din fenomeni
Post on 06-Apr-2018
223 Views
Preview:
TRANSCRIPT
-
8/2/2019 Din Fenomeni
1/47
DN FENOMEN!
Yazan : Jean Chevalier2
Tercm: Do. Dr. Mehmet AYDIN
XX. yzyln son eyreinde bile, insan ruhunun gsterdii
tezahrler arasnda, dnyada en ok yaygn olanlardan hirisi, din
olay dr. Bu gn kremizin zerindeki buuk milyar sakinden hemen
hemen milyara yakn, kiiselolarak din bir sistemin tesiri altndadr.
Aadaki dinler tablosu, 1970 saymna gre gittike azalan saysal
nemlerine ramen belli bal yerleim blgelerine gre bir art gster-
mektedir. Bu tahmini rakamlara istatistik uzmanlar, ikiyz milyon da
Animist inanca sahip kii (Afrika-asyada) ilave ederler. Ancak burada
unu hemen belirtelim k;, cn titiz ekilde bile tesbit edilmi olsa, yine de
istatistiklerin tam olduu sylenemez. Mesela inde ne kadar Konfu-
yanist ve Taoist vardr? Bunu tesbit bir hayli zordur. Bunun iin dini
istatistikler, eksiksiz olmaktan uzaktr. Mesela Hind'de ve Hinde
konuan Asya'da, Budizm'le Hinduizm birbiri~e ok karmtr.
Yine saym kriterleri ve metodlar, hristiyanlarda bile her yerde ayn
titizlikle uygulanamaz. Mesela Katolikler ve ortodoksIar, kendi vaftiz
ettiklerini kendilerinden sayarlar. Protestanlar ise daha ok kiisel
iman ikrar yapanlar dikkate almaktadr. Gabriel le Rras da Beeri
ilimler dzeyine ulaan Din Sosyolojisi ve kltrel corafya bu nazik,
ince tamamen kavranlmaz sahada, henz balang noktasnda bulun-maktadr.
Belli bal dinIeri ylece gsterebiliriz:
1- HRST1YANUK:
a) Katolik mezhebi: Orta, bat, gneyavrupa, latin anerika l-
kelerinde y~ygndr. 582 milyon mntesibi vardr.
1 Bu makale Les Re!igios, Verviers (Belgique) 1974 adl kitabn 498.548 sahifelerinde ne-
rediimitir.
2 Yazar 1906 da domutur. Felfesefe ve liliyat doktorudur. Felsefe retmenlii,Faklte Dekanl, NESCO Genel Mdrl yapnr. Aynea Lnesko'da hkmetlerle tek-nik ibirlii ve ilikiler mdrl yapmtr. Milletler aras Metafizik Enstits Bakan Yardm-cl ve Eedebiyat Drektrl gibi grevleri de ifa etmitir.
-
8/2/2019 Din Fenomeni
2/47
B O J EA~ CHEVALI ER-MEIIM ET AVDI N
b) Ortodoks mezhebi: Dou ve gney Avrupada ve yakn douda
yaygndr. 126 milyon mntesZbi vardr.
c) Protestan mezhebi: Kuzey ve orta Avrupa lkeleriyle kuzey
Amerika ve Kommenwelt lkelerinde yaygndr. 220 milyon mntcsibi
vardr.
2- SLAMYET: Kuzey Afrika, yakn ve ortadou, ortaasya ve
ve Endonezya blgelerinde yaygndr. 495 milyon mntesibi vardr.3
3- HNDUzM: Hindistan'da yaygndr. 440 milyon mntcsibi
vardr.4- KONFUYANzM: inde ve Vietnamda yaygndr. 372 mil-
yon mntcsibi vardr.
5. BUDzM: Gney Asya ve Dou Asya'da yaygndr. 178 milyon
mntesibivardr.
6- NTOzM: Japonya'da yaygndr. 70 milyon mntesibi vardr.
7- TAOzM: in'de Vietnam'da yaylmHitr. 55 milyon mntesibi
vardr. '
8- YAHUDLK: srail'de, Amerika'da, Fransa'da yaamaktadr.
14 nilyon mntesibi vardr.
9- ZERDTLER: Hind'de, ran'da yaygndr. 140 bin mntesibi
vardr.
te nfus art grafikle.ri ve dini grafilJer, bu ihtiyatla formle
edilmilerdir. Yine de bir devre, bir baka devre ile yani bir asrlk dnem
bir asrlk dnemle veya her otuz yllk dnem kendi aralarnda bu
ynden mukayese edilebilir. Bylece btn dinlerin brt rakamlarnda
bir ilerleme grlecektir. Sadece Budizm, Hindiini'deki karklklardan
ve in ihtilalinden ileri gelen ar bir d gstermektedir. Ayn ekil-
de yahudilik, Nazi kymnn btn neticelerini yirmi ylda izale ede-
memitir.
Dier dinlerde grlen art ise aldatcdr. Eer dnyann nfus art-
inananlarn says ile mukayese edilirse, aa yukar bir asrdr ayn
seviyede kalan slam hari, inananlarda nisbi bir gerileminin olduu
farkedilir. Bu, slam'n saysal art, nfus atn takip ediyor demek-
tir. mesela slihn 1850'ye doru dnya nfusunun % 14.68 ini ihtivaediyordu. Bugn isc o, dnya nfusunun % 14.5 uunu tekil eder.
3 Verilen bu istatistiklc!, slilm',,, bu gnn tam olarak yanstnuyor. Bugn dnyada,
1981 yl itibariyle 700 milyona yakn mslman bulunmaktadr (Tcrcme eden).
-
8/2/2019 Din Fenomeni
3/47
-
8/2/2019 Din Fenomeni
4/47
82 JEAN CHEYALIER-MEHMET AYDIN
Bylece daha hzl arLlIl dnyann geri kalan ksmnn nfusu iinde,
hi deilse belli bir zamand~ batda hristiyanln oran devam etse
bile, tm insanln nfusuna oranla onda bir azalma grlecektir.
Nfus sonular olduu gibi kalsa bile, beklenmedik temayIler hari,
yine hristiyanlk mua~{yen sayda bir azalma gsterecektir.
MEDENYET OLAYLAR VE DN HAYAT
Bilindii gibi ehirleme olay, modern nedeniyetin tandansnkarakterize eder. Bu olay, gelimekte olan lkekrde olaanst bir hza
ulayor. Bunun iin onlarn baehirleri topyekn lke nfusunun te
birini ve bazen da daha ounu kendine ekmektedir. Ancak ne var ki
buolay muntazam olairak dini hayatn azalma!;yla paralel yrmektedir.
,Bilan du MondeS bu konuda unlar yazar: "Fransa'nn ve Almanya'nn
baz ksinlar hari, l.ristiya:lktan uzaklame: bir ehirleme proble-
midir ..." nk Avrupa'nnbtn byk ehirleri dini pratiin azal-
dn gsteriyor. Bu ise Hr.tiyanlk karsmdaki soumann ak bir
alametidir. Vereceimi;', hir ka rakam da bu hkm desteklemektedir.
Mesela Fransa'da Katolikler, i;enel nfusun % H5'ini tekil ederler. Dini
pratii olanlar ise, bam anketlere gre byk ehirlerde bu rakamn %
5 ile % 28 i arasnda deimektedir. Orada vaftiz edilenlerin says,
kylerdekinin ayn olduu farzedilse bile, byk ehirlerde dini tatbik
edenler, ehir nfusunUli % ,i . ile. % 22 si araEmda deimektedir. Bu
olay Latin Amerika'da daha belirgin hale gelmitir. Orada Katolikler
genel nfusun % 91 ini te]sil ederler. Oysa c.ini yayanlar, Lima'da
% 18'i, Rio'da % 15'i Buenos Aires'de % :r amaz. Ayn gzlemler,
btn ktalarda btn dinler ve inanlar iin geerlidir.
Burada unu da :belirtelim ki, "Blan du Monde" adl eserin yazar-
lar bu konuda u sOlma va'maktadrlar: Dnyann sosyolojik evrimi,
zellikle ehir muhitlerinde toplumu dini bir ilgisizlie gtrmtr."
ehir hayatndan baka nedenler de bu dini ilgisizlie tesir etmi olabilir.
Fakat imdilik bu, ehir geli~.melerine bal hir olayolarak grnyor.
Bizzat bizi srkleyen medeniyet cereyan iinde kaydedilen bu son
olay; yani kitlelerin dini gerilernelerinin devarr.:, mevcut artlar iinde
normal grnyor. Grne gre, muayyen hir devreden sonra belki desadece hristiyanlktan uzaklama olay ile deil, iinde ok az bir hris-
tiyann yaad laikleljmi, dinsiz, gayri hristiyan bir toplumla da kar
karya bulunacaz. nkii dini yaamayaDlar, vaftiz olmayanlar,
5 Blnn du Monde, Paris, 1964.
-
8/2/2019 Din Fenomeni
5/47
Dt:\' FEl\"OMENl 83
ateistler (Allah'a inanmayanlar) gibi terimlerin, birinden dierine evri-
mi devaml maheqe edilen olaylardr.
Dini istatistiklerin kesin olmay, dinlerin muhtevas zerinde
giriileeek tahlillerde de hala ciddiyetini koruyor. Mesela Chretiena
(Hristiyan) kelimesi ne anlama gelmektedir. Yeni bir misal bizi bu konu-
da aydnlatmaktadr. Bu misal daha ok Fransa Katoliklerini i1gen-
dirmektedir. Bu anket, 1971 yl Kasm ve Aralk aynda "La Croix"
ve "Pelerin" hesabna S.O.F. RE.S. tarafndan yaplmtr.
Burada Franszlar kilise ve iman karsnda bir tiplendirme te~eb.
bs sz konusuydu. Buna gre bu anket, % 96'sl vaftiz olmu olan
Franszlardan % 84' Katolik olduunu, % 75'i Allah'n varlna nan-dn, % 36'sl sa'nn Allahln kabul ettiini, % 32'si ise sa'nn
normal hayat sahibi olduunu, % 21'i ise muntazam olarak ayinlere
gittiini ortaya koymutur.
Bu ne tezat byle! Eer sa'nn tanrsallna sadece tebir kii
inanyorsa, o zaman kilisenin domatik ve ahlaki retisine gre % 84
Franszn kabul ettikleri Katolik isminin ne anlam olabilir? Yine
Fransa'da kilise karsnda drt grup kendini gstermitir:
1- lgisizler,2- D evredekiler,
3- Snrda yayanlar,
4- Btnleenier.
Bu drt gruptan sadece son ikisi genel yekfnun % 24'n te)...il
etmektedir. Buna ramen, onlarn ne inanlar, ne ahlaklar ne de ila-
detleri, tam olarak kilisenin isteklerine uygun deildir.
Btn bunlarla, yaplm olan bir anketin sonular zcrine bir
yorum yapmak gayesini gtmyoruz. Gayemiz, dini istatistiklerin ne
derece gvenilmez olduklarn gstermektir. Mesela ayn "Katolik"
kelimesi, gayri msavi itirak derecelerini ve farkl inanlar iinde top-
lamaktadr. te sadece bunun iindir ki Dini Fenomen'in (phenomene
Religieux) snrlandrlmas ve vasflandrlmas, olduka zor grn-
yor.
Kalitatif zellikteki olaylarn, statistik llerine tabi olmalarna
mani olan engellerden baka, dier baz motiflerde bu konudaki analizi
g duruma sokmaktadu.Bugn dnce ve dini hayat, ylesine kompleks bir yapya sahip-
tir ki, sanki birbirinden farkl, ahsi notasn sunan deiik aletlerle
-
8/2/2019 Din Fenomeni
6/47
84 JEAN CHEVALIER-~IEHMET AYH~
verilmi bir konseri andryor. Bunun iin din kendiliinden, hr bir saha
olmaya doru gidiyor.Bir oklar tarafldan haber verilmi olmasna ramcn, snrl
ller iinde din, beklenmedik ar bir hayat alametleri olmutur.
Yine bu, bir para anar~ist ve kaba bir itiin ilan, ycni hayat ekillerinin
ve ideolojisinin gi:irnm, abucak dini olarak vasfedilen bir olayn
gizli (sonra da ak) gerileyii nnde, pt'in hkmsz bir dikkatin
gereksiz oluunu ortaya koymaktadr. Fakat ne yazk ki dini vocabu-
laire sapmalarla doludur.
Biz istiyoruz ki bir kelime veya bir anlaya kar rt'aksiyon yerine,
okuyucu IMz! anlam asn ve gizli anlama nfuz etsin. te bunun in
skolastiin kapal tanmlarndan mmkn olduu kad~r sakmarak, bir
takm nirengi noktalar tesbit etmee alacaz. Dini sahada kelimeler
sabit deil, oynaktro Orada rakamlar yok, iaretler vardr. Yine orada
bir takm tarihler, olaylar, mesajlar vardr. t,~ bu incelemc, bunlar
mmkn olduu kadar doru olarak nakletmcy(~ almaktadr. Fakat
hemen unu belirtelim ki, bizim aklamalarmz ve yorumlarmz ne
kadar doru olursa olsun, aratrmaya bir snr k~yma iddiasnda deil-
dir.
DiNiiFADE EKL:
O halde dini ifadenin bugn zc bir reyizyona tabi olduunu
syleyebiliriz. Daha yaknlarda bu dini ifade, transandante cevherler
'zerinde hkmler yrtmektc, oraya deime~; varl koymakta vc
onlar bir takm formller halinde hiimlendirn
-
8/2/2019 Din Fenomeni
7/47
DN FEN:ltEN llS
leriyle, aklyla, ay, Mars, Vens' kefctmck iin gczeenler aras son-
dajlar yapmaya, hayatn vc maddenin cn kk elemanlarn bulup
karmaya, atomun ve canl hcrenin srlarma nfuz etmeye, elektronikheyinler yapmaya devam etsin ...
te o gndr bu gndr nesnel ve transanlante pc~in yarglarla
dolu biri dini anlatm, kulaklarmzda yabanc bir idyom gibi ve hatta
yabanc olmaktan da te, km bir katedralden gelen miizik dalgalar
gibi nlamakta fakat c{)munication bir trl salanarnamaktadr.
