözlerini devirip tekrar televizyona döndü, bir anlığına Miri’nin dudaklarında sinsi ve utangaç

Page 19: KAR KORKUSU - Epsilon Yayınevi · uzun birkaç dakika boyunca caddede tek bir araba ya da kar küreme aracı görünmedi. Washington Caddesi üze-rindeki banka, butik, müzik dükkânı

21

bir gülümsemenin belirip kaybolması Allie’nin dikkatin-den kaçmadı.

Tanrım, diye içinden geçirdi. Birlikte vakit geçirmeyi sorun etmemelerine şaşırmamalı.

Jake ile Miri birbirlerinden hoşlanıyorlardı ve ikisinin de diğerinin aynı şekilde hissettiğinden haberi yoktu. Allie gülümsedi. Bu hem çok hoş, hem de karışık bir durumdu ama şimdilik sevimli kısma odaklanmayı seçti.

Rüzgâr pencereleri çerçevelerinde titretecek kadar şid-detle esti ve camlara kar vurdu. Işıklar titredi ve televizyo-nun ekranı bir anlığına karardı.

“Hayır,” dedi Miri.“Elektrik kesilmese iyi olur,” dedi Isaac.Jake çenesini ellerine aldı. “Aslına bakarsanız bu hoşu-

ma gitti. Mumlar ve battaniyeler.”Miri ürperdi. “Ama çok soğuk olacak.”“Bir şey olmayacak canım,” diye Niko ona güven verdi.“Film bitene kadar elektrik kesilmediği sürece sorun

yok,” diye homurdandı Isaac.Fırtınaya meydan okumuş gibi bir başka rüzgâr evi

sarstı, ışıklar tekrar titredi ve bu kez tamamen söndüler.

*Joe Keenan, Merrimack’i bağlayan köprünün üzerinde

yavaşça ilerliyordu. Nehirden yükselen rüzgâr ön camına kar vurunca direksiyonu sıkıca tuttu. Kar öyle hızla yağı-yordu ki silecekleri zor yetişiyordu. Joe’nun vardiyasının son yarım saati içinde sileceklerin ulaşamadığı yerlerde, camın üzerinde iki buçuk santimetrelik kar birikmişti. Joe devriye arabasının tepesindeki ışığı yakmak istedi ama or-

Page 20: KAR KORKUSU - Epsilon Yayınevi · uzun birkaç dakika boyunca caddede tek bir araba ya da kar küreme aracı görünmedi. Washington Caddesi üze-rindeki banka, butik, müzik dükkânı

22

tada bir sebep yokken mavi ışıkları yakmamaları gereki-yordu ve kimseye onunla dalga geçmesi için bir sebep ver-mek istemiyordu. Özellikle de acemilik yılını bitirmesine altı gün kalmışken. Bu kelime kulağa beysbol gibi gelme-sine neden oluyordu ama Coventry Polis Teşkilatı’ndaki ilk yılınızda camın hafif buğulanmasından eşek şakalarına kadar her konuda alay konusu olabilirdiniz ve başkalarının hatalarını üzerinize almanız beklenirdi.

Sert bir esinti arabayı öylesine sarstı ki direksiyon elle-rinde titredi.

“Lanet olası,” diye mırıldandı Joe, evinde eşi Donna’yla birlikte bir film ya da o tuhaf realite programlarından biri-ni izliyor olmayı diledi.

Ama mümkün değildi. Bunun gibi gecelerde, daha kı-demli polisler teşkilatı arayıp hasta olduklarını söylerlerdi –hatta sırada kimin olduğuna dair tartışmaya bile girerler-di– ve her çaylak lanet olası fırtınada dışarıda olur, elektrik hatlarının koptuğuna dair ihbarlara ya da öngörülen kırk santimetrelik karın beton gibi donmaması için kürekle te-mizlemeye çalıştıkları araba yollarında kayıp düşen yaşlıla-rın aramalarına yanıt verirdi.

Ön camdan dışarı bakabilmek için direksiyonunun üzerine eğildi, hız göstergesi saatte otuz kilometrenin al-tına düşüyordu, kendine çekidüzen verdi. Hayatı boyun-ca Coventry’de yaşamıştı ve daha önce hiç böyle bir gece görmemişti. Ebeveynleri, halası ve amcaları 1978’deki kar fırtınasından korku, saygı ve hatta düşkünlükten oluşan tuhaf bir tavırla bahsederlerdi ama bu fırtına gerçekten şiddetlenmeye başlamıştı. Anlaşılan 1978’deki kar fırtı-nası ağırdan almıştı, şartlar Boston bölgesinin üzerinde

Page 21: KAR KORKUSU - Epsilon Yayınevi · uzun birkaç dakika boyunca caddede tek bir araba ya da kar küreme aracı görünmedi. Washington Caddesi üze-rindeki banka, butik, müzik dükkânı

23

günlerce dönüp durmasına imkan vermişti. Joe bu geceki tipinin o kadar uzun süre kalacağını sanmıyordu, ama 5. Kanal’daki seksi, saf bakışlı kız bu sabahki hava durumu raporunda söylediklerinde haklıysa bu fırtına da korku ve saygıyla karışık bir şekilde hatırlanacaktı.

