a 5-sayfa-ayarlı

193
Cumhuriyetten Günümüze 50 Şair Müberra ACAR 2015

Upload: muberraacar

Post on 07-Apr-2017

3.697 views

Category:

Documents


8 download

TRANSCRIPT

Page 1: A 5-sayfa-ayarlı

Cumhuriyetten Günümüze50 Şair

Müberra ACAR

2015

Page 2: A 5-sayfa-ayarlı

1

Mehmet Âkif Ersoy: (20 Aralık 1873 - 27 Aralık 1936)

 Türk şair, veteriner   hekim, öğretmen, vaiz, hafız,   Kur'an   mütercimi   ve siyasetçi.

Mehmet   Âkif   Ersoy,   Türkiye   Cumhuriyeti'nin   ulusal   marşı   olan İstiklâl Marşı'nın   yazarıdır.   "Vatan   Şairi"   ve   "Milli   Şair"   unvanları   ile   anılır.  II. Meşrutiyet döneminden   itibaren  Sırat-ı Müstakim (daha   sonraki adıyla Sebil'ür-Reşad)   dergisinin   başyazarlığını   yapmıştır. Kurtuluş Savaşı sırasında milletvekili olarak 1. TBMM'de yer almıştır.

Eserleri: 

1.Kitap: Safahat (1911)2.Kitap: Süleymaniye Kürsüsünde (1912)3.Kitap: Hakkın Sesleri (1913)4.Kitap: Fatih Kürsüsünde (1914)5.Kitap: Hatıralar (1917)6.Kitap: Asım (1924)7. Kitap:Gölgeler (1933)8.Kitap: Safahat 

Page 3: A 5-sayfa-ayarlı

İSTİKLAL MARŞI (*)

Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.

O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;O benimdir, o benim milletimindir ancak.

Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilâl!Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celâl?

Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helâl,Hakkıdır, Hakk'a tapan, milletimin istiklâl!

Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!Kükremiş sel gibiyim; bendimi çiğner, aşarım.Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.

Garb'ın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar;Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir îmânı boğar,"Medeniyet!" dediğin tek dişi kalmış canavar?

Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın.Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın.Doğacaktır sana va'dettiği günler Hakk'ın...

Kim bilir, belki yarın... belki yarından da yakın.

Page 4: A 5-sayfa-ayarlı

Bastığın yerleri "toprak!" diyerek geçme, tanı!Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.Sen şehîd oğlusun, incitme, yazıktır, atanı;

Verme, dünyâları alsan da, bu cennet vatanı.

Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki fedâ?Şühedâ fışkıracak toprağı sıksan, şühedâ!Cânı, cânânı, bütün varımı alsın da Hüdâ,

Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüdâ.

Ruhumun senden, İlâhî, şudur ancak emeli:Değmesin ma'bedimin göğsüne nâ-mahrem eli.

Bu ezanlar-ki şehâdetleri dînin temeli-Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli.

O zaman vecd ile bin secde eder -varsa- taşım;Her cerîhamdan, İlâhî, boşanıp kanlı yaşım,Fışkırır rûh-i mücerred gibi yerden na'şım;

O zaman yükselerek Arş'a değer belki başım.

Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl;Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helâl.Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl:

Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;Hakkıdır, Hakk'a tapan, milletimin istiklâl!

Page 5: A 5-sayfa-ayarlı

(*)Şairin Safahat adı   altında   toplanan   şiirleri   8   kitaptan   oluşmuştur. Şair, İstiklâl Marşı'nı Safahat'a koymamıştır. Nedenini ise şöyle açıklar: "Çünkü ben onu milletimin kalbine gömdüm".

2

Mehmet Ziya Gökalp: (23 Mart 1876, Diyâr-ı Bekr – 25 Ekim 1924, İstanbul)Toplumbilimci, Türk yazar, şair ve siyasetçidir. Meclis-i Mebusan'da veTürkiye Büyük Millet Meclisi'nde milletvekilliği yapmıştır. "Türk milliyetçiliğinin babası" olarak da anılır. 

EserleriLimni ve Malta MektuplarıKızıl Elma (1914)Türkleşmek, İslâmlaşmak, Muasırlaşmak (1929)Yeni Hayat (1930)Altın Işık (1927)Türk Töresi (1923)Doğru Yol (1923)[12]Türkçülüğün Esasları (1923) : Eserin ilk baskısı Osmanlı alfabesiyle yayınlanmıştır[13].Türk Medeniyet Tarihi (1926, ölümünden sonra)Kürt Aşiretleri Hakkında Sosyolojik Tetkikler (ölümünden sonra)Altın DestanÜç CereyanHars ve MedeniyetKuğularFelsefe Dersleri (2006), Çizgi Kitabevi, Konya

Page 6: A 5-sayfa-ayarlı

Ala Geyik

Çocuktum, ufacıktım,Top oynadım,acıktım.

Buldum yerde bir erik,Kaptı bir Ala Geyik.

Geyik kaçtı ormana,Bindim bir ak doğana.

Doğan, yolu şaşırdı,Kaf Dağından aşırdı.

Attı beni bir göle;Gölden çıktım bir çöle,

Çölde buldum izini,Koştum, tuttum dizini.

Geyik beni görünce,Düştü büyük sevince.

Verdi bana bir elma,Dedi, dinlenme, durma.

Dağdan yürü, kırdan git,Altın Köşke çabuk yet.

Seni bekler ezeli,Orda dünya güzeli.

Bin yıllık çile doldu!Bunu dedi, kayboldu.

Page 7: A 5-sayfa-ayarlı

Yedim sırlı elmayı,Gördüm gizli dünyayı.

Gündüz oldu, geceler;Ak sakallı cüceler,

Korkunç devler hortladı,Cinler, cirit oynadı.

Kesik başlar yürürdü,Saçlarını sürürdü.

Bir de baktım, melekler,Başlarında çiçekler.

Devlere el bağlıyor,Gizli gizli ağlıyor.

Kılıcımı çıkardım,Perileri kurtardım.

Kurtardığım periler,Adım adım geriler,

Kanadını açardı,Selam verir, kaçardı.

Az, uz gittim, dolaştım,Altın Köşke ulaştım.

Bir kapısı açıktı,Öteki kapanıktı.

Kapalıyı açarak,Açığa vurdum kapak.

At önünde et vardı,İt, ot yemez ağlardı;

Page 8: A 5-sayfa-ayarlı

Otu ata yedirdim,Eti ite yedirdim.

Açtım bir elmas oda;Dev şahı uykuda

Gördüm, kestim başını,Dedim, Ey dev nerede?

Nerede Dünya Güzeli?Dedi, Elinde eli!

Döndüm, baktım. Bir KırgızElbiseli güzel kız.

Durmuş, bakar yanımda,Şimşek çaktı canımda.

Güldü, dedi, Türk Beyi!Tanıdın mı geyiği?

Kimse, beni bu devdenAlamazdı. Ancak sen,

Kaya deldin, dağ yardın,Geldin, beni kurtardın.

Ah o imiş anladım,Sevincimden ağladım,

Dedim, Turan Meleği!Türkün yüce dileği!

Yüz milyon Türk bu andaSeni bekler Turanda.

Haydi, çabuk varalım,

Page 9: A 5-sayfa-ayarlı

Karanlığı yaralım;

Sönük ocak canlansın,Yoksul ülke şanlansın

İndik, iti okşadık,At sırtına atladık.

Geçtik nice dağ, kaya,Geldik Demirkapıya.

Kapanması, çok yıldı,Açıl! dedim, açıldı.

Yol verince gizli yurt,Aldı bizi Bozkurt,

Kaf Dağından geçirdi,Türk Eline getirdi.

UYU YAVRUM

Uyu yavrum, uyanacak günler var,Yarınları gözetleyen dünler var.Baban şehit izlerinde ünler var.

O izlerde sen de dolaşÖç gününe sen tezce ulaş

Uyu yavrum, tepesinde haç yatanCamiler vardır bu mu seni ağlatan?Dayanamaz çiğnenmeye bu vatan

Camilere götür hilal,Hem yurdu, hem de öcünü al.

Page 10: A 5-sayfa-ayarlı

3

Ahmet Necip Fazıl Kısakürek (26   Mayıs   1904, İstanbul -   25   Mayıs 1983,İstanbul), Türk şâir, yazar ve düşünür.

Necip   Fazıl,   24   yaşındayken   yayımladığı   ikinci   şiir   kitabı Kaldırımlar ile tanınmıştır.1934 yılına kadar sadece şair olarak tanınmış ve o devirde Türk basınının merkezi olan Bâb-ı Âli'nin önde gelen isimleri arasında yer almıştır. 1934   yılında Abdülhakîm   Arvâsî ile   tanıştıktan   sonra   büyük   bir   değişim yaşayan   Kısakürek,   1943-1978   arasında   512   sayı   yayımlanan Büyük   Doğu Dergisiyoluyla   İslamcı   görüşlerini   kamuoyuna   duyuran   ve Büyük   Doğu Hareketi’ne önderlik eden bir şairdir.

Eserleri:

Örümcek Ağı (1925)Kaldırımlar (1928)Ben ve Ötesi (1932)Birkaç Hikâye Birkaç Tahlil (1933Tohum (1935)Beklenen (1937)Bir Adam Yaratmak (1938)Künye (1938)Sabır Taşı (1940)Namık Kemâl (1940)Çerçeve (1940)Para (1942)Vatan Şairi Nâmık Kemâl (1944)Müdafaa (1946)Halkadan Pırıltılar (Veliler Ordusundan) (1948)Nam (1949)

Çöle İnen Nur (İzinsiz Baskı) (1950)101 Hadis (Büyük Doğu'nun 1951'de verdiği ek) (1951)Maskenizi Yırtıyorum (1953)Sonsuzluk Kervanı (1955)Cinnet Mustatili (Yılanlı Kuyudan)(1955)Mektubat'tan Seçmeler (1956)At'a Senfoni (1958)Büyük Doğu'ya DOĞRU (İdeolocya Örgüsü) (1959)Altun Halka (Silsile) (1960)O ki O Yüzden Varız (Çöle İnen Nur) (1961)Çile (1962)Her Cephesiyle Komünizm (1962)

Page 11: A 5-sayfa-ayarlı

Türkiye'de Komünizm ve Köy Enstitüleri (1962)Ahşap Konak (Büyük Doğu'nun 1964'te verdiği ek) (1964)Reis Bey (1964)Siyah Pelerinli Adam (Büyük Doğu'nun 1964'te verdiği ek)(1964)Hazret (1964)İman ve Aksiyon (1964)Ruh Burkuntularından Hikâyeler (1965)Büyük Kapı (O ve Ben) (1965)Ulu Hakan II. Abdülhamid Han (1965)Bir Pırıltı Binbir Işık (1965)Tarih Boyunca Büyük Mazlumlar I (1966)Tarih Boyunca Büyük Mazlumlar II (1966)Büyük Kapı'ya ek (Başbuğ Velilerden) (1966)İki Hitabe: Ayasofya / Mehmetçik (1966)El Mevahibü'l Ledüniyye (1967)Vahidüddin (1968)İdeolocya Örgüsü (1968)Türkiye'nin Manzarası (1968)Tanrı Kulundan Dinlediklerim I (1968)Tanrı Kulundan Dinlediklerim II (1968)Peygamber Halkası (1968)1001 Çerçeve 1 (1968)

1001 Çerçeve 2 (1968)1001 Çerçeve 3 (1968)1001 Çerçeve 4 (1968)1001 Çerçeve 5 (1968)Piyeslerim(Ulu Hakan/Yunus Emre/S. P. Adam) (1969)Müdafaalarım (1969)Son Devrin Din Mazlumları (1969)Sosyalizm Komünizm ve İnsanlık (1969)Şiirlerim (1969)Benim Gözümde Menderes (1970)Yeniçeri (1970)Kanlı Sarık (1970)Hikâyelerim (1970)Nur Harmanı (1970)Reşahat (1971)Senaryo Romanları (1972)Moskof (1973)Hazret (1973)Esselâm (1973)Hac (1973)Çile (Nihaî Tertib) (1974)Rabıta (1974)Başbuğ Velilerden 33 (Altun Silsile) (1974)O ve Ben (1974)Bâbıâli (1975)Hitabeler (1975)Mukaddes Emanet (1976)İhtilal (1976)Sahte Kahramanlar (1976)

Page 12: A 5-sayfa-ayarlı

Veliler Ordusundan 333 (Halkadan Pırıltılar) (1976)Rapor 1 (1976)Rapor 2 (1976)Yolumuz, Halimiz, Çaremiz (1977)Rapor 3 (1977)İbrahim Ethem (1978)DOĞRU Yolun Sapık Kolları (1978)Rapor 4 (1979)Rapor 5 (1979)Rapor 6 (1979)Aynadaki Yalan (1980)Rapor 7 (1980)Rapor 8 (1980)Rapor 9 (1980)Rapor 10 (1980)Rapor 11 (1980)Rapor 12 (1980)Rapor 13 (1980)İman ve İslâm Atlası (1981)Batı Tefekkürü ve İslâm Tasavvufu (1982)

Tasavvuf Bahçeleri (1983)Kafa Kâğıdı (1984)Hesaplaşma (1985)Dünya Bir İnkılâp Bekliyor (1985)Mümin (1986)Öfke Ve Hiciv (1988)Çerçeve 2 (1990)Konuşmalar (1990)Başmakalelerim 1 (1990)Çerçeve 3 (1991)Hücum Ve Polemik (1992)Başmakalelerim 2 (1995)Başmakalelerim 3 (1995)Çerçeve 4 (1996)Edebiyat Mahkemeleri (1997)Çerçeve 5 (1998)Hâdiselerin Muhasebesi 1 (1999)Püf Noktası (2000)Hâdiselerin Muhasebesi 1 (1999)Püf Noktası (2000)BekleyenBayram

ZİNDANDAN MEHMED’E MEKTUP

Zindan iki hece, Mehmed'im lâfta!Baba katiliyle baban bir safta!

Bir de, geri adam, boynunda yafta...Halimi düşünüp yanma Mehmed'im!

Page 13: A 5-sayfa-ayarlı

Kavuşmak mı? .. Belki... Daha ölmedim!

Avlu... Bir uzun yol... Tuğla döşeli,Kırmızı tuğlalar altı köşeli.

Bu yol da tutuktur hapse düşeli...Git ve gel... Yüz adım... Bin yıllık konak.

Ne ayak dayanır buna, ne tırnak!

Bir âlem ki, gökler boru içinde!Akıl, olmazların zoru içinde.Üstüste sorular soru içinde:

Düşün mü, konuş mu, sus mu, unut mu?Buradan insan mı çıkar, tabut mu?

Bir idamlık Ali vardı, asıldı;Kaydını düştüler, mühür basıldı.Geçti gitti, birkaç günlük fasıldı.

Ondan kalan, boynu bükük ve sefil;Bahçeye diktiği üç beş karanfil...

Müdür bey dert dinler, bugün 'maruzât'!Çatık kaş.. Hükûmet dedikleri zat...Beni Allah tutmuş, kim eder azat?Anlamaz; yazısız, pulsuz, dilekçem...Anlamaz; ruhuma geçti bilekçem!

Saat beş dedi mi, bir yırtıcı zil;Sayım var, maltada hizaya dizil!Tek yekûn içinde yazıl ve çizil!

Page 14: A 5-sayfa-ayarlı

İnsanlar zindanda birer kemmiyet;Urbalarla kemik, mintanlarla et.

Somurtuş ki bıçak, nâra ki tokat;Zift dolu gözlerde karanlık kat kat...Yalnız seccâdemin yününde şefkat;Beni kimsecikler okşamaz mâdem;

Öp beni alnımdan, sen öp seccâdem!

Çaycı, getir, ilâç kokulu çaydan!Dakika düşelim, senelik paydan!Zindanda dakika farksızdır aydan.

Karıştır çayını zaman erisin;Köpük köpük, duman duman erisin!

Peykeler, duvara mıhlı peykeler;Duvarda, başlardan, yağlı lekeler,

Gömülmüş duvara, baş baş gölgeler...Duvar, katil duvar, yolumu biçtin!Kanla dolu sünger... Beynimi içtin!

Sükût... Kıvrım kıvrım uzaklık uzar;Tek nokta seçemez dünyadan nazar.

Yerinde mi acep, ölü ve mezar?Yeryüzü boşaldı, habersiz miyiz?

Güneşe göç var da, kalan biz miyiz?

Ses demir, su demir ve ekmek demir...İstersen demirde muhali kemir,

Ne gelir ki elden, kader bu, emir...

Page 15: A 5-sayfa-ayarlı

Garip pencerecik, küçük, daracık;Dünyaya kapalı, Allah’a açık.

Dua, dua, eller karıncalanmış;Yıldızlar avuçta, gök parçalanmış.

Gözyaşı bir tarla, hep yoncalanmış...Bir soluk, bir tütsü, bir uçan buğu;

İplik ki, incecik, örer boşluğu.

Ana rahmi zâhir, şu bizim koğuş;Karanlığında nur, yeniden doğuş...

Sesler duymaktayım: Davran ve boğuş!Sen bir devsin, yükü ağırdır devin!Kalk ayağa, dimdik doğrul ve sevin!

Mehmed'im, sevinin, başlar yüksekte!Ölsek de sevinin, eve dönsek de!Sanma bu tekerlek kalır tümsekte!Yarın, elbet bizim, elbet bizimdir!

Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir!

KALDIRIMLAR I

Page 16: A 5-sayfa-ayarlı

Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında;Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum.Yolumun karanlığa saplanan noktasında,Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum.

Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık;Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar.İn cin uykuda, yalnız iki yoldaş uyanık;Biri benim, biri de serseri kaldırımlar.

İçimde damla damla bir korku birikiyor;Sanıyorum, her sokak başını kesmiş devler...Üstüme camlarını, hep simsiyah, dikiyor;Gözüne mil çekilmiş bir âmâ gibi evler.

Kaldırımlar, çilekeş yalnızların annesi;Kaldırımlar, içimde yaşamış bir insandır.Kaldırımlar, duyulur, ses kesilince sesi;Kaldırımlar, içimde kıvrılan bir lisandır.

Bana düşmez can vermek, yumuşak bir kucakta;Ben bu kaldırımların emzirdiği çocuğum!Aman, sabah olmasın, bu karanlık sokakta;Bu karanlık sokakta bitmesin yolculuğum!

Ben gideyim, yol gitsin, ben gideyim, yol gitsin;İki yanımdan aksın, bir sel gibi fenerler.Tak, tak, ayak sesimi aç köpekler işitsin;

Yolumun zafer tâkı, gölgeden taş kemerler.

Page 17: A 5-sayfa-ayarlı

Ne sabahı göreyim, ne sabah görüneyim;Gündüzler size kalsın, verin karanlıkları!Islak bir yorgan gibi, sımsıkı bürüneyim;Örtün, üstüme örtün, serin karanlıkları.

Uzanıverse gövdem, taşlara boydan boya;Alsa buz gibi taşlar alnımdan bu ateşi.Dalıp, sokaklar kadar esrarlı bir uykuya,Ölse, kaldırımların kara sevdalı eşi...

II

Başını bir gayeye satmış bir kahraman gibi,Etinle, kemiğinle, sokakların malısın!Kurulup şiltesine bir tahtaravan gibi,

Sonsuz mesafelerin üstünden aşmalısın!

Fahişe yataklardan kaçtığın günden beri,Erimiş ruhlarınız bir derdin potasında.Senin gölgeni içmiş, onun gözbebekleri;Onun taşı erimiş, senin kafatasında.

İkinizin de ne eş, ne arkadaşınız var;Sükût gibi münzevî, çığlık gibi hürsünüz.Dünyada taşınacak bir kuru başınız var;Onu da, hangi diyar olsa götürürsünüz.

Yağız atlı süvari, koştur, atını, koştur!Sonunda kabre çıkar bu yolun kıvrımları.Ne kaldırımlar kadar seni anlayan olur...Ne senin anladığın kadar, kaldırımları...

Page 18: A 5-sayfa-ayarlı

III

Bir esmer kadındır ki, kaldırımlarda gece,Vecd içinde başı dik, hayalini sürükler.

Simsiyah gözlerine, bir ân, gözüm değince,Yolumu bekleyen genç, haydi düş peşime der.

Ondan bir temas gibi rüzgâr beni bürür de,Tutmak, tutmak isterim, onu göğsüme alıp.Bir türlü yetişemem, fecre kadar yürür de,Heyhat, o bir ince ruh, bense etten bir kalıp.

Arkamdan bir kahkaha duysam yaralanırım;Onu bir başkasına râm oluyor sanırım,

Görsem pencerelerde soyunan bir karaltı.

Varsın, bugün bir acı duymasın gözyaşımdan;Bana rahat bir döşek serince yerin altı,

Bilirim, kalkmayacak, bir yâr gibi başımdan...

BEKLENEN

Ne hasta bekler sabahı,Ne taze ölüyü mezar.

Ne de şeytan, bir günahı,Seni beklediğim kadar.

Geçti istemem gelmeni,Yokluğunda buldum seni;

Page 19: A 5-sayfa-ayarlı

Bırak vehmimde gölgeniGelme, artık neye yarar?

4

Mehmet Emin Yurdakul (d. 13 Mayıs 1869, İstanbul - ö. 14 Ocak 1944,İstanbul), Türk şair, milletvekili. “Türk Şairi”, “Milli Şair” diye anılır.

Türk Milli Edebiyat akımının öncü şairleri arasında yer almıştır. Ulusçu, halkçı görüşleri savunan şiirler yazan Yurdakul, Osmanlı Meclis-i Mebusan III. Dönem Musul Mebusluğu ile TBMM II. Dönem Karahisar-ı Şarkı, III. Dönem Şebinkarahisar ve IV. Dönem (Ara Seçim), V., VI. Dönem Urfa ve VII. Dönem İstanbul Milletvekilliği ile II. Dönem İrşad Encümeni Reisliği yapmıştır.

Eserleri:

Türkçe şiirler, 1899Türk Sazı, 1914Ey Türk Uyan, 1914Tan Sesleri, 1915Zafer Yolunda, 1918Aydın Kızları, 1919Dante'ye, 1920Mustafa Kemal, 1928Ankara, 1939Cenge Giderken 1886Fazilet ve Adalet (1890)Ordunun Destanı (The Legend of the Army, 1915)Dicle Önünde (In Front of Tigris, 1916)İsyan ve Dua (The Uprising and the Prayers, 1918)

Page 20: A 5-sayfa-ayarlı

Turan'a Doğru (Towards Turan, 1918)Türk'ün Hukuku (The Law of Turk, 1919)Kral Corc'a (To King George, 1928)

BİZ NASIL ŞİİR İSTERİZ“Köroğlu” ne? Anadolu dağlarında görünen,Hep evleri, yapıları çamurlara bürünen,

Köycüklerde, rencberlerin yurtlarında okunur.

Bir kitap ki ya bir yetim keçisini çaldırtır,Ya bir çiftçi çocuğunu ıssız dağa kaldırtır,Öyle şeyler belletir ki akıllara dokunur.

“Fâtih” nedir? İstanbul’un surlarının altında,Karadeniz Boğazı’nda, Hisar’ların sırtında,

Gayet güzel düşünülmüş, gayet iyi duyulmuş.

Bir şiir ki şehitlerin al kanıyla yazılmış;Bir kılıç ki kitabının alt yanına asılmış;

Bir altından heykeldir ki bir odaya konulmuş.

Biz o şiiri isteriz ki çifte giden babalar,Ekin biçen genç kızlarla, odun kesen analar,Yanık sesin dinlerlerken gözyaşların silsinler.

Başlarını açık, beyaz sinesine koysunlar;Yüreğinin, özleriçün çarpındığın duysunlar;

Bu çarpıntı, bu ses nedir? Neler diyor? Bilsinler.

Page 21: A 5-sayfa-ayarlı

ANADOLU’DAN BİR SES YAHUT CENGE GİDERKEN

Ben bir Türk'üm; dinim, cinsim uludur;Sinem, özüm ateş ile doludur,İnsan olan vatanının kuludur.

Türk evladı evde durmaz giderim!

Muhammed'in kitabını kaldırtmam;Osmancık'ın bayrağını aldırtmam;Düşmanımı vatanıma saldırtmam.Tanrı evi viran olmaz, giderim!

Bu topraklar ecdadımın ocağı;Evim, köyüm hep bu yerin bucağı;

İşte vatan, işte Tanrı kucağı!Ata yurdun, evlat bozmaz, giderim!

Tanrım şahit, duracağım sözümde;Milletimin sevgileri özümde;

Vatanımdan başka şey yok gözümde.Yâr yatağın düşman almaz, giderim!

Ak gömlekle gözyaşımı silerim;Kara taşla bıçağımı bilerim;

Vatanımçin yücelikler dilerim.Bu dünyada kimse kalmaz, giderim!

Page 22: A 5-sayfa-ayarlı

5

Faruk Nafiz Çamlıbel: (18 Mayıs 1898, İstanbul – 8 Kasım 1973, İstanbul), Türk şair, siyasetçi, öğretmen.

Hecenin Beş Şairi'nden biridir. TBMM’de VIII., IX., X.ve XI. Dönem İstanbul Milletvekili olarak görev yapmış bir siyasetçidir. En ünlü eseri, Han Duvarları adlı uzun şiiridir. Behçet Kemal Çağlar ile birlikte Onuncu Yıl Marşı’nın sözlerini yazmıştır.