Hatta ses perdesi deiikliklcrine vakf olan en koyu katolik muhitlerlk .
hile, bu comunicati{)n yok ... Mcsela, "Fetes et Saisons" dergisi6, Mart
1972 fasklnde "Gelecein Yaylm Ateleri" balkl bir yazy uuyarc szlerle nerediy~rdu: "Aldanmamak lazm: Bugn gerekten
manidar bir iman sz sybrnek iin, sisli bir ortamda hulunuyoruz ...
En aydn kiiler bile, hir ~aknIk iinde olduklarn itiraf etmilerdir.
Sanki sz ksrlanm~, kelimeler anlam ve arlklarn kayb~tmilerdir."
halde szden kaynaklanan Im iman, Aziz Pavlos'un dedii gibi naslilahi mesaj nakledeccktir? ite Im fasikln ak yrekli hazrlayc-
lar, havarilerin y'rini almak istiyerek, din retenlere, iliihiyatlara.
vaizlere deil, airlere, dncenin en subjektik yorumcularna ses-
leniyorlar. "Delillerin lc~ kne air, bir yaylm atei ile cevap 'veri-yor" .(Rene ehar).
ada dini pozisyonu n talihsizliinc bakn ki bu airlerin ou
inanszdr. halde niin hu airane ifadeye ba vuruluyor? Katolik kzrenciler din grevlisi Michel Clevenot bu konuyu yle aklar: Gele-
neksel dini ifadenin bu gariplii, grlmeyen ve anlalmayan bu karak-
teri karsnda bizc, sadece airler kendilerini dinlctehilirler. nk
onlar, muhayyilenin kaynaklar ile temaslarn kaybetmemilerdir.
Onlar bizim alkanlklarmza hayret etmeyi bilirler. nk onlarn
imajl ve semboll anlatmlar bizim basit kavramlarmzdan daha ok
realitenin derinliklerine ulaabilir. nk onlarn elind~ kelimeler,
bir parlaklk, bir uyum, bir tatllk kazanr ..Onlar gerekten tadabilmek
iin zaman ve skunete ihtiya vardr. nk iir, bir oyun, bir enlik,
yeni bir yaratltr. 0, daha mevsuk hir yaam, daha canl bir hayat
.balatabilir." Yine Katolik bir yazar olan Jean Onimus, unu yazacak
kadar. ileri gidiyor: Lirik patlamalarda, sevin lklarnda, skntdan
boalmalarda, kltre kar airane vecdlerde, dini potansiyel, messe-
selemi kltlerin ayinlerinden daha ok bulunuyor."'?
(, Dominieain'ler tarafnuan ne~redilrnektcdir.
7 . . Onimus, L'Asphyxic et le Cri, Paris, 1971.
-
8/2/2019 Din Fenomeni
8/47
86 JEAN CHEVALJER -MEHMET AYDIi'i
Bugnn bat insann dncesinde tanrsal g, ilimden ahlaka,
kainatn seyrinden kiisel kadere kadar her eyin ilk ve son izah
deildir, artk. Metafizie ba vurulan yerlerin dnda, sebep-sonuba iinde artk onun yeri yoktur. Artk hi bir bilgi sahasnda ve hatta
baz teolijilerde bile "La mort de Dieu" denilen bir iradeye yer veril-
mez.8 Bu ifade fikirlerden bile uzaklatrilmtr. nk filozofik
tcnkitler, ondan btn tasavvurlar uzaklatrm, sosyoloji onun kl-
trel kaynaklarn bulup ortaya karm, psikanaliz onun gayri uuri
kklerini ortaya sermi, Exeges (yorumculuk) ise vaktiyle kutsal kabul
edilen metinleri, mitolojik rivayetler olarak de almtr. Daha dorusu
diyebiliriz ki, teoloji antropoloji haline dnmtr. Gerei siiylemek
gerekirse zaten teoloji, muayyen bir insani anlay sergilemekten hibir
zaman geri kalmamtr. Grek ve Latin kilise babalar, Saint Au;ustin,
Saint Thomas d'Aquin, Saint Bonaventure bir eit antropoloji ortaya
koymulardr. Fakat bu, gizliden ak hale gelmi tamya gre, msta-
kil hal kazanm, faraziyeden, ncmli ve merkezi birduruma yksel-
mitir. te ergin (adulte) insan, Allah' "babay" bylece glgelemitir.
Oedipus Karmaas (Le complexe d'oedipe) zlm, harckete geen
kiisel devrimle insan, olgunlua ulaDltr.
Bu gnn gen batl dimalarnn byk bir kesiminin ruhi dav-
ranlarnda dinin hi bir yeri yoktur. Onlar daha ilk anda sfrdan harc-
ket etmi, hi bir klasik kurala sayg gstermemeye kararl ve saldrgan
olduu kadar da basit bir hayat tarzn benimsemi grnyorlar.
Yine onlara gre evrelerinin geleneksel klasiklerinden kopmu
modern insanlarn dnce el(~ti'isine hi bir ey kar koyamaz. Yine
onlara gre hcl' ey yapmack, her eyesas olmaktan uzaktr. Bugn,
varis olunan zihni alkanlklarn artk var olma haklar yoktur. Bylece
her eyi bolua atma, arzu ediliyor. Devrimin, anarinin aknln
ve inkftrln, hiliin ekiciliini tatma tecrhe ediliyor. Yine bu ortamda,
ampirik tarzda bile olsa, gvcnsizlik teneffs ediliyor. Eitimde, ite,
d dnyann tecrbende, bir btnln Ye gerein i araynda,
geici Ye pramatik dc olsa baka sahte hakikatlar yaratmaktan baka
hir sonuca varlmyor.
Bu szler kime aittir? Kim bu iman psikozunu, menfilii, kendi
kendine yeterlii tasvir eden? ;j Ocak 1972'dcki ak oturumda bu
s1jzleri bizzat syleyen Papa VI. Paulolmutur.
8 Allah'" dah" ok insani zellikler vermekten uzaklalmtr. Artk Allah yee transan-
dant olarak tasav,",r edilmektedir
-
8/2/2019 Din Fenomeni
9/47
nN FE:\"OME:\" 87
Yine de modern dncenin ilmi stnln ifade, din fenomenini
snrlamaya; 'hayatn deeri ve anlam, bilginin postulatlan konusuu-
daki sorulan, hir eevapla formle etmeye kifayet etmez. unu rahatasyleyebiliriz ki, bu problemler karsnda modern :cka, ne kadar kifa-
yetsiz olursa olsun bunlar incelemek iin uygun bir anlatm eklilH~
sahip olmamtr. Bdki modern zeka Allah'la-insan arasndaki ilikileri
ifadeye uygun olmayan ve bu sahada anlatlamaz ve kavranamaz olan
bir takm doru ifadeye, yapc manta, netice itibariyle rasyonel
prensipIere sahip olmutur. ite bunlar, bu konuda bilinen v(~ kabul
edilen eyler haline gelmitir. Baka anlatm ekli de olmad iin,
bizzat problemler siliklemi, metafizik ve dini endie, gayri uur!
uyuukluk iinde gerilemitir.
Felsefe sahasnda da olsa, m 1 s t e r'e (metafizik ve dini srlar)
yaklama yolunu kullanacak bir anlatm hala bulamadk. Akla daya-
nan ilmi ve teknik gelimelerin aksine, modern filozofik gelimeler
bu rasyonaliteyi hozmu veya onu, insan :ihni tarafndaq dnlen
veya hayal edilen, yeniden yaplm fenomenal yaplarn altna yer-
letirmitir. Bylece eletiri, phe, inkar, hedefi, sadece kendisi olan;
farkl, oynak, ksmi dorularla ifadeye zorlanan yaratclk gcn
hrriyete kavuturmutur. Bunun iin genel zmlerden ve vizyolar-dan asla bahsedilememitir. Tabii ki ksmi,mevzii keif ve zmlerden
bahsetmiyoruz. Fakat akli gereklerin verdii gven, teknolojik ve ilmi
baarlarla da dorulansa, yine de bu gven, yaratma gcnn art-
larndan biri olarak ileri srlen bir "i gvensizlik" tarafndan ypra-
tlmlardr. Bylece yine o, her eyi problem haline getiriyor ve kertici
nevrozlar douruyor. yle ki korkun bir tehdit, dayanak noktasndan
yoksun tm hr dnce zerine arln koyuyor. Bylece hizatihi
kendine, hrriyete, aksiyona, dnceye isnat yl\lnzlk, evrensel hir
iflasa gitme tehlikesyile kar karya bulunuyor ...
Gerekten, daha yaknlarda dini dnya ile bugnn insannn
zihni arasndaki btn balar, kopmu gibi grnyordu. Fakat bizim
bu durumumuzda ramen, byk problemler israrl hir ekilde haykr-
maktadr:
Ben kimim?
Hayat nereden geliyor? Nereye gidiyor? Hayatn bir anlam
yok mu?
lm gerekten her eyin sonu mudur?
Niin hu endie zihnin tamamen evrensel bir endiesidir?
-
8/2/2019 Din Fenomeni
10/47
88 JEA\" CHEVALIER-MEHMET AYDIK
Bu sorulara K. Marx'la kaamak bir cevap verilmitir: "Senin
prollernin bizzat, gerek olmayan bir eyden domutur... nsan,
varln yine insana borludur ..."9 dcr K. Marx. Osysa hibir ciddiaratrma bu sorulardan kendini kurtaramaz. O halde bu sorular bo
eyler deil, hayati eylerdir. Bu sorulara iJi;.;i gtren sadece akl
deildir. Bu sorular bizzat bizim derinliimizde hi, ayrlmadan duru-
yorlar. Bir dier kaamak cevap da "Din ilk yalarn korkuya bal
paniinin bir kalntsdr" diyen Freud'le verilmitir. Oysa bu sorularn
bizim iin her panikten ayr bir anlam vardr. nk lmden bu dn-
yada u veya bu tarzda ne kadar kendimizi kurtarabileceimizi, Gelecek
hayatmzn bu dnyadaki hayat tarzmza ne kadar bal kalacan
dnmekten kendimizi alamyoruz.
te bu belli bal sorularn temelinde yatan ey;. bizzat yaama
akdr. Bir takm grnmeyenID, mistik veya mistik olmayan tank-
larn bize bir k getireceklerine inanlmasna ramen, mistik tecrbenin
ve ilmi bilginin e:3aslarn tenkidine ve vahy(~dildiine inanlan kitap-
larn olduka dikkat ekici alametleri tOjJladkl,arna inanlmasa ra-
men, halil biz Im sorulara aklen ve tecrbeye dayanarak hi bir cevap
veremiyoruz. Oysa bu sorular bizi imana gtren ve ruhumuzu besleyen
ifadelerden sadece birini tekil ediyor. Bir komedi yazar yle der:Ak yok, ancak akn deliller vardr. "Ii te bunun gibi din yok, sadece
dinin delilleri vardr. O, spatlanmaktan ok, hisedilir..
Bunun iindir ki, bu akl st ihtiyac tatmin in her eit eye
bavurulduu grlyor. Bu aSIl'da peygamb(~rlcr oalmtrl2 Aca-
ba bu, kyamet alametlerinden biri midir? Bu peygamberler bize valy
getirdiklerini iddia ediyorlar. Onlar genellikle basit, karanlk ve o
kadar meccanidirler ki, en azndan gerekli olan akl tenkit, onlarn
almcak ikna ediciliinden rahatsz olmaktadr: te bunun n enyksek sevyede Fideisme (mutlak hakikat man ve vahyin zerine
oturtma cereyan), zaafiyetlerini, atlmlarn, fantazilern ortaya
koyduu akli tcnkide, skf.t empozc ederek ve bin yllk donelerini,
kalbin tasvibinc arzederek, zekann ne ispatlayabildii ne de tecrbe
eddildii bir dini inanca ve duyguya teslimiyeti neren bir vahiy
fikriyle iktifa ediyor.
9 K. Marx, Man,erit de l8H (Oenes ct. Lettres) Paris, 1941.
10 Bk. J. Pner, Le, tenlOin, u c L'invisible. Paris, 1972.
II Bk. Ces Dame, Ull bui, de Boulogne (1945), !liderot'll11 Ja'ues le Fatalisl1lC'in hir hii.]iinline gr~ dzenlenen Huhert: Bresson 'un filnindcn.
12 Yazarn kulland bu kcl,ine (peygamber) burada daha ,;ok Din :\tritleri anlamnda-dr, (eviren).
-
8/2/2019 Din Fenomeni
11/47
nt" FENOMEi\"t 89
Oysa mitolojiden uzaklama ahas, psikanalitik; sosyolojik, st-
rukturalist metodlardan da istifade ederek, din olaymdan btn mah-
has, hayali, yapmack hikfyevi ve otoritcr hayat modelini uzaklatr-
mtr. ,yle ki matematiksellemi, iskeletlenmi bil' ilim iin din,
mcerret, inansz bir ema bilgisiz, objesiz, dimiz hir iman da, saf ve
bo ruhi bir harckdtir.
te bu iki ar ueun arasnda, Papa VI. Paul'un K.atoliklere bir
tedbir olarak tavsiye ettii modern teoloji iine yerlesmi olan gclenek-
sel13 dini yap hulunmaktadr. Papa'nn ba vuduu bu modern teolojik
yap, Roma'ya has takbihlcr arasnda ok belirsiz kalm, fakat hi bir
ekilde gcrilememitir. Modernizne adaptasyonun (Aggiornamento)tezahrleri, doktrinsiz; sadece dini bir istek olarak tanmlanmtr.
