evrim teorisi - ielbek.files.wordpress.com · ¤al seçilim fikri darwin’in eseridir....

6
Evrim Teorisi Girifl “Yaflamak bir ziyafettir. Bu ziyafete da- vetli kifliler pek çoktur, ama masaya otur- may› baflaranlar çok azd›r.” Charles Darwin Darwin'in bu sözü bize evrimle ilgili ufak da olsa bir fikir veriyor. Evrim hem bilimsel camiada, hem de medyada üzerin- de en çok konuflulan konulardan biridir; ki ad›n› bu kadar duysak da evrimi araflt›r- maya yeltenmiyoruz. Ayr›ca bu teorinin, biyolojinin temel konular›ndan biri oldu¤u- nu ve “Nas›l insan olduk?” sorusuna cevap verebilecek bir teori oluflunu görmezden geliyoruz. Evrimi k›saca tan›mlamak ge- rekirse evrim, basit bir tek hücreli yaflam formundan bafllay›p son canl› ölene kadar devam edecek olan bir türleflmenin ve de- ¤iflimin detayl› incelemesidir. Deneye de- ¤il, gözleme dayal›d›r. Canl› türleri incele- nir, s›n›fland›r›l›r; benzerlikleri, farkl›l›kla- r›, davran›fllar›, çevreye etkileri, çevreden etkilenimleri, her türlü özellikleri tespit edilir. Geçmiflte yaflam›fl ama bugüne kadar türünü devam ettirememifl veya türü de¤i- flerek eski formunu kaybetmifl, ancak günü- müze de fosillerini b›rakt›klar› için takip edebildi¤imiz türlerle, günümüzdeki tür- lerin aras›ndaki ba¤lar bulunmaya çal›- fl›l›r. Sonras›nda bu de¤iflimler üzerine kuramlar gelifltirilir. Eldeki veriler yaln›zca “sonuçlar” oldu¤u için “nedenlerin” ne oldu¤u kurgusu üzerinde durulur. Fosilbi- lim bu kuramlar›n kabul edilmesinde ço¤u zaman en büyük destekçidir. (Evrimsel ku- ramlar deneysel yöntemlerle kan›tlana- maz). Eldeki fosil kay›tlar› ve genetik ben- zerlikten yola ç›k›larak kan›tlar ortaya ko- nur. Türlerin ayn› flartlarda ayn› flekilde de- ¤iflebilece¤inin deneyleri yap›lamaz çünkü her seferinde farkl› yöntemler gelifltirebile- ceklerdir. Haliyle türlerin gelece¤i tahmin edilemez çünkü de¤iflimler tamam›yla rast- lant›sald›r. Türlerin geçmiflinin fosiller yard›m›yla incelenmesi sonucu bu de¤i- flimlerin belli kal›plar› belirlenebilmifltir. Günümüze kadar türlerin nas›l gelifltikleri araflt›r›lm›flt›r ve hala da araflt›r›lmaktad›r. Ancak gelecekte bu türlerin kaderinin ne olaca¤›n› bilmemiz için bu veriler bir daya- nak noktas› oluflturmuyor. Çünkü evrim ge- lece¤i düflünmeden hareket ediyor; evrim, o an› düflünüyor. fiartlar içerisinde türün en uyumlu bireyleri hangisiyse do¤al seçi- lim onlar›n yaflamas›na izin veriyor. Yani belli bir zamanda bir türün hayatta kalma- s›n› sa¤layan bir özellik, flartlar de¤ifltikten sonra o türün sonunu getirebiliyor. 1 34 Batuhan U¤ur [email protected] 1 Örn. ‹rlanda S›¤›n›. 3.6 metreye ulaflan boynuzlar› bu türün do¤adaki silinmez gücünü sa¤l›yordu. Ne var ki de¤iflen do¤a flartlar› bu türün sonunu getirmifltir. Do¤al seçilim bir kez baflar›y› getiren bir de¤iflimin ayn› baflar›y› devam ettirece¤ini garanti etmez. Soyun tükenmesi, de¤iflen flartlara yeterince h›zl› uyum sa¤la- mayanlar›n ortak al›nyaz›s›d›r. istanbul erkek lisesi dergi 5/30/10 11:55 PM Page 34

Upload: hanhu

Post on 06-Jul-2019

230 views

Category:

Documents


1 download

TRANSCRIPT

Evrim Teorisi

Girifl

“Yaflamak bir ziyafettir. Bu ziyafete da-vetli kifliler pek çoktur, ama masaya otur-may› baflaranlar çok azd›r.”

