antalya kültür turizm dergisi 17. sayı

156

Upload: rkrenklikalem-medyagrubu

Post on 09-Mar-2016

302 views

Category:

Documents


12 download

DESCRIPTION

Antalya Valiliği İl Kültür ve Turizm Dergisi 17. Sayı

TRANSCRIPT

Page 1: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı
Page 2: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı
Page 3: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

1ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 4: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

Antalya Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü adınaİmtiyaz Sahibi / Genel Yayın Yönetmeni Publisher / Executive Editor

İbrahim ACAR İl Kültür ve Turizm Müdürü Provincial Director of culture and Tourism

Yayın Editörü ve Yayın Kurulu Başkanı Publication Editor and Chairman of Editorial BoardSerdal KURTİl Kültür ve Turizm Müdür Yardımcısı Assistant Director of Culture and Tourism

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü / Managing EditorBirsen ÇEÇEN İl Kültür ve Turizm Şube Müdürü Departmental Director of Provincial Culture and Tourism Directorate

DANIŞMA KURULU / CONSULTATIVE BOARDİlknur SELÇUK KÖKER İl Kültür ve Turizm Müdür YardımcısıAssistant Director of Culture and Tourism

Prof.Dr.Burhan VARKIVANÇ Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Akdeniz University, Faculty of Literature

Prof.Dr.Nevzat ÇEVİK Akdeniz Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Akdeniz University, Faculty of Archeology

Yrd. Doç. Dr. Cemali SARIAkdeniz Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Akdeniz University, Faculty of Education

Osman AYIK TÜROFED Başkanı Chairman of Türofed

Sururi ÇORABATIR AKTOB Başkanı Chairman of AKTOB

Hüseyin ÇİMRİNKent Tarihçisi, Araştırmacı ve YazarUrban Historian, Researcher and Author

YAYIN KURULU / EDITORIAL BOARDMelike GÜL Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürü Director of Regional Committee of Cultural

Emine TUĞRUL İl Kültür ve Turizm Şube Müdürü Departmental Director of Provincial Culture and Tourism Directorate

Mesut ÖZEN İl Kültür ve Turizm Şube Müdürü Departmental Director of Provincial Culture and Tourism Directorate

Aysun ÇOBANOĞLU İl Kültür ve Turizm Şube Müdürü Departmental Director of Provincial Culture and Tourism Directorate

Mustafa DEMİREL Antalya Müze MüdürüDeputy Director of Antalya Museum

Selvihan KÖLEOĞLU Kültür ve Turizm Uzm./Mimar(Ant.Rölöve ve Anıtlar Müdürlüğü)Culture and Tourism Spe./ Architect-(Mon.Rel. and Monuments Dir.)

S.Hakan SEVEN İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Enformasyon Memuru Inf. Officer of Provincial Culture and Tourism Directorate

Serel ALPAY İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Mütercimi Translator of Provincial Culture and Tourism Directorate

ISSN: 977-1309-890X

www.antalya.gov.tr - antalyakulturturizm.gov.tr

Ajans Başkanı / ChairmanÖzer KESTANE

Yayın Koordinatörü Editorial CoordinatorDerya ŞAHİN

Haber Merkezi / InterviewerÖzgür ÖNDER Onur ŞAN

Grafik Tasarım / Graphic DesignRahşan AKSOYNeslihan EDİZ

Çeviri / TranslationRoxanne Yurchak

REKLAM / ADVERTISING

Reklam Koordinatörü Advertising CoordinatorDerya ÇOLAK

Reklam Direktörü / Advertising DirectorGüliz İLGEN

Müşteri Temsilcileri Customer Represantativesİrfan IŞIKFerzan YAPKUÖZ

Renkli Kalem Medya Grubu Antalya Temsilciliği

Elmalı Mahallesi Hükümet Caddesi Sıdıka İş Merkezi Kat:2 No:18 Muratpaşa / ANTALYA0242.242 03 05www.renklikalem.com.tr e-posta:[email protected]

Yayın Türü: Süreli Yerel

Baskı Yeri / Printing : Lamineks Matbaacılık Dijital Baskı İşl. San. Tic. Ltd. Şti. Tel: 0 232 433 33 55

Baskı Tarihi / Printing Date:

ANTALYA KÜLTÜR VE TURİZM DERGİSİ

ANTALYA CULTURE & TOURISM MAGAZINE

YAPIM / PRODUCTION

İÇİNDEKİLER / CONTENTS

AntiocheiaKorsanların kentiThe city of pirates

46

2 ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 5: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

20

118

98

84

106

114

88

122

128

138

54

62Portakal diyarı Finike

The land of orange

42

Water sports for an enjoyable vacation Keyifli bir tatil için su sporları

Karla kaplı zirvede şenlik heyecanı

Festivities on a snow covered summit

EXPO 2016 alanına ilk kazma vurulduConstruction begins at the EXPO 2016 area

Likya’da bir günA day in Lycia

Gidenlerin anısınaCommemorating the dead

Myra’nın kehanet merkezi:SuraMyra’s prophecy center

Aspendos’ta festival başlıyorFestival begins at Aspendos

Üç medeniyetin tanığı Saat KulesiThe Clock Tower: Witness of three civilizations

Cilalı taş devri insanlarının sığınağı The shelter of Stone Age people

Akdeniz’in sevimli sakinleriMediterranean’s cute inhabitants

Kentin yanı başında bir doğa harikası A wonder of nature next to the city

Kozalar çiçek açtıPods have blossomed

3ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 6: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

The intoxicating smell of the orange blossom

The sun has begun to illuminate the lands surrounded by the Mediterra-nean and the mountains. The sea wind which has started to blow slowly has carried the coolness of the Mediterra-nean to the inner areas. The untapped geography breathed some air with the arrival of the wind. The smell of orange blossoms scattered to the en-tire region thanks to these winds. The thin sands on kilometer long beaches and wild flowers that bloomed in bays danced in harmony, accompanied by the smell of the orange blossoms.

In this issue, we opened our pages to Finike. We took a trip from the beaches of Finike covered in thin sand all to the way to its snow covered mountains. We discovered the orange groves that crown fruitful plains and the hidden treasures inside mountains. We came to in the cold waters of Aykırtça after being intoxicated by the

beauty of the bays. We daydreamed in Gökbük Canyon which was formed by the creek. We couldn’t help but admire the magnificence of historical struc-tures at the Arykanda antique city. We couldn’t get enough of the untapped natural beauties in Finike that is mixed up with the borough’s profound his-tory.

After an extensive research, we real-ized that Finike was no less important than the other boroughs in Antalya with its bays, antique cities, oranges, mysterious underwater cave and many other important assets. We also intro-duced Antalya’s other touristic assets besides Finike. As you are reading this magazine, we will be journeying to another part of Antalya. We will try to introduce the other beauties of Antalya with unending excitement. We would like to thank all our contributors and supporters.

EDIT

OR

IAL

4 ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 7: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

Portakal çiçeğinin büyülü kokusuUsulca yükselen güneş, Akdeniz’in ve dağların çevirdiği toprakları iyiden iyiye aydınlattı. Hafif hafif esmeye başlayan meltem, Akdeniz’in serinliğini dalgala-rın dövdüğü kıyıdan alıp, içerilere, çok içerilere götürdü. Daha el değmemiş coğrafya, meltemin serinliği ile nefes aldı. Portakal çiçeklerinin, en güzel parfümleri kıskandıran kokusu her gün aynı saate çıkan meltemle dört bir yana dağıldı. Kilometrelerce uzanan sahilin incecik kumları ve koylarda açan kır çi-çekleri, meltemle birlikte portakal çiçeği kokusu eşliğinde ahenkle dans etti.

Her sayısında Antalya’nın bir ilçesini tanıtan dergimiz bu sayısında sayfa-larını Finike’ye açtı. Finike’nin incecik kumlarıyla kaplı sahilinden, zirvesi karla kaplı dağlarına keyifli bir yolcu-luk yaptık. Bereketli ovayı kaplayan portakal bahçelerini ve dağların arasın-da gizli cevherleri sizler için keşfettik. Koyların baş döndürücü güzelliğinin sarhoşluğunu, Torosların zirvesine ya-kın noktada, kayalıkların arasından her

daim fışkıran Aykırtça’nın buz gibi sula-rında attık. Kaynak suyunun meydana getirdiği çayın oluşturduğu Gökbük Kanyonu’nda masalsı rüyalara daldık. Kayalıkların üzerine kurulu Arykanda Antik Kenti’nde zamana meydan oku-yan yapıların büyüsüne kapılmaktan kendimizi alamadık. Finike’nin köklü tarihiyle yoğrulmuş bereketli toprakla-rındaki el değmemiş doğal güzelliklerin tadına doyamadık.

Günler süren çalışmalarımız sırasında Finike’nin koyları, antik kentleri, vitamin deposu portakalları, gizemli su altı ma-ğarası ve bu satırlara sığdıramadığımız değerleriyle Antalya’nın diğer desti-nasyonlarını aratmayacak bir turizm potansiyeline sahip olduğunu gördük. Finike’nin yanı sıra Antalya’nın birçok değerini sayfalarımıza aktardık. Siz bu satırları okurken, biz çoktan yine yolla-ra düşmüş olacağız. Bitmeyen heyeca-nımızla sizlere Antalya’nın güzelliklerini aktarmaya çalışacağız. Katkı ve destek verenlere teşekkürler.

EDİT

ÖR

DEN

5ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 8: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

Büyükelçi Gongulee Antalya’daAmbassador Gongulee was in Antalya

Kısa süre önce göreve gelen Hindistan’ın Ankara Büyükelçisi Susmita Gongu-lee, Antalya Valisi Dr. Ahmet Altıparmak’ı ziyaret etti. Hindistan ile Türkiye arasın-da ticaret, sanayi ve turizm alanında ciddi bir potansiyel olduğunu kaydeden Büyükelçi Gongulee, bu potansiyelin nasıl daha iyi değerlendiri-lebileceği konusunda görüş alışverişinde bulunmak için Antalya’ya geldiğini kaydetti. Ziyaretten dolayı memnuniye-tini dile getiren Antalya Valisi Dr. Ahmet Altıparmak, Büyü-kelçi Gongulee’nin ilişkileri geliştirme yönündeki azmi ve kararlılığına dikkat çekti. Vali Dr. Altıparmak, “Büyükelçi Gongulee’nin azminden ve kararlılığından çok etkilen-dim. Bu gelecekte ilişkilerin artacağını gösteriyor” dedi. İki ülke arasındaki ilişkilerin çok büyük ekonomik, kültürel ve turizm potansiyeline sahip

olduğunu dile getiren Vali Dr. Altıparmak, bu potansiyeli harekete geçirmek için daha önce başlatılan çalışmalara dikkat çekti. Hindistan’dan Antalya’ya gelen turist sayısın-daki artışa da değinen Vali Dr. Altıparmak, “Antalya’ya gelen Hintli turist sayısı 2010-2011 yıllarına oranla yüzde 200 artış

ile diğer ülkelerden çok fazla. Bu gelişmelerden Hindistan önemli bir pay alacaktır” dedi.

India’s new ambassador to Turkey Susmita Gongulee visited the governor of Antalya Dr. Ahmet Altıparmak. The ambassador, who stated that there was a serious potential

in trade, industry and tourism between the two countries, said that he was holding this meeting to better assess how this potential could be used. The governor, who said that he was very happy about the visit, pointed out to how determined and willing the ambassador to further the relations between the two countries. Governor Dr. Altıparmak said, “I was moved by the determination and pas-sion of the ambassador. This shows that our relationship will improve in the future.” The gov-ernor, who pointed out that the relationship between the two countries had a lot of potential in terms of economy, culture and tourism, reminded the past efforts to vitalize this potential. The governor, who also pointed out to the increase of Indian tourists in Antalya, said, “The number of Indian tourists who come to Antalya has increased by 200%, which is way more than the other countries.”

Antalya turizmi Asya’ya açılıyorAntalya targets Asia

Türkiye turizminin loko-motifi Antalya’yı tüm desti-nasyonları ile tek çatı altında tanıtmak amacıyla kurulan Antalya Tanıtım A.Ş., Avrupa

fuarlarından sonra Kafkasya, Orta Asya, Körfez Ülkeleri ve İran’da tanıtım çalışmalarına başladı. Antalya Tanıtım A.Ş., son olarak, bu yıl 12’ncisi dü-

zenlenen ve Kafkasya’nın en önemli turizm fuarı olan Azer-baycan Uluslararası Seyahat ve Turizm Fuarı’na (AITF) katıldı. Kardeş ülke Azerbaycan’dan geçen yıl Türkiye’ye 600 bin turistin gelmişti. Antalya açısından büyük önem taşıyan fuara, 35 ülkeden 251 firma katıldı ve 20 ülke stand açtı. Antalya Tanıtım A.Ş., fuar bo-yunca ziyaretçilere özel olarak hazırlanan 6 tematik tanıtım kataloğu ve bölgeyi tanıtan DVD’ler dağıttı. Öte yandan Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, fuarın ikinci gününde Türkiye ve Antalya standını ziyaret etti. Cum-hurbaşkanı Aliyev’in ziyareti Antalya standına olan ilgiyi daha da artırdı.

‘Antalya Advertising SA, which was established to advertise Antalya from a single source, started advertising ef-forts in Caucasia, Asia Minor, Gulf countries and Iran. The company attended the Azerbai-jani International Tourism Fair, which was organized for the 12th time this year. Last year, Turkey received 600 thousand tourists from Azerbaijan. 251 companies from 35 countries at-tended the important fair. Dur-ing the fair, Antalya Advertising SA distributed catalogues and DVDs introducing the region. In the meantime, the president of Azerbaijan İlham Aliyev visited the Turkish stand on the second day of the fair. His visit increased guests to stop by the stand.

6 ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 9: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

7ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 10: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

Ramada’da tatil bir başkaVacation at Ramada is a whole other experience

Dünya çapında lüks olarak bilinen bir marka ve yerel-uluslararası piyasalarda pazar lideri olma hedefiyle Akdeniz’in en güzel sahille-rinde hizmet veren Ramada Resort Lara, Lara Family Club ve Ramada Beach Club, misafirlerine benzersiz bir tatil deneyimi vaat ediyor. Kendine ait 20 bin metrekare plajı olan ve misafirleri tarafından “yeryüzündeki cennet” olarak tanımlanan Ramada Resort Lara, Lara Family Club ve Ramada Beach Club, olağa-nüstü doğası, masmavi denizi, yiyecek ve içecek festivali, gü-ler yüzlü ve özenli ev sahipleri, kara ve deniz sporları, iki farklı konseptteki Queens Spa’sı, çocuk kulübü gibi aktivite se-çenekleriyle aktif ya da huzurlu bir tatil geçirmek isteyenlerin aradığı herşeyi birarada sunu-yor. Türk misafirperverliğini

sonuna kadar hissedebileceği-niz Ramada Resort Lara, Lara Family Club ve Ramada Beach

Club’ta rahatlama, gençleşme ve yenilenme olanakları sizleri bekliyor.

Ramada Resort Lara, which is a global luxurious brand and serves on the most beautiful shores of the Mediterranean with the target of becoming a market leader in both the domestic and international market, the Lara Family Club and The Ramada Beach Club, promise visitors an unforgettable holiday. Ramada Resort Lara, which has a 20 thousand square meter private beach and dubbed as heaven on earth by guests, the Lara Family Club and the Ramada Beach Club, offers all kinds of amenities and a great vacation with its amazing nature, clear blue sea, amazing restaurants, expert staff, Queens Spa and children’s club. Relax, rejuve-nate and enjoy yourself to the fullest at Ramada Resort Lara, Lara Family Club and Ramada Beach Club.

Çelebi Marina’yı tercih eden yatlar çok şanslıYachts that chose Çelebi Marina are very lucky

Tecrübeli kızak perso-neli ve 200 ton kapasiteye kadar vinçleriyle Türkiye’nin Akdeniz kıyısındaki en büyük gezer lift kapasitesine sahip olan Çelebi Marina Antalya, yatçıların ihtiyaç duyacağı her türlü bakım ve onarım

hizmetini sunuyor. 2013 yılı başında hizmete giren yeni yat boya ve bakım hangarı, yenilikçi tasarımının yanında son teknoloji inşaat teknikle-riyle inşa edildiği için çevreye duyarlı, ilgili yönetmeliklere uygun, standartların üstünde

bir çalışma ortamı sağlıyor. Radye temel üzerine çelik konstrüksiyon olarak inşa edilen ve bin metrekare kapalı alana sahip olan yat boya ve bakım hangarı, boya, mobilya, metal işleri, motor bakımı, ahşap işleri, branda ve yelken işlerine uygun. Uluslararası alandaki en prestijli derecelen-dirmelerden biri olan 5 Altın Çıpa ödüllü Çelebi Marina Antalya, Teknik Servisi bün-yesinde yatların boya, ahşap, motor, metal, elektrik, elektro-nik, yelken, branda, döşeme, ısıtma-soğutma sistemleri, polyester, direk sökme-takma, temizlik, vs. işleri yapılıyor.

Çelebi Marina Antalya, which has the biggest travel-ling lift capacity in the Turkish shores of the Mediterranean with its expert personnel and cranes up to 200 tons of

capacity, offers all maintenance services need by yacht owners. The new yacht painting and maintenance hangar, which became operational in 2013, offers environmentally friendly and high quality services since it was built with latest technol-ogy. The hangar, which was built as a steel construction on spread foundation and has a 1000 square meter indoor area, is ideal for painting, furniture, metal works, engine maintenance, woodworks and sail applications. Çelebi Marina Antalya, which has been awarded with the 5 Gold Anchor Award- the highest in the international sector- works on painting, wood, engine, metal, electric-electronic, sails, furnishing, air conditioning systems, polyester and clean-ing for yachts in its technical division.

8 ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 11: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

9ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 12: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

İsrailli turistler geri döndüIsraeli tourists are back

Antalya’ya gelen İsrailli turist sayısındaki gözle gö-rülür azalma yerini yükselişe bıraktı. 2010 yılında İsrail’den gelen misafir sayısı 13 bin 787 iken, bu rakam 2011’de bin 267’ye, 2012’de de 363’e düşmüştü. Ancak 2013 yılı itibariyle İsrailli misafirler yeniden tatil tercihlerini Antalya’dan yana kullanmaya başladı. Mart ayı itibariyle İsrail’den Antalya’ya gelen misafir sayısında yüzde bin oranında bir artış yaşandı. Buna göre Mart ayında İsrail’den 4 bin 117 misa-fir geldi. Nisan ayında da artış sürdü ve İsrail’den Antalya’ya 4 bin 260 misafir geldi. Böylece Nisan ayı sonu itibariyle Antalya’ya İsrail’den gelen misafir sayısı 11 bin 430’a yükseldi. İsrailli turistler

yeniden Antalya’ya dönecek-lerinin sinyalini Şubat ayında vermişlerdi. 2012 yılı Şubat ayında Antalya’ya İsrail’den 12 turist gelirken, bu yılın aynı döneminde gelen turist sayısı bin 221 idi. Önü-müzdeki aylarda, İsrail’den daha fazla turist geleceğinin göstergesi olan yükselen ra-kamlar sektör temsilcilerinde mutluluk yarattı.

The number of Israeli tourists coming to Antalya has increased. While 13, 787 tourists from Israel came to Antalya in 2010, this number had decreased to 1267 in 2011 and to 363 in 2012. But as of 2013, Israeli tourists started coming back to Antalya for vacation. As of March 2013, the number of Israeli tourists increased by 1000%, making

the total of visitors 4, 117. The increase continued in April and 4 thousand 260 tourists came to Antalya from Israel making the total of Israeli visi-

tors 11 thousand 430 as of end of April. The increase in num-bers made tourism profession-als very happy.

Antalya plajları voleybolla şenlendiBeaches of Antalya jazzed up with beach volleyball

Antalya’nın kilometre-ler boyunca uzanan sahili, Avrupa’nın en önemli plaj voleybolu şampiyonalarından CEV Satellite’ye ev sahipliği yaptı. Antalya’nın Manavgat ilçesine bağlı Gündoğdu beldesinde, 2-6 Nisan tarihleri arasında gerçekleşen şam-piyonaya 25 ülkeden 115 takım katıldı. Türkiye’nin de 4 kadın, 2 erkek takımıyla mücadele ettiği şampiyona renkli görüntülere sahne oldu. Plaj voleybolu heyecanı Gündoğdu sahilinin ardından Kundu sahillerini sardı. Bu kez Türkiye Voleybol Federasyonu tarafından organize edilen Pro Beach Tour-Türkiye Kupası maçları Antalya’da oynandı. 26-28 Nisan tarihleri arasında Kundu’da oynanan maçlarda takımlar kupaya uzanabilmek için mücadele etti. Plaj voley-bolu turnuvaları, Antalya’nın

eşsiz sahillerinin spor turizmi-ne de uygun olduğunu gözler önüne serdi.

‘The long shore of An-talya hosted the CEV Satellite Tournament, one of Europe’s most important beach vol-leyball championships. 115 teams from 25 countries participated in the tournament which was held in the town of Gündoğdu in the borough of Manavgat. Turkey partici-pated in the tournament with 4 women’s and 2 men’s team. Another tournament was held at the beaches in Kundu after this one. The Pro Beach Tour Turkish Cup matches were organized in Kundu by the Turkish Volleyball Federation. Both these tournaments proved that the magnificent beaches of Antalya were ideal for sports tourism.

10 ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 13: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

11ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 14: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

Gökyüzünde heyecan fırtınasıExcitement in the sky

Türkiye’nin tek düzenli hava gösterisi Side Airshow, bu yıl 25-26 Mayıs tarihlerin-de gerçekleşecek. Üçüncüsü düzenlenecek olan etkinli-ğe dünyaca ünlü akrobasi pilotları katılacak. Katılımcılar arasında bulunan ve 7 kez dünya şampiyonluğunu elde etmiş Rus pilot Svetlana Ka-panina, etkinlikler öncesinde hava akrobasisi tutkunlarının tüm dikkatlerini Side’ye çek-miş durumda. Yabancı basın tarafından uçuşu nakış işle-mesine benzetilen Kapanina, dünyada sadece 20 pilotun yapabildiği ‘Çan’ figürünü ustalıkla yapabilmesiyle de tanınıyor. Kapanina’nın yanı sıra çok sayıdaki usta akrobasi

pilotunun gösteri yapaca-ğı etkinlik, daha şimdiden gökyüzünde heyecan fırtınası yaşanacağının garantisini veriyor.

Turkey’s only regular air show, Side Airshow, will take place on May 25-26 this year. World famous acrobat pilots will participate in the event which is being organized for the third time. Air acrobatics enthusiasts are especially excit-ed about the arrival of Russian pilot Svetlana Kapanina, a leg-endary name with seven world championships. Kapanina, who is highly praised for her skills by foreign journalists, is known for her performance

of a special figure called the Bell, managed only by 20 pilots in the world. The event,

which will include other world famous pilots will raise the excitement level in Side.

Turizm sezonu açıldıTurizm season officially begins

Dünyanın en önemli turizm merkezlerinden olan Antalya, her ne kadar turizmi 12 aya yaymış olsa da, yeni turizm sezonunu Turizm Haftası çerçevesinde Kaş’ta düzenlenen törenle açtı. An-talya Vali Yardımcısı Recep Yüksel, İl Kültür ve Turizm Müdürü İbrahim Acar, Kaş protokolü, turizmciler ve vatandaşların katıldığı tören renkli görüntülere sahne oldu. Tören, Cumhuriyet Meydanı’na kadar yapılan yürüyüşle başladı. Meydanda yeni turizm sezonunu açma-nın coşkusu, halk oyunlarıyla, gösterilerle ilçe halkına ve yerli yabancı misafirlere yaşa-tıldı. Antalya’nın şirin turistik ilçesi Kaş’ta 15 Nisan’da başlayan kutlamalar, 22 Nisan tarihine kadar devam etti. Kaş’ın yanı sıra Antalya’nın diğer turistik ilçelerinde ve il merkezinde de kutlamalar yapıldı. Bu çerçevede İl Kültür

ve Turizm Müdürü İbrahim Acar önderliğindeki heyet, Antalya Valisi Dr. Ahmet Altıparmak’ı ziyaret etti. Vali Dr. Altıparmak, Antalya’ya tatil için gelen misafirlerin, her yıl olduğu gibi bu yıl da huzur ve güven içinde

kentten ayrılmasını sağlamak için büyük çaba sarf edilmesi gerektiğine vurgu yaptı.

Even though tourism continues in Antalya through-out the year, the new tour-ism season was celebrated

at a ceremony in Kaş. The ceremony was attended by Antalya Deputy Governor Recep Yüksel, City Culture and Tourism Director İbrahim Acar, protocol members, tourism professionals and citizens. The ceremony began with a parade that ended at Cumhuriyet Square. Guests were entertained with shows and traditional folk dancers at the square. Celebrations that began in the borough on April 15 continued until April 22. There were other celebrations throughout the city. During Tourism Week, the entourage headed by City Culture and Tourism Director İbrahim Acar visited the Governor of An-talya Dr. Ahmet Altıparmak. During the visit, Governor Dr. Altıparmak stressed that every-one needed to work hard to make sure tourists were happy with their visit to Antalya.

12 ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 15: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

13ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 16: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

Turizm şoförlerine sertifikaCertificates for tourism drivers

Olası trafik kazaları-nın önüne geçebilmek için Antalya’da görev yapan turizm şoförleri yeni sezon öncesi ‘Sürdürülebilir Turizm İçin Emniyetli Sürüş Eğitimi’ aldı. Eğitimi başarıyla tamam-layan 700 turizm şoförüne, düzenlenen törenle sertifi-kaları verildi. Antalya Valisi Ahmet Altıparmak’ın da katıl-dığı törende; Vali Yardımcısı Recep Yüksel, İl Emniyet Müdürü Mustafa Sağlam, İl Jandarma Komutanı Kurmay Albay Aykut Tanrıverdi ve turizmciler de yer aldı. Turizm şoförlerine yönelik eğitim çalışmaları ve dene-timler sonucunda ölümlü kazalarda ciddi oranda azalma olduğunu kaydeden Vali Dr. Altıparmak, “Biz, ‘Türkiye’nin Avrupa’ya bakan en önemli modern yüzüyüz’ diyoruz.

Bu iddiaya yakışır uygula-ma içinde olmamız gerekir” dedi. 2010 yılında 20 bin 500 araca, 2012 yılında da 40 bin araca denetim uygulandığını açıklayan Vali Dr. Altıparmak, “Geçen yıl 3 bin civarında ceza kesilmiş. Denetim iki kat artarken, ceza oranı yüzde 30 düşmüş. Demek ki ceza alma-ya yönelik hareketler azalmış” diye konuştu.

Tourism drivers attended the Safe Driving Workshop to eliminate possible traffic accidents before the start of the new season. 700 drivers who completed the training were awarded with certifi-cates during a ceremony. The ceremony was attended by the Governor of Antalya Ahmet Altıparmak, Deputy Governor Recep Yüksel, Police Commis-sioner Mustafa Sağlam, Major

Aykut Tanrıverdi and tour-ism professionals. Governor Ahmet Altıparmak, who stated that there was a dramatic decrease in accidents after these workshops and serious inspections, said, “We say that we are Turkey’s most modern face and we need applications

to back our motto.” Governor Ahmet Altıparmak, who added that they had inspected 40 thousand vehicles in 2012, said, “Last year there were around 3000 traffic fines. The number of fines decreased by 30% while the number of inspections doubled.”

Antalya’da müzikli günlerMusical times in Antalya

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO), kuruluş yıldö-nümü kapsamında geleneksel olarak düzenlediği ‘Antalya Türk Müziği Günleri’nin sekizincisini gerçekleştirdi. ATSO Atatürk Konferans Salonu’nda 5-6-7 Nisan tarihlerinde gerçekleştirilen etkinlik çerçevesinde birbi-rinden önemli sanatçılar ve sanat toplulukları Türk Halk Müziği’nin ve Türk Sanat Müziği’nin sevilen eserlerini seslendirdi. Üç gün süren et-kinliğe 29 Türk Sanat Müziği Korosu, 16 Türk Halk Müziği Korosu olmak üzere toplam 45 Türk Müziği topluluğu katıldı. ‘Antalya Türk Müziği Günleri’ çerçevesinde sanatçılar söyleşi ve sohbetlere katılırken, müzik temalı ‘Tuvaldeki Melodiler’ adlı bir de resim sergisi açıldı. Her yıl gelişerek gerçekleşen

etkinlikler çerçevesinde katı-lımcılar Türk müziği dinleme, Antalya’nın Türk müziği ko-roları da sanatlarını icra etme imkanı bulmuş oldu.

The Antalya Chamber of Commerce and Industry (ATSO) organized its 8th An-talya Turkish Classical Music Days to celebrate its anniversa-ry. Famous singers and groups performed classical Turkish music during concerts which were organized on April 5-6-7 at the ATSO Atatürk Confer-ence Hall. A total of 45 choirs attended the three day festival. The event also included panels and a musical themed exhibi-tion called Melodies on Can-vas. Participants got to chance to listen to famous Turkish classical music choirs during the event which is improving with each year.

14 ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 17: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

15ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 18: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

BAKA heyeti Çin’de

Tarım sektörü Hasyurt’ta buluştu

The BAKA committee was in China

The agricultural sector met at Hasyurt

Antalya Valisi ve Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı Yönetim Kurulu Başkan-vekili Vali Dr. Ahmet Altıparmak’ın başkanlığın-daki BAKA heyeti, Çin’in tarımsal üretimde 1. eyaleti Shandong’da incelemelerde bulundu. Eyalet Valisi Guo Shuqıng tarafından en üst düzeyde kabul edilen BAKA heyeti, eyaletin başkenti Jinan şehrinde düzenlenen toplantıya katıldı. Toplan-tıda Antalya hakkında bilgi veren Vali Dr. Altıparmak, Shandong’un Antalya’ya çok benzediğini vurguladı. Antalya’nın da Shandong gibi tarımda 1 numara olduğunu vurgulayan Vali Dr. Altıparmak, “Antalya, tarımın yanı sıra turizmde de Türkiye’nin başkenti. 550 bin yatak kapasitesi ile yılda 11 milyon yabancı misafir

ağırlıyor. Çin’den ve özellikle Shandong’dan gelen turist sayısının artmasını arzu ediyoruz” dedi. Shandong turistlerin yanı sıra yatırım-cıları da Antalya’ya davet eden Vali Dr. Altıparmak. “Projeleri tamamlanmış, yatı-rımcı bekleyen yatırımlar var. Yatırım için gelenlere her konuda yardımcı olacağız” dedi.

The BAKA committee, headed by the Governor of Antalya and the Deputy Chairman of BAKA Dr. Ahmet Altıparmak, visited the Shan-dong province in China, the country’s number one agricul-tural production province. The committee, which was received by Governor Guo Shuqing, attended the meeting in the capital city of Jinan. Governor Dr. Altıparmak, who gave information about Antalya

during the meeting, said that Shandong was very much like Antalya. The Governor, who stated that Antalya was also number one in agriculture like Shandong, said, “Antalya is also the capital city of tour-ism in Turkey. It welcomes 11 million tourists each year with 550 thousand beds. We

want the number of tourists from China and Shandong to increase” The Governor, who also invited investors to Antalya, added, “There are investments that have been planned and waiting for their investors. We will help those who want to invest in Antalya in any way we can.”

Antalya’nın Finike ilçesi-ne bağlı Hasyurt beldesinde düzenlenen Hasyurt Tarım Fuarı, bu yıl 22’nci kez kapılarını sektör temsilcile-rine açtı. İlki küçük bir okul bahçesinde düzenlenen fuar, bugün yerli ve yabancı çok sayıda firmanın sektördeki gelişmeleri aktardığı dev bir organizasyona dönüştü. Na-renciye ve örtü altı tarımın önemli merkezlerinden olan beldenin tarım fuarı 17-20 Nisan tarihleri arasında düzenlendi. Fuara katılan 100 firma, açtığı 170 stantla ürünlerini sergiledi. Tarım sektöründe faaliyet gösteren üreticiler kadar, Antalya’nın ve yurdun değişik bölgelerin-de üretim yapan çiftçiler de fuara katıldı. Çiftçiler, firma temsilcilerinden sektörde yaşanan yeni gelişmeler ve yeni ürünler hakkında detaylı

bilgi alma imkanı buldu. Toplam 4 gün süren fuarda üreticilerin en iyi sebzelerini beğeniye sunduğu teşvik yarışması ile belde çocukla-rının fuarı resmettiği yarışma düzenlendi. Dereceye giren üreticiler ve minik ressamlar ödüllendirildi. Hasyurt Mah-mut Esen Kültür Merkezi’nde düzenlenen fuar, renkli görüntülere de sahne oldu.

The Hasyurt Agricultural Fair, which was organized in the town of Hasyurt in the borough of Finike, opened its doors to sector representa-tives for the 22nd time. The first fair, which was organized in an elementary school garden, now turned into a giant event attended by many domestic and international agricultural companies. The fair in Hasyurt, which is an

important citrus and under-ground agriculture center, took place on April 17-20, 2013. 100 companies adver-tised their products in 170 stands. Farmers from all over the country in addition to companies working in the agriculture sector attended the fair. Farmers got to chance to receive information regarding the developments in the sec-

tor and new products. A best vegetable competition and an art competition geared to-wards children also took place during the fair. Producers and children who placed in the competition were rewarded. The fair, which took place at the Hasyurt Mahmut Esen Cultural Center, was jazzed up with various events.

16 ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 19: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

17ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 20: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

Batı Akdeniz’in turizm potansiyeli Riyad’da tanıtıldıThe tourism potential of Western Mediterranean advertised in Riyadh

Uzun süreli konaklama yapan, alışveriş alışkanlık-ları yüksek ve nitelikli Arap turistleri çekmek amacıyla tur operatörlerini Batı Akdeniz’e getirip tanıtım turları düzen-leyen Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı (BAKA), 35 ülkeden 60’dan fazla firmanın yer aldığı 3 bin metrekarelik alandaki Arap Yarımadası’nın ikinci büyük turizm fuarına katıldı. Başkentin simgesi Kingdom Tower’daki 23-26 Nisan 2013 tarihlerinde ger-çekleştirilen 5. Riyad Turizm Fuarı’nda Türkiye’nin Riyad Büyükelçisi Ahmet Muhtar Gün ile çok sayıda Suudi’nin ziyaret ettiği BAKA standı ilgi gördü.

Türkiye’ye gelen turist sayısında son yıllarda büyük artış gerçekleşen Suudi Arabistan’nın en önemli turizm fuarındaki BAKA standında, Antalya, Isparta ve Burdur’un yatırım fırsatları dünyanın dört bir yanından fuara katılan turizm profes-yonellerine anlatıldı. Antalya Yatırım Destek Ofisi Uzmanı Seyitcan Altınkaynak, turizm profesyonelleri ve diğer ziyaretçilere Batı Akdeniz’in

tarihi, doğal ve kültürel güzellikleri ile sağlık, inanç, kongre, yat, spor, eko, golf, av ve yayla gibi alternatif tu-rizm zenginlikleri ile ilgili bil-gilendirme yaptı ve 2016’da Antalya’da çiçek ve çocuk te-ması ile düzenlenecek Dünya Botanik Exposu’nun tanıtımı da gerçekleştirildi.

The Western Mediter-ranean Development Agency attended the Arab Penin-sula’s second biggest tourism fair which drew more than 60 firms from 35 countries. The stand of the agency at the 5th Riyadh Tourism Fair attracted a lot of attention and was also visited by many Saudi officials.

The investment opportuni-ties in cities such as Anta-lya, Isparta ve Burdur were advertised at the stand to tourism professionals from all over the world. Seyitcan Altınkaynak, an expert from the Antalya Investment Sup-port Office gave attendees information about the history of Western Mediterranean, its natural and cultural assets

and its opportunities in health, congress, religious, yacht, sports, golf, plateau and ecotourism. The World Botanic

Expo, which will be organized in 2016 in Antalya with the theme children and flower was also advertised at the fair.

Antalya istihdamın da başkentiAntalya is also the capital of employment

Türk turizminin başkenti Antalya, her yıl milyonlarca misafire keyifli ve unutulmaz bir tatil yaşattığı gibi sektörün istihdam yükünü de çekiyor. Akdeniz Turistik Otelciler Birliği (AKTOB) Ar-Ge Birimi tarafın-dan yapılan çalışma bu durumu net olarak gözler önüne seriyor. Araştırmaya göre geçtiğimiz 3 aylık dönemde turizmciler 107 proje için 1,42 milyar TL tutarında yatırım teşvik belgesi

aldı. Bu projelerden 85 adedinin yeni yatırımlar olması dikkat çekti. Projeler hayata geçtiğin-de 22 bin 828 yeni yatak daha sektöre kazandırılacak ve 5 bin 546 kişiye istihdam sağlanacak. Yeni yatırımların illere göre da-ğılımına bakıldığında ilk sıraları Antalya ve İstanbul aldı. Yeni yatakların yüzde 38’i Antalya’da, yüzde 12’si ise İstanbul’da bulu-nacak. İstihdama göre dağılıma bakıldığında Antalya yüzde 41 ile ilk sırada.

Antalya, as well as being the capital of Turkish tourism, is also the capital of employ-ment in Turkey. The research by the R&D department of the Meditarrenean Touristic Hotels Association clearly proves this claim. According to the research, in the past three months, tourism professionals received investment incentive certificates worth of 1, 42 bil-lion TL for 107 projects. 85 of

these projects were new invest-ments. When the projects are completed, 22, 828 new beds will be added to tourism and 5546 people will be employed. Antalya and Istanbul were first in new investments in Turkey. 38% of the new beds will be in Antalya and 12% will be in Is-tanbul. In terms of employment distribution, Antalya is number one with 41%.

18 ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 21: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

19ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Coming soon...www.delphinhotel.com

Page 22: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

EXPO 2016 Antalya alanında bulunan 103 binanın 96’sı yıkıldı. Kalan 7 binanın akıbeti ise önümüzdeki günlerde belli olacak.

EXPO 2016

96 of the 103 buildings in the EXPO 2016 Antalya area have been demolished. The fate of the 7 buildings will be decided in upcoming days.

alanına ilk kazma vuruldu

Construction begins at the EXPO 2016 area

20 ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 23: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

EXPO 2016 Antalya çerçevesinde çalışma-

lar aralıksız olarak sürüyor. Bu çerçevede EXPO 2016 Antalya alanında bulunan eski binalar yıkıldı. Binaların yıkımına Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker de katıldı. Batı Ak-deniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü’ne (BATEM) ait 103 binanın 96’sı yıkılırken, kalan 7 binanın akıbeti de-ğerlendirmeden sonra belli olacak. Bakan Eker, Aksu Çayı’nda meydana gelebile-cek taşkınlarla ilgili çalışma-lar da yaptıklarını açıkladı.

285 tür bitki daha eklenecekBakan Eker, “Alanda 42 değişik türden bin 329 ağaç var. Yaptığımız çalışmalar-da alanda 45 tür ağaç ve ağaççık, 62 tür çalı, 29 tür mevsimlik çiçek, 75 tür tıbbi aromatik bitki, 34 tür meyve, 16 tür tropikal meyve, 24 tür soğanlı süs bitkisi olmak üzere 285 tür bitki daha

dikilebileceğini gördük. Dolayısıyla bu alana 285 tür bitki daha dikilecek. Bunların hazırlıkları da bir yandan devam ediyor” diye konuştu. Bakan Eker, “Alan düzen-lemesinde Aksu Çayı’nda set çalışması gerçekleştirip, drenaj hattı döşeyeceğiz. Drenaj çalışması Tarım Reformu Genel Müdürlüğü tarafından yapılacak” dedi.

Her fırsatta tanıtımHer fırsatta EXPO 2016Antalya’nın tanıtıldığını ifade eden Bakan Eker, Antalya Valisi Dr. Ahmet Altıparmak’ın Almanya’da düzenlenen Berlin Fuarı’nda EXPO ile ilgili gerçekleştir-diği tanıtım çalışmalarına da dikkat çekti. EXPO 2016 Antalya alanının, master planın hazırlanmasından sonra şekilleneceği kayde-dildi.

Works regarding EXPO 2016 Antalya continue

in full swing. Old build-ings in the EXPO are being demolished. The Minister of Food, Agriculture and Live Stock Breeding Mehdi Eker was also present during the demolitions. While 96 of the 103 buildings belonging to the Western Anatolia Agri-cultural Research Institute were torn down, the fate of the remaining 7 build-ings will be decided later. Minister Eker stated that they were working on ways to eliminate floods in Aksu Stream.

285 types of plants will be added Minister Eker said, “There are 1329 trees of 42 differ-ent species in the area. We will be planting 45 types of trees and bushes, 62 types of shrubbery, 29 types of seasonal flowers, 75 types of medicinal aromatic plants, 34 types of fruit, 16

types of tropical fruit and 24 types of bulbous orna-mental plants in the area. This will total 285 types of plants. These are all in the works” Minister Eker also spoke about the develop-ments regarding Aksu Stream. Minister Eker said, “During the organization of the area, we will bank up the stream and lay a drain-age line. Drainage will be undertaken by the Agricul-tural Reformation General Directorate”

Advertising at every opportunityMinister Eker, who stated that the event was being advertised at every op-portunity, pointed out to the advertising efforts of Antalya’s Governor Dr. Ah-met Altıparmak during ITB Berlin. It was said that the collective works in the area would be finished by 2014 and the area’s master plan would be finalized.

21ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 24: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

Antalya Valisi Dr. Ahmet Altıparmak, Alanya Tu-

rizm İşletmeciler Derneği’nin (ALTİD) turizm sezonu açılış töreni ile Alanya Engelsiz Turizm Projesi açılış töre-nine katıldı. Turistik ilçede turizm sezonu ve misafirlerin engellere takılmadan tatille-rini geçirmelerini sağlayacak projeyi açan Vali Dr. Altıpar-mak, Alanya Müzesini de ziyaret etti. Vali Dr. Altıpar-mak, tadilat sonrası baştan aşağı yenilenen Alanya Arkeoloji Müzesi’ni gezdi ve eserleri dikkatle inceledi. Müze Müdürü Seher Türk-men, Vali Dr. Altıparmak’a ziyaret sırasında eserler ve salonlar hakkında geniş bilgi verdi. Dr. Vali Altıparmak’a, Vali Yardımcısı Recep Yüksel, Alanya Kaymakamı Erhan Özdemir, İl Kültür ve Turizm Müdürü İbrahim Acar ve protokol üyeleri de eşlik etti.

Mesaj daha yüksek sesle ifade edilsinMüzenin düzenlemesini gü-zel bulan Vali Dr. Altıparmak, üzerinde yanak yanağa vermiş bir kadın ve erkek tasvirinin bulunduğu kül ku-tusu parçasıyla da yakından ilgilendi. Kül kutusu par-çasını yakından inceleyen Vali Dr. Altıparmak, Müze Müdürü Türkmen’den eserle ilgili bilgi aldı. Müze Müdürü Türkmen, üzerinde yanak yanağa vermiş erkek ve kadın tasvirinin bulunduğu kül kutusu parçasının aynı

zamanda müzenin ‘sevgi hep vardır’ mesajını verdi-ğini kaydetti. Bunun üzeri-ne Vali Dr. Altıparmak, bu mesajın daha yüksek sesle vurgulanmasını ve eserin daha dikkat çekici bir şekilde sergilenmesini istedi. Vali Dr. Altıparmak, müzenin yeni açılan denizcilik ve gemicilik bölümü ile Herakles bölümü-nü de gezdi ve bu bölümler hakkında da bilgi aldı.

The Governor of Antalya Dr. Ahmet Altıparmak

attended the season open-ing of the Alanya Tourism Managers Association and the opening ceremony of the Alanya handicapped Tourism Project. The governor, who opened the project which will enable tourists to have an obstacle free vacation in Alanya, also visited the Alanya Museum. The gover-nor inspected all the artifacts in the museum, which was recently renovated from top to bottom. The manager of the museum Seher Türkmen gave the governor detailed information about the exhibi-tion halls and artifacts. The governor was accompanied by Deputy Governor Recep Yüksel, District Governor of Alanya Erhan Özdemir, City Culture and Tourism Director İbrahim Acar and protocol members.

Convey the message out loud The Governor of Antalya Dr. Ahmet Altıparmak, who visited the Alanya Museum, inspected the urn which depicts the face of a man and a woman. The governor, who closely inspected the piece, received information from Türkmen regarding the artifact. The manager of the museum, Türkmen stated that the depiction was also the museum’s motto and conveyed the message “there is always love’. Upon hearing this, the governor wanted the artifact to be displayed in a more attrac-tive manner. Governor Dr. Altıparmak also visited the newly refurbished maritime and nautical wing and Hera-cles wing of the museum and received information about these new halls.

Sevgi hep vardırThere is always love

22 ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 25: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

23ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 26: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

Antalya AnfaşHetex ve AnfaşSporTurkey’e hazırlanıyor

Antalya is getting ready for AnfaşHetex and AnfaşSporTurkey

Türkiye’nin konularında ilk ve tek fuarları olma özel-

liğine sahip ‘AnfaşSporTur-key’ Spor Turizmi Fuarı ve ‘AnfaşHetex’ Sağlık Turizmi Fuarı her sene Türkiye’nin sağlık ve spor turizmini dün-ya ile buluşturuyor. Bu sene 14 – 16 Kasım 2013 tarihleri arasında düzenlenecek fu-arların uluslararası tanıtımı hızla devam ediyor.

Anfaş Fuarcılık Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Çalık “Turizm sektörünün her geçen gün önem kaza-nan iki yeni kulvarı spor ve sağlık turizmi konularında düzenlediğimiz fuarlarımızla gurur duyuyoruz” dedi. Söz konusu fuarların spor turizmi ve sağlık turizmi konularında ilerlemek isteyen ülkeler için büyük fırsatlar sunduğunu belirten Çalık, “Türk firma-ların yanı sıra bu konuda tesisleri ve yatırımları olan ülkeler AnfaşHetex & SporTurkey fuarlarında ülke standı açarak uluslararası tanıtım yapma şansını yaka-lıyorlar” diye konuştu. Geçen sene Azerbaycan, Kazakistan, Almanya, Tunus, Polonya ve Mısır’ın standlarıyla katılım gösterdi-ği fuarda katılımcılar Türkiye ile sağlık ve spor turizmi bağlantılarını pekiştirerek, farklı ülke sektör temsilcile-riyle yeni sektörel işbirlikleri oluşturdular.

B2B ikili iş görüşmelerinde büyük başarı AnfaşHetex ve Sporturkey Fuarları alan içerisinde ha-

zırlanan B2B alanında fuar katılımcı ve ziyaretçilerini randevulu olarak buluştu-ruyor. 2012 Fuarında 60 masada 140 fuar katılımcısı firma 30 ülkeden gelen sağ-lık ve spor turizmi temsil-cisi firma, doktor ve sigorta şirketleri, asistansfirmaları, sağlık ve spor turizmi ile il-gili acenteler, klinik sahipleri ve dernek başkanlarından oluşan ziyaretçi heyetleri ile 2 bin 750 civarında iş görüşmesi gerçekleştirdi. Birleşik Arap Emirlikleri, İngiltere, Lübnan, Suudi Arabistan, Almanya, Fransa, Kuveyt, İran, Ukrayna, Rusya, Gürcistan, Yemen, Hollanda, Arnavutluk, Amerika Birleşik Devletleri, Irak, Azerbeycan, Kazakis-tan, Özbekistan, İsviçre, Bulgaristan ve Avusturya B2B görüşmelerine katılı-mı en yüksek olan ülkeler oldu.

The only specialty fairs in their fields,

‘AnfaşSporTurkey’ and ‘AnfaşHetex’, advertise health and sports tourism to the world every year. The international advertising of these two fairs, which will be organized on November 14-16, 2013, is in full swing. Anfaş Fairs Chair-man Mustafa Çalık said, “We are very proud of these two fairs on health and sports, two issues that have become very popular in the tourism sector.” Çalık, who stated that the fair was a big opportunity for coun-tries who wanted to improve in sport and health tourism, added, “Countries who have facilities and investments in these fields also get the chance to advertise their products at the fair, besides Turkish compa-nies” Last year, countries such as Azerbaijan, Kazakhstan, Germany, Tunisia, Poland and Egypt opened stands at the fair

and got the chance to adver-tise their products and conduct business with representatives of the sector.

B2B is a great success in bilateral discussions Participants and clients meet at the B2B area inside AnfaşHetex and Sporturkey fairs. During the 2012 fair, 140 fair attendants and companies from 30 countries organized around 2750 meetings with doctors, insurance companies, health and sports tourism agencies, clinic owners and chamber presidents. United Arab Emirates, Britain, Lebanon, Saudi Arabia, Germany, France, Kuwait, Iran, Ukraine, Russia, Georgia, Yemen, Holland, Albania, the US, Iraq, Azerbaijan, Kazakh-stan, Uzbekistan, Switzerland, Bulgaria and Austria were the countries with most attendance in B2B meetings.

24 ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 27: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

25ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 28: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

Sağlık turizmi gelişiyor

Health tourism is improving

Antalya’nın sağlık turizminde marka kent olması için başlatılan çalışmalar kapsamında bir araya gelen sektör temsilcileri, yaşanan gelişmeleri ve gelinen son durumu değerlendirdi.

Sector representatives got together to evaluate the latest developments in health tourism.

Antalya’da turizm sektörünü çeşitlendirmek adına 2009

yılından bu yana sağlık turizmi alanında gerçekleşen çalışmalar aralıksız sürüyor. Bu çerçevede düzenlenen bir toplantı ile sağlık turizminde gelinen son nokta ve bu alanda yaşanan gelişmeler masaya yatırıldı. Antalya Ticaret ve Sanayi Odası’nda (ATSO) düzenlenen toplantıya Antalya Vali Yardımcısı Recep Yüksel, İl Sağlık Müdürü Adem Bilgin, ATSO Başkan Yardımcısı Ad-nan Vucudi Özen, Türkiye Sağ-lık Turizmini Geliştirme Konseyi Kurucu Başkanı Emin Çakmak, Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkanı Osman Ayık ve sektör temsilcileri katıldı.

Tüm paydaşlar zincirde kümelendiAntalya Vali Yardımcısı Recep Yüksel, toplantıda yaptığı konuşmada sağlık turizminin bir kümeleme işi olduğunu ve tüm paydaşların bu kümede bir

zincir oluşturduklarını ifade etti. Sağlık İl Müdürü Adem Bilgin ise Antalya’nın bir sağlık kenti olması için gerekli çalışmaların yapıldığını kaydetti. Toplantıda 2012 yılında Antalya’da resmi rakamlara göre 88 bin yabancı turistin tedavi edildiği bildirildi. Türkiye Sağlık Turizmini Geliş-tirme Konseyi Kurucu Başkanı Emin Çakmak, sağlık turiz-minin gelişmesi için konunun devlet politikası olması gerek-tiğine vurgu yapıp, üniversi-telerin desteğinin alınmasının önemine değindi

Turizm sektörünün farklı kulvar-lardan gelir elde edebileceğine vurgu yapan Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkanı Osman Ayık, “Sağlık turizmi bu kulvarlardan bir ta-nesi. Sağlık turizminde henüz işin başındayız ama önümüz-de inanılmaz potansiyel var, bunları değerlendirmek lazım” dedi.

Works regarding health tourism to diversify

tourism in Antalya have been going on continuously since 2009. The latest develop-ments in health sector were discussed at a meeting. The meeting, which was held at the Antalya Chamber of Commerce and Industry, was attended by Deputy Governor of Antalya Recep Yüksel, City Health Director Adem Bilgin, ATSO Vice President Adnan Vücudi Özen, the founding president of the Turkish Health Tourism Development Council Emin Çakmak, president of the Turkish Hotels Federation Osman Ayık and sector repre-sentatives.

All partners joined Deputy Governor of Antalya Recep Yüksel, who spoke at the meeting, stated that health tourism was a chain and that all partners were important for

the chain. City Health Director Adem Bilgin said that impor-tant works were being done to make Antalya a health city. It was announced during the meeting that 88 thousand foreign tourists were treated in Antalya in 2012. The founding president of the Turkish Health Tourism Development Council Emin Çakmak pointed out that improving health tourism would have to be a govern-ment policy and added that support from universities was a must if the goals were to be reached. The president of the Turkish Hotels Federation Osman Ayık, who stated that the sector could derive revenues from different fields, said, “Health tourism is one of these fields. We are only starting out but we have an amazing potential. We need to take advantage of that.”

26 ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 29: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

27ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 30: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

28 ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 31: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

29ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 32: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

Yerel yönetimleri buluşturan fuar

The fair that brought local managements together

Belediyelerin daha kaliteli hizmet verebilmesi için ihtiyaç duyduğu her türlü donanımın tanıtıldığı ANFAŞ City Expo 4’üncü Şehircilik ve Teknolojileri Fuarı’na bin 500’e yakın belediye başkanı ve üst düzey yönetici katıldı.

Nearly 1500 chief magistrates and managers attended the ANFAŞ City Expo 4th Urban Development and Technologies Fair, which advertised all the

tools needed for municipalities to bring better services to citizens.

Belediyelerin hizmet-lerini, firmaların da

belediyelerin çalışmalarını gerçekleştirebilmesi için geliştirdiği teknolojile-ri tanıttığı ANFAŞ City Expo 4’üncü Şehircilik ve Teknolojileri Fuarı, 17-19 Nisan tarihleri arasında Antalya’da yapıldı. Antalya Expo Center’de 16 bin 500 metrekare alanda düzenlenen fuara 160 firma ve belediye katıldı. Toplam 3 gün süren fuarı 10 binin üzerinde profes-yonel ile bin 500’e yakın belediye başkanı, beledi-ye başkan yardımcısı ve belediyelerin üst düzey yöneticileri de ziyaret etti. Her fuarda olduğu gibi bu fuara da Kosova, Bos-na-Hersek, Makedonya, Moldova, Irak ve KKTC gibi yabancı ülkelerden ziyaretçiler geldi. Fuar-da; belediye ve ulaşım araçları, geçiş ve aktarma sistemleri, demirbaş ve tüketim malzemeleri, kent mobilyaları, park-bahçe düzenlemesi ekipmanları ve donanımı, bahçe-süs bitkileri, peyzaj donatıları ve ekipmanları, altyapı, su, gaz, yol malzeme ve ekipmanları, arıtma sistemleri, ekipmanları, te-

mizlik ve bakım ekipman-ları ve malzemeleri, ses, ışık ve görüntü sistemleri, spor tesisi ekipman ve donanımları, spor malze-meleri, güvenlik, yangın, iş sağlığı ve güvenliği sistemleri, elektrik, elektro-nik-bilgisayar-otomasyon-yazılım, e-belediyecilik sistemleri tanıtıldı.

Bu yıl dördüncüsü düzen-lenen fuarın ana teması ise ulaşım oldu. Fuar ile yaklaşık 10 milyon dolar ci-varında bir ticaret hacminin oluşması öngörülüyor.

The ANFAŞ City Expo 4th Urban Development and

Technologies Fair, where munici-palities advertised their services and technologies they used for these services, took place in Antalya on April 17-19. 160 companies and municipalities attended the fair at the Antalya Expo Center. Over 10 thousand professionals and nearly 1500 chief magistrates and managers attended the 3 day fair. There were also foreign guests at the fair from Kosovo, Bosnia, Iraq and the Turkish Republic of Northern Cyprus. Municipality transportation vehicles, transit

and transfer systems, consump-tion products, city furniture, park-garden materials, ornamental plants, landscaping equipments, infrastructure, gas, road material and equipments, waste systems, cleaning and maintenance equip-ments, light and sound systems, sports facility equipments, sports goods, safety, fire and job safety equipments, electricity, com-puter software and e-municipality applications were advertised at the fair. The theme of this year’s fair was transportation. A trade volume of 10 billion dollars is expected to be generated via the fair.

30 ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 33: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

31ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 34: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

Posta pullu Antalya tanıtımı

Antalya advertised in stamps

Turizm sezonunun başlamasıyla birlikte üzerinde Antalya görsellerinin bulunduğu posta pulları hazırlandı. Bu yıl geçen yılın aksine, pullarda Antalya’nın 2 noktasının görseli yerine 6 görseli yer aldı.

Stamps containing visuals of Antalya were prepared for the new tourism season. Six visuals were used this year instead of two.

PTT Genel Müdürlüğü, geçen yıl olduğu gibi bu

yıl da turizm sezonuna yöne-lik, Antalya’yı tanıtıcı pullar hazırladı. Geçen yıl Yat Limanı ve Aspendos konulu pullar hazırlanırken, bu yılki pulların üzerinde Saat Kulesi ile Yivli Minare, Kaleiçi, Hadrian Kapısı, Manavgat Şelalesi, Alanya Ka-lesi ve Apollon Tapınağı yer aldı. Antalya görselli pulların tanıtımı için bir de tören düzenlendi. Törene Antalya Valisi Dr. Ahmet Altıparmak da katıldı. Törende konuşan PTT Başmüdürü Ali Yazıcıoğlu, geçen sene Yat Limanı ve Aspendos konulu pullardan 6 milyon 250 bin adet bastırıldığını ve bu pulların 4 milyona yakınının satıldığını ak-tardı. Başmüdür Yazıcıoğlu, pul-ların yanı sıra yine Antalya’nın görsellerinin bulunduğu 300 bin adet posta kartının satıldığını bildirdi. Bu yıl, üzerinde Saat Kulesi ile Yivli Minare, Kaleiçi, Hadrian Kapısı, Manavgat Şe-lalesi, Alanya Kalesi ve Apollon Tapınağı’nın görsellerinin yer aldığı pullardan ise 8 milyon adet bastırıldı. Bunun yanı sıra ücretsiz dağıtılmak üzere yine üzerinde Antalya görsellerinin bulunduğu 1milyon adet posta kartı bastırıldı. Posta kartları, zarfları ve pulları tanıtım töreni-nin ardından tedavüle çıktı.

Antalya Valisi Dr. Ahmet Altıpar-mak, Antalya görselli pulların tanıtım töreninde yaptığı konuş-

mada, geçen yıl başlayan ve bü-yük ilgi gören çalışmanın bu yıl da gerçekleştiğini bildirdi. EXPO 2016 Antalya’nın da en kısa zamanda pulların üzerinde yer alması gerektiğini söyleyen Vali Dr. Altıparmak; otellerin, seyahat acentelerinin ve tur operatörle-rinin, hazırlanan pulları ve kart-ları yurt dışı çalışmalarında kul-lanmaları gerektiğine de vurgu yaptı. Pul satışı ve kart dağıtımı için havaalanında ICF firma-sının yer verecek olmasından dolayı teşekkür eden Vali Dr. Altıparmak, “Çalışma PTT’nin cirosunu daha da artıracak. Paramız pul değil ama pulumuz para olacak” dedi. Konuşma-ların ardından PTT Başmüdürü Yazıcıoğlu, Vali Altıparmak’a yeni pul ve zarflardan oluşan bir hediye verdi. Vali Altıparmak ise geçtiğimiz günlerde ziyaret ettiği Amerika’nın Miami ve Orlando şehirleri belediye başkanlarına ‘Üçağız’ ve ‘Kaleiçi’ görselli kart gönderdi.

The Turkish Postal Of-fice prepared stamps

advertising Antalya. While the marina and Aspendos were used as visuals; the office added images of the Clock Tower, Yivli Mina-ret, Kaleiçi, Hadrian Door, Manavgat Waterfall, Alanya Castle and the Temple of Apollo to the roster. There was also a ceremony to introduce the stamps which was attended by the Governor of Antalya Dr. Ahmet Altıparmak. The Director of the Postal Office Ali Yazıcıoğlu, who spoke at the ceremony, said that nearly 4 million stamps were sold last year. Yazıcıoğlu also added that 300 thousand postcard of Antalya were sold last season. The office printed 8 million stamps this year which include visuals of the Clock Tower, Yivli Mina-

ret, Kaleiçi, Hadrian Door, Manavgat Waterfall, Alanya Castle and the Temple of Apollo. In addition to this, 1 million postcard of Antalya were printed, which will be free of charge. The postcard, envelopes and stamps were put into circu-lation after the ceremony.

Governor Dr. Ahmet Altıparmak, who spoke at the ceremony, stated that this new application they started last year was receiving a lot of atten-tion. The Governor, who added that the EXPO 2016 Antalya logo should be on the stamps, said that hotels, travel agencies and tour operators needed to use the stamps and postcards in their inter-national operations. The Governor, who thanked ICF for agreeing to sell the stamps at the airport, added that the Postal Office would be making a nice profit from the sales. After the speeches Direc-tor Yazıcıoğlu presented Governor Altıparmak with a box that included the new stamps and envelopes. The Governor sent the mayors of Miami and Orlando post-cards with the visuals of ‘Üçağız’ and ‘Kaleiçi’.

32 ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 35: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

33ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 36: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

Olympos Teleferik’in hedefi 200 bin turist

Olympos Cableway targets 200 thousand tourists

Olympos Cableway, which has been a

leader in many social proj-ects since its establishment in 2007, contributes greatly to the region’s tourism with its successes. Jour-ney to the mythical peak at 2365 meters takes only

10 minutes with the cable car. Those who are enjoy-ing a day at the beach can reach snow covered peaks or clouds in a matter of minutes. If the sky is clear, they can see the mountains, shores of Antalya and the entire Mediterranean. The facility which includes the Shakespeare Mountain restaurant, the panorama terrace and a bistro offers a great view. Banquets and dancing events organized during sunsets, sunrises and full moons attract atten-tion from both domestic and foreign tourists. In addition, Kemer becomes the center of extreme sports with Olympos Cableway. Kemer Hard Enduro races, which are organized each year, start at the beach and end at the top of the mountain. Paragliding, which will begin end of June, is managed by a professional firm called Escape. The facility, which is targeting 200 thousand guests, attracts the most attention from Israel, India and Arab countries.

Faaliyete geçtiği 2007 yılından beri pek çok

sosyal projede liderlik yapan Olympos Teleferik, sadece konum itibarıyla değil, aynı zamanda imza attığı başarılarla da bölge turizmi için büyük bir kat-ma değer yaratıyor. 2 bin 365 metre yükseklikteki mitolojik zirveye telefe-rikle yolculuk on dakika sürüyor. Kıyıda plajın keyfini çıkaranlar, kısa süre sonra karlı bir ortama ya da bulutların üstü-ne yükselebiliyor. Hava açıksa Antalya’nın hemen hemen bütün kıyıları, dağları ve uçsuz bucaksız Akdeniz seyredilebiliyor. Shakespeare Mounta-in restoran, panoroma terası ve bistrosu olan tesis, konuklarına seyir teraslarındaki şezlongla-ra uzanarak manzaranın tadını çıkarma imkanı su-nuyor. Her yıl temmuz ve ağustos aylarında yapılan güneşin doğuşu, dolunay ve güneşin batışı yemekli müzik organizasyonla-rı, yerli misafirler kadar turistlerin de yoğun ilgisini çekiyor. Ayrıca Olympos Teleferik ile Kemer adeta ekstrem sporlar merke-zi haline geliyor. Her yıl gerçekleştirilen Kemer Hard Enduro yarışları; sa-hilde start alırken zirvede sonlandırılıyor. Haziran sonundan itibaren akti-

viteleri başlatılacak olan Paragliding; profesyonel Escape firması tarafından işletiliyor. Bu yıl 200 bin ziyaretçi sayısını hedef-leyen tesis özellikle İsrail, Hindistan ve Arap ülkele-rinden gelen turistlerin ilgi odağı.

34 ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 37: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

Olympos Teleferik’in hedefi 200 bin turist

35ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

www.pegast.com

TУРЦИЯ ЕГИПЕТ ИНДИЯ ТАИЛАНД ТУНИС ИНДОНЕЗИЯ КИТАЙ ИСПАНИЯ ГРЕЦИЯ АНДОРРА ДОМИНИКАНА ИТАЛИЯ ВЬЕТНАМ КЕНИЯ МЕКСИКА ОАЭ ИЗРАИЛЬ КИПР

ВСЕ, ЧТО КАСАЕТСЯ ОТДЫХА – ПЕГАС ТУРИСТИК!

Page 38: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

Konyaaltı’ndaki Antalya Akvaryum’un yanında

bulunan alanda kurulan ve yaklaşık bin 100 kişilik özel Disney Live çadırına limu-zinle gelen Disney’in efsane karakterleri Mickey, Minnie, kırmızı halı üzerinden yürü-yerek gösterinin yapılacağı salona geçti. Mickey ve Minie’yi Rixos Hotels Yöne-tim Kurulu Başkanı Fettah Tamince, ICT İcra Kurulu Başkanı Kemal Gürkay-nak, Avrupa, Ortadoğu ve Afrika’dan Sorumlu Başkan Yardımcısı Horacio Renna, The Walt Disney Company Türkiye, Yunanistan ve Kıbrıs Ülke Müdürü Sinan Ceylan ve Feld Entertain-ment karşıladı. Eylül ayının sonuna kadar Antalya’da kalacak olan gösteri, kısa bir süre için Antalyalılara özel olarak Türkçe ve sonrasında yabancı turistler için İngiliz-ce ve Rusça sahnelenecek.

Gösterinin ana sponsoru Rixos Hotels Yönetim Kurulu Başkanı Fettah Tamince, Antalya’nın son 10 yıldır tu-rizmde sürekli büyüme kay-dettiğini belirterek Antalya

turizmini geliştirmek amacıy-la farklı yatırımların yapılma-sının kaçınılmaz olduğunu söyledi. Tamince, “Dün-yada turizm trendleri hızla değişiyor. Sahip olduğumuz eşsiz doğal güzelliklerimize güncel ve ilgi çekici etkinlik-leri de dahil ederek farklılaş-mamız gerekiyor. Sadece deniz suyuna bağlı turizm dışına çıkmak amacıyla fark yaratmaya ve sürdürülebilir projeler üretmeye çalışıyo-ruz. Bu nedenle bu yıl Rixos Hotels olarak gerek Antalya halkına gerek ise yerli-ya-bancı turistlerle uluslararası bir gösteriyi buluşturmak istedik. Antalya için yatırım-larımızı sürdüreceğiz” dedi. İstanbul Çocuk Tiyatrosu (ICT) tarafından Türkiye’nin çeşitli illerinde sahnelenen gösteride Mickey Mouse ve arkadaşları Minnie, Donald ile Goofy, “Küçük Deniz Kızı”, “Alaaddin” ve Disney/Pixar’dan Oyuncak Hikayesi’nin yıldızlarının da aralarında bulunduğu 25’ten fazla Disney kahramanı sahnede sihirli bir dünya oluşturacak.

Disney’s legendary char-acters Mickey and Min-

nie arrived in a limo to the specially constructed 1100 capacity Disney Live tent next to the Antalya Aquarium in Konyaaltı and walked the red carpet. Mickey and Minnie were greeted by Rixos Hotels Chairman Fettah Tamince, ICT Execu-tive Board Chairman Kemal Gürkaynak, Vice President of European, Middle East and African Operations Horacio Renna, The president of the Walt Disney Company Tur-key Sinan Ceylan and Feld Entertainment. The show, which will remain in Antalya until the end of September will be staged in Turkish for a short time and then in Eng-lish and Russian for foreign tourists.

Rixos Hotels Chairman Fettah Tamince said that

Antalya was continuously developing in tourism for the past 10 years and that different investments were needed to further tourism in the city. Tamince said, “Global tourism trends are changing quickly. We need to differentiate our unique scenic beauties with up to date and interesting activi-ties. We are trying to estab-lish sustainable projects to differentiate ourselves. In this regard, we wanted to pre-sent an international show to our domestic and foreign guests. We will continue our investments for Antalya”

More than 25 Disney char-acters, including Mickey Mouse, Minnie, Donald and Goofy, “The Little Mermaid”, “Alaaddin” and Toy Story will establish a magical world on stage.

Antalya Disney turizmi ile renklendiAntalya livened with Disney tourism

36 ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 39: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

37ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 40: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

Bu yıl 49’uncusu düzenle-nen Cumhurbaşkanlığı

Türkiye Bisiklet Turu, 21-28 Nisan tarihlerinde 25 takı-mın katılımıyla gerçekleşti. Geçen yıl olduğu gibi tur yine Alanya’dan başladı ve İstanbul’da sona erdi. Yarı-şın ilk gününde bisikletçiler Alanya-Alanya etabını geçti. Alanya’dan başlayan yarışta bisikletçiler Antalya’nın doğal ve tarihi güzellikleri ile öne çıkan Gazipaşa ilçesine kadar gitti ve geri döndü. Yarışın ikinci gününde bisik-letçiler Alanya’dan yolu çıktı ve nefes kesen bir mücadele sergileyerek Antalya’da tu-run ikinci etabını tamamladı.Yarışın üçüncü gününde ise Antalya’dan start alan bisikletçiler Elmalı ilçesine doğru pedal çevirdi ve Güğü Beli’nde etabı tamamladı. Deniz kıyısından başlayan mücadele bin 850 metre yükseklikte sona erdi. Bu etap, yarışın en çok ilgi çeken parkuru oldu. Bisiklet-çiler 3 gün boyunca Antalya sınırları içerisinde mücadele ettikten sonra Ege Bölgesi üzerinden İstanbul’a doğru yol aldı.

Tarihi ve doğal güzelliler kameralara yansıdıYarış süresince çok sayıda kamera mücadeleyi an ve an canlı yayınla izleyicilere aktardı. Kameralar kıyasıya mücadelenin yanı sıra özel-likle havadan Antalya’nın güzelliklerini de seyircilerine

aktardı. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu böyle-ce tanıtıma da büyük katkı sağladı. Yarışın ilk gününde Alanya - Alanya etabında 116 kilometre, ikinci gün Alanya - Antalya etabında 153 kilometre, üçüncü gün Antalya - Elmalı etabında ise 152 kilometre pedal çevrildi. Bisikletçiler 8 etabın so-nunda bin 204 kilometre yol geçerek yarışı İstanbul’da tamamladı. Cumhurbaşkan-lığı Türkiye Bisiklet Turu’nu Genel Ferdi Klasmanda Konya Torku Şekersporlu Mustafa Sayar büyük bir başarı göstererek kazandı ve Turkuaz Mayo’nun sahibi oldu.

The 49th Presidency Turkish Bicycle Tour

took place on April 21-28, 2013, with the participa-tion of 25 teams. Just like last year, the race began in Alanya and ended in Istanbul. On the first day of the race, cyclists passed the Alanya-Alanya stage. Cyclists went all the way to the borough of Gazipaşa and came back to Alanya. On the second day of the race, cyclists headed out from Alanya and finished the second stage in Antalya.On the third day, competi-tors who started from Antalya pedaled towards Elmalı and finished the stage at Güğü Beli. The competition which began at the shore ended at 1850 meters. This stage

was the most exciting part of the race. After three days, competitors headed for the Aegean Region.

Historical and scenic beauties on camera The race was aired lived on television with many cameras which showed the historical and natural assets of Antalya throughout the race. The Alanya - Alanya stage was 116 kilometers, the Alanya - Antalya stage 153 kilom-eters and the Antalya - Elmalı stage was 152 kilometers. Cyclists crossed the finish line in Istanbul after 8 stages and 1204 kilometers. The winner of the race was Mustafa Sayar who received the tur-quoise jersey.

Pedallar tanıtım için döndüCycling for advertisement

38 ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 41: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

39ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 42: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

Antalya’nın dünyaca ünlü Konyaaltı Sahili, Türkiye

Triatlon Federasyonu ve Konyaaltı Belediyesi tara-fından düzenlenen triatlon yarışlarına sahne oldu. Bu yıl dördüncüsü düzenlenen Uluslararası Triatlon Avrupa Kupası, 27-28 Nisan’da 26 ülkeden 102 sporcunun katılımıyla gerçekleşti. Kon-yaaltı Sahili Baki Beach 15 Numaralı plajdan başlayan yarışta sporcular önce bin 500 metre yüzdü. Denize girdikleri noktadan yine karaya çıkan triatloncular bu kez Konyaaltı Sahili boyun-ca bisikletleriyle 40 kilomet-re pedal çevirdi. Yarış, aynı parkurdaki 10 kilometrelik koşu ile son buldu.

Birbirinden ünlü sporcular katıldıKonyaaltı Sahili’nde iki gün süren yarışların ilk gününde amatör sporcular da müca-dele etti. Palk Triatlonu’na katılan sporcular 200 metre yüzdü, 5 kilometre bisiklete bindi, 2 kilometre de koştu. İkinci gün ise uluslararası yarış yapıldı. Milli takımımız ise elit erkeklerde 7, elit bayanlarda 3, genç erkekler-de 8 ve bayanlarda 5 olmak üzere toplam 23 sporcu ile ülkemizi temsil etti. Yarış-larda 2012 Londra olimpi-yatlarında başarı kazanmış Rus Elexandra Razanevora ile Slovak Mateja Simic de katıldı. Ayrıca 2011 Dünya Şampiyonası üçüncüsü Al-man Rabecca Robisch, 2011 Avrupa Şampiyonasında ilk

iki dereceyi paylaşan elitler-de Alman Hanna Philippin ve Macar Esater Dudaş, Juniorlarda da Alman Justus Niesclag ve Belçikalı Jelle Geens de yarışlarda müca-dele etti.

Tanıtıma sportif destekTriatlon Federasyonu Baş-kanı Hamdi Güneş, yarış sonrası yaptığı açıklamada Konyaaltı Sahili’nin triatlon için çok uygun bir yer oldu-ğuna dikkat çekti. Yarışmaya katılan sporcuların da, izle-yicilerin de organizasyondan memnun kaldığını belirten Federasyon Başkanı Gü-neş, deniz ve havanın çok güzel olmasının yarışları pozitif yönde etkilediğini kaydetti. Konyaaltı Belediye Başkanı Muhittin Böcek ise uluslararası katılımla ger-çekleşen yarışların, ilçenin tanıtımına da katkı sağladı-ğını belirtti.

Antalya’s world famous Konyaaltı Beach hosted

the international triathlon races organized by the Turkish Triathlon Federation and the Municipality of Konyaaltı. 102 sportsmen from 26 countries participated in the race which took place on April 27-28, 2013. During the race, which began at beach number 15, competitors first swam 1500 meters. Them they rode their bikes for 40 kilometers and the competition ended with the 10 kilometer race.

Famous sportsmenOn the two day competition, amateur sportsmen com-peted the first day. Sportsmen who competed in the Palk Triathlon swam 200 meters, rode their bikes for 5 kilom-eters and ran 2 kilometers. International races were held on the second day. Our na-tional team was represented

with a total of 23 sportsmen. Russian Alexandra Razane-vora and Slovakian Mateja Simic also competed along with 2011 World Champion-ship bronze medalist German Rebecca Robisch, elite ath-letes Hanna Philippin, Esater Dudaş, Justus Niesclag and Jelle Geens.

Sportive support for advertising The President of the Triathlon Federation Hamdi Güneş, who spoke after the race, pointed out that the Konyaaltı Beach was an ideal place for triathlon. Güneş, who stated that all the competitors and viewers were happy with the organization, added that the nice weather positively affect-ed the races. Konyaaltı chief Magistrate Muhittin Böcek added that the international race contributed to the adver-tising of the borough.

Antalya’da triatlon heyecanıTriathlon in Antalya

40 ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 43: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

41ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 44: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

Adı efsanelere konu olan Antalya’nın en

yüksek dağlarından, Elmalı ilçe sınırları içerisindeki 3 bin 30 metre yüksekliğe sahip Kızlar Sivrisi Dağı,

bu yıl yedincisi düzenle-nen şenliğe ev sahipliği yaptı. Türkiye’nin dört bir yanından gelen dağcılar, karlar altındaki Kızlar Sivrisi Dağı’na tırmandı. Toroslar

The 330 meter high Kızlar Sivrisi Mountain within

the borders of the borough of Elmalı, one of Antalya’s high-est mountains, hosted the 7th mountaineering festival.

Mountaineers from all over Turkey climbed Kızlar Sivrisi which was covered in snow. Sportsmen also reached the summit during the National Winter Mountaineering Fes-

Karla kaplı zirvedeşenlik heyecanı

Festivities on a snow covered summit

Antalya’nın en yüksek dağlarından olan Kızlar Sivrisi, Türkiye’nin 16 farklı kulübünden gelen 83 dağcıyı ağırladı.

Kızlar Sivrisi, which is one of Antalya’s highest mountains, welcomed 83 mountaineers from 16 different Turkish clubs.

Yazı / Article: Özgür Önder - Fotoğraf / Photograph: TODOSK

42 ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 45: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

Doğa Sporları Kulübü (TO-DOSK) tarafından organize edilen ve 9-10 Mart tarihleri arasında gerçekleşen Ulu-sal Kış Dağcılık Şenliği’nde zirveye de çıkıldı. Şenliğe,

Türkiye’nin farklı illerinde faaliyet gösteren 16 dağcılık kulübünün yanı sıra bireysel katılımlarla birlikte 83 spor-cu katıldı. 9 Mart Cumartesi günü sabah erken saatlerde

bir araya gelen dağcılar, otobüs terminalinden başka illerden gelen dağcıları da alarak Elmalı’ya hareket etti. Elmalı ilçe merkezinde düzenlenen törenin ardın-dan Küçük Söyle Köyü’ne geçen dağcılar, burada ha-zır bekleyen traktörlere bi-nerek, Kızlar Sivrisi Dağı’na doğru yol almaya başladı. TODOSK tarafından yapılan dağ evine ulaşmak iste-yen dağcılar, yolun karlı olması nedeniyle, traktör-lerden inerek yaklaşık 2 kilometrelik yolu yürüyerek geçti. Öğleden sonra kamp alanına ulaşan dağcılar, çadırlarını kurduktan sonra dinlenmeye çekildi. Akşam yemeğin ardından ateşin etrafında toplanan dağcılar, ertesi gün çıkılacak zirve-yi değerlendirdi ve gece 03.30’da uyanıp hazırlıkla-rını tamamladıktan sonra zirve yolculuğuna başladı. 77 kişilik grup, uyum içinde hareket ederek, fire verme-den sabah saat 09.45’te zir-veye ulaştı. Toplam 5 saat 45 dakikada zirveye çıkan dağcılar, 35 dakika burada kaldıktan sonra inişe geçti. Sorunsuz bir şekilde kamp alanına inen dağcılar daha sonra çadırlarını ve malze-melerini toplayarak evlerine geri döndü.

tival which took place on March 9-10, organized by the Taurus Nature Sports Club. A total of 83 sportsmen partici-pated in the festival.

Mountaineers who gathered early on March 9, Saturday set out for Elmalı after wel-coming other sportsmen at the bus terminal. After the ceremony at the center of Elmalı, participants went to the village of Küçük Söyle and headed for the mountain with tractors. Sportsmen had to walk for two kilom-eters to reach the chalets prepared by the Taurus Nature Sports Club since the roads were covered in snow. Mountaineers who reach the campsite in the afternoon took a rest after setting up their tents. They gathered around the campfire after din-ner and talked about the sum-mit they would be reaching the next day. They woke up at 03.30 and set out after finish-ing their preparations. The 77 person group reached the summit at 09.45. Participants who reached the summit in 5 hours and 45 minutes stayed there for 35 minutes and began climbing down. Moun-taineers didn’t encounter any problems and after reaching the campsite, packed up and headed for their homes.

43ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 46: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

44 ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 47: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

45ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 48: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

46 ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 49: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

Girintili çıkıntılı koylar ve arkasındaki dik yamaçlar dönemin büyük devletleri tarafından göz ardı edilince, binlerce yıllık tarihe sahip Antiokheia, korsanların sığınağı oldu. Romalı Komutan

Pompeius’un bölgede korsan varlığına son vermesiyle kurulan ve kazı çalışmalarının devam ettiği Antiocheia Ad Cragum şehri hayranlık uyandıran yapılarıyla ziyaretçilerini bekliyor.

Alanya ile Anamur ara-sında kalan ve genel

olarak Dağlık Kilikya olarak adlandırılan bölge, tarih bo-yunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Burada Anamurium (Anamur), Cha-radrus (Kaledran), Nephelis

(Muzkent), Selinus (Gazipa-şa), Iotape and Coracesium (Alanya) gibi kentler kurul-muştur. Dağlık Kilikya’nın şehirlerinden bir tanesi de Gazipaşa’nın 18 kilometre güneyindeki Antiokheia ad Cragum’dur. Gazipaşa’nın Güney Köyü’nde bulunan Antiocheia ad Cragum, Akdeniz’e 325 metre yük-seklikten bakan bir platonun üzerinde kuruludur. Antioc-heia ad Cragum’da gerçek-leşen kazı çalışmalarında ele geçen buluntulara bakıl-dığında, kentin yukarıda adı geçen diğer şehirlere oranla en yeni yerleşim alanların-dan olması muhtemeldir. Hititliler, Neo-Babilliler, Persler ve Finikeliler, Alanya ile Anamur arasında kalan bölgede hüküm süren ve bölgeyi kültürel açıdan ihmal etmeyen medeniyetlerden-dir. Diğer medeniyetler hatta Yunanlılar bile M.Ö. 4’üncü yüzyıldan 6’ncı yüzyıla kadar bölgede yerleşimi çekici bulmamışlardır. Büyük güçlerin bölgeye karşı ilgisizliği girintili çıkıntılı bir kıyı şeridi ve dağlık iç böl-gelerden oluşan coğrafyayı korsanlar için cazip kılmıştır.