II. Vatikan Konsili'nin deklerasyonlar, durumun analizini byk
lde geniletmi, fakat Konsil kararlarnn tesinde, btn dini
aratrmalar Papaln sk kontrolnde tutmu v' daima kilisenin
elindeki ret me yetkisini hatrlat:mtr.
Bylece en azndan Katolikler iin geleneksel dini yap, tm imani
yorumlar Roma papaz rgtlcrinin felscfesi iine yerletirmitir. Bu
durumda iaret ettiimiz manevi iletim yollarnda, derin ifade ve zihn
krlmalar olmutur.
Bununla beraber din olay ada insanmzn dikkatini ycniden
ekmeye' balamtr. Diu olay, sadece her kilisenin mntesiplerini,
dinler tarihilerini, sosyologlar, kltr antropoloji uzmanlarn deil,
inansz insanlar bile megul etmekte; basn, radyo, televizyon gibi
byk haber b1tenlerini, haftalk dergileri, maazinleri doldurmaktadr.
phesiz hahsedilen sadece dinin ciddi ynleri deildir. Ne var. ki, ne
kadar sathi grnrse grnsn dini hayata verilen dikkat, basit bir
'cntellektel meraktan daha baka bir eyi, belki de ruhun endiesini
gsterebilecek olan zamann bir alameti olarak grnyor. Hcl' eyi agno';-
tik olarak beyan eden Malraux "Asrn Efsanesi" dizisindcki "Gece
Halk" adl televizyon yaynnda belki Allah problcminden syrlndn
fakat lm srrndan, Akn (transeendanee) konusundaki sorulardau
asla kurtulunamyaean hatrlatmtr.
te bunun iindir ki din olay, ok sayda ilm, felscfi kitaplarn,
bir ok romanlarn, dent'melerin, iirin merkezinde yer almaktadr.
Hatta tam olarak laik olduklarn syleyenler ve isteyenler bile dinkonusunda bir karara varmak zorunda kalmlardr. Bu ise din lehindeki
13 Papa VLPaul'u Beyanau, 5 Oeak 1972.
-
8/2/2019 Din Fenomeni
12/47
90 .JEA?\ CHEVALlER-\IEHlIfET AY DI;\"
tutunu Jorulanaktan baka bir ey deildir. yle ki l veya lmek
zere olan dinler bile, dikkati harekete geirmeye devam ediyorlar.Bunlardan her hiri iAralk I97I'de College de Franee'da verilen
a(;l;; dersinde Andrc Bareau'nun Budizm'den bahsettii ~eyi tekrar
edebilirler: "Vaktiyle bir ok lkede parlayan canl bir k, yzyllarm
iinde, bazen de yakn tarihlerde nemini kaybetmi ve hatta onlarn
bazlar yayan canl bir din olarak tamamen kayholmutur. Fakat
bu lkelerin adeti, rfii, felsefesi, sanat, edebiyat, dili zerindeki
aratrmalar, hu dinin ok derin izler braktn ortaya koymutur.
yl(~yse Asya milletlerinin dou medeniyetlerini, tarihini, hatta ada
tarihini anlamann belli ba;;lyolu, Budim'i incelemekten gemektedir.
uras bir gerektir ki, Dinin etd, bizi kollektif ve kiisel faaliye-
tin nerk(~zil1e gtrmtr. T,anetlenmi airleI'in babas olan Baude-
laire, "Mon coeur mis ii nu" da "Yer yznde dinler kadar entere-
san hi hir ey yoktur" diyl' itirafta hulunur.
statistiklerin hatas, mntesiplerin snr, dinlerin safiyeti ne
olursa olsun, iinde yaadml7. a, bir olay Iesaba katmadan anl-
yamayz: Bu olay udur: Btn aksiyon ve dnce sahasnda gelenek-sel deerlerin k, dini pratikleri ve inanlar da bir kenara hrak.
ma mtr. Ancak ne var ki, insan kalhinin rasyonel ve irrasyonel kav-
ak noktasnda yerlemi~ olan din, btn deerler allak hullak da olsa,
yine de hir prohlem olmaya devam etmektedir. Bu problem mehuln
(metafizik endienin) almasndan sonra inkar edilebilir. Fakat insan,
hayatn d~iinmeye devam ettii srece din problemi inkar edilemez.
nk dinin sz konusu ettii, lizzat insann kendisidir.
alar boyunca ve bugn insan gidiatninYe
artlarnn bykl-nden ileri gelen kayglar; ilmin esaslar, aklmz formle ettii koz-
moz ve ak ilikilerimiz, ferdi hayatn ba ve sonu, bir takm manevi
mesajlarn tarihi devamll, bizzat varlk, Allah, hipotez veya realite
konularndaki snrl bilgilerimizle daima u sorularla kar karyayz:
l\ii,n yayan bir varlm?
Niin leeeim?
Varlmm anlam nedir?
Bu sorulara verilecek skut veya cevap ne olursa olsun, bunlarn
anlam din problemine dayanmaktadr. te bunun iindir ki, biyolo-
jiden, fizikten, matematikten, felsefeden daha ok kendine tabi klma
-
8/2/2019 Din Fenomeni
13/47
n" FENOMENt 91
vasfyla din, kilinattaki durumunu anlamaya allin insan tarafndan
hir kenara braklamam;:tr.
Gidilebildii kadar gerilere doru gitsek, yine hir tak dini olay-
larn izlerini grebiliriz. Daha yaknlarda Franeois Jaeob, Claudc
Levi-Strauss 'la yaplan dialogda insan cemiyetlerinden yle bahsedi-
yorlard: "Her milletin bir dili, bir takm dini ':'lI1nlar, kuru nla r vardr."
Ancak her iki bilgin de bu elemanlarn doutan m veya sonradan n
olduklarn kendi kendilerine soruyorlard. Biyolojist iin anlatm,
beyinle ilili hir temele sahip olahilir. Ketice itibariyle 0, genetik
bir nedenden do~ahilir. Sosyal kurumlara ve dini inalara gelince, onlar,
genetik bir yap iinde de lulunmu olsalar veya sadece' kltrden demeydana/ gelseler onlar mevcut iln artlar iinde ortaya koymak
nmkn deildir. Fakat yine d~ inanc;'lar, anlatm, kurumlar, hir
antropolog iin, sonradan elde edilmi eYlf~rdir.
Fakat doutan olanla sonradan olan arasndaki eliki, sonradan
edinilen evrensel bir karakter arzettiinde, geerliliini kaybetmesidir.
Oysa, Franois J aeob bu ikisinin birbiriyle tamamlandn, ihirlii yap-
t beyan eder. rsi sistemin bir eit ereve saladn, daha sonra
ise, renmenin, kltrn, eitimle alnan her eyin onu doldurduu
konusunda ok sayda ,rnee sahip olduumuzu syler.
O halde yle dnlebilir: Eer din, insann genetik proramnn
iinde yazl deilse; onun doutan gelen temayiillerinin, psiik
proramnn, varlk projesinin iinde de bir temeli bulunmaz. O
zaman din, psiik gelimenin tabii hir tezahr olarak grlecektir.
Dinsizlik ise, ksnen tabiattan km olan bir kltr ekline kar
verilen bir savan meyvesi olacaktr. Baka hir tabirle, ifade ekli ne
olursa olsun din, insanda tabii olacak, dinsizlik se, hayatm belirli
sonu.larna reaksiyon halinde olan hir hrriyet icraatnn sonucuolacaktr. Fakat dinin topyekun yokluu nmkn mdr? O, bir olay
ndr? Dinsizlik, dinin icraatna devam ettii bir klk deitirme deil
midir?
Jaques Monod'a gre dinlerin yaratc itii, o kadar tabii ve eskidir
ki bunlar, kkenleri itibariyle Franois Jacob'un dnd gibi genetik
bir temayl seviyesine ulaabilmek iin kltr olaynn hasit artlarn
aacaktr. Monod diyor ki, eer inandmz gibi yalnzlk duygusu ve
genel bir aklama ihtiyac doutansa ve alarn derinliklerinden
gelen hu miras, sadece kltrel deil, fakat genetiksc; o zaman sert,mcerret, gururlu ahlak bilgisinin kaygy dindirebileceini veya hayat
doyurabileceini dnehilir miyiz? Bilmiyorum. Bildiim tek ey,
-
8/2/2019 Din Fenomeni
14/47
92 JEAN CIIEVALIER-MEHMET AYDIN
ahlak ilmi, insann telere gemc ve transcendance itiyacna hala bir
aklama getiremmi olmasdr.14
ou zaman felsefenin (La philosophie) bir hududu gei olduu
sylenmitir. ite bu adan din de bir snr geme olarak grnyor.
Fakat hangi snr? Bu snrl cevab akl, sadece kendi meselelerine ve-
rebilir. nk din, sadece kendine soru sorabilen bir varlk iin vardr.
Din, akln ilk tezahratndan biridir. Fakat cehaletinin derinliklcrinin
farkna varan, korkunun aknlna, muhayyilenin efsanesine veya
imann gendletirilmesine kendini teslim eden bir akln tezahrdr.
Onun hareketi daina akl telie dl)~ru stn hasacak, fakat o yine
de sadece irrasyonelle karlaacaktr. tte bunun iindir ki din olay-nn iindeki byle olanla, sadece dini olan tcmyiz, olduka gtr.
nk kutsal terimi, ilel'id~ greeceimiz gibi bir ok kark eleman-
lar iermektedir.
nsan kcndini bir problem olarak ele alabilir. Ancak i bakn ne
kadar uzaklara yanstl'sa yanstsn yine de o, sadcce problemlerini
derinletirmi olur. nk ne binlerce !Oenelikbalang noktasna doru
ykselme, ne biogenetik, psikolojik refleks tahliller, ne tarih, ne ilim,
ne de felsefe bu problemi ortadan kaldrmtr. Aslnda burada sz konusuedilen problem, varln derinliindedir. te bu ana mest'le, kendi
kaynandan kan muayye bir cevab, hi bir zaman bulamamtr.
nk bu ana problem, duygunun, endienin, kaygnn hrn deildir.
Bu problem daha ok varln kaynanda vardr. O, metafizik seviyede
kaldka, ne kadar a(; olursa olsun, patolojik hi bir eye sahip olamaz.
O, mevcut olan keskin bir duygudur. yle bir duygu ki izah edilemez.
nk insan gemiinden ve geleceinden daha ok bizzat Im gn
problemdir. Antropolojik keifler ve farazi hipotezler ne olursa olsun
bu problem daima bakire olarak kalmtr. Belki de Im ilimler daha dailerliyecek, fakat bu problem, olduka ba dndrc bir karanlkta
kalmaya devam edecektir. te bunun iin insanln ifadeyi arayan
kimsc, imann boyutu olan uurumun kenarna kadar zaruri olarak
ular. O zaman o, ya zekasnn arayn bomaya veya onu askya
almaya, yahutta hududu geccek imanla veya cinnele karlamay
deneyebilir.Bunun iin Saint Paul yle der:" "Kimse kendi kendini
aldatmasn. Eer bir kimse aranzda bu dnyada kendisini hikmeli
sayarsa, hikmetli olmak iin aklsz olsun. nk bu dnyann hikmeti,
Allah'n yannda aklszlktr ..."lS
11 J. :\Ionod, Le Hasard et La necessie, Paris, 1970.IS Bk. i. Koritoslulara III, 18.19.
-
8/2/2019 Din Fenomeni
15/47
. nN FENOMEN! 93
Durum byle olmasna ramen biz bu iman~; kltrel bir veriye
gmlm, belli bir ifade iinde aklanm, kavramlara ayrlm,
kltlerde orkestralanm, ilahiyatlar tarafndan rasyonel sentezleregtrlm olarak bulaeaz. te bunun iin mehule bir sray olan
iman, insani llerde ekillenmi, deiik kltrlerde tecessmlenmi,
dinde formle edilmi, nihayet grlr ve elle tutulur hale gelmitir.
te bu d ve hzdan kesili, hududu yeniden ama olarak adlandrla-
bilir. Yine din, sadece bir grubun kltrel uuru grnmnde olmamak
iin, insan dinamizminde 1 i b i d o'nun oynad role benzer bir rol
oynayan imann altnda, srekli olarak scbebi terk yolunu tutacaktr.
Dinin bu dramatik durumu, bu snr ama gcn, tab bir aba olarak
ve ana1k itinalarnn arIklar altnda kabul edecektir. Buna grekilise, ocuk douran ve onu paralayan bir ana durumundadr. Ayn e-
kil de iman'n da kendini ifade iin dine ihtiyac vardr ve varlnn
devam iinde ondan ayrlmas lazmdr. Yani hem itaat halinde hem de
azat halinde olan mistik bir g... Bylece iman, dini kalplar iinde
ekillenmi ve tm yapy tahrip etmitir .. Din ise imanla beslenmi
ve iman arlk iinde insaniletirerek onu heder etmitir.
mann bulunduu kalp te din, kendini, tam bir btnlk iinde
nihayetlenmi, adetleri, fikirleri kuatarak bir mnasebetler btnolarak takdim eder. Orada dnya, insan, Allah tasarlanm ve orada
tezatlar bir uyum iinde zmlenmitir.
Fakat bu btnlk, tabiatyla anlamazln da kaynan tekil
edecektr. nk orada hayatn ve lmn itileri, vicdan hrriyeti,
ssterun yapsndaki sertlik, akn eitlilii. mcsscse birlii, kar
karya gelm~tir. te ada huzursuzluun nedenlerini aratrmak, ye-
rinde bir hareket olacaktr. Eer bugn bu gerilim ok youn bir karak-
ter almsa; phesiz bu, eskisinden daha youn bir hayat eklinin, din-
leri am olmasndandr. Yoksa bu, dinlerin lmnn bir iareti
deildir. nk bugn, sarsnt, isyan, kzgnlk, hareketsizlik; ilgisizlik
ve terkten daha geerli olmaktadr.
