babadenincejilet hediye edeceklerini, yaptıklarını ilanlarla duyurmaya başlamışlardı bile. bu...

5
Bir adam düşünün ki, hayat onu yeniden şekillendirip bir anda Türkiye’nin değer verdiği sanatçılarından biri yapsın. Müslüm Akbaş olarak geldiği dünyadan, Müslüm Baba olarak ayrılacaktı aramızdan ama kalplerimizden değil! İyi ki vazgeçmemiş duygularını mikrofona aktarmaktan. babadenince wordpress.com Müslüm Gürses sitesi Şarkılardan duvarlara, mikrofondan kalplerimize, babalardan çocuklara: Müslüm Gürses Yağız Baştürk | Sami Gökçen | Şive Karataş | Tuğcan Soydan + video

Upload: others

Post on 22-Sep-2020

9 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: babadenincejilet hediye edeceklerini, yaptıklarını ilanlarla duyurmaya başlamışlardı bile. Bu durumu savunma nedenlerini ise “Millet sıkıntılarından kurtulsun, bir an

Bir adam düşünün ki, hayat onu yeniden şekillendirip bir anda Türkiye’nin değer verdiği sanatçılarından biri yapsın. Müslüm Akbaş olarak geldiği dünyadan, Müslüm Baba olarak ayrılacaktı aramızdan ama kalplerimizden değil! İyi ki vazgeçmemiş duygularını mikrofona aktarmaktan.

babadenincewordpress.com

Müslüm Gürses sitesi

Şarkılardan duvarlara, mikrofondan kalplerimize, babalardan çocuklara: Müslüm Gürses

Yağız Baştürk | Sami Gökçen | Şive Karataş | Tuğcan Soydan

+ video

Page 2: babadenincejilet hediye edeceklerini, yaptıklarını ilanlarla duyurmaya başlamışlardı bile. Bu durumu savunma nedenlerini ise “Millet sıkıntılarından kurtulsun, bir an

Eski Yunan’da, Mısır’da, İran’da,Bizans’da değişik biçimlerde var olan arabesk, İslam sanatında daha özgün bir senteze dönüşmüştür. Arabesk

sözcüğü sadece müzik türü değil aynı zamanda ev eşyası, çeşitli süsler, resimli halılar, filmler vb… için de kullanıl-maktadır. 1970’li ve 1980’li yıllarda var olan bir söylem nesnesi haline gelen arabesk kavramının anlam çerçevesi şu şekilde çizilir;

-Köyden kente göç eden bireylerin kendilerini kabul etme, seslerini duyurma ve özel bir kültür oluşturma isteği,-Büyük kentlerin yerlilerinin, yabancılar akınını geri püskürtme çabalarının adı,-Aydınların ayak takımı ve taşra düşmanı elitlere yönelik kamuoyunda gerçekleştirmiş olduğu jestin adıdır.

Türkiye’de arabesk kültürün meydana gelişinde çeşitli sosyal etkenleri saymak mümkündür. Bu etkenler; göç olgusu, gecekondulaşma, sanayileşmeye dayalı kentleşme ve kentlileşmedir. Arabesk müziğin kurucusu olarak bilinen Orhan Gencebay; arabesk müzik kavramına itiraz etmektedir. ona göre arabesk kelimesi ‘arapvari’, ‘arap etkinliği’ anlamına gelmekte olup yapmış olduğu müzik tarzını nitelememektedir. Gencebay, arabesk müzik tarzını nitelemektedir. Gencebay, arabesk müzik kavramının basın tarafından ortaya atıldığına vurgu yapmakta ve Türk müziğinden bağımsız çalıştığını ifade etmektedir. Kırdan kente göç eden kesim, geleneklerini, görenekler-ini, alışkanlıklarını da beraberinde getirmiş, şehir stand-artlarına bir anda alışamamıştır. Bu açıdan köylü-kentli ikilemine düşülmüştür. Kentli olmaya özenen birey için taklit bir yöntem olmuştur fakat ekonomik yapı yetersi-zliğinden bunu başaramayan birey kendisini ifade edecek farklı yollar aramıştır. Bu bağlamda bireyin tek kurtuluş yolu arabesk müzik olmuştur ve böylece arabesk müzik kendine özgü bir kültür oluşturmuştur. Arabesk kültürün ortaya çıkışıyla müzik anlayışı da değişmiştir. 1960’lı yıl-ların sonunda Orhan Gencebay ile gelişen arabesk müzik, Türkiye’nin o dönemki şartları göz önüne alındığında karamsarlık, umutsuzluk, mutsuzluk ve acı gibi öğeleri yansıttığı için Türk halkı tarafından büyük ilgi görmüştür. Bir kaç yıl içerisinde Gencebay’ın yarattığı bu tarz, kırdan kente göç eden gecekondulu gençlerin büyük oranda ilgisini çekmiştir. Kısa bir süre sonra bu türde yeni şarkıcı

