ei456 tÜbba hüseyin el-ferah i, 129) ifade edilmekle birlikte onun yaþadýðý döneme dair...

2
455 zin), Zagrabiae 1892, s. 475-480; V. Bajovi—, Tuz- la i Okolina, Tuzla 1937; Hamdija Kreševljakovi—, Kapetanije u Bosnii Hercegovini, Sarajevo 1953, s. 204; a.mlf., “Turali Begov vakuf”, Glasnik VIS, IX/1-2 (1941), s. 1-32; a.mlf., “Prilozi povjesti Bo- sanskih gradova pod turskom upravom”, POF, II (1951), s. 115-184; a.mlf., “Stari Bosanski Grado- vi”, Na•e Starine, II, Sarajevo 1953, s. 7-44; M. Vego, Naselja Bosanske Srednjevjekovne Dr´a- ve, Sarajevo 1957, s. 106-107; A. F. Giljferding, Putovanje po Hercegovini, Bosni i Staroj Srbiji (trc. B. Culi@), Sarajevo 1972, s. 330-335; Adem Handÿi—, Tuzla i Njeva okolina u XVI vijeku, Sa- rajevo 1975, tür.yer.; a.mlf., “Bosanske Solana u XVI i XVII vijeku”, ‡lanci i Gradja za kulturnu istariju istocne Bosne u Tuzla, III, Tuzla 1959, s. 77-112; a.mlf., “Tuzla”, Enciklopedija Jugosla- vije, Zagreb 1971, VIII, 409-410; a.mlf. – M. Had- ÿijahi—, “O progonu Hamzevija u Bosni 1573”, POF, XX-XXI (1974), s. 51-70; Mehmed Mujezino- vi—, Islamska Epigrafika Bosne i Hercegovine, Sarajevo 1977, II, 147-155; Ayverdi, Avrupa’da Osmanlý Mimârî Eserleri III, s. 472-474; Aiša Djili- zarevi—-Simi—, “Vakufnama Turali-Bega, sina po- kojnog Isa-hana”, Vakufname iz Bosne i Herce- govine: XV i XVI vijek (ed. Lejla Gazi@ – Ahmed Alici@), Sarajevo 1985, s. 179-185; Dÿemal Ceha- ji—, Dervi{ki Redovi u Jugoslovenskim Zemlja- ma sa posenvim ovstrom na Basnu i Hercego- vinu, Sarajevo 1986, s. 198-200; Smail Bali—, Das unbekannte Bosnien, Wien 1992, s. 214, 258, 263; N. Clayer, Mystiques, état et société: Les Hal- vetis dans l’aire balkanique de la fin du XV e siècle à nos jours, Leiden 1994, s. 86-89, 173- 174; Fehim Spaho, “Pobune u Tuzlanskom stre- zu polovinom XVIII vijeka”, Glasnik Zemaljskog Muzeja Bosne i Hercegovine, XLV, Sarajevo 1933, s. 71-76; M. Baum, Zupa Soli prilog za pozna- vanje prošlosti Tuzlanskog kraja”, ‡lanci i Grad- ja, I (1957), s. 7-37; Šaban Hodÿi—, “Migracije Musulmanskog stanovništva iz Srbije u severis- tocnu Bosnu i 1788-1862 godine”, a.e., II (1958), s. 120-143; M. Filipovi—, “Propast Franjeva ma- nastire Gradovrha kod Tuzle”, a.e., IV (1960), s. 89-94; Alija A. Sadikovi—, “Hadzi-Badze Kadun Medrese u Tuzli”, Anali GHB, XVII-XVIII (1996), s. 357-368; Omer Naki®evi—, “Gornjo Tuzlanski Protokol”, a.e., XXXI (2010), s. 65-83; Nihat Aza- mat, “Hamza Bâlî”, DÝA, XV, 503-505. ÿMachýel Kýel TÜBBA‘ ( ) Eski Yemen krallarýnýn unvaný, Kur’an’da helâk edildiði bildirilen bir kavmin adý. ˜ Tübba‘ adý Kur’ân-ý Kerîm’de iki yerde geçmekte (ed-Duhân 44/37; Kaf 50/14), bu isimle anýlan kavmin günahkârlýklarý ve el- çileri yalanlamalarý yüzünden helâk edil- diði bildirilmektedir. Firavun Mýsýr, kisrâ Ýran, kayser Bizans ve necâþî Habeþ kral- larýnýn unvaný olduðu gibi tübba‘ da (çoðu- lu tebâbia) Yemen (Himyer) krallarýnýn un- vanýydý. Ýslâm kaynaklarýna göre onlara bu adýn verilmesinin sebebi, krallarýn birbiri- nin yolunu izleyerek krallýk yapmalarý veya kendilerine tâbi olanlarýn çokluðudur (Li- sânü’l-£Arab, “tb.md.; Ýbn Haldûn, II, 50; M. Hüseyin el-Ferah, I, 129-130). Yemenliler’in aslýný oluþturan Kahtânî- ler, Cürhüm ve Ya‘rub olmak üzere iki ko- la ayrýlmýþ, Ya‘rub b. Kahtân bölgede ilk devleti tesis etmiþ, Ya‘rub’un soyundan gelen Sebe de bölgede birliði yeniden sað- layýp Sebe Devleti’ni kurmuþtur. Bu devle- tin kuruluþ tarihinin milâttan önce üç bin- li yýllara kadar gittiði tahmin edilmekte- dir. Sebe Devleti mukarribler (m.