Dengenin geici bozulmalar ile anlamazln mhalaas, modern
deerlerin hesaba katlmayaca deil; aksine btnleecei yeni bir
denge meydana getirebilir. Bunlarn iddetli br ekilde tasdiki, belki
btn dini reddetmekten daha ok bir dini sistemi stlenmeyi ortaya
koyar. Fakat sadece iman dinlemek ve yozlaan dini sistemin hizmetine
girmemek artyla... Dini temayl, kendine zg yaratl olan birrealite st adna imann varlninkar etmektedir. Bylece o, kendi
iine kapanarak onu canlandran nefesi sndrmeye ynelmektedir.
-
8/2/2019 Din Fenomeni
16/47
94 JEAN CHEVALIER-MEHl\1ET AYDTN
Bu durumda din, ancak bir ie doula. ve kendinin yetersizliinin far-
kna varmakla vardr.
AK ve'DN:
Edebiyat tarihinin ne kadar gerilerine gidilirse gidilsin, yaral
akn ikayeti daima fark edilir. Her ak lmle veya ihanetle bitmek-tedir. Onda zevki ulviletiren tebcilden SOlll'a,onu geersiz hale getiren
kader geliyor Yine de insan kalbi ak ebediletirmeye yneliyor veona bir sonsuzluk hayat kazandryor. Yani ona bir "mutlak" karakterivermek istiyor ve onu kutsaIIatryor. Yaratcnn cmert ltfuyla
inanyor ki sevdii zaman gidiatn ekillendirecektir. Fakat hi kimseakn dayankszln ve doymak bilmez ihtirasarn hesaba katmyor.O da lm' gibi gldr. Burada telkin edilen, akn da lm gibi ac-masz olduudur. Her ikisi de birbirine ayrlmazcasna baldrlar.Fakat yine ak sel gibi hayatn bir kuvvetiilir. yle bir kuvvettir ki,
getii her yerde her eyi kryol' ve her seti alp gtrtoro Fakat hereyi tahribi beklenirken; aksine sevin ve bereket veriyor. Bunun iin
ak ilahelerinin iki yan vard11': Biri efkat, dieri gazap. Onlar hembatan karrlar hem de ldrrler. Onlar hem cennet de hem de ce-hennem'de saltanat srerler.
Bu hem tatl hem de ac kuvvet, yine insan varln, mutluluk
veya bedbahtln, zevkin veya mitsizliin snrna gtrmektedir.
Felsefe bu snrlar kabul ederken, din bunlar amak ister. Hi kimsenin
hem cinslerinde bulamad bu mutlak ak, o bylece sonsuz ekilde
baka, fakat yaratn alabilecei imajda bir AHah'a transfer eder. O,
akn ihsanna, sonsuzluun, gvenin, cbediliin imtiyazlarn dinle
vermitir. Bylece yaratk bu imtiyazlara sahip olmu ve onlar akna
transfer etmitir. Fakat onlar artlandran sadece Allah ile olan iliki
olmutur. O halde sz konusu olan, bu ilikiyi muhafaza etmektir. By-lece her bir kural, ayin, takdimeler, ak cereyann Allaha doru ynel-
tecektir. Bu ekilde kurumlam olan ak, hedeften sapnca bu durumun
zddn meydana gtirir. O zaman o, kurtarc bir hareketle hu kuruma
kar gelecek, onun kanunlarn ihlal edecek Ye bylece orijinal hzna
yeniden kavuacaktr. Ancak ne var ki o zaman da o, insani artlarnseven kimselere sunduu btn aclarda ve hayal krklklarnda kendinigsterecektir. Byle hi durumda din tarafndan takdim edilen gvenlik,sadece muayyen basklar pahasna vardr. nk E l' o s16 ycelmezse
16 E r o s : Akta iki ey dikkati ~eker: Biri ulv; hir birlik iinde bir takm varlklarlakarlkl olaruk birleme zleminde olan eros'tur. Bu birlemede farkl unsurlar siliklemeye,birbirlerini tamamlamaya, birbiriyle karmaya ynelmilerdir. Di[;eri ise, birleme yerineunsurlardki aynlklarn, karakterin, mizaem ayrla say gsteren u g u p e'dir. (Bk. LesFel;gions, Verviers (Belgiqe). 1974. s. 13).
-
8/2/2019 Din Fenomeni
17/47
nN FENOMEN 95
infilak eder. Bunun iin o, akn tanrda kkletirir veya tannya ula-
trr. Bu, aka, tanrnn cmert faziletlerini vermektir. Yine bu phesiz
realiteden daha ok, idealde sevilen varl yceltmektir. Aslnda
bu ihtiya, snama veya hakszlk iinde olan kimselere bir yardma
gelitir. Nihayet bu, kendiliinden veya baka bir ekilde meydana
gelen ferahlama ile yaratc eseri devam ettrmektir:
Eer din tarafndan kutsallatnlan bir takm kurallar ve talann
kiisel sansrler bu dinamik anla bask yaparsa; o zaman sujenin
kendi kendini tahrbi veya dnin tahrip edici ihtilali meydana gelir.
nk sadece transandant kabul edilen bir kuvvet, arzunun tabii
kuvvctini bir denge iinde koruyabilir.Bilgi sahasnda iman'n yapt gibi duygu sahasnda da ak,
-
8/2/2019 Din Fenomeni
18/47
96 .TEA" CHEVALIER-MEI-IMET AYDI:'i
sna bu ihtiyac teskin ediyor ve besliyor. Bylece arzu ve akl hudut.
larn aarak fkrm olan din, bu hudutlarm iinde tamamen tab
olarak gelecee doru yneliyor. Bylece insani i:il9ler iinde dnyaya
iyice yerleen din, btn ly aan var olma nedenini kaybetmi
grnyor. Aslnda dnyann gzlerinde iman, bir deliliktir. Sevmenin
ls ise, lszce sevnektir. Biz burada Paul Ricoeuru bir szn
nakledelim. O, yle dcr: "Artk iman, deIiller ve hikmetler dzeyinde
olan sahit bir bilgi olarak dcil; alkanlk ve nit dzeyine ait olan
dinamik bir aratrma olarak telakki edilecektir ..."
te hu noktada dini olarak vasfedilen her eyin analizine, zarur'
olarak gcliniyor. Buna paralel olarak realitenin hi hir grnm enazmdan baka bir eyde belli bir realite iinde ifade edilemez. Gerekten
una dikkat etmek lazmdr: Zeka kelimenin lafzyla yetinniyor, onun
manasn istikametini aratryor. nk baka yerlerden daha ok
kelime, burada snrszdr, o burada dosdorudur ve engelsizdir ... Bunu
sylemek zorundayz. nk gsterdiimiz gibi din, anari ve tolerans-
szlk iinde tartlyor. Her uzman onu anlatmaya alyor. Biz de bu
aklama iinde kullamlan belli bal terimlere vereceimiz ksack
anlama ramen, mterek ifadeye bal kalacaz.
DN OLUTURAN UNSURLAR:
"Doru olmayanla muhakeme ctmek, yanl tartmak demektir"
der, bir gn MaIraux. Fakat bir terimin doruluunu kim tesbit edecek.
Din konusunda hemen hemen her yazarn zel manada teorik terimlere
ba vurduunu gstermitir. Bu gn teslis ("Triite), Hz. sa'nn diril-
mesi (Resurection) vc sa-Mesih'in tanrl, sadece Katolik ifade de
bile ok deiik tarzda yorumlanmtr. Bir teriIDin doru olarak tarifedildii kabul edilsc bile, onun doru olarak anlalm olacan kim
garanti cdebilir? te bunun iindir ki, analizden analize, yorumdan
yoruma, Hermeneutique (Kitab Mukaddes'in anlamn iyice tesbit
ilmi) amacnn aksine teblii (vahyi) tahrif etmitir. nk yorumlardan
herbiri, kiisel anlay iine kapanm olarak hayalle umaktadr.
Yine de din konusunda hir envanter yaplmtr. O, hcr ne kadar
tamamlanmam da olsa; yine de en azndan dinin yzelli tarifini ihtiva
etmektedir. Bu tarifIer, Salomon Reinach'n17 "Din, yeteneklerimizinhr gelimesine kar koyan kuruntular btndr" eklindeki ac
17 S. Reinocl (1858-1932), Orpheu., Histoire GeneroJe des Rdigiong, Paris, Ip 28.
-
8/2/2019 Din Fenomeni
19/47
D1N FENOMENl 97
alayndan, Allah'la mutlu birlemeye gtren bir yolun mistik anlayna
kadar varmaktadr. Biz ise burada dinin birleik unsurlarnn bir
kayla veya tamamiyle btn dinler iin geerli olan bir fenomenolojik
din tahlili ile iktifa ctmek istiyoruz.
Aslnda dinin etimolojisi zerindeki grler farkldr. icron din
kclimesini, tekrar okumak, dnmek, tefekkr ctmek anlamna gelen
R e ie ger kkne halar. I,aetanee isc, insanla Tamya birletirme an-
lamna gelen R e ii g are kkne balamaktadr.
inliler, dini ban, doktrinel veehesi zerinde israr ederler. (Ki
buna gre Kiao - Doktrin - din'dir). Hindular, kilinatn kutsal dzeni(Dharma), Araplar t!lnrsal buyruk (din), Jermenlcr adet ("c"), Yunan-
War ayinler ve kader, Romallar, aile ve hukuk, zerinde israr ederek.
dine hir anlam vermilerdir.
Yeniden balamak (Relicr) fikrinden harcket ederek,. dinin neyi
baladn Mareel Mauss, Roger eaillois'a sorarl8 Ona gre dinlerin
herbiri kendilerine gre masallar uyduruyor. Kimi gkle yeri, kimi tabi-
atla tahiat stn; kimi de insanlar vc tanrlar veya insanlar kendi
aralarnda mterek bir imanla ite birletirerek balama iini iera
cdiyor. Buna gre din, aa yukar ne olursa olsun birle~tirmektedir.
Aslnda en gcrek tarif dini "Religiones stramento erant" diye erh
eden Festus'ta grlmketedir. Buna gre dinler saman pnden ba-
lardr. yle grnyor ki hi kimse bu kk enleye iaret etmemitir.
Fakat samandan hangi balar? Evct bu balar kprlerin kalaslarnn
arasn sabitlctirmede kullanlan balardr. Bunun. da cn ak delili,
Romadaki din stad olan papann kprlcr kurucusu olarak "Pontifex"
ile isimlendirilmi olmasdr. Fakat aeaba bugn biri, yce pontif olarak
papadan bahscttii zaman ayn zamanda onu hyk kprc olarakisinlendirdiini biliyor mu? Hakikaten kpr iki sahili dar bir gcile
birletiriyor. te din de ayn ekilde iki dnyann sahilini birletirmi
oluyor. ki hududu ayran uurumdan yle ki daima frtnal dalgalar
zerindc yaplan bir yolculukla mukayese edilen hir lm uurumundan
tek bana geerek yok olma tehlikesini gze alamayan yolcular in, din
de, bir taraftan dierine bir gei yoludur.
Eer din, grnenle grnmeyen bir dnya arasnda bir kpr ise;
bunlar arasndaki mbadelede yce kprc tarafndan dzenlenmitir.
Bu kprc ki hu grnen dnyaya, grnmeyen vahiyleri, onun kural-
IS Cailloi>, eases d'une eehiquer, Paris, 1?70
-
8/2/2019 Din Fenomeni
20/47
98 JEAN CHEVALIER-MElIMET AYDN
larn, yasaklarn iletmi; bu dnyann eyasnn zerine kutsal dam-
gasn vurmutur. Buna karlk o, koyduu kutsal dzene sayg gsteren-lere ve bylece kurtulularn gerekletirenIere grnmeyen aleme
geii temin etmitir. Bununla onlar, deniz yolculuu borasndan kat'i
lmden veya ebedi mahkumiyetten kurtulmulardr.
Bunun iin papa, papazlkla ilgili btn bir hnyeyi temsil etmek-
tedir. Muayyen bir gurubun tanr ile ve kutsalla ilikisinden sorumlu
olmakszn din olmaz, papazlk hiyerarisi olmasa bile, duay tavsiye
edenler, klt idare edenler, adetleri ve kutsal kitab erhedenler ve onu
koruyanlar daima var olmulardr. te bundan dolaydr ki atalardan
bycye, Barahman'dan, Swamiden (stad), byk rahipten, kendisine
hrmet edilen atadan, papaz adayna, rahibe, keic kadar her yerde;
dini ilikilerden bir nevi sorumlu kiilere rastlanmaktadr. Papa basit
bir aileden, yzmilyonlarca mensubu bulunan kiliseye kadar az veya
ok yaygn sosyal bir gruba, kutsal fonksiyonu olan deleelerini tayin
eder. O, dua formllerine, rituel dzeltmelere daima gz kulak olur. Sevin
ve lm merasimlerine bakanlk eder. Mabedlerin, mihraplarn, takdime
yerlerinin himayesini salar. Kitaplar inceler (...), bayram gnlerini
tesbit eder... Ayrca o, dini sahada papaz snfn, ayinler;, tapnmayaait eyalar ve gayri menkulleri, daima kontrolnde tutmaktadr.19
Yine din zerinde yaplan tahlillerde, dinin zaruri olarak bir veya
bir ok tanrlara iman ihtiva edip etmedii, daima sorula gelmitir.