ve besteciler çıkmıştır. Bunlar arasında sayılabilecek en önemli santçılar; Müslüm Gürses, Ferdi Tayfur ve İbrahim Tatlıses’tir. zamanla arabesk popüler kültürün vazgeçil-mezi haline gelmiştir. 1950-1960’lı yıllarda başlayan toplumsal hareketler ve göç olgusu arabeskin gelişimini desteklemiştir. Böylece ortak bir kültür oluşmuş ve arabesk kültür popüler bir boyut kazanmıştır. Arabesk müzik farklı beklentileri, ümitleri, korkuları ve isyanları aktaran bir müzik türü olmuştur. Aynı zamanda arabesk müzik halkın beklentileri ve beğenilerine göre kendini şekillendirm-eye çalışmıştır. Arabesk, fakir halkın sığınağı ve umudu konumuna gelmiştir. Bu yüzden yıllardır duyduğumuz ‘baba’ sıfatı, fakir halkın babaları olarak arabeskçilere atfed-ilmiştir. Arabesk müzik zamanla hem kırsal, hem kentsel alanda kitleler yaratmıştır. bunu temel nedeni de popüler kültürdür.1968-1979 yılları arasında özellikle gecekondularda başkaldırı olarak görülen arabesk müziğe TRT hiçbir şekilde yer vermemiştir. Bu yüzden arabesk Türk halkına çekici gelmiştir. Arabeskin gelişimini gören yapımcılar bu alana yatırım yapmış ve arabeske dayalı bir müzik endüs-trisi ortaya çıkmıştır. Arabesk müzik kasetleri, plakları vb… popüler kültürün öğeleri olmuştur. Bu türün varoluş sebepleri arasında, Orta Doğu ve Mısır kökenli müzik anlayışının Türk toplumunu derinden etkilemiş olması da bulunmaktadır. Cumhuriyet döneminden itibaren radyoda doğu müziklerine yer verilmesi, Türk müziği-nin çehresinin değişmesine neden olmuş ve daha çok Anadolu’da varlığını sürdüren arabesk müzik giderek büyük kentlere ve metropollere yayılmıştır. Arabesk müzik ekonomik sorunları, kötü hayat koşullarını, sefaleti, yabancılaşmayı, şehre ait olmamayı, acıları, yoklukları ve aşkı barındırmaktadır. Acı,sefalet ve yoksulluk çerçevesinde ilerleyen arabesk müzik devletin büyük tepkisini çekmiş ve arabesk müziğin engellen-mesine yönelik çalışmalar gerçekleştirilmiştir. bunun sonucunda TRT, 1980’li yıllarda arabesk müziği ya-saklamıştır. Ancak bu yasak sadece TRT bünyesinde gerçekleşmiş, arabesk müzik halkın gözünde giderek popülaritesini arttırmıştır. TRT acısız olarak tabir edilen arabesk müziği yaygınlaştırmaya çalışsa da halk tarafın-dan hiçbir şekilde ilgi görmemiştir. Özellikle, Hakkı Bulut bu tarza yönelik denemeler yapmıştır fakat kısa süre sonra tutmayacağı anlaşılmıştır.

