hakli bİr savaŞin karŞisinda akrep, toma denİlenyuruyus.biz/pdf/pdf/551.pdf · 11 aralık 2016...

58
İdil Kültür Merkezi’ne, Adalet Okulu’na Saldıran AKP’nin Katil Polisleri, “Akrepler”den Mehter Marşı Çalıyorlar AKP Faşizmi Güçsüzdür, Çünkü Çürüyen ve Yozlaşandır Çürüyen ve Yozlaşanın İdeolojik Üstünlüğü Olamaz Çürüyen ve Yozlaşanın Moral Değerleri Olamaz Çürüyen ve Yozlaşanın Akrep, TOMA Dedikleri Teneke Kutuları, Mehter Marşları Kendi Katillerini Bile İkna Edemez İdeolojik Olarak Çürüyen ve Yozlaşan Savaşamaz ve Kazanamaz HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA AKREP, TOMA DENİLEN TENEKE KUTULARIN HÜKMÜ YOKTUR www.yuruyus-info.org www.yuruyus-info.org [email protected] [email protected] Haftalık Dergi / Sayı: 551 11 Aralık 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) Okmeydanı’nda Uyuşturucuya ve Yozlaşmaya Karşı Oturma Eylemi 5. Haftasına Girdi Uyuşturucuya Karşı Savaşımızı Büyütmek İçin Oturma Eylemlerini Yaygınlaştıralım! AKP ve Uyuşturucu Çetelerinin Halkımızı Zehirlemesine İzin Vermeyelim!

Upload: others

Post on 10-Jul-2020

4 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA AKREP, TOMA DENİLENyuruyus.biz/pdf/pdf/551.pdf · 11 Aralık 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) Okmeydanı’nda Uyuşturucuya ve Yozlaşmaya Karşı

İdil Kültür Merkezi’ne, Adalet Okulu’na Saldıran AKP’nin Katil Polisleri, “Akrepler”den Mehter Marşı Çalıyorlar

AKP Faşizmi Güçsüzdür, Çünkü Çürüyen ve YozlaşandırÇürüyen ve Yozlaşanın İdeolojik Üstünlüğü Olamaz

Çürüyen ve Yozlaşanın Moral Değerleri Olamaz Çürüyen ve Yozlaşanın Akrep, TOMA Dedikleri Teneke Kutuları,

Mehter Marşları Kendi Katillerini Bile İkna Edemezİdeolojik Olarak Çürüyen ve Yozlaşan Savaşamaz ve Kazanamaz

HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA AKREP, TOMA DENİLEN TENEKE KUTULARIN HÜKMÜ YOKTUR

ww

w.yu

ruyu

s-in

fo.o

rg

www.yuruyus-info.org

[email protected]

yuruyus.biz@

gm

ail.com

Haftalık Dergi / Sayı: 55111 Aralık 2016

Fiyatı: 1 TL (KDV dahil)

Okmeydanı’nda Uyuşturucuya ve Yozlaşmaya Karşı Oturma Eylemi 5. Haftasına Girdi

Uyuşturucuya Karşı Savaşımızı Büyütmek İçinOturma Eylemlerini Yaygınlaştıralım!

AKP ve Uyuşturucu Çetelerinin Halkımızı Zehirlemesine İzin Vermeyelim!

Page 2: HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA AKREP, TOMA DENİLENyuruyus.biz/pdf/pdf/551.pdf · 11 Aralık 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) Okmeydanı’nda Uyuşturucuya ve Yozlaşmaya Karşı

ÖÖğretmenimizğretmenimiz

[email protected]: (0-212) 251 94 35

Sahibi ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü:Mustafa DOĞRU

Adres: Katip Mustafa Çelebi Mah.Billurcu Sok. No: 20 / 2 Beyoğlu/İSTANBUL

Ofset Hazırlık: Ozan YayıncılıkAdres: Zübeyde Hanım Mah. FevziÇakmak Cad. 1297. Sokak No: 1 Daire: 1Sultangazi / İSTANBULTel: (0-212) 536 93 45

Mail: [email protected]

Yurtdışı Büro: Vakıf EFSANE Pieter de Hoochstr. 303021 CS Rotterdam/Nederland

ISSN: 1305-7944

Baskı: Ezgi MatbaacılıkSanayi Cad. Altay Sok. No: 10Çobançeşme / Yenibosna / İST.Tel: (0-212) 452 23 02

Avrupa: 4 Euro

Almanya: 4 Euro

Fransa: 4 Euro

İsviçre:6 Frank

Hollanda: 4 Euro

İngiltere: £ 3

Belçika: 4 Euro

Avusturya: 4 Euro

Haftalık Süreli

Yerel Yayın

Siyasi Dergi

Fiyatı: 1 TL

-Savaşçılarımız hayatlarından daha değerli olarak

addettikleri değerler için hayatlarını feda ediyorlarŞehitlerimizin böylesine

fedakar oldukları bu süreçte basit hatalar yapmak lükstür

-Savaşmak sanattırEğitimle öğrenilebilir

Ama savaşta ustalaşmak emek ister-GERİLLANIN TEMEL GÜCÜ

MORAL VE DİSİPLİNDİRGerillayı savaştıran moraldir

Yaşamasını ve savaşmasını sağlayan da disiplindir

Halkın Avukatları Adalet Okuluna Yapılan Baskın Sonrası Gözaltına Alınan Arkadaşlarını Sahiplenmek İçin

Çağlayan Karakolu Önünde Battaniyelere Sarınarak Nöbet Tuttular

Kendi Evindeymiş Gibi, Ekmek Yer Su İçer Gibi Direnmenin Görüntüsü...

Meşruluğa İnancın En Doğal ve En Güçlü Hali...Direnmek Bir Yaşam Biçimi Haline Gelince

Direnişin Her Tür Aracı ve Yöntemi Bulunabilir

Page 3: HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA AKREP, TOMA DENİLENyuruyus.biz/pdf/pdf/551.pdf · 11 Aralık 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) Okmeydanı’nda Uyuşturucuya ve Yozlaşmaya Karşı

ii ç i n d e k i l e r

23 Direnme hakkımızı direnerekkazandık, zaferimizi de

direne direne kazanacağız!

25 Devrimciler halkın fidanlarıdır

27 Halk Meclisleri: Yaşamak için

izne ihtiyacımız yok!

29 Mahalleler: Nasılörgütleyeceğiz? Kadrolaşarak,alternatiflerimizi yetiştirerek

örgütleyeceğiz

31 Halkın Mühendis Mimarları:Karsel Köyü, HalkınMühendis Mimarları’nınkurduğu su türbini ile

aydınlanıyor!

35 FETÖ diye bir örgüt yoktur,

FETÖ devlettir!

36 Tarih Cephelilere Diyor ki:Simon Bolivar'dan: "Adaletbizi, intikam sancağını

yükseltmeye çağırıyor"

37 Gençlik Federasyonu’ndan:Güçlü olmak sorunçözmektir, güçlü olmakkendi gücüne güvenmektir!

38 Liseliyiz Biz:Kendiliğindencilik, girdiğiyeri yok eden bir zehirdir;panzehiri, programlı

olmaktır!

6 Devrimciliğin Köşe Taşları:Devrimcilik zorunluluktur

7 Fidel Castro, Küba ve dünyahalklarının yüreğinde vemücadelemizde yaşayacak

13 Biz Diyoruz ki: Mahir Çayandiyor ki; "Devrimci olmanın,sosyalist olmanın kriterisavaşmaktır"

14 Grup Yorum yoksullarınsesidir... Grup Yorumkolektivizmdir... Grup Yorumumudun sesidir...

15 “Kim bu Grup Yorum” diyehezeyanla soran AKP'ninkalemşörü Ersoy Dede’yecevabımız...

17 Mektuplarımızla Grup Yorum’un tecritine son verelim!

18 10 Soruda: İradi olmak

21 Faşizm Zalimin Zulmüdür:Biz 80 milyonuz, 80milyonumuzu da teslim alamazlar

4 Haklı bir savaşın karşısında Akrep,TOMA denilen tenekekutularının hükmü yoktur!

OĞUZ MEŞE ÖLÜMSÜZDÜR!

39 Ülkemizde Gençlik: Bir cantoprağa düştü de kavga buradabitmedi… Gençlik var gelecekgüzel günler için

42 Sanatçıyız Biz: AKP, kanlıgeçmişini dizilerle aklamayaçalışıyor. AKP'nin soytarısıYavuz Bingölde başrolüoynuyor

44 Adalet okulumuz sahipsiz

değildir!

45 Hakkını istedi diye işçileri

tutuklamak ahlaksızlıktır

47 2. Tecrite Karşı Ailelerin BirliğiKurultayı yapıldı

49 Başımıza milyon dolarlarkoysanız da mücadelemizdenasla vazgeçmeyeceğiz!

50 Halk kurtuluş savaşımızışehitlerimizle büyüteceğiz,şehitlerimizle zafereulaştıracağız!

52 Avrupa’da Yürüyüş:...

54 Avrupa’daki Biz: Devrimcilikyapmak suç değildir! MusaAşoğlu derhal serbestbırakılsın!

55 Avrupa Dev-Genç:...

56 Yitirdiklerimiz...

58 Dernek duvarlarını yıkaraksonuç alamazsınız!

HASTA TUTSAKMESUDEPEHLİVANSERBESTBIRAKILSIN!

Yürüyüş DergisiOkuyalım,Okutturalım!Umudun SesiniMilyonlaraUlaştıralım!

Page 4: HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA AKREP, TOMA DENİLENyuruyus.biz/pdf/pdf/551.pdf · 11 Aralık 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) Okmeydanı’nda Uyuşturucuya ve Yozlaşmaya Karşı

AKP OHAL ile birlikte devrim-cilere yönelik saldırılarını arttırırken,direnişi bitirememenin, direnenleriyok edememenin acizliği içinde.Öyle ki, direnişlerimizin yayılıp bü-yüme korkusu AKP'nin aklını almışdurumda. Tam acizlik içindedir.

Öncelikle kurumlarımızı basıptalan ettiler, insanlarımızı gözaltınaalıp tutukladılar. Kurumlarımızın ka-pısına mühür vurdular. Biz halkımızlabirlikte bu mühürleri söküp attık.Onlar tekrar basıp gözaltı yaptılar,tekrar mühür vurdular. Biz mühürleritekrar söktük ve kurumlarımızı terketmeyeceğimizi gösterdik.

Direndik direniyoruz.Direnişimizi bitiremeyen AKP ne

yapsa başedemiyor. Öyle ki; binlerceakademisyeni işten attı ancak ken-disine karşı direnen bir tek NuriyeGülmen var. AKP'nin saldırıları kar-şısında direnişler örgütleyen sadeceHalk Cepheliler var. İşte bu AKP'yiçıldırtıyor. Çünkü ne yapsa olmuyor.Ne yapsa direnmemizin önüne ge-çemiyor. Geçmesi de mümkün değil.Ancak çaresiz. Direnme kararlılığıtaşıyan, asla teslim olmama kararlılığıtaşıyan, bu konuda bedel ödemektenkaçınmayan Halk Cepheliler karşı-sında gerçekten çaresiz. Çakallarınıkapımıza bağlayıp, ulutturmaktanbaşka hiçbir şey yapamıyor.

Nasıl Bir Çaresizliktir kiBaskınlar, TutuklamalarYetmiyor TOMA'lardanMehter MarşıÇalıyorsunuz?

Gerçekten merak ediyoruz, bunusize yaptıran nedir? Nasıl bir çare-

sizliktir. Elinizden hiçbir şey gelmiyordeğil mi? Neler yapmadınız ki, hangiyöntemleri denemediniz ki? Bakınbir türlü başaramıyorsunuz. Bir türlüdirenmenin önüne geçemiyorsunuz.

Bir türlü beceremiyorsunuz. Elinizayağınız bağlı. Daha da ötesindebeyniniz dumura uğramış, düşünmeyetisini kaybetmiş.

Ne kadar isterseniz isteyin, nekadar çabalarsanız çabalayın, hangiyöntemleri denerseniz deneyin, ba-şaramazsınız. Çünkü haklı olan,doğru olan biziz. Tarihin ve biliminyasaları bizden yana.TOMA'lara ge-lince gerçekten komik ve çaresizsiniz.19 Aralık katliamlarıyla teslim ala-madığınız devrimcilere TOMA'larınızne yapabilir ki?

Özgür Tutsakların türküsünü bilirmisiniz? "O duvar duvarınız vız gelirbize vız" der o türkü.

İşte aynı o hesap… O akrepleriniz,TOMA'larınız vız gelir direnenle-re...

Mehter marşlarınız mı... Yok mubaşka silahınız... Bulamadınız mıbaşka bir şey… Yıllardır işkenceha-nelerde, hapishanelerde çalıyorsunuz.Ne sonuç aldınız. Hayır hiçbir sonuçalamazsınız.

Bakın ne kadar çaresizsiniz. Yenihiçbir şeyiniz yok. İDİL Kültür Mer-kezi’ne baskın yapıp, önünde TO-MA'larınızdan mehter marşı çalarakgözaltına aldığınız Grup Yorum,meydanlarda milyonlara türkülerinisöylüyor. Halk için yaratmaya üret-meye devam ediyor. Siz ne üreti-yorsunuz. Halkın Avukatlarının kur-duğu Adalet Okulu’nu bir haftadatam üç kere basarak kapatmaya ça-lıştınız. Elinize ne geçti? Halkın

Avukatlarının direnmelerini engel-leyebildiniz mi? Hayır engelleye-mediniz, engelleyemezsiniz. Baskınyapmaktan, gözaltına aldıklarınızaişkence etmekten başka ne yapabi-lirsiniz?

Halka düşmanlığın yarattığı çü-rümenin ve yozlaşmanın sonucudurbu. Halka karşı olanlar hiçbir şeyüretemezler. Emperyalizmin çanakyalayıcısı olanlar hiçbir şey ürete-mezler.

Direnenlerinİradesi Karşısında.TOMA'larınız Kof-İçiBoş Çöp Tenekesidir

Biz her koşulda direnmeye devamedeceğiz. Tutuklamalarınız, işken-celeriniz engel olamayacak, olamıyorda. Bakın tüm meydanlarda direnenHalk Cephelilerin sesi var. Gün olurtek başımıza, gün olur pankartları-mızla, gün olur genç-yaşlımızla, günolur battaniyelere sarılarak, gün oluraçlığımızla... Her yerde ve her türlüyöntemle direniyoruz. İşkenceleriniz,tutuklamalarınız, baskınlarınız, kat-liamlarınız, işten atmalarınız, soruş-turmalarınız vb. her türlü yönteminizkarşısında direniyoruz.

Bizim her koşulda ve her türlüaraçla direnme irademiz var. Böylesibir irade karşısında ne yapabilirsinizki?

Çaresizsiniz, acizsiniz, zavallısı-nız, çürüyen ve yozlaşansınız. Bakınher yanınızdan pislik akıyor. Hırsız-sınız bu yüzden de çürüyensiniz.

Bizim irademiz karşısında hergün geçtikçe zavallılaşıyorsunuz.

İdeolojik Olarak Güçlü

BBaskınlarınız, Tutuklamalarınız, Akrepleriniz, TOMAlarınız, Mehter MarşlarınızGüçsüzlüğünüz ve Zayıflığınızdır

HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA AKREP, TOMA DENİLEN HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA AKREP, TOMA DENİLEN TENEKE KUTULARININ HÜKMÜ YOKTUR!TENEKE KUTULARININ HÜKMÜ YOKTUR!

AKP Faşizmi Güçsüzdür, Çünkü Çürüyen ve Yozlaşandır.Çürüyen ve Yozlaşanın İdeolojik Üstünlüğü Olamaz.

Çürüyen ve Yozlaşanın Moral Değerleri Olamaz.

Yürüyüş

11 Aralık2016

Sayı: 551

HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA4

Page 5: HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA AKREP, TOMA DENİLENyuruyus.biz/pdf/pdf/551.pdf · 11 Aralık 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) Okmeydanı’nda Uyuşturucuya ve Yozlaşmaya Karşı

Olan Biziz, Meşru OlanBiziz. Çünkü Biz Halkız.

Halkız biz, haklıyız, haklılığımıztarihsel olarak bize ait olanlara zorlael konulmasına karşı, hakkımız olanıistiyor olmamızdır. Haklılığımız ek-mek ve adalet kavgamızdır. Ekme-ğimizi istiyoruz. En meşru olanı is-tiyoruz. Bu nedenle haklıyız. Haklı-lığımız meşruluğumuzdur. Meşruyuz,sizin yozlaşmış, her yerinden irinakan düzeninize karşı mücadele edi-yoruz. Uyuşturucuya, yozlaşmayakarşı mücadele ediyoruz.

O pis düzeninizle, ahlaksızlığınızlaçürütmeye çalıştığınız gençlerimiziçin mücadele ediyoruz. Sömürüyeve yoksulluğa karşı mücadele edi-yoruz. Türkülerimizle, adalet anla-yışımızla, şiirlerimizle, dernekleri-mizle, kitaplarımızla, dergilerimizleher türlü imkanımızla sizin adaletsizdüzeninize karşı mücadele ediyoruz.Bağımsızlık için mücadele ediyoruz.Ya siz? Sizin dayanağınız ne? Hiç!Koca bir hiçlik içindesiniz. Bu ne-denle de hiçbir şey üretemiyorsunuz.

Haksızsınız, güçsüzsünüz. ÇARE-SİZSİNİZ. İrademiz karşısında kon-serve kutusu kadar değeri yokturTOMA'larınızın. Grup Yorum’un omarşta söylediği gibi;

“Daha gün o gün değil derlenipdürülmesin bayraklar

Uzaktan duyduğunuz çakallarınulumasıdır

Safları sıklaştırın safları sıklaştırınçocuklar

Bu kavga faşizme karşı bu kavgahürriyet kavgası!...”

Yani sizin anlayacağınız bu kavgahalkın hürriyet kavgası ve Grup Yo-rum bu halkın türkülerini yapıyor.Unutmayın, “bir halkın türküleriniyapanlar yasalarını yapanlardan dahagüçlüdür.” Çünkü türkü; halkın ekmekve adalet özlemidir, çünkü türkü;halkın açlığı ve yoksulluğudur, çünkütürkü; halkın kini ve öfkesidir.

Sonuç olarak; 1-İdeolojik olarak, moral olarak

güçlü olan biziz.2-Direnişimiz karşısında güçsüz

ve çaresizsiniz3-Güçsüzlüğünüz ve çaresizliğiniz

aklınızı başınızdan alıyor, ne yapa-cağınızı bilemiyorsunuz. Bu nedenleçakallarınızla, konserve kutusu TO-MA'larınızla sonuç almaya çalışı-yorsunuz. Aklınız başınızdan gidiyorve kimsenin duymak bile istemediğiuyduruk bir marştan medet umuyor-sunuz. Yani zavallı ve çaresizsiniz.

4-Biz direnmeye devam edeceğiz,bizi yenemezsiniz, biz halkız.

5-Direnişlerimizin yaygınlaşmasıihtimali bile dizlerinizi titretmeyeyetiyor. Ve sonuç olarak; DEĞİLPOLİSİNİZ TOMA’LARINIZ, TAN-KINIZ TOPUNUZLA GELSENİZTÜRKÜLERİMİZİ YENEMEZSİ-NİZ, HALAYLARIMIZI BİTİRE-MEZSİNİZ!

KURUMLARIMIZI BASABİLİRBİZİ TUTUKLAYABİLİRSİNİZAMA İNANCIMIZ VE BİLİNCİ-MİZİ YOK EDEMEZSİNİZ

NE YAPARSANIZ YAPIN DİRE-NENLER KAZANIR SONUNDA.SİZİN SONUNUZ İSE KONSERVEKUTUSUNDAN TOMA’LARINIZ-LA TARİHİN ÇÖPLÜĞÜDÜR!

Bir yoldaşımız, abimiz, 1 MayısHaklar Derneği çalışanı Rasim Öz-demir geçirdiği kalp krizi sonrasında30 Kasım öğlen saatlerinde şehitdüşmüştür. Yoldaşımız Ardahan’lıdırve Kürt milliyetindendir.

Rasim Özdemir yoldaşımızın ka-tili de bu faşist zulüm ve sömürüdüzenidir. Rasim Özdemir yoldaşımızbir çok kez hapishaneye girmiş veyıllarca tutsaklıklar yaşamıştır. Ha-pishane koşulları ve tecrit işkencesiölümüne de sebep olan kalp rahat-sızlığı dahil birçok hastalığa yaka-lanmasına neden olmuştur. Hapis-hanede de bir kez kalp krizi geçir-miştir. Bir hasta tutsak olarak, tahliyeedilmesi gerekirken tahliye edilme-yerek tedavi hakkı engellenmiş, bun-dan dolayı kalp rahatsızlığının dahada ilerlemesine neden olunmuştur.

Rasim Özdemir yoldaşımız dev-

rimcidir; her tahliyesinden sonrayeri hareketi, yoldaşlarının yanı, mü-cadele safları olmuştur. Demokratikmücadele içerisinde yer almış, ma-halle derneklerimizde çalışmış, ma-hallelerimizin Rasim Abisi olmuştur.Demokratik mücadele içerisinde bir-çok eylemde, yürüyüşte yer almış,işkenceli gözaltılar yaşamıştır.

Emperyalizm ve faşizmin dev-rimciliği yok etmeye çalıştığı, dev-rimci hareketleri ve mücadeleleritasfiye etmeye çalıştığı bir süreçte,devrimcilikte ısrar ve son nefesiniörgütlü mücadelede, devrimci hare-ketin saflarında vermek bir insaniçin, bir hareket için ve bir halk içinemperyalizm ve faşizm karşısındakazanılan bir zaferdir. Rasim Özde-mir yoldaşımızın katili bu düzendenhalkın adaletiyle hesap soracağız!Örgütlenerek ve halklarımızın ba-

ğımsızlık, demokrasi ve sosyalizmmücadelesini her alanda büyüterekhesap soracağız!

Şehitlerimizin Hesabını SordukSoracağız!

Faşizme Teslim Olmayacak Fa-şizmi Yeneceğiz!

HALK CEPHESİ31 Kasım 2016

Büyük Ailemizin Başı Sağ OlsunOkmeydanı Halk Meclisi şehit dü-

şen Halk Cepheli Rasim Özdemir için1 Aralık’ta başsağlığı mesajı yayınla-yarak; “Bir dönem Okmeydanı HalkMeclisi bünyesinde çeşitli çalışmalariçinde bulunmuş olan 1 Mayıs HaklarDerneği çalışanı Rasim Özdemir ar-kadaşımızı, geçirdiği kalp krizi neti-cesinde kaybettik. Halkımızın başısağ olsun” dedi.

Son Nefesini Örgütlü Mücadele Saflarında Vermek Emperyalizme ve Faşizme Karşı Kazanılmış Bir Zaferdir…

Rasim Özdemir Yoldaş Ölümsüzdür!

11 Aralık2016

Yürüyüş

Sayı: 551

55AKREP, TOMA DENİLEN TENEKE KUTULARIN HÜKMÜ YOKTUR!

Page 6: HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA AKREP, TOMA DENİLENyuruyus.biz/pdf/pdf/551.pdf · 11 Aralık 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) Okmeydanı’nda Uyuşturucuya ve Yozlaşmaya Karşı

Yürüyüş

11 Aralık2016

Sayı: 551

HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA66

1-Bu dünyada her beş dakikada160 çocuk açlıktan ve tedavi edilme-diği için hastalıktan ölüyorsa devrim-cilik yapmak zorunluluktur.

2- Uğrunda nice şehitler verdiğimizvatanımıza ABD ve NATO üsleri dol-muşsa bu üsleri topraklarımızdansöküp atmak için emperyalizme karşımücadele etmek, devrimcilik yapmakzorunluluktur.

3- Yeni doğan her bebek, emper-yalist tekellere 1500 dolar borçla doğarbu ülkede. Bu durumu değiştirmek,sömürüsüz, çocukların açlıktan ölme-diği bir düzen kurmak için devrimcilikyapmak zorunluluktur.

4- İşçinin, emekçinin karın toklu-ğuna çalıştığı, yoksulluktan inim iniminlediği bir ülkede devrimcilik yapmakzorunluluktur.

5- Ülkemizin tüm değerleri em-peryalizme peşkeş çekilmiş, vatantopraklarımız yağmalanmıştır. Bu yağ-maya talana son vermek için devrim-cilik yapmak zorunluluktur.

6- Devrimcilik en yalın haliyleifade edersek bir insanın doğasındavar olan ve insanı insan yapan entemel özelliğidir. Çünkü insan doğaylave kendi içinde bulunduğu koşullarlasürekli bir mücadele içinde bulunarakve var olanı değiştirip dönüştürerekkendi yaşamını devam ettirir. Hemkendisinin hem de içinde bulunduğutoplumun değişim ve dönüşümünüsağlamak yaşam koşullarını yenidenve yeniden üretmek için devrimcilikyapmak zorunluluktur.

7- Onur, namus, her türlü ulusaldeğer, patronların kasaları dolsun diyeayaklar altına alınır.

Devlet onların devletidir. Meclisve hükümetler ise sadece birer kukladır.Adalet, yasa, hukuk... Her şey onlariçin vardır. Onların düzenlerinin bekasıiçindir. Bu düzeni yıkmak için dev-rimcilik zorunluluktur.

8- Dünyanın gelirinin en az yüzde50'si Amerikan emperyalizminin ka-salarına akarken devrimcilik yapmakzorunludur.

9- AKP faşizmin halka açtığı savaşakarşı mücadele etmek, savaşmak için

devrimcilik yapmak zorunluluktur.10-Ülkemizin 35 milyon metre ka-

resi NATO ve AMERİKAN ÜSSÜhaline getirilmiştir. Vatanımızın ba-ğımsızlığı için devrimcilik yapmakzorunluluktur.

11- Marks bundan 160 yıl önce,insanlık dışı bu sistemde, insan kal-manın tek yolunun insanlık dışı busisteme karşı savaşmak gerektiğinitespit etmiştir. Emekten, emekçidenyana mücadele etmek için devrimcilikyapmak zorunluluktur.

12-Lenin, çağımızın emperyalizmve proleter devrimler çağı olduğunu,emperyalizmin uyguladığı baskı vesömürü ile devrimin objektif koşullarınıyarattığını, subjektif koşulları tamam-lamak gerektiğini söylemiştir.

Devrimin subjektif koşullarını ye-rine getirmek için devrimcilik yapmakzorunluluktur.

13- OHAL ile kazanılmış demokratikhaklarının gasp edildiği on binlerce iş-çinin kamu emekçilerinin işine son ve-rildiği ülkemizde faşizmin karşı dev-rimcilik yapmak zorunluluktur.

14- İki satır Lenin okumuşsak,Marks’ın adını duymuşsak, en azın-dan bir devrimci ile tanışmışsak,devrimcilik yapmak zorunluluktur.

15- Yaşadığımız ülkede, emper-yalist tekellerin, onların işbirlikçisiKoçların, Sabancılar’ın, büyük top-rak sahiplerinin, soyguncunun, vur-guncunun, kaçakçının, uyuşturucutacirlerinin, çetelerin, asalakça ge-çinen bir avuç para babasının dü-zenine son vermek için devrimcilikyapmak zorunluluktur.

16- Devrimciyim, ilericiyim, de-mokratım, yurtseverim diyenlerin,halk olma bilincini taşıyanların,ülkemiz koşullarını bilenlerin,kavrayanların mücadele etmesi, dün-yanın en onurlu görevini de omuz-laması anlamına gelmektedir. Bugerçekten kaçmak, örgütlenmeyeve mücadele etmeye sırt çevirmekise, onursuzluğu dayatan düzeninçarkları arasında öğütülmeyi, ezil-meyi kabullenmek demektir. Bunukabul etmemek için devrimcilik zo-

runluluktur. 17- Tüm bu gerçekler ortadayken

ve halklarımız bunların acısıyla yaşa-maya mahkum edilmişken susmak,hiçbir tepki göstermemek, eli kolubağlı olarak oturmak, örgütlenmemek,mücadele etmemek emperyalizme vefaşizme boyun eğmektir. Emperyalizmeve faşizme karşı mücadele etmek içindevrimcilik yapmak zorunluluktur.

18- 46 yıldır süren bu savaşta, şe-hitlerimizin intikamını almak için dev-rimcilik yapmak zorunluluktur.

29- Anadolu ihtilalini sürdürmekiçin dünyayı bir kez de Türkiye’densarsmak için devrimcilik yapmak zo-runluluktur.

20- Ülkemizin bütün dağları bütünyoksul mahallelerinin bizim olmasıiçin devrimcilik yapmak zorunlulu-luktur.

21- Emperyalizme karşı bağım-sızlık, faşizme karşı demokrasi, kapi-talizme karşı sosyalizm mücadelesi-verebilmek için devrimcilik yapmakzorunluluktur.

DEVRİMCİLİK ZORUNLULUKTUR

DEVRİMCİLİĞİN KÖŞE TAŞLARI

Her Ne Pahasına Olursa Olsun Halkla Dayanışmamızı BüyüteceğizHatay’da 2 Aralık'ta esnaflar ziyaretedildi. Her esnafa Yürüyüş dergisi verildive sohbet edilerek süreç değerlendirildi.Toplamda 22 esnaf ziyaret edildi. 2 ki-şinin katıldığı ziyaret 5 saat sürdü.

İstanbulAvcılar Halk Cephesi 5 Aralık'taesnaf ziyareti yapıp sohbet etti. AKPfaşizmi ve artan baskılar üzerine uzunsohbet edilip bu süreçte faşizme karşınasıl mücadele etmek gerektiğini konu-şuldu.. 4 kişinin katıldığı çalışmada Yü-rüyüş dergisi de dağıtıldı.Bahçelievler Halk Cephesi 5 Aralık'taSoğanlı da bulunan bir Yürüyüş dergisiokuruna aile ziyaretine gitti. İlk defaevleri ziyaret edilen aile memnuniyetinidile getirdi. Rahatsız olan anne sağlıksorunlarını anlattı. Kendisine neden aileziyareti yapıldığını anlattıktan sonrakendisinin de aile ziyaretlerine katılmasıistendi.

Page 7: HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA AKREP, TOMA DENİLENyuruyus.biz/pdf/pdf/551.pdf · 11 Aralık 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) Okmeydanı’nda Uyuşturucuya ve Yozlaşmaya Karşı

90 yaşındaki Kübadevriminin önderi FidelCastro 25 Kasım'da has-talıkları nedeniyle şehitdüştü.

Küba halkının başı sağolsun. Ezilen tüm dünyahalklarının başı sağ olsun.

Fidel Castro, sadeceKüba halklarının, LatinAmerika halklarının değil,ezilen, sömürülen bütündün halklarının lideridir,önderidir, Comandante'si-dir.

Tartışmasız 20. yüz-yıla damgasını vuran dev-rim önderlerinden birisi-dir.

Devrime adanmış 90 yıllık birömür... Eksiklikleriyle, hatalarıyla,yanlışlarıyla Fidel Castro bizimdir.Fidel Castro, devrimindir... Devrim-cilerindir...

Amerikan emperyalistlerinin 685kez suikast düzenleyerek öldürmekistediği Fidel Castro şehit düştüktensonra -katil ABD'nin yeni seçilenBaşkanı Donald Trump dışında- hak-kında olumsuz bir açıklama yapantek bir ülke olmadı.

Neden? Fidal Castro'yu çok mu seviyor-

lardı? Hayır... Bu ülkelerin büyük bir çoğunluğu

ölü bir Fidel'i yaşayan bir Fidel’etercih ederler. Ancak buna rağmen

Dünya Halklarının Comandantesi Fidel Castro Şehit Düştü“20. YÜZYIL KAPANMAYACAK!” 20. YÜZYIL BİZİMDİ

21. YÜZYIL DA BİZİM OLACAK!FİDEL CASTRO KÜBA VE DÜNYA HALKLARININYÜREĞİNDE VE MÜCADELEMİZDE YAŞAYACAK!*Fidel Castro Bizimdir, Devrimindir

*Fidel Castro Sömürülen Bütün DünyaHalklarının Comandantesidir

*Fidel Castro Cüret,İddia ve Halka Güvendir

*Fidel Castro’yu Sahiplenmek de, Eleştirmek de Emekçi

Halkların Mücadelesine Tarihsel Bir Mirastır

*Sosyalizmin Sorunları Ancak Sosyalizminİçinde Çözülür

*Emperyalizmle Uzlaşarak, İşbirliği Yaparak

Sosyalizmin Sorunlarına Çözüm Bulunamaz!

*Küba Yönetimi Çözümü Katil Amerika’dave Diğer Emperyalistlerde Değil, Ezilen

Dünya Halklarının Devrimci Mücadelesi ve Dayanışmasında Aramalıdır

*Emperyalizm ile Asla Uzlaşılmaz*Emperyalizmle, Emperyalizm Yeryüzünden Silinene Kadar

Savaşmadan, Sosyalizmin Geleceğini Güvence Altına Alamazsınız,

Kendinizi Koruyamazsınız*Kendini Korumanın, Devrimi, Sosyalizmi

Korumanın Tek Yolu Ona Karşı Savaşmaktır

11 Aralık2016

Yürüyüş

Sayı: 551

7AKREP, TOMA DENİLEN TENEKE KUTULARIN HÜKMÜ YOKTUR!

Page 8: HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA AKREP, TOMA DENİLENyuruyus.biz/pdf/pdf/551.pdf · 11 Aralık 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) Okmeydanı’nda Uyuşturucuya ve Yozlaşmaya Karşı

Fidel hakkında kötü bir söz söyle-yememelerinin nedeni onun 90 yıllıkyaşamı ve pratiğidir.

Fidel'in düşüncelerine hiç katıl-masalar da onun düşünceleri, inancı,halkı, vatanı uğruna canını fedaetme kararlılığına söz söyleyemez-ler.

Hiçbir emperyalist-kapitalist dev-letin yöneticisi Fidel Castro kadarhalkını ve vatanını sevdiğini iddiaedemez.

Hiçbir emperyalist-kapitalist dev-letin yöneticisi Fidel Castro gibi dü-rüst, tutarlı olduğunu iddia edemez...

Özellikle 90'lardaki karşı-devrim-lerden sonra "kendini korumaya"alan içe kapalı, uzlaşmacı politikalarınayönelik eleştirilerimize rağmen FidelCastro bizimdir. Fidel'i eleştirme hakkısadece devrimcilerindir.

Eğer bugün Fidel Castro'ya karşıbütün dünya halklarının hatta düş-manlarının bile reddedemeyecekleri,sınıf düşmanlıklarının dışında hak-kında tek bir kötü söz söyleyemiyor-larsa bunun nedeni onun dev-rimci kişiliğidir.

90 yıllık ömrünü inandığıdavaya adamasıdır. "Emper-yalizme teslim olmaktansaadayı batırırım" diyen karar-lılığıdır.

20. Yüzyıl Bizimdi21. Yüzyıl da Bizim Olacak... Fidel'in Ölümüyle Sınıf Mücadelesi Bitmez!

Fidel'in ölümünü "Kübadevriminin efsanevi lideri, 20.yüzyılın en büyük siyasi fi-gürlerinden Fidel Castro, 90yaşında yaşamını yitirdi" diyehaber yapan burjuva basındanHürriyet, manşetinde "20. yılşimdi bitti" diyor.

Hürriyet, burjuvazinin genelolarak düşüncesini ifade etmiş.Bir taraftan "devrimin efsanevilideri, 20. yüzyılın en büyüksiyasi figürlerinden" diyerekCastro'nun hakkını verirkendiğer taraftan "20. yüzyıl şimdi

bitti" diyerek sınıf mücadelesinin desonunu ilan ediyorlar.

Bu kaçıncı ilanınız? 90'lardan beri sınıflar mücadele-

sinin bittiğini ilan ediyorsunuz. Tarihinsonunun geldiğini söylüyorsunuz.

Emperyalistler ve işbirlikçileri90'lardan beri dört gözle Küba'nın dadiğer sosyalist ülkeler gibi yıkılmasınıbeklediler. Küba'da da işbirlikçileryaratıp karşı devrimleri örgütlemeyeçalıştılar. Bütün dünya Küba'da da

sosyalizmi yıkmak için 60 yıldırambargo uyguluyor. Açlıkla, yok-sullukla Küba halkını kuşatmayaçalıştılar, ancak bütün çabalarınarağmen hevesleri kursaklarındakaldı.

Küba'da sosyalizmi yıkmak içinönlerindeki en büyük engelin Cas-tro olduğunu düşünüyorlardı. Cas-tro'nun ölümüyle yine "tarihinsonunu" ilan ettiler.

Fidel'in deyimiyle "Soygun fel-sefesine son verirseniz, savaş fel-sefesi de ortadan kalkar."

Emperyalist-kapitalist düzeninsoygun, yağma, talan, adaletsizlik düzenisürdüğü sürece tarihin sonu gelmeye-cektir. 20. yüzyıla damgasını vuranFidel Castro gibi önderlerin öncülüğündegerçekleştirilen devrimler ve sınıf mü-cadelesi olmuştur. Fidel'in ölümü biryana, Küba'da da sosyalizm yıkılsa,sınıf mücadelesini yine bitiremezsiniz.Tarih 21. yüzyılda da devrimcilerin ön-cülüğünde işçi sınıfının zaferlerine tanıkolacaktır.

Fidel Castro Devrimİddiamızdır!

Fidel Castro, "Devrim ha-reketine 82 kişiyle başladım.Eger bunu tekrar yapmakzorunda kalsaydım yanıma10 ya da 15 sadık insan alır-dım... Eğer sadıksanız ve ha-reket planınız varsa ne kadarküçük olduğunuzun hiçbirönemi yoktur." diyor.

İşte bugün düşmanlarınınbile saygısını kazanan Cas-tro'nun ne yaptığını bilen dev-rime olan inancı, iktidar id-diası, cüreti ve kararlılığıdır.

Ancak Fidel'in bu kararlı-lığı, cüreti, devrim iddiası,bugün methiyeler dizen re-formizm ve oportünizm tara-fından hep tartışma konusuolmuştur.

Küba devrimi, "kitlelerdenkopuk, fokocu, bir grup ma-ceracının gerçekleştirdiği is-tisnai bir durum" olarak gö-rülmüştür. Reformizme, opor-tünizme göre devrim olarakbile değerlendirilmemiştir.

Fidel bizimdir. Fidel devrimindir.Fidel'i sahiplenmemiz de,

eleştirilerimiz de devrimcidir. Evet, Fidel'i sahipleniyoruz. Çünkü biz

de “Sosyalizm İçin SavaşmayanaSosyalist Denmez” diyoruz.

Ve dünyada tek başına kalmayı dagöze alarak emperyalizme ve işbirlikçi

oligarşilere karşı her koşuldasavaşacağız, savaşı

büyüteceğiz diyoruz. Fidel'in devrimci kararlılığınısahipleniyoruz. Çünkü biz de,

Fideller'in Granma'da 82 kişiden 12kişiye düşmelerine rağmen devrim içinSierra Maestralar'a çıkmaları gibi 12

Eylül Askeri Faşist Cuntasına,‘90'ların karşı devrimlerine, 12

Temmuz, 16-17 Nisan katliamlarına,19-22 Aralık Katliamı’na, F Tipi Tecrit

saldırılarına rağmen devrimden,iktidar iddiamızdan vazgeçmedik

Yürüyüş

11 Aralık2016

Sayı: 551

HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA8

Page 9: HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA AKREP, TOMA DENİLENyuruyus.biz/pdf/pdf/551.pdf · 11 Aralık 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) Okmeydanı’nda Uyuşturucuya ve Yozlaşmaya Karşı

Onlara göre kitleler her şeyehazır olacak, ayaklanacak bunlarkitlelere önderlik yapacak.

Oysa Fidel'in söylediği çokaçıktır: Bir devrimi başlatmakiçin milyonların harekete geçmesigerekmiyor. Öyle bir şey mümkündeğildir. Davasına sadık 10-15kişi yeterlidir.

Emperyalizm devrimin objektifkoşullarını yaratmıştır. Sorun sub-jektif şartlardır. Özellikle emper-yalizmin yeni sömürgecilik süre-cinde, kitlelerin kendiliğinden müca-deleye katılmaları mümkün değildir.Kitleleri örgütleyecek, mücadeleye ka-tacak devrimci örgüttür.

Fidel de devrimi başlatacak örgütükurmak için 1956'da olduğu gibi 82kişiye de ihtiyaç duymazdım, 10-15kişi yeter diyor.

Fidel'in bu iddiası devrime, zafereolan inancıdır. İktidar iddiasıdır. 10-15 kişi yeterdi demek halktan kopukolmak demek değildir. Tam tersinehalka güvenmektir.

Devrim koşullarının olduğu birülkede devrimi yapacak milyonlarıörgütlemek için 10-15 kişi yeterlidirdiyor Fidel.

Biz Fidel'in bu kararlılığını sahip-lendik, örnek aldık. Nitekim FidelCastrolar Granma'ya çıktıklarında ge-mide 82 kişilerdi. Daha karaya ayakbasmadan düştükleri pusuda 82 kişidenhayatta kalan 12 kişi ile devrimi ger-çekleştirdiler.

Bizim ülkemizde de Türkiye dev-rimci hareketinin 50 yıllık revizyo-nizmden kopuşu, silahlı mücadeleyibaşlatmaları yüzlerce yetişmiş kadroylaolmamıştır.

Mahirler, Maltepe'de 51 saat iki kişidirendiler. Kızıldere'de 10 kişiyle em-peryalizmin ve işbirlikçi oligarşinin te-peden tırnağa donanmış ölüm manga-larına karşı 10 saat çatışarak Türkiyedevriminin manifestosunu yazdılar.

Fidel Castro'nun devrimi, sosya-lizmi savunması, kararlılığı, cüreti,onyıllarca emperyalistlere boyun eğ-meyen anti-emperyalist tavırları bi-zimdir; halkındır.

Fidel Castro'nun İddiası,Kararlılığı, Cüreti

Mücadelemize IşıkOlmuştur! Reformizmin,Oportünizmin Fidel'eYönelik Eleştirileri de,Övgüleri de DevrimciDeğil, Sahtedir!

Reformizm ve oportünizmin bugünFidel hakkındaki burjuvazinin dahireddedemediği gerçekleri ifade etme-sinin bir önemi yoktur. Oportünizmve reformizmin Fidel'i, Küba devriminisahiplenmeleri sahtedir.

Reformizm ve oportünizm esasolarak 90'lardaki karşı-devrimlerdensonra burjuvazi gibi "yıkıldı-yıkıla-cak" diye Küba'ya ömür biçmişlerdir.

Reformizmin ve oportünizmin bugünFidel'de sahiplendikleri yan bizim Fidel'ieleştirdiğimiz ‘90'lardan sonraki içe ka-palı, korumacı, emperyalizmle uzlaşanpolitikalarıdır. Eleştirdikleri yan ise Fi-del’in silahlı mücadelesi ve devrim an-layışıdır. Eleştirmeleri de sahiplenmeleride iki yüzlüdür.

Fidel bizimdir. Fidel devrimindir.Fidel'i sahiplenmemiz de eleştirmemizde devrimcidir.

Evet, Fidel'i sahipleniyoruz. Çünkübiz de Sosyalizm İçin SavaşmayanaSosyalist Denmez diyoruz.

Ve dünyada tek başına kalmayı dagöze alarak; emperyalizme ve işbirlikçioligarşilere karşı her koşulda savaşacağız,savaşı büyüteceğiz diyoruz.

Fidel'in devrimci kararlılığını sa-hipleniyoruz. Çünkü biz de Fideller'inGranma'da 82 kişiden 12 kişiye düş-melerine rağmen devrim için SierraMaestralar'a çıkmaları gibi 12 EylülAskeri Faşist Cuntasına, 90'ların karşı

devrimlerine, 12 Temmuz, 16-17 Nisan Katliamlarına, 19-22Aralık Katliamı’na, F Tipi Tecritsaldırılarına rağmen devrimden,iktidar iddiamızdan vazgeçmedik.

Fidel'in Enternasyo-nalizmini Sahipleni-yoruz

Fidel Castro Küba devri-minden sonra "biz devrimimiziyaptık, gerisi bizi ilgilendir-mez" dememiştir. Devrimi yap-

tıkları 1959'dan, 90'lara kadar, LatinAmerika'dan Afrika'ya, Ortadoğu'danUzakdoğu'ya kadar emperyalizmekarşı direnen, savaşan; ulusal, sosyalkurtuluş mücadeleleriyle, enternas-yonalist dayanışmanın en somut ör-neğini hayata geçirmişlerdir.