Charles Darwin

Darwin'in bu sözü bize evrimle ilgiliufak da olsa bir fikir veriyor. Evrim hembilimsel camiada, hem de medyada üzerin-de en çok konuflulan konulardan biridir;

ki ad›n› bu kadar duysak da evrimi araflt›r-maya yeltenmiyoruz. Ayr›ca bu teorinin,biyolojinin temel konular›ndan biri oldu¤u-nu ve “Nas›l insan olduk?” sorusuna cevapverebilecek bir teori oluflunu görmezdengeliyoruz. Evrimi k›saca tan›mlamak ge-

rekirse evrim, basit bir tek hücreli yaflamformundan bafllay›p son canl› ölene kadardevam edecek olan bir türleflmenin ve de-¤iflimin detayl› incelemesidir. Deneye de-¤il, gözleme dayal›d›r. Canl› türleri incele-nir, s›n›fland›r›l›r; benzerlikleri, farkl›l›kla-r›, davran›fllar›, çevreye etkileri, çevredenetkilenimleri, her türlü özellikleri tespitedilir. Geçmiflte yaflam›fl ama bugüne kadartürünü devam ettirememifl veya türü de¤i-flerek eski formunu kaybetmifl, ancak günü-müze de fosillerini b›rakt›klar› için takipedebildi¤imiz türlerle, günümüzdeki tür-

lerin aras›ndaki ba¤lar bulunmaya çal›-

fl›l›r. Sonras›nda bu de¤iflimler üzerine

kuramlar gelifltirilir. Eldeki veriler yaln›zca“sonuçlar” oldu¤u için “nedenlerin” neoldu¤u kurgusu üzerinde durulur. Fosilbi-lim bu kuramlar›n kabul edilmesinde ço¤u

zaman en büyük destekçidir. (Evrimsel ku-ramlar deneysel yöntemlerle kan›tlana-maz). Eldeki fosil kay›tlar› ve genetik ben-zerlikten yola ç›k›larak kan›tlar ortaya ko-nur. Türlerin ayn› flartlarda ayn› flekilde de-¤iflebilece¤inin deneyleri yap›lamaz çünküher seferinde farkl› yöntemler gelifltirebile-ceklerdir. Haliyle türlerin gelece¤i tahminedilemez çünkü de¤iflimler tamam›yla rast-lant›sald›r. Türlerin geçmiflinin fosilleryard›m›yla incelenmesi sonucu bu de¤i-flimlerin belli kal›plar› belirlenebilmifltir.Günümüze kadar türlerin nas›l gelifltikleriaraflt›r›lm›flt›r ve hala da araflt›r›lmaktad›r.Ancak gelecekte bu türlerin kaderinin neolaca¤›n› bilmemiz için bu veriler bir daya-nak noktas› oluflturmuyor. Çünkü evrim ge-lece¤i düflünmeden hareket ediyor; evrim,o an› düflünüyor. fiartlar içerisinde türünen uyumlu bireyleri hangisiyse do¤al seçi-lim onlar›n yaflamas›na izin veriyor. Yanibelli bir zamanda bir türün hayatta kalma-s›n› sa¤layan bir özellik, flartlar de¤ifltiktensonra o türün sonunu getirebiliyor.1

34

Batuhan U¤[email protected]

