ORGANİK TABANLI GÜNEŞ HÜCRELERİNİN YAPISAL VE
FOTOVOLTAİK ÖZELLİKLERİNİN TANIMLANMASI
Öğr.Grv.Canan AKAY1
Prof. Dr. Osman YILDIRIM2
1 İstanbul Üniversitesi – Türkiye
2 İstanbul AREL Üniversitesi – Türkiye
ÖZET
Her geçen gün enerjiye duyulan ihtiyacın artması ile fosil kökenli enerji kaynakları hızla
azalmaktadır. Dolayısıyla yenilenebilir enerji kaynaklarına olan talep de günden güne
artış göstermektedir. Ayrıca güneş panellerinin gürültüsüz olması , toksik olmaması ve
bunun yanı sıra sera gazı yayımı olmaması ve bakım gerektirmemesi gibi avantajlar
tercih edilme sebeplerindendir. Enerji ihtiyacının ucuz ve kolay üretilebilmesi
konusunda yapılan araştırmalarda organik güneş hücreleri dikkatleri üzerine çekmeyi
başarmış ve bu hücre tipleri üzerindeki çalışmalar son yıllarda hız kazanmıştır. Bu
çalışmada fotovoltaik hücre teknolojisinden bahsedilerek,, organik güneş hücrelerinin
fotovoltaik hücre teknolojisindeki yeri ve önemi üzerinde durulmuştur. Ayrıca organik
hücre teknolojisinin diğer fotovoltaik teknolojilere oranla daha düşük maliyetle elde
edildiği bilgisine yer verilmiştir. Bunun yanı sıra son dönemde büyük ilgi gören organik
güneş hücrelerinin yapısal ve fotovoltaik özellikleri üzerinde durularak, sağladıkları
avantajlara ve üretimleri esnasında karşılaşılan sorunlara değinilmiştir.
1.GİRİŞ
Güneş enerjisi sonsuz bir enerji kaynağı olmasının yanı sıra elektrik enerjisinin elde
edilmesinde doğadaki enerji çevrimi için en uygun bir yoldur. Güneş hücrelerinin bir
araya gelmesiyle elde edilen güneş pilleri ile elektrik enerjisi son kullanıcıların
yakınında üretilebilmekte bu sayede taşıma kayıpları ve masrafları ortadan
kalkmaktadır. Güneş hücreleri ile enerji eldesi gürültüsüz, toksik olmayan, bakım
gerektirmeyen bir teknolojidir. Organik güneş hücreleri ise son yıllarda rağbet gören bir
güneş hücresi çeşididir. Organik güneş hücrelerinin inorganik güneş hücrelerine nazaran
kolay üretilebilir olması ayrıca düşük maliyetli ve esnek yapısı sayesinde geniş kullanım
alanına sahip olması gibi avantajlar son yıllarda bu hücre tipi üzerinde araştırmaların
yoğunlaşmasına sebep olmuştur.
Akman vd.(2013) çalışmalarında organik güneş pillerinin, mevcut güneş pilleri içindeki
yeri ve öneminden bahsederek,organik güneş pillerinin çalışma prensibini ve yapısına
göre organik güneş pillerini incelemişlerdir.
Güneş vd.(2007) gerçekleştirmiş oldukları çalışmada konjüge polimer tabanlı organik
solar hücrelerinin hazırlanma teknikleri ve çalışma prensiplerini incelemişlerdir.Ayrıca
organik fotovoltaik aygıtların mimari yapılarını inceleyerek, akım gerilim eğrileri ve
kararlılık durumlarını incelemişlerdir.Bunun yanısıra konjüge polimer olarak
isimlendirilen fullerene tabanlı solar hücre yapılarını incelemişlerdir.
Zafer (2006) tez çalışmasında, organik boya esaslı nano-kristal yapılı incefilm güneş
pillerinde ve organik güneş pillerinde (plastik güneş pillerinde) kullanılabilecek yeni
perilen türevi organik boyaların ve rutenyum bipiridil türevi organometalik boyaların
elektrokimyasal ve fotovoltaik özellikleri incelemiştir.
