2012 Şubat-osmanli-fermanlari-ve-hatlar
TRANSCRIPT
Hüsn-ü Hat Sergisi
“Mehmet Çebi Koleksiyonundan Seçme Eserler”
"Selections From The Collection of Mehmet Çebi"
SANAT AKMERKEZ’DE 8
Geçmişten günümüze kadar insanlığın evrensel bir değeri olan sanat, işlevsel
bir amaçtan ziyade, fikir ve yaratıcılık barındırır. Her dönemde ve her
toplumda, sanat değişik görünümlerde ortaya çıkmış ve kişiden kişiye farklı
yorumlanmıştır.
Tarih boyunca sanatın nasıl tarif edileceğine dair fikirler sürekli değişmiş, bazen
kısıtlamalar getirilmiş, bazen de yeni tanımlamalar eklenmiştir. Ancak sanat
sürekli değişerek ve gelişerek her dönemde ortaya büyük sanatçılar çıkarmaya
devam etmiştir.
Din, felsefe, bilim, sanat ve teknik birbirine sıkı sıkıya bağlı ve etkileşen
alanlardır. İslamiyetin gelişiyle, Arap yazısındaki değişim İslam sanatlarında
süsleme ve çizgisel unsurları ön plana çıkarmıştır. Bu değişimle birlikte resim,
sözcüklerle ifade edilmeye başlanmıştır ki hat eserleri, hilyeler ve fermanlar
bu ifade biçiminin örneklerindendir. Bu süsleme sanatları kalemin alınteridir
ve yüzyılların birikimiyle günümüze sayısız hat eserleri, hilyeler ve fermanlar
kazandırılmıştır.
Sanat eserlerini sanatseverlerle buluşturmayı 2003 yılından itibaren misyon
edinmiş olan Sanat Akmerkez’de, 2012 yılının ilk sergisinde Türk-İslam
sanatlarına ait birbirinden eşsiz hat eserlerini, hilyeleri ve fermanları davetlilerin
beğenisine sunuyor. Hüsn-ü Hat Sergisi ile tarihin kapılarını aralıyoruz ve siz
değerli misafirlerimizi bekliyoruz.
Saygılarımla,
Zeynep H. Akdilli ORAL
ART IN AKMERKEZ 8
Art, which is a universal value for all human beings from the beginning of time,
has harboured reflections and creativity rather than a functional purpose. Art
has occured in many different appearances in every era and society and differed
from person to person.
Ideas on how to depict art has constantly altered which has sometimes been
restricted or added new descriptions. However, art has continued to develop
and change, revealing great artists in every era.
Religion, philosophy, science, art and technique are the fields that have strong
bounds and have constantly influenced each other. After Islam, the changes
in Arabic writing has featured embellishing and lineal elements in Islamic Art.
Through this change, the paintings have been expressed by words after which
calligraphy, hilyes and farmans have become the examples of these reflections.
These embellishing art types are the products of great efforts and the world has
gained indefinite numbers of art pieces since then.
Sanat Akmerkez, with the mission of bringing art and art lovers together since
2003, presents each unique art pieces of calligraphy, hilyes and farmans of
Turkish-Islamic Art in its first exhibition of 2012. We open the doors of the great
history of calligraphy to all its respectable guests.
Best regards,
Zeynep H. Akdilli ORAL
Hutben okunur minber-i iklîm-i bekâdaHükmün tutulur mahkeme-î rûz-i cezâdaGül-bâng-i kudûmun çekilir Arş-ı Hudâda
Esmâ-i Şerîfin anılır arz u semâda
Sen Ahmed ü Mahmûd u Muhammedsin efendimHakdan bize sultân-ı mü’eyyedsin efendim
Ümmîddeyiz ye’s ile âh eylemeyiz bizSer-mâye-i îmânı tebâh eylemeyiz biz
Bâbın koyup âğyâre penâh eylemeyiz bizBir kimseye sâyende nigâh eylemeyiz biz
Sen Ahmed ü Mahmûd u Muhammedsin efendimHakdan bize sultân-ı mü’eyyedsin efendim
Şeyh Gâlip
Arz-ı ta’zîm eylemez mi âlem-i imkân sanaArz-ı tâzîm etti Allah-ı azîmü’şân sana
Hüsn-i Kur’ân-ı görür insân olur hayrân sanaDest-i kudretle yazılmış, hilyedir Kur’ân sana
Dil esîrin olduğu günden beri âzâdedirMâsivaya bağlanır mı, bağlanan vicdân sana
Muallim Nâci
8
“Senin aşkın kamu derde devadır;Yâ Resulâllah
Senin katında hacetler revadır;Yâ Resulâllah
Senin nurun gören gözler ne ay gözler ne yıldızlar
Nurundan gece gündüzler ziyadır; Yâ Resulâllah”
Şeyyad-ı Hamza
AŞKI NEBİ
SANAT OLUNCA
Hilye-i Şerif; hat sanatımızda, Pey-gamber efendimizin (O’na salat ve selam olsun) yaradılış gü-zelliklerini ve ruhi portresi-ni tasvir ve tarif eden, bel-li bir form üzere hüsn-i hat ile yazılmış ve tez-hib edilmiş levhalar hakkında kullandığı-mız bir tabirdir. İlk defa 17. yy.’da Büyük hattat Hafız Osman (ö.1698) Efendi tara-fından bir form haline getirilerek yazılmıştır.
Muallim Naci bir nât-ı şeri-finde Hazreti Peygamber’den (S.A.V) şöyle bahsediyor: ”Hüsn-ü Kur’anı görür insan, olur hayran sana, Dest-i kudretle yazılmış, hilyedir, Kur’an sana”.
Allah’u Teâla Kur’ân’ın da, Hz. Peygamber’i, “en güzel ahlak üzere yarattığını”, “O’nun en güzel örnek olduğunu”, “alemlere rahmet olarak gönderildiğini”, “kendisi ile beraber O’na da itaat edilmesi” gerektiğini
“Your love is the cure for all diseases;dear God
All needs are worthy on your highness; great God
Whoever sees your light looks for neither moon nor stars
Day and night are lost in your light; greatest God.
Şeyyad-ı Hamza
WHEN THE LOVE FOR PROPHET BECOMES ART
The Noble Hilye, a fancy type of calligraphy written on illuminated
tablets in a particular form, is a term describing and
depicting the creation beauty of the prophet Muhammad
(may prayers to God and peace be upon him) and his spiritual portrait.
It was written in a particular form by the great calligrapher Hafiz Osman in the 17th century for the first time.
Muallim Naci refers to the Prophet in one of his poems praising him: “We see the honorable Qoran and become your admirer. The Qoran is a Hilye for you written by graceful might.”
That God refers to the Prophet in his Holy Qoran as “the creation of the most beautiful morals” , “the most pleasant example for people”, “sent as God's mercy and grace to the universes” and that “the Prophet must be submitted as well as God” aroused the interest of the Prophet's followers for Hilye and
11
bildirmesi Ashab-ı Kiram’ın, hilye ve şemaile olan ilgisini arttırmıştır. Ve böylece Hz. Muhammed Mustafa’nın, özel hayatına ve dış görünüşüne ait bilgiler ve anlatımlar hadis ve diğer kaynak eserlerde bütün detaylarıyla yer almıştır.
Malumunuz olduğu üzere, Hilye-i Şe-rif levhalarında en çok kullanılan hil-ye metni, Hz. Ali efendimizin rivayet ettiği hilye metin olmuştur.
Bu rivayet şöyledir;
Hz. Peygamber ne çok uzun, ne de çok kısa idi. Kavminin orta boy-lusuydu. Saçları ne kıvırcık, ne de düz uzun idi; dal-galıydı. Hafif değirmi bir çehresi vardı. Pembe beyaz ten-li, iri siyah gözlü ve uzun kirpikli idi. Mafsalları iri, omuzları geniş idi. Gögsünde tüy ola-rak göbeğine kadar inen ince bir hat var-dı. El ve ayak parmak-ları dolgundu.Yürüdüğü zaman, aşağıya doğru iner gibi rahat ve kuvvetli adımlarla ilerlerdi. Birine baktığında ona bü-tün vücuduyla yönelirdi. İki omuzu arasında “nübüvvet mührü” vardı ve kendisi peygamberlerin sonuncusuy-du. İnsanların en cömert gönüllüsü, en doğru sözlüsü, en yumuşak huylu-su ve en arkadaş canlısı idi. O’nu an-sızın görenler heybetine kapılır fakat şahsıyla yakınlık kuranlarda bu hal, sevgiye dönüşürdü. Kendilerini vas-feden kimse “O’ndan önce de, sonra da bir benzerini görmedim” derdi. Allah’ın salat ve salamı O’nun üzeri-ne olsun.
the poetry about his semblance. Thus, the information and description about the private life and appearance of the Prophet Muhammad Mustafa took part in hadiths and other resources in detail.