1 Örn. ‹rlanda S›¤›n›. 3.6 metreye ulaflan boynuzlar› bu türün do¤adaki silinmez gücünü sa¤l›yordu. Ne var kide¤iflen do¤a flartlar› bu türün sonunu getirmifltir. Do¤al seçilim bir kez baflar›y› getiren bir de¤iflimin ayn› baflar›y› devam ettirece¤ini garanti etmez. Soyun tükenmesi, de¤iflen flartlara yeterince h›zl› uyum sa¤la-mayanlar›n ortak al›nyaz›s›d›r.

istanbul erkek lisesi dergi 5/30/10 11:55 PM Page 34

Ancak evrim teorisinin gözlemden ibaretolmad›¤›n›n da alt›n›n çizilmesi gerekiyor.Biraz önce de belirtti¤im gibi gözlemlerkuramlar› yarat›yor ve kuramlar da (her bi-ri rahatl›kla kabul edilmese de) gözlemle-rin ard›ndan geliyor.

Biyoloji biliminde evrim, canl› topluluk-lar›nda genetik kompozisyonlar›n nesildennesile de¤iflerek farkl›laflmas› sonucu türle-rin de¤iflime u¤ramas›d›r. Klasik bilim, kö-kenleri çok eskiye dayanmas›na ra¤men16. yy. sonunda Galilei ve Newton’la bafl-lam›fl, 18. ve 19. yüzy›lda ciddi anlamdageliflmifltir. Ancak evrim teorisi klasik bi-lim içerisinde en fazla 200 y›ll›k bir tarihesahiptir. Evrimin teorik olarak aç›klanmas›,Lamark (Zooloji Felsefesi, 1809) ve Dar-win’le (Türlerin Kökeni, 1859) bafllayabil-mifltir. Dünya’da, yaklafl›k 3.8 milyar y›lönce bafllad›¤› tahmin edilen yaflam, günü-müze kadar ço¤u yok olmufl da olsa mil-yonlarca canl› türünü gelifltirmifl durumda.

Evrimin rastlant›sall›¤›

Evrim karfl›tlar›n›n teoriyi elefltirirken ençok yüklendikleri konulardan biri de ev-rimde rastlant›n›n ad›n›n pek çok kez geç-mesi. Rastlant›sall›¤›n üzerinde bu kadarçok durulmas› da bu olay›n yanl›fl anlafl›l-mas›nda bir etken. Çünkü rastlant›dan nekadar bahsetsek de, sonuç olarak biliminhemen her dal›nda oldu¤u gibi evrim içinde neden–sonuç iliflkisi önemli yer tutuyor.

Evrim içerisinde egemen olan rastlant›-sall›¤a gelirsek:

Çevre flartlar› canl›lar için sürekli de¤ifli-yor. fiartlar de¤ifltikçe türlerde de¤iflimlerveya yeni türleflmeler görülüyor. Burayakadar her fley tamam, peki bu de¤iflimlerneye göre oluyor?

Dünya’n›n yeni bir buz devrine girdi¤inivarsayal›m. Elimizde bir X canl›s› olsun.Bu canl› türü do¤aya uyum sa¤lamak içinne yapabilir? Muhtemelen derisinin alt›ndavar olandan daha kal›n bir ya¤ tabakas› ge-lifltirecektir. (Tabii bunu bilinçli olarak ya-

pacak demiyorum. X canl› türündeki herbir canl›n›n birbirine çok yak›n, ama az daolsa farkl› kal›nl›kta ya¤ tabakalar› vard›r.Di¤erlerine göre daha ince ya¤ tabakas›nasahip olan canl›lar öbürlerine oranla yenido¤a flartlar›nda daha çok zorluk çekecek-tir. Bu durumda do¤al seçilim kal›n ya¤ ta-bakas›na sahip olanlardan yana olacak vebu kal›nl›¤› ayarlayan genlerin geçirdi¤iher mutasyonla beraber ortalama kal›nl›kartacakt›r. Ayn› kutup ay›lar›nda oldu¤u gi-bi.) Ancak bu de¤iflim sabit bir kural etra-f›nda flekillenmek zorunda de¤ildir. X can-l› türü deri bölgesinde bulunan damar ka-l›nl›klar›n› de¤ifltirerek de ayn› sonuca ula-flabilirdi. Ama canl›lar›n yaflad›¤› de¤iflimonu bu yola itti. Hayatta kalabilmek için yagöç edecekti ya da de¤iflecekti. De¤iflmeyolunu seçti ve kendisini do¤an›n yeni flart-lar›na uyarlad›.