ö. ?-m.ö. 650) ve melikler (m.ö. 650-m.ö. 115) diye iki döneme ayrýlmýþ, Sebe’nin soyundan gelen Himyer Himyerî Devleti’ni tesis et- miþtir (C. Zeydân, s. 142; M. Hüseyin el-Fe- rah, I, 34, 47). Güney Arabistan’da milât- tan önce 115 yýlýndan milattan sonra 525 yýlýna kadar hüküm süren Himyerî Devle- ti birincisine krallar, ikincisine tebâbia de- nilen iki döneme ayrýlmaktadýr. Krallar dev- ri IV. yüzyýlýn baþýna, tebâbia devri 525 yý- lýna kadar devam etmiþtir. Bu dönemde kendilerine tübba‘ adý verilen Himyerî kral- larý Güneybatý Arabistan’ýn tamamýna hâ- kim olmuþtur. Ýslâm kaynaklarýnda Yemen krallarýna Sebe, Himyer ve Hadramut’a sa- hip olmadýkça tübba‘ denilmediði belirtil- mektedir; dolayýsýyla tebâbia Yemen’in bir- liðini saðlayan krallarýn unvanýdýr (Lisâ- nü’l-£Arab, “tb.md.; M. Hüseyin el-Fe- rah, I, 129-131). Tebâbia dönemine, tebâbia krallarýnýn sayýsýna ve Kur’an’da bahsedilen tübbaýn yaþadýðý çaða iliþkin Ýslâm kaynaklarýnda- ki bilgiler çeliþkilidir. Bazý tarihçiler Himye- rî Devleti’nin ikinci dönemini tebâbia diye adlandýrýrken (EI 2 [Fr.], X, 618) bazýlarý tüb- ba‘ devrini çok daha gerilere götürmek- te, bu sürece Sebe devri dahil edilmekte þilik bir nüfus gösterir. Þehrin 1961’de nü- fusu 41.450, 1991’de 83.770 olup bu ra- kamýn % 53’ü müslüman, % 16’sý Sýrp ve % 7’si Hýrvat, geri kalaný karýþýk evlilikten doðanlardan oluþmaktaydý. Bosna savaþý esnasýnda (1991-1995) þehir herhangi bir milliyetçi grup tarafýndan iþgal edilmedi, Bosna’nýn diðer bölgelerinden daha az ha- sara uðradý ve savaþ sýrasýnda müslüman güçlerin elinde kaldý. Savaþ süresince ve daha sonra pek çok Sýrp þehri terkeder- ken mülteciler buraya akýn etti. 1991’de þehrin 83.770 kiþilik nüfusu vardý. Bu nü- fus 2004 yýlý tahminlerine göre 123.500’e yükselmiþtir. Tuzla þehri banliyöleriyle bir- likte günümüzde yaklaþýk üçte ikisi müs- lüman olan 170.000 kiþinin üzerinde bir nüfusu barýndýrmaktadýr. Sahip olduðu ca- mileri ve çeþitli hýristiyan cemaatlerine ait kiliseleriyle beraber þehir nüfusunun çok dinli, çok ýrklý görünümü hâlâ devam et- mektedir. Yukarý Tuzla bir geliþme kaydet- medi. 1991’de % 92’si müslüman olan sa- dece 3237 kiþilik bir nüfusu bulunmaktay- dý. Bugünlerde Tuzla’nýn eski þehir merke- zi geç XIX. yüzyýl manzarasýný korumuþ- tur; bazý sokak adlarý da Zlatarska (kuyum- cular), Kazandÿijka gibi Osmanlý esnafýný hatýrlatmaktadýr. XVII. yüzyýlýn ilk yarýsýn- da Tuzla’dan iki þair çýkmýþtýr. Bunlar Tuz- la müftüsü þair Sâlih Efendi Sabaviye ile Türkçe ve Farsça þiirler yazan Nabiye Tuz- lak ve daha önemlisi Bosna edebiyatýnýn en iyi “alhamijado”su ve yazdýðý Türkçe- Boþnakça Makbûl-i Ârif (Potur }ahidija) adlý sözlüðüyle tanýnan Muhammed Hevaî Üskûfî’dir (ö. 1651). BÝBLÝYOGRAFYA : Neþrî, Cihannümâ (Unat), s. 762-763; I. Fra- no Juki—, “Zemljopis Bosne”, Putopisi i istorisko- etnografski Radovi, Sarajevo 1953, s. 372-373; Bishop, Acta Bosnae potissimum ecclesiastica cum insertis editorum documentorum regestis ab anno 925 ad annum 1752 (ed. E. Fermend- TÜBBA‘ 1890 yýlýnda Hâfýz Haným Tuzlic tarafýndan yenilenen Tuzla’da Jalska Camii

