bir cocuk safliginda gul
DESCRIPTION
Bir Cocuk Safliginda GulTRANSCRIPT
Şiir Azad WELAT Şilan Baki Edebiyat Okulu Yayınları
Bir Çocuk Saflığında Gül
8
BİR ÇOCUK SAFLIĞINDA GÜL
AZAD WELAT
ŞİİR
Şilan Baki Edebiyat Okulu Yayınları
Bir Çocuk Saflığında Gül
9
Basıldığı Yer: Ronahi Matbaası Basım Tarihi: Temmuz 2005
Bir Çocuk Saflığında Gül
10
Kavgamın Günlüğü.................................7 Şiire Dair.........................................8 Seni Düşündükçe..................................9 O Gün Geldiğinde ................................10 Onlara ...........................................16 Bir Halkın Öyküsü................................18 Senin Kadar......................................21 Çığlık Zaman Ve Biz.............................22 Türkmen Kızı.....................................25 Geceler Zifiridir.................................26 Söz...............................................28 Ne Demeli........................................30 Bitmeyen Türküydü Özgürlük...................32 Gül Çağrısı.......................................33 Zordur Seni Anlatmak..........................38 Türkü Tadında..................................40 Yaşamak.........................................41 Arayış............................................43 Doğuşa Dair.....................................47 Sensiz Zaman...................................49 Hasretim........................................52
Bir Çocuk Saflığında Gül
11
Sende Yaşamak Her Şeyi.....................53 Ne Güzel Şey...................................57 Sunak Taşı......................................62 Umarsızlığın.....................................63 Yaralı Çığlık.....................................64 Uzaklık..........................................68 Çelişki...........................................73 Dağlara Türkü..................................76 Sürülenlere.....................................77 Ömrün...........................................78 Anneme..........................................80 Okumak..........................................81 Karartılmasın Güneş............................82 Üç Özge Can....................................83 Nöbette.........................................84 İsyan Kokar.....................................85 Neden...........................................86 Özcesi...........................................87 Yenilmedik.......................................88 Ayrılık Vakti....................................89 Son Söz.........................................90
Bir Çocuk Saflığında Gül
12
GİRİŞ
Çok Uzun Yıllara Varan İçimdeki Şiir Eğilimini Bütün Engelleyici Etkenlere Rağmen Yetersizde Olsa Bu Çalışmayla Bir İzaha Kavuşturmaya Ve Sizlerle Paylaşmaya Çalıştım. Her Kesin Bir Şeyler Yazarak Kendini Şair Sandığı Bir Zamanda Gerçekten Bir Şair Olmak, Şiir Yazmak Hiçte Sanıldığı Gibi Kolay Değil. Tam Aksine Şiirin İnsandan Güçlü Bir Tarihi Bilincini, Yoğun Bir Duygu Ve Ruh Derinliğini Ve De Estetik Ustalığını Talep Ettiğini Bu Çalışmayla Şiire Eğildiğimde Çok Daha Yoğun Hissettim. Ne Kadar Çabalasam Da Şiirin Bu Talebini Yeterince Karşıladığımı Söyleyemem Ama, İyi Bir Şair Olma İddiası Olanlar İçin Şiirin Bu Talebi Nasıl Ki Bir Yaşam Gerekçesiyse, Benim İçinde Öyle. Bir Özgürlük Savaşçısı Olarak Yıllarca Mevcut Sistem, Toplum Ve Yaşam Modellerine Alternatif Olabilecek Bir Dünyayı İnşa Etmenin Kavgasını Verdik. Bunu Ne Kadar Başardığımız Ortada.Ama Şiirin Doğasını Anlamaya Çalışırken Fark Ettiğim Bir Diğer Önemli Nokta İse Gerillanın Yaratmak İstediği Dünya İle Şiirin Şairden Talep Ettiği Dünyanın Aynı Dünyalar Olduğuydu. Ve Bu Dünyayı Şiirden Ve Şiirle İnşa Etmek Her Zamankinden Daha Da Olanaklıdır Çünkü Mevcut
Bir Çocuk Saflığında Gül
13
Zalim Ve Yalancı Erkek Egemenlikli Dünyaya Karşı Ana Tanrıçalarımızın Ve Ona Dayalı Değerlerin İsyanını İfade Eden En Güçlü Ses, En Güçlü Tavır Ve Karşı Duruştur Şiir. . Bu Çalışmamda Ki Dizeler, Başta Özgürlük Mücadelesine Yaşamını Adayan Kahramanlar Olmak Üzere Güneşimize, Kadına, Özgürlüğe, Aşk Ve Dostluğa Adfen, Arayışlarımın Günlüğünü, Acı Ve Sevinçlerini İçerir Çalışmamın Adı Gibi Sizde Bütün Yaşamınızda Bir Çocuk Saflığıyla Gülün Ve O Çocuk Saflığıyla, Dostlukla Yaşayın. Ne Kendinizi, Ne De Başkasını Şiirsiz Bırakmayın
