io. zah1riisamveri.org/pdfdrg/d015796/1991/1991_karam.pdf · 2018. 1. 17. · zaman, bunun dogru...
TRANSCRIPT
HAKYOL EGlTtM Y ARDIMLA~MA.VE OOSTLUK V AKFI'nm
tertipledigi
VEFATININ io. YILINDA MEHMED zAH1ri KOTKU
VETASAVVUFSEMWOZYUMU 10-11 KASIM 1990 ·
TANIMI, KA YNAKLARI VE TESiRLERiYLE TASAVVUF
\~:,.., lW ~ SEHA Ne~riyat A.~.
Hamlayan CO§kun YILMAZ
Merkez : Feyzullah Ef.Sok. No: 6 Fatih/ISTANBt)L Tel: 524 16 00 ~ube : Hactbayram Cad. No: 12 Ulus/ANKARA Tel: 312 65 28
. . . . Seha Ne~riyat : 82 Tasavvufl ve Awruct Eserler Serisi: 10
I
Kapak Kapak BasktSt Dizgi . · Baskl Cilt
I··· ..
' : Ozk:ul EREN : · ~an Matbaast : Divan 511 72 75 : Gtindogdu Matbaas1 : Gtiven Mticellit
lSTANBUL- 1991
SOFiLERlN TENKlDLER:t VE
T ASA VVUFU tHY A F AAL1YETLER:t
D~. Dr. Mustafa KARA u.u. tUlhiyat Fakiiltesi
"Tasavvufu ihya faaliyetleri" ifadesi, ister istemez ak:la §U sorulan getirn;tektedir: Tasavvufi dti§tincede bir ~okti~ mti vardt? Tasavvufi hayatta yanll~lar ve galatlar var m1yd1? -SGfiler de tasavvufu tenkid etmi~ler midir? Bu tenkidler neyi temin etmi~tir? lhya ger~ekle~mi§ midir?
Tasavvufi dti~tince tarihine bir btitiin olarak. bak.lldl~1 zaman gortilen hususlardan biri de §Udur: Bu ilmin geli~mesi i~in birinci derecede hisseye sahib olanlar, aym zamanda bu dti§tinme ve ya§ama bi~imine tenk:id yonelten kimselerdir: Gonltin smu tammaz dtinyasmda-ya~anan nU.ktelerle, dinin esaslan arasmdak.i hassas dengeyi gozeten sufiler, bu konuda meslekda~lanm stirekli olarak. ikaz etmi~ler, dengeyi bozan-, . lann dikkatlerini ~ekmi~ler, konuyu "iyi bir mil'min olma"
· noktasmda yogunla~tmnak istemi~lerdir. zab.ir ulemasmm ve tasavvufi hayatm i~inde olmayanla
nn tenkidleri bir tarafa, sG~erin ilk asrrlardan beri yapageldik:leri tenkidlerin tek hedefi, dini smrrlan zorlayan tasavvufi yorumlan, devre d1~1 brrak.mak olmu§tur. <;tinkii her i§ ve meslekte old':lgu gibi, tasavvufi anlayt§lD da ortaya 9lkmastyla birlikte, "hak.iki" olan ve "sahte" olan gUndeme gelmi~tir.
67
I
llk ytizytllardan itibaren tasavvuf klasi.klerinde zahid olan, zahidlik 1aslayan, sfifi olan, sfifilik taslayan gibi ifadelerle kar§tla$1 imaktadtr.
l~ tenkidlerin, sistemlerin geli~mesinde oynadtklart roller tni, ncn bir husustur. Tasavvuf gibi, derin psikolojik ha~ yat !a ic;i9c olan bir sisteme d1~ardan yonellilen tenkidleri, "men lem yezuk lem ya'rif" metoduyla devre dt§l btrakmak miimki.inse de, sufi'lerin tenkidlerini siikilt ile ge~meye kimse kolay kolay cesaret edememi§tir. Bu a~tdan §U soylenebilir: Tasavvufun dogru bir ~izgi takib etmesinde, bu i~ tenkid mekanizmasmm payw ~ok btiytikttir.
Yaygm olan bir kanaat §udur: Tasavvuf son asrrlarda bozulmu§, ~1gmndan ~1km1§ ve adeta "din i~inde din" haline gelmi§tir. SOfilerin kaleme ald1!!;1 kitaplara bu gozle baklld1g1 zaman, bunun dogru olmad1~ ortaya ~lkmaktadrr. Her sfifi kcndi asnnt anlattrken, "bu i§in ger~ek sahiplerinin yok olup gittigini" soylemekte ve eski gtinlere olan ozlemini dile getirmektedir. ~imdi bu tesbit, degi§ik asrrlarda yazlltnl§, degi§ik sufilere ait eserlerden yapllacak iktib~slarla biraz daha a91la- · bilir:
Siifilerin tasavvufi hayata yonelttikleri tenkidlere 'bugtinden dune' dogru giderek temas edilecek, daha sonra da bir degerlendirme yapllacakttr.