Arabeskin Doğuşu ve GelişimiArabesk, Fransa kökenli bir sözcük olan ‘arabesque’ kelimesinden Türkçe’ye geçmiştir. Bu sözcük güzel san-atlarda ‘Arap usulü’ anlamına gelmekte ve ‘süslemede kullanılan çizilmiş veya oyma süs’ ve ‘bazı çevrelerde çizgilerini birleştiren, resmedilmiş veya oyma bir düzenlemenin temel ritmini meydana getiren ideal çizgi’ şeklinde ifade edilmektedir. sosyal bilimlerde ise arabesk; ‘bozulmuş ve yozlaşmış’ manasını taşımaktadır.

babadenincewordpress.com

Page 3: babadenincejilet hediye edeceklerini, yaptıklarını ilanlarla duyurmaya başlamışlardı bile. Bu durumu savunma nedenlerini ise “Millet sıkıntılarından kurtulsun, bir an

Daha 15 yaşında Adana’da, bir aile çay bahçesinde düzenlenen ses yarışmasına katılan Gürses’i izlemeye gelenler nereden bileceklerdi ki zor zamanlarında

yanında olan kişi olacağını. Daha sonralarda kendi deyimi-yle, “işler iyi gitmediği için” babasının da isteği olan terzi dükkânına dönmek zorunda kaldı. Hayatını değiştirecek haber ise, Gürses’in kapısını çalmak üzereydi. Tanıdığı birinin aracılığıyla Adana’da bir gazinoda başladı mikrofonla derdini anlatmaya. Sesiyle küçük yaşlarda dikkat çeken Gürses, kendi-siyle yapılan bir röportajda o dönemle ilgili olarak şunları söyleyecekti: ‘‘İlkokulu bitirdim. Gerisi yok. Adana'da damda yatarken uzun hava okudum. Arkadaşım halkevine gidiyordu. Ben de gittim ve Çukurova Radyosu'nda sanatçı oldum.’’ İşte o geceden sonra, belki de ondan başka derdimizi anlatamaya-cağımız ve dostluğumuzu onunla birlikte geliştireceğimiz biri, var olmaya başladı hayatımızda. Müslüm Gürses için her şe-yin iyi gittiği sıralarda, “acı” ve “hüzün” hayatını şekillendirm-eye başlıyordu bile. Annesi Emine Akbaş ve kardeşi Ahmet Akbaş’ı toprağa veren Gürses’in annesinin katili ise babasıydı. Gürses babasıyla değil ama, yıllar sonra babasının tabutuyla buluştu. Daha sonra hislerine umut olmasını bekleyenlere yönelip hayatına devam eden Gürses, ilk olarak Akbaş olan soyadını ''Gürses'' olarak değiştirdi. Ardından, şöhretinin ilk yıllarında çıktığı Anadolu turnesi sırasında büyük bir kaza geçirdi. Alın kemiği kırılan Gürses, yaşadıklarını şu şekilde dile getirdi: ‘‘O kazada şoför öldü. Beni de öldü sanmışlar zaten. Sonra alıp hastaneye götürmüşler. Ben ölümü yaşadım aslında. Bana göre yeniden hayata dönmüş olmam, Allah’ın bir lütfudur. Alın kemiğim un ufak olduğu için, en küçük bir darbede ölebilir ya da kör kalabilirim. Ameliyatta alnıma, beynimi koruyacak plaka gibi bir şey taktılar ve o korkunç ka-zadan sonra koku alma duyumu da yitirdim. Hiçbir kokuyu alamıyorum. Neyse, buna da şükür, yaşıyoruz işte.’’ Daha son-raları, TRT Adana Çukurova Radyosu'nda her hafta cumarte-si günü canlı olarak türküler söylemeye başlayan Gürses, 1968 yılından itibaren piyasaya ilk 45'liklerini çıkarmaya başladı. İlk plağı "Emmioğlu Ovada Taşa Basma" oldu. Akabinde ise, İstanbul’da kaydettiği “Sevda Yüklü Kervanlar” adlı şarkısıyla ulaştığı kitle çoğaldı. Daha sonra en önemli çıkışı olarak kabul edilen “Ben İnsan Değil miyim?” adlı albümünü bizlerle paylaştı ve kendisini dinleyen hemen hemen herkesi tek bir soruda birleştirdi: Bir insan yüreğini ve yaşadıklarını kelimelere nasıl bu kadar sığdırır? Şöhret hayatına devam eden Gürses, zaman zaman film dünyası içinde kendine yer bularak ününe ün kattı. İlk filmi “İsyankâr” ile 1971 yılında kamera karşısına geçti ve dönemin şarkılı filmlerine uygun, birçok uzun metrajlı filmde rol aldı. Artık fenomen olmaya

