bildiriler cİlt i - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/d274460/2019_1/2009_kecism.pdfdandelo'nun...

12
ULUSLARARASI •• •• USKUDAR SEMPOZYUMU X 19-20-21 Ekim 2018 BiLDiRiLER I DR. YILMAZ OSKODAR BELEDiYESi

Upload: others

Post on 01-Feb-2021

4 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

  • ULUSLARARASI •• ••

    USKUDAR SEMPOZYUMU

    X

    19-20-21 Ekim 2018

    BiLDiRiLER

    CİLT I

    EDİTÖR

    DR. COŞKUN YILMAZ

    OSKODAR BELEDiYESi

  • ULUSLARARASI ÜSKÜDAR SEMPOZYUMU X

    Yayın Kurulu Prof. Dr. Mehmet Akif Aydın 1 Dr. Coşkun Yılmaz

    Prof. Dr. Cengiz Tomar 1 Prof. Dr. Mehmet İpşirli 1 Prof. Dr. Cemalettin Şahin Prof. Dr. Erhan Afyoncu 1 Prof. Dr. Mustafa S. Küçükaşcı 1 Doç. Dr. Ugur Demir

    Yayın Koordinatörü Serkan Osmanlıoglu

    Görsel Araştırma Serkan Osmanlıoglu 1 Hasan Yapıcı 1 Engin Çetin 1 Coşkun Ünsal 1 Ahmet Önal

    İınla ve Tashih Nusret Gedik

    Fotograf İsmail Küçük 1 SMEY 1 Coşkun Yılmaz

    Üsküdar Belediyesi 1 Müellifler

    Kapak Fotografı Aziz Sıtkı Eskin (Nevmekan Sahil 1 Üsküdar)

    Tasarım

    Özkul Eren

    Uygulama Bülent Avnamak 1 SMEY

    Baskı ve Cilt FCREKLAM

    Aydıntepe Mahallesi Coşkun Sokak No: 24 Tuzla 1 İstanbul

    ISBN: 978-60.5-9719-32-2 İstanbul, Ocak' 2d19

    Kitabın telif hakları Üsküdar BelediyesFne aittir, tamamı veya bir kısmı izinsiz basılamaz, çogaltılamaz, kaynak gösterilmeden iktihas yapılamaz.

    ÜSKÜDAR BELEDİYESİ Mimar Sinan Malı. Çavuşdere Cad. No: 35

    ÜSKÜDAR 1 İSTANBUL

    Tel: 0216 531 30 00 • Faks: 0216 531 32 25

  • ıv. Haçlı Seferi'nde Üsküdar ve Çevresi

    D O Ç. DR . MURAT KEÇiŞ Muğla Sılkı Koçman Üniversitesi

    O sımlru·da, iyi havasından ve sükiuıetinden yararlanmak üzere, şimdi Skutarion deni-len Dama/is yanındaki samyda oturmaktaydı; çünkü hasta ve bakıma ihtiyaç duyan bir

    adamdı. Onun emri üzerine bütün büyük ruhaniler ve bütün ünlü bilginler deniz yolun-

    dan oraya geldiler. 1

    Bizans İmparatorluğu'nun başkenti Konstantinopolis, 11 Mayıs 330 yılındaki törenle açılışından 1203'teki IV Haçlı Seferine kadar geçen süre içerisinde bir-çok kuşatmaya ugramışsa da hiçbir zaman istila edilememiştir. Başkent ilk defa büyük bir badire ile 1203-1204 yıllarında karşılaşmıştır. Sözde, Müslümanların elindeki kutsal yerleri geri almak üzere düzenlenen IV Haçlı Seferi'nde Kato-lik Hıristlyanlar, Konstantinopolis'i kuşatarak o dönemde en büyük ve en parlak merkezlerinden biri olan Bizans başkentini ele geçirmişlerdir. Bu seferin hemen hemen bütün safalıatı Haçlı seferi tarihi uzmanları tarafından birçok çalışmada ele alınmış olmasına ragmen, Konstantinopolis merkezli Haçlı-Bizans tarih yazıcılığının perileri olarak gördükleri Üsküdar ve çevresinin önemi tüm yönleriyle henüz degerlendirilmemiştir.