Sevgilerimle Azad WELAT
Bir Çocuk Saflığında Gül
14
KAVGAMIN GÜNLÜĞÜ
Kavgamın günlüğüdür dizeler Bütün inceliklerinde
Sevda yüklü bir yüreği Yürek dolu
Bir yaşamı söyler Yarınlara
Bir Çocuk Saflığında Gül
15
ŞİİRE DAİR Asi bir çığlıktır şiir İnsan yüreğinden
Kopup gelen Bir kıvılcım iken
Bir yangına dönüşen
SENİ DÜŞÜNDÜKÇE (Önderliğe)
Seni düşündükçe
Bir Çocuk Saflığında Gül
16
Uzun soluk gözlerimde Nehir gibi akıyor zaman Beynime vurur sancıları
Arsızca Oyalar beni içimde
Görülmeyen prangalar
Seni düşündükçe Uzun soluk gözlerimde
Mavileşiyor zaman Zaman sensin
Ve sensiz zaman Donuktur belleğimizde
O GÜN GELDİĞİNDE
Bir Çocuk Saflığında Gül
17
-I- O gün geldiğinde
Solgun yıldızlar gibiydik Ölüm beyazlığında
Buz kesildi yürekler Bir milim bile Kıpırdamazdı
Bedende can ve kan Tonlarca ağırlıktı Omuzlarıma çöken
Bir durgunluktu O an
Her şeye hükmeden
-II- O gün geldiğinde
Bıçak bile akıtmazdı Damarlarımda bir damla kanı
Sosuz uçurumlar Kin öfke intikam fışkırırdı
Yerinde fırlayacak gözlerde Bilmeksizin
Belirli belirsiz duygular
Bir Çocuk Saflığında Gül
18
Kıvrım kıvrım acılar Umut aratan burukluktu Yüz hatlarımızda okunan Kavrulan insan yüreğine
Göz yaşlarını akıtıp Konuşamayan dillerde
Düğümlenen
Çünkü Ne olacağının bilinmezliğinde
Tutsaktı Güneş Durmuştu yaşam
Buzul çağındaydı evren Ve nedeninde yatan
Büyük hasretti Güneşe “Vefasız dostluk
Yetersiz yoldaşlıktı” Kainat aynasında
Seyrederken dünyayı
-III-
O gün geldiğinde Irmaklar maviliğini Dağlar heybetini
Toprak beraketini Kaybetmişçesine
Bir Çocuk Saflığında Gül
19
Gergindi Bir karanlık sarmıştı evreni
Sanki yörüngesinden çıkmışçasına Gezegenler avareydi
Boynu büküktü şahinlerin Güvercinlerin
Kardelen çiçeklerinin Daha bir gün öncesi
Güneşe uzanan güllerin Zap Vadisinde
Rengi solgundu artık Sonrası günler
Ve uykusuz geceler Aralarken birbirini
-IX-
O gün geldiğinde Birleşti ışık parçaları
Umut sıyrılarak Tazelerken direnişini Karanlık anlar boyunca
Taşıdı sakınmadan Güneşe olan aşkını
Mezopotamya çocukları
Bir Çocuk Saflığında Gül
20
Lavların alevi gibi Ateş topu yaptı kendini
“Güneşimizi karatamazsınız” diye Haykırırken dünyanın Her bucağında sesini
Karanlığa bilerken dizginsiz öfkesini Kan götürecekti gövdeleri
Kentleri saran o İsyan ateşleri
Her şeye kanıttı Şoke olup bocalarken
Zulüm tayfaları Kursağında kalmıştı
Çirkin emelleri Bilinmez bir bilmece içinde
Suratları asıktı Güneşin sırrını
Fethedilemezliğini Bilmeyecek kadar kör
Ve gafletliydiler
-X-
O gün geldiğinde Mayısın son gününü
Israrla gösterdi takvimler Ellerinde
Bir Çocuk Saflığında Gül
21
Özgür gelecek projesi ile Barış gemisinde oturan güneş Okyanusa açarken yelkenleri
-Özgürlük Eşitlik Kardeşlik- dedi Ve ölüme meydan okudu
Gülümseyerek dağıtırken karanlığı O anda
Aydınlanmaya başladı dünya Ve özüne döndü hayat
Böylece güvercinler uçacak Boynu bükük olmayacak Ararat
Munzur Dicle
Kan akmayacak artık Fırat
-XI- O gün geldiğinde
Her anını
Bir Çocuk Saflığında Gül
22
Tutku sardı yaşamın Yediden yetmişi yürüyordu
İşçiler, emekçiler Tarlasında köylüler
Umut oluyorlardı yine Dağ başlarında gerillalar
Barış için Düştüler yollara, yeniden
ONLARA Onlar ki
Hayatın metalaştığı zamanda
Bir Çocuk Saflığında Gül
23
Gül olup betonlarda açtılar Sessizliğin içinde yankılanan
Uğultusu oldular Meydanlarda emeğin
Damarlarında hissederek Sınırsızca gücünü sevdanın
Dolambaçlı yollara sapmadan Soluksuz atıldılar içine hayatın Ateş topu oldular şafaklarda Aşkın ve emeğin doğasında
Varolan bir dünyanın Özlemini çektiler
Sabırsızca
Onlar ki Yaşamı sonsuz bildiler Yükseldiler cesaretle
Ufkun üzerinden Yandılar
Ay ışığının olmadığı
Bir Çocuk Saflığında Gül
24
Katran gecelerde Onca yıl
Sırtımızı dayadığımız Bu dağları
Ve gün gibi görüp geleceği İnancını içinde taşıdılar
Ne labirentler aştılar Baş eğmeden
Ne zulümlerden geçtiler Sır vermeden Şimdi hepsi
Birer yıldızdırlar Dünyamıza parıldayan
Ve sönmeyecekler
BİR HALKIN ÖYKÜSÜ -I-
Geçen yitik zamanı
Bir Çocuk Saflığında Gül
25
Sana nasıl anlatsam Kağıtlara sığmayan