As you know, the most frequently used Hilye text in Noble Hilye tablets is the one that the Caliph Ali (may God be pleased with him) related:
“The Prophet was not too tall, nor he was too short. He was of medium height amongst his people. His hair was neither short and curly nor was
it lank, it would hang down in waves. He had slightly
rounded face. His complexion was rosy
white with large and black eyes and long eyelashes. He was large-boned and broad-shouldered. His
torso was hairless apart from a thin
line stretching down his chest to his belly.
His fingers and toes were thickset. When he walked, he did
it with restful and strong steps as if going down a slope. When he looked at someone, he would turn towards him with his entire body. There was a “Prophecy Seal” between his shoulders and he was the last prophet. He was the most generous of men, the truest of people in his words, the most mild-mannered and the noblest in companionship. Those who first saw him would be awed and those who knew him personally loved him. Anyone who described him would say that they had never seen someone
12
Yukarıda bahsettiğimiz gibi, başta Hafız Osman olmak üzere, günümü-ze kadar gelen bütün hattatlar, büyük bir maharet ve şerefle hilye yazma geleneğini sürdürmüşlerdir.
Hilye-i Şeriflerin ortaya çıkışı hakkın-da elimizde fazla bir bilgi yoktur. Bir görüşe göre muhtemel ilham kayna-ğı, 16. yy. Osmanlı şairi Hakani Meh-med Bey’in (ö.1606) Hilye-i Haka-ni adlı meşhur şiiridir. Bu şiir, hadis olduğu söyle-nen bir söze dayanır ki, Peygamber’in şöyle buyurduğunu rivayet etmektedir. “Kim benden sonra hil-yemi görürse, beni görmüş gibidir. Ve kim bana şevkle bağlanırsa, Allah ona (cehennem) ateşini haram eder, o kişi kabir azabından emin olur ve mahşer gününde üryan olarak haşredilmez.”
Bu serginin kaynağı olan eserler sanat tarihimiz açısından kritik geliş-melere işaret etmektedir. Sergide yer alan hilyelerin birçoğu, alışılmış ter-tiplerden farklılıklar gösterir.Kişisel bir gayretle, cesur bir atılımla, hattat-ların özgür sanat eğilimlerinin kışkır-tılmasıyla ve onlara imkan tanımasıy-la, yine geleneksel sanatlar ölçüleri içinde, fakat bugüne kadar denenme-miş yeni formlar ve yeni tasarım orji-nal hilyeler ortaya konmuştur.
like him before or since. May God bless him and grant him peace.”
As we mentioned above, all calligraphers, notably Hafız Osman, have carried on the tradition of writing Hilye with honor and a gifted talent.
There isn't much information about how Hilye emerged. According to one
view, the probable inspiration was the famous poem of 16th
century Ottoman poet Hakani Mehmed's the
Hakani Hilye (1606) This poem is said to be based on a Hadith and relates that the Prophet uttered this: “Whoever sees my Hilye
after me is as though he has
seen me. And whoever is true to me,
God will spare him the fire of Hell, and he will not
experience the trials of the grave, and he will not be driven naked on the Day of Judgement.”
The piece of art in this exhibition indicates critical developments regarding our history of art. Many of Hilyes exhibited here differs from common formations. Newly formed, originally designed Hilyes still within the extent of traditional art have been revealed in this exhibition by
15
Bu sergi ile öncelikle Türk-İslam sa-natlarının mazide kalmış sanatlar olmadığını, bugün de büyük başa-rılarla icra edilen bu sanatlarımızla, insanlar arasındaki irtibatı yeniden tesis etmeyi amaçlıyoruz.
Yine bu sergi ile Allah ve Resulâllah sevgisinin, bir ibadet aşkıyla sanat haline dönüşmesi demek olan, hat sanatımızın en güzel eserlerini Türk-İslam Medeniyetimizin, müşahhas örnekleri olarak bütün sanat severlere göster-mek istiyoruz.
Hüsnü hat sanatına uzun yıllarını ve gön-lünü vermiş olan Mehmet Çebi koleksiyonundan her biri eşsiz binlerce eser arasından seçilen klasik formdan “çağdaş”a önemli bir hat, fer-man ve Hilye-i Şerif koleksiyonunun, İstanbul’un kalbi olan Akmerkez’de sergilenecek olmasının kültür ve sa-nat dünyamızda hoş bir sâda bırak-masını temenni ediyorum.
Serginin yeni ufuklar açması, bere-ket, bolluk ve huzur getirmesi dileği ile...
personal efforts, brave advances, encouragement and enabling of calligraphers' free art tendencies.
We aim to reestablish the link between the audience and Turkish – Islamic calligraphic art and indicate that calligraphic art is not an ancient one hidden in the pages of history.
In addition, we want to share the individual examples of our calligraphy
and the most delighted Turkish- Islamic pieces of art and artification of
love felt upon God and the Prophet as a means
of desire for worship.
I hope that the unique pieces of the collection of Mehmet Çebi who has
devoted his soul and heart and spent long years in the art of the Noble Hilye from the classical forms to the contemporary pieces of calligraphy leave elegant traces in the heart of Istanbuş, Akmerkez.
With the wish of opening new horizons to our history of art and leading benevolence...
Mehmet SabrioğluMehmet Sabrioğlu
16
Abdullah GüllüceHilye-i Şerif / The Noble Hilye
120 x 75 cm.
“Muhakkak ki Allah,her şeye gücü yetendir.”
Ayet-i Kerime
"For sure Gos iscapable of everything."
The versicle of the Qoran
17
18
Abdullah GüllüceHilye-i Şerif / The Noble Hilye
110 x 90 cm.
19
20
Abdullah GüllüceHilye-i Şerif / The Noble Hilye
120 x 80 cm.
21
22
Abdürrezzak KarakaşHilye-i Şerif / The Noble Hilye
105 x 75 cm.
23
24
Ahmet BursalıHilye-i Şerif / The Noble Hilye
135 x 95 cm.
Bu aşık-ı zâre Yâ ResulâllahSenden olur çare Yâ Resulâllah
Hasretin hicrinle nice zamandır Gönül pare pare Yâ Resulâllah
This crying lover dear GodYou are the cure for this heart
For your longing and apartness for yearsMy soul is ripped off dear God.
25
26
“İnsanların en hayırlısı, insanlara faydası olandır”
“The most propitious person is the one who is beneficial to others."
Ahmet Bursalı“Hadis”
Hilye-i Şerif / The Noble Hilye92 x 165 cm.
27
28
Ahmet BursalıHilye-i Şerif / The Noble Hilye
160 x 100 cm.
29
30
Ahmet BursalıHilye-i Şerif / The Noble Hilye
165 x 85 cm.
31
32
Ahmet BursalıHilye-i Şerif / The Noble Hilye
125 x 85 cm.
33
34
Ahmet BursalıHilye-i Şerif / The Noble Hilye
135 x 95 cm.
“Öyle bir Rahmet’sin ki, anlatamam ben seniGörmek, koklamak ister can seni, bu ten seni
Ey kutlu, uğurlu son, nebiyyi muhteremMahrum-i didâr, olmaz âlemde seven seni
Şair Mustafa Necati Bursalı
Your mercy is so big that I can't describe youMy soul, my skin desire to see and smell you
The blessed and fortunate last prophetNoone deprived of your face can help loving you.
Poet Mustafa Necati Bursalı
35
36
Ahmet BursalıHilye-i Şerif / The Noble Hilye
135 x 95 cm.
Senin aşkın kâmu derde devâdırYâ Resulâllah
Senin katında hacetler revâdırYâ Resulâllah
Senin nurun gören gözlerNe ay gözler, ne yıldızlar
Nurundan gece gündüzler ziyâdırYâ Resulâllah
Your love is the cure for all diseases; great God
All needs are worthy on your highness; great God
Whoever sees your light looks for neither moon nor stars
Day and night are lost in your light; greatest God.
