gİrİŞİmcİlİk, İÇ gİrİŞİmcİlİk, sosyal...
TRANSCRIPT
T.C.
SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
İŞLETME ANABİLİM DALI
GİRİŞİMCİLİK, İÇ GİRİŞİMCİLİK, SOSYAL GİRİŞİMCİLİK; BENZER ve FARKLI YÖNLERİ
TEZSİZ YÜKSEK LİSANS BİTİRME PROJESİ
Hazırlayan Tuba ERGÜDER
0930229421
Danışman Yrd. Doç. Dr. Murat KAYALAR
ISPARTA–2011
T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ
Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü
YEMİN METNİ Yüksek Lisans/ Doktora tezi olarak sunduğum GİRİŞİMCİLİK, İÇ GİRİŞİMCİLİK,
SOSYAL GİRİŞİMCİLİK; BENZER VE FARKLI YÖNLERİ adlı çalışmanın, tezin proje
safhasından sonuçlanmasına kadar ki bütün süreçlerde bilimsel ahlak ve geleneklere aykırı
düşecek bir yardıma başvurulmaksızın yazıldığını ve yararlandığım eserlerin Bibliyografya’da
gösterilenlerden oluştuğunu, bunlara atıf yapılarak yararlanılmış olduğunu belirtir ve
onurumla beyan ederim.
Tuba ERGÜDER
04.07.2011
i
TEŞEKKÜR
Girişimcilik, İç Girişimcilik Sosyal Girişimcilik; Benzer Ve Farklı Yönleri
adlı bitirme projemin konu belirleme aşamasından, sonuçlandırılmasına kadar, bana
olan inancıyla desteğini hiçbir zaman esirgemeyen danışman hocam Yrd. Doç. Dr.
Murat KAYALAR başta olmak üzere, Hacettepe Üniversitesi Öğretim Görevlisi
Berrin ERGÜDER VARLI’ya, mesai arkadaşım Hava Trafik Kontrolörü Hüseyin
Nail PEKEL’e, ağabeyim Erhun ERGÜDER’e teşekkürü bir borç bilirim. Ayrıca
aileme ve bu zorlu sürecin her anında yanımda olarak beni destekleyen eşim Ertürk
ERGÜDER’ e de çok teşekkür ederim.
Son olarak, ülkemizde girişimciliğin her anlamda önünün açılması ve
istenilen seviyeye gelmesi ile uluslararası arenada ülkemiz adına daha verimli
işletmelerin kurulması temennisiyle…
Tuba ERGÜDER
Isparta, 2011
ii
ÖZET
GİRİŞİMCİLİK, İÇ GİRİŞİMCİLİK, SOSYAL GİRİŞİMCİLİK; BENZER VE FARKLI YÖNLERİ
Tuba ERGÜDER
Süleyman Demirel Üniversitesi İktisadi Ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Tezsiz Yüksek Lisans Bitirme Projesi. 100 sayfa, Haziran 2011.
Danışman: Yrd. Doç. Dr. Murat KAYALAR
İnsanoğlunun var olduğu günden itibaren, girişimcilik kavramı da var
olagelmiştir. Çünkü nihayetinde insanlık tarihinin ilk aktörleri olan ilkel insanlar da
bir şekilde ihtiyaçlarını gidermek ve hayatta kalabilmek için çeşitli girişimlerde
bulunmak zorundaydılar ve bulunmuşlardır da. Girişimciler, ilk başlarda risk
almadan elinde bulunan kaynaklarla işi yöneten kişi olarak görülürken zaman
içerisinde, risk almaya yatkın, fırsatları kollayan, yaratıcı, yenilikçi gibi birçok
özellikleri taşıyan kişiler olarak gösterilmeye başlanmıştır. Bu alanda yapılan
araştırmaların sayısı arttıkça, girişimciliğin de farklı boyutları ortaya çıkmaktadır.
Ayrıca, psikolojik açıdan, girişimcinin sahip olduğu özellikler açısından, girişimcilik
niyeti ya da girişimcinin gerçekleştirdiği faaliyet sonucunda elde ettiği değerler
açısından da girişimcilik sınıflaması yapılması kaçınılmazdır. Bu çalışmada
girişimcilik; kâr amaçlı ve kâr amaçlı olmayan olmak üzere iki ayrı çerçevede
incelenmiştir. Bu sınıflandırmaları da göz önüne alarak, bu projenin birinci
bölümünde girişimcilik, ikinci bölümünde iç girişimcilik, üçüncü bölümünde ise
sosyal girişimcilik çeşitli yönleriyle ele alınmıştır. Dördüncü bölümde ise,
girişimcilik, iç girişimcilik ve sosyal girişimciliğin benzer ve farklı yönleri ile ikili
karşılaştırması yapılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Girişimcilik, İç Girişimcilik ve Sosyal Girişimcilik
iii
ABSTRACT
ENTREPRENEURSHIP, INTRAPRENEURSHİP AND SOCIAL ENTREPRENEURSHIP; SIMILAR AND DIFFERENT ASPECTS OF THEM
Tuba ERGÜDER
Suleyman Demirel, Faculty Of Economics and Administrative Sciences, Business Administration Non-Thesis Graduation Project. 100 Pages, June 2011.
Supervisor: Asist. Prof. Dr. Murat KAYALAR
In fact, the term of entrepreneurship has existed since the beginning of
humanity. Because primitive people, the first actors of history of humanity, had to
embark onvarious enterprises in order to fulfill their needs and surviveand also
embarked on various enterprises. Firstly, entrepreneur was thought as the person who
runs a business with existing sources by not taking risks, in the course of time
entrepreneurs were started to be shown as the people who are inclined to take risks,
creative, progressive and seek opportunities, etc. As the number of reseorches made
in this field increases, different aspects of entrepreneurship are emerging day by day.
Moreover, making classification of entrepreneurship is inevitable psychologically
and also interms of the features that entrepreneur has, intention of entrepreneurship
or valves that entrepreneur obtained as the result of activities. In this study,
entrepreneurship has been studied in two different aspects as profit oriented and
unprofitable. By considering these classifications, entrepreneurship has been
discussed in the first part of this project, intrapreneurship has been discussed in the
second part of this project and social entrepreneurship has been discussed with it’s
various aspects in the third part of this project. In the fourth part of this project,
entrepreneurship, intrapreneurship and social entrepreneurship have been compared
with their similar and different aspects dually.
Keywords: Entrepreneurship, Intrapreneurship and Social Entrepreneurship
iv
İÇİNDEKİLER
TEŞEKKÜR.................................................................................................................. i
ÖZET ........................................................................................................................... ii
ABSTRACT................................................................................................................iii
İÇİNDEKİLER ........................................................................................................... iv
TABLOLAR DİZİNİ .................................................................................................vii
ŞEKİLLER DİZİNİ...................................................................................................viii
GİRİŞ ........................................................................................................................... 1
BİRİNCİ BÖLÜM
GİRİŞİMCİ VE GİRİŞİMCİLİK KAVRAMLARI
1.1. Girişimciliğin Tarihsel Gelişim Süreci ............................................................. 3
1.2. Türkiye’de Girişimciliğin Tarihsel Süreci ........................................................ 8
1.3. Girişimcilikle Benzer Kavramlar ................................................................... 12
1.3.1. Esnaflık .................................................................................................... 12
1.3.2. Tacirlik ..................................................................................................... 12
1.3.3. İşletme Sahipliği ...................................................................................... 12
1.3.4. Yöneticilik................................................................................................ 12
1.3.5. Liderlik..................................................................................................... 16
1.4. Girişim, Girişimci Ve Girişimcilik Kavramları .............................................. 17
1.5. Girişimcilik Nedeni......................................................................................... 21
1.5.1. İnsan-İhtiyaç İlişkisi................................................................................. 22
1.5.2 İnsan-Toplumsal İlişki Şartı ...................................................................... 22
1.5.3. İnsan Ve Toplumun Sürekli Değişimi...................................................... 23
1.6. Girişimciliğin Önemi ...................................................................................... 23
1.6.1. Ekonomik Açıdan Girişimciliğin Önemi ................................................. 23
1.6.2. Sosyal Açıdan Girişimciliğin Önemi ....................................................... 26
1.7. Girişimci Olmayı Belirleyen Faktörler ........................................................... 26
1.7.1. Genel Faktörler ........................................................................................ 26
1.7.2.Demografik Faktörler................................................................................ 26
1.7.2.1. Aile.................................................................................................... 26
1.7.2.2. Eğitim................................................................................................ 27
v
1.7.2.3. Cinsiyet ............................................................................................. 28
1.7.2.4. Yaş .................................................................................................... 30
1.7.2.5. Girişimcilikten Önceki İş Deneyimi ................................................. 30
1.7.3. Kişisel Özellikler...................................................................................... 31
1.7.3.1. Özgüven ............................................................................................ 32
1.7.3.2. Risk Alabilme ................................................................................... 32
1.7.3.3. Fırsatları Yakalayabilme ................................................................... 34
1.7.3.4. Yaratıcılık Ve Yenilikçilik................................................................ 34
1.7.3.5. Diğer Özellikler................................................................................. 36
1.7.4. Sosyal ve Kültürel Faktörler .................................................................... 37
1.8. Bir Süreç Olarak Girişimcilik ......................................................................... 40
1.9. Girişimcilik Sınıflandırmaları ......................................................................... 42
1.9.1. Kâr Odaklı Girişimcilik............................................................................ 43
1.9.1.1. Özel Sektör Girişimciliği .................................................................. 43
1.9.1.2. Örgüt İçi Girişimcilik (İç Girişimcilik)............................................. 43
1.9.1.3. Kurumsal Sosyal Girişimcilik ........................................................... 44
1.9.2. Kâr Odaklı Olmayan Girişimcilik............................................................ 44
1.9.2.1. Kamu Girişimciliği............................................................................ 44
1.9.2.2. Sivil Toplumda Girişimcilik ............................................................. 44
1.9.2.3. Sosyal Girişimcilik............................................................................ 45
2. BÖLÜM
İÇ GİRİŞİMCİLİK
2.1. İç Girişimci Ve İç Girişimcilik Tanımları Ve Kapsamı.................................. 46
2.2. İç Girişimcilik Boyutları ................................................................................. 47
2.3. İç Girişimciliğin Artan Önemi ........................................................................ 48
2.4. İç Girişimciliğin Önündeki Engeller............................................................... 49
2.5. İç Girişimcilik İklimi ...................................................................................... 50
2.6. İç Girişimcilik Modelleri ................................................................................ 51
2.6.1. Jeffrey G. Covin Ve Dennis P. Slevin’in İç Girişimcilik Modeli ............ 51
2.6.2. Lumpkin Ve Dess’in İç Girişimcilik Modeli ........................................... 52
2.6.3. Shaker A. Zahra’nın İç Girişimcilik Modeli ............................................ 53
2.6.4. Guth ve Ginsberg’in İç Girişimcilik Modeli............................................ 54
vi
3. BÖLÜM
SOSYAL GİRİŞİMCİLİK
3.1 Sosyal Girişimciliğin Tanımı ve Kapsamı ....................................................... 57
3.2 Sosyal Girişimlik Unsurları ............................................................................. 63
3.2.1. Sosyal Değer Yaratma ............................................................................. 63
3.2.2. Sosyal Değeri Yaratacak Fırsatları Görme .............................................. 64
3.2.3. Yenilikçi Olma......................................................................................... 64
3.2.4. Kaynak Yaratma Ve Sürdürülebilir Olma................................................ 65
3.3. Sosyal Girişimlik Faaliyet Alanı ..................................................................... 66
3.3.1. Sektörel Olarak......................................................................................... 66
3.3.2. Yetkisel Olarak......................................................................................... 68
3.3.3. Amaçsal Olarak........................................................................................ 69
3.3.4. Eylemsel Olarak....................................................................................... 71
3.4. Sosyal Girişimciliğin Günümüzdeki Önemi ................................................... 71
3.5. Sosyal Girişimciliğin Gelişimini Hazırlayan Ortam....................................... 76
3.5.1. Sivil Toplumun Önemi............................................................................. 76
3.5.2. Özel Sektörün Kurumsal Sosyal Sorumluluk Faaliyetleri ....................... 78
3.5.3. Sosyal Hareketler ..................................................................................... 78
3.5.4 Çalışma Yaşamındaki Değişim................................................................. 78
3.6. Dünyadan Ve Türkiye’ Den Sosyal Girişimcilik Örnekleri............................ 79
4. BÖLÜM
GİRİŞİMCİLİK ÇEŞİTLERİNİN BENZER VE FARKLI YÖNLERİ
4.1. Sosyal Girişimcilik ile Özel Sektör Girişimciliğinin Benzer ve Farklı
Yönleri ................................................................................................................... 80
4.2. İç Girişimcilik ile Özel Sektör Girişimciliğinin Benzer ve Farklı Yönleri..... 84
4.3. İç Girişimcilik ile Sosyal Girişimciliğin Benzer ve Farklı Yönleri ................ 86
SONUÇ ...................................................................................................................... 89
KAYNAKÇA............................................................................................................. 94
ÖZGEÇMİŞ ............................................................................................................. 100
vii
TABLOLAR DİZİNİ
Tablo 1. Girişimcilik Teorisinin Gelişimi ve Girişimci Terimi ................................... 7
Tablo 2. Yönetici rolleri ve bunlara ilişkin faaliyetler............................................... 15
Tablo 3. Girişimci ve Yönetici Arasındaki Bazı Farklılıklar..................................... 16
Tablo 4. Kadın ve Erkek Girişimciler Arasındaki Farklılıklar .................................. 29
Tablo 5. Çeşitli Çalışmalarda Yer Alan Girişimci Kişilik Özellikleri ....................... 31
Tablo 6. Girişimcilerin Özellikleri............................................................................. 35
Tablo 7. Sık Karşılaşılan Girişimci Özellikleri.......................................................... 37
Tablo 8. Örgüt İçi Girişimciliğinin Özellikleri .......................................................... 47
Tablo 9. Geleneksel Yönetim Teknikleri ve Olumsuz Etkileriyle Bunları Ortadan
Kaldıracak Stratejiler ................................................................................ 49
Tablo 10. Sosyal Girişimcilik İle İlgili Tanımları ve Özellikleri............................... 59
Tablo 11. Örgütlerin Yetki Düzeyleri ........................................................................ 69
Tablo 12. Sosyal Girişim Yelpazesi........................................................................... 70
Tablo 13. Özel Sektör Girişimcileri ve Sosyal Girişimcilerinin Fırsat Tanımada..... 82
Tablo 14. Sosyal Girişimcilik ile Özel Sektör Girişimciliği Arasındaki Farklar....... 83
Tablo 15. Girişimci İle İç Girişimci Arasındaki Farklılıklar ..................................... 84
Tablo 16. İç Girişimcilik ve Sosyal Girişimciliğin Farklı Yönleri ............................ 88
viii
ŞEKİLLER DİZİNİ
Şekil 1. Çağdaş Girişimciliğin Gelişim Süreci ............................................................ 4
Şekil 2. Girişimciliğin Ekonomik Gelişmedeki Rolü ve Önemi................................ 25
Şekil 3. Girişimciliğin Gelişmesinde Hayat Hikâyesi Modeli ................................... 27
Şekil 4. Covin ve Slevin’in İç Girişimciliğe Yönelik Örgütlerdeki Davranış
Seviyesini Gösteren Modeli ...................................................................... 52
Şekil 5. Girişimcilik Yönelimi – Performans İlişkisinin Kavramsal Modeli............. 53
Şekil 6. Zahra’nın Firma Seviyesindeki Girişimciliği Revize Ettiği Modelin
Kavramsal Çerçevesi................................................................................. 54
Şekil 7. Kurumsal Girişimciliğe Yönelik Kavramsal Model ..................................... 56
Şekil 8. Sosyal Girişimciliğin Kökenleri ................................................................... 67
Şekil 9. Sosyal Sorunlarla İlgilenme Şekilleri ........................................................... 71
Şekil 10. Sosyal Girişimcilik ve Sosyal Kâr İlişkisi .................................................. 73
Şekil 11. Sosyal Sermayenin Erdemli Döngüsü ........................................................ 75
ix
KISALTMALAR DİZİNİ
STK : Sivil Toplum Kuruluşu
yy. : Yüzyıl
KSG : Kurumsal Sosyal Girişimci
KOBİ : Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler
IBM : International Business Machines
t.y. : Tarih Yok
DGP : Dünya Girişimcilik Platformu
1
GİRİŞ
Martin Luther KING der ki: “Eğer sizden sokakları süpürmeniz istenirse,
Michelangelo’nun resim yaptığı, Beethoven’ın beste yaptığı veya Shakespeare’in şiir
yazdığı gibi süpürün. O kadar güzel süpürün ki gökteki ve yerdeki herkes, durup
‘Burada işini çok iyi yapan bir çöpçü yaşıyormuş.’ desin.” Evrenin var olmasından
bu yana kadar geçen zaman düşünüldüğünde; her bir insanoğlunun dünyada geçirdiği
zaman elbette çok azdır. Kuşkusuz asıl istenilen; her insanın bu dünyadan geçip
giderken kendisi, çevresi, kısacası tüm insanlık adına bir “değer yaratması”dır. Değer
yaratan insan “değerli” insandır. Ve bir ülkede değer yaratan insanların sayısı ne
kadar fazla ise o ülkenin huzur ve refah seviyesi o kadar yüksektir. King aslında bu
sözünde bir bakıma girişimcilik ruhunu anlatmıştır. Çünkü girişimcilik olgusunun
temelinde değer yaratma isteği vardır. Girişimcilik sürecinin içinde, öncelikle bir
bireyin veya bir grubun önünü açmak daha sonra kârlı bir işe başlama ya da işi
büyütme, son olarak da yeni ürünler veya topluma yeni hizmetler sunarak katma
değer oluşturmak sıralanabilir.
Yabancı ülkelerde girişimcilik üzerine yapılan çalışmalara, ülkemize nazaran
daha önce başlandığı görülmektedir. Dolayısıyla girişimcilik tanımlarına
bakıldığında yabancı araştırmacıların tanımları Türkiye’ de yapılan araştırmalar için
başlangıç olmuştur.
Küreselleşme sürecinin hızlanmasıyla, yıkıcı rekabet ortamında, ülkelerin
ayakta kalabilmeleri için ekonomik açıdan güçlü olma gerekliliği artık kaçınılmazdır.
Şüphesiz bu noktada, bir ülkenin sahip olduğu girişimciler ekonomik düzende
“başrol” oyuncularıdır. Çünkü ülkeyi, en başta ekonomik alanda olmak üzere her
alanda ileriye götürecek olan, o ülkenin sahip olduğu girişimcilerdir.
Dünya durdukça tüketim toplumlarının da var olacağı aşikârdır, bu da
tüketime dayalı bir düzenin devam edeceğinin göstergesidir. Ekonominin en önemli
unsurlarından olan istihdam sorunu da bu düzenin bir gerçeğidir. İşte bu aşamada
istihdam nasıl sağlanacak sorusuna verilecek en iyi cevap girişimcilik olacaktır.
Girişimcilik ekonomik sürdürülebilirlik ve istihdam için en iyi ilaçtır.
2
Küçük işletmeler ile girişimcilik arasında yüksek bir bağ olduğu
görülmektedir. Başka bir deyişle bu iki kavram özdeşleşmiştir. Girişimcilik
faaliyetleri ne kadar başarılı olursa küçük işletmelerin de büyüme süreçlerinin bir o
kadar hızlı olacağı kesindir. Bu bağlamda, organizasyonel ve genel ekonomik
gelişmede, iç girişimcilik büyük önem arz etmektedir. Bu nedenle işletmeler; hem
girişimcilik faaliyetleri ile büyümeye çalışırken hem de kendi içinde iç girişimcilik
faaliyetlerini yürüterek örgüt içinde girişim yönelimlerini etkileyen faktörlerini
belirlemeye çalışmalıdırlar. Çünkü işletmeler artık, içinde bulundukları rekabet
ortamında avantajlı konuma gelebilmek için, iç girişimcilerinin hayati önem
taşıdığının çok iyi bilincindedirler.
Küçük işletmeler için bunları söyleyebilmek mümkün iken artık günümüzde
görülen bir başka gerçek ise sosyal girişimciliktir. Küçük işletmelerin yanı sıra
özellikle büyük işletmelerin de sosyal girişimcilik uygulamalarına şahit oluyoruz.
Sosyal girişimcilik faaliyetleri ile örgütler hem sosyal bir değer yaratırken hem de
kurumsallaşmanın getirdiği sorumluluklarını yerine getirmektedir. İşletmeler bu
sorumluluklarını yerine getirirken bir taraftan toplumun ihtiyaçlarına karşılık
verirken diğer taraftan da kâr amacı güderek kendi çıkarlarını gözetirler.
Projemin ilk bölümünde girişim, girişimci ve girişimcilik kavramları ve bu
kavramların özelliklerinden bahsedilecektir. İkinci bölümde örgüt içinde girişim
yönelimlerini belirmeye yardımcı olan iç girişimcilik üzerinde durulmuştur. Üçüncü
bölümde ise sosyal değer yaratma açısından sosyal girişimcilik faaliyetlerinin nasıl
yürütüldüğü hakkında bilgi verilmiştir. Dördüncü bölümde de girişimcilik, iç
girişimcilik, sosyal girişimciliğin benzer ve farklı yönleri ortaya konulmaya
çalışılmıştır.
3
BİRİNCİ BÖLÜM
GİRİŞİMCİ VE GİRİŞİMCİLİK KAVRAMLARI
1.1. Girişimciliğin Tarihsel Gelişim Süreci
İnsanoğlu, ilkçağlardan bu yana hayatta kalabilmek adına her türlü
olumsuzluğa karşı ihtiyaçlarını karşılama eğiliminde olmuştur. Keza bütün tarihi
devirler (kaba taş, yontma taş, cilalı taş, demirin icadı gibi) insanoğlunun girişimci
özelliklerinden dolayı ortaya koyduğu bir yenilik olarak düşünülebilir. Yani insan var
olduğundan beri bir şekilde girişimcilik olgusu da var olmuştur. Demirez (2005)’e
göre “ilkel insan, bugün girişimciliğin tanımlarında ortaya konulan tüm özellikleri
içinde barındırmaktaydı. Risk alıyordu, yenilik yapıyordu, yaşamını ortaya
koyuyordu ve bu faaliyetleri yalnızca yaşamını sürdürebilmek amacıyla yapıyordu.”
Ticari anlamda ilk girişimcilik fikrinin ortaya çıkması ise; avcı insan
topluluklarından sonra gelen tarım çağında, yerleşik hayata geçilmesiyle olmuştur.
Tarım çağında insanlar, tükettiklerinden fazlasını ürettiklerinden, ellerinde ihtiyaç
fazlası ürün bulunmaktaydı. İşte ellerinde bulunan ihtiyaç fazlası ürünleri de
pazarlarda, değerli maden, para veya para benzeri madeni emtialarla takas ederek bir
anlamda düşünce bazında ilk ticari girişimciliği ortaya çıkarmışlardır (Durukan,
2007:26).
Hisrich (1998:6)’e göre 1800’lü yıllarda sanayileşmenin artmasıyla girişimci
ve sermayedar kavramları arasındaki fark daha da belli olmuştur. Sanayi devrimi;
bilimsel bilgi ve coğrafi keşifler ile ticaret sonucunda oluşan sermaye birikimi
sayesinde oldukça hız kazanmıştır. Şekil 1. de görüldüğü gibi böylece çağdaş
girişimcilik başlamıştır. Sanayi devriminden sonra girişimciler; modern bilim
sayesinde ulaşılan bilgilerle, üretimde hacimsel büyümenin sağlanmasına olanak
tanıyan yeni teknolojik ilerlemelerle bir hayli önem kazanmışlardır (Ercan ve
Gökdeniz, 2009:62).
4
Şekil 1. Çağdaş Girişimciliğin Gelişim Süreci (Kaynak: Ercan ve Gökdeniz, 2009:62)
Weber’e göre bilim doğuda var olmuştur. Aslında dünyanın her yerinde
üretim, ticaret iş örgütleri gibi birçok unsur söz konusudur. Ancak batıdaki düzey her
zaman en yukarıda olmuştur. Bu farklılık batı kültürünün ve insan değerlerinin
özelliklerinden kaynaklanmakta olup; Max Weber’e göre beyaz insanların bu dikkat
çekici özelliği; “Protestan Çalışma Ahlakın”dan gelmektedir. Bu durumda
günümüzdeki anlamıyla girişimciliğin başlangıcı olarak “Rönesans” gösterilebilir.
Bu dönem dinsel bazı değişikliklerle başlayıp, “burjuva” sınıfı da yine aynı
zamanlarda ortaya çıkmıştır. Bu burjuva sınıfı şehirlerde yaşayarak ticaretle
uğraşmışlardır ve böylece Avrupa’da dinamik bir dönem başlatmışlardır. O
dönemlerde Avrupa’da yaşanan bu olaylar tabi ki tüm dünyayı etkilemiştir
(http://www.forum.ekibi.net/girisimciligin-tarihcesi-t-346.html) (13.04.2011).
Aron (2003:369)’a göre sanayi devriminden sonra üretim artarak, ticaret
hacmi genişlemiş ve rekabet ortamı sert bir şekilde kendini belli etmeye başlayarak
piyasa ekonomisi başlamıştır. Bu sürecin devamında ise serbest piyasa ekonomisine
geçilmesiyle girişimcilik önem kazanmıştır. Girişimciliğin ilk temelleri; Amerika’da
Frederick Winslow Taylor, Avrupa’da Henri Fayol ve Maximilian Carl, Emil
Weber’in önderliğinde oluşturmuştur. Diğerlerinden farklı olarak Weber, sosyolojik
ve ekonomik boyutlara da girerek girişimciliğin iktisadi yönünü de ortaya koymuştur
(Kayış, 2010:7).
Coğrafi Keşifler (15-16. yy)
Altın ve Para
- Modern Bilim Metodolojisi (16. yy. Galile) - Rönesans (15. yy.) - Reform (15-17. yy.)
Bilimsel Bilgi
Teknoloji (18. yy Buhar makinesinin icadı 1763)
Sanayi
Devrimi (18-19. yy.)
SERBEST PİYASA
GİRİŞİMCİSİ
5
İlk başlarda girişimcilikten algılanan, kişilerin kendi sermayeleri ile iş
kurmasıydı. Adam Smith ve İngiliz klasik iktisatçılarının en yaşlıları, girişimciye
ekonomik alanda oldukça önemsiz bir rol vermişlerdir. “Klasik iktisatçılar
girişimciyi; bir lider veya bir yönetici olarak değil, sadece kapital sağlayan bir kişi
olarak görmüşlerdir.” Buna göre bir kişi veya grup, sistem kapsamında önemliydi.
Ayrıca o dönemlerde “ne üretirsem satarım” mantığıyla, talebin ön plana çıktığı bir
girişimcilik türü oluşturulamıyordu (Karagöz, 2009:46).
Girişimcilik kavramıyla ilgili literatür taraması yapıldığında ilk olarak 18. yy.
başlarında Fransız ekonomist Richard Cantillon’un ismi görülmektedir. Cantillon
girişimciyi “belirsizlik ortamında fırsatların farkına vararak bunları hayata geçirmek
üzere risk almaya hazır olan kişi” olarak ifade etmiştir. “Ona göre girişimci birey,
gelir elde etmek için yeterli kaynağı olan ancak fırsatları değerlendirme gücü ve
eğilimi olmayan sermayedar ile fırsatlar arasında bir köprü vazifesi görmektedir.“
Cantillon’un ortaya koyduğu girişimci modeli; arz ve talep dengesine dikkate etse de
da var olan talepten farklı bir talep yaratmadığı için yenilikçi değildir… 18. yy.
sonlarına gelindiğinde girişimcilik kavramı artık; sadece belirsizlik durumlarında risk
almaktan çıkmış olup; planlama, organize etme ve üretim faktörlerinin sahibi olma
özellikleriyle de içerik anlamında zenginleşmeye başlamıştır. Jean Baptiste Say
(1767–1832) ise artık sermayedar ile girişimcinin farkını ortaya koyarak girişimcilik
tanımına yönetsel bazı kavramları eklemiştir. Say’e göre “girişimci hem üretimde
hem de ürünlerin pazara sunulmasında aktif rol olan bir kişi olarak” ifade edilmiştir
(Tunç, 2007:29,30).
Alfred Marshall (1842-1924) ise, “girişimcileri ya da işletme sahiplerini
yeniliğe açık ve yeni çalışma metotları geliştiren ve risk üstlenen bireyler olarak
tanımlamaktadır.” Marshall işi yönetenlerle, işi bizzat uygulayanların farklı kişiler
oldukları üzerinde durmuştur. Ayrıca bir girişimcinin sahip olması gerekli
özelliklerin çok çeşitli olduğunu ve herkeste bu özelliklerin hepsinin bir arada
olmasının mümkün olamayacağını ifade etmiştir (Cansız, 2007:12).
“Neoklasik iktisat geleneği içerisinde girişimcilik sadece üretim faktörlerini bir araya getirme fonksiyonu ve bireyin gelecekteki risklere karsı korunma profili ile sınırlı kalmıştır. 1900’lü yılların ilk çeyreğinde yönetim ve organizasyon kavramlarından ayrı ve farklı olarak görülmeye devam eden girişimcilik kavramının içeriği 1930’lu yıllarda
6
değişik bakış açılarıyla genişlemeye ve kendi içerisinde çeşitlenmeye başlamıştır. Kavramın içeriğinde köklü sayılabilecek bu genişlemenin öncülüğünü Joseph Schumpeter (1883-1950) yapmıştır” (Tunç, 2007:31).
Schumpeter, yenilik ve inovasyonun girişimcilik açısından çok önemli
olduğunu ileri sürerek, ekonomik gelişme sürecinde girişimciye önemli bir rol
yüklemiştir. Schumpeter, girişimcinin ekonomik gelişme için bir “güç kaynağı”
olduğunu ifade etmiştir. Schumpeter’e göre yeniliğin beş farklı çeşidi ve yönü vardır.
Bunlar;
• Yeni bir mal oluşturma veya bir malın kalitesini artırma
• Yeni bir üretim metodu oluşturma
• Yeni bir pazara açılma
• Hammaddeler veya ara malları için bazı yeni arz kaynaklarını kullanma
• Bazı yeni organizasyonel endüstriler başarmadır (Özkul, 2007: 353).
Girişimcinin yenilikçi yönü ticari açıdan da önemli ve olumlu bir etkendir. Bu
yenilikler kapitalist dinamiğin de özünü oluşturur. Çünkü liberal kapitalist sistemde
dinamik bir unsurdur ve girişimcilerin rolüyle şekillenir. “Schumpeter’e göre
girişimci, sıradan bir kapitalist olarak algılanmamalıdır. Girişimci değişimlere yol
açan, endüstriyel devrimleri ateşleyen ve üretim sürecinde yeniliklere imzasını atan
kişidir; ister teknolojik yeniliklerden isterse de çevresel faktörlerden kaynaklansın,
her türlü yeni yatırım fırsatını değerlendirmeyi bilir. Yeni imkânların girişimci ile
birlikte ortak aktivite alanını oluşturan yeniliklere yönelik bu eylemler, kapitalist
sistemin kurumlarının da yardımı ile sistemi harekete geçiren dinamoyu
oluştururlar.” Schumpeter girişimcilerin yenilikçi yönleriyle artan rekabet ortamının
oluşmasını “yaratıcı yıkım” olarak ifade etmiştir. Çünkü önemli yeniliklerin, rekabet
yoluyla zayıf işletme ve sektörleri bitireceği düşünülmektedir (Dolgun, 2007:147).
David McClelland da “The Achieving Society” adlı eserinde bir toplumun
ekonomik açıdan seviyesinin sahip olduğu girişimcilerle paralel olduğu görüşünü
taşımaktadır. Ayrıca başarılı olma güdüsünün yüksek olduğu toplumların ekonomik
gelişiminin de daha yüksek olduğunu belirtmiştir (Tunç, 2007:32).
7
Girişimcilikle ilgili ortaya atılmış birçok düşünce, yapılmış birçok çalışma
vardır kuşkusuz. Bu çalışmada literatürde de en çok üzerinde durulanlar verilmiş
olup, aşağıda Tablo 1. de genel olarak konu toparlanmıştır.
Tablo 1. Girişimcilik Teorisinin Gelişimi ve Girişimci Terimi ORTA ÇAĞ Bu dönemde girişimcilik kavramı büyük ölçekli üretim
projelerini yöneten bir aktör ya da yönetici olarak benimsenmiştir. Bu türden büyük ölçekli üretim projelerinde girişimci herhangi bir risk almamakta, sadece tahsis edilen kaynakları kullanarak projeyi yöneten kişidir.
17. YÜZYIL Girişimcilik kavramı ile risk arasında ilk kez bu dönemde ilişki kurulmuştur. Girişimci kar ya da zarar etme riskini üstlenerek, devletle anlaşma imzalamak suretiyle mal ya da hizmet tedarikinde bulunan kişidir.
1725: Richard Cantillon Girişimci, sermayeyi tedarik eden kişiden farklı olarak risk üstlenen kişidir. Girişimci belirli bir fiyattan satın alan ancak belirsiz bir fiyattan ürününü satan, bu nedenle de riskle faaliyetlerini sürdüren kişidir.
1797: Beaudeau Girişimci, risk üstlenen, planlayan, idare eden, organize eden ve sahip olan kişidir.
1803: Jean Baptiste Say Sermaye karından, girişimcinin karını ayırt etmiştir. 1876: Francis Walker- Girişimci, yönetim becerisinden yarar sağlayan ve
geçerli faiz ve para miktarı arasında seçim yapandır. 1934: Joseph Schumpeter Girişimci yenilikçidir ve denenmemiş teknolojiyi
geliştiren kişidir 1961: David McClelland Girişimci faal, orta düzeyde risk alan kişidir. 1964: Peter Drucker Girişimci fırsatları (opportunity) maksimize eden
kişidir. 1975: Albert Shapero Girişimci teşebbüs eden, inisiyatif alan, bazı sosyal ve
ekonomik mekanizmaları organize eden ve iflas riskini göze alan kişidir.