Upload: others

Post on 21-Jan-2020

2 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: EI456 TÜBBA Hüseyin el-Ferah I, 129) ifade edilmekle birlikte onun yaþadýðý döneme dair farklý tarihler verilmektedir. Tebâbia devrini Him-yerî Devleti nin ikinci devriyle

455

zin), Zagrabiae 1892, s. 475-480; V. Bajovi—, Tuz-la i Okolina, Tuzla 1937; Hamdija Kreševljakovi—,Kapetanije u Bosnii Hercegovini, Sarajevo 1953,s. 204; a.mlf., “Turali Begov vakuf”, Glasnik VIS,IX/1-2 (1941), s. 1-32; a.mlf., “Prilozi povjesti Bo-sanskih gradova pod turskom upravom”, POF, II(1951), s. 115-184; a.mlf., “Stari Bosanski Grado-vi”, Na•e Starine, II, Sarajevo 1953, s. 7-44; M.Vego, Naselja Bosanske Srednjevjekovne Dr´a-ve, Sarajevo 1957, s. 106-107; A. F. Giljferding,Putovanje po Hercegovini, Bosni i Staroj Srbiji(trc. B. Culi@), Sarajevo 1972, s. 330-335; AdemHandÿi—, Tuzla i Njeva okolina u XVI vijeku, Sa-rajevo 1975, tür.yer.; a.mlf., “Bosanske Solana uXVI i XVII vijeku”, ‡lanci i Gradja za kulturnuistariju istocne Bosne u Tuzla, III, Tuzla 1959, s.77-112; a.mlf., “Tuzla”, Enciklopedija Jugosla-vije, Zagreb 1971, VIII, 409-410; a.mlf. – M. Had-ÿijahi—, “O progonu Hamzevija u Bosni 1573”,POF, XX-XXI (1974), s. 51-70; Mehmed Mujezino-vi—, Islamska Epigrafika Bosne i Hercegovine,Sarajevo 1977, II, 147-155; Ayverdi, Avrupa’daOsmanlý Mimârî Eserleri III, s. 472-474; Aiša Djili-zarevi—-Simi—, “Vakufnama Turali-Bega, sina po-kojnog Isa-hana”, Vakufname iz Bosne i Herce-govine: XV i XVI vijek (ed. Lejla Gazi@ – AhmedAlici@), Sarajevo 1985, s. 179-185; Dÿemal Ceha-ji—, Dervi{ki Redovi u Jugoslovenskim Zemlja-ma sa posenvim ovstrom na Basnu i Hercego-vinu, Sarajevo 1986, s. 198-200; Smail Bali—, Dasunbekannte Bosnien, Wien 1992, s. 214, 258,263; N. Clayer, Mystiques, état et société: Les Hal-vetis dans l’aire balkanique de la fin du XVe