37
38
Ahmet FarisHilye-i Şerif / The Noble Hilye
105 x 80 cm.
39
40
Avni NakkaşHilye-i Şerif / The Noble Hilye
125 x 100 cm.
41
42
Avni NakkaşHilye-i Şerif / The Noble Hilye
160 x 95 cm.
43
44
Gürkan PehlivanHilye-i Şerif / The Noble Hilye
82 x 130 cm.
45
46
Gürkan PehlivanHilye-i Şerif / The Noble Hilye
130 x 92 cm.
47
48
Gürkan PehlivanHilye-i Şerif / The Noble Hilye
130 x 80 cm.
49
50
Gürkan PehlivanHilye-i Şerif / The Noble Hilye
142 x 86 cm.
51
52
Gürkan Pehlivan“Ayet’el Kürsi”
Hilye-i Şerif / The Noble Hilye145 x 90 cm.
53
54
Gürkan Pehlivan“41 kere Maşallah ve İhlas Suresi”
Hilye-i Şerif / The Noble Hilye100 x 68 cm.
55
56
Gürkan PehlivanHilye-i Şerif / The Noble Hilye
150 x 93 cm.
57
58
Gürkan PehlivanHilye-i Şerif / The Noble Hilye
100 x 65 cm.
59
60
Gürkan Pehlivan“Kelime-i Tevhid”
Hilye-i Şerif / The Noble Hilye100 x 68 cm.
61
62
Gürkan PehlivanHilye-i Şerif / The Noble Hilye
175 x 95 cm.
63
64
Gürkan PehlivanHilye-i Şerif / The Noble Hilye
175 x 95 cm.
65
66
Gürkan PehlivanHilye-i Şerif / The Noble Hilye
180 x 100 cm.
67
68
Gürkan PehlivanHilye-i Şerif / The Noble Hilye
135 x 90 cm.
69
70
Gürkan Pehlivan“Aman Yâ Muhammed”
Hilye-i Şerif / The Noble Hilye135 x 90 cm.
71
72
Gürkan PehlivanHilye-i Şerif / The Noble Hilye
145 x 90 cm.
73
74
Habib RamazanpurHilye-i Şerif / The Noble Hilye
67 x 73 cm.
75
76
Habib RamazanpurHilye-i Şerif / The Noble Hilye
105 x 70 cm.
77
78
İbrahim Halil İslamHilye-i Şerif / The Noble Hilye
130 x 88 cm.
79
80
İhsan AhmediHilye-i Şerif / The Noble Hilye
120 x 60 cm.
81
82
İhsan AhmediHilye-i Şerif / The Noble Hilye
75 x 165 cm.
83
84
Levent Karaduman“Esma’ül Hüsna / 99 Names of God”
Hilye-i Şerif / The Noble Hilye135 x 75 cm.
85
86
Levent KaradumanHilye-i Şerif / The Noble Hilye
125 x 80 cm.
87
88
Levent Karaduman“Kelime-i Şehadet”
Hilye-i Şerif / The Noble Hilye120 x 63 cm.
"Ben şahadet ederim kiAllah'dan başka ilah yokturve Hz. Muhammed (S.A.V.)Allah'ın kulu ve elçisidir"
"I bear witness that there is no other god but Allah, and I bear witness
that Muhammad is the servant and Messenger of Allah."
89
z
90
Levent KaradumanHilye-i Şerif / The Noble Hilye
145 x 95 cm.
VÎRÂN olAN ANlAR BİZİ
Zât-ı Hak'ta mahrem-i irfan olan anlar biziİlm-i sırda bahr-i bî-pâyân olan anlar bizi
Bu fena gülzarına bülbül olanlar anlamazVech-i bâki hüsnüne hayran olan anlar bizi
Dünye vü ukbâyı tamir eylemekten geçmişizHer taraftan yıkılıp vîrân olan anlar bizi
Biz şol abdalız bıraktık eynimizden şâlımızVarlığından soyunup üryan olan anlar bizi
Kahr ü lûtfü şey'i vâhit bilmeyen çekti azâbol azabdan kurtulup sultân olan anlar bizi
Ârifin her bir sözün duymağa insan gerekBu cihanda sanma kim hayvan olan anlar bizi
Zâhidâ ayık dururken anlamazsın sen biziCür'ayı sâfi içip mestân olan anlar bizi
Ey Niyâzî katremiz deryaya saldık biz bugünKatre nice anlasın ummân olan anlar bizi
Halkı koyup lâmekân ilinde menzil tutalıMısrîyâ şol canlara cânân olan anlar bizi
Niyâzi-i Mısrî
WHoEVER RUINED MAY PERCEIVE US
The one who knows the secrets of God perceives usThe one who becomes one in the ocean of wisdom perceives us
The nightingales of the rose gardens of this vanity do not see usThe ones who admire the face of the eternity perceive us
We left this world or the otherWhoever is ruined in all sides may perceive us
We are absolute fakirs who left the landWhoever gets naked from his existence perceives us
The ones who ruined the beauty of the unique Muhammad suffered tormentWhoever makes away with all torment and becomes sultan perceives us
We need to listen to all words of the wiseThe ones who live like animals do not perceive us
Whoever prays in sober mind do not see usonly the ones got drunk with the water of the pure perceive us
Dear Niyazi, we released our pieces into the ocean todayThe piece may not but the ocean may perceive us.
Since we journeyed in nowhere and left the common worldWhoever left his soul to the greatness may perceive us
Niyâzi-i Mısri
91
92
Levent Karaduman ve Gürkan PehlivanHilye-i Şerif / The Noble Hilye
135 x 95 cm.
93
94
Mahmud FarisHilye-i Şerif / The Noble Hilye
120 x 90 cm.
95
96
Mahmud FarisHilye-i Şerif / The Noble Hilye
125 x 95 cm.
97
98
Metin KerküklüHilye-i Şerif / The Noble Hilye
130 x 95cm.
99
100
Mithat TopaçHilye-i Şerif / The Noble Hilye
100 x 70 cm.
101
102
Muhammed CevatzadeHilye-i Şerif / The Noble Hilye
80 x 65 cm.
103
104
Muhammed CevatzadeHilye-i Şerif / The Noble Hilye
75 x 55 cm.
105
106
Nurullah ÖzdemHilye-i Şerif / The Noble Hilye
130 x 80 cm.
107
108
Nurullah Özdem“Hadis-I Şerif / Hadith”
Hilye-i Şerif / The Noble Hilye145 x 90 cm.
109
110
Nurullah ÖzdemHilye-i Şerif / The Noble Hilye
120 x 90 cm.
111
112
Said AbuzeroğluHilye-i Şerif / The Noble Hilye
140 x 95 cm.
113
114
Said AbuzeroğluHilye-i Şerif / The Noble Hilye
125 x 95 cm.
115
116
Muhammed CellülHilye-i Şerif / The Noble Hilye
115 x 80 cm.
117
Çağdaş DenemelerContemporary Attempts
120
“Muhakkak ki (Ey Allah’ın Resulü) Sen Yüce Bir Ahlak Üzeresin”“For sure the Prophet is over all morals"
Ali Bursalı155 x 120 cm.
tuval üzeri akrilikacrylic on canvas
121
“Tevekkel Tü Al’ Allah”“Tevekkel Tü Al’ Allah”
Ali Bursalı155 x 120 cm.
tuval üzeri akrilik acrylic on canvas
122
Ali Bursalı155 x 120 cm.
tuval üzeri akrilik acrylic on canvas
“Allah Her Şeye Kadir’dir”“God is capable of everything”
123
Ali Bursalı155 x 120 cm.
tuval üzeri akrilik acrylic on canvas
“Besmele. Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla”“Basmala. With the name of merciful God”
124
Ali Bursalı155 x 120 cm.
tuval üzeri akrilik acrylic on canvas
“Yâ Hep Yâ Hi甓All or none”
125
Ali Bursalı155 x 120 cm.
tuval üzeri akrilik acrylic on canvas
“Ah Teslimiyet”“Oh Submission”
126
Ali Bursalı155 x 120 cm.
tuval üzeri akrilikacrylic on canvas
“Elif Karalama”“Elif Scribbling”
127
Ali Bursalı155 x 120 cm.
tuval üzeri akrilik acrylic on canvas
“Karalama”“Scribbling”
128
Ali Bursalı155 x 120 cm.