başlayan Gürses, hayranları tarafından “Müslüm Baba” olarak anılmaya başlanacaktı. Müslüm Gürses’in arabesk şarkılarıy-la adeta kendilerinden geçen hayran kitleleri, 90’lı yılların başlarında Gürses’in konserlerine bilet alanlara, yanında jilet hediye edeceklerini, yaptıklarını ilanlarla duyurmaya başlamışlardı bile. Bu durumu savunma nedenlerini ise “Millet sıkıntılarından kurtulsun, bir an için umut dolsunlar” şeklinde ifade etmişlerdi. Bir konserinde sahneye atlayan bir hayranı tarafından yaralanan Gürses, o hayranını affettiğini şu sözlerle açıklamıştı: “Affetmek güzel şey. Af güzel olmasa, Al-lah affetmez. O ki her şeyin sahibi, yerin göğün büyük kudreti, böyle bir iradeyi sunuyorsa bizim de ondan örnek almamız gerek. İnançsız insan yaşayamaz. İnanç olmazsa insan hiçbir şeyden zevk, tat alamaz.” Yaşanan olaylardan sonra “bir bilete bir jilet” konserlerinde, göğsünü kan gölüne çeviren hayran kitlesi yüzünden, ''şarkıları insanları umutsuzluğa sevk ediyor'' eleştirilerine maruz kalan Gürses, “Ne demişiz biz? Bugün batarsa güneş yarın yeniden doğar. İnsanın hayatında neşenin yeri olduğu kadar hüznünde yeri olacaktır'' diyerek karşı çıktı. Bunca sıkıntılarının üzerine artık hayata yön vermesi gereki-yordu Müslüm Gürses’in. Müzik hayatına başladığı yerde, bir Adana turnesinde karşılaştığı Muhterem Nur ile yaptığı evlilik, hayata umutla bakmasını sağlayacaktı. Daha sonralarında ise Gürses, peş peşe çıkardığı ''Benim Meselem'', ''Biz Babadan Böyle Gördük'', ''Esrarlı Gözler'', ''Usta'', ''Şu Dağlarda Kar Olsaydım'' ve ''Tanrı İstemezse'' şarkılarının yer aldığı kasetler büyük beğeni topladı. Müslüm Gürses’in yarattığı bu şarkılarda, aslında herkes kendisine bir yer buldu. Öyle bir söz geçti ki şarkının içerisinde, öyle bir anda aklına getirdi ki yaşadıklarımızı gözümüzün önüne! Belki de “Baba” olmasını sağlayan durumdu bu, bizler için. Gürses’in ileride zamanla yaşayacağı değişime öncülük eden olay ise medyada daha fazla gözler önüne çıkmasıyla başladı. Daha sonra, Nilüfer’in “Olmadı yar” adlı parçasıyla farklı tarz ve türlerde şarkılar seslendirmeye başlayan Gürses, Teoman’ın “Paramparça” ve Tarkan’ın “İkimizin Yerine” adlı şarkılarıyla değişimine devam etti. Müzik dünyası, bu duru-ma bir türlü alışamadı ve bir takım eleştirilere maruz kalan Gürses ise, “Biz değişmedik. Özümüzde aynıyız, ufak tefek alt yapı hadisesinde farklılık göründüyse de biz özümüzü muhafaza ediyoruz. Müsterih olsunlar, bir yere kaybolmadık. Tarzımızdan uzaklaşmak gibi bir gayretimiz çabamız olmadı, olmaz da. Biz o pop şarkıları kendimize has bir şekilde okuy-oruz. Herkes müsterih olsun” şeklinde ifade etmişti. Her türden müzisyenin ve müzikseverin saygısını kazanmış güçlü bir yorumcu, bir fenomen olan Müslüm Gürses, akciğer ve kalp yetmezliği yüzünden 2013 yılında Müslüm Akbaş olarak geldiği dünyadan, Müslüm Baba olarak 59 yaşında hayata veda etti.

