huti bulten kasim 2011

32
BÜLTEN hüti KASIM 2011

Upload: huti-bulten

Post on 30-Mar-2016

242 views

Category:

Documents


6 download

DESCRIPTION

Hacettepe Üniversitesi Tiyatro Topluluğu Bülten Kasım 2011

TRANSCRIPT

Page 1: HUTI Bulten Kasim 2011

BÜLTENhütiKASIM 2011

Page 2: HUTI Bulten Kasim 2011

...bu sayıda...

HütiBÜLTEN hakkındaki her türlü öneri ve görüşleriniz için:[email protected]

başlarken 3yeni dönem, yeni serüven 4-6

HÜTİ’de eğitim 7-9şehir dolusu tiyatro 10-13

bir oyunun anatomisi-2 14-21Ulus’taki define adası 22-25

kara bir masal: Yastık Adam 26-27bulmaca 28-29

Ankara’da sanat 30-31

Page 3: HUTI Bulten Kasim 2011

Hüti BÜLTEN

yayına hazırlayanlar:mahir ulaş yeşil

betül ceren taştokacansu aksoy

mehmet çakanselcen gerçek

grafik tasarım:mahir ulaş yeşil

iletişim:[email protected]

eski sayılar & e-bülten:http://issuu.com/hutibulten

[email protected]

www.facebook.com/huti.baykus

Merhaba, yeni sayımızla tekrar karşınızdayız. Hem toplu-luk hem de bülten ekibi adına dolu dolu bir ay geçirdiğimizi

söyleyebiliriz. Önce açılış toplantımızın telaşı vardı. Oldukça iyi bir katılımla toplantımızı yaptık; yeni arkadaşlarımız

katıldı aramıza, onlarla tanıştık. Ardından hemen eğitim çalışmalarına başladık, son hızla da ilerliyoruz. Bülten ekibi

olarak da tüm bu yoğunluğun yanında, hem ilk sayımızı dağıtmanın mutluluğunu yaşadık, hem de vakit kaybetmeden

bu elinizdeki sayının hazırlıklarına giriştik. Bu süreçte altını çizmemiz gereken bir nokta eski-yeni demeden tüm HÜ-

Tİ’lilerin desteklerini ve yardımlarını bizlerden esirgememesi oldu. Gelen yorumlar, öneriler, eleştiriler bize bu yolda yalnız

olmadığımızı hissettirdi. Yüklendiğimiz bu pozitif enerji ve aldığımız eleştirilerle acemiliklerimizi bir an önce üzerimiz-den atmaya, her sayıda bir öncekinden daha dolu, renkli ve

kaliteli bir dergi sunmaya çalışacağız.

Bu sayımıza yine HÜTİ gündeminde öne çıkan konularla başlıyoruz. Bu sene gelen arkadaşlarımızın kafalarındaki

HÜTİ’ye ve eğitim dönemine dair soru işaretlerini gidermek amacıyla önce HÜTİ’de sonbaharın nasıl geçtiğini anlattık,

ardından Eğitim dönemindeki hedefl er ve beklentilere değin-dik. Bu sene 16.sı düzenlenecek olan TAKSAV Uluslararası

Ankara Tiyatro Festivali, tüm şehri bir sahneye çevirecek. Biz de bu coşkuyu sayfalarımıza taşımaya çalışırken festival prog-ramını yayınlamayı da ihmal etmedik. Geçen sene çıkardığı-

mız Hastane oyunun “mutfağıyla” ilgili röportaja, bu sayıda teknik birimlerin sorumlularını da katarak devam ettik. Ele

aldığımız konular ve bilgiler bir yana, biz röportajı yaparken geçen seneki heyecanı ve mutluluğu tekrar yaşadık, bunu size de aktardığımızı umuyoruz. Sayfalarımızda ilerledikçe, Anka-

ra DT’nin kapalı gişe oyunu Yastık Adam’ı tanıtan yazımızın ardından bu sayıda başladığımız bir yenilikle karşılaşacak-

sınız: bulmaca. Bulmacaları hazırlarken gerek dergimizin okurlarını tiyatro ve sanat üzerinde düşündürmeyi; gerekse

yeni üyelerimize Eğitim çalışmalarında gördüğümüz konuları hatırlatmayı, henüz görmediklerimiz hakkında bir merak uyandırmayı amaçladık. Elbette, çözerken eğleneceğinizi

de umuyoruz. Son olarak, bültenimizin son sayfalarını yine Ankara’da, Kasım ayı sonuna kadar gerçekleşecek tiyatro ve

sanat etkinliklerine ayırdık. Keyifl i okumalar...

...afiyet olsun!

başlarkenmahir ulaş yeşil

hüti1982

Page 4: HUTI Bulten Kasim 2011

4 KASIM 2011 hüti BÜLTEN

??

kim ayı, toprağın fi-liz verdiği zamandır

tiyatro için. Birçok özel ve amatör tiyatro ile devlet ti-yatroları bu ayda kapılarını izleyicilere açar. Biz de bu ay, sonuna kadar açtık kapı-larımızı ve aramıza katılacak yeni arkadaşlarımızı bekle-dik. Aslında kapıyı açıncaya kadar da hazırlıklar, heyecan fırtınası hayli yordu bizi, ama tatlı bir yorgunluktu bu. Siz-ler için açılış videosu hazır-ladık ve beklemeye başladık. 15 Ekim sabahı, bisikletine kavuşacak çocuk heyecanıyla kalktık ve farklı renklerimizi üzerimize giyip koşturduk

baykuşun yuvasına. Ön ha-zırlıklar yapıldı, sunum tekrar gözden geçirildi, ses sistemi denendi. Bütün bu çabaların sonucunda toplantı güzel bir şekilde bittiğinde, herkesin yüzü gülüyordu.

Ardından, vakit kaybet-meden eğitim çalışmalarına geçildi. Şimdiye kadar aldığı-mız üyelerimizle 2011-2012 dönemi eğitim çalışmalarımı-za son sürat devam ediyoruz. İlk çalışmalarımız, birbirimizi tanımaya ve grup bilinci oluş-turmaya yönelikti. Ardından yavaş yavaş sahne ve doğaç-lamaya ilişkin çalışmalara ko-yulduk. Yeni arkadaşlarımızla

yeni dönem, yeni serüven

mehmet çakan

E

Page 5: HUTI Bulten Kasim 2011

hüti BÜLTEN KASIM 2011 5

??

??

??

?

?konuşurken sık sık şu soruyla karşı karşıya geldik: “Peki başka neler var?”

Yeni üyeler için cevabı merakla beklenen sorulardan biri olagelmiştir bu hep. HÜTİ eğitim çalışmaları sürpriz yumurta gibidir. Gelin şimdi çalışmaların teorisi ve uygula-ması birbirine paralel bir şekilde yürütülen konularla ilerleyeceği bilgisini sızdırmakla yetinelim ve sürpriz yumurtaları açmadan, aramıza yeni katılan arkadaşlarımızın akılla-rındaki soruları cevaplayarak kulübümüzde geçirecekleri bu ilk dönemleriyle ilgili bilgi-ler verelim.

“Biz kimiz, neler yaparız?” Topluluğumuz bölümleri, dünyaya bakış-

ları, memleketleri, yaşları birbirinden fark-lı bireylerden oluşmaktadır. Ancak ortak paydamız olan tiyatro sevgisi tüm bu fark-lılıklarımıza rağmen kaynaşmamızı, ortak bir HÜTİ kültürü oluşturmamızı ve farklı-lıklarımızı kendi rengimiz olarak bu kültür içinde ifade etmemizi sağlamaktadır. Öyle diyebiliriz ki en iyi dostlukları, arkadaşlık-ları, bölümlerimizden çok vakit geçirdiği-miz, aynı amaç uğruna emek verdiğimiz HÜTİ’de kurarız. Bunda topluluğumuzun tam bir öğrenci kulübü olması, eğitimin ve yönetimin bir öğretmen tarafından değil bizzat bu kulüpte yıllarını geçirmiş öğren-ciler tarafından yerine getirilmesi büyük rol oynamaktadır. Bu bir yandan kendini özgür-ce ifade etme anlamına gelirken, öte yandan bir aktarım geleneğini de sürdürmek demek-tir. Yani bildiğimiz, öğrendiğimiz ne varsa, yeni arkadaşlarımıza öğretmek, aktarmakla yükümlüyüz ki, topluluk hayatta kalabilsin. Üyelerimiz bu bilinci bir an olsun aklından çıkarmaz. Bu nedenle, HÜTİ için aktarım topluluğu da diyebiliriz. Aktarımın önemi sadece teorik veya pratik bilgilerin öğretil-mesinde değil, aynı zamanda edinilen tecrü-belerin de ilerleyen yıllara taşınmasında yat-maktadır. Yani bu yıl çekilen sıkıntılar veya elde edilen başarılar gelecek yıla aktarılarak

önlem alınmasını sağlar ve topluluğun geliş-mesinde önemli bir etki yaratır.

Aklınızdan geçenleri duyar gibiyim. “Güz döneminde sadece eğitim ve aktarım mı var; başka bir şey yok mu?” Olmaz olur mu? Boş zamanlarımızda sık sık toplanır, bir şeyler yaparız. Mesela hep beraber Devlet Tiyat-roları oyunları izlenir, Akün’ün, Şinasi’nin, Ulus’un yolları aşındırılır; dönüşte yanı-mızdan geçenler, gecenin bir vakti Ankara ayazında hararetle izledikleri oyunu tartı-şan gençleri görür. Veya cümbür cemaat Kızılay’da bir yere gidilir, 5-10 masa birleşti-rilip sohbete dalınır, söz döner dolaşır illa ki tiyatroya gelir. Diğer bir gün, birdenbire baş-ka bir üniversite tiyatro topluluğunun oyu-nunun oynandığı haberi alınır, apar topar biletler bulunur, koşa koşa gidip izlenir. “Sa-dece Ankara’da mı?” Ankara diyen kim? Bir bakmışsınız İstanbul’a sergi gezmeye gitmi-şiz, bir bakmışsınız başka bir kentteki tiyatro festivaline... Kısacası HÜTİ’liler, tiyatro ve sanata dair ne varsa hepsinin peşine düşer.

Topluca gerçekleştirdiğimiz bu aktivitele-rimizden sonra, biraz da topluluğumuzun bireysel olarak faydalanılabilecek kurum ve araçlarından bahsedelim. Örneğin şu an elinizde bulunan bülten bu yıl başladığımız

Page 6: HUTI Bulten Kasim 2011

6 KASIM 2011 hüti BÜLTEN

??

bir yayın. Her ay çıkardığımız bu dergiyle topluluğumuzu tanıtıp, geliştirmeyi, hem kendi üyelerimize hem de genel olarak tüm tiyatroseverlere seslenmeyi amaçlıyoruz. Ay-rıca üyelerimizin kullanımına açık bir kü-tüphanemiz de bulunmakta. Burada oyun metinleri, kuramsal kitaplar ve bazı görsel materyallerimiz sizleri beklemekte. Bunların yanında üyelerimizle daha sağlıklı iletişim kurabilmek, haberleşmeyi ve bilgi aktarımını sağlamak için bir internet sitemiz, facebook gruplarımız var. Bu gruplarda tiyatro ve sa-nata dair paylaşımlar, duyurular yapılırken internet sitemizde de (www.tiyatrohacette-pe.com) topluluğumuzu tanıtıcı materyaller, topluluğumuzla ilgili haberler, tüzüğü ve işle-

yişi hakkında bilgiler bulunmaktadır. Ayrıca yine internet sitemizden bültenimizin dijital versiyonunu inceleyebilir, RadyoHÜTİ’nin yayınlarını dinleyebilir ve dahası, aktif olarak katılımınızı beklediğimiz forumlarımıza eri-şebilirsiniz. Forumlarımızda bulabilecekleri-niz arasında, yapılan çalışmalar için yorum-lar ve değerlendirmeler, oyun incelemeleri, kimi oyun ve tirad metinleri, tiyatro tekniği ile ilgili bilgiler ve yeni sahnelenen oyunların haberleri var. Hemen hemen hepimizin in-ternete erişim imkanı bulunuyorken, tered-düt etmeden forumlarda ve facebook grup-larında yazılanları okuyun ve yorumlarınızı, paylaşmak istediklerinizi özgürce yazın.

