bÖlÜm 6. planlama yakla · İstanbul İli ve marmara bölgesi düzeyinde çok merkezli ve dengeli...

76
1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı 494 BÖLÜM 6. PLANLAMA YAKLAŞIMI

Upload: others

Post on 24-Jan-2020

7 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı

494

BÖLÜM 6. PLANLAMA YAKLAŞIMI

1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı

495

İstanbul’un mevcut sorunlarının çözümünün, mekansal gelişiminin ve kalkınmasının

sürdürülebilir bir biçimde sağlanması ve yaşam kalitesinin arttırılması amacı ile

yürütülen analiz ve sentez çalışmaları doğrultusunda, İstanbul ili bütünü için 1/100.000

ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı hazırlanmıştır.

İstanbul’un batıda Çorlu-Çerkezköy-Tekirdağ, doğuda İzmit ve güneyde Yalova’ya

kadar yayılması sonucu; Marmara Denizi’nin kuzey sahilleri boyunca oluşan yatay

eksen ve onun İstanbul Boğazı kıyıları boyunca kuzeye uzantıları, Kuzey Marmara

coğrafyasında ekonomik çıkarların ekolojik değerlere baskın çıkmasına yol açmıştır.

İstanbul Çevre Düzeni Planı ile İstanbul’un kapsamlı bir yapısal dönüşüm sürecinden

geçerek küresel ölçekte güçlenmiş bir kent olması amaçlanmaktadır. Bu bölümde

açıklanan dönüşümü gerçekleştirmeye yönelik stratejiler ve kararlar sürdürülebilirlik

ilkesi doğrultusunda belirlenmiştir.

Sürdürülebilirlik, en genel hatlarıyla uzun dönemde sahip olunan kapasitenin devam

edebilmesi ve ettirilebilmesidir. Sürdürülebilir gelişme ise günümüzün ihtiyaçlarının,

gelecek kuşakların ihtiyaçlarını sınırlamayacak, tehlikeye atmayacak ve onlara uyacak

şekilde karşılanması şeklinde tanımlanmaktadır. 1991 yılında Dünya Koruma Birliği,

BM Çevre Programı ve Dünya Doğal Hayatı Koruma Derneği tarafından

sürdürülebilir kalkınma, yaşam kalitesinin, çevredeki yaşamı destekleyici

ekosistemlerin taşıma kapasitesi içerisinde kalacak şekilde iyileştirilmesi olarak

tanımlanmıştır.

Bu tanımlara bakıldığında; sürdürülebilir gelişme kavramının çevre korumadan daha

geniş kapsamlı bir anlayışı ve uygulamayı gerektirdiği görülmektedir. Sürdürülebilir

gelişme, gelecek kuşaklar ve çevreninin uzun dönemli korunmasını ve bütüncüllüğünü

öngörmektedir. Yaşam kalitesi, sadece gelir düzeyinin arttırılması değil, insanlar

arasında eşitliğin sağlanması (yoksulluğun azaltılması ve önlenmesi) ve kuşaklar

arasında eşitlik (daha iyisi miras bırakılamıyorsa, en azından bu günkü çevre kalitesine

sahip bir ortamın aktarılması) ile insan refahı için gerekli sosyal ve etik boyutları

kapsamaktadır. Gelişmenin, doğal sistemlerin taşıma kapasitesi içerisinde kalması

esastır.

1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı

496

Ekonomik faaliyetlerin İstanbul’u biyolojik ve klimatolojik açıdan besleyen ekolojik

değerlere, kaynaklara ve varlıklara taşıma kapasitelerinin çok üzerinde boyutlarda

yüklemeler getirmiş olması, nüfusun ancak belirli bir düzeyde tutulması koşuluyla

kentin varlığını sürdürebilmesine olanak tanımaktadır. Aksi taktirde, İstanbul’un yaşam

destek sistemleri, aşırı nüfus büyümesi karşısında, kentin ekolojik sürdürülebilirliğini

sağlamakta yetersiz kalacaktır.

Bu nedenle; çevresel, ekonomik ve toplumsal sürdürülebilirlik, bu bağlamda planlama

yaklaşımının temelini oluşturmaktadır.

Sürdürülebilirlik anlayışı; çevresel, sosyal ve ekonomik sürdürülebilirliğin kesişme

noktasının mekan olduğu üstünde durmakta ve dolayısıyla sürdürülebilir mekansal

planlama çalışmalarına vurgu yapmaktadır. Sürdürülebilir mekansal değerlendirmeler

somut karşılıklarını, sürdürülebilirlik ilkelerinden almakta ve mekansal kararların

gelişiminde etkin olmaktadır (Şekil 6.1).

Şekil 6.1. Planlama Çalışmasını Yönlendiren Sürdürülebilirlik Anlayışı

1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı

497

İstanbul’un bir sistem olarak daha iyi işleyen bir yapıya kavuşması için, plan

kararlarının bölgesel yaklaşımlar doğrultusunda verilmesi gerekmektedir. 1/100.000

ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı’yla alınan kararlar, bölgesel ölçekte çok merkezli

dengeli kalkınma bağlamında İstanbul’un üstleneceği rol üzerine oluşturulan bir

kurguyla belirlenmiştir.

İstanbul’un ülkenin en büyük kenti olarak üstleneceği rolün; küresel rekabette hem

kendisi, hem ülkesi hem de yakın bölgesi için fırsatları değerlendirmek ve

değerlendireceği fırsatlardan yine hem kendisini, hem ülkesini, hem de yakın bölgesini

faydalandırmak üzere belirlenen vizyon doğrultusunda girişimlerini sürdürmek olduğu

açıktır.

İstanbul odak alınarak; hem kent hem de bölgesel düzeyde sorunların çözümlenmesine,

yürütülen faaliyetlere verimlilik ve etkinlik getirecek önlemlerin alınmasına, ileriye

yönelik en uygun mekansal düzenlemelerin yapılmasına temel oluşturmak üzere

İstanbul İli ve Marmara Bölgesi düzeyinde çok merkezli ve dengeli bir mekansal

gelişme modeli tanımlanmıştır.

Söz konusu model kapsamında belirlenen mekansal kurgu, demografik eğilimler,

kısıtlar ve yapılan analizler göz önüne alındığında; hazırlanan Plan’ın kapasite plan

niteliğinde olmasını gerektirmektedir.

Planlama yaklaşımının açıklandığı bu bölümde ilk olarak bölgesel yaklaşımlar, daha

sonra da 1/100.000 ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı’nın yaklaşımı açıklanmaktadır.

1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı

498

6.1. İSTANBUL İÇİN BÖLGESEL YAKLAŞIM

Bugüne kadar göçe dayalı olarak geliştirilen, ister göçün çıkış noktası olan kırsal

alanlarda, ister varış noktası olan İstanbul’da çözmek üzere uygulanan plan ve

projelerde edinilen deneyimler sonucunda anlaşılan; çözümün, göçe çıkış veren kırsal

bölgeler/kentler ile göçü çeken bölgeler/kentler arasında yer alan kentsel merkezlerde

ve/veya kentsel merkezlerin oluşturulmasında yattığını göstermektedir.

Son dönemlerde, dünyadaki gelişmelere paralel olarak Türkiye’de de bölgesel

gelişmenin sağlanmasına yönelik yerel kalkınma girişimleri ivme kazanmakla birlikte

henüz istenilen sonuç elde edilememiştir.

Bu konu, bölgelerin potansiyellerine göre farklılaştırılmış tedbirleri içeren bütüncül

çok merkezli ve dengeli bölgesel gelişme politikasının gerekliliği ön plana

çıkmaktadır.

Çok merkezli ve dengeli gelişme yaklaşımının felsefesi; ulaşım ve iletişim

teknolojisindeki gelişmeler doğrultusunda orta büyüklükteki merkezlerin sayısını

çoğaltarak ve etkinliğini arttırarak, ara kademe kentsel çekim merkezlerin

oluşturulmasıdır.

Böylelikle kır-kent arası kutuplaşma giderilebilecek ve aşırı yük üstlenen kentlerin

işlevleri, alternatif kentsel merkezler (ihtisas kentler) tarafından üstlenilebilecektir. Çok

merkezli ve dengeli mekansal gelişme yaklaşımının uygulanması sonucunda, bölgeler

arası kutuplaşmalar ve farklılıklar giderek ortadan kalkacak ve dengeli gelişme

gerçekleşebilecektir.

Bu kapsamda alınabilecek önlemlerden birisi ihtisas kentlerinin oluşturulmasıdır. Bu

durum; bir taraftan bölgelerin verimliliğini yükseltmek suretiyle ulusal kalkınmaya,

rekabet gücüne ve istihdama katkıyı artırırken, diğer taraftan da bölgeler ve kır-kent

arası gelişmişlik farklılıklarını azaltma temel amacına hizmet edecektir. Böylelikle;

başta İstanbul olmak üzere Marmara Bölgesi üzerindeki göç baskısının azalmasına yol

açacaktır.

İhtisas kentlerin oluşturulması için merkezi düzeydeki politikaların daha uyumlu ve

etkin hale getirilmesi, yerel dinamiklere ve içsel potansiyele dayalı gelişme ortamının

1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı

499

oluşturulması, yerel düzeyde kurumsal kapasitenin artırılması ve kalkınmanın

hızlandırılmasına yönelik çalışmalara ağırlık verilmesi gerekmektedir.

Özetle, çok merkezli ve dengeli gelişme yaklaşımının (ihtisas kentlerin oluşturulması),

ülke geneli, Marmara Bölgesi ve İstanbul bütününde değerlendirilmesi gerekmektedir.

Başta İstanbul olmak üzere Marmara Bölgesi’ne yönelik göç eğilimlerinin kontrol altına

alınmasına ve/veya bölge içinde tutulmasına yönelik önerilen ihtisas kentlerin

oluşturulması kapsamında; ülke genelinde öncelikle az gelişmiş bölgelerde olmak üzere,

çevrelerine hizmet verme potansiyeli yüksek kentler belirlenerek, öncelikle bu

merkezlerin ulaşım ve diğer altyapıları güçlendirilmeli; ülke genelinde dünya ile

entegrasyonu sağlanmış ve İstanbul’un ağırlığını hafifletecek ihtisas kentleri

geliştirilmelidir. (Harita 6.1).

Belirlenecek kentlerde; yenilikçi, rekabet edebilir, dinamik ve yüksek katma değer

oluşturabilen öncü sektörler seçilerek desteklenmelidir. İhtisaslaşmanın

desteklenmesinde önemli bir diğer konu da beşeri kaynakların ve sosyal sermayenin

geliştirilmesidir.

Harita 6.1. Ülke Ölçeğinde Çok Merkezli ve Dengeli Gelişim Yaklaşımı

1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı

500

Söz konusu yaklaşımın Marmara Bölgesi ve İstanbul İl düzeyinde uyarlanmasının iki

yönlü katkısı olabilecektir. Bunlar;

İstanbul’un Marmara Bölgesi’ndeki diğer kentsel merkezlerle işbirliğini

arttırması. Böylelikle, İstanbul’un üst düzey hizmetlerde yoğunlaşmış bir

merkez fonksiyonu üstlenerek, öngörülen vizyonla uyuşmayan sektörlerin

öncelikle Marmara Bölgesi olmak üzere Anadolu’ya yönlendirilmesi.

Ülkenin diğer bölgelerinde olduğu gibi, Marmara Bölgesi’nde de görülen alt-

bölgesel ve yerel gelişmişlik farklılıklarının dengelenmesidir.

İlk katkıdan amaçlanan; İstanbul’un taşıdığı yükün bir kısmının çevre merkezlere

aktarılarak kentin rahatlatılması; kentte kalacak faaliyetlere işlerlik ve etkinlik

kazandırılmasıdır. Böylelikle, İstanbul sağlıklı bir işleyişe kavuşabilecektir.

Önümüzdeki dönemde İstanbul’a gelebilecek nüfusun önemli bir kısmının öncelikle

Marmara Bölgesi’ndeki alternatif merkezlere yönlendirilmesi de kenti potansiyel

yüklerden kurtarabilecektir.

İkinci katkıdan amaçlanan ise Marmara Bölgesi’nde ilk katkıya yönelik olarak hizmet

verebilecek uygun mekanların ve kentsel merkezlerin saptanması ve üstenecekleri rolü

yerine getirebilmeleri için alınması gerekli önlemlerin belirlenmesidir. Uygulamaya

geçirilecek önlemlerle alternatif merkezler ortaya çıkartılabilecek ve bunlar İstanbul’un

işlevlerinden bir kısmını üstlenerek, İstanbul’la işlevsel bütünlük de kurabilecektir.

Tariflenen bu yaklaşım, İstanbul’un taşıdığı aşırı yükün paylaşılmasına katkı vermenin

yanı sıra Marmara Bölgesi’nde bölge içi dengesizliklerin giderilmesine temel

oluşturacak unsurları da içermektedir.

Sonuç olarak, İstanbul’un bölgesel ölçekte komşu ve yakın illerdeki yerleşim merkezleri

ile daha rasyonel ilişkiler kurması, hem üzerindeki ekonomik, sosyal ve çevresel

maliyetleri yüksek işlevlerin daha sağlıklı yapılara dönüştürülmesi, hem de üretilen

katma değerin bölge düzeyinde yaygınlaştırılması bakımından yararlı olacaktır (Harita

6.2).

1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı

501

Harita 6.2. Bölge Ölçeğinde Çok Merkezli ve Dengeli Gelişim Yaklaşımı

Bu doğrultuda, İstanbul’da yer seçmiş olan ve halen faaliyetlerini sürdüren, ancak

çevresel ve ekonomik anlamda kente katkısı olmayan faaliyetlerin öncelikle Marmara

Bölgesi olmak üzere ülke içerisinde uygun yerlere yönlendirilmesi olanakları

araştırılmalıdır.

Bu ilke uyarınca, İstanbul’da konumlanması düşünülen, ancak ayni getiri düzeyini belki

de daha yükseğini, ülkenin ve Marmara Bölgesi’nin diğer yerlerinde konumlanarak da

yakalayabilecek olan potansiyel işletme ve faaliyetlerin İstanbul dışı alternatiflere

yönlendirilmesi gerekmektedir.

İstanbul’u gereksiz işlevlerden ve işletmelerden arındırmak için değerlendirilebilecek

ilk önlem; İstanbul’a gelmeyi düşünen sanayi kuruluşlarının öncelikle Marmara

Bölgesi’nde uygun yerlere yönlendirilmelerinin sağlanmasıdır. Böylece, hem

İstanbul’da faaliyette bulunan ancak İstanbul için öngörülen vizyonla uyuşmayan, hem

de İstanbul’a yerleşerek ileride faaliyette bulunmak isteyen yatırımcı ve girişimcilere

Marmara Bölgesi’nde alternatif mekanlar oluşturulabilecektir.

1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı

502

Böylelikle, Bölge’deki alternatif mekanlar potansiyel yatırımlar için yer, hammadde,

işgücü ve sermaye gibi üretim ve hizmet faktörlerini sunarken; İstanbul’dan gelenlerin

de bilgi ve sermaye birikimleriyle yerel olanaklarla buluşması sağlanabilecektir. Bunun

sonucunda;

İstanbul bir kültür-turizm ve üst düzey hizmet merkezi olacak,

Bölge’deki alternatif mekanlardaki üretim çıktısının pazarlara ulaşımı için fiziki ve

organizasyonel bağlantılar güçlendirilerek yerele çekicilik kazandırılacak,

İstanbul ile Marmara Bölgesi’ndeki alternatif merkezler arasında görev dağılımı

gerçekleştirilerek ve işlevsel ağlar kurularak, bölgesel sistem daha rasyonel hale

getirilebilecektir.

Üzerinde durulması gereken bir diğer nokta da dengeli bölgesel gelişmenin/kalkınmanın

gerçekleştirilmesi, kent içi ve bölgesel faaliyetlere işlerlik ve verimlilik kazandırılması,

sağlıklı mekanizmaların yaşama geçirilmesi ve yığılmaların sıçramalara dönüştürülmesi

için merkezi hükümet ve yerel yönetimlerin konuyu benimsemesi, ilgili taraflar arasında

işbirliğinin sağlanması gerekmektedir.

İstanbul’da üretim tesislerinin dağınık yerleşikliği, onların çevrelerine yerleşenlerle yağ

lekesi gibi yayılmalarını beraberinde getirmekte ve işgücünün konut yer seçim tercihi de

bunların hemen yanı başındaki mekanlar olmaktadır. Hem sanayi yoğunluklu

mekanlarda, hem de merkezi iş alanları gibi ticaret ve hizmet yoğunluklu mekanlarda

gerçekleşen bu tür yatay yayılmaların önüne geçilmelidir. Yayılarak değil, sıçrayarak

büyüme stratejisi model alınmalıdır. Aksi taktirde, kütleleşen işlevler sarmalına İstanbul

ilerde de girecek ve bu süreç İstanbul’un ekonomik ve sosyo-mekansal düşüşünü devam

ettirerek megapolden metropole dönüşümünü engelleyecektir.

Dolayısıyla, İstanbul’un sağlıklı bir yapıya kavuşturulabilmesi için çok merkezlilik

ilkesine dayalı sıçramalı büyüme politikası benimsenmeli ve hem kent hem de bölge

düzeyinde uygulanacak mekansal stratejiler bu yönde geliştirilmelidir.

Yukarıda açıklanan yaklaşım doğrultusunda, 1/100.000 ölçekli İstanbul Çevre Düzeni

Planı çalışmaları kapsamında yapılan bölgesel durum tespit çalışmalarının

sonuçlarından alt-bölgeler tanımlanmıştır.

1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı

503

Raporun bölgesel araştırma ve sentez bölümlerinde açıklanan bulgular; İstanbul’un

çevre illerle olan mevcut ve potansiyel ilişkilerinde İstanbul dışındaki bölge illerini;

Trakya, Kuzey Marmara, Güney-Batı Marmara ve Güney-Doğu Marmara alt-

bölge kümeleri altında gruplandırmanın doğru olacağını onaylar niteliktedir.

Buna göre; Kırklareli, Edirne ve Tekirdağ İlleri Trakya Alt-bölgesi; Kocaeli, Sakarya ve

Düzce İlleri Kuzey Marmara Alt-bölgesi; Çanakkale ve Balıkesir İlleri Güney-Batı

Marmara Alt-bölgesi; Bursa, Yalova ve Bilecik İlleri ise Güney-Doğu Marmara Alt-

Bölgesi kapsamında ele alınmıştır (Harita 6.3).

Harita 6.3. İstanbul ve Çevre Alt Bölgeleri Bölgesel yapı incelendiğinde; genel olarak kuzeyde İstanbul’u da içermek üzere

Trakya’dan Adapazarı’na, güneyde ise Balıkesir’den başlayarak Bursa üzerinden

Bilecik’e uzanan sanayi ve ticaret akslarının yer aldığı görülmektedir. Bölge’nin batı

kısmında da Balıkesir’den ve Çanakkale üzerinden geçerek Trakya’nın içlerine uzanan

ve diğer akslardan farklı olarak koruma alanları, tarıma dayalı sanayi, tarım ve

hayvancılık alanlarından oluşan yeşil bir aks yer almaktadır. Bölgenin doğu kısmında,

Bilecik ile Adapazarı arasında ise coğrafi koşullar sebebiyle mekansal gelişme sınırlı

kalmıştır (Şekil 6.2).

1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı

504

Şekil 6.2. Marmara Bölgesi için Eksensel Çerçeve Yaklaşımı

Yukarıdaki şema üzerinde, bölgesel işlevsel bütünlük ve dengeli mekansal gelişme

ilkesi bağlamında yapılabilecek ilk yorum; batıda yeşil bandın korunması, doğuda ise

kuzey ve güney Marmara illeri üzerinden batı-doğu yönünde uzanan iki aksın, Bilecik-

Adapazarı arasında dikey bir aks oluşturularak bağlanmasıdır. Bu yaklaşımda

hedeflenen; İstanbul çıkışlı ve Adapazarı ile Bolu üzerinden Ankara varışlı harekete,

Adapazarı’ndan sonra Bilecik üzerinden Eskişehir ve Afyon varışlı yeni olanaklar

sağlamaktır. Böylelikle, İstanbul’daki yığılmanın Anadolu yönünde olabilecek

sıçramaları için akış rahatlığı sağlanmış olabilecektir.