Bu çalışmada ise öncelikli olarak fotovoltaik hücre teknolojilerinden bahsedilerek
üretimleri sırasında kullanılan malzeme türlerine göre ve teknolojik gelişimlerine göre
nasıl sınıflandırıldıklarına değinilmiştir. Bununla beraber organik güneş hücrelerinin
fotovoltaik hücre teknolojisindeki yeri ve öneminden bahsedilmiştir. Ayrıca organik
hücre çeşitlerini oluşturan organik boya tabanlı güneş hücreleri ile yarıiletken polimer
tabanlı organik güneş hücrelerinin yapısal özellikleri, çalışma prensibleri ve fotovoltaik
özellikleri anlatılmıştır. Bunların yanı sıra organik hücrelerin sağladıkları avantaj ve
dezavantajlar hakkında bilgi verilmiştir.
2.FOTOVOLTAİK HÜCRE TEKNOLOJİLERİ
Tek bir güneş hücresinden elde edilen verim oldukça düşük olduğundan fotovoltaik
güneş panelleri güneş hücrelerinin bir araya gelmesiyle elde edilmekte, güneş ışığını
doğrudan elektrik enerjisine dönüştürmektedirler. Dolayısıyla güneş panellerinin en
küçük yapı taşı olan güneş hücrelerinin yapısal ve fotovoltaik özellikleri güneş
panellerinden elde edilen verim açısından büyük önem arzetmektedir. Fotovoltaik hücre
tiplerini yapımında kullanılan malzeme türlerine göre aşağıdaki şekilde
sınıflandırabiliriz (Sayın ve Koç 2011).
I. Kristal Silisyum PV Hücreler
Silisyum maddesi yarı iletken bir madde olup uzun ömürlü bir yapıya
sahiptir.Bu yapısı sayesinde kararlılığını, yapısal ve elektriksel özelliklerini uzun
süre korumaktadır. Tek kristal, çok kristal ve ribbon silisyum kristal olmak üzere
3 farklı çeşidi bulunan silisyum hücreler en çok tercih edilen hücre çeşitleridir
(Sarıtaş 1988).
II. İnce Film Güneş Pilleri
İnce film güneş hücreleri daha ucuz maliyetle üretilebilmekte ve verimleri
%18’lere kadar çıkmaktadır. Fakat uzun süre kararlılığını koruyamamaktadır.
İnce film teknolojisinde kullanılan başlıca malzemeler amorf silisyum,
kadmiyum tellür ve bakır indiyum-diselenid’dir (Oktik 2001).
III. Grup III-V Bileşik PV Hücreleri
Periyodik tablonun üçüncü ve beşinci grubundan elementlerin bir araya
gelmesiyle oluşan yarı iletken bileşiklerin soğurma özelliği çok
yüksektir.Verimleri %24 seviylerinde olmasına karşın maliyetleri çok yüksektir.
Bu sebeple verimin maliyetten daha önemli olduğu kritik araştırmalarda tercih
edilmektedir. (Oktik 2001).
IV. Çok Eklemli (Tandem) PV Hücreler
Güneş ışınımından maksimum seviyede faydalanmak için farklı spektrumları
soğurabilen çeşitli malzemeler kullanılarak çok eklemli (tandem) PV hücreler
elde edilmiştir. (Kazmerski 1997). Bu hücre tiplerinde en üst katmanda bulunan
malzeme güneş ışınımından maksimum enerji soğurmaktadır.En üst katmanın
yakalaymadığı spektrumdaki ışınımı ise bir alt katmandaki malzeme
soğurmaktadır.
V. Organik Güneş Hücreleri
İnorganik güneş hücrelerinde verim her ne kadar yüksek olsa da üretim
maliyetleri oldukça yüksektir.Bu sebeple daha düşük maliyetlerle elde edilebilen
organik güneş hücreleri üzerindeki çalışmalar son dönemlerde oldukça hız
kazanmış ve buna bağlı olarak oaganik güneş hücrelerinin verimleri de gün
geçtikçe artış göstermiştir.Güneş hücresi yapımında kullanılan malzemeler
iletken polimerleri ,boyaları, pigmentleri ve sıvı kristalleri içermekle birlikte
foto fiziksel özellikleri en iyi bilinenler iletken polimerlerdir. (Sariciftci ve
Heeger 1992).