siècle à nos jours, Leiden 1994, s. 86-89, 173-174; Fehim Spaho, “Pobune u Tuzlanskom stre-zu polovinom XVIII vijeka”, Glasnik ZemaljskogMuzeja Bosne i Hercegovine, XLV, Sarajevo 1933,s. 71-76; M. Baum, “Zupa Soli prilog za pozna-vanje prošlosti Tuzlanskog kraja”, ‡lanci i Grad-ja, I (1957), s. 7-37; Šaban Hodÿi—, “MigracijeMusulmanskog stanovništva iz Srbije u severis-tocnu Bosnu i 1788-1862 godine”, a.e., II (1958),s. 120-143; M. Filipovi—, “Propast Franjeva ma-nastire Gradovrha kod Tuzle”, a.e., IV (1960), s.89-94; Alija A. Sadikovi—, “Hadzi-Badze KadunMedrese u Tuzli”, Anali GHB, XVII-XVIII (1996),s. 357-368; Omer Naki®evi—, “Gornjo TuzlanskiProtokol”, a.e., XXXI (2010), s. 65-83; Nihat Aza-mat, “Hamza Bâlî”, DÝA, XV, 503-505.

ÿMachýel Kýel

– —TÜBBA‘

( ��� )

Eski Yemenkrallarýnýn unvaný,

Kur’an’da helâk edildiði bildirilenbir kavmin adý.

˜ ™

Tübba‘ adý Kur’ân-ý Kerîm’de iki yerdegeçmekte (ed-Duhân 44/37; Kaf 50/14), buisimle anýlan kavmin günahkârlýklarý ve el-çileri yalanlamalarý yüzünden helâk edil-diði bildirilmektedir. Firavun Mýsýr, kisrâÝran, kayser Bizans ve necâþî Habeþ kral-larýnýn unvaný olduðu gibi tübba‘ da (çoðu-lu tebâbia) Yemen (Himyer) krallarýnýn un-vanýydý. Ýslâm kaynaklarýna göre onlara buadýn verilmesinin sebebi, krallarýn birbiri-nin yolunu izleyerek krallýk yapmalarý veyakendilerine tâbi olanlarýn çokluðudur (Li-sânü’l-£Arab, “tb.” md.; Ýbn Haldûn, II, 50;M. Hüseyin el-Ferah, I, 129-130).

Yemenliler’in aslýný oluþturan Kahtânî-ler, Cürhüm ve Ya‘rub olmak üzere iki ko-la ayrýlmýþ, Ya‘rub b. Kahtân bölgede ilkdevleti tesis etmiþ, Ya‘rub’un soyundangelen Sebe de bölgede birliði yeniden sað-layýp Sebe Devleti’ni kurmuþtur. Bu devle-tin kuruluþ tarihinin milâttan önce üç bin-li yýllara kadar gittiði tahmin edilmekte-dir. Sebe Devleti mukarribler (m.ö. ?-m.ö.650) ve melikler (m.ö. 650-m.ö. 115) diyeiki döneme ayrýlmýþ, Sebe’nin soyundangelen Himyer Himyerî Devleti’ni tesis et-miþtir (C. Zeydân, s. 142; M. Hüseyin el-Fe-rah, I, 34, 47). Güney Arabistan’da milât-tan önce 115 yýlýndan milattan sonra 525yýlýna kadar hüküm süren Himyerî Devle-ti birincisine krallar, ikincisine tebâbia de-nilen iki döneme ayrýlmaktadýr. Krallar dev-ri IV. yüzyýlýn baþýna, tebâbia devri 525 yý-lýna kadar devam etmiþtir. Bu dönemdekendilerine tübba‘ adý verilen Himyerî kral-larý Güneybatý Arabistan’ýn tamamýna hâ-kim olmuþtur. Ýslâm kaynaklarýnda Yemenkrallarýna Sebe, Himyer ve Hadramut’a sa-hip olmadýkça tübba‘ denilmediði belirtil-mektedir; dolayýsýyla tebâbia Yemen’in bir-liðini saðlayan krallarýn unvanýdýr (Lisâ-nü’l-£Arab, “tb.” md.; M. Hüseyin el-Fe-rah, I, 129-131).