Yukarıda tarif edilen yaklaşımın bölgesel gelişme açısından öngördüğü; Trakya ile

Güney-Batı Marmara Alt-bölgeleri’nin kendi alansal gelişmelerini; doğal ve ekolojik

değerlerini koruyarak, tarıma ve tarıma dayalı sanayi ile turizm ve hizmet sektörlerine

yönlendirmeleridir. Böylelikle, anılan alt-bölgelerin iç kesimlerinde bu tür faaliyetlerin

geliştirilmesine yönelik girişimler, İstanbul’dan gelebilecek sermaye, bilgi, beceri,

teknoloji ve pazar bağlantıları ile noktasal buluşmalar gerçekleştirebilecektir.

Trakya ve Güney-Batı Marmara için yapılabilecek bu öngörünün yanında, Bölge’nin

doğusunda önerilen ise yoğun bir yatırım faaliyetinin başlatılarak, İstanbul’un taşıdığı

aşırı yüklerin desantralizasyonunu Anadolu’nun içlerine doğru çekmek veya bu

1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı

505

uzantılarda ara istasyonlar oluştumak üzere, Adapazarı-Bilecik bağlantısının kurulması

ve burasının bir ‘kalkınma koridoru’na dönüştürülmesidir. Bu aynı zamanda İstanbul’a

yönelecek yeni yatırımlar için bölgesel tampon görevi de görebilecektir (Şekil 6.3).

Şekil 6.3. Marmara Bölgesi Alansal Gelişme Öngörüsü

İstanbul’u Marmara Bölgesi’nin işlevsel bütünlüğü ile bağdaştırarak geliştirilen

yaklaşım modelinin temelinde yatan ilke Marmara Bölgesi’nde yerel ekonomik gelişme

potansiyelinin saptanması ve bu potansiyelin İstanbul birikimlerinin yerele taşınarak

harekete geçirilmesidir. Böylelikle, hem İstanbul’un taşıdığı aşırı yüklerin Bölge

ölçeğinde paylaşılmasına hem de Marmara Bölgesi’nin gelişmesine mekansal ve

işlevsel açıdan dengeleyici yaklaşımlar ve modeller uygulayarak hizmet etmek mümkün

olacaktır.

1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı

506

Marmara Bölgesi bütününde mekansal ve işlevsel açıdan dengeleyici yaklaşımda

aşağıdaki ilkeler göz önünde bulundurulmuştur:

İstanbul’un taşıdığı gereksiz yüklerin Marmara Bölgesi’nde etkin bir biçimde

dağıtılması,

Yüklerin Bölge genelinde etkin bir biçimde dağıtılması için Bölge’deki

potansiyelleri harekete geçirecek önlemlerin alınması,

Bölge’nin batısında tarım, tarıma dayalı sanayi ve turizm ağırlıklı işlevler üzerinde

yoğunlaşılması,

Bölgenin doğusunda, doğal değerler göz önünde bulundurularak sanayi ve ticaret

ağırlıklı koridorların geliştirilmesi,

Marmara Denizi çevresinde kuzey ve güney ile doğu ve batı eksenlerinin arasında

sağlıklı eklemlenmelerin ve kenetlenmelerin oluşturulması,

Bölge içi dengelenmeyi fiziki eksenler üzerine oturturken, bu eksenler üzerinde

konumlanacak işlevlerin sektörel (tarım, sanayi, hizmetler) dengeyi de sağlamak

üzere belirlenmesi,

Kuzey ve güney eksenleri üzerinde, sanayi yoğunluklu işlevler konumlanırken,

sahip olunan ekolojik değerlerin korunması,

Doğu ekseni üzerinde koridor oluşturmak için sanayi konumlanması öngörülürken,

güneybatı ve batı eksenlerinin üzerinde kırsal alanlara ve tarımsal üretimlere yönelik

işlevlerin konumlanmasının öngörülmesi,

Bölgesel çerçevede güç ve yük dağılımını dengelemek üzere, kara üzerindeki ulaşım

eksenlerine entegre olacak şekilde Marmara Denizi ulaşım olanaklarından

faydalanılması,

Marmara Bölgesi kapsamında sistem içi optimizasyonu yukarıda belirtilen

yaklaşımlarla kurgularken, sistemin dış dünya ile ilişkilerini güçlendirmek üzere;

kuzeybatıda Bulgaristan ve Yunanistan’a, kuzeyde Karadeniz Havzası’na, doğuda İç

Anadolu’ya ve güneyde Ege ve Orta Anadolu’ya açılım verecek arterlerin

geliştirilmesi,

Bölge içinde bütüncüllük ve işlevsellik gereklerinin, çok merkezli mekansal gelişme

modeline dayanarak ve dengelemeyi öngören dağılımcı yaklaşımlar benimsenerek

yerine getirilmesi.

1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı

507

İstanbul’u Marmara Bölgesi’nin gelişimi ile bütünleştirilmiş bir yaklaşımla ele alan ve

bu bakış açısıyla Alt-bölgesel bazda yürütülen çalışmalarının sentezlenmesiyle

oluşturulan yukarıdaki yaklaşımın şematik ifadelendirilmesi Şekil 6.4’te yer almaktadır.

Şekil 6.4. Marmara Bölgesi/İşlevsel Bütünlük ve Dengeli Dağılım Şeması

Yukarıdaki açıklanan yaklaşımın alt bölgeler bazındaki yansıması ise Şekil 6.5’te

gösterilmektedir. Söz konusu şemada, Marmara Bölgesi söz konusu yaklaşım

doğrultusunda gelişme alanları, kalkınma alanları, uygulama alanları, bağlantı noktaları,

bağlantı hatları, potansiyel kapasite alanları, koruma alanları, doğaya duyarlı gelişme

alanları ve karakteri sürdürülecek alanları olmak üzere çeşitli başlıklar altında

karakterize edilmiştir.

Gelişme Alanları; kendi dinamikleriyle gelişmekte olan ve bu gelişimi

sürdürmesi öngörülen alanlardır.

Buna karşılık Kalkınma Alanları ise mevcut gelişimiyle yeterli kalkınma ve

işlevsel dönüşüm gösteremeyecek olan, ancak kalkınma yönünde müdahale

edilerek ve yoğun kaynak aktarılarak geliştirilmesi öngörülen alanlardır.

Uygulama Alanları, kamu yatırım programlarında yer alan uygulamalarla

gerçekleştirilecek olan fiziki altyapı ve diğer hizmetlerdir.

1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı

508

Bağlantı Alanları kavram olarak ulaşımla ilgili olup; Bağlantı Noktaları hali

hazırda var olan ve büyük yatırımlar gerektirmeden işlevi ve verimliliği

arttırılmak istenen (liman, istasyon, havaalanı gibi) önemli ulaşım tesisleridir.

Bağlantı Hatları ise, tariflenen bağlantı noktaları arasındaki güzergahlarda

(kara, deniz, hava, demiryolu gibi) güçlendirilmesi öngörülen yük ve insan

akışıdır.

Potansiyel Kapasite Alanları; mevcut yatırımlara sahip olan, fakat tam

anlamıyla faaliyete geçmemiş veya atıl kapasite barındıran (OSB’ler veya

işletilmeyen havaalanları gibi) alanlardır.

Toplumsal ve ekonomik gelişme sürecinde insan müdahalesi sonucu oluşturulan

fiziki yapıların yanı sıra, doğal yaşamın ve ekolojik sistemin yer aldığı ve

varlığını sürdürmesi öngörülen alanlar arasında; Koruma Alanları, Doğaya

Duyarlı Gelişme Alanları ve Karakteri Sürdürülecek Alanlar

bulunmaktadır.

Koruma Alanları; milli parklar ve doğal sitler gibi her türlü müdahaleye kapalı

tutulması öngörülen ve koruma statüsü altına alınan alanlardır.

Doğaya Duyarlı Gelişme Alanları; ekolojik değerlerin ön planda tutularak,

çevreye zarar vermeyen sektörlerin yer seçmesiyle gelişen ya da bu ölçütlere

göre sahip olduğu potansiyeller doğrultusunda gelişmesi öngörülen alanlardır.

Karakteri Sürdürülecek Alanlar ise özel bir gelişme potansiyeli sergilemeyen

ve kırsal niteliği ön planda olan; ancak sahip olduğu değerler ve doğal yapısı

itibarıyla ekonomik açıdan temelde tarımsal sanayiye girdi verecek şekilde

işlevlendirilmesi gereken alanlardır.

Söz konusu yaklaşımın temel amacı, İstanbul’un yük paylaşımını ve bölgesel gelişimini

bütüncül bir eylem planında derlemek ve bu çerçevede yapılacak olan faaliyetlerin

eylem programlarına dönüştürülebilmesi için gerekli çerçeveyi ana hatlarıyla ortaya

koymaktır.

1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı

509

Şekil 6.5. Marmara Bölgesi/Alt-bölgeler Eylem Alanları Şeması

Gelişmenin ve korumanın Marmara Bölgesi’ndeki mekansal birlikteliği, gelişmenin

çevre ve doğa unsurlarının dikkate alınarak gerçekleştirilmesine bağlı kalınmasını

kaçınılmaz kılmaktadır. Eylem Planı’nda gelişme aksları dışında kalan, ancak gelişme

süreci içerisinde karakteri korunarak varlığını sürdürecek olan alanlar, bölgesel sistemin

önemli yaşam destek kaynaklarını içlerinde barındırmaktadır.

Sonuç olarak, Marmara Bölgesi ölçeğindeki bir bölge planı bulunmamaktadır.

Böylesine bir boşluğun giderilmesine 1/100.000 ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı

çalışmaları çerçevesinde özen gösterilmiş olup, bölgesel açılımlar kapsamında gerekli

incelemeler yapılarak stratejik saptamalarda bulunulmuştur. Planlama sisteminin

bütünlüğünü sağlamak için geliştirilen yaklaşımlarda İstanbul’un çevre iller ile bir

bütün olarak ele alınması konusu vurgulanmıştır. Çevresel ve bölgesel

sürdürülebilirliğin esas alındığı bu tür makro planlama yaklaşımlarının önemi,

metropoliten düzeyde “çevresel, toplumsal ve ekonomik” sürdürülebilirliğin sağlanması

doğrultusunda uzantılar içermesinden kaynaklanmaktadır.

1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı

510

6.2. İSTANBUL İL ÇEVRE DÜZENİ PLANI YAKLAŞIMI

İstanbul’un mekansal planlamasında iki unsur öne çıkmaktadır. Bunlardan birincisi,

‘büyüklüğün’, ikincisi ise ‘büyümenin yönetimi ve yönetilebilirliği’dir. Çevre Düzeni

Planı ile başlayan üst ölçekli planlama sürecinin en temel sorunu, zaten büyük olan bir

mekansal organizasyonun işlevsel ve verimli bir yapıya ulaşmasını sağlamanın yanı sıra

büyüme eğilimi ve baskılarını yönlendirebilmek ve yönetilebilir kılmaktır.

İstanbul’un bu iki problem bileşeninin (büyüklüğün ve büyüme baskısının)

yönetilebilirliğini sağlamak; diğer bir deyişle, İstanbul’un yaşam kaynaklarının ve

değerlerinin yok olmasının önüne geçmek, mekansal yapısının yeniden örgütlenmesinin

gerekçesini ortaya koymaktadır. Bu bağlamda, İstanbul’da her arazi kullanım kararının

kentin doğal ve ekolojik yapısının sürdürülebilirliğine katkı vermesi amaçlanmaktadır.

İstanbul’da gerek demografik ve ekonomik yapı gerek mevcut mekansal gelişme

eğilimleri gerekse alana yönelik projeksiyonlar; İl’in yakın gelecekte kendi yaşam

destek sistemlerini geri dönüşü olmayacak şekilde bozarak yok etme sürecinde

olduğunu göstermektedir. Söz konusu eğilim, İstanbul’un mevcut çarpık kentleşme ve

çevresel sorunları ile beraber ele alındığında; kentin kendine yeterliliği konusundaki

kaygılar artmakta ve başta su olmak üzere yaşamın devamlılığı için gerek duyulan tüm

doğal kaynaklarda yaşam kalitesine yansıyan değişimlerin olumsuz sonuçlarının çok da

uzak olmadığını göstermektedir. Yaşam destek sistemleri olan doğal alanlar ve insan

yaşamının kalitesi arasındaki ilişkinin İstanbul’un kırılgan coğrafyasında daha da güçlü

bir şekilde ortaya çıkması çok yönlü ve bütüncül önlemleri gerektirmektedir.

Yukarıda bahsedilen süreç, İstanbul için genelde sürdürülebilirlik ve özelde de çevresel

sürdürülebilirlik arayışını bir zorunluluk haline getirmektedir.

İstanbul’un sahip olduğu su havzaları ve orman alanları başta olmak üzere, kentin

yaşam destek sistemlerini oluşturan ve Karadeniz sahillerine paralel olarak uzanan

yatay kuzey eksendeki ekolojik değerlerin ekonomik girişimlere korumacı bir

yaklaşımla kapalı tutulması gerekmektedir.

1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı

511

Dolayısıyla; İstanbul’un gelişme yönlerinin batı ve doğu kanatlara doğru

yönlendirilmesi ve mekansal büyümesinin ana-merkezin sıçrama odakları olarak

tanımlanabilecek alt-merkezleri de içermek üzere doğrusal bir modele

dayandırılması gereği ortaya çıkmaktadır. İstanbul Boğaz’ının her iki kıyısı boyunca

kuzeye doğru gelişme eğiliminde olan faaliyetlerin ve yapılaşmanın getirdiği tahribat ve

tehditler göz önünde tutularak, kuzey ekseninde yer alan ekolojik kaynaklara yönelen

dikey gelişmeler böylelikle kontrol altına alınmalıdır.

Bu nedenlerden ötürü, İstanbul’un önümüzdeki yıllarda göstereceği gelişmenin

modellenmesi, ekonomi-ekoloji dengesini kurmak üzere belirlenen eşik nüfus

büyüklüğünü aşmaması gerektiği üzerine kurgulanmıştır. Mevcut nüfus artış eğilimleri

paralelinde ortaya çıkan çarpık kentsel gelişme ve beraberinde gelen ulaşım sorunları ile

başta deprem ve taşkınlar olmak üzere, kenti tehdit eden doğal riskler bir arada

değerlendirildiğinde, eşikleri aşmamak üzere belirlenecek nüfus büyüklüğünün üstüne

çıkılmaması gereğinin önemi daha da belirginlik kazanmaktadır.

İstanbul’un ülkenin en büyük kenti olması ve bunun sunduğu sektörel ve mekansal

yığılma avantajlarına dayanarak üreticilerin ve iş çevrelerinin ülke ekonomisinde büyük

çapta faaliyetler gerçekleştirmeleri, ancak bu faaliyetlerini kritik ölçek eşiklerini ve

kırılma noktalarını aşarak yol açtıkları olumsuz dış ekonomileri ve toplumsal

maliyetleri göz ardı ederek varlıklarını sürdürmekte ısrar etmeleri sonucu, sosyo-

mekansal boyutta farklı yapılaşmalar oluşmuştur.

Bir yandan, İstanbul’un küresel ilişkiler ağında öz değerlerini yitirmeden yarışmacı bir

kent olmasını tehdit eden çevre tahribatı, doğal riskler, ulaşım zorluğu, altyapı ve konut

yetersizliği, kayıt dışı ekonominin varlığı, işsizliğin artması gibi yapısal sorunların

çözülmesi ve kentsel işlevlerde bütünleşmenin sağlanarak, toplumsal ve mekansal

farklılıkların gidermesi gerekirken; diğer yandan da, ekonomik faaliyetlerde yapısal

dönüşüm sağlanarak verimliliğin ve etkinliğin arttırılması ve İstanbul’un küresel

rekabette yeni fırsatlar yakalamak üzere güçlendirilmesi amaçlanmıştır.

1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı

512

İstanbul’un kentsel gelişmesi ve geleceği planlanırken;

Kentin bünyesinde sağlıklı yapılaşmayı ve işlevsel bütünleşmeyi öngören

ilkelerin esas alınması,

Kentin ekolojik ortamıyla sürdürülebilirlik ilişkilerinin sağlam temellere

oturtulması,

Kentin küresel metropoller sistemi çerçevesinde üstlenmesi arzulanan rol ve

konumunun belirlenmesi

esas alınmıştır.

Dolayısıyla; İstanbul’un sağlıklı yapılaşmasına, ekolojik çevresi ile sürdürülebilir

ilişkiler kurmasına ve vizyonuna ilişkin gereklerine yanıt verebilecek en uygun kentsel

gelişme modelinin saptanması stratejik önem taşımaktadır.

İstanbul’un sağlıklı bir yapıya kavuşturulabilmesine yönelik hedef ve stratejiler

aşağıdaki ilkeler doğrultusunda tanımlanmıştır. Söz konusu ilkeler;

Ekonomi-ekoloji çatışmasına toplumsal boyutun da katılarak, sürdürülebilirlik

açısından dengenin kurulabilmesi için nüfus artış hızını düşürmek ve doğal

eşikler göz önünde bulundurularak nüfusu sınırlı bir büyüklükte tutmak,

Başta turizm olmak üzere tarihi değerlere ve sanatsal etkinliklere dayalı kültürel

faaliyetleri; uluslararası diplomasiye, kongre ve turizme yönelik dış bağlantıları;

finans hareketlerine açık ve nitelikli hizmet sunumuna yönelik girişimleri;

eğitim ve ileri teknoloji atılımlarını İstanbul için öncelikli işlevler olarak

öngörmek,

Tanımlanan vizyon bileşenleri dışında kalan faaliyetlerden İstanbul’u

olabildiğince arındırmak; başta sanayi olmak üzere diğer sektörlerde de

ekonomik verimliliğini kaybeden, olumsuz dış ekonomiler oluşturan ve

toplumsal maliyetleri arttıran, çevre kirliliğine neden olan ve kentsel hizmetler

ile toplumsal yaşam üzerinde baskı oluşturan tesis ve faaliyetleri karşılaştırmalı

avantajlar sağlayan alternatif düzenli yerleşimlere yönlendirmektir.

Böylelikle İstanbul;

Kent mekanını yaşanabilir bir sisteme dönüştürebilecek,

Fonksiyonların en uygun mekansal dağılımını gerçekleştirebilecek,

1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı

513

Aşırı yığılmalardan ve bunun sonucunda ortaya çıkacak olumsuz ekonomik ve

toplumsal maliyetlerden kendini arındırabilecek,

Ulaşım ve iletişimde zaman ve maliyet tasarrufuna gidebilecek,

Yürütülen faaliyetlerde işlevselliği ve verimliği arttırarak, uluslararası, ulusal ve

bölgesel ilişkilerde etkinlik sağlayabilecek,

Yapısal iyileştirmeler gerçekleştirerek, bünyesindeki sosyo-mekansal

farklılıkları giderebilecek bir konuma gelecek ve uluslararası rekabet için daha

da güçlenecektir.

Aksi taktirde ise İstanbul;

Kültürel miras ile estetik değerlerini giderek yitirecek,

Yapısal sorunlarından ve sosyo-mekansal kutuplaşmalardan arınamayacak,

Bir metropol olmaktan çok bir megapol olmayı sürdürecek,

Yaşam destek sistemlerini tehlikeye atacak,

Başta deprem olmak üzere doğal risklerle baş edemeyecek,

Kent üzerinde baskı kuran ve toplumsal maliyetleri arttıran uygulamalara daha

büyük boyutlarda boyun eğecek,

Yığılmaları körükleyecek,

İç ekonomide işlevsel entegrasyonu çözemeyerek sektörel verimliliği düşecek,

Sıçrama yerine ancak yağ lekesi gibi yayılan bir kütle olarak büyümeye devam

ederken ve yeni gelişmelere açılırken, terk ettiği alanları çöküntüye uğratacak,

Bölgesel düzeyde gelişme beklentilerine yanıt veremeyecek,

Yeniliklere ve gelişmelere karşı duyarlılığını ve uyum esnekliğini zamanla

yitirerek, küresel rekabetten düşecek ve giderek birikimli olumsuzluklar

sarmalına girebilecektir.