Türlerin gelece¤inin ne olaca¤› bir bilin-meyen ve bu bir bilinmeyen olarak kala-cak. Evrimin yarat›c› gücünü oluflturan et-ken mutasyonlar ve bu mutasyonlar da do-¤al seçilimin filtresinden geçmek mecburi-yetinde kalacaklard›r. Canl›lar›n yaflad›¤›çevre sürekli de¤iflim halinde ve canl›larbuna birden fazla çözüm yolu üretebiliyor-lar. (Gözün birbirinden ba¤›ms›z olarak 40farkl› flekilde evrimleflmifl olmas› gibi.)Canl›lar›n sald›r›lardan korunmak ve kaça-bilmek için baz›lar›n›n çok h›zl› bacaklarasahip olmas›, baz›lar›n›n gece avlanmay›tercih etmesi, baz›lar›n›nsa z›rh›ms› ve di-kenli d›fl organlar gelifltirmesi gibi.

Hepsinden önce söylenmesi gereken fley,Darwin’in gelifltirdi¤i her teorinin sorgusuzsualsiz do¤ru kabul edilemeyece¤i ve baz›noktalarda hatalar yapm›fl olabilece¤idir.Ancak evrim teorisi ondan çok önce ortayaat›lm›fl olmas›na ra¤men, günümüz evrimbiyolojisinde çok önemli bir yeri olan do-¤al seçilim fikri Darwin’in eseridir. Dar-win’den sonra da bu teori çok kez tart›fl›ld›,pek çok ekleme yap›ld›, yeni geliflen bilim-lerle (örn. Genetik, Antropoloji) de uyumlu

35

istanbul erkek lisesi dergi 5/30/10 11:55 PM Page 35

hale getirildi, eksiklikleri kapat›ld›. Halende yeni fosiller bulunuyor, yeni ara türlerkeflfediliyor. Darwin’in öne sürdü¤ü kuramda yaflamay› sürdürüyor.

Do¤al Seçilim

Do¤al Seçilim ço¤u yerde “Güçlü olan-lar›n hayatta kal›p, zay›flar›n yok olmas›.”fleklinde özetleniyor. Ancak bu tan›m üze-rinde bir iki de¤ifliklik yapmak gerekiyor.Çünkü do¤al seçilimde bir türün hayattakalmas›n› gücü, h›z› ve çevikli¤inden çokortama uyum sa¤lamas› belirliyor. SonuçtaTyrannosaurus da zaman›n›n en güçlü can-l›lar›ndan biriydi. Mamutlar nesilleri tü-kenmeden önce av durumuna düflmeyecekkadar güçlü hayvanlard›. Ama bu türlerinhiçbiri de¤iflen flartlara uyum sa¤layamad›.

Çevre flartlar› sürekli de¤ifliyor. ‹klimsürekli de¤ifliyor. Avlar ve avc›lar de¤ifliyorve canl›lar›n buna uyum sa¤layacak flekildeevrimleflmesi gerekiyor.

A¤açlar› örnek verelim. Bir ormanda ye-re düflen her ›fl›n demeti o bölgedeki bitki-ler için kay›pt›r. Çünkü güneflten ald›¤› ›fl›-¤› kullanarak besin üreten bu bitkilerinmümkün olan maksimum enerjiyi alabil-mesi gerekir. Böylece üreme ifllemini daharahat devam ettirecek ve genlerini daha çokbireye aktarabilecektir.