Boudelaire, devrinin dinine bakarak yle diyordu: Eer Allah mevcut
olmasayd din yine kutsal ve mukaddes olacakt. nk sahanat iin
var olmaya ihtiyac olmayan yegane varlk Allah'tr20. Durkhcim ise
daha alimane bir ekilde yle der: "Allah veya ruh fikrinin olmad
veya hi deilse, onun ikinci derecede roloynad bir takm bykdinler de vardr. te Budizmin, Jainizmin, Brahmanizmin baz ekilleri
byledir."21. Nitekim dinler Tarihinde de Allah fikri zerindeki ak
dnceler daha sonra ortaya kacaktr22. Aslnda Andre Bareau'nun
gsterdii gibi, Budizmin tarihi ok komplekstir. te Durkheim bunu
dnememitir. Allah inanc olmayan dinlerin varln bir an farzetsek
bile; bundan ancak analizlc ortaya konulan ok sayda unsurlarn dini
tavr iinde bulunmadklar sonucunu karabiliriz. Bugn byle bir
din fikri, en canl ekilde Allah'tan ve onun akndan bahsedenlerce ka-
19R. Caillois, Cases d'un echiquier, Paris, 1970.20 C. Baudelaire, Fusees, i.
21 E. Durkheim, Les Formes Elemaintaires de la Vie Religieuse, Paris, 1912.
22 G. Van der Leeuw, La Religion uans son essence et ses manifestations. Paris, 1970.
-
8/2/2019 Din Fenomeni
21/47
DN FENmlEN 99
bul edilmeyecektir. nk onlar, Allah'la veya Mesih-sa ile, kilise ara-
cl olmadan dorudan doruya iliki kurmak istiyorlar.Din konusunda yaplan bir ok tahlillerin veya verilen tarifIerin
iinde, her byk dinin ana unsurlarnn ounu bulabiliriz. yle
ki en az veya ok zellik kazanm bir kii (vaiz, peygamber, ibadet
ynetieisi, dua yaptran kii, vs.), enteektel bir ekilde dzenlenmi
domatik bir takm formller ve baz sanatlarla stillenmi mitIeri ih-
tiva eden bir takm inanlar, tapnma, kurban, ayinler, deimez bir
ahlakn emirleri, Aah tarafndan gnderildiine inanlan veya atalar
tarafndan nakledilen bir takm gelenekler veya kutsal yazlar; az veya
ok mistik bir coku ile oluan bir iman ve ak, tamamen tanii, semeli
ve tanrsal bir topluma ait olan bir duygu ... te Budizm, bu muhtelif
unsurlar terimle zetlemitir: Budha (Aydnlanm kurueu), Dharma
(Doktrin ve eriat), Sangha (eemaat, tapnma ve ayinler). Din, daha da
sadeletirilerek yle ifade edilebilir: Din, insanla yce kudret arasnda
yaamim, dnlm bir ilikiler sistemidir."
Burada tadklar neme gre sralanmam olan (nk byle bir
tasnif daima subjektif kalacaktr) bu unsurlar her mminin, dini his-
lerinde olduu gibi; muhtelif dinlerde de gayri msavi ekilde grnmek-tedir. Fakat bir dinin ahengini, btnleme gcn ve kiisel katlmann
kuvvet ve samimiyetini kat'i ekilde bu unsurlara gre deerlendire-
bileceiz. te din olay"her grupta ve her sujede deiebilen bu unsur-
lardan bir komposizyondur. Her salik onlar, ok gayri msavi bir tarzda,
esiz ve kaba birlik iinde btnletirir. Orada, artk bir ksm gerilerde
ve hatta yok olmu durumda, dierleri ise bir tek varlk olma derecesinde
Lebcil edilmi olarak bulunabilir. Ancak onlardan her biri ve bilhassa
onlarn sente7..i, sonsuz uuruma atlamaya yani bilinen sahille bilin-
meyen arasnda, daima doymam bir arzunun snrl ve dnyaya aithonutluu ile, yksek insani isteklerin tam doymuluu arasnda bir
kpr kurmaya ynelmitir.
Dinler zerindil alan bir ok yazar, bu analizin belirli unsurlarna
imtiyaz tanmak istemitir. Onlardan bir ksm iin, en belirli unsur,
kutsal unsururudur. Onlara gre, dnya kutsal olan ve kutsal olmayan
olarak ikiye ayrlmtr. Kutsal, mnhasran dinle ilgilidir. O halde
Durrkheim'e gre, din, kutsal eylerle ilgili inan ve pratiklerin bir daya-
nmasd,r. Yani ayrlmalar, yasaklar, inanlar ve pratikler, herkesinkatld kilise diye adlandrlan bir ahlaki cemaatta birlemitir.23
23 E, Durkhcim, Les Formcs Elementaire de la vie religieu.e, Paris, 1912.
-
8/2/2019 Din Fenomeni
22/47
100 JEAN CHEVALIER-MEIDIET AYDIN
Yine Durkheim, din olaywn kollektif yn zerinde de durarak, dini
toplumla snrlandrmaya kalkmtu. Ona gre iki toplum vardu:KutsaI toplum, kut.aI olmayan toplum. Sosyal kategori bu iki sahay da
ihtiva etmektedir.
Ne var ki Durkheim'in bu sosyolojik snulandrmas, dini tarif
etmek iin kutsala arlk veren dier yazarlar tarafndan reddedilmi-
tir.
zellikle Budizm tarihi, bir dini oluturan muhtelif elemanlar ara-
sndaki etkileimleri ve zellikle bir kurumda aydnlanmaya geii24
belirli bir aklkla izah etmektedir. Bu aydnlanmaya geii bir ksm-lan, bir gcrileme olarak telakki ederken; dierleri bir btnleme olarak
telakki etmektedir. Hakim Guatama, insanlar acnn etkisinden kur-
taracak yeni bir kurtulu vizyonunda uyanmt. Bu yeni vizyon, ne
ilahlara dualar, ne takdimeler, ne domalar, ne de ayinler ihtiva ediyordu.
O, sadece aldatc bo bir hayatnbilincine varmak ve onun sahte cazi-
besinin tehis ettii btn ekiller aitnda, bu hayatn tm arzularn
sndrmekten ibarettir.
te bunun iin Andre Bareau College de France'daki mehur aldersinde bize yle demiti: Budizm ermilerinin ve onlarn ilk saIik-
lerinin olduka basit hayatlar iin hi bir ey, din kelimesi ile kastedi-
len eyi gstermernektedir. Yani ne mm,inin kendisiyle tannd Allah,
ne sofuluk, tapnma, dualar, takdimler, kurbanlar, ne de ayinler dini
merasimler ... Artk hi bir ey, esrarl, gizli, ezoterik, kutsal, mistik
deildir ... Mritleri iin Buda sadece bir insan, phesiz sayg duyulan
bir vastadu. Dier insanlarla ayn tabiatl olan o, ilahlarn yardmndan.
ve bu yardmn elde edilmesini aratrmaya imkan vermeyen hir kurtu-
lu yolu kefetmitir25
Bunun iin Buda erenlerinin ve onlarn zalitlerinin balca iki me'
galeleri vardr: Bir yandan takip edilen psikolojik ekzersizler veya
Yoga'ya yaknlk (bunlar dnceyi kurtarmaya, teskine, temizlemeye
matuf zihinsel merkezileme hareketleridir). Dier yandan da doktrine
olan, retim, tartma, vaazlar, tevikler, teselliler, liiiklere olduu
kadar gen zahitlerc verilen ihsanlar ...
24 Vaftiz de bir i aydnlanmaya benzetiimitir. Bk. Justn Apologies, trad, pazutigny(Paris, Picard, 1904). Aynca Bk. M. Jourgon, Le Bapteme, bain de lumiere, in parole at pain.
No: 49 (Mars-Avril. 1972).
25 Bu satrlar, Budizm'de Aah inancnn olmadn ifade etmektedir. Bu dinde kurtulu
(Nirvana'ya ulama) sadece ruhi islah hareketleri ilc olmaktadr. (Tercme eden).
-
8/2/2019 Din Fenomeni
23/47
DN FENOMEN o
Fakat bu doktrinler ve pratikler Budistlerin ihtilaf halinde bulun-
duu bir ortamda kendini gstermitir. Onun iin bu ortan, onlar
deitirmeyi baarmtr. Hala bugn olduu gibi Buda'nn zamannda
da byk bir Hind ounluu, zhdn ve murakabenin insanda ki tabi-
at st gleri geIitirdiine v~ mntesiplerini itaatla ve takdimelel'le
uzlatrmann nemli olduu korkun yar ilahlar haline getirdiine
inanyorlard. Dier taraftan zahitlere datlan sadakatlar ve azizlere
sayg, kt hareketleri giderir ve yeniden bedenlemeyi mmkn klar.
te bu Hint dncesi, Buda'nn lmnden sonra ok hzl bir ekil de
Buda' kltn ve Buda tarafndan va~z edilen kurtulu yolunun din
haline geliini salamtr. Neticede azizlerin ces~tleri korunmu, on-larn mezarlar zerine trbeler ina edilmi, onlarn resimleri izilmi
ve heykelleri yaplm bylece yeni tanrlar snf icad edilmitir. On-
lara ibadet edilmi , ayinler dzenlenmitir. Bunun iin yeni ahlak
kurallar tedvin edilmitir.
Neticede Allahsz bir kurtulu yolu olarak ortaya kan Budizm.
gerek bir din olmu ve Buda Tanrlamtr. Belirli bir kltr orta-
mnda nazik olan bu saplanty, iskolastik dnce, bu ortamdan ay-
rlmaya ynelmi bir hareket olarak aklamtr.
Andre Bareau'nun kanaatine gre Buda dini, laikleI'in ve k~ilerin
aksiyon ve reaks;yonlar altnda; laikleI'in manevi ve dier ihtiyalarna,
ruhbanlarn veya hi deilse aralarndaki daha hakimlerin Buda'dan
onlara miras kalm olan doktrinin ruhuna ihanet etmemek endiesi
ile zaruri bir uygulamann tesiri altnda domu ve gelimitir. Ne var
ki, kendi kurumsal ve kltrel eevheriyle temayz etmek iin, yeteri
kadar gce sahip olamad gn, artk Budizm yaamayacaktr .
. phesiz din konusunda yaplan bu analizin de mkemmelolduu
sylenemez. nk bu tahlil, yahudilik ve ondan kan dinlerde, pey-gamberIii, ruhbanl, ilahi ba ve kuralcl, ruh ve kurumu, ak
ve kanunu, iman ve skolastii, bayramn cokunluunu ve klt bir~
birinin karsna getirmektedir.
DNE AGDA BAK
Gerekten dinin kompleks ve tartmal tabiat, din olayn bil-
hassa zayf drmtr. Dinin dier unsurlar hari, sadece bu ele-
manlardan birine veya dierine gre dnldnde din olay, az veya
ok inkarc bir takm eletirilere maruz demektir. imdi bu cn yaygn
temayln din hakkndaki tenkitlerini grelim:
-
8/2/2019 Din Fenomeni
24/47
1 0 2 J EA l\ " C II EV A Ll ER -ME HME T A Y D I :\ '
MARKSzM VE DN
Karl Marks'a gre din, ayn r.ananda kendini iki farkl gorunumaltnda takdim edcr. Bylece din, bir takm insanlarn gerke felaketleri-
nin telafi ifadesidir. Bu anlamda o, bir afyon gibi, insanlar, dnyadaki
skntlara boyun edirerek, en iyi bir hayat, gelecek hayat, ahiret hayat
ryas iinde uyutmaktadr. Yine din, gerek fdakete26 kar bir reak-
siyondur. Gllerin adaletsizliklerine kar peygamberlerin dmanl,
zenginliklere ve ferisilere hitaben sa'nn lanetleri, hristiyanlk adna
prensIere kar fakirlerin isyanlar rahip ve laik bir ok hristiyann a-
da ihtilallere itirakleri buna eladet etmektedir. Bylece din, bir
taraftan kurulmu dzeni devam cttirme gc, dier taraftan da onu
tahrip unsuru olarak grlyor. te dini, marksistlerin gznde iti-
. barl kla~ bu ikinci vechedir. Dinin birinci gi:irnm, savaa olan
harareti sndrrken, ikinci grnm, adalet iin verilen sosyal savata
bir alet grevi icra etmektedir. Adalet, marksist tarafndan dnyann
en iyi organizasyonu olarak tasarlanmtr. Fakat bu adalet, Tanrsal
iradeye uygun olan ve Kitab- Mukaddes'ten km olan dinlerin
istedii gibi bir ad:,let deil.:. Marksist adan Allah, insann abalarnn
merkezini deitiriyor. Daima o abaler daha insani hir dnyaya yne-lecei yerde, Allah'n buyruklar kar.snda dalyor ve ntr hale geli-
yor. Bylece insan hemcinsinden uzaklatryor.
Yine din, politik, sosyal, ekonomik hayatn bjlimsel analizine
cngel olduu iin bir ha~ka unvann da dnda kalacaktr.
Marks'n ve Engels'in dnccsi, doan sosyalist teorUerin ilk
hristiyan27 cemaatlerinden mlhem yeni-hristjyanlk mantosunu giy-
djkleri bir devrede gelimjtj. Oysa ilm sosyalizmin tcorisyenleri bu
hu temaylle, israrla mcadele etmjtjr, onlara gre, modern fizjk ilminasl metafizikten kurtularak teekkl etmise, bylece sosyal devrimler
ilmi de bjr teoloji himayesjnden uzaklaarak geli~neljdir. Bunun iin ko-
mnizm bir jlim olmay istiyerek birdin olmay reddedecektir. Yine
bil' ksm reformistlerin 1850'ye doru dediklerinin aksine, Marks ve
Engels, Atheizm'den "yeni bir din" yapmay reddediyorlard. nk
onlarn ateizmi her trl tebcile ve tapnmaya karyd. Bunun' iin
onlar, Allah'n dininden sonra bir de insan dininin olmasn istemiyor-
lard. nk duygusuzluk ve dini dnce, sosyaloluumun stndeki
muhakemeyi bir yana brakmda nemli bir etkendir. Bunun iin Marks
26 Bk. K. Marx, eotrilution a la critiue de la philo8ophie du dro;t et G. Morel,(ommunisme Aujourd'hui in Le" etude. (Aralk n).
27 nk. II. Desroche, Sucialisme et sociologic rcl;gicuse, Pari,;. 1966.