Güneş hücrelerini kullanılan malzeme türlerine göre sınıflandırmanın yanı sıra
fotovoltaik hücreleri teknolojik gelişimlerine göre de sınıflandırma yapmak
mümkündür.
Birinci Nesil (kristal silisyum, galyum arsenik güneş hücreleri)
İkinci Nesil (ince filmler: CuInSe2 (Bakır İndiyum Diselenid), CdTe
(Kadmiyum Tellür), a-Si (Amorf Silisyum) güneş hücreleri)
Üçüncü Nesil (organik boya duyarlı güneş hücreleri, yarıiletken polimer yapılı
organik güneş hücreleri) olmak üzere üç başlık altında inceleyebiliriz.
Bu bağlamda 3.nesil güneş hücreleri grubunda yer alan organik güneş hücrelerinin en
düşük maliyetle elde edildiği Tablo 1’ de görülmektedir (Akman vd. 2013).
Tablo 2.1. Yapısına bağlı olarak 1 Watt güç için tasarlanan güneş pilleri için maliyet
tablosu.
Güneş Pisli Çeşidi Birinci Nesil İkinci Nesil Üçüncü Nesil
Watt Başına
Düşen Maliyet 3.5-4.5 $
a 2.6-4.0 $
b 1.0-2.8 $
c
(a Jozef vd., 1997; b James & Woodhouse; cKalowekamo & Baker, 2009)
3. ORGANİK GÜNEŞ HÜCRELERİ
Organik güneş hücrelerinde verim henüz inorganik güneş hücreleriyle karşılaştıralacak
seviyede olmasa da üretimi esnasında daha az toksik madde açığa çıkarması, modüllerin
hafif ve esnek olması, maliyetlerinin düşük olması gibi avantajlarından dolayı geleceğin
güneş hücreleri olarak görülmektedir. (Oktik 2001).Organik güneş hücrelerini
yapımında kullanılan organik malzeme türüne göre sınıflandıracak olursak Organik
Boya Duyarlı Güneş Hücreleri ve Yarı iletken Polimer Katkılı Organik Güneş Hücreleri
şeklinde sınıflandırabiliriz.(Akman vd.2013)
3.1.Organik Boya Tabanlı Güneş Hücreleri
Organik boya duyarlı güneş pillerinin temelini oluşturan yapı Şekil 3.1’de
görülmektedir.Bu yapıda koruyucu tabaka olarak kullanılan cam katmanların altında
elektron akışını sağlayan şeffaf iletken oksit (TCO) (transparent conductive oxide)
yapıdaki elektrotlar bulunmaktadır.Bu şeffaf elektrotlar kullanılan malzeme türlerine
göre farklılık arzedebilmekte, (FTO) (Fluorine-doped Tin Oxide) ya da ITO (İndinium
Tin Oxide) gibi malzemeler de organik boya duyarlı güneş hücrelerinde iletken elektrot
olarak kullanılabilmektedir. Şekil 3.1’de alt kısımdaki gibi şeffaf iletken oksit (TCO)
yapıdaki çalışma elektrodu nano kristal yapılı TiO2 ( titanyum dioksit) üzerine
adsorblanmış şekildedir. Ayrıca organik yapıdaki boya molekülleri de TiO2 yüzeyine
tutturulmuş şekilde bulunmaktadır. (Hagfeldt & Gratzel, 1995; Akman vd.2013) Şekil
3.1’de üst kısımda bulunan şeffaf iletken oksit (TCO) ise, genellikle platin gibi ince bir
tabaka katalizör ile kaplanarak karşıt elektrot görevi yapmaktadır. Organik boya duyarlı
güneş pillerinin yapımında kullanılan ve büyük öneme sahip olan karşıt elektrot, dış
devreden gelen elektronların tekrar redoks işlemini sağlayan elektrolit sıvısına
iletilmesini sağlamaktır. Elektrolit sıvısı genellikle I3-/I- iyonları içermekte ve iki
elektrotun arasına enjekte edilmektedir. Organik boya duyarlı güneş hücrelerinde
elektronik iletkenliğin meydana gelmesine olanak sağlayan nanokristal yapıdaki TiO2
tabaka çok önemlidir. TiO2 yerine ZnO (çinko oksit) ve SnO2 (kalay oksit) gibi alternatif
oksitlerde kullanılabilmektedir.Fakat TiO2 maliyetinin düşük olması, elektriksel ve
optiksel özelliklerinin uygun olması ve kolay elde edilebilir olması sebebiyle en çok
tercih edilen malzemedir.