    Öncelikle şunu belirtmek isteriz ki; bu sefer hakkındaki bilgilerimiz temelde şu üç tarihi kaynaga dayanmaktadır: Bu Haçlı seferine iştirak etmiş yüksek rütbeli

    1 N iketas Khoniaıes. Historia (loannes •·e Manuel Konmenas Devirleri), çev. Fikrtı lşılıan, Ankııro 1995, s. 150-151.

  • M. S. ll. Yüzyılda İstanbu l

    0SK00AR SEMPOZYUMU X

    askerlerden Villehardouin'li Geoffroy eseri, Clari'li Şövalye Robert'in hatıraları

    ve son olarak XII-Xlll. yüzyılın en önemli Bizans tarihçisi Niketas Khoniates'in

    tarihi kayıtları.

    IV Haçlı Seferi'ni anlatan Villerhardouin'li Geoffroy hatıralarından anlaşıldıgma göre Skutarion Sarayı, Haçlıların gemilerinin kolayca çıkarma yapabilecekleri

    bir yerde, Konstanlinopolis'in hemen karşı kıyısında bulunuyordu. Haçlı soylu-larının bir süre için Skutarion imparatorluk sarayında yerleştiklerini kaynağımız bildirmektedir. Bu çalışmada, IV Haçlı Seferinde Üsküdar ile çevresinin önemi

    ve rolü, Haçlı tarihçisinin İrnparator Aleksios'a ait oldugunu belirttiği sarayın önemi, Bizans ve Haçlı kaynaklarında yer alan bilgiler çerçevesinde değerlendi

    rilecektir.

    Eskiçağda adı "Altm Şehir" anlamına gelen Khrisopolis olan Üsküdar'ın belli bir

    kısmı ise Skutarion (Skutarion kelimesi Roma döneminde askeri birliklerin bu-lunduğu yeri ifade etmekten kaynaklanmış olabilir.) olarak tanınmıştı. İmparator Konstantinos'un ölümünden birkaç yıl sonra onun hayahnı yazan anonim yazar,

    Konstantinopolis'in kuruluşunu İmparatorun 18 Eylül 324 tarihinde Üsküdar (Khrisopolis) Savaşı anısına olduğunu yazmaktadır.2 Daha önceleri Bizans impa-

    ratoru I. Manuel Komnenos'un (Hakimiyeti: 1143-1180), hayatının son yıllarında sağlığının bozulması üzerine temiz havasından ve sessizliğinden istifade etmek üzere Skutarion (Üsküdar)'daki bu sarayda kaldığını bilmekteyiz.3

    2 Turhan Kaçar, ··üskOdar Savaşı ve Bizans'ın Temelleri", OslcOdar Sempozyımıu 1 Bildiriler, C. I, istanbul 2004, s. 21-29.

    3 Tarihi yarımada dışmda impnnnorların avlannıak, başkcnncki bir salgın hastalıkinn uzak durabilmek, dinlcnınek anıncıyla hem Trakya'da

    44

  • IV . HAÇLI SEFERI ' NOE ÜSKÖDAR VE ÇEVRESI

    İstanbul tarihi çalışmalarıyla dünyanın en önemli isimlerinden biri olan ve 28 Mayıs 2018 tarihinde aramızdan ayrılan Prof. Dr. Semavi Eyice'ye göre, Anadolu yakasındaki Üsküdar topografya bakımından zaman içinde pek fazla değişiklige ugramamıştır. Kayda deger en önemli degişiklik Ankara yolunun yapımı sırasında yaşanmıştır. İkinci önemli değişiklik ise daha önceleri kıyıya dik yamaçlar halinde inen Salacak kıyılarının çok yakın tarihlerde önlerinin daldurulması su-