Bu yazımızda, size topluluğumuzu ve Eği-tim dönemindeki etkinlikleri tanıtmaya ça-lıştık. HÜTİ’de sonbahar işte böyle geçer. “Peki ya ilkbahar?” Gelin, oyun döneminin gizini de kuşlar cıvıldamaya başladığında çö-zelim… Şimdiden eğitim döneminin mutlu ve başarılı geçmesini diliyorum. Hayatınız sahne ışığıyla aydınlansın.

Page 7: HUTI Bulten Kasim 2011

hüti BÜLTEN KASIM 2011 7

opluluğumuz yıllardır, oluşturduğu prog-ram çerçevesinde faaliyetlerini başarılı

bir şekilde sürdürmektedir. Kulübün ilerlediği bu yoldaki başarısının sırrı dinamik olması, sürekli aktarım sağlaması ve her sene yeni gelen üyele-rine ihtiyaçları olan eğitim programını yoğun ve etkili bir şekilde vermesidir. Çalışmalar güz ve ba-har dönemi olarak iki kısımdan oluşur. İlki, HÜTİ üyelerine eğitim verilmesinden oluşan Eğitim dö-nemi, ikinci dönem ise seçilen oyuna hazırlık ev-resi ve oyunun sergilenmesinden oluşan oyun dö-nemidir. Genellikle Mayıs ayında çıkarılan yeni oyunun başarısı da eğitim döneminin verimli-liğine bağlıdır. Oyunun sahnelenmesi HÜTİ’nin yüzünü, tiyatro seyircisine ve tiyatroyla uğraşan diğer grup ve topluluklara gösterdiği önemli bir süreçtir. Eğitim dönemi kulübün iskeletini oluş-turduğuna ve oyun dönemi bu iskeletin üzerine kurulduğuna göre, eğitim sürecinde amaçladıkla-

rımıza ve çıtamızı nasıl yüksek tutabileceğimize biraz değinelim.

HÜTİ bir öğrenci topluluğu olduğundan Eği-tim dönemi de HÜTİ üyelerinden oluşan bir Eğitim grubu liderliğinde ilerler. Program, uygu-lamalı tiyatro eğitimini ve kuramsal konuları (ti-yatro tarihi ve türleri vb.) kapsar. Bu programın en iyi şekilde aktarılmasına uğraşılırken, konu-ların çokluğu ve giderek ağırlaşması sonucu, ça-lışmaların yoğunluğu artar. Bu nedenden dolayı, dönemin sonuna doğru esnek çalışma saatleri uy-gulanabilir. Bu yoğun sürece ek olarak, üyenin ve-rilen eğitim programını kendisinin de ele alması ve üzerinde tekrar çalışması gerekir. HÜTİ üyesi, bahsedilen ve uygulanan çalışmalardan en büyük faydayı aktif katılımıyla sağlayacaktır. Çünkü ya-pılan çalışmanın anlaşılması ve sindirilmesinde en önemli rolü, o anki uygulamaya katılım oynar. Dolayısıyla verilen eğitimden faydalanmak, biraz da üyenin elindedir. Bu şekilde ilerleyen bir üye,

HÜTİ’de eğitim: nasıl, ne kadar, niçin?

büşra özsoy

T

Page 8: HUTI Bulten Kasim 2011

8 KASIM 2011 hüti BÜLTEN

hem bütün çalışmalara katılmış olur hem üye-nin teatral gelişimi gözle görülür biçimde ilerler hem de topluluk karşısında bir şeyler yapmaya alışkanlık kazanmış olur ki, bu bizim için önemli noktalardan biridir. Aktif katılım, aynı zamanda kişinin kendini tanımasını ve sürekli iletişim ha-linde bulunduğu diğer üyelere kendini tanıtma-sını sağlar. Kulüpteki tüm ilişkiler tiyatro odaklı olduğundan, çalışma aktifl iği ile topluluğa aitlik paralel olarak ilerler.

Eğitim grubunun amacı ve gelmek istediği nok-ta nedir? Odaklanılması gereken iki ana amaç vardır: Birincisi, bilinçli bir tiyatro seyircisi yara-tabilmektir. Bilinçli bir tiyatro seyircisi olabilmek, tiyatronun dahil olduğu pratik ve kuramsal alan-larda eleştirel bir göze sahip olmak, tiyatronun farkına varmak ve bu konuda söz sahibi olabil-mek demektir. Peki nedir bu pratik ve kuramsal alanlar? Tiyatroyla tam anlamıyla ilgilenen bir kişinin tiyatroyu tüm çerçevesiyle benimsemesi gerekir. Uygulama alanları; bir tiyatro oyunu ola-rak nitelendirilebilirken, teorik alanlar ise; bir ki-tabın dramaturjisini yapabilmek; dekor, kostüm, ışık, sahne ve tiyatro akımları bilgilerine sahip olabilmek olarak nitelendirilebilir. Yani esas ola-rak bilinçli bir tiyatro seyircisi olmak; bir oyuna gitmeden önce o oyunun okunması, dramaturji-sinin yapılması, oyundan sonra eleştirel bir gözle oyunun süzgeçten geçirilmesi demektir. Gelelim ikinci ana amaca; bu ise her yıl bir önceki yıla

göre başarı çıtasını yükseltmektir. İyi bir oyun, iyi bir Eğitim dönemine bağlıdır. Bu nedenle amaç aslında, oyun dönemine eksiksiz hazırlanmaktır. Gelinmek istenen nokta ise bir eğitim dönemi sonlandığında, her bir üyenin verilen bütün eği-tim konuları hakkında genel olarak bilgili ve ilgili olmasının yanında, kendini istediği dalda geliş-tirmesidir. Bir konuda derin bilgiye sahip olmak, her konuda az çok bilgi sahibi olmaktan çok daha önemlidir. Bu, branşlaşmayı sağlar ve hem üyenin kendisi için hem de diğer üyeler için yol haritasını belirler. Ne yapacağını veya ne yapmak istediğini bilen insan daima daha başarılı olur.

HÜTİ’ye yeni katılan üye profilinin genel tale-bi oyunculuk üzerinedir; çoğunluk, kulüp içinde oyuncu olarak ilerlemek ister. Tıpkı bir madalyon gibi, tiyatronun da iki yüzü vardır. Biri görünen kısmı, diğeri ise sahne arkası… Bir oyunu oluştu-ran unsurlar oyuncular, yönetmen (veya reji eki-bi) ve sahne birimleridir. Bu sahne birimleri ise makyaj, kostüm, dekor, ses-efekt ve ışıktır. Oyun-culuğa talep çok olsa da, reji olmadan, oyuncular olmadan, birimler olmadan oyun çıkamaz. Her bir üyede bunun farkındalığının olması ve bu gö-revlerin herkes tarafından önemsenmesi gerekir. Tiyatro sanatına ilişkin bir olguya bu olgunluk ve bilinçle bakama-yan üye, zaten zamanla kulübü bırakır. Çünkü

Page 9: HUTI Bulten Kasim 2011

hüti BÜLTEN KASIM 2011 9

kulübün amacı hiçbir şekilde oyuncu yetiştir-mek değil, tiyatro yapmak ve sahne sanatlarıyla ilgilenmektir.

Peki, kulübün eğitim sürecinden beklentisi ne-dir? Üyeler, kendilerini geliştirme yolunda kulüp-ten nasıl faydalanabilir? HÜTİ, Eğitim dönemin-den, çalışmaların aktif ve başarılı bir şekilde, aynı zamanda eksiksiz ilerlemesini bekler. Bu bağlam-

da, Eğitim grubunu oluşturanlar ve bütün kıdemli üyeler,

sorulan

sorular karşısında yeni üyelere yardıma açıktır. Bilgi aktarımı sadece güz döneminde değil, her zaman ve herkes arasında devam eder. Şu an kul-lanıma açık bir kütüphanesi olan HÜTİ, faydalan-mak isteyen herkese kurallar dahilinde yardımcı olur.

Özetlemek gerekirse, tiyatronun her alanıyla eşit şekilde ilgilenmeye çalışan Hacettepe Üniver-sitesi Tiyatro Topluluğu, amatör ruhla profesyo-nel iş yapmayı kendine ilke edinerek ilerler. HÜTİ bir yapbozdur. Her bir üye eksik bir parçayı ta-mamlar. Hepsi birleşince de ortaya muhteşem bir tablo çıkar.

Page 10: HUTI Bulten Kasim 2011

10 KASIM 2011 hüti BÜLTEN

şehir dolusu tiyatro16. Uluslararası Ankara Tiyatro Festivali

selcen gerçek

Tiyatro, festivaldir. Ruhunuzun renkleri, bedenlerinizin kaldırımlarında sizi resme-

diyorsa, içinizdeki ses duygularınıza çarpıp dalga dalga yayılıyorsa evrene, hele ki aynı heyecanla çevrenizdekilere okutuyorsanız kendinizi… Tiyat-ro festivaldir. Her gösteri, her metin, her sanatçı, her seyirci, her salon, kendi içinde festivallerini yaşatır.

Bir gösteriyi izlemeye gittiniz; perde tam açıla-cakken heyecanlanmaz mısınız? Oyun sürerken, bedeniniz günlük performansından çok farklı bir oyun sunar size. Gözleriniz ve kulaklarınızla oyunu okur, zihninizle anlamlandırırsınız. Bu dinamizme alışır, tiyatro izlemeyi alışkanlık haline getirirsiniz. Bu kısacık festivali sürekli hale getirmek, hayatını-za dahil etmek istersiniz. Yeni oyunlar, yeni türler, yeni yazarlar, yeni gruplar tanıma arayışınız başlar.

Festivalin dokusunu zenginleştirmek, farklı tatlar almak arayışınız boy gösterir.

Tiyatro festivalleri, bu arayışın başladığı yerde karşılar izleyiciyi. Aynı bahçenin farklı meyveleri-ni sunar onlara. Farklı şehirlerden, farklı dillerden, farklı türlerden oyunları masanın en ulaşılabilir yerlerinde servis eder. Dinamizmini, festival tadın-da yaşatan bir sanatı, festival olarak takdim eder.

Türkiye’de gerek Devlet Tiyatroları bünyesinde, gerek üniversiteler kapsamında, gerekse vakıf bün-yesinde çeşitli tiyatro festivalleri düzenlenmektedir. Uluslararası tiyatro festivalleri “Uluslararası İstan-bul Tiyatro Festivali” (İstanbul Kültür Sanat Vakfı-İKSV tarafından) ve “Uluslararası Ankara Tiyatro Festivali” (Toplumsal Araştırmalar Kültür ve Sanat İçin Vakıf-TAKSAV tarafından) olarak yılda bir kez seyirciyle buluşmaktadır.

18 Kasım, CumaFestival Basın AçıklamasıMatoto Conakry (Balandugu Kan Theatre - Gine)Kukla (Sokak Oyunu) (Yenikapı Tiyatrosu - İzmir)Sahneden Sokağa Canlı Performans (Sokak Sanatları Atölyesi - İzmir) 14:00 - İnsan Hakları Anıtı Önü, Yüksel Caddesi, KızılayFestival Ödül TöreniFestival Açılış Oyunu 19:00 - DT Büyük Tiyatro

19 Kasım, CumartesiKukla (Sokak Oyunu) (Yenikapı Tiyatrosu - İzmir), 14:00 - Kuğulu Park, Tunalı

Sultan Palamut (Sokak Oyunu) (Menemen Belediye Tiyatrosu - İzmir), 14:00 - Güvenpark, Kızılay

Zübük (Ankara Sanat Tiyatrosu - Ankara), 20:00 - Ankara Sanat Tiyatrosu

Sevgili Doktor (Eğitim-Sen İzmir 5 No’lu Şube Tiyatro Topl. - İzmir), 20:00 - Dört Mevsim Tiyatrosu

20 Kasım, PazarSırra Kadem (Oyun İstasyonu - Kocaeli), 18:00 - DT Akün Sahnesi

Cie La Petite Famille (Demain L’Aurore - Fransa), 18:00 - DT Cüneyt Gökçer Sahnesi

Generallerin Beş Çayı (Tiyatro Ayakbağı - Ankara), 19:00 - Tiyatro Tempo

Kocasını Pişiren Kadın (Bilkent Ün. Drama Atölyesi - Ankara), 20:00 - Ankara Sanat Tiyatrosu

Otobüs (Tiyatro Boğaziçi - İstanbul), 20:00 - DT Şinasi Sahesi

Page 11: HUTI Bulten Kasim 2011

hüti BÜLTEN KASIM 2011 11

Bu yıl 16.sı düzenlenecek olan Uluslararası Ankara Tiyatro Fes-tivali, 18-28 Kasım 2011 tarihleri arasında çok sayıda tiyatro oyu-nunun çeşitli salonlarda sergilen-mesiyle bir kez daha hafızaları-mızda yer edinmeye hazırlanıyor.