1980: Karl Vesper Girişimci, iktisatçılar, psikologlar, iş adamları ve politikacılar tarafından farklı görülür.
1983: Gifford Pınchot İç girişimcilik (intrapreneurship) işletme içerisinde çalışan bireylerin girişimciliğidir.
1985: Robert Hısrıch Girişimci finansal, sosyal ve psikolojik risklerle birlikte parasal ve kişisel tatmin alan; bu amaçla gerekli zaman ve çabayı harcayarak farklı bir değere sahip bir şey yaratma sürecidir.
(Kaynak: Hısrıch ve Peters, 1995: 6, alıntılayan, DÖM, 2008: 6, alıntılayan, Karagöz, 2009:7)
8
1.2. Türkiye’de Girişimciliğin Tarihsel Süreci
Türkiye’nin girişimcilik tarihinin bin yıl kadar eskiye dayandığı söylenebilir.
Türklerin Orta Asya’dan gelip Anadolu’ya yerleşmesiyle ve dolayısıyla göçebelikten
yerleşik düzene geçmeleriyle, ticaret ve özellikle de zanaatkârlık konularında
oldukça ileri gitmişlerdir. Keza gerek Selçuklular devrinde gerek Osmanlının kuruluş
devrinde bir esnaf-sanatkâr örgütü olan Ahilik teşkilatı oldukça etkin ve başarılı
olmuştur. Osmanlı imparatorluğunda Rum, Yahudi ve Ermeniler ticaretle uğraşırken,
Türkler askerlik, ulemalık, bürokratlık, tarım ve hayvancılık gibi işlere
yönlendirilmişlerdir. Böyle olunca, Türk toplumu çok uzun yıllar ticaretin dışında
kalmış ve Türklerde tam anlamıyla bir ticaret kültürü oluşturulamamıştır. Kurulan
yeni Türkiye Cumhuriyeti’nde “Türk’ten is adamı ve tüccar yapma”, “Müslüman ve
Türk ticaret adamı oluşturma” konuları önem kazanmıştır. Buna örnek olarak da
cumhuriyet ilan edilmeden dokuz ay önce, 1923 Şubat ayında İzmir’de toplanan
İktisat Kongresi’nde alınan, “Türk ve Müslüman ahaliden tüccar ve iş adamı insanlar
oluşturma” kararı verilebilir. Yeni cumhuriyetin bu politikası 1930’lu yıllara kadar
sürdürülmüştür. (http://girisim.comu.edu.tr/dergiall/eskisyilr/1in2/durukan.pdf s27)
Türkiye ekonomisi Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan bu yana zaman
zaman yeniden yapılandırılmıştır. Bu yeniden yapılandırma süreci işletmelerin yapısı
ve gelişimi üzerinde değişik etkiler bırakmış ve bunun yanı sıra işletmelerin
kurumsal çevrelerinde de değişikliğe sebep olmuştur (Varol, 2010: 99).
Özellikle 1960’lı yıllarda girişimciliğin geliştirilebilmesi için bazı kanunlar
çıkarılarak iktisadi devlet teşekkülleri kurulmuştur. Yani Türkiye’de özel
girişimcilik, 1960-1970’li yıllar arasında gelişme gösterebilmiştir. “Öte yandan
1980’lerde serbest piyasa ekonomisine geçiş ve dünya ekonomisiyle birleşmenin
sağlanması amacıyla birçok yeni düzenlemeler yapılmıştır” (Ercan ve Gökdeniz,
2009:65,66).
Ülkemizde girişimciliğin gelişim aşamalarını 1923’ten itibaren beş ana
döneme ayırmak mümkündür. Bu dönemler;
1. 1923-1929 arasında “özel girişimciliğe teşvik”
2. 1930-1946 arasında “devletçilik ve yansımaları”
9
3. 1946-1960 “liberal ekonomiye geçiş”
4. 1960-1980 “planlı ekonomi denemesi”
5. 1980’den günümüze dek “dışa açık liberal ekonomi” dönemidir.
1923-1929 arasında genel olarak özel girişimciliğin ön plan çıktığı
görülmektedir. Türkiye’nin ilk girişimcileri devletin içinden gelen bürokratlar
olmuştur. Ayrıca bu dönemde Türkiye’de de özel sektöre ve rekabetçi düşünceye
karşı olumsuz bir tutum sergilendiği gayet açıktır. 1950-1960 arasında, çok partili
siyasi hayata ve ekonomide serbest piyasa uygulamalarına geçişle birlikte “dönemin
başında liberal ekonomiye yönelik, piyasa ve özel sektör yanlısı vaatler sunulmuşsa
da, gerçekte karışık devlet müdahaleleriyle piyasayı daraltan ve bu müdahalelerde
sürekli değişikliğe giderek iş dünyasını zor durumda bırakan bir ekonomi yönetimi
anlayışı sergilendi.” 1960-1980 dönemi ise yukarıda belirtildiği gibi “planlı ekonomi
denemesinin” yapıldığı yılları kapsayan dönemdir. “Ancak 70’li yıllarda popülist
politikalar, yaşanan ideolojik kavgalar, petrol şokları, Türkiye’nin Kıbrıs Çıkartması
ve ardından gelen ekonomik ambargo gibi nedenlerle dış ödemeler dengesi,
enflasyon ve işsizlikle kendini gösteren ekonomik darboğazlar, askerî darbeler ve
derin siyasi istikrarsızlıklar iş dünyasının performansını düşürdü” (Öztürk, 2008: 29-
31).
Böylesine olumsuz gelişmeler yaşanmasına rağmen 1950-1980 arası dönem
özel girişimciliğin gelişme gösterdiği bir dönem olmuştur. Bu dönemde Beş yıllık
kalkınma planları da, “kamu için emredici, özel kesim için yol gösterici bir karaktere
sahip olmuştur” (Aykan, 2002:21).
Türkiye’nin ekonomik ve sosyal dokusu içerisinde, ülke çapındaki genel
değerlendirmeler göstermektedir ki KOBİ’ler girişimciliğin gelişmesinde önemli bir
yer tutmaktadırlar. KOBİ’ler kaynakların kullanımı için etkili araçlar olup,
dolayısıyla serbest meslek grubu yaratılmasına katkıda bulunmaktadırlar. KOBİ’lerle
ilgili bazı ekonomik indikatörler araştırıldığında görülmektedir ki Türkiye de
KOBİ’lerin işletmelere karşı oranı %99,8’e, KOBİ’lerin toplam istihdam içindeki
payı %76,7 ulaşmıştır. KOBİ’lerin toplam yatırım oranları %38’dir ve %26,5
oranında ekonomiye katma değer sağlarlar. Birçok gelişmiş veya gelişmekte olan
ülkelerde KOBİ’lerin öneminin anlaşılmasıyla hükümetler tarafından KOBİ’lerin
10
etkinliğinin arttırılması, kapasitelerinin yükseltilmesi ve rekabetinin geliştirilmesi
için çeşitli hükümet politikaları düşünülmüştür (Varol, 2010: 99).
Sanayi ve Ticaret Bakanlığı bünyesindeki en önemli kurum olan Küçük ve
Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığıdır (KOSGEB).
“KOSGEB, KOBİ’lerin katma değerini arttırmak, rekabet güçlerini yükseltmek,
uluslararası pazarda söz sahibi olmasını sağlamak, marka bilincini geliştirmek, ana –
yan sanayi ilişkilerini güçlendirebilmek, hedeflerini gerçekleştirebilmek ve daha
etkin hizmet vermek amacıyla ‘Yeniden Yapılanma’ sürecini başlatmıştır” (Cansız,
2007:56).
Ayrıca KOSGEB’in girişimciliği ve işbirliğini geliştirmek, kalite artırımı,
makine modernizasyonu ve altyapı gelişimi için bölgesel planlama üzerine de
projeleri vardır (Varol, 2010: 99).
KOSGEB dışında Türkiye’ de girişimciliği geliştirmek ve desteklemek için
başka kuruluşlarda mevcuttur. Bunlara örnek olarak; TÜSİAD, TÜGİAD VE
KADİGER verilebilir. TÜSİAD, Ömer SABANCI Başkanlığında kurulan ve son
dönemde Arzuhan YALÇINDAĞ’ın Başkanlığa seçilmesiyle, yayınladığı raporlar ve
çeşitli platformlarda öne sürdüğü görüşlerle girişimciliğin önemini vurgulayan ve
aynı zamanda destekleyen bir dernektir. Özellikle kadın girişimcilere verdiği destek
göz ardı edilemeyecek ölçüde önem arz etmektedir. TÜGİAD’ın kuruluş amacı ise,
sistematik çalışmalarla Türkiye’deki girişimcilik potansiyelinin arttırılması için
çalışmalarda bulunmak, girişimciliğin önündeki engellerin tespiti ve giderilmesi için
çalışmalar yürütmek, Türkiye’nin girişimcilik profilini belirlemek, liderlik,
motivasyon gibi konuları çeşitli platformlarda işlemek, girişimciliğe özendirmek,
özgün ve orijinal projeleri belirleyerek fon sağlayıcı kuruluşlara sunmak ve başarılı
girişimcileri ödüllendirmektir. Kadın girişimcilerin sayısını ve etkinliğini artırmak
için kurulan KADİGER ise; kadın girişimciliğini destekleyerek, girişimci kadınlara
her konuda destek sağlamaktadır (Cansız, 2007:56-58).
Sonuç olarak TÜSİAD’ın “Türkiye’de Girişimcilik” (2002:23,24) adlı
yayınında Türkiye’de girişimciliğin geliştirilmesi için yapılması gerekenler aşağıda
özetlenmiştir;
11
• Girişimcilik ile ilgili açık ve net bir vizyon oluşturulmalı, buna bağlı
stratejiler geliştirildikten sonra hükümet programlarında öncelikli olarak
yer almalıdır.
• Şirket kuruluşu, işleyişi ve kapanışına ait bürokratik engeller
azaltılmalıdır.
• Fikri mülkiyet haklarına yönelik düzenlenen yasalar işler hale
getirilmelidir.
• Vergi işlemleri kolaylaştırılmalıdır.
• Teknoloji transferinin başarılı biçimde gerçekleşmesini sağlayacak
örgütler oluşturulmalıdır.
• KOBİ’lere verilen krediler artırılmalıdır.
• Finansman seçenekleri artırılmalı ve risk sermaye sektörü kurulmalıdır.
• Girişimciler ve girişimciliği destekleyen kuruluşların oluşturduğu
platformlar/girişimci ağları kurulmalı ve bu platformlar aracılığıyla
koordinasyon sağlanmalıdır.
• Girişimciliğin desteklendiği bir kültürel ortamın yaratılması için topluma
olan katkısı ve ekonomik büyümedeki önemli rolünün anlatılması
gerekmektedir.
• Teknolojik girişimcilik başta olmak üzere her tür girişimcilik
performansı düzenli olarak ülke çapında ölçülmeli ve uluslararası
ekonomilerle karşılaştırılmalıdır.
• Eğitime yapılan yatırım artırılmalıdır.
• Güçlü bir bilimsel altyapı oluşturulmalıdır.
• Vergi sistemi yeniden yapılandırılmalı, kayıt dışı ekonomi kayıtlı hale
getirilmelidir.
• Girişimcileri teşvik edecek bir ortam için kamu borçlarının azaltıldığı,
yolsuzlukların engellendiği ve faiz ve enflasyonun düşürüldüğü bir ortam
yaratılmalıdır.
• Politik süreklilik ve istikrar sağlanmalıdır. (Yıldız, 2007:35).
12
1.3. Girişimcilikle Benzer Kavramlar
1.3.1. Esnaflık
“Esnaf; tacir sıfatını kazanacak kadar sermayesi olmayan ve geliri daha çok
emeğine dayanan, bağımsız olarak çalışan kişi şeklinde tanımlanabilmektedir.” Yani
esnaf, tacir ile işgören arasında bir yere sahiptir diye düşünülebilir. Esnaflık az da
olsa sermayesinin olması ve bağımsız olarak çalışması bakımından daha çok tacire
benzer. Gelirini emek-yoğun çalışarak elde etmesi bakımından da işgörene benzer.
Türk Ticaret Kanununun 17. Maddesinde de esnaf; “geliri sermayesinden çok,
emeğine dayanan ve ancak geçimini sağlayacak kadar geliri olan kimse” şeklinde
tanımlanmaktadır (Çelik ve Akgemci, 1998:7–8).
1.3.2. Tacirlik
“Ticari işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işleten kimseye tacir denir.”
Tacir, gerçek kişi de olabilir gibi tüzel kişi de olabilir (dernek, vakıf, şirket vb.).
Tacir olmak beraberinde bir takım yükümlülükler getirmektedir. Mesela tacirin, bir
unvana sahip olması gerekir. Bunu dışında seçtiği ticaret unvanını ve ticari
işletmesini, ticari işletmesini kurduğu tarihten itibaren 15 gün içerisinde ticaret
siciline kaydettirmek zorundadır. Ayrıca birden çok ticari işletmeye sahip olan tacirin
her bir ticari işletmesini ticaret siciline kaydettirmesi de mecburi olup, ticari
işletmesini ticaret odasına kaydettirme zorunluluğu da bulunmaktadır. Bunları
dikkate almayan tacirler hakkında yasal yaptırımlar söz konusudur.
(http://yeniumutlar.kadikoy.bel.tr/txtContent.aspx?pageName=temel_hukuk.html)
(02.05.2011)
1.3.3. İşletme Sahipliği
Bir kurala bağlı olarak yapılmış bir tanımı yoktur. “Karinesi işletmenin
mülkiyetine sahip olmaktır. Girişimci sıfatı da olması için risk üstlenme, enerjiklik,
yenilikçilik gibi bazı özelliklere sahip olmalıdır” (Demirel,2003:16).
1.3.4. Yöneticilik
Sözlükteki tanımına bakıldığında yönetici “yönetimde gücü ve etkisi olan
kimse, lider, şef şeklinde tanımlanırken yöneticilik; yöneticinin görevi, yönetici olma
13
durumu”dur. “Yöneticilik en temel tanımıyla bir grubu amaçların yerine getirilmesi
için etkileyebilme becerisidir” (Gezici,2007:3).
Yöneticilik, köklü bir kavram olduğu için bu konu üzerinde yapılan araştırma
sayısı da çok fazladır. Dolayısıyla yöneticilik hakkında ortaya atılan birçok tanım
mevcuttur. Öncelikle aşağıda bu tanımlardan en dikkat çekici olan birkaç tanesi
verilmiştir;
• “Başkaları vasıtasıyla iş gören kişidir” (Koçel, 2003:20).
• “Yönetici bir zaman dilimi içerisinde ve değişken çevre koşulları altında
belirli bir takım amaçları gerçekleştirmek üzere maddi ve beşeri üretim
faktörlerini uyumlu bir şekilde bir araya getiren ve çalıştıran bir
kimsedir” (Eren, 2003:9).
• “Yönetici işletmenin sahip olduğu kaynakları, planlama, örgütleme,
yürütme ve kontrol fonksiyonlarını yerine getiren kişidir” (Özgen,
2001:101).
• Dubin yöneticiliği; otoriteyi ifade etme ve karar verme yeteneği” olarak
tanımlamıştır.
• Cattel ise yöneticiliği; “diğerlerinin kendisini izlemesini başarma
yeteneği” olarak tanımlamıştır.
• Stogdill’e göre yöneticilik; “grup faaliyetlerinin amaçlarını belirleme ve
gerçekleştirme yönünde etkileme yeteneğidir.”
• Cain yöneticiliğin engelleri tanımlamak ve ortadan kaldırmak, insanlara
yöneticilik özellikleri göstermek ve onlara esin kaynağı olmak gibi üç
temel özellikten oluştuğunu ifade etmiştir.
• Peter Drucker’a göre ise yöneticilik; “her gün aynı istek ve bitmek
tükenmek bilmez bir arzuyla yapılması gereken bir uğraştır”
(Gezici,2007:4).
“Yönetici, girişimcinin ileri sürdüğü fikirleri uygulamak ve gösterdiği
hedeflere ulaşabilmek için yolları saptayan ve bunu yaparken içinde bulunduğu
durumun muhasebesini yapan, bu yollardan geçişin zamansal ve parasal programını
14
düzenleyen kişi olmaktadır.” Yöneticinin sahip olması gereken özellikler şöyle
sıralanabilir;
• İşi bitirme azim ve heyecanı,
• Çalışkanlık,
• Bilgi,
• Organizasyon gücü,
• Finans,
• Denetim kabiliyeti,
• Çevre ile içte ve dışta iyi ilişkiler kurabilme (Müftüoğlu, 1989:72,
alıntılayan Çelik ve Akgemci, 1998:10).
Yöneticilik denildiği zaman ise anlaşılması gereken şey; bir yöneticiden
beklenen davranışlar bütünüdür. Yöneticinin işi üç grup halinde ve on faklı role
ayrılarak incelenebilir. Üç grup roller şunlardır;
• Bireyler arası roller,
• Bilgisel roller,
• Karar verme modelleri.
Bireyler arası roller; diğer insanlarla olan iletişimdir bir anlamda. Bilgisel
roller; organizasyon için iç ve dış bilgi ağı oluşturma ve geliştirme çabalarıdır.
Bilgisel roller sayesinde örgüt için gerekli olan bilgilerin nelerden, nasıl, ne zaman,
hangi içerik ve formatta hazırlanacağı belirlenmekte, hangi bilgilerin nerelere, ne
zaman, ne içerik ve formatta gönderileceği ortaya konulmaktadır. Karar verme
rollerinden kasıt ise; “yöneticinin kavramsal ve beşeri becerilerini gerektiren bir
seçim yapmaya ihtiyaç duyulduğunda sahip olması gereken bir özelliktir.
Dolayısıyla; yönetici düşünür, örgüt içi ve örgüt dışı değişkenleri göz önünde
bulundurarak karar verir ve bu kararların uygulanması için beşeri görevlendirmeler
ile ilgili seçimler yapar.” Aşağıda yönetici rolleri ve bunlara ilişkin faaliyetlerin
belirtildiği tabloda bu kısım özetlenmiştir (Eren,2003:13-15).
15
Tablo 2. Yönetici rolleri ve bunlara ilişkin faaliyetler GRUP ROL FAALİYET
Kontrol İhtiyaç duyulan bilgileri aramak ve elde etmek, periyodikleri ve raporları taramak, kişisel ilişkiler kurmak.
Dağıtma Diğer örgüt üyelerine bilgi aktarmak, onlara bilgi notları ve raporlar göndermek telefon konuşmaları yapmak
Bilgisel
Sözcülük Sözlü konuşmalarda, raporlarla, kısa mesajlarla dış örgütlere bilgi aktarmak
Temsil Resmi törenler ve sembolik görevlerle, ziyaretçileri kabul etmek, resmi ve hukuki dokümanları imzalamak
Lider Astları yönetmek, motive etmek, astları eğitmek, öğüt vermek, iletişim kurmak Bireylerarası
İlişki
Örgüt içi ve örgüt dışı ilgi ilişkileri oluşturmak, bu ilişkileri yazılı mektuplar, telefonlar ve toplantılar yaparak gerçekleştirmek
Girişimci İyileştirici projelere girişmek, yeni fikirleri ortaya çıkarmak, başkalarına fikir oluşturma hakkı vermek
Anlaşmazlık çözmeTartışma ve kriz ortamlarında düzeltici çabalara girişmek, astlar arasındaki çatışmaları çözmek, çevresel krizlere adapte olma
Kaynak dağıtma Kaynakların kimlere dağıtılacağına karar verme, program ve bütçe önceliklerini belirlemek
Karar verme
Müzakerecilik Sendika, satış, satın alma ve bütçe kontratlarının müzakerelerinde bölümlerini temsil etme ve departman çıkarlarını savunma
(Kaynak: Eren, 2003:14)
“Yöneticiler, girişimcilerin yönetime ilişkin bazı fonksiyonlarını
üstlenmişlerdir. İşletmeyi girişimci adına yönetirler. Bu doğrultuda girişimci
vasıtasıyla kazandıkları yetkileri kullanırlar. Girişimciler aynı zamanda yönetici
oldukları halde her yöneticinin ise girişimci olması olası değildir. Girişimciliğin
yöneticilikten farkı; girişimcilerin işletmenin faaliyetlerinden doğan kar ve zararı
kendi adlarına yüklenen kişiler olmalarıdır. Yöneticilerin kâr ve zarar konusunda
herhangi bir sorumlulukları yoktur.” Girişimciler ilk etapta göze aldıkları risk
çerçevesinde üretim faktörlerini bir araya getirerek, bir anlamda başka birine
güvenemediklerinden ötürü kurdukları işletmenin yöneticisi de olmak
durumundadırlar. Ancak daha sonralarda işletmenin büyüme evresine girmesi ile
16
daha profesyonel bir yönetici gerekliliği kaçınılmazdır. Girişimci ile yönetici
arasındaki farkta bu noktada belirginleşmektedir (Berber, 2000:23-46, alıntılayan
Demirel, 2003:13).
Tablo 3. Girişimci ve Yönetici Arasındaki Bazı Farklılıklar Girişimci Yönetici Fikir yaratır ve strateji geliştirir. Stratejiyi eyleme geçirir. Genelde ekip elemanı değildir. İşleri başkaları aracılığıyla yürütür. Yeni işlere el atar. Performans ölçümü ve iyileştirme yapar. İşe hemen dalar Riskleri değerlendirir ve azaltmak için plan yapar. (Kaynak: Ashton, 2008: 193)
1.3.5. Liderlik
Toplumsal yaşamda bir gereklilik olarak insanlar üzerlerine düşen görev ve
sorumlulukları paylaşmak zorundadırlar. Bireyler amaçlarına bir uzlaşım ve uyum
içinde ulaşmayı amaçlarlar. Bu çabaların olumlu bir gelişim göstermesi ise,
bireylerin sistemli bir düzen içerisinde bazı kuralları dikkate almaları gereğini
yaratır. “Bu düzenin bir sistem üzerinde gerçekleştirilmesi, bireylerin amaçlarının
birbirine ters düşmediği bir ortam yaratılması, yönlendirici, ahenk yaratıcı insanların
varlığını gerekli kılar. Bu gereklilik ise liderlerin varlığına ihtiyaç duyulmasına
neden olur. Çünkü lider, karşılıklı iyi niyet ve güvene dayalı bir iletişim ortamı
sağlayarak, insanları belirli bir vizyon çerçevesinde harekete geçirir; ekip ruhu ve
birlikteliği yaratır”(Akın, 2005:47,48).
Eren’in liderlik tanımı şöyledir; “İnsanları amaçlar etrafında bir araya getiren
ve amaçlara ulaşabilmek için onları harekete geçiren bilgi ve tecrübelerin
toplamıdır.” Lider ise “Ait olduğu grubun üyelerinin hissettikleri ancak net olmayan
amaç ve düşünceleri benimsenecek şekilde ortaya çıkarabilen ve grup üyelerinin
güçlerini bu amaçların etrafında faaliyet gösterecek halen getiren kimsedir” (Eren,
2001:465, alıntılayan Demirel, 2003:15).
Koçel’e göre ise liderlik; “İzleyenler, şartlar arasındaki ilişkilerin oluşturduğu
karmaşık bir fonksiyondur” (Koçel, 2001:465, alıntılayan, 2003:15).
Kısacası girişimci, fırsatları belirleyip, bu fırsatlar için kaynakları ve yapıyı
kurarak, gerekli riskleri alırken, girişimci kimliğinin yanı sıra aynı zamanda liderlik
özellikleri ve davranışları da sergilemelidir.
17
1.4. Girişim, Girişimci Ve Girişimcilik Kavramları
Girişimcilik terimi Fransızca “entreprende” (bir iş yapmak) kelimesinden
türemis olup ingilizce karşılığı “entrepreneurship”dir. Türkçede ise “girişmek”
eyleminden türemiş bir isimdir. “Entrepreneurship” “girişimcilik” olgusu üzerinden
bu olgudan yola çıkılarak başka kavramlar da geliştirilmiştir. Girişimcilik
faaliyetlerini gerçekleştiren kişi veya grubu niteleyen “entrepreneur”, “girişimci”;
herhangi bir yapı ve gerçekleşmenin girişimcilik özelliği taşıdığını vurgulayan
“entrepreneurial”, “girişimsel”; ve bu olgunun birbirini izleyen aşamalardan
oluştuğunu betimleyen “entrepreneurial process” “girişimsel süreç”, bu olgu ile
birebir ilişkilidir. Çok yakın ilişki içinde olan bu kavramlar, girişimcilik kavramının
açıklanmasında birbirlerinin tamamlayıcısı olarak görülmelidir (Tunç, 2007:39).
“Türk Dil Kurumuna göre, girişim bir işe girişme, teşebbüs etme olayına, girişimci ise üretim için bir işe girişen, kalkışan kimse veya müteşebbistir. Müteşebbis ise, ticaret, endüstri vb. alanlarda sermaye koyarak girişimde bulunan bireydir” (Gözek, 2006:3).
Tutar ve Küçük (2003:161,162)’e göre girişim kavramı; kâr amaçlı ya da kâr
amaçlı olmayan bir şekilde yarar sağlamak için, ücret karşılığında satmak üzere mal
veya hizmet üretmek, ya da fonlar sağlamak üzere kurulan, hukuki ve finansal
kişiliğe sahip, sürekliliği olan bir örgüt olarak tanımlanır. Dolgun (2003:4)’a göre ise
girişimin özellikleri şöyle belirtilmiştir;
• Girişimin amacı, kazanç ve yarar sağlamaktır.
• Girişim, ücret karşılığında satmak üzere mal veya hizmet üretir veya
fonlar sağlar. Bu özellik, girişim olmanın zorunlu unsurudur.
• Girişimin üç temel işlevi; üretim, satış ve bu iki işlevin yerine getirilmesi
için gerekli fonların sağlanması olan finansmandır.
• Girişim, hukuki bir birimdir. Tüzel kişiliğe sahip bulunan girişim,
sahiplerinden ayrı bir kişiliğe sahiptir. Çalışmalarını bu kişilik altında
yürütür, haklara sahip olur ve yükümlülükler üstlenir.
• Girişim, finansal bir birimdir. Girişim kendisine ilişkin varlıkları ve
bunların karşıladığı öz ve yabancı kaynakları bulunur.
18
• Girişim, insan ve materyalden oluşan bir örgüttür ve bu örgüt devamlılık
gösterir (Erbatu, 2008:3-4).
Girişimci kavramı için başka birçok tanım mevcuttur. Bunlardan bir tanesi de,
girişimci; “üretim faktörlerini (emek, sermaye, doğal kaynak, teknoloji) en son
teknik, yöntem ve bilgilerle bir araya getiren, ürün ve hizmet üreten veya üretilen
ürün ve hizmetleri kâr amacıyla piyasaya sunan, satış sonrasında da ortaya çıkacak
kâr ya da zararı üstlenerek riski karşılayan ve ticari gelişmeyi hedefleyen
yatırımcı”dır. Ya da girişimci, “belirli bir projeyi, girişimcilik anlayışına uygun
biçimde geliştirmek üzere gözler önüne seren ve tanıtan kişi olarak” da
tanımlanabilir. Girişimciler aslında çok yönlü ve bütüncül bir kişilik yapısına
sahiptirler. Çünkü faaliyetleri üstlenen bir yönetici, ekonomik değişimlerde temsilci,
yeniliklerin takipçisi ve bunların yanı sıra da toplumun birer bireyidirler.
(http://www.tchayat.org/modules.php?name=News&file=article&sid=58)
(05.05.2011)
Girişim, somut ve soyut olmak üzere; genel olarak iki farklı bakış açısı ile ele
alınır. Somut bir çerçevede, mal veya hizmet üretmek daha sonra da üretilen mal
hizmetleri pazarlamak amacıyla; üretim faktörlerinin bir araya getirilerek, üretim
süreci sonucunda mal veya hizmetlerin ortaya konulduğu, ekonomik, teknik ve
hukuki birimler olarak ele alınmaktadır. Soyut çerçeveden bakıldığında ise; girişim
ve teşebbüs, girişimcilerin işletme kurma isteği ile sarf ettikleri çabaları ve
katlandıkları zorlukları kapsamaktadır (Erbatu, 2008:3-4).
Girişimciliğin birçok boyutu vardır. Ekonomik, psikolojik ve işletme
yönetimi gibi boyutlarda ve her çeşit organizasyonda gerçekleşmektedir.
“Günümüzde girişimcilik, modern ve geleneksel tüm sektörlerdeki firmalarda, küçük
ve büyük ölçekli işletmelerde ve farklı mülkiyet yapıları içinde geçerli bir olgu
olarak değerlendirilmektedir.” Girişimcilikle ilgili yapılan tanımlamalara
bakıldığında; girişimcilik kavramı daha çok girişimci birey açısından ele alınarak
araştırılmaktadır. Öyle ki girişimcilik tanımlarının büyük çoğunluğunda
akademisyenlerin ortak düşüncesi; girişimcilerin sahip olduğu davranış biçimleridir.
Bu davranışlarda; “inisiyatif alma, kaynakları ve koşulları kullanılabilir değerlere
19
dönüştüren sosyal ve ekonomik alanlarda düzenleme yapma, risk ve başarısızlığı
kabul etme” yer almaktadır (Ağca ve Yörük, 2006:157-158).
Mucuk girişimciyi; işgücü, sermaye ve doğa gibi üretim faktörlerini insan
ihtiyaçlarını karşılayacak ürün ve hizmetleri üretmek için bulan ve uygun şekilde bir
araya getiren kimse olarak tanımlamıştır. Girişimcinin asli amacı kardır ve bunun
için risk almaktan da kaçınmaz. Drucker’e göre ise girişimci; net olmayan değişken
dünyada düzen yaratıcıdır. Bu düzeni de ferah yaratabilecek kaynakları bir araya
getirip, düzenleyerek gerçekleştirir (Demirel, 2003:9).
Akat (2002:14)’da girişimciliği Mucuk’ un tanımına benzer bir şekilde
tanımlayarak girişimcinin; üretim faktörlerini en iyi şartlar altında bir araya getiren
kişi olarak ifade etmiştir. Fidan (2001:10) ise girişimciyi; ekonomik gördüğü bir iş
için emeği ve sermayesi ile risk alarak piyasaya giren kişi olarak tanımlamıştır.
Gerber (1994:24,25) ise girişimcileri için hiçbir önem arz etmeyen durumları bile
önemli durumlar haline çevirebilen, içimizdeki vizyon sahibi kişiler olarak ifade
etmiştir. Kets de Vries’e göre ise girişimciler; “özgüveni olan, bireyler arası
ilişkilerde ihmalkâr görülebilen, kendi değer yargılarına sadık kişiler”dir (Çelik ve
Akgemci,1998:21).
Girişimci kavramı incelendikten sonra girişimcilik ile ilgili tanımlara yer
vermek daha doğru olacaktır. Bu iki kavram arasında tam anlamıyla bir ayrım söz
konusu olmasa da aşağıda girişimcilik ile ilgili tanımlar da verilecektir.
“Girişimcilik, bir ülkenin en önemli sermayesi, zenginliğinin başlıca
kaynağıdır. Girişimcisi dünyayla yarışamayan ülkeler, gümrük duvarları arkasına
saklanıp, kaçınılmaz sonlarını beklerler. Doğal kaynakları veya tüketim potansiyeli
değerliyse, başka ülkelerin girişimcileri gelir ve bunları kullanır. Yoksa kaderiyle baş
başa kalır, çıkmaz döngü içinde dolanır durur, zengin ülkelerin himmetine ve kendi
yöneticilerinin insafına kalırlar” (Bozgeyik, 2005:75).
Özkul (2007:344)’a göre; sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçişle,
girişimcilik dünya genelinde çok daha önemli hale gelmiştir. Çünkü artık bilgi
toplumunda yaşıyoruz ve bunun sonucu olarak da insan emeğinin üretim üzerindeki
ağırlığı azalırken, bilgiye dayalı emeğin üretim üzerindeki ağırlığı her geçen gün
artmaktadır. Dolayısıyla girişimciliğin öneminin; yenilik, yaratıcılık ve yönetim
20
faaliyetlerinin tamamlayıcısı olarak ortaya çıktığı söylenebilir. Bunların dışında
günümüzde üretim, ulaşım ve yönetim gibi alanlardaki değişiklikler ve
küreselleşmeyle birlikte piyasada rekabetçi bir ortamın oluşması da girişimciliğin
önemini arttıran faktörler arasında sayılabilir (Soysal, 2010:86).
Hisrich ve Peters’e göre girişimcilik; ekonomik, psikolojik ve sosyal anlamda
her türlü riski göze alıp zaman ve çaba göstererek bir farkındalık yaratma sürecidir.
Bu süreç sonunda bir anlamda kişisel doyuma ulaşılır. Titiz’e göre ise halk arasında
girişimcilik; bir işletme kurma, iş, para, sermaye sahibi olmakla aynı anlamda
görülmekte; bunları yerine getiren insanlara da girişimci denilmektedir (Demirel,
2003:8-9).
Girişimcilik alanında kuşkusuz en önemli ve en bilinen katkıyı “The Theory
of Economic Development” adlı kitabında Joseph Schumpeter yapmıştır. Schumpeter
girişimciyi yenilikçi birey olarak tanımlamıştır.
Schumpeter, girişimci ve inovasyon/yenilik arasındak mükemmel bir ilişki
olduğunu ileri sürerek daha önce yapılan birçok araştırmanın tersine ekonomik
gelişme sürecinde girişimcinin çok önemli bir rolü olduğunu belirtmiştir.
Schumpeter’e göre girişimci ekonomik gelişme için itici bir güçtür ve yenilik
yapmak veya yeni kombinasyonlar gerçekleştirmek en önemli işlevidir (Özkul,
2007:351).
Başka bir ifadeyle girişimcilik bir süreçtir ve bu süreçte; çevrede var olan
veya değer yaratmak için girişilen yeniliklerle yaratılan fırsatlar kullanılır.