Peki hangi a¤açlar güneflten daha çokyararlanabilecekler? Uzun olup ›fl›¤a ilkulaflabilen a¤açlar m› yoksa k›sa boylu vedi¤erlerinin gölgesinde kalanlar m›? Cevapaç›k: Uzun a¤açlar güneflten daha çok ya-rarlan›p üreme ifllemini daha s›k yapabile-cek iken, k›sa a¤açlar bu konuda daha çoks›k›nt› yaflayacak, k›sa boylu a¤aç ge-ni/genleri uzun boylular›nki aras›nda az›n-l›¤a düflüp kaybolacakt›r. Bir süre içerisin-de olay yar›fla dönecek, a¤açlar devaml› birboy uzamas›yla karfl› karfl›ya kalacaklar.

Bu yar›fl ne kadar sürecek? A¤açlar uza-ya ulaflana kadar yar›flabilirler mi? Bu tabiiki mümkün de¤il. Çünkü a¤açlar› etkileyentek faktör günefle ulaflabilmek de¤il. A¤aç-lar, boyu uzad›kça sa¤lam kalabilmeleriiçin daha sa¤lam gövdelere ihtiyaç duya-caklar. ‹htiyaç duyduklar› ürünleri daha yu-kar› ç›karabilmek için daha geliflmifl tafl›masistemlerine sahip olmak zorunda kalacak-lar. Bunlar ise onlar için çok masrafl› ola-cakt›r. Bu masraf› sa¤lamaya ise a¤açlar›ngücü yetse bile onu besleyecek olan faktör-ler yetmeyecektir.

Bir baflka örne¤i de ceylanlar ve çitalariçin verebiliriz. Bir çita aç kalmamak içinçok h›zl› koflabilmek, av›na yaklafl›rken iyisaklanabilmek ve çevik olmak zorundad›r.Bu özelliklere yeterince sahip olamayanlaraç kalacak ve yeryüzünden silinecek, sahip

36

istanbul erkek lisesi dergi 5/30/10 11:55 PM Page 36

olanlarsa genlerini sonraki kuflaklara akta-rabilecektir. Tam tersine ceylanlar da çokh›zl› kaçabilmek, çok h›zl› tepki verebil-mek,2 gerekti¤inde iyi saklanabilecek kadarzekas›n› kullanmak zorundad›r. Bunu bafla-ramayacak kadar yavafl olanlar do¤al seçi-lim taraf›ndan gen havuzundan kald›r›la-caklard›r. Haliyle olay bir nevi silahlanmayar›fl›na dönecektir.

Bakterilerde, iki nesil aras›ndaki süredakikalarla veya saatlerle ölçülebildi¤i içinevrimleri rahatl›kla takip edilebiliyor. Bucanl›lar, parazit olarak girdikleri organiz-malara da bu flekilde rahatl›kla uyum sa¤la-yabiliyorlar. Günümüzde bakterilerin, ço¤uantibiyoti¤e direnç gelifltirmifl olmas› bunaörnektir. Meselâ, Salmonella Typhimuriumcinsi bakteriler 22 çeflit antibiyoti¤e dirençgösterebilmektedir. Yani, hastal›¤›n kayna-¤› olan mikroplar da karfl›laflt›klar› ilaçlarakarfl› bir panzehir gelifltirecek flekilde ev-rim geçirebiliyorlar. Ancak evrim geçirdik-ten sonra yeni nesil bakteri türünün çoktehlikeli olmamas› da gerekiyor. Çünkühastal›k, bir baflka organizmaya bulaflma-dan o canl›n›n ölümüne sebep olursa o bak-teriler de organizmayla birlikte kaybolupgidiyor. Yani mikrop türünün devam›n›n

sa¤lanmas› için hem ilaçlara dayan›kl› ol-mas›, hem de neslin devam›n›n sa¤lanabi-lece¤i bir üreme gücünün bulunmas› gere-kiyor.

