kafkas Üniversitesi ebu'l hasan harakani uygulama...

22
KAFKAS ÜNiVERSiTESi . " EBU'L HASAN HARAKANI UYGULAMA VE MERKEZ EBU'L HASAN VAKFI I. ULUSLARARASI SEMPOZYUMU KARS,2 012

Upload: others

Post on 09-Jul-2020

3 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: KAFKAS ÜNiVERSiTESi EBU'L HASAN HARAKANI UYGULAMA …isamveri.org/pdfdrg/D224579/2012/2012_YUCEERI.pdfKültürümiİ;Zde sözlü sunum yaygın olduğu için pek çok şahsiyetin öğütleri

KAFKAS ÜNiVERSiTESi

. " EBU'L HASAN HARAKANI UYGULAMA VE ARAŞTIRMA

MERKEZ İ

SEYYİD EBU'L HASAN HARAKANİ V AKFI

I. ULUSLARARASI HARAKANİ SEMPOZYUMU

BİLDİRİLER KİTABI

KARS,2012

Page 2: KAFKAS ÜNiVERSiTESi EBU'L HASAN HARAKANI UYGULAMA …isamveri.org/pdfdrg/D224579/2012/2012_YUCEERI.pdfKültürümiİ;Zde sözlü sunum yaygın olduğu için pek çok şahsiyetin öğütleri

44

GİRİŞ

I. Wuslararası Harakanı Sempozyumu

ALPEREN VE MANEvi MİMAR

EBU'L-HASAN HAREKANİ'NİN DÜŞÜNCE DÜNYASI

Prof. Dr. İsa YÜCEER

[email protected]

Ebu'I-Hasan Barakani (m.963-1034/h.352-425) gibi değerlerin yetişmesi ve onlardan

gereği gibi istifade etmek insanlık için önemli bir görevdir. Bunlar manen üst düzeyde şahsiyetler

olup etkileri kendi asırlarıyla sınırlı kalrriamakta, kendilerinden sonra da insanlar onları öncü

kimseler ve önder Çteğerler olarak görmektedirler. Onlar tarihte ışık insan düzeyini korumuş ve iz ~

bırakan rehber olmayı başarmış kimselerdir. İnsanlara her yönden kılavuzluk etmişler ve

öncülükleri kabu1 edilmiştir. Bu şahsiyet sadece halkın eğitilmesi değil, yöneticilerin de istenen

düzeyde olmasına vesile olmuş ve onlara öncülük etmiş ender kimselerdendir.

Kültürümiİ;Zde sözlü sunum yaygın olduğu için pek çok şahsiyetin öğütleri kaleme

alınmamış ve sözlü olarak akılda kaldığı kadar aktarılmıştır. O bilgilerin korunamamış olması

nesiller için bir kayıptır. Öylede olsa kaynaklarda korunanlar insanları yönlendirici, yol gösterici

ve iyiliğe teşyik edici güzel telkinlerdir. Bunlar kabu1 görmüş ve hayata yansıtılmış öğütlerdir.

İnsanlar her düzeyden kimseler olarak bu şahsiyete gönül bağı ile bağlanmış ve onun ......

sunduklarından istifade etme yoluna gitmişlerdir. İnsanların aşırı dünyevileştiği günümüzde böyle

Allah dostu olmayı başarmış kimseleri anlamada zorluk yaşanıyor olabilir. Onların zamanından

dünyaya, insana ve kainata bakıldığında yapılan değerlendirmelerin her zaman için geçerliliğini

keniduğu görülmektedir.

İnsanlık beşere . hizmet sunan, onun iyiliği için yol gösteren, insanların yanlış yollara

gitmesini önleyen gön~l insaniarına muhtaçtır. Bunlar yetiştiğinde de kıymetlerini bilmeyenler

olduğu gibi onu takdir eden, seven ve verdiği bilgileri hayat tarzı haline getiren kimseler ve

büyük kitleler olmuştur. O ender değerlerden ~ir değer kabul edilmiştir. Onun ·dinin metinlerine

getirdiği yorumları, dinin meselelerini izah tarzı, algılama biçimi ve yaklaşımları sorunlara

çözüm olacaktır. Arayış içindeki insan o bilgiler ışığında aradığını bulacak ve iç huzuruna

er~cektir. Onu doğru tanımak ve öğütlerini dikkate almak iç dünyada oluşan boşluğu deldurucu

mahiyettedir.

Page 3: KAFKAS ÜNiVERSiTESi EBU'L HASAN HARAKANI UYGULAMA …isamveri.org/pdfdrg/D224579/2012/2012_YUCEERI.pdfKültürümiİ;Zde sözlü sunum yaygın olduğu için pek çok şahsiyetin öğütleri

I. Uluslararası Harakanı Sempozyumu 45

Bu şahsiyetin tarihimizde yetiŞmiş numune şahsiyetlerden olduğu üzerinde durulması

gereken hususlardandır. Onun düşüncede teorisyen konumu, yönlendirici tavn ve etkileyici

öğütlerinin analiz edilmesi gerekmektedir. Düşüneeye katkısına vurgu yapılması, gönül insanı

oluşu yanında, sevgi ve barışa katkısına açıklık getirilmesi zorunludur. Onun bir düşünür, öncü

şahsiyet ve evrensel bir değer olduğu bilinmelidir. Onun öneminden dolayı düşüncelerinin

bilinmesinde pek çok fayda bulunmaktadır.

1-Alperen Olarak Sunumları ve Öne Çıkan Özellikleri

O İslam'ın yayılması sürecinde hizmetler sunmuş bir değerdir. Onun ~lediği yöntem

etkili olmuş ve her kesimden insan onunla irtibatlarını sürdürmüşlerdir. ifadelerinde tatlı ve

çekici bir üslup kullanmıştır. Hitaplarında heyecanlandırıcı bir teknik izlemiştir. Burada önemli

olan onun doğru algılanmasıdır. Öğütleri ile insanları etkilemiş ve onları duygusallaştırmıştır.

Üslubu mutasavvıfların izlediği üsluptur. Buna ağırlık vermesi hitap ettiği çevre açısından

önemlidir. Onlar kendisini anlıyor ve meramını biliyorlardı. O da tecrübe ve düşüncelerini onlarla

paylaşmıştır. Tasavvufi düşüncede yoğunlaşmak onun izlediği yöntemi olmuştur.

Halka hizmetten öte ona nispet edilen eserlerde ortaya konan teorilerde tasavvuf alanına

Beyazid'in yöntemi üzere hizmet sunmayı hedeflemiştir. O gönül alemini marnur hale getirmek

için öğütler sunmuş bir gönül mimarisi tasarlamış gönül mimandır. Tasavvufun farklı

kesimlerinin ortak fikirlerine katılmış, Beyazid'in yöntemini benimsemiş ve onu sürdürmüştür.

Bu durum onun nasihatlerinde ifadelerine yansımıştır. O tasavvuf alanını saklayan değil

açıklayan · bir kimliktir. Kerametlerinin bilinmemesi için özen göstermesi onun kendi

kerametleriyle ilgilidir. O sunduğu mesajın alınması ve yanlış anlarnalara meydan verilmemesi

için örnekli anlatım yöntemini kullanmıştır. O etk,i.leyici bir yöntemi takip etmiş ve \ . . karşısındakinin algılayabileceği metodu izlemiştir. Time, edebe, marifet sahibi olmaya ve

cehaletten kurtulmaya çağırmış~. İnsanın mutlu olabileceği saadet yolunu göstermiştir. Gece

uyanıklığının büyük kazanımlara vesile olacağını düşünmektedir. Zahiri arneller yanında batıni

arnellere teşvik etmiştir. Kişinin Allah ile ilişkilerini ileri konuma getirmesine çağrı yapmış ve

başa gelen işlerde her şeyi Hak'tan bilme yolunu göstermiştir. Kulluk/ubudiyet bilinci telkin

etmiş ve bunun zemininin oluşturulmasına çağrı yapmıştır. İlahi rahmet ve merhamet

yağmurundan yararlanmaya teşvik etmiştir. İnsanın Allah'a ibadetle güzellikleri elde edileceğini

savunmuştur. İbadeti doğru tanımlama ve uygulama onun yönlendirdiği temel işlerdendir. Onun

Page 4: KAFKAS ÜNiVERSiTESi EBU'L HASAN HARAKANI UYGULAMA …isamveri.org/pdfdrg/D224579/2012/2012_YUCEERI.pdfKültürümiİ;Zde sözlü sunum yaygın olduğu için pek çok şahsiyetin öğütleri

46 I. Wuslararası Harakanı Sempozyumu

çağrısının temelinde müıninlerin ımanını güçlendirme, inkarcıya ise iman tohumu/çekirdeği

sunmak vardır.

Kalpte-ööğruluk ve iyiliğin olmasına. ve hakperestliğe çağırmıştır. Mürnin in aşağılarda \..ı .

kalması değil menzilleri aşarak üst düzeye ulaşma ya çağımuştır. Onun sunumlarmda en fazla

dikkati çeken husus belki de meselelerin doğru anlaşılması için sınıflandırma yapması vardır.

Bilgilerin tasnifi ilirnde önemli bir yaklaşımdır. İbadet düzeyinde ele alınacak olursa, ona göre

ibadetlerde şu taksimat yapılır. Tenin ibadeti vardır namaz gibi, dilin ibadeti zikir ve doğru söz

söylemek, doğruluktan ayrılınayıp yalana ilgi' duymamaktır. Gözün ibadeti gibi her bir organ için

izah getirmiştir. Onun bazı sözleri hakkında naz makamında söylenmiş sözler olduğu izahı

getirilmektedir. Horasan sufilerinin hayatında tespit edilen manevi hayat denen vecd ve hal onun

hayatında da hakim konumdadır. V ecd halinde söylenenler bu düzeyde görülmelidir.

