fikir işçiliği basın iş hukuku ve iş hukuku karşılaştırması- kazım selim Özkan

26
T.C. YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI INTERNET CEZA HUKUKU DERSİ Fikir İşçilerine Yönelik Özel Hükümler ve Basın İş Kanunu ile İş Kanununun Karşılaştırılması Hazırlayan Kazım Selim Özkan Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yener ÜNVER İstanbul–2011

Upload: kazim-selim-ozkan

Post on 08-Jul-2015

2.138 views

Category:

Education


10 download

DESCRIPTION

Kazım Selim Özkan Basın İş hukuku ve iş hukuku karşılaştırması

TRANSCRIPT

Page 1: Fikir işçiliği basın iş hukuku ve iş hukuku karşılaştırması- Kazım Selim Özkan

1

T.C. YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

YÜKSEK LİSANS PROGRAMI

INTERNET CEZA HUKUKU DERSİ

Fikir İşçilerine Yönelik Özel Hükümler ve Basın İş Kanunu ile İş Kanununun

Karşılaştırılması

Hazırlayan

Kazım Selim Özkan

Öğretim Üyesi

Prof. Dr. Yener ÜNVER

İstanbul–2011

Page 2: Fikir işçiliği basın iş hukuku ve iş hukuku karşılaştırması- Kazım Selim Özkan

2

İÇİNDEKİLER

İçindekiler……….……...….………………………………………………………………….2

1. Genel Açıklama…………………………………………………………………………...3

2. Fikir İşçisi Kavramı………………………………………………………………………5

a. Fikir İşçisinin Bağımsızlığı…………………………………………………..9

3. Basın İş Sözleşmesi……………………………………………………………………….9

a. Yapılması…………………………………………………………………...…9

b. Sona Ermesi………………………………………………………………….10

i. Sözleşmenin Fikir İşçisi Tarafından Feshi…………………………10

ii. Sözleşmenin İşveren Tarafından Feshi…………………………….11

iii. Sözleşme İlişkisinin Diğer Nedenlerle Feshi……………………….11

c. Kıdem Tazminatı…………………………………………………………….12

d. Fesih Tazminatı……………………………………………………………...13

e. İş Güvence Hükümlerinde Doğan Tazminat……………………………....13

4. Fikir İşçisine Tanınan Haklar…………………………………………………………..14

a. Ücret……...…………………………………………………………………..14

b. İkramiye Ödemesi………………………………………………………...…15

c. Terfi Ücreti…………………………………………………………………..15

d. Fazla Mesai Ücreti…………………………………………………………..15

e. Ücretli Tatiller...……………………………………………………………..16

f. Yıllık Ücretli İzinler…………………………………………………………16

g. Mazeret İzni…………………………………………………………………17

h. Askerlik ve Gebelikte Ücret………………………………………………..17

i. Mahkumiyet halinde Ücret…………………………………………………18

j. Başka İşte çalışma…………………………………………………………..18

k. Diğer Haklar…....…………………………………………………………...18

5. Basın İş Kanunu ve İş Kanunu Arasındaki Farklar…………………………………..19

a. Basın İş Sözleşmesi…………………………………………………………..20

Page 3: Fikir işçiliği basın iş hukuku ve iş hukuku karşılaştırması- Kazım Selim Özkan

3

b. Terfi Sistemi……………………………………………………………….…20

c. Kıdem Tazminatı…………………………………………………………….20

d. Derhal Fesih Yetkisinde Hak Düşürücü Süre…………………………..…21

e. Deneme Süresi Yönünden Farklar…………………………………………22

f. İhbar Tazminatı Yönünden Farklar……………………………………….21

g. Ücretin Ödenme Şekli Yönünden Farklar…………………………………22

h. Tazminata Esas Ücretler Yönünden Farklar……………………………...22

i. Rekabet Serbestîsi…………………………………………………………...22

j. Tutukluluk halinde ücret……………………………………………………22

k. İkramiye Hakkı……………………………………………………………...23

l. Fazla Çalışma………………………………………………………………..23

m. Askerlikte Ücret……………………………………………………………..23

n. Gebelik Halinde Ücret………………………………………………………23

o. Yıllık Ücretli İzin Bakımından Farklar……………………………………23

6. Sonuç……………………………………………………………………………………..24

Kaynakça…………………….…………………………….……………………………….26

Page 4: Fikir işçiliği basın iş hukuku ve iş hukuku karşılaştırması- Kazım Selim Özkan

4

1. Genel Açıklama

Ülkemizde emek ve sermaye arasındaki ilişkiyi düzenleyen hükümler kısmen Borçlar

Kanunu kısmen de İş Kanun‟da yer almış bulunmaktadır. Borçlar kanunu emek ile

sermayenin karşılıklı durumlarını tamamıyla özel hukuk prensiplerine göre

düzenlemektedir. Buna karşılık İş Kanunu emek ve sermayenin amme hukuku

prensiplerine göre düzenlenmesini amaç bilmiştir. 1

İş Hukuku genç bir hukuku dalıdır. Ticaret Hukuk ya da Borçlar Hukuku gibi yüzlerce

yıllık bir geçmişe sahip değildir. Batıda sanayi devriminde sonra ortaya çıkmıştır ve halen

gelişimini sürdürmektedir. İstikrarsızdır ve siyasi etkilenmelere açıktır. Bu yüzden iş

hukukuna ilişkin kanunlar sık sık değiştirilir.

Batıda 18. Yüzyıl sonlarında önce İngiltere‟de ortaya çıkan sanayi devrimi ekonomik ve

sosyal hayatı derinden etkilemiştir. Dünyayı sömüren Büyük Britanya İmparatorluğu,

sermaye birikimini diğer elverişli şartlarla birleştirerek sanayi devrimi denilen olayı

gerçekleştirmiş ve diğer batılı ülkeler de onu takip etmişlerdir. 2

Sanayi devrimi içerisinde uzunca bir süre ekonomik açıdan zayıf olan ve pazarlık gücü

bulunmayan işçi işverenin sağladığı şartlar içerisinde ve işverenin verdiği ücret ile

çalışmak zorunda kalmıştır. Yine bu dönemde uzunca bir süre emek de alınıp satılabilen

bir mal gibi görülmüş emek arzı fazla iş gücü talebi az ise ücretler düşük olarak

belirlenmiştir. Böyle bir dönemde işçiler için oldukça karanlık bir dönem yaşanmıştır.

İşverenlerin yarattığı sağlıksız iş ortamıyla işçiler iş kazaları, meslek hastalıkları

sonucunda hayatlarını yitirmişler devlet ise bütün bunlara seyirci kalmıştır. Bütün bu

olaylar sonucunda çalışma düzeni ile ilgili sosyal bir patlama meydana gelmiş, sosyalist

düşünceler bu dönemde güçlenmiş “Zincirlerinden başka kaybedecek bir şeyleri olmayan”

işçilerin baskıları sonucunda devlet sendikalaşmayı hukuken kabul etmiş, işçiyi koruyucu

düzenlemeler yapmak zorunda kalarak “İş Hukuku”nun ortaya çıkmasını sağlamıştır.

1Özek Ç, Basın Hukukumuza Göre Fikir İşçileri ile İşverenler Arasındaki Hukuki Münasebet (İÜHFM, 1962,

Cilt XXVIII- Sayı 1,S,61)

2Şakar M, Gerekçeli ve İçtihatlı İş Kanunu Yorumu, 2009 S.5

Page 5: Fikir işçiliği basın iş hukuku ve iş hukuku karşılaştırması- Kazım Selim Özkan

5

Ülkemizde İş Hukuku düzenlemesi 1936 tarihli 3008 sayılı iş kanunu ile

gerçekleştirilmiştir. 3008 sayılı kanun 1967‟de 931 sayılı İş Kanununun yürürlüğe

konmasına kadar uygulanmıştır. 1952‟de Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar

Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun (Basın İş Kanunu), 1954‟de Deniz

İş Kanunu çıkartılmıştır. 3 1970 yılında yürürlüğe giren 1475 sayılı İş Kanunu 2003

tarihinde yürürlüğe giren 4857 sayılı İş kanunu ile yürürlülükten kaldırılmıştır.

