KESiF. 1

KESiF.MART 2020 - SAYI 37 - YIl:7

KESiF. KESiF.2 3

DİJİTAl OYUNlAR

DÜŞÜNMEDEN OKUMA

ASIM VE MACERAlARI

ANADOlU KAŞİFlERİ ENDÜlÜS

BİZİM GARİP

4

10 12

6 8

22

Arkadaşlar bildiğiniz üzere Mart ayına girmiş bu-lunmaktayız. Çanakkale savaşının üzerinden 105 yıl geçti. Bugün de olduğu gibi batıl o zaman da bir olmuş ve vatanımızın altın topraklarını hedefine koymuştu. Ancak batılın hesaplarına katmadığı ve hesaplamayı unuttuğu bir şey vardı. O da ecdadı-mızın vücudunun her kısmına işlenmiş olan imandı.

Ecdadımız, batılın savaşta ki maddi üstünlüğüne rağmen gerçek kuvvet ve kudret sahibi Cenab-ı Hakk’ın olduğuna iman etmişlerdi. Hiçbir ırk ayrımı yapmadan, Türk-Kürt-Çerkez-Laz demeden aynı cephede vatan sevgisi imandandır dediler ve vata-

nın müdafaası için beraber hareket ettiler.

Cenab-ı Hakk bizlere Bakara Suresi 154. Ayetinde “Allah yolunda öldürülenler için “ölüler” demeyin. Hayır, onlar diridirler, fakat siz bilemezsiniz” buyur-muştur. Ecdadımız bu ayete iman ederek vatan için ölmeyi göz önüne alarak ölümlerin en güzeli olan şehitlik mertebesine ulaştılar ve peygamberlere komşu oldular. İşte bizler de böyle bir neslin torun-larıyız. İman dolu göğsümüzü, yeri geldiği zaman üzerimize düşeni yapıp, feda etmesinide biliriz.

Bütün şehitlerimize rahmetle…

| ed i tö rden dergikesif@gmail.com

Öyle bir neslin torunlarıyız ki…

Hadis-i Şerif

çünkü Kur’an kıyamet gününde kendisini okuyanlara şefaatçi

olarak gelecektir”

Kur’an okuyunuz

AYŞE NİNE’DEN NASİHATlAR

İÇİNDEKİLER

UÇAKlAR YIlDIRIMlARDAN NASIl KORUNUR?

GEZGİN MUSAB ENDONEZYA’DA

YAP-ÇEK GÖNDER

16 18 20

KESiF. KESiF.4 5

Selamun Aleykum arkadaşlar. Yine çok güzel keşifcraft haberleri ile karşınızdayım :)

Geçtiğimiz haftalarda bizleri çok heyecanlandıran, sizlerin de çok heyecanlanacağını düşündüğümüz yeni güncelleme ve modlar oyunda kendini göstermeye başladı. Gelen yeni modun ismi Skyblock.

Bu modda herkesin kendi adasını oluştu-rup minecraft dünyasında geliştiği, yeni itemler satın alabildiği ve birlikte eğlene-bildiği bir güncelleme geldi. Oyun arayü-zünde olan değişimlerle de farkedebilece-ğiniz gibi artık keşifcraft çok daha farklı ve çok daha eğlenceli :) Ayrıca bu modun tüm özelliklerini, nasıl oynandığını ve püf nok-talarını anlatan rehber videolar da çekme-ye başladık. Çok yakında o videoları da izle-

yerek yeni mod hakkında çok daha detaylı bilgi alabilir ve keşifcraft dünyasında yeri-ni şimdiden ayırabilirsin :) Oyun içerisinde sizlere yardımcı olacak ve beraberce oyun oynayacak rehberler de olacak. Böylelikle hep beraber oynayıp beraber eğleneceğiz. Yeniliklerden ve güncellemelerden haber-dar olmak için keşifcraft.com ve AGD Orta-okullar’ ı takip etmeyi sakın unutma. Haydi sen de bize katılmaya ne dersin ? :)

M i N E C R A F T S U R U M U

ONUR ÖZÇElİKÇİ

KESiF. KESiF.6 7

Çanakkale’ye, 250.000 şehidimizi anmaya gidiyoruz.. Gelmek isteyen arkadaşlarımız broşürlerin arkasındaki

formu doldurup bize ulaştırabilirler.

Asım abi, ben de Çanakkale’ye gelerek şehitlerimizi ziyaret etmek istiyorum. Hem biliyor musun, büyük

dedem de Çanakkale’de şehit olmuş.