Önemli ve orij inal sözleri tasaV'Vlifi fikirleri kanaatleri yanında hikaye üslubunu

kullanmıştır Onun keramet ve olağan dışı halleri kendisi hakkında söylenenler onun büyüklüğünü

göstermektedir. Kerametleri genel karakteriyle müriderinin şahit olduldarı ve anlattıklarıdır. Gizli

tutma ve olağanüstü işleri duyurmama arzusuna dayanmaktadır. Bu konuda kendisinin bunları sır

olarak saklamak için çevresine tembihleri vardır. Zahidin kerametinin olmasını doğal bulmak

gerekmektedir. Bunların bilinir konum almasından sürekli sakındığı bilinmektedir. K~rametlerle

övünmemiştiı:. Bunların tarikat yolunda gidene tuzak olduğu kanaatindedir. Şeytanın

kandırmalarmdan sakmdırmıştır. Allah'ın k,uluna keramet vermesi veya kendisinin lütufta .-...

bulunri:ıası karşısında kişi civanmert olmayı sürdürecektir.

Onun düşlünce dünyası ve bakış açısında kendi nefsini düşünme yoktur. O kendinde

yoğunlaşmaz. Onun öne çıkan en belirgin özelliği tasavvuf alanma hizmetleridir. Ona göre alim

ilmiİıi, zahit zühtünü artırma peşindendir. O bir mürnin kardeşin gönlünü mutlu etme

çabasındadır. Bu zat özel bir sufidir. Onun şahsiyeti sözlerinde ortaya çıkmakta ve değeri

görülmektedir.

2-Hasan Barakani'yı Konuşmak

Veli olma düzeyini kazanmak ve insanlar arasmda alim ve veli olarak bilinmek az çabayla

elde edilmemektedir. Kişi ancak kendini bu alana vermekle bu yolda mesafe almaktadır. İnsanın

k~ndini yetiştirmesi yanında sahip olduğu bilgiyi insanlarla paylaşması, dine davet etmek yolun

doğrusunu göstermek, arayış içindeki. insanın ebedi . saadeti bulmasına yardımcı olmak onun

Page 5: KAFKAS ÜNiVERSiTESi EBU'L HASAN HARAKANI UYGULAMA …isamveri.org/pdfdrg/D224579/2012/2012_YUCEERI.pdfKültürümiİ;Zde sözlü sunum yaygın olduğu için pek çok şahsiyetin öğütleri

I. Wiıslararası Harakanı Sempozyumu 47

çağrısında temel yükümlülüktür. Haraleani (m.1034, h. 425) tarihinde vefat ettiği düşünülürse

İslam tarihinde henüz çok erken dönmede yaşadığı anlaşılmaktadır.

2.1-Tasavvufi Kimliği ve Zahitliğe Temayülü

O, zahit şahsiyetlerin hayatta olquğu, istifade edilecek önemli değerlerin bulunduğu, zahit

ve takva sahibi alim şahsiyetterin yoğun olduğu bir dönemde yaşamıştır. Kendisi geleceği

görebilen ve istikbali imar edecek insanların yetişmesi için çaba veren şahsiyetlerdendir. Bu başta

olmak üzere geçmişte öncü şahsiyetlerin yaklaşımı insana değer vermek, değerlerden istifade

etmek, Kur'an'la birliktelik, onu elden bırakmamak ve onunla olma, onların ana yaklaşımı

olmuştur. Bu bakış açısı onların temel meselesidir.

Vefat etmiş değerlerin birikiminden istifade etmek, öğütlerinden ve eserlerinden

yararlanmak, onun takip ettiği bir yoldur. Bu zat kendini halktan gizleme ve manevi yönünün

bilinmesini istememe yolunu seçmiştir. Manevi üst düzeye gelmiş olmasma rağmen mütevazi

yaşamayı seçmiştir. Bu önemli bir tercih ve algının göstergesidir. O hidayet rehberi olma yolunu

izlemiştir. Önemli bir yaklaşımı kişileri gerçek kimliği ile bilme ve tanımaya yöneliktir.

inkarcılar Hz. Peygamberi babası, annesi ve nesebi yönüyle tanımış ve Allah'ın resulü olduğunu

d~ate almamışlardır. Halbuki doğal olarak insanlar bir anne ve babadan dünyaya

gelmektedirler. Onun manevi yönü ve gerçek kimliği bilinerek hidayet ehli olduğu görülecektir.

Allah dostlan ile ilgili olarak insanlarm sorunu onların zahiri görünümlerine bakmalan ve Allah

katındaki üstün konumlarını dikkate almamalarıdır. Onların bu yönü bilinirse asıl kimlikleri

bilinmiş olm3.ktadır.

O, hayatı öğütlerle geçmiş velilerin yolunu izlemiş, onlarda olduğu gibi bu zat da nasihat

i~teyene nasihat etmekten geri kalmamıştır. Herkese kendi konumuna göre öğütte bulunduğu

görülmektedir. Siyasilerden onun öğüdünden istifade edecek olanlara onların durumunu da göz

önünde bulundurarak öğüt vermiştir. Günahlardan sakınmak, namazını cemaatle kılmak, cömert . . olmak ve Allah'ın yarattıklarma şefkat göstermek verdiği öğütlerden bir kesittir. Bunlarla

hayatını tanzim eden kimse başarılı olacaktır. Zira bunda dünya ve ahiretin düzenlenmesi, halkla

ilişkilerin istenen düzeyde kurulması ve Allah'a karşı görevlerin ifa edilmesi vardır. Özellikle

siyasilerin dünyevi teklifine ilgi duymamak, verdikleri büyük meblağlan almamak, gönlünden

dünyalığı çıkarmak ve oraya Allah'ı yerleştirmek onun ana meselesidir. Verilen kese dolusu

altına iltifat etmemek ve ona iç dünyasmda yer vermemek, muhatabına iletilmiş çok önemli bir

Page 6: KAFKAS ÜNiVERSiTESi EBU'L HASAN HARAKANI UYGULAMA …isamveri.org/pdfdrg/D224579/2012/2012_YUCEERI.pdfKültürümiİ;Zde sözlü sunum yaygın olduğu için pek çok şahsiyetin öğütleri

48 I. Uluslararası Harakanı Sempozyumu

mesaj dır. Zira yönetici konumundakiler maddi değerleri kullanarak işlerini yüıiitürlerken manevi

olanı ihmal etmeyeceklerdİJi.

OmıiJ.-·gtınırlu kimselerin gururund~ uzaklaşıp mütevazi konuma gelmesi için çaba

verdiği dikkat~'{;ekmektedir. Yöneticileriri alim zatları imtihan etme girişimi değil, istifade

etmeleri gerektiği gerçeğini vurgulamıştır. Onların gurur kibirlerinden kurtulmaları ve tevazu

yolunu seçmelerini öğütlemiştir. Onları irşat etme yoluyla hallerinin ıslah olmasını hedeflemiştir.

Onun bu hususta takip ettiği yöntem halin düzelmesi, yanlış işlerin terk edilmesi ve iyiliğe

yönlendirme projesidir.

Allah lle ilişkide ileri konuma gelme, duası kabul olan, istekleri verilen ve Allah katında

değe,rli konumda olan şahsiyet olmanın yansımalarma pek çok örnek bulunmaktadır. Bunların

tamamında kişinin çabalarıyla yetişmesi, safiyet kazanması ve iç arınmışlığını gerçekleştirmesi

mümkün olmaktadır. O Allah'ın değer verdiği üstün konumda insan olduğu anlaşılmaktadır.

Onun yüce yaratıcı katındaki yeri, önemi ve hatırı için Allah' a yakarışta bulunan kimsenin duası

değer ifade etmektedir. Onların duası bereketiyle ekmek gibi nice nimetler bereketlenmekte,

artmakta ve pek çok ihtiyaç sahibinin ihtiyacı görülmektedir. Bir kimsenin duasının kabul

olmasıyla az miktarda gıdanın çok kişiye yetmesi ve Allah'ın o gıdaya bereket vermesi temel

yaklaşımdır. O'nun isteneni vermesinin bir manisi bulunmamaktadır. Bu tür işlerde Allah ile kul

arasındaki işlerde gizlilik ve ~ırları ifşa etmeme önem arz etmektedir.

Şüphesiz gaybı bilmek Allah'a mahsustur. Uzaklar hakkında bilgi sahibi olma, iç dünyası

arınmış, safilik kazanmış kimselere Allah'ın bir .. lütfu ve keremi ile gerçekleşmektedir. Bu onların

her şeyi bildikleri anlamına gelmez. Allah'ın bildirdiği kadar bilgiye vakıf olma sö~ konusudur.

Bunun ötesinde her hangi bir hususu bilemediğinde insa~ar tereddüde düşmektedir. Onları

imtihan etme, sorgulama ve yargılama değil ilettikleri bilgilerden istifade etme temel yaklaşım

tarzı olmalıdır. Allah'ın bilinmezleri bir kuluna üstün konumu, samimiyeti ve içtenliği gibi

hasletleri nedeniyle malum etmesi, onu bilinir hale getirmesi, başkalarının bilmediğine vakıf

olmak ancak onun bir düzeye geldiğinin göstergesi olmaktadır. Manevi yönüyle önemli

şahsiyetler sıkıntı, bela, felaket ve musibetlere katianınayı başarmış kimselerdir. Çoğu durumda

ona en yakın konumdaki kişi onun kıymetini bilmemekte ve gerçek yönünü takdir

edememektedir.

Keramet düzeyinde büyük işleri başarmalarına rağmen, bu üstün konumlarını onlara en

yakın konumda olan eş vb. kimseler o~:ıu tanımamakt~ ve suçlama yoluna gitmektedirler. Zararın

telafisi, felaketin uzaklaşması da mümkün olan işlerdendir. İşin bu yönü dikkate alınmak

Page 7: KAFKAS ÜNiVERSiTESi EBU'L HASAN HARAKANI UYGULAMA …isamveri.org/pdfdrg/D224579/2012/2012_YUCEERI.pdfKültürümiİ;Zde sözlü sunum yaygın olduğu için pek çok şahsiyetin öğütleri

I. Uluslararası Harakanı Sempozyumu 49

durumundadır. Hastalarm iyileşmesi için tedavi yolunun izlenmesi gerektiği bir realitedir. Bunun

yanında manevi destek verme, psikolojik tedavi yapılması, dua etme ve başkasından dua alma

sürecinin hasta üzerinde etkili olduğu bilinmektedir. Salih kimseler, iyi ve değerli şahsiyetterin

duasını almak kişi üzerinde olumlu etki yapmaktadır. Bu şahsiyet de bunlar arasındadır. O

insanlarm dua almak için başvurduğu ve duasının etkisinin görüldüğü kimseler arasında yer

almaktadır.