Ku§adall lbrahim Halveti'nin (0.1262-1845) yanmaya ba§layan tekkesini terkedcrken soyledigi ctimleler me§hurdur:· "Elhamdtilillah, merasirnden kurtulduk:' Kti9tik Htiseyin Efendi'nin benzer tavnm ise Mehmed Zahid Kotku'dan ogreniyoruz. Mehmed Efendi, dervi§lerin dikkat etrnesi gereken konulara temas ederken §Oyle diyor: " ... 0 dervi§ ki bunlardan uzakttr, ona dervi§ adtru vermek hatadlr. Zaten b~ytiz senedenberi, hatta daha evvelleri dervi~lik kalmam1~, herkes ya~mz §eyhlik sevdasmda olduklarmdan, bugtinku §eyhler de maalesef kemal baktmmdan noksan ki~ilerdir. Bun-
68
lara §eyh deyip pe~lerine takdmak bile dogru degildir. Bizim gen9lik zamanlanmtzda Kti9tik Htiseyin Efendi (k.s.) narrunda 100 ya§tnl ge9mi§, ker§met ehlinden bir ~eyh Efendi vardl. Tekkesini tamire 9al1§anlara 'biz ylkilsm diye <fah§tyoruz, siz de yapmaga 9ali§tyorsunuz' d iye gtintintin dervi§lerinden herhalde btkmt§ olmalidlf ki, boyle §ikayette bulunmu§lardt ... " (1)
Molla Muhammed oglu Sabir tarafmdan yazilan ve(l370-J 951) yllmda Ttirkye olarak Bagdat'ta bastian Dervi~lik adh eserde §unlan ok:umaktaytz: Zamammtzda baza sahte §eyhler vardrr ki heptiz umfir-1 diniyyelerini ve muktaztyyat-I mezhebiyyelerini tamarmyla bilemedilderi ve hakkiyle idrak edemedikleri halde, sufilikden dem urub, mah1matfuru~luk i~un,
makamat-t rfihaniyeden, nefs ve ruhun ahvalinden bahse kalkl§lflar, haber ·vermege yeltenirler. Kendilerin i beyne'l enrun sahib-i fazl ve kem~U gostermek i~in, h em daii ve hem de m u dill olurla r ... " " ••• Baz• miite§eyyihlerin son zamanla rda ai~J!I~ olduklan ~irkin ~ekillere ve baza ihtiras pe§inde ko~n s iyasi dervi~lerin maatteesstif iltizam ettikleri tavr u hareketlere bakarak, hakiki dervi§ligin esas1 hakkmda yr., ' h§
muhakemelerdc bulunmamak i9un, §U mtihim noktayt ih'tara ltizum gordtim"(2)
Bu asnn i~ 9eyreginde kaleme alman Sefine-i Evliya'mn ilk sayfalarmda ise §U ifade ile kar§tla§tyoruz: "Nazar-1 teesstirle gortilmektedir ki, sonra erbab-• tarikattan k1sm-1 ekseri, r iih-1 hakikatten inhiraf eylediler. Evvelki vazife-i ictimaiyyelerini ifa edemez bir hale geldiler. Ne ahlak:m ytikselmesine, ne hakayt.k:-1 diniyyenin inti§arma ve ne de o mtihim vahdet-i islfuniyyenin vazife-i ictimaiyyesine hizmet edemez oldular. Elyevm bir ta k1m us ulle rin icray-1 s fifiyesinden ba~ka bir ~ey ka lma d1. T uruk-1 aliyyenin gaye-i asliyyeleri
(1) Tasavvufi Ahlak, V/294, l st. 1981 (2) a .g.e., 78, 106
69
dahilinde -birer funil-i ictimai haline konuldu~nu ve tekkele~ rin hakikaten birer mtiessese-i terbiyeviye haline getirildigini gonltim gormek ister. Tekkelerde erbilb-1 irfamn nedret peyda etmesi, oral~ eski ne~esini grub eylemesini intac ey-, lemesiyle, balk tekkelerden yiiz ~evircl.i. 0 tekkelerin meydan-1· a~kmda yeti§en u~§ak, bugtin kitab-1 ihtir~ma yazlidt. Ne 9are ki onlan zamanen istihlM edecek erbab-• irfan, kib-rit-i ahmer gibi nadirle~ti'~ (3) '
Benzer tesbitieri Abdtilhakim Arvasi, Kenan Rif~i gibi \ hem Os~anll'run son donemlerini, hem de Cumhuriyetin jlk 1
ytllanm idrak .etmi§ olan sOfilerin ifadeleriyle desteklemek \ hi9 de zor degiidir.
Marifetname sahibi lbrahim Hakkl Erzurum.i (6. 1194/1780) "tank-i irfanda ~a~e-i hidayetden Sahra-i dalMete dti§en"leri be§ maddede ozetlerken, dordtincti ~rubu §oyle tasvir etmi§tir: "Bunlar ol taifedir ki, nefislerine magrOr olub, kendilerin miintehi' ve k~mil bilub dimi§lerdir ki, biz oyle hMetlere vusUl bulmu§uzdur ki, ~e~siden bi~ bir zarar gel~ez ve bu hal~t ile gonltimtiz ·derya gibi olmu§tur ki, kazurat ile n~pak olmaz. Lllin bunlar bilmi§lerdir ki, derya gibi olmak, bir stikOnet bulmaktrr ki, hi9 bir heva ile mtiteharrik olrruya ve bir nesneden hatmna nesne gelmiye,'Halbukim eger bir kimse ahlann biriyle tekelltim iderken, esna~yt kel~mda, ana ta'zim itmeytib, azizirri dimeytib tahfif eylese veya am tahkir idtib lfZlila halel virir SOZ Soy lese,' i.illa §Uhfir ve Sinin ile ad~vet idtib, zarai:t ka~nda kallf. Ve eger bir kimse anm elinden bir ak9esin v:eya bir habbesin alsa, dtinya ba§ma tar ve cilian gozine mr olub kederinden akl1 tartimar olup ... " Eizurumi §Oyle devam ediyor: "ve amma be§inci vecihle hata eden ol tru.fedir ki, Hak teM~mn hilm ve srmna ittik~ idtib, kahr u mekrinden emin olub dirni§lerdir ki, Allah gafOr ve kerim9ir ve rauf ve .rahirndir ve ibadma peder ve m~derden ziyade vedud ve
(3) Huseyin Vassaf a.g.e. 24-25 1st. 1990
70
mli§fikdir. Elbette ol settar-1 uyil~, ayblanmiZl setr eyledigi gibi, ol gaffar-1 ztinilb, glinahlanmizt dahl afv ider ... "(4)
Mektilbat'm muhtelif sayfalanndan konumuzla ilgili kanaatlanm ifade eden Imam Rabbanl'nin (ol. 1034/1624) donemine yapt1g1 §ahitligi, Mtistakimzade'nin ifadesiyle aktarallm: " ... A:J,e'l-husils bu vakttta pirlik·ve miiridlikten resim ve ade~den ziyadesi ~almam•§br, Bu vaktin ekser piram kendilerden haberdar degillerdir. Ve imam kiifiirden farka kudretleri yokdur. Huda celle §anuhundan nice haberdar ve agah olur ve mtiride kangi tariki gosterirler. Yah §Ol mtiride ki, bu tavr tizre olan p!r~ itimact idtib, digerine mtiracaat eylemezler ve rah-1 Huda celle §anuhudan agah olmazlar."(5)
Bursa'mn Temenye s.emtinde Semerkandi tekkesini kuran Htisameddin Bursevi, (ol. 1041/1631) dti§tincelerini nazmen ifade ediyor:
Zeman-1 uzlet irdi, itimat eyyanu gitmi§dir, Halayik ctimle gafil, itikad eyyam1 gitmi§dir.
Bugtin dinin siyanet eyleyenler, hep ider uzlet, Vefa kimden umarsrn, istinact eyyam1 gitmi§dir
Halvettde, Celvettde kalmadt merdan-1 Hak, ~ir olanlar gitti, geldi yerine rubahlar.
