ahmet mercan - albaraka türk · 2018. 10. 11. · 2 yiyecekten yana sorunlar yoktu. fakat...

20
AHMET MERCAN

Upload: others

Post on 23-Oct-2020

0 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

  • AHMET MERCAN

  • ALBARAKA TÜRK YAYINLARI: 35ÇOCUK KİTAPLARI: 19

    Yazan : Ahmet MercanResimleyen : Yahya AlakayEditör : Ekrem ŞahinMizanpaj : Tekin KavcakBaskı/Cilt : ..............

    © Bütün yayın hakları ALBARAKA TÜRK’e aittir.

    ALBARAKA TÜRK KATILIM BANKASI A.Ş.Büyükdere Cad. No:78 34394 Mecidiyeköy/İSTANBULTel: (0.212) 274 99 00 Faks: (0.212) 272 44 [email protected]

    İstanbul, Nisan 2009

  • 1

    ZÜRAF�L

    Zürafa ile Fil, küçüklükleri birlikte geçmi� iki samimi ar-kada�t�. Avc�lar taraf�ndan tuza�a dü�ürülüp yakalanmalar� da birlikte olmu�tu. Uzunca bir süredir hayvanat bahçesinde birlikte ya��yor-lard�. Kaç y�ld�r hayvanat bahçesinde bulunduklar�n� bilmiyor-lard�. Çocuklar, “Kaç y�ld�r buradas�n�z?” diye sorduklar�nda aralar�nda tart��ma ba�l�yordu. Biri “Be� y�l” dedi�inde di�eri “On y�l” diyordu. Birbirlerini iknaya çal���rken tart��ma uzay�p gidiyordu. Tabi bu durumdan çocuklar kazançl� ç�k�yordu. Çün-kü e�lence uzay�p gidiyordu. Çocuklar Zürafa ile Fil’i çok seviyordu. Sevgi kar��l�kl�; Fil ve Zürafa da çocuklar� çok seviyordu. Büyük �ehrin hayvanat bahçesinde ya�ay�p gidiyorlard�. “Gidiyorlard�” demek laf�n geli�i, daha do�rusu bir yere gidemiyorlard�. Büyük bir kafese koyulmu�lard�. Kafesin kap�s�nda kocaman bir kilit vard�. Bak�-c�, yemek zaman� geldi�inde �ang�r �ungur kilit sesiyle, kap�y� aç�p yiyeceklerini veriyordu.

  • 2

    Yiyecekten yana sorunlar� yoktu. Fakat ziya-

    retçi çocuklar ak�amlar� kendi evleri-ne gidince yaln�zl�k duygusuna kap�l�yorlar-d�. Yaln�zl�ktan da öte bir özlemdi bu. Göz göze geldiklerinde ikisi de geldikleri orman�

    hat�rl�yordu. �kisi de ayn� anda di�erinin ne dü�ündü�ünü hissediyordu. Sürek-

    li birbirlerine; küçüklük günlerindeki yaramazl�klar�n�, maymunlardan neler

    çektiklerini anlat�yorlard�.

  • 3

    Yine böyle hat�rala-ra dald�klar� bir gündü... Zürafa aniden ba��-n� çevirdi, Fil ile göz göze geldi. Fil bu beklenmedik bak���n ne anlama geldi�ini anlam��t�. - Yoo! Hay�r! Akl�ndan bile geçirme! dedi. Zürafa gü-

    lümsedi. Fil biraz daha tedirgin oldu. Fil aç

    kalmaktan söz etti. Zürafa, özgürlü�ün daha önemli oldu�unu

    belirtti. A�açlar�n tepesinden yaprak koparman�n zevkini anlatt�. Tar-t��ma uzay�p gitti. Sonunda Fil sustu.

    Zürafa plan� anlatt�.

  • 4

    Zor oldu; ancak, Zürafa sonunda Fil’i kaçmaya raz� etti. S�ra plan� uygulamaya gelmi�ti.

    Zürafa gece yar�s� hasta numaras� yapmaya ba�lad�, boylu boyunca uzanarak inleyip durdu. Aradan uzun zaman geçmeden görevli geldi. Kafesin kap�s�n� açt�, veteriner içeri girdi. Tam kap�y� kapat�rken Fil hortumunu araya soktu. O s�rada Zürafa birden s�çray�p kalkt�. Fil ve Zürafa; görevli ile veterinerin �a�k�n, biraz da korkulu bak��lar� aras�nda h�zla uzakla�t�lar.

  • 5

    Ormana kavu�man�n hevesiyle öyle ko�tular ki nefes nefese kald�lar. �ehrin neresinde olduklar�n� bilemediler. Sakin bir sokakta s�rt s�rta verip dinlendiler. �yice ac�km�� olduklar�n� anlad�lar. Uzun zamand�r ko�maman�n verdi�i hantall��� hissettiler.

    Sabah olmadan �ehirden ç�km�� ol-malar� gerekiyordu.