    retiyle oluşmuştur.4

    Öncelikle IV Haçlı Seferi'nin seyri ve bu seferde Üsküdar'ın önemi üzerinde du-racagrnuzdan Haçlı ordularının Konstantinopolis'e geliş sürecini genel hatlarıyla izah etmenin faydalı olacagını düşünüyoruz. s Modern tarih yazıcılıgmda Bizans İmparatorlugu olarak adlandırılan Dogu Roma İrnparatorlugu, Ortaçag tarihi bo-yunca dogudan ve batıdan gelen kuşatmalarla karşılaşmakla beraber hiçbir va-

    kit bir yabancı kuvvetin istilasına ugramamıştır. Konstantinopolis kuruluşundan beri ilk defa büyük bir badire ile 1203-1204 yıllarında yüz yüze gelmiştir. Müs-lümanların elindeki Kutsal Toprakları almayı hedefleyen Katalik Hıristiyanların düzenlediği bu seferde Haçlı birlikleri Konstantinopolis'i kuşalarak o dönemde en görkemli kentlerden biri olan başkenti ele geçirmiş, korkunç bir şekilde yag-malamış bütün zenginliklerini ele geçirrniştir. Bu sefer neticesinde Bizans başkenti Katalikler tarafından ele geçirilmiş ve 57 yıl süreyle 3 farklı merkezde var-lıgını devam ettirmeye çalışmıştır.

    1203'te görünüşte kutsal bir gaye ile hazırlanan IV Haçlı orduları, Adriyatik kı

    yısında yine bir Hıristiyan kenti olan Zara'yı ele geçirip yagmalamakla yola çıkmıştır. Seferin baş finansörü ve provokatörü Venedik Dükası Enrico Dandalo'nun Bizans ile geçmişten kalan bir hesabı vardı. Bu sefer Bizans'a karşı yönelmiş ve

    1204 yılında da Konstantinopolis Latinlerin eline geçerek Bizans İmparatorlugu dagılmış, topraklarının çeşitli yerlerinde batılı şövalyeler geniş arazileri ele geçiT-miştir. Bu sefer sonucunda Konstantinopolis'te kurulan Latin İmparatorlugu'nun başkenti haline gelmiştir. Bu Latin dönemi 57 yıl sürmüş, nihayet 1261 yılında VIII. Mikhail Palaiologos sessiz sedasız Konstantinopolis'i geri almıştır. Bu şekilde 1453 yılına kadar devam edecek Bizans İmparatorlugu'nu başkentine geri taşımıştır.

    hem deAnadolu yakasında çeşi11i Proasteion adı verilen saraylannın oldu~unu biliyorw_ GOlgün Köro~lu, "lstanbul'daki Bizans Imparatorluk Saraylan", Osmanlı Bankası Arşiv ve Araştınna Merkc-d'nde yapılan konuşma metni , s. 3.

    4 Sema vi Eyice, Tari/ı Boyuneo lsumbul, ls tanbul 2006, s. 17.

    5 Semavi Eyice IV. Haçlı Scferi ile ilgili kaleme aldığı makalesinde bu sUreci çok detaylı bir şekilde izah etmiştir. Scmavi Eyicc, "Bizans

    lmparatorluğu'nuıı ÇökOşOııOn Bnşlongıcı", Dfvôn ilmi Araştırmalar, S. 16 (2004/ 1), s. 183-208.

    / 45

  • 0SK00AR SEMPOZYUMU X

    Aslında rv. Haçlı Seferi'nin başkent Konstantinopolis'e yönelmesinin ardında birçok sebep vardır. Ö:.ı:ellikle I. Manuel'in ölümüyle başlayan taht kavgaları, is-yan girişimleri, iç savaş Bizans'ı istilaya hazır hale getirmiştir. Komnenos ailesi ile Angelos ailesi arasında yaşanan kanlı rekabet Enrico Dandolo'ya aradıgı fırsatı tanımıştır. 1195 yılında Bizans İmparatorlugu'nun başında Angelos Haneda-nından III. Aleksios ve eşi Euphrosina bulunuyordu. Fakat aşırı serbest bir im-paratoriçe, kabiliyetsiz bir imparator ve bu idareden memnun olmayan bir halk kitlesi bulundugu sırada Batıda çok önemli gelişmeler yaşanmaktaydı.