The region, known as Mountainous Cilicia

located between Alanya and Anamur, was home to many civilizations throughout histo-ry. Cities such as Anamurium (Anamur), Charadrus (Kale-dran), Nephelis (Muzkent), Selinos (Gazipaşa), Iotape and Coracesium (Alanya) were built in this region. One of these cities is Antiocheia ad Cragum, 18 kilometers to the south of Gazipaşa. An-tiocheia ad Cragum, which is located in the village of Güney, was built on a pla-teau 325 meters above the Mediterranean. If we look at the remains found during the excavations in the city, we can safely say that this was a later settlement compared to others cities we have mentioned above. By and large, the area of western Rough Cilicia, or roughly from Alanya to Anamur, was really little more than a cultural backwater that interested few of the vari-ous cultures that operated along these shores: Hittites, Neo-Babylonians, Persians, and Phoenicans. Even the Greeks during the Classical

period (sixth through fourth centuries BC), who had established colonies and settlements elsewhere along the south coast, demon-strated little interest to settle in the region. This lack of interest by the great pow-ers combined with a rugged coastline and a mountainous hinterland was conducive for the formation of piracy that operated from shores with impunity during much of the late Hellenistic period. Pi-rates made Antiocheia their base from 2nd century B.C. until the year 67. In 2004 members of the Rough Cilicia Archaeo-logical Project conducted an underwater survey of the harbor at Antiochia and located a bronze ship socket moulded in the form of the mythological horse Pegasus. The style of the figure as well as Carbon 14 dating of the preserved wood within the socket dates to the time of the Pirates suggests that the bronze may have come from a pirate-associated ship. Just recently the Pegasus bronze has been placed on display in the newly reno-

korsanların kenti

Yazı / Article: Michael Hoff - Birol Can

The city of pirates

Antiocheia, which was hidden from

large states thanks to its location, was

the shelter of pirates for many years. The

city of Antiocheia ad Cragum, which

was built after Roman commander Pompey rid the area of pirates, is waiting

for its visitors with its amazing structures.

47ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 50: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

Helenistik dönem sonlarında kıyılarda özgürce hüküm süren korsanlar bu alana yerleşmişlerdir. Korsanlar, M.Ö. 2’nci yüzyıldan 67 yılına kadar Antiocheia’da üs kurmuşlardır. Ancak antik şehrin tarih öncesi, kötü şöhretli dönemine ait bulun-tular ele geçirmek oldukça zor olmuştur. Dağlık Kilikya

Arkeoloji Projesi üyelerinin 2004 yılında Antiocheia Limanı’nda yaptığı sualtı incelemesinde tunçtan dö-külmüş, Pegasus formunda gemi soketi bulunmuştur. Eserin korsanlar dönemine ait olması, heykelin korsan-larla alakalı bir gemiden gelmiş olabileceği izlenimini uyandırmaktadır. Eser, bu-

vated Alanya Archaeological Museum. The pirate menace was finally put to an end by the Roman General Pompey the Great in 67 BC whose military fleet rounded the pirates up in the waters off Alanya (ancient Coracesium) and destroyed them. The survivors would be settled in the Cilician cities in the

east and no longer would be a threat to shipping and coastal communities. There is no indication that the site of the future city of Antiochia ad Cragum was occupied in the period between the pirates and its founding.

Antiocheia on the cliffs In the 50’s after Christ, the Emperor Claudius ceded the territory of western Rough Cilicia to Antiochus IV of Commagene who then founded the eponymously named city of Antiochia ad Cragum; he also founded Iotape that he named after his wife. The epithet “Ad Cragum” means Antiochia on the Cliffs. The precipitous geography of the site makes this term understandable. There are in fact two sites associated with Antiochia: the upper site, where once stood the center of the city, and a lower peninsula and other jutting rocky spurs that are crowned with Byzantine-era fortifications and Roman tombs. The upper city still preserves many vestiges of its Roman-era character, in the form of baths, an agora, a city gate with a formal-ized colonnaded street with shops, and above the site, are the remains of an impe-rial temple that had been dedicated to the Roman em-perors. So far, no remains dating to the first century AD when the city was founded have been revealed; the ma-jority of the buildings appear to date to the late second / early third century AD. Late in the Roman period the city became an early center of Christianity. Not only is its Christian character revealed in the ancient historical sources, but the remains of several churches also survive.

Büyük Hamam mozaikleri

48 ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 51: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

gün Alanya Müzesi’nde ser-gilenmektedir. Antiocheia’da korsan tehdidine M.Ö. 67 yılında Romalı komutan Pompeius son vermiştir. Filo-su ile bölgeye gelen Pom-peius, korsanların etrafını sararak onları yok etmiştir. Hayatta kalmayı başaranlar ise Çukurova Bölgesi’ne

yerleşmiş ve bir daha tehdit unsuru olmamıştır. Antik şehir alanına daha sonraları Antiocheia Ad Cragum şehri kurulmuştur.

Kayalıkların Antiocheia’sıM.S. 50’li yıllarda İmparator Claudius, Dağlık Kilikya

The base of the temple has been reached In 2005, the Antiochia ad Cragum Archaeological Research Project (ACARP), under the auspices of the Ministry of Culture and Tourism, began excavations on the upper city. The first campaign focused solely

upon the exploration of the imperial temple. When ex-cavations began, the build-ing site was nothing more than a collapsed pile of mar-ble blocks. The American exploration team first had to remove the architectural blocks off the temple plat-form by means of a crane. Eventually over 700 whole or partial blocks were moved from the mound to nearby fields where they could be studied by the research team. After the blocks were removed, excavation of the platform revealed the tem-ple’s floor, as well as the sur-viving casing of the temple’s platform. These excavations have confirmed that the date of the temple belongs to late second / early third cen-tury. Although the specific emperor to whom it was initially dedicated is not yet known, it may belong to the Severan dynasty of the early third century AD. In coming seasons, architectural engi-neers will assess the viability of restoring the temple, at least partially, to bring the

Antiocheia ad Cragum, Dağlık

Kilikya olarak adlandırılan bölgede

kuruludur.

Antiocheia Ad Cragumwas

established in the region known

as Mountainous Cilicia.

Cragum İmparatorluk Tapınağı

Cragum İmparatorluk Tapınağı alınlığı

49ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 52: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

Bölgesini ve ismini kendi-sinin koyduğu Antiocheia Ad Cragum şehrini Koma-gene İmparatoru Dördüncü Antiakos’a terk etmiştir. Anti-ocheia ad Cragum, “Kayalık-ların Antiocheia’sı” anlamına gelmektedir. Bölgenin değer-li coğrafyası neden bu ismin konulduğunu açıklamaktadır. Aslında Antiocheia adı ile ilişkilendirilen, bir zamanlar şehrin merkezinin yer aldığı yukarı bölge ile Bizans dönemi eserleri ve Roma anıt mezarlarıyla taçlandırı-lan aşağı yarımada ve diğer kayalık bölge olmak üzere iki bölge mevcuttur. Yukarı şehir hala, hamam, pazar-yeri, dükkanların bulunduğu, sütunlarla şekillendirilmiş cadde şeklinde kendini gösteren, Roma dönemi karakteristiği taşıyan eserleri muhafaza etmektedir. Bu bölgenin hemen üstünde Roma imparatorlarına ithaf edilmiş imparatorluk tapı-nağının kalıntıları bulun-maktadır. Henüz, şehrin ilk kurulduğu dönem olan M.S. 1’inci yüzyıla ait herhangi bir eser ele geçirilememiştir. Bulunan binaların çoğunlu-ğu M.S. 2’nci yüzyıl sonları ile 3’üncü yüzyıl başlarına ait gibi görünmektedir. Roma döneminin sonlarına doğru şehir Hristiyanlığın ilk merkezlerinden biri haline gelmiştir. Şehrin bu özelli-ği, antik tarihi kaynaklarla kendini ele vermekte olup o dönemden günümüze birkaç kilise de ulaşmıştır.

Tapınağın zemin kaplamalarına ulaşıldı2005 yılında Antiocheia Ad Cragum Arkeolojik Araştırma Projesi (ACARP), Kültür ve Turizm Bakanlığı himayesin-de, yukarı şehirde kazılara başlamıştır. İlk çalışmalar sadece imparatorluk tapı-nağının keşfini hedeflemişti. Kazılar başladığında bina-

ların olduğu alanda üst üste yıkılmış mermer blokları yığınından öte bir yapı yok-tu. Çalışmalarda, Amerikan keşif ekibi öncelikle bir vinç yardımıyla tapınağın platfor-munu oluşturan mimari blok-ları ayırdı. Nihayetinde 700 blok bütünü ya da parçası, araştırma ekibi tarafından incelenmek üzere, höyükten, yakındaki alanlara taşındı. Bu bloklar taşındıktan sonra yapılan kazılarda, tapına-ğın zemin kaplamalarına ulaşıldı. Bu kazı çalışmaları tapınağın ikinci yüzyıl sonu ile üçüncü yüzyıl başına ait olduğu görüşünü de ispat-lamış oldu. İlk olarak hangi imparatora ithaf edildiği hala bilinmese de, üçüncü yüzyıl başlarında hüküm süren Severuslar Hanedanlığı için yapılmış olması muhtemel-dir. Gelecek dönemlerde mimar ve mühendisler,

structure back to life for the enjoyment of future visitors.

The Columned Avenue with a view of the sea The columned Avenue, which began to be exca-vated in 2011, is approxi-mately 150 meters long from the monumental entrance in the east to the Big Bath in the west. The shops that continue along the northern side of the avenue, the large covered gallery and the wide road in front of the gallery suggest that the avenue was bustling with activity and was the center of social and cultural life in the city. There are steps that enable pas-sage to the upper terraces between the shops. The clean water and waste water system that start from the cistern in the eastern corner of the avenue and con-

tinue outside the city with channels attract attention. The western corner of the avenue was left undecorated as not to obstruct sea view. Excavations and the replace-ment of columns which are over meters high will definitely display the magnifi-cence of the avenue.

The most magnificent structure: Big Bath The Big Bath, which is situ-ated in the western corner of the Columned Avenue and adjacent to the Agora, is the city’s sturdiest and most magnificent structure. The roof of the structure has col-lapsed but its walls are par-tially standing. Excavations in the 600 square meter are has begun in 2012 and concentrated in the eastern part of the structure. The floor of the structure, which

Antik kentte, şehir merkezinin yer aldığı yukarı bölge ile Bizans dönemi eserleri ve Roma anıt mezarlarıyla taçlandırılan aşağı yarımada olmak üzere iki bölge mevcuttur.

There are two areas in the antique city; the upper region which includes the city center and the Lower Peninsula which includes Byzantine period relics and Roman monumental tombs.

Kartal kabartması

50 ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 53: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

tapınağın en azından bir kısmının restore edilerek ya-pının hayata geçirilmesinin ve gelecekte ziyaretçilerin beğenisine sunulmasının mümkün olup olmayacağını değerlendirecektir.

Deniz manzaralı Sütunlu Cadde 2011 yılında kazısına başlanan Sütunlu Cad-de, doğudaki anıtsal giriş kapısından, batıdaki Büyük Hamam’a kadar yaklaşık 150 metre uzunluğundadır. Caddenin kuzey kena-rı boyunca devam eden dükkanlar, bunların önle-rindeki geniş, üstü kapalı galeri ve bunun da önündeki geniş taşıt yolu, kullanıldığı dönemde kentin en kalabalık ve sosyal hayatın en canlı olduğu merkez olduğunu gösterir. Caddenin yaklaşık olarak ortalarında, dükkanlar

arasında, üst teraslara geçi-şi sağlayan basamaklara yer verilmiştir. Caddenin doğu ucundaki sarnıçtan başlaya-rak tüm dükkanları dolaşan ve ardından tekrar doğuya yönelerek anıtsal kapının iki yanındaki kanallarla kent dışına taşınan temiz ve atık su sistemi de dikkat çekici-dir. Ayrıca, caddenin güney kenarı, muhteşem Akdeniz manzarasına açık bırakıl-mıştır. Kazıların yanı sıra, ilerleyen dönemlerde kalın-tıların, özellikle yükseklikleri 4 metreyi geçen sütunların ayağa kaldırılması, Sütunlu Cadde’nin görkemini gözler önüne serecektir.

En görkemli yapı Büyük HamamSütunlu Cadde’nin batı ucunda, Agora’nın bitişiğin-de yer alan Büyük Hamam, kentin en sağlam ve en

görkemli yapısıdır. Duvarları kısmen ayakta olan yapı-nın üst örtüsü çökmüş ve yapının zeminini kapatmıştır. Yaklaşık bin 600 metre-karelik bir alanı kaplayan yapıda 2012 yılında kazılar başlatılmış, öncelik yapının doğu mekanına verilmiştir. Ortasında uzun ve oval bir havuz bulunan bu mekanın zemini tamamen mozaiklerle kaplanmıştır. 2012 yılında yarısına yakın bir kısmı açılan mekanın 2013 yılında tamamının açılmasıyla, 300 metrekareden daha geniş bir alan kaplayan bu mozaikler, Antiocheia ad Cragum’u ziyaret eden yerli ve yabancı turistler için en etkileyici kalıntılardan biri olacaktır. Tamamı çok renkli geometrik panolardan oluşan mozaik döşemenin, benzerlerine ve belki daha görkemli örnekle-rine Büyük Hamam’ın diğer

has a long and oval pool in the middle, is completely covered with mosaics. When the structure is completely opened to the public in 2013, these mosaics, which cover more than 300 square meters, will amaze visitors who come to the city. It is possible that these mosaics also exist in other parts of the bath. As far as we can tell, the space with mosaics was covered with galler-ies but the pool area was uncovered. We think that the western walls of this structure were designed as a monumental fountain since mosaics and fountains were common elements in the luxurious lives of Roman citi-zens. The agora of the city is located next to the bath. There is a temple in the mid section of the agora which has a rectangular plan and

Büyük Hamam

51ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 54: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

kısımlarında da yer verilmiş olması yüksek olasılıktır. Kalıntılardan anlaşıldığı kadarıyla, mozaikli mekanın üstü galerilerle kapatılmış olup sadece havuzun üstü, batı dağlık Kilikya sahil şeridinin sıcak ve nemli havasına uygun olarak açık bırakılmıştır. Bu mekanın batı duvarının anıtsal görü-nümlü bir çeşme biçiminde düzenlendiği düşünülmekte-dir ki, gerek zemindeki mo-zaik döşeme gerekse çeşme antik Roma toplumunun lüks yaşama düşkünlüğü ve gösteriş merakıyla açıklana-bilir. Büyük Hamam’ın güney bitişiğinde kentin agorası yer alır. Üç yönde sütunlu galerilerle çevrili dikdörtgen planlı geniş yapının yaklaşık ortasında bir tapınak yer alır. Henüz hiçbir çalışma yapıl-

mamış olan Agora’da 2013 sezonunda kazıların başlatıl-ması planlanmaktadır.

Günümüzde Antalya ile Mersin illerinin, antik çağda Pamfilya ile Kilikya bölgele-rinin birleştiği noktada yer alan Antiocheia ad Cragum, zamana ve tahribata karşı direnmiş, son yıllardaki ça-lışmalarla da yeniden uyan-maya başlamıştır. Her kazı döneminde yeni sürprizlerle ve önemli buluntularla karşılaşılması, çalışmalara olan ilgiyi ve bilinci arttırmış, bu durum tahribatın önüne geçilmesinde oldukça etkili olmuştur. Maddi-manevi destekleri ve yakın ilgileri için yerel yöneticilere ve bölge halkına, ACARP adına teşekkür ederiz.

is surrounded by columned galleries on three sides. Excavations in the agora will commence in 2013.

Antiocheia ad Cragum, which is located at the intersection point of Antalya and Mersin - Pamphylia and Cilicia in the antique age- has resisted the test of time and destruction and is being revitalized with latest works. The fact that we have uncovered many surprises and important remains dur-ing every dig season has increased awareness and interest in the excavations and this in turn has been ef-fective in lessening destruc-tion. On behalf of ACARP, we would like to thank local authorities and citizens for their support.

Antalya ile Mersin illerinin, antik çağda

Pamfilya ile Kilikya bölgelerinin birleştiği

noktada yer alan Antiocheia ad Cragum,

zamana ve tahribata karşı direnmiş, son

yıllardaki çalışmalarla da yeniden uyanmaya

başlamıştır.

Antiocheia ad Cragum, which is located at the

intersection point of Antalya and Mersin -

Pamphylia and Cilicia in the antique age- has

resisted the test of time and is being revitalized

with latest excavations.

Antiocheia ad Cragum açıklarında bulunan bronz pegasus protomu

52 ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

���������������������������������������������� ������������� ���� ���������������� ������� ���������������� ���������������

��������������������������������

�����������������

�����������������������

�������������������������� ������������������������������������ ����­�������������� ����­����������������������������������������������������

Page 55: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

53ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

���������������������������������������������� ������������� ���� ���������������� ������� ���������������� ���������������

��������������������������������

�����������������

�����������������������

�������������������������� ������������������������������������ ����­�������������� ����­����������������������������������������������������

Page 56: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

Keyifli bir tatil için

Deniz Ticaret Odası Antalya Şubesi Üyesi Selim Çınarlı, başta yelken, sörf, paraşüt, dalış ve rafting olmak üzere pek çok su sporuna olanak tanıyan Antalya’nın bu açıdan Türkiye’nin en önemli noktası olduğunu söylüyor.

su sporları

Water sports for an enjoyable vacation

Selim Çınarlı, a member of the Chamber of Sea Trade Antalya branch, says that Antalya is Turkey’s

most important destination in water sports.

54 ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 57: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

Akdeniz sahili boyunca sıralanmış otellerde

unutulmaz bir tatil geçirirken biraz da macera, heyecan ve keyif arıyorsanız, kıyı-daki su sporları merkezine mutlaka uğrayın. Paraşütle Antalya’nın güzelliklerini bir de havadan izleyin ya da su oyunlarına katılarak tatilinize başka bir boyut katın. Bu da yetmez ise Köprüçay’ın buz gibi sularında rafting yapın. Kısa süreli bir eğitimden sonra Antalya’nın su altı zenginliklerini de keşfedin.

Unutmayın su sporları için en doğru destinasyondası-nız. Antalya Kültür Turizm Dergisi olarak, su sporları alanında faaliyet gösteren ve aynı zamanda Deniz Ti-caret Odası Antalya Şubesi Üyesi olan Çınarlı ile rö-portaj yaptık. Selim Çınarlı, Antalya’nın su sporları po-tansiyelini ve bu çerçevede neler yapılabileceğini anlattı. Röportajımızı okuduktan sonra Antalya tatilinizin daha keyifli hale geleceğinden emin olabilirsiniz.

Antalya’nın su sporlarında potansiyeli nedir?Çınarlı: Bilindiği gibi An-talya, Kaş’tan Gazipaşa’ya kadar 640 kilometrelik bir sahile sahip. İl genelinde Antalya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından, su altı ve su üstü sporları için belirlenmiş toplam 422 adet nokta var. Ama sadece 319 noktada su sporları ve akti-viteler yapılıyor. Bu noktalar Kaş, Belek ve Antalya’da otellerin sahilleri ile halk

If you are looking for a little excitement while

enjoying your vacation at luxurious hotels along the coast, make sure to visit the water sports centers at the beaches. Try some paraglid-ing to view Antalya from the sky or engage in water games for a little fun time. If that isn’t enough, try rafting at Köprüçayı. After receiv-ing some training, discover the underwater riches of Antalya. Remember- you

are at the right place water sports. As the Antalya Cul-ture and Tourism Magazine, we spoke to Selim Çınarlı, a member of the Chamber of Sea Trade Antalya branch. Selim Çınarlı talked about Antalya’s potential in water sports and what could be done in this regard. After reading this interview, we are sure that your vacation in Antalya will become more entertaining.

What is Antalya’s poten-tial in water sports?Çınarlı: As you know, Antalya has a 640 kilom-eter shoreline from Kaş to Gazipaşa. There are 422 wa-ter sports spots in the city, determined by the Antalya City Culture and Tourism Directorate but only 319 of them are active. These spots are composed of the beaches of hotels in Kaş, Belek and Antalya and pub-lic beaches. There are some spots that are rented out in Manavgat. Around 230 million dollars of revenue is taken from these spots and 1500 people are employed. I believe these numbers are very important in for Turkish tourism.

What kind of activities are we talking about?Çınarlı: There is only div-ing and diving training in underwater activities but there are a lot of alterna-tives above water such as jet ski, sailing, canoe, sea bicycle, windsurf, para-chute, boat rides, and water games such as banana and ringo. Also there is rafting at Köprüçayı and Dim creek and water ski in Serik.

How did the sector de-velop in Antalya?Çınarlı: The sector started improving in the 1990’s. During that time, water sports were managed by foreigners. Then we took control. We are in a very good place right now. We started sending people to Dubai and Egypt. In ad-dition, Cyprus, Dubai and Egypt started using water sports equipments made in Turkey. They buy from us because we make the best.

Antalya’da su altı ve su üstü sporları için toplam 399 adet nokta var. Bunların 319’unda aktivite yapılıyor.

There are 399 spots in Antalya for water sports. Activities are organized in 319 sites.

55ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 58: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

plajlarından oluşuyor. Manavgat’ta Köylere Hizmet Götürme Birliği tarafından kiralanan noktalar da var. Bin 500 kişinin çalıştığı bu alanlarda yıllık 230 milyon do-lar tutarında gelir elde ediliyor. Yaklaşık bin 500 kişi istihdam ediliyor. Bence bu rakamlar Türkiye turizmi açısından çok ama çok önemli.

Aktivite olarak neler yapı-lıyor?Çınarlı: Su altında sadece dalış yapılıyor ve dalış eğitimi veriliyor. Su üstünde alternatif çok; jet ski, yelken, kano, de-niz bisikleti, rüzgar sörfü, pa-raşüt, tekne turu, banana ve ringo gibi oyunlar su üzerinde gerçekleşen aktiviteler. Ayrı-ca Köprüçay ve Dim Çayı’nda rafting, Köprüçay’ın Serik kolu kenarında da kablolu su kayağı gerçekleştiriliyor.

Sektörün Antalya’da geli-şimi nasıl oldu?Çınarlı: Sektör 1990’lı yıl-

Various activities in one place

When compared to other touristic destinations, what is the position of water sports in Antalya?Çınarlı: In terms of activities and expert personnel, we are very advanced. Usually in Europe, they only serve in one area but in Antalya various activities are available at one place. Greece started water sports after us and they are doing very well. But they are disorganized because of the islands and you can’t find every activity in one place. Egypt is trying to copy us. They are better than us in under water activities but we are much better than them in above water activities.

What is Antalya’s place in Turkey in terms of water sports? Çınarlı: Antalya is Turkey’s

most important destination in water sports and this has to do with the number of tour-ists. Millions of tourists come here. They are sometimes bored and want different ac-tivities. Water sports are ideal for them at this point. They water ski, have fun with water games and receive diving training. The sector is doing well thanks to the legislation that was passed in 2008. This legislation paved the way for sea tourism.

Are water sports risky?Çınarlı: All sports have some king of risk. There are football players who die on the field. Of course the sea is thrice as risky as the ground. But like I said, we have expert personnel. They are always careful even though they work under scorching heat all day. All our guests who engage in water sports are insured.

“2008 yılında çıkan yönetmelikle

sektör çok iyi noktaya geldi. Bu yönetmelik deniz

turizminin yolunu açtı.”

“The sector is doing well thanks to the legislation that was passed

in 2008. This legislation paved

the way for sea tourism.”

56 ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 59: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

larda gelişmeye başladı. O dönemde Antalya’da otellerin yönetimi gibi su sporları işletmeciliği de yabancıların elindeydi. Daha sonra otel yönetimlerinde ve su sporları işletmeciliğinde kendi insa-nımız söz sahibi oldu. Şu an çok iyi bir noktadayız. Dubai ve Mısır’a eleman gönder-meye başladık. Kaptanlar, yardımcı elemanlar bu ülke-lere gidiyor. Ayrıca Kıbrıs, Dubai ve Mısır’da Türkiye’de üretilen su sporları malzeme-leri kullanılmaya başlandı. Malzemeyi bizden almak zorunda kalıyorlar, çünkü en iyisini biz yapıyoruz.

Bir merkezde birden çok aktivite imkanı

Türkiye dışındaki diğer turizm merkezleriyle kı-yaslanınca Antalya’nın su sporlarında geldiği nokta nedir?Çınarlı: Aktivite ve perso-

nelin tecrübesi açısından biz çok ileri noktadayız. Avrupa’da genellikle sadece bir alanda hizmet veriyorlar. Antalya’da ise bir su sporları merkezinde her türlü aktivite gerçekleştiriliyor. Yunanis-tan su sporlarına bizden sonra başladı, bizim kadar iyi olmasa da epey yol kat etti. Ancak adalardan dolayı Yunanistan’da çok dağınık bir yapı var. Bu nedenle bizdeki gibi her aktiviteyi tek merkezde bulamıyorsunuz. Mısır’a bakacak olursak, bizi taklit etmeye çalışıyor-lar. Su altında bizden çok ileriler ama su üzerinde biz Mısır’daki su sporları merkezlerinden çok daha iyi durumdayız.

Peki Antalya’nın su sporla-rı açısından Türkiye’deki yeri nedir? Çınarlı: Antalya, su üstü ve su altı açısından Türkiye’nin en önemli noktası. Bunun

If you look at it, there are shark diving activities in New Zealand and fast boat tours on the river. These are more dangerous compared to our activities. Parachuting is risky but only it is danger-ous in extreme conditions like strong winds. We follow weather reports closely to prevent these kinds of situ-ations. It is the adrenaline that makes people want to engage in these kinds of sports.

60 thousand dives a year in Kaş

Underwater is a whole different world. What are the most important diving points in Antalya?Çınarlı: Kaş is the center of diving. The area in front of Kaleiçi Marina in Antalya, Tekirova Üç Adalar, off the coasts of Kemer and Alanya where the sunken ship is, is

other important points. But as I said, Kaş is the center. The base of the water in Kaş is rocky and this pro-vides excellent visibility. 60 thousands dives are realized in Kaş every year. This is a huge number and there is no reason why it shouldn’t be 400 thousand. We need to work to achieve this. People prefer Kaş for its serenity, quality of the sea and diving opportunities. Paragliding is also available in this region. Lately, young people are starting to come to Kaş.

What kinds of services are provided to those who come to Antalya to learn how to engage in water sports? Çınarlı: Antalya is an ideal tourism center for diving and sailing training. People who don’t know how to sail can learn here easily. Sea condi-tions are ideal and personnel

57ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 60: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

are highly experienced. You cannot find a calm sea like this everywhere. People who learn how to operate a sail-boat in Antalya can practice in other regions where there is more wind and wave. The same goes for divers. Antalya is the best place for diving training. Guests can receive training while vaca-tioning. They can dive any-where in the world with the certificate they receive here. Our diving schools are very experienced and personnel are very experienced.

Are domestic tourists in-terested in water sports?Çınarlı: Up until the 2000’s the ratio of domestic tour-ists we catered to wasn’t even 1%. Domestic tourists became more interested in water sports after seeing famous faces water skiing on television shows. Right now, 30% of the guests we service are domestic tourists. At some spots, this increases to 80%. We

nedeni de Antalya’ya gelen turist sayısı. Bu kente mil-yonlarca turist geliyor. Her şey dahil sistemi çerçeve-sinde canlarının sıkıldığı da oluyor, aktivite istiyorlar. Bu isteklerini de oldukça keyifli olan su sporları ile karşılı-yorlar. Su kayağı yapıyor, su oyunları ile keyifleniyor, paraşüt ile bölgeyi havadan izliyor, dalış eğitimi alıyorlar. 2008 yılında çıkan yönetme-likle sektör çok iyi noktaya geldi. Bu yönetmelik deniz turizminin yolunu açtı.

Su sporlarında risk oranı yüksek mi?Çınarlı: Bütün spor dalların-da risk var. Futbol sahasın-da yaşamını yitiren oyun-cular oluyor. Tabii ki deniz karadan üç kat daha riskli. Ama söylediğim gibi bizim personelimiz çok tecrübeli, çok konsantre çalışıyorlar. Gün boyu denizde, güneşin altında kalmalarına rağmen disiplinden taviz vermiyorlar. Su sporları yapan bütün misafirlerimiz sigortalı. Ona

bakarsak Yeni Zelanda’da köpek balığı dalışı yaptı-rılıyor. Nehirde aşırı hızda giden tekneyle tur yaptırıyor-lar. Bizim aktivitelere göre bunlar çok daha tehlikeli. Paraşüt tehlikelidir ama istenmeyen bir durumun yaşanması için havanın bozulması ya da aşırı rüz-garlı havada paraşüt ipinin kopması lazım. Meteorolojik gelişmeleri yakından takip ettiğimiz için bu tür durum-ların önüne geçiyoruz. Unu-tulmaması gereken önemli bir husus da su sporlarının adrenalini. İnsanlar bu ne-denle yapıyor.

Kaş’ta yılda 60 bin dalış yapılıyor

Su altı farklı bir dünya. Antalya’da dalışta öne çıkan noktalar hangileri?Çınarlı: Kaş bu işin merkezi. Antalya’da Kaleiçi Yat Lima-nı önünde batığın bulunduğu bölge, Tekirova Üç Adalar, Paris Batığı’nın bulunduğu Kemer ve Alanya açıkları

Antalya’nın dalışta öne çı-kan noktaları. Ama dediğim gibi bu işin merkezi Kaş. Kaş’ta suyun dibi kayalık. Bu durum inanılmaz bir gö-rüş açısı ve netlik sağlıyor. Çünkü deniz dibi kum olan noktalarda partiküllerden dolayı görüş azalır. Kaş’ta yılda 60 bin dalış yapılıyor. Bu çok büyük bir rakam. Bu rakam neden 400 bin olma-sın. Bunun için çalışmalıyız. İnsanlar Kaş’ı sakinliği, denizinin güzelliği ve dalış olanakları için tercih ediyor. Bu bölgede aynı zamanda yamaç paraşütü de yapıla-biliyor. Son yıllarda özellikle gençler Kaş’a büyük ilgi göstermeye başladı. Kaş gümbür gümbür geliyor.

Su sporları öğrenmek is-teyenler için Antalya’da ne gibi olanaklar sunuluyor?Çınarlı: Antalya hem dalış hem de yelkenli eğitimi için çok ideal bir turizm merkezi. Yelkenli kullanmayı hiç bil-meyenler burada kolaylıkla öğrenebilir. Hem deniz çok

“Kaş’ta yılda 60 bin dalış yapılıyor. Bu çok büyük bir rakam. Bu rakam neden 400 bin olmasın.”

“60 thousand dives are realized in Kaş each year. This is a huge number and there is no reason why it shouldn’t be 400 thousand.”

58 ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 61: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

uygun hem de eğitimi vere-cek personel çok tecrübeli. Her yerde böyle sakin bir deniz bulamazsınız. Eğitimi-ni Antalya’da alarak yelkenli kullanmayı öğrenenler de-nizin daha rüzgarlı, dalgalı olduğu başka noktalarda tecrübelerini geliştirebilirler. Aynı olanaklar dalış için de geçerli. Dalış eğitimi almak isteyenler için Antalya en uy-gun destinasyon. Avrupa’ya çok yakın olmamız avan-taj. Misafirler tatillerinde dalış eğitimi de alabilirler. Sonuçta alacakları bröve ile dünyanın her yerinde dalış yapabilirler. Dalış okullarının tecrübesi de çok fazla. İyi eğitimli kişiler dalış dersleri veriyor.

Yerli misafirlerin su spor-larına ilgisi nasıl?Çınarlı: 2000’li yıllara kadar hizmet verdiğimiz müşteri-lerimizin arasında yerli mi-safirlerin oranı yüzde 1 bile değildi. Ne olduysa magazin programlarında ünlülerin su sporları yapmalarına ilişkin görüntüler yayınlandıktan sonra oldu, yerli turistin bu alana ilgisi arttı. Şuan hizmet verdiğimiz müşteri-lerin yüzde otuzu yerli. Bazı noktalarda bu oran yüzde seksene çıkıyor. Hep söylü-yoruz, deniz tatiline çıkıyor-sanız denizle ilgili bir şeyler yapın. Tatil dışı yaşamınız-da zaten karada pek çok aktiviteye katılıyorsunuz.

Yabancı turistler arasında bir sınıflandırma yapacak olsanız, kimler hangi spor-ları tercih ediyor?Çınarlı: Avrupalı misafirle-rimiz yelken yapar, çünkü yelken sporu Avrupa için önemlidir. Rus misafirle-rimiz kanoyu çok sever, çünkü Rusya’da nehirlerde yaygın olarak kano sporu yapılır. Rusya ve Bağımsız Devletler Topluluğu ülkele-

rinden gelen misafirlerimiz adrenalini çok seviyor, jet ski ve paraşütü bıkmadan yapıyorlar. Avrupalı misa-firlerimiz daha planlı; onlar, hangi gün ne yapacaklarını önceden planlıyorlar.

Düden Çayı’ndarafting yapılacak

Peki ya adrenalin tut-kunlarının vazgeçilmezi rafting Antalya’da hangi merkezlerde yapılıyor?Çınarlı: Rafting sporunda ilk sırada Köprüçay geliyor. Köprüçay, debisinin güçlü olması nedeniyle büyük ilgi görüyor. Dim Çayı’nda da rafting yapılıyor. Köp-rüçay kadar olmasa da, bu bölge de Antalya’nın önemli bir rafting merkezi. Yakın zamanda Düden Çayı’nın denize döküldüğü nokta-da da rafting yapılacak. Parkur Cırnık Köprüsü’nden başlayacak. Kent merkezine yakınlığı nedeniyle bu böl-genin de önemli bir rafting merkezi olacağına eminim.

always say the same thing; if you are on a sea vacation, engage in something that involves the sea. You already engage in various activities on land in your daily life.

If were to classify foreign tourists, which nations prefer which activities?Çınarlı: Our European guests prefer sailing be-cause sailing is important in Europe. Russian guests love canoeing because this is a popular sport on the rivers of Russia. Guests from Russia love adrenaline and they constantly water ski or paraglide. European guests are organized; they plan ahead.

Rafting in Düden Creek

How about rafting; which are the best spots for rafting? Çınarlı: Köprüçayı is num-ber one in rafting. It is popu-lar because of its high flow rate. Rafting is also available

in Dim Creek. It is also an important rafting center in Antalya. In the near future, rafting will be available at the point where Düden Creek flows into the sea. The course will begin at Cırnık Bridge. I am sure this spot will be an important rafting center because it is close to the city center. When speaking of adrenaline I had mentioned New Zealand. We need to have speed boats like they have. It is a scary ride but they do it anyway.

What sport do you recom-mend for families who want their children to engage in water sports?Çınarlı: I recommend sail-ing because sailing is the best management sport. You need to make decisions while sailing and have to come back to port. If you make wrong decisions you might not make it. That is why sailing is a management sport. Families must direct their kids to sailing during

59ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 62: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

Adrenalinden bahsetmiş-ken, Yeni Zelanda örneğini vermiştim. Bizde de oradaki nehirlerdeki gibi hızla giden tekneler olmalı. İnsanların tekneden indikten sonra ayakları titriyor, ama çekin-meden yapıyorlar. Bizde de akarsularda hızlı teknelerle turlar olmalı.

Çocuklarını su sporlarına yönlendirmek isteyen ai-lelere hangi sporu önerir-siniz?Çınarlı: Yelkeni öneririm. Çünkü en iyi yönetici sporu yelkendir. Denizde karar vermek ve denize açıldığınız noktaya tekrar geri dön-mek zorundasınız. Yanlış karar verirseniz dönemez-siniz. Bu nedenle yelken yönetici sporudur. Aileler deniz tatillerinde çocuklarını mutlaka yelkene yönlendir-meliler. Antalya yelkene yeni başlayanlar için çok uygun. Bir çocuğun Antalya tatilinde

aldığı bir haftalık yelkenli eğitimi, onun geleceğini değiştirebilir.

their vacation. Antalya is a great place for beginners. A child’s future could change

dramatically after receiving a week of sailing training in Antalya.

Antalya hem dalış hem de

yelkenli eğitimi için çok ideal bir turizm merkezi.

Antalya is an ideal tourism

center for diving and sailing

training.

60 ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Lara, Antalya Şehir merkezine 15 km.,Antalya havaalanına 10 km. mesafede,olağanüstü güzellikte 19 lüks modern,high class konsept otelleriyle sizleri bekliyor.

Page 63: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

61ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Lara, Antalya Şehir merkezine 15 km.,Antalya havaalanına 10 km. mesafede,olağanüstü güzellikte 19 lüks modern,high class konsept otelleriyle sizleri bekliyor.

Page 64: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

Likya, Roma, Bizans ve Osmanlı medeniyetlerinin mirası üzerinde yükselir Finike. Onu anlatacak en doğru kelimeler ise; köklü bir geçmiş, büyüleyici doğal güzellikler, dinlendirici bir atmosfer, bereketli topraklar, bol güneş ve tertemiz denizdir.

FinikePortakal diyar ı

The land of orange Finike rises above the heritage of Lycian, Roman, Byzantine and Ottoman

civilizations. The best way to describe Finike is; a profound history, amazing scenic beauties, a calming atmosphere, fruitful lands, lots of sun and clean sea.

62 ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 65: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

Zirvesi karlarla kaplı dağların ve baş döndü-

rücü yükseklikteki kayalık-ların eteğinden, dalgaların dövdüğü sahile kadar uzanıp gidiyor Finike’nin bereketli toprakları. Kilomet-reler boyunca uzanıp giden ovanın üzerinde yükselen portakal ağaçları, her bahar gelinliklerini giymişçesine beyaza bürünüyor. Sa-bah saatlerinde esmeye başlayan meltem, baharın gelişini müjdelercesine açan portakal çiçeklerinin mis gibi kokusunu yayıyor Finike’nin dört bir yanına. Günler haftaları, haftalar ayları takip ediyor ve mis gibi kokan çiçekler daha sonra kendine has aromasıyla ünü dünya-ya yayılmış portakallara dö-nüşüyor. Portakal bahçeleri-nin arasında usulca bir çay akıyor. Çayın su kaynağında ise anıt mezarları, tiyatrosu, ibadet yapıları ile Limyra Antik Kenti yükseliyor. Gali-

us Sezar’ın anısına yapılan anıt mezar ile ziyaretçilerini büyülüyor Limyra.

Limyra Antik Kenti’nden yukarılara, dağların içe-risine doğru ilerledikçe Finike’nin iç kesimlerindeki güzellikler sahne alıyor bu kez. Portakal ağaçlarının yeşile boyadığı coğrafya, bu kez çam ağaçlarıyla yeşile bürünüyor. Çam ağaçlarıyla kaplı, etrafı sarp kayalıklarla çevrili bir noktada Arykan-da Antik Kenti yükseliyor. Şiddetli depremlere rağmen ayakta kalmayı başaran Arykanda, başarılı şehir plancılığı ile kent plancı-larını bile kıskandırıyor. Arykanda’nın yanı başındaki kayalıklardan çağlayan Aykırtça, yazın serin, kışın ılık suları ile Akdeniz’e akı-yor. Kaynağın oluşturduğu Akçay, Akdeniz’e kavuşmak için hiçbir engel tanımıyor. Öyle ki yol üzerinde önüne

The fruitful lands of Finike stretch all the way from

the snow covered mountain peaks to the beach. Orange trees which rise above the large plain are covered in white every spring. The sea wind that starts blowing in the morning disperses the amazing smell of orange groves all over Finike. Days and weeks pass and these flowers turn into famous or-anges which are sent all over the world. A stream flows quietly between orange gar-dens. At the source of the stream is Lmyra antique city with its monumental tombs, theatre and temples. The monumental tomb erected for Gaius Caesar amazes its visitors.

As you head towards the mountains from Lmyra, you are faced with the inner beauties of Finike. This time, the geography is covered

in green, thanks to pine trees. Arykanda antique city is located at a point sur-rounded by pine trees and steep cliffs. Arykanda, which has managed to survive to this date despite big earthquakes, makes urban planners jealous with its successful urban planning. Aykırtça, which flows from the cliffs next to Arykanda, flows into the Mediter-ranean. Akçay, which is formed from the source, knows no boundaries when reaching the Mediterranean such so that the waters split the mountain in two along the way, creating Gökbük Canyon. The 5 kilometer canyon is a must see with its endemic plants.

The sea wind which makes the entire borough smell like oranges enables the sands on the beach to dance in harmony. Not only the sand

63ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 66: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

çıkan dağı ortadan ikiye ayı-rıyor. Ve Finike’nin alternatif turizmde sesini gürleştiren Gökbük Kanyonu’nu oluştu-ruyor. Yaklaşık 5 kilometre uzunluğundaki kanyon, etra-fında açan endemik bitkilerle görenleri kendine hayran bırakıyor.

Nazlı nazlı esen meltem, portakal çiçeği kokusunu Finike’nin dört bir yana yayarken, sahildeki ince-cik kumların ahenkle dans etmesini sağlıyor. Yalnızca kumlar mı? Girintili çıkıntılı kıyı şeridindeki el değmemiş koylarda açan rengarenk çiçekler de, esen rüzgarla dans ediyor. Kır çiçekleri yerini kayalıklara, kayalıklar da tertemiz sulara bırakıyor. Finike-Demre yolunda iler-ledikçe, dönülen her virajda yeni bir koy uzanıyor. Antalya’nın 110 kilometre batısında bulunan Finike, doğal güzellikleri, tarihi

değerleri ve vitamin deposu turunçgilleriyle ziyaretçilerini bekliyor.