İstanbul’un uluslarası ölçekteki rolü ile ilgili öngörülen temel yaklaşım ise;

Küresel ölçekte kültür ve turizm kenti olması,

Küresel üst bölgenin yönetim hizmetlerine talip olması ve üst bölge

ekonomisinden daha fazla pay almasıdır. Bu üst bölge Balkanlar, Karadeniz

havzası, Kafkaslar, Orta Asya, Ortadoğu ve Doğu Akdeniz havzasını

kapsamaktadır. Dolayısıyla, İstanbul’un bu üst bölgeyle ekonomik, sosyal,

tarihi, kültürel, diplomatik, iletişim ve ulaşım bağlantılarının güçlendirilmesi

öngörülmekte ve uluslararası bölgesel merkez olarak hizmet vermesi

hedeflenmektedir.

1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı

514

Küresel üst bölgenin –Orta Asya, Orta Doğu, Rusya ve Balkanlar- kavşağında bulunan

İstanbul’un, stratejik coğrafi konumu ve kültürel bağlantıları nedeniyle bu bölgelere

hizmet sunan bir odak kimliği kazanılabilmesi için sunduğu bölgesel hizmetin niteliği

geliştirilmelidir.

Üzerinde durulması gerekli bir diğer nokta da hazırlanan çevre düzeni planının

İstanbul’un geleceğini yönledirecek bir kapasite plan olduğudur.

6.2.1. VİZYON

Yukarıda açıklanan yaklaşım çerçevesinde İstanbul için belirlenecek olan vizyon,

ülkenin vizyonuyla uyumlu olmalıdır. TÜBİTAK’ın koordinasyonunda, ilgili kamu ve

özel kuruluşlar, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşlarıyla eşgüdüm içinde tanımlanan

Türkiye 2023 Vizyonu’nda ülkemiz için belirlenen vizyon:

Bölgesinde ve dünyada adil ve kalıcı bir barış için çaba gösteren;

Demokratik, adil, günün gereksinimlerine yanıt veren bir hukuk sistemine sahip;

Yurttaşları siyasi karar, süreç ve mekanizmalarına katılan, kendilerinin ve

ülkelerinin geleceğinde söz ve karar sahibi;

Sağlık, eğitim ve kültür gereksinimlerinin karşılanması devlet tarafından

güvence altına alınmış;

Sürdürülebilir gelişmeyi ve bölgesel farklılıkları gözeten;

Gelir dağılımı dengeli;

Üreten, kaynakları üzerinde söz ve karar sahibi;

İletişim, organizasyon ve işbirliği yetenekleri gelişmiş;

Net katma değerini, büyük ölçüde kendi beyin gücüne dayandırarak artıran;

Bilim, teknoloji ve yenilikte yetkinleşmiş;

Yaratıcı, girişimci, özgüveni yüksek, karşılıklı saygıyı ve doğaya saygıyı esas

almış bireylerden oluşmuş bir TÜRKİYE’dir.

Bu vizyonun öğeleri ise;

Eğitim alanında, bireyin yaratıcılık ve hayal gücünü geliştiren; bireysel farklılıkları

gözeterek ve değerlendirerek, her bireyin özellikleri doğrultusunda en üst düzeyde

1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı

515

kendini geliştirebildiği; zaman ve mekan kısıtlarından arınmış, kendi özgün öğrenme

teknolojilerini yaratmış ve değişim esnekliğiyle kendini yenileme gücüne sahip;

öğrenme ve insan odaklı bir eğitim sistemine sahip olmak;

Sağlık alanında, ülke sınırları içinde yaşayan herkese, her yerde ve her zaman, çağdaş

teknolojiyle donatılmış, yaşam bilimleri alanındaki yeniliklere uyum yeteneğine sahip,

yüksek nitelikli, ekonomik sağlık hizmetleri sağlamak; yaşam bilimleri ve biyoteknoloji

alanlarında yetkinlik kazanarak, yüksek teknolojili tedavi sistemlerini ve bu amaçla

kullanılan malzeme ve cihazları geliştirmek ve üretmek; mamul ilaç üretimi yanında

araştırma kapasitesi de olan bir ilaç sanayine sahip olarak bölgede güç sahibi olmak;

Tarım ve gıda alanında, toplumun sağlıklı beslenme gereksinimlerini yeterli nicelik ve

nitelikte, ekonomik, ekolojik ve sosyal açıdan sürdürülebilir yollarla karşılamak;

verimliliği artan tarım ve tarımsal sanayi ile uluslararası alanda rekabet etmek;

İnşaat ve altyapı alanında, insanlarımızın, artan nüfus ve gelişen sanayinin gereği olan

çağdaş standartlara uygun altyapıya ve konutlara sahip, depreme karşı güvenli, sağlıklı

ve çevreyle barışık yerleşkelerde yaşamasını sağlamak; inşaat malzemesi üretimi ve

yapım yöntemleriyle ilgili çağdaş teknolojileri geliştirerek kazandığı yeteneklerle

uluslararası platformlarda rekabet edebilmek;

Ulaştırma alanında, kişi hak ve gönencinden ödün verilmeden, can güvenliğinin yüzde

yüz sağlandığı, çağdaş teknolojiye ve uluslararası hukuk ve kurallara uyumlu, çevrenin

en üst düzeyde korunduğu bir ortamda, kentler arası ulaşımı en çok 1,5 saat, kent içi

ulaşımı ise en çok 30 dakikada (yük taşımacılığında ise iki katı sürelerde) sağlamak;

Enerji alanında, gereksinim duyduğu enerjiyi, güvenli, güvenilir, ekonomik, verimli ve

çevreye duyarlı teknolojilerle üretmek ve kullanmak; aynı zamanda uluslararası enerji

pazarlarında yarışabilecek enerji teknolojileri geliştirebilmek ve uluslararası enerji

yatırımlarında etkin rol alabilmek;

Bilgi ve iletişim alanında, GSMH’sının sürdürülebilir şekilde büyümesine, yarattığı

markalar ve teknolojiler ile doğrudan, sağladığı iletişim olanakları ve bilgi kaynakları

üzerinden diğer sektörlere verdiği destek ile dolaylı olarak giderek artan oranda katkıda

bulunan; ve en az üç bilgi ve iletişim teknolojisi alanında, dünyada ilk akla gelen ya da

tercih edilen ülke konumuna gelmek;

1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı

516

Malzeme alanında ve makine imalatında, orta ve yüksek teknoloji yoğun alanlarında

tasarımdan satış sonrası hizmetlerine uzanan değer zincirinin katma değeri yüksek

halkalarında yer almak; küresel pazarlara rekabetçi, yenilikçi ve katma değeri yüksek

mal ve hizmetleri sürekli olarak sunmak;

Kimya alanında, hammadde, enerji ve işgücü verimi yüksek, yenilikçi süreç ve ürün

teknolojileri yaratarak, bilimsel gelişmeleri teknolojiye, üretime ve yüksek katma

değerli ürünlere dönüştürmek; ihracatı ve doğrudan sermaye yatırımlarıyla, küreselleşen

dünya kimya sanayinin önde gelenleri içinde olmak;

Savunma, havacılık ve uzay sanayi alanlarında, küresel düzeyde ülke çıkarlarının

korunmasını gözeten ve ulusal güvenlik gereksinimlerini karşılayan sistem ve

teknolojileri özgün olarak araştırıp geliştirerek ve üreterek, bu sistem ve teknoloji

alanlarında dünya ölçeğinde rekabet, işbirliği veya karşılıklı bağımlılık gücü yaratmak;

ülkenin bilim ve teknoloji düzeyinin gelişmesinde öncü rol oynayan; toplumsal refaha

katkısı tartışılmaz bir ulusal savunma, havacılık ve uzay sanayine sahip olmak;

Tekstil alanında, katma değeri yüksek, yenilikçi, rekabetçi ve teknoloji içeren ürün ve

hizmet sunumları ile toplumsal refahı ve dünya ticaretindeki payını artırmak;

Turizm alanında, ürün çeşitliliğini artırarak, eğitilmiş nitelikli işgücü, yüksek düzeyde

teknik altyapı, tesis ve servisleriyle, öncelikle ülke halkının yaşam düzeyini yükselterek,

rakip destinasyonlarla yarışabilen bir sektör olmak; Akdeniz’in dördüncü büyük

destinasyonu olma noktasını aşarak, “kitle turizmi”nin yanı sıra “bireysel turizm”in de

önemli cazibe merkezlerinden birisi olmak;

Doğal kaynaklar alanında, serbest, şeffaf ve istikrarlı piyasa koşulları içinde ulusal

kaynaklarına öncelik vermek, bu kaynakların aranmasında ve istenen kaliteyle, güvenli

ve ekonomik olarak üretiminde ileri teknolojileri geliştirmek ve kullanmak;

Çevre alanında, sürdürülebilir kalkınmasını çevreyi koruyarak ve yerel kaynak ve

bilgilerle pekiştirerek sağlayan; üretimini temiz üretim teknolojileriyle yapan; her türlü

evsel ve sanayi atıklarını çevre koruma ilkeleri kapsamında yönetebilen; biyolojik

çeşitliliğinin koruyan ve toplumsal yarara dönüştürebilen; tarihi ve kültürel mirasını

koruyarak gelecek nesillere aktarabilen bir ülke konumuna gelmek.

1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı

517

1/100.000 ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı’nın İstanbul için öngördüğü vizyon,

yukarıda açıklanan Dokuzuncu Kalkınma Planı’ndaki Türkiye vizyonu ile İBB

Kurumsal Stratejik Planı, TÜBİTAK ve OECD çalışmalarındaki vizyon yaklaşımları

doğrultusunda İstanbul’un öncelikleri dikkate alınarak belirlenmiştir.

Plan’ın İstanbul vizyonu; amaç, hedef, strateji, araç, çıktı, etki şeklindeki kurgunun

başlangıç noktasıdır. Plan’da İstanbul için belirlenen vizyon aşağıdaki gibi

tanımlanmıştır.

Plan’ın İstanbul vizyonu; amaç, hedef, strateji şeklinde kurgulanan mantıksal dizgenin

başlangıç noktası olup, anılan kavramlara temel referans noktası olmaktadır.

Günümüzde küresel kentler, sanayi üretiminde yoğunlaşmayı bırakmış olup, bilgi ve

teknoloji üretimine ağırlık vererek, üst düzey hizmetler, finans ve bilişim sektörlerinde

rekabetçi öğelerini geliştirmektedirler. Bu doğrultuda, İstanbul’un da küresel platformda

rekabet üstünlüğü sağlamak üzere kapsamlı bir dönüşüm gerçekleştirmesi, mevcut

sektörel yapısını değiştirmesi gerekmektedir.

Belirlenen vizyon doğrultusunda; İstanbul’un potansiyellerini yansıtan çeşitli bileşenler

ön plana çıkarılmalıdır. İstanbul’un sahip olduğu en büyük potansiyel kültür ve turizm

potansiyelidir. Bunun yanı sıra finans, bilim ve teknoloji, kongre-fuar, spor, sağlık,

yolcu ve yük transfer merkezi, moda, eğlence, uluslararası ilişkiler ve diplomasi

konularında da İstanbul potansiyele sahiptir.

Kültür ve Turizm alanında; İstanbul’da tarihin, kültürün ve turizmin iç içe olması

sebebiyle bu sektörler bir arada ele alınmıştır.

İstanbul yaşamının öğeleri olan ve kentin uzun tarihi bir sürece dayalı tarihi ve kültürel

zenginliği, küresel ölçekte örnek olacak bir potansiyeldir. Tarihi kimliğini kullanarak

kültür turizmini güçlendirmesi, İstanbul’un bu konuda Londra, Paris, Roma, Viyana,

Çevresel, toplumsal ve ekonomik sürdürülebilirlik ilkeleri doğrultusunda

özgün kültürel ve doğal kimliğini koruyarak gelişen, küresel ölçekte rekabet

gücüne sahip bilgi toplumuna dönüşen yaşam kalitesi yüksek bir İSTANBUL

1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı

518

Atina gibi diğer dünya kentleri ile arasındaki farkı kapatması bakımından önem arz

etmektedir.

İstanbul’un yalnızca tarihi kültür birikimini turizme açmak düşünülmemeli, kongre

turizmi, ekolojik turizm gibi farklı turizm çeşitleri de dikkate alınmalıdır. Tarih ve

kültür öğelerinin yansıtıldığı kent dokularına yönelik bilinç ve kültür turizmi yanında,

açığa çıkmamış İstanbul’u keşfetme turizminin yaygınlaştırılarak, bölgesel ve küresel

platformlara taşınmalıdır. Böylelikle, kitle turizmine alternatif entellektüel turizmin

desteklenmesi ve çeşitlendirmeye gidilmesi mümkün olabilecektir.

Küresel ortama hitap edecek turizm faaliyetlerinin ve etkinliklerinin İstanbul’un kültürel

geçmişine, birikimine ve deneyimlerini yansıtan türden olması gerekmektedir.

Böylesine bir yaklaşım aynı zamanda İstanbul’un değerleri üzerinden Türkiye’nin

birikimine atıfta bulunabilen turizm anlamında algılanarak da kullanılabilmelidir.

Finans alanında; Kentlerin küresel sistemin işleyişine etki edebilme güçlerinin ana

kaynaklarından birini finans kapital oluşturmaktadır. İstanbul’un gelişmiş dünya

kentleri ile olan bağlantılarında onların işlevleri doğrultusunda rol üstlenmek yerine,

küresel ve bölgesel güç paylaşımında kendisine pay sağlaması arzu edilen vizyondur.

İstanbul’un küresel ve bölgesel finans konusunda özgün bir açılım yapabilmesi, hem

altyapı başta olmak üzere yetersizliklerin giderilmesine, hem de banka ve finans

sektörüne getirilmeye çalışılan güven ortamının sağlanmasına bağlıdır.

Böylesine zor bir hedefi gerçekleştirmek için uluslararası finans kurumlarının İstanbul’a

gelmesini çekici kılmak gerekmektedir. Bu çekicilik yalnızca fırsatlarla ilişkili olmayıp,

başta doğal çevre olmak üzere yaşam kalitesini yükseltecektir.

Bununla birlikte, yeni finans kurumlarının kazanılması hedeflenirken, doğal değerlerin

korunmasına yönelik önlemler de alınmalıdır.

Bilim ve Teknoloji alanında; İstanbul’un bilim ve teknoloji alanında bölgesel etkinliği

olan bir merkez olması; (i) Dünya’nın çeşitli ülkelerinden gelerek öğrenim gören,

akademik çalışmalar ve araştırmalar yapan kesimlerin, niceliğinin ve niteliğinin

yükseltilmesine yönelik özendirici önlemlerin alınması ile (ii) uzman kişilerin küresel

teknoloji üretiminde ve yarışında, yenilikçi hedeflere yönlendirilmesinin gerektirdiği

1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı

519

altyapının hazırlanmasıdır. Dolayısıyla, hem eğitim hem de araştırma faaliyetlerinin üst

düzeylere çıkartılmasında kaydedilecek başarı düzeyleri, küresel teknoloji yarışında

İstanbul için üst belirleyici olacaktır.

Teknolojik gelişmelerin İstanbul’da tarihi ve kültürel mirasın kaybına olanak

vermemesi için modern ve geleneksel öğelerin uyum içerisinde bir beraberliği yansıtan

uyarlamalar şeklinde gerçekleştirilmesi hedeflenmiştir.

Moda alanında; Tekstil sektöründe geçmiş yıllarda yaşanan olumlu pazar

olanaklarından sonra, başta Çin olmak üzere Uzak Doğu kaynaklı rekabet gücünün

Türkiye ve İstanbul aleyhine oluşturduğu gerileme tehdidi üzerine, bu sektörde

kazanılan deneyimlerin moda tasarımına aktarılması gerekmektedir. İstanbul’un moda

tasarımı ve dekorasyon konusunda, Osmanlı ve Anadolu stil ve motifleri gibi özgün

açılımlar yapabileceği potansiyellere sahiptir.

Spor alanında; İstanbul uluslararası müsabakaların düzenlenmesinde yakın geçmişte

verdiği başarılı sınavlardan sonra, çeşitli spor dallarında Dünya ve Avrupa

Şampiyonaları’na ev sahipliği yapma yeterliliğine ulaşmış bulunmaktadır. Bu fırsatın

iyi kullanılması ve yakalanan ivmenin devamının, yeni atılımlar ve başarılar

gerçekleştirerek getirilmesinin, Olimpiyat Oyunları için adaylığı gündemde olan

İstanbul’un uzun vadeli bu hedefine vereceği katkı büyük olacaktır.

Eğlence alanında; İstanbul’un alışılagelmiş tarzların dışında özgün bir açılım yapması,

kültür değerlerini turizm ve eğlence pazarları uğruna feda etmeyecek şekilde bu sektöre

taşımasıyla mümkündür.

İstanbul’un batı kültürüne hitap eden eğlence sektörü de son zamanlarda büyük çıkışlar

göstermiştir. Yabancı ziyaretçilerin, misyonların, iş dünyasının, İstanbul’da sürekli

çalışanların ve ikamet edenlerin de varlığından memnun oldukları bu eğlence

merkezlerinin, küresel eğlence organizasyonlarıyla bağlantılı hale getirilerek

çeşitlendirilmesi ve kaliteli hale getirilmesi İstanbul’un tanınırlılığını arttıracaktır.

Sağlık alanında; cerrahi müdahaleler başta olmak üzere, sağlık sektöründe İstanbul’un

dış ülkelere açılımda son yıllarda önemli başarılar göstermektedir. Bu başarının, hizmet

sunumunda da çeşitliliğe gidilerek küresel ve bölgesel düzeyde devam ettirilmesi

gerekmektedir.

1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı

520

Ulaşım ve Lojistik alanında; İstanbul’un özgün bir açılım yapması son derece olasıdır.

Bu açılımın sonunda İstanbul, yük taşımacılığında kombine ulaşım merkezi, yolcu

taşımacılığında ise geçişli taşımacılık merkezi olma konumunu yakalayabilecektir.

İstanbul’un yük ve yolcu taşımacılığının ayrıştırılmasında temel önlemler alması, toplu

taşımacılık sistemini ağırlıklandırması ve dört farklı ulaşım sistemi arasında etkin

bağlantıları kuracak entegrasyon altyapısını oluşturması, küresel düzeyde yarışabileceği

sektörü güçlendirmesi bakımından gerekmektedir.

Uluslararası İlişkiler ve Diplomasi alanında; Doğu-Batı sentezini küresel platformda

en iyi sergileyebilecek konuma ve potansiyele sahip bir kent olan İstanbul, içerisinde

yer aldığı bölgede tarih boyu sürdürdüğü etkinlik sonucu kazandığı birikimi uluslararası

ilişkilere ve diplomasiye taşıyabilecek konumdadır. Bu konudaki başarılarını daha önce

birçok kez kanıtlamış olan İstanbul söz konusu avantajlı yönünü, küresel ortamda daha

etkinlikle kullanılmayı hedef edinmelidir.

Ülkelerin değil kentlerin yarıştığı günümüz küresel ilişkiler sisteminde, İstanbul’un

kaydedeceği her başarı Türkiye’nin başarısı ve kazanacağı her güç Türkiye’nin artan

gücü olacaktır.

Türkiye’nin dış politikası doğrultusunda; küresel barışı tehdit eden medeniyet ve kültür

çatışmasında uzlaşma gayretlerine, uluslararası işbirliğine ve bölgesel etkinliğinin

arttırılmasına ilişkin diplomasilerin yürütüldüğü merkez rolünün İstanbul tarafından

bugüne kadar olduğundan daha güçlü bir şekilde üstlenmesi mümkündür.

