kelatislam-portal.com/ansiklopedi/dia/pdf/c25/c250132.pdfde ibadet, tasawuf. ahlak ve edeple ilgili...
Post on 26-May-2020
6 Views
Preview:
TRANSCRIPT
Müellifi bilinmeyen başka bir şerhin çeşitli kütüphanelerde nüshaları bulunmaktadır (Bursa Eski Yazma ve Basma Eserler Ktp., Haracc ı oğlu. nr. I 539; Süleymani ye Ktp., C3rull ah Efendi , nr. 1028). Bu şerh Konevi şerhinin özetlenm i ş bir şekli gibidir. Kaynaklarda Hace Abdullah Herevi'nin de bir şerhi olduğu kaydedilmekteyse de bu şerh elde mevcut değildir. Ayrıca G'isudıraz ' ın eseri Farsça şerhettiği kaydedilmektedir ( DİA, XIV. 94) . et-Ta'arruf'u yayımiayan A. John Arberry (Kah i re 1935) eseri The Doctrin e of Th e Sufis adıyla ingilizce'ye çevirmiştir (Ca mbridge 1935, 1977) . Abdülhalim Mahmud ve Taha Abdülbaki Sürur'un da neşrettiği eseri (Kah i re ı 380/ 1 960 ) Süleyman Uludağ Doğuş D evrinde Tasavvuf (istanbul ı 979, ı 992). Taeettin Okuyucu Ehl-i Tasavvuf Yolu (Konya 198 1) adıyl a Türkçe'ye çevirmiştir. Eserin Fransızca tercümesi R. Deladriere tarafından yapılmıştır (Kalabadhi Muhammed b. ibrahim. Traite de sou{isme : Les martres et les eta pes. Kitab al-Ta'ar ruf li-madhab ahi al- tasauuuf. Pari s-Sindbad I 996). Birçokyazma nüshasının bulunması, erken bir dönemde Farsça'ya tercüme edilmesi, üzerine şerh
ler yazılması et-Ta'arruf'un tasawuf tarihinde etkili olduğunu göstermektedir. z. Me'ani'l-al]bô.r (Bal].rü 'l-feua'id). Eserde ibadet, tasawuf. ahlak ve edeple ilgili 222 hadis şerhedilmiştir. Bunlar şerhedilirken ayrıca 805 hadis kullanılmıştır. 222 hadisin 168'i K ütüb-i Sitte, el-Muvatta' , Darimi ve Ahmed b . Hanbel ' in eserlerinde, geri kalan elli beş hadisin kırk dokuzu da ikinci derecedeki hadis kitaplarında yer alır. Eser Bilal Saklan tarafından geniş bir şekilde tahlil edilmiştir (Eb ıl Bekir Muhammed el-Keli'ibazf ve Meani 'lahb§.r, Konya ı 99 1 ). M e'ani'l-al]bôr'dan ilk 100 hadisi Fikret Karapınar tah ki k, tahr'ic ve neşretmiştir (Konya ı 999). Eser, Hakim et-Tirmiz'i'nin Nevadirü'l- uşul'ü gibi hadisleri tasawuf açısından yorumlayan ilkçalışmalardan biri olması bakımından önem taşır. Kelabazl. et-Ta'arruf'ta yorum için başvurduğu ayet ve şiirlerin önemli bir bölümünü M e'ani 'l-al] bôr'da da kullanmıştır. Me'ani'I-al]bôr'daki hadislerin tamamına yakın kısmı daha sonra Kütü'I-~uiCıb, İ}Jya'ü 'uiCımi'ddin ve diğer tasawufi eserlerde yer almıştır.
Kelabazl'nin kaynaklarda adı geçen elErba'Cın fi 'l-}Jadi§, Email fi'l-}Jadi§, Faşlü 'l-l]itab, el-Eşta' ve 'I-evtôr, Mu'addilü 'ş-şalôt gibi eserleri günümüze ulaş-
mamıştır (Keşfü '?-?Unıln, I. 53. 105. 163; Hediyyetü '1-'ari{fn, Il , 54; Brockelmann , I. 200; Sezgin , I. 668)
BİBLİYOGRAFYA :
Kelabazi. Taarru{(U iu dağ). tercüme edenin giriş i , s. 11 -43; a.mlf .. The Doctrine o{the Su[is (tre. ). A. Arberry), Cambridge 1935 , tercüme
eden in g iri ş i , s. IX-XVIII ; Hatib. Tarfl]u Bagdad, XII, 39; ibn Teymiyye. Mecmu'u {e tava, X, 367; VI, 298 , 522; Muhammed Parsa. Tevhide Giriş;
Faslü 'l·hi tab Tercümes i (t rc. Ali Hüsrevoğ l u).