Antalya’nın tescilli lezzeti: Finike PortakalıBaharın gelişiyle birlikte Finike’nin dört bir yanında rengarenk kır çiçekleri açar. Doğanın yeniden uyanışını simgeleyen kır çiçeklerine nazire yaparcasına, her bahar portakal ağaçları da

but the wild flowers that bloom in untapped bays dance along to the tune of the wind. Wild flowers give way to cliffs and the cliffs give way to clean waters. There is a different bay as you progress along the Finike-Demre road. Finike, which is 110 kilom-eters to the west of Antalya, is waiting for its visitors with its scenic beauties, histori-

cal assets and vitamin filled oranges.

Antalya’s registered delicacy: Finike OrangeColorful wild flowers bloom all around Finike with the ar-rival of spring. Orange trees also blossom as if to signal the arrival of spring. Orange groves, where green is the prominent color, turn into white. In time, the flowers turn into fruits. As winter arrives, the leaves are filled with oranges. There are over a thousand different varie-ties of oranges that grow all around the world but none of them are as good as the Finike orange. The fruitful plain covered in alluvium soil and the unique geography of the region enables Finike to produce the best oranges in the world. This was further proven after the research of California University. The Finike orange, which

64 ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 67: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

çiçeğe durur. Yeşilin hakim olduğu portakal bahçeleri, mis gibi kokan beyaz porta-kal çiçekleri ile adeta gelin-liğini kuşanır. Günlerce mis kokular yayarak cömert bir şekilde güzelliğini sergileyen çiçekler, zamanla meyveye dönüşür. Günler haftaları, haftalar ayları takip eder ve kış mevsiminin gelişiyle birlikte bembeyaz çiçeklerin açtığı dalları turuncu porta-kallar kaplar. Uzak Asya’dan Avrupa’ya ve okyanus ötesindeki Amerika’ya kadar dünyanın dört bir yanında yetişir portakal. Yeryüzünde binin üzerinde portakal çe-şidi vardır ama hiçbiri Finike Portakalı’nın yerini tutmaz. Alüvyonlu toprakların kapla-dığı bereketli ova ve ilçenin kendine has havası bu coğ-rafyada dünyanın en lezzetli portakallarının yetişmesini sağlar. Finike Portakalı’nın dünyanın en lezzetli ve en kaliteli portakalı olduğu California Üniversitesi’nin (A.B.D.) yaptığı araştırma sonucunda ortaya çıkmış-tır. Sulu ve tatlı olan Finike Portakalı, aynı zamanda Türk Patent Enstitüsü tara-fından coğrafi işaret olarak tescillenmiştir. Finike’de Washington Navel, Valencia türleri ve yerli portakallar yetiştirilir. Antalya’nın bu şi-rin ilçesi portakal üretiminde Türkiye’nin üretim potansi-yelinin yüzde onunu karşılar.

Gizemli mağara: SuluinFinike’nin uzun ve girintili çıkıntılı kıyı şeridinde kıvrıla kıvrıla ilerleyen yol, geçilen her metresinde farklı bir güzellikle selamlar yolcuları-nı. İlçe merkezinden batıya doğru yol almaya başladığı-nızda yolculuğunuz görsel bir şölene dönüşür. Finike ilçe merkezini geride bırakır bırakmaz sizi karşılayan ilk sürpriz Suluin Mağarası’dır. Yolun 18 metre yukarısında

bulunan Suluin, Asya’nın en uzun su altı mağarasıdır. İçerisinde 3 ayrı su tabakası bulunan mağara, girişten batıya doğru bir tünel gibi ilerler. Asitik su yapısı ne-deniyle canlının yaşamadığı mağaranın derinliklerindeki kemik ve seramik parçaları, Suluin’in gizemini bir kat daha artırır. Kireç taşının erimesiyle oluşan mağara-nın girişinde büyük bir göçük bulunur. Mağara, derinlik-lerine doğru ilerlendikçe genişler. Ancak insanoğlu-nun tüple belirli bir noktaya kadar dalabilmesi nedeniyle mağaranın uzunluğunun ne

is sweet and juicy, has also been geographically regis-tered by the Turkish Patent Institute. Washington Navel and Valencia type oranges grow in Finike. Finike pro-vides 10% of the country’s entire orange production.

A mysterious cave: SuluinThe road that winds around the shoreline of Finike presents another kind of beauty at every turn. When you start heading towards the west from the borough center, you journey turns into a visual festival. The

first surprise to greet you as soon as you pass the center is Suluin Cave. Suluin, which is located 18 meters above the road, is Asia’s longest underwater cave. The cave, which has three different water levels, runs like a tun-nel from the entrance to the west. The bone and ceram-ic fragments in the depth of the cave, where no creatures live because of the acidic water, increase the mystery factor of the structure. There is a large cave in at the entrance of the cave which was formed with the melt-ing of limestone. The cave widens towards the deeper parts but the exact length of the cave is unknown since diving is only possible up to a certain point. There are more landslides even in the depths of the cave because of the acidic water. This is why diving in the cave is both mysterious and danger-

Dünyanın en lezzetli portakalları her sonbahar turuncuya boyar Finike ovasını.

The world’s most delicious oranges paint the Finike Plain in orange every fall.

65ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 68: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

kadar olduğu hala belirlene-memiştir. Asitik su yapısımağaranın derinliklerinde bile göçükler oluşturmuştur. Bu nedenle mağarada dalış gizemli ve bir o kadar da tehlikelidir. Mağaranın su sıcaklığı yıl boyunca 13-14 derecedir ve derinlerde his-sedilir oranda hidrojen sülfür kokusu bulunur. Mağaranın 35’inci ve 42’inci metrele-

rindeki sarkıtlar büyüleyici güzelliktedir.

Yüksek kayalıklara kurulu kent: ArykandaMavi sulardan, portakal bahçeleriyle kaplı bereketli ovayı geride bırakıp dağlara doğru ilerledikçe Finike’nin zengin tarihi daha net bir şekilde gözler önüne serilir. Çam ağaçları ile kaplı, sarp

ous. The temperature of the water in the cave is 13-14 degrees throughout the year and felt in the depths, along with the smell of hydrogen sulfide. The stalactites in the 35th and 42nd meters are breathtaking.

A city built on high cliffs: ArykandaAs you leave the fruitful plains behind and head towards the mountains, the rich history of Finike be-comes more visible. Arykan-da is located inside a forest filled with pine trees and where wild goats roam free. The city, which is situated in the Aykırtça neighborhood in the village of Arif, 30 kilom-eters north of Finike borough center, has yielded remains that were dated back to 2000 B.C. The city was built on the south of Bey Dağları, on top of steep cliffs. The

name of the city comes from its location because in Luwian Arykanda means the place next to the high cliff. There is limited informa-tion about the city which was discovered in 1838 by Charles Fellows and is be-ing excavated since 1971. Arykanda, which was heavily settled during the Hellenistic and Roman periods, became a rich city thanks to its central location and lumber trade. The city, which lived its most glorious days in 2nd and 3rd century B.C., was shaken by big earthquakes. Even though it was built on a mountain, Arykanda exhibits a successful urban planning example when you look at the distribution of the build-ings. The acropolis of the city is located on the north-western corner of the living area. The trade agora is the biggest structure in the

Arykanda

Arykanda

66 ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 69: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

acropolis. The Bouleuterion is located on the northwest of the agora but it no longer exists. The Temple of Helios is accessed via a staircase from the senate. The temple, despite the heights around it, sees the sunrise and sun-set thanks to its unique ar-chitecture. There is a theatre and a stadium from the Late Hellenistic and early Roman periods in Arykanda. These structures were built after the city became richer. The biggest religious structure in the antique city is the ba-silica with three naves. There is a bath complex on the same level with the basilica. This complex still stands de-spite the earthquakes. There are many water resources around Arykanda.

The paradise of holy waters: LmyraA stream runs quietly from

the plain to the blue waters of the Mediterranean. It blesses the land with abun-dance but doesn’t disrupt its surroundings. When you walk 5 kilometers from the spot where the creek meets the sea to its source, you will be greeted by Lmyra antique city. Waters that come out from the sources inside the city turn into a stream and flow. According to Hittite texts, the history of Lmyra reaches back to 2000 B.C. The city was Lycia’s capital in 4th century B.C. Heron, the holy temple of Eastern Lycia, is located in Lmyra. The temple is an impressive proof of the city’s richness. The big castle walls are worth seeing.

Tombs that have bas reliefs and epigraphs are the most beautiful examples of Lycian rock tombs. A monumental

kayalıkların yükseldiği, dağ keçilerinin özgürce dolaştığı ormanın içerisinde, Arykan-da şehri yükselir. Finike ilçe merkezinin 30 kilometre ku-zeyinde Arif köyünün Aykırt-ça mahallesinde, M.Ö. 2 bin yılı ile tarihlenen buluntular veren kent, Bey Dağları’nın güneyinde, sarp bir kayalı-ğın eteğinde yer alır. Kentin ismi de konumundan gelir. Çünkü Luwice’de Aryka-wanda yüksek kayalığın yanındaki yer anlamına gelir. 1838 yılında İngiliz Charles Fellows tarafından keşfedilen ve 1971 yılından bu yana kazı çalışmalarının sürdüğü kentin erken tarihi ile ilgili bilgiler sınırlıdır. Özellikle Helenistik ve Roma döneminde yoğun bir şekilde iskan edilen, Likya tarihinde siyasi olaylarda etkin rol oynamayan Arykanda, ana yol üzerinde bulunması ve kereste ticareti nedeniyle

zenginleşmiştir. En parlak dönemini M.S. 2’nci ve 3’üncü yüzyılda yaşayan kent, büyük depremlerle sarsılmıştır. Dağda olmasına rağmen, yapıların dağılı-mına bakıldığında başarılı bir şehir plancılığı örneği sergiler. Kentin akropolü yerleşim alanının kuzey-batı köşesinde bulunur. Akropolde en geniş alanı doğal kayanın tıraşlanması ile yapılmış ticaret agorası kaplar. Agoranın kuzeybatı-sında Bouleuteerion bulunur ancak bu yapı ortadan kalkmıştır. Buradan kuzeye doğru, merdivenler çıkıla-rak ilerlendiğinde Helios Tapınağı’na ulaşılır. Tapınak, mimarisi sayesinde etra-fındaki yükseltilere rağmen güneşin doğuşunu ve batı-şını görür. Arykanda’da Geç Helenistik ve Erken Roma döneminden kalma tiyatro ve stat bulunur. Bu yapılar

Finike

67ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 70: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

“Saklı cennet Finike”

“Finike; the hidden paradise”

““Eski çağda Likya ola-rak adlandırılan ‘Teke Yarımadası’nda kurulu olan ilçemiz; tarihin, yeşilin, mavinin buluştuğu bir turizm cennetidir. Akdeniz’in en temiz ve en iyi korunan koylarından biri olan Finike, 30 kilometrelik sahil şeridi ile ülkemizin saklı köşelerin-den biridir. İnce kumla kaplı sahili caretta caretta türü

kaplumbağalarının önemli yumurtlama alanlarındandır. Bu konuda doğal koruma önlemleri alınmış durumda-dır. İlçemizin bir diğer güzel-liği ise dağların denize dik uzanmasıyla oluşmuş eşsiz güzellikteki koylardır. Koyla-rın temizliği, çakıllı yapısı ve deniz dibinin görünür olması ayrı bir ambians oluşturmak-tadır. Denizimizin temizliği mavi bayraklı koylarımızla tescil edilmiştir. Finike her yıl sayısız deniz ve yat tutkunu-nu kendisine çekmektedir. Akdeniz yaşantısının bütün doğallığını sunan marinamız sayesinde ilçemizde birçok yat tutkunu ağırlanmaktadır. Sahil şeridinden ilçemize giriş yapanlar portakal çiçek-lerinin kokusuyla büyülenip kendilerini adeta cennete girmiş gibi hissetmektedirler. Kendine has aromasıyla, Türkiye’de ve dünyada mar-ka olmuş Finike Portakalı ile tanışmayan olmasa gerek!Finike-Elmalı yolu üze-

rinde ilçe merkezine 33 kilometre uzaklıkta bulunan Arykanda’nın izleri M.Ö. 2 binli yıllara kadar uzanmak-tadır. Antik kentte 1971 yılın-dan beri kazı yapılmaktadır. Akropol, hamam, stadyum, bazilika, nekropol, devlet agorası, train, Helios tapı-nakları ile kilise, araştırma-lara ve turizme ev sahipliği yapmaktadır.

Turunçova beldesine 4 kilometre uzaklıktaki Limyra Antik Kenti kalıntıları da, Finike’nin görülmeye değer zenginliklerindendir. Kentte kazılar 1969 yılında başla-mıştır. Roma İmparatoru Jul Sezar’ın oğlu Galius Sezar Roma dönüşü, Likya’dan geçerken ölmüştür. Bu ne-denle Limyra Antik Kenti’nde onun anısına anıt mezar yapılmıştır. Antik kentin anıt mezarları, tiyatrosu, akro-polü, kilisesi, hamamı, kent duvarları, şimdi üzerinden dere akan sütunlu cadde,

görülmeye değerdir. Suluin Mağarası, halk ara-sındaki adıyla İncirli Mağara-sı, tarihten günümüze kadar tam olarak keşfedilmemiş bir sır olarak gizemini korumak-tadır. Suluin, Asya kıtasının en uzun su altı mağarası olma özelliğini taşır. Her yıl 1 Temmuz’da kut-lanan Kabotaj Bayramı ve geleneksel Finike Festivali, yerli ve yabancı birçok turisti ilçemize çekmekte-dir. Ayrıca bu yıl 22’ncisi yapılan Hasyurt Tarım Fuarı, sektör temsilcileri ile üreti-cileri teknolojik ve bilimsel alanlarda buluşturmaktadır. Farklı kültürlerden ve farklı ülkelerden gelen çok sayıda yabancı ilçemizi hayatlarının geri kalan kısmını geçirmek üzere tercih etmekte ve Finikeli olma gayreti içerisine girmektedir. Finike Kayma-kamlığı olarak, bu değerlerin farkında, çevreye ve halka saygı temelinde hizmetleri-mizi sürdürmekteyiz.”

“Our borough, which is located in Teke Peninsula, known as Lycia in the antique age, is a touristic heaven where the blue meets the green. Finike, which is one of the Mediter-ranean’s most protected and cleanest bays, is one of our country’s hidden paradises with its 30 kilometer shoreline. This shoreline is the breeding ground of Loggerhead turtles. We have provided all the natural protec-tions about this issue. Another beauty in our borough is our magnificent bays. The cleanli-ness of the bays, the formation of the pebbles and the fact that you can see into the depths of the sea, creates a whole new

ambiance. The cleanliness of our sea has been registered with blue flags. Finike attracts many sea and yacht enthusiasts every year. Our marina, which provides all the naturalness of Mediterranean life, hosts many yacht enthusiasts. People who enter our borough from the shore feel like they have entered heaven after being intoxicated by the smell of orange blos-soms. I’m sure everyone knows about the famous Finike orange!The traces of Arykanda, 33 kilometers from the borough center, date back to 2000 B.C. excavations have been going in the antique city since 1971. The acropolis, bath, stadium,

basilica, necropolis, state agora, the Temple of Helios and church are open to tourism and research. The remains of Lmyra antique city, 4 kilometers from the town of Turunçova, are also worth seeing. Excavations in the antique city began in 1969. Gai-us Caesar, the son of Roman Emperor Julius Caesar died in Lycia while returning to Rome. That is why a monumental tomb was built for him in Lmyra. The city’s monumental tombs, theatre, acropolis, church, bath, city walls and columned avenue are worth seeing. Suluin cave, also known as İncirli cave, still continues to be a mystery. Su-luin is Asia’s longest underwater

cave. Th Cabotage Holiday which is celebrated on July 1st and the traditional Finike Festival draw many domestic and foreign tourists to our bor-ough every year. in addition, the Hasyurt Agricultural Fair, which is being organized for the 22nd time this year, is the meeting place of sector representatives and producers. Many foreign-ers who come from different cultures and countries prefer to spend the rest of their lives in Finike and try hard to become a local of the borough. As the District Governor’s Office of Finike, we continue our services with respect to the people and the environment.”

Mesut Yakuta Finike Kaymakamı District Governor of Finike

68 ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 71: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

kentin zenginleşmesiyle inşa edilmiştir. Antik kentte bulunan en büyük dini yapı 3 nefli bazilikadır. Bazilika ile aynı kotta hamam kompleksi bulunur. Günümüze kadar iyi korunmuş halde ulaşan hamamı depremler bile yok edememiştir. Arykanda’nın etrafında çok sayıda su kaynağı bulunur.

Kutsal sular cenneti: LimyraPortakal bahçeleriyle kaplı ovadan Akdeniz’in mavi sularına, salına salına bir çay akar. Geçtiği her noktaya bereketini taşır ama hiçbir zaman çevre-sine zarar vermez. Çayın denizle buluştuğu noktadan kaynağına doğru 5 kilometre ilerlediğinizde sizi ‘kutsal sular cenneti’ olarak adlan-dırılan Limyra Antik Kenti karşılar. Kentin içerisindeki kaynaklardan çıkan sular az ileride çaya dönüşerek akar gider. Limyra’nın tarihi Hitit yazıtlarına göre M.Ö. 2 bin yılına kadar uzanır. Şehir

en parlak dönemini ise, Trebbimi ve Perikles döne-minde (M.Ö. 4’üncü yüzyıl) Likya’nın başkentliğini yaptığında yaşamıştır. Doğu Likya’nın kutsal tapınağı

tomb was erected for Gaius Caesar who died in 4th century A.D. in Lmyra. Tomb fragments which are on dis-play at the Antalya Museum today are impressive. The

theatre, thermal facilities and columned avenues show that the city was heavily reorganized during the Ro-man period. The city was an important religious center during the Byzantine era with the Archbishop’s Palace and churches.

A village untouched by: Andrea Dorya The Bay of Andrea Dorya is the first piece of beauty you will see along the winding shore. The bay, which is located 2 kilometers to the west of the borough center, is the favorite stopover of blue voyagers with its wild beauty and untapped nature. The bay, which was formed by waters that pierce the rocks, also resembles a natural port. Colorful flowers bloom in the bay in spring. Domestic and local tourists vacationing on yachts swim or sunbathe on the rocks. The bay, which is home to numerous sea creatures, is also a hot spot for picnick-

Limyra

Limyra Tyatro

Dağın bitip verimli toprakların başladığı noktada kurulan Limyra Antik Kenti, antik tiyatrosu, anıt mezarları, kayalara oyulmuş

evleri ile görülmeye değerdir.

Lmyra antique city, which was established at the start of fruitful lands, is worth seeing with its antique theatre, houses carved inside rocks

and monumental tombs.

69ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 72: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

“Sonsuz güzellik”

“An infinite beauty”

“Her mevsim ayrı bir güzel olan, uygarlıklar merkezi Finike, baharda portakal çiçeği, yazın sedir ağacı kokuları ve pırıl pırıl deniziy-le büyüleyicidir. Finike, tanık olduğu tüm zamanların, milattan önceki dönemler-den başlayarak, Selçuklu, Osmanlı ve günümüze dek uzanan izlerini taşır. Her

köşesinde bu dönemlerin iz-lerini yansıtır. Finike’nin dört bir yanında doğal güzellikle-ri, tarihi, tatil mekanlarını ve el emeği ürünleri kolaylıkla bulabilirsiniz. Tarih boyun-ca insanların beğenisini kazanmış, bunun sonucu sayısız insana yaşam alanı sunmuş Finike’de dün ve bugün öylesine bütünleş-miştir ki; kendinizi bir zaman tünelinde yolcu gibi hissede-bilirsiniz. Tarihsel değerleri, doğa harikası koyları, tatil beldeleriyle Finike; dinlen-me ve eğlenmenin ideal adresidir. Finike’de huzurlu ve mutlu bir tatil geçirebilirsiniz. Terte-miz suyumuz, el değmemiş güzellikteki koylarımız, ince-cik kumlara sahip kilomet-relerce uzanan sahilimiz ve bunun yanı sıra antik kentle-rimiz, kanyonumuz, portakal bahçelerimiz, marinamız, gizemli su altı mağaramız, huzurlu ve mutlu bir tatilin teminatıdır. Doğanın tüm

güzelliklerini cömertçe ser-gilediği ilçemizde denizden çıkıp, kısa süre sonra bin metrenin üzerinde yüksekli-ğe sahip yaylalarımızda iki ayrı güzelliği, aynı gün içe-risinde yaşayabilirsiniz. Sa-bah saatlerinde Akdeniz’in serin sularında yüzüp, öğlen dağların arasından akıp gelen çaylarda doğa ile baş başa kalabilirsiniz.

Finike aynı zamanda Ak-deniz’deki mavi yolculuğun en güzel duraklarındandır. Koylarımız ve ilçe merkezin-deki marinamız, teknenizi her zaman misafir etmeye hazırdır. Yaz kış teknele-

rin bağlandığı marinamız, Akdeniz’de Demre ile Kemer arasındaki tek sığınak ol-masının yanı sıra, Finike’nin sosyal yaşamına da tanık olabileceğiniz bir noktadır. Tüm çabamız; binlerce yıldır insanların hayranlık duydu-ğu Finike’ye, bu hayranlığın, sonsuza dek süreceği bir konum kazandırmak içindir. Finike sonsuz bir güzellik! Finike sonsuz bir derin-lik! Kendinizi ona bırakın. Portakal ağaçlarının çiçek açtığı, doğanın tüm renkle-rini kıskanmadan sergilediği Finike’mizde konuğumuz olmanız dileğiyle…”

“Finike, which is beautiful in every season, is amazing with its orange blossoms in spring and smells of cedar trees and clean sea in the summer. Finike still carries traces of past civilizations. You can find scenic beauties, history, holiday resorts and handcrafted items all around Finike. The past and present is so intertwined in Finike that you might feel like someone travelling through time. Finike, with its historical assets, magnificent bays and resort towns, is the ideal place for rest and fun.

You can have a peaceful and happy holiday in Finike. Our clean waters, untapped bays, beaches, antique cities, can-yon, orange groves, marina and mysterious underwater cave are the guarantees of an enjoyable holiday. You can enjoy the sea and the pla-teaus located 1000 meters above sea level the same day. You can swim in the cool waters of the Mediterranean in the morning and spend some quality time in nature by the creeks inside mountains. Finike is also one of the best stops during Mediterranean

blue voyages. Our bays and marina in the borough center are always ready to welcome visitors. Our marina is both the only shelter between Demre and Kemer in the Mediterranean and the center

of social life. All our efforts are concentrated on preserv-ing these beauties. Finike is an infinite beauty! Finike is an infinite depth! Hope to see you in Finike where you can find all the colors of nature…”

Nail Dülgeroğlu Finike Belediye BaşkanıThe Mayor of Finike

70 ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 73: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

Heroon, Limyra’da bulunur. Tapınak, kentin zenginliğinin etkileyici bir kanıtıdır. Büyük kale duvarları kentin bugün bile hala görülmeye değer eserleri arasındadır. İçeri-sinde kabartma ve yazıtlar bulunan mezarlar Likya kaya mezarlarının en güzel örnek-lerini teşkil eder. Limyra’da, M.S. 4’üncü yüzyılda ölen Galius Sezar adına bir anıt mezar yaptırılmıştır. Bugün Antalya Müzesi’nde sergile-nen mezar parçaları oldukça etkileyicidir. Tiyatro, termik tesisler ve sütunlu caddeler, kentin Romalılar döneminde önemli ölçüde yapılaşmaya sahne olduğunun gösterge-leridir. Piskoposluk Sarayı ve kiliselerle kent Bizanslılar döneminde önemli bir dini merkez olmuştur.

İnsan elinin değmediği koy: Andrea Dorya Hani kilometrelerce uzanan sahilin ardından girintili çı-

kıntılı kıyı şeridi başlar dedik ya. İşte o girintili çıkıntılı kıyı şeridinin kilometreler boyunca karşınıza çıkara-cağı ilk güzelliktir Andrea Dorya Koyu. İlçe merkezi-nin 2 kilometre batısında bulunan koy, vahşi güzelliği ve bozulmamış doğası ile mavi tur teknelerinin uğrak noktasıdır. Kayaları yaran suyun yaklaşık 200 metre içeri girerek oluşturduğu koy aynı zamanda doğal bir li-man görünümündedir. Bahar aylarında koyda rengarenk çiçekler açar. Koya demirle-yen teknelerdeki yerli ve ya-bancı turistler tertemiz suda yüzme, kayaların üzerinde güneşlenme imkanı bulur. Onlarca türde deniz canlı-sına da ev sahipliği yapan koy, aynı zamanda doğa ile baş başa bir ortamda piknik yapmak isteyen ilçe sakinle-rini de ağırlar. Eğer yolunuz Finike’ye düşerse Andrea Dorya Koyu’na mutlaka

ers. If you are ever in Finike, be sure to stop by Andrea Dorya to swim or discover its untapped nature.

A village that harbors a bay: Gökliman Gökliman is the next stop on the winding shoreline. There is a peninsula between the village and Andrea Dorya Bay. There are remains from the Lycian period on the peninsula to the north of the bay which was used as a port in the antique ages. These remains prove that the bay was indeed used as a port. If you climb the hills on the peninsula or the mountain behind the bay, you will be amazed of the turquoise color of the bay which has crystal clear waters. Gökliman is serene spot where people stop by for a swim and enjoy the nature. Gökliman also harbors a smaller bay called

Mendikli. Mendikli, which is located in the east of the bay, is the favorite spot of people looking for serenity. The bay, which is rich in sea creatures, is also frequented by fishers.

Calm and quiet: Çağıllı BayÇağıllı is the last bay as you head from Finike to Demre. The bay, which is far from the city, is after Gökliman. It is the favorite place for those looking for calm and quiet. There is an undisturbed natural structure on both sides of the bay. There is a vast greenness at the end of the beach which includes maquis and colorful flow-ers. Many different types of creatures live on these hills in addition to numerous sea creatures in the crystal clear waters. The facility on the beach caters to all the needs.

Andrea Dorya

71ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 74: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

uğrayın. Tertemiz serin su-larında yüzün, bozulmamış doğal yapısını keşfedin.

Koynunda koy saklayan koy: Gökliman Girintili çıkıntılı kıyı şeridinin bir sonraki durağıdır Gökli-man. Andrea Dorya Koyu ile arasında bir yarımda vardır. Antik dönemlerde liman olarak kullanılan bu koyun doğusundaki yarımadada Likya dönemine ait kalıntılar bulunmaktadır. Bu kalıntılar,

koyun liman olarak kulla-nıldığını doğrulamaktadır. Yarımadanın tepelerine ya da koyun arkasındaki dağa çıkıp baktığınızda, tertemiz, cam gibi suya sahip olan koyun turkuaz rengi sizi de büyüleyecektir. Gökliman, yaz aylarında, hemen yuka-rısındaki yoldan geçenlerin mutlaka durup denize girdiği, bir nebzede olsa doğayla baş başa kaldığı, dalgaların dövdüğü sahilde çakıl taşla-rının çıkardığı seslerle huzur

bulduğu ender bir noktadır. Gökliman kendi içinde Men-dikli adında küçük bir koya da sahiptir. Koyun doğusun-da bulunan Mendikli, sakinliği tercih edenlerin uğrak yeridir. Aynı zamanda deniz canlıları açısından oldukça zengin olan koy amatör balıkçıların oltasını suya bıraktığı bir noktadır.

Sessiz ve sakin: Çağıllı KoyuFinike’den Demre’ye doğru

The water that seeps between rocks: Aykırtça As you leave the fruitful lands of Finike behind and heads towards the Taurus Mountains, the green cover provided by orange trees continue with pine trees. As you near the peak, another beautiful geography begins. Streams that flow inside pine trees and a rich flora and fauna add beauty to this already amazing geogra-

Çağıllı Koyu

72 ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 75: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

yol alırken, geride bıraktığı-nız şirin ilçenin son koyudur Çağıllı. Kentten uzak bir noktada bulunan Çağıllı Koyu, Gökliman’dan sonra gelir. Sessizliği, sakinliği ve doğallığı arayanların vazgeçilmezidir. Adını sahildeki çakıllardan alan Çağıllı Koyu’nun iki yaka-sında, diğer koylarda olduğu gibi bozulmamış doğal doku yer alır. Dalgaların dövdü-ğü sahilin sonundan göz alabildiğince yeşil bir örtü

uzanır. Maki bitki örtüsünün arasında rengarenk çiçekler açar. Bakirliğini koruyan bu tepelerde onlarca türde canlı yaşar. Sayısız deniz canlısı, mavi suları kendine mesken tutar. Sahilde bulunan işlet-meden gün boyu duyulan tüm ihtiyaçlar rahatlıkla karşılanabilir.

Kayaların arasından çıkan suyun adı: Aykırtça Finike’nin bereketli toprakla-rını geride bırakıp Toroslar’a doğru yol aldıkça, portakal ağaçlarının oluşturduğu yeşil örtü, çam ağaçları ile devam eder. Zirveye yaklaştıkça sahilden oldukça farklı ama en az onun kadar güzel bir coğrafya başlar. Çam ormanların arasından çağla-yan dereler, zengin bitki ve canlı örtüsü bu coğrafyanın güzelliğine güzellik katar. Finike’nin 30 kilometre yuka-rısında bulunan Arif Köyü’ne geldiğinizde ise bölgeye ha-yat veren bir tabiat harikası olan Aykırtça çıkar karşınıza. Kayaların arasından fışkı-ran sular, küçük bir şelale oluşturarak, Akdeniz’e doğru akar gider. Hemen arkasında yükselen dağların eriyen kar suları ile yağmur damla-larının toprağın altından coşkuyla yeniden yeryüzüne çıkışının adıdır Aykırtça. Kışın ılık yazın soğuktur Aykırtça’da kaynağın suyu. Yazın yol kenarında verile-cek molanın adıdır Aykırtça. Buz gibi suyun kenarında içilecek bir çayın, organik olarak yetiştirilen mısırın yeneceği en güzel adrestir. Kaynağın az ilerisinde çaya dönüşen bu sular, orma-nın içerisinden çağlayarak Akdeniz’e dökülür. Kırmızı benekli alabalıkların özgürce yüzdüğü Aykırtça’nın buz gibi suyu, Türkmen Dağı’nda yaşayan dağkeçilerinin su-suzluğunu da giderir.

phy. When you reach Arif village 30 kilometers from Finike you will be greeted by Aykırtça, a wonder of nature. Water that spurt from be-tween the rocks form a small waterfall and flow towards the Mediterranean. The waters of Aykırtça are warm in the winter and cold during the summer. You can either enjoy a glass of tea or eat an organically grown corn by the water. These waters which turn into a stream a little further from the source flow into the Mediterra-nean. The cold waters of the stream also quench the thirst of wild goats that live on Türkmen Mountain.

The hot spot of alterna-tive tourism: Gökbük CanyonAkçay, which was formed by

the waters boiling between the mountains, didn’t en-counter any obstacles when reaching the Mediterranean. This need to reach the big sea created the amazing Gökbük Canyon in the village of Gökbük. The canyon, which is 20 kilometers from the borough center, is the center of alternative tour-ism in Finike. The canyon is 5 kilometers long. Access to the canyon is impossible during the winter because of the extreme rise in water. However, you can enjoy all the canyon has to offer dur-ing the summer. The canyon, which passes inside the hill called Ayı Tepesi, is home to a rich flora and fauna. Endemic flowers bloom atop the hill. There are wild goats and lynx in the region. The

Aykırtça

73ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 76: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

Vitamin deposu şatoks

Finike’de göz alabildiğine uzanan portakal bahçelerinin arasında tek tük yükseliyor şatoks ağaçları. Uzaktan baktığı-nızda portakal ağacına benziyor ama yanına yaklaştığınızda meyvesi ne portakala, ne greyfurta ne de limona benzi-yor. Ağaçtan altın sarısı renkte, kavun büyüklüğünde meyveler sarkıyor. Bazı meyveler o kadar çok büyüyor ki ağacın dalları onu tutmakta zorlanıyor. Dalı kıran şatoks yere dökülüyor. Vitamin deposu bu meyveyi soyup yediğinizde ise ağzınızı acı bir tat kaplıyor. Bunun nedeni meyvenin pirinç büyüklüğündeki taneciklerini saran zarının soyulmadan yenmesi. Şatoksu o zarı soyup yediğinizde acı tat yerini tatlı bir tada bırakıyor. Şatoks, dalları kırarak yere dökülme-sinden dolayı Finike’de büyük alanlarda üretilemiyor. Bu nedenle portakal bahçelerinin arasında tek tük yetiştiriliyor. Ancak halk arasında şatoksun sağlığa yararlı bir meyve olduğuna inanılıyor.

Pomelo: A vitamin depot

There are a handful of pomelo trees among large orange groves. They look like orange trees from afar but when you get closer, its fruit neither looks like an orange or a grapefruit. These are golden colored fruits the size of cantaloupes. Some fruits are so big that the branches can hardly accommodate them. This fruit, which is filled with vitamins, has a sour taste of you don’t peel away the membrane that surround the seeds. If you get rid of the membrane, you will get a sweeter taste. Pomelo is not grown on large lands in Finike since it breaks the branches. People believe that pomelo is good for your health.

Hasyurt Tarım Fuarı

Finike denince akla sadece dünyanın en güzel tatlı ve sulu portakalları gelmez. Finike, aynı zamanda turfanda sebze üretim merkezidir. İlçenin kuzeyinde ve doğu-sunda yer alan bereketli topraklar, portakal bahçelerinin yanı sıra seralarla kaplıdır. Türkiye’nin iç kesimlerinde soğuk nedeniyle soğuk nedeniyle sebze üretilemezken, bölgenin ılıman iklimi nedeniyle seralarda yurdun ihtiyaç duyduğu tüm sebzeler rahatlıkla üretilir. Üretilen sebze-ler Türkiye’nin yanı sıra Asya ve Avrupa ülkelerine de gönderilir. Tarım ilçe ekonomisinde bu kadar önemliyken sektörün kalbi de düzenlenen fuarla Finike’de atar.

Hasyurt Agricultural Fair

Finike, besides producing the world’s best oranges, is also the center of early vegetable production. Fruitful lands which are located in the north and east of the borough are covered in orange groves and greenhouses. While no vegetables are grown in the inner regions of Turkey because of cold weather, all the vegetables the country needs are grown in greenhouses in Finike. The vegetables are sent all over Turkey and Asian and European countries. The heart of the sector beats at the agricultural fair that is organized in the borough.

74 ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 77: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

Gökbük Kanyonu

75ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 78: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

Alternatif turizmin gözbebeği: Gökbük KanyonuDağların arasından kay-nayan suların oluşturduğu Akçay, Akdeniz’e ulaşabil-mek için verdiği mücade-lede hiçbir engel tanımadı. Akçay’ın Akdeniz’e kavuşma arzusu Gökbük Köyü’nde ünü kısa sürede dünyaya yayılan bir tabiat harikası olan Gökbük Kanyonu’nu oluşturdu. İlçe merkezine 20 kilometre uzaklıktaki Gökbük Köyü’nde bulunan Gökbük Kanyonu, deniz, kum, güneş ile anılan Finike’nin alternatif turizm cenneti. Köyün güney kesiminden başlayan kanyon, 5 kilometre uzunluğa sahip. Kış aylarında su seviyesinin aşırı yükselmesi kanyona giriş imkanı tanımıyor. Ancak yaz aylarında serin suların içerisinde doğa ile baş başa, macera dolu anlar yaşamak

isteyenlere geçit veriyor. Ayı Tepesi olarak adlandırılan da-ğın içerisinden geçen kanyon zengin bir bitki ve canlı var-lığına ev sahipliği yapıyor. O dağın tepesinde endemik çi-çekler boy gösteriyor. Yabani kıl keçisi kolonisinin yanı sıra vaşağın da yaşadığı bölge ziyaretçilerini bekliyor. 4 sa-atlik bir yürüyüşle geçilebilen kanyonun duvar yüksekliği birçok noktada 100 metreye ulaşıyor. Ancak kanyonda geri dönüş çok zor. Bu nedenle Gökbük Köyü’nden kanyona girip, Kapuçay mahallesinden çıkılıyor. Her yaştaki insanın kolaylıkla geçebileceği kanyonun tehlikeli etabı bulunmuyor. Gökbük Kanyonu, farklı bir tatil isteyenleri çağırıyor.

Akdeniz’de bir sığınak: Finike Marinaİncecik kumların rüzgarla

wall height of the canyon can go up to 100 meters at certain spots and it takes a 4 hour walk to pass the entire canyon. However, the return journey is difficult. That is why you enter the canyon from Gökbük village and exit from the Kapuçay neighbor-hood. There are no danger-ous tracks on the canyon. The canyon awaits visitors who are looking for a different vacation.

A shelter in the Mediter-ranean: Finike MarinaFinike Marina is located on the intersection point of the beach and the winding shore-line. The marina, which is the only shelter between Kaş and Kemer, has a 500 yacht capacity. The marina caters to all the needs of blue voyag-ers. In addition, the marina also hosts boats that have

docked for the winter. The marina, which was opened in 1977, unites vacationers with the riches of Finike. The western shore of the marina is the place where various fes-tival and social activities are organized. The marina, which is preferred for its vicinity to Kekova in the west and Olym-pus in the east, is located on coordinates 36° 17.6’ 40” N - 30° 9.2’ 00” E, awaits its visitors in this geography which is filled with scenic and historical beauties.

Kafi Baba Mausoleum Kafi Baba Mausoleum is located inside Lmyra antique city in the east of Finike. The actual name of Kafi Baba is Muhammed Bin Nida-i Kasım and this is registered in a file called ‘Risalet’ül Ahmediye’. Kafi Baba is one of the follow-ers of Abdal Musa, who has

Gökbük Kanyonu

76 ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 79: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

uçuştuğu plaj ile girinti-li çıkıntılı kıyı şeridinin birleştiği noktada yer alıyor Finike Marina. Birbirinden güzel koyların yer aldığı Kaş ile Kemer arasındaki tek sığınma noktası olan marina 150’si karada olmak üzere 500 yat kapasitesine sahip. Türkiye’ye giriş çıkış noktası olan marina, yaz aylarında mavi tura çıkan yerli ve yabancı yatçıların ihtiyaçlarını karşılayabilece-ği bir nokta. Finike Marina bunun yanı sıra kış ayların-da demirleyen ya da karaya çekilen onlarca tekneciye de ev sahipliği yapıyor. 1977 yılından bu yana hizmet veren marina, rıhtımına de-mirleyen yatçıları Finike’nin zenginlikleri ile buluşturuyor. Marinanın batı yakası aynı zamanda ilçede düzenle-nen festivallere ve sosyal etkinliklere de ev sahipliği

yapıyor. Kaş ile Kemer’in arasında olması batıda Kekova, doğuda Olympos’a yakınlığı nedeniyle tercih edilen bir bağlama noktası olan ve 36° 17.6’ 40” N - 30° 9.2’ 00” E koordinatların-da yer alan marina, doğal güzelliklerin tarih ile har-manlandığı bu coğrafyada misafirlerini bekliyor.

Kafi Baba TürbesiKafi Baba Türbesi, Finike’nin doğusunda Limyra Antik Kenti içerisinde yer alır. Kafi Baba’nın asıl isminin Mu-hammed Bin Nida-i Kasım olduğu, Ahmed Sırrı Baba’ya ait ‘Risalet’ül Ahmediye’ adlı dosyada kayıtlıdır. Kafi Baba, Elmalı’nın Tekke Köyü’nde türbesi bulunan Abdal Musa’nın müritlerin-dendir. Her yıl 31 Mayıs – 2 Haziran tarihleri arasında Kafi Baba adına şenlikler

düzenlenir. 15’inci yüzyılda türbenin bulunduğu alanda Bektaşi tekkesi ve derviş evi kurulduğu söylenir. Türbe ve çevresi, geçmişte olduğu gibi günümüzde de ziyarete gelenler ve adak adayanların uğrak yeridir. Menakıbname ve rivayet-lere göre Kafi Baba, Abdal Musa’nın emriyle Kaygusuz Abdal ile birlikte Mısır’a gider. Mısır Sultanı’nın verem hastası olan kızını iyi eder. Sultanın bir isteği olup olmadığını sorma-sı üzerine Nida-i Kasım, kuşağındaki nefi çıkartır ve içerisini yağla doldurmasını ister. Mısır Sultanı bir yıllık sağ stokunu tüketmesine rağmen nefin içini yağla dolduramaz. Endişelenerek, “Kafi derviş kafi” der. Bunun üzerine Nida-i Kasım’ın adı Kafi Baba olarak anılmaya başlar.

a mausoleum in the village of Tekke in Elmalı. Every year, between May 31 and June 2, festivals are organized to commemorate Kafi Baba. It is believed that there was a Bektaşi dervish lodge here in the 15th century. The mau-soleum and its vicinity are frequented by visitors. Ac-cording to legend, Kafi Baba goes to Egypt with Kaygusuz Abdal with the order of Abdal Musa and heals the daughter of the Egyptian sultan. When the sultan asks him what he would like in return, Nida-i Kasım takes out a bottle from his pocket and asks the sultan to fill it with oil. Even though the sultan empties a year’s worth of oil into the bottle, the bottle doesn’t fill up. He says the oil is more than enough so Nida-i Kasım’s name becomes Kafi Baba.

77ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 80: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

Finike Festivali

Finike’de yaz mevsiminin kendini iyiden iyiye his-settirmesi festival zamanının geldiğini müjdeler. Haziran ayının ortalarına gelindiğinde hazırlıklar neredeyse tamamlanır. İlçe halkında ve Finike Belediyesi’nde heyecan en üst seviyeye çıkar. Çünkü 24 yıldır aralıksız süren festival, ilçeyi kelimenin tam anlamıyla şenlik alanına dönüştü-rür. Gündüzleri yapılan yarışmalar ve etkinlikler, akşamları birbirinden ünlü sanatçıların konserleri Finike’de renkli görüntülerin oluşmasına neden olur. Festival boyunca Batı Akdeniz’in yanı sıra çevre ilçelerin de kalbi Finike’de atar. Ücretsiz gerçekleşen etkinlikleri takip için çevre ilçeler-den de çok sayıda misafir Finike’ye akın eder. 1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramı da festi-val dönemine denk gelir. Bu nedenle Denizcilik Bayramı, Antalya’nın her yerinden daha coşkulu kutlanır Finike’de. Bayramın olmazsa olmazı olan yağlı direk yarışması binlerce izleyicinin meraklı bakışları arasında gerçekleşir. 28 Haziran-1Tem-muz arasında gerçekleştirilen festival, ilçede renkli görüntülerin yaşanmasının yanı sıra yöre-nin tanıtılması açısından da büyük önem taşır.

Finike Festival

Summer is the harbinger of festival time in Finike. Preparations come to an end in the middle of June and excitement envelops the entire borough. (28 June-1 July) The festival, which is being organized for the past 24 years, turns the borough into a festive area. Activities and competitions that are organized during the day and concerts during the night make up for colorful scenes in Finike. People from all around Western Mediterranean come to Finike during the festival. The Maritime and Cabotage Holiday coincides with the festival so the holiday is celebrated with more excitement in Antalya. The most important competition during the festival is the oiled pole competition. The festival also contributes greatly to the advertising of the borough.

78 ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 81: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

“Altın sarısı kumsalın ardındaki cennet”

“The paradise behind the golden beach”

“Selçuklulardan kalma tarihi caminin yanı bayında başladı Hasyurt’un hikayesi. Eski caminin yanına kurulan

köyün ismi Asi idi. Ancak 1973 yılında köyümüz belde olunca ismi de Hasyurt olarak değişti. Beldemizin kurulmasına vesile olan Selçuklulardan kalma tarihi cami bugün hala ayakta. Finike ilçe merkezinin 8 kilometre kuzeydoğusunda, Kumluca ilçe merkezinin de 8 kilometre batısında, Finike ile Kumluca’nın tam ortasın-da yer alır Hasyurt. Belde-mizin ekonomisi Finike’nin diğer beldelerindeki gibi tarıma dayalıdır. Dünyaca ünlü Finike Portakalı’nın yanı sıra beldemizdeki seralarda birbirinden lezzetli sebzeler yetişir. Beldemizde faaliyet gösteren firmalar, ta-rım ürünlerini dünyanın dört bir yanına ihraç eder. Belde halkının tarım alanında

yaşanan gelişmeleri daha yakından takip edebilmesi için her yıl tarım fuarı dü-zenlemekteyiz. Üreticilerin ve firmaların buluştuğu fua-ra her yıl binlerce ziyaretçi gelmektedir.

Tarımsal üretimin önemli bir yere sahip olduğu belde-miz, sahili ve yanı başın-daki antik kentleri ile aynı zamanda önemli bir turizm merkezidir. Her ne kadar turizm belde ekonomisinde tarım kadar etkin olmasa da gerçekleşen ve gerçek-leşecek çalışmalar ile yakın zamanda hızla gelişecek-tir. Hasyurt’un güneyinde uzanıp giden sahil, yaz aylarında yerli ve yabancı turistleri ağırlar. İncecik kumlar ve tertemiz deniz,

misafirlerimize unutulmaz anlar yaşatır. Sahilimiz aynı zamanda caretta caretta kaplumbağalarının üreme noktasıdır. Caretta carettala-rın üremesi dünya tara-fından takip edilmektedir. Bunun yanı sıra Likya’nın önemli kentlerinden olan Limyra Antik Kenti belde-mize sadece 6 kilometre, Arykanda Antik Kenti ise 41 kilometre uzaklıktadır. Antik kentler beldemizde turizmin gelişmesine büyük katkı sağlamaktadır. Hasyurt’un önünde uzanıp giden sahil-de kurulu oteller de beldede turizm sektörünün gelişme-sine katkı sağlamaktadır. Yeşil ile mavinin uzanıp giden sahilimizde kucak-laştığı Hasyurt’ta görüşmek dileğiyle.”

“The story of Hasyurt began next to the historical mosque from the Seljuk state. The name of the village that was built next to the old mosque as Asi. When our village became a town in 1973, its name was changed to Hasy-urt. The historical mosque still stands today. Hasyurt is located 8 kilometers to the northeast of Finike borough center and 8 kilometers to the west of Kumluca borough center, right in the middle of the two boroughs. Our economy, like the other towns in Finike, is dependent on agriculture. Besides the world famous Finike orange, delicious vegetables are grown in our greenhouses. Companies who operate out of our town export their products all over the world. We organize an agricultural fair every year so that our cit-

izens can follow up on latest developments in the sector. The fair receives thousands of people each year.

Our town is also an impor-tant touristic center with its beaches and antique cities nearby. Even though tourism is not as active as agricul-ture for our town’s economy,

this will be reversed with future investments and projects. The coast in the south of our town welcomes domestic and foreign tour-ists during the summer. Our beaches are also the reproduction point of log-gerhead sea turtles. Lmyra antique city, one of the most important Lycian cities, is

6 kilometers from our town while Arykanda antique city is 41 kilometers. Antique cit-ies contribute greatly to the development of tourism in our town along with hotels that have been built on the coast. We hope to see you in Hasyurt where the blue meets the green.”

Muammer Genç Hasyurt Belediye BaşkanıThe Mayor of Hasyurt

79ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 82: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

“En güzel portakalın adresi”

“Altın sarısı kumsalın hemen arkasında, Finike ilçe mer-kezine 6 kilometre uzaklıkta, portakal bahçeleriyle kaplı ovanın artık yerini dağla-ra bırakacağı noktadadır Turunçova. Limyra antik kentinden doğan çayın be-reketine bereket kattığı top-rakların üzerindedir baharda portakal çiçeği kokusuna bürünen beldemiz. Belde-miz, günümüzden yaklaşık 170 yıl önce kurulan Çavdır ve Bağyaka köylerinin 1956 yılında birleşmesi sonucu kurulmuştur. Topraklarımı-

zın dört bir yanının turunç ağaçlarıyla kaplı olması da beldemizin Turunçova ismini almasında etkili olmuştur. Turunçova’nın tarihi, Finike ve yöresi ile yakından ilişkilidir. Bu açıdan bakıldı-ğında Turunçova’nın tarihini Finike ve yöresinin tarihiyle birlikte değerlendirmek daha isabetli olacaktır.Turunçova ve çevresinde hakim olan ekonomik yapı tarımsal karakterlidir. İlçede en büyük geçim kaynağı turfanda seb-ze üretimi ve narenciyedir. Tüm dünyada Finike porta-kalı olarak bilinen washin-ton türü portakal çeşidinin tamamı Turunçova’da üre-

tilmektedir. Batı Antalya’da yer alan Kumluca, Finike ve Demre ilçelerinde yeti-şen narenciye ürünlerinin piyasası Turunçova belde-sinde oluşturulmakta ve bu ürünlerin tamamı Turun-çovalı tüccarlar tarafından alınıp satılmaktadır. Belde sınırlarında bulunan 15 adet narenciye paketleme tesisi bu üç ilçenin narenciye ürünlerini işleyip tüketime sunmaktadır.Tarımsal üretim belde ekonomisine damga-sını vururken, Turunçova tu-rizm değerleri açısından da zengindir. Likya’nın önemli kentlerinden Limyra, Turun-çova’dadır. Doğu seferinden

dönen Roma İmparatoru aldığı yara sonucu yaşamını bu topraklarda yitirmiştir. Onun anısına beldemiz-de anıt mezar yapılmıştır. Baharda beldemizi kaplayan portakal çiçeği kokusu mut-laka tanık olunması gereken bir ekolojik turizm örneğidir. Beldemizin içinden geçen akarsular, alternatif açısın-dan da Turunçova’yı önemli kılar. Turunçova Beledi-yesi olarak bu potansiyeli artırmayı hedeflemekteyiz. Baharda portakal çiçeği kokusunun dört bir yana dağıldığı günlerde görüşmek dileğiyle.”

“Turunçova is located right behind the golden colored beach, 6 kilometers to the borough center of Finike. Our town is situated on fruit-ful lands fed by the stream that is born in the antique city of Lmyra. Our town was established in 1956 after the merging of Çavdır and Bağyaka villages. The history of Turunçova is closely related to Finike and its vicinity. So it would be better to assess the

history of Turunçova with the history of Finike and its vicin-ity. Turunçova’s economy is based in agriculture. The biggest source of income in town is vegetable and citrus growth. The oranges known as Finike oranges all over the world are grown in Turun-çova. The market of citrus products grown in Kumluca, Finike and Demre are estab-lished in Turunçova and the entirety of these products are

bought and sold by ven-dors in Turunçova. 15 citrus packaging facilities in town process the products from these three boroughs and ready them consumption.Turunçova is also rich in touristic assets. Lmyra, one of the most important cities of Lycia, is in Turunçova. Roman emperor Gaius Caesar died on these lands after suffering wounds during a battle in the east. A monumental tomb

was erected on his honor in our town. You really must wit-ness the smell of orange blos-soms which engulf our entire town during spring. Waters that pass from our town are important alternative tourism assets. As the Municipality of Turunçova we are looking to improve this potential. We hope to see you in our town during spring where the smells of orange blossoms surround our town.”

Mehmet Salur Turunçova Belediye BaşkanıThe Mayor of Turunçova

“The address of the best orange”

80 ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 83: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

“Kuşbakışı Akdeniz”

“A panoramic view of the Mediterranean”

“Yeşilyurt, Antalya’ya 120 kilometre, Finike ilçe merkezine de 5 kilometre uzaklıkta, Gülmez Dağı’nın eteğinde yer almaktadır. Beldemiz, Finike’ye bağlı Halaç adlı bir köy iken 1992 yılında belde yapılarak Yeşilyurt ismini almıştır. Beldemizde yerleşimin 100 yıl önce Arykanda’dan

gelenlerle başladığı söy-lenmektedir. 30 yıl önce Alacadağ köyünden gelen başka bir grup anıt ağacın bulunduğu noktaya yerleş-miştir. Halaç adının nereden geldiği bilinmemekle birlikte bir rivayete göre Halaç bir Türk kavmidir. Başka bir rivayete göreyse yerleşim yerinin ismi hallaç kullanan pamuk atıcısından kaynak-lanmaktadır. Beldemizin kurulmasıyla yörenin adı coğrafi karaktere uygun olarak Yeşilyurt olmuştur. Dağın eteğinden yukarılara çıktıkça Akdeniz’in muhte-şem görüntüsü Yeşilyurt’tan ayrı bir güzel görünmek-tedir. Dağ havası ile deniz manzarası beldemizde kucaklaşmaktadır.

Ekonomisi tarıma dayalı olan Yeşilyurt, narenciye bahçeleri ve seralar ile çev-rilidir. Dünyaca ünlü Finike Portakalı, limon, mandali-na, greyfurt, yenidünya ve nar beldemizde de yetişir.

Seralarımızda da domates, patlıcan, kabak ve salatalık yetiştirilmektedir. Tarım-sal sanayinin de geliştiği beldemizde tarım ürünleri dünyanın dört bir yanına ve yurdun değişik illerine gönderilmektedir.

Yeşilyurt’ta turizm faali-yetleri de son dönemde gelişmektedir. Beldemizdeki Halaç Camii ve çift minareli Yunus Emre Camii, yerli ve yabancı turistler tarafından ziyaret edilmektedir. Mi-marisi ile görülmeye değer

olan bu camiler, beldemizin turizm ile tanışmasına ve-sile olmuştur. Ayrıca Halaç Mahallesi’nde Ali Baba Tür-besi bulunmaktadır. Burası günümüzde halka açıktır ve dilek dilemek isteyenler ve adağı olanlar tarafın-dan ziyaret edilmektedir. Beldemizin eteğinde olduğu dağ, muhteşem manzarası ile alternatif turizm merkezi olmaya adaydır. Akdeniz’in engin mavilikleriyle, porta-kal bahçelerimizin yeşilinin kucaklaştığı beldemizde görüşmek üzere.”

“Yeşilyurt is located 120 kilometers from Antalya and 5 kilometers from the borough center of Finike, on the outskirt of Gülmez Mountain. Our town was once a village named Halaç and got the name Yeşilyurt and became a town in 1992. It is believed that settlement began in our town 100 years ago with people that came from Arykanda. 20 years ago, another group that came from the village of Alacadağ settled in the spot where the monumental tree is located. Even though

we don’t know where the name Halaç came from but according to legend, Halaç is a Turkish clan. As you climb higher from the outskirts of the mountain, the view of the Mediterra-nean is more beautiful from Yeşilyurt. The mountain air and view of the sea is intertwined in our town.

The economy of Yeşilyurt is based on agriculture and the town is surrounded by citrus gardens and green-houses. The world famous Finike orange, lemon, tangerine, grapefruit and

pomegranate are grown in our town. Tomatoes, eggplant, squash and cucumber are grown in our greenhouses. Agricultural products are sent all over Turkey and abroad from our town which is also advanced in agricultural industry.

Touristic activities are also improving in Yeşilyurt lately. Halaç Mosque and the Yunus Emre Mosque in our town are visited by local and foreign tourists. These

mosques, which attract attention with their archi-tecture, have enabled our town to be introduced to tourism. There is also the Mausoleum of Ali Baba in Halaç quarter. The space is open to visitors who want to pray. Our town is an ideal candidate for alternative tourism with its mountain and amazing panorama it offers. Hope to see you in our town where the blue of the Mediter-ranean meets the green in our orange groves.”

Hüseyin Özbek Yeşilyurt Belediye Başkanı The Mayor of Yeşilyurt

81ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 84: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

“Akdeniz’in mavi gerdanlığı Finike”

“Finike; the blue collar of the Mediterranean”

“Güneş, sabahları bir başka gülümser Tahtalı Dağı’nın zirvesinden Finike’nin körfezine, ovasına. Önce bakır renkli ışıklar aynalanır mavi sularda. Sonra portakal bahçelerinin nefti yeşil-le turuncusu, pırlanta bir gerdanlık olur ve asılır doğa

ananın boynuna. Torosların doğudan ve batıdan güneye doğru uzanan iki kolu, sevgi-liyi kucaklarcasına sarar ya-şam fışkıran ovayı ve engin mavi suları. Finike’nin ufka doğru uzanan altın sarısı kumlarla kaplı plajı, sabahın alacakaranlığında buluşur erkek güzeli Narkossis ve güzeller kraliçesi Afrodit ile. Islak kumsalda el ele tutuşup yalınayak yürüyen dünyalı sevgilileri görünce, bir dahaki gündoğumuna kadar, sessizce sıvışırlar tanrısal mekanları Olimpos Dağı’na.

Gün yükselirken yaz aylarında insanlarda ince kumlu plajın ılık sularına doğru koşuşturmaya başlar. İnsanlarla balıklar birlikte paylaşır mavi koyların tenha-lığını. Sessizliği pupa yelken denize açılan balıkçılar bozar. Akşamdan döktükleri-ni toplayıp evlerine dönerken kısmetleri lezzetli yemekler

olur Finike sofralarında. Noel Baba kıyafetleriyle satış yapan dondurmacı, simitçi, mısırcı, babasıyla plajda kumdan kale yapan çocukları bir anda ayartıverir. Çam, sedir ve defne kokan dağlar ise baharda portakal çiçeği kokan ovaya nazire yaparca-sına yükselir engin mavilikle-rin yanı başında. Hayranlıkla izler kumsaldakiler, zirvesi karlarla kaplı, sanki elini uzattığında dokunacakmışsın hissi veren dağları.

Finike, tarih boyunca insa-noğluna hep yurt olmuştur. Akdeniz’in en önemli ticaret limanlarındandır. Tocak Dağı’nın eteğindeki binlerce pınarın oluşturduğu Göksu Çayı’nın kaynağına kurulan Limyra, Helenistik dönemin başkentlik görevini bile yeri-ne getirmiş önemli kentidir. Alakır Çayı üzerinde kurulu 40 kemerli 320 metrelik köprü, hala yapıldığı günkü kadar sapasağlam ayakta-

dır. Limyra’nın kesme taş döşenmiş ana caddelerinde dolaşanlar, aradan geçen onca asra rağmen Filis-tinli, Mısırlı, Giritli, Atinalı, Turuvalı tüccarların ayak seslerini duyar gibi olurlar. Ziyaretçilerin soğuk pınarla-rında serinlediği, Perikles’in mezarını ziyaret ettiği, kilisede, havrada ayinlere katıldığı, tekkenin aşını yediği bu antik kent, mimari-siyle bugün bile misafirlerini büyüler. Günümüz mimarla-rını bile kıskandıran amfiti-yatroda gladyötörlerin kılıç, kalkan sesleri, Sofakles’i oynayan aktörlerin replikleri yankılanır. Birbirine düşman Panteon’un keşişi, kilisenin papazı ve havranın hahamı arasındaki kavgayı Anadolu Ereni Kafi Baba önler. Bu yüzden güler yüzlü, misa-firperver ve hoşgörülüdür Finikeli. Bu duygularla sizlerle ilçemizin güzellik-lerini hep birlikte yaşama dileklerimle.”

“The sun smiles a little dif-ferently on the bay and plain of Finike in the morning. First copper colored lights twinkle on blue waters then the orange of orange groves adorn nature’s neck like a necklace. The two arms of the Taurus Moun-tain which stretch to the south from east and west embrace the fruitful plain and the vast blue seas. Finike’s beaches covered in golden sands meets Narcissus and Aphrodite during sunrise. When they see mortal lovers holding hands on the wet beach,

they head for Olympus until the next sunset.

As the day begins, people start running towards the warm waters of the beach in the summer. People and fish share the serenity of blue bays. The calmness is only interrupted by the sounds of fishermen. Their catch becomes tasty dishes at night time in Finike. Vendors that sell ice cream, bagels and corn lure the kids who are making sand castles with their fathers. Mountains that smell of pine, cedar and bay leaf rise next to the

vast blues. People on the beach watch the mountains covered in snow in amaze-ment.

Finike has always been home to humanity through-out history. It is one of the most important trade ports in the Mediterranean. Lmy-ra, which was built on the source of Göksu Stream, was one a capital during the Hellenistic period. The 320 meter bridge with 40 arches that was built on Alakır Stream still stands strong. Those who stroll on the cut stone covered avenues of

Lmyra feel like they can hear the footsteps of Palestin-ian, Egyptian and Athenian vendors. This antique city where people visit the tomb of Pericles and join religious services at the church and synagogue amazes its visitors with its architecture. Sounds of swords and the lines of actors who play Sophocles still linger in the amphitheatre which makes even the current architects jealous. The people of Finike are warm, tolerant and hos-pitable. I invite you to Finike to witness and share all the beauties we have to offer.”

Ömer Çırpar Sahilkent Belediye Başkanı The Mayor of Sahilkent

82 ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 85: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

83ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 86: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

Sabahın ilk ışıklarıyla yola düşen Likya Doğa Sporları Kulübü üyeleri, Likya’nın muhteşem coğrafyasında görülmeye değer noktalardan geçerek, hem spor yapmanın hem de doğada yeni keşif yolculuklarına çıkmanın keyfini çıkarıyor.

Likya’da bir gün84 ANTALYA

Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 87: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

Members of the Lycia Nature Sports Club, who set out at first light, enjoy new discoveries in nature

by passing through important spots in Lycia’s magnificent geography.

A day in Lycia

Bir gün önceden titiz-likle ve bir o kadar da

heyecanla hazırlanıyor sırt çantaları. Beklenen gün gelince çantalar omuzlandığı gibi sabah erkenden yollara düşülüyor. İçinden derelerin aktığı ormanlardan, renga-renk kır çiçeklerinin açtığı vadilerden ve Likya döne-minin izlerini taşıyan antik yerleşimlerden geçiliyor. Doğanın bu coğrafyaya bahşettiği tüm güzellikler, atılan her adımda doyasıya yaşanıyor. Modern dünyanın izine rastlanmayan doğal ortamlarda kilometrelerce yürünüyor. Günün sonunda doğa ile baş başa bir ortam-da spor yapmanın mutluluğu

Backpacks are prepared with care and excite-

ment a day before the big trip. When the day comes, the journey starts early in the morning. They pass through forests where creeks flow, valleys where colorful wild flowers bloom and antique Lycian settlements. With each step, they savor the beauties bestowed upon this geography by nature. Mem-bers walk for kilometers in natural spots, away from the modern world. At the end of the day, they head home, dreaming about the next trip with the happiness and serenity of having finished another fruitful day. In spring

85ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 88: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

ve huzuruyla, sonraki etkin-liğin hayalleri kurularak evin yolu tutuluyor. Doğanın tüm renklerini sergilediği ilkbahar ve sonbahar aylarındaysa bu kez çantalara çadırlar da yerleştiriliyor. Çünkü Likya Doğa Sporları Kulübü üyeleri için ilkbahar ve sonbahar ay-ları kamplı etkinlik anlamına geliyor.

Önce keşif sonra yürüyüşAntalya’da 2010 yılının son-larında kurulan Likya Doğa Sporları Kulübü, adından da anlaşılacağı gibi doğa yürüyüşü, rafting, oryantiring ve bisiklet gibi branşlarda fa-aliyet gösteriyor. Kulüp üye-lerinin en fazla ilgi gösterdiği dal ise doğa yürüyüşleri. Ayda iki kez düzenlenen et-kinlikler çerçevesinde, kulüp üyeleri önceden belirlenen rotada yürüyüş yapıyor. Yü-rüyüş yapılan rotalar, keşif ekibi tarafından faaliyetten kısa süre önce, son kez gözden geçirilen antik Likya yollarından ya da Likya döneminin izlerini taşıyan noktalar arasından seçiliyor.

Sabah saatlerinde başlayan yürüyüş gün sonuna kadar devam ediyor. Yürüyüşün gerçekleşeceği her rota ise günler öncesinde kulübün web sayfasından üyelere ilan ediliyor. Kulüp üyesi ol-sun olmasın, buradaki formu dolduran herkes faaliyetlere katılabiliyor.

İlkbahar ve sonbaharda çadırlar kuruluyor İlkbahar ve sonbahar ayla-rında kulüp üyeleri Likya’nın farklı kentlerine kamplı yürü-yüşler düzenliyor. İki gün sü-ren kamplı etkinliklerde gün boyu yürünüyor ve akşama doğru doğal güzelliği olan bir noktada çadırlar kuruluyor. Geceyi çadırlarda geçiren kulüp üyeleri ertesi gün de yürüyüşe devam ediyor ve günün sonunda Antalya’ya geri dönüyor.

Likya Doğa Sporları Kulü-bü ile Likya’nın muhteşem coğrafyasında etkinliklere katılmak isteyenler kulübün web sayfası üzerinden daha geniş bilgi alabilir.

and fall, they add tents to their journey because these seasons mean camping for the members of the Lycia Nature Sports Club.

First discovery then hiking The Lycia Nature Sports Club, which was estab-lished in Antalya at the end of 2010, engages in na-ture sports such as hiking, rafting, orienteering and cycling. Nature walks are the most popular sport. Club members walk along a predetermined route twice a month. The routes consist of antique Lycian roads or spots that have traces of Lycian settlements. The activity, which starts early in the morning, continues until the end of the day. The route

is announced on the web site of the club days before the event. Everyone who fills out the form on the site can participate in the activities.

Tents are set up in spring and fall In spring and fall, club mem-bers organize camping trips to various cities in Lycia. During the two-day event, participants walk during the day and set up their tents in the evening at a beautiful spot. Members spend the night in tents, continue their hike the next day and then return to Antalya.

Those who want to partici-pate in the activities can log on to their website for more information.

Likya Doğa Sporları Kulübü, içinde derelerin aktığı, rengarenk kır çiçeklerinin açtığı vadilerde keyifli yürüyüşler gerçekleştiriyor.

Lycia Nature Sports Club realizes enjoyable walks in valleys where streams flow and colorful wild flowers bloom.

86 ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

KUNDU TURİZM YATIRIMCILARI BİRLİĞİKUNDU TOURISM INVESTORS ASSOCIATION

KUYAB Kundu Turizm Yatırımcıları BirliğiYalıçam Mevkii Kundu Köyü Lara Posta Dağıtım Müdürlüğü Pk.5 Aksu/AntalyaTel:0242 431 24 24 - 431 24 71 Faks:0242 431 24 74www.kuyab.com

Green Palace

Page 89: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

87ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

KUNDU TURİZM YATIRIMCILARI BİRLİĞİKUNDU TOURISM INVESTORS ASSOCIATION

KUYAB Kundu Turizm Yatırımcıları BirliğiYalıçam Mevkii Kundu Köyü Lara Posta Dağıtım Müdürlüğü Pk.5 Aksu/AntalyaTel:0242 431 24 24 - 431 24 71 Faks:0242 431 24 74www.kuyab.com

Green Palace

Page 90: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

Gidenlerin anısınaİnsanoğlu, tarihin her döneminde ölülerini farklı şekilde defnetti. Bazı toplumlarda ölüler yakılırken bazı toplumlarda onlar için anıt mezarlar yapıldı. Antalya Müzesi Ölü Kültü Salonu’nda sergilenen eserler, zamana, inanca ve coğrafyaya göre değişen bu geleneklere ışık tutuyor.

Yazı / Article - Fotoğraf / Photograph: Özgür Önder

Mankind buried the dead in various different styles throughout history. While some societies preferred

cremation, some erected monuments. Artworks at the Burial Cult Wing in the Antalya Museum shed light on the

burial traditions of various periods, belief and geographies.

Commemorating the dead

88 ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 91: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

İnsanoğlu kaybettiği ya-kınlarını son yolculuğuna

inançlarına özgü törenler ve yapılarla uğurladı. Yön-temler toplumdan toplu-ma, gelenekten geleneğe değişiklik arz etti; bazı toplumlarda yakılan ölüle-rin külleri bir kaba konulup toprağa verilirken, bazı toplumlarda ise yaşamını kaybedenler küpler içinde hediyelerle son yolculuğu-na uğurlandı. Günümüz-den 2 bin yıl öncesinde Likya topraklarında ise ölüler kayalardan yapılan lahitlere defnedildi. Farklı dönemlere ve coğrafyalara ait ölü gömme gelenekle-rine ait örnekler, Antalya Müzesi’nin ek binasının alt katındaki salonda sergile-niyor. Patara’da ortaya çı-kan oygu gömüt, Perge’de bulunan lahit, Limyralıların Likya’da yaşamını yitiren Galius Caesar adına yap-tıkları anıt mezarın frizleri

ve yazıtlar, bu salonda görülebilir.

Lahdin üzerine ölenlerin portrelerini yaptılarÖlü kültü salonunda yer alan eserlerin arasındaki Attika tipi Dionysiak Lahidi, Perge’de 2003 yılında yapılan kazılarda bulundu. Batı nekropolisinde bulu-nan lahdin kapağı klineli ve üzerinde ölü portreleri bulunuyor. Pentelikon mer-merinden yapılan lahdin kısa yüzlerinde Dionysos betimli lahitlerde olduğu gibi bağ bozumu sahnesi var. Bu sahnede Satyr ve Mainadları üzüm toplar-ken görülüyor. Lahdin ön yüzünde, çifte baltasıy-la saldırı halinde Thrak Maionlar’ın kralı Lykourgos figürü, arka yüzünde ise Di-onysos alayındaki Satyr ve Mainadların kendilerinden geçmeleri betimleniyor.

Mankind said goodbye to its dead with unique

ceremonies and monuments. Methods varied from society to society, from tradition to tradition; some societies cre-mated their dead and placed the ashes in urns and some were sent to the afterlife buried with gifts. 2000 years before our time, people who died in Lycia were buried in sarcophagi made from rocks. Examples of various burial traditions are now be-ing displayed at the ground floor of Antalya Museum’s additional wing. The carved tomb unearthed in Patara, a sarcophagus found in Perge and the monumental tomb built for Gaius Caesar, friezes and epigraphs can be seen in this wing.

Portraits on sarcophagi The Attica type Dionysian Sarcophagi in the hall was found during the excava-

tions in Perge in 2003. The sarcophagus found in the western necropolis has a marble cover and portraits of the dead person on the cover. There are depictions of grape harvesting on the short sides of the sarcopha-gus, which is typical of Dionysian sarcophagi. This scene depicts Satyr and Maenads picking grapes. On the front exterior of the sarcophagi we see king of Maions Lycurgus with a double axe in his hand ready to charge and Satyr and Maenads in the back.

A temple for the Egyptian ruler Another artwork at the museum belongs to the northern pediment of the monumental tomb built for Lycian king Pericles, which was found in the Lmyra acropolis. The monumental tomb was commissioned by

89ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 92: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

the king and built between the years 370 and 350. The monument, which is located atop a high podium, was built in the shape of a temple with columns in the front and back. The upper structure of the temple is supported by caryatid style columns. Another artwork in the hall is Ptolemaios, an important find from the antique city of Lmyra. The temple was unearthed from inside the Byzantine period southern walls to the west of Limyros Creek. In 3rd century B.C., the city of Lmyra, which was ruled by the Egyptians, built a round temple surround-ed with columns for the Ptolemaios family. In the 12 metopes decorated with bas reliefs the victory of the Lap-pets against the Centurions were depicted. Statues of the family and statuettes of colossal lions that guarded the temple on the corners of the podium existed inside the structure.

A monumental tomb for Caesar One of the most important artworks at the burial cult wing is the monumental tomb of Gaius Caesar. The tomb, built by the people of Lmyra with the permission of Rome, doesn’t include the body of Gaius Caesar. The remaining pieces of the frieze that surrounds the structure depicts riders on horses are seen with young and old people accompa-nying them. The cenotaph friezes on display at the mu-seum are the most important examples of sculpturing in Anatolia during the reign of Augustus.

Mısırlı hükümdara tapınakAntalya Müzesi’nde ölü gömme geleneklerini yansı-tan bir diğer eser ise Limyra akropolünde bulunan, Likya Kralı Perikle’nin anıt me-zarının kuzey alınlığına ait. Anıt mezar, Kral Perikle ta-rafından milattan önce 370-350 yılları arasında yaptırıl-mış. Yüksekçe bir podyum üzerinde bulunan anıt, önde ve arka cephede sütunların yer aldığı tapınak şeklinde inşa edilmiş. Ön girişinde üst yapıyı karyatit adı verilen kadın biçiminde sütunlar taşı-yor. Salondaki bir diğer eser Limyra Antik Kenti’nin en önemli buluntularından olan Ptolemaion. Tapınak yapısı, Limyros Çayı’nın batısındaki erken Bizans dönemi surun güney duvarı içerisinde ortaya çıkarılmış. Milattan önce üçüncü yüzyılda Mısır egemenliğindeki Limyralılar, yönetimdeki Ptolemaios ailesi için etrafı sütunlarla çevrili yuvarlak bir tapınak inşa etmişler. Kabartmalarla

bezeli 12 metopta Lapitlerin, Kentauroslara karşı zaferi anlatılmış. Yapının içerisinde Ptolemaiosların tanrılaştı-rılmış heykelleri, podyum köşelerinde ise yapıya bekçilik yapan kolosal aslan bulunuyormuş.

Sezar’a anıt mezarÖlü kültü salonunun en önemli eserlerinden birisi de Gaius Ceasar anıtsal mezarı. Yine Limyralılar tarafından yaptırılan bu anıtsal mezarda Gaius Ceasar’ın cesedi yok. Limralılar, kentlerinde ölen Gaius Ceasar için Roma senatosundan izin alarak onun anısına bir anıt mezar yaptırmışlar. Tamamı 68 parça olması gereken yapıyı çevreleyen frizin ele geçen parçalarında atlar üstünde biniciler, kendilerine eşlik eden genç, yaşlı kişilerle birlikte görülüyor. Antalya Müzesi’nde sergilenen kenotaf frizleri Anadolu’daki Augustus döneminin en önemli heykeltıraşlık örnek-lerinden.

Antalya Müzesi’nde

günümüzden binlerce yıl

öncesine ait ölü gömme kültürüne

yönelik eserler sergileniyor.

Artworks associated with

the burial culture from thousands of years ago are on display at the

Antalya Museum.

90 ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 93: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

91ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 94: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

Antalya turizmine ömrünü adayan isimlerin başında geliyor Akay Okudur. Bugün Türkiye ve dünya turizminin yıldızlarından olan Antalya’da turizminin esamesinin okunmadığı günler hala hatırında. Sektörün birçok kolunda faaliyet gösteren Okudur’un Antalyalılara bir de müjdesi var…

Antalya Kültür Turizm Dergisi olarak bu

sayımızda Antalya’nın ilk turizmcilerinden Akay Okudur ile söyleşi yaptık. Antalya turizminin geçmişten günümüze geçirdiği değişimi daha net gördük. Okudur’un, turizm destinasyonlarının arasına adını altın harflerle yazdıran Antalya’nın nasıl daha ileri gideceği yönündeki görüşlerini aldık. Dükkanına gelen turistlerin kalacak yer sorması üzerine sektöre adım atan ve bugün sektörün bir çok kolunda hizmet veren Akay Okudur, daha fazla tu-rist ağırlayabilmek için daha fazla havalimanına ihtiyaç olduğuna dikkat çekiyor. Antalya kent merkezinde pist sayısının artırılması gerek-tiğini de ifade eden Okudur, kentin batısına yapılacak havalimanının turist sayısını arttıracağı görüşünde.

Duayen turizmcinin Antalya’ya bir de müjdesi var. Beyrut’ta faaliyet gösteren bir turizm firması ile anlaşmaya vardıklarını belirten Akay Okudur, bu sayede belirli periyotlarda, gemi ile kente Ortadoğu’dan zengin Arap turist getireceklerini söylüyor.

Antalya’nın en eski turizm-cilerindensiniz. Sektöre nasıl adım attınız?Okudur: Hikâye uzun ve gü-zel. 1960’lı yıllarda Serik’te çiftliğimiz vardı. Aynı zaman-da ailem ticaretle de uğraşı-yordu. Askerden döndükten sonra Antalya’da yaşamaya ve ticaret yapmaya karar

verdim. Antalya’ya geldim ve ne yapabilirim sorusuna cevap aramaya başladım. Düğme ve yün üzerine bir iş yeri açmaya karar verdim. Küçük bir dükkânda iş hayatına atıldım. Dükkanıma günde 100–150 müşteri ge-liyordu, ortalama 150 kuruş kazanıyordum. Ardından

In this issue of our maga-zine, we spoke to Akay

Okudur, one of the first tour-ism professionals in Antalya. During the interview, we saw the transition in the tourism sector in Antalya more clear-ly. Okudur told us his opin-ions on how tourism could be further improved in Antalya. Akay Okudur, who started his career in the tourism sector when tourists who came to his shop started asking him for accommodations, says that Antalya needs more airports to accommodate more tourists. Okudur adds that an airport that would be built in the west of city would boost tourist numbers. The seasoned professional also has some good news for the citizens of Antalya. Akay Okudur, who says that they struck a deal with a cruise firm in Beirut, states that they will bring rich Arabian tourists from the Middle East via cruise ships at certain periods.

You are one of the oldest tourism professionals in Antalya. How did you start out in the sector?Okudur: It’s a long and fun

Yazı / Article - Fotoğraf / Photograph: Özgür Önder

Bir turizm duayeni

Akay Okudur

92 ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 95: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

A tourism doyen Akay Okudur is one of the people who have dedicated his life to tourism in Antalya.

He still remembers those days when Antalya, one of the world’s most popular touristic destinations, wasn’t even recognized as a vacation spot. Okudur, who is active in many

different branches in the sector, has a surprise for the citizens of Antalya…

İstanbul’dan triko çocuk kazakları getirip satmaya başladım. Konfeksiyondan daha fazla para kazandığımı görünce de o alana yönel-dim. 1960’ların sonlarında bir dükkan daha açtım.O yıllarda Antalya’ya tek tük turist gelmeye başladı. Dük-kanım merkezi bir noktada olduğu için turistler gelip, kalacak yer soruyorlardı. Ama o zaman Antalya’da doğru dürüst otel yoktu. Turist sayısı artmaya başla-yınca bu sektörde gelecek olduğunu gördüm ve turizme adım attım.

Antalya’nın ilk turizmcilerinden

İlk olarak ne yaptınız?AOkudur: Öncelikli turist-lerin kalacak yer sorununu çözmek gerektiği düşünce-siyle Kaleiçi’nde evi olan-larla görüştüm. Evlerinin kullanmadıkları odalarını turistlere açmalarını sağla-dım. Dükkanıma gelen turist kalacak yer sorduğunda he-men o evlere yönlendiriyor, deyim yerindeyse bir acente gibi çalışıyordum. Her geçen yıl turist sayısı arttı. Daha sonra Tophane’ye Büyük

story. In the 1960’s we had a farm in Serik. My fam-ily also dealt in commerce. After completing my military service I decided to live and work in Antalya. I came to the city and thought about what I could do. I decided to open up a shop and sell buttons and woolen prod-ucts. I started in a small shop. 100-150 people came to my shop everyday and I wasn’t making a lot of money. Then I started bring-ing knitwear for children from Istanbul. When I saw that I was making more money this way I began selling clothes. I opened another shop at the end of the 60’s. Only a handful of tourists were coming to Antalya at

that time. My shop was at a central location and tourists would ask me where they could stay. There weren’t any decent hotels in Antalya at that time. When tourist numbers increased I saw a bright future in tourism so I started working in this sector.

One of the first tour-ism professionals in Antalya

What did you do first?Okudur: First of all I spoke to people who owned houses in Kaleiçi to solve the accommodation problem tourists had. I got them to open their empty rooms to tourists. I sort of worked like

a travel agent by sending tourists to these houses. Each year, tourist numbers increased. Then the Büyük Otel was built in Tophane. I made a deal with them and sent them tourists. In 1972, the Ministry of Tourism was established and I opened my travel agency in accord-ance with the criteria they determined. We were the 37th travel agency in Turkey.

Did you widen your activities as the number of tourists and hotels increased?Okudur: That’s exactly what happened and as tourist numbers increased we started organizing tours but it was a difficult time be-cause there weren’t enough vehicles. We made deal with hotels and they gave us tourists who wanted to take guided tours. The num-bers of tours increased as tourist numbers increased. During that period, only German and British tourists were coming to Antalya. Since there were very few people who spoke foreign languages we had help from

“Almanya, İngiltere, Rusya, Macaristan, Polonya, Bulgaristan ve İran’dan yılda 200 bin turist

getiriyoruz.”

“We bring in 200 thousand tourists a year from Germany, Britain, Russia, Hungary, Poland,

Bulgaria and Iran.”

93ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 96: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

Otel yapıldı. Orayla anlaşıp otele turist gönderdim. 1972 yılında Turizm Bakanlığı kuruldu. Ben de bakanlığın istediği kriterler doğrultu-sunda acentemi kurdum. Türkiye’nin 37’nci turizm acentesi olduk.

Sektördeki faaliyet alanı-nızı turist ve otel sayısı arttıkça mı genişlettiniz?Okudur: Aynen öyle oldu, turist ve otel sayısı arttıkça biz de faaliyet alanımızı ge-nişlettik ve turistler için turlar düzenlemeye başladık. Ama araç sıkıntısı nedeniyle çok zorlandık. Otellerle anlaş-tık, onlar bize tura katılmak isteyen turistleri yönlendirdi. Daha sonra turlar gelişti. Tura katılan turist sayısı artınca tur sayısı da arttı. Derken bu günlere geldik. O tarihte Antalya’ya şimdiki gibi dünyanın dört bir yanından değil sadece Almanya ve İngiltere’den turist geliyordu. Yabancı dil en büyük sıkıntı olduğu için üniversite okuyan öğrencilerden faydalandık.

Şu an sektörde hangi alanlarda faaliyet gösteri-yorsunuz?Okudur: Grup bünyemiz-deki şirketlerimizle turizmin farklı alanlarında faaliyetler yürütüyoruz. Türkiye’de 6 bin 106 seyahat acentesi var, biz ilk 20 firma arasındayız. Zengin turistlere yönelik VIP hizmet veriyoruz. Almanya, İngiltere, Rusya, Macaris-tan, Polonya, Bulgaristan ve İran’dan yılda 200 bin turist getiriyoruz. Onları grubumu-za ait otellerimizde misafir edip, Antalya’nın dört bir ya-nına günübirlik turlar düzen-liyoruz. Ayrıca Kapadokya ve Pamukkale’ye de turlar düzenliyoruz. Son zamanlar-da İran’daki faaliyetlerimize ağırlık verdik. Şu an 10 bine yakın İranlı turisti Antalya’ya getirmiş durumdayız.