Bursevinin bu ifadelerini Yactigar-1 ~e1_11si adh eserinde nakleden M. ~emsullah Efendi (ol. 1353/1934), §unlan ilave ediyor: "Demek bizden sonra gelenler, bizim devrimizi temize ~1karacaklar .. " _
Dti§tincelerini nazmen ifade eden bir·diger silfi de, lsmail Hakkl Bursevi (ol. 1137/1724) dir:
(4) lbrahim Hakkt, Erzurumi, ·451, 1st. 1330 (5) a.g.e. 11/73, lst 1277
71
Miiddei ~okdur cihan iyre, miir§id azdur. Miiddefden bulmad1 bir kimse derdine deva.
Ne ~eyh kaldi, ne sOfi, ne kad1, ne muftf, Zebiln-i fitne-i ahir zamane old1 hep.
Da.'vaya gelince, k imis i kutb-• cihandur, Zu 'nunca kimi hasab, aynu'l-ulemad ur.
Surette giyer fakr u fena tactm, 9ok kes, Maksud-1 veli', hile ile celb-i ginadur.
Bursa'da ya~ayan bir ba§ka sufi §air Niyazi-i Misr1 (0. 1105/1693) ise meslekda§larma §t>yle sesleniyor:
Gel el sfifi, ~Ikar sofu, lol insaf. Ko siiret dtizmeyi, kll i~ini sM.
.
Kuru dava mi sandu1, sen bu ihni, Bu yola bt>yle mi gittiler e§raf.
Degil vellahi mtir§itlik bu resme, Kemal ehline yakt§maz bu ~vsaf.
Mcsnev1 §atihi Rusfihuddin Ankaravt (6. 1042- 1623) Minhacti'l-fukara adh me§hur eserinin giri§inde, mensub oldugu mevlevtlik tartkatma mensub olanlar haklanda §unlart st>yftiyor: " .. 01 vaktaki ir§ad-t fukara ve ahbabla me'mur oldum. 've'l-me'mOr ma'zOr' mucebince hasbe'l-ktldlin. Gt>rdtim ki ekser heyeti.mizde ve ~eld u sOretimizde olan fukara, ol sultanu'l-evliya ve burhanu'l-esfiya ve tinvanti'l-etktya, a'nt Mevlana ve mevle'l-anfin hazretlerinin zahib oldugu tarika-i a liyyeye mu_halif gitmi§ ve tari'ka-i mevleviyye am zu'm it-
72
· mi~. her biri ol hazretin kelimat-l kudsiyesiyle me~reb ve meilieblerine hticcet ktlub, varta-i ibahete yetmi~, kimisi 'tebdil-i §eklli-ecl-i ekl' eylemi~ ve nimet-i stilfikden ve lez'zet-i sa'likd~Ii bi-behre kalml§ ve pazlSl dahi ilm ti marifetden "~ecer bila semer' gibi bali olub, ~eriat ve tarikatl b.il- . memi§ ve adab ve erkan nedir duymam•~ ve ba'zuar dahi, eger~i bu zikr oltinan s1fatlardan terakki idub, ilm u marifet tahsil ktlml~ ve adab-1 ~eriat ve tarikata min vech vaktf olmu~, l~in nefs ve ~eytanla tevhid-i ef'al yiiziinden ve evliyamn vahdet-amiz olan soztinden anlara ruhsat bulub, anlan cah-1 ibahet ve ilhada salm1~ ve ctimlenin meyanmda bir gtirfih-1 pur §tikfih dahi var ki, bu zikrolunan slfatlardan muarra ve takrir k1hnan halletden muberractrr. Akideleri pak ve derfinlan nur-u ilm ve marifetle tabnak, fakr u kanaatle mtitehallik ve ibadet ve riyazetle mtitehakktk olmu§lar ve enbiya ve evliyamn buyurdugu bila te'vil ala mukteze'n-nefs ihtiyar ktlm1~lar. Am rna bu sm1fm dahi baztsi, meratib i stilfikden, me~arib-i su'ltikden ve dekaik-i tarikat ve hakikatden ve hakik-i ilm u miuifetten bi-haber. kalmt~lar .. "(6) Yazar eserini bu aksakhklan gidermek i9in kaleme ald1g1m soyltiyor.(7)
Osmanhlar'da geli§en·tas.avvufi dti§tinceniri mimarlanndan biri olan E~refoglu Rfimi'nin·(ol. 874-1469) MuzekkinniifUs'unda ~u ikazlar var: "Meseta §imdi sfifisin, huka giyersin ve taylasan taklmrsm, anhirdan dahi siial olunur. Sonra kim bu hukay1 giyersin, kibirle mi giyersin .. " "Ben ·ehlullah oldum, benim dahi Hak katmda soztim ge9er, ehl-i tasarruf oldum, deyiib kiinini oldtireyim ve kimini §Oyle ideyim, boyle ideyim dim{yesin .. " (8)
Fars9a insan-1 Kamil adh eserin mtiellifi Azizuddin Nesefi ( ol. 700-1300) sOfile'rin hatalanm ve i9inde bulunduklan (6) Rusuhuc!dm An.karavi, Minhacti'I~fukara, 22,3 (7) a.g.e., 23, 3 (8) ~§refoglu Rfimi, Muzekki'n-ntiffis, 89, 349. 1st. 1327
73
durumlan sayrriak yerine, tavsiyelerde bulunmayt tercih etmi§tir. "Ey dervi§l llim, marifet ve ula§tigm her makamda, bulundugun her makamda, alai ve ilmiife gtivenmemelisin. Kendini muhakla,k bilmemeli ve ad koymamahsm. Yani ilim, mapfet ve bulun,dugun her makamda Peygamberi izlemeli, §enatten elini ~ekmemelisin. ~tinkti tiim bid'at ve daHUette bulunanlar, kendi ilim ve aklllanna gtivenenen, aiim ve f~ztllar olmu§lar 'biz do~uyuz, di~er.eri batddtr!' iddiasmda bulunmu§lardu. 'Biz muhalck.tlnz, ba§kalan hayaldedir' derler. Senin de kesin olarak bildigin gibi, herkez hak iizere olmaz. ~tinkti hak birden fazla degildir. Herkesin hak tizere olmadl~ru ve hakikat davasmda bulunduklanm ogt-endiysen, akal ve ilmine giivenip, kendine muhakkak adam verirsen, soylenilenlerden biri olursun. Ey dervi§: 'sen muhaklaksm, ba§kalan hayaldedirler' tesbiti kesin olarak bilki nefsin gururudur. Nefsin gururuna kapllma, zan ve hayalden kurtul: lyi bil ki biitiin saptkhklarm temeli, nefsin isteklerinin Allah'm razasma t~rcih edilmesidir. Bunu uygun gorme, bu nasihatimi kabul et, ihtiyatl elden buakma .. "(9)
