hazİran 2018 yıl 27 sayı 313 -...

HAZİRAN 2018 | Yıl 27 | Sayı 313

Oda Borsa Başkanlarından Birlik ve Dayanışma Vurgusu

2018 Irak Seçimleri ve Yansımaları

Prof.Dr. Aynur Özge Uyarıyor: Evinizden Çıkın, Sosyalleşin

İÇİNDEKiLER

MDTO’nun Aylık Yayın Organı

HAZİRAN 2018, Yıl: 27 Sayı: 313

MDTO Basın Meslek İlkelerine Uyar.

Bir römorkör tarafından çekilen yük gemisi, Corinth Kanalı, Yunanistan

Seçim bitti(.)..

24 Haziran seçimleri bitti...Ama, tartışması devam ediyor.Kim kazandı, kim kaybetti?Uzun süre de biteceğe benzemiyor.Siyasiler tartışmayı çok sever.Yurdum insanı boş olduğu için iş üretmez laf üretir.Gazeteci tartışmadan haber çıkarır.Velhasıl bu herkesin işine gelir.Seçim sonuçları ortada!Ama kaybeden yok, herkes kazanmış!Bu nasıl oluyorsa anlamak güç!Ancak, görünen köy kılavuz istemez!Atı alan Üsküdar’ı geçti.Ve de AKP iktidar oldu.Recep Tayyip Erdoğan da ilk Başkan!Hiçbir tartışma bu gerçeği değiştirmez.Bu saatten sonra tartışmak, havanda su dövmek gibidir…Havanda su dövmek de kimsenin işine yaramaz.Türkiye’nin sorunları belli;Huzur, ekonomi, işsizlik, yargıya güven ve de üretim!Daha çok var, ama hepsini yazmaya gerek yok.Nasıl olsa yaşayarak öğreniyoruz /öğrenmeye çalışıyoruz.Öncelikle İktidar, bu sorunların çözümü için bir an önce kolları sıvamalıdır!Seçim sarhoşluğunu bir kenara bırakıp, sorunların çözümü için hesap-kitap yapmalıdır!Çok değil, kısa bir süre sonra zamlar birbirini kovalayacak!Kimse, bunun aksini beklemesin!Ne kadar ekmek, o kadar köfte!Muhalefete düşen görev ise, parti içi kısır çekişmeleri bir kenara bırakıp sorunların çözümünün takipçisi olmaktır.Hatta, Türkiye’nin geleceği için sorunların çözümüne destek vermelidir.Meclis aritmetiğine baktığımız zaman, İktidarın işinin eskisi kadar kolay olmadığı ortada.Tabi ki muhalefet gücünü iyi kullanabilirse.Meclise giren 600 milletvekili Türkiye için, Mersin’in 13 milletvekili de Mersin için güçlerini birleştirmelidir.Lafı eveleyip gevelemeye gerek yok.Şimdi çalışma ve üretme zamanı.Bu seçimle ilgili konuşulacak, yazılacak bir şey kalmadı.Kısacası, Seçim bitti(.), yazıyla da NOKTA!

Sahibi ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: M. Cihat LOKMANOĞLUGenel Koordinatör: Ali ADALIOĞLUYayın Kurulu: M. Cihat LOKMANOĞLU, Jozef ATAT, Atahan ÇUKUROVA, Mişel ŞAŞATİ, İskender BOTROS, Bedii CANATAN, Özcan BARUT, Korer ÖZBENLİYayın Danışmanı: Esra KAYADELEN, Yayın Planlama Yönetimi : Tetis Medya Ajansı, Grafik Tasarım: Nazan USLUBasım Yeri: LOTUS LIFE AJANS Rek.Tan.Bas. Yay.Org.Amb.İth.İhr.San ve Tic. Ltd.ŞtiAdres: Şehit Cevdet Özdemir Mh.Sokullu Cd.Perçem Sk. No:9/A Çankaya Tel: 0312 433 23 10 (pbx) Faks: 0 312 434 03 56 [email protected]

Basım Tarihi : Haziran 2018Yönetim Yeri: Pirireis Mh. İsmet İnönü Bulvarı No:45 Mersin/TürkiyeTel: 0 324 327 00 00 Faks: 0 324 329 52 30 e-posta: [email protected] / [email protected]. / www.mdto.org.tr

5-6 Türkiye Yeniden Sandık başındaydı

9-13 MDTO'dan Haberler

15-19Kısa Kent Haberleri

21-29Denizcilik Haberleri 30-33Anılardaki Mersin

34-35 Denizcilik Gündeminden Kısa Kısa 37 Deniz Feneri

38-392018 Irak Seçimleri ve Yansımaları

40-47Prof.Dr. Aynur Özge ile Röportaj

48-49Sirküler 50İstatistik

SaygıylaAli ADALIOĞLU

Mersin Deniz Ticareti 5

MDTO’DAN HABERLERHAZİRAN 2018

Genel Seçimlere AKP ve MHP 'Cumhur İttifakı', CHP-İYİ Parti ve Saadet Partisi ise 'Millet İttifakı' çatısı altında girdi. Cum-hurbaşkanlığı seçiminde Recep Tayyip Erdoğan, Muharrem İnce, Meral Akşener, Selahattin Demirtaş, Temel Karamolla-oğlu ve Doğu Perinçek olmak üzere 6 aday yarıştı.

Cumhurbaşkanı seçimine ilişkin Yüksek Seçim Kuru-lu (YSK) tarafından bildirilen, yurt içi ve yurt dışı oylarını kapsayan kesin olmayan sonuçlara göre, 59 milyon 367 bin 469 seçmenin 51 milyon 197 bin 832’si oy kullandı. 1 milyon 129 bin 414 oy geçersiz sayıldı. 188 bin 8 sandığın tamamı açıldı. Buna göre seçimin kazananı, 26 milyon 329 bin 920 oyla (tüm oyların yüzde 52,59’u) Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan oldu.

CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, 15 milyon 340 bin 295 oyla oyların yüzde 30.64’ünü aldı. İYİ Parti Ge-nel Başkanı Meral Akşener 3 milyon 649 bin 432 oyla yüzde 7.29, HDP’nin cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş, 4 milyon 206 bin 130 oyla yüzde 8.40, Saadet Partisi Ge-

nel Başkanı Temel Karamollaoğlu, 443 bin 690 oyla yüzde 0.89, Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, 98 bin 951 oyla yüzde 0.20’lik oy oranına ulaştı.

YSK tarafından yapılan açıklamada, milletvekili genel se-çimlerinde ise, AKP 20 milyon 980 bin 956 oy alarak yüzde 41.85’lik oy oranına ulaştı. CHP toplam 11 milyon 271 bin 240 ile yüzde 22.48 oranında oy aldı. HDP 5 milyon 867 bin 564 oy alarak yüzde 11.70, MHP 5 milyon 466 bin 775 oy ile yüzde 10.90, İYİ Parti 4 milyon 955 bin 994 oy ile yüzde 9.89, Saadet Partisi 668 bin 744 oy ile yüzde 1.33, HÜDA PAR 157 bin 315 oyla yüzde 0.31, Vatan Partisi 117 bin 631 oyla yüzde 0.23’lük oy oranına ulaştı. Bağımsızlar ise 75 bin 634 oy alarak, tüm oylar içinde yüzde 0.15’lik paya sahip oldu.

AKP ve MHP’nin kurduğu Cumhur İttifakı’nın ortak oyu 455 bin 529, oranı yüzde 0,91 oldu. CHP, İYİ Parti ve Saadet Partisi’nin oluşturduğu Millet İttifakı’nın ortak oyu 118 bin 954, oranı yüzde 0.24 olarak açıklandı.

Türkiye Yeniden Sandık Başındaydı

Türkiye 27. Dönem Milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri 24 Haziran 2018 tarihin-de gerçekleştirildi.

6 Mersin Deniz Ticareti

MDTO’DAN HABERLER HAZİRAN 2018

Mersin'de Partilerin Milletvekili Dağılımı Değişti

2015 yılı seçimlerine göre AKP ve MHP milletvekili sayıları-nı korurken, CHP Mersin'de 1 milletvekili kaybetti, HDP ise milletvekili sayısını 2'ye yükseltti.

Mersin'de 24 Haziran Cumhurbaşkanlığı ve 27. Dönem Mil-letvekilliği seçimlerinin resmi olmayan sonuçlarına göre AKP 4, CHP 3, İyi Parti 2, HDP 2 ve MHP 2 milletvekili çı-kardı.

13 ilçede 3 bin 896 sandıkta, 1 milyon 270 bin 128 seçme-nin kayıtlı bulunduğu Mersin'de, resmi olmayan sonuçlara göre yüzde 88.55 katılım oranı ile 1 milyon 124 bin 733 kişi

oy kullandı. 2015 yılı seçimlerine göre AKP ve MHP milletve-kili sayılarını korurken, CHP Mersin'de 1 milletvekili kaybetti, HDP ise milletvekili sayısını 2'ye yükseltti.

Resmi olmayan seçim sonuçlarına göre Mersin'deki millet-vekilleri ise şu isimlerden oluştu:

AKP; Lütfi Elvan, Ali Cumhur Taşkın, Zeynep Gül Yılmaz ve Hacı Özkan.CHP; Cengiz Gökçel, Alpay Antmen ve Ali Mahir Başarır. HDP; Fatma Kurtulan ve Rıdvan Turan. İyi Parti; Behiç Çelik ve Zeki Hakan Sıdalı. MHP; Olcay Kılavuz ve Baki Şimşek.(Kaynak:İHA)

Zeynep Gül YılmazAKP

Cengiz GökçelCHP

Zeki Hakan SıdalıİYİ PARTİ

Alpay AntmenCHP

Behiç ÇelikİYİ PARTİ

Fatma KurtulanHDP

Rıdvan TuranHDP

Baki ŞimşekMHP

Olcay KılavuzMHP

Ali Mahir BaşarırCHP

Lütfi ElvanAKP

Hacı ÖzkanAKP

Ali Cumhur TaşkınAKP

CMA CGMa leading worldwide

shipping group

WHITECMA CGMLOGONº dossier : 20170217EDate : 8/06/17Validation DA/DC :Validation Client :

www.cma-cgm.com

CMA CGM, founded by Jacques R. Saadé, is a leading worldwide shipping group. Its 445 vessels call 420 ports in the world on all 5 continents. With a presence in 160 countries and through its network of 600 agencies, the Group employs 29,000 people worldwide. In 2016, The Group carried 15.6 million TEU (twenty-foot equivalent units).Now headed by Rodolphe Saadé, CMA CGM enjoys a continuous growth and keeps innovating to offer its customers new maritime, terrestrial, and logistics solutions. The Group is, also, partner with numerous logistics, inland and port projects in South Turkey and all around the world.For more information, please contact CMA CGM SOUTH TURKEY.Mersin: +90 324 237 2424 Iskenderun: +90 326 614 6767 Antalya: +90 242 259 2393



Mersin’de faaliyet gösteren ve TOBB’un 74. Genel Kurulu’nda önemli görevler üstlenen Oda ve Borsaların Başkanları düzenlenen basın toplantısında konuya ilişkin değerlen-dirmelerini basın mensupları ile paylaştı. Dayanışma ve birliktelik mesajları veren Oda ve Borsa başkanları, TOBB çatısı altında, özel sektöre ait sorunların çözümü için çaba gös-terirken, bölgenin ihtiyaçlarını Ankara’da daha gür bir sesle dile getireceklerini belirttiler.

Mersin Deniz Ticaret Odası (MDTO) ev sahipliğinde Hilton Oteli’nde düzenlenen basın toplantısına, MDTO Yönetim Kurulu Başkanı Cihat Lokmanoğlu, Mersin Ticaret ve Sa-nayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, Mersin Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Özdemir, Tarsus Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Ruhi Koçak, Silifke Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Nurettin Kaynar, Erdemli Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Sarı’nın yanı sıra TOBB bünyesinde görev alan MDTO Meclis Başkanı Levent Dipçin, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Jozef Atat, Yönetim Kurulu Say-man Üyesi Atahan Çukurova, Meclis Katip Üyesi Ayla Harp ve MTSO Meclis Üyesi Mustafa Kabadayı katıldı.

Toplantının açış konuşmasını yapan MDTO Yönetim Kurulu Başkanı Cihat Lokmanoğlu, TOBB bünyesinde üstlendik-leri yeni görevlerin Mersin’in önemini ortaya koyduğunu belirterek “Bu görevlendirmeler, aynı zamanda ülkemiz iş dünyasının ve ekonomisinin nabzını tutan TOBB’da hem kentimizin hem de camiamızın daha güçlü bir şekilde tem-sil edilmesi anlamına gelmektedir” diye konuştu.

Mersin iş dünyasının 50 yıl aradan sonra Ankara’da, TOBB çatısı altında bu kadar güçlü bir şekilde temsil edileceğini söyleyen Lokmanoğlu, 1960’lı yıllarda Mersin Ticaret Bor-sası’ndan Emin Yıldız, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’ndan Fehami Kuzeyman ile Mustafa Nihat Sözmen’in TOBB’un

Oda ve Borsa Başkanlarından Birliktelik ve Dayanışma Vurgusu



Yönetim Kurulu’nda görev aldıklarını belirtti.

Kendisinin, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kabul ettiği torba yasayla 21 kişiye çıkarılan TOBB Yönetim Kurulu’n-da yer aldığını açıklayan Lokmanoğlu, TOBB bünyesinde görev alan diğer Oda ve Borsa Başkanları ve temsilcilerini şöyle aktardı:

“Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı-mız Sayın Ayhan Kızıltan, TOBB Genel İdare Kurulu Üyeliği ile Ticaret ve Sanayi Odaları Konsey Başkan Yardımcılığına,

Mersin Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanımız Sayın Abdullah Özdemir TOBB Genel İdare Kurulu Üyeliğine ve Ticaret Borsaları Konsey Üyeliğine,

Mersin Deniz Ticaret Odamızın Meclis Başkanı Sayın Le-vent Dipçin, şahsım, Başkan Yardımcımız Jozef Atat ve Sayman Üyemiz Atahan Çukurova, Deniz Ticaret Odaları Konsey Üyeliğine seçildiler. Anamur Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı-mız Sayın Ferudun Torunoğlu Yüksek Disiplin Kurulu Üye-liğine, Tarsus Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanımız Sayın Murat Kaya Ticaret Borsaları Konsey Üyeliğine,

Tarsus Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Sayın Ruhi Koçak ile Odamız Meclis Üyesi Sayın Ayla Harp TOBB Dış İlişkiler Komisyonu Üyeliğine,

Erdemli Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Orhan Sarı TOBB Turizm Komisyonuna seçildi.

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Üyesi Sayın Mustafa Kabadayı ‘TOBB Çevre ve İklim Değişikliği Daimî Komitesi üyeliğini, Silifke Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Sayın Nu-rettin Kaynar da TOBB Gümrük Kapıları Denetleme Kurulu üyeliğini sürdürüyor.”

Konuşmasında “Bizler; içinde yaşadığı kente gönül vermiş, üyelerine ve kente hizmet etme ortak paydasında birleş-miş, ülkesi adına yeni sorumluluklarla donanmış iş insanları olarak, iş dünyamıza ait sorunları TOBB çatısı altında çöze-bilmek için, birlikte daha güçlü ve daha verimli bir şekilde çaba gösterirken, bölgemizin sesini karar alıcılara daha gür bir şekilde ileteceğimize yönelik arzumuzu ve kararlılığımı-zı da buradan bir kez daha vurguluyoruz” ifadelerini kulla-nan Cihat Lokmanoğlu, kentte faaliyet gösteren tüm oda/borsaların kentin sosyal ve ekonomik kalkınmasına katkı

Lokmanoğlu:

Mersin 50 yıl aradan sonra TOBB çatısı altında ilk kez bu kadar güçlü bir şekilde temsil ediliyor

Oda ve Borsa Başkanlarından Birliktelik ve Dayanışma Vurgusu

‟

‟



sağlamak üzere çalışmalar yaptığını ancak kentin gelece-ğine yönelik karar ve adımlarda samimi, iyi niyetli ancak birbirinden kopuk ve bağımsız adımlar atmak yerine; hele ki Ankara’da bu kadar güçlü bir temsil fırsatı bulunan böyle bir dönemde, meslek odalarının ve kentin tüm dinamikle-rinin “birlikte” hareket etmesinin büyük yarar getireceğine inandıklarını kaydetti.

Yeni dönemde hem ülkemizin hem Mersin’in kalkınması için çok daha güçlü bir mücadele verileceğini vurgulayan Lok-manoğlu, “Bize inanan, bu süreçte desteklerini esirgeme-yen Birlik Başkanımız Sayın Rifat Hisarcıklıoğlu’na teşek-kürlerimizi sunuyorum” dedi.

Özdemir: “Mersin olarak TOBB’da aldığımız görevler yeterli değildi”

Toplantıda söz alan Mersin Ticaret Borsası Abdullah Özde-mir ise Mersin’de 9 adet oda ve borsa bulunduğunu, bunla-rın esasen büyük bir güç olduğunu söyledi. 1960’lı yıllarda Necmettin Erbakan döneminde Mersin’in TOBB’da büyük bir atak yaptığını ve yönetimde söz sahibi olduğunu belir-ten Özdemir, merhum Erbakan’ın Mersin’den delege olarak TOBB’a gittiğini, TOBB Genel Sekreterliğine ve daha sonra TOBB Başkanlığına atandığını anlattı. Özdemir “Mersin o dönemde TOBB’da çok önemli bir şehirdi. 1988-1992 yılları arasında Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Ahmet Bey Kon-sey Başkanlığı yaptı. Rahmetli Fehami Kuzeyman da Tica-ret Borsalarının Konsey Başkanlığını yaptı. Geçen dönem de aynı görev bana nasip oldu. Mersin olarak aldığımız görevler yeterli değildi” diye konuştu. 2017 yılı Eylül ayında Mersin’e ziyarete gelen Rıfat Hisar-

cıklıoğlu’nun da katıldığı bir toplantıda Mersin’in komşu illerden farklı olduğunu dile getirdiğini hatırlatan Özdemir, şöyle devam etti:

“O toplantıda Mersin’in çevresindeki illerden, Antakya’dan, Maraş’tan, Adana’dan, Antep’ten, Konya’dan, Antalya’dan bir farkı olduğunu söylemiştim. Bu fark nedir? Bütün bu il-lerden TOBB Yönetim Kurulu’na üye seçildi. Bizim farkımız nedir? Şuna inanırım: Ağlamayan çocuğa meme vermezler. Belki tesadüf olabilir belki de dikkate alınmıştır bilemem ama bugün TOBB Yönetim Kurulu üyeliğinin 1992’den beri birlikte çalıştığım Cihat kardeşime nasip olması da beni son derece memnun etmiştir. Cihat kardeşimin efendiliği, çalışkanlığı, bilgisi ve donanımıyla bu görevi fazlasıyla hak ettiğine inanıyorum. Görev alan diğer arkadaşlarıma da ba-şarılar diliyorum.