2.2- Dini Yorumları ve Mana Öncülüğü

O dünya hayatını dopdolu geçirmiş, öğrenci, derviş, halk ve sultan olmak üzere her

kesime hizmetler sunma ve eserler vermenin ardından Bizansla savaşta şehit olmuştur.

Anadolu'nun İslam'a gelişinde öğrencileriyle birlikte gelip manevi fetihler yapmıştır. Onun

çabaları meyvesini vermiş, daha sonra gelenler bu zemin üzerinde faaliyet yüriitrnüşlerdir. O

girişimleriyle Sultan Alpaslan'ın gelişine (m. 1064) zemin . oluşturmuştur. Onun hazırladığı

ortamda fetih hareketi daha hızlı ilerlemiştir. Askerlerin gelişinden önce o ve beraberindekiler

mana öncüleri olarak gelmişler, sevgiyle yaklaşarak gönüllere girmişler ve kalplerin sultanı

olmayı başarmışlardır. İyi davranma, güzel muamele, iyi ilişkiler kurma ve irtibatları güçlendirme

~el geleceği hazırlamıştır. O Hakk'a davet etmiş ve yolun dağrusuna çağrı yapmıştır.

Dini yorumlar kişinin bakışına göre değişebilmektedir. Tasavvufa eleştirel bakanlar bir

tarafa, burcı.da tasavvufun inceliklerinin hakim olduğu bir zatın düşünce dünyası onun eserlerinin

ışığında görülmektedir. İslam tasavvufu bir realite olarak kabul edilince, anlatılan hadiseler,

kerametler ve menkıbelerini kabul etmek kolay olacaktır. Buna karşı olumsuz yaklaşımın sonu

tasavvufu reddetrnektir. Bu durumda farklı bir yaklaşım ortaya çıkmaktadtr. Bu da İslam'ın

içinde bir temayül ve tasavvuf karşıtı bakış açısını yansıtmaktadır. Buzatın mutasavvıf olduğu

merkeze konarak değerlendirme yapılması gerekmektedir. Burada ortaya konanlar İslam'ın .....

tasavvufı yorumlarıdır. Bu zata tasavvufu inkar ederek bakılırsa, konuları izahta zorluk

yaşanacaktır. Tasavvuf realitesi görülerek ve İslam'ın tasavvuf alarundan bakıldığında nelerin

görüldüğü daha doğru anlaşılacak ve meselelerio izahı kolaylaşacaktır. Allah dostu olması,

olaylan ve meseleleri sevgi ile izah etmeyi beraberinde getirmiştir. İlahi feyze erme onun manevi

yolda ve ilme ermede önemli bir beklentisidir. Bu yaklaşımla gönlü kararmaktan kurtarma ve

orada aydınlanmanın sağlanmasına çalışmıştır. Manen yükselmiş, kemale ermiş ve zamanın

Page 8: KAFKAS ÜNiVERSiTESi EBU'L HASAN HARAKANI UYGULAMA …isamveri.org/pdfdrg/D224579/2012/2012_YUCEERI.pdfKültürümiİ;Zde sözlü sunum yaygın olduğu için pek çok şahsiyetin öğütleri

so I. Uluslararası Harakanı Sempozyumu

büyük velisi olmuştur. Yetiştirdiği şahsiyetleri kendi üslubu, yolu ve manevi· haz yöntemiyle

yetiştirmiştir.

2.3-İrşat Yöntemi

Onun irşat sistemi Müslümanlara mahsus özellikler taşımaktadır. Bunlar bir mutasavvıf

olan bu şabsiyetin genel tasavvufı temayül içinde takip ettiği yöntemden aktanlan kesitlerdir.

1-Ruhaniyattan İstifade Etmek: Bu Müslümanlara ait bir feyiz alma yöntemidir.

Diğerlerinin bunu kavraması kolay olmayacaktır. Vefat etmiş ve vefatının üzerinden uzun zaman

geçmiş bir zattan marren yararlanmadır. O~unla yakından ilgilenme, eserlerini tetkik etme, rüya

yoluyla irtibatlı olma ve diğer tasavvufı yöntemlerle alaka kurularak sağlanmaktadır. Hayattaki

bir kimse vefat etmiş bir zattan manen yararlanmaktadır. Buzatın Beyazid-i Bestarnİ (v. h. 261)

ile bu bağı kurduğu nakledilmiş ve onun ruhaniyeti ile terbiye edildiği Beyazid'in onun zuhur

edeceğini, önceden Harakan'dan büyük bir velinin çıkacağını haber verdiği aktarılmaktadır.* Tüm

bunlar tasavvufı anlayış ve izah tarzlarının belirgin yansımalarıdır.

2- Manevi Kemalata Erme ve Erdirme Yöntemi: Kendisi bu yolu izlemiş ve bunda başarılı

olmuştur. Seçtiği ve izlediği çizgi budur. Maddi bağları aşmayı başarmış ve manevi.alana ileri

düzeyde ilgi duyma yolunu seçmiştir. Bunun sağladığı kazanım ise kamil mürnin olmak ve

beşerin kazanahileceği mükemmelliği elde etmektir. O sadece kendisi bu metodu seçmekle .~ . .

kalmamış, öğütlerinde bu hedefi göstermiştir. Bu neden1e onun yön1endirmelerinden

yararlananlar kendilerine manen olgunlaşma yolunu seçmiş olacaklardır.

3-Güçlü Etkileyici/ik: O. Allah'ın verdiği ve kendisille nasip olan beybet ve başınet

sahibiydi. Bu tesiri ile muhatapları üzerinde öğütleri etki etmiş ve bu etki kalıcı olmuştur. Bu güç

inançtan kaynaklanan bir kuvvettir.

4-Feraseti: O feraset, basiret, sağduyu ve selim akıl sahibiydi. Bu onun işlerine

yansımıştır. Bunu kendisinin hayatı boyunca faaliyetlerinde görmek mümkündür.

5-Belağat Sahibi Oluşu: Talebe, halk ve sultandan İbn Sina gibi fılozofa kadar her

kesimle irtibat halindeydi. Bunların her biri kendisinden istifade ederdi. Ziyaretinde

bulunanlardan her bir kesimin gelişi ve kendisinin onlara etkileyici öğüdü buna belirgin örnektir.

Gölpınarlı, Abdülbaki, Mesnevi ve Şerhi, MEB., ist., 1985, IV, 261-72.

Page 9: KAFKAS ÜNiVERSiTESi EBU'L HASAN HARAKANI UYGULAMA …isamveri.org/pdfdrg/D224579/2012/2012_YUCEERI.pdfKültürümiİ;Zde sözlü sunum yaygın olduğu için pek çok şahsiyetin öğütleri

I. Wuslararası Harakanı Sempozyumu 51

Onların her birinin anlayış düzeyine göre hitap etmiş ve muhatapları onun yönlendirmelerinden

büyük oranda istifade etmişlerdir. Özlü söz söyleme, beliğ ifadede bulunma, insanların onun

meramını anlamasını sağlama temel yaklaşımıydı. 6-Maddi ve Manevi Gücü: Onun kullandığı ve etkili olduğu gücü manevi güçtü. O da ilim,

irfan, hikmet ve marifet gibi güzelliklerdi. Maddi gücünü ise talebe ve dervişleriyle birlikte

Ruslara karşı savaşta kullanmış, yetmiş üç yaş gibi ilerlemiş yaşında düşmana karşı direnmiş,

dayanmış, dik durmuş, tüm gücünü göstermiş ve sonunda şehit olmuştur. Henüz erken yaşta

tükenmiş gençliğe, bitmiş haldekilere onun bu aksiyonu ders ve ibret olmalıdır. O cephede maddi

ve manevi gücünü birlikte kullanmış ve örnek bir tavırla hayatı son bulmuştur. Halbuki onun

savaş verdiği insanların askere ve genelde de savaşa gittiği yaş bu değildi.

7-İlimden İstifade Edişi: O ilmi merkeze koymuş, ilmin ışığında hareket etmiş ve ilimle

İnsanlara ışık tutmuştur. Çevresini ilimle aydınlatmış ve ilmi rehber edinerek yol göstermiştir.

Duasında ilim istemiştir. "Ya Rabbi Beyazid'e ilisan ettiğin sana ait ilimlerden büyüklüğünün

hakkı için Ebu'I-Hasan kuluna da ilisan eyle" diye yalvarmıştır. Üstün şahsiyetlere nasip olan

ilmi istemiş ve bu yolu sağlıklı yol olarak göstermiştir. Şüphesiz bunda Allah vergisi olan ilimler,

teviller, kalbe doğan manalar ve sıradan kimsenin çalışarak kazanamadığı sırlar vardır. Allah'ın

insan kalbine verdiği ve gönle yüklediği bilinmeyen alemierin hallerinden bilinir hale gelen işler

vardır. Bunlar kainat ve her bir varlıkla ilgili nice bilinmezlerin bilinir hale gelmesi suretiyle

verilenlerdi!. Zahiri ilimler yanında kal be doğan mana, keşif, ilham ve Allah 'm bazı kullarına

nasip ettiği bir metodun olması doğaldır.

B-Samimiyeti ve Salih Kişi Oluşu: O samimiyet, ihlas, içtenlik ve gönül insanı oluşun

sembol şahsiyeti olma özelliğini ömür boyunca korumuştur. Bu nedenle o faaliyet, söz, öğüt ve

n,asihatlerinde etkili olmuştur. İnsanlar onu sevmiş, saymış, değer vermiş ve o asırlarca onların

gönüllerdeki yerini korumuştur. Dünya durdukça ona olan ilgi ve muhabbet devam edecektir. Bu

gönül bağının kurulması hali ançak sevgi ve. içtenliğin yansıması ile elde edilmektedir. Aksi

takdirde onun asrında yaşayan sayısını bilmediğimiz nice insanlardan niçin sadece o ve benzerleri

bilinmekte, tanınmakta ve kendisine ileri düzeyde ilgi duyulmaktadır?