Keenan ısıtıcıyı çalıştırdı. Bunu yapmaktan nefret edi-yordu çünkü ısıtıcının içinde bir şey kırılmış ya da sıkış-mıştı ve hava üflerken sinir bozucu bir tıkırtı çıkarıyordu. Üstelik önceki hafta sarhoş bir çocuk arka koltuğa kusmuş ve koltukla yeri temizlemek için ne kadar uğraşsa da koku bir türlü gitmemişti. Sıcaklıksa durumu daha da kötü ya-pıyordu.

“Saçmalık,” diye fısıldadı Keenan biri onu duyabilirmiş gibi ve emin olmak için dikiz aynasına bakınca kendi mavi gözleriyle karşılaştı. Aynadaki yansıması ona katılıyordu.

Yolda onu fark edecek kimse olmasa da sağ sinyalini ça-lıştırdı. Köprüden çıkarken Heavenly Donuts’ın parlak ta-belasını görünce göğsünde bir mutluluk kıvılcımı hissetti. Bir kahve içmeye çok ihtiyacı vardı. Devriye arabasını park edip birkaç dakikada kahvesini içer ve eklemleri bembeyaz olana kadar direksiyonu sıkıca kavrayarak geçirdiği süre içinde biriken gerginliğinden kurtulabilirdi. Fırtınada ara-ba kullanmaktan nefret ediyordu.

Belki de sürmene gerek kalmaz. Bir saatliğine bir otoparka sı-ğın. Böyle bir havada kim fark eder? Bu doğruydu. Herhangi bir ihbar alır ve yanıtlamak zorunda kalırsa bunu yapabilir-di. Ama kocaman bir bardak Heavenly kahvesiyle bir saat dinlenirse daha uyanık olur ve işini daha iyi yapabilirdi, en azından kendine söylediği buydu. Ön camın temiz kısım-larından dışarı bakmaya çalışmak ve sileceklerin hipnotize edici hareketi neredeyse uykuya dalmasına neden olacaktı.

Page 22: KAR KORKUSU - Epsilon Yayınevi · uzun birkaç dakika boyunca caddede tek bir araba ya da kar küreme aracı görünmedi. Washington Caddesi üze-rindeki banka, butik, müzik dükkânı

24

Kahvenin cazibesi onu otoparka çekti ve neredeyse o anda tereddüt etmeye başladı. Bir süredir kar küreme aracı geçmemişti, otoparkta sekiz santimetre kar birikmişti ve her geçen dakika daha fazla yağıyordu. Ya uykuya dalar ve otoparkta karın altında kalırsa? Hareket halinde olması daha iyiydi.

Yine de bir çikolatalı kahve harika olurdu.Kocaman elini kısacık tıraşlı sarı saçlarının üzerinde

gezdirdi, bir saniye duraksadıktan sonra devriye aracını servis yoluna soktu, otoparkta park etmiş tek bir kamyo-netin üzerinde çoktan on beş santimetre karın biriktiğini görünce kaşlarını çattı. Penceresini aşağı indirip kocaman mönü tahtasının yanında bekledi. Korkunç bir hisse kapıl-dı. Burada ters giden bir şey vardı.

“Merhaba?” diye seslendi.Yanıt veren olmadı. Radyo paraziti bile yoktu. Tedirgin

olup ayağını frenden çekti ve gaza basarak binanın köşesini döndü. Ama penceresini kapatırken içerideki kasvetli göl-gelere bakınca karşı karşıya olduğu krizi anladı: Heavenly Donuts fırtına yüzünden erkenden kapanmıştı. Kahve içe-meyecekti.

Hayal kırıklığına uğrayan Keenan zihninde diğer kah-ve dükkânlarına olan uzaklığını hesaplamaya çalıştı. Co-ventry’de bir Starbucks ve üç Dunkin’s Donuts vardı ama en yakın olanı altı buçuk kilometre ötedeydi ve onların da açık olmasının garantisi yoktu. Kimseyi suçlayamazdı, bu gece sokaklarda dolaşmaya cesaret edebilecek çok fazla müşteri yoktu.

İçini çekip otoparktan çıktı, telsizinin sessizliğini göz önünde bulundurup en yakındaki Dunkin’a sürmeyi dü-

Page 23: KAR KORKUSU - Epsilon Yayınevi · uzun birkaç dakika boyunca caddede tek bir araba ya da kar küreme aracı görünmedi. Washington Caddesi üze-rindeki banka, butik, müzik dükkânı

25

şündü. Gece vardiyası boyunca beş farklı kazaya yanıt ver-mişti. Keenan, New England’daki yaşamın bu kısmını hiç anlayamıyordu. Bu insanlar her kış kar görüyordu ama ne-dense her yaz kar yağdığında nasıl araba kullanacaklarını unutuyorlardı.