Oysa bu dönemler Sovyetler Bir-liği'nde Kruşçev revizyonizminin ik-tidara geldiği ve emperyalizmle "barışiçinde bir arada yaşama" politikala-rının revaçta olduğu yıllardır.

Fidel Castro, bu politikalarını ken-dini dünyanın imparatoru ilan edenABD'nin burnunun dibinde hayatageçirmiştir.

CIA'nın 683 kez suikast girişiminerağmen, dünyanın her yerinde devrimmücadeleleriyle dayanışma içinde ol-maktan vazgeçmemiştir.(*)

Fidel Castro emperyalizmin 60 yılsüren ambargosuna karşı direnmiştir.Fidel'in anti-emperyalist direnişini sa-hipleniyoruz.

Reformizm-oportünizm bugün ba-ğımsızlık kavramını unutmuştur. Ağız-larına bile almıyorlar. Oysa emper-yalizmden bağımlılık ilişkilerini kes-meden halklar ne sömürüden kurtu-labilir ne de özgür olabilirler.

Reformistler-oportünistler bizi ba-ğımsızlığı savunduğumuz için "ulu-salcılık"la eleştiriyorlar. Ulusal de-ğerlerini, niteliğini yitirenler devrimciolamaz.

12 Eylül cuntasında reformistler,revizyonistler kışlaların önünde teslimolma kuyruklarına girerken, oportünistlersoluğu yurt dışında aldı. Kürt milliyet-çileri daha 12 Eylül gelmeden faşizminterörü karşısında güçlerini sınır dışınaçekti. Devrimci Sol ise Fidel'in, “Em-peryalizme Teslim Olmaktansa Adayı

11 Aralık2016

Yürüyüş

Sayı: 551

99AKREP, TOMA DENİLEN TENEKE KUTULARIN HÜKMÜ YOKTUR!

Page 10: HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA AKREP, TOMA DENİLENyuruyus.biz/pdf/pdf/551.pdf · 11 Aralık 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) Okmeydanı’nda Uyuşturucuya ve Yozlaşmaya Karşı

Batırırım” diyerek emperyalizme karşıdirenmesi gibi "Amerikancı FaşistCunta 45 Milyon Halkı Teslim Alamaz"diyerek cuntaya karşı savaşma kararı al-mıştır. Fidel’in emperyalizme karşıdirenişi bütün dünya halklarına örnek ol-muştur, biz Fidel’in anti emperyalizminisahipleniyoruz.

“En Büyük Ahlaksızlık Emperyalizmdir”

Fidel Castro, "Gelmiş geçmiş enbüyük ahlaksızlık emperyalizm ve ka-pitalizmdir" diyor.

Bugün sol sınıf kinini yitirmiştir.Demokrasiyi, özgürlükleri emperya-lizmden bekliyor. Çözümü kapitalizmdearıyor.

Ulusal kurtuluş mücadelesi verdiğinisöyleyen Kürt milliyetçiliği Suriye’de,Irak’ta açıkça emperyalizmin maşalığınıyapıyor, sol bunu meşru görüyor... Tekbir eleştirisi yok. Daha da ötesi Kürtmilliyetçiliğinin kuyruğunda emperyalistpolitikaların aracı oluyor.

İşte biz, Castro'nun emperyalizm-den-kapitalizmden nefret eden, uzlaşmazsınıf kinine sahip çıktık, çıkıyoruz.Bugün ise aynı Castro’nun uzlaşmacı-lığını kıyasıya eleştiriyoruz. Sahiplen-memiz de eleştirilerimiz de devrimcidirve dünya halklarının çıkarınadır.

Bir Devrimden Daha ÖnemliBir Şey Yoktur!

Fidel Castro, "Bir devrimden dahaönemli bir şey yoktur. İnsanlığın diya-lektik gerçeği budur. Emperyalizmekarşı sadece sosyalizm durmaktadır"diyor. Biz Castro'nun bu sözüne hepinandık ve dünyada tek başına kalmapahasına Marksist-Leninist devrim içinsavaşma iddiamızı sürdürüyoruz. Buyanıyla Batista diktatörlüğünü yıkarakdevrim yapan, Amerika’ya kafa tutandevrimci, sosyalist, halkların Coman-dantesini sahiplenen, yaşatan biziz.

İnsanlık Onuru En Büyük Değerdir! İnsana Onurunu Sosyalizm Kazandırır!

Fidel Castro; “Ülkemiz insanınamaddesel zenginlikleri sunmak içinçok yoksul olsa da; onlara eşitlik duy-

Fidel Castro’nun Tarihe Yazılan Sözleri - Sosyalizmin başarısızlığından bahsediyorlar. Peki kapitalizminAfrika, Asya ve Latin Amerika'daki başarısı nerede?- Biz yenilirsek kalkar yeniden deneriz, diktatörler yenilirse buonların sonu olur.- Yönetimin bir suçlu veya hırsız tarafından garanti altına alın-dığı bir cumhuriyette onurlu insanların öldürülmesi veya hapse-dilmesi olağandır... Beni lanetleyin. Bunun hiçbir önemi olmaya-cak, çünkü tarih benim yanımda yer alacak.- Devrim hareketine 82 kişiyle başladım. Eğer bunu tekrar yap-mak zorunda kalsaydım yanıma 10 ya da 15 sadık insan alırdım.Eğer sadıksanız ve hareket planınız varsa ne kadar küçük oldu-ğunuzun hiçbir önemi yoktur. -Bir katilin, bir hırsızın başbakan olduğu bir cumhuriyette, dü-rüst kişilerin yerinin ya mezar, ya cezaevi olduğunu anlayabil-mek zor bir şey olmasa gerek.- Ülkemiz insanlara maddesel zenginlikler sunmak için çok yok-sul olsa da; Onlara eşitlik duygusu ve insanlık onuru sunamaya-cak kadar yoksul değildir.- Soygun felsefesine son verirseniz, savaş felsefesi de ortadan kal-kar. - Gelmiş geçmiş en büyük ahlaksızlık emperyalizm ve kapita-lizmdir. - Altmış gün boyunca açlık grevinde kalarak idealleri uğrunaölme kudretine sahip insanların huzurunda despotların eli ayağıtitrer! Bunun yanında, yüzyıllar boyunca insani feda ruhununsimgesi haline gelen İsa’nın çarmıhtaki üç günü nedir ki? - Bir devrimden daha önemli bir şey yoktur. İnsanlığın diyalek-tik gerçeği budur. Emperyalizme karşı sadece sosyalizm dur-maktadır. - NATO, askeri bir mafyadır. - Bugün politikacılar, halkın cehalet içinde kalmasıyla ilgilenmi-yorlar, çünkü cahil bir halk, fanatizm ve önyargı ekicilerinin, ka-pitalizmden çıkarı olanların en iyi müttefiki ve ilerlemenin enbüyük düşmanıdır. - Dilenciye verilen bir ekmek yardımseverlik değildir. Asıl yar-dımseverlik, siz de dilenci kadar açken onunla paylaşılan ekmek-tir.-Belirsizlikten bazı yararlar sağlayabilirdik; ama yalanlar, kor-kular, sahte yanılsamalar ve yalanlarla suç ortaklığı, hiçbir za-man devrimin silahları olmamıştır. - İşçi sınıfı yaratıcı sınıftır. İşçi sınıfı bir ülkede maddi refahıngerektirdiği her şeyi üretir, iktidar işçi sınıfının elinde olmadığısürece, işçi sınıfı, iktidarın sömürücü toprak sahiplerinin, haksızkazanç sağlayanların, tekellerin, yerli ve yabancı çıkar grupları-nın elinde kalmasına izin verdikçe, silahlar işçi sınıfının değilde çıkar gruplarına hizmet edenlerin elinde oldukça, bu çıkargruplarının ziyafet sofralarından dökülmesine göz yumduğu kı-rıntılar ne denli çok olursa olsun, işçi sınıfı yoksul bir hayat sür-meye zorlanacaktır.

Yürüyüş

11 Aralık2016

Sayı: 551

HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA110

Page 11: HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA AKREP, TOMA DENİLENyuruyus.biz/pdf/pdf/551.pdf · 11 Aralık 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) Okmeydanı’nda Uyuşturucuya ve Yozlaşmaya Karşı

gusu ve insanlık onuru sunamayacakkadar yoksul değil” diyor.

Oportünizm-reformizm, biz devrimiçin 7 yıl boyunca 122 kez ölürken bur-juvazinin ağzından "yaşamısavunmak"tan bahsetmiştir. Burjuvazinin"hiçbir şey için ölmeye değmez" pespayedüşüncesini bize, direnişe karşı savun-muştur. Reformizm-oportünizm içinhalk, vatan, onur, namus gibi değerlerinyerini; burjuvazinin pespaye değerlerialmıştır.

Düşman Ne Diyorsa Tersini Yap

Fidel Castro, "Eğer düşmanınsana ödül veriyorsa” bundan kuşkuduymak gerektiğini anlatmıştır.

Biz de "düşman ne diyorsa tersiniyap" diyoruz. Amerika'nın bizi terörlistesinin başına koyması bizim içinbir onurdur.

Reformizm-oportünizm için bur-juvazinin ödüllendirdiği sözde “ay-dınlar, sanatçılar, yazarlar” çokönemlidir. Etkinliklerinde, mitinglerdedevrimcileri konuşturmamak için el-lerinden geleni yaparlar, ancak burju-vazinin ödüllendirdiği, parlattığı kişilerikürsülerden indirmezler. Toplantılarda,panellerde ilk sözü onlara verirler.Kendi meşruluklarını onlarla yaratmakisterler.

Fidel Castro, Moncado baskınındatutuklanıp mahkemeye çıkartıldığında"Yönetimin bir suçlu veya hırsız tara-fından garanti altına alındığı bir cum-huriyette onurlu insanların öldürülmesiveya hapsedilmesi olağandır... Beni la-netleyin. Bunun hiçbir önemi olmaya-cak, çünkü tarih benim yanımda yeralacaktır" diyerek tarihsel ve sınıfsal

haklı ve meşruluğuyla egemenleri ya-rıgılamıştır.

Devrimci Hareket de aynı meşru-lukla 12 Eylül Cuntasının mahkemekürsülerinden "İTİRAF EDİYORUZ;Emperyalistleri, ayak izlerine kadarülkemizden silmek için, bağımsızlıkşiarını haykırma suçunuişledik!...Faşist devleti yıkıp,her türlügüzelliğin boy vereceği,devrimci halkiktidarını kurmak için savaşmak su-çunu işledik!.." diyecek kadar ken-dilerini meşru görmektedirler ve fa-şizçmin mahkemelerini devrimin kür-

süleri haline getirmişlerdir. Reformizm hiçbir zaman Fidel gibi

faşizmin mahkeme kürsülerinden dev-rimin meşruluğunu sahiplenmemiştir.Onun için reformizm-oportünizm FidelCastro'yu sahiplenmeleri sahtedir.

Fidel SosyalizminDeğeridir, Fidel'i Sahiplenmek veEleştirmek DünyaHalklarına Karşı DevrimciSorumluluğumuzdur!

Fidel bizimdir. Devrimin, sosya-lizmin tarihine damgasını vurmuş enönemli değerlerinden birisidir. Fidel'ehiçbir zaman reformistler, oportünistlergibi bakmadık.

Fidel'i sahiplenmemiz kadar eleş-tirilerimiz de dünya halklarının mü-cadelesine ideolojik bir katkıdır.

Fidel Castro'nun birçok politikasınısahiplendiğimiz gibi her dönem sa-hiplenmediğimiz, devrimci olmayanpolitikalarını, görüşlerini de eleştirdik.

Fidel Castro ABD emperyalizminekarşı 90'lı yıllara kadar uzlaşmaz birpolitika sürdürürken emperyalistlerekarşı aynı uzlaşmaz tavrını göster-memiştir. Hatta ABD'nin devrimdenitibaren 60 yıl kesintisiz süren ambar-gosuna rağmen Amerikan başkanlarını"şahinler-güvercinler" diye değer-lendirmiştir. Devrimin ilk yıllarındaDomuzlar Körfezine çıkartma yapanKennedy’de” ilerici “yanlar aramıştır.Emperyalizmin yeni sömürgecilik sü-recinde sömürüyü yaygınlaştırmak veher koşulda sürdürmek için geliştirdiği“ince” politikalara savaş açmamıştır.

Fidel Castro, dünyayı kan gölüneçeviren faşizmi yenme onuruna sahipStalin’i eleştirirken, Kruşçev revizyo-nizminin emperyalizmle "barış içindebir arada yaşamak" politikaları adıaltında sosyalizme ihanetine tek bireleştiri getirmemiştir... Sonuç olarakStalin'e her fırsatta eleştiri getirirkenKuruşçev revizyonizmini sahiplen-miştir. Devrimci Hareket olarak FidelCastro’daki bu ideolojik sapmayı hepeleştirdik.

İçe Kapanarak, DünyaDevrim HareketlerindenUzak Durarak DevrimiKoruyamazsınız!

‘90'ların başında yaşanan karşı-dev-rimlere ve tüm emperyalistlerin Küba'dada sosyalizmi yıkmak için gerçekleştir-dikleri her türlü saldırı, tecrit ve ambor-golarına rağmen Fidel Castro ve bütünolarak Küba halkı büyük bir fedakarlıkve kararlılıkla sosyalizmi sahiplenmiş-lerdir. Emperyalizmin her türlü saldırı-larına karşı direndiler ve halen diren-mektedirler.

Bunda hiç kuşkusuz "ülkemiz in-sanlara maddesel zenginlikler sunmakiçin çok yoksul olsa da; onlara eşitlikduygusu ve insanlık onuru sunama-yacak kadar yoksul değildir" diyenCastro'nun rolü çok büyüktür.

Fidel Castro ve Küba DevrimiKüba halkında emperyalizme her ko-şulda direnecek bir bilinç yaratmıştır.Küba halkı emperyalizmin 60 yıldırsüren ambargo zulmüne karşı bu bilinceve sosyalizmin kazandırdığı değerlerledirenmiştir.

Ancak Fidel Castro ve yönetimi90'lardan sonra emperyalizme karşı

Fidel Castro ve yönetimi90'lardan sonra emperyalizme

karşı dirense de "kendinikorumak" için dünya

halklarının mücadelesinekarşı geçmişteki

enternasyonal görevleriniyerine getirmemiştir. "Kendini koruma"

politikalarının gittiği yeremperyalizmle uzlaşmak

olmuştur.

11 Aralık2016

Yürüyüş

Sayı: 551

11AKREP, TOMA DENİLEN TENEKE KUTULARIN HÜKMÜ YOKTUR!

Page 12: HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA AKREP, TOMA DENİLENyuruyus.biz/pdf/pdf/551.pdf · 11 Aralık 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) Okmeydanı’nda Uyuşturucuya ve Yozlaşmaya Karşı

dirense de "kendini korumak" içindünya halklarının mücadelesine karşıgeçmişteki enternasyonel görevleriniyerine getirmemiştir.

"Kendini Koruma" Politikalarının Gittiği YerEmperyalizmle Uzlaşmak Olmuştur

‘90'lar boyunca Küba'nın emper-yalizmin ambargo ve tecrit kuşatmasınakarşı devrimci hareket olarak Kübaile hep dayanışma içinde olduk. Dünyahalkları da Küba'nın bu direnişine bü-yük saygı duymuş ve desteklemiştir.

Ancak Küba'nın dünya halklarınınmücadelesine kayıtsız kalması "kendinikoruma" politikaları bir yandan fiili-yatta direnirken diğer yandan onuideolojik olarak emperyalizmle uz-laşmaya götürmüştür.

Bunun temelinde Fidel Castro'nun‘60’lı yıllardaki Kruşçev revizyoniz-minin emperyalistlerle "barış içindebir arada yaşamak" politikası yatmak-tadır.

Fidel Castro ‘90'lı yıllarda sosya-lizme en büyük ihaneti yapan Gorba-çov'un "glasnost"(açıklık), "prestroika"(yeniden yapılanma) adı altında sür-dürülen ihanet politikalarına da cep-heden tavır almamıştır. Kendini ko-rumaya alıp bekle gör politikaları iz-lemiştir.

Aşağıdaki Gorbaçov'a övgülerindizildiği paragraf Castro ile röpörtaj-ların yer aldığı "İki Ses Bir Biyografi"kitabından alınmıştır:

"Gorbaçov'la ilişkileriniz nasıl-dı?

Gorbaçov'la iyi ilişkilerimiz vardı.Raul onu yıllar önce, Sovyetler Bir-liği'ne yaptığı bir gezi sırasında ta-nımıştı, dosttular. Ben Gorbaçov'laçok konuştum, tanıştım, sohbet ettim.Çok zeki bir adamdı, en önemli özel-liklerinden biri buydu. Bize çok dos-tane yaklaştı, gerçek bir dosttu. Sov-yetler Birliği'nde iktidardayken Kü-ba'nın çıkarlarını korumak, ülkemizleolan iyi ilişkileri sürdürmek için elin-den geleni yaptı. Yüksek kapasiteli,iyi niyetli bir adamdı. Gorbaçov'unniyeti sosyalizmi mükemmelleştirmekiçin mücadele etmekti, bundan en

ufak bir kuşkum yok" (İki Ses BirBiyografi, Syf:267)

Fidel Castro ‘90'lardanSonra Ulusal SosyalKurtuluş HareketlerininEmperyalizmleUzlaşmasının YolunuAçmıştır!

"SSCB çöktüğünde pek çok insanyalnız kaldı. Buna bizler, Kübalı dev-rimciler de dahildik. Ama biz ne yap-mamız gerektiğini biliyorduk. Farklıyerlerde mücadele veren devrimci ha-reketler vardı. Kim olduklarını, han-gileri olduklarını söylemeyeceğim amabunlar çok ciddi hareketlerdi. Buumutsuz durum -SSCB'nin çökmesi-karşısında mücadeleye devam mı et-meleri yoksa karşıt güçlerle barış pa-zarlığı yapmaları mı gerektiğini bizesordular. Bu barışın onları neye gö-türeceğini biliyorlardı halbuki.

Ben diyordum ki: "Bizim fikrimizisoramazsınız; mücadele edecek olanlarsizlersiniz, ölecek olanlar sizlersiniz,buna ancak siz karar verebilirsiniz."Diğer hareketlere duyulan saygının enbüyük dışavurumu budur işte. Bilgile-rimizden, deneyimlerimizden ve onlarındevrimimize duydukları büyük saygıdangüç alarak kendi görüş açımızı dayatmakdeğildir. O anda alacakları kararın Kü-ba'ya getireceği yarar ya da zararlarıdüşünemezdik: "Kendiniz karar verin"dedik. Dolayısıyla da her biri, kritikanlarda, kendi çizgisini seçti." (İki SesBir Biyografi, Syf:265-266)

Hayır! "Kendiniz Karar verin" demekumutsuzluğa düşen birini boşluktanaşağıya bırakmaktır. Fidel Castro bugörüşün doğruluğunu savunuyorsa;‘60'lı yıllardaki devrimci hareketlereverdiği desteği açıklayamaz. Che'ninBolivya'da başlattığı gerilla mücade-lesini açıklayamaz.

"Ölecek olanlar sizlersiniz, bunaancak siz karar verebilirsiniz" demekdevrimci bir politika değildir.

Devrim için mücadele etmektennasıl "ölme" sonucunu çıkartıyorsunuz."Zafere kadar devrim" düşüncesininereye koyuyorsunuz? Emperyalizmekarşı savaşta neden halkların kurtu-

luşunu değil de "ölüm"ü görüyorsunuz. Fidel Castro'nun "karışmadık" de-

mesi de doğru değildir. Karışmıştır,.Latin Amerika'da birçok örgütün em-peryalizmle uzlaşmasına karışmıştır.Hatta en son FARC örneğinde olduğugibi Küba, bu uzlaşmaya, daha doğrusuteslimiyet görüşmelerine ev sahipliğiyapmıştır. Bugün 26 yıl sonra Küba’da60 yıldır Küba'yı, yani sosyalizmiyıkmak için her türlü saldırıyı yapan,Küba halkını açlıkla cezalandıran katilABD ile uzlaşma görüşmeleri yapıl-maktadır.

Küba yönetimi bunu Sosyalist Kü-ba'yı korumak için yaptığını da söy-leyebilir. Ancak ne söylenirse söy-lensin, Küba'nın emperyalizmle girdiğibu ilişkiler Küba'nın sorunlarına hiçbirçözüm getirmeyecektir.

90'lı yıllarda tüm sosyalist ülkeleresöylediğimiz gibi SOSYALİZMİNSORUNLARI ANCAK VE ANCAKSOSYALİZMİN İÇİNDE ÇÖZÜ-LÜR...

EMPERYALİZMLE UZLAŞA-RAK, İŞBİRLİĞİ YAPARAK SOS-YALİZMİN SORUNLARINA ÇÖ-ZÜM BULAMAZSINIZ.

KÜBA YÖNETİMİ ÇÖZÜMÜKATİL AMERİKA'DA VE DİĞEREMPERYALİSTLERDE DEĞİL, EZİ-LEN DÜNYA HALKLARININ DEV-RİMCİ MÜCADELESİYLE DAYA-NIŞMADA ARAMALIDIR.

EMPERYALİZM İLE ASLA UZ-LAŞILMAZ. EMPERYALİZMLE,EMPERYALİZM YERYÜZÜNDENSİLİNENE KADAR SAVAŞMADANSOSYALİZMİN GELECEĞİNİ GÜ-VENCE ALTINA ALAMAZSINIZ.KENDİNİZİ KORUYAMAZSINIZ.

KENDİNİ KORUMANIN, DEV-RİMİ, SOSYALİZMİ KORUMANINTEK YOLU ONA KARŞI SAVAŞ-MAKTIR.

Bizim bu söylediklerimiz dün FidelCastro’nun da söyledikleri, savunduk-larıdır.

(*)Castro'nun eski koruması Fa-biean Escalente'nin anlatımına göreCastro en az 683 suikast girişiminemaruz kaldı.

Yürüyüş

11 Aralık2016

Sayı: 551

HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA112

Page 13: HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA AKREP, TOMA DENİLENyuruyus.biz/pdf/pdf/551.pdf · 11 Aralık 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) Okmeydanı’nda Uyuşturucuya ve Yozlaşmaya Karşı

�� Biz diyoruz ki; zulme teslim olmamak için direnmekten, savaşmaktan

başka yol yoktur.

� Biz diyoruz ki; bağımsızlığı ve demokrasiyi savunmak, emperyalizme

ve onun işbirlikçilerine karşı savaşmak ulusal onurunu çiğnetmemektir.

� Biz diyoruz ki; proletaryanın ideolojisini savunmak devrim için savaş-

maktır.

� Biz diyoruz ki; yeni-sömürge bir ülkede temel hak ve özgürlükleri

savunmak, faşizme karşı savaşmaktır

�Biz diyoruz ki; bu savaş iki ordu arasındaki bir savaş değildir. Bu savaş

halkın, egemenlere karşı savaşıdır. Savaşımızın amacı faşist egemenlerin ikti-darını yıkıp yerine halkın iktidarını kurmaktır.

� Biz diyoruz ki; kurşun yağmurları altında büyüyen çocukların, bomba-

lar, füzeler altında ve açlık içinde yaşayan halkların, ekmek ve adalet için diren-mekten, savaşmaktan başka yolu yoktur.

� Biz diyoruz ki; dünyada hak ve özgürlük isteyenler, egemenlerin sömürü

düzenine muhalif olanlar ya tutuklanıyor ya da katlediliyor. Bu terör düzeninekarşı halkların her türlü araç ve yöntemle direnmekten, savaşmaktan başka biryolu yoktur.

� Biz diyoruz ki; devrimci, demokrat, ilerici, anti-emperyalist tüm sol güç-

lerin açlık ve yoksulluk içindeki halkın kurtuluşu için emperyalizme ve oli-garşiye karşı savaşmaktan başka yolu yoktur.

� Biz diyoruz ki; sahip olduğun değerleri savunmak savaşmaktan geçer!

Uzlaşarak değerlerini, kimliğini koruyamazsın

� Biz diyoruz ki; en iyi savunma, savaşmaktır. Çok güçlü bir sınıf bilinci

olan burjuvaziye karşı savaşmadan ayakta duramazsınız.

Mahir Çayan Diyor ki; "Devrimci Olmanın, Sosyalist Olmanın

Kriteri Savaşmaktır"

Biz Diyoruz ki;�

13

Page 14: HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA AKREP, TOMA DENİLENyuruyus.biz/pdf/pdf/551.pdf · 11 Aralık 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) Okmeydanı’nda Uyuşturucuya ve Yozlaşmaya Karşı

- Grup Yorum yoksulların sesidir.Çünkü her gün halkı sömüren, asalakzalimlere karşı; aç ve yoksul bırakılanhalkların yanında olmuştur. Çaresiz,çözümsüz olmadığımızı dile getirmiş,halkın sorunlarını kendi iktidarındaçözeceğini göstermiştir.

- Grup Yorum cürettir. Çünküdünyayı yeni baştan kurma cesaretinihalka taşır.

- Grup Yorum halktan yana sanatyapar, çünkü her koşulda ezilen halk-ların sesi olmuştur, ezilen halklarınsorunlarının çözümü sosyalizmdedirdemiştir.

- Grup Yorum değişim ve geli-şimdir; çünkü bu ülkemizi değiştir-mek için, kapitalizmi yıkıp yerinesosyalizmi kurmak için 31 yıldır mü-cadele ediyor.

- Grup Yorum kolektivizmdir,çünkü Anadolu halk korolarıyla on-larca kişiyle türkülerini söylemiştir.Bütün süreçlerde yeni Yorumcularıeğitmiş, gelişmiştir. Grup Yorum 31yıldır devamını getirebilmek içinhalkı eğitmiş.

- Grup Yorum yaratıcıdır, çünküyaratıcılığını halktan alır. Halkla bir-likte sanat yapar.

- Grup Yorum halkı ileriye taşır,çünkü "birken iki olacağız, devral-dığımız bayrağı, devrime taşıyacağız"demiştir. Türkülerinde bunları hay-kırmıştır.

- Grup Yorum yenileştiricidir,

çünkü devrimci sanatıyla halka eniyi duygu ve nitelikleri yansıtır onageleceği gösterir. Geleceği kurmakiçin örgütlenme çağrısında bulunur.

- Grup Yorum halkın öncüsüdür,çünkü devrimci ideolojiyi ve top-lumsal bilinci şekillendirmede halkadoğru yolu göstermiştir, en ön saftayer almıştır.

- Grup Yorum mücadeledir. Çünküsanatıyla sadece düşmana cevap ver-mez. Aynı zamanda yoz ve çürümüşburjuva kültürüne cepheden savaşır.

- Grup Yorum "Tam BağımsızTürkiye'yi" ifade eder, çünkü "çek

elini ekmeğimden/ onurumdan/ na-musumdan/ defol/ defol/ Amerika"marşını halkla birlikte söylemiştir.Halkı tam bağımsız Türkiye için mü-cadeleye çağırmıştır.

-Grup Yorum umuttur Çünkü;Grup Yorum yüreklerimizde direnmeumutları ekendir "cesaret cesaretdaha fazla cesaret/ Kurtuluş mutlakaellerimizde/ Kır zincirleri kopar ge-leceği/ Kurtuluş mutlaka ellerimizde"diyerek kurtuluşun kendi ellerimizdeolduğunu gösterendir.

-Grup Yorum umuttur Çünkü:emperyalizme karşı direnen Filistinhalkının, Felluce halkının direnişle-rinitürküleştirendir, dünya halklarınındireniş türkülerini ülkemize halkımızataşıyan, yüreklerine umut tohumuolarak ekendir.

-Grup Yorum umuttur. Çünkü:İnsanın umutsuz yaşayamayacağınıbilen, umudu yaşatmanın ise diren-mekten geçtiğini bilendir. Bu nedenlegözaltına alınırken, faşizmin saldı-rısına uğrarken, sanatçı havalarındasessiz sedasız giden değil, sloganlarla,türkü ve marşlarla direnendir.

-Grup Yorum umuttur. Çünkü:Direnmek, umudu büyütmek bedelödemektir. Ölmektir kimi zaman.Ayçe İdil gibi halkın sanatçısıdırGrup Yorum ve "Yaşamış sayılmazzaten/ Yurdu için ölmesini bilmeyen"diyerek, yaşamın anlamını vatanlaözdeştirendir Grup Yorum.

Grup Yorum Yoksulların Sesidir...Grup Yorum Kollektivizmdir...Grup Yorum Umudun Sesidir...

ÇÜNKÜ;

Yürüyüş

11 Aralık2016

Sayı: 551

HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA14

Page 15: HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA AKREP, TOMA DENİLENyuruyus.biz/pdf/pdf/551.pdf · 11 Aralık 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) Okmeydanı’nda Uyuşturucuya ve Yozlaşmaya Karşı

Star gazatesi yazarı Ersoy Dede,25 kasım tarihli köşe yazısının birbölümünü Grup Yorum’a dair bir ka-ralama yazısı yazmaya ayırmış. Lakindinleyicilerine ve halkına tek bir ge-reksiz, gerçek dışı söz söylemeyenGrup Yorum’un şarkı sözlerindenalıntı yaparak bunu yapmaya çalıştığıiçin tüm yazdıkları elinde patlamış.Karalama yapayım derken kendisinirezil etmiş... Grup Yorum öylesinederin kökler salmış ki bu topraklarave halkın yüreğine, Yorum şarkı söz-leri bu köklerin öz suyu adeta...

Sadece halkın kurtuluş umudu,özgürlüğü ve geleceği var o sözlerde...O sözlerde gerçek var, adalet var,halka dair her türlü duygu ve düşün-cenin aydınlık bir betimlemesi var.Devrimci şairlerin halk ve vatan sev-gisiyle dolu, vatan satıcılarına öfkeyledolu şiirlerinin dizeleri var...

Yanlış bir yol seçmiş Ersoy Dede,Grup Yorum’u karalamaya çalışırkenona ait silahları kullanma “saflığı”nadüşmüş. Bundan sonra da Yorum’ukaralama gafletine düşerse sadecepolis uydurmalarına dayanmasınıöneririz. Başaramasa da en azındanGrup Yorum propagandasına dönüş-mez yazdıkları...

Grup Yorum, şarkı sözlerindenyaşam biçimine, çalışma tarzındangiyim kuşamına kadar her şeyiylehalkın içinde, halkın önünde ve bizzathalkın kendisidir... Bitmek tükenmekbilmez bir kaynak, sonu gelmez ya-ratıcılık ve kesintisizliktir.

Grup Yorum’u, kimi şarkı sözle-rinin altını çizerek, "terör destekçisi"olarak ifade eden ve bu duruma rağ-men Grup Yorum’a gösterilen sahip-lenmeyi "kaldıramayan" Ersoy De-de'ye Grup Yorum'u biz de şarkı söz-leriyle tanıtmaya devam edelim..

Grup Yorum; halkın bağımsızlıksavaşının sesi emperyalist işgalcilerehalkın duyduğu öfkenin dile gelişidir...

"..insan, vatanını satar mısuyunu içtiğin ekmeğini yediğindünyada vatandan aziz şey var

mı?" diyen halkın devrimciozanı Nazım Hikmet dizele-rini bugüne taşır ezgileriyle..

"..düşman çizmesi altındayurdum

sürdüğüm toprakta gözüöğüttüğüm unda dokudu-

ğum kumaştaçekip alıyor soframdanuğrunda alınteri döktüğümekmeğimi tütünümü ne var-

sa..." Emperyalist sömürüyü, halkın ya-

şadığı acıları büyük bir söyleyiş gü-zelliğiyle anlatmış halk şairi KemalÖzer'in dizelerine ses olmuştur GrupYorum.

Ve yorumun onlarca şarkısındabağımsızlık ateşinin büyüyen çığlığınıduyarsınız... Çünkü Yorum bağım-sızlık savaşının meşalesidir.

Grup Yorum, maden işçilerinden,parıl parıl cam silen Ayşeler’in Hat-çeler’in türkülerini yakandır... Yenibir dünyayı işçi ellerin aydınlığıylakuracağımızın bilincini taşır bize..

"...aç çocuklar doysun diyegülmeyi öğrensin diyeekmeği tuza banıp çöktük kardeş sofrasına..."

"...indim maden ocağınakara elmas diyarınayeryüzü sıcak olsun diye dostyıllar boyu kazma salladım sus-

kunca bu zindandaçocuklarım gülsün diye dost..."

"..bir gün gelir ocaklardankazma kürek ellerinde oyyürüyünce yeryüzünedeğişecek yazgıları hey hey gü-

lüm.."

"..Güvenpark’ta bir anıt varyamru yumru kara taştanyazıyor ki o anıttaöğün çalış güven ey Türkaçlığın dili olmazyoksulluğun vatanı..." diyen halk

ozanı Hasan Hüseyin'in dizeleriylesosyalizmin halkların kardeşliğini

anlatan sınır tanımazlığını anlatır.. Çünkü Grup Yorum insan onuru-

nun yükseltildiği eşitlik, adalet, öz-gürlük üzerine kurulu yeni dünyanınmüjdecisidir.

Bütün şarkı sözlerinde halka vevatana duyulan büyük sevgi vardır..iki kişilik sevdaların da tutunduğuköklerdir halk ve vatan sevgisi... Bi-reysel aşk halk ve vatan sevgisiyleharmanlanır o dizelerde... Ve her şeyhalkın kurtuluşuna hizmet eder GrupYorum albümlerinde...

"...topraga hayat verirsevdamızın bereketiseni ölecek kadar çok sevdik yur-

dumdinsin artık gözünün yaşı...zulme susarsane yaşar bu canadalet yoksa hayat ne?" diye sorar

ve adaletin isyan dili olur Grup Yo-rum..

"..seni çok sevdik ey güzel vatanekmeğini, hasretini, sevdalarını...

yoksulluğumuz kardeştir bizimaynı kurşunlarla vururlar biziaynı ateşlerde yakarlar bizi.."

"bütün dünya halkları kardeştirdin kültür renk değil emek yüce-

dirsözümüzdür bizim bütün halklaragücümüz dünyayı sarsacak" di-

yerek halkların kardeşliğini ve zul-medenlerin bir ve aynı olduğunu an-latır. Ve mutlaka halkların gücünündünyayı sarsacağının inancını aşılar...

"...isterim ki senden isterim ki

“Kim Bu Grup Yorum” Diye Hezeyanla Soran AKP'nin Kalemşörü Ersoy Dede’ye Cevabımız; GRUP YORUM GERÇEKLERİN TAŞIYICISI,HALKIN UMUDUNUN, KURTULUŞUNUN MÜJDECİSİDİR. GRUP YORUM HALKTIR VE SİZİN SÖZLERİNİZTARİH KARŞISINDA YENİKTİR HÜKÜMSÜZDÜR!

11 Aralık2016

Yürüyüş

Sayı: 551

15AKREP, TOMA DENİLEN TENEKE KUTULARIN HÜKMÜ YOKTUR!

Page 16: HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA AKREP, TOMA DENİLENyuruyus.biz/pdf/pdf/551.pdf · 11 Aralık 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) Okmeydanı’nda Uyuşturucuya ve Yozlaşmaya Karşı

yılgınlıkta inanç zulme karşı dirençolasın...".

"...tutmamışsan kolundan bir tükenip yorulmuşunavutmamışsan umutsuzusu diyene vermemişsen...

kolay gelsin dememişsen taş kıran işçileregünaydınsız bırakmışsanbehçe bezeyenleri... ".

"..özgürlük uğruna feda bu canhalkıma, vatanıma.."

"..ben yaşarım onurumla başımı hiç eğmeden

sevdamı kara günde terkedip de gitmeden.." gibi bütün

ama bütün şarkı sözlerinde insanınen soylu özelliklerini dile getirir..

Umudu, sevgiyi, özlemi, vefayı,kıymet vermeyi, fedakarlığı, dostluğu,yoldaşlığı, bilcümle insan ahlakının,insanlık bilgisinin insanı getirdiği ensoylu duygu ve düşünceleri beslerve büyütür.

Ve işte tam da bu nedenle GrupYorum tüm halk düşmanlarının baş-belası sayılır. Bu nedenle konserleriyasaklanır, kültür merkezleri talanedilir, elemanları gözaltına alınıp iş-kencelerden geçirilir, tutuklanır.

Enstrümanlarının gözü oyulur, ku-lakları bükülür, böğrü delinir ve lakino sarı tambura inlemeye, gümbürgümbür kükremeye, ince ince akmayave yatağını bulmaya devam eder...

Ve işte tam da bu nedenle ErsoyDede denilen iktidar yalakalarınınfani dünyasında edilen anlamsız la-kırdılar halk ve tarih karşısında hü-kümsüzdür... Grup Yorum ezgileribu dünya döndükçe çınlamaya umutve inanç olup halkların yürek ve bi-linçlerini doldurmaya devam ede-cektir. ÇÜNKÜ GRUP YORUMHALKTIR, SUSTURULAMAZ!

Halk İçin Sanat Engellenemez!

Halkın Sanatçılarına Özgürlük!Fotoğraf ve Sinema Emekçileri (FOSEM) halkın sanatçılarına yapılan

saldırılarla ilgili 7 Aralık’ta yazılı açıklama yaparak şu sözlere yer verdi;“Kapitalizm; fotoğraf ve sinemanın sadece belli bir azınlığın yapabildiği bir“piyasa” olarak kalmasını istiyor. Bunun için en küçük bir ekipmanın fiyatıbile binlerce lirayı buluyor. Fotoğraf üzerine en temel en basit eğitimler içinbile kurslarda binlere varan liralar isteniyor. Biz, halkların geleceği yaratmamücadelesine fotoğraf makinalarımız ve kameralarımızla katılan fotoğrafve sinema emekçileriyiz. Bu mücadeleye hem fotoğraf makinaları hem dekameralarımızla tanıklık etmeye ve üretimlerimizle bu mücadeleyi büyütmeyeçalışıyoruz… Çalışmalarımız elbette yönetenleri rahatsız ediyor, halk içindevrimci sanat yapmak aynı zamanda faşizmin baskılarına da maruzkalmamıza sebep oluyor. FOSEM olarak çalışmalarımızı sürdürdüğümüzİdil Kültür Merkezi de faşizmin bu saldırılarının hep hedefinde oldu.Örneğin, geçtiğimiz ay iki defa basıldı, talan edildi. Grup Yorum üyeleriİnan Altın, Ali Aracı, Selma Altın, Helin Bölek, Dilan Poyraz, SultanGökçek ve Fırat Kıl bu saldırıların bir parçası olarak tutuklandı. TutuklananGrup Yorum üyelerinden Fırat Kıl, aynı zamanda FOSEM çalışanıdır…Fırat’ın tutuklanma nedeni kuşkusuz devrimci sanat yapıyor olmasıdır. Bu,bu zamana kadar yaşadığımız ilk baskı değil, son da olmayacak. Ustalarımızdanöğrendiğimiz devrimci sanat geleneğini, yarınlara taşımak için mücadeleetmeye, onların açtığı yolda yürümeye, halk için sanat yapmaya devamedeceğiz! Devrimci Sanat Engellenemez!”

����

İdil Halk Tiyatrosu Bedreddin OyunununProvasını Yaptı

İdil Halk Tiyatrosu 30Kasım'da Bedreddin oyunu-nun provasını yaptı. Yapılanprovaya 14 kişi katıldı. Pro-vaya başlamadan önce ge-lecek dönemde daha çok yer-de oyunun oynanmasına dairkonuşuldu.

Bizi Büyüten Güç VerenFilmler İzliyoruz

Her hafta gelenekselleşen filmgösterimi bu hafta da Asi gazete-sinde 3 Aralık'ta yapıldı. "Ghulam"filmi izlendi. Film 3 saat kadaruzun bir zaman sürse de çok akıcıolduğu için sonuna kadar izlendive filme katılan herkes filmi çokbeğendi. Filmde zalimin zulmünüyenmenin tek yolunun direnmektengeçtiği anlatılıyor ve film öncüsavaş önderliğinde halk savaşı ilegelecek mutlak zafere dikkat çeki-yor. Filmin sonunda herkes yoğunduygular yaşadığını anlattı ve yo-rumlarını belirtti. Film gösterimine11 kişi katıldı.

Duyuru: Elazığ Grup Yorum Korosu

İçin Kayıtlarımız Başladı“Alnında yıldızlı bere, elinde

mavzeriyle çıkıp Dersim dağlarınatürkü söylemek var ya.”

“Söylediğimiz türkülerde seninde sesin olmalı.” “Türküler sus-maz, halaylar sürer.”

Adres: Fevzi Çakmak Mahal-lesi Taziye Evi Karşısı Pir SultanAbdal Kültür Derneği

İletişim: 0 (212) 238 81 46 / 3Aralık 2016

Yürüyüş

11 Aralık2016

Sayı: 551

HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA16

Page 17: HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA AKREP, TOMA DENİLENyuruyus.biz/pdf/pdf/551.pdf · 11 Aralık 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) Okmeydanı’nda Uyuşturucuya ve Yozlaşmaya Karşı

Faşizm Grup Yorum üyelerini tu-tuklayarak halkın türkülerini sustura-bileceğini sanıyor. Kavganın sesini sus-turmak, türkülerimizi ve halaylarımızıkesintiye uğratmak istiyor.

Grup Yorum halkın sesi olmuştur.Milyonları bağımsızlık talebi etrafındabiraraya getirmiştir. Bu yüzden GrupYorum’u hedef almışlardır.

Grup Yorum acılarımızın türküleriniyapıyor, açlığımızın, yoksulluğmuzuntürkülerini yapıyor. İşsizliğimizin, ma-denlerde katledilişimizin türküleriniyapıyor. Bu kadar değil tabi ki, GrupYorum aynı zamanda mücadelenin, is-yanın, başkaldırının, sosyalizmin tür-külerini yapıyor faşizmin saldırıları dabundan kaynaklıdır. Sorun türküleri neiçin, hangi amaçla söylediğidir.

Milyonları biraraya getiren GrupYorum, onlara sadece türkü söyletiphalay çektirmedi. “Bağımsızlık” dedi.

“Özgürlük” dedi. “Hak” dedi, “Adalet”dedi.

Şimdi Grup Yorum’u SahiplenmeZamanı Faşizme Türkülerin Susmaya-cağını, Halayların Süreceğini GöstermeZamanı

Şimdi Sevgimizi Gösterme Sahip-lenme Zamanı...

Faşizmin sesimizi kısamayacağını,türkülerimizi susturamayacağını gös-terme zamanı…

Türkülerimizi daha gür söyleme,halaylarımızı daha coşkulu kurma za-manı. Grup Yorum bugüne kadar herdirenişte oldu. İşçilerin, memurların,gecekondu halkının, öğrencilerin, ma-dencilerin, tutsakların direnişlerindenhep yanıbaşlarındaydı… Şimdi sırabizde, daynışma sırası bizim.

Mektuplarımızla, faxlarımızla, tür-külerimizle dayanışmayı örgütlemeliyiz.Faşizme Grup Yorum’un halk olduğunu

göstermeliyiz. Hepimizin Grup Yorumolduğunu göstermeliyiz. Duvarları GrupYorum’la donatmalıyız.

Evimizde, iş yerimizde, okulumuzda,grevlerimizde, direnişlerimizde, her yerdeGrup Yorum dinleyelim. Ve herkese GrupYorumun bağımsızlık istediği için, de-mokrasi istediği için, açların ekmeğiniistediği için, sömürüye karşı olduğu içintutuklandığını anlatmalıyız. AKP'nin halkdüşmanı olduğunu bu nedenle Grup Yo-rum'u tutukladığını anlatmalıyız.

Ve haykırmalıyız;Grup Yorum Türküdür, Grup Yorum

Kavgadır, Grup Yorum Halktır.Yani Grup Yorum biziz HEPİMİ-

ZİZ....Tutuklayarak Kavga Türkülerimizi

Susturamazsınız!Tutuklayarak Bağımsızlık İsteğimizi

Yok Edemezsiniz!GRUP YORUMA ÖZGÜRLÜK!

Ankara’da 30 Kasım'da Yüksel Caddesi'nde GrupYorum'a yönelik tutuklama terörüne karşı basın açıklamasıyapmak isteyen Halk Cephesi üyelerine ve Grup YorumGönüllülerine polis saldırdı. Öğle saatlerinden itibarenYüksel ve Konur Sokak’ın tüm giriş çıkışlarına çevikkuvvet yığınak yaparak tüm giriş çıkışları kapattı. Alandabulunan kitleye çevik kuvvet ekipleri anında saldırdı. 55-60 yaşındaki analar tekmelendi. Birçok insan yerlerde sü-rüklenerek tekmelendi, işkence gördü.