İş Kanunu daha ziyade bedenen ve bedenen ve fikren çalışanların haklarını korumak

amacıyla sadece bunları kapsamı içerisine almıştır. Sadece fikren çalışan fikir işçileri ise

bu kanunun hükümleri haricinde kalmıştır. Fikir işçilerinin sosyal haklarının korunması ile

bakımından ve sermayeye karşı garantisiz bir durumda bulunuşu, 1949 yılında bir kanun

tasarısının hazırlanmasına sebep olmuştur. “Özel Teşebbüs Müstahdemleri” adı altında

tüm fikir işçilerini kapsamı içerisine alan bu kanun tasarısı 1950 seçimleri sonucu “kaduk”

olmuştur. Bu kanun tasarısı ile başlayan süreç Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar

Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanunu‟nun (Basın İş Kanunu),

13.06.1952 yılında kabul edilmesi ile mevzuatımız açısından bazı yeniliklerin doğmasına

yol açmıştır. 5953 sayılı kanunun hazırlanmasında Fransız, Alman, Çekoslovakya, Küba,

İtalyan kanunları rol oynamıştır. Kanunun gerekçesinde; “Fikren Çalışan Zümrelerin

sosyal ihtiyaçlarını karşılayacak kanuni tedbirlerin alınmasının amaç teşkil edildiği

belirtilmektedir. Bu amaçla kanun; fikir işçisi ile işveren arasındaki mukavele

mecburiyetini koyan, feshin ihbarı hususunda bir takım emredici hükümler taşıyan,

gazeteciyi moral ve maddi değerler bakımından işverene karşı koruyan ona akdi fesih

yetkilerini tanıyan bir takım reform teşkil edecek hükümler kabul etmiştir. 4

5953 sayılı kanun 1954 yılında 6253 sayılı kanunla tadil edilmiş ve bilhassa ücret, fazla

mesai hususundaki hükümlerde değişiklikler yapmıştır. Bütün bu tadillere ve çalışmalara

rağmen, kanun basın mesleğinde çalışan fikir işçilerini tatmin etmemiş ve fikri emeğin

büyük sermayeye karşı korunamadığı iddiası ileri sürülmüştür. Nitekim bu iddialar

sonucunda 5953 sayılı kanun 1961 tarihinde 212 sayılı kanunla tadil olmuştur. 5

3Şakar M, Gerekçeli ve İçtihatlı İş Kanunu Yorumu, 2009 S.38,39

4 Özek Ç, Basın Hukukumuza Göre Fikir İşçileri ile İşverenler Arasındaki Hukuki Münasebet (İÜHFM, 1962,

Cilt XXVIII- Sayı 1,S,61) 5Özek Ç, Basın Hukukumuza Göre Fikir İşçileri ile İşverenler Arasındaki Hukuki Münasebet (İÜHFM, 1962,

Cilt XXVIII- Sayı 1,S,62)

Page 6: Fikir işçiliği basın iş hukuku ve iş hukuku karşılaştırması- Kazım Selim Özkan

6

1961 tarihinde yürürlüğe giren bu değişiklik yasası gazeteciler arasında büyük bir heyecan

yaratmış ve anılan 10 Ocak günü çalışan gazetecilerin bayramı olarak kabul edilmiştir.

Genellikle yanlış olarak gazeteciler arasında Basın İş Kanunu'ndan 212 sayılı yasa diye

bahsedilmekte ve Basın İş Kanununu kısaca, gazeteci ile işvereni arasındaki ilişkileri

düzenleyen yasa olarak tanımlanmaktadır.6

Yasanın hazırlanması ve çıkartılması sürecinde işverenler sert tepkiler vermiş, yasanın

çıkmaması için çeşitli yöntemler denemişlerdir. Aynı dönemde gazeteciler de yürüyüşler

yaparak karşı tepkilerini göstermişlerdir. Sonuç olarak basın iş kanununda oldukça

kapsamlı değişiklikler öngören 212 sayılı yasa çıkmıştır. Türkiye Gazeteciler Sendikası

1962 yılında 10 Ocak tarihini yasanın çıkması sırasında yaptıkları mücadeleyi vurgulamak

amacıyla „Çalışan Gazeteciler Bayramı‟ olarak kutlama kararı almış ve bu güne kadar „10

Ocak Çalışan Gazeteciler Bayramı‟ olarak kutlanmaktadır.

Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında

Kanun (Basın İş Kanunu) daha sonra 24.04.2003 tarih ve 4854 sayılı; 22.05.2003 tarih ve

4857 sayılı kanunlarla değiştirilmiştir.

2. Fikir İşçisi Kavramı

5953 sayılı Kanunun 1. Maddesinin 1. Fıkrası “Bu Kanun hükümleri Türkiye'de

yayınlanan gazete ve mevkutelerle haber ve fotoğraf ajanslarında her türlü fikir ve sanat

işlerinde çalışan ve İş Kanunundaki „işçi‟ tarifi şümulü haricinde kalan kimselerle

bunların işverenleri hakkında uygulanır” diyerek, kanunun kapsamına yalnız dönemsel

yayın kuruluşlarında çalışan fikir işçilerini almıştır. Yani dönemsel olmayan yayınlarda

çalışan fikir işçileri hakkında bu kanun hükümleri uygulanamayacaktır. Maddenin 2.

Fıkrası ise, dönemsel yayın kuruluşlarında çalışan fikir işçilerin “gazeteci” olarak

isimlendirmiştir. 7

Basın İş Kanunu'nda gazeteci tanımı ilk bakışta kolay gibi görünmesine karşın birçok

unsurdan oluşan karmaşık ve çetrefil bir tanımdır. Öte yandan bu tanım gazeteci

kavramını belirlemekte yetersizdir. Esasen gazetecilik gelişmekte olan ve özellikle

6 Legal İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku 2005 Yılı Mayıs Toplantıları, Basın İş Hukuku Genel Esasları ve

Uygulama Sorunları, S.5 7 İçel / Ünver, Kitle Haberleşme Hukuku, İstanbul 2009, S.218

Page 7: Fikir işçiliği basın iş hukuku ve iş hukuku karşılaştırması- Kazım Selim Özkan

7

teknolojik yeniliklerle ilerlemeler kaydeden bir meslektir. Bu bağlamda tüm

gereksinimleri karşılayacak tam bir yasal tanım verme olanağı bulunmamaktadır. Bu

nedenle olası yetersizlikler karşısında uygulamada gazetecilere ve kuruluşlarına, ayrıca

somut olaylarda vereceği kararlar ile yargı organlarına gazeteciyi belirleme konusunda

önemli görevler düşmektedir.8

Basın çalışanlarıyla ilgili 5953 sayılı yasanın 1. Maddesinde yer alan hükme göre kanun

kapsamı ve gazeteci tanımı ortaya konulmuştur. Buna göre kanunun kapsamındaki

işyerleri Türkiye‟de yayınlanan gazete ve mevkutelerle (süreli yayın) haber ve fotoğraf

ajansları olarak sıralanabilir. Kanunda bahsi geçen “gazete” ve “mevkute” gibi

kavramların nesne anlamında olmadığı günlük gazete ya da daha uzun dönemsel

yayınların basıldığı yer olan işletmenin anlaşılması gerektiği açıktır. Bununla birlikte

gazete ve dönemsel yayının Türkiye‟de yayınlanması bir başka zorunluluktur. Bahsi geçen

dört tür işyerinde fikir ve sanat işyerinde ücret karşılığı çalışanlar, kanunda gazeteci olarak

adlandırılmışlardır. 9

Madde bu hüviyetini 212 sayılı kanunla almıştır. 212 sayılı kanun düzenlenmeden önce

madde, “mevkutelerle, haber, fotoğraf ajanslarında veya benzeri yayım müesseselerinde”

çalışanlar hakkında uygulanacağını ifade etmekteydi. “benzeri yayın müesseseleri”

ibaresinin kaldırılmış olması kanunun uygulama alanını daraltmıştır. 10

Günlük veya çok kısa aralıklarla yayımlanan, günlük haber ileten nispeten büyük boyutta

basılı eser olarak tanımlanabilen gazetenin umuma hitap etmesi ve devamlılık göstermesi

gerekir. Gazetenin yayınlanması bir başka anlatımla basılıp çoğaltılması gerekirse de

günümüzde teknoloji ve iletişimin geldiği nokta itibariyle, gazetenin nesne olarak

dağıtılması basımı ve dağıtımı bir zorunluluk değildir. Gazetenin elektronik ortamda,

umuma açık olarak yayınlanması ve okuyucunun yararına sunulması da mümkündür.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin (17.04.2007 gün 2006/33909 E, 2007/11104 K) verdiği

karar ile elektronik gazetelerin yayın koordinatörlüğünü yapan bir çalışanın “Basın