tuval üzeri akrilik acrylic on canvas
“Mim Karalama”“Mim Scribbling”
129
Ali Bursalı155 x 120 cm.
tuval üzeri akrilik acrylic on canvas
“El Fettah”“El Fettah”
132
Ali Bursalı155 x 120 cm.
tuval üzeri akrilik acrylic on canvas
“Vav Karalama”“Vav Scribbling”
133
Ali Bursalı155 x 120 cm.
tuval üzeri akrilik acrylic on canvas
“Rızk Allah’dandır""Sustenance is from God”
134
Ali Bursalı155 x 120 cm.
tuval üzeri akrilik acrylic on canvas
“Karalama”“Scribbling”
135
Ali Bursalı155 x 120 cm.
tuval üzeri akrilik acrylic on canvas
“Besmele”"Basmala"
136
Ali Bursalı155 x 120 cm.
tuval üzeri akrilik acrylic on canvas
“Allah Melik”“Allah Melik”
137
Ali Bursalı155 x 120 cm.
tuval üzeri akrilik acrylic on canvas
“Yâ Hafiz”“Ya Hafiz”
138
Ali Bursalı155 x 120 cm.
tuval üzeri akrilik acrylic on canvas
“Muhammed Aleyhis Selam”“Muhammad Aleyhis Selam”
139
Ali Bursalı120 x 155 cm.
tuval üzeri akrilik acrylic on canvas
“Hu”“Hu”
140
Ali Bursalı120 x 155 cm.
tuval üzeri akrilik acrylic on canvas
“Meded Yâ Rab”“Meded Ya Rab”
141
Ali Bursalı155 x 120 cm.
tuval üzeri akrilik acrylic on canvas
“Vav Karalama”“Vav Scribbling”
144
Ali Bursalı155 x 120 cm.
tuval üzeri akrilik acrylic on canvas
“Allah Hay”“Allah Hay”
145
Ali Bursalı155 x 120 cm.
tuval üzeri akrilik acrylic on canvas
“Allah Herşeye Kadirdir”“God is capable of everything”
146
Ali Bursalı120 x 155v cm.
tuval üzeri akrilik acrylic on canvas
“Vav Karalama”“Vav Scribbling”
147
Ali Bursalı120 x 155 cm.
tuval üzeri akrilik acrylic on canvas
“Ah Yâ Muhammed”“Oh dear Muhammad”
148
Ali Bursalı155 x 120 cm.
tuval üzeri akrilik acrylic on canvas
“Edep Yâ Hu”“Edep Ya Hu”
149
Ali Bursalı155 x 120 cm.
tuval üzeri akrilik acrylic on canvas
“Allah Sabredenleri Sever”“God loves the ones with patience”
150
Uğur Tütüncü155 x 120 cm.
tuval üzeri akrilik acrylic on canvas
“Hu”“Hu”
151
Uğur Tütüncü155 x 120 cm.
tuval üzeri akrilik acrylic on canvas
“Aman Yâ Fahri Âlem”“Aman Ya Fahri Alem”
152
Uğur Tütüncü155 x 120 cm.
tuval üzeri akrilik acrylic on canvas
“Allah Kerim”“Allah Kerim”
153
Uğur Tütüncü155 x 120 cm.
tuval üzeri akrilik acrylic on canvas
“Hikmetin Başı Allah Korkusudur”“The beginning of wisdom is the fear for God.”
156
Uğur Tütüncü155 x 120 cm.
tuval üzeri akrilikacrylic on canvas
“Allah Güzeldir Güzeli Sever”“God is baeutiful and loves the beautiful”
157
“Çalışan Allah’ın Sevgilisidir”“The hardworking are the beloved of God”
Uğur Tütüncü155 x 120 cm.
tuval üzeri akrilikacrylic on canvas
158
Uğur Tütüncü155 x 120 cm.
tuval üzeri akrilik acrylic on canvas
“Yâ Malik El Mülk”“The owner of everything, the possession”
159
“Bu Da Geçer Yâ Hu”“This too shall pass, oh God”
Uğur Tütüncü155 x 120 cm.
tuval üzeri akrilik acrylic on canvas
160
Uğur Tütüncü155 x 120 cm.
tuval üzeri akrilik acrylic on canvas
“Allah Kerim”“Allah Kerim”
161
Uğur Tütüncü155 x 120 cm.
tuval üzeri akrilik acrylic on canvas
“Sabreden Zafere Ulaşır”“The endurer gains the victory”
162
Uğur Tütüncü155 x 120 cm.
tuval üzeri akrilik acrylic on canvas
“Besmele”“Basmala”
163
Uğur Tütüncü155 x 120 cm.
tuval üzeri akrilik acrylic on canvas
“Yâ Vedud”“Ya Vedud”
164
Uğur Tütüncü155 x 120 cm.
tuval üzeri akrilik acrylic on canvas
“Ah Minel Aşk”“The beginning of love”
165
Uğur Tütüncü155 x 120 cm.
tuval üzeri akrilik acrylic on canvas
“Meşk-i Muhammed”“Love for Muhammad”
168
Uğur Tütüncü155 x 120 cm.
tuval üzeri akrilik acrylic on canvas
“Aman Yâ Fahri Âlem”“Aman Ya Fahri Alem”
169
Uğur Tütüncü155 x 120 cm.
tuval üzeri akrilik acrylic on canvas
“Elhamdü Lillâh”“Elhamdü Lillah”
170
Uğur Tütüncü155 x 120 cm.
tuval üzeri akrilik acrylic on canvas
“Karalama”“Scribbling”
171
Uğur Tütüncü155 x 120 cm.
tuval üzeri akrilik acrylic on canvas
“Yâ Malik El Mülk”“The owner of everything, the possession”
172
Uğur Tütüncü155 x 120 cm.
tuval üzeri akrilik acrylic on canvas
“Subhanallah”“Subhanallah”
173
Uğur Tütüncü155 x 120 cm.
tuval üzeri akrilik acrylic on canvas
“Allah Hu”“Allah Hu”
174
Uğur Tütüncü155 x 120 cm.
tuval üzeri akrilik acrylic on canvas
“Allah herşeyi işiten ve görendir”“God is the one who sees and hears everything”
175
Uğur Tütüncü155 x 120 cm.
tuval üzeri akrilik acrylic on canvas
“Karalama”“Scribbling”
176
Uğur Tütüncü155 x 120 cm.
tuval üzeri akrilik acrylic on canvas
“Rızk Allah’dandır”“Sustenance is from God”
177
Uğur Tütüncü155 x 120 cm.
tuval üzeri akrilik acrylic on canvas
“Hi甓Nothing”
178
Uğur Tütüncü155 x 120 cm.
tuval üzeri akrilik acrylic on canvas
“Bu da Geçer Yâ Hu”“This too shall pass dear God”
179
182
MUCİBİNCE
AMEL OLUNA
Osmanlı İmparatorluğu, dünya tarihi-nin en uzun ömürlü devletlerinden biri olarak, çok geniş bir coğrafya üzerinde, hâlâ silinemeyen çok derin izler bırakmıştır.
Osmanlı’da, padişah ya da sultan, imparatorluğun tartışmasız en büyük ve tek iktidar sahibiydi. Padişahın ağzından çıkan her kelime, emir telakki edilirdi. Kuşkusuz, onun da istişare yaptığı divan üyeleri, veziri azamı ve bazı konuları sorduğu şeyhülislamı vardı. Ne ki padişah herhangi bir şeyi, bir işi “ferman” etmişse, yani buyurmuşsa, emretmişse, o emrin yerine getiril-memesi düşünülemezdi.
İçerik olarak, padişahın kesin emir niteliğini taşıyan fermanlar, tarihsel süreklilik içerisinde, sanatsal formatını sürekli zenginleştirerek, biçimsel anlamda müstakil bir sanat eseri kimliğine ulaştı.
Fermanlarda kullanılan yazı sitili, süslemeler, fermana çekilen tuğra, kullanılan mürekkep cinsleri, ferma-nın yazıldığı malzemenin özelliği gibi temel ayrıntıların tümü, aslında fermanın ruhuna yayılmış olan, idari ve siyasi iradenin görkemli tezahürünün yapı taşlarıdır.
BE PRACTICED IN
COMPLIANCE WITH
Ottoman Empire, as one of the most durable commonwealths of the world history, left lasting traces in a very wide area.