Ancak baflka bir örnek vermek gerekir-se, erkek tavus kufllar›n›n rengârenk tüyle-re sahip olmas› onlar› hiçbir tehlikeden ko-rumayacakt›r. Tersine bu hayvanlar bu fle-kilde daha çok dikkat çekecek ve yem ol-malar› çok kolay olacakt›r. Fakat do¤al se-çilim en renkli, en göz al›c› tavus kufllar›-n›n hayatta kalmas›n› sa¤lam›fl durumdad›r.Bunun sebebi cinsel seçilimin onlar›n ya-n›nda olmas›d›r. Diflileri için daha güzelgörünüfllü tavus kufllar› çok daha rahat üre-me flans› bulmufltur ve böylece genlerinisonraki nesillere çok daha genifl bir biçim-de aktarm›flt›r.

37

2 Çok h›zl› tepki verebilmek, neredeyse bütün canl›lar›n bir flekilde gelifltirdi¤i bir savunma biçimi. ‹nsanlar-da da ayn›s› geçerlidir. Ne kadar uykulu olursak olal›m, çevreden gelen ani bir sesle (mesela dibimizde ba-¤›ran birisi) irkiliriz. Vücut birden uyan›r ve h›zla adrenalin üretmeye bafllar. Bu, aniden beliren bir sald›r›karfl›s›nda kaçmak veya mücadeleye girebilmek için vücudun çok k›sa zamanda haz›r olabilmesini sa¤lar.Do¤al yaflam içerisindeyken insan›n hayat›n› pek çok kez kurtarabilecek bir özellik ama günlük toplum ya-flam›nda ne derece yararl› olaca¤› tart›fl›l›r.

istanbul erkek lisesi dergi 5/30/10 11:55 PM Page 37

Cinsel seçilim, do¤al seçilimin bir alt tü-rü olarak tan›mlanabilir. Efleyli üreme ya-pan her canl›, üremeyi sa¤layabilmek içinkarfl› cinsinin ilgisini çekmek zorundad›r.Baflka bir mant›kla, do¤al seçilimden kur-tulup hayatta kalabilmifl her canl›, çiftleflti-¤i karfl› cinsle beraber kendi çocuklar›na,kendisinin tercih edilmesini sa¤lam›fl olanözelliklerini de aktaracakt›r.

Daha basit bir anlat›mla, mesela erkekbir X canl›s› düflünelim. Güçlü bir X canl›-s›, zay›f bir X canl›s›na göre avantajl›d›r.Hayatta kalmas›, beslenmesi, sa¤l›kl› biryaflam sürmesi daha kolayd›r. Kendisinitercih etmifl difli bir X ile çiftleflti¤inde,e¤er yeni do¤acak olan X erkek olursa:

Babas›ndan ayn› onun gibi güçlü olmas›-n› sa¤layacak özellikleri alacak ve do¤alseçilimde avantajl› olacakt›r.

K›z olursa:Annesinden güçlü X canl›lar›n› tercih et-

mesini sa¤layacak özellikleri alacakt›r. Ay-n› zamanda babas›ndan güçlü kalmas›n›sa¤layacak özellikleri de alacak, yine do¤a-da avantajl› konumda olacakt›r. (Buradaanne-baba isimlerini rastgele kulland›m.Farkl› canl› türleri için bu cümlelerdeki an-ne ve baba kelimeleri yer de de¤ifltirebilir.)

Bunun tam tersi zay›f X canl›s› için degeçerli. Zay›f X canl›s›n› tercih eden difli-nin çocuklar› da zay›f kalacak ve do¤adansilinmeye mahkum kalacaklard›r.

Erkek memelilerin öncelikli difli tercihi-nin büyük rahme sahip diflilere yönelik ol-mas› da ayn› sebeptendir. Çünkü büyük birrahim beraberinde do¤acak çocuklar›n da-ha sa¤l›kl› olmas›n› sa¤lar. Daha sa¤l›kl›bireyler türün devam› aç›s›ndan avantajoluflturur.