-
8/2/2019 Din Fenomeni
25/47
DtN FENOMEN1 103
ve Engels bu sahada hi bir yanl anlamaya msamaha gstermezler.
ada kimya yeni bir simya deildir artk. Bugn o, tamamen yeni bir
espri kazanmtr. Bylece komnizm de sosyalizmin ilminden gemek-
tedir. Buna gre o, bir dinin yerine baka hir dini koymaz ve o, dini
duyguyu darda brakr.
Fakat itiraf etmek gerekir ki marksizm bu ilmi liyakate ancak
hararetli bir diyalektik savala ulaabilecektir. Onun analizi, Henri
Desroche'un "Marksizmin bireyci dini" diye adlandrd eyi gs~er-
mektedir.
Kklerini dinlerin iine uzatan dinsizlik olayn aydnlatabilmek iin
verilen bu misal, ok dikkatlice seilmitir. Ayn sosyoloji, bunlar anlamakiin bu kart olaylar birletirecektir. Yine byle bir sosyoloji, antihri5-
tiyan marksisiliin sebeplerini daha iyi ortaya koymaya imkan verecektir.
Antihristiyan marksistlik, kilise adamlarnn ahlaki yoksunluunu mevcut
iktidarla ve insan smren ekonomik rejimlerle gizli ittifaklarn, Allah
ve lmszlk mlahazas gibi bu konudaki yabanc mahedeleri bir
yana brakarak sadece konusu ile ilgilenen bir sosyoloji kurma iradesi
ile belirginlemektedir.
Marksist laikleme ve teoloji dnyas gibi iki zihinsel dnyannkopuu, tarihi bir devamllLktan ve genetik bir oluumdan ayrlmaya
dayanmaktadr. te marksizm, biri geleneksel ve teolojik, dieri ih-
tilalci ve laik olan iki diyalektik faraziyeden domutur. Bylece
marksizm, ebedi ve geici gr noktas gibi zerinde birbirine zt iki
gr noktasndan hareket etmektedir. Yine o, beeri ilimIerin ve dev-
letin muhtariyetini stlenmitir. Marksistlerin gznde devletten baka
arlk merkezi yoktur. Fakat bununla,beraber devletin yeni bir kiliseye
dnmemesi gerekir. Heri Desroehe, marksist dnceyi dini dn-
ceden ayran l kopuklua yle iaret eder: "Gemi dinlerle onlarabal sosyal rejimlerin kopukluu; yine sosyal ilericilik maskesi altnda
k1k deitiren mevcut dinlerle, sosyal rejimIerin kopukluu, veya gele-
cein dinleriyle devlet atezminin veya ateist devletin kopukluu".
Aslnda nsan zihninin en ihtilalci unsurlarndan biri olan hris-
tiyanll, bir din olarak henz alamad. Sadece dier dinleri hor grd
gibi hristiyanl da hor gren ateist sosyalizm, hristiyanln yerini
igal ederek, hristiyanlk kaybolmaya yz tutmutur. Bylece marksist
ateizm, klisede messeseleen nceki ideolojilerin bir tamamlamas
olarak gzkecek ve onlardan, onlarn doamasn salayan hareketlerebenzer hareketler iinde onlara kar evirecei orijinal ihtilalci bir
mayay muhafaza edecekti.
-
8/2/2019 Din Fenomeni
26/47
104 .TEA\" CHEYALIER-:EHlIfET AYDIN
Yine bu diyalektik, ada ateizmin baz vechelerinin daha iyi
derilemesine yardm edecektir. O, Iwr ne kadar devlet anlay iinde,din duygusunun veya kutsaln btn izlerini bir yana hrakarak devleti
laikletitirmeyi hedef alyorsa da, yine de dinin tezahrleri iindeki
devletle ilgili olan eyi, ortadan kaldramyacaktr. Bunun iin ateist
marksizm, ilk defa insanlarn dini hayatlarn idare etmeyi iddia eden
kiliseleri reneide edecektir. Yine ateist marksizm bu konudaki her ara
bulucu fikri ve uygulamay reddetmektedir. "Halkn afyonu" forml,
sadece dini kurumlardan deil, teolojiden de kaynaklanan ok derin bir
eletiriyi izhar etmekten geri kalmayan bir sava formlnden baka
bir ey deildir. te sadece bunun iinG. Le Bras, yle der: "Modernevrelerin ateizmi bizi, tm sosyal kadrolar ve ruh hayatn incelemeye
zorluyor. nk dinsizlik sosyolojisi, dini sosyolojinin en hareketli
blmlerinden birini tekil eder."
Aslnda marksist olduklarn syleyen lristiyanlar, marksizmle ve
hristiyanlkla ne kadar derinden muhalefet halinde olduklarnn farknda
deillerdir. Onlarn bu durumlarn ne makrsist ne de hristiyan diyerek
aklamak daha mantki olacaktr.
Daha nce akladmz gibi lin olaynn bir ksm unsurlar, en
az dini tavrlar iinde bile ama ynnden istikametini bulabilir ...
Mesela, Mireea Eliade28, yahudiliin ve hristiyanln temel eskatolojik
miderinden biri olan "kurtarclk rolnn" marksizmin iinde devam
ettiini aklyor. Buna gre komnizm, bu kUl'tarell .onu smren
cemiyetin kurban ve gelecek cemiyetin kurtulu vastas olan ezilene
yani proleteryaya tevdi ediyor. Dier taraftan Jaques Monod29 Marks
ve Engels'in diyalektik meteryalizmi iindeki animist ta~ary rahata
aklyor.
FREUDE VE DN:
Freud, en azndan temel nokta zerinde marksn tutumuna benzer
bir tutumu benimser. Fakat o, dier sebeplerle de dinin, insan strabna
katlanma ihtiyacndan doduunu kabul eder. Bu stirap, baba karde
cinayetleri, yakn ile zina gibi ihlal edilen bir takm yasaklar iin, derin
bir sululuk duygusu iine yerlemitir. Bu duygu, haksz veya tatmin
edilmemi insan arzularndan kaynaklanmaktadr. Onlar merulatr-
28 1\1.Eliade, Le sacre et le profane, Paris, 1965.
29 J. :Vlonod,Le Hasard et la ncccssie, Pris, 1970.
-
8/2/2019 Din Fenomeni
27/47
ntN FE"iO:\iE:\' 105
mann yegane yolu, onlar yksek bir dzeye karmaktr. te o da din-
dir. Din bylece, arzunun ve kuruntunun meyvesi olmu oluyor.
nsan sknts, bunalma kadar varan duygudan ve hayatn kar
karya bulunduu tehlikelerden meydana gelmitir. Yine tabiat kuv-
vetleri karsnda insan, bir ocuk kadar zayftr. Bunun iin o nce
annesinin sonra babasnn daha sonra da Tanr olan insanst bir var-
ln himayesine muhtatr. Freud'e gre tanr, daima ok ulv hir
liyakate sahip biri olarak tasarlanmtr. Bunun iin onda, kanun koyu-
cu, hkmedici, her eyi himaye ediei sfatlar vardr.
"Din bir kuruntudur ki, igdsel arzularmz tatmin etme ola-
yndan gcn alr." der Freud.
Yine Freud, dini, ok mutlu bir zihin karkl olan san"!psikozu
veya fikri sabitlikle mukayese eder. Bu durumda din, evrensepo hir
fikri sabitlik halini alrken; zihinsel fikri sabitlik, defigure olmu zel
bir \ din durumundadr.
Freud dini, en teWikeli bir hasm olarak ilmin karsna karr. O
da Auguste Comte gihi, insanln yana uygun gelen u anlay kabul
eder: Animist anlay (mitolojik), dini anlay, ilm anlay. Ona gre bu
anlay XX. yzylda olduu gibi bir tek devirde mevcut olabilir.Yine zihinsel nitesi tam olarak var olmayan bir kiide de bu anlay
mtereken var olabilir. Realite prensihinin zevk prensibine stnl
ile belirginleen ferdin olgunluu ayn zamanda insanln gelimesinin
ilm sahasn da gsterir.
nsann en gl heyecanlarn kendi yararna tanzim eden din,
mucizeleri, domalar, toleransszl ve kainaUa herkes iin kaygl
ve kendine inananlara iyi bir sonu srdrmekle megul bir fikrin var-
lna kadar her eyi reddeden ilmin karsna konmutur. Freud,
bir dzenleyici ve yce bir koruyucuyu ortadan kaldran "ktln
varln" ileri srmektedir. nk ona gre bu yce kudret, yzbinlerce.
seneden beri, insanlar daha mutlu vc daha faziletli yapnaya muvaffak
olamad. Bunun iin hayalden baka bir eyolmayan dinin tesellileri,
insan ruhunun ocuksu fikirlerinin ve arzularmn bir kalnts olarak
uyuturucudan baka bir ey deildir. Dini fikirler, tabiatn31 ezici
himayesine kar, insan savunmaya ynelik hir kltrden neydanagelmitir.
30 Freud'e gre dinin ineelenmesi iin Bk. S. Freud, Totem et Tabu, Paris, 1971, L'Avenird'une illuBion, Paris, 1971, Nouvees Conferances ,ur In p'ycnnnlyse. Pari 1936. :\ioise et le
Monotleisme, Paris, 19,s.
31 Dk. S. Freud, L'Avenir d'une iIlusion. Paris, 1971.
-
8/2/2019 Din Fenomeni
28/47
106 . r EAl'i CHEV ALIER-MEHMET AYDI,'!
Artk bu gnn insanna, yetikin bir insan olarak kendi artlarnn
deiildiini yklenmek dyor. Bu fikir, bir ok ada ilahiyat
tarafndan Nietzscheistten daha ok Freudu hir muhteva iinde "La
mort de Dieu" olarak ele alnacaktr. "te diin terki, gittike artan
kanlmaz bir gelime ile meydana gelecektir. te biz imdi evrimin
tam bu safhasnda bulunuyoruz."32
Bu fikirlerle hareket eden psikanalist, ocuksu mminle yetikin
bilgii kar karya koyarak yle aklamalara girer: Birincilere, dn-
yanz geiyor, size sadece insanln geleceinden, medeniyetten it-
sizlik kalyor. Sonra ilmi espiriye sahip insanlara yle hitap ediyor:
ocuksu arzularmz bir yana brakmaya hazrlanalm. mitleriizdenbazlarnn hayaller olarak ortaya ktn iddia eQebiliriz. te bunun
iin kainata ve hayata kar ilgiyi kaybetmiyeceiz. Akldan ok, yolu-
nu arm bir ii b i d o iin daha tatmin edici olan br dnya ryalar
iine insan brakan kuruntulardan kurtulmu olan insan, yine de mut-
IuIukla kar karya gelmiyecektir. Yai zor bir durumda bulunacak,
her skntltsn, kainatn btn iindeki kkln itirafa zorlana-
caktr. Artk o, yaratln merkezi deil, iyi niyetli bir Tanrnn zenli
efkatlerinin konusudur. O, orada scak ve kendii iyi hissettii baba
evini terkeden bir ocuk misali bulunacaktr. Fakat ocukluk devresi
gcride braklmad m? nsan ebediyyen bir oeuk olarak kalamaz.
Nihayet ona muhalif bir dnyada maceraya atlmak gerekecektir.
te bunu realite33 amacyla, eitim olarak adlandrbiliriz.
Bir ksm psikanaliz yoruncular Freud'un din zerindeki mahede-
deleriin sadece psikolojik ve tedavi dzeyinde kaldn, onlarn akn
(Trenscendant) peoblemini bir kenara braktm sylemilerdir. As-
lnda metinler, pein yargsz okuacak olursa S. Freud'un kiisel
dncesi hakknda yaplan bu yorumlar kabul etmek zor olacaktr.Fakat bir metod olarak psikanalizin34. baz genelletirmeleri ve kuru-
cusunun hipotezlerini ihmal ettiini ve akn zerinde bir almay
muhafaza ettiii kolayca kabul edebiliriz.
Freud, aadaki cnIelerii yazd zaman aratrma hudutlarwn
bilincindeydi: Muhtelif aratrma dallar tarafndan salanan sonularn
bir sentezi, dinlerin teke'vvn iinde tasvirini yapacamz mekaniz-
maya hangi nisbl nemi vermemiz gerekeceini gsterebilecektir. Fakat
32 a. g. e.33 S. Freud, Totem et Tabou, Paris, 1971
34 M. Dantereau, burada fikrimizi Allah habadan temizlerneye ynelik bir an gryor:
Freud, et l'Atheizme, Paris, 972.
-
8/2/2019 Din Fenomeni
29/47
niN FENOMEN 107
byle hir alma, psikanalizin sahip olduu vastalar at kadar onun
takip ettii hedefi de aar. "35
JACQUS MONOD VE DN
Nobel dl alan hiyoloji hilgini Jacqucs MODod'un "Karanlklar
KralI"36 konusunda vard sonularda ok sayda farkl perspektif-
lere ramen Freud analiz onda da esas olarak grlmektedir. Ona
gre, in'sanlk tarihinin bilinen kaynaklarndan beri, toplumun kaderi
ile karan ferdin kaderi, sosyal zorlamalar, insan heyninden domu
olan kategorilerin genetik evrimine tesir etmitir. te hu evrim, kabilev!
kanunlarn kabuln kolaylatrm, fakat ona hakimiyet verecek onu
tesis eden aklama ihtiyacn da yaratmtr. Bizler bu insanlarn torun-
laryz. Hi phe yok ki, aklama itiyacn, bizi hayatn anlamn
aratrmaya zorlayan sknt)' onlardan miras aldk. nsandaki i daral-
gnl, btn mitlerin, dinlerin, felsefelerin ve hatta ilmin yaratcsdr.