Festival yönetmeni Yener Aksu, bir söyleşide festival ta-rihini şu cümlelerle özetliyor: “Başka bir dünya kurulabileceği inancını taşıyan bilim insanları, aydın, sanatçı, işçi, memur, işsiz, öğrenciler ve yaşamın her alanın-dan katılan insanlar tarafından 1993 yılında kurulan TAKSAV;

çağdaş yaşamın bir gereği olan sanatı kitlelere ulaştırmak, genç yetenekleri tiyatroya kazandır-mak, toplumun estetik beğeni düzeyini sanat yoluyla yükselt-mek, ulusal ve uluslararası özel ve amatör tiyatro topluluklarını destekleyerek etkinliklerini sü-rekli kılmak, uluslararası da-

yanışmaya ve barışa sanat yolu ile katkıda bulunmak amacıyla 1996 yılından bu yana Uluslara-rası Ankara Tiyatro Festivali’ni düzenliyor.”

Festivalin en önemli özellikle-rinden biri, özel ve amatör tiyat-roların, belediye şehir tiyatroları-nın, üniversite tiyatro topluluk-larının ve çocuk tiyatrolarının sergiledikleri oyunları aynı başlık altında sanatseverlerle buluştu-ruyor olmasıdır. 15 yıldır festiva-le katılmış olan toplam 443 farklı grup, tiyatro sanatına yaklaşımın

zenginliğini yansıtmış, her grup oynadığı oyunla kendi tutumu-nun sözcüsü olmuştur.

Çok güçlü bir sosyal sorum-luluk projesini de festival kapsa-mında takip etmek mümkündür. 5 yılda 10.000 yeni sanatsever sloganıyla başlatılan projede, ti-yatroyla henüz tanışma fırsatı yakalayamamış potansiyel tiyat-roseverin oyunla buluşturulması; toplumsal duyarlılığın artırılması

21 Kasım, PazartesiKörebe (İstanbul Çizgi Kukla Tiyatrosu), 11:00 - DT Cüneyt Gökçer Sahnesi

Palto (Sokak Oyunu) (Dikili Belediye Tiyatrosu - İzmir), 13:00 - Ulus Heykel Önü

Günlük Müstehcen Sırlar (Hayal Kumpanyası - Ankara), 20:00 - DT Akün Sahnesi

Kebap (Actors Without Borders - İstanbul), 20:00 - Ankara Sanat Tiyatrosu

Oğluma Bi Haller Oldu (Sadri Alışık Tiyatrosu - İstanbul), 20:00 - DT Cüneyt Gökçer Sahnesi

Köşe Kapmaca (Yeşilköy Halk Tiyatrosu - Antalya), 20:00 - Dört Mevsim Tiyatrosu

Arturo Ui’nin Önlenebilir Yükselişi (Bornova Belediyesi Şehir Tiyatrosu - İzmir), 20:00 - DT Şinasi Sahnesi

22 Kasım, SalıKurşun Askerin Utancı (Yeryüzü Sahnesi - İzmir), 11:00 - DT Şinasi Sahnesi

The Way (Magapor - Polonya), 20:00 - DT Akün Sahnesi

Kayo Mixenet (Seyr-i Mesel Tiyatro Atölyesi - İstanbul), 20:00 - Ankara Sanat Tiyatrosu

Küheylan (Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu - Kocaeli), 20:00 - DT Cüneyt Gökçer Sahnesi

Kıyıya Oturmanın Böylesi (Merve Ergin - İstanbul), 20:00 - Çağdaş Sanatlar Gösteri Merkezi

Çarık (Pir Sultan Mamak Sanat Tiyatrosu - Ankara), 20:00 - Dört Mevsim Tiyatrosu

Ay Işığında Şamata (Sabancı Ün. Çalışanları Tiyatro Topl.-Çalışan Tiyatro - İstanbul), 20:00 - DT Şinasi Sahnesi

Page 12: HUTI Bulten Kasim 2011

12 KASIM 2011 hüti BÜLTEN

amacıyla, tiyatronun yaygınlaş-tırılması hedefl enmiştir. Üstelik hedefl enen rakamın 3 yılda 6000 olması gerekirken, ulaşılan seyir-ci sayısının 9000’i bulması proje-nin sağlam adımlarla ilerlediği-nin bir göstergesidir.

Festival, başladığı günden bu yana 732 oyun, 38 atölye çalış-ması, 30 panel ve 54 söyleşi ile Ankara’nın farklı köşelerindeki salonlarda tiyatroseverlere hiz-met etmiştir ve hizmete devam etmektedir. 1996 yılında düzenle-nen ilk festivalde 12340 seyirciyle bir araya gelinmişken, geçtiğimiz yıl festivale katılım 47429’a ulaş-mış; böylece onaltı yılda toplam 392840 izleyici festivalin parçası olmuştur.

Geçtiğimiz yıl 26 Kasım-6 Aralık 2010 tarihleri arasında 15. Uluslararası Ankara Tiyatro Festivali kapsamında 58 tiyatro oyunu ve 83 etkinlik ile Ankara, tam bir festival şehrine dönüş-

tü; her ilçe, her sokak tiyatro etkinliğine tanık oldu. Hacet-tepe Üniversitesi Tiyatro Top-luluğu (HÜTİ) olarak, Hristo Boytchev’in yazdığı Özge Tekin, Kaan Bilgehan, Gürhan Ançel’in reji görevini üstlendiği “Albay Kuş” oyunuyla festivalde biz de izleyicimizle buluşma fırsatı ya-kaladık. Mayıs 2010’da, Ankara Sanat Tiyatrosu’nda ilk kez seyir-ciye sunulan oyun, festivalde de büyük beğeni topladı.

16. Uluslararası Tiyatro Festi-vali ise seyirciyle buluşmak için gün sayıyor. 63 tiyatro ve 86 et-kinlik ile tiyatronun en lezzetli birleşimi bizlere sunuluyor. Fes-tivalde tam anlamıyla ‘yok’ yok… Atölye topluluklarından belediye, şehir tiyatro-larına; sendika tiyatro-larından özel tiyatrolara; üniversite öğrencilerinin kurdukları topluluklardan üniversite personellerinin kurdukları topluluklara… her kesimden sanatçının yorumları harmanlamış du-rumda. Festival boyunca, Ankara’nın dört bir köşesinde İzmir, İstanbul, Antalya, Bar-tın, Kocaeli, Manisa, Giresun, Mersin’den gelen gruplar bir yana Fransız, İranlı, Polon-

yalı, Rus ve Azeri grupların da çeşitli performanslarını izlemek mümkün. Şinasi Sahnesi’nden çıkıp Ankara Sanat Tiyatrosu’na veya Cüneyt Gökçer Çayyolu Sahnesi’ne gitmek kararı tama-men izleyiciye bırakılmış. Diler-seniz öğle yemeğinizi yedikten sonra, her zaman kuğularını iz-lemeye gittiğiniz Kuğulu Park’ta, bir sokak performansına dahil olabilir; dilerseniz buluşma nok-tanız Güvenpark’ta, bu kez bir sokak oyunu izlemek için dost-larınızla bir araya gelebilirsiniz. Festivalin ilk gününde Yüksel Caddesi’ndeki oyunlarla açılışı yapabilir, Ulus Heykel önünde

23 Kasım, ÇarşambaKüçük Kız ve Yıldızlar (Uygur Çocuk Tiyatrosu - İstanbul), 11:00 - DT Cüneyt Gökçer Sahnesi

Önce Bir Boşluk Oldu Kalp Gidince, Ama Şimdi İyi (Talimhane Tiyatrosu - İstanbul), 20:00 - DT Akün Sahnesi

Resmi Geçit (Semaver Kumpanya - İstanbul), 20:00 - Ankara Sanat Tiyatrosu

Aşk Yalanları Sever (Kumbara Görsel Sanatlar - İstanbul), 20:00 - DT Cüneyt Gökçer Sahnesi

Matruşka (Tiyatro Kafe - Ankara), 20:00 - Çağdaş Sanatlar Gösteri Merkezi

Islak Ekmek (Manisa Belediyesi Şehir Tiyatrosu - Manisa), 20:00 - Dört Mevsim Tiyatrosu

Annem Yokken Çok Güleriz (Tiyatro Gerçek - İstanbul), 20:00 - DT Şinasi Sahnesi

24 Kasım, PerşembeŞahane Züğürtler (Atölye Tiyatrosu - İstanbul), 20:00 - DT Akün Sahnesi

Disko - 5 No’lu (DestAR Theatre), 20:00 - Ankara Sanat Tiyatrosu

Büyük İkramiye (Kare Tiyatro - İstanbul), 20:00 - DT Cüneyt Gökçer Sahnesi

Kısa Pantomim Oyunları (Mimar Sinan Ün. Pantomim Kulübü - İstanbul), 20:00 - Dört Mevsim Tiyatrosu

Nourooz Sarat & 4 Kapı 40 Makam (Fly-Hashtadodo - İran & Mezopotamya Dans - İstanbul), 20:00 - DT Şinasi Sahnesi

Page 13: HUTI Bulten Kasim 2011

hüti BÜLTEN KASIM 2011 13

İzmir’li Belediye tiyatrosu oyun-cularına randevu verebilirsiniz.

Çeşitli sahnelerde, çeşitli performanslara tanıklık etmek mümkün. Örneğin TAKSAV se-minerlere, atölye çalışmalarına katılmaları için seyircilerini bek-liyor. Sahnelerini festivale açan Devlet Tiyatroları gibi, Ankara

Sanat Tiyatrosu, Yenimahalle Belediyesi Dört Mevsim Tiyat-rosu, Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Gösteri Merkezi ve Ti-yatro Tempo da sanatçı konukla-rını ağırlamaktaki cömertliğini izleyicisine yansıtıyor.

Festivalde birçok amatör top-luluğun yanı sıra, profesyonel tiyatro oyuncuları da bizleri bü-yüleyeceğe benziyor. Don Kişot oyunu ile Haldun Dormen (Ti-yatro Kedi), Aşk Olsun oyunu ile Gülsen Tuncer, Levent Ülgen, Mert Fırat (Nazım Oyuncuları), yönetmenliğini ve oyunculuğu-nu üstlendiği Troyalı Kadınlar oyunu ile Ayla Algan (Tiyatro Araştırmaları Laboratuvarı), Alevli Günler oyunu ile Erkan

Can ve Cem Davran (İstanbul Halk Tiyatrosu), Sondan Sonra oyunu ile Emre Kınay ve Ahu Türkpençe (Tiyatro Duru) ve Annem Yokken Çok Güleriz ile Hakan Gerçek (Tiyatro Gerçek) Ankara izleyicisi için kaçırılma-yacak performanslarıyla sahne-de yerlerini alacaklar.

