fyzy dergisi - sayı 13

36

Upload: fmv-isik-okullari

Post on 11-Mar-2016

260 views

Category:

Documents


4 download

DESCRIPTION

FYZY Dergisi

TRANSCRIPT

Page 1: FYZY Dergisi - Sayı 13
Page 2: FYZY Dergisi - Sayı 13
Page 3: FYZY Dergisi - Sayı 13

izinle FYZY dergisinin 13. say›s›n› pay-lafl›rken dergimizin 5. y›l›na girmifl ol-mas›n›n da mutlulu¤unu tafl›yoruz.

Bu sürece bafllarken 123 y›ll›k bir e¤itimkurumunun misyonunu, ça¤dafl e¤itim anlay›-fl›n›, dünyaya bak›fl›n› yans›tacak bir kaliteyihedeflemifl ve dergimizin sizlerle aram›zda biriletiflim arac› olmas›n› arzulam›flt›k.

Bu süreçte, FYZY’nin arfliv de¤erini hiç yi-tirmeyecek bir yaz› kalitesine sahip olmas›nadaima özen gösterdik. Kapak konular›m›zda,kimi zaman Türkiye’nin ve dünyan›n önemlisorunlar›n› titizlikle ele ald›k; kimi zaman ev-rensel ve ça¤dafl konular› sizlerle paylaflt›k. Ta-rih, an›, belge, çevre, sanat, spor, koleksiyongibi pek çok alanda özgün ve kal›c› de¤eri olanyaz›larla sizlere, okuman›n keyfini hissettirmekistedik. Toplumda ve yaflamda, sayg›nl›¤› vebaflar›lar›yla ismini kan›tlam›fl Ifl›kl› dostlar›m›-z›n an›lar›n›, bilgilerini, Ifl›k’la olan ba¤lar›n›“‹çimizden Biri” adl› sayfam›zda sizlerle paylafl-t›k. E¤itimcilerin çok de¤erli makaleleri de der-gimizin önemli sayfalar›n› oluflturdu. Sanat,kültür, e¤itim alan›nda yapt›¤›m›z etkinlikleride buradan sizlere duyurduk, sizlerle paylafl-t›k. Zaman zaman gazeteci, yazar, akademisyendostlar›m›z kendi alanlar›ndaki bilgilerini, dilve anlat›mlar›n› yaz›lar›yla dergimize tafl›d›lar.

FYZY’nin çok sayfal› bir dergi de¤il ama hersayfas› özenli, her sayfas› de¤er içeren, her say-fas› keyif veren, hepsinden önemlisi FeyziyeMektepleri Vakf› Ifl›k Okullar›n›n 123 y›ll›kça¤dafll›k anlay›fl›n› yans›tan kurumsal bir der-gi olmas›n› istedik. Önümüzdeki say›larda dabu özeni hiç kaybetmeden dergimizi ayn› anla-y›flla sizlere sunmaktan mutluluk duyaca¤›z.

Sizlerle paylaflmak istedi¤im di¤er bir ko-nuysa; Ayaza¤a Okullar›m›zda bafllayan ve tümokullar›m›zda devam eden MUN (Model Bir-leflmifl Milletler) alan›nda yap›lan baflar›l› çal›fl-malar... MUN çal›flmalar›; dünyay› kavrayan,dünyan›n sorunlar›n› alg›layan, duyarl›l›¤› vebilgisi geliflmifl, “evrensel de¤erler ve vizyon”a

sahip ça¤dafl bireyler yetifltirebilmek için çokönemli uluslararas› bir program olma özelli¤initafl›yor. MUN konferanslar›nda ö¤rencilerimi-ze, yabanc› dil konusunda da uluslararas› birdeneyim kazand›r›yoruz. Tüm kampüslerimizve okullar›m›zda MUN çal›flmalar›m›z› önü-müzdeki süreçte de etkin bir flekilde gerçeklefl-tirmek, önemli bir hedefimiz olacakt›r.

Köklü ve ça¤dafl bir e¤itim kurumununmisyonu içinde; di¤er okullara önder olmak,farkl› aç›l›mlar› kapsayan organizasyonlar veetkinlikler gerçeklefltirmek de yer almal›d›r.FMV Ifl›k Okullar› bu anlay›flla gerçeklefltirdi¤iiki önemli etkinli¤i de baflar›yla sürdürdü. 100Y›ll›k Okullar Spor fiöleninin yedincisini ger-çeklefltirirken Okullar aras› 4. Satranç Yar›flma-s›n› da tamamlad›k. Bu baflar›l› organizasyonla-r›n gerçekleflmesinde eme¤i geçen herkese te-flekkür ederim.

“Önce, iyi insan yetifltirmek” anlay›fl›m›z›ngere¤i olarak, insana ait tüm de¤erlere önem ve-riyoruz. Bu de¤erler içinde sanat›n bizim içinvazgeçilmez bir yeri var. Bu duyarl›l›¤›m›z›n biryans›mas› olarak Galeri Ifl›k Teflvikiye ve IÜ Gü-zel Sanatlar Fakültesi Galeri Ifl›k ‹stanbul'da ser-gilerimiz devam ediyor. Ayr›ca mezunlar›m›z›,velilerimizi, çal›flanlar›m›z› ve Ifl›kl› dostlar›m›z›aram›zda görmekten mutluluk duydu¤umuz çe-flitli konserler de tüm y›l boyunca sürdü.

Di¤er yandan yaz aylar›nda, yeni e¤itim-ö¤-retim y›l›nda ö¤rencilerimize daha iyi imkânlarsunmak için iyilefltirme ve gelifltirme çal›flmala-r›m›zsa aral›ks›z olarak devam edecektir.

Bir e¤itim-ö¤retim y›l›n›n daha sonuna gel-mifl bulunuyoruz. Ülkemizin ve dünyan›n ça¤-dafl de¤erlere, bilgiye ve alg›ya sahip bireyleredaima ihtiyac› var. Mezunlar›m›z›n ald›klar›e¤itim ve ça¤dafll›k anlay›fl›n› yaflam boyu art›-rarak topluma da fayda sa¤layan bireyler ola-caklar›n› biliyor ve onlara baflar›lar diliyorum.

Ö¤rencilerimizin de mutluluk ve sa¤l›k do-lu bir tatil geçirmelerini diliyorum.

Sayg› ve sevgilerimle.

BAŞYAZI

Değerli Işıklılar,

3

Dr. Murat B‹NARKFeyziye Mektepleri Vakf› Yönetim Kurulu Baflkan›S

FYZY SAYI 13 6/5/09 10:48 AM Page 3

Page 4: FYZY Dergisi - Sayı 13

FMVHABERLER

Feyziye Mektepleri Vakf› taraf›ndan düzenlenen ve geleneksel hâle gelen, FMVIfl›k Okullar› 100 Y›ll›k Okullar Spor fiöleninin bu y›l da 7’ncisi düzenlendi.

Futbol (erkek), voleybol (bayan), basketbol (erkek), tenis ve yüzme branfl-lar›nda, Ayaza¤a ve Erenköy Kampüslerinde yap›lan yar›flmalarla gerçekleflenflölen büyük bir coflku ve heyecan içinde yafland›.

Spor fiölenine bu y›l 28 okul kat›ld›. Futbolda 23, voleybolda 23, basket-bolde 21, teniste 10, yüzmede 9 tak›m yar›flt›. fiölendeki yar›flmalara kat›lan ö¤-renci say›s› 1089’a ulaflt›.

Sporcu ö¤renciler aras›nda yap›lan ankette Güntekin Onay ve R›dvan Dil-men’in haz›rlay›p sundu¤u “Yüzde Yüz Futbol” program› en sevilen spor prog-ram› seçildi. Aç›l›fl töreninde Güntekin Onay’a ödülü verildi.

FMV Ifl›k Okullar› 100 Y›ll›k Okullar Spor fiöleni, ‹stanbul’da bulunan ve100 y›ldan fazla süredir, e¤itim ve ö¤retime hizmet veren okullar›n ö¤retmenve ö¤rencilerini, sporun, bar›fl, dostluk, kardefllik ve centilmenlik ilkeleri do¤-rultusunda bir araya getirmeyi ve bu güzel duygular›n paylafl›m›n› amaçl›yor.

4

100 Yıllık Okullar 7. Spor Şöleni gerçekleşti

11. Rehberlik Sempozyumu FMV Özel Ayazağa Işık Lisesinde yapıldı

Ulusal düzeyde yap›lan 11. Rehberlik Sempozyumu FMVÖzel Ayaza¤a Ifl›k Lisesinde gerçeklefltirildi.

Sempozyum, yurdumuzun çeflitli illerinde bu alandahizmet veren akademisyenleri, uzmanlar›, kurum ve kuru-lufllar› bir araya getirdi. Kat›l›mc›lar›n büyük ço¤unlu¤unu,okullarda çal›flan rehber ö¤retmenler ve psikologlar olufl-turdu. Psikolojik dan›flmanl›k ve rehberlik alan›nda ö¤reni-mi devam eden ö¤renciler, bu alan d›fl›ndaki yönetici veö¤retmenler de sempozyuma kat›ld›. 17 salonda, 4 otu-rumda gerçeklefltirilen sempozyumda 56 sunum yap›ld›.

Sempozyumun kapan›fl›ndaysa, Prof. Dr. Yank› Yazgan“Herkes ve Hemen: Hayat›n ‹ki H’si” bafll›kl›, dikkat ve ö¤-renme konulu bir konferans gerçeklefltirdi.

FMV Ifl›k Okullar›nda “Önce ‹yi ‹nsan Yetifltirmek” il-kesine uygun olarak, rehberlik ve psikolojik dan›flma hiz-metlerine verilen önemle, Feyziye Mektepleri Vakf›, önce-likle PDR uzmanlar›n›n mesleki geliflimlerine destek verenbu ulusal organizasyonu, sosyal sorumluluk projesi olarakde¤erlendirerek maddi ve manevi destek sa¤lad›.

FYZY SAYI 13 6/5/09 10:48 AM Page 4

Page 5: FYZY Dergisi - Sayı 13

5

‹talya’n›n Venedik flehrinde gerçekleflen “7. In-ternational Choir Festival and Competition Ve-nezia in Musica” yar›flmas›nda FMV Özel Aya-za¤a Ifl›k Okullar› Korosu, büyük bir baflar›göstererek dünya ikincisi oldu.

Festivale Avusturya, Kanada, ‹sveç, ‹sviçre,Almanya, Macaristan, Kazakistan, Rusya, Vene-zuela, Norveç, Portekiz vb. 17 ülkeden toplam44 koro kat›ld›. Bu kat›lan korolar›n neredeysetamam› seçkin konservatuvarlardan, müzikokullar›ndan gelen korolard›. Böylesine iddial›korolar aras›nda FMV Özel Ayaza¤a Ifl›k Okulla-r› Korosu yar›flma sonucunda kategorisinde ikin-cilik alarak Gümüfl Diploma’yla, Müzik ö¤ret-menlerinden oluflan bayan vokal grubu da üçün-cülük alarak Bronz Diploma’yla ödüllendirildi.

FMV Ifl›k Okullar› 4. Satranç Tak›m Yar›flmas› FeyziyeMektepleri Vakf›n›n ana sponsorlu¤u ve Türkiye SatrançFederasyonunun deste¤iyle Ayaza¤a Kampüsü’nde ger-çeklefltirildi. Tüm e¤itim düzeyini kapsayan dört ana ka-tegoride yap›lan yar›flma bu y›l da büyük ilgi gördü. Yar›fl-mada tüm kategorilerde toplam 209 tak›m yar›flt›. Yar›fl-man›n sonunda toplam 73 ayni ödül, 20 kupa, 168 ma-dalya ve 20 flilt sahiplerini buldu. Üniversiteler dal›ndageçen y›l oldu¤u gibi bu y›l da dünyan›n satrançta ileri ül-kelerinden biri olan Bulgaristan’›n Sofia, Ruse ve NationalSports Academy üniversite tak›mlar›n›n konuk olmas› ya-r›flmaya ayr› bir anlam ve heyecan katt›.

FMV Özel Ayazağa Işık Okulları Korosudünya ikincisi

FMV Işık Okulları4. Satranç Yarışması

gerçekleşti

Farkl› dönemlerden gelen yirmi iki ça¤-dafl sanatç›y› bir araya getiren “Ressamla-r›n ‹stanbulu” sergisi Galeri Ifl›k Teflviki-ye’de sanatseverlerle bulufltu. Sergiye AlpTamer Uluk›l›ç, Altan Çelem, Ayd›nAyan, Bedri Baykam, Devrim Erbil, Do-¤an Paksoy, Didem Ünlü, Ekrem Kahra-

man, Ertu¤rul Atefl, Eser Afacan, HanefiYeter, Hüsamettin Koçan, ‹brahim Örs,‹smet Do¤an, Mahir Güven, Mustafa Ata,Mustafa Pilevneli, Resul Aytemür, Serdarfiencan, fiahin Paksoy, Süleyman SaimTekcan, Utku Varl›k gibi özgün üslubasahip ressamlar kat›ld›.

Tiyatro dünyas›n›n usta oyuncular›, ayr›l-maz dostlar, Mustafa Alabora, Müjdat Ge-zen, Yaman Tüzcet ve rahmetli Savafl Din-çel’in hem resimlerini hem de örnek dost-luklar›n› sergiledikleri “4 Aktör RessamRolünde” adl› s›ra d›fl› sergi Galeri Ifl›kTeflvikiye'de gerçekleflti. Usta oyunculuk-lar›n›n yan› s›ra resim çal›flmalar›n› da sür-

düren, 20 Aral›k 2007 tarihinde kaybetti¤i-miz büyük sanat adam› Savafl Dinçel, resimçal›flmalar› 1960’l› y›llara dayanan MüjdatGezen, Gezen sayesinde resim yapmayabafllayan Mustafa Alabora ve karikatüristYaman Tüzcet’in ilk ortak resim sergisinde,o¤lu Bar›fl Dinçel taraf›ndan haz›rlanan özelbir Savafl Dinçel köflesi de yer ald›.

İstanbul’un renkleri “Ressamların İstanbulu” sergisinden yansıdı

"4 Aktör Ressam Rolünde" sergisi büyük ilgi gördü

FYZY SAYI 13 6/5/09 10:48 AM Page 5

Page 6: FYZY Dergisi - Sayı 13

FMVHABERLER

6

FMV Özel Ifl›k Lisesi Muvaffak Benderli Salonubir unutulmaz geceye daha tan›kl›k etti. Voka-liz’in konseri, dinleyiciler için insan seslerindenmüzi¤in fliirine ulaflan bir müzik ziyafetiydi…Klasik Türk müzi¤inden bat› müzi¤ine, caz mü-zi¤inden unutulmaz gruplar›n efsane flark›lar›nave türkülerimize kadar müzi¤in her alan›ndan,her renginden parçalar Vokaliz’le yeniden yo-

rumland› ve dinleyicilere muhteflem anlar yaflat-t›. 2004 y›l›nda befl acapella müziksever arka-dafl taraf›ndan kurulan Vokaliz “Tek enstrü-manlar›; sesleri” slogan›yla müzik yaflamlar›nabafllad›. Performanslar›nda hiç enstrüman kul-lanmayan Vokaliz, makamsal do¤u müzi¤i vetonal bat› müzi¤ini bat›n›n müzik tür ve biçim-lerinde sunuyor.

Türkiye’nin en tan›nm›fl arp sa-natç›s› fiirin Pancaro¤lu’yla Türki-ye’de yaflayan ‹srailli besteci veperküsyoncu Yinon Muallem’inbirlikte haz›rlad›¤› yeni albümleri“Telveten” Ifl›k Lisesi MuvaffakBenderli Salonu’nda müziksever-lerle bulufltu.

‹kilinin etnik ve klasik müzi¤ibuluflturdu¤u Telveten konserin-de, barok müzikten Arjantin tan-gosu ve ‹spanyol klasik müzi¤ine,Yinon Muallem’in özgün bestele-rinden Türk Halk Müzi¤i ve Azerimüzi¤ine uzanan genifl ve zenginbir repertuvar seslendirildi. fiirinPancaro¤lu’nun klasik Bat›l› tar-z›yla, Yinon Muallem’in Do¤uluperküsyonu dinleyenlere unutul-maz bir müzik zevki yaflatt›.

Uluslararas› baflar›lar›yla tan›nan keman virtüö-zü Tuncay Y›lmaz ve piyanist Burçin Büke’ninIfl›k Lisesi Muvaffak Benderli Salonu’nda ger-çeklefltirdikleri ve Mozart, Schubert, Brahms,Granados ve Kreisler’in parçalar›n› seslendir-dikleri resital, müzikseverlerin büyük be¤eni-siyle karfl›land›.

Vokaliz Konseri

İnsan sesinden müziğin şiirine:

Tuncay Yılmazve Burçin Büke resitali

Kerem Seven - BassAtakan Yörük - TenorTolga Gülen - BaritonGökçer Alp - TenorCengiz Ünal - Bariton

Telveten Işık’ta müzikseverlerle

buluştu

FYZY SAYI 13 6/5/09 10:48 AM Page 6

Page 7: FYZY Dergisi - Sayı 13

üflündü¤ümüzde Peter SENGE’nin busözüne kat›lmamak mümkün müdür?Geliflen dünyam›zda 18. ve 19. yüzy›l-

larda yaflanan sanayi devrimiyle de¤iflim, ina-n›lmaz bir h›zla olmufltur. Biliflim teknolojisi-nin hayat›m›za katt›klar›ysa tart›flmas›z bafldöndürücüdür. Bilgiye ulaflmak art›k çok dahakolayd›r! ‹htiyaç duydu¤unuzda, internet erifli-mi olan bir noktadan istenilen bilgiye ulaflmaksadece birkaç saniyedir, üstelik ak›lda tutulma-s›na da gerek yok, küçük bir bellekle elde etti-¤iniz bilgiyi cebinizde/çantan›zda tafl›yabilirsi-niz. ‹nternete girmiflken bir gezinti yapmadan,forumlara girmeden ve sohbet program›n› aç-madan olmaz, belki de bir müzik dinletisi bu ifliyaparken hofl bile olabilir ya da ekran›n köfle-sinde aç›lan televizyon program›na arada birgöz atmak, insana iyi gelir. Buraya kadar kula-¤a oldukça hofl geldi¤ini kabul ediyorum; an-cak ayn› kulaklara pek hofl gelmeyece¤ini dü-flündü¤üm birkaç sorgulamam olacak.