Şekil 3.1. Organik Boya Esaslı Nano-kristal Yapılı TiO2 Güneş Pilinin Yapısı
Organik boya yapılı güneş hücrelerinin çalışma prensibi Şekil 3.2’de gösterilmektedir
(http://w3.gazi.edu.tr/~znseferoglu/research/dssc.pdf). Organik boya nanokristal bir
yapıya sahip olan titanyum oksit üzerinde adsorblanmış (tutturulmuş) şekilde
bulunmakta ve ışığı soğurma özelliğine sahiptir. Çalışma sırasında öncelikle ışık
organik yapıdaki boya tarafından soğurulmakta ve bu sayede uyarılmış hale
geçmektedir.Uyarılan boya molekülü bir elektronunu titanyum oksidin iletkenlik
bandına aktarmakta ve aktarılan elektron titanyum oksitin sahip olduğu nanokristal
yapıdaki ağ boyunca ilerleyerek şeffaf yapıdaki iletken elektroda gelmektedir.Buradan
ise iletken dış devre üzerinde ilerleyerek katalizörle kaplı karşıt elektroda
gelmektedir.Organik boya bir elektronunu titanyum oksitin iletkenlik bandına aktardığı
için boya katyonları oluşmakta ve redoks çifti içeren elektrolit tarafından nötr hale
indirgenmektedir.Boya katyonlarını nötr hale indirgeyerek kendisi yükseltgenmiş
duruma geçen elektrolit ise katalizörlerle kaplı şeffaf elektrota gelen elektron tarafından
indirgenmektedir.Bu şekilde organik boya esaslı güneş pilinin çalışması sırasında net
yük her zaman sıfır olup kimyasal bir değişim meydana gelmemektedir.(Zafer 2006)
Şekil 3.2. Organik boya esaslı güneş pilinin çalışma esası
3.2. Yarıiletken Polimer Tabanlı Organik Güneş Hücreleri
3.2.1.Yarıiletken Polimerler
Polimerler ucuz ve kolay üretilebilen malzemeler olup bunların yanısıra hafif ve
yarıiletken malzemeler olarak bilinmektedirler. Polimer malzemelerdeki elektrik
iletkenliğin metaller seviyesinde olmaması, hem konjugasyonun yüksek düzeyde
iletkenliğe yeterli olmadığını hem de polimerlerin yarı iletken sınıfına dahil olduğunu
göstermektedir. Polimerler ilk keşfedildiğinde bugün bilinen özelliğinin aksine
elektriksel yalıtkanlığa sahip malzemeler olarak bilinmekteydi Fakat yapılan çalışmalar
sonucunda uygun katkılandırma oranlarıyla yalıtkan olarak bilinen polimerler , konjuge
polimerler olarak bilinen yarı iletken hale gelebilmektedirler. Polimerlerin iletkenlik
özelliklerini iyileştirmek için, başlıca kimyasal ve elektrokimyasal yöntemlerle yarı
iletken özellikte konjuge polimerler geliştirilmektedir Bununla bereber konjüge
polimerlerden yükseltgenerek p-tipi polimer ve indirgenerek n-tipi polimer elde
edilebilmektedir. Ayrıca yarıiletken özellikteki polimerlerin iletkenlik seviyeside
polimer malzemenin yapısına göre farklılık göstermektedir.Örneğin yarıiletken konjüge
polimer olarak bilinen silicon ve germanyumun iletkenlik seviyeleri birbirnden
farklıdır.Bunların yanı sıra yarı iletken özellikteki polimerlerin hem maliyetlerinin
düşük olması hemde ince film üretiminde kullanılması sebebiyle kullanım alanları gün
geçtikçe genişlemektedir. Bunlara örnek olarak organik fotovoltaikhücreler (OPV), alan