Oğlum, dedemiz ”Hayat, İman ve Cihaddır.” diyerek, ülkemizi düşmanlara teslim etmemek için Çanakkale’ye gitti ve orada şehit oldu. Oraya

gidince bizim yerimize de dua et ve bu dediklerimi anlamaya çalış. Hadi bakalım hayırlı yolculuklar.

Dua edeceğim babacığım. Hadi Allah’a emanet olun.

Kardeşlerim hoşgeldiniz. Yolculuk boyunca birlikte olacağız inşallah. Hem yolculuğumuzun hayırlara vesile olması için hem de şehitlerimizin

ruhu için yolculuğumuza Kur’an-ı Kerim okuyarak başlayacağız.

Yusuf, gel bakalım, güzel sesinle bir Kur’an’ı Kerim okuyuver bizlere.

Demek büyük deden şehit oldu orada. Allah ondan razı olsun. O zaman yarın

akşamüstü okulun önünden otobüs kalkacak,seni de bekliyorum.Tekrar haberleşiriz Furkan.

KESiF. KESiF.8 9

Hayvancağız susamıştır; fakat gölete gel-diğinde sudaki yansımasını gördüğü için korkmakta, bu sebeple de suyu içemeden kaçmaktadır. Bu hâl uzun süre devam eder fakat en sonunda köpek susuzluğa daya-namayıp kendini gölete atar ve yansımasını görmediğinden dolayı suyu içebilir.

O an Bizim Garip ibretle, kendi kendine;

-Bizim isteklerimiz ile aramızdaki engel, çoğu vakit kendi içimizde büyüttüğümüz

korkulardır, engellerdir. İnsan bunu aşabilir-se, isteklerini elde edip gayesine ulaşabilir.

Fakat biraz daha düşününce asıl öğrendi-ği şeyin bundan farklı olan, daha derin bir manâ ile karşılaşır. Asıl öğrendiği; insanın, bir köpekten dahi öğrenebileceği bilginin var olduğudur.

Bu sebeple sen ne varsa paylaşmalısın, senden de öğrenilecek bir şeyler vardır baş-kaları için, bilemezsin…

Kavurucu bir ağustos günü köy göletinin yanında koca gövdeli, yaşlıca bir söğüt ağacının gölgesinde oturan Bizim Garip’in

görüş mesafesindeki bir hayvanın ilginç haraketleri dikkatini çeker.

HİKAYEMEHMET ARTIK BİZİM

GARİP

Susuzluktan kırılmış köpeğin sürekli gölete kadar gelip, su içmeye yeltenirken ani bir şe-kilde geri çekilmesine irite olmuş, dikkat ke-silmiştir.

her insanın bir hikâyesi ve söyleyecek bir sözü vardır…

KESiF. KESiF.10 11

MUSTAFA ÖZDEMİR

Ayşe Nine’den Nasihatlar

Merhaba çocuklar! Beni hatırladınız değil mi?Ben Ayşe Neneniz. Her cumartesi olduğu gibi bugün de yine bizim Sevimli Köyü’nün çocukları beni ziyarete geldiler ve

benden bir hikâye dinlemek istediklerini söylediler.

tarık: Ayşe Nene bugün bize ne anlatacak-sın?

ayşe nene: Bugün size uzun bir zaman önce başımdan geçen ve beni oldukça et-kileyen bir olayı anlatacağım çocuklar.

emre: Ne imiş o Nene? Çok merak ettim.

ayşe nene: Birkaç sene öncesinde bir bay-ram arifesiydi. Ben alışveriş yapmak için dı-şarı çıkmış ve pazara doğru yürüyordum. Yolda yürürken kenarda hıçkıra hıçkıra ağ-layan bir çocuk gördüm. Hemen yanına gi-dip “Yavrucuğum niçin böyle ağlıyorsun?”-diye sordum.

engin: Eee Nene neden öyle ağlıyormuş?

ayşe nene: Bayramlık kıyafet almak için para biriktirmiş olduğunu ve o gün de kı-yafet almaya giderken yolda parasını dü-şürüp kaybettiğini söyledi.

mehmet: O halde niye gidip ailesine söy-lememiş, onlardan tekrar para isteseymiş işte?

ayşe nene: Ailesinin durumu maddi ola-rak çok kötüymüş. Zaten o sebepten kendi bayramlık kıyafetlerini almak için harçlıkla-rını biriktirmiş.

ahmet: Peki sen ne yaptın Ayşe Nene?

ayşe nene: Onu da yanıma aldım ve paza-ra birlikte gittik. Pazar için ayırmış olduğum paranın tamamıyla ona çok güzel bayram-lık kıyafetler aldık.