Eserleri:AliPiçYolcu ile ArabacıBizim MemleketÇoban ÇeşmesiDinle NeydenGönülden GönüleBir Ömür Böyle GeçtiSuda HalkalarHan DuvarlarıZindan DuvarlarıŞarkın SultanlarıMustafa KemalSon AşıkTiyatro oyunları[değiştir | kaynağı değiştir]Canavar O gün(1925)Akın (1932)Özyurt (1933)Kahraman (1938)Yayla Kartalı (1945)İlk Göz Ağrısı

Page 23: A 5-sayfa-ayarlı

HudekoğluRoman[değiştir | kaynağı değiştir]Yıldız YağmuruAyşe'nin Doktoru (1949)Mektep temsilleri[değiştir | kaynağı değiştir]Bir Demette Beş Çiçek (1933)Yangın (1934)Belki Birgün (1946)

ÇOBAN ÇEŞMESİ

Derinden derine ırmaklar ağlar,Uzaktan uzağa çoban çeşmesi,

Ey suyun sesinden anlıyan bağlar,Ne söyler şu dağa çoban çeşmesi.

Gönlünü Şirin'in aşkı sarıncaYol almış hayatın ufuklarınca,O hızla dağları Ferhat yarınca

Başlamış akmağa çoban çeşmesi.

O zaman başından aşkındı derdi,Mermeri oyardı, taşı delerdi.

Kaç yanık yolcuya soğuk su verdi.Değdi kaç dudağa çoban çeşmesi.

Vefasız Aslı'ya yol gösteren bu,Kerem'in sazına cevap veren bu,

Kuruyan gözlere yaş gönderen bu...Sızmadı toprağa çoban çeşmesi.

Leyla gelin oldu, Mecnun mezarda,Bir susuz yolcu yok şimdi dağlarda,Ateşten kızaran bir gül arar da,

Gezer bağdan bağa çoban çeşmesi,

Ne şair yaş döker, ne aşık ağlar,Tarihe karıştı eski sevdalar.

Page 24: A 5-sayfa-ayarlı

Beyhude seslenir, beyhude çağlar,Bir sola, bir sağa çoban çeşmesi...

Faruk Nafiz ÇamlıbelHAN DUVARLARI

-Osmanzade Hamdi Bey'e-

Yağız atlar kişnedi, meşin kırbaç şakladı,Bir dakika araba yerinde durakladı.

Neden sonra sarsıldı altımda demir yaylar,Gözlerimin önünden geçti kervansaraylar...Gidiyordum, gurbeti gönlümle duya duya,

Ulukışla yolundan Orta Anadolu'ya.İlk sevgiye benzeyen ilk acı, ilk ayrılık!Yüreğimin yaktığı ateşle hava ılık,

Gök sarı, toprak sarı, çıplak ağaçlar sarı...Arkada zincirlenen yüksek Toros Dağları,Önde uzun bir kışın soldurduğu etekler,

Sonra dönen, dönerken inleyen tekerlekler...

Ellerim takılırken rüzgârların saçınaAsıldı arabamız bir dağın yamacına.

Her tarafta yükseklik, her tarafta ıssızlık,Yalnız arabacının dudağında bir ıslık!Bu ıslıkla uzayan, dönen kıvrılan yollar,Uykuya varmış gibi görünen yılan yollarBaşını kaldırarak boşluğu dinliyordu.

Gökler bulutlanıyor, rüzgâr serinliyordu.Serpilmeye başladı bir yağmur ince ince.Son yokuş noktasından düzlüğe çevrilince

Nihayetsiz bir ova ağarttı benzimizi.Yollar bir şerit gibi ufka bağladı bizi.

Gurbet beni muttasıl çekiyordu kendine.Yol, hep yol, daima yol... Bitmiyor düzlük yine.

Ne civarda bir köy var, ne bir evin hayali,Sonunda ademdir diyor insana yolun hali,

Arasıra geçiyor bir atlı, iki yayan.Bozuk düzen taşların üstünde tıkırdıyan

Page 25: A 5-sayfa-ayarlı

Tekerlekler yollara bir şeyler anlatıyor,Uzun yollar bu sesten silkinerek yatıyor...Kendimi kaptırarak tekerleğin sesineUzanmış kalmışım yaylının şiltesine.

Bir sarsıntı... Uyandım uzun süren uykudan;Geçiyordu araba yola benzer bir sudan.Karşıda hisar gibi Niğde yükseliyordu,Sağ taraftan çıngırak sesleri geliyordu:Ağır ağır önümden geçti deve kervanı,

Bir kenarda göründü beldenin viran hanı.Alaca bir karanlık sarmadayken her yeriAtlarımız çözüldü, girdik handan içeri.Bir deva bulmak için bağrındaki yarayaToplanmıştı garipler şimdi kervansaraya.Bir noktada birleşmiş vatanın dört bucağı,Gurbet çeken gönüller kuşatmıştı ocağı.Bir pırıltı gördü mü gözler hemen dalıyor,Göğüsler çekilerek nefesler daralıyor.Şişesi is bağlamış bir lambanın ışığıHer yüzü çiziyordu bir hüzün kırışığı.Gitgide birer ayet gibi derinleştiler

Yüzlerdeki çizgiler, gözlerdeki cizgiler...Yatağımın yanında esmer bir duvar vardı,Üstünde yazılarla hatlar karışmışlardı;

Fani bir iz bırakmış burda yatmışsa kimler,Aygın baygın maniler, açık saçık resimler...Uykuya varmak için bu hazin günde, erken,Kapanmayan gözlerim duvarlarda gezerken

Birdenbire kıpkızıl birkaç satırla yandı;Bu dört mısra değil, sanki dört damla kandı.

Ben garip çizgilere uğraşırken başbaşaRaslamıştım duvarda bir şair arkadaşa;

"On yıl var ayrıyım Kınadağı'ndanBaba ocağından yar kucağından

Bir çiçek dermeden sevgi bağındanHuduttan hududa atılmışım ben"

Altında da bir tarih: Sekiz mart otuz yedi...

Page 26: A 5-sayfa-ayarlı

Gözüm imza yerinde başka ad görmedi.Artık bahtın açıktır, uzun etme, arkadaş!

Ne hudut kaldı bugün, ne askerlik, ne savaş;Araya gitti diye içlenme baharına,

Huduttan götürdüğün şan yetişir yârına!...

Ertesi gün başladı gün doğmadan yolculuk,Soğuk bir mart sabahı... Buz tutuyor her soluk.

Ufku tutuşturmadan fecrin ilk alevleriArkamızda kalıyor şehrin kenar evleri.

Bulutların ardında gün yanmadan sönüyor,Höyükler bir dağ gibi uzaktan görünüyor...Yanımızdan geçiyor ağır ağır kervanlar,Bir derebeyi gibi kurulmuş eski hanlar.Biz bu sonsuz yollarda varıyoruz, gitgide,İki dağ ortasında boğulan bir geçide.Sıkı bir poyraz beni titretirken içimdenGeçidi atlayınca şaşırdım sevincimden:Ardımda kalan yerler anlaşırken baharla,Önümüzdeki arazi örtülü şimdi karla.Bu geçit sanki yazdan kışı ayırıyordu,Burada son fırtına son dalı kırıyordu...Yaylımız tüketirken yolları aynı hızla,Savrulmaya başladı karlar etrafımızda.Karlar etrafı beyaz bir karanlığa gömdü;

Kar değil, gökyüzünden yağan beyaz ölümdü...Gönlümde can verirken köye varmak emeli

Arabacı haykırdı "İşte Araplıbeli!"Tanrı yardımcı olsun gayrı yolda kalanaBiz menzile vararak atları çektik hana.

Bizden evvel buraya inen üç dört arkadaşKurmuştular tutuşan ocağa karşı bağdaş.Çıtırdayan çalılar dört cana can katıyor,Kimi haydut, kimi kurt masalı anlatıyor...Gözlerime çökerken ağır uyku sisleri,

Çiçekliyor duvarı ocağın akisleri.Bu akisle duvarda çizgiler beliriyor,

Page 27: A 5-sayfa-ayarlı

Kalbime ateş gibi şu satırlar giriyor;"Gönlümü çekse de yârin hayaliAşmaya kudretim yetmez cibaliYolcuyum bir kuru yaprak misaliRüzgârın önüne katılmışım ben"

Sabahleyin gökyüzü parlak, ufuk açıktı,Güneşli bir havada yaylımız yola çıktı...

Bu gurbetten gurbete giden yolun üstündeBen üç mevsim değişmiş görüyordum üç günde.

Uzun bir yolculuktan sonra İncesu'daydık,Bir handa, yorgun argın, tatlı bir uykudaydık.Gün doğarken bir ölüm rüyasıyla uyandım,Başucumda gördüğüm şu satırlarla yandım!

"Garibim namıma Kerem diyorlarAslı'mı el almış haram diyorlar

Hastayım derdime verem diyorlarMaraşlı Şeyhoğlu Satılmış'ım ben"

Bir kitabe kokusu duyuluyor yazında,Korkarım, yaya kaldın bu gurbet çıkmazında.

Ey Maraşlı Şeyhoğlu, evliyalar adağı!Bahtına lanet olsun aşmadınsa bu dağı!Az değildir, varmadan senin gibi yurduna,

Post verenler yabanın hayduduna kurduna!..Arabamız tutarken Erciyes'in yolunu:

"Hancı dedim, bildin mi Maraşlı Şeyhoğlu'nu?"Gözleri uzun uzun burkuldu kaldı bende,

Dedi:"Hana sağ indi, ölü çıktı geçende!"

Yaşaran gözlerimde her şey artık değişti,Bizim garip Şeyhoğlu buradan geçmemişti...

Gönlümü Maraşlı'nın yaktı kara haberi.

Aradan yıllar geçti işte o günden beriNe zaman yolda bir han rastlasam irkilirim,Çünkü sizde gizlenen dertleri ben bilirim.Ey köyleri hududa bağlayan yaşlı yollar,Dönmeyen yolculara ağlayan yaslı yollar!Ey garip çizgilerle dolu han duvarları,

Page 28: A 5-sayfa-ayarlı

Ey hanların gönlümü sızlatan duvarları!..

Faruk Nafiz ÇAMLIBEL

6

Yusuf Ziya Ortaç: (d. 23 Nisan 1895, İstanbul – ö. 11 Mart 1967, İstanbul) Türk şair, yazar, edebiyat öğretmeni, yayımcı, siyasetçi.

Türk şiirinde Beş Hececiler olarak adlandırılan gruptandır. Türk edebiyatının önemli mizah yazarlarındandır. Beş Hececiler grubunun üyelerinden Orhon Seyfi ile birlikte Türk dergicilik yaşamında önemli yeri olan siyasi-mizah dergisi Akbaba’yı yayın hayatına kazandırmış, bu dergideki yazılarıyla büyük bir hayran kitlesi edinmiştir.

VIII. ve IX. Dönem Ordu milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde görev yapmış bir siyasetçidir.

Eserleri:

Şiir:Akından Akına (1916)Aşıklar Yolu (1919)Şairin Duası (1919)Şen Kitap (1919)Cenk Ufukları (1920)Yanardağ (1928)Bir Selvi Gölgesi (1938)Kuş Cıvıltıları (Çocuk şiirleri, 1938)Bir Rüzgar Esti (1962)Oyun:Binnaz (1917)Name (1918)Kördüğüm (1919)Nikahta Keramet (1923)Uzun Hikâye:

Kürkçü Dükkanı (1931)Şeker Osman (1932)Antoloji ve İnceleme:Nedim (1932)Seyranî (1933)Halk Edebiyatı Antolojisi (1933)Faruk Nafiz: Hayatı ve Eserleri (1937)Ahmet Haşim: Hayatı ve Eserleri (1937)Roman:Dağların Havası (1925, manzum)Göç (1943, otobiyografik roman)Üç Katlı Ev (1953)Sarı çizmeli Mehmet Ağa (1956)Gün Doğmadan (1960)Mizah:Beşik (1943)

Page 29: A 5-sayfa-ayarlı

Ocak (1943)Sarı Çizmeli Mehmed Ağa (1956)Gün Doğmadan (1960)Gezi - Anı – Biyografi:

İsmet İnönü (1946)Göz Ucuyla Avrupa (1958)Portreler (1960)Biz

GİDEN GELMEZ

İşittim ki, benim için ağlıyormuşsun,Hala adım düşmüyormuş dudaklarından!Geçenlerde bir yolcudan beni sormuşsun,Metruk, ıssız bir manastır gibiymiş odan!Çamlıklarda tek başına geziyormuşsun,Gözyaşların anıyormuş eski günleri...Ümidini siyah ufuklarda yormuşsun,

Sanmışsın ki, giden günler gelecek geri!

Artık ela gözlerinin altı çürümüş,Bahçemdeki kuşlar gibi susmuş kahkahan!Kalbin bir dal mevsimin hüznü bürümüş...

Akşamları son yolcular geçerken kırdanNazarların dalıyormuş, yıllardan beriBir seyyahın bekleniyor gibi haberi!

KIŞ

Fırtına bir hallaç gibi,Gökte bulutları atar.Gittikçe bastırır tipi,

Dünya kar içinde yatar.

Uzak bir hayal olur yaz,Rüzgar acı acı eser,Bir ustura gibi ayaz,

Dokunduğu yeri keser.

Bahçeler bir kar kuyusu,Ağaçlar bir gümüş şamdan.Dere akmaz, buz tutar su,

Page 30: A 5-sayfa-ayarlı

Sesler kesilir akşamdan.

Bacalar tüten evlerde,Gönül ilkbaharı özler,Rüya görür alevlerde,Sobalara dalan gözler.

Yusuf Ziya ORTAÇ

7

Enis Behiç Koryürek (d.11 Mart 1891, İstanbul - ö. 18 Ekim 1949, Ankara) Türk şair, öğretmen, diplomat, bürokrat.

Hecenin beş şairinden biridir. Türk denizciliğini şiire sokan şair olarak bilinir.[1]   Türk-Macar   dostluğunun   gelişmesinde,   Gül   Baba   Türbesinin   yeniden ziyaretgâh   ve   müze   haline   getirilmesinde   büyük   hizmetleri   geçmiş   bir diplomattır.   İşçi  meselelerine   ciddi   olarak   yaklaşan   ve   çözüm   yolları   için kurumlaşma yollarını açan ilk bürokratlardandır.

Eserleri:

Şiir kitaplarıMiras (1927)Varidat-ı Süleyman (Çedikçi Süleyman Çelebi Ruhundan İlhamlar, 1949)Güneşin Ölümü (1951)

Page 31: A 5-sayfa-ayarlı

GEMİCİLER

Biz dalgalar, fırtınalar kahramanı yiğitleriz.Ufuklardan ufuklara haber sorar, gezeriz.

Güneşlerde uyuklayan yamaçları,Kalbi durgun tarlaları bıraktık.

Gölge veren ağaçlarıSevmiyoruz biz artık.

Sevgilimiz,Ey deniz!

İşte biz;Nihayetsiz

Mavilikler yolcusu!Ruhumuzun kardeşidir

Güneşlerde parlayan bu yeşil su.Bayrağımız yeşil sular ateşidir.

Biz bayrağın fedaisi sayısız Türk genciyiz.Biz hilale şan arayan korku bilmez gemiciyiz.

Ey vatandan müjdelerle bize kadar gelen rüzgâr!O sarışın sahillerde kara gözlü genç kızlar,

Yaz gecesi mehtap ile konuşurken, Doğru söyle, sordular mı bizleri?..

Nasıl cevap verdiği göktenGemimizin rehberi,

O vefakârYıldızlar?..

Poyraz var;Yelken dolar.

Gemi sanki kanatlı!Enginlerde pembe güneş

Gülümserken bu yolculuk ne tatlı!Çal sazını kalenderce yiğit kardeş!

Page 32: A 5-sayfa-ayarlı

Nağmelerin yorulmayan dalgalardan bahtiyar.Gönderelim bu ahengi o sevgili yurda kadar...

Enis Behiç Koryürek8

Halit Fahri Ozansoy: (d. 12 Temmuz 1891, İstanbul - ö. 23 Şubat 1971,İstanbul)Türk şair, gazeteci, oyun yazarı, öğretmen

Hecenin Beş Şairinden biridir. 40 yıl edebiyat öğretmenliği yapan Ozansoy, başta şiir olmak üzere tiyatro ve roman türlerinde pek çok eser vermiş bir edebiyat ve kültür adamıdır.

ESERLERİ:ŞİİR:Rüya (1912)Cenk Duyguları (1917)Efsaneler (1919)Zakkum (1920)Bulutlara Yakın (1920)Gülistanlar ve Harabeler (1922)Paravan (1929)Balkonda Saatler (1931)Sulara Dalan Gözler (1936)Hep Onun İçin (1962)Sonsuz Gecelerin Ötesinde (1964)ROMAN:Sulara Giden Köprü (1939)Aşıklar Yolunun Yolcuları (1939)OYUN:Baykuş (1916)İlk Şair (1923)Sönen Kandiller (1928)10 Yılın Destanı (1933)Nedim (1936)

Page 33: A 5-sayfa-ayarlı

Hayalet (1936)Bir Dolaptır Dönüyor (1958)İki Yanda (1970)(Baykuş ve Şair oyunları aruzla yazılmıştır.)ANI:Edebiyatçılar Geçiyor (1939, Edebiyatçılar Çevremde adıyla genişletilmiş baskı, 1970)Darülbedayi Devrinin Eski Günleri (1964)Eski İstanbul Ramazanları (1968)

ARUZA VEDA

İlk hasretiyle gençliğimin ilk elemleriEy paslı tellerinde gülen, ağlayan aruz,Ey eski dost yad edelim eski demleri,

Madem ki son sadanı dağıtmış, yorulmuşuz!Anlat alevli bir çölün üstünde ansızın!

Billur sesinle hıçkırarak doğduğun günü!Binbir diyarda binbir ilahi güzel kızın

Anlat nasıl terennümün inletti gönlünü!Neydin gönülde, şimdi ne oldun zavallı sen,Hıçkır benim de bari bu son gizli nalemi.Timsalin asumanda ziyalarla işlenen

Bir pembe gül mü, yoksa bir altın piyale mi?Akşam gruba karşı tüten bir buhurdanınHüznüyle şahit olma nihayet zevaline!

İran yoluyla Zühre tacın, nağme kervanınŞahane geldiğin gibi şahane git yine!Biz şimdi başka bir ahenge bağlıyız:Aşık nazlıya geldi erenler bu meclise,Yalnız bugün senin gibi ölgün sadalıyız,Zira bu saz da parçalanır gülmek istese...

İncitmeden rübabını insafsız ellerinZalim temaslarıyla zamanın sitemleri,

Page 34: A 5-sayfa-ayarlı

Ah ayrılırken, inleyerek paslı tellerin,Ey eski dost, yad edelim eski demleri...

Halit Fahri Ozansoy9

Orhan Seyfi Orhon (d. 23 Ekim 1890, İstanbul - ö. 22 Ağustos 1972, İstanbul), Türk şair, gazeteci, yazar, yayımcı, siyaset adamı.

Türk edebiyatı tarihine Beş Hececiler olarak geçmiş edebi topluluğun şairlerinden birisidir. Yirmiden fazla şiiri değişik bestekârlar tarafından bestelenmiştir.

Başta Akbaba mizah dergisi ve Çınaraltı fikir ve sanat dergisi olmak üzere pek çok dergi çıkarmış ve adı Çınaraltı dergisi ile özdeşleşmiş bir yayımcıdır.

TBMM’de 8. dönem Zonguldak ve 13. dönem İstanbul milletvekili olarak yer almış bir siyasetçidir.

Eserleri:

ŞiirleriFırtına ve Kar (1919).Peri Kızıyla Çoban Hikâyesi (1919)Gönülden Sesler (1922)Kervan (1935, 1964)O Beyaz Bir Kuştu (1941)İstanbul’un Fethi (1953)İşte Sevdiğim Dünya (1962)Şiirler (1970)AntolojiHayat Bilgisi Şiirleri (I-III, 1929-1930).Hikâye ve RomanKerem ile Aslı (1938)Çocuk Adam (1941).Mizah ve Hiciv KitaplarıFiskeler (1922).

Asrî Kerem (1938).Hicivler (1951)Düğün Gecesi ( 1957)Deneme ve FıkralarDün Bugün Yarın (1943)Kulaktan Kulağa (1943)Biyografiler1937’de hazırladığı Abdülhak Hâmid, Mehmed Âkif, Ziya Gökalp, Yahya Kemal, Nazım Hikmet biyografileriSiyasî Mücadele EserleriMaskeler Aşağı (1943)Maarif Vekili Hasan Âli Yücel’e Açık Mektup (1944)

Page 35: A 5-sayfa-ayarlı

Gençlere Açık Mektup (1951).

VEDAHani o bırakıp giderken seni

Bu öksüz tavrını takmayacaktın?Alnına koyarken veda buseni

Yüzüme bu türlü bakmayacaktın?

Hani ey gözlerim bu son vedada,Yolunu kaybeden yolcunun dağda

Birini çağırmak için imdadaYaktığı ateşi yakmayacaktın?

Gelse de en acı sözler dilimeUçacak sanırdım birkaç kelime...Bir alev halinde düştün elime

Hani ey gözyaşım akmayacaktın?

DİYORLAR

Ölürsem yazıktır sana kanmadanKollarım boynunda halkalanmadanBir günüm geçmiyor seni anmadanDerdine katlandım hiç usanmadanDiyorlar: "Kül olmaz ateş yanmadanDenizler durulmaz dalgalanmadan!"

Saadet benziyor boş bir serabaDüşüyor her seven gönül azabaGelmiyor çekilen dertler hesabaDiyorum: "Sebep ne bu ızdıraba?"Diyorlar: "Kül olmaz ateş yanmadan

Page 36: A 5-sayfa-ayarlı

Denizler durulmaz dalgalanmadan!"

Orhan Seyfi Orhon10

Yahya Kemal Beyatlı (2 Aralık 1884, Üsküp - 1 Kasım 1958, İstanbul), Türk şair, yazar, siyasetçi, diplomat. Doğum adı Ahmed Agâh’tır.

Cumhuriyet dönemi Türk şiirinin en büyük temsilcilerinden biridir. Şiirleri Divan edebiyatı ile modern şiir arasında köprülük görevi üstlenmiştir. Türk edebiyatı tarihi içinde "Dört Aruzcular"'dan biri olarak kabul edilir (Diğerleri Tevfik Fikret, Mehmet Âkif Ersoy ve Ahmet Haşim'dir). Sağlığında Türk edebiyatının baş aktörleri arasında kabul edilmiş ancak hiç kitap yayımlamamış bir şairdir.

Yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nde milletvekilliği ve bürokratlık gibi siyasi görevler üstlenmiştir. Eserleri öldükten sonra kitaplaştırılmıştır.

Yahya Kemal Beyatlı'nın Eserleri:

- Kendi Gök Kubbemiz (1961)- Eski Şiirin Rüzgariyle (1962)- Rübailer ve Hayyam Rübailerini Türkçe Söyleyiş (1963)- Aziz İstanbul (1964), Eğil Dağlar (1966)- Siyasi Hikayeler (1968)- Siyasi ve Edebi Portreler (1968)- Edebiyata Dair (1971)- Çocukluğum, Gençliğim, Siyasi ve Edebi Hatıralarım (1973)- Tarih Müsahabeleri (1975)- Bitmemiş Şiirler (1976)- Mektuplar-Makaleler (1977) 

Page 37: A 5-sayfa-ayarlı

SESSİZ GEMİArtık demir almak günü gelmişse zamandan,Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;

Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli,Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli.Biçare gönüller! Ne giden son gemidir bu!Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu!Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler.

Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden,Birçok seneler geçti; dönen yok seferinden.

BİR BAŞKA TEPEDENSana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul!

Görmedim gezmediğim, sevmediğim hiçbir yer.Ömrüm oldukça, gönül tahtıma keyfince kurul!Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer.

Nice revnaklı şehirler görülür dünyada,Lakin efsunlu güzellikleri sensin yaratan.Yaşamıştır derim, en hoş ve uzun rü'yada

Sende çok yıl yaşayan, sende ölen, sende yatan.

Page 38: A 5-sayfa-ayarlı

11

Nail Abbas Sayar: (21 Mart 1923, Yozgat - 12 Ağustos 1999, İzmir)

Türk köy edebiyatında önemli yeri olan Türk romancı ve şair. Abbas Sayar şiir gibi roman yazan bir yazar. Şairliği bu yüzden önemlidir.

Eserleri:Öykü: Yorganımı Sıkı Sar, 1977Roman:

Yılkı Atı, 1970Çelo, 1972Can Şenliği, 1974Dik Bayır, 1977Tarlabaşı Salkım Saçak, 1977Anılarda Yumak YumakEl Eli Yur, El de Yüzü Şiir:

Şiirler, 2002, Ötüken Yay. Deneme:

Noktalar (aforizmalar),1991Şehir Kitapları:Yozgat Var, Yozgatlı Yok

kitap: “Neco'ya Mektuplar”, Yozgat 1959

Page 39: A 5-sayfa-ayarlı

SARARAN OTLAR ARASINDA

Sen bilmezsin bozkırın akşamlarını,Batıda bir tepsi erirkenDoğudan bir tepsi çıkarAlaca ışıklı tepeleri,

Yamyassı eder şarkılar.