lslam dtinyastrun yeti§tirdigi deha.lardap biri olan Gazzrul (ol. 505-111 1) lhya adh eserinde, kendi kendiru aldatan insan gururlarrm tahli.l ederken, sufiler cemaatindan da bahsetmek
. tedir. Gazzall'nin sufilere yonelttigi tenlcidleri §Oyle ozetlemek mtimktindtir:
1. Ad~b ve er~a, kllik ve klyafete, kelime ve tsttlahlara takthp kalmak, ·
2. Derin bir tefekki.ir halindeymi§ gibi tavar takmmak,
3. Marifet ve mi.i§ilhad e halini sadece kelime olarak bildi~i halde, kendisini vuslat ehli g6stermek,
4. Helru-har~nu aynile§tirerek "ib~he'' yo.luna girmek, 5. Kendi nefsinin kusurlaram gidermeden, sohbetler-
(9) AzizUddin Nesefi, lnsan-t Kamil, 196, 1990
74
de tt~te bu nefsin kusurudur, bunu bilmemek de ayra bir kusurdur .. diye edebiyat yapmak,
6. Seyr u stih1k doneminin bazt makamlanna tak:thp kaldJgt halde, bunun farlona varmamak,
7. Tevekkiil adt altmda, ashnda ba§ka §eylere ve §alnsl~ baglanmak,
8. Tevazu sahibi goriinerek yiikselmenin yollanm aram3k,
9. Zuhd i<;in ipegi terkederek ondan daha degerli elbiseler gi~mek,
10. Allah'a v~sll olduklanru zannederek cahil ahmaklar gibi davranmak.(lO)
Fars~a yazuan ilk tasavvuf klasiklerlnden biri olan Ke§fu'l-MahcOb'da durum naslldrr? Bir de Hucviri'ye (ol. 470/1077) kulak verelim:
"Soru sorulan Ali b. Osman Cullabi - Allah'm rahmeti tizerine olsun- der ki: Malum olsun ki bu tasavvuf ilmi, zamammazda yok olup gitmi§tir, bilhassa hev~ ve hevesle me§gul olan, nza yolundan yiiz 9eviren bu iilkelerde durum budur. <;agm alimlerine ve zamamn muddeilerine, bu yolun ashna muhalif olan bir §ekli zahir olmu§tur. ~u halde Hazreti Hak'km has dostlan miistesna, gUniimtizdeki halkm ellerinin ve srrlannm ula§amadtgl bir i§ i9in himmetlerinizi hazrr halde bulundurunuz. trade ehli olan herkesin muradJ bu i§te kesintiye ugraml§, marifet ehli olanlann hep sinin marifeti onun varhgmdan uzak kalffil§tlr. Sadece Hazret-i Hak'km has dostlan bir istisna te§kil ederler. Bu gtin insanlann aydJn klsm1 da, balk kesimi de, tasavvuf ilminin sadece ibaresi ve lafz• ile iktifa ediyorlar. Ruhlan ve kalpleri ile onun sadece zahirini ve hicabtru satm allyorlar. Boylece i~ tahkikten ~·ktl, taklit haline geldi. Tahkik, yiiztinii onlarm hallerinden gizledi. "Biz Hak'kl tamyoruz" diyerek avam buna razt oldu:
(10) GazzaJl, lhva, III/500. Kahire 1387
75
Havas, kalplerindeld temenni, nefslerindeki hevacis (ve arzu), goniiilerindeki ahiret yurduna meyl ile kanaat ederek sevindiler. Me§guliyetlerinden dolayt, "Bu, rti'yetin §evk.idir, mahabbetin tutu§mast ve yakmastdu" dediler. Miiddeiler (ve sahte sofular) kendi davalarr ve iddialara ile biitiin mamllardan aciz ve uzak kaldtlar. Miiridler ve irade sahipleri miicaheden el ~ektiler ve kendi illetli zanlarma mii~abede adam verdiler.
Allah azze ve celle bizi oyle bir zamanda yaratn ki, o zamanda ya§tyanlar heva ve hevese ~riat admr veriyorlar. Kibirlenmeye, b~kan olma hrrsma ve makam tutkusuna izzet ve ilim; halka ka~a miirailik yapmaya b~yet; kinlerini kalplerinde gizli tutmaya hilm; miicadeleye miinazara; muharebeye ve seflhlige azamet; miinafakhgB ziibd; temenniye irade; nefsani hezeyanlara.marifet; gonliib hareketlerine (ve arzularma), nefsin desiselerine mahabbet; ilhada fakr; inkfu:a safvet; zmdtkllga fena; Peygamber (s.a.v.)'in ~riatmr terk etmeye tarikat ve zamane ehlinin afetlcrine muamele isminl veriyorlar. Neticede, gatibiyet ve hiikimiyet ellerine ge~ne kadar gizli kalmak iizere, marta ehli olan zevat bir ko§eye ~kilip, perde arkasmda ya§amayt tercih etti. Nitekim ResOltillah ('s.a. v .)'in ehl-i beyti ile Mervanller arasmdaki ilk fetrette de bOyle bir durum meydana gelmi§ti. lnceliklerin ve ger9eklerin delili, hak ehli olanlarm sultaru EbO Bekir Vastti (r.a.)'in §U sozii ne kadar hO§tur: "Bir zamana milbtela olduk ki, orada ne lslamm actab1 vardtr, ne cahiliye ahlakl mevcuttur, ne de mtiriivvet sahiplerinin ahkamt!". Buna uygun olarak ~ibli de §Oyle der: ''Allah §U diinyayt binlcilerin hayvanlarma ahu olacak §ekilde hak.ir ktlmt§ttr. Onun i9in dtinyada emeli uzun olan her ki§i azap 9eker."(ll)
( 11) Ke§fu'l mahcub, Hakikat Bilgisi, Hzn. S\.ileyman Uludag, 80-81 . .