etkili transistör (FET), fotodiyot teknolojisi, lazer teknolojisi, yarıiletkençipler, entegre
devreler, sensörler, LCD monitörler, bilgisayarlar ve çeşitli teknolojik aygıtlar
verilebilir
3.2.2. Yarıiletken Polimer Tabanlı Organik Güneş Hücrelerinin Çalışma Prensibi
Yarıiletken polimer yapılı organik güneş hücrelerinini akım akışının temel basamakları
Şekil 3.3’de görülmektedir (Schilinsky vd. 2002).Bu temel basamaklar ışık
soğurulması, yük (eksiton) ayrışması, yük taşınması ve yüklerin
toplanmasıdır.Öncelikle fotonun yarıiletken polimer malzeme tarafından soğurulmasıyla
elektron-delik çiftleri (e-
, h+
) oluşur.Bu elektron-delik çiftleri eksiton olarak
adlandırılır.Oluşan elektron-delik çiftindeki elektron homo(highest occupied molecular
orbital) en yüksek molekül orbital seviyesinden lowest unoccupied molecular orbital
(LUMO) olarak adlandırılan en düşük enerji seviyesine çıkar. Daha sonra oluşan
elektron-delik çiftleri (eksitonlar) birbirinden ayrılırlar. Bu yük ayrımının oluşabilmesi
ve için elektriksel alana ihtiyaç vardır. Elektriksel alan ise simetrik olmayan iyonlaşma
enerjisi veya organik güneş hücresinde kullanılan ITO (indinum tin oxide) ve Al
(aliminyum) gibi elektrotların iş fonksiyonlarının farklılıklarından veya uygulanan
potansiyel sebebi ile oluşan elektrik alanda sağlanır(Akman vd.2013). Geri yük geçişini
önlemek amacı ile elektron ve elektron boşlukları tercihen farklı malzemelerde veya
fazlarda taşınmaktadır. Örneğin donör-akseptör hücrelerde, elektron iletkenliği iyi olan
akseptör ve boşluk iletkenliği iyi olan donör malzeme kullanımı daha uygundur. Yüksek
yük toplama verimliliği yani iyi bir performans için organik yarıiletken malzeme ile
metal elektrot arasında herhangi bir enerji bariyeri olmaması gerekmektedir. Bazı
durumlarda iki malzeme arasındaki enerji bariyerini gidermek için ilave bir malzeme
daha kullanılması yük toplama verimliliğini arttırmaktadır (Zafer 2006).
Şekil 3.3. Polimer Tabanlı Organik Güneş Hücrelerinde Yük Oluşumu ve Ayrışması
Polimer tabanlı organik güneş hücrelerini yapılarına göre sınıflandıracak olursak tek
tabakalı fotovoltaik hücreler, iki katlı heteroeklem fotovoltaik hücreler ve hacim
heteroeklem fotovoltaik hücreler olmak üzere üçe ayırabiliriz.
i) Tek tabakalı organik güneş hücreleri
Polimer tabanlı tek tabakalı organik güneş hücreleri iş fonksiyonları birbirinden farklı
iki metal elektrot arasına sıkıştırılmış yarıiletken polimerlerden oluşmaktadır. Işığın
elektrodlar arasında bulunan organik yarıiletken konjüge polimer üzerine düşmesiyle,
elektron-hole çiftleri oluşmakta, elketron hole çiftlerinin iş fonksiyonları birbirinden
farklı elektrotların üzerinde toplanmasıyla elektrik akımı oluşmaktadır.(Akman
vd.2013) Tek tabakalı hücrelerin veriminin düşük olmasının nedeni bu hücre tipinde
sadece kısıtlı bölgelerde foto-akım oluşmasıdır (Drechsel vd.
2004)(http://w3.gazi.edu.tr/~znseferoglu/research/dssc.pdf).