Girişimcilik bireysel veya takım olarak bir şekilde riskler üstlenilerek, bunların
yönetilmesini kapsar. Kısacası girişimcilik, girişimcilerin risk alma, fırsatları
kovalama, hayata geçirme ve yenilik yapma faaliyetleridir. Farklı bir bakış açısıyla
bakıldığında; “Nitelikli ve aile geçmişi olan insanların yer aldığı dış kaynaklı bir
olgu olarak saptanan girişimcilik aslında firma ve organizasyonlar tarafından
geliştirilen yeni bilgiyle yatırımcılar tarafından oluşturulan fırsatlara cevap veren,
bilginin ticarileştirilmesi sonucu doğan fırsatları tamamıyla inceleyen iç kaynaklı bir
olgudur” (Karagöz, 2009: 39,40).
21
1.5. Girişimcilik Nedeni
Ülkeler, malum küresel düzende ayakta kalabilmek için; kişi başına düşen
gelir düzeyi ve istihdam oranını artırmak bağlamında çok önemli bir aktör olan
girişimcilere ve girişimci adaylarına teşvik ve destekleri artırmaya başlamışlardır.
Çünkü girişimciliğin, kurumsal anlamda daha doğrusu her anlamda örgüte çok büyük
faydaları olduğu artık bir realite olup, yönetim disiplinin önemli araştırma
konularından biri olmuştur. Ayrıca artık girişimci kişinin neden sıradan insanlardan
farklı olduğunu ortaya çıkarmada ve başarılı girişimcileri de başarısızlardan
ayırmada, bireysel farklılıklar üzerinde durulmakta ve önceki iş deneyimi, başarı
ihtiyacı, kontrol odağı, üstün sosyal beceriler ve kişisel kararlılık gibi bireysel
faktörlere odaklanılmaktadır. Bununla birlikte girişimcinin kişilik özelliklerinin yanı
sıra, “niyetsel karar alma ve faaliyet gösterme, durumu rasyonel değerlendirme” gibi
faktörlerle ilgilenilmeye başlanmıştır. Girişimcilik faaliyeti genellikle bireyin arzu ve
isteğine bağlı olarak ortaya çıkar. Bu bakımdan girişimcilik faaliyeti, niyet edilerek
yapılan planlanmış bir davranıştır (Naktiyok ve Timuroğlu,2009:85).
Girişimcilikle ilgili mevcut kitaplar, makaleler, tezler incelendiğinde;
insanları girişimciliğe yönelten birçok etmen söz konusu şüphesiz. Bunlardan en
önemlisi olarak “kâr elde etme isteği” söylenebilir. Kâr elde etme isteğinin yanı sıra
“bağımsız olma isteği” ve “kişisel tatmin sağlama isteği” de ana etmenler olarak
sıralanabilir. Bu üç tane, kişiyi girişimciliğe sevk eden ana özelliği takip eden başka
faktörlerden de bahsedilebilir ki bunlar;
• Başkasından emir almama yani kendi kendinin patronu olma,
• Yapmaktan hoşlanacağı, zevk alacağı bir işte çalışmak,
• Maddi olarak refah içinde yaşayabilmek için gerekli miktarda para
kazanma isteği,
• Kimsenin göremediği ya da yakalayamadığı fırsatları bulup, kendi işini
kurma isteği,
• Çevresi tarafından fark edilme, tanınma ve prestij kazanma isteğidir.
Bu doğrultuda kişiyi girişimciliğe yönelten bu faktörlerin insanla olan
ilişkilerinin incelenmesinde fayda vardır.
22
1.5.1. İnsan-İhtiyaç İlişkisi
İnsanlar yaşamlarını sürdürebilmek ve yaşarken mutlu olabilmek için çeşitli
ihtiyaçlarını gidermek zorundadırlar. İhtiyaç ise tatmin edildiğinde, haz ve doyum,
tatmin edilmediği zaman ise acı ve üzüntü veren bir duygudur. İhtiyaçların birçok
özellikleri vardır. Her şeyden önce insanoğlunun sonsuz sayıda ihtiyacı vardır ki
bunların bazıları sürekli devam edecek ihtiyaçlar olup, bazıları ise hayatları boyunca
belki sadece bir defa ortaya çıkacak ihtiyaçlar olabilir.
(http://www.ekodialog.com/Konular/ihtiyac_nedir_ozellikleri.html) (03.05.2011)
İnsanoğlu, ihtiyaçlarını giderebilmek için, birbiri ile ilgili olan farklı
faaliyetlerde bulunur. Bunu yaparken bazı değişik faaliyetler içerisine girerek
başkalarının ihtiyaçlarının gidermeye yönelerek, bunun sonucunda da elde ettikleri
faydayı kendi ihtiyaçlarının karşılanmasına kullanırlar (Tunç, 2007:47).
1.5.2 İnsan-Toplumsal İlişki Şartı
İnsan toplumsal bir varlıktır. Doğduğumuz andan itibaren sürekli bir şeylere,
birilerine karşılıklı olarak gereksinim duyarız. Çoğu özelliğimiz genlerimizden
gelirken, yaşam şeklimiz çevremizin etkisinde şekilleniyor. Dışarıdan öğrendiğimiz
her şey insanlarla kurduğumuz ilişkilerimizdeki tercihlerimizi etkiliyor. İnsanların
tercihlerine bakıldığında çok enteresan farklılıklar rahatlıkla görülebilmektedir.
Bununla beraber yaşam biçimini de kültür oluşturmaktadır. “Kültür insanın
genleriyle aktaramadığı ve yeniden öğrenmek zorunda olduğu bir süreçtir.” Bu
noktada, tüm kültürlerin paylaştığı ortak değerler olabileceği gibi kültür
farklılıklarına saygı duymak gibi değerler; insanın bir toplumsal varlık olarak huzur
içinde yaşamasını sağlayabilir. (http://www.spordostluktur.com/hasan_kasap.doc)
(05.05.2011)
Toplumsal ilişki; “bir toplumdaki insanların kendilerini anlatmak, başkalarını
anlamak, gereksinimlerini gidermek, karşılıklı yardımlaşmak ve anlaşmak üzere
giriştikleri her türlü yaklaşma ve uzaklaşmalar” dır. Max Weber toplumsal ilişkilerin
özelliklerini şu şekilde özetlemiştir;
• Karşılıklı bir durum olduğu için en az iki kişi arasında olmalıdır,
• Bu ilişki içerisindeki insanların birbirinden haberleri olmalıdır,
23
• Süreç olarak düşünüldüğünde gerçekleştiği zaman diliminin başlangıcı ve
sonu olmalıdır,
• Her ne yaşanıyor ise bu herkes için aynı anlamı taşımalıdır.
(http://www.frmtr.com/felsefe-sosyoloji-psikoloji/1411618-toplumsal-
yapi-ve-toplumsal-iliskiler.html) (05.05.2011)
1.5.3. İnsan Ve Toplumun Sürekli Değişimi
İnsanlar toplum halinde yaşarlar. Toplumlar da varlıklarını koruyabilmek için
siyasi, sosyal, iktisadi, kültürel, teknolojik hayatlarını örgütlendirmek zorundadırlar.
Örgütlenme ile toplum içinde farklı kurumlar oluşur ve insan da bu kuruluşlar içinde
yer alır. Zaten insanların toplum halinde yaşaması demek; bu kurumlarda isteyerek
veya zorunluluk gereği bulunmasıdır. Örgütlenmiş toplumda belirli kurallar söz
konusudur. Bu kurallar zamanın şartlarına, ihtiyaçlara göre değişebilir. İnsanda bu
kurumlarda yer alırken kurallara bağlı olmak zorundadır. “Toplumlar canlı birer
organizma gibi sürekli değişirler. Ancak yaşadıkları değişme hızı toplumdan topluma
değişiklik gösterir. Geleneksel toplumlar daha yavaş, endüstriyel toplumlar daha hızlı
değişebilir. Değişmeyen hiçbir toplum yoktur. Değişme bazı toplumsal sorunlara
çözüm getirirken, bazen de birtakım sorunları beraberinde getirir.“
(http://www.vda.org.tr/BaskandanYazi/AyinYazisiMAY10/tabid/302/Default.aspx)
(05.05.2011)
İnsanlar ihtiyaçlarını gidermek için, içinde yaşadığı toplumla ve toplumun da
içinde bulunduğu çevre koşulları ile sürekli bir iletişim içerisindedir. Bunun
sonucunda da toplumla insan birbirinden ayrı düşünülemeyen, bilakis birebir ilişki
içinde olan, birbirine bağımlı ve birbirini önemli derecede etkileyen olgular haline
gelirler (Tunç, 2007:48).
1.6. Girişimciliğin Önemi
1.6.1. Ekonomik Açıdan Girişimciliğin Önemi
Tekin’ e göre küreselleşmeyle birlikte günümüzde büyük bir değişim ve
dönüşüm yaşanmaktadır. Dolayısıyla artık dünya küresel bir mahalle haline gelip
yoğun bir bilgi alışverişi ve transferi gerçekleşmektedir. Sürekli gelişen teknoloji
24
sonucunda, ülkeler ve sistemler arası yoğun bir rekabetin yaşanmasına neden
olmuştur. Bu durumda ülkelerin küreselleşmeden yararlanarak, rekabet avantajı
sağlayabilmeleri, girişimcilik güçlerini ve potansiyellerini ne ölçüde
kullanabildiklerine bağlıdır. İşte tamda bu noktada ekonominin temel gücü olan
girişim kaynaklarından gerektiği şekilde yararlanabilmek ülkenin girişimcilik
sistemi, girişimcilik politikası ve stratejisinin gücüne bağlıdır (Tekin, 2006:iii).
Bilgi toplumunda; üretim, ulaşım, yönetim gibi elemanların değer
kazanmasıyla hizmet sektörünün ön plana çıkması, girişimciliği daha da önemli
kılmıştır. Robbins ve Coulter’in yaptıkları araştırma; girişimciliğin ekonomik
gelişme üzerindeki etkisinin önemini ortaya çıkarıyor. Araştırmaya göre G-7
ülkelerinin (Amerika, İngiltere, Japonya, İtalya, Fransa ve Kanada) girişimcilik
düzeyleri ile ekonomilerinin yıllık büyüme oranları arasında yakın bir paralellik söz
konusu (Tikici, 2009:26). Japonya, Tayvan ve Kore gibi yüksek ölçüde sanayileşmiş
ülkelerdeki bu gelişimin ana sebeplerinden biri girişimcilik kültürüdür. Girişimcilik
ekonomi ve toplum üzerinde muazzam bir etkiye sahiptir. Küreselleşmeyle bu
gerçeğin altını önemle çizilmektedir. Ülke ekonomileri büyük ölçüde ihracatta
rekabetçi olmaya yardımcı olacak girişimciler tarafından yönetilir. GEM (Global
Entrepreneurship Monitor) 2002 raporuna göre de; ulusal düzeydeki girişimcilik
faaliyetlerinin istatistiksel olarak ulusal ekonomik büyümeyle önemli bir ilgisi vardır
(Idogho and Augustine, 2011: 285).
Müftüoğlu’na göre girişimcilik; son zamanlarda en çok sözü edilen
olgulardan birisidir. Bu kavram ilk başlarda elimizde daha çok iş adamı, sermayedar
ya da patron kavramları yerine kullanılırken, dünya bilgi toplumuyla tanıştıktan
sonra, girişimcilik kavramının içeriği bir hayli zenginleşmeye başladı. Yeni içeriğiyle
girişimci, artık toplumun en dinamik grubu olarak kabul ediliyor. Dolayısıyla
ilerlemeyi en fazla tetikleyen ekonomik arenanın vazgeçilmez unsuru haline geliyor
(Sali, 1998:32-41, alıntılayan Çelik ve Akgemci, 1998:41).
Tınaz’ a göre ise, 1980’lere kadar daha çok kendi işini kuracak bireylere
girişimci deniyordu. Günümüzde ise girişimcilik, kavramının dar kalıbı aşılmış
görünmektedir. Girişimcilik, “risk alınarak ve yüksek düzeyde yaratıcılık
kullanılarak ortaya çıkarılabilecek daha üstün durumlara varmak için bir yöntem
25
olarak algılanmaktadır. Burada iki önemli noktadan bahsedilmektedir; birincisi, risk
alma yatkınlığı diğeri de, yüksek düzeyde yaratıcılık yeteneği” (Aykan, 2002:12,13).
Kısacası girişimcilik için ekonomik gelişmenin motorudur denilebilir. Bir
ülkede “hür teşebbüs” yani rekabete dayalı özel girişimcilik ne kadar yükselirse, o
toplumun ekonomik refah seviyesi de aynı oranda yükselir. Girişimcilik, artık,
çağımızın yükselen bir trendidir. Dünya ekonomisindeki gelişmeler de girişimcilikle
birlikte şekillenmektedir. Söz konusu yeniden yapılanma ve globalleşme eğilimleri,
küçük ve orta ölçekli işletmelerin (KOBİ) rollerindeki farklılaşmayla at başı
gitmektedir. Bununla beraber KOBİ’ler de bünyelerinde meydana gelen
farklılaşmayla yani, üretimde esneklik, istihdamı arttırma imkânları gibi nedenlerle,
ekonomide önemli bir rol oynamaktadırlar. Bu sürecinin tetikleyicisi de, kuşkusuz
girişimcilerdir. “Yaratıcılıktan yeniliğe, atak olmaktan-cesarete, risk almaktan-
hayalciliğe kadar çeşitli sıfatları haiz olan girişimciler, toplumsal ve iktisadi
değişimin motorize gücü olarak karşımıza çıkmaktadırlar” (Aytaç ve İlhan,
2007:101-102).
Mikro Süreç Sonuç Kişisel Düzey Firma Düzeyi Ülke Düzeyi
Makro
Şekil 2. Girişimciliğin Ekonomik Gelişmedeki Rolü ve Önemi
(Kaynak: Tikici, 2009: 27)
Beceriler Kaynaklar,
Motivasyon, İstekler,
Başarı, Gelişim,
Gelir, Tatmin,
Beceriler, Kaynaklar,
Motivasyon, İstekler,
İstihdam, yeni kaynakların
ekonomiye girişi
Beceriler, Kaynaklar,
Motivasyon, İstekler,
Yeni teknoloji, ürün, servis, arz ve talebin artması, Ekonomik
büyüme
26
1.6.2. Sosyal Açıdan Girişimciliğin Önemi
Nasıl bir şekilde olursa olsun, girişimcilerin yaptıkları iş şüphesiz, toplumun
yaşanılabilirliğini yani huzurunu ve refahını sağlamaktadır. Yani girişimcilik
toplumsal birliğin oluşmasıdır. Tek tek her girişimci, kendi isteğiyle alakalı ama aynı
zamanda toplum ihtiyaçlarını da karşılayacak ürün veya hizmetler üretmektedirler.
Bunun sonucunda da girişimci kişiler, başkalarının da hayatlarını kolaylaştırarak,
kendilerini tatmin edebilmekte ve dolayısıyla mutlu bir yaşam sürme şansını
yakalamaktadırlar. Kısacası toplumsal açıdan bakıldığında girişimcilik toplum
hayatının temel taşlarından birisidir (Tikici, 2009:27,28).
1.7. Girişimci Olmayı Belirleyen Faktörler
1.7.1. Genel Faktörler
Girişimci kişilik ile yaratıcı kişilik birbirine benzer kavramlardır. İkisi
arasındaki temel fark ise girişimci kişiliğin amacının kar elde etme isteği olmasıdır.
Dolayısıyla yaratıcı kişiler daha esnek davranabilme şansına sahiptirler.
Unutulmaması gereken şey ise, yaratıcı kişilerin başlattıkları süreci girişimci kişilerin
devam ettireceğidir. Girişimci kişiliği belirleyen birden çok faktör olmakla birlikte,
bunlardan bir tanesi de; girişimcilerin başkaları ile olan ilişkilerde teşebbüsü ele alma
ve duruma hâkim olabilme yeteneğidir. Bu bağlamda girişimcilik bireysel
farklılıklardan dolayı ortaya çıkabilirken aynı zamanda, kişinin içinde yaşadığı
sosyal çevre de bir insanın girişimci olmasına ya da olmamasına neden olabilir (Eren,
2001:89, alıntılayan, Tikici, 2009:27-28).
1.7.2.Demografik Faktörler
1.7.2.1. Aile
Çocukların sosyalleşme süreçlerinin ailede başlaması ve aile bireylerinin
özellikle de ebeveynlerin, çocuklar tarafından model alınmaları düşünüldüğünde, aile
ortamının girişimcilik üzerinde etkili olduğu aşikârdır. Cüceloğlu’na göre aile
ortamında bireylerin sınırlarına ve sorumluluk alma isteklerine yapılan karışmalar,
zorlamalar, saygısızlıklar bireyde birtakım sıkıntılara yol açmaktadır. Sonuçta birey,
27
hayatının ilerleyen dönemlerinde önüne çıkan engelleri aşmakta zorluk yaşamaktadır
(Cansız, 2007:41).
Şekil 3. Girişimciliğin Gelişmesinde Hayat Hikâyesi Modeli
(Kaynak: Güler, 2010:10)
Ailenin değer yönelimi, çocuk yetiştirme tarzı, ailedeki çocuk sayısı,
ebeveynlerin demokratik ya da baskıcı olmaları çocukların sonraki hayatlarını
etkiler. Dolayısıyla; eğer bireyin içinde yetiştiği aile yapısı girişimci özellikteyse
bireyde de serbest girişim kurma isteği olacaktır.
(http://www.hrturkiye.com/index.php/kulturun-girisimcilige-etkileri/) (07.05.2011)
1.7.2.2. Eğitim
Eğitim, özellikle de üniversitelerde verilen eğitim gençlerin girişimciliğe
bakış açılarını önemli ölçüde etkilemektedir. Girişimcilik eğitimi, girişimciliğin bir
Genetik
Aileden gelen altyapı
Yetişkin Deneyimi
Şimdiki Deneyim
Hayat hikâyesi
Derindeki yapılar ve dürtüler (Değişimi Zor) • Motivasyon • Kişilik
Görünen ve Değişebilen Özellikler • Yetenekler • Yetkinlikler • İlişkiler
Girişimci Davranış Potansiyeli • Başlamak • Israrcı olmak • Başarmak
28
kariyer olarak düşünülmesine ve küçük işletmelerin gelişimine olumlu katkılar
sağlayacaktır.
Diğer taraftan, eğitim sayesinde; iç kontrol odaklılık, kararlılık, başarma
isteği, ilk adımı atabilme ve sorumluluk gibi başarılı bir girişimcide olmazsa olmaz
özellikler de girişimci adaylarına öğretilebilmektedir. Tabiî ki böyle bir eğitim ancak
kişide var olan ama farkında olunmayan ya da üzerinde durulmayan girişimcilik
yönünün ortaya çıkarılmasını sağlar (Balaban ve Özdemir,2008:136,137).
Ülkemizde kendi işini kurmak isteyen girişimci adaylarına eğitim ve
danışmanlık hizmeti veren çok sayıda kurum bulunmaktadır (Cansız, 2007:42).
1.7.2.3. Cinsiyet
Toplumdaki cinsiyet rolleri hakkında birçok araştırma yapılmış ve bu konu
üzerinde birçok söz söylenmiştir. Toplumlar, erkeğe ve kadına farklı roller
yüklemekte ve toplum düzeni de bu rollere göre şekillenmektedir.
(http://kaankarabulut.blogcu.com/etiket/Cinsiyet) (07.05.2011)
Cinsiyet rollerinin belirlenmesi, kadınların erkeklere bağımlılıklarının
ölçüsünü ifade etmektedir. Bu durum kadınlar arasında da farklı algılanarak; bazıları
bu durumu rahatsız edici bulurken bazıları için ise gayet normal bir durum olarak
değerlendirebiliyor (Cansız, 2007:52).
Son yıllarda yapılan çalışmalara bakıldığında, sosyal baskıların ve tehditlerin,
kadın girişimciler için olumsuz sonuçlar doğurduğu görülmektedir. Bunun
sonucunda da kadın girişimci sayısı doğal olarak azalmakta ve başarısızlıklarla ifade
edilmektedir.(http://kaankarabulut.blogcu.com/etiket/Cinsiyet) (07.05.2011)
Sadece ülkemizde değil diğer birçok ülkede erkek işgücü, kadın işgünün
neredeyse iki katıdır. Bilhassa Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde; töre, gelenek,
görenek gibi nedenlerden ötürü kadınlar ön plana çıkmaktan belki korkup,
kendilerini geliştirememektedirler (Cansız, 2007:52).
DGP (2004)’ nin verilerine bakıldığında da erkek girişimcilerin sayıca kadın
girişimcilerden fazla olduğu görülmektedir. Ülkelerin gelir düzeyleri ile cinsiyet
farklılıklarındaki ilişkiye bakıldığında şekilde de görüldüğü gibi;
29
• En çok cinsiyet ayrımı orta gelir grubundaki ülkelerde gözlenmekte (erkekler kadınlara göre %25 oranında daha fazla).
• En az cinsiyet ayrımı yüksek gelir grubu olan ülkelerde gözlenmektedir. (erkekler kadınlara oranla %33 daha fazla).
• Düşük gelir grubundaki ülkelerde ise kadın girişimcilerin sayısı erkeklerden %41 daha azdır.
Düşük gelir grubundaki kadınların sayıca, erkek girişimci sayısına yakın
olmasının nedeni; böyle ülkelerde kadınların da bir şekilde yaşamlarını devam
ettirebilmeleri için zorunlu girişimci olma durumu söz konusudur. Bununla birlikte
yüksek gelir grubu ülkelerindeki erkek ve kadın girişimcilerin fırsat girişimcileri
olma olasılığı vardır (Güler, 2010:11).
Kadın ve erkek girişimciler arasında her ne kadar ortak noktalar olsa da, buna
karşı, farklı noktaların sayıca fazla olması göze çarpmaktadır. Aşağıda Hisrich ve
Peters (2002:76)’ in ortaya koydukları karşılaştırma tablosunda durum daha ayrıntılı
olarak ele alınmıştır (Güney,2006:29).
Tablo 4. Kadın ve Erkek Girişimciler Arasındaki Farklılıklar ÖZELLİKLER ERKEK GİRİŞİMCİLER KADIN GİRİŞİMCİLER MOTİVASYONU İsleri bitirme sonucu elde edilen basarı
Kişisel bağımsızlık Kontrolü elde bulundurmaktan kaynaklanan is tatmini
Bir amacı gerçekleştirmekten dolayı elde edilen basarı Bir isi yalnız yapmaktan kaynaklanan bağımsızlık
HAREKET NOKTASI Mevcut isten duyulan tatminsizlik Okulda ve mevcut iste yeni isle ilgilenmiş olma İsten çıkarılma ya da isi bırakma. Bir şeyler elde etme isteği
İsten kaynaklanan hayal kırıklığı Alandaki fırsatı görme
FON KAYNAKLARI Kişisel varlık ve birikimler Bankalar Yatırımcılar Arkadaş ve aileden alınan borçlar
Kişisel varlık ve birikimler Kişisel borçlar
MESLEKİ GEÇMİŞ Ücretli iş deneyimi Tanınmış bir uzman veya o alanda büyük basarılar Kazanmış biri olmak Çeşitli is alanlarında uzman olma
İş alanında deneyim Alanda orta düzey yönetici olmak Hizmet sektöründe is geçmişi
KİŞİSEL ÖZELLİKLER İkna edici olmak Amaç odaklı olmak Yenilikçi ve idealist olmak Yüksek düzeyde özgüven sahibi Sevkli ve enerjik olmak Kendi kendisinin patronu olma zorunluluğu
Esnek ve toleranslı olmak Amaç odaklı olmak Yaratıcı ve gerçekçi olmak Orta düzeyde özgüven sahibi Sevkli ve enerjik olmak Sosyal ve ekonomik çevre ile uğraşabilme yeteneğine sahip olma
ÖZGEÇMİŞ 25-35 yas arasında isletme kurma İş sahibi bir babasının olması Üniversite mezunu olmak Ailenin ilk çocuğu olmak
35-45 yas arasında isletme kurma İs sahibi bir babasının olması Üniversite mezunu olmak Ailenin ilk çocuğu olmak
DESTEK GRUPLARI Arkadaş, avukat, muhasebeciler İs dünyasından arkadaşlar Eş
Yakın arkadaşlar Es ve aile Profesyonel kadın grupları
KURDUKLARI İLK İŞ TÜRÜ Üretim ya da inşaat Hizmet sektörü (Kaynak: Hisrich ve Peters, 2002:76, alıntılayan, Güney,2006:29)
30
1.7.2.4. Yaş
Yapılan araştırmalar sonucunda elde edilen bulgulara göre, insanların en
büyük başarılarını 35 yaşına kadarki dönemde gerçekleştirdikleri görülmektedir.
Bunun sebebi de olarak da o yıllarda, insanların hangi konuda başarılı, hangi konuda
başarısız olacağını bilmemeleri gösterilebilir. Çünkü insanlara genellikle, ileride
hayal kurmalarını ve hayallerini gerçekleştirmek için faaliyete geçmelerini
engelleyecek bir şekilde, henüz çocukluk yıllarında iken neyin yapılıp neyin
yapılamayacağı öğretilmektedir. İşte bu noktada sadece “öğrenilmiş çaresizlik“
denilen olguyu kabul etmeyen insanlar başarıyı yakalayabiliyor (Cansız, 2007:41).
DGP; demografik özellikler içerisinde yaşın, girişimciliği anlamada önemli
bir unsur olduğunu ifade etmektedir. Buna rağmen girişimcilik alanında yapılan
akademik çalışmalarda, eğitim ve iş deneyimine sahip olmanın girişimci kişiliğin
oluşmasında yaşa göre daha etkili olduğu görülmektedir. Babson kolejinin 1984
yılında girişimci ve girişimci olmayanlar arasında yaptığı bir çalışma sonucunda da
girişimcilerin iş kurma yaş aralıklarının 22 ile 55 arasında olduğu görülmüştür.
Verheul ve arkadaşlarına göre de girişimciler kendi işlerini, genellikle 25 ile 45 yaş
arasında kurmakta olup, aynı zamanda yaşın etkisinde cinsiyete bağlı bir değişim söz
konusudur (Güler, 2010:11).
1.7.2.5. Girişimcilikten Önceki İş Deneyimi
Deneyim, insanların olay ve durumlar sonrasında öğrenilerek elde
edemeyeceği kazanımlardır. Dolayısıyla, iş tecrübesi ile liderlik yeteneği
birleştiğinde, girişimci karşılaştığı problemleri aşabilecek, işletmesini her türlü yeni
duruma uyarlayabilecektir (Küçük, 2007: 44).
Finans, dağıtım kanallarının geliştirilmesi, değer yaratacak ürün ya da hizmet
oluşturma, pazara girerken gerekli fizibiliteleri yapma gibi konularda kuşkusuz
kişinin daha önce edindiği deneyimler çok önemlidir (Bozkurt, 2007:96).
Robert ve Bukodi (2000:151)’ ye göre kariyer değiştirmenin en çok genç
yaşlarda görülmesinden dolayı; işgücü piyasasında kalma süresi uzadıkça ters orantılı
olarak girişimciliğe adım atma şansı da o kadar azalacaktır. Bird (1993:20)’e göre
ise, kişinin daha önceki iş deneyiminden hoşnut olmaması sonucunda tatmin
31
olamaması durumunda, bağımsız çalışma isteği de kendiliğinden ortaya çıkmaktadır.
Yani girişimcinin iş kurması, deneyimleriyle daha kolay hale gelmektedir. Bu
konuda yapılan araştırmalara göre de; “ bir kere girişimcilik yoluna girildiği zaman “
koridor prensibi “gereği, başka işletmeler kurma oranı artmaktadır.” Ayrıca
unutulmaması gereken bir diğer nokta da girişimci olabilmek için doğrudan bir iş
deneyimi yaşanmasına gerek olmayıp, kişi dolaylı öğrenme ile çevresindeki
insanların deneyimlerinden de kendine pay çıkarabilir (Güler, 2010:16).
1.7.3. Kişisel Özellikler
Girişimcilik bazı özelliklerin bütünüyle ortaya çıkan bir olgudur. Kuşkusuz
bu özelliklerin hepsi bir girişimcide olmayabilir. Küreselleşen dünyada girişimci
kişilik özelliklerine sahip olmak çok önemlidir. Zorluklar karşısında direnme,
bağımsız çalışmak isteyen, pozitif yönü ağır basan, risk alabilen, fırsatları
yakalayarak bunlardan değer yaratabilen, vizyon sahibi, yaratıcı kişilerdir
girişimciler (Tikici, 2009:32).
Gerber (1994:24-25)’e göre eğer birisi girişimci bir kişiliğe sahipse, küçük,
önemsiz durumları bile çok önemli durumlara çevirebilir ve girişimciler için önemli
olan hayallerini ne ölçüde gerçekleştirebildikleridir. Yani girişimci geçmişte değil,
gelecekte yaşar. (Çelik ve Akgemci,1998:21)
Tablo 5’de girişimcilik eğilimini olumlu yönde etkileyen bazı özellikler
görülmektedir. Bu özelliklere bakıldığında genellikle girişimcilik eğilimi olan
bireylerin; başarma güdüsü taşıyan, orta düzeyde risk alan, belirsizliğe karşı yüksek
toleransı bulunan, yaratıcı, yenilikçi kişiler oldukları söylenebilir.
Tablo 5. Çeşitli Çalışmalarda Yer Alan Girişimci Kişilik Özellikleri Yapılan Çalışmalar Özellikler
Sutton (1954) Sorumluluk isteği Hartman (1959) Resmi otoritenin kaynağı McClelland (1961) Başarı ihtiyacı Davids (1963) Hırs, Bağımsızlık, Özgüven Pickle (1964) Dürtü, İnsan ilişkileri becerisi Palmer (1971) Risk alan Winter (1973) Güç ihtiyacı Borland (1974) İçsel kontrol odağı Gasse (1977) Kişisel değer eğilimi Timmons (1978) Dürtü, Orta derecede risk alma Sexton (1980) Enerjik
(Kaynak: Güler, 2010:18)
32
Kısacası girişimcilik eğilimi içinde olan bireylerin belli başlı sahip oldukları
özellikler söz konusu olup, bu özellikler aşağıda verilmiştir.
1.7.3.1. Özgüven
Girişimciyi başarılı kılan özelliklerden biri olan iyimser ve pozitif bakış
açısına sahip olmak için kişide özgüven varlığı gereklidir. Özgüven, kişinin kendini
çok iyi tanıyıp, potansiyelinin farkında olması, hareketlerini başkalarına göre
belirlemeden, kararlı bir kişilik yapısına sahip olmaktır (Avşar, 2007:9).
Gibb (Bird, 1995:51-52)’e göre, girişimci bireyler belirsizlik anlarında
taşıdıkları gizli özgüveni rahatlıkla ortaya çıkarabilmektedirler. Bundan ötürüdür ki
özgüven; bir girişimcide olmazsa olmaz bir özelliktir (Cansız, 2007:59).
İyi bir girişimci, yeni bir işe başlarken ya da yüklendiği bir sorumluluğun
üstesinden gelebilmek için kendine güven duyar. Kendine güveni tam olan bir
insanda zaten; her zaman en iyiyi arar ve üzerine düşen ne varsa layığıyla yapmaya
çalışır. Ancak burada göz ardı edilmemesi gereken nokta vardır ki o da; kendine
güvenin gereğinden fazla olması da istenilen bir durum değildir. Çünkü bu durum
kişinin fazla kibir taşımasına sebep olur (Tikici, 2009:36-37).
1.7.3.2. Risk Alabilme
Elimizde var olan mevcut kaynakların maksimum düzeyde
değerlendirilmesiyle iyi bir hayat sağlanabilir. Farklı alternatifler dikkate alınarak,
geleceğe yön verilir. Belirlenen hedefe ulaşmak için kullanılacak planın sonucunda
ne olacağı bilinemediği için kazanma ve kaybetme riskini beraberinde getirir.
(http://www.deu.edu.tr/userweb/k.yaralioglu/dosyalar/kop_kan.ppt) (07.05.2011)
Literatürde risk ile ilgili birçok tanım mevcut olmakla genel itibariyle;
kaybetme ihtimali ya ad belirsizliktir. Knight (1971)’a göre risk “ölçülebilir
belirsizlik “, Sexton ve Bowman (1985)’a göre “karar verme durumunda bir kişinin
şans almaya yönelik eğilimi“, Gren ve arkadaşları (1996)’na göre ise “bir ekonomik
kaybı göze alma konusundaki belirsizlik” olarak ifade etmişlerdir (Kayış, 2010:7).
Girişimciyi diğerlerinden farklı kılan faktörlerden birisi de para kazanma
isteğinin kişide risk alma eğilimini artırmasıdır. Bununla birlikte girişimci sadece
33
finans açısından risk almayıp; aynı zamanda birtakım sosyal risklerle de karşı karşıya
kalabilir (Akşit, 2003:15).
Sosyal risklere örnek verilecek olunursa en başta aile hayatı gelir. Çünkü bir
girişimcinin haftada en az 60 ile 80 saat çalışması gerektiği düşünülürse, bu durumun
aile hayatında bir takım sorunlara yol açması aşikârdır. Bunun için girişimcilerin
fiziksel yönden de güçlü kişiler olmaları gerekmektedir (Kayalar ve Ömürbek:187).
Tan ve Pazarcık (1984)’ a göre; risk altına girmek;
• Yaratıcılık ve yenilikçi,
• Özgüven sahibi,
• Duygularının denetimine sahip olmak ile ilişkilidir. (Gözek, 2006:4).
Girişimcileri riske yatkınlıkları yüksektir. Ama riske katlanmak demek,
olayların gerçekleşme ihtimallerini düşünmeden, maliyet ve fayda hesapları
yapmadan bilinçsiz bir şekilde risk almak değildir.” Girişimciler için risk, getirinin
maksimum olacağına olan inanç ve akılcılıkla girişimi desteklemek demektir.”
(Demirel,2003:51).
McClelland (1971:115), girişimcinin orta düzeyde risk almasını şöyle
özetlemektedir;
“Girişimci kişi yapacağı atılımın doğru ve yerinde olduğuna dair herhangi bir
bilgiye sahip olamaz, ancak kendisini çıkacak olan karta parasını yatırmış bir
kumarbaz gibi de hissetmez… Başarı ihtiyacı yüksek olup girişimci davranışı
sergileyenler, başarısızlık riskinin orta düzeyde olduğu ve bu riskin de beceri ve
harcanan çabayla azalacağı bir ortamı arar ve bu ortamda daha başarılı olurlar”
(Güler, 2010:21).
