dilbilim İlişkisi · 2019. 6. 22. · ders notlarını genel dilbilim dersleri adıyla...
TRANSCRIPT
DİL BİLİMİ DERS NOTLARI 1 GÖSTERGE BİLİM (SEMİYOLOJİ)
Göstergebilimin Kurucuları
• Türkçeye göstergebilim olarak çevrilen kelime,
Amerikan geleneğinde Semiyotik olarak bilinir (C.
S. Pierce).
• F. de Saussure etkisiyle Avrupa geleneğinde
Semiyoloji kelimesiyle ifade edilir.
Göstergebilim-Dilbilim İlişkisi
• Göstergebilim, dilbilimi de içine alan çok geniş bir
alandır.
• Göstergebilim sistemli, sistemsiz, sesli, sessiz,
görsel, kokuya dayalı, tada dayalı her türlü dili
inceler.
• Dilbilim daha çok fonemler ve alafonlar gibi sınırlı
sayıdaki işlenmiş ses birimlerle örülen insan dilini
inceler.
• Semiyoloji (Göstergebilim) her ne kadar dil
göstergelerini ele alsa da, asıl konusu dil dışındaki
göstergelerdir.
• Dilbilimin bir alt dalı olmaktan ziyade, en dışta
yardımcı bir bilim dalı olarak kabul edilebilir.
Göstergeler
1. Dil göstergesi: Söz veya yazıyla gerçekleştirilen her
türlü eylem bu gruba girer. Her sözcük bir dil
göstergesidir.
2. Doğal gösterge: Doğal güzellikler, yaprakların
sararması gibi durumlar doğal göstergelerdir.
3. Sosyal gösterge: Trafik ışıkları, görgü kuralları gibi
sosyal ögeler sosyal göstergelerdir.
A. Dil dışı göstergeler:
• Resim, şekil, işaret, hareket, jest ve mimikler bu
gruba girer.
• Dört grupta incelenir:
a. Belirti (İndeks)
b. Belirtke
c. İkon (Resimcik)
d. Simge (Sembol)
a. Belirti (İndeks)
• Amacı olmayan, istem dışı gelişen doğal
göstergelere denir.
• Belirtide gösteren ile gösterilen arasındaki ilişki
nedenlidir.
• Örneğin, dumanın görülmesi ateşin olduğunu
gösterir.
b. Belirtke
• İletişim kurma, bir ileti aktarma, bir bilgi verme
amacı içeren göstergelerdir.
• Gösteren ve gösterilen arasındaki ilişki nedensiz ve
uzlaşımsaldır.
• Örneğin, trafik levhaları.
c. İkon (resimcik)
• Dili kullanmadan bilgi ve iletileri aktaran en basit
araçlardır.
• Temelde benzerlik ilişkisi vardır.
• Örneğin, bir kişinin fotoğrafları, resim, heykel vb.
d. Simge (sembol)
• Bir toplumda bir gösteren ile gösterilen arasında
sürekliliğini koruyan uzlaşımsal ve çoğunlukla da
nedensiz olan ilişkiye dayanan görsel biçime denir.
• Örneğin; bir araba amblemi, ülke bayrakları vb.
DİL BİLİMİ DERS NOTLARI 2 DİL GÖSTERGELERİ
• Söz ve yazıyla gerçekleştirilen her eylem bu gruba
girer.
• İnsan duygu ve düşüncelerini en iyi şekilde dil ile
anlatır.
• Dille gerçekleştirilen iletişim resim, şekil, işaret ve
vücut diliyle yapılan iletişimden daha güçlü ve
daha kullanılışlıdır.
Dil Göstergelerinin Özellikleri
1. Nedensizlik: Dil göstergeleri ses taklidi kelimeler
dışında nedensizdirler. Oldukları gibi kabul
edilmişlerdir.
2. Çizgisellik: Gösteren düzleminde seslerin art arda
gelmesi özelliğidir. (Görsel iletişimde böyle değildir.)
3. Değiştirilemezlik: Dil göstergeleri sebepsiz yere
bırakılıp yerlerine yenileri uydurulmaz, dil kendi doğal
seyri içinde değişebilir.
4. Ayırıcılık: Dilde her şey ayırıcı birimlerin
birleşimiyle işler. Olumlu-olumsuz karşıtlığı gibi...
Dilde, ince-kalın, düz-yuvarlak ünlüler vardır.
5. Çift Eklemlilik:
• Birinci eklemlilik düzeni, en küçük dil
göstergelerinden kuruludur ve bu düzen hem
göstereni hem de gösterileni ilgilendirir.
• İkinci eklemlilik düzeni ise gösteren düzleminde
gerçekleşir.
TEST
1. Aşağıdakilerden hangisi dilbilimin küçük ölçekli
inceleme alanlarından değildir?
A) Sözcükbilim
B) Anlambilim
C) Sesbilim
D) Edimbilim
E) Sözdizimi
2. Çok dillilik, folklor, karma ve melez diller,
diyalektoloji gibi konularla ilgilenen dilbilim dalı
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Tipoloji
B) Metin Dilbilim
C) Toplum Dilbilim
D) Uygulamalı Dilbilim
E) Edimbilim
3. Aşağıdakilerden hangisi dil göstergelerine ait
özelliklerden biri değildir?
A) Nedensizlik
B) Çizgisellik
C) Çifteklemlilik
D) Değiştirilemezlik
E) Bağdaşıklık
DİLBİLİM
• Dil bilimi, dilin bilimsel incelemesi olarak
tanımlanabilir.
• Dillerin yapısını, gelişmesini, dünyada yayılmasını
ve aralarındaki ilişkileri ses, biçim, anlam ve
cümle bilgisi bakımından genel veya
karşılaştırmalı olarak inceleyen bilimdir.
• Saussure dilin, özellikle felsefe, ruh bilimi ve
toplum biliminin birer alt inceleme alanı olmaktan
çıkarılmasını söyler.
• Dil, “kendi başına ve yalnızca kendisi için
eşzamanlı olarak incelenmesi gereken bir
dizgedir."
• Bu görüş, dil biliminin bağımsız bir bilim olarak
akademik dünyada yerini almasını sağlamıştır.
DİL BİLİMİ DERS NOTLARI 3
Dilbilimin Temel İnceleme Alanları
1. Küçük-ölçekli (Micro) incelemeler:
• Dilin, sesbilim (Fonoloji), sesletim bilgisi
(Fonetik), biçimbilim (Morfoloji), sözcükbilgisi
(Leksikoloji), sözdizimi (Sentaks), anlambilim
(Semantiks) bağlamındaki yapısal ve işlevsel
özelliklerini ele alır.
2. Büyük-ölçekli (Macro) incelemeler:
• Dil ve toplum ilişkisini ele alan toplumdilbilim
(Sosyolengüistik)), dil ve zihin bağlantısını ele alan
ruhdilbilim (Psikolengüistik), dilin kullanımı ile
ortaya çıkan anlamları ve edimleri inceleyen
edimbilim (Pragmatik), dil ve beyin yapısı
ilişkisini araştıran sinirdilbilim (Nörolengüistik)
vb.
DİLBİLİM ALT DALLARI
1. Ses Bilgisi (Fonetik):
• Her dilin kendisine özgü olan ses dizimini ele alır.
• Ses, sesbirim, alt sesbirim gibi sese ait olan
kavramları açıklar.
2. Ses Bilimi (Fonoloji):
• Bir dilin veya genel olarak dillerin ses sistemini
oluşturan örüntülerin ve ilkelerin incelenmesidir.
3. Şekil Bilimi (Morfoloji):
• Kelimelerin yapısı ile ilgili incelemeler.
• Dildeki biçimbirimleri, yani kök ve ekleri
inceleyen alandır.
4. Söz dizimi (Sentaks):
• Bir cümle içindeki kelimeler ve diğer birimler
arasındaki gramatikal ilişkilerin incelenmesidir.
5. Anlam Bilimi (Semantik):
• Dilsel yapıların anlamının incelenmesidir.
• Anlam bilimi, kelime ve cümle seviyesindeki
anlamı içerir.
• Konuşma, sohbet gibi diyalog içindeki anlamın
incelenmesi, anlam biliminin değil söylem
analizinin konusu olmalıdır.