In Ottoman Empire, padisash or sultan was indisputably the greatest and the only power. Those which Sultan uttered were deemed as orders. Doubtlessly, he consulted his council committee, grand viziers and shaykh al-islams for some issues. However, if he ordered or declared something, not carrying out the orders would have been unthinkable.
As to form and substance, the mandates that sultan ordered enriched their art forms and developed an individual piece of art identity throughout history.
The entire fundamental details such as the font style and emblazonment of mandates, sultan's signature on them, the types of ink used, the features of material used for writing are the benchmarks of magnificent manifestation of executive and political power.
183
Osmanlı Devleti’nden devralınan zengin arşiv mirası, belki de Türkiye Cumhuriyeti’ni, dünyanın en önemli arşivlerinden birisine sahip kılmakta. Geniş bir coğrafyada, altı yüzyılı aşkın süre ile ayakta kalmış, farklı toplumları barış içinde bir arada yaşatmayı başarmış bir imparatorluktan, cumhuriyet sonrasına intikal etmiş zengin tarih, arkeoloji, mimari, kültür ve sanat mirası, yalnız Türkiye’nin değil, bugün bağımsız devletler kurmuş, Ortadoğu’dan Balkanlar’a, Akdeniz’den Afrika’ya dek uzanan, pek çok ülkenin milli ve ortak tarihlerinin tesbiti ve yazılmasında başvurulacak en önemli kaynak niteliğini de taşımaktadır.
Ferman; padişahların herhangi bir iş hakkında tuğra veya nişanını taşıyan yazılı emridir. Farsça bir kelime olan ferman; emir, irade ve buyruk anlamına gelmektedir. Kelime, kronolojik köken itibarı ile İlhanlılar tarafından, İslamiyeti kabul etmelerinden sonra kullanılmış, daha sonra da Osmanlılara geçerek yerleşmiştir. Büyük Selçuklular, Anadolu Selçukluları ve Memlükler’ de ferman yerine “tevki” kullanıldığı gibi, İlhanlılar, Timurlular, Kara-
The rich archive inherited from Ottoman Empire gives Turkey one of the leading ranks of the world history archives. Having lasted for six centuries in a wide area and combined a variety of nations peacefully under its reign, the empire passed its rich archeology, architecture, culture and art on the newly established republic and not only for Turkey but also for many independent countries, these values hold qualifications as a recourse for designating and writing their mutual history and national values.
A mandate is a written order about all the actions with Sultan's seal on it. Farman (mandate), a Persian word, means order, will or command. Chronologically, the word was first used by Ilkhanid Empire after they converted to Islam and then by Ottoman Empire. Instead of “farman”, Great Seljuq Empire, Anatolian Seljuqs and Mamluk Sultanate used “tevki” and Ilkhanid Empire, Timurids, Qara Qoyunlu Turkomans, Golden Horde Khanate and Crimean Khanate used the word “yarlığ”.
184
koyunlu Devletleri, Altınordu ve Kırım Hanlıklarında “yarlığ” kelimesi de kullanılmıştır.
Osmanlılar’da belirli bir düzen sıralaması ile yazılan ferman, ilk önce kelimenin anılması ile başlar. Devamında, yazıldığı kimsenin rütbe derecesine göre dua ve övgü, gönderilen kimseye padişah isteğinin emrolunması, yapılması istenen işin ayrıntılı bir biçimde ve mevcut işleyiş ya da kurallar üzerinden belirtilmesi, verilen işin (emrin) yerine getirilmesi için istek ve son olarak da fermanın tarihi ve gönderildiği yerin ismi yer alır.
Fermanlar, gönderildikleri kimseler ve yerine getirilmesi istenen istekler (emirler) açısından da farklılıklar göstermektedir. Elçilikler, önemli mevki atamaları ve toprağın işlenmesiyle ilgili tımar berat ve fermanları çokça rastlanılan konuları oluşturur. Bunlarla beraber Mekke ve Medine’deki kutsal mekanların bakım, tamir ve temizliği ile ilgili olarak verilen feraşet fermanları herkesin sahip olmak istediği en önemli fermanlar olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bu sergide, birbirinden farklı çok güzel divani hat örnekleriyle yazılmış ve çok iyi kondisyonda ferman örnekleri, sanat severlerin beğenisine sunulmuştur.
The Farman written in a certain order starts with the announcement of the first word. Afterwards, a praise or a prayer according to the rank of the person it is addressed to and orders of the Sultan to the addressee, the detailed description of the task ordered by the Sultan, the demand for the task to be realized on time and lastly the date and the place of the Farman are included in it.
Farmans differ according to the people they are sent to and the variety of demands and orders. Mostly uttered issues in farmans are about embassies, important designations and enfeoffment of the lands and fields. In addition to these issues, the farmans about the cleaning, maintenance and amendments in Mecca and Medina which are called “Ferashed Farmans” are one of the most important ones that everyone wants to have.
This exhibition aims to meet the audience and well -written and well- preserved examples of farmans in an art loving environment.
186
I. Mahmud (1730-1754)Ferman / Farman
153 x 53 cm.
Erzurum ve oraya bağlı gümrüklerin yedide bir hissesinin sahibi olan Mustafa Efendi’nin bu
hissesini Hasan Ağa’ya devri ile ilgili ferman...
26 Ramazan 1152 - Hicri27 Aralık 1739
The share transfer of Mr. Mustafa who owns one seventh of Erzurum and the related customs to
Hasan Aga...
26 Ramazan 1152 - Muslim Calender27 December 1739
187
188
III. Mustafa (1757-1774)Feraşet Fermanı / The Farman of Ka'bah Cleaning
78 x 53 cm.
Medine-i Münevvere’de feraşet hizmetiyle görevli Karamanlı Mehmed Bin İbrahim’in vefatından bu
hizmetin Zeyneb Hanım’a verilmesi ile ilgili ferman...
5 Rebiulahir 1184 - Hicri29 Temmuz 1770
The farman is about the designation of Miss Zeyneb as a Ka'bah cleaner after the death of the former Ka'bah Cleaning
responsible Mehmed Bin Ibrahim of Karaman...
5 Rebi-ul-ahir 1184 - Muslim Calender29 July 1770
189
190
I. Abdülhamid (1774-1789)Feraşet Fermanı / The Farman of Ka'bah Cleaning
78 x 55 cm.
Medine-i Münevvere’de feraşet hizmetiyle görevli olan Nefise Hanım’ın vefatıyla bu hizmetin
Fındıklı Camii İmamı Ahmed Efendi’ye verilmesi ile ilgili ferman...
17 Şevval 1194 - Hicri16 Ekim 1780
The farman is about the designation of Ahmed of th Imam of Fındıklı Mosque as a Ka'bah cleaner after the death of the former Ka'bah Cleaning
responsible Miss Nefise...
17 Şevval 1194 - Muslim Calender16 October 1780
191
192
I. Abdülhamid (1774-1789)Ferman / Farman
137 x 49 cm.
1199 hicri tarihinde satılan hisselerin 1218’de yeni maliklerine devri ile ilgili ferman...
2 Muharrem 1202 - Hicri14 Ekim 1787
About the share transfer of the ones sold in 1199 of Muslim calendar to the new holders in 1218...
2 Muharrem 1202 - Muslim Calender14 October 1787
193
194
I. Abdülhamit (1774-1789)Ferman / Farman
145 x 54 cm.
III.Mustafa zamanından belli bir peşinat ile malikane verilmesi kararına istinaden
verilen sekiz bir hissenin Said Efendiye devri.
4 Zilkade 1202 - Hicri6 Ağustos 1788
III.Mustafa About the share transfer of one eighth of the residances of the Third Mustafa to Mr. Said...
4 Zilkade 1202 - Muslim Calender6 August 1788
195
196
I. Abdülhamit (1774-1789)Feraşet Fermanı / The Farman of Ka'bah Cleaning
78 x 53 cm.
Medine’de feraşet hizmetiyle görevli Şerşamdani Mahmud Ağa’nın vefatıyla boşalan bu hizmetin
Hatice Hanım’a verilmesi ile ilgili ferman...
18 Muharrem 1203 - Hicri19 Ekim 1788
The farman is about the designation of Miss Hatice as a Ka'bah cleaner after the death of the former Ka'bah
cleaning responsible Shershamdani Mahmud...