8 Şuğle Mehmet Ali, 30 soruda basın iş kanununda gazeteci (Mülkiyeliler birliği dergisi, Cilt: XXVII • Sayı 239

S, 416) 9 İçel / Ünver, Kitle Haberleşme Hukuku, İstanbul 2009, S.219

10 Özek Ç, Basın Hukukumuza Göre Fikir İşçileri ile İşverenler Arasındaki Hukuki Münasebet (İÜHFM, 1962,

Cilt XXVIII- Sayı 1, S,63)

Page 8: Fikir işçiliği basın iş hukuku ve iş hukuku karşılaştırması- Kazım Selim Özkan

8

Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında

Kanunu”na göre gazeteci olarak kabul edilmiştir. 11

Maddede yer alan Türkiye‟de yayınlanma ifadesi de bu günün teknolojik gelişimleri ve

ürün hizmet pazarı sınırlarının iyice daralmış olması itibari ile uygulamada sıkıntılar

ortaya çıkartmaktadır. Söz gelimi, Almanya‟da basılan bir gazetenin Türkiye muhabiri bir

çalışan Basın İş Kanununa kapsamı dışında kalmakta, ancak Türkiye‟de yayınlanan bir

gazetede çalışan Alman bir muhabir Basın İş Kanunu kapsamında olacaktır. Bu konu

büyük ihtimalle kaynak yasa olarak alınan Fransız yasasından esinlenerek getirilmiştir.

Günümüz şartlarındaki değişiklikler itibari ile bu durumun kaynak yasa olarak alınan

Fransız yasasında olduğu gibi değiştirilmesi uygun olacaktır. 12

Fikir ve sanat işinde çalışma ölçütü, gazetecilik mesleğinin yerine getirilmesine dair ve

doğrudan doğruya ilgili alanlarda çalışmayı ifade eder. Buna göre, yazar, muhabir,

redaktör, düzeltmen, çevirmen, fotoğrafçı, kameraman, ressam, karikatürist gibi çalışanlar

gazetecilik mesleği ile doğrudan doğruya ilgili olup, gazeteci olarak değerlendirilmelidir.

Ancak aynı tür işyerlerinde teknik sorumlu, şoför, sekreter, muhasebe elemanı, satış ve

pazarlama gibi işlerde çalışanlar gazeteci olarak değerlendirilemezler.13

3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve yayınları Hakkında Kanunun 38.

Maddesinde, özel radyo ve televizyonların haberle ilgili birimlerinde çalışanların da 5953

sayılı kanunun kapsamında olduğunu açıklamıştır. Özel radyo ve televizyonların haberlere

ilgili birimlerinde çalışanlar yönünden fikir ve sanat işi yapma koşulu söz konusu değildir.

Ancak haberle ilgili biriminde çalışma kavramı, haberin oluşumuna doğrudan katkı

sağlama olarak değerlendirilmelidir. Buna göre haber müdürü, muhabir, foto muhabiri,

spiker, haber kameramanı gibi çalışanlar gazeteci olarak değerlendirilmelidir. Bununla

birlikte, uplink görevlisi, şoför, diğer teknik ve idari personel haberin oluşumuna

doğrudan katkısı olmadıklarından gazeteci kavramına dahil değillerdir. 14

11

İçel / Ünver, Kitle Haberleşme Hukuku, İstanbul 2009, S.220 12

Şuğle Mehmet Ali, 30 soruda basın iş kanununda gazeteci (Mülkiyeliler birliği dergisi, Cilt: XXVII • Sayı

239 S,417) 13

İçel / Ünver, Kitle Haberleşme Hukuku, İstanbul 2009, S.220 14

İçel / Ünver, Kitle Haberleşme Hukuku, İstanbul 2009, S.220

Page 9: Fikir işçiliği basın iş hukuku ve iş hukuku karşılaştırması- Kazım Selim Özkan

9

Basın İş Kanunu'nun istisnalar başlıklı 2. maddesi ile getirilen hükümde, 1. Maddenin

kapsamında bulunup da “devlet, vilayet, belediyeler ve iktisadi devlet teşekkül ve

müesseseleriyle sermayesinin yarısından fazlası bu teşekküllere ait şirketlerde çalışan

memur ve hizmetliler hakkında” bu kanun hükümlerinin uygulanmayacağı

belirtilmektedir. Dolayısıyla yasanın anılan bu 2. maddesi hükmü, bu yerlerde iş

sözleşmesi ile çalışan ve çalışması gazetecilik çalışması niteliğinde olanlar bakımından

uygulama alanı bulmaktadır.

Sözü edilen bu kişiler özel hukuka tabi olmaları gazetecilik çalışması yapmalarına rağmen

gazeteci sayılmayacak ve dolayısıyla özel mesleki ve sosyal haklardan

yaralanamayacaklardır. Görüleceği üzere, dönemsel yayını çıkartan kişinin kamu tüzel

kişisi olmamak koşulu ile, gerçek veya tüzel kişi olması önemli değildir. Nitekim

Yargıtay, bir işçi sendikasının çıkartmış olduğu bir gazete yazı işler müdürünün emekli

olduktan sonra gazeteci olarak kabul etmiş ve kıdem tazminatı talebini haklı bulmuştur.15

(9. HD 3.2.1987, E 10722/K 952 )

Bu istisnanın sebebini Özek, bu tür işyerlerinde çalışan kişilerin memur statüsüne dahil

oluşları ve Devlet Memurları Kanununun himayesinde bulunmaları olarak yorumlamıştır.

Bu fikir işçilerinin zaten bir teminata sahip olduklarını ikinci bir teminattan istifade

etmelerinin gereksiz görüldüğünü ifade etmiştir. Yine Özek, 5953 sayılı Kanunun çalışma

komisyonu gerekçesinde, kanunun amaç itibariyle, hususi sektörde çalışan basın fikir

işçilerinin haklarını korumak maksadıyla hazırlandığının belirtildiğini ifade etmiştir.16

a) Fikir işçisinin bağımsızlığı

Günümüzde Basın sektörü sermaye tarafından bir yatırım alanı olarak görülmeye

başlanmıştır. Bununla birlikte basının ülke yönetimlerine üzerinde önemli bir güç odağı

oluşturabilme potansiyeli de bir gerçektir. Bu nedenlerle basın sektöründe tekelleşmeye

giden sermaye yapıları oluşmaya başlamıştır. Oluşacak bu tekelleşme basını, toplumu

bilinçlendirme işlevini bağımsız bir şekilde yerine getirme rolünden uzaklaştıracak aynı

zamanda çalışanların hakları açısından da olumsuz sonuçlar doğuracaktır. Nitekim

ülkemizde sermaye yapısı bakımından ele alındığında basın yayın organlarının belirli

15

İçel / Ünver, Kitle Haberleşme Hukuku, İstanbul 2009, S.221 16

Özek Ç, Basın Hukukumuza Göre Fikir İşçileri ile İşverenler Arasındaki Hukuki Münasebet (İÜHFM,

1962, Cilt XXVIII- Sayı 1, S,67)

Page 10: Fikir işçiliği basın iş hukuku ve iş hukuku karşılaştırması- Kazım Selim Özkan

10

gruplarda toplandığı görülmektedir. Aynı zamanda sermayedarların basın yayın organı

sahipliğinin yanı sıra başka işlerle de meşgul oldukları; bu işlerinde rekabet avantajı

yaratmak amacıyla sahip oldukları basın gücünü kullandıkları değerlendirilmektedir.

3. Basın İş Sözleşmesi

a) Yapılması

Gazeteci ve işveren arasındaki basın iş sözleşmesinin yazılı yapılması mecburidir. Bu

yükümlüğe uymayan işveren her sözleşme için para cezasına mahkum edilir. Ancak bir

geçerlilik koşulu olmayan yazılı şekil koşulu gazeteci aleyhinde kullanılamaz. Yazılı

sözleşme olmadan çalıştırılan gazeteci ücrete yine de hak kazanır. 17

Öğretide bazı yazarlar yazılı sözleşmenin geçerlilik koşulu olduğunu savunurken baskın

görüşe göre bu bir ispat şartıdır. Mecburiyetin ispat şartı olacağını savunan yazarlar

bakımından yazılı sözleşme zorunluluğunun geçerlilik koşulu değil ve fakat gazetecinin

haklarını korumak bakımından önlem niteliğinde olduğu vurgulanmaktadır.

Yargıtay da yazılı sözleşme zorunluluğunun ispat şartı olduğunu kabul etmektedir.