Açıklamada şunlar ifade edildi: "AKP sanata düşmandır,işini isteyen emekçiye düşmandır, madende can veren kadarmadenci yakınlarına da düşmandır, adalete olduğu kadar

adalet mücadelesi veren avukata da düşmandır! Çünkü AKPhalka düşmandır... 18 Kasım günü de öğlen saatlerinde İstanbulOkmeydanı’nda İdil Kültür Merkezi’ne yapılan polis baskınıylagözaltına alınan 7 Grup Yorum üyesi, 23 Kasım’da çıkarıldıklarımahkemece tutuklandı. Faşizm, halkın sanatçılarını ilk keztutuklamıyor. Daha önce de defalarca kez tutukladılar GrupYorum üyelerini. Ama her tutukladıklarında, faşizm herdefasında “işte şimdi bittiler” dediğinde daha da çoğaldı GrupYorum. Yeni Yorumcular, yeni devrimci müzisyenler yetiştibu okulda... Grup Yorum’un elemanları bütün bir halktır. Tür-külerinin başı diktir, türkülerinde Anadolu halkının isyanlarıvardır, bu yüzden bu türküyü bitiremezsiniz..."

GRUP YORUM HALKIN SESİDİR, KAVGANIN VE MÜCADELENİN SESİDİR

SESİMİZE SAHİP ÇIKALIM!MEKTUPLARIMIZLA GRUP YORUM’UN TECRİTİNE SON VERELİM!

Faşizme, Tutuklamalarla Grup Yorumu Susturamayacağını, Halkın Sesini Boğamayacağını Gösterelim!

Umudun Türkülerine Kelepçe Vuramazsınız!

Grup Yorum Halktır Susturulamaz!

11 Aralık2016

Yürüyüş

Sayı: 551

17AKREP, TOMA DENİLEN TENEKE KUTULARIN HÜKMÜ YOKTUR!

Page 18: HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA AKREP, TOMA DENİLENyuruyus.biz/pdf/pdf/551.pdf · 11 Aralık 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) Okmeydanı’nda Uyuşturucuya ve Yozlaşmaya Karşı

1- İrade nedir?İrade; “bir şeyi yapıp yapmamaya

karar verme gücü-istenç” olarak açık-lanıyor TDK Türkçe sözlükte... Dahabasit haliyle söylersek, karar vere-bilme gücünü göstermek ve bu kararısürdürmektir.

Cepheli içinse daha fazlasıdır;Düzen kültürünün hayatın her ala-nındaki yansımalarına, kendiliğin-denciliğe, bireyciliğe karşı tavizsizolup devrimci değerlere sımsıkı sa-rılmak, örgütlü tavrı sahiplenmek,her koşulda Parti-Cephe politikasını,anlayışını, kültürünü hayata geçir-mekte ısrarcı olmaktır. Düşman kar-şısında koşullar ne olursa olsun, aslateslim olmamaktır.

Dayı ise iradeyi, “emek ve cüret”olarak tanımlıyor. Ki bizim asıl olaraküzerinde durmamız gereken yanı bu-dur. “Karar vermek” önemlidir amasonuç almak için tek başına yeterlideğildir. Bu kararı hayata geçirmekiçin emek, cüret ve elbette istikrargerekmektedir.

İki kelimeyle ifade edecek olursak:İrade = “istemek ve yapmak”tır.

İnsanların kendi tarihini kendile-rinin yaptığını söyleyen Marksizm,insan iradesinin ve eyleminin dön-üştürücü etkisinin önemne vurgu ya-par: Toplumsal dönüşümlerde tektek kahramanların büyük rolleri olsada belirleyici olanın sınıfların iradesive onların dönüştürücü eylemi oldu-ğunu söyler. Bu iradenin öznesi iseproletarya partisidir. Parti, ihtilalciinsiyatifi hayata geçiren iradedir.

İhtilalci insiyatif, maddi koşullarüzerinde yükselen devrim sürecini,kendiliğindencilikten kurtarıp bilinçli,

örgütlü ve iradi olarak sür-dürmektir.

2- İradi olmanın karşıtı-düşmanıkendiliğindencilik-tir. Kendiliğinden-cilik nedir, nasılortaya çıkar?

"Kendiliğinden"in an-lamı "hiç bir etkiye bağlı

kalmaksızın kendi kendine gerçek-leşen" şeklinde tarif edilir. Tabii hiçbirşey durup dururken kendiliğindenoluşmaz. İster doğa olayları olsunister toplumsal olaylar olsun, bunlarkendi iç çelişkilerinin bir sonucu ola-rak ortaya çıkar.

Kendiliğindenlik Marksizme ay-kırıdır; devrimci teori bir bilimdirve kendiliğinden bir bilim yoktur.

Kendiliğindencilik esas olarakburjuva ideolojisidir. "Hayatı akışınabırak, anı yaşa" söylemiyle umursa-mazlığı, boşvermişliği özgürlükmüşgibi gösterir. Bize "boş verin”, “razıolun" der ama kendi iradesini dayatırve bu iradeye koşulsuz boyun eğme-mizi ister. Umursamazlık, boşver-mişlik boyun eğmenin ilk adımdır.

Kendiliğindencilik oportünizminteorisidir; en geri noktaya çekme, enaz direnme çizgisidir. Söke söke al-mak, direne direne kazanmak yokturonun kitabında. Reformlara, “ma-kul” olana razı olur. Halka gü-venmez, kitleleri örgütlemez.

Kendiliğindencilik neden-sonuç ilişkisini yok sayar. Oysadiyalektiğin temel kuralıdır; herşeyin bir nedeni vardır. Biz di-yalektiğe inanırız; sorun varsaçözüm de vardır. Çözüm; irade,emek, cüret ve vazgeçmemek-tir.

3- İrade savaşı nedir?Savaş, hasmına iradeni kabul

ettirme eylemidir. Çünkü, sı-nıflar savaşında asıl olarak çar-pışan iradelerdir; ya burjuva-zinin iradesi kabul edilir, teslimolunur ya da direnerek, sava-şarak burjuvazinin iradesi altedilir, devrimci irade hakim kı-

lınır.Yani sonucu belirleyecek olan fi-

ziki üstünlük ya da silahların gücüdeğil bu araçlara yön veren iradedir.Silahtan çıkacak kurşuna yön verende nasıl düşüneceğine, nasıl yaşaya-cağına karar veren de bu iradedir.Ortası yoktur, iradesini kabul ettirenzaferi kazanır.

“Sonuna, sonsuza, sonuncumuzakadar” diyebilme kararlılığıdır. Bukararlılık Büyük Direnişi ve zaferiniyaratmıştır. Emperyalizmin devrimve sosyalizm düşüncesini yok etme,devrimci hareketi teslim alma saldı-rılarına karşı; 122 şehit ve 500'denfazla gazi vererek, 7 yıl boyunca tekbaşımıza direnerek zaferi kazanabil-mektir. Kuşkusuz bu zaferin maya-sında Dayımız’ın önderliğinde so-mutlanan Parti-Cephe’mizin iradesivardır.

Bu yanıyla Büyük Direniş, em-peryalizme ve işbirlikçilerine karşıyürüttüğümüz irade savaşının enönemli örneklerinden biridir. Çünkübüyük bir kararlılık ve cüretle yürü-tülen bu savaşın her adımı örgütlen-miş, en ağır bedeller göze alınarakyürütülmüş ve “sonuna kadar” inan-cıyla kazanılan bir zaferdir.

Düşman iradesini sadece fiili sal-dırılarla dayatmaz; asıl olarak sömürüve zulüm üzerine kurulu olan ideo-lojisini hakim kılmaya çalıştığı için

Dayı ise iradeyi, “emek vecüret” olarak tanımlıyor. Kibizim asıl olarak üzerindedurmamız gereken yanıbudur. “Karar vermek”

önemlidir ama sonuç almakiçin tek başına yeterli

değildir. Bu kararı hayatageçirmek için emek, cüret ve

elbette istikrargerekmektedir.

İki kelimeyle ifade edecekolursak: İrade = istemek ve

yapmak'tır.

Ta rih ten, bi lim den, ön der le ri miz den, ge le nek le ri miz den

öğ ren dik le ri mizle güçleneceğiz!

SORUDA10BilgiBilgi

güçtürgüçtür

İRADE

Yürüyüş

11 Aralık2016

Sayı: 551

HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA18

Page 19: HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA AKREP, TOMA DENİLENyuruyus.biz/pdf/pdf/551.pdf · 11 Aralık 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) Okmeydanı’nda Uyuşturucuya ve Yozlaşmaya Karşı

hayatın her alanında karşımıza çık-maktadır. Yaşam biçimiyle, yoz kül-türüyle, sanatıyla, müziğiyle, eğiti-miyle, inançsızlığı, kararsızlığı, çö-zümsüzlüğü, umutsuzluğu, kendili-ğindenciliği dayatarak bizi teslim al-maya çalışır.

Bu saldırılara devrimci iradeylekarşı koyar, savaşabiliriz. İrade savaşı,gerek iç (küçük burjuva alışkanlık-larımıza karşı) gerekse dış (burju-vazinin saldırılarına karşı) düşmanakarşı sürekli olan bir savaştır.

4- İradi olmak ne demektir?

İradi olmak zaferi kazanmanınön koşuludur. Devrim mücadelesiuzun soluklu bir yoldur. Bu yolda;zaferler, yenilgiler, direnişler, tut-saklıklar, kuşatmalar vardır. Bazenen büyük acılar düşer payımıza...Bazen en büyük sevinçler, ağız dolusugülmeler, zaferler...

Koşullarımız ne kadar olumsuz,şartlar ne kadar zor olursa olsun;Cepheli olmak her koşul ve şarttairadi olmaktır. Cepheli, koşullara tes-lim olmayan, zaferlerde de yenilgi-lerde de iradi olandır.

Devrimci iradenin bütün iradelerinüstünde olduğunu her koşulda gös-termektir. Kitle çalışmasında halkagitmekte ısrardır. Daha hızlı koş-maktır. Zor zamanlarda bir adım öneçıkmaktır...

İradilik disiplinde, kolektivizminhayata geçirilmesinde, eğitimde, za-manı kullanmakta, devrimin çıkar-larının gerektirdiklerini yapabilmek-tir.

Yeri geldiğinde de işkencelerde,hapishanelerde ölümüne direnebil-mektir. İradeni teslim etmektense öl-meyi seçebilmektir iradilik. Bunlarınhiçbiri diğerinden ayrı değildir. Hayatıörgütlemek, her anımızı iradi olarakyaşayabilmektir. Bugün bu iradeyigösterebilecek tek güç Cepheliler-dir.

Mesela oportünistler, reformistlerhiçbir kararı, hiçbir zaman sonunakadar iradi olarak uygulayamazlar.Başlayıp da sonuna kadar götürdük-

leri, zaferle sonuçlandırdıkları birtane bile direniş göremeyiz. Çünküinançsızdırlar. Proletaryanın değil,burjuva ideolojisinden beslendiğiiçin iradeleri güçsüz ve zayıftır, uz-laşmacıdır. Bu yüzden direnemez,zafer kazanamazlar.

Tek başına, günlerce direnen vekazanan Türkan Albayrak direnişinibir düşünelim. Hüsnü Yıldız'ın ölü-sünü alabilmek için bile ölümü gözealışını, 17 yaşındaki Hakan İnci'ninfaşizmin zindanlarında teslim olma-yışını ya da Oya Baydak, CanselMalatyalı, Kazova direnişlerini...

Bugün kimsenin meydanlara çı-kamadığı, sesini dahi çıkaramadığıbir süreçte Kamu Emekçileri NuriyeGülmen, Semih Özakça ve AcunKaradağ’ın istisnasız hemen her güngözaltına alınmalarına rağmen, di-renişlerine ısrarla devam etmelerin-deki iradeyi düşünelim. Korkuya,sinmişliğe ve teslimiyete karşı mey-

dan okuyan, ekmeği, onuru ve gele-ceği için direnen irade Cepheli ira-dedir.

5- Devrim mücadelesindedevrimi gerçekleştirmeiradesine sahip olan sadece Cephe'dir; Neden?

Bağımsız, demokratik ve sosyalistbir ülke kurma savaşında 46 yıldırM-L hedeflerden ve Anadolu ihtilaliçizgisinden bir milim bile sapmadanyürüyen, 600’ü aşkın yoldaşını buuğurda şehit veren, “zaferi şehitleri-mizle kazanacağız” inancıyla dur-madan, kararlılıkla, yıkılmaz, boyuneğmez bir irade ile yürüyen halkınParti-Cephesi dünyada ve ülkemizde“devrim yapma” bilgisine ve karar-lılığına sahip tek M-L silahlı devrimciörgüttür.

Emperyalizmin “yenilmez”liğinin,ilericiliğinin keşfedildiği, “barış” po-litikaları adına teslimiyetin savunul-

duğu, silah bırakma yarışına giril-diği bir dünyada sosyalizmi sa-vunma ve bu uğurda savaşma onuruCepheliler'indir. Sınıfsız, sömürü-süz bir dünyanın kurulması içinsavaşan sadece Cepheliler'dir.

6- Cephe’nin iradesinetabi olmak ne demektir?

Geleceğimiz ve kurtuluşumuziçin savaşan irade Cephe iradesidir.Yürüttüğümüz tüm mücadelelerin,ödediğimiz bedellerin, yarattığımızdeğer ve geleneklerin toplamıdırCephe. Halk kurtuluş savaşımızınParti-Cephe önderliğinde zafereulaşacağına inanan herkes bu irdayeuymak, ona tabii olmak zorunda-dır.

Dürüst, namuslu, aydın, inananher bireyin iradesini, ortak iradede,devrim ve iktidar hedefiyle buluş-turacağı tek yer Cephe iradesidir.Çünkü Cephe, tek tek bireylerinemek ve yeteneklerini birleştirdiği,şekillendirdiği kolektivizmin adı-dır.

Halkın ekmeğe ve adalete doy-duğu, herkesin eşit ve özgür yaşa-dığı, bağımsız, demokratik bir ülkeistiyorsak; bu isteklerimizin ger-

Kendiliğindencilik esasolarak burjuva

ideolojisidir. "Hayatıakışına bırak, anı yaşa"

söylemiyle umursamazlığı,boşvermişliği özgürlükmüş

gibi gösterir. Bize "boşverin”, “razı olun" der

ama kendi iradesinidayatır ve bu iradeye

koşulsuz boyun eğmemiziister. Umursamazlık,boşvermişlik boyun

eğmenin ilk adımdır.(....)Kendiliğindencilik

neden-sonuç ilişkisini yoksayar. Oysa diyalektiğintemel kuralıdır; herşeyin

bir nedeni vardır. Bizdiyalektiğe inanırız; sorun

varsa çözüm de vardır.Çözüm; irade, emek, cüret

ve vazgeçmemektir.

11 Aralık2016

Yürüyüş

Sayı: 551

19AKREP, TOMA DENİLEN TENEKE KUTULARIN HÜKMÜ YOKTUR!

Page 20: HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA AKREP, TOMA DENİLENyuruyus.biz/pdf/pdf/551.pdf · 11 Aralık 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) Okmeydanı’nda Uyuşturucuya ve Yozlaşmaya Karşı

çekleşmesi için savaşanParti-Cephe'nin iradesi al-tında, onun önderliğindeve gösterdiği yolda sa-vaşmak sadece bir gönül-lülük değil aynı zamandatarihsel ve siyasal bir zo-runluluktur.

7- İradi Olmakİçin Gereken ŞeyNedir?

İradi olmak için öncelikle cüretlive emekçi olmak gereklidir. Karar-lılık, ısrar, vazgeçmeme, M-L’ye,devrime, örgütüne, halka sonuna ka-dar inanç ve bağlılık gereklidir.

İradi olmak için programlı, di-siplinli, denetime açık olmak gerekir.Hedefe kilitlenmek, asla vazgeçme-mek gerekir. Feda ruhu ile Cephesaflarında mücadele edenler, ideolojikdonanımını güçlendirenler iradidir.Kendimize, örgütümüze duyduğumuzgüvenle hedefimize doğru adım adımilerleyerek devrimi büyüteceğiz. Ve-rilen kararları eksiksiz yerine getirmekiçin var gücümüzle çalışacak, işi aslaşansa, amalara, fakatlara, ancaklarabırakmayacağız.

İradi olmayı başarabilen her Cep-heli, Cephe’nin kararlarını ve tali-matlarını harfiyen uygular ve yerinegetirebilmek için insan-üstü, çabaharcar, iradi olmak bir işi sonuçlan-dırmanın ve zaferin anahtarıdır.

8- Cephe’nin İradesineTabi Olmayanlar veUymayanlarHangi İradeye Tabi Olur,Kime Hizmet Eder?

İki sınıf, iki ideoloji, iki sistemvardır. Biri işçi sınıfı, M-L ve sos-yalizm, diğeri ise burjuvazi, burjuvaideolojisi ve kapitalizmdir.

İki irade, iki düzen bizim tercihi-miz dışında zaten vardır ve çatış-maktadır. Biz bu çatışmada ezilen-lerin, yoksulların, işçi sınıfının ya-nındayız. Çünkü sömürü düzeninive sahiplerini yok etmek istiyoruz.Sosyalizmi yaşamak istiyoruz. İra-

demiz ya işçi sınıfının, yoksul halk-ların emrine girecek ya da kapitalistdüzenin sahipleri burjuvazinin, em-peryalistlerin, ara yol yoktur.

Bugün ülkemizde ve tüm dünyadayoksulların, ezilenlerin baskı, zulümve sömürüden kurtuluş umudunu veiradesini temsil eden Cephe’dir. Buyüzdendir ki, Cephe’nin iradesiniyok sayanlar düzenin, emperyalizmve işbirlikçisi oligarşinin, faşistAKP’nin iradesine dolaylı veya do-laysız bilerek veya bilmeyerek, gir-miştir ve hizmet ediyor demektir.

Cephe iradesine tabi olmamak,düzenin iradesine girmek ve hizmetetmek demektir.

9- Plan ve Programsızlıkİradenin Düşmanıdır,Neden?

İradi olmak planlı programlı di-siplinli olmak demektir. Cepheli neyi-niçin yaptığını bilir ve amacına ula-şabilmek için planlı-programlı çalışır.Neyi nasıl yapacağını, imkanlarını,olanaklarını, olumsuzluklarını, tec-rübelerini, deneylerini, öngörülerinihesaba katarak, ihtiyaçları esas alarakyapar programını.

Program aslında Cepheli'nin tümçalışmalarını belirleyen talimatlardır.Bu talimatların hayata geçirilmesi,pratiğin örgütlenmesidir.

Çıkarılan programlar “şartlar, ko-şullar, olanaklar” diyerek hayata ge-çirilmiyorsa orada iradi bir çalışmayoktur. Orada örgüt yoktur. Oradakendiliğindencilik vardır, orada uz-laşmanın, düzen içileşmenin yoluaralanıyor, düşman faaliyeti örgüt-leniyordur.

Hiçbir zaman ideal koşullar ol-

mayacaktır, hep olağanüstüşartlarda, kısıtlı olanaklarlamücadele etmek zorundadırCepheli. Ve her daim yük-sek bir iradeye, her koşuldabir programa ve bu prog-ramı hayata geçirecek di-siplin ve denetime sahipolmak zorundadır Cephe-li.

10- Devrimci İrade-den Daha Güçlü Bir SilahYoktur, Neden?

Devrim mücadelesinde iki irade,burjuvazinin ve proletaryanın iradesisürekli çarpışma halindedir. Devrim,bilinçli, iradi bir eylemin, sürecinsonucu olarak, ezilen halkların ira-desinin galip gelmesiyle ortaya çıkar.

Bu çarpışmada burjuvazi, varlıksebebi olan sömürü düzenini korumakiçin bin bir türlü hileye, yönteme,silaha, ahlaksızlığa, baskı ve zorabaşvurmaktan geri durmaz. Ancakne yaparsa yapsın tüm varlığını heleki canını asla ortaya koyamaz. Çünküo, sahip olduğu hiçbir şeyi emekle,alınteriyle, dişe-diş bir mücadeleylekazanmamıştır. Kendi canlarındanve çıkarlarından başka hiçbir şeyindeğeri yoktur onlar için.

Halklar içinse, sömürü ve zulmeson vermek, insanca yaşayabileceğibir düzen kurabilmek için mücadeleetmekten başka bir yolu yoktur. Bu-nun için örgütlenmek, bunun içinsavaşmak zorundadır. Bu savaş ki,kan ve can bedeli yürümektedir.

Devrimciler bu savaşta halka ön-derlik eden, onlara yol gösterendir.Ve bu uğurda ölüm dahil her türlübedeli göze almıştır. Çünkü, haklıbir dava uğruna savaşmaktadır. Ta-rihsel ve siyasal haklılığından aldığıgüçle, halklara duyduğu büyük birsevgi ve bağlılıkla, kazanacağınaolan sonsuz güven ve inanç ile hiçbirsilahın alt edemiyeceği bir güce veiradeye sahiptir.

İşte bu yüzdendir ki; insanoğlu,ölümü yenmiş devrimci iradedendaha güçlü bir silahı henüz icat ede-memiştir.

Kendimize, örgütümüze duyduğumuzgüvenle hedefimize doğru adım adım

ilerleyerek devrimi büyüteceğiz. Verilenkararları eksiksiz yerine getirmek içinvar gücümüzle çalışacak, işi asla şansa,

amalara, fakatlara, ancaklarabırakmayacağız.

Yürüyüş

11 Aralık2016

Sayı: 551

HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA20

Page 21: HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA AKREP, TOMA DENİLENyuruyus.biz/pdf/pdf/551.pdf · 11 Aralık 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) Okmeydanı’nda Uyuşturucuya ve Yozlaşmaya Karşı

23 Mart 1933: Alman Reichs Mec-lisi

Ermächtigungsgesetz- yetkilendir-me yasasını çıkartıyor.

Meclis'te çıkan yangın ve Hitler'iniktidarı ele geçirmesinden sonra, HermanGöring yönetiminde Naziler Komünistve Sosyal Demokrat avına çıktı.

Yetkilendirme ki aslında Meclis'iyetkisizleştirme yasası demek dahadoğru olur, tasarısı tartışıldığında, Gö-ring: "Ben adalet uygulamak zorundadeğilim. Benim görevim imha etmekve kökünü kazımak..." dedi.

Hitler gücünü pekiştirmek için, vu-rucu gücü SA üzerinden, sadece şiddetebaşvurabilirdi; fakat ordu ve siyasettekiileri gelenleri kendisine bağlamak is-tedi.

Bütün gücü kendi elinde bulun-durmasını, göstermelik de olsa yasalarlayapmak istedi.

Daha önce bahsettiğimiz gibi, bu-nun için erken seçimlere gitti. Ancaksalt çoğunluğu elde edemedi. BugünküMHP ile kıyaslanabilecek, DNVP ile

koalisyon kurarak, çoğunluğu eldeedebildi.

Meclis yandığı için, yetkilendirmekanunu, Kroll Opera Salonu'nda tar-tışıldı.

Vekillerin tepelerinde Demokleskılıcı gibi bekleyen, SS ve SA'nınağır silahlıları tarafından sarılmıştı.

Böylesine "yetkilendirme yasaları",belki şu anda Türkiye'deki KHK'larile kıyaslanabilir, Almanya'nın 1. Pay-laşım Savaşı’ndan beri çok yabancısıolduğu bir şey değildi. İktidarın "hızlı"ve kritik kararlar alabilmesini sağlı-yordu. Ancak İktidar partisine sınırsızyetki tanıyan "yetkilendirme yasası"üçte iki oyla oylanması gerekiyordu.

23 Mart'da durum şöyle: KomünistPartisi’nin "seçilmiş vekilleri" NaziKamplarında tutulduğu için,

Nazi'ler onların 81 oyunu yok sayıp,baştan üçte iki çoğunluğunun sayısınıazalttı.

Nazi'ler bağırarak, çağırarak, “HeilHitler” sloganları atarak, SPD'li ve-killeri sindirmeye çalıştılar ama başa-ramadılar.

SPD Başkanı Otto Wels yetkilen-dirme yasasını reddetti: "İktidar elindesalt çoğunluğu bulunduruyor, böyleceyasaları oylamayla geçirebilir. İmkanolduğu yerde, zorunlulukta vardır"

dedi. SPD'nin bu tutumundan dolayı,Adolf Hitler öfkesinden gözü dönmüşbir vaziyette mikrofona sarılıp, avazınınçıktığı kadar bağırdı, çağırdı, tehditlersavurdu.

Mecliste bir de Katolik "Merkez'ci-ler" vardı. Onlar "küçük çıkarlar pe-şinde koşmaktan vazgeçip, ülkeninhayrı" adına, bu yasaya kabul oyuverdiler. Ve böylece artık iktidar, ana-yasaya aykırı yasaları bile, kimsedenonay almadan çıkartabilirdi.

1932'de İçişleri Bakanlığı ve böy-lece 90 bin kişilik polis gücü onlarınelindeydi.

Keza kendi milis güçleri vardı. 20.07.1932 yılında bir darbeyle

SPD iktidarı devriliyor. Oysa ordununküçücük bir kanadıydı darbeyi yapan.SPD hiç direnmedi.

Tabi 23 Mart 1933'de artık iş iştengeçmişti. SPD burada Hitler'e diren-diyse de, gücü yetmedi. Gene de ogün mecliste SPD Başkanı Wels'insözleri çok yerinde idi: "özgürlüğü-müzü ve hayatımızı alabilirsiniz ancakonurumuzu alamazsınız".

2. Paylaşım Savaşı’nın sonuna ka-dar meclis bundan böyle sadece 7karar aldı, bunlardan 2 tanesi bu yetkiyasasını uzatmak idi. Yasaları artıksadece Hitler çıkartıyordu.

Biz 80 Milyonuz, 80 Milyonumuzu Da Teslim Alamazlar

NAZİ’LERDEN AKP'YE, KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELER

SLOGAN:Emperyalizme Karşı Bağımsızlık,

Faşizme Karşı Demokrasi, Sömürüye Karşı Sosyalizm

ÖĞRENELİM:"Çok iyi bilinmelidir ki faşizm, yerel ya da geçici bir olay

değildir. Faşizm, emperyalizm ve sosyal devrim döneminde,kapitalist burjuvazi ve diktatörlüğünün sınıf hakimiyeti sistemidir.Burjuvazi, emperyalist savaştan Rus Devrimi'nden ve SovyetlerBirliği'nin on yıllık varlığından ve bu faktörlerin proletarya,köylü, baskı altındaki uluslar ve sömürge halkları üzerindeyaptığı büyük devrimci etkiden sonra, eski parlamenter demokrasibiçimi ve yöntemleri ile halk kitlelerini sınıf egemenliği altındatutamayacak ve kapitalist istikrar ve rasyonalizasyon görevleriniyerine getiremeyecektir. Burjuvazinin tek çıkar yolu kitlelerifaşizm ile zapt etmektir. Faşizm burjuvazinin sınıf egemenliğininson aşamasıdır. Bütün burjuva devletleri eninde sonunda ya birhükümet darbesi ile ya da «barışçıl» bir yolla, ya da gaddarcaya da tatlı sert bir biçimde faşizme geçer; geçiş yöntemleriönemli değildir ve belirli bir ülkenin özel şartlarına, sosyalyapışma, politik güçler ve sınıflar arasındaki dengeye bağlıdır."(Faşizme Karşı Birleşik Cephe-Dimitrov)

RAKAMLARLA AKP FAŞİZMİ- 2007 yılında 38 bin 61 olan madde bağımlılığı

merkezlerinde tedavi görenlerin sayısı, 2013’te 7 katartarak 258 bin 441’e çıktı.

- 2010’da ortaya çıkan ve Bonzai ismiyle bilinensentetik uyuşturucunun kullanımında bugüne kadaryüzde 300 artış oldu. Adeta bir Bonzai patlaması ya-şanmaktadır.

FAŞİZM, ZALİMİN ZULMÜDÜR

FAŞİZM KİME DÜŞMAN?Faşizm kendinden olmayan herkese düşmandır.Faşizm proletaryanın can düşmanıdır.

11 Aralık2016

Yürüyüş

Sayı: 551

21AKREP, TOMA DENİLEN TENEKE KUTULARIN HÜKMÜ YOKTUR!

Page 22: HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA AKREP, TOMA DENİLENyuruyus.biz/pdf/pdf/551.pdf · 11 Aralık 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) Okmeydanı’nda Uyuşturucuya ve Yozlaşmaya Karşı

Yürüyüş

11 Aralık2016

Sayı: 551

HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA222

Adaleti Faşizmin Savcıları Değil,Halkın Savaşçıları Sağladı ve Sağ-lamaya Devam Edecek!

16 Haziran 2013 tarihinde 15’indebir çocuk beyni sokağa akıtılarak kat-ledildi. Berkin Elvan Haziran Ayak-lanması sırasında mahallesini savu-nuyordu. Katil sürülerinin hedef alarakvurduğu Berkin 269 gün komada kal-dıktan sonra 11 Mart 2014 tarihindeşehit düştü. Aylarca Berkin’e adalettalebiyle çeşitli kampanyalar düzen-lendi. Bu kampanyalar kapsamındabirçok insan gözaltına alındı işkencegördü ve hatta tutuklandı.

Adaletin sağlanmamasına, katillerinisimlerinin açıklanmamasına karşı ikihalk savaşçısı Berkin Elvan dosyasınabakan savcıyı rehin alarak adalet ta-leplerini bir kez daha haykırdılar vekatillerin isimlerini açığa çıkardılar.Tüm bunlara rağmen dosya açılmadı,katiller saklandı. Yıllar sonra 7 Aralık2016’da Berkin Elvan dosyası açıldı.

Peki neden? Çünkü faşizminOHAL’i ile pervasızlaşan baskı vesaldırılara karşı her yerden direnişsesleri geldi. Avukatından öğrencisineişçisinden memuruna gazetecisine her-kes adalet talebiyle çıktı sokaklara.

Bugün bu adalet talebinin meş-

ruiyeti ve artan toplumsal baskı so-nucunda AKP iktidarı göstermelikbir soruşturma açtı. Bu soruşturmadadaha önce Berkin’i vuran 4 katilinisimleri ve resimleri tespit edilmişolmasına rağmen alakasız bir polisiyargılayacak AKP iktidarı. Yani yıl-lardır gerçek katilleri sakladığı gibibugün de saklamaya devam edecek.

AKP iktidarı bir polisini kurbanseçmiştir. Göstermelik bu yargıla-masının figüranı belirlemiştir. Nasılki daha önce 4 tane katilini kollamakiçin kendi savcısını harcadıysa bugünde bir polisini harcayacak.

Daha dün Tayyip’in damadı vekıytırık bakanı Berat Albayrak’ınAKP’li başka bürokratlarla Berkinhakkında yaptığı yazışmalar ortayaçıktı. Bu yazışmalarda kendi suçlarınıgizlemek ve katledilen Berkin’i teröristolarak göstermek için kanun hak vehukuk tanımamayı konuşuyorlardı.

İşte tam da bu süreçte alelacelebir savcılık marifetiyle göstermelikbir yargılama süreci başlatıyor AKP.

Nedir bunun nedeni? Bunun nedeni,AKP’nin halktan duyduğu korkudur.Her ne kadar OHAL uygulamalarıyla,açıktan saldırılarıyla halkı sindirmeyeçalışsa da, bunda önemli ölçüde başarılı

olsa da, halkı teslim alamadı. Halkınadalet özleminin devrimciler tarafındanörgütlenmesini engellemek için buyargılamayı başlattı.

İşte korkusunun nedeni budur.AKP iktidarı nereye kadar halkabaskı uygulayacak? Halk nereyekadar susacak? Tarih zalimlerin ikti-darlarının kurdukları zulüm düzenininşiddetinden daha şiddetli bir öfkeylealaşağı edildiğinin binlerce örneğiyledolu. Kimse halkımızın bugünkü sus-kunluğunun ebedi olacağını düşün-mesin! AKP düşünmüyor. Halkımızda düşünmesin!

AKP’den zulmünün hesabını er yada geç soracağız! İntikamımız 15’indebeynini sokaklara akıttığı çocukları-mızın kanı kadar kızıl olacak. DünBerkin için gelen adalet savaşçılarıbugün de Berkin için geliyor.

Berkinler büyüyecek. BüyüyüpOğuz olacaklar. Zulmün zorbalığınhesabını dağlarda ya da ovalardamutlaka ama mutlaka soracaklar. Bizsoracağız!

Yaşasın Halkın Adaleti!Faşizme Teslim Olmayacağız! Fa-

şizmi Yeneceğiz!HALK CEPHESİ

7 Aralık 2016

Halkımız!Bu ülkede faşizm var. OHAL ya-

salarıyla bütün halkımıza zulüm uy-guluyorlar. Korkuyla sindirmek, ili-ğimize kadar sömürmek istiyorlar.OHAL yasalarıyla zulmü yasallaş-tırdılar. Zulüm yasal olunca, zulümolmaktan çıkmaz.

Yasalara dayanarak bütün halkazulüm uyguluyorlar. Bunun adı fa-şizmdir.

Faşizm hırsızların diktatörlüğüdür. Faşizm katillerin diktatörlüğüdür. AKP'nin patronları daha fazla

kar elde etsin diyedir faşizm. AKP'nin en büyük gücü yalanlarla

halkı aldatmasıdır. İslamı kullanarak aldatıyor. Uyuşturucu yüzde 800 kat arttı,

ahlaksızlık yüzlerce kat arttı.

Müslümanlık bunun neresinde? Avrupa'ya, yalandan kafa tutuyor! Amerika'ya, yalandan kafa tutu-

yor! Çocuklar bile bilir, parsel parsel

satıyorlar ülkemizi. AKP hırsızdır, AKP katildir, AKP

yalancıdır... Halkımız KORKMAYIN! Korkaklardan korkulmaz! AKP korkuyor, korktuğu için

daha fazla saldırıyor. Biz birlik olmadığımız için güçlü

görünüyorlar. Oysa gördük, Haziran Ayaklan-

masında kabuslar gördüler. Biz birlik olduğumuzda karşı-

mızda hiçbir güç duramaz. Geleceğimiz için, çocuklarımız

için, onurumuz için birlik olalım!

Kaldırın başlarınızı yukarı... Korkunun ecele faydası yoktur. Her yerde birlik olalım, iş yerinde,

okulda, mahallede. Biz halkız! Biz 80 milyonuz, 80 milyonu-

muzu da teslim alamazlar. Faşizmi yeneceğiz. Halkız Haklıyız Kazanacağız!

SORU-CEVAP:­ Tekelci burjuvazi ne zaman“kanlı bir diktatörlüğe” geçer? ­ Burjuvazi, yönetiminiburjuva demokrasisi ilesürdüremediği koşullarda“faşizme geçiş” yapmıştır.Faşizmde burjuva demokrasisirafa kaldırılır.

AKP İktidarının Berkin’in Katillerini Aklama Çabası Sürüyor!Hazırlanan İddianameyi Kabul Etmiyoruz!

Page 23: HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA AKREP, TOMA DENİLENyuruyus.biz/pdf/pdf/551.pdf · 11 Aralık 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) Okmeydanı’nda Uyuşturucuya ve Yozlaşmaya Karşı

DİRENME HAKKIMIZ DİRENEREK KAZANDIKZAFERİMİZİ DE

DİRENE DİRENE KAZANACAĞIZ!Faşizm ko-

şullarında yaşıyo-ruz. Faşizm doğası gereği tümhaklarımızı elimizden almak, biz-leri kendi gerici, sömürücü yöne-timine karşı koyacak gücü olmayansıradan kalabalıklar haline getir-meye çalışıyor. Bu amacına oluş-mak için bugün OHAL, polis,mahkeme vs. her türlü aracını so-nunu kadar kullanıyor. TV, gaze-teler direnişlere kapalı. Ankara’dagünler süren direnişe dair düzenmedyasında tek bir satır haber yeralmıyor. Televizyon ekranlarındadirenişçiler yeralmıyor.

İşte tüm bu olumsuzlara rağmenNuriye Gülmen, Acun Karadağ,Semih Özakça ve onların direnişinekatılan, 2000 yılında Burdur ha-pishanesinde ki operasyonda koluvinç tarafından koparılan Veli Sa-çılık her gün onlarca polis tara-fından gözaltına alınmalarına rağ-men direnişi devam ettirerek di-renme haklarını kazandılar. Di-renme hakkını kimse bize bahşet-medi. Ezilen emekçi sınıf olarakbu hakkı tarihimizde ağır bedellerödeyerek kazandık. Bugün direnmehakkımızı gaspetmeye çalışan AKPiktidarına karşı da yine direnerekdirenme hakkımızı kullanmayadevam ettik. Şunu çok iyi biliyoruzki faşizm hak vermez. Tüm hak-larımız ancak böyle dişe diş korakor mücadele ile biz kazanacağız.

Şimdi direnişi büyütme günüdür.Büyütmek sahiplenmektir. Halkımızbu direnişi daha fazla sahiplenme-sini sağlamalıyız. Bunun için da-yanışmayı büyütmeliyiz. Bulun-duğumuz her alanda neler yapabi-liriz diyerek konuşmalıyız. Faşizmancak böyle geri itilebilir. Hakla-rımız ancak bu şekilde kazanabiliriz.Bugün Nuriye, Acun, Semih… ad-ları yarın başka başka olacaktır.Oysa biz hakkımız olan ekmeği,işimizi ve olmazsa olmaz adaletive demokrasiyi istiyoruz. Bunu sa-

dece kendimiz için değil tüm hal-kımız için istiyoruz. Bunun içindayanışmayı büyütmeliyiz. Birle-şerek OHAL’i ezip geçebiliriz. Bu-nun yolu direnişi daha çok sahip-lenmek ve daha çok insanı bu di-renişin bir parçası haline getirebil-mekten geçiyor.

“Baş başa vermeyince taş ye-rinden kalkmaz” demiş halkımız.Faşizmin üzerimize devrildiği şugünlerde bu taşı kaldırıp atmakiçin uzanan ellerin sayısını arttır-malıyız. Bunun için insanlarımızabu direnişi niçin sahiplenmelerigerektiğini kavratmalıyız.

Mecliste.org’un derlediği ra-kamlara göre 23 Temmuz’dan buyana yayınlanan KHK’lardan beşiMeclis’ten geçerek yasalaştı. Çı-kartılan 12 KHK’dan yedisi ‘ka-patma’ ya da ‘ihraç’ listesi içerirkenkamudan toplamda 83 bin 45 kişiihraç edildi.

Kamu kurumlarındaki ihraç-larda öğretmenler ilk sırada yeraldı.

29 bin 953 eğitimci çıkarılanKHK’ların ardından görevlerindenihraç edilirken, sağlık bakanlığından5 bin 526, diyanetten ise 1826 per-sonelin görevine son verildi.

Yukarıdaki rakamlar da göste-riyor ki artık Türkiye’de kimseniniş güvencesi yoktur. İş güvence-sinin olmaması yarına sürekli en-dişeyle bakmamıza neden olur.İşinden edilen 83 bin 45 kişininkendisiyle birlikte aileleri faşizminpolitikalarından etkilenmektir. An-cak OHAL kararnameleri ile iştenatılan en geniş kesim olan öğret-menler içinde bugün bir tek AcunKaradağ direniyor. O da tıpkı Nu-riye Gülmen gibi direnme hakkınıdefalarca gözaltına alındıktan sonrakazanabildi.

Bugün Nuriye’nin Acun’un Se-mih’in direnişlerin yaymalıyız.

Biz dayanışmayı büyüttükçeOHAL’İ ezip gececeğiz...

ACUN KARADAĞ18. GÜN GÜNCESİ:17. Gün diye duyurdum bugün. Ama

saydım tam 18 gün olmuş. Günler hızlı veyoğun geçiyor. Sayının bir önemi var mıyaşadıklarımızın yanında bilmiyorum.

Yine bir gözaltı hazırlığıyla gittim okula.Hemen öğrencilerim yanıma koştular. Onlarzaten hayat. Sonrası önemli değil. Çocuk-larım sarılıp öpünce gözaltına hazırım…Birlikte beklemeye başladık. Gariptir. Bugünçocuklar “bırakmayacağız” diyorlar. Buyüzden tedirginim. Yüzlerce gözaltı şiddetiizlemişim; kendim şiddet görmüşüm. Bunlarçocuk filan dinlemez; siyasi hedefe kilit-lenmişler; çocuklarıma zarar verirler diyekaygılıyım. Eğer gelirlerse çocukları birşekilde yanımadn uzaklaştırırım diye planyapıyorum. Gelmiyorlar. Oradalar. Telsizsesleri duyuluyor. Ama gelemiyorlar. Yarımsaat geçti. Uzaktan seyrediyorlar….

45 dakika oldu. Çocuklardan biri “siziçay getireyim” dedi ve gitti. Birinci saatimdedünyanın en güzel çayını içiyordum. 2 saatsonra çaylar, kahveler geliyor okulda. Üşü-müşsündür diyen şal getiriyor biri. Öğretmenarkadaşlar, velilerim halktan insanlar gelipsarılıyorlar. Başından beri bu hukukszuluğuyapanlar bu tabloyu görüyorlardı. Acumöğretmeni iyi tanıyorlardı. Bu nedenle okulutehdit ettiler. Terörize ettiler. Dayanışmayıengellemek istediler tam bir suçluluk psi-kolojisiyle. Emekçilere kurduğunuz kum-paslar ne zaman çökmedi ki?

Velileri aradım “çocuklarınız yanımda”diye. “Tama hocam o zaman güvende.Merak etmeleyim” dediler. Siz bu halkınsağduyusunu hafife alıyorsunuz. Kurdu-ğunuz o kalın perdeler adaletsizliğiniziartık gizleyemiyor.

11 Aralık2016

Yürüyüş

Sayı: 551

23AKREP, TOMA DENİLEN TENEKE KUTULARIN HÜKMÜ YOKTUR!

Page 24: HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA AKREP, TOMA DENİLENyuruyus.biz/pdf/pdf/551.pdf · 11 Aralık 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) Okmeydanı’nda Uyuşturucuya ve Yozlaşmaya Karşı

DİREŞİNE ÇAĞRIMIZDIR“İLLA Kİ OTURACAĞIM. DÜNYANIN EN GÜZEL MANZARALIYERİNİ VERSELER, ORMANLAR İÇİN-

DE, KUŞ CIVILTILARI ARASINDA OTURDESELER, YOK, ANITIMI İSTERİM Dİ-YECEĞİM. O ANITIN ÖNÜNDE OTURA-CAĞIM. BEDELİ NE OLURSA OLSUN.”

Böyle başladı Nuriye’nin Acun’un Semih’in direnişleri.Her geçen gün büyüyor, desteğe gelenler

çoğalıyor.Tüm Kamu Emekçileri! Nuriye’yi Acun’u

Semih’i yanlız bırakmayın!Onları direnişlerine güç verin! Bunu yapmak

zor değil.Yüreğinizin ve aklınızın sesini dinlemek

yeterlidir. İşten atılan 29 bin Kamu Emekçisiyaşananların haksızlık adaletsiz olduğunu bi-liyor.

O zaman direnişi desteklemek için biradım daha öne atılmak için ne bekliyoruz.

Dün işimizi kaybetmekten korkuyorduk.Bu korku yüzünden direnişlere, eylemlere

katılmıyorduk.Bugün ne oldu? İşimizi de kaybettik.Geriye onurumuz kaldı.Onurumuzu’da kaybetmemek için diren-

meliyiz...Ancak o zaman koruyacağımız bironurumuz, kazanacağımız bir işimiz olur.

Düne kadar KESK’ den bir şey bekliyenlerKamu Emekçileri KESK’ in birşey yapmaya-cağını görmeliler artık.Bugün hala KESK’den bir şey bekliyorum diyenlerin düşünceleridoğru değildir.

Kendinizi “KESK ile birşeyler yapmak is-tiyorum” diye kandırmamalısınız.

Bütün Kamu Emekçilerine şu soruyuKESK’ Lİ SENDİKACILARA sormalıdır;

Neden Nuriyeler’in direnişini desteklemi-yorsunuz?