Antalya İranlı turistlerin gözdesi

İranlı turistlerin sayısı son yıllarda giderek artıyor. Bu operasyonlar hakkında bilgi verir misiniz?Okudur: Tahran’da şubemiz var. İranlı turistlerle birebir diyalog kurarak Antalya’ya getiriyoruz. Bu operasyonlar ağırlıklı olarak nevruz döne-minde oluyor. Çünkü İranlı turistler nevruz bayramla-rında mutlaka tatile çıkıyor, genelde bir ya da iki hafta kalıyorlar. Son dönemde onlar için tatilin vazgeçilmez adresi de Antalya.

Kente gelen İranlı turistler sürekli geziyor ve alışveriş yapıyorlar. Otele kapanmak gibi bir huyları yok. Ayrıca İranlı popüler şarkıcıları Antalya’ya getirerek kon-serler düzenliyoruz. ABD’de yaşayan İranlı bir şarkıcının konserine 3 bin İranlı turist geldi. Kısacası renkli aktivi-telerle keyifli bir tatil geçir-meleri için elimizden geleni yapıyoruz.

Gelecek yıllarda da İranlı turist sayısında bir artış yaşanır mı?Okudur: Mutlaka ama bugünden yarına sayının ne olacağını söylemek çok zor.

university students. What kind of activities are you engaged in today?Akay Okudur: We are active in various fields in the tourism sector with our companies in our group. There are 6106 travel agen-cies in Turkey and we are in the top 20. We provide VIP services for rich tourists. We bring in 200 thou-sand tourists a year from Germany, Britain, Russia, Hungary, Poland, Bulgaria and Iran. We put them up in our hotels and organize daily tours around the city. We also provide tours to Cappadocia and Pamuk-kale. In recent years we have concentrated in Iran.

We have brought nearly 10 thousand Iranian tourists to Antalya until now.

Antalya is the top spot for Iranian tourists The number of Iranian tourists is increasing with each year. Can you give us more information about these operations?Okudur: We have a branch in Tehran. These operations increase during Nowruz be-cause Iranians always take a vacation during that period. They usually stay for one or two weeks. Antalya has been their top destination in recent years.

Iranian tourists who come

İranlı turistler için son

yıllarda tatilin vazgeçilmez

adresi Antalya.

Antalya is the top destination for

Iranian tourists in recent years.

94 ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 97: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

Çünkü İranlı turistler akşam-dan karar verip sabah yola çıkan bir yapıya sahip. Aylar öncesinden rezervasyon yaptırmak gibi bir alışkanlık-ları yok. Ama sayı mutlaka artacak. Çünkü İranlı turist-ler nevruz tatilini Antalya’da geçirmeyi çok seviyor.

Arap turistler kruvaziyer ile Antalya’ya gelecekSizin Ortadoğu pazarına yönelik bir projeniz var mı peki?Okudur: ‘One munite’ olayından sonra Ortadoğu pazarının Antalya’ya ilgisi çok arttı. İsrailli turist sayısı azaldı ama Arap turist sayısı her geçen gün artıyor. Kısa süre önce oğlum Beyrut’tay-

dı. Orada çok büyük bir kruvaziyer firmasıyla anlaş-maya vardık. Arap turistler kruvaziyer ile Antalya’ya gelecek. Biz firma olarak turistleri gemiden alıp günü birlik Antalya’yı gezdirece-ğiz. Ardından gemi Marmaris ve Bodrum’a uğrayıp Yunan adalarını dolaştıktan sonra Beyrut’a geri dönecek. An-laşmamıza göre Antalyalının yanı sıra yerli ve yabancı turistleri de bu tura dahil edeceğiz. Gelecek yıllarda Antalya’ya çok sayıda Arap turistin gelmesini bekliyoruz.

Antalya’ya gelen turist sayısını artırmak için öne-rileriniz neler?Okudur: Öncelikle otel sayı-

to the city tour all the time and shop. They don’t stay in their hotels. We also organ-ize concerts by bringing popular Iranian singers to Antalya. 3000 Iranian tour-ists came to see an Iranian singer living in the US. We do everything to ensure they have a perfect holiday.

Will there be an in-crease in Iranian tour-ists in upcoming years? Okudur: I’m sure but I can’t say anything when it comes to numbers because Iranian tourists decide at the last minute. They don’t organize their activities months in ad-vance. But the number will surely increase because they love spending their vacation in Antalya.

Arab tourists will come to Antalya with cruise ships

Do you have any projects concerning the Middle Eastern market?Okudur: After the ‘One minute’ incident, the Middle Eastern market became

more interested in Antalya. The number of Israeli tourists lessened but the number of Arab tourists keep increas-ing. My son was in Beirut a while ago. We made a deal with a big cruise firm in Bei-rut. Arab tourists will come to Antalya with cruise ships. We will take tourists from the ship and organize daily tours in Antalya. Then the ship will go to Marmaris, Bodrum, the Greek islands and return to Beirut. We are expect-ing more Arabian tourists in Antalya in upcoming years.

What are your sugges-tions regarding increas-ing tourist numbers for Antalya?Okudur: First of all, we need more hotels and more urgently, we need new airports. We need a new runway. A new airport must be built in the west of the city. There are a lot of tour-ists from Alanya to Adrasan but there aren’t enough tourists in Finike, Kumluca and Kaş. That’s why we need an airport that covers that region. Gazipaşa Airport must be used more effec-tively. Planes have begun to land there. Don’t forget that tourist prefer places that are easily accessible. We need new airports to reach our target of 20 million tourists in 2013.

How can we attract more tourists to the city during the winter?Okudur: We need to put direct flights from foreign cities. We did that but the timing was wrong. Winter is a dead season for us. These flights should have been scheduled during the summer. Tourists would have learned that there were direct flights to Antalya when they came here in the sum-

“Beyrut’taki çok büyük bir kruvaziyer firmasıyla anlaşmaya vardık. Arap turistler kruvaziyer ile Antalya’ya gelecek.”

“We struck a deal with a big cruise firm in Beirut. Arab tourists will come to Antalya via cruise ships.”

95ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 98: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

mızı artırmamız lazım. Yatak sayısından daha önemli olan unsur ise yeni havalimanları. Antalya Havalimanı yetersiz, kente yeni bir pist gerekli. Ayrıca Antalya’nın batısına da havalimanı yapılmalı. Alanya’dan Adrasan’a kadar hep turist. Ama Finike’de, Kumluca’da, Kaş’ta turist sa-yısı istenilen oranda değil. Bu nedenle bu bölgeyi kapsayan havalimanına ihtiyaç var. Ga-zipaşa Havalimanı da daha iyi kullanılmalı. Şuan uçaklar inmeye başladı. Faydasını en kısa zamanda göreceğiz. Unutulmasın, turist ulaşımın kolay olduğu yere gider. Yeni havaalanlarımız olmazsa yeri-mizde sayarız. 2013 yılında 20 milyon turist hedefi için yeni havaalanları şart.

Kış aylarında kente daha fazla turisti nasıl çekebili-riz?Okudur: Yabancı şehirlerden direk uçuş konulmalı. Bu yapıldı ama yanlış yapıldı. Kış aylarında uçuş konuldu. Kış ayları sektörün en durgun zamanı. Bu uçuşlar yaz ayla-rında konulmalıydı. Turistler yaz aylarında tatile çıkarken Antalya’ya direk uçuşun ol-duğunu göreceklerdi. Kış gel-diğinde şehrinden Antalya’ya direk uçuş olduğunu bilecekti. Kış aylarında dilediği zaman Antalya’ya gelecekti. Ancak bu böyle olmadı. En durgun zamanda konulan uçuşlar daha sonra kaldırıldı. O uçuşlar yaz aylarında başlasa ve kış aylarında istikrarlı bir şekilde devam etse acen-teler ona göre programlar hazırlardı. Uygulama başla-madan bitmiş oldu.

EXPO 2016 Antalya için çalışmalar hızla devam ediyor. Dev organizasyon için siz ne düşünüyorsu-nuz? Okudur: Keşke yılar önce böyle bir organizasyona ev sahipliği yapsaydık. EXPO

2016 Antalya, turizm sektörü için çok önemli. Dört gözle kapılarını ziyaretçilerine açacağı günü bekliyorum.

Devasa bir turizm kompleksi kurmayı hedefliyor

Sektörde yeni yatırımlar yapmayı düşünüyor mu-sunuz?Okudur: Türkiye’ye çok faydası olacağına inandı-ğımız bir proje üzerinde çalışıyoruz. Denize kıyısı 1 kilometre, denizden içeriye doğru derinliği 1 kilometre olan bir araziye sahibiz. Bu arazi sadece bizim değil. Bölgedeki köylerde yaşayan halkın da burada arazisi var. Yerel halk ile her konuda an-laştık. Bu araziye devasa bir tesis kurmayı düşünüyoruz. İçerisinde dev bir göl, villa-lar, 5 bin kişilik otel, kongre merkezi, hastane, kolej, kanallar, su parkları, binicilik merkezi ve spor sahalarının yer alacağı bir proje bu. Arazinin içerisindeki gölün deniz ile bağlantısı olacak. Bu sayede burayı marina olarak da kullanacağız. Projenin maliyeti 350 milyon Avro. Şuan finansı sağlamak için çalışıyoruz.

Daima büyük düşünmek gerekir

Gençlere neler önerirsi-niz?Okudur: Küçük işten küçük, büyük işten büyük paralar kazanılır. Daima büyük düşünmek gerekir. 10 bisik-let satan 1 bisiklet parası kazanır. 10 otobüs satan 1 otobüs parası kazanır. Bunların hepsi 1 yıl içinde olur. O halde daima işin bü-yüğünü tutacaksın. İlla her şey parayla da olmaz mutlak akıl, zekâ da lazımdır.

mer and would have come to Antalya during the winter when they wanted to. But this didn’t happen. These direct flights were cancelled in the summer. If these flights had continued during the summer and continued throughout the winter we would have received more tourists and planned ahead as agencies.

Works for EXPO 2016 Antalya continue in full swing. What are your thoughts on this giant organization? Okudur: I wish we had hosted such a big event earlier. EXPO 2016 Antalya is very important for the tourism sector. I am looking forward to it.

Planning a massive tourism complex Are you thinking about new investments in the sector?Okudur: We are working on a new project we believe will contribute greatly to Turkey. We own a piece of land which is 1 kilometer to the shore. People living in villages in the

region also own lands. We made a deal with the owners to buy these properties. We are thinking about building a giant touristic complex here which will include a giant lake, villas, a 5000 capacity hotel, a congress center, hospital, college, channels, water parks, a horse riding facility and sports grounds. The lake will connect to the sea which will enable us to use this place as a marina. The project will cost 350 million Euros and we are currently looking for finances..

You always need to think big

What do you advise teen-agers?Okudur: If you play small you will win small, if you play big, you will win big. You al-ways need to think big. If you sell 10 bicycles, you will earn money to buy one bicycle. If you sell one bus, you will earn money to buy one bus. You must always go for the big fish. Not everything is possible with money; you need to be smart.

96 ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 99: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

97ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 100: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

Myra’nın kehanet merkezi:

Myra’s prophecy center

Likya’nın önemli kentlerinden Myra’nın kehanet merkezi Sura, Andriake Limanı’nın arkasında yer alır. Antik çağda ünü dünyaya yayılmış olan bu kehanet merkezinde insanlar geleceklerine yönelik sorulara cevaplar ararlar. Suya atılan etleri balıklar yerse güzel günler beklemektedir geleceğini merak edenleri. Eğer yemezse işte o zaman kötü...

Sura, a prophecy center in Myra, one of the most important cities in Lycia, is located behind Andriake Port. In this center, famous throughout the world in the antique age, people sought answers to questions about their futures. If the fish eat the meat that is thrown into the sea, their futures would be bright; if not; then it is bad news for them.

Yazı / Article-Fotoğraf / Photograph: Nevzat Çevik

Sura

98 ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 101: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

İnsanoğlu yaşamının her döneminde geleceğini

merak etti. Bir dakika sonra ne yaşayacağını öğrenmek için hep farklı arayışlara girdi. Bugün nasılsa günü-müzden binlerce yıl önce-sinde de durum hep aynıydı. Günümüzden 2 bin yıl önce Likya’nın önemli kentle-rinden Myra’da, insanlar gelecekte ne yaşayacağının cevabını Apollon kehanet merkezinde aradı. Myra’nın kehanet merkezi olan Apollon Tapınağı aynı zamanda Letoon’dan sonra Likya’da bilinen tek ön bilicilik tapınağıdır. Andria-ke Limanı’nın arkasındaki Sura Vadisi’nde bulunan Apollon Tapınağı, ayrı bir yerleşim merkezi olmaktan çok, Myra’nın kehanet ma-hallesi gibidir. Oldukça ünlü olan bu kehanet merkezi, Likya’nın yanı sıra tüm an-tik dünyada bilinir. Sura’da kayalık akropol üzerindeki küçük yerleşimin kalıntıları bugün rahatlıkla görülebilir. Derin vadiye bakan kayalık tepenin üzerindeki 640 metrekarelik bey konağı oldukça korunaklıdır. Dik-dörtgen planlı ana yapının batısında, bağımsız bir girişi bulunan 6 bölüm ve doğusunda 8 bölüm sıra-lanmıştır. Bu bölümlerden yapının kuzey batı köşesin-de bulunanı iki yanı revaklı ve içinde sarnıç bulunan açık bir avlu biçiminde inşa edilmiştir. Yamaçta bulunan gözetleme kulesi kesme taştan yapılmıştır. Kuzeyden inen yol, kulenin önünden geçerek Sura’dan Myra’ya yönelir. Akropol kayalığın doğu ve güney yönlerinde mezarlar yer alır. Dağınık halde duran lahitlerin yanında, altı ev tipi mezar, üstü lahit olan anıtsal bir mezar vardır. Bu Likya’nın en büyük lahdi-dir. Sura yerleşimi en çok

Apollon ön bilicilik merkezi ve bu mezarla tanınır.

Kehanet merkezini besleyen kaynak hala akıyorSura’daki yerleşimin en önemli yanı, Apollon ön bilicilik merkezi olmasından kaynaklanmaktadır. Yazıtlar Apollon Surios’un varlığını bildirir. Akropolle bağlantılı derin vadi inişi, ziyaretçileri geçmişin büyülü günlerine taşır. Sura’dan vadiye bir patikayla inilir. Vadi baş-langıcında kiliseden önceki düzlükte bazı yapı kalıntıları gözlemlense de bir yerleşim yoktur. Bu kalıntılar kiliseyle aynı dönemde yapılmış, olasılıkla kilise görevlilerine ait az sayıda Bizans konut-larıdır. Bir zamanlar denizin değdiği ve bir iskelesi olma-

Humans have been curious about the future

since the dawn of time. Peo-ple have sought out ways to know what would happen to them. It is the same today as it was in the past. 2000 years before our time, peo-ple sought the answers to questions about their futures in Myra, at the Temple of Apollo. The Temple of Apollo is also the first and only prophecy temple in Lycia. The temple, which is located in Sura Valley behind Andri-ake Port, could be described as the prophecy neighbor-hood of Myra, rather than a settlement area. This area is not only famous in Lycia but all around the antique world. The remains of the small settlement above the rocky acropolis in Sura are still vis-

ible. The 640 square meters master’s palace on top of the hill that overlooks the deep valley has been well protected. There are 6 units with a separate entrance to the west of the rectangular main building and 8 units to the east. The unit in the northwestern corner of the structure was built in the form of an open courtyard with a cistern and stoas on both sides. The observa-tion tower on the slope was made with cut stones. The road that descends from the north passes by the tower and goes towards Myra. There are tombs on the east and south of the acropo-lis. There are disorganized sarcophagi, tomb chambers and a monumental tomb. Sura is mostly recognized with the temple and these tombs.

The source that feeds the prophecy center still flows The most important ele-ment in Sura is the Apollo prophecy temple. Epigraphs confirm the existence of Apollo Surios. Descend to the deep valley connected to the acropolis takes visitors on a magical journey back in time. Access to the valley from Sura is via a pathway. Even though there are some structure remains at the start of the valley before the church there are no settle-ments. These remains were built at the same time of the church and were probably Byzantine style houses for clergymen. There is a small prophecy temple on the swamp shore, which had a pier. Even though it has been protected up to the roof, it needs quick consoli-dation. The base waters of the swamp have invaded the podium of the temple.

99ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 102: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

sı gereken şimdiki bataklık kıyısında, küçük bir kehanet tapınağı yer alır. Çoğunluk-la çatıya kadar korunmuş olsa da, acil konsolidasyo-na ihtiyacı vardır. Bugün bataklığın taban suları tapınağın podyumunu işgal etmiştir. Tapınağın doğu yakınındaki kaynak hala akmaya devam etmektedir. Kaynakla ilgili mimari ka-lıntılar ucundan kıyısından gözlemlense de, bir kazı ve temizlik yapmaksızın anlamak zordur. Burası olasılıkla Apollon ön bilicilik merkezinin kehanet havu-zunu besleyen kaynaktır. Tapınağın iç duvarlarında tapınağa bağış yapanla-rın listesi yer alır. Ancak bu bağışların Apollon’a değil de Anadolulu at binici tanrı Sozon’a ve Zeus Atabyrius’a yapılmış olması dikkati çeker.

Balıketi yerse iyi Tapınak yanında kehanetle ilgili bir kalıntı gözükme-se de, antik kaynaklarda kehanetle ilgili ayrıntılı anlatımlar vardır. En detay-lısını Polykharmos aktarır. Polykharmos: “Geleceğini öğrenmek isteyen kişiler, kum girdabının bulunduğu deniz kıyısındaki Apollon koruluğuna geldiklerinde, kızarmış etler dizili 10 şişi ellerinde tutarak kendilerini takdim ederler. Rahip ses-sizce yerini alırken kişi de şişleri girdaba atıp, olacak-ları izler. Şişler atıldıktan sonra havuz deniz suyu ile dolar. Çok sayıda ve değişik boyda birçok balık bir anda ortaya çıkar. Balıkların cinsine göre kahin geleceği okur.” Plinius’a göre, “Eğer balıklar kendilerine atılan eti yerse iyi, kuyruklarıyla geri çevirirlerse kötü” anlama

The source near the east of the temple still flows. Even though architectural remains concerning the source are barely visible, we won’t be able to understand them without excavating or clean-ing. This is probably the water source that fed the prophecy pool at the temple. There is a list of people who have donated to the temple on the inner walls. But it is curious that the donations were not made to honor Apollo but Sozon, an Anato-lian God and Zeus.

If the fish eat the meat…Even though there isn’t a relic regarding prophecy near the temple, there are detailed stories about proph-ecy in antique sources. The most detailed story comes to us from Polykharmos. Pol-

ykharmos says: “People who want to know their future present themselves to the temple, holding 10 skewers of meat. As the priest takes his position, the person throws the skewers into the vortex and waits. After the skewers are thrown, the pool is filled with sea water. Fish of various species and sizes appear. The oracle reads the future based on the type of fish” According the Pliny: “If the fish eat the meat, it is good news; if they turn around, it is bad news.” Artemidorus says “A vortex forms inside the well which big fish are visible. Those who want to know their future throw meat and bread into the well.” The Byzantine Church which was built in the same place was turned into a pagan

100 ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 103: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

Tapınak yanında kehanetle ilgili bir kalıntı gözükmese de, antik kaynaklarda ayrıntılı anlatımlar vardır.

Even though there isn’t a relic regarding prophecy near the temple, there are detailed stories about prophecy in antique sources.

101ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 104: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

gelir. Artemidoros ise keha-net merkezini “İçinde büyük balıkların göründüğü tatlı su kuyusunda girdap oluşmak-tadır. Geleceğini öğrenmek isteyenler bu kuyuya haşlan-mış et ve ekmekten oluşan armağanlar atarlar” diye anlatmaktadır. Aynı yere kurulan Bizans Kilisesi ise yöre halkının ‘tapınak yeri’ alışkanlığı ve inancından yararlanarak pagan tapı-nağına dönüştürülmüştür. Ortaçağ’a kadar da ününü korumuştur. Demre’de dinler tarihi boyunca önce tanrılar, sonra da azizler, ünlü Sura Apollon Vadisi’nde insanlara geleceği söylemişlerdir.

Hala antik çağdaki adıyla biliniyorBugün hala akan Myra Apollonu’nun Sura’daki kutsal kaynağı, meander-ler yaparak 1,5 kilometre ötedeki limana, Andriake’ye dökülür. Tapınak ile bir zamanlar sınır olan denizin arasına, bugün kumlar ve alüvyonlar girmiştir. Tapınağı ve kaynağıyla korunmuş olan kehanet merkezinin

kazılarak aydınlatılması ve korunması gerekmektedir. Ancak derin vadi ve yük-sek zemin suyu nedeniyle kazılması bu şartlarda çok zor görünmektedir. Bu ara-da, orijinal adıyla anılmaya devam edilen çok az antik yerleşimden biri olmasıyla da ayrıcalıklıdır.

Rahiplerin ismi kaya stellerindeÖte yandan bu küçük kentin beyi, ana kente aitliğini Myra kaya mezarları görkeminde bir örnek yaparak göster-miştir. Sahibinin Mizretije adlı biri olduğu yazıtından görülmektedir. Mezarın önünde, Likya açık hava

tapınım alanları için önemli bir örnek kaya alanı göz-lemlenir. Tapınma düzlü-ğünün kaya duvarlarındaki çelenkli kült stellerinin yazılı olması da, belgeyi daha da önemlileştirir. M.S. üçüncü yüzyılla tarihlenen kaya stelleri üzerinde Apollon Surius rahiplerinin listesi sıralanmıştır. Yerleşimin en önemli mezar grubunun ana kayadan açılmış ön alanında her ne kadar ölü kült alanı beklense de, bu alandaki kült unsurları Apollon’a aittir. Burası tören alanıdır. Görü-nen tek kent içi yol, rahipler alanından başlayıp vadideki Apollon Tapınağı’nda biten basamaklı yoldur.

temple and was famous until Middle Age. First gods and then saints had told people about their future in the tem-ple in Sura.

Still known with its antique age name The sacred water source which is still active flows into Andriake Port, which is 1, 5 kilometers away from the temple. Today, the space between the temple and the sea is filled with sand alluviums. The prophecy center which has a temple and a source needs to be illuminated and placed under protection but excavation doesn’t seem possible be-cause of the deep valley and high ground water. In the meantime, Sura is one of the few settlements which are still known with its antique age name.

The names of priests in rock steles The master of this small town has identified himself with the main city by build-ing a magnificent tomb like the Myra rock tombs. The name of the master was Mizretije, a fact established by the epigraphs. A sample rock surface used in Lycian outdoor temples is also used in front of the tomb. The cult steles on the rock walls make the document all the more important. The names of the temple’s priests have been engraved on the stone steles which date back to 3rd century A.D. The cult elements in the area are connected to Apollo. This is the ceremonial area. The only visible inner city road is the stepped road which begins from the priest’s area and ends at the temple in the valley.

Tapınağı ve kaynağıyla korunmuş olan kehanet merkezinin kazılarak aydınlatılması ve korunması gerekiyor.

The prophecy center which has a temple and a source needs to be illuminated and placed under protection.

102 ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 105: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

103ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 106: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

Perde kapanıyor

The curtain closes

Dolu dolu bir programla izleyicilerine birbirinden önemli eserleri sahneleyen Antalya Devlet Tiyatrosu, bir yandan sezonu kapatmaya diğer yandan da 17-27 Mayıs tarihlerindeki Dünya Tiyatrolar Festivali’ne hazırlanıyor.

The Antalya State Theatre is getting ready to close the season while preparing to attend the World Theatre Festival on May 17-27, 2013.

Antalya Devlet Tiyatrosu (ADT), prömiyerlerle,

dünyaca ünlü eserlerin temsilleriyle geçirdiği sanat sezonunun sonuna geldi. Sezon boyunca Antalya-lı sanatsevere dolu dolu bir program sunan ADT, perdesini Mayıs ayının ilk haftasında son kez sahne-leyeceği ‘Yol Ter Gül’ Ahi Evran adlı oyunla kapatı-yor. Hüseyin Erdoğan’ın yazdığı, Prof. Dr. Nurhan Karadağ’ın yönettiği oyun, 13 Mart tarihinde yapılan dünya prömiyeri ile seyircile-rin beğenisine sunulmuştu. Müzikleriyle, danslarıyla ve 22 kişilik kalabalık kadro-suyla seyirciden tam not alan oyunu izlemeyenler için perde kapanmadan önce-ki temsil son şans olarak değerlendiriliyor.

‘Yol Ter Gül’ Ahi Evran, yaklaşık bin yıl öncesinin atmosferinde aşk, ihanet, emek, örgütlenme, kadın ve bilim olgularını tartışan, müzikli, danslı, politik bir tra-gedya. Oyun, politik çıkarlar, yargısız infazlar gölgesinde bir çağda küçük çıkarlar uğruna satılan, yok edilen, öldürülen değerleri konu alıyor. ADT, ‘Yol Ter Gül’ Ahi Evran’ı son kez sah-

neledikten sonra perdesini kapatacak ve tüm enerjisini bu yıl dördüncüsü düzenle-necek olan Dünya Tiyatrolar Festivali’ne aktaracak.

Geçmiş yıllarda Antalyalı sanatseverlerin beğenisini toplayan festival bu yıl da dolu dolu bir programa sahne olacak. Açılışı 17 Mayıs tarihinde Cumhuriyet Meydanı’nda yapılacak olan festival, yerli ve yabancı sa-nat topluluklarının katılımıyla gerçekleşecek. Açılış akşa-mı Güney Kore’den gelecek olan Kore Ulusal Tiyatrosu, yankısı Antalya’nın dört bir yanına yayılacak olan muhteşem bir davul gösterisi sunacak.

The Antalya State Thea-tre, after a season of

premiers and important plays, is getting ready to end the season. ADT, which provided a full program this season, is ending the season with a play called Yol Ter Gül’ Ahi Evran, which will be staged for the last time during the first week of May. The play, written by Hüseyin Erdoğan and directed by Prof. Dr. Nurhan Karadağ, was premiered on March 13. The play, which received rave reviews with its music, dance and 22 person cast, will be staged for the last time.

‘Yol Ter Gül’ Ahi Evran is a

musical tragedy that takes place 1000 years before our time and focuses on love, betrayal, women and sci-ence. It is about diminished values that were abandoned for political gains. After the play is performed one last time, the troop will concen-trate on the World Theatre Festival. The festival, which attracted a lot of attention from the people of Antalya in past years, will have a full program this year. The festi-val, which will begin on May 17 at Cumhuriyet Square, will include national and international theatre troops. The Korean National Theatre will kick off the festival with an amazing drum show.

104 ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 107: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

105ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 108: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

festival başlıyorBu yıl 20’ncisi düzenlenecek olan Aspendos Uluslararası Opera Bale Festivali, 2 Haziran günü Antalya Devlet Opera ve Balesi’nin gala konseri ile başlıyor.

Aspendos’ta

Yazı / Article: Özgür Önder

Festival begins at Aspendos The Aspendos International Opera Ballet Festival, which is

being organized for the 20th time this year, will kick off on June 2 with a gala concert from the Antalya State Opera and Ballet.

106 ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 109: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

Milattan sonra 2’nci yüzyılda inşa edilen,

olağanüstü akustiğe sahip, dünyanın en iyi korunmuş antik tiyatrosu Aspendos’ta opera ve bale festivali zama-nı geldi. Uluslararası boyutta katılımla gerçekleşen ve bu yıl 20’ncisi düzenlenecek olan Aspendos Uluslarara-sı Opera Bale Festivali 2 Haziran’da başlıyor. Seyircisinin büyük bölümü-nü Antalya’da tatil yapan yabancı turistlerin oluştur-duğu festivalin ilk gününde, Antalya Devlet Opera ve Ba-lesi, 20’nci Yıldönümü Gala Konseri için sahneye çıka-cak. Topluluk açılış konse-rinden 3 gün sonra, bu kez ‘Yüzyılların Aşkı’ balesi ile sanatseverlerle buluşacak. Festivalin üçüncü temsilin-de Çek Cumhuriyeti’nden gelen Ulusal Brno Tiyatrosu ile Ankara Devlet Opera ve Balesi Orkestrası ortak bir çalışmaya imza atacak.

Dünyaca ünlü Aida ope-rası bu iki sanat topluluğu tarafından sanatseverlerin beğenisine sunulacak. 15 Haziran Cumartesi günü sahne bu kez Ankara Devlet Opera ve Balesi’nin olacak. Topluluk Rigoletto operasını sahneleyecek. Festivalin sonuna doğru yaklaşılırken İstanbul Devlet Opera ve Balesi, dünyaca ünlü Kuğu Gölü balesini sahneleye-cek. Yaklaşık bir ay boyun-ca, günümüzden 2 bin yıl önce olduğu gibi Aspendos Antik Tiyatrosu’nu yeniden sanat ile buluşturan festi-val, Mersin Devlet Opera ve Balesi’nin 22 Haziran Cumartesi günü sahneleye-ceği Carmen operası ile son bulacak.

Dünyanın en saygın festivallerindenİlk kez 1994 yılında dü-zenlenen ve 1998 yılında uluslararası bir boyut

It is festival time at As-pendos, the world’s best

preserved antique theatre that has amazing acoustics. The festival, which is being organized for the 20th time, will kick off on June 2. The Antalya State Opera and Ballet will take to the stage on the first day of the festival for the 20th Anni-versary Gala Concert. Three days after the gala, the troop will perform a ballet called “Love of Ages’. The Nation Brno Theatre from the Czech Republic and the Ankara State Opera and Ballet will perform Aida together on the third day of the festival. On June 15, the Ankara State Opera and Ballet will stage the Rigoletto opera. Towards the end of the festival, the İstanbul Devlet Opera and Ballet will perform Swan Lake. The festival, which will last almost a month, will end on June22 with the

Festival kapsamında Çek Cumhuriyeti’nden gelen Ulusal Brno Tiyatrosu ile Ankara Devlet Opera ve Balesi Orkestrası ortak bir çalışmaya imza atacak.

The Nation Brno Theatre from the Czech Republic and the Ankara State Opera and Ballet will perform together at the festival.

107ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 110: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

kazanan Aspendos Ulusla-rarası Opera Bale Festivali, dünyanın tanınmış festi-valleri arasında yer alıyor. Her temsili yaklaşık 4 ila 6 bin kişi tarafından izlenen ve her yıl artan seyircisi ile festival; tarihin, müziğin ve pek çok ulustan insanın bir araya geldiği görsel bir şölene dönüşüyor. Aspendos Uluslararası Ope-ra Bale Festivali, sanatsal başarısı ile Avrupa’nın en saygın kuruluşları arasında yer alan Avrupa Festivaller Birliği’ne (EFA) 24 Ekim 2003 tarihinde kabul edi-lerek, dünyadaki diğer fes-tivalleri arasında ne kadar önemli bir yere sahip oldu-ğunu kanıtladı. İngiltere’de yayınlanan Independent Gazetesi de, dünyanın dört bir yanında düzenlenen ope-ra bale festivalleri arasında yaptığı araştırma ile Aspen-dos Uluslararası Opera Bale Festivali’ni en iyi 10 festival

arasında 5’inci sıraya koydu. Aspendos Antik Tiyatrosu, Antalya’ya 45 kilometre uzaklıkta ve Serik ilçesini geçtikten sonra 2 kilometre kuzeyde, Köprüçay kena-rında yer alıyor. Siz de bu muhteşem görsel şölene ta-nık olmak istiyorsanız antik tiyatronun taş basamakları üzerindeki yerinizi mutlaka alın.

Carmen opera performed by the Mersin State Opera and Ballet.

One of the world’s most respected festivals The festival, which was first organized in 1994 and be-came an international event in 1988, is one of the most important festivals in the world. The festival, which

attracts approximately 4 to 6 thousand people at every performance, is a visual feast where history, music and people from different nations come together. The Aspendos International Opera and Ballet festival further proved its importance after it was accepted to EFA on October 24, 2003. British newspaper Independent named the festival the 5th most important festival in the world.

The Aspendos Antique Theatre is 45 kilometers from the city center of Antalya near Köprüçayı, 2 kilometers north of the borough of Serik. If you want to wit-ness this magnificent visual festival, be sure to take your place on the stone steps of this antique theatre.

Festival, Mersin Devlet Opera ve Balesi’nin 22 Haziran Cumartesi günü sahneleyeceği Carmen operası ile son bulacak.

The festival will end on June22 with the Carmen opera performed by the Mersin State Opera and Ballet.

108 ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 111: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

109ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 112: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

Murat Ömür Tuncer, 20 yaşında ama bu 20 yıla onlarca başarı sığdırmış bir müzisyen.

Türkiye’nin en genç bestecisi unvanına sahip olan Tuncer, şimdi de yazdığı eserin

prömiyerini 19 Mayıs’ta Kanada’da Kraliyet Müzik Akademisi Orkestrası eşliğinde

yapmaya hazırlanıyor.

Kanada Kraliyet Konservatuvarı’nda

19 Mayıs coşkusu

Yazı / Article: Özgür Önder

110 ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 113: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

Murat Ömür Tuncer, içine kapanık bir çocuk

olduğu için henüz 6 yaşın-dayken ailesinin yönlen-dirmesiyle tanıştı müzikle. Yeteneklerinden ve bir gün dünyanın dikkatini çekecek klasik müzik eserleri bes-teleyeceğinden habersiz... Çocuk korolarında şarkı söylemeye başladığı gün, eğitmenleri Murat Ömür Tuncer’deki yeteneği fark etti ve onun konservatuvar eğitimi alması için ailesine tavsiyede bulundu. İlkokul sıralarındayken, 11 yaşında girdi konservatuvar sınavı-na, üç aşamalı sınavı başa-rıyla geçti. Ardından kont-

rbas bölümünü kazanarak profesyonel müzik yaşamına adımını attı. Burada öğre-nim görürken bestecilerin yaşamı dikkatini çekmeye başladı. Onların yaşamlarını araştırmak ve bestelerini incelemek Tuncer’i hep he-yecanlardı. Ardından küçük de olsa besteler yapmaya başladı. Türk müzik tarihinin önemli hocalarından Nevit Kadallı ile çalışma fırsatı buldu. Yazdığı besteleri gös-terip onun fikrini aldı. Ancak Kadallı’nın zamansız vefatı, onun öğrencisi olma hayalle-rini suya düşürdü. Konserva-tuvar eğitiminin ilk bölümünü tamamladıktan sonra da lise eğitimi için Antalya’ya geldi.

Heykelli Park Balesi’nin müziğini yazdıAkdeniz Üniversitesi Konservatuvarı’nda kontrbas eğitimini sürdürdü ancak aklında hep yeni besteler yapmak vardı. Bu arada okula Azeri kompozitör ve aranjör İlyas Mirzayev geldi. Bağımsız olarak bestecilik üzerine çalışmaya başlayan Tuncer, İlyas Mirzayev’den beste adına birçok şey öğrendi ve daha profesyo-nel eserler kaleme almaya başladı. Cumhuriyet tarihinin ilk balerini Gülen Tekebaş’ın Antalya’ya yerleşmesi ve

Murat Ömür Tuncer was an introverted boy so

his family encouraged him to engage in music when he was 6 years old. He didn’t know that he would attract the attention of the world and compose music. While he was singing in the children’s choir, his teacher discovered his talent and advised his parents to send the boy to the conserva-tory for further training. He entered the exams at the age of 11 and passed all tests. After that, he joined the contrabass department and began his musical career. When he was at the conservatory, he took an interest in the lives of composers. Then he started composing some scores. He had to opportunity to work with Turkish musi-cal giant Nevit Kodallı. He showed his pieces to his teacher but his mentor’s passing prevented them to ever work together. After finishing the first part of his education in the conserva-tory he went to Antalya for high school.

Wrote the music for Heykelli Park Ballet He continued studying contrabass at the Akdeniz

Celebrating May 19th at the Canadian Royal

Conservatory Murat Ömür Tuncer is only 20 years old but is

a musician who has achieved many things in just 20 years. Tuncer, who is Turkey’s youngest composer, is getting ready to premier his new

masterpiece on May 19 in Canada with the Royal Music Academy Orchestra.

111ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 114: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

konservatuvarda bale ders-leri vermesi, genç bestecinin heyecanını daha da artırdı. Bir sohbet sırasında Gülen Tekebaş bale projesinden bahsedince, Tuncer eseri yazmaya talip oldu. Tekebaş da bu teklifi kabul edince, çalışmalara başladı. Henüz 17 yaşındaydı ama yak-laşık 10 ay süren yoğun bir çalışmanın ardından Heykelli Park Balesi’nin müziğini tamamladı. Böylece Türkiye’den dünyaya bir fan-tastik bale eseri kazandırı-lırken Tuncer de Türkiye’nin en genç bestecisi oldu. Ancak eserin prömiyeri bu güne kadar yapılamadı. Beste çalışmalarını sür-düren Tuncer daha son-ra, Abant İzzet Baysal Üniversitesi’nden gelen istek

üzerine ilk kez orkestral bir eser yazdı. Köroğlu Yaylı Çalgılar için Konçertino adlı eser, üniversite yönetimin-den tam not aldı ve düzen-lenen bir konserde gençlik orkestrası tarafından seslen-dirildi. Bu eserle birlikte Mu-rat Ömür Tuncer’in yazdığı eser sayısı 17’ye çıktı.

Gandi oratoryosunu yazıyorEğitimine aralıksız devam eden ve bugün 11’inci sınıfta öğrenim gören Murat Ömür Tuncer, 2011 yılından bu yana Selman Ada ile çalışıyor. Genç bestecinin yeni hedefi ise şu anda çalışmalarını sürdürdüğü Gandi üzerine oratoryoyu ta-mamlamak. Librettosu Türk operasının en büyük söz

University Conservatory but he was always thinking of composing. At that period, Azerbaijani composer and arranger İlyas Mirzayev came to the school. Tuncer learned a lot from him about composing and started writing more professional stuff. Turkey’s first ballerina Gülen Tekebaş’s move to Antalya further increased his excitement. During a con-versation at school, Gülen Tekebaş told him about a ballet project and Tuncer of-fered to write the music. He began working as soon as Tekebaş accepted his offer. At the young age of 17, af-ter 10 months of hard work, he completed the music for the ballet, becoming Tur-key’s youngest composer.

However, the ballet hasn’t premiered yet.

Tuncer, who continued composing, wrote his first orchestral piece after a request from the Abant İzzet Baysal University. The piece called A Concertino for the Köroğlu Strings was ap-proved by the university and performed by the orchestra during a concert. This made the total compositions 17 for the young musician.

Tuncer write oratorio for GandhiMurat Ömür Tuncer, who is in 11th grade today, has been working with Selman Ada since 2011. The young composer’s current task is finishing his oratorio for Gandhi. The piece will be finished in 2014 and its libretto was written by Turk-ish opera giant Tarık Güner-sel. 5 soloists will perform the piece which will include 160 people. The tenor will be a Hindu and local Hindu instruments will be used. The piece will be premiered in India.

The concert is in Canada on May 19 Murat Ömür Tuncer is get-ting ready to perform with the Canadian Royal Music Academy Orchestra after a very interesting invitation. Tuncer posted a piece he had written for soprano and piano on the social media. The piece was liked by many followers and shared online. Beste Kalender, who works in music in Canada, also liked the piece. The couple, who decided on a joint project, agreed on performing in Canada. In this regard, Murat Ömür Tuncer wrote a piece in the form of a rhapsody inspired by Nazım Hikmet’s poem

Kanada’da yaşayan Türklerin

geniş katılım sağlayacağı

konserde, 19 Mayıs coşkusu farklı

bir atmosferde kutlanacak.

During the concert where Turks living

in Canada will be of majority, May 19 will be

celebrated with utter excitement.

112 ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 115: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

yazarlarından Tarık Günersel tarafından yazılan eserin 2014 yılında tamamlanması bekleniyor. 160 kişilik bir kadroyla sahnelenecek eser-de 5 solist sahne alacak. Hindu yerel enstrümanlarının da kullanılacağı eserde tenor da Hindu olacak. Eserin prömiyerinin Hindistan’da yapılması ve daha sonra dünyanın dört bir yanında seslendirilmesi planlanıyor.

Konser 19 Mayıs’ta Kanada’daMurat Ömür Tuncer, aldığı davet üzerine 19 Mayıs’ta Kanada Kraliyet Müzik Aka-demisi Orkestrası ile sahne almaya hazırlanıyor. Bu davetin hikayesi de oldukça ilginç.

Tuncer, soprano ve piyano için yazdığı bir eseri sosyal medya üzerinden beğeniye sundu. Eser, beğenildi ve sanal ortamda çok sayıda müziksever tarafından din-lendi, paylaşıldı. Müzik çalış-malarını Kanada’da sürdüren Beste Kalender de Murat Ömür Tuncer’in eserini çok beğendi. Ortak bir proje üze-rinde fikir birliğine varan ikili Kanada’da konser vermek üzere anlaştı. Bu çerçevede Murat Ömür Tuncer, Nazım Hikmet’in ‘Nereden gelip ne-reye gidiyoruz’ adlı şiirinden yola çıkarak rapsodi formun-da bir eser yazdı.