Akbaş, Gürses ve Babababadenince

wordpress.com

Page 4: babadenincejilet hediye edeceklerini, yaptıklarını ilanlarla duyurmaya başlamışlardı bile. Bu durumu savunma nedenlerini ise “Millet sıkıntılarından kurtulsun, bir an

Bir dönem yasaklı olmasından dolayı yıllarca 'arabesk kötü bir müzik türü mü?' diye tartışıldı. Eskiden panellerde, açık oturumlarda tartışılan

bu konu artık daha çok sosyal medyada tartışılıyor. Şimdilerde herkes tarafından dinlenen bu müzik türü, eskiden 'minübüs müziği' olarak adlandırılıyordu. Çünkü mekanla müzik arasında bir ilişkilendirme oldu. Bunun sebebiyse arabeskin göçle büyük şehre gelen insanların hikayesini anlatması ve bu insanların şehre çalışmaya giderken minibüslerde bu şarkıları dinlemesinden kaynaklanıyor. Arabeskin oluşturduğu kodlardan bir tanesi de alkol ve müzik olayı. Arabesk dinlerken genellikle ucuz içkiler ya da rakı tercih ediliyor. Örneğin gece kulüplerinde daha pahalı içkiler tercih edilirken rakı tercih sırasında sonda kalıyor. Ama rakı içmeye gidildiği zaman, gece kulüplerinde çalan müzikler yerine arabesk müzik tercih ediliyor. Bu durumu Okan Bayülgen'in Müslüm Gürses'i konuk ettiği programında, masaya rakı koymasından da anlayabiliriz. Tüm bu kodlardan yola çıkarak arabesk müziğin dinleyici kitlesine ulaşmak da mümkün. Bu kitle; hayata isyanı olan, öğrenilmiş çaresizlik yaşayan, kırdan kente göç etmiş ama kendini ne kentli ne kırlı hisseden, yaşamından memnun olmayan, tabir-i caizse arafta kalmış insanlardan oluşuyor. Çünkü arabesk şarkılarının sözleri incelendiği zaman, ortaya çıkan tek ortak nokta isyan.Bu isyan kimi zaman bir sevgiliye, kimi zaman kadere kimi zaman da yaratıcıya olabiliyor. Sosyolog Nuran Erol Işık'a göre; arabesk müzik insanların acısını hafifletiyor. Çünkü dinley-iciler, bu müziği kendi hayatıyla özdeşleştiriyorlar.İnsanlar bu şarkıları dinlerken kendilerini yalnız hissetmiyor ve hayatta benim gibi başka insanlar da var diye düşünüyorlar. Çünkü arabesk şarkıların sözleri, tam da onlar için yazılmış. Gazeteci Mustafa Oğuz'a göreyse bu bir kaçış yolu ve acılarını hafiflet-mek yerine arttırıyorlar. Çünkü arabeskin insanlar-da yarattığı duygu acı olduğu için, neşelenmek için dinlenmez. Onların haykırış biçimi bu ve içlerindeki öfkeyi böyle ortaya koyuyorlar. Hayatta bir çıkış yolu bulamayan, örgütlenip kendini alanlarda ifade ede-meyenler ezilmişliklerini isyanlarını arabeske sarılarak