Tebâbia dönemine, tebâbia krallarýnýnsayýsýna ve Kur’an’da bahsedilen tübbaýnyaþadýðý çaða iliþkin Ýslâm kaynaklarýnda-ki bilgiler çeliþkilidir. Bazý tarihçiler Himye-rî Devleti’nin ikinci dönemini tebâbia diyeadlandýrýrken (EI2 [Fr.], X, 618) bazýlarý tüb-ba‘ devrini çok daha gerilere götürmek-te, bu sürece Sebe devri dahil edilmekte

þilik bir nüfus gösterir. Þehrin 1961’de nü-fusu 41.450, 1991’de 83.770 olup bu ra-kamýn % 53’ü müslüman, % 16’sý Sýrp ve% 7’si Hýrvat, geri kalaný karýþýk evliliktendoðanlardan oluþmaktaydý. Bosna savaþýesnasýnda (1991-1995) þehir herhangi birmilliyetçi grup tarafýndan iþgal edilmedi,Bosna’nýn diðer bölgelerinden daha az ha-sara uðradý ve savaþ sýrasýnda müslümangüçlerin elinde kaldý. Savaþ süresince vedaha sonra pek çok Sýrp þehri terkeder-ken mülteciler buraya akýn etti. 1991’deþehrin 83.770 kiþilik nüfusu vardý. Bu nü-fus 2004 yýlý tahminlerine göre 123.500’eyükselmiþtir. Tuzla þehri banliyöleriyle bir-likte günümüzde yaklaþýk üçte ikisi müs-lüman olan 170.000 kiþinin üzerinde birnüfusu barýndýrmaktadýr. Sahip olduðu ca-mileri ve çeþitli hýristiyan cemaatlerine aitkiliseleriyle beraber þehir nüfusunun çokdinli, çok ýrklý görünümü hâlâ devam et-mektedir. Yukarý Tuzla bir geliþme kaydet-medi. 1991’de % 92’si müslüman olan sa-dece 3237 kiþilik bir nüfusu bulunmaktay-dý. Bugünlerde Tuzla’nýn eski þehir merke-zi geç XIX. yüzyýl manzarasýný korumuþ-tur; bazý sokak adlarý da Zlatarska (kuyum-cular), Kazandÿijka gibi Osmanlý esnafýnýhatýrlatmaktadýr. XVII. yüzyýlýn ilk yarýsýn-da Tuzla’dan iki þair çýkmýþtýr. Bunlar Tuz-la müftüsü þair Sâlih Efendi Sabaviye ileTürkçe ve Farsça þiirler yazan Nabiye Tuz-lak ve daha önemlisi Bosna edebiyatýnýnen iyi “alhamijado”su ve yazdýðý Türkçe-Boþnakça Makbûl-i Ârif (Potur }ahidija)adlý sözlüðüyle tanýnan Muhammed HevaîÜskûfî’dir (ö. 1651).

BÝBLÝYOGRAFYA :

Neþrî, Cihannümâ (Unat), s. 762-763; I. Fra-no Juki—, “Zemljopis Bosne”, Putopisi i istorisko-etnografski Radovi, Sarajevo 1953, s. 372-373;Bishop, Acta Bosnae potissimum ecclesiasticacum insertis editorum documentorum regestisab anno 925 ad annum 1752 (ed. E. Fermend-

TÜBBA‘

1890 yýlýnda

Hâfýz Haným

Tuzlic

tarafýndan

yenilenen

Tuzla’da

Jalska Camii

Page 2: EI456 TÜBBA Hüseyin el-Ferah I, 129) ifade edilmekle birlikte onun yaþadýðý döneme dair farklý tarihler verilmektedir. Tebâbia devrini Him-yerî Devleti nin ikinci devriyle