Ankara sizler için, tiyatro iledopdolu geçecek on güne hazır-lanıyor. Yürüdüğünüz yolların sahnelerden geçeceği, kaldırım taşlarında yer kapma telaşının sokakları canlandıracağı, tüm sahnelerin aynı amaç için per-delerini açacağı bu festivalde başrol tüm tiyatroseverlerin. İyi Seyirler…

25 Kasım, CumaMutluluğun Peşinde (Derme Tiyatro - İstanbul), 11:00 - DT Akün Sahnesi

Üsküdar’da Yanlışlıklar Komedisi (Giresun Belediye Şehir Tiyatrosu - Giresun), 20:00 - DT Akün Sahnesi

Don Kişot (Tiyatro Kedi - İstanbul), 20:00 - DT Cüneyt Gökçer Sahnesi

Savaş ve Kadın (Trabzon Şehir Tiyatrosu - Trabzon), 20:00 - Dört Mevsim Tiyatrosu

Aşk Olsun (Nazım Oyuncuları - İstanbul), 20:00 - Şinasi Sahnesi

Bir Fikr-i Firar Meseli: Macbeth (Yeraltı - Ankara), 20:00 - Tiyatro Tempo

İki Öküz Parası (Arslanköy Kadınlar Tiyatro Topl. - Mersin), 20:00 - Yenimahalle Bel. Meydan Kült.Ve Tic.Merkezi

26 Kasım, CumartesiKayıp Eşya Bürosu (Tiyatro Bereze - İstanbul), 11:00 - Çağdaş Sanatlar Gösteri Merkezi

Ödenmeyecek Ödemiyoruz (Mersin Gençlik Kültür Evi Tiyatro Grubu - Mersin), 14:00 - Dört Mevsim Tiyatrosu

Elif Ana (Mamak Bel. Kent Tiyatrosu - Ankara), 15:00 - DT Muhsin Ertuğrul Sahnesi

Troyalı Kadınlar (TAL-Tiyatro Araştırma Laboratuvarı - İstanbul), 20:00 - DT Akün Sahnesi

Gülhane Parkı (Bahariye Sanat Merkezi - İstanbul), 20:00 - Ankara Sanat Tiyatrosu

Don Kişot (Tiyatro Kedi - İstanbul), 20:00 - DT Cüneyt Gökçer Sahnesi

Açık Denizde (Tiyatro Akademi Mezunlar Topl. - Ankara), 20:00 - Dört Mevsim Tiyatrosu

Tutsak Kentin Öyküleri (Önder Babat Politik Tiyatro Topluluğu - İstanbul), 20:00 - DT Şinasi Sahnesi

27 Kasım, PazarKadınlar Meclisi (Boğaziçi Ün. Oyuncuları - İstanbul), 15:00 - DT Akün Sahnesi

Fatsa’nın Bir Fikri Var (Yenikapı Tiyatrosu-TAKSAV Ortak Yapımı - İzmir), 20:00 - DT Akün Sahnesi

Bugün Ne Yapsam? (Bartın Bölge Tiyatrosu - Bartın), 20:00 - Ankara Sanat Tiyatrosu

Alevli Günler (İstanbul Halk Tiyatrosu - İstanbul), 18:00 - DT Cüneyt Gökçer Sahnesi

Sondan Sonra (Tiyatro Duru - İstanbul), 18:00 - DT Şinasi Sahnesi

28 Kasım, PazartesiAlevli Günler (İstanbul Halk Tiyatrosu - İstanbul), 20:00 - DT Cüneyt Gökçer Sahnesi

Sondan Sonra (Tiyatro Duru - İstanbul), 20:00 - DT Şinasi Sahnesi

Avalanche (Çığ) (Ulyanovsk Drama Theatre - Rusya), 20:00 - DT Akün Sahnesi

Ay-Carmela (Ankara Tiyatro Fabrikası - Ankara), 20:00 - Ankara Sanat Tiyatrosu

İki Kişilik Hırgür (Osmangazi Ün.-Adlandırılamayan Tiyatro - Eskişehir), 20:00 - Dört Mevsim Tiyatrosu

Page 14: HUTI Bulten Kasim 2011

14 KASIM 2011 hüti BÜLTEN

ÜTİ’nin 2010-2011 döneminde sahnele-diği Behiç Ak’ın, Hastane oyunuyla ilgili

röportajımıza devam ediyoruz. Oyuna hazırlan-ma ve sahneleme süreçleriyle ilgili sorularımızı oyunun reji ekibinden Kübra Bayramoğlu, sahne amiri Ceren Karaca, ve tenik birim sorumluları Özge Orhan, Gönül Özkaradayı, Göksu Öztürk, Ozan Duman ve Mehmet Çakan’a yönelttik. Dü-şüncelerini bizlerle paylaştıkları için kendilerine teşekkür ederiz.

Oyuncu seçimi nasıl yapıldı? Genel olarak göz önünde bulundurulan unsurlar nelerdi?

Kübra Bayramoğlu: Hastane için oyuncu seçimi yaparken en önemli kıstaslardan biri elbette role uygunluktu. Aslına bakarsanız dönem içinde oyuncu seçimi ve teknik ekibin oluşması kendi-liğinden şekilleniyor biraz da. Reji olarak oyun

seçiminde, cast seçiminde bir inisiyatif almış olu-yorsunuz ama bunlar yine topluluk tarafından ka-bul gören tercihler oluyor.

Oyunu ve ekipteki görev dağılımını ne zaman açık-ladınız? Yani ne zaman her şey netleşti HÜTİ üye-leri için?

Kübra Bayramoğlu: Oyun okumaları sürekli de-vam ediyordu ama Ocak gibi karara varmıştık artık. Oyun belirlendikten sonra da cast hazırla-nıyor ve HÜTİ’nin gelenekselleşen cast töreni ile. Bu gecenin hazırlığı da oyun çıkarma süreci kadar zor ama bir o kadar da eğlenceli bir süreçtir. İşte bu cast töreninde görevler açıklandı.

Çalışmalarınızı nerede, ne sıklıkla yaptınız? Veya önce şunu sorayım: Hemen ertesi günü provalara mı başladınız yoksa ön-çalışmalarınız oldu mu?

bir oyunun anatomisi2. Bölüm

Hastane reji ve teknik ekip sorumlularıyla söyleşi

kübra bayramoğlu (reji)ceren karaca (sahne amiri)

özge orhan (dekor)gönül özkaradayı (makyaj)göksu öztürk (kostüm)ozan duman (ses-efekt)mehmet çakan (ışık)

H

Page 15: HUTI Bulten Kasim 2011

hüti BÜLTEN KASIM 2011 15

Kübra Bayramoğlu: Çalışmalarımızı Tıp Fakültesi’nde aldık. Provalar aşamalı olarak ilerle-di diyebiliriz. Dramaturji ve masa başı işlerini bi-tirdikten sonra, metine dayalı doğaçlamalar veya direkt olarak temalara dayalı çalışmalar yaparak ilerledik.

Peki Oyun dönemi boyunca teknik ekibin işleyişi nasıldır? İş bölümü nasıl yapılır?

Ceren Karaca: HÜTİ’ deki teknik çalışmaları ve işleyişi, perde açılmasına kadar yapılan çalışma-lar ve perde açıldıktan sonraki çalışmalar olmak üzere iki şekilde değerlendirebiliriz. Kendi içe-risinde dekor, kostüm, ışık, makyaj ve ses-efekt birimleri şeklinde ayrılan teknik ekibimiz, bahar döneminin başlamasının ve oyun dramaturjisi

üzerinde konuşulmasının ardından oyun öncesi çalışmalarına başlar. Bu çalışmalar teknik toplan-tılar adı altında, birim sorumluları ve sahne amiri eşliğinde, düzenli aralıklarla yapılır. Öne sürülen fikirler yaratıcılığı, pratikliği, oyuna uygunluğu ve yapılabilirliği açısından genel toplantılarda değerlendirilerek reji ekibine sunulur. Projelerin onaylanmasının ardından da çizimlere başlanır. Yapım aşaması, zaman alan ve meşakkatli bir sü-reçtir. Bu dönemde küçük şeylerle yeni ve farklı tasarımlar ortaya çıkarabilmek önemli olduğu kadar, bu tasarımların yapım aşamasının hızlı olması da büyük bir önem taşır. Bu, oyuncunun provalar esnasında hem işini kolaylaştıracak hem de role daha iyi konsantre olabilmesini ve oyunesnasında zorluk çekmemesini sağlayacaktır. İş bölümüne gelirsek, HÜTİ’de atölye çalışmaların-da iş bölümü, her birimin kendi içinde organize olmasıyla sağlanır. Bu birimler kendi alanıyla ilgi-li işlere öncelik verse de birimlerin diğer birimler-den soyutlanmış bir teknik çalışma sürdürmeleri düşünülemez.

Perde açıldıktan sonraki çalışmalara baktığımız-da ise tamamen iyi bir şekilde organize olmuş

Page 16: HUTI Bulten Kasim 2011

16 KASIM 2011 hüti BÜLTEN

teknik kadronun gerekliliğinden bahsedebiliriz. Oyun sırasında yaşanması olası aksaklıkların ortadan kalkması ya da en aza indirilmesi, ne yapacağını bilen, planlı, programlı ve uyumlu bir teknik kadroya bağlıdır. Bu sü-reçte de birim sorumlulularına ve sahne amirine büyük görev düşmektedir.

Kalabalık bir ekip olmak yararlı oldu mu?

Ceren Karaca: Kalabalık bir eki-be sahip olduğumuz için bazı

yönlerden zorluk çeksek de tek-nik açıdan baktığımızda birçok faydasından söz edebiliriz. Ti-yatro topluluğumuz profesyonel tabanlı olmadığından, teknik alandaki işleri de çoğunlukla profesyonel yardım almadan, imkanlarımız doğrultusunda kendi çaba ve iş gücümüzle hal-letmeye çalışıyoruz. Bu noktada kalabalık bir kadroya sahip ol-mak hem yapım sürecini hız-landırıyor hem de birçok farklı, yaratıcı fikir ve önerinin ortaya çıkmasını sağlıyor. Tüm üyelerin

fikri topluluk için çok önemli olduğundan, aslında bir bakıma tüm kadromuz teknik ekip oluş-turuyor; hem oluşum sürecinde hem de yapım sürecinde bir-likte çalışıyor. Bunun yanı sıra, topluluk olarak aktarım üzerine kurulu bir işleyişi benimsediği-miz için, kadromuzun kalabalık olması aktarımın devamlılığı-nı sağlıyor ve ileriki yıllarda bu konuda problem yaşanmasını önlüyor.

Oyunla ilgili ilk çalışmalar nasıl başladı?

Gönül Özkaradayı: İlk önce oyu-nu okuduk, hep birlikte drama-turjisini yaptık, sonrasında tipler üzerine yoğunlaşarak dış görü-nüşlerin -oyuncuların dış görü-nüşlerinden yola çıkarak- nasıl olması gerektiğini ve bu tiplere nasıl bir makyaj, saç uygulaması gerektiğini tartıştık. Bu konuda kostüm birimiyle de görüşme-ler yaptık rejiyle de. Sonrasında provalar esnasında küçük küçük denemelerle yola koyulduk.

Göksu Öztürk: Oyunun ne an-latmak istediği ve bu anlatılan-ları bizim seyirciye ne derecede aktarabileceğimiz üzerine konu-şuldu. Oyunun bizden ne bek-lediğini çözmeye başladığımız

HÜTİ’de atölye çalışmalarında iş

bölümü, her birimin kendi içinde

organize olmasıyla sağlanır. Bu

birimler kendi alanıyla ilgili iş-

lere öncelik verse de birimlerin

diğer birimlerden soyutlanmış

bir teknik çalışma sürdürmeleri

düşünülemez.

Page 17: HUTI Bulten Kasim 2011

hüti BÜLTEN KASIM 2011 17

zaman işe koyulmaya başladık... Teknik alanın her bir birimi olarak ilk etapta fikirler üretip bu düşünceleri ne kadar geliştirebileceğimiz ve iş bit-tiğinde neler ortaya koymuş olabileceğimiz hak-kında bol bol konuştuk, toplantılar yaptık.

Metindeki zamana, mekana bağlılığı nasıl sağladı-nız?

Mehmet Çakan: Metindeki mekana bağlı kalın-dığını, oyunu izlediğinizde de fark edebilirsiniz. Mekan ilk perdede bakımsız bir hastane iken, 2. perdede daha çok modern hastane görüntüsü vardı; bu da metinde istenen bir şeydi. Zamana uyum için de ayrıca kostüm sorumlusu Göksu arkadaşımıza ve makyaj sorumlusu Gönül arka-daşımıza ağırlık verildi, oyunun geçtiği zamanın anlatımında makyaj ve kostümler kullanıldı. Bun-lar oluşturulduktan sonra ses ve ışık olarak üzeri-ne eklemelerde bulunduk bu ambiyansı daha da canlı kılabilmek için.

Oyunda kullanılan dekor, kostüm veya diğer teknik unsurlardan kendi yaptıklarınız oldu mu?

Özge Orhan: Oyunda kullandığımız ufak akse-suarlardan büyük dekorlara kadar pek çok şeyi, üzerinde emek harcayarak kendimiz yaptık. Sanal görüntü kaskı, kırmızı otomatik kapı, pano kapla-maları ve çerçeveleri, hasta yatağı, şifreli kartlar…

Mehmet Çakan: Sonra ışık olarak kendi yapımı-mız gobolar vardı, sahnede yıldızları oluşturmak için. Aslında dışarıdan alındığında gobolar bir hayli pahalıyken, bir arkadaşımızın önerisiyle bunları oldukça basit bir yöntemle kendimiz ha-zırlamış olduk.