Ömrü uzundur hikayesi Saymakla bitmeyen
Kara sayfaların Tenhada bile İmkansızdı
Bir çocuk saflığında yaşamak VE zamana
Viran bahçelerinde Hatıralar adamak Dili yasak ülkemde
-II-
Sana nasıl anlatsam Her şey satılık ve kayıp
Hayat bezirgana bayramdı Kömür karası okunurdu
Bir Çocuk Saflığında Gül
26
Kadınların gözlerinde Çeşit çeşit
Ölüm tuzaklarında Kıvranan benim halkımdı
Görmeyen dünya Yitirmişti tüm insafını
Kırmızı beyaz Her vahşete sessizdi
Kendi yazgımız Bu değildi
Bize reva görülen Bir kuş cıvıltısıyla uyanıp
Kendimize Ayna tutarken geceleri
-III-
Sana nasıl anlatsam Bize ait olmayan bu yazgıya Bu yitik zamanaydı isyanımız Dağlardan ovalara yayılırken
Güneşten gelen o şavkı Birer birer
Söküp atıyor şimdi Paslanmış prangaları yüreğimiz
Bir Çocuk Saflığında Gül
27
Ölü ve durgun değil artık Hiç bir şey
Ülkemi saran o beyaz kırağı Eriyorken
Altındaki saklıdan Yeni bir tarih yazılmaktadır
Ki bu tarihin Her sayfasında hazineler Toprağın her karışında
Kanımız özümüz var Bizden sonraki zamana
Aşkla koşarken Su berrağı bir hayat Gül kokulu bir sevgi Uğruna baş koyulan
Gül durusu Bir dostluktur
Bizim için gelecek
SENİN KADAR (Önderliğe)
Kimse hissetmedi senin kadar Saman altında sızan su gibi
Gizliden gizliye yaşanan Zamansız ihanetleri Acılarını senin kadar
Bir Çocuk Saflığında Gül
28
Kimse katık edemedi Günlük,anlık yaşantısına
Kimse duyumsamadı senin kadar
En derin sessizlikler içinde inleyen O mahsum ve kanayan sesleri
Kimse arayamadı senin kadar Param parça edercesine kendini
Karanlığa gömülmüş Çocuksu hayalerindeki dünyayı
Kimse taşıyamadı senin kadar
Yüreğinde bir kimlik gibi Bir evren büyüklüğünde sevgiyi
Evreni de saran
ÇIĞLIK ZAMAN VE BİZ -I-
Irmakça akışkan Ve ürperten zamanda
Onlar elleri çıplak Dikenler yoldular
Bir Çocuk Saflığında Gül
29
Uçurumlarda sessiz En güzel
Renklerini verdiler İçinde
Üç ayrı zamanı anlatan -Sabreden yılların
hasretle biriktirdiği- Ateşleri yakarak
Vahşetlerin koynunda Ölü bir coğrafyaya gül veren
Yaşanmamış bir hayatın Ağacını ektiler Üç ayrı renkten
Tüm başarılarının sırrı Onlar
Aşkı dorukta yaşadılar
-II-
Bir Çocuk Saflığında Gül
30
Irmakça akışkan Ve ürperten zamanda
Karanlık kırbaççısı Olsa da kimileri
Durmadı Bu çığlık zaman
Deli kanlı toyluğunda Aştı duvarlarını duygularımız
Gözlerimiz kapalı Atıldık bu çığlık zamana
Aşkların okyanusuna Açılanlarda olurken anamızda
Ömrümüzü uzatan
Irmakça akışkan Ve ürperten zamanda
Bir Çocuk Saflığında Gül
31
Acılı gerçek Bir şubat karasında
Bizi bulurken Çarptık duvarlarına gafletimizin
Sonrada Söz sahibi olmak için gelecekte
Sarıldık bu çığlık zamana Ve yarının çocuklarına Hayalleri kadar temiz
Kadınlarına yürekten gül Güneş ve
Gökkuşağından Bir hayattır armağanımız
TÜRKMEN KIZI
Ş.Canda (Senem Bertan)anısına
Gitme Türkmen kızı Al şafakların parlayan yıldızı
Gitme kıyılarını döven Hırçın deniz dalgası
Kömürü kara
Bir Çocuk Saflığında Gül
32
Emekçiler kentlisi Gitme yaraların sargısı Gözyaşından filizlenmiş Yaşamın sevgisi gitme
Biz ki karanlığın Reddinden geldik bu güne
Ana dolunun Mezopotamya nın
Titreşen Şah damarından geldik
Halkların kardeşlik zamanına Gitme
Ektiğimiz kardeşlik çiçekleri Sulanır belki sen gidersen
Ama Ay sız kalır geceler
GECELER ZİFİRİDİR
Bir Çocuk Saflığında Gül
33
Ş. Faraşin (Esengül Akgün) anısına
Geceler zifiridir Sen gittiğinden bu yana
Dinmedi Munzur’un gözyaşları
Ekimlerin yüzünde utancı Eksilmedi hiçbir zaman
Kederi bitmedi mevsimlerin Yaslı dağların yoktur neşesi
Hepsi senin yokluğundan Dağların kızı
Geceler zifiridir Sen gittiğinden bu yana
Sensizlik Çarmıha vurulmuş yaşam misali
Bir öfke deryası Bir isyan gerekçesidir yokluğun
Bir Çocuk Saflığında Gül
34
Geceler zifiridir
Sen gittiğinden bu yana Bir ağırlıktır
Çökmüş Sensiz zamana Bağrımda ateş
Ellerimde karanfil Yaşama
Sevgi aşılayan Yeni ararım
Gittiğim her yerde Zaman diyalektiğinin
Senden sonrası Ayrıştırdığı
Gerçekler ile
SÖZ
Ş. Melsa Munzur (Sakine Savuk) anısına
Gidemeyenler adına Siz vermiştin hani
Ayak basacaktın Munzur’a Yalnızlığın şafağında
El sallayacaktın
Bir Çocuk Saflığında Gül
35
Görkemli doğuşuna güneşin Derinden çekerek
Işınlarını içine Özlemini giderecektin yılların