Kızıltan: “Bölgesel Bir Kalkınma Stratejisi Oluşturmalıyız”

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan ise, 74. Genel Kurulun yapıldığı dönemde kendisinin henüz 15 günlük bir başkan olmasına rağmen, çok iyi bir ekip oluşturduklarını ve gerek Mersin’de gerek-se Ankara’da oda ve borsalarla diyalog kurduklarını belirtti. Mersin oda ve borsalarının TOBB Yönetim Kurulu’nda ve önemli kurullarda yer almaları gerektiğini her platformda anlattıklarını vurgulayan Kızıltan, “Neticede böyle güzel bir tablo ortaya çıktı. Birlikte güzel şeyler başaracağız” diye konuştu.

Mersin’in artık Marmara’ya alternatif bir bölge olarak gö-



rüldüğünü kaydeden Kızıltan, komşu illerin odalarıyla iş birliği içine girip bölgesel bir kalkınma stratejisinin ortaya konulması gerektiğini, Mersin’in çok geniş bir hinterlanda hizmet ettiğini, Mersin’in imkanları ne kadar iyileşirse civar-

daki illere ve dolayısı ile ülkeye hizmetin o derece artaca-ğını söyledi.

Toplantıda söz alan Tarsus Ticaret ve Sanayi Odası Yöne-tim Kurulu Başkanı Ruhi Koçak TOBB bünyesinde görev alan tüm temsilcileri kutlayarak başarılar diledi.

Erdemli Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Sarı ise, TOBB Turizm Komisyonunda olması dola-yısıyla eylül ayı sonunda Turizm Komisyonunu Erdemli’de toplamayı planladığını bildirdi.

Silifke Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Nu-rettin Kaynar “Tek ilkemiz birlik ve beraberlik. Mersin ola-rak birlik ve beraberliğimizin sonucunda bu güzel görevleri aldık” diye konuştu. Silifke’de 4-6 Ekim tarihlerinde Türki-ye çapında Liderlik Akademisi adıyla bir etkinlik düzenle-yeceklerini kaydeden Kaynar, söz konusu etkinliğe TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun da katılım sağlayacağı bil-gisini verdi.

Daha sonra TOBB bünyesinde görev alan diğer temsilciler tek tek söz alarak, Ankara’da Mersin’i en iyi şekilde temsil edeceklerini belirttiler.

Toplantının sonunda Oda ve Borsa Başkanları, Mersin’deki yatırımları ve bölgesel gelişmenin sağlanması için atılması gereken adımları konu alan bir istişare toplantısı gerçek-leştirdiler.



14-15 Mayıs tarihlerinde yapılan TOBB 74. Genel Kurulu’n-da önemli görevler üstlenen ve Mersin’de faaliyet gösteren Oda/Borsaların Yönetim Kurulu Başkanlarının ve diğer tem-silcilerinin katılımıyla düzenlenen basın toplantısının ardın-dan Mersin’deki mevcut yatırımları ve bölgesel gelişmenin sağlanması için atılması gereken adımları konu alan bir Oda/Borsa Müşterek İstişare Toplantısı gerçekleştirildi.

21 Haziran 2018 tarihinde Mersin Deniz Ticaret Odası (MDTO) ev sahipliğinde düzenlenen ve önümüzdeki sü-reçte düzenli hale getirilmesi planlanan toplantıda ağırlıklı olarak, lobi faaliyetleri, Taşucu SEKA Limanı, Mersin Lojistik Merkezi ve turizm yatırımları konularında görüş alışverişin-de bulunuldu.

Lobi faaliyetlerinin önemine değinilen toplantıda, Mersin’de sivil toplum kuruluşları, siyasetçiler ve kurumların lobi ça-lışmaları anlamında dağınık bir görüntü sergilediğine dik-kat çekildi. Oda ve borsaların; Mersin’in gerçek gündemini ve kentin ileriye yönelik projelerini belirleyebilecek, tabanın ihtiyaçlarını ve kentin önceliklerini doğru tespit edebilecek ve bu ihtiyaçları karar alıcılara en doğru şekilde aktarabile-cek kurumlar oldukları, bu nedenle bir araya gelerek güçlü bir lobi oluşturmalarının gerektiği belirtildi. Oda ve Borsa

Başkanları, 24 Haziran seçimlerinin ardından Mersin’den seçilen tüm milletvekilleriyle bir toplantı yapılması yönünde karar aldı.

Mersin’in hizmet verdiği hinterlanttaki illerin ihtiyaçlarının tespit edilerek, komşu il ve ülkelerle ticareti arttırmak adına, bölgesel plan yapmanın önemine dikkat çekilen toplantıda komşu illerin oda ve borsalarıyla birlikte çalışmak gerektiği ifade edildi.

“SEKA Limanı Özelleştirme Bedeli Odaların Bütçesini Aşıyor”

Toplantıda Taşucu-TDİ (SEKA) Limanı ile ilgili gelişmeler de tartışıldı. Özelleştirme kapsamında bulunan Taşucu Li-manı’nda ‘Sanayi Tesis Alanı Taşınmazı’nın ‘mülkiyet satışı’ yöntemiyle ve ‘Taşucu Limanı ve Lojistik Tesis Alanı Taşın-mazı’nın ise ‘belirli süreliğine işletme hakkının devri’ yönte-miyle ayrı ayrı olarak değil, bir bütün halinde özelleştirmesi-nin odaların bütçelerini aştığı, bu sebeple oda ve borsaların söz konusu ihaleye katılamadıkları vurgulandı. Toplantıya katılan temsilciler, 1 Ağustos 2018’de yapılacak ihale so-nuçlarının dikkatle takip edilmesi konusunda görüş birliğine vardı.

Oda Başkanları Kentin Sorunlarını Tartıştı



Lokmanoğlu: “Tedbiri Elden Bırakmamak Lazım”

TOBB Yönetim Kurulu Üyesi ve MDTO Yönetim Kurulu Başkanı Cihat Lokmanoğlu, Gazeteci Hediye Eroğlu’nun sorularını yanıtladı. Döviz kurunun deniz ticareti, ithalat ve ihracata etkilerini değerlendiren Lokmanoğlu, “Türkiye’de ekonomik açıdan problemler var, tedbiri elden bırakmamak lazım” diye konuştu.

Döviz kurunun Türkiye ekonomisine ve deniz ticaretine yönelik etkilerini değerlendiren Lokmanoğlu, deniz ti-caretinin doğrudan döviz ile yapıldığını anımsatarak bu durumun sektör için çok büyük bir etki yaratmadığını, ancak denizcilerin hizmet verdiği ithalatçı ve ihracatçıla-rın kurdan etkilenmesi nedeniyle yük hacimlerinin düş-mesinin denizcileri etkileyeceğini söyledi.

“İş dünyasının kuru bilmesi lazım”

Dövizdeki dalgalanmanın tüm Türkiye’de rakamları olumsuz etkileyeceğini dile getiren Cihat Lokmanoğlu, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Tüm Türkiye’de rakamlar düşecek. Kurdan dolayı belki ihracat artmış gibi gö-rünebilir. Biliyorsunuz bizim ihracatımızın çoğu gelen ara mallarla yapıldığı için ithalat azaldığından otomatik olarak ihracat da azalacak. İş dünyasının kuru bilmesi lazım. Bugün 1 Dolar 4 TL ise bilmeliyiz ki en az bir yıl bu oran ile iş yapabiliriz. Bunu bilemezsek cesur davra-namayız, onun için de iş yapamayız” .

Seçim sürecine ve ekonomiye dair de açıklamalar ya-pan Başkan Lokmanoğlu, tedbiri elden bırakmama uya-rası yaparak şunları söyledi; “Seçim süreci geldi geçti. Türkiye’nin ekonomik açıdan problemleri var. Onun için de iş dünyasının dişini sıkıp işine devam edip, elinden geldiği kadar ekonomiye katkı vermesi lazım. Kriz olma-sa bile Türkiye’nin her zaman tasarruf yapması lazım. Büyüme olunca tasarruf daha az oluyor. Cesaretli dav-randığınız zaman riskiniz fazla oluyor. Ama tedbiri elden bırakmamak lazım”.


KISA KENT HABERLERİHAZİRAN 2018

Yıllar önce kendisi ile yaptığımız röportajda böyle söylemişti Hüseyin Akış.

96 yaşındaki Akış, yaşlılığa bağlı gelişen rahatsızlıklarına ye-nik düştü. 20 Haziran 2018 günü tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi.

4 Nisan 1953 tarihinde NATO tatbikatından dönen Dumlu-pınar denizaltısı Çanakkale’de suüstü seyri yaparken Nara Burnu açıklarında İsveç bandıralı kuru yük gemisi Naboland

ile çarpışmış, Çanakkale Boğazı’nın karanlık sularına gömü-len Dumlupınar denizaltısı 81 denizcimize mezar olmuştu. Denizcilik tarihimizin en trajik kazalarından biri olan Dumlu-pınar faciasının son tanığı Hüseyin Akış idi. Hüseyin Akış, 20 Haziran’da tedavi gördüğü hastanede vefat etti. Akış Mersin’in Silifke ilçesinde düzenlenen askeri törenle son yol-culuğuna uğurlandı.

Mersin Deniz Ticaret Odası ailesi olarak Merhuma Tanrı’dan rahmet, ailesine ve denizcilik camiamıza başsağlığı dileriz.

Dumlupınar Faciasının Son Tanığı Hüseyin Akış’ı Kaybettik

“Bütün arkadaşlarımı o en güzel yıllarımın geçtiği anlarda bir facia ile denize gömdük. Sonrasında moral gezmeleri falan oldu. Ama o acı ve korkuyu unutmak mümkün değil… Şimdi anılarla o günü unutmadan sağlığım elverdikçe giderim anmalara. Arkadaşlarımın mezarına…

En nihayetinde buluşacağım onlarla...”



Mersin Sanayicileri ve İş Adamaları Derneği'nin istişare toplantısına katı-lan Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, Mer-sin'deki balık çiftlikleriyle ilgili olarak, "Normalde balık çiftliklerinin karadan 900 ile bin 100 metre uzaklıkta olması gerekiyor. Bununla ilgili mücadele ver-dik ve Mersin'deki balık çiftliklerini bin 900 metreye taşıyacağız. Türkiye'de bunun örneği yok. Şu anda Dana Ada-sı'nda kurulmuş balık çiftlikleri de ileri taşınacak" dedi.

Mersin Sanayicileri ve İş Adamaları Derneği'nin istişare toplantısında konu-şan Bakan Elvan yürüttükleri projelere ilişkin bilgi verdi. Çukurova Bölgesel Havalimanı inşaatının hızlı bir şekilde devam ettiğini ve projede üst yapı çalışmalarının başladığını söyleyen Elvan, havalimanının 2019 yılında bitirilmesini hedeflediklerini be-lirtti. Akdeniz sahil yolundaki çalışmaların iyi gittiğini söy-leyen Bakan Elvan, 2 yılda 10 tünel, 2 viyadüğün açılışının gerçekleştirildiği, bu yıl 2 tünelin açılacağı ve 5 tünelde ça-lışmaların devam ettiği bilgisini verdi.

Gelecek ay açılacak Liman hal kavşağında yeni ve önemli bir teknoloji kullandıklarını kaydeden Elvan, kavşağın bü-yüklüğünün şehir merkezindeki 10, 15 tane alt geçide be-del olduğunu, Erdemli’de Kargıpınarı ve Tömük’de 2 tane

köprülü kavşak yapılacağını, Çeşme-li-Taşucu otoyolunun ihale ilanının çık-tığını, 1/25 binlik, 1/5 binlik ve 1/1000’lik planların Bakanlığa gönderildiğini, yak-laşık 8 turizm bölgesinin tamamının iş-lemlerini bitirdiklerini anlattı.

Yeni sanayi yerleriyle ilgili çalışmaların hızlı bir şekilde sürdüğünü belirten El-van, 3 yeni OSB’ye 6 yeni OSB daha ila-ve edileceğini, tahsislere başlandığını ancak. 250’nin üzerinde başvuru bulun-duğu halde şu anda 33 parsel verebildi-ğini, diğer OSB’lerin tamamlanmasıyla tahsislere devam edileceğini bildirdi.

Konuşmasında, Mersin kamuoyunda çok tartışılan balık çiftliklerine de değinen Bakan Elvan, balık çiftliklerinin normalde karadan 900 ile bin 100 yüz metre uzaklıkta olması gerektiğini, Mersin’de Dana Ada-sı’nın civarında bulunan 4 adet balık çiftliğinin ileri taşına-cağını söyledi. Oradaki işletme sahipleri ile görüştüğünü kaydeden Elvan, bu sayede yasada 900 ile bin 100 metre olarak belirtilen mesafenin bin 900 metreye çıkarılacağı-nı, bunun Türkiye’de başka bir örneği bulunmadığını ve bu konudaki problemin ortadan kalkmış olacağını söyledi. Elvan, “Mersin’in her sorunu benim sorunumdur. Burada üzerimize düşen görevi layıkıyla yerine getirmeye çalışıyo-ruz” ifadelerini kullandı. (İHA)

Bakan Elvan: "Balık çiftliklerini karadan bin 900 metre ileri taşıyacağız"


KISA KENT HABERLERİ HAZİRAN 2018

Her yıl heyecanla beklenen bir spor etkinliği haline gelen ve 65 bin ka-tılımcı sayısına ulaşan Uluslararası Mersin Maratonu, Dünya Atletizm Federasyonu’nun belirlediği bronz kategori kriterlerini yerine getirerek, hedeflediği altın kategoriye bir adım daha yaklaştı. Maratonun Bronz Label kategorisine yükselmesi ile beraber, disiplin, güvenlik, zaman-lama ve kalite konularında tam not alan Uluslararası Mersin Marato-nu'na elit sporcuların talebinin art-ması bekleniyor.

"Altın kategoriye bir adım daha yaklaştık"

Mersin Büyükşehir Belediyesi tara-fından konuya ilişkin olarak yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:"Yıl içerisinde koşulan yarışlar, Ulus-lararası Atletizm Federasyonları Bir-liği (IAAF) tarafından sınıflandırılır. Yarışmalar altın, gümüş, bronz kate-goriler olarak 3'e ayrılır. Bu kategori-ler de kendi içerisinde maraton, yarı maraton ve 8 ve 15 km. gibi diğer klasik koşu mesafeleri olarak kate-gorilere ayrılırlar ve IAAF tarafından belirlenen kriterler temelinde en iyi yarışlar Altın kategoride yer alırlar. Bu kapsamda Uluslararası Mersin Maratonu, Altın Kategori'ye bir adım daha yaklaşmıştır." (İHA)

Uluslararası Mersin Maratonu, Bronz Label Kategorisine Yükseldi

Mersin Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen ve Avrupa’da ilk 5 içerisinde yer alarak, dünyanın önemli maratonları listesine giren Uluslararası Mersin Maratonu, 'Bronz Label' kategorisine yükseldi.

Kumbur, '5 Haziran Dünya Çevre Günü' dolayısıyla yaptığı açıklama-da, sürdürülebilir yaşamı ve çevre-yi tehdit eden küresel ısınma, iklim değişikliği, su, hava, toprak, gürül-tü, görüntü kirliliği, atık bertarafı, çölleşme, nesli tükenmekte olan hayvanların avlanması gibi çevre sorunlarının, global ölçekte alına-cak önlemler ile engellenebileceği-ni belirtti. Bu nedenle, her ülkenin çevre yönetimi konusunda ortak bir paydada buluşması ve alınan ka-rarları eksiksiz olarak uygulaması gerektiğine işaret eden Kumbur, bu noktada, toplumda yaşayan bütün bireylere önemli görevler düştüğü-nü kaydetti.

Mersin'in, coğrafi konumu, tarım, ti-caret, turizm, sanayi, liman, sosyal, kültürel, spor, serbest bölge, enerji, ulaşım, lojistik, ar-ge ve inovasyon, ithalat, ihracaat gibi sektörel faa-liyetleri ile Türkiye'nin olduğu gibi Ortadoğu ve dünyanın da önemli bir kenti olduğunu vurgulayan Kum-bur, "Bütün bu sektörel faaliyetler ve son yıllarda yoğun göç alması ne-deniyle yaşanan nüfus artışı, doğal

kaynakların azalmasına ve çevre sorunlarının artmasına neden ol-muştur. Özellikle çarpık kentleşme ile ormanlar, ağaçlık alanlar ve ve-rimli tarım arazileri tahrip edilmek-tedir. Ayrıca ulaşım ve altyapı yeter-sizlikleri, gürültü, görüntü, su, hava ve toprak kirliliği, enerji, deniz, kıyı, tarihi ve kültürel çevredeki sorunlar, mevsimsel çevre sorunları, atıkların bertarafı, sulama suyu gibi sorunla-rı ülkemizde ve bütün kentlerimizde belirli ölçülerde mevcuttur. Mersin ve diğer kentlerimizde ortak olan bu sorunların çözümüne yönelik, çevre bilincinin oluşturulması, yeni ve yenilenebilir teknolojilerin kulla-nımı, tasarrufa yönelik projeler, geri dönüşüm-kazanım ve temiz üretim projeleri, çevresel risk değerlendir-meleri yapılmalı, bu noktada çevre stratejileri geliştirilmeli ve geleceğe yönelik master planları hazırlanma-lıdır" dedi.