istanbul 1988, s. 99, 216, 496; ibn Kutl uboğa. Tacü 't· teracim {f (aba ~a ti ' l -ljanefiyy e, Ba ğ ·
d ad ı 962, s. 87; Cami. f'ie{e f:ı at, Tahran ı 3 70, s. ı 57, 205; Reşehat Tercümesi, s . 18; Keş{ü '?·
?Unun, 1, 53, 105, ı63; Leknevi. ei-Feva'id ü 'l· behiy y e, s. ı 6 ı ; H. Ritter. Orientalia, istanbul 1933, s . 78-83; Hediyy etü '1 -' ari{fn, ll, 54 ; Brockelmann . GAL, 1, 200; Sezgin . GAS, 1, 668; Kays Al-i Kays. el-iraniyy un, lll , ı372- ı374; Nusr ettin Yılmaz . Kelabazf 'nin Tasavvu{ ve Aka id A lanın da ki Görüşleriy le Matüridf 'n in Mukay esesi (yüksek lisans tezi . I 990). EÜ Sos· yal Bilimler Enstitüsü; Abdülhüseyin Zerrinkub. Dünbale-i Cüstücu der Taşavu u{-ı Iran, Tahran 1369 h ş . , s. 68-69; Bilal Saklan. Ebu Bekir Muham med ei-Kelabazf ve Meani 'l-ahbar (Konya 199 1). iSAM Ktp. , nr. 58778; a.mlf .. Had is ilim· leri Açısından Muhaddis, Su[i ve Sufi-Muhaddisler (h. IV/m. X. as ır ). Konya, ts.; Fikret Karapınar. Ebu Bekr Muhammed b. İshak ei-Kela· bazi'nin Meani 'l-ahbar A dlı Eserinin İlk Sek· sen Varağının Tahkik ve Tahrici (yüksek li sa ns tezi , I 999). SÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü, tür. yer.; A. Schimmel. İs lam 'ın M istik Boyutları (tre. Erg un Kocab ı yı k) , istanbul 200ı; J . Ch abbi . "Refl exions sur le soufisme iranien primiti f", JA , ccxxvı ( ı 9781. s. 37 -55; A. J. Arberry. "Kelabazi", İA, VI , 537-538; Paul Nwyia. "al -Kalabadhl ", E/2 (ing.). IV, 467; W. Madelung, "Abii Bakr Kalabaçli ", Elr. , ı , 262-263; K. A. Nizami, " Gisüdı raz", DİA, XIV, 94; Erhan V etik. " i zzeddin el-Kaşl" , a.e., XXIII, 555.
L
bil S üLEYMAN ULUDAG
KELAI ( ..#~1)
Ebü'r-Rebl' Süleyman b. Musa b. Salim el-Kelal (ö . 634/1237)
Endülüslü hadis a limi ve edip. _j
1 Ramazan 565'te ( 19 Mayıs 1170) Endülüs'te Mürsiye (Murcia) yakınlarında doğdu. Humus'ta yaşayan Kela' kabilesinden olup ibn Salim ve ibnü'I-Müdellis lakaplarıyla , ayrıca Him yeri. Belensl ve Endelüsl nisbeleriyle anılır. iki yaşında iken ailesiyle birlikte Belensiye'ye (Valencia) gitti ve orada hadis tahsiline başladı. Hadis öğrenimini ilerietmek için Mürsiye, Şatıbe (Javita) . işb'iliye (Sevilla). Gırnata (Granada). Malika. Daniye (Denia). Sebte (Ceuta) ve iskenderiye'ye seyahat ederek ibn H u-
KELAT
beyş, Ebu Abdullah ibn Zerkün, ibn Rüşd . Ebu Muhammed ibnü'l-Feres, Ebu Bekir ibn Ebu Cemre gibi alimlerden faydalandıktan sonra Belensiye'ye döndü. İbnü 'lHarrat gibi tanınmış kişilerden icazet aldı. Hadis ilimlerinde, özellikle cerh ve ta'd'il ayrıca hadis ricalindeki bilgisiyle tan ındı. Edebiyat ve belagattaki derinliği . mükemmel nazmı , kusursuz hitabeti , ayrıca hatasız ve düzgün yazısıyla dikkat çekti. Bir süre Belensiye Camii hatipliğinde bulundu ve bu şehirde kadılık