İş hayatında karşılaşılan durumlar, girişimcilerin farklı risk düzeyleri ile nasıl
başa çıkabileceklerini belirler. Girişimciler ne zaman risk alacağını bilir. Burada
önemli olan riski ne ölçüde ve hangi durumlarda alacağıdır. Girişimci, riski almadan
önce, bu ölçütlere göre değerlendirmeli ve sonuçtan emin olmalıdır. Girişimcilerin
riski sevmelerinin sebebi ise, bulunduğu sektörde rakiplerinin önünde olma isteğidi.
(Tikici, 2009:34).
34
1.7.3.3. Fırsatları Yakalayabilme
Çetindamar (2002)’a göre; “girişimci fırsatları gözleyen ve onları bulduğunda
her türlü risk alarak gerçekleştirmeye çalışandır” (Gözek,2006:3). Tanımdan da
anlaşılacağı gibi riske yatkınlıktan sonra, bir girişimci için olmazsa olmaz
özelliklerden birisi de fırsatları yakalayabilme ve bunlardan değer yaratabilmedir.
Girişimcilerin, an be an değişen çevrede, fırsatları yakalayabilmeleri
önsezilerinin kuvvetli olmasına da bağlıdır. Öyle ki; “ bir girişimci için önsezi;
bilgiye dayanan, fırsatları yakalama ve değerlendirme tekniğidir”. Burada
unutulmaması gereken nokta ise; bir girişimci için önsezilerinin çok önemli olduğu
fakat geleceğin de belirsizliklerle dolu olduğudur. Ancak girişimci, belirsizliklerle
dolu bir ortamda bile riske girebilir, çünkü ileri görüşlüdür. Fırsatları yakalayabilme
özelliğinden dolayı, olayları kapsamlı bir şekilde analiz eder ve gerçekçi bir şekilde
değerlendirir (Tikici, 2009:37).
Sonuçta, bir ülkenin gelişmesi, yetenekli bireylerin başkalarının görmedikleri
fırsatları yakalayarak bunları değerlendirmeleriyle doğru orantılıdır. Girişimciler
faaliyetlerini gerçekleştirirken, yakın ve uzak gelecekte yaşanılabilecek ekonomik
değişimleri dikkate alarak hareket etmelidirler (Cansız, 2007:22).
1.7.3.4. Yaratıcılık Ve Yenilikçilik
Yaratıcılık; ” değişim ve yeniliğin benimsenmesi, fikir ve olasılıkların test
edilebilmesi, farklı bir bakış açısıyla (dış dünyaya bakışta esneklikle) örgütün dış
çevresinde meydana gelen olaylara bakabilmesi ve var olan ürünlerin geliştirilmesi
gibi eğilimleri içerir. Yaratıcılık bir süreçtir; yaratıcı kişiler problem ve sorunlara
çözüm bulma yönünde yoğun çalışır ve bu çabalarındaki aşamalı değişiklikler ve
iyileştirmelerle fikir ve çözümlerini değiştirerek geliştirirler (Duran ve Saraçoğlu,
2009:58).
Girişimcilik ve yaratıcılık kavramları birbirini tamamlayan kavramlar olup,
ikisi de bireycilik temellidir. Yaratıcılık sonucu ortaya çıkan buluş; girişimcilik için
adeta yol gösterici bir plan gibidir. Girişimci faaliyetlerini gerçekleştirirken
yaratıcılıktan faydalanır ve bu yaratıcı düşünceyi somut olarak gerçekleştirme
safhasına getirir. (Demirel, 2003:18)
35
Yenilikçilik de yaratıcılık gibi girişimcilik açısından önemli bir konudur.
Yenilik için, yaratıcılığın ticarileşmiş şeklidir de denilebilir. Bir girişimci, ancak
farkındalık yarattığı zaman rekabet avantajı sağlayabilir. Bunun içinde gerekli ve en
önemli şartlardan birisi yenilikleri göz ardı etmemesidir(Korkmaz, 2002, alıntılayan,
Bozkurt, 2007:100,101).
Tablo 6. Girişimcilerin Özellikleri TARİH YAZARLAR ÖZELLİKLERİ
1848 Mill Risk alma
1917 Weber Resmi yetkinin kaynağı
1934 Schumpeter Yenilik, inisiyatif
1954 Sutton Sorumluluk tutkusu
1959 Hartman Resmi yetkinin kaynağı
1961 McClelland Risk alma, başarı ihtiyacı
1963 Davids Hırs, bağımsızlık arzusu, sorumluluk, kendine güven
1964 Pickle Yetenek, insan ilişkileri, iletişim yeteneği, teknik bilgi
1971 Palmer Risk ölçüsü
1971 Hornadar&Abound Başarı ihtiyacı, özerklik, saldırganlık, güç, tanınma, bağımsızlık
1973 Winter Güç ihtiyacı
1974 Borland İç yapı kontrolü
1974 Liles Başarı ihtiyacı
1977 Gasse Kişisel değer odaklı
1978 Timmons Kendine güven, amaç odaklı vizyon, risk alıcı, İç yapı kontrolü, yaratıcılık
1980 Sexton Enerjik, tutkulu, olaylara pozitif bakan
1981 Welsh&White Kontrol ihtiyacı, araştırıcı sorumluluk, kendine güven, meydan okuyucu, kabul edilebilir risk alıcı
1982 Dunkelberg&Cooper Büyüme odaklı, bağımsızlık odaklı, yetenek (hüner) odaklı
(Kaynak: Carland ve Diğerleri, 1984:356, alıntılayan, Aykan, 2002:28).
Girişimciler yeni fikirleri hayata geçirebilme ve yeni ürünler geliştirebilme
yeteneğine sahip ve bunlarla yeni işletmeler yaratabilen kişilerdir. Girişimci sıradan
yönetim kabiliyetlerine sahip biri değildir fakat tamamen yeni şeyler hakkında bilgi
verir (Idogho and Augustine, 2011: 284).
Kısacası, girişimci, yeni bir işletme kurma aşamasında kritik ve önemli
kararlar vermek zorundadırlar. Bunu yaparken de şüphesiz yaratıcı ve yenilikçileri
36
olmaları lazımdır. Yani yeni bir işletme kurma aşamasındayken önlerine çıkacak her
türlü olumsuz duruma çabuk ve kararlı bir şekilde çözüm üretebilmelidirler (Aykan,
2002:27).
Schumpeter, inovasyonu büyümenin bitmek tükenmek bilmeyen bir kaynağı
olarak görür. Rekabete dayalı kapitalizm, bütün sosyal sınıflardan bireyleri
girişimciliğe doğru teşvik ettiği için yeniliğin gücü bozulmadan olduğu gibi kalır.
Schumpeter, bir girişimci için yeniliğin beş farklı çeşidini ve yönünü listelemiştir;
a. Yeni bir mal oluşturma veya bir malın kalitesini artırma
b. Yeni bir üretim metodu oluşturma
c. Yeni bir pazara açılma
d. Hammaddeler veya ara malları için bazı yeni arz kaynaklarını kullanma
e. Bazı yeni organizasyonel endüstriler başarma.
Schumpeter’in girişimcilik alanına katkısını anlamak için şunun altını çizmek
gerekir. Schumpeter’in bahsettiği bu yenilik çeşitleri zaten piyasada var olan ve
girişimcinin kontrolü altında olan kaynaklardan gelen yeniliklerdir. Bu durumda
yenilik bir icadın sonucu değildir. Girişimciler icatçı olabilirler, fakat bir yeniliğin
doğması için icat gerekli değildir. Bu nedenle girişimci bir icatçı değildir, fakat
normal bir kapitalist de değildir (Özkul, 2007: 352).
1.7.3.5. Diğer Özellikler
Girişimcilerin yukarıda belirtilen bu dört önemli kişilik özelliklerinin yanı
sıra mutlaka daha birçok, onları diğer insanlardan farklı kılan özellikleri vardır. Diğer
özellikler aşağıda Tablo 7’de verilmiştir.
37
Tablo 7. Sık Karşılaşılan Girişimci Özellikleri 1. Güven 22. Güvenilirlik 2. Sebat, azim (kararlılık) 23. Öngörü, vizyon geliştirme 3.Enerjik 24. Doğruluk 4. Beceriklilik 25. Müştereklik 5. Risk alma yeteneği 26. Kar odaklılık 6. Dinamizm, liderlik 27. Hatalardan ders alama yeteneği 7. İyimser 28. Güç arzusu 8. Başarı ihtiyacı 29. Güzel kişilik 9. Çok yönlülük, teknoloji ve makine, pazar ve ürün bilgisi
30. Benmerkezcilik
10. Yaratıcılık 31. Cesaret 11. Başkalarını etkileme yeteneği 32. Hayal gücü 12. İnsanlarla geçinebilme yeteneği 33. Anlayışlılık 13. İnisiyatif 34. Belirsizlik toleransı 14. Esneklik 35. Saldırganlık 15. Zekâ 36. Zevk alma 16. Açık amaçlara odaklanma 37. Fayda (yarar) 17. Rakipler karşısında kendine pozitif güven
38. Gelecek vaat etme
18. Bağımsızlık 39. Çalışanlara güvenme yeteneği 19. Kritik durumlarda duyarlı olmak 40. Hassaslık 20. Verimli çalışma 41. Dürüstlük, doğruluk 21. Hızlı karar verme yeteneği 42. Olgunluk, denge (Kaynak: Kuratko ve Hodgetts, 1998:101, alıntılayan, Aykan, 2002:32)
1.7.4. Sosyal ve Kültürel Faktörler
İnsanlar yaşadıkları sürece içinde yaşadıkları sosyal ve fiziksel çevre ile
etkileşim halindedirler. Bu etkileşimde doğal olarak sosyal çevre; bireylerin
düşüncelerinde, kendileri ile ilgili aldıkları kararlarda, faaliyetlerinde kısacası her
durumda belirleyici olmaktadır.
Bireylerin girişimcilikle ilgili; çevreden aldıkları uygunluk, tutarlılık ve
etkililik mesajları kişinin girişimcilikle ilgili fikirlerini belirler. Örneğin Amerika’ da,
girişimcilerin kendilerini dergi ve gazetelerde göstermeleri ve buralarda
başarılarından söz edilmesi, orada girişimcilik eğiliminin artmasını ve hızlanmasını
sağlamıştır. Türkiye’nin bu konuda yetersiz bir ülke olmasından dolayı, ülkemizde,
girişimcilik niyetinin gelişmesi istenilen düzeyde değildir. Ayrıca Dorfman ve
38
Hovell (1998)’in ifade ettiği gibi, toplumların geleneksel ya da modern olması da, o
toplumlarda yaşayan insanların kültürden etkilenme seviyelerini değiştirebilmektedir
(Akşit, 2003:15).
Kuşkusuz her toplum, girişimcilik açısından farklı yerlerdedir. Yani
girişimcilik konusunda aynı performansı göstermemektedirler. İşte bu farklılığa yol
açan sebeplerden bir tanesi ve belki de en önemlisi kültürün etkisidir… Girişimcilik,
toplumsal, kültürel ve politik değerlerle iç içedir. Son yıllarda yapılan araştırmalara
bakıldığında, girişimciliğin içeriğinin önemli bir kısmını artık, toplumsal/ kültürel
kısım oluşturmaktadır (Aytaç, 2006:40).
Morrison (2000:62-66)’ a göre de kültür; girişimcilik eğilimlerini önemli
derecede belirler. Hatta kültür, girişimciliği ilk adım attıran etmenlere sahiptir
denilebilir. Örnek verilecek olursa; demokratik toplumlarda, bir işin başarısızlıkla
sonuçlanması olumsuz bir şekilde karşılanmadığı için bu durum kişileri yenilikleri
denemeye ve girişimciliğe yönlendirir (Aytaç ve İlhan, 2007:107).
Hofstede 1980 yılında 40 ülkede faaliyet gösteren uluslararası bir işletme olan
IBM’de çalışan 88 bin personel ve yönetici üzerinde bir araştırma yapmıştır
(Güler,2010:24). Zaten kültürle ilgili olarak bugüne kadar yapılmış en kapsamlı
çalışma Geert Hofstede’nin çalışmasıdır. Hofstede; kültürlerde farklı alt kültürlerin
mevcut olmasından dolayı ihtiyaçları gidermenin her zaman işe yaramayacağını
belirtmiştir. Hofstede’nin araştırmalarının kapsamlı olmasının sebebi; “sadece
yöneticiler üzerine değil, meslek-iş çeşitleri ve düzeyleri ile ihtiyaçlar hiyerarşisi
arasında bağlar bulunduğunu ortaya koymuş” olmasıdır (Erbatu, 2008:39).
Hofstede yaptığı çalışma sonucunda kültürü dört ayrı boyutta ele almıştır. Her
ülkenin farklı kültür yapısı, Hofstede’nin ortaya koyduğu kültür boyutlarındaki
değişimle alakalıdır (Güler, 2010:24). Dört tane olan kültür boyutları aşağıda
açıklanacaktır.
1.Güç Mesafesi: Bir topluluğun bireyleri ve örgütleri arasında gücün eşit
olmayan bir biçimde dağılımı söz konusudur. Güç dengesinin nasıl dağıtıldığı her
toplumda farklılık gösterirken, bu eşit olmayan dağılımdan kaynaklanan, toplumun
bireyleri arasındaki mesafe de o toplumun değerleriyle şekillenmekte ve süreç
içerisinde özümsenmektedir (Demirel, 2003:69).
39
Düşük güç aralığına sahip olan toplumlar, eşitlikçi bir yapıda olup, insanların
birbirine bağımlı olduğu, “ astların üstleri, üstlerin de astları kendileri gibi insanlar
olduğunu ve sosyal dağıtımı gerçekleştirme yolunun gücün yeniden dağıtımından
geçtiğini “ kabul ederler (Güler, 2010:24).
2. Bireycilik/ toplulukçuluk: Toplulukçu toplumlarda, kişi grubun bir
parçasıdır, bireyci toplumlarda ise kişilerin çıkarları toplumun çıkarlarından daha
önemlidir (Erbatu, 2008:43).
Toplulukçu kültürlerde işbirlikçi eylemler ön plandayken, bireyci toplumlarda
kişisel ve bireysel amaçlar daha önceliklidir. Toplulukçu kültürlerdeki bu dayanışma
ortamı, işbirliği içinde olma durumu da ödüllendirilen bir eylemdir (Fiş ve Wasti,
2009:136).
3. Belirsizlikten Kaçınma: Girişimci kişin en önemli özelliklerden biri olan
riske yatkınlık ile en ilgili olan kültür boyutudur. Bu boyut bir toplumun;
değişimlerin hızlı ve tahmin edilemeyen bir şekilde ortaya çıkması ve karmaşıklığın
hat safhada olduğu durumlarda, yaşayacağı kaygı ve bu kaygıyı yenebilme durumu
olarak ifade edilebilir (Güler, 2010:25).
Bir toplumda yüksek düzeyde belirsizlikten kaçınma eğilimi mevcutsa,
mutlak doğrulara yönelerek, hayatı kendileri için güvenilir hale getirmeye
çalışacaklardır. Dolayısıyla belirsizlikten kaçınma eğiliminin yüksek olduğu
toplumlarda radikal fikirlere ve böyle düşünen insanlara pek tolerans
tanınmamaktadır. Buna karşılık belirsizlikten kaçınma eğilimlerinin düşük olduğu
toplumlardaki bireylerin ise stres düzeyleri düşük olup, farklılıklara açıktırlar. Yani
böyle toplumlarda risk alma eğilimi söz konusudur (Erbatu, 2008:56).
4. Erillik/Dişilik: Bir toplumun sahip olduğu ya da başka bir ifadeyle o
toplumda yaşayan bireylerinin oluşturduğu değerler karmasına bakılarak, toplumun
erkek mi yoksa dişi mi olduğu gözlenebilir… Dişi toplumlarda yaşayan bireyler
çoğunlukla; merhametli, kibar, saygılı ve samimi özelliktedirler. Erkek toplum
bireyleri ise saldırgan, hırslı, bağımsızlık, otoriter ve kendi aşırı güven gibi
özelliklerle betimlenebilirler (Demirel, 2003:71-72).
Hofstede’in ortaya attığı ve yukarıda açıklanan bu dört kültür boyutunun
girişimcilik üzerindeki etkilerine baktığımızda; bireyci değerlerin yüksek olduğu,
40
eril, belirsizlikten kaçınma eğiliminin düşük olduğu ve güç aralığının düşük olduğu
toplumlarda girişimcilik daha hızlı gelişir.
Bu konuda göz ardı edilmemesi gereken nokta ise, girişimcilik alanında
yapılan araştırmaların genellikle Amerika’ lı araştırmacılar tarafından yapılmış
olmasıdır. Bu durumun sıkıntısı şudur; bu çalışmalar sonucunda ortaya çıkan
girişimcilik özellikleri, davranışlar ve değerler Amerikan kültürünün etkisi altında
ortaya konulmuştur. Öyle ki, her toplum girişimcilik özelliklerinin farklılığı
bakımından, değişik değerlere sahiptir (Güler, 2010:26).
1.8. Bir Süreç Olarak Girişimcilik
İşletmelerin faaliyetleri ve yapıları; varılmak istenen nokta neyse ona göre
belirlenir. Girişimciler de bunu yapmak için üç kaynaktan faydalanırlar; “kendi
enerjileri, erişebildikleri sermaye kaynakları ve ilişki kurabildiği insanlar.“ Girişimci
yaşam da, bu unsurların bir arada uyum içerisinde olmasıyla sağlanır (Demirel, 2003
:123,124).
Kruger (2004:1)’e göre “girişimsel süreç, büyüyen belirsizlik içerisinde
fırsatları keşfetme ve geliştirme yöntemini ve girişimsel görevin saptanmasını
inceler” (Karagöz, 2009:60).
Girişimcilik sürecinin özellikleri maddeler halinde sıralanacak olunursa;
• Girişimci olmak öylesine alınacak bir karar olmayıp bilakis, bilinçli
olarak alınan bir karardır.
• Bu süreç bireysel işletmeler düzeyinde oluşur.
• Değişiklikler içeren bir süreçtir. Öyle ki girişimin olmaması durumundan
girişimin olması durumuna geçilir.
• Aksaklıkların yaşanabileceği ve bazı durumlarda beklemede
kalınabileceği bir süreçtir.
• Holistik bir süreçtir.
• İçinde bulunulan girişimcilik faaliyeti ve bu faaliyetin hayata geçeceği
sektör, gelişmelere ve değişmelere kayıtsız kalamayacağı için, dinamik
bir süreçtir.
41
• Kendine has farklılığı olan bir süreçtir.
• Girişim sonucu elde bulunanlarla girişim faaliyetlerini gerçekleştiği
ortamın özellikleriyle yakın bir ilişki içerisindedir (Tunç,2007:85).
Girişimcilik faaliyeti içine girecek olan bireyler, belirli riskleri göze alarak,
farklı aşamalardan geçeceklerdir. Hisrich ve Peters (1995:29)’e göre bu aşamalar;
1. Fırsatların Neler Olduğunun Ortaya Konulması ve Değerlendirilmesi,
2. Gerekli Kaynakların Belirlenmesi,
3. İş Planının Geliştirilmesi,
4. Sonuçlanan Girişimin Yarattığı Yönetimdir (Karagöz, 2009:61).
Fırsatlar belirlenirken; dışsal bir yönelimle pazar dikkate alınmalıdır. Yeni iş
kurma sürecinin ilk aşamasında , “pazarda var olan açıkların düşünülmesi ve bu
açıkların nasıl kapatılabileceğinin” belirlenmesi gerekir.
(http://notoku.com/girisimcilik-sureci/) (10.05.2011)
İyi bir fırsat; girişimcinin çevresinde olup biten her şeye her an tetikte hazır
beklemesi, yani kısacası, bilişsel mekanizmalarının sonucu olarak ortaya çıkar.
Dolayısıyla çok da kolay bir iş değildir… İnsanların fırsatları bulmasına yardımcı
olan iki faktör ise; “fırsatların belirlenmesine yönelik bilgiye sahip olma” ve
“fırsatları değerlendirme, yani harekete geçirmeyi sağlayacak bilişsel özelliklerdir”
(Tomak, 2011:88).
Gerekli kaynakların belirlenmesi aşamasında önemli olan nokta ise,
kaynakların büyüklüğü değil, etkinlik derecesidir. Dolayısıyla yapılması gereken şey,
elde bulunan kaynakları düşünmeden, fırsatları yakalama ve bundan sonra
kaynaklardan düzgün bir şekilde yararlanmadır. Kısacası, girişimcinin işine
yarayacağı kaynağı seçmesi durumu oldukça kolaylaştıracaktır (Karagöz, 2009:62).
Girişim sürecinde üçüncü aşama planlama aşamasıdır. “Planlama, amaçların
ve bu amaçların elde edilebilmesi için gerekli olan eylemlerin belirlenmesidir.”
Planlama sürecinde sırasıyla; bilgiler toplanır, işletmenin amaçları, strateji ve
taktiklerinin neler olacağı istenen hedef doğrultusunda belirlenir (Küçük, 2007:119).
42
İş planları girişimcilik sürecinde hayati önem taşır, sağladığı faydalar
maddeler halinde özetlenecek olunursa;
• Yönetimin, faaliyet sonucunda ulaşmak istediği beklentilerine uygun bir şekilde süreci götürmesine yardımcı olur,
• İşletme stratejilerinin geliştirilebilmesi anlamında bir taslak belirler,
• Birlikte çalışacağı herkesi, önceden süreçten haberdar ederek, iletişimi sağlamış olur,
• Gerçekleştirilen faaliyetin etkinliğinin ve doğruluğunun kontrolünü sağlar (Tunç, 2007:93).
Son aşama olan sonuçlanan girişimin yarattığı yönetimden kasıt, örgütsel
yapının ne şekilde olacağıdır. Öncelikle işletmenin ne tür bir işletme olacağı
belirlenir. “ Girişimciler, boğucu bir örgütsel yapı ve bürokrasiden hoşlanmazlar. İşe
başlamadan önce örgütsel yapının belirlenmesi; tutulacak zorunlu defterler, vergiler
ve diğer hukuki sorumluluklar açısından son derce önemlidir. Ayrıca işletmenin adı,
tescil, patent kullanma hakkı ve sosyal güvenlik gibi detaylar da bu süreç içerisinde
düşünülmelidir.“ (http://notoku.com/girisimcilik-sureci/) (10.05.2011)
1.9. Girişimcilik Sınıflandırmaları
Girişimcilik var olan fırsatları değerlendirme ya da başkalarının göremediği
fırsatları keşfederek, toplumda değer yaratmak maksadıyla, gerekli risklerin alınması
ve örgütlenme yeteneğiyle ele alınmaktadır. Gün geçtikçe piyasalarda meydana gelen
değişmeler, girişimcilik kavramında da bazı değişikliklere yol açmıştır (Çelik ve
Akgemci, 1998:24).
Girişimcilik alanında yapılan çalışmalar incelendiğinde, girişimcilik türleri
bağlamında birçok sınıflandırma kategorisi mevcuttur. Örneğin bu konuyla ilgili
önemli çalışmaları olan Schumpeter girişimciyi statik ve dinamik olmak üzere iki
kategoride ele almıştır.
Öyle ki Schumpeter kapitalist endüstriyel toplumun gelişim sorununu
incelerken; statik bir girişimcilik anlayışı yerine, yeniliklere öncülük eden dinamik
girişimciyi çok daha fazla önemsemiştir.
(http://iktisadiyat.com/2009/03/18/schumpeter-yenilik-ve-yaratici-yikim/)
(12.05.2011)
43
Bunun dışında girişimci de nihayetinde bir insan olduğu için, bazı kişisel
psikolojik faktörler açısından, girişimcinin niteliğine, ortaya çıkma şekline ya da
girişim sürecinin sonunda elde ettiği faaliyete göre de birçok girişimcilik
sınıflandırmaları söz konusudur. Bu çalışmada girişimcilik; kar odaklı girişimcilik ve
kar odaklı olmayan girişimcilik olarak iki başlık altında sınıflandırılacaktır.
1.9.1. Kâr Odaklı Girişimcilik
Kâr odaklı girişimcilik türleri, girişimcilik faaliyetlerinin ticari amaçla
gerçekleştiği özel sektör girişimciliği ve örgüt içi girişimciliği ve bunların yanı sıra
sosyal sorunlara da alakasız kalmayan kurumsal sosyal girişimcilik çerçevesi altında
aşağıda tanımlanacaktır.
1.9.1.1. Özel Sektör Girişimciliği
Bu alanda yapılan çalışmalarda varılan ortak nokta; her işletme sahibi ve iş
adamının girişimci sayılamayacağı ve her girişimcinin de benzer özelliklere sahip
olamayacağı yönündedir. Bu bağlamda özel sektör girişimciliği makro ve mikro
girişimciler ayrılmıştır. Makro girişimciler; kendi işlerini kurmak isteyen ve
bulunduğu sektörde yenilik yaratma isteği içerisinde bulunan girişimcilerdir. Mikro
girişimciler ise; daha çok işletme kârı ve büyüme amaçlı küçük işletmeleri olan
girişimcilerdir (Güler; 2010: 36).
1.9.1.2. Örgüt İçi Girişimcilik (İç Girişimcilik)
Girişimcinin kendi isteklerini tatmin etmek istemesinin dışında çevresinde
meydana gelen değişikliklere kayıtsız kalması düşünülemez. “Artık girişimcilik, hem
bir girişim kurma hem de var olan organizasyonlarda fırsat yaratma, değişim getirme,
yenilik ve yaratıcılık yapma sürecidir.” Dolayısıyla girişimcilik kavramı, girişimcinin
faaliyet süreci içinde, sahip olduğu fikir ve düşüncelerini birlikte çalıştığı örgüt
içindeki bireylere de aktarma, yaptığı yenilikler ile bulunduğu örgütü farklılaştırma
açısından iç girişimcilik olgusunu da içine almaktadır (Onay ve Çavuşoğlu,
2009:48).
44
İç girişimcilikle ilgili ikinci bölümde ayrıntılı olarak bilgi verileceği için, bu
kısımda bu kavramın girişimcilik kavramının içerisindeki öneminden kısaca
bahsedilmiştir.
1.9.1.3. Kurumsal Sosyal Girişimcilik
Hemingway (2005:237-238)’in kurumsal sosyal girişimci tanımı şöyledir;
“Gündemin belirlediği konuya değil, daha çok sosyal konulara göre kendini motive
eden, kurum içinde sosyal girişimci tavırlar sergileyen birey”dir. Yani kurumsal
soysal girişimci kurum içinde sosyal konulara duyarlı, örgüt içi girişimcinin kar elde
etme amacına karşılık, sosyal sorunlara eğilim içerisinde olan girişimcidir (Güler,
2010: 39).
1.9.2. Kâr Odaklı Olmayan Girişimcilik
Toplum ihtiyaçlarına yönelik hizmetleri karşılamak için kar odaklı işletmeler
olduğu gibi bu hizmetleri yerine getirirken kar amacı gütmeyen işletmeler ve bu işler
de faaliyet gösteren ya da bizzat işletmeyi kuran kar odaklı olmayan girişimciler de
mevcuttur (Özdevecioğlu ve Cingöz, 2009:82).
Kâr odaklı olmayan girişimcilik; kamu girişimciliği, sivil toplum girişimciliği
ve sosyal girişimcilik olmak üzere üç başlık altında değerlendirilecektir.
1.9.2.1. Kamu Girişimciliği
Kamu girişimcileri; genel olarak girişimci bir kişilikte bulunması gereken
özellikleri taşıyan, çevresindeki insanları dikkate alan ve onların sorunlarına çözüm
arayan, “entelektüel anlamda merakı ve bilgisi olan“, lider ruhlu, gerektiğinde risk
almaktan kaçınmayan kamuda faaliyet gösteren kişilerdir… Girişimcilik kamu
sektörü için de kaçınılmaz bir olgudur. Bu nedenle kamu örgütlerinde, halkın daha
iyi şartlarda yaşamını sürdürebilmesi için, yenilikçilik içeren ve girişimciliği
destekleyen uygulamalar dikkate alınmalıdır (Güler, 2010:40,42).
1.9.2.2. Sivil Toplumda Girişimcilik
Sivil toplum, toplumda doğrudan doğruya devletin denetiminde olmayan
bütün alanların bulunduğu yerdir. Sivil toplum olgusu, toplumun her tabakasında
karşılıklı güven ve iletişimin güçlenmesi neticesinde olgunlaşır ve olgunlaşma ve
45
gelişme sonucunda, ülkenin her türlü kaynağının yönetiminde herkes söz sahibidir
(Betil, 2010:21).
Sivil toplum girişimciliği bazı yazarlar tarafından yurttaş girişimciliği olarak
da ifade edilmektedir. Leadbeater ve Goss (1998:18)’a göre yurttaş girişimciliği;
“daha iyi sosyal çıktılar elde etmek, daha yüksek sosyal değer elde etmek ve daha
fazla sosyal sermaye kazanmak için gerek kamu gerekse de özel sektördeki kaynak
ve insan gücünü bir araya getirecek yeni yollar bulmaya olanak verecek şekilde
örgütün kurallarını yeniden görüşme”dir. Bazı araştırmacılar, yurttaş girişimciliğin
bünyesinde özel sektör ve sosyal girişimcilik özelliklerinin bir arada bulunduğunu
söylemektedirler. Başka bir deyişle ikisinin kesişim noktasıdır da denilebilir. Bu
durum şöyle açıklanabilir; yurttaş girişimciliği, adı üzerinde toplumda bireylere
fayda sağlamak için faaliyette bulunmak olup, bu faaliyeti gerçekleştiren taraf sosyal
fayda sağlamak amacı güden özel sektör olabilir (Güler, 2008:63).
1.9.2.3. Sosyal Girişimcilik
Sosyal girişimcilik, toplumlar açısından önemli bir role sahiptir. Çünkü ezber
bozan bir şekilde toplumların alışılmış olan davranış biçimlerinde değişikliklere yol
açmıştır. Toplumsal sorumluluk anlamında, bir ülkede yaşayan her bir bireyin tek tek
üstlenebileceği ve kotarabileceği işler vardır. Bu noktada, bir toplumdaki sosyal
girişimci sayısı ne kadar fazla ise o toplumun kalkınması da o derece o denli hızlı
olur. Çünkü sosyal girişimci, toplumla ilgili saptamış olduğu problemleri gerektiği
takdirde sistemde değişikliğe gitmek yoluyla çözmek için uğraşan kişidir. Sosyal
girişimcilikle ilgili ayrıntılı bilgi üçüncü bölümde verilecektir (Betil, 2010:24).
46
2. BÖLÜM
İÇ GİRİŞİMCİLİK
2.1. İç Girişimci Ve İç Girişimcilik Tanımları Ve Kapsamı
Birinci bölümde de bahsedildiği gibi, girişimciliğin; günümüzde gerek ülkeler
düzeyinde gerek global anlamda önemi çok büyüktür. Papatya’ya göre de
girişimcilik sürdürülebilir başarı için ön şart. Bunun sağlanabilmesi için işletmede
yer alan herkesin bu durumun farkında olması ve destekleyici davranışlar ve
faaliyetlerde bulunmaları gerekir. Yani bir anlamda kurum kültürünün oluşturulması
lazımdır (Bozgeyik, 2005:87).
İşte işletmelerde söz konusu sürdürülebilir başarıda iç girişimcilerin önemli
bir rolü vardır. İşletmede çalışan birey, taşıdığı girişimci özellikler sayesinde “örgüt
içi” yani “iç girişimci” olarak tanımlanırlar. Böyle kişiler genel anlamda girişimcilik
özelliklerinin yanı sıra, risk alarak, fırsatları yakalayıp bunlardan değer yaratarak,
içinde bulunduğu işletmeye rekabet avantajı sağlarlar (Aykol ve Yener, 2009:259).
İç girişimcilik ile ilgili literatürde birçok tanım mevcuttur. Bunlarda bazıları
aşağıda verilmiştir;
İç girişimcilik konusunda tam anlamıyla kesin bir fikir birliği sağlanmasa da,
en sade şekliyle Saetre (2001:10) tarafından “kurulu bir örgüt içinde söz konusu olan
girişimcilik faaliyeti olarak“ Zahra (1991:260) tarafından “bazen stratejik açıdan
rekabet üstünlüğü elde etmek amaçlı yeni iş yaratma faaliyeti” ve Antoncic ve
Hisrich (2001:497) tarafından ise “fırsat bulma ve fırsatları kullanabilmek için
kaynak oluşturma çabası” olarak tanımlanmıştır (Kayış, 2010:50).
İç girişimciliği ilk olarak Pinchot 1985 yılında,” bağımsız girişimcilerin
işletmeyi kurmak ve geliştirmek için kullandıkları düşünce yapısı, davranışlar ve
niteliklerin, faaliyetlerini sürdürmekte olan bir işletme içinde kullanılması” olarak
tanımlamıştır (Kozak ve Yılmaz, 2010:86).
Naisbitt (1986), “İşletmenin Yeniden Keşfi isimli kitabında iç girişimciliği
kurulu işletmelerin yeni piyasalar ve ürünler bulmak için önemli bir yöntem olarak
tanımlamıştır.”
47
The American Heritage Dictionary of the English Languege ise iç girişimciyi,
“büyük bir firma için bir fikri, risk alma ve yenilik yapma yoluyla karlı nihai bir
ürüne dönüştürme sorumluluğunu üstlenen kişi” şeklinde ifade etmiştir (Onay ve
Çavuşoğlu, 2009:49).
Drucker iç girişimci tanımı ise “organizasyon içerisinde girişimsel özellikler
gösteren bireyler”dir (Gürol,2000:61, alıntılayan, Ağca ve Kurt,2007:85).
Pinchot (Morrison, Rimmington, Williams, 1999:54)’a göre ise iç
girişimcilik, “Hayalperest herhangi bir kişinin ya da kişilerin yaptığı iştir. Bu kişiler
yenilik yaratmak için sorumluluk üstlenmişlerdir. Bu kişiler yaratıcı veya mucit
olabilir ancak daima bir fikri ya da düşünceyi kârlı bir gerçeğe dönüştürebilen
hayalperestlerdir” (Başar ve Tosunoğlu, 2006:126).