Ozan Duman: Bunlara ses-efekt konusunda da bir şeyler ekleyebilirim. Öncelikle konuya yönelik çe-şitli profesyonel programlar bulup bunları kullan-mayı öğrenmeye yöneldik. Daha sonra oyunumu-za uygun bulduğumuz müzik ve efekt dosyalarını kesip montajladık. Bazı dosyaların bas, tiz, eko vb. niteliklerinde oyuna uygun hale getirmek ama-cıyla oynamalar yaptık. Bunlara ek olarak oyunda kendi yaptığımız ses kayıtlarını da kullandık.

Göksu Öztürk: Hastane oyununda 17 oyuncu vardı. Aklımızda canlanan her kostümü dışarıda bulma şansımız her zaman olmuyordu. Böyle du-rumlarda, elimizden geldiğince kostümleri ken-dimiz üretmeye çalıştık. Örneğin, oyunda koyun sahibini canlandıran arkadaşımızın koyununu dekor ve kostüm biriminden arkadaşlar olarak toplanıp bir çalışma gününde kendimiz diktik, onun dışında klon rolündeki alan Ayça ve Aycan arkadaşlarımızın kostümlerini de -elleri dert gör-mesin- annem dikti. Özetle, kaynaklarımız dar olsa da teknik ekip olarak bir şekilde zorlukların üstesinden gelebildik diyebiliriz.

Oyuncu-teknik ekip koordinasyonunu nasıl sağla-dınız?

Özge Orhan: Çalışmalarımız provalarla eş zamanlı olarak devam eder. Bu sebeple bir aksesuar yapıl-dığında oyuncuya gösterilir ve aksesuarıyla ilgili bir sıkıntısı olup olmadığı kontrol edilir. Çünkü oyuncunun kullanacağı aksesuar, onun sahnede kendini ne kadar rahat hissettiğiyle çok yakından ilgilidir.

Ozan Duman: Uyum konusunda çok zorlanmadık aslında. Grup bilincini bir noktaya kadar yaka-layabilmiş bir ekibiz. Kendi adımıza konuşacak

Page 18: HUTI Bulten Kasim 2011

18 KASIM 2011 hüti BÜLTEN

olursak, Mehmet’le birlikte bu uyumu yakalama-mız, özellikle oyun esnasında çok önemliydi. Işık odasındaki gerilim, oyun sırasında hat safh aya çı-kıyordu, çünkü bulunduğumuz konumda hataya ya da doğaçlama yapılan çalışmalara pek yer yok-tu. Bir silahın geç patlaması ya da bir ışığın erken açılması çok şeye mal olabilir.

Mehmet Çakan: Ozan’ın da dediği gibi, bizim bi-rimlerimiz, daha çok oyuncular sahnedeyken uyum gerektiriyordu ve ses-ışık bu uyumu aynı anda sağlamalıydı. Ayrıca oyuncularla kontağı-mızın güçlü olması gerekiyordu. Galiba bunu ba-şardık. Hatasız diyalog kurduğumuza inanıyoruz.

Kullanılan kostümleri kişiliklere nasıl oturttunuz?

Göksu Öztürk: Her oyuncunun yaratmış olduğu bir karakter veya tip var. Oyunu okuduktan son-ra oyundaki kişiler hakkında aklımızda canlanan kostümler elbette oluyor. Fakat ilk etapta gidip o ilk izlenimle kafamızda oluşan kostümleri ta-mamlamaya çalışmak yerine, oyunun başlangıç çalışmalarını gözlemleyip rolü alan oyuncunun o karakteri kendi üzerine nasıl biçtiğine bakıyoruz.

Oyuncunun yarattığı karaktere göre, kostümler bizim kafamızda da netleşmeye başlıyor. Bu ka-rakter hangi rengi sever, nasıl bir toplumsal ya-pıdan gelmiştir, geçmişi ne, vb. gibi karakterin fizyolojik, sosyolojik ve psikolojik yapısını anla-mamızı sağlayacak soruların cevaplarına odak-lanıyoruz. Bu soruların cevaplarını edindikten sonra da kostümlerle kişiliklerin birbirlerine ya-kışmama ihtimali kalmıyor tabii...

Oyunun atmosferini yansıtırken ışığın rolü ne oldu?

Mehmet Çakan: Aslında oyunu tamamlayan öğe-lerdir ışık ve ses. Onun için ışıklar oyuna güzellik katan kaynağımızdı ve güzel kullanılması gere-kiyordu. Bunun için sırasıyla dekor, kostüm ve makyajın bitmesini bekledik ve dekorlu-kostüm-lü provalar başladığında ışığın büyüsünü gerçek-leştirdik. Özellikle ilk perdenin ve ikinci perde-nin ışık parlaklıkları farklı olmalıydı, ilk perdede sönük bir ışık varken, 2. perdede daha canlı bir ışık kullanımı yaptık. İlk perdenin sonunda ise, oyuncular son repliklerini atarken, yıldızlar gö-rünmeliydi. Bunun için de “gobo”larla yarattı-ğımız yıldızları seyircinin sağ ve solunda kalan duvarlara yansıttık. Diğer özenle çalıştığımız yer de klonlanma sahnesi oldu. Burada, klonlama 2.

Işık odasındaki gerilim,

oyun sırasında hat saf-

haya çıkıyordu, çünkü

bulunduğumuz konumda

hataya ya da doğaçlama

yapılan çalışmalara pek

yer yoktu. Bir silahın geç

patlaması ya da bir ışığın

erken açılması çok şeye

mal olabilir.

Page 19: HUTI Bulten Kasim 2011

hüti BÜLTEN KASIM 2011 19

perde ile başladığı için aynı dekor sabit kalmalıy-dı. Bunun için ışık sahne önünden verilerek değil sahne arkasından verilerek, bütün dekorların izle-yiciye görünmemesi sağlanırken, kırmızı kapının arkasından verilen güçlü ışıkla bir gölge oyunu yaratıldı. Böylece etki daha da arttırıldı.

Oyunun müziklerini seçerken kriterleriniz neler-di? Ses efektlerine başvurdunuz mu?

Ozan Duman: Oyunda anlatmak istediklerimize uygun müziklerden oluşan bir havuz oluşturup rejiyle birlikte bu havuz üzerinden seçim yaptık. Açık konuşmak gerekirse, işin zor kısmı seçim yapmaktı; bu bir kumar gibiydi. Çünkü seçtiği-niz sesler herkesçe bilinen yapıtlar olmamalıydı; bu, seyircilerde farklı çağrışımlara yol açıp onları oyundan koparabilirdi. Bu konuda montajları-mızla da birlikte iyi bir denge yakaladığımıza ina-nıyorum. Ayrıca, oyunumuzda ses efektleri kul-lanmayı, sahnede yapay sesler kullanmaktan daha sağlıklı bulduğumuzdan efektlere de yer verdik.

Uygulanan makyajlar oyuncuları nasıl etkiledi?

Gönül Özkaradayı: Öncelikle oyuncuların hepsi tip olmak yolunda birçok çalışma yaptılar ve biz de dış görünüş açısından onlara yardımcı olduk. Oyunda yaşlı bir kadın yaptık, kadının yüzünde çizgiler, çukurluklar oluşturduk, saçlarını beyaz-lattık. Ayrıca hasta görünümü verdik ve karakte-rin öğretmen çizgisinden ödün vermemeye ça-lıştık. Yine oyunun makyaj açısından en can alıcı noktası yaşlı ve genç başhekimlerdi. Rejiyle yap-tığımız uzun tartışmalar sonucunda başhekim-ler arasındaki benzerliği ve uyumu abartmadan vermeye karar verdik. Ara oyun için ikizlerimize biraz sıra dışı görünüm verdik. Örneğin dudak-

larını griye boyadık, saçları yüzlerini markeleme-sin diye geriye aldık. Fakat klon oldukları için o doğallığı da kaybetmemeye çalıştık. Sessiz hem-şireye biraz ürkütücü görünüm vermeye çalış-tık, gözlerinin altını çukurlaştırdık. Genel olarakdiğer oyunculara da karakterlerine uygun sahne makyajı uygulaması yaptık.

İlk perdeyle ikinci perde arasındaki ayrım nasıl ya-pıldı?

Özge Orhan: İlk perdede, sıradan, bakımsız, gü-nümüze ait bir hastane ortamı yaratmaya çalıştık.Hastane koridorunu iyi yansıtabilmek için pa-nolarımızı iki farklı renk duvar kağıdıyla kapla-dık. Eski ve bakımsız olduğunu belirtmek için debunları kirlettik. En ufak aksesuardan en büyükdekora kadar eskiliği ve bakımsızlığı yakalamayaçalıştık. 2. perdede, modern çağın bakımlı hasta-nesini oluşturmak için de metalik grinin hakimolduğu duvar kağıtlarından yararlandık. Şık ve il-ginç geometrik yapıları olan masa ve sandalyelerkullandık. Kırmızı, gri ve beyaz olmak üzere, üçrengin hakim olması ortamın düzenli görünümü-ne epey katkı sağladı.

Oyunun ilk kez oynanacağı prömiyer akşamınagelelim şimdi. Aylarca her türlü sorunu, aksaklığıveya güzelliğiyle uğraştığınız oyun ilk kez sahnele-niyor ve artık siz seyirci koltuğundasınız. Bir mü-dahale, düzeltme şansınız yok. Işıkların söndüğüandan, selamlamaya kadarki zamanı anlatır mısı-nız? Neler hissettiniz?

Kübra Bayramoğlu: (gülüşmeler) Çok sevdiğimbir kelime vardır “korkunçgüzel” diye, kelimearalarında bile boşluk olmadan, ikisi birmiş gibihissettiren… Aynen öyle bir duygu oluyor oyunbitene kadar ve söylemek gerekirse hiç de dediğingibi koltukta falan oturulmuyor. Yani ben hiç biroyunda oturduğumu hatırlamıyorum en azından.

Page 20: HUTI Bulten Kasim 2011

20 KASIM 2011 hüti BÜLTEN

Zaten ister istemez üstünüzde bir gerginlik olu-yor. Eric Moris’in bu durumla ilgili çalışmaların-dan birinde vücudunuzla konuşup gerginliğin şu an nerde olduğundan bahsedersiniz. “Merhaba gerginlik. Şu an midemdesin, seni hissediyorum. Işıklar söndü; evet şimdi boğazıma doğru çıktın. Hayır, git artık, yutkunamıyorum; perde açıldı…” Yani perde kapanana kadar devam eden bir süreç bu… Ondan sonra birbirinizle konuşup tebrik etme faslı geliyor. İşte bütün bunlar HÜTİ’ye, ti-yatroya daha çok bağlanma nedeni oluyor bir ba-kıma…

Peki sahnede oyun sergilenirken kuliste, ışık oda-sında işler nasıl yürür? Orada bulunmak size neler hissettirdi?

Gönül Özkaradayı: Makyaj açısından kulis bam-başka bir dünya. Çünkü makyaj oyunculara sahneye çıkmadan hemen önce uygulanan bir şey… O andaki oyun telaşı, heyecanı ve her şeyi zamanında yetiştirme çabası gerçekten çok stres-li, bir o kadar da keyifl i… Oyun öncesi, o kadar telaşlı geçti ki benim açımdan… En sona kendi makyajımı bıraktığım için çoğu zaman kulisteki diğer arkadaşlarımın “sahnen yaklaşıyor, mak-yajını yap’’ diye beni uyardıkları bile olmuştu. Ama benim açımdan makyaj biriminin avantajı, sahneden önce meşgul ettiği için heyecanlan-mayı unutturmasıdır sanırım. Sonrasında, za-manın çoğu makyaj tazelemekle ve oyunculara yardımcı olmakla geçti. Kulis heyecanı gerçekten çok başka bir şey... Tabii aksilikler minimumda olduğu sürece.

Göksu Öztürk: İşte bu yüzden oyun oynanırken kuliste işler çok sessiz yürür. Kulağımız hep sah-nededir, bir yandan da içimizden, herhangi bir

aksilik çıkmasın diye dua eder dururuz. Sahne giriş çıkışlarında yardımcı olunması gereken dekor değişimlerine koşturulur, o saatlerde he-pimizin aklından geçen tek şey alnımızın akıyla oyunu bitirmektir. Orada bulunmakla ilgiliyse Kübra’nın dediğine benzer bir şey söyleyebi-lirim; bu size tedirgin bir mutluluk hissettirir, çok absürd, farkındayım… Tedirginliğin se-bebi, ‘Sahnede ne olacağını asla bilemezsiniz’… Mutluluğun sebebiyse anlatılamaz; düşünsenize uğraşıp, emek verip ortaya çıkması için nice fe-dakarlıklar yaptığınız oyun az sonra sahnelene-cektir. Deli gibi heyecanlısınızdır, oradaki tüm heyecanı ekip arkadaşlarınızla paylaşmak apayrı bir zevk zaten… Sonra, oyuncu arkadaşlarını-za başarılar dilersiniz. Son 5 dakika anonsunun ardından ışıklar söner, salona sessizlik çöker ve perde açılır...