Faraşinin Selamını iletecektin O hasretlik diyarlara
Yelken gibi Açılan sesinle
Haykıracaktın hani Vurulup düşenler adına
İnadına “Ayak diretecektin yaşamakta”
Barışın fidanlarını ekecektin Tanrıça Zilan’ ın kutsadığı
O topraklarda Bir ırmak olacaktın
Gürül gürül akan
Bir gün duydum ki
Bir Çocuk Saflığında Gül
36
Varmışsın Ve de
Tohum gibi Serpilmişsin toprağa
Sesini de Savurmuşsun rüzgarla Şimdi açılan çiçeklerde
Sen varsın Soluduğumuz havada sesin Dinlerim dinlerim bitmez
Şiirlerde imge Türkülerde
Gül olur esintin
NE DEMELİ Ş.Ahmet Kaya ya
Bir Çocuk Saflığında Gül
37
Sürgün acısına Vefasız dostluğa
Ne demeli Bu sessizliğe
Bu hüzün Bu dinmeyen göz yaşlarıma
Susar mı sanırlar Dağlara
Yürekten adadığın Türkülerin
O türküler ki, Genç kızlarımızın
Sevincidir tertemiz Anaların yitirdiği
Bir Çocuk Saflığında Gül
38
Oğul acısıdır Emekçinin alın teri Ve dilidir dilsizlerin
İçerde Özgürlük savaşçısının inancı
Dağlarda Uğrunda savaştığımız
İnsan onurudur
Ne demeli Bağrına basmışken
Can gibi Halkın seni
Kim ne diyebilir ki
BİTMEYEN TÜRKÜYDÜ ÖZGÜRLÜK (İ.Hasan Dursun’a)
Dilimizde
Bir Çocuk Saflığında Gül
39
Bitmeyen bir türküydü özgürlük Paylaşırdık onu notalar eşliğinde
Hayallerimizin yaşamına Duyduğumuz özlem gibi
Çağırırdık onu Nisan gecelerinde
Ve sonra ayrılık girdi aramıza Sonra hasret
Sonra da sonsuzluk Anılar ve resimlerde
Kurşun geçilmez Gülüşün kaldı bize
Bir de söylediğimiz türküler
GÜL ÇAĞRISI -I-
Uyan gül Uyan artık
Bir Çocuk Saflığında Gül
40
Ölümlük uykusundan Nice yabancıl zamandır
Yetmez mi uyuduğun Zifiri şafaklar dağılıyor bak
Uyan artık
İçimde Çok zaman önce
Dağ başlarında yaktığın Ateşlerini özledin sevdanın
Çektiğin halaylarda Zılgıtlarını özledim Yaşamı çağrıştıran
Artık uyan Sen uyanırsan
Neler uyanmaz ki seninle
-II- Bir çocuk sevincinde gül Ay parıltısını sun geceye Katıksız ve kirlenmemiş
Bir Çocuk Saflığında Gül
41
Gül ki aşılsın
Bu kördüğüm olmuş hayat
Gül ki, ‘An’ Karmaşa olmasın Gelecek zaman
Gül ki,
Güller açsın Vahşi kışlarda
Çam dalları gibi Yüreğin hep yeşil olsun
Yüzünde Ne bin yılların durgunluğu
Ne de bir denizin Durgun sessizliği kalsın gül
-III-
Bir Çocuk Saflığında Gül
42
Bir çocuk paklığında gül Gülmek ki güzeldir
Özgürce yaşamak kadar Hem yüreğim alışık değil
Gülüşünsüz yaşamaya İstersen çek vur beni Ama esirgeme benden
Çocuksu gülüşlerini Gülüşün içten
Kalbinin aynası olsun gül
-IX-
Bir Çocuk Saflığında Gül
43
Bir çocuk saflığında gül Ben ki
Çocuk hayallerimdeyim halen Konuşan değilim bu yüzden
Kirlenmiş büyümeye direnirken Bir sesim sadece Dizelerde ancak
Yazılabilen
Bak benimde sessizliklerimde Bir bilsen İnsana dair
Ne sesler gizlidir gül
-X- Bir çocuk saflığında gül
Bir Çocuk Saflığında Gül
44
Aldanmak yok artık Talanlık ömürlere
Erdem giyinmiş yalana Dinlemekte yok
Yersiz Ve zamansız gelen
Her sesi Güneş ile toprağın Vicdan ile Zilan’ ın
Sesinden başka Bizi bize ancak
Bu sesler kavuşturur Unutma gül
ZORDUR SENİ ANLATMAK
(Ş. Zilan’ a) Bir tarih hesaplaşmasıdır doğuşun
Bir Çocuk Saflığında Gül
45
Düşmanı kahrında öldüren Bir atom şiddeti
Nevroz ateşinin kızıllığında Güneşin kör şafakları
Sökmesidir Bir tarih dirilmesi İsyan kadar inançlı İnanç kadar güçlü
Umudun Zafer yüklü baharıdır
Ateş damlasıdır sözlerin
Hedefine yönelmiş ok Okyanus derinliği,
Bir Çocuk Saflığında Gül
46
Yani yürekte yangındır Kan çiçeklerini savuran Yaşam tohumlarını eken
Tanrıça yüreğin Bir Haziran sıcaklığıdır
Sevdaları dirilten Bir yanar dağ fışkırması
Bir coşkun ırmak ışıltısıdır Dal dal, budak budak Açılan gül çeşitlemesi Nasıl anlatsam seni
TÜRKÜ TADINDA
Bir Çocuk Saflığında Gül
47
Bir sevda yürüyüşüdür Bizimkisi
Farkında olmaksa en güzeli Yani bilmek kendini
Yaratıp Yaşamak yeni baştan
Yitirilen her şeyi Doyasıya Güneşi
Özgür kadın yüreğinden Süzülen yaşamı
Yaşamak Bir şiir
Bir türkü tadında
YAŞAMAK
Bir Çocuk Saflığında Gül
48
-I- Bir cem töreni sanki Bizim için yaşamak
Ben zakir Türkülerde
Dostluğu arayan Sen semazendin
Aşkla dönen Her dönüş
Bir arınıştı bizim için
-II-
Bir Çocuk Saflığında Gül
49
Unutma Kirletilmiş dünyamızda her an Var olma savaşıdır yaşamak
Koskoca bir kayalıkta Bir gül açması