456

TÜBBA‘

Hüseyin el-Ferah I, 129) ifade edilmeklebirlikte onun yaþadýðý döneme dair farklýtarihler verilmektedir. Tebâbia devrini Him-yerî Devleti’nin ikinci devriyle baþlatanlaragöre IV. yüzyýlýn sonunda Ebû Kerib Es‘ad,Orta Arabistan’a kadar ilerlemiþ ve Þem-mer’in kullandýðý unvana, “Necid ve Tihâ-me Araplarý’nýn da kralý” ilâvesini yapmýþ,bu kralla ilgili çeþitli efsaneler ortaya çýk-mýþtýr (EI 2 [Fr.], X, 618). Bazý kaynaklardaEbû Kerib Es‘ad’ýn milâttan önce 703-669yýllarý arasýnda Sebe’de krallýk yaptýðý, ki-tâbelerde adýnýn “Sebe, Zûreydân, Hadra-mut, Yemanet ve Necid ile Tihâme kralý”diye geçtiði, Kâbe’ye örtü giydirdiði, ne-bî mi yoksa kral mý olduðunun tartýþýldýðýbelirtilmekte, Ýbn Abbas onun nebî, Kâ‘bise kral olduðunu ileri sürmektedir. Hz.Peygamber’den, “Tübbaa küfretmeyin, zi-ra o müslüman olmuþtur”; “Es‘ad el-Him-yerî’ye küfretmeyin, zira o Kâbe’ye ilk ör-tü giydirendir” meâlinde hadisler nakledil-mektedir (Müsned, V, 340; M. Hüseyin el-Ferah, I, 129, 147; II, 645-658). Rivayetegöre Ebû Kerib Es‘ad bir defasýnda Mek-ke’de altý gün kalmýþ, bu esnada rüyasýn-da Kâbe’ye örtü giydirdiðini görmüþ, ertesigün Kâbe’ye rüyada gördüðü kumaþtanbir örtü giydirmiþ, ikinci gece baþka birkumaþtan örtü giydirdiðini görünce bu de-fa o kumaþtan bir örtü yaptýrmýþ, üçüncügece baþka bir kumaþtan örtü giydirdiði-ni görünce ayný kumaþtan baþka bir örtügiydirmiþtir. Bu sebeple Kâbe’ye ilk örtügiydiren kimse diye tanýnmýþtýr (Ýbn Hi-þâm, es-Sîretü’n-nebeviyye, I, 19-20; TecridTercemesi, VI, 45). Bazý kaynaklarda EbûKerib’in Hz. Peygamber’den 700 yýl önceyaþadýðý ve ona gýyabýnda iman ettiði bil-dirilmekte (Ýbn Kuteybe, s. 60); bir kýsýmrivayetlerde ise onun Zebûr’a inanan birkiþi olduðu ve orada Hz. Muhammed’in ni-teliklerini bulduðu nakledilmektedir (M.Hüseyin el-Ferah, II, 647). Medine tarihi-ne dair eserleriyle tanýnan Semhûdî de EbûEyyûb el-Ensârî’nin Medine’deki evinin ilktübba‘ tarafýndan Hz. Peygamber için yap-týrýldýðýný kaydetmektedir. Bu rivayete gö-re hicretten 700 yýl önce Yesrib’e gelen ilktübba‘ ileride burada bir peygamberin çý-kacaðý kendisine bildirildiðinde bu evi yap-týrýr ve ona verilmek üzere bir de mektupbýrakýr. Mektupta kendisine iman ettiðinibildirmekte ve kýyamette þefaatçi olmasý-ný istemektedir. Ebû Eyyûb el-Ensârî ken-disine intikal eden bu mektubu Resûlul-lah’a verir. Mektup okununca Resûlullah,“Merhaba ey sâlih kardeþ!” diyerek onuselâmlar (Semhûdî, s. 340-342, 354).