Son dönemde yapılan etkinliklerle önemini arttıran İstanbul’un bu anlamda bir merkez

olabilmesi için ulusal, bölgesel ve küresel kademelerde ekonomik, kültürel, sosyal ve

yönetsel konularda ilke ve politika belirleyen, karar ve strateji üreten, üzerinde uzlaşılan

ilke ve gerekleri yürürlüğe koyan, denetleyen ve yargılayan kuruluşları barındırmalıdır.

6.2.2. AMAÇ

1/100.000 ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı’nın amacı; “İstanbul’a; sahip olduğu

tarihi, kültürel ve doğal kimlik değerleri ile özdeşleşen, kentin öncelikle kültür ve turizm

alanlarındaki üstünlüklerini ön plana çıkartan, çevresel, ekonomik ve toplumsal

sürdürülebilirlik ilkelerini mekana yansıtarak yaşam kalitesini yükselten, ekonomik

yapısını bilim ve teknolojiye dayalı ticaret ve hizmet ağırlıklı bir ekonomiye dönüştüren,

1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı

521

etkin ve katılımcı bir kent yönetimi/yönetişimi yapılandırmasında, kurumsal ve

mekansal planlarını verimli bir araç olarak kullanan küresel ölçekte güçlenmiş bir kent

statüsü kazandırmak.” olarak belirlenmiştir.

Bu amaç doğrultusunda, tamamlayıcı nitelikte olmak üzere bir dizi destek amaçlar da

tanımlanmıştır. Söz konusu amaç bileşenleri:

Doğal çevreye uyumlu, doğal ve yapay risklere karşı güçlü bir kentsel bölge

sisteminin kurulması,

Yaşam kalitesinin yükseltilmesi, kültürler arası karşılıklı anlayış ve hoşgörünün

yerleşmesi ve yoksulluğun önlenmesi için gelişkin bir sosyo-kültürel taşıma

kapasitesine ulaşılması,

Kentsel hizmet maliyetlerini düşürecek işlevsel ve mekansal rasyonalizasyonlara

giderek, ekonomik çeşitlilik düzeyinin arttırılması ve böylelikle yüksek

ekonomik rekabet gücüne ulaşılması,

Ulaşım, haberleşme, kentler arası işbirliği, iş ve yatırım olanakları oluşturarak

diğer küresel merkezler ve kendi bölgesel hinterlandı ile güçlü bağlantıların

kurulmasıdır.

6.2.3. PLANLAMA İLKELERİ

İstanbul’un yaşam destek sistemleri olan doğal alanların, insan yapısı altyapının ve

yaşam kalitesinin iyileştirilebilmesi ve kent yönetiminin sürdürülebilir olabilmesi için;

uluslararası dinamikler ile ülke, bölge ve kent dinamikleri göz önünde bulundurularak,

insan odaklı bir planlama anlayışıyla tanımlanan ilkeler;

Mekansal gelişmenin kültürel mirasa saygılı, gelecek nesillerin ihtiyaçlarını

gözeten, doğal ve kültürel çevreyle uyum içinde olması

İnsan faaliyetlerinin yaşam destek sistemlerine, hassas ve kritik ekosistemlere

zarar vermeyecek nitelik ve nicelikte gerçekleştirilmesi

Kuzeye eğilim gösteren kent gelişimi engellenerek; doğu-batı aksında ve

Marmara Denizi boyunca kademelendirilmiş, çok merkezli ve sıçramalı

gelişimin sağlanması

1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı

522

Merkez ticaret alanı ve alt merkezler belirlenerek, merkezler kademelenmesinin

sağlanması

Kentin iki yakasında nüfus ve istihdam dengesinin sağlanarak, Boğaz

geçişlerindeki yolculuk talebinin azaltılması

Kentin doğrusal, kademelendirilmiş, çok merkezli ve sıçramalı gelişimini

destekleyecek yüksek kapasiteli raylı ve denizyolu ağırlıklı toplu taşıma

sisteminin oluşturulması

Estetik, işlevsel ve yapısal yaşam kalitesinin yükseltilmesi

Kentsel hizmetlerin kent bütününde dengeli bir şekilde dağıtımı yapılarak,

kentin sunduğu imkanlara erişmede adaletin sağlanması

Ekoloji-ekonomi dengesi gözetilerek ekonomide yeniden yapılanmanın

sağlanması ve uluslararası rekabet üstünlüğü taşıyan veya taşıyabilecek

sektörlerin desteklenmesi

Bilgi teknolojilerinin ve ar-ge faaliyetlerinin üniversite ve sanayi işbirliği

içerisinde geliştirilmesi

Plan kararlarının, deprem başta olmak üzere afet riskleri dikkate alınarak

üretilmesi

olarak belirlenmiştir.

1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı

523

6.2.4. HEDEFLER VE STRATEJİLER

Planın vizyonuna ve amacına ulaşabilmek için belirlenen hedefler ve bu hedefleri

mekana yansıtacak ana ve alt stratejiler aşağıda sıralanmıştır.

HEDEF 1. İSTANBUL’UN KÜRESEL DÜZEYDE GÜÇLENMESİNİ

SAĞLAMAK

ANA STRATEJİ 1. İstanbul’a Sahip Olduğu Kimliği İle Özdeşleşen Dünya Ölçeğinde Kültür Odaklı Turizm Kenti Statüsü Kazandırmak

Kentin Turizm Potansiyelini Çevreye, Topluma ve Kültürel Varlıklara Zarar Vermeden Geliştirmek

Turizm sektöründe gelişimin sağlanması ve kent ekonomisindeki payının

arttırılması için sürdürülebilir turizmin sağlanmasına yönelik plan kararlarının

oluşturulması ve bu alanlarda standart ve kalitenin geliştirilmesi

Havayolu, demiryolu ve denizyolu ulaşımını güçlendirerek İstanbul’un

uluslararası ve kent içi erişilebilirliğinin arttırılması

Konaklama olanaklarının çeşitlendirilmesi ve mevcut konaklama ünitelerinin

fiziksel kalitelerinin iyileştirilmesi

Turizm ve turizm ile bağlantılı diğer hizmet sektörlerinde görev yapan insan

kaynağı niceliği ve niteliğinin arttırılması

İstanbul’u Dünya Turizm Sektöründe Marka Haline Getirmek

İstanbul'un 2010 yılında Avrupa Kültür Başkenti olması gibi uluslararası

projeler ile uluslararası boyutta Türk kültürünün tanıtılması ve tarihi boyunca

farklı kültürleri bir arada yaşatan İstanbul’un sahip olduğu dünya kültür mirasını

tüm zenginliğiyle uluslararası boyutta dünya ile paylaşması

Sanat ve kültür forumları oluşturulması ve desteklenmesi, İstanbul’da

düzenlenen sanat fuarlarının içeriklerinin zenginleştirilmesi, çeşitlendirilmesi,

düşük gelir gruplarıyla buluşmasının sağlanması ve bu fuarlara uluslararası

boyut kazandırılması. Aynı zamanda, uluslararası galeriler ile koleksiyoncuların

2010 sürecinde İstanbul’a gelmelerini sağlamak için fuarlara danışmanlık ve

mali destek hizmeti verilmesi.

1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı

524

Yapılacak organizasyonlarla İstanbul’un dünyanın dört bir yanından pek çok

kültür sanat insanına ve medya temsilcisini de misafir etmesi ve bir dünya

kültür başkenti olarak uluslararası alanda ününü perçinlemesi

Uluslararası turizm ajans ve acentelerinin İstanbul’da yer seçmeleri, ulusal ajans

ve acentelerin ise yurtdışındaki önemli merkezlerde varlıklarını

yaygınlaştırmaları için özendirici ve destekleyici önlemlerin alınması

Kitle turizmine alternatif olacak turizm faaliyetlerinin desteklenmesi

Kültür turizmine katkı sağlayacak kültürel mirasın, anıtların ve tarihi yapı

stokunun korunarak sunumlarının güçlendirilmesi

Kültürel zenginliğinin küresel boyutta sergilenmesine yönelik yaygın ve etkin

organizasyonlara dayalı turizm faaliyetlerinin arttırılması

Kentin sahip olduğu özgün kültürel ve doğal kimliğine uygun olmak koşulu ile

kente anlam ve değer katacak yeni anıtsal ve mimari eserlerin yapılması

Kentte düzenlenen uluslararası nitelikteki kültür, sanat vb. etkinliklerin, çağdaş

bir anlayışla yönetilen müzelerin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması

“24 Saat Yaşayan Kent” kimliğinin geliştirilmesi

Kültür endüstrileri ve bu sektörlerde çalışan insanların kümelendiği ‘Kültür

Odakları”nın desteklenmesi

Çevresel sürdürülebilirlik ilkeleri göz önünde bulundurularak turizm

faaliyetlerinin çeşitlendirilmesi ve mevsimlere yayılması

İstanbul'daki turizm faaliyetlerinin bölgesel turizm faaliyetleri ile

ilişkilendirilmesi

Turizmi İstanbullu ile Bütünleştirmek

Kentlinin sektörde yatırım yapma ve turizm olanaklarını kullanma kapasitesinin

arttırılması

İstanbul’daki yerel halkın yaşadığı çevredeki doğal ve kültürel değerleri

algılamasının ve benimsemesinin sağlanması

Kültür ve sanat faaliyetlerine destek verilmesi ile İstanbullu sanatçıların

uluslararası alana açılması,

1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı

525

İstanbul’un yöneten ve yönetilenlerin İstanbul için birbirlerine dayanarak,

güvenerek, bilgi, birikim ve deneyimlerini paylaşarak ortak refahları için el ele

çalışıp üretecekleri yepyeni bir yönetişim anlayışına kavuşmaları

Kentlilik bilincinin gelişmesi, İstanbullular kentlerinin sahip olduğu değerleri

keşfederken böyle bir kentte yaşama şansına sahip oldukları için gurur

duymalarının sağlanması

İstanbullular farklı sanat disiplinleriyle kucaklaşması ve İstanbullu gençlerin

sanatsal faaliyetlerle daha yakın bir ilişki kurma olanağının sağlanması.

Ana Strateji 2. Bilgi ve Teknolojiye Dayalı, Yüksek Ekonomik Rekabet Gücüne Sahip Sürdürülebilir Ekonomiyi Sağlamak

İstanbul’a bilgi ve iletişim teknolojileri ile bölgesel ekonomiyi yönlendiren

yönetim ve karar mekanizmalarının bütünleştiği üst düzey hizmet/finans ve

yönetim merkezi kimliğinin kazandırılması

Ekonomik sektörlerde yeniden yapılanma sağlanarak, İstanbul’da uluslararası

rekabet üstünlüğü taşıyan veya taşıyabilecek sektörlerin desteklenmesi

Ekonomik gücün anahtarının sağlıklı çevre olduğuna yönelik bilinçlendirmenin

sağlanması

Üretim alanları ile güçlü işlevsel ilişkileri olan uzmanlaşmış iş ve hizmet

alanlarının geliştirilmesi

Planın vizyon ve ilkeleri doğrultusunda kentte kalması uygun görülen sanayi

türlerinin ileri teknoloji kullanan, insan ve çevre sağlığını tehdit etmeyen ve

katma değeri yüksek sanayiye dönüştürülmesi; kentte kalması uygun

görülmeyen sanayi türlerinin ise kent dışına yönlendirilmesi

Merkezde sanayi alanlarının boşaltılmasıyla oluşacak alan kapasitesinin bilgi

ekonomisi, kültür endüstrileri ve hizmetler sektörüne yönelik kullanılması

Yeni teknoloji ve fikirleri kullanan iş alanlarının geliştirilebilmesi için kentin

bilgi kapasitesinin arttırılması

1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı

526

Planın vizyonu ve ilkeleri doğrultusunda, bilgi teknolojilerinin ve ar-ge

faaliyetlerinin gerçekleştirileceği bölgelerin “ekonomi-ekoloji dengesi”

gözetilerek oluşturulması

Küçük ölçekli üretim tesislerine mekansal ve sektörel planlama yolu ile çözüm

üretilmesi

Ana Strateji 3. İstanbul’un Güçlü Yönlerini ve Fırsatlarını Kullanarak Özgün Bir Açılım Oluşturabilme Potansiyelini Harekete Geçirmek

İstanbul’un sosyal, ekonomik, kültürel açıdan uyumlu büyümesi, bütünleşmesi

ve gelişmesi sağlanarak bölgesel merkez olması

İstanbul'un diğer küresel merkezlerle ve kendi bölgesel hinterlandıyla ulaşım,

haberleşme, kentler arası işbirliği ve yatırım olanaklarının güçlendirilmesi

Farklı kültürel coğrafyaların merkezinde bulunan İstanbul’un uluslararası

diplomasi, finans, kültür, bilim ve teknoloji zirvelerine ev sahipliği yapan bir

merkez olarak ön plana çıkartılması

İstanbul’un, jeopolitik konumu nedeniyle karşılaşabileceği tehditleri risk

yönetimi ile aşan ve tehditleri fırsat haline dönüştürebilen bir metropol haline

getirilmesi

Kentin korunması gerekli değerlerini gözeten, vizyonuyla uyumlu yatırımlar için

bir çekim merkezi olmasının sağlanması

Kıtalar ve bölgelerarası ulaşımda stratejik konumda bulunan İstanbul’un “geçiş

kapısı” konumunun değerlendirilerek, uluslararası ulaşım ilişkilerinde yolcu

transfer merkezi olarak geliştirilmesi

İstanbul’un medya, reklamcılık ve fuar düzenleme faaliyetlerindeki etkinliğinin

arttırılması

Kentin kültürel kimliğinin ve doğal değerlerinin toplum tarafından

sahiplenilmesine yönelik altyapının oluşturulması

1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı

527

HEDEF 2. MARMARA BÖLGESİ’NDEKİ YEREL POTANSİYELLERİ BÜTÜNCÜL BİR YAKLAŞIMLA HAREKETE GEÇİREREK, BÖLGEDE SÜRDÜRÜLEBİLİR GELİŞMENİN GERÇEKLEŞTİRİLMESİNE ÖNCÜLÜK ETMEK

Ana Strateji 1. Bölge İçi Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Farklarını En Aza İndirmek Konusunda İstanbul’un Öncü Rolünü Güçlendirmek

Ülkenin ekonomik canlılığı ve sürekliliği açısından “öncü” kent İstanbul’un, her

alanda ülke ve bölgesine hizmet sunan, model oluşturan yapı ve değerlerinin

farkında olarak bunları güçlendiren bir kent olması

Ülke içinde 7. kademe merkez durumunda, olan İstanbul’un Marmara Bölgesi

içerisindeki alt bölgesel ve yerel gelişmişlik farklılıklarının dengelenmesine ve

çok merkezli dengeli kalkınmanın gerçekleştirilmesine katkı sağlaması, bu

kapsamda alt bölgesel merkezlerle işbirliği olanaklarını geliştirmesi

İstanbul’un sosyo-ekonomik gelişme kararlarını, etkilediği ve etkilendiği,

ekolojik ve işlevsel bütünlük içerisinde olduğu yerleşimlerle ile uyum içerisinde

gelişmesi

İstanbul’un Marmara Bölgesi’nde farklı işlevlerde uzmanlaşan, birbirini

tamamlayan, büyüme ve çevrelerine hizmet verme potansiyeli yüksek

merkezlerle ulaşım, lojistik ve ekonomik sektör ilişkilerinin bütünlük içerisinde

ele alınarak verimlilik artışının sağlanması

İstanbul’un küresel pazarlara çıkış olanakları konusundaki birikimini, Bölge

bütünündeki işbirliklerine yansıtması

İstanbul’un dünya ölçeğinde kültür odaklı turizm kenti olma hedefi

doğrultusunda, İstanbul ile bütünleşmiş bölgesel turizm faaliyetlerinin

geliştirilmesiyle İstanbul’un bölge ekonomisinin gelişmesine katkı sağlaması

Sürdürülebilir kalkınmada öncü rol üstlenecek bilgi ve teknolojiye dayalı

oluşumlarda bölgesel işbirliklerinin kurulması

Planın vizyon ve ilkeleri doğrultusunda kent dışına yönlendirilen sanayi türleri

için Bölge içerisindeki atıl kapasiteli organize sanayi bölgelerinin öncelikli

1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı

528

olarak değerlendirilmesi ve ihtisaslaşmanın arttırılması konusunda işbirliklerine

gidilmesi

İstanbul’un sahip olduğu noktasal çekim gücünün, günümüz gelişmiş ulaşım

olanaklarının da daha etkin kullanılmasıyla Marmara Bölgesi geneline yayılması

Karayolu temelli yolcu ve yük taşımacılığına alternatif olarak, Bölge’nin iç

denizi konumunda bulunan Marmara Denizi ve Boğazları’ndan daha ağırlıklı

faydalanarak Bölge genelinde ekonomik dinamizmin arttırılması

Uluslararası alanda ortak denizcilik sektör programları geliştirilmesi ve

Marmara Bölgesi ile İstanbul’daki liman sahalarının modernizasyonu üzerinde

yoğunlaşılması

Bölge genelinde sosyo-ekonomik gelişmişlik farklılıklarının giderilmesi ile

Bölgeye yönelen göçün olumsuz etkilerinin bertaraf edilmesiyle sürdürülebilir

ve yönetilebilir ölçekte yerleşimlerin oluşturulması

Ana Strateji 2. Marmara Bölgesi Bütününde Sürdürülebilir Mekansal Gelişmenin Sağlanmasında İstanbul’un Öncü Rolünü Güçlendirmek

İstanbul’un Marmara Bölgesi ile kuracağı sosyo-ekonomik gelişme işbirliğini,

ekoloji-ekonomi çatışması olmaksızın ve mekanda verimlilik artışını sağlar

nitelikte, mekansal gelişme planlarına yansıtması

İstanbul’un Marmara Bölgesi bütününde milli park, tabiatı koruma alanı, yaban

hayatı koruma sahası, sit alanları, sulak alanlar gibi korunan alanlar temelinde

diğer tüm yaşam destek sistemleri (ormanlar, çayır-mera alanları, tatlı su

kaynakları, yüzey suları vb) ile entegre olmuş ekolojik ağların tanımlanmasına

katkı sağlaması

İstanbul’un Bölge bütününde tanımlanmış ekolojik ağ sistemlerini referans alan

sürdürülebilir mekansal gelişim konusunda Bölgeye katkı sağlanması

Bölge bütünde yaşam destek sistemlerini koruyan bir gelişmenin zemininin

hazırlanması

Kentin ekolojik ortamıyla sürdürülebilirlik ilişkilerinin sağlam temellere

oturtulması

1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı

529

Ortak kıyı ve çevre yönetimi perspektifinin tanımlanması, programlanması ve

yaygınlaştırılması

Ekolojik, doğal, kültürel ve tarihi varlıklarının korunarak ve değerlendirilerek,

turizm ve hizmet sektörleriyle çeşitlendirilmesi

Ekonomik çekim merkezi nitelikli kentlerde doğal çevrenin korunması için özel

önlemlerin geliştirilmesi – ortak çevre yönetim programları

Bölgede öncelikle ekoloji-ekonomi dengesi göz önünde bulundurularak

ekonomik getiri sağlayacak ekolojik boyutlu faaliyetlerin teşvik edilmesi

Lojistik hizmetlerde optimizasyona gidilerek sistem verimliliği ve etkinliğinin

arttırılması

HEDEF 3. İSTANBUL’UN MEKANSAL GELİŞİMİNİ, ÇEVRESEL,

EKONOMİK VE TOPLUMSAL SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

DOĞRULTUSUNDA KENTSEL İŞLEVSEL BÜTÜNLEŞMEYİ

SAĞLAMAK

Ana Strateji 1. Kentin Doğu ve Batı Eksenlerinde Doğrusal, Çok Merkezli ve Kademeli Gelişimini Sağlamak