Şekil 3.4. Tek Tabakalı Organik Güneş Hücreleri
ii) İki tabakalı organik güneş hücreleri
Polimer tabanlı iki tabakalı organik güneş hücreleri Şekil 3.5’deki gibi donör ve
akseptör malzemeyi üst üste sıkıştırarak oluşturulabilir.Donör ve akseptör arasındaki
etkileşim ikisinin birbirine temas ettiği geometrik ara yüzeyde sağlanır.Burada akseptör
n-tipi bir yarıiletken, donör ise p tipi bir yarıiletkenden meydana gelmektedir.Tek
tabakalı yapıya göre avantajı nano-molekül yük geçişinin olmasıdır. Eksiton denilen
elektron ve hole çiftleri materyalin arayüzeyine ayrılır ve elektronlar n-tipi akseptörün
içine, holler ise p-tipi donör materyalin içine doğru hareket ederler. Bu yüzden, hollerin
ve elektronların her biri diğerinden ayrılır ve yeniden birleşme (rekombinasyon) büyük
miktarda azalmış olur. (http://w3.gazi.edu.tr/~znseferoglu/research/dssc.pdf)
Şekil 3.5. İki Tabakalı Organik Güneş Hücreleri
iii) Hacim heteroeklem organik güneş hücreleri
Hacim heteroeklem organik güneş hücreleri iki tabakalı organik güneş hücreleri ile
benzerlik gösterirken, yüklerin ayrılmasının meydana geldiği alan hacim heteroeklem
organik güneş hücrelerinde daha büyüktür.Organik maddelerin uyarılma ömürleri çok
kısa olduğu için ancak 10nm kadar bir uzaklığa iletim gerçekleşebilmektedir.10 nm’den
daha uzak mesafelerde fotoakım kaybolur ve güneş pilinin etkinliği azalır.Bundan
dolayı organik hücrelerin son derece ince yapılması gerekmektedir.Bu sebepten dolayı
hacim heteroeklem hücreler üretilmiştir.Hacim heteroeklem hücre tipinde donor ve
akseptör maddelerden bir karışım oluşturularak, iki elektrot arasına
yerleştirilmektedir.Bu sayede donor akseptör temas yüzeyi arttırılarak iletimin
kolaylaşması sağlanmaktadır (http://w3.gazi.edu.tr/~znseferoglu/research/dssc.pdf)
Şekil 3.6. Hacim Heteroeklem Organik Güneş Hücreleri
4.Organik Güneş Pillerinin Avantaj ve Dezavantajları
Organik güneş hücrelerinin, inorganik güneş hücrelere nazaran kolay üretilebilir, düşük
maliyetli ve geniş yüzeylere kaplanabilir olmaları oldukça büyük bir avantajdır.
Kullanılan malzemeye göre pilin esneklik kazanabilmesi uygulama alanının artmasına
olanak sağlamaktadır. Ayrıca organik kimyadaki gelişmelere paralel olarak, farklı çıkış
bileşikleri ile sentezlenen organik bileşiklere daha üstün özellikler kazandırılması, bu
teknolojinin hızla gelişmesine neden olmaktadır. Bunların yanı sıra organik güneş
hücrelerinde kullanılan malzemelerin kimyasal yapıları kolayca değiştirilebilmekte ve
bu şekilde malzemelerin soğurma aralığının güneş spektrumuna daha uygun hale
getirilerek, daha fazla foton enerjisi soğurabilmesi sağlanmaktadır. Organik materyal
olarak konjuge polimerlerin kullanıldığı güneş hücreleri inorganik materyal
kullanılanlarına göre daha yüksek molar soğurma katsayısına sahip olması gibi
özellikler organik güneş hücrelerinin avantajları arasında sayılabilir. Organik güneş
hücrelerinin dezavantajlarına değinicek olursak plimer tabanlı güneş hücrelerinde
kullanılan ITO katmanının yüksek yüzey direncine sahip olması, gelen güneş ışığının
çoğunun yüzeyden ve aluminyum elektrottan geri yansıması,üretilmiş hücrelerin
paketlenmesi, inorganic hücrelere nazaran organik hücrelerde düşük verim elde edilmesi
gibi üzerinde çözüm için çalışmaların devam ettiği sorunlardan söz edilebilir. (Mert O.
ve Mutlu Ş.)