    Yorgun arg�n yürürken �a�k�n �a�k�n tabelalara bak�yorlar,

    ���klara bir anlam veremiyor-lard�. Zürafa bir tabelan�n

    önünde durdu. “Zarafet Manav�” yazan tabela-

    daki sebze ve meyve resimlerine dikkat-

    lice bakt�lar. Fil’in hortumu kazay-la kasan�n birini devirince, mey-ve ve sebzeler ortaya ç�kt�.

  • 6

    Fil ve Zürafa sebze ve meyveleri yemeye ba�lad�lar. Hepsinin tad�na bakt�lar. Öyle çok yediler ki olduklar� yerden k�m�ldayamaz oldular. Di�er yandan yorgunlu�un da verdi�i a��rl�kla, orac�kta uy-kuya dald�lar. Sabah, Zürafa gözlerini açt���nda etra� ar�ndaki insan kalabal���n� gördü. �nsanlar�n hayvanat bahçesindeki sevimli bak��lar�na al��m��t�. Bu defa öyle bakm�yorlard�. Fil’i dürttü: - Hadi kalk... Çabuk! Fil’in uykusu derindi, bir türlü uyanm�yordu. Hortumunun içini g�d�klay�p zor da olsa arkada��n� uyand�rd�.

  • 7

    Kalabal�k gittikçe art�yordu. Manav da gelmi�ti. Dükkân�n halini görünce, bir anlam veremedi. Manav Mustafa sakin bir adamd�. “Bir hay�r var bu i�te” dedi. Kom�u dükkân sahipleri Fil ve Zürafa’ya sopalarla sald�rmak istediler. Manav Mustafa herkesi sakinle�tirdi.

    Ceza verilmeden önce, zanl�y� dinlemek lâz�md�. Suçun tespit edilmesi gerekmekteydi. Sonra; suç neden i�lenmi�ti. Dü�manl�k için mi? Yoksa anlamadan, yap�lan�n yanl�� oldu�unu bilmeden mi i�lenmi�ti? Bütün bunlar�n anla��lmas� gerekti�i-ni; Manav Mustafa, insanlara bir güzel anlatt�.

  • Fil ve Zürafa bo� bir dükkâna koyuldu. Üzerlerine tel kepenk indirildi. Kom�u dükkân sahipleri, aralar�nda bir ara�t�rma kurulu olu�turdular. Ara�t�rma kurulu, Fil ve Zürafa’ya bu i�i neden yapt�klar�n� sordu. San�k-lar aç olduklar�n� söylediler. Fil ile Zürafa’ya manavda her �eyin parayla sat�l-d���n� hat�rlatt�lar. Bu defa Zürafa ile Fil �a�k�n �a�k�n birbirlerine bakt�lar. Ayn� anda konu�tular:

    - Para da nedir?! Bakkal Yakup Amca, paran�n ne oldu�unu uzun uzun anlatt�.

    Yapt�klar�n�n suç oldu�unu söyledi. “Ama biz söyledikle-rinizin hiçbirini bilmiyorduk, yine de suçlu mu-

    yuz?” diye sordular.

  • “Tek tek konu�un” dedi Bakkal Yakup. �kisi yine ayn� anda “Biz tek tek konu�amay�z, hem suçu da birlikte i�-ledik” dediler. Çocuklar bu cevaba çok güldü. Çocu�un birisi: - Bunlar Zürafa ile Fil de�il de sanki ikisi tek canl�, adlar� da “Züra� l”!.. deyince, bundan sonra herkes onlara Züra� l diye seslenmeye ba�lad�. Suçu bilmeden i�lemeleri, “para”y� tan�mamalar� onlar� ne kadar suçlu yapard�? Ara�t�rma kurulu bu konuda � kir ayr�l���na dü�tü. Ara�t�rma ekibi üyelerinden kimileri Zürafa ile Fil’i suçlu görüyorlard�. Baz� üyelerin görü�ü ise Zürafa ile Fil’in suç i�lemedi�i yönündeydi. Zürafa ile Fil, hatalar�n� düzeltmek için manavda çal��ma talebinde bu-lundular. Herkes güldü. Zürafa ile Fil’in çal��amayaca��n� dü�ündüler. Tart��ma uzay�p durunca görü�meye ara verildi. Herkes ak�am konuyu iyice dü�üne-cek, sabah karar için oylama yap�lacakt�.

    9

  • Ak�am olmu�tu. Zürafa ve Fil dükkânda sessizce bekliyorlard�. Yorgun ve dü�ünceli vaziyette tam uykuya dalarlarken, ba��rt�lar duy-dular. Do�ruldular. Tam kar��lar�nda yer alan bir binada yang�n ç�km��t�.