‹nternet üzerinden elde etti¤iniz bilginin bi-limsel güvenilirli¤i nedir? Elbette güvenli olansiteler var ama bunlar›n eriflimi için ço¤u za-man üyelik istenmekte ya da bilgiye ulafl›m üc-retlendirilmektedir. Bilgi kirlili¤iyse inan›lmazboyutlarda... Ço¤u zaman son derece inand›r›-c› ve kurumsal görünen sitelerde yanl›fl maka-leler ve subjektif bilgiler bulunmakta. Kulaktankula¤a oyunu gibi bir siteden baflka bir siteyeaktar›lan yanl›fl bilgiler ve her geçen gün büyü-yen bir karadelik...

Güvenli¤i kan›tlanmam›fl, ak›l süzgecindengeçirilmeyen ve özgün olmayan yaz›lar ya dabaflka bir deyiflle kes, kopyala, yap›flt›r... Bununne anlamda yarar sa¤lad›¤›n› düflünmek, yarat›-

c›l›¤› nas›l yok etti¤ini ve üretimi nas›l ortadankald›rd›¤›n› görmek gerekir. Bu anlamda biz miteknolojiyi kullan›yoruz yoksa teknoloji mi bi-zi kullan›yor?

Çok do¤ru bir uygulamaym›fl gibi kendiaralar›nda reklamlar› yap›lan, ö¤renciler içinkurulmufl ödev siteleri bile var. Ürkütücü! Birinsan›n kendini gelifltirmek, ö¤renmek ve gü-nümüz moda deyimiyle ortaya bir proje ç›kart-mak için teknolojiyi kullanmas›. Bunu sa¤la-mak için en k›sa yoldan, emek vermeden, nekendine ne de paylafl›mc›lar›na bir katk› sa¤la-madan ayr›ca hiç de etik olmayan bir flekildebilgiye ulaflmas› ya da ulaflt›¤›n› sanmas›. Kesin-likle ürkütücü hatta korkunç!

En k›sa zamanda, sorgusuz ve kontrolsüzbize sunulan bu karmafladan kurtulmal›y›z.Teknolojinin olanaklar›n› gerekti¤i kadar ve bi-limsel düflünce yap›s›na sayg› duyarak do¤rukullanmay› ö¤renmeliyiz. Bir kitab›n sayfalar›n-da bilgiye eriflmeyi, sözcüklerin alt›n› çizerekbu anlam bütünlü¤ünü baflka birisiyle paylafl-may› da hayat›m›zdan ç›kartmamal›y›z. Ayr›cabize sunulan ya da dayat›lanlar aras›nda tercih-lerimiz oldu¤unu, olmas› gerekti¤ini de unut-mamal›y›z.

San›r›m gerçek anlamda ö¤renmeyi istemekve buna ihtiyaç duymakla bafllayacak her fley.Bunun için do¤ru bilgi kaynaklar›n› araflt›rmak,do¤ru referanslar almak, metodolojiyi (Yön-tem-Yöntem Bilimi) bilmek ve bilinçli olmak.Yap›lmas› gerekenler çok da karmafl›k de¤il, sa-dece biraz ilgi ve biraz emek yeterli. ‹flte o za-man sanal bir mutluluk de¤il, yaflama bir fleylerkatman›n lezzeti, erdemli bir durufl, yarat›c› veüretken bir kiflilik ortaya ç›km›fl olacak.

Ömer ORHANFMV Özel Ayaza¤a Ifl›k Lisesi Müdürü

7

D

EĞİTİMCİGÖZÜYLE

görmenin yoluBilgiyi

“‹nsanlar›n en h›zl› ö¤rendi¤i zaman, kendi eylemlerinin sorumlulu¤unu tafl›d›klar› zamand›r.”

Peter Senge

FYZY SAYI 13 6/5/09 10:48 AM Page 7

Page 8: FYZY Dergisi - Sayı 13

EĞİTİM

UN Kulübünün amac›; ö¤rencileringlobal konular hakk›nda daha fazlabilgi sahibi olmalar›, resmî ortamlar-

da münazara yapma becerilerini gelifltirmelerive Birleflmifl Milletlerin çal›flmalar›n›n benzeruygulamalar›n› yapmalar›d›r. Ö¤renciler çal›fl-malar s›ras›nda yaz›l› ve sözlü ‹ngilizcelerini veliderlik becerilerini gelifltirmek konusunda ce-saretlendirilirler.

MUN program›n› demokratik süreci içindeö¤renmek ve yaflamak, ö¤rencileri gelece¤e da-ha sorumluluk ve bilgi sahibi olan iyi yurttafllarolarak haz›rlar.

Dünyada y›llard›r devam eden bu organi-zasyon Birleflmifl Milletlerin çal›flma esaslar›nabenzerlik göstererek dünyan›n de¤iflik ülkele-rinden gelen gençlerin oluflturdu¤u, kendi ba-k›fl aç›lar›ndan dünya sorunlar›na çözüm bul-duklar› bir tart›flma ortam›d›r.

MUN program› gençlere dünyada yaflanansiyasi, sosyal, ekonomik, kültürel sorunlar›anlama ve üzerinde düflünme f›rsat› vermekte-dir. Etkinliklerin en önemlisi de bu sorunlaraçözüm önerileri aramak ve bulmak için ö¤ren-cilere yarat›c›l›klar›n›n s›n›rlar›n› zorlamalar›na

olanak tan›mas›d›r. Ö¤renciler bunu yaparkenher fleyin o kadar da kolay olmad›¤›n›, gerçekdünyada herhangi bir karar alman›n yan› s›rauygulamada da ne kadar zorluklar yaflanabile-ce¤ini görmektedirler.

Etkinlik, bir Birleflmifl Milletler Konferans›modeli olup Birleflmifl Milletlerdeki resmî sü-reçlerin bire bir benzeridir. Bu nedenle MUNdelegesi olarak görev alan her ö¤rencinin, Bir-leflmifl Milletler Konferans›na özgü kurallar› bil-mesi ve resmî dile hakim olmas› gerekmektedir.

MUN konferanslar›na kat›lmak isteyenekiplere, kendilerine önceden bildirilen bir ül-keyi temsil etme görevi verilir. Her delegeninde, komite çal›flmalar›nda belirlenen dünya so-runlar›na iliflkin tez haz›rlamas› gerekir. Ö¤-renciler tez konular›na göre, tarih, sosyal vehatta fen derslerinde ö¤rendiklerini uygulamaf›rsat› bulurlar. Tezlerini farkl› dil, din, kültürve etnik kökene sahip yafl›tlar›yla tart›flarak ge-liflimleri aç›s›ndan önemli kazan›mlar eldeederler. MUN delegeleri elde ettikleri baflar›lar-dan dolay› madalya veya flilt gibi bir ödüllemükafatland›r›lmazlar. MUN’de as›l ödül, ö¤-rencilerin iyi dinleme, do¤ru anlama ve etkili

8

Model Birleşmiş Milletler

Model BirleflmiflMilletler ya da

‹ngilizce karfl›l›¤›olan Model United

Nations’›n baflharflerinden oluflank›saltmas›yla MUN,

ö¤rencidelegelerinin belli

ülkeleri ve BMkurumlar›n› temsilettikleri e¤itsel bir

benzetim program›d›r.

Genelde konferans, panel,

çal›fltay veya forumusulüyle yürütülentoplant›lar› içerir.

MMelda CEMAL

FMV Özel Ayaza¤a Ifl›k Lisesi‹ngilizce Ö¤retmeni

FYZY SAYI 13 6/5/09 10:48 AM Page 8

Page 9: FYZY Dergisi - Sayı 13

konuflma deneyimi kazanmalar› yan›nda, olay-lar› yans›z de¤erlendirebilme becerilerini gelifl-tirmeleridir.

Dünyada hukuk, siyaset, ifl ve sanat alan›n-da bulunan birçok liderin e¤itim yöntemleris›ras›nda MUN konferanslar›nda yer alan kifli-ler oldu¤unu göz ard› etmememiz gerekmekte-dir.

FMV Ifl›k Okullar›nda MUN çal›flmalar› Özel Ayaza¤a Ifl›k Lisesinde 2007-2008 Ö¤re-tim Y›l›nda bafllat›lan MUN çal›flmalar› baflar›l›bir flekilde devam etmektedir. Ö¤rencilerimiz2008 y›l›nda RCIMUN (Robert College Inter-national MUN) ve Üsküdar Amerikan Lise-sinde gerçeklefltirilen TIMUN (Turkish Inter-national MUN) kurultaylar›nda okulumuzuDanimarka ve UNCTAD (Uluslararas› Ticaretve ‹fl Örgütü) olarak temsil etmifllerdir. Bu y›lda ‹talya’da düzenlenen GEMUN (GenoaMUN) konferans›na Çin’i temsilen kat›lan ö¤-rencilerimiz çok güzel deneyimler elde ederekbaflar›l› bir süreç geçirmifllerdir. Dünyan›nfarkl› ülkelerinden gelen yaklafl›k 550 delegearas›nda tümü çal›flt›klar› komisyonlarda MainSubmitter (Bafl Müzakereci) konumuna gelmifl-ler ve Kaan Özgüney “The Best Main Submi-tter” (En ‹yi Bafl Müzakereci) seçilmifltir.

Konferans d›fl› gerçeklefltirilen sosyal aktivi-telerle de ö¤rencilerimiz de¤iflik kültürlerdengelen di¤er ö¤rencilerle kaynaflma f›rsat› bula-rak yeni arkadafllar edinmifllerdir.

MUN çal›flmalar› Özel Ifl›k Lisesinde bu y›lbafllat›lm›fl, ö¤rencilerimiz Robert Lisesindedüzenlenen (RCIMUN) konferansa ilk kezkat›lm›fl, Etiyopya ve Namibya ülkelerini tem-sil etmifltir.

JMUN çal›flmalar› MUN çal›flmalar›n›n yan› s›ra ilkö¤retim düze-

yinde JMUN (Junior Model United Nations)program› yürütülmektedir. Özel Koç ‹lkö¤re-tim Okulunda gerçeklefltirilen ve Türkiye’dekiçeflitli okullardan 200’e yak›n ö¤rencinin, Bir-leflmifl Milletler kurumlar›n› temsil etti¤i 2.JMUN konferans›na kat›lan Özel Ayaza¤a Ifl›k‹lkö¤retim Okulu ö¤rencileri Vietnam ve Rus-ya Federasyonu’nu temsil etmifllerdir.

GEMUN konferans›na Çin’i temsilen kat›lanö¤rencilerimiz,baflar›l› bir süreçgeçirerekçal›flt›klar›komisyonda “Bafl Müzakereci”konumuna geldiler.Konferansta KaanÖzgüney En ‹yi BaflMüzakereci seçildi.

9

Dünyada lise düzeyinde resmî olarak kabul edilen veönümüzdeki y›llarda FMV Özel Ayaza¤a Ifl›k Lisesininkat›lmay› planlad›¤› MUN konferanslar›ndan baz›lar›:

• American Int. School Model United Nations [AISMUN], Cairo, Egypt

• Bath Model United Nations [BSMUN], Bath, United Kingdom

• Berlin Model United Nations [BERMUN], Berlin, Germany

• Cairo American College Model United Nations [CACMUN], Cairo, Egypt

• Deutsche Schule Athen Model United Nations [DSAMUN], Athens, Greece

• Genoa Model United Nations [GeMUN], Genoa, Italy • Haarlem Model United Nations [HMUN], Haarlem,

The Netherlands • Haileybury Model United Nations [Haileybury],

Hertford Heath, Hertfordshire, United Kingdom • Harvard University Model United Nations [HMUN],

Boston, USA• Iberian Model United Nations [IMUN], Lisbon,

Portugal • International MUN of Alkmaar [IMUNA], Alkmaar, The

Netherlands • Leiden Model United Nations [LEMUN], Leiden, The

Netherlands • MINIMUN, The Hague, The Netherlands • Paris Model UN [PAMUN], Paris, France • Royal Russell School Model United Nations

[RRSMUN], Croydon, Surrey, United Kingdom • SHAPE Model United Nations [SHAPEMUN], Shape,

Belgium • St. Petersburg Int. Model United Nations [SPIMUN],

St. Petersburg, Russia • St. Andrew's International Model UN [SAIMUN],

Dublin, Ireland • Turkish International Model United Nations [TIMUN],

Istanbul, Turkey • Yale University Model United Nations [YMUN],

Connecticut, USA

DÜNYADA L‹SE DÜZEY‹NDEK‹ RESMÎ MUN KONFERANSLARI

FYZY SAYI 13 6/5/09 10:48 AM Page 9

Page 10: FYZY Dergisi - Sayı 13

ARAŞTIRMAİNCELEME

eyziye-Ifl›k Okullar›nda ö¤renim gör-müfl olanlar›n dayan›flmalar›n› ve ör-gütlenmelerini araflt›rmaya giriflti¤imiz-

de, konunun, çeflitli dönemlerde farkl› isimleralan tüzel kifliliklerin irdelenmesinden geçti¤i-ni görürüz. Feyziyelilerin, Ifl›kl›lar›n dayan›fl-malar› ve bu amaçla bir araya gelmeleri, nere-deyse, Feyziye-Ifl›k Okullar›n›n tarihi kadar es-kidir. Y›llar önce, bu konuyu ele alan k›sa yaz›-m›zda da belirtmeye çal›flt›¤›m›z gibi1 Ifl›kl›la-r›n, Feyziyelilerin bir araya gelmeleri ve örgüt-lenmeleri ve hâlen bu alanda faaliyet gösterenFeyziyeliler Ifl›kl›lar Derne¤i aflamas›na gelifliayr›nt›lar›yla ele al›nmal›d›r.

“Okullar›m›zda ö¤renim görmüfl veya me-zun olmufl kiflilerin bir araya geldi¤i”2 kuruluflolan Feyziyeliler Ifl›kl›lar Derne¤inin tarihinin,FMV Ifl›k Lisesi tarihiyle birlikte incelenmesi ye-rinde olur. Ifl›kl›lar›n, Dernek (Cemiyet) biçi-minde bir araya gelmeleri için, do¤al olarak,Feyziyenin 1885 y›l›ndaki kuruluflunu takibençeflitli dönemler hâlinde mezunlar›n› vermesinibeklemek gerekecektir.

Bu konudaki kaynaklar›n s›n›rl› oldu¤u dabelirtilmelidir. Selanik’teki Feyziyenin yan› s›ra,‹stanbul’daki Feyziyenin, 1910-1911 y›llar›ndaBayezit, Koska’da efl zamanl› olarak faaliyette ol-mas›3, daha sonraki y›llardaysa, Selanik’tekiFeyziyenin 1921 y›l›nda ya da 1922-1923 dersy›l› bafllar›nda faaliyetine son vermesi4 ve ‹stan-bul’daki Feyziyenin Niflantafl›’na nakledilmesi vefaaliyetine burada devam etmesi sebebiyle olantafl›nmalar ve okulun çeflitli dönemlerde geçir-mifl oldu¤u yang›nlar, birçok belgenin yok ol-mas›na sebep olmufltur. Birçok belgenin yok ol-du¤u veya en az›ndan eksildi¤i okul ve dernekarflivleri, kapsaml› ve detayl› çal›flma yapmay›önemli ölçüde s›n›rlamaktad›r.

Elde edilen son kaynaklara kadar “Okulu-muzda ö¤renim görmüfl kiflilerin” bir araya gel-di¤i bir kurulufl manas›nda derne¤e 1927 y›l›n-da rastl›yorduk. 16.06.1927 tarihinde Niflanta-fl›’ndaki okul binas›n›n, Feyziye Mezunlar› Ce-

miyetinin ba¤›fllad›¤› 20.000 TL ve Kibarlar veDilberler Müesseselerinin kefaletiyle, okul bi-nas›n›n ipotek ettirilmesi suretiyle FeyziyeMektepleri Cemiyetinin bir bankadan ald›¤›30.000 TL kredi olmak üzere, al›mla ilgili ver-gilerle birlikte, toplam 60.853 TL’ye sat›n al›n-d›¤›n› görüyoruz. Bu durumda, Feyziye Me-zunlar› Cemiyetinin 1926 veya 1927 y›l›ndakurulmufl oldu¤unu söyleyebiliriz. 1931 y›l›n-daysa, Feyziye Mezunlar› Cemiyetinin kendisi-ni feshederek Feyziye Mektepleri Cemiyetinekat›ld›¤›n› görüyoruz. 1932 y›l›ndaysa, bu kez,Feyziye Mezunlar› ve Muhipleri Cemiyeti ku-ruluyor.5 Feyziye Mektepleri Cemiyetiyle Fey-ziye Mezunlar› ve Muhipleri Cemiyeti okulunkalk›nmas› için büyük bir gayretle el ele vere-rek üç y›l süreyle çal›fl›yorlar ve çok iyi sonuç-lar al›yorlar. 1935 y›l›nda, bu iki kurulufl güç-lerini bir araya getirmek üzere Feyziye Mektep-leri Cemiyeti ad› alt›nda tekrar birlefliyor.6 Bukurulufl, 1955 y›l›nda önce “Tesis” ve dahasonra da “Vak›f” hâlini alacakt›r.

