adaletsİzlİĞe teslİm olmayacaĞiz! …yuruyus.biz/pdf/pdf/501.pdfparti-cepheli savaş, iktidarı...

60
www.yuruyus-info.org [email protected] Haftalık Dergi / Sayı: 501 27 Aralık 2015 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) Devlet Katillerini Korumaya Devam Ediyor! Devlet Katillerini Korumaya Devam Ediyor! Halkın Evlatlarını Katleden Katiller! Sevinmeyin Boşuna! Adalet Savaşçıları da Adalet Savaşçıları da Halkın İddianamesini Hazırladı! Halkın İddianamesini Hazırladı! Hiçbir Suçunuz Karşılıksız Kalmayacak! Yedi Kat Yerin Dibine de Girseniz Yedi Kat Yerin Dibine de Girseniz Devrimci Adaletten Kaçamayacaksınız! Devrimci Adaletten Kaçamayacaksınız! AKP’nin Savcıları Dilek Doğan’ın Katiline “Kasten Adam Öldürmekten” değil, “İhmalli Davranış”tan İddianame Hazırladı!

Upload: others

Post on 30-Aug-2020

5 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/501.pdfParti-Cepheli savaş, iktidarı is-temektir, Parti-Cephe ile Güçlenerek Yürüyoruz, İktidar İçin Savaşıyoruz

www.yuruyus-info.org

[email protected]

Haftalık Dergi / Sayı: 50127 Aralık 2015

Fiyatı: 1 TL (KDV dahil)

Devlet Katillerini Korumaya Devam Ediyor!Devlet Katillerini Korumaya Devam Ediyor!

Halkın Evlatlarını Katleden Katiller! Sevinmeyin Boşuna!

Adalet Savaşçıları daAdalet Savaşçıları daHalkın İddianamesini Hazırladı!Halkın İddianamesini Hazırladı!

Hiçbir Suçunuz Karşılıksız Kalmayacak!Yedi Kat Yerin Dibine de Girseniz Yedi Kat Yerin Dibine de Girseniz

Devrimci Adaletten Kaçamayacaksınız!Devrimci Adaletten Kaçamayacaksınız!

AKP’nin Savcıları Dilek Doğan’ın Katiline“Kasten Adam Öldürmekten” değil,

“İhmalli Davranış”tan İddianame Hazırladı!

23 Aralık’ta Zulmün, Katliamların Başkenti 23 Aralık’ta Zulmün, Katliamların Başkenti

ANKARA’YA YÜRÜYORUZ!ANKARA’YA YÜRÜYORUZ!19 Aralık ve Kürdistan Katliamlarından19 Aralık ve Kürdistan Katliamlarından

Berkin’e, Günay’a, Dilek Doğan’aBerkin’e, Günay’a, Dilek Doğan’a

ADALETİN PEŞİNDEYİZ!ADALETİN PEŞİNDEYİZ!

ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ!ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ!DİRENECEĞİZ, KAZANACAĞIZ!DİRENECEĞİZ, KAZANACAĞIZ!

A D A L E T İ Ç İ NA D A L E T İ Ç İ N

Page 2: ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/501.pdfParti-Cepheli savaş, iktidarı is-temektir, Parti-Cephe ile Güçlenerek Yürüyoruz, İktidar İçin Savaşıyoruz

Sahibi ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü:Mustafa DOĞRU

Adres: Katip Mustafa Çelebi Mah.Billurcu Sok. No: 20 / 2 Beyoğlu/İSTANBUL

Ofset Hazırlık: Ozan YayıncılıkAdres: Zübeyde Hanım Mah. FevziÇakmak Cad. 1297. Sokak No: 1 Daire: 1Sultangazi / İSTANBULTel: (0-212) 536 93 44Faks: (0-212) 536 93 45

Yurtdışı Büro: Vakıf EFSANE Pieter de Hoochstr. 303021 CS Rotterdam/Nederland

ISSN: 1305-7944

Baskı: Ezgi MatbaacılıkSanayi Cad. Altay Sok. No: 10Çobançeşme / Yenibosna / İST.Tel: (0-212) 452 23 02

Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım

Pazarlama San. ve Tic. A.Ş.

Tel: (0-216) 585 90 00

Avrupa: 4 Euro

Almanya: 4 Euro

Fransa: 4 Euro

İsviçre:6 Frank

Hollanda: 4 Euro

İngiltere: £ 3

Belçika: 4 Euro

Avusturya: 4 Euro

Haftalık Süreli

Yerel Yayın

Siyasi Dergi

Fiyatı: 1 TL

Tel: (0-212) 251 94 35 www.yuruyus-info.org [email protected]

son kontroller yapıldıson kontroller yapıldıemniyet düşürüldüemniyet düşürüldü

suskun ilk kez konuşacaksuskun ilk kez konuşacakher şey tamamher şey tamam

tarih baba kocaman gözlerini açtıtarih baba kocaman gözlerini açtıgelecek nefesini tuttugelecek nefesini tuttu

yarınlara döşenen kurşun yolları izliyorlaryarınlara döşenen kurşun yolları izliyorlarşimdi sonsuz bir beklemeşimdi sonsuz bir bekleme

gözler uzaklara dalmışgözler uzaklara dalmışheyecan sarmış tüm bedenleriheyecan sarmış tüm bedenleri

damardaki kan coşmuşdamardaki kan coşmuşöyle bir coşku ki bu öyle bir coşku ki bu

önlenemez güzellikteönlenemez güzelliktehesabını soracağız sloganları kulaklarındahesabını soracağız sloganları kulaklarında

(...)(...)her zamanki gibi şüpheyle çıktıher zamanki gibi şüpheyle çıktı

durdu baktıdurdu baktıadımlarının sesinden ürktüadımlarının sesinden ürktü

havanın sesinden ürktühavanın sesinden ürktühavanın soğukluğu içini dondurduhavanın soğukluğu içini dondurdu

yürüdü korktuyürüdü korktubiri kendine geliyordubiri kendine geliyordu

kaçmak istedikaçmak istedibeni bulamazlar diye düşündü sonrabeni bulamazlar diye düşündü sonra

ferahladıferahladıuzun sürmedi korkunun ferahlığıuzun sürmedi korkunun ferahlığı

ıssızlığın çığlığı suskunlukla karşılaştııssızlığın çığlığı suskunlukla karşılaştıbir gün mutlakbir gün mutlak

hesap soracağızhesap soracağızkorkak, şerefsiz, işkencecikorkak, şerefsiz, işkenceci

bu kelimeler bu sözler bu kelimeler bu sözler bir kez daha saplandı beynine...bir kez daha saplandı beynine...

Berkin Elvan İçin Adalet Yerini Bulsun Diye Berkin Elvan İçin Adalet Yerini Bulsun Diye BİZ 650 GÜN BEKLEDİK!BİZ 650 GÜN BEKLEDİK!

ŞİMDİ SİZ BEKLEYECEKSİNİZ! ŞİMDİ SİZ BEKLEYECEKSİNİZ! Dilek Doğan İçin Ne Zaman Gelecekler Diye...Dilek Doğan İçin Ne Zaman Gelecekler Diye...

Page 3: ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/501.pdfParti-Cepheli savaş, iktidarı is-temektir, Parti-Cephe ile Güçlenerek Yürüyoruz, İktidar İçin Savaşıyoruz

İ ç i n d e k i l e r26 Halkın Hukuk Bürosu

Amed’i anlatıyor...

28 Halkın Hukuk Bürosu:Çevik kuvvet polisleriişkence makinesidir!

30 10 Soruda:Eylem örgütlemek!

32 Eylemlerimiz, iktidar

iddiamızı yansıtmalıdır!

34 Kamu Emekçileri Cephesi:Turnikeler, öğretmen veöğrencileri denetim altınaalma araçlarıdır!

35 Gençlik Federasyonu’ndan:Planlı, programlı çalışmaylasonuç alacağız!

36 Liseliyiz Biz:

Gelecek bizim ellerimizde!

37 Anadolu Cephesi:Kitle çalışmasının

etkili bir aracı: Dergimiz!

38 Sanatçıyız Biz:Para için düşüncelerini,değerlerini satan YavuzBingöl, düşkünleşmektesınır tanımıyor!

39 Halk Meclisleri: Esnaflar;

gücümüz, birliğimizdir!Halk Meclisleri’ndebirleşelim!

40 AKP faşizminin yalanları çöktü!

Dilek Doğan dosyasındakigörüntüler, katilleri gösteriyor!

42 “Her gün umudumuzu ve

direnişimizi büyütüyoruz...”

44 Halk Cephesi Amed’de

46 Yürüyüş dergisi, 500. sayısıyla

umudun sesidir! Tutuklanan HalkCepheliler serbest bırakılsın!

48 İmbat maden işçileri: “Direne

direne kazanacağız!

50 Sorunlarımızın ortak çözümü için

Öğrenci Meclisleri’ndeörgütleniyoruz

52 İşkenceleriniz, acizliğinizin

göstergesidir!

53 Evin Timtik açlığıyla direnmeye,

emperyalizm saldırmayadevam ediyor!

54 Avrupa’da Yürüyüş:

Özgür Tutsaklar’ı tecrite, cezakoğuşlarına koyarakyenemezsiniz!

55 Avrupa’da Biz: Yaşadığımız

ülkelerde, kendi haklarımızısonuna kadar savunmalıyız!

56 Yitirdiklerimiz...

58 Kulağımıza Küpe Olsun...

9 19-22 Aralık direnişi, Anadolutopraklarında, devrim vesosyalizm mücadelesinin yokedilemeyeceğinin destanıdır!

13 19 Aralık’tan Amed’e,Amed’den Ankara’ya,kömürleşen bedenlerimizinhesabını soracağız!

15 Biz Diyoruz ki: Katletmek vekatilleri aklamak, oligarşinindeğişmez geleneğidir

16 Cephe’nin 1 yılı: Ocak-Mart

19 Evin Timtik: “Haklarımızıalmanın, daha büyükbaskıların önüne geçmenin tekyolu, direnmektir!”

21 Savaş ve Biz:Beklemek ölümdür!

22 Halkın Mühendis Mimarları:Emperyalizmi sosyalist

çözümlerle vuracağız!

23 Kürdistan’da Tek Yol Devrim:Kürt halkı teslimalınamayacak! Katliamların

hesabını soracağız!

İktidar içinSavaşıyoruz!

4 Anadolu ihtilalini zafere taşıyacaktek güç Cephe’dir!

TAYAD 30. yılı kapsamında

yapılacak olan Tarihi Yazanlar

Müzesi’nde sergilemek için

şehitlerimize ait giysi, saat, defter...

gibi eşyalarını bize gönderin...

Güzeltepe Mah.

Birsel Sok. no:19-2

Güzeltepe-İstanbul

[email protected]

0545 898 98 37

Tüm HalkımızınKavgamızı veUmudumuzu

Büyüteceğimiz YeniYılını Kutluyoruz...Yeni Kavga Yılımızı Elif, Şafak, Bahtiyar

ve Günayca selamlıyoruz...

Page 4: ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/501.pdfParti-Cepheli savaş, iktidarı is-temektir, Parti-Cephe ile Güçlenerek Yürüyoruz, İktidar İçin Savaşıyoruz

Yoldaşlar, Dostlarımız, Halkımız!Faşizmin Baskı ve Zulmü Altın-

da Yaşamak İstemiyorsak SavaşıBüyütmeliyiz.

Büyüteceğiz. 2015’te de yeni gelenekler ya-

ratmaya devam ettik.Bedeller ödedik, yeni mevziler

kazandık. Daha da ustalaştık. İddialarımız, hedeflerimiz ve ha-

yallerimiz vardı; bunlardan yaptık-larımız, yapamadıklarımız oldu.

Kampanyalarımızla, ısrarlı mü-cadelemizle, her koşulda adalet ara-yan, hesap soran eylemlerimizle em-peryalizmin ve oligarşinin korkula-rını büyütmeye devam ettik. Tümdünyayı ayağa kaldıran, halkın yü-reğini ferahlatan adalet eylemleri-mizle halka umut olduk, güven olduk.

Halkımızın bilincinde zulüm var-sa, halkın adalet savaşçıları da vardüşüncesini büyüttük.

Ölülerimizle bile düşmana korkusaçıyoruz. Günay Özarslan yoldaşı-mızı kendi geleneklerimizle uğurla-yabilmek için bile 80 saat direnmek,sokak sokak çatışmak zorunda kal-dık. Halkın örgütlü gücü karşısındabir kez daha mağlup oldular; halkevlatlarına sahip çıktı, Gazi’nin so-kaklarını dar etti düşmana.

Bu direnişten bize kalan, kararlı-lık, boyun eğmezlik, savaşçı dina-mizmi ve disiplindir. En önemlisi de

halkın direnişe katılımıdır. 80 saat sür-mesi direnişin halklaşması, çoluğuy-la- çocuğuyla, kadını erkeğiyle, 7’den70’e direnen halkın sahiplenmesidir.

Düşman katlederek moral üstün-lüğü ele geçirmek için korku yay-maya çalışırken, savaşçımızın ce-nazesini sahiplenmemizle gösterdi-ğimiz irade ve emekle, katliamları-nı onları vuran bir silaha dönüştürdük.Moral üstünlüğü yine biz kazandık.Yine onlar, yine katiller kaybettiler.Bu 80 saatlik direnişi, büyütecektüm mahallelere yayacağız.

Şehitlerimizle Savaşarak Ka-zanacağız! Biz kazanacağız!

Çünkü; meşru olan, halka karşı sa-vaşanlar değil, halk için savaşanlardır.

Nasıl Bir DünyadaYaşıyoruz?

Açlığın, yoksulluğun, Sömürü ve talanın, Baskı ve zulmün; hergün bir ön-

ceki güne göre arttığı bir dünyada ya-şıyoruz. Bu yıl da azalmadı yoksul-luğumuz, baskı ve zulüm. Tam ter-sine geçtiğimiz yıla göre daha da art-tı. Bunu kimimiz yaşayarak, kimimizise kıyılara-sahillere vuran çocukölüleriyle canlı tanıkları oldu.

Gözümüzün içine baka baka kat-lettiler bizi...

Amerika’nın yarattığı işbirlikçi,çapulcu sürüsü IŞİD’i AKP eliylebesleyenler, şimdi IŞİD’e operasyon

düzenliyoruz diyerek; yine, halkla-rın kanına giriyor, toprakları işgal et-meyi sürdürüyorlar.

Kendi yarattıkları canavar IŞİD,yoksul bıraktıkları, ambargoyla tec-rit ettikleri, halkları birbirine düşür-dükleri yerler dışında sonunda ken-dilerini de, bol ışıklı başkentlerindebuldu. Paris’te onlarca halktan in-sana kendi suçlarının bedelini ödet-tiler.

İşte bu gün böyle bir dünyada ya-şıyoruz. Onlar katlediyor, talanedip, işgal ediyor… Biz ise her yer-de ölüyoruz. Hem de onar onar, yü-zer yüzer ölüyoruz.

Koskoca kuşatılmış dünyada, sa-vaşan bir tek biz varız…

Bir başımızayız savaşan… Amayalnız değiliz. Dünya halklarınınonurlu tarihi, dünya halklarının eme-ği, onurlu gelecek özlemi ve gücü bi-zimle…

Milyonların değil, milyarlarcahalkın umuduyuz. “Emperyalizmdeğişti” diyenlerin pespaye düşün-celeri daha şimdiden iflas etmiştir.Emperyalizm dünya halklarının ka-nını dökmeye, ülkeleri işgal etmeyedevam ediyor. Halklara kan ve göz-yaşından başka verebilecekleri hiç-bir şeyleri yoktur.

İşte Ortadoğu, Suriye; müdaha-le ettikleri topraklarda katledilenyüzbinler ve göç yollarına düşen mil-yonlar! Bunların sorumlusu emper-

Savaşımız Anadolu Halklarının Kurtuluş Savaşıdır!Savaşı Sürdürüyoruz! Savaşımızı Tüm Anadolu’ya Yayıyoruz!

Parti-Cepheli Olmanın Onuruyla Savaşıyoruz! Parti-Cepheli Savaş, İktidarı İstemektir!

Parti-Cephe ile Güçlenerek Yürüyoruz!

İktidar İçin Savaşıyoruz!

ANADOLU İHTİLALİNİ ZAFERE TAŞIYACAK TEK GÜÇ CEPHE’DİR!

Page 5: ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/501.pdfParti-Cepheli savaş, iktidarı is-temektir, Parti-Cephe ile Güçlenerek Yürüyoruz, İktidar İçin Savaşıyoruz

yalizmden başkası değildir. Emper-yalizm ve halklar arasındaki çelişkidedeğişen bir şey yok; biri diğerini yen-meden de olmayacak.

İşte bu yüzden uzlaşmayacağız,emperyalizmin ve işbirlikçilerininkurbanı değil, celladı olacağız!

Ne Olursa Olsun…Her Şeyi Silah YapıpEmperyalizme Direneceğiz!

Dün Ankara’daki Amerikan kon-solosluğuna yaptığımız eylemle na-sıl onları sarstıysak… Bugün deemperyalizme karşı savaşımızı bü-yüterek sürdürüyoruz. İstanbul İs-tinye’de; inşaat malzemelerini bilebaşka ülkelerden getirip, özel inşaaettikleri kartal yuvalarında AmerikanKonsolosluğu’na yönelik saldırı dü-zenleyen savaşçılarımız, bu öfke-mizin ifadesidir. 51 yaşındaki bir ka-dın savaşçımız elindeki kleşle bu öf-kenin, bu kinin ifadesidir. Kurşun-larının bittiği yerde, teslim olmayansesi, elinde fırlattığı taşı; milyonla-rın öfkesidir. Sınıf bilincinin ifade-sidir. Mahir’lerden bugüne anti-em-peryalist geleneğin devamıdır.

Kızıldere’nin “dönmeye değil öl-meye geldik” diyen sesinin bir taştasomutlanmasıdır.

Nasıl Bir ÜlkedeSavaşıyoruz?

Faşist AKP iktidarı, efendilerin-den aldıkları güç ve destekle zul-münü sürdürüyor. Kendi yasalarınadahi uyma ihtiyacı duymuyor; çalı-yor, yağmalıyor, halkımızı aşağılıyor,çocuklarımızı katlediyor. Yetmiyorkatilleri ödüllendiriyor. Kürt halkı-mıza saldırıyor, 90 yıllık imha ope-rasyonlarına devam ediyor.

Seçimlerle yine AKP iktidarageldi. Halkı yalan- demagojiyle kan-dırmaya devam etti. Seçim oyunla-rına katılan Kürt milliyetçiler, opor-tünist, reformistler ise onlara bu de-magojilerini meşrulaştıracakları ze-mini sundular.

Biz AKP’nin seçimlerde kazan-masına şaşırmadık. Şaşırmadık çün-kü biz faşizmi de, yaşadığımız yeni

sömürge ülkemizin gerçeğini de bi-liyoruz. Ama bunu bildikleri haldekendilerini devrimci veya sol ilanedenler, bile bile bu oyuna ortak ol-dular. Sol ve küçük burjuva aydın-larımız şaşkınlık içinde kalırken bizbu gerçek karşısında şaşırmadık.Çünkü; faşizmin demokrasicilikoyununu biliyorduk. Halkımızın al-ternatifsiz olduğunu biliyorduk. Fa-şizmin seçim sandığı ile değil, silahlayenileceğini, devrimin silahla ya-pılacağını ve silahla korunacağını bi-liyorduk.

“Direnmeyen çürür, savaşma-yan ölür” dedik. Türkiye solu siya-sal olarak ölmüştür. Sol’un düzen içi-ne çekilme projesinin gönüllü uy-gulayıcıları olup, parlamentoyu umutolarak görmenin ya da Ortadoğu’daemperyalizmin kara gücü olmanın,başka açıklanabilir bir yanı yoktur.Milliyetçiliğin çıkmaz yolunda bun-dan ötesi yoktur. Ölülerine bile sa-hip çıkamaz, hesap soramaz durumagelmenin başka türlü izahı yoktur.

Suruç’un, Ankara’nın ve Kürtillerinde yürütülen savaşın sorum-luluğu ve hesabını sormakta bizimboynumuzun borcudur.

Tarihin Çarkı Dönüyor, Halklarımızın Eşitlik, Özgürlük ve AdaletSavaşı Sürüyor!

Yeni yıla yeni umutlarla, hedef-lerle giriyoruz. Hayallerimizi gerçeğedönüştüreceğiz. Eksiklerimizi gide-recek, hedeflerimizi büyüteceğiz.Hedeflerimiz; hayallerimizin bü-yüklüğünde, iddiamızın gücünde,dünya ölçeğindedir. Devrimcileriçin hiçbir şey imkansız değildir.

Parti-Cepheli savaş, iktidarı is-temektir, Parti-Cephe ile GüçlenerekYürüyoruz, İktidar İçin Savaşıyoruz

Yolumuz Uzun,Görevimiz Büyük!

Halklarımızın kurtuluşu vatanı-mızın bağımsızlığı için yola çıktık.Bağımsızlık, demokrasi ve sosyalizmiçin mücadele ediyoruz. Bu uğurda,hiçbir fedakarlıktan kaçınmadan,kan ve can bedeli, tam 46 yıldır bir

savaş yürütüyoruz. Bu süre içinde 600’ün üzerinde

şehit verdik. Ve abartısız on binler-ce insanımız işkencelerle, hapisha-nelerle tanıştı.

THKP-C’den Devrimci Sol’a vebugünlere umut olabilmişsek bu enbaşta tutsak ve şehitlerimizin saye-sindedir. Alnımız ak, başımız diktir.Bize güvenen, oğullarını kızlarını busavaşa veren halkımızın yüzünükara çıkarmadık, bundan sonra da çı-kartmayacağız.

Kanla yazılan tarihimiz; halkla-rımıza verdiğimiz sözlerin garanti-si, geleceğe ait hedeflerimizin gü-vencesidir.

Evet, yeni kavga yılına girerkenyeni umutlarla, yeni hedeflerle giri-yoruz.

Milyonları örgütleyeceğiz. Bütünyoksul mahalleler bizim olacak. Bu-nun için savaşımızı tüm Anadolu’yayayacağız. Halkımızın yaşadığı, ne-fes alıp verdiği her yerde biz olaca-ğız.

Bütün Dağlar veŞehirler Bizim Olacak!

Dağların doruklarında, şehirlerinsokaklarında adım atmadığımız birkarış toprak, kapısını çalmadığımıztek bir ev bırakmayacağız.

Öylesine söylenmiş bir söz değil,bu, bir iddiadır. Bugüne kadar söy-lediğimiz her şeyi yaptık. Bundansonra da kimsenin kuşkusu olmasın,söz ve eylemimiz bir olacak. Ana-dolu ihtilalini büyüteceğiz.

Anadolu İhtilaliniZafere TaşıyacakTek Güç Cephe’dir!

Çünkü; pek çok alanda ilk ol-manın bedelini gözaltılar, işkenceler,tutuklanmalar ve şehitlerle ödemiş-tir. Devrimin, özgürlüğün bedelleri-dir bunlar. Cephe açıkça ortaya ko-yar ki; bu bedelleri ödemeyi göze al-madan, devrimci bir örgüt olunamaz.Cephe; önderliğiyle, kadrolarıylave taraftarlarıyla bu bedelleri öde-yerek kanıtlamıştır kendini. Bu gü-veni vererek, umudun, kurtuluşun,geleceğin adı olmuştur.

Page 6: ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/501.pdfParti-Cepheli savaş, iktidarı is-temektir, Parti-Cephe ile Güçlenerek Yürüyoruz, İktidar İçin Savaşıyoruz

Emperyalizme veFaşizme KarşıSavaşmayanVatansever Değildir

Bütün ülkelerin devriminde, bütünmücadelelerde, yüksek bir vatanse-verlik duygusu, büyük bir halk sev-gisi olmadan ve ulusal değerler ta-şınmadan; geniş halk kitleleri, em-peryalizme ve faşizme karşı örgüt-lenmemiş ve zafere ulaşılamamıştır.

Halklar kültürleriyle, ulusal kim-likleriyle, vatanlarıyla vardırlar ve budeğerlerle birlikte yaşamlarını şekil-lendirirler. Bunlar ortadan kaldırıldı-ğında halk, ulus ve bunların yüzyıllarboyunca oluşturdukları kültürler, de-ğerler ortadan kalkarak yerini her tür-lü değerden, duygudan yoksun, adetarobotlaşmış bir yaşama bırakır ki,böyle bir yaşamı halklar kabul edemez.

Emperyalizm ideolojik, ekono-mik, politik, kültürel hegamonyasıy-la esas olarak bu noktada halkları tes-lim almakta, onların ulusal kimlikle-rini yok ederek yalnızlaştırmakta,kendine güvensizleştirerek, bunalımadüşürmekte ve ardından halklarla is-tediği gibi oynamaktadır.

Bu “Kader”iDeğiştireceğiz. EsaretHalkların Yazgısı Değildir!

Özgür bir vatanda, özgür bir halkolarak yaşamak istiyoruz. Sömürününve zulmün olmadığı bir ülke istiyoruz.Türkiye ve tüm dünya halklarının entemel hakkıdır bu. Bu hakkı kullan-mak için savaşıyoruz. Hakkımız ola-nı almak için ölüyoruz. Vatanımızdaözgürce yaşamak hakkımızdır. Herkarış toprağımızı özgürleştireceğiz.

Nasıl Yapacağız? Halk ve vatan sevgisiyle. Tarihi-

mizden, şehitlerimizden aldığımızgüç ve sınıf kinimizle başaracağız.

Halk sevgisi halkı örgütlemek-tir. Sevdiklerimiz için emek harcarız,bedel öderiz.

Kimdir halk? Halk biziz, anne-baba, emmi, dayı, kardeş, işçi, öğ-renci, mahalleli, köylü, madenci...devrimden çıkarı olan herkes.

Sevdiklerimizin sömürü ve zul-mün esiri olmasını istemeyiz. Aç, iş-siz, eğitimsiz, evsiz-barksız kalmasınıistemeyiz. Sevdiklerimizi koruruz,canımızdan esirgeriz. Eğer onları ör-gütleyemiyorsak bu sevgimiz gerçekdeğildir.

Halkı sevmek onları örgütle-mektir. Halkı örgütlemeyen, onun içinmücadele etmeyen, halkı sevemez. Sı-nıfına yabancılaşır, yozlaşır. Tarihiniunutur. Köklerinden kopar, daldan dü-şen yaprak gibi kalır ortada. Rüzgarnereye savurursa oraya gider. Vata-nından, toprağından uzak düşer.

Nedir Vatan?Tek başına üzerinde yaşadığımız

toprak parçasından ibaret değildirelbette. Halkların ekonomik, kültürel,tarihsel ve toplumsal olarak üzerindeyaşadığı toprağıdır vatan. Acılarımı-zı, sevinçlerimizi, umutlarımızı ya-şadığımız, alınterimizi akıttığımız,doyup, aç kaldığımız topraklardırvatan.

Bu halk, bu vatan bizim. Halk büyük ailemiz, vatan ise bi-

zim evimizdir. Anamızın, babamızın,eş-dost akrabamızın yaşadığı yerdir.Mezarlarımız vardır bu topraklarda.

Vatan anamızdır! Ana gibi sahip-lenmeliyiz vatanı. Vatana sahip çık-mak için her yerinde biz olacağız.

Vatanseverlik kuru kuruya birtoprak sevgisi değildir. O topraklarüzerinde bağımsız, özgür, onuruylayaşama isteği ve iradesidir. “Vatan-sever olmadan devrimci olunmaz.”diyor Dayı.

İşte bunun içindir ki, vatansever-lik, vatan toprakları üzerinde yaşayanhalk için, kendini feda edebilmektir.Bu istek ve iradenin, bu fedanın so-mutlandığı yer Parti-Cephe’dir.

Parti-Cephe Anadolu İhtilalidir!

İlkeleri, kuralları, savaşma ru-huyla ihtilalci bir örgüt, Dayı’dan bizemirastır...

Leninist örgüt anlayışı, her türlüçarpıtmaya karşı mücadele mirası-mızdır...

Örgüt içi işleyişte, güven ve ilke-leri esas almak, mirasımızdır. Çalış-ma tarzında programlılığı, kolekti-

vizmi esas almak, mirasımızdır.İnanç, coşku, sorumluluk ve fe-

dakarlıkla tanımlanan Parti-Cepheli-lik anlayışı mirasımızdır.

Halkımızın haklarıyla, özgürlük-leriyle onurluca yaşama istek ve ira-desini ortaya çıkartacak olan güç bi-ziz. Bunu ete-kemiğe büründürecekolan biziz. Biz hayata geçirecek, bizgerçek yapacağız!

Emperyalizme karşı bağımsızlık,faşizme karşı demokrasi mücadelesiveriyoruz. Hiçbir halk işgal altında,onursuzca yaşamak istemez. Hiçbirhalk boyunduruk altına girmez. Hiç-bir halk cellatlarıyla iyi geçinemez.Halkın çıkarı örgütlenmekte ve ken-di iktidarını kurmaktadır.

Örgütlendiğimiz yer özgürleş-tirdiğimiz yerdir.

Halkı SevmekSilahlanmaktır

Biliyoruz ki kurtaracağımız yer bi-zim vatanımız, örgütleyeceğimiz bi-zim halkımızdır. Silah burda saklıdır.Savaşçı burda saklıdır. Bu toprakla-rın ekmeğini yiyen, suyunu içen hal-kımızla örgütleneceğiz. Ekmeğiniveren halkımız silahlarını da vere-cektir.

Bu silahlarla savaşacağız. Bunlarlaadalet olacağız. Bu halkın evlatları, busilahlarla savaşacak. Ve nihayetindekendi ordusunu yaratacak, sırtımız-daki bu kamburdan, asalaklardanböyle kurtulacağız.

Yoksul halkımızın adalet savaşı-nı büyüteceğiz. “Kondulardan gelipboğazımıza sarılacaklar...” korkula-rını gerçekleştireceğiz. Saraylarınıbaşına yıkmak için bütün yoksulları,bütün konduları örgütleyeceğiz. Ber-kin bizim çocuğumuzdu. Hasan Fe-rit, Günay Özarslan, Dilek Doğan...Halkın evlatlarını katledenleri ma-hallelerimize sokmayacağız.

Halk sevgisi, halk örgütlülükle-rini kurmaktır; halkın kendi kendi-sini yönetmeyi sağlamaktır.

Vatan büyük evimizdir. Evimizeyurdumuza sahip çıkmak için örgüt-leneceğiz; kendimizi savunmak içinörgütleneceğiz.

Halkın kendi örgütlerini meclis-lerini kuracağız. Tüm mahallelerde

Page 7: ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/501.pdfParti-Cepheli savaş, iktidarı is-temektir, Parti-Cephe ile Güçlenerek Yürüyoruz, İktidar İçin Savaşıyoruz

Halk Meclisleri, Halk Komiteleriolacak. Halkımız faşizmin saldırıla-rından korunmak için kendi güvenlikönlemlerini almak zorundadır.

Halk milislerini kurarak, kendi gü-venliğini kendisi sağlayacak. Kendisağlığını, kendi üretimini, kendi mar-ketini, kendi kooperatifini, kendienerjisini, kendi okullarını kuracak.

Yoksulluğumuza SonVermek İçinEmperyalizme KarşıSavaşmak Zorundayız!

Savaşı büyütmenin anahtarı halkıörgütlemekte; şehirde ve kırda geril-layı büyütmektedir.

Halk ve vatan sevgisi; savaş-maktır, savaştırmaktır. Savaşmakiçin halkın silahlı gücünü, halkın öz-gücünü büyütmektir. Halk çocukla-rının tüm bir halkın geleceği ve öz-gürlüğü için savaşmasıdır.

Halk ve vatan sevgisi; umudubüyütmek, savaşı tüm Anadolu’yayaymaktır. Marksizm-Leninizminyol göstericiliğinde kurtuluşa kadarsavaşmaktır.

Halk kurtuluş savaşımızı, yenisavaşçı ve komutan kuşağıyla büyü-teceğiz.

Halk ve vatan sevgisi, halkın sa-vaşına komutan olmaktır...Yeni birkomutan kuşağı yaratmaktır.

Yeni komutanlarımız; örgütleye-cek, savaşacak ve savaştıracaktır, za-fere yürüyecektir.

Komutanlarımız düşünceleri-ni, yaşamını, yaptığı her işi iktidarbilinciyle ele alan; en küçük faali-yetini dahi bir ülkeyi fethediyormuşgibi örgütleyen sıra neferlerimizdir.

Adaletimiz CüretimizKadar Büyük Olacak!

Bütün bu hedeflere ulaşacak siyasicüretimiz vardır. Tarihimiz buna ta-nıktır.

Mahir ve Dayı’dan öğrendiğimiziki temel noktayı hiç unutmadan dev-rim yürüyüşümüzü sürdürüyoruz.

-Her zaman ihtilalci olan ta-rafta ısrar,

-Hangi saldırı ve kuşatma al-tında olursak olalım siyasi hedef-

lerimizi küçültmemek....Biz her zaman olduğu gibi siyasi

cüretimizin gereğini yerine getirece-ğiz.

DEVRİMİN GEREKTİRDİĞİSİYASİ VE ASKERİ ÖRGÜTLÜ-LÜKLERİMİZİ BÜYÜTECEK;DÜŞMANIMIZI TAM KALBİN-DEN VURMAYA DEVAM EDE-CEĞİZ!

ONLARIN NEFESİ KESİLE-CEK HALKIMIZ ÖZGÜRLEŞE-CEK. ADALETİMİZ, CÜRETİ-MİZ KADAR BÜYÜK OLACAK!

İdeolojik SağlamlığıOlmayanlarSavaşamazlar

Doğruları bilmek yetmez. Bunla-rı hayata geçirecek cürete de sahip ol-mak gerekir. Bu cüretin kaynağı Par-ti-Cephe çizgisidir.

İdeolojik olarak bağımsız olan birçizgi ilkeli ve tutarlı olabilir. Gerekti-ğinde bedel ödemeyi göze alabilir.

İdeolojik sağlamlığı olmayanlarve kendine güvenmeyenler bedelödemeyi de göze alamazlar; ilkele-rinden taviz verirler. Siyasi ölüm-lerin başlangıç noktası budur.

Bütün sapmaların, savrulmala-rın, düzeniçileşmelerin altında ya-tan Marksist-Leninist bakış açısıve cüretten yoksunluktur.

Marksist-Leninist tavrı almak, fi-ziksel imha da dahil, en ağır saldırı-ları göze almak demektir.

Dayı’nın belirttiği gibi “bugü-nün dünyasında, yalnız başına kal-mayı göze almadan güçlü olmak vedüşmana karşı savaşmak mümkündeğildir. Yalnız başına emperyaliz-me, oligarşiye ve onun uzantılarınakarşı savaşmak, hiçbir teknik ile si-lahla değiştirilemeyecek dünyanın enbüyük gücüdür.

Bu kendine güvendir. Bu ideo-lojik sağlamlıktır”

Kürt, Türk ve TümMilliyetlerden Halkımız!Emperyalizme ve işbirlikçilerine

karşı savaşmadan, oligarşinin iktida-rını yıkmadan yeryüzünde bizim içinadalet, özgürlük, demokrasi yoktur.

Kürt halkının kurtuluşu Ana-

dolu ihtilalindedir. Ülkemiz Bağımsız, Halklarımız

Özgür Olsun Diye; Birleşelim Sa-vaşalım Kazanalım!

Bugünün dünyasında savaşsız,silahsız politika yapılamaz!

Savaşmak yenilmez kılar halkla-rı. Halkı emek ve sabırla biz kazana-cağız, halk kazanacak!

Vatanımızı, özgürlüğümüzü vegeleceğimizi Cephe’yle kazanacağız.

Hiçbir şeyi unutmayacağız ve dö-külen her damla kanımızın hesabınısoracağız! Her karış toprağımız içincan verecek can alacağız! Yaşatmakiçin ölecek, hesap sormak için öldü-receğiz!

Tüm ülke, vatan topraklarımızınher yeri savaş alanımızdır. Halkın düş-manları, düşmanlarımızdır.

Yoldaşlarımız,Dostlarımız, Halkımız!Gençlik toplumu harekete geçiren

bir dinamit fitili derken, bugün lise-liler Berkin’in arkadaşları, abileri bumücadeleyi liselerde büyüterek sür-dürüyor. Berkin’in hesabını, adalet ta-lebini, parasız, halk için eğitim tale-biyle büyütüyorlar.

Gençlik AKP faşizminin tüm tu-tuklamalarına karşı, tek başına da olsabulundukları her yerde, Anadolu’nunher karışında direnişini sürdürüyor.

Yoldaşlarımız,Dostlarımız, Halkımız!Halkın can ve mal güvenliğini teh-

dit eden, halkı baskı altına alıp sin-dirmek isteyen, her türlü saldırıya kar-şı halkın meşru savunmasını sağla-yacak olan Halk Meclisleridir.

Halk Meclisleri; tarihin derinlik-lerinden gelen, gelenek ve değerler-den oluşan... halkın, yasalarla kendi-ni sınırlamadığı meşru gücüdür.

Halk Meclisleri; halkın kendi ken-dini yönetmeyi öğreneceği, kendigücünün farkına varacağı, bu gücü ör-gütlenerek büyüteceği yerlerdir.

Yoldaşlarımız,Dostlarımız, Halkımız!Çözüm Bizde, ÇözümEllerimizde...Çözüm Bizde, Çözüm

Page 8: ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/501.pdfParti-Cepheli savaş, iktidarı is-temektir, Parti-Cephe ile Güçlenerek Yürüyoruz, İktidar İçin Savaşıyoruz

Birliğimizde...Çözüm HalkMeclislerindedir!

Bugün AKP iktidarı, evlerimizdebile bizi, evlatlarımızı katlediyor.AKP iktidarı “Cephelileri tutukla-malarla bitireceğiz” diyor. Hergünyeni bir yoldaşımız tutsak alınıyor. Bi-rer birer, onar onar, tutsaklarımızın sa-yısı büyüyor.

Buna karşı cevabımız ise her za-manki gibi savaşı büyütmek, savaşıhalklaştırmaktır.

Faşist iktidarın; katletme ve tu-tuklamasına karşı vereceğimiz cevap;

Savaşı halklaştırmak, halkı sa-vaştırmaktır. Biz halk çocuklarıyız.Halk savaşı veriyoruz ve halkın ikti-darını istiyoruz.

Halk Meclisleri, komiteler, lise-lerden başlayarak üniversitelerdegençliği örgütleyerek savaşımızı bü-yüteceğiz… Halk bizim en büyük gü-cümüzdür, savaşın sahibi, iktidarın sa-hibidir, geleceğimizdir.

Mahallelerde milis, saraylarınız-da sizi bulan halk kurtuluş savaşçıları,dağlarda Cephe gerillalarıdır.

Vietnam’ı işgalci emperyalistleriçin bataklığa çeviren halk önderi Gi-ap’ın dediği gibi savaşımız;

“Maddi gücü moral güçle yenmek,güçlü olanı güçsüz olanla yenmek,modern olanı ilkel olanla yenmek, sal-dırgan emperyalistlerin modern or-dularını, halkın yurtseverliği ve devri-mi tam olarak gerçekleştirmek azmiy-le yenmek olan bir askeri sanattır.”

İşte bu yüzdendir ki bizi yene-mezsiniz.

Halkı yenemezsiniz. Yaratan ki va-reden ki onlardır… Onların bir par-çası olan, onların çocukları olan biz-leri yenemezsiniz.

HALKTAN YANA OLANLAR,VATANSEVERLER!...

HERKESE ÇAĞRIMIZDIR!SAVAŞMALIYIZ!

CEPHE’NİN SAVAŞINA KA-TILIN !

CEPHEYİ DESTEKLEYİN!ÇÜNKÜ CEPHE HALKTIR!

HALKI HİÇBİR GÜÇ YENE-MEZ.

SAVAŞ, SİLAH VE HEDEF...HEPSİ ZAFERİMİZ İÇİNDİR.

ÜLKEMİZİ, VATANIMIZI EM-PERYALİZME KARŞI SAVAŞALANINA ÇEVİRELİM!

HALKIMIZIN KURTULUŞUDÜZENLE UZLAŞMADA DE-ĞİL, FAŞİZME KARŞI SAVAŞ-TADIR!

BU SAVAŞI YAYIYORUZ! BUSAVAŞI BÜYÜTÜYORUZ!

SAVAŞACAĞIZ, SAVAŞTI-RACAĞIZ!

PARTİ-CEPHELİ OLMANINONURUYLA SAVAŞMAYA DE-VAM EDECEĞİZ!

GELECEĞİ BİZ KAZANACA-ĞIZ. GELENEKLERİMİZ BİZİ GE-LECEĞE TAŞIYACAKTIR!

BİZ KAZANACAĞIZ! ÇÜNKÜ

BİZ HALKIZ VE HAKLIYIZ...YENİ BİR DÜNYA İÇİN YOLAÇIKTIK VE O DÜNYAYI KURA-CAĞIZ!

EL ELE, OMUZ OMUZA,SIRT SIRTA VEREREK KAZA-NACAĞIZ!

ÖLMEK VAR DÖNMEK YOKKARARLILIĞIYLA KAZANA-CAĞIZ!

KARDEŞLİĞİMİZİ, KÜLTÜ-RÜMÜZÜ, İHTİLALİMİZİ BÜ-YÜTMEK İÇİN KAZANACA-ĞIZ!

BİZ KAZANACAĞIZ ÇÜNKÜ;HALKA DÜZEN DIŞINDA BİRALTERNATİF SUNAN SADECEİHTİLALCİLERDİR!

KANIMIZ ANADOLU TOP-RAKLARINI SULAMAYA DEVAMETSE DE, EMPERYALİZM KAR-ŞISINDA, OLİGARŞİNİN ZULMÜKARŞISINDA BOYUN EĞMEYE-CEĞİZ!

Yoldaşlarımız,Dostlarımız, Halkımız!Yeni kavga yılını hedeflerimize

ulaştığımız, sözlerimizi gerçekleş-tirdiğimiz, zafere bir adım daha yak-laştığımız bir yıla çevireceğiz.

Yeni yıla bu kararlılıkla, bu umut-larla, bu hedeflerle girerken bütünbunları birlikte kazanacağımıza, ha-yallerimizi birlikte gerçeğe dönüştü-receğimize olan inancımızla, yeniyılınızı kutluyoruz.

KKürdistan Halkı Yalnız Değildirİstanbul, Okmeydanı’nda Anadolu Kahvesine 16 Ara-

lık’ta saat 22.00 civarında Cephe Milisleri Kürdistan’dayaşanan katliamlarını teşhir eden bomba süslü pankartbıraktılar. Pankartta “Katledilen Kürt Halkımızın He-sabını Soracağız / DHKC” yazılıydı. Ajitasyonlarla ya-şanan katliamı, faşist AKP’yi ve eli kanlı katil polisle-rini halka teşhir edene Cephe Milisleri, pankartı bırakıpajitasyon çektikten sonra, havaya ateş açarak eylemi ira-di olarak bitirdiler. Eylemde; “Kürdistan Halkı YalnızDeğildir!”, “Adalet Cephenin Namlusundadır!”, “Elif Şa-fak Bahtiyar Yıkılacak Saraylar!”, “Kürdistan GoristanJi Bo Faşistan!” sloganları atıldı.

İzmir Kaynaklar Mezarlığı’nda,Şehitlerin Mezarları Ziyaret Edildi20 Aralık’ta, İzmir Buca Hapishanesi önündeki

açıklamanın ardından devrim şehitleri Gökhan Özocak,Gürsel Akmaz, Müjdat Yanat, Ümit Doğan Gönül’ün me-zarları ziyaret edildi. Anma da saygı duruşu ve kısa birkonuşmanın ardından mezar başlarında “Diri Diri Yak-tılar, Kahramanlar Ölmez ve Bize Ölüm Yok” türküle-ri okundu. Yapılan anmaya 12 kişi katıldı. Mezar ziya-reti esnasında, polisler pişkince ve utanmadan ellerin-de karanfil tutarak, anma yapan insanların fotoğrafla-rını çekti ve mezar ziyaretlerinin ardından otobüs ve yolboyunca yürüyen insanları takiplerine devam etti.

Page 9: ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/501.pdfParti-Cepheli savaş, iktidarı is-temektir, Parti-Cephe ile Güçlenerek Yürüyoruz, İktidar İçin Savaşıyoruz

Katliam ve direnişin 15. yılında fedalarladirenen kahramanları ve eli kanlı katilleri an-latmaya devam ediyoruz. Anlatalım ki unutul-masın; çünkü 19 Aralık hala devam ediyor.Bir gece yarısı gelip evlerimizi basıyorlar, ço-cuklarımızı, gençlerimizi, halkımızı katledi-

yorlar. Bu yüzden unutmayacak, affetmeyece-

ğiz.

Ceyhan Hapishanesi:8.5 saat süren saldırıya jandarma ve

gardiyanlar haricinde çevik kuvvetekipleri de katıldı. Saldırıda çeşitlitürde gaz bombaları kullanıldı. Sal-dırının durdurulması için kendini ya-kan Halil Önder ağır yaralandı. Kat-liamcıların umurunda değildi, ağıryaralı Halil Önder’in de içlerinde ol-duğu koğuşlara yönelik saldırı kesin-tisiz sürdürüldü. Tutuklular, çatışmasırasında bir teğmen ve bir askeri

rehin aldılar. Onları, bombalardan enaz etkilenecekleri korunaklı bir

bölgeye yerleştirdiler. Burunlarıkanamadı.

SONUÇ: Operasyon so-nunda tüm tutuklular yaralıydı.Operasyonun durdurulması için

feda eylemi yapan HalilÖnder, 26 Aralık’ta şe-hit düştü.

Çankırı Hapishanesi:

Saldırı on saatsürdü Çankırı’da.On saat boyuncatutukluların üze-rine aralıksız si-

nir ve göz yaşar-tıcı gaz bom-

baları yağdı.Bu süre için-de yaralan-madık hiç

kimse kalma-dı. Ama artıkayakta dura-maz hale

gelmek de işkencenin bitmesi anlamına gelmi-yordu: “Bu daha ölmemiş” denilerek, sürdürüldüişkence. Çankırı’daki katliam saldırısında bedeninitutuşturan birinci ölüm orucu ekibi direnişçilerindenİrfan Ortakçı ve Hasan Güngörmez, yanan be-denleriyle saldırıya maruz kaldılar.