76
Tasavvuf tarihinin vazge<;ilmez sufilerinden brri olan ve btittin tankatlara yo~ veren, 1~lk tutan Ku~eyri'nin me§hur erRisale adh eserinde de durum ayr,dir; Yine sahte sufi\er, yine i~in hakikatm1 kavrayamayan r.1ntasavvtflar, yine tasavvufi hayah su-i istimal eden dervi~ler. 465/1072 de vefat eden Ku~eyri'nin ctimleleriyle konumuza devam edelim:
"Dostlar -Allah'm rahmeti iizerinize olsun- iyi biliniz ki: Bu Hiifeye mensup olan hakiki sufilerin ~ogu yok olup gitmi~lerdir. ~u i<;inde bulundugumuz zamanda, bu zi.imrenin kendisi degil, sadece eserleri (izleri veya kitaplan) kalmt~trr._
~u ~iir bu hali <;ok gtizel anlatrr: "<;adtrlart onlann <;adrrlarma benziyor, halbuki gortiyo
rum ki <;adrrlarm i~inde duran kabilenin kadmlan, sevgilimin kabilesine ait <;adrrlann kadmlanndan ba~ka!"
~imdi sufiler '§ekil ve ktyafet baklmmdan eski sufilere benziyor ama, ruh ve muhteva baklmmdan ba~kala~mt~lar-drr. '
Tasavvuf yolunda bir duriu.dama ve gev~eme ba§ gostermi§tir. Daha dogrusu bu yol, hakiki manastyla yok olup gitmi~tir. Kendileriyle hid~yete ula~dan ~eyhler vefat edip gitmi~, ~eyhlerin gidi~atlna ve ~detlerine t~bi olan gen~ler azalma~, vera' sergisi di.irtilmti~, tamah kuvvetlenmi~, ihtirasm kokleri ve baglara gii~lenmi~tir. ~eriata htirmet hissi kalplerden zail olmu§tur. Dine kar~t kayttsiZhgt, menfaat temin etmenin en gi.ivenilir vasttaSI olarak kabul eden zamanm sof1.1lan; haram ile helal arasmda fark gormez olmu§lar, dine ve din btiytiklerine k~§l sayg1Slz olmayt, din haline getirmi§lerdir. lbadet etmeyi hafife almt§lar, namaz kllmay1 ve oru<; tutmay1 basit bir ~ey sayrnt§lar, gaflet meydanmda at ko§turmu§lar, nefsani arzulara kendilerini teslim etmi§ler, i§lenmesi mahzurlu olan §eyleri hi9 aldrrmadan i§lemi§ler; halktan, kadmlardan ve z~lim devlet adaQtlarmdan temin ettikleri. ~eylerden hi~ ~ekinmeden faydalanma~lardar.
77
· Sonra bu nevi koW ~yler yapmaya da kanaat etmiyerek bir de· en yiiksek manevl hallere ve hakikatlara i~ret etmi~ler, bu gibi ~ylerden bahsederek kulluk boyundurugundan kurtulup htirriyete kavu§tuklanm, Allah'a vuslat Mli ve hakikatt ile muttas1f olduklanm, daima Hak ile kaim bulunduklanru, tizerlerinde kendi iractelerinin de~il de Allah'm htikmiintin can
· oldugunu, nefsaniyetlerinin yok olur; fena mertebesine ula§tlklanm, i§ledikleri haramlardan veya ~§lemedikleri farzlardan dolay1 azarlantp yerilemiyeceklerini, ahadiyyetin sulanm ke§fen bildiklerini, cismant varhklarmm ~arptlma ve kapllma suredyle kendilerinden tamamen almdtgim, be§eri varhklara ait hiikiimlerin kendilerinden ~Jot oldu~nu, gfiya nefislerinden fani olduk:tan sonra samediye~ nurlan ile blli kaldlklanru, konu§tuklan zaman kendilerinden kendi namlanna ba§kasu1m, (Hak'km) k~nu§tugunu, tasarruflannda kendilerinin di§mda bulunan bir Veli (mtitevelli-i Hak) nin bulundugunu, (hal ve hareketlerinin Hak taratindan idare edildigini) iddia etmi§lerdir.
Bazllaruu yukarda belirttigim hususlar, i~inde ya~adlgilmz· ~u zarnanda bir dert halini alrn1~ ve bu durum uza}'lp gitmi§tir. Ben tenkit ve red dilini bu kadar uzatmak istemezdim. <;tinkti ~u tasavvuf yolunun ehli olan sfif"llerden kotti bir tarzda bahsedilmesini ye tasavvufun aleyhinde bullln,anlarm bu sozleri sfifileri aytplamanm cruz olduguna delil saymalanndan endi§e ederdim. Zira bu memleketlerde tasavvuf yoluna muhalif oian· ve tarikata reddedenlerin giri~tikleri ~etin miicadele, bir dert ve bela haline gelmi~tir. Tasavvufta gortilen bahis konusu rehavet ve kayttsizhk sebeplerinin ortadan kalkmaslill limit edeiek; "Allah teala, tasavvuf yolunun adabma riayeti hi~ sayan, ~ok gtizel dim ve tasavvufi adetlerden sapan kimselere, belki lutuf ve ihsanda bulunur ~a. onlan ir~ad eder," derdim. Bir yandan zaman, i§lerimi gti~le§tirirken, diger taraftan zamarunuzda ya§ayan kimseler, tercih ettikleri hareket tarzma
78
aldanarak al1~kanhklanna devam etmektedirler. Bu sebeple gontil sahiplerinin (ehl-i dil) tasavvuf yolunun temellerinin, sahte sofulann iddia ettikleri gibi, bu ~ekilde atlld1g1 ve sufilerin selefi olan zevatm da bu tarzda hareket ettikleri kanaat:J.na varmalarmdan end~elendim, bu fikre sahip olurlar diye onlara actdlm.
Sufi dostlanm, Allah sizleri ltitfuna nail eylesin. Bu Risale'yi i~te bu sebeple sizler ic;in yazmt~ tulunmaktayrm. Bazt tasavvuf ~eyhlerinin Mab, ahlak, muamele ve kalplerinde besledikleri inan9 gibi hususlat:J., bu Risale'de bahis konusu ettim. Sfifilerin i~aret ettikleri -vecd hallerini; seyr ve stiluk esnasmda ba~tan sona kadar ytikseli~ keyfiyetini de bu eserde anlatt:J.m. Gaye, bu tarlkata girmek isteyenlere kuvvet vermek, ilk sfifilerin durumlaram izah etmek suretiyle tasavvuf yolunu tashih ettigim hususunda lehimde ~ehadette bulo.nm~uuz1 temin etmek, sahtekar sofularm halleriyle ilgili ~ikayetlerimi yazarak teselli bulmak ve kerem sahibi olan Allah'm ltitfuna ve ihsamna nail olmaktu."