Bütün bu projelerin ekonomik ve sürdürebilir olması, aynı zaman-da akıllı kent yönetim sistemi kap-samında olması gerektiğini ifade eden Kumbur, "Kirletilen çevre, yok edilen insanlık demektir. Sağlıklı bir çevrede yaşıyor olmak ayrıca-lık değil, bir haktır. Unutmayalım ki, başka bir dünya yok. Çevresel bütünlüğün korunması, toplumdaki her bireyin sorumluluğudur. Sürdü-rülebilir ve kaliteli bir yaşam ancak doğal kaynakların bilinçli kullanımı ve çevresel kalkınmanın sağlanma-sı ile oluşacaktır. Sağlıklı, mutlu ve huzurlu yarınlar için hedefimiz çev-remizi korumak ve gelecek nesillere temiz bir çevre bırakmak olmalıdır” ifadelerini kullandı. (İHA)

Kumbur: "Yoğun göç ve doğal kaynakların azalması, Mersin'deki

çevre sorunlarını arttırdı" Mersin Üniversitesi (MEÜ) Mühendislik Fakültesi Çevre Mü-hendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halil Kumbur, yo-ğun göç ve doğal kaynakların azalmasının, Mersin’deki çevre sorunlarını da arttırdığını söyledi.



Mersin Ticaret Borsası içinde yapılan 'Tek Durak Ofisi'nin açılışı Kalkınma Bakanı Lütfü Elvan tarafından yapıldı. Elvan’a Mersin Valisi Ali İhsan Su ile il protokolünün de eşlik ettiği açılışa Mersin Deniz Ticaret Odası adına Genel Sekreter Yardımcısı Halil Delibaş katıldı.

Açılışta konuşan Bakan Elvan, Tek

Durak Ofisi’nin yatırım ortamını kolay-laştırdığını, yatırım yapmak isteyen-lerin kurum kurum dolaşmak yerine, tüm iş ve işlemlerinin doğrudan tek durak ofisinde gerçekleştirileceğini belirtti. Bunun ilk örneğini İstanbul’da gerçekleştirdiklerini kaydeden Elvan “Ancak İstanbul’daki ofisimiz sadece yabancı sermaye şirketlerine hizmet veriyor. Mersin’deki ise hem yerli hem de yabancı tüm firmalarımıza hizmet verecek" diye konuştu.

"Yatırımcılar için önemli bir fırsat"

Ofiste yapılacaklar hakkında da bil-giler veren Elvan, "Diyelim ki bir kişi Mersin’de yatırım yapmak istiyor. İş adamımız devletle, kurumlarla ilgili bütün işlemlerini burada yapabilecek. Her bir kurumumuzdan birer uzman burada görevlendirildi. Yatırımcılar kurum kurum dolaşmadan doğrudan burada toplantılar yapabileceksiniz, görüşmeler yapabileceksiniz. Yani tek elden bir yatırımcının tüm izin ve ruh-sat işlemleri burada yapılacak. Bunun

pilot uygulamasını burada, Adana’da, Samsun’da, Ankara’da, İzmir’de baş-latıyoruz. İstanbul’dan sonra ilk açılışı-mızı Mersin’de gerçekleştiriyoruz. Bu tek durak ofisimizden bütün yatırım-cılarımızın yararlanması çok derece önemli. Sadece izin ve ruhsat işlem-leriyle de kalmıyoruz. Bunların dışın-da her türlü danışmanlık hizmetleri verilecek. Pazarlamayla ilgili bilgiler verilecek. Sektörle ilgili istenilen bilgi-ler yatırımcıya verilecek. Bir anlamda yatırımcının yönlendirilmesi, yatırımcı-ya danışmanlık işlemlerini de burada sağlayacağız" ifadelerini kullandı. Tek durak ofislerinin yatırımcılar için önemli bir fırsat olduğunu dile getiren Elvan, yatırımcının belki de günlerce farklı kurum ve bakanlıklarda dolaş-tığını, ancak artık yatırımcının iş ve işlemlerinin tek durak ofisindeki ça-lışanlar tarafından takip edileceğini anlattı. Böylece yatırımcıların kendi işlerine yoğunlaşacaklarını vurgula-yan Elvan, bunun yatırımcılar için bü-yük bir fırsat olduğunu belirterek, bu ofisi açmanın kendilerini mutlu ettiği-ni söyledi. (İHA)

'Tek Durak Ofisi' Açıldı

Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, İstanbul'dan sonra ikinci Tek Durak Ofisini Mersin'e açtık-larını belirterek, "Burası İs-tanbul'dan farklı olarak hem yerli hem de yabancı yatı-rımcılara hizmet verecek. Yatırımcılarımız artık kurum kurum dolaşmayacak. Yatı-rımcılarımız tek durak ofisle-rinde tüm iş ve işlemleri ger-çekleştirebilecek" dedi.


DENİZCİLİK HABERLERİHAZİRAN 2018

1. Mersin Yat Yarışları, Mersin Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü, Mersin Büyükşehir Belediyesi, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası ve Mersin Deniz Ticaret Odası destekle-riyle, 10-20 Metre arası D-1, D-2 ve D-3 kategorilerinde 10 tekne ve 60 sporcunun katılımıyla gerçekleştirildi.

Birbirinden çekişmeli yarışların ardından D-1 kategori-sinde, Mersin Yelken Akademi takımından Oytun Çalışlar birinci olurken, Hotler takımından Mert Pozcu ikinci, Fırat Kındı ise üçüncülük elde etti. D-2 kategorisinde de Andor takımından Derya Yalgın birinci, Efe Aras takımından Ha-kan Uysal ikinci ve Bukle takımından Buğra Reha Sakınç üçüncü oldu. D-3 kategorisinde ise Rozita takımından Er-

sin İlkiriloğlu birinci, Mersin Rota takımından Feridun Çatık ikinci ve Afilli takımından Nazım Önal üçüncü olma başarısı gösterdi.

Bu yıl ilk kez düzenlenen Mersin Yat Yarışları ödül töreninin ardından sona erdi. Yarışmada başarı elde eden sporcu-lar, Mersin Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü Spor Şube Müdürü Vedat Akyar, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Başkanı Ayhan Kızıltan, Mersin Deniz Ticaret Oda-sı (MTDO) Genel Sekreter Yardımcısı Halil Delibaş, Mer-sin Marina Genel Koordinatörü Cengiz İnangül ve Türkiye Yelken Federasyonu Mersin İl Temsilcisi Özgür Özcan'dan ödüllerini aldı.

Mersin Yat Yarışları Sona ErdiTürkiye Yelken Federasyonu tarafından, Mersin ve Doğu Akdeniz kıyılarında ger-çekleştirilen '1. Mersin Yat Yarışları' sona erdi.


DENİZCİLİK HABERLERİ HAZİRAN 2018

Mevcut uygulamalardan kaynaklı olumsuzlukların önüne geçilmesi, li-man işlemlerinin daha hızlı, sade ve güvenli şekilde yürütülerek yasal ti-caretin kolaylaştırılması ve ülke eko-nomisinin gelişimine katkı sağlanma-sının hedeflendiği Liman Tek Pencere Sistemi'nin tanıtım toplantısı Asyaport Limanı'nda yapıldı.

Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Risk Yö-netimi ve Kontrol Genel Müdürü Hacı Hasan Murat Özsoy, toplantıda yaptığı konuşmada, Bakanlık olarak Türkiye limanlarının dünyanın en gelişmiş li-manları arasında yer alabilmesi hedefi doğrultusunda çalışmalar yaptıklarını söyledi.

Özsoy, amaçlarının Türkiye'nin tica-retin en kolay ve en güvenli yapıldığı ülke olmasını sağlamak olduğunu ifade ederek, "Bu hedef doğrultusun-

da yasal ticareti kolaylaştırarak, ülke ekonomisine katkı sağlamak amacıy-la pek çok proje yürütüyoruz. Gelişen teknoloji ve buna bağlı olarak büyü-yen ticaretin şartlarını bu değişim ve gelişimlere göre yeniliyoruz. Ticaretin daha kolay yapılması için yeni enstrü-manlar geliştiriyoruz. Ülkemiz liman-larının dünyanın en gelişmiş limanları arasında yer alması doğrultusunda Bakanlığımızda öncelikle limanlarda yapılan gümrük işlerinin sadeleştirile-rek elektronik ortamlarda takip edil-mesine yönelik çalışma başlanıldı" diye konuştu.

"Her şeyin tek bir sistem üze-rinden yapılması sağlanacak"

Bakanlık tarafından limanlarda işlem yapan tüm kurumların işlemlerinin tek bir sistem üzerinden yapılması çalış-

malarının yürütüldüğünü belirten Öz-soy, "Bu sistemler Konteyner Liman Takip Sistemi ve Liman Tek Pencere Sistemidir. Liman Tek Pencere Siste-mi ile geminin limana varışından ve limandan çıkışından önce acenteler tarafından sunulan belge ve bilgiler, tek bir veri tabanına elektronik imza ile girilecek. Farklı kurumlar ve liman işletmelerinin ihtiyaç duyduğu bilgiler, bu veri tabanından alınabilecek. Her şeyin tek bir sistem üzerinden yapıl-ması sağlanacak" ifadelerini kullandı.

"5 ayrı kuruma bildirimler tek bir pencereden yapılacak"

Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Deniz ve İçsular Düzenleme Genel Müdürü Durmuş Ünüvar da Tür-kiye'nin son 15 yıllık süreçte gelişim adına büyük mesafeler kat ettiğini ve dünyanın en hızlı büyüyen ülkeleri ara-sında yer aldığını dile getirdi.

Ünüvar, Liman Tek Pencere Siste-mi'nin 1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramı'nda tüm limanlarda yürürlüğe gireceğini belirterek, şunları kaydetti:"Ekonomide yakalanan bu istikrar, denizcilik sektöründe de kendini gös-terdi ve denizciliğin birçok alanında önemli atılımlar yapıldı. Türk sahipli filomuzda adet bazında 2003-2018 yılları arasında yaklaşık yüzde 66 bir artış gerçekleşmiş. Limanlarımızda el-leçlenen yük miktarı 2003 yılında 190 milyon ton yük, 2017 yılı sonunda 471 milyon ton olarak gerçekleşti. Deniz yoluyla gerçekleştirilen dış ticaret ta-şımalarında 2003 yılında 149 milyon

Liman Tek Pencere Sistemi,Tekirdağ'da Uygulanmaya Başlandı

Gümrük ve Ticaret Bakanlığı koordinesinde geliştirilen "Liman Tek Pencere Siste-mi", Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ile birlikte Tekirdağ Asyaport Limanı'nda pilot olarak uygulanmaya başlandı.



ton iken 2017 yılı sonunda 347 milyon tona ulaştı. Pilot olarak uygulamamız bugün burada başlıyor. Limanlarımıza gelen gemilerin kalkışından varışına kadar verdikleri beyanlar var. 5 ayrı kuruma bildirimlerde bulunuluyor. Şu anda bu 5 ayrı kuruma bildirimler tek bir pencereden yapılacak. Bu sistem üzerinden kurumların istedikleri veri-leri toplamasıyla gerçekleşecek. Bu yerli ve milli olarak gerçekleştirilmiş bir proje."

"Yerli ve milli olması da ayrı bir önem arz ediyor"

Tekirdağ Valisi Mehmet Ceylan ise böyle önemli bir projenin Türkiye'nin en önemli limanlarından olan Asya-port'ta başlamasından dolayı mutlu olduklarını ifade ederek, "5 bakanlığın yürüttüğü Liman Tek Pencere Sis-temi'nin ilimizde olması gurur verici. Bundan sonra da ilimizin lojistik an-lamdaki vizyonunu daha da geliştire-cek olan limanlarımızın gelişimi ülke ekonomisine de katkı sağlayacak. Bu sistem işin kolaylaştırılması, maliyetin düşürülmesi ve güvenli bir çalışma-

nın yürütülmesi açısından önemli bir proje. Yerli ve milli olması da ayrı bir önem arz ediyor." değerlendirmesinde bulundu.

Toplantıya, Tekirdağ Büyükşehir Bele-diye Başkanı Kadir Albayrak, Tekirdağ Ticaret Sanayi Odası Başkanı Cengiz Günay, Trakya Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Mahmut Şahin ve yetkililer

katıldı.

Program sonunda Asyaport Limanı Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Soyu-er, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Risk Yönetimi ve Kontrol Genel Müdürü Özsoy ile Ulaştırma Denizcilik ve Ha-berleşme Bakanlığı Deniz ve İçsular Düzenleme Genel Müdürü Ünüvar'a plaket takdim etti.

Ve daha birçok avantajlar sizleri bekliyor. Geniş bilgi için Genel Müdürlü€ümüze başvurunuz;

Projelerinizi Gerçekleştirebileceğiniz

Faaliyetlerinizi Geliştirebileceğiniz

En Uygun Fiyatları Sağlayan ve

Müstakil Limanı Bulunan işyeriniz

Dünyaya Açılan Kapınız;

Üretimde % 100 kurumlar vergisi mua�yeti

Gümrük hattı dışı işlem avantajı

Kali�ye işçilik

Her türlü ulaşım imkanı

49 yıla kadar faaliyette bulunma hakkı

Bürokrasi azlığı

Özel limanda uygun tarife şartları

Süratli liman hizmeti avantajı

Genel limancılık hizmetleri

Süresiz depolama imkanı

Açık stok alanı kiralama hizmeti

Uluslararası iletişim

Modern altyapı

✓

✓

✓

✓

✓

✓

✓

✓

✓

✓

✓

✓

✓

MERS‹N SERBEST BÖLGES‹MERS‹N SERBEST BÖLGES‹

MERSİN SERBEST BÖLGE KURUCU VE İŞLETİCİSİ A.Ş.

ajan

sim

aj.c

om

Tel: 0324 238 74 00 (Pbx) Fax: 0324 238 74 10e-mail: [email protected] - www.mesbas.com.tr

Karaduvar Mah. Serbest Bölge Meydanı No:1 Akdeniz - MERSİN



Ve daha birçok avantajlar sizleri bekliyor. Geniş bilgi için Genel Müdürlü€ümüze başvurunuz;

Projelerinizi Gerçekleştirebileceğiniz

Faaliyetlerinizi Geliştirebileceğiniz

En Uygun Fiyatları Sağlayan ve

Müstakil Limanı Bulunan işyeriniz

Dünyaya Açılan Kapınız;

Üretimde % 100 kurumlar vergisi mua�yeti

Gümrük hattı dışı işlem avantajı

Kali�ye işçilik

Her türlü ulaşım imkanı

49 yıla kadar faaliyette bulunma hakkı

Bürokrasi azlığı

Özel limanda uygun tarife şartları

Süratli liman hizmeti avantajı

Genel limancılık hizmetleri

Süresiz depolama imkanı

Açık stok alanı kiralama hizmeti

Uluslararası iletişim

Modern altyapı

✓

✓

✓

✓

✓

✓

✓

✓

✓

✓

✓

✓

✓

MERS‹N SERBEST BÖLGES‹MERS‹N SERBEST BÖLGES‹

MERSİN SERBEST BÖLGE KURUCU VE İŞLETİCİSİ A.Ş.

ajan

sim

aj.c

om

Tel: 0324 238 74 00 (Pbx) Fax: 0324 238 74 10e-mail: [email protected] - www.mesbas.com.tr

Karaduvar Mah. Serbest Bölge Meydanı No:1 Akdeniz - MERSİN

Türk Akımı Doğalgaz Boru Hattı’nın çalışmalarında kulla-nılan dünyanın en büyük inşaat gemisi Pioneering Spirit, İstanbul Boğazı’ndan üçüncü kez geçti.

Geminin, Türk Akımı’nın Türkiye’ye doğalgaz tedarik ede-cek ilk hattının 930 kilometrelik derin deniz kesimindeki ça-lışmalarını tamamlamasının ardından Hollanda’da bakım ve onarımı yapılmıştı.

Geminin boğazdan geçişine; Kıyı Emniyeti Genel Müdür-lüğü'ne bağlı 1 acil müdahale gemisi, 2 tahlisiye botu ve 5 römorkör eşlik etti.Pioneering Spirit'in geçişi nedeniyle bo-ğazda transit gemi trafiği her iki yönde geçişlere kapatıldı.

Geminin, Karadeniz'e açıldıktan sonra TürkAkımı'nın hali-hazırda 224 kilometresi tamamlanan ikinci hattının inşasına devam ederek bu hattı Kıyıköy'e ulaştırması hedefleniyor.Her biri 15,75 milyar metreküplük toplam iki hattan oluşa-cak ve toplam kapasitesi 31.5 milyar metreküp olacak Türk Akımı Doğalgaz Boru Hattı ilk defa 2014'te Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından duyurulmuştu.930 kilo-metre uzunluğuna sahip iki ayrı boru hattının ilki Türkiye'ye doğalgaz arzı sağlarken, diğer hat Türkiye üzerinden Avru-pa'ya ulaşacak.

Türkiye üzerinden Avrupa'ya gidecek ikinci hattın çıkış nok-tası için Yunanistan ve Bulgaristan seçenekleri üzerinde görüşmeler devam ediyor.Türkiye'ye doğalgaz sağlayacak ilk hat 30 Nisan'da ülke kıyısına ulaşmıştı. (Deniz Haber Ajansı)

Pioneering Spirit, İstanbul Boğazı'ndan geçtiDünyanın en büyük inşaat gemisi olan 477 metre uzunluğunda, 124 metre genişliğinde ve 403 bin 342 groston ağırlığındaki Pioneering Spirit, İstanbul Boğazı'ndan geçti.

‘Dünya Denizciler Günü’ her yıl 25 Haziran tarihinde dünya-nın dört bir yanında kutlanıyor.

IMO, her yıl ‘Dünya Denizciler Günü’ için farklı bir tema belir-liyor. Bu yıl için seçilen motto ise ‘Denizcilerin Refahı’ oldu. Refah, özellikle mental sağlık açısından son yıllarda deniz-ciliğin en önemli sorunlarından biri olarak görülüyor. Eşsiz ve zorlu çalışma ortamları sebebiyle deniz çalışanlarının, diğer meslektaşlarından daha fazla depresyon ve stres al-tında çalıştıklarına dikkat çekiliyor.