Mehmet Çakan: O sessizliği bir de şöyle düşünün: 2 m karelik odadasınız, perde açılıyor, yanınız-daki adam müziği başlatıyor, siz müziği dinliyor ve o anda ışığı açıyorsunuz. Oyuncular ve teknik ekip birbirine şans dilerken biz sadece Ozanla göz işaretiyle “haydi abi başlayalım” deyip oyu-na giriyoruz. Tabii, bizim de heyecanlarımız ve gerildiğimiz noktalar oluyor. Elinizin altındaki düğmeler insanı bazen muazzam derecede heye-canlandırırken oyunun gidişatına göre de aniden gerebiliyor. Ancak şunu söyleyebilirim ki, tüm bu gerilime ve heyecana rağmen asla bağlantıyı koparmadık; her şeyden haberimiz olması için kulis telefonları ile sürekli iletişim halindeydik.

Ozan Duman: Evet, Mehmet’e büyük ölçüde ka-tılıyorum. Sahneden biraz uzakta oluşumuz, bizdeki ekip bilincinin önemini gösterdi bana göre. Örneğin, oyunun son bölümünde sahne-de oyuncularla uyumlu çalışmamız gereken bir 3 saniye vardı. Hiçbir oyunumuzda oyuncuların konumlanmaları, benim silahı patlatmam veya Mehmet’in ışığı açması konusunda bir senkron kayması yaşamadık. Bu, benim adıma mutluluk verici bir şey, çünkü ekip bilincine hatta biraz da o telepatik olguya ulaştığımızı düşünüyorum. Ayrıca ne kadar soğukkanlı olmaya çalışırsak ça-lışalım, ışık odasının kendine has hoş bir gerili-mi vardı. (gülüşmeler)

Özge Orhan: Sahne arkasının ise kendine has bir heyecanı vardır. Ben bu heyecanı yaşamayı çok

Page 21: HUTI Bulten Kasim 2011

hüti BÜLTEN KASIM 2011 21

seviyorum. Çünkü izleyiciye sunduğumuz oyunun tüm un-surları büyük emekler sonucu var edilmiştir. Heyecan, seyirci-den tepki gelmeye başladığında yerini mutluluğa bırakır. Kuliste sessiz bir şekilde sevinmenin, kucaklaşmanın tadı apayrıdır. Oyun öncesinde, sırasında, per-de arasında, dekor değişiminde herkesin ne yapacağı önceden belirlenir. Bu organizasyon ku-liste bir kargaşa olmasını engel-ler.

Hastane’yi kaç kere, nerelerde sahnelediniz? Oyuna ilgi nasıl-dı? Konuk olduğunuz üniversi-telerde, festivallerde aldığınız tepkiler nasıldı?

Kübra Bayramoğlu: Hastane oyununun prömiyeri 2 Mayıs’ta Ankara Sanat Tiyatrosu’nda (AST) gerçekleşti. Sonra yine AST’ta 4 ve 17 Mayıs tarih-lerinde iki kez daha oynadık. ZİFTT’in festivalinde yer aldık, Ege Üniversitesinin festivali için

turneye gittik. Ankara’da yine ODTÜ’nün etkinliğinde yer al-dık. Hastane aslında geniş bir kitleye hitap eden bir metne sahipti ve seyirci profili açısın-dan üniversiteler arasında bile farklılık gösterebiliyordu. Tabii her oyun için geçerli bir şey bu. Gelen tepkiler iyi ve temiz bir oyun olduğu yönündeydi.

Son olarak, “şu şu imkanlarımız olsaydı, daha iyisini yapardık,” dediğiniz bir nokta var mı?

Kübra Bayramoğlu: Saymak-la bitmez ki bunlar… Zaten bardağın o boş tarafl arını dol-durmakla o kadar uğraşıyoruz ki… Ama bence önemli olan, artık daha çözüme odaklı fikir-lerin dile getirilmesi ve tabi ki uygulanması... HÜTİ’nin yıl-lardır söylenegelen en önemli sorunu, kendine ait bir sahne-sinin olmamasıdır. Evet belki doğrudur, bir sahnemiz olsaydıçok şeyi gerçekleştirebilirdik. Ama bu noktada (biraz kişisel bir görüş olsa da) mesela ağır dekorlar yerine aksesuarlardan oluşan bir teknik, bir sahneye sahip olmaya ihtiyaç duymayan bir tiyatro anlayışı benimsenip geliştirilebilirdi diye düşünüyo-rum. Elbette bunların artıları ve eksileri olacaktır. Fakat, ne ya-parsak yapalım en iyisini yapma amacında olduğumuzdan biraz daha “uygulamaya yönelik” fi-kirlerin daha iyi sonuçları olur diye düşünüyorum.

(röportaj: Cansu Aksoy, Mahir Ulaş Yeşil)

Sahne arkasının kendine has bir

heyecanı vardır. Ben bu heyecanı

yaşamayı çok seviyorum. Çünkü

izleyiciye sunduğumuz oyunun

tüm unsurları büyük emekler

sonucu var edilmiştir. Heyecan, se-

yirciden tepki gelmeye başladığın-

da yerini mutluluğa bırakır. Kulis-

te sessiz bir şekilde sevinmenin,

kucaklaşmanın tadı apayrıdır.

Page 22: HUTI Bulten Kasim 2011

22 KASIM 2011 hüti BÜLTEN

ugünlerde hazine arayışına düştüğü-nüz oluyor mu hiç? Benim oldu ve

güzel bir define haritası buldum. Elimize kazma kürek yerine fotoğraf makinesini ve not deft erini alıp çıktık yola. İşte definenin saklı olduğu yerdeyiz: Ulus’ta, Küçük Tiyat-ro binasında...

Kapıdan giriyo-ruz, 1930-40 yılla-rından kalma, kapısı elle açılıp-kapanan bir asansör karşı-lıyor bizi. Bir anda Beyoğlu’nu Beyoğ-lu yapan eski Rum binalarındaki o gi-zemli havanın için-de buluyoruz ken-dimizi. Asansörden

indikten sonra kapının yanında altın yal-dızlı, bir tiyatroseverin iştahını kabartan tabelayı görüyoruz: İşte ordayız, Türkiye’de bir ilk olan Refik Ahmet Sevengil Tiyatro Kütüphanesi’nde..

Burası daha geçtiğimiz Haziran ayında kurulmuş, genç olmasına rağmen materyal açısından hiç de azımsanmayacak zengin-likte bir kütüphane. Kütüphane, yazılı ve görsel kaynaklar olmak üzere iki kısım-dan oluşuyor. Onu diğer kütüphanelerden ayıran, en çok ilgi çeken yönü ise görsel kaynaklara sahip olması… Devlet tiyatro-larının çıkardığı oyunlar dijital ortamda buraya gelen ziyaretçileri bekliyor. Kütüp-hane sorumlusu Mehmet Ali Bozyiğit’in verdiği bilgiye göre görsel kısımda bulunan oyun sayısı tam olarak 2546. Bu sayıyı duy-duğumuzda mutluluktan uçuyoruz. Çün-

Ulus’ta bir define adası:DT Ahmet Refik Sevengil Tiyatro Kütüphanesi

mehmet çakan

B

Page 23: HUTI Bulten Kasim 2011

hüti BÜLTEN KASIM 2011 23

kü tiyatroyu seven insanlar için eşsiz bir hazine. İstediğiniz zaman gelip daha önce oynanmış DT oyunlarını burada izleyebili-yorsunuz. Sadece izlemekle kalmayıp, oyu-nun broşürlerine, afişlerine, fotoğrafl arına, oyun hakkında çıkan haberlere, oyuncu ve teknik kadroların yazılı olduğu belgelere de ulaşabiliyorsunuz.

İkinci kısım ise yazılı-basılı metinler. As-lında burası bazılarına sıkıcı gelebilir ama

o odaya ayak bastığınızda, tam tersineheyecan ve sevinç kaplıyor içinizi. Rafl arabaktığınızda Osmanlıca tiyatro oyunla-rını, yabancı dilde yazılmış kuramsal ki-tapları bulabiliyorsunuz. Sadece bu kadarda değil, Devlet Tiyatroları’nın kurulduğugünden bu yana edinilmiş kitaplar da bukütüphanede. Mehmet Bey bunun içinşöyle diyor: “Şu eseri alalım, şu eseri al-mayalım diye bir düşüncemiz hiç olmadı.Tiyatro ile alakalı ne varsa kütüphanemiz-de bulundurmaya çalıştık ve bunu başar-dık. Hala tiyatro ile ilgili çıkan bütün herşeyi takip ediyoruz.” Bizler de bunu orayagittiğimizde gözlerimizle gördük. Rafl ardopdolu. Boydan boya bir bölüm, sadeceDevlet Tiyatroları’nın oynadığı oyunlarınmetinlerine ayrılmış. Bu basılı kaynakla-rın toplamı ise yedi bin ile sekiz bin ara-

sında.

Buradaki kitaplar veya görsel materyaller,ziyaretçiler için kullanıma açık fakat ödünçverilmiyor. Eğer araştırma yapacaksanız,oyun izleyecekseniz kütüphanenin imkan-larından haft a içi her gün, mesai saatleridahilinde dilediğiniz kadar yararlanabili-yorsunuz. Giriş için de herhangi bir üyelikveya ücret talep edilmiyor.

Şu eseri alalım, şu eseri

almayalım diye bir dü-

şüncemiz hiç olmadı. Ti-

yatro ile alakalı ne varsa

kütüphanemizde bulun-

durmaya çalıştık ve bunu

başardık. Hala tiyatro ile

ilgili çıkan bütün her şeyi

takip ediyoruz.

Page 24: HUTI Bulten Kasim 2011

24 KASIM 2011 hüti BÜLTEN

Şimdiye kadar kütüphanede bulunan kaynakları, dokümanlardan söz ettim siz-lere ama Refik Ahmet Sevengil Tiyatro Kütüphanesi’nin tanıtılması gereken başka özellikleri de var. İçerisi öyle dekore edilmiş ki, kütüphaneye girdiğinizde dış dünya ile bütün bağlantılarınızı koparabileceğiniz bir atmosfere adım atıyorsunuz. Koyu ve tek-düze renklerin hakim olduğu diğer kütüp-hanelere hiç benzemiyor. Oldukça aydınlık olmasının yanında, aylık dergilerin konul-duğu rafl arın dizaynı, duvarlarda asılı du-ran kitap sayfaları şeklinde tablolar, fotoğ-rafl ar, saksılar dikkati dağıtmadan, insana etrafındaki canlı yaşama kendini bırakma

fırsatı veriyor. Bir diğer dikkati çeken yanı da içerisinde güler yüzlü personeliyle, hoş bir kafeteryası olması. Tiyatro kitapları-na dalmış araştırma yaparken veya büyük ekranlı bilgisayarlar karşısında, ardı ardına oyunlar izlerken yorulduysanız, hemen bir çay molası verebilirsiniz. Bu molalarda şöy-le pencereden bir baktığınızdaysa karşınız-da Ankara manzarasını bulacaksınız… İşte Ulus, işte Gençlik Parkı… Kafamdaki kü-tüphane anlayışının yıkıldığını söylediğim-de Mehmet Beyden “Kütüphanelerden in-sanlar korkarlar hep, burayı öyle korkutucu ve boğucu bir yere çevirmekten özellikle kaçındık,” cevabını alıyorum. Gerçekten de

Page 25: HUTI Bulten Kasim 2011

hüti BÜLTEN KASIM 2011 25

bu düşüncelerini hayata geçirdik-lerini gördük.