    Aynı dönemde Batıda yeni bir Haçlı seferinin hazırlanmasına başlanmışlı. Fakat bu Haçlı ordusunun yola çıkabilmesi için her şeyden önce kara yolu ile orduların sevkiyalında yaşanan problemler sebebiyle gemi lazımdı. Bu imkanları ancak Ve-nedik saglayabilirdi. Venedik Dükası Enrico Dandolo (1107-1205)'nun iki arzusu vardı. Bunlardan ilki büyük kin besledigi Bizans İmparalorlugu'nu ele geçirmek, diger amacı ise Venedik'e ait iken Macar egemenliğine giren Zara kentinin geri alınması idi. Dandelo'nun Bizans'a karşı düşmanlıgmm, daha önce İmparator I. Manuel Komnenos döneminde elçi olarak geldiginde gözlerinin bir dereceye kadar kör edilmesinden dolayı olduğu düşünülmektedir. İşte tam bu sırada hazırlanınakta olan Haçlı Seferi Dandolo'ya aradıgı fırsatı vermiştir. Haçlı komutanıarına belli şartlar altında bu seferi finanse edebilecegini bildirmiştir. Yapılan anlaşmaya göre, Venedikliler 50 gemi telnin edecek ve dokuz aylık iaşeleri ile birlikte 4.500 şövalye ve 20.000 piyadeyi nakledecekti. Fakat buna karşılık kendilerine 85.000 altın ödenecek ve işgal edilecek yabancı memleketlerden ellerine geçecek ganimetierin yarısına ortak olacaklardı. Aslında bu anlaşma Haçlı Seferinin bütün kontrolünü Venedik'in eline vermek anlamına geliyordu. Haçlılar artık Venedik'in kontrolün-deydi. Haçlı ordusu Venedik'te toplanır toplanmaz hazırladıkları gemilerin karşılıgmda 85.000 altını talep etmiştir. Şövalyeler neleri varsa vermelerine ragmen bu parayı karşılamaları mümkün gözükmüyordu. İlk hedef Zara kenti oldu. Her ne kadar Papa bu kente saldırmaktan şövalyeleri vaz geçirmeye çalışmışsa da bunda başarılı olamamıştır. Zara büyük bir yagma ya ugra mıştır. Hatta k en l yagmalanırken askerler arasmda çıkan çatışmalarda da birçok kişi ölmüştür. Konstantinopolis'te yaşanan Angelos-Komnenos kavgasından sonra kentten kaçan rv. Aleksios, baba-sını kurtarması için Alman Kralı Filip'e sıgınmıştı. Haçlıların da sefer sırasında bu kavgayı kendi menfaalleri için kullanmak istemeleri son derece dogal bir sonuçtu. Clari'li Robert durumu şu şekilde aktarmaktadır:

    46

    "Efendiler, geçen sene Noel'de Almanya'da, imparatorun sarayında bulunuyordum. Orada Almanya imparatorunun karısının kardeşi olan genç bir adam gördüm. Bu

  • IV . HAÇLI SEFERI ' NOE 0SKÜOAR VE ÇEVRESI

    delikanlı Konstantinopolis imparatoru İsaakios'un oğluydu. İsaakios'un kardeşi iha-net etmek suretiyle Konstantinopolis imparatorluğunu ele geçirmişti. Bu genç adamı

    yanımıza alabilirsek, Konstantinopolis'e gidip erzakrmızı ve ihtiyacımız olan başka şeyleri temin edebiliriz, çünkü imparatorluğun hakiki varisi odur."6

    Haçlı seferini fırsata dönüştürmek isteyen Aleksios ise babasını kurtarmak ve tahta