Bütün bu tanımlamaların ışığında iç girişimci, herhangi bir sektörde kendi
kurduğu iş olsun ya da olmasın rekabet edilebilirliği artırmak ve işletme içerisinde
karlılığı yükseltmek için aynı zamanda bir girişimcinin sahip olduğu/olması gereken
özellikleri de taşıyan bir kişilerdir. İç girişimcilik ise tanımlanan iç girişimcinin
işletme içerisinde gösterdiği faaliyetler bütünüdür.
Tablo 8. Örgüt İçi Girişimciliğinin Özellikleri Boyut Özellik Güdüleme Kendi kendini güdüler Zaman Yönetimi İşleri zamanında yapar Beceriler ve Deneyim İş becerisi yüksektir Çevre Çevreye karşı duyarlıdır Kaynaklar Gerekli kaynakları toplar Başarısızlık ve Hata Başarısızlıktan ders alır ancak örgüt kültürü
cezalandırıcı ise, başarısızlığını gizleyebilir Karar Alma Ortak vizyon ve uzlaşma arayışındadır Bürokrasiye Karşı Tutum Sistemi yönetmeyi bilir Risk Tercihi Kariyer ve işten yanadır. Orta derecede risk alır. Statüye Bakış Hiyerarşiye çok önem vermez. (Kaynak: Öktem ve diğerleri, 2003: 178, alıntılayan, Güler, 2010:38)
2.2. İç Girişimcilik Boyutları
İç girişimcilik ile yapılan çalışmalar neticesinde konuyla ilgili birçok
yaklaşımlardan söz edilebilir. Buna göre girişimcilik odaklı yönelim yaklaşımı ve
48
kurumsal girişimcilik yaklaşımı kavramları ortaya çıkmıştır. Girişimcilik odaklı
yönelim yaklaşımı çalışmaları üç temel başlıkta boyutlandırılmıştır. Bu boyutlar yeni
ürün geliştirme, risk alma ve proaktif davranış olarak şekillenmiştir. Daha sonra
devam eden çalışmalar sonucunda bu yaklaşıma özerklik ve rekabetçi agresiflik
şeklinde iki boyut daha eklenmiştir (Kozak ve Yılmaz, 2010:4).
Kurumsal girişimcilik yaklaşımına bakıldığında ilk etapta dört boyuttan
bahsedilmiştir. Bunlarda stratejik yenilenme, kendini yenileme, içsel iş girişimleri
başlatma ve yenilikçilik boyutları adı altında toplanmıştır. Yapılan iç girişim
boyutlandırma çalışmaları neticesinde yenilik yapma, risk alma, proaktiflik, özerklik,
rekabetçi agresiflik, yeni girişimleri başlatmak, kendini yenileme veya stratejik
yenilemedir (Onay ve Çavuşoğlu, 2009:50).
2.3. İç Girişimciliğin Artan Önemi
Literatüre göre, girişimcilik bir organizasyonun finansal ve piyasa
performansını arttırabilir ve bir organizasyonun içinde değişiklikler üretebilir. Bu
değişiklikler şirketi korumak, değerini arttırmak ya da rekabet avantajları sağlamak
şeklinde olabilir. Robinson bu noktada iç girişimciye dikkat çekmiştir. İç
girişimciler, karlı yeni bir iş geliştirebilir ve yenilikçi ürünleri koruyabilirler
(Robinson, 2001: 95, alıntılayan, Kayalar ve Tunca, 2006:2).
İç girişimciliğin kendileri için ne denli önemli olduğunun birçok işletme
farkında artık. İşletmelerin iç girişimciliğe önem vermesinin nedeni ise ilk olarak
içinde bulundukları rekabet ortamı, işletme için faydalı olan çalışanların işletmeden
ayrılarak kendi işlerini kurmaları ve adeta rakip haline gelmeleri, verimlilik ve
etkinliğin artırılmak istenmesi gibi sebeplerdir. Dolayısıyla, günümüz ekonomik
koşullarında işletmelerin mutlaka yenilikçi olmaları ve değişimlere ayak
uydurabilmeleri gerekir (Başar ve Tosunoğlu,2006:126).
Covin (1990:35) için “İç girişimciliğin önemi, işletmeleri gerek karlılık
gerekse ekonomik büyüme bakımından yeniden canlandırması ve performanslarını
iyileştirmesinde yatmaktadır. İşletme stratejisi uygulamalarında hızla değişen
pazarlarda ortaya çıkan fırsatlardan faydalanabilen ve özellikle rekabet çevresini
şekillendirebilecek güçte dinamik, esnek, risk alabilen, yenilikçi ve rekabetçi bir
örgüt yapısının oluşturulması iç girişimciliğin amacıdır.” Bu durum karşısında
49
işletmeler artık kendilerine “iç girişimciliği geliştirme yolları nelerdir” sorusunu
sormaya başladılar (Kayış, 2010:83).
2.4. İç Girişimciliğin Önündeki Engeller
Bölüm 2.4. de bahsedilen girişimciliğin günümüzde bu kadar önemli hale
gelmesine karşın işletmeler için nihai önem taşıyan bu olgunun önünde bir takım
engeller de söz konusudur. Bu konuyla ilgili literatürde ortaklaşa varılan nokta bu
engellerin özellikle yönetim tekniklerindeki eksiklikler ya da yanlışlıklardan
kaynaklandığı gözlenmektedir.
Tablo 9’da söz konusu yönetim teknikleri, bu tekniklerin olumsuz yanları bu
istenmeyen durumlar karşısında uygulanacak stratejiler verilmiştir.
Tablo 9. Geleneksel Yönetim Teknikleri ve Olumsuz Etkileriyle Bunları Ortadan Kaldıracak Stratejiler Geleneksel Yönetim Teknikleri
Olumsuz Etkiler Çözüm Stratejileri
Hatalardan korunmak için standart süreçleri uygulamak
Yaratıcı çözümleri engellenmesi, kaynakların boşa harcanması
Her duruma özgü kurallar oluşturmak
Kaynakları sadece etkinlik sağlamak için kullanmak
Rekabet gücünün piyasa payının azalması
Faaliyetleri piyasa payı gibi daha önemli noktalarda yoğunlaştırmak
Kontrol etmeye çalışmak yerine planlamak
Varsayımları değiştirebilecek koşullarınihmal edilmesi
Öğrenme sürecini yansıtacak şekilde planları değiştirmek
Risk üstlenmemek Fırsatların kaçırılması Küçük adımlarla ilerleme Uzun dönemli planlar yapmak
Ulaşılamaz hedeflerin belirlenmesi sonucu kaynak kaybı oluşması
Ana hedefin ardından ara hedeflerin belirlenerek her birinin yeniden değerlendirilmesi
Fonksiyonel yönetim
İşletme ya da girişimci başarısızlığı Girişimcileri hem yönetsel hem de disiplinler arası olacak şekilde desteklemek
İşletmeyi olası tüm maliyetlere rağmen korumaya çalışmak
İşletme tehlikeli duruma geldiğinde yeni girişimlerin boşa gitmesi
Yenilikleri yaratabilecek döngünün sağlanması ve makul risklerin üstlenilmesi
Yeni adımlarda önceki deneyimleri değerlendirmek
Piyasa ve rekabetle ilgili yanlış kararların alınması
Kendi kendine öğrenen stratejilerin kullanılması ve varsayımların test edilmesi
(Kaynak: Kuratko and Hodgetts, 1998:56–57, alıntılayan, Kayış, 2010:85)
Sonuç olarak iç girişimcilerin örgüt içinde ortaya çıkabilmesi için uygun
ortam sağlayacak örgüt çalışmaları olmalıdır. Bu noktada örgütlerin, ilk olarak dikkat
etmeleri gereken şey iç girişimcilerin hangi özelliklere sahip olduğunu
saptamalarıdır. Luchsinger ve Bagby (1987:11)’ nin çalışmalarında görüldüğü üzere;
“ Bu potansiyeli sergileyen çalışanlar faaliyete değil sonuçlara odaklanan, statükoyu
sorgulayan, sorun çözme ile motive olan, değişimi ve yenilikçiliği sağlayan,
bürokratik sistemlerde kendini engellenmiş hisseden, hırslı ve rekabetçi bireylerdir”
(Güler, 2010:39).
50
2.5. İç Girişimcilik İklimi
Günümüzde, çalışanlar arasında örgüt içi iç girişimciliğin özendirilmesi için
yönetim tekniklerinde bazı değişiklikler yapmak kaçınılmaz olmuştur. Kuratko ve
Montagno (1989:83) bunları şöyle özetliyor;
• Kariyerlerinin başında potansiyel örgüt içi girişimcileri belirlemek,
• Örgüt içi girişimcilik projelerine sponsor olmak,
• Örgüt içinde farklılık ve aynı zamanda düzen sağlamak,
• Deneme/yanılmaya izin vermek,
• Başarısızlığı tolere edebilmek,
• Örgüt içi girişimcilerin örgütleriyle birlikte uyum içinde verimli
çalışabilmesi için yenilikçi yönetsel düzenlemeleri yapmak,
• Sonuçlar hakkında beklenti oluşturmak,
• Başarıyı ödüllendirmek (Güler, 2010:38).
Hisrich ve Peters (1998:46) ise Kuratko ve Montagno’nun bu konuyla ilgili
yukarıda verilenlerle benzer olmakla birlikte iç girişimcilik ikliminin yaratılması için
gerekli şartları şu şekilde belirlemişlerdir;
1. İşletmenin teknolojide öncü olması: İşletmelerde Ar-Ge çalışmalarına
önem verilip, elde edilen sonuçlar sonrasında yeni ürün fikirleri ortaya
atılmalıdır.
2. Yeni fikirlerin desteklenmesi, çalışanların hatalara karşı
cesaretlendirilmesi: Örgüt içinde hata ve yenilgilere tolerans
gösterilmelidir.
3. Öncelikli fırsat değerlendirmesinin yapılması: Örgüt içi çalışanların
yenilik ve yaratıcılık bağlamında önlerindeki fırsatların ve engellerin
değerlendirilmesi
4. İşletmenin kaynaklarının kolayca erişilebilir ve kullanılabilir olması:
iç girişimcinin, işletmeye bir takım şeyler sağlamak için, işletmeden de
gerekli para ve insan kaynağının hizmetine verilmesini istemesi gayet
doğaldır.
51
5. Ekip çalışması yaklaşımının desteklenmesi: Farklı yaklaşımların
birleşmesiyle bütünüyle yeni ve yaratıcı bir süreç yaratılmalıdır.
6. Ödüllendirme sistemi: Örgüt içi çalışanların, gösterdikleri performansa
göre, motive olmaları için ödüllendirilmeleri gerekir.
7. Sponsor desteği: Sponsorlar işletmenin mevcut değerlerini
desteklemenin yanı sıra, yeni ürün ve hizmetlerin geliştirilmesi
anlamında da işletmeye katkılarda bulunurlar.
8. Tüm iç girişimcilik faaliyetleri için üst yönetim desteği: Yöneticiler
sağlıklı bir çalışma ortamı için iç girişimcilerin faaliyetlerini destekleyen
her türlü ortamı, kaynağı sağlamalıdırlar.
9. Çalışanlara sorumluluk ve yetki verilmesi: İç girişimcilik ortamında
çalışanların inisiyatiflerini kullanabilmeleri çok önemlidir.
10. İşletme sınırlarının esnek olmasının sağlanması: işletmeler, hedef
pazarı değişen yeni durumlara göre tekrar değerlendirerek, pazardaki
avantajlarını artırabilirler (Kayış, 2010:86,87).
2.6. İç Girişimcilik Modelleri
İç girişimcilik ile ilgili olarak Covin ile Slevin, Lumpkin ile Dess, Zahra ile
Guth ve Ginsberg’in ortaya koydukları dört tane iç girişimcilik modeli, aşağıda, her
başlığın altında maddeler halinde genel hatlarıyla verilecektir.
2.6.1. Jeffrey G. Covin Ve Dennis P. Slevin’in İç Girişimcilik Modeli
• İşletmenin girişimcilik kavramına karşı sahip oldukları tutum, işletme
çevresi, stratejisi, örgüt içi performans ve yine örgüt içi faktörleri bir
arada ele alan ”bütünleyici“ bir modeldir,
• Odaklanma noktası, “girişimsel odaklı yönelim” ve “firma seviyesindeki
girişimciliktir”,
• Girişimcilik eğilimine sebep olan davranışlar, “dışsal çevre, stratejik ve
içsel değişkenler”dir,
• İşletmenin performansın girişimcilik temelli yönelimden daha az etkisi
söz konusudur,
52
• Dışsal çevre, stratejik ve içsel değişkenler girişimcilik temelli yönelim ile
işletme performansı arasındaki ilişki üzerinde ılımlı bir etkiye sahiptir
(Covin&Slevin, 1991:10, alıntılayan, Kayış, 2010:77,78).
Orta dereceli bir etkiyi göstermektedir.
Güçlü bir temel etkiyi göstermektedir.
Daha zayıf bir temel etkiyi göstermektedir.
Şekil 4. Covin ve Slevin’in İç Girişimciliğe Yönelik Örgütlerdeki Davranış Seviyesini Gösteren Modeli
Kaynak: (Covin and Slevin, 1991:10, alıntılayan, Kayış, 2010:77).
2.6.2. Lumpkin Ve Dess’in İç Girişimcilik Modeli
Girişimcilik yönelimini; “Otonomi”, “Yenilikçilik”, “Risk Alma”,
“Proaktiflik” ve “Rekabetçi Agresiflik” olmak üzere beş boyutla açıklamışlardır,
• Girişimcilik yönelimi; yeni bir girim ile sonuçlanan süreç, uygulama ve
karar alma faaliyetlerinin bütünüdür,
• Yeni teşebbüsler, iç girişimciliğin temelini oluşturur,
• Girişimcilik temelli yönelimi ifade eden temel boyutlar; “özerk bir
şekilde davranmaya yönelik bir eğilim”, "yenilik yapmaya yönelik
Girişimciliğe yönelik duruş Firma Performansı
DIŞSAL DEĞİŞKENLER • Dışsal Çevreler • Teknolojik
Gelişmişlik • Dinamizm • Rekabet Anlamında
Düşmanlık • Endüstri Yaşan
Döngüsünün Değişimi
STRATEJİK DEĞİŞKENLER • Misyon Stratejisi • İşletme
Uygulamaları ve Rekabetçi Taktikler
İÇSEL DEĞİŞKENLER • Üst Yönetimin
Değerleri/ Felsefesi
• Örgüt Kültürü
53
isteklilik, risk alma, rakiplere karşı agresif olma eğilimi ve pazardaki
fırsatları yakalamak için diğer firmalara göre daha proaktif olmadır”.
• Covin ve Slevin’in modeli; girişimcilik yöneliminin dinamik olduğunu
gösteren farklı ilişkiler arasındaki geribildirimleri bir araya getirmektedir.
Oysaki Lumpkin ve Dess’in modeline bakıldığında, girişimcilik yönelimi
ile çevresel ve örgütsel faktörler arasında hiçbir geri bildirimin olmadığı
statik bir firma görüntüsü söz konusudur. (Lumpkin&Dess, 1996:136,
alıntılayan, Erkocağlan, 2005:24-25).
Şekil 5. Girişimcilik Yönelimi – Performans İlişkisinin Kavramsal Modeli
(Kaynak: Lumpkin and Dess, 1996:152, alıntılayan, Kayış, 2010: 78)
2.6.3. Shaker A. Zahra’nın İç Girişimcilik Modeli
• İşletmelerin örgütsel çabaları iç girişimcilik bağlamında
değerlendirilerek, bu “stratejik oryantasyon” sayesinde kurum kültürü
belirlenir,
• Kurum kültürü; “mensuplarının bireysel ya da takım halinde risk alarak
yeni atılımlarda bulunmasına, yenilikler yapmasına ve yeni yetenekler
kazanmasına böylece hem bireysel hem takım hem de işletme
performansı artışına ve bunun doğal bir sonucu olarak da rekabette
sürekliliğe fayda ve katkı sağlayacaktır”,
Girişimcilik Yönelimi • Otonomi • Yenilikçilik • Risk alma • Proaktiflik • Rekabetçi Agresiflik
Performans • Satışların artması • Kârlılık • Bütünsel Performans • Ortakların Memnuniyeti
Örgütsel Faktörler • Büyüklük • Yapı • Strateji • Strateji oluşturma süreçleri • Firma kaynakları • Kültür
Çevresel Faktörler • Dinamizm • Cömertlik • Karmaşıklık • Endüstri özellikleri
54
• İç girişimcilik; kâr marjını artırmak, işletmeye rekabet avantajı sağlamak
için yeni işletmeler ya da iş alanları yaratılması veya işletmede
yeniliklere gitme çabası olarak ifade edilir,
• “Endüstrideki fırsatların çokluğuna işaret eden ‘cömertlik’ adlı ilave bir
yapı ortaya koymakta ve endüstrinin yaşam döngüsünün tüm özelliklerini
ortaya koyan kapsayıcı bir kavramın kullanılmasını önermektedir”,
• Uluslararası girişimcilik faaliyetleri de dikkate alınmalıdır.
• Bu model, Covin ve Slevin’ in modelini düzenleyerek, teknolojik gelişme
kavramını çevresel dinamizm kapsamında ele almıştır (Zahra, 1993:13,
alıntılayan, Kayış, 2010:79,80).
Ilımlı bir etkiyi göstermektedir.
Güçlü bir temel etkiyi göstermektedir.
Daha zayıf bir temel etkiyi göstermektedir.
Şekil 6. Zahra’nın Firma Seviyesindeki Girişimciliği Revize Ettiği Modelin Kavramsal
Çerçevesi (Kaynak: Zahra, 1993:13, alıntılayan, Kayış, 2010: 80)
2.6.4. Guth ve Ginsberg’in İç Girişimcilik Modeli
İç girişimciliği şu şekilde ifade etmişlerdir;
Firma Seviyesinde Girişimcilik • Yoğunluk
• Kişilik • Tür • Süre
Firma Performansı
• Finansal Olmayan • Finansal
Dışsal Çevre • Dinamizm • Düşmanlık • Cömertlik
Stratejik Değişkenler • Misyon • Rekabetçi Taktikler
İçsel Değişkenler • İdari Değerler • Alt Yapı Değişkenleri • Yapı • Süreç • Kültür
55
• Var olan işletmelerdeki yeni işletmelerin oluşması,
• İşletmelerde yenilikçilik yaklaşımlarının benimsenip, organizasyonların
yeniden doğuşu,
• “Örgüt içi girişimcilik, bir organizasyonun girişimcilik bazlı
davranışlarla meşgul olmasını sağlamakta ve firmanın faaliyet alanının
genişlemesine odaklanarak firmanın yeni alanlarda işlev görmesine
sebebiyet vermektedir. Yenilik, yeni kaynak kombinasyonlarını
içerdiğinden ve bir endüstrinin rekabet esaslarını dramatik bir şekilde
değiştirebildiğinden veya yeni bir endüstrinin oluşmasına kaynaklık
ettiğinden girişimcilik bazlıdır”,
İç girişimcilikle ilgili olarak bu tanımlamalarından yola çıkarak Guth ve
Ginsberg’ in iç girişimcilik modelinin özellikleri özetle şöyledir;
• İç girişimciliği; “Yenilik/Girişimcilik” ve “Stratejik Yenilenme” olarak
ikiye ayırmıştır.İç girişimcilik için önemli olan olgular; “Çevre, Stratejik
Liderlik, Örgütsel İdare, Davranış/biçim ve Örgütsel Performans”dır.
• Bütün bu özellikler doğrultusunda; “Girişim; mevcut veya yeni
pazarlarda yeni ürünler tanıtma ve operasyonlarını genişletme yoluyla
yeni işlere girme anlamına gelmektedir”,
• Stratejik yenilenme örgüt içi girişimcilik açısından olmazsa olmaz
gerekliliklerden biridir. (Guth&Ginsberg, 1990:7, alıntılayan,
Erkocağlan, 2005:27,29)
56
Şekil 7. Kurumsal Girişimciliğe Yönelik Kavramsal Model
(Kaynak: Guth&Ginsberg, 1990:7, alıntılayan, Erkocaoğlan,2005:29)
KURUMSAL GİRİŞİMCİLİK
Mevcut bir kurumdaki yenilik/ girişimcilik
Mevcut kurumun stratejik yenilenmesi
ÇEVRE • Rekabetçi • Teknolojik • Sosyal • Politik
STRATEJİK LİDERLER • Özellikler • Değerler
/İnançlar • Davranış
ÖRGÜT İDARESİ/ BİÇİMİ • Strateji • Yapı • Süreç • Temel
değerler/ İnançlar
ÖRGÜT PERFORMANSI • Etkinlik • Verimlilik • Ortaklık • İş
memnuniyeti
57
3. BÖLÜM
SOSYAL GİRİŞİMCİLİK
3.1 Sosyal Girişimciliğin Tanımı ve Kapsamı
Gelişmekte olan tüm alanlar gibi sosyal girişimcilik alanı da teoriler
üretmekle meşguldür. Sosyal girişimciliğin kuramsal temelleri henüz yayılmaya
devam ediyor. Nicholls and Cho (2006)’ya göre; sosyal girişimcilik araştırmasında
henüz zorlayıcı kuramsal temeller araştırılıyor. Martin ve Osberg (2007)’e göre ise
sosyal girişimcilik şu anda net bir olgu değil ama bazılarının tartıştığı gibi ticari
işletme dilini benimsemek de sosyal girişimciği anlamak için yetersizdir (Schockley
ve Frank, 2011:9).
Sosyal girişimcilik ve sosyal girişimci kavramıyla ilgili literatürde farklı
algılamalar söz konusudur. Farklı tanımlamaların dışında kapsamı bağlamında farklı
görüşler mevcuttur (Besler:2010:6).
Sosyal girişimcilik, kavramsal olarak yeni bir kavram gibi görünse de aslında
kökleri 1800’lü yıllara dayanmaktadır. Örnek verilecek olunursa;
• 1833’de William L. Garrison’ın kölelik karşıtı ilk gazetenin de yayıncısı
olan American Anti-Salavery Society’i kurması,
• Sosyal reformcu Jane Adams’ın 1889’da yoksul insanlara yardım üreten
Hull House’ı kurması,
• 1980 yılında Bill Drayton tarafından sosyal bir vizyonla girişimciler için
fon kaynağı hazırlamak amacıyla Ashoka’nın kurulması,
• 1976’da Muhammed Yunus’ un Bangladeş’te yoksulluğu yok etmek ve
kadınları güçlendirmek için Grameen Bank’ı kurması,
• 1968’de Bill Strickland’ın Pittsburgh’da iletişim programlarını
geliştirmek için sanatı kullanan Manchester Craftsmen’s Guild’i kurması
“sosyal girişimcilik” kavramının isim olarak telaffuz edilmese de var
olan bir olgu olduğu aşikârdır (Mair ve Marti, 2006: 36, alıntılayan,
Kayalar ve Arslan, 2009:58).
58
Sud (2008)’e göre; çağımızın sosyal hastalıklarını çözüme ulaştıramasak bile
sosyal girişim aktivitesi arzulu ve ümit vericidir. Diğer taraftan Murphy ve Coombes
(2008), sosyal girişimcilerin değer yaratmak için farklı yolları keşfedeceklerini
tanımlamıştır (Witkamp, Royakkers ve Raven, 2011: 285).
Her ne kadar “kar odaklı işletme” ve “sosyal değer yaratma” birbirleriyle pek
bağdaşmayan kavramlar gibi görünse de işletmelerin günümüzde artık sosyal
sektörlerle iç içe olmasından dolayı bu kavramlar artık yan yana gelmiştir. Bu yan
yana gelmeyle de “sosyal girişimcilik” kavramı ortaya çıkmıştır. Bu bağlamda;
sosyal girişimcilik “toplumsal sorunları çözme amacına sahip olma tutkusunu
girişimci bakış açısıyla birleştiren olgu”dur (Güler, 2010: 45).
Sosyal girişimcilik farklı araştırmalarda farklı şekillerde ele alınmıştır. Bazı
araştırmacılar sosyal girişimciliği; “sosyal değer yaratmak için proje/plan yönetimi”
bağlamında düşünerek kar odaklı olmayan bir girişim olarak ifade etmişlerdir.
Bazıları; “sektörler arası işbirliği ile meşgul olan/ilgilenen ticari işletmelerin sosyal
sorumluluk uygulamaları” şeklinde ele almışlardır. Başka bir grup araştırmacı ise
“sosyal değişimin desteklenmesi ve sosyal problemlerin azaltılması” olarak
tanımlamışlardır (Özdevecioğlu ve Cingöz, 2009:84).
Sosyal girişimcilikle ilgili yapılan araştırmaların sonuçları
değerlendirildiğinde; hem kâr odaklı işletmelerde hem de kâr odaklı olmayan
işletmelerde sosyal girişimcilik faaliyetleri gerçekleşmektedir. Bölüm 1.9.1.3.’de
anlatılan KSG’nin de, kâr odaklı girişimcilik kapsamında olması bu duruma örnek
verilebilir. Öyle ki kâr odaklı işletmeler sosyal girişimcilik uygulamaları ile
entelektüel bir bakış açısıyla toplumun sorunlarıyla ilgilenirken, kâr odaklı olmayan
işletmeler de; topluma faydalı olacak işler yapmak ve bunu yapabilmek için de
gerekli finansmanı sağlama yollarını aramaktadırlar.
Tablo 10’de sosyal girişimci ve sosyal girişimcilik ile ilgili, kronolojik
sıralamaya göre tanımlar ve tanımların yanı sıra önemli olan unsurlar ve hangi
sektörde daha fazla görüldüğüne dair bilgiler de bulunmaktadır.
59
Tablo 10. Sosyal Girişimcilik İle İlgili Tanımları ve Özellikleri Yazar (Yıl) Tanım Temel Unsunlar Sektör Değerlendirmesi
Theobald (1987) Sosyal Girişimciler, birey, grup ve kuruluşlara yeni fikirler getirirken, beceri ve risk alma isteğine sahip değişim aracılarıdır.
Risk alma isteği Yeni fikir getirme (yenilikçilik)
Açıklama yapmamıştır
Waddock & Post (1991) Sosyal girişimciler, kamu sektörü gündemi ve belli sosyal sorunların algılanmasında “hızlandırıcı değişim” sağlamada önemli roller üstlenen özel sektör liderleridir.
Sorunun karmaşıklığı ile başa çıkabilme yeteneği Güvenirlik Kolektif amaca bağlılık gösterme
Özel sektör liderleri
Leadbeater (1997)
Sosyal girişimciler, genellikle bağlı oldukları bölge, yer ve mahallelerini yenileme çabası içinde olan toplum girişimcileridir. Sosyal girişimciler, kar elde etmek amacından çok belli bir dezavantajlı grubun yararı için sosyal amaçlarını yerine getirirken girişimcilik davranışını kullanmaktır.
Sonuçlar sosyal olmalı. Servet sosyal sermaye şeklindedir. Örgütler sosyal olmalı. Giderilemeyen ihtiyaçlar bulunmalı ve bu ihtiyaçları gidermek için yeterine inanılmayan kaynaklar seferber edilmeli. Kar veya ortaklık hissesi peşinde olmaktan çok, sahip olunan misyon ile güdülenilmeli. Yenilikçi olunmalı.
Kamu, özel ve gönüllü sektörün ortak paylaşım alanında toplum bazlı örgütler
Leadbeater ve Goss (1998) Muhtaç toplumlarda ya da yenilikçi gönüllü organizasyonlarda çalışan sosyal girişimciler, az yararlanılan kaynakları kullanarak giderilmeyen sosyal ihtiyaçları karşılamak için yaratıcı yollar geliştirmektedir.
Ana servet sosyaldir. Ana hedefler sosyaldir.
Gönüllü organizasyonlar
Dees (1998)
Sosyal girişimciler; Sadece kar değil sosyal değer yaratarak ve bunu sürdürmek için bir amaç benimseyerek, Bu amaca hizmet için fırsatları görerek ve yorulmaksızın bu fırsatları kovalayarak, Sürekli yenilik, adaptasyon ve öğrenme süreci içinde bulunarak, Eldeki kaynaklar ile yetinmeyip cesur davranarak ve Hizmet ettikleri topluma karşı ve yarattıkları sonuçlar için yüksek sorumluluk göstererek Sosyal sektördeki değişim aracısı rolünü üstlenen kişilerdir.
Sosyal değer Yorulmaksızın yeni fırsatlar kovalamak Yenilik Varolan kaynaklarla yetinmek Sorumlu olmak
Kar amacı gütmeyen kuruluşlar, sosyal amaçlı kar odaklı işletmeler, melez örgütler (kar odaklı olma ve kar odaklı olmama unsurlarını birleştiren)
Thompson, Alvy, & Lees (2000)
Sosyal girişimciler yenir bir sosyal fırsat gören ve toplum yararına bu alanda yenilik yapmak için girişimci yollar denemeye hevesli girişimci liderlerdir.
Sosyal ihtiyaç algısı. Vizyoner fikirler. Liderlik becerileri. İşleri başarmak sorumluluğunu üstlenme. Başkalarına yardım etme sorumluluğunu üstlenme.
Özel sektör
Glancey & McQuaid (2000)
Sosyal girişimciler sosyal sorunlara yenilikçi çözümler üreterek ve az kullanılan kaynaklardan (örneğin, insanlar, binalar ve ekipman) yararlanarak, toplum ve hizmet verdikleri kesimin ihtiyaçlarını giderirler ve bu şekilde amaçlarına ulaşırlar..
Sosyal sorunlara yenilikçi çözümler bulma. Az kullanılan kaynaklardan yararlanma.
Kamu, özel ve üçüncü sektör kuruluşları
Brinckerhoff (2000) Sosyal girişimciler risk alma isteği olan, insanlara daha iyi hizmet verme yollarını arayan ve var olan hizmetlere değer katan kişilerdir.
Risk alma. Yenilik
Sosyal işletmeler
60
Önce sosyal amaç, ancak amaca ulaşmak için karın önemli olduğunu akıldan çıkarmamak.
Fowler (2000) Sosyal girişimciler, sosyal yarar üretebilecek ve bunu sürdürebilecek uygulanabilir (sosyo) ekonomik yapı, ilişki, kurum, örgüt ve uygulamalar yaratmaktır.
Sosyal yarar. Sürdürülebilirlik.
Açıklama yapmamıştır.
Frumkin (2002) Sosyal girişimciler yeni programlar geliştirmek ve destekleyici kazanç akışını sağlamak için girişimci fırsatların kovalanabileceği kar amacı gütmeyen organizasyonlar kuran kişilerdir.
Arz tarafına yönelik. Ürün ve hizmetin üretiminde yenilik bakış açısına sahip. Gelir arayış faaliyeti.
Kar amacı gütmeyen organizasyonlar (genellikle gelir arayışı içinde bulunan)
Thompson (2002)
Sosyal girişimciler özel sektör girişimcileri ile benzer özellik ve davranışlar gösteren ancak toplum içinde faaliyette bulunup “kar elde etmek” ten çok insanlara yardım etme ile ilgilenen kişilerdir.
İş yaratmak. Binalardan yararlanmak. Gönüllü desteği. İhtiyacı olan insanlara yardım etmeye odaklı olma
Kar amacı güden işletmeler, sosyal iletmeler, gönüllü sektör (asıl sektör)
Mort ve diğerleri (2003)
Sosyal girişimcilik, yanda “temel unsurlar” kısmında verilen tüm boyutların buluşma noktası olan çok boyutlu bir yapıdır.
Girişimci erdemli davranış içinde sosyal misyon ile güdülenen. Dengeli yargı gösterme (karmaşa içinde amaç ve faaliyetin tutarlı birleşimi) Hizmet alıcılar için daha iyi sosyal değer yaratmak adına fırsatları araştırma ve görebilme Yenilikçilik, öngörülük ve risk alma eğilimi gösterme
Sosyal işletmeler, Kar amacı gütmeyen organizasyonlar
Mair ve Marti (2006)
Sosyal girişimcilik, sosyal değişimi hızlandırmak ve/veya sosyal ihtiyaçları gidermek için farklı kaynakları bir araya getirerek ya da bunları yenilikçi bir şekilde kullanarak fırsatları değerlendirme sürecidir.
Sosyal değişim gerçekleştirmek. Sosyal ihtiyaçları gidermek Yenilikçilik. Fırsatları değerlendirmek.
Yeni kurulan ya da halihazırda var olan organizasyonlar
Alvord ve diğerleri (2004) Sosyal girişimciler sosyal dönüşümü kolaylaştıran liderlerdir. Yenilikçik
Liderlik Büyümek ve dönüşüm yaratmak
Açıklama yapmamıştır.
Bornstein (2004) Sosyal girişimciler vizyonları doğrultusunda durmak bilmeden çalışan ve sorunlara yenilikçi fikirler üreten insanlar ya da daha basit bir ifadeyle “dönüştürücü güçler” dir.
Vizyon Yenilikçilik
Açıklama yapmamıştır.
Tan ve diğerleri (2005) Sosyal girişimci, iyilikseverlik amacı ile toplumun bir bölümüne yararlı olmak için girişimci süreç içinde bulunan tüzel kişilerdir.
Toplum ile ilgili olmak. Riskin varlığında bile yenilik yolu ile kar etme. İyilikseverlik amacı ile motive olma.
Sosyal amaçlı organizasyonlar ile sınırlı değil
Haugh (2005) Sosyal girişimci sosyal işletme kuran kişidir. Sosyal değer yaratmak amacıyla sosyal bir işletme kurmak Sosyal işletmeler
Light (2005) Sosyal girişimci, önemli sosyal sorunlara işaret eden, yaratıcı fikirleriyle sürdürülebilir ve geniş ölçekli değişim arayan bir birey, grup, ağ, örgüt veya örgüt birliğidir
Sosyal sorun. Yaratıcılık Sürdürülebilir değişim
Tüm sektörlerde faaliyet gösteren birey, grup, ağ, örgüt veya örgüt birliği
Birch&Whittam (2006) Sosyal girişimcilik, bireysel bazda, girişimcinin amacı doğrultusunda farklı ilgileri bir araya getirmek için sahip olduğu motivasyon ve vizyonu buluşturabilmesidir.