engin: Ama sen zengin birisi değilsin ki Ne-necim. Neden paranın tamamıyla ona yar-dım ettin?

ayşe nene: Bir insana yardım etmek için zengin olmak şart değil ki yavrum. Bazen kendi ekmeğini muhtaç olan birisiyle pay-laşmak bile yeterli olur.

emre: Sonra ne oldu Nene?

ayşe nene: Öyle mutlu oldu ki bir görmeliy-diniz! O gün ben de onu evine bırakmıştım. Neyse aradan yıllar geçti ve ben bu olayı unutmuştum bile. Geçtiğimiz hafta biraz rahatsızlanmıştım. İlaçlarımı almak için ec-zaneye gittim fakat tam o zaman cebimde param olmadığını anladım. Aceleyle evden çıkarken cüzdanımı almayı unutmuştum.

mehmet: Peki Nene sen alamadın mı ilaç-larını?

ayşe nene: Tam o esnada eczanedeki bir kız bana kendisini tanıttı. Beni tanıdığını ve yıllar öncesinde bir bayram arifesi ona bü-yük bir iyilik yapan kişi olduğumu söyledi. O zamanki iyiliğime karşılık şimdi de onun te-şekkür etmek istediğini ve ilaçların parasını kendisinin karşılayacağını söyledi.

tarık: Vay be! Ne güzel denk gelmiş öyle.

ayşe nene: İşte böyle yavrularım: siz hiç karşılık beklemeden bir iyilik yaparsınız, muhtaç durumda olan bir insana yardım edersiniz. Ama şunu bilin ki siz unutmuş olsanız dahi yaptığınız her iyilik en muhtaç olduğunuz zamanda size mutlaka döner.

HİKAYE

KESiF. KESiF.12 13

Granada şehri çok güzel baba. Büyük büyük binalar yok burada, bütün binalar birbirine benziyorlar, ince ve

uzun Granada sokaklarında kaybolmak çok keyifli.

Evet oğlum. Bu gördüğün binaların hepsi Endülüs Müslümanlarından bu güne kaldı. Şuan senin adım

attığın bu sokaklarda yıllaaaar önce Müslüman bilim adamları geziyorlardı.

Mesela ‘Zehravî’ adında bir âlim var, 900’lü yıllarda Endülüste doğmuş. Bu âlim, insanlığa ‘Cerrahi’ denilen ilmi kazandırmış.

Avrupa’da cerrahi denilince akla berberde saç kesmek ve kasapta et doğramak gelirken Zehravi bu konuda 1500 sayfalık bir kitap yazmış.

Yani şuan insanlar ameliyat olabiliyorsa onun sayesinde

öyle mi?

Baba sarayın neresine gitsek duvarlarda hep aynı şey yazıyor. Ben tam okuyamadım, ne yazıyor orada?

La galibe illallah, yani Allah’tan başka galip yoktur yazıyor. Neden böyle bir şey yazmış olabilirler Bedir biraz düşün bakalım.

Hmmmm, Allah’ı unutmamak için olabilir mi?

Bak şu kubbelerdeki oyukları görüyor musun? Rivayetlere göre o oyukların her biri Efendimiz’e (sav) ilk

vahyin indiği ‘Hira Mağarasını’ temsil ediyormuş.

Vay bee. Ne kadar güzel gözüküyor.

Yahya Kemal Beyatlı der ki : “Dünyanın hiçbir yerinde Allah adını bu kadar çok zikreden sütun, kemer, kubbe, tavan, kapı ve duvara sahip başka

bir saray bulmak mümkün değildir.”

Tam üstüne bastın Bedir, onlar o kadar ülkeyi fethedip, mala servete güce saraylara sahip

olmalarına rağmen; onlara bu nimetleri verenin yalnızca Allah olduğunu hiç unutmamışlar.

Yaa öyle Bedir, hatta Zehravi’nin yazmış olduğu ‘et-Tasrif’ isimli bu kitap 1700’lü yıllara kadar Avrupa’da tıp okullarında okutulmuş. Bunun yanında ilk Fıtık ameliyatını da Zehravi gerçekleştirmiş.

Hem mimari hem tıp daha bilmediğim çoğu şeyin öncüsü Müslümanlarmış meğer. Ne güzel ecdadımız var.

Bunları sonra konuşuruz inşallah Bedir, bak sana ne göstereceğim. Şu ilerdeki tepeye bakar mısın?

Adı ‘El Hamra sarayı’, tarihte eşi benzeri

görülmemiş bir saray.