Denizciler özellikle uzun dönemli operasyonlarda Skype ve facetime çağrılarının geç bağlanmasından kaynaklı olarak aileleri ile görüşememeleri, uzun dönemli sözleşmelerin yapılması ve operasyon yorgunlukları gibi sorunların çözül-mesini istiyor.

2010 yılında Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO), 25 Hazi-

ran’ı, ‘Uluslararası Denizciler Günü’ olarak belirlemişti. O tarihten beri her yılın 25 Hazi-ran’ı ‘Dünya Denizciler Günü’ olarak kutlanıyor.

IMO Genel Sekreteri Kitack Lim, ‘Denizcilik zor bir iştir.

Denizciler fiziksel ve zihinsel olarak seyrüseferin güvenliği-ni takip ediyor. Bunlarla beraber denizdeki yaşam kalitesini etkileyebilecek internet erişimi, suçlulaştırma, ücretler gibi birçok zorlu faktör de mevcut’ dedi. Kitack Lim, bu yılki fotoğraf kampanyasında denizcilerden iyi bir günlerinin fotoğrafını atmalarını istedi. Bütün denizci-lerin katılımını beklediklerini söyleyerek denizcilerden de-neyimlerini paylaşmalarını ifade etti.

IMO bu yıl ISWAN’ın da katkılarıyla GoPro kamera ve Ipad ödüllü bir fotoğraf yarışması düzenleniyor. Katılmak isteyen denizciler twitter üzerinden fotoğraf paylaşıyor. (Deniz Ha-ber Ajansı)

IMO bu yıl 25 Haziran Dünya Denizciler Günü teması olarak ‘Denizcilerin Refahı’ mottosunu belirledi.

IMO, Dünya Denizciler Günü'nü Kutladı


DENİZCİLİK HABERLERİ HAZİRAN 2018

2017 Yılı Kruvaziyer Turizmi Verileri AçıklandıCLIA (Cruise Lines International Association), 2017 yılı kruva-ziyer turizminin istatistiklerini açıkladı.

Ankara Üniversitesi bünyesinde ku-rulan Deniz Hukuku Uygulama ve Araştırma Merkezi (DEHUKAM) tara-fından, Yük-sek Öğretim Ku r u lu ’n u n o n a y ı y l a , 2018 Güz Dönemi’nden itibaren “(İn-gilizce-İkinci Öğretim) De-niz Hukuku Yüksek Li-sans Prog-ramı” hayata geçiriliyor.

Ankara Üniversitesi Rektörlüğü'nden yapılan açıklamaya göre hukuk fakül-tesi mezunu olsun ya da olmasın be-lirli sayıda Türk veya yabancı kişinin, sınavla tezsiz yüksek lisans eğitimi al-ması planlanan bu programda, hukuk fakültesi mezunları ile bilimsel hazırlık programına katılmaları şartıyla diğer fakülte mezunlarından bazılarına, ders aşamasında gösterdikleri performansa bağlı olarak ve doktoraya yönelik çalış-ma yapabilmeleri maksadıyla tezli yük-sek lisans imkânı da veriliyor.

2018-2019 akademik yılı güz döne-minden itibaren başlayacak olan “DE-HUKAM Deniz Hukuku İkinci Öğretim Yüksek Lisans Programı (İngilizce)” ile ilgili ayrıntılı bilgi http://dehukam.anka-ra.edu.tr/ adresinden alınabilir. (DEHU-KAM)

Damen Tersanesi, Ras Al Khaimah (RAK) Limanlarının alt ku-ruluşu olan Saqr Limanı için ‘ASD Tug 2913’i, Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki, Albwardy Damen Tersanesi’nde suya indirdi.

Damen Tersanesi’ne 12 ay önce teslim edilen römorkör, lima-nın koşullarına göre özel olarak tasarlandı. 80 tonluk çekme gücüne sahip römorkör, gemilerin güvenli bir şekilde limana girmelerine katkı sağlayacak.

Saqr Limanı, Ortadoğu'nun en büyük limanı ve bölgesel eko-

nominin önemli bir parçası olma özelliği taşıyor. Ayrıca yakının-da yer alan taş ocağı sektörüne de destek veriyor. Her yıl 55 milyon ton dökme yük limandan Arap Körfezi'ne ihraç ediliyor.29 metre uzunluğa sahip ‘ASD Tug 2913’ün, limanın yakının-da bulunan Hajar Dağları’nın zorlu iklim ve yer şekillerinde dahi operasyonlara çıkabileceği belirtiliyor.

RAK Limanları, Damen Tersanesi ile uzun süredir iş birliği içinde. Limanın filosunda bir ASD Tug 2411, bir ASD Tug 2310 ve beş Stan Tug bulunuyor. (Deniz Haber Ajansı)

2017 yılı için açıklanan verilere göre geçen yıl dünya genelinde 26 milyon 700 bin yolcu kruvaziyer gemisiyle yolculuk yaptı. Kruvaziyer yolcuları-nın yüzde 49’u Kuzey Amerika’dan gelirken bunu yüzde 26 ile Avrupa ve yüzde 15 ile Asya kıtası takip ediyor. Bunlarla beraber Asya rakamları ise 2016 yılı istatistiklerine göre yüzde 20.5 oranında artış gösterdi. Kuzey Amerika verileri, bir önceki yıla göre yüzde beş oranında artış gösterdi.

Kruvaziyer şirketleri, ABD, Kanada ve Meksika’nın tüm bölgelerinden, kru-vaziyer gemilerine olan talebi önemli ölçüde artıran birçok yeni kruvaziyer gemisini filolarına ekliyor. ABD paza-rında bu aralar en fazla rağbet göste-rilen destinasyonların Küba ve Kara-yip Adası olduğu belirtiliyor. 2017 yılı istatistiklerine göre, ortala-ma seyahat süresi önceki yıllara göre daha kısa sürdü ve ortalama seyir süresi 7.2 gün oldu. Bu istatistiklerle

geçmişte popüler olan 7 ile 15 gün arasında değişen yolculuklar konuk-lar için daha çekici hale gelmeye başladı.

Geçen yıl kruvaziyer gemisiyle se-yahat edenlerin yaş ortalaması 47 olarak belirtildi. Bu önceki yılların istatistiğine göre kruvaziyer sektörü için heyecan verici bir gelişme ola-rak değerlendiriliyor. Kruvaziyer ge-misiyle seyahat, uzun yıllar boyunca emeklilik tatili olarak görülüyordu. Kruvaziyer endüstrisi aileler ve genç çiftlerin talep göstermesi amacıyla daha çekici hale getirmeye çalışıldı.

Bu yıl birçok yeni kruvaziyer gemi-sinin lansmanı, dünyanın dört bir yanındaki yeni destinasyonların ek-lenmesiyle sektörde bir canlanma yaşanıyor. Kruvaziyer sektörü, 2018 yılında kruvaziyer gemisiyle 28 mil-yon yolcunun seyahat etmesini bek-liyor. (Deniz Haber Ajansı)

Deniz Hukuku Yüksek Lisans

Programı Açılıyor

Damen Tersanesi, Birleşik Arap Emirlikleri'ne Römorkör İnşa Ediyor



U.N. Ro-Ro Patras Seferlerine Başlıyor

Denizlerde ve içsularda geleneksel kıyı balıkçılığı verilerinin güncellene-rek kayıt altına alınması ve sürdürüle-bilir yönetiminin sağlanması amacıyla balıkçı teknesi sahiplerine yapılacak desteklemeye ilişkin iş ve işlemlerle ilgili usul ve esasları düzenleyen 'Ge-leneksel Kıyı Balıkçılığının Kayıt Altına Alınması ve Desteklenmesi Tebliği' Resmi Gazete'de yayımlandı.

Tebliğ kapsamında geleneksel ba-lıkçılık yöntemleri ile avcılık yapan 10 metreden küçük boylardaki ruhsatlı balıkçı tekne sahiplerine 2018 yılında 500 ila bin lira arasında destekleme ödemesi yapacağı belirtildi. (Deniz Haber Ajansı)

Gazze'ye yardım malzemesi götürür-ken İsrail deniz komandoları tarafın-dan baskına uğrayan ve 10 kişinin ha-yatını kaybettiği Mavi Marmara gemisi, Ro-Ro gemisi yapılmak için söküldü. Mavi Marmara gemisi 8 yıl Haydarpaşa Limanı'nda bekledikten sonra satılmış-tı. Gemiyi satın alan armatör Erdoğan Tümsek, 'Gazi Gemi' dediği Mavi Mar-mara'yı söktürdü. Gemi Ro-Ro gemisi olarak inşa ediliyor. Geminin yeni ismi "Erdoğan Bey" olacak. Mavi Marmara gemisi, Ro-Ro gemisi olarak kamyon taşıyacak.

Haydarpaşa Limanı’nda 8 yıldır bek-letilen 93 metre uzunluğundaki gemi-nin yolcu salonları kesilerek çıkartıldı ve güvertesi hangara dönüştürülmek üzere boşaltıldı. Gemi artık insan ve yardım değil kamyon taşıyacak. Mavi Marmara için daha önce de müze, hastane ya da otel olabileceği tartış-maları yapılmıştı. Gemi 3 ay sonra 'Er-doğan Bey' ismiyle kamyon taşımacılı-ğı yapacak. (Deniz Haber Ajansı)

Turistik gezileriyle tüm dünyadan turist çeken Volga nehrindeki gemi turları bu kez bir felakete sahne oldu. Rusya'nın Volgograd şehri yakının-da, Volga Nehri üzerinde bir vapurla katamaran çatıştı. Kazada 6'sı kadın olmak üzere 11 kişi hayatını kaybetti.

Kaza sonrası yapılan incelemede katamaranın ruhsatsız olduğu ve olay anında tanıtıcı ışıklarının kapa-lı olduğu ortaya çıktı. Ayrıca TASS Haber Ajansı, yolcuların aşırı alkollü olduğunu ve 12 kişilik katamarana 16 kişi bindiğini belirtti. Nehir çevresin-de aramalar sona ererken, olayla ilgili Rusya Savcılığı makamları soruştur-ma başlattı. (Deniz Haber Ajansı)

Kıyı Balıkçılarına Destek Ödemesi Yapılacak

Patras seferleriyle birlikte hem Türkiye ile Yunanistan, hem de Yunanistan ile Avrupa arasında taşımalar yapılabile-cek. Düzenlenecek seferlerle Yunanis-tan üzerinden taşıma yapan nakliyeci-lerimize transit süre ve maliyet avantajı sağlanacak.

Patras uğrakları ihracatta ve ithalatta haftada birer sefer ile başlayacak olup ilerleyen dönemde haftada karşılıklı iki-

şer sefere çıkacak. Talebe göre karşı-lıklı üçüncü seferler de eklenebilecek.Pendik-Patras ve Patras-Pendik se-ferlerinin tek yön komple araç ve yarı römork navlunu liman masrafları dahil EUR 550, tüm konteynerler için liman masrafları dahil EUR 450 olarak belir-lendi.

Trieste-Patras ve Patras-Trieste se-ferlerinin tek yön komple araç ve yarı römork navlunu liman masrafları dahil EUR 800, tüm konteynerler için liman masrafları dahil EUR 650 olarak belir-lendi.

Patras hattının bilet tarifesinde toplu bilet, ciro primi uygulamaları ve di-ğer destekler geçerli olmayacak. BAF akaryakıt katkı payı ise navlunlara dahil olacak. (Deniz Haber Ajansı)

U.N. Ro-Ro, Yunanistan’ın Güney Batısındaki en önemli liman-lardan Patras’a da seferlerinin başlayacağını duyurdu. İlk gemi, 22 Haziran Cuma günü Pendik’ten hareket etti.

Volga Nehri'nde Tekne Kazası: 11 Kişi Hayatını

Kaybetti

Mavi Marmara, Ro-Ro Gemisi Yapılmak İçin Söküldü



Gazeteci Haldun Okdemir , Denizcilik ve Kabotaj Bay-ramı’nın 92. yıl dönümü etkinlikleri çerçevesinde Mersin Arkeoloji Müzesi’nde “Atatürk ve Deniz” konulu bir sergi açtı.

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün deniz sevgisini yansıtan fotoğraflarının yer aldığı sergiye Mersin Deniz Ticaret Odası destek verdi. Gazeteci Haldun Okdemir’in araştırıp derlediği siyah beyaz fotoğraflardan oluşan serginin açılışı 29 Haziran Cuma günü Mersin Arkeoloji Müzesi’nde yapıldı. Atatürk ve Deniz sergisi 29 Haziran- 8 Temmuz tarihleri arasında ziyarete açık olacak.

Yalova - Altınova Tersane Girişimcileri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Şükrü Fazıl Uzun, Altınova bölgesinde yakın kom-şularla birlikte 37 adet dev tersanenin bulunduğunu söyledi. Tersanelerde Avrupa nın çok önemli deniz ülkelerine gemiler yapıldığını belirten Uzun, “Bu ülkeler Norveç, İngiltere, İzlan-da, Belçika, Hollanda kısmen Almanya, İtalya ve Fransa gibi ülkeler. Bunların hepsi denizci ülkeler. Bu ülkelere gemi inşa

edebilmek demek, kalitenin yanında fiyat ve teslim süreleri-nin uygun olması demektir" dedi.

Geçen yıl dünyada ilk kez Yalova da inşa edilen uzaktan ku-mandalı geminin Danimarka ya teslim edildiğinin altını çizen Uzun, “Uzaktan kumanda edilen bu gemi şu anda Danimar-ka daki iki tane liman arasında çalışmaktadır. Bu gemi bir sonraki aşama olan tamamen insansız olarak çalışacak olan Otonomus gemilerde burada üretilecek" ifadelerini kullandı.

“Hedef 40 bin kişiye istihdam sağlamak”

Bölgedeki tersanelerde 14 bin civarında kişinin çalıştığını aktaran Uzun, "Kapasitelerimiz arttığı zaman 40 bin civarın-da insanımız bölgemizde bizzat çalışacaktır. Tersanelerimiz 2022’ye kadar tamamen dolu. Yurt dışından aldığımız sipa-rişlerle tamamen dolmuş vaziyetler.

İnşallah bu sayı hem daha çok artacak. Çünkü ülkemizde gemi inşamız ve tamir işlerimiz çok kaliteli, zamanında teslim ettiğimiz ürünlerin fiyat uygunluğu da ülkemizin bu konuda cazibe merkezi haline gelmesine sebep oluyor" diye konuş-tu. (Deniz Haber)

Avrupa' nın En Önemli Deniz Ülkeleri Sıraya Girdi

Yalova nın Altınova ilçesinde bulunan gemi tersaneleri Avrupa ya gemi yetiştiremi-yor. Dünyanın en önemli deniz ülkelerinin gemi siparişleri sebebiyle tersane 2022 yılına kadar dolu durumda.

Haldun Okdemir’den Atatürk Fotoğrafları Sergisi

30 Mersin Deniz Ticaret

MERSİN’DEN PORTRELER

Bekir Uluğ 1898’de Adana’nın Belez nahiyesinde dünyaya geldi. Babası Abdullah Efendidir. Milli Mücadele’ye Vete-riner yedeksubay vekili olarak katıldı. Kurtuluştan sonra Doğruöz gazetesinin gezici muhabirliğini yaptı. Bir süre Sovyetler Birliği Mersin Konsolosluğunda kâtip olarak çalıştı. Bu nedenle bir soruşturma geçirdi ve yargılandı (1923). Halkevi yıllarında vatan, cumhuriyet ve Atatürk sev-gisiyle coşan Uluğ’un şiirleri konu yönünden çok zengindir. Lirik, pastoral, epik şiirler yanında ulusal konular, Atatürk ve yurt sevgisi, özellikle Mersin hayranlığı öne çıkar. Uzun yıllar gazetecilik ve komisyonculuk yapan Bekir Uluğ, Çu-kurova tarihine ve mitolojisine vakıftı. Tarih Boyunca Çu-kurova adlı iki ciltlik eseri ve Mersin Halkevi dergisi İçel'de çıkan yazıları değerli birer kaynaktır.

Basılmış eserleri:Iraz (1939), 3 perdelik manzum piyes. Millî mücadelede Çukurovalı yiğit bir Türk kadınını anlatır.Vatan İçin (1941, 3 perdelik piyes, manzum bölümleri var. Kuvayı Milliye mücadelesi anıları.Çağıltı (1943, şiirler)Aşkın Zaferi (1945, manzum piyes). Arzaova'da (eski Çu-kurova) Amazonlar Kraliçesi Tomris’in katıldığı ilginç bir konuyu işlemektedir. Bahar Bahçesi (1946, şiirler)Hayal Çiçekleri (1946, şiirler)Tarih Boyunca Çukurova (1. Cilt 1948, 2. Cilt 1955). Yerel tarih incelemeleri.

1956 yılında vefat eden gazeteci, yazar ve değerli şair Uluğ, merhum belediye başkanımız Okan Merzeci’nin da-yısıydı. Dostları için yazdığı dörtlükler ve şiirler, onun seve-cen kişiliğini belirtmesinin yanı sıra o yılların birer belgeseli olması yönünden de değerlidir (1).

***

1940’lı yıllarda Mersin’de çalışan usta karikatürcü Oğuz Turan 1948’de "Mersin'den Tipler - Karikatür Albümü"-nü yayınlamıştır. Bu albümde yer alan bazı kişiler Bekir Uluğ’un Hayal Çiçekleri adlı şiir kitabında da karşımıza çıkmaktadır. Kentimizin bu renkli simalarından bazılarını tanıtmak istiyoruz

Celal Abaç

Celal Abaç gamlanmaz, gönlünü tutar serin İnanmıştır ki insan elindedir kaderinVefasız sevgilinin, düşmanların yüzünden Bir kazık çakamadı düşünür derin derin

Mersin Deniz Ticaret 31

Fuat Akbaş

İçel çok şey borçludur, bu muhitin hayrına Ömrü neşriyat ile geçen Fuat Akbaş'a Şimdi de oğulları halef olmuş da ona Aynı yoldan yürüyor vermişler de baş başa

CHP İl Başkanı Veysel Arıkol

Sarf etti Allah için bütün kudret, gücünü Yıkamadı zamanın toplanan kin, öcünü Zaloğlu Rüstem gibi şimdi Veysel Arıkol, Hayranlıkla seyreder devenin hörgücünü

Hakkı Deniz

Görenler zannederler geçirmiş te bir kriz Kükrüyor, sahilleri dövüp dururken deniz Kriz değil, tabiat hükmüdür işte bakın Denizlere eş olmuş, coşuyor Hakkı Deniz!