    çıkarmak için Haçlılardan yardım talep etmiştir. Bu yardımı karşılığında Haçlı or-dusuna belki de hiçbir zaman sağlamayacağı 200.000 altın teklif etmiştir. Hatta bir sene müddetle bütün Haçlı donanma ve ordusunu besleyecek, Haçlı ordusu Suriye üzerine yürürken kendisi de 10.000 kişilik bir kuvvetle bu sefere katılacak, ayrıca bütün hayatı boyunca, Filistin'de çarpışan 500 batılı şövalyenin masraflarım kar-şılayacak ve Bizans halkına Katolikligi resmen kabul ettirecekti. Bu taahhütlerini

    yerine getirmesinin imkansız olduğunun farkındaydı. Ümitsizlik içinde her şeyi vaat edebilirdi. Sefer hem Haçlılar, hem de Venedikli Dandole için ganimet elde etme harekatına dönüşmüştür. Konstantinopolis'te meşru imparator III. Aleksios

    6 Robert de Clari, istanbul'un Zapu (1204). çev. Beynun A.kyavaş, Ankara 2000. s. ı 0-11.

    1 47

    Raçlı şovalyelerinin

    yanan şehre girişi, Eugene Delacroix

  • ÜSKÜDAR SEMPOZYUMU X

    xv. Yüzyılda Papaya elçi göndererek bunu durdurmaya çalıştıysa da başarılı olamamıştır. Za-lsıanbul

    ra'dan sonra Durazzo (Draç) ve Korfo kaleleri Haçhlar vasıtasıyla IV Aleksios'a teslim edilmiştir. Aleksios Haçlılar tarafından İmparator ilan edilmiştir.

    1203 yılı Baharında denizyolu ile başkent Konstantinopolis önlerine gelen Haç-lılar önce Marmara'ya girerek Yeşilköy önlerine gelmişler ve bir müddel sonra da

    buradan hareket ederek Boğaziçi'nin dogu tarafındaki Peraia şehrin "öteki tara-fı" olarak isimlendirilen Khalkedon'a (Kadıköy) koyuna demirlemişlerdir. Önce

    kürekli savaş gemileri gelip her çeşit atış menziHnin dışında demir attılar (24 Haziran 1203) . Dmmon'lar7 ise Skutarion'un önünde durdular8•

    7 Dönemin donanmasının temelini oluşturan, boyu 40 metre, genişligi 5,5 meıre, iki kısa kürekçisi, iki bazen de Oç dire~i olan, hı7lı s~vnş

    gemilerine verilen isiındir. Nikl'las Klıoniates'in Hi.ytoria'sı (1195-1206)/stanbu/'ım Haçlılar Tamfından YağmalanmliSı, çev. Işın Demirkent,

    istanbul 2004, s. 2 52.

    8 Haçlı donanmasının bütün gemileri Haziran ayı onasıııda Abidos'ta bir araya geldiler. 23 Haziran'da donanına Istanbul 'un 8-10 kın. ba-

    tısında ve Marmara kıyısındaki Aziz Stephanos Manasıın önüne vardı. 24 Haziran'da ise Kadıköy linünde demir aııp kamp kurdular ve iki

    gün sonra da. 26 Haziran 'da Osküdar kıyısına kadar ilerlediler. 1 Teınmu7'da ise Bizans ile ilk çaıışma vuku buldu. Nilceıas Khoniotcs'in

    Historlo'sı (1195-1206)İstanbul 'un HaçlılarTarafından Ya~mataınnası, s. 109-110. Donald E. Qucller-Thomas F. Maddcn, The Fourth Crusade The Conquest ofCollstontinopll', Pennsylvania 1999, s. 108; Charles M. Brnnd, Byzantiımı Confı'onts the West 1180-1204, Cambridge 1968. s. 234 vd.