Bireysel Motivasyon Vizyon
Sosyal ekonomi içinde faaliyet gösteren tüm sosyal girişimler
61
Peredo & McLean (2006)
Sosyal girişimcilik yalnızca ve belirgin bir şekilde sosyal değer yaratmaktır.
Sosyal girişimciler Fırsatları kollar ve kullanırlar. Yenilikçilik sergilerler. Riski göze alırlar. Eldeki kaynaklarda sınırlama kabul etmezler.
Sosyal bir misyonu olan tüm işletmeler
Robinson (2006)
Sosyal girişimcilik, belirli bir sosyal sorunu teşhis edebilme, sorunu giderebilecek yolları bulabilme, yarattığı sosyal etkiyi, iş modelini ve girişimin sürdürülebilirliğini değerlendirebilme, ikili (ya da üçlü) sacayağında ya sosyal amaç odaklı kar amacı güden ya da işletme odaklı kar amacı gütmeyen bir örgüt yaratma sürecidir.
Sosyal sorunları fark edebilme Sosyal etki yaratma Örgütü yaratma İkili ya da üçlü sacayağına (ekonomik, sosyal ve çevresel odaklı) sahip örgüt yaratma.
(İkili ya da üçlü sacayağına sahip) Kar amacı güden ya da gütmeyen tüm işletmeler.
Martin &Osberg (2007)
Sosyal girişimcilik; 1) insanlığın bir bölümünün kendi yararına dönüşümünü sağlayacak finansal ve politik güce sahip olmaması nedeniyle dışlanması, marjinalleşmesi ve acı çekmesine neden olan durağan ve karakteristik dengesizliğini teşhis edebilmek. 2) bu dengesizlik içinde bir fırsat görebilmek, sosyal değer yaratabilmek, ilham verebilmek, yaratıcılık, direk harekete geçme, cesaret ve sebatkarlık ile varolan durumun egemenliğine meydan okuyabilmek, 3) hedef grubun sıkıntılarını azaltmak adına grubun potansiyelini açığa çıkarmak ve yeni kalıcı bir denge yaratmak. Bu yeni denge çevresinde, hedef grubun ve daha geniş bir perspektifte toplumun daha iyi bir geleceğe sahip olabilmesini garanti eden kalıcı bir ekosistem yaratmaktır.
Dengesizlik, Dengesizliğin tespit edilebilmesi, Dengesizliğin giderilmesi yolunda fırsat görebilmek, Sosyal değer, Cesaret, Sebatkarlık, Varolan dengesiz sisteme meydan okumak,
Açıklama yapmamıştır.
Kurumların Sosyal Girişimcilik Tanımları Duke University, The Fuqua School of Business, Center fort he Advancement of Social Entrepreneurship
Sosyal girişimcilik, sosyal değer yaratmak için fırsatları görmeyi ve bunları verimli bir şekilde kullanmayı içeren bir süreçtir.
Sosyal değer yaratmak, Sosyal ihtiyaçlara dikkat çekmek, Yenilikçi yaklaşımlar benimsemek,
Sosyal sektörde bulunan tüm örgütler
Harvard university, Harvard Business School, Social Enterprise Initiative
Sosyal girişimcilik kar amacı gütmeyen, devlet ve özel sektörün herhangi birinde görülebilecek yenilikçi, sosyal değer yaratan bir faaliyettir.
Yenilikçilik, Sosyal değer yaratma,
Sektör ayrımı yapmaksızın herhangi bir sosyal amaçlı örgüt
Oxford University, Said Business School, The Skoll Center for Social
Entrepreneurship
Sosyal girişimcilik en uygun sosyal ve çevresel etkiyi sağlamak için dinamik yönetim stratejilerini içinde barındırmaktadır. Sosyal girişimciler, diğerlerinin kaçırdıkları fırsatları görebilen, toplumun daha iyi olması için sistemler geliştiren, yeni yaklaşımlar bulan, yaratıcı ve sürdürülebilir çözümler üreten toplumun değişim aracılarıdır.
Yenilikçilik, Yaratıcılık, Sürdürülebilirlik,
Geleneksel sosyal hizmet sağlayıcılarından farklı, yaklaşımında özellikle yenilikçi olan, öncü ve girişimci örgütler
Ashoka
Sosyal girişimciler toplumun en acil çözüm bekleyen sorunlarına yenilikçi çözümler üreten bireylerdir. Bu kişiler hırslı ve inatçıdırlar, temel sosyal sorunların üstesinden gelirler ve geniş ölçekli değişim için yenilikçi fikirler öne sürerler.
Yenilikçilik, Sosyal sorunlarla ilgilenmek, (Üye seçim kriterleri: yenilikçi fikir, yaratıcılık, girişimcilik kalitesi, fikrin sosyal etkisi, ahlaki değer sahibi),
Tüm sivil toplum örgütleri
62
Schwab Foundation for Social Entrepreneurship
Sosyal girişimcilik genel olarak toplumun yararına olan, özellikle dışlanmışları ve yoksulları önemseyen, uygulanabilir, yenilikçi ve sürdürülebilir bir yaklaşım önermektir.
Yenilikçilik, Sürdürülebilir sosyal gelişme, Ekonomik ve sosyal sorunlarla ilgilenme,
Kar amacı güden ve gütmeyen tüm sosyal içerikli kuruluşlar Dışlanmış gruplara önem verme,
Skoll Foundation Sosyal girişimciler, toplumun değişim aracıları olarak insanlığın yararına olan yeniliklere öncülük ederler.
Değişime aracılık etme, İnsanlık yararına olan yenilik, Liderlik,
Özel sektörden çok sosyal sektörde yer alan örgütler
Dünya Girişimcilik Platformu- Global Entrepreneurship
Sosyal girişimcilik, sosyal amaçları odak olarak alan ve karın yatırımcılara yönlendirilmesindense faaliyet veya girişimin kendisi için yeniden yatırıma dönüştüğü, yeni sosyal girişim faaliyeti, bağımsız çalışma gibi yeni girişim kurma ya da birey veya grup olarak var olan bir sosyal girişimin genişletilmesi faaliyetidir.
Sosyal amacı olan, Karın yeniden yatırıma dönüşmesi,
Kar amacı gütmeyen herhangi bir (birey veya grup) kuruluşu
(Kaynak: Güler,2008:70-75)
63
3.2 Sosyal Girişimlik Unsurları
Dess (2001) sosyal girişimciyi ifade ederken beş özellikten bahseder. Bunlar;
• Sosyal değer yaratan ve bunun sürdürülebilirliğini sağlarlar,
• Bu süreçte yeni fırsatları yakalayarak, takip ederler,
• Yenilikle daima iç içedirler,
• Sadece var olan kaynaklarla değil, başka kaynaklar da bularak süreci
devam ettirmelidirler,
• İçinde yaşadıkları topluma karşı sorumluluk bilinci taşımaktadırlar.
Tabî ki bir sosyal girişimci bu özelliklerin hepsini birden taşımayabilir,
bunlar ideal sosyal girişimciyi tanımlarken kullanılan niteliklerdir (Özdevecioğlu ve
Cingöz, 2009:88).
Sosyal girişimcinin sahip olması gereken özellikler ya da başka bir deyişle
girişimciyi, sosyal girişimciliğe yakınlaştıran niteliklerin daha iyi algılanabilmesi için
bu bölümde sosyal girişimciliğin unsurları üzerinde durulacaktır. Kuşkusuz sosyal
girişimciliğin birçok unsuru vardır ama aşağıda bunlardan en önemlileri olan dört
tanesi verilecektir.
3.2.1. Sosyal Değer Yaratma
Austin ve arkadaşlarına göre (2006:2) “Sosyal girişimciliğin temelinde,
kişilerin ya da paydaşların servetini artırmaktan ziyade sosyal değer yaratma gerçeği
yatmaktadır.” Sosyal girişimcilik faaliyetleri gösteren organizasyonlar için sosyal
değer yaratma, en temel amaçtır. Bunu yapabilen bütün işletmeler de sosyal
girişimcilik yolunda ilerliyor demektir (Besler:2010:11).
Sosyal girişimciliğin sebebi olan sosyal sorunlarda günümüz değişen
koşullarında farklılaşmaktadır. Zaten var olan; eğitim, sağlık, bireylerin temel
hizmetlerden yararlanamaması gibi sorunların dışında artık şehirleşme, çalışan
kesimin bile yoksullukla mücadele etmesi, çevre sorunları gibi değişen dünya
şartlarının beraberinde getirdiği sorunlarda baş göstermektedir. Bu durumda bütün bu
sorunlara, artık eski yönetim biçimleriyle çözüm getirmek pek mümkün
64
olmamaktadır (Glancey ve McQuaid, 2000: 159, alıntılayan, Güler, 2008:98). Bu
noktada; kurumlardaki sosyal girişimciler; sosyal değerler yaratarak eski yönetim
biçimlerindeki eksik yanları, yanlışlıkları düzelterek ya da boşlukları doldurarak bir
bakıma toplumsal sorunlara çözüm getirmektedirler.
Kısacası bir sosyal girişimci için asıl amaç sosyal misyondur. Bu sosyal
misyon toplumların sosyal ilerlemesini de sağlayacak olan misyondur. Tabi ki kar
elde etmek ya da müşteri memnuniyeti de bu faaliyetlerin içindedir ama özü
kesinlikle değildir. Yaratılan değerin ölçüsü sosyal etkidir (Özdevecioğlu ve
Cingöz,2009:88).
3.2.2. Sosyal Değeri Yaratacak Fırsatları Görme
“Sosyal girişimci ilk olarak karmaşa olması halinde tutarlı bir amaç-faaliyet
uyumu ve dengeli bir muhakeme sergiler. İkincisi, amaçladıkları sosyal değeri
yaratmak için fırsatları fark etme ve avantaja çevirmekte yeteneklidir. Son olarak,
sosyal ortamda riski tolere etme, inovatif olma ve proaktif davranma konusunda
üstündür” (Peredo ve Diğerleri, 2006: 59, alıntılayan, Kayalar ve Arslan, 2009:61) .
Dolayısıyla sosyal girişimcilik sürecinde sosyal değeri yaratacak fırsatları
görebilmek çok önemlidir.
Diğer insanlar sorunlara odaklanırken, sosyal girişimciler sorunlara çözüm
getirecek fırsatları yakalar. Olaylara sadece duygusal açıdan bakmayıp, sürecin nasıl
devam edeceği hakkında fikirleri, planları vardır. Ve bu doğrultuda çalışırlar
(Özdevecioğlu ve Cingöz,2008:88).
3.2.3. Yenilikçi Olma
Sosyal değerler, var olan girişim ve faaliyetler üzerinde bazı değişiklikler
yapılarak değil, ancak yeniliklerle yaratılabilir. Sosyal girişimcilik faaliyetlerinde
kaynaklar yenilikçi bir biçimde bir araya getirilerek yönetilmelidir. Bu durumla ilgili
ilk olarak 1999 yılında Kanter tarafından “sosyal yenilik” kavramı ortaya atılmıştır.
Sosyal yenilik kavramıyla anlatılmak istenen; işletmeler, toplumun karşılanmayan bir
ihtiyacını gidererek hem yeni bir Pazar değeri yaratırlar hem de sosyal bir ihtiyacın
karşılanmasına katkıda bulunabilmektedirler” (Besler:2010:13).
65
Bu kavram bir örnekle açıklanacak olunursa; üniversiteli genç girişimcilerin;
maddi açıdan zayıf bölgelere kütüphane kurmak isteme girişim sürecinde aşamalar
şöyle sıralanabilir;
• Sosyal Problemler: Okuma eksikliği, kitap bulamama sıkıntısı
kütüphane eksikliği, maddi imkânsızlıklar,
• Sosyal yenilik: Üniversitede okuyan genç girişimcilerin sıra dışı
taktiklerle maddi sıkıntıda olan yörelere bizzat kütüphane kurmaları,
• Sosyal çözüm modeli: Okuyan üniversite öğrencilerinin bölgelerine
yardım etmek için girişimcilik ruhlarını ve kreatif zekalarını
kullanmaları,
• Kritik başarı faktörleri: Kreatif düşünme, sosyal sorumluluk,
girişimcilik, takım çalışması, topluma katkı, uzun vadeli düşünme,
sistemli işbirliği (http://www.fahrikarakas.com/content/view/254/65/)
(16.05.2011).
3.2.4. Kaynak Yaratma Ve Sürdürülebilir Olma
Bird (1989:40)’e göre kaynakları kullanma aşamasında bir yönetici
“kontrolümdeki kaynaklardan en iyi şekilde nasıl yararlanabilirim?” sorusunu
sorarken, sosyal girişimciler “işi yapmak için gerekli olan kaynaklar üzerinde nasıl
kontrol sahibi olabilirim?” sorusunu yöneltir kendisine… Sosyal girişimciler kaynak
kullanımı konusunda yaratıcı olmalıdırlar. Çünkü dünyada sosyal sorun özelliği
taşıyan ve karşılanması gereken çok sayıda ihtiyaç söz konusudur. Ancak tüm bunlar
için yeterli kaynak bulunmamaktadır. İşte bu noktada işletmelerin yenilikçi ve
yaratıcı olmaları adeta bir zorunluluktur (Güler, 2008:107,108).
“Sosyal girişimciler sınırlı kaynakların, vizyonlarını gerçekleştirmeyi
engellemesine izin vermezler. Daha azla daha fazlasını yapma noktasında, diğer
kişilerden daha beceriklidirler. Yani kıt kaynakları etkin bir şekilde kullanırlar.
Ayrıca sosyal girişimciler, kendilerini sektör normları ya da geleneklerle
sınırlandırmazlar. Sosyal girişimciler, kendi sosyal misyonlarını güçlendirme ve
destekleme ihtimali olan kaynak stratejileri geliştirirler. Hesaplı risk alırlar.
66
Paydaşların riske karşı toleransını bilirler ve bunu riski dağıtmada kullanırlar”
(Özdevecioğlu ve Cingöz, 2008:88).
Konuyla ilgili olarak Desa (2007); sosyal girişimcilerin kaynak sıkıntısı
içinde oldukları zaman ne yapmaları gerektiğini açıklayan bir brikolaj çalışması
yapmıştır. Sosyal girişimciler için bu konuda durum söz konusudur. Birincisi;
kaynak bolluğu olduğu durumlarda kaynak arayarak, ikinci durumda ise yani kaynak
kıtlığı olduğu zaman brikolaj çalışması yaparak faaliyetlerini devem ettirirler. Bu
bağlamda sosyal girişimciler için de brikolör denilebilir. Desa’nın; bir sosyal
girişimcinin kaynak sıkıntısı yaşadığı ortamlarda yapabileceği şeyleri özetlemek
gerekirse;
• Sosyal girişimcilik faaliyeti sürecinde, elde bulunan mevcut ya da ucuza
mal edilebilen bir ürün ile piyasaya çıkılabilir,
• Sosyal girişimcilerin sahip oldukları sosyal sermayeleriyle işgücüne
yönelik desteği sağlayabilirler.
• Profesyonel elemanlarla çalışmak yerine, sosyal girişimcilik faaliyetleri
esnasında, adım adım kendini geliştiren ve daima öğrenmeye devam eden
elemanları tercih edebilirler (Güler, 2010:80,81).
3.3. Sosyal Girişimlik Faaliyet Alanı
Sosyal Girişimciliğin Tanımı Ve Kapsamı Bölümünde de (3.1.) aktarıldığı
gibi sosyal girişimcilik hakkında ortaya atılan çok fazla fikir ve tanım vardır. Yani bu
konuda tam bir fikir birliği sağlanamamış olup, kavram sürekli tartışılmaya devam
edilmekte ve yeni düşünceler zuhur bulmaktadır. Hal böyle olunca sosyal
girişimciliğin faaliyet alanlarının da çeşitlendiği görülmektedir. Çalışmanın bu
bölümünde genel olarak sosyal girişimciliğin faaliyet alanları sınıflandırılacaktır.
3.3.1. Sektörel Olarak
Thompson (2002) çalışmasında sosyal girişimcilerin sadece bir alanda değil,
birçok alanda faaliyet göstereceğini belirtmiştir. Bu alanları özetlemek gerekirse;
• Topluma ve içinde bulunduğu çevreye karşı duyarlı olup, iyi bir şeyler
yapma isteği ile bağışta bulunan kar amacı güden işletmeler,
67
• Sosyal bir amaç uğrunda kurulmuş, ancak yine de işletme olarak ifade
edilebilecek sosyal girişimler,
• Gönüllü sektör
Thompson her ne kadar sosyal girişimcilik faaliyetlerini sektörel bazda üçe
ayırsa da bunların içinde asıl sosyal girişimcilik faaliyetlerinin “Gönüllü Sektör”
çatısı altında yapıldığının altını çizmiştir (Güler,2010:84).
Şekil 8’de görüldüğü gibi; “sivil toplum kuruluşları, devlet ve iktisadi
kuruluşlar ile geniş halk yığınlarının arasında bir tampon bölge ödevi üstlenmekle
savunmasız kitlelerin hukukunun korunması amacıyla faaliyet gösterirler. Şu halde
üstlendikleri daha çoğunlukla ticari roller nedeniyle geleneksel sivil toplum
kuruluşlarından farklılaşmış bir araç olarak kabul edilmesi gereken sosyal
girişimlerin, kamu, özel ve sivil sektörler karşısında konumlanışı” verilmiştir.
Kısacası; sosyal girişimler; kamu sektörü, özel sektör ve sivil sektörlerin hem
ikili kesişim alanlarında hem de üçünün ortak kesişim alanında ortaya çıkabilir.
(www.oktaykoc.com/files.php?...Etkin_Bir_Sosyal...Analizi...) (18.05.2011)
Şekil 8. Sosyal Girişimciliğin Kökenleri
(Kaynak: Leadbeater, 1997: 10,Koç, t.y.:3)
Sosyal Girişim Sektörü
Kamu Sektörü Özel Sektör
Sivil Sektör
68
Sonuçta sosyal girişimcilik, kar odaklı olmayan, ticari veya kamusal bütün
sektörler de faaliyet gösterebilir. Sosyal girişimciliğin ilgili olduğu yerler her geçen
gün değişmektedir. Yani günümüzde artık “sektör sınırlarının bulanık hale geldiği”
gözlenmektedir.
Sektör sınırlarının artık belirsizleşmesine bir örnek olarak, British Council’in
ülkemizde gerçekleştirdiği “Sosyal Girişimcilik Projesi” verilebilir. British Council,
Türkiye Üçüncü Sektör Vakfı (TÜSEV), Kadir Has Üniversitesi, Gençlik Servisleri
Merkezi (GSM) ve Bolu Valiliği ile birlikte ortaklaşa bir çalışma dâhilinde
sürdürülen bu proje; ile “ortak bir sorun üzerinde birlikte çalışmak, deneyimleri
paylaşmak ve bir arada yenilikçi çözümler geliştirmek amacıyla projeye katılan
gerek Türkiye ve Birleşik Krallık, gerekse bölgedeki diğer ülkeler için mükemmel
bir kültürel alışveriş fırsatı sunacaktır.” British Council bu sosyal girişimcilik
faaliyeti sürecinde, TÜSEV’le birlikte çalışarak, sosyal değerler yaratmak adına Sivil
Toplum Kuruluşları, özel sektör ve kamu kurumlarıyla da bir araya gelmiştir.
Bunların yanı sıra, Gençlik Servisleri Merkezi ile birlikte “Kadir Has Üniversitesi
Yaşam Boyu Öğrenim Merkezi” çatısı altında bir Sosyal Girişimcilik Akademisi
kurulmuş olup, Bolu Valiliği ile British Council’in aralarında yapılan protokol
çerçevesinde de Bolu’daki 20 tane Sivil Toplum Kuruluşu için sosyal girişimlerini
gerçekleştirebilmeleri adına eğitim çalışmaları sürdürülmektedir.
(http://www.britishcouncil.org/tr/turkey-society-projects-social-
entrepreneurship.htm) (17.05.2011)
3.3.2. Yetkisel Olarak
Mair ve Noboa (2003)’ya göre sosyal girişimciler yetki alanları bağlamında
ekonomik, siyasi ve sosyal yetki alanlar olarak sınıflandırılabilir. Ekonomik boyutla
anlatılmak istenilen şey; “kişisel çıkarlar ve karın paylaşımı olurken”, sosyal
yetkiden kasıt ise “güven odaklı olup karın paylaşılmaması” gerekliliğidir. Tablo
11’de görüldüğü üzere ekonomik yetki ile sosyal yetki arasında bir zıtlık söz
konusudur. Bu duruma benzer olarak, örgütlerin ticari özelliklerini kaybettikçe,
kamusallaşma ve siyasallaşma eğilimine girmelerinden dolayı, ekonomik ve siyasi
yetki arasında da bir karşıtlık söz konusudur. Bunlara karşılık siyasi ve sosyal yetki
arasında güçlü bir ilişki söz konusudur. İki yetkinin de ortak amacı toplumun refahını
69
sağlamaktır. Ama çoğu zaman sosyal yetki daha güçlü hale gelmektedir. Çünkü
devletin sosyal hizmet verme noktasında yaşadığı bazı sıkıntılar ve sosyal sektöre
yapılan bağışların devlete ödenecek vergiyi geçmesi bu duruma yol açmaktadır
(Güler,2010; 87).
Tablo 11. Örgütlerin Yetki Düzeyleri
ÖRGÜTLER EKONOMİK YETKİ
SİYASİ YETKİ
SOSYAL YETKİ
Küçük gönüllü Örgüt/Profesyonel örgüt Düşük Düşük Yüksek
Kar amacı gütmeyen örgüt Düşük Düşük Yüksek Sahibi tarafından yönetilen işletme Yüksek Düşük Düşük Ticari birlik Yüksek Düşük Orta Sosyal Girişim Orta Orta Orta Geleneksel kamu örgütü Düşük Yüksek Yüksek Devlet tarafından desteklenen işletme Orta Yüksek Orta Profesyonel olarak yönetilen özel işletme Yüksek Yüksek Düşük (Kaynak: Mair Noboa, 2003:9, alıntılayan, Güler, 2010:87)
3.3.3. Amaçsal Olarak
Kâr amacı güden ya da gütmeyen, özel sektör ve kamu örgütlerinin hepsi
sosyal girişimcilik faaliyetlerini gerçekleştirmektedir. Sosyal değerlerin sadece kar
odaklı olmayan işletmelerce yaratıldığı düşüncesi hem yanlıştır hem de sosyal
girişimcilik kavramının gelişmesine engel teşkil etmektedir. Sosyal girişimcilik
faaliyetleri sektörlere, yetki alanlarına göre farklılık gösterebileceği gibi amaçsal
olarak da söz konusu faklılıklar mevcuttur.
Treacey ve Phillps (2007:625)’e göre bir grup sosyal girişimci, “faaliyetlerine
fon sağlamak ve sosyal misyonlarını gerçekleştirmek için hayırseverliğin yanı sıra
ticari faaliyetlerde de bulunmakta ve bir anlamda gelir elde etmektedir”. Bu
girişimler Tablo 12’de de görüldüğü gibi tam hayırseverlik ile tam ticari yaklaşım
arasındaki bir eksende konumlanabilir. Yani bu tür sosyal girişimcilik faaliyetlerinde
sosyal fayda amacı bununla birlikte işe yatırmak için kullanılan ve faaliyetin
sürdürülebilir olmasını sağlayacak karı elde etme amacı birlikte bulunmaktadır.
Başka bir grup sosyal girişimci ise, özel sektörde faaliyet gösteren sosyal misyon
odaklı ticari örgütlerdir. Bu tarz sosyal girişimcilik faaliyetleri, sosyal amaçlı ürün ve
hizmetler geliştirmek için pazar fırsatlarını belirleyen ya da işletmede var olan
kaynakları kullanarak toplumsal bir soruna çözüm yolları arayarak gerçekleştirilir.
70
Kısacası sosyal girişimcilik faaliyetleri “tümüyle sosyal” ve “tümüyle ekonomik”
arasında her ikisine de farklı yakınlıklarda gerçekleştirilebilir. Yani hayırseverlik
faaliyetinin ekonomik realiteleri de dikkate almasının yanında, ekonomik
faaliyetinde sosyal değer yaratması gerekmektedir (Besler, 2010:17,21).
Tablo 12. Sosyal Girişim Yelpazesi
Seçenekler Süremi
Tamamen
Hayırsever Melez örgütler Tamamen Ticari
Genel güdü, İyi Niyet Karışık Güdüler Kendi çıkarına
Yöntem ve Misyona yönelik Misyon ve Piyasa Piyasaya yönelik
dengesi
Amaçlar Sosyal değer Sosyal ve ekonomik Ekonomik değer
Yaratma değer yaratma yaratma
Ana Paydaşlar
Yararlanıcılar Ödeme yapmazlar Sübvanse edilmiş Piyasa oranında oranlarda ödeme ödeme yaparlar
ya da piyasa oranında ödeyenlerle ödeme yapmayanların karışımı
Sermaye Bağış ve hibeler Piyasa oranın altında Piyasa oranında
Sermaye sermaye
İşgücü Gönüllüler Piyasa oranının Piyasa oranında altında ücretler ya da ücretlendirme
gönüllülerle tam zamanlı ödeme
yapılanların karışımı Tedarikçiler Bağış olarak ayni Özel indirimler ya da Piyasa ücreti talep
yardım tam ücretle aynı ederler yardım karışımı
(Kaynak: Dees ve diğerleri, 2001: 15, alıntılayan, Güler, 2010:89)
71
3.3.4. Eylemsel Olarak
Sosyal girişimcilik, sosyal hizmet ve sosyal eylemcilik kavramları benzer
kavramlar gibi görünse de sahip oldukları farklı özellikleri de vardır. Martin ve
Osberg (2007) şekilde de görüldüğü gibi, toplumsal sorunlara çözüm arayan
kavramları inceleyip, “kavramları eylemlerinin doğasına ve uygulayıcılarının elde
ettikleri çıktılara göre konumlandırmaya çalışmışlardır” (Güler, 2010:92).
Doğrudan
EYLEMİN
DOĞASI
Dolaylı
Korunan ve geliştirilen Oluşturulan ve sürdürülebilen
mevcut Sistem yeni denge
Eylemlerin sonucunda elde edilen çıktı
Şekil 9. Sosyal Sorunlarla İlgilenme Şekilleri (Kaynak: Martin ve Osberg, 2007:38, alıntılayan, Güler, 2010:92)
Sonuç olarak, sosyal girişimciler yenilikçi oldukları için yeni bir sistem
oluşturma eğilimi içerisinde olup, sosyal hizmet sağlayıcılar sosyal girişimciler gibi
yenilikçi olmamakla beraber toplumsal sorunlarla aynı sosyal girişimciler gibi
doğrudan ilgilenmektedirler. Sosyal eylemciler ise sorunları çözerken dolaylı olarak
yani sorunu çözecek olan grupları bir nevi haberdar etmek için dolaylı eylemlerde
bulunurlar.
3.4. Sosyal Girişimciliğin Günümüzdeki Önemi
Yenilikçi özelliğe sahip girişimcilerin; sadece ticari olarak değil, sosyal
dünya kapsamında üstlendikleri rolün arttığı günümüz dünyasında sosyal girişimcilik
kavramının da önemi artmıştır. Böylece şirketler, gerçekleştirdikleri sosyal
Sosyal girişimcilik
Sosyal eylemcilik
Sosyal hizmet sağlama
72
girişimcilik faaliyetleriyle; toplumsal sorunların çözümünde önemli bir misyon
üstlenmişlerdir ve tarihsel süreçte çarpıcı sosyal girişimcilik örnekleri ortaya
çıkarmışlardır. Sosyal girişimcilikle; sadece özel sektör ve devlet değil; STK'ları da
toplumsal sorunlara çözüm arama ve bulunan çözüm yollarını uygulamaya geçirme
noktasında önemli birimler haline gelmiş ve bu konuda STK’larının duyarlılıklarının
da zaman içerisinde artması sağlanmıştır.
(http://biibf.comu.edu.tr/php/index.php?option=com_content&view=article&id=145
&Itemid=269) (24.05.2011)
Austin (2006)’e göre girişimcilik veya girişim aktivitesi gömülü bir sosyal
amaçtır ve son yıllarda yükselmektedir. Bu dalgalanmanın kısmi göstergesi kar
amacı gütmeyen organizasyonların sayısının artmasıdır. Sosyal girişimciliğin
yalnızca kar amacı gütmeyen işletmelerde ya da organizasyonlarda değil, kar amacı
güden işletmelerde de dinamik bir faaliyet alanı vardır ve bu durum son yıllarda
gelişmiştir. Sosyal girişimcilik akademik araştırma alanı olarak halen gelişmektedir.
Teorik ayakları henüz yeterli olarak araştırılmamıştır. Yani teorik ve pratik katkılara
acil ihtiyacı vardır (Noruzi, Rahimi ve Westover, 2010:8).
Sosyal girişimcilik, kontrol odaklı kayma, yukarıdan aşağıya uyumlu politika
gibi toplumun sorun çözme çalışmalarına temel bir yapılanma gösterir. Bu da
yirminci yüzyılda gelişen ekonominin temelinin dinamik pazar ve girişim olduğu
anlayışını üzerine çekiyor (Stoesz, 2011:374).
Girişimcilik faaliyetlerinin sınırlarının sadece ticari alan içerisinde olduğunun
düşünüldüğü, toplumun sosyal sorunlarını ise çözülemez olarak görüp hatta çözüm
arayanlara da “hayalci” gibi bakıldığı bir dönemde, sosyal girişimcilik, toplumların
kalkınmasında önemli rol oynamıştır. Sosyal girişimciler çok eskilerden beri
süregelen, kanıksanmış, davranışları adeta ezber bozan bir tutumla değiştirerek
dönüşümlere yol açmışlardır. 1980 yılında da Bill Drayton isimli bir Amerikalı bu
durumu sosyal girişimcilik olarak tanımlamış ve dikkati sosyal girişimcilik üzerine
çekmiştir (Denizalp, 2007:7).
Gaudiani (2007) üçüncü sektör kuruluşlarının misyonlarını sürdürülebilir bir
biçimde gerçekleştirebilmeleri için yaratıcı ve girişimci faaliyetlerde bulunma
ihtiyacı duyduklarını ifade etmektedir. Keza sosyal yatırımcılar da böyle örgütleri
73
daha fazla tercih etmektedir. Bu durum da, örgütlerin sosyal alanda faaliyetlerini
gerçekleştirirken, sosyal kâr sağlamalarına yönelik ihtiyacı ortaya çıkarmaktadır
“Sosyal kâr, sosyal girişimcilik faaliyetleriyle elde edildiği gibi sosyal girişimcilik
faaliyetlerinin ve stratejilerinin gelişmesini de sağlamaktadır. Diğer bir deyişle sosyal
kâr, sosyal girişimcilik faaliyetlerinin başarısının bir sonucudur. Ayrıca bünyesinde
finansal ve sosyal sermayeyi barındıran sosyal kâr, toplumu temsil eden üçüncü
sektör kuruluşlarının güçlenmesine imkân sağlamaktadır.“ Aşağıdaki şekilde de
görüldüğü üzere sosyal girişimcilik ile sosyal kar arasında karşılıklı bir bağımlılık
söz konusudur. Öyle ki sosyal girişimcilik sosyal karı yaratırken, sosyal kar da bir
şekilde sosyal girişimciliğin ortaya çıkmasını sağlamaktadır. Bu durumda da
toplumda sosyal değerler yaratılmaktadır (Sarıkaya,2010:91).
Sosyal Girişimcilik Sosyal Kar
Şekil 10. Sosyal Girişimcilik ve Sosyal Kâr İlişkisi
(Kaynak: Sarıkaya,2010:91)
Sosyal girişimciliğin gelişmesi bütün ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de
büyük önem arz etmektedir. Bunun sebebi; “dünyada belirlenen toplumsal bir
ihtiyacı ya da sorunu ortadan kaldıracak sürdürülebilir sistemler kurulmasına, yani
sosyal girişimlere ihtiyaç vardır. Bu sistemleri kurgulayacak, kuracak, yönetecek ve
sosyal girişimciliği benimseyecek kişilere ihtiyaç vardır” . Ayrıca “sosyal
girişimciliğin; iş dünyası, akademik dünya ve sivil toplumda doğru şekilde bilinmesi
ve işlenmesine de büyük ihtiyaç vardır.”
(http://www.sogla.org/uploads/5/0/5/8/5058659/sogla_-_temmuz_2010.pdf)
(24.05.2011)
74
Sosyal girişimciliğin önemi dört başlık altında özetlenecek olunursa;
1. Ekonomik Kalkınma: Sosyal girişimciliğin oluşturduğu ilk ve en
önemli ekonomik değer istihdam yaratmaktır.. Başka bir katkı ise, sosyal
girişimlerin uzun süre işsiz kalanlar, engelliler, evsizler, cinsiyet ayrımı
ile karşılaşanlar gibi ayrıma tabi olmuş vatandaşlara istihdam
sağlayabilmeleridir.
2. İnovasyon/yeni ürün ve hizmetler: Sosyal girişimcilik faaliyetleri
sonucunda, toplum için önem arz eden sosyal ve ekonomik gelişmeyi
hızlandıracak yeni ürün ve hizmetler yaratabilmektedir. AİDS, akıl
hastalıkları, düşük eğitim düzeyi, suç, uyuşturucu kullanımı gibi
alanlarda bu tip girişimler yenilikçi ürün ve hizmetler ortaya
koyabilmektedirler.
3. Sosyal Sermaye: Toplumsal sermaye, sosyal girişimciliğin en önemli
değeridir. Toplumsal sermayesi en yüksek olan ekonomilere Almanya ve
Japonya ekonomileri örnek gösterilebilir. Bu ülkelerin ekonomik
alandaki başarıları sürdürebildikleri uzun süreli ilişkiler ve işbirliği
ahlakıyla ilişkilidir. Bu durum da; endüstriyel kalkınma ve inovasyonda
önemli girdiler olarak kabul edilmektedir (Ulusal İnovasyon Girişimi,
2008:39).