yaptı. Başta ibnü'l-Ebbar. Tunus kadısı Ahmed b. Muhammed ibnü'l-Gammaz olmak üzere birçok talebe ondan faydalandı. ibnü'IEbbar' ı et-Tekmile'yi yazmaya teşvik etti. Münzirl de kendisinden mektupla icazet aldı. ibn Müsd'i, Endülüs'teki hadis hafızlarının sonuncusu dediği Kela'i'den söz ederken asalet ve fazilet bakımından onun bir benzerini görmediğini , akli ve nakli ilimlerle nesir ve nazımda otorite. Kur'an ilimleriyle edebiyat sahasında eş
siz olduğunu söyler. Güzel hitabeti sebebiyle meliklerin ona değer verdikleri . bulundukları meclislerde meramlarını onun vasıtasıyla ifade ettikleri belirtilmektedir. ilmi ve edebi kişiliği yanında cesareti ve talebelerin ihtiyaçlarıyla ilgilenmesiyle de tanınan Kela'i, düşmana karşı çarpışırken 20 Zilhicce 634'te (14 Ağustos
1237) Belensiye yakınlarındaki Enlşe 'de
(el-Puig) şehid oldu. ibnü'l-Ebbar hocasının ölümü üzerine 100 beyitten fazla bir mersiye kaleme almış . Nübahl bu mersiyenin elli altı beytini iktibas etmiştir (bk. bi bl) .
Eserleri. 1. el--İktita' fi (bima teçiammenehıl min) m egazi Resulillah ve'§-§ela§eti 'l -l]ulefa'. Hz. Peygamber'in hayatını . şemailini , hasaisini, gazvelerini ve ilk üç halife devrinde yapılan islam fetihlerini anlatmaktadır. Kelal eserini yazarken Asr- ı saadet için büyük ölçüde ibn is hak' ın es-Sire'si ile Musa b. Ukbe'nin el-Megazi'sinin planını esas kabul etmekle beraber bu eserlerdeki sened, lugat ve nesep bilgilerini almamış. Vakıd'i'nin el-Meb'a§, Zübeyr b. Bekkar'ın Ensabü [\ureyş, ibn Ebu Hayseme'nin et-Taril]u 'l -kebir ve Süheyll'nin er-Ravzü 'l-ünüf'ünden istifade etmiş . ilk üç halife dönemi için de hacası ibn Hubeyş'in Kitôbü 'I-Gazavat'ı ile benzeri eserlerden faydalanmıştır.
Bennanl kitabı Me'ani'I-veta' bi-me'ani'l-İktifa ' adıyla beş veya altı cilt halinde şerhetmiştir (Fas Karaviyyln Ktp .. nr. 71 O) . el-İktifa'ın bir kısmını Hen ri Masse oldukça hatalı şekilde (Cezayir I 93 I).
193
KELAT
Mustafa Abdülvahid (!-ll, Kahire 1968-1970) ve Muhammed Kemaleddin İzzeddin Ali ise (I -IV, Beyrut 1417/1997) tamamını yayımlamışlardır. Ayrıca Ahmed Guneym eserin ridde olayiarına dair bölümünü dört nüshaya dayanarakel-Ijiliiietü'rriişide ve '1-butuletü '1-{ıii1ide ii ]furubi'r-ridde adıyla neşretmiş (Kah i re 1401/ ı 981 ) , eserin bir bölümü üzerinde Cemaleddin Muhammed Sadık el-Kadi Fütli]fu'ş-Şiim min Kitc'lbi'1-İktiiil' birnil teçlammenehu min me gazi Resu1illiih ve megazi'ş-şelc'işeti'1-{ıu1eiii' ismiyle bir yüksek lisans tezi hazırlamıştır ( 1412/ 1992. Medine ei-Camiatü'l-İs lamiyye külliyetü'd-da'veve usOli'd-din). Z. e1-Müselseliit mine'l-eJ:ıildiş ve'l-iişiir (ve'linşadat). Kitabı müellifin kendi nüshasından talebesi Ebu Ca'fer Ahmed b. ömer b. İbrahim et-Tüclbi istinsah etmiş (630/ 12 3 2-3 3), Kelal, eserin rivayet hakkını ona verdiğine dair bu nüshaya kendi el yazısı ile not düşmüş. Zirikll, Kelat'nin bu notunun filmini eserine almıştır ( el-A' lam, lll, 136) . Kitapta otuz beş müselsel hadis. salih kişilerin hallerine dair dokuz rivayet bulunmakta ve yine Kelai'nin derlediği Endülüslü şairlerin yirmi sekiz şiiri yer almaktadır (Süleymaniye Ktp ., ŞehidAli Paşa, nr. 562) . 