    48

  • I V . HAÇLI SEFER I' ND E ÜSKÜDAR VE ÇEVAESI

    Haçlı seferinı;ı iştirak etmiş yüksek rütbeli subaymuz Villehardouin'lu Geoffroy bu olayı şu şekilde tasvir eder:

    "136. Böylece ertesi gün de bu sarayda kaldılar ve üçüncü gün Tanrı onlara iyi bir rüzgar verdi; ve tayfalar denıir alıp yelken açb. Böylelikle boğazdan yukarı çıkıp Konstantinopolis'in bir fersah ilerisine kadar gittiler. İmparator Aleksios'a ait olan ve Scutari [Üsküdar] denen bir saraya vardılar. Naveler, nakliye gemileri ve bütün kadırgalar orada demirledi; ve Halkedonya sarayında kalan tüm şövalye takımı sahil boyunca karadan gitti.

    137. Böylece Fransızların ordusu boğaza, Scutari'ye ve yukarısına yerleşti. İmparator Aleksios bunu görünce kendi ordusunu Konstantinopolis'ten çıkardı ve diger yakada, onların tam karşısında mevzilendi. Toprak zapt edernesilller diye çadırlarını kurdurdu. Fransızların ordusu bulunduğu yerde dokuz gün kaldı ve ihtiyacı olan erzakı edindi ve tüm ordu ihtiyaçlarını karşıladı."9

    Karaya çıkan Haçlı komutanlarının ileri gelenleri Salacak'ta bulunduğu düşünülen Skutarion Sarayına10 yerleşmiş, birkaç gün sonra da Haçlı ordusu karadan Üsküdar'a kadar ilerlemiştir. Bu şekilde başlayan ve büyük düşüşle sonuçlanacak Konstantinopolis'in Latin İstilası sırasında, İlkçağda ve Ortaçağlarda Konstan-tinopolis'i tehdit etmek üzere gelen kuvvetlerin hareket üssü olan Üsküdar ve çevresi önemli rol oynamıştır. Tıpkı daha önceki dönemlerde Doğudan Konstan-tinopolis'i tehdit etmek üzere gelen kuvvetlerin harekat üssü olma özelliğini bu sefer de Batıdan gelen Haçlıların ilk çıkarma yaptıkları yer olarak göstermiştir. Kentin yüz yüze olduğu bu ciddi tehdit karşısında İmparator III. Aleksios, Haçlı komutanıarına elçi göndermiştir. Bütün görüşmeler neticesinde Haçlı orduları 6 Temmuz 1203 tarihinde taarruza geçmişlerdir. Galata'yı ele geçirdikleri gibi Haliç'i kapatan zinciri de kestiler. Venedik gemileri Haliç'e girdiği gibi Fransız şövalyeleri de Kağıthane' den dolaşarak Egrikapı-Ayvansaray ının tıkasından şehri ele geçirmek üzere harekete geçmiştir. Haçlılar şehrin Halice bakan sırtları ateşe vermişlerdir. Şehrin kontrolünü ele geçirdikten sonra IV Aleksios ile babası II. İsaakios Angelos'u müşterek imparator olarak başa geçirmişlerdir. Sözde sükunet sağlanmış gibi görünmesine rağmen Haçlılara verilen vaatlerin yerine getirilmesi imkansızdı. Kent halkı bir an önce Haçlıların kenti terk etmesi için endişe ve korku içerisindeydi. Bu sırada taht degişikliğinden faydalanmak isteyen pek çok kişi yeni imparatorun etrafında kümelenmiştir.

    9 Gcoffroi de Villehardouin-Henri de Valenciennes, Konstontinopolis~e Haçlliar. çev. Ali Berktay, istanbul200 1, s. 66.

    lO Gülgün Köro~lu, " istanbul 'daki Bizans imparatorluk Sarayları", s. 13.

    / 49

  • ÜSKÜDAR SEMPOZYUMU X

    Bu sırada kentte yaşanan gelişmeler halkın endişelerinde haklı olduğunu gös-termektedir. I. Andronikos (1183-85) zamanından beri şehrin içinde Müslüman tüccarlara mahsus küçük bir cami bulunuyordu. Filistin'e giderek oradaki cami-leri tahrip edemeyen Haçlılar hiç degilse bınadakini yok etmek için bu camiye hücurn etmişlerdir. İşin enteresan tarafı Bizans halkı ile Haçlı askerleri arasında bu sebepten büyük bir çatışma çıkmışbr. Haliç sahilinde bulunan bu cami ate-şe verildiginden Agustos rüzgarlarıyla da yayılarak bütün şehri kapladı ve kent enkaza dönüştü. rv. Aleksios'un Katoliklige geçme sözü gerginligi bir kat daha arttırdı. Haçlıların sürekli yagmaları da işin tuzu biberi oldu. 1203'ün yazında Konstantinopolis'teki dururnun oldukça gergin oldugu açıktır.