Sfifilerin yanh~ fikir, tutum ve davram~larma geni~_c;e temas eden ilk mtiellif sufi, Ebfi'n Nasr es ... Serdic'drr. (ol. 378-988) Tasavvuf ehlin!n yanlt~larma ·"galatat-t sufiye" ba~hgt ile temas eden Serrac, gerc;ek mutasavvtf ile sahtesini birbirinden ayrrdedebilmek i9in, usullerini incelemek gerektigi kanaat:J.ndadn. Sfifilerin'tutum ve davram~lanndan, fazilet ve tisttinltiklerinden bahsettikten sonra, kendi devrindeki meslekda~lan i9in "tasavvufi ilimlere bahklama daldaklanm" soylemektedir~ Online gelen herkes, tasavvufi inceliklerden ba~etmekte, konu ile ilgili kitab ve risale kaleme almakda, sorulara cevap vermektedir: Halbuki daha onceki ytllarda bu hayat:J.n i9inde olanlar, tasavvufi terbiyeyi tamlYUladlktan, insan-1 kamil olduktan sonra bu gibi i§lere tevessiil etmekteydiler.(l2)
(12) a.g.e., 18-20. Mtslf 1380
79
"Es-Serrac'm r;agda~t olan Kel~baz1 ise (OL 380-990) etTaarruf adh eserinde, benzer durumJardan bahsetmektedir:
Daha soma (bu yola) ragbet azalml§, istek zaylflamt§, ne-, tice olarak da (tasavvuf yolu) "soru-ce~ap", "kitab-risale"
§ekline donti§rnti§ttir. (Ya~amr olmaktan ~•krn•§, 50ylenir ve yazthr duruma gelmi§tir.) Onun i9in kitaplardaki manalar, bunlann ehli olanlann idrakine yakmdlf, sufilerin kalbleri bu manruan anlamaya elveri§lidir.
V aziyet anl~tlldt!tt §ekilde devam etti. Nihayet m ana gitti, isim kaldt. Hakikat kayboldu, §ekil zuhur etti. Sonu9 olarak hakikati aramak bir siis, onu tasdik etmek bir zinet haline geldi, (tahkik ve tasdik §ekilde kaldt). Tasavvuftari anlamayanlar sufilik iddia etti, sufilik vasfmt haiz olmayanlar, tasavvufla stislenmeye ozendi. Tasavvufu kabul ettiklerini dilleri ile ikrar edenler, davran•~lar•yla bu yolu inkar etti. Tasavvufu halka a~1klama durumunda bulunanlar, bu yolun ger~ek ma hiyetini gizli tuttu, tasavvuftan olmayan §eyleri tasavvufa soktu. Bu yoldan olmayan §eyleri bu yola nis-' bet etti. BOylece bu yolda hale olant batll olarak gosterdi, geryekten tasavvufu bilenlere cahil adm• takt1.
Tasavvufun hakikatmt bilenler, bir kO§eye 9ekilerek, bildikleri §eylerin e~il olmayanlara g~mesi k~nusunda cimrilik yapu. Bu yolu tarutma yetkisine sahip olanlar, klskandlklan i~in tasavvufi bilgileri yabancllara anlatmaktan ka9mdt, siikut etti.
Anlaulan durumun neticesi olarak, gontiller tasavvuftan nefret etti. Vicdanlar sufilerden ho§lanmaz oldu. Bu durumun sonucu olarak ne ilim, ne aiim kaldt. Bu yolu anlatanlar da, bu yola gore hareket edenler de ortadan kayboldu. Cahiller atim, ali mler zelil hale geldi." ( 13)
Dordtincti ytizyllm ilk yartsmda ya~ayan Ebu'l-Hasan
(13) et-T aarruf,Dogll§ Devrinde Tasavvuf Hzn. SUieyman Uludag, S. 48-49
80
==----__.._ ~ --
J! Bfi§enci'nin ifadesi olduk~·a ~arp1t1c1drr: "Once~eri tasavvulj fun adt yoktu, ama bakikab vardt. ~im_ dilerde ise adt var,
'", J bakikab yok". (14)
Muasm Vasiti, doneminiri siifilerini ~oyle tasvir ediyor: I Edebsizligi ihlas; nefislerinin oburluklanm, nimetlerden
I faydalanma, al~akhklanceladet haline getirdiler ve yollanm
. ~a§rrdtlar"
'I Ku~eyd'nin lbn Hafiften naklettigi §u ctimleye baktmz: "Oyle bir zamana yeti~tim ki, o donemlerde siifiler ~eytanla alay ederlerdi. ~imdi ise ~ytan sufilerle alay ediyor."
Tedenni mi, Terakki mi?
Siifilerin bu ifadelerini o.kuduktan soma akla ~oyle bir soru gelmektedir: Tasav.vufi dti~tince, stirekli bir tedenniyi mi ya~am1§trr? Terakki ile hi9 tam§mamt§ m1dlr? Tant~mi~sa, bu ifadeleri nas1l a11Iamak gerekecektir? Konu ile ilgili kanaatlanrmz ~oyle:
1. Tasav.vufi dii~iirice, miistakil olarak ele ahrup degerlendirildigi zaman, sekiziiJ.ci yiizytla kadar olan dilimde bir te.kfuniil gormek miimkiindiir. B u asrrda tasavvuf, belli bir seviye kazanm1~, temel IStllahlara geni§ boyutlar getirilmi§-.. tir .
2. Bu donemi tenkid eden sfifilerin kanaatlar1 ~t>yle yorumlanabilir:
a) Bu tenkidler bir tevazuun iiriiniidiir. Miiellif sfif'min 'bizim asnm1zda tasavvufi hayatm seviyesi ~ok miikemmeldir' gibi bir tes.biti, bir anlamda, kendini de bu miikemmellerden biri olarak gorme tehlikesini giindeme getirebilir.
b) Bu tenkidler dervi~leri uyamk tutmak i~indir.. Hataya dii~melerini engellemek i~indi:r.
c) lnsanlann siiFekli olarak bugiinii kottileyip diinii temi-
(14) Siilemi, Tabakatu's-silfiyye, 459. Mts u 1372
81
.•
ze ~lkarmalan, ge~mi~ idealize etme duygusu'nun bir uzantlsldu.