3. Cühdü'n-naşi]f ve J:ıa?:?:Ü'l-menii:ı min müsiiceleti (mu'arazati)'l-Ma'arri ii {ıutbeti'l-iaşiJ:ı. Eserin Tunus Ahmediyye Kütüphanesi ile Darü'lkütübi'I-Mısriyye'de birer nüshası bulunduğu kaydedilmektedir (a.g.e., lll, 136). 4. Meydiinü (Kitabü fjafili) 's-siibi]fin ve ]filyetü'ş-şiidi]fine'l-muşaddilsin ii ~ikri'ş-şa]fiibeti'1-ekremin ve men 'adiihüm (fi 'idadihim) bi-idriiki'1-'ahdi'l-kerim min ekilbiri't-tc'ibi'in. İbn Abdülber en-Nemert'nin e1-İsti'iib'ını ikmal etmek üzere kaleme alındığı . fakat tamamlanamadığı, Ahmed b. Muhammed ei-Eş'ari'nin (ö. 690/ 1291 'den sonra) İkmii1ü Meydiini's-silbi]fin adlı çalışmasıyla tamamlandığı belirtilmektedir. s. Mişbc'i]fu '?:
?:U1em min J:ıadişi Resu1illiih şaliallah u 'a1eyhi ve sellem. Kuzai'nin Şihilbü'l-a{ıbiir'ı tarzında bir çalışma olduğu zikredilmektedir. 6. el-İ'1iim bi-a{ıbiiri'1-Bu{)iiri'1-imiim (Af].barü 'l-İmam Ebi Abdillah el-Buf].ari ve siretüh). Dört cüz hacminde olduğu kaydedilmektedir.
Hadis, siyer ve edebiyat sahalarında yirmi dört kadar eser verdiği belirtilen Kelai'nin diğer çalışmaları arasında el-Erba'Cı.ne J:ıadişen 'an erba'ine şey {lan lierba'ine mine'ş-şa]fiibeti ii erba'ine ma'nii (bir cüz hacmi nde). Berniimecü
194
merviyyiitih, Diviinü resii'ilih, Divc'inü şi'rih, Jjilyetü '1-emiili ii'l-muviiia]fat mine'I-'avali (dört cüz). e1-Mu'cem iimen viiie]fat künyetühu künye te zevcihi mine'ş-şaJ:ıilbe, es-Sübil'iyyiitü'1-mu{)arrece min eJ:ıildişi Ebi 'Ali eş-Şad,efi (üç cüz) zikredilebilir.
BİBLİYOGRAFYA :
Münziri. et-Te km ile, lll , 461-462 ; Zehebi. A' lamü'n-nübela', XXIII, 134-139; a.mlf., Taritıu'l-islam: Sene 631-640, s . 173-176; Safedi, el-Vafi. xv, 432-436; Nübahi, Tarftıu ku<;iati'lEndelüs (n ş [ Meryem Kasım Tavil). Beyrut 1415/ 1995, s. 152-157; İbn Ferhun, ed-Dfbacü'lmü?heb, 1, 385-388; Himyeri, er-Ravzü 'l-mi'tar, s . 41-42; Mahlüf, Şeceretü 'n-nar, ı, 180; Kettani, er-Risaletü'l-müstetrafe (Özbek). s. 12.6, 362, 407-408; Brockelmann, GAL, 1, 458; Suppl., 1, 634; Zirikli. ei-A 'lam (Fethullah). lll , 136; Abdülhadi Ahmed el-Hüseyin, Me?ahirü 'nnehçiati 'l-f:ıadişiyye fi 'ahdi Ya'kübe 'l-Manşü
ri'l-Muvaf:ıf:ıidi, Tıtvan 1403/ 1983, ll , 123-130; Cezzar. Medaf:ıilü'l-mü'ellifin, lll, 1374-1375; Ch. Pellat. "ai-Kala'i", EJ2 (Fr.), IV, 489.
r
L
li! M . YAŞAR KANDEMİR
KELAM (1"~1)
Allah' a nisbet edilen sübfiti sıfatiardan biri.