Neden direşini ziyarete gelmiyorsunuz?Bu sorulara verecekleri bir cevapları yok-

tur.Biz ne yapacağız?DİRENECEĞİZ, haklarımızı alana kadar

direneceğiz.VAZGEÇMEYECEĞİZBiliyoruzki kazananlarda, son sözü söyle-

yenlerde hep direnenler olmuştur.DİRENİŞİ BÜYÜTMEK ZAFERİ KAZANMAK İÇİN FAŞİZME

KARŞI OMUZ OMUZA DİRENELİM!

“Bir kaç yıl önce, Seattle Özel Olimpiyatlarında, tümü fiziksel vezihinsel engelli olan dokuz yarışmacı, 100 metre koşusu için başlamaçizgisinde toplandılar.

Başlama işareti verilince, hepsi birlikte başladılar, bir hamledebaşlayamadılar belki, ama yarışı bitirmek ve kazanmak için istekliydiler

Yarışa başlar başlamaz içlerinden genç bir delikanlı tökezleyipyere üstü ve ağlamaya başladı

Diğer sekiz kişi oğlanın ağlamasını duydular. Yavaşladılar vegeriye baktılar.

Sonra hepsi yönlerini değiştirdiler ve geriye döndüler ve oğlanınyanına geldiler.

İçlerinden Down Sendromlu bir kız eğilip oğlanı öptü ve “Buonun daha iyi olmasını sağlar” dedi

Sonra dokuzu birden kol kola girdiler ve bitiş çizgisine doğru hepbirlikte yürüdüler

Stadyumdaki herkes ayağa kalkıp dakikalarca onları alkışladıOrada bulunan insanlar hala bu öyküyü anlatıyorlar

Neden mi?Çünkü şu tek şeyi derinden bilmekteyiz: Bu hayatta önemli olan

şey, kendimiz için kazanmaktan çok daha ötede olan bir şeydir Buhayatta önemli olan, yavaşlamak ve yönünüzü değiştirmek anlamınagelse bile diğerlerinin de kazanması için yardım etmektir

Kazanmanın tek yolu dayanışma içinde olmaktır”

DAYANIŞMA Haydi unutmayalımNereden biz gücü alırızHem açken hem de tokkenHaydi unutmayalımBu dayanışmayıİşçileri tüm dünyanınBir amaçta birleşsinDünyadaki nimetleriHep beraber paylaşsınHaydi unutmayalımNereden biz gücü alırızHem açken hem de tokkenHaydi unutmayalımBu dayanışmayıZenci, beyaz, sarı, esmerBirleşen özgür olur

Kendileri konuşsalarHalklar hemen dost olurHaydi unutmayalımNereden biz gücü alırızHem açken, hem de tokkenHaydi unutmayalımBu dayanışmayıİşçileri tüm dünyanınBirlikten kuvvet doğarSenin kızıl birliklerinHer türlü zulmü boğar.Haydi unutmayalımSoruyu somut soralımHem açken, hem de tokkenBu dünya kimin dünyası?Gelecek kimindir?BERTOLT BRECHT

Yürüyüş

11 Aralık2016

Sayı: 551

HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA24

Page 25: HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA AKREP, TOMA DENİLENyuruyus.biz/pdf/pdf/551.pdf · 11 Aralık 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) Okmeydanı’nda Uyuşturucuya ve Yozlaşmaya Karşı

Halkımızın ve vatanımızın özgürlüğü için…Halkımızın başı dik, onurluca yaşama koşullarını ya-

ratmak için…İşçi sınıfının temel sorunlarını kavramak ve el ele,

çözüm üretmek için… Örgütlenmemizin önündeki sorunlarınasıl çözeriz diye, kendimize sorular soralım. Sade vebasit düşünelim.

Devrimci İşçi Hareketi ( DİH ) olarak fabrika fabrika,sanayi bölgelerinde, sanayi sitelerinde iş yeri iş yeri, li-manlarda, devlet demir yolları işletmelerinde, tersanelerdekısacası işçi sınıfının hava soluduğu her alanda biz ol-malıyız.

Birebir sohbetlerimizle, dergilerimizle, bildirilerimizle,ajitasyon ve propagandalarımızla, belirlediğimiz konularüzerinden işçileri emekçileri örgütlemeye çalışalım.

Yasa gereği çalışmamız gereken 8 saatin çok üstündeve düşük ücretle çalıştırılıyoruz. SOSYALİZMDE İSEYASAL ÇALIŞMA SAATLERİ 6 SAATTİR, 6 SAATİNÜZERİNDEKİ HER ÇALIŞMA FAZLA MESAİ ÜCRETİVE ARTI YIPRANMA BEDELİ ÜZERİNDEN, ÖDEMEYAPILMASI ZORUNLUDUR. AYRICA HAFTA TATİLİ,CUMARTESİ VE PAZAR OLMAK ÜZERE İKİ GÜN-DÜR.

İşçi sağlığı ve iş güvenliği olmadan çalıştırılıyoruz,güvenliksiz çalışmalarımızdan kaynaklı İŞ CİNAYET-LERİNDE KATLEDİLİYORUZ, SAKAT KALIYORUZ,İŞE YARAMIYORSUN DENİLİP, İŞTEN ATILIYORUZ.İsizlik, açlık, yoksulluk, beslenme sorunu, sağlık sorunu,ulaşım sorunu, konut sorunu yaşıyoruz. Köle gibi yaşa-mamak için, hak arama mücadelesine girdiğimizde, üre-timden gelen gücümüzü kullandığımızda, basın açıkla-malarında bulunduğumuzda, sokaklarda, alanlarda eylemleryaptığımızda, saldırılara uğruyoruz, gözaltına alınıyoruz,işkenceler görüyoruz, hapishanelerde tutsak ediliyoruz,POLİSLER, ASKERLER TARAFINDAN KURŞUNYAĞMURUNA TUTULUYORUZ, TOPLU KATLİAM-LAR YAŞIYORUZ.

Faşizm, sadece hakkımızı aradığımızda bize saldır-mıyor, hak gaspına uğrayanlara, işkence görenlere, tu-tuklananlara ve katledilenlere sahip çıktığımızda, dayanışmaiçinde bulunduğumuzda bizler de saldırılara uğruyoruz.

Kısacası, işçiler emekçiler öyle acılarla dolular ki"BİR DOKUN, BİN AH İŞİT" İşçiler, emekçiler vebütün halkımız vefalıdır, özverilidir. Halkımız, kendisiiçin direnen insanlara kapısını açan, sofrasını kuran, ço-luğunu çocuğunu teslim eden, sarıp sarmalayan bir halk-tır.

Haklardan ve özgürlüklerden yana olan bütün işçi,emekçi halkımız, ahlak kuralları ve ahlak değerleri içe-risinde sohbet etmek isteyen herkesle sohbet eder. Bizde sevgiyle ve saygıyla yaklaştığımızda, bizimle deoturup sohbet edeceklerdir. Bizler devrimciyiz. Devrimciİşçi Hareketi olarak, asla ve hiçbir koşulda, işçi, emekçiinsanlarımızla sohbet ederken, bilgiçlik taslamayacağız.Saygı ve sevgi yüklü bir üslupla, sorularımızı soracağızve biz dinleyeceğiz. Bize soru sorulduğunda, biz kısa veanlaşılır bir dil ile halk diliyle anlatacağız.

DEVRİMCİLER HALKIN FİDANLARIDIRFidan susuz kaldığında, bencil ve korkak insanlar

gibi, BENDEN BU KADAR DEMEZ, KOŞULLARATESLİM OLMAZ. Köklerini salar, taşlardan, kayalardankorkmaz, direnir, mücadele eder, kayaları delemiyorsa,kayaların etrafından dolanır, kendine bir yol açar vesuya ulaşır. Suyunu kana kana içer ve ZAFERLE GÖĞÜKUCAKLAR.

Devrimciler halkın fidanlarıdır. Halkın sorunlarınınçözümünde, ikircikli davranmaz. HER SORUNUN BİRÇÜZÜMÜ VARDIR, ilkesiyle hareket eder ve çözümüretir. Bu gerçeklerden hareketle, halk kendisine yapılaniyiliği de kötülüğü de unutmaz. Halk halk için direnen,halk için mücadele eden, halk için bedel ödeyenleri vehalk için canını ortaya koyanları sahiplenir… Korur vebağrına basar.

Faşizm, sadece hakkımızı aradığımızda bize saldırmıyor,hak gaspına uğrayanlara, işkence görenlere, tutuklananlarave katledilenlere sahip çıktığımızda, dayanışma içindebulunduğumuzda da saldırılara uğruyoruz.

25 Kasım'da, Siirt Şirvan'da, madende katledilen16maden işçisine sahip çıkan, KINIK MADEN İŞÇİLERİDERNEĞİ çalışanı Gürdoğan İŞÇİ, Cengiz ATMACA,Mehmet TER, Fırat KAYA, Volkan ÇETİN ve GökhanAYAYDIN İstanbul, İzmir ve Kınık’ta gözaltına alındılarve tutuklandılar. Tutuklanan arkadaşlarımızı yalnız bı-rakmayalım, mektup yazalım, bulunduğumuz şehirden,ilçeden, fabrikadan hep birlikte sahip çıkalım. Basınaçıklamalarımızla, iş bırakma eylemlerimizle ve aileleriniarayarak güç verelim, sesimizi yükselterek sahip çıka-lım.

Yaşadığımız bütün sorunlar, saldırılar karşısındasusmayacağız. FAŞİZMİN BEYNİNİ PARÇALAMAKBİZİM İREDEMİZLE MÜMKÜNDÜR. Biz o güce sa-hibiz. Çünkü üreten yaratan biziz.

BİZ İŞÇİ SINIFIYIZ. BİZ HALKIZ.

DEVRİMCİLER HALKIN FİDANLARIDIR

11 Aralık2016

Yürüyüş

Sayı: 551

225AKREP, TOMA DENİLEN TENEKE KUTULARIN HÜKMÜ YOKTUR!

Page 26: HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA AKREP, TOMA DENİLENyuruyus.biz/pdf/pdf/551.pdf · 11 Aralık 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) Okmeydanı’nda Uyuşturucuya ve Yozlaşmaya Karşı

TUTSAK DİH LİLEREÖZGÜRLÜK!

-Gökhan Ayaydın -Volkan Çetin-Gürdoğan İşçi-Fırat Kaya-Turgut Onur-Mehmet Ter’e sahip çıkalım. AKP faşizmi Soma’da katledemediği ma-

dencileri OHAL’le tutuklattı.Her birinin evleri basılarak gözaltına alın-

dılar, 8 gün gözaltında kaldıktan sonra çıka-rıldıkları mahkemece tutuklandılar.

TÜM DİH' LİLER!Önümüzteki görev ve sorumluk 6 devrimci

işçiyi sahiplenmek olmalıdır.Her türlü ihtiyaçlarını emekçi dayanışması

ile karşılamalıyız.Önce ailelerini ziyaret etmeliyiz. Ailele-

rinin ihtiyaçlarını öğrenmeli ve yardımcı ol-malıyız.

Sahiplenmenin diğer boyutu ise özgürlükkampanyası başlatmaktır.

Bunun için öncelikle 6 işçinin neden tu-tuklandığını anlatan bir bildirimiz olmalı.

AKP faşizmin Soma’da katledemediğimadencileri nasıl tutuklayarak intikam aldığınıanlatmalıyız.

6 işçinin haksız yere tutuklandığını afiş-lerimiz ile Kınık halkına göstermeliyiz.

Basın açıklamalarımızla, imza kampan-yalarımızla, oturma eylemlerimizle tutsak-larımızı sahiplenelim.

Özgürlüklerini isteyelim!Gökhan, Volkan, Gürdoğan, Fırat, Turgut,

Mehmet'e özgürlük!

VOLKAN VE GÖKHAN...

KINIKLI İKİ MADENCİ...

YAPTIKLARINI SAVCININ

KARŞISINDA DA SAVUNDULAR...GÖKHAN AYAYDIN“Biz 301 arkadaşımızı kaybedince derneğimizi kurduk. Biz işçiyiz

bir süre sonra işten çıkarıldık. Ben de 3 tane çocuk var ne yapacağım,çalışmaktan başka çarem yok, ben de işimi istedim. Benim gibi işisteyen arkadaşlarıma da destek oldum sahip çıktım. Şimdi benigözaltına aldınız 8 gündür burdayım işten atılırsam eve nasıl giderim.3 çocuk var evde, eşim var benden aş ekmek isteyecekler. Benimbaşka hiç bir gelirim yok, anam yok, babam yok, mecbur iş araycağım.Ya beton fabrikasının ya madenin birinin önünde yatacağım başkaçarem yok…”

VOLKAN ÇETİN“Ben direnişle işe girdim tabi direnen arkadaşlarıma sahip çıka-

cağım. Derneğimizde madencilerle dayanışma derneği tabi ki onlarladayanışacağız. Yaz okulunu da madenci çocukları için yaptık. Bizlerişsiz kalırsak gene direniş yapacağız mecbur başka çaremiz yok. “

SAHİPLENMEDİRENİŞİBÜYÜTÜR

Sorunu sahiplenme halkı veörgütü sahiplenmedir.

Kendini örgüt olarak görmektir.Sahiplenme duygumuz ne kadar güçlü ise, sorunları çözme

çabamız da o kadar artarO kadar inisiyatifli oluruzSahiplenme duygumuz eksikse doğruyu görsek bile harekete

geçmiyor mücadele etmiyoruz.Sahiplenme duygusu ideolojik güçlenmeyle birlikte artıyor-

gelişiyor. O zaman önümüzdeki engellerle daha iyi savaşabiliyoruz.

"Tek kişi hiç kimsedir.Biri seslenmeli ona"

BERTOLT BRECHT

Tek başına hiçbir şeyyapamayız, hiçbir işin üs-tesinden gelemeyiz. Bu ne-denle ne her şeyi kendibaşına yapmaya kalkan-lara göz yumacağız ne dekendimiz böyle yapacağız.Kolektivizm, güçlü kılarherkesi. En küçüğündenen büyüğüne tüm işleri-mizde kolektif mekaniz-malar kuracağız.

OKUYAN BİR İŞÇİ SORUYOR!Yedi kapılı Tebai şehrini kuran kim? Kitaplar yalnız kralların adını yazıyor Yoksa krallar mı taşıdı kayaları?Bir de Babil varmış boyuna yıkılan Kim kurmuş Babil'i her seferindeAltınşehir Lima'nın hangi evlerinde

otururmuş acaba yapı işçileri?Nereye gittiler dersin Çin şeddinin bittiği gece duvarcılar Yüce Roma'da zafer anttı çok Kimlerdi acaba bu anıtları dikenSezar kimleri yendi de kazandı bu

zaferleri?Dillere destan olmuş koca Bizans'ta yok muydu saraylardan

başka oturacak yer? Atlantis'te, o masallar diyarında bile

boğulurken insanlar uluyan denizde birgece yarısı bağırıp imdat istemişler kö-lelerinden.

Genç iskender Hindistan'ı zaptettiBir başına mı ?

Sezar Galya'lıları yendiBir aşçı olsun yok muydu yanında? İspanya'lı Filip ağlamış derler batınca

tekmil filosuOndan başkası ağlamadı mı acaba? Kitapların her sayfasında bir zafer Pişiren kim zafer aşını işte sekiz

aylık hakları bir sürü olay sanaVe bir sürü soruBertolt Brecht

Bir Haklı OlanBin Zulmedenden,

Daha Güçlüdür.

Yürüyüş

11 Aralık2016

Sayı: 551

HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA226

Page 27: HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA AKREP, TOMA DENİLENyuruyus.biz/pdf/pdf/551.pdf · 11 Aralık 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) Okmeydanı’nda Uyuşturucuya ve Yozlaşmaya Karşı

Ne yapıyor oligarşi?Yaşam hakkımızı gasp ediyor.

Bizi aç ve yoksulluğa mahkum etmekyaşam hakkımızı elimizden almakdemektir.

Bizi, giysisiz bırakıyor.Evsiz bırakıyor. Bunlar yaşam hakkımızın elimiz-

den alınmasından başka bir anlamagelmez. Yaşama hakkımız emperya-listlerin, oligarşinin, AKP iktidarınınizin verdiği sınırlara hapsedilmiş olu-yor. Onların izin verdiği kadar yaşa-yabiliyoruz.

Neden böyle?“Dünyanın düzeni böyle ku-

rulmuş” derler.Biz düzenin böyle ku-

rulmuş olduğunu kabuletmiyoruz. Dünya düze-ni böyle kurulmamış-tır. Dünyanın düzenibir avuç zenginin zor-balığıyla bu hale geti-rilmiştir. Zorla, silahla,milyonlarcamızı katlederek, de-reler dolusu kanımızı akıtarak bu

düzeni bize kabul ettirmeye ça-lıştılar.

Biz halk olarak bu düzene herzaman itiraz ettik, isyan ettik.

Çünkü, onurlu hiçbir insan, kendisigibi bir başkası tarafından yaşamhakkının böyle elinden alınmasınasessiz kalamaz. Biz de halk olaraktarih boyunca sessiz kalmadık. Kendiyaşamımızı örgütlemek için, emeği-mizin soyulmasına izin vermemekiçin dağlara çıktık, gücümüzü bir-leştirdik, silahlandık, savaştık, kandöktük, kanımız döküldü.

Ama biz kazandık. Bize dayatılanköleliği kabul ettiremediler.

Bugün de oligarşinin ve emper-yalizmin çizdiği sınırlar içinde ya-şamayacağız.

Halkın en büyük gücünü kulla-nacağız. En büyük gücümüz birliği-mizdir. Kolektif hareket etmemizdir.Kolektif hareket etmek, kendini değil,önce başkasını düşünmek demektir.Bizim ortaklığımızın mayası budur.Şeyh Bedrettin’den günümüze pekçok kez ortak üretip, ortak tüketmeninkurumlarını yarattık. Ortak düzenlerkurduk. Bildik ki, ortak üretir ve

ortak tüketirsek, daha çok üretip,daha çok tüketebiliriz.

Bildik ki, ortaküretip ortak tüketirsek,

bir avuç zorbabize güç geçi-

remez, emeğimi-ze el koyamaz.

Bildik ki, ortaküretip ortak tüketir-

sek, daha çok ve daha çe-şitli üretim araçlarına sahip ola-

Yaşamak İçin İzne İhtiyacımız Yok!

- Tüm mahallelerimizde HasanFerit Gedik Uyuşturucuyla Savaşve Kurtuluş Merkezlerimizi kurmakistiyoruz. Bunun için tüm halkımızındesteğine ihtiyacımız var. Kendi ço-cuklarımızı kendimiz tedavi etmekzorundayız.

- Uyuşturucuya karşı savaşmakiçin mahallelerimizde oturma ey-lemleri yapıyoruz. Eylemlerimizekatılalım, uyuşturucuyla savaşımızıgüçlendirelim. Eminiz ki, hiçbirimizçocuklarımızın uyuşturucu çetele-rinin eline düşmesini istemeyiz.Uyuşturucu çetelerinin sattığı ze-

hirlerle ölmelerini istemeyiz. Bunuönlemek kendi elimizde. Uyuştu-rucuyla savaşmak için el ele verirsekçeteleri yenebiliriz.

- AKP iktidarı çocuklarımızı Suriyehalkıyla savaşa gönderip katlettiriyor.Kimin için ölüyor halkın çocuklarıSuriye’de? Bizim çıkarlarımız içindeğil, Amerika’nın çıkarları için ölü-yor. Amerika Suriye halkına karşısavaşında Anadolu halkının çocuk-larını kullanıyor. Emperyalizmin iş-birlikçiliğine izin vermeyelim. Ço-cuklarımızı AKP’nin işbirlikçiliğinikanıtlamak için savaşa sürmesine

izin vermeyelim. Biz emperyalizmedüşman bir halkız, emperyalizm tümhalkların düşmanıdır, emperyalizminaskeri olmayı kabul etmeyelim.

- Faşizm, bizi örgütsüz bırakarakyönetmek istiyor. Bizi örgütsüz bı-rakarak, bize her istediğine boyuneğmekten başka yol bırakmamakistiyor. Faşizmin karşısında güç ol-mak için, sokak sokak, ev ev ör-gütlenelim. tüm sokaklarımızda so-kak, halk komitelerini kuralım.

- Dergimizi okuyalım, dağıta-lım.

HHaftanın Çat KapıGündemiÇat Kapı Her Eve GirmektirÇat kapı tüm halkı devrime katmaktır

atasözü:Adam adamdır, olmasa da pulu;

eşek eşektir, olmasa da çulu

KooperatifKooperatif, fertlerin tek tek altından

kalkamayacakları işlerigerçekleştiren mükemmel bir

dayanışma kuruluşudur.11 Aralık

2016

Yürüyüş

Sayı: 551

27AKREP, TOMA DENİLEN TENEKE KUTULARIN HÜKMÜ YOKTUR!

Page 28: HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA AKREP, TOMA DENİLENyuruyus.biz/pdf/pdf/551.pdf · 11 Aralık 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) Okmeydanı’nda Uyuşturucuya ve Yozlaşmaya Karşı

Yürüyüş

11 Aralık2016

Sayı: 551

HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA228

biliriz. Tek başımıza almayagücümüz yetmeyen araçları,gücümüzü birleştirerek ala-biliriz ve sırayla kullana-biliriz.

Birlikte Üretmekve Birlikte Tüketmek İçinKooperatifler Kurabiliriz

Halk bahçeleri kurduk,halk marketleri, halk fırın-ları kurduk. Bunların hep-sini yaşamımızı bir avuçsömürücünün insafına bı-rakmamak için kurduk.

Rüzgar türbinleri kur-duk, elektrik ürettik.

Faşist polislerin kurşun-layıp felç ettiği yoldaşımızFerhat için Ferhat yürüteciniyaptık. Ferhat’ı ayağa kal-dırdık, yürüttük.

Patronlar emeğimize elkoydular, direndik, DirenKazova’yı kurduk. Başı-mızdaki patronları atıp, ken-di fabrikamızda kendimizüretim yapmaya başladık.

Halk bahçelerinde ken-dimiz ekip kendimiz biçe-bileceğimizi, besinlerimizitoprağımızı değerlendirerek,

kendimiz üretebilece-ğimizi gördük.

Ama tüm bunlarlabir avuç zenginin kur-duğu sömürü düzeni-ne mahkum olmadı-ğımızı gördük. Biz, faşizmeteslim olmayacağız. Tümihtiyaçlarımız için gücü-müzü birleştirecek ve ör-gütleneceğiz.

Bu örgütlerden birisi dekooperatiflerdir. Halk koo-peratiflerimizi kuracağız.

İhtiyacımız olan besin-leri, gücümüzü birleştiripbirlikte üretmek için.

Kendi ürettiğimizi halkagerçek fiyatından ulaştır-mak için.

Halk Meclislerimizi bizifaşizmin yönetmesine izinvermemek için kurduk.Kendi yaşamımız hakkındakendimiz karar vermek içinkurduk.

Sadece kendi kendimiziyönetmek yetmez. Aç kal-mamak için, sömürü dü-zenine mahkum olmamakiçin kendi ihtiyaçlarımızıadım adım kendimiz üre-tebiliriz. Bunun için de fa-şizmle dişe diş bir kavgaverebiliriz.

Biz bu toprakların insanlarıyız dedipirimizAnadolu "can" dediğinde"feda" demek töremizdirYok demedik ki hiçbir zaman"Can" dedi Anadolu"Feda" diye ünlediAynı anadan doğmadığımızkardeşlerimizkardeşten ötelerimizDüğünümüz kuruldu cenkmeydanlarındaDöllendik cenk meydanlarındaakan yiğitlerin kanıylaAlnımıza bağlı loğusa kuşağıkoydu adımızı umudun analarıŞimdi sabırla kundak açarızÖlen her hücremizden umudaDirengen düşler doğururuzdoğurmadığımız evlatlarımızaSon evlat en kıymetlisi olur derlerSon evladımızın adınıÖzgürlük koyacakAnadoluBizi bağrına bastığında

(Feda Destanı’ndan)

Derneklerimizi savunmak örgütlenme hakkımızısavunmaktır.

Faşizm, Esenyurt’ta Halk Cephesi’nin faaliyetyürüttüğü derneği 5. kezdir üst üste mühürlüyor.Her defasında derneğin mührü sökülüp derneğegiriliyor.

Son mühürlemede, faşizm derneğin kapısı açıla-masın diye kapısını kaynak yaparak kapatır. Vegözdağı vermek için bölgede devriye gezer. HalkCepheliler de kepekleri tamamen sökerler.

Faşizme karşı demokratik haklarımızı, örgütlenmehakkımızı savunmak böyle bir cüret ve irade ileancak mümkün olur. Değilse, oligarşiyi gidip yineoligarşinin mahkemelerine şikayet etmek, ya dagidip emperyalizmin mahkemelerine şikayet etmek,haklarımızı korumak değil, halkı sanki bir şeyleryapıyormuş gibi yaparak kandırmaktır. Gerçektehiçbir şey yapmamaktır.

İdeolojik mücadeleHalkı örgütleyemiyorsak, yöntemlerimizde ve

araçlarımızda eksikler vardır. Bunları tamamla-mak gerekir. Örneğin bir mahallede eylemler kitle-sel yapılırken, diğer bir mahallede eylemlere katı-lım yetersizse, burada halka söyleyecek bir şeyyoktur, biz yöntemlerimize bakacağız.

Örneğin, mahallelerimizden birinde bir giyimatölyesinden çıkan duman yandaki binayı etkiler.Bunun üzerine Halk Meclisimiz ile binadaki halklave atölye sahibiyle toplantı yapılır ve sorun çözü-lür. Bu binadaki halkın Halk Meclisi çatısı altındaörgütlenmesinin de dergimizin okuru haline gelme-lerinin de adımı olur.

Bu şunu gösterir, eğer halkı örgütleyemiyorsak,halkın sorunları ile ilgilenmiyoruz, ya da yeterinceilgilenmiyoruz demektir. Halkın sorunlarını sahip-lenip ilgilendiğimizde, devrimde çıkarını görenhalkı örgütleyebiliriz.

yöntem ve araç

FedaFedadestanıdestanı

Gülnihal Yılmaz - Fatma Köse

Page 29: HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA AKREP, TOMA DENİLENyuruyus.biz/pdf/pdf/551.pdf · 11 Aralık 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) Okmeydanı’nda Uyuşturucuya ve Yozlaşmaya Karşı

Dünyanın en doğru ideolojisine sa-hip olsanız, dünyanın en doğru strate-jisine sahip olsanız, dünyanın en iyipolitikalarını üretseniz, eğer bunlarahayat verecek, bunları yaşamda uygu-layacak kadrolara sahip değilseniz biranlam ifade etmeyecektir.

Neden? Çünkü; Bir ideoloji, halkı örgütlemiyorsa,

halkı devrim için savaşa ve halk ik-tidarına yönlendirmiyorsa, o ideolo-jinin doğruluğu sadece sözdedir. Pra-tiğe uygulanmamış hiçbir bilginindoğruluğu ölçülemez, dolayısıyladoğruluğundan söz edilemez.

Bir devrim stratejisi, devrimeulaşmak için bize izleyeceğimiz yolugöstermek için vardır. Buna hizmetetmiyorsa, o stratejinin doğruluğundansöz edilemez.

Devrimci bir politika ancak halkıörgütlüyorsa, devrim için savaştıra-biliyorsa doğrudur. Bunu yapmayahizmet etmiyorsa, o doğru bir politikadeğildir.

Tüm bunların olabilmesi için birhareket kadrolara ihtiyaç duyar. İdeo-lojimize, stratejimize, politikalarımızahayat veren kadrolarımızdır.

Ama kadrolaşma nasıl ola-caktır?

Kendiliğinden ya da kadroihtiyacımızı tespit etmekle ye-

tinir ve devamını getirmezsek, ken-diliğinden kadrolaşamayız. Yeni kad-rolar çıkaramayız.

Kadrolaşma Süreci Kendiliğindenci Değil,İradi Bir Süreçtir.

Kadrolaşma süreci öncelikle iradibir süreçtir. Yani başından sonunaprogramlanmış bir süreçtir.

Nasıl bir programımız olacaktır?Kadro yetiştirmekle görevli her

yoldaşımız, bilecek ki, kendi biriki-mine sahip ve kendi yaptığı görevleriyerine getirebilecek bir yoldaşımızıeğitmekle görevlidir.

Kadrolaşma görevini mükemmel-leştirmeden, gerçekçi ve mücadele-mizin ihtiyaçları çerçevesinde elealarak uygulanabilir bir kadrolaşmaprogramı önümüze koymalıyız.

Kadrolaşma ProgramımızNasıl Olmalıdır?

Kadrolaşma programımız iki baş-lık altında sadeleştirilebilir. Bunlar:

1- Teorik eğitim2- Pratik eğitimTeorik eğitim, asgari düzeyde

ideolojik politik çizgimizin öğrenil-mesini içerir.

Biz kimiz?Ne istiyoruz?sorularına cevap verebilmelidir.

İnsanlar sınıflara bölünmüş durum-dadır, bizim teorik eğitimimiz bu sı-nıflar saflaşmasını anlatabilmelidir.

Toplumlar tarihi aynı zamandasınıflar mücadelesi tarihidir. Bizimteorik eğitimimiz bu sınıflar müca-delesi tarihini anlamamıza hizmetetmelidir.

Teorik eğitimimiz; tarihimizi öğ-retmelidir. Tarih demek, binyılların bi-rikimine sahip olmak demektir. Tarihöğrenmek, 20’li yaşlarımızda binyıllarınbirikimine ve bilgeliğine sahip olabil-mek demektir. Yani, ömrümüzün sı-nırlarının çok çok ilerisinde büyümek-tir.

Teorik eğitimimiz, değerlerimizi,kültürümüzü, ahlak anlayışımızı öğ-retmeli ve kişiliğimizi bu çerçevedeşekillendirebilmelidir.

Teorik eğitimimiz, sürecimizinihtiyacına cevap verebilecek politikbirikime sahip olmamızı ve politikaüretmemizi sağlamalıdır.

Fakat, eğitimimiz sadece teorikeğitimle sınırlanamaz. Eğitim, aynızamanda pratik bir süreçtir. Çünkü,öğrendiklerimizi masa başında soh-

mmahallelermahallelerEkmeğimiz içinOnurumuz içinEkmeğimiz içinOnurumuz için

Adalet içinSavaşıyoruzAdalet içinSavaşıyoruz

SorunSorunKADROLAŞMA ÇevreKADROLAŞMA Çevre--mizde devrimcilik yapmizde devrimcilik yap--mak isteyen pek çok inmak isteyen pek çok in--san var, ama kadromuzsan var, ama kadromuzdeğiller. Devrimci haredeğiller. Devrimci hare--ketin bir kadrosuna döketin bir kadrosuna dö--nüşmedikleri sürece denüşmedikleri sürece dedevrim için yaptıklarıdevrim için yaptıkları

şeyler hep sınırlışeyler hep sınırlıkalıyor.kalıyor.

ÇözümÇözüm: Bir kadrolaşma politikamız

olmalıdır. Nedir kadro? Sürecin ihtiyaçlarına cevapverebilen insandır. Nedir sürecimizin ihtiyaçları?

Örgütlemektir. Bulunduğu alanda örgütleme yapabilen insan,halkı nasıl örgütleyebileceğini bilen insan kadrodur. Sürecimizinihtiyaçları savaştır. Savaşı örgütlemeyi, yani düşmana karşı eylem

örgütlemeyi bilen insan kadrodur. Sürecimizin ihtiyacı yeni kadrolaryetiştirmektir. Yeni kadrolar yetiştirmek için asgari düzeyde ideolojik

birikime sahip insan kadrodur. O halde nasıl kadro sorunumuzuçözeceğiz? Teorik ve pratik eğitimle çözeceğiz. Teorik eğitimde,

ihtiyacımız olan asgari düzeyde ideolojik politik çizgimiziöğreneceğiz. Pratik eğitimde, ideolojik birikimimizi yaşa-

ma uygulamayı öğreneceğiz. Yaşamın deney vetecrübelerinden öğrenip, eksiklerimi-

zi gidereceğiz.

Nasıl örgütleyeceğiz?Nasıl örgütleyeceğiz?Kadrolaşarak, alternatiflerimizi Kadrolaşarak, alternatiflerimizi

yetiştirerek örgütleyeceğizyetiştirerek örgütleyeceğiz

11 Aralık2016

Yürüyüş

Sayı: 551

29AKREP, TOMA DENİLEN TENEKE KUTULARIN HÜKMÜ YOKTUR!

Page 30: HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA AKREP, TOMA DENİLENyuruyus.biz/pdf/pdf/551.pdf · 11 Aralık 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) Okmeydanı’nda Uyuşturucuya ve Yozlaşmaya Karşı

egitim:Eğitim sosyalist bir ruhla yapılmalıdır.

Sosyalist ruh sosyalist ilkelerin aşılanmasıdır.Nedir sosyalist ilkeler

1- Vatana, 2- Dostluğa-arkadaşlığa, yoldaşlı-ğa, 3- Halk sevgisine, 4- Namusa, 5- Sosyalistemeğe karşı sevgi ve saygıdır. Sosyalist eğiti-min en önemli birleştirici özelliği bu ilkeler-

dedir.

Devrim, kötü olan bir düzeni yı-karak, yerine daha ileri daha iyi bir düzen kurmaktır.Bir eski düzenin çürümüşlüğü, asıl olarak asalak,emek harcamayan bir sınıfın üretim araçlarının bü-yük bölümüne sahip olduğu ve halkın emeğini sümür-düğü için çürümüştür, toplumsal gelişimin önündeengel olmaya başlamıştır.

Devrim bu asalak sınıfı tasfiye eder, üretim araçla-rını toplumsallaştırır, yani üretim için emek harcayanhalkın ortak mülkiyetine dönüştürür.

O halde devrimcilik, doğrudan emeğin hakkını sa-vunmak içindir. Emekçiden yanadır. emekçidir. Tem

bellik devrimciliğin karşıtıdır.Tembellik halk kültürüne, sosyalist yeni insana aykırı-dır. Devrim de devrimci kişilik de emekle yaratılır.Tembel olan halkı ikna edemez, örgütleyemez. Tembelolan yaşamı da düzeni de değiştiremez. değiştirmeyeyetecek gücü iradesi, çabası, emeği, isteği yoktur.

Devrimci mücadelede her çalışma program ve di-siplinle yürütülür. Tembel olan, programı hayata geçi-remez, disiplinsizdir. Devrimci mücadeleyi sahiplen-mez. Yani devrimciliğin özüne aykırıdır. Tembel olanpratikten öğrenemez, pratikten kopmaya, güvensizleş-meye başlar. Tembel olan "devrim hamalı" olamaz.

ajitasyon propaganda:Bir avuç azınlığın iktidarı mı?

Sayısı onmilyonlar olan halkın iktidarı mı?Biz milyonların iktidar gücü haline getirilmesini savunu-yoruz. Bunu sadece savunmuyoruz. Halkın iktidarı içinsavaşıyor ve bunun uğruna canlarımızı veriyoruz. Biz

sadece halkın iktidarı için savaşmakla yetinmiyoruz. Bizhalkın iktidarını gerçek haline getirmek için halkın iktidar

organlarını, halk meclislerini bugündenoluşturuyoruz.

Devrimci Kişilik:Devrimci Kişilik:DDevrimci kişilik emekçi kişiliktir. Devrimci

kişilik emekle yaratırlır. Emek harcamayan, tem-bellik yapan halkı örgütleyemez,

ikna edemez.

betlerde kullanmak için öğrenmeyiz.Biz öğrendiklerimizi, halkı örgütlemek,pratiği örgütlemek için öğreniriz.

Pratik eğitim 24 saat birlikte yaşamak ve pratiği birlikte örgütlemektir

Kadrolaşmak, her kadromuzun,her yoldaşımızın alternatifini yetiş-tirmesidir.

Alternatifimizi yetiştirmek, alter-natifimiz olması için belirlediğimizyoldaşımızı kendi yaptığımız işleri

yapar hale getirmektir.Tek bir yardımımız olmadan,

bizim yaptığımız tüm işleri ya-pan kişi alternatifimiz olarakyetiştirdiğimiz kişidir. Çünkü,alternatif olmak, bizim kendigörevimizi devredip, başka birgöreve talip olmamız demektir.Ya da kendi irademiz dışında

görevimizi tutsaklık, şehitlik ya dabaşka bir nedenle bırakmak zorundakaldığımızda görevimizi üstlenip, her-hangi bir boşluk bırakmadan sürdü-rebilecek kişi demektir.

Yani eğitimiyle ilgilendiğimizherhangi bir yoldaşımız otomatikolarak alternatifimiz haline gelmez.

Alternatiflerimizi kendi görevle-rimizi yapabilir hale getirmek için,en azından mümkün olduğu kadarçok birlikte zaman geçirmenin ya-nında, pratiği birlikte örgütlemek vegörevlerimizi yapmasını sağlamak

gerekir.Yani, kitle çalışması nasıl yapı-

lır? Bir eve nasıl gidilir? Nasıl otu-rulur? Nasıl konuşulur? Halka neyinasıl anlatırız? Öğretmemiz gerekir.

Komite toplantısı nasıl yapılır?Bir komite toplantısında gündem

nasıl belirlenirken, karar nasıl alınır,alınan kararlar nasıl programlanır?öğretmemiz gerekir.

Bir bildiri, bir açıklama nasıl ya-zılır öğretmemiz gerekir.

Slogan nasıl belirlenir, bir sloganbelirlerken nelere özen gösteririz, öğ-retmemiz gerekir. Ve bunları yaptırarakgöstermemiz ve nasıl yaptığını gör-memiz gerekir. Eksiklerini yaptıklarıüzerinden gidermemiz gerekir.

Eylem nasıl örgütlenir öğretmemizgerekir.

Kısacası, yaptığımız tüm görevleripratik olarak yaptırarak, birlikte ya-parak öğretmemiz gerekir.

Yürüyüş

11 Aralık2016

Sayı: 551

HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA30

Page 31: HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA AKREP, TOMA DENİLENyuruyus.biz/pdf/pdf/551.pdf · 11 Aralık 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) Okmeydanı’nda Uyuşturucuya ve Yozlaşmaya Karşı

11 Aralık2016

Yürüyüş

Sayı: 551

331AKREP, TOMA DENİLEN TENEKE KUTULARIN HÜKMÜ YOKTUR!

20 yıldır boşaltılmış bir köy… 6yıl önce bu köyü vatan diye sahip-lenmiş bir aile… Koca dağların or-tasında kapkaranlık 6 yıl…

Halkın Mühendis Mimarları olarak13 Ağustos’ta bu soruna bir çözümbulmak için gittik. Ve bir su türbiniile Karsel’i aydınlatacağımızın sö-züyle döndük. Geceli gündüzlü üçay, olmazların imkansızlıkların emek,inanç ve kolektivizmle yerle bir edil-diği üç ay ve sonunda zafer. Karselköyü, HMM Enerji Komitesi’ninkurduğu su türbini ile aydınlanıyor.Bir evin ihtiyacından fazlası üretiliyor,hem de çarkından alternatöre, elektrikdevresine kadar kendi üretimimizle.Halk için mühendisliğin devrimciışığını Karsel köyünde büyütüyoruz.

Dersim’in Hozat İlçesi’nde birköy. Traktör ile Hozat Merkez’e birbuçuk saat uzaklıkta, yüksek dağlarınortasında yalnız Karsel Köyü. Köydiyoruz; ama tek bir hane yaşıyor şuan, keçiler, köpekler ve değişkenhane halkıyla. Yolları çok engebeli,telefon şebekeleri çekmiyor, zama-nında terör bölgesi diye boşaltılmışve elektrik hatları kesilmiş. Adil abive ailesi İstanbul’a gelmişler. İstan-bul’da birçok zorluk çeken aile, altıyıl önce köklerine tutunmak için,karanlıkta kalmak pahasına, tek sağ-lam kalan yapı olan köy okulunayerleşmiş.

Biz köye ilk 13 Ağustos’ta birgece traktörle gittik. El fenerleriyleyemeğimizi yiyip gece orada kaldık.Sabah bu evin elektrik sorunununasıl çözeceğimize baktık. Evin ya-nından geçen bir dere vardı. Dereüzerinde debi ve ulaşabileceğimizmaksimum düşü (suyun boruya girişve çıkışındaki yükseklik farkı) ko-nusunda araştırma yaptık. Basit yön-temler kullanarak bitirdiğimiz bu önçalışma ile buradaki elektrik ihtiyacınıkarşılayabileceğimiz bir su türbiniyapabileceğimizi ortaya koyduk. Evhalkıyla iş bölüşümü yaptık. Çark

ve alterna-törü bizüreteceği-mizi söyle-dik ve on-lardan tür-bini kuraca-ğımız yerekadar su-yun getiril-mesini iste-dik. Zatenbelirlediği-miz yerinhemen yanı başında eski un değirmenivar. Su önceki arkından gelecek tür-binimize. Kısa zamanda alternatörçark ve elektronik kısımları tamam-layıp geleceğimizi söyledik.

İstanbul’a geldiğimizde heyecanlakoyulduk işe. Kaybettiğimiz her günailenin karanlıkta kalmasını daha dauzatacak, sonbahar olduğundan karyağması an meselesi ve kar yağarsaçalışma bahara kalacaktı. İlk öncekullanacağımız çarka karar vermemizgerekiyordu. İnternet üzerinden çev-remizde ilgili kişilerden araştırmayaparak Banki – Ossberger (Crossf-low) çark tipine karar verdik. Çarkıboyutlandırmak için bir sürü hesapkitap yaptık. Su türbininin alterna-törünü de kendimiz üreteceğimizdençark ve alternatör uyumunu da he-saplarda göz önünde bulundurduk.Çark boyutları da ortaya çıkınca ge-riye düşünüleni pratiğe dökmek kaldı.Malzemesi ve imalatında son derecebasit yöntemler kullandık. Lazer ke-sim ile sacları kestikten sonra herbirbıçağı yerine yerleştirmek kaldı bize.Elimizde şimdi bir çark ve rüzgartürbinlerinde kullandığımız kendi al-ternatörlerimiz var ama deneyini yap-madan götüremezdik. Türbini kura-cağımız koşullardaki bir deney dü-zeneğini sil baştan yapabilmek hemçok maliyetli olacak, hem de çokvakit alacaktı bizim için. Takip etti-ğimiz Armutlu Cemevi ve Kültür

Merkezi şantiyesinin yağmur oluk-larını kullanabileceğimize karar ver-dik. Bu çözüm işimizi oldukça ko-laylaştırdı. Değişik çapta nozullarla,değişik çarpma açılarıyla cemevişantiyesinde birçok deney yaptık.Bu deneylerde üretebildiğimiz mak-simum güç 150 watt’tı. Bu değerdüşüktü hedeflerimiz için.

Bu süreçte köyde yapılan işlerdende haberler geliyordu. Su bir havuzakadar getirilmişti, ama havuzdan tür-bine gelecek borulamanın daha ya-pılmadığını öğrendik. Türbin şasesiiçin pabuç betonu ve borulama kal-mıştı köyde. Hozat’a kar yağdığınıöğrendik. Bu bizim için kötü bir ha-berdi, eğer kar erimezse işimiz baharakalacaktı. Ertesi gün kar erimişti,ama elimizi çabuk tutmalıydık. De-neylerini yaptığımız çarkı ve alter-natörü dış hava koşullarına dayanıklıhale getirmek eksik bıraktığımız yan-larını tamamlamak için bir haftalıkbir hedef koyduk ve bir hafta gecegündüz çalışarak Hozat’a giden birkamyona el takımlarıyla eksiksiz tes-lim ettik. Şehir merkezine bir buçuksaat uzaklıkta olan ve elektriksiz birköyde çıkacak en ufak aksaklık birgünümüze mal olacağından her türlüihtimali göz önünde bulundurarakyaptık hazırlıklarımızı. 28 Ekim ge-cesi uçağa dört kişi bindik İstan-bul’dan. Pazar gecesi tekrar döne-cektik. Geceli gündüzlü elimizde 36

Karsel Köyü, Halkın Mühendis Mimarları’nın

Kurduğu Su Türbini ile Aydınlanıyor!

Page 32: HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA AKREP, TOMA DENİLENyuruyus.biz/pdf/pdf/551.pdf · 11 Aralık 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) Okmeydanı’nda Uyuşturucuya ve Yozlaşmaya Karşı

saat kalıyordu. Hedefimiz bu dar va-kitte türbini kurup en verimli olacakşekilde testlerini bitirmekti.