6. Sözcükbilim (Leksikoloji):
• Dilin sözcüklerini, türetmede görev alan
biçimbirimlerini, bileşik sözcük, deyim, atasözü,
kalıplaşmış söz gibi ögelerini inceler.
7. Sözlük Bilgisi (Leksikografi):
• Tek dilli ya da çok dilli sözlüklerin veya sözlüksel
kaynakların oluşturulması ve incelenmesi
işlemidir.
8. Toplumsal Dil Bilimi:
• Dilin, konuşulduğu toplum bağlamında
incelenmesidir.
• Çok dillilik, folklor, karma ve melez diller,
diyalektoloji, dil planlaması ve sınıf incelemeleri
toplumsal dil bilimi konuları arasında yer alır.
9. Metin Dilbilim:
• “Metin nedir ve metni metin yapan özellikler
nedir?” sorularına yanıt arayan bir dilbilim
çalışması türüdür.
10. Tipoloji:
• Diller arasındaki benzerlikler ve farklılıkların
herhangi bir genetik ilişkiye bağlı olmaksızın
incelenmesi ve dil tiplerinin kategorileştirilmesidir.
11. Antropolojik dil bilimi:
• Bir dil toplumuna ve kültürüne özgü olarak
gerçekleştirilen dil incelemesidir.
• Antropolojik dil bilimi genellikle daha az
belgelenmiş dillerle ilgilenir.
12. Edimbilim (Pragmatik):
• Bir dil kullanımının, gerçekleştiği bağlama göre
incelenmesidir.
13. Genel dil bilimi:
• Herhangi bir alt dala ya da bir dil bilimi teorisine
indirgenmemiş geniş dil bilimi çalışmasıdır.
14. Uygulamalı dil bilimi:
Dilbilimsel metotların dil ve eğitimde, mesela okuma-
yazma ve yabancı dil öğreniminde uygulamalı olarak
kullanımıdır.
DİL BİLİMİ DERS NOTLARI 4 15. Bilgisayar dil bilimi:
• Dil incelemesinde bilgisayar biliminin
kullanımıdır.
• Bu tanım yapay zeka ve Doğal Dil İşlemi (NLP)’ni
de içerir; ancak matematiksel dil bilimini içermez.
• Bilgisayarla yapılan çeviriler en önemli faaliyet
alanıdır.
16. Dil Belgelemesi:
• Dilbilimsel alan metotlarını ve alan çalışma
tekniklerini içeren, dil tasviri ve belgelemesine
ilişkin teori, metodoloji ve işlemlerdir.
• Mesela, bir alana ait teknikler için hazırlanan el
kitabı.
17. Dil Bilimi Tarihi:
• Dil biliminin tarihinin ve gelişiminin
incelenmesidir.
• Mesela, Saussure’ün bir biyografisi ya da
Platon’un dille ilgili fikirlerinin analiz edilmesi.
18. Dil bilimi ve Edebiyat:
• Dilbilimsel analizlerin edebî metinlere
uygulanması.
• Bu tanım Üslup bilimini (Stilistik) ve Şiir bilimini
(Poetik) de içerir.
19. Dil Felsefesi:
• Felsefenin dile ve dil bilimi teorisine
uygulanmasıdır.
• Sapir-Whorf hipotezi, sözlü ve sözsüz düşüncenin
karşılaştırmalı olarak ele alınması gibi konuları
içerir.
20. Dil Kazanımı:
• İnsan dilinin edinim sürecinin incelenmesidir.
• Dil kazanımı, ya yetişkin veya çocukların dil
edinimi ile ilgili materyallerin tasviri ya da anadili
veya ikinci dil öğrenimi için kullanılabilir.
• Ancak, eğer materyaller özel olarak dil öğretimi
veya pedagojik bakış açısından dil öğrenimi ile
ilgili olursa bunların Uygulamalı Dil bilimi içine
dahil edilmesi daha doğru olur.
21. Dilbilimsel Teoriler:
• Dil bilimi için temel oluşturan, genellikle ses
bilimi ve söz dizimi gibi birden fazla alt dalı
kapsayan teorilerdir.
• Mesela Evrensel gramer teorisi, dönüşümlü
gramer teorisi gibi.
22. Hukuksal Dil Bilimi:
• Dilbiliminin hukuka uygulanmasıdır.
• Hukuksal dil bilimi, dilbilimsel metodolojinin
hukukî tespitler yapmak için kullanılmasıdır.
• Sorgu odasındaki dilin analizi, en iyi şekilde
söylem analizi olarak tasnif edilir.
23. Kognitif Bilim:
• İnsan zihninin özellikle dille ilgili olarak
incelenmesidir.
• Dil üzerine bir deney ya da öngörü veya zihin
araştırması gibi konuları içerir.
24. Matematiksel Dil bilimi:
• Dilin matematiksel özelliklerinin ele alındığı dil
bilimi alanıdır.
• Gramerin şeklî özellikleri ile ilgili çalışmalar bu
alana girer.
25. Metin ve Külliyat Dil Bilimi:
• Geniş bir pasajın, bir metnin veya metinler
külliyatının dilbilimsel özelliklerinin
incelenmesidir.
• Bu tanım, metinlerin bilgisayarlı incelemesinin
yanı sıra gösterge bilimi ve tür analizini de içerir.
26. Psikolojik Dil Bilimi:
• Hafıza ve zeka gibi, dilin arkasında yer alan
psikolojik mekanizmalar vasıtasıyla, psikoloji
biliminin dil bilimine uygulanmasıdır.
DİL BİLİMİ DERS NOTLARI 5 27. Sinirsel Dil bilimi:
• Beyin yapısının ve dilin beyindeki fiziksel
görünümünün incelenmesidir.
• İnceleme konuları:
• Beyindeki hasarların dil bozuklukları açısından
incelenmesi.
• Anadil edinimi sürecinde beynin sinirsel gelişimi.
28. Söylem Analizi:
• Birbirine bağlı konuşmalar arasındaki örüntü ve
anlamların incelenmesidir.
• Mizah incelemeleri, karşılıklı konuşma analizi,
etkileşimli sosyolenguistik ve özel şartlardaki dil
kullanımını (mesela mahkemede) inceler.
29. Tarihsel Dil Bilimi:
• Dil değişimlerinin art zamanlı olarak
incelenmesidir.
• Karşılaştırmalı tarihsel dil bilimini, genetik
sınıflama ile filolojik ve etimolojik incelemeleri
içerir.
DİL BİLİMİ OKULLARI
1. Düzenciler (Doğacılar)
• Varlıklar ile adlar arasında doğal bir uyuşma
olduğu düşüncesindeydiler.
• Bugünkü yansıma sözcüklerde görülen bu uyuşma
(miyavla- fiili kedi gerçek hayatta ona benzer bir
ses çıkardığı için bu biçimdedir.) onlara göre tüm
dil için geçerliydi.
• Platon ve Heraklitos doğacıydı.
• Düzenciler kurallara odaklandıkları için yapı ve
sistemi merkeze alan bugünkü yapısalcılığa yakın
görünürler.
• Ancak düzen dışı gördükleri her türlü doğal
değişmeyi inkar ederler.
2. Uzlaşımcılar (Aykırılıkçılar):
• Sözcükler ve anlamları arasında bağ yoktur.
• İnsanlar arasındaki uzlaşım sonucu sözcükler
kullanılır.
• Aristo ve Demokritos uzlaşımcıdır.
• Aykırılıkçılar modern dilbilime daha yakındır.
3. İskenderiye Okulu
• Örneksemecidir.
• İskenderiye Okulu kuralcılığa inanmıştır.
• Homer metinlerindeki dil gelişmesiyle doğal
olarak ortaya çıkan bazı ifadeleri kurallara
uymadığı gerekçesiyle atmaya çalışmıştır.
• Geleneksel gramerin kesin biçimini vermiştir.
4. Bergama Okulu
• Aykırılıkçıydı.
• Crates tarafından kurulmuştur.
• Aristo'nun görüşünü benimsemiştir (Dil insanlar
tarafından oluşturulur).
• İskenderiye okulu görüşlerine (doğalcı) karşı
çıkmıştır.
• Mükemmelci değil anomolisttir.
• Dilin konvansiyonla eşzamanlı değişebileceğine
inanırlar.
5. Stoa Okulu
• Zeno tarafından kurulmuştur.
• Genellikle aykırılıkçılardan yana görülür.