İspanya’da her gittiğimiz şehirde Endülüs Müslümanlarından kalmış bir

eser ile karşılaşıyoruz baba.

Evet, Avrupa’nın ‘karanlık çağ’ yaşadığı bir zamanda Müslümanlar bu şehirlerde ilimde, mimaride, sanatta zirvedelermiş.

Sadece bu gördüğün mimarî yapılardan ibaret değil yani onların eserleri.

İnsanlığa başka neler kazandırmışlar mesela baba?

KESiF. KESiF.14 15

Sivrisinek Genellikle uzun, ince bacaklara ve büyük dillerinin bulunduğu bir kafaya

sahip olan sivrisineklerin boyları, 3 ile 9 milimetre arasında değişmektedir.

Dişi sivrisinekler, yumurtalarını beslemek için kana ihtiyaç duyarlar. Bizim sivrisinek ısırığı olarak tabir ettiğimiz olay, dişi sivrisineklerin -yumurtalarını beslemek için- ihtiyacı olan kanı bizim vücudumuzdan almasıdır.

Çikolatanın, sivrisineklerin koku duyu-larının ayarını bozduğu keşfedilmiştir. ter kokusu ise sivrisineklerin en sevdiği kokudur.

Sivrisineklerden Kur’ân-ı Kerîm’de, Bakara Sûresi’nin 26. ayetinde de bahsedilmektedir.

Harezmi 780 yılında Özbekistan’ın hive şehrinde dünyaya gelen harezmî, günümüz batı

dünyasını en çok etkileyen müslüman bilim adamlarının başında gelmektedir.

harezmî, açıları sinüs kosinüs gibi trigonometrik fonksiyonlarla ifade eden ilk kişidir. araştırmacılara göre harezmî, sinüs ve kosinüsün mucididir. tanjant ve kotanjant ise bir başka müslüman bilim adamının buluşudur. Yani trigonometri, islam dünyasının dünyaya sunduğu bir ilimdir.

harezmî sıfır rakamını açıklamış ve günümüzde halen kullanılan onluk sayı sistemindeki rakamların şeklini geliştirmiştir. logaritma kavramı da yine harezmî’nin buluşudur.

harezmî, yazmış olduğu bir eserinde ikinci dereceden denklemlerin nasıl çözümleneceğini açıklamıştır. Bu eser, 600 yıl boyunca, Dünya’nın farklı pek çok üniversitesinde cebirin (denklem sisteminin) temel kitabı olarak kullanılmıştır.

nemrut Dağı, adıyaman ilindeki Kahta ilçesi yakınlarında ankar dağları civarında 2.150 metre yüksekliğinde bir dağdır. Bu dağı ilginç kılan ise zirvesinde bulunan dev taş heykellerdir.

milattan önce 163 ve milattan sonra 72 yılları arasında bölgede hakimiyet kuran Kommagene krallığının kralı, atalarına minnettarlığını göstermek için bölgenin en yüksek dağına, anıtsal heykeller ile birlikte kendi mezarını yaptırmıştır.

zirvede bulunan heykellerin bir kısmı güneşin doğuş yönüne, bir kısmı ise güne-şin batış yönüne bakıyor. Kralın, güneşi selamlamak için heykelleri böyle yerleş-tirttiği düşünülüyor.

nemrut Dağı’nda bulunan bu kalın-tılar, 1881 yılında yol yapım çalışması sırasında keşfedilmiş. Bu kalıntılar ile ilgili merak edilen nokta ise; bazısı 9 ton ağırlığa kadar ulaşan bu taş blokların, 2.150 metre yükseklikteki nemrut Dağı’na nasıl çıkarıldığıdır.

Nemrut Dağı

MUHAMMET EMİN KORKMAZ

Deprem, yer kabuğunda beklenmedik bir anda ortaya çıkan enerji sonucunda meydana gelen sismik dalgalanmalar ve bu dalgalanmanın yeryüzünü sarsması olayıdır.

tarihte kaydedilmiş en büyük deprem, 1960 yılında şili’de gerçekleşmiştir. Bu depremin şiddeti tam 9.5’tir.

2011 yılında Japonya’da gerçekleşen kuvvetli deprem, Dünya’nın dönüş hızını artırmış ve biz fark edemesek de bir günlük süreyi kısaltmıştır.

Dünyada kaydedilmiş en uzun süreli deprem, 2004 yılında hint Okyanusu’nda gözlemlenmiş ve tam 10 dakika sürmüştür.