SONUÇ
Organik güneş hücrelerinin düşük maliyetli, esnek , hafif ve kolay üretilebilir olması
gibi avantajlar son yıllarda çalışmaların organik güneş hücre tipleri üzerine
yoğunlaşmasına neden olmuştur. Ayrıca kullanılan malzemeye türüne göre pilin
esneklik kazanabilmesi de uygulama alanının artmasına olanak sağlamaktadır. Polimer
yapılı organik güneş pillerinin rulodan-ruloya üretim sistemleriyle ucuza mal
edilebileceklerinden dolayı özellikle enerjiye ulaşmakta çok zorluk çeken, fakir ama bol
güneşli Afrika ülkelerinde yasam kalitesinin yükselmesine büyük katkıda
bulunabilecektir.Organik güneş hücrelerinin verimleri inorganik güneş hücrelerine
nazaran düşük olsada yapılan çalışmalarla son yıllarda verim artışı noktasında hızlı
ilerleme kaydetmişlerdir.Enerji ihtiyacı ve tüketiminin arttığı dünyamızda, enerji
ihtiyacını ucuz ve kolay üretilebilmesi konusunda yapılan çalışmalarda alınacak
mesafeyle, yeşil-enerji pazarına hızlı bir giriş yapacağı tahmin edilen organik güneş
pilleri, geleceğin temiz ve güvenilir enerji seçeneklerinden biri olacaktır.
Kaynaklar
1) Sayın.S., ve Koç.İ., (2011)., ‘‘Güneş Enerjisinden Aktif Olarak Yararlanmada
Kullanilan Fotovoltaik (Pv) Sistemler ve Yapılarda Kullanim Biçimleri’’ S.Ü. Müh.-
Mim. Fak. Derg., c.26, s.3. ISSN: 1300-5200, ISSN: 1304-8708 (Elektronik)
2) Sarıtaş, M., (1988) “Review paper on Solar Cell Technology”, Proceedings of ECA
Electronics Technology Workshop, TUBİTAK, Gebze, 1988.
3) Oktik, Ş., (2001) ‘‘Güneş-Elektrik Dönüşümleri Fotovoltaik Güneş Gözeleri ve Güç
Sistemleri ’’ Temiz Enerji Vakfı Yayınları, Ankara.
4) Kazmerski, L.L., 1997, “Photovoltaics: a review of cell and module technologies”,
Renewable and Sustainable Energy Reviews, Vol.1, ss. 71-170.
5) Sariciftci, N. S., Smilowitz, L., Heeger, A. J. and Wudl, F.” Photoinduced electron
transfer from a conducting polymer to buckminsterfullerene” Science 258, 1474-
1476 (1992)
6) Akman E., Akın S., Karanfil G., Sönmezoğlu S.(2013)., ‘‘Organik Güneş Pilleri’’
Trakya Univ J Sci, 14(1): 1-30, 2013
7) Hagfeldt A., Grätzel M., (1995) ‘‘Light-Induced Redox Reactions in
Nanocrystalline Systems’’Chem.Rev., 95, 49-68
8) Zafer C., (2006) ‘‘Organik Boya Esasli Nanokristal Yapili İnce Film Güneş Pili
Üretimi ’’ Ege Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü
9) Mert O. ve Mutlu Ş., ‘‘Organik Elektronik’’ Elektrik-Elektronik Mühendisliği
Boğaziçi Üniversitesi ,Endüstri Otomasyon.
10) James, A., Woodhouse, T.M. (2011) ‘‘Drivers of Residential and Utility Scale
SolarPhotovoltaic (PV) System’’ Price in the U.S. NREL Technical Report.
11) Jozef, S., Sivoththaman, S., Nijs, F.J., Mertens, R.P., Overstraeten, R.(1997) ‘‘ Low-
Cost Industrial Technologies of Crystalline Silicon Solar Cells’’ Proceedings of the
IEEE, 85, 5.
12) Kalowekamo, J., Baker, E. (2009) ‘‘ Estimating the manufacturing cost of
purelyorganic solar cells’’ Solar Energ,y 83, 1224-1231.
13) Prof.Dr.Zeynel Seferoğlu (http://w3.gazi.edu.tr/~znseferoglu/research/dssc.pdf)
14) Schılınsky, P., Waldauf, C., Brabec, C.J. (2002) ‘‘ Recombination and loss analysis
in polythiophene based bulk heterojunction photodetectors’’ Applied Physics
Letters, 81,3885-3887.
15) Güneş, S., Neugebauer H., Sariçiftçi N.S, (2007) ‘‘Conjugated Polymer-Based
Organic Solar Cells’’ Chem. Rev., 2007, 107 (4), pp 1324–1338 doi:
10.1021/cr050149z