Köklerimizin Bu DağlardanSökülmesiYok Olmakla Aynıydı Bizim İçin

Elazığ’da uçaktan indik, Dersim’egeçmek için feribota binmemiz ge-rekiyordu. Feribota yarım saat kal-mıştı, kaçırırsak 2 saat beklememizgerekecekti. Yetişmek için hızla gi-derken bir çevirmeye denk geldikve aracımız arandı, oyalandık. İske-leye geldiğimizde ise feribot yenihareket etmişti, biz 02:30 feribotunakalmıştık.

Arabada biraz uyukladık ve feribotgelince Dersim Pertek’e geçip, bizimiçin ayrılan bir otelde kaldık. Öğ-rendiğimiz kadarıyla borulama vebeton işleri yapılmamıştı ve kamyonaverdiğimiz malzemeler elimize geçgelecekti. Bu şartlarda işimiz dahada zorlaştı. Sabah erkenden kalkıpköy yoluna koyulduk. Saat 11.00de köye vardık.

Kalabalık bir ekip bizi bekli-yordu. Ev sahibinin akrabaları, Ho-zat Belediyesi işçileri, bizi tanıyandostlarımız oradaydılar. Birçok im-kansızlık arasında bir sürü emeklebelli bir yere kadar bitmişti işler,ama birçok eksiğimiz vardı. Boru-lama için hazırlık ve beton işlerinibitirme hedefi koyduk bu gün için.Bir yandan da türbinin olduğu yer-den eve elektrik hattının çekilmesiişi yapılıyordu.

Çok kısa zamanda bütün emek-

çilerle birlikte kolektif bir çalışmabiçimini oturttuk. Hepimizin tek biramacı vardı, devletin karanlığa mah-kum ettiği bu köyde umudun ışığınıyakmak. Buradaki ailenin kökleri bi-zim köklerimizdi. Köklerimizin budağlardan sökülmesi, yok olmaklaaynıydı bizim için. Eğer tek bir kişidahi canı pahasına vatanım diyedağa, taşa, ağaca sarılmışsa bu sesibüyütmek, bu vatanı aydınlatmakboynumuzun borcudur.

Akşama kadar burada yapabile-ceğimiz işleri bitirdik. Akşam eksikmalzemeleri tedarik etmek için Ho-zat’a indik. Malzemeleri aldıktansonra Hozat Belediye Başkanı’nınannesinin konuğu olduk. Bize aşureikram etti. Sonra tekrar otele geçtik.Gece malzemelerimiz de gelmişti.Sabah hep birlikte köye geçtik. Suyuverip çarkı döndürmeden mola ver-meyecektik. Belediye Başkanı, evhalkı ve dostlarımız, hep birlikteyine çalışmaya koyulduk. Birçok ak-silik olsa da hedefimize son yedi sa-

atte ulaşabilirdik. Her bir işin başındakarşılıklı fikir alışverişi yapılıyor,espriler dönüyordu. Birileri borularınmontajını yapıyor, birileri kazı yapıyorbirileri elektrik tesisatını tamamlıyor,birileri ateş yakıyordu. Hemen hementamamlanmıştı hazırlıklar. Depoyagelen suyu açtık dolması için. Sudoldu ve test için hazırlıklarımız dabitti. Haftalardır bizim geceli gün-düzlü emeğimiz burada önceden ya-pılmış hazırlıklar ve iki günlük durdurak bilmeyen çalışmanın sonucunugörmek için hazırız. Çarka ilk suçarptı, ama debi oldukça düşüktü.Nedenini bulmaya çalıştık, ama soniki saatteydik. Herkes bizimle birlikteaç kalmıştı. Hem sorunu tartışıp hemde karnımızı doyurmak için yemeğegeçtik.

Herkes Beyniyle,Emeğiyle Bu İşi Bitirmeye Odaklanmıştı

Bu sırada Karsel’e zifiri karanlıkçökmüştü. Yemekten sonra türbinegelen borunun yukarıdan tıkanabi-leceğini düşündük. Ve o soğukta ha-vuza girerek tıkanıklığı açtık. Debibüyük oranda arttı. Hava kararmış,vakit daralmıştı. Suyu tekrardan açtık,nozulları çarpma açılarını değiştirerekilk testimizi yaptık. Herkes bizimlebirlikte heyecanla bekliyordu sonuç-ları. Aldığımız sonuç maksimum 120wattı. Bu sonuç hedefimizin yarısıkadardı. Daha fazla test yapma imkanıbulamadan haftaya bir daha gelmesözü vererek alelacele uçağa yetişmekiçin yola çıktık. İstanbul’a gelince

Yürüyüş

11 Aralık2016

Sayı: 551

HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA32

Page 33: HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA AKREP, TOMA DENİLENyuruyus.biz/pdf/pdf/551.pdf · 11 Aralık 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) Okmeydanı’nda Uyuşturucuya ve Yozlaşmaya Karşı

deneyimlerimizi, gözlemlerimizi bü-tün ekip ile paylaştık ve mevcut du-rumun alternatörde yaptığımız deği-şiklikten kaynaklı olabileceğini ön-gördük. Mevcut suyun gücü 130 sa-rımlı alternatör için az geliyordu.Hafta sonuna kadar 65 sarımlı biralternatör üretme kararı aldık.

Çözemediğimiz Yerde Hemen Yaratıcı Bir FikirAtılıyordu Ortaya veÖnümüz Açılıyordu, Teslim Olmuyorduk Olanaksızlıklara

Geceli gündüzlü bir hafta boyuncaçalışarak tespit ettiğimiz eksikleritamamlamak için bu defa iki kişi ileyola koyulduk. Yoldayken boru te-sisatının patladığını öğrendik. 4 Kasımgecesi Hozat’ta evlerde kaldık vesabah köye doğru yola koyulduk.Tesisatı bu defa demir borularla ya-pacaktık. Yine hep birlikte koyuldukişe. Herkes beyniyle, emeğiyle buişi bitirmeye odaklanmıştı. Olanaklarortadaydı, elimizdekilerle en iyisiniyaratmak zorundaydık.

Çözemediğimiz yerde hemen ya-ratıcı bir fikir atılıyordu ortaya veönümüz açılıyordu, teslim olmuyor-duk olanaksızlıklara. Aynı gün borutesisatını büyük oranda bitirdik. Ertesigüne tesisatın kalan küçük kısmınıbitirmek ve yeni bir nozul tasarlamakkaldı. Nozulu kaynakla imal edebil-mek için Hozat’a inip bir kaynakatölyesi bulduk.

Sabah yine çalışmaya koyulduk.Kalan boruların ve nozulun montajıboruların sabitlenmesi, test içinelektronik düzeneğin hazırlanmasıderken yine vakit daralmaya başladı.Yemek sonrası teste hazır olduğu-muzda saat 16:00 olmuştu. Yine soniki saate kaldık. Olası bir aksiliği to-lere edemeyecektik, artık hedefimiz250 wattı görmek. Bu defa heyecandaha da fazlaydı. Karşıda bir keçisürüsü duruyordu. Adil Abi çobanında merağından keçileri karşımızdaotlattığını söyledi. Ev halkı kadınlıerkekli yanımızdaydı. Bütün emek-çiler pür dikkat ölçüm aletlerine veçarka bakıyordu.

Son bağlantılarda bitince vanayı aç-tık. Çark çok hızlıbir şekilde dönmeyebaşladı. Dirençleridüşürdükçe ürettiği-miz güç de çarkındevir sayısı da art-maya başladı. Bizimyüzümüzde mutlulukve gurur vardı, bizimmutluluğumuzu gö-renler de ortak olu-yor, iyi bir şeylerinolduğunu anlıyordu.Okuduğumuz wattveya amper değerlerionlar için bir şey ifa-de etmiyordu, amabizim mutluluğumu-zun kendi mutluluk-ları olduğunu bili-yorlardı.

Maksimum oku-yabildiğimiz değer400 wattı buldu. Ar-dından akü ve inver-tere bağlıyoruz sis-temi. Voltaj çok ol-duğundan regülatörçalışmadı ve inver-törü yaktık. Her nekadar invertöre üzül-sek de sanki bir bay-ram yerindeydik. Gördüğümüz de-ğerler hemen hemen iki evin elektrikihtiyacını karşılayacak kadardı. Emek-lerimizin ve sözümüzün yerini bul-masının gururu vardı artık bizde.Tekrar haftaya gelmek üzere vedalaşıpayrıldık Karsel’den.

İstanbul’a geldiğimizde yine yo-ğun bir çalışma maratonu bizi bekli-yordu. Güçlü invertör, regülatör seçip,evin ihtiyacına göre aküleri hesap-lamamız gerekiyordu. Bir de akülerşarj olduğunda fazla gerilimi düşü-recek direnç gurubu tasarlamayakarar verdik. Bir haftalık sıkı biraraştırma ile regülatör ve invertörü-müzü belirledik. Ancak bunları teminedemediğimiz için ertesi haftayakaldı. Bu sırada da geceli gündüzlüfazladan üretilen gücü ısı enerjisineçevirerek harcayacak ve sistemi ko-ruyacak olan kendi devremizin tasa-

rımını yaptık. Bir taraftan da bunlarıdenemek için tornada simülasyonyapmaya karar verip, yeni bir alter-natörün sarımlarını yaptık.

Böyle bir çalışma temposu ileyolculuk günü olan 18 Kasım günügeldi çattı. Testimizi yapıp gidişimizionaylayıp bilet almamız gerekiyordu.Ancak bütün aksilikler de Cuma gü-nünü beklermiş gibi bir bir ortayaçıktı. İnvertörümüz 17 Kasım’da gel-mesi gerekirken 18’inde geldi. Al-ternatör sarımlarımızda bir hata çıktıve test etmek istediğimiz gerilimlereulaşamadık.

Bir taraftan Elazığ’dan aküler alı-nacaktı, ancak daha önce var denilenaküler bulunamadı. Yani ihtiyacımızolan birçok şey eksikti. Bir taraftanda Dersim’e kar yağması ihtimalivardı.

Bütün imkansızlıķlara rağmen bi-

Yine son iki saate kaldık. Olasıbir aksiliği tolere edemeyecektik,artık hedefimiz 250 wattı görmek.Bu defa heyecan daha da fazlaydı.

Karşıda bir keçi sürüsü duruyordu.Adil Abi çobanın da merağından

keçileri karşımızda otlattığınısöyledi. Ev halkı kadınlı erkekli

yanımızdaydı. Bütün emekçiler pürdikkat ölçüm aletlerine ve çarka

bakıyordu.Son bağlantılar da bitince vanayıaçtık. Çark çok hızlı bir şekilde

dönmeye başladı. Dirençleridüşürdükçe ürettiğimiz güç deçarkın devir sayısı da artmaya

başladı. Bizim yüzümüzde mutlulukve gurur vardı, bizim

mutluluğumuzu görenler de ortakoluyor, iyi bir şeylerin olduğunu

anlıyordu. Okuduğumuz watt veyaamper değerleri onlar için bir şey

ifade etmiyordu, ama bizimmutluluğumuzun kendi

mutlulukları olduğunu biliyorlardı.

11 Aralık2016

Yürüyüş

Sayı: 551

33AKREP, TOMA DENİLEN TENEKE KUTULARIN HÜKMÜ YOKTUR!

Page 34: HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA AKREP, TOMA DENİLENyuruyus.biz/pdf/pdf/551.pdf · 11 Aralık 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) Okmeydanı’nda Uyuşturucuya ve Yozlaşmaya Karşı

let alıp köye gitmeye karar verdik.Tekrar uçakla Elazığ’a, oradan daHozat’a geçtik. Gece Hozat’ta kalıpsabah köye geçtik. Yaptığımız dev-reler gelirken zarar görmüştü, birazlehim işimiz vardı. Akü ve invertörbağlantısını evin içerisinde yapıp,lehim işlerimizi tamamlayıp türbinikurmaya karar verdik. Ancak aküleribağlayınca invertör çalışmadı. Hementelefonun çektiği tepeye çıktık. İn-vertörü aldığımız firmayı aradık, bizeinvertörün girişinin 48 volt olduğunusöyledi. Ancak biz 24 volt olarak al-mıştık ve sistemi ona göre tasarla-mıştık. İnternetimiz olmadığı içinİstanbul’daki arkadaşları aradık onlargerekli araştırmaları yapıp bize bilgiverdi. İnvertörümüzün içerisinde da-hili bir regülatör olduğunu öğrendik.Ve sistemi 48 volta çevirme kararınıaldık.

Hemen eve dönüp sistemi 48 voltolacak şekilde bağladık ve invertö-rümüz çalıştı. Lehim işlerini tamam-layıp kendi yaptığımız koruyucu dev-reyi sisteme bağladık. Ancak 12, 24ve 36 voltta düzgün çalışan devremiz48-50 voltta bozuldu. Bir taraftansaz çalınıp türküler söylenirken, birtaraftan devre üzerinde ölçümler, ek-lemeler yapılıyordu bir göz oda içe-risinde. En sonunda sorunu bulduk.100 volt 30 ampere dayanıklı olacakşekilde aldığımız elektronik anahtarlar50 volt 1 amperde bozuluyordu.Ertesi gün istediğimiz gibi olmayan,ancak işimizi geçici olarak görecekbir devre yapmayı planlayıp yattık.Ancak bu kadar aksiliğin üzerinesistemi bağlayıp test yapma işinin

yine son güne kalmasının ver-diği endişe ile uyumak epeyzor oldu.

Sabah erkenden akülerimi-zi, invertörümüzü türbininyanına taşıdık. Bir taraftanelektronik bağlantıları yapar-ken bir taraftan da türbininetrafının iskeleti yapılıp brandaile kapanıyordu. Bağlantı bit-tikten sonra yavaş yavaş vanayıaçarak gücü artırdık ve gecebiraz biraz boşalttığımız akü-lerimiz şarj olmaya başladı.350 watt ile yarım saat bo-yunca sistemi çalıştırdık. İlk

aşamamız başarılı oldu. Fakat akülerinşarjı bittiğinde türbin boşa çıkıyor,hiçbir zorlayıcı kuvvet olmadığı içinçok hızlı dönüyor ve uçlarda eldeedilen gerilim 250 voltu buluyordu.Teknik desteğe ihtiyacımız oluğuiçin motosiklet ile telefonun çektiğitepeye çıkmaya karar verdik. Motorlahızla giderken motor birden sağasola yalpalamaya başladı. Düşmedenzar zor durdurabildik motoru. Birbaktık ki teker patlamış ve biz yarıyoldayız. Kalan yolu yaya olarakçıktık. Telefonu sabit tutunca çektiğibir tepe var, orada İstanbul’dan ar-kadaşlarla görüştük. Dirençleri direkbağlayıp boştaki 250 voltluk gerilimidüşürmeye karar verdik. Fakat bunormal üretimde de bir miktar kayıpolacağı anlamına geliyordu. Yayaolarak tekrar dağdan aşağı, köyedoğru indik. Dirençleri çeşitli de-ğerlerde bağlayıp aküleri biraz boş-altıp şarj ederek teste başladık. Ancakbu sefer de yavaş yavaş güç düşümüoluyordu. Kontrol ettiğimizde sistemegelmeden önce birkaç gözede birikensuyun seviyesinin azaldığını gördük.Yağışsız geçen günlerde ve soğuktandolayı bir kısmı donan su kaynağımıziyice zayıflamıştı. Bizim hesapladı-ğımız minimum debinin epey altındabir su geliyordu. Ancak Adil Abininbize bunun sürekli bir durum olma-yacağını, birkaç yağmurla toparla-nacağını söylemesi üzerine bunu pekdikkate almadık.

Çamaşır Makinesini de Çalıştırdık

Buna En Çok Ayten Teyze Sevindi

Hava kararmak üzereydi ve biztüm sistemi tamamlamış bulunuyor-duk. Şimdi sıra elektriği eve vermekısmındaydı. Eve çektiğimiz şebekeyeinvertörümüzü bağladık. Çalıştırdıkve beklemeye başladık. Normalde 5saniye içerisinde invertör elektriğigöndermeye başlar. Bizim ise göz-lerimiz evin ışıklarındaydı ve sankisaatlerdir oraya bakıyorduk.

Birden evin penceresinde bir par-lama! Ve umudun ışığını gördük. Se-vinç çığlıkları ve alkışlar eşliğindekucaklaştık. Fakat evdekilerden birtepki yoktu. Karşıdan elinde fenerleAdil Abi hızlı hızlı geldi. Mutlu veheyecanlı, konuşmakta zorlanıyordu.“Ne oldu? Hiçbir tepki vermediniz.Ne yaptınız?” diyoruz. ”Ne olacakçığlık attık!” dedi.

Hep beraber eve geçtik. Ev artıkkaranlık değildi, herkesin yüzü gü-lüyordu. Çamaşır makinesini de ça-lıştırdık. Buna en çok Ayten Teyzesevindi. Kucaklaşıp hep beraber kut-ladık. Fakat uçak saatimiz geldi çattı,fazla duramadık. Vedalaşıp traktörleönce Hozat’a, oradan uçağa binmekiçin Elazığ’a geçtik. Uçak yükselirkenşehir ve köyler ışıklarla selamlıyordubizi, “Biz buradayız, yaşıyoruz” di-yorlardı. Evet; yaşamanın, var ol-manın kanıtıydı 21. yüzyılda ışık;ve biz bu varlığı yıllardır Karsel’iyok sayan sistemin yüzüne vurarakdöndük İstanbul’a…

Nozul: suyun çarka değmedenönce basınç kazandığı konik daralanboru parçası

Debi: bir borudan belli bir za-manda geçen su miktarı

Alternatör: Dönme enerjisini elek-trik enerjisine çeviren alet

Regülatör: alternatörde üretilenelektriği sabitleyerek aküye gönderenelektronik cihaz

İnvertör: akülerde depolanan 12volt düz akımı 220 volt dalgalı akımadönüştüren elektronik cihaz

Halkın Mühendis Mimarları

Birden evin penceresinde birparlama! Ve umudun ışığınıgördük. Sevinç çığlıkları ve

alkışlar eşliğinde kucaklaştık.Fakat evdekilerden bir tepki

yoktu. Karşıdan elinde fenerleAdil Abi hızlı hızlı geldi. Mutlu

ve heyecanlı, konuşmaktazorlanıyordu. “Ne oldu? Hiçbir

tepki vermediniz. Neyaptınız?” diyoruz. ”Ne olacak

çığlık attık!” dedi.

Yürüyüş

11 Aralık2016

Sayı: 551

HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA34

Page 35: HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA AKREP, TOMA DENİLENyuruyus.biz/pdf/pdf/551.pdf · 11 Aralık 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) Okmeydanı’nda Uyuşturucuya ve Yozlaşmaya Karşı

11 Aralık2016

Yürüyüş

Sayı: 551

335AKREP, TOMA DENİLEN TENEKE KUTULARIN HÜKMÜ YOKTUR!

Oligarşinin halka karşı savaşında,devlet kendini hiçbir zaman faşizminyasaları ile bile sınırlamadı. Yasalarıaçıktan çiğnedikleri oldu, “bir ke-reden bir şey olmaz” dediler.

Yasaları her defasında açıktan çiğ-nemek, yasadışılıklarını halkın gözününiçine sokmak işlerine gelmediği içinillegal örgütlenmeler de kurdular. Amabu örgütlerin gizliliği, halka karşıydı.Devlet mekanizmaları içinde bu ör-gütler gizli örgüler değildir. Devletinen üst mekanizmaları tarafından bizzatörgütlenmiş, faaliyet yürüten örgüt-lerdir. Adı Kontr-gerilla’dır. Amerikanemperyalizminin eliyle örgütlenmiştir.Türkiye faşizminin işbirliğiyle örgüt-lenmiştir. Görevi her türlü yöntemlehalka karşı savaşmaktır, emperyalizmin,işlirlikçi patronların, ağaların, tüccar-ların çıkarlarını korumaktır.

Bu halk düşmanı katiller sürüsüçok sayıda katilam yaptı. Devrimcilerihedef aldı, Kürt milliyetçi hareketihedef aldı, köyleri, gecekondu ma-hallelerini, halkın her kesimini hedefaldı.

“Derin devlet” diyorlardı. Ne-den? Çünkü, bu katliam çetesininsuçlarının devlete bulaşmasını iste-miyorlardı. Bu katiller sürüsününsuçlarını “derin devlet” diyerek be-lirsiz bir hedefe yönlendirmek isti-yorlardı.

3 Kasım 1996’da Balıkesir’in Su-surluk kazasında bir trafik kazasıyaşandı. “Emniyet Müdürü” HüseyinKocadağ, iktidar partisi DYP’ninmilletvekili Sedat Bucak ve sözdekırmızı bültenle hakkında arama ka-rarı çıkarılmış olan faşist katil Ab-dullah Çatlı aynı arabadaydı.

“Derin devlet” dedikleri kontr-gerillanın yönetici ekiplerinden biriydibu. Susurluk kazası devletin pislik-lerini birer birer ortaya çıkarmayabaşlamıştı. O güne kadar devletinbilmediğini iddia ettiği katliamlarınfailinin devletin ta kendisi olduğunugösteren deliller ortadaydı. Kimileri,Susurluk’ta ortaya çıkan devlet gerçeğikarşısında şaşkınlık yaşarken, kimileride hala “derin devlet” uydurmasınıtekrarlamaya devam ediyorlardı.

Fakat gerçekler ortadaydı. Susur-luk Devletti ve bu gerçeği biz dilegetirmiştik “Derin devlet” diye birşey yoktur, “Susurluk Devlettir”.

FETÖ Diye Birşey YokturFETÖ de Devlettir

“Derin devlet”, “Ergenekon”söylemleri, faşist devletin suçlarınınüzerini örtmek, devleti bu suçlardanaklamak içindi.

Bugün faşist devletin, faşist AKPiktidarının tüm suçları FethullahGülen hareketinin üzerine atılarakAKP ve devlet aklanmaya çalışılı-yor.

AKP, “kandırıldık” diyerek tümsuçlardan kurtulmaya çalışıyor.

Roboski Katliamı’nı FETÖ yap-tı!

Suruç Katliamı’nı FETÖ yaptı!Hrant Dink’i FETÖ vurdu!Ergenekon davalarındaki hukuk-

suzlukları FETÖ yaptı!Rusya’nın uçağını FETÖ düşür-

dü!Sınav sorularını FETÖ çaldı!AKP iktidarını sıkıştıran ne varsa,

hepsini FETÖ yaptı!Deniz Baykal’ın müstehcen gö-

rüntülerini FETÖ çekti, basına ver-di.

AKP iktidarı bu olayların nere-sinde?

Tayyip Erdoğan bu olayların ne-resinde?

Tartışmasız olarak bu olaylarınhepsinin merkezinde Tayyip Erdoğanve AKP iktidarı vardır. Ama, AKPhalka yalan söyleyerek yönetmeyealışmış, faşist sistemin yalanla yö-netme geleneğini sürdürüyor.

AKP Halka Karşı Savaşını FETÖ ÜzerindenMeşrulaştırmak İstiyor!

AKP ve Tayyip Erdoğan, halkakarşı savaşını da FETÖ ismi üzerin-den meşrulaştırmaya çalışıyor.

FETÖ operasyonları adı altında,devrimcilere, halka saldırıyor, göz-altına alıyor, tutukluyor.

FETÖ tehtidi diye halkı korkutup,

OHAL (Olağanüstü Hal) ile, KHK(Kanun Hükmünde Kararname)’larile yönetmeyi meşrulaştırmaya çalı-şıyor.

FETÖ diye bir örgüt yoktur. FETÖdedikleri, devletin paralelinde bir ör-güt de değildir. Devletin kendisidir.AKP iktidarı ile Fethullah örgütü ik-tidarda birlikte yer almış, halka karşısavaşı birlikte sürdürmüşlerdir. Herikisi de iktidarda emperyalizm veişbirlikçi oligarşi adına bulunmuş-tur.

Bugün çatışmaları oligarşi içi birçatışmadır. Bu çatışmanın nedeni dedüzenin krizidir. Düzenin ekonomik,sosyal krizi, siyasal alanda da oligarşiiçi çatışma olarak ortaya çıkmakta-dır.

Bu birisi devlet, diğeri devletindışındaki bir güç olduğu için değil,her ikisi de bu devletin sahibi oli-garşinin temsilcileridir. Düne kadarhalka karşı savaşı birlikte yürüttüler,iktidarın olanaklarını birlikte kullan-dılar, oligarşinin diğer kesimlerinekarşı birlikte hareket ettiler. Şimdi,bu ortaklıkları iktidardan daha fazlapay alma kavgası nedeniyle bitti.Düzenin krizinin derinliği, araların-daki çelişkileri çözmelerini bu dönemiçin engelledi, çatışmaları birbirleriniiktidardan uzaklaştırma çatışmasınadönüştü. Gelecekte yine aynı cephedebirlikte hareket etmeyecekleri söy-lenemez. Ki, halka karşı şu anda daaynı cephede, halk düşmanları cep-hesinde savaşır durumdadırlar.

AKP’nin düne kadar tüm günah-ların keçisi ilan ettiği Ergenekoncu-larla, bugün ittifak halinde davrana-biliyor olması, düne kadar birliktehareket ettikleri Fethullah Gülen Ce-maati ile it dalaşına tutuşmaları bununörneğidir.

Gerçek şudur ki, oligarşik düzene,AKP iktidarına karşı savaşan birFETÖ örgütü yoktur. Fethullahçılarda, AKP içindeki diğer kesimler de,oligarşi içindeki, bu devletin içindeyer alan tarikatlardır, düzen içi güç-lerdir. Hepsi halka karşı faşist düzeniniçindedir, Hepsi halk düşmanıdır.

FETÖ DİYE BİR ÖRGÜT YOKTUR, FETÖ DEVLETTİR!

Page 36: HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA AKREP, TOMA DENİLENyuruyus.biz/pdf/pdf/551.pdf · 11 Aralık 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) Okmeydanı’nda Uyuşturucuya ve Yozlaşmaya Karşı

Amerika kıtasının keşfi, aynı za-manda kıtanın işgalini ve sömürüsünüde beraberinde getirmiştir. Avrupa'dankıtaya giden her beyaz adam, oradayaşayan yerli halkın köleleştirilmesiiçindir. Bu işgal ve kölelik yüzyıllarcasürdü. İspanya, Portekiz, İngiltere,Hollanda ve daha nice Avrupa ülkesiorada koloniler kurmuş ve kıtayıbölüp parçalayarak halklar arasınasınırlar çekmiştir.

İşte Simon Bolivar bu bölün-müşlüğü ortadan kaldırmak, işgaleson vermek ve sömürüyü bitirmekiçin kuşanır silahı.

Simon Bolivar 24 Temmuz1783'de Venezüella'nın başkentiCaracas'ta doğar. Toprak sahibi,zengin bir ailenin dördüncü ço-cuğu olan Bolivar iyi bir eğitimgörür. İlerici öğretmenlerden ders-ler almış ve onlardan etkilenmiştir.Hatta öğretmenlerinden biri Ve-nezüella'dan, cumhuriyetin kurul-ması için çalışan gizli bir örgüte üyeolduğu ortaya çıkınca ABD'ye sığı-nır.

Venezüella bu dönemlerde İspanyasömürgesidir. Bu nedenle ülkedekiher şeyde İspanya kralı söz sahibidir.Bolivar da 1798'de askerlik eğitiminibitirince İspanya kralı tarafından as-teğmenliğe getirilir. Sonrasında birsüreliğine İspanya'ya gider. Bolivaraynı zamanda farklı Avrupa ülkelerinigezer ve Venezüella'ya geri dönerekailesinden kalan çiftlikleri yönetir.Aynı zamanda da Venezüella'nın ba-ğımsızlığı için çalışmalar yürütür.

1810 yılında İspanya'da çıkan iççatışmalar sömürgelerine de yansırve sömürge ülkelerdeki birçok askeriyönetim İspanya'ya karşı ayaklanır.Bu süreçte 1811 yılında Venezüella'dailk cumhuriyet ilan edilir. İspanyollarbir süre sonra tekrar saldırır. Bolivarbir kaleye komutan olarak atanır.Kaleyi savunan Bolivar İspanyollarınsaldırılarına daha fazla dayanama-yarak yanındakilerle birlikte YeniGrenada'ya çekildi.

Ve o bundan sonra halkın deyi-miyle "liberateur" yani kurtarıcıdır.Hiçbir yenilgi onu yolundan döndü-remez, hiçbir ihanet onu umutsuzluğadüşüremez. Artık sadece Venezüel-la'nın değil, tüm Amerika kıtasınınözgürlüğü için savaşma azmiyle do-ludur.

Bolivar 1813 yılında ordusunubir kez daha toparlayıp Caracas'agirmeyi ve İspanyolları yenmeyi ba-şarır ancak 1814'te İspanyollar tekrarsaldırıya geçerek aylarca süren birkuşatma ile Bolivar ve ordusunu ye-nilgiye uğratır. Bolivar tekrar YeniGrenada'ya çekilir. İspanya'nın baskısısonucu Yeni Grenada'dan Jameika'yasürgün edilir ve burada bir suikasttenkıl payı kurtulur.

Bolivar için her yenilgi zafer içindersler çıkarılması gereken bir tec-rübedir. Çünkü bilir ki başarısızlıklarbaşarıya giden yolun rehberleridirler.Yeter ki umutsuzluk olmasın, yeterki vatanın özgürlüğü, halkın kurtuluşuiçin savaşma isteği bitmesin. Gerisimutlaka gelecektir.

Geri çekilmeleri güç toplamakiçin değerlendiren Bolivar, gerekligücü toplar toplamaz 1816 yılındaVenezüella'ya bir kez daha çıkartmayapar. Köleliği kaldırdığını ilan ettiğibu çıkartma sonucunda bir kez dahayenilir ve bu kez Haiti'ye çekilir,ama vazgeçmez.

1817 yılında daha güçlü ve kararlıbir orduyla Venezüella'ya giren Bo-livar yani liberateur, Venezüella Cum-huriyeti'ni bir kez daha ilan ederekAngostura'yı başkent yaptı. Bölgedetutunabilmek için de başıbozukluğason verip savaş ekonomisini örgüt-ledi.

Burada tutunduktan sonraCaracas'a yeni bir sefer dü-zenledi. Bolivar'ın bağımsız-lık ve özgürlük savaşı tümdünyaya yayılmıştı. Bu defaordusunda yabancı gönüllülerde vardı. Bunlar arasında İn-giltere, İrlanda ve Hannovergibi Avrupa ülkelerinden veşehirlerinden gönüllüler debulunuyordu. Ancak bu seferde başarısızlıkla sonuçlandı.

Venezüella'nın Angostunabölgesine tutunmayı başaranBolivar 1819'da Yeni Gre-nada üzerine yürüdü ve orayı

İspanyol sömürgesinden kurtardı. Birsüre sonra da Venezüella, Kolombiyave Ekvador'u kapsayan birleşik birGrande Colombia'yı kurmayı başardı.1821 yılında da Caracas'ı tamamıylageri aldı. Grande Colombia'nın baş-kanı oldu ve 1822'de Ekvator'u datamamen kurtardı.

1823 yılında Peru halkının çağrısıüzerine Peru'ya giderek orayı da kur-tardı. 1830 yılına kadar Grande Co-lombia'nın başkanlığını yapan Bolivarkongreyi toplayarak yetkilerinikongreye devreder. Aynı yıl 17 Ara-lık'ta yaşamını yitirir.

Bolivar bağımsızlık düşünün, öz-gür vatan kavgasının sembolü ve ya-ratıcısı, halkın kurtarıcısı olarak ölüm-süzleşir.

Bolivar Cephelilere diyor ki;ASLA VAZGEÇMEYECEKSİNİZ!

HİÇBİR YENİLGİ UMUDUNU-ZU KIRAMASIN, AKSİNE HERYENİLGİ ZAFERE GİDEN YO-LUN HABERCİSİDİR. YETER KİÖĞRENMESİNİ BİLİN...

TARİHTARİHCEPHELİLERECEPHELİLERE

DİYOR KİDİYOR Kİ

SİMON BOLİVAR'DAN CEPHELİLERE:

"Adalet Bizi İntikam SancağınıYükseltmeye Çağırıyor"

Yürüyüş

11 Aralık2016

Sayı: 551

HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA36

Page 37: HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA AKREP, TOMA DENİLENyuruyus.biz/pdf/pdf/551.pdf · 11 Aralık 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) Okmeydanı’nda Uyuşturucuya ve Yozlaşmaya Karşı

Devrimci gençlik olarak örgütlen-memizin önünde birçok engel var. Herçalışmamız en ufak bir eylem ve et-kinliğimiz bile bedel ödemeyi baştangöze almak demek. Üniversite kapılarıbiz vatansever öğrencilere emperya-lizmin işbirlikçileri tarafından kapa-tılmaya çalışıyor.

İstiyorlar ki bezelim, istiyorlar kiyılalım. İşkence, dayak, tutuklama,baskı ile yıldıramadıkları Dev-Genç’li-leri öğrenci gençlikten kopartarak bi-tirmeye çalışıyorlar. Evet biz gençlikörgütlenmesiyiz. Gençliği örgütleme-liyiz. Bizim hiçbir zaman mükemmelimkanlarımız olmayacak. Bizim içinhiçbir zaman işler kolay olamayacak.Bugün olduğu gibi her zaman düşma-nımızla bir kişiyi örgütlemek için bilesavaşacağız. Öyleyse ne yapacağız?

DEVRİMCİLER HER SORUNUNBİR ÇÖZÜMÜNÜN OLDUĞUNUBİLEN BİLİMSEL DÜŞÜNEN İN-SANLARDIR.

HER KOŞULDA SORUN ÇÖZ-MEK BÜYÜK GÜÇTÜR.

GÜÇLÜ OLMAK SORUN ÇÖZ-MEKLE MÜMKÜNDÜR. SORUNÇÖZMEK İDEOLOJİK SAĞLAM-LIKTIR.

İDEOLOJİK SAĞLAMLIĞI KA-ZANMAMIZ İÇİN NE YAPMAMIZGEREKTİĞİ BASİTTİR. SÜREKLİOKUYACAĞIZ, YAYINLARIMIZIDERGİMİZİ OKUYACAK GELİ-ŞECEK GELİŞTİRECEĞİZ. KU-RALLI VE İLKELİ OLACAĞIZ.

SORUN ÇÖZMEK KENDİ YA-ĞINDA KAVRULMASINI BİL-MEK KENDİ GÜCÜNE GÜVEN-MEKTİR.

Evet kendi yağımızda kavrula-cağız ne demek kendi yağında kav-rulmak?

-Elimizde ne varsa onunla işe baş-lamak.

-Şikayet etmeden, sızlanmadan enyakınlarımızdan başlayarak örgütlemek

-Sade ve basit düşünmek-Her ne koşulda her ne olursa olsun

basit ve gerçekçi programlarla örgüt-lenme ısrarı ve kararlılığıdır.

Devrimci sorunları kendi gücüyleçözmelidir.

GÜCÜMÜZÜ NEREDEN ALA-CAĞIZ?

GÜCÜMÜZÜ BİLİNCİMİZDENVE DİSİPLİNİMİZDEN ALACA-ĞIZ.

TEK ADIM BİLE GERİLEME-

YECEĞİZ.Örgütlenme ve düşünme özgürlü-

ğümüze sahip çıkacağız. Vatanımızıve gençliğimizi emperyalizme ve onunişbirlikçilerine bırakmayacağız. Bugünekadar bırakmadık bundan sonra daböyle olacak. Bu vatan, bu halk, bugençlik bizim. Tarih sahnesine çıktı-ğımız o ilk günden bu yana 46 yıldırgençliği örgütleme mücadelesinde biran usanmadık bıkmadık bırakmadık.İnancımız tarihimizden tarihsel haklı-lığımızdan alıyoruz. Biliyoruz ki ısrar,kararlılık, ayakları yere basan prog-ramlar ve denetim ile zafer bizim ola-cak. Söküp alacağız gençliği, düzeninve onun faşist ideolojisinin elinden.

GÜÇLÜ OLMAK SORUN ÇÖZMEKTİR GÜÇLÜ OLMAK KENDİ GÜCÜNE GÜVENMEKTİR!

HAYAT PRATİĞE BAĞLIDIR.DEVRİMCİLER HER ŞEYİN PRATİĞE

BAĞLI OLDUĞUNU, TEORİNİN PRATİĞEDÖNÜŞTÜĞÜNÜ, PRATİKTE CAN KA-ZANDIĞINI, PRATİKTE DÜZENLENDİĞİ-Nİ, PRATİKTE DOĞRULANDIĞINI BİLİR-LER

MARX; “İLERİYE DOĞRU ATILAN HERADIM

BİR DÜZİNE PROGRAMDAN ÇOK ÇOKDAHA ÖNEMLİDİR. TEORİ DOSTUM KÜLRENGİNDEDİR AMA YAŞAM AĞACI

HER ZAMAN YEŞİLDİR” DER DAYININSÖZÜ İLE: “GERİSİ HAYAT”

DOĞRU KARAR ALMAK YETMEZBu kararı uygulama cüretini göstermek gerek. Programı denetlemektir.

Nuriye Gülmen’e Destek Verdiği İçin Okulundan Atılan Liseli Sıla, Okuluna Geri Alınsın!

Nuriye Gülmen Ankara’da günlerdir işi ekmeği ve onuru için direniyor.Faşizm OHAL bahanesiyle Nuriye Gülmen’i işinden etti. Nuriye Gülmen“hukuksuzca işten atılmaya boyun eğmeyeceğim” dedi ve direnişe geçti.Günlerce gözaltına alındı, yerlerde sürüklendi, işkence gördü ama vaz-geçmedi. Her gün tekrar aynı iradeyle çıktı meydanlara ve 28 Kasım’danitibaren düşman iradesine diz çöktürdü. Çünkü direnişinin meşruluğunainanıyordu. Ve liseli bir öğrenci Sıla Yalçın, Nuriye Gülmen’in bu haklıdirenişine destek verdiği için okulundan atıldı. Bu hukuksuzlukla ilgili 4Aralık’ta yazılı açıklama yayınlayan Gazi Liseli Dev-Genç kısaca şusözlere yer verdi; “Sıla’nın eğitim hakkı gasp edildi. Sıla Yalçın okulunaderhal geri alınsın! Bir öğretmenin işine geri alınmak istemesi, biröğrencinin direnişe destek vermesi meşrudur! Bugün Sıla’nın okulundanatılması yarın bizim atılmamız demektir. Gasp edilen eğitim hakkısadece Sıla’nın değildir, hepimizindir. Biz Liseli Dev-Genç’liler olarakSıla Yalçın’ın yanındayız. Parasız demokratik ve bilimsel eğitim hepimizinhakkıdır, engellenemez! Sıla Yalçın yalnız değildir.”

Ülkemizde Gençlik

Gençlik Federasyonu’ndan

11 Aralık2016

Yürüyüş

Sayı: 551

37AKREP, TOMA DENİLEN TENEKE KUTULARIN HÜKMÜ YOKTUR!

Page 38: HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA AKREP, TOMA DENİLENyuruyus.biz/pdf/pdf/551.pdf · 11 Aralık 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) Okmeydanı’nda Uyuşturucuya ve Yozlaşmaya Karşı

Bu ülkede yaşıyoruz... Bu halkın çocuklarıyız... Ezilen, sömürülen, katledilen bir halkın çocuklarıyız... Bu halkın kavgasında biz varız!

Liseliyiz Biz

Kendiliğindencilik işleri oluruna bırakmaktır.Bazen bir işi yapamadığımızda ya da aksattığımızdao işi oluruna bırakıyoruz. Peki işimizi oluruna bırak-tığımızda kim yapıyor? “ Nasıl olsa birileri yapar”ya da “unutturursam unutulur” diye düşünüyoruz.

Aslında yaptığımız kendi sorumluluğumuzu baş-kalarına yükleyerek sorumluluktan kaçmaktır.

En kötüsü ise kendi yükümüzü başka bir yoldaşı-mızın omzuna yüklemektir. İşlerimizi oluruna bırakmaknasıl olsa bir çözen bulunur demek kendi işimizi er-telemenin önemini görmezden gelmek önemsememeksorunların daha da büyümesi demektir.

Her şeyi bilmeyebiliriz, yapamayabiliriz. Fakatyapmak için öğrenmek, öğrenmek için de sormakgerekir. Elbette sorunlar çıkacaktır. Sorunların olduğuyerde, mutlaka çözümün de olduğunu bilmeli, bunlarıbulana kadar araştırmalıyız, bilene sormalıyız.

Kendiliğindenciliğe kendimizi kaptırdığımız, bunubir tarz haline getirdiğimiz sürece sürüklenen oluruz.Zamanın ve işlerin içinde sürüklenen, koşulların eğipbüktüğü insanlar oluruz. Daha sonrası ise yorgunlukbunalma ve moral bozukluğu olarak bize döner.

Bir devrimci hangi alanda hangi görevde olursaolsun rehavete kendiliğindenciliğe düşmemelidir.

Devrimcilik insanın iradesini bilinçle kullanması-dır.

Kendiliğindenlik küçültürİradi olmak büyütür.İradi olmak düzenin yaydığı kültüre alışkanlıklara

karşı sürekli ve planlı bir mücadele demektir.Devrimciliğimizi büyütecek olan iradi olmaktır,

programlı ve disiplinli olmaktır. Kendiliğindenciliğemüdahale etmek için ne yapacağız?

-Kısa ve uzun vadede plan ve program yapmalıyız. -Her işimizi basitten karmaşığa bir sıralama yap-

malıyız.-Önceliklerimizi belirlemeliyiz. -Hedefli ve zaman sınırı koyarak çalışmalıyız. -Alabiliyorsak kendimize göre küçük notlar al-

malıyız.-Başladığımız her işi bitirmeliyiz.

LİSELİ DEV-GENÇ’LİLER! KENDİLİĞİNDENCİLİK GİRDİĞİ HER YERİ YOK EDEN BİR ZEHİRDİR; PANZEHİRİ İSE PROGRAMLI OLMAKTIR!

Militan Beyin Önündeki Engeller Nasıl Aşılır?

Sonuç alana kadar defalarca düşünmek Kesinlikle vazgeçmemekKesinlikle uzlaşmamakKendini düşmanı tanımakYeterlilik duygusana kapılmamakMekanik olmamakYüzeysel olmamak Kendiliğindenci olmamak

Yoldaşımız; Abimiz Rasim Özdemir

Ölümsüzdür!İstanbul 1 Mayıs Mahallesi Haklar Derneği çalışanı

Rasim Özdemir, 30 Kasım öğlen saatlerinde geçirdiğikalp krizi sonrası şehit düştü. Şehit düşmesininardından Dev-Genç ve Liseli Dev-Genç’liler abileriRasim Özdemir ile ilgili 2 Aralık’ta yazılı açıklamayayınlayarak kısaca şu sözlere yer verdi;

“… Rasim Özdemir yoldaşımızın katili de bufaşist zulüm ve sömürü düzenidir. Rasim Özdemiryoldaşımız birçok kez hapishaneye girmiş ve yıllarcatutsaklıklar yaşamıştır; hapishane koşulları ve tecritişkencesi ölümüne de sebep olan kalp rahatsızlığı dadahil birçok hastalığa yakalanmasına neden olmuştur.Hapishanede de bir kez kalp krizi geçirmiştir. Birhasta tutsak olarak, tahliye edilmesi gerekirken tahliyeedilmeyerek tedavi hakkı engellenmiş, bununla dakalp rahatsızlığının daha da ilerlemesine neden olun-muştur… Şehit düşen abimiz, yoldaşımız devrimcimücadelenin en ön saflarında emekçiliğiyle bizlereörnek olmuştur. Rahatsızlıklarına ve faşizmin tümbaskı ve saldırılarına rağmen mücadelesini sürdürm-üştür. Rasim Özdemir’in katili bu düzenden halkınadaletiyle hesap soracağız!”

Okmeydanı Liseli Dev-Genç (1 Aralık):“… Evet, Rasim Özdemir kalp krizinden öldü

ama onu bu hale getiren bu düzenin işkencehaneleridir.Rasim Özdemir hapishanede de bir kez kalp krizi ge-çirmiştir. Bir hasta tutsak olarak tahliye edilmesi ge-rekirken tahliye edilmeyerek tedavi hakkı engellenmiş,bununla da kalp rahatsızlığının daha da ilerlemesineneden olunmuştur. Rasim Özdemir’i katleden bufaşist düzenden hesap sorduk, soracağız!”