Gerçekten de yazılı sözleşme zorunluluğunun geçerlilik koşulu olarak kabulü,

uygulamada gazeteci aleyhine sonuçlar doğurabilir. Yasa Koyucunun amacı bu hükümle

gazetecilerin çalışma koşullarında belirlilik yaratmak ve güçlendirmektir.18

Bilindiği üzere

iş kanunu esas itibari ile işçiyi koruyan bir kanundur. Mevzuatın açık olmayan

hükümlerinin yorumlanmasında boşlukların doldurulmasında bu amaç göz önünde

tutulmaktadır.19

Bu anlamda bakıldığında yazılı bir sözleşme olmasa bile bir işverene bağlı olarak

gazetecilik yaptığını ispat eden bir çalışan Basın İş Kanunun tanıdığı tüm haklardan

yaralanacaktır.

17

İçel / Ünver, Kitle Haberleşme Hukuku, İstanbul 2009, S.221 18

UÇUM Mehmet – KARATAŞ Hüseyin, İşçilik hakları bakımından İş kanunu basın iş kanunu karşılaştırması 19

Çelik Nuri, İş Hukuku Dersleri, İstanbul 2010, S. 21

Page 11: Fikir işçiliği basın iş hukuku ve iş hukuku karşılaştırması- Kazım Selim Özkan

11

4. madde yapılacak basın iş sözleşmesinin içermesi zorunlu olan konuları da

belirlemektedir. Bunlar

İşin nev‟i

Ücret miktarı

Gazetecinin kıdemi

Gazetecinin iki yıllık mesaisi sonunda ücretinin yüzde kaç nispetinde artırılacağı,

hususlarının mukavelede açık bir şekilde gösterilmesi şarttır.

Bu hususlardaki herhangi bir değişikliğin de sözleşmeye eklenmesi gerekir. Gösterilmesi

gereken mecburi hususlar sözleşmede yok ise, işveren yine 26. Maddeye göre

cezalandırılır.

Basın iş sözleşmesinin yapılışı işveren tarafından; feshi, fesheden tarafından Bölge

Çalışma Müdürlüğüne, mülkiye amirliğine ve eğer gazeteci üye ise sendikasına, değilse en

fazla üyesi olan mesleki teşekküle on beş gün içinde beyanname ile bildirilir. Beyanname

mülkiye amirleri tarafından, gazetecinin kıdeminin tespiti için hemen Bakanlığa bildirir.

Bunun gibi, işverenlerin dönemsel yayında, çalışanların miktarını o iş yerinin kurulu

bulunduğu mahal için İş Kanunun uygulanmasıyla görevli makama yazılı olarak bizzat

veya taahhütlü mektupla bildirmeleri mecburidir. 20

b) Sona ermesi

i) Sözleşmenin Fikir İşçisi Tarafından Feshi

Belirli süreli olmayan bir sözleşme gazeteci tarafından ihbar yolu ile feshedilebilir. Bunun

için gazetecinin en az bir ay önce işverene yazılı ihbarda bulunması şarttır. Kanun bu

halde gazeteciye bir hak tanımış değildir. Ancak gazeteci bir ay daha işyerinde çalışmak

istemiyorsa, bir aylık ücreti tutarındaki tazminatı işverene ödeyerek sözleşmeden doğan

ilişkiye hemen son verebilir. Sözü geçen ihbar süresi sözleşme ile uzatılabilse de

kısaltılamaz. 21

20

İçel / Ünver, Kitle Haberleşme Hukuku, İstanbul 2009, S.222

21

İçel / Ünver, Kitle Haberleşme Hukuku, İstanbul 2009, S.222

Page 12: Fikir işçiliği basın iş hukuku ve iş hukuku karşılaştırması- Kazım Selim Özkan

12

ii) Sözleşmenin İşveren Tarafından Feshi

İşveren Kanunun 6. Maddesi gereğince belirli fesih ihbar sürelerine uymak kaydı ile

sözleşmeyi feshedebilir.

Hizmet süreleri en az 5 yıl olan fikir işçilerinin sözleşmelerinin feshi için tanınan

süre 3 ay

5 yıldan az hizmet süresine sahip gazetecilerin sözleşmelerinin feshedilmesi için

uyulması gereken ihbar süresi 1 aydır.

Bahsedilen ihbar sürelerinin üzerinde süreler sözleşmede belirlenebilir. Ancak bu

sürelerden daha az ihbar süreleri belirlenemez. İşveren ihbar sürelerine uymak

istemediği durumda, ihbar sürelerine karşılığı olan ücret miktarını tazminat olarak

gazeteciye ödeyerek sözleşmeyi feshedebilir.

11. maddeye göre işveren ihbar süresine uymak zorunda olmadan sözleşmeyi feshetme

hakkına sahiptir. 11. Maddenin 3. Fıkrasına göre “Vazifesinin ifasiyle ilgili hususlarda

gazetecinin bilerek veya ağır bir ihmali neticesi olarak mevkutenin itibar veya şöhretine

halel verecek fiil ve harekette bulunması hali işverene ihbar mühletini beklemeden iş

akdini derhal feshetmek hakkını veren ağır sebeplerden sayılır” demektedir. Bu sebeple iş

sözleşmesinin feshedilmesi durumunda herhangi bir tazminat hakkı doğmaz.

ii) Sözleşme İlişkisinin Diğer Nedenlerle Sona Ermesi

Belirli süreli basın iş sözleşmelerinde sürenin dolması halinde, sözleşme ilişkisi sona erer.

Burada kanun fikir işçisine herhangi bir talep hakkı tanımış değildir.

Kanunun 17. Maddesi Mevkute yayınının her ne sebeple olursa olsun tatil edilmesi

halinde çalışanlar, yayının durdurulması tarihinden itibaren iki ay ücretlerini alırlar. Bu

süre dolduktan sonra ise sözleşme sona ermiş sayılacaktır. Aynı maddeye göre, bu

durumda gazetecilere tazminatları öncelikle ödenecektir. Bu tazminat da 6. Madde

esaslarına göre hesaplanacaktır. 22

Basın iş sözleşmesinin gazetecinin ölümü ile sona ermesi halinde eşi ve çocuklarına,

bunlar bulunmadığı takdirde geçimi kendisine bağlı aile efradına, ölen gazetecinin aylık

22

İçel / Ünver, Kitle Haberleşme Hukuku, İstanbul 2009, S.225

Page 13: Fikir işçiliği basın iş hukuku ve iş hukuku karşılaştırması- Kazım Selim Özkan

13

ücretinin üç mislinden az olmamak üzere kıdem hakkı tutarında ölüm tazminatı verilir. Bu

tazminat, kıdem tazminatı değil ve fakat kıdem hakkına göre belirlenen ölüm tazminatıdır.

Bu doğrultuda bu tazminatın hesaplanması sırasında çalışanın mesleğe giriş tarihi dikkate

alınmalıdır. Ölüm tazminatının ödenmemesi durumunda işveren ağır para cezasına

çarptırılır. 23

c) Kıdem Tazminatı

İş sözleşmesinin işveren tarafından feshi halinde fikir işçisi için önemli bir hak olan kıdem

tazminatı hakkı doğar. 5953 sayılı Kanun‟un 6. maddesine göre, gazetecinin kıdem

tazminatına hak kazanabilmesi için meslekte en az beş yıl çalışmış olması gerekir.

Gazetecinin kıdem hakkı için gereken beş yıl çalışma ön koşulu gazetecinin mesleğe ilk

giriş tarihinden itibaren hesaplanır ve sözleşmenin işveren tarafından feshi halinde her

hizmet yılı için 1 aylık ücret tutarında tazminat fikir işçisine ödenir. Bir defa kıdem alan

gazetecinin kıdemi yeni işine girişinden itibaren hesaplanır. 24

Basın iş sözleşmesinin gazeteci tarafından haklı nedene dayalı olarak feshedilmesi de

kıdem tazminatı ödenmesini gerektirir. Kanun‟un 11. maddesine göre “mevkutenin veçhe

ve karakterinde gazeteci için şeref ve şöhretini veya umumiyetle manevi menfaatlerini

ihlal edici bir vaziyet ihdas edecek şekilde bariz bir değişiklik vukuu halinde gazeteci

ihbar mühletini beklemeden akdi feshedebilir.” 2. fıkrada bu şekilde fesih bildiriminde

bulunan gazetecinin, işverenin kusuru neticesinde basın iş sözleşmesini feshetmesi halinde

alması gereken tazminat miktarı kadar tazminat isteyebileceği düzenlenmiştir.