18 Muharrem 1203 - Muslim Calender19 October 1788
197
198
III. Selim (1789-1807)Feraşet Fermanı / The Farman of Ka'bah Cleaning
78 x 55 cm.
Medine-i Münevvere’de feraşet hizmetiyle görevli olan Ruşen Mehmed’in vefatıyla bu hizmetin Emine Molla’ya verilmesi ile ilgili ferman...
4 Recep 1204 - Hicri20 Mart 1790
The farman is about the designation of Mullah Emine as a Ka'bah cleaner after the death of the former Ka'bah
Cleaning responsible Rushen Mehmed...
4 Recep 1204 - Muslim Calender20 March 1790
199
200
III. Selim (1789-1807)Ferman / Farman
145 x 54 cm.
Şam, Halep, Diyarbekir, Malatya, Adana, Ayıntab, Tokat vb. yerlerdeki mukataların çoğu büyük devlet adamlarına
verilmektedir. Bunlar ise bu haklarını başkalarına devrederek hazinenin zararına sebep olmaktadırlar.
Bundan sonra yapılacak bu tür devir işlemlerinin ancak mahkeme kararı olmadan yapılamayacağıyla ilgili…
15 Zilkade 1215 - Hicri30 Mart 1801
Most lands in Damascus, Aleppo, Diyarbakir, Malatya, Adana, Ayıntab, Tokat were given to states men. These men
damage the treasury through transferring these lands to the third parties. About the court decisions of the regulation
of land transfer for states men...
15 Zilkade 1215 - Muslim Calender30 March 1801
201
202
III. Selim (1789-1807)Feraşet Fermanı / The Farman of Ka'bah Cleaning
78 x 53 cm.
Medine feraşet hizmetine sahip olan Kevakibi-zade Abdülbaki Efendi’nin vefatıyla boşalan bu hizmetin Hattat Hilmi Efendi’ye verilmesi ile ilgili ferman...
14 Şaban 1220 - Hicri7 Kasım 1805
The farman is about the designation of The Calligraph Hilmi as a Ka'bah cleaner after the death of the former Ka'bah cleaning responsible Kevakibi-
zade Abdülbaki...
14 Şaban 1220 - Muslim Calender7 November 1805
203
204
III. Selim (1789-1807)Feraşet Ferman / The Farman of Ka'bah Cleaning
154 x 53 cm.
Feraşet hizmetinin sahibi olan Mehmed Arif Efendi’nin vefatıyla açıkta kalan bu hizmetin
Hacı Ömer Efendi’ye verilmesi ile ilgili ferman...
8 Zilkade 1220 - Hicri28 Ocak 1806
The farman is about the designation of Hacı omar as a Ka'bah cleaner after the death of the former
Ka'bah cleaning responsible Mehmed Arif...
8 Zilkade 1220 - Muslim Calender28 January 1806
205
206
IV. Mustafa (1807-1808)Ferman / Farman
155 x 54 cm.
Miri mukataların sadece kadılarca verilen ilama dayanarak el değiştirebileceği, başka türlü bu işin
mümkün olmadığına dair ferman...
22 Cemayiyelevvel 1222 - Hicri28 Temmuz 1807
About the regulation of otherwise impossible transfer of the essential lands by the Islamic judges...
22 Cemayiyelevvel 1222 - Muslim Calender28 July 1807
207
208
IV. Mustafa (1807-1808)Ferman / Farman
150 x 54 cm.
Bursa’da Çelebi Mehmed Vakfı’na bağlı olan Erdek ve ona bağlı mukataların maliki Ebubekir’in vefatıyla
boşalan bu mukatanın vergilerinin zamanında ödenmesi şartıyla taliplerine verilmesi ile ilgili ferman...
1223 - Hicri1808
About designating Erdek and related lands which belong to the Association of Chelebi
Mehmed after the death of Ebubekir...
1223 - Muslim Calender1808
209
210
II. Mahmud (1808-1839)Ferman / Farman
152 x 54 cm.
Halil Ağa’nın sahip olduğu hisselerinin bir kısmını kendi rızasıyla Mehmed Ağa, osman Efendi ve eşi
Cemile Hanım’a devrettiğine dair ferman...
10 Zilkade 1224 - Hicri17 Aralık 1809
About the willing share transfer of the ones to Mehmed Aga, Mr. osman and his wife Mrs. Cemile...
10 Zilkade 1224 - Muslim Calender17 December 1809
211
212
II. Mahmud (1808-1839)Ferman / Farman
155 x 54 cm.
Medine-i Münevvere’de feraşet hizmetiyle görevli olan osman Ağa’nın vefatıyla bu hizmetin Ahmed
oğlu İsmail’e verilmesi ile ilgili ferman...
8 Zilkade 1229 - Hicri22 Ekim 1814
The farman is about the designation of İsmail the son of Ahmed as a Ka'bah cleaner after the death of the former
Ka'bah cleaning responsible osman Aga...
8 Zilkade 1229 - Muslim Calender22 October 1814
213
214
II. Mahmud (1808-1839)Feraşet Fermanı / The Farman of Ka'bah Cleaning
78 x 53 cm.
Medine-i Münevvere’de feraşet hizmetiyle görevli İbrahim oğlu Mehmed’in vefatıyla bu hizmetin Mehmed Hamid
Bey’e verilmesi ile ilgili ferman...
8 Cemayiyelevvel 1232 - Hicri26 Mart 1817
The farman is about the designation of Mehmed Hamid as a Ka'bah cleaner after the death of the former Ka'bah
cleaning responsible Mehmed the son of İbrahim...
8 Cemayiyelevvel 1232 - Muslim Calender26 March 1817
215
216
II. Mahmud (1808-1839)Feraşet Fermanı / The Farman of Ka'bah Cleaning
78 x 53 cm.
Medine-i Münevvere’de feraşet hizmetiyle görevli olan Abdurrahman’ın vefatıyla bu hizmetin
Mehmed Rıza Bey’e verilmesi ile ilgili ferman...
6 Recep 1234 - Hicri1 Mayıs 1819
The farman is about the designation of Mehmed Rıza as a Ka'bah cleaner after the death of the former Ka'bah
cleaning responsible Abdurrahman...
6 Recep 1234 - Muslim Calender1 May 1819
217
218
ABDUllAH GüllüCE1980’de Erzurum’da doğdu. İlkokulu bitirdikten sonra Erzurum İmam Hatip Lisesi’nden 1999’da mezun oldu. 1995 yılında Erzurum’da Hattat Mümtaz Durdu Bey ile tanıştı. Nesih derslerini ondan meşk etti. Bir buçuk yıl devam ettikten sonra hocasının İstanbul’a nakli ile derslere mektupla devam etti. Liseden mezun olduktan sonra İstanbul’a gelip Hattat Hasan Çelebi Bey’den sülüs ve nesih meşkine devam etti ve 2003 Mayıs’ında icazet aldı. Şu anda hat çalışmalarına İstanbul’da devam etmektedir.
Born in 1980 in Erzurum, Abdullah Güllüce graduated from Erzurum İmam Hatip High School in 1999. He made the acquaintance of the calligrapher Mümtaz Durdu in Erzurum in 1995. After studying naskh script with him for one and a half years, he continued his training via correspondence due to his master’s relocation to İstanbul. Güllüce moved to İstanbul following his high school graduation and pursued his studies in naskh and thulth scripts with the calligrapher Hasan Çelebi. He obtained his license in May 2003. Presently, Güllüce practices calligraphy in İstanbul.
Alİ BURSAlIMerzifonda doğdu resme olan ilgisi çocuk yaşlara dayanmaktadır. Uzun yıllar reklam fotografçılığı ve grafik tasarımcılığı yaptı. Bununla birlikte resim çalışmalarına devam etmiştir. Resimlerinde hat sanatını modern çizgilerle birleştirerek çağdaş eserler üretmiştir. Ani rahatsızlık sonucu Haziran 2011 de genç yaşta aramızdan ayrılmıştır.
Born in Merzifon. His affection for painting started in his childhood. He worked as a commercial photographer and graphic designer for a long time. He also continued painting. He created contemporary pieces of art through combining calligraphy with modern drawings.He passed away in June 2011 in a young age due to a sudden sickness.