Ama şimdi saat ona yaklaşırken bir avuç talihsiz kar kü-reme aracı şoförü ve acemi polis dışında neredeyse herkes sağ salim evindeydi.

Güney Ana Cadde’de ilerlerken Keenan her şeyi mah-vettiğini fark etti, gerçekleştiremediği kahve içme isteği dikkatini o kadar dağıtmıştı ki ön camı temizlemeyi unut-muştu. Silecekler yapışmaya başlamıştı, o yüzden ışıkla-rı açıp kenara çekmeye başladı, dönüp duran mavi ışıklar fırtınada tuhaf hayaletler oluşturup camın üzerindeki kar tanelerini boyuyordu.

Araba büyük bir gümbürtüyle bir şeye çarptı ve şiddetle sola doğru savruldu. Keenan frene bastı, kolları direksi-yonda kaskatı kesildi, o kadar gergindi ki ağzını bozma-dan edemedi. Kalbi göğsünde gümbür gümbür atıyordu ve onu kulak zarıyla şakaklarında hissediyordu –bir an için kalp krizi geçirdiğinden endişelendi ve Oreo tüketimini azaltmayı düşündü– sonra araba kayıp aniden durunca ra-hat bir nefes verdi.

Devriye aracını sertçe park etti.Sırf küfretme yeteneğinin herhangi bir hasara uğrama-

dığından emin olmak için “Hassiktir,” dedi.Kapıya sertçe vurdu, dışarı çıktı ve kışın işgali altında-

ki Coventry’nin tuhaf, sessiz manzarasına baktı. Elektrik hatları ağır ve alçak bir şekilde asılıydı. Dükkânların vit-rinleri karla topak topak olmuştu. Kar yığınları oluşmaya

Page 24: KAR KORKUSU - Epsilon Yayınevi · uzun birkaç dakika boyunca caddede tek bir araba ya da kar küreme aracı görünmedi. Washington Caddesi üze-rindeki banka, butik, müzik dükkânı

26

başlamıştı. Devriye aracının tepesindeki ışığın mavi par-laklığı etrafta dönüp duruyor ve hissettirmeden büyüyüp küçülen hayali şekilleri boyuyordu.

Botları karı çiğnerken Keenan bir adım geri çekilip hasarı kontrol etmek için şoför tarafına baktı. Hiçbir şey olmadığını görünce arabanın ön tarafına ilerledi ve iki fa-rın da çalıştığını görünce rahatladı. Kaza anından itibaren çarpmış olabileceği şeyleri aklından geçiriyordu –park et-miş bir araba, köpek, geyik, insan– ama bunlardan biri ol-duğunu sanmıyordu. Islak kar arabanın ön camında kalın bir tabaka oluşturmuştu ama silecekleri açılan yer kadar büyük bir şey görebileceği kadar bir alanı temizliyordu. Arabasının farları ve sokak lambaları fırtınanın içine işle-mese de hâlâ çalışır durumdaydı.

Yine de bir şeye çarpmıştı ve Keenan yolcu tarafına gel-diğinde bunu kanıtlayacak bir göçüğün olduğunu gördü. Sokağa ve kaldırıma göz gezdirdi ama ne olduğuna dair bir iz göremedi. Geldiği yöne doğru dört buçuk metre kadar arabasının tekerleklerinin izini takip edince başka bir izle karşılaşmadı. Hiçbir iz yoktu. Karda kan ya da herhangi bir şey olduğuna dair bir kanıt yoktu. Tekerlerin aniden sola kaymasına bakılırsa çarpışmanın nerede gerçekleştiği-ni görmek kolaydı.

“Bu da ne şimdi?” diye homurdandı.Keenan aracın sağ tarafındaki göçüğün gizemiyle kafa-

sı karışmış halde arabaya döndü. Çarpabileceği hiçbir şey yokken nasıl bir şeye çarpmış olabilirdi? Arabanın yanında çömeldi ve göçükte birikmeye başlayan kar tanelerini sildi. Bu yüzden çok azar işitecekti ve nedenini asla açıklayama-yacaktı ama bu, fırtına herhangi bir kanıtı beyaza gömer-ken kıçını dondurarak çözebileceği bir bilmece değildi.

Page 25: KAR KORKUSU - Epsilon Yayınevi · uzun birkaç dakika boyunca caddede tek bir araba ya da kar küreme aracı görünmedi. Washington Caddesi üze-rindeki banka, butik, müzik dükkânı

27

Arabanın hâlâ mavi ışıklarla boyalı ön tarafına giderken aklına bir şey geldi. Ya hiçbir şeye çarpmadıysa? Ya bir şey ona çarptıysa?

Keenan soğuğa karşı dişlerini gıcırdatıp kafasını iki yana salladı. Bu aptalca bir düşünceydi ve kimin kime çarptığı fark etmezdi. Fırtınanın içinden aniden bir ayı çıkıp sür-düğü sırada arabasına çarptıysa bile hayvanın varlığına dair bazı kanıtlar olurdu.

Kan. Post. Ayak izi.Kanatlı bir ayı değilse, çarpan şey bir ayı olamazdı.