Hayırsever İş Adamı Mustafa Gazioğlu

Gümüş saçlar başında, gönlünde arzu dolu Bir genç kadar neşeli, bir genç kadar arzulu Hayatın öğrenmiştir aslını, astarını Sultan gibi yaşıyor Mustafa Gazioğlu

Dünya böyle bir dünya, ezilir altta kalan Gönlü hoş tutmak gerek, eritir belki zaman Çalışmayı talihe ram etmiş, değil yalan Sabah yıldızı parlak Mustafa Gazioğlu

Bu dünya ölümlüdür, akşamlıdır gündüz de Malum arabasını herkes yürütür düzde Gönlü geniş, çok temiz hilaf yoktur bu sözde Ağaların ağası, Mustafa Gazioğlu.

32 Mersin Deniz Ticaret

Şeref Genç Ekser sakal bırakır gelince 5 Ocak’ta Fişenklikleri belde, mavzeri de kucakta At üstünde görenler sanırlar Şeref Genc’i Eski ruh ve eski hal kanında kaynamakta.

Kaymakam Oğlu Hayri Gültekin

Bırakalım bir yana boş sözü, şunu bunu Diyelim arkadaşlar oynar parti oyunu “İdealist, kültürlü kimdir?” diye sorsanız Tereddütsüz derim ki Hayri Gültekin’dir bu!

D.P.’nin Meşhur Hatibi Müfide İlhan Uzak değil Mersin’in mazisi, tarihçesi Yüz seneden beridir geliyor güzel sesi 1950’de oldu Müfide İlhan Mesut, güzel Mersin’in tekten kraliçesi (*) (*) Maalesef tahtından indirilmiştir

Fahri Merzeci Mallarını hep satmış âleme veresiye Sermayeyi yükletmiş evde tekir kediye İdealist demokrat olmuş Fahri Merzeci Bir gök boncuk takmalı nazar değmesin diye (*) (*) Nazar değmemiş, hem şehir hem parti ağası olmuştur.

Mersin Deniz Ticaret 33

D.P. İl Başkanı Hamdi Ongun Elindeki bastonu miras babadan ona Kılınç gibi sallıyor bir yandan öbür yana Bir fatih edasıyla diyor ki Hamdi Ongun Bayılırım emrimde çalışan partizana!

***

Karikatür sanatçısı Oğuz Turan daha sonra Ankara’da çalıştı. 1975 yılında Ankara Gazeteciler Cemiyeti Basında Çizgi Sanatı adlı bir albümünü yayınlandı. Oğuz Turan al-bümün uzun önsözünde Türkiye’de karikatürün dünü ve bugününü inceledi.

…Bu arada Anadolu’da büyük mahrumiyetler içerisinde karikatür sanatının temsilciliğini yapan sanatçıları saymak benim için bir görev olacaktır. Adana’da Necmi Şenel, Ke-mal Ergon, Tarsus’ta Mehmet Bal, Mersin’de Sudi Abaç, Etem Çalışkan uzun yıllar bu işe emek vermiş kişilerdir.

…Birkaç yıl önce kurulmuş olan Karikatürcüler Derneği Türk karikatürcülerine henüz sosyal yönden güvence ve maddi olanaklar sağlayabilecek güçte bulunmadığından sanatçı kendi kaderi ile baş başa kalmaktadır. Türk kari-katüristlerinin el ele, kafa kafaya vererek, kendilerini sos-yal güvenceye ulaştıracak çok yönlü atılımlara girişeceği umudundayım.

13.6.1986 tarihli Milliyet gazetesinde aşağıdaki ölüm haberi yer alıyordu:

Oğuz Turan öldü. Gazeteci karikatürist Oğuz Turan ya-kalandığı amansız hastalıktan kurtulamayarak dün vefat etti. 58 yaşında hayata gözlerini yuman Oğuz Turan’ın ce-nazesi Hacı Bayram Camiinde kılınan öğle namazının ardından Karşıyaka mezarlığında toprağa verildi.

Turan, 1928 yılında İstanbul’da doğdu. İlk karikatürü 1946 yılında Mersin’de yayınlandı. Anadolu’da günlük karikatür çizen ilk sanatçı olan Oğuz Turan, eserlerini linol muşam-ba üzerine oyarak yapardı. 1948 yılında “Mersin’de Tipler”, 1953’te “Seçme Karikatürler” albümleri yayınlandı.

1953 yılında Ankara’ya yerleşen gazeteci karikatürist ressam Oğuz Turan bir yandan günlük gazetelere karikatürler çizdi, bir yandan da grafik ve afiş dalında ileri adımlar attı.

***Bekir Uluğ, Oğuz Turan ve kentimizin renkli kişilerini saygı ve rahmetle anıyoruz.

Kaynakça:1. “Mersin’de Yaşayanlar, Yaşananlar” Gündüz Artan, İçel Sanat Kulübü Yayınları No. 2, Şubat 2008 (s. 49-53).2. “Hayal Çiçekleri” Bekir Uluğ, Yeni Mersin Basımevi, Mersin 1952.3. “Mersin’den Tipler Birinci Cilt” Oğuz Turan, Yeni Mer-sin Basımevi, Mersin 1948. 4. “Karikatürler – Basında Çizgi Sanatı” Oğuz Turan, An-kara Gazeteciler Cemiyeti Yayını, 1975.

DENİZCİLİK GÜNDEMİNDEN KISA KISA HAZİRAN 2018

Bodrum, Dünyanın Suyu En Temiz 34 Yeri Arasına Girdi

Dünyanın popüler yayın organların-dan Daily News Dig, ölmeden önce yüzülmesi gereken, dünyanın suyu en temiz 34 yerini listeledi. Bodrum yarımadası, ilk sıradaki Filipinler'in Linapacan Adası ile ikinci sıradaki Maldivler'in ardından üçüncü sıra-dan yerini aldı. Yayınlanan haber-de Bodrum ile ilgili verilen bilgide, "Muğla'nın Bodrum ilçesi, mavinin 50 tonunu barındıran müthiş tabia-tıyla sadece Türk turizminin değil, dünya çapında da turizmin en çok tercih edilen noktalarından biridir" ifadeleri kullanıldı.(Deniz Haber)

Milli Sonar Sistemi, Denizaltılarda Kullanılmaya

Başlandı

ASELSAN, ürün portföyüne yeni ürünler eklemeye devam ediyor. Yerli ve milli sonar sistemleri, Ay sınıfı denizaltılarda kullanılmaya başlandı.

Sualtı Sistemleri alanında iddiasını her geçen gün arttıran ASELSAN, Deniz Kuvvetleri’nin ihtiyacını karşı-layacak şekilde askeri standartlara uygun olarak geliştirerek ürettiği ASELSAN Intersept Sonar Sistemi-nin (ASİST) kabul testlerini başarıyla tamamladı. Sistemler, Ay Sınıfı deni-zaltılarda kullanılmaya başlandı.

Akustik sensör dizininden gemi içi birimlerine kadar tamamen yerli im-kanlarla geliştirilmiş olan sistem, “İlk Milli Denizaltı Sonar Sistemi” unva-nına sahip oldu. (Deniz Haber)

2018 CMA CGM, Finlandiyalı Containerships’i Satın Aldı

Dünyanın en büyük konteyner ope-ratörlerinden biri olan CMA CGM, Finlandiya merkezli Containerships’i satın aldığını açıkladı.Anlaşma iler-leyen zamanlarda yürürlüğe girdi-ğinde, Container Finance’a ait olan Containerships PLC’nin tüm nakliye, liman ve terminal işletmeleri de dahil olmak üzere CMA CGM’e geçecek.

Containerships uzun vadeli strate-jisi kapsamında Ağustos 2018 ile Ocak 2019 tarihleri arasında dört adet LNG yakıtı tahrikli gemi teslim almayı planlıyor.

Yapılan sözleşme kapsamında öde-nen bedel açıklanmazken, sözleş-menin akıbeti hükümetlerin onayına bağlı.1966 yılında kurulan Contai-nerships, 560 çalışanı bulunan bir aile şirketi. Avrupa, Rusya, Birleşik Krallık ve Baltık Bölgesi’nde lojistik hizmetleri sağlıyor.(Deniz Haber)

Türkiye, Beyaz Liste'deki Yerini Korudu

Paris Memoranumu'nun 2015-2017 döneminde yapılan denetlemelere ilişkin Beyaz, Gri ve Kara Listeleri açıklandı. Türkiye, Beyaz Liste'deki yerini korudu.

2015-2017 Yılı Paris MoU Denetim Rakamlarına göre, dönem içerisinde Paris MoU bölgesinde Türk Bayraklı gemilere toplam 1133 denetim ger-çekleştirildi ve bu denetimler netice-sinde 59 adet gemi tutuldu. Bu veri-ler doğrultusunda 2017 yılı sonunda Türk Bayrağı Beyaz Liste'de yer al-maya devam etti. (Deniz Haber)

Güneydoğu Asya'nın İlk Bunker Gemisi

Keppel O & M ile Shell Eastern Pet-roleum'un ortak girişimi olan FueL-NG, Güney Doğu Asya'daki ilk LNG bunker gemisini sipariş etti. Keppel O & M'nin bir yan kuruluşu olan Kep-pel Singmarine, yaklaşık 37 milyon dolar değerindeki 7 bin 500 metre-küp hacme sahip LNG bunker gemi-sini inşa edecek. Geminin 2020'nin üçüncü çeyreğinde tamamlanması bekleniyor.

FueLNG Singapur’daki gemiden ge-miye LNG transferi yapacak ilk şirket olacak. FueLNG girişimine Singapur Denizcilik ve Limanı İdaresi tarafın-dan 3 milyon dolarlık hibe yapılacak. Gemi, Keppel O & M tarafından ge-liştirilen özel tasarım MTD 7500U LNG TİPİ inşa edilecek ve çift yakıtlı jeneratör motorları ile donatılacak LNG bunker gemisinin geleneksel bunker gemilerinden daha verimli ol-ması bekleniyor. Ayrıca yakıt tüketimi ve karbon emisyonu en aza indirili-yor. (Deniz Haber)

Emlak Konut 21x27.5cm Bursa Ekonomi.pdf 1 21/05/18 16:11

Yıllar sonra öğrendim ki; bağırıp çağırmana gerek yok. Sesini duymak isteyene bir fısıltın yeter. Farid Farjad

Her şeyden önce iyi olalım, ondan sonra mutlu oluruz. Jean Jacques Rousseau

Kendinize dünyanın neye ihtiyacı oldu-ğunu sormayın. Kendinize sizi neyin canlandırdığını sorun. Ve gidin onu yapın. Çünkü dünyanın ihtiyacı olan şey canlı insanlardır.

Harold Thurman Whitman

İnsana göre davranma,

insan gibi davran.

Eddi Anter

Dürüst olmak belki size çok sayıda

arkadaş kazandırmaz fakat sizi dai-

ma en doğru arkadaşlara götürür.

John Lennon

En mutsuz yaşamda bile yıldızın parladığı

anlar, kum ve çakıl taşları arasında küçük

çiçeklerin açtığı anlar vardır.

Hermann Hesse

Bizim şarkılarımız çoğunlukla yağmur üzerinedir. Çünkü bizde yağmur çok az yağar ve çok

istenilen, özlenilen bir şeydir. Dikkat ettim, siz beyazların şarkılarının çoğu da

aşk ve sevgi üzerine. Kızılderili Sözü

Bazen susarak ettiğimiz laflar, konuşarak harcadığımız sözler-den daha çok şey anlatır. Friedrich Engels

Senin gülüşün diyorum. Sanki sonbaharda bir bayram sabahı

Cemal Süreya

Hayatın tamamını anlamalısın, sadece

küçük bir parçasını değil.

İşte bu nedenledir ki okumalısın, bu

nedenle ki göğe bakmalısın, bu nedenle

ki şarkı söylemeli, dans etmeli, şiir yazmalı

ve acı çekmeli. Ve bütün bunların yaşam

olduğunu anlamalısın.

Jiddu Krishnamurti

Bir kez olsun aynı şeyi hissetmeyi

başarabilen iki insan birbirini

hep anlayacaktır.

Andrey Tarkovski

Hayatın amacı mutlu olmak değildir. Hayatın amacı yararlı olmak, onurlu olmak, mer-hametli olmak, yaşamış ve gerçekten iyi

yaşamış olarak bir fark yaratmaktır. Ralph Waldo Emerson

Bir iyi davranış, dünyadaki bütün güzel sözlerden daha tesirlidir.Andrew Marvell


HAZİRAN 2018

87 partiden 6990 adayın 329 sandalye için yarıştığı 12 Ma-yıs 2018 tarihli Irak genel seçimleri Saddam sonrasında ya-pılan seçimlerin içinde en düşük katılımlı seçim olarak tari-he geçti. Uzun yıllardan beri devam eden ABD işgali, Maliki hükümetinin aşırıcı mezhepçi politikaları ve sonradan yaşa-nan IŞİD işgali sonucunda devlete olan güvenleri zayıflayan Irak halkı seçime yüzde 44 oranında bir katılım gösterdi. Her ne kadar seçime katılan sayısı az olsa da Irak seçimleri daha önceki seçimlerle benzerlik göstermektedir. Irak halkı kendi mezhebine, milliyetine ve bölgesine göre oy tercihin-de bulunmuştur. Seçim sonucunda Mukteda es-Sadr lider-liğindeki Sairun lil Islah (Reforma Yürüyüş, bundan sonra Sairun) Koalisyonu birinci, Badr hareketi lideri Amiri’nin ön-derliğindeki Fetih Koalisyonu ikinci, mevcut Başbakan İba-di liderliğindeki Zafer Koalisyonu üçüncü, KDP dördüncü ve eski Başbakan Maliki liderliğindeki Kanun Devleti Koalisyo-nu sandıktan beşinci çıktı. Çalışmamızda 2018 seçimlerinin yerel ve bölgesel etkilerini ele almaya çalışacağız.

2018 IRAK GENEL SEÇİMLERİNİN YEREL ETKİLERİIrak Temsilciler Meclisi yurt dışı seçim sonuçlarının iptal edilmesi ve seçim sonuçlarının yüzde 10'unun elle sayıl-masını onaylanmış olsa da, 2018 Irak genel seçimleri be-raberinde beklenmedik sonuçları getirmiştir. Seçim önce-si İbadi’nin seçimi önde bitirmesi beklenirken IKBY’de de KDP’nin yara alması bekleniyordu. Ancak seçim sonuçları, Mukteda es-Sadr’ın Sairun koalisyonunun seçimden birinci çıkması, KDP ise önceki seçim ile aynı sandalyeyi çıkar-ması ile sonuçlandı. Seçim sonuçlarının bu denli sürpriz sonuçlar doğurmasının öncelikli sebebi katılım oranının düşüklüğüne bağlamanın yanında Irak Halkının İran yanlısı politikalara uzak durarak Mukteda es-Sadr’a yönelmesinin sonuçlar üzerinde etkili olduğu söylenebilir. Hem İran’a hem de ABD’ye yakın duran İbadi’nin bu siyasi tavrının öncelikle İran destekli grupların kendi koalisyonun dışında bir araya gelmesini sağladığı ve toplumun diğer ke-simlerinden de oy almasını engellediği sonucuna varılmak-tadır. Bundan da öte Mukteda es-Sadr’ın kapsayıcı bir hü-kümet kurma söylemi ile çıktığı hükümet kurma sürecinde nasıl bir oluşumla hükümet kuracağı ve İran’a yakın diğer Şii koalisyonlar ile kuracağı bu hükümetin ne kadar uyum-lu olacağı belirsizdir. Seçim sonuçlarının diğer mezhep ve etnisitelere karşı yeni bir çatışma ortamı yaratması kadar Şii oluşumlar arasında bir çatışmaya da yol açması ihtimal dâhilindedir. Daha da önemlisi, seçimin birincisi Sadr, ikin-cisi Amiri, üçüncüsü ve dördüncüsü İbadi ve Maliki’nin ordu üzerinde doğrudan veya dolaylı etkileri ve kendilerine bağlı milis örgütleri bulunması siyasi tabloyu daha karışık hale getirmektedir. Seçim sonuçlarının önemli bir yansıması da Irak’ta devam eden Merkezi Hükümet ile IKBY arasındaki fiili iki başlılı-ğı ortadan kaldırıp kaldıramayacağı idi. KDP’nin önceki seçimdeki sandalye sayısını koruması ve Kürt Partilerinin

dışındaki partilerin IKBY’de oy oranlarını arttıramamış ol-maları, devam eden fiili durum için şimdilik siyasi bir çözüm bulunamadığını göstermektedir. Ancak, Kürt partilerin ara-sındaki ayrışmanın iyice derinleştiği ve birlikte hareket etme olasılıklarının düşük olduğu görülmektedir. Seçim sürecin-de diğer partilere ve etnik yapılara saldıran KYB’nin güç devşirme savaşında Kürtler içinde ve etnisiteler arasında bir savaşa yol açma ihtimali bulunmaktadır. Ancak, milliyet-çi Sadr koalisyonun İbadi hükümetinin, merkezi hükümetin otoritesini güçlendirmek için bölgede sergilediği politikaları devam ettirmesi beklenmektedir.

Diğer taraftan, bölgede Türkmenlerin seslerini duyurma ça-baları devam etmektedir. Seçimde daha birleşik bir görüntü sergileyen ve her ne pahasına olursa olsun haklarını koru-makta kararlı olan Türkmenlerin seçim sonunda yaşanan usulsüzlüklere karşı sergiledikleri mücadele önceki seçim-lerden daha planlı ve programlı bir çalışmanın sonucu ola-rak ortaya çıkmıştır. Özellikle tartışmalı Kerkük’te ve diğer IKBY bölgelerinde etkili olan Türkmenler, seçim sandıkla-rının tekrar sayılmasını isterken haklarının gasp edilmeye devam etmesi halinde protestoların şeklinin değişeceğinin işaretini vermektedirler. 2018 IRAK GENEL SEÇİMLERİNİN BÖLGESEL ETKİLERİ2018 Irak seçimleri sonuçları itibariyle bölge devletlerini il-gilendiren siyasi bir olaydır. Bölge devletlerinden Türkiye, İran, Suudi Arabistan, İsrail, Lübnan ve Suriye sonuçları ile yakından ilgilenmektedir.