• Köken bilgisinin (Etimoloji) temelini atarak
gramerin (Dilin kuralları) belirlenmesine öncülük
etmişlerdir.
DİL BİLİMİ DERS NOTLARI 6 6. Basra Okulu
• Eflatun geleneğinin etkisindedir.
• İskenderiye Okulu gibi mükemmelcidir.
• Dili düzenlilikler ve kurallar üzerinden açıklamaya
çalışır.
• Sibeveyhi, Basra geleneğinden gelmektedir.
• Klasik Arapçanın doğru olduğunu diğer
versiyonlarının bozuk olduğunu savunurlar.
7. Kufe Okulu
• Er-Ruasi, El-Ferraa önemli isimleridir.
• Aristo geleneğini devam ettiren Bergama okulu
görüşüyle aynı çizgidedir.
• Aykırılıkçılara daha yakındır.
• Dilin insanoğluna önceden verilmiş bir hediye
olduğunu değil onun sonradan oluşturulan bir
varlık olduğunu düşünürler.
• Dil kullanımlarındaki lehçe farklılıklarını olduğu
gibi ele alma yanlısıdır.
8. Port Royal Okulu (1660)
• Harris-Chomsky çizgisinin geliştirdiği ve Üretken
Dilbilgisinin (Generative Grammar) temelini
atmıştır.
• Üretken Dilbilgisi gibi, Port Royal da Descartes
(1596-1650) çizgisindedir (Dekartçı, Kartezyen).
• Descartes’in öğrencisi olan A. Arnauld’un, C.
Lancelot ile birlikte yazdığı “Genel ve Akılcı
Dilbilgisi” (1660) adlı eser bu okulun manifestosu
kabul edilebilir.
• Eğitimin yerel dilleri dışlayarak yapılmasına
karşıydılar.
• Latince kuralları öğretirken bile bunu Latince
yapmaya kalkmak doğru değildir.
• O nedenle eserleri yerel dillerde de (özellikle
Fransızca) yazmışlardır.
• Onlara göre dil öğretilirken kuralların nedenleri
mutlaka açıklanmak, öğrencinin konuyu kavraması
sağlanmalıdır.
• Dilbilgisi zihinsel bir süreçtir.
• Aklın yolu bir olduğu gibi aklın ürettiği dil de
birdir.
• Gramer anlayışları zihne, akılcılığa
dayanmaktadır.
• Dilin yapısı aklın bir ürünüdür, bu nedenle farklı
insanların dilleri genel bir mantık sisteminin
değişimlerinden ibarettir.
• Yüzey yapıya çok önem vermezler ve dilin özünün
derin yapıda olduğunu kabul ederler.
• Dilbilgisi esas olarak konuşma sanatını ele alır.
• Onlara göre dilbilgisi bir sistem, kurallılıklar
bütünü değil bir etkinliktir.
• İnsan hangi dili konuşursa konuşsun (Latince,
Yunanca, Fransızca vb.) ilkeler aynıdır.
• Asıl olan zihindir, düşüncedir. Bu bakımdan dil
bilgisi evrenseldir.
• Port Royal Okulunun modern dilbilimin dönüşüm
kavramına yakın görüşleri vardır.
Cenevre Okulu
• Dilbiliminin etkili okuludur.
• Okul, Saussure’ün yapısalcı fikirleri etrafında
şekillenmiş, meslektaşları ve öğrencileri onun
anlayışını devam ettirmişlerdir.
• C. Bally ve A. Sechehaye, Saussure’ün okuttuğu
ders notlarını Genel Dilbilim Dersleri adıyla
kitaplaştırmıştır.
• Okulun ikinci nesil dilbilimcileri Godel ve
Freice’dir.
• Dilsel göstergelerden oluşan dil, farklılıklar
üzerine bina edilmiş bir sistemdir.
• Bazı kaynaklar çok önemli bir dil olayı olan
dilbilgiselleşmeyi terim olarak dilbilime
kazandıran A. Meillet’i de bu okula dahil
etmektedir.
DİL BİLİMİ DERS NOTLARI 7 Prag Okulu
• Saussure’ün yapısalcı fikrini dile uygulayan en
önemli okullardandır.
• Mathesius tarafından kurulan okulun en önemli
isimleri N. Trubetzkoy ve R. Jakobson’dur.
• Saussure’ün dildeki zıtlıklara olan vurgusunu ön
plana çıkarıp dilin en küçük birimi olan sesler
hakkında önemli çalışmalar yapmışlardır.
• Farklılıklardan yola çıkarak sesbirimler arasındaki
anlam yaratan farkları tespit etmiş, fonem teorisini
ortaya çıkarmışlardır.
• Ayırt edici özellikleri ortaya konulan parçaların
dilin sistematik bütünlüğü içerisindeki rolleri,
görevleri, işlevleri tespit edilmiştir.
• Bu sebeple Prag Okulu′nun yapısalcılığına
görevselcilik veya işlevselcilik de denir.
• Parçaların bütün içindeki görevi, dilin analiz ve
sentezini kolaylaştırmıştır.
• Prag Okulunun Courtenay’a dayanan tespitleri
sayesinde modern anlamda fonem, alafon, fonetik
ve fonoloji terimleri ve ses ile ilgili dilbilimsel
çalışma alanları doğmuştur.
• Prag Okulunun 1950′den sonraki temsilcileri
işlevsel cümle yaklaşımı fikrini geliştirerek
sentaks, anlam ve üslup boyutunda çalışmalar
yapmışlardır.
Kopenhag Okulu
• L. Hjelmslev ve V. Bröndal tarafından 1930′larda
kurulmuştur.
• Saussure’ün yapısalcılığından etkilenmişlerdir.
• Dili, bir yapı ve sistem olarak kabul etmişlerdir.
• Dili bir sistem olarak kabul ettikleri için doğal
olarak dil-matematik bağlantısı kurmuşlardır.
• Kendilerine Glossematikçiler de denir.
• Dil, ancak dil-dışı sistemlerle mukayese edilince
tam manasıyla anlaşılabilen bir simgeler
sistemidir.
• Saussure’ün gösteren-gösterilen ikilisini içerik ve
anlatım olarak yeniden adlandırmışlardır.
• İçerik kelimesi özü, anlatım ise biçimi ifade eder.
• Dağınık haldeki içerik/öz/düşünce, düzenlenerek
şekil/biçim haline gelir.
• Dil, özlerin şekillendirilmesinden meydana gelen
bir sistemdir. Böylece soyut düşünceler somutlaşır
ve ifade edilebilme imkanı bulur.
• Kopenhag Okulunun yapısalcılığına işlevselcilik
de denir.
Amerikan Okulu
• Okulun ilk temsilcileri aynı zamanda
antropologdur.
• F. Boas, E. Sapir, B. Whorf ve L. Bloomfield
önemli temsilcileridir.
• Amerika’da yapısalcılığın yayılmasına en büyük
katkı Bloomfield’dan gelmiştir.
• Bloomfield, dilin yapısının yanında mahiyetini de
incelemiş davranışçı yaklaşımı savunmuştur.
• Dilleri artzamanlı olarak incelemektense
eşzamanlı olarak incelemeyi amaçlamışlar ve
özellikle Bloomfield, tasvirci/betimlemeci dilbilimi
tercih etmişlerdir.
• Bloomfield’ın tasvirci ve yapısalcı anlayışını
Harris geliştirilmiş ve Chomsky tarafından
formülleştirilmiştir.
• Harris, fonolojik, morfolojik ve sentaktik
seviyedeki birimleri karşılıklı bağımlılıkları
açısından inceler.
• İfadeyi oluşturan tüm birimleri en küçük birimlere
indirgeyerek ana yapı içindeki yerlerini tespit ve
tayin eder.
• Cümleye önem verdiği halde cümlenin bazen
yetersiz olduğunu ve cümlelerin aslında daha
büyük yapıların metinlerin parçası olduğunu
söyler.
• Amerikan yapısalcılığına dağılımcılık diyen de
vardır.
• Chomsky hocası Harris’in Bloomfield’dan
değiştirerek devraldığı yapısalcılığı özellikle
cümle çözümlemeleri konusunda ileri bir seviyeye
taşır.