9-Akli Yöntemi Uygulayışı ve İkna Sistemi: Onun dini izahtaki takip etiği akli yöntem ikna

edicidir. Ebu Cehil ve Ebu Leheb'in bakışıyla Muhammed b. Abdullah'ın görüldüğü vetanındığı

fakat Ebu Bekir'in nazarından bakınca Allah'ın resulünün görüldüğünü savunması ikna edici bir

yöntemdir. İnsan aklının yattığı izah tarzlarını geliştirmiştir. Bu nedenle onun öğütleri akıllarda

Page 10: KAFKAS ÜNiVERSiTESi EBU'L HASAN HARAKANI UYGULAMA …isamveri.org/pdfdrg/D224579/2012/2012_YUCEERI.pdfKültürümiİ;Zde sözlü sunum yaygın olduğu için pek çok şahsiyetin öğütleri

52 I. W us lararası Harakm'lz Sempozyumu

kalmış ve insanlar arasında nakledilmiştir. Sözlü kültürle· intikal ettirilenlet buna belirgin

örnektir. Onun izlediği yol b~nimsenmiş, özümsenmiş ve kabul görmüştür.

10-Ge!.Wl-Manada Sevgi ve Özelde Hz. Peygamber Sevgisi: Peygamber sevgisi halka .. . nasihatlerinde ö'hc:!ınli bir yere sahiptir. Günlük hayatta Hz. Peygamberden ayrı yaşamama ve

onunla birlikte olmaya çağırrnıştır. İnsan gönlü gün boyunca onunla olacaktır. Bu da günah

işlememek, işlenmiş günahlara da tevbe etmek suretiyle gerçekleşecektir. Günahsız insan olarak

günlük faaliyetlerinden evine dönme çağrısı yapmıştır. Hz. Peygamber günahsız olur ve

günahsızlarla beraber yaşardı. O günah işlemeyenlerle beraberdir. Hal böyle olunca gününü

günahsız geçirmek, Hz. Peygamberle birlikte olma düşüncesi hakim konumdadır. Onun halka bu

yönde öğüdü toplumun ıslahı yönünde büyük çabasının göstergesidir.

11-Bilgisinin Kaynağı: O hayatı boyunca Kur'an merkezli olarak hareket etmiştir. Onun

hatmiyle meşgul olmuş ve bunda yoğunlaşıniştır. Öğütleri incelendiğinde dinin özü, Ku'an'ın

ruhu ve gerçeklerin hülasa edilmiş biçimi olduğu görülmektedir. O ayet ve hadis metinlerinde

verilen hakikatleri akılda kalacak özlü ifadeler halinde sunmuştur. Dinin gerçeklerini beyan etmiş

ve hakikati dile getirmiştir. Bunlar onu sevenler tarafından kabul edilmiş pırlantalardır.

2.4- Vasıfları ve Rasietleri

Onun sahip olduğu vasıflar dinin övdüğü hasletlerdir. Bu da insanın kemalat düzeyidir.

1-Ta~a Sahibi Oluşu: Allah korkusu · içinde yaşamak, O'na asi olmamak ve emrine

muhalefet etmemek onun hayat tarzıdır. Günahtan sakındırmış ve Allah'a karŞı gelmekten uzak

durmaçağrısı onun nasihatlerinin özünü oluşturmuştur.

2-İştiyaklı Oluşu: O verdiği mücadele sonrasında gafletten kurtulmayı başarmıştır. Onun

hayatıncla gafletle geçen zaman birimi görülmemektedir. İnanç, ibadet ve itaatlerinde aşk, şevk ve

muhabbet ehli, sevgi dolu ve iştiyak sahibi kimseydi. Bu yönü belirgindir.

3-İlme Ermiş Oluşu: Çalışarak ve öğrenme yoluyla elde ettiğinin yanında Allah'ın ilim

verdiği ve buna muvaffak kıldığı kişi olmak ona nasip olmuştur. O bilgi yüklü bir değerdi.

4-Manevi Kemalat Elde Etmesi: Karnif veli olma düzeyine ulaşmıştır. O mükemmel

olmayı hedeflemiş, mükemmil ( olgunlaştıran) olmuş ve kamil insanın yansıması olarak toplumda

manevi alanda inanç düzeyinde halkın yetiştirilmesinde tekamül ettirme ve kemale erdirme

yolunu izlemiştir. Günümüzde mükemınelleşme değil imana musallat olan inkar belasından

kurtulma çabası yürütülmektedir. Buradan hareketle aradaki farkı tahmin etmek mümkündür. O . .

Page 11: KAFKAS ÜNiVERSiTESi EBU'L HASAN HARAKANI UYGULAMA …isamveri.org/pdfdrg/D224579/2012/2012_YUCEERI.pdfKültürümiİ;Zde sözlü sunum yaygın olduğu için pek çok şahsiyetin öğütleri

I. Wuslararası Harakm1z Sempozyumu 53

kamil ve mükemmillkemale erdiren ınsan olarak tanınmıştır. Hedef kulun Allah'a

ulaşmasıfvuslatıdır.

5-Mürşit Oluşu Öncülüğü ve Rehberliği: O insanlarm hidayet bulmasına vesile olmuştur.

İrşat ve terbiye etmiştir. Kendisi manen terakki ettiği gibi insanlarm da manen ilerlemesine katkı

sağlamıştır. Manevi yolda mesafe a~a sağlanırsa, insanlar günahlardan korunma mücadelesi

vereceklerdir. Allah'a giden yolda, vasıta ve vesile olma yolunu izlemiştir.

6-Himayeci Özelliği: Müminin maneviyat yolunda kendisini bekleyen tehlikelerden

korunması hedeflenmektedir. O insanı günah ve yanlış işlerden, şeytanın telkinlerinden, nefsin

hile, tuzak ve oyunlarmdan korumak için yol göstermiş ve tembihlerde bulunmuş~.

7-Terbiyeci ve Eğitimci Vasfi: O çare olarak insanları eğitme ve terbiye yöntemlerinin

uygulanmasını esas almış ve insan yetiştirmeyi öncelemiştir. Talebeleri ve sufiler bunun belirgin

ömeğidir. Ruslarla savaşa da bu yetişmiş insanlarla birlikte gitmiştir. Bunlar onun yetiştirdiği

insanlar olarak onunla birlikte fedakarlığı göze almışlardır.

8-Ahlak Güzelliği: O bir ahlakçıdır. Çağrılarının tamammda çirkin ahlaktan uzaklaşıp

güzel ahlaka sahip olma vardır. O huy ve ahlak mükemmelliği ile müminlere rehber olmuştur.

9-Metodu: Tarzı tasavvuf metodudur. Bu da zor riyazet ve çetin mücadele yolu olup onun

takip ettiği bir yöntemdir. Bunun yanında sema ve rakstan hoşlanmadığı, hırka ve raksa önem

vermediği belirtilmektedir. Böyle olmakla beraber tasavvufı düşünceyle hareket etmiştir.

2.5-Kerametlerinden Seçmeler

O manen büyüklüğüne rağmen kendini gizlerneyi başarmış ve üstün konumunu saklı

tutmuştur. Ruhen yüksekliğinin bilinmesini istememiş ve bu yönünün kendisi ile Allah arasmda

kalmasını yeğlemiştir. Velilerin en belirgin yönü olan gizli kalmak ve şöhretten uzaklığı \ 1

başarmıştır. Kerametierine vakıf olanl3!a bunu gizli tutmalani}.l tembih etmiş, bu nedenle onunla

ilgili kerametleri müşahede ed~~er genelde açı.klamamışlar ve gizliliğe özen gösterilmiştir.

Bunlar arasında diğer velilerde de varlığı tespit edilenler vardır. Allah'ın kul hakkında belirlediği

hayat boyu devam eden sınavı kazanan kula ilahi ilcramlar ve ilisanlar Allah'ın fazlıyla

verilmektedir.

1-Süratli İntikal: Bir yerden bir başka yere kısa bir zaman biriminde intikal etme tayyi

zaman ve mekandır. Bu durum bu zatta görülen ve gizli tutulan işlerdendi.

2-Bilgisi: Rivayetler onun vuku bulanları bilme yanında, uzakta olan ve vuku bulmakta

olan savaş gibi hadiseleri bildiği ve bunlarla ilgili haber verdiği yönündedir. Bazı işleri haber

Page 12: KAFKAS ÜNiVERSiTESi EBU'L HASAN HARAKANI UYGULAMA …isamveri.org/pdfdrg/D224579/2012/2012_YUCEERI.pdfKültürümiİ;Zde sözlü sunum yaygın olduğu için pek çok şahsiyetin öğütleri

54 I. Uluslararası Harakanı Sempozyumu

vermiş, zaman ve mekan gibi mesafe sorunu ortadan kalkabildiği anlaşılmıştır. Bu da tasavvufta .,

bilmeye engel olan perdelerin ortadan kalkması ile bilme şeklinde gerçekleşmektedir. Perde

kapalı olunca:·~ün çok yalanındakini dahi bilmemektedir. Bu durumda bu bilgi özel bir bilme \-..} .

çeşididir. Bu bir düzey ve manevi seviyenin göstergesidir.

3-Vahşi Hayvanların Ona Hizmet Sunması: Onun imtihan edildiği sıkıntı yükünü taşıması

sonunda Allah onun yararlanması için emrine hayvanları verdiği anlaşılmaktadır. Bunların onun

işini gördüğü bilgisi aktanlmaktadır. Sıkıntı ve belalara katianmanın karşılığı olarak imtihanı

başaran kula bir ilisan gerçekleşmektedir. Bu kerameti İbn Sina'nın onu ziyarete gelmesi ve

kerametierini bizzat görmesi ile ilgili nakiller arasında bulunmaktadır.

4-Bereket: Ekmeğin bereketlenmesi· ve az sayı ve miktarda ekmeğin çok sayıda insana

kafi gelmesi şeklinqeki kerameti onun elinde görülmüştür.

5-Duasınzn Kabul Olması: Kerametierde asıl mesele budur. Dua edenin duasının makbul

olmasıdır. Zafer için dua ettiğinde zafer elde edilmesi gerçekleşmiştir.

6-Haberleşme Ağı ve İletişimi: Uzak mesafedeki gerçekleşen hadiseleri haber vermiş ve

bunların onun haber verdiği şekilde gerçekler olarak tespit edilmiştir. Burada kendi dÜZeyine göre

bu haberlere ulaşma ve iletme vardır.