Yürüyüş

11 Aralık2016

Sayı: 551

HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA38

Page 39: HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA AKREP, TOMA DENİLENyuruyus.biz/pdf/pdf/551.pdf · 11 Aralık 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) Okmeydanı’nda Uyuşturucuya ve Yozlaşmaya Karşı

En güzel yarınları elleriyle inşa etmekiçin gençlik her yere koşturuyor. Belkibir lise, üniversite, direnen emeğini al-maya çalışan işçilerin yanı, emeği elindenalınan öğretmenin yani Kamu Emekçi-lerinin yanı ve halka umut olmak içinelinde mavzeriyle dağlarda. Daha gen-cecik yaşında şahan olan DHKC savaşçısıOğuz Meşe’nin kaldığı yerden kavgayıomuzladı gençlik. Şehitlik haberi gelirgelmez halka O’nu anlattı ve hesabınısormak için en büyük andı içti hareketingençliği. Elbette hiçbir işlerini aksat-madılar. Dediğimiz gibi düşen her birdevrimcinin yerini onlarcası alır ve bay-rağı ufuklara taşır. Bu güzel mücadeledegençliğin bulundukları bölgelerde yap-tıkları çalışmalardan derlediklerimizi ya-yınlıyoruz. Umutla kalın çünkü Gençlikyani Dev-Genç Var Savaşmaya!

Dev-Genç ve Liseli Dev-Genç’lilerinyaptıkları çalışmalardan derlediklerimiz;

ANADOLUİzmir: Dev-Genç’liler 1 Aralık’ta

Ege Üniversitesi’nde ve Buca Şirin-yer’de kampanya çalışmaları yürüttü.Yapılan çalışmalar kapsamında üni-versitede ve Şirinyer’de toplam 12adet “Baskılar Bizi Yıldıramaz! Fa-şizme Karşı Omuz Omuza! TutsakDev-Genç’liler Serbest Bırakılsın!Dev-Genç” imzalı yazılamalar duvar-lara işlendi. Ayrıca Liseli Dev-Genç’li-ler Kuruçeşme Aybers Hikmet Kara-bacak Anadolu Lisesi’nde “ParasızEğitim İstiyoruz Alacağız! Liseli Dev-Genç” imzalı pankart astı. Ve sonolarak 4 ve 5 Aralık’ta yapılan çalış-malarda, “Musa Aşoğlu Onurumuzdur!Tutsak Madenciler Serbest Bırakılsın!”yazılamaları yapıldı. Kuruçeşme Ma-hallesi’nde yapılan Yürüyüş dergisidağıtımında Kınık’ta işlerini geri iste-dikleri için tutuklanan maden işçilerihakkında bilgi verildi ve 60 dergi da-ğıtıldı. Ve gençlik Okuma Gruplarıçalışması yaparak, kişisel kitaplarınıokunmasının ardından Tavır Yayınla-rı’nın “Çizgilerle Anadolu Tarihi” ki-tabından bölümler okuyup üzerine tar-tışma yaptı.

Ankara: Dev-Genç’liler 6 AralıkOrtadoğu Teknik Üniversitesi’nde(ODTÜ) devrimci müzik grubu GrupYorum’la dayanışma amaçlı stant açtı.Yapılan çalışmaya öğrencilerin ilgisiyoğundu.

Antalya: Dev-Genç’liler 1 Aralık’taAkdeniz Üniversitesi’nde “Faşizme KarşıOmuz Omuza” kampanya çalışması da-hilinde bildiri dağıtımı yaptı. İki Dev-Genç’linin katıldığı çalışmada okul öğ-rencileriyle OHAL üzerine konuşulduve çalışma sonunda 60 bildiri dağıtıldı.

Elazığ: Dev-Genç’liler 1 Aralık’taOkuma Grupları’nda bir araya geldi.Yapılan çalışmada Tavır Yayınları’nın“Çizgilerle Anadolu Tarihi” kitabınınokunması yapıldı. Ardından DemirciKawa ve Baba İshak hakkında konu-şuldu. Ve son olarak “Sosyalizm” ki-tabından bölümler okundu, yapılançalışmada, neden bu düzenin alternatifisosyalizm olduğu tartışılarak çalışmasonlandırıldı.

Malatya: Liseli Dev-Genç’liler 5Aralık’ta Okuma Grupları çalışmasıyaptı. Yapılan çalışmada Yürüyüş der-gisinde bulunan “Liseliyiz Biz” bölümüokundu ve ardından yazı hakkında de-ğerlendirme yapıldı. Son olarak “NasılDüşünmeliyiz?” konusu tartışılarakçalışma sona erdirildi ve bir sonrakihaftaya buluşma sözü verildi.

İSTANBULBoğaziçi Üniversitesi: Dev-Genç’li-

ler 5 Aralık’ta üniversite içinde genelçalışmalar yaptı. Çalışmalar kapsamındailk olarak birçok yere mesleğinden uzak-laştırılan akademisyen Nuriye Gülmen,tecrit koşullarında hasta tutsak olan Me-sude Pehlivan ve devrimci olduğu içinbaşına ödül konulan Musa Aşoğlu içinyazılama yapıldı. Ayrıca Dev-Genç ileilgili ve mücadeleyi anlatan bildiri öğ-rencilere dağıtıldı. Eğitim Fakültesi’ndefotoğraf sergisi öğrencilerle buluşturuldu.Ve 6 Aralık’ta Kuzey Kampüsü’ndedevrimci Musa Aşoğlu için üzerinde“Halkların Baş Düşmanı ABD’dir, MusaAşoğlu Serbest Bırakılsın! Dev-Genç”imzalı pankart asıldı.

Ayrıca Dev-Genç’liler 6 Aralık’taDersim’de şehit düşen DHKC GerillasıOğuz Meşe için 7 Aralık’ta KuzeyKampüsü’nde pankart açarak selam-lama yaptı. Asılan pankartta “OğuzMeşe Ölümsüzdür! Dev-Genç” imzalıslogan yazılıydı.

Kartal: Dev-Genç’liler 4 Aralık’tagenel gündem ile ilgili birçok yere ya-zılama yaptı. Yapılan çalışmada “HastaTutsak Mesude Pehlivan Serbest Bıra-kılsın! ABD Halkların Baş Düşmanıdır,Musa Aşoğlu Serbest Bırakılsın! NuriyeGülmen Yalnız Değildir! Dev-Genç”imzalı yazılamalar birçok yere işlendi.

Okmeydanı: Liseli Dev-Genç’liler2 ve 6 Aralık’ta Yolağzı ve DikilitaşMahallesi’nde yazılama yaptı. Yapılanyazılama sırasında ilk olarak 2 adetfaşist yazılama karalandı. Ve yapılanyazılamalarda ilk olarak Ankara YükselCaddesi’nde işi ve onuru için direnişteolan KEC’li Nuriye Gülmen için “Nu-riye Gülmen İşine Geri Alınsın! NuriyeGülmen Yalnız Değildir!” yazılama-larının yansıra “Hasta Tutsaklar SerbestBırakılsın! Hasta Tutsak Mesude Peh-livan Serbest Bırakılsın! Liseli Dev-Genç” imzalı yazılamalardan toplam10 adet duvarlara işlendi.

Örnektepe: Liseli Dev-Genç’liler3 Aralık’ta Okuma Grupları’nda biraraya gelerek Yürüyüş dergisi okumasıyaptı. Yapılan çalışmada dergide bulunan“Ülkemizde Gençlik” ve “LiseliyizBiz” köşeleri okundu. Yapılan çalışmayatoplam 16 liseli genç katıldı.

Taksim: Liseli Dev-Genç’liler umu-dun sesi Yürüyüş dergisini her yereulaştırmaya devam ediyor. 3 Aralık’tayapılan çalışmada 2 Dev-Genç’li ta-rafından esnaflara dergi dağıtımı ya-pıldı. Çalışmada direnişte olan KamuEmekçileri Cepheliler Nuriye Gülmen,Acun Karadağ ve Semih Özakça an-latıldı. Ayrıca 19 Aralık Katliamı’nın16. yılında AKP faşizmin değişmedi-ğini, 16 yıl geçmesine rağmen adalettalebinden vazgeçilmediği üzerine soh-bet edildi. 19 Aralık Katliamı’nın an-ması için 10 adet 19 Aralık kartı satıldı.Çalışma sonunda 35 dergi dağıtıldı.

Ülkemizde Gençlik

Bir Can Toprağa Düştü de Kavga Burada Bitmedi…Gençlik Var Gelecek Güzel Günler İçin...

11 Aralık2016

Yürüyüş

Sayı: 551

339AKREP, TOMA DENİLEN TENEKE KUTULARIN HÜKMÜ YOKTUR!

Page 40: HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA AKREP, TOMA DENİLENyuruyus.biz/pdf/pdf/551.pdf · 11 Aralık 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) Okmeydanı’nda Uyuşturucuya ve Yozlaşmaya Karşı

Ülkemizde Gençlik

İzmir’de 25 Kasım günü “DHKP-C operasyonu” adıaltında işleri için direnen İzmir Kınık maden işçilerinesabah saatlerinde operasyon düzenlemiş 10 devrimci-demokrat insan 9 gün süren gözaltının ardından içlerindeDev-Genç’li Fırat Kaya’nın da bulunduğu 6 maden işçisive Halk Cepheli tutuklamıştır. Bunanla ilgili yazılıaçıklama yayınlayan Dev-Genç ve Liseli Dev-Gençkısaca şu sözlere yer verdi;

Dev-Genç-Liseli Dev-Genç (3 Aralık):“Gün geçmiyor ki AKP faşizmi gençliğe devrimci-

demokrat insanlarımıza saldırmasın… Evet, AKP faşizmibilmelidir ki Dev-Genç’liler sadece liselerde üniversitelerdedeğil halkımızın her kesiminin yanındadır. İşleri için di-renen maden işçilerinin yanında zulmün tam karşısındadır.47 yıllık tarihimiz boyunca yoksul halkın yanında işgal-lerde, boykotlarda en ön saflarda dır. Bugün AKP aka-demisyenlere, öğretmenlere, öğrencilere pervasız birşekilde saldırıyor, sömürüyor, katlediyor. Halk varsahaklılık ve mücadele vardır. Bunlar hak deyince elisilahına giden faşizmin soyundan geliyor. Dev-Genç’lileritutuklayarak bitirmeye çalışacağını söylüyor. AKP faşizmibilmelidir ki tarihimiz boyunca halkımızın öncü gücüolduk olmaya devam edeceğiz. Emperyalizm ve faşizmindevrimciliği yok etmeye çalıştığı, devrimci hareketlerive mücadeleleri tasfiye etmeye çalıştığı bir süreçte, dev-rimcilikte ısrar etmeyi sürdüreceğiz!”

İzmir Liseli Dev-Genç (30 Kasım):“… Evlerinde küçücük çocuklarının gözleri önünde,

babalarını uzun namlulu silahlar eşliğinde ve iş çıkışlarındaişkence uygulayarak gözaltına aldılar! Soma Katliamı’ndagünlerce arkadaşlarının bedenlerini beklediler. Enkazlarıelleriyle kazdılar, ailelere nasıl haber vereceklerini dü-şündüler… Biliyorlardı ki arkadaşlarını faşizm katletmişti!Yeni doğan bebekleri babasız bırakan da oydu! İş ola-naklarının düzelmesini istediler, “ihmal yok” dediler, iş-lerinden attılar. Mücadele ettiler, yılmadılar! Direndiler,her faaliyetlerinde gözaltına alındılar… Daha fazla insanölmesin, artık katliamlar dursun ve buna ”ihmal” deme-sinler diye uğraştılar. Devrimcilerin yanında mücadeleetmeyi seçtiler! Onlarca insanlarımızı katlettikleri yet-miyormuş gibi hayatta kalıp direnmeyi seçen madencileriişlerinden attılar. Atılan madencilere yapacakları tek birşey kalıyordu, mücadele etmek… Her zaman devrimcilerinyanında olan madencileri uzaklaştırmak için kumpaslarınıuygulamaya başlıyorlar. Emekleri, işlerine sahip çıktılardirendiler ve işlerini geri kazandılar. Sırf devrimcilerinyanında oldukları için yapacak oldukları her şeye taşkoymaya çalıştılar… Ne madencileri ve ailelerini ne debizleri; gözaltılarla, tutuklamalarla korkutamazsınız!

Tekrar söylüyoruz, madencilerin yanında olmak suç de-ğildir!”

Selam Olsun Dağların Şahanlarına!

Oğuz Meşe Ölümsüzdür!6 Aralık’ta Dersim-Ovacık’ta polisle girdiği çatış-

mada DHKC Savaşçısı Oğuz Meşe şehit düştü. Şehitdüşmesinin ardından Liseli Dev-Genç 7 Aralık’tayazılı açıklama yaparak şu sözlere yer verdi; “TokatNiksarlı Alevi-Türkmen bir ailenin çocuğuydu. Bencilolmadı. İnsanlığımızın en onurlu değerlerini taşıyordu.Emperyalizmin uydurduğu “babana bile güvenme”sözüyle değil, halkımızın saf temiz değerleriyle yaşadı.Bu değerler 47 yıllık tarihimizle birleşti. Gördü Oğuzaçlığı, yoksulluğu, defalarca gözaltına alındı işkencegördü. Halkın evlat acısını gördü; gördü ve büyüttüöfkesini. Bedeli ne olursa olsun bağımsızlık, sosyalizmiçin savaşılacaktı. Oğuz bunun bilinciyle çıktı dağlara.Tıpkı Onur, Çayan gibi… Yüreğinde halklarımızınacıları, bu acıların öfkeye döndüğü beyin ve yürekleelde silah savaştı. Teslim olmadı. Genç yaşı onun içinengel değildi. Oğuz için önemli olan kendi canı değildi,onu çoktan feda etmişti halk için devrim yoluna.Savaşın zorunluluğunu biliyordu ve ona göre yaşadıona göre şehit düştü… Ülkemiz sömürülürken, vata-nımız işgal altındayken zulme karşı savaşmak halkıntek kurtuluş yoludur. Bu yolu kanlarımızla döşüyoruz!Toprağa düşen her canımızın, akan her kanımızın he-sabını yeni şehitler pahasına da olsa sorduk, soracağız!Tüm halkımızı savaşı büyütmeye çağırıyoruz! Halkımız;genç evlatlarınızı sahiplenin, onların mücadelesinedestek verin. Umudu büyütün…”

AKP Faşizmi Dev-Genç’lilerden Korkuyor!Korkularını Büyütmeye Devam Edeceğiz!

Yürüyüş

11 Aralık2016

Sayı: 551

HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA440

Page 41: HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA AKREP, TOMA DENİLENyuruyus.biz/pdf/pdf/551.pdf · 11 Aralık 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) Okmeydanı’nda Uyuşturucuya ve Yozlaşmaya Karşı

Türkiyeli devrimci Musa Aşoğlu,2 Aralık’ta Almanya’nın Hamburgkentinde kaldığı ev basılarak gözaltınaalındı. Uzun süre Musa Aşoğlu’ndanhaber alınamamıştır. Alman hükümetiABD’nin başına ödül koyarak aradığıMusa Aşoğlu’nu kaybetmeye çalışmışveya gizlice ABD’ye teslim etmeyeçalışmıştır. Bu sırada burjuva basında,“DHKP-C’nin üst düzey sorumlusuyakalandı!” şeklinde haberleriyle em-peryalizmin politikalarını yaptığı ha-berlerle desteklemiştir. Emperyalizmintüm çabalarına rağmen devrimcilerinsahiplenmesiyle Alman hükümeti MusaAşoğlu için kurdukları planlardan kıs-men vazgeçmek zorunda kalmıştır vekomplolarla Musa Aşoğlu’nu tutukla-mıştır. Konuyla ilgili mücadeleninonurlu gençliği bulundukları bölge-lerden yazılı açıklamalar yayınlayarakkısaca şu sözlere yer verdi;

Liseli Dev-Genç (7 Aralık):“Musa Aşoğlu Türkiyeli bir devrimcidir.Tek suçu emperyalizme karşı savaşarakTam Bağımsız Türkiye istemesidir.Bu uğurda mücadele ettiği için, dev-rimcilik yaptığı için kendi vatanındabile yaşayamamaktadır. Çünkü; dünyahalklarının baş düşmanı emperyalizmdevrimcilerin başına ödül koyarak yıl-dırmaya korkutmaya çalışmaktadır.Bu çabaları boşunadır. Devrimcileribaşına ödül koyarak, gözaltına alarak,tutuklayarak sindiremezsiniz. Bunlarne ilk yaşanılan saldırılardır ne de sonolacaktır. Biz milyonlarız, katletmekletutuklamakla bitmeyiz. Biz kazanacağızçünkü biz halkız, haklıyız! Komplolarlatutuklanan devrimci Musa Aşoğlu der-hal serbest bırakılsın. Kılına dahi zarargelirse bundan başta Alman hükümetive işbirlikçi bütün emperyalist devletlersorumludur, başına gelecek her şeyinhesabını misliyle sorarız.”

Antalya Dev-Genç (6 Aralık):“Emperyalizmin saldırısının tek nedenikorkudur… Devrimcilerden korkma-nızın nedeni çürümüş düzeninizi yıkacakolmalarıdır. Korkmakta haklısınız. Dev-rimcilerin evlerini basıp tutuklasanız

da, faşizmin zindanlarında işkence yap-sanız da haklı olan bizler kazanacağız.Musa Aşoğlu’nun tek suçu ömrünüAnadolu halklarının kurtuluşuna ada-maktır. Bu emperyalistler için yeterlibir sebep olmuştur. Devrimcileri tu-tuklayarak bitiremezsiniz. Milyonlarcahalk çocuğunu tutuklayamazsınız...”

Kütahya Dev-Genç (7 Aralık):“Nedir Musa Aşoğlu’nun suçu? Em-peryalizme karşı savaşmak ve em-peryalizmin, NATO’nun ayak izleriniülkemizden silip Tam Bağımsız Tür-kiye’yi yaratmak istemesi mi? Bumudur başına 3 milyon dolar ödülkonmasının sebebi? Ömrünü dünyahalklarının kurtuluşuna adamış yol-daşımız suçlu değildir. Suçlu MusaAşoğlu değil; açlığı, katliamı, sömü-rüyü, adaletsizliği tüm dünyada veülkemizde yayan emperyalizmdir…Yoldaşımızın kılına dahi zarar gelsebaşta Alman emperyalizmi olmak

üzere işbirlikçi devletlerden ve em-peryalizmden hesabını sorarız.”

Malatya Liseli Dev-Genç: “Eyemperyalist faşist köpekler, neden bukadar çok korkuyorsunuz devrimci-lerden, neden bu kadar korkutuyorsizi vatanının bağımsızlığını isteyen-ler? Sizin yalanlarınızı ortaya çıkaracakbiziz.” dedi.

Gazi Liseli Dev-Genç (4 Ara-lık): “… Değil, baskınlarınız gözaltı-larınız, katliamlarınız, hiçbir güç halkınve devrimcilerin haklı mücadelesiniengelleyemez. Devrimcilik en meşruve en onurlu saftır. 7’den 70’e okulla-rımızda, sokaklarımızda, mahalleleri-mizde, Türkiye’de ve tüm dünyada bumeşruluğu, bu haklılığı savunmaya de-vam edeceğiz. Yoldaşımızın, MusaAşoğlu’nun başına bir şey gelirse he-sabını misliyle sorarız.”

Ülkemizde Gençlik

Devrimcilerin Başına Ödül Koyarak,Tutuklayarak Yıldıramazsınız!

11 Aralık2016

Yürüyüş

Sayı: 551

441AKREP, TOMA DENİLEN TENEKE KUTULARIN HÜKMÜ YOKTUR!

Okmeydanı’nda Uyuşturucuya KarşıOturma Eylemi Devam Ediyor

Gök de gürlese şimşekte çaksa herpazartesi 19.30 – 20.30 arasında has-tahane sokağında olacağız. Uyuşturu-cuyu mahallemizde istemiyoruz. Tor-bacıları mahallemizden defedeceğiz!

Halklaşmanın Yolu Halka Git-mekten Geçer! Kapı ÇalışmalarımızlaYozlaşmaya Karşı Mücadelemizi Bü-yütüyoruz

“Oturma Eylemine Yeni KatılanBir Annemiz: “Balkona her çıktığımdauyuşturucu satışına denk geliyordum.Fatih emniyeti aradım. Bana balkonaçıkma bir daha o zaman dediler.”

Okmeydanı Halk Meclisi olarakşark kahvesi telefon kulübeleri önün-deki uyuşturucuya karşı oturma ey-lemimiz 9. haftasına girdi. Oturmaeylemi öncesi kapı çalışması yapıldı.Yapılan kapı çalışmasında 20 ev ge-zilerek halka oturma eylemine katılınçağrısı yapıldı. Ayrıca 6 Ağustos’taOkmeydanı Halk Meclisi tarafındandüzenlenen uyuşturucuya ve kumarakarşı yürüyüşümüz sonrası polis ta-

rafından yapılan gaz fişekli saldırı-larda zarar gören bir işyeri de ziyaretedildi. Kapı çalışmasını ve ziyareti-mizi bitirdikten hemen sonra eylemegeçildi. 24 Kasım günü saat 16.00’dabaşlayan oturma eylemine yeni ka-tılanlardan bir annemiz neşeli hallerive kararlı tavırlarıyla kitleye moralverdi. Lakin yeni insanların katılımıile kapı çalışmasının önemi bir kezdaha anlaşılmış oldu. Yine bir anne-miz polisin duyarsızlığından demvurdu. Sokağında gerçekleşen alenisatış nedeniyle defalarca polisi ara-dığını ancak ilgilenmediklerini hattaalay eder gibi cevap verdiklerini söy-ledi. Bizi bir süre ilgiyle seyredenbir mahalle sakini ise sosyal medyahesabında yayınlayacağını söyleyerektelefon kamerasıyla kısa bir çekimyaptı. Sokaktan gelip geçenlerin çokkısa da olsa destek ziyaretleri vemesajları süreklilik arz ediyordu.Yaklaşık 30 kişinin katıldığı oturmaeylemi basın açıklaması okunduktanhemen sonra bitirilerek sona erdi.Torbacı Zehirler, Halk Meclisi Te-mizler… “

Page 42: HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA AKREP, TOMA DENİLENyuruyus.biz/pdf/pdf/551.pdf · 11 Aralık 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) Okmeydanı’nda Uyuşturucuya ve Yozlaşmaya Karşı

TRT 1'de haftalardır “Sevda Ku-şun Kanadında” isimli bir dizi oy-nuyor. İslamcılar, Ülkücüler, kontr-gerilla, Amerika’yı ve devrimcilerianlatıyor . Dizinin amacı İslamcılarıaklamak. Herkesi kötülüyorlar, birtek İslamcılar iyi. İslamı kötüye kul-lananlar ise Amerika ve işbirlikçi-lerinin bizzat yönlendirdiği kişilerolarak gösterilmiş.

Herkes karalanıyor, kim kimikullanıyor belli değil. Ama bir tekMilli Türk Talebe Birliği “bağımsızve en temiz” olarak gösteriliyor.

Dizinin gerçek amacı Milli TürkTalebe Birliği'ni olumlamaktır. Nedenbunu yapıyorlar? Çünkü bugünAKP'nin önemli kadroları Milli TürkTalebe Birliği'nden yetişiyor.

“2012 yılında Çorlu’da MTTBTekirdağ şubesinin etkinliğine katılanİsmail Kahraman o yıllarından öv-güyle bahsetti. ‘Şu an Türkiye’yi yö-neten kadro Milli Türk Talebe Birliği(MTTB) Akademisi’ nden yetişti.Bizim dönemimizden iki dönem sonraTayyip Erdoğan, Milli Türk TalebeBirliği kültür müdürüydü. AbdullahGül MTTB İcra Konseyi Genel Se-kreteriydi. Sami Güçlü, Beşir Atalay,Bülent Arınç, Mehmet Ali Şahin. Bu-gün ülkeyi yönetirken gördüğünüzşu kadro Milli Türk Talebe BirliğiAkademisi’nden mezun olmuştur.”(insanhaber.com)

Yukarıdaki alıntıdan çok net an-laşılıyor bu dizinin amacı. MilliTürk Talebe Birliği'nden başlayarak,AKP'yi aklamaya çalışıyorlar. Di-zideki MTTB'cilerin hepsi sevgidolu, iyimser. Anca dizilerde görürlerböyle ilişkileri. Yoksa hepsi, birbi-rinin kuyusunu kazma peşinde. Bir-birinin arkasından söyledikleri çarşafçarşaf ortaya çıktı.

Halka karşı söyledikleri ise halkdüşmanlıklarını açıkça gösteriyor;

“Ananı da al git”, “Kadın mı kız mıbelli değil”, “Kazalar bu işin fıtra-tında var” ilk aklımıza gelenler.

Dizide, bütün tarihsel olaylarçarpıtılarak anlatılıyor, amaç AKP'yigüzellemek olunca, tarih hak getire.Bu arada, bir Fethi çıkıyor bölümüniçinden, bunun da geleceğin Fet-hullah'ı olacağı gözümüze sokarca-sına anlatılıyor. “İyi niyetli, sakallıMTTB'nin yaşlılarından esnaf hemenanlıyor Fethi'yi. "Seni tanımak lazım,iyi tanımak lazım" deyip imalı imalıkafa sallıyor. Yani hemen anlıyorFethi'nin “kötü emellerini”.

Fethi Hoca'da hırslı ama Amerikave kontrgerilla tarafından özel olarakyönlendirilyor. Fethi Hoca, meşhurağlamaklı vaizlerini veriyor. İşteFETÖ o zamanlardan kurulmuş diyehemen “anlıyor” izleyici. “Beraberyürüdük biz bu yollarda, beraberıslandık yağan yağmurda” diye 40yıldır beraber yürüyen içtikleri suayrı gitmeyen onlar değilmiş gibi.

Meclis kürsülerinden Hoca efen-dilerine övgüler dizen AKP'liler de-ğilmiş gibi aklanmaya çalışıyorlar.

Hiç boşuna uğraşmayın, gırtlağınızakadar çamurun içindesiniz. Bu pes-paye diziler aklayamaz sizleri.

Bu arada ülkücü başkan, (Duyunda inanmayın, kendisi efendi, ahlaklıbir mahalle kabadayısı olur!) hemenkontrgerillayı fark ediyor, uzaklaş-tırıyor kahvesinden. O da bağımsızbir “vatansever” Vay vay...

Ülkücü başkan, polis muhbirinifark ediyor ve derneklerinden ko-vuyor. Sonrasında ona da kontrgerillakomplo kurmaya çalışıyor. Ülkücü-lere burada bir göz kırpılıyor. (Buaralar iktidarla, elleri kanlı MHP'ninaralarından su sızmıyor, belki bun-dandır. Elleri kanlı MHP'yi nasılyumuşatırız hesabı yapıyorlardır.)

Solcuları ise, anlatmaya gerekvar mı? Nereden geldiği belli ol-mayan talimatlar alıyorlar. İçlerindeajanlar kol geziyor. Ve dizinin birbölümünde görüyoruz ki, kontrge-rillanın has adamlarından“Amiral”den talimat alıyorlar. Solcupolis muhbiri de, solcuları kışkırtıpduruyor ve "sansasyonel" eylemleresevk etmeye çalışıyor. Bu solcularıniçindeki muhbir, bir süre sonra aşkmeselesi yüzünden yoldan çıkıyoryine kontrgerilla tarafından vuruluyor.Bu polis muhbiri "solcu" yine polistarafından vuruluyor. Sonra " ... Sol-cular Nerede" diye fotoğrafları ası-lıyor duvarlara, kampanya yapıyorlar.Slogan tanıdık değil mi? İşte alçaklık,halk düşmanlığı böyle yapılıyor.

Gözaltına kaybedilen yüzlerceinsanımızı şaibe altında bırakıyorlar.Kaybedilen insanlarımız için atılanslogan "... nerede" sloganı atılıyordizide. Öfkelenmemek elde değil.Katiller diye bağırmak geliyor in-sanın içinden.

Bu diziyi çeken, oynayan, ya-yınlayan da suçludur. Tarihi çarpı-tarak, katliamları gizleyerek bu ka-

AKP, KANLI GEÇMİŞİNİ DİZİLERLE AKLAMAYA ÇALIŞIYOR. AKP'NİN SOYTARISI YAVUZ BİNGÖL DE BAŞROLÜ OYNUYORTRT1'de YAYINLANAN “SEVDA KUŞUN KANADINDA” DİZİSİ,

AKP'NİN KANLI GEÇMİŞİNİ AKLAMA DİZİSİDİR

Dizide, bütün ilişkiler içiçe gösterilmiş, kimin kimi

yönettiği belli değil. Entemelde Amerika yönetiyor.

Solcular ise kendilerinikullandırtıyorlar, ezber

cümleler kuruyorlar. Solcugençler kontrgerilla şefinikaçırıyor, “kaybedilen”

kişiyle ilgili kontrgerillayı,cezalandırmak için

"amiral" den gelen telefonlatalimat alarak karar veriyor.

Yürüyüş

11 Aralık2016

Sayı: 551

HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA42

Page 43: HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA AKREP, TOMA DENİLENyuruyus.biz/pdf/pdf/551.pdf · 11 Aralık 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) Okmeydanı’nda Uyuşturucuya ve Yozlaşmaya Karşı

tilleri aklayamazsınız. Milyonlarındilinde “Hırsız ve Katil”dir. Bugünsadece ülkemizde değil, Suriye, Irakhalkları, Ortadoğu halklarının dilindede katildir. Bu dizinin oyuncuları,katliamları aklamaya çalışarak busuça ortak olmuştur.

Türban meselesi de çarpıtılmış,sanki 1968'lerde türban sorunu var-mış gibi. Ve türbana karşı tavır ser-gileyen solcuları gösteriyor. Tarihiçarpıtarak taraftarlarına şirin görün-meye çalışıyorlar. Ve elbette solukaralıyorlar.

Gerçek tarih öyle değil, tekil birkaçörnek dışında 1997 yılına kadar ciddibir sorun olmadı. İmam Hatipleriaçan da, yaygınlaştıran da iktidarlarolmuştur. Ve bu iktidarla Amerika'danizin almadan tuvalete bile gidemezler.1997 yılında türban yasağına karşıeylemlere destek veren de Dev-Genç'tir. Ama diziyi çekenlerin umu-runda değil tarih. Gerçekleri anlatmakdeğil amaçları. AKP dışında herkesikaralamak, en çok da solcuları.

Dizinin kahramanı Arif, imamhatipte, MTTB'nin içinde yetişenbiri. Ellerine silah almamış, "ilimve irfan" ile yetişen memleketin endürüst insanlarından.

Eline silah almasının nedeni debabasını öldüren kontrgerilladan in-tikam almak. Bu kadar masum yani.Oysa halkımız bunları çok iyi tanır.Kanlı Pazar'dan tanır. Siz mi Ame-rikan karşıtısınız, siz mi bağımsız-sınız. Yalan! MTTB'nin kanlı tarihinekısaca bakalım.

“4 Şubat'ta İstanbul'da cuma na-mazından sonra, Komünizmle Mü-cadele Derneği ile artık sağ kesimindenetiminde olan Milli Türk TalebeBirliği'nin öncülüğünde, "BayrağaSaygı" mitingi düzenlenmişti. Bumitingte "komünistlere karşı savaşaçıldığı" ilan edilmiş, halka iki günsonra düzenlenecek olan 6. Filo'yuprotesto yürüyüşünde "komünistleregereken dersi vermek üzere" top-lanma çağrısı yapılmıştı.

...Tekbir getiren saldırganlar mey-

dana giren göstericileri şiddetli birbiçimde dövdü. Olaylar sırasında

Ali Turgut Aytaç ve Duran Edoğanadlı kişiler bıçaklanarak öldürüldü.Bu arada polisin saldırganları en-gellememesi dikkat çekti. Ertesi günGünaydın gazetesinde yayımlananbir fotoğrafta bir toplum polisi, biradım ötesinde Turgut Aytaç bıçak-lanarak öldürülürken, elinde coplaolayı büyük bir sakinlikle izlemekleyetiniyordu.”

(Cumhuriyet ansiklopedisi YKYyayınları sayfa 215)

Amerikan 6. Filo Askerlerini de-nize dökenler Solculardı, Dev-Genç’lilerdi. Devrimcilere saldıran,Amerikalı'ları koruyan kollayan daMTTB'lilerdi.

Yani bugünün AKP'si. ŞimdikiMeclis Başkanı İsmail KahramanKanlı Pazar'ın en önemli örgütleyi-cilerindendi, o dönem MTTB'ninyöneticisiydi. Bu kanlı tarihlerinidizilerle unutturmaya çalışıyorlar.

Dizide, bütün ilişkiler iç içe gös-terilmiş, kimin kimi yönettiği bellideğil. En temelde Amerika yönetiyor.Solcular ise kendilerini kullandırtı-yorlar, ezber cümleler kuruyorlar.Solcu gençler kontrgerilla şefini ka-çırıyor, “kaybedilen” kişiyle ilgilikontrgerillayı, cezalandırmak için"amiral" den gelen telefonla talimatalarak karar veriyor. Kararı da tele-fonla örgütten alıyorlar. Sonraki bö-lümde de, yine bu “Amiral” kontr-gerilayı kurtarıyor. Bütün solcu genç-ler öldürüyor, kolaylıkla içeri giriyorçünkü, içerideki gençleri tanıyor.

Yavuz Bingöl!.. Bu isim ihanettarihi içinde özel bir yer edinecekanlaşılan. Alçalanlar olmuştu, amabu kadarı da ender görülür. NATO’yabağlı çalışan kontrgerilla Yavuz Bin-göl. Bütün devlet bürokrasisini yö-netiyor, katliam emirleri veriyor.Komplolar kuruyor. Böyle bir dizide,faşist ırkçı bir karakteri canlandırarak,halkımız nezdinde çamurun dibiniboylamıştır Yavuz Bingöl.

Daha güzel oyna ki, çanağını ya-ladıklarının gözüne giresin YavuzBingöl. Ama unutma, saray “kapu-kullarının” ömrü pek uzun olmaz.

Cem Karaca'nın sesinden “sevdakuşun kanadında” şarkısını da kul-

lanıyorlar. Cem Karaca halkındır,bizimdir. “Bunların hiçbiri onlarıkurtaramayacak / durduramayacaklarhalkın coşkun akan selini” demiş.Ki haklıdır, sizin yalanlarınız, dizi-leriniz önüne set olamaz halkın öf-kesinin.

Bunca adaletsizliğin, aldatmanın,hırsızlığın, katliamların hesabı elbetolacak. Bunca kıvranmanız bundan-dır. AKP güzellemeniz bundandır.

Sonuç olarak, bu dizi halk düş-manı bir dizidir, içinde geçen bütünolaylar çarpıtılarak anlatılıyor. Tekbir gerçek olay yoktur. Diziyi çe-kenler, yayınlayanların amacı,AKP'nin kanlı tarihini temizlemeyeçalışmaktır. Yavuz Bingöl'ü de, diziyide teşhir edelim.

Bizim içimiz rahat, tarih boyuncabütün ustalar BİZİM. En büyük us-talar sosyalisttir. Çünkü geleceğininsanının, milyonlarca halkın sanatınıyaparlar. Üç kuruş para kazanmakiçin “sanat” yapanların da üç günlükömrü vardır.

Ancak şunu unutmayalım, bugünOHAL ile ülkeyi yönetmeye kalkanAKP'nin bu yalanlarına karşı mü-cadele etmeliyiz.

Faşizm büyük yalanlarla halkıaldatmaya çalışır. Bu dizilere karşıhalkımıza gerçekleri anlatmalıyız.

Duvarlara yazarak, internettenyaygınlaştırarak mücadele etmeliyiz.

Telefonla küçük vidolaradan tu-talım da, uzun metraj filmelere kadarhalkın mücadelesi için bütün yollarıyöntemleri kullanmalıyız.

Hiçbir devrimci sanatı küçüm-sememeli, tersine halkın mücadele-sini büyütmek için, nerede olursaolsun üretmelidir. Oturduğumuz yer-den öfkelenmekle bir şey elde ede-meyiz. Bu alçak dizilerin, saray soy-tarılarının halkı aldatmasına izinvermeyelim. Bunun yolu da üret-mekten geçiyor.

Daha çok üretmeliyiz, en zor ko-şullara rağmen üretmeliyiz. “Herdevrimcinin yüreği basılmamış şiirkitabıdır” der Dayı.

Yüreğimizdekileri kaleme döke-lim, videolar çekelim, resimler-ka-rikatürler çizelim.

11 Aralık2016

Yürüyüş

Sayı: 551

43AKREP, TOMA DENİLEN TENEKE KUTULARIN HÜKMÜ YOKTUR!

Page 44: HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA AKREP, TOMA DENİLENyuruyus.biz/pdf/pdf/551.pdf · 11 Aralık 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) Okmeydanı’nda Uyuşturucuya ve Yozlaşmaya Karşı

Yürüyüş

11 Aralık2016

Sayı: 551

HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA444

AKP’nin katil polislerinin “mü-hürleme” saldırısı devam ediyor. Çağ-layan Gürsel Mahallesi’nde bulunanAdalet Okulu, 1 Aralık’ta AKP fa-şizminin “mühürleme” saldırısındannasibini aldı. Büyük bir kin ve düş-manlıkla Adalet Okulu girişindekikepenklere ve içerideki avukatlarave öğrencilere saldıran AKP’nin ka-tilleri, Okulu mühürleyerek AvukatYağmur Ereren, Ezgi Gökten ve Ada-let Okulu öğrencilerinden MüslümBezirgan ve Oğuzhan Topalhan’ı iş-kencelerle gözaltına aldı. Halkın Hu-kuk Bürosu, tüm halkımıza AdaletOkulunu sahiplenme çağrısı yaptı.

Adalet Okulları Kapatılamaz! Devrimci Avukatlık Engellenemez!

“Yönetememe krizi derinleştikçehalka karşı hukuksuzluğu doruğa çı-karan faşist AKP, bu kez de devrimciavukatlarca kurulan Adalet Okulu’numühürleyip kapatmak için saldırmayabaşladı. İstanbul Adalet Okulu, birhafta içerisinde üç kez basılarak, ke-penkleri kırılmaya çalışılarak kapa-tılmaya çalışıldı. Buna direnen dev-rimci avukatlar ve Adalet Okulu öğ-rencileri; faşizmin hukuksuz ve gay-rimeşru mührünü halkın avukatlarıolmanın, halkın adaletinin temsilcileriolmanın meşruluğuyla söktüler.

Halk için avukatlığın, devrimciavukatlığın gereğini yaptılar: Direndiler,gözaltına alındılar, işkence gördüler,dişleri kırıldı, alçakça taciz edildiler,faşist marşlarla dirençleri kırılmayaçalışıldı...

İşte Adalet Okulu’nun daimi dersibudur: Faşizmin hukuksuzluğuna,adaletsizliğine, her türden saldırı veişkencelerine karşı direniş, AdaletOkulu’nun daimi dersidir. FaşizmAdalet Okulu’nu kapatmaya da gelse,mühür takıp kapattığını da sansa vehatta o binayı yerle bir de etse, AdaletOkulu açık kalmaya devam eder.Çünkü daimi dersimiz, daimi ödevi-miz, mezuniyet belgemiz; direniştir.

Faşizm halkın avukatlarını ve dev-rimci avukatlığın yarattığı güzel vedünya üzerinde bir ilk olan örneğiAdalet Okulu’nun öğrencilerini teslimalamadı ve alamayacak. Onlar halkınavukatlarıdır. Onlar ezilenlerin, sö-

mürülenlerin, adaletsizliğe uğrayan-ların ve de tarihsel ve siyasal olarakhaklı olanların avukatlarıdır. Ve onlar,sevgili avukatlarımız bir kez dahadevrimci avukatlığın onurunu dire-nerek korumuş, direnerek büyütmüş,direnerek tüm halk kesimlerine buonuru taşımaya devam etmişlerdir…

Söz onlarındır: “Arkadaşlarımızıve halkın avukatlarını derhal serbestbırakın! Siz “kapattık” dediniz diyeAdalet Okulları kapanmaz!”

Söz onlarındır: “Gülümsemeye,direnmeye devam edeceğiz, sizi çokseviyoruz…”

Söz onlarındır: “Halkımızın yü-zünü güldürmek için direniyoruz;çünkü biliyoruz gülmek bir halk gü-lüyorsa gülmektir’ biz kazanacağızhalklar kazanacak!”

Söz onlarındır: “Halk varsa haklılıkve mücadele vardır. Bunlar hak deyinceeli silahına giden faşizmin soyundangeliyor. Asıl terör dernek kapatmak,mühürlemek”. Bu teröre karşı dire-neceğiz; hiçbir kurumumuzun mü-hürlenmesini, kapatılmasını kabul et-meyeceğiz. Faşizmin saldırılarınakarşı, demokratik mevzilerimizi sa-vunmaya, mücadelemizi ve örgütlen-memizi büyütmeye devam edeceğiz.”

HALK CEPHESİ

“..AKP faşizmi artık insanların toplugezmelerine bile dayanamıyor. Halkdevrimcilerden ve avukatlarından değil,polis teröründen rahatsız oluyor. Çünkühalk düşmanı olduklarının, halka zul-mettiklerinin bilincindeler, bu zulüm-lerine ve katliamlarına karşı mücadele

edenlerin bir araya gelmelerini ve ör-gütlenmelerine izin vermek istemiyor-lar…

AKP faşizmi yönetememe kriziiçindedir. Bu yönetememe krizi de-rinleştikçe halka daha çok saldır-maktadırlar. AKP faşizmi halka savaşaçmıştır, bunun için devrimcileri vehalkı keyfi olarak gözaltına almaktave tutuklamaktadır devrimci avukat-larımız her zaman yanımızda oldu.Gözaltına alındığımızda yanımızda-dırlar, hapishanelerde tecrit hücrele-rinde hep yanımızdadır. Biz de bubilinçle avukatlarımızın her zamanyanında olacağız. AKP faşizmi busaldırılarla ve gözaltılarla devrimciavukatları yıldıramaz. Halkın avu-katları ne yaparlarsa yapsınlar herzaman ezilen halkımızın yanında ol-maya devam edecektir.”

TAYAD’LI AİLELER

Halkın Avukatları Yalnız Değildir"...Katil AKP den demokrasi ve adalet

bekleyenler! Duyun ve görün. Katildevletin adalet dediği hukuk dediği,halka zulüm ve baskı demektir. KatilAKP, adalet isteyenlere saldırmaktır.Bu ülkede adalet isteyenlerin avu-katları yalnız değildir. Adalet okulunasaldırarak gözaltına alarak adalet ta-lebimizi engelleyemezsiniz. Bu sal-dırılarınız boşunadır. Artık ülkeyiyönetemiyorsunuz. Zulmünüz arttıkçasonunuz gelecek, devam edin ki halksize dersinizi versin."

Devrimci İşçi Hareketi

Geleceğimizi Belirleyen DirenişimizdirDirenerek Geleceğimize Sahip Çıkacağız Ankara BES 1 No’lu Şube’de 3 Aralık'ta "Direnenler Anlatıyor"

programı düzenlendi. Programa KHK’larla açığa alındıkları ve işlerindenatıldıkları için günlerdir Ankara’da direnen akademisyen Nuriye Gülmenve işlerinden atılan öğretmen Semih Özakça ve Acun Karadağ ve HHBavukatı Engin Gökoğlu da konuşmacı olarak katıldı. Programda direnişçilernasıl direnmeye karar verdiklerini, beklemekle çözüm bulamayacaklarınıve OHAL’e karşı direnmenin en meşru hal olduğunu anlatarak direnişlerinedestek çağrısı yaparak “Direnişi büyütemezsek kaybederiz, bu direnişyalnız işe geri dönme talebi değil faşizmin saldırılarına karşı onurumuzukoruma mücadelesidir” dediler. Program müzik dinletisiyle son buldu.Programın linki aşağıdadır.

Link: https://www.youtube.com/watch?v=x2fjgr9_xBg

Adalet Okulumuz Sahipsiz Değildir!