Uzun bir sessizlik döneminden sonra,1944’te “Ifl›k Lisesi Mezunlar› Kurumu”nun ku-rulufluyla karfl›lafl›yoruz. Bu derne¤in faaliyetiniuzunca bir süre devam ettirdi¤ini biliyoruz. An-cak, buna iliflkin belgeler maalesef çok azd›r. Bukonuda, bu sat›rlar›n yazar›n›n, bu derne¤in ku-rucular›ndan birisiyle buldu¤u görüflme f›rsatla-r›, az da olsa, bize baz› bilgiler vermektedir. “Ifl›kLisesi Mezunlar› Kurumu” ad›yla 1944 y›l›ndakurulan bu derne¤in kurucular› aras›nda yeralan ve Baflkanl›k görevini Aydemir Duygu’dan7

sonra üstlenen Selçuk Aybar’dan8 ald›¤›m›z bil-giye göre; Feyziye Mezunlar› ve Muhipleri Ce-miyetinin, Feyziye Mektepleri Cemiyetiyle bir-leflmesi sebebiyle do¤an bofllu¤un doldurulmas›gerekmifltir. Bu nedenle, R.Aydemir Duygu, M.Selçuk Aybar, Abdurrahman Necil To¤ay, RecepGerçel, ‹brahim Özenli, Saffet Enson, Fevzi Öze-rengin, Nezihi Onaran, Yakim Bensussen, KamilAvc›’n›n giriflimiyle bu derne¤in 6 fiubat 1944’tekuruldu¤unu görüyoruz.9 Nitekim, elimizdeki

10

Osmanlı Döneminden Cumhuriyet Dönemine

Bir Okullu Dayanışmasının 100. Yılı:1909-2009

FAv. GÜN HAN BAfi‹K

FMV Yönetim Kurulu ÜyesiIfl›k Üniversitesi Mütevelli Heyeti

Baflkan Vekili Feyziyeliler Ifl›kl›lar Derne¤i YK

Eski Baflkan›

FYZY SAYI 13 6/5/09 10:48 AM Page 10

Page 11: FYZY Dergisi - Sayı 13

“Ifl›k Lisesi Mezunlar› Kurumu” ana nizamna-mesinin (tüzü¤ünün) kuruculara iliflkin madde-sinde, bu kifliler dernek kurucular› aras›nda yeralmaktad›rlar.10 Ancak, 1956 y›l›na gelindi¤in-de, Feyziyeliler Ifl›kl›lar Derne¤i ismiyle karfl›la-fl›yoruz. ‹stanbul Valili¤i kay›tlar›nda yapt›¤›m›zaraflt›rmalarda, “Feyziyeliler Ifl›kl›lar Derne¤inin,21.01.1956 tarihli bildirimle yeniden teflekkületti¤i” tespit edilmektedir. Böylelikle, “Ifl›k Lise-sini Bitirenler Kurumu” isimli derne¤in, Feyzi-yeliler Ifl›kl›lar Derne¤ine dönüfltü¤ünü söyleye-biliriz. Görüflümüze göre, Ifl›kl›lar aras›ndakidayan›flmaya yeni bir ivme kazand›r›lmas› içinisim ve tüzük de¤iflikli¤ine gidilmesi düflünül-müfl olabilir. Nitekim, eski tüzü¤e oranla birçokyeni düzenlemeyi içeren yeni tüzük, 21.01.1956tarihinde ‹stanbul Valili¤ine verilmifltir. Yukar›-da da belirtildi¤i gibi, Valilik, bu bildirime kar-fl›l›k “Feyziyeliler Ifl›kl›lar Derne¤inin,21.01.1956 tarihli bildirimle yeniden teflekkületti¤i”ni onaylam›flt›r. Bu ifadeden, yeni bir ku-rulufltan de¤il, mevcut bir kuruluflun ad (ünvan)de¤iflikli¤inden söz edildi¤i anlafl›lmaktad›r.

Feyziyeliler Ifl›kl›lar Derne¤i tüzü¤ünün il-gili maddesinde afla¤›daki kifliler kurucu olarakgösterilmektedir: Fahir ‹pekçi, ‹brahim fievketDilber, Adnan Atam, ‹brahim S›tk› Dilber, Sa-cit Öncel, Muvaffak Benderli, Ali Kermen, AliDilber, Süleyman Dilber, Mehmet Lebib M›s›r-l›, Hasan Fikret Evsen, Edip Atam, fievket Gök-sun, ‹brahim Gerçel, Osman Pekin, Necmi Üs-tünel, Ethem Eralp, Necdet Atay, Haydar Ak-tafl, Ali M›s›rl›, Burhan An›l, Emine Taflk›n.11

Yukar›da belirtildi¤i gibi, mevcut bilgilerçerçevesinde, Feyziyelilerin, Ifl›kl›lar›n dayan›fl-ma ve teflkilatlanmalar›nda, 1926-1927 y›llar›-na kadar gitmek mümkün olabiliyordu. Hâlbu-ki son zamanlarda yay›nlanan çeflitli kitaplar,“okulumuzda ö¤renim görmüfl kiflilerin biraraya geldi¤i” bir örgütlenme anlam›ndaki ku-ruluflun, daha eski y›llarda kuruldu¤unu bizegösteriyor.

Bu kaynaklar, 1900’lü y›llar›n bafl›nda Sela-nik’te, önde gelen Türklerin, 1907 y›l›nda Mu-avenet-i S›hhiye ve Muavenet-i Tahsiliye ve1909 y›l›nda da, Feyziye Mektepleri Mezunlar›Cemiyetini kurduklar›n› gösteriyor. Ayn› kay-naklar, bu tarihlerde, Selanik’te, Muavenet-iS›hhiyenin 250, Muavenet-i Tahsiliyenin 450ve Feyziye Mektepleri Mezunlar› Cemiyetininde 125 üyesi bulundu¤unu belirtmektedir.12

Görülmektedir ki, Feyziyeliler Ifl›kl›lar ara-

s›ndaki dayan›flma ve örgütlenme, bilinendeneskilere gitmektedir. Bu durumda, bir “okullu”dayan›flmas› ve teflkilatlanmas› olarak, Osman-l›dan Cumhuriyet’e tafl›nan bir özellik göster-mektedir. Osmanl› Dönemine uzanan bu kök-lü dayan›flma ve teflkilatlanma, “Ifl›k Ekolü”nün(école) oluflmas›na önemli bir katk› yapm›flt›r.Özetle; ortaya ç›kan bu yeni bilgiler çerçevesin-de, Osmanl› Döneminden Cumhuriyet Döne-mine uzanan, bu köklü “okullu dayan›flmas› veteflkilatlanmas›”n›n bafllang›ç tarihini 1909 ola-rak tespit ediyoruz.

1 FMV Ifl›k Y›ll›¤› 1989-1990, s. 2762 Feyziyeliler Ifl›kl›lar Derne¤i Tüzü¤ü, Md. No: 5Yazar›n notu: Feyziyeliler Ifl›kl›lar Derne¤i; Ifl›k Lisesi ve/ve-ya Ortaokulu ve/veya ‹lkokulu ve/veya ‹lkö¤retim Okuluve/veya Üniversitesinde ö¤renim görmüfl kiflilerin üye ola-bildi¤i bir kurulufltur. Bunun yan›nda, sadece Ifl›k Üniversi-tesini bitirmifl olanlar›n üye oldu¤u, 11.11.2005 tarihindekurulan “FMV Ifl›k Üniversitesi Mezunlar Derne¤i” mevcut-tur.3 Elöve Mustafa Emil, Bir Demet Ifl›k, Afa Matbaac›l›k, ‹stanbul, 1991, a.g.e. s. 864 Elöve Mustafa Emil, Bir Demet Ifl›k, Afa Matbaac›l›k, ‹stanbul, 1991, a.g.e. s. 85, Ayr›ca, bkz. Sandalc› Mert,Feyz-i S›byan’dan Ifl›k’a: Feyziye Mektepleri Tarihi, a.g.e.s.130 Mas Matbaac›l›k, ‹stanbul, 2005, ISBN 975-94742-3-95 Elöve Mustafa Emil, Bir Demet Ifl›k, Afa Matbaac›l›k, ‹stanbul, 1991, a.g.e. s. 85, Sandalc› Mert, Feyz-iS›byan’dan Ifl›k’a: Feyziye Mektepleri Tarihi, a.g.e. s.170, MasMatbaac›l›k, ‹stanbul,2005, ISBN 975-94742-3-9, Öncel Sacit, Ifl›k’›n Tarihi, Ifl›k Lisesi Y›ll›¤›,1952-1953, s. 12, 13 6 Öncel Sacit, Ifl›k’›n Tarihi, Ifl›k Lisesi Y›ll›¤›,1952-1953, s.12, 13, Sandalc› Mert, Feyz-i S›byan’dan Ifl›k’a: FeyziyeMektepleri Tarihi, a.g.e. s.205, Mas Matbaac›l›k, ‹stanbul, 2005, ISBN 975-94742-3-9, 7 Dr.Aydemir Duygu, ayn› zamanda Türk Kardiyoloji Derne¤i kurucular›ndand›r.8 13.02.1986 - 05.12.1989 tarihleri aras›nda FeyziyeMektepleri Vakf› Yönetim Kurulu üyeli¤inde bulunan Prof.Dr. Selçuk Aybar, ‹.Ü.Cerrahpafla T›p Fakültesi Ö¤retim Üyeli¤i ve 1983-1990 y›llar› aras›nda da, iki dönem Genel Cerrahi Anabilim Dal› Baflkanl›¤›n› yürütmüfl,23.07.1990 tarihinde vefat etmifltir.9 Md. No 1, Ifl›k Lisesi Mezunlar› Kurumu Ana Nizamnamesi ve Çal›flma Program›, Ifl›k Lisesi Mezunlar›Kurumu, Yay›n ve Propaganda Kolu, 194510 Md. No 3, Ifl›k Lisesi Mezunlar› Kurumu Ana Nizamnamesi ve Çal›flma Program›, Ifl›k Lisesi Mezunlar› Ku-rumu, Yay›n ve Propaganda Kolu, 1945Yazar›n notu: Aydemir Duygu 1941-’42, M. Selçuk Aybar1941-’42, Abdurrahman Necil To¤ay 1941-’42, Recep Gerçel 1942-’43, ‹brahim Düzenli 1942-’43, Saffet Enson1941-’42, Fevzi Özerengin 1940-’41, Nezihi Onaran 1941--’42, Yakim Bensussen 1942-’43, Kamil Avc› 1942-’43 dö-nemi Ifl›k Lisesi Mezunlar› olup muhtemelen üniversite ö¤ren-cisiyken dernek kurucusu olmufllard›r.11 Feyziyeliler Ifl›kl›lar Derne¤i Tüzü¤ü, Md.No: 412 Anastassiadou Meropi, Tanzimat Ça¤›nda Bir Osmanl›fiehri: Selanik 1830-1912, (Özgün ad›: Salonique: 1830-1912, Une ville Ottomane a l’age des Reformes), a.g.e., s. 333, Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakf› Yurt Yay›nlar›, 1998, ISBN 975-333-149-5, “Les Communautes religieuses de Salonique”, a.g.e., s.105, 154. Ayr›ca, bkz. Katastatikon tis en Thessaloniki Filoptohu Adhelfotitos (Selanik Yoksul Dostlar›Derne¤i Tüzü¤ü), Selanik, Makedonia Matbaas›, 1881.

11

FYZY SAYI 13 6/5/09 10:48 AM Page 11

Page 12: FYZY Dergisi - Sayı 13

uray Mert, kat›lsan›z da kat›lmasan›zda, fikirleri her zaman önemsenen,dikkat çeken bir ayd›n; yazar ve aka-

demisyen. Hem köfle yaz›lar›, hem de kat›ld›¤›TV programlar›ndaki görüflleri daima önemleizleniyor. O ayn› zamanda bir Ifl›kl›… ‹stanbulÜniversitesi ‹ktisat Fakültesi Siyaset Bilimi veUluslararas› ‹liflkiler Bölümünde ö¤retim gö-revlisi olan Nuray Mert’le hayat, toplum veIfl›kl› y›llar üzerine konufltuk.

Bir akademisyen ve yazar olarak “ayr›cal›kve hiyerarflilere dayal›, bask› mekanizmala-r›yla korunan insan iliflkilerine” karfl› “hepmuhalif olmay›” bir ayd›n misyonu olarakm› görüyorsunuz? Niçin hep muhalif olmal›ayd›n?Ayd›n olarak de¤il, insan olarak düflünüyorum.Çünkü hepimizin, herkesin sorumluluklar›var. Ayd›nlara, dünya meselelerini, yaflad›¤›

toplumu daha fazla izliyor olmas›ndan ve birflekilde bunu kendine dert etmesinden dolay›,di¤er insanlardan biraz daha fazla sorumlulukdüflüyor diyebilirim. Muhalif olma meselesinegelince: Bu da bazen çok yanl›fl anlafl›l›yor. Herfleye yerli yersiz karfl› ç›kmak de¤il sözünü et-ti¤im... Yazd›¤›m bir yaz›da, genel olarak söy-lediklerimi çerçevelemek amac›yla böyle birbafll›k atm›flt›m. Onun da mant›¤›n› flöyle kur-dum: Bütün toplumlarda, bütün tarihsel dö-nemlerde herkes mevcut kabullerden yana ta-v›r al›r. Böyle bir e¤ilim vard›r. O mevcut ka-buller tamamen yanl›fl olmayabilir. Ama daimamevcut kabuller de, mevcut iktidarlar da, mev-cut sistemler de cazibe merkezidir. Herkes on-lara yak›n olmaya, onlar›n içinde yer almayae¤ilimli olur. Bu insani bir e¤ilim tabii ki… Bukoflullar alt›nda, bu kabullerin d›fl›ndaki biryerden bakmak önemlidir her zaman. Ama in-sanlar bunu çok seçmezler. O yüzden o mevcut

12

Sözü dinlenen bir aydın:

Nuray Mert

İÇİMİZDEN BİRİ

Giray KARANLIKYazar - Araflt›rmac›

Sevil KARACIKFMV ve Ifl›k Okullar›

Kültür Sanat Yöneticisi

N

FYZY SAYI 13 6/5/09 10:48 AM Page 12

Page 13: FYZY Dergisi - Sayı 13

söylemlerin, iktidarlar›n ve yap›lar›n d›fl›ndakalan fleyler hep ihmal edilir. Seslendirilmez.Bu manada muhalif olmaktan söz etmifltim.Yoksa her fleye karfl› ç›kal›m, her fleyi tersineçevirelim anlam›nda de¤il.

Türkiye’de insanlar erke, her türlü iktidara,mevcut olan güce karfl› elefltirel olabiliyor mu?Sadece Türkiye diye düflünmeyelim… Mevcutdurum bütün toplumlar için geçerli. Türkiyeçok talihsiz bir toplum de¤il ama çok refahiçinde bir toplum da de¤il. Bunu da hesaba ka-tarsan›z; herkesten mevcut sisteme, iktidarlara,ön kabullere çok kritik bakmas›n›, mesafeli ol-mas›n› bekleyemeyiz. Bu da haks›zl›k olur.Çünkü öncelikle insanlar›n hayatlar›n› idameettirmeleri laz›m. Bu ihtiyac› da anlay›flla karfl›-lamak laz›m. Her koflulda insanlar›n son dere-ce idealist olmas›n› beklemek de çok hakkani-yetli de¤il, bana sorarsan›z. Bu yüzden hayat›-n›z› idame ettirme konusunda daha iyi koflul-lardaysan›z, mesela ekonomik özgürlü¤ünüzvarsa daha flansl› oldu¤unuzu; birçok insan›nbu flans›n›n da olmad›¤›n› hesaba katarak, buflans› kullanman›z gerekti¤ini düflünüyorum.Bu durumun insana bir sorumluluk yükledi¤i-ni de düflünüyorum.

Elefltirel olabilme gücüyle ekonomik güç ara-s›nda bir iliflki oldu¤unu söyleyebilir miyiz?Önceli¤iniz gündelik hayat› devam ettirmekolunca tabii ki daha az özgür oluyorsunuz. Buçok telaffuz edilmifl bir gerçek. Mesela; benimailem, özellikle babam mütevaz› da olsa böylebir alan› bana sa¤layabildi. Ve ben önceliklehayat›m› idame ettirmek zorunda kalmad›m.Ben bunun insan için büyük bir flans oldu¤unuve bu flans›n karfl›l›¤›nda bir sorumlulu¤u ol-du¤unu düflünüyorum. Bu duygu ve sorumlu-luk beni motive ediyor.

Bir kad›n olarak, Türkiye’de kad›n›n ikinci

planda oldu¤u, üretim iliflkileri içinde olma-d›¤›, evinde oturdu¤u söyleniyor. Ataerkilve bask›c› bir toplum yap›s›ndan söz edili-yor. Bu nas›l afl›labilir?Öncelikle biliyorsunuz ki bu s›n›fsal bir mese-le… Bu etkenin göz ard› edilmesini ben çok ra-hats›z edici buluyorum. Çünkü “bütün kad›n-lar›n -ne olursa olsun, toplumun neresindeolursa olsun- ayn› sorunu vard›r.” söyleminekat›lm›yorum. Çok fark var. S›n›fsal ve ekono-mik olarak hangi eflikte oldu¤unuz çok belirle-yici oluyor. Ekonomik hiyerarflinin çok altla-r›nda oldu¤unuz zaman kad›nl› erkekli çok bü-yük bir ma¤duriyet ve yoksunluk tablosu var.Bu tablo içinde kad›nlar›n elbette fazladan ya-flad›¤› sorunlar var. Onlar› da görmek laz›m.Ayr›ca ekonomik sorunlar› aflan kültürel ve fe-odaliteye dayal› sorunlar da var. Ama bunlar›nd›fl›nda burjuva dedi¤imiz s›n›f›n kad›nlar›n›nTürkiye’de çok fazla s›k›nt›s› oldu¤unu düflün-müyorum aç›kças›… Yani kad›nlar›n s›n›fsalötesi sorunlar›ndan bahsetmek mümkün amabunlar› da yeterince ay›rt etmek laz›m. Yoksaötekilere çok ciddi haks›zl›k oluyor. Mesela;kad›na karfl› fliddet bütün kad›nlar›n sorunu-dur dedi¤iniz zaman, çok daha zor durumdayaflayan ve o çemberden ç›kmas› hemen hemenimkâns›z kad›nlara haks›zl›k yap›yoruz. Çün-kü fliddet, kad›nlar› toplumda bulundu¤u yeregöre etkiliyor. Bu farkl›l›¤›n önemsizlefltirilme-

“Bütün kad›nlar›n-toplumunneresinde olurlarsaolsunlar- ayn›sorunlar› vard›r,söyleminekat›lm›yorum. Çok fark var.S›n›fsal veekonomik olarakhangi eflikteoldu¤unuz çokbelirleyici oluyor.”