DİL BİLİMİ DERS NOTLARI 8 • Chomsky denilince dilbilgisel terimler akla gelir:
• Üretici dilbilgisi, üretici dönüşümsel dilbilgisi,
prensipler ve parametreler, dönüşümler, evrensel
dilbilgisi, dil edinim cihazı, kompetans (edinim)-
performans (kullanım) derin yapı-yüzey yapı, boş
kategoriler, izler, minimalist yaklaşım, mantıksal
yapı-sesbilgisel yapı.
Londra Okulu
• Yapısalcılık içinde değerlendirilen okullardan
biridir.
• Farklı dilleri tanımak ve tanıtmak yönünde
incelemeler yapmışlardır.
• Saussure ile yaygınlaşan eşzamanlı, betimsel
dil anlayışını sürdürür.
• Okulun önemli temsilcileri J. R. Firth, W.
Sidney Allen, R. H. Robins, F. R. Palmer ve M.
A. K. Halliday'dır.
• Firth, okulun kurucusu olarak öne çıkar.
• Dilde sesbilgisel olarak çok sistemlilik
bulunur.
• Bir dil diğer dillerden ödünçlediği sözcüklerin
getirdiği başka fonetik sistemleri de içerir.
• Toplum ve bağlama dayanan bir dil kuramı
geliştirirler.
• Dil bağımsız bir dizge olarak ele
alınmamalıdır.
• Belirli durumlar bağlamında incelenmelidir.
• Bağlam, Firth dil anlayışının en önemli
kavramlarındandır.
• Dil; toplumun, kültürün, bilimin, edebiyatın
vb. gelişimiyle birlikte değerlendirilmelidir.
• Firth, bir dil metnindeki anlam ögelerini
yorumlarken toplumsal boyutu da işe katan
edimbilimin ilk temsilcilerinden biri olarak
değerlendirilebilir.
• Anlam, bağlamdan bağımsız sağlıklı
değerlendirilemez.
• Sözdizimiyle ilgili çalışmaları, dizgeci
dilbilgisi olarak bilinir.
• Halliday'ın öncülüğünde daha çok işlev odaklı
bir sözdizimi anlayışı gelişmiştir.
DEĞERLENDİRME TESTİ
1. Aşağıda verilen bilgilerden hangisi yanlıştır?
A) Aristo isim-cisim bağlantısında nedensizliğe inanır.
B) Eflatun isim-cisim bağlantısında nedenliliğe inanır.
C) Üç semavi din, dilin Tanrı tarafından öğretildiğine
inanır.
D) Modern dilbilimciler Eflatun çizgisinde
ilerlemişlerdir.
E) Bergama ve Kufe Okulları Aristo çizgisindedir.
2. Adların cisimlerle ilgisinin uzlaşma sonucu
olduğunu öne süren görüşe ne ad verilir?
A) Nominalist
B) Doğalcı
C) İzlenimci
D) Kuralcı
E) Anolojist
• Yapısalcılık içinde değerlendirilen okullardan
biridir.
• Okulun önemli temsilcileri Firth ve Halliday'dır.
• Toplum ve bağlama dayanan bir dil kuramı
geliştirdi.
3. Yukarıda özellikleri verilen dilbilim okulu
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Cenevre
B) Prag
C) Kopenhag
D) Londra
E) Port Royal
DİL BİLİMİ DERS NOTLARI 9 4. Yapısalcılık için aşağıdakilerden hangisi
söylenemez?
A) Bir öğreti değil yöntemdir.
B) Bütünü ve parçaları inceler.
C) Farklılıkları önemsemez.
D) Yapısalcılık sistemlerle ilgilenir.
E) Sadece dile uygulanmamıştır.
5. Aşağıdaki okullardan hangisi diğerlerinden
farklıdır?
A) Anomalistler
B) Anolojistler
C) Bergama Okulu
D) Port Royal Okulu
E) Kufe Okulu
6. Dili, ancak dil-dışı sistemlerle karşılaştırıldığında
tam manasıyla anlaşılabilen bir simgeler sistemi
olarak gören dilbilim okulu aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Prag Okulu
B) Londra Okulu
C) Cenevre Okulu
D) Port Royal Okulu
E) Kopenhag Okulu
7. Harris-Chomsky çizgisinin geliştirdiği Üretken
Dilbilgisinin temelini atan, Descartes′in etkisindeki
dilbilim okulu aşağıdakilerden hangisidir?
A) Cenevre Okulu
B) Kopenhag Okulu
C) Prag Okulu
D) Port Royal Okulu
E) Londra Okulu
8. Dilin en küçük birimi olan sesler hakkında önemli
çalışmalar yapmışlardır. Seslerin ayırt edici
özelliklerini ortaya koyup, parçaların dilin sistematik
bütünlüğü içerisindeki işlevlerini tespit etmişlerdir.
Yukarıda çalışmalarından bahsedilen dilbilim
okulu aşağıdakilerden hangisidir?
A) Cenevre Okulu
B) Kopenhag Okulu
C) Prag Okulu
D) Port Royal Okulu
E) Londra Okulu
9. Homer metinlerindeki dil gelişmesiyle doğal
olarak ortaya çıkan bazı ifadeleri kurallara
uymadığı gerekçesiyle atmaya çalışan dilbilim
okulu aşağıdakilerden hangisidir?
A) Bergama Okulu
B) Basra Okulu
C) İskenderiye Okulu
D) Kufe Okulu
E) Stoa Okulu
10. Dildeki ögeleri ve bunların bağlantılarını,
bildirişimdeki işlevleri açısından ele alan, dil
olgularının saptanmasında ve değerlendirilmesinde
bildirişim işlevine ayrıcalık tanıyan dilbilimsel akım,
İşlevsel dilbilim olarak adlandırılır.
Aşağıdakilerden hangisi işlevsel yapısalcı dilbilim
okullarından biridir?
A) Port Royal Okulu
B) Prag Okulu
C) Cenevre Okulu
D) Amerikan Okulu
E) Londra Okulu
DİL BİLİMİ DERS NOTLARI 10
Dilbilim Kuramları
• Üç büyük akım vardır:
a. Yapısalcılık
b. İşlevselcilik
c. Üretken Dilbilgisi
Yapısalcılık
• Yapısalcılığın (Structuralism) bazı anahtar
kavramları Leibniz, Humbolt, Herder, Marks ve
Engels gibi düşünürlere dayanır.
• Modern dilbilimin babası sayılan Ferdinand de
Saussure’nin görüşleriyle başlatılan bir kuramdır.
• İşlevselcilik ve Üretken Dilbilgisi Yapısalcılık
içinden çıkmıştır.
• 1950 sonrasında Chomsky’nin öncülüğünde
gelişen Üretken Dilbilim anlayışı dünya dil
incelemelerinde yaygınlaşana kadar Yapısalcılık
dilbilimin en etkin kuramıdır.
• Bugün bazı çalışmalarda artık "ölü” bir akım
olduğu ifade edilir.
• Dil biliminin bir bilim dalı olarak ortaya çıkışı ve
gelişmesinde çok büyük pay sahibidir.
• Yapısalcılık adıyla anılan iki büyük model vardır:
• Saussure modeli ve Amerikan modeli.
Saussure ve Temel Kavramları
• Saussure’nin ders notları, Ch. Bally ve A.
Sechehayé tarafından Genel Dilbilim Dersleri
adıyla 1916’da yayımlanır.
• Genel Dilbilim Dersleri giriş ve 5 bölümden
oluşur:
Genel Dilbilim Dersleri
• Girişte dilbilim tarihi ele alınır ve dil tanımlanır.
• Dilin iç ve dış ögeleri, dil ve yazı gibi konular
değerlendirilir.
• Girişe eklenen “sesbilim ilkeleri” başlıklı
bölümdeyse sesbilim kavramı üzerinde durulur ve
sesbirimler sınıflandırılır.
• Birinci bölümde gösterge kavramı ele alınır.
• Bu bölümün diğer konusu “dural dilbilim ve
evrimsel dilbilim” karşılaştırmasıdır.
• İkinci bölüm sadece eş zamanlı dilbilime ayrılmış,
“dilin somut kendilikleri vb. konular ele alınmıştır.
• Üçüncü bölüm yalnızca art zamanlı dilbilime
ayrılır. (Ses değişimleri vb. konular)
• Dördüncü bölüm “uzamsal dilbilim” bölümüdür.
(Dillerin çeşitliliği vb. konular)
• Beşinci bölüm “artgörümlü dilbilim sorunları”
üzerinedir.