Bu aklama ihtiyac o kadar zorlaycdr ki (bu ifadede biyolojik ter-
minoloji, psikanaliz terminolojinin yerine gemitir) genetik yasann
iine kaydedilmi ve hala da tekaml halindedir. te miderin, dinlerin'
icad ve geni felsefi sistemlerin kurulmas, insann saf bir otomatizminnnde eilmeden sosyal bir hayvan olarak yaamas iin demeye
mecbur olduu deerli eylerdir. Fakat sadeee kltrel miras, sosyal
yaplar desteklemek iin insana yeteri kadar g vermeyecektir. Bunun
iin bu mirasa, ruh tarafndan istenen bir gday destek olarak vermek
gerekecektir. ayet byle olmasayd, sosyal yapnn temelindeki din
olaynn evrens~ii, nasl izah edilecekti? Dier taraftan yine millet-
lerin, dinlerin veya felsefi ideolojilerin iindeki "ayn esas formun"
bulunduu nasl izah edilecektir?
te Jacques Monod, grup kanunu kurmaya, imajiner kaynaklaragre onu ina etmeye ve bylece kollektif bir iltica gvenlii takdim
ederek dman Lir dnya iinde yaama kaygsn teskine ynelen bu
zati yaratklar "Ontogenies" olarak adlandryor. O, bu temel formun,
tm dinlerde bulduuna inanyor. lham sahibi bir peygamberin
hayat hikayesine dayanan byk dinlerde ayn ekildedir. nk pey-
gamber dini temsil eder, onun iin konuur insanlarn tarihlerinden
ve adetlerinden bahseder. Mesela tarihi yaps ynnden en ilkel
olan hyk dinlerden yahudi-Hristiyanlk (Judeo-Christianisme) Tan-
:15 S. Freud, Totem et Tabou, Paris, 91.1.
36 J. ~fonod. Le Hasord et la :\'ece"site, Puri., 1970.
-
8/2/2019 Din Fenomeni
30/47
1 0 8 JEAN CIIEVALIER-MEHl\fET AYDIX
rsal bir peygamber tarafndan zenginletirilneden nce bir bedevi
jestine sahipti. Bunun aksine ok yksek dzeyde farkllam olan
Budizm, orijinal ekli ic:inde sadece kiisel kaderi idare eden ycekanun karma'ya balyd. Aslnda Budizm, insanlardan ok, ruhlarn
hikayesidir.
Bu ontojenik aklamalar, onlarn gznde insan, tabiat, evreni
srekli birbirine etki yapan ve ayn kanunla idare edilen, ayn canl
varlklar iinde kartran animiznden baka bir ey deildir. Bu teskin
ediei ittifakn karsna bu gnn bilgini, gerek hakikatn yegane
kayna olarak "objektif bilgiyi" koyuyor. Freud iin de dinin karsna
konan ilimden beklenilen, ne mutluluktu ne de duygusal rahatlkt.Sadece olaanst baar gc ile hakikatt. Yine Upaniad'larn aa-
daki dncesi ilc daha kkl bir ayrl tasavvur edemiyeceiz:
"Tabiat bydr ve yce Rab da bycd.r. Btn dnya Rabbn
paralar olan eylerle doludur.":>7
Jacques Monod'n aka itiraf ettii gibi, objektif bilgi, dinin nemli
yerini, yalnzlktan donmu bir dnyada endieli bir aratrma ile doldu-
rabilir ... Nihayet insan, tesadfle kurtulduu kainatn hudutsuz ilgi-
sizlii iinde yapayalnz olduunun farkna varr. stelik onun kaderide devi de hi bir yerde yazlmamtr. Bunun iin ona "Krallkla ka-
ranlklar" arasn semek dyor. nk insann zellii, sadeee haki-
kat aratrmak skntsn yklenmektir.
Bu durumda hakikat aramada zor tatmin olan ve ilmi keiflerlc
etkilenmi olan zihinleri iknada, baar salad halde, ruhlarn fethini
baaramayan olduka sert bir pozisyon karsuda hayret edilmiyeeek-
tir ... Akl zerinde ruhun., salt ilmi objektiflik zerinde ontogene kay-
gnn intikamlarnn bir belirtisi olarak bugn artm grnen dinitezahrler, Atalar animizinin ilkel tezahrlerinden baka bir ey deil-
dir. nsanln olaanst gelimesi yerine ilinle, nmzde daima
"bir karanlklar ukuru" kazlyor. ada toplum, hala animist dzeyde
olan ahlaki deerler sisteminden vaz gemeksizin ilmin sonularndan
ve glerinden yararlanmak istiyor: te ada cemiyetin acla.rnn
ve tezatlarnn kk, seim cesaretine sahip olmamasndandr. Yani
sorumluluklarn tama ve tutarhlkla yaama cesaretine sahip olama-
dndan kaynaklanmaktadr. Modern insann ktl, ahlaki ve sos-
yal bir varlk olma kkenindeki yalandan kaynaklanr.
37 Svestavara Upanihad, IV, 10.
-
8/2/2019 Din Fenomeni
31/47
D1N FENOMJ;:N1
DNLEHN ETLER:
10 9
Din olaynn olduka kompleks yaps, dinin, tenkitlere karolduka duyarl olmasna neden olmu ve dinlerin ak bir tasnifinin
yaplmasna da engel tekil etmitir. Bununla beraber bir ok insan,
dinlerin tasnifine teebbs etmitir. phesiz bu tasnifler, dinlerin ayn-
c karakterlerine bal kalnarak yapld iin, ok eitli olmutur.
Bu tasnifleri yle sralayabiliriz:
a) Akl veya vicdan dinleri: Bu dinler, kilisenin aracl olmadan
ferdi i hayatn gelimesi zerinde, merkezilemitir. Bu dinin en bariz
rnei PETzM (Pietisme) dir. Bu dinler, genellikle o t o r i t e
dinlerine (Katolik klises;, devlet dinIeri gibi olduka tekilatlanm
olan kutsal kurulular) muhaliftirler.
b) lkel Dinler: Yani by kalnts dinler. Animizm gibi. Bu dinler
de tekaml etmi olan dinlere (yani iman ile akl uzlatrmaya alan
Budizm ve Hristiyanlk gibi dinlere) muhaliftider.
c) Aksiyon Dinleri: Bu dinler kurtuluu hareketlerde aryan din-
lerdir. Bu dinler de inayet dinlerine (mistik feragiha ve ibadete ncelik
tawyan dinlere) muhaliftirler.
d) Kitabl Dinler: Kital- Mukaddese ve Kur'an'a sahip olan
dinlerdir. Bunlar da szl dinlere (Animizm gibi) muhaliftirler.
e) Tab Dinler: Bunlar da vahyedilmi dinlere, ok, eski ve tarihi
dinlere (Budizm, Zerdtlk, Yahudilik, Hristiyanlk, slam) muhalifdinlerdir.
f) Saeerdotales Dinler: Brahmanizm gibi. Bunlar da peygamberlere
ait dinlere muhaliftirler.
g) Kurumsal Dinler: Karizmatik dinlere muhalif dinlerdir.
1) Kozmik Dinler: Bu dinIere gre Allah, bilinen veya bilinmeyen
btn kainatn sahibidir ve tm evreni etkileyen kurtulutur. Bu dinler
de kozmik olmayan dinlere (Bu dinlere gre de Allah, balangta dn-
yaya varlk ve hareket vermi olmasna ramen dnyaya mdahale
etmemektedir.) muhaliftir.
i) Kabile Dinleri: Bu dinler de evrensel dinlere muhaliftirler.
j) Kurtulu Dinleri: Bu dinler de sr dinlerine (ilk miladi asrdamevcut olan Mithraizm gibi) muhaliftirler.
k) Klasik Hristiyanlk ve seile~ hristiyanlk.
-
8/2/2019 Din Fenomeni
32/47
no JEAN CHEV ,:\LIER-lI1EHMET AYDIN"
Burada bir kere daha itiraf edelim ki "Mukayeseli Dinler ilmi"
hala kendini bu baarsz giriimlerden kurtaramamtr. Bunun iin desnflandrma denemeleri hi bir zaman kesin deildir. Bu yaplan snf.
landrma, sadece din olaynn kompleksliini ve ar eitliliini ortaya
koymaktad~. zellikle dinler38 arasndaki bu ztlklar, mutlak bir ztlk
olarak grmemek gerekecektir. nk birbirine muhalif olarak konmu
olan dinler, gayri msavi ekilde belirginlemelerine ve farkl ekilde
olumalarna ramen, okbenzerliklere de sahip olabilmektedirler.
O halde problem, ne kadar mphem olursa olsun, btn dinlerde
mterek bir esasn olup olmadn ve ilkel denen dinlerin ok zenginekilde btnlemi olan pozitif dinlere nasl tekaml ettiini bilmeyi
gerektirmektedir .
DNLERN TEKAML:
Aslnda tabii din bir tarafa, tab bir dini retme yetkisi de yoktur.
Fakat en azndan duygularx.la, inanlaryla, pratikleriyle tabii bir din
duygusunun olduu kabul edilebilir. Bu konuda bir profil izmek iin,
Dinler tarihinin zikzaklan arasna kadar kma!\. burada biraz fazlacayer alacak. Ancak burada hemen belirtelim ki "tabii din duygusu" en
eski alarda olduu gibi bu gn de vardr, her zaman da var olacaktr.
imdi, ada spiritel tecrbelerin iinde bu tabii din duygusunun
kklerini meydana karmaya alalm:
Burada Amerikal koznonot Pasteur'un ay ilc yer arasndaki
duasnn heyecan verici yanksn hatrlatabiliriz. Yine Rus kozmonotu
. Gagarin'in "Gkte Allah'a rast gelmedim" eklindeki beyenat daha ok
glmeye neden olmu ve hi kimse onun teleskopunun arasnda Allah'farketmi olduuna inanmamt. nk dinin ve filozoflarn Allah',
hi bir meteorda deildir.
Eskiden yldzlarla donatlm gk zerinde yaplan yorumlar gibi
imdi de evrenin hudutsuz yorumlar Lucrece dahil btn airlerde
olduu gibi modern insann daima derin kaygs, en ileri bilgilerin snr-
W; tammamn, sevmenin, yaamann doymak bilmez susuzluu, baz-
larnn inkarla, dier bazlarnn da Allah'a39 inanarak tatmin olduu
tam bir din sorun meydana getirmitir.
38 Bir baka tasnif tc G. Van dcr Leew'n La Reli~ion, Paris, 1970 adl eserinde grlyor.
39 Tabii dini zlemler konusunda Bk. VI. Paul'un 12 Ocak 1972'de yapt konuma
(Documentation Catholiquc, No: 1612 - 6 ubat-I972).
-
8/2/2019 Din Fenomeni
33/47
DN FENOMEN III
Aslnda bu meseleleri, teorik olarak anlatmak onlarn daima akla
gelmelerine mam olmaktan daha kolaydr. te bunlar, bugnn din
duygusunun gelitii psiik bir ortam tekil ederler. Bunun iin sadece
frtnalarn, boralarn, buzullarn, ormanlarn, yrtc hayvanlarn,
depremlerin kutsal korkular, kutsal duygusuna neden olmamlar; yine
renmenin, malik olmann, akn hududlarn kavrama ve bu hudut-
lar ama arzusu da kutsal duygusuna ncden olmutur. nk mater-
yalizm, pozitivizm, ateizm, ilimcilikde varln srrn dokunulmaz
olarak brakmlar(\r. nk sonsuz uzaylarn manzaras bizi Paskal'
dan daha az korkutsa da bir tek su damlasnn varl hala bir sr olarak
kalmaktadr. Belki, onu analize, lmeye, tartmaya ve hatta gaz, kat,grnmez enerji halinede evirmeye muvaffak olabiliriz. Fakat onun
varlnn esrar, hala bitmemitir. Durum byle olunca, bizzat insann
esrar hakknda ne denecek?
halde bir snfn bir dier snf smrmek veya kaygy gidermekiin icad edilen din, "halkn afyonu" olmay baarmtr! Fakat bilakis bu
belli bal istifhanlarn arl ile doan inan, ruhun oksijenidir. nk
ruh akln hudutlar iinde bouluyor. 0, kendini o hudutlarda korsa giy-
dirilmi olarak hissediyor. Aslnda bu haliyle, ruh, akln yollarn, onlar
tekzip etmeksizin akln deil imann atmosferi iinde srdrmeyi vetakip etmeyi istiyor. te, az veya ok ihtiyatl veya verinIi, souk veya
ateli olabilen bu iman, inkardan --yakara, histen duaya, zihinsel
kanaattan ahlakI davrana ulaabilir. Yine byle bir iman, az veya ok
fikirleri ve kurallar zorlayc bir sistem meydana getirebilir. Bir vahyin
dnda vicdandan ba~ka hi bir yetki, onun snrlarn belirleyemez.
te bu din duygusu, pozitif dinlerin; domalarn, eriatlarn,
ayinIerini yerletirecei tabii bir platform grevi yapacaktr.
POZTF DNLER:
nsan tarafndan icad edilmi dinler tablosu, olduka samalklarla
doludur. Bunun iin muhtelif kt'alar zerinde kefedilmi olan mitolo-
jik hikayeler, bo eyler demek deildir. nk bu komik eylerin
arkasnda hangi ciddiyet; maskaraln gerisinde, hangi dranlar yatm-
yor? Sokrat ncesi filozoflar, Yunan ilahlarn hangi istihza ile tepe-
taklak getirmediler? Homere ct Hesiode, nsanlarn yannda yz karas
ve utan verici olan, hrszlklar, cinayetleri, zinay, ihanetieri, ilahlaraisnat etmilerdir. Evet, eer srlarn, atlarn, arslanlarn da elleri
olsayd, onlar da kendilerine benzer ilahlarn resinl'erini yapacaklard.