13

FYZY SAYI 13 6/5/09 10:48 AM Page 13

Page 14: FYZY Dergisi - Sayı 13

İÇİMİZDENBİRİ

sini ciddi bir hakkaniyetsizlik olarak görüyo-rum. Cumhuriyetin bir modernlefltirme projesiüzerine kuruldu¤unu düflünürsek, özellikleburjuva s›n›f› kad›nlar›n›n fazlas›yla da destek-lendi¤ini, teflvik edildi¤ini düflünüyorum. Me-sela akademik alanda, bas›nda kad›nlar›n des-teklendi¤ini görüyorum.

Cumhuriyetin kuruluflunda kad›na büyükönem verilmifl ama özellikle k›rsal ve muha-fazakâr kesimde bunun kad›n aç›s›ndan kar-fl›l›¤›n› göremiyoruz. Acaba iki ayr› sosyolo-jik yap› m› söz konusu?‹ster istemez öyle… Bu projenin devam edebil-mesi için baflka fleyler laz›md›. Kas›tl› olarakde¤il ama ekonomik geliflme, e¤itimin yayg›n-laflmas› konusunda oluflan aksakl›klar kad›n›ndurumuna ister istemez yans›yor.

Hayat›n pek çok alan›nda kad›n ad›na kotagibi baz› avantajlar konulamaz m›?Ben kad›n ad›na da hayat›n her alan›nda da li-yakat kriterinin zedelenmesini do¤ru bulmu-yorum. Bunlar› yapay ve zorlama buluyorum.Onun yerine imkânlar›n ço¤alt›lmas›, istihda-ma yönelik politikalar›n iyilefltirilmesi gibi ko-nular›n temel oldu¤unu düflünüyorum.

E¤itimde f›rsat eflitli¤i, gelir da¤›l›m› eflitli¤igibi genel anlamda eflitlikçi politikalar›n da-ha önemli oldu¤unu mu düflünüyorsunuz?

Ekonomik, sosyal ve hukuki haklar çok önem-li… Daha eflitlikçi ekonomik politikalardan ya-na olursan›z, bu, kad›nlara da daha eflitlikçi ola-rak yans›yacakt›r. Eflitlikçi ekonomik politikala-r›n unutuldu¤u bir ça¤da kad›n sorununu esa-s›ndan kopmufl bir mesele olarak görüyorum.

Baban›z›n hayat›n›zdaki önemini vurgulad›-n›z. Baban›z sizin hayat›n›zda önemli biretkenmifl san›r›m. Baban›z›n sizin geliflimi-nizde nas›l bir etkisi oldu?Ben hayat›ndaki kahraman› babas› olan tipikbir baba k›z› vakas›y›m! Bunu marazi bulmu-yorum!.. Yapmak istedi¤im iflleri yapabilmem-de en büyük pay, babam›nd›r. Tabii ailemin di-¤er bireylerini de ihmal etmek istemem; bütünaile, içinde yetiflti¤im çevre; bütün bunlar daçok önemliydi. Annemin, beni yetifltiren hala-m›n, kardefllerimin, hayat›nda yapabildi¤im ifl-leri yapmamda katk›s› oldu¤unu düflünüyo-rum. Ama en büyük pay babam›n diyorum.Çünkü babam k›zlar› ad›na fazladan katk›s›olan, istisnai bir babayd›. Sadece ekonomik öz-gürlük sa¤lamak aç›s›ndan de¤il, bunu önem-semek, zaman›nda bilmek aç›s›ndan… Ayn›zamanda bir birey olarak k›zlar›n› önemsemek,onlara, tercihlerine sayg› duymak, hiç müdaha-le etmemek gibi davran›fllar›yla da sosyal çev-remize göre fazladan liberal bir babayd›. Bunakarfl› bir borçluluk hatta bunun gölgesini bilehissetmemek mümkün de¤il…

Y›ll›kta siyaset bilimindeki kariyeriniz bileyaz›lm›fl… Kendinizi lisede kimli¤iyle bukadar net ortaya koyman›zda bu baba faktö-rünün önemli yeri var san›r›z.Elbette… Liseden de önce öyleydi asl›nda. Ben

14

Y›ll›k kolu çal›fl›yor... En çok çal›flanlardan biri de

Nuray Mert

FYZY SAYI 13 6/5/09 10:48 AM Page 14

Page 15: FYZY Dergisi - Sayı 13

kiflili¤i erken oluflmufl bir çocuktum. Mesela;yetiflmemizde önemli katk›s› olan halam yazla-r› bizi tatile götürürdü. Oradaki bir arkadafl›mdaha 7-8 yafl›nda bana “diplomat” ad›n› tak-m›fl… Ne anlatt›¤›m› hat›rlam›yorum ama o za-man da bask›n, sözünü dinleten bir tipmiflim!Bunda liberal ve demokrat bir aile kültürü için-de yetiflmenin çok önemli oldu¤unu düflünü-yorum.

Ifl›k Lisesi sizin döneminizde disipliniyledikkat çeken bir okul olarak biliniyor. Mut-lu muydunuz okulda?S›k›ld›¤›m›z, darald›¤›m›z konular vard› amaben çok isyan eden bir ö¤renciydim. Öyle sin-dirilmeye çok müsait bir ö¤renci de¤ildim. Oyüzden de kendi çap›mda protestolar›m› ya-pard›m. Bu da kabul görürdü. Bu konuda ve-lilerin tavr› da çok önemli… Çok nadir ve hak-l› oldu¤um bir iki olayda ailem de benim ya-n›mda olmufltur. Ayr›ca okulun disiplinli ol-mas› bir süre sonra ö¤renci için e¤lenceli deoluyor. ‹syan etmek de bir e¤lence hâlini al›-yor. O yüzden benim hiçbir kötü hat›ram yok.Bu disiplinin bana çok haks›z olarak dayat›ld›-¤›n› da düflünmüyorum. Çünkü konsantrasyonbozuklu¤u olan bir talebeydim, çok gevezelikediyordum!..

O dönemden hat›ralar… arkadafllar? Çok hat›ram var tabii.. Ben çok e¤lenceli geçir-dim Ifl›kl› y›llar›m›. 10. s›n›f› fende okudum.Ama fen talebesi de¤ildim. Edebiyat›n o dönemüniversite flans› çok düflüktü ve fen s›n›f›ndaokumamam için aileme çok ›srarc› olundu, ya-z›k etmeyin çocu¤a diye… Ama ben direttimve son senemi edebiyatta geçirdim. O çok dahae¤lenceli oldu! Daha kafadar arkadafllar›m daedebiyattayd›. Edebiyat ve felsefe dersleri a¤›r-l›ktayd› ben de onu seviyordum. Aysel Mutlu-ay en gözde hocam›zd›, ben de onun en gözdeö¤rencilerinden biriydim. O dönem Aysel

Han›m dönemin edebiyatç›lar›yla röportaj yap-t›r›rd› bize. Ben çok hofllan›rd›m hatta arkadafl-lar›m›n röportajlar›na da ben giderdim. Amatuhaf bir flekilde tarih dersim çok kötüydü.Ama üniversitede siyaset bilimi yan›nda bir detarih okudum. Bu da sürprizli bir durum! San›-r›m o dönemin müfredat›yla ilgiliydi.

Bir akademisyen, bir gazeteci ve bir Ifl›kl›olarak bugün Ifl›kl› ö¤rencilere ne tavsiyenizolur?Tavsiye zor bir durum. Bizim dal›m›z kolayl›k-la tavsiye edilebilecek bir durum de¤il. Sosyalbilim seçmenin bedelleri var. Sosyal bilim oku-yacak kiflinin bu bedelleri göze almas› gereki-yor. Çok eminseler tercihlerinde, hayatta bunuyapmak istiyorum, diyorlarsa seçsinler. Art›kmesleklerde de geçiflkenlik var biliyorsunuz.Dal de¤ifltirmek mümkün. Ama sosyal bilimyapmak d›flar›dan göründü¤ünden çok dahazor, çok fazla emek isteyen bir ifltir. Çok emek,çok zaman gerektiren bir alan, çok disiplin ge-rektiren bir dald›r. Bunu hat›rlatmak laz›m.Hayat›n kaytarmak gibi bir flans› yok. Bir fleyiiyi yapmak istiyorlarsa bunun karfl›l›¤› olaneme¤i harcamalar› gerekiyor.

15

Edebiyat hocam›z Aysel Mutluay dönemin edebiyatç›lar›yla röportaj yapt›r›rd› bize. Ben çok hofllan›rd›m hatta arkadafllar›m›n

röportajlar›na da ben giderdim.

Ifl›k Lisesi y›ll›¤›nda Nuray Mert

FYZY SAYI 13 6/5/09 10:48 AM Page 15

Page 16: FYZY Dergisi - Sayı 13

KAPAK

üflünen varl›k olarak insan, tüm tarihboyunca hep etraf›na bakt›, var olanlar›anlamaya çal›flt›. Anlayamad›¤› zaman

da onlardan korktu. Görüfl aç›s› geniflledikçe,yani evrenle daha çok tan›flt›kça da korkusuazald› ama flaflk›nl›¤› biraz daha artt›. Mesela;günefl ve ay uzun bir zaman önce insano¤lu içintanr›yd›. Ama flimdi bizim y›ld›z›m›z ve geze-genimizin uydusu oldular! Günefl ve ay art›k bi-zim için bildik… Ama ö¤renip tan›flaca¤›m›zdaha çok fley var etraf›m›zda: Mikro kozmostanmakro kozmosa uzanan çok büyük bir alan; oalan›n içinde say›s›z ilginç yap›; bu yap›lar ara-s›nda da öyle bilinmez iliflkiler var ki…

Peki nas›l anlayaca¤›z onu? Bu, ak›llar›nalamayaca¤› büyüklü¤ün ve onun içinde varolan her fleyin yani evrenin bize kendini anla-taca¤›, bize bilinmezi söyleyece¤i, bizim deonu anlayaca¤›m›z bir dili var m› acaba? Var el-bette… Üstelik birkaç dili var! Hem de az çokhepimizin biraz aflina oldu¤u diller onlar. Ha-y›r, ‹ngilizce, Frans›zca, Almanca, Japonca,Arapça filan de¤il!.. O dillerin ad› fizik, kimya,geometri ve di¤erleri…

Evrenin bu dillerini konufltukça, ö¤rendik-çe o bize kendini anlat›yor. Asl›nda o bize ken-dini daima anlat›yor ama onu anlamak için bi-zim de onun dillerini ö¤renmemiz gerekiyor.

Daha önemlisi evrenin fizik, kimya, geo-metri gibi dillerinin hepsini kapsayan, onlar›anlamam›z› sa¤layan genel bir dili daha var:

Evrenin evrensel dili o: Ad›; matematik… ‹n-sano¤lu o dilin kendine göre bir alfabesini deoluflturmufl durumda. O alfabeyse harflerdende¤il rakamlardan olufluyor: 0, 1, 2, 3, 4, 5, 6,7, 8, 9… Tabii bir de imlas› ve sembolleri var:+, -, x, ÷ ve onlar›n çocuklar›…

Bu alfabe öyle kolay bulunmam›fl, oluflmas›on binlerce y›l alm›fl… Alfabenin en ilginç ra-kam›ysa “s›f›r” olmufl… S›f›r deyip geçmeyin,onu küçümsemeyin. O hepsinden zor bulun-mufl… Di¤erlerinin hapis olduklar› dar alan-dan ç›k›p evrende koflturmalar›n› da o, yani“s›f›r” sa¤lam›fl…

S›f›r ve rakamlarSay›lar›n tarihinin ne zaman, nerede bafllad›¤›-n› tarihçiler ve matematikçiler bugün kesinolarak belirtemiyorlar. Elimizdeki kaynaklarbize sayman›n, eski ça¤larda koyun ya da keçisürüsü güden kiflilerin, bugün a¤›l diye adlan-d›rd›¤›m›z yere giren ç›kan hayvanlar›n›, çak›ltafllar› yard›m›yla sayarak bafllad›¤›n› gösteri-yor. Latince calculus (hesap) sözcü¤ünün “kü-çük çak›l” anlam›ndan geldi¤ini de biliyoruz.

Zamanla çak›llar›n yerini farkl› biçimlerdenesneler alm›fl. Sonraki y›llarda, M.Ö.2000’den itibaren de alfabetik yaz› ilkesi ol-gunlaflmaya bafllay›nca baz› halklar, say›lar›nyerine alfabelerindeki say›lar› kullanm›fllar.

Konumlu say›lama keflfedildikten sonra ko-num ilkesinin kullan›m› dizgeli hâle getirilmifl-

16

Doğanın ve evrenin dili: SayılarD

Giray KARANLIKYazar - Araflt›rmac›

Fatma BARUTFMV Özel Ayaza¤a

Ifl›k ‹lkö¤retim OkuluMatematik Zümre Baflkan›

FYZY SAYI 13 6/5/09 10:48 AM Page 16

Page 17: FYZY Dergisi - Sayı 13

tir, böylece s›f›r zorunlu bir kavram olmufltur.‹lk kez Babilliler, Mayalar ve Hintliler bu kav-ram› kullanm›fllard›r.

Günümüzde onluk tabanda kulland›¤›m›zsistem Hint-Arap rakam sistemi… ‹lk kez Hin-distan’da kullan›lm›fl ve bat› dünyas›na Arapmatematikçiler taraf›ndan yay›lm›fl. Hintlilerinticarete düflkünlükleri ve bu konuda iyi olma-lar› negatif say›lar› da do¤urmufl. Burada s›f›r;çarpmada yutan, toplamada etkisiz elemand›r.S›f›r›n varl›¤› tamsay›larda toplamaya göre terseleman›n olmas›n› da sa¤lam›flt›r.

Evet, önümüzde rakamlarla yaz›lm›fl muh-teflem bir fliir var: Evrenin kendini anlatt›¤› flii-ri… fiimdi ister misiniz, evrenin evrensel diliy-le, dünyaya ve kâinata flöyle bir bakal›m..Onun fliirinden birkaç m›sra okuyal›m…

Çiçeklerin fliiri, Fibonacci dizisiDo¤ada bizi en çok etkileyen, bize mutlulukveren bitkiler çiçekler olsa gerek… Rengârenk,çeflit çeflit çiçekler dünyay› güzellefltiriyor, fliir-sellefltiriyor. Ama onlar›n gizli bir fliiri de var.

Papatya fal›n› hepimiz biliriz. Yapraklar›nsay›s›na göre ç›kar ya da ç›kmaz de¤il mi? Yap-raklar da her say›da olabilir herhalde... Yan›l›-yorsunuz!.. Do¤adaki çiçeklerin büyük birço¤unlu¤unun yapraklar› belli bir sa-y›dad›r!.. 0, 1, 1, 2, 3, 5, 8, 13, 21,34, 55, 89, 144, 233, 377… Sürüpgider bu rakamlar… ‹sterseniz sa-y›n birkaç çiçe¤in yapra¤›n›!

Peki, bu rakamlar›n bir özelli¤i,bir s›rr› var m› acaba? Evet, hem deharika bir s›rlar› var. ‹lk bak›flta tu-haf ve alakas›z görünen bu say›lardüzenli bir s›ra izlerler. Her say› bir-birinden önceki iki say›n›n toplam›y-la elde edilir: 0+1=1, 1+1=2, 1+2=3,2+3=5, 3+5=8, 5+8=13... Böyle sürüpgider…

‹flte çiçeklerin yapraklar›ndaki sa-y›n›n s›rr›… Elinizdeki FYZY der-gisi de 13. say›s›na ulaflt›.Yani güzel bir çiçe¤inyapraklar›na denk bir sa-y›ya…

Bu dizi, ilk olarak Orta-ça¤›n önde gelen matema-tikçilerinden Pisal› Leonardo

Fibonacci taraf›ndan yaz›lm›flt›. Ancak bunutam olarak ortaya ç›karan 19. yy’da Frans›zmatematikçi Liber Abaci oldu ve diziye Fibo-nacci’nin ad›n› verdi.

Bu dizi sadece çiçeklerin yapraklar›n›n say›-s›nda ortaya ç›kmaz… Pascal üçgeninde de “al-t›n oran”da da karfl›m›za ç›kar.

Bir do¤a harikas›n›n ad›: Alt›n oranFibonacci say›lar›n›n ilginç özellikleri vard›r.Mesela “n” say›s› büyüdükçe iki ard›fl›k Fibo-nacci say›s›n›n birbirine oran› “alt›n oran”a ya-ni 1,618...’e yak›nsar. Hatta serideki 13. s›radayer alan say›dan sonra bu oran, neredeyse sa-bitlenir. ‹flte bu say› “alt›n oran” olarak adlan-d›r›l›r.

Yine geldik dergimizin elinizde tuttu¤u-nuz say›s›na…

Peki nedir bu alt›n oran? Bu do¤adaçok karfl›m›za ç›kan bir orant›n›n say›s›d›r.Eski M›s›rl›lar ve Yunanl›lar taraf›ndankeflfedilmifltir. Platon'a göre kozmik fizi-¤in anahtar›; bu orand›r. Do¤ada neredebulunur derseniz, öncelikle insan vücu-dunda yer al›r. ‹nsan vücudunda alt›n

orana verilebilecek ilk örnek; göbekle ayakaras›ndaki mesafe 1 birim olarak kabuledildi¤inde, insan boyunun 1,618'e denkgelmesidir. Bunun d›fl›nda vücudumuzdayer alan di¤er baz› alt›n oranlar; parmak

ucu-dirsek aras›yla el bile¤i-dir-sek aras›n›n oran›; omuz hiza-

s›ndan bafl ucuna olan mesa-feyle kafa boyunun oran›;

göbek-bafl ucu aras› mesa-feyle omuz hizas›ndan baflucuna olan mesafe; göbek-diz aras›yla diz-ayak ucu

aras› mesafe olarak say›labilir.