• Bu bölümde en eski dil ve ilk örnek, yeniden
oluşturma vb. konular vardır.
Yapısalcılık Okulunun Temel Kavramları
1. Gösterge-Gösteren-Gösterilen
• Gösterge kavramı Saussure’nin dil anlayışında çok
önemli bir yer tutar.
• Göstergebilimin kurucusu olarak da Saussure
gösterilir.
• Bir dilsel gösterge, kavram ve işitim imgesinden
oluşur.
• Saussure sözcüğün yazıda gördüğümüz ve
işittiğimiz biçimine gösteren, zihnimizde
uyandırdığı kavram boyutuna gösterilen demekle
yetinir.
• Gösteren ile gösterilen arasındaki ilişki
nedensizdir.
• Her toplum dünyada ortak olan gösterilen′lere
kendi gösteren′lerini görevlendirmiştir. Bundan
dolayı diller ortaya çıkmıştır.
• Saussure göstergenin özelliklerini birkaç başlıkta
ele alır.
• Yalnızca dil içi ögeleri merkeze almıştır.
• Saussure’nin gerçek dünyadaki olgularla ilişki
kurmadığı görülür.
• Gösterge: gösteren ₊ gösterilen
DİL BİLİMİ DERS NOTLARI 11 • A-ğ-a-ç sesleriyle (gösteren), bu seslerin
birleşimiyle zihnimizde uyananlar (gösterilen)
dışında bir de gerçek dünyada ağaç nesnesi vardır.
• Ogden-Richards 1923’te bu boyutu da gönderge
adıyla kendi gösterge şemasına eklemişlerdir.
• Gösterge: gösteren ₊ gösterilen ₊ gönderge
2. Artzaman-Eşzaman
• Bir dili ortaya çıktığı ilk andan en son anına kadar
geçen süre içerisindeki tüm değişiklikleriyle
incelemeye artzamanlı inceleme denir.
• Tarihsel dilbilim ve etimoloji alanları artzamanlı
bakış açısını metot olarak kullanır.
• Eşzamanlı inceleme dili hâlihazırdaki durumuyla
incelemenin adıdır.
• Bu bakış açısıyla alıntı sözcüklere yabancı
demenin bir anlamı yoktur.
• Kaşgarlı Mahmut da eşzamanlı metodu
kullanmıştır.
3. Langua-Parole (Dil-Söz)
• Dil insana hazır bir paket olarak verilmiş bir
sistem olmayıp sosyal bir yapının ürünüdür.
(Aristocu görüş)
• Dilin ses özelliklerinden sosyal değerine her şeyi
ve her ferdi içine alan kuşatıcı tarafına “langua”
denir.
• Parole ise kişinin langua denilen dil havuzundan
yaptığı bireysel seçim sonucu konuştuğu dildir.
• Parole, languanın kişiler tarafından seslendirilen
kesitidir.
• Chomsky′nin edim-edinç (kompetans-performans)
ayrımı, Saussure′ün langua-parole (dil-söz)
ayrımına benzer.
Dil-Söz Ayrımı:
• Dil soyut, söz somuttur.
• Dil, sözü kapsar.
• Dil toplumsal, söz bireyseldir.
• Söz aktif, dil pasiftir.
4. Yatay Diziliş (dizimsel, sentagmatik) - Dikey
Diziliş (dizisel, paradigmatik)
• Göstergeler birbirleriyle yatay (sentagmatik) ve
dikey (paradigmatik) ilişki içerisindedir.
• Sentagma denilen yatay yapı kalıbı, formülü,
şablonu gösterirken paradigma denilen yapı
sentagmanın izin verdiği çerçeve dahilindeki
üretimlerin tümünü gösterir.
• Dizimsel bağıntıda sözcükler arasında bağıntı
vardır. Yani sözcükler belli bir sıraya göre dizilir.
• Dizisel bağıntıda dizge yoktur. Sadece birbirleriyle
yer değiştirebilen birimler vardır. (İsim ile isim,
sıfat ile sıfat yer değiştirebilir.)
Noam Chomsky ve Temel Kavramlar
Evrensel Dilbilgisi
• İnsan olan, dille doğandır.
• İnsan olan, dili olandır.
• «İnsanın olduğu her yerde dil varsa, insan dil
yeteneğiyle doğmuştur» görüşünü savunan
kuramdır.
• Chomsky yapısalcıların ve geleneksel dilbilgisinin
dili betimlemekle yetinmelerini doğru bulmaz.
• Ona göre dilin betimlenmesi ilk aşamadır.
• İkinci aşama dilin ögeler arasındaki ilişkileriyle ve
beyindeki üretilme süreciyle birlikte anlaşılması,
açıklanmasıdır.
• Kuramın başlangıçtaki kabulleri şunlardır:
• İnsan dil yetisiyle doğar.
• Tüm diller eşittir. Daha üstün dil yoktur. Her dil
her düşünceyi karşılayabilir.
• Tüm dillerde ortak kategoriler, sınıflar vardır.
Ünlü-ünsüz ayrımı vardır, isimler, fiiller vardır.
• Dil cümlelerden oluşan bir yapıdır ve diller sınırlı
sayıda öge kullanarak sınırsız sayıda cümle
üretebilir.
DİL BİLİMİ DERS NOTLARI 12
Edinç ve Edim
• Saussure′deki dil ve söz ayrımına benzer bir ayrım
da Chomsky′de vardır.
• Edinç Saussure′deki dil (lingua) kavramına
benzerken, edim Saussure’deki söz (parole)
kavramına benzer.
• Edinç (competence), bir konuşurun kendi dilinin
bilgisi; edim (performance) ise dilin somut
durumlardaki kullanımıdır.
• Geleneksel dilbilgisi ve yapısalcı dilbilgisi daha
çok edim boyutundaki dil kullanımlarına
odaklanmıştır.
• Üretken dilbilgisi kuramı edimden yola çıkmıştır
fakat hedefi edinçtir.
• Chomsky Üretken Dilbilgisini edincin bilgisini
ortaya koyan bir araç olarak görür.
• Edinç evrensel ve özel olmak üzere iki boyutludur.
1. Dil becerisinin tüm insanlarda olması evrensel
edinçtir.
2. İnsan çevreden etkilenmesi sonucu ana dili
olarak bir dilin dilbilgisi kurallarını edinmesi özel
edinçtir.
• Madrit’te doğan çocukta da, İzmir’de doğan
çocukta da dil yetisi vardır. Bu yetiyi doğuştan
getirirler.
• Bu bakımdan her ikisi ortak bir dil yetisine
(evrensel edinç) sahiptir.
• Ancak Madrid′deki çocuk, çevresinden
İspanyolcayı öğrenir ve İspanyolcanın dilbilgisi
kuralları (özel edinç) zihninde biçimlenir.
İzmir’deki çocuk da Türkçeyi öğrenir.
• Bu bakımdan özel edinç farklı dillerin kurallarını
karşılar.
Dilbilgisel Olan ve Dilbilgisel Olmayan
• Chomsky′nin diğer bir karşıtlığı dilbilgisellik ve
anlam ile ilgilidir.
• Bir cümlenin hem anlamca hem de dilbilgisellik
bakımından doğru bulunması onun kabul edilebilir
olması sonucunu doğurur.
• Renksiz fikirler çılgınça seviniyorlar
Derin Yapı ve Yüzey Yapı
• Chomsky bir sözdizimsel ögenin iki yönü
olduğunu ifade eder.
• Bunlardan ilki anlamsal yorumu içeren derin yapı,
ikincisi sesbilimsel yorumu içeren yüzey yapı’dır.
• Bu kavramlardan derin yapı Saussure’deki töze
benzerken, yüzey yapı, biçime benzer.
• Bloomfield “Biçim farklıysa anlam da farklıdır.”
diyerek biçimden bağımsız bir anlamı kabul etmez.
İki farklı biçim iki farklı anlam demektir.
• Chomsky ise bu görüşe katılmaz. Ona göre yüzey
yapı ikincildir.
• Aslolan zihindeki soyut anlamsal bileşeni
oluşturan derin yapıdır.
Standart Kuram (1965)
• Edim-edinç, derin yapı-yüzey yapı kavramları
Standart Kuramın kavramlarıdır.
• Derin yapı anlambilimsel bileşen boyutudur. Yani
cümlelerin anlamlandırılması derin yapıda
gerçekleşir.