Bir yosun bağlaması Bir yağmur damlamasıdır toprağa
Yalan ve yanılsamalı Tüm zamanlar
Ve karmaşalar içinde Kendinin olabilmektir yaşamak
Bir karıncanın çırpınışında Yorulmak bilmeyen
Bir Çocuk Saflığında Gül
50
ARAYIŞ
-I- Artık
Su gibi akıp Gitme vaktidir
Uzanan patikasında dağların Bir gecenin sessizliğinde
Karışmak anıdır Esintisine
Sevda rüzgarlarının
Bir Çocuk Saflığında Gül
51
-II-
Sebepsiz değil Çığlığım
Yürek titreten Sancılarım
Dağ buluşmalarımda Yankılanan sesimde Yitik sevdalarımdır Sabırla aradığım
-III - Aydınlığa
Bir Çocuk Saflığında Gül
52
Yitik sevdalara Sürdükçe bu arayış
Yarasalar, cehennem zebanileri Bizde ve zamanda gizlenir
Bu yüzden Kaç kez vuruldu
Tam orta yerinde yüreğim Ama yılmadım yine
Acılarımı çevirirken sevince Denize dalarcasına
Daldım yine Enginliklerine yaşamın
-IX- Öylesine sancılı
Ve çetin İniş ve çıkışları var ki Bu arayışta hayatın
Bir Çocuk Saflığında Gül
53
Ben yine parçalanmaz akışındayım
zamanın Zaman ki
Yüreğimde İkilemin çatışması Milyonlarla birlikte
Bir yanım çekip gider Örülmüş duvarlarda sessizce
Bir yanım Yalnızlık içinde
Soysuzluğa kafa yorar Ve aşkla gübrelenmiş
Bir gökyüzü Bir dünya arar
Umudu tükenmez hiçbir zaman
DOĞUŞA DAİR -I-
Bir ananın Bir çocuğun çığlığında Doğabilseydim yeniden En derin en görülmez
Uçurumlarda büyürdüm yine Geçen zamanın her anında
Bir Çocuk Saflığında Gül
54
Sevgiliye koşar gibi Koşardım yine
Çocuksu hayallerimde ki O yeşil, mavi adaya Umutla beslenip,
Ateşle yıkayarak yüreğimi Yayılırdım kanatlarında hırçın rüzgarın
Çorak toprağa yağmur olurdum Kadim bahçıvanlar gibi
Donatarak çiçeklerle yer yüzünü Paylaşırdım sevgiyi
Eski çömlekçilerin sabrında Kırık kalpleri onarırdım
Bilimin ışığında İşçisi olurdum Bizden çalınan
O tanrıçalı yaşamın Ve başı dik geçerdim
Bütün mahşer kapılarından Yaşamın sonsuzluğuna
-II-
Bir Çocuk Saflığında Gül
55
Bir ananın Bir çocuğun çığlığında Doğmuşken yeniden
Büsbütün Uçurumlarda büyürüm şimdi
Bıçak gibi keskin Yaşam gerçeğinde
Her kulaç attığımda Özlem duyduğum dünya
Biraz daha Yakınlaştırıyor bana
Bizi biz yapan Bu doğuşlardır birazda
SENSİZ ZAMAN -I-
Bir bilsen bu aralar Gönlümün kırlarında
Geceler nasıl da uzun
Bir Çocuk Saflığında Gül
56
Güller nasıl da açıp Nasıl sararıyor
Bu dağ yamacında Sensiz
Bir bilsen sensiz
Tuhaf bir tenhalıktır zaman Bu kızgın
Yaz sıcağında Hasretinden tutuşur bu can Bu zümrüt yeşili ormanda
Kuşlar sessiz Ve hayat sensiz
Garip bir yalnızlıktır sanki Yüreğim kurulmuş
Bir ağaç gölgesinde Sade ve çıkarsız Bir mekan gibi
Yıldızların tanıklığında Senin dostluğunu hasret
-II-
Bir Çocuk Saflığında Gül
57
Bir bilsen sensizlik Taş gibi
Nasıl da oturuyor içime Gündüzlerimde
Nefes kesen hayaller Gecelerimde düş olur
Uykularımı bölen Yüreğime değmiş Sanki bir ok gibi
Her gün yürüdüğüm Bu sıratta
Ölümüne sıktığım Kurşundur bu hayatta
Bir Çocuk Saflığında Gül
58
-III- Peşimi bırakmasa da
Sensizliğin hüzün cemreleri Ben umudun davetlisiyim yinede
İçimde dolanarak Uzanır sana bir yol
Ayrıntılarından başlayıp Muhteşem zamanlarının
O akıntılardan topluyorum Meyvelerini aşkın
Bir Çocuk Saflığında Gül
59
HASRETİM
Bu gün için değil sadece Sana
Dostluğuna Seninle yaşamaya dair özlemim
Tüm zalim çağların içinde yitirdiğin Unutulmaya
Unutturulmaya yüz tutmuş Sana ait
Binlerce yıl öncesi Zamanlarına dayanır tarihçesi
Bu yüzden Bir çocuğun safça özlemi gibi
“Taşıyorum içimde Özlemini bir gül gibi”
Sevdalarım, ütopyalarım uğruna
SENDE YAŞAMAK HER ŞEYİ -I-
Geçmişten bu güne değin
Bir Çocuk Saflığında Gül
60
Güzel olan ne varsa İçimde yaşattığım Sende biriktirdim
Ve sende yaşıyorum her şeyi Güneşe özlemi
Ateşte ısınmayı Felsefeyi
Sanatı Sevgiyi
Dostluğu Bağrıma esen meltemin
Serin yumuşaklığını Çiğ damlasını
Toprak kokusunu Sende yaşıyorum
Seni bana
Bir Çocuk Saflığında Gül
61
Sizi özlem duyduğumuz Güzel günlere taşıyan
Lekesiz Ay parıltısı
Gülüşlerinden alırım Yalana
Tanık ve sanıklık etmeyen AN da ki
Ve gerçeğin kendisi Işık veren
Gözlerinden alırım İnsanı yaşama bağlayan Bitimsiz aşkın güzelliğini
Bir Çocuk Saflığında Gül
62
-II-
Her sabahın şafağında Yaşama
Saygıyla dururum seninle İçindesin her an
Güneşi Dağları
Yaprak kıpırtısını Seyre dalışımın.