Bir içli keder düşer yüreklereKımıldar yanık acılarla dudaklar.Kiminin gözü batan güneşte,Kimininki doğan aydadır,

Kimisi asker anası,Gözler yollardadır.

Bir ince duman fakir bacasındanGökyüzüne arz-ı hal çizer.

Kenar mahalledeki ihtiyar nine,Bir kuru ekmeği, bir dudağını yer...

Şamatayı bırakır yüzleri kirli çocuklar,Ezan sesleri yalar kulakları.Avuçlarda emeksiz istekler,

Eller ki açıktır yukarı.

Işık bahçesinin ardına geçer mavi,Ağaçlar kulaç kulaç gerinir,

Page 40: A 5-sayfa-ayarlı

Bozkıra kuşak olup iner samanyolu,Dudaklarını uzatır yıldızlar bir bir...

Hangi türküyü söylersen söyle,Hangi dünyaya girersen gir,Tepeler ustaca bakar yüzüne,Burada toprak her şeyi bilir.

Sevdadan yana yanık yürekleri,Işıklı gökyüzü yoklar,

Çocuk gözlerine dağılır er saatteMinik minik uykular.

Sonra bir ince sessizlik dökülürDalı, ağacı unutur yaprak.

Girer koynuna düşüncelerin zamanAğlayarak...

Sen bilmezsin bozkırın akşamlarını,Bir tepsi erirkenBir tepsi çıkar...

Bölüşmüştür sevgiler yürekleri,Kiminin gözü batan güneşte,Kimininki doğan aydadır.Batıda tutuşan konaklarda,

Doğuda renkleşen saraylardadır.

Abbas Sayar

Page 41: A 5-sayfa-ayarlı

12

Abdülhak Şinasi Hisar (İstanbul, 14 Mart 1887 - 3 Mayıs 1963) Türk romancı, yazar.

ESERLERİRomanFahim Bey ve Biz (1941; 1942 CHP Hikâye ve Roman Ödülü üçüncülüğü)Çamlıca’daki Eniştemiz (1944)Ali Nizami Bey’in Alafrangalığı ve Şeyhliği (1952)AnıBoğaziçi Mehtapları (1942)Boğaziçi Yalıları (1954)Geçmiş Zaman Köşkleri (1956)FıkraGeçmiş Zaman Fıkraları (1958)AntolojiAşk imiş her ne var alemde (1955)Biyografiİstanbul ve Pierre Loti (1958)Yahya Kemal’e Veda (1959)Ahmet Haşim : Şiiri ve Hayatı (1963)

Ölümünden Sonra birçok eseri toparlanmış ve hakkında kitaplar yazılmıştır.

Page 42: A 5-sayfa-ayarlı

YALNIZ VE MAHZUN HAZANIN GELİŞİ

Yanımda hışırdadıSonbaharın kanadı..

Son güllerde bu kokanBahardan akan bir kan..Yerlerde dallar ancakKırılmış bir oyuncak..

Ne bir adım, ne bir ses!Yollardan ümidi kes!.Ağaçlar hasta, mahzunHazan! Geliyor musun?..

(HAZAN NEFESLERİ)HAZANDA KALBİM

Rüzgârlar.. Karanlık.. Büyük bir gece..İnliyor, uvuluyor dünya delice…

En korkunç inleyen yine Yarabbim,Kalbim!..

HAZANDA ODAMHazanda gönlümce döşendi odam,

Eşyam:Doğarken, yaşarken, ölürken de dost

Bir post.Nefs-i derdimi teskine mev’ud

Bir ud!..

Page 43: A 5-sayfa-ayarlı

Abdülhak Şinasi Hisar

13

Ahmet Hamdi Tanpınar: (d. 23 Haziran 1901; İstanbul) – (ö. 24 Ocak 1962, İstanbul), Türk romancı, öykücü , şair, öğretmen, çevirmen, edebiyat tarihçisi, siyasetçi.

Cumhuriyet   neslinin   ilk   öğretmenlerinden   olan   Ahmet   Hamdi   Tanpınar; "Bursa'da Zaman" şiiri   ile  geniş  bir  okuyucu kitlesi   tarafından tanınmış  bir şairdir. Şiir, hikâye, roman, deneme, makale, edebiyat tarihi gibi birçok alanda eser veren sanatçının  başlıca eserleri  Huzur ve Saatleri  Ayarlama Enstitüsü adlı romanları, Beş Şehir adlı şehir monografisidir.

Bir bilim adamı olarak “XIX. Asır Türk Edebiyatı Tarihi” adlı eseriyle edebiyat tarihçiliğine yeni bir görüş ve bakış açısı getirmiştir.

TBMM VII. dönem Maraş milletvekilidir.

EserleriRomanHuzur (1949)Saatleri Ayarlama Enstitüsü (1962)Sahnenin Dışındakiler (1973)Mahur Beste (1975)Aydaki Kadın (1986)ŞiirŞiirler (1961)İncelemeXIX. Asır Türk Edebiyatı Tarihi 

DenemeBeş Şehir (1946)Yahya Kemal (1962)Edebiyat Üzerine Makaleler (1969) (ölümünden sonra derlenmiştir)Yaşadığım Gibi (1970) (ölümünden sonra derlenmiştir)HikâyeAbdullah Efendinin Rüyaları (1943)Yaz Yağmuru (1955)

Page 44: A 5-sayfa-ayarlı

Hikâyeler (yazarın ölümünden sonra derlenmiş) 

BİR ADIN KALMALI

bir adın kalmalı geriyebütün kırılmış şeylerin nihayetinde

aynaların ardında sıryalnızlığın peşinde kuvvet

evet nihayetbir adın kalmalı geriye

bir de o kahreden gurbet

sen say kiben hiç ağlamadım

hiç ateşe tutmadım yüreğimigeceleri, koynuma almadım ihaneti

ve say kibütün şiirler gözlerini

bütün şarkılar saçlarını söylemedihele nihavent

hele buselik hiç geçmedi fikrimdenve hiç gitmedi

bir topak kan gibi adıniçimin nehirlerinden

evet yangınevet salaş yalvarmanın korkusunda talan

evet kaybetmenin o zehirli buğusuevet nisyan

evet kahrolmuş sayfaların arasında adınsokaklar dolusu bir adamın yalnızlığı

bu sevda biraz nadan

Page 45: A 5-sayfa-ayarlı

biraz da hıçkırık tadıpencere önü menekşelerinde her akşam

dağlar sonra oynadı yerindenve hallaçlar attı pamuğu fütursuzca

sen say kiyerin dibine geçtigeçmeyesi sevdam

ve ben seni sevdiğim zamanbu şehre yağmurlar yağdı

yani ben seni sevdiğim zamanayrılık kurşun kadar ağır

gülüşün kadar felaketiydi yaşamanınyine de bir adın kalmalı geriye

bütün kırılmış şeylerin nihayetindeaynaların ardında sır

yalnızlığın peşinde kuvvetevet nihayet

bir adın kalmalı geriyebir de o kahreden gurbet

beni affetKaybetmek için erken, sevmek için çok geç

Ahmet Hamdi Tanpınar

Page 46: A 5-sayfa-ayarlı

NE İÇİNDEYİM ZAMANIN

Ne içindeyim zamanın,Ne de büsbütün dışında;Yekpare, geniş bir anınParçalanmaz akışında.

Bir garip rüya rengiyleUyuşmuş gibi her şekil,Rüzgarda uçan tüy bileBenim kadar hafif değil.

Başım sükutu öğütenUçsuz bucaksız değirmen;

İçim muradına ermişAbasız, postsuz bir derviş.

Kökü bende bir sarmaşıkOlmuş dünya sezmekteyim,

Mavi, masmavi bir ışıkOrtasında yüzmekteyim.

Ahmet Hamdi Tanpınar

Page 47: A 5-sayfa-ayarlı

14

Ahmet Kudsi Tecer: (4 Eylül 1901, Kudüs - 23 Temmuz 1967, İstanbul), Türk öğretmen, şair, oyun yazarı, siyasetçi.

Halk kültürü alanında çalışmaları ile tanınır. Çalışmaları, Karacaoğlan ve Yunus Emre’nin hayatına ışık tutmuştur. Ünlü halk şairi Aşık Veysel’i Türkiye'ye tanıtan, halk müziği derlemecisi Muzaffer Sarısözen'i keşfeden kişidir.

1930'larda adını şiir alanında duyuran edebiyatçının en çok bilinen eseri, Münir Ceyhan tarafından bir okul şarkısı haline getirilen Orada Bir Köy Var Uzakta adlı şiirdir.

Tecer, şairliğinin yanı sıra kaynağını yerli ve milli unsurlardan alan tiyatro eserleri vermiş bir oyun yazarıdır.VI. dönem Seyhan, VII. Dönem Şanlıurfa milletvekili olarak TBMM’de görev yapmıştır.

ŞİİR: Şiirler (1932) Tüm Şiirleri (ölümünden sonra, 1980) 

OYUN: Yazılan Bozulmadan (1947) Köşebaşı (1948) Bir Pazar Günü (1959) Köroğlu (1959) 

Page 48: A 5-sayfa-ayarlı

İNCELEME: Köylü Temsilleri (Köy seyirlik oyunları derlemesi, 1940)

ORDA BİR KÖY VAR UZAKTA

Orda bir köy var, uzakta,O köy bizim köyümüzdür.Gezmesek de, tozmasak daO köy bizim köyümüzdür.

Orda bir ev var, uzakta,O ev bizim evimizdir.

Yatmasak da, kalkmasak daO ev bizim evimizdir.

Orda bir ses var, uzakta,O ses bizim sesimizdir.

Duymasak da, tınmasak daO ses bizim sesimizdir.

Orda bir dağ var, uzakta,O dağ bizim dağımızdır.İnmesek de, çıkmasak daO dağ bizim dağımızdır.

Orda bir yol var, uzakta,O yol bizim yolumuzdur.

Dönmesek de, varmasak daO yol bizim yolumuzdur.

Ahmet Kutsi Tecer

Page 49: A 5-sayfa-ayarlı

NERDESİN

Geceleyin bir ses böler uykumu,İçim ürpermeyle dolar:-Nerdesin?Arıyorum yıllar var ki ben onu,Âşıkıyım beni çağıran bu sesin.

Gün olur sürüyüp beni derbeder,Bu ses rüzgârlara karışır gider.

Gün olur peşimden yürür beraber,Ansızın haykırır bana:-Nerdesin?

Bütün sevgileri atıp içimden,Varlığımı yalnız ona verdim ben.Elverir ki bir gün bana, derinden,

Ta derinden, bir gün bana "Gel" desin.

Ahmet Kutsi TECER

Page 50: A 5-sayfa-ayarlı

15

Ahmet Muhip Dıranas:(d. 1909, Sinop; ö. 21 Haziran 1980, Ankara) Türk şair, yazar.

Eserleri:ŞiirŞiirler (1974)Kırık Saz (1975 T. Fikret'ten).Fahriye AblaRüzgarKarOlvidoElif

Oyun:Gölgeler (1947)O Böyle İstemezdi (1948 - Bu iki oyun Devlet Tiyatrosu ile İstanbul Şehir Tiyatrosu'nda oynanmıştır).Bitmez Tükenmez Can SıkıntısıBüyük OlsunAtlıkarıncaÇeviri oyunAptal (1940 - Dostoyevski'den uyarlayanlar F. Neziere / S.W. Bienstock).İncelemeFransa'da Müstakil Resim (1937 - İki Cilt C. Sıtkı ile birlikte).Şiir çevirileri

Page 51: A 5-sayfa-ayarlı

FAHRİYE ABLA

Hava keskin bir kömür kokusuyla dolar,Kapanırdı daha gün batmadan kapılar.Bu, afyon ruhu gibi baygın mahalleden,Hayalimde tek çizgi bir sen kalmışsın, sen!Hülyasındaki geniş aydınlığa gülenGözlerin, dişlerin ve ak pak gerdanınlaNe güzel komşumuzdun sen, Fahriye abla!

Eviniz kutu gibi bir küçücük evdi,Sarmaşıklarla balkonu örtük bir evdi;Güneşin batmasına yakın saatlerdeYıkanırdı gölgesi kuytu bir derede.Yaz, kış yeşil bir saksı ıtır pencerede;Bahçende akasyalar açardı baharla.Ne şirin komşumuzdun sen, Fahriye abla!

Önce upuzun, sonra kesik saçın vardı;Tenin buğdaysı, boyun bir başak kadardı.İçini gıcıklardı bütün erkeklerinAltın bileziklerle dolu bileklerin.Açılırdı rüzgârda kısa eteklerin;Açık saçık şarkılar söylerdin en fazla.Ne çapkın komşumuzdun sen, Fahriye abla!

Gönül verdin derlerdi o delikanlıya,En sonunda varmışsın bir Erzincanlıya.Bilmem şimdi hâlâ bu ilk kocanda mısın,

Page 52: A 5-sayfa-ayarlı

Hâlâ dağları karlı Erzincan'da mısın?Bırak, geçmiş günleri gönlüm hatırlasın;Hâtırada kalan şey değişmez zamanla.Ne vefalı komşumdun sen, Fahriye abla!

Ahmet Muhip DRANAS

16

Turan Oflazoğlu: (d. 1932, Adana) Türk oyun yazarı, şair, eleştirmen.

Eserleri:Oyunları:Keziban,Allah'ın Dediği Olur,Deli İbrahim (Türk Dil Kurumu 1968 Tiyatro Ödülü),Sokrates Savunuyor,Güzellik ve Aşk, IV. Murat (1970 TRT Ödülü),Gardiyan, Bizans Düştü (Fatih),Genç Osman,Dörtbaşımamur Şahin Çakırpençe,Elif Ana,Kösem Sultan (1981-1982 Avni Dilligil Ödülü),Atatürk (oratoryo metinleri),Şenlik (bale),Sultanahmet Camii Ses ve Işık Gösterisi,

Cem Sultan,Kılıç ve Ney (II. Selim),Sinan,Olimpiyat (bale),Topkapı (TV senaryosu),Mütarekeden Büyük Taarruza (film senaryosu),Kanuni Süleyman (1996 Atatürk Kültür Merkezi Ödülü),Yine Bir Gülnihal,Yavuz Selim,Korkut Ata.

Şiirleri:Sevgi Hakanı,Fetih (destan)

Page 53: A 5-sayfa-ayarlı

ÇAĞRI

Bunca kilitli kaldığı yeter kapının.Bu sürekli kıştan, bu kat kat buzullardan,

yeter, kurtar beni.Bakarsın ağır ağır gökleşen o gövdenle bakarsın,

titrerim - her yerde şimdi sen varsın -bakarsın; titrerim ta derinlerde

bakışlarını dinler de.Bakarsınbakarsın:

düşer çağrın yemyeşil bir ışıkla yukardan,işler buzullara gözlerin, kokuların, baharın

'Gel! Hazır gecem öpüşlerine.Gel! Bunca kilitli kaldığı yeter kapının.

Bakarsın, ağır ağır gökleşen gövdenle bakarsın,titrerim -sönmüş bütün ateşlerimi yakarsın -

bakarsın; titrerim yer altı yatağımdasoluğun gezindikçe kanımda.

Bakarsınbakarsın;

kalkar omuzlarım alev alev buzullardan,çığlık çığlık dolarım gecene, öpüşlerime hazır:

Aç! Önünde ben, arkanda ben, tutuldu hep burçların.Aç! Bunca kilitli kaldığı yeter kapının.

Turan Oflozoğu

Page 54: A 5-sayfa-ayarlı

Kule

Nerde olursan ol,sen duy benim sesimi türkü söylerken;

duy da söyle kim olduğumu,söyle bana hep.

Denizin derinlerindensedef kaplar içinde geliyor besinlerim,

görünmeyen eller koyuyor önüme her şeyimi.Ama böyle hep

gece gündüz türkü söylemem gerek.

'Sesini kesme sakın' diye çığrışıyorkulenin çevresinde kaynaşan kalabalık,

'sesini kesme.... yoksane denize açılabiliriz balık tutmak için,ne de ekin ekmek için tarlayı sürebiliriz;

ıssızlaşan bu yerlerde kaybederiz kendimizi,sesini kesme sakın'

Denizin derinlerindensedef kaplar içinde geliyor besinlerim,her şeyimi hazır buluyorum önümde.

Ama böyle heptürkü söyleye söyleye

tanıyamaz oldum sesimi; daha da yabancılaşıyor,denizin toprağın derinlerinden gelip

dudaklarımın arasından çıkan bu ses, benim sesimyabancılaşıyor gitgide.

Page 55: A 5-sayfa-ayarlı

Nerde olursan ol, sen duy benim sesimidünyayı ezgilerle doldururken;duy da kim olduğumu söyle,

söyle bana hep!

Turan Oflazoğlu

17

Aka Gündüz: (Enis Avni Akagündüz) (d. 1886 Selanik - ö. 7 Kasım 1958) Türk yazar, gazeteci ve siyasetçi.

Kuleli Askeri Lisesi mezunudur. Çocuk Bahçesi ve Genç Kalemler Yazarlığı, Selanik Gümrük İdaresi görevliliği, Adana İl İdare Kurulu Baskatipliği, Gazetecilik, Yazarlık, Şairlik, İleri Gazetesi Yazarlığı, Alay Gazetesi Başyazarlığı, Hakimiyet-i Milliyei Milliye Gazetesi Yazarlığı, Ankara Gazeteciler Cemiyeti kurucu üyeliği, Yazarlık, TBMM IV. (Ara Seçim), V. ve VI. Dönem Ankara Milletvekilliği yapmıştır. Evli ve bir çocuk babası idi.

Eserleri:

Türk Kalbi (hikaye, 1911),Türk'ün Kitabı (hikaye, 1911),Kurbağacık (hikaye, 1919),Dikmen Yıldızı (roman, 1927),Odun Kokusu (roman, 1928),Tank-Tango (roman, 1928),Hayattan Hikayeler (hikaye, 1928),İki Süngü Arasında (roman, 1929),Yaldız (roman, 1930),Çapkın Kız (roman, 1930),Aysel (roman, 1932),Ben Öldürmedim (roman, 1933),Onların Romanı (roman, 1933),Kokain (roman, 1935),Üvey Ana (roman, 1935),

Üç Kızın Hikayesi (roman, 1933),Aşkın Temizi (roman, 1937),Çapraz Delikanlı (roman, 1938),Zekeriya Sofrası (roman 1938),Mezar Kazıcılar (roman, 1939),Giderayak (roman, 1939),Yayla Kızı (roman, 1940),Bebek (roman, 1941),Bir Şoförün Gizli Defteri (roman, 1943),Eğer Aşk... (roman, 1946),Sansaros (roman, 1946),Bir Kızın Masalı (roman, 1954)

Şiirleri

Page 56: A 5-sayfa-ayarlı

İlkbahar Şiiri Anadolu şiiri

BOZGUN

Müslüman’ı, Türk’ü düşman sürümüşAltın dağ üstüne duman bürümüşRuhlarla melekler ufka yürümüş;Başını çevirip bakan kalmamış,

Tanrı korkusunu duyan kalmamış:

Ağla, gözüm ağla! Hicran yaraşır,Vatansız erkeğe, zindan yaraşır!

Hak güneşi midir karşımda batan?Nazlı ninem midir yerlerde yatan?

Sen misin, sen misin ey garip vatan!?Ellere satılmış ırzın, yaşmağın,Harab edilmiş otağın bağın:

Ağla, gözüm ağla hicran yaraşır,Erkeksiz vatana düşmen yaraşır!

Ey öksüz ocağım, zavallı ana!Kıydılar mı sana kıymadan cana?Kara mı sürüldü eski bir şana?

Rabbin mekânına sanem asılmış,Bembeyaz alnına neler yazılmış!

Ağla, gözüm ağla! Figan yaraşır!Kaygusuz imana hüsran yaraşır!

Ne ettiler sana, ne oldu bana?Kulağımı verdim urulan çana,

Page 57: A 5-sayfa-ayarlı

Bir gariplik geldi, çöktü her yana,İslam diyarında Kuran ağlıyor;Kuran’ı başında, Turan ağlıyor!

Ağla, gözüm ağla figan yaraşır,Bülbülsüz bağına hazan yaraşır!

Rumeli tutuştu, vatan dağıldı,Türk kuzularına altın ağıldı ,

Can memelerinden kanlar sağıldı.Kucağını açıp saran nerede?

Ertuğrul’un oğlu Osman nerede?

Ağla, gözüm ağla hicran yaraşır!Goncasız bülbüle figan yaraşır!

Utan ey Türkoğlu, halinden utan!Bunu mu diledi senden Kayı Han?Böyle mi emretti ulu yaradan?

Hüdavendigârı soran yok mudur?Fatih türbesine varan yok mudur?

Ağla, gözüm ağla hicran yaraşır!Kurumuş sineye al kan yaraşır!

Mabedler değişmiş, atılmış kitap!Ne hanüman kalmış, ne de bir ahbab?Cebr ile katılmış zemzeme şarab?Kalmamış mı duyan, ağlayan, ölen?Her tarafı sarmış sevinen, gülen!

Ağla, gözüm ağla figan yaraşır!Kör olası göze tuğyan yaraşır!

Akan sularından kanlar çağlıyor;Tütmeyen ocaklar vicdan dağlıyor,Çoluk, çocuk, gelin, civan ağlıyor,Düşmen bayrağını yırtan ararım,

Page 58: A 5-sayfa-ayarlı

Namus ocağını kuran ararım,

Ağla, gözüm ağla! Figan yaraşır!İmansız cihana tufan yaraşır!

Aka Gündüz

18

Arif Nihat Asya: (7 Şubat 1904; İnceğiz, Çatalca, İstanbul - 5 Ocak 1975, Ankara),milliyetçi şiirleriyle tanınan ve Adana'nın kurtuluş günü olan 5 Ocak günü yazdığı ünlü "Bayrak" şiirinden dolayı "Bayrak şairi" olarak da anılan Türk şairdir.

Eserleri:

ŞiirHeykeltraş (1924)Yastığımın Rüyası (1930)Ayetler (1936)Bir Bayrak Rüzgar Bekliyor (1946)Rubaiyyat-ı Arif (1956)Enikli Kapı (1964)Kubbe-i Hadrâ (1956)Kökler ve Dallar (1964)Emzikler (1964)Dualar ve Aminler (1967)Aynalarda Kalan (1969)Kanatlar ve Gagalar (1946)Kıbrıs Rubaileri (1964)Basamaklar (1971)Avrupa'dan Rubailer (1971)Kova Burcu (1967)

Page 59: A 5-sayfa-ayarlı

BAYRAK

Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü,Kız kardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü,

Işık ışık, dalga dalga bayrağım!Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım.

Sana benim gözümle bakmayanınMezarını kazacağım.

Seni selâmlamadan uçan kuşunYuvasını bozacağım.

Dalgalandığın yerde ne korku, ne keder...Gölgende bana da, bana da yer ver.

Sabah olmasın, günler doğmasın ne çıkar:Yurda ay yıldızının ışığı yeter.

Savaş bizi karlı dağlara götürdüğü günKızıllığında ısındık;

Dağlardan çöllere düştüğümüz günGölgene sığındık.

Ey şimdi süzgün, rüzgârlarda dalgalı;Barışın güvercini, savaşın kartalıYüksek yerlerde açan çiçeğim.

Senin altında doğdum.Senin dibinde öleceğim.

Tarihim, şerefim, şiirim, her şeyim:Yer yüzünde yer beğen!

Page 60: A 5-sayfa-ayarlı

Nereye dikilmek istersen,Söyle, seni oraya dikeyim!

FETİH MARŞI

Yelkenler biçilecek, yelkenler dikilecek;Dağlardan çektiriler, kalyonlar çekilecek;Kerpetenlerle surun dişleri sökülecekYürü, hâlâ ne diye oyunda oynaştasın ?Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın.!

Sen ne geçebilirsin yardan, anadan, serden....Senin de destanını okuyalım ezberden...Haberin yok gibidir taşıdığın değerden...

Elde sensin, dilde sen, gönüldesin baştasın...Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın.!

Yüzüne çarpmak gerek zamanenin fendini...Göster : Kabaran sular nasıl yıkar bendini ?Küçük görme, hor görme, delikanlım kendini

Şu kırık abideyi yükseltecek taştasın;Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın.!

Bu kitaplar Fatihtir, Selimdir, Süleymandır.Şu mihrap Sinanüddin, şu minare Sinandır.Haydi artık uyuyan destanını uyandır.!

Bilmem, neden gündelik işlerle telaştasınKızım, sen de Fatihler doğuracak yaştasın.!

Page 61: A 5-sayfa-ayarlı

Delikanlım, işaret aldığın gün atandanYürüyeceksin... Millet yürüyecek arkandan !Sana selam getirdim Ulubatlı Hasandan ....Sen ki burçlara bayrak olacak kumaştasın;Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın.!

Bırak, bozuk saatler yalan yanlış işlesin !Çelebiler çekilip haremlerde kışlasın!Yürü aslanım, fetih hazırlığı başlasın...Yürü, hâlâ ne diye kendinle savaştasın ?Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın.!