Deprem

4X4

KESiF. KESiF.16 17

BEYHAN ARSlAN

Yıldırımlar uçakları çoğunlukla tırmanır ya da alçalırken bir bulut içinden geçtikleri sırada çarpar. Uçaklar elektrik yüklü bölgelerden geçerken de yıldırım oluşumu tetiklenebilir.

Yıldırım çarpan bir uçak elektriksel olarak zıt yükle yüklenmiş bölgeler arasındaki, ör-neğin bulut ile yer ya da bulut ile başka bir bulut arasındaki yük aktarım hattının bir parçası olur. Yıldırım ilk olarak uçağın bu-run ya da kanat ucu gibi sivri kısımlarına temas eder. Yıldırımın uçağa temas ettiği noktanın çevresinde, havadaki molekül-lerin iyonlaşması nedeniyle bir parlama görülebilir. Yıldırım hattı boyunca hareket eden elektriksel olarak yüklü parçacıklar daha sonra uçağın iletken dış yüzeyi bo-yunca ilerler ve uçağın sivri olan başka bir kısmından, örneğin kuyruktan çıkar.

Uçakların gövdeleri genellikle elektrik ilet-kenliği yüksek olan alüminyumdan üretilir. Günümüzde ise uçakların gövdelerinde farklı özellikte malzemelerin birleşiminden olu-şan kompozit malzemeler kullanılabiliyor. Bu malzemelerin iletkenliği genellikle alümin-yumdan daha düşük. Kompozit malzeme-lerden üretilen kısımlar bu nedenle yıldırım çarpması durumunda elektriksel olarak yük-lü parçacıkların uçağın dış yüzeyi boyunca sorunsuz bir şekilde aktarılması için iletkenli-ği yüksek malzemelerle kaplanıyor.

Yıldırımların uçağın temas ettiği noktalarda oluşan kıvılcımlar erimeye ya da yanmaya neden olabilir. Yıldırımların uçakların göv-delerinde neden olduğu hasarlar genellikle 1 mm’den daha derin değildir. Uçakların dış kaplamaları bu tip etkilerden zarar görme-lerini engelleyecek kadar kalın malzeme-lerden, çoğunlukla da metalden üretilir. Yıldırımlar elektriksel iletkenliği düşük par-

çaların deforme olmasına ve parçalanma-sına neden olabilir.

Yıldırımların verebileceği zararların en önemlilerinden biri uçakların yakıt sistemle-rinde yol açabilecekleri problemlerdir. Uçağa yıldırım çarptığında yakıt sisteminin yakının-da kıvılcım oluşursa yakıt buharı alev alabi-lir. Elektrik akımı uçağın farklı parçalarını bir arada tutan yalıtkan özellikteki bağlantılar-dan geçerken, bu noktalarda kıvılcım oluş-masına neden olabilir. Bu nedenle uçakların yakıt tankı ve bağlantı parçaları kıvılcım olu-şumunu engelleyecek şekilde tasarlanır.

Modern uçaklarda uçuş kontrol sistemin-den motorlara kadar bir çok sistem bilgi-sayarlarla kontrol edildiği için yıldırımların elektrik sistemlerine hasar vermesi uçuş güvenliği için tehlike oluşturabilir. Yıldırım çarpması sırasında akım uçağın gövdesinin yüzeyinde ilerlerken, elektrik kablolarında ve ekipmanlarda akım ve gerilim dalgalan-maları olabilir. Yıldırımların elektrik sistem-lerine zarar vermemesi için kablo demet-leri koruyucu malzeme ile kaplanır. Ayrıca uçak üzerinde biriken statik yükün atılması için de kanat uçlarında ve arkalarında çı-kıntı şeklinde özel parçalar (static dischar-ger olarak isimlendirilir) kullanılır.

Uçakların gövdeleri genellikle elektrik iletkenliği yüksek

olan alüminyumdan üretilir.

Yıldırım bir uçağa çarptığında hiç zarar vermeyebileceği gibi ciddi hasarlara da yol açabilir. Yıldırımların sebep olduğu son kaza 1988 yılında meydana geldi. Sonraki yıllarda ise yıldırımların uçaklar üzerinde etkilerinin belirlenmesi sayesinde etkin koruma teknikleri geliştirildi.Uçaklar

Yıldırımlardan Nasıl Korunur?

TEKNOLOJİ

KESiF. KESiF.18 19

TEVFİK FURKAN AKBUğA kalabalık Müslüman ülkesi olan Endonez-ya’da farklı dinler bir araya gelmiştir. Ülke İslam, Hristiyanlık, Hinduizm ve farklı tabiat dinlerini resmi din olarak kabul etmiştir.