İRAN:Seçim sonrası Irak seçimleri ile yakından ilgilenen İran’dan, İran’a karşı olumsuz tutumu ile bilinen Sadr Koalisyonu ile ilgili çeşitli açıklamalar yapılmış, özellikle Ayetullah Ali Ha-maney'in baş danışmanı Ali Ekber Velayetinin "Liberallerle komünistlerin Irak'ı yönetmesine izin vermeyeceğiz" açıkla-ması Sadr ve yanlılarını hedef almıştır. İran’ın Irak’ta tutun-ması kendisi için uzun dönemli yayılmacı siyaseti açısından hayati bir önem taşımakta dahası Irak, İran’ın diğer ülke-

Doç.Dr. Murat KOÇ MA. Tunahan AKTAŞÇağ Üniversitesi Çağ Üniversitesi2018 IRAK

SEÇİMLERİ VE YANSIMALARI


HAZİRAN 2018

lerdeki varlığını devam ettirmek için hem lojistik anlamda hem de insan kaynağı sağlama anlamda önemli bir yerde bulunmaktadır. Seçim öncesi Irak’ta etkinliğini kaybetme ve İran’ın Irak üzerinden Suriye ve Lübnan siyaseti de önemi ölçüde etkilenerek ABD, İsrail ve Suudi Arabistan liderliğin-deki Körfez ülkelerinin uyguladığı çerçeveleme politikası ile kendi sınırları içerisinde mücadele etmek zorunda kalması-nın kaçınılmaz bir sonuç olacağını İran Rejimi öngörmüştür. İran bu seçimlerde Irak’ta elde ettiği kazanımları korumak adına, daha önce İran yanlısı olan İbadi ile iş birliği yapacak gibi görünen Haşdi Şabi birliklerini oluşturan unsurları bir araya toplayarak bunların Fetih Koalisyonu üzerinden se-çimlere katılmalarını sağlamıştır. Böylece Fetih Koalisyonun İran karşıtı Sadr karşısında Irak siyasetinde bir ağırlık mer-kezi olmasını garanti etmiştir.

SUUDİ ARABİSTAN:Diğer taraftan Arap Şiiler üzerindeki İran etkisini Mukteda es-Sadr ile azaltmayı ve onları Arap milliyetçisi Sadr etra-fında birleştirmeyi hedefleyen Suudi Arabistan, 2018 seçim sonuçlarına göre başarılı olmuş görünmektedir. Irak üzerin-deki İran etkisini azaltarak İran’ı çerçeveleme politikalarında bir adım öne geçerek bölgesel hegemonyasını Irak’a uzat-mak isteyen Suudi Arabistan’ın başarısı Mukteda es-Sadr’ın gelecekteki başarısı ile doğru orantılı olacağından olası bir Sadr hükümetini ekonomik ve siyasi anlamda destekleme-si beklenmektedir. Suudi Arabistan’ın bu politikasının İran ile iyi ilişkileri bulunan diğer Şii oluşumlar Fetih, Zafer ve Kanun Devleti Koalisyonlarının Sadr’ı dışlaması sonucunu doğurması ihtimal dâhilindedir. Bu durum bölgesel denk-lemde Irak eksenli bir çatışmanın fitilini ateşleyebilir.

SURİYE VE LÜBNAN:Bölgedeki seçim sonuçlarından etkilenecek diğer devletler Suriye ve Lübnan’dır. Suriye’de Esed rejiminin yanında sa-vaşan İran milislerinin etkinliği rejimin bugüne kadar hayatta kalmasını sağlayan en önemli etkendir. Irak üzerinden lo-jistiği kesilecek olan İran’ın, rejime etkisi de zayıflayacaktır. Lojistik açıdan Suriye’ye destek veremeyen İran’ın Lübnan’a da destek vermesi mümkün olmayacaktır. Hizbullah ile son Lübnan seçimlerinde başarılı olan İran’ın bölgedeki etkinli-ğini olumsuz yönde etkileyecek seçim sonrası gelişmeler Şii Hilali’ndeki bir kırılmanın işareti olarak görmek mümkündür.

İSRAİL:İran’ın bölgedeki yayılmasına karşı en büyük tepkiyi göste-ren İsrail bu seçim sonuçlarından doğrudan ve dolaylı ola-rak etkilenmektedir. İran’ın Filistinli örgütlere verdiği desteği ve özellikle Hamas’a desteğini kendisine karşı savaş ilanı olarak gören İsrail, Lübnan’daki Hizbullah varlığını ve bu varlığın Suriye’deki uzantılarını varlığı için hayati bir tehdit olarak görmektedir Suriye’deki İran yanlısı milislerin etki-sizleştirilmesi adına Irak’tan çıkan sonuçlara (Suudi Ara-bistan’la son dönemde geliştirdiği ilişkiler de göz önünde bulundurularak) olumlu yaklaştığını söylemek yanlış olma-yacaktır.

TÜRKİYE:Son olarak, Irak seçimlerinin ilgilendirdiği bir diğer ülke Tür-kiye’dir. Irak seçimleri ülkemizi yerel ve bölgesel etkileri ile

yakın çevre dış politikası bağlamında yakından ilgilendir-mektedir. Öncelikle yerel boyutunu ele alacak olursak, ak-rabalık bağımız bulunan Türkmenlerin haklarının güvenceye alınması ve PKK kamplarının(1. ve 2. Kandil dahil) etkisiz-leştirilmesi ve Türkiye’ye tehdit doğuran odaklar olmaktan çıkarılması Türkiye’nin önceliği durumundadır. Seçimlerden sonra oluşacak siyasi bir boşluğun, PKK’nın bölgede yeni-den etki alanı oluşturmasına ve ABD’nin bölgede PKK lehi-ne daha fazla hissedilmesine yol açması olasılığı yüksektir. Irak ile olan derin ticari ve enerji ilişkileri ülkemizin ekonomi-si açısından önemli iken son dönemde İbadi ile yakalanan işbirliğinin yeni dönemde de devam ettirilmesi iki ülke ilişki-leri açısından önemlidir. Türkiye’nin bölgedeki nüfuzu kendi bölgesel politikaları için engel olarak gören İran’ın zorunlu olarak Türkiye ile yakınlaşma politikalarına farklı bir yönde hız vereceği değerlendirilmektedir. Saddam sonrası kuru-lan Şii hükümetler üzerindeki etkisini kullanarak Türkiye’yi zor durumda bırakmaya çalışan ve bu durumu IŞİD işgaline karşı Başika’da konuşlanan ve Iraklı güçlere eğitim veren Türk askerini işgalci ilan etmeye kadar vardıran İran’ın, se-çim sonrasında bölgesel anlamda Türkiye ve Rusya öncü-lüğünde gelişen “Yeni Sadabad İradesi”ni Irak politikaları doğrultusunda ABD, İsrail ve Suudi Arabistan aleyhine kul-lanmaya çalışacağı değerlendirilmektedir.

SONUÇ:12 Mayıs 2018 tarihinde yapılan Irak seçimleri Irak halkının dış güçlerin etkisinden ve hükümetlerin yolsuzluklarından kurtulma iradesini ortaya koyduğu bir seçim olmuştur. Her ne kadar ülkede mezhepler ve milliyetler kendi adaylarına oy vermiş de olsalar birden fazla partinin çok mezhepli ve milletli aday listeleri çıkarmış olması Irak’ın geleceği adına olumlu bir gelişmedir. Ancak, ortaya çıkan tabloda ülkede-ki İran etkisinin kırılamamış olması yanında gelişen Suudi Arabistan ve ABD etkisinin varlığı ülkenin normalleşmesi ve bütünleşmesinin önünde bir engel teşkil etmektedir. Seçim sonucu oluşan durum ve gruplar arası iyice derinleşen ay-rışma, Irak’ta yeni bir çatışma ortamı doğurma potansiyeli taşımaktadır.

Fotoğraf Kaynak: Anadolu Ajansı http://www.trthaber.com


RÖPORTAJ HAZİRAN 2018


Prof.Dr. Aynur Özge Uyarıyor

Prof.Dr. Aynur Özge, Mersin Üniversitesi, Nöroloji Ana Bilim Dalı kurucu öğretim üyelerinden. Halen aynı yerde nöroloji uzmanı olarak çalışıyor. 2006 yılında ku-rulan Türkiye Alzheimer Derneği Mersin Şubesi’nin kurucu üyesi ve şu anki yö-netim kurulu başkanı. 2016 yılında Mer-sin’de hizmete giren Yaşlı Yaşam Merke-zi’nin kurucusu ve yöneticisi.

Üstlendiği onca sorumluluk arasında, Türkiye’ye model olan ve tamamı bağış-larla 3,5 yılda bitirilen Yaşlı Yaşam Mer-kezi’nin kuruluşunda öncü rol üstlenen Aynur Özge “Mersin’e inandım” diyor.

Evinizden Çıkın, Sosyalleşin


RÖPORTAJHAZİRAN 2018


Aynur Özge’nin engel tanımayan, kararlı ve cesur kişiliği, ekibindeki fedakâr gönüllülerin yoğun çabası ve onlara güvenen bağışçıla-rın dayanışması ile hayata geçirilen merkez; gündüz bakım, sürekli bakım birimlerinin yanı sıra, aktif yaş alma birim ile sağlıklı büyükle-rimize ve hasta yakınlarına da hizmet veren, egzersiz ve fizyoterapi üniteleri, atölyeleri, eğitim ve müzik salonları, terzihanesi, Behiye Aksoy ve Mehmet Nuri Çil Müzeleri ile klasik huzur evi ya da bakım merkezi anlayışının çok ötesine geçen bir yaşam merkezi.

Yaşlı Yaşam Merkezinin kuruluş öyküsünü ve Alzheimer hastalığını konuştuğumuz Aynur Hoca, işkolik, teknoloji le yalnızlaşan insan-ların Alzheimer açısından büyük risk altında olduğunu söylüyor ve üstüne basa basa uy-arıyor: “Evinizden çıkın, sosyalleşin”



Alzheimer Derneği’nin amacı ve faaliyetleri nelerdir? Bu derneği Alzheimer hastalığını top-lumda tanıtmak, bu hastalığa ait top-lumun bilgi düzeyini ve farkındalığını arttırmak, bu hastalığa sahip ailelerde hasta yakınlarına destek olmak ve bu hastaların yaşam kalitesini olabildiği kadar yükseltmek için birtakım etkin-likler yapmak üzere kurduk. Bu bir tıp derneği değil, bu bir hasta yakını ve sosyal çalışma alanı olan bir dernektir.

Alzheimer hastalığı hakkında bilgi verir misiniz? Alzheimer bir beyin hastalığıdır. Bir-çok insanın zannettiği gibi bir ruhsal hastalık, bir bunalım, bir depresyon değil. Beynimizde her insanın başına gelebilen; normalde belirli bir sirkülas-yonda temizlenen bazı proteinlerin, bu sirkülasyonunun aksamasından dola-yı oluşan bir hastalık. Evinizin bir çöp eve dönüşmesini düşünün. Düzenli bir temizlik yapılamıyor ve oradaki kablolar yapışıyor. O kablolar yapıştığı zaman da normalde görüp tanıyabil-diğiniz şeyleri tanıyamaz, isimlendi-remez, isimlendirdiğiniz şeylerle olay-lar arasında bağlantı kuramaz soyut düşünemez, üç boyutlu algılayamaz hale gelirsiniz. Mesela bir arkadaşınız size der ki “Kültür Merkezi’ne gel, ora-dan sağa dön. 2. sokakta soldan 3. evi bul.” Normal şartlarda sizin bunu Kültür Merkezi neresi, sonraki sokak neresi şeklinde kafanızda 3 boyutlu olarak canlandırmanız lazım. Bu basit gibi görünse de ciddi bir beyin fonk-siyonudur. Alzheimer hastası olan bir kişi bunu yapamaz çünkü olayları ka-fasında 3 boyutlu canlandıramaz. Art arda kademelerini hesaplayamaz ve uygulayamaz.

Alzheimer sadece ileri yaşta mı or-taya çıkar? Daha genç yaşlarda da görülebilir. Ju-venile formu dediğimiz 20’li, 30’lu yaş-larda vakalar var. Benim kendi adıma teşhis ettiğim en genç vaka 43 yaşın-da. Ama teknik olarak bu 65 yaş üzeri erişkin ileri yaşın hastalığı.

Normal yaşlanma ve Alzheimer arasında ne tür farklar bulunur?Hastalığın yüzde 5-10 oranında ge-netik olduğunu biliyoruz. Gerisi “kura çektim sana sana çıktı”. Benim şöyle bir öngörüm var: Yeterince uzun ya-

şarsa her fani bu hastalığı tadacaktır. Aramızdan Alzheimer olmadan ayrı-lanlar başka bir nedenle bize veda et-miş olanlardır. Çünkü beyinde kabaca yıpranma ya da kablolarda paslanma diyebileceğimiz olaylar, yaşla birlikte oluyor. Ama bu normal yaşlılık unut-kanlığından farklı bir şey. Şunu söy-leyebilirsiniz: Eskisi kadar hızlı yürü-yemiyorum, bacaklarım eskisi kadar güçlü değil, eskisi kadar hızlı konuşa-mıyorum, eskisi kadar güçlü değilim. O halde beynimin de esnekliği yok mudur? Beynin de bir hatırlaması-u-nutması, bir şeyi isimlendirirken adını hatırlamakta zorlanması çok mu ga-rip? Neden siz buna hastalık diyor-sunuz? Böyle sorularla karşılaşıyoruz haklı olarak. Ama Alzheimer normal yaşlılık unutkanlığından farklı bir şey. Normal yaşlılık unutkanlığında yu-muşak bir ivme vardır. Dozu farklıdır. Oysa burada unutkanlığın dozunda agresif bir düşüş var. Ayrıca Alzhe-imer sadece bir unutkanlık hastalı-ğı değildir, bir beyin hastalığıdır. Az önce ifade ettiğim gibi, beynimizin di-ğer fonksiyonlarının da etkilendiği bir hastalık. Hatta ince motor becerileri dediğimiz; pantolonunu iliklemek, fer-muar çekmek, ayakkabının bağcığını bağlamak gibi beceriler dahi bu has-talık nedeniyle olumsuz etkileniyor.

Belirtilerden sadece birinin olması Alzheimer’dan şüphelenmek için yeterli mi.?Tek başına bir belirti, Alzheimer teşhi-si için yeterli değil, zaten bu anlattıkla-rımızın hiçbiri tek başına tanı koyduru-cu değil. Aritmetik beceriyi yapamadı diye kimseye Alzheimer teşhisi koy-muyoruz. İki tane ismi hatırlayamadı diye kimseye sen Alzheimer’sın de-miyoruz. Ama bunların bütünü Alzhe-imer.

Bizler, teşhis için çok kapsamlı test-ler yapıyoruz. Soru cevap testleri, psikolojik testler… Ek olarak, bunla-ra sebep olabilecek başka bir has-talığın olup olmadığını anlamak için kan tahlilleri yapıyoruz. O da yetmi-yor, beyin filmini çekiyoruz. Beyin fil-minde hafıza merkezinin volümüne bakıyoruz. Herhangi bir şekilde bu bağlantıyı bozacak fiziksel bir engel olup olmadığını anlamak için beyni besleyen damarlara bakıyoruz. Tümör bile çıkabiliyor. 2 yıl demans tedavisi

almış ama bir şekilde film çekilmemiş bir hasta ile karşılaştım. Hastanın fil-mini çektik, beyninin merkezi yönetici dediğimiz bölgesinde bir mandalina büyüklüğünde tümör çıktı. Birçok ne-denle insanda bunlar olabiliyor. Bir kişi çok unutuyor diye ona Alzheimer diyemeyiz. Hakikaten zor teşhisler bunlar. Hele ki genç vakalarda beyin PET filmi dediğimiz, beyin metabo-lizmasını gösteren bir film çekiyoruz aynı zamanda bel suyu alıyoruz. Bel suyundan bazı biyolojik göstergelere bakıyoruz ve ancak tanı koyabiliyoruz. Alzheimer tanısı açıkçası bir poliklinik pratiğinde 3-5 dakikada konabilecek basit bir tanı değildir.

Kimler Alzheimer hastalığı riski taşır? Teknik olarak herkes potansiyel bir hastadır. Çünkü birinci risk, ileri yaştır. Yaş arttıkça hastalık riski de artıyor. 65 yaşında her on kişiden birinde bu biyolojik değişiklikler başlıyor. 75 ya-şından sonra her 3 kişiden birinin bey-ninde başlıyor. 85 yaşından sonra her 2 kişinin birinde başlıyor. Teorik olarak 100 yaşın üzerinde herkesin beyninde bu tür değişikliklerin başladığını var-sayıyoruz. Ama beyninizde değişiklik-ler başladıktan sonra klinik gösterge-lerin ortaya çıkışı 10-15 yıldır. Yani biz hastalarımıza teşhis koyduktan sonra doktor olarak şunu kabul ediyoruz; bu kişinin beyninde bu problemler 15 yıl önce başlamıştır. O yüzden erken teş-hisi çok önemsiyoruz.