7-Mahsulün Başarattan Korunması: Mahsulleri çekirge istilası gibi halkıı). üzüntülü

olduğu, feryat ettiği zamanda ekinleri kurtarmak, ziyanı gidermek, çekirgeleri uzaklaştırmak,

zararı defetme yöntemi başkalarında olduğu gibi bunda da görülen işlerdendir . ..

B-Şifa Bulma: Hastanın şifa bulması onun vesilesiyle olmuş, iyileşme ve rahatsızlığın

kalmadığı görülmüştür. Onun şifa dileği kabul edilmiş ve hasta şifa bulmuştur.

Bunlar onun gizli tutmaya özen gösterdiği halde açığa çıkan işlerden sadece bir kısmıdır.

2.6-İnsanlarla İlişkileri

I-Halkla İlişkileri: Onru;t halkla irtibatları süreklidir. Çünkü onları irşat etme

yükümlülüğünün olduğuna inanmaktadır. Bu nedenle onlarla irtibatını koparmaınış ve halkla

birlikte olmuştur. Bunun yansıması olarak h~ gönlünde taht kurmuş, sevilmiŞ ve saygı

görmüştür.

2-Yöneticilerle Alakası: Yöneticiler onu çağırdığı zaman gitmemiştir. Sultan Mahmut el­

Ü'!Zfievi gibi yöneticiler onu ziyarete gelmiş ve nasihatlerinden istifade etmişlerdir. Ona hem halk

hem de sultanlar iltifat etmişse, burada tespit edilen bir realite söz konusudur. O ziyaret eden

yöneticilerin gurur ve kibri bırakarak mütevazi olma dÜZeyine gelmelerini sağlamıştır. O

Page 13: KAFKAS ÜNiVERSiTESi EBU'L HASAN HARAKANI UYGULAMA …isamveri.org/pdfdrg/D224579/2012/2012_YUCEERI.pdfKültürümiİ;Zde sözlü sunum yaygın olduğu için pek çok şahsiyetin öğütleri

I. Uluslararası Harakanı Sempozyumu 55

kullandığı ikna yöntemleri ile onların üzerinde etkili olmuştur. Kalplere etki etme ve onların içten

fetbedilmesi ayrı bir tesir gücü.nü ortaya koymaktadır. Tüm bunlar onun manevi etkisi ve iç

dünyanın ıslahı için takip ettiği nastbat yöntemidir. Çok sayıda alim zat içinde sultanlar ona

ziyarete gelip nasihat istemişlerse, burada Sultan Mahmutel-Gaznevi gibi zevat üzerinde etkili

olma konumunu ortaya koymaktadır. O sultana yönlendirme yaparken neleri yapması gerektiğini

ve nelerden sak.ınacağını bildirmiştir.

a)Giinahlardan Sakın: Bu öğüdüyle onu iyiliğe yönlendirmiş ve yanlış işlerden olabildiğince

uzaklaşmasını önermiştir.

b)Namazını Cemaat/e Kıl: Bu çağrısıyla onun halkla birlikte ve halkın içinde olmasını

sağlamıştır. iletişiiDin sağlıklı kurulmasına özen göstermiştir.

c}Cömert Ol: Çağrısı onu zulmetmekten ve haksızlık yapmaktan uzaklaştırmadır. İnsaf ve

merhametle muamele etmesine çağrıdır. Sultan ondan dua etmesini istediğinde onun hakkında

"akıbetin makbul olsun" dileğinde bulunmuş ve sonunun güzel olmasını istemiştir. Sultan ona

maddi imkanlar sağlamak istemiş, büyük meblağ vermiş, fakat o paralada alakasını kesmiş ve

mana eri olma kimliğini koruyan kimselerden olmuştur. Onun yanına sultan olarak büyüklenerek

gelen hükümdar, mütevazi halde ve ikram görerek gitmiştir. Geliş.i ve ayrılışı arasında fark

oluşmuştur. Asıl gerçekleşmesi beklenen de budur. Bu başarılmıştır.

3-Alimlerle İrtibatı: İbn Sina başta olmak üzere alimlerle sıkı irtibatının olduğu tespit

edilmektedir. Alimierin peygamberlerin varisieri olduğu temel düşünce ve yaklaşımından

hareketle insanların gerçeklerle buluşması için elinden gelenleri yapmıştır.

2.7-Özlü Sözleri ve Öğütlerinden Kesitler

Onun nasihatleri çok yönlü ve çok boyutludur. İman, ibadet, ahlak, muamele, züht hayatı

gibi pek çok alanı ilgilendiren yönlendirici ve teşvik edici mahiyette öğütlerdir. Ona sorulan

sorular yanında kendisi soru SO.Q?a ve muhatapların önerisi üzerine cevabı da kendisinin vermesi

yolunu izlediği sohbetler olmuştur. İnsanların temel sorununun Allah' ı unutmak olduğunu bildiği

için bu hususta öğüt vermiştir. Onun nazarında en iyi iş Allah'ı anmaktır. Gönlün O'nun yadında

olması ve unutmaması gerekmektedir.

Bir başka sistemi ise karşılaştırmalı anlatım biçimidir. Bunun faydasına inanmış ve bu

yolu izlemiştir. "Allah için yaptığın her şey ihlas, halk için yaptığın her şey de riyadır" tespitinde

bulunmuştur. O dinde sebat etmeye ve onda güç kazanmaya çağırmıştır. Ona göre gönüllerin

Allah' ı unutmaması dünyanın en iyi işidir. En iyi nimet ise çalışarak kazanmaktır. En iyi arkadaş

Page 14: KAFKAS ÜNiVERSiTESi EBU'L HASAN HARAKANI UYGULAMA …isamveri.org/pdfdrg/D224579/2012/2012_YUCEERI.pdfKültürümiİ;Zde sözlü sunum yaygın olduğu için pek çok şahsiyetin öğütleri

56 I. Wuslararası Harakanı Sempozyumu

Allalı'ı hatırlatandır. En nurlukalp mal sevgisi taşırnayandır. Ona göre içinde Allah sevgisinden

başka bir şey ol.mayandır. ~er an Allah'ın nzası üzere bulunmak en makbul iştir. En iyi amel

riyadan uzak..olan ve ihlas üzere yapılandır. ~Jlalı hakkında konuşurken başka şeyden bahsedenle

arkadaşlık ediı?n·h. En çok arzu edilen Şey diken ağaemın altında da olsa daima Allah'ı hatırlamaktır.

Hz. Peygamberin varisi, ona onun işlerinde uyan ve şeriatma tabi olandır. O ömrü kısa

günahlan uzun görmüştür. Kim dünyanın peşinden koşarsa dünya ona hakim olur. Kim ondan

yüz çevirirse o kimse dünyaya sultan olur. Namaz vaktinde kılındığı gibi rızık da vaktinde istenir.

O fakirliği ve cömertliği seçmiştir. Hz. Peygamberin ahlakına sahip olmaya çağınmştır. Onun

ahlakını ayrmtısıyla anlatmış ve bunları tatbike teşvik etmiştir. Salihlerin kervanını bulmayı ve

onlara katılmayı Allah, Resulüllah ve aslıabm sevgisi olarak görmüştür. O, ruhlarm bunların

ruhları ile kaynaşmasına ve bu kervanda bultişmaya çağırmıştır. Ona göre iki yol vardır. Bunlar

hidayet ve dalalet yollarıdır. Hidayet Allah'tan kula gelen yoldur. Haliyle dalalet de bunun

zıddıdır. Kişinin hidayete erdim demesi değil erdirdiler demesini uygun bulmuştur.

Allalı 'a karşı içi, insanlara karşı dili, arnelde de temizliği muhafaza etmeye çağırmış,

bunun ise zor olduğunu belirtmiştir. Maksadı ise Allah'a yakın olmaktır. Öğüdünde "suya daha

yakın olan daha çok batar, ateşe daha yakın olan daha çok yanar" demiştir. "Allah~m varlığını

bilen kendi yokluğunu görür. Kendi varlığını gören, ondan Allah'ın varlmı görür" görüşüne

sahiptir. O . alimin dünya hırsma sahip olmasi ve sufinin ilimden yoksun olmasını fitne olarak

görmüştür. Aradan geçen asıı·lara rağmen onun Üzerinde durduğu soruiılar çözülebilmiş değildir.

Bir mürnin kardeşi ziyaret etmenin Allah'ın rahmetine kavuşmak düzeyind~ olduğunu

belirtmiştir. Ona göre ilimden en fazla nasip alan onunla amel eder. En faziletli amel ise kişinin

üzerine farz olandır. Dilin Allah'tan başkasını anmaması, kalbin Allah'tan başkasını

düşünmemesini önermiştir. En belirgin öğüdü ihlassız iş yapılmaması ve helal olmayan şeyin

yenilmemesidir. Mümini incitmeyenin üstün konumunu, incitenin de kötü halini ifade etmiştir.

Allah'ın en büyük ilisanı iman ve temiz kalptir. Tavsiyeleri arasmda şunlar dikkati çeker. Az

gülmek, az konuşmak, az yemek, az uyumak~ çok ağlamak ve çok susmaktır: Kendisi bundan

yanadır. Hayatmda bunu uygulamıştır. Kalp ve dili birlikte koruma çağrısı yapmış, organlarla

gerçekleştirilen taati işlerneyi önermiştir.

Nasihat onun takip ettiği yöntemdir. Nafile ibadet yapanla anneye hizmet eden iki kişinin

durumunu hikaye türünde anlatmış v~ bu yolla ~e hakkının önemini belirginleştirmiştir.

Annenin ihtiyacından dolayı anneye hizmet edenin yaptığı işin Allah katmda gece nafile ibadet

Page 15: KAFKAS ÜNiVERSiTESi EBU'L HASAN HARAKANI UYGULAMA …isamveri.org/pdfdrg/D224579/2012/2012_YUCEERI.pdfKültürümiİ;Zde sözlü sunum yaygın olduğu için pek çok şahsiyetin öğütleri

I. Uluslararası Harakanı Sempozyumu 57

yapandan daha makbul olduğunu hikaye üslubunu kullanarak anlatmıştır. Çağın insanının ondan

alacağı derslerin ve öğrenece~ hususların olduğu açıktır.