SONUÇ: Çankırı Hapishanesi’nde de hemenbütün tutsaklar yaralanırken, yoldaşlarını ko-rumak ve operasyonu durdurmak için feda ey-lemi yapan İrfan Ortakçı, Hasan Güngörmezkatledilen tutsaklarımızdır.

Uşak Hapishanesi:Uşak Hapishanesi’nde devrimci tutuklu

olarak yalnız kadın tutuklu ve hükümlüler vardı.Ama “Türkiye Cumhuriyeti ordusu” için bununhiç bir önemi, ayrımı yoktu. Tüm hapishaneleriçin yapılan plan, Uşak için de geçerliydi. Kısasüre önce, mafyacılar karşısında “kuzu” kesilenasker ve gardiyanlar, kadın devrimci tutuklularkarşısında birer vahşi kesilmişti.

SONUÇ: Uşak Hapishanesi’ndeki saldırınınsonucu; iki ölü, onlarca yaralı oldu. Katledilentutuklular: Yasemin Cancı, Berrin Bıçkılar.

Buca Hapishanesi:19 Aralık’ın ilk provalarının yapıldığı yer-

lerden biriydi Buca. 21 Eylül 1995’te, aynı 19Aralık sabahı olduğu gibi katletmek için gir-mişlerdi Buca’ya. Kalkanlı, kasklıydılar o günde. O gün de ellerinde silahlar, itfaiye hortumları,demir çubuklar vardı. Malta kandan bir nehiredönmüştü o gün; Üç tutuklu -Turan Kılıç,Yusuf Bağ, Uğur Sarıaslan- demir sopalarla,kasaturalarla, işkencelerle katledilmişti. 19Aralık’ta Buca koğuşlarına giren katliamcılar“tecrübeli”ydi. Girdiler, işkencelerden geçirdiler,hücrelere attılar.

Aydın Hapishanesi:Gardiyanlar, subaylar, astsubaylar, polisler,

katliam saldırısını birlikte gerçekleştirdiler.Saldırıda yüzlerce gaz ve sinir gazı bombasıkullanıldı. İtfaiye aracı, “değdiği yeri yakanbir köpük” sıktı. Köpük sıkmayı Ulucanlar’dadenemiş ve “etkili” olduğunu görmüşlerdi!Hortumla “kükürt gazı” püskürttüler. İşkence,Aydın Hapishanesi’nde başladı, Aydın JandarmaAlay Komutanlığı’nda ve Aydın Devlet Has-tanesi’nde devam etti, Sincan’a kadar. “Hayat

119-22 ARALIK DİRENİŞİ;19-22 ARALIK DİRENİŞİ;Anadolu Topraklarında Anadolu Topraklarında

Devrim veDevrim ve Sosyalizm Mücadelesinin Sosyalizm Mücadelesinin Yok Edilemeyeceğinin Destanıdır!Yok Edilemeyeceğinin Destanıdır!

27 Aralık2015

Yürüyüş

Sayı: 501

9DİRENECEĞİZ KAZANACAĞIZ!

Page 10: ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/501.pdfParti-Cepheli savaş, iktidarı is-temektir, Parti-Cephe ile Güçlenerek Yürüyoruz, İktidar İçin Savaşıyoruz

kurtarma”nın nasıl bir katliam ve iş-kence operasyonu olarak düzenlen-diğinin tüm aşamalarını görebilirsinizAydın’da da. Yaralı olmayan tek birtutuklu kalmamıştı o gün.

Malatya Hapishanesi:Gaz bombaları, sis bombaları, ses

bombaları... Coplar, duvarları yık-malar... Sonra işkence... Sonra FTipi... Her yerde aynı... Malatya’dada operasyon böyle gelişti. Tutuklular,bombalardan kaçamasın diye, katli-amcılar, önce koğuşun kapısını ki-litlediler. Sonra tavanı delip oradanbomba attılar. Malatya’da siyasi tut-sakların sayısı azdı. Operasyon ya-pılan koğuşlarda 15-20 kişi vardı.Ama katiller, işkenceciler, gardiya-nıyla, askeriyle, özel timleriyle bin-lerceydiler. Binlerce de gaz, sis, sesbombaları vardı.

Bartın Hapishanesi:Saldırıya, 2000’e yakın asker,

gardiyan, özel tim katıldı. Saldırıdaçeşitli gaz bombaları, büyük küçüksilahlar, el bombaları, bombaatarlar,büyük iş makinaları, kamera, ve ba-sınçlı su sıkan araçlar kullanıldı. Üçtutuklu saldırının durdurulması içinbedenini tutuşturdu. Saldırı durmadı.O kadar yoğun gaz bombası kullanıldıki, işkencecileri kapıda ilk karşılayantutuklular, atılan gaz bombaları so-nucu hemen o anda bayıldılar. Saldırısonucunda onlarca tutuklu ağır ya-ralandı.

Üç tutuklu, saldırıyı durdurmakiçin kendini yaktı. Saldırı sürdü. Ogün zulmü durdurmak için bedeninitutuşturanlardan Ali Koç, daha sonraölüm orucunda şehit düştü. Her şeyi

en özlü şekilde, saldırıyı dur-durmak için Bartın’da bedeninitutuşturan ölüm orucu direniş-çileri söylüyordu: “Bizim kur-tarılmaya ihtiyacımız yok!”Ama zaten saldıranların da “kur-tarma” diye bir derdi yoktu. Buo kadar belliydi ki, operasyonlarboyunca, açlığın 60. günlerinegelmiş, bedenen zayıflamış ölümorucu direnişçilerine, diğer tu-tuklulardan farklı olarak, gös-termelik anlamda bile bir ihti-

mam gösterilmemiştir. Tersine;Ölüm orucu direnişçilerinin üzerinegaz bombaları yağdırılmış, cop ve tek-melerle yere yıkılmış, yerlerde sürük-lenmişlerdir. Dahası, çoğu yerde, diğertutuklulardan farklı olarak, “ölüm oru-cunu bırakmaları için” fazladan işken-celer görmüşlerdir.

Direniş ve ZaferGeleneğimizdir:19-22 Aralık’taFedalarla Direndik

Devrimci hareketin tarihinin vesiyasal çizgisinin en belirgin özel-liklerinden biri de hayatın her alanındayaratılan geleneklerdir. Bu gelenek-lerin kaynağı, en başta iktidar iddiasıve halka olan güvendir. İşte hapis-hanelerdeki gelenekler de bu bilinçleyaratıldı. Buca, Ümraniye, Ulucanlarve 19-22 Aralık hapishane direnişleride böyle yaratılmıştır.

Gerek 19-22 Aralık Katliamı’yla,gerekse de sonrasındaki saldırılarıylaoligarşi; çeşitli demokratik kesimlerisindirmekte, F Tiplerine karşı direnensolun büyük kısmını direnişten uzak-laştırmakta kısmi başarılar elde etsede, direnişin bitirilmesi noktasındahiçbir “başarı” elde edilememişti.Çünkü işte tam o noktada, karşısınaeğip bükemediği bir irade çıkıyordu.O irade devrimci hareketin iradesiydi.

19-22 Aralık’ta tarihin en vahşihapishane katliamlarından biri ger-çekleştirilirken, aynı zamanda tarihinen büyük hapishane direnişlerindenbiri yaratılıyordu.

Devrimci tutsakları teslim almakiçin ellerindeki en büyük kozlardanbiri olan “ölüm”, 19 Aralık Katlia-

mı’nda etkisizleştirilmişti. Fedalarlayenildi ölüm.

Bu büyük çatışma, hemen 19 Ara-lık sabahı işkenceli sevklerle açılanF Tipi hapishanelerin hücrelerindede devam etti ve F Tipleri de büyükdireniş karşısında etkisiz kaldı.Bırakıntutsaklara boyun eğdirmeyi, bırakıntutsakları sosyalizm düşüncesindenvazgeçirmeyi, bırakın örgütlülüklerinidağıtmayı, en başta direnişi kırama-dılar; direnişi kıramadıkları için dedirenişin ördüğü barikat önünde ça-kılıp kaldı oligarşi.

Zafer FedalarlaKazanılmıştı

Yaşadığımız katliam saldırısınınamacı ve anlamı, halkımızın özgürlükışığını söndürmekti. Ama biz devriminmeşalesi olduk. Halkın kurtuluş umu-dunun karartılmasına izin vermedik.Ve devrimin yolunu, bir kez dahafeda ateşlerimizle aydınlattık. Bu di-renişin Ümraniye cephesini anlatan“Canım Feda” adlı kitapta Ahmetİbili’nin fedailiğini şöyle anlatıyor-lardı tutsaklar:

“Özgür Tutsaklar olarak, cesetleri-mizi çiğnemeden direnişçilerimize elsürdürmeyeceğimiz, kararımızdı. Fakatdirenişçilerin de bir kararı vardı ve bukararı da ilan etmiştik: “Operasyonolursa kendimizi yakarız!”

Operasyon başladığında, ekip ko-mutanı Ahmet İbili’nin hatırlattığıda işte bu karardı. Ve şimdi vaktiydi...Vaktiydi, emperyalizmin karanlığınıtutuşturmanın.

Sosyalist inancımızın özgürlükateşleriyle, devrim yolunu aydınlat-manın vaktiydi...

Vaktiydi, bir kez daha Pir Sultanolup darda dalgalanmanın ve Bed-reddin gibi katlimizin fermanınamührümüzü basmanın...

Boyun eğdirilmeye çalışılan birhalkın eline, ölümsüz bir silah ver-menin vaktiydi…

Vaktiydi feda semahına durup,kırklara karışmanın...

“Teslim olun” diyen halk düş-manlarının karşısına, halkın kurtuluşumudunun fedaisi olarak çıkmanınvaktiydi...

Toprak olacağını bilerek ve dünya

Tüm saldırılara rağmen; büyükbedeller ödenerek, büyük bir iddiave kararlılıkla sürdürülen direniş,

hiç kuşku yok ki, tüm dünyahalkları için; emperyalizm e, faşizmekarşı direnmek diye bir sorunu olanherkes için tarihi derslerle doludur. Çünkü dünyanın en uzun, en zorlu,

en büyük hapishaneler direnişi;Anadolu topraklarında ihtilalin

öncüleri tarafından yaratılıyordu.

Yürüyüş

27 Aralık2015

Sayı: 501

ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ!1 0

Page 11: ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/501.pdfParti-Cepheli savaş, iktidarı is-temektir, Parti-Cephe ile Güçlenerek Yürüyoruz, İktidar İçin Savaşıyoruz

cennet olsun diye, halk sevgisi doluyüreğini çıkarıp orta yere koyarak,“cesaretiniz varsa gelin” demeninvaktiydi...

Anadolu’nun kurtuluş umudu olandevrimin yok edilemeyeceğini tariheateşle yazmanın vaktiydi...

Zafer ya da yenilgiyi, “ödül” yada bedeli tercih etmenin vaktiydi…Vaktiydi feda eyleminin...

Tarih olmuş ve tarih yazmış ebedikahramanlarımıza ve geleceğin özgürinsanlarına borcumuzdu bu. Ödeye-cek ve böylece, dünden yarına uzanangeleneğe, fedadan bir halka da bizekleyecektik.

Bir duvar ardına sinip bekleyerek,kendini korumanın değil, geleceğikorumanın vaktindeydik artık. Kiherkes kendini korumanın derdin-deyken, geleceği korumak için ser-dengeçmeyi onur biliriz.

“Teslim Olun ya daÖlün” Denildiği Yerde,Ölmenin Vaktiydi Artık

19 Aralık’ta oligarşinin saldırısıkarşısında en güçlü barikat, feda sa-vaşçıları tarafından örüldü.

Direniş, 19 Aralık sonrasında dasürekli farklılaşan koşullar içinde,oligarşinin başvurduğu yeni taktiklerkarşısında kendi biçimlerini yarattı;oligarşinin her taktiği, direnişin yenibir taktiği ve elbette hiç değişmeyenkararlılığıyla karşılandı. Direniş kendikültürünü de yarattı. Bu kültür FEDAkültürüdür. Bu kültür VEFA kültü-rüdür. Bu kültür BAĞLILIK’tır. Bukültür SABIRDIR, İRADEDİR, “SO-NUNA KADAR” diyebilmektir. Bukültür DİRENME kültürüdür.

Tarihin En Büyük Hapishaneler Direnişi, DünyanınTürkiye’sinde Yaratıldı

Tüm saldırılara rağmen; büyükbedeller ödenerek, büyük bir iddiave kararlılıkla sürdürülen direniş,hiç kuşku yok ki, tüm dünya halklarıiçin; emperyalizme, faşizme karşıdirenmek diye bir sorunu olan herkesiçin tarihi derslerle doludur. Çünküdünyanın en uzun, en zorlu, en büyük

hapishaneler direnişi; Ana-dolu topraklarında ihtilalinöncüleri tarafından yaratılı-yordu.

Direnişi YenilmezKılan Güç, ÖrgütlüGüçtür

Oligarşi, 19 Aralık’ta yap-tığı kanlı katliamla F Tipihapishaneleri açmış; tutsakları bir-üç kişilik hücrelere atarak ve birbir-lerinden kopararak, örgütlülüğü da-ğıtıp, direnişi bitirme hesapları yap-mıştı.

Ancak ne 19 Aralık Katliamı, nede sonrasındaki F Tipi hücreler di-renişi bitirememişti. Her koşulda di-renişin sürüyor oluşu, kuşkusuz tut-sakların örgütlülüğü sayesindeydi.Ki zaten oligarşinin hedefi bu ör-gütlülüğü bitirmekti. Bu nedenle 19Aralık’ta diri diri yakmışlar ama he-deflerine ulaşamamışlardı. Hücrelerinher türlü zorluklarına, tecrite rağmentutsaklar burada da örgütlülüklerinikorumuşlardı. Düşman ne yaparsayapsın devrimcilerin beynine kazın-mış olan örgüt bilincini ve disiplininiyok edemiyor, hedeflerine ulaşamı-yordu.

Direniş, bütün dünyaya devrimciiradenin ve örgütlü gücün yenilmez-liğini bir kez daha ilan etti.

19-22 Aralık’ta fedayı kitlesel-leştiren direnişimiz, Alişanlar’ın fedaruhuyla büyüdü.

19-22 Aralık, tarihte kalan, geçmişbir olay değildir. Yaşayan ve devameden bir gerçektir. 19-22 Aralık em-peryalizmle, oligarşiyle bir savaşınadıdır; ezenlerle ezilenlerin savaşı...Burjuvazi ile proletarya arasındakisınıflar savaşının ifadesidir!

Kuşkusuz ki tüm bu hazırlıkların,kanlı katliamların sebebi ve önceliklihedefi devrimciler, Parti-Cepheli Öz-gür Tutsaklardı. Ve elbette saldırıhalkın mücadelesineydi. Anadolu’damücadeleyi, devrimciliği yok etmekiçindi. 19-22 Aralık saldırısıyla hal-kımız korkutulup sindirilmek istendi.

Amaçları bu topraklarda direnişin,kararlılığın, uzlaşmazlığın sembolüParti-Cephe’yi yok etmektir. Halkınsavaşan örgütünü, öncüsünü yok

ederlerse, halkın direnme dinamik-lerini bitirip halkı umutsuzlaştırabi-lirlerdi.

Direnişin Düşürdüğü Maskeler!

Gerek 19-22 Aralık direnişi, ge-rekse 7 yıllık Büyük Direniş, adetabir turnusol işlevi yerine getirmiş,gerçeklerle gerekçeler, keskinliklerlepasifizm, oportünizmle devrimci çiz-gi, reformizmle devrimcilik arasındakifarkı göstermiştir.

İki politika, iki yol vardı. Biri di-renmeyenlerin yoluydu, teslimiyeteçıkıyordu. Diğeri ise direniş yoluydu,uzun ve zorluydu. Birinci yoldanher kim, kişi, örgüt, parti yürüyorsaçürüyordu. İkinci yoldan gidenlerise çok bedel öder; ama zafer kaza-nılırdı. Öyle de oldu!

19-22 Aralık Katliamı’ndan sonraPKK’sinden EMEP’ine, ÖDP’sindenTKP’sine hepsi cenazemizi kaldır-maya hazırlandılar. Onlara göre di-reniş bitmişti. Devrimci hareketinoperasyonla tasfiye edildiği, “dev-rimci demokrasinin” artık bittiği, ha-reketin bir daha kendini toparlaya-mayacağı tespitleri yapılıyordu. Tarihdirenenleri de, direniş kaçkınlarınıda yazıyordu sayfalarına...

“Cepte Keklik mi Sandınız?” (EMEP)“Aynı Mahalleden Değiliz” (ÖDP)“Farkımızı Koyduk İyi Oldu” (PKK)

“Cepte keklik mi sandınız?” di-yerek; zulmü, ölümleri ve direnişiseyrettiler. “Aynı mahalleden değiliz”diyerek,;19 Aralık’ı ve Nazi kamp-larına dönen F Tiplerini görmezdengeldiler, “orada” artık onlardan kimse

19-22 Aralık; tarihte kalan, geçmişbir olay değildir. Yaşayan ve devam

eden bir gerçektir.19-22 Aralık; emperyalizmle,

oligarşiyle savaşın adıdır; ezenlerleezilenlerin savaşı...

Burjuvazi ile proletarya arasındakisınıflar savaşının ifadesidir!

27 Aralık2015

Yürüyüş

Sayı: 501

1 1DİRENECEĞİZ KAZANACAĞIZ!

Page 12: ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/501.pdfParti-Cepheli savaş, iktidarı is-temektir, Parti-Cephe ile Güçlenerek Yürüyoruz, İktidar İçin Savaşıyoruz

yoktu. “Farkımızı koyduk iyi oldu”diyerek; kendilerinin artık devrimci-lerden farklı olduğunu gösterip, dire-nişle yollarını ayırdılar. Böyle bir sal-dırı karşısında direnilmemesi “farkkoymak” olarak açıklanabiliyordu.

19 Aralık’ın hemen ertesinde “dev-rimci demokrasinin sonunun geldiğini,tasfiye edildiğini” (SİP Genel BaşkanıAydemir Güler’in 22 Aralık 2000’dekiaçıklaması) belirtip, alelacele “ölümilanımızı” verenler de çıktı.

Reformizm bekliyordu ki, devrimcihareket tasfiye edilince, meydan ken-dilerine kalacak; oligarşinin çizdiğisınırlar içinde, kendilerini eleştiren,sorgulayan hiçbir güç olmaksızın is-tedikleri gibi solculuk, komünistlikoyununu oynayabileceklerdi...

19 Aralık’ta şehitler verilirken, on-lar direnişin dışında kaldılar. Bu tavır,daha sonra bizzat PKK önderi Ab-dullah Öcalan tarafından “farkımızıkoyduk iyi oldu” sözleriyle tarih önün-de tescil edildi. Direnişin dışında kal-dıkları, düşmanın manevralarına ko-laylık sağladıkları gibi, sonrasında di-renişe ideolojik olarak da saldırmaktangeri durmadılar. PKK’nin tarihine vesiyasi çizgisine damgasını vuran prag-matizm ve benmerkezcilik, 19-22 Ara-lık Direnişi’ni; “Barış sürecine zararvermek”le, “komplo” ile suçlayabilecekkadar çarpık bir noktaya kadar sa-vurmuştur onları.

Direniş; reformistlerin, oportünist-lerin, Kürt milliyetçilerinin, tüm çev-relerin hesaplarını bozdu, maskelerinidüşürdü.19-22 Aralık ve F Tipleri on-ların beklediği, “tahlil ettiği” gibi ge-lişmedi. Devrimci hareket, bu büyükkatliama ve kuşatmaya rağmen dün-yanın en büyük hapishaneler direnişiniörgütledi ve devrimciliği yeniden ta-nımladı.

19-22 Aralık Katliamı’nın Sürdürücüsü AKP’dir!15 Yıldır Katiller Yargılanmadı, Biz Yargılayacağız!

19-22 Aralık Hapishaneler Katlia-mı’nın üzerinden 15 yıl geçti. Katiller,siyasi sorumlular hala yargılanmadı.Katliam yapıldığında iktidarda DSP,

MHP ve ANAP’tan oluşan koalisyonhükümeti vardı. O gün iktidarda birbaşka parti de olsa yapılacaktı bu kat-liam. Çünkü 19-22 Aralık Katliamı’nınarkasında ABD ve AB emperyalistlerivardı.

Elbette sorun hapishaneler sorunudeğil, DHKP-C’nin, devrim umudununAnadolu topraklarından yok edilmesisorunuydu. DHKP-C yok edilmedenülkede istikrar sağlanamaz, IMF politi-kaları hayata geçirilemezdi. DHKP-Cyok edilsin ki, Anadolu toprakları yağmave talana açılabilsindi...

Ki zaten 19-22 Aralık’ın katille-rinden Zeki Bingöl, yıllar sonra 19Aralık “Hayata Dönüş” Operasyo-nu’nun DHKP-C’yi bitirmek için ya-pıldığını itiraf edecekti.

Katliamın sorumluluğunu bugünAKP taşımaktadır. Aradan 15 yıl geçti,AKP 19 Aralık Katliamı’nın sorum-lularını hala yargılamadı. Bırakın yar-gılamayı, katilleri aklamak için elle-rinden gelen her şeyi yaptılar. ÇünküAKP döneminde 19 Aralık katliampolitikaları hiç bitmedi. Bugün Su-ruç’ta, Ankara’da, Cizre’de, Nusay-bin’de... yaşananlar 19 Aralık’ın de-vamından başka bir şey değildir.

AKP, F Tipi tecrit politikasını ik-tidarları boyunca sürdürdü. 25 kişiAKP’nin tecrit politikalarının sonu-cunda katledildi.

25 devrimci tutsağın katilidir AKP.Bugün 19 Aralık Katliamı’nı, tecritpolitikalarını havalandırmalara tak-tıkları kameralarla, avukat görüş yer-lerine cam kafes yaparak, ağırlaştıraraksürdürüyorlar. Hasta tutsakların teda-vilerini engelleyerek, katlederek sür-dürüyor AKP 19 Aralık Katliamı’nı...AKP, bu politikalarını; Berkin Elvan’ı,Günay Özarslan’ı, Dilek Doğan’ı veErmenek’te, Soma’da madencileri kat-lederek sürdürüyor.

Emperyalistler ve işbirlikçi katiller;ne yaparlarsa yapsınlar, Anadolu top-raklarından umudu yok edemediler...Çünkü halk susmuyor artık; devrim-cilerle birlikte ekmek istiyor, adaletarıyor. Bu yüzden saraylarınıza da-yanıyor. 19 Aralıklar’ın, Büyük Di-reniş’in izinden Haziranlar’ı yaratıyor.Umudun Çocuğu Berkin için milyonlarolup sokaklara akıyor. Günay oluyor;

kendi geleneklerine göre cenazeleriniuğurlamak için bile 80 saat ölümünedirenmek, çatışmak zorunda kalıyor.

Biliyoruz ki teslim olma-yanlar ölmez! Direnen, sa-vaşan kazanır, direnmeyençürür ve ölür.

Sonuç Olarak;1- F Tipi tecrit hapishaneleri em-

peryalizmin bir projesidir: Emperya-lizm, çıkarlarının önünde ENGEL ola-rak gördüğü ve TESLİM ALMAKİSTEDİĞİ GÜÇLERİ önce TECRİTedip YALNIZLAŞTIRIR ve sonra daTERÖRİZM demagojileriyle İM-HA’ya yönelir. Bu politikanın teme-linde fiziki imhadan çok BEYİNLE-RİN İMHA EDİLMESİ yani DÜ-ŞÜNCELERİN TESLİM ALINMASIön plandadır.

2- Sorun tek başına F Tipi meselesideğildi, asıl olarak Türkiye toprakla-rından devrim umudunun silinmesiydi.Bunun için öncelikle devrimcilerin,özelde de Parti-Cepheliler’in teslimalınması, imha edilmesi gerekiyordu.

3- Düşmanın imha saldırıları kar-şısında Özgür Tutsaklar’ın direniş bi-çimi Ölüm Orucu direnişi ve FEDAolacaktı. 20 Ekim 2000’de büyük di-reniş başladı. Oligarşi; direnişi bitirmek,tutsakları teslim almak ve tüm halkagözdağı vermek için 19-22 Aralık Kat-liamı’nı yaptı. Bu katliam saldırısında28 tutsak katledildi.

4- Büyük Direniş; düşmanın katli-amlarına, F Tipi tecrit hücrelerine, bur-juva medyanın sansürüne, oportünizmin,reformizmin tüm saldırılarına rağmen7 yıl sürdü. 122 kahramanımızla ka-zandığımız zafer tarihe mal oldu. Dev-rimci hareketin kanla yazılan tarihineyeni zafer ve direniş gelenekleri ekle-nirken, direnmeyenler ise tarihin utançsayfalarında yerini aldı.

5- Katliamın ardından 15 yıl geçti;katiller yargılanmadı. 19-22 Aralık;etimizdeki yanık, bilincimizdeki öfke,sorulacak hesabımızdır. Seyhanlar’ınkömürleşen bedenlerini hiçbir güçbize unutturamaz; hesabını sormadanbize ölüm, katillere rahat yok. Bekle-yin, bizim de günümüz gelecek!

Yürüyüş

27 Aralık2015

Sayı: 501

ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ!11 2

Page 13: ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/501.pdfParti-Cepheli savaş, iktidarı is-temektir, Parti-Cephe ile Güçlenerek Yürüyoruz, İktidar İçin Savaşıyoruz

Halk Cepheliler örgütlü oldukları heryerde 19 Aralık Katliam anmalarını ger-çekleştirdiler. 19 Aralık şehitlerini anmak,aynı zamanda onların mücadelesinin de-vamlılığı anlamına da geliyor. Halk Cep-heliler 19 Aralıkta direnmenin siyasi öne-mini, o gün direnmeyenlerin bugün nasılçürüdüklerini; devrimciliğin devamlılığınıno günlerde direnmekten geçtiğini anlat-tılar.

Halkın Hukuk Bürosu:HHB, 19 Aralık Katiamı’na ilişkin

yaptığı açıklamada neden tutsakların kat-ledildiğini, dünyadaki gelişmeleri, devletinhalka vermeye çalıştığı gözdağı politi-kalarını anlattı.

Açıklamanın devamında: “DirenişDestanları Yazan Müvekkillerimizi SaygıVe Bağlılıkla Anıyoruz! KatledenleriUnutmadık, Unutturmayacağız!

Onlar dört duvar arasında değildiler.Bu nedenle 19 Aralık sabahının şafağındakorkunç sesleriyle nazlı seher sabah uy-kularını bölenler ‘teslim olun’ diyorlardı!‘Teslim mi olacaksınız yoksa ölecek mi-siniz?’ ‘Direneceğiz, öleceğiz ama aslateslim olmayacağız’ dı cevapları…” de-nildi.

İstanbul:Halk Cephesi, 19-22 Aralık 2000'de

20 hapishanede yapılan ve 28 devrimcitutsağın şehit düştüğü hapishaneler kat-liamının 15. yıldönümünde BayrampaşaHapishanesi ve Cebeci Mezarlığı'ndaanma gerçekleştirdi. Bayrampaşa Hapis-hanesi'ne doğru pankartlarla ve BüyükDireniş'te şehit düşen 122 devrimcininfotoğraflarının olduğu dövizlerle yürüyüşbaşladı.

Bayrampaşa sokaklarını; 15 yıl öncediri diri yakılan 6 devrimcinin öfkesiyle,Elif, Şafak, Bahtiyar'ın coşkusuyla hay-kırdıkları sloganlarla inleten Halk Cep-heliler hapishane önüne geldiklerinde,AKP'nin katil polisleri de TOMA'sıyla,çevik kuvvetiyle hapishane önünde veçevresinde yığınak yapmışlardı. HalkCepheliler, hapishane önünde çemberoluşturarak yolu trafiğe kapattı. Hapishane

önündeki anma, 1 dakikalık saygı duruşuile başladı. 19 Aralık ile ilgili HalkCephesi adına yapılan açıklamada; 28devrimcinin katledildiği; ancak teslimolmayarak, direnerek onurun ve yenil-mezliğin kazanıldığı vurgulandı.

Açıklamanın ardından TAYAD'lı Ai-leler adına 19 Aralık'ı Bayrampaşa Ha-pishanesi'nde yaşayan Mehmet Güvelkonuşma yaptı. 19-22 Aralık Katliamı'nınhesabının er ya da geç sorulacağını belirtti.

Umudun Çocukları Orkestrası ve İdilHalk Tiyatrosu, yapılan eylemde şarkıve şiirlerle yer aldılar.

Ardından otobüslere binilerek CebeciMezarlığı'na geçildi. Saygı duruşununardından Halk Cephesi adına bir konuşmayapıldı. Ardından Büyük Direniş'te ikikızını, Canan ve Zehra'yı şehit veren Ah-met Kulaksız, TAYAD'lı Aileler adınabir konuşma yaptı. Büyük Direniş'tebüyük bedeller ödediğimizi; zaferi, şehitdüşen 122 devrimciyle kazandığımızıbelirtti ve bizim de onların ödediği bubedelleri karşılıksız bırakmayacağımızı,tam bağımsız Türkiye'yi kuracağımızısöyledi. Ardından 19 Aralık Katliamı veBüyük Direniş üzerine şiirler okundu.

Sonrasında Grup Yorum marşları vetürküleri tüm kitle ile birlikte hep birağızdan söyledi. Şehitlerin mezarları tektek ziyaret edilip karanfiller bırakıldı veyürüyüşle program sona erdi.

Okmeydanı: 18 Aralık’ta OkmeydanıHaklar ve Özgürlükler Derneğinde HalkCepheliler 19-22 Aralık hapishaneler kat-liamında katledilen devrimci yoldaşlarınıdüzenledikleri gecede andılar.

Devrimci İşçi Hareketi: Devrimciİşçi Hareketi 20 Aralık’ta, 19-22 Aralık’tanKürdistan’a devam eden katliamların an-masını yaptı. 19 Aralık Katliamı’nı Bay-rampaşa Hapishanesi’nde yaşayan Mü-nevver Aşçı; katliamda neler yaşandığını,devrimcilerin diri diri fosfor bombalarıylayakıldığını ve kendisini feda eden tutsaklarıanlattı.

Gazi Ticaret Lisesi: Gazi Ticaret Li-sesi’nde 17 Aralık’ta Liseli Dev-Genç’liler,19-22 Aralık Katliamı anması yaptı.Anma yapılan sınıfta okul bitimine kadar

19 Aralık’tan Amed’e Amed’den Ankara’ya Kömürleşen Bedenlerimizin Hesabını Soracağız!

Zaferi Seyhan’ın Kömürleşen Bedeniyle İnşa Edeceğiz!

27 Aralık2015

Yürüyüş

Sayı: 501

11 3DİRENECEĞİZ KAZANACAĞIZ!

Erzurum

Alibeyköy

Okmeydanı

Page 14: ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/501.pdfParti-Cepheli savaş, iktidarı is-temektir, Parti-Cephe ile Güçlenerek Yürüyoruz, İktidar İçin Savaşıyoruz

28 DEVRİM ŞEHİDİ BİZLERE TESLİM OLMAMAYI ÖĞRETİYOR"

İstanbul'da ve Anadolu'da 19Aralık anma ve eylemlerininduyurusu yapıldı.

İSTANBUL:Çayan: 16 ve 17 Aralık'ta Çayan,

Nurtepe ve Sokulu Caddesineafiş asıldı. Çalışmaya 5 kişininkatıldığı çalışmada toplam 150adet afiş asıldı.

Gülsuyu: Gülsuyu Mahallesi’nde 19

Aralık çalışmaları son günekadar devam etti. 17-18 Aralıkgünleri Heykel Çevresi ve EmekCaddesine 50 adet 19-22 AralıkKatliamı’nın hesabını sorulaca-ğını belirten afişler asıldı.

İZMİR:Doğançay'da TAYAD’lı

Ailelerin düzenleyeceği 19Aralık paneline çağrı çalışmasıyapıldı. Çalışmada 100 adet bil-diri halka ulaştırıldı.

SAMSUN:Samsun'da Karadeniz

Özgürlükler Derneği çalışanları19 Aralık’ta düzenleyecekleri“19-22 Aralık HapishanelerAnması” için afişleme yaptı. 16Aralık’ta 3 Halk Cepheli ÇiftlikCaddesi çevresinde ve GaziCaddesinde toplamda 80 afişyapıştırarak Samsun halkınaetkinliğin duyurusunu yaptı.

DERSİM:13-14 Aralık günlerinde

Dersim’in AtatürkMahallesi’nde bulunan esnaf veevlere, Anadolu Lisesi okuluöğrencilerine bildiri dağıtımıyapıldı. 12 ve 14 Aralık günü demerkez esnafına ve gençleringittikleri kafeteryalarda bildiridağıtımı yapıldı.

MERSİN:Mersin Kazanlı ilçesinde 18

Aralık’ta "19-22 AralıkŞehitlerimizi Diri Diri YakanlarıUnutmadık! Unutturmayacağız,19-22 Aralık ŞehitlerimizinHesabını Soracağız!" HalkCephesi imzalı 450 adet kuşla-ma yapıldı.

duruldu ve merak edip gelen öğrencilere19-22 Aralık katliamı anlatıldı.

Kuruçeşme: Kuruçeşme’de 20 Aralık’taDevrimci İşçi Hareketi, 19 Aralık anmasıyaptı.Karadeniz Özgürlükler Derneği:

Karadeniz Özgürlükler Derneği tarafından4 ilde 19-22 Aralık Hapishaneler Katliamıanması yapıldı. Artvin’de ve Trabzon’daHalk Cepheliler ve Dev-Genç’liler tarafındananma yapıldı.

Samsun’daki anma, 18.00’da birkitabevinde gerçekleştirildi. Türkiye hapis-hanelerinde siyasi tutsaklığın köklerindenitibaren hapishane direnişlerinin anlatıldığıbir konuşma yapıldı.

Kütahya Dev-Genç: Kütahya’da Dev-Genç’liler 19 Aralık günü, 19 Aralık anmasıyaptı. Anmaya Suruç, Ankara katliamlarınınve 19 Aralık Katliamının hatırlatılmasıylabaşlandı.

Malatya: 19-22 Aralık HapishanelerKatliamının 15. yılında 19 Aralık günü Ma-latya’da bulunan Ölüm Orucu şehidi FerideHarman, Şengül Akkurt ve Cihan Gürz’ünmezarları ziyaret edildi.

Mersin: Mersin’de 19-22 Aralık anmasıyapıldı. Saygı duruşunun ardından 19-22Aralık Katliamı’nı anlatan bir yazı okundu.

Mersin Halk Cephesi 19 Aralık günüeylem yaptı. Eylemde “19-22 Aralık’ta Kat-leden Devlet, Silopi’de, Sur’da, Cizre’deKatletmeye Devam Ediyor Hesap Soracağız!”pankartı açıldı.

Eskişehir: Eskişehir’de 17 Aralık’ta 19Aralık Hapishaneler Katliamı’nın anmasıiçin çağrı ozalitleri yapıştırıldı. 20 Aralık’taise Gültepe Kültür Dayanışma Derneği’nde19 Aralık anması yapıldı.

Antalya: Akdeniz Üniversitesi’nde 21Aralık’ta Dev-Genç’liler 19-22 Aralık Ha-pishaneler Katliamı için yürüyüş yaptı.Olbia Çarşısı Girişinde toplanan Dev-Genç’li-ler Olbia İş Bankasına kadar yürüdü. Yapılansaygı duruşundan sonra basın metni okundu.

Sivas: Sivas Ali Baba Mahallesinde Ber-kin Elvan parkında Dev-Genç’liler ”Sey-

han’ın Kömürleşmiş Bedeniyle Zaferi İnşaEdeceğiz! Dev-Genç” yazılı pankart astılar.

Erzurum: Erzurum Halk Cephesi veDev-Genç, 19 Aralık’ta İHD binasında 19Aralık anma programı düzenledi. Programilk olarak 122’ler ve tüm devrim şehitleriiçin bir dakikalık saygı duruşuyla başladı.Erzurum Halk Cephesi, Dev-Genç adına19-22 Aralık Hapishaneler Katliamı’nıanlatan metnin okunmasının ardından bel-gesel gösterimiyle program devam etti.

Kayseri: 19 Aralık’ta Kayseri Eğitim-Sen şubesinde 19-22 Aralık Katliamı ileilgili panel ve belgesel gösterimi yapıldı.

Dersim: 19 Aralık’ta Dersim Yer AltıÇarşısı üzerinde bir eylem gerçekleştirildi.Yapılan açıklamada; “Bugün 28 devrimşehidi bizlere teslim olmamayı öğretiyor.Dersim’de 20 Aralık’ta, 19-22 Aralık şehitleriiçin Dersim Temel Haklar Derneği’nde ye-mek verildi.

Edirne: Dev-Genç’liler 20 Aralık’ta 19-22 Aralık Katliamı’nda şehit düşen tutsaklariçin bir anma düzenledi. Yapılan anmadailk başta “Tecrit Nedir, 19-22 Aralık 2000tarihindeki katliamda ne olmuştur, katildevlet bu saldırıyla neyi hedeflemiştir” yazısıokundu

Adana: 19 Aralık Katliamı’yla ilgili 21Aralık’ta eylem yapıldı. Açıklamada 19-22Aralık’ta hapishanelerde 28 devrimci tutsağıkatleden zihniyetle bugün Kürdistan’da kat-liam yapan zihniyet arasında hiçbir farkınolmadığı anlatıldı.

Antep: 21 Aralık’ta, Antep ÖzgürlüklerDerneği’nde 19-22 Aralık Katliamı anmasıgerçekleşti. 19 Aralık’ı devletin nasıl plan-ladığı, ölüm oruçlarına bir müdahale olmadığı,ölüm oruçları ve fedanın düşmana vurduğudarbe hakkında konuşuldu.

İZMİR:20 Aralık’ta “19-22 Aralık Hapishaneler

Katliamı’nın” yıldönümünde, Buca Hapis-hanesi önünde basın açıklaması yapıldı. 24kişinin katıldığı açıklamaya yaklaşık 35-40polis ve TOMA getirilmişti.

Yürüyüş

27 Aralık2015

Sayı: 501

ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ!1 4

Page 15: ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/501.pdfParti-Cepheli savaş, iktidarı is-temektir, Parti-Cephe ile Güçlenerek Yürüyoruz, İktidar İçin Savaşıyoruz

�� Biz Diyoruz ki; AKP’nin savcısı Dilek Doğan’ın katiline ‘kasten adamöldürmekten değil, "öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi"nden davaaçtı. Ayrıca; katilin suçunu hafifletmek için Dilek’in ailesine soruşturmaaçılacak.

� Biz Diyoruz ki; Çürümüş düzenin her yanı kokuşmuştur. Faşist dev-letin hukuku, yargısı, yasaları halkın evlatlarını katleden katilleri korur,devrimcileri hapse atar.

� Biz Diyoruz ki; Bugüne kadar hiçbir katliam davasında adalet yerinibulmamıştır. Hukukun, katliamcıları koruduğunun en açık örneği katliamdavalarıdır.

� Biz Diyoruz ki; İşkencecileri, katliamcıları koruma kalkanı; ZAMANAŞIMI, GİZLİLİK KARARI, DELİL KARARTMAKTIR.

� Biz Diyoruz ki; Kızıldere, 12 Temmuz, 16-17 Nisan, 19 AralıkKatliamı, Berkin Elvan’ın katilleri ya hep aklandı, ya da halkı susturmakiçin sadece göstermelik davalar açıldı. DÜZEN AKLIYOR AMA HALKINADALETİ AFFETMEYECEK!

� Biz Diyoruz ki; Halka karşı savaşan, katilleri koruyan düzenin karşı-sında sadece biz varız. Katilleri yerin yedi kat altına girseler de halkın ada-letinden KAÇAMAYACAKLAR!

� Biz Diyoruz ki; Hasan Ferit’in, Günay Özarslan’ın, Uğur Kurt’un,Berkin’in ve Dilek Doğan’ın kanı daha kurumadı. KATLİAMCILARINYAKASINA YAPIŞALIM, HESAP SORALIM!

� Biz Diyoruz ki; Dilek Doğan'ın katillerinin cezalandırılması demek,işkencecileri koruyan ve kollayan devletin ve iktidarların cezalandırılmasıdemektir. Adaletin tecellisi, ancak böyle mümkün olacaktır.

� Biz Diyoruz ki; Adaleti faşist devletten beklemiyoruz. Çünkü halkdüşmanı, halka savaş açmış bir devlet, adaleti sağlayamaz! Cepheliler;işkencecilerin, katillerin yakasını bırakmayacak! Adalet böyle sağlanacak!

� Biz Diyoruz ki; Bize sorgulamalar, davalar açarak, bizi hapishanelereatarak korkutamazsınız! Bizim topraklarımız direnişlerle dolu.

� Biz Diyoruz ki; Hiçbir halk düşmanı, halkın adaletinden kurtulama-yacak!

Katletmek ve Katilleri Aklamak,Katletmek ve Katilleri Aklamak,Oligarşinin Değişmez GeleneğidirOligarşinin Değişmez Geleneğidir

Biz Diyoruz ki;�

Page 16: ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/501.pdfParti-Cepheli savaş, iktidarı is-temektir, Parti-Cephe ile Güçlenerek Yürüyoruz, İktidar İçin Savaşıyoruz

2015-OCAK1 Ocak: Cephe savaşçısı Fırat Öz-

çelik, Berkin’in katillerinin isimlerininaçıklanması için Dolmabahçe Sara-yı’na yönelik silahlı eylem gerçek-leştirdi.

2 -3 Ocak: Gülsuyu’nda 50 Cep-heli, silahlarıyla çetelerden hesap sor-mak için eylem yaptı.

3 Ocak: Grup Yorum Eskişehir’dekonser gerçekleştirdi.

*Başbakan Davutoğlu’nun Mer-sin’de konuşma yaptığı salonda pan-kart açarak başbakanı protesto eden ikiHalk Cepheli gözaltına alındı.

3-4 Ocak: Dev-Genç kurultayıyapıldı.

4 Ocak: Polis Gazi Halk Mecli-si’ne saldırdı.

*Dev-Genç’liler Okmeydanı’ndaBerkin için korsan eylem yaptı.

*Cephe milisleri Gazi Mahalle-si’nde uzun namlulu silahlarla BerkinElvan’ın doğum gününde eylem yap-tı.

4-5-6-8 Ocak: Grup Yorum, 30. Yılkonserleri için Ankara, Eskişehir, Si-vas, Zonguldak ve Çorum’da söyleşigerçekleştirdi.

5 Ocak: Gülsuyu’nda 4 Ocak’takatil polis tarafından kaçırılarakgözaltına alınan 4 Halk Cepheli’ninserbest bırakılmaları talebiyle CHPMaltepe İlçe Teşkilatı işgal edildi.

*Berkin’in doğum günü için Ok-meydanı’nda toplanan kitle, FeriköyMezarlığı’nda Berkin’i mezarı başın-da andı. Adana, Dersim, Antalya,Bursa, Zonguldak, Antep, Eskişehir,Amed, Elazığ, Erzincan ve Van’daHalk Cepheliler, Berkin’in katillerininaçıklanması için eylemler düzenledi.

*Yıkımlara Karşı Alibeyköy Halk

Komiteleri 5 Ocak’ta Akşemset-tin, Karadolap, Alibeyköy Merkez veÇırçır mahallelerinde; “Kentsel Dö-nüşüm Politikalarını Yok Sayıyoruz,Yerinde Islah Yerinde Dönüşüm ve Ta-pumuzu İstiyoruz” sloganlarıyla ha-rekete geçtiler.

6 Ocak: Hasan Ferit Gedik mah-kemesi için Halk Cepheliler adliyeönündeydiler.

7 Ocak: Mardin Kızıltepe’ye UğurKaymaz’ın mezarına gitmek isteyenKürdistan Halk Cepheliler ve Dev-Genç’liler gözaltına alındı.

*Yapı Kredi Bankası Cepheli İş-çiler tarafından bombalandı.

8 Ocak: Gülsuyu’nda Cephelilerhalkla birlikte çetelere karşı tüm geceboyunca nöbet tuttu.

10 Ocak: Armutlu Halk Mecli-si’nin çağrısıyla ilk büyük halk top-lantısı gerçekleşti.

*Bağcılar’da Cepheliler tarafındanfark edilen bir sivil polis aracı tahrip edil-di. Gülsuyu Cephe Milisleri son 4 gün-dür mahallede yaşanan çete saldırıları vepolis terörüne karşı eylemler düzenledi.10 Ocak’ta Gülsuyu’nda çeteci BarışYılmaz’ın evi Cephe Milisleri tarafındantarandı. 11 Ocak’ta ise Emek Cadde-si’nde bulunan Mahir Hüseyin UlaşParkı’na gelen çeteciler orada bulunaninsanlara saldırdılar. 3 kişiyi yaralayançetecilere, Cephe Milisleri tarafındananında cevap verilmesi sonucu çetecilerkaçtılar.

11 Ocak: Halkın Mühendis Mi-marları ve Devrimci İşçi Hareketi, 6Eylül 2014’te Torunlar GYO Menkul’aait rezidans inşaatında 10 işçinin kat-ledilmesini protesto etmek için ŞişliCamii önünden Torunlar İnşaat’a yü-rüyüş düzenledi.

12 Ocak: Halk düşmanı AKP’ninkatil polisi, Bayramtepe Mahalle-si’nde bulunan Anadolu Halk Oku-lu’na baskın düzenledi.

*Maltepe Hapishanesi’nde dev-

rimci tutsaklar kameraları kırdılar.13 Ocak: AKP’nin Gazi Mahal-

lesi’nde halka rağmen açtığı imam ha-tip lisesinin kapatılması için 1.5 aydıryürütülen mücadele, Halk Meclisi ka-rarıyla 13 Ocak günü çadır eyleminedönüştürüldü.