    Alevler görünmüyor, simsiyah duman ç�k�yordu. �kinci kattaki yang�n bü-yüyordu. �tfaiye dar soka�a giremiyor, hortumun uzunlu�u yetmiyordu. �çer-de iki çocuk mahsur kalm��t�. �nsanlar çaresiz ç��l�klar at�yordu. �a�k�n �a�-k�n öteye beriye ko�up duruyordu. Zürafa ile Fil durumu anlad�lar. Fil güçlü hortumuyla, kepen-gi kavray�p betondan söktü. Fil ile Zürafa ko�arak, yang�n ç�kan evin önüne geldiler. Fil hortumunu pencereden içeri att�. Cam� k�rarken hortumu da kanamaya ba�lad�. Fil, ta��nan kazan kazan suyu içip içeri f��k�rtt�. Sonra birbirine sar�larak a�layan çocuklar� hortumuyla kavrad�. Önce küçü�ünü Zürafa’n�n uzanan boynuna koydu. Çocuk kayd�rak-ta kayar gibi ��p diye a�layan annesinin kuca��na indi. Sonra ikincisi ayn� �ekilde kurtar�ld�.

    10

  • 11

  • Ertesi gün ara�t�rma kurulu topland�. Marangoz Adem ku-ruldan ayr�lmak istedi�ini bildirdi. Sebebini de aç�klad�:

    - Fil ile Zürafa ak�am yang�nda benim çocuklar�m� kurtar-d�. �imdi ben onlara kar�� merhamet duygusu içindeyim. Bu du-rum benim karar�m� etkiler. Karar duyguyla de�il hakkaniyetle verilmeli. Bu nedenle, istifam�n kabulünü talep ediyorum.

    Marangoz Adem’in istifas� olumlu kar��land�.

    12

  • Ara�t�rma kurulu yine bir karara varamad�. Sonunda bir üye, çocuklar�n “temiz-saf” � kirlerinden istifade etmeyi öner-di. Ara�t�rma kuruluna üç çocuk üye ald�lar. Çocuklar sorunu an�nda çözdüler. Çocuk sözcü görü�lerini aç�klad�:

    - Madem Zürafa ile Fil çal��acaklar�n� söylüyorlar, görelim o zaman. Bir �ans verelim onlara. Verdikleri zarar� kar��larlar-sa sorun çözülür. Olmazsa o zaman tekrar konu�uruz.

    Büyükler bu görü�ü benimsediler. “Biz niye bunu dü�üne-medik?!” diye de hay�� and�lar.

    13

  • 14

    S�ra Zürafa ile

    Fil’e gelmi�ti. Önlüklerini giyip hemen i�ba�� yapt�lar. Etraf� p�r�l p�r�l y�kad�lar. Meyveleri bir gü-

    zel parlatarak dizdiler. Kamyondan sebze indirdiler. Ma-nav Mustafa’ya i�e el sürdürmediler. Televizyonlar, gaze-

    teler hep onlardan bahsetti. Uzaktan-yak�ndan mü�teriler geldi. Manav doldu ta�t�. Bu arada Fil’in hortumunu Eczac� Metin güzelce ilaçlay�p sard�.

    K�sa sürede yaras� iyile�ti. ��leri iyi gitti. Manav Mustafa zamanla dükkân� büyüttü. Borçlar�n� ödedi. Bir gün Zürafa ile Fil’i yan�na ça��rd�. Onlara, ormana gitme isteklerini bildi�ini söyledi. Bunu hak ettiklerini belirtti.

    Onlar� unutmamak için dükkân�n ismini de�i�tirdi. “Zarafet Manav�” yerine “ZÜRAF�L MANAVI” tabelas�n� ast�. Zürafa ile Fil çok duyguland�lar. Çar�� halk� hep birlikte, güzel bir törenle Zürafa ile Fil’i yolcu ettiler. Her y�l bulu�maya söz verdiler. Ormana pikni-

    �e giden Manav Mustafa ve çar�� halk�n�n yan�nda, yang�nda Zürafa ile Fil’in kurtard��� çocuklar da yer ald�.

    Masal bitti.

  • Kâs�m; “Züra� l” ismini koydu�u masal� bitirip, okumas� için ablas�na verdi. Ertesi gün; Kâs�m, ablas�na masal� nas�l buldu�u-nu sordu. Ablas�: — Masal iyi de, Fil ile Zürafa insanlarla konu�ur mu? dedi. Kâs�m çok güldü ve ekledi: — Masalda her �ey konu�ur, ad� üstünde “masal”... Zürafa ile Fil konu�abilseydi, böyle konu�urdu diye hayal ettim. Hayal etmek bütün çocuklar�n hakk�.

    15

  • 1616

  • ALBARAKA TÜRK ÇOCUK K�TAPLARI

  • Sevgili Çocuklar,

    Her kitap bilgiye açılan bir kapıdır.Sizlere 23 Nisan hediyesi olarak verdiğimiz

    “Zürafi l” adlı çoçuk kitabını zevkle okuyacağınızı umuyoruz.Önümüzdeki dönemlerde sizler için hazırlayacağımız yeni

    kitaplarda buluşmak dileğiyle…Ömrünüz “bereket”li olsun.

    Kalın sağlıcakla.

    ALBARAKA TÜRK