Evrimin h›z›

Bu konuda sabit bir de¤erin olmas› im-kans›z. Evrim do¤al flartlar zorlaflt›kça h›z-lan›yor. Ve ayn› flekilde bir tür çevreyeuyum sa¤lad›kça nesilden nesile geçirdi¤ide¤iflim azal›yor. Çünkü de¤iflime ihtiyaçduymuyor. Beraberinde populasyon art›yorve mutasyonlar›n türün geneline etkisi dezorlafl›yor. Çevresel faktörlerin çok uzunsüre de¤iflmeden kalabildi¤i yerlerde yafla-yan türler e¤er ortama tam olarak adapteolabilmiflse çok uzun süre, hatta neredeysehiçbir de¤ifliklik yaflamayabiliyorlar.3 Ayr›-ca populasyon büyüdükçe evrimin h›z› dü-flüyor. Çünkü yeni bireylerin tafl›d›¤› mu-tasyonlar büyük populasyonlarda kolayl›k-la sindirilebiliyor. De¤iflen iklim flartlar›nauyum, boy, deri rengi gibi basit de¤iflimlersay›lmazsa türleflme daha çok populasyon-larda bölünme oldu¤unda yaflan›yor. Bü-yük topluluklardan ayr›lan küçük gruplaryeni yerlefltikleri ortama çok h›zl› bir bi-çimde uyum sa¤l›yorlar. Buna örnek olarakayn› adan›n farkl› koylar›nda yaflayan ayn›türe ait kufllar›n farkl› gaga biçimlerine sa-hip olmas› verilebilir. Türleflmenin olabil-mesi için bölünen bir populasyonunun ikigrubunun bir biriyle ba¤lant›s›n›n olmama-s› gerekiyor ki böylece birbirleriyle çiftle-flerek ayn› türü devam ettirmesinler. Bu ikigrup birbirinden ba¤›ms›z kald›¤› süre art-t›kça farkl›lafl›yor ve bir süre sonra bam-baflka türler haline geliyor. Tabii bu süre deyaflad›klar› flartlar›n birbirinden ne kadarfarkl› oldu¤uyla alâkal›d›r. Ayn› flartlardayaflad›ktan sonra iki populasyonun birbi-rinden hat›r› say›l›r derecede farkl›laflmas›,populasyonlar›n birinde genetik sapma ol-mad›¤› sürece mucizelere kalm›fl durumdad›r.

38

3 Koelakantlar buna örnektir. Asl›nda bu bal›k türünün neslinin dinazorlardan önce tükendi¤i san›l›yordu. 1938 y›l›nda Güney Afrika Trolünde yakalanan bal›klar aras›nda tesadüfen günümüz koelakantlar›ndan bir tanesi bulunmufl-tu. Atalar›ndan neredeyse hiçbir fark› yoktu. Yaflad›¤› çevre milyonlarca y›ld›r de¤iflmedi¤i için o da biyolojik olarakneredeyse hiç de¤iflmemiflti. (Koelakantlar›n DNA’n›n evriminin neredeyse hiç yaflanmad›¤›n› söylemek ise yanl›flolacakt›r. DNA’n›n evrim h›z› biyolojik de¤iflime çok da ba¤›ml› de¤ildir. Tabii ki koelakantlar›n DNA de¤iflimidi¤er canl›lardan çok daha az olacakt›r ama biyolojik de¤iflimle karfl›laflt›r›ld›¤›nda müthifl bir de¤iflim geçirmifltir.)

istanbul erkek lisesi dergi 5/30/10 11:55 PM Page 38

Türleflme

Tür, belli bir ekolojik çevrede yaflayan veçiftleflebilen varl›klar bütününe verilenisimdir. De¤iflkenlik, türün esas karakteriolmas›yla birlikte, baz› türler kendi toplu-luklar›nda büyük bir karakter türdeflli¤igösterir ancak baz›lar› son derece de¤iflken-dir. Örne¤in tatl› su midyeleri ve su pirelerigibi pek çok tatl› su türü, önemli de¤ifliklik-ler gösterir. Buna günlük yaflamda s›k karfl›-laflt›¤›m›z köpekler de örnek verilebilir.4

Ancak kesin olan bir fley varsa o da türüotomatik olarak ay›rabilece¤imiz standartölçülerin olmamas›d›r. Yani, iki canl› tipi,biçim olarak ne kadar benzerlerse benzesin-ler, ba¤l› olduklar› ekolojik flartlar›n farkl›-l›¤› dolay›s›yla çiftleflmeyi reddettikleri tak-tirde tek bir tür olarak s›n›fland›r›lam›yor-lar. Taksonominin zor k›sm›n› da bu olufltu-ruyor. Kesin de¤er yarg›lar› burada bulun-muyor.