atıyorlar.Yani bu konuda çeşitli görüşler olmasına rağmen karşıt iki görüşü bir araya getiren duygunun isyan olduğunu anlıyoruz. Müslüm Gürses ise ar-abesk camiasında önemli bir rol oynuyor. Arabesk sanatçılarının arasında, toplumsal hiyerarşinin en alt tabakasını temsil ediyor. Dinleyicileri de onu çok sahici bulduğu için, kendi derdini en iyi anlatanın o olduğunu düşündüğü için, Gürses'e koşulsuz çıkarsız bir sevgi besliyor. Müslüm Gürses'in 'baba' lakabını almasının sebebi de tam olarak bu durum. Bu din-leyiciler öğrenilmiş çaresizliklerini bu müzik yoluyla ifade edebiliyor. Aslında buradaki önemli nokta bu insanların bir yere ait olma isteği. Çünkü genellikle dinleyiciler, bir yere ait olamamış insanlardan oluşuy-or. Konu Müslüm Gürses'e gelince burada önemli bir olay da devreye giriyor. İnsanların kendilerini jile-tlemesi. Konserlerinde yaşanan bu olaylar yüzünden Müslüm Gürses için, en isyankar dinleyici kitlesine sahip olan isim bile diyebiliriz. Kendisi bir röportajın-da bu konudan hiç hoşlanmadığını, sevenlerini sürekli uyardığını söylese de burada incelenmesi gereken konu, Müslüm Gürses insanlara ne hissettiriyor da bu insanlar kendilerini jiletleyecek duruma geliyor-lar? Neden Orhan Gencebay değil Müslüm Gürses? Bu konuda çok çeşitli söylemler olmasına rağmen, Sosyolog Nuran Erol Işık, bu olayın mazoşizm ol-madığını söylüyor. Işık'a göre, bu dinleyciler kendine acı vermek istediği için faça atmıyorlar.Bu tamamen kendini kabullendirme isteği. Çünkü Müslüm Gürs-es'in büyük bir dinleyici ve hayran kitlesi var. Ve bu kitlenin de kendi içinde oluşturduğu bir hiyerarşi var. Bu hiyerarşide üst sıralarda olmak ise polisle bir olay yaşamaktan geçiyor. Bu durum için de jilet olayı kaçınılmaz bir fırsat. Çünkü konser sırasında kendini jiletleyen biri olduğu zaman polis onu alıp götürüyor. Bu da hayranlar arasında tanınılmasını sağlıyor. Yani jilet olayı bir mazoşizm ya da sevgi gösterisinden çok, kendi statüsünü yükseltmek için yapılan bir durum. Burada yine aynı noktada buluşuyoruz. Bu müziğin ve Müslüm Gürses'in dinleyici kitlesi; bir yere ait olama-mış ama ait olmak isteyen insanlardan oluşuyor. Ve bu müzik onların kendini ifade edebilmesi için bir fırsat.

Neden Müslüm Gürses?babadenince

wordpress.com

Cumhuriyet tarihinin en uzun soluklu müziği arabesk, TRT'de yasaklandıktan sonra da insanlar arabeskten vazgeçmedi. Hatta yasağa olan arzuyla daha çok dinlenmeye başladı. Ülkede en çok satılan plaklar arabesk plaklarıydı. Yasaklı olmasına rağmen yılbaşı geceleri TRT'de Orhan Gencebay, Kibariye gibi isimler gösterilirdi ve o gecelerde insanlar televizyon başına kilitlenirdi. Bu durum o dönemdeki arabesk ve devlet ilişkisinin tuhaflığını gözler önüne serse de, burada incelenmesi gereken derin bir sosyolojik boyut var. 'İnsanlar arabeske neden ihtiyaç duyuyor?'