Artık ayrılma zamanı... İnsan böyle şirin ve güzel bir yerden ayrılırken hüzünleniyor ama kü-tüphane görevlilerinden, bizi her zaman beklediklerini duyduğu-muzda mutlu oluyoruz. Bizi yol-cu ederken görevli şunu ekliyor: “Bir kamu kuruluşuyuz, ama bu-raya ulaşmak diğer birimlere zi-yarette bulunmaktan daha kolay. Bunu unutmayın.” Kapıdan çıkar-ken el sallayıp yardımlarını esir-gemeyen kütüphane görevlilerine teşekkür ederek bizi yukarı taşı-yan o emektar, nostaljik asansöre tekrar biniyoruz. Bu yazımızda sizleri Refik Ahmet Sevengil ti-yatro ihtisas kütüphanesiyle ta-nıştırmaya çalıştık. Umarız, artık Ulus DT binasındaki randevunu-zu unutmazsınız…

Page 26: HUTI Bulten Kasim 2011

26 KASIM 2011 hüti BÜLTEN

ir oyunu kaç kere izlersiniz? Bir veya

beğendiyseniz ya da bir ar-kadaşınızı götürüyorsanız iki… Ancak ben size bu sa-yıları çoktan aştığım, defa-larca izlediğim bir oyunun masalını anlatacağım: Yastık Adam… Belki bu masal sağ-dan soldan kulağınıza çalın-mıştır belki de onu hiç duy-mamışsınızdır. Ancak size şunu garanti ederim ki; oyu-nu izledikten sonra herkese duyurmaya çalışacaksınız. Neyse gelelim masalımıza… Bu masal her masalda oldu-ğu gibi “Bir varmış, bir yok-muş…” diye başlıyor ama bu

sefer küçük domuzcuklardan bahsetmek yerine, bizi ka-ranlık bir rüyaya sürüklüyor. Her ne kadar oyunun türü kara mizah olarak anılsa da, daha çok “kara” kısmı oyun-da ağır basıyor; ama metnin profesyonelliği sayesinde bu karalıkta asla boğulmuyor-sunuz. Bu boğulmayı engel-leyen en büyük etkenlerden biri de; yazarın oyun boyunca merak öğesini canlı tutması. Bu merak öğesi seyirciyi sa-rıp sarmalıyor. Seyirci gerek merak duygusuyla gerekse oyunun gerçekle kurgunun iç içe geçtiği dünyasının et-kileyiciliğiyle oyuna daha çok

bir kara masal:Yastık Adam

erencan kamışlı

B

Page 27: HUTI Bulten Kasim 2011

hüti BÜLTEN KASIM 2011 27

bağlanıyor. Metnin gerçekten dâhi bir kalemden çıktığı he-men belli oluyor. Kimsenin akıl edemeyeceği, çözümü olmayan bilmecelerle dolu hikayeler, Oscar heykelcikli yazar Mar-tin McDonagh’ın kaleminden çıkıp adeta benliğinizi ele ge-çiriyor. Yani yazar oyunun her yerinde, kulağınıza aylarca zih-ninizden silinmeyecek masal-ları büyük bir zevkle fısıldıyor. Yazar neredeyse her dönemin sorunu olan polis devletini ve yazarların üstündeki baskıları da oldukça net bir şekilde me-tinde işliyor. Ayrıca oyun ha-zırlanırken yapılan sağlam dra-maturji çalışması oyunda ken-

dini net bir şekilde belli ediyor. Söylenmeden geçilmeyecek bir şey daha var; yapılan reji uy-gulamaları her ne kadar oyunu gerçekçilikten çıkarıyor gibi dursa da mükemmel derecede yedirilmiş ve oyunda hiç göze batmıyor, aksine etkiyi artırı-yor.

Sizi aylarca etkisinde bı-rakacak bu fısıltılar, gerçek profesyonellerin, yani Devlet Tiyatroları’nın en güzide sanat-çılarının dudaklarından sizin kulaklarınıza erişiyor. Metniyle insanı büyüleyen oyun, oyun-cuların rollerine yaklaşımı ve bu rolleri canlandırışıyla sizi bir kez daha kendine hayran bırakıyor. Öyle ki; oyun ka-rakterlerinden herhangi biriyle bağ kurup hemen sonrasında ondan nefret edebiliyorsunuz. Anlatmaya çalıştığım bu mü-kemmel oyunculuk, Baykal Sa-ran Tiyatro Ödülü’nün oyunda “iyi polis” Ariel’i canlandıran Tolga Tekin’e verilmesiyle tes-cillenmiş oldu.

Şimdi ise biraz bencillik ya-pıp oyunun bende uyandırdığı

duyguları sizinle paylaşmak istiyorum: Her seferinde salo-na girerken, perdesiz sahnede Katurian’ı (Murat Çidamlı) mükemmel bir makyajla role girmiş oturuşuyla görmek içimi ürpertiyor. Seyircilerin yerini bir an önce almasını ve oyunun başlamasını gerçekten büyük bir hevesle bekliyorum. Işıklar kapanıp o ilk sahne başlıyor. Mükemmel ışık ve ses oyunuy-la başka iki oyuncu daha sah-neye adımını atıyor; siz henüz o sahnenin şoku içindeyken zaten oyun sizi ele geçiriyor ve o andan itibaren zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz.

Kısacası tadı damağınızdanbir ömür boyu silinmeyecek metniyle, kendisine hayran bırakan oyunculuklarla, görsel ve işitsel bir şölene dönüşen ses-ışık oyunlarıyla, gerçek anlamda bir sanat eseri An-kara Devlet Tiyatrosu’nda sizi bekliyor. Tiyatroyu biraz olsun seviyor ve takip ediyorsanız, lütfen bu oyunu izlemeden öl-meyin.

Page 28: HUTI Bulten Kasim 2011

SOLDAN SAĞA1.Antik Yunanda bir oyun türü. 4.Bir Delinin Hatıra Defteri’nde oynayan ünlü oyuncu. 6.Bir oyunun hazırlık evresinde yapılan performans. 9.Meyerhold tarafıdan geliştirilen, duyguları harekete geçirmek için fi ziksel aksiyon kullanılan oyunculuk yöntemi. 11.Çehov’un Martı adlı oyununun kadın karakterlerinden biri. 14.Sahne üzerinde net, dağılmamış görüntü oluşturmaya yarayan bir nevi ışık fi ltresi. 16.Eski yunancada acı. 17.Ankara DT tarafından müzikal olarak sergilenen Fosforlu Cevriye romanının yazarı. 19.Macbeth’in öldürüp yerine geçtiği kral. 20.Sahnede fi ziksel hareket. 22.Othello oyununda antagonist. 25.Altıgen şeklinde oyuk vidalar, ve bu vidaları açmaya yarayan anahtar. 27.Ahşap dekor unsurlarına vida takmak ve sökmekte kullanılan elektrikli alet. 29.Shakespeare’in bir oyunu. 31.Sahnede yapılan el, kol ve vücut hareketlerine verilen ad. 32.Bir eserin olay örgüsünde gerilimin ulaştığı en uç nokta. 33.Genellikle bir anlatıcı tarafından söylenen ve dramatik aksiyondan önce gelen söz. Yunan trajedisinde koronun ilk girişinden önce kullanılırdı. 34.En ünlü temsilcileri Beckett, Adamov ve Ionesco olan; iletişimsizliği, yabancılaşmayı ve uyumsuzluğu öne çıkaran tiyatro anlayışı. 37.Yunan trajedilerinde, karakterin yazgısının olumsuz yöne dönmesi. 38.Sahne sanatlarında sanatçının sahne giysisine verilen ad. 40.Sahneyi eserin konusuna, geçtiği zamana ve yere göre hazırlamada kullanılan eşyaların tümü. 44.Samuel Beckett’in ünlü oyunu. 45.Faust’un yazarı Alman edebiyatçı ve düşünür. 46.Bertolt Brecht tarafından temelleri atılan,

seyircilerin oyunun heyecanına ve illüzyonuna kapılması yerine sah-nede olanlar hakkında eleştirel düşünmelerini sağlamayı amaçlayan tiyatro akımı. 51.Tanzimat edebiyatını başlatan, Türkiye’deki ilk özel gazeteyi çıkaran şair, gazeteci ve tiyatro yazarı. Ankara DT’nın bir sahnesi de adını taşımaktadır. 52.Ankara’da, oyun hazırlıkları sırasında ihtiyaç duyulan teknik malzemelerin en kolay ve en ucuza bulunabileceği semt. 53.Gerçekçilik 55.Karakter özelliklerine sahip olmayan, bilinen kalıplardaki insanları gösteren oyun kişisi. 56.Olay örgüsünün gelişimiyle yükselen ve çözüm gerektiren bunalım. 61.Oyuncunun, seyirci karşısında, ayak tabanları tamamen yerde ve paralel, ağırlık merkezi ayakların ortasında vücudu ve başı dik bir şekilde aldığı form. 62.Ankara DT’nın sahnelediği, Yastık Adam adlı oyunun yazarı. 64.Makyaj sırasında oyuncuyu yaşlandırma amacıyla saçına dökülen toz. 65. Provalar ve eğitim çalışmaları sırasında Spot ve Par ışıklarının monte edildiği demir çubuklara verilen ad. 67.Romalı ünlü komedya yazarı. 69.Molière’in bir oyunu. 70.Poetika’nın yazarı, yunanlı fi lozof. 71.Epik tiyatroda karakterin tavrını, eğilimlerini ve jestlerini toplumsal ve sınıfsal konu-munu gözeterek yansıtma kuramı. 72.Genellikle fi ziksel öğelerin abartıldığı kaba güldürü.

YUKARDAN AŞAĞIYA 2.Çehov’un bir oyunu. 3.Bir oyunun ışığın kapanmasıyla veya oyuncu giriş çıkışlarıyla ayırdedilebilen aynı perde içindeki başlıca alt bölümleri. 5.Stanislavski sistemine göre seyircinin

TİYATROBULMACA

Page 29: HUTI Bulten Kasim 2011

doğrudan görmediği ancak oyuncunun canlandırdığı karakteri doğru yansıtabilmesi için sahip olması gereken ruhsal durum. 7.Oyuncuların seslerini etkili bir şekilde kullanabilmek için kullandıkları, göğüs boşluğula karın boşluğunu ayıran bölge. 8.Bir oyuncunun sahnede yaptığı uzun konuşma, tirat. 10.Çaykovski’nin bestelediği dört perdelik ünlü bale eseri. 12.Tiyatro salonlarında, oyundan önce dinletilen uyarı veya bilgilendirme mahiyetindeki konuşma. 13.Eğitim çalışmalarından, provalardan veya oyunlardan önce yapılması gereken, rahat hareket etmeyi ve konuşmayı sağlayacak çalışmalar bütünü. 15.Radyolarda 20-30 dakikalık bölümler halinde yayınlanan radyo tiyatrolarına verilen ad. 18.Daha çok kukla oyunlarıyla tanınan, Bir Beckett Oynamak adlı kukla oyununu da sahneleyen, özel bir tiyatro. 19.HÜTİ’nin iki kez sergilediği, Barut Fıçısı adlı oyunun yazar1. 21.Sahne düzenine, müziğe ve fi gürlere dayalı bir sahne sanatı. 23.Trajedyada ana karakterin yaptığı ve kötü bir sona uğramasına yolaçan kritik hata. 24.İlk çağlardaki uygarlıklarla, özellikle eski Yunan ve Roma uygarlıklarıyla ilgili olan. 26. Üç Kuruşluk Opera, Ka as Tebeşir Dairesi gibi oyunların yazmış Alman Tiyatro yönetmeni, yazarı ve kuramcısı. 28.Shakespeare’in bir oyunu. 30.Ankara DT Sahneler-inden biri. 36.Bir tiyatro eserinin ana bölümlerinden her biri. 39.Bir oyunun dekorundan makyajına tüm teknik hazırlığından, perfor-mans öncesi salondaki hazırlıktan, oyuncuların giriş çıkışı, kulisin

düzeninden sorumlu kişi. 41.David Gieselmann’ın yazdığı, HÜTİ’nin 2009 yılında sahnelediği tek perdelik oyun. 42.Bir tiyatro eserinin herhangi bir yorum veya uygulama içermeden, yazarın yazmış olduğu hali. 43.Gerçeküstücülük. 44.Ankara DT için Fosforlu Cevriye’yi oyunlaştırıp yöneten, birçok ödül almış ünlü kadın tiyatro oyuncusu, yazarı ve yönetmeni. 48. İlyada ve Odessa’nın örneklerini oluşturduğu, şiirsel bir dille yazılmş eski bir edebiyat türü. 49.Işık iskelesinin ayaklarına verilen ad. 50.Thebai trajedilerinden hem Oedipus’ta, hem Antigone’de yer alan karakter. 54.Çehov’un bir oyunu. 57.Tiyatroda seyirci bir durumun, repliğin anlamını bilir ve anlarken, sahnedeki-karakterin bunun farkında olmaması. 58.Sahnede duvar gibi kapalı mekan dekorları oluşturmak için birbirine sabitlenerek kullanılan, duvar kağıdı kaplanabilen ahşap malzeme. 59.HÜTİ üyeleri tarafından yazılan ve 2008 yılında sahnelenen oyun. 60.Shakespeare’in Machbeth oyunundan bir karakter. 63.Sahneye çıkacak oyuncunun görünüşünde değişiklik yapmaya veya sahne ışığının ve mesafenin zayıfl attığı görünüş özelliklerini öne çıkarmaya yönelik uygulama. 64.Genel aydınlatmada kullanılan, fi ltre takılabilen bir ışık çeşidi. 66.Hiç konşmadan abartılı mimiklere, jestlere ve hareketlere dayalı oyun türü. 68.Ankara’nın en köklü tiyatrolarından biri, HÜTİ’nin de son yıllarda oyunlarını sergilediği tiyatronun kısa yazılışı.