15 Ocak: Gazi Mahallesi’nde po-lisin terörüne karşı Cephe Milisleri so-kaktaydı. TOMA’lar ve akreplerlesaldıran polise karşı Cephe Milislerimolotofları ve uzun namlulu silahla-rı ile saatlerce çatışarak polisi mahal-leden kovdu.

*Yaklaşık 1.5 yıldır Yunanistanhapishanelerinde tutulan Türkiyelidevrimcilerin mahkemesi, MidilliAdası’nda başladı.

15-19 Ocak: Cepheliler, devlettarafından katledilen tüm çocuklariçin İstanbul, Muğla, Dersim ve Van’daadalet eylemleri düzenledi.

18 Ocak: “İşsizliğe, Düşük ÜcretleGüvencesiz Çalışmaya Karşı Mühen-dis Mimar Meclisleri’nde Örgütlene-lim” kampanyasının başlangıcı olarakyapılacak yürüyüşe polis saldırdı.

18 Ocak: Dortmund’da Grup Yo-rum, şarkılarını ırkçılığa karşı seslen-dirdi.

23 Ocak: Okullarda karne dağıtımgünü Cepheliler Türkiye’nin dört biryanında Berkin için eylemler gerçek-leştirdi.

24 Ocak: Hollanda, Grup Yorumkonserini yasakladı.

25 Ocak: Cizre’de yaşanan zulmekarşı Şişli Camii önünden pankartaçıp giydikleri kefenlerle AKP Şişliİlçe Teşkilatı’na yürümek isteyenHalk Cephelilere polis saldırdı.

*Armutlu’da Cepheliler, karakolasaldırarak işgalci karakoldan ve iş-kenceci polislerden hesap sordu.

29 Ocak: Gazi Mahallesi girişin-de bulunan Nena Renta Car isimli iş-yeri, uyuşturucu satıldığının belirlen-mesi üzerine Cephe Milisleri tarafın-

Cephe’nin

1 yılı2015

OCAK?MART

Yürüyüş

27 Aralık2015

Sayı: 501

ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ!1 6

Page 17: ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/501.pdfParti-Cepheli savaş, iktidarı is-temektir, Parti-Cephe ile Güçlenerek Yürüyoruz, İktidar İçin Savaşıyoruz

dan tarandı.30 Ocak: Elif Sultan Kalsen, Tak-

sim Meydanı’nda halk düşmanı po-lislere yönelik silahlı eylem gerçek-leştirdi. DHKC, “Meydanlardan sa-raylara her yerde karşınızda bizi bu-lacaksınız! Berkin Elvan’ın katilleri-ni cezalandırmazsanız her yerde sa-vaşçılarımızın namlularıyla karşıla-şırsınız. 600 gündür ADALET istiyo-ruz; ADALET yok! Faşist devlet ken-di yasalarını dahi uygulamıyor. Ada-leti biz sağlayacağız!” açıklaması yap-tı.

31 Ocak: Okmeydanı Halk Mec-lisi, yozlaşmaya ve uyuşturucuya kar-şı yürüdü.

***

2015-ŞUBAT1 Şubat: Adana, İzmir ve Mer-

sin’de Halk Cepheliler, Berkin ve tümkatledilen çocuklar için adalet eylem-leri düzenledi.

*FOSEM, Okmeydanı Sibel YalçınParkı’nda Berkin Elvan resim şenliğidüzenledi.

*AKP’nin katil polisleri, hem Tak-sim’i hem Kadıköy’ü abluka altınaaldı. Taksim’de “15’inde Bir FidanUmudun Çocuğu Berkin Elvan” kita-bını satan 10 Dev-Genç’liyi gözaltınaaldı.

Polisin standa saldırıları daha son-raki günlerde de devam etti.

2 Şubat: İsmetpaşa Caddesi’ndedolaşan akrepler, Cepheliler tarafındanmolotoflanıp yakıldı.

Kuruçeşme Mahallesi'nde 2 Şu-bat'ta Cepheliler ana caddeye çıkıpyolu kapatarak, halka Taksim eylemi-ni ve baskınları anlatan ajitasyon çek-ti.

*Yenibosna’da uyuşturucuya kar-şı Bahçelievler Halk Meclisi yürüyüşyaptı.

3 Şubat: Van’da 8 Halk Cepheligözaltına alındı.

*Antalya Halk Cephesi elektrikfatura ödeme merkezi önünde zamla-rı protesto etti.

4 Şubat: Halkın Mühendis Mi-marları yayınladıkları açıklamada,AKP’nin TMMOB’a dönük saldırıla-rına karşı direnişe devam edecekleri-ni belirtti ve 2 günlük açlık grevi ger-çekleştirdi.

5 Şubat: Berkin’in hesabını sormakiçin yola çıkan Dev-Genç’liler Anka-ra’da işkence ile gözaltına alındılar.

6 Şubat: Gazi Mahallesi’nde Cep-heliler, polislerin zırhlı araçlarını yak-tı.

*Okmeydanı Dörtyol AKP seçimbürosu, Cephe milisleri tarafındanmolotoflanarak tahrip edildi

7 Şubat: Halk Cepheliler’e yöne-lik ev baskınları ve tutuklama terörü-ne karşı AKP İstanbul il binası, Cep-he Milisleri tarafından tarandı.

8 Şubat: Halk Cepheliler İstanbulTaksim’de bulunan Burger King'inçatısında “Berkin İçin Adalet İste-yenlere Saldıran Katilleri KoruyanAKP’den Hesap Soracağız!” yazılıpankart açtı.

*İstanbul Barosu Kültür Merke-zi’nde “Teoride ve Pratikte DevrimciAvukatlık” paneli gerçekleştirildi.

*AKP’nin İstanbul İl Kongresi’ndeBerkin Elvan’ın katillerinin tutuklan-ması için pankart açan DEV-GENÇ’liLeyla ERDOĞAN ve Hicri SELVİ-LER tutuklandı.

14 Şubat: TAYAD’lı Aileler, Der-sim’de AKP İl Binası önünde hapis-hanelerdeki saldırılara karşı bir eylemyaptı.

14-15 Şubat: Kamu EmekçileriKurultayı’nda kamu emekçilerinin so-runları ve çözümleri tartışıldı.

15 Şubat: İstanbul Emniyet Mü-

dürlüğü’nün önünde ev baskınlarına vesaldırılarına karşı oturma eylemi yap-mak isteyen 40 Halk Cepheliye polissaldırdı.

16 Şubat: Gazi Mahallesi'nde po-lisler tarafından kaçırıldıktan sonra 75.Yıl Polis Merkezi'nde işkence yapıla-rak tutuklanan Eser Çelik için yürüyüşyapıldı.

18 Şubat: Gazi’de Eser Çelik içinyürüyüş yapıldı. Akrep ve TOMA’laryakıldı. Yenibosna’da da pankart asıl-dı ve gösteri yapıldı.

*Armutlu ve Bahçelievler’de HalkCepheliler Özgecan Aslan için yürüyüşdüzenledi.

21 Şubat: Dersim Belediye Kon-ferans Salonu’nda “Hapishanelerdetutsakları 24 saat kamera ve cam ka-feslerle izlenmesine karşı sessiz kal-mayacağız” başlıklı panel düzenlendi.

21 Şubat: Diyarbakır’da Grup Yo-rum söyleşisi yapıldı.

*Kıraç-Kuruçeşme Mahallesi’ndeişkenceci polisler halka teşhir edildi.

22 Şubat: Altınşehir’de BerkinElvan Halk Kütüphanesi açıldı.

25 Şubat: Devrimci İşçi Hareketi,Quasar İnşaat'ın 6. katında iskele ku-ran işçinin yere düşerek hayatını kay-betmesi üzerine inşaatın önünde açık-lama yaptı.

26 Şubat: Halk Cephesi, Beyrut'tadüzenlenen Uluslararası Tecritle Mü-cadele Sempozyumu’na katıldı.

28 Şubat: Hatay Harbiye Mahal-lesi’nde bulunan BİM şubesi, Cephesempatizanları tarafından uzun namlulusilahla tarandı.

*Kıbrıs DEV-GENÇ 27 Şubat’tabir basın açıklaması yaparak, AKP ik-tidarının işçi katliamları ve DEV-GENÇ’lilere getirilen yasaklamalarve tutuklamalara karşı 28 Şubat’tan iti-baren 1 aylık açlık grevi yapacağını du-yurdu.

27 Aralık2015

Yürüyüş

Sayı: 501

11 7DİRENECEĞİZ KAZANACAĞIZ!

Page 18: ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/501.pdfParti-Cepheli savaş, iktidarı is-temektir, Parti-Cephe ile Güçlenerek Yürüyoruz, İktidar İçin Savaşıyoruz

***2015-MART1 Mart: Halk Meclisleri 1. Kurultayı

Gazi Mahallesi’nde gerçekleştirildi.2 Mart: Hasan Ferit Gedik Uyuştu-

rucu ile Savaş ve Kurtuluş Merkezi ça-lışanları uyuşturucuya karşı çadır açtı.

4 Mart: AKP’nin uyuşturucu çete-leri Hasan Ferit’in mahkemesinde dev-rimcilere bıçaklarla, şişelerle, silahlarlasaldırıp adliye içine kaçtı ve polise sı-ğındı.

8 Mart: Dünya Emekçi KadınlarGünü’nde Cepheli kadınlar, Kadı-köy’de düzenlenen yürüyüşe katıldı.

9 Mart: Şadi Özpolat Almanya'datutsak bulunduğu hapishanede açlık gre-vine başladı.

11 Mart: Berkin’in ölüm yıldönü-münde Halk Cepheliler bulunduklarıher alanda boykot örgütleyip hayatı dur-durdular.

*Uğur Kaymaz’ın mezarının ba-şında yapılan açıklamadan sonra yolaçıkan Halk Cepheliler, ilk olarakAmed’de eylem yaptılar. Amed'tensonra Urfa'ya geçtiler. Halk Cepheliler"Berkin ve Uğur için ADALET" tale-biyle Urfa 'da da eylem yaptılar. Yapı-lan eylemde 15 Halk Cepheli gözaltı-na alındı.

12 Mart: Gazi ve Ümraniye katli-amlarında hesabını sormak için HalkCepheliler yürüdü.

13 Mart: Okmeydanı’nda şüphe çe-ken iki kişi, sivil polis oldukları anla-şılınca mahalle halkı ile beraber dö-vülerek teşhir edildi.

*Hasan Ferit Gedik duruşmasındaçeteler mahkeme önünde avukatlara sal-dırdı.

14 Mart: Halk Cephesi yaptığıaçıklama ile çetecilerin ÖzgürlüklerDerneği'ne gelen Mazlum Arslan’a bı-çaklı saldırıda bulunduğunu duyurdu.

15 Mart: Wan’da Grup Yorumkonseri, Kürt milliyetçilerinin tüm en-gellemelerine rağmen yapıldı.

16 Mart: Dev-Gençliler 16 MartBeyazıt Katliamı’nda şehit düşenleri an-mak için İstanbul Üniversitesi Fen Fa-kültesi önüne yürüyüş düzenledi.

17 Mart: İkitelli’de milisler tara-fından“Çetelerden Hesap Soracağız /CEPHE” yazılı pankart, Hasan Ferit’inkatillerinin polis-çete işbirliği ile ger-

çekleştirildiğine iliş-kin ajitasyon çeki-lerek asıldı.

* D e v - G e n çMilisleri, Ankara-Eskişehir yolu üzerine "16 MartKatliamı’ndan Hasan Ferit Gedik'eKatleden Devlettir Hesap Soracağız- DHKC/DEV-GENÇ" yazılı bombasüslü pankart astı.

*İzmir Güzeltepe Mahallesi’ndeCephe Milisleri, Berkin’i selamlamakiçin Güzeltepe Sağlık Ocağı karşısına,“Berkin’i Vuranlar Hesap Verecek /DHKC” yazılı bomba süsü verilmişpankartı astıktan sonra molotoflarımeydanda patlatarak yolu trafiğe ka-pattı.

19 Mart: Haliç Kongre Merke-zi’nde düzenlenen bir ödül törenin-de Dev-Genç’liler Tayyip Erdoğan’ıprotesto etti.

21 Mart: Halk Cepheliler yurdundört bir yanında Newroz kutlamala-rı gerçekleştirdi.

23 Mart: Çetecilere karşı CepheMilisleri uyarı amacıyla AKP Mal-tepe Esenkent Mahalle Temsilcili-ği’ni; bir sonraki gün de çetelerinüssü olan Cadde Tekel'i taradı.

*Grup Yorum’un stadyum kon-serleri yasaklandı.

24 Mart: Polis Gazi Halk Mecli-si’ne baskın düzenledi ve Gazi HalkMeclisi temsilcisi Mehmet Yücete-pe’yi gözaltına aldı. Mahalle halkı po-lisle çatıştı. Polis, 14 yaşındaki DenizGenç’i gaz kapsülü ile başından vurdu.

25 Mart: Amed Halkın Hukuk Bü-rosu açıldı.

26 Mart: Berkin Elvan için hayatıdurdurma çağrısı yapan sanatçı ve ya-zarlara yönelik linç kampayasına kar-şı Sanat Meclisi basın açıklaması yap-tı.

28 Mart: TAYAD, devrimci tut-saklarla dayanışma konseri gerçekleş-tirdi.

*Gazi Mahallesi’nden yola çıkanHalk Cepheliler, Kızıldere'de 5. kez ön-derlerini andılar.

29 Mart: Polis NEFA Tekstil’den iş-ten çıkarıldıktan sonra fabrika önündeçadırıyla direnişe geçen NEFA işçisi Er-kan Munar ve destek için yanında bu-

lunanlara saldırdı. 31 Mart: Çağlayan Adliyesi’nde

Berkin Elvan dosyasına bakan savcıMehmet Selim Kiraz, Cephe savaşçı-ları Şafak Yayla ve Bahtiyar Doğruyoltarafından rehin alındı. Berkin'in ka-tillerinin açıklanmaması üzerine savcı,Cephe savaşçıları tarafından cezalan-dırılırken; Cephe savaşçıları çatışarakşehit düştüler. Cephe açıklamasında“Tam 655 gün boyunca Berkin Elvan’ınkatillerinin yargılanması için adaletistedik. Adalet istedik diye üzerimizegaz bombaları atıldı, TOMA’larla su sı-kıldı. Yerlerde sürüklendik, gözaltınaalındık, tutuklandık. 655 gündür Ber-kin Elvan için adalet istiyoruz” denil-di.

*31 Mart - 4 Nisan 2015 tarihlerindetoplam 4 gün içinde; 226 Halk Cephe-li gözaltına alındı 20 Tutuklama yapıldı.

*Hasköy Sütlüce AKP il binasıçevresinde bekleyen katil polisler, Cep-he Milisleri tarafından tarandı.

Yürüyüş

27 Aralık2015

Sayı: 501

ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ!11 8

Page 19: ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/501.pdfParti-Cepheli savaş, iktidarı is-temektir, Parti-Cephe ile Güçlenerek Yürüyoruz, İktidar İçin Savaşıyoruz

Yürüyüş: Bizekendinizi tanıtırmısınız?

Adım Evin Timtik,2009 yılında Avustur-ya'ya gelip iltica tale-binde bulundum. 2010yılında talebim kabuledildi. İki dönemdir

Anadolu Federasyonu'nun yönetimkurulundayım.

Yürüyüş: Direnişe ne zamanbaşladınız? Nedenlerini,taleplerini ve neden açlıkgrevine dönüştürdüğünüzüanlatır mısınız?

Uzun zamandır Anayasayı KorumaÖrgütü, kurumumuz üzerinde baskıkurmaya çalışıyor, yani pasaport so-runuyla başlamadı. Kurumumuzunyasal-izinli faaliyetlerini engellemeye,engelleyemediğini yasadışı göstermeyeçalışıyor (ki buna kültür merkezindedüzenlediğimiz futbol turnuvaları, aç-tığımız yemek standları, 1 Mayıs yü-rüyüşleri veya Grup Yorum konser-lerini de dahil edebilirsiniz).

7 Mart tarihinde pasaportumungeçerlilik süresi doldu ve başvurumared cevabı verildi. İtiraz ettim, yinereddedildi. 10 Ağustos'ta Federalİdare Mahkemesi'ne başvurdum.Uzun zaman gizlilik kararından ötürüreddin nedenini bile öğrenemedim.Gelinen aşamada ortaya çıktı ki Al-manya-Avusturya-Türkiye işbirliğiile gerçekleşiyor bu keyfilik.

21 Ağustos'ta, Yabancılar Polisi(BFA) önünde oturma eylemine baş-ladım. Yani yaklaşık 6 ay boyuncayürüttüğümüz hukuk mücadelesindensonuç alamadığım için direnişe baş-ladım, sonrasında Parlamento binasıönüne taşıdım eylemimi.

Bugüne kadar, birçok eylem yap-

tık. SPÖ, ÖVP, Yeşiller ve KPÖ'densiyasetçilerle görüşüp sorunun çö-zülmesi için adım atmalarını istedik.İçişleri Bakanlığı ve Yabancılar Po-lisi'ne farklı ülkelerden sürekli pro-testo faksları ve imzalar gönderildi.

13 Ekim günü sabaha karşı, fe-derasyonumuzun kapısı kırılarak veevlerimizin kar maskeli, silahlı po-lislerce basılıp talan edilmesiyle, be-nimle birlikte 7 kişinin gözaltınaalınmasından sonra, 20 Ekim'de ey-lemimi Süresiz Açlık Grevi'ne çe-virdim.

Neredeyse 8 aylık bir sürecin tı-kanmasından ve pasaport olayınınsiyasi baskının bir parçası olduğuresmi olarak ortaya çıktıktan sonra,direnişi Süresiz Açlık Grevinedönüştürdüm. Çünkü direnmek tekdoğru politikadır ve direnmeyip ka-bullendiğimde, şahsıma ve kurumumadönük yeni baskıların önünü kendimaçmış olacaktım.

Yürüyüş: Direnişinizeverilen destekleri birazanlatır mısınız?

İngiltere, Türkiye, Hollanda, Bel-çika, İsviçre, Almanya'da AvusturyaKonsoloslukları önünde ve birçokşehirde eylemler yapıldı. Talepleriminkabul edilmesi için 3 bin imza top-ladık, binlerce bildiri dağıtıp, iltica-cılarla ilgili çalışma yapan birçokkurum ve kişiyle görüşüp, direnişimiziduyurmaya çalıştık. Açlık grevinin49. gününden itibaren, direnişimiziViyana Alevi Toplumu binasına ta-şıdık. Eylem ve diğer çalışmalaradevam ediyoruz.

Sizin aracılığınızla haklı talep-lerimizi duyurmamıza katkı sunan;Halk Cepheliler'e, TAYAD'lılara,Dev-Genç’lilere, Anadolu Federas-yonu'na, Avrupa Halk Cephesi'nebir kez daha teşekkür etmek isterim.

Ayrıca ATİGF, ADHK ve kapıla-rını bize açan Viyana Alevi Toplu-mu'na, bizi sahiplenen değerli üye-lerine, destek açlık grevi yapan, imzaatan, bildirilerimizi dağıtan, eylem-lerimize katılan, telefonla arayan,mesaj gönderen, direnişimizi direnişikabul eden herkese teşekkür ederim.

Yürüyüş: Pasaporthakkınızı aldınız amadirenişiniz sürüyor. Şuandaki talepleriniz nelerdir?

Evet, aslında direnişe başlarkenamacımız, Federal İdare Mahkeme-si'nden olumlu bir karar çıkarmaktı.Hukukta emsal teşkil etme olayı ol-duğundan, hakkımda verilecek olum-suz bir kararın benden sonra aynıduruma düşürülecek ilticacılara dauygulanmaması için başlamıştım. Veaslında lehimize karar çıkmasıylabunu başarmış olduk. Bu safhadadireniş bırakılabilirdi belki; ancaksürdürmek gerektiğini düşündüm.Çünkü Avrupa'da insan hakları, dü-şünce ve örgütlenme özgürlüğü, yargıbağımsızlığı diye bir şey yoktur.Amacım bu aldatmacayı teşhir et-mektir aynı zamanda.

Saldırmazlık anlaşmasıyla övünenAB üyesi bu ülkede, vatandaş olma-yanların eylem yapma, hakkını aramahakkı yoktur. Direnme hakkının ol-madığı bir yerde hiçbir hakkınız yok-tur, kazanılmış haklarınızın bir ga-

Röportaj

AAvusturya Parlamentosu Önünde Açlık Grevi Direnişi 70’li Günlere Ulaşan Evin Timtik:

“6 Ay Boyunca Yürüttüğümüz Hukuk MücadelesindenSonuç Alamadığım İçin Direnişe Başladım...

Haklarımızı Almanın, Daha Büyük Baskıların Önüne Geçmenin Tek Yolu Direnmektir”

27 Aralık2015

Yürüyüş

Sayı: 501

1 9DİRENECEĞİZ KAZANACAĞIZ!

Page 20: ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/501.pdfParti-Cepheli savaş, iktidarı is-temektir, Parti-Cephe ile Güçlenerek Yürüyoruz, İktidar İçin Savaşıyoruz

rantisi de yoktur. Yine bu ülkeninmahkemesinin verdiği kararı, Ya-bancılar Polisinin tanımaması sözkonusu. Buradan; istihbarat teşkila-tının yargı kararlarının da üzerindeolduğunu anlıyoruz.

Bu süreçte, Türkiyeli göçmen ör-gütlerinin de değişik biçimlerde, Ana-yasayı Koruma Örgütü'nün baskısınamaruz kaldığını öğrendim ve bütüngöçmen kurumlar üzerindeki baskı-ların kaldırılmasını istiyorum. Dire-nişin 118, açlık grevinin 58. günün-deyiz ve taleplerimi şöyle sıralıyorum:

-Anadolu Federasyonu ve göçmendernekleri üzerindeki baskılara son!

- Düşünce ve ör-gütlenme özgürlüğüönündeki engellerkaldırılsın!

-Almanya-Türki-ye-Avusturya işbir-liğine son!

- Pasaportum veseyahat özgürlüğümderhal geri verilsin!

Yürüyüş: Son olarak nesöylemek istiyorsunuz?

Bu süreçte birçok şey gördüm,öğrendim, yaşadım, yaşıyorum. Amaen temel şey, emperyalizm karşısındabireyin ne kadar savunmasız ve ça-resiz olduğudur. O yüzden örgütlen-mek zorundayız. Avrupa emperya-lizmi, halkların hayatıyla oyuncakgibi oynuyor; çocuklarımızı elimizdenalıyor. Kimimizi sınırdışı ediyor, ki-mimizi 3 aylık oturumlara ya daimza vermeye mahkum ediyor. Yal-nızlık ve çaresizlik duygusu ile bu-nalıma, intihara, yozlaşmaya sürük-

lüyor. Oysa bizler emeğimizle varız,katledilmeden, aşağılanmadan, kendikültürümüz ve emeğimizle onurlubir yaşam sürmek istiyoruz. Adil vegüvenli gelecek hakkımızı istiyoruz.Siyasi iltica hakkımızın gereği olarak,kendi doğrularımızla yaşamak isti-yoruz. Haklarımızı almanın, dahabüyük baskıların önüne geçmenintek yolu direnmek.

O yüzden diyorum ki örgütlenmekzorundayız, hakkımızı almak, ka-zandığımız haklarımızı korumak içinörgütlü bir biçimde direnmek zorun-dayız. Irkçılık, iş, ev, okul, hayatpahalılığı, bürokratik işler, yozlaşma,işsizlik vb. sorunlarımız var. Birçokinsan, benzer sorunlarla cebelleşi-yoruz, o halde neden bir araya gel-meyelim? Halk Meclisleri bunun enkolay yolu aslında. Sizin vasıtanızlaherkesi Halk Meclisleri’nde yer al-maya, kendi sorunlarımızı, kimsedenmedet ummadan kendimiz çözmeyeçağırıyorum.

Yürüyüş

27 Aralık2015

Sayı: 501

ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ!2 0

Avrupa emperyalizmi işçi sınıfının, göçmenlerinödediği bedeller sonucu aldığı hakları baskı ve işkenceile geri almaya çalışıyor. Bu baskılara direnenler em-peryalizmin ırkçı, faşist yüzüyle karşı karşıya kalıyor.Ama devrimciler ve devrimci gençlik var olduğu müd-detçe bu baskılara boyun eğdiremeyecekler.

23 Aralık öğlen saatlerinde Düsseldorf AvusturyaKonsolosluğu önünde, açlık grevinin 65. gününde olanEvin Timtik'i desteklemek için gerçekleştirilen zincirlemeeylemine saldıran polis, 6 kişiyi gözaltına aldı. Gözaltınaalınan 6 kişi saat 17.00'da serbest bırakıldı..

Köln: 20 Aralık Pazar günü saat 17.00- 19.00 arasındaKöln Merkez Tren İstasyonu önünde Evin Timtik’inaçlık grevi direnişini destekleyen eylem yapıldı. Almancaolarak “Evin Timtik’in İltica Hakları Gasp Edilemez”yazılı pankartın açıldığı eylemde: Avusturya devletininırkçı politikasını protesto eden sloganlar atıldı.

Hamburg: 16 Aralık 2015 Çarşamba günü, Ham-burg’un en işlek caddelerinden biri Monckebergstrabe’deHamburg Anadolu Gençliği tarafından bildiri dağıtımıgerçekleştirildi. 250 adet bildiri Hamburg halkına ulaş-tırıldı.

18 Aralık 2015 Cuma günü ise, Hamburg’daki Avus-turya Fahri Konsolosluğu önünde bir eylem gerçekleş-tirildi. Eylemde, Almanca bir açıklama okunarak, Evin’in

59 gündür süresiz açlık grevinde olduğu ve artık hergeçen gün hayati tehlikesinin arttığı dile getirildi. 1saat süren eylem, açıklamanın bir örneğinin fahri kon-solosluğun posta kutusuna atılmasının ve 250 adetbildiri dağıtımının ardından sonlandırıldı.

Berlin: 15 Aralık Günü Berlin’de Junge Welt gazetesiyazarıyla görüşülerek Evin Timtik hakkında bilgi verildi.

16 ve 17 Aralık günleri Berlin’de bulunan AvusturyaKonsolosluğu’nun önünde pankart açılarak, Evin Tim-tik’in yalnız olmadığı belirtildi. Her iki eylemde kon-soloslukla görüşme istediği bildirildi. İstek kabuledilmedi. Alman polisi; Avusturya Konsolosluğu’nunaçıklamayı istemediğini, onlara başvurduklarını verahatsız etmemelerini istediler. Eylemciler bunu kabuletmediklerini, kendileriyle görüşülmediği sürece herseferinde zillerini çalıp ve bildirileri posta kutularınakoyacaklarını belirttiler.

19 Aralık Cumartesi günü Almanya Dışişleri Bakanlığıönünde bir gösteri düzenlendi. Eyleme 18 kişi katıldı.

21 Aralık Pazartesi günü yine Almanya DışişleriBakanlığı önünde pankart açıldı, gösteri düzenlendi.Bakanlık binasına girilerek, Almanya Dışişleri BakanıFrank Walter Steinmeier ile görüşme talebi bildirildi.Bakının binada olmadığı iletildi. Dosya bırakılarak bi-nadan ayrılındı.

Direnenler Yalnız Değildir; Çünkü Biz Varız! Merkel'in Polislerine Boyun Eğmeyeceğiz!

Page 21: ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/501.pdfParti-Cepheli savaş, iktidarı is-temektir, Parti-Cephe ile Güçlenerek Yürüyoruz, İktidar İçin Savaşıyoruz

BBeklemek kararsızlığın, cüretsizliğin ifadesidir... Beklemek; yapmayı istememektir. Beklemek; devrimden vazgeçmektir...

Bekleme anı; düşmana kendisini toparlama ve saldırma fırsatı vermektir...

BEKLEMEK ÖLÜMDÜR!

“Devrimci mücadele ve savaşta belirleyici olan kadrolar ve siyasi çizgidir. Tayin edici güç halk kitleleridir”

Savaş ve

Biz

Faşizmi yıkmak için elimizdengeleni yapmalıyız. Bir an önce hiçbeklemeden. Devrimci mücadeledesıradanlığa tereddüte yer yoktur. Bek-lemek ölümdür. Ahla, vahla devrimolmaz. Zamanımızın her anını, herişimizi, çevremizdeki her şeyi faşizmekarşı mücadelede kullanmalıyız.

Kimseden vazgeçmeden, aklımızı,gücümüzü kullanarak, hiç durmadanbu savaşı vermeliyiz.

Elbette mücadelede sorunlar, zor-luklar, olumsuzluklarla karşılaşacağız.Her şey hayal ettiğimiz gibi ilerlemez.Bu konuda tarihimizden öğrenece-ğimiz sayısız örneğimiz vardır. 1992de örgütümüzün içinde darbe yapıl-dığı günlerde beklemedik; yolumuzdayürüdük.

Parti kuruluşu bu koşullarda ger-çekleşti. Yılmadan, yorulmadan silahlımücadeleden vazgeçmeden hızla kav-gayı büyüttük. Kimse yaşanan olum-suzluklara takılıp kalmadı. Dayı, ya-şanan sürecin zorlukları karşısındabeklemedi. Dayı, kavgayı hep biradım öne taşıma cüretiyle hareketetti. Bekleyelim önce koşullar de-ğişsin, sonra harekete geçeriz anlayışıdüzene aittir.

Biz düşmanın saldırıları karşı-sında savunmada kalmayacağız,taaruza geçeceğiz.

"Bir kere ayaklanma başlayıncaen büyük kararlılıkla davranınız vesaldıraya geçiniz. Savunma her türlüsilahlı ayaklanmanın ölümüdür, dahadüşmanla boy ölçüşmeye fırsat kal-madan savaş kaybedilir. Henüz güç-leri dağınıkken, düşmanlarımızın üze-rine baskın yapınız, küçük de olsagünlük yeni başarılar hazırlayınız;ilk başarıları hareketin size kazan-dıracağı yüksek morali sürdürünüz;daima en güçlü atılımı izleyen vedaha güvenilirden yana arka çıkankararsız unsurları etrafınıza toplayın,düşmanlarınızı, güçlerini size karşıtopluca çıkarmaya fırsat bırakmadan

geri çekilme halinde savaşmaya zor-layınız ve devrimci politikanın bil-diğiniz en büyük ustası olan Dantonun sözleriyle “cüret, daha cüret, dai-ma cüret" (Partizan Savaşı, sayfa72)

Savaş da, savaşanlar da ortadadır.Biz beklemeyeceğiz. Beklemek düş-mana fırsat vermektir. Düşman yıl-ların sınıf kiniyle bizi yoketmek içinsaldırıyor. Ve onun düşünmesine, sa-vunmaya geçmesine yeni taktiklergeliştirmesine fırsat vermemeliyiz.Silahlı eylemlerimizde, kurumları-mıza karşı yapılan baskınlarda yada düşmanın halkı teslim almaya yö-nelik her politikasında uyanıklığı el-den bırakmadan hızlıca geri adımattıracak cevaplar vermeliyiz.

Derneklerimiz mi basıldı? Bir ta-raftan derneği hızlıca toparlayacağız,bu baskının teşhirini güçlü bir şekildeyapacağız. Derneğe astığımız "teslimolmayacağız, hesap soracağız" pan-kartlarıyla, halkla yaptığımız kitleselyürüyüşler, basın açıklamalarıyladüşmanın acizliğini teşhir edeceğiz.Bir taraftan da, biz de onların ku-rumlarını basacak, yakıp yıkacağız.Misliyle cevap vereceğiz.

Bir insanımız mı yaralandı yada şehit düştü? Hemen sahiplene-bilmeli ve cevap verebilmeliyiz.

Hesap Sormak İçinO Kadar Çok Nedenimiz Var Ki...

Çevremize bakmamız yeterli...Ayakları çıplak çocuklar, iftar çadır-larında uzayan sıralar, otobüslerdeyorgunluktan ayakta duramayacakhalde kalan insanlar, yozlaşan, kendikültürünü unutan gençler...Ve yanı-mızda olmayan şehit, tutsak düşenyoldaşlarımız, kendi hayatımız, ai-lemiz..

Her an her saniye düşmana vur-manın yollarını bulmalıyız. Onlarıhiç beklemedikleri bir zamanda, bek-

lemedikleri yerden vurmalıyız. Ya-pılacak ortadadır. Ödediğimiz be-dellerin hesabını soracağız. Asla af-fetmeyeceğiz. Zafer; bedellerle, zorla,silahlarla gelecek.

Düşman bizi hareketsiz bırakmakistiyor. Aranmamızı çıkartıyor, bin-lerce eve baskın düzenliyor. Hare-ketsiz kalmayacağız. Düşmanı ha-reketsiz bırakacak planlar geliştire-ceğiz. Hiçbir zaman düşmanınkindendaha güçlü teknik olanaklarımız vebüyük silahlarımız olmayacak.

Bilgi, Emek ve Cüretle Her Tür Engeli Aşarız

Beklemek; kararsızlığın, cüret-sizliğin ifadesidir. Beklemek, yapmayıistememektir. Beklemek, devrimdenvazgeçmektir.

Bekleme anı; düşmana kendisinitoparlama ve bize saldırmak için ha-zırlanma fırsatı yaratır.

Oysa, savaşta esas olan düşmanasoluk aldırmamaktır.

Beklemek devrimcinin dinamiz-mini köreltir. Çünkü beklemek du-rağanlık üzerine kuruludur. Pratikyoktur. Hareket yoktur.

Dolayısıyla pratikten doğan bilgide yoktur. Bilginin ve yenilenmeninolmadığı yerde çürüme başlar. Bek-lemek çürütür.

Dinamizm İse Üretir,Geliştirir

Beklemek yerine savaşın içinegirersek başarısız da olabiliriz. Sonuçalamayabiliriz. Ancak çok değerlibir kazanım elde ederiz. O da bilgidir.Bu bilgi bizi gelecekte vereceğimizsavaşlar için de büyütür. Bekleyenise her koşulda kaybeder.

Beklemeyeceğiz. Hızlıca kararalıp uygulayacağız. Savaş beklemeyeizin vermiyor. Beklemek düşmanazaman kazandırmaktır.

Beklemeyeceğiz, Saldırıya Geçeceğiz!

2 1DİRENECEĞİZ KAZANACAĞIZ!

Page 22: ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/501.pdfParti-Cepheli savaş, iktidarı is-temektir, Parti-Cephe ile Güçlenerek Yürüyoruz, İktidar İçin Savaşıyoruz

Bizler, halk için mühendislikmimarlık yapan sosyalist mühendismimarlarız. Halkın MühendisMimarlarıyız. Bu düzenin bizdençaldığı teknik bilgiyi, üretme veyaratma becerisini, neden-sonuçilişkileri kurma becerisini tekrarkazanma savaşı veriyoruz. Hayatınher alanında sosyalist alternatifleryaratarak bu çürümüş düzene birdarbe de biz vuracağız! Bu sene 26-27 Aralık’ta Küçükarmutlu’dadüzenleyeceğimiz Eda Yüksel Halkiçin Bilim, Halk için MühendislikMimarlık Sempozyumu’na tüm hal-kımızı, meslektaşlarımızı, emperya-lizme ve faşizme karşı duran tümaydınları çağırıyoruz.

Mühendis mimarlar olarak bizler,tüm meslek grupları gibi, birçoksorunla karşı karşıyayız.Şantiyelerde, ofislerde saatlerceçalıştırılıyoruz; fakat emeğimizinkarşılığını alamıyoruz. Yaptığımızprojeler, harcadığımız emekler, pat-ronların cebinin daha fazla dolmasınayarıyor. Mesleki bilgi birikimimizihalkın ihtiyaçları için kullanamıyo-ruz. İçinde yer aldığımız projenin,çalıştığımız işin kime, neye hizmetedeceğini bilmeden çalışıyoruz.Yalnızca ihtiyaç duydukları kadarlıkbilgiyi bizimle paylaşıyorlar. Çoğubilimsel bilgiyi kendilerine saklıyor-lar.

Hiçbir iş güvenliği, hiçbir tedbiralınmadan fabrikalarda, şantiyeler-de çalıştırılıyoruz. Adına iş kazasıderlerken onlar, biz ise katlediliyo-ruz. En demokratik haklarımız içinsokaklara, meydanlara çıkıyoruz.Ve topluca katlediliyoruz…

“…Biliyoruz, suç kesinSuçlu malum;Suçlu emperyalizm

‘İyi halsiz’ katillere,Adil olmaktır en büyük ceza...”Evet, emperyalizmdir; azgın

sömürü düzenidir bizi insanlıktan

çıkaran. Emperyalizmin yoz kültü-rüdür bizi bencilleştiren.Kendimize, başkalarına güvenme-yecek hale getiren. Ne için yaşadığı-mızı, ne için çalıştığımızı, kim içinürettiğimizi sorgulamayacak halegetiren. Umutsuz, güçsüz, hiçbirsorununu çözemeyen, zavallı birey-lere dönüştüren. Emperyalizm veişbirlikçileridir, faşizmdir bizi mey-danlarda, sokaklarda vahşice, kal-leşçe katleden.

Bu düzen alternatifsiz değildir.Alternatif sosyalizmdir! Sosyalizm,insanın güçlülüğüne dayanır.İnsanın bilimsel bilgiyle dolu olma-sına, kendine güvenli olmasına,kendine ve diğer insanlara güven-mesine, hayatın her alanında kolek-tivizmi işletmesine dayanır.

Bu sene 26-27 Aralık’taKüçükarmutlu’da 3.sünü düzenle-yeceğimiz Eda Yüksel Halk içinBilim, Halk için MühendislikMimarlık Sempozyumu’nda;

Kentsel politikaları konuşacağız.Emperyalizmin kent politikalarınıanlatacak, buna karşı yerinde iyileş-tirme projelerini, KüçükarmutluMahallesi’ndeki yarışmamızı anla-tacağız.

Emperyalizmin tarım ve gıdapolitikalarını konuşacak, buna karşıyapmış olduğumuz halk bahçesiörneklerini anlatacağız. Dünyadanhalk bahçesi örneklerini sunacağız.

Emperyalizmin enerji politikala-rını konuşacak, buna karşı halkınkendi enerjisini ürettiği çözümleri,rüzgar türbini projemizi anlatacağız.

Ülkemizdeki mühendis mimar-ların özel sektörde, kamuda, üniver-sitede yaşadıkları sorunları, adalet-sizlikleri konuşacağız. Bu sorunla-rın çözümünü tartışacağız.

Sempozyumumuza tüm halkımı-zı, meslektaşlarımızı, emperyalizmeve faşizme karşı duran tüm aydınla-rı çağırıyoruz.

EEmperyal izmi Sosyal is t Emper yal izmi Sosyal is t Çözümler le Vuracağız !Çözümler le Vuracağız !

3. Eda Yüksel Halk İçin Bilim,Halk İçin Mühendislik Mimarlık Sempozyumu, 26-27 Aralık’ta İstanbul Küçükarmutlu’da…

SEMPOZYUM PROGRAMI

26 Aralık 2015 Cumartesi10.00-10.30: Açılış Konuşması ve Sinevizyon

10.30-12.30: 1. Oturum: Kentsel Politikalar� Emperyalizmin Kent Politikaları(Barınma Hakkına Bakışı, Sosyal MekanlaraBakışı, Üretim Tüketim İlişkilerinde KentinYeri)� Alternatiflerimiz

Mimarlık YarışmasıYerinde İyileştirme ProjeleriArmutlu Cemevi Projesi

12.30-14.30 Öğle Arası ve Müzik Dinletisi

14.30-16.30: 2. Oturum: Tarım ve GıdaPolitikaları

� Emperyalizmin Gıda Politikaları� Alternatifimiz: Halk Bahçeleri� Yurtdışından Örnekler

Filistin: Zafer Tarlaları

27 Aralık 201509.00-10.00: Kahvaltı10.30 – 12.30: 3. Oturum: Enerji Politikaları� Emperyalizmin Enerji Politikaları� Sosyalist Alternatifler, DünyadanÖrnekler� Alternatifimiz: Rüzgar Türbini� Türkiye’den Halkın Kendi EnerjisiniÜrettiği Diğer Örnekler

12.30-14.30: Öğle Arası ve Tiyatro

14.30-16.30: 4. Oturum: ÜlkemizdeMühendislik Mimarlık� Ülkemizdeki Mühendislik MimarlıkEğitimi� Ülkemizde Mühendis MimarlarınYaşadığı Adaletsizlikler (Kamuda, ÖzelSektörde ve Akademide)� Çözüm: Mühendis Mimar Meclisleri� Halk İçin Mühendislik Mimarlık

17.30 – 18.30: Forum ve Sonuç Bildirgesi

Yürüyüş

27 Aralık2015

Sayı: 501

ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ!2 2

Page 23: ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/501.pdfParti-Cepheli savaş, iktidarı is-temektir, Parti-Cephe ile Güçlenerek Yürüyoruz, İktidar İçin Savaşıyoruz

Kürdistan’ın belli başlı bazı il veilçelerinde aylardır devam eden so-kağa çıkma yasakları ve katliamlarıboyutlanarak devam ediyor. Katli-amların yaşandığı yerlerden halk göçediyor. Devlet ise tanklarla, havanlarlakentleri yerle bir ediyor, çocuk büyükdemeden her gün insanlar katlediliyor.

Devlet yüzlerce insanın katledil-diği açıklamalarını yapıyor. Bölgedengöç eden insanların sayısı ise yüz-binleri buluyor. Buna karşılık saldı-rıların hedefi olarak belirlenen Kürtmilliyetçi hareketin yaklaşımı ise sı-radan bir tepkinin ötesine geçemiyor.

Onca katliama, saldırıya denk dü-şecek bir tepki ortaya koymuyor. Ya-şanan katliamlar halka karşı yapılankatliamlardır ve oligarşi bu konudayalnız da değildir. Katliamın baş des-tekçileri her zaman olduğu gibi em-peryalist devletlerdir, ABD ve AB’dir.

Saldırı ve Katliamlar Halkı Sindirmeye Yöneliktir!

Başta Cizre, Silopi, Sur, Nusaybinve Derik olmak üzere Kürdistan’ınbir çok ilçesinde uygulanan sokağaçıkma yasakları altı aydır devam edi-yor. Belli sürelerle konulan sokağaçıkma yasakları kimi ilçelerde defa-larca gündeme getirilerek neredeysekesintisiz bir hal aldı. Ve bu ilçelerbaşta olmak üzere Kürdistan’da kap-samlı bir saldırı için devlet büyükbir güç yığınağı yaptı. On bin kişilikbir güçle operasyon yaptıklarını açık-lıyorlar.

Basına yansıdığı kadarıyla 14 ge-neral, 26 albayın komuta ettiği bubüyük gücü denetlemek ve yönlen-dirmek amacıyla geçtiğimiz günlerdeGenelkurmay Başkanı Hulusi Akaryanında kuvvet komutanlarıyla bir-likte bizzat bölgeye gitmiştir.

İlk olarak 17 Ağustos tarihinde

Diyarbakır’ın Lice ilçesinde uygu-lanan sokağa çıkma yasağı bugünekadar Diyarbakır'ın Sur, Bismil, Ye-nişehir, Lice, Silvan, Hani ve Hazro,Şırnak'ın Cizre ve Silopi ile Mardin'inNusaybin, Dargeçit ve Derik ilçeleribaşta olmak üzere yedi ilin 21 ilçe-sinde uygulandı. Tümünde toplamda200’lü günleri geride bırakan sokağaçıkma yasaklarının olduğu ilçelerdehalka karşı pervasız saldırı ve katli-amlar yaşandı.

Basına yansıyan bilgilere göreson on bir aylık süre içinde 195gerilla veya milis, 157 de sivil hayatınıkaybetmiştir. Bu katliamların büyükkısmının son altı ay içinde gerçek-leştiğini söylemeye gerek yoktur. Vebunların içinde bir çok çocuk veyaşlı insanın da olduğu bilinmekte-dir.

Devlet sokağa çıkma yasağı uy-guladığı ilçelerde tanklarla, havanlarlave ağır makinalı silahlarla evleriyerle bir etmektedir. Halkın göç yol-larına düşmesi için de elinden geleniyapmaktadır.

Şu ana kadar 300 bin kişinin göçettiği belirtilmektedir. Ve bu sayıgün geçtikçe artıyor. Göçlerin artmasıiçin panik yaratmaya çalışan devletgeçtiğimiz günlerde operasyona baş-lamadan önce öğretmenlere mesajçekerek, izinli olduklarını belirtti.Yani geliyorum dedi. Böylece halkıpaniğe sevk ederek göç yollarına dü-şürmeyi hedeflemişlerdi.

Saldırılara ilişkin olarak YurtseverDevrimci Gençlik Hareketi (YDG-H) sorumlularından Çekdar isimlibir militan Özgür Gündem gazetesineşunları söylüyor:

“Burada en çok halk hedef alını-yor. Halk korkutularak sindirilmekisteniyor. Onun için de en fazla halkasaldırıyorlar. Halkı psikolojik ve eko-nomik olarak sindirmek istiyorlar.

Bu iki şey üzerinde çok duruluyor.Göçertme politikasıyla her ikisini

bir arada yapmak istiyorlar. Meselainfazlarla da korkutmak, terbiyeetmek istiyorlar. Bakın sitelerineen çok işledikleri bu iki temadır.Zorla bir göçertme politikası var.Mesela evler hedef alınarak saat-lerce bomba atar ve A-4 silahlarıylatarayabiliyorlar. Halka, “burada

artık size yaşam alanı yok’ mesajıveriyorlar. İnsanlar, mahalleler buşekilde yalnızlaştırılmak isteniyor.Sonuç almayı umdukları yol budur.”(20.12.2015, Özgür Gündem)

Devletin hendekler bahanesineilişkin de şunları belirtiyor:

“Hendekler bahane. Bu devlet,Kürtlere karşı tasfiye planını devreyekoymuştu. Ne yapsaydık da yine busaldırılar olacaktı. Bu çok eskidenverilmiş bir karardı. Hendekler ol-masaydı başka bir şey bahane olurdu.Osmanlı paşaları gibi kelle istene-cekti. Baksanıza son birkaç ayda kaçkadın, çocuk katledildi. Kaç yaşlı vegenç katledildi.”