İstanbul’un yağ lekesi biçimindeki mekansal yayılmasının; doğu-batı aksında,

çok merkezli ve sıçramalı gelişme yapısına dönüştürülerek yönlendirilmesi

Kentin ağırlıkla kuzeyinde yer alan ekolojik kaynaklara yönelik eğilim gösteren

kent gelişiminin önlenmesi

İstanbul il sınırları içerisinde sürdürülebilirlik çerçevesinde, kentin gelişme

potansiyelleri ve iç dinamikleri dikkate alınarak, yeni çekim merkezleri ve buna

bağlı olarak yerleşmeler kademelenmesinin oluşturulması

Nüfus-istihdam dağılımının; İstanbul bütününde ve her iki yakada

dengelenebilmesi için yeni odakların belirlenmesi

Plan kararları doğrultusunda, çevreleri ile etkileşimi kuvvetli mekansal alt

bölgelerin tanımlanması

1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı

530

Ana Strateji 2. İstanbul İl Sınırları Dahilinde İhtisaslaşmış, Katma Değer ve Verimliliği Yüksek Merkezler Geliştirmek

Merkez Bölgenin çevre ve yaşam standartlarını yükseltecek mekansal dönüşüm

projelerinin geliştirilmesi

Merkezi iş alanının kentsel, bölgesel, ulusal ve uluslararası ölçekteki diğer

merkezlerle ilişkilerinin güçlendirilmesi

MİA üzerindeki baskıyı azaltacak, ihtisaslaşmış, üst düzey hizmet-ticaret

birimlerinin yer alabileceği birinci derece merkezler ile hinterlandındaki

yerleşmelerin ticaret-hizmet ihtiyaçlarını karşılayacak nitelikte ikinci derece ve

diğer alt merkezlerin belirlenmesi

Merkez alanları için risk analizlerinin yapılarak afet yönetim planlarının

hazırlanması

Merkez alanlarında gece-gündüz nüfus dengesinin sağlanması için gerekli

düzenlemelerin yapılması

Merkez alanlarının düzenli konut alanlarına doğru yayılmasının engellenmesi

Ana Strateji 3. Sanayi Sektörünün Kent Genelindeki Yapısını Sıhhileştirerek, Yapısal Dönüşümünü Sağlamak

Yer seçim kararları açısından, yerleşik alan içinde kalması uygun olmayan

sanayilerin, öncelikle atıl kapasiteye sahip mevcut organize sanayi bölgelerinde

değerlendirilmesi

Yer seçim kararları açısından yerleşik alan içinde kalması uygun sanayi

alanlarının sağlıklaştırılması

Yetersizlikleri, uyumsuzlukları ve değer artışları nedeniyle sanayiden farklı

kullanımlara dönüşmesi öngörülen sanayi alanlarının uygun işlevlere

dönüşümünün sağlanması

Sanayinin rehabilitasyonu, dönüşümü ve kent dışına yönlendirilmesinde kamu,

özel ve sivil toplum kuruluşları arasında katılım süreçlerinin geliştirilmesi

Çevreye duyarlı, ileri teknoloji kullanan ve katma değeri yüksek sanayi türlerine

geçişin yönlendirilmesi

1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı

531

Ana Strateji 4. Yerleşmelerin Yaşam Destek Sistemlerine ve Hassas Ekosistemlere Duyarlı Gelişmesini Sağlamak

Orman Alanlarının ve Barındırdığı Biyolojik Çeşitliliğin Korunması

Mevzuatta yer alan orman alanı tanımının Çevre ve Orman Bakanlığı ve taşra

teşkilatı, bilim kuruluşları, sivil toplum örgütleri ve diğer ilgili kurum ve

kuruluşların işbirliği ile ekosistem içindeki yeri göz önüne alınarak öneminin

vurgulanmasına yönelik yeniden ele alınması

İstanbul İli ormanlarının daha da iyi korunabilmesi amacıyla, tümünün

“muhafaza ormanı” statüsüne alınması yönünde girişimlerde bulunulması

Kadastro ile ilgili tutarsızlıkların çözümlenmesi

Orman kadastrosu kesinleşmemiş orman vasfı bulunan alanların da orman

kapsamında değerlendirilerek, mutlak korunacak alanlar olarak kabul edilmesi

Ormanların toprak ve su rejimi bakımından mutlak koruma altına alınması

Orman rejimine dahil boş alanların; yapılacak bilimsel çalışmalar doğrultusunda,

çevresindeki doğal bitki örtülerinin devamlılığı esas alınarak bitkilendirilmesi

Erozyonu önleyen ve biyolojik çeşitliliğin kaynağı olan fundalık ve çalılık türü

orman alanlarının korunması

Orman alanlarının tahribine yönelik baskıları önleyici tedbirlerin alınması

Orman alanlarında izin verilecek kullanımların; söz konusu alanlardaki ekolojik-

biyolojik çeşitlilik, plan bütünlüğü ve taşıma kapasitesi hesapları dikkate

alınarak ilgili kurumlar tarafından belirlenmesi

Orman içerisinde kalan orman vasfını kaybetmiş alanların ekolojik olarak

ormanla bütünleşmesinin sağlanması

Orman içerisinde olmayan, sürdürülebilirlik açısından ormanla

bütünleştirilemeyen ve üzerinde yapılaşmanın olmadığı 6831 sayılı Orman

Kanunu’nun 2b maddesi kapsamına giren alanların; tarım, rekreasyon ve ihtiyaç

duyulan kamuya ait donatı alanları olarak ya da bu alanlardan alt ölçekli

planlarda belirlenecek yeterli alan büyüklüğüne sahip, yerleşmelerle ilişkisi olan

ve erişilebilir konumda bulunanlarının koruma alanlarının ve/veya afet riski

1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı

532

taşıyan alanların rehabilite edilmesine/iyileştirilmesine yönelik kentsel

çalışmalar için mevzuat doğrultusunda değerlendirilmesi

Orman içerisinde olmayan, sürdürülebilirlik açısından ormanla

bütünleştirilemeyen ve üzerinde yapılaşmanın olduğu 6831 sayılı Orman

Kanunu gereği orman vasfını kaybetmiş alanlardaki yapılaşmaların rehabilite

edilmesi

Orman alanlarında gerçekleştirilen madencilik faaliyetlerinin çevresel etkilerini

en az düzeye indiren teknik önlemlerin alınması, gerekiyorsa bu faaliyetlerin

kısıtlanması ya da son verilmesi

Özel ormanlarda yapılaşmanın kısıtlanması

İstanbul’un Yeraltı ve Yerüstü Su Kaynaklarının Korunması ve Akılcı Yönetimlerinin Sağlanması

İçme suyu havzalarında koruma–kullanma dengesini düzenleyen “Havza

Yönetim Modeli”nin oluşturulması

İSKİ Master Planı’nın revize edilmesi

Ekosistem özelliklerini kaybeden içme suyu havzalarına doğal ekosistem

özelliklerinin yeniden kazandırılması

İçme suyu havzalarına yönelik kentsel gelişme baskılarını engelleyecek

tedbirlerin alınması

İçme suyu havzalarındaki yerleşmelerin atık sularını doğrudan su kaynaklarına

ulaşmasını engellemek üzere kanalizasyon sisteminin yenilenmesi ve

tamamlanması

İçme suyu havzalarının mutlak ve kısa mesafe koruma kuşaklarının

yapılaşmadan arındırılması

İçme suyu havzalarını besleyen derelerin mutlak koruma kuşaklarının

yapılaşmalardan arındırılması

İçme suyu havzalarının orta ve uzun mesafedeki yapılaşmaların rehabilite

edilmesi

İçme suyu havzalarındaki mevcut sanayi tesislerinin tasfiye edilmesi

1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı

533

İçme suyu havzalarında yapılacak tarımsal faaliyetlerde toprağın uygun olması

durumunda öncelikle ekolojik tarıma izin verilmesi

Yapılaşma ve denetimsiz kullanım nedeni ile niteliklerini kaybeden yeraltı suyu

taşıyan ortamların tekrar yararlanılabilir kapasiteye kavuşturulması

Yeraltı suyu havzaları içerisinde kalan tarım arazilerinin, yağış suyunun

sızmasını sağlamak üzere korunması

Alternatif içme ve kullanma sularının temini ve rasyonel kullanımına yönelik

çalışmaların yapılması

Tarım Alanlarının Korunması ve Toprak Verimliliğinin Arttırılması

Tarım topraklarının tarım dışı amaçla kullanımının engellenmesi

Mera alanlarının mera dışı amaçla kullanımının engellenmesi

Tarımsal verimliliğin arttırılması için tarımsal arazi kullanım planının yapılması

Organik Tarım Yönetmeliği’ne uygun tarım alanlarında ekolojik tarım yapılması

Ekolojik tarıma uygun olmayan tarım alanlarında polikültür tarıma geçilmesi

Tarım alanlarındaki gübreleme faaliyetlerinin mobil bir modellemeyle

yürütülmesi

Topografik yapıya uygun ve toprak kaybını azaltıcı sulama yöntemlerinin

kullanılması

Yeraltı Kaynaklarından Yararlanılması, Kullanım Ömrünü Tamamlayanlara Doğal Değerlerinin Geri Kazandırılması

Taşocakları, maden alanları, enerji kaynakları ve endüstriyel hammadde

rezervlerinin çevreye verdiği zararla ekonomiye verdiği katkı açısından

değerlendirilerek organize edilmesi ve çevre önlemleri alınarak işletilmesi

Kullanım ömrü tamamlanan ve/veya işletilmesi verimli olmayan maden

alanlarının rehabilite edilmesi

Ekolojik Koridorların, Hassas Ekosistemlerin ve Biyolojik Çeşitliliğin Korunması

Ekolojik koridorların doğal ve tarımsal karakterlerinin korunması, gerekli

iyileştirmelerin yapılması ve kentsel yaşam ile olan entegrasyonunun sağlanması

1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı

534

Kent içerisindeki vadilerin hava sirkülasyonunu sağlama işlevini sürdürebilecek

şekilde planlanması

Ulusal ve uluslararası öneme sahip doğa alanlarının; ulusal ve uluslararası

mevzuat ile bilimsel doğa koruma ilkeleri çerçevesinde korunması ve bu alanlara

yönelik olası kentsel gelişme baskılarının engellenmesi

Doğal sit alanlarının mevzuat çerçevesinde korunması ve bu alanlara yönelik

olası kentsel gelişme baskısının engellenmesi

Kıyı alanlarının ‘Kamu Yararı İlkesi’ Esas Alınarak Değerlendirilmesi

Kıyılarda kamu kullanımlarının arttırılması

Kıyı alanlarını tehdit eden kullanımlara izin verilmemesi

Kıyı ile iç kesimlerdeki ekolojik koridorların oluşturulacak büyük kentsel yeşil

alanlarla ilişkilendirilmesi

Yenilenebilir Enerji Kaynaklarından Yararlanma Düzeyinin Arttırılması

İstanbul'daki rüzgar enerjisi üretim olanaklarının değerlendirilmesi

Güneş enerjisi potansiyelinin enerji kaynağı olarak değerlendirilmesi

İnsan faaliyetleri esnasında harcanan enerji miktarının ve enerjinin

tüketilmesinden dolayı ortaya çıkan atıkların azaltılması

İleri teknolojinin kullanılması öngörülen alanlarda (eğitim bilişim ve teknoloji

alanları ile sıhhileştirilecek sanayi alanları), bu alanların kendine yeterliliğini

sağlamaya yönelik yenilenebilir kaynaklardan enerji üretimi ve enerji muhafaza

sistemlerinin devreye sokulma olanaklarının araştırılması

Ana Strateji 5. Afetlere Karşı Duyarlı Kentsel Gelişmeyi Sağlamak

Kentin mekansal gelişmesinin deprem ve diğer afet risk faktörleri dikkate

alınarak belirlenmesi

Kıyılarda yer alacak kullanımların, kıyılardaki dolgu ve alüvyon alanlarının

deprem sırasındaki zemin davranış özellikleri, tsunami tehlikesi, zemin

sıvılaşması gibi faktörler göz önünde bulundurularak belirlenmesi

1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı

535

Afet riskleri açısından sorunlu bölgelerde yapı ve nüfus yoğunluğunun düşük

tutulması

Doğa (deprem, heyelan, taşkın, meteorolojik vb.) ve insan kaynaklı (yangın,

endüstriyel, deniz kazaları vb.) afetlere yönelik acil eylem planlarının

hazırlanması ve insan kaynağının yetiştirilmesi

Afet durumları için afet lojistik planlamasının yapılması

Tehlikeli kullanımlar (yanıcı, patlayıcı maddeler) için güvenlik önlemlerinin

alınması, gerekirse tasfiyesi, yangın söndürme için güvenlik altyapısının

geliştirilmesi

Ana Strateji 6. Yerleşmelerin Tarihsel-Kültürel Değerlere Duyarlı Gelişmesini Sağlamak

İstanbul’un sahip olduğu tarihi ve kültürel dokusu, evrensel kimliği, peyzajı,

kentin simgeleri ve siluetini korumaya yönelik çalışmaların yapılması

Tarihi Yarımada ve Boğaziçi üzerindeki kentsel gelişme baskısının, kentin doğu

ve batı yönünde kademeli-lineer gelişmesi sağlanarak engellenmesi

İstanbul’un geleneksel kent dokusunun; sanayi, imalat, depolama gibi tarihi

dokuyla uyumlu olmayan tahrip edici fonksiyonlardan arındırılması

Öncelikle Tarihi Yarımada olmak üzere kentin tarihi dokularında lastik

tekerlekli araç trafiğinin azaltılması, yaya ulaşım akslarının oluşturulması

Ana Strateji 7. Ulaşım Kararlarını Plan Kararları ile Uyumlu Olarak Geliştirmek

Öncelikle araçların değil insanların ekonomik ve hızlı ulaşımının sağlanması

İstanbul genelinde demiryolu ve denizyolu ağırlıklı, yüksek kapasiteli, kaliteli ve

ulaşım türlerinin entegre edildiği toplu taşıma ağırlıklı bir ulaşım sisteminin

kurulması

Kent bütünündeki ulaşım sistemlerinin birbirine entegre olacak biçimde

planlanması

1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı

536

Doğu-batı yönündeki doğrusal gelişmeye paralel olarak raylı ulaşım

sistemlerinin planlanması ve sistemlerin ana ulaşım ve transfer istasyonlarında,

entegre edilmesi

Kuzeye gelişimi tetikleyecek, kentin doğal-tarihi yapısını bozacak ve uzun

dönemde ilave ulaşım sorunları oluşturacak ulaşım ve yerleşim kararlarından

kaçınılması

İstanbul geneli için sürekliliği olan ulaşım talebi yönetim politikalarının

geliştirilmesi

Birinci derece seyahat üreten odakların yerlerinin, ulaşım stratejileri ile

ilişkilendirilerek belirlenmesi

Kentin merkez bölgelerindeki araç trafiği sınırlandırılarak, yaya ve bisiklet

ulaşımının desteklenmesi

Ulaşım akslarının başta deprem olmak üzere acil durumlar dikkate alınarak

iyileştirilmesi

Ulaşım problemlerinin on yıl içinde çözümlenmesi

Havalimanlarının Etkinliğinin Arttırılması

İstanbul’un ulusal ve uluslararası ihtiyaçları göz önünde bulundurularak Atatürk

ve Sabiha Gökçen Havalimanlarının kapasitesinin arttırılması amacıyla alt

ölçekli planlarda detaylı çalışmaların yapılması

Atatürk ve Sabiha Gökçen Havalimanları arasında eşgüdüm ve entegrasyonun

sağlanması

Havalimanlarına erişimi destekleyecek toplu taşıma sistemlerinin geliştirilmesi

Gerek kentin ihtiyaçları gerekse ulusal-uluslararası yolculuk talepleri

doğrultusunda kentin batı yakasında yeni havalimanı için plan kararı

geliştirilmesi

Kent Bütünündeki Liman İlişkilerinin Yeniden Düzenlenmesi

İstanbul ve yakın çevresine uluslararası nitelikte bir transit limanı kurma

girişimlerinin ülke ve bölge ölçeğinde değerlendirilmesi

1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı

537

Ana Strateji 8. Kent Genelinde Dağılmış Lojistik Fonksiyonların Mekansal Organizasyonunu Yaparak, Etkinliğini Arttırmak

İstanbul’un her iki yakasında liman ve raylı sistemlerle entegre edilmiş lojistik

bölgelerin kurulması ve gümrüklerin bu bölgelere taşınması

Limanlar ile lojistik bölgeler arasında raylı sistem ulaşım ilişkisinin kurulması

Yük taşımacılığının ağırlıklı olarak demiryolu ve denizyolu sistemi ile yapılması

Ana Strateji 9. İklim Değişikliğinin Uzun Dönemli Etkileri Dikkate Alınarak, İklim Değişikliğine Adaptasyon ve Zarar Azaltma Konularının Mekansal Planlarla İlişkisini Kurmak

İklim değişikliğinin etkilerinin azaltılmasında etkili olabilecek arazi kullanım

kararlarının geliştirilmesi

HEDEF 4. YAŞAM KALİTESİNİ YÜKSELTMEK

Ana Strateji 1. Yerleşim Alanlarında Mekansal Kaliteyi Yükseltmek

Plansız ve sağlıksız gelişmiş yerleşim alanlarının mekan standartları

yükseltilerek planlı ve düzenli yerleşim alanlarına dönüştürülmesi

Tarihi konut alanlarının; doku, fonksiyon ve özgün özellikleri korunarak,

sıhhileştirilmesi

Boğaziçi alanının, sahip olduğu özellikler göz önünde bulundurularak

sıhhileştirilmesi

Öncelikle kentin mevcut yerleşim alanlarının nüfus emme kapasitesinden

yararlanılması

Konut gelişme alanlarının; orman alanları, içme suyu toplama havzaları, tarım

alanları ve jeolojik sakıncalı alanlar gibi yerleşime uygun olmayan alanların

dışında seçilmesi

Konut alanlarının fiziki dönüşüm sürecine sosyal boyutun kazandırılması

Yapılaşmada mimari estetiğin ve yerel mimarinin dikkate alınması

1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı

538

İstanbul’da yaşayan tüm kesimleri kentle bütünleştiren kentsel donatı alanlarının

ve kamusal açık alanların kent bütünü içinde yeterli, dengeli ve kaliteli hale

getirilerek; kentsel hizmet ve fırsatlardan toplumun tüm kesimlerinin

yararlanabilme olanaklarının arttırılması

Kentin düşük olan teknik ve sosyal donatı düzeyini yükseltecek kamu–özel

sektör işbirliklerinin geliştirilmesi

Kent bütününe hizmet verecek spor merkezleri, kültür merkezleri, eğlence ve

sergi mekanları, müzeler, arşivler ve sağlık merkezlerinin oluşturulması

Dönüşüm projelerinde kentsel “yeşil alanların arttırılması” kriterinin

önceliklendirilmesi

Kentin doğu-batı doğrultusundaki gelişimine paralel olarak, farklı ulaşım

türlerinin entegre olduğu ve ortalama seyahat süresini azaltan hızlı, güvenilir,

temiz, konforlu toplu taşıma hatlarının planlanması

Kentin sahip olduğu özgün siluetin korunmasına yönelik siluet ve tasarım

planlaması çalışmalarının yapılması

Ana Strateji 2. Çevre Kirliliğini Önlemek

Su Kirliliğinin Önlenmesi

Göl ve denizlere dökülen derelerin ıslah edilmesi

Mevcut atık su arıtma tesislerinin etkinliğinin artırılması

Atık suyun arıtılmadan deşarj edilmesinin önlenmesi

Kentsel yerleşim ve gelişme alanlarında kanalizasyon sisteminin tamamlanması

Deniz araçlarının denizi kirletmesini önlemeye yönelik denetim, atık alma ve

deniz temizleme hizmetlerinin iyileştirilmesi

Limanlardan kaynaklanan deniz kirliliğinin kontrolüne yönelik tedbirlerin

alınması

Hava Kirliliğinin Önlenmesi

Hava kirliliği izleme sisteminin geliştirilmesi

1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı

539

Ulaşımdan kaynaklanan hava kirliliğinin kontrolü için toplu ulaşımın

geliştirilmesi ve teşvik edilmesi

İş-konut ulaşım ilişkilerinde trafiği azaltacak yaklaşımların geliştirilmesi

Kent içinde hava kirliliği oluşturan sanayi işletmeleri için yakıt türü, yakma

teknolojilerinin iyileştirilmesi, baca filtrelerinin takılması ve gerektiğinde kent

dışında uygun yerlere yönlendirilmesi gibi önlemlerin alınması

Kentteki hakim rüzgar yönlerini dikkate alarak hava koridorlarının oluşturulması

Kentsel yeşil alanların ve ağaçlandırmanın arttırılması

Gürültü Kirliliğinin Önlenmesi

Otoyol ve ekspres yollar ile demiryolu kenarlarında kademeli bitkilendirme vb.