Arif Nihat Asya

19

Asaf Halet Çelebi: (27 Aralık 1907, İstanbul - 15 Ekim 1958, İstanbul), şair.

İlhamını Asya, tasavvuf ve dinler tarihinin ünlü kişilerinden, eski Doğu medeniyet ve masallarından alan egzotik şiirleriyle tanınmış cumhuriyet devri şairidir.Türk şiirinde modern-gelenekçi anlayışın temsilcisi kabul edilir. Kendisinden sonra gelen nesli soyut şiir anlayışının Türk Edebiyatı'ndaki ilk tanımlarını yaparak etkilemiştir. Divan ve Fars edebiyatı ile ilgili inceleme ve çevirileri vardır. Türk sanat müziği konusunda derin bir bilgisi olan sanatçı resim, müzik ve bilimle ilgili makaleler de yayımlamıştır.

Eserleri:ŞiirHe (1942)Laleler (1943)Lâmelif (1945)

Page 62: A 5-sayfa-ayarlı

Om Mani Padme Hum (1953)Araştırma

Mevlâna’nın Ruabileri (1939)Mevlâna Hayatı- Şahsiyeti (1940)Konuşulan Fransızca(1940)Molla Câmi (1940)Eşrefoğlu Divanı (1945)Seçme Ruabiler (1945)Pali Metinlerine Göre: Golama BuddhacLes Roubaiat de Mevlôna d'Jelal -eddin Roumi(1950)Divan Şiirinde İstanbul (1953)Naima (monografi, 1953)Ömer Hayyam (1954)Mevlâna ve Mevlevîlik (1957)Harikulade Masal (Alfred Rizzo'dan tercüme)

ADIMI UNUTTUM

adımı unuttumadı olmayan yerlerde

ne inne cin

ne benî adem

zamanlar içindekuşlar uçuyor

kervanlar geçiyorbir iğne deliğinden

çarşılar kuruluyorsarayları oyuncak

insanları karınca şehirlerzamanları gördün mübir iğne deliğinden

Page 63: A 5-sayfa-ayarlı

adımı unuttumadı olmayan yerlerde

geçip gidenlere bakarak

Asaf Halet Çelebi

20

Attilâ İlhan: (15 Haziran 1925 - 11 Ekim 2005)Türk şair, romancı, düşün adamı, deneme yazarı, gazeteci, senarist ve eleştirmen. Aydın çalışmalarıyla Türk edebiyat ve düşünce dünyasına önemli katkıları olmuştur. Tiyatro ve sinema sanatçısı Çolpan İlhan'ın ağabeyidir.

Şiirleri: 34 FN 346Adım SonbaharAdımla Nasıl BerabersemAğır Kan KaybıAğustos ÇıkmazıAhAllende Allende (Salvador Allende anısına)An GelirArabeskArtı SonsuzAydınlık Neyin Oluyor Senin?Ayrılık Sevdaya Dahil -1Ayrılık Sevdaya Dahil -2Ayrılık Sevdaya Dahil -3

Ayrılık Sevdaya Dahil -4Ayrılık Sevdaya Dahil -5Aysel Git BaşımdanBakarsakBana Bir Şimşek ÇakBatan Bu Köhne Şileb...BekleBela ÇiçeğiBelki Gelmem GelememBelma SebilBen Artık KüsümBen Sana MecburumBence MalumdurBir Üç BeşBiraz Paris' 'Böyle Bir Sevmek

Büyük Yolların HayduduCarıcın De Geçen KışCebber Oğlu MemmedCinayet SaatiCinnet ÇarşısıClaude Diye Bir ÜlkeDelik DeşikDiyalektik GazelDuvarElde Var HüzünElimden Gelen BuEmirganda Çay SaatiEmperyal OteliGece BuluşmasıGecenin KapılarıGeç Kalmış ÖlüGeçerdi HepGibi Redifli GazelHacı Murad In Ölümü

Page 64: A 5-sayfa-ayarlı

HanneliseHarp Kaldırımda AşkHayır...Her Sabah, Yanılmak!..Herşeyi Birden İstemekIssızlığın ÇığlığıIşık Mezarlığıİhtiyar Balladıİki Yüzlü Meleklerİkinizden Hanginizİstanbul AğrısıJilet Yiyen KızKadınlar SonbaharKalk Gidelim Kadınlar BalladıKaptan -1Karantinalı DespinaKırmızı PazarKim KaldıKim O?KimiKimi Sevsem SensinKorkarımKorkunun İsiKorkunun KrallığıMahur BesteMaria MissakianMemleket HavasıMevsimdirMihakaMuhalif RüzgarMuhayyerMustafa Kemal...

Müjgan'a Aşk ŞarkılarıNasıl Bir SevdaysaNasıl OlduysaNefesler -4Neydi O Bir ZamanlarNöbet DeğişimiO Sözler KiOnsekizÖlmek YasakÖmer Haybonun Son GünleriPiaPusudakiRast "Zenci" PeşreviRinna-Rinnan-NayRüzgar Gülü...Saçların Örülmüş OlmalıSakın HaSaklı SevdaSalı Sabaha KarşıSana Ne YaptılarSen Benim Hiçbir ŞeyimsinSen Beyaz Bir KadınsınSen Burda Bir YabancısınSen YoksunSerüvenin SonuSevmek İçin Geç Ölmek İçin ErkenSilahlı Dört Besmele

Sisler BulvarıSokağa Çıkma YasağıSokaklarda Mızıka Çalma ÇocukSöylerSultan-ı YegahSüheyla Değildi AdınSüleymanŞahane SerseriŞeyh Bedrettin-i Simaviye GazelŞubat YolcusuTarz-ı KadimTatyosun KahrıTut Ki GecedirTutuklunun GünlüğüUsturanın AğzındaÜçüncü Şahsın ŞiiriVarsağı -1Varsağı -2Varsağı -3Waldorf AstoriaYağmur GemileriYağmur KaçağıYağmurda Sis DüdükleriYalnızlığı DenemekYalnızlık Şiiri...YanılsamaYasak SevişmekYazın Son GünleriYirmibeşinci KısımZeynep Beni Bekle

Page 65: A 5-sayfa-ayarlı

AYRILIK SEVDAYA DAİR

açılmış sarmaşık güllerikokularıyla baygın

en görkemli saatinde yıldız alacasınıngizli bir yılan gibi yuvalanmış

içimde kederuzak bir telefonda ağlayan

yağmurlu genç kadın

Beni koyup gitme ne olursunDurduğun yerde dur

Kendini martılarla bir tutmaSenin kanatların yokDüşersin yorulursun

Beni koyup gitme ne olursun

Bir deniz kıyısında oturGemiler sensiz gitsin bırakHerkes gibi yaşasana senİşine gücüne baksanaEvlenirsin çocuğun olur

Sonun kötüye varacakBeni koyup gitme ne olursun

Elimi tutuyorlar ayağımıYetişemiyorum ardından

Hevesim olsa param olmuyorParam olsa hevesimYaptıklarını affettim

Seninle gelmeyeceğim

Page 66: A 5-sayfa-ayarlı

Beni koyup gitme ne olursun

Atilla İlhan

BEN SANA MECBURUM

Ben sana mecburum bilemezsinAdını mıh gibi aklımda tutuyorum

Büyüdükçe büyüyor gözlerinBen sana mecburum bilemezsin

İçimi seninle ısıtıyorum.

Ağaçlar sonbahara hazırlanıyorBu şehir o eski İstanbul mudurKaranlıkta bulutlar parçalanıyorSokak lambaları birden yanıyorKaldırımlarda yağmur kokusu

Ben sana mecburum sen yoksun.

Sevmek kimi zaman rezilce korkuludurİnsan bir akşam üstü ansızın yorulurTutsak ustura ağzında yaşamaktanKimi zaman ellerini kırar tutkusuBir kaç hayat çıkarır yaşamasından

Hangi kapıyı çalsa kimi zamanArkasında yalnızlığın hınzır uğultusu

Fatih'te yoksul bir gramofon çalıyorEski zamanlardan bir cuma çalıyor

Durup köşe başında deliksiz dinlesemSana kullanılmamış bir gök getirsem

Haftalar ellerimde ufalanıyorNe yapsam  ne tutsam nereye gitsemBen sana mecburum sen yoksun.

Belki haziran  da mavi benekli çocuksunAh seni bilmiyor kimseler bilmiyor

Page 67: A 5-sayfa-ayarlı

Bir şilep sızıyor ıssız gözlerindenBelki Yeşilköy'de uçağa biniyorsunBütün ıslanmışsın tüylerin ürperiyorBelki körsün kırılmışsın telaş içindesin

Kötü rüzgar saçlarını götürüyor

Ne vakit bir yaşamak düşünsemBu kurtlar sofrasında belki zor

Ayıpsız fakat ellerimizi kirletmedenNe vakit bir yaşamak düşünsemSus deyip adınla başlıyorum

İçim sıra kımıldıyor gizli denizlerinHayır, başka türlü olmayacak

Ben sana mecburum bilemezsin.

Attila İLHAN

Page 68: A 5-sayfa-ayarlı

21

Mehmet Nusret Nesin:(Aziz Nesin) (d. 20 Aralık 1915; Heybeliada, Adalar, İstanbul - ö. 6 Temmuz 1995; Alaçatı, Çeşme, İzmir)Mizah, kısa öykü, tiyatro ve şiir dallarında pek çok yapıtı bulunan Türk mizah yazarı.UNESCO'nun yayınladığı Index Translationum adlı dünya çeviri bibliyografyasına göre Aziz Nesin, Türkçe eser veren yazarlar arasında Orhan Pamuk, Yaşar Kemal ve Nazım Hikmet'in ardından eserleri yabancı dillere en çok çevrilen dördüncü yazar konumundadır.

Eserleri:

Öyküleri (Hikayeleri)

Parti Kurmak ve Parti Vurmak (1946)Geriye Kalan (1953)İt Kuyruğu (1955)Yedek Parça (1955)Fil Hamdi (1956)Damda Deli Var (1956)Koltuk (1957)Kazan Töreni (1957)Deliler Boşandı (1957)Mahallenin Kısmeti (1957)Ölmüş Eşek (1957)

Hangi Parti Kazanacak? (1957)Toros Canavarı (1957)Memleketin Birinde (1958)Havadan Sudan (1958)Bay Düdük (1958)Nazik Alet (1958)Gıdıgıdı (1958)Aferin (1959)Kördöğüşü (1959)Mahmut ile Nigar (1959)Hoptirinam (1960)Gözüne Gözlük (1960)Ah Biz Eşekler (1960)Yüz Liraya Bir Deli (1961)Bir Koltuk Nasıl Devrilir (1961)

Page 69: A 5-sayfa-ayarlı

Biz Adam Olmayız (1962)Yeşil Renkli Namus Gazı (1964)Sosyalizm Geliyor Savulun (1965)İhtilali Nasıl Yaptık (1965)Rıfat Bey Neden Kaşınıyor (1965)Şimdiki Çocuklar Harika (1967)Vatan Sağolsun (1968)İnsanlar Uyanıyor (1972)Hayvan Deyip De Geçme (1973)Seyyahatname (Duyduk Duymadık Demeyin) (1976)Büyük Grev (1978)Benim Delilerim (1979)Ben de Çocuktum (1979)Yetmiş Yaşım Merhaba (1984)Kalpazanlık Bile Yapılamıyor (1984)Maçinli Kız için Ev (1987)Nah Kalkınırız (1988)Rüyalarım Ziyan Olmasın (1990)Aşkım Dinimdir (1991)Gözünüz Aydın Efendim (1997)Herkesin İşi Gücü Var (2005)Zübüklüğün Sonu YokAh Biz Ödlek Aydınlar

RomanlarıKadın Olan Erkek (1955)Gol Kralı (1957)Erkek Sabahat (1957)Saçkıran (1959)Zübük (1961)Şimdiki Çocuklar Harika (1967)Tatlı Betüş (1974)Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz (1977)Surnâme (1976)Tek Yol (1978)Bay Düdük (1958)

AnılarıBir Sürgünün Hatıraları (1968)Böyle Gelmiş Böyle Gitmez I - Yol (1966)Poliste (1967)Böyle Gelmiş Böyle Gitmez II - Yokuşun Başı (1976)Salkım Salkım Asılacak Adamlar (1987)Rüyalarım Ziyan Olmasın (1990)Böyle Gelmiş Böyle Gitmez II - Yokuş Yukarı (1996)Bir Vicdan Davası (1998)

MektuplarıCanım Oğlum Canım Babacığım - 1, 1994.Canım Oğlum Canım Babacığım - 2, 1994.Aziz Nesin – Ali Nesin Mektuplaşmaları III, Mektuplar 1994.Aziz Nesin – Ali Nesin Mektuplaşmaları IV, Mektuplar 1995.Aziz Nesin – Tahsin Saraç Mektuplaşmaları, Mektuplar, 1995.Aziz Nesin – Meral Çelen Mektuplaşmaları, Mektuplar 1998.Masalları]Memleketin Birinde (1953)Hoptirinam (1960)Uyusana Tosunum (1971)Aziz Dededen MasallarLa Fontaine'nin Yazamadığı Masal

Taşlamaları

Page 70: A 5-sayfa-ayarlı

Azizname (1948)

Fıkra kitapları Nutuk Makinası (1958)Az Gittik Uz Gittik (1959)Merhaba (kitap) (1971)Suçlanan ve Aklanan Yazılar (1982)Ah Biz Ödlek Aydınlar (1985)Korkudan Korkmak (1988)

Gezi notlarıDuyduk Duymadık Demeyin (1976)Dünya Kazan Ben Kepçe (1977)

Oyunları

Karacan Yayınları 1982'de Aziz Nesin'in tüm kitaplarını önce fasiküller halinde yayımladı. Daha sonra bu fasiküller büyük boy 10 cilt halinde bir araya getirildi.Biraz Gelir misiniz (1950)Bir Şey Yap Met (1959)Toros Canavarı (1963)Düdükçülerle Fırçacıların Savaşı (1968)Çiçu (1970)

Tut Elimden Rovni (1970)Hadi Öldürsene Canikom (1970)Pırtlatan Bal (1976)Beş Kısa Oyun (1979)Bütün Oyunları (Adam Yayınları) (1981)Maçinli Kızın Evi(1959)Başarımı Karılarıma Borçluyum (1992)Bütün Oyunları 2Şiirleri[değiştir | kaynağı değiştir]Sevgiye On Ölüme Beş kalaSondan Başa (1984)Bağışla (1986)Kendini Yakalamak (1988)Hoşçakalın (1990)Sivas Acısı (1995)En Uzun MaratonKimin Var kiTanımayacaksın

Konuşmalarıİnsanlar Konuşa Konuşa (1988)Çuvala Doldurulmuş Kediler (1995)Külliyat[değiştir | kaynağı değiştir]Aziz Nesin'in Tüm Kitapları (10 Cilt), Karacan Yayınları, 1982.

67. YAŞ

Benim doğduğum günGünler uzamaya başlarÖyle bir öleceğim ki

Page 71: A 5-sayfa-ayarlı

Geceler uzamaya başlayacakVe öyle bir öleceğim ki

Günlerle gecelerden başkaHiçkimse öldüğümü anlamayacak

YUVAYanyana geldikçe daha uzakBirlikteyken daha kimsesiz

Bir ağrı sızım sızım yeri belirsizO da yalnızBen de yalnız

Acılar tütüyor bacamızdanGörünmeyen taş duvarlar örmüşüzDuvar olduk kendimize kendimiz

Ne yana dönsekKendimize çarparız

Aziz Nesin

Page 72: A 5-sayfa-ayarlı

22

Behçet Kemal Çağlar: (d. 1908, Erzincan - ö. 24 Ekim 1969), Türk şair. Faruk Nafiz Çamlıbel ile birlikte Onuncu Yıl Marşı'nı yazmıştır.

Eserleri:Şiir kitaplarıErciyesten Kopan Çığ (şiir, 1933)Burada Bir Kalp Çarpıyor (şiir, 1933)Benden İçeri (bütün şiirleri, 1966)Behçet Kemal Son Şiirleri (1970,ö.s.)

OyunlarıÇoban (1933),Atilla (1935),Deniz Abdal.

Öteki yapıtlarıHalkevler (inceleme 1935),Hasan Ali Yücel ve Eserleri (1937),Hür Mavilikte Gezi (1947),Dolmabahçe'den Anıtkabir'e Kadar (Gözlemler 1955),Kur'an-ı Kerim'den İlhamlar (1966),Atatürk Deniz'inden Damlalar (antoloji 1967),Battal Gazi Destanı (1968),Bugünün Diliyle Atatürk'ün Söylevleri (1969).

Page 73: A 5-sayfa-ayarlı

ONUNCU YIL MARŞI

Çıktık açık alınla on yılda her savaştan,On yılda on beş milyon genç yarattık her yaştan;Başta bütün dünyanın saydığı Başkumandan;Demir ağlarla ördük anayurdu dört baştan

Türk'üz, Cumhuriyet'in göğsümüz tunç siperi,Türk'e durmak yaraşmaz, Türk önde, Türk ileri!

Bir hızla kötülüğü, geriliği boğarız;Karanlığın üstüne güneş gibi doğarız,

Türk'üz, bütün başlardan üstün olan başlarız;Tarihten önce vardık, tarihten sonra varız,

Türk'üz, Cumhuriyet'in göğsümüz tunç siperi,Türk'e durmak yaraşmaz, Türk önde, Türk ileri!...

Çizerek kanımızla öz yurdun haritasını,Dindirdik memleketin yıllar süren yasını.Bütünledik her yönden İstiklâl kavgasını;Bütün dünya öğrendi Türklüğü saymasını.

Türk'üz, Cumhuriyet'in göğsümüz tunç siperi,Türk'e durmak yaraşmaz, Türk önde, Türk ileri!...

Örnektir milletlere açtığımız yeni iz;İmtiyazsız, sınıfsız kaynaşmış bir kitleyiz.Uyduk görüşte bilgiye, gidişte ülküye biz;

Tersine dönse dünya yolumuzdan dönmeyiz.

Page 74: A 5-sayfa-ayarlı

Türk'üz, Cumhuriyet'in göğsümüz tunç siperi,Türk'e durmak yaraşmaz, Türk önde, Türk ileri!

Faruk Nafiz ÇAMLIBELBehçet Kemal ÇAĞLAR

23

Behçet Necatigil: (d. 16 Nisan 1916, İstanbul - ö. 13 Aralık 1979, İstanbul) Türk şair.

Eserleri:

Şiir kitaplarıKapalı Çarşı (1945)Çevre (1951)Evler (1953)Eski Toprak (1956)Arada (1958)Dar Çağ (1960)Yaz Dönemi (1963)Divançe (1965)İki Başına Yürümek (1968)En/Cam (1970)Zebra (1973)Kareler Aklar (1975)Sevgilerde (1976)Beyler (1978)Söyleriz (1979)

Page 75: A 5-sayfa-ayarlı

GİZLİ SEVDA

Hani bir sevgilin vardıYedi sekiz sene önce,Dün yolda rastladımSevindi beni görünce.

Sokakta ayaküstüKonuştuk ordan burdan,Evlenmiş, çocukları olmuş

Bir kız, bir oğlan.

Seni sorduHiç değişmedi, dedim,

Bildiğin gibi...Anlıyordu.

Mesutmuş, kocasını seviyormuş,Kendilerininmiş evleri..

Bir suçlu gibi ezik,Sana selâm söyledi.

Page 76: A 5-sayfa-ayarlı

YARI GECE

Boğaziçinin ufak bir iskelesindeDolaştığım geceler oldu

Yorgun, uykulu bir kızdı buSon vapur yolcuları içinde.

Araya başka denizler girdiBaşka denizler attı beni başka uzaklara

O tarihten tam beş sene sonraGene oradayım şimdi.

Söylesem inanmazlar, söylemiyorumHer gece gene o kız çıkmakta son vapurdan

Tıpkı eskisi gibi karanlıklarda kaybolanBu gölgeye hayaldeyim siz olun da

Gözümle görüyorum, hayal diyemiyorum.

Sular bir şıpırdadı kıyı boyundaİşte gene son vapur, çekti gitti önümden

Arkamdan bir kız geçtiAdımlarının sesinden tanıdım: Uykulu,

Yorgun da.

Geçen bu genç kıza desem ki:Bir haber ver hayatından, verir mi?

Behçet Necatigil

Page 77: A 5-sayfa-ayarlı

24

Bülent Tekin: (d. 15 Şubat 1954)şair ve yazar. 

Eserleri:

Kızıldan Sarıya, şiir,Tarih Tarih Olsun, şiir,Sevdanla Yaşayacaksan, şiir,Kral Situ’nun Hikâyesi, roman,Barışla Güzeldir Sevdam, şiir,Feyyo’nun Felsefesi, roman,Ölümü Vurmak Güneşi Öpmek, şiir,Bir Türkiye Çıkmazı, deneme,Kartal Yuvası-Mardin Tarihçedir, tarihi roman,Köpekleşmenin Şerefi, mizah,Vatan Millet Diyarbakır, mizah,Kürt Sorunu Ve Sayılmayan İsyanlar, araştırma.

Page 78: A 5-sayfa-ayarlı

KARANFİLLE DÖNECEĞİM

Döneceğimbir gün

sevdalım.O gün,Havadauçacak

karanfil kokularıVe direnecek

zorazeytin dalları

Ve ufkayükselecekçırpınarakkanatlarını

barış.Döneceğim

o günsevdalım.Bekle beni.

Bülent Tekin

Page 79: A 5-sayfa-ayarlı

25

Cahit Sıtkı Tarancı:(4 Ekim 1910, Diyarbakır - 13 Ekim 1956, Viyana)Türk şair, yazar.

Cumhuriyet dönemi Türk şiirinin en önemli şairlerinden birisidir. En ünlü şiirleri "Yaş Otuz Beş" ve "Memleket İsterim"'dir.

Eserleri:Şiir kitaplarıÖmrümde Sükut (1933)Otuz Beş Yaş (1946)Düşten Güzel (1953)Sonrası (1957)MektuplarıZiya’ya Mektuplar (Ölümünden sonra 1957. Ziya Osman Saba'ya mektupları)Öykü kitaplarıGün Eksilmesin Penceremden (Ölümünden sonra derlendi)

Page 80: A 5-sayfa-ayarlı

OTUZ BEŞ YAŞ ŞİİRİYaş otuz beş! yolun yarısı eder.Dante gibi ortasındayız ömrün.Delikanlı çağımızdaki cevher,

Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,Gözünün yaşına bakmadan gider.Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?Benim mi Allahım bu çizgili yüz?Ya gözler altındaki mor halkalar?

Neden böyle düşman görünürsünüz,Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?Zamanla nasıl değişiyor insan!

Hangi resmime baksam ben değilim.Nerde o günler, o şevk, o heyecan?Bu güler yüzlü adam ben değilim;Yalandır kaygısız olduğum yalan.Hayal meyal şeylerden ilk aşkımız;

Hatırası bile yabancı gelir.Hayata beraber başladığımız,

Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir;Gittikçe artıyor yalnızlığımız.

Gökyüzünün başka rengi de varmış!Geç farkettim taşın sert olduğunu.Su insanı boğar, ateş yakarmış!

Her doğan günün bir dert olduğunu,İnsan bu yaşa gelince anlarmış.Ayva sarı nar kırmızı sonbahar!Her yıl biraz daha benimsediğim.Ne dönüp duruyor havada kuşlar?Nerden çıktı bu cenaze? ölen kim?Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar?

Page 81: A 5-sayfa-ayarlı

Neylersin ölüm herkesin başında.Uyudun uyanamadın olacak.

Kimbilir nerde, nasıl, kaç yaşında?Bir namazlık saltanatın olacak,Taht misali o musalla taşında.

                                                                                       Cahit Sıtkı TARANCI

MEMLEKET İSTERİM

Memleket isterimGök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun;Kuşların çiçeklerin diyarı olsun.

Memleket isterimNe başta dert, ne gönülde hasret olsun;Kardeş kavgasına bir nihayet olsun.

Memleket isterimNe zengin fakir, ne sen ben farkı olsun;

Kış günü herkesin evi barkı olsun.

Memleket isterimYaşamak, sevmek gibi gönülden olsun;

Olursa bir şikâyet ölümden olsun.

Cahit Sıtkı TARANCI

Page 82: A 5-sayfa-ayarlı

26

Can Yücel: (21 Ağustos 1926 İstanbul - 12 Ağustos 1999 ), modern Türk şair.Kullandığı kaba ama samimi dil ve bariton sesi ile okuduğu Türk şiirinde farklı bir tarz yaratmıştır. Tek parti döneminin 7 yıl süre ile Millî Eğitim Bakanlığını yapan Hasan Âli Yücel’in oğludur.