Aylar süren çalışmanın ardından hazırlanan eser 19 Mayıs tarihinde Kanada’nın Toronto kentinde seslendiri-

lecek. Konser çerçevesinde aynı zamanda Toronto’da 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı da farklı bir ortamda kut-lanmış olacak. Kanada Kraliyet Konservatuvarı’nın ev sahipliğinde gerçekleşe-cek konserde Murat Ömür Tuncer oda orkestrasını yönetirken, Mezzo Soprano Beste Kalender solist olarak sahneye çıkacak. Kanada’da yaşayan Türklerin yanı sıra Toronto halkı da 120 senelik tarihi binaya bu konseri dinlemeye gelecek. Konser ile genç Türk sanatçıların klasik müzik anlamında neler yapabilecekleri en iyi şekilde gözler önüne serilecek.

‘Where are we coming from and where are we going’

The piece will be performed on May 19 in Toronto, Can-ada. The concert will be a part of the festivities to cele-brate a Turkish holiday called Remembering Atatürk and the Youth Holiday. Murat Ömür Tuncer will conduct the orchestra while mezzo soprano Beste Kalender will be the soloist. Turkish people living in Canada and the people of Toronto will come to listen to the piece in a historical 120 year old building. The concert will show what young Turkish musicians can do in classi-cal music.

113ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 116: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

114 ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 117: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

Roma döneminde kalenin kuzeye açılan kapısının doğusunda yer alan ve Osmanlı dönemindeki eklemelerle bugünkü halini alan Saat Kulesi, Antalya’nın Roma,

Selçuklu ve Osmanlı izlerini taşıyan nadide eserlerindendir.

Saat Kulesi, bugünkü Antalya’nın çekirdeğini

oluşturan tarihi Kaleiçi’nin kuzeyinde eskiden ‘Kapu-ağzı’, günümüzde ‘Kale Kapısı’ diye bilinen nokta-nın doğusundadır. Roma döneminde yapılan ve asırlarca kentin kuzey giri-şindeki kapının doğusunda yer alan bir kule olan yapı, 19’uncu yüzyılın sonlarında Saat Kulesi’ne dönüştürül-müştür. İkinci Abdülhamit’in tahta çıkışının 25’inci yılı nedeniyle Alman İmparato-ru İkinci Wilhelm, Osmanlı imparatoruna saatler hedi-ye etmiş, Sadrazam Küçük Said Paşa da kulenin üzerine ikinci bir kule daha yaptırarak, yapıya yuvarlak saatleri monte ettirmiştir. Asırlarca kuzey kapısının her iki yakasında bulunan surlar, 20’nci yüzyılda hal-kın isteği üzerine yıktırılmış ve bugün o surlardan her hangi bir iz kalmamıştır. Ancak Saat Kulesi zaman içerisinde yapılan onarım-lar sayesinde günümüze ulaşmıştır. Kule, Antalya’nın Roma, Selçuklu ve Osmanlı dönemini yansıtan anıtsal bir yapısıdır.

Yıkılan surların izi hala üzerindeSaat Kulesi, moloz ve kesme taştan yapılmıştır. Burcun özellikle kuzeye bakan alt kısmında, rastika tekniğine uygun duvar ör-güsü bulunmaktadır. Daha yukarılar ise gayet mun-tazam olan kesme taş ve moloz taşa dönüşmektedir. Saat Kulesi’nin yapımın-da burcun üst kısmına yakın noktaya bir silme ve en üstüne ise korniş ilave edilmiştir. Yapının güneyinde, yıkılan surun kesildiği noktalar net ola-rak görünmektedir. Saat Kulesi 5 silmelidir. Yukarı-daki iki silme arasında ve yapının her yüzünde, üzer-leri sivri kenarlı üçer adet açıklık bırakılmıştır. Bu açıklıkların ortalarındaki kapı hissi uyandırmaktadır. Saat Kulesi’nin en üstünde ise gayet muntazam bir şekilde yapılmış, 4 yüzlü ve beşerli dendaneler yer almaktadır. Yapıya adını veren saatler, sonradan yapılan kulenin ortasına ve her yüzüne monte edil-miştir.

The Clock Tower is located on the east of the northern

door of the Roman era castle in the historical area of Kaleiçi. The structure, which was built during the Roman era, was turned into a clock tower at the end of the 19th century. German Emperor Wilhelm II had gifted Abdülhamid II with clocks to commemorate his 25th year as sultan and grand vizier Küçük Said Paşa built another tower and placed the round clocks on the second tower. Walls which were on ei-ther side of the northern door for centuries were torn down in the 20th century and no remains have survived to this date but the clock tower has made it to this date thanks to renovations. The Clock Tower is a monumental structure that reflects the Roman, Seljuk and Ottoman periods in Antalya.

Carries the traces of de-molished walls The clock Tower was made with rubble and cut stones. On the lower part of the northern bastion there is a rustic style wall braiding. The upper parts were built with cut and rubble

Saat KulesiYazı / Article - Fotoğraflar / Photographs: Özgür Önder

The Clock

Tower: Witness of three

civilizations

The Clock Tower, which is located

on the east of the northern door of the

Roman era castle and was renovated to its present state during the Ottoman period,

is one of Antalya’s few structures that carry

traces of Roman, Seljuk and Ottoman

architecture.

Üç medeniyetin tanığı

115ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 118: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

Alemli kubbenin yerini dendaneler aldıGünümüzde kent halkının altında buluştuğu, kenti ziyaret eden yerli ve yabancı turistlerin hayranlıkla incele-diği Saat Kulesi’nin 1930’lı yıllarda üst kısmında alemli bir kubbe bulunmaktaydı. Ancak bu tarihten sonra yapılan onarımlarda alemli kubbe kaldırıldı ve yerine dendaneler ilave edildi. Antalya’nın sivil tarihçisi Hüseyin Çimrin eserlerinde, kulenin üzerindeki alemli kubbenin kaldırılmasını

1942 yılında çıkan bir fırtına-da zarar görmesine bağla-maktadır. Saat Kulesi’nin zeminden tepe noktasına kadar olan yüksekliği 14 metredir. Kulenin burcun üzerinden yüksekliği ise 8 metredir. Kulenin ilk yapılan kısmı 5 köşeli iken saatin bulunduğu kısmı 4 köşelidir.

Aynı zamanda darağacıydıYine Hüseyin Çimrin’in kitaplarına göre, eskiden el yapımı dövme demirden bir mekanizmaya sahip olan

saat ve kadranları 1974 yılında değiştirilmiştir. Saat Kulesi’nin kuzey yüzüne dikkatle bakıldığı zaman çıkıntı bir demir görünür. Bu demir, idam edilenin gün boyu halka teşhir edilmesi için kullanılan bir demirdir. İdam edilecek kişi sabah erken saatlerde asılır ve üzerindeki beyaz elbiseye de mahkeme ilamı iliştirilir-di. Saat Kulesi’nin kitabesi yoktur.

stones. Defacement was added to the upper part of the bastion and a cornice on the uppermost part. The borders of the demolished wall are clearly visible on the southern part of the structure. The structure has five defacements. There are clearings between the two upper eaves and three steep curved eaves on all fronts. The eaves in the middle resemble doors. There are four sided dentils on the up-permost part of the structure in lines of five. The clocks are placed in the middle and afterwards, on all sides of the tower.

The dome was replaced with dentils In the 1930’s there was a dome with a flag on the upper part of the structure which is a hot destination for locals and tourists. But after this date the dome was re-placed with dentils. Historian Hüseyin Çimrin believes that the dome was demolished after it was partially ruined during a storm in 1942. The Clock Tower is 14 meters from base to top. The tower is 6 meters from the bastion. The first constructed parts of the tower are five sided but the part that has the clocks is four sided.

It was also a scaffold Again, according to Hüseyin Çimrin’s books, the clock- made from wrought iron- and its hands were replaced in 1974. It you look closely to the north of the tower you will see an iron rod. This rod was used to display the body of the hanged person to the crowd. The guilty party would be hanged in the morning with the court order pinned to his clothes. The tower doesn’t have an epigraph.

116 ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 119: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

117ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 120: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

insanlarının sığınağı Mavi suların son bulduğu kumsalın hemen ardından yükselen tepede yer alır Beldibi Mağarası.

Mağaradan çok bir kaya sığınağı görünümündedir. Onu özel kılan ise duvarlarındaki yontma taş devrinden cilalı taş dönemine geçişi temsil eden ve dünyada başka bir benzeri olmayan resimlerdir.

Cilalı taş devri

Yazı / Article - Fotoğraf / Photograph: Özgür Önder

118 ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 121: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

Mavi suların ardından yükselen heybetli

dağların kireçtaşı yapısı, kaya kütlesinin içerisinden geçen yer altı suları ile tarifi imkânsız güzellikte mağa-raların oluşmasını sağladı. On binlerce yılda oluşan ve oluşumunu hala sürdüren, Toros Dağları’nın koynuna saklanmış bu mağaralar insanoğlunun en büyük sığı-nağı oldu. Çağlar boyunca onu olumsuz hava şartların-dan ve tehlikelerden korudu. İnsanoğlu avcı ve toplayıcı yaşamı boyunca da her zaman güvenliği için bu ya-pıları kendine mesken tuttu. Dışarıda gördüğü canlıları belki hayranlığından belki de yaşamını sürdürmede ona muhtaç olduğundan, min-netini sunmak için mağara duvarlarına resmetti. Bu re-

simler ve yazıtlar Antalya’da denizden çok uzaktaki Kara-in ve Kocain Mağaraları’nda bugün bile net olarak görülebilir. Yontma taş devrinden kalma resimler ve yazıtlar Karain ve Kocain’de mağaranın duvarlarını süs-lerken, Antalya’da denizin kıyısında da duvar resimleri bulunur. Beldibi Mağarası ve kaya sığınaklarında bulunan bu resimlerin dünyada bir benzeri yoktur. Bu mağara resimleri, yontma taş devri ile cilalı taş devri arasın-daki geçiş dönemini temsil etmesi bakımından oldukça önemlidir.

Haçlar insanı simgeliyorKemer-Antalya karayolunun Çamdağ Tüneli girişinde, Beldibi Plajı’nın kuzeyde son bulduğu kayalığın

güney yamacındadır Beldibi Mağarası. Denizden 50 metre uzaklıkta ve 25 metre yükseklikte olan ve daha çok bir sığınağı andıran mağaranın duvarlarında, uzunluğu 6 ila 23 santimetre arasında değişen 15 adet resim bulunur. Bu resimlerin çoğunda insan betimlenmiş-tir. En basit insan figürü de 2 çizgiden oluşan haç şeklin-deki çizimlerdir. Mağaranın orta alt sırasında haçlara yuvarlak yarım daire veya çatal şeklinde uzantılar ilave edilmiştir. Uzmanlar bu şekilde insanın kafa, el, ayak gibi ayrıntılarının be-timlendiğini ifade eder. Yine mağara duvarında bulunan 3 antropomorfik haçın üst kısmına yarım daireler ilave edilmiştir. Bu resimler de doğurgan kadını tasvir eder.

The limestone structure of the mountains that

rise behind blue waters and waters that run under rock formations created beautiful caves. These caves, nestled inside the Taurus Mountains, were the most important shelters for mankind. They shielded people from bad weather conditions and dan-gers for centuries. Hunters and gatherers always settled in these caves for a safer life. They painted pictures of the creatures they saw outside their caves, either to show their appreciation or their need. These paintings and text can clearly be seen in the Karain and Kocain caves event today. While paintings and texts adorn from the Paleolithic age adorn the walls of these caves, there are also unique paintings in a cave on the shore of Antalya. The paintings in Beldibi cave and rock shel-ters can’t be seen anywhere else in the world. These cave paintings are important in terms of representing the transition from the Paleolithic age to the Neolithic age.

Crosses symbolize peopleBeldibi cave is located on the Kemer-Antalya highway’s Çamdağ Tunnel entrance, on the southern slope of the cliffs to the north of Beldibi Beach. There are 15 paint-ings that range between 6 and 23 centimeters on the walls of the cave which is

The shelter of Stone Age people Beldibi cave is located on the hill that rises behind the beach. It looks like a stone

shelter rather than a cave. What make the cave special are the paintings that represent the transition from the Paleolithic age to the Neolithic age.

119ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 122: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

Yarımay bir gövdenin altına çizilen karenin ise bir hayva-nı anlattığı belirtilir. Mağara duvarına yapılan resimler-den birinde de iki antropo-morfik haç ve bu resimlerin altında geyik ve öküz figürü kazınmıştır. Geyik sağa doğru koşan adımlarla, öküz ise başını geri çevirmiş yatar durumdadır.

Ne Anadolu’da ne dünyada bir benzeri yokGravür resimler çok erken dönemlere aittir. Dünyada bir benzeri daha olmayan bu çizimlerin önünde bir çukur vardır. Bu çukurda 1959-1967 yılları arasında Enver Bostancı tarafından kazı yapılmış ve kazılarda binler-ce çakmak taşı aleti bulun-muştur. Çakmak taşı aletleri, sığınağın üst paleotik ve ne-olitik çağlarda sürekli iskân edildiğinin kanıtıdır. Bulun-

tuların arasında çakıl taşına boyama ve kazıma yönte-miyle işlenmiş veya heykel haline getirilmiş sanatsal nitelikli eserler yer alır. Epi-paleotik buluntular arasında çıkan ve özenle işlendiği görülen balık heykelciği, sığınak sakinlerinin deniz canlılarını yakından tanıdık-larını da gösterir. Günümüz-de sığınağı denizden dar bir kumsal ayırır. Epipaleotik çağdan kalma bu şematik resimlerin ne Anadolu’da ne de dünyada başka bir eşine rastlanmamıştır. Bölgede Beldibi Mağarası’nın yanı sıra Haçlı, Belbaşı, Hayıtlıgöl ve Sarıçınar kaya sığınak-larında da benzer resimler bulunur.

50 meters from the sea and 25 meters in height. Many of the pictures are depictions of people. The simplest human figure is a cross. In the mid section of the walls, semi circles and forks were added to the crosses. Experts say that these symbolize heads, feet and hands. Semi circles have been added above the three anthropomorphic crosses on the walls which symbolize fertile females. A square drawn under a half moon symbolizes an animal. On one of the paintings, two anthropomorphic crosses and a deer and ox figure was carved. The deer has been drawn as running and the ox is lying down, looking away.

No similar paintings anywhere in the world Gravure paintings belong to very early periods. There is

a pit in front of these unique paintings. Excavations were carried out between the years 1959 and 1967 by Enver Bostancı in this pit and many firestone tools were unearthed. These tools prove that the cave as inhabited continuously during the Paleolithic and Neolithic ages. Unearthed remains include various artworks such as statuettes. The fish statuette which was found among the remains proves that the inhabitants of the cave had intimate knowledge of sea creatures. Today, the cave is separated from the sea by a narrow beach. No similar paintings have been found anywhere else in the world. There are similar paintings in the stone shelters of Haçlı, Belbaşı, Hayıtlıgöl and Sarıçınar.

120 ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Majesty Hotels & ResortsAspendos Bulvarı Aspendos İş Merkezi No:65/B Antalya / TÜRKİYET : +90 (242) 310 40 40 F : +90 (242) 312 03 50E : [email protected] W: majesty.com.trcall center: +90 444 11 00

Page 123: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

121ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Majesty Hotels & ResortsAspendos Bulvarı Aspendos İş Merkezi No:65/B Antalya / TÜRKİYET : +90 (242) 310 40 40 F : +90 (242) 312 03 50E : [email protected] W: majesty.com.trcall center: +90 444 11 00

Page 124: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

Akdeniz’in sevimli sakinleriAkdeniz’i yaşam alanı olarak seçen Akdeniz fokları uzun yıllardır Antalya’nın sessiz ve el değmemiş koylarında yaşamlarını sürdürüyor. Ancak bir asır önce sayıları binlerle ifade edilen Akdeniz fokları, bugün insan kaynaklı nedenlerden dolayı ne yazık ki yok olma tehdidi ile karşı karşıya.

Kaynak: www.sadafag.org Fotoğraf / Photograph: Cem Kıraç-SAD-AFAG

Mediterranean’s cute inhabitants Mediterranean seals which have made the Mediterranean their home have

been living in the quiet and untapped bays of Antalya for many years. Unfortunately, these cute creates are in danger of being extinct.

122 ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 125: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

Rüzgarla uçuşan ku-mullar, dalgalarla dans

eden çağıllar ve kayalıklarla kaplıdır Kaş’tan Gazipaşa’ya kadar uzanan 640 kilo-metrelik Antalya sahili. Sayısız deniz canlısına ev sahipliği yapar, tertemiz ve turkuaz mavisi sular. Bu deniz canlılarından biri var ki binlerce yıldır hüküm sürdüğü Antalya’nın engin maviliklerinde, şimdilerde yaşam mücadelesi veriyor. İri kafaları, tombul görünü-mü, uzun bıyıkları ve kömür gibi gözleriyle sevimli Akde-niz foklarından (Monachus monachus) bahsediyoruz. 20’nci yüzyılın başına kadar tüm Akdeniz ile Doğu Atlan-tik kıyılarında, Portekiz’den Batı Afrika’daki Senegal’e kadar binlerce Akdeniz foku serbestçe yaşamlarını sürdürüyordu. Ancak aşırı avlanma, yaşam alanlarının kaybı ve deniz ekosisteminin bozulması, bu sevimli canlı-ların yaşam alanını daralttı ve günümüzde sadece 600 civarında Akdeniz foku kaldı.

Günümüzde sadece Türkiye, Yunanistan, Fas, Moritanya ve Maderya Adaları’nda kalan Akdeniz foklarının nesli yok olma tehlikesi ile karşı karşıya. Artık asırlar öncesinde olduğu gibi kolo-niler halinde dolaşmıyorlar. Oldukça ürkek olan Akdeniz fokları yok olmamak için tek tek dolaşıyor ve yalnız yaşa-ma şeklini seçiyorlar.

Antalya kıyıları yaşam alanlarıTürkiye, Akdeniz foku popü-lasyonu açısından oldukça zengin. Öyle ki türün en büyük popülasyonu Ege ve Akdeniz’de. Yapılan araş-tırmalar ışığında ülkemiz-de 100 civarında Akdeniz fokunun yaşadığı tahmin ediliyor ve bunların 44 bireyi tanımlanmış durum-da. Dünyada 600 Akdeniz fokunun var olduğu göz önüne alınırsa, Türkiye 100 Akdeniz foku varlığı ile bu anlamda oldukça önemli bir ülke konumunda. Antalya, bir Akdeniz kenti olması

The 640 kilometer Antalya shore that runs from

Kaş to Gazipaşa is filled with sand, pebbles and rock cliffs. Its clean and turquoise waters are home to many sea creatures. One of these creatures is the Mediter-ranean seal which has been living in the vast blues of Antalya for thousands of years and unfortunately is now facing extinction. At the beginning of the 20th cen-tury, thousands of Mediter-ranean seals used to live on the shores of the Mediter-ranean and Eastern Atlantic, from Portugal to Senegal. However, excess hunting, loss of habitat and the im-balance of the sea ecosys-tem narrowed their living spaces and today, only 600 Mediterranean seals remain. Mediterranean seals, which only live on Turkey, Greece, Morocco, Mauritania and Madeira Islands today, are sadly facing extinction. They no longer travel in colonies; they travel and live alone

in order to escape being hunted.

They live on the shores of Antalya Turkey is quite rich in terms of Mediterranean seal popu-lation. Such so that that the specie’s largest population can be found in the Aegean and the Mediterranean. Ac-cording to research, approxi-mately 100 Mediterranean seals live in Turkey and 44 of them have been identified. Antalya, as a Mediterranean city, is home to an impor-tant number of seals, which are facing extinction. They usually choose to live in quiet and undiscovered bays with caves on the shores of Antalya. But they also come out to beaches and rivers to feed. The Pirate Inn in the region of Gazipaşa and Alanya, Karaburun between Alanya and Manavgat, the Belek shore, the villages of Aktaşlar and Gündoğdu, the cliffs, Sıçan Island, Üç Islands, the area between

123ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 126: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

nedeniyle nesli tükenmekte olan bu canlıların küçümse-nemeyecek bir bölümüne ev sahipliği yapıyor. Antalya’nın kıyılarında mağara ve kovuklara sahip, sessiz ve tenha kayalık sahillerini ken-dilerine yaşam alanı olarak seçiyor Akdeniz fokları. An-cak beslenmeleri için ıssız kayalık alanlardan çıkarak, kumsallara, çağıllıklara ve nehir ağızlarına da uğru-yorlar. Gazipaşa ve Alanya bölgesinde Korsan Mağa-rası, Alanya ile Manavgat arasındaki Karaburun, Belek sahili, Aktaşlar ve Gündoğdu Köyü, Falezler, Sıçan Adası, Üç Adalar, Mavikent ile Olimpos arası, Finike-Demre arasındaki kayalıklar ve Kaş Kekova, Antalya kıyılarında bulunan 20’ye yakın Akdeniz fokunun yaşam alanı. Şanslı olanlar Kaleiçi Yat Limanı ile onun doğusundaki bölgede yaşayan Akdeniz fokunu görebiliyor.

Sakın rahatsız etmeyinAntalya sularında yaşayan Akdeniz foklarının doğada insan dışında bir düşmanı

yok. Yılda bir kez yavrulayan bu sevimli deniz canlıları insanla diğer canlılar gibi çok çabuk iletişim kuramı-yor. Bu nedenle mağarasına bir insanın girmesi halinde korkup yavrusunu bırakma pahasına oradan kaçıyor. Bu durum yavrunun kısa süre sonra ölmesine ve Akde-niz foku popülasyonunun çoğalamamasına neden oluyor. Issız ve yapılaşma-mış kayalık alanları kendine yaşam alanı seçen Akde-niz foku, büyük bir deniz memelisi olması nedeniyle dar alanlarda kalamıyor. Makul büyüklükteki ve ıssız alanlarda yaşayabiliyor ve burada güvenle yavrulaya-biliyor. İri bir deniz memelisi olan Akdeniz fokunun boyu 3 metreyi, ağırlığı da 300 kiloyu buluyor. Ergenlerin vücudunu boyu yarım san-timi geçmeyen kısa ve sert kıllar kaplıyor.

Üremek için sakinliğe muhtaçÜrkek ve asosyal bir canlı olan Akdeniz fokları genelde tek dolaşıyor ama nadiren

Mavikent and Olympos, the rocky cliffs between Finike and Demre and Kaş- Kekova are the areas where nearly 20 Mediterranean seals. This

who are lucky can spot the seals in Kaleiçi Marina and the region to the east of the marina.

Don’t dare to bother themOnly humans are a danger to the Mediterranean seals living in Antalya. These cute sea creatures which re-produce once a year don’t communicate easily with humans. That is why they flee their caves leaving their offspring behind when they encounter humans. This situation results in the quick death of the baby seal and lessens the seal population. Since the seals are large sea mammals, they can’t stay in closed spaces for long periods of time. The seals live in relatively large and uninhabited spaces and reproduce in these areas in safety. Their heights go up to

124 ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 127: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

de olsa bir araya geliyor. Ergin bir erkek Akdeniz foku genelde kendine bir bölge belirliyor ve yaşantısını burada sürdürüyor. Dişiler erkeğe göre daha gezgin olmalarına karşın yavrulama döneminde mağarasını ve civarını terk etmiyor. Ancak bir insanın mağarasına gir-mesi halinde yavrusunu terk ederek kaçıyor. Dişi Akdeniz foku 4-5 yaşına geldiğinde cinsel olgunluğa ulaşıyor ve 10-11 aylık hamilelik döneminin ardından, her yıl ya da iki yılda bir yavru doğuruyor. Bu nedenle, Akdeniz foku üreme hızı düşük ve yavru sayısı az bir canlı. Dişi fok, yavrusunu 4 ay boyunca kendi sütü ile mağara içinde ya da karada emziriyor. Akdeniz fokunun üreyebilmek için mağarala-ra ve ıssız alanlara ihtiyaç duymasının sebebi de bu. Etobur bir canlı olan Akdeniz

foku, beslenme ihtiyacını denizde yakaladığı canlılarla karşılıyor. İnsan akciğerine benzer bir akciğeri bulunan Akdeniz foku, su üstünde hava ile solunum yapıyor ve suyun içinde 10 dakikaya kadar durabiliyor. Nefes almak için ise mecburen su üzerine çıkıyor.

Tek düşmanı insanEl değmemiş kıyılarda yapılaşma, yol açma faa-liyetleri, fokların yaşadığı alanlara yapılan dalışlar, kasti öldürme ve kanun-suz avcılık, bu canlıların neslinin yok olmasındaki en büyük etkenler arasında yer alıyor. İnşaat çalışma-ları nedeniyle doğallığı ve sakinliği bozulan kıyılar, Akdeniz fokları tarafından terk ediliyor. Besin kaynağı deniz canlıları olan Akdeniz fokları, bilinçsiz ve kanunsuz avcılıktan da olumsuz etkile-

3 meters and can weigh 300 kilos. The adult seals are covered with half centimeter short and hard hair.

Needs peace to reproduce Mediterranean seals are asocial and scared and they travel solo but sometimes get together. An adult male seal usually locates a solitary territory and lives there. Even though the females are more outgoing than the males, they don’t leave their caves during birth unless a human comes and disturbs the peace. A female Mediter-ranean seal usually reaches sexual maturity at 4 or 5 and conceives an offspring every year or every two years after a 10-11 month pregnancy period. That is why repro-duction rate is slow and there are few babies. The female seal nurses its baby

for four months with her milk inside the cave or on the shore. That is why seals need peace and quiet to reproduce. They are carnivo-rous creatures and feed from the sea. They same similar respiratory systems as humans and can stay under water for up to 10 minutes.

Their only enemy humans Construction in untapped bays, road constructions, diving in areas where the seals live and unlawful hunt-ing are the main reasons for the extinction of the seals. Shores which lose their natural state because of construction works are abandoned by seals. Uncon-scious and unlawful hunting negatively affect seal that eat sea creatures. A mother seal can’t feed its baby due to the lessening of the fish

125ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 128: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

niyor. Denizlerimizde azalan balık popülasyonu nedeniyle aç kalan anne yavrusunu besleyemiyor. Bu da yavru-nun sağlıklı büyüyememe-sine neden oluyor. Akdeniz fokları beslenmek için küçük balıkçıların ağlarındaki balıkları yiyor. Bu da bazen, bilinçli olarak Akdeniz foku-nun öldürülmesine neden oluyor. Denizden girilen kıyı mağaralarında yaşayan Ak-deniz fokları, dalgıçların da baskısı altında. Mağaraya fok görme adına yapılan da-lışlar, bu ürkek canlının evini terk etmesine neden oluyor. Bu yüzden fokların yaşadığı mağaralara dalınmaması gerekiyor. Zaten fokların yaşadığı mağaralara dalmak kanunen de yasak. Akdeniz fokları denizin ve kıyının kirlenmesi sonucunda da yaşam alanını terk ediyor. Ancak bu durum kıyıları-

mızda yaşanmıyor. Akdeniz fokunun yaşadığı alanlar bu nedenle temizliğin de kanıtı.

population in our seas. This results in the undernour-ishment of the baby seal. Mediterranean seals eat the small fish left on the net of fishermen. The seals are also bothered by the divers. Di-vers, who go into the caves to see the seals, spook the

seals. We need to prevent diving in caves where seals live. It is illegal to do so anyway. Mediterranean seals leave their homes because the sea and shore is being contaminated but this is not the case in Turkey.

126 ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 129: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

127ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 130: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

Sivri Dağ’ın eteğinden başlayan orman, Konyaaltı Sahili’ne doğru uzanıyor. Ve çam ağaçlarının kapladığı ormanın içerisinden akan küçük bir dere, geçtiği her yere hayat veriyor. Rengarenk kır çiçekleri açıyor derenin etrafında kuş sesleri yankılanıyor. İşte o dere, doğa ile baş başa kalıp mutlu bir gün geçirmek isteyenleri çağırıyor.

Kentin yanı başında bir doğa harikası

Gökdere

128 ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 131: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

Güneşin sıcak yüzünü göstermesiyle birlikte

açan rengarenk kır çiçekleri, yeşillenen ağaçların dalların-da şakıyan kuşlar ve özgür-lüğe kanat çırpan kelebekler, Antalya’ya baharın gelişini müjdeledi. Doğanın uyanışı aynı zamanda Antalyalıların bu güzelliklere şahit olması için bir çağrıydı adeta. Bu çağrıya kulak vermemek mümkün müydü? Havanın güzel olmasını da fırsat bilip, yeni keşifler için yine düştük yollara. Daha önceki gezimizde Tünektepe’ye çıkmıştık. Tünektepe’den kuzeybatı istikametini izler-ken, ardı ardına yükselen

dağlar ve dağların arasın-daki çam ormanlarıyla kaplı vadiler ‘Ben de buradayım’ diyordu. Liman Kavşağı’dan Tünektepe istikametine yönelip ve ilerlemeye başla-dık. Solumuzda Tünektepe, sağımızda arıtma tesisi ve önümüzde meyve ağaçları-nın arasında uzanıp giden bir yol vardı. Bir müddet ilerledikten sonra, ki yola çıkalı daha birkaç kilometre olmuştu, kendimizi doğayla baş başa bulduk. Geriye dönüp baktığımızda kentten hiçbir iz kalmamıştı. Yol bizi ormanın içine çağırıyordu. Aracımızı park edip, yürü-meye karar verdik. Çanta-

Birds that chirp on the branches of green trees

and colorful wild flowers that have bloomed are the har-binger of spring in Antalya. The awakening of nature was also a call to the people of Antalya to enjoy this beautiful scenery. We had to answer this call so we set out for a new adventure. In our previous trip, we had gone up to Tünektepe. While we were heading northwest from Tünektepe, mountains and valleys covered with pine forests inside the moun-tains were calling to us. We headed towards Tünektepe from Liman Junction and

continued. There was a road ahead with Tünektepe to our left and the refinery to our right. After only a few kilo-meters, we found ourselves alone with nature. When we looked back, there was no sign of the city. The road was calling us into the for-est. We parked our car and decided to walk. We took our bags and started walk-ing. Nature welcomed us with colorful wild flowers and butterflies even at the first step. We were faced with other surprises with every step. We were walking and taking pictures at the same time. A flower that stuck out from between a rock by the side of the road intrigued us. This endemic flower was so beautiful. We photographed it for many minutes. At that moment, we were surprised to hear the sound of a creek because we hadn’t seen or heard one along the road.

Get ready for surprises As we said goodbye to the flower we started heading down the road between pine trees. There was a small creek 30 meters down the road. Instead of continuing along the road, we decided to head up the creek. This 3 meter wide creek was giving life to the forest. Pine trees had given way to poplar and black pine trees and various

A wonder of nature next to the city Gökdere

The forest that begins on the skirts of Sivri Mountain stretches towards Konyaaltı Beach and a small creek that f lows through the forest covered in pine trees give life to the area. Colorful wild f lowers

bloom around the creek and this creek calls out to those who want to spend a day in nature.

Ormanın içindeki yolda ilerledikçe kuş sesleri yankılanıyor dört bir yandan. Rengarenk kır çiçekleri huzur, kelebekler ise mutluluk veriyor.

Sounds of birds echo as you progress along the road inside the forest. Colorful wild flower give peace and butterflies give happiness.

129ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 132: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

larımızı aldık ve yürüyüşe başladık. Daha ilk adımı-mızda doğa bizi rengarenk çiçekler ve kelebeklerle, kuş sesleriyle buyur etti. Orman yolunda attığımız her adım-da yeni sürprizlerle karşılaş-tık. Bir taraftan yürüyor, bir taraftan da fotoğraf çekiyor-duk. Yol kenarında yükselen kayaların arasından çıkan bir çiçek çok ilgimizi çekti. Adının ‘emzik otu’ olduğunu öğrendiğimiz endemik çiçek, güzelliğiyle bizi büyüledi. Dakikalarca emzik otunun fotoğraflarını çektik, otu-rup onu izledik. Bu esnada

kulağımıza gelen su sesi şaşkınlığımızı daha da ar-tırdı. Çünkü yol boyunca su sesi duymadığımız gibi akan bir dere de görmemiştik.

Sürprizlere hazır olunEmzik otu ile vedalaşıp hemen çam ağaçlarının arasından geçerek, yoldan aşağıya doğru ilerlemeye başladık. Yaklaşık 30 metre aşağıda küçük bir dere akıyordu. Yolda ilerlemek yerine dere boyunca yukarı doğru yürümeyi kararlaştır-dık ve öyle de yaptık. Yakla-şık 3 metre genişliğindeki bu

dere ormana hayat veri-yordu. Çam ağaçları dere boyunca yerini kavaklara, karaağaçlara ve çok farklı bitkilere bırakmıştı. Derenin kaynağının nerede olduğunu düşünürken kafamızı yukarı kaldırıp baktığımızda Sivri Dağ, tüm haşmetiyle bizi selamlıyordu. Dere boyunca ilerlemeyi sürdürdük. Attığı-mız her adımda bizi yolda olduğu gibi yeni sürprizler bekliyordu. Bu sürprizler ba-zen küçük bir şelale, bazen derenin oluşturduğu küçük bir gölet, bazen de çınar ağacının köklerinden çıkan kaynak olarak karşılıyordu bizi. Bir ara nereye baka-cağımıza şaşırmıştık. Bir tarafta rengârenk çiçekler, bir tarafta dere. Yürüyüşü-müzü sürdürürken sonunda derenin kaynağını bulmuş-tuk. Derenin kaynağı, Sivri Dağ’ın yamacındaki ormanın içerisinde, çınar ağaçları-nın köklerinin arasındaydı. Çevrede yaptığımız küçük keşif sonucunda beşe yakın kaynak gördük. Bazı nok-talarda su yoktu ama kısa süre önce oralardan da su

different plants. When we searched for the source of the creek, we lifted our heads and saw Sivri Moun-tain with all its grandeur. We continued along the creek. New surprises were waiting for us along the way like a small waterfall, a small pond and a source that came out of the roots of a sycamore tree. We couldn’t decide which one to look at. We finally found the source of the creek; the source was between the roots of syca-more trees inside the forest on the skirts of Sivri Moun-tain. Upon our research in the area, we located nearly five sources. There wasn’t any water in some spots but from the moss covered rocks we determined that there was water once at these spots. An artificial pool was formed right under the source of Gökdere. The waters had formed a pit after flowing from the source and creating a waterfall on rocks and the pit was filled with constantly flowing waters. We wanted to swim but decided the weather wasn’t hot enough.

The right address for an enjoyable day Another pool was created a little further down the Gökdere source and there are hundreds of them along the creek. This wonder of nature, which is in the city center of Antalya but away from the city, is waiting for its visitors. Gökdere, which is 7-8 kilometers from the Liman Intersection, is the right address for weekend getaways in nature. You can either enjoy a picnic at Gökdere or engage in nature sports like hiking, running or cycling. The fact that it is so close to the city is a big advantage and an enjoy-

130 ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 133: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

Kentin içinde ama kentten uzak olan bu coğrafya doğanın tüm renklerini bünyesinde barındırıyor.

This geography, which is inside the city but far from it, harbors all the colors of nature.

131ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 134: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

çıktığı, kayaların üzerindeki yosunlardan anlaşılıyordu. Gökdere’nin kaynağının hemen altında, doğa yapay bir havuz oluşturmuştu. Kaynaktan çıktıktan sonra kayanın üzerinden küçük bir şelale oluşturarak akan sular bir çukur oluşturmuş ve yaklaşık bir metre derinli-ğindeki çukur her daim akan kaynak suyuyla dolmuştu. Kaynak suyunun oluşturdu-ğu suda yüzmeyi çok istedik ama havaların tam olarak ısınmaması ve hasta olma korkusuyla bu isteğimizi gelecek günlere erteledik.

Keyifli bir gün için en doğru adresGökdere kaynağının biraz aşağısında, dere boyunca onlarcasına rastlanan bir su birikintisi daha oluşmuş. Antalya kent merkezinin yanı başında ama kentten uzak bu doğa harikası zi-yaretçilerini bekliyor. Liman kavşağından yaklaşık 7-8 ki-lometre uzaklıktaki Gökdere, hafta sonunu doğa ile iç içe geçirmek isteyenler için en doğru adres. Dileyenin pik-nik yapabileceği Gökdere, yürüyüş, bisiklet, koşu gibi spor dalları için de oldukça uygun bir nokta. Kente çok yakın olması büyük avantaj. Doğal güzellikleri de keyifli bir günün garantisi. Eğer siz de kentin kalabalığından, binalardan bir nebze de olsa uzaklaşmak istiyorsanız mutlaka Gökdere’ye gidin. Baharda açan rengarenk kır çiçekleri, ağaçların arasında ötüşen kuşlar, uçuşan kele-bekler, ormanın arasından akıp giden dere, mutlu bir gün geçirmeniz için yeter de artar bile…

able day is guaranteed. If you want to get away from the hustle and bustle of the city, be sure to visit Gökdere. Colorful wild flowers that bloom in springs, birds that chirp in the forest, butterflies that roam freely and the creek that runs inside the forest are enough to make your trip worthwhile.

Dere boyunda Sivri Dağ’a doğru bir müddet ilerleyince Gökdere’nin kaynağına ulaşıyorsunuz.

When you walk along the creek towards Sivri Mountain you will reach the source of Gökdere.

132 ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 135: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

133ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 136: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

Anılar bu koleksiyonla canlandıSoğuk kış günlerinde üşümüş bedenleri ısıtan sobalar, aynı zamanda ateşin etrafında yaşanan keyifli dakikaların da baş mimarıydı. Elektrikli ısıtıcıların saltanatında kullanılmaz olan sobalar, Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından kısa süre önce ziyarete açılan koleksiyonla yeniden hatırlandı. Yalnızca sobalar mı, onlarla birlikte hafızalardaki anılar da canlandı.

Yazı / Article - Fotoğraf / Photograph: Özgür Önder

Memories came alive with this collection Stoves, which heat cold bodies during the winter, were also the meeting place for enjoyable moments around the fire. These items, which have now given way to electric heaters, were

remembered thanks to the collection that was assembled by the Antalya Metropolitan Municipality.

134 ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 137: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

Kara kış kapıyı çalıp da soğuk havalar kendini

iyiden iyiye hissettirdiğin-de, yanan sobalar sadece üşüyen bedenleri, soğuk duvarları ısıtmaz. Sobada çıtırdayarak yanan odunlar, köze dönüşmüş kömürler, uzun ve soğuk kış gecele-rinde hanelerin ortamını da ısıtır. Heyecanla beklenir sobanın üzerine bırakılan kestanelerin ya da kuzinenin içerisine bırakılmış patates-lerin pişmesi ve sonrasında başlayacak sohbet.

Ilıman bir iklime sahip olan Antalya’nın kıyı kesimle-rinde soba kullanımı yerini elektrikli ısıtıcılara bıraktı.Artık soba üzerinde kestane pişirilmiyor, odun ateşinin kemikleri ısıtan sıcaklığı

etrafında keyifli sohbetler yapılmıyor. Tüm bunlar birer anı, geçmişe yönelik özlem ve nostalji olarak bellek-lerdeki yerini koruyor. Bu anılar, Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne ait Demircileri-çi’ndeki soba koleksiyonun-da yeniden canlandı.

Soba ve yaşam temasıKısa süre önce ziyarete açı-lan koleksiyonda çini, gaz, döküm, ördek, salamand-ra tipi sobalar bulunuyor. Ayrıca köy ocaklığı, şömine ve kuzine, ısınma kültürü ile sobanın gündelik yaşamda özellikle mutfak işlerindeki işlevi hakkında geçmiş-ten geleceğe ışık tutuyor. Koleksiyonda Türkiye’nin yanı sıra Almanya, Fransa, İngiltere, İtalya, Macaristan

ve Japonya’dan da 32 soba bulunuyor. Sobanın gün-lük yaşamdaki yerinin ne kadar önemli olduğunu ise 5 katlı yapının en üst katında sergilenen oyuncak sobalar yansıtıyor. Sobaların tematik bir şekilde, gündelik yaşam-dan kesitlerle aktarılması ise ziyaretçileri zamanda yolculuğa çıkartıyor. Nine ile torunun soba etrafında oturması, kahvedeki yaşlı-ların soba yanında domino oynaması, terzinin sobanın kenarında biçki dikiş işlerini yapması, şöminenin önün-deki kişinin kitabını odun ateşinin sıcaklığıyla okuma-sı ve yakalanma korkusuyla kitapların sobada yakılması dikkat çeken tasvirler ara-sında yer alıyor.

Stoves that are lit when the weather gets really

cold not only warm bodies and cold walls. Wood and coal that burn inside the stove also helps warm the environment. People excit-edly wait for the chestnuts to roast or the potatoes inside the Dutch oven to cook and the conversation after dinner. Stoves are no longer part of the household since they have given way to electric heaters in Antalya, which has a mild climate. Roast-ing chestnut on the stove and heartfelt conversations around it are no longer a part of our daily life. All these are just fond memories for us. These memories are revi-talized at the stove collection in Demircileriçi.