Ekvator kuşağında yer alan Endonezya’da kış mevsimi yaşanmaz ancak her mevsim yağmurlu bir ülkedir. Bu nedenle ülkenin en kuru ayları olan nisan-ekim ayları arasında gezilmesi önerilir.

Endonezya’ya birçok hava yolu firması ta-rafından direkt uçuşlar mevcuttur. Ülkenin başkenti Jakarta’ya seferleri vardır. Aktar-malı olarak gitmek de tercih edilebilir. Ha-vaalanlarında toplu taşıma veya taksiyle şehir içine ulaşım sağlanır.

Endonezya mutfağının temelini pirinç oluş-turur. Hemen hemen bütün yemeklerin ya-nında pilav servis edilir. Endonezya mutfağı ülke üzerinde yaşayan binlerce kültürün çe-şitliliğinden meydana gelir. Yemek pişirme tarzı ve stili bölgeden bölgeye farklılık gös-terir. Endonezya mutfağı Hindistan, Ortado-ğu, Çin, ve Avrupa’dan etkilenmiştir. Baharat Adası adıyla anılan Maluku adası karanfil ve hint cevizi gibi doğal baharatları Endonez-ya ve dünya mutfağıyla tanıştırmıştır. Nasi goreng, gado-gado, sate ve soto Endonez-ya’nın ulusal yemeklerindendir.

EndonEzya’da gEzilmEsi gErEKEn En önEmli yErlEr isE şuralardır:

Raja Ampat, Yeni Gine Adası’nın en kuzey-batı ucunda yer alıyor. Raja Ampat (Dört Kral) 1.500 ada ve adacıklardan oluşan bir takımada.

Tanjung Puting Ulusal Parkı, Kalimantan Bölgesi’nde, Borneo Adası’nda bulunuyor. Ekoturizm açısından oldukça popüler bir yer olan park, birçok yerel tur firmaları hem vahşi yaşam hem de araştırma merkezleri-ne birkaç gün süren turlar düzenliyor. Vah-şi yaşamlarına tanık olabileceğiniz canlılar arasında şebekler, makaklar, bulut benekli leoparlar, güneş ayıları, pitonlar, timsahlar

ve en önemlisi orangutanlar yer alıyor.

Torajaland, (Tana Toraja) Güney Sulawe-si’nin dağlık bir arazisi ve Toraja insanları-nın evi. Torajalılar meşhur tongkonan adı verilen sivri uçlu ev çatıları ile biliniyorlar. Ancak asıl ilginç özellikleri ise muhteşem ancak bir o kadar da rahatsız edici olan ce-naze ritüelleri. Biri öldükten sonra bedeni birkaç yıl boyunca gömülmeden saklanıyor. Günlerce süren bir cenaze merasiminden sonra ölü beden bir ağaç kovuğuna ya da bir mağaraya gömülüyor.

Bali, dünyanın en popüler ada destinasyon-larından biri. Sürekli olarak seyahat ödülleri kazanan muhteşem plajlar, sarp kıyılar, tro-pik iklim, yemyeşil pirinç tarlaları ve volkanik yamaçlar ile pek çok doğal güzelliğe sahip.

evet arkadaşlar bir ülke tanıtımımızın daha sonuna geldik, önümüzdeki ay görüşmek üzere..

Dünyanın en kalabalık Müslüman ülkesi olan Endonezya 7 bin 508 adadan oluşmakta ve bu özelliğiyle dünyanın en büyük takımada devleti olarak bilinmektedir. Tropikal iklimin hâkim olduğu Endonezya, dünyanın en sı-cak ve en nemli ülkelerinden biridir.

Endonezya Sumatra, Kalimantan, Java, Bali, Sulawesi, Nusa Tenggara, Maluku ve Papua adında 8 ana bölgeden oluşmak-

tadır. Bu bölgeler bir ana ada ve çevre-sindeki küçük adalar olarak gruplandırılır. Ülke 17.508 adet adadan oluşur. En önem-li şehirleri Bali, Jakarta, Batam, Medan, Lombok, Surabaya, Bandung, Yogjakarta, Sumatra ve Sulawesi’dir. Ülkenin başkenti Cava adasındaki Cakarta şehridir.

Ülkenin resmi dili Endonezce’dir, yanı sıra İn-gilizce’de yaygın olarak kullanılır. Ülkenin en

Ülkenin en kalabalık

Müslüman ülkesi olan Endonezya’da

farklı dinler bir araya gelmiştir.