İçindesin Yaşamla olan bağlarımın
Seninle dolaşır Seninle okurum
Yazılmamış Zaman yapraklarını
Bir Çocuk Saflığında Gül
63
Çünkü sen
Önceliğimsin benim Gelecek hayallerimsin
Çocuksu hayallerimdeki geleceksin Beş bin yıllardan beri
Özlem duyduğum yaşamın Adı ve tadısın sen
İçime renk veren gül Yüreğinde
Yitik zamanlar öncesinden Bu güne taşıdığın
Yalansız özüm Öz kimliğimsin benim Kısacası
SEN ÖZGÜRLÜĞE ARAYIŞSIN İÇİMDE
Bir Çocuk Saflığında Gül
64
NE GÜZEL ŞEY
Şafaklarıma doğan yeni gün Ne güzel şey Aydınlığını
Yaşamak senin Bir limandan
Okyanusa açılmak gibi Sende açılabilmek
Tüm dünyaya
Bir Çocuk Saflığında Gül
65
Ne güzel şey
Bencillikten uzak En sade ve yalın
Çocuksu duygular Ve düşlerim ile
Bir dolunay gecesi gibi Özgürce
Yaşayabilmek seni katıksız Bütün zamanlarımda
Bir ekmek gibi Paylaşabilmek seni
Bir Çocuk Saflığında Gül
66
Ne güzel şey Dün gece konuğuydun
Rüyalarımın Bir tiyatro sahnesinde
Aşksız yazılmış Bir yaşam senaryosuna
Aşkı katman bilgece
Bir Çocuk Saflığında Gül
67
Ne güzel şey Dokunmak sana Ellerinden tutup
Dolaşmak dünyayı Ve bakmak gözlerinden gökyüzüne
Aşkın irade olduğunu Bir an unutmadan
Yüzünde yayılan parıltıyla Saçlarına dokunmak Taramak ellerimle
Bir Çocuk Saflığında Gül
68
Ne güzel şey Yüreğime ortak etmek seni
En doğal haliyle Hava gibi Çocukça
Soluyabilmek seni Bir ilkbahar
Bir nisan yağmuru gibi Ne güzel şey
Bir Çocuk Saflığında Gül
69
SUNAK TAŞI
Bencillikten çölleşen dünyada
Sunak taşı yaptım yüreğimi Zaman-mekan demeden
Hesapsızca sundum Sana
Bir ekmek sıcaklığında Sevgimi
Sım sıcak
Bir Çocuk Saflığında Gül
70
UMARSIZLIĞIN
Bu yaralayan havalarda Umarsızlığın
Karşılar mı sanırsın Dostluğu
Ellerin olup tutacak mı Bütün zamanların seyrinde Sana dostça uzattığım elimi
Bir mendil olup Dokunacak mı sanırsın
Bu naçar yüreğime emeksiz Sen söyle yeni gün
Çok şey istemedim senden Bir tutam saydamlık dışında
YARALI ÇIĞLIK
Bir Çocuk Saflığında Gül
71
Bütün yaşantımıza Bir kabus gibi
Sızmışken yalan Sevginin
Yörüngesini yitirdiği Bu dünyada “Yokluğun
Bıçak gibi keser gecelerimi” Vurur deprem gibi
İç coğrafyamı vefasızlığın
Yıkıntıları arasında Yas çiçekleri büyür Kendi yalnızlığında
Issız bir adada Alışmak zor olsa da
Sensiz yaşamaya Uzayan gecelerimde
“Yudum yudum Umuda gün” sayarım
Bir Çocuk Saflığında Gül
72
Bulabilmek için
Musakaddimler de Yitirdiğim seni Ve de kendimi
Kanatlanırım yine Çocukluğumun
Saflığına sığınırım Bu çocuk saflığıyla
Seslenirim sana Keşke sevgimden daha değerli
Şeylerim olsaydı Sana hesapsızca verebileceğim
Sesimde yaralı bir çığlık Sevgi ve özlemin dili
Şiirler bırakırken ardımda
Bir Çocuk Saflığında Gül
73
-II- “Bir çığlığın doğuşu gibi
hasretin içimde büyürken” Bin bir emekle yeşerttiğim
Bakamadığın güllerim Solarken kar altında
Hüznün sisleri ile Çepeçevre sarılan yüreğimin
“En duygulu yerine Senin verdiğin acı yazılıdır”
Dostlukta yeri olmayan
-III- Şimdi
Uzayan gecelerde Soluksuz olsam da
Bir Çocuk Saflığında Gül
74
“Silgim silemiyor gerçekleri” Ve uçup gidiyor gün be gün
Gözlerimde Senin gözlerine çarpan o sevinç
Uçurumlar açılıyor yerine Derin derin
Rüzgarlar bastırıyor artık çığlığımı Ama yine de umudumu
Koruyorum hala Bilirim ki acılar
Büyük aşklar gibi arınmadır Bilirim ki
“Geçmiş zaman, gelecekten parlak değil”
Ve yine bilirim ki, Yaşamın ilk ve son harfi İlk ve son durağıdır aşk
Sensiz yaşayabilmek de dahil Yine pırıl pırıl sayfalar Açabilirim hayatımda
UZAKLIK Beyaz bulutlar ardında
Bir Çocuk Saflığında Gül
75
Gün olup Doğarken şafaklarıma
Ne kadar da Yakın görünmüştün bana
Tıpkı gölgem gibi Yaklaşıp tanıdıkça Zaman içinde seni
Kaf dağı uzaklığı kadar Uzaklığını gördüm senin
Hem benden, hem kendinden Bir ölümcül ihanet gibi
Bu uzaklıktır Bizi içten içe kemiren Ayırdıkça ayırıyor bizi
Bu kar boran havasında Bu nedenle uykusuz
Ve bölük pörçüktür gecelerim
Yüreğim
Bir Çocuk Saflığında Gül
76
Bir çocuk sevinciyle Koşarken sana