Fotoğrafl ardaki oyuncuların yaptıkları hataları bulunuz.

M A R K E L E M E T A T S R Y O I İ Y DÜ N A N U Y K İ T N A E H A A R C A İ ET C R K T İ R A T İ D K A V B T I R K UR E K O İ B S İ İ Ğ İ N K U A A K E S SS Ş A U R T G E J E K İ E D N Y R L V EE E D G R O E A S L S K S Ü C İ A L A XL K İ T N U Y O K L İ E P C I T Ş I L ME A N E O K Ş I P E Y K E N L K L M S AT R A Ö A P Ş L N B O İ A Ü A İ E R İ CO I A M N I S I U U N P R D Ş P K U N HT L İ G N E V E S K İ F E R T E M H A IS A Y D E G A R T Ş O Ü L Ö I İ O T T Nİ R İ S E L K O F O S P Ş D R R P R S AR I A B R A B A R C T S E J M İ E A O DA İ R Ü Ç B İ R L İ K K U R A L I J T KO R T A Y İ T D R Ü S B A M A R F A İ DO R T A Y İ T L U S K O Y O E D İ P U SM S A G O D O T Y U B E K L E R K E N PS İ H İ R L İ E Ğ E R D O Ğ A C L A M AP R O V A R T İ K Ü L A S Y O N O E R C

ABSÜRD TİYATRO AHMET REFİK SEVENGİL ANTİGONEANTİK YUNAN ARKADİNA ARTHUR MILLERARTİKÜLASYON ARİSTOTELES COŞKU BELLEĞİCREON DEUS EX MACHINA DOĞACLAMADİAFRAM DİKSİYON DÖRDÜNCÜ DUVAREPİK TİYATRO EŞEK ARILARI GODOT’YU BEKLERKENISINMA IŞIK JESTKEL ŞARKICI KORO MAKYAJMARKELEME OEDİPUS POETİKAPROVA RABARBA REJİSES SHAKESPEARE SOFOKLESSPOT STANİSLAVSKİ SİHİRLİ EĞERTEKNİK EKİP TRAGEDYA TİPTİRAT YABANCILAŞTIRMA YOKSUL TİYATROÜÇ BİRLİK KURALI ÜC KURUŞLUK OPERA

__ __ __ __ __ __ __ __ __ __ __ __ __ __ __ __ __ __ __ __ __

Saklı Cümle:

Aşağıdaki kelimeleri soldaki har ler arasında bulup işaretleyin, geriye kalan har lerden bir cümle oluştuğunu göreceksiniz.

1 2

3

4

Page 30: HUTI Bulten Kasim 2011

30 KASIM 2011 hüti BÜLTEN

KANTOCU (Müzikal)Yazan: Haldun Dormen

Yöneten: Haldun Dormen

Cüneyt Gökçer Sahnesi 30S Kasım

Şinasi Sahnesi15S, 16S, 17S,

18S, 19MS Kasım

SIRÇA KÜMESYazan: Tenesse Williams

Yöneten: Jason Hale

BARIŞYazan: AristophanesYöneten: Yücel Erten

GEORGE DANDINYazan: MolièreYöneten: Philip Boulay

GENÇ OSMANYazan: AristophanesYöneten: Yücel Erten

Akün Sahnesi29S, 30S Kasım

Küçük Tiyatro29S, 30S Kasım

Küçük Tiyatro 15S, 16S, 17S, 18S, 19M

S, Kasım

Cüneyt Gökçer Sahnesi15S, 16S, 17S, 18S, 19M

S Kasım

BİR DELİNİN HATIRA DEFTERİYazan: Gogol

Yöneten: Cem Emüler

Stüdyo Sahne22S, 25S, 27M Kasım

Büyük Tiyatro20M, 25S, 27M Kasım

HAYDİ KARINA KOŞYazan: Ray Cooney Yöneten: Ali Hürol

BİR TAYYARE SERÜVENİYazan: Fırdevs Aylin TezYöneten: Mehmet Ege

SİNEK KADAR KOCAM OLSUN, BAŞIMDA DURSUNYazan: Hatice Meryem / Yöneten: Funda Mete

İŞTE BAŞ İŞTE GÖVDE İŞTE KANATLARYazan: Sevim Burak Yöneten: İskender Altın

Altındağ Tiyatrosu15S, 16S, 17S, 18S, 19M

S, 20M, 29S, 30S Kasım

Altındağ Tiyatrosu22S, 23S, 24S, 25S, 26M

S, 27M Kasım

Küçük Tiyatro22S, 23S, 24S, 25S, 26M

S Kasım

FİGAROYazan: Angelo Savelli

Yöneten: Angelo Savelli

İrfan Şahinbaş Sahnesi23S, 24S, 26M, 30S Kasım

YASTIK ADAMYazan: Martin McDonaghYöneten: İlham Yazar

İrfan Şahinbaş Sahnesi16S, 17S, 19M Kasım

Stüdyo Sahne 15S, 18S, 20M Kasım

ORKESTRAYazan: Arthur MillerYöneten: Ayşe Emel Mesci

ANKARA DEVLET TİYATROSU KASIM AYI PROGRAMI M: Matine (15:00), S: Suare (20:00)Oda Tiyatrosu için S: Suare (18:30)

Oda Tiyatrosu15S, 16S, 17S, 18S, 19S, 22S,

23S, 24S, 25S, 26S Kasım

SOĞUK BİR BERLİN GECESİYazan: Barış ErenYöneten: Barış Eren

Akün Sahnesi15S, 16S, 17S, 18S, 19S Kasım

NAZIM HİKMET’İN “MEMLEKETİMDENİNSAN MANZARALARI”NDAN ONBİR TABLO

Yazan: Nazım HikmetYöneten: Rüştü Asyalı

KERBELAYazan: Ali Berktay

Yöneten: Ayşe Emel Mesci

KASIM 2011

DÖNÜLMEZ AKŞAMINUFKUNDAYIZYazan: Nazlı Nihan ŞenolYöneten: Maral Üner

Büyük Tiyatro29S Kasım

KONTRABASYazan: Patrick SuskindYöneten: Metin Belgin

Oda Tiyatrosu29S, 30S Kasım

Page 31: HUTI Bulten Kasim 2011

hüti BÜLTEN KASIM 2011 31

GİDERAYAKYazan: Bülent UstaYöneten: Dersu Yavuz AltunOyuncular: Mehmet Ulusoy, Hakan Güven, Mahir İpek, Yıldırım Şimşek, Erdem Ulusal, Nalan Güreş, Mustafa Bilgin, Gökçen Cavga, Gizem Aldemir, Cem Okyay

ZÜBÜKYazan: Aziz Nesin

Yöneten: Dersu Yavuz AltunOyuncular: Mehmet Ulusoy, Zafer Gökçek, Hakan

Güven, Ali Seçkiner, Yıldırım Şimşek, Ferhat Büküş, Erdem Ulusal

Nüzhet İslimyeli (RESİM)11 - 30 Kasım 2011

Fırça Sanat Galerisi

Seher Becel (SERAMİK)2 - 24 Kasım 2011

Krişna Sanat Merkezi

Fabien Nizam Güner (HEYKEL)2 Kasım - 30 Aralık 2011

Yağmur Sanat Galerisi

Hasan Kıran (AĞAÇ BASKI)28 Ekim - 23 Kasım 2011

Galeri Soyut

Cevdet Bat r (RESİM)25 Ekim - 14 Kasım 2011

Doku Sanat Galerisi

SergiKonserCeylan Er em13 Kasım 2011, 22:00Passage Pub

TOSCADevlet Opera ve Balesi14, 30 Kasım, 20:00Ulus Opera Sahnesi

HAREMDevlet Opera ve Balesi

17, 28 Kasım, 20:00Ulus Opera Sahnesi

YAŞADIĞIMIZ ŞEHİR21-23 Kasım 2011CerModern

SESLERLEANADOLU

Devlet Opera ve Balesi13 Kasım 2011, 16:00

29 Kasım 2011, 20:00Operet Sahnesi, Sıhhiye

BAŞLANGIÇDevlet Opera ve Balesi15 Kasım 2011, 20:0024 Kasım 2011, 20:00Ulus Opera Sahnesi

ŞARKILARLA YAŞAMAKDevlet Opera ve Balesi20 Kasım 2011, 16:00Operet Sahnesi, Sıhhiye

CANDAN CANA MEVLANA

Devlet Opera ve Balesi26 Kasım 2011, 20:00Ulus Opera Sahnesi

ALİ BABA VE KIRK HARAMİLERDevlet Opera ve Balesi21 Kasım 2011, 20:00Ulus Opera Sahnesi

TANNHAUSERDevlet Opera ve Balesi19 Kasım 2011, 19:00Ulus Opera Sahnesi

NOTRE DAME’INKAMBURU

Devlet Opera ve Balesi12 Kasım 2011, 15:00Ulus Opera Sahnesi

Bilkent Senfoni Orkest asıÇaykovski, Karayev, Ravel, Chausson

26 Kasım 2011, 20:00

Santos, Chopin, Grieg, Faure 19 Kasım 2011, 20:00

Bilkent Ün. Mithat Çoruh Salonu

Devlet Opera ve Balesi

FestivalÇalıştay

19 Kasım18:30 - Ankara Sanat Tiyatrosu

13 Kasım15:30 - Ankara Sanat Tiyatrosu

18 Kasım20:00 - Ankara Sanat Tiyatrosu

BİR BECKETT OYNAMAKOynayanlar: Haluk Yüce, Marina YüceIşık: Saim Özen, Savaş BayramTeknik Sorumlular: Selim Akbulut, Savaş BayramKukla ve Maskların Tasarım ve Yapımı: Haluk YüceMüzikler: Karlheinz Stockhousen, John Cage

27 Kasım18:00 - Tiyatro Tempo

18:00 - Tiyatro Tempo13 Kasım

18:30 - Ankara Sanat Tiyatrosu

12 Kasım

15:30 - Ankara Sanat Tiyatrosu

26 Kasım15:30 - Ankara Sanat Tiyatrosu

20 Kasım

20:00 - Ankara Sanat Tiyatrosu

25 Kasım

15:30 - Ankara Sanat Tiyatrosu

27 Kasım

Yöneten: Sevda Çevik, Kadir Çevik

DOĞAÇ AKADEMİ20:00 - Nazım Hikmet Kültür Merkezi

19 Kasım

Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkest asıÇello Quar et ve Soprano Fer al Türkoğlu22 Kasım 2011, 20:00, Operet Sahnesi

OPERA

OPERA

BALE

BALE

MÜZİKLİGÖSTERİ

ORATORYO

OPERA

MODERN DANS

MÜZİKLİ OYUN

ANKARA TANGO KARNAVALI

17-20 Kasım 2011Tangoloji Dans Stüdyosu

TOTTİTiyatro Kafe

DEHŞET ODASITiyatro Kafe

ŞU İŞE BAKTiyatro Kafe

20:30 - Ritüel Sanat Merkezi

20:30 - Ritüel Sanat Merkezi

20:30 - Ritüel Sanat Merkezi

20:30 - Ritüel Sanat Merkezi

16 Kasım

19 Kasım

26 Kasım

30 Kasım

Page 32: HUTI Bulten Kasim 2011

HACETTEPE ÜNİVERSİTESİTİYATRO TOPLULUĞUhüti

1982