Basın İş Kanunu‟nun 6. maddesinde zarar etmekte olan işverenleri koruyucu bir hüküm

getirilmiştir. Zarar etmekte olan işveren, maddi imkânsızlık nedeniyle gazetecinin

tazminatını tek seferde ödeyemezse, ödemeyi bir yıl içinde ve dört taksitte

yapılabilecektir. .25

23

Özek Ç, Basın Hukukumuza Göre Fikir İşçileri ile İşverenler Arasındaki Hukuki Münasebet (İÜHFM, 1962,

Cilt XXVIII- Sayı 1, S,97) 24

Özek Ç, Basın Hukukumuza Göre Fikir İşçileri ile İşverenler Arasındaki Hukuki Münasebet (İÜHFM, 1962,

Cilt XXVIII- Sayı 1, S,82) 25

Şuğle Mehmet Ali, 30 soruda basın iş kanununda gazeteci (Mülkiyeliler birliği dergisi, Cilt: XXVII • Sayı

239 S,428)

Page 14: Fikir işçiliği basın iş hukuku ve iş hukuku karşılaştırması- Kazım Selim Özkan

14

d) Fesih Tazminatı

6. maddenin 7. Fıkrası “Hizmetine bu madde hükümlerine göre son verilen gazeteciye

feshi ihbar edilen mukavelenin taallük ettiği her hizmet yılı veya küsuru için, son aylığı

esas ittihaz olunmak suretiyle her yıl için bir aylık ücreti miktarında tazminat verilir.

Ancak, yıllık hizmetin altı aydan az kısmı nazara alınmaz. İlk mukavele yılında bu miktar

hesaplanmaz” demektedir. Görüldüğü üzere kanun sözleşmenin işveren tarafından feshi

halinde, gazeteciye meslek kıdemine bakılmaksızın sırf fesihten dolayı bir tazminat hakkı

da tanımıştır. Fesih tazminatı olarak isimlendirilebilecek bu tazminatın hesaplanmasında

gazetecinin o işyerine girdiği tarih esas alınacak ve son aldığı ücret üzerinden bulunacak

tutar kadar tazminat ödenecektir. Böylece meslekte en az 5 yıl çalışmış olan gazeteciler,

mesleğe ilk giriş tarihinden itibaren hesaplanacak ve son çalıştığı iş yerindeki hizmet

süresini kapsamayan kıdem tazminatının yanı sıra son iş yerindeki çalışma süresi

üzerinden hesaplanacak bir de fesih tazminatı alacaklardır. Bu ikinci çeşit tazminatta fikir

işçisinin meslekte en az 5 yıl çalışması aranmadığı için ki 5 yılını doldurmamış gazeteciler

de bu haktan yararlanabilecekler, buna karşılık kıdem tazminatı isteyemeyeceklerdir.26

e) İş Güvencesi Hükümlerinden Doğan Tazminat

İş güvencesi hükümlerinin kıyas yolu ile fikir işçilerine de uygulanması amacıyla 4857

sayılı Kanun‟un 116. maddesi ile Basın İş Kanunu‟nun 6. maddesi değiştirilmiş, İş

Kanunu‟nun 18, 19, 20,21 ve 29 maddelerinin kıyas yoluyla Basın İş Kanunu‟na

uygulanma imkânı getirilmiştir. Böylece gerek bireysel işçi çıkarma gerekse toplu işçi

çıkarma ile ilgili güvenceler getirilmiştir.

Buna göre, iş güvencesi hükümleri belirsiz süreli basın iş sözleşmeleri için

uygulanabilecektir. İşyerinde çalışan sayısı, altı aylık kıdem, gazetecinin işveren vekili

olmaması gibi koşullar da gözetilecektir. İşçiden ve işyerinden kaynaklanan fesih

nedenlerine dayanılacaktır. Sonuçta işveren, ancak gazeteci işçinin, yetersizliğinden,

davranışlarından yahut işyeri, işletme ve işin gereklerinden kaynaklanan bir nedenle fesih

yapabilecektir. Bu doğrultuda 4857 sayılı yasanın kıyas yolu ile uygulanan iş güvencesi

hükümleri fikir işçisini tam anlamı ile iş güvencesi getirmediği bir gerçektir.

26

İçel / Ünver, Kitle Haberleşme Hukuku, İstanbul 2009, S.224

Page 15: Fikir işçiliği basın iş hukuku ve iş hukuku karşılaştırması- Kazım Selim Özkan

15

Toplumsal önemi olan bir işi gerçekleştiren fikir işçilerinin, işlerini kaybetme korkuları

olmadan görevlerini yerine getirebilmeleri için güçlü sermaye karşısında kendi

mesleklerinin ruhuna özgü düzenlenmiş iş güvencesi esaslarına göre korunmaları daha

doğru olacağı değerlendirilmektedir.

4. Fikir İşçisine tanınan Haklar

a) Ücret

Ücretin peşin ödenmesi emredici bir kural olup aksi kararlaştırılamaz.

İşveren fikir işçisine gördüğü hizmet karşılığı ücret ödemekle yükümlüdür. Ücretin

miktarı basın iş sözleşmesinde belirtilir. Kararlaştırılan ücretin her ay peşin ödenmesi 14.

maddenin gereğidir. Bu nedenle, sözleşme ile bir başka biçim ödeme kararlaştırılmaz.

Ücretler zamanında ödenmezse, geçen her gün için yüzde beş oranında fazla ödeme

yapılır. Ayrıca, zorunluluk hali dışındaki gecikmelerde, kanun işveren hakkında bin beş

yüz Türk Lirası idari para cezası öngörmüştür. (27. m.).

Kanunun 25. maddesi, kanundaki yükümlülükleri yerine getirmek zorunda olan işverenin,

bunu karşılamak için, gazetecilerin ücretlerini indirmesini yasaklamıştır. Buna karşın,

işveren fikir işçilerinin ücretlerini azaltma yolunu tutarsa Kanun‟un 5728 sayılı Kanunun

147. maddesi ile değişik 30/1. maddesi gereğince iki bin beş yüz Türk Lirası idari para

cezası verilir. 27

Kanunun 15. Maddesine göre fikir işçisi sözleşmesinde yazan hükümler dışında işveren

tarafından verilen işler veya sipariş edilen veya yayınlanması kabul edilen yazılar için

ayrıca ücrete hak kazanır. Bu işlerle ilgili ilave ücretler için sigorta primi ödenmesi

mecburidir.

b) İkramiye Ödemesi

Fikir işçileri 14. Maddenin son fıkrasına göre her hizmet yılı sonunda işverenin elde ettiği

karın emeklerine düşen nispi karşılığı olarak asgari birer aylık ücret tutarında ikramiye

alırlar. Her ne kadar kanunla en az bir aylık ücret tutarında ikramiye hakkı verilmiş olsa

da; madde içinde geçen hizmet yılı, işverenin kar etmesi şartı uygulamada sorunlar ortaya

çıkartacaktır.

27

İçel / Ünver, Kitle Haberleşme Hukuku, İstanbul 2009, S.226

Page 16: Fikir işçiliği basın iş hukuku ve iş hukuku karşılaştırması- Kazım Selim Özkan

16

c) Terfi Ücreti

Kanun fikir işçisinin terfisini işverenin tek taraflı iradesine bırakmamak ve böylelikle

fikirlerini daha özgür ifade etmesini sağlamak amacıyla terfi sistemi öngörmüştür. Buna

göre 4. maddenin son fıkrası gereğince, “iki yıl gazetede çalışmış olan gazeteci terfie hak

kazanır. Terfi mukavelede tespit edilen yüzde nispetinde yapılır”. Terfi ile ne ölçüde bir

artışın olacağı tarafların özgür iradelerine bırakılmıştır.

d) Fazla Mesai Ücreti

Gazetecilere yapılacak diğer bir ödeme “fazla mesai ücreti”dir. Fazla mesaiden maksat,

günde sekiz saati aşan çalışmalarla, ulusal bayram, genel tatiller ve hafta tatillerinde

yapılan çalışmalardır. Fakat fazla mesai günde üç saati geçemeyeceği gibi, Pazar

gününden başka bir gün hafta tatili yapan gazeteci, Pazar günü fazla mesai yapmış

sayılmaz. Fazla saatler hesaplanırken, yarım saatten az olan süreler yarım saat, fazlası ise

bir saat sayılır. Fazla mesai ücreti normal çalışma ücretinin yüzde elli fazlasıdır. Ancak

24.00‟dan sonraki saatlerin ücretleri bir katı fazlasıyla ödenir. Fazla mesai ücretinin

ödeme zamanı, fazla mesaiyi izleyen ilk normal ücretin ödeneceği zamandır. Gününde

ödeme yapılmadığı takdirde, işveren, her geçen gün için yüzde beş fazlasıyla ödeme

yapmak zorundadır (ek madde 1).28

28

İçel / Ünver, Kitle Haberleşme Hukuku, İstanbul 2009, S.225??????? sayfa numarasını doğrula.