Eserleri:Can Yücel'in Eski Datça'daki evinin bahçesinde, üzerinde imzasının bulunduğu taş.Yazma (1950)Her Boydan (1959, Çeviri Şiirler)Sevgi Duvarı (1973)Bir Siyasinin Şiirleri (1974)Ölüm ve Oğlum (1975)Şiir Alayı (1981, ilk dört şiir kitabı)Rengâhenk (1982)Gökyokuş (1984)Beşibiyerde (1985, ilk beş şiir kitabı)Canfeda (1985)Çok Bi Çocuk (1988)Kısa Devre (1990)Kuzgunun Yavrusu (1990)Gece Vardiyası Albümü (1991)Güle Güle-Seslerin Sessizliği (1993)Gezintiler (1994)

Maaile (1995)Seke Seke (1997)Alavara (1999)Mekânım Datça Olsun (1999)En Uzak MesafeBenim Adım Firuzansa Ne Olayım.Cazcı firuzan (1997)Hotuhların dramıBiraz alıştımBördübet'ten Sedir Adası'naYüz Kitabı Şiirlerimden Seçmeler (2010)Yaprak DökümüÇevirileri[değiştir | kaynağı değiştir]Hamlet (Shakespeare)1992. İstanbul: Papirüs Yayınları, 1996.Bahar Noktası (Bir Yaz Gecesi Rüyası'nın çevirisi) (Shakespeare) 

Page 83: A 5-sayfa-ayarlı

1981. İstanbul: Papirüs Yayınları, 1996.Muhteşem Gatsby (The Great Gatsby, F. Scott Fitzgerald), Ağaoğlu Yayınevi, İstanbul, 1964.

Yeni Başlayanlar İçin Marx (Marx Para Principantes) 1977.Salozun Mavalı (Peter Weiss)Bilgi Yayınları

BAĞLANMAYACAKSIN

Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne."O olmazsa yaşayamam." demeyeceksin.

Demeyeceksin işte.Yaşarsın çünkü.

Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki.Çok sevmeyeceksin mesela. O daha az severse kırılırsın.

Ve zaten genellikle o daha az sever seni,Senin onu sevdiğinden.

Çok sevmezsen, çok acımazsın.Çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem.Hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin.

Senin değillermiş gibi davranacaksın.Hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de

korkmazsın.Onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın.

Çok eşyan olmayacak mesela evinde.Paldır küldür yürüyebileceksin.

İlle de bir şeyleri sahipleneceksen,Çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin.

Gökyüzünü sahipleneceksin,Güneşi, ayı, yıldızları...

Mesela kuzey yıldızı, senin yıldızın olacak."O benim." diyeceksin.

Mutlaka sana ait olmasın istiyorsan bir şeylerin...Mesela gökkuşağı senin olacak.

İlle de bir şeye ait olacaksan, renklere aitolacaksın.

Page 84: A 5-sayfa-ayarlı

Mesela turuncuya, ya da pembeye.Ya da cennete ait olacaksın.

Çok sahiplenmeden, çok ait olmadan yaşayacaksın.Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi,

Hem de hep senin kalacakmış gibi hayat.İlişik yaşayacaksın. Ucundan tutarak...

HERŞEY SENDE GİZLİYerin seni çektiği kadar ağırsın

Kanatların çırpındığı kadar hafif..Kalbinin attığı kadar canlısın

Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç...Sevdiklerin kadar iyisin

Nefret ettiklerin kadar kötü..Ne renk olursa olsun kaşın gözünKarşındakinin gördüğüdür rengin..

Yaşadıklarını kâr sayma:Yaşadığın kadar yakınsın sonuna;

Ne kadar yaşarsan yaşa,Sevdiğin kadardır ömrün..

Gülebildiğin kadar mutlusunÜzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin

Sakın bitti sanma her şeyi,

Sevdiğin kadar sevileceksin.Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değerVe karşındakine değer verdiğin kadar insansın

Bir gün yalan söyleyeceksen eğerBırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.

Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasretVe sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın

Unutma yağmurun yağdığı kadar ıslaksınGüneşin seni ısıttığı kadar sıcak.

Kendini yalnız hissettiğin kadar yalnızsınVe güçlü hissettiğin kadar güçlü.

Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin..

Page 85: A 5-sayfa-ayarlı

İşte budur hayat!İşte budur yaşamak, bunu hatırladığın kadar yaşarsınBunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsünVe karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun

Çiçek sulandığı kadar güzeldirKuşlar ötebildiği kadar sevimliBebek ağladığı kadar bebektir

Ve her şeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren,Sevdiğin kadar sevilirsin...

Can Yücel

Page 86: A 5-sayfa-ayarlı

27

Hüseyin Cemil Meriç: (12 Aralık 1916, Reyhanlı - ö. 13 Haziran 1987, İstanbul), Türk yazar, çevirmen ve düşünür.

Başta dil, tarih, edebiyat, felsefe ve sosyoloji olmak üzere sosyal bilimlerin birçok alanında araştırma yapmış ve yazılar kaleme almış bir düşünce adamıdır. Telif ettiği 12 eseri ve tercümeleriyle Türk edebiyatında önemli bir yeri olduğu kabul edilir.Sosyoloji profesörü Ümit Meriç’in babasıdır.

Bazı Eserleri:İncelemeHint Edebiyatı (1964),Saint Simon İlk Sosyolog, İlk Sosyalist (1967),Bir Dünyanın Eşiğinde (1976),Işık Doğudan Gelir (1984),Kültürden İrfana (1985)DenemeMağaradakiler (1978),Bu Ülke (1974, 1985)Umrandan Uygarlığa (1974)GünlükJurnal I (1992)Jurnal II (1994)Diğer KitaplarıKırk Ambar (1980),Bir Facianın Hikayesi (1981),Sosyoloji Notları ve Konferanslar (1993)

Page 87: A 5-sayfa-ayarlı

Bi ÇARE AŞIK

Seni düşünüyorum gecenin sessizliğindeBir ateş yanıyor ruhumun derinliklerinde

Hayallerinle besleniyor bu ateşBen ölsemde hiç sönmeyecek bu ateş

Bir an kaybolsan hayalimdenOlur bu dünya bana cehennemNe zaman biter bu aşk bilmemSensiz olamam bir an bile ben

Hani hasret kalır ya toprak suyaHasretim sana toprak misali

Ne mecnunlar gördü bu dünyaLeyla olmazsa zindan misali

YOLCU

Bugün son sinek de soğuktan öldüSon gül soldu,son yaprak döküldü

Ay bulutların içine gömüldüSon ahbap da diyar-ı ahirete göçtü

Bir bu heyhula kaldı buracıktaO da ölümünü bekliyor küçük bir odacıktaBir damla su misali küçük bir kovacıktaBir mezardır istediği kdüz bir ovacıkta

Page 88: A 5-sayfa-ayarlı

Halini soran yok mu bu kimsesizeSorarlar bir gün bunun hesabını size

Muhtaç bu garip bir çift sözeBasar bağrını küçük bir köze

Cemil Meriç

28

Fakir Baykurt (15 Haziran 1929, Yeşilova, Burdur - 11 Ekim 1999, Essen) Türk yazar ve sendikacı.

Eserleri:

RomanlarıYılanların Öcü (1954)Irazcanın Dirliği (1961)Onuncu Köy (1961)Amerikan Sargısı (1967)Tırpan (1970)Köygöçüren (1973)Keklik (1975)Kara Ahmet Destanı (1977]Yayla (1977)Yüksek Fırınlar (1983)Koca Ren (1986)Yarım Ekmek (1997)Kaplumbağalar (1980)

ÖyküleriÇilli (1955)Efendilik Savaşı (1959)Karın Ağrısı (1961)Cüce Muhammet (1964)Anadolu Garajı (1970)On Binlerce Kağnı (1971)

Can Parası (1973)İçerdeki Oğul (1974)Sınırdaki Ölü (1975)Gece Vardiyası (1982)Barış Çöreği (1982)Duirsbug Treni (1986)Bizim İnce Kızlar (1992)Dikenli Tel (1998)

Toplum ve Eğitim Yazıları:Efkar Tepesi (1960)Şamaroğlanları (1976)Kerem ile Aslı (1974)Kale Kale (1978)Kaplumbağalar (1980)

Çocuk kitapları:Topal ArkadaşYandım AliSakarcaSarı KöpekDünya Güzeli (1985)

Page 89: A 5-sayfa-ayarlı

Saka Kuşları (1985)

Şiir:

Bir Uzun YolDostluğa Akan Şiirler

NEDİR SAVAŞ?

En ucuz tüfekle yoksul eve bir banyoBir topla oyun yeri mahalle çocuklarına

Bir tankla on derslikli on okulBir uçakla yedi köye bir hastane

İki denizaltıyla üç ırmak çöle ulaşır

Bir roketle koca şehir kurulurBir taburun postallarıyla çocuklar

Kızamıktan kurtulurBeş yıl birikse bir kolordunun parası

Kansere ilaç bulunur

Ölenlere dikilen anıtlar da paraKalanlara nişanlar kolayla mı takılır

Bir ordunun bütçesiyle on il bağlık bahçelik olurDüşün, ne yer, kaça semirir bir general

Bırak atom savaşlarını bir anİki komşu arasında sıradan bir savaşı düşün

Kimileri yıllar yılı bitmiyorAtılan bombalar, harcanan mermiler

Alınteri vergilerden

Yakılıp yıkılmış bir şehirKolayla mı yapılır yeniden

Evlerin asansörü merdiveni penceresiBir düşün serin kanla lütfen

Dirilir mi yirmisinde ölen asker, askerler

Page 90: A 5-sayfa-ayarlı

Bir düşün serin kanla, yada sor bir uzamnaYanıtla şu küçük soruya rica ederim

Aptallık değil de nedirNedir savaş?

YORULDUM

Yoruldum, çok yoruldumBiraz değil çok yoruldum Ankara’daOn katlı yirmi katlı beton yapılara

Sabah akşam asansörle inip çıkmaktanYoruldum, çok yoruldum

Biraz değil çok yoruldum Mamak’taTutukevinde demir parmaklıklar ardında

Yaz kış ranzalarda yatmaktanYoruldum, çok yoruldum

Biraz değil çok yoruldum o şehirdeÇokları çok aldı yaşamda benden

Kimine emeğimi, kimine zamanımı vermektenYoruldum, çok yoruldum

Biraz değil çok yoruldum Almanya’daAsfalt caddelerde yürümekten

Altı şeritli otoyollarda gidip gelmektenYoruldum, çok yoruldum

Biraz değil çok yoruldum Duisburg’taPasaport, vize, oturma izni, işlemler her yılYoruldum yurda uzaklardan bakmaktan

Ama yorulmadım hiçbir zamanO yoksul sevgili gibi dağ başlarında

Karda kalmış, darda kalmış yolcular içinYazmaktan

Fakir Baykurt

Page 91: A 5-sayfa-ayarlı

29

Fazıl Hüsnü Dağlarca: (26 Ağustos 1914, İstanbul - 15 Ekim 2008)Şair.

Eserleri:(Bir zamanlar Sözcü dergisinde (1960) ve Vatan dergisinde (1961-1962) yazdığı, özdeyiş niteliğinde kısa düz yazıları bir yana bırakılırsa, yalnız şiirle uğraşan ve şiirlerini Türkiye’nin hemen hemen bütün edebiyat dergilerine yaymış olan Dağlarca’nın kitaplarI)

Havaya Çizilen Dünya (1935)Çocuk ve Allah (1940)Daha (1943)Çakırın Destanı (1945)Taşdevri (1945)Üç Şehitler Destanı (1949)Toprak Ana (1950)Aç Yazı (1951)İstiklâl Savaşı-Samsun'dan Ankara'ya (1951)İstiklâl Savaşı-İnönüler (1951)Sivaslı Karınca (1951)İstanbul- Fetih Destanı (1953)Anıtkabir (1953)Asu (1955)Delice Böcek (1957)Batı Acısı (1958)

Hoo'lar (1960)Özgürlük Alanı (1960)Cezayir Türküsü (1961)Aylam (1962)Türk Olmak (1963)Yedi Memetler (1964)Çanakkale Destanı (1965)Dışardan Gazel (1965)Kazmalama (1965)Yeryağ (1965)Vietnam Savaşımız (1966)Açıl Susam Açıl (1967)Kubilay Destanı (1968)Haydi (1968)19 Mayıs Destanı (1969)Hiroşima (1970)Malazgirt Ululaması (1971)

Page 92: A 5-sayfa-ayarlı

Kuş Ayak (1971)Haliç (1972)Kınalı Kuzu Ağıdı (1972)Bağımsızlık Savaşı-Sakarya Kıyıları (1973)Bağımsızlık Savaşı-30 Ağustos (1973)Bağımsızlık Savaşı-İzmir Yollarında (1973)Gazi Mustafa Kemal Atatürk (1973)Arka Üstü (1974)Yeryüzü Çocukları (1974)Yanık Çocuklar Koçaklaması (1976)Horoz (1977)Hollandalı Dörtlükler (1977)Balinayla Mandalina (1977)Yazıları Seven ayı (1978)Göz Masalı (1979)

Yaramaz Sözcükler (1979)Çukurova Koçaklaması (1979)Şeker Yiyen Resimler (1980)Cinoğlan (1981)Hin ile Hincik (1981)Güneş Doğduran (1981)Çıplak (1981)Yunus Emre'de Olmak (1981)Nötron Bombası (1981)Koşan Ayılar Ülkesi (1982)Dişiboy (1985)İlk Yapıtla 50 Yıl Sonrakiler (1985)Takma Yaşamalar Çağı (1986)Uzaklarla Giyinmek (1990)Dildeki Bilgisayar (1992)İçimdeki Şiir Hayvanı (2007)Mustafa Kemal'in KağnısıYavaşlayan Ömür

Page 93: A 5-sayfa-ayarlı

Mustafa Kemal'in Kağnısı

Yediyordu Elif kağnısını,Kara geceden geceden.

Sankim elif elif uzuyordu, inceliyordu,Uzak cephelerin acısıydı gıcırtılar,

İnliyordu dağın ardı, yasla,Her bir heceden heceden.

Mustafa Kemal'in kağnısı derdi, kağnısınaMermi taşırdı öteye, dağ taş aşardı.Çabuk giderdi, çok götürürdü Elifçik,

Nam salmıştı asker içinde.Bu kez yine herkesten evvel almıştı yükünü,

Doğrulmuştu yola önceden önceden.Öküzleriyle kardeş gibiydi Elif,

Yemezdi, içmezdi, yemeden içmeden onlar,Kocabaş, çok ihtiyardı, çok zayıftı,

Mahzundu bütün bütün Sarıkız, yanı sıra,Gecenin ulu ağırlığına karşı,Hafifletir, inceden inceden.

İriydi Elif, kuvvetliydi kağnı başındaElma elmaydı yanakları üzüm üzümdü gözleri,

Kınalı ellerinden rüzgâr geçerdi, daim;Toprak gülümserdi çarıklı ayaklarına.Alını yeşilini kapmıştı, geçirmişti,

Niceden, niceden.Durdu birdenbire Kocabaş, ova bayır durdu,

Nazar mı değdi göklerden, ne?

Page 94: A 5-sayfa-ayarlı

Dah etti, yok. Dahha dedi, gitmez,Ta gerilerden başka kağnılar yetişti geçti gacır gucur

Nasıl dururdu Mustafa Kemal'in kağnısı.Kahroldu Elifçik, düşünceden düşüncedenAman Kocabaş, ayağını öpeyim Kocabaş,Vur beni, öldür beni, koma yollarda beni.

Geçer götürür ana, çocuk, mermisini askerciğin,Koma yollarda beni, kulun köpeğin olayım.Bak hele üzerinden ses seda uzaklaşır,Düşerim gerilere, iyceden iyceden.

Kocabaş yığıldı çamura,Büyüdü gözleri, büyüdü yürek kadar,

Örtüldü gözleri örtüldü hep.Kalır mı Mustafa Kemal'in kağnısı, bacım,Kocabaşın yerine koştu kendini Elifçik,

Yürüdü düşman üstüne, yüceden yüceden.

ÖLÜ

Hangi mahallede imam yok, Ben orada öleceğim. Kimse görmesin ne kadar güzel, Ayaklarım, saçlarım ve her şeyim. 

Ölüler namına, azade ve temiz, Meçhul denizlerde balık; Müslüman değil miyim, haşa, Fakat istemiyorum, kalabalık. 

Beyaz kefenler giydirmesinler, Sızlamasın karanlığım havada. Omuzlardan omuzlara geçerken sallanmayayım, Ki bütün azalarım hülyada. 

Hiçbir dua yerine getiremez, 

Page 95: A 5-sayfa-ayarlı

Benim kainatlardan uzaklığımı. Yıkamasınlar vücudumu, yıkamasınlar, Çılgınca seviyorum sıcaklığımı...

Fazıl Hüsnü DAĞLARCA

30

Halide Nusret Zorlutuna (1901, İstanbul - 10 Haziran 1984, İstanbul) Türk şair, yazar, öğretmen.

"Kadın yazarların annesi" olarak anılır. Hece ölçüsünde hamasi şiirleri ve konuşulan Türkçe ile yazılmış romanları vardır.

Eserleri:ŞiirGeceden Taşan Dertler (1930)Yayla Türküsü (1943)Yurdumun Dört Bucağı (1950)Ellerim Bomboş (1967)Git BaharSevmekRoman

Küller (1921)Sisli Geceler (1922)Gül'ün Babası Kim (1933)Aşk ve Zafer (1966)Aydınlık Kapı (1974)Büyükanne (1971)Beyaz Selvi (biyografik roman)

HikâyeHatıraBenim Küçük Dostlarım (1948)

Page 96: A 5-sayfa-ayarlı

Bir Devrin Romanı(1978)

MektuplarHanım Mektupları (1923)

GİT BAHAR

Çekil bu gölgeli yolda gezinme,Bahar bakişlarin yine pek sarhoş.Yanilip gönlüme misafir inme.Kapisi kilitli, mihrabi bomboş

Mabettir orasi, meyhane degil...

Işiklar, kokular, sesler, çiçekler...Ömrünün her günü bir başka dügün,Bülbüller koynunda açti çiçekler

Güller dökülürler gögsüne bütün!..

Gerçekten güzelsin, efsane degil:

Altinli başinda papatya niçin?Sari saçlarina pembe gül takin

Git bahar...Gönlümde ibadet için,Diz çöken kizlari ürkütme sakin,

Kalbime girme, o kaşane degil!..

Git bahar, git bahar ! Uzaklarda gül,Denize renginden birak hediye,Ufuklarda gezin, semaya süzül...

Kalbime sokulma "Peymane!" diye,

Gördüklerin kandil, peymane degil!

Page 97: A 5-sayfa-ayarlı

ELLERİM BOMBOŞ

Hasret dedikleri zorlu ateştir;Bekledim, bağrımı dağladı gül gül.Artık gelse de bir, gelmese de bir.Dermanı yanmada bulan bu gönül,Vahdet şarabına mey-hane oldu!

Yürekten, derinden fışkırdı bir ah,Erişti imdada Rahmet-i Rahman.Işıkla dolu can, Elhamdülillah,

Gönülden göründü en büyük Sultan...Bezminde kandiller peymane oldu.

Nusret bu aşk ile divane oldu!

Halide Nusret ZORLUTUNA

Page 98: A 5-sayfa-ayarlı

31

Halil Nihat Boztepe: (d. 1884, Trabzon) - (ö. 17 Şubat 1949), Türk siyasetçi.

İdadi ve Firerler Okulu mezunudur. Trabzon Düyun-u Umumiye Nezâreti Tahrirat Kalemi Mülazımlığı, İstanbul Müskirat, Harir ve Saygı Sikar Şubesi Mübeyyizliği, Düyun-u Umumiye Komiserlik Kalemi Müdür Yardımcılığı ve Müdürlüğü, Maliye Vekâleti Düyun-u Umumiye Komiserlik Kalemi Müdürlüğü, Şairlik, Yazarlık, TBMM III. Dönem Gümüşhane, IV., V., VI. ve VII. Dönem Trabzon Milletvekilliği yapmıştır.

Eserleri:

Şiir kitaplarıSiham-ı İlham (1921),Ayine-i Devran(1924),Mahitab (1924),Ağaç Kasidesi (1947)

Nedim Divanı ile Nedim-i Kadim Divanının Günümüz Türkçe'si Basımı.

Page 99: A 5-sayfa-ayarlı

Ağaç Kasidesi’nden;

Biraz sizin gibiyim, serde dilcilik vardır.Yerinde "baş" diye yazdım, yerinde "ser" yazdımİnad edip dediniz siz "sü", ben dedim "asker!"Siz "er" dedikçe dövündüm dedim "nefer",yazdımDedikçe siz "general" arttı hasretim "paşa"ya!Kebab olup ateşinden yanan ciğer, yazdım!Kurum demek duruyorken denir mi cemiyet?Kurul denilmeli, zira Arapçadır heyet!Bununla kaldı da zannetme, Garbı etti Batı!Onun da çehrei memsuha(l) döndü bak suratı!Neler değişmedi, dünya değişti, oldu Acun!Yedirdiler ona erbabı bir özel macun!Nebat'a bitki demişler.. Şu bildiğin ot'dur.Odur ya, ismi değişmiş.. Nasıl olur deme dur!Kurumca İlmi nebatat'a dendi Bitkibilik!Arapça, Farsça yasak.. İsteyen desin Botanik!Asıl Lügat eğitim'miş. Demek ki terbiye yok!Bilir miyim neye yok, siz de sormayın neye yok.Sizin şu olmalıdır sade bilmeniz gereken:Eğitmen oldu mürebbi, muallim öğretmen.Birinci söz apaçık bir lâkırdı; "İyi etmem!"Demektir, aniamıyan yok, ikinci "Öğretmen!"Yerindedir, bu da besbelli. Şimdi sor ki neden,Niçin denilmeli "Öğrenci" varken "Öğrenmen?"Bitik, Kitab'a ve Mektub'a dendi, hoş denmiş!Kitab olurdu yazılsaydı, öyle iş bu deyiş!

Page 100: A 5-sayfa-ayarlı

Bitik kitap, ama gel sor Betik ne? -Yazma kitap!Bu ince farkı eder dilde bellemek icap..Nedir Kitabı Mukaddes? diyorsun.. Al,Kut—Bit!Ne güldün? Özcü'ye git sor, Dilenire Saime git!Cevat diyor ki bu, Kutsal Bitik muhaffefidır.Ne çapta yetkili Uzman, düşün Giritliyi bir!Gelip oturdu hemen Şâir'in yerinde Ozan!Üvey lisanla yazan gitti, geldi özle yazan!Koşuk, Yakım ve Tuyuk, Düzgü öz lisanda Şiir!Diyor da bazılar Aydık, diyen de varmış Cir!Şu Cir en uygunudur, çünkü Cırlamak'dandır!Şiir yazan da nedir? Cırlayan bir insandır!Diyen de kim "Edebiyat"a karşılık yok? Var:"Yazın" denildi, kabul ettiler, verildi karar.Yazın, evet, Yazı'dandır. Neden o dik bakış'n?Yabancı söz mü, niçin denmesin yazın.. ya kışın?Yazay Edib'e denilsin, kabul ederse Kurum.Edep ne? Çok aradım, belki var ya bilmiyorum!Çevirme Tercüme olmuş. Olur desen Çevirim!Evirme olmalı Te'lif. Olur desen Evirim!Rozet demez, çevirip derler Özcüler Gülcük!Açılmamış minicik, yavru goncadan da küçük!…

Halil Nihat Boztepe

Page 101: A 5-sayfa-ayarlı

32

Hasan Âli Yücel: (d. 17 Aralık 1897, İstanbul - ö. 26 Şubat 1961, İstanbul)Öğretmen, eski Milli Eğitim Bakanı, Köy Enstitüleri'nin kurucusu.

ESERLERİ:

ŞİİR: Dönen SesSizin içinDinle Benden

DÜZYAZI: Goethe, Bir Dehanın Romanı (1932)Türk Edebiyatına Toplu Bir Bakış (1932)Pazartesi Konuşmaları (1937)İçten Dışa (1938)Türkiye’de Ortaöğretim (1938)Davalar ve Neticeleri (1950)Hürriyete Doğru (1955)İyi Vatandaş İyi İnsan (1956-1971)Kıbrıs Mektupları (1957)Edebiyat Tarihimizden (1957)İngiltere Mektupları (1958)Türkiye’de Maarif (1959)Hürriyet Gene Hürriyet (1960-1962, 2 cilt)

Page 102: A 5-sayfa-ayarlı

EKMEK

Çiftçi sürer tarlayıSonra eker buğdayıBoy verir azar azarSaplar gittikçe uzarBaşaklar olgunlaşırİçleri dolgunlaşır

Yazın artınca sıcakSararır her bir başakBiçerler ekinleri

Şenlenir harman yeriOlup bitince harmanAyrılır buğday saptan

Güzel kokulu ekmekOlmaz seni sevmemekSensin yemeklere başHer yemeğe arkadaş

Bağrımda yadını dağlıyorum, bak.Ben de senin gibi ağlıyorum, bak.Eriyip izinde çağlıyorum, bek.

“Eğil göz yaşından iç” dedin bana.

Page 103: A 5-sayfa-ayarlı

SEVGİLİYE KOŞMAGörmesem yüzünü kör olur gözümGözlerim, yüzüne bakmak içündür.Adında tutuşur en yakın sözüm

Hitabım, kalbini yakmak içündür!..

Ağlarsam, sebebi, arama nedirHasretim, ağlayan gözlerinedir.Bu gidiş, içimden ta içinedir

Gözyaşım, gönlüne akmak içündür!..

Sendeki baharı bulamam güldeGüzüm bahar olsun, yüzüme gül de,

Bir kızıl çiçektir aşkın gönülde,O çiçek, göğsüne takmak içündür!..