2.8-Manevi Kimliği ve Mürnin Şahsiyeti

Hayatının sonunda maksadına. ulaşmış ve bir mürnin olarak dünyadan ayrılmıştır. Duası

makbul olan insan olma düzeyine gelmiştir. Dua ettiği zaman onun duası kabul edilirdi. Halis

kalpli olmuş ve bunu tavsiye etmiştir. Çevresinde ve tanıyanları arasında hal sahibi olarak

bilinm.iştir. Gönül hayatının olması ve ruhani zevklere ermesi dikkat çekmek:tedir. Rabhani

olmayı başarmış ve ruhani oluşuyla bilinmiş bir şehittir. Arzularına ermiş, m~nevi yüceliş ve

yükselişi başarmıştır. Cismaniliği aşmış ve ruhanilikte mesafe almıştır.

Kötü duygular onda hakim olamamıştır. O bedenin değil ibadetin hazzını almıştır. Dünya

sevgisinden ve metaından kurtulmuş, kendini maneviyata vermiştir. O insanın düşebileceği kötü

hal ve konuma düşmemiş, yüceliklere ermiştir. Şeytan onu vesveseleriyle yanlış işlere

yönlendirememiş, aynı zamanda o Allah'ın razı olduğu işlerde yoğunlaşmayı başarmıştır. O

Allah sevgisine kendini veren ve Peygamberin muhabbetiyle gönül alemini donatan insandır. Her

insanın ulaşamadığı manevi mertebelere ve üstün ufuklara ulaşmıştır. Hayatı boyunca Hz

Peygamberin yolu olan sünnet ve siyretinden ayrılmamıştır. Allah dostlarının izinden gitmiş ve

insanlığın iyiliği için çaba vermiştir.

Dinin nasihat, irşat, iyiliği emir ve kötülükten alıkoyma olarak getirdiği yükümlülükleri

yerine getirmede kusur etmemiştir. Onun çabaları İslam'ı yaymaya gelenlerin önünü açmış,

yolunu kolaylaştrrmış ve ortamını hazırlamıştır. Dünyadayken ötelerin farkına varmıştır. İman

yolunda mücadele vermiş ve insanların İslam'la buluşması için özveride bulunmuştur. İslam'a

hizmet için kendini adayan erlerden olmuştur. İnsanları Allah'a davet etmiş ve onun çağrısı kabul \

görmüştür. İnsana hizmet etmiş, insanı sevnli.ş, saymış ve onun kurtuluşu için çaba vermiştir.

Onları cehennemden kurtarmak.~çin emek vermiştir.

O ruh inceliği kazanmış, onun yakarışiarı insanın iyiliği için olmuştur. Günümüz insanına

her yönden dersler veren mesajlar sunmuştur. Çalışmaya çağrısı, helal kazanmanın önemini

vurgulaması hikmet ehli bir kimsenin belirgin önerileridir. Allah ve peygamber sevgisini yaymayı

başarmıştır. O Müslüman kimliğini oluşturmak ve insana dünya ahiret saadetini kazandırma

çabası vermiştir. Kalp ilimlerinde yoğunlaşm.ıştır. Manevi büyüklüğüne hanımı inanmasa da o

böyle bir düzeyi kazanmıştır.

Page 16: KAFKAS ÜNiVERSiTESi EBU'L HASAN HARAKANI UYGULAMA …isamveri.org/pdfdrg/D224579/2012/2012_YUCEERI.pdfKültürümiİ;Zde sözlü sunum yaygın olduğu için pek çok şahsiyetin öğütleri

58 I. Uluslararası Harakanı Sempozyumu

2.9-Meziiyetleri

Kağızmanlı Cemal H;oca Kars'ı bir şiirinde "Demez misin her bir söZÜme haklı, oku

vatandaşı.m y~dtm meraklı, Hasan Harkani sinende saklı, sensin evliyaya ocak Kars'ımız" .. demiştir.t Kendi~ilümmi bir kimse olarak bilinmektedir. Kaynaklar onun çiftçi bir ailenin çocuğu

olduğu ve üm.miliğinde birleşmektedir. Arapça bilen bir kimse olmadığı belirtilmektedir. Buna

rağmen insanlara kılavuzluk etmiş ve yol göstermiştir. Onun Vehbi ilim sahibi oluşu vurgulanan

bir husustur. O kendisini yetiştirmiş bir şahsiyettir. Maddi imkanları yönüyle dergaha bağışta

bulunanların hiç birinin bağışını almadığı, buna Gazneli Mahmud 'un da dahil olduğu, ondan dahi

bağış kabul etmemesi ve verileni almaması dikkat çekicidir. Halbuki tekkesine ziyarete gelenler

yoğıındu. Orada ikamet eden misafir, sufi ve çağdaşı Şeyh Ebü Sait' den bile bağışta

bulunduğıında bunu kabul etmemiştir. Öğretilerini tasavvufi metotla sunmuştur. Bu tercihi onun

her türlü uygulamalarına yansımıştır.

Ona nispet edildiği halde varlığı kuşkulu olan el yazmalarından bahsedilmektedir. Bunlar

risaleler halindedir. Eserlerinden bir kısmı yayınlanmıştır. Vaaz ve nasihatleri, söz ve münacatlan

menkıbeleri Nuru'l-Ulum'da toplanmıştır. Övgüler olarak Abdülkerim Kuşeyri'nin nsalesinde

ona bir sözünden başka yer vermediği tespit edilmektedir. Heybet ve haşmet sahibi olduğu

aktarılmaktadır Tasavvufta Nakşibendiye silsilesindedir. Üveysiliği üzerinde durulmaktadır. Tesir

gücü fazla olduğu için Mevlana 'yı etkilemiş ve etkisi ölümünden sonra da devam etmiştir.

3-Nuru'l-Ulum Adlı Eserinin Ana Konuları ve Hikmetleri

Ele aldığı meselelerden bir kısmı soru cevap yöntemiyle sunulmuştur. O kendisine sorulan

sorulara cevap vermiştir. Dervişliğin ne olduğu sorusuna, "üç pınardan beslenen bir denizdir.

Bunlar, perhi.z,ltakva, cömertlik ve malıluklara ihtiyaç duymamaktır." Derviş; "İçinde/kendisine

ait düşüncesi olmayan, konuştuğu halde konuşmayan, söylediği halde söylemeyen, duyduğu

halde duymayan, yediği halde yediğinden lezzet almayan, sükuneti ve hareketi olmayan, sıkıntısı

ve neşesi bulunmayan kişidir." "Kim yediği ekmeğin zehir gibi olduğıınu düşünmezse helal

yemiş sayılmaz" demiştir. Sufi düşüncede zehi! içmek yemek yemekten daha kolaydır. Hesabı

sorulmayan zehiri içmek, hesabı sorulan helvayi yemekten daha iyidir. Zehir cana tahribat yapar.

Caniruh dost ile dost atasında perdedir. Zehir perdeyi ortadan kaldırır. Lokma perdeyi artırır.

Cana destek sağlar. Gözden perdeyi kaldıran şeyi perdeyi oluşturan şeyden daha çok severler.

t Şahin Köktürk, Geçiş Sürecinde Bir Aş1k Kağtzmanll Cemal Hoca, Hece Yay. An k., 2007, s. 273.

Page 17: KAFKAS ÜNiVERSiTESi EBU'L HASAN HARAKANI UYGULAMA …isamveri.org/pdfdrg/D224579/2012/2012_YUCEERI.pdfKültürümiİ;Zde sözlü sunum yaygın olduğu için pek çok şahsiyetin öğütleri

I. Uluslararası Harakanı Senıpozyumu 59

Veya kişi yemeği ona düşman olmayacağı şekilde yemesi için yemeğin mahiyetini görmesi

lazımdır. Yenen lokmanın ölçüsüne dikkat çekilmiştir.

Garip: Bu dünyada vücudu gurbette olan kimse garip sayılmaz. Aksine kalbi teninde garip

ve sım halinde garip olan bir kimse gariptir. Ona göre garip: Allah'tan başka hiç kimsesi

bulunmayandır. O, bir saç teli kadar bile hiç bir şeyi bulunmayandır. O, kendisini garip değil

"ben zemane ile zemane de benimle uyuşmayan biriyim" ifadesiyle tanıtmıştır.

Ona dostlarının alarnetini sormuşlar, o da "kalbinde dünya sevgisi taşı.mamaktır." Uyanık

olmak: ömrü bitmiş saymak, son nefesin gelip iki dudağın arasında çıkmak üzere durduğıınu

düşünmektir. Büyüklerden birisi ondan himmet talebinde bulunmuş, o da "sen ~et et de bir

defa olsun layıkıyla dostun adını anayı.m yahut da O'ndan bana geldiği şekliyle iki rekat namaz

kılayım" demiştir. Vesvese: Neden doğar? Demişler, o da "üç şey kalbi meşgul eder. Göz, kulak

ve lokmadır. Oysaki gözle gördüğün şey, kalbi meşgul etmemelidir. Kulakla duyduğıın şey kalbi

meşgul etmemelidir. Haram lokma kalbi kirletir ve vesvese doğar." Ona göre sufi hedefine

giderken karşılaştığı her tür aykırı düşünce şeytandan kaynaklanır. Lokma vesveseye zemin

hazırlamaktadır. Doksan yedi yaşındaki bir kimse Hızır'la dost olma istediğinde bulununca uzun

zaman Allah'ın verdiği ekmeği yediği halde Hızır'la arkadaş olmasının yakışıiıayacağını

bildirmiştir. O kendisi malılukada sohbeti arzulamamıştır. I)oğru sözlü, sadık müridin kim

olduğıınu sormuşlar: sözü yürekten söyleyen, dili kalbiyle aynı olandır. Sıdk; "sırrın dille aynı

olmasıdır" demiştir.

Mürit: Kapıdan içeri girdiğinde pirin kendisiyle ilgilerrmesi gerekmeyen kişidir. O daima

en dipte de olsa pirin sohbetinde oturduğu her yerde halinden memnun kalandır. Annenin çocuğa

kandırmak için kurabiyeye yağ sürerek ona vermesi gibi kandınlması gereken kişi mürit olamaz."