Tebâbia döneminin son hükümdarý Zû-nüvâs, Yahudiliði kabul etmiþ ve bölgede-ki hýristiyanlarý bu dine girmeye zorlamýþ-týr (bk. ASHÂBÜ’l-UHDÛD). Bunun üzeri-ne Habeþ Kralý Kaleb Ela-Esbaha, BizansÝmparatoru I. Iustinos ile anlaþýp Zûnü-vâs’a savaþ açmýþ ve Himyerî Devleti’ni yýk-mýþtýr. Tebâbiadan sonra Yemen’de Ha-beþler hâkimiyet kurmuþtur (C. Zeydân,s. 141-145).

Kur’an’da günahkâr olduklarý ve pey-gamberleri yalanladýklarý için yok edildik-leri bildirilen kavimler Nûh kavmi, Ashâ-bü’r-res, Semûd kavmi, Âd kavmi, Fira-vun’un taraftarlarý, Lût’un kardeþleri, As-hâbü’l-Eyke ve tübba‘ halký þeklinde sýra-lanmaktadýr. Helâk edildiði bildirilen tüb-ba‘ kavminin kimliði söz konusu tübbaýnkim olduðuna ve yaþadýðý döneme baðlý-dýr. Burada tübba‘ eðer Sebe halký ise (M.Hüseyin el-Ferrah I, 129) yine Kur’ân-ý Ke-rîm’de iki yerde Sebe’den bahsedilmekteve birinde (en-Neml 27/20-44) Sebe meli-kesinin Hz. Süleyman’ý ziyareti konu edil-mekte, diðerinde (Sebe’ 34/15-21) Sebetoplumunun þeytana uyup Allah’a kulluk-tan yüz çevirdiði ve bu yüzden büyük birsel felâketiyle cezalandýrýldýðý belirtilmek-tedir. Kur’an’da tübba‘ halkýnýn cezalandý-rýlmasýyla ilgili bilgiler Sebe kavminin he-lâkine dair olabileceði gibi Himyerîler Dev-leti’nin tebâbia döneminin sonunda Ebre-he’nin Kâbe’yi yýkma teþebbüsünün sonuç-suz býrakýlmasý ve onun Mekke’ye gelen or-dusunun helâk edilmesine ait de olabilir.

BÝBLÝYOGRAFYA :

Mustafavî, et-Ta¼š¢š, I, 360; Müsned, V, 340;Ýbn Hiþâm, es-Sîretü’n-nebeviyye, Beyrut, ts., I,9-30; a.mlf., Kitâbü’t-Tîcân fî Mülûki ¥imyer,Kahire 1996, tür.yer.; Ýbn Kuteybe, el-Ma£ârif (Uk-kâþe), s. 60, 626-637; Taberî, TârîÅ (Ebü’l-Fazl),I, 566-567; Mes‘ûdî, Mürûcü’×-×eheb (Abdülha-mîd), II, 74-78; Neþvân el-Himyerî, Mülûkü ¥im-yer ve £ašyâlü’l-Yemen (nþr. Ali b Ýsmâil el-Mü-eyyed – Ýsmâil b. Ahmed el-Cerâfî), Kahire 1378,s. 62; Ýbn Kesîr, Tefsîrü’l-Æurßân, VII, 242; ÝbnHaldûn, el-£Ýber, II, 50-51; Tecrid Tercemesi, VI,45; Semhûdî, Vefâßü’l-vefâ bi-aÅbâri dâri’l-Mu½-¹afâ (nþr. Kasým es-Sâmerrâî), Beyrut 1422/2001,s. 340-342, 354; C. Zeydân, el-£Arab šable’l-Ýs-lâm, Beyrut, ts (Dâru mektebeti’l-hayât), s.141-145; Neþet Çaðatay, Ýslâm Öncesi Arap Tarihi veCahiliye Çaðý, Ankara 1982, s. 10-38; P. K. Hitti,TârîÅu’l-£Arab, Beyrut 1986, s. 89-90, 95; Y. M.Abdullah, “Tübba.”, el-Mevsû£atü’l-Yemeniyye,San‘a 1423/2003, I, 625-627; M. Hüseyin el-Ferah,el-Cedîd fî târîÅi devleti ve ¼aŠârati Sebeß ve¥imyer, San‘a 1425/2004, I, 34, 37, 47, 127, 129-133, 144-145, 147; II, 645-658; A. F. L. Beeston,“Hadramawt’”, EI 2 (Fr.), III, 53-55; a.mlf., “Ka-taban”, a.e., IV, 775-778; a.mlf., “Saba,”, a.e.,VIII, 682-685; a.mlf., “Tubba.”, a.e., X, 618; A.Fischer – [A. K. Irvine], “Kahtan”, a.e., IV, 467-468.