Hasan Ali Yücel

Page 104: A 5-sayfa-ayarlı

33

İbrahim Alaettin Gövsa: (d. 1889, İstanbul - ö. 29 Ekim 1949, Ankara)Türk yazar, şair, eğitimci, mizahçı ve siyasetçi.

Eserleri:

Edebî EserleriRumeli’ye Destân-ı Harb (1910, şiir)Güft ü Gû (1911, şiir)Çocuk Şiirleri (1911, çocuk şiiri)Sulh ve Harb (1920, manzum okul piyesi)Çanakkale İzleri (1926, şiir)Şen Yazılar (1926, hikaye ve mizahi yazı)Nazif’ten Hâmid’e Âhiretten Mektuplar (1932, mektup)Acılar (1941)Söz Oyunları (1942, denemeler ve vecizeler)Eğitime Dair Eserleri[değiştir | kaynağı değiştir]İlk Gençlik Hakkında Rûhiyat ve Terbiye Tedkikleri (1919)Bediî Terbiye (İstanbul 1923)Sevimli Elifbâ, Tedricî Kelime Usûliyle (1925)Çocuk Ruhu (1926)S. Rûhiyat ve Terbiye (1929)Biyografi, Ansiklopedi ve Sözlük ÇalışmalarıYeni Türk Lugati (1930)Talebe Lugati (1931) sonraki basımları Yeni Talebe Lugati adıyla).

Page 105: A 5-sayfa-ayarlı

Victor Hugo (İstanbul 1931)Süleyman Nazif, Hayatı, Kitapları, Mektupları, Fıkra ve Nükteleri ( 1933)Meşhur Adamlar Ansiklopedisi (I-IV, İstanbul 1933-1936)Kâşifler ve Mucitler (1939)Sabatay SeviElli Türk Büyüğü (1940)Türk Meşhurları Ansiklopedisi (1945-1946)Resimli Yeni Lugat ve Ansiklopedi: Ansiklopedik Sözlük (I-V, 1947-1954)

TÜRK BAYRAĞI

Kahramanlar bucağında uyandın,Şehitlerin kanlariyle boyandın,Nice düşman kalesine uzandın,Sana selâm ey şanlı Türk bayrağı.Çırpınarak dalgalanır kanadın,

Gökyüzüne çıkmak mıdır muradın?Gölgende can vermek ister evlâdın,Bir kalandır her bir Türk'ün kucağı.Ey şerefin, büyüklüğün fermanı,Ey kavgalar tarihinin destanı,Seni ister şu toprağın her yanı,

Sensiz tütmez, yurdun hiç bir ocağı. 

ibrahim Alaattin GÖVSA

Page 106: A 5-sayfa-ayarlı

34

Kemalettin Kâmi Kamu (d. 15 Eylül 1901, Bayburt - ö. 6 Mart 1948, Ankara) "Gurbet Şairi" olarak tanınan Türk şair ve siyasetçi.Şiirleri okul kitaplarına giren, yurt genelinde tanınan bir şairdir. VI., VII. ve VIII. dönem TBMM'de milletvekili olarak görev yapmıştır.

İstiklal Marşı Aday Şiiri

Gözyaşına veda et ey güzel AnadoluHakkını korur elbet Türk'ün bükülmez koluCenk ederiz genç koca bugün değil yarın da

Yadımız ağladıkça İzmir ezanlarında

Hakk yolunda kan olur dünyalara taşarızYa şerefle vurulur ya efendi yaşarız

Her gün yeni bir hile arkasından satıldıkHer gün yeni bir dille yurdumuzdan atıldık

Yeter ey Kâbe'mizi elimizden alanlarAlıkoyamaz bizi yolumuzdan yalanlarHangi alçak el alır el zinciri boynuna

Kim Yunan'ı bırakır Türk kızının koynuna.

Biz ki Türk'üz muhakkak, her milletten uluyuz.Yeryüzünde biz ancak yurdumuzun kuluyuz.Yurt yolunda kan olur, dünyalara taşarız.Ya şerefle vurulur, ya efendi yaşarız.

Page 107: A 5-sayfa-ayarlı

GURBET (*)

Gurbet o kadar acıKi ne varsa içimde,Hepsi bana yabancı,Hepsi başka biçimde!

Eriyorum git gide,Elveda her ümide,Gurbet benliğimi deBitirmiş bir içimde!

Ne arzum, ne emelim,Yaralanmış bir elim,Ben gurbette değilim,Gurbet benim içimde!

Kemalettin Kâmi Kamu

Page 108: A 5-sayfa-ayarlı

(*) bu şiir şairi “Gurbet Şairi” olarak andırmıştır.

35

Melih Cevdet Anday: (13 Mart 1915, İstanbul – 28 Kasım 2002, İstanbul)Şair, tiyatro oyunu, roman, deneme, makale yazarıdır.

Lise arkadaşları Orhan Veli ve Oktay Rifat'la birlikte ortaya çıkardıkları Garip Akımı ile Türk şiirindeki yenilenmeyi başlatmıştır. Kolları Bağlı Odysseus ile kendine özgü felsefi şiir akımını başlatmış, Garip Akımı`ndan ayrılmıştır.

Eserleri:

ŞiirGarip (1941, Orhan Veli ve Oktay Rifat'la birlikte)Rahatı Kaçan Ağaç (1946)Telgrafhane (1952)Yanyana (1956)Kolları Bağlı Odysseus (1962)Göçebe Denizin Üstünde (1970)Teknenin Ölümü (1975)Sözcükler (1978, toplu şiirler)Ölümsüzlük Ardında Gılgamış (1981)Tanıdık Dünya (1984)Güneşte (1989)Yağmurun Altında (1995)YalanŞinanayTohumTek Başına

AnıŞiir ÇevirileriAnnabel Lee - Edgar Allan PoeAtlının Türküsü - Federico Garcia LorcaBen de - Langston HughesBir Zenci Kızın Türküsü - Langston HughesÇayhane - Ezra PoundGece. Şehir Uyumuş. - Aleksandr BlokHürriyet - Paul ÉluardKanun - Wystan Hugh AudenPan Öldü - Ezra PoundŞiir Sanatı - Paul VerlaineRoman ÇevirisiBuz Sarayı (1973 - Tarjei Vesaas)Babalar ve Oğullar ( 1983- [Turgenyev] )

Page 109: A 5-sayfa-ayarlı

Ölü Canlar (1982- [Gogol] )

RomanZifaftan Önce (1957 - Murat Tek adıyla)Yağmurlu Sokak (1959 - Murat Tek adıyla)Dullar Çıkmazı (1962 - Murat Tek adıyla)Bir Gecede Üç Erkek (Murat Tek adıyla)Aylaklar (1965)Gizli Emir (1970)İsa'nın Güncesi (1974)Raziye (1975)

Şiir Üzerine YazılarAnlamın AnlamıÇağlar GeçiyorŞiir ÜzerineŞiirin Vazgeçilmez Üç DönemiŞiirin AnlamıUzun Şiir - Kısa ŞiirYarın Düşüncesi

Tiyatro Oyunuİçerdekiler (1965)Mikadonun Çöpleri (1967)

Yarın Başka KorudaDikkat Köpek VarÖlüler Konuşmak İsterMüfettişler (1972)Ölümsüzler (1984)ANIBir çift güvercin havalansa Yanık yanık koksa karanfil Değil bu anılacak şey değil Apansız geliyor aklıma Neredeyse gün doğacaktı Herkes gibi kalkacaktınız Belki daha uykunuz da vardı Geceniz geliyor aklıma Sevdiğim çiçek adları gibi Sevdiğim sokak adları gibi Bütün sevdiklerimin adları gibi Adınız geliyor aklıma Rahat döşeklerin utanması bundan Öpüşürken bu dalgınlık bundan Tel örgünün deliğinde buluşan Parmaklarınız geliyor aklıma Nice aşklar arkadaşlıklar gördüm Kahramanlıklar okudum tarihte Çağımıza yakışan vakur, sade Davranışınız geliyor aklıma  Bir çift güvercin havalansa  Yanık yanık koksa karanfil Değil unutulur şey değil Çaresiz geliyor aklıma. 

  

  

Page 110: A 5-sayfa-ayarlı

TOHUM

Dörtnala haberci ilkyazdanAşağıdan inceden beyazdanDumanı tüten sıcak tohumDolan kara toprağı dolanUlaş yeryüzüne ak tohum

Hay gücüne kurban olduğumDağ taş dinlemezim hey amanGöster o gül yüzünü gösterÖnce yeşil yeşil bak tohumSonra sarı sarı gülüver

Donansın donansın danelerKız oğlan kız, alaca kınaTarlalar sebil tek bedavaVer güzelim ver yiğitim ver

Pir aşkına fakir aşkına

Anladım farkı neden sonraTohumdan başka şeymiş bitki

Bu küçük deli fişektekiNe ki? Ağaç mı allı pullu

Yoksa ayrık mı, başak mı ki?

Kim bilecek... kapalı kutuAma bulut, yağmur bulutuGelir kararır nerdeyse

Tohum altta nefes nefeseKulağı gök gürültüsünde.

Page 111: A 5-sayfa-ayarlı

Melih Cevdet ANDAY

36

Mithat Cemal Kuntay: (1885, İstanbul - 30 Mart 1956, İstanbul)Türk yazar, şair ve hukukçu. Yazdığı vatanseverlik şiirleri onu Türk edebiyatının en tanınmış hamaset şairlerinden birisi yaptı. Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılış dönemini konu edinen, Üç İstanbul (1938) adlı ilk ve tek romanı ile ünlendi. Biyografi yazarlığı yönüyle de tanındı.

Eserleri:Tiyatro oyunlarıKemal (1912), 4 perdelik manzum piyes28 Kanunuevvel (1918), Çanakkale hakkında oyunAntoloji KitabıNefaisi Edebiye (1913)

RomanÜç İstanbul (1938)

BiyografiMehmed Âkif-Hayatı, Seciyesi, Sanatı (1939)İstiklâl Şairi Mehmed Âkif (1944)Namık Kemal :Devrin Olayları ve İnsanları Arasında (1.cilt 1944; 2. cilt, Kısım I, 1949; 2.cilt, Kısım II, 1956),

İlkler ve Ötekiler (1944)Sarıklı İhtilalci Ali Suavi (1946)Mehmed Âkif: Hayatı, Sanatı, Şiirleri, Seciyesi, Seçme Şiirleri (1948)

ŞiirTürk'ün Şehnamesi (1945. 1971 yılında ikinci defa basıldı.)

İnceleme ve araştırma:Hitabet ve Münazara Dersleri (1913)İftira-yı Taassub (1913),Hitabet Dersleri (1914)Edebiyat Defteri (1915)

Basılmamış çalışması:Tevfik Fikret

Page 112: A 5-sayfa-ayarlı

ON BEŞ YILI KARŞILARKEN

Kim derdi yarılsın da nihayet yerin altı,Bir anda dirilsin de şu milyonla karaltı.

Topraklaşan ellerde birer meşale yansın.Kim der ki şu milyonla adam birden uyansın.

Kim derdi seher yıldızı doğsun da bir evden,Kaçsın da cehennemler o bir damla alevden,

Canlansın ışık selleri olsun da o damlaBeş devletin öldürdüğü devlet bir adamla.

Kim der ki en son rakamlar da delirsin.On beş asır on beş yılın eb'adına girsin.

Dünyaları bir fert evet oynattı yerinden,Sarsıldı demirler evet azmin demirinden.

Mazi yıkılıp gitti evet fesli, kafesli:Lâkin bugünün ey granit bünyeli nesli,

Bir şey ele geçmez şerefin sade adından.Sen arşı bırak, varsa haber ver kanadından.

Gökten ne çıkar? Gök ha büyükmüş ha değilmiş,Sen alnını göster ne kadar yükselebilmiş.

Gökler çıkabildin, uçabildinse derindir,Tarihi kendin yazıyorsan, eserindir.

Bahsetme bugün sade dünün mucizesinden,

Page 113: A 5-sayfa-ayarlı

İnsan utanır sonra yarın kendi sesinden.

Asrın yaşamak hakkını vermez sana kimse;Sen asrını üstünde izin varsa benimse;

Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandırToprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır. 

EĞİLME

Zincirin altınsa da hatta, koparıp kır,Susmak ne demekmiş, yere haykır göğe haykır!

Vicdan bile duymaz çıkmazsa bir âhı,Sessiz kölelerdir yaratan binbir ilâhı

Elbet put olurlar öpülen eller, etekler,Elbet öpen oldukça, olur öptürecekler!

Hürriyet, o en son şerefindir, onu satma!Bir tanrı yeter, kendine bin tanrı yaratma!

İnsandaki dört tane ayak devrini bilme,Mahvolsa eğilmezdi baban, sen de eğilme!

Mithat Cemal Kuntay

Page 114: A 5-sayfa-ayarlı

37

Nâzım Hikmet Ran: (17 Ocak 1902 – 3 Haziran 1963)Türk şair, oyun yazarı, romancı ve anı yazarı. "Romantik komünist" ve "romantik devrimci" olarak tanımlanır. Şiirleri elliden fazla dile çevrilmiş ve eserleri birçok ödül almıştır.

Yasaklı olduğu yıllarda Orhan Selim, Ahmet Oğuz, Mümtaz Osman ve Ercüment Er adlarını da kullanmıştır. Türkiye'de serbest nazımın ilk uygulayıcısı ve Çağdaş Türk şiirinin en önemli isimlerindendirMezarı Moskova'da bulunmaktadır.

Eserleri:Dağların Havası (Osmanlıca, 1925)[17]Güneşi İçenlerin Türküsü (1928)835 Satır (1929)Jokond ile Si-Ya-U (1929)Varan 3 (1930)1 + 1 = 1 (1930)Sesini Kaybeden Şehir (1931)Gece Gelen Telgraf (1932)Benerci Kendini Niçin Öldürdü? (1932)Bir Ölü Evi yahut Merhumun Hanesi (1932)Kafatası (1932)Orman Cücelerinin Sergüzeşti (1932)Unutulan Adam (1934)Portreler (1935)Taranta Babu'ya Mektuplar (1935)Simavne Kadısı Oğlu Şeyh Bedreddin Destanı (1936)İt Ürür Kervan Yürür (1936, Orhan Selim adıyla)Milli Gurur (1936)Sovyet Demokrasisi (1936)

Page 115: A 5-sayfa-ayarlı

Alman Faşizmi ve Irkçılığı (1936)Kurtuluş Savaşı Destanı (1937)Yeşil Elmalar (1938)La Fontaine'den Masallar (1949)Ölümünden sonra hakkında çok sayıda kitapları çıkmıştır.

KARLI KAYIN ORMANINDA

Karlı kayın ormanındayürüyorum geceleyin.Efkârlıyım, efkârlıyım,elini ver, nerde elin?

Ayışığı renginde kar,keçe çizmelerim ağır.İçimde çalınan ıslıkbeni nereye çağırır?

Memleket mi, yıldızlar mı,gençliğim mi daha uzak?

Kayınların arasındabir pencere, sarı, sıcak.

Ben ordan geçerken biri :"Amca, dese, gir içeri."Girip yerden selâmlasam

hane içindekileri.

Eski takvim hesabıylebu sabah başladı bahar.Geri geldi Memed'imeyolladığım oyuncaklar.

Kurulmamış zembereğiküskün duruyor kamyonet,

yüzdüremedi leğendebeyaz kotrasını Memet.

Page 116: A 5-sayfa-ayarlı

Kar tertemiz, kar kabarık,yürüyorum yumuşacık.Dün gece on bir buçuktaölmüş Berut, tanışırdık.

Bende boz bir halısı varbir de kitabı, imzalı.Elden ele geçer kitap,daha yüz yıl yaşar halı.

Yedi tepeli şehrimdebıraktım gonca gülümü.

Ne ölümden korkmak ayıp,ne de düşünmek ölümü.

En acayip gücümüzdür,kahramanlıktır yaşamak :

Öleceğimizi bilipöleceğimizi mutlak.

Memleket mi, daha uzak,gençliğim mi, yıldızlar mı?Bayramoğlu, Bayramoğlu,ölümden öte köy var mı?

Geceleyin, karlı kayınormanında yürüyorum.

Karanlıkta etrafımıgündüz gibi görüyorum.

Şimdi şurdan saptım mıydı,şose, tirenyolu, ova.

Yirmi beş kilometreden

Page 117: A 5-sayfa-ayarlı

pırıl pırıldır Moskova...

SALKIM SÖĞÜT

Akıyordu sugösterip aynasında söğüt ağaçlarını.

Salkımsöğütler yıkıyordu suda saçlarını!Yanan yalın kılıçları çarparak söğütlere

koşuyordu kızıl atlılar güneşin battığı yere!Birden

bire kuş gibivurulmuş gibikanadından

yaralı bir atlı yuvarlandı atından!Bağırmadı,

gidenleri geri çağırmadı,baktı yalnız dolu gözlerle

uzaklaşan atlıların parıldayan nallarına!

Ah ne yazık!Ne yazık ki ona

dörtnal giden atların köpüklü boynuna bir daha yatmayacak,beyaz orduların ardında kılıç oynatmayacak!

Nal sesleri sönüyor perde perde,atlılar kayboluyor güneşin battığı yerde!

Atlılar atlılar kızıl atlılar,atları rüzgâr kanatlılar!Atları rüzgâr kanat...

Page 118: A 5-sayfa-ayarlı

Atları rüzgâr...Atları...At...

Rüzgâr kanatlı atlılar gibi geçti hayat!

Akar suyun sesi dindi.Gölgeler gölgelendi

renkler silindi.Siyah örtüler indimavi gözlerine,

sarktı salkımsöğütlersarı saçlarının

üzerine!

Ağlama salkımsöğütağlama,

Kara suyun aynasında el bağlama!el bağlama!ağlama!

Page 119: A 5-sayfa-ayarlı

HOŞGELDİN KADINIM

Hoş geldin kadınım benim hoş geldinyorulmuşsundur;

nasıl etsemde yıkasam ayacıklarınıne gül suyum ne gümüş leğenim var,

susamışsındır;buzlu şerbetim yok ki ikram edeyim

acıkmışsındır;beyaz ketenli örtülü sofralar kuramam

memleket gibi yoksuldur odam.

Hoş geldin kadınım benim hoş geldinayağını basdın odama

kırk yıllık beton, çayır çimen şimdigüldün,

güller açıldı penceremin demirlerindeağladın,

avuçlarıma döküldü incilergönlüm gibi zengin

hürriyet gibi aydınlık oldu odam...

Hoş geldin kadınım benim hoş geldin.

Nazım Hikmet Ran

Page 120: A 5-sayfa-ayarlı

38

Necati Cumalı: (d. 13 Ocak 1921, Florina – ö. 10 Ocak 2001, İstanbul)Türk yazar, şair.

Şiir, roman, hikâye, deneme, tiyatro, günce gibi pek çok edebi türde eser vermiş çok yönlü bir yazardır. Cumhuriyet devri Türk edebiyatının tanınmış kişilerinden olan Cumalı, Yaşar Kemal'in ifadesiyle "Yaşlanmaz Şair Çocuk" olarak anılır.

Eserleri:Yalnız Kadın (1954)Değişik Gözle (1956)Susuz Yaz (1962)Ay Büyürken Uyuyamam (1969)Makedonya 1900 (1976)(1978'de Dilâ Hanım adıyla yeniden yayımlandı)(Filme alındı)Kente İnen Kaplanlar (1976)Revizyonist (1979)Yakup'un Koyunları (1979)Aylı Bıçak (1981) ("Uzun Bir Gece" adıyla ikinci basım 1991)RomanTütün Zamanı (roman) (1959) (1971'de "Zeliş" adıyla yeniden basıldı)Yağmurlar ve Topraklar (1973)Acı Tütün (1974)Aşk da Gezer (1975)Üç Minik Serçem (1990)

Viran Dağlar (1994)

OyunBoş Beşik (1949)Mine (1959)Nalınlar (1962)Derya Gülü (1963)Yaralı GeyikOyunlar 1: Boş Beşik, Ezik Otlar, Vur Emri (1969)Oyunlar 1: Susuz Yaz, Tehlikeli Güvercin, Yeni Çıkan Şarkılar Ya da Juliette (1969)Oyunlar 3: Nalınlar, Masalar, Kaynana Ciğeri (1969)Oyunlar 4: Derya Gülü, Aşk Duvarı, Zorla İspanyol (1969)Oyunlar 5: Gömü, Bakanı Bekliyoruz, Kristof Kolomb'un Yumurtası (1973)

Page 121: A 5-sayfa-ayarlı

Oyunlar 6: Mine, Yürüyen Geceyi Dinle, İş Karar Vermekte (1977)Yaralı Geyik (1981)Dün Neredeydiniz (1983)Vatan Diye Diye (1990)Devetabanı (1992)

ŞiirKızılçullu YoluHarbe Gidenin ŞarkılarıMayıs Ayı NotlarıGüzel AydınlıkDenizin Yükselişiİmbatla GelenGüneş ÇizgisiYağmurlu DenizBaşaklar GebeCeylan AğıdıAy GüneşBozkırda Bir AtlıYarasın BeylerBütün ŞiirleriAşklar ve Yalnızlıklar, Toplu Şiirleri I

Kısmeti Kapalı Gençlik, Toplu Şiirleri II

HatıraYeşil Bir At Sırtında (1978)

SenaryoBağımsızlı ya da Ölüm (1990)

DenemeNiçin Aşk (1971)Senin İçin Ey Demokrasi (!976)Etiler Mektubu (1982)Niçin Af? (1989)Şiddet Ruhu (1998)Ulus Olmak (Atatürk Denemeleri) (1995)İnceleme[değiştir | kaynağı değiştir]Muzaffer Tayyip Uslu, Şiirleri, Yazıları ve Kendisi için Yazılanlar (1956)Guillaume Apollinaire, Yaşamı Sanatı ve Şiirleri (1986)

Page 122: A 5-sayfa-ayarlı

HÜRRİYETE ÖVGÜ

Boşuna değil dökülen kanHatıran daha aziz çıkacaktırBu felâket senelerindenAsırlardır bu böyledirBütün kötülükler geçerYaşar iyi ve güzel olan

Sen çalışmanın ve düşünmenin hakkısınKanunların, nizamların üstündeTalihisin insanlığınHer sevgi hayatla biterYalnız senin aşkın kalırGenç çocuğa babadan

Boşuna değil dökülen kanŞehirlerde, köylerde çocuklar büyüyecektirDaha zeki daha çalışkanBütün acılar unutulacakŞarkılar daha yürekten söylenecek

Yıkılan evler köprülerDaha sağlam kurulacaktır tekrarYeniden fabrikalar yükselecekTarlalar genişleyecektir

Boşuna değil dökülen kanTarihin akışından anlıyorumKuvvet zamanla yıkılır

Page 123: A 5-sayfa-ayarlı

Yalnız senin uğrunda ölür insanYarası acımadan.

Necati Cumalı

39

Neyzen Tevfik(Tevfik Kolaylı) (24 Mart 1879; Bodrum, Muğla - 28 Ocak 1953; İstanbul), taşlamalarıyla tanınan Türk neyzen ve şairdir. Taşlama kitaplarının yanı sıra, çeşitli taksimler ve saz semailerinin bestecisi olarak da bilinir.

Eserleri:

Şiir kitaplarıHiç, 1919Azâb-ı Mukaddes, 1949Besteleri[değiştir | kaynağı değiştir]Nihavent Saz SemaisiŞehnazbuselik Saz SemaisiTaksimler taş plak

FıkraPadişahçılıkHamam sefasıEdepKırk yıllık ölü

Page 124: A 5-sayfa-ayarlı

O ÖLMEDİ

Tanrı ölmez, O dilerse görünür bir müddet,Kaybolunca O’nu kalbinde bulur her millet.

Biliyormuş kaderin cilvesini evvelce,Bütün ecrâm-ı semâ yasla büründü o gece.

Yaklaşan bir acı önce güneşi korkuttu,Ay tutuldu diyemem gökyüzü mâtem tuttu.

Ata geçtin ebedin mevki-i müstahkemineBir direktif veriyor arza, beşer âlemine!

Bize ilhâm ile isâl ediyor her haberi,Ki O’nun kudret-i külliye, emirber neferi.

Bağladı dâr-ı fenânın ebede telsizini,Güdelim açtığı yollardan mübârek izini.

Atatürk’ ün beşere sunduğu peymânı budur:Atatürk’ e inananlar er olur, sulhu korur!

BEN SANABen sana b.k demem,B.klar duyar ar eder.Bir zerren düşse b.ka,Onu da mundar eder.

Tanrı senin hamurunuNecasetle yoğurmuş,

Page 125: A 5-sayfa-ayarlı

Anan seni s.ç.r ikenYanlışlıkla doğurmuş.

Neyzen Tevfik

40

Oktay Rifat: (Ali Oktay Rifat) (d. 10 Haziran 1914, Trabzon – ö. 18 Nisan 1988, İstanbul)Türk şair, oyun yazarı ve romancı.

Türk Şiiri’nin en büyük isimlerinden birisi kabul edilir. Orhan Veli ve Melih Cevdet'le birlikte Garip Akımı'nın kurucularındandır. 1955 yılından itibaren İkinci Yeni adlı şiir akımına yönlenmiştir. Şiir dışında roman ve oyun türlerinde de çok başarılı eserler vermiştir. Şair Nazım Hikmet'in kuzenidir.