Page 17: Fikir işçiliği basın iş hukuku ve iş hukuku karşılaştırması- Kazım Selim Özkan

17

e) Ücretli tatiller

Kanunun 19. maddesi, gazeteciye altı günlük fiili çalışmadan sonra bir günlük ücretli

dinlenme izni verilmesini kabul etmiştir. Gazetecinin görevi devamlı gece çalışmasını

gerektiriyorsa ücretli hafta tatili iki gündür.

Belirtmek gerekir ki, 5953 sayılı Kanun‟un 1993 yılına kadar yürürlükte kalan 20.

maddesine göre, Şeker ve Kurban Bayramlarında da çalışmayan gazeteciye ücreti aynen

ödenmek zorundaydı. Mülga olan bu düzenlemeye göre, işveren bu ücret, bir zorunluluk

olmadığı halde ödemezse, Kanun‟un 27. maddesi uyarınca ağır para cezası ile

cezalandırılmaktaydı. Ancak, söz konusu 20. madde Anayasa Mahkemesi tarafından

20.1.1993 tarih ve E.1992/36, K.19934 sayılı Karar ile iptal edildiğinden, belirtilen ücreti

ödemek ve para cezasını öngören hükümlerin bir fonksiyonu ve işlerliği kalmamıştır.29

f) Yıllık ücretli izin

Gazetecilerin yıllık ücretli izin haklarını düzenleyen 21. Maddeye göre yayın organının

günlük olup olmamasına göre farklı şekilde düzenlenmiştir. Maddeye göre,

Günlük bir dönemsel yayında çalışan gazeteciye,

En az bir yıl çalışmış olmak şartıyla, yılda dört hafta tam ücretli izin verilir.

Gazetecinin mesleğindeki hizmeti on yıldan yukarı ise verilecek yıllık ücretli izin altı

haftadır.

Gazetecinin çalıştığı dönemsel yayın günlük değilse, her altı aylık çalışma dönemi

için iki hafta ücretli izin verilir.

Yıllık ücretli izin süresinin hesaplanmasında meslekteki fiili hizmet süresi göz önünde

tutulur. Basın iş sözleşmesinde gazetecinin izin hakkından feragat ettiğine dair kayıtlar

varsa, bunlar geçersizdir. Gazeteciye yıllık iznini vermeyen veya izin vermiş olup da izin

süresine ait ücretini ödemeyen işveren, izin karşılığı olan ücretlerin toplamının iki katını

ilgili gazeteciye ödemeye ve ayrıca bu miktarda ağır para cezasına mahkum edilir30

(29.

m.).

29

İçel / Ünver, Kitle Haberleşme Hukuku, İstanbul 2009, S.227 30

İçel / Ünver, Kitle Haberleşme Hukuku, İstanbul 2009, S.227

Page 18: Fikir işçiliği basın iş hukuku ve iş hukuku karşılaştırması- Kazım Selim Özkan

18

g) Mazeret izni

Kanunun 19. maddesinin 2. Fıkrası, ücretli tatillerin ve yıllık ücretli izinlerin dışında

gazeteciye ücretli mazeret izni hakkı da tanımıştır. Bu hüküm gereğince, gazetecinin

Çocuğu dünyaya gelmişse üç gün,

Eşi ve çocuğu, anası veya babası öldüğü zaman dört gün,

Çocuğu evlendiği, kardeşi, büyükannesi veya büyükbabası veya torunu öldüğü zaman

iki gün

kendisine olağanüstü ücretli izin hakkı tanınır. Bu izinler diğer yasal izin ve tatil

sürelerinden indirilemez.31

h) Askerlikte ve gebelikte ücret

16. madde, silahaltına alınan gazeteciye bazı olağanüstü haklar tanımıştır. Şöyle ki, ilk

muvazzaf askerlik hizmeti için silahaltına alınan gazeteciye normal askerlik süresince son

aldığı ücretin yarısı ödenecektir. Gazeteci talim veya manevra dolayısıyla silahaltına

alınmışsa, bu süre içinde ücret hakkını aynen koruyacaktır. Ancak, askerlik sırasında

askeri hizmet karşılığı devletten aylık alınıyorsa (örneğin gazetecinin yedek subay olması)

ve bu aylık dönemsel yayından alınan aylıktan az ise, işveren sadece iki aylık arasındaki

farkı ödemekle yükümlüdür. Kısmi veya genel seferberlik nedeniyle silahaltına alınan

gazeteci hakkında da üç ay için aynı hükümler uygulanır. Askerdeki gazeteciye sözü

geçen ödemeleri yapmayan işverene 27. madde uyarınca, bin beş yüz Türk Lirası idari

para cezası verilir.

Askere giden gazetecilere tanınan bir başka hak da, askerlik nedeniyle basın iş

sözleşmesinin işveren tarafından feshedilememesidir. Böyle durumlarda sözleşme ancak

askeri hizmet süresi dolduktan sonra feshedilebilecektir. Fakat sözleşme belirli süreli ise

ve bu süre gazeteci askerde iken doluyorsa, işveren, bundan sonra ücret ödemekle

yükümlü tutulamaz.

Kanunun 16. maddesinin son fıkrası ise kadın gazetecilerin gebelik süresindeki haklarına

ilişkin bir hükmü içermektedir. Bu hükme göre, kadın gazeteci, gebeliğin yedinci ayından

doğumun ikinci ayının sonuna kadar izinli sayılır. Bu süre içinde işveren gazeteciye son

aldığı ücretin yarısını öder. Doğum olmaz veya çocuk ölü doğarsa, bu olaylardan itibaren

31

İçel / Ünver, Kitle Haberleşme Hukuku, İstanbul 2009, S.228

Page 19: Fikir işçiliği basın iş hukuku ve iş hukuku karşılaştırması- Kazım Selim Özkan

19

bir ay süre ile sözü geçen ücret kendisine yine ödenir. Gazetecinin sigortadan veya bağlı

bulunduğu kuruluşlardan alacağı yardım bu ödemelere etkili değildir.32

i) Mahkumiyet halinde ücret

Gazeteci, mensup bulunduğu dönemsel yayındaki bir yayın nedeniyle hürriyeti bağlayıcı

cezaya mahkum olması durumunda da işverenden ücretini almaya devam eder (17. m.).

Fakat sözü geçen yayın mahkum olan gazeteci tarafından sorumlu müdürün veya

dönemsel yayın sahibinin haberi olmadan yapılmış veya yaptırılmışsa, bu hak

gerçekleşmez. Gazeteci ceza evinden bulunduğu sürece toplu zamlardan yararlanır.

Gazeteci dönemsel yayından ayrıldıktan sonra mahkumiyet kararı verilmişse, son aldığı

ücret tutarındaki tazminat dönemsel yayın sahibi tarafından mahkumiyet süresince her ay

kendisine ödenir.

Mahkum olan gazeteciye ücretini veya tazminatını ödemeyen işveren 27. madde gereğince

ağır para cezası ile cezalandırılır.33

j) Başka işte çalışma

Gazeteci, basınla ilgili olsun veya olmasın dışarıda başka bir iş tutmakla serbestse de,

sözleşme ile bunun aksi kararlaştırılabilir. Fakat sözleşme fesihten sonraki zaman için

gazeteciyi bu konuda bağlayıcı hüküm içermez.34

k) Diğer haklar

Fikir işçileri, yukarıdaki haklardan başka, Toplu İş Hukukuna ve Sosyal Güvenlik

Hukukuna ilişkin haklara da sahiptirler. Yani Sendikalar Kanunu gereğince, sendika

kurabilecekleri ve böylece bir sendikanın üyesi olabilecekleri gibi Sosyal Sigortalar

Kanununun sağladığı olanaklardan da yararlanırlar.35

32

İçel / Ünver, Kitle Haberleşme Hukuku, İstanbul 2009, S.228 33

İçel / Ünver, Kitle Haberleşme Hukuku, İstanbul 2009, S.229 34

İçel / Ünver, Kitle Haberleşme Hukuku, İstanbul 2009, S.229 35

İçel / Ünver, Kitle Haberleşme Hukuku, İstanbul 2009, S.229

Page 20: Fikir işçiliği basın iş hukuku ve iş hukuku karşılaştırması- Kazım Selim Özkan

20

5. Basın İş Kanunu ve İş Kanunu arasındaki farklar.

a) Basın İş Sözleşmesi

Basın İş Kanunu‟nun 4. maddesinde yazılı sözleşme yapma zorunluluğu ve sözleşmenin

içerisinde işin nev‟i, ücret miktarı, kıdem ve terfi durumu ile ilgili kısmın olması

zorunluluğu getirilmiştir. 4857 sayılı İş Kanunu‟nun 8. maddesine göre, süresi bir yıl ve

daha uzun olan belirli süreli sözleşmeler dışında yazılı iş sözleşmesi yapma zorunluluğu

bulunmamaktadır.

b) Terfi Sistemi

Basın İş Kanunu‟nun 4. maddesinde, İş Kanunu‟ndan farklı olarak terfi esası getirilmiştir.