Kısacası oligarşi Kürdistan’daKürt halkını hizaya çekmek istiyor.Teslim almak istiyor.

Bunun için devletin her ağzınıaçan yetkilisinin ağzından kan dam-lıyor. Kürdistan’da onlarca katliamyapmış olan bir devlet geleneğininbugün her türlü kontrgerilla yönte-miyle halka karşı açtığı bir savaş

Kürt Halkı Teslim Alınamayacak!Kürt Halkı Teslim Alınamayacak!Katliamların Hesabını Soracağız! Katliamların Hesabını Soracağız!

Tek Yol DevrimTek Yol DevrimKürdistan’daKürdistan’da

Kürt milliyetçi hareketinibölgede kendi kara güçleri olarakkullanmak istemelerine rağmenhalkın hizaya getirilmeyipdirendiği koşullarda bu gücüdeğerlendirmenin maddi zeminide ortadan kalkmış olacaktır. Çünkü, halk desteğine sahipolmayan veya halkın süreklisorun çıkardığı bir yerdekigerilla güçleri halka rağmenemperyalizmin istediği gibikullanabileceği bir güç olmazlar.Emperyalistler bu nedenle halkıhizaya getirmeyi temel önemdegörüyorlar.

27 Aralık2015

Yürüyüş

Sayı: 501

2 3DİRENECEĞİZ KAZANACAĞIZ!

Page 24: ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/501.pdfParti-Cepheli savaş, iktidarı is-temektir, Parti-Cephe ile Güçlenerek Yürüyoruz, İktidar İçin Savaşıyoruz

söz konusudur Kürdistan’da. Devletinen yetkili ağızlarından Başbakan Ah-met Davutoğlu:

"Şehirlerde varlık göstermeye ça-lışıyorlar. Mahalle mahalle, ev evtemizleniyorlar. Bu şehirler gerekirseev ev bu teröristlerden temizlenecek....Cizre'de, Silopi'de tek bir mahallekalmamış olsun, tek bir ev olmamışolsun, yığınak yapılmış olsun; bu te-mizlenecek. Barikatlar açılınca ço-cuklar okula gidecek."

Bu katliamcı anlayışla halka sal-dırıyorlar. Bu katliamcı anlayışla sa-dece son otuz yıl içinde 30 bininüzerinde insanımızı katlettiler, kay-bettiler. On binlerce insanı işkence-lerden geçirdiler.

Kürdistan’daki Katliamlar ABD veAB’nin DesteğiyleYapılıyor

Oligarşinin bu katliamları elbetteemperyalistler tarafından da destek-lenmektedir. Dönem dönem gerekABD ve gerekse de AB emperya-lizminden açıklamalar yapılıyor:“kaygı duyuyoruz, itidalli olmayaçağırıyoruz’...

Devletin yaptığı katliamlarda çoköne çıkan ve katliamları teşhir edenbir durum olduğunda yaparlar buaçıklamaları da. Ama öte yandan dahemen eklerler “teröre karşı müca-delesinde Türkiye’nin yanındayız”diyerek. İşte bu cümle belirler gerçeği.Bu cümleyle anlatılan biz bu tür“kaygı” açıklamaları yapabiliriz, “iti-dalli olun’ deriz ama siz işinize bakın,halkı hizaya getirmek için elinizdengeleni ardınıza koymayın. Bununiçin tanksa tank silahsa silah veririzsize...

Ve verirler de. Almanlar tank ve-rirler mesela. Ve Kürdistan’da gerillacesetleri bu tankların arkasına bağ-lanarak sürüklenir ve bu tanklarladövülür Kürt halkının evleri.

Emperyalistler işlerine gelmediğizaman silah ambargosu uygularlar,kendi silahları istemedikleri bir yerdekullanıldığında buna hemen engelolurlar. Ama şimdi Kürdistan’da kul-lanılan silahların, havanların, topların

büyük çoğunluğu emperyalist ülke-lerden alınma veya onların patentinitaşıyan silahlardır. Ama emperya-listlerin zaman zaman göstermelikitidal çağrıları dışında bir sesleri çık-mıyor, çıkmaz.

Çünkü Kürt halkının hizaya geti-rilmesi onların da istediğidir. Kürtmilliyetçi hareketin, bölgede kendikara güçleri olarak kullanmak iste-melerine rağmen halkın hizaya geti-rilmeyip, direndiği koşullarda bugücü değerlendirmenin maddi zeminide ortadan kalkmış olacaktır. Çünkühalk desteğine sahip olmayan veyahalkın sürekli sorun çıkardığı biryerdeki gerilla güçleri halka rağmenemperyalizmin istediği gibi kullana-bileceği bir güç olmazlar. Emperya-listler bu nedenle halkı hizaya getir-meyi temel önemde görüyorlar.

Geçmişte Filistin’de FKÖ’yü bü-yük oranda uzlaşma batağına çekmişolmalarına rağmen halk intifada ey-lemleriyle FKÖ’nün önüne geçebil-

miştir. Bu nedenle Kürdistan’da dabenzer şekilde serhıldanların oluş-masının maddi temeli ortadan kaldı-rılmak isteniyor. Yani halkın direnişdinamikleri yok edilmek isteniyor.

Kürt Milliyetçi HareketinDirenişi Zorlamadır!

Bu noktada Kürt milliyetçi ha-reket de nihayet sonunda direniş çağ-rıları yapmaya başladı. Biz aylardırneden saldırıya uğrayan ilçelerinhalkı yalnız bırakılıyor diyerek Kürtmilliyetçi hareketi eleştirdik ve çağ-rılar yaptık. Ancak gelinen noktadabir adım atıyor gibi görünüyorlar.Ancak biz bunu, gerçekten bir direnişve sonuna kadar götürecek bir ira-denin ürünü olarak görmüyoruz. Bubizim subjektif yargımız değildir. Butarihsel olarak görülecek bir şey ol-makla birlikte Kürt milliyetçi hare-ketin açıklamalarında da ortaya çık-maktadır.

Kürt milliyetçileri yaşananların

"SMS geldi tüm öğretmenler Ciz-re ve Silopi’yi terk ediyor� Şırnak'ınCizre ile Silopi İlçesi'nde görevliöğretmenlere SMS ile mesaj gön-derilerek� 'hizmet içi eğitime' alın-dıkları bildirilince ilçeleri terk et-meye başladı. Cizre'de otogardakiyoğunluk nedeniyle araç bulamayanöğretmenler yanlarındaki bavullarla5 kilometre yürüyerek İpek Yolu'naçıkarak bulabildikleri araçlara bin-di."

Basında yer alan bir haber bu...Devlet bu mesajıyla öğretmenlerehalkı katledeceğiz siz onların yanındaolmayın diyor. Oysa öğretmenlerde bu halkın çocuklarıdır. Halk kat-ledilirken, öğretmenlerin katliamınyaşandığı yeri terk ederek sadecekendi canlarının derdine düşmelerihem halka karşı sorumluluklarınıhem de taşıdıkları aydın misyonunuterk etmeleri demektir.

Öğretmenlerin yapması gereken,katliamın yaşandığı yerde katliamlara

karşı durmak ve halkın yanında ol-maktır. Devletin yaptığının meşruolmadığını bu tavrıyla da ortayakoymaktır.

Kaldı ki bu ilçelerde halkın öğ-retmenlere “gitmeyin siz gidincedaha çok katliam yapıyorlar’ dediğide bilinmektedir. Bu durumda kendiöğrencileri de katledilen öğretmen-lerin, halkın ve kendi öğrencilerininyanında bulunmaması sorumsuz-luktan başka bir anlama gelmez.

Bu tür mesajlar alan tüm öğret-menlere çağrımızdır: Devletin butür çağrılarına karşı siz de katliamlarakarşı olduğunuzu belirten ve devletinyaptığının meşru olmadığını belirtenaçıklamalar yapın ve halkın yanındaolun.

Halkın evlatları olarak Kürt,Türk, Arap, Laz, Çerkez, Gürcü...demeden tüm halklarımızın katle-dilmesine karşı çıkalım ve faşistdevletten hesap soralım.

Halk Çocuğu ÖğretmenlerFaşist Devletin Katliamlarına Karşı Çıkacaktır!

Yürüyüş

27 Aralık2015

Sayı: 501

ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ!2 4

Page 25: ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/501.pdfParti-Cepheli savaş, iktidarı is-temektir, Parti-Cephe ile Güçlenerek Yürüyoruz, İktidar İçin Savaşıyoruz

nedenlerini ve AKP’nin niteliğinibüyük oranda isabetli olarak ortayakoyuyorlar. Ancak sanki buna yeniuyanmışlar gibi de bir tavır takını-yorlar. AKP, MHP’lileşti diyorlar.Sanki yeni olmuş. Kürdistan’da “ka-dın da çocuk da olsa” katletme fet-vaları verilmesinin üzerinden on yıl-dan fazla bir zaman geçti. “Tek devlet,tek millet, tek bayrak” kafatasçılığınıyapmaları da aynı şekilde yeni değil.Kobane eylemleri döneminde, sadeceiki gün içinde 50’nin üzerinde insa-nımızı katlederken, faşist değil miydiAKP? Tabii o zamanlar “çözüm sü-reci’ vardı ve faşizm görmezden ge-linebilirdi!.. İşte görmezden gelinenfaşizm bugün tanklarla evlerimizidövmeye, halkımızı açıktan katlet-meye başlamıştır.

“Bilindiği gibi daha önce Far-qin’de şimdi ise Cizre'de ordu busavaşa dahil olmuş durumda. Özel-likle AKP, devlet ve ordu yetkilileriniuyarmak istiyorum: Böyle yapmayın.Ateşle oynuyorsunuz. Böyle yapmayadevam ederseniz, gerilla da daha dafedaice katılacaktır. Ve artık Kürthalkı ile Türkiye Cumhuriyeti ara-sındaki bağ tamamen kopacaktır. Siztank ve toplarla halkımızı ezerseniz,biz artık beraber yaşayamayız. AKPyetkilileri şimdi şunları söylüyor:'Ezeriz sonra da masa çekeriz'. Ku-sura bakmasınlar. Analarımız, ihti-yarlarımızı, çocuklarımızı şehit eder-lerse kimse onlarla masaya oturmaz.Ne masası. Onlara muhtaç değiliz.”(Murat Karayılan, Deng’ Kürdistanradyosundan, 18.12.2015)

Halk katlediliyor, sokaklara or-dusuyla polisiyle devlet on binlerceaskerini yığmış ve tanklarla ilçeleridövüyor, Karayılan hala tehdit et-mekle yetiniyor. Oysa on yıllardırdevlet zaten bunu yapıyor ve siz budevletle masaya oturdunuz. Hattateorisini yaptınız; uzlaşmalar çoğuzaman faşist karakterli, diktatörlerlevb. yapılır diye. Şimdi daha bu du-rumda bile savaşmıyorsanız, savaş-maktan geri duruyorsanız ve bununteorisini yapmaya çalışıyorsanız sizinsavaşmaya niyetiniz yok denmektedir.Bakın ne diyor Karayılan:

“Oradaki gençler (YDGH kaste-

diliyor- bn) orduya karşı olmadıkla-rını ilan ettiler ve orduya karşı yap-tıkları bir eylemleri yoktu. Onlar,‘demokratik özerklik istiyoruz; polisiniçimize girmesini istemiyoruz’ diyor-lar. “Devletin yerel yönetimini, yerelidari sistemini reddediyoruz. Kendikendimizi yöneteceğiz, kendi kendi-mizin güvenliğini sağlayacağız’ di-yorlar. Yani burada orduya karşıolma, Türk bayrağına karşı olma,TC devletine başkaldırma gibi birdurum yok.” (Yeni Özgür Politika,21.12.2015)

Kısacası biz devlete başkaldır-mıyoruz ve kaldırmaya da niyetimizyok ama bizi çok zorluyorsunuz diyorKarayılan. Halkın her gün katledildiği,şehirlerin boşaltılıp teslim alınmayaçalışıldığı koşullarda, hala bu tür“itidalli” ve “makul” açıklamalar ya-parak Kürt milliyetçi hareket Kürthalkının katillerine zeytin dalı uzatmaçabasındadır. Ancak bu katiller halkıda ve gerçekte Kürt milliyetçi hareketide iyice süründürmeden teslim almakistemiyorlar. Evet, daha önce yaşananKürt isyanlarında olduğu gibi Kürtleribir kez daha hizaya çekmek istiyorlar.Davutoğlu onun için “temizlik”tenbahsediyor.

Temizlik, onlara göre hizaya çe-kilmiş Kürtlerdir. Boyun eğmiş, teslimolmuş Kürtler... Karayılan’ın açık-lamaları bu durumu tersine çevirendeğil, besleyen temeldedir. Bu nedenleyapılan direniş çağrıları sadece halkındirenişinin gerisinde kalmakla halktankopacakları zorlamasındandır. YoksaKürt halkının direnişi başarıya taşımave faşizme karşı halkın savaşını ör-gütleme iradesinden değil...

Sonuç Olarak;1- Devlet Kürdistan’da Kürt hal-

kını teslim almak için katliamlar ya-pıyor. Halkı yerinden yurdundan ede-rek teslim almanın koşullarını ya-ratmaya çalışıyor.

2- Devlet bu saldırılarında en bü-yük güçlerini devreye sokmuş, ge-nelkurmayı ve kuvvet komutanlarıdahil topluca saldırıyı gerçekleştir-mektedirler. Saldırılar katletmek için-dir. Halkı göç yollarına düşürerek,çaresiz bırakmak içindir.

3- Oligarşi bu saldırılarla Kürthalkını temizlemekten bahsetmekte-dir. Kendisine direnen, boyun eğ-meyen bir halkı yok etme pahasınada olsa; katlederek, yakıp yıkarakteslim almak istiyor.

4- Devlet bu saldırılarında em-peryalist güçlerin de açık desteğinialmaktadır. Emperyalistler kimi za-man “kaygı, itidal” ifade etseler degerçekte devleti açıkça desteklemekteve yaptığı katliamlar konusunda güç-lendirmektedirler.

5- Kürt milliyetçi hareket bugünhalka direniş çağrıları yapmaktadır.Ancak bu tavır ve alttan yaptıklarıtehditler, gerçekte halkın direniş di-namiklerinin önüne geçerek kendikontrolüne almaktan öte bir anlamtaşımamaktadır. Halkı düzene iknaetmeye ve devletle uzlaşmaya yön-lendirme amacını taşımaktadır. Ka-rayılan’ın açıklamaları açıkça bunuortaya koymaktadır.

6- Kürt halkı asla teslim olmaya-caktır, teslim alınamayacaktır. Kürthalkına yapılan saldırı bize saldırıdır,Cepheye saldırıdır.

Kürt halkının yaşadığı katliamlarınhesabını er veya geç soracağız. Kür-distan kasapları rahat edemeyeceklerve halkın adaletinden kaçamayacak-lardır. Tarihimiz bunun kanıtıdır...

Halkın her gün katledildiği,şehirlerin boşaltılıp teslimalınmaya çalışıldığı koşullarda,hala bu tür “itidalli” ve “makul”açıklamalar yaparak Kürtmilliyetçi hareket Kürt halkınınkatillerine zeytin dalı uzatmaçabasındadır. Ancak bu katiller halkı da vegerçekte Kürt milliyetçi hareketide iyice süründürmeden teslimalmak istemiyorlar. Evet, daha önce yaşanan Kürtisyanlarında olduğu gibi,Kürtleri bir kez daha hizayaçekmek istiyorlar. Davutoğluonun için “temizlik”tenbahsediyor.

27 Aralık2015

Yürüyüş

Sayı: 501

2 5DİRENECEĞİZ KAZANACAĞIZ!

Page 26: ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/501.pdfParti-Cepheli savaş, iktidarı is-temektir, Parti-Cephe ile Güçlenerek Yürüyoruz, İktidar İçin Savaşıyoruz

18 Aralık 2015: Halkın Hukuk Bürosu’ndan

avukatlar olarak Amed'deki ziyaret-lerimize Diyarbakır Adliyesi önün-de Avukat Tahir Elçi için yapılaneyleme katılarak başladık. Haladosyada şüpheli olarak kimseninifadesine başvurulmamış ve dosya-daki bütün polisler tanık olaraksıfatlandırılmış.

Bu sebeple Diyarbakır Barosuavukatları alkışlı bir protestogerçekleştirdiler. Halkın HukukBürosu avukatları olarak bu alkışlıoturma eylemine katıldık. Bu aradaAmed'deki hemen her cadde vesokak başlarında bir polis aracı veçeşitli türdeki zırhlı araç ve TOMAgeziyordu.

18 Aralık’ta Konuk evinde baş-layan yürüyüşe polis kısa süre içe-risinde saldırdı ancak halk dağıl-madı. Diyarbakır’ın cadde vesokaklarında sokağa çıkma yasağıprotesto edildi. Aralıksız bir şekildesürdürülen sokağa çıkma yasağıyetmezmiş gibi halk elektriksiz vesusuz bırakılmış durumda. Su vana-larının başında silahlı devlet güçleribekliyorlar. Su deposu devlet güçle-rince patlatılmış olduğu için halkdayanışma ile su probleminiaşmaya çalışıyor.

Evinde su kuyusu bulunanlar petşişelere doldurdukları suları bahçe-den bahçeye atarak susuzluklarınıgideriyor. Yüksek binaların tepesineçıkmış olan özel harekât polislerisokağa çıkanı vuruyor. Çok acildurumlarda Kürt kadınları ölümü degöze alarak beyaz tülbentleriniçubuklara bağlayarak sokağa çıkı-yorlar. Sur' un çok yakınında bulu-nan Dicle Üniversitesi HastanesiSur'dan getirilen hastaları kabuletmiyor. Doktorlar üzerinde yoğunbaskı sürüyor.

Kısa süre önce Sur'dan getirilenbir hastayı kontrol eden doktor hak-kında soruşturma açılmış. Busebeple hastaları ve yaralılarıSur'dan uzakta bulunan başka hasta-nelere taşımak zorunda kalıyorlar.

Yaptığımız bir ziyaret sonundaSur yakınlarında bulunan binalarakurşunların isabet ettiğini öğrendik.Bunlardan biri fotoğraflanmıştır;fotoğraftan gördüğümüz kadarıylaağır silahlarla atılmış büyük birkurşun uçaksavar mermisine ben-ziyor.

Sur'da bürosu bulunan avukatlarbürolarına giderek işlerini yapamıy-orlar. Aynı şekilde doktora gitmekgibi yine telafisi imkânsız işler içinbile dışarıya çıkmak mümkünolmuyor.

Bağlar semtinde öldürülen ŞerdılCengiz'in ailesini ziyarete gittik. Ailebize şunları söyledi: "Doğrusuşudur; üniversite öğrencisiydi, hiçbirşekilde silahı yoktu, tırnak çakısı bileyoktu üzerinde, yüzü de açıktı hiçbiryasadışı iş yapmıyordu. Buna rağ-men tek kurşunla ensesinden vurula-rak öldürüldü. Onu kurtarmak içinyanına gelen de onu hiç tanımayanŞiyar ismindeki genci de iki kurşunlakalbinden vurarak öldürdüler.

Bize olayı anlatan görgü tanık-ları bu iki kişiye müdahale etmekisteyenlere de ateş açıldığını ve bukişilerden de yaralananlar olduğu-nu anlattı. İçinden çıkarılan kurşunve görgü tanıklarının ifadelerinegöre mermi Özel Harekât polisininyeni kullandığı bir silaha ait, lazerile hedef bulan bir silah bu. Yanivuran kişinin keskin nişancı olması-na gerek yok, çünkü silahlar savaşsilahları, en gelişmiş silahları bizekarşı Kürt halkına karşı kullanıyordevlet.

Ayrıca şunu da söylemeliyiz kibizi hep mağdurmuş gibi gösteri-yorlar ama biz yalnızca mağdurolarak gösterilmek istemiyoruz.Çünkü biz mağdur olmakla beraberhaklıyız ve direniyoruz, direnmeyede devam edeceğiz.

Bir başka konu ise; şu andaellerinde savaş silahları ile sokak-larımızda gezip çocuklarımızı öldü-renler terörle mücadele şubesinebağlı polisler değildir. TEM şubeamiri onlara emir veremiyor,

yoğunlukla yaşı geçkin altmış yaşı-na yakın kişiler bunlar. Bir kısmınınuzun sakalları var görgü tanıklarıArapça konuştuklarını söylüyorlar."

Ayrıca Mezopotamya Hukuk-çular Derneği'ni ziyaret ettik.Avukat arkadaşlarımız bize artıkavukatlık yapamadıklarını, bölge-deki hiçbir baroda avukatlık faali-yeti yürütülmediğini söylediler.Özellikle Cizre-Silopi gibi yerlerdeavukatların evleri basılıyor, evlerikarakol olarak kullanılıyor, sokağaçıkma yasağı olduğu için meslekle-rini yapamıyorlar.

Ancak ülkenin kalan bölgelerisessiz; sanki yalnızca bizi vuracakzannediyorlar. Oysaki bu faşistuygulamalar ülkenin her yanınayayılacaktır dediler, biz de kendile-riyle dayanışma içinde olacağımızısöyleyerek oradan ayrıldık.Önümüzdeki süreçte ortak eylemdüzenlemek üzere sözleştik.

20 Aralık 2015: Halk Cephesi heyeti Amed’ deki

3. günlerinde, Pir Sultan AbdalDiyarbakır Şubesinde, Maraş ve 19Aralık Katliamı ile ilgili anmaprogramına katıldı. Av. BehiçAşçı’nın konuşmacı olduğu panelde,öncelikle Cemevi gençliğinin MaraşKatliamı ile ilgili hazırladığı anmaprogramı ve sinevizyon gösterimiizlendi. Ardından Behiç Aşçı, kat-liamın askeri ve “Neden devlet FTiplerinde ısrar etti?” boyutunadeğindi. Katliamı yaşayan müvek-killerinin anlatımlarını aktardı.

“Katliamcı devlet hiç değişmedi.Dün 19 Aralık’ta katledilenler ilebugün Şerdıl ve Şiyar’ın resimleriniyan yana getirdiğimizde ayırt ede-mezsiniz… ve bunu bize yaşatanfaşizmdir, faşizme karşı savaşmakinsan olup olmama tercihidir,savaşmaktan başka yol yoktur”dedi. Dicle Üniversitesi öğrencile-rinden bir kişi, Ölüm Orucu gazisiYüksel Doğan’ın 19 Aralık gününeve sonrasına dair anlatımlarınıokudu. Cemevi gençliğinin verdiği

Halkın Hukuk Bürosu Amed’i Anlatıyor:

AKP FAŞİZMİ KÜRT HALKINI TESLİM ALAMAZ!AKP FAŞİZMİ KÜRT HALKINI TESLİM ALAMAZ!

Yürüyüş

27 Aralık2015

Sayı: 501

ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ!22 6

Page 27: ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/501.pdfParti-Cepheli savaş, iktidarı is-temektir, Parti-Cephe ile Güçlenerek Yürüyoruz, İktidar İçin Savaşıyoruz

küçük konserin ardından programsona erdi. Programın ardından HalkCephesi heyeti ve Halkın HukukBürosu (HHB) avukatları Cemeviyönetimi ve Cemevi gençliği ilesüreç ve AKP saldırıları üzerinekonuştu.

Buradaki tartışma sonrasındaMHD avukatlarından bir kişinin dekatıldığı, Halk Cephesi heyeti veHHB avukatları, Şiyar Salman’ın

ailesine taziye ziyaretine gitti.Ailenin anlatımları dinlendi, baş-sağlığı dilendi. Hukuki ve maneviolarak yanlarında olunacağı söylen-di. Annesi; “Oğlum 18 yaşındaydı,üniversiteye hazırlanıyordu. Testkitapları, hayalleri masanın üzerin-de kaldı” dedi. Babası ise; “Şiyar,Şerdıl’ı kurtarmak isterken vuruldu,yani insanlık için öldü” dedi. Ayrıcaannesi, “Duyar duymaz gittim, daha

ölmemişti, ayağı sıcaktı. Çorabını

çıkardım, baktım. Beni ambulansa

almadılar, ittiler. Tek çorabı bende

kaldı, tek çorabı ayağında” dedi.

“Hastanede 45 dakika bekletil-

di, kan kaybından öldü” dedi.

Heyet, başsağlığının ardından tele-

fon numaraları alarak ailenin yanın-

dan ayrıldı.

BASINA VE KAMUOYUNA Avrupa Birliği

ile Türkiye ara-sında yapılangeri kabul an-laşması kirlibir pazarlığın

sonucudur. An-laşma ile Türkiye;

göçmenlerin Avrupa Birliği'ne ge-çişini engelleyerek Türkiye'de ''de-polanması'' şartını kabul etmiş vebu şartın kabulüyle Avrupa Birliğiile müzakerelerin yeniden başlatıl-ması, vize muafiyetinin uygulanmasıve maddi desteğin sağlanması ka-rarlaştırılmıştır. Bu anlaşma AvrupaBirliği ülkeleri ve Türkiye'nin ortakayıbı ve suçudur. Hatırlatmak isterizki; pazarlık konusu edilen insan ha-yatıdır.

Yapılan bu anlaşmanın ilk ve er-ken sonuçları da hızla gözlenebilirolmuştur. Anlaşmanın kamuoyunaduyurulması ile birlikte göçmenler;başta Yunanistan olmak üzere, eriş-mek istedikleri ülkelere doğrudanulaşmak zoru ile karşı karşıya bıra-kılmıştır.

Göçmenlerin mahkum edildikleriinsanlık dışı seyahat koşulları, kışmevsiminin iklim özellikleri ile bir-likte düşünüldüğünde, yaşama hakkıgüvencesi ve gelecek özlemi ilebaşlanan yolculuklar, daha da ölüm-cül ve tehlikeli bir hal almıştır. Bu-günden sonra göç yollarında yaşa-

nacak her ölümün, yahut ağır iklimkoşulları sonucunda ortaya çıkabi-lecek her hastalığın sorumlusu açıkçaTürkiye ile Avrupa Birliği arasındaimza edilmiş bu kirli pazarlık an-laşmasıdır.

Göç etmek zorunda kalan halklarınyaşamları pahasına Türkiye’yi birgeçiş ülkesi olarak kullanmak iste-memelerine ise şaşırmamak gerekir.

Avrupa Birliği’nin kendi sınır-larında istemediği halkların parakarşılığında gardiyanlığını yapmayıüstlenmiş olan Türkiye, ülke sınır-larındaki göçmen merkezlerindekiinsanlık dışı koşul ve uygulamalarlabir bütün olarak düşünüldüğünde,göçmek zorunda kalmış her insaniçin adeta bir işkencehanedir.

Bugün Türkiye’deki mültecilerinbarınma şartları ile Avrupa Birliğiile yürütülen bu pazarlıkların vegeri kabul anlaşmasının kabul edi-lebilmesi mümkün değildir.

Ülkelerin ve uluslararası çıkar ör-gütlerinin anlaşmaları, durumu insanhakları hukuku açısından hukuka uy-gun hale getirmemektedir. Yürüt-tükleri emperyalist politikalar ile türlüinsani drama ve göçe neden olan ABülkeleri Türkiye’yi bir “halklar hapi-sanesine” çevirerek katmerli bir suçaimza atmaktadır. Gelinen noktadasalt söz konusu devletlerin değil, buduruma sessiz kalan herkesin sorum-luluğu bulunmaktadır.

İnsan Hakları Beyannamesi ve

İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi ilehakları koruma altına alınan mülte-cilerin, yaşama hakları ihlal edilmekteve işkenceye maruz bırakılmaktadırlar.Tam da bu konu hakkında 2011yılında ihlal kararı veren İHAM;M.M.S./ Belçika Yunanistan Dava-sı’nda hem mültecinin tutulma ko-şulları, hem de geri gönderilmesi ne-deniyle sözleşmenin ihlal edildiğiniher iki ülke yönünden de vurgulamıştır.

Türkiye açısından ise durumudaha da vahim haline getiren husus;bölge politikalarına Suriye halkınıalet etmek için sınırsız olarak ülkeyegirişleri kabul edilen göçmenlerin,hem insan onuruna aykırı koşullarda(sokaklarda, toplama kamplarında)“misafir” edilmeleri hem de bu ki-şilerin adeta insan ticaretine konuediliyor olmalarıdır.

Türkiye ve Avrupa Birliği ülkeleribu kirli anlaşma ile ikiyüzlülükleriniortaya koymaktadırlar. Bu çirkinpazarlığın ve göçmenlere yöneleninsanlık onuruna aykırı uygulama-ların derhal sona erdirilmesi gerek-mektedir.

Tüm kesimleri göçmen sorununaduyarlı olmaya davet ediyor, sorununtakipçisi olduğumuzu bu vesile iletekrar ilan ediyoruz.

ÇHD İstanbul ŞubesiGöçmen HaklarıKomisyonu

Türkiye ve Avrupa Birliği İnsan Hayatı Üzerinden Türkiye ve Avrupa Birliği İnsan Hayatı Üzerinden Giriştikleri Kirli Pazarlığa Derhal Son Vermelidir!Giriştikleri Kirli Pazarlığa Derhal Son Vermelidir!

27 Aralık2015

Yürüyüş

Sayı: 501

2 7DİRENECEĞİZ KAZANACAĞIZ!

Page 28: ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/501.pdfParti-Cepheli savaş, iktidarı is-temektir, Parti-Cephe ile Güçlenerek Yürüyoruz, İktidar İçin Savaşıyoruz

20 Aralık 2015 günü, Şişli'deki Ceva-hir AVM önünde, Yürüyüş dergisinin500. sayısını halka dağıtmak isterkengözaltına alınan müvekkillerimiz, gözal-tına alındıkları andan itibaren polisin yo-ğun biçimde işkencesine maruz kalmış-lardır. Gözaltına alınan 24 müvekkili-mizden yaşları 18'den büyük olan 19'u ha-len Vatan'daki siyasi şubede tutulmaktadır.

Halen siyasi şubede işkence altında tu-tulan müvekkillerimizle bugün yaptığımızgörüşmede bize aktardıkları anlatımlarınbir kısmının yayınlıyoruz:

İLERİ KIZILALTUN:"Saat 14.20 sıralarında, dergi dağıtımı

yaptığımız sırada, polisin keyfi kimlikkontrolü dayatması ile karşılaştık. Göz-altına almak için geldikleri belliydi. Ba-hane arıyorlardı. Biz bu keyfiliği kabul et-meyeceğimizi söyleyip birbirimize kenet-lendik ve oturmaya başladık.

Bu sırada saldırmaya başladılar. Ka-famı yere bastırıp üstüne bastılar. Sırtımdatepindiler. Yerde yatar vaziyetteyken ka-famı kaldırıp suratıma tekme vurdular.Kafamı devamlı asfalta vurup kaldırdılar.Bu sırada çenemde yırtık oluştu, hastanedeburaya dört dikiş atıldı. Başımı yerden herkaldırışta da suratıma tekme atıyorlardı.Ayrıca gözüme defalarca yumruk attılar.Parmaklarını gözümün içine sokmayaçalıştılar. Bunun nedeni de yeni göz ame-liyatı olmuş olmamdı. Ameliyat nedeniy-le gözüm çok hassastı ve enfeksiyon ris-ki vardı. Bunu bildikleri için özel olarakgözüme yoğunlaştılar.

Gözaltına alındıktan sonra dört kişi ayrıbir çevik otobüsüne bindirildik. Bu otobüstealtı saat boyunca işkence gördük. Kafala-rımızı sağa sola vurdular. Montlarımızın,hırkalarımızın kapşonlarını yüzümüzü ka-patacak şekilde öne doğru çekip uzunsüre nefessiz bıraktılar. Atkı ve fularları-mızla da yüzümüzü kapatıp, boğazımızı sı-kıp nefessiz bırakıyorlardı. Bir yandan datekme ve yumruklarla sürekli vurdular.Özellikle kafamıza vuruyorlardı. O kadaryoğun işkence yaptılar ki, bir süre sonra he-pimiz kusmaya başladık. Bir kadın arka-daşımız işkenceden kaynaklı uzun süre bay-gınlık geçirdi, sürekli kustu.

Hastanede doktor nöroloji, göz ve acilcerrahiye sevk etti ama ameliyat var de-nilerek saatlerce bekletildik, bunu da iş-kenceye çevirdikleri için muayene ola-madık.

Gözaltında tutulduğumuz süre bo-yunca, hastaneye gidiş gelişler dahil heradım işkenceye çevrildi. Ellerimize çap-raz kelepçe taktılar. Bacaklarımıza tekmeattılar, kollarımızı büktüler, vurdular,(anlatıma uygun şekilde kollarda yoğunmorarma ve şişlik olduğu tarafınıza göz-lenmiş ve bu durum fotoğrafla kayıt altı-na alınmıştır. İlgili fotoğraflar açıkla-mamız ekinde mevcuttur.) Enseme botla-rıyla bastılar. Göğsüme ve karın boşlu-ğuma yumruk ve tekne attılar, elleriyle ka-rın boşluğuma bastırdılar.

Elleriyle boğazımızı sıkıp boğmaya ça-lıştılar. Göz ameliyatı olduğum için ilaçkullanmam gerekiyor ama vermiyorlar."

ELİF ERSOY:"Gözaltına alırken yere yatırıp ayak-

larıyla başımıza bastılar. Kollarımızıbüktüler. Şubede parmak izi alma baha-nesiyle darp edildik. Şişli karakolunda çe-neme tekme attılar. Ayaklarımıza ve ka-val kemiğimize basarak kırmaya çalıştı-lar. Boğazımızı sıkarak, boynumuzun de-ğişik bölgelerine baskı uygulayarak ne-fessiz bırakmaya çalıştılar. Şişli Karako-lunda ışıkları söndürüp karanlıkta iş-kence yaptılar. Belimde, boynumda, sır-tımda, omuzlarımda yoğun ağrı var."

EYLEM YÜCEL: "4 kişi diğer arkadaşlardan ayrı olarak

bir çevik otobüsüne bindirildik. Bu oto-büste 6 saat boyunca işkence yaptılar. Ka-famızı sağa sola vurdular. Ağzımızı fularve kapşonla kapayıp nefessiz bıraktılar. Bi-leklerimizi büktüler, kelepçeyle sıktılar.Kollarımda morarma ve şişlik var. Ka-dınlara özel olarak saldırıp küfür, hakaretve taciz ettiler."

NECMİYE BİRKOÇ: "Gözaltına alırken ağızlarımızın içi-

ne biber gazı sıktılar. Karakolda kaba da-yak işkencesine maruz kaldık. Hastanedendönüşte otobüste işkence yaptılar. Süreklitekme ve yumrukla darp ettiler. Kafala-rımızı sağa sola vurdular. Karakoldaışıkları söndürüp işkence yaptılar. Kara-kolun merdivenlerinden sürükleyerek vetekmeleyerek indirdiler. Kafamda 3-4 yer-de şişlik var. Bileklerde yoğun kızarıklıkve morarma var."

KADİR DURUKAN ADIYAN:"Gözaltına alındığımız andan itibaren

tüm aşamalarda işkenceye maruz kaldık.Alınırken yere yatırıp tekmelediler. Bur-num kanadı. Şubede parmak izi alımı sı-rasında yere yatırıp kafama vurdular, ka-famı yere bastırdılar. Kafamda şişlik, yü-zümde şişlik ve morarma var. Dudağımpatladı, gözüme parmak sokmaya çalış-tılar. Boğazımı sıkıp nefessiz bıraktılar. "

DİLAN POYRAZ: " Derginin dağıtımına yeni başla-

mıştık. Başlar başlamaz gözaltı işlemi baş-ladı. Gözaltına alındığımızda bizi diğergruptan ayırdılar. Ben, İleri, Aziz, Eylemayrı bir araca konulduk. Alır almaz yere

Halkın HukukBürosu

Çevik Kuvvet Polisleri İşkence Makinesidir!Çevik Kuvvet Polisleri İşkence Makinesidir!Müvekkillerimizin Hayatı Risk Altındadır!Müvekkillerimizin Hayatı Risk Altındadır!

Müvekkillerimiz Derhal Serbest Bırakılmalıdır!Müvekkillerimiz Derhal Serbest Bırakılmalıdır!

ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ!2 8

Page 29: ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/501.pdfParti-Cepheli savaş, iktidarı is-temektir, Parti-Cephe ile Güçlenerek Yürüyoruz, İktidar İçin Savaşıyoruz

yatırdılar, bacaklarımı açıp arama yap-maya çalıştılar. Bu aramada taciz edildim.Kötü oldum. Bu nedenle bir süre ağrı daçektim ve yürüyemedim. Beni zorla kal-dırdılar, kalkmayınca kafama copla vur-dular, bayıldım. Bayıldığım için beniŞişli Etfal Hastanesi’ne götürdüler. To-mografi çektiler, doktor biraz beklesindedi.. Mide bulantısı var dediğim halde birşey olmaz diyerek beni hastaneden çı-karttılar. Yolda kusmaya devam ettim.Hala mide bulantısı yaşıyorum...

Yanımdaki arkadaşlarım slogan attı-ğı için sürekli darp edildiler. Üzerlerin-de bulunan önlükleri çıkartıp ağızlarınıbağladılar, nefessiz bıraktılar onları. Ka-falarını cama, demire, koltuk demirliği-ne vuruyorlardı.

Ben darbelerden kısa bir hafıza kay-bı yaşadım. Kafama vuranı teşhis edebi-lirim. Darbe aldığım bölgelerim ağırıyor,karın bölgemde ağrı var, ağrıdan gece bo-yunca uyuyamadım.

Sol diz kapağımda bağlantı noktasındakopukluk var, sol kolumda lenf bezlerin-de kopukluk var. Doktor ameliyat gere-kebilir dedi. Sol kolumu kaldıramıyo-rum. Saçlarımda ağrı var, çevik araba-sının içinde ölümüne dayak yedik. Dayak6-7 saat boyunca sürdü... "

ÇAĞRI AVCI: "Ben gittiğimde gözaltı yapmışlardı.

Beni sivil polislerden birisi tanıdı vegözaltına alınmamı istedi. Bir anda çev-remi siviller sardı, beni arabaya atmayaçalıştılar. Bu esnada başka kişiler de benigörünce, polisin aracından almaya ça-lıştılar. Bu esnada onları da gözaltına al-dılar. Hiç bir şey söylemeden doğrudanvurmaya başladılar. Hiç diyalog kurmu-lardı. Sadece vuruyorlardı. Arkada olan-lara özellikle vurmaya başladılar.

Bizi önce Haseki Hastanesi’ne gö-türdüler. Doktor kontrolünden sonra biziarkadan kelepçelemek istediler. Ben ke-lepçelenmeyi kabul etmediğim için yereyatırılıp dövüldüm.

Yolda giderken sürekli vuruyorlardı.Özellikle bir yerimizi kırmak için vuru-yorlardı.

Başıma vurdular sonra kulağımıniçinden kan gelmeye başladı.

Hastaneden sonra, bizi Şişli İlçe Em-niyet Müdürlüğü’ne götürdüler. Orada üstaraması yapıldı. Orada da darp ve kü-fürler yedik. Şişli Emniyet Müdürlü-

ğü’nden sonra Vatan Emniyet Müdürlü-ğü’ne getirildik. 2-3 saat boyunca arka-dan kelepçeli bir biçimde orada tutulduk.Sürekli dayaK yedik.

İnerken, parmak izi alınırken, üstaraması yapılırken darp edildik... "

ERCAN GÜNEŞ: "Arabada yumruk yedim, hakaret ve

küfür yedim. Kadın arkadaşlara ağzaalınmayacak hakaretler ettiler. Psikolo-jik işkence yaptılar. Sürekli kendi marş-larını açıyorlardı. Taciz ettiler. “İmkanverseler hepimizin kafasına sıkarız” de-diler.

ABDULLAHMAN AZİZ ARSLAN: "İlk önce diğer arkadaşlarla aynı

arabada idik. Sonra bizi ayırdılar. İleriisimli arkadaşı arabaya alamadılar. Son-ra onu alamayınca bizi de onun olduğuaraca koydular. Dilan arabaya alındıktan4-5 dakika sonra bayıldı. Onu önce ŞişliEtfal Hastanesi’ne götürdüler. Sonra biziHaseki Hastanesi’ne götürdüler. Yol bo-yunca dövüldük. Slogan atıyorduk. Dahaçok vuruyorlardı. Ağzımızı bağladılarönlüklerle, kafamızı yere yatırdılar. Ayak-ları ile sürekli vuruyorlardı. Kafamızıcama vuruyorlardı. Yolda "trafik var,yol uzun sürekli sizinle birlikteyiz" diye-rek tehdit ediyorlardı.

Benim burnumda et var, burnumusıktılar. Nefessiz kaldım, bayılacaktım.Kendi aralarında bak nefessiz kaldı diyedalga geçiyorlardı. Doktora gittiğimde ko-nuşamıyordum. On dakika dinlendim,öyle kendime geldim. En yoğun işkence-yi hastaneden Şişli Emniyet Müdürlüğü’nekadar giden süreçte yaşadık. Hastanedenönce de sonra da dayak yedik.

Çevik ekibi boynumu çok sıktı. Şu anhareket ettiremiyorum. Ne yöne dön-dürsem ağrıyor. Sağ bileğimi büktüler.Sırtüstü yatamıyorum. Kafamın arkası ağ-rıyor. Kafamın her yerinde şişlik var.

Beni kulak , burun ve boğaz bölümüile Nöroşirurjiye sevk etti doktor. Ama Nö-roşirurjiye götürmediler."

BURAK DEMİRCİ:"Bize saldırıp gözaltına aldılar. Sü-

rükleyerek arabaya attılar. Arabayaalınca onlarla tartıştık. Kelepçeyi sök-melerini istedik. Bizim bulunduğumuzaraçta kelepçeyi söktürdük. Sonra bizearabada bir şey yapmadılar. Araçtan in-dirirken ve bindirirken darp edildik. Di-

ğer araçlarda bulunan arkadaşlara iş-kence yaptıklarını görüyorduk. Gördü-ğümüzde slogan atıyorduk, camlara vu-ruyorduk. Bir ara karşı araçtaki işkenceyikestiler. Muayeneden sonra kelepçe tak-mak istediler. İzin vermeyince işkence baş-ladı. Ters kelepçe yaptılar. Haseki Has-tanesi’nden sonra Şişli Emniyet Müdür-lüğü’ne gidiş ve Vatan emniyete götürül-meye kadar işkence devam etti."

ZEYNEL DANACI:"Ben Çağrı'nın gözaltına alınmasını

görünce gittim. Yardım etmeye çalıştım.Beni de aldılar. Arabaya alır almaz vur-maya başladılar. Suratımıza, kafamıza hertarafımıza vuruyorlardı. Şişli EmniyetMüdürlüğü’nde bir saat kaldık. Bizi ne-zarethaneye sürükleyerek, torba gibi at-tılar. Emniyetten hastaneye, hastanedenemniyete giderken sürekli sürüklendik,darp edildik. Marş açıyorlardı yolda gi-derken. Gece saat 10.00’dan sonra VatanEmniyet Müdürlüğü’ne getirildik. Araç-larda ters kelepçeli olarak saat 12.30’a ka-dar tutuldum. Bu süre boyunca süreklidarp edildim. Parmak izi almak ve üst ara-ması yarım saat sürdü. O da işkenceyle ya-pıldı. Parmak izi alırken montumun kap-şonu ile ağzımı kapatmaya çalıştılar.

Sağ kulağımın arkasında 3 cm yaravar. Kafamda yaralar var, ellerimde ya-ralar var. Kafada şişlikler var. Boynum-da sıkmadan ötürü izler var... "

GÖKHAN YILDIRIM: Arkadaşlarının anlattıklarının benzer-

lerini anlattı. Ek olarak, siyasi şube poli-si onu görünce özel davranmış, her görenpolis "ooo Gökhan gelmiş" diyerek tekmeatığını, "seni tutuklayacağız, o ifadeleri gö-rünce görüşeceğiz seninle" diyerek tu-tuklanacağı konusunda tehdit ettiklerini an-lattı. Vatan Emniyet’e getirildiğinde ara-badan adını seslenip indirmişler. “İfadenvar” demişler. Bir polis ayakkabısını ağ-zına sokmuş. Zorla araçtan indirmiş.

HALKIN HUKUK BÜROSU

Not: 22 Aralık Salı günü adliyeye çı-kartılan Yürüyüş dergisi okurlarımızdanMURAT Işık, Kadir Durukan Adıyan,Gökhan Yıldırım, Çağrı Avcı, Burak De-mirci, İleri Kızılaltun Yürüyüş dergimizisattıkları için tutuklandılar. Elif Ersoy dabaşka bir davası gerekçe gösterilerek tu-tuklandı.

27 Aralık2015

Yürüyüş

Sayı: 501

22 9DİRENECEĞİZ KAZANACAĞIZ!

Page 30: ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/501.pdfParti-Cepheli savaş, iktidarı is-temektir, Parti-Cephe ile Güçlenerek Yürüyoruz, İktidar İçin Savaşıyoruz

1-) Bir eylemi nasıl örgütleriz?

Eylemler çok çeşitlidir. Her eyle-min kendi farklı gerekleri ve kuralla-rı vardır. Eylem örgütlemek kurmay-lıktır. Bir eyleme kurmaylık etmekise eylemin bütün yönlerini görmek,öncesini ve sonrasını planlamaktır.Eylemler politikalarımızı halka taşı-malı, kendi kitlemizi ve halkı eğitme-lidir. Eylem, kitleselleşmeye ve kad-rolaşmaya hizmet etmelidir.

Bir eylem örgütlemek için önceeylemin içeriğini ve hedefini belir-ler; komitesini kurar, iş bölümüyapar, program çıkarırız. Dahasonra eylemin duyurusunu, ajitas-yon-propaganda çalışmasını yapa-rız.

Eylem örgutlemek disiplin veyoğunlaşma gerektirir. Telefonla işyapmak, eylem örgutlemek, imalıkonuşmak disiplini çiğnemektir.

Eylem her şeydir, içinde devrim-ci çalışmanın hemen tum yanlarınıbarındırır. Bir eylem onlarca kuçukişle birleşir.