75
Şekil 11. Sosyal Sermayenin Erdemli Döngüsü
(Kaynak: Leadbeater, 1997, Besler, 2010:101)
Şekil 11’de görüldüğü gibi; bu döngüde sosyal girişimcinin, projesine daha
fazla kurum kişileri de dâhil etmek istiyorsa öncelikle başlangıçta sahip olduğu
sosyal sermayeyi kullanması ve artırması gerekmektedir. Bir sosyal girişimci
başlangıçta sahip olduğu sosyal sermayeyi kullanarak fiziki sermayeye ulaşabilir,
ama iyi bir proje ve fiziki sermaye her şeye yetmez. Bunların yanında sosyal
girişimcinin finansal sermayeye de ihtiyacı vardır. Finansal sermayeye de sosyal
sermaye ile geliştirilen ağlar sayesinde sahip olacaktır. Bütün bu elde edilen
sermayelerle geliştirilen projenin sürdürülebilir olması için sosyal girişimcinin doğru
insanlarla çalışması gerekmektedir. Bu da insan sermayesidir. Beşinci aşamada artık
örgüt sermayesi geliştirilir. Şayet sosyal girişimci yatırımlarında başarılı olduysa
altıncı aşamada getirilerini toplamaya başlayacaktır. Bundan sonra zaten yüksek
düzeyde güven ve işbirliği ilişkisi içerisinde daha fazla sosyal sermaye ortaya
çıkacaktır (Besler, 2010:100,101).
Fiziki
sermaye
Daha fazla sosyal
sermaye
Başlangıçta sahip olunan sosyal sermaye
Finansal sermaye
İnsan
sermayesi
Faiz temettüleri
Organizasyon sermayesi
76
4. Eşitliğin Desteklenmesi: Sosyal girişimcilik, toplumdaki tüm
kaynaklarının eşitlikçi bir anlayışla dağıtılmasına destek olabilmektedir.
Bu durum örneklendirilecek olunursa, Prof. Yunus’un kurduğu Grameen
Bank dezavantajlı konumda bulunan kadınlara destek olmuştur. Aynı
şekilde Amerikalı sosyal girişimci Schramm’in kurduğu yapıyla da düşük
gelir grubundaki çok sayıda lise öğrencisinin yüksek öğretime devam
etmeleri sağlanmıştır (Ulusal İnovasyon Girişimi, 2008:39).
3.5. Sosyal Girişimciliğin Gelişimini Hazırlayan Ortam
Devlet ve özel sektörün sosyal sorunlarla pek fazla ilgilenmemesi, ilgilense
bile çözüm aşamasında yeterince başarılı olamamasının sonucunda, günümüzde
sosyal girişimcilik faaliyetlerinin çoğaldığı görülmektedir. Birçok sebepten dolayı
devletin, kar odaklı olmayan kuruluşlara göre daha geride kaldığı belirtilmektedir.
Böylece sosyal sorunların çözümünde önemli rol oynayan kar odaklı olmayan
örgütlerin ön plana çıkması kaçınılmaz bir durumdur (Güler, 2010:95).
Bu nedenle bu bölümde öncelikle sosyal girişimciliğin gelişmesinde etkili
olan sivil toplum olgusuna daha sonra da sosyal girişimciliğin gelişmesinde özel
sektörün rolüne yer verilecektir.
3.5.1. Sivil Toplumun Önemi
Günlük yaşantımızda yerel yönetim kuruluşları; kendilerine sağlanan yasal,
mali ve teknik olanaklarla, birçok hizmeti bizim için sağlamaya çalışırlar. Bunun
dışında, topluma yönelik başka bazı hizmetler ise, yerel yönetimin ötesinde bireyler
veya gönüllü kuruluşlar yani Sivil Toplum Kuruluşları ile sağlanmaktadır… “Sivil
toplum kuruluşlarının kuruluş amacı, yönetim üzerinde halk arasında bir denetim
mekanizması oluşturmaktır. Yerel yönetimlerde demokrasiyi sağlayan sivil toplum
kuruluşlarıdır. Böylelikle, kent yönetimi üzerinde sistemli ve sürekli etki, örgütlü
yurttaş girişimleri aracılığı ile daha kolaylıkla sağlanmaktadır.“ .
(http://idari.cu.edu.tr/igunes/yerel/sivil1.htm) (21.05.2011)
Her an gelişen dünyaya bu açıdan bakıldığında, devletin bazı alanlardan elini
çekmeye başladığını ve sivil toplum çalışmalarının ağırlıklı olarak dört alanda
yoğunlaştığını görülmektedir. Bu alanlar; eğitim, çevre, sağlık, haklardır.
77
“Özellikle ‘haklar’ın aranmasına yönelik oluşan ‘sivil savunuculuk’ çalışmalarının,
ülke içinde olduğu kadar ülkeler arasında da sürdürülebilir toplumsal barışın
sağlanabilmesi için dünyada aşağıdaki konularda yoğunlaştığı gözlemlenmektedir” .
Bu konular;
• İnsan hakları
• Kadın hakları
• Cinsiyet eşitliği
• Çocuk hakları
• Tüketici hakları
• Sağlık ve beslenme
• Temiz ve sağlıklı çevrede yaşama, doğayı koruma
• Yoksullukla savaş
• Bireyin yeteneğini geliştirme
• Herkes için eğitim hakkıdır (Betil, 2010:21,22).
Marrewijk (2006: 77)’e göre; günümüzde kar amacı gütmeyen sektörde yer
alan sivil toplum kuruluşlarının sayısının çok fazla olması sivil toplumun ne kadar
önemli olduğunun kanıtıdır. Ayrıca özel işletmelerin faaliyetlerinde daha
sürdürülebilir yaklaşımların uygulanması konusunda da STK’ları düzeltici
eylemlerde bulunmaktadır. Diğer taraftan, günümüzde, özel sektör ile hükümetlerin
birbirine bağımlı hale gelmeleri, bu iki sektörün toplumdaki sosyal sorunlara
eğilmelerini engellemektedir (Güler, 2010: 96).
Sonuç olarak; sivil toplumun güçlü hale gelebilmesi için aynı zamanda,
sosyal sermayenin güçlenmesi ve sosyal girişimcilerin çoğalması gerekmektedir
(Betil, 2010:24). Sosyal girişimciliklerini geliştiren kar amacı gütmeyen örgütler de,
toplumsal sorunlara daha duyarlı, sosyal sermayenin öneminin bilincinde ve
toplumda çok önemli dönüşümlerin gerçekleştirilmesini sağlar hale gelmişlerdir
(Besler:2010:49).
78
3.5.2. Özel Sektörün Kurumsal Sosyal Sorumluluk Faaliyetleri
Toplumsal sorunların artmasıyla, özel sektöre özgü kurumsal sosyal
sorumluluk uygulamaları, sosyal girişimciliğin gelişiminde önemli bir etkiye sahiptir.
Kurumsal sosyal sorumluluk kavramı, “ahlaki değerlere itibar ederek, insanlara,
topluma ve doğal ortama saygılı olarak ticari başarı sağlamak” olarak ifade edilebilir.
Tanımdan da anlaşılacağı gibi, kurumsal sosyal sorumluluk, sadece kar elde etmek
değil, kurum içinde ve dışındaki tüm paydaşları için her anlamda sorumlu davranmak
anlamındadır. Bu nedenle kurumsal sosyal sorumluluk yönelimli özel sektör
işletmeler, toplum yararına hayırsever faaliyetler içine girebilirler. Burada dikkat
edilmesi gereken nokta ise, Porter ve Kramer (2004: 35-36)’e göre, “işletmelerin
hayırseverlik uygulamalarını halkla ilişkiler ve reklam unsuru olarak görmeleri ve
kullanmaları bu hayırsever uygulamaların içten olmadığı” dır. Tan ve Arkadaşları
(2005: 359)’na göre hayırseverlikte özgeciliğin (diğerlerini düşünme) önemli bir yeri
vardır. Çünkü özgeci düşünebilen işletmeler, kurumsal sosyal sorumluluktan daha
ileri bir aşama olarak değerlendirilen kurumsal sosyal yeniliğe geçiş yapabilirler.
Sonuçta, kurumsal sosyal sorumluluk; topluma fayda sağlamakta ve de sosyal
girişimciliğin gelişmesine de önemli katkılarda bulunmaktadır (Güler,
2010:100,101).
3.5.3. Sosyal Hareketler
Sosyal hareketler, toplumsal rahatsızlıklar ve çözülmesi istenen sorunların
dile getirilmesidir. Sosyal hareket uygulayıcıları, sosyal eylemciler ve sosyal
girişimciler olarak ele alınmaktadır. Bu iki kavramın benzer yönleri olduğu gibi
farklı yönleri de bulunmaktadır. Sosyal girişimcilerin kimi zaman eylemci yönü etkili
olurken kimi zaman da girişimci yönü etkili olmaktadır. Sosyal eylemciler kar amacı
gütmeyen örgütlerde etkin bir şekilde çalışmayı ve tanınmayı istemektedirler. Diğer
taraftan girişimci yönü ağır basan sosyal girişimciler ise kar amacı güden
işletmelerde daha çok gelir amaçlamaktadırlar (Güler, 2010:101,102).
3.5.4 Çalışma Yaşamındaki Değişim
İnsanlar maddi kazanç yanında artık daha anlamlı çalışmaların içerisinde
bulunmak istemektedirler. Çeşitli kâr amacı gütmeyen örgütlerde gönüllülük esasıyla
79
çalışarak bu isteklerini karşılarlar. Bireylerin boş zamanlarını gönüllü çalışma ile
aktif hale getirmeleri istenmektedir. İşte bu gelişmeler sırasıyla çalışmanın değişen
anlamı ve gönüllü çalışmaların önemi, boş zamanın etkisi ve sosyal çalışmanın
değişen doğası olarak karşımıza çıkmaktadır. Bütün bu sıralananlar sosyal
girişimciliğin gelişmesi açısından önemli birer adımdır (Güler,2010:102-105).
3.6. Dünyadan Ve Türkiye’ Den Sosyal Girişimcilik Örnekleri
Sosyal girişimcilik örnekleri içerisinde göze ilk batan isim Bangladeş’li
Muhammet Yunus’dur. Muhammet Yunus yoksulluğu yenmek için büyük projelerin
yeterli olmadığını öncelikle “insan”ın yardımına koşmak ve onlara yeniden umut
vermek olduğu üzerinde durmuştur. Muhammet Yunus’un kurmuş olduğu Yoksullar
Bankası, yoksul insanlara, hiçbir geri ödeme garantisi olmayan, hatta geleneksel
kurumların tamamen reddettiği kişilere kredi vermektedir. Bu girişimi ile siyasi
sorumlularında beğenisini kazanarak sosyal bir devrim gerçekleştirmiştir.
(http://biibf.comu.edu.tr/php/index.php?option=com_content&view=article&id=150
&Itemid=282) (03.06.2011)
Brezilya’dan Oded Grajew Dünya Sosyal Forumu’nun kurucusudur. Bu
forumlarda dünyada kapitalizme karşı farklı çözüm önerileri sunarak kâr amacı
gütmeyen örgütlere yardımcı olmaya çalışmıştır (Denizalp, 2007: 16).
Ercan Tutal 1997 yılından bu yana tamamen gönüllülük ilkesiyle engelliler
için çeşitli projeler geliştirmektedir. Bu projeler ile engellilerin toplumsal hayata eşit
katılımlarını hedeflemektedir. “Engelsiz Yaşam” sloganıyla alternatif kamp kurmuş
olup kampta dünyanın her tarafından gelen gönüllüler kalmaktadır (Denizalp, 2007:
20).
Halime Üner, ülke genelinde kadın kuruluşları ve grupları ile kamu kurumları
ve diğer sivil toplum örgütleri arasında iletişim ve diyalogun güçlendirilmesine
yönelik çalışmalar sürdürüyor. 1996 yılında Uçan Süpürge’yi kurdu. Kadınların
gündeminin görünür kılmasına büyük katkılar sağlamıştır (Denizalp, 2007: 20).
80
4. BÖLÜM
GİRİŞİMCİLİK ÇEŞİTLERİNİN BENZER VE FARKLI
YÖNLERİ
4.1. Sosyal Girişimcilik ile Özel Sektör Girişimciliğinin Benzer ve Farklı
Yönleri
Sosyal girişimcilik ile özel sektör girişimciliği pek çok benzerliklere
sahipken, ana farklılıklarından biri oluşturulan değer çeşitleridir. Özel sektör
girişimcileri genellikle ekonomik değerlerle ilgiliyken, sosyal girişimciler sosyal
değerler tarafından yönlendirilirler. Sosyal girişimciler için sosyal görev kesin ve
merkezidir. Bir diğer sosyal girişimcilik öğesi de sosyal değer yaratmaya
odaklanmaktır. Eğer bir sosyal girişimci sosyal bir probleme çözüm belirleyip
geliştirebiliyorsa, sosyal değer ölçme ve ölçeklendirme sorularını sık sık takip eder.
Çünkü sosyal değerin ölçme ve ölçeklendirilmesi sosyal girişimcilik alanında
ilerlemek için kritik konulardır (Smith and Stevens, 2010:577).
İlk bölümde de bahsedildiği gibi “ Girişimci, genel anlamda, üretim için
gerekli kaynakları bir araya getiren kişidir. Girişimcilik de, girişimcilerin risk alma,
fırsatları kovalama, hayata geçirme ve yenilik yapma süreçlerinin bütünüdür. Bu
yüzdendir ki hem şirket kurma süreci hem de yenilikler yapma süreci girişimcilik
kapsamındadır.
Roberts ve Woods (2005: 46)’a göre; sosyal girişimciler, özel sektör
girişimcileri ile aynı davranışları sergilerler fakat sosyal girişimciler için para
kazanma sonradan düşünülen bir olgudur. “Toplumda faaliyet gösterirlerken şefkat
ve yardımla daha fazla ilgilidirler ve bunun ardından düşünürler” (Kayalar ve
Arslan,2009:61).
“Sosyal girişimci ise, tıpkı özel sektör girişimcilerinde olduğu gibi risk alarak
toplumsal alanda yenilik yapan kişidir. Fırsat yaratır, risk alarak fikrini
gerçekleştirmeye çalışır. Hedefi, toplumsal sorunların toplumla uyuşan, yeni, özgün
yollarla çözümlenmesidir”. Bu noktada ikisinin farklılığı ise; ticari girişimci başarılı
81
olamadığında kendisi ve yakın çevresi zarar görür, ama sosyal girişimci başarısız
olduğunda bütün toplum zarar görebilir (Denizalp, 2007: 8).
Austin (2006)’e göre sosyal girişimcilik ile ticari girişimcilik arasındaki ana
fark fırsatların doğası ve girişim misyonudur. Pazar hataları ticari girişimcilerin etkin
işleyişleri için problem yaratırken, sosyal girişimciler için fırsatlar doğururlar. Yani
sosyal ve ticari girişimciler arasındaki ana ayrımlar onların görevleridir. Sosyal
girişimcilerin hedefi kamu yararı için sosyal değer yaratmak iken ticari girişimcilerin
amacı girişim sahipleri için ekonomik değer yaratmaktır (Mueller, Nazarkına,
Volkmann and Blank, 2011:115).
Yukarıda da bahsedildiği gibi sosyal girişimcilik tanımında; değer yaratma
olgusundan başlayarak, yenilik ve değişim konuları, fırsatları kollamak ve
kullanmak, kaynak bulabilme ve bunları kullanabilmeye (girişimci becerisi) dikkat
çekilmektedir. Buna göre; sosyal girişimcilerin;
• Kâr veya bireysel bir faydadan ziyade sosyal bir değerin yaratılması ve
sürdürülmesinde bir hedef belirlemeleri,
• Bu hedefe ulaşmak için yeni fırsatları görebilmeleri ve bunların peşini
asla bırakmamaları,
• Sürekli bir yenilik, değişime uyum sağlama ve öğrenme sürecine
girmeleri,
• Mevcut kaynaklar ile sınırlı kalmadan, cesur bir şekilde hareket etmeleri,
kaynak bulma ve kullanımı konusunda önemli başarılar elde etmeleri,
• Hizmet sundukları insanlara karşı ve elde ettikleri sonuçlar için yüksek
bir sorumluluk duygusu sergilemeleri gerekmektedir (Güler, 2010:57).
Certo ve Miller (2008: 268,269)’in çalışmasında ise; ticari girişimci ile sosyal
girişimciyi birbirinden ayıran en az üç temel yol vardır:
1. Ticari girişimciler ve sosyal girişimler misyonları açısından farklıdır;
iç girişimciler elde edecekleri kazançla ilgilenirken, sosyal
girişimciler sosyal değer yaratmakla ilgilidir. Burada göz ardı
edilmemesi gereken nokta ticari girişimciler özel kazanç yaratma
82
sürecinde sosyal değer de yaratabilir aynı şekilde sosyal girişimciler
de sosyal değer yaratma sürecinde özel kazanç yaratabilir.
2. Bir diğer temel farklılık başarı ölçütüdür. Finansal performans ölçüleri
standartlaştırılmış olduğu için, ticari girişimcilikte finansal
performans dikkate alınır. Sosyal girişimciler için ise performans
ölçüleri daha az standartlaştırılmış ve her örgüt için kendine has bir
özgünlüğü vardır.
3. Üçüncü temel farklılık ise ticari girişimcilik ve sosyal girişimciliğin
kaynak mobilizasyonu açısından farklı olmasıdır. Finansal kaynaklara
dikkat edildiğinde bu farklılık daha belirgindir. Aynı şekilde insan
kaynakları mobilizasyonu bakımından da ikisi arasında farklılık
vardır. Sosyal girişimciler finansal kaynakları harekete geçirmede
daha fazla zorluk yaşamaktadırlar (Kayalar ve Arslan, 2009:61,62).
Diğer taraftan fırsat yaratmada yani yaratıcı süreçte de sosyal girişimcilikle iç
girişimcilik arasında farklar mevcuttur. Bu farklılıklar Tablo 13’ den de anlaşılacağı
üzere iç girişimcilerle sosyal girişimciler farklı yollara başvurarak amaçlarının
peşinden koşmaktadır (Güler, 2010: 129,130).
Tablo 13. Özel Sektör Girişimcileri ve Sosyal Girişimcilerinin Fırsat Tanımada AŞAMA ÖZEL SEKTÖR
GİRİŞİMCİLERİ SOSYAL GİRİŞİMCİLER
Hazırlık *Özel sektör girişimcileri tarafından yetiştirilir *İşleme eğitimi
*Gönüllülük deneyimi *Yoksulluğa maruz kalmış
Değerlendirme
*Piyasada ihtiyacı test eder *Yeni ürün/hizmetin karlılığını test eder *Yatırımcı ilişkilerinin özelliklerini ve sınırlılıklarını değerlendirir *Finansal kaynakları elde etme olasılıklarını değerlendirir *Sahip olduğu sosyal ağdan geribildirim alır
*Eğer ihtiyaç (yeterli pazarı olan sosyal ihtiyaç) varsa, bunu test etmeye ihtiyaç duymaz *Varolan ihtiyacı giderecek uygun kaynakları değerlendirir *İlgilenen ortak/bağışçılardan sağlanacak uygun fon kaynaklarını değerlendirir, çünkü hedef tüketiciler sunulan ürün/hizmetin bedelini karşılayacak durumda değildirler *Sosyal ihtiyacı gidermede örgütün sosyal etkisini değerlendirir
Detaylı İnceleme
*İş verir *Finansal sermaye sağlar
*Gönüllü toplar *Hayırseverlerden ve bağışçılardan fon sağlar *Daha çok sosyal ve çevresel sermaye sağlar *Örgütün sosyal etkisini genişletebilmek için
83
var olan kaynakları sağlayabilmek adına ağ kurar
(Kaynak: Monllor ve Attaran, 2008: 63, alıntılayan, Güler, 2010:129)
Johnson (2000: 8) ile Sharir ve Lerner (2005: 7)’e göre sosyal girişimcilerle
özel sektör girişimcilerinin farklı yönleri olsa da, kendi girişimlerinin
başlatılmasında, kurulmasında ve kurumsallaştırılmasında karşılaştıkları problemler
ve fırsatlar benzerdir. Ancak ideolojileri bakımından kesinlikle farklılıklar
gösterirler. İdeolojileri misyon ve amaç seçiminde onlara rehberlik eder. Öyle ki
sosyal girişimciler yenilikçi girişimsel faaliyetlerle uğraşırken, temel misyonları kârı
takip önce sosyal değişim ve kendi müşteri grubunun gelişimidir. Sosyal girişimciler
kâr odaklı da çalışabilirler ancak, kârı amaç değil bir araç olarak görürler. Özel
sektör girişimcilerinin ise temel amacı kârdır (Özdevecioğlu ve Cingöz, 2009:92).
Kısacası, sosyal girişimci ile özel sektör girişimcisinin belirli özellikler
açısından birçok farklılıkları mevcuttur. Bu farklılıklar Tablo 14’de genel olarak
toparlanmıştır (Güler, 2010:59).
Tablo 14. Sosyal Girişimcilik ile Özel Sektör Girişimciliği Arasındaki Farklar Sosyal Girişimcilik Özel Sektör Girişimciliği
Risk ve Karar *Toplum düzeyinde risk alınır. *Sosyal ihtiyaçlar için karar verilir.
*Kar elde etmek üzere karar alınmaktadır.
Yapılan İş *Kamu kurum ve kuruluşları ileiletişim ağı içinde işbirliği yapmak.
*Finansal kısıtların üstesinden gelmek. *Sanayi ağı içinde işbirliği yapmak.
Kar Özellikleri
*Sosyal sermaye yaratmak ve sosyal sorunları çözmek.
*Kişisel kâr yaratmak *Piyasa odaklı sorunları çözmek.
Yenilikçilik *Daha az kaynak ile daha çok şey elde etmek. *Toplumun kaynaklarını birleştirmek.
*Yeni fikirler bulmak. Yeni yöntemler keşfetmek
Fırsat Kollama *Piyasaya girişi kısıtlar. *Sosyal ihtiyaçlardaki boşlukları belirler.
*Boşlukları ve uygun işlerin yerini doldurur. Yeni piyasalara girer.
Temel değerler
*Ekonomik ve sosyal kaygının birbirinden ayrılamaması: ekonomik kaygıları sosyal misyon ve hedeflerle dengede tutma *Yerel, toplulukçu ve tüketici katılımı Sosyal birliktelik ve katılımın teşvik edilmesi *Farklılık, yenilikçilik ve yaratıcılık *Fırsatları ve kaynakları iyi kollama ve kullanma
*Ekonomik endişeler yüksek boyuttadır. *Verimlilik, etkinlik, çıktılar, üretkenlik ve karlılık ağır basmaktadır. *Müşterilere ve/veya hissedarlara karşı sorumluluk bulunmaktadır. *Tüketicinin gücü tanınmakta ve kabul edilmektedir. *Sosyal amaçlı projelere bağışta bulunma ve hayırseverlik yaklaşımı söz konusu olmaktadır.
Örgütsel çevre
*Kurallar çerçevesi dışında işlemektedir
*Farklı ölçülerde bürokratik prosedür ve kurallara bağlı
(Kaynak: Llewellyn ve diğerleri,2000: 21, Gray ve diğerleri,2003: 147, alıntılayan, Güler,2010:59)
84
4.2. İç Girişimcilik ile Özel Sektör Girişimciliğinin Benzer ve Farklı
Yönleri
Carrier (1996:6)’a göre girişimcilik ve iç girişimcilik kavramları
karşılaştırıldığında daha başlangıçta dikkati çeken ilk ve en önemli farkın girişimsel
etkinliklerin meydana geldiği yer olarak gözlemlenir. Ayrıca girişimciyle iç
girişimcinin davranışlarında ”her ikisinin de yüksek verimlilik ve katma değer
yaratmayı amaçlayarak yoğun bir biçimde yenilik süreçlerine dayandıkları” gibi
benzerlikler olsa da “yer aldıkları genel koşullar itibariyle” farklı yönleri de söz
konusudur. Hisrich ve Peters (2002:51-52)’e göre iç girişimciler işletmenin her
bölümünde çalışabilse de yinede işletmenin mevcut kurallarına tabi olmak
zorundadır. İşletmeyle ilgili her türlü varlığın değişiminden etkilenmekte ve bu
nedenle de içinde bulundukları işletmenin “entegrasyon ve koordinasyonuna” bir
girişimciye nazaran daha fazla önem vermek zorundadırlar (Kayış,2010:56).
Tablo 15. Girişimci İle İç Girişimci Arasındaki Farklılıklar
Bağımsız Girişimci İç Girişimci
İç girişimciye oranla daha fazla risk alır. Görece olarak daha az risk almayı tercih eder. Geliştiricidir ve kendisi için yenilik yapar. Güçlendiricidir ve var olan bir örgütte başkaları
adına yenilik yapar. Kendi isteğiyle ve neredeyse sıfırdan girişimsel bir faaliyette bulunur.
Örgüt içinde başkalarınca seçilir ve örgüte kendisini kabul ettirir.
Risk tercihi para ve saygınlık kazanmaya dönüktür. Risk tercihi kariyere ve işe yöneliktir.
Girişimciyi motive eden temel faktör; yeni bir iş kurma, kendi işine başlama ve finansal kazanç elde etme düşüncesidir.
Terfi, prim, yüksek ücret ve gelir artışı gibi faktörlerle motive olurlar.
Özerkliğe sahip olup bürokratik atalete maruz kalmaz. Hızlı hareket edebilme yetisine sahiptir.
İç girişimin sponsoru olan ana firma, sıkı maliyet kontrolleri yaparak ve kısa dönemli kesin hedefler belirlemektedir.
Mücadelesi pazara yöneliktir. Pazardaki engellerin üstesinden gelmeye çalışır.
Mücadelesi şirket kültürüne yöneliktir ve daha iyiye yönelik olarak firma içi engellerin üstesinden gelmeye çalışır.
İş planı, mülkiyet bölümünü içerir. Dış kaynak gereksinimi duyabilir. Kaynakları sınırlıdır, kendisi fon yaratmak zorundadır.
İş planı, mülkiyet bölümüne ihtiyaç duymaz. Dış kaynak araştırmaz, mevcut fonları kullanır.
Sermaye bakımından kendi sermayesini riske eder. Çünkü mülkiyet ve kontrol kendi elindedir.
Bir iş gören olarak çalıştığı firmanın sermayesini riske ederler. Daha fazla sermayeye ulaşım imkânına sahiptirler
(Kaynak: Fry, 1993:374, Carrier, 1996:2, Shrader and Simon, 1997:47–66, alıntılayan, Kayış, 2010:57)
85
Girişimci faaliyet alanını kendi belirlerken, iç girişimci var olan bir örgüt için
belirli kurallar ve kaideler içinde yani girişimcinin karşı karşıya kalmayacağı kısıtlar
içinde kendini göstermeye çalışmaktadır. İkisi arasındaki diğer bir fark ise; iç
girişimcinin finansal risk taşımamasına karşın girişimci için böyle bir durum söz
konusu bile olamaz. Bunların dışında girişimci bürokrasinden kurtulmak için
çabalarken, iç girişimci bürokratik kurallar içinde sistemi yönetebilmeyi başarır
(Güler, 2010:37).
Bir yönetici örgüt içinde üstlerini memnun etmeye çalışırken, girişimci
kendisini ve hizmet verdiği kişileri yani müşterilerini memnun etmeye çalışır. İç
girişimci ise kendisi ve müşterilerinin yanı sıra sponsorlarını da memnun etmeye
çalışır. Bir girişimcinin motivasyon kaynağı özgürlük iken, iç girişimcinin ki
özgürlük ve örgütsel kaynaklara sahip olmak isteğidir.
(http://www.kariyerexecutive.net/executive/makaleler/makaleGoster.kariyer?arn=&si
d=&MakId=12&tip=Makale) (02.05.2011)
Morris ve Kuratko (2002) ise girişimci ve iç girişimcinin farklı özelliklerini
şöyle belirlemiştir;
• Girişimci geliştirici iken iç girişimci güçlendiricidir.
• Girişimcinin savaşı pazara yönelik iken iç girişimcinin savaşı şirket
kültürüne yöneliktir. Girişimci pazardaki engellerin üstesinden gelmeye
çalışırken, iç girişimci daha iyiye yönelik şirket içi engellerin üstesinden
gelmeye çalışır.
• Girişimcinin çoğu zaman kaynakları sınırlıdır, kendisi fon yaratmak
zorunda kalır. İç girişimci ise var olan fonları kullanır.
• Girişimcinin katlandığı risk işletmeyi ilgilendirirken, iç girişimcinin
katlandığı risk kariyeri ile ilgilidir (Hacısalihoğlu, 2007:13).
Luchsinger ve Bagby (1987:12) ise iç girişimciliği girişimcilikten farklı kılan
özellikleri şöyle sıralamıştır;
• Girişimci kendi organizasyonun ayarlarını sağlar, fakat iç girişimci
çoğunlukla kendi organizasyonunun ayarlanması üzerine yapısal ve
prosedürel kısıtlarla çalışır,
86
• Bir iç girişimcinin başarması gereken görevler girişimciden çok daha
zordur,
• Bir girişimcinin iç ve dış çevreyi kontrol altına alması beklenir,
• İç girişimcinin şirketi finansal risk taşıdığında girişimci sorumluluğu
üstlenebilmelidir.
• Girişimci patrondur fakat iç girişimci değildir. Yani hatalar girişimcinin
iflasına neden olur (Kayalar ve Tunca, 2006:2).
4.3. İç Girişimcilik ile Sosyal Girişimciliğin Benzer ve Farklı Yönleri
İç girişimcilik ve sosyal girişimciliğin şüphesiz göze ilk çarpan benzer yönü,
her iki girişimcilik türünde de asıl amacın değer yaratmak olmasıdır. Bu değer iç
girişimcilikte örgüt adına rekabet avantajı sağlayarak kâr elde etmek iken sosyal
girişimcilikte ise sadece kâr elde etme değil bunun öncesinde ve daha önemli olan
sosyal değer yaratmaktır.
“Örgüt içi girişimcilik ile KSG arasında bir benzerlik kurmak gerekirse, örgüt
içi girişimciyi girişimci gibi düşünen çalışan ya da yönetici; KSG’yi ise özel
sektördeki sosyal girişimci olarak, kurum içinde sosyal odaklı davranan girişimci
olarak düşünmek mümkündür. İki terim arasındaki fark, sadece odaklanılan konuda
olup, örgüt içi girişimci kâr elde etme motivasyonuna sahipken, KSG sosyal konulara
çözümler bulmaya yönelmektedir. Bu iki terimin yakın anlama sahip olması
nedeniyle, aslında KSG’yi “örgüt içi sosyal girişimci” olarak da ifade etmek yanlış
olmayacaktır” (Güler,2008:57).
İç girişimci ile sosyal girişimcinin yenilikçilik, risk alma, değişim odaklılık,
fırsatlara odaklanma ve yaratıcılık gibi konularda birçok benzerlikleri söz konusudur.
Bu benzer özelliklerden biri olan risk alma özelliği her iki girişimcilik türünde farklı
şekillerde algılanabilmektedir. İç girişimcinin risk tercihi kariyere ve işe yöneliktir
(Kayış,2010:57). Sosyal girişimciler ise toplumsal düzeyde risk alırlar. Bu nedenle
riskli konularda karar alırken daha temkinli olmaları gerekmektedir. Çünkü olumsuz
sonuçtan etkilenecek olan sadece bir kişi ya da bir işletme değil, toplumun tümüdür
(Güler,2008:2). Her iki girişimci tipinin ortak özelliklerinden olan yenilikçilik ve
yaratıcılık konularına bakıldığında ise; iç girişimciler “organizasyon içinde her
87
türden yenilik yaratan kişiler” olarak tanımlanmaktadır. Yani iç girişimciler yenilikçi
ve yaratıcı özelliklerini içinde bulundukları işletme için kullanırlar (Ağca ve Yörük,
2006:162). Sosyal girişimciler ise yenilikçilik ve yaratıcılık içeren faaliyetlerini
toplumun sorunlarına çözümler üretmek için gerçekleştirirler (Besler,2010:175).
İç girişimci ile sosyal girişimciyi motive eden faktörler de farklılık arz
etmektedir. Motivasyon kişilerin yaptıkları işi etkileyen önemli bir faktördür. Sosyal
girişimciler kâr elde etmek gibi önemli bir bireyci güdüleyicinin yerine, toplum yani
diğer insanlar için iyi bir şeyler yapmak adına bir örgüt kurmak ve işletmek, önemli
sosyal amaçlara kendini adayabilme motivasyonuna sahiptirler (Güler,2008:186).
Buna karşılık iç girişimciler ise terfi, prim, yüksek ücret ve gelir artışı gibi faktörlerle
motive olurlar (Kayış,2010:57).
Bu aşamada her iki girişimcilik türünün örgütleri içerisinde varlığını nasıl
sürdürdükleri sorusu sorulabilir. İç girişimcilik de ekonomik olarak etkin ve verimli,
sosyal girişimcilik de ise sosyal olarak etkin ve verimli şeklinde farklılıkları ortaya
çıkmaktadır (Besler,2010:40).
Kaynakları açısından bakıldığında, sosyal girişimlerin mali ve insan kaynağı
sıkıntısı çektikleri görülmektedir. Sosyal girişimcilik faaliyetleri, insan kaynaklarının
yetersizliğinden dolayı yeterli gelir elde edememekte ve bu sebeple hibe ve bağışlarla
bağımlılıklarını devam ettirmektedirler. Aynı zamanda yaşanılan mali kaynak
sıkıntısı, kalifiye eleman çalıştıramamalarına neden olup, aktivitelerinin
sürdürülebilirliğine olumsuz etki etmektedir (Ersen, Kaya ve
Meydanoğlu,2010:24,25). İç girişimci ise faaliyetlerinde kullanacağı kaynakları
çalıştığı örgütten veya sponsor firmadan sağlar. Bu durum iç girişimciler için aslında
avantajdır. Fon sağlamanın dışında iç girişimciler, örgütün; marka ismi, pazarlama
yetenekleri, ticari unvan ve diğer görünmeyen kaynaklarını da kullanma avantajına
sahiptirler. Shrader ve Simon (1997:53,54) bu noktada kısmen farklı bir görüş ortaya
atarak; ana firmanın kaynaklarına kolay ulaşabilme avantajına sahip iç girişimcilerin
bu durumu çok fazla yüksek performansa yansıtamadıklarını ifade etmişlerdir.