Terfi esası 212 sayılı Kanun‟la yapılan değişiklikle madde metnine dâhil edilmiştir.

Hüküm doğrultusunda iki yıl gazetede çalışmış olan gazeteci terfie hak kazanır. 4857

sayılı iş kanununda bu şekilde bir düzenleme söz konusu değildir.

c) Kıdem Tazminatı:

4857 sayılı İş Kanununa göre;

İş sözleşmesinin işveren tarafından bildirimli fesih edilmesi; “sağlık nedenleri ile

zorlayıcı nedenler”, gözaltına alınma ve tutukluluk hallerinde,

İşçi tarafından iş sözleşmesinin; “Sağlık sebepleri, Ahlak ve iyi niyet kurallarına

uymayan haller ve benzerleri”, “Zorlayıcı sebepler” nedenleriyle; “Muvazzaf

askerlik hizmeti dolayısıyla”, Bağlı bulundukları kanunla kurulu kurum veya

sandıklardan yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı yahut toptan ödeme almak

amacıyla feshedilmesi veya kadının evlendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde

kendi arzusu ile sona erdirilmesi veya işçinin ölümü sebebiyle son bulması

hallerinde kıdem tazminatı ödenir.

Basın iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı bir neden olmaksızın bildirimli feshi

halinde, sözleşmenin gazeteci tarafından haklı nedene dayalı olarak feshedilmesi halinde,

gazetecinin altı aydan uzun süren hastalığı nedeniyle iş sözleşmesinin işveren tarafından

fesih durumlarında kıdem tazminatı ödemesini söz konusudur. Görüldüğü üzere 4857

sayılı İş Kanunu ve Basın İş Kanununda işveren ve işçinin bildirimli fesih sonucunda

kıdem tazminatı hak kazanma hallerinde büyük ölçüde benzerlikler söz konusudur.

Page 21: Fikir işçiliği basın iş hukuku ve iş hukuku karşılaştırması- Kazım Selim Özkan

21

4857 sayılı İş Kanununa göre farklı olan bir husus; Basın İş Kanunu'na göre kıdem

tazminatı alabilmek için gazetecinin meslekte en az beş yıl çalışmış olması gereklidir.

Kıdem hakkı gazetecinin bir işverenin yanında çalışmaya başladığı tarihten değil, mesleğe

ilk giriş tarihinden itibaren hesaplanır (Eski işvereninden kıdem tazminatı alan gazetecinin

kıdemi yeni işe giriş tarihinden itibaren hesaplanır)

Basın İş Kanununa göre kıdem tazminatı ödemelerinde İş Kanunundan farklı olarak bir

tavan sınırlaması yoktur. Bir başka fark da ödemeler temel ücret üzerinden tavan ücret

olmaksızın yapılmaktadır. Ayrıca İş Kanunu'ndakinden farklı olarak Basın İş

Kanunu'ndaki kıdem tazminatı düzenlemesi mutlak emredici bir hüküm değildir. Başka

bir deyişle, kıdem tazminatına hak kazanma halleri ya da koşulları gazeteci lehine

sözleşme ya da toplu iş sözleşmesi ile değiştirilebilir. Buna göre, söz gelimi sözleşme ile,

gazetecin emekliliği ya da istifası halinde kıdem tazminatının ödeneceği hükme

bağlanabilir.

d) Derhal Fesih Yetkisinde Hak Düşürücü Süre

Kanunlar arasındaki bir fark da haklı nedenle fesih hallerinde fesih yetkisinin kullanma

süresi ile ilgilidir. Bu hususta İş Kanunu‟nda bir düzenleme yer almakta iken Basın İş

Kanunu‟nda böyle bir düzenleme bulunmamaktadır. İş Kanunu madde 26‟ya göre, derhal

fesih hakkı ilgili davranışın öğrenildiği tarihten itibaren 6 iş gününde ve işçinin maddi

çıkar sağlaması durumu hariç, her halde fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren 1 yıl içinde

kullanılmak zorundadır. Basın İş Kanunu‟nda ise böyle bir hak düşürücü süre

bulunmamaktadır. Bu durumda 5953 sayılı Kanun‟un 11. maddesi uyarınca, gazeteci ya

da işveren her zaman fesih yoluna gidebilecektir.

e) Deneme Süresi Yönünden Farklar

İş Kanunu madde 15 doğrultusunda deneme süresi en çok iki ay olabilecekken Basın İş

Kanunu madde 10‟a göre deneme süresi mesleğe yeni başlayan gazeteciler için en çok üç

aydır.

f) İhbar Tazminatı Yönünden Farklar

İş Kanunu madde 17‟de işçinin hizmet sürelerine göre 2 hafta ile 8 hafta arasında değişen

ihbar önelleri düzenlenmiştir. Bu önel işçi için de işveren için de aynıdır.

Page 22: Fikir işçiliği basın iş hukuku ve iş hukuku karşılaştırması- Kazım Selim Özkan

22

Basın iş sözleşmeleri için süreler genel olarak iş hukukundan farklı olduğu gibi bildirimde

bulunan tarafa göre de değişmektedir.

g) Ücretin Ödenme Şekli Yönünden Farklar

Basın İş Kanunu madde 14 uyarınca İş Kanunu‟ndan farklı olarak kararlaştırılan ücret her

ay peşin olarak ödenir. Bu kural emredici bir kural olduğundan aksi kararlaştırılamaz.

4857 sayılı İş Kanunu‟na tabi işçilerde ise kural olarak ücret çalışıldıktan sonra

ödenmekte, ancak aksine sözleşme yapılabilmektedir.

h) Tazminata Esas Ücretler Yönünden Farklar

Her iki Kanun uygulamasına göre de ihbar, kıdem tazminatları son ücret üzerinden

hesaplanacaktır. İş Kanunu‟na tabi çalışanlar için ihbar, kıdem tazminatları, 1475 sayılı

Kanun‟un 14. maddesi doğrultusunda “giydirilmiş ücret” üzerinden ödenir. Yani işçiye

temel ücrete ilave olarak sağlanmış olan ikramiye, yemek, yol, yakacak, erzak yardımı

gibi para ve para ile ölçülmesi mümkün, Kanun, sözleşme ve iş yeri uygulamasından

doğan menfaatler de göz önüne alınır. Basın İş Kanunu‟nda bu yönde hüküm

bulunmadığından ihbar, kıdem tazminatlarına esas ücret “temel ücret”tir

i) Rekabet Serbestîsi

Basın İş Kanunu‟nun 13. maddesi doğrultusunda gazeteci, işverenle yaptığı mukavelede

aksi belirtilmedikçe, dışarıda basınla ilgili olsun veya olmasın başka iş tutmakta serbesttir.

Basın iş sözleşmesinin feshinden sonrası için de rekabet serbestîsi getirilmiştir. İş Kanunu

uygulamasında işçinin, işverenin rızası dışında başka bir işte çalışma serbestîsi

bulunmamaktadır.

j) Tutukluluk halinde ücret

17. madde doğrultusunda mensup olduğu mevkutedeki bir yayın nedeniyle hürriyeti

kısıtlanan, tutukluluk, gözaltına alınma ya da mahkûmiyete maruz kalan gazeteci ücretini

almaya devam edecektir. 4857 sayılı İş Kanununda tutukluluk ve gözaltına alınma hali

madde 25‟de belirlenmiştir. Bu süre içersinde işverenin işçiye ücret ödeme borcu

bulunmamaktadır.