Eylemleri gerçekleştirmek içingereken araçlar ve imkanlar emekle,halkın imkanları, devrimcilerinyaratıcılığı ve uretkenliği hareketegeçirilerek karşılanmaya çalışılma-lıdır.

2-) Bir eylem bizimiçin ne ifade eder?

Eylem devrimci çalışmanın tümyönlerini içinde barındırır. Bir eylem-de kitle çalışması, ajitasyon, propa-ganda çalışması, kolektivizm, toplan-tılar, bildiri dağıtımı, afişleme, kuşla-ma, akla gelebilecek tüm araçları kul-lanmak mümkündür. Yani her eylem

illegal, legal fark etmek-sizin devrimci bir adım-dır. En küçük bir eylembile büyük savaşımızınbir parçası olması nede-niyle önemlidir.

E y l e m l e r i m i z d eamacımız sadece birhakkı almak ya da birsaldırıyı, anti-demokra-tik uygulamayı protestoetmek değildir. Elbette amaçlarımızdan

biri budur. Ama daha önemlisi, hal-kın sorunlarına sahip çıkmasını,demokratik mucadele içinde aktifolarak yer almasını sağlamaktır.Eylem halkın demokratik mucadeleiçinde eğitilmesine, örgutlenmesine,sistem dışına çıkarılmasına yanidevrimcileşmesine hizmet etmelidir.Çalışmamıza, örgutleyeceğimizeylemlere de bu gözle bakmalıyız.Çalışma tarzımızı da, kitleye yapa-cağımız propaganda ve ajitasyonuda, eylemin şeklini, biçimini de buperspektifimize göre belirlemeliyiz.Yani stratejik hedeften, kitleleridevrime taşıma, yönlendirme hede-finden uzaklaşmamalıyız.

3-) Eylem neden iradi bir örgütlenmedir?

Eylem kendiliğinden ortaya çıka-cak bir durum değildir. Eylem başın-dan sonuna kadar hazırlanışı, güven-liği, kitlelere taşıdığı bilinç ve propa-ganda, son olarak değerlendirmesüreçleriyle bir bütün olarak hareke-te, kitle çalışmasına ve emeğe ihtiyaçduyar. Her eylem bir kitle çalışması-dır. Protesto edilen, boykot edilen,işgal edilen, hesap sorulan vb. tümeylemlerin kitlelerce nedenlerininbilinmesi, kitlelerin katılması açısın-dan önemli bir kitle çalışmasıdır.

4-) Her eylem için nedenkomite kurmalıyız?

Komite her şeyden önce kolekti-vizmin hayata geçirildiği bir örgüt-lenmedir. Yani hem aklımızı ortak-laştırır hem de daha güçlü bir sahip-lenmeyi hayata geçirir. Aynı zaman-da işlerin tek bir kişi yerine birden

fazla kişinin omuzlarında yüksel-mesini ve bu kişilerin yüklendiklerisorumluluklar oranında da eğitilme-lerini sağlar.

Örgutlenecek her faaliyetin ilkadımı komite kurmak olmalıdır.

Komite kurmak da yeterli değil-dir. Komite işletilmelidir.

Komite sadece bir iş paylaşımıdeğildir. Birlikte çalışmak, birliktedeğerlendirme yapmak, birliktepolitika uretmektir.

Eylemin daha geniş kesimlercebilinmesi, katılımının sağlanması içineylem içinde farklı sorumluluklar ala-cak yeni komiteler oluşturmak gere-kir. Ajitasyon-propaganda komitesi,eylem güvenliği komitesi, eylemkoordinasyonu komitesi, kitle çalış-ması yapacak komiteler...vb. Eylemne kadar çok insan tarafından örgütle-nir, sahiplenilirse o kadar çok kitle-sellik yakalanır ve o kadar çok insanpolitik bir sürece katılmış olur.

5-) Eylem neden planlı,programlı olmak zorundadır?

En küçük bir eylem bile büyüksavaşımızın bir parçasıdır.Ciddiyetini her eylem yansıtmalıdır.Bu önemi ve ciddiyeti en iyi şekildehayata geçirmek için de plan veprogram şarttır. Oysaki bizim hereylemimiz devrimci mücadeleyibüyütmeyi amaçlayan bir araçtır. Bu

Eylem kitleleri vekadroları eğiten bir okuldur.Eylemlerimiz halka düzeningerçekliğini, örgütlülüğün

gücünü görmesini, kendisineve halka olan güveninin geliş-mesini sağlar. En önemlisi de

halkı politikleştirir.Eylemlerimiz tüm pratik süre-ci eğitime dönüştürür. Halka

güveni, yoldaşlarımıza güveni,plan ve programın önemini

kolektivizmin gücünü, kararlı-lığı, ısrarcılığı, sonuç alıcılığıen iyi şekilde yoldaşlarımızaöğreteceğimiz, öğreneceğimiz

bir okula dönüşür.

Ta rih ten, bi lim den, ön der le ri miz den, ge le nek le ri miz den

öğ ren dik le ri mizle güçleneceğiz!

SORUDA

EYLEM ÖRGÜTLEMEK

10BilgiBilgi

güçtürgüçtür

Yürüyüş

27 Aralık2015

Sayı: 501

ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ!3 0

Page 31: ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/501.pdfParti-Cepheli savaş, iktidarı is-temektir, Parti-Cephe ile Güçlenerek Yürüyoruz, İktidar İçin Savaşıyoruz

aracı en iyi şekilde planlı ve prog-ramlı şekilde hayata geçirdiğimizdeamacımıza ulaşırız. Oldubitticilik,hazırlopçuluk, kendiliğindencilikdevrimci bir tarz değildir.

Eylemlerimizin her anı örgütlüolmalıdır. Eylem komitesi belirsiz-likleri ve kendiliğindenciliği orta-dan kaldırmak için eylem öncesi birtoplantıyla iş bölümü yapmalıdır.

Eylemin yeri ve zamanı, kimle-rin katılacağını, ve kimin kimiveya kimleri eylem alınana getire-ceği, pankart kullanılacak mı,pankartı kim hazırlayacak, pan-karta ne yazılacak, atılacak slo-ganlar, kimin nerede duracağı, slo-ganları kimin attıracağı, pankartharicinde başka görsel propagan-da malzemesi kullanılacaksa, bun-ları kimin hazırlayacağı, eylemalanına pankartı kimin getireceği,yedek pankart ve bu yedek pan-kartı kimin getireceği, eylemin nekadar süreceği, nasıl dağınılacağı,insanların güvenliğinin nasıl alına-cağı, polisin gelmesi durumundanasıl bir tavır gösterileceği, konuş-mayı kimin nasıl yapacağı, basınınasıl, ne zaman ve kimin çağıraca-ğı, eylemi kimin nasıl başlatacağıayrıntılı olarak konuşulur ve birlikteprogram çıkartılır.

6-) Her eylem bir okuldur, neden?

Eylemi tarif ederken bir kitleçalışması olduğunu ve neredeysedevrimci faaliyetin bütününün hayatageçtiğini aktarmıştık. Eylem kitlelerive bizleri eğiten bir okuldur.

Eylemlerimiz halka düzenin ger-çekliğini, örgütlülüğün gücünü gör-mesini, kendisine ve halka olangüveninin gelişmesini sağlar. Enönemlisi de halkı politikleştirir.Eylemlerimiz tüm pratik süreci eği-time dönüştürür. Halka güveni, yol-daşlarımıza güveni, plan ve progra-mın önemini kolektivizmin gücünü,kararlılığı, ısrarcılığı, sonuç alıcılığıen iyi şekilde yoldaşlarımıza öğre-teceğimiz, öğreneceğimiz bir okuladönüşür.

7-) Eylemlerde ajitasyon

ve propaganda çalışmasıneden olmazsa olmazdır?

Eylemlerimiz bir amaç değil biraraçtır. Bu araçla amaçladığımızhalkın bilinçlenmesi, örgütlenmesi-dir. İşte o bilinçlenmede örgütlen-mede eylemin duyurusu (afiş, bildi-ri, kapı çalışması, sesli vb. duyuru-lar) görsel zenginlikte hazırlananhalka sunulan eylemin nedenleri-nin, amaçlarının halka en iyi şekildeanlatılmasıyla gerçekleşir.

Tüm bunların olmadığı bireylem düşünmek mümkün müdür?Tek bir slogan dahi atılmadan, tekbir pankart, afiş vb. yapılmadan veamaçları olmayan bir eylem olmaz.

Ki silahlı eylemler bile politik-leşmiş silahlı propagandayı esasalarak örgütlenir. Eylemlerimizinkitleselliği, kitlelerin bilinçlenmesi,eylemlerimizin daha geniş çevreler-ce duyulması için ajitasyon ve pro-paganda çalışmasının en etkin şekil-de hayata geçirilmesi önemlidir.

8-) Eylemlerimiz nedengeniş kitlelerin katılımınıhedeflemelidir?

Eylemlerimiz yapılmak içinamaçlarımız değil en geniş kitlele-rin bilinçlenmesini ve örgütlenme-sini amaçlayan araçlarımızdır.Eylemlerimiz halkın en genişkesimlerini birleştirecek şekildeörgütlenmelidir. Eylemlerde kitle-sellik yaratmanın en temel yolu isekitle çalışmasıdır. Yaygın bir kitleçalışması yani yüz yüze, bire birkapılar çalınarak yapılacak kitleçalışmalarının kitleselliği sağladığı-na defalarca tanık olduk.

Ayrıca her eylemin bir hedef kit-lesi vardır. Fakat biz eylemin hedef-lediği kitleye giderken o kitle dışın-daki halklara da gidelim. Kitlesellikböyle yaratılıyor.

En geniş kitlelerin katılımı içinplanlı, programlı komitelerle çalış-mamız şart. Mesela GaziMahallesi’nde yapılacak olan biretkinlikte planımız, o bölgede otu-ran ortalama 30 bin evin kapısı çalı-narak bildiri ile çağrı yapılacak. 30bin ev kapısının da Gazi

Mahallesi’nin çevresindeki mahal-lelere gidilip politikalarımızın götü-rüldüğünü düşünün. Bu gibi birkitle çalışması otomatikman katıl-ması muhtemel kitleyi iki katınaçıkaracaktır.

9-) Eylem güvenliğinedir? Bir eylemingüvenliğini alırken nelere dikkat etmeliyiz?

Eylem güvenliği adı üstündeeylemin gerçekleşmesini engelleye-cek faktörlere karşı alınacak tedbirlerve eyleme katılan kitlenin güvenliği-dir. Eyleme katılan kitlenin can vemal güvenliği eylemi örgütleyenkomitenin sorumluluğudur. Bu yüz-den eylem yapılacak bölge, güzergahönceden tespit edilmeli, eylem önce-si mutlaka kontrol edilmeli ve alter-natif güzergahlar da belirlenmelidir.

Eylemlerimizin belirlediğimizsaat ve yerde gerçekleştirilmesi içinoluşabilecek engellere karşı uyanıkolmak zorundayız. Evet, tek kişi dekalsak eylemlerimizi yaparız fakatbiz tedbirimizi alalım. Kitle güven-liği eylemden daha önemlidir.

Herhangi bir faşist-çete saldırısı-na karşı da güvenlik önlemi alınma-lıdır. Güvenlikten sorumlu arkadaş-larımız her türlü gelişmeyi görebile-cekleri durumda olmalıdırlar.Herhangi bir saldırı durumunda kit-leyi kontrol altına alabilecekleri birplanları olmalıdır.

10-) Neden her eylemsonrası değerlendirme yapmalıyız?

Her eylem sonrası mutlaka o eyle-min değerlendirilmesi yapılmalı;olumluluklar, eksiklikler, olumsuz-luklar...vb deneyime dönüştürülmeli-dir. Eksiklerin, yapılmayanlarınnedenlerini bulmalı ve bir sonrakieylemde bu hataları ve eksikleritamamlayacak şekilde hareket etme-liyiz. Bu değerlendirmeleri bir eğitimçalışması gibi özenli ele almalıyız.

Unutmayalım! Her değerlendir-me toplantısı aynı zamanda bir eği-tim çalışmasıdır.

27 Aralık2015

Yürüyüş

Sayı: 501

33 1DİRENECEĞİZ KAZANACAĞIZ!

Page 32: ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/501.pdfParti-Cepheli savaş, iktidarı is-temektir, Parti-Cephe ile Güçlenerek Yürüyoruz, İktidar İçin Savaşıyoruz

Faşizmin, halka karşı açtığı savaşıher geçen gün daha da büyütereksürdürdüğü bir süreçte merkezi yadaalanların özelinde farklı talepler içerenbirçok eylem örgütlüyoruz.

Emperyalizmin ve faşizmin sin-dirme, teslim alma ve imha kuşatmasıaltında devrim iddiasını, iktidar pers-pektifini koruyan; bu iddia ve pers-pektifle kuşatma karşısında direnişi,savaşı örgütleyen bir tek biz varız...

Evet; direnişi ve savaşı biz ör-gütlüyoruz. O halde her eylemimiziktidar iddiamızı yansıtmalıdır.

Eylemleri örgütlerken eksikleri-mizin bir değerlendirmesini yapmalıve bu eksikleri tamamlamak üzerebir program çıkarmalıyız. Bunu yap-mazsak işimizi tesadüflere bırakmışoluruz. Savaş ise asla tesadüflerledeğil irade ile yürüyor.

Eylem Nasıl Örgütlenir?Bir eylemi örgütlerken mutlaka

kurallarımız olmalıdır. �� Öncelikle o eylemi neden

yaptığımızı insanlarımıza net birbiçimde anlatmalıyız.

� Eylemin hedef nedir... hangipolitik ihtiyacın sonucunda yapılmakararı alınmıştır... biz bu eylemleneyi engellemeye ve neyi geliştir-meye çalışıyoruz gibi sorularıncevaplarını net bir biçimde ortayakoymalıyız.

� Alelacele günü kurtarma telaşıiçinde eylem örgütlenmez. Çoğun-lukla eylemlerimizin tarihini ve yeri-ni son anda insanlara söylüyoruz. Budoğru bir tarz değildir ve sürekli ola-rak aynı insanların eylemlere gitmesisonucunu yaratır.

� Her eylem için yeterli bir kitleçalışması zamanı yaratmalıyız. Busüre boyunca da ciddi bir kitle çalış-ması yapmalı ve eylemlere katılaninsan sayısını arttırmaya çalışmalı-yız.

� Bir eylem komitesi kurmalı-yız. Komite ciddiyettir. Belirsizlik-leri ortadan kaldırmaktır.

� Komite ile eylemin önemi

üzerine mutlaka çalışma yapılmalı-dır. Eylemin hedeflerini, ne yapa-cağımızı, eyleme ilişkin politik,teknik her tür hedefimizi komiteyekavratmalıyız. Komiteyle yapılacakolan toplantıya hazırlıklı gitmeliyiz.Eylemin büyüğü yada küçüğüolmaz. Tüm eylemleri aynı özen veciddiyetle ele almalıyız.

� Komite görev dağılımı yap-malıdır. Komiteye kitle getirmekdışında ek bir iş verilmiş ise ( pan-kart, el ilanı vs.) bunlar ayrı birşekilde organize edilmelidir.Eylemin kitle çalışması bölümüneise ayrıca önem vermeliyiz.

Kitle Çalışması YüzyüzeHaber Vermektir

Ayaküstü yada telefonla haberverme anlayışından çıkılmalı; kitleçalışması için ayrıca bir programoluşturulmalıdır. Ayaküstü yada te-lefonla haber verilen eylemlere ka-tılım sayısı azdır. En kitlesel eylemleren fazla yüzyüze çalışma yaptığımız,hazırlıklarına önem verdiğimiz ey-lemlerdir. Her insanın yanına tek tekgidilmeli; yeni yada eski insan de-meden yüzyüze haber vermeliyiz.

Yüzyüze konuşma aynı zamandakarşımızdaki insana eylemin politikhedeflerini; neden o eyleme gelmesigerektiğini en iyi anlatacağımız ze-minlerdir. Her şeyden önce o insanınyanına kadar gitmek ona verilen birdeğerdir. Bu değeri vermek bile in-sanları motive edebilir. O insan "bu-raya kadar bana birşeyler anlatmakiçin geldi" demelidir.

� Kitlemize bir kere haber ver-mek yeterli olmayabilir. Denetim deyapmalıyız. Eylem günü yenidengidip haber verme yolları bulmalı-yız yada tek tek toparlayıp eylemegötürmeliyiz.

� Eylem alanına mutlak zama-nında gitmeli ve öncesinden gelenle-ri karşılamalıyız. Pankart, el ilanı,basın açıklamasının gelip gelmediği-ni, eksiklerin olup olmadığını denet-meliyiz. Ancak eylem malzemeleri-

nin denetleme işini eylem alanınabırakmamalıyız. Denetim dahaönceden yapılmalıdır.

� Materyaller mutlak bir günönceden hazır olmalı, eylem alanı-na getirecek arkadaşlara emanetedilmelidir. Bu da yetmez, eylemsaatinden önce bu arkadaşlar bir kezdaha bulunup konuşulmalı ve dene-tim sağlanmış olmalıdır.

� Eylemde mutlaka insanları-mız bir arada durmalı, eylemsorumlusunun her söylediğine tabiolmalıdır. Kendi aramızda konuş-ma, ayrı durma gibi bir tarzımızolmamalıdır.

� Düşmanın engelleme, dayat-malarına karşı tarzımız nettir. BizCepheliyiz, bunun meşruluğu ilehareket ederiz. Açıklama yapma,yürüyüş yapma haktır. Bu hakkınhangi sebeple olursa olsun engel-lenmek istenmesi ise adaletsizliktir.Bu durum düşmanın yüzüne söylen-meli ve halka teşhir konuşmalarıyapılmalıdır.

� Yanımızda mutlaka megafon,ses sistemi olmalıdır.

� Düşman saldırısına karşıdirenmeliyiz. Sadece direnmeyideğil, düşmanı püskürtmeyi dehedeflemeliyiz. Amacımız herkoşulda eylemi yapmak olmalıdır.Gözaltı vs. durumlarda kenetlenme-li, direnmeliyiz. Herkesin moraliniyüksek tutacak bir davranışımızolmalıdır.

� Eylemimizi yaptık, bitirdik.Pankart, döviz, önlük ses sistemivs. materyallerimizi toplamalıyız,tek tek saymalı ve eksiksiz toplama-lıyız.

� Eylem komitesinden en az birkişi tüm kitlemiz dağılana kadarbeklemeli; en son kendisi eylemyerinden ayrılmalıdır.

� Eylemden döndükten sonrakomite olarak değerlendirmesiyapılmalı, eksikler, olumsuzluklar,olumluluklar tespit edilmeli vesonuçlar çıkarılmalıdır.

Eylemlerimiz İktidar İddiamızı YansıtmalıdırEylemlerimiz İktidar İddiamızı Yansıtmalıdır!

Bir Eylem Örgütlerken Nelere Dikkat Edeceğiz?

Yürüyüş

27 Aralık2015

Sayı: 501

ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ!3 2

Page 33: ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/501.pdfParti-Cepheli savaş, iktidarı is-temektir, Parti-Cephe ile Güçlenerek Yürüyoruz, İktidar İçin Savaşıyoruz

AKP iktidara gel-diğinden bu yana eğitim

her yıl daha da gericileşiyor. Okullardagitgide yaygınlaşan turnike uygulamasıda bunlardan sadece birisidir.

Turnike uygulaması Ocak 2015’teEmniyet Genel Müdürlüğü’nün, 19.Milli Eğitim Şurası Okul GüvenliğiKomisyonu’na gönderdiği yazıyla baş-ladı. Sıralanan önlemlerle MEB’e bağlıokullar adeta birer hapishaneye çevri-liyor. Güvenlik gerekçesiyle kamerave turnike sistemleri ile heryeri gözet-lemeyi ve denetimleri altına almayıhedeflediler. Disiplin soruşturmaları,okuldan atmalarla da öğrenci gençliğinmücadelesini bitirmek istediler.

Turnike sistemi öğrencilerin gü-venliği ve uyuşturucudan korunmasıiçin kuruluyor gibi gösterilmeye ça-lışılıyor. Oysa gerçekler tüm çıplak-lığıyla karşımızdadır. Okullara uyuş-turucu polis eliyle ve denetimindesokuluyor; gençlere ulaştırılıyor.

Çocuklarımızın, gençlerimizin ca-

nına kasteden bir sistem çocukları-mızın güvenliğini nasıl isteyebilirki... Düzen kendi devamlılığını ko-rumak için, öğrencilerin mücadelesiniönlemek için, sürekli korkan güvensizbir nesil yetiştirmek için didiniyor.Alınan kararların gerçek nedeni budur.

Turnikeler ya da buna benzeri şe-kilde Emniyet Müdürlüğü’nün tali-matıyla uygulamaya başlanan diğer“önlemler” kamu emekçileri ve gençliküzerinde bir baskı kurmak amaçlıdır.

Okullarda turnikelerin kurulmasısadece öğrenciler için değil, öğret-menler için de ciddi bir sorundur.

Öğretmenleri adım adım takipederek hareketsiz bırakmak istiyorlar.Okullar bilimin değil baskının, geri-ciliğin merkezi haline getirilmiştir.Denetim adı altında öğrenciler veöğretmenler üzerinde baskı kurularakokullar hapishaneye çevrilmiştir.

İşgüvencesi elinden alınmak istenen;düşüncesini internette paylaştığı içinişinden atılan öğretmenlerimiz için

turnikeler demek adım adım izlenmedemektir. Okula ne zaman girdiği, nezaman çıktığının takip edilmesidir.

İstanbul Üniversitesi’nde uygu-lanmak istenen turnike uygulamasıöğrencilerin tepkileri ve haklarınıaramaları üzerine geri çekildi. Öğ-retmenler de aynı şekilde bu uygu-lamayı işlevsiz hale getirmeli ve ken-dilerine dayatılan politikalara sessizkalmamalıdır.

Bugün turnikelere karşı bir şeyyapmazsak, yarın sınıflarda kimlikkontrolü yaptıklarında hiçbir şey ya-pamayız. Hastanelerde yüz tarama,parmak izi alma, göz tarama şeklin-deki uygulamaların okullardaki farklıbir versiyonudur diyebiliriz turnikeleriçin. Bu uygulama öğretmenlerineğitimci kimliklerine de bir saldırıdır.

Okullar birer işyerine dönüştürü-lemez. Buna izin vermeyelim. Di-renmediğimiz, önüne geçmediğimizher saldırı bir başka saldırıya açıkkapı bırakmaktır.

TURNİKELER, ÖĞRETMEN VETURNİKELER, ÖĞRETMEN VEÖĞRENCİLERİ DENETİMÖĞRENCİLERİ DENETİM

ALTINA ALMA ARAÇLARIDIRALTINA ALMA ARAÇLARIDIR

Kamu Emekçileri Cephesi (KEC): Sizi ta-nıyabilir miyiz?

Mehmet Dersulu. Öğretmenim.

KEC: işyerinizde yaşadığınız sorunlar ne-lerdir? Özlük haklarınıza yönelik bir sal-dırı var mı? Varsa nedir?

Mehmet Dersulu: İşyerinde yaşadığımız sorunlarınbaşında angarya işler yaptırılmaya çalışılması geliyor.Bunun dışında okul idaresi eğitim öğretimin işleyişi ileilgili öğretmenlerin düşünceleri alınmadan ben yaptımoldu bittiye getirmektedir. Öğretmenler kurulu toplantılarıöğretmenlerin aldığı kararlar değil idarenin kendi aldığı

kararların dayatıldığı toplantılar haline dönüştürülmek-tedir.

Özlük haklarımıza yönelik saldırılarda vardır. Sendikalhaklarımız okul idaresi ve milli eğitim müdürlükler ta-rafından engellenmeye çalışılmaktadır. Asli görevlerimizdışında ve anayasal düzenlemeleri bile olmayan nöbettutma görevi angaryaya dönüştürülmektedir.

KEC: Köle değil emekçiyiz, iş güvencemi-zi istiyoruz alacağız” kampanyası neyiamaçlamaktadır?

Mehmet Dersulu: Köle değil emekçiyiz kampanyası;iş güvencesiyle gelecek kaygısı olmadan, insanca

Kamu Emekçileri Cephesi (KEC): ““Köle Değil Emekçiyiz, İş Güvencemizi İstiyoruzAlacağız” Kampanyasıyla; İş Güvencesi İnsanca Yaşayacak Ücret, Sendikal Haklar

Üzerindeki Baskıların, Angarya İşlerin Son Bulmasını Amaçlıyoruz...”

Haklarımızı Birleşerek, Direnerek KazanacağızHaklarımızı Birleşerek, Direnerek Kazanacağız!

27 Aralık2015

Yürüyüş

Sayı: 501

3 3DİRENECEĞİZ KAZANACAĞIZ!

Page 34: ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/501.pdfParti-Cepheli savaş, iktidarı is-temektir, Parti-Cephe ile Güçlenerek Yürüyoruz, İktidar İçin Savaşıyoruz

yaşamaya yetecek kadar maaşların iyileştirilmesini, sen-dikal haklar üzerindeki baskılara son verilmesini, emekçiyeyüklenen angarya işlerin son bulmasını amaçlamaktadır.

KEC: Adınız soyadınız mesleğiniz?Adım Mustafa YURTDAŞ. Ankara Hastanesi Nöroloji

Kliniği'nde asistan doktor olarak çalışıyorum. 4 yıllıknöroloji asistanlığının 3. yılındayım. Asistan yerineuzmanlık öğrencisi demek daha doğru aslında.

KEC: İşyerinizde yaşadığınız sorunlarnelerdir?

Mustafa YURTDAŞ: Nöroloji uzmanlıgı için asistaneğitimi süresi 4 yıl olarak düzenlenmiştir. Bu süre dahilindeservis, poliklinik, yoğun bakımda ve eğitimimizle ilgilidiğer branşlarda rotasyon dahilinde eğitim görmekteyiz.Farklı iş kollarında olduğu gibi bizim de hastanelerde ya-şamakta olduğumuz bazı problemler var. Asistan doktor,hemşire, uzman doktor, sağlık teknisyeni, taşeron işçifarklı şekillerde bu problemlerle karşılaşmaktadır.

Biz asistan doktorların sorunlarını şu şekilde sıra-layabiliriz: Örneğin; performans sisteminden dolayı çokhasta bakmamız istendiğinden eğitim saatlerimiz öğlearalarına sıkıştırılmaktadır. Hakkımız olan nöbet ertesiizin hakkı bir çok klinikte uygulanmamaktadır. Bu şekildeyaklaşık 36 saate varan sürelerde hastanede çalışmak zo-runda bırakılıyoruz. Bunların sonucu olarak; hem asistanhekim eğitimi hem de sağlık hizmeti niteliksizleştiril-mektedir.

Bir diğer konu; kendi branşımız dışında bölümlerdeçalışmaya mecbur bırakılmamız. Mesela ben nörolojiasistanıyım. Bizim bölümümüzde acil rotasyonu bulun-mamaktadır. Bizden ve birkaç bölümden acilde hastabakmamız istendi. Başka yoğun bakımda başka branşlardanhastaları takip etmemiz istendi. Ortak tepki verip birarada hareket ettiğimizden başhekimlik geri adım atmakzorunda kaldı. Mecbur kalınan afet, deprem gibi durumlardatabi ki acillerde, farklı yoğun bakımlarda çalışabilirizancak bu durum böyle bir durum değil.

Esas mesele hastanenin hekim açığının bu şekilde ka-patılmak istenmesidir. Biz biliyoruz ki hastanenin muhtelifbölümlerindeki hekim eksiği bu şekilde kapatılmakisteniyor. Bu durum uzmanlık eğitiminin bir gereği değil,AKP' nin ve onun uzantısı idarecilerin sağlık politikalarındageldiği noktanın sonucudur.

Bir diğer mesele tutulan nöbet paralarının tam veril-memesi. Şöyle ki; devlet, aylık tutulan nöbetleri 130saate kadar ödemektedir. Bir çok yerde asistanlığa başlayanbir asistan hekim, mesai saatleri dışında, ortalama aylık10-12 nöbet tutmaktadır. Bu da ortalama aylık 160-180nöbet saatine tekabül ediyor. Bunun 130 saatinin karşılığınöbet ücreti olarak ödeniyor, geriye kalan kısmı adetagaspediliyor. Bu durum yıllardır böyle işliyor.

KEC: Özlük haklarınıza yönelik bir saldırıvar mı varsa nedir?

Mustafa YURTDAŞ: Evet var. Mesela biraz önce

bahsettiğimiz branşımız dışındaki bölümlerde çalışma-yacağımızla ilgili itirazlarımızı başhekimliğe ilettiğimizde,yıllık izinlerimizin iptal edilmesiyle tehdit edildik. Baş-hekimliğin istediklerini yapmazsak döner sermaye ücret-lerinin kesilmesiyle, eğitimimizin bir parçası olan kongreizinlerinin verilmemesiyle tehdit edildik.

Birçok klinikte asistanlara, yıllık izin hakkımız olan20 günün hepsini kullanmamıza izin verilmemektedir.Veya radyoloji, nükleer tıp gibi bölümlerde sadece rad-yasyon izni(şua izni) kullandırılıyor. Yıllık izinlerini kul-lanmalarına izin verilmiyor.

Özlük haklarına yönelik saldırı aslında sadece asistanhekimlere değil, tüm sağlık çalışanlarına yöneliktir. Me-seleye böyle bakmak gerekiyor. Çünkü sağlık hizmetikolektif bir çalışmanın ürünüdür. Örneğin herhangi birmesele olduğunda; özlük haklarına saldırı yapıldığındahakkını arayan, itiraz eden hemşirelerin sürgüne benzerşekilde, ceza niyetine klinikleri değiştiriliyor. Böylece okişi cezalandırılmış olunuyor, diğerlerine de gözdağı ve-rilmiş olunuyor.

Taşeron işçilerle ilgili durum daha vahim. 3-4 kişininyapabileceği işler bir kişiye yaptırılmaya çalışılıyor. Geçenaylarda başhekimlikçe toplantıya çağrılan işçilere bir so-runları olup olmadığı sorulması üzerine söz alan bir kaçişçi sorunlarını anlattıktan sonra, ertesi gün, başhekimliğinyönlendirmesiyle patronlarınca işlerine son verildi. Tabikılıfına uygun gerekçeler uydurularak.

KEC: Köle değil emekçiyiz kampanyasıneyi amaçlamaktadır?

Mustafa YURTDAŞ: Bu kampanya aslında bizlereait olanın bizlere geri verilmesini amaçlamaktadır. Kendiiktidarlarını, sömürü düzenini, yağma düzenini devamettirmek için yapmayacak şeyleri olmayanların kendimevcut anayasalarına dahi çoğu zaman uymadıklarınıgörmekteyiz.

Bu yüzden bize yasaların verdiği hakları geri almayıhedefleyerek; bununla da yetinmeyip yasaların vermediğihaklarımızı da mücadelemizin meşruiyetine inanarak ala-bileceğimizi, kazanabileceğimizi göstermeyi hedeflemek-tedir. Bu kampanya; emekçileri köleleştirip düzenlerinisağlamlaştıranlara karşı emekçileri kaybettikleri özlükhaklarını geri kazanmak ve daha da öteye götürmek içinbir araya getirmeyi amaçlamaktadır.

Yani bize ait olanı kendimiz alacağız. İstediğimizbudur. Bu kampanya ayrıca sorunları benzer olan kamuemekçilerinin mücadelelerini de ortaklaştırmayı amaçla-maktadır. Eğitim, sağlık ve diğer alanlarda özlük haklarınayönelik benzer saldırılar yaşanıyor. Basın açıklamasınakatıldıkları için kamu emekçilerine soruşturmalar açılıyor,emekçiler açığa alınıyor. “Köle değil emekçiyiz” kam-panyası bu saldırıların karşısında emekçilerin yalnız ol-madığını, sadece direnerek haklarımızı alabileceğimiziHatice Yüksel gibi örneklerle bize gösteriyor.

Yürüyüş

27 Aralık2015

Sayı: 501

ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ!33 4

Page 35: ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/501.pdfParti-Cepheli savaş, iktidarı is-temektir, Parti-Cephe ile Güçlenerek Yürüyoruz, İktidar İçin Savaşıyoruz

Ülkemizde Gençlik

GGençlik Federasyonu’ndan

Çalışmalarımızdan sonuç almakistiyoruz. Faşizme karşı gençliği ör-gütlemek, okullarımızda ÖğrenciMeclisleri kurmak, gençliğin sorun-larına çözümler bulmak istiyoruz.Halkımızın, özgür vatanımızın ba-ğımsız olmasını istiyoruz. Bununiçin de savaşımızı büyütmek zorun-dayız.

Harcadığımız bütün emeğin, za-manın, göze aldığımız fedakarlıkla-rın karşılığını alabilmeliyiz. Sonuç al-mak planlı-programlı bir çalışmanınürünüdür.

Kendiliğinden kazanılmış hiçbirzafer yoktur. Bu yüzden çalışmaları-mızda istediğimiz sonucu alamıyor-sak, bunun mutlaka yanlış düşünmeve yanlış çalışma tarzıyla ilişkisi var-dır. Plansız-programsız çalışma tarzıyani kendiliğindencilik de sonuç ala-mamanın temel nedenleri arasındadır.

“Çok haklı” gerekçeler ve maze-retler ile planların uygulanmadığı, te-mel ve tali ayrımının doğru biçimdeyapılmadığı, “bizim gerçekliğimizeuymuyor” gibi sözlerle programlarınhayata geçirilmediği, hayata geçirmekiçin emeğin harcanmadığı, alternatiflidüşünülmeyerek yeni çözümlerin bu-lunmadığı durumlar bunlardan bazı-larıdır. Hangi neden öne sürülürse sü-rülsün, bu çalışma tarzıyla istediğimizsonucu alamayacağımız kesindir.

Planlı-programlı çalışalım diyoruzama onu uygulamada sorunlar yaşı-yoruz. Söylediklerimiz ile yaptık-larımız arasında çelişkiler oluyor.Bu çelişkiyi çözmeliyiz.

Elbette faşizm koşullarında mü-cadele ettiğimizi yadsımıyoruz. Fa-şizmin saldırıları, önümüze çıkardı-ğı engeller, daha önceden hesapla-madığımız zorluklar çalışmalarımı-zı etkileyecektir. Liselerde ve üni-

versitelerde faşist idareler hakkımız-da soruşturmalar açabilir, okuldanuzaklaştırma vb. yasaklar verebilir,gözaltı ve tutuklama gibi nedenlerleprogramımız aksayabilir. Programı-mızda olmayan bir iş çıkabilir ve o iş,bizim dergi dağıtım zamanımıza denkgeliyor olabilir.

Hepsi planlarımızı tam olarak ha-yata geçirmemizin önündeki engel-lerdir. Ama plan ve programlarımızınhayata geçmemesinde temel meselebunlar olamaz. Olursa bizim irademiznerede? Bizim emeğimiz, değiştirmeve dönüştürme gücümüz, sorun çö-zücülüğümüz nerede?

Temel mesele bizim planları-mızı ve programlarımızı uygulamairademizdir. Her türlü engele rağmenonu hayata geçirmek için azami eme-ği göstermeliyiz. Teori ile pratik ara-sındaki çelişkiyi emeğimiz ile çöze-ceğiz.

Böyle düşündüğümüzde plan veprogramlar, bizim için yapılması ge-rekenlerin sıralandığı gerçekliktenuzak, soyut bir liste olmaktan çıkar.Somutlaşır. Çünkü plan-program, ka-rar almak ve uygulamak demektir. Ka-rar almak çok somuttur. Karar alma-nın ardından gelen pratiktir. Pratik vedenetim birleştiğinde ise sonuç alınır.Bu netlikte ve sadelikte düşünmeliyiz.

Plan ve programlarımızı da bu sa-delikte hazırlamalıyız. 5N 1K soru-larına cevap verebilen net program-larımız olmalı. İdeal planlar ve prog-ramlar hazırlamaya değil, onları ha-yata geçirmeye yoğunlaşmalıyız. Al-dığımız kararları nasıl daha sonuç alı-cı ve verimli bir şekilde hayata uy-gulayabiliriz diye düşüneceğiz.

Planlarımızı alternatifli hale geti-receğiz. Birisi olmazsa “olmadı” diyebırakmayacak diğerini deneyeceğiz.

Plan ve program konusunda de-ğinilmesi gereken bir diğer nokta dabunların oluşumuna insanlarımızıkatmaktır. Planlarımızı çalışma yap-tığımız arkadaşlarımızla birlikte oluş-turmalıyız.

İnsanların önüne şunu şunu yapa-caksın diye işleri koymak doğru de-ğildir. Bu çalışma tarzı kolektivizmdenuzaktır. Kolektif çalışmazsak, insanlarıişin içine katamaz ve gerekli moral vemotivasyonu da sağlamamış oluruz.Kolektif çalışma tarzı, sahiplenmeyiarttırdığı gibi üretimi de arttırır. Zen-ginlik sağlar. Komiteler, boşlukta ka-lan, örgütlenmemiş iş bırakmaz.

O halde komiteler halinde, kolektifçalışarak planlarımızı hazırlayaca-ğız. Bu aynı zamanda alternatifli ça-lışmanın da temelidir. Tek kişi üze-rinden yapılan plan ve programlar okişi olmadığında aksayacaktır. Amakomite çalışması ve denetim, aksayanişlerin, programın alternatifini ürete-bilir.

Sonuç olarak:1- Planlı-programlı bir çalışmanın ol-madığı yerde, kendiliğindenci bir ça-lışma vardır. Kendiliğindencilik; birişi, görevi oluruna bırakmaktır. Butarz çalışma devrimi geliştirecek so-nuçlar alamaz. Kendiliğindenciliğinpanzehiri planlı-programlı çalışmadır.

2- Plan-program özünde karar al-mak ve uygulamaktır.

3- Planlı ve programlı çalışmak temelve tali ayrımını yapmaktır.

4- Planlarımızın ve programımızın ha-yata geçmesindeki temel belirleyici et-ken, bizim irademizdir. Karşımıza çı-kacak sorunlar biz iradi olduğumuzzaman, işimizi yapmamızı engelle-yemeyecektir.

PLANLI, PLANLI, PROGRAMLI ÇALIŞMAYLAPROGRAMLI ÇALIŞMAYLASONUÇ ALACAĞIZ!SONUÇ ALACAĞIZ!

27 Aralık2015

Yürüyüş

Sayı: 501

3 5DİRENECEĞİZ KAZANACAĞIZ!

Page 36: ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/501.pdfParti-Cepheli savaş, iktidarı is-temektir, Parti-Cephe ile Güçlenerek Yürüyoruz, İktidar İçin Savaşıyoruz

Bu ülkede yaşıyoruz... Bu halkın çocuklarıyız... Ezilen, sömürülen, katledilen bir halkın çocuklarıyız... Bu halkın kavgasında biz de varız!

ADALETİ BİZ SAĞLAYACA-ĞIZ şiarıyla başladık kurultay çalış-malarımıza. Gördüğümüz her genceher liseliye geleceğin bizim elleri-mizde olduğunu anlattık. Kapı kapı,sokak sokak, sınıf sınıf gezerek.

Evet gelecek bizim ellerimizde. Buhalkın, sokaktaki çocukların, en sev-diklerimizin geleceği ve kendi gele-ceğimiz bizim ellerimizde. GelecekAylan bebeğin ellerindeydi, gelecekBerkin’in ellerindeydi, gelecek UğurKaymaz’ın, Barış Kurt’un, Sevcan’ın,Ceylan Önkol’un ve katledilen bütünçocukların gençlerin ellerinde. Buyüzden katledildi Berkin. Elinde sa-panı o küçücük yaşında adaleti ala-caktı. Nasılda korkuyorlar liselilerden.

Okullarda bize anlatılanlara bir ba-kalım. Tarihimizi anlatırken bir kezadı geçiyor mu Şeyh Bedreddin’in,Börklüce’nin, Seyit Rıza’nın? Anla-tılıyor mu kitaplarda Sivas Katliamı,Gazi Katliamı, Dersim dağları?

Anlatamazlar çünkü bunlar kor-kulu rüyalarıdır katillerin. Sivas’ta ya-nanların çocukları, Dersim’de diridiri gömülenlerin torunları, hesapsoracaktır katillerden, bunu biliyorlar.

Bu yüzden hükümleri sürsün diyeonların adaletsizliklerine, zulümleri-ne boyun eğecek, evine ekmek götü-remeyecek, iş bulamayacak ama ha-yatından memnun olacak bir nesil ye-tiştirmek istiyorlar.

Biz buna izin vermedik, verme-yeceğiz. Berkin’in şehitliğinden buyana onlarca eylem, onlarca gözaltı,onlarca tutsaklık yaşadık. Soma’da,Ermenek’te, Ankara’da katliam oldu,Kürdistan’da katletmeye devam edi-yorlar. 21 yaşında Hasan Ferit Gedik,24 yaşında Dilek Doğan, GünayÖzarslan, Tahir Elçi daha onlarcainsan katledildi. Her geçen gün dahafazla insan katlediliyor, daha fazlaadaletsizliğe uğruyoruz.

İktidar kanla besleniyor. Biz bunaizin mi vereceğiz? Böyle bir gelecekmi istiyoruz? Hergün TV lerde katli-am haberlerini duymak, kontrgeril-lanın patlattığı bombalarla mı uyan-mak istiyoruz? Eğer bunu istemi-yorsak bunun yolu örgütlenmektengeçiyor liseliler, mücadele etmektengeçiyor.

Dışarıda sıra arkadaşlarımız kat-ledilirken; biz doktor olmanın, mimarolmanın, mutlu olmanın hayalini ku-ramayız. Katliamlarla, adaletsizliklerlebüyüyoruz. Bunlara alışmayacağız,susup evimizde oturmayacağız.

Ailelerimize de bunları anlataca-ğız. Onları sevdiğimiz için; onlarher ayın sonunu nasıl getireceklerinidüşünürken, Ali Ağaoğulları’nın vil-lalarda yaşadığı bir dünyayı isteme-diğimizi anlatacağız.

Okullarda yaşanan adaletsizlikle-re, paralı eğitime karşı boykotlar ör-gütleyeceğiz, biz olmadan, onlarınhiçbir işe yaramadığını göstereceğiz,işgaller yapacağız. Kendi okulumuz-da Liseli Dev-Genç’ i örgütleyeceğiz.

Mücadele etmenin çok yolu, çokyöntemi vardır, yeter ki bir şeyler yap-mak isteyelim. Okullarımızda, evi-mizde, sıramızda oturduğumuz ma-hallerde yaşadığımız bütün sorunlarınçözümü; adaletsizliklere, bu düzenekarşı mücadele etmekten geçiyor.

GELECEK BİZİM ELLERİMİZDE!

Yürüyüş

27 Aralık2015

Sayı: 501

ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ!3 6

Liseliyiz Biz

Page 37: ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/501.pdfParti-Cepheli savaş, iktidarı is-temektir, Parti-Cephe ile Güçlenerek Yürüyoruz, İktidar İçin Savaşıyoruz

Dayı diyor ki; “Örgütlenmek,daha çok örgütlenmek ve halk kitle-lerinin doğrudan söz ve karar sahibioldukları halk örgütlülükleriniyaratmak ve halkı savaştırmak,savaşı halklaştırmak bugünkü vaz-geçilmez sorunumuzdur.” Dayı’-mızın bu sözünden yola çıkaraksorunumuzu, ihtiyacımızı ve ola-naklarımızı ortaya koyalım.Sorunlarımız: Örgütlenmek, halkıörgütlemek ve halkı savaştırmak...Neden? Çünkü devrim kitlelerineseridir. Devrimi halkla yapacağız.Savaşımız halkın savaşıdır.İhtiyaçlarımız: Halka kişi kişi, evev, sokak sokak ulaşmak yani kitleçalışması yapmak... Neden? Çünkükitlelerle bağ kurmadan, onlarınkafalarında hakimiyet kuran düzenideolojisiyle, yaşamlarındaki düzenalışkanlıklarıyla savaşmadan halkısavaştırmaktan ve halkı örgütle-mekten söz edemeyiz.

Olanaklarımız: Astığımız afişler,dağıttığımız bildiriler, düzenlediği-miz piknikler, konserler, film göste-rimleri…vb. Saydığımız olanaklarınbir tanesi var ki, o bulunduğumuzalanın, ilin devrimci faaliyetindenbağımsız olarak her zaman elimizinaltında bulunuyor: Haftalık dergimizYürüyüş. Bu olanağı yani dergimizine kadar etkin kullandığımıza baka-lım. Yürüyüş dergisi her hafta düzen-li olarak çıkıyor. Doğrudan dergiyeyönelik baskınlar da yaşanmış olsa,bilgisayarları parçalanmış, çalışanlarıtutuklanmış olsa bile bir kere olsunyayını aksamıyor. 500 sayıyı geridebırakan Yürüyüş dergisi yaklaşık onyıldır her hafta ve dağıttığımız oran-da Anadolu’da illerimize geliyor.Devrimci basın alanında ise YeniÇözüm’den Mücadele’ye, Kurtuluş’-tan Vatan’a 30 yıllık bir geçmişesahibiz.

Dergi Dağıtımları ÖrgütlenmemizeHizmet Etmelidir

Kitle çalışması devrimci faaliye-tin özüyse dergi dağıtımları da kitleçalışmasının en etkin araçlarındanbiridir. Dergi dağıtmak için mahal-ledeysek tek tek evlerin kapısınıçalarız, esnafların dükkanındaniçeri gireriz. Sokakta, meydandadağıtıyorsak dergi vermek istediği-miz her bir insanı durdurup ona der-gimizi anlatırız. Üniversite, lisedey-sek her öğrenciyle birebir bağ kura-rız... Kısaca dergi dağıtımlarındakarşılaştığımız her bir insanla yüzyüze görüşür, derginin içeriğinden,kim olduğumuzdan ve dergiyidağıtma amacımızdan bahsederek oinsanı ikna etmeye çalışırız.Dergimizin girdiği her ev, her işyeriörgütlenmede üzerine sağlam birşekilde duracağımız basamaklaradönüşmelidir.