uygulamalarla gürültü engelleyici perdelerin oluşturulması

İstanbul için gürültü kontrol planlamasının geliştirilmesi

Toprak Kirliliğinin Önlenmesi

Atık su deşarjları ve atık dökülmesi gibi toprak kirliliğine yol açan faktörlerin

engellenmesi

Tarımsal faaliyetlerde toprağı kirletecek kullanımlarının önlenmesi

Atık Yönetiminin Etkinleştirilmesi

Kentsel atık suyun arıtılarak tarımsal ve kent içi yeşil alan sulamasında

kullanılması

Katı atık tesislerinin etkinliğinin artırılması

Katı atıkların toplanma, depolanma ve geri kazanım oranının arttırılması

Geri kazanılamayan hafriyat, inşaat ve yıkım atıklarının düzenli depolama

alanlarında depolanması

Düzenli katı atık depolama alanlarında çöp gazından elde edilen enerji üretim

kapasitesinin arttırılması

Endüstri bölgelerinden kaynaklanan atıkların çevre ve insan sağlığına zarar

vermeden bertaraf edilmesi

Endüstriyel atık sular için ön arıtmanın zorunlu kılınması

1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı

540

Tehlikeli atıkların kent içerisinde kontrollü taşınmasına ve bertaraf edilmesine

yönelik önlemlerin alınması

Tehlikeli atık üreten ve bertaraf sorumluluğu olan kuruluşların izlenmesi ve

denetlenmesi için sorumlu kurumlarla işbirliğine gidilmesi

Koruma-Kullanma Dengesi Çerçevesinde Aktif Korumanın Sağlanması Yönünde Çevre Koruma Yönetim Sisteminin Oluşturulması

Doğanın maliyetlendirilmesi ilkesinin yaygınlaştırılması

Çevre korunmasıyla ilgili izleme, araştırma-geliştirme ve erken uyarı

sistemlerinin kurulması

Çevre bilincinin yaygınlaştırılmasına yönelik toplumsal programların

geliştirilmesi

Çevre yönetiminin gerçekleştirilmesine hizmet edecek yapılanmaların

desteklenmesi

HEDEF 5. SOSYAL SERMAYEYİ GÜÇLENDİRMEK

Ana Strateji 1. Kente Yönelik Göçü Etkin Yöneterek, Nüfusu Yüksek Eğitim Düzeyine ve Kalifiye İşgücü Becerilerine Kavuşturmak

İstanbul’a Yönelik Göçün Etkin Yönetilmesi

İstanbul Çevre Düzeni Planı’nda belirlenen nüfus projeksiyonu, sürdürülebilirlik

açısından getirilecek demografik sınırlama ve işgücü ihtiyacı temel alınarak;

ülkesel ve bölgesel göç politikaları ile ilişkilendirilmiş plan kararlarının

geliştirilmesi

Kentin taşıyabileceği en uygun nüfus büyüklüğünün belirlenmesi

Optimal nüfus büyüklüğünün üstüne çıkılmasına yol açacak plan kararlarının

verilmemesi

Donanımlı, Motive Edilmiş, Yoğun ve Yüksek Verimliliği Olan İşgücünün Geliştirilmesi

Bilgi ekonomisine ve toplumuna geçişi sağlayacak beceri kazandırma

faaliyetlerinin yürütülmesi

1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı

541

Yerel insan kaynağının İl’de geliştirilmesi önerilen sektörler doğrultusunda

eğitim almasının sağlanması

Eğitimli nüfus oranının arttırılması için örgün ve yaygın eğitim kurumlarının

nitelik ve nicelik olarak kalitesinin arttırılması

Özellikle göçle gelen nüfusun yoğun olduğu bölgelerde kadın eğitimi ve

kadınlara meslek edindirme konularında girişimlerde bulunulması

Yüksek nitelikli nüfusun kente çekilmesi için nitelikli konut ve sosyal çevre

olanaklarının oluşturulması

Ana Strateji 2. Sosyal Adaleti ve Kentle Bütünleşmeyi Sağlamak

Ekonomik, Sosyal ve Sağlık Yönünden Yoksunluk İçinde Bulunan Dezavantajlı Kesimin Desteklenmesi

Ekonomik yardıma ihtiyaç duyan kesimlerin oluşturulacak sosyal ve ekonomik

projelerle desteklenmesi

Toplumda eğitim yönünden geri kalmış kesimlere yaygın eğitim olanaklarının

sağlanması

Üretim sürecine dahil olamayan dezavantajlı kesimlerin işgücü becerilerinin ve

iş imkanlarının geliştirilerek üretim sürecine dahil edilmesi.

Engellilerin ve tüm dezavantajlı grupların sosyal yaşama uyumu ve katılımı için

pozitif ayrımcılık unsurları da içeren özel projelerin geliştirilmesi

Çocuk, genç ve yaşlıların sosyal ve kültürel faaliyetlere katılabilmesi için

kentteki sosyal donatı alanlarının arttırılması

Düşük gelir düzeyindeki İstanbul halkı başta olmak üzere, farklı toplumsal

gruplar için konut seçeneklerinin sunulması

Barınma ve yaşam koşullarını iyileştirmeye dönük çok yönlü sosyal

programların geliştirilmesi

Kentsel alan içinde gerçekleştirilecek büyük proje ve uygulamaların ürettiği

kentsel rantlar başta olmak üzere, kentsel rantların kente ve kamuya geri

dönüşüne ilişkin mekanizmaların geliştirilmesi

1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı

542

Özellikle kente yeni gelenlere kentsel kültüre geçişte yardımcı olacak

mekanizmaların geliştirilmesi

Genel İstihdam Oranının Arttırılması ve İşgücü Piyasasının İşleyişindeki Eşitsizliklerin Azaltılması

İki yaka arasında nüfus-istihdam dengesinin kendi içinde sağlanması

İş-konut arasındaki mesafenin minimuma indirilmesi yönünde arazi kullanım

dağılımlarının dengeli oluşturulması

İşgücünün beceri düzeyinin yükseltilmesi

HEDEF 6. SÜRDÜRÜLEBİLİR KENT YÖNETİM SİSTEMİNİN

GELİŞTİRİLMESİ İÇİN GEREKLİ OLAN YENİDEN

YAPILANMAYI SAĞLAMAK

Ana Strateji 1. İstanbul Büyükşehir Belediye Sınırlarını, Metropoliten Alan’ın Tamamını Kapsayan ‘İşlevsel Metropoliten Bölge’ Ölçeğinde Sosyo-Ekonomik Bir Bütün Oluşturacak Şekilde Yeniden Belirlemek

Ana Strateji 2. İşlevsel Metropoliten Bölge İçindeki Planlama Kararlarını İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Öncülüğünde Belirlemek

Planlama süreci ile ilgili yetki karmaşasına yönelik sorunların giderilmesi ve

etkin işleyen bir planlama sisteminin oluşturulması

Ülke bütününden başlayarak alt ölçeğe kadar inen planlar arasında uyumun

sağlanması

Bölge genelindeki planlar arasında koordinasyonu sağlayacak yapılanmanın

kurulması

Planların doğru ve eksiksiz verilerle hazırlanması için bölge ve kent ölçeğinde

sistemli bir envanter çalışmasının yapılarak, belli aralıklarla güncellenen bir veri

bankasının oluşturulması girişiminin başlatılması

Parçacıl planlama yaklaşımlarının neden olduğu ‘bütünlüğü bozma’ tehlikesinin

engellenmesi için uygulanabilir anlayış çerçevesinde bütüncül planlamaya

geçilmesi

1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı

543

Planlama faaliyetlerinin "imar planlama" boyutuyla sınırlı kalmaması; yönetim,

işletme, ekonomik, sosyal, finansman ve zamanlama boyutlarını da içeren

stratejik yaklaşımın benimsenmesi

Kentin mekansal anlamda kontrolsüz yayılmasını öngören, tarım topraklarını, su

havzalarını, orman alanlarını tehdit eden planların çevresel sürdürülebilirlik

ilkeleri göz önünde bulundurularak revize edilmesi

İmar ile ilgili yasal düzenlemelerin tek bir yasada toplanarak birbirine uyumlu

hale getirilmesi konusunda öncü rol üstlenilmesi

Plan hazırlama süreçlerinde ilgili tüm grupların daha etkin katılım olanaklarının

geliştirilmesi

6.2.5. MAKROFORM

1/100.000 ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı analiz ve sentez çalışmaları kapsamında

geliştirilen yaklaşımların, mekansal bir modelle desteklenerek plan kararlarının

geliştirilmesi sürecine yansıtılması gerekmektedir.

Makroform çalışması kapsamında; analiz ve sentez çalışmalarında tanımlanan ve

kaynağı araştırılan sorunların çözümüne yönelik yaklaşımlar geliştirilerek, ilkesel

makroform modeli oluşturulmuştur. Çerçeve koşulların göz önüne alınmasıyla ilkesel

makroformun türevleri niteliğinde İstanbul için alternatif makroformlar da geliştirilerek,

değerlendirmeler sonucunda bir tercih yapılmıştır.

İstanbul; özellikle 1950’lerden sonra girdiği hızlı büyüme süreci içinde, yer yer planlı

olmakla beraber, büyük oranda yasa dışı yapılaşmalarla şekillenen bir gelişme

göstermiştir (Harita 6.4).

1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı

544

Harita 6.4. İstanbul’da Planlı ve Plansız Gelişmiş Alanlar

İstanbul’un yasa dışı ve kontrolsüz gelişmesi temelde; kentin çekim gücünün ülke ve

bölge ölçekli politikalarla dengelenememesine dayanmaktadır. İstanbul üzerinde oluşan

aşırı talebin yerel yönetimlerce de karşılanamaması, kentin kontrolsüz bir biçimde

büyümesine yol açmıştır. Sürdürülebilir ve planlı gelişmenin önündeki en önemli engel

olarak görülen söz konusu süreç bugün de devam etmekte olup; gerek ülke ölçekli,

gerekse de bölge ölçekli dinamikler İstanbul’u şekillendirmektedir.

Ekonomik, sosyal, kültürel ve fiziksel boyutta olan söz konusu dinamiklerin ana

başlıklar altında toplanarak alt ölçekli çalışmalara zemin oluşturulması, ‘Makroform

Yaklaşımı’ kapsamında gerçekleştirilmiştir.

1/100.000 ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı çalışmaları çerçevesinde geliştirilen

makroform yaklaşımını dört ana başlık altında tanımlamak mümkündür. Bunlar;

İstanbul Makroformu’nun (i) büyüklüğü, (ii) konumu, (iii) biçimi ile (iv) iç yapısı ve

yoğunluk dağılımıdır.

Makroformun büyüklüğü bir yandan İstanbul’un ulaştığı demografik ve alansal hacmi

vurgularken, diğer yandan makroformun konumunu ve değişik boyutlardaki ağırlık

1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı

545

merkezlerinin dağılımını ifade etmektedir. Makroformun biçimiyle İstanbul’un radyal

veya konsantrik modelden farklı olan doğrusal gelişme modeli tanımlanmaktadır.

Makroformun iç yapısı ve yoğunluk dağılımıyla ifade edilen ise İstanbul bünyesinde yer

alan alt-bölgeler ve alt-merkezleri ile alt-bölge yoğunluklarıdır.

6.2.5.1. İstanbul İçin İlkesel Makroform Tasarımı

İstanbul’un konumlandığı coğrafya;

Doğu-batı doğrultusunda uzanan ve kentin kuzeyinde yer alan orman alanlarının

konumlandığı,

Kuzey ve güney arasında iklimsel farklılıkların görüldüğü ve söz konusu

farklılıkların biyolojik çeşitlilik ile habitat çeşitliliğine yansıdığı,

Kentin kendi kendine yeterliliği anlamında vazgeçilemez önemi olan su

kaynaklarının ve su havzalarının barındığı ve

Avrupa Yakası’nda önemli tarım topraklarının yer aldığı

son derece kırılgan bir yapıyı tanımlamaktadır (Şekil 6.6).

Şekil 6.6. İstanbul’un Üzerinde Geliştiği Coğrafya

Yukarıda tanımlanan coğrafi konum içinde önerilen sağlıklı yapıların ve işlevsel

ilişkilerin oluşturulmasını ön plana çeken ‘İlkesel Makroform Tasarımı’;

1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı

546

Gebze

ÇorluÇ.Köy

Orman ve Havzalar Orman ve Havzalar

Karadeniz

Marmara Denizi

M M M M M M MMİAGebze

ÇorluÇ.Köy

Orman ve Havzalar Orman ve Havzalar

Karadeniz

Marmara Denizi

M M M M M M MMİA

İstanbul’un Doğu-Batı aksında ve Marmara Denizi boyunca doğrusal bir yapıda

ve çevresel sürdürülebilirlik ilkeleri doğrultusunda sıçrayarak geliştirilmesi ve

Kuzey’e doğru gelişimin kontrol altına alınmasını öngörmektedir.

Kentin kuzeye doğru gelişmesinin kontrol altına alınması, kentin sürdürülebilir bir

biçimde gelişmesi açısından üst belirleyici ve aynı zamanda kısıtlayıcı olmaktadır (Şekil

6.7).

Şekil 6.7. İstanbul İçin Öngörülen Makroform

Yerleşik alan içinde ise kentin tanımlı alt-bölgelere ayrılması ve bu alt-bölgelerin kendi

alt-merkezleri ile bütünleştirilmesi diğer bir temel ilkedir. Tüm kente hizmet eden

donatı ve hizmet alanlarının ve kentsel alt-bölge merkezlerinin ana ulaşım omurgasına

doğrudan bağlanmasıyla sağlıklı ve işlevsel bir kentsel organizma kurulması

hedeflenmektedir.

İstanbul; gerek topoğrafik yapısı gerekse iklim özellikleriyle çeşitlenen, canlı yaşamı ile

biyolojik yapısı açısından uluslararası öneme sahip bir kent konumundadır. Önemli

doğal göllere ve baraj göllerine sahip olan İstanbul, söz konusu kaynaklardan içme ve

kullanma suyunu karşılayabilmektedir. Ayrıca iki kıtada yer alan toprakları ile

Karadeniz ve Marmara Denizleri arasında konumlanan Boğaz geçişi; İstanbul’u gerek

biyolojik çeşitlilik, gerekse iklim elemanlarının etkileri açısından farklılaştırmaktadır.

Özetle İstanbul; orman alanları, tarım toprakları, yerüstü ve yeraltı su kaynakları ve

hassas ekosistemler ile önemli yaşam destek sistemlerini bünyesinde barındırmakta

olup, yaşam destek sistemlerinin birbirleri ve kentsel alanlarla etkileşimini güçlendiren

ekolojik koridorların bulunduğu özel bir coğrafyada yer almaktadır. Söz konusu alanlar

Şekil 6.7’de kırmızı çizgi ile sembolize edilen sınırın kuzeyinde yer almaktadır.

1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı

547

İstanbul’un sahip olduğu önemli coğrafya, aynı zamanda deprem başta olmak üzere

doğal risklerin de göz ardı edilemeyeceği bir yapıya sahiptir. Kentin bugüne kadar

sergilediği çarpık ve kuralsız gelişim göz önünde bulundurulduğunda, doğal risklerin

taşıdığı önem de açık bir şekilde ortaya çıkmaktadır.

Şekil 6.7; gerek doğal yapı, gerekse doğal riskler çerçevesinde ayrıntılı bir biçimde

incelendiğinde, mevcut durumda yerleşmeye elverişli kuşak tanımlanmasının temelde

mümkün olmadığı görülmektedir. Hatta mevcut yapı itibariyle yerleşim alanları, doğal

eşikleri aşarak ve doğal kaynaklara zarar vererek yayılmaya devam etmektedir. Tarihsel

süreç içerisinde Marmara Denizi kıyısında doğrusal bir gelişme gösteren İstanbul;

önceleri Türkiye’nin en önemli gelişme merkezi, daha sonra ise en büyük kenti kimliği

ile bugün gerek kuzeye gerekse kanatlara uzanan gelişimini sürdürmektedir.

Kentte yer seçen farklı gelir, eğitim ve kültür gruplarının yer seçim kararlarının bugüne

kadar kontrollü ve akılcı bir şekilde gerçekleşmeyişinin bedeli olarak; içme suyu

havzaları ve orman alanları başta olmak üzere, çoğunlukla korunması gereken alanların

yer aldığı kuzey bölgelere yönelen gelişmeler giderek artan çevresel, ekolojik, estetik

vb. sorunları gündeme getirmektedir.

İstanbul’da yaşam olanağına olduğu kadar yüksek bir yaşam kalitesine de sahip

olunabilmesi açısından vazgeçilemez önemi olan su ve orman kaynaklarının

sürdürülebilirliğinin mutlak surette sağlanması gerekmektedir. Bu amaçla, İl sınırları

içerisinde alternatif gelişme odaklarının tanımlanması arayışları çerçevesinde; yine eşik

analiz ve sentez çalışmaları sürecinde ortaya çıkan, batıya yönelik doğrusal gelişme

olanağının değerlendirilmesi gerekmektedir.

Doğal kaynaklar açısından yapılan değerlendirmeler sonucu; İstanbul’un kuzeyine göre

insan müdahalesine daha toleranslı bir yapıya sahip olduğu görülen Silivri ve yakın

çevresinin, alternatif gelişme odağı olarak değerlendirilmesi öngörülmüştür.

Söz konusu alanda gelişme kararlarının sürdürülebilirlik ilkeleri çerçevesinde alınması;

gerek planlama ve uygulama süreçlerinde teknik önlemlerin hayata geçirilmesi, gerek

doğal yapının zarar görmemesi, gerekse doğal risklerin neden olabileceği

olumsuzlukların yaşanmaması açılarından önem arz etmektedir.

1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı

548

Özetle; mevcut koşullar çerçevesinde ve doğal yapının ortaya koyduğu sınırlamalar

doğrultusunda, İstanbul için yerleşmeye elverişli kuşak tanımı yapmanın kolay olmadığı

görülmektedir. Önümüzdeki yıllarda İstanbul’da;

İl sınırları içerisinde yerleşmeye elverişli kuşaklar bulmak yerine mevcudun

iyileştirilmesi ve nitelik artışının sağlanması,

Teknik önlemlerin alınması,

Çevresel sürdürülebilirlik ilkelerinin uygulamaya geçirilmesi ve

Doğal kaynaklar üzerinde oluşan baskının hafifletilmesi gerekmektedir.

6.2.5.2. Makroform Riskleri ve Temel Makroform Stratejileri

İstanbul’daki mevcut yerleşim düzeninin ve oluşan mekansal kütlenin yapısal nitelikleri

ve gelişme eğilimlerinin neden olduğu risklerin tanımlanması ve bunlara karşı gerekli

önlemlerin alınması gerekmektedir. Bu sebeple, ilk olarak İstanbul için söz konusu olan

risklerin tanımlanması ve bunları olası stratejiler açısından incelenmesinden sonra;

alternatif makroformlar saptanmıştır.

Darboğaz (Şişe Ağzı) Riski

İstanbul bugün iki ana alt-bölge olarak tanımlanan Anadolu ve Avrupa Yakalarına

yayılmış bir yerleşim yapısına sahiptir. Her iki alt-bölge de tek bir sistem şeklinde

çalışmakla beraber, İstanbul içinde en önemli doğal eşik olarak görülen Boğaz hattı bu

iki alt-bölgeyi birbirinden fiziksel olarak ayırmaktadır. Sonuçta alt-bölgeler birbirleriyle

deniz yolu ve köprü geçişleri üzerinden etkileşim kurabilmektedir. Böylesine bir durum

Boğaz hattında bir darboğaz veya şişe ağzı (bottleneck) etkisi oluşturmakta ve kent

sisteminin etkin olarak çalışabilmesini engelleyebilecek bir risk oluşturmaktadır. Bu

riske karşı, Ana Makroform Sistemi’nin ‘darboğaz’ etkisini minimize edecek bir yapıda

kurgulanması gerekli olup, bu minimizasyon için birbirinden farklı iki temel strateji

kabul edilebilir görünmektedir.