Page 5: babadenincejilet hediye edeceklerini, yaptıklarını ilanlarla duyurmaya başlamışlardı bile. Bu durumu savunma nedenlerini ise “Millet sıkıntılarından kurtulsun, bir an

Arabeskin hayatımıza girişi ile bu tonlar ve müzik yapısı bizlerin kalbine işlemiş ve yalnızca müzik ile kalmamış hayatlarımıza film gibi yollarla da

girmeyi başarmıştır.

Diğer müzik türlerine olan etkisiyle de arabesk müzik çeşitlenmiş ve örneğin Erkin Koray’ın arabesk-rock tarzı ile dertlerimize bir kez daha ortak olmuştur. Erkin Koray’ın öncülüğünde başlamış bu müzik akımı. Erkin Koray’ın elektronik bağlamayı icat etmesi sonucu, bu müziği geliştirmiş ve çok sevilen şarkıları bizlere armağan etmiştir. Şaşkın, Arap Saçı, Fesupanallah ve Sevince bu şarkılardan sadece bir kaçıdır.2000’li yıllarda arabesk müziğin popüleritesini kaybetmiş olması bazı arabesk müzik sanatçılarını şarkıları yeniden düzenleme anlamına gelen “cover” şarkılara yöneltmiştir bazı arabesk müzik sanatçıları ise diğer müzik türlerine geçiş yapmışlardır. Müslüm Gürses de yaptığı coverlar ve o sevdiğimiz sesiyle bu sefer herkesin kalbine dokunabilmiştir. Şebnem Ferah’ın çok sevilen ve özellikle gençlerin diline pelesenk olmuş “Sigara” şarkısı, Teoman’ın efsaneleşmiş “Paramparça”sı Müslüm Baba’nın rock şarkılardan yaptığı coverlardır. Yine efsaneleşmiş ve

her kesimin çok sevdiği “Tutamıyorum Zamanı” şarkısı da Müslüm Gürses tarafından yeniden yorumlanmış ve bu şarkıyla da kendi duygusunu bizlere verebilmiştir. Müslüm Gürses’in coverladığı bu şarkılarında aslında isyan içermektedir ve bu yüzden Müslüm Baba aslında çizgisinden çıkmamıştır. Günümüzde arabesk müzik için kimse kendini jiletlememektedir ancak arabesk müziğin Serkan Kaya gibi yeni gelen isimleri Türkiye’nin özellikle genç kesimi tarafından oldukça dinlenilmektedir. Geçmişten günümüze bakıldığında arabesk müziğin dinleyici kitlesi oldukça değişmiş ve yoksul insanların müziği çizgisinden uzaklaşmıştır. Müzik piyasalarında son dönemde peş peşe çıkan arabesk albümler, acaba arabeskin altın çağı yeninden mi geliyor sorusunu aklımıza getirmekte. Yeni dönem çıkan albümlerde ki arabesk müziğin değişen altyapısı günümüzün genç kesimi için sevilen bir müzik türü haline getirmiştir. Diğer bir yandan ise İstanbul Arabesque Project gibi grupların kendi tarzlarıyla yaptıkları cover şarkılar, gençlere arabesk müziği sevdirebilmiştir. Ülkenin özellikle zor zaman geçirmesiyle birlikte arabesk müziğe daha çok ihtiyaç duyduğunu düşünürsek, arabesk müziğin yeniden hayatlarımıza girmemesi içten bile değil…

Geçmişte uğruna jilet sattıran Müslüm Gürses ve altın çağını yaşayan arabesk müzik, günümüzde aynı dinleyici kitlesine sahip değildir. Geçmişte genellikle yoksul kesimin ve aşk acısı çeken insanların dinlediği arabesk müzik ve bu müziğin dinleyici kitlesi, yıllar sonra yani günümüze gelindiğinde ise değişiklik göstermiştir.

Geçmişten Günümüze Arabeskbabadenince

wordpress.com