Sen yoksun kendi varlığında Salkım söğüt gibi
Yalnızlık boşluğuna Düşen yine
Çocuksu yüreğim Çünkü uzaksın benden
Ve de kendinden Yüreğin duymaz içimde
Neler yaşadığımı Gözlerin görmez
Oysa
Bir Çocuk Saflığında Gül
77
Ne yolculuklar yapar Ne boğuşmalar yaşarım kendimde
Aşkın ve özgürlüğün labirentli yollarında Aştığım her engel bir kazablanka geçidi
Belki Ferhat gibi Dağları delmedim senin için Çöller aşmadım görünüşte
Ama dağlar ve çöllerden de zor Kökleri uzun ve derin Seni içine hapseden Seni benden ayıran
Ziggurratları deldim kendimde Sana duyurabilmek için sesimi
Ve yitirmeden Kavuşma umudumu
Yıkık duvarlar ardında Ölümüne kovaladım sensizliği
Bir Çocuk Saflığında Gül
78
Şimdi mum ışığıyla arıyorken seni İçimde dinmeyen bu acı
Sadece gül seni incitmenin kaygısı Ama sen uzaksın benden
Ve de kendinden
Bir Çocuk Saflığında Gül
79
Benden uzaklarda Bir gül yeşeriyorsa yüreğinde
Yine payıma biçtiğim Tırpan olmak değil bu aşka Toprağın özlem duyduğu
Yağmur olabilmektir sadece Yağmur damlası yapıp sevgimi Uzaklarda besleyeceğim seni
Yeter ki Onursuz olmasın
“Aşk” dediğin
Bir Çocuk Saflığında Gül
80
ÇELİŞKİ
Bu ne yaman çelişki Söz ve davranışlar arasında
Hep böyle mi geçecek bu hayat Hep sis, duman mı olacak
Arayışlarımız Onurlu bir aşka dair
Hep dolaşarak O nehrin kıyısından
Avutacak mıyız kendimizi Anlamını yitirecek mi bizde
O soylu gerekçeler Bu söz eylem çelişkisi Daha nereye kadar
Sen söyle
Bir Çocuk Saflığında Gül
81
Aramıza İçimize ekilen
Bu uzaklığın nedeni Kara çalılar
Hep duracak mı Öylece yerinde
Hep yazgımız mı olacak Yelken açıp yol almak
Fırtınalı sularda Hiçbir ışık izi olmayan
Katran gecelerinde sensizliğin Hep düşleyip duracak mıyım Bir türlü bulamadığım seni
Sen söyle
Sen söyle Özgür “kadın renginde
Bir yaşam için” Gözlerimizin bakışlarında
Bir Çocuk Saflığında Gül
82
Birleşmeyecek mi seninle Sevgi bağında yüreklerimiz
Bir sentezde bilincimiz Yani gül ellerini usulca
Tutamayacak mıyım Avuçlarımın içinde
Uzunca zamanların hasretiyle Sarılıp sana
“Kayıp bir sevdayı derinden derine”
Koklayarak O simsiyah
Kıvrım saçlarında O tarihi özlemimi
Gideremeyecek miyim O hayat veren sıcaklığını
Taşıyamayacak mıyım Doyasıya içime
Sen söyle Bu lanetli yazgı
Daha nereye kadar Sürer bizimle
DAĞLARA TÜRKÜ
Bir Çocuk Saflığında Gül
83
Haykırdın sesimi zalim davrana
Varlığımı ispat ettin cihana Bana sevda mezar oldun düşmana
Hep derdime derman oldun sen dağlar
Bu benim bu varlığım sorulur sana Acıda kederde ve kıyımlarda
Ana gibi kucak açtın sen bana Hep derdime derman oldun sen dağlar
Yiğitlerim baş ucunda dururlar
Zalime baş eğmez meydan okurlar Kızıl kanlarıyla yüzün boyarlar
Hep derdime derman oldun sen dağlar
Bir Çocuk Saflığında Gül
84
SÜRÜLENLERE (Şehit Özgür’e)
Gözleri bağlayan Kül rengi karanlıktır
Sürgünde zaman Kurşun yarasıdır yaşamak
Yürekte damga gibi Yüz yılların acısını taşımak
Hasrettir Ateş ile güneşin ülkesini aramak
Sade ve çocuksu bir adanıştır Dağlara çekip gitmek
Koparıldığı yerde Kökleriyle buluşmak
(
Bir Çocuk Saflığında Gül
85
ÖMRÜN Şehit ( Hüseyin Aytemur ) Akif’e
Bir bahar tazeliğiydi ömrün Deli dolgundu yüreğin
Umut denizinde yüzerken Gözü pek sevdalılar gibi
Bu kavgaya atılırken
Esmeseydi keşke O eylül fırtınası Koparırken seni
Yaşamın filizlendiği dağlardan Arada geçen tam onbeş yıl hasret
Bir Çocuk Saflığında Gül
86
Yine bir bahar sabahıydı ömrün Eski günlerin coşkusuydu adımların
Kalınan yerde Sürdürebilmek adına
Her şeyi Ama yine o eski hikaye
Bir eylül şafağında Gelip dayandı yine
Kapımıza zülum Ve sen
Özlemi içinde tüten O diyarlara varmadan Bir şarapnel parçası Berbat etti her şeyi
Ama hayallerin kaldı bizde Biz ki bu hayallerle yaşıyoruz hala
Bir Çocuk Saflığında Gül
87
ANNEME Her ah edip
İçini çektiğinde Açılırdı
Keder çizgileri yüzünde Meğer
Bir gün görmemiş Gülmemişsin ömründe
Acılar kaşarlanıp Maya tutarken
Yaralı yüreğinde Gün ışığı arayan Bitmeyen yaşam