Nöronal rezerv dediğimiz kalan sağ-lam şebekeyi çok önemsiyoruz. Bey-ninizi bir kablo gibi düşünün. Sizi görüyorum, sizin görüntünüz görme merkezinde. İşitme merkezinden sesi-nizi duyuyorum. Hareketlerinize tanık oluyorum. Bunlar arasında bir bağ-lantı, bir örüntü var. Hafıza dediğimiz, algılama, beyin fonksiyonu dediğimiz şey bir örüntüdür. Elektrik kabloları gibi bir yerden bir yere bağlanan tek yönlü kablolar değildir. Bu hastalık o örüntüye zarar veriyor. Dolayısıyla şöyle şeylerle karşılaşıyoruz: Diyor ki hasta yakını, “Annem işine geleni hatırlıyor. İşine gelmeyeni unutuyor. Bence mahsus yapıyor” Çok sık kar-şılaşıyoruz bu söylemlerle. Hayır öyle bir şey yok. Burada örüntüde bir hasar var. O an sağlam bir kablo üzerinden örüntü çalıştıysa hasta hatırlayabili-



“Alzheimer önleme konusunda üzerinde uzlaşılan tek bir şey var: Aktif Yaşam”

yor. Ama 2 dakika sona aynı örüntü hastalıklı bir kablo üzerinden gitmeye çalıştıysa hedefe ulaşamıyor. Bu ta-mamen biyolojik bir olay. Beynimizde bu örüntüde yol alan 5 katrilyon kablo var. Dolayısıyla bu 5 katrilyonun hepsi birden hasta olmuyor ki. Ya da hafıza merkezini oradan cerrahi olarak çıkar-madık ki…

Herkes risk altında demiştim ama özellikle damar sağlığı açısından ken-dine iyi bakmayanlar risk altındalar. Si-gara içenler, kolesterolü yüksek olup, gereken önlemi almayanlar, doktor diyet önerdiği halde diyet yapmayan-lar, haftada en az üç gün yarım saat egzersiz yapmayanlar, şeker hastası olup şekerini kàle almayanlar, tansi-yonu yüksek olup ilacını kafasına göre alanlar, depresyonu, kaygı bozukluğu olup bunlar için yardım almayanlar, kendi başıma çözerim diyenler, uyku sorunu olup bu sorunu çözmeyenler, sosyal ilişkiler konusunda çok seçici olanlar. Hani vardır ya, onun seviyesi benden düşük, bu politika konuşuyor, bu çok konuşuyor, şu az konuşuyor, bunun eşini, şunun evini sevmedim, bir keresinde bana şöyle yapmıştı…diyenler. İşte onlar en büyük risk al-tında olanlar. Çünkü bugün dünyada Alzheimer önleme konusunda üzerin-de uzlaşılan bir tane şey var, o da aktif yaşam.

Aktif yaşamın içine her şeyi koyun; aktif sosyal yaşam, aktif bedensel

yaşam, aktif zihinsel yaşam, üretken-lik vs… Büyüklerinize “Dur anne sen yapma, sen kalkma otur yerine” de-meyin... Bunlar çok tehlikeli ve yanlış söylemler. Bırakın ne yapabiliyorlarsa yapsınlar. Biz burada, yaşlı yaşam merkezimizde normalde personel hastalara her türlü hizmeti yaptığı halde, gücü kuvveti iyi durumda olan hastalarımızın tekerlekli sandalyede-ki hastaları sürüp dolaştırmasına izin veriyoruz. O güçlü kuvvetli hastalar, refleks olarak diğerlerinin sandalye-sini sürüyerek koridorlarda gezdirmek istiyorlar. Hiç engel olmuyoruz. Birlik-te geziyorlar. Hastalar hem enerjilerini atıyorlar hem yardım ediyorlar hem işe yaradıklarını hissediyorlar.

Mesela bazı hastalar evlerinde misafir ağırlamaya alışmışlar, bir şeyler yap-mak istiyorlar. Hastalar için sabah kahvaltısı hazırlarken onları da gelip bize yardım etmeleri için çağırıyoruz. Onlarla birlikte peynirleri, zeytinleri, reçelleri tabaklara yerleştiriyoruz. Çok mutlu oluyorlar. Bu insanlar düşünün ki ömürleri boyunca üretmişler. Şim-di de biz merkezimizde bu insanlara; evde asla eline kâğıt kalem almayan büyüklerimize, katlarda çeşitli etkin-likler yaptırıyoruz. Sizler bu hastalara bu etkinlikleri evde yaptıramazsınız. Burada bakarak yarışarak yapıyorlar. Alzheimer hastaları kendi gibi olanlar-la birlikte olmak istiyorlar, sizin kala-balığınızı istemiyorlar. Çünkü sağlıklı bireyler hızlı konuşurlar. Bu konuşma-

lar hastaya hızlı geliyor. Düşünün, 3 kelime İngilizce biliyorsunuz ama karşınızdaki hiç durmadan İngilizce konuşuyor. Bu durumda ne hisseder-seniz, Alzheimer hastaları da benzer şeyleri düşünüyor. Konuşmalar ve te-levizyonlar onları rahatsız eder. Çünkü yetişemiyorlar, kavrayamıyorlar neler olduğunu.

Bu hastalık yavaş yavaş ilerliyor ve şebeke yavaş yavaş çöküyor. Belirli bir evreye kadar televizyon normaldir ama bir evreden sonra TV’deki olay-ları evin içinde zannetmeye başlarlar. Hastalığın statik bir hastalık olmadı-ğının, dinamik bir hastalık olduğunun altını çizelim. Bu çok önemli. Kolunu kesmek, zatürre olmak, beyin kana-ması geçirmek gibi değil. Bu kendi

Eski objeler merkez çalışanları ve hastalar tarafından onarılıp, birer sanat eserine dönüştürülüyor.

Egzersiz Ünitesi



içerisinde dinamik, gelişen bir hasta-lık. Herkesin nöronal rezervi, örüntüsü parmak izimiz gibidir. Beynimizdeki örüntülerimiz de eşsizdir. Hiç kimse-nin beyin örüntüsü bir diğeri ile aynı değildir. Doğal olarak genlerimiz fark-lı, aldığımız çevresel uyaranlar farklı, etkileşimlerimiz farklı, örüntülerimiz de farklı o yüzden.

Hastalığın seyri için ne söylenebi-lir? Alzheimer hastalığı 7 evredir. Bazen bir hasta yakını 4. evredeki hastası-nın kaç yıl yaşayabileceğini soruyor. Başka hastalıklarda da bunu tahmin şansı yoktur ama Alzheimer’da hiç yoktur. Beyindeki örüntü ne hızda zarar görecek ne hızda bu sistem ta-mamen çökecek, ne zaman bu hasta yatağa bağlı olacak bilemeyiz. Ve bü-tün bunlar olurken nasıl emin olabili-riz ki, hastanın kalçası kırılmayacak, kalp krizi geçirmeyecek, diz protezi için ameliyat olup beynine şu kadar anestezi almayacak, bir acı yaşama-yacak… Bunun matematiği yok ki. Bu yüzden şu bir gerçek, iyi bakıldığında hastalar uzun yaşıyor.

Yaşam tarzlarımız risk faktörleri arasında sayılabilir mi? Yaşam tarzımızla ilgili vurgulamak is-tediğim nokta, tek yönlü yaşam. İşko-lik, teknoloji ile birlikte yalnızlaşan bir popülasyon var. Facebook’ta binlerce arkadaşı, Instagram’da on binlerce takipçisi olup, gecenin üçünde bir şey olduğunda arayacak kimsesi ol-mayan insanlar var. Ya da derdini an-latıp güçsüz ya da zayıf görünmekle ilgili kaygı duyanlar var. Bütün bunlar kişileri sürekli olarak olmadıkları gibi durmaya, farklı davranmaya zorluyor ve sosyalleşmede sınırlamalara yol açıyor. Sosyalleşmenin sınırlanması iyi değildir.

Atalarımızın bir lafı var; insan insanın zehrini alır derler. Sosyal olmak önem-lidir. Ben Karadenizliyim. Bizim evleri-miz küçüktür. Çok konforlu değildir. Benim çocukluğumda hayat sokakta geçerdi. İnsanlarla birlikte geçerdi zamanımız. Ben küçükken kapı gıcır-tısından eğlence düzenlerlerdi. Bizim orda köy kahvesi yoktur. Harman yer-leri vardır. Harman yerlerinde akşam evinden herkes neyi varsa getirir. Bir-likte oturulur, muhabbetler edilir, ha-

laylar çekilir. Teklifsizce olur bunlar. Mersin’e geldiğimde, açıkçası biraz zorlandım. Çünkü evler çok büyük, çok konforlu ama kimse evden çıkmı-yor. Yazın sıcak, kışın soğuk diye çık-mıyor, rüzgâr esti, yağmur yağdı diye insanlar evlerinden çıkmıyor. Asosyal yaşanıyor.

İnsanlar, evden çıkmalarının çok önemli olduğunu bilmeliler. Sadece günlere gitmek ya da sadece kitap okumak, bulmaca çözmek, suduoku çözmek, sizleri Alzheimer’dan koru-mak için yeterli değildir. İnsanlar, belirli bir frekansta, en azından haftada bir-kaç gün evden çıkıp, diğer insanlara birebir dokunarak, sosyal medyadan değil, birebir iletişim kurmalarının çok önemli olduğunu bilmeliler. Örneğin bizim merkezimizde aktif yaş alma ça-lışmalarına katılabilirler. Aynı şekilde Mezitli’de ve Tarsus’ta aktif yaş alma merkezlerimiz var. Oralara da katıla-bilirler. Aktif yaş almanın çok önemli olduğunu vurgulamak istiyorum.

Verdiğiniz bir konferansta has-ta yakınlarının da en az hastalar kadar desteğe ihtiyacı olduğunu söylemiştiniz…Bu öyle bir hastalık ki, bilgi bir yere kadar işe yarar, para hiç işe yaramaz. Sadece iki şey çok işe yarar: Sosyal çevreniz var mı? Daraldığınızda has-tanızı paslaşabilecek bir yakınınız var mı? Daraldığınızda derdinizi anlata-bileceğiniz, omuzunda ağlayabilece-ğiniz hiçbir şey konuşmadan anlaşa-bileceğiniz birisi var mı etrafınızda. Gerisi bir şekilde çözülüyor.

Bu hastalık için bir şey yapacaksak çocuklardan başlamamız gerekiyor. Çocukları çok yönlü yetiştirmemiz gerekiyor. Doğru beslenmeyi başara-bildiğimiz ölçüde öğretmemiz, model olmamız gerekiyor. Ben şimdi sigara içsem çocuğuma içme dememin bir anlamı olur mu? Her şey bunun gibi. Yaşam şeklimiz, sosyal ağlarımız, bü-yüklerimizle kurduğumuz bağ, etrafı-nızdaki insanlarla kurduğunuz bağ. Bunlar çok önemli şeyler. Bunları ha-yatın içine bir şekilde entegre etme-miz lazım. Ben büyüklerimi bu has-talıktan kaybedinceye kadar bayram tatillerinde gidip bir yerlerde eşimle birlikte dinleniyordum. Ama bu hasta-lıkları yaşayıp ailemizde gördükçe ya-

pamaz olduk. Diyebilirim ki 15 yıldan fazladır hiçbir bayram tatilinde hiçbir yere gitmedik. Sadece büyüklerimiz-le geçiriyoruz. Çünkü bunun anlamını daha net kavrıyorsunuz. Hayatın ta-dını çıkarmak gerekiyor. Bunlar sınır-lı zamanlar. O yüzden gocunmamak gerekiyor .

Unutamadığınız bir anınızı bizimle paylaşır mısınız? Bu örnek bizim mucize dediğimiz şeylerden biridir. Yatalak bir hasta-mız vardı. Yaklaşık altı yıldır yatalak durumdaydı ve çok da özenle bakılı-yordu. Bu hastamızın ciğerleriyle ilgili bir sorunu oldu ve hastaneye yattı. Sabah asistanlarla birlikte viziteye git-tim. Hastanın eşi, hastaya çok özenli bakıyor. Hemşire kan almaya geldi ve kadın yatalak eşine bilgi verebilmek için hemşireden izin istedi. “Hemşire Hanım, 1 dakika bekleyin, ben ona bilgi vereyim” dedi. Ama düşünün hasta 6 yıldır yatalak ve hastanın doğ-ru düzgün bir kelime çıkışı yok. Peki dedik, bekledik. Hastanın eşi yanına gitti “Hayatım” dedi, “Şimdi Hemşire Hanım senden kan alacak. Benim için lazım. Kolunu uzatır mısın.” Hastanın kolu zaten açıktı. Bir anda hastadan cevap geldi, “Senin içinse hepsini al-sın” dedi ve gözlerini kapattı.

Hepimiz şok olduk. Hastanın eşi ağla-maya başladı, benim gözlerim doldu, asistanlar kala kaldı… Düşünün orda demek ki sağlam bir kablo kalmış. Ve hasta o anda bunu kullandı. O konuş-tuğu son cümleler oldu. Hastamız bu olaydan sonra iki sene daha yaşadı. Bir daha da böyle bir cümle çıkışı ol-madı. Ama o gün o cümle çıkışı oldu. Ben ona tanık oldum.

Yaşlı Yaşam Merkezi’nin kuruluş öyküsünden bahseder misiniz? Bu süreçte ne tür zorluklar yaşa-dınız?Bu çok özel bir hikayedir. İnsanların şikâyet etmeyip, çözüm bulma yön-temiyle bir araya gelmesinin eseridir burası. O niye yok, bu niye oldu, vah vah diyenlerin değil, evet burada bir sorun var ve evet çözüm üretmemiz lazım, diyenlerin oluşturduğu bir yer.

Önce gidip devletin kapısını, valiliğin, belediyelerin kapısını çaldık. Baktık ki devletin şu anda Alzheimer has-



taları için mevcut öncelikli bir planı yok ve yakın zamanda olabilecek gibi de görünmüyor. Bu arsa için Yenişe-hir Belediyesi ile protokol imzaladık. Önce burayı tek bir kişi yapsın, pro-jeyi verelim, binayı yaptırsın ve binaya onun ismini verelim istedik, bunun için uğraştık. Öyle bir bağışçı bulamadık. Bunun üzerine bir yerden başlayalım dedik. Mersin’e inandık. Hasta yakın-larına inandık, kendi amaçlarımıza ve derneğimizdeki inşaların temiz ismi-ne, temiz yüreğine inandık. Hastala-rımızın şansına inandık. Ve sonuçta düşünün ki böyle bir binanın mimarisi projesi iki kere hediye olarak çizildi. İlk çizildiğinde, tam devreye sokacak-ken birtakım hatalar olduğunu düşün-dük ve yırttık. Aynı kişi bir daha çizdi.

Bütün bu binanın inşaatı sırasında hiç müteahhit kullanmadık. Ve bir mimar arkadaşım, 4 yıl boyunca neredeyse her gün geldi, yapılan işi denetledi. Bir kuruş para almadı bunun için. Hatta çoğu kez işçiler motive olsun-lar diye çayını meyvesini bile getirirdi. Aynı şekilde bizim üyelerimiz sabaha kadar hasta bakıp, yorulmayıp saba-hın erken saatlerinde sarmalar sarıp kermeslerde bunları sattılar. Böyle para topladık.

Bir seferinde Erdemli’de bir eğitim top-lantısına gitmiştik. Toplantı bitiminde Yaşlı Yaşam Merkezi’nin inşaatından bahsetmiştim, “inşallah ilerde böy-le bir merkez Erdemli’ye de yapılırsa biz destek oluruz” gibi bir cümle sarf etmiştim. Toplantı bitiminde yanıma 3-5 teyze geldi. Benimle özel konuş-mak istediklerini söylediler. Çekildik kenara. “Yavrum, ben pazar paramı sana vermek istiyorum” dedi birisi. “Çok küçük bir para, ortalık yerde ve-remem. O inşaata da bir katkısı olmaz ama hiç değilse bir çivisi de bizden olsun” dedi. Verdiği para 5 liraydı. Hiç unutmuyorum. Biz o gün 385 lira para topladık. 5 lira 10 lira derken, 1 koçan makbuz tükettik. O 385 lira bizim top-ladığımız en değerli paradır.

Kapı kapı gezip paralar topladık. İn-şaat daha ortada yokken, insanlar bize güvenip bağış yaptılar. Odala-rımızın isim hakkını sattık. Koridor-larımızın tüm haklarını sattık. Son noktada Mersin Büyükşehir Beledi-yesi maliyetimizin 3’te 1’ine yakın bir

ödenek çıkardı. Bu bağış, eksik ka-lan malzemelerimizi almamızı sağla-dı, donanımlarımızı tamamlamamızı sağladı. Şehirden ve şehir dışından çok insanın katkısı oldu. STK’lar, odalar, borsalar… Hepsi destek oldu. Akla gelecek her türlü aksiyonu yap-tık. Etkinlikler, konserler yaptık. Bir ara burası Biletix gibi olmuştu. “Şu caz konseri için sizde bilet var mı” diye soruyorlardı. Öyle bir pozisyona geldik.

Sonuç olarak geldiğimiz noktada mutluyuz, başardık. Başaramazsınız diyenlere rağmen, bu kadar zor para bulmamıza rağmen, inşaatta kalite-den hiç ödün vermedik. İnşaat kalite-mizde hiç taviz olmadı. Tüm güvenlik unsurlarını en üst noktada tuttuk. Me-sela merkezi sprinkler yaptırdık. Pi-yasada böyle bir şey yapın demiyor. Ama Allah korusun, burada bir yangın çıksa ben 70 tane yaşlıyı nasıl tahliye edebilirim? O yüzden tüm önlemleri aldık, güvenliği en yüksek seviyede tuttuk.

Burada ne tür hizmetler veriliyor?Gündüz bakım ve sürekli bakım hiz-metlerinin dışında aktif yaş alma hizmetimiz var. Biz bu katı bu bina-nın kalbi olarak görüyoruz. Bizim bu katımız ne kadar canlı olursa burada ne kadar çok aktivite olursa binanın o kadar canlı olacağını düşünüyoruz.

“Yaşlı Yaşam Merkezi insanların şikâyet etmeyip, çözüm bulma yöntemiyle bir araya gelmesinin eseridir”

Konferans Salonu

Grup Etkinlik Odası



Şu an yaz dönemi olduğu için kursla-rın çoğu bitti ama aslında ben bura-nın yazın da canlı olmasını istiyorum. Ancak elbette insanların talebiyle ilgili bir şey bu. Yaz döneminde de canlı tutabiliriz. Biz bu sene burada çok içi-mize sinen bir aktif yaş alma sezonu yaşadık. Pazartesi söyleşileri oldu, edebiyat ve tarih konuşuldu, şiirler okundu. 5. yıllarında 87 kişi konsere çıkan bir sanat müziği koromuz var. Ebru grubumuz var. Halk müziği ko-romuz ve halk oyunları grubumuz var. Miyuki ve kırk yama gruplarımız var. İki ayrı yoga grubumuz var. İnsanlar bir araya gelip burada el becerilerini geliştiriyor, kil ve ahşap çalışıyorlar. Bahçe işi çalışıyorlar. Burada talep edildiği kadar aktivite var, daha fazla talep edilse o kadar da imkânımız var. Bunun kat ve kat fazlasını yapmaya fi-ziken de ruhen de imkânımız var.