_j
Sözlükte "maddi ve manevi açıdan etkilemek, yaralamak" anlamındaki kelm kökünden masdar ismi olan kelam "konuşma, söz söyleme, sözlü etkiyi algılama" manasma gelir. "Konuşma melekesinden yoksun bulunmaya aykırı durum, zihinde bulunan anlamın dille ifade edilmesi" diye tanımlanan kelam örfte ağızdan çıkan anlaşılır sese verilen addır. Dini bir terim olarak da" Allah 'ın konuşma
yetkinliğine sahip bir varlık olduğunu bildiren sıfatı" diye tanımlanabilir (Ragıb el
İsfahan1'. el-Müfredat, "klın" md.; Ebü'l Beka, s. 756, 758)
Kur'an'da Allah'ın melekler, İblis ve
peygamberlerle konuştuğu ve tükenmeyen kelimelerinin bulunduğu belirtilerek konuşmanın uluhiyyete ait bir yetkinlik olduğuna dikkat çekilir. Ayetlerde "söyle
di. konuştu. nida etti" gibi anlamlara gelen fiiller zikredilip Allah'ın yaratıklarıyla konuştuğu açıkça ifade edilir (M . F. Ab
dülbaki, el-Mu'cem, "~vl", "klın", "ndy" md. leri) . Hz. Musa örneğinde olduğu üzere Allah insanlarla perde arkasından doğrudan doğruya konuştuğu gibi vahiy yoluyla veya elçi göndermek suretiyle de konuşmuştur (el-A'raf 7/ 143; eş-Ş O ra 42/51 ). Bu sebeple vahiylere "kelamullah" denil-
miştir. Allah'ın kelamına vasıtasız olarak muhatap kılınan Hz. Musa diğer insanlar arasından seçilmiş, ona TOr dağının sağ yanından "ey Musa" diye seslenilmiştir ( ei-A'raf 7/144; Meryem 19/52). "Ol" sözüyle yaratılan Tsa peygambere "kelimetullah" unvanı verilmiştir (Al-i İ m ran 3/45; enNisa 4/171 ı.
Hadislerde de Allah'ın konuşan bir varlık olduğuna temas edilmiştir. Çeşitli rivayetlerde yer aldığına göre Allah dünyada bazı insanlarla sadece perde arkasından konuşmuştur (İbn Mace, "Mu~addiıne", 13). ahirette ise arada bir vasıta olmadan müminlere hitap edecek(Buhart. "Ri(5a~". 49) , ilahi emirlere aykırı davranan günahkarlarla konuşmayacaktır (Müsned, ll, 253; krş . el-Bakara 2/ 174; AI-i İmran 3/77) . Hadislerde Hz. Isa Allah'ın kelimesi, Kur'an da Allah kelamı olarak nitelendirilmiştir (Darimi, "Mu~addime", 8). Ayrıca bazı rivayetlerde müminlerin gördüğü sadık rüyalar bir tür ilahikelam olarak nitelendirilmiştir (İbn EbO Asım, ı. 213-214).
Kelam sıfatına ilişkin tartışmalar erken dönemde başlamış ve hem kelam ilminin doğması hem adiandıniması üzerinde etkili olmuştur. Kelam alimleri, keyfiyeti konusunda farklı görüşler ileri sürmekle birlikte Allah'ın kelam sıfatı bulunduğu görüşünde birleşmiş ve nasların yanı sıra akli delillerden hareketle bunu kanıtlamaya çalışmışlardır. Buna göre konuşmak bir yetkinlik, konuşamamak ise eksiklik ve aczdir. Mahlukatı konuşturan Allah'ın, mahiyeti insanlarca tam olarak bilinerneyen bir konuşma sıfatına sahip olması yetkin varlık oluşunun gereğidir; konuşamamak ise Allah hakkında muhaldir. Allah'ın emreden, nehyeden ve bunları yaratıkianna bildiren bir varlık olması da kelamın uiOhiyyetin ayrılmaz vasıfları arasında yer aldığını gösterir. Peygamberlerin Allah ile yaratıkları arasında elçilik görevi ifa eden insanlar oldukları dikkate alınırsa onların getirip sundukları kelamın kendilerine değil Allah'a ait olduğu anlaşılır. Bu da Allah'ın kelam sıfatı bulunduğunu kanıtlar (Matürtd!, s. 57-58; Seyfeddin el-Amidt,s. 85-91; Teftazant. IV, 144).
İslam alimleri kelam sıfatını daha çok mahiyeti, kadim veya hadis oluşu ve yaratıklar tarafından işitilmesi açısından ele
almışlardır. Bu konudaki görüşleri şöylece özetlemek mümkündür: 1. Kelam "harflerden ve seslerden oluşan ifade" manasma geldiğine göre Allah'ın konuşması zatı dışında herhangi blr nesnede harf ve ses yaratmasıyla mümkün olur. Yara-
top related