Strateji Alternatif-1: Ana Yerleşim Kütlesi’nin dağıtılması ve batıya kaydırılmasıyla,

sistemin iç hareketlerinin Boğaz hattını kullanma oranı azaltılabilecektir.

Strateji Alternatif-2: Boğaz aşan hareketlerde tıkanma olmaması için, Boğaz hattında

güçlü bir ulaşım sisteminin kurulması düşünülerek, bunun; raylı sistemler, tüp geçiş ve

1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı

549

deniz ulaşımının entegrasyonu aracılıyla gerçekleştirilmesi olasılıkları gündeme

gelebilir.

Gelişme Şekli Riski

İstanbul, her sene yaklaşık yarım milyon insanın sisteme eklenerek hızla büyüyen bir

kent olup, yeni gelen toplumsal kitlenin konumlandırılması kent için önemli bir sorun

olmaktadır. Sonuçta büyüyen kütlenin hangi yönde ve nasıl bir modelde büyüyeceği

sorusunun cevabı verilmeli ve altyapı arzu edilen yönlere doğru kaydırılarak, sistemin

sağlıklı büyümesi sağlanmalıdır. Çünkü İstanbul’da kuzeye ve jeolojik açıdan sakıncalı

alanlara doğru gelişmeler artık endişe verici boyutlara ulaşmıştır.

Kuzeye Gelişim Çevresel sürdürülebilirlik anlamında yaşamsal olarak nitelendirilen alanlar kentin kuzey

bölgesinde yoğunlaşmıştır. Bu alanların kapsamında önemli bitki alanları, içme suyu

havzaları, orman alanları ve tarım alanları yer almaktadır. Son yıllarda, makroformun

birçok noktada kuzeye doğru ilerlemeye başladığı görülmekte olup, bu durum İstanbul

için önemli bir risk oluşturmaktadır.

Jeolojik Açıdan Sakıncalı Alanlara Doğru Gelişim İstanbul makroform gelişiminde ikinci önemli konu da kentin yer yer doğal risk

alanlarına doğru ilerlemesidir. Doğal risk alanları çevresel açıdan tanımlanan

‘sürdürülebilirlik koridorları’na doğru da ilerlemektedir. Bu bölgeler için deprem

olduğu kadar, heyelan ve su taşkını riskleri de tanımlanmış olup, iki olası stratejinin

izlenmesi düşünülebilir.

Strateji Alternatif 1: Ana Yerleşim Kütlesi’nin lineer bir modelde büyümesinin tercih

edilmesi durumunda mesafeler uzamakta ve sistemde kararlı kalınması hızlı ve güçlü

yatay raylı sistemleri zorunlu kılmaktadır.

Strateji Alternatif 2: Ulaşım sisteminin mevcut yapıda gelişmesinin devam etmesi ve

Ana Yerleşim Kütlesi’nin kuzeye doğru büyümesi halinde, çevresel sürdürülebilirlik

tehlikeye girecek ve organizmanın büyük zarar görmesine yol açılacaktır.

Yoğunluk Dağılım Riski

Ana Yerleşim Kütlesi’nin yapısının belirlenmesinde önem arz eden diğer bir konu da

sistemin yoğunluk dağılımlarının ne şekilde olacağıdır. Her geçen sene bir önceki

1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı

550

seneye göre önemli bir oranda büyüyen bir sistemin mevcut kaynaklarının giderek

yetersiz kalması, hem kesinleşecek hem de artık daha somut bir şekilde görülecektir.

Böylesine bir sistem her sene kütlesi büyüyen bir organizmanın, kalp ve damarlarının

aynı oranda büyüyememesinden kaynaklanan bir tıkanığa benzetilebilir.

Sonuçta sistem içindeki tıkanıklığın ve merkeze gelen baskıların her geçen gün artması

söz konusu olacaktır. Mevcut eğilimlerin devam etmesi halinde, İstanbul’un gittikçe

yavaşlayan ve kilitlenen bir sürece girmesi kaçınılmazdır.

Özellikle kentin MİA bölgesinde mevcut durumda bile yetersiz kalan altyapı, bu

bölgelerdeki yoğunluk artışıyla daha da yetersiz bir duruma gelmektedir. Diğer yandan,

merkez bölgeler ulaşım hizmetlerinde artan bir tıkanma sürecine girmiş olup, bu durum

‘yığılmadan kaynaklanan boğulma’ görünümüne bürünmüştür. Sonuçta, söz konusu

bölgelerde devam eden yeni yatırımlarla gelen yoğunluk artışları, mevcut merkezin de

çalışabilirliğini engellemeye doğru ilerlemektedir.

Bu nedenle, yeni gelişme modelinin yoğunluk dağılımları; aşırı noktasal yüklenmeler

getirmeyen ve özellikle çok merkezli, çok odaklı ve değişken yoğunluklar öngören bir

yapıda ortaya konulmalıdır. Ancak, yukarıda belirtilen durum çerçevesinde iki farklı

stratejinin izlenmesi söz konusu olabilmektedir.

Strateji Alternatif 1: Mevcut MİA ve kentsel merkezler üzerinde yoğunluk artışına

devam edilmesi halinde; mevcut merkezler hacim olarak büyüse de işlev olarak

değişmeyecektir. Sonuçta, bir merkezin vereceği hizmet o merkezi tüm sisteme

bağlayan yollarla sınırlı kaldığından, yoğunluk artışı tıkanıklıkları da beraberinde

getirecektir.

Strateji Alternatif 2: Mevcut MİA sisteminin kademeli ve hiyerarşik bir yapıda

yeniden düzenlenmesi ve özellikle Ana Yerleşim Kütlesi’nin nispeten büyük olduğu

batı yönünde daha çok alt-merkezler oluşturularak doğu-batı doğrultusunda uzatılması

halinde; yoğunluk dağılımlarına gidilmesi, sisteme bir rahatlama getirebilecektir.

Sağlıksız Yapının Kemikleşmesi

Halen sağlıksız bir yapı üzerinde gelişmekte olan İstanbul, başta merkezi yönetim

olmak üzere pek çok yerel yönetim kurumunun ve özel sektör kuruluşlarının, gerek

altyapı gerekse üstyapı faaliyetlerinden etkilenmekte ve değişmektedir. Ancak; plansız

1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı

551

ve koordinasyonsuz hareketler sonucu, gelişmelerin sağlıksız mekanlarda yatırımlara

yönelmesi, mevcutta sağlıksız olan makroform yapısı üzerindeki sağlıksız

eklemlenmeleri her geçen gün daha da kemikleştirmektedir. Aşırı yükten dolayı

sıkışmış bir merkeze bile; orasının merkez olarak görülmesinden dolayı, yeni iş

merkezleri yapma eğilimi İstanbul’da sıkça görülmektedir.

Yukarıda yer alan açıklamalara dayanarak, temel makroform stratejilerine ilişkin ilkesel

saptamalar aşağıda belirtilen 6 noktaya odaklandırılmıştır.

1- Ana Yerleşim Kütlesi Sağlıklı Bir Biçimde Yapılandırılmalı ve Dağıtılmalıdır.

Organizma Doğu-Batı yönünde lineer büyütülmelidir.

Göller Arası Alt-bölgesi’ni, Büyükçekmece Batısı Alt-bölgesi’ni,

Küçükçekmece-Boğaz Alt-bölgesi’ni ve Anadolu Yakası Alt-bölgesi’ni

kapsamak üzere batıya doğru büyütülmelidir.

Gelişme için gerekli alanlar planlı yaklaşımlarla ve hızla sağlanmalıdır.

Altyapının üstyapıyı yönlendirmesi ilkesinden hareket edilmelidir.

Organizma, sıçramalı yoğunluk dağılımları ile büyütülmelidir.

Planlı yoğunluk dağılımları sağlanmalıdır.

İşyeri-konut dengesizliği azaltılmalıdır.

Raylı ve toplu taşıma sistem durakları yoğunluk merkezlerini tanımlamalıdır.

2- Mekanda Vizyon Öğelerine Yer Seçilmelidir.

Finans ve yönetim merkezi alt-bölgeleri, bilim, eğitim ve üretim entegre alt-

bölgeleri, kültür, turizm, kongre ve konaklama entegre alt-bölgeleri

tanımlanarak yeni işlevsel alanlar geliştirmelidir.

3- Sistem, Marmara Bölgesi ile Entegre Bir Biçimde Geliştirilmelidir.

Kentin vizyonu dışında kalan işlevsel alanlar Marmara Bölgesi’dne uygun alanlara yönlendirilmelidir. Bölge potansiyellerini ve sinerji oluşturacak kaynakları açığa çıkartacak

yaklaşımlarda bulunulmalıdır.

İstanbul’da yer alması artık ekonomik olmayan faaliyetlerin desantralizasyonuna

öncelik verilmelidir.

1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı

552

Yeni işlevlere yer açılmasına yönelik çalışmalar yapılmalıdır.

4- Sağlıklı Makroform Modeli Tanımlanmalıdır.

Kentsel alt-bölgeler çevresel sürdürülebilirliğe göre belirlenmeli ve kendi içlerinde alt kademe bölgeleri de tanımlanmalıdır. Bu kapsamda; Tanımlı alt-bölgelere tanımlı alt-merkezler oluşturulmalı ve toplu taşım ağırlıklı

olmak üzere tüm sistemi taşıyacak güçlü bir ulaşım sistemi kurulmalıdır.

Ana işlevsel alanların güçlü ulaşım sistemine doğrudan entegre olacak şekilde

konumlanması sağlanmalıdır.

Uygulayıcı kurumların hazırlayacağı altyapı, toplu konut vb. projeleri bu

anlayışa yönlendirilmeli ve bütüncül yaklaşımlarla uygulanmalıdır.

5- Kentsel Yaşam Hızlandırılmalıdır.

Yatayda (doğu-batı) uzanan hızlı ve güçlü raylı sistem hattı belirlenmeli ve kentin gelecekteki omurgasını bu hat belirlemelidir. Dikeyde (kuzey-güney) ise ana raylı sisteme bağlanan toplu taşım sistemleri

belirlenmelidir.

Karayolu sistemi kademeli bir yapıda tanımlanmalıdır.

Deniz, kara ve raylı sistemler arasında entegrasyon sağlanmalıdır.

6- Depreme Yönelik Dönüşümler Tamamlanmalıdır

Gelişme alanlarında yeni toplu konut alanları oluşturulmalıdır.

Deprem riski olan bölgelerde gerekli önlemler (sağlamlaştırma, yoğunluk

azaltma, tasfiye gibi) alınmalıdır.

1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı

553

6.2.5.3. Makroform Alternatifleri ve Öneri Makroform Modeli

“Makroform Yaklaşımı” içinde kenti oluşturan yerleşim kütlesinin büyüklüğü

konusunda en önemli girdiyi İstanbul içinde yaşaması öngörülen nüfus belirlemektedir.

Bu anlamda öneri bir mekansal model çalışması için öncelikle geleceğe yönelik nüfus

projeksiyonları ve bunlara bağlı senaryoların belirlenmesi büyük önem taşımaktadır.

İstanbul İl nüfusu ile doğal eşiklerin sürdürülebilirlik açısından kapasite

karşılaştırmalarına dayalı değerlendirmeler sonucu ortaya çıkan;

Model 4 Alternatif 3’te belirtilen nüfus değerlerinin aşılmasının İstanbul’un

sağlıklı yapısını olumsuz yönde etkileyeceği,

İstanbul’da yaşayacak olan nüfusun da yukarıda belirtilen üst-belirleyici nüfus

unsuruna bağlı olarak16 milyon kişi olması öngörülmüştür.

İstanbul için tablolarda belirtilen nüfus büyüklüklerinin aşılması halinde, ekonomi-

ekoloji dengesinin ekoloji aleyhine bozulabileceği önemle vurgulanmalıdır.

Yürütülen makroform analizi çalışmaları çerçevesinde, İstanbul İl nüfusuna ilişkin

olarak yapılan projeksiyonlardan ikisi temel alınmıştır. Söz konusu projeksiyonlardan

birincisi; İstanbul İl nüfusunun, aynı gelişme hızını sürdürerek artmaya devam edeceği

kabulüne dayanmaktadır. İkinci projeksiyon ise, nüfus artış hızının 2045 yılında sıfıra

ineceği ve bu tarihten sonra İstanbul İl nüfusunun artmayacağı varsayımından hareket

etmektedir.

Söz konusu varsayımlar doğrultusunda gerçekleştirilen projeksiyonlar Tablo 6.1 ve

Tablo 6.2’de görülmektedir. Tablolar; İstanbul’un eşik ve kapasite nüfus büyüklüğüne

hangi yıllarda geleceğini göstermektedir.

Her iki varsayıma dayanarak Model 1 ve Model 2 kapsamında ortaya konulan iki nüfus

projeksiyonu yaklaşımı yanında, İstanbul içinde nüfus hareketlerinin; özellikle

desantralizasyon politikalarına yönelik etkilerle çeşitli sapmalar gösterebileceği

düşünülmektedir.

1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı

554

Bu yaklaşım doğrultusunda geliştirilen üç ayrı model Tablo 6.3, Tablo 6.4 ve Tablo

6.5’te yer almaktadır. Anılan yaklaşımlar Model 2’nin rasyonel plan kararlarına daha

duyarlılaştırılmış varyasyonları niteliğinde olup, Plan çalışmalarında dikkate alınması

gereken makroformu belirlemek üzere geliştirilmiştir.

Tablo 6.1. Model 1: İstanbul İli Nüfus Artış Hızının Devam Edeceği Varsayımı

Yıllar Nüfus

2000 10.018.735

2005 11.729.641

2006 12.105.398

2007 12.493.193(

2008 12.893.410

2009 13.306.449

2010 13.732.719

2011 14.172.645

2012 14.626.663

2013 15.095.226

2014 15.578.799

2015 16.077.864

2016 16.592.916

2017 17.124.468

2018 17.673.047

2019 18.239.201

2020 18.823.491

2025 22.037.990

2030 25.801.432

2035 30.207.558

2040 35.366.122

2045 41.405.617

2050 48.476.480

1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı

555

Tablo 6.2. Model 2: İstanbul İli Nüfus Artış Hızının 2045 Yılında %0 Olacağı Varsayımı

Yıllar Nüfus

2000 10.018.735

2005 11.546.159

2006 11.841.126

2007 12.143.629

2008 12.453.860

2009 12.772.017

2010 13.098.301

2011 13.390.630

2012 13.689.484

2013 13.995.008

2014 14.307.350

2015 14.626.663

2016 14.906.026

2017 15.190.725

2018 15.480.861

2019 15.776.539

2020 16.077.864

2025 17.396.595

2030 18.529.043

2035 19.426.499

2040 20.048.824

2045 20.367.423

2050 20.367.423

Tablo 6.3. Model 3: İstanbul İli Nüfus Artış Hızının Kapasite Nüfusa Yaklaşıldıkça Azalması Varsayımı

Yıllar Nüfus (N) 2000 10.018.735

2005 11.546.159

2010 13.098.301

2015 14.626.663

2017 15.190.725

2018 15.480.861

2019 15.776.539

2025 N < 17

2045 N < 21

1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı

556

Tablo 6.4. Model 4: İstanbul İli Nüfus Artış Hızının Kapasite Nüfusa Yaklaştıkça %0 Düzeyine Ulaşması Varsayımı

Yıllar Nüfus (N) 2000 10.018.735

2005 11.546.159

2010 13.098.301

2015 14.626.663

2017 15.190.725

2018 15.480.861

2019 15.776.539

2025 16 < N < 18

2045 16 < N < 18 Tablo 6.5. Model 5: İstanbul İli Nüfus Artış Hızının Kapasite Nüfusa Ulaştıktan Sonra Eksi Artışa Geçmesi Varsayımı

Yıllar Nüfus (N)

2000 10.018.735

2005 11.546.159

2010 13.098.301

2015 14.626.663

2017 15.190.725

2018 15.480.861

2019 15.776.539

2025 N < 16

2045 N << 16

Model 1 ve Model 2’de gösterilen nüfus gelişimleri; özellikle İstanbul’u coğrafi ve

ekolojik anlamda sınırlarını aşarak yaşam destek sistemlerini zamanla yok etmesi

sonucunu doğuracaktır. Ekonomik açıdan bakıldığında ise, nüfus eşiklerini aşmış bir

kentin birçok boyutta maliyetlerini de aşırı yükseltmesi ve bu nedenle çekim gücünü

kaybetmesi beklenebilir. Dolayısıyla, Türkiye’nin en çok göç alan ve veren şehri olan

İstanbul’un çekim etkisinin, kent dışına doğru olan itme etkisi ile uzun vadede dengeye

ulaşacağı ileri sürülebilir. İstanbul’un nüfusunun 20.000.000 seviyesinin üzerine

çıkacağını öngören projeksiyon yaklaşımları, uç projeksiyonlar olmaları nedeniyle

Makroform Model Yaklaşımları içinde değerlendirmeye alınmamıştır.

Model 3 ve Model 4’te gösterilen nüfus gelişimleri, İstanbul İli’nin belirtilen nüfusa

erişmesi ile orantılı olarak nüfus artışında belirli tarihlerde bir dengeye ulaşacağı

kabulünü taşımaktadır. Bu yaklaşımların İstanbul için düşünülmekte olan

desantralizasyon politikaları ile de anlamlı bir bütün oluşturması nedeniyle, bu iki

yaklaşıma dayalı ‘Mekansal Model’ çözümlemelerinin uygun olacağı kabul edilmiştir.

1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı

557

Model 5’te gösterilen nüfus gelişimleri, İstanbul’un kapasite nüfusuna erişmeye

başlamasıyla nüfus artış hızının azalmasını ve bu yavaşlama sürecinden sonra da nüfus

gelişiminin eksiye geçmesini öngörmektedir. Anılan yaklaşımın ortaya koyduğu nüfus

artış hızındaki azalma anlamlı kabul edilmekle beraber, nüfusun azalması sürecini

doğuracak güçlü bir etkinin söz konusu zaman dilimi içinde kendisini göstermesi olası

görülmemektedir.

Bunun nedeni, İstanbul’da desantralizasyonlarla dışa doğru yayılacak etkinin, hiçbir

zaman İstanbul’un çekim etkisinden daha büyük olamayacağı varsayımıdır.

Makroform Yaklaşımı içinde bu nüfus projeksiyonuna yönelik bir mekansal model

ortaya konulmamakla birlikte; sürdürülebilirlik yaklaşımı ile söz konusu durumun

gerçekleşmesi halinde makroform sınırlarının nasıl tanımlanması gerektiği ortaya

konulmuştur.

“Makroform Yaklaşımı” kapsamındaki mekansal model çalışmaları; beş nüfus

projeksiyon yöntemi içinden seçilen üç projeksiyon üzerinde yoğunlaştırılarak

yürütülmüştür. ‘Mekansal Model’ çalışmalarında makroformun gelişme süreçleri bugün

tanımlanan yerleşik alan sınırlarını başlangıç noktası olarak almakta ve gelecekteki

gelişmelerin mevcut yerleşik alan sınırlarını büyüterek gerçekleşeceğini öngörmektedir.

Buna göre, sistemin yayılması ve mevcut yapının dışa doğru büyümesi en olası gelişme

modeli olarak görülmektedir. Bu gelişme modelinde belirleyici rol oynayan temel

öngörüler ise:

Erişilebilirliğin yüksek olduğu bölgelerdeki gelişme hızının, erişilebilirliğin

düşük olduğu bölgelerdeki gelişme hızından daha yüksek olacağı,

Sanayi alanları çevresinde konut talebinin ve yasa dışı gelişmelerin, diğer

alanlara göre daha yüksek olacağı,

Sit alanları, orman alanları, su havzaları vb. alanlardaki gelişmelerin ve

yapılaşmaların, anılan alanlarda daha etkince uygulanan yasal sınırlamalardan ve

denetimlerden dolayı, diğer alanlara göre daha yavaş olacağıdır.