Ona göre mürit; sürekli sınava tabi tutulur. Onun düşüncesine göre mürnin için her yer mescit,

her gün Cuma ve bütün aylar Ramazandır. Nerede olursa olsun mescitteymiş gibi yaşamalı ve

Ramazan ayına gösterdiği h~~ti bütün aylara göstermelidir. Cuma günü yaptığı iyiliklerio

aynısını bütün günlerde yapmalıdır. Sema/Raks; ona yere ayağını vurunca yerin dibine kadar,

kolunu kaldırdığınca arşa kadar gören yiğidin işidir. Bunun dışında olanı Beyazit, Cüneyd ve

Şibli'nin şerefini düşürür." Görünürle sergilenen bu tür işlere karşı menfi tutum almıştır. ihtiyatlı

bir yol izlemeyi kendisine ilke edinmiştir. Büyük ihtimalle onun endişesi aksiyanlarına riya

karışması düşüncesidir. O ömür boyu bundan sakınmıştır.

Hıyanetsiz nasihat olur mu? Sorusuna; nasihat ettiğinde onlardan daha üstün olduğunu

ima etmek maksadıyla başını dik tutmadığın ve dünyaya karşı tamalıkar olmadığın halde yaptığın

Page 18: KAFKAS ÜNiVERSiTESi EBU'L HASAN HARAKANI UYGULAMA …isamveri.org/pdfdrg/D224579/2012/2012_YUCEERI.pdfKültürümiİ;Zde sözlü sunum yaygın olduğu için pek çok şahsiyetin öğütleri

60 I. Uluslararası Harakanı Sempozyumu

nasihattir" demiştir. Bu bir erdem ve kendini üstün tutma fıkrinden kurtulmadır. Arif: yiyecek

toplamak arzusuyla yuvadan; ayrılan onu bulmadığı halde yuvasına dönmek isteyip de yolunu

şaşırarak hayrete-düşen ve gitmek istediği yuvasına gidemeyen kuşa benzeyen kişidir. Kalbi, . . .

Allah'ın varlığı~ld kuşatılan bir kimsenin alameti: baştan ayağa kadar onun tamamen Allah'ın varlığını ikrar etmesi olarak kabul etmiştir. Bunu Mecnun'un karşılaştığı her şeye Leyla demesi

örneğiyle izah etmiştir. Ona göre inleyenler ve yükü ağır olanlar vardır. İnleyenler yara almış

olanlardır. Yükü ağır olanlar ise vaktin (halin) erbabı olanlardır. Kim yara alırsa yarası iyileşmez.

Her kim vaktin yükü (ağırlığı) altında kalırsa ona acımak gerekir. Zira şayet Yüce Allah

peygamberlere gönderdiğini velilere gönderseydi "Allah'tan başka ilah yoktur'' diyecek hiçbir

kişi kalmazdı. Mustafa'ya (s.a.v.) gelmiş olan Kaf Dağına inseydi, dağ parça parça olurdu."

Herkes mürnin olurdu ve irntihanın anlamı kalmazdı. Kim yeryüzünde seferde bulunursa, ayağı

su toplar. Her kim gökte yolculuk yaparsa kalbi su toplar." Derin tefekkür kalbin dayanma ve

katianma gücünü zorladığını belirtmek istemiştir.

Civanmertler hakkında, "Onlar iştahlan kaçanlardır. Denizler kadar muhabbet şarabı

içmek dostlan doyurmamıştır. Ona kanmak için talipler daha ileri bir adım atarlar. Fakat ona

koşarken susamış halde ölürler. Hac yolcusunun çölde az suyla kanmayınca kendini su çukuruna

atarak susamış halde boğularak ölmesi gibidir." Susuzun halini misaile anlatmış ve aza kanaat

etmediği ve doymadığını belirtmiştir. Ona, ereillerin merhalelerini sormuşlar, "ilk adımda Allah

var başka b~ şey yok demeleri, ikinci adım üİısiyet, üçüncü adım ateşte yanmaktır" demiştir.

İlme'l-yakin, ayne'l-yakin ve hakka'I-yakini buniiİıla ifade etmiş olabilir·. Bunlar bilgi, gözlem ve

onu yaşamaktır. Ateşin bilgisini edinmek, yaktığını görmek ve kelebeğin yanması misali yanmak

örneğiyle izah edilmektedir.

· Birisiı;ı.e, seni öldürdükleri yerde kendi kanını gördün mü? Demiş ve devamında "desene

beni öldürdükleri yerde hiçbir malıluk yoktu, (o durumda) civanmertlerin kanı kendisine helal

olur." Buna şu izah getirilmiştir. Ben öyle bir haldeyim ki, O'ndan başkası yoktu. Yaratılmamış

kişi Allah'ın kendisini yaratmadığı kişi değildir. Zira Allah bir kimseyi yaratır ve bütün bu

(insani) sıfatları oluşturarak kendisine yerleştj.rir. Ondan sonra o sıfatları ondan çıkarır ve

arınmışlık bakımından onu sanki (eskiden) yaratmamış ve bütün o sıfatlarla bulaşmamış bir şekle

çevirir izahı getirilmekte'dir.

Ona, "beka ve fenadan söz etmek kime düşer" demişler, o da "bütün ağaçlan kökünden

koparacak, bütün binalan yıkacak, bü~ dağlan sökecek ve bütün denizleri taşıracak bir rüzgar

Page 19: KAFKAS ÜNiVERSiTESi EBU'L HASAN HARAKANI UYGULAMA …isamveri.org/pdfdrg/D224579/2012/2012_YUCEERI.pdfKültürümiİ;Zde sözlü sunum yaygın olduğu için pek çok şahsiyetin öğütleri

I. Wuslararası Harakanı Sempozyumu 61

estiği halde, o rüzgar, bir tel ipekli göğe asılı bir kimseyi yerinden dahi kımıldatmaz. O vakit fena

ve bekadan söz etmek o kimseye düşer" demiştir.

"Kalbin dille bir olduğunu .neyle biliriz?" Sorusuna: "bil ki onun dili de (kalbi yle) aynı

olmalıdır. Kimin söZÜ dağınık olursa, bu onun kalbinin dağınıklığına şahittir. Büyükler derler ki

"gönül tenceredir, dil de kepçe, tencerede ne varsa kepçeyle o çıkar. Gönül denizdir, dil sahil,

deniz dalgalanınca içinde ne varsa onu sahile artar" şeklinde örnekli anlatım.la sunmuştur. Ona

göre, insanların gayesi üçtür;

1-Allah'ın seni bildiği gibi kendini bilmendir. Öyle kimselerin az olduğunu görüyorum.

2-Hem senin var olduğunu hem O'nun var olduğunu bilmendir.

3-Her şeyin o olması ve senin yok olmandır. "Eğer bütün dünyayı bir lokma yapıp bir müminin

ağzına koyarsan hakkını yerine getirmiş sayılmazsm. Eğer bir dostu ziyaret etmek amacıyla

Doğudan Batıya kadar yürümüş olsan, Allah için yeterince yürümüş sayılmazsm" demek

suretiyle dindeki mürnin kardeşini Allah için ziyaret etmeye olan teşviki mübalağalı olarak ifade

etmiştir. Bu yaklaşımlar onun insan sevgisinin açık tezahürüdür. Manevi mürşidi Beyazid'in

balaş açısında da başkalarının cehenneme girmemesi için ifade ettiği kendisinin fedakarlıklarda

bulunması düşüncesi vardır. Başkalarının azap görmemesi için azap çekmeye razı olduğunu ifade

etrnjştir.

"Erler vuslatta neden ağlar?" Sorusuna "gönül ağiayınca gözyaşı kan olur. Göz görünce

idrar kan olur. Kulak duyunca kemik erir. Zamarn gelince fena meydana gelir" demiştir. Onun

çağrısı Allah'a olan muhabbetedir. Ağlama bu muhabbetten dolayıdır. Allah'ın heybetinden

etkilenip idİar yerine kan çıkması olarak ifade ettiği ileri düzeyde bir korkudur. Uyanık olduğu

halde kemiklerin eriyip incelmesidir. O iki alemden de arınmaya ve özgür olmaya çağırmıştır.

Bunu gerçekleştiren kimsenin vücudundan dışa atılan sıvılarm dahi renginin değiştiğini

belirtmektedir. Onun çevresine Beyazİd'in ·hallerinden etkilenerek teşviklerde bulunduğu

anlaşılmaktadır. Allah'ın azame~ kişiyi et~si altına almasım önermektedir. Bunlar karşısında

kalp hayrette kalacaktır.

4-Vaaz ve Nasihatler

Ona nispet edilen öğütler onun sözleri olarak aktarılmaktadır. Gönül erieri kalplerini

katuyan kimselerdir. Aşık olanlar ise gönüllerinden daima Allah'ı hatırlamak endişesini taşıyan

kimselerdir. Allah'ın kulun kalbinde kendisi dışında bir şeyin olmadığını ve O'nun dışmda hiçbir

şeyin kulunun kalbinden geçmediğini görmesinden daha hoş ne olabilir!" "Allah'ın

Page 20: KAFKAS ÜNiVERSiTESi EBU'L HASAN HARAKANI UYGULAMA …isamveri.org/pdfdrg/D224579/2012/2012_YUCEERI.pdfKültürümiİ;Zde sözlü sunum yaygın olduğu için pek çok şahsiyetin öğütleri

62 I. Uluslararası Harakanı Sempozyumu

rluymadığından emin olmadıkça konuşma ve onu Allah'ın rluyınasına ulaştıracak hiç kimsenin

bulunmarlığına emin olmad~ça konuşulanı dinleme." "Civanmertler hayat suyu ve Kevser

sununu severler:--Ari:fleıin hoşlandığı su mul;t;.ibbet suyu dur. Allah' ın sevdiği su günahkarların \

gözyaşıdır." "Kut,lkul ile düşmanlık ederse onların arasında Allah hüküm verir. Kul akıllı olursa

Allah'a kavga eder, ona çaresi olan bir hüküm verilir." Haliyle Allah kulunu affeder.

İnsanların Allah ile alakalarına getirdiği izahında, Allah 'm bir kesim insanı dost edindiği,

onları dostluk sebeplerine vesile kıldığı ve kendilerine 'kullarımın hakkını veriniz' diye

buyurduğu, bir grubu da dost edinip onlan saraya göndererek 'kulların hakkını veriniz'

buyurduğu, bir grubu da dost edinerek avaya gönderip onlara 'benim kullarıma ihanet etmeyiniz'

dediği, bir gurubu dost tutup seccadede oturtarak onlara 'beni seyrediniz' dediğini ifade etmiştir.