• Daha sonra anlambilimsel olarak yorumlanan
soyut bilgi birtakım dönüşümlere (ekleme, silme,
adlaştırma vb.) uğrar.
• Derin yapıda anlambilimsel olarak yorumlanan
yapıya yeni anlamsal katkılar yapmadan yüzey
yapıya gönderir.
• Yüzey yapı dönüşüme uğrayan bu soyut bilginin
somutlaştırılması, sesbilimsel olarak ifadesidir.
• Üç bileşenden meydana gelir:
• Sözdizimsel bileşen, anlamsal bileşen, sesbilimsel
bileşen.
Genişletilmiş Standart Kuram (1970)
• En önemli değişim anlambilimsel bileşenle
ilgilidir.
• Standart kuramda anlambilimsel yorumu yalnızca
derin yapıyla ilişkilendiren Chomsky, yüzey yapıyı
da anlambilimsel yorumla ilişkilendirir.
DİL BİLİMİ DERS NOTLARI 13 • Ton, vurgu, durak gibi parçalar üstü ses birimleri
de anlamı etkileyebilirler.
İlkeler ve Değiştirgenler
• 1980 sonrasında Chomsky kuramına yeni bir
çerçeve çizer.
• Evrensel Dilbilgisi kurallar değil, bazı ilkeler
(principles) ve değiştirgenler (parameters) üzerine
kuruludur.
• İlkeler tüm dünya dillerinde ortak olan çerçeveyi
belirler. Değiştirgenler ise bu ilkelerin dünya
dillerindeki kullanımlarını belirler.
• İlkeler ve değiştirgenler bir dil modelidir.
• Bu modeli merkeze alan iki önemli kuram vardır.
Yönetim ve Bağlama Teorisi (1981)
• Chomsky’ye göre bir cümlenin sentaktik olarak
doğru dizilmesi gereklidir ama yeterli değildir;
cümlelerin semantik olarak da doğru (anlamlı)
olması gerekir.
• Yönetim terimi cümle içerisindeki bir kelimenin
veya kelime grubunun başka bir kelime veya
kelime grubu ile kurduğu sentaktik bağı gösterir.
• Cümlenin en önemli unsuru olarak kabul edilen
yüklem yönetim konusundaki en merkezî
ögelerdendir.
• Birbiriyle doğrudan ilgili iki ögenin arasına birden
fazla başka öge girdiği zaman hem yönetme hem
de bağlama durumu ortadan kalkar.
• Sözdizimi teorisi olsa da semantik ve morfolojik
boyutları vardır.
• Bağlama terimi daha çok cümledeki zamir veya
zamirsel temsil görevi olan unsurlarla onların
referansta bulunduğu kelime grupları arasındaki
gramatik bağı gösterir.
• İlkeler ve değiştirgenler modelinin en önemli
dilbilgisi kuramıdır ve bu nedenle ilkeler ve
değiştirgenler ile birlikte anılır.
Alt kuramlar:
• Yönetme Kuramı
• Bağlama Kuramı
• Taşıma Kuramı
• Aşamalı-X Kuramı
• Denetleme Kuramı
• Rol Kuramı
• Durum Kuramı
• Sınırlama Kuramı
• Boş Kategori İlkesi
Yönetme Kuramı:
• Bir yapının yöneticisi ile ona bağlı kategorilerin
ilişkisine dayanır.
Taşıma Kuramı:
• Yönetme ve Bağlama Kuramının üretme süreciyle
ilgili açıklamalarını içerir.
Bağlama Kuramı:
• Zamir, isim, gönderge gibi gönderim kavramıyla
ilgilidir.
Aşamalı X Kuramı:
• Evrensel Dilbilgisinin öbek yapı kurallarını
düzenleyen parçası olarak bilinir.
Denetleme Kuramı:
• Zamir ögesinin gönderim potansiyeliyle ilgili bir
kuramdır.
Rol Kuramı:
• Fiilin eyleyicisi gibi birtakım tematik rollerle
ilgilidir.
Durum Kuramı:
• Soyut durum kavramı ve onun biçim bilgisel
gerçekleşmesiyle ilgilidir.
DİL BİLİMİ DERS NOTLARI 14
Sınırlama Kuramı:
• Bazı dönüşüm işlemlerine olanak tanımayan
ilkeleri içerir.
Boş Kategori İlkesi:
• Bir taşıma sonucunda yerini boş bırakan bir ögenin
izi, başka bir öge tarafından yönetilir.
Yetinmeci Program (1995)
• Evrensel Dilbilgisi kuramının 1990 sonrasındaki
gelişimi Yetinmecilik (Minimalism) veya
Yetinmeci Program (Minimalist Program)
adlarıyla anılan bir çerçevede gerçekleşir.
• N. Chomsky’nin dört makalesinden oluşur.
• Tam bir kuram olmadığı, İlkeler ve Değiştirgenler
çerçevesinde gelişen bir aşama olduğu kabul edilir.
• Yetinmeci Program, Yönetme kavramını terk eder.
DİLBİLİM NOTLARI
Metinsellik Ölçütleri
• Metin dilbilim alanında Beangrande-Dressler,
metinsellik ölçütleri şöyle sıralar:
1. Bağdaşıklık
2. Tutarlılık
3. Amaçlılık
4. Kabul edilebilirlik
5. Bilgilendiricilik
6. Durumsallık
7. Metinlerarasılık
1. Bağdaşıklık
• Metni oluşturan ögeler, genel dil kurallarına göre
birbiriyle ilişki içinde olmalıdır.
• Metnin yüzey yapısını ilgilendiren seviyenin
adıdır.
2. Tutarlılık
• Metnin derin yapısındaki ilişkidir.
• Anlamsal ilişkilerden doğar.
3. Amaçlılık
• Her metnin bir amacı vardır.
• Bilgi verme, estetik haz uyandırma vb.
4. Bilgisellik
• Metnin bilgi taşıma özelliğidir.
• Bilgi taşımayan metinlerin bir işlevi yoktur.
5. Kabul edilebilirlik:
• Metnin ilettiği bilgi, okur tarafından kabul
edilebilir olmalıdır.
6. Durumsallık:
• Metnin, konusuna, seslendiği kitleye, ulaşmak
istediği amaç ve metin türüne uygun düşecek
şekilde anlatımıdır.
7. Metinlerarasılık:
• Bir metnin başka metinlerle olan açık ya da gizli
ilişkilerini belirtir.
• Okuma sürecinde okurun zihninde başka
metinlerin canlanması olarak da tanımlanabilir.
Yazılı İletişimin İşlevleri
• Bir dilsel iletişimin gerçekleşebilmesi için 6 temel
öge vardır:
1. Gönderge → Gönderge İşlevi
2. İleti → Sanat İşlevi
3. Konuşucu → Anlatım İşlevi
4. Alıcı → Çağrı İşlevi
5. Kanal → İlişki İşlevi
6. Kod → Üst-dil İşlevi
Onomastik (Adbilim)
• “İnsanlar varlıklara nasıl ad verir, dilden dile bu
durum değişir mi?” gibi sorulara cevap veren
dilbilim dalıdır.
• Her türlü özel ismi inceler.
• Antroponim → İnsan adları bilimi
DİL BİLİMİ DERS NOTLARI 15 • Toponomi → Yer adları bilimi
• Hidronomi → Göl, deniz adları bilimi
Pidgin
• Birbirlerinden farklı diller konuşan, kendi
anadilleri ile anlaşmayı sağlayamayan birden fazla
grubun kendi aralarında iletişim kurmak için
kullandıkları dildir.
• Pidgin dilleri temas dilleridir.
• Farklı grupların bir arada yaşamak veya çalışmak
zorunda oldukları iş yerlerinde kullanılır.
Kreyol
• Pidginlar bir neslin anadili olursa kreyol olarak
adlandırılırlar.
• Surinam′da konuşulan, İngilizceye dayanan Sranan
kreyolu gibi.
Lingua Franka
• Birçok farklı dil konuşulan karışık toplumlarda,
halkın birbirini anlamak amacıyla kullandığı ortak
dildir.
• Orta Asya′da Rusça, İslam dünyasında Arapça
lingua frankadır.
Sabir
• Akdeniz havzasında lingua franka olarak
kullanılmış olan pidgine verilen isimdir.