Şematize edilerek açıklanmaya çalışılan mekansal modeller, değişik öngörülere göre

değişik tanımlamalar ve içerikler taşımaktadır. Söz konusu modeller; maksimum nüfus

baskısından minimum baskıya doğru sıralanmıştır.

1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı

558

Model 1 ve Model 2 nüfus projeksiyonlarının gerçekleşmesi halinde, İstanbul

coğrafyasına tolere edemeyeceği boyutlarda yük getirileceğinden hareketle; bu

alternatiflerin mekansal model çalışması yapılmamıştır.

Model 3 projeksiyon yöntemi üzerine geliştirilen mekansal model ise, İstanbul’un tolere

edebileceği son düzeyi temsil etmektedir. Model 4 orta ve güçlü desantralizasyon

politikaları ile tolere edilebilecek düzeyleri, Model 5 ise İstanbul’un küçülerek

güçlenmesini yansıtmaktadır. Ancak, Model 5’te ortaya konulan küçülme yaklaşımını

destekleyen eğilimler gerçekçi bulunmadığından, anılan model sadece bir uç alternatif

olarak ortaya konulmuştur. Böylesine bir modele ulaşabilmek, ancak ülkesel ve bölgesel

çekim güçlerinin toplamının İstanbul’un çekim gücünün üzerine çıkartılması halinde

mümkün olabilecektir.

Model 4 Alternatif 3, ortaya konan makroform seçenekleri arasında İstanbul’un

önümüzdeki dönemde planlanacak fiziki yapısı için en uygun model olarak

görülmektedir.

1/100.000 ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Plan çalışmaları ile alt ölçekli planlara esas

alınacak Model 4 Alternatif 3 seçeneğinin genel karakterine ilişkin olarak verilen

‘öngörü’ ve ‘değerlendirme’ bilgilerinin bilimsel ve teknik yaklaşımlar sonucu ortaya

konduğunu vurgulamakta yarar vardır.

Yukarıda açıklanan modellere ilişkin öngörüler ve değerlendirmel Şekil 6.8, 6.9 ve

6.10’da verilmektedir.

1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı

559

Şekil 6.8. İstanbul İçin Alternatif Makroform Modelleri (Model 3 Alternatif 1 ve Model 4 Alternatif 1)

1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı

560

Şekil 6.9. İstanbul İçin Alternatif Makroform Modelleri (Model 4 Alternatif 2 ve Model 4 Alternatif 3)

1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı

561

Şekil 6.10. İstanbul İçin Alternatif Makroform Modelleri (Model 4 Alternatif 2 ve Model 4 Alternatif 3)

1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı

562

Özetle, 1/100.000 ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı kent makroformu, sürdürülebilir

kentsel gelişme ilkesi doğrultusunda doğal eşiklerin ihlal edilmemesi doğrultusunda

oluşturulmuştur. Makroform ile merkezi iş alanından (MİA) sıçramalı odaklarla doğu

ve batı eksenlerinde doğrusal bir mekansal düzenleme ve büyüme hedeflenmiştir.

Kent makroformunun belirlenmesindeki öncelikler; kuzeye eğilim gösteren kent

gelişimini sürdürülebilirlik ilkeleri çerçevesinde kontrol altına almak, mevcut MİA

üzerindeki baskıyı ve Boğaz geçişlerindeki trafik yükünü hafifletmek ve çok merkezli

bir yapının oluşmasını sağlamaktır.

Ayrıca, sürdürülebilirlik kapsamında, ormanlar, su toplama havzaları ve tarım

alanlarının korunması önem kazanmaktadır.

6.2.6. NÜFUS

Son nüfus sayımına göre mevcut nüfusun 12.5 milyonu geçtiği İstanbul’da plan

çalışmasına temel oluşturmak üzere değişik yöntemlerle yapılan projeksiyonlarda 2023

yılı için İstanbul İli toplam nüfusu, mevcut dinamiklerin ve eğilimlerin devam etmesi

durumunda 22- 25 milyon olarak hesaplanmıştır.

Ancak sürdürülebilirlik ilkesi çerçevesinde, doğal eşik analizi, nüfusa bağlı çalışma

alanı ve konut alanı hesaplamalarının sonucunda, İstanbul’un bu seviyede bir nüfusu

kaldıramayacağı anlaşılmaktadır.

Planlama döneminde meri planlar, mevcut boş alan ve yapı stoku, doğal ve yapay

eşikler dikkate alınarak, İstanbul İli için belirlenen nüfus 16 milyondur (Tablo 6.6).

Tablo 6.6. İstanbul’da Mevcut Nüfus ve 2023 Yılı İçin Önerilen Nüfus

2007 Yılı Nüfusu-TÜİK

(Kişi)2023 Yılı Nüfus Öngörüsü

(Kişi)

Anadolu Yakası 4.416.867 5.930.000

Avrupa Yakası 8.156.969 10.070.000

İstanbul 12.573.836 16.000.000

1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı

563

Bu çerçevede, mevcut dokuya yerleştirilebilecek ek nüfusun (emme kapasitesi)

yaklaşık 1 milyon kişi olduğu kentte, yeni gelişme alanlarına yerleşebilecek ek nüfus

yaklaşık 2.5 milyon olarak belirlenmiştir.

Belirlenen nüfus, İstanbul’da doğal eşiklerin çok sınırlı olarak aşıldığı, yeterli

seviyelerde ve nitelikte donatı alanı karşılayabilecek ve depremsellik açısından rasyonel

yerleşme yoğunluklarının getirilebildiği bir plan senaryosunun sonucudur.

Plan kararları, öngörülen nüfusun İstanbul İl sınırı içinde yerleşmesini denetleyecek ve

nüfus projeksiyonuyla belirlenen nüfus (22-25 milyon) ile arasındaki farkın bölgede

yerleşmesini sağlayacak nitelikte oluşturulmalıdır. Bu öngörü, doğal eşiklerin

aşılmaması ve sürdürülebilirliğin sağlanması açısından kritik önem taşımaktadır.

Bu bölümde açıklanan nüfus öngörüsü ile bir sonraki bölümde açıklanan sektörel

dağılım öngörülerinin alt ölçekli planları yönlendirebilmesi açısından, İstanbul doğal ve

yapay eşikler dikkate alınarak 10 alt bölgeye ayrılmıştır (Harita 6.5).

Harita 6.5. 1/100.000 Planda Önerilen Alt Bölgeler

1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı

564

1 Nolu Alt Bölge; Beykoz, Şile ve Çekmeköy İlçelerinin bir bölümünü kapsamaktadır.

Bahsi geçen ilçelerin içme suyu havzaları dışında kalan bölümleri bu nüfus bölgesi

içinde ele alınmıştır. 1 Nolu Alt Bölge, Anadolu Yakası’ndaki ekolojik-biyolojik

sürdürülebilirliğinin temelini oluşturan orman alanlarıyla çevrilidir.

2 Nolu Alt Bölge; Anadolu Yakası’nda yer alan Sancaktepe, Çekmeköy, Beykoz,

Sultanbeyli, Pendik ve Tuzla ilçelerinin içme suyu havzaları içersinde yer alan

kısımlarını kapsamaktadır. Ekolojik sürdürülebilirliğin temel yapı taşı olan su ve suya

bağlı döngüler bu ilçelerdeki nüfus ve yapı yoğunluklarının sınırlanmasını zorunlu

kılmaktadır.

3 Nolu Alt Bölge; ekonomik ve toplumsal sürdürülebilirlik ilkelerinin yoğunlaştığı

Maltepe, Kartal, Pendik, Tuzla ilçeleri ile Adalar ilçesini kapsamaktadır. Anadolu

Yakası’ndaki nüfus yoğunlaşmasının olacağı iki alt bölgeden biridir.

4 Nolu Alt Bölge; Anadolu Yakası’nın çekirdek ilçeleri olan Üsküdar ve Kadıköy

İlçeleri ile bunların uzantısı olarak gelişen Ümraniye ve Ataşehir İlçelerini

kapsamaktadır. Merkez fonksiyonlarının yer seçim ile bölgenin kısmi olarak yeniden

yapılanması gerçekleşecektir.

5 Nolu Alt Bölge; İçme suyu havzaları dışında, Avrupa Yakası’nın hayati önem taşıyan

ekolojik alanlarını içeren Sarıyer, Şişli ve Eyüp İlçeleri kısmen bu bölgeye girmektedir.

6 Nolu Alt Bölge; İstanbul’un merkezi niteliğinde olup, çoğunluğu MİA

fonksiyonlarını kapsayan Beşiktaş, Şişli, Beyoğlu, Eyüp, Fatih, Gaziosmanpaşa,

Sultangazi, Bayrampaşa, Zeytinburnu ve Kağıthane İlçelerini içine almaktadır.

7 Nolu Alt Bölge; Nüfus ve yapı yoğunluklarının yüksek olduğu Bakırköy, Esenler,

Bağcılar, Güngören, Bahçelievler, Başakşehir ve Küçükçekmece İlçelerini

kapsamaktadır.

8 Nolu Alt Bölge; Büyükçekmece ve Küçükçekmece Gölleri arasında yer alan Avcılar,

Beylikdüzü, Esenyurt, Başakşehir ve Büyükçekmece İlçelerini kapsamaktadır.

1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı

565

9 Nolu Alt Bölge; İstanbul’da yeni gelişimin en yoğun yaşanacağı bölgedir. Silivri

ilçesini kapsayan bu bölgede Ortaköy, Çanta, Değirmenköy, Büyükçavuşlu, Selimpaşa,

Kavaklı ve Gümüşyaka yerleşimleri mevcuttur.

10 Nolu Alt Bölge; Anadolu Yakası’ndaki 2 Nolu Alt Bölge ile ortak karakterdedir. Bu

alt bölge Avrupa Yakası’ndaki Arnavutköy, Çatalca ve Büyükçekmece İlçelerinin içme

suyu havzalarına giren bölümlerini kapsamaktadır

Alt bölgelerin son nüfus sayımındaki nüfusları, alt bölgelerdeki meri 1/5.000 ölçekli

nazım imar planlarının nüfusları ve 1/100.000 ölçekli İstanbul Çevre Düzeni’nin her bir

alt bölge için nüfus öngörüleri Tablo 6.7’de yer almaktadır.

Tablo 6.7. Alt Bölge Mevcut Nüfus-Meri Plan Nüfusu-Öneri Nüfus

Bu değerlere göre, Anadolu Yakası’nda oturanların oranının %35’ten %37’ye

çıkacaktır.

Sonuç olarak, 1/100.000 ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı kapsamında yürütülen

çalışmalarda; işlevlerin mekansal dağılımına ve arazi kullanımına esas olacak ilkeler ve

makro değerler belirlenirken, İstanbul içerisinde yerleşecek nüfusun 16 milyon olması

öngörülmüştür. Söz konusu eşik nüfusun üzerine çıkılması, İstanbul’un yaşam destek

ALT BÖLGE NO

KONUM MEVCUT NÜFUS

(TÜİK 2007) 1/5000 MERİ

PLAN NÜFUSU

1/100.000 ÖLÇEKLİ Ç.D.P. ÖNERİ

NÜFUS

1 251,440 534,816 360,000

2 672,587 915,929 770,000

3 1,530,418 2,755,171 2,300,000

4

Anadolu

1,966,399 2,814,579 2,500,000

5 335,468 373.396 400,000

6 3,338,680 3.295.884 3,100,000

7 3,119,711 3.491.975 3,350,000

8 990,409 2.191.043 1,350,000

9 125,364 1.162.814 1,550,000

10

Avrupa

243,360 1.653.340 320,000

Anadolu Yakası

4,420,844 7.020.495 5,930,000

Avrupa Yakası

8,152,992 12.168.452 10,070,000

TOPLAM 12,573,836 19.188.947 16,000,000

1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı

566

sistemlerinin yerleşim amaçlı kullanılması doğrultusunda baskı üretecek, İstanbul’un

kontrollü gelişimini olumsuz etkileyecektir. Dolayısıyla; İstanbul için belirlenen eşik

nüfusun aşılmaması yaşamsal önem arz etmektedir.

6.2.7. SEKTÖREL DAĞILIM VE İSTİHDAM

Günümüzde küresel kentler, sanayi üretiminde yoğunlaşmak yerine bilgi ve teknoloji

üretimine ağırlık vererek, üst düzey hizmetler, finans ve bilişim sektörlerinde küresel

pazarın en rekabetçi öğelerini geliştirmektedirler. Bu doğrultuda, İstanbul’un da küresel

platformda rekabet üstünlüğü sağlaması amacıyla bir dönüşümü gerçekleştirmesi,

mevcut sektörel yapısını değiştirmesi gerekmektedir.

Ancak, plan dönemi içinde bu dönüşümün belirli ölçüde gerçekleşebileceği öngörüsü ile

2000 yılında %32 olan aktivite oranının %35’e çıkması; 2000 yılı itibariyle, %32’si

sanayi, %60’ı hizmet ve %8’i de tarım olarak görülen istihdam yapısının %70 hizmet,

%25 sanayi ve %5 tarım olarak değişmesi hedeflenmiştir (Tablo 6.8). Böylece istihdam

yapısındaki sanayi baskınlığın hizmetler sektöründe olması öngörülmektedir. Sektörel

dönüşüm çerçevesinde hizmetler sektörünün istihdam payı %70’ler seviyesine

çıkarılmalı fakat bu gelişme nicel bir artış boyutunda kalmayıp; sunulan hizmetlerin

çeşitliliğinin ve uzmanlık derecesinin de arttırılması öngörülmektedir. Örneğin, “mali

kurumlar, sigorta, taşınmaz mallara ait işler ve kurumları, yardımcı iş hizmetleri”

sektörünün payı dünyanın gelişmiş kentlerinde yüzde 20’lerde olmakla birlikte

İstanbul’da % 8 seviyelerinde olup, %20 seviyelerine çıkarılması hedeflenmektedir.

Tablo 6.8. İstanbul’da 2000 yılı Sektörel Dağılım ve Önerilen Sektörel Dağılım

SEKTÖRLERSEKTÖREL DAĞILIM (%)

2000 YILISEKTÖREL DAĞILIM (%)

ÖNGÖRÜ

Hizmet 60 70

Sanayi 32 25

Tarım 8 5

İstihdama ilişkin verilerin alt bölgelere göre dağılımı Tablo 6.9’daki gibi olması

öngörülmüştür.

1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı

567

Tablo 6.9. Alt Bölgelere Göre 2000 Yılı ve Önerilen Sektörel Dağılım

SEKTÖREL DAĞILIM (2000) SEKTÖREL DAĞILIM (2023)

HİZMET SANAYİ TARIM HİZMET SANAYİ TARIMALT

BÖLGE NO

TOPLAM İŞGÜCÜ (2000)

KİŞİ % KİŞİ % KİŞİ % KİŞİ % KİŞİ % KİŞİ %

TOPLAM İŞGÜCÜ (2023)

1 95,538 49,202 53 17,641 19 28,695 31 112,777 67 18,516 11 37,031 22 168,324

2 189,973 75,845 40 38,660 20 75,468 40 224,806 68 72,731 22 33,060 10 330,597

3 396,632 269,481 68 118,601 30 8,550 2 443,223 65 225,021 33 13,638 2 681,881

4 525,264 402,924 77 119,951 22 2,389 1 707,889 88 88,486 11 8,044 1 804,419

5 126,261 83,435 66 24,378 19 18,448 15 107,856 72 20,972 14 20,972 14 149,800

6 968,720 610,994 63 353,937 36 3,789 1 888,240 80 210,957 19 11,103 1 1,110,300

7 820,750 456,211 57 342,950 42 3,925 1 820,455 70 328,182 28 23,442 2 1,172,079

8 245,700 83,370 50 48,750 29 33,312 20 318,656 52 263,504 43 30,640 5 612,800

9 54,246 20,666 38 9,427 17 24,153 45 263,900 58 127,400 28 63,700 14 455,000

10 146,248 35,797 24 26,863 18 83,588 56 63,140 55 20,664 18 30,996 27 114,800

Anadolu Yakası

1,207,407 797,452 294,853 115,1021,488,694 75 404,754 21 91,773 4 1,985,221

Avrupa Yakası

2,263,993 1,290,473 806,305 167,215 2,467,185 68 959,334 26 188,260 6 3,614,779

TOPLAM 3,471,400 2,087,925 60 1,101,158 32 282,317 8 3,955,880 70 1,364,088 25 280,032 5 5,600,000

1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı

568

Tarım4% Sanayi

21%

Hizmet75%

Tarım6%

Hizmet68%

Sanayi26%

Tarım5% Sanayi

25%

Hizmet70%

Bu değerlere göre, plan döneminde hizmet sektörünün payı Anadolu Yakası’nda

%68’den %75’e, Avrupa Yakası’nda ise %54’ten %68’e yükselecektir (Şekil 6.11).

Şekil 6.11. Öngörülen Sektörel Dağılım

Nüfus ve istihdam verileri bir arada değerlendirildiğinde ise aşağıdaki iki temel sonuca

ulaşılmaktadır;

Mevcut nüfusun %35’i Anadolu, %65’i Avrupa Yakası’nda ikamet ederken;

plan kararları ile Anadolu Yakası’nın payı %37’ye yükselecektir.

Mevcut işgücünün %31’i Anadolu, %69’u Avrupa Yakası’nda çalışırken; plan

kararları ile Anadolu Yakası’nda çalışanların payı %37’ye yükselecektir.

1/100.000 ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı’nın istihdama ilişkin bir diğer hedefi de

işgücü piyasasının güçlendirilmesidir.

21. yüzyılda kentler ancak aktif, verimli ve mesleki bilgilerini sürekli yenileyebilen iş

gücü piyasalarına sahip oldukları sürece dünya ekonomisine yön verebileceklerdir.

Sermayenin, malların ve hizmetlerin serbest dolaşılabilirliğinin esas olduğu küresel

ölçekte bütünleşmiş bir pazarda, bir kentin sadece yarışabilir olmasının dışında mevcut

avantajlarını da sürekli kılabilmesi için iş gücü piyasalarını etkin ve güçlü tutması

gerekmektedir. Aksi taktirde kentin, mevcut konumunu dahi kaybetmesi söz konusu

olabilecektir.

1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu Altıncı Bölüm – Planlama Yaklaşımı

569

İstanbul’un gerek uluslararası piyasalardaki kriz ortamlarından etkilenmemesi, gerekse

ulusal ekonomideki krizlere karşı dirençli bir yapıya kavuşması; istihdam yapısını

üretici hizmetler kapsamında geliştirmesi ve iş gücü piyasasını da yeni iş imkanları

geliştirebilecek nitelikte mesleki bilgilerle donatarak güncellemesi koşuluyla

mümkündür.

Bu noktada, İstanbul’un da kültür, turizm ve teknoloji gibi esnek, yaygın ve kentin

kimliğine katkıda bulunacak hizmetlerin yanı sıra; hukuk, finans, sigorta ve aracı

kuruluş gibi küresel nitelikte istihdam üretici girişimler, programlar ve yapılanmalar

oluşturması gerekmektedir.

Bir yandan dış dünyanın yenilikçi ve özellikle de genç işgücünü İstanbul’a çekmek,

diğer yandan istihdam yapısının niteliğini geliştirmek, 1/100.000 ölçekli İstanbul Çevre

Düzeni Planı’nın göz önünde bulundurduğu hususlardan biri olmuştur.

Plan’ın “donanımlı, motive edilmiş, yoğun ve yüksek verimliliği olan işgücünün

geliştirilmesi” yaklaşımı doğrultusunda; İstanbul’un imalat kökenli kayıtlı ve kayıt dışı

istihdam yapısının kapsamlı bir program dahilinde ve kademeli olarak hizmetler

sektörüne dönüştürülmesi; bilgi temelli ekonomik yapıya geçişi destekleyecek teknoloji

geliştirme alanlarının ve üniversitelerin kentte yer seçmesi kararları verilmiştir.