Kimi zaman dağıtılmayan der-giler bir yığın haline gelir ve “kalandergileri ücretsiz her kapıya bırak-sak olur mu” diye sorulur. Bu soru-da amaç ve aracın birbirine karıştı-rıldığını görürüz. Biz dergimiziokunması ve okutulması için dağıtı-rız. Bu nedenle ücretsiz olarak kapıaltlarına bırakmayız.

Dergi alanla yüzyüze iletişimegeçmeyi hedefleriz. 1 TL olan ücreti-ni alarak dergiye verilen emeğe birbaşka emekle karşılık verilmesinisağlamaya çalışırız. Bir sonraki haftabir gittiğimiz yerin ikinci, sonrasındaüçüncü dördüncü defa kapısını çala-rız, ta ki bir dergi okuru yaratıncayakadar. Market broşürlerini, çeşitli fir-maların el ilanlarını bilirsiniz, elleretutuşturulur ve çoğu kez ne olduğunabile bakılmadan yere, çöpe atılır.Dergimiz bunlardan farklıdır, biz der-gimizi okunması ve okutulması içindağıtırız. Bazen tek amacımız eldekidergiyi dağıtmak olur, belli bir düze-ni sistematiği olmadan her hafta birbaşka bölgenin kapısını çalar, bir git-tiğimiz yere bir daha uğramayız.

Burada dergi amaçlaşmış, kitle çalış-ması aracı olmaktan çıkmıştır. Bazende dergi dağıtımına ayıracağımızzamanı yeni sayıyı alabilmek içindergi parası toplamakla geçiririz.Vaktiyle dergiyi dağıtmamışızdır,haliyle elimizde dergi parası da yok-tur. O esnaftan bu ilişkiye koşarak,olmadı aidatları buraya aktararakdergiyi dağıtmama sorununu bir kısırdöngü haline getiririz. Dergi artırmahedefini kendi kendimize koyama-mak da bir başka sorundur. Ya birdergi daha fazla vermek için kendi-mizi zorlamayız ya da hedef koymakyerine varolan engelleri düşünürüz.

Dağıtacak insan yoktur, zamanazdır...vb. Yüzer yüzer değilse bilebeşer onar belki de birer birer artır-ma hedefiyle ufkumuzu sınırlayanengellerden kurtulabilir, yapabildi-ğimizi görürüz. Dergi sayısını artır-ma hedefi yoksa örgütlenme hedefide yok demektir. Böylesi durumdahali hazırda dağıtılan derginin mik-tarı ne olursa olsun, örgütlenmeyene derece hizmet ettiği de ayrıca tar-tışılmak durumundadır.

Dergimiz Yürüyüş, hem propa-ganda hem de ideolojik mücadelearacıdır. Özellikle Anadolu’da kad-rolarımızın ve kitlelerimizin eğiti-minde önemli bir yeri vardır.Güncel politikaya vakıf olmamızıdüşmanın saldırıları, oportünizm vereformizmin teslimiyetçiliği karşı-sında sağlam kaleler oluşturmamızayardım eder. Dergimizle silahlan-mış kitle ilişkileri, geleceğin kadro-ları olacaktır.

Kitle Çalışmasının Etkili Bir Aracı:Kitle Çalışmasının Etkili Bir Aracı:

DERGİMİZDERGİMİZ

AANN AADDOOLLUU CCEEPPHHEESS İİ

27 Aralık2015

Yürüyüş

Sayı: 501

3 7DİRENECEĞİZ KAZANACAĞIZ!

Page 38: ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/501.pdfParti-Cepheli savaş, iktidarı is-temektir, Parti-Cephe ile Güçlenerek Yürüyoruz, İktidar İçin Savaşıyoruz

Kitaplar YakılıyorBuyurunca Hitler Hazretleri Zararlı fikirlerle dolu kitapların yakılmasını Halkın önünde, alanlarda, Öküzler odun yığınlarına araba araba kitap taşıdı. Gözden düşmüş şairlerden biri, Hem de en iyilerinden biri, Şöyle bir göz gezdirdi yakılacak listesine, Gitti aklı başından: Unutulmuştu kendi adı. Hemen seğirtti çalışma odasına, Sanki öfkesinden kanatlanmıştı. O saat bir mektup karaladı zorbalara: ‘Benimkileri de yakın!’ dedi. ‘Benimkileri de! Yapamazsınız bana bu kötülüğü, Kenarda bırakamazsınız beni! Ben de hep gerçeği söylemedim mi kitaplarımda? Neden davranırsınız bana yalancıymışım gibi? Yakın benimkileri de! ‘(Bertolt Brecht)

Yukarıdaki şiir, ülkesi faşizmin çizmeleri altında cançekişirken, onurlu bir aydının dik duruşunu anlatıyor. Şiirçok net aslında. Benim sınıfım belli diyor. Faşizme, “senbenim düşmanımsın, bende senin” diye bağırıyor. “Benimde kitaplarımı yakın!” demek, onları öldürüyorsanız benide öldürün demektir. Ben susmayacağım, direneceğimdemektir.

Faşizmin baskıları altında, eğer birilerine saldırılıyor,kitapları yasaklanıyor, evleri talan ediliyor, sokak ortasındakatlediliyor, konserleri yasaklanıyor ve sana dokunulmu-yorsa senin safın bellidir. Faşizmin safları..

Safları net olanlar, faşizme karşı bende devrimciyim,solcuyum, halkın safındayım diyenlerdir.

AKP faşizmi bir çok sanatçıyı saflaştırdı. Bu saflaşmadadevrimci sanatçılar en önde bedel ödeyen oldular. Kimisifaşizme karşı olduğunu eylemleriyle ifade etti, kimisisadece bir kaç kelime sarf etti. Kimisi işlerinden oldu,kimisi tehditlere maruz kaldı. Ama mutlaka saflarını belliettiler bir şekilde. Kendisine solcuyum, demokratımdiyenler bu baskılardan en çok nasibini alan oldu.

İşte Yavuz Bingöl de bu beynini ve yüreğini satanlardan.Battıkça çukurun içinde boğulmak üzere olanlardan.

Yavuz Bingöl’ün, her fırsatta Erdoğan sevgisini saygısınıdile getirmesinin nedeni, somut olarak ortaya çıktı artık.Biz daha önceki yazılarımızda Erdoğan gibi bir katili sa-vunmasının tek sebebi olabilir demiştik. Ruhunu üç kuruşasatmak... Yani para..

Yandaş gazete Sabah yazarı Yüksel Aytuğ, Cumhur-

başkanı Erdoğan’ın “sanatçıları”ndan Yavuz Bingöl’ünmilyonluk proje ile dünyayı dolaşacağını duyurdu.

Berkin Elvan’ın annesini yuhalatmasını, “çok insani birşey” diye tanımlayan Yavuz Bingöl’ün projesi için Erdoğan’ıntalimatı ile Kültür Bakanlığı’ndan ödenek çıktı. YavuzBingöl Ahmet Yesevi’nin hayatını tiyatrolaştırıp Türkiyeve Avrupa’da büyük gösteriler yapmayı planlıyormuş.

Aytuğ’un yazısının ilgili kısmı şu şekilde:

“Resepsiyon sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hararetlihararetli bir şeyler anlatanlardan biri de Yavuz Bingöl’dü.Öylesine heyecanlıydı ki, Erdoğan’ı bile şaşırttı. Belli kiönemli bir mevzuydu. Sohbetin ardından konuşulanlarımerak edip Yavuz’a sordum. “Büyük bir projemiz var” dedi.

Meğer Ahmet Yesevi’nin hayatını konu edinecek sonderece görkemli bir sahne gösterisi planlıyormuş.”

Erdoğan dahi şaşırmıştır tabii bu kadar düşkünlüğe...Ahmet Yesevi’yi anlatacak. Ne alaka değil mi? Hayır tamda Erdoğan’a yaranmak ve para kazanmak için iyi birisim. Yesevi 12. yüzyılda yaşamış Türkistanlı bir şair.Türklerin Şamanizm inancından İslamiyeti seçmelerineve Türk dilini İslamiyete taşıyan dini bir lider.

Ahmet Yesevi Türk Tasavvuf Edebiyatı’nın ilk temsilcisiolarak görülür. Yani tam da Erdoğan’ın isteyeceği birkonu. Yavuz Bingöl de din ile milliyetçilikle, Erdoğan’ınhalkın inançlarını kullanmasına yardımcı olacak yani..

Devrimciler diyalektik materyalizmin yasalarına inanırlar.Yani değişime, dönüşüme. Yavuz Bingöl için hala yazıyorsakbu onun oradan çıkması içindir. Ama diyalektiğin bir yasasıda bize der ki; çelişki mutlaka çözülür ya düzenden ya dev-rimden yana... Yavuz Bingöl’ün çelişkisi AKP faşizmindenyana çözülüyor. Yani iyice düzenin içinde kirleniyor.

Faşizm işine yaradığı kadar kullanır, işi bitince paçavragibi atar. Hele bir yerde ufak da olsa bir canını acıt.Yavuz Bingöl de birgün bu kervana girecek.

Berkin Elvan’ın annesinin yuhalanmasına “insani birtepki” dediğin için, Erdoğan’ın kanlı ellerini sıktığın için bizsenin ruhunu sattığını her yerde haykıracağız.

Para için Düşüncelerini, Değerleri Satan

Yavuz Bingöl, Düşkünleşmekte Sınır Tanımıyor!

Yürüyüş

27 Aralık2015

Sayı: 501

ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ!3 8

Page 39: ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/501.pdfParti-Cepheli savaş, iktidarı is-temektir, Parti-Cephe ile Güçlenerek Yürüyoruz, İktidar İçin Savaşıyoruz

- Türkiye Esnaf ve SanatkarlarKonfederasyonu’nun (TESK) sicilkayıtlarına göre 2 milyonun ustündeesnaf bulunmaktadır.

- Bunlar 491 meslek kolunda faa-liyet göstermektedir!

- İstihdamın yüzde 62’si 10 vedaha az işçi çalıştıran küçük işlet-melerde (esnaflar) gerçekleşmekte-dir…

- Ülke genelinde 32 farklı esnafve zanaatkar örgutu bulunmaktadır.

- İl ve ilçeler duzeyinde 3164esnaf ve sanaatkarlar odası bulun-maktadır.

- 82 tane esnaf ve sanaatkarlarodaları birliği var.

- 13 mesleki konfederasyon var..

Sonuç olarak; esnafların çok genişbir örgütlenme ağı olmakla birlikte

bu örgütlerin hiçbirisi esnaflarınçıkarlarına hizmet etmemektedir!

Bu örgutlenmelerin hepsiningörevi, tekellerin doğrudan denetle-diği ust örgutlenmeler eliyle esnafve sanaatkarları duzen içinde tutmakve pasifleştirmektir.

Oysa Esnafların DağlarKadar Sorunları Vardır

Bu düzen, esnaf ve sanatkarları-mızın da işçi, memur, köylu gibiemeğini en ağır şekilde sömurmek-tedir. Her yıl bu sömuruye dayana-mayan yuz binin üzerinde esnaf;bankalardan aldığı kredi, elektrik,su, vergi, kira gibi borçlarını ödeye-mediği için iflas edip kepenk kapat-maktadır.

Örneğin AKP’nin son 10 yılında1.328.000 (bir milyon uç yuz yirmisekiz bin) esnaf iflas etmiştir.

Yani her yıl 132.800 (yüz otuz iki

bin sekiz yüz) esnaf iflas etmiştir.

Esnaflarımız!Çaresiz Değilsiniz!Halk Meclisleri’nde ve Halkın Esnaf Koperatifleri’nde Örgütlenin!

Bu duzen acımasız ve tam birkurtlar sofrasıdır.

Kurtlar sofrasında kuzu olmamakiçin örgütlenmek zorunludur!

Sizleri köleleştiren bu düzeninesnaf örgütlerinde değil, Halkın EsnafKoperatifleri ve Halk Meclisleri’ndeörgütlenin. Halk Meclisleri, esnaf-larımızın da sorunlarının çözüm ye-ridir.

Her türlü sorununuzu tartışmakve çözmek için sizi Halk Meclisle-ri’nde birleşmeye çağırıyoruz!

HALK MECLİSLERİ

EESNAFLAR GÜCÜMÜZ BİRLİĞİMİZDİR

HALK MECLİSLERİNDE BİRLEŞELİM!

Gazi Mahallesi’nde 15 Aralık akşamı ateş başı soh-bet yapıldı. Süreç ve eylemler konuşuldu, kararlar alın-dı, komiteler kuruldu. Ateşbaşı sohbete 100 kişi katıldı.

Gazi Mahallesi Günay Özarslan Direniş Sokağı’ndabir araya gelinerek yapılan ateş başı sohbet, süreç üzeri-ne yapılan konuşmayla başladı. “Emperyalizmin tesli-miyeti ve uzlaşmacılığı dayattığı ve de teslimiyetin veuzlaşmacılığın böylesine meşrulaştırılmaya çalışıldığıbir süreçte Cepheliler olarak çok büyük bir yükü omuz-larımızda taşıyoruz. Direnenlerin, ezilen halkların umu-dunu temsil ediyoruz. Yoldaşlarımızın başına ödüllerkonulan bir imha sürecinden geçiyoruz. Emperyalizmbizi önemsiyor. Her eylemimizi önemsiyor. Her insanı-mızı önemsiyor. Bu imha sürecini de aşacağız. Bugüneemek veren insanlarımız, yarından bakıp bugünü izle-meli ve nasıl bir süreci omuzladığını kavramalıdır. Buonuru hissetmelidir.” denildi. Sonrasında “Bizim hereylemimiz bu misyona yakışır nitelikte ve kitlesellikteolmalı” denildi. Yılın son günlerinin eylem gündeminegeçilerek eylem takvimi oluşturuldu. Yapılacak eylemve etkinlikler açıklandıktan sonra, “ne yapabiliriz” diyesoruldu. Görüş ve öneriler alındı. Günlük olarak masa

açma, kahve ve otobüs konuşması yapma, 19 Aralıkgünü 122 kişiyle 122 karanfil alıp BayrampaşaHapishanesi önüne, oradan da Cebeci Mezarlığı’nagitme. Kitlesel bir şekilde merkezi caddelerde bir uçtanbir uca bildiri dağıtma gibi öneriler yapıldı. Hasan FeritGedik Uyuşturucu ile Savaş ve Kurtuluş Merkezi’ndenkatılanlar; Hasan Ferit mahkemesi için her çalışmayakatılacaklarını söyledi. Ankara yürüyüşü için ve Maraşiçin isimler alındı. Daha sonra Kürdistan’daki katliam-lara karşı Kürt halkıyla dayanışma yürüyüşüne geçildi.

27 Aralık2015

Yürüyüş

Sayı: 501

3 9DİRENECEĞİZ KAZANACAĞIZ!

Komitelerle Daha Güçlüyüz!

Page 40: ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/501.pdfParti-Cepheli savaş, iktidarı is-temektir, Parti-Cephe ile Güçlenerek Yürüyoruz, İktidar İçin Savaşıyoruz

Dilek Doğan'ı katlettiler. Tek kur-şunla. Göğsünün ortasına saplandı kur-şun. Öylece yere yığıldığında ambulansıçağırmak yerine ailesinin haklı tepkisini,öfkesini cezalandırmak istediler.

Dilek ve ailesi hakkında yalanlarüretmeye başladılar. Dilek'i hastaneyegötürme kaygısından çok kendi suç-larını aklama çabasına girdiler. "Te-rörist, canlı bomba, çatışma çıktı,abisi vurdu" gibi birbiri ile tutarsızyalanlardı bunlar. Ve yalanları, tut-mayan boya gibi bir bir döküldü.

Dosya içerisinde yer alan görüntüler,ailenin ilk anda anlatmaya çalıştığıgerçeğin ne olduğunu çarpıcı bir şekildegösteriyor. Özel harekat polisi YükselMoğultay, Dilek'i hiç bir neden yokken,bir anda vuruyor. Vurduktan sonrababa tepki gösterdi diye yere yatırılıyor,kelepçelenmeye çalışılıyor, silah doğ-rultuyorlar ailenin üzerlerine.

Ve işte Dilek vurulmadan önceyaşanan diyaloglar:

Dilek Doğan: Galoşlarınızı giyin,öyle arayın.

Ağabey Mehmet Doğan: (Polisehitaben) İçeride yatıyor korkutma ha

Polis Yüksel: Tamam tamam birkaldırabilir misiniz? İsmin ne senin?

Dilek D: DilekPolis Yüksel: Tamam sakin bir

şey yok.Dilek D: Yo yo bişey yapmıyorum

ya banane (...anlaşılamıyor)Polis Yüksel: Salonda durun sa-

londa durun, salonda durun.Dilek D: Ayaklarınızla basmaz-

sanız sevinirim.Polis Yüksel: Tamam ona vaktimiz

yok bizim.Mehmet D: Şu yalnız galoşları

giyin.Polis Yüksel: Tamam tamam gi-

yin.Dilek D: Giyin giyin diyosunuz

giriyorsunuz.Polis Yüksel: Tamam kardeşim

telaş yapmayın, bu bizim görevimiz.

Mehmet D: Tamam senin görevinama...

Polis Yüksel: İçeriye, sen öylediyorsun diye girmedim girmedimtamam bakın.

Mehmet D: Bişey yok bişey yok,problem yok, galoş varsa galoşlarınızıgiyin.

Dilek D: (...anlaşılamıyor)Polis Yüksel: Bekle bekle canım

benim...Mehmet D: Aramanızı yapın.Polis Yüksel: Sen senin ismin

ne?Dilek D: DilekPolis Yüksel: Bu Hatice Ruken

K. burada mı?Dilek D: Yok...Polis Yüksel: Burası Gelincik So-

kak No... değil mi?Mehmet D: Tamam burası, sen

galoşları giy, aramanı yap, buradayok.

Polis Yüksel: Tamam bekle, şuarkadaşları çağırır mısınız?

Mehmet D: Arama yap.Polis Yüksel: Abi arama yapacak

arkadaşlar gelsin arama yapsın.Mehmet D: Galoşlarınızı giyin

aramanızı yapın.Polis Yüksel: Sizin kimlikleriniz

var mı?Mehmet D: Var...Polis Yüksel: Çıkarın kimlikleriBu esnada, görüntülere göre, yüzü

kar maskeli, çelik yelekli, otomatiksilahlı beş polis memuru evin kapısıönünde bekliyor. Polis Yüksel, dahasonra evin içine giriyor. Tartışmalarkoridorda devam ediyor. Bu esnada,içerideki odada arama başlıyor.

Polis Yüksel: (Arama yapılacakekiplere seslenerek) Geç abim geçdiğer ekipler arkadaşlar geç.

POLİS 2: Arama yapacaklar gelsinbi an önce...

POLİS 3: Gelin arkadaşlar...Mehmet D: Takım elbise, arama

yaparken bak abi...Polis M.Y: Sakin olun.POLİS 2: Buradan başlayalım mıMehmet D: Biz ilk defa yaşamı-

yoruz bunu, ben 31 yaşımdayım belki31 defa yaşamışım bunu.

Polis Yüksel: Tamam diyorum,ben tamam dediysem tamam

Mehmet D: Sıkıntı yok, ben debişey demiyorum.

AKP Faşizminin, Yalanları Çöktü!Dilek Doğan Dosyasında Görüntüler

Katilleri Gösteriyor...

Yürüyüş

27 Aralık2015

Sayı: 501

ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ!4 0

Page 41: ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/501.pdfParti-Cepheli savaş, iktidarı is-temektir, Parti-Cephe ile Güçlenerek Yürüyoruz, İktidar İçin Savaşıyoruz

Polis Yüksel: Onun için arkadaşlararamasını yapsın çıksın.

Baba Metin Doğan: (…anlaşıla-mıyor) ismini bile bilmiyorum kim,ney, nasıl bir insan...

Anne Aysel Doğan: Yav bunlardane arıyon.

Baba Metin D: Yav olsun adamlargörev yapıyor arasınlar

POLİS 3: Tamam (…anlaşılamı-yor) Lütfen sakin olun, sakin olun.

Mehmet D: (...anlaşılamıyor) ge-liyor bitane y..., ben Kayseri’den ge-liyorum. Ankara’da şu patlamadavar ya bitane polis yok. Kayseri’dengeliyorum. 25 metre arayla poliskoymuşlar, adam soğuktan kapşonukafasına geçirmiş böyle soğukta bek-liyor. Ankara’da 105-120 tane adamölmüş, bir tane polis yok, soğuktanpolis kapşonu kafasına geçirmiş.

Polis Yüksel: Ben sana ne dedim,ben sana ne dedim. Ben sana ne de-dim.

Dilek D: Ya n’apıyosun...Polisten babaya: ‘Ben yapmadım,

oğlun yaptı’Videonun 1. dakika 42. saniye-

sinde polisin, “Ben sana ne dedim’dediği duyuluyor, bu cümle biter bit-mez silah sesi geliyor.

Görüntülerde Dilek’in banyo ka-pısı önünde hareketsiz bir şekilde

sırtüstü yattığı görülüyor. Diyaloglarşöyle:

Mehmet D: Dilek Dilek Dilek...Sivil Polis 1: Aradım 112’yi ara-

dım.Sivil Polis 2: Kelepçe ver kelep-

çe...Mehmet D: Sizi öldürüm lan, he-

pinizi öldürürüm lan, sizi hepiniziöldürürüm.

Sivil Polis 3: Sakin sakin sakin.Kelepçe ver kelepçe ver.

Sivil Polis 2: Gel buraya gel.Mehmet D: Ya yürü a... k... ço-

cuğu.Anne Aysel D: Ulan pislikler

oyyyy...Mehmet D: Dilek dilek dilek di-

lek...Polis Yüksel: Senin oğlun yaptı

oğlun, ben yapmadım valla ben yap-madım. Sarhoş bastı sarhoş, sarhoşbastı sarhoş, sarhoş bastı tetiğe. Oğlunoğlun, oğlun sarhoş, oğlun bastıtetiğe, oğlun oğlun.

Anne Aysel D: Oy anam oy oyMehmet D: Hepinizi öldürürüm

lan, hepinizi öldürürüm lan, bırakbeni baba...

Görüntülerde, olay sonrası polis-lerin dışarıya çıktığı, annenin arka-larından terlik ve sandalye attığı, ev-den feryatların yükseldiği, ağabeyinpolisleri ittiği, babanın da oğlunututtuğu görülüyor.

Kasten Adam ÖldürmeSuçu Aklanamaz

Görüntülerin gerçeği açıklıkla ortayakoymasına; anne, baba ve ağabeyininanlatımlarına rağmen dava kasten adamöldürme suçundan açılmadı. İhmalisuretle adam öldürme suçundan açıldı.Savcı, katil polisin bir kastının olma-dığını anlatmaya çalışıyor. Buna ilişkinsavcının tek delili, sanığın beyanıdır.Başka hiçbir delil yokken sadece polisinkendini aklamaya dönük ifadelerinedayanarak dava daha hafif bir suçlamaile açıldı.

Polisin AnlatımıGerçeğe Uygun Değil

Savcı gerçeği aramış olsaydı, olayyerine gider, olay yerinde aileyidinler, sanığın anlattığı gibi olayın

gerçekleşmesinin mümkün olup ol-madığını görmeye çalışırdı. Fakatböyle yapmadı. Görüntüleri yeterligörmedi. Ailenin anlatımını yeterligörmedi. Olay yerine de gitmedi.

Polis fezlekede ne yazıyorsa onunüstüne çıkamadı. Polis, fezlekede(olay özet bilgisini anlattığı üst yazı)bir mukavemet sonrasında silahınpatladığını söylüyor. Savcı da iddia-namesini hazırlarken buna göre ha-zırladı. Sanığı doğrulayacak tek birdelil yokken iddianame gerçeği yan-sıtmayacak bir şekilde oluştururdu.

Polisler Değil,Aile Suçlandı

Polisler hakkında soruşturma açıl-ması gerekirken aile hakkında so-ruşturma açıldı. Kızlarının öldürül-mesine tepki göstermesi üzerine ailehakkında yaralama ve memura gör-evini yaptırmamaktan soruşturmaaçıldı. Polislerin ifadesi şüpheli sı-fatıyla değil, tanık ve mağdur sıfatıylaalındı. Hem Dilek'in vurulmasından,hem de polise mukavemetten suçlugöstermeye çalışacaklardı aileyi. He-sapları tutmadı. Yalanları döküldü.

Polis Tutuklanmalıdır!Tutuklamanın bir tedbir olduğu

söylenir. Yargılamanın sağlıklı yü-rütülmesi ve sanığın kaçmasını en-gellemesi amaçlanır.

Fakat yargılanmaktan en çok ka-çanlar ve yargılamanın yürütülmesiniengelleyenler için tutuklama kararıverilmez. Örneğin katlettiği kişilernedeniyle polislerin tutuklandığınıgörmezsiniz. Dilek'in katili de tu-tuklanmadı.

Tutuklanmayacak; ama polis ko-runup kollanacak, belki de terfi etti-rilecek. Her zaman yaptıkları gibibizden kaçırmak için başka bir ileatanacak ve mahkemeye getirilme-yecektir. Ona soru sorma, gerçeğiaçığa çıkmasını sağlamak için davayaetkili katılmamızı da engellemeyeçalışacaklardır.

Buna izin vermemeliyiz. Gözü-müzün içine baka baka oynanacaktiyatroyu seyrettiremezler bize. Bizetkili ve gerçek bir yargılama, halkıikna edecek bir ceza istiyoruz.

Dilek Doğan’ı vuran özel harekatpolisi Yüksel Moğultay

27 Aralık2015

Yürüyüş

Sayı: 501

4 1DİRENECEĞİZ KAZANACAĞIZ!

Page 42: ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/501.pdfParti-Cepheli savaş, iktidarı is-temektir, Parti-Cephe ile Güçlenerek Yürüyoruz, İktidar İçin Savaşıyoruz

Yürüyüş

27 Aralık2015

Sayı: 501

ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ!44 2

Armutlu'daki Dilek Doğan direniş çadı-rındaki açlık grevi devam ediyor. Direnişçilerbir yandan direnirlerken bir yandan da kitleçalışması yapıyorlar ve üretiyorlar. Gün-lüklerinden kısa kesitler:

2. Ekip 11. Gün – 16 Aralık Bugün saat: 07.30 civarı çadıra geldik.

Gündem Kürdistan’da katledilen halktı; hal-kın katliamlardan, kurşunların, bombalarınarasından kaçışlarından, devletin her güninfaz ettiği Kürt çocuklarından bahsediyorgazeteler. Dilek Doğan’ın katledildiği anailişkin video kayıtlarındaki konuşma davardı bugünkü gazetelerde, onu okuduk.

DİH’ten Mehmet abi çadıra 1 günlükdestek açlık grevine geldi, hep birlikte slogansaatinde slogan attık. Aynı zaman da 21Aralık’ta Hasan Ferit’in mahkemesi olduğuiçin mahkemenin duyurusunu yaptık. DİH’liarkadaşlar ziyarete geldiler. Oya Baydakve eşi ile toplu fotoğraf çektirdik. Münevverabla, 19 Aralık Katliamı’nı anlattı. Anlatmayabaşladığı andan itibaren yaşadık o günü.

12. Gün -17 AralıkBugün saat 07.00 civarı çadıra geldik,

çayı demledikten sonra günlük sloganlarımızıattık. Bugün TAYAD’dan Nagihan anneTAYAD adına 1 haftalık açlık grevinebaşladı. Bugün şehidimiz Derya DevrimAğırman’ın annesi Dilber ana da geldi zi-yaretimize. Almanya’dan da ziyaretçilerimizvardı bugün. Akşam Sanayi Mahallesi’ndenbir arkadaşımız geldi çadıra. Biz de DilekDoğan’ı anlattık, ülkemizde yaşanan ada-letsizliklerin son zamanlarda katliamlarladaha çok öne çıktığını ve yaşanan tüm buadaletsizliklere karşı açlık grevinde oldu-ğumuzu, halkımız için adaletsizliğe susa-yanların yerine bedenimizi açlığa yatırdığı-mızı söyledik. Saat 19.00 gibi Şişli, Gazi,Topkapı ve Anadolu mahalleleri geldi çadıra,çadırın içi dolup taştı.

13.Gün- 18 AralıkBugün de dünkü gibi aynı saatte çadır-

daydık. Hep birlikte Dolmabahçe’de eylemyapan savaşçılarımızdan Ayberk Demirdö-ğen’e mektup yazdık. Saat 12.00 gibi EvinTimtik’in annesi Fatma teyze geldi. BugünAvusturya Konsolosluğu önündeki eylemdeniki gözaltı olduğunu öğrendik.

Dilek Doğan'ın ailesi de çadırımıza zi-yarete geldi.

Dev-Genç'liler 19-22 Aralık’ta feda ey-lemi yapan Berrin Bıçkılar ve YaseminCancı’nın canlandırmasını yaptılar.

14. Gün – 19 AralıkSaat 11.00’a kadar kimse gelmedi çadıra,

biz de o zamana kadar mektup yazdık.Bugün Edirne F Tipi Hapishanesi’nde olantutsağımız Özgür Karakaya’ya yazdık. Ar-mutlu’da yaşayan TAYAD’lı Ailelerimizçadıra geldiler. Bugün 19-22 Aralık Hapis-haneler Katliamı’nın yıl dönümü, her yılBayrampaşa Hapishanesi önüne yürüyüşyapıldığı gibi bugün de ülkenin dört bir ya-nından anmaya gelenler oluyor. ArmutluHalk Cephesi de bugün anmaya araba kal-dırdı.

Meksika'lı ve İspanyol arkadaşlar geldiler.Bu defa Dilek Doğan, Günay Özarslan,Berkin Elvan ve Hasan Ferit Gedik’inresmini Armutlu duvarlarına nakşetmeyegelmişlerdi.

15. Gün- 20 AralıkSes cihazından Hasan Ferit Gedik’in

mahkeme çağrısını açtık. Ziyaretçilerimizçoktu bugün, yoğun bir gün geçirdik. Sabah09.00’da TAYAD’lı Ailelerimiz gelmeyebaşladı. Öğleden sonra FOSEM(Fotoğrafve Sinema Emekçileri) ve Umudun Çocuklarıgeldiler. Sohbet ettik. Akşam mimar mü-nehdisler geldiler.

2. Ekip 16. Gün - 21 Aralık:Gündemde en baş sırada Dilek Doğan’ın

vurulma görüntüleri vardı, her gazetedevardı neredeyse. Herkes hem fikirdi, “aslaunutmayacağız o alçağın yüzünü” dedik.Dün Şişli Cevahir önünde Yürüyüş Dergisinin500. sayısının dağıtımını yapan arkadaşla-rımız, katil polis tarafından gözaltına alınmıştı,onunla ilgili konuştuk.

17. Gün - 22 Aralık: Bugün açlık grevi direnişimizin toplamda

50.günü. Gündemde yine devletin katliamlarıvardı, Hasan Ferit Gedik’in dünkü davasınıda yayınlamışlar. Gözaltıları yazmışlar. Ha-berler ve Kürdistan’daki katliamlar üzerinekonuştuk arkadaşlarla. Daha sonra saat10.00 gibi toplu şekilde dergimizi sesli oku-duk, başlıklar üzerine tartıştık. Saat 11.30gibi dergi okumamız bitti. Halkın HukukBürosu öğleden sonra 24 kişinin ÇağlayanAdliyesi’ne çıkarılacağını yazmış, biz dehaberden sonra hemen sesli çağrıya çıktık.

Saat 13.30’da Cihan Haber Ajansındanbir kişi geldi Armutlu’nun tarihiyle ilgilibizimle röportaj yapmak istediğini söyledi.O an yanımızda Armutlu’nun eskilerindenamcalarımız, ablalarımız vardı onlar sözaldı. Armutlunun tarihini anlattılar.

Her Gün Umudumuzu ve Direnişimizi Büyütüyoruz!

Page 43: ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/501.pdfParti-Cepheli savaş, iktidarı is-temektir, Parti-Cephe ile Güçlenerek Yürüyoruz, İktidar İçin Savaşıyoruz

27 Aralık2015

Yürüyüş

Sayı: 501

44 3DİRENECEĞİZ KAZANACAĞIZ!

Hasan Ferit Gedik’in mahkeme ça-lışmaları, kurulan komitelerle devamediyor. Gazi, Alibeyköy, Çayan, Şişli,Gülsuyu, Maltepe, Okmeydanı, İkitelli,Taksim’de bildiri dağıtımı, afiş asma,mahallelerde sloganlarla, marşlarla sesliçağrılar yapıldı.

Çayan Mahallesi: 19 Aralık’ta HasanFerit Gedik mahkemesi için toplam 5kahvede konuşma yapıldı. 80 adet bildiridağıtıldı. Çalışmaya 3 kişi katıldı. AyrıcaSokullu Caddesi’nde “Hasan Ferit Gedikiçin Adalet İstiyoruz Alacağız / HalkCephesi” yazılı pankart asıldı.

Gazi MahallesiHasan Ferit Gedik’inMahkemesine Hazırlanıyor!

Hasan Ferit Gedik’in mahkeme ça-lışmaları devam ediyor. Komiteler ileyapılan çalışmalarla halka uyuşturucuyakarşı verilen mücadele, Hasan FeritGedik anlatılıyor ve mahkemeye çağrıyapılıyor. 17 Aralık’ta Son Durak Böl-gesinde sabah erken saatlerde otobüsdurakları dolaşılarak çalışmalar başladı,otobüs bekleyenlere Hasan Ferit anla-tıldı. Akşam saatlerinde ise Son durakve Nalbur bölgesinde kapı çalışmasıyapıldı. Toplam 250 kapı çalındı. Kapıçalışmasının yanında Düz, Son durak,Nalbur ve Ovacık bölgelerinde son ola-rak Hasan Ferit afişleri ve ozalitleriyapıldı. Ayrıca Düz bölgesinde 2 kah-vede mahkeme çağrı konuşması yapıldı.Düz bölgesinde Hasan Ferit Gedik’in

mahkemesine çağrı için masa açıldı.Gün boyu açık kalan masada bildiridağıtıldı ve halk mahkemeye çağrıldı.

Bir Hasan Ferit Gedik Mahkemesi,Bir Adaletsizlik Daha! AdaletsizliğeSessiz Kalmayacağız!

Hasan Ferit Gedik’in katillerininsözde yargılandığı 21. duruşma, KartalAdliyesi’nde yapıldı. Duruşma 29 Şubattarihine ertelendi. Duruşmada yine Ha-san Ferit’in ailesini tehdit eden ve kü-fürler savuran çetecileri izlemekle yetindimahkeme heyeti. Dışarıda yaşananlarise 20 duruşmadır yaşananlardan farklıolmadı. AKP’nin katil, işkenceci polisleriyine adliye önünde açıklama yapmakisteyen Halk Cepheliler’e saldırdı. 21kişi gözaltına alındı. Halk Cephesi’ninbununla ilgili yaptığı açıklamada şöyledenildi: “Bu durum açıkça şunu göste-riyor: Bu ülkede işkence yapmak serbest,basın açıklaması yapmak suç; uyuştu-rucu satmak serbest, uyuşturucuya karşıçıkmak suç… Bu dayatmayı asla kabuletmiyoruz. Bugün 21 Aralık. 15 seneönce Ümraniye Hapishanesi’nde katliamyapan devlet, zaten hapishanede olandevrimci tutsaklara ‘teslim olun’ anons-ları yapıyordu. Bugün de zırhlı araçla-rından aynı anonsu yapıyorlar: “Teslimolun diyorlar.” 19-22 Aralık’ta nasılteslim olmadıysak bugün de teslim ol-mayacağız.

Gözaltına alınan arkadaşlarımız der-hal serbest bırakılmalıdır. Onlara yapı-lacak her türlü işkencenin hesabını mis-liyle soracağız.”

Adalet İçin Adım Adım Ankara’ya Yürüyoruz! Gelin Birlikte Adaletsizliğe Dur Diyelim!

Zalimlerden Hesap Soralım!Adım Adım Ankara’ya Yürüyoruz!

Adalet İçin Bir Adım da Sen At!Halk Cepheliler, Adalet yürüyüşünün çalışmalarına halkımızın

tüm adalet özlemini yüklenerek devam ettiler. Herkese “gelin adımadım Ankara’ya yürüyelim” dediler.

İSTANBUL Bağcılar, Çayan, Bahçelievler, Gazi, İdil KültürMerkezi, Kuruçeşme Halk Cepheliler bildiri, afiş, ozalit çalışmasıyaptılar. Kapı kapı dolaşarak adalet yürüyüşüne çağırdılar.

Hasan Ferit Gedik’in Gözleri Vicdanımızın Üzerinde!

Mahkemeye Katılalım, Adaletsizliğe Dur Diyelim!

Page 44: ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/501.pdfParti-Cepheli savaş, iktidarı is-temektir, Parti-Cephe ile Güçlenerek Yürüyoruz, İktidar İçin Savaşıyoruz

17 Aralık’ta İstanbul’dan Amed’eyola çıkan Halk Cephesi heyeti ilkgünlerde aile ziyaretleri yaptı. AyrıcaAmed Özgürlükler Derneği’nin bu-lunduğu mahalle olan Bağlar’da evve esnafları dolaştılar.

Tek tek kapılar çalındı, Halk Cephelioldukları ve neden Amed’de olduklarıanlatıldı. Katliamın yaşandığı günü veartan AKP saldırılarını konuştuklarısırada bir saldırı daha gerçekleşti. Ma-halleyi gaza boğan polisin saldırısıuzun sürdü. Bir ailenin daveti üzerineeve girilerek ev halkı ile uzun uzunkatliamların savaşarak sona ereceğikonuşuldu. Aile “Şu anki yaşananlarçözüm sürecinin tam bir aldatmacaolduğunu bize açıkça gösterdi” dedi.

Halk Cephesi HeyetiSur’a Gitti

Halk Cephesi, 21 Aralık’ta saat15.00’da sokağa çıkma yasağı ile ba-riyerlerle kapatılan SUR ilçesinin “TekKapı” adıyla bilinen girişinde basınaçıklaması yaptı. TAYAD, HHB veGrup Yorum ile birlikte yapılan açık-lamada “Kürt halkının yaslanacağıtek sırt Türkiye halklarıdır. Halklarındüşmanı emperyalizm ve emperyalizminbeslemesi iktidarlardır” vurgusu yapıldı.Açıklamada söz alan HHB avukatla-rından Ebru Timtik; “Bu sokağa çıkmayasakları, bu bariyerler surların ar-kasında yaşanan katliamları, zulümlerigizlemek içindir. Elinde silah halkasavaş açanlar halk düşmanlarıdır…”dedi. Ardından Grup Yorum elemanıDilan Balcı; “Biz Grup Yorum olarakyıllardır Kürt halkının yanındayız. Hiç-bir katliam Kürt halkına karşı işlenensuçların karşısında, Kürt halkımızlaomuz omuza savaşmamızı engelleye-mez. Bizler devrimci sanatçılar olarak,bestelerimizi yapmaya ve mücadeleetmeye devam edeceğiz” dedi. Sloganlaratılıp bildiri dağıtımı yapılarak eylemsonlandırıldı.

***AMED HHB:“Katliamların SorumlusuAKP’dir”

Amed HHB Kürdistan-daki katliamlara ilişkin 23Aralık’ta bir açıklama yap-tı. Yapılan açıklamada şun-lar ifade edildi:

“Amerikan emperya-lizminin örgütlemesiyle iktidara gelenve Amerikan emperyalizminin des-teğiyle iktidarda kalmaya devam edenAKP yine Amerika’nın desteğiylehalkları katlediyor. (......)

30 günlük bebekten 70 yaşındakiyaşlılarımıza kadar direnen Kürt Hal-kını katlediyor. Amed’de Yenişehirİlçesi Seyrantepe Mahallesi’nde halkınüzerine gerçek mermilerle ateş açılmışve 16 yaşındaki Şiyar Baran şehitoldu. Mersin’de Davut Özer şehit oldu.

Artık kaçıncı çocuğun katledildiğisayılamaz hale gelmiştir”

Kürdistan FaşizmeMezar Olacak!

Halk Cepheliler, Kürdistan’dakikatliamlara karşı gösteri yaptılar.Halkların birliğini, birlikte savaşmanınzorunluluğunu yaptıkları eylemlerleifade ettiler.İSTANBUL:

Çayan: Çayan Mahallesi’nde 15Aralık’ta Kürdistan’da artan baskı vekatliamlara karşı Kürt halkımızın sesineses olmak için yürüyüş yapıldı. ÇayanHalk Cephelilerin açıklamalarında:“Bugün yapılan katliamlara sessiz kal-mayalım. Kürdistan’da her geçen günçocuklar katlediliyor. Bu katliamlarakarşı sesiz kalmamak için tencere-tavaeylemleri ve yapacağımız yürüyüşeçağırıyoruz denilerek halka çağrı ya-pıldı. 25 kişinin katıldığı yürüyüş bo-yunca “Kürdistan Halkı Yalnız Değil-dir”, “Kürdistan Faşizme Mezar Ola-cak”, “Kürdistan Golistan Jibo Faşis-tan”, “Katil Devlet Hesap Verecek”,“Susma Sustukça Sıra Sana Gelecek”sloganları atıldı.

Gazi Halkı, Kürdistan’dakiKatliamlara Karşı Ayakta!

Cizre’de, Silvan’da Sur’da, Nu-saybin’de faşizm katlediyor. Gazi halkıkatliamlara sessiz kalmıyor. 15 Aralık’ta

Günay Özarslan Direniş Sokağı’ndayapılan ateşbaşı sohbet sonrası Kür-distan’daki katliamlara karşı yürüyüşegeçildi. “Kürdistan Faşizme MezarOlacak”, “Katliamların Hesabını So-racağız”, “Kürdistan Goristan Jibo Fa-şistan”, “Katil Devlet Hesap Verecek”,“Bedel Ödedik Bedel Ödeteceğiz”,“Anaların Öfkesi Katilleri Boğacak”,“Kürdistan Halkı Yalnız Değildir” slo-ganları ile Cemevi çevresinden başla-yarak Nalbur bölgesinin ara sokaklarınagirildi. Sokak aralarında, dört yol ağız-larında durarak ajitasyonlar çekildi.Katliamlara sessiz kalmamaya, eylem-lere katılmaya, hesap sormaya, tenceretavalarla katliamlara karşı ses çıkarmayaçağrı yapıldı.

Sokak sokak ajitasyon ve sloganlarladevam eden yürüyüşe Gazi halkı al-kışlar, ıslıklar ve tencere tava çalarakkarşılık verdi. Mahalle halkının öfke-sinin pencerelerden sokağa taştığı yü-rüyüş sırasında komşularını tenceretava çalmaya çağıran insanlar oldu.Yürüyüş Kürt halkının yoğun olduğuHeykel Parkı’nda bitirildi. BuradaKürtçe ve Türkçe halaylar çekildi.Okul Caddesi’nden İsmetpaşa Cadde-si’ne marşlarla geçilerek tekrar Cemeviönünde eylem bitirildi.

***

Halk Cephesi YaptığıAçıklamalarla,Katliamlara KarşıHerkesi MücadeleyeÇağırdı!Sokaklara AkıtılanBeyinlerimiz,Sorulacak HesabımızdırBaş Değil,Adalet İsteyelim!

DEVRİMCİ İŞÇİ HAREKETİAKP iktidarının Kürdistan’da yaptığıkatliamlarla ilgili 21 Aralık’ta bir

HALK CEPHESİ AMED’DE “Şu anki Yaşananlar Çözüm Sürecinin Tam Bir

Aldatmaca Olduğunu Bize Açıkça Gösterdi”

Yürüyüş

27 Aralık2015

Sayı: 501

ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ!44 4

Page 45: ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/501.pdfParti-Cepheli savaş, iktidarı is-temektir, Parti-Cephe ile Güçlenerek Yürüyoruz, İktidar İçin Savaşıyoruz

açıklama yaptı.Yapılan açıklamada “Her gün Kürt

halkının oluk oluk kanı akıyor, Cizre’de,Sur’da, Silopi’de, Nusaybin’de. Kimisidaha 1 yaşına yeni girmiş, kimisi70’inde torununu sahiplenirken sokakortasında güpegündüz AKP’nin katilpolisleri tarafından katledilmiş. KatilAKP, Kürt halkı ve tüm direnenlerekarşı yürüttüğü savaşta, ne cami tanıyorne okul, ne hastane! AKP’nin kiralıkkatillerinin vurduğu insanlarımızı has-taneler tedavi etmiyor” denildi.

Kamu Emekçileri Cephesi“90’larda Dersim’de Kürt halkını

nasıl göçe zorladıysa devlet, şimdi deyine göçe zorlamaktadır. Toplam 300bin insanımızın göç ettiği tahmin edi-liyor. Sadece Sur ilçesinde 20 bin, Nu-saybin’de 50 bin kişi göç etmiş durumda.Kürt halkına ya evini terk et, ya öl da-yatması yapılmaktadır. Öğretmenlerekenti boşaltın anlamına gelen mesajlaratılarak katliam hazırlıkları aleni birşekilde yapılmaktadır” denildi

Dersim Halk Cephesi deyaptığı açıklamada “AKP iktidarıdirenen Kürt halkını teslim alamadıve alamayacak. Katil AKP hüküme-tinden hesap soracağız” dedi.

Antep’te “Haklarımız veYasalar” Konulu Seminer Düzenlendi

Antep Özgürlükler Derneği’ndeÇHD’li avukatlarla “haklarımız ve ya-salar” üzerine bir seminer yapıldı. 22Aralık’ta gerçekleşen seminerde HalkınHukuk Bürosu (HHB) avukatı EbruTimtik, yasaların sermayenin temsilcisiiktidarlar tarafından şekillendirildiğin-den ve bu yasaların sermaye için dü-zenlendiğinden bahsetti. Yasaların per-vasızca hazırlandığı gibi bir yandanda uygulamalarla bu pervasızlığın katbe kat arttığını söyledi. Ebru Timtik’inkonuşmasının ardından sorularla devameden seminerde kısaca İdare Mahke-meleri, gözaltı hakları ve günlük hayattakarşılaşılan hukuksal sorunlardan bah-sedildi. Son olarak tekrar bir arayagelme dileğinde bulunularak 20 kişininkatıldığı seminer sonlandırıldı.