• İtalyanca, Fransızca, Arapça, Farsça, Yunanca ve
İspanyolca karışımından oluşmuş bir karma dildir.
İsogloss
• Harita üzerinde konuşmaları farklı olan bölgeleri
birbirinden ayıran çizgidir.
• Belirli bir dil özelliğinin coğrafi sınırlarına bu ad
verilir.
Örnekseme (Analoji)
• Bir sözcük örnek tutularak başka sözcüklerin
yaratılmasıdır.
• Sentagma ile benzer bir işlevi vardır.
• Aşağı kelimesi, bazı ağızlarda yukarı kelimesine
benzetilerek aşarı biçiminde kullanılır. susa- >
çaysa-
Dilbilgiselleşme (Gramatikalleşme)
• Bir sözcüğün anlamını yitirerek ek haline
gelmesidir.
• -yor şimdiki zaman eki, “yürü-” fiilinden
gelişmiştir.
Kelimeleşme (Leksikalizasyon)
• Biçimbilimsel süreç yoluyla sözcük türetmedir.
• -izm ekinin kelimeleşmesi gibi.
Enklitik
• Gramer bakımından bağımsız olan biçim
birimlerdir.
• de bağlacı, mı edatı birer enklitiktir.
Ödünçleme
• Bir dilin başka bir dilden öge almasıdır.
• Türkçedeki Arapça asıllı sözcüler ödünçlemedir.
Grice Maksimleri (Kuralları)
• Konuşmanın mahiyeti ile ilgilenen bildirişim
filozofu Grice, söylem analizine dahil olabilecek
gündelik konuşma kuralları ortaya koymuştur.
• Bu kurallar Grice Maksimleri (Kuralları) olarak
tanınmıştır.
1. Bilgilendiricilik: Konuşucunun amacı bilgilendirme
olmalıdır.
2. Doğruluk: Anlatılan şeyler doğru olmalıdır.
3. Alakalılık: Konuşma anlatılan konuyla alakalı
olmalıdır.
4. Netlik: Konu açık ve net anlatılmalıdır.
Yakınlık İlkesi
• Dilde bir sıra üzerine dizilmiş unsurların her biri
birbirini etkilese de en yakın ögeler birbirini daha
çok etkiler. Buna yakınlık ilkesi denir.
DİL BİLİMİ DERS NOTLARI 16 Rebus İlkesi
• Sembolün ses değeri kazanmasıdır.
En Az Çaba Yasası
• Bütün doğal ve yapay dillerde mümkün olduğu
kadar az enerji ve madde sarfıyla, birim zamanda,
mümkün olduğu kadar çok ve eksiksiz mesaj
kodlayıp iletme eğilimi olan kanundur.
Dil Tarihlendirmesi (Glottochronology)
• İki ya da daha çok dilin bir ortak kaynaktan
ayrılma dönemlerini belirlemeyi amaçlayan,
eşasıllı sözcüklere dayalı sayısal belirleme
yöntemidir.
• Canlı varlıkların kalıntılarından yaşlarını
belirlemek için kullanılan Karbon-14 yönteminden
yararlanılarak bu tekniği Amerikalı dilbilimci M.
Swadesh geliştirmiştir.
Yeniden Oluşturum (Reconstruction)
• Eski bir dilsel biçimi, akraba diller arasında
karşılaştırmalar yaparak ortaya koyma yöntemidir.
Arıksayış (Litotes)
• Bir düşünce ya da gerçeği az söyleyip çok şey
anlatma yoluyla, özellikle de karşıt bir anlatımdan
yararlanarak dile getirme yöntemidir.
• «iyi» yerine «kötü değil» demek, arıksayışa
örnektir.
Ayrımsal Dilbilim (Karşıtsal Dilbilim)
• Bir anadiliyle bir yabancı dili karşılaştırarak
bunlar arasındaki ayrılıkları, ayrımları, karşıtlıkları
saptamak, böylece etkin yabancı dil öğretim
yöntemleri oluşturulmasını sağlamak amacını
güden uygulamalı dilbilim dalıdır.
Karşılaştırmalı Dilbilim
• Karşılaştırma yöntemiyle çeşitli diller arasındaki
ilişkileri, benzerlikleri belirleyip dil ailelerini
saptamayı amaçlayan incelemedir.
Betimsel Dilbilim
• Bir dildeki gerçekleşmiş ögelerden oluşan bir
bütünce aracılığıyla o dilin yapısını inceleyen
dilbilim akımıdır.
Dağılımsal Dilbilim
• Dil incelemelerinde dağılımlara öncelik veren,
ögeleri dağılımlarına göre saptayıp sınıflandıran
Amerikan yapısalcılığıdır.
Metin Türleri
1. Anlatımcı → Sanat yönü ağır basan metinlerdir.
2. Betimleyici → Bir olgu veya varlığı resmetmeyi
hedefleyen metinlerdir.
3. Kanıtlayıcı → Bir savunusu olan, doğru ve
yanlış iddiasında bulunan metinlerdir.
4. Öğretici → Bilgi verme amacıyla oluşturulmuş
metinlerdir
Dilbilgisel Yapıların Doğuş Safhaları
(Humboldt)
1. Pragmatik Safha → Bir dilin ilk ortaya çıktığı
sahadır. Yapım veya çekim olayının olmadığı,
bütün duyguların kelime kökleriyle ifade
edilmeye çalışıldığı dönemdir.
2. Sentaktik Safha → Dillerin ortaya çıkmasından
sonra kelimelerin devamlı kullanılması belirli bir
sıranın doğmasını sağlamış olmalıdır.
3. Çatallanma Safhası → Dil unsurlarında anlam
ve görev ayrımının başlama aşamasıdır.
4. Dilbilgisel Safha → Anlam ve görev
ayrışmasının daha net ve daha kalıcı bir aşamaya
ulaştığı safhadır.
Dönüşüm Türleri (Harris)
• Dönüşümlü Dilbilgisi, dildeki çok sayıdaki
tümcenin oldukça az sayıdaki çekirdek tümcenin
dönüşümünden oluştuğu görüşünü benimsemiştir.
• Bu görüşü benimseyen Harris tarafından dokuz
dönüşüm türü saptanmıştır:
• Edilgen Dönüşüm → Ayşe mektup yazdı >
Mektup (Ayşe tarafından) yazıldı.
• Değiştirim Dönüşümü → Yarın köye gidiyorum
> Köye yarın gidiyorum.
• Adıllaşma Dönüşümü → Hasan çok konuşur > O
çok konuşur.
DİL BİLİMİ DERS NOTLARI 17 • Eleme Dönüşümü → Mektup Ayşe tarafından
yazıldı > Mektup yazıldı
• İyelik Dönüşümü → Çok dosta sahibim >
dostlarım
Denetim Kuramı
• Üretici Dilbilgisinin Yönetim ve Bağlama
Kuramının, adılın yorumlanmasını düzenleyen alt
kuramıdır.
Dalga Kuramı
• Komşu diller arasında görülen benzerlikleri
açıklamak amacıyla J. Schmidt'in 1872 yılında
oluşturduğu kuramdır.
Sözdizimsel Çözümleme Modelleri
1. Ağaç metodu
• Amerikan dilbilimcilerince kullanılan metot,
cümleyi ters bir ağaç şeklinde bileşenlerine
ayırır.
2. Oklama metodu
• Fransa kökenli metot, cümlenin unsurlarını
derin yapıdaki ilişkilerini oklar vasıtasıyla
gösterir.
3. Stemma Metodu
• Tesniere tarafından kullanılmış olan metot
yüklemi merkeze almaktadır.
4. Parantezleme Metodu
• Cümlenin bileşenleri önce tek tek sonra öbek
öbek sonra da cümle cümle olarak parantez
içine alınır.
5. Reed-Kellogg Sistemi: Amerika′da kullanılmış
eski bir yöntemdir.
Sapir-Whorf Teorisi
• Bir insanın kendi dilinde belirli bir düşünce yapısı
oluşmuştur ve bu insan başka bir insanın dilini
hiçbir zaman tam anlamıyla anlayamaz.
• Bu tartışmalara yol açan tez, Whorf tarafından
oluşturulmuş, diğer bir dilbilimci Sapir tarafından
ortaya konmuş ve ikisinin tezi olarak sunulmuştur.