Alt›n oran evreninher yerinde herbüyüklükte veküçüklüktekarfl›m›za ç›k›yor.Ona uzay›n devasagalaksilerinde veyaDNA’n›n içinderastlaman›zmümkün.

17

FYZY SAYI 13 6/5/09 10:48 AM Page 17

Page 18: FYZY Dergisi - Sayı 13

KAPAK

Bu oranlar idealinde 1,618… olarak ç›kmakta-d›r. Alt›n oran›n sembolü PHI yani ’dir.

Ayr›ca do¤ada ve evrende say›s›z canl›n›n vecans›z›n flekli ve yap›s› bu orana göre oluflmak-tad›r. A¤aç dallar›nda, yapraklarda ve pek çokyerde… ‹nsan DNA’s›ndan uzaydaki pek çokdevasa galaksiye kadar evrendeki birçok fley al-t›n orana sahiptir. ‹nsano¤lu da alt›n oran› mi-mari ve sanatta uygulam›fl, esteti¤in temel un-surlar›ndan birini ortaya ç›karm›flt›r. Alt›n oran›eserlerinde kullanan ve inceleyen önemli bir dü-flünür ve sanatç› da Leonardo da Vinci olmufltur.

Alt›n Oran, pi (π) gibi irrasyonel bir say›d›rve ondal›k sistemde yaz›l›fl› 1,618033988749olarak sürer gider.

Pi say›s›Say›lar›n dili demiflken pi say›s›n› görmedengeçmek olmaz! Bir çemberin çevresinin çap›naoran›n›n sabit oldu¤unu söyleyen say›d›r pi…Matematik için kutsal bir say›d›r o. Tarih bo-yunca matematikle ilgilenen bilim adamlar›uzun y›llar›n› pi say›s›n›n basamaklar›n› bul-makla geçirmifller (rekor 51 milyar basamakt›r)ancak sona ulafl›lamam›flt›r. Hâlbuki matema-tikçiler 2 hane, mühendisler en fazla 7-8 hane,fizikçilerse en fazla 15-20 hane kullan›yorlar-ken matematikçiler neden hâlâ fazlas› için u¤-

rafl›yorlar, bilinmez.Pi, matemati¤in her alan›nda, mühendislik-

te, fizikte, istatistikte, mimarl›kta, biyolojide,astronomide, hatta güzel sanatlarda karfl›m›zaç›k›yor. Pi, hem ses hem su dalgalar›n›n rit-minde gizlidir. “Pi”de bir gizem vard›r. Mate-matikçiler bu gizeme dair ufac›k bir iflaret bul-mak umuduyla “pi”nin basamaklar›n›n giderekderinine inmeye çal›flmaktad›rlar.

Pi oran›yla ilgili en eski kaynak, Ahmes ad-l› M›s›rl› bir kâtip taraf›ndan M.Ö. 1650 y›lla-r›nda yaz›lm›fl olan ve Rhind Papirüsü olarakbilinen yaz›d›r. Burada pi say›s› 3,141592 olando¤ru de¤erinin yüzde birinden daha az hatatafl›yordu.

Tarih boyunca pi say›s› üzerinde çal›fl›lm›fl-t›r. Hatta David ve Gregory Chudnovsky Kar-defller en çok basamak hesaplamada dünya re-korunun sahibi olmakla kalmay›p “pi”yi tan›m-lamak için son derece incelikli denklemler ge-lifltirmifllerdir.

‹nsano¤lu hâlâ bir yandan “pi”nin gizemineulaflmaya çal›fl›rken bir yandan da 3,14’ü yan-s›tan 14 Mart tarihini “Dünya Pi Günü” olarakkutlamaktad›r.

Kâinat keflfedilmeyi bekliyorKâinat›n dilinden, kâinat›n fliirinden birkaç kü-çük örnekti bu anlat›lanlar. Oysa o fliir o kadaruzun ve güzel ki… Her m›sras›nda ayr› bir an-lam, ayr› bir bilgi var. Onu okumak için de ön-celikle onun dilini ö¤renmek gerekiyor. Fizik,kimya, geometri, biyoloji ve evrenin evrenseldili matematik…

Siz bu dili ö¤renip o fliiri okudukça onungerçek anlam›n› ve de¤erini bulacaks›n›z. El-bette hayat›n anlam›n› da…

18

Leonardo daVinci’nin alt›n oranla ilgili el

yazmas› notlar› veçizimleri ilgi

çekiyor. Bugünonun resimlerindede alt›n oran›n yerald›¤› ifade ediliyor.

Alt›n orandan Fibonacci dizisine,

uzay›n derinlerinden

atomunparçac›klar›nakadar pek çok

yerde de var olanmatematik ve

say›sal iliflkileri sizde görebilirsiniz.

FYZY SAYI 13 6/5/09 10:48 AM Page 18

Page 19: FYZY Dergisi - Sayı 13

arihler 13 Nisan (Rumi 31 Mart)1909’u gösterdi¤inde Dervifl Vahdetive ‹ttihad-› Muhammedi örgütününyönlendirdi¤i binlerce insan, ellerinde

silahlar, sopalar ve yeflil bayraklarla, Ayasofyasemtindeki Meclis-i Mebusan binas› önündetoplanm›fl hep bir a¤›zdan “Gâvur meclis iste-miyoruz!”, “Gâvurluk istemeyiz, fleriat isteriz.”diye ba¤›r›yorlard›. O gün ‹stanbul, tarihte “31Mart Ayaklanmas›” diye an›lacak bir gerici is-yana daha tan›kl›k ediyordu. ‹syanc›lar›n ilkkatlettikleri milletvekili ve bakanlar oldu. Mec-lisin önünde Adliye Naz›r› Naz›m Pafla ve Lazi-kiye Mebusu Emir Arslan Bey'i linç ederek öl-dürdüler. Bahriye Naz›r› R›za Pafla’ysa öldü sa-n›larak b›rak›ld›.

‹syanc›lara göre gâvurlu¤u Osmanl›’ya sa-dece milletvekilleri, ayd›nlar de¤il “mektepli”dedikleri okumufl askerler de getirmiflti. “Mek-tepli zabit istemeyiz” diye ba¤›r›yor, önlerineç›kan subaylara “Alayl› m›s›n, mektepli misin?”diye soruyor, mektepli olanlar› öldürüyorlard›.Binbafl› Ali Kabuli, Yüzbafl› Nail, Yüzbafl› Sela-haddin, Yüzbafl› Sparati, Mülaz›m Muhiddin,Mülaz›m Selim ilk öldürülenler aras›ndayd›.

‹syana karfl› Y›ld›z Saray› suskundu. Amahareketli olan bir yer vard›; Selanik... Sela-nik'teki 3. Ordu Komutanl›¤›, ‹stanbul’a müda-hale karar› ald›, silah kuflan›p yola ç›kt›. “Hare-ket Ordusu” ad› verilen bu kuvvet 23 Nisan’›24 Nisan’a ba¤layan gece ‹stanbul’a ulaflt›. 24Nisan’da ‹stanbul'da büyük çat›flmalar yafland›ve iki gün sonra gerici ayaklanma tamamenbast›r›ld›. Çat›flmalarda Hareket Ordusu’ndan3'ü subay 71 asker flehit olmufltu.

26 Nisan'da ‹stanbul'da büyük bir cenazetöreniyle flehitler topra¤a verildi. Hürriyet fle-

hitleri için bir an›t›n yap›lmas›na da karar veril-di. An›t için bir yar›flma düzenlendi. Yar›flmay›Mimar Muzaffer Bey kazand›.

II. Meflrutiyet'in üçüncü y›l›nda, 23 Tem-muz 1911'de, “Abide-i Hürriyet An›t›”, büyükbir halk kat›l›m›yla aç›ld›. 31 Mart flehitlerininisimleri tek tek an›ta ifllenmiflti. Mezar odas›nagiren kap›n›n üzerindeyse, “Makber-i fiuheda-iHürriyet (Hürriyet fiehitlerinin Mezar›)” yaz›l›bir kitabe bulunmaktayd›. An›t art›k Osman-l›daki özgürlük hareketlerinin sembolüydü.

Abide-i Hürriyet An›t› bahçesine zamanlatarihimizin önemli isimleri de defnedildi. Vean›t›n bulundu¤u yer “Hürriyet-i Ebediye Te-pesi” ad›n› ald›.

Bugün, “Sonsuz Hürriyet Tepesi”nde meza-r› bulunan tarihî flahsiyetlerden baz›lar›; Sadra-zam Mahmud fievket Pafla, Sadrazam MidhatPafla, Harbiye Naz›r› Enver Pafla, Sadrazam Ta-lat Pafla, Midhat fiükrü Bleda, Mülaz›m At›f(Kamç›l), Eyüp Sabri Akgöl’dür.

fiiflli'de 165 dönümlük bir arazi üzerinde ya-p›lan Abide-i Hürriyet An›t›’ndaysa bugün ara-dan geçen 98 y›l sonunda ac› bir manzara var.Hürriyet-i Ebediye Tepesi’nin bir ucundan be-lediye girmifl; fidanl›k sat›fl yeri açm›fl, çöpkamyonlar›na, t›bbi at›k kamyonlar›na park ala-n› yapm›fl, hurda makinelerini y›¤m›fl. Ötekiucundan radyo ve televizyonlar girmifl, devasabir anten dire¤i dikilmifl. Kalan bahçe k›sm›ysahafta sonlar› piknikçilerin, hafta içinde uyufltu-rucu ba¤›ml›lar›n›n mekân› hâline gelmifl. Çar-p›k yap›laflma, Avrupa yakas›n›n en büyük ad-liye saray› inflaat› ve son günlerde gündeme ge-len arazi üzerindeki miras kavgas›yla Hürriyet-iEbediye Tepesi unutulan tarihimize ve de¤erle-rimize ac› bir örnek olmufl durumda.

TARİH

Bir yok oluşun öyküsü…

Abide-i Hürriyet

19

T

Bugün fiiflli’nin göbe¤inde her taraftan iflgal edilmifl, ya¤malanm›fl, unutulmufl ya da unutturulmufl bir an›t vard›r; Abide-i Hürriyet… Oysa Osmanl›’da özgürlü¤ün, ayd›nl›¤›n simgesi‹stanbul’daki Abide-i Hürriyet (Hürriyet An›t›) ve Abide-i Hürriyet Tepesi’ydi.

2009

1911

Dr. Arif AKDEN‹ZFMV Özel Ifl›k LisesiTürkçe - Sosyal BilimlerBölüm Baflkan›

FYZY SAYI 13 6/5/09 10:48 AM Page 19

Page 20: FYZY Dergisi - Sayı 13

SANAT

erdi¤i ödünç kitaplar›n geri gelmesini is-teyen kitap sahipleri ya da kütüphane-sindeki kitaplar›n kaybolmas›n› isteme-

yen kurumlar, önlem olarak farkl› konularda re-simlerin de yer ald›¤› ekslibrisler yapt›rabilirler.Ekslibris (Exlibris), kitaplar›n iç kapa¤›na yap›fl-t›r›lan bir sahiplik belgesidir. Sözcük olarak“...’n›n kitapl›¤›ndan, ...’n›n kütüphanesine ait”anlam›na gelir. Kitaplar›n tapusu da diyebilece-¤imiz bu küçük boyutlu eserler, ayn› zamandaönemli bir iletiflim arac›d›r.

Ekslibrisler, tamamen estetik kayg›larla yap›-lan, geleneksel bask› resim (gravür, linolyum,a¤aç bask›, litografi, serigrafi) teknikleriyle oldu-¤u kadar yeni teknolojiler (bilgisayar, foto¤raf,ofset bask›) kullan›larak da ço¤alt›labilen ve ge-nifl bir kitleye sanat›n ulaflmas›n› sa¤layan eser-lerdir. Ekslibris için bir malzeme s›n›rlamas›yoktur. Resim sanat›n›n, bask› resmin, grafik ta-sar›m›n›n tüm olanaklar› kullan›labilir.

Ekslibrisin do¤uflu ve geliflimiEkslibrisin ilk ve en eski örne¤inin M.Ö. 1400y›llar›nda aç›k mavi renk bir fayans üzerine ya-p›ld›¤›, bunun da III. Amenofis'in kitapl›¤›na aitoldu¤u ve bu levhalar›n papirüs rulolar›n› koru-mak için kullan›lan a¤aç sand›klara tak›ld›¤›tahmin edilmektedir. Ekslibris; el yazmas› kitap-lar döneminde, 1450 y›llar›nda bafllam›fl bir ge-lenektir. Gerçek anlamda ekslibrisler matbaan›nicad›yla birlikte yap›lm›flt›r. Önceleri sadece ki-lisenin ve prenslerin ellerinde bulunan çok de-¤erli el yazmas› kitaplar, matbaa sayesinde altdüzeydeki soylular ve e¤itim görmüfl burjuva s›-n›f› taraf›ndan da elde edilmifltir. Böylece tek sa-y› olma durumunu kaybeden bu kitaplar›n, h›r-s›zl›ktan ve kaybolmalardan korunmas› için özel

bir mülkiyet iflareti gereklili¤i do¤mufltur.‹lk gerçek ekslibrisin 15. yüzy›lda Güney Al-

manya'da kullan›ld›¤› bilinmektedir. Bunlardanbiri, 1450 y›llar›nda "Igler/kirpi” takma ad›ylabilinen Alman papaz Johannes Knabenberg içinyap›lan ve çay›rda bir çiçe¤i ›s›ran kirpinin re-simlendi¤i ekslibristir.

Matbaayla birlikte kitaplar›n ço¤almas›, busanata ilginin artmas›na neden olmufl ve özellik-le de zengin s›n›f, ekslibris yapt›rmaya bafllam›fl-t›r. Albrecht Dürer, Edvard Munch, Kaethe Kol-witz, Paul Klee, Pablo Picasso, Oscar Kokoschkagibi ünlü sanatç›lar, o dönemin önemli devlet vebilim adamlar›na ekslibris yapm›fllard›r. E¤ilim-lere ve sosyal çevreye göre farkl›l›klar gösterenbu sanat, yarat›ld›¤› dönemin aynas› olup 500y›ldan bu yana sanatsal kayg›larla tasarlanmaktave merakl›lar› taraf›ndan toplanmaktad›r.

Ekslibris, kitaba olan ilgiye ba¤l› olarak gelifl-

20

İstanbul,ekslibrissanatının dabaşkenti oluyor!

VProf. Dr. Hasip PEKTAfi

Ifl›k Üniversitesi Güzel Sanatlar FakültesiGrafik Sanatlar ve Grafik Tasar›m Bölümü,FISAE ve Istanbul Ekslibris Derne¤i Baflkan›

www.istanbulekslibris.org

Martin Monojlin

Süleyman Saim Tekcan

Hannu Paalasmaa

FYZY SAYI 13 6/5/09 10:48 AM Page 20

Page 21: FYZY Dergisi - Sayı 13

me göstermifltir. Kitap okuma oran›n›n yüksekoldu¤u kültürlerde çok daha yayg›n kullan›l-maktad›r. Kitaplar› h›rs›zl›¤a karfl› koruman›nyan›nda önemli bir de¤ifl tokufl objesi de olanekslibrisin koleksiyonculu¤u çok yayg›nd›r. Ko-leksiyoncular, ellerindeki çift bask›lar› di¤er ki-flilerle de¤ifltirerek çok say›da ekslibrise sahipolabilirler.

Avrupa ülkelerinin hemen hemen hepsinde,Amerika’da, Japonya’da, Çin’de ekslibris sanat-ç›lar›n›n ve koleksiyoncular›n bir araya geldik-leri ekslibris dernekleri, baz› ülkelerdeyse eks-libris müzeleri vard›r. Kapsaml› ekslibris y›ll›k-lar› ve periyodik bültenler yay›mlanmaktad›r.Yar›flmalar, sergiler, de¤ifl-tokufl günleri düzen-lenmektedir. ‹stanbul Ekslibris Derne¤inin deüyesi oldu¤u FISAE (Uluslararas› Ekslibris Der-nekleri Federasyonu), iki y›lda bir farkl› ülkedeekslibris kongresi düzenlemektedir. Bu kongre-lerde 40’a yak›n ülkenin sanatç› ve koleksiyon-cusu bir araya gelerek ekslibris de¤ifl-tokufluyapmakta, kültürel al›flveriflte bulunmaktad›r.

Türkiye’de ekslibris Türkiye’nin ekslibrisi tan›mas›, bat›dan al›nm›flkitaplarla olmufltur. Avrupa ülkelerinde yayg›nolarak kullan›lan ekslibrisli kitaplar, ikinci el sa-t›fllarla ülkemize girmifl, bu kitaplar›n sahipleriöldü¤ü zamansa yak›nlar› taraf›ndan kütüpha-nelere ba¤›fllanm›fl veya sahaflara sat›lm›flt›r.Yurt d›fl›ndaki müzayedelerden al›nan ço¤u ki-taplar›n iç kapa¤›nda ekslibris görmek müm-kündür. 1990’l› y›llardan bu yana, özellikle gü-zel sanatlar e¤itimi veren kurumlardaki bask› re-sim ve grafik tasar›m derslerine giren ö¤retimelemanlar›n›n özendirmeleriyle, ekslibris yapankifliler yetiflmeye bafllam›flt›r. Art›k yurt d›fl›ndayap›lan ekslibris yar›flmalar›nda Türk sanatç›lar›ödüller almaktad›r. Yurt içinde ve yurt d›fl›ndagrup sergileri, seminerler, çal›fltaylar düzenlen-mektedir. Yar›flmalar organize edilmekte, yay›n-lar yap›lmaktad›r. Dünyadaki 10 ekslibris müze-sinden biri olarak art›k ‹stanbul’da da bir müze-miz vard›r. 2008 y›l›nda ‹MOGA ‹stanbul Gra-fik Sanatlar Müzesinin bünyesinde ‹stanbul Eks-libris Müzesi kurulmufltur. Uluslararas› düzeyde10.000’e yak›n küçük bir koleksiyona sahip mü-zemiz, ekslibris merakl›lar›n›n ilgisini bekle-mektedir.