İSTANBULAlibeyköy: IMKB Lisesi’nde

Liseli Dev-Genç’liler tarafından biradet “Şafak Yayla Yaşıyor, Dev-Genç Savaşıyor” yazılaması yapıl-dı.

MALATYA: Cepheliler 16 Aralık’ta 19 Aralık

Katliamı’yla ilgili yazılamalar yaptı.Yapılan çalışmada bir adet “19-22Aralık Katliamın Hesabını Soraca-ğız!” yazılaması yapıldı.

İZMİR: Dev-Genç’liler Güzeltepe Ma-

hallesi’nde Tutsak Dev-Genç’lilerisahiplenmek için 6 adet “TutsakDev-Genç’liler Serbest Bırakılsın”,“Elif, Şafak, Bahtiyar Yıkılacak Sa-raylar”, “Şafak Yayla Yaşıyor Dev-Genç Savaşıyor”, “Yaşasın Dev-Genç, Yaşasın Dev-Genç’liler”,“Dev-Genç” yazılamaları yaptı.

17 Aralık’ta Dev-Genç’liler DokuzEylül Üniversitesi Eğitim Fakülte-si’nde tahtalara, sıralara, duvarlara;“Tutsak Dev-Genç’liler Serbest Bı-rakılsın”, “İfade ve Örgütlenme Öz-gürlüğümüzün Önündeki EngellerKaldırılsın” ve “Bağımsız TürkiyeDemokratik Üniversiteler İçin ÖğrenciMeclislerinde Örgütlenelim! Dev-Genç” imzalı yazılamaları yaptı.

ORDU:Ordu’da Dev-Genç’liler 20 Ara-

lık’ta, Bucak Mahallesi’nde yazılamayaptı. Mahallenin çeşitli yerlerine,“Elif Şafak Bahtiyar Yıkılacak Sa-raylar! ve 19 Aralık Katliamı’nın

Hesabını Soracağız! Dev-Genç” im-zalı yazılama yaptı.

DERSİM:Üniversitede, Kürdistan’da ya-

şanan katliamlarla ilgili “DirenenKürt Halkının Yanındayız”, “KürtHalkı Yalnız Değildir”, “Kürt Hal-kına Özgürlük”, “Tutuklu Dev-Genç’liler Serbest Bırakılsın” ya-zılamaları yapıldı.

ANTALYA: Dev-Genç’liler tarafından Akdeniz

Üniversitesi İletişim Fakültesi’nindersliklerinde 16 Aralık’ta sıralarabildiri konulup tahtalara “19-22 AralıkHapishaneler Katliamını UnutmadıkUnutturmayacağız/ Dev-Genç” yazılıp21 Aralık’ta okulda yapılacak olaneylemin yeri, tarihi ve saati yazıldı.Bir Dev-Genç’linin katıldığı çalışmada100 bildiri öğrencilere ulaştırıldı. 1saat süren çalışmada 4 tahta yazılamasıyapıldı. Bir sonraki gün ise AkdenizÜniversitesi Hemşirelik Fakültesi’ndeve Merkezi Dersliklerde bildiri dağı-tılıp tahtalara “19-22 Aralık Hapis-haneler Katliamını İnutmadık/Dev-Genç” yazılamaları yapıldı. Öğrencilerieyleme çağıran 5 yazılama dersliklereyapıldı. Dersliklerdeki sıralara toplam100 bildiri bırakıldı. Edebiyat Fakül-tesi’nin bahçesinde insanlarla tanışanDev-Genç’liler insanlara katliamı an-lattı, öğrencilerle sohbet etti. AkşamHemşirelik ve Yabancı Diller Fakül-tesi’nin duvarlarına “Elif, Şafak, Bah-tiyar Yıkılacak Saraylar” ve “ŞafakYayla Yaşıyor Dev-Genç Savaşıyor’’yazılamaları yapıldı.

Bütün Duvarlar BizimHer Gün Katliamlardan Hesap Soran, Sahiplenmeyi

Vefayı ve Umudun Adını Karşınızda Bulacaksınız

27 Aralık2015

Yürüyüş

Sayı: 501

4 5DİRENECEĞİZ KAZANACAĞIZ!

Page 46: ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/501.pdfParti-Cepheli savaş, iktidarı is-temektir, Parti-Cephe ile Güçlenerek Yürüyoruz, İktidar İçin Savaşıyoruz

AKP’nin katil polisleri 500. sa-yımızın toplu dağıtımına azgınca sal-dırdı; Burak Demirci, İleri Kızılaltun,Murat Işık, Durukan Adıyan, GökhanYıldırım, Çağrı Avcı ve Elif Ersoytutuklandı. AKP’nin tek satırımızatahammülü yok. Hele de bunun halkaulaştırılmasına hiç tahammülü yok.Katiller de biliyor, bugün gerçeğiyazan her bir satırımızın onlara halk-tan atılan bir kurşun olacağını. Buyüzden saldırıyor; tecriti, katliamlarıyazmayalım, halka umut olmayalımdiye! Bunca saldırının, katliamın ara-sında sesimiz çıkmasın, boyun eğelimistiyorlar! Ama öfkemiz daha çokbileniyor, saldırılar karşısında sus-tuğumuzu ne zaman gördünüz? İr-fan’ın sokağa akıtılan kanı hala sıcak,Engin’in sloganları yoksul konduk-larımızdan yükseliyor! Ferhat yinekarşınızda, bizler de Ferhat’ça, En-gince yürüyüşümüzü sürdüreceğiz!

7 yıl tecriti biz yazdık, 90’larınkatliamlarını, ölüm mangalarını bizyazdık, 12 Eylül’ün karanlığını yırtıpatan biz olduk. İşkencelerinize, kat-liamlarınıza karşı adaletin sesi olduk.Alişan’ın, İbrahim’in, Elif Sultan’ın,Günay’ın sesi olduk. Çağlayan’danyükselen Şafak ve Bahtiyar’ın savaşçağrısı olduk, Dilek’e yakılan ağıtta,öfkede bizim sesimiz yükseldi. Der-gimizin her satırında devrimcilerinkanı, savaşçıların barutu, işçilerinalın teri, Kürt halkının isyanı vardır!

Halkı susturabildiniz mi, bizi sus-

turabileceğinizi sanıyor-sunuz! Korkunuz büyü-dükçe eceliniz yaklaşıyor!Fünye ile patlatın dergipaketlerimizi, dava üstünedava açın dağıtımcıları-mıza, yetmediğinde kat-ledin, felç bırakın! Dene-mediğiniz bir yöntem kaldımı? Yaptığınız katliamlarınher biri size geri dönecek!Biz gerçekleri yazmaya,halka taşımaya devam ede-ceğiz! Ne pahasına olursa

olsun halka yapılan katliamları an-latmaya, devrim ateşini harlamayadevam edeceğiz!..

Yürüyüş Dergisi DağıtımındaTutuklanan Halk Cepheliler Ser-best Bırakılsın!

Burak Demirci, İleri Kızılaltun,Murat Işık, Durukan Adıyan, Gök-han Yıldırım, Çağrı Avcı ve ElifErsoy Serbest Bırakılsın!

Yürüyüş Dergisi Halkın Sesi-dir!

Devrimci Basın Susturulamaz!Tutsak Halk Cepheliler Serbest

Bırakılsın!Bağımsızlık Demokrasi ve

Sosyalizm İçin Yürüyüş Dergisi23.12.2015

Baskılarla, Gözaltılarla,Tutuklamalarla HalklarıTeslim Alamayacaksınız! Yürüyüş Dergisi 500.Sayısıyla Umudun Sesidir!

Şişli’de Cevahir önünde 20 Ara-lık’ta yapılan toplu Yürüyüş dergisidağıtımına polis saldırısı oldu. 10’danfazla dergi dağıtımcısı gözaltına alın-dı.

Saldırıyla ilgili İdil Kültür Mer-kezi, açıklamasında şunlara değindi:“İşte AKP faşizminin devrimcilerdenve devrimci düşüncelerden korkusubu boyuttadır. Doğruyu söylemek,doğruyu yazmak, doğruyu halk kit-lelerine ulaştırmak onları korkuta-

caktır tabi.500. sayısı ile Yürüyüş dergisi

yoksullara, ezilenlere, sömürülenlereher daim yol göstermiştir, AKP fa-şizmini halklara ilk sayısından beriteşhir etmiştir. Yürüyüş bir devrimcibasın organıdır ve devrimci basınher zaman susturulmak istenmiştir,fakat hiç bir zaman susturulama-mıştır.

Alman emperyalizmi dahi yasak-lamıştır Yürüyüş dergisini Alman-ya’da; çünkü anti-emperyalist, anti-oligarşik duruşuyla Anadolu halklarıbaşta olmak üzere, bütün dünya halk-larına umuttur, çünkü tek yol dev-rimdir. Bu yüzdendir ki Yürüyüş der-gisi gibi halklaşmış bir dergiyi aslaama asla susturamayacaksınız, dahada yayılıp büyümesine engel olama-yacaksınız. Gözaltına alınan arka-daşlarımız derhal serbest bırakılmalıve adaletsizliğe son verilmelidir”.

Yürüyüş DergisiSusturulmaz!

Şişli Cevahir AVM önünde göz-altına alınan Yürüyüş dergisi okurlarıiçin Kamu Emekçileri Cephesi veDevrimci İşçi Hareketi 20 Aralık’tayazılı açıklama yaptı.

Kamu Emekçileri Cephesi açık-lamada şunlara değindi: “Faşizm ya-lan ve demagojilerle yönetir. AmaYürüyüş dergisi bu yalan perdesiniyırtan gerçeğin ta kendisidir. Baskı-larla, baskınlarla gerçeği hiçbir güçengelleyemez. Ne yaparsanız yapın,gerçeklerin halka ulaşmasını engel-leyemezsiniz. Biz Kamu EmekçileriCephesi olarak Yürüyüş dergisinisahiplenmeye, okumaya ve dağıtmayadevam edeceğiz. Çünkü Yürüyüş der-gisi, yasal haklarını kullandı diyesürülen Hatice öğretmenlerin sesidir,görevine başlatılmayan Berat öğret-menlerin, sendikal mücadelenin yo-lunu açan Elmas’ların, Ayşenur’larınsesidir. Yürüyüş, adalet isteyen her-kesin sesidir.”Devrimci İşçi Hareketi ise; “Bu dü-

Yürüyüş

27 Aralık2015

Sayı: 501

ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ!44 6

Bizler Ferhat’ça, Engin’ce Yürüyüşümüzü Sürdüreceğiz! Devrimci Basın Susturulamaz!

Tutuklanan Halk Cepheliler Serbest Bırakılsın!

Page 47: ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/501.pdfParti-Cepheli savaş, iktidarı is-temektir, Parti-Cephe ile Güçlenerek Yürüyoruz, İktidar İçin Savaşıyoruz

zenin sahiplerinin ve de AKP faşiz-minin bir yalanı kırk kere söyleyipgerçek yapmanın derdine düşmesininnedeni haksız, adaletsiz olmasından-dır. Oysaki devrimciler, sınıflar mü-cadelesi içerisinde tarihsel ve siyasalolarak haklı oldukları için her zamangerçeklere sırtlarını dayarlar. Yürüyüşdergisi, yazdıklarıyla, İstanbul’unyoksul emekçi mahallerinin umuduolmuştur” diyerek gözaltıları ve Yü-rüyüş dergisi okurlarını sahiplendik-lerini belirtti.

Zalimin KarşısındaMazlumun Yanında OlanGerçekleri HalkaUlaştırmak İçinBedeller Ödeyen YürüyüşDergisine Bin Selam

Ankara TAYAD’lı Aileler, Yürüyüşdergisinin 500. sayısını selamlamakiçin 23 Aralık’ta bir açıklama yaptı.Açıklamada: 1986’da Yeni Çözüm’lebaşlayan, 1990’da Mücadele, 1995’teKurtuluş, 1999’da Vatan, ardından2002’de Ekmek ve Adalet ve 2005’teYürüyüş’le süren 29 yıllık devrimcibasın mücadelesinde; baskılara, kat-liamlara, operasyonlara, gözaltılara,tutuklamalara, toplatmalara rağmendevrimci basının susmayan mevzisioldunuz. Nerede bir zalim varsa ya-zılarınızla karşısında oldunuz, neredezulüm varsa tüm gerçekliğiyle halkaanlattınız. Mücadelemizin her anındagönderdiğimiz haberleri yayınlayaraksesimiz oldunuz. Tüm engellemelererağmen 500. sayıya ulaştınız. BizlerAnkara TAYAD’lı Aileler olarak; buonurlu yürüyüşünüzde her zaman ya-nınızda olacağız. Sizleri can-ı gö-nülden tebrik ediyoruz nice bininci,on bininci sayılara” denildi.

Gözaltılar, Baskılar BiziYıldıramaz!AKP İktidarı;Katliamlarına, BaskılarınaDevam Ediyor

Armutlu Halk Cephesi, Yürüyüşdergisi dağıtımında gözaltına alınanHalk Cephelilerle ilgili açıklama yap-tı. Açıklamada şöyle denildi: “Yü-

rüyüş dergisi 500 haftadır bağımsızlık,demokrasi, sosyalizm için çıkıyor.Oligarşinin ve emperyalizmin halkaolan saldırılarını teşhir ediyor. Bur-juvazinin yalan haberlerine karşı ger-çekleri yazıyor. Katil AKP’nin iş-kenceci polisleri saldırmaya katlet-meye devam ediyor. Bugün de, polisdestekli çeteler tarafından katledilenHasan Ferit’in mahkemesine sahipçıkmak isteyen insanları işkence ilegözaltına aldılar. AKP’nin katilpolislerini uyarıyoruz! Arkadaşları-mızın kılına zarar gelirse hesabınımisliyle sorarız, ne baskılarınız, negözaltılarınız bizleri yıldıramaz. Neyaparsanız yapın, umudun sesini sus-turamayacaksınız!”

Katil PolisinYoldaşlarımıza Yaptığıİşkencelerin HesabınıSoracağız!

Dev-Genç, Cevahir AVM önündegözaltına alınan Yürüyüş dergisiokurları ile ilgili yazılı bir açıklamadabulundu. Açıklamada şöyle denildi:“20 Aralık’ta Cevahir AVM önündeYürüyüş dergisinin 500. sayısınındağıtımını yapan yoldaşlarımız, katilpolisler tarafından işkenceyle göz-altına alınmışlardı. Keyfi bir şekildegözaltı süresi uzatılarak, yoldaşla-rımıza sistemli bir şekilde işkenceyapılıyor. Yoldaşımız İleri Kızılal-tun’un gözlerine bilinçli bir şekildevurulmuştur. Katiller halka gerçeklerianlatan Yürüyüş dergisinin ulaşmasınıengellemek için yıllardan beri elindengeleni yapmıştır. Tüm yaptıklarınarağmen Yürüyüş dergisi, vatanımızındört bir yanında dağıtılmaya devamedildi.

İşkence gören tüm yoldaşlarımızınhesabını soracağız sizden. Yaptığınızişkencelerle öfkemizi ve kinimizi bü-yütüyorsunuz” denildi.

YürüyüşümüzüArttırarak, Daha Çokİnsana Ulaşıyor,Umudumuzu Büyütüyoruzİstanbul mahalleleri ve Anadoluillerinde gerçeğin sesi Yürüyüş

dergimizin sayısını arttırarak hergün yeni insanlara ulaşıyoruz.Her yeni insan, umuttur,gelecektir.

İstanbul’da Yenibosna, Kuruçeş-me, Gürsel Mahallesi, Kadıköy, Tak-sim, Büyük Armutlu; Anadolu’daAdana, Hatay, İzmir, Antep, Kayseri,Mersin, Antalya’da yoksul emekçimahallelerinde umudun sesi halkaulaştırıldı.

Büyük Armutlu: 19 Aralık’ta Büyük Armutlu ta-

rafında yapılan kapı çalışması ileYürüyüş dergisi tanıtımına çıkıldı.Evine kahve içmeye davet eden birteyze ile Hasan Ferit Gedik mahke-mesi üzerine konuşuldu. Devletinkendileriyle işbirliği içerisinde olançetelerini besleyip koruyarak hermahkemede katillerden ikişer üçertahliye ettiği ve zaman zaman aileninbile mahkeme salonuna alınmadığı,tehditlerle saldırılara uğradıkları, ada-letin olmadığının anlatılması ile ailemahkemeye çağrıldı. Yine CizreliKürt bir ailenin evine davetiyle ger-çekleştirilen sohbette Kürdistan’dakikatliamlar üzerine konuşuldu. Dev-letin başta Kürt halkı olmak üzeretüm ezilen halklara düşmanlığı ilevahşet saçtığı anlatılarak ailenin so-runları dinlendi. Yakın bir zamandaCizre’de kuzeninin çatışmada şehitdüştüğünü, kendi anne ve babasınında burada dayanamayarak Cizre’yegittiklerini, gözüne uyku girmediğinisöyleyen abla ile sohbet edildi. Barışaldatmacaları ile Kürt halkını katledendevletin politikasının farkında olanaile ile tekrar görüşmek üzere biresnafa geçildi.

Esnaf ile Türkiye’de yaşanan ge-lişmeler, savaş gerçeği üzerine ko-nuşulup seçimlerin çare olmadığıüzerine sohbet edildi. AKP faşizminekarşı aşırı öfkeli olan esnaf yapılantartışmada AKP’nin hırsızlık yolsuz-luklarını dile getirerek adaletsizliktenyakındı. Oldukça verimli geçen 3saatlik gezi ile ev ve esnaflara yapılançalışmada toplam 30 Yürüyüş dergisihalka ulaştırıldı.

27 Aralık2015

Yürüyüş

Sayı: 501

44 7DİRENECEĞİZ KAZANACAĞIZ!

Page 48: ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/501.pdfParti-Cepheli savaş, iktidarı is-temektir, Parti-Cephe ile Güçlenerek Yürüyoruz, İktidar İçin Savaşıyoruz

Soma’da, İmbat Madencilik 17-18 Aralık tarihlerinde birçok işçiyeçıkış verdi. İşten çıkarılan bir grupişçi olarak bizler de Cuma günü iti-bariyle hiçbir gerekçe gösterilmedenişten çıkarılamayacağımızı, bu hak-sızlığa boyun eğmeyeceğimizi söy-ledik. İşçi toplanma yerinde bekleyişebaşladık, karşımıza saatlerce muhatapçıkarmadılar ve jandarma çağırdılar.Saatler sonra şirket avukatı gelip 29işçinin adını okuyarak işten çıkartıl-dığımızı, bu sebeple işyeri sahasındançıkmamızı söyledi. Biz de bu açık-lamayı kabul etmediğimizi, işimizigeri istediğimizi, alıncaya kadar bu-lunduğumuz alanı terk etmeyeceği-mizi söyledik. Gece saat 01.30 gibijandarma bizleri gözaltına aldı, yak-laşık üç saat sonra serbest bıraktı.Hafta sonu tekrar bir araya gelip di-reniş kararı aldık ve 21 Aralık Pa-zartesi günü tekrar İmbat Madenci-lik’e gittik. Yine toplanma yerinegeçtik, sloganlarla direnişimiz baş-lattık. Pankartımızı açtığımız andaise özel güvenlik ve amirleri saldırıyageçti. Kısa sürede yine jandarmageldi, alanı terk etmeyeceğimizi, işegeri alınıncaya kadar direneceğimizisöyledik ve jandarma yine bizi göz-altına aldı. Birkaç saat sonra serbestbırakıldık ve yine madenin yolunututtuk, bu sefer içeriye alınmadık;ama maden önünde beklemeye baş-ladık. Yırtılan pankartımızı onardıkve onu işçi arkadaşlarımızın görebi-lecekleri bir noktaya astık. Vardiyagiriş çıkışlarında slogan attık, işçiarkadaşlarımıza seslendik; “Dün bi-zim de işimiz vardı; ama bugünyok!”

Akşam olduğunda direniş ateşi-mizi yaktık, desteğe gelen arkadaş-larımızla sohbet edip türküler söy-ledik. Geceyi direniş ateşinin başındageçirdik. Sabah olduğundaysa yinevardiya giriş çıkışlarında sloganlarattık; “İşçiyiz Haklıyız Kazanacağız,Direne Direne Kazanacağız!” İştençıkıp yanımıza gelen arkadaşları-mızdan güvenlik amirleri isim almış,“Yanlarına giderseniz siz de işinizden

olursunuz” diye çalışan arkadaşları-mızı tehdit ediyorlar. Ama o tehdiderağmen yanımıza gelen arkadaşları-mız var. Gece ateşimizi etraftan top-ladığımız odunlarla yakmıştık, üçişçiyi odun topladığımız bölgeyegönderip oradaki odunları toplatıpiş yeri içerisine aldırdılar. Kantindenalışverişimiz engelleniyor; ne çay,ne su, hiçbir şey alamıyoruz. Bizimbekleyişimiz, anlaşılan o ki patronlarırahatsız ediyor. İşçi değil işverensendikası Türk Maden-İş Ege Şubesi;üyelerine “Madende işten atılma vebunun devamının geleceğine dairhaberler asılsızdır, işinize adapteolun ve provokasyonlara gelmeyin”diye mesaj atıyor. Oysa biliyoruz,İmbat Madencilik kendi yayınladığıaçıklamada 29 işçiyi çıkardığını, de-vamının da geleceğini söylüyordu.

Biz en temel hakkımızı, işimizigeri istiyoruz, bunun için de mücadeleedecek ve direneceğiz. İki kezgözaltına aldınız, yine tehdit ediyor-sunuz, vazgeçmeyeceğiz. İşimizi gerialıncaya kadar mücadele edeceğiz.Dedelerimizin topraklarında biz ek-mek yiyemeyeceksek, sizin de rahatrahat işçiyi ekmeğinden etmenizeizin vermeyeceğiz.İşçiyiz Haklıyız Kazanacağız!Zafer Direnen Emekçinin Olacak!Direnen İmbat İşçileri22 Aralık 2015

Direnen Somalı İşçilerYalnız Değildir!

İmbat Madencilik 17-18 Aralıktarihlerinde birçok işçiye çıkış verdi.Bu işçiler arasında Soma Katliamı’nınardından katliam için adalet talepeden ve maden işçilerinin dayanış-masını sağlayan Maden İşçileri Da-yanışma ve Mücadele Derneği üyeve yöneticileri de bulunuyor.

İşten çıkış gerekçelerini öğrenmeküzere iş yerlerine giden işçiler, mu-hatap bulamadıkları gibi patronlarınihbarı ile gözaltına alındılar. SomaKatliam davası sürerken işçilerin enörgütlü kesiminin de içlerinde olduğu

madencilerin işten atılması, katliamınüzerinin örtülmeye çalışıldığını birkez daha gösterdi.

Maden İşçileri Dayanışma ve Mü-cadele Derneği üyelerinin gözaltınaalındığı haberini alan Devrimci İşçiHareketi ve Halkın Mühendis Mi-marları, 19 Aralık’ta İzmir’de İmbatMaden Şirketi önünde bir eylem ger-çekleştirdi. Direnen Somalı madenişçileri ile dayanışmak için yapılaneylemde halka, AKP’nin Soma Kat-liamı’nın hesabını vereceği, adaletiçin mücadele eden işçileri iştenatarak saldırmaya, katletmeye devamedeceği anlatıldı. İşten atılan işçilerinişe geri alınması ve işkencelerlegözaltına alınan madencilerin derhalserbest bırakılması istendi. “İşçiyizHaklıyız Kazanacağız”, “Soma’nınHesabını Soracağız”, “Direnen İşçilerYalnız Değildir” sloganlarının atıldığıeyleme halk da destek verdi.

İşten Atılan İmbat Madenİşçileri Yalnız Değildir22 Aralık’ta, İmbat Maden-

cilik’in sahibi işçi düşmanı asalak bur-juva Arif Kurtel’in İzmir - Alsancak’takiofisinin önünde Halkın Mühendis Mi-marları ve Devrimci İşçi Hareketi basınaçıklaması yaparak İmbat Madencilik’ihalka teşhir etti. Açıklamada şöyle de-nildi: “Sömürdüğü işçilerin emekleriüzerinden milyon dolarlar harcayıp atsatın alabilen Arif Kurtel, işçilerinemeklerinin karşılığını vermediği gibi,ağzından çıkan bir sözle onlarca işçiyiişten atabiliyor. İşe giren işçiye seslenenişçiler ‘Bugün işe giriyorum diye se-vinme, dün benim de işim vardı’ dediler.Evet, ARİF KURTEL gibi işçi düşmanıpatronların egemen olduğu bir dünyadahiçbir işçinin geleceği yok. Şirket yet-kililerinin karşısına dikilen maden iş-çileri “Dedelerimizin topraklarında bizekmek yiyemeyeceksek size de ye-dirmeyeceğiz” diyerek değerlerine vegeleceklerine sahip çıktılar.

Patronların çıkarı için, rant uğrunahiçbir açıklama yapmadan işten çı-

Direne Direne Kazanacağız!

Yürüyüş

27 Aralık2015

Sayı: 501

ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ!44 8

Page 49: ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/501.pdfParti-Cepheli savaş, iktidarı is-temektir, Parti-Cephe ile Güçlenerek Yürüyoruz, İktidar İçin Savaşıyoruz

karılan işçiler geri alınıncaya kadarDevrimci İşçi Hareketi olarak direnenişçilerin yanında olacağız. Milyon do-larlık atlarınla çiftliğinde de rahat uyu-yamayacaksın işçi düşmanı ARİFKURTEL!” denildi.

Halkın Hukuk Bürosu:Soma Katliamı Davası

İzlenimleri, Aralık Ayı SomaKatliamı Duruşması İzlenimleri

13 Mayıs 2014’te yaşanan, 301 ma-dencinin katledildiği Soma davasının5. duruşması 15 Aralık’ta başladı. Buduruşmada mağdur-tanık işçiler dinlendi.Duruşma salonu olarak kullanılan sporsalonunun etrafı polis tarafından kuşa-tılmış durumda. Salona girmek için ikiayrı arama noktası geçmek gerekiyor.İçeri girerken su şişesi, çakmak, bozukpara gibi sanıklara fırlatılmasımuhtemel her şeyi bırakı-yorsunuz. Salon tamamendolu olmasa da, katledilenbirçok madencinin ailesiburada. Burada de-vam eden duruş-manın kendile-

rine değil, başkalarına adalet sağ-layacağını söylüyorlar. Bulduklarıher seferde sanıklara ve onlarınavukatlarına ağızlarına geleni söy-lüyorlar. Salonun büyük bir bölü-mü eşlerini, çocuklarını kaybedenkadınlar. Ayrıca bolca çocuk var.Çocuklardan birisi katliamın ol-duğu gün doğmuş, çocukların ne-redeyse hepsinin babası bu katli-amda hayatını kaybetmiş. Sanık-ların avukatları maden ocağınaçok fazla ihmal olduğunun far-kındalar ve bütün suçu işçilerinüzerine atmaya çalışıyorlar. İşçi-lerin benzin, makine yağı vb.şeyler ile ocaktaki bandı yaktık-larını, ya da bantta taşınmayacakkadar ağır bir makineyi bantta ta-şıyarak zarar verdiklerini ve buşekilde bantın yandığını iddia edi-yorlar. İşçilerin patronlarına kızıpbunu yapmış olduklarını ima ede-rek işçilere “Yanınızdaki işçi kızgınmıydı? Neye kızmıştı?” gibi so-rular soruyorlar. Mağdur-tanık iş-çileri sıkıştırıp aynı soruları tekrar

tekrar sorup onları tedirgin ediyorlar.İşçiler zaten onların üstten üstten ko-nuşmalarından tedirgin oluyorlar, birde tekrar tekrar aynı şey soruluncapanik yapıp yanlış şeyler söylüyorlar.Avukatlar bunları yüksek sesle söyleyipkayda geçiriyorlar. O gün hayatını kur-tarmaya çalışan mağdur işçileri sanıkdurumuna getirmeye çalışıyorlar. Sa-nıklar da sürekli işçilere sorular sorarakbir de onlar tedirgin ediyorlar. Sanıkavukatlarına göre üretim baskısı diyebir şey söz konusu değil. Ya da örneğinkömür çıkaran işçilere üretim baskısısorusu sorulabilir; ama bantta çalışanişçilere üretim baskısı sorusu sorulamaz.Taşeron diye bir şeyin sözünü bile ge-çirmiyorlar. İşlerine geldiğinde mağduravukatlarını “işin teorisini” bilmemeklesuçluyorlar. Dinlenen işçiler hayatlarınısürdürebilmek için diğer madenlerdeiş bulmalarını engellemeyecek şekilde

ifade veriyorlar. Çekingen davrananişçilerin ısrarla üzerine giden sanık

avukatları, doğruyu söyleyip sorularınakarşı tedirgin olmayan işçilerde ise

mağdur avukatlarını ve ailelerikışkırtacak şeyler söylüyor-

lar.

Bilgi Güçtür; DostumuzuDüşmanımızı Tanımakİçin Bilincimizi Hep DiriTutuyoruz

Kuruçeşme DİH’liler 17 Aralık’tabir araya gelerek DİH broşüründenSınıf konusunu okuyup üzerine ör-neklerle sohbet ettiler. Bir ayakkabıfabrikasında çalışan işçilerin üst kattanyağ damlaması nedeniyle kafalarınapoşet geçirerek çalışmalarından tutalımda, işçilerin bilinçli biçimde yozlaş-tırılmasına kadar pek çok konu ko-nuşuldu ve tüm bu sorunların çözü-münün örgütlü mücadelede olduğusonucuna varıldı. Bir işçi Bursa’daTOFAŞ ve Renault fabrikalarında ya-şanan direnişler sonrası fabrika pat-ronunun korkarak işçiye bir defayamahsus 3.500 TL para dağıttığını,bunu metal işçilerinin direnerek ka-zandığını anlattı. Yapılan çalışmaya7 işçi katıldı.

BES 1 No’lu Şube YönetimiOya Baydak’ı Ziyaret Etti

BES 1 No’lu şube yönetimi, 18Aralık’ta Oya Baydak direnişini des-teklemek için ziyaret etti. Direniş iledayanışmada bulunan şube yöneticileri,sorunun çözümü olarak sendikanın neleryaptığını sordu. Şu ana kadar sorununçözümüne yönelik hiçbir adım atılmadığıanlatılınca, bu sendikaların işçiler nez-dinde bir inandırıcılığı olmadığı içinörgütlenmelerin bu boyutta gerilediğinedeğinildi. En son 12-13 Aralık 2015tarihinde düzenlenen dayanışma etkin-liğinde polis saldırısını kınayan BES 1No’lu şube yöneticileri, Kani Beko’yabasının Oya Baydak’ı neden işten çı-kardınız sorusuna “Genel-İş Sendika-sı’nın 45 şube yöneticisinin Oya Bay-dak’ın performansını düşük bulduklarıiçin istemediler. Onun için işten çıkardık”demesi üzerine adamların nasıl birpatron sendikacısı olduklarına dikkatçekti. Genel-İş Sendikası’nın 45 şube-sine, “İçinizde hiç vicdanı olan kalmadımı? Kani Beko’nun bu açıklamasınıhepiniz içinize sindirebildiniz mi? diyesormak gerekir” denilerek BES 1 No’luŞube yönetimine desteklerinden dolayıteşekkür edilerek sohbet sonlandırıldı.

27 Aralık2015

Yürüyüş

Sayı: 501

4 9DİRENECEĞİZ KAZANACAĞIZ!

Page 50: ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/501.pdfParti-Cepheli savaş, iktidarı is-temektir, Parti-Cephe ile Güçlenerek Yürüyoruz, İktidar İçin Savaşıyoruz

Ülkemizde Gençlik

18 Aralık’ta, tüm engellere rağmenGazi’de Hasan Ferit Gedik Uyuştu-rucu ile Savaş ve Kurtuluş Merke-zi’nde Öğrenci Meclisleri toplantıy-la ilan edildi. Liseliler toplantı içinöncesinden çalışmalar yaptı. Bu çalış-malarda; sınıf konuşmaları, ajitas-yonlar, sesli çağrılar yapıldı. Öğren-cilere Öğrenci Meclisleri’nin ne oldu-ğu anlatıldı. Öğrencilerin sorunlarınıçözmesine karşı olan okul idaresininöğrenciler üzerindeki baskısına rağ-men, sabahçı öğrencilerin çıkış saa-tinde bir yürüyüş ile HFG Uyuşturu-cu ile Savaş ve Kurtuluş Merkezi’negidilip orada öğrenciler ile halaylarçekildi, türküler söylendi. Saat 14.00’ayaklaşınca öğlenci öğrenciler için de

okulda boykota gidildi. Öğlenciöğrenciler için de okullarda çalışmayapıldı ve boykota çağrıldı.

Saat 15.30’da Şair Abay Lise-si’nde boykota başlandı. Okulun sessisteminden Dev-Genç marşı çalınarakboykota çağrı yapıldı. Tekrardan okulidaresinin yoğun engel ve saldırıları-na rağmen liseli öğrenciler boykotakatıldı. Okulun bahçesinden yürüyü-şe geçildi ve HFG’de sabahçı öğren-ciler ile birleşildi. Halaylar ve türkü-lerin ardından toplantıya başlandı.Toplantıda; meclis kavramı, ÖğrenciMeclisleri, Halk Meclisleri’nin önemi,okulda yaşadığımız sorunlar ve sorun-ların ne olduğunu öğrenmek için yapı-lan anket sonuçları okundu. Öğrenci

Meclisleri’nin önceki faaliyet çalış-malarından bahsedildi. Öğrenci Mecl-isleri sınıf ve okul komiteleri kuruldu.Okulda yaşanan iki sorun tespit edil-di ve sorunların çözümü ile ilgili neleryapılacağı konuşuldu, sorunun çözü-müne yönelik kararlar alındı. Toplan-tı sonunda Öğrenci Meclisleri ilanedilerek bir dahaki toplantı günü belir-lendi ve bir daha buluşmak üzere top-lantı bitirildi.

***Gazi Ticaret Lisesi’nde Dev-

Genç’liler, 22 Aralık’ta okulda yap-tıkları örgütlenme çalışmalarında, 6Yürüyüş dergisi ve 10 tane HasanFerit Gedik için hazırlanan broşürüdağıtırken öğrenciler ile sohbet etti-ler. Öğrencilerle Öğrenci Meclislerihakkında sohbet edildi. Ders biti-minde öğrenciler ile bir toplantı yapıl-dı. Toplantıya 6 kişi katıldı.

Sorunlarımızın Ortak Çözümü İçin Öğrenci Meclisleri’nde Örgütleniyoruz

�� Eskişehir’de AdaletPaneli Çalışması Yapıldı

Eskişehir’de Dev-Genç’liler, 21Aralık’ta Anadolu Üniversitesi HukukFakültesi’nde 2 Ocak’ta yapılacakolan “Adalet ve Hukuk” konulu pane-lin çağrısını yaptılar. Hukuk kantini-ne afişler asıldı ve kantinde öğrenci-lere panel hakkında bilgi verildi.Hukuk Fakültesi hocaları ile tek tekgörüşülüp bildiriler dağıtıldı.

� Düşünce ve ÖrgütlenmeÖzgürlüğü ÖnündekiEngeller Kaldırılsın

Mersin Üniversitesi’nde 17 Ara-lık’ta “Düşünce ve Örgütlenme Özgür-lüğü Önündeki Engeller Kaldırılsın”,“Berkin İçin Adalet, Demokratik BirÜlke”, “Eşit Parasız Eğitim İsteyenDev-Genç’liler Serbest Bırakılsın /Dev-Genç” yazılı 200 adet bildiri

dağıtıldı ve “Tutsak Dev-Genç’lilerSerbest Bırakılsın / Dev-Genç” yazı-lı 300 adet kuşlama yapıldı.

� Hesabımız MahşereKalmayacak!

Antalya’da Dev-Genç’liler, 19-22Aralık Hapishaneler Katliamı için 21Aralık’ta yapılacak eylemin bildirisi-ni dağıtıp yazılama yaptı. Dev-Genç’li-ler 18 Aralık’ta Akdeniz ÜniversitesiTıp Fakültesi’nde bildiri dağıttı.Öğrencileri eyleme çağıran Dev-Genç’liler dersliklerdeki insanlarlasohbet etti. Eylemin nedeni ve amacıöğrencilere anlatıldı. Dersliklerdekiinsanlara ve boş sıralara toplam 350bildiri dağıtıldı. Otobüs duraklarına,telefon kulübesine, otobüse ve okuliçindeki reklam panosuna “Elif, Şafak,Bahtiyar Yıkılacak Saraylar” ve “ŞafakYayla Yaşıyor Dev-Genç Savaşıyor”

yazılamaları yapıldı. Toplamda 5 yazı-lama yapıldı.

� Parasız Eğitim SınavsızGelecek ve Adalet İstiyoruz

17 Aralık’ta Liseli Dev-Genç’liler“Parasız Eğitim, Sınavsız Gelecek,Berkin İçin Adalet İstiyoruz” kam-panyası çerçevesinde Yenibosna ÇokProgramlı Lisesi’nde basın açıklamasıdüzenledi. Basın açıklamasında; buülkedeki eğitim sisteminden, öğren-cilerin sömürüldüğü ve 12 seneboyunca okuduktan sonra hayatımı-zı bir sınava bağlayan sistemden bah-sedildi. Eylemde “Parasız Eğitimİstiyoruz, Berkin İçin Adalet İstiyo-ruz, Öğrenciyiz Haklıyız Kazanaca-ğız!” sloganları atıldı. Basın açıkla-masına 7 liseli katıldı ve okulunöğrencileri camdan alkışlayarak des-tek verdi.

� Nuriye Gülmen: 109 Günümü İstiyorum

Nuriye Gülmen, uğradığı haksızlığı halkaanlatmak için masa açmaya devam ediyor. 21Aralık, masanın ikinci gününde, bir saat boyun-ca açık kalan masada 40 adet imza toplandı, 23Aralık Çarşamba günü 109 günün iadesiningörüşüleceği duruşmaya çağrı yapıldı.

� Nuriye Gülmen İmza MasasıOsmangazi Üniversitesi’ndeki görevine son verilen Nuriye Gül-

men, 20 Aralık’ta “Katledilen Çocuklar İçin Adalet İstemek SuçDeğildir! 109 Günümü İstiyorum” talebiyle imza masası açtı. 23Aralık’ta Eskişehir İdare Mahkemesi’nde kendisine verilmeyen 109günlük sürenin iadesi görüşülecek. Mahkeme öncesi uğradığı hak-sızlığı halka anlatmak ve mahkemeye çağrı yapmak için imza top-layan Nuriye Gülmen’in açtığı masada, 45 dakika boyunca 40 imzatoplandı.

Yürüyüş

27 Aralık2015

Sayı: 501

ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ!5 0

Page 51: ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/501.pdfParti-Cepheli savaş, iktidarı is-temektir, Parti-Cephe ile Güçlenerek Yürüyoruz, İktidar İçin Savaşıyoruz

�� Sakarya Dev-Genç’liler Tanışma veTutsak Dev-Genç’lilerle Dayanışma Gecesi

18 Aralık’ta Sakarya’da Dev-Genç’liler bir öğrenci evin-de toplanarak tanışma çayı düzenledi. Dayı’nın 1989 yılın-da yazdığı “Bir Dev-Genç’imiz Var” yazısıyla program baş-ladı. Devamında ise Dev-Genç’in 46. yıl sinevizyonuizlendi. Sinevizyon hakkında düşünceler alınarak Dev-Gençtarihi konuşuldu. Çay ve sohbetle devam eden etkinliktehalay çekildi. Ahmet Arif’ten, Ümit İlter’den ve Nihat Beh-ram’dan şiirler okundu. 19-22 Aralık Katliamı’na dair şehitdüşenlerin hayatlarından ve direnişlerinden bahsedildiğietkinliğe 8 kişi katıldı.

� Erzurum’da Tutsak Dev-Genç’lilerİçin Afişler Asıldı

15 ve 16 Aralık’ta Dev-Genç’liler, Atatürk Üniversite-si İçi, Yenişehir, Yıldızkent ve Telsizler Mahalleleri’nde 25adet afişleme yaptı. Yapılan çalışmaya 4 kişi katıldı.

� Dev-Genç’liler OnurumuzdurSahiplenmeye Devam Edeceğiz

Okmeydanı: 22 Aralık’ta Liseli Dev-Genç’liler, mahal-lede “Berkin İçin Adalet İsteyen Tutsak Dev-Genç’liler Ser-best Bırakılsın!” afişlerini astı. Yapılan çalışmada 30 afiş

asıldı, çalışmaya 2 kişi katıldı.

� Çalışmalarımızı Aksatmayacak,Öğrenecek, Güçleneceğiz

Muğla Dev-Genç’liler 16 Aralık’ta toplanarak Yürüyüşdergisinin 498. ve 499. sayısının içeriğindeki güncel konu-larla ilgili okumalar yaparak konular hakkında değerlendirmeyaptı. Başyazı okunduktan sonra herkes söz alarak kısa kısaemperyalizm üzerinde fikirlerini açıkladı. Genel olarak emper-yalist yoz kültür ve Kürdistan halklarının geleceği üzerin-de tartışıldı. Çalışmaya 7 kişi katıldı.

� Marmaris’te Sorunları Halkla BirlikteÇözüyoruz

Dev-Genç’liler 12 Aralık’ta Yürüyüş dergisinin dağıtı-mını, tanıtımını yapmak, yeni insanlara ulaşmak ve Mar-maris halkının sorunlarını çözmek için çalışma yaptı. Birailenin evinde kahvaltıda, bir başka ailenin yanında akşamyemeğinde buluşulduktan sonra lise ve ilkokul çağındakigençlerle uzun uzun konuşuldu. Ailenin büyüklerinin dekatıldığı tartışma hoşsohbet bir havada geçti.

Bundan sonraki Marmaris çalışmasında işkencede kat-ledilen ve örnek kişiliğiyle herkesi kendine hayran bırakandevrimci Baki Erdoğan’ın kız kardeşinin de ziyaret edileceğikararlaştırılarak Muğla’ya dönüldü.

Ülkemizde Gençlik

Kütahya’da işkenceci, katil polisler,Kütahya Dev-Genç’lilerle gönül bağıkurmuş kişileri ajanlaştırmaya ve muh-birleştirmeye çalışıyor. Geçen haftaDev-Genç’liler ile beraber vakit geçirenbirini polisler yanlarına çağırıp muhbirlikiçin işbirliği teklifinde bulundu ve çağır-dıkları kişiye de kimin ne yaptığını bil-diklerini, ayrıca Dev-Genç’lilerin evle-rine baskın yapacaklarını söyledi. Dev-Genç, bununla ilgili yaptığı yazılı açık-lamada şöyle dedi: “Güçsüzsünüz! Bunubiliyoruz. Uğruna yaşadığınız, uğrunasavaştığınız ve uğruna öleceğiniz hiçbirşeyiniz yok. Halk düşmanı AKP’ninparalı köpekliğini yapıyorsunuz ve bun-dan dolayıdır da kendinize güveniniz yok.Çaresizce köpek gibi dolanıyorsunuz kimimuhbirleştirebiliriz diye. Onursuzcatekliflerde bulunuyorsunuz muhbirleş-tirmeye çalıştığınız arkadaşlarımıza.Para verecekmişsiniz, burs verecek-mişsiniz. Bir atasözümüz var ya “Der-vişin fikri ne ise zikri de o olur.” Siz her-halde herkesi kendiniz gibi paraylasatın alınabilenlerden sandınız satılıkkuklalar. Herkesi kendiniz gibi onurunu

paraya satar sandınız. Halkın evlatlarısizin gibi onursuz mudur sanıyorsu-nuz? Paraya yoldaşlarını, arkadaşları-nı, dostlarını en önemlisi de onurunu,haysiyetini satar mı sanıyorsunuz? Yap-tıklarınızdan vazgeçin! Etrafımızdakiinsanlardan uzak durun. Onları da ken-diniz gibi onursuzlaştırmaya çalışmayın.Muhbirlik, işbirlikçilik yapmak; halkınsafından zalimlerin safına geçmektir!”

İzmir Polisi Ailelerimizi TacizEtmeye Devam Ediyor!

14 Aralık’ta AKP’nin katil polisleri,Dev-Genç’li Hakan İnci ve Ulaş İnci’ninailesini arayarak taciz etti. “OğlunuzunEmniyet Müdürlüğü’ne gelmesi gere-kiyor, onunla konuşacaklarımız var”deyip aileyi azarlayarak konuştular.Ailenin aramalarından rahatsız olduk-larını söylemesine rağmen ısrarla aileyiterörist ilan edip, taciz etmeye devam edi-yorlar. Bu konuyla ilgili İzmir Dev-Gençşunlara değindi: “Aileyi arayıp taciz edenişkenceci katil polislerin numaraları,0505 775 4929 ve 0505 355 6217.AKP’nin katil polisleri; ailelerimizi ara-

yıp taciz etmekten vazgeçin. Ailelerüzerinde baskı kurarak, aileleri korku-tarak Dev-Genç’lileri yıldıramazsınız!”.

Baskılarınızla Bizi Sindiremeyeceksiniz!

Ege Tunçsel Serbest Bırakılsın!İstanbul Üniversitesi öğrencisi Dev-

Genç’li Ege Tunçsel, 14 Aralık’ta yoldayürürken kaçırılarak gözaltına alındı.Ertesi gün mahkemeye çıkarılarak tutuk-landı. Faşist devlet pervasızca gençliğesaldırarak sindirmeye çalışıyor. Dev-Genç’li Ege, okuduğu İstanbul Üniver-sitesi’nde 19 Aralık afişi astığı gerekçe-siyle tutuklandı. Kameralardan takipedilerek kaçırıldı. Dev-Genç şu açıkla-mada bulundu: “Okulları bilimden uzak,faşist gerici eğitimleriyle hapishanelereçevirdiler. Okulun öğrencileri her gün özeltimlerle karşılanıyor. Yapılmaya çalışılangençliğin sindirilmesi ve apolitikleştiril-mesidir. Ülkemizde 2 bini aşkın öğren-ci hapishanelerde tutsak. Faşist devletinyaptığı tüm adaletsizliklere ve baskılararağmen bizler mücadelemizi büyütece-ğiz. Yaptıkları tüm zulümlerin hesabınıtek tek soracağız. Tutsak tüm öğrencilerderhal serbest bırakılsın!”