ÿÖmer Faruk Harman

ve tebâbia dönemi milâttan önce XV. yüz-yýlda Hâris er-Râiþ ile baþlatýlmaktadýr. Hâ-ris er-Râiþ liderliðinde ülkede birliðin sað-lanmasýyla Sebe Devleti’nde tebâbia kral-larý ve yetmiþ Yemen tebâbiasý dönemibaþlamýþtýr (M. Hüseyin el-Ferah, I, 127,129, 133). Buna göre Hâris er-Râiþ ilk tüb-ba‘dýr. Bölge halklarýnýn ona tâbi olmasýylakendisine tübba‘ denildiði de rivayet edil-mektedir (Ýbn Haldûn, II, 51; M. Hüseyin el-Ferah, I, 130-132). Ýbn Haldûn, tübba‘ diyenitelendirilen ilk kralýn Hâris er-Râiþ oldu-ðunda tarihçilerin ittifak ettiðini naklet-mekte (el-£Ýber, II, 51), Ýbn Kesîr de Kur’an’-da zikredilen tübba‘ kavminin Sebe hal-kýndan meydana geldiðini belirtmektedir(Tefsîr, VII, 242). Bu kanaati savunanlaragöre tebâbianýn çoðu Sebe Devleti kralla-rýdýr; fakat Himyer b. Sebe ve Himyer el-Asgar (Himyer Zîreydân) b. Sebe el-Asgarsoyundan geldikleri için onlara ayrýca Him-yer krallarý denilmektedir (M. Hüseyin el-Ferah, I, 131). Neþvân el-Himyerî, Himyer-li tebâbianýn sayýsýnýn yetmiþ olduðunu,hepsinin Râiþ’in soyundan geldiðini ve bü-tün bölgede hâkimiyet kurduklarýný söyle-mektedir (Mülûkü ¥imyer, s. 62). Tebâbia-nýn sayýsýný dokuz, on altý ve yirmi altý ola-rak verenler de vardýr.

Tebâbia dönemini Himyerî Devleti’ninikinci dönemiyle (IV-VI. asýrlar) baþlatanla-ra göre tübba‘ unvanlý ilk kral olan Þem-mer Yür’iþ, IV. yüzyýlýn baþýnda Katabânve Hadramut’u bertaraf ederek bölgedekiçatýþmalara son vermiþ, böylece Yemen’inbirliðini saðlamýþ, ardýndan da Sebe, Zû-reydân, Hadramut ve Yemanet kralý un-vanýný almýþtýr. Güney Arabistan’da IV-VI.yüzyýllar siyasî açýdan Himyerî devridir (EI2

[Fr.], VIII, 683-684; X, 618). Bazý araþtýr-macýlarýn Sebe kitâbelerinden hareketleortaya koyduklarýna göre sonraki dönemSebe tebâbiasý içinde ilk defa ÞemmerYür’iþ ülkenin idarî taksimatýna uygun þe-kilde Sebe, Zûreydân, Hadramut ve Ye-manet kralý unvanýný kullanmýþtýr. Þem-mer Yür’iþ, bazýlarýnýn iddia ettiði gibi sonHimyerî Devleti zamanýnda (IV. yüzyýl) de-ðil (a.g.e., VIII, 683-684; X, 618) milâttanönce IX. yüzyýlda yaþamýþtýr. Çünkü kitâ-belerdeki tarihlendirme milâdî takvime gö-re olmayýp Sebe takvimine göredir (M. Hü-seyin el-Ferah, I, 144-145).

Ýlk tübbaa dair bilgiler gibi tebâbianýnen meþhuru olan Ebû Kerib Es‘ad Kâmil’inyaþadýðý dönemle ilgili bilgiler de çeliþkili-dir. Kur’an’da zikredilen tübba‘ kavmininSebe (Ýbn Kesîr, VII, 242), tübbaýn da (ed-Duhân 44/37) Ebû Kerib Es‘ad olduðu (M.