Önceki ad› Ankara Ekslibris Derne¤i olan ‹s-tanbul Ekslibris Derne¤i, ekslibris konusundaçok say›da etkinli¤e imza atm›flt›r. 2003 ve2007’de iki ayr› Uluslararas› Ekslibris Yar›flmas›gerçeklefltirmifl olan dernek, Feyziye MektepleriVakf› ve Ifl›k Üniversitesiyle ifl birli¤i içinde; Gü-zel Sanatlar Fakültesi ve IMOGA ‹stanbul GrafikSanatlar Müzesinin katk›lar›yla 2010 y›l›nda 33.FISAE Uluslararas› Ekslibris Kongresi’ni ve bunaba¤l› olarak da son kat›l›m tarihi 23 Nisan 2010olan 3. Uluslararas› Ekslibris Yar›flmas›n› organi-ze etmektedir. ‹stanbul 2010 Avrupa KültürBaflkenti Ajans› taraf›ndan da desteklenen bu et-kinlikle 450’ye yak›n ekslibris sanatç›s› ve ko-leksiyoncusunun, eflsiz tarihi ve do¤as›yla kül-türlerin buluflma noktas› olan ‹stanbul’u keflfet-meleri ve birer kültür elçisi olarak ülkelerinedönmeleri sa¤lanacakt›r. Ayr›ca Türkiye'nin eks-libris sanat›nda geldi¤i nokta uluslararas› plat-forma tafl›nacak, ekslibris yoluyla ülkemiz, kül-tür ve sanat›m›z yurt d›fl›na tan›t›lacak, dünyaülkeleri aras›nda bir kültür köprüsü oluflturula-cakt›r. ‹stanbul, art›k ekslibris sanat›n›n da bafl-kenti olacakt›r.

21

Viladimir Suchanek

Tezcan Bahar

Peter Velikov

Mustafa Okan

Fotini Stephanidi

Konstantin Kalynovych

Hasip Pektafl

FYZY SAYI 13 6/5/09 10:48 AM Page 21

Page 22: FYZY Dergisi - Sayı 13

SAĞLIK

, sinir sistemini her etkiledi-¤inde, etkilenen yerde kal›c›sert bir doku, iz b›rak›r. Ay-

nen vücudumuzun bir yerinde, bir nedenleoluflan bir yaran›n, yerinde kal›c› iz b›rakarakiyileflmesi gibi. Zamanla bu izler ço¤al›r. Hasta-l›¤›n da ad› buradan gelir. Multipl (çok) (M)Skleroz (sert doku) (S).

Ba¤›fl›kl›k sistemiyle ba¤› varMS’in nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte,kiflinin ba¤›fl›kl›k sisteminin hatal› davranmas›sonucu ortaya ç›kmaktad›r. Genetik olarak yat-k›n kiflilerde çevresel faktörlerin de etkisiyle ki-flinin ba¤›fl›kl›k sisteminin merkezî sinir siste-mi hücrelerinden anormal bir sinyal al›p orayayönelmesi sonucu, orada iltihabi bir reaksiyonoluflturmas›d›r. Özellikle de merkezî sinir sis-teminin beyaz cevherinde yer alan hücrelerin(nöron) uzant›lar›n›n d›fl k›sm›nda yer alan vebilgi ak›fl›n›n sa¤lanmas›nda, uyar›lar›n iletil-mesinde çok önemli rolü olan miyelin k›l›f›n›yabanc› gibi alg›lay›p onu yok etmeye kalk›fl-mas›d›r. Bu nedenle bu hastal›¤a demiyelinizanhastal›k denmektedir.

Genellikle yo¤un fiziksel ya da psikojen stres-ler bu sistemin aktive olmas›n› ve yeni bir ata¤›nbafllamas›n› kolaylaflt›rmaktad›r. Her seferindesinir sisteminin de¤iflik bir yeri hedef olabilir. Et-kilenen bölge kiflinin hangi fonksiyonuyla ilgiliy-se, miyelin k›l›f›n›n hasar› sonucu o fonksiyonaksayacakt›r. Örne¤in; görme siniri etkilenmiflsekiflinin görmesi, denge merkezindeki sinirler et-kilenmiflse de dengesi bozulacakt›r.

Söz konusu fonksiyon kay›plar›, hastal›¤›n ilkdönemlerinde miyelinin tamiriyle birlikte geri dö-ner. Ancak zamanla, hele de ›srarl›, fliddetli atakla-

ra maruz kal›rsa kal›c› özürlülükler geliflebilir.

Gençler ve kad›nlarda daha fazlaMS gençlerde ve kad›nlarda daha s›k görülür.Beyazlarda ve özellikle kuzey ülkelerinde dahayayg›nd›r. Ekvator’a yaklaflt›kça görülme s›kl›-¤› azal›r. Ülkemiz orta risk gurubundad›r. Yak-lafl›k yüz binde 25-35 kiflide görülebilece¤inivarsaymaktay›z. Bir baflka deyiflle ülkemizdeyaklafl›k 35 ile 50 bin aras›nda MS’li vard›r.Bunlar›n hemen hepsinin genç eriflkinler olma-s› iflin ciddiyetini göstermektedir.

Nas›l bafllar?MS her türlü merkezî sinir sistemi fonksiyonaksamas›yla bafllayabilir. Ancak en s›k olarak(% 40) duysal dedi¤imiz uyuflma, kar›ncalan-ma, yanma gibi flikayetlerle bafllar. Bu yak›n-malar genellikle kiflinin vücudunun bir yar›m›-n› etkiler. Sa¤ ya da sol, el-kol ya da hem kolhem de baca¤› etkileyebilir. Yine bazen her ikialt ayak, baca¤› etkiler. Hafiften bafllay›p gün-ler içinde artabilir. Bazen tan› konamadan ken-dili¤inden 2-3 haftada geçer.

‹kinci s›kl›kta motor zaafiyetle (kas güçsüz-lü¤ü) ortaya ç›kabilir. Bir el, kol ya da ayn› tarafkol ve bacakta ya da her iki bacakta güçsüzlük,beceri kayb›yla kendini gösterebilir. Yine hafif-ten bafllay›p günler içinde artabilir. Çok hafifolabilece¤i gibi tam güçsüzlü¤e de neden olabi-lir. Hastalar›n neredeyse üçte birinde bir gözdegörme azalmas›yla bafllayabilir. Daha önce her-hangi bir yak›nmas› yokken birden bafllayan vebirkaç günde artan görmede bulan›kl›k ve a¤r›y-la ortaya ç›kabilir. Daha seyrek olarak da çiftgörme, bafl dönmesi, dengesizlik, istemsiz birhareket, idrar yapma sorunuyla kendini göstere-

22

Multipl Skleroz (MS), merkez› sinir sitemini (beyin ve omurilik) de¤iflikzamanlarda ve de¤iflik yerlerden etkileyen, s›kça görülen nörolojikhastal›klardand›r.

Multipl Skleroz (MS)

MSProf. Dr. Sabahattin SA‹P

‹.Ü. Cerrahpafla T›p FakültesiNöroloji Anabilim Dal›

Ö¤retim ÜyesiIfl›k ‹lkö¤retim Okulu Velisi

Merkez› sinir sistemi

FYZY SAYI 13 6/5/09 10:48 AM Page 22

Page 23: FYZY Dergisi - Sayı 13

bilir. ‹lk olaylar -genellikle uygulanan tedavisonras› ya da kendili¤inden- tama yak›n düzelir.

Hastal›¤›n seyir özellikleriMS bir süre sonra, bir baflka flikayetle tekrarla-yabilir. Tekrarlama süresi hastadan hastaya de-¤iflmektedir. Yine bir sonraki etkilenmenin si-nir sisteminin neresinde olaca¤›n› öngörmekmümkün de¤ildir. Bazen y›llarca sessiz kalabi-lir. Hastalar›n üçte ikisinde hastal›k böyle kö-tüleme ve iyileflmelerle (relapsing remitting MS- atakl› MS) seyreder. Bunlar›n bir k›sm›nda za-manla ataklar›n artmas›, bir süre sonra da kal›-c› ve ilerleyici fonksiyon kay›plar› (yürüyeme-me, dengesizlik) ortaya ç›kabilir (ikincil ilerle-yici MS). Bu nedenle bir kifli ne kadar az atakgeçirirse o kadar iyidir. Hastalar›n az bir k›s-m›nda (% 10) hastal›k iyileflme dönemi olmak-s›z›n bafl›ndan beri ilerleyici bir seyir gösterir.(ilerleyici MS) Örne¤in; hafiften bafllayan yürü-me güçlü¤ünün y›llar içinde giderek artmas› vekiflinin yürüyemez hâle gelmesi gibi.

Bulafl›c› ve genetik geçiflli de¤ilMS bulafl›c› bir hastal›k olmad›¤› gibi, genetikgeçiflli bir hastal›k da de¤ildir. Yine kiflinin do-¤urmas›na engel de¤ildir. Beynin derin yap›la-r›n› etkiledi¤inden genellikle akli melekeleri et-kilemez. Evet, bazen ciddi say›lacak fonksiyonkay›plar›na neden olarak yaflam kalitesini etki-ler, ancak yaflam süresini çok etkilemez.

Tan›da öncelikle MR gerekirMS tan›s›, nörolojik disfonksiyon tan›mlayankiflilerin iyi bir t›bbi öyküsü, nörolojik muayene-si sonras› ilgili merkezî sinir sistemi (beyin, omu-rilik) yap›lar›n›n görüntülenmesiyle konur. MSyeni bir hastal›k olmamakla birlikte, 20. yüzy›lsonlar›nda gelifltirilen manyetik rezonans görün-tüleme (MR) yöntemi birçok hastal›¤›n, özellik-le MS’in tan›s›n› kolaylaflt›rm›flt›r. Bu nedenle deart›k çok bilinen, kolay tan›nan, hatta bu neden-le son y›llarda görülme s›kl›¤›nda art›fl m› var so-

rusu sorulmaya ve tart›fl›lmaya bafllanm›flt›r. An-lafl›laca¤› gibi MS tan›s›nda olmazsa olmaz yön-tem MR’d›r. Ancak tan› her zaman kolay de¤il-dir. Sinir sistemini etkileyen bir dizi hastal›klakar›fl›kl›klar yaflanabilir. Bu nedenle tan›n›n do¤-rulanmas› için, baz› hastalarda lomber ponksi-yonla al›nan beyin omurilik s›v›s›n›n incelenme-si, baz› elektrofizyolojik incelemeler ve de¤iflikkan tetkikleri yap›lmas› gerekli olmaktad›r.

Nas›l tedavi edilir?MS henüz tam tedavisi olan bir hastal›k de¤il-dir. Ancak kontrol alt›nda tutulabilen hastal›k-lardand›r. Tedavide amaç; hastal›¤›n ataklar›n›önlemek ve dolay›s›yla en az özürlülü¤e nedenolmas›n› sa¤lamakt›r. Öncelikle kiflinin sa¤l›kl›yaflam koflullar›na uymas› gerekmektedir.Özellikle de afl›r› psikojen ve fiziksel stresler-den uzak durmas› iyi olur.

T›bbi tedavi yaklafl›m›nda atak, koruyucuve semptomatik tedavi söz konusudur. ‹lk ola-rak hastal›¤›n kötüledi¤i, atak yapt›¤› ve her-hangi bir fonksiyon kayb›na neden oldu¤u dö-nemde k›sa süreli yüksek doz kortizon kulla-n›lmaktad›r. 5’le 10 gün aral›¤›nda uygulananyüksek doz kortizon, ata¤› geriletmekte ve kay-bedilmifl, aksam›fl fonksiyonun tekrar kazan›l-mas›n› sa¤lamaktad›r (atak tedavisi). E¤er s›katak geçiriyorsa o zaman da ba¤›fl›kl›k sistemi-ni düzenleyen ya da bazen bask›layan süreklitedaviye geçilmektedir.

Güncel yaklafl›m, ba¤›fl›kl›k sistemini dü-zenleyici ilaçlar›n kullan›lmas›d›r. Bunlar y›l-larca kiflinin her gün ya da gün afl›r› ya da haf-tada bir gibi kendisine i¤ne yapmas› demektir.Bu ilaçlar ba¤›fl›kl›k sisteminde aksayan, hatal›davranan hücreleri düzenleyerek hata yapma-lar›n› minimalize etmektedirler (koruyucu te-davi). Yine bu hastalar›n, a¤r›, uyuflma, bafldönmesi, ayaklarda sertlik, idrar yapma soru-nu, depresyon gibi de¤iflik yak›nmalar›na yö-nelik ilaçlar, özel fizyoterapi yöntemleri uygu-lanmaktad›r (semptomatik tedavi).

23

Normal MR

Anormal MR

FYZY SAYI 13 6/5/09 10:48 AM Page 23

Page 24: FYZY Dergisi - Sayı 13

KOLEKSİYON

u mutfak aletleri koleksiyonu yaz›s›n›nbafll›¤›n› nas›l atay›m diye epey bir dü-flündüm durdum. Ard›ndan rakamla

m› yazsam, yaz›yla m›, tireli mi, tiresiz mi?Sonra ald› beni bir düflünce, yaz›ya giremiyo-rum bir türlü, bir yandan da düflünüyorum;babam annemi sevmez miydi? Bize senelerceniye iflkence çektirdi? ‹yi bir mühendis de¤ilmiydi? Peki ya ard› ard›na s›raland›¤›nda insa-na “Ne alâkâ” dedirten bu sorular› sordurtansebep ne ola ki?

Hemen söyleyeyim, ortada yer darl›¤›ndanyap›lamayan, yap›lsa da bir türlü geliflemeyenbir koleksiyon var da ondan. ‹yi bir koleksiyo-nun karfl›s›na geçti¤inizde ço¤u kez hayalleredalar gidersiniz, koleksiyon sizi al›r baflka dün-yalara götürür, farkl›l›¤› yaflars›n›z, bilgiyle do-lar, keyif al›rs›n›z. Güdük bir koleksiyonsa insa-n›n keyfini kaç›r›r, mutsuz eder, sonunda ken-dinize böyle sorular sormaya bafllars›n›z.

Daha fazla merakta b›rakmayay›m,üç buçu¤a - iki buçuk; 1948’de

Teknik Üniversitenin unutul-maz s›n›f› “Yedi ‹nflaat”tan

mezun babam Asil San-dalc›’n›n ailesi için özenebezene yapt›¤› apartma-n›n mutfa¤›n›n ölçüleri.19 fiubat 1969’da bü-yük bir sevinçle tafl›n-m›flt›k kendi evimize.

O günü senelerce“ev bayram›” olarak kutla-

d›k. Buzdolab›, f›r›n, bulafl›k makinesi, ekmekk›zartaca¤›, tost makinesi, küçük bir yemekmasas›, babam, annem, dedem, kardeflim hepbirlikte bu mini minnac›k mutfa¤a s›¤d›k, ye-dik, içtik y›llarca, boyutlar›n› hiç sorgulama-dan. Misafir geldi¤inde annemin meflhur kaflar-l› rostosu, pilav›, zeytinya¤l› dolmas›, Çerkeztavu¤u, pilaki, kabak salatas›, mavifl tatl›s› vedahi unuttuklar›m›n hepsi bu mutfakta haz›r-lan›yordu. Haftada bir tozu al›n›p on befl gün-de bir eve gelen misafirlerin yüzü suyu hürme-tine ev halk›na aç›lan salonumuz ise k›rk met-rekareye yak›nd›, misafir burada a¤›rlan›yor,biz de misafir sayesinde ayn› anda hem nefesal›yor hem de yemek yeme ifllemini gerçeklefl-tirebiliyorduk.

Babam›n evi yapt›¤› y›l 1969’du, peki yaöncesi? Bildi¤im ve gördü¤üm kadar›yla ‹stan-bul’da evlerin mutfaklar›na ayr›lan pay1920’lerde de ayn›yd›. Dedem Rumeli Caddesiüzerinde ünlü Cabi Palas’ta otururdu. ‹ç içegeçmifl üç büyük salonda bir Formula arabas›

24

fi

Üç buçuğa iki buçuk…

Mert SANDALCIIfl›k Lisesi Mezunu

(1964-1974)

Kartal motifli kurabiye kal›b›. Bozcaada,

XX. yy bafl›.

Çiçek motifli kevgir ve süzgeç.Osmanl›,XIX. yy.

Kahve ve fleker kutusu.Bergama,XX. yy bafl›.

FYZY SAYI 13 6/5/09 10:48 AM Page 24

Page 25: FYZY Dergisi - Sayı 13

rahatça tur atabilirdi dersem ya-lan olmaz. Mutfa¤a gelince ka-ranl›k, izbe iki kiflinin zor ayak-ta duraca¤› bir yerdi. O dereceki evin girifl kap›s›n›n önündekisahanl›¤›n, evin mutfa¤›ndan(hatta bildi¤im tüm mutfaklar-dan) çok daha genifl, ayd›nl›kve ferah bir yer oldu¤unu rahat-l›kla söyleyebilirim.