Eserleri:ŞiirGaripYaşayıp Ölmek Aşk ve Avarelik Üstüne Şiirler (1945)Güzelleme (1945)Aşağı Yukarı (1952)Karga ile Tilki (1954)Perçemli Sokak (1956)Âşk Merdiveni (1958)İkilik (Aşağı Yukarı ve Karga ile Tilki'nin ikinci baskısı,1963)Roman[değiştir | kaynağı değiştir]Bir Kadının Penceresinden (1976)Danaburnu (1980)Bay Lear (1982)Tiyatro Oyunu[değiştir | kaynağı değiştir]Birtakım İnsanlar (1961)Kadınlar Arasında (1948 de Devlet Tiyatrosunda gösterilmiştir[5]) ya da Fettah Paşalar (1966)Atlarla Filler ya da Dirlik Düzenlik (ilk yayınlanışı 1988)Çil Horoz (ilk yayınlanışı 1988)Yağmur Sıkıntısı (ilk yayınlanışı 1988)

Page 126: A 5-sayfa-ayarlı

BANA BENZER

Bana benzer bacalar aşkla tüten,Kaçırırlar Gece’den düşlerini.

Üstümdeki çardak ve bu dal benden,Gökyüzü bahçem, bulutum kan rengi.

Şarabım bir sabra erişmiş küpte,Bir elim ay, bir elim körpe güneş,Bir göl gibiyim akşamlara dönmüş,Yıldızları kendinden daha dipte.

YAPRAK

Bütün yapraklarım açarsa…Kork,

Çünkü yalnızlığım ben,Çünkü yoksulluğum ben,

Tepeden tırnağa…

Oktay Rıfat Horozcu

Page 127: A 5-sayfa-ayarlı

41Orhan Şaik Gökyay: (d. 16 Temmuz 1902, İnebolu - ö. 2 Aralık 1994)Edebiyat tarihi ve dil araştırmacısı, şair, öğretmen.

Eserleri

Şiir:Birkaç Şiir-Poems (1976)

Sadeleştirme ve Düzenleme:Dede Korkut (1938)Bugünkü Dille Dede Korkut Masalları (1939)Dedem Korkudun Kitabı (1973)Katip Çelebi Hayatı, Şahsiyeti,Eserleri (1957)Katip Çelebi’den Seçmeler (1938)Kabusnâme (1944, Mercimek Ahmed’in Keykâvus’undan çeviri)Eşkâl-i Zaman (1969, Ahmet Rasim‘den) Ferah-Cerbe Fetihnâmesi (1975, Zekeriyazâde’den) Mevâ-idü’n Nefâis fi Kavaidi’l Mecâlis (Görgü ve Toplum Kuralları Üzerinde Ziyafet Sofraları) (2 cilt, 1978, Gelibolulu Mustafa Âli’den)Hâlâtü’l Kahire mine’l Adâti’-z Zâhire (1984)

Eleştiri:Destursuz Bağa Girenler (1982)

                               

Page 128: A 5-sayfa-ayarlı

BU VATAN KİMİNBu vatan, toprağın kara bağrındaSıradağlar gibi duranlarındır;

Bir tarih boyunca, onun uğrundaKendini tarihe verenlerindir...

Tutuşup: kül olan ocaklarından,Şahlanıp: köpüren ırmaklarından,Hudutlarda gaza bayraklarından,Alnına ışıklar vuranlarındır...

Ardına bakmadan yollara düşen,Şimşek gibi çakan, sel gibi coşan,Huduttan hududa yol bulup koşan,Cepheden cepheyi soranlarındır...

İleri atılıp sellercesine,Göğsünden vurulup tam ercesine,

Bir gül bahçesine girercesine,Şu kara toprağa girenlerindir...

Tarihin dilinden düşmez bu destan:Nehirler gazidir, dağlar kahraman,Her taşı bir yakut olan bu vatan,Can verme sırrına erenlerindir...

Gökyay'ım ne yazsan ziyade değil,Bu sevgi bir kuru ifade değil,Sencileyin hasmı rüyada değil,

Topun namlısında görenlerindir...

Orhan Şaik Gökyay

Page 129: A 5-sayfa-ayarlı

ÇİÇEK NEDİR BİLMEDEN

çiçek nedir görmeden, bozkırlara dalmışsan,çaldığın kapılardan hep nasihat almışsan

üstelik bu alemde aşktan mahrum kalmışsandesene ki güzelim sen hiç yaşamamışsınsu verdiğin goncalar açmadan soluyorsa

sığındığın geceler insafsız oluyorsaüstelik bu hikaye aşksız son buluyorsadesene ki güzelim sen hiç yaşamamışsın

Orhan Şaik Gökyay

Page 130: A 5-sayfa-ayarlı

42

  Orhan Veli Kanık: (13 Nisan 1914 – 14 Kasım 1950), daha çok Orhan Veli olarak bilinen Türk şair. Melih Cevdet ve Oktay Rifat ile birlikte yenilikçi Garip akımının kurucusu olan Kanık, Türk şiirindeki eski yapıyı temelinden değiştirmeyi amaçlayarak sokaktaki adamın söyleyişini şiir diline taşıdı. Şair 36 yıllık yaşamına şiirlerinin yanı sıra hikâye, deneme, makale ve çeviri alanında birçok eser sığdırdı.

Şiir kitapları:Garip (1941, Resimli Ay Matbaası)Vazgeçemediğim (1945, Marmara Yayınevi)Destan Gibi (1946, Ölmez Eserler Yayını)Yenisi (1947, İnkılâp Yayınevi)Karşı (1949, Güney Matbaacılık ve Gazetecilik)Bütün Şiirleri (1951, Varlık Yayınları)

Hikâye/ŞiirNasreddin Hoca Hikâyeleri (1949, Doğan Kardeş Yayınları)

YazılarNesir Yazıları (1953, Varlık Yayınları)Edebiyat Dünyamız (1975, Bilgi Yayınları. Hazırlayan: Asım Bezirci)Bütün Yazıları (1982, Can Yayınları)

ÇeviriBir Kapı Ya Açık Durmalı Ya Kapalı, Alfred de Musset (1943, Maarif Basımevi)Barbarine, Alfred de Musset (1944, Maarif Basımevi)Scapin'in Dolapları, Molière (1944, Maarif Basımevi)Versailles Tûluatı, Molière (1944, Maarif Basımevi, Azra Erhat'la birlikte)Sicilyalı Yahut Resimli Muhabbet, Molière (1944, Maarif Basımevi)Tartuffe, Molière (1944, Maarif Basımevi)Üç Hikâye, Nikolay Gogol (1945, Alaaddin Kıral Basımevi, Erol Güney'le birlikte)Turcaret, Alain Rene Lesage (1946, Milli Eğitim Basımevi)Fransız Şiir Antolojisi, (1947, Varlık Yayınevi)

Page 131: A 5-sayfa-ayarlı

La Fontaine'in Masalları, La Fontaine (1948, Doğan Kardeş Yayınları)Hamlet, William Shakespeare (1949, Charles Lamb uyarlaması, Doğan Kardeş Yayınları)Venedik Taciri, William Shakespeare (1949, Charles Lamb 

uyarlaması, Doğan Kardeş Yayınları)Saygılı Yosma. Jean-Paul Sartre (1961, Ataç Yayınevi)Batıdan Şiirler (1963, Yeditepe Yayınları)Bütün Çeviri Şiirleri (1982, Can Yayınları)

ANLATAMIYORUMAğlasam sesimi duyar mısınız,

Mısralarımda;Dokunabilir misiniz,

Gözyaşlarıma, ellerinizle?Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu

Bu derde düşmeden önce.Bir yer var, biliyorum;

Her şeyi söylemek mümkün;Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;

Anlatamıyorum.

BEDAVABedava yaşıyoruz, bedava;Hava bedava, bulut bedava;

Dere tepe bedava;Yağmur çamur bedava;Otomobillerin dışı,Sinemaların kapısı,Camekanlar bedava;

Peynir ekmek değil ama

Page 132: A 5-sayfa-ayarlı

Acı su bedava;Kelle fiyatına hürriyet,

Esirlik bedava;Bedava yaşıyoruz, bedava.

GELİRLİ ŞİİR

İstanbul'dan ayva da gelir, nar gelir,Döndüm baktım, bir edalı yar gelir

Gelir desen dar gelirGünaşırı alacaklılar gelir.

Anam anam,Dayanamam,

bu iş bana zor gelir.

                   GÖZLERİMGözlerim,

Gözlerim nerde?

Şeytan aldı götürdü;Satamadan getirdi.

Gözlerim ,Gözlerim nerde?

VESİKALI YARİMAlnımdaki bıçak yarası

Senin yüzünden;Tabakam senin yadigârın;

“İki elin kanda olsa gel” diyorTelgrafın;

Nasıl unuturum seni ben,

Page 133: A 5-sayfa-ayarlı

Vesikalı yârim?

İSTANBUL'U DİNLİYORUM

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalıÖnce hafiften bir rüzgar esiyor;

Yavaş yavaş sallanıyorYapraklar, ağaçlarda;

Uzaklarda, çok uzaklarda,Sucuların hiç durmayan çıngırakları

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;Kuşlar geçiyor, derken;

Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık.Ağlar çekiliyor dalyanlarda;

Bir kadının suya değiyor ayakları;İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;Serin serin KapalıçarşıCıvıl cıvıl MahmutpaşaGüvercin dolu avlular

Çekiç sesleri geliyor doklardanGüzelim bahar rüzgarında ter kokuları;İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;Başımda eski alemlerin sarhoşluğu

Loş kayıkhaneleriyle bir yalı;Dinmiş lodosların uğultusu içinde

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;

Page 134: A 5-sayfa-ayarlı

Bir yosma geçiyor kaldırımdan;Küfürler, şarkılar, türküler, laf atmalar.

Birşey düşüyor elinden yere;Bir gül olmalı;

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;Bir kuş çırpınıyor eteklerinde;

Alnın sıcak mı, değil mi, biliyorum;Dudakların ıslak mı, değil mi, biliyorum;

Beyaz bir ay doğuyor fıstıkların arkasındanKalbinin vuruşundan anlıyorum;

İstanbul'u dinliyorum.                   

ÖLÜMÜM

O sabah alnımda iki ter damlası konuşacakYorgun olarak öldüğüme dair

Benim Yeni Sabah’ı bir başkasına verecek gazeteci Yusufİskele kahvesinde çayım soğuyacak

İlk vapur yolcuları arasında olmadığımın farkında bile olmıyacaklarLâz müezzin hakkımda salâ verecek

İmam bildiğini okuyacakBozuk düzen makamından

Hiç Çamlıca'ya kuşbaşı kar yağarken ölünür mü diyenYarıdan fazlası abdestsiz cemaatim olacak

Ve hepsi deİyi biliriz diye yalan söyliyecekler

Ertesi sabah Cumhuriyet’te sülâlem sayılacakMüessif bir irtihal denmiyecek

Ve nihayetBaşı boş hayatım gibi

Başı boş mezarım da taşsız kalacak.

Page 135: A 5-sayfa-ayarlı

YOL TÜRKÜLERİ

"Hereke'den çıktım yola, Selâm verdim sağa sola, Haydi, benim bu dünyaya garip gelmiş şairim, Yolun açık ola!" İzmit sokakları yaprak içindeydi; Başımda, unutamadığım şehrin havası; Dilimde hep oraların şarkıları; Ellerim ceplerimde, Bir aşağı, bir yukarı. Sonbahar; İzmit sokakları yaprak içindeydi. 

"İzmit'in köprüsü betondur beton, Nasıl kadrin bilmez yanında yatan, Sensin gece gündüz gözümde tüten. Yüreğim yanıktır, ciğerim delik, Of of, kemirir bağrımı of, ince hastalık." Arifiye! Şoför durdu, Enistütü Mektebi, dedi. Süleyman Edip bey müdürün adı. Bir yol da burada duralım; Ellerinde nasır, yüzlerinde nur, 

Page 136: A 5-sayfa-ayarlı

Yarına ümitle yürüyenlere Bir selâm uçuralım. 

"Ada yolu kestane Aman dökülür tane tane." Ada demek, Adapazarı demek; Kadehler şişe olur Çark'ın başında; Zaten efkârlısın,Ayağını denk al, şekerim. "Hükümat önünden geçtim, Oturdum bir kahve içtim, Hendek'te bir güzel gördüm, Yavuklumdan vazgeçtim; Hendeğin yolları taştan, Sen çıkardın beni baştan." Sabahları erken kalkılıyor yolculukta; Doğan güneşe karşı, Dertler biraz daha unutulmuş, Gurbete biraz daha alışılmış, Yapılacak işler düşünülüyor. 

"Düzce yolu düz gider, Aman bir edalı kız gider." Düzce'deyim Yeşil Yurt Oteli'nde. Otelin önü çarşı, Salepçiler salep satar otele karşı. 

Yine dertli geçirdim geceyi, Şarkılar, türkülerle: 

"Evlerinin yüzü aşı boyası, İnsaf bilmez yüreğine acı değesi, Duyduğumdan beterini duyası."

Alışamıyacak mıyım, 

Page 137: A 5-sayfa-ayarlı

Unutamıyacak mıyım? Güneşten sonra yattım, Güneşten önce kalktım; Pencereden dışarıya şöyle bir baktım: Ufuk, yeşil yeşil, ağarıyordu. Sevgilim, dedim, Dördüncü uykudadır şimdi; Galata Köprüsü açılmak üzeredir; Kül rengi sulara Kirli bir gün ışığı dökülecektir. Çatanalar, mavnalar, kayıklar, Limanda sıra bekleyen gemilerin arasında İnsanlar hayat mücadelesinde; Adamlar, kadınlar, çocuklar; Ellerinde yemek çıkınları, Rejiye giden işçi kızlar. 

"Benden selâm olsun Bolu Beyi'ne, Çıkıp şu dağlara yaslanmalıdır; Ok gıcırtısından, kalkan sesinden, Dağlar seda verip seslenmelidir." Hey, hey! Hey dağlar, hey dağlar, Bolu'nun dağları, hey! Savulun geliyorum, hey Bolu beyleri! Böyle olur yüksek yerin rüzgârı; Böylesine söyletir insanı, 

Yokuş çıkar, döne döne; Yokuştan bir Döne çıkar;İsa Balı'nın ardından Hanoğlu Kocabey çıkar; Ayvaz çıkar, Hoylu çıkar; Bir yardan Köroğlu çıkar: "Hemen Mevlâ ile sana dayandım, Arkam sensin, kalem sensin, dağlar hey!" Kır At'a nal mı dayanır? 

Page 138: A 5-sayfa-ayarlı

Dağlar uykudan uyanır, Yer gök kızıla boyanır. Bu dağlardan geçmedinse, Bu sulardan içmedinse, Yaşadım deme be, ahbap. El dayanmaz, diş dayanmaz pınar başlarında Kavaklar yatar, boylu boyunca. Ovaya kereste indiren arabalardan Ses gelir, inceden ince: 

"Arabalar yük indirir ovaya, Arabacı değnek vurur düveye, Başın döner, bakamazsın havaya." Arabacı nasıl kıyar düvesine? Varı yoğu bir çift öküzü, Gelinlik bir kızı, Üç tane kuzu; Her şey ateş pahasına. 

Korozman yaptık yolda posta ile, Canım posta, gülüm posta, Selâm götür eşe dosta. 

Şehirliden vilâyete ilâm verilmiş, Belediye meydanına radyo kurulmuş; Verdiğimiz haberlerin özeti... Falan filân; Bir teneke benzin aldık karaborsadan, "Dayan!" dedik. 

Gerede'nin yolu, Reşadiye gölü. Bir göl ki... İnsanın şair olup şiir söyliyeceği geliyor. 

"Akşam oldu yine bastı kareler." Oturdum sırtın üstüne. 

Page 139: A 5-sayfa-ayarlı

Geçmiş günleri düşündüm. Askerdim, Adilhan köyündeydim; Böyle bir akşamdı yine; İçimde yine İstanbul hasreti, Dalmış düşünmüştüm; 

"Bu dağlar Koru dağları değil, Bu köy Adilhan köyü değil; Ne şu değirmen Ferhat ağanın, Ne de bu türkü hazin; Ne açım, ne susuz, Ne de gurbet elde yalnız. Hele güneş bir çekilsin, 

Gideceğim bir ahçı dükkânına Bu akşam da orada içeceğim; Hele şu Haliç vapuru İskeleye yanaşsın, Yolcular çıksın hele; En güzel saati şimdi Eyüp'ün." 

Haydi yavrum, yolcu yolunda gerek

Nihayet göründü Ibrıcık köyü. - Selâmün aleyküm kahveci dayı! - Aleyküm selâm, evlât, Bir hastamız var, makine bekliyor. Bir hastaları varmış, makine bekliyor . Gübre kokuyor kahvenin peykeleri. Herkesin derdi başka; - Memleket, hemşeri? - Sinop. 

"Uy neyimiş neyimiş, aman aman, Kaderim böyle imiş, Yâr üstüne yâr sevmek, aman aman, Ateşten gömleğimiş."

Page 140: A 5-sayfa-ayarlı

 

"Gerede'ye vardık, günlerden Pazar Kaldırımlarında yosmalar gezer; Bilmem, bu gurbetlik ne kadar uzar. Yüreğim yanıktır, ciğerim delik, Of of, kemirir bağrımı of, ince hastalık."

Zonguldak yolundayız. Dağların tepesinden, Birdenbire denizi göreceğiz. Denizi gökle bir göreceğiz, Şimal rüzgârları gelecek uzaktan. O yolcu, biz yolcu, Şimal rüzgârlarıyla öpüşeceğiz. Güneşli bir günde, Masmavi göreceğiz Karadeniz'i. Balkaya'dan Kapuz'a kadar, Karış karış biliriz biz bu şehri; Eki'nin çiçekli bahçeleri Rıhtıma kömür taşıyan vagonlariyle; Paydos saatlerinde yollara dökülen Soluk benizli insanlariyle. 

… "Siyah akar Zonguldağın deresi; Yüzkarası değil, kömür karası; Böyle kazanılır ekmek parası." 

Gemiler vardı limanda gemiler Herbiri yeni bir ufka gider.

Orhan Veli Kanık( 1914 - 1950 )

Page 141: A 5-sayfa-ayarlı

43

Mehmet Rıfat Ilgaz: (7 Mayıs 1911;[1] Cide, Kastamonu - 7 Temmuz 1993, İstanbul)Türk, şiir, roman ve öykü yazarı. Hababam sınıfı romanıyla ünlenmiştir.

Eserleri:

Şiir kitaplarıYarenlik (1943): 1946'da ikinci basımı yapıldı.Sınıf (1944): Kovuşturmaya uğradı. 6 ay hapis yattı.Yaşadıkça (1947): Toplatıldı.Devam (1953): Toplatıldı.Üsküdar’da Sabah Oldu (1954)Soluk Soluğa (1962): Yeni şiir çok azdır, genellikle derleme.Karakılçık (1969)Uzak Değil (1971)Güvercinim Uyur mu (1974)Kulağımız Kirişte (1983)Ocak Katırı Alagöz (1987)Çocuk Bahçesi (1995): Çocuklar için şiirlerBütün Şiirleri (1983): 9 cilt olarakBütün Şiirleri: 1927-1991 (2004)

RomanlarıHababam Sınıfı (1957): Önce dizi hikâye olarak Dolmuş Dergisi’nde 

yayınlandı. Sonradan roman olarak toplandı. Film uyarlamalarına esin kaynağı oldu. Ayrıca tiyatroda da sahnelendi.Pijamalılar (Bizim Koğuş) (1959): Önce Bizim Koğuş adıyla yayınlandı. Daha sonra 1973'te Pijamalılar olarak çıktı.Karadenizin Kıyıcığında (1969)Halime Kaptan (1972)Meşrutiyet Kırathanesi(1974)Karartma Geceleri (1974): Yusuf Kurçenli tarafından filmi çekildi. Başrolünü Tarık Akan oynadı.Ana madde: Karartma Geceleri (film)Sarı Yazma (1976)Yıldız Karayel (1981)Apartıman Çocukları (1984)Hoca Nasrettin ve Çömezleri (1984)Hababam Sınıfı İcraatın İçinde (1987)

Page 142: A 5-sayfa-ayarlı

Anı kitaplarıYokuş Yukarı (1982)Kırk Yıl Önce Kırk Yıl Sonra (1986)Dördüncü Bölük (1992): Damian Croft tarafından İngilizce'ye çevrildi, Milet Publishing tarafından yayınlandı.

Köşe YazarlığıNerde KalmıştıkCart Curt

Öykü kitaplarıRadarın Anahtarı (1957)Don Kişot İstanbul'da (1957)Kesmeli Bunları (1962)Nerde O Eski Usturalar (1962)Saksağanın Kuyruğu (1962)Şevket Ustanın Kedisi (1965)Garibin Horozu (1969)Altın Ekicisi (1972)Palavra (1972): Önceden Don Kişot İstanbul'da adıyla yayınlandı.Tuh Sana (1972)Çatal Matal Kaç Çatal (1972)Bunadı Bu Adam (1972)Keş (1972)Al Atını (1972)Hababam Sınıfı Uyanıyor (1972)Hababam Sınıfı Baskında (1972)Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı (1972)Rüşvetin Alamancası (1982)Sosyal Kadınlar Partisi (1983)Çalış Osman Çiftlik Senin (1983)Şeker Kutusu (1990)

Çocuk edebiyatıBacaksız Kamyon SürücüsüBacaksız OkuldaBacaksız Paralı AtletBacaksız Tatil KöyündeBacaksız Sigara KaçakcısıÖksüz CivcivKüçük Cekmece OkyanusuCankurtaran YılmazKumdan BetonaÇocuk Bahçesi(Şiir)

Tiyatro OyunlarıHababam Sınıfı Ulvi Uraz Tiyatrosu tarafından sahnelendi1965Hababam Sınıfı Uyanıyor: Filme çekildi.Ana madde: Hababam Sınıfı Uyanıyor (film)Hababam Sınıfı BaskındaHababam Sınıfı Sınıfta kaldı: Filme çekildi.Ana madde: Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı (film)Türk Çocukları Türk Çocukları: Çatalzeytin Festivalinde öğrenciler tarafıdan sahnelendi.Çatal Matal Kaç Çatal (1972): Daha sonra Uzun Eşek Oyunu olarak yeniden yazıldı. Çatal Matal 1972'de Ordu Belediyesi Karadeniz Tiyatrosu tarafından, Uzun Eşek ise Cide'de sahnelendi.Abbas Yola Giden: 1993'de Kartal Rıfat Ilgaz Sahnesi Oyuncuları tarafından sahnelendi.

Page 143: A 5-sayfa-ayarlı

OKUTMA ÜZERİNE

SINIF'ın ozanıyım mimli,HABABAM SINIFI'nın yazarıyım ünlü.

Kim ne derse desin,Çocuklar için yazdım hep.

Canım yansın diyeİşimden atarlar sık sık,

Acısını hep çocuklar çeker…Kendi öz çocuklarım,

Benden önce.

Şunu demek istiyorum!İki iş tuttum ömür boyu köklü.Çocukları okutmaktı ilk işim,

İkincisi,Yazdığımı çocuklara okutmak.

Ne gençlerden, ne çocuklardanBir yakınmam yok

Arap'ın dediği doğru:"Çocuk mazbut…"

Memleketse görülüyor işte,Güllük gülistanlık…

Ne var ki güllerin dikeni çok!  

Rıfat ILGAZ

Page 144: A 5-sayfa-ayarlı

HER DİLDE

Hangi dilde ağlar çocuklar,Hangi dilde güler

Ağlamak her dilde tek anlamdaÇince, İngilizce, Türkçe?

Burnunu çeke çeke ağlamakBelki biraz çocukça.

Ağlamak, hüngür hüngür,Ağlamak, içini çeke çeke

İnsanca!

Benim güzel çocuğum,Ya ağlatmak nece?

Kölelerden, tutsaklardan başlatıpGünümüzün ozanlarına kadar?

Gözleri bağlıSorgularda, işkence evlerinde?

Çağına yakışır yaşamayıSevmeyi, düşünmeyi, çalışmayı

Kısıtlayan tüm yasaklarYasalardan değil yalnız,

Sözlüklerden bile atılmalı!

Zorla güzellik yok!Ozan da olsa dizelerindeAğlatmaya zorlamak bizi,

Ne ozanca, ne insanca, ne uygarca

Rıfat ILGAZ

Page 145: A 5-sayfa-ayarlı

44

Sabahattin Ali: (25 Şubat 1907 - 2 Nisan 1948) Türk öykücü, şair, öğretmen, yazar ve gazeteci.