Kütahya’da Katil Polisler Dev-Genç’lilerinArkadaşlarını Muhbirleştirmeye Çalışıyor!

27 Aralık2015

Yürüyüş

Sayı: 501

5 1DİRENECEĞİZ KAZANACAĞIZ!

Page 52: ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/501.pdfParti-Cepheli savaş, iktidarı is-temektir, Parti-Cephe ile Güçlenerek Yürüyoruz, İktidar İçin Savaşıyoruz

Yürüyüş

27 Aralık2015

Sayı: 501

ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ!55 2

Katliamlar Yapmak Serbest, Katliamları Anmak Suç!

Gönüllü Eğitim Topluluğu, Gazi Pir Sultan Abdal Kül-tür Derneği’nde verdiği kurslara katılan öğrencilerle bir-likte toplantı düzenledi. 16 Aralık’ta 5. sınıflarla yapılantoplantıda öğrencilerin değerlendirmeleri ve önerileri

alındı. 15 günde bir film izleme kararı alı-nan toplantıya 15 kişi katıldı.

20 Aralık’ta iki ayrı 3. sınıf öğrencile-riyle toplantı yapıldı. İki ayrı sınıfta top-

lam 40 öğrenci ile toplantı yapıldı. Toplantıda öğrencilerdenfilm gösterimi, satranç kursu, yerli malı ve piknik yapıl-masını önerenler oldu.

Gönüllü Eğitim Topluluğu Çalışmalarını Öğrencilerimizle Tartışıyor, Düşünüyor, Çözüyoruz

Antalya’da 19-22 Aralık Katliamı ileilgili 19 Aralık’ta kapalı yolda yürüyüşyapmak isteyen Halk Cepheliler’i,AKP’nin katil polisleri engellemek is-tedi. Anmayı yapmakta kararlı olan HalkCepheliler, çağrı yapılan saatte halkbankası önünde toplandılar. Pankartaçıp slogan atarken katillerin yolu ka-patması üzerine oturma eylemine baş-layan Halk Cepheliler, ajitasyonlarla kat-liam ve keyfi olarak yürüyüş yaptırma-yan AKP’li polisleri teşhir etti. Eyleme25 kişi katıldı. Ajitasyon çekilirkenAKP’nin eli kanlı katil polisleri, oturmaeylemi yapan Halk Cepheliler’e saldı-rarak işkence ile gözaltına aldı. Gözal-tına alınanlardan isimlerini öğrenebil-diklerimiz şunlardır: Yurdagül Gümüş,Birsen, Ferdi İşçi, Onur Osman Şimşek,Dursun Göktaş, Safigül Polat, MehmetDemir.

Saldırılarla ilgili açıklama yapanAntalya Halk Cepheliler: “... Bu ülkedekatliam yapmak serbest katliamlarıanmak suç… Bizler her yerde katli-amları duyurmaya devam edeceğiz. 20Aralık’ta Kızılarık Cemevi’nde ya-pacağımız paneli daha güçlü yapaca-ğız.” deyip panele katılım çağrısı yap-tılar.

İşkenceleriniz Acizliğinizin,İşkencecilerinizFaşistliğinizinGöstergesidir!

İzmir Halk Cephesi 18 Aralık’tagözaltı ve işkencelerle ilgili yazılı açık-lama yaptı. Açıklamada şunlara değinildi:“İzmir polisinin 19 Kasım günü yaptığıoperasyonla gözaltına aldığı 11 kişiden4’ünün tutuklanmasını protesto edenHalk Cepheliler, yoldaşlarının serbest bı-

rakılması için 5 Aralık günü önce İzmirKarşıyaka Çarşısı’nda açıklama yaptı.Henüz açıklama dahi bitmeden saldıranpolisler 6 Halk Cepheli’yi ve Can Ka-rataş’ın annesini yerlerde sürükleyerekgözaltına aldı.

Bir sonraki gün ise Doğançay Kö-yü’nde yapılan açıklamada yüzlercepolise karşı sadece iki kişi vardı. İkiHalk Cepheli, Doğançay köyünü ab-lukaya alan polise rağmen tutuklananarkadaşlarının serbest bırakılmasınıistediler. Arkadaşları bırakılana ka-dar her hafta Doğançay Köyü’nünmeydanında açıklama yapacaklarınıilan ettiler.

13 Aralık’ta da aynı şekilde yineMustafa Ali, Can, Mahir ve İbrahim’inbırakılması için meydandaydılar; amapolis bu sefer açıklama bile yapmala-rına tahammül edemedi. Önce Musta-fa Ali’nin dedesini kışkırtarak HalkCepheliler’e saldırttı. Sonra kendileriişkenceciliklerini bütün halka göstere-rek Halk Cepheliler’i yerlerde sürük-leyerek, tekme atarak, silah dipçikleriylevurarak gözaltına aldı. Bu sırada ya-şananları cep telefonuyla çeken AygünAydın isimli bir köylüyü de sırf fotoğ-raf çektiği için gözaltına aldılar. HalkCepheliler’i işkenceden geçirerek par-mak izi aldılar.

Bir gün TEM Şube’de bekletildiktensonra ise savcılık kararıyla serbest bıra-kıldılar. Yapılan işkence sonucu MehmetTer’in kolundaki liflerin koptuğu veancak iki aylık tedavi ile iyileşebileceğidoktor raporuyla belgelendi. AbdullahÖzgün’ün ise sol eli şişmiş ve parmak-larda ilik ödemi oluşmuş, beli ise sakat-lanmış. Umut Yalım’ın da sağ ayağı uzunnamlulu silahın darbelerinden dolayıezilmiş, her iki eli yapılan işkence sonucuşişmiş ve sağ eli morarmış durumda.

Buradan işkencecilere sesleniyoruz.Siz işkence için talimat veren savcılar!Emin olun, sizler de işkence için ver-diğiniz talimatlarınızın hesabını vere-ceksiniz.”

Dersim’de Bedenleri ileBize Yol Gösterenlerin Me-zarı Başındaydık!

Dersim’de 19 Aralık’ta Fidan ve ElifSultan Kalşen’in mezarı ziyaret edildi.İlk olarak, Elif’in mezarına karanfil-ler koyuldu. Ardından Fidan Kalşen’inbaşında anma yapıldı. Anmada kısacafeda eylemi anlatıldı. “Fidan KalşenÖlümsüzdür”, “Katil Devlet HesapVerecek”, “Halkız Haklıyız Kazana-cağız” sloganlarının ardından mezarbaşlarına mum yakıldı. Ayrıca “BizeÖlüm Yok” marşı söylendi. Mezarlık zi-yaretinin ardından Fidan ve Elif’inailelerinin yanına geçildi.

Aynı gün içerisinde Halk Cepheliler19 Aralık Katliamı’nın yıldönümünde,bedenini siper edenlerin başındaydı.Dersim Merkez Mezarlığı’nda umudundağlarında-hapishanelerinde-sokakla-rında boran olan Hüsniye Aydın, HaydarAydın, Devrim Aslan Güler, Cihan Taç-yıldız, Gülseren Beyaz, Adalet Yıldırım,Fatma Ersoy ve Hasan Beyaz’ın me-zarları ziyaret edildi. İlk olarak bütün me-zarlıklar temizlenerek anmaya hazırlıkyapıldı.

28 devrimcinin kısa kısa yaşamla-rı okundu. Ardından Muharrem Çe-tinkaya’nın “Ey Yangın Gülüşlüm” şii-ri okundu. “Bize Ölüm Yok” marşınınsöylendiği anmada, “Devrim Şehitle-ri Ölümsüzdür”, “Katil Devlet HesapVerecek”, “Bedel Ödedik Bedel Öde-teceğiz”, “Halkız Haklıyız Kazanaca-ğız” sloganları atıldı. Ayrıca her mezarbaşına birer mum yakıldı.

Page 53: ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/501.pdfParti-Cepheli savaş, iktidarı is-temektir, Parti-Cephe ile Güçlenerek Yürüyoruz, İktidar İçin Savaşıyoruz

Evin Timtik, Avusturya’da pasa-portuna el konularak, iltica hakkıelinden alındı. Bu haksız, hukuksuzuygulamaya karşı Evin Timtik, 65gündür açlık grevi direnişi ile ilticahakkını geri istiyor. Devrimci İşçi Ha-reketin’den Bülent Uluada ve MehmetEmin Akkoyun, saat 15.15’te AvusturyaKonsolosluğu önünde “Evin Timtik’inTalepleri Kabul Edilsin – Anti-Em-peryalist Cephe” pankartı açarak “Avus-turya İşçi Marşı”, “Dev-Genç Marşı”,“Haklıyız Kazanacağız” marşını söy-leyerek oturma eylemine başladılar.Eylemde sık sık “Evin Timtik YalnızDeğildir”, “Evin Timtik’in TalepleriKabul Edilsin”, “Kahrolsun AB Em-peryalizmi” sloganları atıldı. Eylemin25. dakikasında AKP’nin katil polisigelerek taciz etmeye çalıştı, sloganlarlacevap verilince çareyi takviye ekip ça-ğırmakta buldu. O da kar etmeyincesiyasi şube polisleri gelerek oturmaeylemine son verilmesini söyledi. İş-çilerden “süremiz dolana kadar otura-cağız” cevabını alınca, eyleme saldı-rarak gözaltı yaptılar. Gözaltına alınanDİH’liler asayiş şubede 3 saat bekle-tildikten sonra akşam üstü hastanekontrolünden sonra serbest bırakıldı.

Evin Timtik Yalnız Değildir!

Halkın Mühendis Mimarları direnen

Evin Timtik’e desteğini sunmak için21 Aralık’ta bir açıklama yaptı. Açık-lamada şöyle denildi: “Soruyoruz de-mokrasi denince akla gelen bu coğ-rafyanın kan emicilerine, nerede sizindemokrasiniz? Konuşan, okuyan; sa-dece sizin çarkınıza su taşıdığı zamanmı özgür? Bas bas bağırdığınız öz-gürlükleri elinizin tersiyle iterken tarihinönünde hesap vermekten kaçabilece-ğinizi mi düşünüyorsunuz? Siz bizitanıyamadınız daha. Bu kaçıncı dene-meniz, hangisinde başarabildiniz? Bizipucu verelim; Yunanistan’daki ÖzgürTutsaklarımız, Şadi Özbolat, GülaferitÜnsal, Zehra Kurtay… Hepsinde sizkaybettiniz. Halkın Mühendis Mimarlarıolarak Evin Timtik’in kazanacağı zafereolan tüm inancımızla açlık grevi dire-nişini sahipleniyor ve selamlıyoruz.”

Evin Timtik Onurumuzdur!

Aysun Saban ve Aysun Kaşdaşadlı iki Dev-Genç’li 18 Aralık’ta,İstanbul’daki Avusturya Konsolosluğuönünde; oturma eyleminin 112, açlıkgrevinin 60. gününde olan Evin Tim-tik için yaptıkları oturma eyleminde,katil AKP’nin işkenceci polisleri ta-rafından işkenceyle gözaltına alındılar.

Gözaltına alınırken Aysun Kaşdaşpolis tarafından ensesine darbe aldıve bayıldı. AKP’nin işkenceci polisleri

ise bu durumu tutanaklarında “duyarlıbir vatandaş vurdu” diye belirtti.

Gözaltılarla ilgili Dev-Genç’lilerinyaptığı açıklamada: “2 Dev-Genç’lininyaptığı oturma eylemine bile tahammüledemiyor, azgın köpekler gibi saldırı-yorsunuz. Yaptığınız işkencelerin hep-sinin hesabını tek tek soracağız! Halkdüşmanlığına çalışan o kafalarınızı tektek kıracağız! Arkadaşlarımızın başınagelebilecek herhangi bir durumdan sizsorumlusunuz!” denildi.

Evin Timtik Açlığıyla Direnmeye, Emperyalizm SaldırmayaDevam Ediyor!

22 Aralık’ta Halk Cephesi-Ulus-lararası İlişkiler Komitesi, Evin Tim-tik’e destek olmak için oturma eylemiyapan Halk Cepheli ve Dev-Genç’lileriçin yazılı bir açıklama yaptı. Yapılanaçıklamada şunlara değinildi:

“Avrupa emperyalistlerini defa-larca dize getirdik, hapishanelerdenyükseldi açlığımız, sloganlarımız datek tip dayatmalarına, tecrite karşıbaş eğmedik! Avrupa faşizmine, ırkçıpolitikalarına, dayatmalarına karşıda direnişlerimizi sürdürüyoruz!

Evin Timtik Avusturya’da, bizlerise bulunduğumuz her yerde emper-yalizmin ve Avusturya devletinin kar-şısına dikilmeye devam edeceğiz!

Bugün de Evin Timtik ve onadestek olan hiçbir devrimciyi teslimalamazsınız! Haklılığımızla zulmü-nüzün üzerine yürümeye, tüm dünyahalklarına savaş çağrısı yapmaya de-vam edeceğiz!”

İzmir Halk Cepheliler 13 Aralık’taİzmir Güzeltepe’de kestane pişirip,film izlediler. Saat 18.30’da kimininkestane, kiminin patlamış mısır geti-rerek izlemeye başladığı Bhagat Singhfilmi yoğun ilgi gördü. Aileler, ma-hallenin çocukları ve Dev-Genç’lilerinkatıldığı film gösterimi 3 saat sürdü.

Film bittikten sonra değerlendirmesi yapıldı. Herkesin

üzerinde yoğun etki yaratan bir film oldu. Genel değerlen-dirme, filmin bizim yürüttüğümüz mücadeleye çok yakınolduğuydu. Açlık grevleri, teslim olmama çizgileri, M-Lbakış açıları ve halkı örgütleme perspektifleriyle Cepheakıllara ilk gelen oldu. 3 saat süren film gösterimine 25kişi katıldı.

Düzenin Dayattığı Filmleri İzlemiyoruzDersim Haklar Derneği’nde film gösterimi yapıldı.

Düzenin dayattığı filmleri tercih etmeyen liseliler, buhafta da 19 Aralık’ta “Kung Fu Panda” filmini izledi.

Evin Timtik’in Talepleri Kabul Edilsin!

Kestanemizi Pişirdik, Filmimizi İzledik!

27 Aralık2015

Yürüyüş

Sayı: 501

55 3DİRENECEĞİZ KAZANACAĞIZ!

Page 54: ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/501.pdfParti-Cepheli savaş, iktidarı is-temektir, Parti-Cephe ile Güçlenerek Yürüyoruz, İktidar İçin Savaşıyoruz

500. sayımızda Fransa'da tutulandevrimci tutsak Erdoğan Çakır'danhaber alınamadığının haberini yap-mıştık. Fransa Özgürlük Komitesindenedindiğimiz bilgiye göre; Erdoğan ÇA-KIR ın ailesi ile olan görüşmeden son-ra gardiyanlar onursuz çıplak aramayapmak istemişler. Erdoğan ÇAKIRonursuz aramayı yeniden reddetmiş.Ardından gardiyanlar hapishane ka-rarlarına uymadığı için kendisine 8 gün-lük hücre cezasına vermişler.

15 Aralık günü hücresine gel-dikten sonra hiçbir şekilde şeker,tuz, çay alımı yapamadığını ve hiçbirşey vermediklerini belirtmiştir.

16 ve 17 Aralık günleri ise ken-disine sadece birer bardak sıcak su, birdoz şeker ve bir doz kahve verildiği-ni belirtti.

18 Aralık günü kendisine eşya-larının verildiğini ve hücrede sıcak suolmadığı için çay içemediğini anlattı.

Direnişinin devam ettiğini söyleyen Er-doğan ÇAKIR; bize, halkına ve dost-larına selamlarını ileterek direnişinedestek istemiştir.

Erdoğan Çakır’a DestekAçlık Grevi

Erdoğan Çakır ın açlık grevi dire-nişine başlamasıyla birlikte AvrupaDev-Genç’li Sevil SEVİMLİ de sü-resiz açlık grevine başladığını duyur-muş ve direniş mevziisinde bir tokatdaha hapishane idaresine atılmıştır.

Bu gelişmeler üzerine, yoldaşla-rına destek olabilmek için BelgüzarANLAŞ, 4 günlük destek açlık gre-vine 17 Aralık günü başlamıştır.

İsviçre:İsviçre nin Zürih şehrinde TAYAD

Komitesi, 19 Aralık günü Fransada, Öz-gür Tutsak Erdoğan Çakır için imza top-ladı. Zürich in merkezi yerlerinden

olan Staufac-her da Kolom-biyalı ve Filis-tinli tutsak ör-gütleriyle or-taklaşa açtıkla-rı stantta imzatoplayan TA-YAD lılar, Ko-lombiya ve Fi-listinli tutsak-lar için de bil-diri dağıttılar.

İngiltere:İngiltere Halk Cephesi, 22 Aralık

Salı günü Londra'da yapılan ErdoğanÇakır'ın yeğeninin düğününe katıldı.Erdoğan Çakır'ı desteklemek için birimza atma çağrısı yapıldı. ManörHouse'de açılacak olan çadırın du-yurusunun da yapıldığı düğünde 210imza toplandı.

ÖÖzgür Tuts aklarıTecrite Koya rak,

Ce za Koğ uşla rına Koya ra kYene mezsin iz!

19-22 Aralık Katliamı görüntülerihala gözlerimizin önünde. Dünyanın ne-resinde olursak olalım diri diri yakı-lanların, biat etmeyenlerin direnişini an-latacak, kinimizi büyeteceğiz.

19 Aralık 2015 Cuma akşam saat17.00’da, Köln Sanat Atölyesi’nde 19-22 Aralık Katliamı bir kez daha lanet-lenerek, kahraman direniş şehitlerianıldı. Şehitlerimiz için saygı duruşu ilebaşlayan anma, 19-22 Aralık üzerinesohbetlerle sürdü.

İsviçre:Zürih’te 19 Aralık Katliamı’nı pro-

testo için yürüyüş yapıldı. YürüyüşHechtplatz`da başlayıp Türk konso-losluğu önünde sonlandırıldı. Konso-losluk önünde okunan açıklamada“Katledilen şehitlerimizi saygıyla anı-yoruz. Şehitlerimizin hesabını soraca-ğız” sözlerinin ardından sloganlar atı-larak eylem bitirildi.

Eylemde “İnsanlık Suçunun Za-man Aşımı Olmaz” yazılı Almanca pan-kartın yanı sıra, şehitlerin resimlerininolduğu dövizler, bayraklar eşliğinde ta-şındı.

19 Aralık şehitlerinden Özlem Er-can ın ablasını Zuğ Kantonu’nda ziyareteden TAYAD’lılar, Özlem Ercan’ı an-dılar.

Stuttgart:20 Aralık Pazar günü Stuttgart Halk

Kültürevi hazırladıkları programla 19-22 Aralık şehitlerini andı. Yapılan et-kinlikte adına “Hayata Dönüş” dedik-leri katliamın öncesi ve sonrası, o dö-nemde hapishanede tutsak olan GrupYorum üyesi İhsan Cibelik tarafındananlatıldı.

Aynı zamanda Dilek Doğan içindebir anma yapıldı. Konuşma öncesindehazırlanan sinevizyon gösterildi. An-maya, sürece dair bestelenen Grup Yo-

rum şarkıları, halk türküleri ve şiirler-le katılan Grup Boran’ın sahnesi coş-kuyla dinlendi.

İstanbul’dan canlı telefon bağlantı-sıyla katılan Dilek Doğan’ın babası ya-şadıkları adaletsizlikleri ve Dilek Do-ğan’ı anlattı. Baba Doğan’ın; ‘gerçekadaletin haklın adaleti’ olduğunu söy-lemesi, anmaya katılan yaklaşık 90kişinin coşkulu slogan ve alkışlarıylakarşılık buldu. Anma, Haklıyız Kaza-nacağız marşının hep birlikte coşkuy-la söylenmesiyle son buldu.

Dortmund:Dortmund Aile ve Gençlik Daya-

nışma Evi’nde yapılan anma, devrim şe-hitleri anısına yapılan saygı duruşuylabaşladı. Öncelikle katliamın amacı an-latıldı. Ardından 19 Aralık’ı yaşayan-lar katliamı anlattılar. Konuşmalardansonra DayEv kadın korosu ve şiir eki-bi güne uygun şarkılar ve şiirler okudu.Halaylarla biten dinletiden sonra hepbirlikte yemek yendi. Anmadan sonraise Avrupa ve Türkiye’deki tutsakları-mıza topluca mektup yazıldı.

19 ARALIK KATLİAMI DÜN GİBİBEYNİMİZDE VE YÜREĞİMİZDE!

UNUTMAYACAK, HESABINI SORACAĞIZ!

Av ru pa’da

Yürüyüş

27 Aralık2015

Sayı: 501

ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ!5 4

Page 55: ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/501.pdfParti-Cepheli savaş, iktidarı is-temektir, Parti-Cephe ile Güçlenerek Yürüyoruz, İktidar İçin Savaşıyoruz

AVRUPA’dakiBİZ

Sahip Çıkmadığınız Her Hak Talebi, Bir GünSize de Dönecektir!

Sanılır ki apolitik insanların “beniilgilendirmiyor” demesiyle yada bil-memesinden kaynaklı sahiplenme-mesiyle herşeyin farkında olan amatürlü sebeplerle hak arama mücade-lesine katılmayan ya da arada bir ka-tılan insanların arasında fark vardır.Aslında hiç bir fark yoktur. Hatta si-yasi olarak çok daha geridir.

Çünkü bilip de susanlar, gözleri-ni yumanlar, onlarca bahane üreten-ler ( bu bahanelerle kendini kandırıraslında. Kendine olan saygısını yiti-rir) çok daha fazla değerlerini yitirirler.Bu değerlerden en önemlilerinden bi-ridir dayanışma. Yozlaşan dayanışmakültürünün yerini bencillik alır.

Sadece kendini düşünmek “ben-cillik”tir ve insanlık ahlakına aykırı-dır. İnsan, evrensel ahlak değerlerinikendisinden önce düşünmeli, kendi dı-şındakileri kendisine yakınlıklarınıdikkate almadan en az kendisi kadardüşünebilmelidir. Bu değerlere ya-bancılaşma, “ korkuyorum bu yüzdenkatılmıyorum” ya da “çok yoğundum,işim vardı” gerekçeleriyle meşru-laştırılmaya çalışılıyor.

Ne kadar düzen bu yozlaşmayısağlasa da, halk özelliklerini, de-mokrat özelliklerini taşıyan herkes bu-nun yanlış olduğunun da farkındadır.Ama yine de kendini kandırır, sustu-ğunda yeterince katılmadığında onugelip bulmayacağı yalanına inandırırkendisini. Bu şekilde düşünmesininsebebi emperyalizmi tarihsel olarakgerçek anlamıyla tanımamasındanve kendi gücüne olan güvensizliğin-den kaynaklıdır.

Fransa örneği çok nettir. Fransa’da

yaşayan Araplar kaç nesildir Fran-sızca’yı ana dili gibi konuşmaktalar.Hatta bir çok Arap da vardır kendisiniFransız gibi göstermeye çalışan. Şu sı-ralar ırkçılık arttığı için dışarı çık-mayarak bundan kurtulmaya çalışanbir Arap komşusunun ırkçılığındankurtulamıyor ama. Dışarı çıkma, pekiçocukların okula gitmeyecek mi?Nasıl koruyacaksın kendini?

Ya da Rusya örneğine bakalım.Orada işçi olarak çalışanlar, birgüngeldi ve işleri ellerinden alındı. Ortadakaldılar. Oysa orayı kurtuluş olarakgörüyorlardı, iyi de para kazanıyor-lardı kendilerinin deyimiyle. Amaşimdi alınmıyorlar ve Türkiye’de deiş bulamıyorlar.

Yani vatanımızın bağımsızlığı, ül-kemizin özgür olmasıdır bizim tek kur-tuluşumuz. Avrupa veya başka ülke-lerde olmak kurtuluşumuz değildir. Kihem hak ve özgürlükler anlamında,hem de ekonomik olarak bu ülkeler-de de yaşam giderek zorlaşıyor. Fran-sa’da olduğu gibi bir günde insanlarınhayatları değişebilecek bir süreç.

Peki Türkiye’de durum nasıl? De-mokrasi, özgürlük, bağımsızlık bun-ların hiçbiri yok, ağır baskılar var. Ka-çılacak yer yok. Ülkemizde sürdürü-len mücadeleye, Anadolu ihtilalini ör-gütleyen devrimcilere sahip çıkmak-tan, devrim için mücadele etmektenbaşka bir yol yoktur!

Dayanışma Çok Güçlü Bir Silahtır!

Emperyalizmin ideolojik saldırı-larının özü halkın moral değerlerini,dayanışma kültürünü bir araya gele-rek bir şeyleri değiştirebilecekleriinancını yok etmek üzerine kuruludur.Çünkü ancak bu şekilde sömürüsüne

azgınca devam edebilir.

Bu yüzden halkı bireyselleştirerekkendisine, değerlerine topluma ya-bancılaştırmak ister. İnsanları kala-balıklar içinde yalnızlaştırarak çare-sizliğe, düzen karşısında güçsüz his-setmesine, biat etmesine neden olur.Böylelikle insanlar beraber hareket et-mekten uzaklaşır. “Çocuğum okusungeleceğini kursun, yada çalışayımbir ev alayım”dır bunun somut hali.Ama bu düzende geleceğinin garan-tisi yoktur kimsenin. Biz kendi gele-ceğimiz için mücadele etmeliyiz.

Evin Timtik, oturum ve seyahathakkı için yüz günü aşkındır ve 60gündür açlık greviyle direniyor. EvinTimtik’in direnişini sahiplenmek ken-di geleceğinize kendi haklarınıza sa-hip çıkmaktır!

Hitler faşizmi döneminde, Pa-paz’ın sözlerini biliriz. Komünistle-ri, Yahudileri, Çingeneleri, SosyalDemokratları katlettiklerinde sesini çı-karmadığını söylüyor. Sıra kendisinegeldiğinde ise sesini çıkaracak kim-senin kalmadığını ifade ediyor.

Yani baskılardan susarak kurtula-mayız! Direnmek ve hakkımızı iste-mekten ve almaktan başka bir yolumuzyoktur. Halkın, devrimcilerin en büyüksilahı dayanışmadır, kollektivizmdir.Bunun gücüyle mücadele edeceğizhaklarımız için ve kazanacağız!

Yüzümüz vatanımızdan, oradasürdürülen mücadeleden asla dön-memeli. Yaşadığımız ülkelerde ken-di haklarımızı sonuna kadar savun-malıyız! Bu hakları direnerek bedelödeyerek kazandık.

Yaşadığımız ülkelerde verilenhaklar lütuf değildir, emek ve bedel-lerle kazanılmıştır! Hiçbirinden devazgeçmeyeceğiz!

Yüzümüz Her Zaman Vatanımıza Dönük Olmalıdır!AAncak Yaşadığımız Ülkelerde

Kendi HaklarımızıSonuna Kadar Sav unmalıyız!

27 Aralık2015

Yürüyüş

Sayı: 501

5 5DİRENECEĞİZ KAZANACAĞIZ!

Page 56: ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/501.pdfParti-Cepheli savaş, iktidarı is-temektir, Parti-Cephe ile Güçlenerek Yürüyoruz, İktidar İçin Savaşıyoruz

4-10 Ocak

Cemal UÇAN:1970’li yılların sonunda mücadeleye ka-

tıldı. Cunta döneminde uzun süre tutsakkaldı. Tutsaklığının ardından İstanbul’damücadelesini sürdürürken, yakalandığı has-talık sonucu 10 Ocak 1993’te aramızdanayrıldı.

Abdülmecit SEÇKİN, Orhan ÖZEN, Rıza BOY-BAŞ, Gültekin BEYHAN:

4 Ocak 1996’da Ümraniye Cezaevindeki planlı ve kat-liam amaçlı saldırı sonucu çatışarak, direnerek şehit düş-tüler.

Abdülmecit Seçkin, 1972 doğumlu ve Gürcü milliye-tindendi. Bursa İnegöl’de işçi emeklisi yoksul bir aileninçocuğuydu. Aslen Artvin Şavşat’lıydılar. 1991’de Dev-rimci Hareket’le tanıştı. İnegöl’de mahalli alan örgütlen-me çalışmaları içinde yeraldı. 1992 Mayıs’ında Milis ola-rak görev alıp illegal faaliyete çekildi. Bursa’nın yoksulgecekondu mahallerinde çeşitli görevler üstlendi. Kasım1992’de tutsak düştüğünde Bursa mahalli alan komite-sinde görev almaya hazırlanıyordu.

Orhan Özen, Dersimli Kürt Sünni bir ailenin çocuğu-dur. 1973 Çemişgezek doğumluydu. Onun yaklaşık l yıl-lık cezaevi süreci hep kendini yenileme, Parti-Cephemizledaha fazla bütünleşme süreci olmuştur. Bir çatışma sıra-sında yaralı olarak tutsak düşmesine rağmen, O, hiçbir za-man kendini bırakmamış, yatağa hapsetmemiş, taşımışolduğu coşku ve hırsıyla, hep ayakta olmuştur. Olumsuz-luklarını, eksiklerini aşmada sürekli çaba harcamıştır.O’nun öğrenmeye olan açlığı, arayışı şehit düştüğü anakadar hep var olmuştur.

Rıza Boybaş, 1967 yılında Tokat’ın Almus ilçesinebağlı Çamdalı köyünde doğdu. Türk milliyetinden yoksulbir Alevi ailesinin çocuğuydu. Mücadeleye katıldığı ilkyıllarda başka bir örgütle ilişkisi oldu. 1994 sonlarında oartık Parti-Cephe saflarında savaşmak isteyen bir devrim-ciydi. 1995 başlarında örgütlü ilişkiler içine alındı. Lojis-tik işlerde görev aldı. 1995 Nisan’ında tutsak düştü.

Gültekin Beyhan, 1969’da Kars’ın Tuzluca ilçesindedoğdu. Azeri milliyetindendir. 1989’da ÇİH-KAD’dadevrimci mücadele ile tanıştı. 1991 yılından itibaren Bağ-cılar Çiftlik mahalli alan içerisinde örgütsel faaliyetleri-mizde yeraldı. 8 Ocak’ta şehit düştü.

Abdülmecit Seçkin

Serdar DEMİREL:3 Eylül 1964 Çankırı doğumludur. Yeni

Levent Lisesi’nde öğrenciyken devrimciler-le iç içeydi. Direnişlerde, boykotlarda yeraldı. 1989’da örgütlü bir Devrimci Sol’cuoldu. Daha sonra Silahlı Devrimci Birlik-ler’de yer aldı. 1991 Haziran’ında tutsakdüştü. Son 5 yılını Sincan F Tipi’nin hücre-

lerinde geçiren Serdar Demirel, 12. Ölüm Orucu Ekibi di-renişçisi olarak başlamıştı. Açlığının 200’lü günlerindezorla müdahale politikasına karşı, direnme hakkını savun-mak için bedenini tutuşturdu. Revire kaldırılan Serdar, 7Ocak 2006’da zorla “tıbbi” müdahaleyle katledildi. Dire-nişin 121. şehidiydi.

Serdar Demirel

KAYBEDİLDİ:Ali EFEOĞLU:İTÜ İnşaat Fakültesi sıralarındayken

devrim mücadelesine katıldı. O, yaptığı herişi tam yapanlardandı; hızla gelişti. Teorikolarak DEV-GENÇ’in yetkin kadrolarındanbiriydi. Aynı zamanda DEV-GENÇ’in ilksilahlı gruplarında yer alanlardan da biri

oldu. İşkenceciler karşısında bir direnişçiydi; gözaltıla-rında işkencecilere ifade vermedi. Kardeşi Ayhan Efeoğlu6 Ekim 1992’de gözaltına alınıp kaybedildi ve o yılmak-sızın mücadeleye devam etti. 5 Ocak 1994’te polis tara-fından gözaltına alınıp kaybedildi. Onu yıldıramayanlar,işkence tezgahlarında yenemeyenler, katledip kaybettiler.

Ali Efeoğlu

Mehmet TEPE:İstanbul Kuştepe Lisesi’nde mücadele-

ye başladı. Lisede faşist işgalin kırılmasın-da önemli rol oynadı. Ocak 1978’de İstan-bul Mecidiyeköy’de faşistler tarafındankatledildi.

Mehmet TepeCemal Uçan

“Cüret, kararlılık ve inançla çelikleşmiş bir iradeyiyenebilecek hiçbir güç yoktur.”

Serdar Demirel

Orhan Özen Rıza Boybaş Gültekin Beyhan

Page 57: ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/501.pdfParti-Cepheli savaş, iktidarı is-temektir, Parti-Cephe ile Güçlenerek Yürüyoruz, İktidar İçin Savaşıyoruz

Merhaba Serdar! Hatırlarsın, Amerikalı katiller yıllar önce mazlum Irak

halkını yine bombalıyorlardı. Adına da “Körfez Savaşı”dediler, sene 1991’di. Oysa ne savaşı, basbayağı katli-amdı. “Duyulur da durmak olur mu?” demiş halkı-mız. Biz de durmadık ve gücümüz yettiğince vur-duk. Vurduk emperyalist katillerin yüzüneöfkemizi. Hem de öyle bir vurduk ki, ga-zeteler “Amerika, Irak’tan çok Türkiye’de za-yiat verdi” diye yazdılar. Ki zayiat verdikleriyerlerden biri de, Adana’ydı. Yani senin hal-kın hıncı olup emperyalistlere vurduğun yer.Yani senin bu nedenle tutsak düştüğün yer-di...

Hatırlarsın, bizim bir marşımız vardı, yinevar ve daima dilimizdedir. Bazen “Cesaret” diyeanılsa da, bizim için adı hep SDB Marşı oldu:“Atıldık kavgaya yürüyoruz en önde / devrimbayrağımız ellerimizde” diye başlayıp de-vam eder: “Cesaret, cesaret, daha fazla cesa-ret”! Ki dün ve bugün, emperyalizme vurma-nın yegane yolu budur. Ve biz hep daha fazla cesa-retle vurduk emperyalizme. Ol sebepten kara listelerinde-yiz ve adımızı andıkça korkuları büyür.

Hatırlarsın, bizim bir şiarımız vardı: “Daha hızlı koş-malıyız!” Böyle demişti umudumuzun rehberi ve biz ardın-dan koştuk hep. Devrimin yolu üzerindeki bütün statükola-rı parçalayıp hep daha çok ve hep daha fazla örgütlenmekanlamına gelir bu şiarımızın anlattıkları. Ve bizim mekanı-mızın son beş yılında daha hızlı koşmanın adı ve anlamıFidan olmaktır. Ki toprağı örgütlemek için umut yağmu-runda bir damla olduk işte Serdarca...

Hatırlarsın bizim bir hedefimiz vardı: “Yeni insan!”Kapitalizmin bulaşığını taşıyan “eski” insanın reddi vealternatifi olarak küllerinden yeniden doğan insandı bu.Sonuç alan ve sonuç almak için sadece elinden geleniyapan değil, elinden gelmeyeni de getirten insandıhedefimiz. Ve bazen sonuç almak, Çankırı’nın kar altındakitoprağında bir kardelen olmaktır...

Yani diyorum ki serdengeçti SDB’li Serdar’ım, hanidiyordun ya başlarken “fırlattım oku” diye, yine hedefinibuldun ve vurdun! Şimdilik zaiyatlarının farkında değiller

ama yarın, onlar için çok geç olacak. Çünkü yeni in-sanlar doğuyor küllerimizden...

Sana sevgi, sana saygı, sana bin selambizim adam, sana bin selam!

“... Sen yenilmez şövalyesi susuzlu-ğumuzun

Sen bir alev gibi yanmakta de-vam edeceksin...”

Ellerine bak! Ne müthiş ve kudretli

Değdiği yerde nice yangın Dokunduğu yeri devrim yapar...

Ellerin, halkın umudu Yaparken yapılması gerekeni...

Ellerin, adaletin yumruğu Yıkarken yıkılması gerekeni...

Ellerin Serdar’ın elleridir yakıp yıkarken zincirleri...

Sen de ellerine bak dostum. Ne müthiş, ne kudretlilerdeğil mi. Umutlu insan elleri böyledir; ki umutsuzsa birinsan, ellerinin kudretinden de bihaberdir. Oysa emperya-lizmin yüksek teknolojili cümle sofistike silahları, halkınkudretli elleri karşısında çaresizdir. Ve belki şimdi şöyledemek gerekir:

Beş parmağın bir olmayan halinin Bir olan halidir halkın yumruğu Ve bir kez sıkılınca, ardı devrimdir...

Bir yoldaşından

Serdar’a.. .

Anıları Mirasımız

Acımızı, Ekmeğimizi, Direnişimizi Paylaşıyoruz!Armutlu: 20 Aralık 2015 pazar günü saat 10.00’da, Küçük ArmutluCemevi’nde 20 Aralık’ta 30 yıllık bir tarihi ile özgür tutsakların ve ai-lelerinin yanında yer alan TAYAD’lı Aileler Haziran şehitleri ailelerinekahvaltı verdi. TAYAD adına yapılan konuşmada, neden bir arayagelinmesi gerektiğini, buluşmaların ve örgütlü olmanın önemi vurgulandı.Kahvaltıda 2013’te Gülsuyu’nda AKP’nin uyuşturucu çeteleri tarafındankatledilen Hasan Ferit Gedik’inannesi Nuray Gedik’te ertesi günyapılacak olan Hasan Ferit’in mah-kemesine tüm davetlilerin katıl-masını ve sahiplenilmesini istedi.

... Yapılan kahvaltının ardından... Dilek Doğan’ın katledilme görüntülerinin Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının AdaletOkulu’nda göstereceği gösterime katılmaya gitmesi ile kahvaltı bitti. Kahvaltıya 40kişi katıldı.

BaşsağlığıYoldaşımız Veysel Şahin’in ba-

bası Adana Dayanışma-Der Ku-rucusu ve bir dönem başkanlığınıyapmış olan Eyüp Şahin vefatetmiştir. Ailesine ve yakınlarınabaşsağlığı dileriz.

Page 58: ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/501.pdfParti-Cepheli savaş, iktidarı is-temektir, Parti-Cephe ile Güçlenerek Yürüyoruz, İktidar İçin Savaşıyoruz

Kıssadan Hisse

Şiir

Onlar aklın ve hayatın

sesini dinleyen insanlardandır

Sorular sordular, cevaplar buldular

insan olmak; “Anlamak, düşünmek

ve yaşamaktan geçer” dediler...

insan, düşündüğünü yapmayı beceren

tek mahluktur madem

Madem insanı insan yapan

aklı ve elleridir

Madem insanı insan yapan

yürekle birleşen düşüncelerdir

Gelecek akıl, yürek ve bilektedir deyip

Yola koyuldular

(Feda Destanı’ndan)Gülnihal Yılmaz

Fatma Köse

‘‘Sabahleyin rüzgar duruyor , ama her tayfundan sonra olduğugibi şiddetli yağmur başlıyor arkasından. Adadan ayrılamıyoruz.Nehir, kıyıları zorluyor kabarık sularıyla. Gözlerimiz açlık veyorgunluktan çökmüş, örtüden sığınaklarımızın altında yatıyo-ruz.

Birisi –kim olduğunu hatırlamıyorum- tarihi hatırlıyor. 7 Kasım,Rus devriminin yıldönümü. Heyecanlanıyoruz , birer devrimciolarak bütün halk hareketleriyle bir bağ vardır aramızda. Buradane diye yattığımız aklımıza geliyor, üzerimizdeki ıslak paçavra-lar hayallerimizin parlaklığını bozmamalı. ’’

Filipinler Gerilla Savaşı W.J . POMEROY

Atasözü

“İt kağnı gölgesinde yürür de kendi gölgesi sanırmış”

Özlüsöz

“Herkesten; gerek düşmandan gerekse de dosttan, özellikle düşman-dan öğrenmek, düşmanların bilgisizliğimize, geriliğimize güleceğindenkorkmaksızın dişlerimizi sıkarak öğrenmek. Önümüzde bir kale var. Onunadı, bu kalenin adı, sayısız bilgi dallarıyla bilimdir. Bu kaleyi ne pahasınaolursa olsun almak zorundayız…”

(Stalin\Eserler\Cilt 2)

Karikatür

Page 59: ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/501.pdfParti-Cepheli savaş, iktidarı is-temektir, Parti-Cephe ile Güçlenerek Yürüyoruz, İktidar İçin Savaşıyoruz

ÖÖğretmenimizğretmenimiz-Tarihimizin bilinmesi önemlidir. Tarihini bilmeyen, tarih bilinciyle hareket

etmeyen bir halk, geleceğini göremez ve ona yön veremez!... Bizim kinimiz tarih bilincimizdir. Devrimciler tarih bilincine sahip olmalıdır. Anadolu'nun tarihi, halkın tarihi; isyanların tarihi, zulme boyun eğmemenin

tarihidir. Bu yüzden destanlar yazılmıştır üstüne sayfalarca. Bu yüzden budestanlar, her dönem dilden dile dolaşmaktadır Anadolu'yu. Anadolu halkının ken-dine has bir tarih bilinci vardır.

Bu tarihi öğrenmek ve öğretmek zorundayız.Gençliğe halkımızı, halk kahramanlarımızı anlatmalı, tarih bilinci oluşturma-

lıyız. Bu kimi zaman Mehmet Sait'in türküsü olur, kimi zaman Baba İshak İsyanı olur.Halk kahramanlarını, isyanlarımızı, şehitlerimizi, halklar mozağiyi oluşumu-

zu, Geleneklerimizi anlatmalıyız. Tarih bilinci olmadan; tarihte ilerici, devrimci ögelere sahip çıkmadan,

devrimci bir hareket, bir halk hareketi yükselemez.Bu nedenledir ki, THKP-C; ülkemiz tarihinde, emperyalizme ve burjuvaziye,

despotik yönetimlere karşı tavır almış, halkçı karakterde kuruluşlara, hatta tek tekkişilere sahip çıkmıştır.

THKP-C ne yalnız Kızıldere, ne de yalnız bir direniş çizgisidir. THKP-Cbüyük bir tarih bilinciyle, Anadolu ihtilalcilerinin yolunu izleyerek, bu tarihte olum-lu ve ileri olan her türlü düşünce ve geleneği kendinde somutlamıştır. THKP-C buyanıyla oportünizmin ve reformizmin yaptığı gibi reddiyeci değil, tarih bilincinesahiptir. Bu tarih bilinci ülke ve halk gerçeğinin doğru kavranmasını sağlamış ve bukavrayış ışığında devrimci mücadelenin nasıl şekilleneceğini ortaya çıkarmıştır.

Tarih bilinci olmayanlar ne emperyalizmin nasıl şekillendiğini, ne kapitalizminnasıl oluştuğunu, ne de dost ve düşmanı doğru saptayamazlar. THKP-C bu bilinçleülke toprağına sağlam basmış, ama ülke devriminin, dünya devriminin bir parçasıolduğunu da doğru kavrayarak; sadece dar, ulusal bir hareket olmamış, her koşul-da enternasyonalizmin tutarlı savunucusu olmuştur.

-Tarihimiz, üzerinde durulması ve irdelenmesi gereken bir zenginliğesahiptir. Bu tarih, belki de hiçbir devrimde görülmeyen, hiçbir teorik kalıba sığdırı-lamayacak özgünlüklere sahiptir. Bu özgünlükleri, tarihi gelişim içerisinde irdelemek,dersler çıkarmak görevlerimiz arasındadır."

Tarih bilinci öğrenmektir, dersler çıkarmaktır. Tarih bilinci geçmişi aşmak veaynı zamanda gerekli, olumlu yanlarıyla yaşatmaktır.

THKP-C'den Devrimci Sol'a, Devrimci Sol'dan DHKP-C'ye devralınanbayrağın hep yükseklerde dalgalanıyor olmasının nedeni de budur. Tarihimizi tümayrıntılarıyla bilmek, bilince çıkarmak, sağa sola savrulmadan, onun zengindeneyleriyle, yol göstericiliğiyle iktidara yürüyebilmek demektir.

Tarihimizi bilmek, zaferi görmektir. Tarih; bir halkın, özgürlük için, adalet için,kurtuluş için ödediği bedellerdir. Bunun için, bu tarihin gerçek sahipleri şehitlerdir.Şehitlerle yazılan bu tarihin miladı Mahirler'dir, Kızıldere'dir... Onlar kendilerindensonraki tüm devrimci geleneklerin mayasıdırlar. Tohum onlardır. Milat işte bununiçin Kızıldere'dir.

Page 60: ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/501.pdfParti-Cepheli savaş, iktidarı is-temektir, Parti-Cephe ile Güçlenerek Yürüyoruz, İktidar İçin Savaşıyoruz

ww

w.y

uru

yu

s-in

fo.o

rgyu

ruyu

s.b

iz@g

mail.c

om

Devlet Katillerini Korumaya Devam Ediyor!Devlet Katillerini Korumaya Devam Ediyor!

Halkın Evlatlarını Katleden Katiller! Sevinmeyin Boşuna!

Hiçbir Suçunuz Karşılıksız Kalmayacak!

AKP’nin Savcıları Dilek Doğan’ın Katiline“Kasten Adam Öldürmekten” değil,

“İhmalli Davranış”tan İddianame Hazırladı!

23 Aralık’ta Zulmün, Katliamların Başkenti 23 Aralık’ta Zulmün, Katliamların Başkenti

ANKARA’YA YÜRÜYORUZ!ANKARA’YA YÜRÜYORUZ!19 Aralık ve Kürdistan Katliamlarından19 Aralık ve Kürdistan Katliamlarından

Berkin’e, Günay’a, Dilek Doğan’aBerkin’e, Günay’a, Dilek Doğan’a

ADALETİN PEŞİNDEYİZ!ADALETİN PEŞİNDEYİZ!

ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ!ADALETSİZLİĞE TESLİM OLMAYACAĞIZ!DİRENECEĞİZ, KAZANACAĞIZ!DİRENECEĞİZ, KAZANACAĞIZ!

A D A L E T İ Ç İ NA D A L E T İ Ç İ N