Page 23: Fikir işçiliği basın iş hukuku ve iş hukuku karşılaştırması- Kazım Selim Özkan

23

k) İkramiye Hakkı

İş Kanunu kapsamında çalışanlardan farklı olarak, gazeteciler için yasal ikramiye hakkı

tanınmıştır. 4857 sayılı İş kanununda bu şekilde bir düzenleme söz konusu değildir.

l) Fazla Çalışma

Fazla çalışma hesabındaki farklılık 4857‟de fazla çalışmanın günlük, Basın İş Kanunu‟nda

haftalık çalışma sürelerine göre belirlenmesidir

Öte yandan Basın İş Kanunu‟nda ulusal bayram, genel tatiller ve hafta tatilinde çalışma

“fazla saatlerde çalışma” sayılarak düzenlemeye gidilmiştir. (Ek Madde 1/2) İş

Kanunu‟nda ise günlük fazla çalışma ile bayram tatillerinde, hafta tatillerinde ve genel

tatillerde çalışma ayrı ayrı maddelerde düzenlenmiştir

m) Askerlikte Ücret

Talim veya manevra dolayısıyla silâh altına alınan gazeteci bu müddet zarfında ücret

hakkını korur. İlk muvazzaf askerlik hizmeti için silâh altına alınan gazeteciye normal

askerlik süresince son aldığı ücret yarı nispetinde ödenir. 4857 sayılı iş kanununda

askerlik görevini yapmak üzere işten ayrılan işçiye bu süre içerisinde ücret ödemesi

yapılmaz.

n) Gebelik Halinde Ücret

Basın İş Kanunu 16/son maddesine göre kadın gazeteci, hamileliğinin yedinci ayından

itibaren doğumunun ikinci ayının sonuna kadar izinli sayılır. Bu süre boyunca işverence

kendisine son aldığı ücretin yarısını öder. 4857 sayılı İş Kanununa göre kadın işçinin

gebeliği durumunda kendisine doğumdan önce sekiz, doğumdan sonra sekiz hafta olmak

üzere on altı hafta (çoğul gebelikte on sekiz hafta) izinli sayılır. Bu süre zarfında

ücretinde herhangi bir indirim söz konusu değildir. Ayrıca kadın işçilere bir yaşından

küçük çocuklarını emzirmeleri için günde toplam bir buçuk saat süt izni verilir.

o) Yıllık Ücretli İzin Bakımından Farklar

Basın İş Kanunu yıllık ücretli izin sürelerini günlük mevkutede çalışanlar ile günlük

olmayan mevkutede çalışanlar için ayrı ayrı düzenlemiştir.

Page 24: Fikir işçiliği basın iş hukuku ve iş hukuku karşılaştırması- Kazım Selim Özkan

24

Günlük yayın yapan işyerlerinde çalışanlar için en az bir yıl çalışmış olması kaydıyla her

yıl için dört hafta ücretli izin öngörülmüştür. Hizmeti on yıldan fazla olanlar için bu süre

altı haftadır. Günlük olmayan mevkutelerde çalışanlar için ise, her altı aylık çalışılan süre

için iki hafta ücretli izin verileceği yazılıdır. İzin hesabında gazetecilik mesleğinde

geçirdiği sürenin esas alınacağı da ayrıca düzenlenmiştir.

İş Kanunu‟nda ise madde 53 doğrultusunda, hizmet süresi

1-5 yıl arası olanlar için 14 gün,

5-15 yıl arası olanlar için 20 gün,

15 yıldan fazla olanlar içinse 26 gün izin hakkı tanınmıştır.

Görüldüğü üzere izin süreleri bakımından iki Kanun arasında farklılıklar olduğu gibi, İş

Kanunu‟na tabi bir işçinin izin süresi meslek kıdemine göre değil aynı işveren

bünyesindeki çalışma süresine göre belirlenmektedir

6. Sonuç

Çağdaş demokrasinin vazgeçilmez ve önemli bir unsur olan basın yazılı, görsel ve işitsel

yayın organları aracılığı ile tüm gelişmeleri topluma aktarır. Demokratik düzen içerisinde

sağlıklı işleyen kurumların tesis edilebilmesi için Yasama, Yürütme ve Yargı gücünün

yanında görevini özgürce gerçekleştiren bir basının olması kaçınılmazdır. Günümüzde

basın mesleği sermayedarlar açısından kazanç sağlayacakları bir endüstri haline gelmiştir.

Fikir işçiliği zor, aynı zamanda tehlikeli ve özel bir meslektir. Fikir işçileri toplumun

gözü, kulağı durumundadırlar. Bunlara sağlıklı iş koşulları sağlanması, fikir işçilerine

olduğu kadar toplumu da korumaya yöneliktir. Sermaye yapısının bu günkü durumu, fikir

işçilerinin rollerini bir etki altında kalmadan gerçekleştirebilmelerine engel olmakta,

sermaye sahibi karşısında pazarlık güçlerini azaltıp, çalışma hayatı boyunca yaşadıkları

sıkıntıların üzerine işlerin kaybetme korkusu ve istihdam alanının daraltılması nedeni ile

gidememelerini ortaya çıkartmaktadır.

İş hukukunun doğuş ve gelişmesinin temel nedeni işi ilişkisinde daha güçsüz durumda

olan işçinin korunması kaygısıdır. İş hukuku tarihi, başlangıçta bu hukuk dalının çok güç

çalışma koşulları altında bulunan işçileri korumak amacıyla doğduğuna ve gelişme

Page 25: Fikir işçiliği basın iş hukuku ve iş hukuku karşılaştırması- Kazım Selim Özkan

25

sürecine girdiğine tanıklık etmektedir. İş Hukukunun doğuş ve gelişiminde olduğu gibi

bugün de bu hukuk dalında işçinin korunması ilkesi belirli ölçüde geçerliliğini

korumaktadır.36

İş Kanunu bu zamana kadar değişerek gelişmiştir. En son 4857 sayılı

yasanın yürürlüğe girmesi sırasında özellikle eski Kanundaki sorunlu alanlar, gerek

Yargıtayın evvelki kararları gerekse öğretinin görüşleri doğrultusunda büyük ölçüde

açıklığa kavuşturulmuştur. Ancak basın İş Kanununda bu gelişim olmamıştır, Bu

gelişmeler Basın İş Kanunu açısından dengesizliği İş Kanunu lehinde artırmıştır.

İşte bu açıklamalar ışığında Basın İş Kanununun yeni medya düzenindeki gelişmelere

cevap vermesi, zor ve tehlikeli bir mesleği icra eden fikir işçilerini güçlü olan

sermayedara koruması açısından modern bir hale getirilmesi kaçınılmazdır.

36

Süzek Sarper, İş Hukuku, İstanbul 2005, S. 15

Page 26: Fikir işçiliği basın iş hukuku ve iş hukuku karşılaştırması- Kazım Selim Özkan

26

KAYNAKÇA

İçel / Ünver, Kitle Haberleşme Hukuku İstanbul 2009.

Şakar Müjdat, Gerekçeli ve İçtihatlı İş Kanunu Yorumu, 2009

Çelik Nuri, İş Hukuku Dersleri, Yenilenmiş 23. Baskı İstanbul 2010,

Özek Çetin, Basın Hukukumuza Göre Fikir İşçileri ile İşverenler Arasındaki Hukuki Münasebet (İÜHFM, 1962, Cilt

XXVIII- Sayı 1

Kılıçoğlu Mustafa, İş Kanunu Yorumu ve Yargıtay Uygulaması, Ankara 2005

Geçer Bekir – Evcil Cahit, Açıklamalı ve Yargı Kararları ile Zenginleştirilmiş 4857 Sayılı İş kanunu Uygulama Rehberi, İstanbul 2006 Süzek Sarper, İş Hukuku, İstanbul 2005

Şuğle Mehmet Ali, 30 soruda basın iş kanununda gazeteci (Mülkiyeliler birliği dergisi, Cilt: XXVII • Sayı 239

http://www.mulkiyedergi.org/index.php?option=com_rokdownloads&view=file&Itemid=63&id=943:30-

soruda-basn-işkanununda-gazeteci-mehmet-alişule

Uçum Mehmet – Karataş Hüseyin, İşçilik hakları bakımından İş kanunu basın iş kanunu karşılaştırması.

http://www.turkhukuksitesi.com/makale_895.htm

Legal İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku 2005 Yılı Mayıs Toplantıları, Basın İş Hukuku Genel Esasları ve

Uygulama Sorunları