Merhaba arkadaşlar, dergimizin bu sayısında size Endonezya’yı anlatacağım. Bu ülke hakkında size bazı kısa bilgiler vereyim: Resmi

adı Endonezya Cumhuriyeti olan ülke, nüfus yoğunluğu sıralamasında dünyada Çin, Hindistan ve ABD’den sonra dördüncü sırada yer alır.

GEZGİNMUSAB

endonezyaendonezya

KESiF. KESiF.20 21

YAP-ÇEK GÖNDER

Selamünaleykum kaşifler bu etkinliğimizde maliyeti uygun atık malzemelerden yararlanarak enerji dönüşümünün gerçekleştiği basit bir elektrik devresi tasarlayacağız inşallah.

BEYHAN ARSlAN

ZIP ZIP MİNİK ROBOT

9 x 12 cm boyutlarındaki maket kartona, aynı boyutlardaki sarı renkli kâğıdı yapıştıralım. Maket kartonun köşelerini maket bıçağı ile oval biçimde keselim.

DC motor, pil yatağı ve anahtarı maket kartona silikon ile sabitleyelim. Yükseklik vermek için 3 x 3 cm boyutlarındaki iki maket kartonu DC motor ve büyük maket karton arasına sabitleyelim. İletken tel ile bağlantıları yapalım.

3.ADIM

1.ADIM

4.ADIM

2.ADIM

Ayrıca daha sağlam olmaları için 3 x 3 cm boyutlarındaki maket kartonları ayaklara sabitleyelim.

6.ADIM5.ADIM

Robotumuzun baş bölgesini PET şişe kapağı, 2 cm’lik yay, pinpon topu, hareketli göz, mini plastik burun ve şönil kullanarak hazırlayalım.

Robotumuzu şönil ile görseldeki gibi süsleyelim. 1,5 V’luk kalem pilleri pil yatağına yerleştirelim. Artık düzeneğimiz çalışmaya hazır.

7.ADIM

7.ADIM

Hazırladığımız baş bölgesini silikon ile gövdeye sabitleyelim.

Anahtarı kapalı konuma getirdiğimizde pildeki kimyasal enerji elektrik enerjisine dönüşür ve iletken teller ile DC motora iletilir. DC motor da elektrik enerjisini hareket enerjisine dönüştürür. DC motorun miline silikon ile sabitlediğimiz vida somunu ise DC motoru titreşim motoruna dönüştürerek robotumuzun sağa-sola ve ileri-geri hareket etmesini sağlar.

8.ADIM

Robotumuzun ayaklarını oluşturmak için tahta çubukları dörder cm olacak şekilde maket bıçağı ile keselim.

Tahta çubuk, yay ve PET şişe kapaklarını görseldeki gibi silikon ile sabitleyelim.Yaylı ve kapaklı ayakları robotumuzun gövdesine silikon ile sabitleyelim.

DC motora titreşim vermek için cıvata somununu görseldeki gibi silikon ile sabitleyelim.

ETKinliĞin yaPılışı

• 1 adet 9 x 12 cm boyutlarında maket karton • 1 adet 9 x 12 cm boyutlarında sarı renkli kâğıt• 4 adet 3 x 3 cm boyutlarında maket karton • 1 adet mini anahtar • 1 adet ikili pil yatağı• 2 adet renkli tahta çubuk (dondurma çubuğu ya da tahta dil basacağı)• 1 adet 50 cm uzunluğunda şönil • 5 adet PET şişe kapağı• 4 adet 4 cm uzunluğunda yay • 1 adet 2 cm uzunluğunda yay• 1 adet cıvata somunu • 2 adet 1,5 V’luk kalem pil• 1 adet 3 V’luk mini DC motor • 1 adet 10 cm uzunluğunda iletken tel• 2 adet hareketli göz • 1 adet mini plastik burun • Silikon tabancası ve silikon• Katı yapıştırıcı • Maket bıçağı • Makas • Pense • Cetvel

KESiF. KESiF.22 23

HİKAYE HASAN UZUN

limelerin harflerin yapısı, seslendirilişi ve benzeri şeyler Rabbimizin özel ayarlaması ile meydana gelmiştir. Bu yüzden de sadece Arapça’sından okumak bile insanın kalbine bir huzur verebilmekte, o kişiyi İslam’a daha çok yaklaştırabilmektedir.

- Öğretmenim sözünüzü kesiyorum ama...

- Estağfirullah evladım buyur.

- Bir Hadis-i Şerif vardı, siz bize yazdırmıştı-nız. Bir dakika defterimden bulup okuyayım:

“Kur’ân—ı Kerim’den tek bir harf okuyana bile sevap vardır. Her sevap on misliyle de-ğerlendirilir. Ben ‘Elif Lâm Mîm’ bir harf de-miyorum. Aksine ‘Elif’ bir harf, ‘Lâm’ bir harf, ‘Mîm’ de bir harftir.”