-
8/2/2019 Din Fenomeni
34/47
112 JEAN CHEVALI ER-M EHMET AYDIN
Yani atlar atlarn, srlar srlarn, arslanlar aslanlarn (Xenophane
Frag mentsII,
15).Btn bu menfiliklere ramen, btn bu mitolojiler yine de ter-
temiz olan hayatn dini anlamna tamk' olmaktan geri kalmamlardr.
te bunun iindir ki pozitif dinler, mesajlarnn iinde insan artlarn
bilmecelerine cevaplar getirdiklerini iddia etmektedirler.. Bu dinler,
derun din duygusuna, objektif olarak akladklar uygun bir cevap
getirdiklerini beyan ederler. Fakat bu dinlerin farkll, karlkl
msamahaszI ve bazan da kanl savalar, tezatlar, anlamazlklar
veya ilgisizlii, takviye etmi olmalardr.
Yine de inan, ahlak, klt, hiyerari, cemaat eklinde oluan her
dinin karakteristik izgileri, en mkemmel ekilde bu dinlerde ortaya
kmaktadr. Bu hiyerari ou defa, sadece grevle ilgilidir, yarglama
ile deil...
Btn katolik kilisesi zerinde drckt egemen olan Papa'mn, yce
otoritesiyle, bu hiyerarik organizasyon tipinin en mkemmelini Katolik
kilisesi temsil etmektedir. te bunun iindir ki kmenik Konsillerin
(Les consiIes oecumenique) bile, papa ile mutabk olmadka, kesin bir
deerleri yoktur.
Pozitif dinler, genellikle kendilerine bir Allal elisi, bir hakim,
bir peygamber, melek veya bizzat Allah tarafndan ulatrlm olan
bir vahye (Revelation) ba'i vurmulardr. Bu valyin en eski yazmalar,
bilginler tarafndan M.. 1500 ile 900 yllar arasnda yazld tarih-
lense bile, bu valy, Hinduizmin Veda'lar gibi ok eski kaynakl da
olabilir. Ayn ekilde eski ve yeni AHD'in btn kitaplar, kesin ve kati
ekilde tarihlenebilider ...
TEKAMLN SAFHAS:
Belirsiz karakteriyle tabii din duygusu ve tamamen kilisede olu-
mu olan pozitif dinlerdeki hu iki arlk arasnda, insanlk tarihinde
dinin douunu ortaya koyal!- yeterli iaretler var mdr?
Dinlerin evrimi zerinde teoriler ayn ekilde ok farkldrlar ve hi-
biri olaylarn btnn aklamamaktadr. nk bu dini tekaml, bir
tek millette olsun, tam olarak devam etmemitir. Mesela byle bir kabile,yahudilerde olduu gibi, politeizmin, monoteizmn ve bazan da muhalif
inanlarn varlna daima ahit olmutur. stelik bu inanlar, ou
zaman birbirine karmtr ve bir tek dini tavr iinde, animizmden,
-
8/2/2019 Din Fenomeni
35/47
DIN FENOME,'./ 113
manizmden, totemizmden, henotizmden, monoteizmden karm olan
elemanlar doru ekilde gstermek de olduka zor gzkmektedir.
Dini hayat blnemez ve onu analiz eden bir takm kavramlarla snr-
landrlamaz. nk dini hayat, kltrel bir tortulamadan ve kompleks
bir psiik durumdan domutur.
Bu konuda tarih ncesi, etnoloji, psikoloji, felsefe, kltr sosyolo-
JISI, ksaca tm insan ilimIeri haa bugn teorilerin birbirleriyle arp-
t kapal bir sahadan baka bir ey deillerdir. Onlardan biri, bir an
stn geliyor, bir dieri derhalonun yerini alyor. te bunun iin burada
onlara, sadece dini fenomenin her ekle giren kompleksliini anlamaya
yardm ettikleri lde ba vuracaz.
Dinin evrimini, zellikle bir dinin evrimini, her cemiyetin temel
diyalektik seyri iinde gstermek mmkndr. Bylece o, zaman
veya devreyi40 ihtiva eder: A a v u r m a (Exteriorisation),m a h h a sia m a (Objeetivation), i i n e kap a n m a (interi-
orisation).
Dini veya din d bir cemiyetin evrim dereceleri bu safhaya gre
deerlendirilebilir:
Birinci Safha yani aa vurma, bizzat cemiyetin evrendeki aksin-den ibarettir. Bizi kuatan btn varlklara dn olarak verilmi olan
btn insani faaliyetler aslnda animist bir tutum douruyor. Bylece
aks olan varlk, bir tepki unsuru oluyor.
kinci safhada, bu dnceler insann yaratlmasyla objektiflemi
ve bizzat istikrar kazanmlardr. Sonra bunlar, insann ve kilinatn
yaratcs olmulardr. Neticede domalar, kurumlar olumu, salam-
lam, sanki bunlar insandan bakasndan geliyormu gibi kanunlarn
empoze etmitir. Nihayet insan, kendi dncesine yabanc olmutur.nc safhada, yani cemiyetin iine kapanmas safhasnda, onun
mitlerinin, inanlarnn, kanunlarnn, messeselerinin yaratcs ~e-
fedilmi; onlara darda yabanc, yce bir temel atfedecei yerde vic-
dannda ondan bir esas kurmutur. Onlar ya eletirmi veya onlar
akl ile stlenmitir. Bylece o, maziden kurtulmu, hale bal kalm,
i.stikbalden sorumlu olmutur.
te o zaman cemiyet tamamen laiklemi ve insanilemitir. Faka!
unutmamak azmdr ki bu zamanlar tamamen teoriktir. Yine kesindir
40 Sosyolojik analizler iin Bk. P. Berger. La Religion Dans la ConsieIlee Moderne, Paris,
1971.
-
8/2/2019 Din Fenomeni
36/47
114 JEAN CHEVALIER-MEHMET AYDIN
ki onlar, bir tek ve ayn cemiyetin tarihi iinde birbirinin zerine otur-
tulmutur. O halde bunlar, pratikte sadece, bir cemiyetin tarihininmuayyen bir annda hakim olan eyi deerlendirmeye yaryabilirler.
VAHY PROBLEM:
Bylece dinin kaynandaki ilk vahiy teorisi, net olarak yukardaki
birinci safha ile ilgilidir. insanln ilk alarnda, hatta ilk insanda,
sonra da nesilden nesile bozularak, gerileyerek ve nihayet bir ka pey-
gamberin ateinde canlanarak nakledilmi bir ilk vahyin olduu teorisi,
mcerret bir teori olarak devam etmektedir. Bu teori temelini yaratlefsanesinden almaktadr. Buna gre ilk insan Adem, birdenbire, gzel,
zeki, mkemmel, lmsz olarak zuhur edecek ve neticede btn bu
orijinal imtiyazlar gnah iinde kaybedecektir... Byle bir hipotez
iinde ilk insann (Adem'in), gelip geici bir sezgi grnmnde deil
(onu ezeli bir murakabe iinde tesbit etnitir), direkt bir vahyin iinde
derin bir Allah bilgisine sahip olmas kanlmazd. yleki bir ses, ilk
insana tanrsal sfatlar ve niyetleri, itlcnbiklerin mrltlarnda, meyve
bahesinin hrtsnda net olarak tasvir etmitir.
Fakat bu gzel rya, tarih ncesine ait derslere mukavemet ede-
mez... Anthropologie (insanln balangc ile ilgili bir ilim), arnzdan
500.000 sene teye kadar giderken ve ilk paleolitik devir (yontma ta
devri) zamanmzdan 30.000 yl ncesini gsterirken, bu gne kadar bu
tarihten nce (30.000 yl nce) hi bir dini iz bulunmamtr... Bir
ksm llerin, yiyeceklerle, a boyas ile gmlmesi, muhtelif eylerin
mezara konuu ldkten sonra hayatn devam ettii inancn gstere-
bilir. Yine bir takm kuruyup kvrlm, grnte balann olan
iskeletler lm olaylarnn korkunluunu gstereceklerdir... Onlaraiyi veya kt bir tesir atfedilnitir. Bu ller klt, muhtemel yardnlar
iin yalvarma ayinlerine olduu kadar savunma ve tehditlere kar
korunma tedbirlerine de benziyordu ... Ancak bu mezarlarn kefi, hi
bir dini fikri, hi bir br dnya inancn, hi bir ilahi varl, iyi veya
ktnn karl olan bir adaleti aklama imkan~ vermemektedir.
yleyse ilk ~ahyin izleri bu devirde neye balanabilir?
LKEL DN VE KARANLIK:
Tarih ncesi devir uzman Fransz Andre Leroi-Gourhan, yanl
ve saysz genelletirmelerin nnde son derece temkinli olarak yle
-
8/2/2019 Din Fenomeni
37/47
niN FENOMEN! 1 1 5
yazar: Homo Sapien'den nce, yani arnzdan 30 veya 40 bin yl
nce incelemeye dayanan hemen hemen hi bir ey yoktur .. 0, daima
sivri noktalar zerinde dnen nazik teorilerle alayederek yle der:"Eserlerin arasnda tarih ncesi insan, dini ahsiyetini kah zam bir
byc veya ecdat kafalarn biriktiren dindar bir koleksiyoncu, kah
ehvet dkn dans r veya uyank bir filozof olarak deitirmektedir.
Bu eserlerin yazarlarna gre, onun davrann tarih ncesi biyorafileri
arasnda incelenmedir ..." Bu byk alim, mezarlardan veya maara-
lardan karlm kafatasarn, eneleri, fosilleri, spheroidleri, kadeh-
cikleri incelemi, netice olarak, yle demitir: Paleanthropren'lerin
yrngesi arkasnda, eskiden geen bir ka eyin, daha sonra ok nem
kazanacan kabul etmek iin bu kafi gelecektir. Artk bir dini davra-rann taslan yapmak iin bunun ok kifayetsiz olduunu da kabul
etmek gerekir. Bylece kavranlan olaanstl~k, tabiat st anlay
lehine ok kuvvetli bir tahmin tesis etmitir. Fakat bizim iki bin yl-
danberi anladmz istikamette dei1.41
Bilakis ilk ta devrinden itibaren Homo sapien'in dorudan doruya
atalarnn yannda yani 30.000 ylna doru bir takm ehadetler kendile.
rini daha iyi izhar ediyorlar... Roger CaiIlois'un ifadesine gre bu,
"Gzlemlerin dini heyecanla birletii bir devirdir." Bu devre ait eldeedilmi olan ekil sembolizmi, baz mcerret dnceye geii gsteriyor,
fakat hala bu devre ait, by, totemizm, amanizm ile iirilmi olarak
verilen aklamalar en azndan bir gzpekliktir ...
Andrc Leroi-Gourhan, yontma ta devrinde b y 'nn gerekten
olduunu fakat onu ne resimlerin nc de organizasyonlarn gstermediini
ileri sryor. iftletiriimi ve yaral bir takm hayvan resimlerinden
seks'le aklanm bir hayat ve lm fikrinin mevcut olduu ileri sr-
lebilir ... Aslnda bu resim sanat, stelik samimi srlara bal bir ok
sembollerin gerisindeki eye, maddi dzeni am grnen bir ok kay-glara, tamanen dini bir muhteva ile psiik faayete ihanet etmi
grnyor. te bunun iindir ki yontma ta devri dini, karanlkta kal-yor. . '
Etnoloji veya bugnn ilkel toplumlarn inceliyen etnolojinin
bu blm acaba yksek ta devrinin dini olaylarna verilen yorunlar
zenginletirebilecek mi? Gemii mevcutla anlamaya almak riksli
bir metoddur. Yine de' onun neticelerini incelemeye alalm ...
zellikle hayatn bilmecesini kabaca ortaya koyan lm etrafnda,
ilkel dinin bir takm aydnlatc izgilerini bilebiliyor muyuz? Kauler,
4iAndre Leroi-Gourhan, Les Religions de la Prehistoire, Paris, 1964.
-
8/2/2019 Din Fenomeni
38/47
116 JEAN CHEVALIER-MEHMET AYDIN
Filipinlerdeki Negrites'ler ve Andamenes'ler, Avusturalyadaki Tes-
manienler ve Kurnailer, tehouktehes 'ler gibi bir ka eski kabilenin
yannda bir lnn kafasn veya alt enesini tama adedine iaret
ederler ... orada beden rd zaman lnn geri kalan ksm mezar-
dan karlr. Kemikler denizde temizlenil'. Kafatas ve alt ene krmz
kitle boyanr ve rlm hir bala tutturulur. Daha sonra bylece elde
edilen paralar, gs zerinde veya srtta tanr. Genellikle ebeveyn-
ler, ocuklarn; kadnlar ise kocalarnn kafatasn tarlar.42
Bu mahedelerden kan nedir? Burada l ile canl arasnda bir
ban devam arzusu grlyor. l kafatasarnn muhafazas, genel
olarak dorulanmtr. Ancak bundan hir dini klt anlam karabilirmiyiz? Bu adetlerin, devam eden bir mtereklikten, srdrlen bir
balantdan, duygusal bir kltten gerek bir varln vekilliinden baka
anlam var mdr? Grlyor ki bunlardan dini bir anlam karmak
olduka. zor.
Ancak baz hallerde "kafatas kilt" kutsal bir grnm kazanyor.
Kutub blgelerine yakn blgelerde Terre du Hoi-Guillaume'un eski-
molarnda veya Kanada'nn merkezinde Ren geyii kurban, avda baar
datan gn sahibi yce bir varla ynelmektedir. On~n ilikli kemi-
ini yemek yasaktr. Aznn tadn bilen hi kimse taze Ren'in beynin-
den kendine iyi bir ziyafet ekemez. O halde gelecekte iyi bir av elde
edilmek isteniyorsa, geyiklerin kafalarna ve iliklerine dokunulmadan
suyun iine daldrlmaldr. Zira, hayvanlar anasnn istei byledir43
Mesela Karagasse'larda kurban olarak takdim edilen aylardr. Samoye-
des Jurak'larda, bir dan tepesinde boulmu olan beyaz bir geyik,
kabilenin yce tanrs N u m'a tak
top related