Yine bizim gönüllülerimiz ev ziyaretle-ri yapmaya başladılar. Eve gelip has-tayla sohbet ediyorlar, hasta yakınları için psikoterapi grubumuz var. Hasta yakınları ücretsiz psikoterapi alıyorlar. Alt katta erken ve orta evre hastaları için kreşimiz var. Sabah evlerinden alınıyorlar, akşama kadar burada ak-tivitelere katılıyorlar. Akşam evlerine gidiyorlar.

Burada insanlara sadece huzurevi ya da bakım evi gibi hizmet vermiyoruz. Bahçemizde etkinlikler yapıyoruz. İf-tar yemekleri, yaz akşamlarında ak-şam sefası partileri, 80’ler gecesi vb birçok etkinliğimiz oluyor. Kuaförlerin buraya gönüllü olarak gelip hizmet verdikleri, hastaların saçını kesip, ba-kımını yaptıkları bir kuaför salonumuz var. Yine gönüllülerimizin hastaların kıyafetlerini, söküklerini elden geçir-dikleri bir terzihanemiz var.

Herkesin buraya gelip katkı sunabi-leceği ve kendini iyi hissedebileceği bir ortam yarattık. İstediğimiz tek şey Mersin halkının buranın yapılışında gösterdiği birlikteliği ve sahiplenmeyi aynı yüreklilikle devam ettirmesi. Bu-radan yararlansınlar. Sonuçta burası kâr amaçlı bir kurum değil.

Merkezin ihtiyaçları nasıl karşıla-nıyor, devletten yardım alıyor mu-sunuz?Biz hala “Hastalardan zaten para

alıyorsunuz niye hala para topluyor-sunuz” gibi sorularla karşılaşıyoruz. Oysa matematik ortada. 52 perso-nelimiz, 68 hasta kapasitemiz var. Bir personelin maliyeti ortada. Ve burada insanlar diyetisyen kontrolünde 3 ana öğün yemek yiyorlar. Elektrik, su, ısın-ma, banyo, hepsi masraf… Anlatma-ma gerek yok.

Şu ana kadar devletten 5 kuruş yar-dım almadık. Ama şunu yaptık: Yaşlı Yaşam Merkezimiz pazartesi itibariy-le (11Haziran 2018) engelli merkezi olarak değişiyor. Merkezin ismini en-gelli merkezi olarak değiştirebilmek için Ankara’ya gidip, uzun uğraşlar verdim. Çok çaba harcadım. Alzhei-mer’in, demansın özel bir engellilik ol-duğuna dair Sağlık Bakanlığı’ndan bir yazı çıkarttım. O yazıya istinaden Aile Bakanlığı’ndaki engelliler yasasına bir ekleme yapıldı. Ruhsal engelli, zihin-sel engelli ve bedensel engelli olmak üzere 3 kategori vardı. Ben bir de al-tına demans kategorisini eklettirdim. Yasaya ek bir madde koydurduk. De-mans engellilik üzerinden bir merkez açılmasına ilk örnektir burası Türki-ye’de. İlk ve tek şu anda. İlk ruhsatı biz aldık. Kuralları biz koyduk. Şimdi Ba-kanlığa bir de kalite çalışması yapıyo-ruz. ISO 9001 ve Avrupa kalite belgesi için başvurumuzu yaptık. Bunların ev-raklarını biz düzenliyoruz. Bakanlığa vereceğiz. Bakanlık da bunu Türkiye çapında diğer merkezlere kullanacak. Biz şu anda pilot merkez olarak görev yapıyoruz.

Merkezin engelliye geçişi bizim için çok önemliydi. Devletimizin yasaların-da yaşlıya bakım için bir madde yok. Mesela biz bugün 4 yaşlıyı sokaktan aldık bakıyoruz. Onlara, dernek üze-rinden gelen paralarla; konserler bi-letler, kermeslerden gelen paralarla bakılıyor. Ama çok zorlanıyoruz. Oysa engellilik yasasında yardım maddesi var. O yüzden ben engelliye geçmek için bu kadar uğraştım. Şu an itiba-riyle herhangi bir demans hastasının ailesinde kişi başı gelir 845 liranın al-tında ise, yardım alabilecek. Diyelim ki Bağ-Kur emeklisi birinin geliri bin 500 lira. Evde karı koca iki kişi yaşı-yor. İkiye bölüyorsun gelirleri kişi başı 847 TL’nin altında. Diyelim ki o amca veya teyze Alzheimer hastası ve bizim merkezimizde bakıma ihtiyacı var. O

Yaşlı Yaşam Merkezi’nin Statüsü Değişiyor

Modacı Yıldırım Mayruk ve Barbaros Şansal tarafından bağışlanan kıyafetlerle

oluşturulan Behiye Aksoy müzesi

Nuri Çil Yaşam müzesi



kişi bize yatıyor. Onun yerine parayı devlet ödüyor bize. Aslında bu, bizim sorunumuzu çözmüyor, sadece etik olarak ve manevi olarak bizi rahatla-tıyor. Bizim bir hastamızın maliyeti 4 bin lira. Bunda daha binanın amor-tismanı yok, personelin uzun vadede emeklilik primleri yok vs. Yani çarkın dönmesi için gereken para 4 bin lira.

Ben şimdi başka bir çözüm üzerinde uğraşıyorum. Aile Bakanlığı kişi başı geliri 847’nin üstünde olan kişinin evine gidip inceleme yapsın. Hepsini ödeyecek durumda olan hepsini öde-sin. Ödeyemeyen kişinin, ödeyeme-diği kısmı devlet karşılasın. Diyelim ki 2 bin 500 TL ödeyecek durumu var, 2 bin TL ödeyecek durumu var. Kişi o kadarını ödesin, üstünü devlet ta-mamlasın. Ama bunun için çok ciddi bir lobi çalışmasına ihtiyaç var. Çok ciddi bir desteğe ihtiyaç var. Benim bunun altından tek başıma kalkabil-mem çok zor.Bizim burada bir prensibimiz var. Bu-raya hiçbir zaman ticaret ve siyaseti sokmadık. Hiçbir paylaşımımızda bu iki unsur yoktur. Hiçbir konuşmamız-da, buradaki hiçbir etkinlikte bu iki unsur yoktur. Üyelerimizin arasında hiçbir diyalogda bu iki unsur yoktur. Bu bizim için çok önemli.

Son olarak okurlara neler söyle-mek istersiniz?Birine bir konuda yardım etmek ya da empati yapmak için illa o sorunla yüzleşmeye gerek yok. Lösemili bir çocuğun annesiyle empati yapmak için çocuğunuzun lösemi olması ge-rekmez. Dolayısıyla şu anda, sağlık-lılarsa Alzheimer’lı ailelerle empati kurabilmeleri için bu yeterlidir. Sağlıklı bir beyni olan herkes bunu yapabilir.

Ve lütfen, insanlar rutinlerinden belirli bir zamanı sosyal çalışma için ayır-sınlar. Bu Alzheimer. Derneği olmak zorunda değil. Birçok sivil toplum kuruluşu var ve her kuruluş kendi ça-pında güzel şeyler yapmaya çalışıyor. Lütfen yaşam tarzlarına bunu soksun-lar. Basamak gibi görmesinler. Emekli olurum da öyle yaparım diye bekle-mesinler. Bu onlara iyi gelecektir.

Ben kendimden biliyorum. Ben sosyal çalıştığım için burada insanlarla pay-laştığım için kendi profesyonel ha-

yatımda karşılaştığım zorluklar beni o kadar yormuyor. Çünkü daha hoş-görülü bakmayı öğreniyorum. Burada insanların ne büyük zorluklarla müca-dele ettiklerini gördüğüm için çocu-ğumla ya da ailemle ilgili bir sorun ya-şadığımda bunlara daha hoşgörülü, daha rahat bakabilmeyi öğreniyorum. Daha fazla şey yapmam gerektiğini öğreniyorum, bu beni motive ediyor.

Ayrıca bir insanın hayatına dokunmak, iyi geliyor. Çünkü buraya gelmeden önceki hayatlarını bildiğimiz takip et-tiğim hastalarım var, geldikten sonra-ki hayatlarını bildiğim hastalarım var, dernek ailesine katılmadan önceki ve sonraki durumlarını bildiğim hasta ya-kınlarım var. Birlikte olmanın onlara ne kadar iyi geldiğini birebir gözlemleme şansım oldu yıllardır. Sonuçta ben de onlardan enerji alıyorum. Biz de bir şekilde enerjimizi onlara vermeye çalışıyoruz. Burada tek taraflı bir alış yok. Alışveriş var, karşılıklı iletişim var. Ben gücüm oldukça burada bir şeyler yapmaya çalışacağım. Burada herke-se yer var. Herkese kapımız açık.

Son bir şey daha söylemek iste-rim. İnsanların bize bağış yapmaları önemli. Ramazan bağışı yapabilir, fit-re verebilir, doğum günlerinde, yıldö-nümlerinde sevdiklerinin adına bağış yapabilirler. Her 500 lira bağışlayanın adını tuğla duvarımıza yazıyoruz ve bir belge veriyoruz. O belgeyi alıp sevdik-lerinize verebilir, sevdiklerinizin adını ölümsüzleştirebilirsiniz. Sadece nakdi yardım değil, ayni yardım da kabul edi-

yoruz. Bahçelerinizden sebze meyve bir kasa fazla geldiyse getirebilirsiniz. Nane kuruttunuz fazla geldiyse birazını bize verebilirsiniz. Mutlu oluruz.

Paylaşmak için illa çok zengin olmaya gerek yok. İnsanlar, yüreğindekini, eme-ğini zamanını da bizimle paylaşabilirler.

Röportaj sırasında güzel bir olaya tanıklık ettik. Kendi adına yazılmış kitabının gelirlerini Alzheimer Der-neği Mersin Şubesi'ne bağışlayan Lina Nasif 'in adı bahçede bulunan bir sokağa verildi. Durumdan ha-beri olmayan Nasif, büyük sürpriz yaşadı.


SİRKÜLER HAZİRAN 2018

Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Risk Yönetimi ve Kontrol Genel Müdürlüğü tarafından gönderilen yazıda, Liman Tek Pence-re Projesinin pilot uygulamalarının Tekirdağ Aliağa, İsken-derun ve Mersin Gümrük Müdürlüklerine bağlı limanlarda başlatıldığı ve sorunsuz bir şekilde işletildiği, söz konusu sistemin 1 Temmuz’da tüm limanlarda uygulamaya alına-cağı, olası aksaklıkların önlenmesini teminen 16 Temmuz 2018 tarihine kadar Gemi Takip Programının da açık tutu-lacağı ancak bu tarihten sonra kapatılacağı, 16 Temmuz 2018 tarihinden itibaren itibaren gemi bildirimlerine ilişkin

acente işlemlerinin tüm limanlarda Liman Tek Pencere Sis-temi üzerinden yapılacağı bildirildi.

Yazıda ayrıca 16 Temmuz 2018 tarihinden itibaren denizyo-lu genel bildiriminin (gelişte ve çıkışta) sadece Liman Tek Pencere Sistemi üzerinden verilmesi gerektiği, deniz yolu genel bildirimi ve e-manifestosunun Gemi Takip Programı üzerinden varış bildiriminin BİLGE Sistemi üzerinden sunul-masına izin verilmeyeceği, çıkış bildiriminin BİLGE Sistemi üzerinden verilmesine devam edileceği belirtildi.

Liman Tek Pencere Uygulaması


SİRKÜLERHAZİRAN 2018

Ulaştırma Denizcilik ve Haber-leşme Bakanlığı (UDHB) Ter-saneler ve Kıyı Yapıları Genel Müdürlüğü tarafından gönde-rilen yazıda, Gezi Tekneleri ve Kişisel Deniz Taşıtları Yönet-meliğinin geçici 1. maddesi-nin birinci fıkrası gereği, Gezi Tekneleri Yönetmeliği kapsa-mında 94/25 EC, ve 2003/44/EC sayılı direktiflere göre CE uygunluk işareti iliştirilen üre-tilmiş gezi tekneleri (2,5 ile 24 metre arası özel tekneler) ve bu teknelerde kullanılmak üzere üretilmiş motorların 1/7/2018 tarihine kadar piyasaya arz edilebileceği, bu bağlamda,

bu kapsama giren ürünler için 1/7/ 2018 tarihi sonrası, UDHB bağlısı liman başkanlıklarında kayıt işlemi gerçekleştirilme-yeceği bildirildi.

Bu kapsamda, tekne ve motor imalatçısı, ithalatçısı, distri-bütör ve yetkili temsilcisi olan tüm üyelerimizin, konu hakkın-da bilgi sahibi olmaları ve Gezi Tekneleri ve Kişisel Deniz Ta-şıtları Yönetmeliği kapsamın-da yer alan ürünlerin 2013/53/EU direktifine uygun olacak şekilde piyasaya arz edilmesi-ne yönelik gerekli hazırlıkların yapılması istendi.

TOBB tarafından gönderilen yazıda, Ulaştır-ma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın 25.05.2018 tarihli ve 30431 sayılı Resmi Gaze-te’de yayımlanan Karayolu Taşıma Yönetmeli-ğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile 8.01.2018 tarihinde yayınlanan Karayolu Taşıma Yönetmeliğinin bazı maddelerinde değişiklikler yaptığı bildirildi.

Söz konusu yazıda, başlıca değişikliklerin, • Tüm yetki belgelerinin e-devlet por-talından alınması için gerekli altyapının tamam-landığı Yolcu taşımacılığı faaliyetinde bulunan firmaların KTY 40. maddesi üçüncü ve dördün-cü fıkralarına (U_ETDS) uyma zorunluluğunun 31.12.2019 tarihinden 1.11.2018 tarihinde çekildi-ği • Otomobille ticari ve tarifesiz olarak kamu kurum ve kuruluşlarının yurt içi taşıma hizmeti veya uluslararası yolcu taşımacılığı ya-pacak gerçek ve tüzel kişilere verilen belgelerde düzenleme yapılarak kuralların netleştirildiği • Engelli ve diyaliz hastaları vb. gibi va-tandaşları taşımak üzere yapılacak yetki belgesi başvurularından istenecek şartların hafifletildiği, • Kendi esas iştigal konusunda faali-yet gösteren C1 bir ve K2 belgesi olup da tek aracı olan gerçek kişilerden bu aracı kendilerinin kullanması halinde, sürücüden istenen Mesleki Yeterlik Belgesinin (SRC) kendilerinden istenme-yeceği

Hususları olduğu, UDHB tarafından Karayolu Taşıma Yönetmeliği’nde gerçekleştirilen diğer değişikliklere ilişkin karşılaştırmalı tabloya htt-ps://www.tobb.org.tr/TIRveATAKarnesi/Sayfalar/KMevzuat.php adresinden ulaşılabileceği belir-tildi.

Gezi Tekneleri Hakkında Bilgilendirme

Karayolu Taşıma Yönetmeliği Değişikliği


SİRKÜLER HAZİRAN 2018

TOPLAM YÜKLENEN VE BOŞALTILAN YÜK (TON) = 2.835.510 Ton

YÜKLEME BOŞALTMA

MERSİN LİMANI 2018 YILI MART AYI YÜK-TONAJ BİLGİLERİ

MERSİN LİMANI KONTEYNER HAREKETİ (TEU) 2018 YILI MART AYI

YÜK CİNSİ KABOTAJ İHRACAT TRANSİT TOPLAM KABOTAJ İTHALAT TRANSİT TOPLAM

ÇİMENTO 1.441 193.235 194.577 54 54

HUBUBAT 12.122 801 12.923 65.625 941 66.566

KİMYASALLAR 11.500 89.034 7.893 108.428 170.569 7.601 178.171

NARENCİYE 12.270 2.006 14.276 14.589 3.765 18.354

KONTEYNER 11.776 11.776 35.460 35.460

İNŞAATMAKİNALARI

1.004 18 1.022 2.324 5 2.329

PAMUK 5.458 1.688 7.147 7.368 1.501 8.870

GÜBRE 5.318 178 5.496 8.161 49.463 1.225 58.484

GIDA MALZEMELERİ

96 144.415 5.609 150.121 125.561 9.485 135.046

DONDURULMUŞ ET 529 529 1.540 3.078 4.618

MEYVE 17.106 499 17.605 11.997 23.233 35.230

KARIŞIK YÜKLER 36 314.428 30.225 344.689 459 303.588 46.803 350.850

CAM 12.653 752 13.405 2.702 995 3.697

BAKLAGİLLER 21.303 300 21.604 46.461 252 46.713

MAKİNA 10.549 411 10.961 12.605 347 12.952

MİNERALLER 4.211 139.509 249 143.970 62.211 164 62.375

PETROL ÜRÜNLERİ

6.295 1.186 830 8.312 46.473 427.724 901 475.098

PİRİNÇ 4.483 198 4.681 11.464 362 11.826

SODYUM KARB. 70.245 70.245 27 27

ŞEKER 295 185 481 238 26 264

TEKSTİL ÜRÜNLERİ

35.076 993 36.069 283 45.292 1.997 47.571

AHŞAP 2.411 928 3.340 7.017 992 8.009

BİTKİSEL YAĞ 9.076 2.124 11.200 43.528 3.000 46.527

ARAÇ 2.664 605 3.269 19.466 1.827 21.293

CANLI HAYVAN 17 17 8.231 291 8.522

TOPLAM 23.850 1.104.387 68.273 1.196.240 55.376 1.439.645 144.249 1.639.270

5.483

58.935

64.418

17.058

46.715

63.773

22.541

105.650

128.191

hazİran 2018 yıl 27 sayı 313 -...

Documents