- Evet yavrum böyle bir Hadis-i Şerif var. Ama şöyle düşün, Peygamber Efendimiz bunu söylediğinde onu dinleyen herkes Kur’an’ı ana dilinden okuyordu, yani anlaya-rak okuyorlardı. Sence Peygamber Efendi-miz “Anlamadan okuyana her harfi sevap-tır” demiş olabilir mi?

Birkaç saniye düşündüm ve “sanırım ola-maz hocam.”

- Tekrar söyleyeyim; Kur’an’ı sadece Arap-çasından okumak elbette sevaptır ve gü-zel bir iştir. Fakat Rabbimizin bizden istediği

Kur’an’a karşı yapmamız gereken görevler-den sadece çok küçük bir kısmını yapmak olur. Ama tabiki belli bir yaşa gelene kadar Kur’an’ın mealini tam olarak anlamayabiliriz. O yüzden ilkokul ve ortaokul dönemlerinde bir büyüğümüzle birlikte okursak ve anlaya-madığımız yerlerini sorarsak, o zaman çok daha güzel olacaktır. Şimdi herkes elindeki Kur’an’dan Nisa Suresi 82. ayeti açsın.

- Açtık hocam...

- Ben Besmele’yi çekeyim, sonrasında siz hep birlikte ayetin ilk bölümünü okuyun. Bismillahirrahmanirrahim.

Sınıf hep bir ağızdan:

- Şimdi de Türkçe mealini hep beraber oku-yalım. Bismillahirrahmanirrahim.

- “Kur’an’ı hâlen düşünüp anlamaya çalış-maz mısınız?”

- Evet çocuklar sanırım bu ayet bu konuyla ilgili birçok sorumuza cevap olmuştur.

zil çaldı. teneffüse çıkarken Kur’an’ı anla-makla ilgili kafamda yeni ışıklar yanmıştı. Kur’an’ı hem arapçasından hem türkçesin-den okuyup anlamaya niyet ettim. inşallah başarılı olacağım.

Düşünmeden Okuma

- işte bu yüzden çocuklar, rabbimizin ke-lamı olan Kur’an-ı Kerim’i her müslümanın anlaması ve anladığını da uygulamaya ça-lışması gerekiyor.

Dayanamadım ve öğretmenime sordum:

- Hocam hep Kur’an’ı anlamanın önemin-den bahsediyorsunuz ama Kur’an’ı Arapça-sından okumanın hiç mi önemi yok? Bun-dan pek bahsettiğinizi duymadım da.

Öğretmen gülümseyerek:

- Haklısın çocuğum. Aslında genel bir ifade ile söyleyecek olursak; Kur’an’ı anlamadan okumanın pek bir önemi yok. Fakat şöyle düşünebiliriz ki; Arapçasından okuyan bir insan belki eninde sonunda anlamını da merak edecektir. Sonuçta Kur’an’daki ke-

— “Kur’an’ı hâlen düşünüp

anlamaya çalışmaz mısınız?”

KESiF. KESiF.24 25

ÇADIR

NEDİR?Diyagramlardaki her ağaca kenardan bağlı birer çadır bulunmaktadır. Çadırlar birbirlerine çaprazdan da olsa değemezler, ancak başka çadırların ağaçlarına değebilirler. Diyagramın dışındaki sayılar, o satır veya sütundaki toplam çadır sayısını göstermektedir.

KESiF. KESiF.26 27

NEDİR?

Sudoku eşit sayıda satır ve sütundan oluşan kutucuklara rakam yerleştirme oyunudur

Amacımız kareleri her satır, her sütun ve kalın çerçeveli bölgelerde 1’den 6’ya kadar her rakamdan birer tane olacak şekilde doldurmaktır. Eksik rakam ya da boş kare kalmamalıdır.

APARTMANLAR SUDOKU

NEDİR?Apartmanlar oyununda tablonun içine yerleştireceğiniz sayılar apartmanın yüksekliğini, tablonun dışında verilen sayılar ise o yönden bakıldığında daha yüksek apartmanların arkasında kalmayıp görülebilen apartman sayısını göstermektedir. Oyunun amacı verilen aralıktaki sayıları her satırda ve her sütünda birer kez yer alacak şekilde diyagramı doldurmak. Tabloya sayıları doldururken tablonun dışında ki verilen sayılara dikkat etmelisiniz.