    Bu arada çok enteresan bir anekclotu hatırlatmak gerekir. Bizans halkı, kentteki kaosun sorumlusu olarak meydanlardan birini süsleyen bir heykeli görmüştü.

    Batı istikametinde kollarını açmış bu heykelin Haçlıları davet ettigine inanan kent halkı devrin kaynaklarından Niketas'ın anlattıgına göre bu heykeli devirip parçalamakla bu uğursuzluğu ortadan kaldıracagmı düşünmüştür. Bundan son-ra yaşanan gelişmeler neticesinde kent büyük bir yagmaya ugramıştır. 12 Nisan 1204 tarihinde kentin kontrolünün tamamen Haçlılara geçtigini biliyoruz.

    Sonuç olarak, IV. Haçlı Seferi Bizans İmparatorlugu'nun çöküşünün başlangıcı olarak kabul edilebilir. Antikçagda Bogazı kontrol eden stratejik bir nokta olma-sı sebebiyle Üsküdar gümrügü, XII. yüzyıldan itibaren Bizans imparatorlarının sayfiye saraylarından birinin burada bulunması ve 626 Avar-Slav kuşatması ve rv. Haçlı Seferi sırasında ise stratejik önemi dolayısıyla Üsküdar önemli bir kent olma özelligi göstermiştir. Tıpkı başkent Konstantinopolis'in kent dokusu-nun müthiş bir tahribata ugradıgı gibi Üsküdar da bu sefer sırasında ciddi hasar gördügünü tahmin edebiliriz. Seferden sonra Üsküdar ve çevresinin akıbetini

    hem mimari eserle:ır anlamında hem de tarihi kaynaklar olarak takip edemiyoruz. Bunun en önemli sebebi az önce söyledigirniz tahribatla dogrudan ilişkili oldu-ğuna şüphe yoktur. Şehirde yaklaşık 5 7 yıl hüküm süren Latinler kalıcı bir iz veya hatıra bırakmadılar. Ortodoks kilise ve manasınlarını kendi mezheplerine uygun olarak kullandıkları gibi diger mimari eserleri de ciddi anlamda tahrip etmişlerdir. Hatta Batılı şövalyeler degerli eşyalarla birlikte bilhassa kiliselerde-ki kutsal kalıntıları (rölik) toplayıp kendi ülkelerine götürdüklerini okuyoruz. Ayrıca Bizans manastırlarının yangınlardan kurtulan kütüphanelerdeki el yazma kitaplardan da bazıları Batıya götürülmüştür. İçlerindeki kayıtlardan bunların bir zamanlar Konstantinopolis'te hangi manastıra ait oldukları tespit edilebilmekte-dir. Batıdaki müzelerde ve özellikle kilise ve manastır hazirelerinde Haçlıların

    50

  • IV . HAÇLI SEFERI'NDE ÜSKÜDAR VE ÇEVRESI

    yagmasından elde ettikleri pek çok eserin oldugu bilinmektedir. Bu eserlerin bir kısmı Fransız İlıtilali sırasından yagma ve tahrip olmuştur. Bugün Ayasofya'nın güney tarafındaki yukarı kat galeride duvar dibinde Henricus Dandolo adı bulun-maktadır. Muhtemelen bu 1847-1849 yıllarında Sultan Abdülmecid yaptırdıgı büyük restorasyon sırasında mimar Gaspare Fossati tarafından yerleştirilmiştir.

    /

    / 51

    İstanbul, Galata, Kadıköy ve Üsküdar'daki yerleşim alanları,

    Hebrew Ünivers itesi