Performansın üzerinde etkili olan unsurun, ana firmanın kaynaklarıyla birlikte
girişimlerin daha özerklik göstermesi ve daha bağımsız yönetilmesidir (Ağca ve
Yörük, 2006:166,168,169). Sosyal girişimciler ise finansal kaynakları harekete
88
geçirmede daha fazla zorluk yaşamaktadırlar (Kayalar ve Arslan,2009:62). Bununla
beraber sosyal girişimlerin de bazı avantajları olduğu görülmektedir. “Örneğin, mali
kaynak sıkıntısının sosyal girişimleri de etkilemesine rağmen bu kuruluşlar
potansiyel mali ve insan kaynakları bulunduğunu ve bu konudaki mevcut iyi
örneklerin ümit verici olduğunu bildirmektedir (Ersen, Kaya ve
Meydanoğlu,2010:25).
Tablo 16. İç Girişimcilik ve Sosyal Girişimciliğin Farklı Yönleri Özellikler İç Girişimci Sosyal Girişimci
Motive olunan faktörler
Özgürlük, terfi, prim, kariyer (kâr amaçlı).
Toplumsal sorunlara çözüm bulma, insanlara fayda sağlama (kâr amacı gütmeyen).
Risk Tercihi Kariyere ve işe yöneliktir. Sivil toplum ihtiyaçları için risk alırlar.
Yapılan İş Örgüt adına faaliyetlerde bulunur. Kamu kurum ve kuruluşlarıyla
birlikte işbirliği içerisinde faaliyetlerini sürdürür.
Yenilikçilik Kurulu bir örgütte başkaları adına yenilik yapar.
Toplumun kaynaklarını birleştirerek toplum adına yenilikler yapar.
Fırsat Kollama Örgüte rekabet avantajı sağlayabilmek için fırsat kollar.
Amaçladığı sosyal değeri yaratmak için fırsat kollar.
Kaynak Bulma, Kullanma
Kaynakları bağlı olduğu işletmeden ve sponsor firmalardan sağlar. İşletmenin kaynakları yetersiz kaldığında performansı artırmak adına örgüt dışında kendi imkanlarıyla da kaynak arayışı içerisine girebilir.
Mali ve insan kaynağı sıkıntısı çekerler. Genellikle hibe ve bağışlarla faaliyetlerini sürdürürler. Elde olan kaynaklarla kendilerini sınırlamadan sürekli yeni kaynak arayışı içindedirler.
Hata ve Başarısızlıklarının Sonucu
Kendini ve işletmeyi olumsuz olarak etkiler.
Bütün toplumu olumsuz yönde etkiler.
Ödüllendirilme
İşletmeye avantaj kazandıracak faaliyetlerde bulunduklarında, genellikle işletme tarafından maddi olarak ödüllendirirler.
Yarattıkları sosyal değer için çok nadir ödüllendirilirler.
89
SONUÇ
Küreselleşmenin hızla yayıldığı günümüz dünyasında ulus devletlerin
ekonomik ve sosyal alanda etkinliği ve rolü giderek azalmakta ve piyasadan
çekilmektedirler. ‘Bırakınız yapsınlar bırakınız geçsinler’ fikrinin sahibi liberalizmin
günümüzdeki versiyonu neoliberalizmdir. Ulus devlet ve coğrafik sınırları zorlayan
küreselleşme dalgası kimi toplumlar için üzerinde sörf yapıp zevkli vakit geçirilen
bir dalga iken kimi toplumlar için de tsunami etkisi yaratmakta olup yıkıcı rekabete
yol açabilmektedir. Küreselleşen dünyada ve ekonomide ulus devletler kendilerini
özel sektörden ve sosyal alanlardan çekmekte Sivil Toplum Örgütleri de artık
günümüzde özel sektör-kamu sektörü olarak ikiye ayrılan sektörlerde 3. grup bir
sektör olma yolundadır. Bunların sonucunda girişimcilik günümüzde bir istek
olmaktan çıkmış adeta bir gereklilik olup ve bir kültür haline gelmektedir.
Ayrıca günümüzde bazen yıkıcı boyutlara varabilen rekabet koşullarında
firmaların piyasadaki yarışı; fiyat, maliyet ve yenilik-inovasyon yarışı haline
gelmiştir. Bu hızlı döngü içerisinde değişmeyen tek şey olan değişimin bile hız
yönünden değiştiği bir gerçektir. Küresel ekonomide, yeniliklere açık olma ve
değişimlere çabuk uyum sağlama en büyük rekabet avantajı haline gelmiştir.
Şirketlerin geleceği ve değerleri de; bir dönem içinde elde edilen finansal kârdan
ziyade dönem içerisinde geliştirilebilen yenilikler ve bu yenilikleri girişimcilikle
piyasaya sürüp pazarda tutunabilmeleriyle ölçülmektedir.
Bir ülkenin uluslararası arenadaki pozisyonunu sağlam kılan faktörlerin en
başında gelenlerden biri girişimcilerdir. Gerek ekonomik, gerek sosyal gerekse
psikolojik açıdan girişimciliğin ülke açısından önemi çok büyüktür. Bu nedenle son
yıllarda girişimcilik olgusunun üzerinde önemle üzerinde durulmaktadır.
Literatürdeki çalışmalar incelendiğinde başlarda sadece girişimci - girişimcilik
tanımları, kişilik özellikleri öne çıkmaktadır. Oysa günümüzde girişimciliğin
boyutları, iç girişimcilik, sosyal girişimcilik gibi bölümlerle ilgili çok farklı açılardan
araştırmalar yapılmaktadır. Her ne kadar girişimcilik üzerine, Türkiye’de yapılan
çalışmaların sayısı fazla olmasa da özellikle 1990’lı yıllardan sonra bu tür
çalışmaların hız kazandığı görülmektedir.
90
Girişimcilik; bağımsızlık, riske yatkınlık, belirsizlikten fırsat yaratma, yaratıcı
ve yenilikçilik, başarı isteği, aşırı performans, doğru ve hızlı karar verme,
olumsuzluklardan yılmama, geniş bir hayal gücü, içsel kontrol odağına sahip olma,
enerjiklik, vizyon sahibi, değiştirici ve dönüştürücü olmak gibi, onları diğer
insanlardan farklı kılan bir çok özelliğe sahip olan girişimcilerin aktif hale
getirdikleri dinamik bir süreçtir.
Türkiye gibi başka birçok gelişmekte olan ülkenin en büyük sıkıntılarından
biri şüphesiz işsizliktir. Girişimcilerin kendi işlerini kurmalarıyla işsizlik sorunu da
doğal olarak azalmaktadır. Çünkü bu durum istihdam oranını da artırmaktadır. Her
ne kadar devlet tarafından, cumhuriyet tarihinden bu yana, ülkemizde girişimciliğin
gelişmesi ve özendirilmesi adına bir takım faaliyetler gerçekleştirilmiş olsa da,
girişimciliğin günümüzde geldiği nokta ülkemiz adına yeterli düzeyde değildir.
Siyasi istikrarsızlıklar, ekonomik krizler, askeri darbeler, girişimcilik eğitimine önem
verilmemesi ve girişimcilerin de ticaret ve kurumsallaşma gibi alanlarda yeterli
olmaması gibi konular bu durumun sebepleri olarak gösterilebilir.
İşletmelerin kendi örgütleri içinde girişimcilik çalışmalarını yürütmeye
başlaması ile iç girişimcilik kavramı ortaya çıkmıştır. Çalışmanın ikinci bölümünde
iç girişimcilik ile ilgili literatürde geçen tanımlara değinilmiştir. Aslında iç
girişimcilik; firma içerisinde yenilik yapma, risk alma, fırsat yakalama gibi
girişimcilik özelliklerine de sahip kişilerle, içinde bulundukları işletmeye sektörde
rekabet avantajı sağlamak için gerçekleştirilen faaliyetler bütünüdür. İç girişimciler
aslında, girişimcilerin sahip olduğu ya da olması gereken temel girişimci
özelliklerine sahiptirler. Örneğin değer yaratma, yeniliğe önem verme, risk alma ve
başkalarının göremediği fırsatları yakalama gibi özellikler bunların bazılarıdır. Ama
bunun yanı sıra başta, girişimcilik faaliyetinin gerçekleştirildiği yer olmak üzere
birçok farklı özellikler de söz konusudur.
Girişimciler kendileri için yenilik yaparak kendi sermayelerini riske ederken,
iç girişimciler bağlı oldukları örgüt adına yenilikler sunarak, örgütün sermayesini
riske ederler. Aynı zamanda girişimciler para ve prestij için riske katlanırken, iç
girişimcilerin risk tercihi kariyere ve işe yöneliktir. İç girişimci bürokratik engellere
maruz kalabilirken girişimcinin böyle bir derdi yoktur. Bağımsız girişimci,
91
faaliyetlerini pazarı baz alarak gerçekleştirirken iç girişimcinin odak noktası her
zaman bağlı olduğu firmadır. Motive oldukları faktörler açısından da farklılık söz
konusudur. Girişimciler yepyeni bir işi sıfırdan kurma ve bu işten kâr elde etme
güdüsü taşırken iç girişimciler maaş artışı, görevde yükselme gibi faktörlerle motive
olurlar. İç girişimcinin girişimciden daha avantajlı olduğu bir başka farklılık da
şudur; girişimcinin kaynakları sınırlıdır, iç girişimcinin ise içinde bulunduğu
organizasyonun bütün kaynaklarına sahiptir.
İşletmeler açısından büyük önem taşıyan iç girişimciler için, artık demode
olmuş yönetim biçimlerinin bir kenara bırakılması ve iç girişimcilik ikliminin
oluşturulmasına özen gösterilmesi gerekmektedir. Bunun için, örgüt içinde
farklılıklarıyla öne çıkan girişimcilerin belirlenmesi ilk adımdır. İşletmenin sahip
olduğu tüm kaynaklar da örgüt içi girişimcilerin hizmetine sunulmalı ve bu kişilerin
uyumlu ve rahat çalışabilmeleri için gerekli ortam hazırlanmalıdır. Onların yeni
fikirlerinin desteklenmesi, giriştikleri yeniliklerin olumsuz sonuçlarının tolere
edilmesi, girişimcinin tüm başarılarının ödüllendirilmesi şarttır. Bunlara ilave olarak,
kurum içindeki iç girişimciler arasında ekip çalışmasına olanak verilerek, elde
edilecek başarının hızlanması ve artması sağlanmalıdır. İç girişimcilik ikliminin
yaratılmasında göz ardı edilmemesi gereken başka bir nokta da yetki devridir.
Hizmet verdiği işletmeyi, bir süre sonra kendi işletmesi gibi gören, her türlü çabayı
ve emeği çalıştığı işletme için gösteren iç girişimcilerin, gerekli olduğu zamanlarda
inisiyatif kullanmalarına müsaade edilmelidir.
Küreselleşme sürecinde gelişen teknolojiyle artan üretim ve ekonomik döngü
hızı ve sınırsız müşteri memnuniyetine karşın sınırlı doğal kaynaklar tükenmekte ve
çevre kirliliği küresel boyuta ulaşarak küresel bir sorun haline gelmiştir. Bu durum
şirketler için de küresel bir sosyal sorumluluk ilkesi olmuştur. Küresel kirlenmeye
karşı en büyük tepkiyi ise devlet değil üçüncü bir sektör olarak Sivil Toplum
Örgütleri vermektedir. Geri dönüşüm ve yenilenebilir enerjiyle doğaya ve doğal
kaynaklara zarar vermeden ekonomik döngüyü hızlı bir şekilde sağlamak için de hem
toplumsal hem de sosyal sorumluluk ilkesi gereği kurumsal anlamda şirketler için
kurumsal sosyal girişimcilik son derece değerli bir kavram haline gelmiştir.
92
Girişimcinin yeni bir iş kurarak kâr elde etme isteği duyması ya da iç
girişimcinin fırsatları yakalayıp bunlardan çalıştığı örgüt için değer yaratarak örgüte
her anlamda rekabet avantajı sağlaması gibi, sosyal girişimciler de toplumsal
sorunlara çözüm arayan ve bu çözümleri geniş alanda uygulamaya döken bir faaliyet
içindedirler. Bu da onları bir anlamda toplumsal değişimin liderleri yapar. Sosyal
girişimcilik; ekonomik kalkınma, inovasyon/ yeni ürün ve hizmetler oluşturma,
toplumsal sosyal sermaye yaratma ve toplumda eşitlikçiliği destekleme başta olmak
üzere birçok açıdan büyük önem taşımaktadır.
Sosyal girişimcilik; kâr amacı güden örgütler ile kâr amacı gütmeyen (sivil
toplum örgütleri) örgütler arasında melez bir modeldir de denilebilir. Öyle ki, özel
sektör girişimcileri için kâr elde etme isteği en başta gelen amaç iken, sosyal
girişimcilerin en önemli amaçları sosyal değer yaratmaktır. Tabiî ki kâr elde etme
amaçları da vardır; ancak bu amaç, sosyal değer yaratmak için gerekli olan bir
amaçtır. Yani sosyal girişimci örgütler, sürdürülebilirlikleri için kâr elde etme
ihtiyacı duyarlar.
Sosyal girişimcilikle özel sektör girişimciliğinin benzer ve farklı yönleri
vardır. İkisinde de her türlü yeniliğe ve yaratıcılığa açık bir tutum söz konusudur.
Başka bir benzerlik ise her ikisinin de, faaliyetlerini rekabet ortamında
sürdürülmesidir. Sonuçta her sosyal girişim diğer sosyal girişimlerle rekabet
içindedir. Bunların yanı sıra farklı yönlerine bakıldığında göze ilk çarpan şudur;
yukarıda bahsedildiği gibi, özel sektör girişimciliğinde kâr elde etme aslî amaçtır,
sosyal girişimcilikte aslî amaç, toplumsal fayda yaratmaktır. Bu da manevi anlamda
bir kâr olmaktadır. Sosyal girişimcilik maddi anlamdaki kârı kendini devam
ettirebilmek için sadece araç olarak görmektedir. Bu anlamda üstlendikleri misyonlar
birbirinden farklıdır. Bağımsız girişimciler ve iç girişimciler gibi, sosyal girişimciler
de belirli ölçüler dâhilinde risk alırlar. Risk alma konusundaki fark ise, söz konusu
sosyal girişimcilik faaliyeti başarısızlıkla sonuçlandığında, bu durumdan bütün
toplumun olumsuz yönde etkilenme ihtimalidir. Oysaki bağımsız girişimcilikte ya da
özel sektör girişimciliğinde bu olumsuzluğu ya sadece girişimci yaşar ya da en fazla
faaliyet gösterdiği işletmeyle birlikte yaşar.
93
Sonuç olarak özel sektör girişimcileri de sosyal girişimciler de, öncelikle
bağımsız bir girişimcide olması gereken özelliklere sahiptirler. Farklılıkları ise
girişimcilik faaliyetlerinin sonunda elde ettikleri değerlerdir. Toplumda ne kadar çok
özgüveni yüksek birey yetiştirilirse -ister özel sektör girişimciliği olsun ister sosyal
girişimcilik çalışmaları olsun- sonuçta toplumun önünü açan çalışmalar da o kadar
çok artacaktır. İşte bu aşamada yenilikleri meydana getirmek için dinamizm ve
vizyon gereklidir. Dinamizm ve vizyon için gerekli ruh ise girişimcilerde bulunur.
Bütün bunlardan hareketle, ülkemizin hem sosyolojik hem ekonomik alanda
ilerleyebilmesi, maddi ve manevi kalkınmasını gerçekleştirebilmesi için her çeşit
girişimcilik faaliyetinin resmi ve özel kurumlarca desteklenmesi gerekmektedir.
Hayal dünyası geniş, yorumlama kabiliyeti yüksek, atılgan bireylerin tespit edilip
yetiştirilmesi bir ihtiyaç olarak ortaya çıkmaktadır. Bu tür bireylerin tespit edilip
eğitimden geçirilmesi ve sonrasında her hizmet alanına dahil edilmesi gerekmektedir.
Kurumlarında buna uygun olarak yeniden tasarlanması gerekmektedir. Bu sayede
girişimci ruhun topluma yayılması söz konusu olur. Bu da ülke zenginliğinin daha
geniş bir tabana yayılmasına imkân tanır. Toplumun tüketim toplumu olmaktan
üretim toplumu olmaya doğru dönüşmesine yardımcı olur. Ekonomik ve toplumsal
kalkınmasını sağlamış bir Türkiye, küresel sermayenin karşısına çıkıp “ben de
varım” diyebilir. Geçmişte büyük bir adalet medeniyeti kurmuş olan milletimiz bu
sayede sömürülen milletlerin umut ışığı olur ve dünya zenginliklerinin de adil
paylaşılmasını sağlar.
94
KAYNAKÇA
Kitaplar ASHTON, R., Girişimcinin Kontrol Listesi, Optimist Yayınları, İstanbul, 2008.
BESLER S., “Sosyal Girişimcilik”, Beta Yayıncılık, İstanbul, 2010.
BOZGEYİK, A., Girişimcilere Yol Haritası, Hayat Yayıncılık, İstanbul, 2005.
ÇELİK, A. ve T. AKGEMCİ, Girişimcilik Kültürü Ve KOBİ’ ler, Nobel Yayın Dağıtım, Ankara, 1998.
EREN, E., Yönetim Ve Organizasyon, Beta Yayınları, İstanbul, 2003.
GÜLER, B. K., “Sosyal Girişimcilik”, Elif Yayınevi, Ankara, 2010.
KOÇEL, T., İşletme Yöneticiliği, Beta Yayınları, İstanbul, 2003.
KÜÇÜK, O., “Girişimcilik ve Küçük İşletme Yönetimi”, Seçkin Yayıncılık, İstanbul, 2007.
ÖZGEN H., A. ÖZTÜRK ve Y. AZMİ, Temel İşletmecilik Bilgisi, Nobel Kitabevi, Adana, 2001.
ÖZTÜRK, İ., “2008 Girişimcilik Raporu”, İGİAD Yayınları, Sayı 8, Raporlar 1, 2008.
TEKİN, M., “Girişimcilik Ve Küçük İşletme Yöneticiliği”, Güney Ofset Konya, 2006.
TİKİCİ, M. Ve A. AKSOY, “Girişimcilik Ve Küçük İşletmeler”, Nobel Yayın, Ankara, 2009.
Makaleler AĞCA, V. Ve M. KURT, “Girişimcilik Ve Temel Belirleyicileri: Kavramsal Bir
Çerçeve”, Erciyes Üniversitesi İİBF Dergisi, Sayı 29, s. 83-112 Temmuz-Aralık 2007.
AĞCA, V. Ve D. YÖRÜK, “Bağımsız Girişimcilik ve İç Girişimcilik Arasındaki Farklar: Kavramsal Bir Çerçeve”, Afyon Kocatepe Üniversitesi, İİBF Dergisi, Cilt No 8, Sayı 2, s. 155-173, 2006.
AYTAÇ, Ö. Ve S. İLHAN, “Girişimcilik Ve Girişimci Kültür: Sosyolojik Bir Perspektif”, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı: 18, s. 101-120, 2007.
AYTAÇ, Ö., “Girişimcilik: Sosyo-Kültürel Bir Perspektif”, Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Sayı 15, s. 139-160, Kütahya, Ağustos 2006.
BALABAN, Ö. Ve Y. ÖZDEMİR, “Girişimcilik Eğitiminin Girişimcilik Eğilimi Üzerindeki Etkisi: Sakarya Üniversitesi İİBF Örneği”, Girişimcilik Ve Kalkınma Dergisi, Cilt No 3, Sayı 2, s. 133-147, Aralık 2008.
95
BAŞAR, M. ve B. T. TOSUNOĞLU, “Değer Yaratımında İç Girişimciliğin Değişen Boyutu: Bilgi Girişimcilerinin Rolü”, Girişimcilik Ve Kalkınma Dergisi, Cilt No 1, Sayı 1, s. 123-134, Haziran 2006.
BETİL, İ., “Sivil Toplum, Sosyal Sermaye, Sosyal Girişimcilik”, Girişimcilik Ve Kalkınma Dergisi, Cilt No 5, Sayı 1, s. 21-25, Haziran 2010.
BOZKURT, Ö., “Girişimcilik eğiliminde Kişilik Özelliklerinin Önemi”, Girişimcilik Ve Kalkınma Dergisi, Cilt No 1, Sayı 2, s. 93-111, Ocak 2007.
DURAN, C. Ve M. SARAÇOĞLU, “Yeniliğin Yaratıcılıkla Olan İlişkisi Ve Yeniliği Geliştirme Süreci”, Yönetim Ve Ekonomi Dergisi, Cilt No 16 Sayı 1, s. 57-71, Manisa, 2009.
DURUKAN, T., “Dünden Bugüne Girişimcilik Ve 21. Yüzyılda Girişimciliğin Önemi,” Girişimcilik Ve Kalkınma Dergisi, Cilt No 1, Sayı 2, s. 25-37, Ocak 2007.
ERCAN, S. ve İ. GÖKDENİZ, “Girişimciliğin Gelişim Süreci ve Girişimcilik Açısından Kazakistan,” Bilig Türk Dünyası Sosyal Bilimler Dergisi, Bahar, Sayı 49, s. 59-82, 2009.
FİŞ, A. Ve S. A. WASTİ, “Örgüt Kültürü ve Girişimcilik Yönelimi İlişkisi”, ODTÜ Gelişme Dergisi, Sayı 35 (Özel Sayı), s. 127-164, 2009.
GÜNEY, S., “Kadın Girişimciliğine Genel Bir Bakış”, Girişimcilik Ve Kalkınma Dergisi, Cilt No 1, Sayı 1, s. 25-43 Haziran 2006.
IDOGHO, P., O. And E., AUGUSTİNE, “Entrepreneurship Education and Small-Scale Business Management Skill Development among Students of Auchi Polytechnic Auchi, Edo State, Nigeria”, Intemational Joumal of Business and Management, Vol. 6, No 3, 284-289, March 2011.
KAYALAR, M. Ve N. ÖMÜRBEK, “Girişimci Adaylarının Risk Almaya Yatkınlık Özelliğinin Cinsiyet Bağlamında İncelenmesi”, Atatürk Üniversitesi, İktisadi Ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Cilt 21, Sayı 1, s. 185-200, Erzurum, 2007.
KAYALAR, M. ve M. Z. TUNCA, “The Organizational And Managerial Barriers To Intrapreneurship: A Survey In Top 500 Turkish Business”, 2nd İnternational Conference On Business, Managment and Economics 15-18 June, Çeşme İzmir, 2006.
KAYALAR, M. ve E. T. ARSLAN, “Ashoka’ ya üye Sosyal Girişimcilerin Türkiye Ve Dünyadaki Faaliyet Alanlarının Karşılaştırılması”, Süleyman Demirel Üniversitesi Vizyoner Dergisi, Cilt No1, Sayı 1, s. 56-76, 2009
KOZAK, A. M. ve E. G. YILMAZ, “Otel Yöneticilerinin İç Girişimcilik Algılamaları: Frigya Bölgesi Örneği”. Anatolia: Turizm Araştırmaları Dergisi, Cilt No 21, Sayı 1, s. 85-97, Bahar 2010.
MUELLER, S., L., NAZARKINA, C., VOLKMANN and C., BLANK, “Social Entrepreneurship Research as a Means of Transformation: A Vision for the Year 2028”, Journal of Social Entrepreneurship, Vol. 2, No 1, 112–120, March 2011.
96
NAKTİYOK, A. ve M. K. TİMUROĞLU, “ Öğrencilerin Motivasyonel Değerleriyle Girişimcilik Niyetleri Üzerine Etkisi ve Bir Uygulama”, Atatürk Üniversitesi İİBF Dergisi, Cilt No 28, Sayı 3, s. 85-103, 2009.
NORUZİ, M. R., G. R. RAHİMİ and J. WESTOVER “An EXPLORATİON Of Social Entrepreneurship In The Entrepreneurship Era”, Asian Social Science Vol. 6, No. 6, 3-10, June 2010.
ONAY, M. Ve S. ÇAVUŞOĞLU, “İşletmelerde Girişimcilik Özelliğini Etkileyen Faktörler: İç Girişimcilik”, Yönetim Ve Ekonomi Dergisi, Cilt No 17, Sayı 1, s. 47-61, Manisa, 2009.
ÖZDEVECİOĞLU, M. ve A. CİNGÖZ, “Sosyal Girişimcilik ve Sosyal Girişimler”, Erciyes Üniversitesi İİBF Dergisi, Sayı 32, s. 81-95, Ocak- Haziran, 2009.
ÖZKUL, G., “Kapitalist Sistemin Sürükleyici Aktörleri: Ekonomik Teoride Girişimciler”, Süleyman Demirel Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Cilt No 12, Sayı 3, s. 343-366, 2007.
SARIKAYA, M., “Üçüncü Sektörde Yönetsel Ve Kavramsal Dönüşüm: Sosyal Kâr Amaçlı Örgütler”, Cumhuriyet Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt No 11, Sayı 1, s. 87-100, 2010.
SHOCKLEY, G. E. Ve P. M. FRANK, “Schumpeter, Kirzner, and the Field of Social Entrepreneurship”, Journal of Social Entrepreneurship Vol. 2, No. 1, 6–26, March 2011.
SMİTH, B. R. And E. C. STEVENS, “Different types of social entrepreneurship: The role of geography and embeddedness on the measurement and scaling of social value”, Entrepreneurship & Regional Development, Vol. 22, No 6, 575–598, October 2010.
SOYSAL, A., “Türkiye’ de Kadın Girişimciler: Engeller Ve Fırsatlar Bağlamında Bir Değerlendirme”, Ankara Üniversitesi SBF Dergisi, Cilt No 65, Sayı 1, s. 83-114, 2010.
TOMAK, S., “Girişimcilik ve Bilişsel Yanlılık”, Girişimcilik Ve Kalkınma Dergisi, Cilt No 6, Sayı 1, s. 72-95, Haziran 2011.
WİTKAMP, M. J., L. M. ROYAKKERS and R. P. J. M., RAVEN, “From Cowboys to Diplomats: Challenges for Social Entrepreneurship in The Netherlands”, Voluntas, No 22, s.283–310, 2011.
VAROL, Ç., “Strategies for Promoting Enterpreneurship in Local Economie Development: Case of Ankara-Turkey”, Gazi University Journal Of Science, 23 (1), s. 97-105.
YENER, M. ve AYKOL, S. E., “Girişimcilik Değerleri ve Örgütsel Vatandaşlık Davranışı Üzerine Bir Araştırma”, Süleyman Demirel Üniversitesi İİBF Dergisi, Cilt No 14, Sayı 1, s. 255-271, Isparta, 2009.
97
Tezler/ Projeler AKŞİT, G., “Farklı Kültürlerde Girişimcilik Niyeti Ve Üniversite Öğrencilerine
Yönelik Karşılaştırmalı Bir Araştırma”, Yüksek Lisans Tezi, Akdeniz Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Antalya, 2003.
AKIN F., Lider/ yöneticinin Kriz İletişimindeki Rolü ve Önemi, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Üniversitesi, 2005.
AYKAN, E., “Girişimcilik Ve Girişimcilerin Liderlik Davranışları (Kayseri’ de Bir Uygulama”, Yüksek Lisans Tezi, Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kayseri, 2002.
AVŞAR, M., “Yüksek Öğretimde Öğrencilerin Girişimcilik Eğilimlerinin Araştırılması, Çukurova Üniversitesinde Bir Uygulama”, Yüksek Lisans Tezi, Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Anabilim Dalı, Adana, 2007.
CANSIZ, E., “Üniversite Öğrencilerinin Girişimcilik Özelliklerinin Belirlenmesi: Süleyman Demirel Üniversitesi Öğrencileri Üzerine Bir Çalışma”, Yüksek Lisans Tezi, Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Anabilim Dalı, Isparta, 2007.
DEMİREL, E. T., “Girişimcilik Kültürü”, Yüksek Lisans Tezi, İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Anabilim Dalı, Malatya, 2003.
ERBATU, G., “Kültürel Boyutları İçerisinde Girişimcilik Eğilimi”, Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Anabilim Dalı İnsan Kaynakları Yönetimi Bilim Dalı İstanbul, 2008.
ERKOCAOĞLAN, E., “Örgüt Yapısı ve Pazar Yöneliminin Kurumsal Girişimciliğe Etkisi Üzerine Bir Araştırma” Yüksek Lisan Tezi, Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Anabilim Dalı, Adana, 2005.
GEZİCİ, A., “Yöneticilerin Liderlik Stillerinin Çalışanlarının İş Tatmini Üzerindeki Etkileri: Özel Eğitim Kurumlarında Öğretimsel Liderlik Ve Bir Uygulama”, Yüksek Lisans Tezi Dumlupınar Üniversitesi, 2007.
GÖZEK, S., “Girişimci Adayının Özellikleri, Girişimcilik Eğilimleri ve Girişimci Adaylarına Sağlanan Destekler”,Yüksek Lisans Tezi, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Tarım Ekonomisi Ana Bilim Dalı, Kahramanmaraş, 2006.
GÜLER, B. K., “Sosyal Girişimciliği Etkileyen Faktörlerin Analizi”, Doktora Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Çalışma Ekonomisi Ve Endüstri İlişkileri Anabilim Dalı, İzmir, 2008.
HACISALİHOĞLU, U., “İç Girişimcilik ve Kurumsallaşma Algısı İle İş Tatmini Bağlılık Düzeyi Arasındaki İlişkiler”, Yüksek lisans tezi, Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü Sosyal Bilimler Enstitüsü, Gebze, 2007.
KARAGÖZ, M., “Girişimcilik Profili Araştırması: Isparta İli Örneği”, Yüksek Lisans Tezi, Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İktisat Anabilim Dalı, Isparta, 2009.
98
KAYIŞ, A., “Girişimcilik Ve İç Girişimciliğin Önündeki Engeller: Yazılım Sektöründe Bir Uygulama”, Yüksek Lisans Tezi, Gebze İleri teknoloji Enstitüsü Sosyal Bilimler Enstitüsü, Gebze, 2010.
TUNÇ, B., “İşletmelerde Yaratıcılık Yenilikçilik Girişimcilik Yönetimi”, Doktora Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İzmir, 2007.
YILDIZ, S., “Girişimcilik” , Yüksek Lisans Projesi, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Anabilim Dalı, Kahramanmaraş, 2007.
Diğerleri DENİZALP, H., “Toplumsal Dönüşüm İçin Sosyal Girişimcilik Rehberi”,
Ankara, Sivil Toplum Geliştirme Merkezi, Eylül 2007.
DOLGUN, U., “Schumpeter’ e Göre Ekonomik Gelişmedeki Girişimcinin Dinamik Rolü”, Kitap Analizi, Girişimcilik Ve Kalkınma Dergisi, Cilt No 2, Sayı 1, s. 145-148, Haziran 2007.
ERSEN, T., B., D., KAYA ve Z., MEYDANOĞLU, “Sosyal Girişimler ve Türkiye İhtiyaç Analizi Raporu, TÜSEV Yayınları, No: 50, Aralık 2010.
STOESZ, D., “Book and Technology Reviews”, Research on Social Work Practice, 2011.
İnternet Kaynakları (http://www.forum.ekibi.net/girisimciligin-tarihcesi-t-346.html) (13.04.2011).
(http://girisim.comu.edu.tr/dergiall/eskisyilr/1in2/durukan.pdf s27) (15.04.2011).
(http://yeniumutlar.kadikoy.bel.tr/txtContent.aspx?pageName=temel_hukuk.html (02.05.2011).
(http://www.kariyerexecutive.net/executive/makaleler/makaleGoster.kariyer?arn=&sid=&MakId=12&tip=Makale) (02.05.2011).
(http://www.ekodialog.com/Konular/ihtiyac_nedir_ozellikleri.html) (03.05.2011).
(http://www.tchayat.org/modules.php?name=News&file=article&sid=58) (05.05.2011).
(http://www.spordostluktur.com/hasan_kasap.doc) (05.05.2011).
(http://www.frmtr.com/felsefe-sosyoloji-psikoloji/1411618-toplumsal-yapi-ve-toplumsal-iliskiler.html) (05.05.2011).
(http://www.vda.org.tr/BaskandanYazi/AyinYazisiMAY10/tabid/302/Default.aspx) (05.05.2011).
(http://www.hrturkiye.com/index.php/kulturun-girisimcilige-etkileri/) (07.05.2011).
(http://kaankarabulut.blogcu.com/etiket/Cinsiyet) (07.05.2011).
(http://www.deu.edu.tr/userweb/k.yaralioglu/dosyalar/kop_kan.ppt) (07.05.2011).
99
(http://notoku.com/girisimcilik-sureci/) (10.05.2011).
(http://iktisadiyat.com/2009/03/18/schumpeter-yenilik-ve-yaratici-yikim/) (12.05.2011).
(http://www.fahrikarakas.com/content/view/254/65) (16.05.2011).
(http://www.britishcouncil.org/tr/turkey-society-projects-social-entrepreneurship.htm) (17.05.2011).
(www.oktaykoc.com/files.php?...Etkin_Bir_Sosyal...Analizi...) (18.05.2011). (http://idari.cu.edu.tr/igunes/yerel/sivil1.htm) (21.05.2011).
(http://biibf.comu.edu.tr/php/index.php?option=com_content&view=article&id=145&Itemid=269) (24.05.2011).
(http://www.sogla.org/uploads/5/0/5/8/5058659/sogla_-_temmuz_2010.pdf) (24.05.2011).
http://biibf.comu.edu.tr/php/index.php?option=com_content&view=article&id=150&Itemid=282 (03.06.2011).
100
ÖZGEÇMİŞ
Adı-Soyadı : Tuba ERGÜDER
Doğum Tarihi-Yeri : 05.07.1983 Adıyaman
Medeni Durum : Evli
Eğitim Durumu : Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Fen Bilgisi Öğretmenliği
2005.
Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
İşletme Tezsiz Yüksek Lisans, 2011.
İş Deneyimi : Süleyman Demirel Havalimanı Seyrüsefer Müdürlüğü AIM
Memurluğu, 2007/---