Eh, flimdi flu derin yemekkültürümüzü bir düflünün, birde flu Amerikal›lar›n hambur-ger, fried chicken, pizza, haz›rÇin yeme¤inden oluflan basitmenülerini. Adamlar›n haz›r yemek-lerin paketlerini açmak ya da k›rk y›lda bir ai-lecek kestaneli hindi yemek için evlerindemutfak için ay›rd›klar› yer, bizim özene bezenekorudu¤umuz, içine kimseleri sokmad›¤›m›zmisafir salonundan büyük de¤il midir? ‹flteböyle düflünceler içinde bir yandan yaz›m›nbafl›nda sordu¤um sorulara cevap ararken di-¤er yandan hiçbir zaman cevab›n› bulamayaca-¤›m bir baflka soru flekilleniyor kafamda. Mü-kemmel bir mühendis olan, varl›¤›n›n ta-mam›n› annemle

bölüflen, onu taparcas›na se-ven babam neden kendi evineüç buçu¤a - iki buçuk m2lik birmutfak yaparak baflta annemolmak üzere hepimizi bu kâbusgibi yere mahkûm etmiflti?1

Belki de cevab› basit, kad›n-lar›m›z, annelerimiz kuflaklarboyu dar mutfaklardan s›k›nt›duymad›lar, onlar için önemliolan görkemli misafir odalar›nasahip olarak efle dosta karfl› boflbir gurur yaflamakt›, bu u¤urdaçektikleri çilenin hiçbir zamanfark›nda olmad›lar, mimarlar› da,mühendisleri de bu yönde yön-lendirdiler asl›nda.

fiimdi bu geçmifli sorgulaman›n nedeni ne-dir sizce? Sebebi basit: Amerika’n›n o geniflmutfaklardan “Elma Soyma Makinesi Ko-leksiyoncular› Derne¤i”, “Viflne Çekir-de¤i Ç›kartma Makinesi Koleksiyon-cular Derne¤i” gibi derneklerdo¤mufl da ondan. Bu ve ben-zeri dernekler 3-4 ayda

25

Ayva rendesi.‹stanbul - Anneanne yadigâr›,1930.

Ahflap ifllemeli kafl›kl›k.Bergama,XIX. yy.

Teneke ve renkli camkullan›larak yap›lm›fl kafl›kl›kEdremit,XX. yy.

Asl›nda niye biriktirmeli kiinsan? Özledi¤i birlezzet, bak›rtencerede bir pilav› kafl›klamak içinmesela...

FYZY SAYI 13 6/5/09 10:48 AM Page 25

Page 26: FYZY Dergisi - Sayı 13

KOLEKSİYON

26

Pirinç fleker kesme aleti. Uzakdo¤u,XIX. yy. Bak›r ve pirinçten mamül tel kaday›f

imalat›nda kullan›lan alet.Gaziantep,

XX. yy.

Ahflap kurabiye kal›plar›.‹skenderun,

1992.

Tulumba tatl›s› imalat›nda kullan›lan alet.‹stanbul - Tahtakale,

2000.

Ocak üzerinde kullan›lmak üzere imal edilmifl kek kal›b›.‹stanbul - Kay›nvalide yadigâr›,1960’l› y›llar.

FYZY SAYI 13 6/5/09 10:48 AM Page 26

Page 27: FYZY Dergisi - Sayı 13

bir yay›nlad›klar› lüks dergilerle üyelerini bilgi-lendirmekte, toplant›lar yapmakta, hatta Kapa-dokya seyahati bile düzenlemekteymifller. Bubilgiyi “Elma Soyma Makinesi Koleksiyoncula-r› Derne¤i”nin Amerika d›fl›ndaki tek yabanc›üyesi bir Türk’ten, Kemal Sunam’dan alm›flt›m.Kendi büyük bir tesadüf eseri Amerika’da birelma soyma makinesi sat›n alm›fl, nedir, ne de-¤ildir diye resimlerini derne¤e yollam›fl, ifle ba-k›n ki bu makine Amerika’da ilk kez görülü-yormufl, hâliyle derne¤e onur üyesi oluvermifl.Dünyan›n hâline bak›n hele bir...

Sözün sonuna gelirken, niye bu kadar ger-ginsin, diyenleriniz olacakt›r. Vallahi müsebbi-bi Sunay, Sunay Ak›n…

Müzecili¤in, koleksiyonculu¤un dertleriondan soruluyor ya bugünlerde.

Geçenlerde f›rsat oldu ayn› sahneyi paylafl-t›k. Amerika’da 18.000 müze oldu¤undan bah-sediyordu sevgili dostum. Bizdeki müzecilik,devletin müzeye bak›fl›, bürokrasi, toplumunbiriktirme bilinci, koleksiyonculuk, koleksi-yoncular...

Bu konular aç›ld›¤›nda o sevecen, o güleçyüzlü harika insan›n yüzünde ona hiç yak›flma-yan ac›y›, ›st›rab› görüyorsunuz birden. Banada hiç yabanc› de¤il, çünkü mutfa¤›mda anne-annemin pirinç ayva rendesini asacak yer bula-m›yorken ben de ayn› ›st›rab› çekiyorum, yü-züm benzer bir flekilde ekfliyor. Kendimi ondagörüyorum ve koleksiyoncunun sorunlar›nabir yenisini daha ekliyorum:

Üç buçu¤a iki buçuk…Dar ve küçük mutfaklar...Üstünde sosyologlar›n, etnograflar›n, antro-

pologlar›n çal›flmas› gereken bir sorun bu as-l›nda. Derdim o ki biraz daha geç kal›rsak kor-

kar›m bu bilim dallar›n›n bafl›nda “paleo” söz-cü¤ü eklenecek ki, o zaman gerçekten yaz›kolacak bizlere.

1 Annem bütün bunlar› duymasa, dergiyi görmese iyi olacak, 70’ine

merdiven dayam›fl hâlen o küçücük mutfa¤›nda mutlu, babama duac›.

Bu arada babam›n meslek bilgisine çok güvendi¤imden laf aras›nda a¤-

z›n› arad›m, gerçe¤i ö¤rendim. Annem kendi için babamdan daha ön-

ce kirada oturdu¤u evin ayn›s›n› yapmas›n› istemifl, hatta bu konuda

biraz da ›srarc› olmufl, sonuçta ortaya böylesi küçük mutfakl› bir ev

ç›km›fl. Allah uzun ömür versin, geçenlerde salondaki koltuklar›n yüz-

lerini de¤ifltirmifl, kap›lar yine kapal›, k›sacas› Garp Cephesi’nde 50

y›ld›r yeni bir fley yok, olmayacak da…

27

Lezzetli yaprak, patl›can, kuru domates dolmalar›n›n s›rr›... Piflirilmifl topraktanyap›lan delikli a¤›rl›k tafl›. Hatay,1995.

Tekel ‹nhisarlar ‹daresi çay fliflesi ‹stanbul,1970’li y›llar.

Unuttu¤umuz tatlar›n s›rr›yaln›zca bozulando¤an›n dengesinden mi?Ya eski mutfaklar›m›z›naraç gereçleri?Onlar yeme¤e farkl› lezzetler katm›yor muydusizce?

FYZY SAYI 13 6/5/09 10:48 AM Page 27

Page 28: FYZY Dergisi - Sayı 13

DÜNYADAN

alk›na sa¤lad›¤› refah düzeyi, g›pta edile-cek bir sosyal güvenlik sistemi, ça¤dafle¤itim düzeyiyle sosyal demokrasinin

tam anlam›yla baflar›ld›¤› bir ülke, Danimarka...Ayn› zamanda yüzölçümü olarak dünyan›n enbüyük adas› olan Grönland’›n ve Grönland’a de-niz yoluyla gidiflte yol üzerinde bulunan ve ‹n-giltere’nin hemen kuzeyinde yer alan Faroe Ada-lar›’n›n da sahibi... Bir zamanlar Vikinglerin ya-flad›¤› bu ülke ve adalar, asl›nda çok zengin ma-

den ve petrol yataklar›n›n da sahibi…Sosyalist sistemin, bir zamanlar›n Rusya’s›-

n› bile k›skand›racak, baflar›l› uygulamalar›nakarfl›n krall›kla yönetilen, 5.5 milyon civar›n-daki nüfusuyla resmî dini (Luteryen Protestan)anayasas›nda yazan ender ülkelerden biri.Ancak Danimarka vatandafl› olmak için dinîinan›fl›n›z›n ne oldu¤u hiç önemli de¤ildir.

Hani zaman zaman politikac›lar›m›z›n mey-danlarda övündü¤ü, Müslüman ama laik ülke-yiz; bunu biz baflar›yoruz övünmesi gibi bir fleybu. Danimarkal› politikac›lar da “Krall›k var;ama sosyalistiz ya da resmen protestan›z; amabiz en laikiz” diyorlard›r herhalde. Hay›r, bun-lar›n hiçbirini duymazs›n›z. Çünkü krall›k tar-t›fl›lmaz, itibar görür; ama demokrasi en ileriseviyelerde de uygulan›r.

Evet, okullar›nda lise son s›n›fa kadar dindersi zorunludur; ama hiçbir zaman LuteryenProtestanl›k ö¤retilmez. Bunun yerine dinlertarihi verilirken s›n›f içinde örne¤in Müslümanö¤renciler ço¤unluktaysa onlar›n dinine aitkavramlar›n a¤›rl›kl› olarak ifllendi¤i bir e¤itimsistemi.

1997 y›l›nda yap›lacak genel seçimlerdenk›sa bir süre önce ana muhalefet partisi liderigece geç saatlerde bir dost ziyaretinden (elbet-te kendi kulland›¤› arac›yla) evine dönerkenkar›flt›¤› ve sadece kendi arac›n›n zarar gördü-¤ü trafik kazas›ndan sonra, polisi arayarak ka-zay› haber veriyor ve yap›lan test sonucu azmiktarda alkol ald›¤› tespit ediliyor. Sonra neoluyor dersiniz? Ertesi gün “Ben bu ülkeye bafl-bakan olamam.” diyerek muhalefet partisi bafl-kanl›¤›ndan istifa ediyor.

Dünyan›n en büyük bira üreticisi bir ülkedüflünün. Alkollü araç kullanan›n alaca¤› ceza,

28

Danimarka bir marka ülkesi… Birçok içecek, t›bbi ilaç, denizcilik ve havac›l›k navigasyon sistemi gibi pek çok ürün Danimarka mal›.

Her fleyin bir

danıskası var!

H

Danimarka’n›n baflkentiKopenhag

Erdo¤an BOZDEM‹RFMV Özel Erenköy Ifl›k Lisesi

ve Fen Lisesi Müdürü

FYZY SAYI 13 6/5/09 10:48 AM Page 28

Page 29: FYZY Dergisi - Sayı 13

belki ömür boyu çekece¤i s›k›nt›lara neden ola-bilir. Bu yüzden, bir y›l trafik kazalar›nda 3 kifliölmüfl. Ertesi y›l 5 kifli. Trafik kazalar›nda % 60art›fl oldu¤u için ülkede nas›l bir panik yafland›-¤›n› tahmin edemezsiniz. Bu durum, televizyon-lar›n en önemli konusu oldu uzun süre.

Nas›l oluyor bütün bunlar? Ülkenin nüfusuaz diyeceksiniz. Ama yüzölçümü de küçük za-ten… Küçük ülke ya da az nüfus mese-lesi de¤il bu. Sistem meselesi. Kül-tür derinli¤i meselesi. Bir ülkedüflünün, 5.5 milyon nüfuslu;ama günlük gazete tiraj› 5milyon civar›nda. Kütüp-hanelerden y›lda ödünçal›nan kitap say›s› 115milyon. Evet, nüfus az;ama GSMH Türkiyekadar. fiimdi diyecek-siniz ki ne üretiyorDanimarkal›lar? Nas›lböyle zengin oluyor-lar? Ne sat›yorlar? ‹s-kandinavya’daki de-yiflle; ‹sveç yapar, Da-nimarka satar, Norveçtafl›r.

Biraz gözlemlerseniz et-raf›n›z›, çok flafl›racaks›n›z.Bo¤azdan geçen gemilere veya yollarda kontey-ner tafl›yan kamyonlara bak›n. Maersk markas›size bir fleyler hat›rlatt› m›? Çevrenizde flekerhastas› var m›? ‹nsülin ilac›n›n ne kadar hayatibir ilaç oldu¤unu bilirsiniz. ‹flte, yap›lan herenjeksiyondan Danimarka’ya belli bir patenthakk›n›n ödendi¤ini de tahmin edebilirsiniz.Ünlü Carlsberg ve Tuborg biralar›n›n, ‹zmir

Çeflme’deki elektrik üreten rüzgâr tribünleri-nin de bu ülkede imal edildi¤ini söyleyebili-rim. Hastanelerimizdeki çok kritik t›bbi cihaz-lar›n, elektronik sanayisinde kullan›lan birçokhassas parçan›n, en kaliteli denizcilik ve hava-c›l›k navigasyon sistemlerinin neredeyse tama-m› Danimarka yap›m›. Tam bir teknoloji devi.

Bu eskiden de böyleymifl. O yüz-den Türkçede mal›n iyisine “Da-niska” denir.

1300’lü y›llarda Rus-ya’n›n kuzeyinden nehir-

ler yoluyla Karadeniz’egelen Vikinglerin ora-

dan ‹stanbul’a gele-rek ticaret yapt›k-lar›, yine Akdenizyoluyla ülkeleri-ne döndükleribirçok kaynak-ta yazar. Hatta

daha sonralar›bunu bilen Os-

manl› donanmas›-na ba¤l› ve Turgut

Reis komutas›ndakibirkaç geminin Cebelitar›kyoluyla Atlantik Okyanu-su’na ve sonra Danimar-

ka’ya gitti¤i, burada bir süre kald›¤›, sonras›n-da ‹zlanda’ya gitti¤i ve buradan 200 ‹zlandal›bayan› alarak padiflaha getirdi¤i söylenir. Amabu Turgut Reis’in, tarihteki bilinen Turgut Re-is olmad›¤› da Danimarka’da bu konuda arafl-t›rma yapan baz› araflt›rmac›lar taraf›ndan ifadeedilmektedir.

Dünyaca ünlü birçok ressam ve mimar›n

29

Danimarka'n›n tarihinde ilk defa Mavi DiflHarald lakapl› I. Harald (910 - 985)taraf›ndan kuruldu¤unu belgeleyen

Jelling kayalar›.

Danimarkal› fizikçi Niels Bohr, Albert Einstein’le birlikte...

Hamlet'in fiatosu...William

Shakespeare’in enönemli yap›tlar›ndanbirinin ana karakteri

Danimarka prensi Hamlet’tir.

FYZY SAYI 13 6/5/09 10:48 AM Page 29

Page 30: FYZY Dergisi - Sayı 13

DÜNYADAN

yan›nda, ünlü fizikçi Oersted, Niels Bohr, as-tronom Tyhco Brahe bu küçük ülkenin insan-lar›. ‹nsan ister istemez bir k›skançl›k duyuyor.

Öyle bir ülke ki, hiç da¤ yok, nehir yok. Ül-kenin denizden ortalama yüksekli¤i 1 m... De-niz ve kara var sadece. Ö¤rencilere da¤›, nehrianlatmaya çal›flan ö¤retmenler; Norveç, ‹sveçveya Almanya’ya geziler düzenliyor, bunlar›göstermek için.

Size biraz da politik bilgiler vereyim. Bu kü-çük Nato ülkesinin çok az askeri var; ama Na-to Genel Sekreteri’ni seçtirebiliyor. Bosna’da,Afganistan’da, Ortado¤u ve Irak’ta çok etkinbir d›fl politikayla her zaman sahnede ve ‹skan-dinavlar›n en etkilisi. BM, AG‹T gibi kurulufl-

larda her zaman çok baflar›l› bir d›fl politikaoyuncusu olan Danimarka’n›n genel olarakTürkiye’yle iyi iliflkileri vard›r. Her f›rsatta ABüyeli¤i konusunda Türkiye’nin önüne konanünlü Kopenhag kriterlerinin de, isim patentid›fl›nda etkin bir d›fl politika göstergesi oldu¤uaç›kt›r. Uluslararas› kurulufllarda o kadar etkinki, Rusya’n›n da¤›lmas›ndan hemen sonra Bal-t›k ülkelerini (Litvanya, Estonya vs.) hemen sa-hiplenerek en k›sa zamanda AB üyesi olmalar›-n› sa¤lad› ve AB içindeki etkin konumunu ar-t›rd›. Zaten her zaman birlikte hareket edenNordik ülkeler (Danimarka, ‹sveç, Norveç,Finlandiya, ‹zlanda) Balt›klar’›n da kat›l›m›ylaçok önemli bir güç oda¤› hâline geldi.

‹sveç yoluyla Finlandiya ve Rusya yolununüzerindeki bu ülke, deniz üstü ve alt›ndan yap-t›¤› yollarla 2000 y›l›nda son kara yolu ba¤lan-t›s›n› gerçeklefltirerek jeopolitik konumunu dagüçlendirmifl, Avrupa’n›n kilit ülkelerinden bi-ri konumuna gelmifltir.

Osmanl› padiflahlar›n›n bile zaman zamançok kritik konularda Danimarka büyükelçileri-ne dan›flt›¤› söylenir. Örne¤in; Vahdettin, Mus-tafa Kemal’i 9.Ordu Müfettiflli¤ine göndermeküzere huzura ça¤›rd›¤›nda Mustafa Kemal birsüre bekleme odas›na al›n›r. Çünkü VahdettinDanimarka Büyükelçisi’yle görüflüyordur. Gö-rüfltü¤ü konu bilinmiyor; ama tarihçi MuratBardakç› bir gün aç›klar herhalde.

30

Danimarka teknolojide oldukça

ileri bir ülke.Dünyadaki rüzgâr

santrali üretiminde de

önemli yeri var.Ancak

geçmifllerini ve atalar›n› da

unutmuyorlar.Ülkede Vikinglerin

geleneksel gemilerinin bugün

yaflayan örneklerinigörmek demümkün.

FYZY SAYI 13 6/5/09 10:48 AM Page 30

Page 31: FYZY Dergisi - Sayı 13

ökkufla¤›, günefl ›fl›nlar›n›n ya¤murdamlalar›nda veya sis bulutlar›nda yan-s›mas› ve k›r›lmas›yla meydana gelen

ve ›fl›k tayf› renklerinin bir yay fleklinde görün-dü¤ü meteorolojik bir olay... Pek âlâ!