3. Bu tenkidlerin bir sebebi de, Sahabi devrini 'ideal devir' olarak ele almaktrr.
4. Sekizinc~ ytizylldan sonraki tasavvufi hayatta f"tkri yenilik yoksa da, bu dti§tincenin, degi§i.k yollarla hayatm btittin alanlarma girmesi, lsiam toplumlannm zihniyetlerine halcim olmas1, bu doneme rastlar. Tasavvuf damgas•, hayatm iktisadi, siyasi, askeri ve bedii biitiin sabalarmm ayrllmaz par~as• olmu~tur. Bu duruma menfi bir gelisme olarak bakanlar varsa da bizce d~gru degildir.
Devletin Kontrolii
Tasavvufi mtiesseseler, diger dini ve ilmi miiesseseler gibi, devlete d~grudan muhatap olmanu§lardtr. DolayiSiyla devletin kontrolti de smrrh kaltm§trr. Yalruz tekke mensublanrun, zaman zaman i~inde yasadlklan devletin politikasma ters dtisen tavrrlar ortaya koymalar1, den~tim ve gozetirni gerekli kllml§tJI.
Devlet, tekkeler tizerindeki denetirn i§ini, genellikle yine bir tekke kanahyla yiirtitmil§tiir. Eyyfibller devrinde kurulan Turuk-1 SQfiye mesihatl, bu uygulamarun en eski orneklerinden biridir. Sultan Berkuk devrinde de M1su'da buna benzer bir uygulama vardrr. Bu asnn ilk Ylllannda M1srr'da kurulan elMeclisu's-sufiyyii'l-a'la ise, gorevini bugiin de siirdiirmektedir.
Osmanhlar da, diger devletler gibi, kendi politikalarma ters bir hareket sezmedikleri mtiddet~e. tekke mensublanna iyi muamele etmi§ler, onlara bir nevi Ozerklik tanrm1§lardrr. Tanzimat'tan sonra ise durum de~smistir. Ozellikle Yeni9eriligi kaldmrken Bekta§lligin tepkisiyle karsllasa.n devlet, degisik: tedbirleri dii§iinmeye ba,slanusur. Bu dti§iinmenin ilk
82
1• ciddl semeresi de, 1283-1866 ythnda kurulan Meclis-i m*
yah'drr. (Bk. Ek I , II, III.) Meclis-i me~aythm gtsrevi, tekke hayatma ~kidtizen ver
mek, tasavvufi hayatm seviyesini yiikseltmek, tasavvufi dii~iinceyi eski parlak giinlerine kavu~tunnakta.
Bu miiessesenin ~eyhulislamhga bagb olmast, en dikkat ~ekici tszelligidir. Meclis, en miitekamil ~ekline, 9 Sevval 1336 tarihli Takvim-i vekayi'de ne~redilen Meclis-i me~ayth nizamnamesi ile kavu§mu~tur. Nizamname, daha sonra bir ~ok talimatname ile takviye edilmi~tir. (Bk. Ek, IV.)
Tasavvufi hayatm tslahl i~in, son dtsnem Osmanh sUfilerin buldugu bir yol da, Medresetii'l-mepyah'drr. Sufilerce kurulmas1 istenen bu medresede, §eyh ~ocuklan okutulacak, babasmdan sonra postni~in olma durumunda olan §eyhzadeler, tasavvufi hayat ve dii~iince a~ISmdan yeti~ti.rilecek, btsylece be~ik ~yhligi'nin mahzurlan ortadan kalkacaktl.(15)
(15) Bu muesseseler hakkmda geni§ bilgi i~in bk. Mustafa Kara, Tekkeler ve Zaviye ler 112-115, l st . 1980.
83
84
= =
Ek I Meclis-i . Me~~YJ.ht kurina ~alt§malan.
a A
-..... . I, . ', I \
t 0' 0 ••
r~_· il ·".}?
Ekll Meclis-i Me~ay1h1 k.unna ~ah~malan BA.
.Ek.ID Meclis-i Me§ayJ.lu kunna ~alt§malan BA.
86
Ek- IV.
MECLIS~t ME~AYlli (MM) NlZAMNAMES!
B!RlNC! FASIL
M.tyi reis ve azasmm intihab ve tayinlerine dair: Md: 1- MM reis ve azahgtna makam-1 Me§1hatm intihab
ve arz1yla, beyne'l-me§ayxh, ilim ve fazilet ve irfan ve basiret ile maruf ve h1sal-1 ham1de ile mevsuf zevat, be-irade-i seniyye nasb ve tayin olunur.
Md: 2- Bilctimle tekaya ve zevaya MM'a merbuttur. MM bunlardan Dartilhilafet+aliyye'de bulunanlarm muamelatmx dogrudan dogruya ve ta§rada bulunanlarm muamelatmx mahalll Enctimen-i Me§aylh (EM)larm marifetiyle ifa eder.
Md: 3- Makam-1 Me§lhat9a tensib edilEX;ek vilayet ve liva ve kaza merkezlerinde, mtiftilerin riyaseti altmda, iki azadan mtirekkeb bir EM bulunur. Bu encumenin azasx, mtiftinin riyaseti altrnda icthna eder. Ulema ve Me§ayih-t mahalliye tarafmdan mahalle me§a)'lhi ile, turuk-1 aliyyeye mensub, hi.isn-i hal ve kemal erbabx meyanmdan intihab olunur.
Md: 4- EM i§bu nizamnfune ile MM'nin talimat ve mukarrerah dariesinde hareket ederler.
tK!NCt FASIL MM ile Enctimenlerin vazife ve salahiyetlerine dair: Md: 5- Telctiyamn ehemmiyet-i mevlaiyyesi ve ayendega-
87
m ve ravendegam ve hidemat-1 umumiyyesi itibariyle sunuf ve deredita taksimi ve me§ay1ha ait sicil-li ahvalin tanzimi ve tekaya ve zevayaya mliteallik vala.flarm kayd ve hlfz~ ve bunlann tedkik ve tatbiki MM'in ciimle-i vezaifindendir.
Md: 6- MM azasmdan olmak lizere li<; zattan mlirekkeb bir end.imen-i ilm! vardrr. Bu enclimenin w..as1 MM tarafmdan bir sene mijddetle intihab olunur. Hitam mliddetinde tekrar inti., hablar1 caizdir.
Md: 7- Enclimen-i ilmfnin vezaifi, mesalik-i celile-i ~ufiyyenin terbiye-i d!niyye ve fQ.yuzat-1 maneviyyesinden limmet-i lslamiyyenin mlistefid olmas1m temin edecek surette, tekayacta elyevm cari usiH ve actap ve ayin ve seyr u slilUkun esasat-1 kadfmesini ihya ve mlitefekkirrn nazarmda mesi:llik ve maarif-i silfiyyeyi i'la edecek ve tekayada mabadedtatbik olacak mesail-i ilmiyye ile i§tigal etmektir.