GüRKAN PEHlİVAN1970 yılında Akşehir, Konya’da doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini İstanbul’da tamamladı. Çalışma hayatına deri giyim sektöründe modelist ve stilist olarak giren sanatçı, bu sektörde 20 yıl kadar kendi modellerini tasarladı. 1999 yılında hattat ve ebrucu Fuat Başar’la tanışarak hat sanatı meşkine başladı. Hocasının kendisinde gördüğü yetenek ve istidat neticesinde dört ay gibi kısa bir süre sonrasında hocasının asistanı olarak öğrencilere ders vermeye devam etti. 2003 yılında Fuat Başar, Hasan Çelebi’den icazet alıp yurtiçinde birçok sergiye katıldı. Eserlerini “Mahfi” mahlası kullanarak imzalayan Gürkan Pehlivan çeşitli kurum ve kuruluşlarda hat hocalığı yaptı. Kambur Mustafa Paşa Camii iç mekân yazıları, Kadırga Bostanali Camii kitabesi gibi ülke çapında çeşitli cami, çeşme ve türbelerde, yurtiçi ve yurtdışı özel koleksiyonlarda eserleri bulunmaktadır.
Born in 1970 in Akşehir, Konya, Gürkan Pehlivan completed his primary and secondary education in İstanbul. He worked as a designer and stylist in the leather apparel industry and for twenty years he designed his own models. In 1999, Pehlivan met the calligrapher and marbling artist Fuat Başar and began studying calligraphy. His teacher considered him talented enough that, after a short period of four months, he began to teach as his teacher’s assistant. He received his license from in 2003, and took part in many exhibitions across the country. Gürkan Pehlivan signs his works “Mahfi.” He has taught calligraphy in several institutions, and has written the internal inscriptions at the Mosque of Kambur Mustafa Paşa, the foundational inscription of the Bostanali Mosque in Kadırga, and other architectural inscriptions in various mosques, fountains, and mausolea. His works are in private collections both within the country and abroad.
HABİB RAMAzANPUR1976 yılında İran’ın Gilan kentinde doğdu. Hat eğitimine Abbas Ahaveyn yanında başladı. 2009 yılında İran Encümen-i Hoşnevisan Kurumundan hocalık icazetini aldı. Uluslararası birçok yarışmada dereceler aldı. Hat çalışmalarına Tahran’da devam etmektedir.
Born in 1976 in the Gilan Province of Iran, Habib Ramazanpur started studying calligraphy with Abbas Ahaveyn. He obtained his master’s license from the Iranian Society of Calligraphers in 2009. Ramazanpur has won prizes in numerous international competitions. He currently practices calligraphy in Tehran.
219
İBRAHİM HAlİl İSlAM1982 yılında Adıyaman da doğdu.İlk hat dersini Hüseyin Kutlu hocadan aldı. Daha sonra hat derslerine Davut Bektaş ile devam etti.Hüseyin Kutlu hocadan icazet aldı.Halen Süleymaniye Kütüphanesinde hat derslerine devam etmektedir.
Born in Adıyaman in 1982. He got his first calligraphy classes from Hüseyin Kutlu followed by Davut Bektaş. He was ratified by master Hüseyin Kutlu. He still continues his calligraphy lesson in Süleymaniye Library.
İHSAN AHMEDİ1980 yılında Meşhed, İran’da doğdu. Teknik Üniversite Hava ve Uzay Bölümü’nü bitirdi. Üstad Abbas Ahaveyn’den nesta’lik hattını meşk etti. İran’da ve birçok başka ülkede uluslararası yarışmalarda dereceye girdi. Sanat hayatına halen İran’da devam etmektedir.
Born in 1980 in Mashhad, Iran, Ehsan Ahmadi graduated from the Polytechnic University Department of Aeronautics and Astronautics space. He studied in nasta‘liq script with master Abbas Ahaveyn. He has won prizes in international competitions both inside and outside Iran. Presently, Ahmadi practices his art in Iran.
LEVENT KARADUMAN1978 yılında Bartın’da doğdu. İlkokulu bitirdikten sonra İstanbul’a yerleşti. Orta ve lise eğitimi ile birlikte İslami ve Arabî ilimleri tahsil etti. 1992 yılında eski hat örneklerini inceleyerek çalışmalar yapan sanatçı 1995 yılında hattat ve ebrucu Fuat Başar’dan sülüs ve nesih hat meşkine bağladı. 2003 yılında icazet alarak özgün eserlerini yurtiçinde ve yurtdışında açılan sergilerle sanatseverlerin beğenisine sundu. Çeşitli kurum ve kuruluşlarda hat hocalığını yaptı. Hat sanatını estetik açıdan çizgi bilimi olarak değerlendirip bu alanda araştırmalar ve incelemelerde bulunmaktadır. Yurtiçinde ve yurtdışında birçok özel koleksiyonda eserleri bulunmakta olup, çoğu birbirinden farklı şekilde tasarlanmış çok sayıda Hilye-i Şerif, istif, kıt’a ve levha yazdı. Klasik hat sanatı çizgisi dahilinde modern eserler üretmeye devam sanatçı, çalışmalarına İstanbul’da devam etmektedir.
Born in 1978 in Bartın, Levent Karaduman moved to İstanbul after completing his primary education. He studied Islamic and Arabic sciences alongside his secondary education. He began examining the works of old masters in 1992 and started studying the thulth and naskh scripts with the calligrapher and marbling artist Fuat Başar in 1995. Karaduman obtained his license in 2003 and displayed his original artwork in exhibitions both inside and outside Turkey. He gave calligraphy lessons at various institutions and organizations, and is studying calligraphy from the aesthetic viewpoint as a science of the line. His works appear in many private collections. He has written numerous hilyes in many different forms, as well as compositions, single pieces, and panels. He works in İstanbul, producing modern works of art in the classical calligraphic tradition.
METİN KERKüKlü1970 yılında Irak'ın Kerkük şehrinde doğdu. 1992 yılında Avni Nakkaş hocadan hat dersleri almaya başladı. 2007 yılında Hattat Hasan Çelebi'den hat icazetini aldı. 2007 yılında IRCICA'dan nesih hat dalında mansiyon ödülü. 2007 yılında IRCICA'dan sülüs hat dalında mansiyon ödülü aldı.
Born in Kerkük in 1970. He started hşs calligraphy lessons with master Avni Nakkaş in 1992. He was ratified by Calligraph Hasan Chelebi in 2007. He was awarded honorable mension in Thuluth and Naskh calligraphy from IRCICA in 2007.
MİTHAT TOPAÇ1969 yılı Sinop, Boyabat doğumludur. İstanbul Teknik Üniversitesi İşletme Mühendisliği’nden (1992) mezun oldu. Bir süre Özel Finans Kurumunda çalıştı. Daha sonra serbest ticaret yapmaya başladı. Hat eğitimine 2004 yılında başladı. İlk olarak Hattat Yusuf İzzeddin Sav ‘dan 1 yıl kadar Rika ve Nesih meşketti. Hocasının teşviki ve yönlendirmesiyle Hattat Davud Bektaş ile tanıştı. 2005 yılından itibaren Davud Bektaş’tan Sülüs-Nesih derslerine devam etti. Bu dönemde Meşklerini tamamlayarak 2009 yılında Sülüs-Nesih’ten icazet almaya hak kazandı. 2010 yılında İrcica’da düzenlenen törenle Hocası Davut Bektaş ‘tan icazetini aldı. Özellikle Cel-i Sülüs yazılarda, İstif ve Tasarım konularında
220
Davud Bey’in fikirlerinden ziyadesiyle istifade etti. 2011 yılında büyük çoğunluğu ilk defa yazılmak üzere, yaklaşık 20 adetlik Namaz Ayetlerinden oluşan bir koleksiyon hazırlayarak, Namaz ve Sanat sergisine iştirak etti. Halen Başakşehir Belediyesi Bahçeşehir Gelişim Akademisi’nde Hat dersleri vermektedir.
Born in 1969 in Boyabat, Sinop. He graduated Business Administration Engineering of Istanbul Technical University in 1992. Before running his own business, he worked for a private finance association for a while. He started calligraphy training in 2004. In his first year, he practiced Ruq'ah and Naskh with calligrapher Yusuf İzzettin Sav. He met caligrapher Davud Bektaş by the help and motivation of his trainer. He practiced Thuluth-Naskh with Davud Bektaş since 2005. After completing his practise, he deserved to be ratified Thuluth-Naskh in 2009. He got his ratification from his master Davud Bektaş through a ceremony held for him in Research Center For Islamic History, Art and Culture, Ircica. He benefited from the ideas of his master about design, composition and Cel-i Thuluth. He joined Salaat and Art exhibition by his collection of 20 Salaat Versicles of the Quran most of which were written in 2011. He has been training on calligraphy in Bahçeşehir Development Academy of Başakşehir Municipality.