Page 45: HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA AKREP, TOMA DENİLENyuruyus.biz/pdf/pdf/551.pdf · 11 Aralık 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) Okmeydanı’nda Uyuşturucuya ve Yozlaşmaya Karşı

Hakkını İstedi Diye İşçileri Tutuklamak AhlaksızlıktırDevrimci İşçi Hareketi ,3 Ara-

lık’ta bir açıklama yaparak, İzmir’detutuklanan 6 arkadaşlarının derhalserbest bırakılmasını istedi. Açıkla-mada: “… Katil devlet bir kez dahayüzünü gösterdi. Madende katlede-mediği işçileri tutukladı. GökhanAyaydın, Volkan Çetin Soma’da ma-dende çalışan iki işçi. 2014 yılındaSoma’da İmbat Maden İşletmele-ri’nde yaşanan maden katliamındavardiyaları denk gelmediği için ha-yatta kalan ve madende katledilen301 madenciyi sahiplenen Soma Da-valarını duyarlılıkla takip eden ikiişçi.

Katil Devlet; “Ben sizlere ma-denleri tabut yaparım, inşaatlarda in-

şaat tepesinden atarım, yetmedi ço-cuklarınızı yurtlarda diri diri yakarımo da yetmedi 0-15 yaş arasındakikız çocuklarınızı satarım, ama sizses çıkarmayacaksınız, çıkarırsanıztutuklarım” diyor.

Halkın Mühendis Mimarları:“Kınık Maden İşçileri YalnızDeğildir!”

Halkın Mühendis Mimarları tu-tuklanan madencilerle ilgili 6 Aralık'tabir açıklama yaptı. Açıklamada: "...Kınık Maden İşçileri “Kınık Madenİşçileri Yardımlaşma ve DayanışmaDerneği’ni kurdular. Örgütlü bir gücükimse yenemez dediler. Birlik ve be-raberliğin önemini anlattılar... Bu sü-

reçte örgütlenme faliyeti yürüttükleriiçin işten atıldılar. Yılmadılar, işleriiçin aşları için çocukları için diren-diler. İşlerini geri istediler. Direnişlerisonuç verdi ve kazandılar... İşte bugüç AKP iktidarını o kadar çok kor-kuttu ki ilk önce dernekleri kapatıldı,ardından maden işçilerinden GökhanAyaydın'ın ve Volkan Çetin’in evle-rine yapılan baskınla gözaltına alın-dılar. 6 günlük gözaltından sonra 2Aralık’ta tutuklandılar. Suçları neydi?Haklarını aramak mı, örgütlenmekmi? Tüm baskılarınız, gözaltılarınız,tutuklamalarınız bizi yıldıramayacak,ancak öfkemizi büyütecektir..." de-nildi.

Türkiyeli devrimci Fehriye Er-dal'ın yargılandığı; Belçika hüküme-tinin devrimci düşmanlığının, dev-rimcilerden korkusunun ve de Türkiyefaşizmiyle işbirliğinin bir sonucuolan dava sonuçlandı. Mahkeme,Fehriye Erdal'a Türkiye'de işlediğisuçlardan 30 yıl hapis cezası verirken,terör örgütü suçundan dolayı istenen15 yıl ağır hapis cezasıyla ilgili dekarar 2 Ocak'ta açıklanacak...

Bu dava ve verilen 30 yıllık hapiscezası ve devamında kuvvetle muh-temel verilecek olan 15 yıllık hapiscezası; özelde Belçika hükümetiningenelde emperyalizmin devrimciler-den korkusunun, emperyalizmin dev-rimci düşmanlığının, Türkiye faşiz-miyle süren işbirliğinin bir sonucu-dur.

Sınıf savaşının kuralları her ikisınıf için de geçerlidir ve biçimceaynı politik sonuçları yaratır. Nasılki tüm emekçi sınıfların, tüm dünyahalkalarının ortak düşmanı emper-yalizm ise, bütün emperyalistlerinve bütün işbirlikçilerin ortak düşmanıda Marksist-Leninist devrimcilerdir.Söz konusu devrimciler olduğunda,emperyalistler ve işbirlikçi ülkeler

aralarındaki çelişkileri bir kenera bı-rakarak ortak noktada buluşmakta-dırlar. Bu nokta, devrimci düşman-lığıdır. Ve bu noktadan sonra gündemegetirilen ülkeler arası diplomatik kriz,iade sorunu, karşılıklı atıp tutmalar,restleşmeler vb. vb. meseleler teferruatolmaktan öteye geçmez.

Fehriye Erdal daha önce de yar-gılandı, tutsak edildi, emperyalizminve Türkiye faşizminin hedefi oldu.Ve işte gene onlarca yıllık hapis ce-zasıyla karşı karşıya... Nedeni, ispatedilebilmiş şu ya da bu suç değil,tek kelimeyle devrimciliğidir... Anti-emperyalist ve anti-faşist siyasi kim-liği, örgütlü devrimci yaşamıdır tümneden...

Biliyoruz; devrimcileri katletmekde, başlarına para ödülü koyarakdevrimci avı başlatmak da, onar onartutuklamak da, devrimci kurumlarımühürleyip kapatmak da, yalan haberve demagojiler de, sınıf savaşımı ye-rine sınıflar arası uzlaşmaya dizilenövgüler de, bugün ideolojik ve politiköncülüğünü emperyalizmin yaptığıimha, teslimiyet ve tasfiye sürecininyöntemleridir. Ama emperyalizm vefaşizm ne derse desin, ne yaparsa

yapsın devrimciliğin meşruluğunuyok edemez. Çünkü meşruluğumuzuntemeli, bu emperyalist-kapitalist sis-teme karşı mücadelemizdir.

Zulümdür... Sömürüdür... Açlığı-mızdır... Yoksulluğumuzdur... İşsiz-liğimizdir...Milyonlarca ölümlerimiz-dir... Devrimciliğimizin, meşruluğu-muzun, haklılığımızın ve de mutlakakazanacağımızın güçlü temeli bun-lardır. İşte bu yüzden devrimciliğiyargılayamaz emperyalizm ve faşizm.Biz devrimciyiz, Büyük İnsanlık ai-lesinin en onurlu damarı bizimle akarve bizi ancak tarih yargılar. Ve tarihdün, bugün ve daima bizi aklar, biziyazar, bizi taşır yarına...

Halklarımızın bağımsız, demokra-tik ve sosyalist yarınlarına sevgiliFehriye yoldaşımızın gülümsemesiylebakıyor ve yürüyoruz. Ve biliyoruzki, biz böyle umutlu, iyimser ve inançlıgülümsedikçe emperyalistinden yerliişbirlikçi tekellerine kadar tüm halkdüşmanlarının ödleri patlamaya devamediyor. Ki Fehriye Erdal'a verilenceza bu öd patlamasının bir biçimi-dir...

Devrimcilik Suç Değil TarihselBir Görev Ve Büyük Bir Onurdur!

Emperyalizm Devrimcileri VeDevrimciliği Yargılayamaz!

Kahrolsun Emperyalizm-FaşizmYaşasın Halkların Mücadelesi!

Halk Cephesi

Emperyalist Avrupa Devrimci Fehriye Erdal'ı Yargılayamaz!30 Yıl Hapis "Ceza"sı Halklar Ve Tarih ÖnündeHükümsüz Ve Hukuksuzdur!

11 Aralık2016

Yürüyüş

Sayı: 551

445AKREP, TOMA DENİLEN TENEKE KUTULARIN HÜKMÜ YOKTUR!

Page 46: HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA AKREP, TOMA DENİLENyuruyus.biz/pdf/pdf/551.pdf · 11 Aralık 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) Okmeydanı’nda Uyuşturucuya ve Yozlaşmaya Karşı

Armutlu Cephe Milisleri katil po-lislere karşı yaptıkları eylemle ilgili30 Kasım’da bir açıklama yaptı.Açıklamada: “Yoldaşlar, dostlar, hal-kımız; 24 Kasım saat 18.00 civarıİstanbul, Armutlu Mahallesi Balta-limanı yolu üzerinde işkenceci pol-isleri taşıyan sivil polis aracı milis-lerimiz tarafından pusuya düşürülüptaranmış, alınan bilgiye göre araçiçindeki 2 polis (*) yaralanmıştır.

...Devrimci Hareketin “ … savaşı-

mızda niteliksel dönüşümü ifade edenönemli adımlar attığımız bir süreç-tir… Düşmanı şehir merkezlerinehapsetmek kırda ve şehirde silahlıekipleri milisleri çoğaltmak…” diyetanımladığı bu süreçte adımlarımızıdaha da hızlandıracağız! Düşmanafırsat vermeden darbe üzerine darbevuracağız.

Halk Savaşının Silahı Bir Değil,Bindir!

Katil polisler Armutlu’da silahı-mızın, bombamızın peşine düşmüş,olur olmaz yerleri basarak mahalle-mizde terör estiriyor. Boşuna ara-mayın, aradığınız silahların yerlerinibiz size açıklayalım: Silahlarımız el-lerimizde, savaşıyoruz! KurtuluşaKadar Savaşacağız!

Bundan sonra mahallemize ya-pacağınız her operasyonda aynı şe-kilde karşılık alacaksınız. Bırakınbir insanımızın kılına zarar gelmesini,mahallemizden bir iğnemizi alırsanızbir taşa-tuğlaya elinizi sürerseniz be-delini misliyle ödeteceğiz. Büyük si-lahlar, onlarca kiloluk bombalarladeğil, bir tabancayla cezalandırdıkkatilleri. Bu halk ve vatan sevgisinineyleme dökülmesidir. Onlarca katillekuşatılan bir mahallede tek bir ta-bancayla eylem yapmak halk vevatan sevgisinin en somut halidir.

...Tek taştan duvar çıkmaz, biliyoruz.

Bunun için ne yapıyorsak halkla,halk için yapacağız. Savaşı halklaş-tırmayan hiçbir hareket gelişemez…Mahallelerle sınırlı kalmayacağız.Giderek şehir merkezlerine doğru

milislerimizi silahlı ekiplerimizi, yay-gınlaştıracağız. Hedefimiz budur, va-racağız!

Halk çocuklarını, devrimcileri so-kak ortasında kurşuna dizmenin he-sabını böyle soracağız..

Tüm halkımıza çağrımızdır: HalkDüşmanlarından Hesap Sormak İçinBize Silah Getirin!

-Hasan Ferit’in, Dilek’in Yıl-maz’ın hesabını sormak için,

-Her gün üzerimize yağan gazbombalarının hesabını sormak için,

-Açlığımızın, yoksulluğumuzunhesabını sormak için,

-Her türlü zulmün sebebi olan fa-şizmden hesap sormak için,

Adalet İçin Cephe’ye Silah Geti-rin!” denildi.

Not:(*) Eylem günü ve saatindenhemen sonra pusuya düşürülen araçiçerisindeki polislerden 2’si çeşitliyerlerinden yaralanarak hastaneyetedavi olmuşlardır.

Umudun Adını Beyinlere İşlemeyeDevam Ediyoruz

Okmeydanı Örnektepe Mahalle-si'nde 30 Kasım’da Cepheliler faşizmiteşhir etmek için halkın matbaasıolan duvarlara yazılamalar yaptı. Ya-pılan çalışmada 3 adet "AKP Faşiz-mini Döktüğü Kanda Boğacağız!” 4adet "Faşizme Karşı Omuz Omuza!”2 adet "AKP 80 Milyon Halkı TeslimAlamaz!” ‘Cephe” imzalı toplam 9adet yazılama yapıldı.

Tüm Kamu Emekçileri,Tüm Emekçiler…Umudu Büyüten ÜçDirenişçiye Sahip Çıkalım!

Kamu Emekçileri Cephesi işi, emeğiiçin direnen üç direnişçi ile ilgili duyuruve direnişi sahiplenme niteliğinde 6Aralık’ta bir açıklama yaptı. Açıkla-mada: "Nuriye Gülmen, Semih ÖzakçaAnkara İnsan Hakları Heykelinin önün-de; Acun Karadağ öğretmenlik yaptığıokulun önünde direniyorlar!

Neden direniyorlar?AKP OHAL’i bahane ederek bin-

lerce kamu emekçisini bir gecede işsizbıraktı. Kanun hükmünde kararnameyleherhangi bir gerekçe göstermeyerekakademisyen Nuriye Gülmen açığaalındı, öğretmen Acun Karadağ ve Se-mih Özakça ihraç edildiler. Yaşadıklarıhaksızlığa boyun eğmemek, emekle-rine, öğrencilerine sahip çıkmak içindirenmeye karar verdiler.

Neden direniyorlar?OHAL’le halkı korkutarak evlerin-

den çıkamaz duruma getirdiler. Halkınher kesimine saldıracak, haklarını gaspedecek ama kimse sesini çıkarmayacak,bunu istiyorlar…

İşte bu noktada umut olmak umudubüyütmek için direniyorlar… Onlarbiliyorlar ki tek tek direnişler örgütle-yicidir! Tek tek direnişler umudunsimgesidir... AKP’nin katil polisleri

bu gerçeği gördüğü için direnişlerininilk gününden bu yana saldırdı…

Halkımıza, Tüm Kamu Emekçile-rine Çağrımızdır!

Bu direnişleri sahiplenmeliyiz veher geçen gün büyütmeliyiz...” denildi.

Kazanana Kadar DirenişeDevam Edeceğiz

Ankara Yüksel Caddesinde OHALKHK’larıyla işlerinden edilen KamuEmekçilerinin oturma eylemi devamediyor. Veli Saçılık, Acun Karadağ daYüksel Caddesi'ndeler. 3 Aralık'ta di-renişi desteğe Semih Özakça’nın an-nesi, İstanbul’dan ve Antalya’danKEC’liler, Sincan İşçilerin Birliği, şairAhmet Telli geldi! Direnişçiler herkesidirenişi büyütmeye davet etti. İşlerinedönmek için Ankara’da oturma eylemiyapan Nuriye Gülmen, Acun Karadağve Semih Özakça için İstanbul’da Ce-vahir AVM önünde oturma eylemiyapmak isteyen Nazife Onay gözaltınaalındı… Onay akşam saatlerinde serbestbırakıldı. Aynı gün içerisinde direnişedesteğe Ankara Taşeron İşçi Meclisigeldi.

Birimiz Hepimiz İçin Hepimiz Bi-rimiz İçin Direniyoruz

Okmeydanı’nda Halk CephelilerOHAL bahanesiyle işinden ihraç edilenNuriye Gülmen’in işine geri alınmasıiçin 1 Aralık'ta 1 günlük açlık greviyaptı.

Katillerin Peşindeyiz Hesap Soracağız! Bugün Ayağından-Kolundan, Yarın En GüvendiğinizYerde Beyninizden Sizi Cezalandıracağız!

Yürüyüş

11 Aralık2016

Sayı: 551

HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA46

Page 47: HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA AKREP, TOMA DENİLENyuruyus.biz/pdf/pdf/551.pdf · 11 Aralık 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) Okmeydanı’nda Uyuşturucuya ve Yozlaşmaya Karşı

Bir ay önce ilki yapılanTecrite Karşı Ailelerin Birliği

Kurultayı'nın ikincisi KüçükArmutlu Cem ve Kültür Evinde gerçekleşti. 1.Kurultayda alınan karar çerçevesinde bir arayagelen Tutsak Aileleri bir önceki ayın değerlen-dirmesini ve önümüzdeki bir ay boyunca yapı-lacakları tartışıp kararlar aldılar.

Öncelikle TAYAD'lı Ailelerin yeni çıkardığıTutsak Aileleri Bilgilendirme Broşürü, katılantüm tutsak ailelerine dağıtıldı. Sonrasında son 1ayda ülkede yaşananlar ve TAYAD'ın bu süreçboyunca yaptıklarının değerlendirildiği bir açılışkonuşması yapıldı. Açılış konuşmasında TA-YAD'ın da içinde bulunduğu 370 derneğin ka-patılması ve sonrasında TAYAD'lı Ailelerin gös-terdiği direniş anlatıldı. TAYAD'ın hiçbir baskıyateslim olmadığı ve tecrite karşı mücadeleninkesintisiz bir şekilde devam ettiği vurgulandı.Açılış konuşmasından sonra divan seçimine ge-çildi. Divanda yer alan ailelerin yönettiği kurul-tayda önceki ayın değerlendirmesinden sonrahapishanelerdeki güncel durum hakkında herhapishane adına konuşmalar yapıldı.Buna göre hapishanelerdeki son durum şöyle:

-Silivri 2 No’lu: kıyafet ve kitap sorunu var,istenilen kıyafet ve kitaplar içeri alınmıyor. Te-lefon görüşmeleri 15 günde bir yapılıyor.

-Edirne: Dergi sorunu var, dergiler verilmiyor.Sohbet hakkı 3 saatten 6 saate çıkartıldı ancakuygulanmıyor. FETÖ bahanesiyle 2-3 haftadırsohbete çıkartılmıyorlar.

-Silivri 6 No’lu: Kapı dövme eylemleri yap-tıklarından tutsaklar mahkemeye götürüldüğündehücrelerine girip eşyalarına el konulmuş. Kitaplarveriliyor deniyor ancak tutsaklara verilmediği öğ-reniliyor. Telefon görüşleri 2 haftada bir yapılıyor,haftada bir yapılması isteniyor. Tutsaklar bu taleplerçerçevesinde süresiz açlık grevine başladılar.

-Bursa: Açık görüşler yarım saat sürüyor vegardiyanlar tutsakla görüşçünün yanında oturuyorgörüş boyunca.

-Tekirdağ 2 No’lu: Açık görüşlerde eşya al-mıyorlar. Havalandırmaya kamera takılacak de-niyor eğer takılırsa tutsakların buna karşı direnişbaşlatacakları belirtiliyor

-Silivri 9 No’lu:Kitap hakkı verildi ancak uy-gulanmıyor, kitaplar tutsaklara verilmemiş. Açıkgörüş 2 ayda bir yapılıyor, ayda bir yapılması is-teniyor.

Hapishanedeki güncel durumlar paylaşıldıktansonra öneriler bölümüne geçildi ve tartışılanönerilerden bazıları karar altına alındı.

1- İlk olarak Tecrite KarşıAilelerin Birliği Kurultayı bundansonra Tutsak Aileleri Meclisiadıyla sürdüreceğimizi karar altınaalmış bulunuyoruz. Tecrite karşıailelerin birliğini bundan sonratutsak aileleri meclisi çatısı altındasağlayacağız. Meclisimiz her ayınson pazar günü toplanıp, demo-kratik bir şekilde kararlar alıp,bu kararları uygulamaya devamedecek. Her ne kadar ilkelerinibir ay sonraki toplantıda belirle-yecek olsak da temel ilkemizmeclisimizin halk saflarında yeralan herkese açık olması ve ka-rarlarını hepbirlikte alıp hep bir-likte uygulamasıdır.

2- AKP, OHAL ilan ettiktensonra ilk olarak hapishanelerle ilgiliKanun Hükmünde Kararnameler(KHK) yayınladı. Bu KHK'lerletutsakların açık görüş hakları ikiayda bir uygulanacak, telefon gö-rüşler iki haftada bir olacak şekildekısıtlandı. Ayrıca tutuklular içinarkadaş görüşçüsü hakkını tamamengasp etti. Avukatla görüşmelerinegardiyanın eşlik etmesi, ses kaydının

alınması, görüntü kaydının alınması,belgelere el konulması, avukatlarınsavunmadan men edilmesi gibi uy-gulamalarla tutsakların yasalardabelirtilmiş birçok hakkını ellerindenaldı. Bütün bu sebeplerden kaynaklıbiz Tutsak Aileleri Meclisi olarakbüyük bir imza kampanyası baş-latma kararı almış bulunuyoruz.Kampanyamızın talebi: "OHALKaldırılsın, HapishanelerdekiOHAL Uygulamaları Geri Çekil-sin" olarak belirlenmiştir.

3- Daha önce 2 defa görüşmetalep ettiğimiz Adalet Bakanlığıbizleri görmezden gelmiş ve gö-rüşme talebimizi reddetmiştir. İkincigidişimizde bizlere portakal gazıile saldırmış, bizleri yerlerde sü-rüklemiş, ters kelepçe takmıştır.Biz evlatlarımızın hakkını aramayadevam edeceğiz. Adalet Bakanlığıhapishanelerde yaşanılanlarla ilgilibize bir cevap vermek zorundadır.Adalet Bakanlığı bize bir açıklamayapana kadar Adalet Bakanlığı,gitmeye devam edeceğiz. Bu se-beple 22 Aralık tarihinde Ankara'ya"Adalet Bakanlığı'na Gidiyoruz"

2. Tecrite Karşı Ailelerin Birliği Kurultayı YapıldıTeslimiyet Değil Direniş, Savunma Değil Saldırı Politikamızla Kazanacağız

“AKP’nin Gücü TAYAD’a Yetmez”Faaliyetleri Devam Ediyor!

AKP’nin tüm saldırılarına rağmenTAYAD, faaliyetlerine kitlesel şekildedevam ediyor. Bu hafta edebiyatçı şairAtaol Behramoğlu ile söyleşi yapıldı.Söyleşide özetle aydınların halktan kopukolmaması gerektiğini hatta daha çokhalka gitmeleri gerektiğini belirten Beh-ramoğlu’nun konuşması boyunca sık sıksorular soruldu. TAYAD’ın güçlü vesaygı duyulması gereken bir örgütlenmeolduğunu ve özellikle TAYAD’lı analarınbu örgütlenmedeki emeklerinin tüm ka-dınlara örnek olduğunu vurgulayan Beh-ramoğlu Türkiye’deki devrimin kadınlarınsayesinde olacağını söyledi. 50 kişininkatıldığı söyleşi Ataol Behramoğlu’nun“Yangın Yeri’’ ve “Yunus Gibi” şiirleriniokumasıyla son buldu.

TAYAD Tutsak Aileleri Bilgilendirme Broşürü

ÇıktıFaşist AKP baskılarını

öylesine artırmıştır ki dahaönce devrimcilerin ikinciadresi olan hapishaneler ar-tık herkesin ikinci adresihaline gelmiştir. Bu yüzdenbu duruma karşı bilgimiziaktarmalı, daha da bilgi-lenmeliyiz. Bu yüzden ha-zırladığımız “TUTSAK Aİ-LELERİ BİLGİLENDİR-ME” broşürünü tüm tutsakailelerine ulaştıralım.Broşürün PDF’si:https://drive.google.com/file/d/0Byapdk7Dt5X9T21lMDlzVFplWmM/view?usp=sharing

Kurultay'ın sonuç bildirgesi şu şekildedir:

11 Aralık2016

Yürüyüş

Sayı: 551

447AKREP, TOMA DENİLEN TENEKE KUTULARIN HÜKMÜ YOKTUR!

Page 48: HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA AKREP, TOMA DENİLENyuruyus.biz/pdf/pdf/551.pdf · 11 Aralık 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) Okmeydanı’nda Uyuşturucuya ve Yozlaşmaya Karşı

Silivri 6 No’lu Hapishanesinde Tutsakların Eşyaları Gasp Edildi!

Hapishanelerdeki keyfi uygulamalar, hak gaspları ve saldırılargiderek artıyor. Silivri 6 No'lu Hapishanesi’nde kalan MehmetÖzdemir ve Onur Katar’ın eşyaları gasp ediliyor, yemekleri ve-rilmiyor, sohbet hakkı kullandırılmıyor. Mehmet Özdemir’ineşi Betül Özdemir 1 Aralık'ta kocasının yaşadıklarını şöyleanlatıyor: “İdarenin açtığı soruşturma için mahkemeye gittiklerindegardiyanlar hücreye girip her tarafı dağıtmışlar. Süpürgelerini,fırçalarını, tencerelerini su kesilir diye kenara koydukları sularıalmışlar. Mehmet ve Onur gardiyanlarla tartışırken “kapı dövü-yorsunuz o yüzden aldık” demişler. Sonrasında yan hücredekalan MLKP davası tutsakları destek için açlık grevine başlamışlar.Yemekleri getiriyorlarmış mazgaldan tabağınıza alın demişler.Onlar da “verin tencerelerimizi böyle yemek mi verilir biz bunukabul etmiyoruz” demişler. 6 gün boyunca yemek vermemişler.Şimdi vermeye başlamışlar. Bu durum devam ederse Mehmetve Onur da açlık grevi yapacaklarmış. Hakları gasp ediliyor.Kazanılmış sohbet haklarını kullanmak istiyorlar kullanamıyorlar.Hapishane idaresi, mektuplarını ve kitaplarını keyfi bir şekildeistediği zaman veriyor. Revire çıkıyorlar doktor hastaneye sevkediyor keyfi bir şekilde götürülmüyorlar. Mehmet’in göğsüsıkışıyor, kalbi ağrıyor, doktor sevk etmesine rağmen götürmüyorlar,bunun gibi birçok sorun var”.

Faşizmin Mesude Pehlivan’ı Katletmesine İzin Vermeyeceğiz!

TAYAD’lı Aileler 3 Aralık'ta kanser hastası tutsak MesudePehlivan için Galatasaray Lisesi önünde basın açıklamasıyaptı. Mesude Pehlivanın sağlık durumundan, hapishane ko-şullarının kanser hastalığını ilerlettiğinden bahsedildi. Slo-ganlarla bitirilen eyleme 10 kişi katıldı.

Kanser Hastası Mesude Pehlivan Serbest Bırakılsın!Psikolojik ve fiziki işkencenin yasaklamaların ve tecritin

günlük yaşanan sıradan olaylar haline geldiği Türkiye F TipiHapishanelerde sağlıklı bir insanın uzun yıllar hastalanmadanyaşaması bile mümkün değilken, kanser hastası nasıl yaşa-sın?

Sanmasınlar ki tutsaklarımız böyle bir durumdaykenoturup bekleyeceğiz, nasıl ki Güler Zere’yi, Kemal Avcı’yısöküp aldıysak faşizmin elinden, Mesude Ablamızı da faşizminelinden söküp alacağız!

Not: Mesude Pehlivan Ablamıza Moral Olmak Ve SohbetEtmek için Ona Mektup Yazalım

Silivri 9 No’lu F Tipi Kadın HapishanesiArmutlu Halk Cephesi / 2 Aralık 2016

Yaşanılan Tüm Katliamların Sorumlusu Bu Düzendir!Mücadelemizle Çürümüş Bu Düzeni Yıkacağız!

Adana’nın Aladağ ilçesinde 29 Kasım’da Süleymancılaraait olduğu bilinen kız öğrenci yurdunda çıkan yangınsonucu 11’i çocuk olmak üzere bir eğitimciyle birlikte 12insanımız katledildi. Katliam ile ilgili Adana ve MersinHalk Cephesi yazılı açıklama yaparak kısaca şu sözlereyer verdi;

Adana Halk Cephesi (30 Kasım):“Diri diri yakılan öğrencilerin sorumlusu halk düşmanı

AKP’dir. Çocuklarımızın tecavüze uğradığı vakıflar şimdide mezar haline geldi. Yoksul halkımızın bir geleceksağlamak umuduyla cemaatlere emanet ettikleri çocuklarıdiri diri yanarak can veriyor. Siirt Şirvan’da toprak altındakalan 4 işçi hala çıkartılmadı. Açıklama yapan BeratAlbayrak “ihmal varsa araştıracağız” derken suratında halkdüşmanlığını gösteren bir gülümseme vardı. Aynı cümleleribirçok “yetkili”nin ağzından dün akşam yaşanan katliamdansonra da duyduk: “en ufak bir ihmal varsa üzerine gideceğiz”,“araştıracağız” vs diye açıklama yaptı tüm failler. Çocukkatilleri kömüre dönmüş bedenler daha olay yerinden çıka-rılmadan sorumlulukları gizleme yarışına girdiler. Yangınmerdivenlerinin kilitli olmasından, itfaiyenin olay yerine 1buçuk saat geç gitmesine kadar, insanların cemaat yurtlarınagönderilmesinden, bu tecavüzcü vakıflara, yurtlara sahipçıkılmasına kadar suçlu-sorumlu AKP iktidarıdır. 1000 odalısaraylarınızda tuzunuz kuru… Gemiciklerinizle rahatınızda yerinde… Şimdilik… Diri diri yananların yoldaşlarıolarak halkımıza yaşatılan acının hesabını soracağız.”

Mersin Halk Cephesi (1 Aralık):“Halkımızın acısını sadece biz devrimciler biliriz! Hal-

kımız duydunuz mu Film Fırıldak Süleyman’ın dediklerini?Aladağ’da bir yurtta çıkan yangınla alakalı “acısı tazeymiş”“acısı derinmiş” “kelimeler boğazında düğümleniyormuş”.Soysuz Süleyman yine soysuzluğunu göstererek kendidüzenlerinin yarattığı acılar için üzgünmüş, boğazı dü-ğümleniyormuş. Boşuna kıvırma Fırıldak Süleyman seninacın o yurtlardan alamayacağınız rüşvetler içindir. Boğazınıdüğümleyen ise acı değil oradaki katledilen insanlarındaha tüten yanmış et kokularıdır. Sen bilir misin Süleymanyanmış et kokusunu? Bilemezsin! Ama öğreneceksin“Anaların Öfkesi Sizleri Yaktığı” zaman öğrenirsin-öğre-neceksin! Halkımız bugün yaşadığımız her acının, açlığın,zulmün tek sahibi yalanlarla, duygu sömürüsü yaparaksizleri kandırmaya çalışan Süleyman Soylu gibi BinaliYıldırım gibi halk düşmanlarıdır. Onlara inanmayın onlaragüvenmeyin kentinize, köyünüze geldiklerinde bakmayınyüzlerine dönün onlara sırtınızı. Halkımıza Yaşatılan HerAcının Hesabını Soracağız!”

Yürüyüş

11 Aralık2016

Sayı: 551

HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA448

Page 49: HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA AKREP, TOMA DENİLENyuruyus.biz/pdf/pdf/551.pdf · 11 Aralık 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) Okmeydanı’nda Uyuşturucuya ve Yozlaşmaya Karşı

Musa Aşoğlu 2 Aralık’ta Alman-ya’nın Hamburg kentinde evi basılarakAlman polisi tarafından gözaltına alın-mıştır. Ardından çıkarıldığı mahkemecetutuklandı. Yapılan bu hukuksuzluküzerine yapılan açıklamalardan der-lediklerimiz şu şekilde;

Halk Cephesi (5 Aralık): “Musa Aşoğlu’nun da içerisinde ol-

duğu devrimcilerin başına 3 milyonpara ödülü konulmuş; CIA’inden İnter-pol’üne, MİT’ine, siyasi şube polislerinekadar seferber olunarak, deyim yerin-deyse Türkiyeli Marksist Leninist dev-rimciler için av başlatmıştır emperya-lizm… ABD, Almanya emperyalizmive Türkiye faşizmi işbirliği içerisinde-dirler.

Musa Aşoğlu bugün emperyalistAlmanya’nın tecrit hücrelerinde tutsaktır.Emperyalist Almanya ve Amerika’nın,işbirlikçi Türkiye oligarşisiyle beraberMusa Aşoğlu hakkında uluslararası birkomplo hazırlığı içerisinde olduğunutahmin etmek güç değil. Bununla berabernerede hangi ülke sınırlarında bir ha-pishanede kalacağı da şimdiden emper-yalistlerin üzerine karar vermeye çalıştığıbir konudur. Ne olursa olsun, sahiplenmeve dayanışmanın gücüyle emperyalizminyakasına yapışacak, hesap soracak ve“Musa Aşoğlu İçin Özgürlük!” şiarınıyayacağız…

Musa Aşoğlu’nun tutsak edilmesiAvrupa-Burjuva demokrasisinin iflasınıbir kez daha kanıtlamıştır. Hep söyledik,Avrupa demokrasisinin parlak yaldızlarınıkazıdığımızda altında görülen faşizmingamalı haçı olmaktadır…”

Sarıgazi Halk Cephesi (4 Aralık):“ABD emperyalizminin başına 3

milyon dolar koyacak kadar korktuğu,yüreği halk ve vatan sevgisi ile çarpanMusa Aşoğlu’nun saçının teline gelecekzarardan ABD ve Alman emperyalizmisorumludur. Bu halk evlatlarına yapı-lanları asla unutmaz. Kahrolsun Em-peryalizm Yaşasın Halkların Mücade-lesi!”Kuruçeşme Halk Cephesi (4 Aralık):

“… Dünya haklarının katili ABD

emperyalizmi Mahir Çayan’lardan kor-kuyor. “Kurtuluşa Kadar Savaş” diyen-lerden korkuyor. Katil emperyalizm va-tanın bağımsızlığı için mücadele edenDevrimcilerden korkuyor. Uyarıyoruzkarşılarına dikileceğiz! Dikildiğimiz gibielimizde ne var ne yoksa taşla tıpkıHatice Aşıklar gibi geleceğiz! Geleceğiz,halkların acısını yüreğinde hissedip halk-ların yüreğine su serpen Alişan Şanlılargibi en korunaklı sokaklarınızdan, enkorunaklı inlerinizi başınıza yıkmaya!”

Antep Halk Cephesi (5 Aralık):“ Emperyalistler başımıza ödüller

koyuyor. Ancak sosyalizm mücadelesiniengelleyemiyorlar. İşte bu, onların ça-resizliğinin, bizim ise gücümüzün vehaklılığımızın kanıtıdır. Emperyalizmne kadar çok saldırırsa, izlediğimiz yoluno kadar doğru olduğunun bilinciyle mü-cadele etmeye devam edeceğiz, ta kidünya halklarının katili emperyalist sis-temi dünya üzerinden silene kadar.”

Anti-Emperyalist Cephe / Halk Cephesi – Uluslararası İlişkilerKomitesi (3 Aralık): Emperyalistlertürlü yalan ve demogojilerle halklarındevrimci örgütlere olan güvenini yık-maya, devrimcileri halk nezdinde suçlugöstermeye çalışmışlardır. Başlarınaödül koyulan devrimcileri halkın içindegezemez hale getirmek için vermeye-cekleri para, ödül yoktur. Ancak dev-rimcileri tüm çabalarına rağmen halktankoparamazlar, ödül vaatleriyle devrim-cileri katlettiremezler.

Emperyalistlerin devrimcileri kat-letme, kaçırma politikalarına karşı bir-leşelim. Emperyalizm liderleri tecritederek, teslim almaya çalışarak örgütleribitirmeye, halktaki moral ve motivasyonuyok etmeye çalışıyor. Ancak hesaplarıtutmayacak, hiçbir devrimciyi teslimalamayacaklar!.."

Halkın Hukuk Bürosu (4 Aralık): Müvekkilimizin gözaltına alınması,

burjuva basında hemen “DHKP-C’ninüst düzey sorumlusu Almanya’da ya-kalandı” şeklinde haberleştirilmiştir. An-cak müvekkilimiz hakkında bugüne

kadar değil “DHKP-C’nin üst düzeysorumlusu olmak, örgüt üyesi olmaktanbile verilmiş bir tek ceza, hakkında yö-neticilik iddiasıyla açılmış bir tek davadahi bulunmamaktadır.

ABD, tüm dünyayı kendi çiftliğizannetmekte, Türkiyeli bir devrimciyibile “yargılama” yetkisini kendinde gör-mektedir. Amerika Birleşik Devletleri(ABD) Türkiyeli devrimcilerin başlarınaneden milyon dolarlık ödüller koymak-tadır? Türkiye’den binlerce kilometreuzakta bir devlet olan ABD’nin ülkemiztopraklarında ne işi vardır? Devrimcilerin“dış güçlerin maşası” olduğu demago-jisini sıklıkla kullanan AKP iktidarı,gerçekte kimin dış güçlerin sadece maşasıdeğil, uşağı olduğunu da açıklamalıdır.

(...) Şu halde, tüm dünyayı kan gölüneçeviren ABD’nin başına ödül koyduğumüvekkilimizin haklarının gasp edil-mesine karşı hepimiz tek vücut olmalıve sormalıyız; Alman emperyalizminiuyarıyoruz! Müvekkilimizin yaşamınıkirli hesaplarınız, emperyalist politika-larınız için pazarlık konusu yapmayın!Müvekkilimizin başına gelebilecek hertürlü olumsuzluktan Alman ve ABDemperyalizmi sorumlu olacaktır!”

Suriye Halk Cephesi (4 Aralık): Gözaltılarla, tutuklamalarla halkların

umudunu yok edeceklerini sananlar, ya-nılıyorlar. Bulunduğumuz her yerde,Alman konsolosluklarının önünde ya-pacağımız eylemlerle, yoldaşımızı tu-tuklamaktan sorumlu kurum ve kuru-luşlara göndereceğimiz faxlar ve e-mai-lerle “Musa Aşoğlu’na Özgürlük” tale-bimizi haykırımaya devam edecek veyoldaşımızı zulmün elinden çekip ala-cağız. Halkların ve devrimcilerin meşruanti- emperyalist, anti-faşist mücadelesini,Türkiye halklarının devrim özleminiyok edemezsiniz.”

Başımıza Milyon DolarlarKoysanız da Mücadelemizden

Asla Vazgeçmeyeceğiz!

11 Aralık2016

Yürüyüş

Sayı: 551

449AKREP, TOMA DENİLEN TENEKE KUTULARIN HÜKMÜ YOKTUR!

Page 50: HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA AKREP, TOMA DENİLENyuruyus.biz/pdf/pdf/551.pdf · 11 Aralık 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) Okmeydanı’nda Uyuşturucuya ve Yozlaşmaya Karşı

Halk Kurtuluş Savaşımızı Şehitlerimizle Büyüteceğiz, Zafere Ulaştıracağız!

DHKC Gerillası Oğuz Meşe Ölümsüzdür!Dersim - Ovacık'ta 6 Aralık'ta şehit

düşen DHKC gerillası Oğuz Meşe heryerde selamlandı... Halk Kurtuluş Sa-vaşçısı Oğuz Meşe için yapılan açık-lamaları yayınlıyoruz.

Halk Cephesi : (7 Aralık): “Dağlara çıkan ve dağlarda şehit

düşen her halk kurtuluş savaşçısı em-peryalizmin imha ve tasfiye politikalarınavurulmuş bir darbedir. Her şehidimiz,halklarımızın kurtuluş yolunu düzleyenyol açıcımızdır… Teşekkürler Oğuz…Teşekkürler halkımızın yiğit evladı…

Gençlerimiz yozlaşma batağında ya-rınsızlığın içine gömülürken gün begün; sen de tıpkı Onur gibi, tıpkı Çayangibi halklarımızın bağımsız demokratikve sosyalist yarınlarını genç ömrünleve emekçi ellerinle yaratıyorsun… Sana,tüm şehitlerimize ve halklarımıza sözolsun ki Oğuz, Dersim’in dağlarına,Munzur’un suyuna, Kürdistan toprağınabereket katan akan kanına söz olsun kihalk kurtuluş savaşımızı büyüteceğiz.Faşizme vurdukça örgütlenecek, örgüt-lendikçe vuracağız.”

Dersim Halk Cephesi: "Vatanımızı, topraklarımızı, yürü-

düğümüz yolları tutan Amerikan uşağıfaşist polisle girdiği silahlı çatışmadaşehit düştü. Şimdi onun silahı, onungibi gencecik delikanlıların ve yiğit ka-dınlarımızın omuzlarında yükselecek.Onun adını halkımız çocuklarına verecek.Onun adı hep yaşayacak."

Elazığ Halk Cephesi (7 Aralık):“20 yaşında bir genci yaşadığı şe-

hirlerden alıp, ta Dersim Dağlarına ge-tiren şey halk ve vatan sevgisidir. Dev-rime olan inançtır. Dersim bundan 22yıl önce de aynı acıyı bizlere 6 Aralık’tayaşattı. Kemal Askeri’den Oğuz Meşe’yemücadele devam ediyor. Gözün arkadakalmasın mavzerin yeni Şahanların el-lerinde yükselecek.”Esenyurt Halk Cephesi (7 Aralık):

“Halkımıza Çağrımızdır!Oğuz bizlere hak ve adalet müca-

delesi içinde yol gösterici olmuştur.Tüm halkımız Oğuz’u sahiplenmeyeçağırıyoruz! Halkın onurlu evlatlarınısahiplenelim. Onların mücadelesi bizimmücadelemizdir. Gerillalarımız halkınöncüsüdür. Halkı için ekmeği için canınıfeda edenlere borcumuzdur Oğuz Me-şe’nin ve katledilen tüm evlatlarımıziçin hep birlikte hesap soralım.”

Gazi Halk Cephesi (7 Aralık):“Oğuz devletin uyuşturucu bataklı-

ğından çıkıp kendini Halk Kurtuluş Sa-vaşına adayan bir delikanlıdır, Oğuz buhalkın evladıdır, onurudur, namusudur!

Oğuz, gencecik yaşında adalet içinaçlığa son vermek için yoksulluğa sonvermek için katliamların hesabını sormakiçin düştü toprağa. Oğuz yerin onlarcametre altında evine ekmek götürebilmekiçin ezilen maden işçilerinin hesabınısormak için, evinde katledilen DilekDoğan’ın katillerinden hesap sormakiçin savaşçı oldu. Oğuz halkımızın ya-şadığı acıların hesabını sormak canınıfeda etti. Oğuz hayatını ömrünü sava-şımıza adadı. Oğuz şimdi mahallemizingençlerine umuttur, yoldur. Oğuz’unkanını yerde bırakmayacağız.”Kuruçeşme Halk Cephesi (7 Aralık):

“Sevinmesin katil oligarşi ülkemizdeadaletsizliğiniz katliamlarınız sürdüğüsürece unutmasın ki AKP’nin katil iti –MİT’i Cömertlerimiz, Çayanlarımız,Onur Polatlarımız, Bernalarımız, Çiğ-demlerimiz silah elde savaşanlarımız

Yürüyüş

11 Aralık2016

Sayı: 551

HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA550

Page 51: HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA AKREP, TOMA DENİLENyuruyus.biz/pdf/pdf/551.pdf · 11 Aralık 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) Okmeydanı’nda Uyuşturucuya ve Yozlaşmaya Karşı

bitmeyecek tükenmeyecektir. Selam olsun halkın kurtuluşu içinsavaşan DHKC Gerillalarına.”Okmeydanı Halk Cephesi (7 Aralık):

“Anadolu halkları seni unutmayacak. Kanınla suladığınAnadolu topraklarında binlerce karanfil olup Anadolu’nun tümdağlarında şehirlerinde patikalarında açacağız. Anadolu’nuntüm dağlarında şahanlar olup şehitlerimizin hesabını soracağız.Anadolu ihtilalini zafere taşıyacağız, sana söz.”Sarıgazi Halk Cephesi (7 Aralık):

“ O namlulardan çıkan kurşunlarla, akan kanlarımızla umuduyazmaya devam ediyoruz. Halkımız bu düzenin çürümüşlüğünekarşı çocuklarımızı bu düzenin yozluğuna ve pisliğine karşı ko-rumak için savaşa katılalım gerillayı destekleyelim.”Halk Cephesi Uluslararası İlişkiler Komitesi (7 Aralık):

“… AKP, gerillalara kucak açan dağları sürekli bombalayarak,Dersim köylerinde ve ilçelerinde yaşayan halkın giriş çıkışlarınısürekli denetleyerek, buraları “güvenlikli bölge” ilan ederekhalkın öncülerini, gerillaları katlediyor. Son iki haftada onlarcagerilla bu saldırılar sonucu şehit düştü… Halkı için ömrünün engüzel çağlarını dağlarda bıraktı… Oğuz Meşe ardında bıraktıklarınabakmadı, Onur Polat’tan, Çayan Gün’den aldığı bayrağı dahayukarılara taşımak için dağlara koştu! Bir yanda gerillayı tasfiyeedenler; halkı, katiller karşısında umutsuz bırakanlar, bir yandatüm azmiyle dağlara koşanlar… Yolun açık olsun Oğuz… Hemdağlarına, hem de özgürleşecek vatan toprağına kavuştun…Tüm dünya halkları seninle, tüm gerilla tutsakları seninle…Genç ömrünü, yıllarını, umutlarını taşıyacağız milyonlara…”

TAYAD'lı Aileler (6 Aralık):"Gençlerimiz, evlatlarımız dağlarda şehit düşüyor. Binlerce

genç bu adaletsiz, bu aşağılık, bu haksız düzene karşı yaşamlarınınbaharında toprağa düşüyorlar. Anadolu topraklarında isyangiderek büyüyor, meydanları, sokakları, sendikaları, dernekleri,gazeteleri, televizyonları yasaklanan gençlerimiz umudu dağlardagörüyor. Oğuz Meşe de o gençlerimizden biriydi. Dersim-Ovacık karayolundaki polis noktasında girdiği çatışmadakatledildi, şehit düştü. Kim Oğuz’a ve Oğuzlara ne diyebilir ki?Oğuz defalarca kez demokratik eylemlerinden kaynaklı gözaltınaalındı işkence gördü, direnen işçilerin yanında olduğu için'işimi geri istiyorum' diyen işçilere destek olduğu için saldırıyauğradı. Oğuz bir işçi olarak 1 Mayıs’a katılamadı. 1 Mayıslarıkutlamasına izin verilmedi, her 1 Mayıs’ta polis terörüylekarşılaştı. Uyuşturucu çeteleri tarafından katledilen Hasan Feritİçin adalet istedi diye gözaltına alındı hakkında davalar açıldı.Dilek Doğan için adalet istediği için saldırıya uğradı…

Oğuzlara başka seçenek bırakılmadı, bu ülkede adaletsizliğe,yoksulluğa, yozlaşmaya karşı olmak için dağlara çıkmaktanbaşka çaresi kalmadı Oğuzların…

Oğuzlar, Çayanlar, Onurlar… Çiğdemler, Bernalar… Dilekler,Yılmazlar, Feritler… Hepsi pırıl pırıl gençlerimizdi. Kimisikendini feda etti, kimisi sadece uyuşturucuya karşı çıktı, kimisi“galoş giyin” dedi, ama hepsini bu kahrolası düzen katletti.Elinde silah varmış ya da yokmuş ne farkı kaldı ki artık? Genç-lerimiz, gencecik bedenleriyle toprağa düşüyorlar… Kendilerindensonrakilerin düşlerini gerçek kılmak için canlarını feda ediyor-lar…"

Kıraç Kuruçeşme Mahallesi'nde 6 Aralık sabaha karşıdağların şahanı Oğuz Meşe’nin şehitlik haberi, CepheMilisleri tarafından yazılama ve pankartlarla halka duyuruldu.Kuruçeşme Cephe Milisleri bu konuyla ilgili yaptığıaçıklamada şunlara değindi: "Oğuz Meşe Esenyurt Kuruçeşmesokaklarında büyümüştür. Oğuz Meşe aslen Tokat Niksarlıyoksul halk çocuğudur. Oğuz Meşe’nin adımlarını takipeden yoksul halk çocukları umudu kuşanacaktır. Halkıngerillası Oğuz Meşeler bitmez. Hayatının baharında faşizmekarşı kinle hesap sorma bilinci ile çıktı Dersim Dağlarına vehesap sordu. Faşizmin zulmüne karşı binlerce genci yaşlısıylaOğuz Meşe'nin silahını devir alacağız... Korkun halkdüşmanları namlularımızdan çıkan adalet kurşunlarımızdankurtulamayacaksınız. Bize ölüm size uyku yok!"