Md: 8- Enci.imenin asar-I ilmiyye ve idariyyesi, heyet-i . umumiyyenin kabuliine ve Makam-i Me§lhatm tasdikine iktiran eyledikten sonra, Ceride-i llmiyye ile ne§r olunur.
. Md: 9- Tevliyyet mi.istesna olmak uzerc, tekaya ve zevayaya ait bilumum cihat-i ilmiyye ve bedeniyyenin tevcih ve refi ve taliblerin icra-yr imtiham ve evra.k-1 imtihaniyyelerinin tetkikt hak.kmda 2 Ramazan 1331 ve 23 T -mmuz 1329 tarihli Tevcih-i Cihat Nizamnamesi ile Sfira-Yl Evkafa ve Evkaf ,, id~.r~lerine mevdu' vezaif, lstanbul'da MM ve ta§rada EM tarafmdan nizamname-i mezkfir ahkarnma tevfikan ifa olunur.
Md: 10- EvJ;"ak-I imtihaniyye, bu bapta tanzin1 edilecek mazbata mu.sveddauyla birlikte, mahalleri EM Riyasetlerince h1fz olunur. Lede'l-hacet bu evrak MM tarafmdan celb ve tetkik ohmabilir.
Md: 11- EM tarafmdan tanzim edilecek mezab1t-1 tevcihiyye, tetkik ve tasdik edilmek uzer~ MM'a gonderilir. l§bu evrak MM'ta bittetkik kavanin ve nizamata ve kuyud-1 mevcude ve §urOt-I vlila.fe ve usfil-1 muk.arrareye mutablk gorii --
88
lenler tasdik olunur. Muhalif veya nalas gori.ilenlei, tashih ve ikmal edilmek Uzere iade edilir.
Md: 12- MM'nin tasdikine iktiran eden cihetlerin mazbatalart, makam-1 Me§1hatm i§areti tizerine Evkaf Nezaretine gC>nderilir. Evkaf Nezaretinden kayttlart tesviye ve laztm ge
) en varaklar ve vesikalar; bittastir ashabma verilmek tizere, mahall1 evkaf idarelerine irsal edilir. Ve nezarat namma i'tas1 lazun gelen vesaikin verilmesi i9in, mahalll evkaf idarelerine emrolunur.
Md: 13- Bila <>zr-i §er'l'hidmetini muntazaman ifa etmemeyi i'tiyat edenlerin uhdelerindeki cihat~ MM'nin karar1yla ref olunur. Bu hususta MM'ce bir talimatname ne§f oluna.cak- .
\
Md: 14- Cinayet veya muhil-li rtamus ile mahkum olup, aleyhlerine verilen htiktim kesb-i katiyyet edenlerin uhdelerindeki cihat, MM tarafmdan ref olunarak, nizamine tevftken ah~re tevcih edilir. Bu vecihlerle mahkum olup ta aleyhlerinde sadtr olan htiktimler kesb-i katiyyet etmemi§ bii:lu":l;I:Dlarla, ceraim-i saireden dolayt mahkumun aleyh olanlan~ mtidd~t-i tnevkufiyyet ve mahbusiyyetlerinde, yerlerine vekll-..istihdam olunur. Bu halde, c~hete ait vazifenin msf1 aslla verjJsf-1 digeri de vekile i'ta edilrhek tizere Evkaf Nezaretine keYflyet bildirilir.
Md: 15- OndC>rdtincti maddede muharrer esbabdan ma'da; erbab-1 cihata §er'an mucib-i azl ahvalden birin~ isnadmda, keyfiyyet EM'lerce ariz ve amlk tahkik edilerek, sahib-idhetin ve sair icap edenlerin ifadeleri ahndlktan sonra. mucib-i azl gC>rtilen fiilin tahkiki halinde ve heyet-i mezkure tarafmdan sahib-i cihet muvakkaten men' olunarak olbabtaiP evrak-1 tahklkiyye ilk posta ile MM'e rrsal, olunur. Mese~e MM'da badettetklk isna.dat-1 vak1an1i1 sthhati ve fiilin mucib-i azl ol-
, ' dugu tasdik edildigi halde, uhdesindeki cihet ref ve yerine ale-lustil digeri tayin olunur. .
89
0<-:0NCOFASU.. Mti: 16- Tekaya iki klsundrr. Biri te.kaya-}'1 tesmiyye di
g~ri tekaya-yt hususiyyedir. Te.kaya-yt resmiyye, miles~esat-t mevkufeden ber vech-_i hasbi yahut muvazzafan mansub me~ayth taraflanndan idare olunan tekyelerdir. Tekaya-y1 hususiyye, turuk-1 aliyyeden miistahlef zevatm tasarruflarmda bulunan ve ayin-i tarikin icras1 i~in kendilerince tekye ittihaz edilen emllindir.
Md: 17- Tekaya-y1 resmiyye, her vechile MM'e tabidir. Teka¥a-}'l hususiyye mutasarnflm dahi icra-y1 ayin ve telkinat-1 me'stire gibi usiil ve Mab-1 tanka ait olan bilcilmle hususta MM'nin talimat ve mukarreratma riayete mecburdur.
Md: 18-l~bu nizamname yevm-i ne~rinin ferdasmdan itibaren m~r'iyyUl'icradtr.
Md: 19- l~bu nizamnamenin icrasma ~eyhulislam ve Evkaf Nazm me'murdur. l§bu lay1ha-y1 nizamnam~nin mevk~ mer'iyyete vaz'uu ve nizamat-J Devlete ilavesini irade eyledim.
~eyhulislam Ve Evkaf-1 Htimayun Nazrr Vekili: Musa K!zim , Sadr-1 Azarn Ve Dabiliyye Nazm Ve Maliye Nazrr Vekili:Muhammed·Tal'at · Adliye Nazm Ve ~firay-t Devlet Reisi: Halil Hariciyye Nazm: Ahmed Nesimi · Bahriyye Nazm: Ahmed Cemal Harbiyye NaZlfl: Enver Posta Telgraf ve Telefon.Nazm: Htiseyin Ha~im Ticaret Ve Ziraat Nazm: Mustafa ~eref Nafia Nazm ve Maarif NaZlfl Vekili: Ali Miinif
(Takvim-i Vekayz ile ne§r tarihi: 9 Sewal 1336 ve 18 Temmuz 1334 Numarasz3296)
90