MUHAMMED CEllül1957’de Halep, Suriye’de doğdu. 1975-78 yıllarında hattat Muhammed Subari’den hat dersleri almaya başladı. Katıldığı yarışmaların bazılarında 1. ve 2.’lik ödülleri almıştır. Halen hat sanatına Suriye’de devam etmektedir.
Born in 1957 in Aleppo, Syria, Muhammad Jalul began studying calligraphy with Muhammad Subari in 1975-1978. He won first and second prizes in various competitions. He currently practices calligraphy in Syria.
MUHAMMED CEVADZADE1971 yılında İran’ın Tahran kentinde doğdu. Hat sanatı eğitimine Abbas Ahaveyn’nin yanında başladı. İran Encümen-i Hoşnevisan Kurumundan hocalık derecesini aldı. 1996 yılından itibaren bu kurumda hoca olarak ders vermektedir. Katılmış olduğu tüm yarışmalarda birincilik ödülleri almıştır. Hattatın kendi eliyle yazılmış olduğu ve basılan kitapları: Divan-ı Hafız, Gülistan-i Sadi, Rubai-i Ömer Hayyam. Hat çalışmalarına Tahran’da devam etmektedir.
Born in 1971 in Tehran, Iran, Muhammad Javadzadeh started studying calligraphy with Abbas Ahaveyn. He obtained his instructor’s license from the Iranian Society of Calligraphers. He has been teaching there since 1996. Javadzadeh has won first prizes in every competition he has participated in. Currenly, he continues working on his calligraphy in Tehran.
NURULLAH ÖZDEM1984 yılında Erzurum’da doğdu. 1998’de dedesi Hattat Şevket Özdem’den (1926-2003) hüsn-i hatta başladı, Bilal Sezer’den devam etti. 2004 yılında Davud Bektaş’a intisap etti. 2005 yılında Atatürk Üniversitesi Resim Bölümü’nden mezun oldu. Eylül 2007’de Davud Bektaş’tan sülüs ve nesih icazetini aldı. Muhtelif yarışmalardan ödüller kazandı. Yurtiçi ve yurtdışında karma sergilere iştirak etti. Birçok özel koleksiyonda eserleri bulunan sanatçı çalışmalarına İstanbul’da devam etmektedir.
Born in 1984 in Erzurum, Nurullah Özdem began his calligraphic studies with his grandfather the calligrapher Şevket Özdem (1926-2003) and later on resumed with Bilal Sezer. He then began to study with Davud Bektaş in 2004. Özdem graduated from the Atatürk University, Faculty of Fine Arts, Department of Painting in 2005. He obtained his license in thulth and naskh styles from Davud Bektaş in September 2007. He won awards at various competitions and participated in group exhibitions both inside and outside Turkey. Özdem’s works appear in many private collections and he continues to work in İstanbul.
221
SAİD ABUzEROğlU1980 yılında Rusya Federasyonu’na bağlı Başkırdistan Cumhuriyeti’nin Ufa şehrinde doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Ufa’da tamamladı. 2001’de Marmara Üniversitesi Türkçe Öğretmenliği Bölümü’nü kazanarak İstanbul’a geldi. Aynı yıl Mümtaz Durdu’dan sülüs, nesih ve rik’a yazılarını meşk etmeye başladı. 2003’te Hasan Çelebi ile de derslere devam ederek 2004’te sülüs ve nesih yazılarında icazet aldı. Halen İstanbul’da hat sanatına devam etmektedir.
Born in 1980 in the city of Ufa in the Republic of Bashkortostan, Russia, Said Abuzeroğlu completed his primary and secondary education in Ufa. He was accepted to Marmara University, Department of Turkish Education in 2001 and moved to İstanbul. The same year, he started studying the thulth, naskh and riq’a scripts with Mümtaz Durdu. He continued with Hasan Çelebi starting in 2003, and obtained his license in the thulth and naskh scripts in 2004. Abuzeroğlu currently practices calligraphy in İstanbul.
AHMET BURSAlI 1966 yılında İstanbul İstinyede doğdu. Hatsanatı ile tanışıklığı Hattat Hamid Aytaç beyden dersler almış babası Mustafa Necati Bursalı hocadır.hat sanatı çalışmaları 2002 yılında Hasan Çelebi hocadan Rika Nesih ve Sülüs dersleri olmuştur. 2008 yılında İcazetini Hasan Çelebi hocadan almıştır. Birçok yurt içi ve yurt dışı sergilere katılmıştır. Halen çalışmalarına Üsküdardaki atölyesinde devam etmektedir.
he was born in İstinye, İstanbul in 1966. He started calligraphy through his father, Mustafa Necati Bursalı, who was trained by the calligrapher Hamit Aytaç. He was trained in Thuluth, Rika and Nasih by Hasan Chelebi in 2002. He deserved to be ratified in 2008 by his master Hasan Çelebi. He has joined many international and national exhibitions. He still works in his workshop in Üsküdar.
UğUR TüTüNCü1976 Kerkük'te doğdu.1995 Arap İşbirliği Konseyi resim yarışması (birincilik ödülü)1997 Bağdat "Genç Ressamlar" yarışması (birincilik ödülü)1998 Bağdat Ünversitesi "Çevre Temizliği" konulu resim yarışması (sergileme ödülü)1998 Uygulamalı Güzel Sanatlar Enstitüsü'nü bitirdi.2000 Bağdat Kültür ve Sanat Merkezi "Vatan" konulu karma resim sergisi2002 Bağdat Kültür ve Sanat Merkezi "Bağdat" konulu karma resim sergisi2003 Bağdat Üniversitesi G.S.F. Resim Bölümü'nü bitirdi.2005 Kerkük Sanatçıları "Kerkük" konulu karma resim sergisi2007 Kerkük Sanatçıları "İşgal" konulu karma resim sergisi.2008 Hacettepe Ünversitesi G.S.F. Resim Bölümü'nde yüksek lisansını tamamladı.2010 yılından itibaren resim çalışmalarına istanbulda devam etmektedir.
1976 Born in Kerkük. 1998 Graduated from Fine Arts Academy2003 Graduated from Fine Arts Painting Department of Baghdad University2008 Completed his post-graduate studies in Hacettepe University Painting Department1995 The winner of Arabic Collaboration Council Contest1997 The winner of Baghdad Young Painters Competition1998 The winner of Baghdad University Environmental Awareness Competition2000 Joined the exhibiton on “the land” in Baghdad Culture and Art Center 2002 Joined the exhibiton on “Baghdad” in Baghdad Culture and Art Center 2005 Joined Kerkük Artists Exhibition on “Kerkük”2007 Joined Kerkük Artists Exhibition on the subject of “invasion” Joined many international and national exhibitions all over the world.2010 Going on his work in İstanbul so far.
Danışma Kurulu / Committee Council
Zeynep H. Akdilli Oral
Dr. Nur Ziyaoğlu Aytekin
Füsun Batur
Banu Birkan
Bubi
Sergi Tarihi / Exhibition Date
18 Şubat - 25 Mart 2012 / 18 February - 25 March 2012
Sergi Tasarımı / Exhibition Design
Füsun Batur
Çeviri / Translation
Ebru Durupınar
Fotoğraflar / Photos
FG Stüdyo
Grafik Tasarım / Graphic Design
Gürkan Kızılsakal
Halkla İlişkiler / Public Relation
BPR İletişim
Baskı Adedi / Number of Prints
1500
Baskı Tarihi / Print Date
2012
Baskı / Print
Mas Matbaacılık A.Ş.
Hamidiye Mh. Soğuksu Cd. No:3
Kağıthane, İstanbul
0212 294 10 00
Sergi Adresi / Exhibition Address
Akmerkez - Zemin Çarşı No: 206-207
Bu katalog "Sanat Akmerkez'de 8" etkinlikleri kapsamında
Akmerkez ve Tunca Sanat Galerisi işbirliği ile gerçekleştirilmiştir.
This catalogue was carried out in collaboration with
Akmerkez and Tunca Sanat Galerisi as part of the activities "Art in Akmerkez 8".