Çift Eklemlilik (Martinet)
• Dil, çok yönlü, gelişen "anlam" ve "biçim"
ögelerinden oluşan bir dizgedir.
• Dilin öz niteliğini oluşturan bu ögeler, çift
eklemlilik olarak adlandırılmaktadır.
• Andre Martinet'in geliştirdiği kavramın ismidir.
• Dil incelenmesinde incelenen birim anlamsal ve
sessel olmak üzere iki düzleme ayrıştırılır.
• Anlamsal düzlemde en küçük birimler bir anlam
ifade eden monemlerdir.
• Sessel düzlemde ise bu anlambirimler, sesbirimler
olarak ifade edilen ve tek başına bir anlamı
olmayan fonemlere ayrıştırılır.
• “Çocuk eve geldi” tümcesi anlamsal düzlemde
(birinci eklemlilik düzleminde) ayrıştırılırsa, en
küçük anlamlı birimler olarak /çocuk/ /ev/ /-e/
/gel/ /-di/ şeklinde beş birim elde edilir.
• Burada /çocuk/ monemi ikinci eklemlilik
düzleminde (sessel düzlemde) ayrıştırılmaya
devam edilirse, /ç/ /o/ /c/ /u/ /k/ fonemlerine
ulaşılır.
• Bu düzlemde fonemler değiştirilerek yeni bir
anlam ifade eden monemler oluşturulabilir. (ör:
gocuk)
1. Eklemlilik Düzlemi → Anlamsal düzlem →
monem (en küçük anlamlı birim)
2. Eklemlilik Düzlemi → Sessel düzlem →
fonem (tek başına bir anlamı olmayan
sesbirim)
Eksilti (Sıfır Birim ve Biçimbirim)
• Dilde, en az çaba kuralına bağlı olarak, bir
kelimenin, bir kelime grubunun veya bir cümlenin,
herhangi bir ögesinin, herhangi bir anlam
karışıklığına yol açmayacak şekilde, düşürülmesi,
eksiltilmesi olayıdır.
• Yüzey yapıda bırakılan boşlukları göstermek için,
yüzey yapıda herhangi bir işareti olmayan ancak
dil denen dizge içinde var olduğu ve işlev
üstlendiği kabul edilen dil birimlerini ifade eden
sıfır birim (Ø) ve sıfır biçimbirim (-Ø) kullanılır.
DİL BİLİMİ DERS NOTLARI 18 • Türkiye Türkçesinde derin yapıda bırakılan
birimlerin yüzey yapıda oluşturduğu, sıfır birim /
sıfır biçimbirimle gösterilen boşluklar şöyle tespit
edilmiştir:
Yüklem eksiltisi, Özne eksiltisi, Nesne eksiltisi,
Tümleç eksiltisi, Tamlayan eksiltisi, Tamlanan
eksiltisi, Cümle eksiltisi, Eksiklik, Ek eksiltisi
1. Yüklem eksiltisi
1. …yeryüzünün bir daha Hitler gibi bir deliyle
karşılaşmayacağını Ø / kitlelerin böylesine
kandırılamayacağını söylüyordu.
2. Özne eksiltisi
Çiço kurabiyelerden yiyemedi / Ø gazozundan
birkaç yudum aldı.
3. Nesne Eksiltisi
üşümüş gibi kollarıyla kendini sardı / Ø sıktı.
4. Tümleç Eksiltisi
Ø kar, tipi, fırtına bir an duraklar / sonra yeniden,
hem de eskisinden beter bir şiddetle yeniden
başlar.
5. Tamlayan Eksiltisi
Ø seçkin dostlarımı alt kattaki salona aldım.
6. Tamlanan Eksiltisi
“yıllar yılı beyaz gömlekli Ø, kolalı yakalı Ø, ütülü
elbiseli bir memur olduk da ne kazandık” dermiş
hep.
DİL BİLİMCİLER
Leonard Bloomfield, Amerikan yapısalcılığının en
önemli temsilcisidir.
Franz Bopp, Hint- Avrupa dil ailesinin
kurucusudur.
Karl Bühler dilin işlevini tarif eden Organum
Modeli′ni geliştirmiştir.
Noam Chomsky, Üretici Dil Bilgisini kurmuştur.
Zellig S. Harris, Amerikan betimselciliğinin
başyazarıdır.
Louis Hjelmslev, Kopenhag Okulu’nun baş
temsilcisidir ve Glosematik kuramının
yaratıcısıdır.
Wilhelm von Humboldt, Karşılaştırmalı dil bilimi
kurmuştur.
William Labov, Toplum dil biliminde en önemli
araştırmacı kişiliklerden biridir.
George Lakoff, Bilişsel dil biliminin en önemli
temsilcilerinden biridir.
Roman Jakobson, Prag Okulu’nun üyesidir ve dil
kazanımına ilişkin çığır aşan araştırmalara imza
atmıştır.
• Şiir incelemeleriyle ilgilenen yazar, iletişim ve
iletişimin İşlevleri gibi konularda çok önemli
eserler vermiştir.
Antoine Meillet, Hint-Avrupa dil ailesiyle
ilgilenmiştir. Ekonomiyi dilin değişiminde itici
güç olarak incelemiştir. Dilbilgiselleşme terimini
dilbilime kazandırmıştır.
Edward Sapir, Sapir-Whorf Hipotezi′ne adını
veren ve özellikle dil tipolojisinde önemli bir
araştırmacıdır.
Ferdinand de Saussure, Cenevre Okulu’nun ana
temsilcisidir, modern dil biliminin kurucusu olarak
iki yönlü işaret kavramıyla modern dil bilimi
değerlendirir.
Andre Martinet, Çift Eklemlilik terimini dilbilime
kazandırmıştır.
August Schleicher, karşılaştırmalı dil
araştırmalarında Soyağacı Kuramının kurucusu
olarak görülmektedir.
Johannes Schmidt, Dalga Kuramı′nın
kurucusudur.
Nikolai Trubetzkoy, Prag okulunun önde gelen
temsilcisi ve sesbiliminin kurucusudur.
• Dilin yalnızca iletişim işlevi için kullanılmadığını
ileri sürer. Bununla ilgili 6 işlev belirler.
George Kingsley Zipf, Zipf Yasaları’yla Nicel Dil
bilimi alanında çığır aşan bir araştırmacıdır.
DİL BİLİMİ DERS NOTLARI 19
Lucien Tesniere
• Bağımlılık Dilbilgisi anlayışının kurucusu olarak
bilinir.
• Yapı ağacı çizimleri (Stemma), aktarma kavramı
vb. Chomsky′nin Evrensel Dilbilgisi kuramındaki
bazı uygulamaların öncüsüdür.
• Sözdizimsel işlev kavramına özel önem vermiştir.
• Sözdizimini durgun sözdizimi ve devingen
sözdizimi olarak ikiye ayırır.
Émile Benveniste
• Edimbilim alanın yaygınlaşmasındaki öncü
isimlerden biridir.
• Saussure’deki dil-söz ayrımını dil-söyleme
dönüştürür.
• Ortaya attığı kuram da sözceleme (énonciation)
kuramı olarak bilinir.
• Yapısalcılığın dil incelemesini kapsayıcı
bulmamış, iletişim odaklı bir dil anlayışı kurmaya
çalışmıştır.
• Soyut bir boyut olan dil, sözceleme edimi yani
bireyin dili kendisi için kullanması sonucu
somutlaşır.
John Austin
• Dil felsefesinin önemli isimlerindendir.
• Ünlü sözedimleri (speech-acts) kuramının temelini
atan felsefeci olarak bilinir.
• Dilin betimlemek ve bildirmek dışında işlevleri de
olduğunu ifade eder.
Jacques Derrida
• Post-yapısalcı felsefenin öncülerinden kabul edilir.
• Grammatoloji (yazıbilim) ve yapıbozma
(yapıçözüm, yapısöküm) (deconstruction)
kavramlarını ortaya atan kişidir.
• Yapıbozucu eleştiri, retorik ve gramer karşıtlığına
dayanır.
• Dilbilgisel yapılar bize gerçek anlamı vermez.
Umberto Eco
• Metin ve anlam konusundaki görüşleri post-
yapısalcılık çizgisindedir.
• Barthes'le başlatılan okur odaklı yaklaşım
geleneğinin bir takipçisidir.
• Eser yorumlanabildiği sürece tamamlanmış
değildir, açık bırakılmıştır.