EserleriŞiir1934: Dağlar ve Rüzgâr1937: Kurbağanın Serenadı ve Öteki Şiirler'le birlikte(Bestelenen şiirleri"Hapishane Şarkısı V" (Aldırma Gönül - Kerem Güney, Edip Akbayram)"Eşkiya Dünyaya" (Zülfü Livaneli)"Leylim Ley" (Zülfü Livaneli)"Hapishane Şarkısı I" (Göklerde Kartal Gibiydim / Nazlı Yarim - Deniz Akyürek)"Hapishane Şarkısı II" (Bir Yürek Kaldı Avucumunda) (Grup Çağrı) [3]"Hapishane Şarkısı III" (Geçmiyor Günler - Ahmet Kaya)"Çocuklar Gibi" (Sezen Aksu - Mustafa Kaya)"Kız Kaçıran" (Ahmet Kaya)"Kara Yazı" (Ahmet Kaya)"Melankoli" (Ali Kocatepe, Nükhet Duru)"Eskisi Gibi" (Ben Yine Sana Vurgunum - Ali Kocatepe, Nükhet Duru)

"Dağlar" (Benim Meskenim Dağlardır - Sadık Gürbüz, Dağlardır Dağlar - Sezen Aksu)"Göklerde Kartal Gibiydim" - Grup Çağrı, Volkan Konak"Geçmiyor Günler" - Ahmet Kaya)

ÖyküleriDeğirmen (1935)Kağnı (1936)Hanende Melek (1937)Ses (1937)Kağnı - Ses (1943 - İki kitap birlikte)Yeni Dünya (1943)Sırça Köşk (1947)KamyonBütün Öyküleri 1 (Aralık 1997, Değirmen, Kağnı ve Ses kitapları ile birlikte)Bir Orman Hikayesi

OyunZanaatkarlar (1936)

RomanlarıKuyucaklı Yusuf (1937)İçimizdeki Şeytan (1940)

Page 146: A 5-sayfa-ayarlı

Kürk Mantolu Madonna (1943)Derlemeler[değiştir | kaynağı değiştir]Markopaşa Yazıları ve Ötekiler (1998)Çakıcı'nın İlk kurşunu (2002)Mahkemelerde (2004)Hep Genç Kalacağım (2008)

ÇevirileriTarihte Garip Vakalar, Max Memmerich (1941)

Antigone, Sofokles (1942)Minna Von Barnhelm, Lessing (1943)Üç Romantik Hikaye, H. Von Kleist - A.V. Chamisso - E.T.A. Hoffmann (1944)Fontamara, Ignazio Silone (1944)Gyges Ve Yüzüğü, Fr. Hebbel (1944)Yüzbaşının Kızı, A.S. Puşkin (1944) (Erol Güney ile birlikte)

GÖKLERDE KARTAL GİBİYDİM

Göklerde kartal gibiydim.Kanatlarımdan vuruldumMor çiçekli dal gibiydim,Bahar vaktinde kırıldım.

Yar olmadı bana devir,Her günüm bir başka zehirHapishanelerde demirParmaklıklara sarıldım.

Coşkundum pınarlar gibi,Sarhoştum rüzgarlar gibi

İhtiyar çınarlar gibiBir gün içinde devrildim.

Ekmeğim bahtımdan katı,Bahtım düşmanımdan kötü

Böyle kepaze hayatıSürüklemekten yoruldum.

Kimseye soramadığım,

Page 147: A 5-sayfa-ayarlı

Doyunca saramadığım,Görmesem duramadığımNazlı yarimden ayrıldım.

Sabahattin AliLEYLİM LEY

Döndüm daldan düşen kuru yaprağaSeher yeli dağıt beni kır beniGötür tozlarımı burdan uzağaYarin çıplak ayağına sür beni

Aldım sazı çıkmış gurbet görmeyeDönüp yare geldim yüzüm sürmeyeNe lüzum var şuna buna sormayaSenden ayrı ne hal oldum gör beni

Ayın şavkı vurur sazım üstüneSöz söyleyen yoktur sözüm üstüneGel ey hilal kaşlım dizim üstüne

Ay bir yandan sen bir yandan sar beni

Yedi yıldır uğramadım yurdumaDert ortağı aramadım derdime

Geleceksen bir gün düşüp ardımaKula değil yüreğine sor beni

Sabahattin Ali

Page 148: A 5-sayfa-ayarlı

ALDIRMA GÖNÜL

Başın öne eğilmesinAldırma gönül aldırmaAğladığın duyulmasınAldırma gönül, aldırma

Dışarda deli dalgalarGelip duvarları yalarSeni bu sesler oyalar

Aldırma gönül, aldırma

Görmesen bile deniziYukarıya çevir gözüDeniz dibidir gökyüzüAldırma gönül, aldırma

Dertlerin kalkınca şahaBir sitem yolla Allah’a

Görecek günler var dahaAldırma gönül, aldırma

Kurşun ata ata biterYollar gide gide biterCeza yata yata biter

Aldırma gönül, aldırma

Sabahattin Ali

Page 149: A 5-sayfa-ayarlı

45

Salah Birsel: (d. 1919 , Bandırma - ö. 10 Mart 1999, İstanbul.)Şair ve deneme yazarıİzmir, İstanbul ve Ankara'da uzun yıllar yaşadıktan sonra İstanbul'a yerleşti. İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü'nü bitirdikten sonra, iş müfettişliği, kitaplık ve basimevi müdürlüğü gibi görevlerde bulundu.Aynı zamanda Türk Dil Kurumu yönetim kurulu üyeliği de yaptı. 

EserleriŞiir kitaplarıDünya İşleri (1947)Hacivat'ın Karısı (1955)Ases (1960)Kikirikname (1961)Haydar Haydar (1972)Köçekçeler (Bütün Şiirleri, 1981)Varduman (Son dönem şiirleri, 1993) (Necatigil Şiir Ödülü)İnce Donanma 1994Yalelli 1994Rumba da Rumba 1995Çarleston 1996Baş ve Ayak 1997Sevdim Seni Ey İnsan 1997Nardenk 1998

Denemeleri1001 Gece Denemeleri adı altında yayınlanan denemeleri:Kurutulmuş Felsefe BahçesiYapıştırma Bıyık

Paf ve PufŞiir ve CinayetHalley Kimi KurtarırAmerikalı TolstoyBir Zavallı Sarı AtŞişedeki ZenciAsansörKedilerHafiyeler Önde GiderSalâh Bey Tarihi adı altında yayınlanan denemeleri:Kahveler KitabıAh Beyoğlu Vah BeyoğluBoğaziçi Şıngır MıngırSergüzeşt-i Nono Bey ve Elmas Boğaziçiİstanbul-ParisGünlükleri[değiştir | kaynağı değiştir]GünlükKuşları Örtünmek

Page 150: A 5-sayfa-ayarlı

Hacivat Günlüğü (Günlük ve Kuşları Örtünmek ikisi bir arada)Yaşlılık GünlüğüAynalar GünlüğüBay Sessizlik

Nezleli KargaYalnızlığın Fırınlanmış KokusuYanlış ParmakPapağanname

YAŞAMA SEVİNCİ

Herkes sek sek yürürBen yalınayak koşarımHerkes gülerken ağlarsaBen ağlarken gülerim

Asık suratlara değilAnaç kikiriklere bayılırım

İçim ahu gözlüdürHerşeye aynadan bakarım

Ozanlar çevresineDevedikeniyle göz kırparsa

Ben temmuz sıcağıylaGerdaniye buselikle yaklaşırım

Kapı mandallarını hop hopZıplatan da benim

Yedi renk Acem dibasınıOkurlarımın önüne sererim

Yaşamak benim sevincimBenim kanım sevgilimYaşam biçimidir diyeÖlümü de severim

Salah Birsel

Page 151: A 5-sayfa-ayarlı

46

Yaşar Nabi Nayır (d. 25 Aralık 1908, Üsküp - ö. 15 Mart 1981, İstanbul), Türk şair, yazar ve yayıncı.

Varlık dergisini ve Varlık Yayınevi'ni kuran edebiyatçıdır. Yedi Meşale Topluluğu'nun kurucularındandır. Şiirin yanı sıra öykü, roman, oyun, deneme türünde eserleri ve çevirileri vardır. Ancak Türk edebiyatına yaptığı en büyük katkı, 15 Temmuz 1933'ten itibaren 48 yıl boyunca hiç aksatmadan yayımladığı Varlık Dergisi'dir. Bu dergi, Türk edebiyatına birçok yeni yazar kazandırmıştır.Takma adı 'Muzaffer Reşit 'dır.

EserleriŞiir:Yedi Meşale (ortak kitap, 1928)Kahramanlar (1929)Onar Mısra (1932)Kahramanlar (1970, ilk iki kitaba "Mesafeler" adlı bölümün eklenmesiyle)

RomanBir Kadın Söylüyor (1931)Âdem ile Havva (1932)Öykü[değiştir | kaynağı değiştir]Bu da Bir Hikayedir (1935)Sevi Çıkmazı (1935)Oyun[değiştir | kaynağı değiştir]Mete (1933)İnkılap Çocukları (1933)Beş Devir (1933)Köyün Namusu (1933)

İnceleme - DenemeBalkanlar ve Türklük (1936)Edebiyatımızın Bugünkü Meseleleri (1937)Nereye Gidiyoruz (1948)Yıllar Boyunca (1959)Atatürkçülük Nedir (1963)Atatürk Yolu (1966)Edebiyat Dünyamız (1971)Değişen Dünyamız (1973)Çağımıza Ters Düşenler (1975)

BiyografiAhmet Haşim (1952)Ömer Seyfettin (1952)Tevfik Fikret (1952)Homeros (1952)Moliere (1953)

Page 152: A 5-sayfa-ayarlı

47

Ziya Osman Saba: (30 Mart 1910, İstanbul-29 Ocak 1957, İstanbul).Cumhuriyet Dönemi şair ve yazarıYedi Meşaleciler Hareketi'nin kurucularındandır.

Eserleri:ŞiirleriYedi Meşale (ortak kitap, 1928)Sebil ve Güvercinler (1943)Geçen Zaman (1947)Nefes Almak (1957)Bir Yer DüşünüyorumÇocukluğumİstanbulDeniz Kıyısındaki KulübeBir Oda Bir Saat SesiÖyküleri[değiştir | kaynağı değiştir]Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi (1952)Değişen İstanbul (1957)hikâye türünde de eserler verdi.

Şiir: - Müzik: Nadir GöktürkBir oda içinde saat sesi Hayatın sırtımdan giden pençesi Ve beni maziye götüren bir el Eski günlerimiz sessiz ve güzel 

Bulduğum kayıplar her günkü yerin İşte konsol ayna köşe minderin Seccaden tespihin namaz başörtün Bir şey değişmemiş sanki daha dün 

Page 153: A 5-sayfa-ayarlı

Yine ortancalar altı camının Dışarda sükûnu yaz akşamının Bahçemiz sulanmış ıslak her çiçek Kapı çalınacak babam gelecek.

NEFES ALMAK

Nefes almak, içten içe, derin derin,Taze, ılık, serin,

Duymak havayı bağrında.

Nefes almak, her sabah uyanık.Ağaran güne penceren açık.

Bir ağaç gölgesinde, bir su kenarında.

Üstünde gökyüzü, ufuklara karşı.Senin her yer: Caddeler, meydan, çarşı...

Kardeşim, nefes alıyorsun ya!

Koklar gibi maviliği, rüzgârı öper gibi,Ananın südünü emer gibi,Kana kana, doya doya...

Nefes almak, kolunda bir sevgili,Kırlarda, bütün bir pazar tatili.

Bahar, yaz, kış.

Nefes almak, akşam, iş bitince,Çoluk çocuğunla artık bütün gece,

Nefesin nefeslere karışmış.

Yatakta rahat, unutmuş, uykulu,Yanında karına uzatıp bir kolu,

Nefes almak.

Page 154: A 5-sayfa-ayarlı

O dolup boşalan göğse...Uyumak, sevmek nefes nefese,

Kalkıp adım atmak, tutup ıslık çalmak.

Sürahide, ışıl ışıl, içilecek su.Deniz kokusu, toprak kokusu, çiçek kokusu.Yüzüme vuran ışık, kulağıma gelen ses.

Ah, bütün sevdiklerim, her şey, herkes...Anlıyorum, birbirinden mukaddes,

Alıp verdiğim her nefes.

48

Sezai Karakoç (d. 22 Ocak 1933, Ergani, Diyarbakır)Türk şair, yazar, düşünür ve siyasetçi.

Şairin nüfus kaydında doğum günü 22 Ocak olarak görülmekle beraber, gerçek doğum gününün Mayıs içinde olduğu belirtilmektedir.

Eserleri

ŞiirŞİİRLER I Hızırla Kırk SaatŞİİRLER II Taha'nın Kitabı/Gül MuştusuŞİİRLER III Körfez/Şahdamar/SeslerŞİİRLER IV Zamana Adanmış SözlerŞİİRLER V Ayinler/ÇeşmelerŞİİRLER VI Leylâ ile MecnunŞİİRLER VII Ateş DansıŞİİRLER VIII Alın Yazısı SaatiŞİİRLER IX Monna Rosa (Aşk Ve Çileler)

ŞİİRLER X Monna Rosa (Ölüm ve Çerçeveler)ŞİİRLER XI Monna Rosa (Pişmanlık ve Çileler)ŞİİRLER XII Ve Monna RosaŞİİRLER XIII KarayılanGÜN DOĞMADAN Şiirlerin Toplu BasımıÇeviri ŞiirBatı Şiirlerindenİslâmın Şiir Anıtlarından

Page 155: A 5-sayfa-ayarlı

DenemeEdebiyat Yazıları I Medeniyetin Rüyası Rüyanın Medeniyeti ŞiirEdebiyat Yazıları II Dişimizin Zarı...Edebiyat Yazıları III Eğik EhramlarDüşünceRuhun DirilişiKıyamet AşısıÇağ ve İlham I-II-III-IVİnsanlığın DirilişiDiriliş Neslinin ÂmentüsüYitik CennetMakamdaİslâmın DirilişiGündönümüDiriliş Muştusuİslâmİslâm Toplumunun Ekonomik StrüktürüDüşünceler I-IIDirilişin ÇevresindeFizikötesi Açısından Ufuklar ve Daha Ötesi I-II-IIIYapı Taşları ve Kaderimizin Çağrısı I-II

Unutuş ve HatırlayışVarolma SavaşıÇağdaş Batı DüşüncesindenÇıkış Yolu I-II-IIIİncelemeYunus EmreMehmed ÂkifMevlânaPiyesPiyesler IArmağanHikayeHİKÂYELER I Meydan Ortaya ÇıktığındaHİKÂYELER II PortrelerGünlük yazılarFarklarSütunSûrGün SaatiGürRöportajTarihin Yol AğzındaBelgeselGün Doğmadan

Page 156: A 5-sayfa-ayarlı

MONA ROZA

Mona Roza, siyah güller, ak güllerGeyvenin gülleri ve beyaz yatakKanadı kırık kuş merhamet isterAh, senin yüzünden kana batacakMona Roza siyah güller, ak güller

Ulur aya karşı kirli çakallarÜrkek ürkek bakar tavşanlar dağa

Mona Roza, bugün bende bir hal varYağmur iğri iğri düşer toprağaUlur aya karşı kirli çakallar

Açma pencereni perdeleri çekMona Roza seni görmemeliyimBir bakışın ölmem için yetecekAnla Mona Roza, ben bir deliyimAçma pencereni perdeleri çek...

Zeytin ağaçları söğüt gölgesiBende çıkar güneş aydınlığaBir nişan yüzüğü, bir kapı sesi

Seni hatırlatıyor her zaman banaZeytin ağaçları, söğüt gölgesi

Zambaklar en ıssız yerlerde açar

Page 157: A 5-sayfa-ayarlı

Ve vardır her vahşi çiçekte gururBir mumun ardında bekleyen rüzgar

Işıksız ruhumu sallar da dururZambaklar en ıssız yerlerde açar

Ellerin, ellerin ve parmaklarınBir nar çiçeğini eziyor gibi

Ellerinden belli oluyor bir kadınDenizin dibinde geziyor gibiEllerin, ellerin ve parmakların

Zaman ne de çabuk geçiyor MonaSaat onikidir söndü lambalarUyu da turnalar girsin rüyana

Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadarZaman ne de çabuk geçiyor Mona

Akşamları gelir incir kuşlarıKonar bahçenin incirlerineKiminin rengi ak, kimisi sarı

Ahh! beni vursalar bir kuş yerineAkşamları gelir incir kuşları

Ki ben Mona Roza bulurum seniİncir kuşlarının bakışlarında

Hayatla doldurur bu boş yelkeniO masum bakışlar su kenarındaKi ben Mona Roza bulurum seni

Kırgın kırgın bakma yüzüme RozaHenüz dinlemedin benden türkülerBenim aşkım uymaz öyle her sazaEn güzel şarkıyı bir kurşun söylerKırgın kırgın bakma yüzüme Roza

Artık inan bana muhacir kızı

Page 158: A 5-sayfa-ayarlı

Dinle ve kabul et itirafımıBir soğuk, bir garip, bir mavi sızı

Alev alev sardı her tarafımıArtık inan bana muhacir kızı

Yağmurlardan sonra büyürmüş başakMeyvalar sabırla olgunlaşırmışBir gün gözlerimin ta içine bakAnlarsın ölüler niçin yaşarmış

Yağmurlardan sonra büyürmüş başak

Altın bilezikler o kokulu tenCevap versin bu kanlı kuş tüyüneBir tüy ki can verir bir gülümsesen

Bir tüy ki kapalı gece ve güneAltın bilezikler o kokulu ten

Mona Roza siyah güller, ak güllerGeyve'nin gülleri ve beyaz yatakKanadı kırık kuş merhamet ister

Aaahhh! senin yüzünden kana batacak!Mona Roza siyah güller, ak güller

Sezai Karakoç

BALKON

Çocuk düşerse ölür çünkü balkonÖlümün cesur körfezidir evlerde

Yüzünde son gülümseme kaybolurken çocuklarınAnneler anneler elleri balkonların demirinde

İçimde ve evlerde balkonBir tabut kadar yer tutar

Çamaşırlarınızı asarsınız hazır kefen

Page 159: A 5-sayfa-ayarlı

Şezlongunuza uzanın ölü

Gelecek zamanlardaÖlüleri balkonlara gömecekler

İnsan rahat etmeyecekÖldükten sonra da

Bana sormayın böyle nereyeKoşa koşa gidiyorum

Alnından öpmeye gidiyorumEvleri balkonsuz yapan mimarları

Sezai KARAKOÇ

49

Ceyhun Atuf Kansu (d. 7 Aralık 1919, İstanbul - ö. 17 Mart 1978, Ankara), Türk yazar, şair ve doktor.

EserleriŞiirleriBir Çocuk Bahçesinde (1941)Bağbozumu Sofrası (1944)Çocuklar Gemisi (1946)Yanık Hava (1951)Haziran Defteri (1955)Yurdumdan (1960)Bağımsızlık Gülü (1965)Sakarya Meydan Savaşı (1970)Buğday, Kadın, Gül ve Gökyüzü (1970)Tüm Şiirleri (iki cilt ölümünden sonra, 1978)

FıkralarıDevrimcinin Takvimi (1962)Ya Bağımsızlık Ya Ölüm (1964)Köy Öğretmenine Mektuplar (1964)Tonguç'un Kitapları(1965)Atatürkçü Olmak (1966)Atatürk ve Kurtuluş Savaşı (1969)Balım Kız Dalım Oğul (1971)Halk Önderi Atatürk (1972)Sevgi Elması (1972)Cumhuriyet Ağacı (1973)Cumhuriyet Bayrağı Altında (1973)

Page 160: A 5-sayfa-ayarlı

Hekimlikle İlgili KitaplarTurhal Dolaylarında Çocuk Bakımı(1954)Anneler Soruyorlar (1959)Kasabalar ve Köylerde Çocuk Bakımı (1961)

Çocuk Kitaplarıİyi İnsan Mehmet AliÜvey Ana

DÜNYANIN BÜTÜN ÇİÇEKLERİ

"Bana çiçek getirin, dünyanın bütünçiçeklerini buraya getirin!"

Köy öğretmeni Şefik Sınığ'ın son sözleri.

Dünyanın bütün çiçeklerini diyorumBütün çiçekleri getirin buraya,

Öğrencilerimi getirin, getirin buraya,Kaya diplerinde açmış çiğdemlere benzerBütün köy çocuklarını getirin buraya,

Son bir ders vereceğim onlara,Son şarkımı söyleyeceğim,

Getirin getirin...ve sonra öleceğim.

Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,Kır ve dağ çiçeklerini istiyorum,

Kaderleri bana benzeyen,Yalnızlıkta açarlar, kimse bilmez onları,Geniş ovalarda kaybolur kokuları...Yurdumun sevgili ve adsız çiçekleri,

Hepinizi hepinizi istiyorum, gelin görün beni,Toprağı nasıl örterseniz öylece örtün beni.

Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,Afyon ovasında açan haşhaş çiçeklerini

Bacımın suladığı fesleğenleri,Köy çiçeklerinin hepsini, hepsini,Avluların pembe entarili hatmisini,

Çoban yastığını, peygamber çiçeğini de unutmayın.

Page 161: A 5-sayfa-ayarlı

Aman Isparta güllerini de unutmayınHepsini, hepsini bir anda koklamak istiyorum.Getirin, dünyanın bütün çiçeklerini istiyorum.

Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum.Ben köy öğretmeniyim, bir bahçıvanım,Ben bir bahçe suluyordum, gönlümden,Kimse bilmez, kimse anlamaz dilimden,

Ne güller fışkırır çilelerimden,Kandır, hayattır, emektir, benim güllerim,Korkmadım, korkmuyorum ölümden,Siz çiçek getirin yalnız, çiçek getirin.

Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,Baharda Polatlı kırlarında açan,Güz geldi mi Kopdağına göçen,

Yörükler yaylasında Toroslarda eğleşen.Muş ovasından, Ağrı eteğinden,

Gücenmesin bütün yurt bahçelerindenÇiçek getirin, çiçek getirin, örtün beni,Eğin türkülerinin içine gömün beni.

Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,En güzellerini saymadım çiçeklerin,Çocukları, öğrencilerimi istiyorum.Yalnız ve çileli hayatımın çiçeklerini,Köy okullarında açan, gizli ve sessiz,O bakımsız, ama kokusu eşsiz çiçek.

Kimse bilmeyecek, seni beni kimse bilmeyecek,Seni beni yalnızlık örtecek, yalnızlık örtecek.

Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,Ben mezarsız yaşamayı diliyorum,

Ölmemek istiyorum, yaşamak istiyorum.Yetiştirdiğim bahçe yarıda kalmasın,

Tarümar olmasın istiyorum, perişan olmasın,Beni bilse bilse çiçekler bilir, dostlarım,Niçin yaşadığımı ben onlara söyledim,

Page 162: A 5-sayfa-ayarlı

Çiçeklerde açar benim gizli arzularım.

Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,Okulun duvarı çöktü altında kaldım,

Ama ben dünya üstündeyim, toprakta,Yaz kış bir şey söyleyen sonsuz toprakta,Çile çektim, yalnız kaldım, ama yaşadım,

Yurdumun çiçeklenmesi için daima, yaşadım,Bilir bunu bahçeler, kayalar, köyler bilir.Şimdi sustum, örtün beni, yatırın buraya,Dünyanın bütün çiçeklerini getirin buraya.

50

İbrahim Kıbrıs:(d.1955 Düzce - ) Şair, Öğretmen, Yazar

Bursa Eğitim Enstitüsü ve Ankara Ün. Eğitim Bilimleri Fakültesi’ni bitirdi. 1976/1987 yılları  Balıkesir Edremit Zeytinli İlköğretim Okulu Türkçe öğretmenliği, 1987/1996 Edremit Lisesi Türkçe-Edebiyat Öğretmenliği yaptı.Eğitim bilimleri ve kamu yönetimi alanında iki ayrı yüksek lisans yaptı. Türkçe eğitimi ve öğretimi alanında doktorasını bitirip Doktor ünvanını almıştır. Abant İzzet Baysal Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türkçe Eğitimi Bölümü’nde 1996 yılında öğretim üyeliğine başladı ve halen devam etmektedir.

Eserleri:Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı/Araştırma Çocuk Edebiyatı/Araştırma.Türkçe1 Yazılı AnlatımTürkçe2 Sözlü AnlatımUygulamalı Çocuk EdebiyatıAntoloji

Page 163: A 5-sayfa-ayarlı

VURGUN YÜREĞİMDEN SEVGİLERLE

Bu yıl da böyle geçti bir tanem gün oldu umutlarımıza sürgün gün oldu düşlerimize sargın yaşadık bir koca yıl en bilinmedik yerlerinden kurşunlandı yine hasretimiz bilincimiz en soysuz oyunların ağında çırpındı zeytin dalına vurgun insanlarımız bir tanem aldırma onların ölümcül ağız suları saçan dikenli dillerine sürgünlere değil ölümlere yollasalar da bizi yine çıngı çıngı çınlayacaktır alanlarda belgilerimiz inadına üretilecektir köyde kentte ve de en güzeli isliklerde bilincimiz kim ne derse desin alın damlalarımızın hırlıca çalındığı günden bu yanadır kavgamız gelecektir bizim de utkularımızın türkü türkü dize dize sevenlerimize muştulanacağı günler büyüdü öfkemiz büyüdü dağlar kadar sabahlı karanlıklara anlıyorsun sevdiğim kim bilir hangi bir güneşli günün çiçekli sabah sofrasına saklı buluşmamız girerken yeni bir yıla 

Page 164: A 5-sayfa-ayarlı

yüreğimde bir kent de olsa sana yaklaşabilmenin amansız direnci dayan iyiye ve güzele vurgun yüreğim dayan 

İbrahim Kıbrıs