Bitmeyen umutmuş sende Çok sonra anlayacaktım seni
Bana en yakın iken sen Sana en uzak olan Benmişim meğer
Bir Çocuk Saflığında Gül
88
OKUMAK
Güneşi okudukça Kadın yüreğinde İçime değince
Rengarenk ışıkları Yayılan bir şimşek gibi
Çatladı Benliğimi saran
O ziggurratsı duvarları
Güneşi okudukça Kadın yüreğinde İçime inince
Gökkuşağımsı ışıkları Açıldı içimde
Sevginin ve onurun kapıları
Bir Çocuk Saflığında Gül
89
KARARTILMASIN GÜNEŞ (98-99 Zindan Şehitlerine)
Şimdi taşlarla örülmüş Dört duvar arasında
Bir bulut dolaşır üstümüzde Uykusu yoktur gecelerimizin
Uyumak ki, ihanettir Umut bizim tek silahımız
Parmaklıklar arasında Her şafakta yenilenen Yüz yılları bir sabaha
Sığdıran gül ömrümüzü Köz ediyoruz biz
Yeter ki sönmesin bu ateş Karartılmasın güneş
ÜÇ ÖZGE CAN (Ş.Ali Haydar Jihat Ve Zana ya)
Bir Çocuk Saflığında Gül
90
İlk günlerimdir kavgada İçimde
Özgür arayışların tutkusu Ülkemin bahar güzelliği
Karışır savaşan insan güzelliğine Ateş ve kurşun sıcaklığıyla
Isınan yüreğim Ve tadına doyulmayan
Her şeyin ilki Bir haziran gecesinde
Üç yıldız kaydı gürültülerle Üç can düştü
Ana gibi bildikleri toprağa Yüreğim matem Yüreğim isyan
Gözlerimde Üç damla gözyaşı
“Devrimciler ağlamaz” diye İrademin gölgesinde kalır
Duygularım Bir haziran gecesinde
Bir Çocuk Saflığında Gül
91
NÖBETTE Ayın ışıltısı karışır
Gecenin saydamlığına Kurşun sesleri deler içimi
Bombaların alevi ile yıldızlar kayar Evrenin sonsuzluğuna Kaç yiğit düşmüştür
Kim bilir Son sözünü söylemeden
Ezgisi yarım kalan Soğuk yemiş bedenim
Kavganın sıcaklığını arar Gözlerim ise seni
Bir Çocuk Saflığında Gül
92
İSYAN KOKAR Yüreğim avuçlarımda
Öfkem büyük Yıkıyor sensiz dünyaları
Gözlerimde Çocuk düşlerim hala yemyeşil
İsyan kokar her bakış Yazdığım her satır
Yediğim ekmek Nefes verişlerim İsyan kokar
Bir Çocuk Saflığında Gül
93
NEDEN Bir ot yangınımı ömrümüz
Kendi yalnızlığında Tel tel yanan
Bir yaprak dökümü mü Hüzünlü sonbaharın
Beyaz bir bulut yaylımı mı yoksa Sürgün gecelerine yollanan
Kırık duygu yığınları arasında Talanlık bir coğrafyamı ömrümüz
Değilse bu işgal neden
Bir Çocuk Saflığında Gül
94
ÖZCESİ Ne kibirli bakışların
Ne de yapmacık gülüşlerin Yeri yok bizde
Emeksiz dokunuşların Ne yaşanacaksa Özce yaşanmalı Yanı yalansız
Bir Çocuk Saflığında Gül
95
YENİLMEDİK
Biz ki yenilmedik Sınırsız inkar yaralarına
Neşter vurduk Kart kurt hikayelerine Beyaz bir kefen gibi Varlığımıza biçilen
Tahammülsüzlüğün doruğunda
Yasak, yasak üstüne Gelse de sevdalarımıza
Sınırsız inkarları Tanımadık biz
Yaşam vermesi bu yüzden Fırtınalar kopartan isyanımızın
AYRILIK VAKTİ Gelip dayandı ayrılığın vakti
Bir akşam üstü Şimdi kaf dağının ardında
Up uzun
Bir Çocuk Saflığında Gül
96
Bir yoldur bana görünen Bir tay gibi
Dolu dizgin duygularla Hoşça kal diyorum
Ardımda bıraktıklarıma Sevdiğim insanlara,
Yıkık hanelere Umudun tohumunu ektiğim toprağa
Uzanıp yaz gecelerinde Yıldız saydığım anılarıma
Hoşça kal diyorum Ardımda bıraktığım
Paramparça Çocukluğuma
Kim bilir belki de
Dönmeyeceğim bir daha Hoşça kal Dersim
Bir gün, Ya rüzgar, ya yağmur Ya da bir çığlık olup
Dönerim sana
Bir Çocuk Saflığında Gül
97
SON SÖZ Unutma sıkılırsan bir gün Sevgi adası ararsan eğer Çekinmeden penceresine
Konabilirsin kalbimin Girebilirsin
Samimi bir sözcük ile içeri Kendimden de katarak
Taşırabilirim sana Güneşten süzülen Emeğin yüceliğini
Bir Çocuk Saflığında Gül
98
-II-
Bir erdemliktir vermek Doğa gibi kendinden
Vermesini bilmiyorsan eğer Öğrenmelisin o zaman
Ki bencillik, aşka sızmasın
Bir Çocuk Saflığında Gül
99
-III- Öyle olur ki bazen
Bilemezsin tas tamam Yüreğin iniltilerini Bir duygu yitimi Durduramazsın
Sel gibi sızıp akar yatağından Yel gibi uçup gider
O anlatılmaz duygular Hiçbir kapı durduramaz Eğer kendini yaşayacak
Bir muhatap, bir mekan, bir zaman Bulamamışsa bu hayatta
Yorgun düşer yürek Bakar maziye
Saklar onu kendinde
Bir Çocuk Saflığında Gül
100