Ancak ben gökkufla¤›n›n bilimsel tan›m›ylahiç ilgilenmiyorum! Hatta ço¤u zaman ayn› an-da iki gökkufla¤› görebilece¤imizle, bunlar›nmerkezlerinin ayn›, ancak çaplar›n›n farkl› ol-du¤uyla da ilgilenmiyorum. Biri içteymifl, öte-ki d›flta... Bana ne gökkufla¤›n›n çap›ndan, ya-r›çap›ndan, bana ne en çok rastlanan çeflidininmerkez aç›s›n›n 42° civar›nda olmas›ndan vek›rm›z› rengin d›fl tarafa, mor rengin iç tarafaisabet etmesinden ya da görülen ikinci gökku-fla¤›n›n renklerinin s›ralamas›n›n birincinintersi olmas›ndan... Yeryüzünden bak›ld›¤›ndayar›m daire, uçaktan bak›ld›¤›nda çember flek-linde görülmesinin ilginçli¤i de yetmiyor be-nim gökkufla¤›na olan ilgimi aç›klamaya...

Birçok kültür, gökkufla¤›n› cennetle dünyaaras›ndaki köprü olarak görürmüfl.

Bat› kültüründe umut ve flans simgesi ola-rak görülen gökkufla¤›, Sibirya’da güneflin diliolarak düflünülürmüfl. Güney Amerika’dakiHintlilerse denizin üzerinde görülmesinin birflans oldu¤una inan›rlarm›fl.

Gökkufla¤›, Yunan mitolojisinde cennetledünya aras›ndaki bir ulakken Çin mitolojisin-de Tanr›ça Nuwa’n›n befl ayr› renk tafl kullana-rak gökyüzünde oluflturdu¤u yar›k olmufl.

Beni as›l ilgilendirense gökyüzündeki burenk cümbüflünün bana ne hissettirdi¤i!

K›rm›z›, turuncu, sar›, yeflil, turkuaz mavi,lacivert ve mor: iflte bu cümbüflün baflrol oyun-cular›... Gökkufla¤› k›rm›z›s›yla bana enerji ve-riyor, beni heyacanland›r›yor; turuncusuyla di-

rencimin artt›¤›n› hissediyorum, sar› rengi hiçsevmem, ama güneflin s›cakl›¤›na nas›l hay›rderim?.. Yefliliyle umutlan›r, mavisiyle huzurbulurum. Morun asaletiyle de güçlenirim. ‹çimk›p›r k›p›r olur onu görünce, sevinç dolar içim,çocuklu¤uma k›sa bir yolculuk yapar›m... Ha-ni çocukken alt›ndan geçebilece¤imizi düflü-nürdük de koflar koflar bir türlü yetiflemezdikya!

Ya¤mur ya¤arken günefl açm›flsa e¤er he-men bafl›m› kald›r›r, heyecanla gökyüzündeonu bulmaya çal›fl›r›m; hüznün mutlulu¤a dö-nüflmesini izlemek gibi... A¤lamakla gülmekaras›ndaki köprüdür; s›cak bir gülümsemenindökülen bir damla gözyafl›ndaki yans›mas›d›rgökkufla¤›...

Bir arkadafl›m güneflle ya¤murun dans› di-yor, öteki Tanr›’n›n boya kutusu, bir baflkas› daen güzel yan›lsama... Bir di¤eri kendini luna-parkta, rengârenk bir dönme dolaba binmiflhissediyor, biri de Heidi gibi; mutluluk, umutve sevinçle k›rlarda koflar gibi...

Ya siz ne hissediyorsunuz?

DOĞA

GOKKUSAGI

Gfienay KURTFMV Özel Ifl›k ‹lkö¤retim OkuluMüdür Yard›mc›s›

FYZY SAYI 13 6/5/09 10:48 AM Page 31

Page 32: FYZY Dergisi - Sayı 13

por endüstrisinin pay›na düflen pasta-n›n gün geçtikçe artmas› ve spor vas›ta-s›yla kitlelere en çabuk yoldan ulafl›la-

bilme arzusu, dünya kulüplerinin siyasi ve kül-türel görüfllerini de aç›kça deklare etmeleri içinbirer platform hâlini alm›flt›r. Futbol, oyun ola-rak do¤du¤undan beri sürekli genifl kitlelerin il-gi oda¤› hâline gelmifltir. Oyunun modern biçi-minin do¤uflu, 19. yüzy›l ortalar›nda ‹ngilte-re’de gerçekleflmifltir. Futbol, günümüze kadar90 dakika olmas›n›n ötesinde bir olgu olmufl-tur. Peki futbol sadece bir oyun mudur? Stad-yumlara gelip bu flölene tan›k olanlar sadecefutbol izleyicisi midirler? Bu sorular›n yan›tlar›-n›n “Tabii ki hay›r” oldu¤unu söyleyebilmekiçin zaman tünelinde küçük bir yolculuk yap-mak gerekir.

Modern olimpiyat oyunlar›n›n kurucusu Ba-ron Pierre de Coubertin, dünyan›n gözününüzerinde oldu¤u olimpiyat oyunlar›nda, siyase-tin ve etnik ay›r›mc›l›¤›n yer almas›n› hiçbir za-man onaylam›yordu. Buna ra¤men hemen he-men her olimpiyat oyununda birer boykot ola-y›yla karfl›lafl›l›r. Çünkü bu spor olay›n› o anmilyarlarca insan, televizyonunun bafl›nda canl›olarak izler. Y›llar ilerledikçe, yapt›r›mlar artt›k-ça bu olaylar sadece dört y›lda bir yap›lan olim-piyat oyunlar›ndan, her zaman gündemde olanfutbola do¤ru kaymaya bafllam›flt›r. Futbol hiç-bir zaman sadece bir spor dal›, futbol seyirciside sadece bir taraftar olmam›flt›r. Neden mi?

Avrupa’n›n özellikle güneyinde ve do¤u-sunda futbol camialar›n›n ve taraftar gruplar›-n›n politikleflme süreci, 2. Dünya Savafl› önce-si ve sonras› Avrupa’da yaflanan kaosla do¤ruorant›l›d›r. Baz› futbol kulüplerinin ve taraftargruplar›n›n kurulufl amac› ve misyonu, sosyo-

ekonomik ve yöresel farkl›l›klar göz önündetutularak gerçekleflmifltir. Örne¤in; LiverpoolKulübünü liman ve kömür iflçileri kurarkenChelsea Kulübünü zengin bir zümre kurmufl-tur. Avrupa’n›n baz› ülkelerinin baz› flehir ta-k›mlar›n›n sporla beraber an›lan politik etiket-leri günümüze kadar devam etmekte ve bu ca-mialar›n sportif her organizasyonunda kamu-oyuna belirli politik mesajlar verilmektedir.

Livorno, Bat› ‹talya’n›n liman kentlerindenbirisi. ‹talyan Komünist Partisi’nin 1921’de buflehirde kurulmufl olmas›yla birlikte bu flehir,futbolun yan›nda politik görüfllerini tribünleretafl›mas›yla ünlendi. Futbol tak›m›n›n taraftarlokalinin ad› da bununla ba¤lant›l› olarak1921’dir. Hâl böyle olunca Livorno’nun maçla-r› y›llarca siyasi miting arenas› hâline geldi. Li-vorno’nun stad›nda bulunan Curva Nord (Ku-zey Aç›k Tribün)’da büyük bir Che Guevarabayra¤› as›l› durur. Rusça pankartlar, k›z›l bay-raklar ve anti-faflist semboller bugün bile Li-

32

SPOR

S

Futbola siyaset

Korhan SEÇ‹LM‹fiFMV Özel Ifl›k ‹lkö¤retim Okulu

Müdür Yard›mc›s›

kar›fl›r m›?

FYZY SAYI 13 6/5/09 10:48 AM Page 32

Page 33: FYZY Dergisi - Sayı 13

vorno tribünlerinin vazgeçilmez dekorlar›d›r.Stalin’in do¤um günü bu tribünlerde kutlan›r.En önem verdikleri deplasman maç›ysa Ro-ma’n›n afl›r› milliyetçi kulübü Lazio’yla yapt›k-lar› karfl›laflmalard›r. Bu karfl›laflmalarda futbol,gündemin en küçük parças›d›r. Hepsinden il-ginci, Livorno tribünlerinin, Nas›riye’de ölen34 ‹talyan askeri için sayg› duruflu yapmay›reddetmeleri ve bütün ‹talyan statlar›nda o sa-atte sayg› duruflu yap›l›rken Livorno’nun maç-lar›n› yapt›¤› Armando Picchi Stad›nda o gün,“Nas›riye, Nas›riye” tezahüratlar›n›n inlemesi-dir. Sadece Livorno de¤il, Empoli, Ternana,Ancona, Perugia, Genoa gibi flehirlerin tak›m-lar›nda da bu tip tribün faaliyetlerine rahatçarastlayabilirsiniz. ‹talya’n›n Lazio Kulübü, Li-vorno’nun aksine afl›r› milliyetçili¤i benimse-yen bir camiad›r ve bu görüfllerini oynad›klar›müsabakalarda tribünlerinden s›k s›k yans›t-m›fllard›r. Mussolini’nin tak›m› olarak ünlenenSS Lazio Kulübünde oyuncu transferinin bilebelirli siyasi kriterlere göre yap›ld›¤› zamanlarolmufltur. Lazio da bir Roma Kulübü olmas›nara¤men Roma’yla gerek sportif aç›dan gereksesiyasi aç›dan gergin bir çekiflme içerisindedir.Çünkü sportif rekabet bir tarafa, Roma Kulü-bü, Lazio’ya göre sosyalist bir düflünceye sahip-tir ve camia olarak da burjuvaziyi temsil eder.Livorno ve Roma’n›n Lazio’yla yapt›¤› karfl›lafl-malar bir futbol maç›n›n her zaman ötesindeolmufltur. ‹talya’n›n güneyindeki Napoli tak›m›kuzeye maçlara gitti¤i zaman bile “Afrikal›lar‹talya’ya hofl geldiniz” pankartlar›yla stadyum-larda karfl›lan›rlar. Görüldü¤ü gibi ‹talya gibibir spor, özellikle bir futbol ülkesinde, yerel vesiyasi çekiflmeler spor arenalar›n›n de¤iflmezenstantaneleri olmufltur her zaman.

‹spanya’ya geçti¤inizde geçmifl yüzy›lda ya-flanan iç savafl›n etkisinin stadyumlarda hâlâ gö-rüldü¤ünü anlayabilirsiniz. ‹spanyol taraftarlar›da ‹talyan taraftarlar› gibi politikayla iç içe birgörüntü sergilerler. Cumhuriyetçi harekete des-tek veren Katalonya ve Bask bölgesinin Katalankimli¤ini bütün dünyaya duyurmak isteyen Bar-celona ve Deportivo La Coruna gibi tak›mlar›bulunmaktad›r. Ad› geçen kulüpler için sportifalandaki baflar› ikinci plandad›r. Önemli olan;taraftar›n hep birlikte Katalan milliyetçili¤inidünyaya duyurma yollar›d›r. Katalan milliyetçi-

li¤i öyle bir boyut alm›flt›r ki Barcelona tak›m›,formas›n›n üstüne herhangi bir reklam logosualmaz, futbolcular›n giydikleri forma âdeta birKatalan bayra¤› olarak alg›lan›r.

Tarihinde birçok kez mezhep savafllar›nasahne olmufl Bü-yük Britanya’da,Celtic’le Glas-gow Rangers gi-bi kulüpler ara-s›ndaki rekabet ‹tal-ya ve ‹spanya’ya göre ol-dukça farkl›d›r. Bu iki kulüparas›nda mezhep merkezli rekabeterastlan›r. Protestan mezhebine geçip BüyükBritanya’n›n birli¤inden yana olanlar›n kurdu-¤u Rangers’a karfl› ba¤›ms›zl›k yanl›s› Katolik-ler Celtic’i kurmufllard›r. Aralar›ndaki bu çe-kiflme o kadar radikal durumlara sahne oluyor-du ki örne¤in; Rangers’›n bir Katolik oyuncutransfer etmesi tart›flma konusu dahi olamazd›.

‹ki kulübün taraftarlar› aras›ndaki nefretduygusu, birbirlerine zarar verme boyutunakadar gelmifltir. Ancak flu anki durum; mez-hepsel ayr›mdan ç›k›p tam anlam›yla siyasalanlamda bir ulusal ba¤›ms›zl›k sorunuyla ilifl-kilendirilmifltir. Rangers ‹ngiltere’yle birlikteli-¤i savunurken Celtic, ‹skoçya ve ‹rlanda’n›nba¤›ms›zl›¤›ndan yanad›r.

Öte yandan ‹ngiltere’de di¤er kulüpler ara-s›nda da ekonomik s›n›f farklar›ndan kaynakla-nan rekabetler yaflanmaktad›r. Zengin s›n›f›ntak›m› Chelsea taraftarlar›, liman ve kömür is-çilerinin kurmufl olduklar› Liverpool, DerbyCountry ve Nottingham Forest kulüplerini kü-çümserler. Liverpool, Derby Country ve Not-tingham Forest kulüplerinin taraftarlar›ysa iflçi-likleriyle gurur duyduklar›n› belirtip toplum-daki sosyal statülerini yad›rgamad›klar›n› gös-terirler. ‹ngiliz ›rkç›lar› da Leeds United tak›m›çevresinde toplanm›fllard›r. Bu da ‹ngiltere’de-ki futbolun siyasal boyutu olarak karfl›m›zaç›kmaktad›r.

Yaz›m›n bafl›nda sordu¤um soruya cevapolarak diyebiliriz ki futbol; sadece bir oyun,futbol seyircisi de asla sadece bir taraftar de¤il-dir. Kulüpler, tarihleri boyunca savunduklar›sosyal ve siyasal düflüncelerini kitlelere sporyoluyla duyurmakta ve benimsetmektedirler.

33

FYZY SAYI 13 6/5/09 10:48 AM Page 33

Page 34: FYZY Dergisi - Sayı 13

TARİHTENSAYFALAR

utankhamon’un laneti 1920’li y›llar›nbafllar›nda gazeteler taraf›ndan günde-me getirildi. 1922’de arkeolog Howard

Carter Tutankhamon’un mezar›n› keflfetti¤in-de, Tutankhamon’un mezar›na giren herkesinkorkuya kap›lmas›na neden olan Firavun’unlaneti hikâyesi Daily Express’in Kahire muhabi-rinin yazd›¤› haberle bafllad›. Bu haberde üze-rinde “Bu kutsal mezara her kim giriyorsa çokgeçmeden ölümün kollar› onu ziyaret edecek-tir.” yaz›l› bir kitabeden söz ediliyordu. Oysamezarda böyle bir kitabe yoktu. Ama Carter’inlahitin yan›nda buldu¤u lamban›n üzerinde“Gizli odaya girilmesini önleyece¤im. Benimgörevim, ölüyü korumak.” yaz›yordu. Carter’ingazetelerde ç›kan Tutankhamon’un lanetiyle il-

gili yaz›lanlar›n do¤ru olmad›¤›n› söylemesinera¤men kimse onun söylediklerini dikkate bilealmad›.

Carter’in sponsoru Caernavon Lordu, meza-r›n aç›lmas›ndan birkaç hafta sonra mikrobik birsivrisinek ›s›rmas› sonucu kan zehirlenmesindenölünce bu lanet öyküsü h›zl› bir biçimde yayg›n-l›k kazand›. ‹zleyen y›llarda mezarla iliflkisi olankiflilerden baz›lar›n›n da ölümü bu inanc› pekifl-tirdi. 2002’de British Medical Journal’da yay›nla-nan bir araflt›rmaya göre, Tutankhamon’un la-neti sonucu öldü¤ü öne sürülen 26 kifliden sa-dece alt›s› mezar aç›ld›ktan sonraki ilk 10 y›liçinde öldü. Mezar› gün ›fl›¤›na ç›karan arkeo-log Howard Carter’sa bundan 17 y›l sonra öl-dü.

Her gün yak›n›m›zdaki f›r›ndanveya marketten ekmek al›r›zama ekmekler üzerindekiçentiklere dikkat edenimizpek yoktur. Bu durumdahaks›z da say›lmay›z. Çünkügünümüzde gündelik top-

lumsal yaflant›m›z› dinselinançlar›m›za göre de¤il, laiklik

anlay›fl›na göre belirliyoruz. Oysaekmekler üzerindeki bu çentikler,

çok de¤il, Cumhuriyet’in ilk y›llar›na kadartoplumsal yap›m›zda dinsel bir simge olarakoldukça belirleyiciydi. Bu çentiklere bakarakekme¤i üreten f›r›n›n bir Müslümana m› yoksabir Hristiyana m› ait oldu¤unu anlayabilirdi-niz. E¤er ekme¤in üzerindeki çentik bir taney-se; “Allah birdir” anlay›fl›ndan dolay› o f›r›n›nbir Müslümana, üç taneyse; “teslis” (Tanr›, ‹save Meryem'in ayn› kifli olmalar› inanc›, üçle-me) inanc›ndan dolay› bir Hristiyana ait oldu-¤u anlafl›l›rd›.

34

Dr. Arif AKDEN‹ZFMV Özel Ifl›k Lisesi

Türkçe - Sosyal BilimlerBölüm Baflkan›

Tutankhamon’un laneti bir şehir efsanesi mi?

Diş kirası!

Ekmeğin çentiğindeki anlam

T

Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nda ileri gelen yöneticiler veya eflraftan biri özel-likle ramazan ay›nda iftar saatlerinde konaklar›nda davetler verirlerdi.Davet bitiminde ev sahibi taraf›ndan bu davetlere kat›lan misafirlere te-flekkür niyetiyle bez keseler içinde “difl kiras›” ad› alt›nda para veya hedi-yeler da¤›t›l›rd›.

FYZY SAYI 13 6/5/09 10:48 AM Page 34

Page 35: FYZY Dergisi - Sayı 13
Page 36: FYZY Dergisi - Sayı 13