''Yeryüzünde nice kimseleri diri biliriz, oysaki onlar ölüdürler. Nice kimseleri yerin içinde ölü

biliriz, oysaki onlar diridirler" demiştir.

Ona göre, "hepimiz aynı hastalığa sahibiz. Hastalık bir olunca ilacı da bir olur. Hepimiz

ga:flet hastalığına yakalanınışız, gelin uyanalırn" demiştir. Bu ifadesiyle sorunu tespit etmiş ve

kurtuluş yolunu da göstermiştir. "Eğer senim tandırından senin elbisene bir ateş sıçrasa, onu

hemen söndürmeye çalışırsın. Senin dinini yakacak bir ateşin yani senin kalbinde yer alan kibir,

haset ve riya ateşini nasıl uygun bulursun!" uyarısında bulunmuştur. Onun verd~ği öğütler

arasında şunlar vardır. ''Müminin organlarından birinin daima Allah'la meşgul olması gerekir. Ya

kalbiyle O'nu anar, ya diliyle O'nu zikreder, ya .gözüyle O'nu görür, ya eliyle cömertlik yapar, ya

ayağıyla insanlan ziyaret eder. Ya vücuduyla müminlere hizmet eder._ Ya yakini imanla O'na

inanır. Ya akılla marifet elde eder. Ya ihlasla amel eder veya kıyamet (dehşetin)ten korkar. Böyle

bir kimseye ben kefil olurum ki mezardan başını çıkarır çıkarmaz kefenini yerden çekerek

doğruca cennete gider."

"Zamanı gelmeden senden ibadet istenınediği gibi sen de gelmemiş günün nzkıru bugün

isteme, istersen abesle meşguliyet olur" demiş, tevekkülü bir karşılaştırmayla izah etmiştir.

Allah'ın kuldan zamanı gelmeden namaz istemediği gibi kişinin zamanı gelmeden O'dan rızık

istemesini doğru bulmamıştır. ı Onun her öğüdü makbul yöntemlerle sunulmuş ve kabul

görmüştür. Onu örnek olarak evrensel düzeyde sunmak, insanlarm ondan yararlanmasını

sağlayacaktır.

*Çiftçi, a.g.e., 237-240.

Page 21: KAFKAS ÜNiVERSiTESi EBU'L HASAN HARAKANI UYGULAMA …isamveri.org/pdfdrg/D224579/2012/2012_YUCEERI.pdfKültürümiİ;Zde sözlü sunum yaygın olduğu için pek çok şahsiyetin öğütleri

I. Wuslararası Harakanı Sempozyıınıu 63

SONUÇ

Müslümanlar tarihte yaşamış şahsiyetleri tanımakla çok şey öğrenecek ve onlann

hayatmdan mesajlar alacaklardır. qnıar da birer insan olarak yaşamış ve bu hayata çok güzel

şeyler sığdırmışlardır. Gerçek mürnin olma kimliğini kazanmış ve örnek olmuşlardır. Bu şahsiyet

kendini yetiştirmiş ve insaniann haller:ini düzeltmeleri için çaba vermiştir. O da her insan gibi

dünya hayatını yaşayıp, dünyadan ayrılırken bedeni aşıp gönle ulaşmayı başarmıştır. Kur'an'la

hemhal olmuş, hadise vakıf konuma gelmiş, ilirnde yetişmiş ve irfana ermiştir. Her seviyeden

insanla irtibatmda her birine uygun öğütler vermiş ve kendilerine faydalı olmuştur. O ölürken

insanlarm gönlünde ona karşı olan sevgi, muhabbet, ilgi ve gönlünde ona yer vermek devam

etmiştir. O unutulmamış ve müminlerin gönlünde varlığı korunmuştur.

Burada dikkati çeken husus bir insanın hayatı boyunca doğru tercihlerde bulunması, doğru

kararlar vermesi ve isabetli yönelişlere girmesidir. İslam' ı özümsemesi, onu bir hayat tarzı haline

getirmesi, bununla yetinmeyip kendini iyi yetiştirmesidir. Madde değil mana, beden değil ruh,

dünya değil dinden yana olan faaliyetlerde yoğunlaşması en belirgin yönüdür. Şüphesiz dünya

hayatı ve onunla ilgili etkinlikler de yürümüştür. O ahiret işinde yoğunlaşmış ve tüm dikkatini

orayı kazanmaya vermiştir. Kendisini dinin istediği düzeyde yetiştirmekle kalmamış, çevresinde

ilgil~ olduğu kişileri de yetiştirmeyi başarmıştır. Onun emekleri hayra, ilme, irfana ve insana

hizmete yöneliktir. inancı üst düzeye taşıma, ibadetleri bilinçli yapma, gönül alemini varlıklara

açık duruma getirme ve gönül insam olma onun en büyük başarısıdır. Dünya hayatmdan ahireti

kazanmış olarak ayrılmak ve Müslüman kimliğini her haliyle korumak onun en belirgin yönüdür.

O numune Müslüman olmayı başarmış bir şahsiyettir.

İslam'ın dışındakilerden bu dini ve onun değerlerini eleştiren, onun aleyhinde faaliyet

yürütenierin bilmesi gereken husus, bu dinin içinden ne cevherlerin yetiştiğini görmeleridir.

Kainata bakan, evreni bir bütün olarak okuyan, mesajını evrenin bütününe sunan, yüreğiyle

konuşan, yazan ve söyleyen bu 4ı;~anları görm~leri gerekmektedir. Bunları ve sundukları mesajı

tarumadan insanlar, bu dini ve onun içinde yetişen değerleri tanımada zorluk çekeceklerdir.

Düşünen insanlar peşin fikirlerini, art niyetlerini, dine olan hasım.lıklannı bırakarak bu dine tabü

fıtrat ve selim akılla baktıklarmda çok büyük değerleri bulacaklardır. Bunlar kalplerine Allah'ı ve

O'nun varlıklarının tamamını sığdırmayı başarmış kimselerdir. Tercihini iyilikten yana

yapanlarm neler başardığı bu. şahsiyette açık olarak görülmektedir. İyi niyet ve samirniyetle

hareket eden insana Allah' m neler nasip ettiği, hangi güzellik! ere erdiği burada belirgin olarak

görülmektedir. Bunlar görülmeden ve şahsiyetleri tanınmadan art niyetillerin yazılanndan

Page 22: KAFKAS ÜNiVERSiTESi EBU'L HASAN HARAKANI UYGULAMA …isamveri.org/pdfdrg/D224579/2012/2012_YUCEERI.pdfKültürümiİ;Zde sözlü sunum yaygın olduğu için pek çok şahsiyetin öğütleri

64 I. Uluslararası Harakanı Sempozyumu

hareketle İslam' ın aleyhine konuşmak yanlış bir yaklaşımdır. İnsanlar bu zatı taJ?llllakla İslam' da

yetişmiş bir değeri ve onun gönlündeki alemleri tanıyacak, onun mesajlarından çok şey 1

öğrenecek veJıunlardan istifade edeceklerdir.

O her se\4yeden insana yol göstermiş ve rehberliği kabul edilmiş bir şahsiyettir. Sadık

aşık, samimi mümin, inancını üst seviyeye taşımış bir kimsedir. Sevgi ve muhabbet insanı olmuş,

sevilen ve öğütlerinden istifade edilen bir değer konumuna gelmiştir. O İslam tasavvufunun temel

şahsiyetlerindendir. Kendisine değer verilmiş ve manevi etkisi çağlan kucaklayan bir özellik

taşımıştır. Hayatı, çevresi, tasavvufi hasletleri, fikirleri, sözleri veya ona nispet edilen sözlerden

hareketle onun düşünce dünyasına ışık tutmak mümkün olmaktadır. Onun kerametleri ona nispet

edilen işler arasında önemli bir yer tutmaktaqır. Onun fikirlerinin üzerinde yapılan analizler onun bir

düşünür olarak evrensel düşüneeye katkılarında yoğunlaşmanın faydalı olacağı açıktır. Kaynaklar

onunla ilgili aynı veya benzer şekilde ifadeler aktarmaktadır. Bu da onunla ilgili tespitierin isabetli

olduğunun göstergesidir.

O ünlü sufilerden ve kamil mutasavvıfl.ardandır. Kendisi hayattayken pek çok şahsiyet ona

ziyarete gelmiş, kendisine değer vermiş ve onu önemli bulmuştur. Onun sağlığında ilminden istifade

edenler yanında kendisinden sonra da bu istifade devam etmiştir. Zamanında tanınmış, bilinmiş ve

insanlar ondan yararlanmıştır. Değerli şahsiyetler ondan övgüyle bahsetmişlerdir. İnsanlardan üst

düzeyin onu ziyaret etmesinin anlanıı onun üstün değeri ve önemindendir. Onun bu şahsiyetlerle

irtibatında kendisinin söyledikleri tespit edilmiş_ ve öğütleri aktarılmıştır. Tüm bu ziyaretler onun

üstün konUİnunu ortaya çıkarmaktadır. Onun taşavvu:fi yönü, hayata bakış açısını ve düşünce - .

dünyasını yansıtmaktadır. İnsanlar ondan etkilenmiş, sözlerini korumuş ve nakletmişlerdir. Tasavvuf

alanında ileri düzeyde bir ağırlığının olduğu bilinmektedir. Şüphesiz tasavvufla ilgili temel

düşünceler ondan önce oluşmuştur. Onun sözleri ve faaliyetleri bu alanı teyit ve destekleme

mahiyetindedir. Kendi çağında onu tanıma imkanı bulanlar, onu övgüyle anarlarken tespitlerini

paylaşmaktadırlar. Övgüler arasında ifade edilenlerden onun üstün manevi makamlara sahip olduğu

anlaşılmaktadır.

Onun insan yetiştirmedeki gücü, insanlar üzerindeki etkisinden ortaya çıkmaktadır. En

belirgin etkisi tasavvufu telkin etmesinde görülmektedir. Bu alanda ileri seviyeye gelenler onunla

ilgili övgü yapadarken velilikte ileri konumunu dile getirmektedirler. Sözleri etkileyici olmuş, hakikat

ilminde hali seçkin ve Allah katında değeri olan bir kimse olduğu kabul edilmiştir.