Türleflme ise, bir canl› türü içerisindekigruplardan en az birinin, di¤erleriyle çiftle-flemeyecek kadar farkl›laflmas›na denir.Türleflmenin olabilmesi için, öncelikle ayn›türe sahip grubun, belli bir nedenle ayr›ld›k-tan sonra birbiriyle hiçbir flekilde bir arayagelmemesi gerekiyor. Bunu sa¤layacak fleyörne¤in bir göç olabilir. Populasyonundanayr›lan grup yeni ekolojik flartlara uyumsa¤lama sorunu çekecektir. Bu yüzden bafl-lang›çta do¤al seçilimin bask›s› çok dahayo¤un hissedilecek ve grup içerisindeki ye-ni ortama uyumlu bireylerin sonraki nesille-re aktard›¤› genlerle de yeni tür oluflmayabafllayacakt›r.

Ayr›ca, türlerin yok olmas› az karfl›lafl›-lan bir durum de¤ildir. Bilim insanlar› gü-nümüze kadar yaflam›fl olan canl› türlerinin%98’inin yok oldu¤unu tahmin ediyor vetürlerin yok olmas›n›n, yaflam›n bafllad›¤›n-dan beri (yaklafl›k 3.8 milyar y›l önce) de-vam etti¤ini belirtiyorlar. Türlerin yok ol-mas›, özellikle de belli dönemlerde yaflananbüyük çapl› yok olufllar (Dinazorlar›n yer-yüzünden silinmesi gibi) üzerine pek çokhipotez öne sürüldü. Kretase felaketi debunlara bir örnek.5

Ancak yok olan canl› türlerini geri getir-menin bir yolu yok. Bu türler bir kez o ha-lini al›yor ve bir daha (yapay seçilim yoluy-la bile) akraba türlerden o canl›n›n olufltu-rulmas› neredeyse imkans›zd›r.

39

Kaynakça1. Devillers, Charles; Tintant, Henri, Evrim Kuram›

Üzerine Sorular, ‹letiflim Yay›nlar›, 20092. ‹pekdal, Kahraman; Mert, fiafak, Biyolojik Evrim

ve Evrim Kuram›, Cogito, Say› 60-613. Ergin, Özgür, Türlerin Yok Oluflu, Bilim ve

Teknik, Kas›m 194. Dawkins, Richard, Kör Saatçi, Tübitak Yay›nlar›,

Ocak 20045. Dawkins, Richard, Atalar›n Hikayesi, Hil Yay›nlar›,

Eylül 20086. Gould, Stephen Jay, Darwin ve Sonras›, Tübitak

Yay›nlar›, May›s 20057. Giray, Tu¤rul, Yaflam ve Evrim, Bilim ve Teknik,

A¤ustos 1999

4 Bunda bu köpeklerin ehlilefltirildi¤i dönemde, belli bir zaman sonra farkl› amaçlar için yapay seçilime u¤-ramalar› da büyük etken. Köpeklerin de¤iflkenli¤i çok yüksektir.

5 fiu meflhur göktafl› hikayesi. 1980 y›l›nda Luis Alvarez taraf›ndan ortaya at›ld›¤›nda çok büyük bir yank›yaratt›. Alvarez makalesi yay›nland›¤›nda buna kan›t olarak. Kretase ve Tersiyer dönemlerden kalma kayaç-larda bulunan yüksek iridyum miktar›n› göstermiflti. ‹ridyum dünyada pek bulunan bir madde de¤ildi amagöktafllar›nda bol miktarda bulunuyordu.

istanbul erkek lisesi dergi 5/30/10 11:55 PM Page 39