Life and stoves theme Tile, gas, cast, geese and salamander style stoves make up the collection which was opened to the public recently. The collection also sheds light on the function of stoves in our daily life and heating culture from past to present. The collection includes 32 stoves from Turkey, Germany, France, Britain, Italy, Hungary and Japan. Toy stoves which are exhibited on the fifth floor of the building reflect just how important stoves are in daily life. Stoves that are exhibited with scenes from our daily life takes visitors to a journey back in time. A grandmother and grandchild sitting by

135ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 138: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

Sobanın edebiyattaki sıcaklığıDünyanın farklı coğrafyala-rından soba kültürünün yan-sıtıldığı koleksiyonda dikkat çeken bir diğer unsur ise, Türk edebiyatının önemli isimlerinin soba ile ilgili dü-şüncelerini anlattığı dizeler. şairlerin unutulmaz dizeleri sobalarla uyumlu olarak sergileniyor ve böylece so-banın edebiyattaki sıcaklığı ziyaretçilerle buluşturuluyor. Koleksiyonun dikkat çeken sobaları arasında ısınmanın yanı sıra nefis yemeklerin de pişirildiği Akçaabat kuzinesi, taşınabilir ejderha figür-lü salamandra sobası ve Türkiye’nin ilk sobası Şakir Zümre dikkat çekiyor. Şakir Zümre Sobası, Atatürk’ün emriyle yapılan ilk soba ola-rak biliniyor. Soba başında uyuyan kedi, odun taşıyan kadın da koleksiyonun renkli görüntülerinden. Koleksiyon-daki en eski soba ise 1800 yılında yapılan Fransızlara ait çini soba iken 1850’li yıl-lardan kalma soba reklamla-rı da dikkat çekiyor.

the stove, elders playing dominos by a stove, a seam-stress making a dress by the stove and a person reading a book by the fireplace are some of the depictions at the exhibition.

The heat of stoves in literature Another interesting fact about the collection which reflects stove culture from various geographies is that it includes poems about stove composed by famous Turkish poets and authors. The unforgettable lines of poets and authors about stoves are displayed in harmony with the stoves and introduce the heat of stoves in literature to visitors. The Akçaabat Dutch oven, the portable salamander over with the dragon figure and Turkey’s first stove, Şakir Zümre, are some of the important pieces in the collection. Şakir Zümre is known as the first stove built in Turkey with the order of Atatürk. The oldest stove in the collection is the tile stove made in France in 1800. Stove ads from the 1850’s are also interesting elements in the collection.

136 ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

www.dyo.com.trKURULUŞUDURBİRfacebook.com/dyotwitter.com/dyo_boya

birbilenesorun.com.tr 444 0 396

İŞTE

DYO'N

UN S

IRRI

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

DYO'nun S. Sirri 22x28cm.ai 1 5/3/13 4:08 PM

Page 139: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

137ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

www.dyo.com.trKURULUŞUDURBİRfacebook.com/dyotwitter.com/dyo_boya

birbilenesorun.com.tr 444 0 396

İŞTE

DYO'N

UN S

IRRI

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

DYO'nun S. Sirri 22x28cm.ai 1 5/3/13 4:08 PM

Page 140: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

Kozalar çiçek açtıİpek böceklerinin ördüğü kozalar Alanyalı kadınların ellerinde rengarenk çiçeklere dönüşüyor. Kurutulmuş kozadan yapılan çiçekler, turistik ilçenin değeri olarak misafirlerin beğenisine sunulurken, asırlardır süre gelen bir gelenek de gelecek kuşaklara aktarılıyor.

Pods have blossomedCocoons created by silkworms turn into colorful f lowers in the hands

of women from Alanya. While these flowers are presented to guests, a century old tradition is being kept alive.

Yazı / Article - Fotoğraf / Photograph: Özgür Önder

138 ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 141: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

Antalya’nın dünyaca ünlü gözde turizm merkezle-

rinden Alanya, tarih boyun-ca önemli bir ipek üretim merkezi olmuştur. Alanya’nın tarihi İpek Yolu üzerinde bulunması ipek işçiliğinin de gelişmesini sağlamıştır. Alanya’da ipekten kıyafetler, şallar, halılar yapılmıştır. Ancak ipekten yapılan bir ürün daha vardır ki hem yapanlara hem de kulla-nanlara huzur ve mutluluk verir. Alanya’da asırlardır kuşaktan kuşağa aktarılan bir el sanatları ürünü olan ve rengârenk bahar çiçek-lerini yansıtan ipek kozası çiçeğidir o. Bu nadide ürün, Alanya Kalesi’nde ve onun tam karşısında yükselen Toroslar’da açan kır çiçekle-rinden esinlenerek yapılır.

Hünerli ellerde çiçeğe dönüşüyorHer bahar nisan ayında, dut ağaçlarının yaprak açma-sıyla birlikte, ipek böceği tohumları itinayla ranzala-ra serilir. Toplu iğne başı büyüklüğündeki simsiyah tohumlar, kısa süre sonra bembeyaz kurtçuklara yani ipek böceklerine dönüşür. Dut yaprağı ile beslenen kurtçuklar her geçen gün gelişir. Boyları hızla uza-yan ipek böcekleri haziran ayı gelince, ağızlarından salgıladıkları sıvıyla kozala-rını örmeye başlar, sonunda kendi ördükleri bu kozanın içinde hapsolur. Yaklaşık 3 ay sonra ipeğin hammadde-si elde edilmiş olur. Tohumdan kurda dönüşen ipek böcekleri kozanın için-de kelebeğe dönüşür. Eğer müdahale edilmezse böcek hapsolduğu kozanın içinden bir kelebek olarak dışarı çıkar. İşte tam bu evrede kozalar toplanarak fırınlama işleminden geçirilir. Böyle-ce canlının kozaya zarar vermesi engellenir. Fırın-

lanmış kozalar, Alanya’nın zanaatkâr kadınlarının elin-de şekillenerek rengârenk çiçeklere dönüşür. Hünerli eller önce ipek kozasını ortadan keserek ikiye böler, ardından da yapacakları çiçeğin türüne göre kozaya şekil verir. Bu işlem sırasın-da kozanın hiçbir parçası atılmaz. Çiçeğin tüm unsur-ları kozadan, yani ipekten yapılır.

Alanya, which is one of Antalya’s most famous

holiday destinations, has been a very important silk production center through-out history. The fact that Alanya is on the historical Silk Road, has made silk production develop in the borough. Clothes, carpets and scarves made from silk were produced in Alanya. But there is a special prod-

uct that is being made in Alanya for centuries and that is the cocoon flower that reflects colorful spring flow-ers. This special product is inspired by the Alanya Castle and the flowers that bloom on Taurus Mountains.

Turns into flowers in capable hands As April comes and mulberry trees blossom, silkworm seeds are laid on bunk beds with care. These small black seeds quickly turn into white maggots- silkworms. Mag-gots which feed on mulberry leaf grow every day. In June, silkworms start forming their cocoons and are finally trapped inside the cocoon they build. In about three months, the raw material of silk is ready. Silkworms turn into but-terflies inside the cocoons. Right at this moment the cocoons are gathered and the baking process starts, preventing the butterfly from harming the cocoon. The baked cocoons turn into colorful flowers in the hands of capable women in Alanya. First they cut the cocoon in half then shape it according to the type of the flower. The entire flower is made from silk.

Colors from nature The women of Alanya, who have learned making cocoon flowers from their mothers, sisters, neighbors or teach-ers, continue to engage in this art to carry this tradition into the future. Silkworm cocoons turn into various flowers in their hands. The flowers take their colors from natural dye derived from various plants and herbs.Berguzer Afyoncu is one of those women who turn silk-worm cocoons into flowers. Afyoncu, who is 99 years

Baharın gelmesiyle birlikte Alanya’da ipek böceği yetiştiriciliği başlıyor.

Silkworm production begins in Alanya with the arrival of spring.

139ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 142: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

Renklerini doğadan alıyorAnnelerinden, ablala-rından, komşularından ya da öğretmenlerinden ipek kozası çiçeği yap-mayı öğrenen Alanyalı kadınlar, asırlardır süre gelen geleneği geleceğe aktarmak için hünerlerini sergilemeye devam ediyor. İpek böceği kozası onların ellerinde arpa çiçeği, gül, dağ karanfili, menekşe, kasımpatı, portakal çiçeği, begonvil, nergis, küpeli ve orkide olup açıyor. Renk-lerini de dut, nar, soğan kabuğu, ceviz, çay ve çe-şitli bitkilerden elde edilen boyalardan alıyor.

Berguzer Afyoncu, ipek böceği kozasını çiçeğe dönüştüren hünerli ka-dınlardan biri. 99 yaşında olan Afyoncu, 13 yaşınday-ken öğrendiği ipek kozası çiçeği yapımını ilerlemiş yaşına rağmen sürdürüyor, yaptığı her çiçekte yaşama daha fazla tutunarak…

Alanya Belediyesi’nden kadınlara destekİlçede bugün, Alanya Bele-diyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü İpek Atölyesi’nde kadınlar aralıksız olarak ipek kozası çiçeği yapıyor. Atölyede eğitmenlerden ders alarak işin incelikle-rini öğrenen ve ustalaşan kadınlar, bu sayede ev ekonomilerine destek sağladıkları gibi Alanya’ya özgü bir hediyelik eşyayı da geleceğe aktarıyor. Bu çiçekler Alanya’nın tanıtımı için de kullanılıyor.

old, continues to make these flowers which she learned to do when she was only 13.

Support from the Municiaplity of Alanya Today, women in the borough continue to make these spe-cial flowers at the Alanya Mu-nicipality’s Cultural and Social Works Directorate Workshop. Women who learn to make these flowers at the workshop not only contribute to the household economy but carry this tradition into the future. These flowers are also used in the advertising of Alanya.

İpek kozasını keserek ortadan ikiye ayıran Alanyalı kadınlar daha sonra ilçenin kır çiçeklerinden esinlenerek kozaya şekil veriyor.

The women in Alanya first cut the cocoon in half and shape the cocoon into wild flowers.

140 ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 143: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

141ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 144: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

En güzel Antalya manzaralı yayla:

Çukur ArdıçBaharın gelişiyle birlikte karlar erir ve ardıç ağaçlarının arasındaki Çukur Ardıç Yaylası’nı diz boyu çayırlar kaplar. Kekik kokusu dört bir yanı sararken, aylardır bu günü bekleyen Yörükler, çadırlarını çoktan su kaynaklarının arasına kurmuştur. Yaylaya çıkan patikanın sonu ise, en güzel Antalya manzarasını sunar.

Yazı / Article - Fotoğraf / Photograph: Ömer Faruk Gülşen

Snow melts with the arrival of spring and the Çukur Ardıç Plateau nestled inside juniper trees is filled with knee high meadows. As the smell of oregano fills the

entire region, nomads who have been waiting for this day set up their tents. The end of the path that opens up to the plateau offers the best view of Antalya.

The plateau with the best view of Antalya

142 ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 145: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

Bulutlara dek uzanan zir-vesinde şahinler uçuyor

Bey Dağları’nın. Çam, sedir ve ardıç ağaçlarıyla kaplı ormanlarının arasındaki geniş düzlüklerde rengarenk çiçekler açıyor. Kış ayla-rında karla kaplı zirveler, baharın gelmesiyle birlikte doğanın tüm renklerine bü-rünüyor. Diz boyu yükselen çayırlar, baharla birlikte yine asırlardır süre gelen bir kültüre, Yörük göçüne sahne oluyor. Kışı sahile yakın noktada geçiren Yörükler, baharla birlikte yaylalarının yolunu tutuyor. Tertemiz bir havada, kaynak suları-nın çağladığı Çukur Ardıç Yaylası’na göçüyor. Çukur Ardıç Yaylası, Antalya’nın batısında yükselen Kıyı Beydağları’nda yer alıyor. Sulak ve otlak alanları Çukur Ardıç’ı yayla yaşamının en güzel noktalarından kılıyor. Çağlarca Köyü’nün yaylası olan Çukur Ardıç, denizden bin 650 metre yükseklikte bulunuyor. Etrafı dağlarla çevrili olan yayla, Antalya kent merkezine yakınlığı ile de yazın günübirlik ziyaretçi-leri de ağırlıyor. Çukur Ardıç Yaylası’nın etrafını Kocadağ, Eren Dağı, Keş Dağı, Do-muz Uçtu Dağları çeviriyor. Kireç taşı bir yapıya sahip olan bu dağlar, dört bir yanı kaplayan ardıç ağaçlarıyla yaylanın güzelliğine güzellik katıyor.

Tıbbi aromatik bitki cennetiArdıç ağaçlarının yanı sıra sedir ağaçlarının da yer aldığı ormanın arasında ise diz boyu otların yer aldığı çayır uzanıyor. Baharın gelişi ve karların erimesiyle birlikte, mayıs ayının orta-larında, Yörük geleneğini sürdürenler Çukur Ardıç Yaylası’nın yolunu tutuyor. Yemyeşil çayırların ortasına kurdukları kıl çadırlarında

ve taş yığını yapılarda yazı geçiriyorlar. Katranlık ve Dut Ağacı yaylalarında yaşa-mını sürdürenler de yazın gelmesiyle birlikte Çukur Ardıç Yaylası’nın yolunu tutuyor. Yaylacılar, tertemiz bir havada kaynak sularının aktığı coğrafyada yaz sıca-ğından uzaklaşıp rahatça nefes alırken, hayvanlarını kilometrelerce uzanan çayır-larda otlama imkanı buluyor. Şalba, güllük, kekik, adaçayı ve geven gibi tıbbi aroma-

Falcons fly above the peaks of Bey Dağları

Mountains. Colorful flow-ers bloom on vast plains between forests covered in pine, cedar and juniper trees. Snow covered peaks are covered in green with the arrival of spring. Knee high meadows are the stage for a century old culture; the migration of nomads. No-mads, who spend the winter close to the shore, head for the plateaus when spring comes. Çukur Ardıç Plateau

is located in Kıyı Beydağları which rises in the west of Antalya. Çukur Ardıç, which is the plateau of Çağlarca vil-lage, is 1650 meters above sea level. The plateau, which is surrounded by mountains, also attracts attention from daily visitors since it is close to the Antalya city center. Kocadağ, Eren Mountain, Keş Mountain and Domuz Uçtu Mountains surround Çukur Ardıç Plateau. These mountains, which have a limestone structure, add another kind of beauty to the plateau with the juniper trees that cover the lands.

A medicinal herb paradise There is a meadow between the forest with juniper and cedar trees where knee high bushes grow. With the arrival of spring, in the middle of May, those who follow nomad traditions go to the plateau and spend the summer in their tents or rubble stone structures. The residents of Çağlarca village and the people who spend the winter at Katranlık and Dut Ağacı plateaus head for Çukur Ardıç in the middle of May. While nomads breathe fresh air in the geography during the summer, they get the chance to graze their animals in the meadows. Medicinal aromatic herbs such as salba rose bed, oregano, sage and milk vetch greet the visitors as spring arrives. Milk, goat cheese and lor derived from the animals that graze in the meadows are sold at the markets in Antalya.

Panoramic AntalyaÇukur Ardıç Plateau is also an ideal place for those who want a panoramic view of Antalya. You can see all the beauties of Antalya from

Bin 650 metre yükseklikteki yayladan Antalya’nın tüm güzellikleri göz alabildiğince

izlenebilir.

You can watch the entire city from the plateau which is 1650 meters above sea level.

143ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 146: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

tik bitkiler baharla birlikte açarak, adeta yaylacıları karşılıyor. Çayırlarda otlayan hayvanların sütlerinden elde edilen keçi peyniri ve lor, Antalya pazarlarında lezzet tutkunlarına sunuluyor.

Panoromik AntalyaÇukur Ardıç Yaylası, bol su

kaynağı ve tertemiz havası-nın yanı sıra Antalya’yı kuş bakışı izlemek isteyenler için de ideal bir yayla. Bin 650 metre yükseklikteki yayladan Antalya’nın tüm güzellikleri göz alabildiğince izlenebilir. Yaylaya çıkmak için Antalya kent merkezinden Feslikan Yaylası yoluna girmeniz ge-

rekir. Geyikbayırı köyünden geçtikten sonra Kayabaşı, Doyran Kozu Yaylası’ndan maşat mevkiine gelmeden doğuya dönmek gerekir. Bu noktadan sonra araç ile yolculuk da sona erecektir. Aracı terk edip, mecburen yaylaya giden patikada yürümek gerekir. Patikadan çok rahat bir şekilde yayla-ya ulaşılabilir. Antalya’nın en iyi panoramik görüntüsü, patika yolda yapılan yolcu-luğun yorgunluğunu kısa sürede alacaktır. Yaylada kış ayları Antalya kent mer-kezindeki ılıman havanın aksine çetin geçer. Kış aylarında yayla karla kapla-nır, gelinliğini giymişçesine beyaza bürünür.

the plateau which is 1650 meters above sea level. In order to go up to the plateau, you need to follow the Feslikan Plateau road from the Antalya city center. After passing by Geyikbayırı village, you need to turn east from Kayabaşı, Doyran Kozu Plateau and Maşat region. At this point, you will have to leave your car behind and walk along the pathway. The pathway is easy to walk. Antalya’s best panoramic view will be worth the walk. Winters on the plateau are colder compared to the city center of Antalya. The plateau is covered in white like a bride during the winter.

144 ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 147: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

145ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 148: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

Hibeş; a delicacy made from from

sesame paste

Hibeş, Antalya mutfağına özgü, tahin tadı çok baskın bir mezedir. Evde yapılması çok kolaydır. Bu nedenle özellikle misafir sofrala-rının vazgeçilmezidir. Kısa sürede hazırlanması nedeniyle sık sık yapılan hibeş, meze yerine sos olarak da kullanılabilir. Bu lezzetin Arap kültürünün etkisiyle Antalya mutfağına kazandırıldığı söylense de hibeş bölgedeki susam ve buna bağlı olarak tahin üretimi yoğun-luğunun Antalya mutfağına yansımasıdır.

Malzemeler (2 Kişilik)• Tahin (1 su bardağı)• Sarımsak (3 diş)• Limon (2 adet)• Kimyon (1 tatlı kaşığı)• Kırmızı Acı Toz Biber (1 kahve kaşığı)• Tuz (1 kahve kaşığı)

HazırlanışıÇukur bir kap içerisine tahini, ezilmiş sarımsak dişlerini, kimyonu, kırmızıbiberi ve tuzu koyun ve çırparak karıştırın. Limon suyunu azar azar ekleyip, karıştırarak tahine yedirin. Boza kıvamı bir karı-şım tutturun. Karışım fazla yoğun ise yarım ya da 1 fincan suyu azar azar ekleyip karıştırarak kıvamı tutturun. Ardından servis edin.

Hem meze hem de sos olarak Antalya sofralarında yerini alan hibe-şin, haşlanmış patates veya kuru fasulye üzerinde gezdirilmesi ile farklı bir lezzet elde edilir. Tahini inceltmek için su yerine zeytinyağı da kullanılabilir. Ekşiyi çok sevmiyorsanız da limon miktarını azalta-bilirsiniz. Hibeşe haşlanmış ya da ezilmiş nohut eklerseniz ünlü Arap mezesi humusun Antalya versiyonunu elde etmiş olursunuz.

Hibeş is an appetizer from Antalya’s cuisine made with sesame paste. As it is easy to make, it is often served to guests at homes. Hibeş can also be used as a sauce instead of an appetizer. Even though it is believed that the dish was added to the region’s cuisine with the influence of the Arab culture, it has become popular in Antalya since sesame and sesame paste production is widespread in the city.

Ingredients (Serves 2)• Sesame paste (1 glass)• Garlic (3 cloves)• Lemon (2)• Cumin (1 teaspoon)• Paprika (1 teaspoon)• Salt (1 teaspoon)

RecipeCombine sesame paste, crushed garlic cloves, cumin, paprika and salt in a bowl and mix. Add lemon juice slowly and mix. If the mixture is too thick add some water gradually and serve.

You can use hibeş as a dressing for mashed po-tatoes or beans. You can use olive oil instead of water to fine sesame paste and if you don’t like sour you can lessen the amount of lemon juice. If you add mashed chickpeas to hibeş you can make the Antalya version of humus.

Tahinle gelen lezzet: HibeşYazı / Article - Fotoğraf / Photograph: Özgür Önder

146 ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 149: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

147ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Lezzet te E saslı Marka

Akdeniz Organize Sanayi Bölgesi Akdeniz Bulvarı No:2 AntalyaTel: +90 242 258 18 80 - Fax: +90 242 258 18 85 - www.esasligrup.com.tr

Ürünlerimiz Türk Gıda Kodeksi Et ve Et ürünleri Tebliği, uyarınca tekniğine uygun olarak, hijyenik koşullarda üretilmektedir.

Türkiye’de ve dünyada referans noktası olacak bir marka yaratmayı hedefleyen Esaslı Gıda, sürekli gelişen kalite anlayışı ile sizlere en lezzetli ürünleri sunuyor.

Kalite, gıda güvenliği ve hijyen konusundaki titizliği ulusal ve uluslararası belgelerle tescil edilen Esaslı Gıda, sofralarda yerini alıyor.

Page 150: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

Antalya Devlet Opera ve Balesi - Antalya State Opera and Ballet

Tarih- Date Saat- Time Etkinlik- Event11.05.2013 20.00 Carmina Burana (Konser- Concert)

Antalya Devlet Tiyatrosu - Antalya State Theatre

Tarih- Date Saat- Time Etkinlik- Event Yer-Location10.05.2013 11.00 - 14.00 Şahmeran Hikayesi Haşim İşçan Sahnesi (Haşim İşcan Stage)

Antalya Devlet Senfoni Orkestrası - Antalya State Symphony Orchestra

Tarih- Date Saat- Time Etkinlik- Event Yer- Location10.05.2013 20.00 AB Günleri - Bahar Konseri AKM AB days – Spring Concert17.05.2013 20.00 Periyodik Konser AKM Periodic Concert22.05.2013 20.00 G. Verdi’nin 200. Doğum Aspendos Antik Tiyatrosu Yılı Konseri (Aspendos antique theatre)23.05.2013 20.00 G. Verdi’nin 200. Doğum Aspendos Antik Tiyatrosu Yılı Konseri (G. Verdi’s 200th (Aspendos Antique Theatre) Birthday Concert)30.05.2013 20.00 Kapanış Konseri Aspendos Antik Tiyatrosu (Last Concert) (Aspendos Antique Theatre) 20. Liselerarası Ulusal Tiyatro Şenliği - 20th High School National Theatre Festival

Tarih- Date Saat- Time Oyun-Play Okul-School13.05.2013 20.30 Buzlar Çözülmeden Özel Diltaş Anadolu Lisesi (Konya) 14.05.2013 20.30 Atları Da Vururlar Antalya Anadolu Lisesi (Antalya) 15.05.2013 20.30 Kuaförde Bir Gün Akdeniz Lisesi (Antalya) 16.05.2013 20.30 Ocak Antalya Teknik Lise ve E.M.L (Antalya) 17.05.2013 20.30 Sersem Kocanın Bahçeşehir Fen Lisesi (Alanya) Kurnaz Karısı Özel 18.05.2013 20.30 Yaşlı Hanımın Ziyareti Kadıköy Anadolu Lisesi (İstanbul) 20.05.2013 20.30 Yanlışlıklar Komedyası Şh. Savaş Kubaş Anadolu Lisesi (Eskişehir) 21.05.2013 20.30 Ay Işığında Şamata Atatürk Lisesi (İzmir) 22.05.2013 20.30 İstanbul Efendisi Şule Muzaffer Büyük Kız T.M.L. (Manavgat) 23.05.2013 20.30 Ayak Takımı Arasında Florya Final Anadolu Lisesi (İstanbul) 24.05.2013 20.30 Eyvah Yine Karıştı Aldemir Atilla Konuk Anadolu Lisesi (Antalya) 25.05.2013 20.30 Göç Feriha Uyar Kız T.M.L. (Bursa)

Kültür Sanat Bülteni - Culture – Art Bulletın

148 ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 151: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

27.05.2013 20.30 Sekiz Kadın Notre Dame De Sion Fransız Lisesi (İstanbul) 28.05.2013 20.30 Google Ananın Hızır Reis Ticaret Meslek Lisesi (Antalya) Günlüğü 29.05.2013 20.30 Kamyon Kartal Atalar Teknik ve E.M.L. (İstanbul) 30.05.2013 20.30 Barışa Şans Verin Türk Telekom Anadolu Lisesi (Batman) 31.05.2013 20.30 Hiç Kimsenin Öyküsü Anafartalar Lisesi (Adana) 01.06.2013 20.30 Keşanlı Ali Destanı Sarkuysan Lisesi (Kocaeli) 03.06.2013 20.30 Bir Mahalle Ki Antalya Koleji (Antalya) 04.06.2013 20.30 2. Dünya Savaşı’nda Beşiktaş Atatürk Anadolu Lisesi (İstanbul) 05.06.2013 20.30 Scapin Dolapları Ümitköy Anadolu Lisesi (Ankara) 06.06.2013 20.30 Bağdat Hatun Cumhuriyet Anadolu Lisesi (Sivas) 07.06.2013 20.30 Bana Bir Şeyhler Mehmet Seyfi Eratay Lisesi (İzmir) Oluyor08.06.2013 20.30 Albay Kuş Payas Nursan Anadolu Lisesi (Hatay) 10.06.2013 20.30 Babaannem Kabataş Erkek Lisesi (İstanbul) Yüz Yaşında

Kepez Belediye Tiyatrosu - Kepez State Theatre

Tarih- Date Saat- Time Etkinlik- Event Yer- Location 10.05.2013 20.00 Aspendos Güzeli Erdem Beyazıt Kültür Merkezi11.05.2013 11.00 Nasrettin Hoca Barışa Maya Erdem Beyazıt Kültür Merkezi11.05.2013 20.00 Aspendos Güzeli Erdem Beyazıt Kültür Merkezi13.05.2013 20.30 AKMEK Drama Kursiyerleri Erdem Beyazıt Kültür Merkezi Tiyatro Gösterisi

Konser - Concert

Tarih- Date Saat- Time Etkinlik- Event Yer- Location 21.05.2013 20.00 Kepez Belediyesi TSM Erdem Beyazıt Kültür Merkezi Topluluğu Konseri 28.05.2013 20.00 TSM Konseri ‘Yurttan Sesler’ Erdem Beyazıt Kültür Merkezi

Sergi - Exhıbıtıon

Tarih- Date Saat- Time Etkinlik- Event Yer- Location09-19 Mayıs 2013 16.00 Masa Dağı’nda Yaşam Erdem Beyazıt Kültür Merkezi Fotoğraf Sergisi 17.05.2013 14.00 AKMEK Varsak Kurs Merkezi AKMEK Varsak Yıl Sonu Sergisi

Tarih- Date Saat- Time Oyun-Play Okul-School

20. Liselerarası Ulusal Tiyatro Şenliği - 20th High School National Theatre Festival

149ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 152: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

INFOİtfaiye / Fire Department 110Acil Servis / Medical Emergency Service 112Trafik / Traffic 154Polis İmdat / Police Department 155Jandarma / Gendarmerie 156Orman Yangını / Forest Fires 177

ANTALYA MERKEZ / CENTERValilik / Governorship (242) 243 97 91Turizmden Sorumlu Vali Yardımcısı / Deputy Governor for Tourism (242) 243 97 98İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü / Provincial Culture & Tourism Directorate (242) 247 76 60Antalya Büyükşehir Belediyesi / Antalya Metropolitan Municipality (242) 249 50 00İl Emniyet Müdürlüğü / Provincial Security Directorate (242) 345 41 00İl Emniyet Müdürlüğü Pasaport Şubesi / Provincial Security Directorate - Passport Department (242) 227 96 00Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi / Antalya Training And Research Hospital (242) 249 44 00Akdeniz Turistik Otelciler Birliği (AKTOB) / Mediterranean Association of Touristic Hoteliers (242) 321 59 26DHMİ Santral / Central (242) 330 30 30

AKSEKİKaymakamlık / District Governorship (242) 678 10 21Belediye / Municipality (242) 678 10 08İlçe Emniyet / District Security Directorate (242) 678 22 28 İlçe Jandarma / District Gendarmerie (242) 678 10 25Devlet Hastanesi / State Hospital (242) 678 10 29

AKSUKaymakamlık / District Governorship (242) 426 30 52Belediye / Municipality (242) 426 30 49İlçe Emniyet / District Security Directorate (242) 426 26 77 İlçe Jandarma / District Gendarmerie (242) 426 30 32

ALANYA Kaymakamlık / District Governorship (242) 512 57 17 Belediye / Municipality (242) 513 21 11 İlçe Emniyet / District Security Directorate (242) 511 23 12İlçe Jandarma / District Gendarmerie (242) 513 10 09 Devlet Hastanesi / State Hospital (242) 513 48 41

Turizm Danışma / Tourism Information (242) 513 12 40Liman Başkanlığı / Port Authority (242) 511 94 98Alanya Turistik İşletmeciler Derneği ALTİD / Alanya Touristic Hoteliers Association (242) 514 34 74

DEMREKaymakamlık / District Governorship (242) 871 53 53 Jandarma / Gendarmerie (242) 871 51 89Sahil Güvenlik / Coast Guard (242) 874 42 28Emniyet Amirliği / Security Chief Office (242) 871 42 21Belediye / Municipality (242) 871 50 51Devlet Hastanesi / State Hospital (242) 872 16 10

DÖŞEMEALTIKaymakamlık / District Governorship (242) 421 44 41Belediye / Municipality (242) 421 30 55İlçe Emniyet / District Security Directorate (242) 421 27 56İlçe Jandarma / District Gendarmerie (242) 421 30 07

ELMALIKaymakamlık / District Governorship (242) 618 10 08 Belediye / Municipality (242) 618 67 01 İlçe Emniyet / District Security Directorate (242) 618 62 51İlçe Jandarma / District Gendarmerie (242) 618 63 01Devlet Hastanesi / State Hospital (242) 618 83 00

FİNİKEKaymakamlık / District Governorship (242) 855 10 05Belediye / Municipality (242) 855 13 92İlçe Emniyet / District Security Directorate (242) 855 10 21 İlçe Jandarma / District Gendarmerie (242) 855 10 07Devlet Hastanesi / State Hospital (242) 855 20 00

GAZİPAŞAKaymakamlık / District Governorship (242) 572 28 84 Belediye / Municipality (242) 572 10 13 İlçe Emniyet / District Security Directorate (242) 572 50 14İlçe Jandarma / District Gendarmerie (242) 572 10 15 Devlet Hastanesi / State Hospital (242) 572 15 62

GÜNDOĞMUŞ Kaymakamlık / District Governorship (242) 781 20 06Belediye / Municipality (242) 781 20 11 İlçe Emniyet / District Security Directorate (242) 781 21 88İlçe Jandarma / District Gendarmerie (242) 781 20 14

150 ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 153: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

İBRADIKaymakamlık / District Governorship (242) 691 22 94 Belediye / Municipality (242) 691 20 04 İlçe Emniyet / District Security Directorate (242) 691 23 01İlçe Jandarma / District Gendarmerie (242) 691 20 15

KAŞKaymakamlık / District Governorship (242) 836 10 04Belediye / Municipality (242) 836 10 99İlçe Emniyet / District Security Directorate (242) 836 10 24İlçe Jandarma / District Gendarmerie (242) 871 51 89Devlet Hastanesi / State Hospital (242) 836 32 15Kaş Turizm Danışma (242) 836 12 38

KEMERKaymakamlık / District Governorship (242) 814 44 81Belediye / Municipality (242) 814 15 03İlçe Emniyet / District Security Directorate (242) 814 15 46İlçe Jandarma / District Gendarmerie (242) 814 10 16Devlet Hastanesi / State Hospital (242) 814 15 50Liman Başkanlığı / Port Authority (242) 814 52 62Turizm Danışma / Tourism Information (242) 814 11 12

KEPEZKaymakamlık / District Governorship (242) 335 41 11Belediye / Municipality (242) 310 58 58İlçe Emniyet / District Security Directorate (242) 344 44 75İlçe Jandarma / District Gendarmerie (242) 221 28 02

KONYAALTIKaymakamlık / District Governorship (242) 229 94 90Belediye / Municipality (242) 245 55 00 İlçe Emniyet / District Security Directorate (242) 229 63 81İlçe Jandarma / District Gendarmerie (242) 238 22 07

KORKUTELİKaymakamlık / District Governorship (242) 643 60 01 Belediye / Municipality (242) 643 60 11 İlçe Emniyet / District Security Directorate (242) 643 22 38 İlçe Jandarma / District Gendarmerie (242) 643 62 60 Devlet Hastanesi / State Hospital (242) 643 64 44

KUMLUCAKaymakamlık / District Governorship (242) 887 10 01 Belediye / Municipality (242) 887 27 00 İlçe Emniyet / District Security Directorate (242) 887 73 00 İlçe Jandarma / District Gendarmerie (242) 887 10 05 Devlet Hastanesi / State Hospital (242) 887 14 80

MANAVGATKaymakamlık / District Governorship (242) 746 10 04 Belediye / Municipality (242) 746 10 82 İlçe Emniyet / District Security Directorate (242) 746 30 44 İlçe Jandarma / District Gendarmerie (242) 746 10 06 Devlet Hastanesi / State Hospital (242) 746 44 80Turizm Danışma / Tourism Information (242) 753 12 65

MURATPAŞAKaymakamlık / District Governorship (242) 244 75 50Belediye / Municipality (242) 324 46 46İlçe Emniyet / District Security Directorate (242) 243 90 68

SERİKKaymakamlık / District Governorship (242) 722 10 04 Belediye / Municipality (242) 722 19 70 İlçe Emniyet / District Security Directorate (242) 722 10 88 İlçe Jandarma / District Gendarmerie (242) 722 10 08 Devlet Hastanesi / State Hospital (242) 722 13 40

SANAT GALERİLERİ / ART GALLERIES Devlet Güzel Sanatlar Galerisi / State Fine Arts Gallery (242) 248 70 76Büyükşehir Belediyesi Atatürk Kültür ve Sanat Evi – Kütüphane / Metropolitan Municipality Atatürk Culture and Art House– Library (242) 243 15 43Muratpaşa Belediyesi Aydın Kanza Sanat Galerisi / Muratpaşa Municipality Aydın Kanza Art Gallery (242) 248 48 93AKM Sanat Galerisi / AKM Art Gallery (242) 238 54 44Büyükşehir Belediyesi Karikatür Sokağı - Sanat Galerisi / Metropolitan Municipality Comics Street - Art Gallery (242) 249 54 00Olbia Sanat Galerisi / Olbia Art Gallery (242) 310 21 92ANSAN Sanat Galerisi / ANSAN Art Gallery (242) 248 00 08Orkun - Ozan Sanat Galerisi / Orkun - Ozan Art Gallery (242) 248 38 52Salih Yön Sanat Galerisi / Salih Yön Art Gallery (242) 313 19 132000 Plaza Sanat Galerisi/2000 Plaza Art Gallery (242) 312 48 69Haşim İşcan Kültür Merkezi Sergi Salonu / Haşim İşcan Cultural Centre Exhibition Hall (242) 247 87 27Büyükşehir Belediyesi Yenimahalle Semt Evi Sergi Salonu / Metropolitan Municipality Yenimahalle District House Exhibition Hall (242) 325 91 31Antalya Müzesi Sergi Salonu / Antalya Museum Exhibition Hall (242) 238 56 88AHK Sanat Galerisi / AHK Art Gallery (242) 316 53 00 Desti Sanat Galerisi / Desti Art Gallery (242) 311 40 82Sezen Sanat Merkezi / Sezen Art Center (242) 322 77 23Mimarlar Odası Sanat Galerisi / Chamber of Architects Art Gallery (242) 237 86 94Fırçakeş Sanat Evi / Fırçakeş Art House (242) 247 62 37Lara Sanatevi / Lara Art House (242) 248 87 70Fuat Ali Koç Atölyesi / Fuat Ali Koç Workshop (242) 244 37 26Tömer Sanat Galerisi / Tömer Art Gallery (242) 312 50 14Bohem Sanat Galerisi / Bohemia Art Gallery (242) 243 84 77

MÜZELER VE ÖNERİLEN DİĞER GEZİ MEKANLARIAntalya Müzesi / Antalya Museum (242) 238 56 88Alanya Müzesi / Alanya Museum (242) 513 12 28Side Müzesi / Side Museum (242) 753 10 06Atatürk Evi Müzesi / Museum of Atatürk’s House (242) 241 15 27Suna İnan Kıraç Kaleiçi Müzesi / Suna Inan Kıraç Kaleiçi Museum (242) 243 42 74Minicity (242) 230 46 30Elmalı Müzesi (242) 618 44 42Alanya Atatürk Evi (242) 513 32 54 Oyuncak Müzesi (242) 248 49 33-34Antalya Akvaryum (0242) 245 65 65 Kum Heykeller (Mayıs - Ekim Dönemi) / Sand Sculptures (May - October)

151ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 154: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı

ANTALYA GUIDE

ANTALYA KÜLTÜR VE TURİZM DERGİSİ’NE SİZ DE ABONE OLUN !

1 YILLIK ABONELİK 90 TLYURTDIŞI ABONELİK 270 TL

ADI SOYADI

Tarih: / / 20..........ADIMA FATURA EDİNİZŞİRKET ADINA FATURA EDİNİZ

ADRESİ

ŞEHİR

E-MAIL

ABONE TELEFON (0232) 463 75 40 ABONE FAX (0232) 421 92 24 E-MAİL [email protected]

.........Yıllık abonelik bedeli olan............................TL yi Halk Bankası Alsancak Şb. Kod. 0731 Hesap No.10260253RK Renkli Kalem Medya Yapım Turizm Reklam Paz. Tic. Ltd. Şti. hesabına havale ettim.Not : Lütfen havale dekontunuzu doldurduğunuz abone formu ile birlikte aşağıdaki faks numarasına gönderiniz.

VERGİ DAİRESİ VERGİ NO

ÜLKE POSTA KODU TELEFON FAX

KURUMU GÖREVİ

OLYMPOS TELEFERİK Fajos A.Ş.Tahtalı 2365 m. Pk.96 Tekirova - Kemer 07995 ANTALYATel: +90 242 242 22 52www.olymposteleferik.com

FRAPORT ICİÇTAŞ ANTALYA AIRPORT07230 Antalya - TÜRKİYETel: +90 (242) 444 7 423Faks: +90 (242) [email protected]

SEVGİ HASTANESİAntalta Cd. Eski Side KavşağıManavgat - ANTALYATel: +90 242 746 55 99Fax: +90 242 742 83 [email protected]

MAXXROYAL GOLF & SPA HOTEL Iskele Mevkii Belek07505 Belek -ANTALYATel: +90 (242) 715 3800Çağri Merkezi: +90 (242) 444 62 [email protected]

ANTALYA ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİAntalya-Burdur Karayolu 26. Km Tel: +90 242 258 11 00 Pbx Faks: +90 242 258 11 04 [email protected]

ADOPENOrganize Sanayi Bölgesi2. Etap ANTALYATel: 444 24 24Fab. Tel: +90 242 258 18 00www.adopen.com

ÖZEL MEMORIAL HASTANESİZafer Mahallesi Beyazıt Cd. No.91 Kepez / ANTALYATel: +90 242 444 7 888www.memorial.com.tr

DEPPO OUTLET CENTERAlanya Yolu, Havaalanı Karşısı No:371 Altınova/ ANTALYATel: +90 (242) 340 54 [email protected]

ÖZDİLEK ALIŞVERİŞ MERKEZİFabrikalar Mah. Fikri Erten Cd.No:2 Kepez - ANTALYATel : +90 242 334 33 99 Fax : +90 242 34 33 60www.ozdilekpark.com

ÇELEBI MARINALiman Mah. Liman 2. Cd. No:40 07130 Antalya - TürkiyeTel: +90 (242) 259 3 259Faks : +90 (242) 259 10 [email protected]

TAN TUR TOURİSM & TRAVELMehmetçik Mah. Erbaş İşhanı1242 Sk. No:7 ANTALYATel: +90 (242) 310 30 00Faks: +90 (242)462 18 [email protected]

INTOURIST THEMAXIM RESORT HOTELAtatürk Bulvarı 07980Kemer / Antalya / TürkiyeTel: +90 (242) 814 70 00Faks: +90 (242) 814 70 [email protected]

OTİ HOLDİNGBarbaros Mahallesi, SerikCd. No:217 Aksu / Antalya Tel: +90 (242) 310 00 00Faks: +90 (242) 310 83 00 [email protected]

RAMADA RESORT LARAKemerağzı Mevkii Tesisler Cd. Lara-Aksu / ANTALYATel: +90 (242) 352 33 [email protected]

NET MAĞAZA DUTY FREE İŞLETMECILIĞI VE TICARET A.Ş.Antalya Havalimanı1.Dış Hatlar TerminaliTel: +90 (242) 330 35 63Fax: +90 (242) 330 35 62www.netnuancedf.com

152 ANTALYA Mayıs / Haziran - May / June 2013

Page 155: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı
Page 156: Antalya Kültür Turizm Dergisi 17. Sayı