Okmeydanı: Halk Cepheliler 7 Aralık'ta Dersim’de şehitdüşen DHKC gerillası Oğuz Meşe’yi astıkları pankartla se-lamladılar… Ayrıca aynı gün yazalamalarla da Oğuz Meşeselamlandı.

Sarıgazi: Sarıgazi Halk Cephesi 7 Aralık'ta Dersim’deşehit düşen DHKC gerillası Oğuz Meşe için pankart astı.

Devrim Yürüyüşümüzü Umudun Sesiyle Daha İleriyeTaşıyacağız! Tüm saldırılara, baskılara inat bizler herdaim halkın yanında yer almaya dervim yürüyüşümüzüsürdürmeye devam edeceğiz. Güçlü olan biziz, bizi güçlükılan ısrarımız, halka ve vatana olan sevgimizdir. Bundandolayı ısrarla daha fazla eve daha fazla kişiye umudunsesini uluştırmak bizim görevimizdir. Her okurun her da-ğıtımcının görevi her gün hedeflerine yeni hedefler koy-maktır.

İSTANBUL Okmeydanı: Fotoğraf ve Sinema Emek-çileri 30 Kasım'da Okmeydanı’nda Yürüyüş dergisidağıtımı yaptı. Halkla, kurumlara yönelik baskınların an-latıldığı çalışmada 25 dergi halka ulaştırıldı.

Nurtepe: TAYAD’lı Aileler olarak Nurtepe’de 2Aralık'ta Yürüyüş dergisi dağıtımı yaptı. Yaklaşık 1 saatsüren dağıtımda 25 dergi halka ulaştırıldı.

ANADOLU Hatay: Harbiye Mahallesi'nde 26 Kasım'daYürüyüş dergisi dağıtımına çıkıldı. Esnafa kurtuluşun di-renişten ve halkın örgütlü mücadelesinden geçtiği, OHAL’indevrimcileri yıldıramayacağı anlatıldı.

Antep: Düztepe Mahallesi'nde 3 Aralık'ta yapılandergi dağıtımı boyunca halkla sohbet edilip çay içildi.

Oğuz Meşe'nin Silahını Devralacak, Hesap Soracağız!

Gerçekleri Halka Ulaştırmamıza Hiçbir Güç Engel Olamaz

11 Aralık2016

Yürüyüş

Sayı: 551

551AKREP, TOMA DENİLEN TENEKE KUTULARIN HÜKMÜ YOKTUR!

Page 52: HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA AKREP, TOMA DENİLENyuruyus.biz/pdf/pdf/551.pdf · 11 Aralık 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) Okmeydanı’nda Uyuşturucuya ve Yozlaşmaya Karşı

Av ru pa’da

Musa Aşoğlu İçin EylemHamburg’ta Halk Cephe'liler ve

Dev-Genç'liler 3 Aralık CumartesiMusa Aşoğlu'nun tutulduğu St. GeorgKarakolu önünde eylem yaptı. MusaAşoğlu’nu sahiplenen Cephe'lilerdenkorkan Alman polisi, kitleyi görünceçevredeki tüm araçlarını sirenlerlekarakol önüne çağırdı. Eylem başlarbaşlamaz bildiri okuyan arkadaşımız

engellenmeye çalışıldı. Eyleme 16 kişi katıldı.���

Hollanda Dev-Genç’tenMusa Aşoğlu İçin Yazılama

5 Aralık Pazartesi günü Hollanda’nın Rotterdamşehrinde Hollanda Dev-Genç’liler duvarlara MusaAşoğlu’nu sahiplenen yazılamalar yaptı.

İsviçre’de “Halk Meclisleri

GücümüzdürGrup Yorum

Konseri” Yapıldıİsviçre Liestal’da bütün kara propagandaya rağmen "Halk

Meclisleri Gücümüzdür, Grup Yorum" konseri yapıldı.Grup Yorum’un 7 üyesinin faşist Türkiye mahkemeleri ta-

rafından tutuklanması sebebiyle konser öncesi yoğun bir şekildeGrup Yorum konserinin iptal edildiği yönünde kara propagandayapılmasına rağmen konser 500 kişinin katılımıyla çoşkuylayapıldı.

Konserde Halk Meclisleri girişim komitesi adına konuşmayapıldı. Avrupa'da yaşanılan sorunlar ele alınarak meclislerdeörgütlenelim çağrısı yapıldı.

���

Londra’da Grup Yorum Baskınlara Karşı, Faşist TürkiyeElçiliği Önünde Protesto Gösterisi Yapıldı

02 Aralık Cuma günü OHAL’ile, halka ve devrimcilereyapılan saldırılara karşı ve AKP faşizmini teşhir etmek için birprotesto gösterisi yapıldı. Zılgıtlar eşliğinde atıldı sloganlar. Veardından İngiltere Halk Cephe'sinin açıklaması okundu.

Londra Halk Cephesi ���

UMUDUN TÜRKÜLERİNE KELEPÇE VURAMAZSINIZ!GRUP YORUM HALKTIR SUSTURULAMAZ!

AKP sanata düşmandır, işini isteyen emekçiye düşmandır,madende can veren kadar madenci yakınlarına da düşmandır,adalete olduğu kadar adalet mücadelesi veren avukata da düş-mandır! Bütün çabalarınız boşunadır, Grup Yorum, halka karşısuç işleyenlerle yan yana durmadı durmayacaktır.

Grup Yorum 31 yıldır halkın müziklerini yapıyor, 31 yıldırdevrimci sanat yapıyor ve 31 yıldır faşizme karşı mücadele ediyor.

Londra Yürüyüş Dergisi Temsilciliği���

Fransa Özgürlük Komitesi Açıklaması Açıklamada: "GRUP YORUM KONSERİ DÜZENLEDİ

DİYE DEVRİMCİLERE, DEVRİMCİLERİN DOSTLARINA20 YIL, 10 YIL, 5 YIL… FRANSA DIŞINA ÇIKAMAMA CE-ZASI VERİYOR FRANSA DEVLETİ! FRANSA DEVLETİözgürlükleri gasp etmeye devam ediyor. TÜRKİYELİ DEVRİMCİADEM YILDIZ’I Türkiye faşizmine teslim etme hazırlıklarıyapıyor şu sıra… Haklarımıza ve özgürlüklerimize örgütlenereksahip çıkacağız! Bunun başka bir yolu yoktur" denildi.

Yunanistan’dan Direnen Emekçiler ve Grup Yorum ile DayanışmaAçıklaması

Açıklamada: "18 Kasım’da İdil Kültür Merkezi’ne saldırıyapıldı ve 7 Grup Yorum üyesi gözaltına alınıp tutuklandı.

Grup Yorum devrimci bir tarihe sahip bir müzik grubudur.1985’te kurulduğu günden bu yana defalarca baskılara uğramış,tutuklanmıştır. Yasaklanan ya da iptal edilen konserlerininsayısı hiç de az değildir. Şarkılarında faşizme ve emperyalizmekarşı direnişi, eşitliği, özgürlüğü dile getiriyorlar" denildi.

Londra'da 102. Halk Toplantısı Yapıldıİngiltere'nin Londra şehrinde halk toplantısı

yapıldı. Toplantıda tutuklanan Musa Aşoğlu hakkındabilgi verildi ve sahiplenme eylemleri yapılması içinkararlar alındı. Ayrıca Türkiye faşizmi tarafındanGrup Yorum'a yönelik uygulanan baskılar için destekeylemleri yapılacağı konusunda karar alındı. 31kişinin katıldığı halk toplantısı Grup Yorum şarkılarısöylenerek sona erdi.

UYUŞTURUCUYA, FUHUŞA, KUMARA VEHER TÜRLÜ YOZLAŞMAYAİZİN VERMEYECEĞİZ!

Hamburg’ta 2 Aralık Cuma günü “Yozlaşma Uyan,Emperyalizme Karşı Diren” adı altında yozlaşmayakarşı kampanya başlatıldı. Hamburg’da kampanyanınilk günü için Hamburg bölgesini seçen Dev-Genç’liler,kampanyayı açıklama okuyarak başlattılar. 100 adetAlmanca yazılı bildiri dağıtıldıktan sonra Hamburgesnafları gezildi. Yoğun ilgi gösteren esnafların hepsiDev-Genç’lileri çok sıcak karşıladılar. Harburg bölge-sinde 20 adet afiş asıldı ve yaklaşık 150 Türkçe yazılıbildiri, yani toplamında 250 adet bildiri dağıtıldı. Kam-panya çalışmasına 5 Dev-Genç’li katıldı.

Almanya'nın Dortmund şehrinde 2 Aralık günüsaat 17:00'da Dortmund merkez istasyonu önündeyozlaşmaya karşı eylem yapıldı. Eylemde Türkçeile Almanca yozlaşma hakkında bildiri okundu, yoz-laşmayı tehşir eden sloganlar atıldı. Eyleme 6 NRWDev-Genç'li katıldı.

Yürüyüş

11 Aralık2016

Sayı: 551

HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA52

Page 53: HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA AKREP, TOMA DENİLENyuruyus.biz/pdf/pdf/551.pdf · 11 Aralık 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) Okmeydanı’nda Uyuşturucuya ve Yozlaşmaya Karşı

NURİYE GÜLMEN’İ ARAYALIM!ACUN KARADAĞ’I ARAYALIM!

AKP faşizmi saldırarak, işkence yaparak, gözaltınaalarak NURİYE VE ACUN ÖĞRETMENLERİMİZİsusturmaya, “beni attınız, zulmünüze boyun eğiyorum”dedirtmeye çalışıyor.

NURİYE VE ACUN ÖĞRETMENLERİMİZ’indirenişi tam da böyle bir direniştir! Onların bu onurluve haklı direnişlerinin sesi olalım!

Atina’da Polis Tarafından KatledilenAleksi İçin Anma Yürüyüşü Yapıldı

Yunanistan’da polis tarafından Atina’nın Ekserhiyasemtinde 6 Aralık 2008’de, 15 yaşında katledilen Alek-sandıras Grigoropulos’un ölüm yıldönümü nedeniylesabah saatlerinde arkadaşları tarafından katledildiği yerçelenkler ve mumlarla süslendi. Akşam saat 18.00’daise Yunan Solu çağrısı üzere Propilya Meydanı’ndayaklaşık 3000 kişinin katıldığı bir yürüyüş düzenlendi.

Hamburg Dev-Genç’liler Bizim Gençlik Dergisi Dağıttı

30 Kasım Perşembe günü Hamburg Dev-Genç’lilerBizim Gençlik dergisi dağıttılar. 4 kişinin katıldığı veyaklaşık 1,5 saat süren dergi dağıtımında 52 tane dergidağıtıldı.

���

Londra Dev-Genç Stant Açtı!3 Aralık Cumartesi günü 13.00-14.30 arası Londra’nın

Woodgreen bölgesinde Dev-Genç’liler tarafından stantaçıldı.

3 kişinin katıldığı ve 1 buçuk saat süren çalışmadagençlerle sohbet edilerek “Bizim Gençlik” dergisininiçeriği anlatıldı ve Dev-Genç tanıtıldı.

���

Londra Dev-Genç’ten Kitap Okuma GünüLondra’da Cuma günü 2 Aralık tarihinde Londra

Dev-Genç’liler okuma günü için bir araya geldiler.Gençler okuma gününde “Che” adlı kitabı okudular veyürüyüş dergisinden Avrupa köşesini okudular. Yaklaşık2 saat süren okuma gününe 10 Dev Gençli katıldı.

���

Hollanda Dev-Genç'liler 2 Aralık günü Hollanda'nınRotterdam şehrinde yozlaşmaya teslim olma başlıklıbildiri dağıttı. Eylemde 150 bildiri dağıtıldı.

Anadolu Kültür Merkezi Pazar Kahvaltısıve Film Gösteriminde Buluştu

4 Aralık Pazar Günü Avusturya’da Innsbruck AnadoluKültür Merkezi’nde ailelerle birlikte kahvaltı düzenlendi.Düzenlenen kahvaltı öncesi ailelerle beraber hazırlıklaryapıldı. Ailelerin katkılarıyla kolektif bir şekilde hazırlanankahvaltı programı 11.00’da başladı. Kahvaltının ardındanhep birlikte “İftarlık Gazoz” filmi izlendi. Yaklaşık olarak20 kişinin katıldığı program Nuriye Gülmen, Acun Karadağve Semih Özakça´nın günlerdir süren direnişine selamgönderilmesinin ardından sona erdi.

Marl Alevi Kültür Merkezi’nde Yozlaşmaya Karşı Panel

Panel kumar alışkanlığını anlatan bir sinevizyon ilebaşladı. Ardından kumar alışkanlığı olan biri konuşmayaptı, nasıl bağımlı olduğunu ve kumardan nasıl kurtul-duğunu anlattı. Kurtulma nedeninin sahiplenme, sevgive saygı olduğunu ve devrimcilerin ve eşinin desteğiylebu bağımlılığı yendiğini anlattı.

Başka bir panelist, yozlaşmanın temel nedenlerininne olduğu ve buna karşı nasıl bir mücadele vermek ge-rektiğini anlattı. Fransa'da Adem Yıldız İçin

Destek EylemleriFransız devletinin Adem Yıldız hakkında "düzenimizi

tehdit ediyor" açıklamasına karşı, Fransa Özgürlük Ko-mitesi tarafından Paris'te 60 Avukatın katıldığı avukatlattoplantısına katılarak Adem Yıldızın durumu anlatıldı.Ayrıca Melun şehrinde Adem Yıldız'ın durumu hakkında150 bildiri dağıtıldı, Paris'te 300 bildiri dağıtıldı, 15imza toplandı, Paris Strasbourg Saint Denis semtinde150 bildiri dağıtıldı, 30 imza toplandı.

Londra’da Yürüyüş Dergisi Dağıtımı3 Aralık Cumartesi günü Edmonton, Enfield ve Tot-

tenham Mahalleleri’nde özellikle kahvehanelerde topludergi dağıtımı yapıldı.

Yaklaşık iki saat süren dergi dağıtımı boyunca 45dergi halklarımıza ulaştırıldı.

���

Londra'da Yürüyüş Dergisi Standı AçıldıLondra'nın Wood Green bölgesinde 13:00 14:00 arası

açılan stantta 4 tene adet halka verildi.

Stuttgart'ta Grup Yorum İle

Dayanışma EylemiAlmanya'nın Stuttgart şehrinde Grup Yorum için da-

yanışma eylemi yapıldı. 32 kişinin katıldığı eylemdehepbirlikte Yorum türküleri söylendi, halaylar çekildi,marşlar söylendi, sloganlar atıldı.

Atina'daki Küba Büyükelçiliği'neTaziye Ziyareti

3 Aralık günü Atina Halk Cephesi Fidel Castro'yuanmak için Atina'da Küba Büyükelçiliği’ne gitti. Açılantaziye defterine mesaj yazıldı.

11 Aralık2016

Yürüyüş

Sayı: 551

53AKREP, TOMA DENİLEN TENEKE KUTULARIN HÜKMÜ YOKTUR!

Page 54: HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA AKREP, TOMA DENİLENyuruyus.biz/pdf/pdf/551.pdf · 11 Aralık 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) Okmeydanı’nda Uyuşturucuya ve Yozlaşmaya Karşı

AVRUPA’dakiBİZ

- Devrimcilik; halkını ve vatanınısevmektir.

- Devrimcilik; vatanını düşmanlarakarşı savunmaktır.

- Devrimcilik; eşitlik, adalet ve öz-gürlük istemektir.

- Devrimcilik; vatanımızın özgür-lüğü, halkımızın bağımsızlığı için sa-vaşmaktır.

- Devrimcilik; sevgi ve emektir.- Devrimcilik; çoşku ve moraldir.- Devrimcilik; "ben" değil "BİZ"

olabilmektir.Bu tür örneklerle devam edebiliriz.

Ama öncelikle sormak istiyoruz, bu ör-neklerden hangisi suç sayılabilir? Hangisi"terör" kavramı ile bağdaştırılabilir?Terör nedir? Terör masum insanları kat-letmektir. Devrimcilik ise masum insanlar,yoksul insanlar için mücadele etmektir,kendini onlar için feda edebilmektir.Kendini düşünmek yerine yanıbaşında-kileri düşünmektir. Yüzünü bile görme-diğin insanları düşünmektir. Sadece bu-radan bile sonuç çıkartabiliriz ki... DEV-RİMCİLİK YAPMAK SUÇ DEĞİL-DİR, HEPİMİZİN GÖREVİDİR.

2 Aralık günü akşam saat 22:00'daAlmanya’da emperyalistlerin ”terörist"ilan ettikleri Musa Aşoğlu özel TİMtarafından gözaltına alındı ve hiçbirşekilde kimseye haber verilmeden Al-manya'nın Karlsruhe şehrine götürülüptutuklandı.

Musa Aşoğlu Almanya'da hiçbir“suç” işlememiştir, hakkında hiçbir “suç-lama” dahi yoktur. ABD tarafından ta-mamen siyasi nedenlerden dolayı “ara-nanlar listesi”ne alınmış, başına 3 milyondolar ödül konulmuştur. Evet ABDdevleti 3 milyon dolar ödül koymuşturMusa Aşoğlu'nun başına, çünkü MusaAşoğlu, hayatını ezilen halklar için mü-cadeleye adamıştır. ABD dünya halk-larına karşı ne kadar suçluysa MusaAşoğlu da o kadar suçsuzdur. ABDhalk düşmanıdır, nerede katliam ve kanvarsa, nereden masum çocukların ölühaberleri ard arda geliyorsa ORADAEMPERYALİZM VARDIR, ORADAABD VARDIR!

ABD ezilen halkların baş düşma-nıdır, sadece daha fazla toprak parçasınahakim olabilmek için, karına kar ka-tabilmek için, daha zengin olabilmekiçin, halkı sefalet içinde yaşatmak zo-runda. Birilerinin zengin olabilmesiiçin, diğerleri daha yoksul olmak zo-runda. Emperyalizm azgın bir cana-vardır, açgözlüdür, yetinmez, süreklidaha fazla ister. Bu açgözlülük, karhırsı her şeyi yaptırır.

Musa Aşoğlu ise hayatını devrimeadamış bir devrimcidir... Sömürü sonbulsun, insanın değerli olduğu yepyenibir dünya kurulsun diye mücadele edi-yordu. Emperyalizme karşı savaşmakmeşrudur, görevdir. Suç değildir.

Alman devletine sesleniyoruz, MusaAşoğlu halka karşı hiçbir suç işlememiştirve derhal serbest bırakılmalıdır. Ülkemizisömüren halkların katili ABD'ye karşıolmak, faşizme karşı olmak meşrudur.ABD katliamcı halk düşmanıdır, Türkiyefaşizmi ise emperyalizmin uşaklığınıyapan halkımızı aç ve yoksul bırakandır.Tek çare var, kendimize, halkımıza, va-tanımıza sahip çıkacağız, kendimizi düş-mana karşı koruyacağız... Kendimizikorumak, düşmana karşı savaşmaktır.Savaşımız halkların kanını emen em-peryalizme ve faşizme karşıdır.

Avrupa'nın her yerinde bunları an-latmalıyız, buna yönelik çalışmalaryürütmeliyiz. Devrimciliğin meşrulu-ğunu Avrupa'da yaşayan halkımıza an-latmalıyız.

Herkese anlatmalıyız ki devrimcilikyapmak suç değildir. Görevdir, zo-runluluktur.

- Bulunduğumuz bölgede Almankonsolosluklar veya elçilikler önündeeylemler düzenleyelim.

- Türkiyelilerin yoğun olduğu ma-hallelerde bildiri dağıtalım, afişlemeve pullama yapalım.

- Mektuplar yazalım. Bir hedef ko-yalım örneğin "Musa Aşoğlu’nu Sa-hipleniyoruz, 5000 Mektup Yazıyoruz”gibi…

- Musa Aşoğlu'nun meşruluğunuve haklılığını herkese tek tek anlatalım.

DEVRİMCİLİK YAPMAK SUÇ DEĞİLDİRMUSA AŞOĞLU DERHAL SERBEST BIRAKILSIN!

Avrupa Halk Cephesi, HollandaDev-Genç, Avusturya Halk Cephesi,Stuttgart Halk Cephesi, NRW Dev-Genç, Hamburg Dev-Genç, HamburgHalk Cephesi, NRW Halk Cephesi,İsviçre Halk Cephesi, İngiltere HalkCephesi, Belçika Halk Cephesi, 2Aralık günü evi basılarak Musa Aşoğ-lu'nun tutuklanmasına ilişkin açık-lama yaptı, açıklamada: "Musa Aşoğ-lu bir devrimcidir. Devrimcilerin vebütün dünya halklarının can düşmanıAmerikan emperyalizmi tarafındankellesine ödül biçilen devrimciler-dendir.

Sadece Amerikan emperyalizmide değil, tüm emperyalistler ve özeldeAlman emperyalizmi de devrimcilerekarşı yürüttüğü soruşturmalarla, tu-tuklamalarla, türlü baskılarla suç iş-lemeye devam etmektedir.

Devrimcilere karşı suç işlemekhalklara karşı suç işlemektir!Çünkü devrimcilerin tek suçu, hal-kın sömürülmesine, katledilmesine,işkence edilmesine, halka baskı uy-gulanmasına karşı halkları bilin-çlendirmek, örgütlemek ve direnişesevk etmektir.

MUSA AŞOĞLU’ nun Amerikanemperyalizmine teslim edilmeyeceğiderhal kamuoyuna açıklanmalıdır vederhal serbest bırakılmalıdır…" de-nildi.

Devrimcilik YapmakSuç Değildir

Musa Aşoğlu DerhalSerbest Bırakılsın

Yürüyüş

11 Aralık2016

Sayı: 551

HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA554

Page 55: HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA AKREP, TOMA DENİLENyuruyus.biz/pdf/pdf/551.pdf · 11 Aralık 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) Okmeydanı’nda Uyuşturucuya ve Yozlaşmaya Karşı

3- ARAÇ 4- DENETiM

1- HEDEF 2- İÇERİK

5- SLOGAN- bildiri

- afiş

- mektup yazma

- stant açma

- kişiden kişiye

- kulaktan kulağa

Avrupa Dev-Genç saflarında Musa Aşoğlu için, kampanya yürütüp serbest bırakılmasını istemeliyiz.

Bunları hayata geçirebilmek için gerçekçi bir plan program yapmalıyız veiyi bir denetim mekanizması işletmeliyiz.

“DEVRİMCİLİK YAPMAK SUÇ DEĞİLDİR” adı altında yürütmeliyiz kampanyayı ve bu sloganı

her yerde kullanmalıyız. Sloganımızla, sesimizi boğmak isteyen düşmana karşı

sesimizi daha sesli çıkartıyoruz. Düşüncelerimizden vazgeçmediğimizi gösteriyoruz.

bir kampanya nasıl örgütlenir

Page 56: HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA AKREP, TOMA DENİLENyuruyus.biz/pdf/pdf/551.pdf · 11 Aralık 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) Okmeydanı’nda Uyuşturucuya ve Yozlaşmaya Karşı

“Onurumuz, insanlığımız ve değerlerimiz için, ideo-lojimiz için, sosyalizm davası için, insana yaraşır şekil-de yaşamak için aç kaldım ben yoldaşlarım ve halkımiçin ölüme yürüdüm.”

Berkan Abatay

17 Aralık - 25 Aralık

Şaban ŞEN: 1961 Balıkesir, Gönen doğumludur. Dev-

rimcilikle öğretmen okulunda tanıştı. İstanbulÜniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisiykenbir Dev-Genç’li olarak mücadelenin için-deydi. Emekçi, çalışkan, kendini geliştiren,inisiyatifli olmasıyla Dev-Genç içinde öneçıktı. 1980'de tutuklandı. '84 Ölüm Orucu

Direnişi’nde 1. Ekiplerde yer aldı. On yıllık tutsaklığınınardından tahliye edildiğinde yurtdışına çıkarıldı, yurtdışıörgütlenmesi siyasi sorumluluğu görevini üstlendi. Bugörevi sırasında 18 Aralık 1991’de Belçika'da geçirdiğitrafik kazası sonucu aramızdan ayrıldı.

Şaban Şen

Şahin AYDIN:19 Aralık 1974’de İstanbul’da okulunun

önünde durakta beklerken falçata ile katle-dilen Şahin Aydın, İYÖKD yöneticisiydi.Devrimci gençliğin ‘73 sonrası ilk şehididir.Katledilmesi birçok okulda ilan edilen boy-kotla protesto edildi. Cenazesinde 12 Martsonrasının en büyük kitlesi toplandı.

Şahin Aydın

Nurettin GÜLER:1956 yılında Dersim Hozat'ta doğdu.

Devrimci hareketin Kürdistan'daki militanönder kadrolarındandı. 1974-75'lerden iti-baren Elazığ ve Dersim'de Dev-Genç'in ör-gütlenmesinde, faaliyetlerinde yönetici ola-rak görev yaptı. 1978 ortalarında Elazığ’dagörevlendirildi. Bölgede kurulan Faşist Te-

röre Karşı Silahlı Mücadele Ekipleri'nden birinin sorum-lusuydu. 12 Aralık 1978'de, Elazığ’da faşistlere karşı ger-çekleştirilen bir eylem sonrası polisle girdiği silahlıçatışmada şehit düştü.

Nurettin Güler

Asaf TUNÇ:1953 yılında Denizli'nin Güney ilçesinde

doğdu. İDMMA’da anti-faşist mücadeledeyer aldı. Dev-Genç içinde eylemlere katıldı,görevler aldı. 19 Aralık 1978 tarihinde İs-tanbul Çarşıkapı’da faşistler tarafından ku-rulan bir pusuda katledildi.Asaf Tunç

Berkan ABATAY:1975’te İstanbul Şişli’de doğdu. Aslen

Erzurumlu, Kürt-Alevi yoksul bir aileninçocuğudur. İki kardeşi yoksulluktan dolayıyeterince bakılamadığı için zatürredenöldü. Berkan da, sadece ilkokulu okuya-bildi.

Bir dönem fanatik bir futbol taraftarıolarak Beşiktaş Çarşı Grubu’na katıldı. Ancak DevrimciSol’cularla tanıştıktan sonra yaşamı değişti. Okmeyda-nı’nda mücadele içinde yer aldı. Daha sonra silahlı birekipte istihdam edildi. 1997'de tutsak düştü. 4. ÖlümOrucu Ekibi’nde yer alarak, açlığın koynundaki ölümyürüyüşünü tam 589 gün sürdürerek 20 Aralık 2002’deölümsüzleşti.

Berkan Abatay

Fevzi AZIRCI:1954 Kırklareli doğumludur. Bir Dev-

Genç’liydi Fevzi, okulunda gençliğin antifaşist mücadelesinde yer aldı. 22 Aralık1977’de Galatasaray Mühendislik YüksekOkulu’nu basan faşistleri püskürtmek içinkitlenin önünde dövüşürken bıçaklanarakkatledildi.

Fevzi Azırcı

Nadir ÖLMEZ:Nadir, 1957 Nevşehir-Ürgüp doğum-

luydu. Bursa DEV-GENÇ saflarında mi-litanlığıyla, cüretiyle birçok eylemde enönde yer aldı. 23 Aralık 1979’da MaraşKatliamı’nı protesto etmek için yapılanbir eylemin güvenliğini sağlarken, çıkançatışma sırasında vurularak şehit düştü.

Nadir Ölmez

KAYBEDİLDİ:İsmail BAHÇECİ:Bahçeci, 1968 doğumludur. İstanbul’da

ilk kurulan öğrenci derneği MÜBYÖD’ünbaşkanlığını yapmıştı. TÖDEF’in kurucularıarasındaydı. DEV-GENÇ içinde birçokgörev üstlendi. 1992’den gözaltına alın-masına kadar Devrimci Sol Savaşçısı olarak

mücadelesine devam etti. 24 Aralık 1994’de polis tarafındangözaltına alındı ve gözaltında kaybedildi.

İsmail Bahçeci

Page 57: HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA AKREP, TOMA DENİLENyuruyus.biz/pdf/pdf/551.pdf · 11 Aralık 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) Okmeydanı’nda Uyuşturucuya ve Yozlaşmaya Karşı

Şeyh BEDRETTİN:1300’lü yılların sonları ile 1400’lerin

başları arasında yaşayan Bedreddin, Ana-dolu’daki en büyük halk ayaklanmalarındanbirine önderlik etti. Tutsak düştüğünde, dö-nemin en ünlü Osmanlı ulemasının katıldığıbir “mahkeme”nin karşısına çıkarıldı. AmaçBedreddin’in düşüncelerini mahkûm etmekti.Ama başaramadılar. “Neden hükümdarınyüce buyruklarına boyun eğmez başkaldı-

rırsın” sorusunu “Yüce buyruk hakikatin buyruğudur. Zorbalığısineye çekmeyin, zorbaya boyun eğmeyin diyen bir buyruktur”şeklinde cevapladı. Bu düzmece mahkemede, hakkında idamkararı verildi. 18 Aralık 1416’da bugün Yunanistan sınırlarıiçinde bulunan Serez'in Bakırcılar Çarşısı’nda idam edildi.Osmanlı’nın hizmetine girmeyi kabul etmesi durumunda, Şey-hülislam olabilecekken, “Böylesi düzenin dişlilerinden biriolacağımıza, ezilenlerinden biri olmak yeğdir” diyerek, hakikatinsavaşçısı olmayı seçen Bedreddin’in bedenini öldürdüler, dü-şünceleri ise ölümsüzleşti.Şeyh Bedrettin

"Okul (İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi) işgal altın-dayken, başta yalnızca iki kız dört erkek gidiyorduk, her gündayak yedik. Anfide arkamız tamamen boştu. Sonra yediolduk, on olduk, giderek biz de dayak atmaya başladık. Hergeçen gün faşistlerin arkası boşalmaya başladı, biz kalabalık-laştık. Sonunda onları okuldan attık."

Şaban, okulda yürüttükleri anti-faşist mücadelenin gelişiminiböyle anlatıyordu.

Şaban Şen yoldaşımızı pek çok açıdan anlatabiliriz; amaO'nun öğrencilik yıllarının bu dönemini vurgulamayı tercihettik. Çünkü bu örnekte özellikle gençlik açısından güncel,önemi de oldukça fazla olan yanlar var.

Şu ya da bu konuda eksik, yetersiz kaldığımızda, ilk aklagelen "mazeret"lerden biri gençliğimizdir; "suçu" hemen genç-liğimize, tecrübesizliğimize atıveririz.

Peki, Şaban anlattığı mücadeleye giriştiklerinde, altı kişiylefaşist işgali kırmaya soyunduklarında kaç yaşındaydı dersi-niz?

Şaban 1980'de tutsak düştüğünde 19 yaşındaydı. Yani bu olayın yaşandığı zamanlar ise 17-18'indedir he-

nüz.Ama işte militanca bir kavga adamı olmanın yaşı yok.

İşgal altındaki bir okulda faşistlere pabuç bırakmamışlardır.Israrlı, kararlı olunduğunda kalabalıklaşacaklarından da emindir.

Ne tecrübesiziz demişler, ne yol gösteren istemişler, ne debu kadar kişiyle olmaz demişlerdir.

Peki gençliğin bir kısmı niye kendini sorumluluklardanuzak hissediyor öyleyse.

Bu bir yerde 12 Eylül'ün başarısıdır... 12 Eylül, fedakarlık,idealler için bedel ödeme, halka güven ve sorumluluk duygularınıgençliğin kafasından silip yerine bireyciliği, ortama uymayı,öne çıkmamayı yerleştirmeyi amaçlamış ve bunda bir ölçüdede olsa başarılı olmuştur. Bunun etkisini şu ya da bu ölçüdetaşıyan bir gençlik ise, böyle hissettiği için de gençliğini,kolayca "mazeret" haline getirebiliyor.

Hayır, gençlik "mazeret" değil, "meziyet"tir.Bugün bizim için çok zengin bir "tecrübe" kaynağı olan,

çok zengin bir miras olan, 80 öncesi mücadele, çok büyükölçüde 20 yaş altındaki gençliğin bize bıraktığı bir mirastır.

Bakın mesela 12 Eylül yönetiminin hazırladığı DevrimciSol davalarının iddianamelerine; oradaki koskoca semt, bölge,il sorumluluklarının daha 20'sine gelmemiş insanlarca üstlenilmişolduğunu görürsünüz. Bu, kesinlikle istisnai bir durum da de-ğildir.

Gençlik halkının geleceğine, vatanın geleceğine dair so-rumluluk duymaya başladığı andan itibaren, yaşı ister 15,ister 18, ister 20 olsun artık sorumluluklar üstlenecek yaşa dagelmiştir.

Sorumluluk duymak, gençliği meziyete dönüştüren enönemli parçalardan biridir.

Bu sorumlulukları üstlenmeleri gerektiğinde de "yapamam","ağır gelir, kaldıramam" dememişler, kendilerine güvenmişlerdir.

Gençlik kendine güven demektir. Ve bu, gençliği meziyetyapan önemli yanlardan biridir.

Şaban 80'de 19 yaşında tutsak düşmüştür. Onu 1984'te yani 23 yaşında ölüm orucu savaşçısı olarak

görürüz. 75 gün süren Ölüm Orucu Direnişinin kahramanlarından

biridir. Kararlılığın da yaşı yok demek. Kaldı ki son, 96 Ölüm

Orucu eylemini de hatırlayabiliriz bu konuda; 15-16 yaşlarındakiinsanlar 45-50 günlük açlık grevlerinin savaşçıları olmuşlar-dır.

Tecrübesizlik, esasında o zamanlar söz konusudur. Örgüt-lenme, mücadele gelenekleri, kurumları çok yerleşmiş değildir.Faşistlerin ne yapmaya çalıştıkları, neler yapabilecekleribugünkü kadar net değildir kimsenin gözünde. Ne 16 Mart'lar,ne Maraş'lar yaşanmamıştır henüz.

Ama faşist faşisttir. Hatta gençlik bu noktada "aman oyunagelmeyelim" deyip mücadeleden yan çizenlerin provokasyonteorilerine de prim vermemiştir. Gençlik netlik demektir.Gençlik muğlaklığı sevmez. İşte size meziyetin bir diğerparçası.

Hatırlanırsa, Şaban'ı hep şöyle anmışızdır; "kavga adamı". Ona bu sıfatı kazandıran, zor günlerin adamı oluşudur. O

bu noktada hep gençtir. 30'unu aştığında da aynı özelliğinikorumuştur. Gençlik zorlukları sever. Evet, bu noktada birparça da maceracıdır, Don Kişot ruhludur, atılgandır. Amadüşmanın üzerine yürümeden, kavgaya girmeden zaten hiçbirtecrübe de kazanılamaz ki.

Şaban Şen'i Yoldaşları Anlatıyor:

Anıları Mirasımız

Page 58: HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA AKREP, TOMA DENİLENyuruyus.biz/pdf/pdf/551.pdf · 11 Aralık 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) Okmeydanı’nda Uyuşturucuya ve Yozlaşmaya Karşı

Sarıgazi Haklar Derneği’ni basanpolis, derneği talan ettikten sonra, der-neğin duvarındaki Şafak Yayla ve Bah-tiyar Doğruyol'un resimlerini görünceadeta beyninden vurulmuşa döndü.

Şafak ve Bahtiyar yine karşıların-daydı. Katiller şaşkın çözümü duvarıyıkmakta buldular. Nasıl bir korkaklıkki; katlettikleri iki Halk Kurtuluş Sa-vaşçısının resimlerine dahi tahammüledemiyorlar. Nasıl bir korkaklık kionlara duvar yıktırıyor. Bu Cephe’ninideolojik gücüdür.

Asıl güç silahlarda değil, ideoloji vepolitikadadır dedik. İşte bu korku; ideo-lojik, politik korkudur. İktidarlarına sonverecek olanın, saraylarına girerek halkınadaletini uygulayan Halk Kurtuluş Sa-vaşçıları olduğunu biliyorlar. İşte bu ne-denle Halk Savaşçılarının resimlerinetahammül edemiyor ve duvarı yıkıyor-lar.

Peki soruyoruz; duvarı yıkmaklane geçecek elinize?

Dünya halklarının kalbinde adaletışığı yakan bir eylemin etkisini duvaryıkmakla ortadan kaldırabilir misiniz?

O en korunaklı saraylarınıza girmecüretini ortadan kaldırabilir misiniz?Hayır? Yapamazsınız. Buna gücünüzyetmez. Korkularınızla yaşamak zorun-dasınız. Her gün her saat, bir gün saray-larınızın güvenliklerini aşarak, şakağınızadayanan namlunun korkusuyla yaşaya-caksınız. Bunu değiştirmeye gücünüzyetmez. Çünkü haksızsınız, çünkü ada-letsizsiniz, çünkü halk düşmanısınız vesuçlusunuz!

Adaletsizlik Sömürü ve Açlık Devam Ettikçe DahaNice Şafaklar BahtiyarlarDikilecek Kapılarınıza!

Resimleri silmek için duvarları yık-maktan vazgeçin. Duvarları yıkmaklasorunu çözemezsiniz. Çünkü sorun; sö-mürü, açlık ve baskı düzeninizdedir. So-run ADALETSİZ düzeninizdedir. Halkınçocuklarını katletmenizdir sorun. Ber-kinler’i katletmenizdir. Siz adaletsizlikyaymaya devam ettikçe daha nice halk

çocuğu, Şafak olup, Bahtiyar olup diki-lecek karşınıza.

Bu sizi bekleyen kaçınılmaz birsondur. Bu sonu duvarları yıkmakladeğiştiremezsiniz. SİZ BİR DUVARYIKARSINIZ, BÜTÜN DUVARLARBİZİMDİR. SARIGAZİ’NİN, İSTAN-BUL’UN, TÜRKİYE'NİN BÜTÜNDUVARLARINI ŞAFAK BAHTİYARRESİMLERİYLE DONATIRIZ. Hangibirini yıkabilirsiniz. Birini, üçünü, be-şini? Daha kaçını yıkabilirsiniz?

Yıktınız dernek duvarını ne oldu?Soruyoruz; HALKLARIN GÖNLÜNEVE BİLİNCİNE YERLEŞEN BİREYLEMİ BÖYLE YOK EDEBİLİRMİSİNİZ?

Gün geçtikçe zavallılığınız artıyor.Çaresizliğiniz Okmeydanı’nda İdil KültürMerkezi önünde mehter marşı çaldırırken,Sarıgazi'de duvar yıktırıyor. Ama etra-fınıza iyi bakın, yüzbinlerce, milyonlarcaŞafak ve Bahtiyar göreceksiniz. Mil-yonlarca Elif ve Çiğdem-Berna göre-ceksiniz.

Hangi birini yok edebilirsiniz? HalkSavaşçılarını duvar yıkarak halkın kal-binden, beyninden söküp atamazsınız.Çünkü Halk Kurtuluş Savaşçıları halkınevlatlarıdır. Biz halkız biz 80 milyonuz.Bizi yok edemezsiniz. Dağlar, şehirlerŞafak’la Bahtiyar’la dolu. Her yerdebiz varız, biz 80 milyonuz. Vurmakile bitmeyiz, kırmak ile bitmeyiz...

Haklı ve meşru olan biziz. Adalet is-teyen, adalet arayan, adalet uygulayanbiziz. Değil ki duvarları yıkmak dünyayıtersine çevirseniz ne fayda. Engel ola-mazsınız adalet arayışımıza. Çünkü; ek-mek kadar, su kadar ihtiyaçtır adalet.Adaletsiz yaşayamaz bir halk. Eğer sizadaletsizliğe mahkum ederseniz halkı,halkın savaşçıları çalar kapınızı ve uygularsizin uygulamadığınız adaleti.

Bu Tarih Kanla YazılmıştırYok Edemezsiniz!

Bugün Şafak ve Bahtiyar'ın resimleriolduğu için yıktığınız duvarlara, geçmişteHalk Kurtuluş Savaşçıları inançlarınıduvarlara kanla yazdığında, siz duvarlarıkurşunlamıştınız. Ama o duvarlara yazılan

inanç Şafaklar’ı, Bahtiyarlar’ı, Elifler’i,Çiğdemler’i yarattı. Şimdi onlar yeniyeni savaşçılar yaratacaklar.

Hem dökülen kanlarıyla, toprağa dü-şen canlarıyla. Çünkü adalet için kendinifeda etmek büyük bir değer yaratır. Budeğer milyonların örgütlenmesi savaşmasıiçin bilinç oluşturur. Siz katlettikçe biti-receğinizi umut ederken, kendi sonunuzuhazırlıyorsunuz. Hazımsızlığınız bundanbiraz da. Bu hazımsızlıkla çareyi duvaryıkmakta buluyorsunuz.

Halkımız kahramanlarına sahip çık-masını bilir. Halkımız yıkılanın yerineyenisini yapmayı bilir. Halkımız yeniŞafaklar Bahtiyarlar yaratmasını bilir.

Biz Halkız Yeniden Doğarız Ölüm-lerde!

Duvarlardaki Resimler Kanla Ya-zılan Tarihin Devamıdır Tarihi Yokedemezsiniz!

Duvarları Yıkarak Adalet ArayışınıBitiremezsiniz!

Dernek Duvarlarını Yıkarak Sonuç Alamazsınız!DUVARI YIKMAKLA, TARİHE KANLA YAZILAN BİR EYLEMİ ORTADAN KALDIRAMAZSINIZ!

Şafaklar’a Bahtiyarlar’a Olan Hazımsızlığınız İktidarınızın Sonunu Getirecek Olmalarındandır

Fidel Castro Ölümsüzdür!Ankara’da TAYAD’lı Aileler geç-

tiğimiz günlerde şehit düşen devriminve halkının lideri, tüm dünya halklarınınsevgili Fidel’i Komutan Fidel CastroRuz’un Komutan Che’nin ve Camil-lio’nun yanına; dünya devrim önder-lerinin yanına, sonsuzluğa uğurlandığıgün Ankara’daki Küba Büyükelçiliğinetaziye ziyaretinde bulundular.

Yürüyüş

11 Aralık2016

Sayı: 551

HAKLI BİR SAVAŞIN KARŞISINDA58