-

16 Mayıs 2016 PAZARTESİ Gün lük, Si ya si, Ta raf lý Ga ze te Yýl: 1 Sa yý: 144

Koyunbaba’nın bilinmeyen yönleri anlatıldıHitit Üniversitesi’nin kuruluşunun 10. Yıl Etkinlikleri kap-samında Hitit Üniversitesi ev sahipliğinde Türk TarihKurumu, Başbakanlık Yurtdışı Türkler ve AkrabaTopluluklar Başkanlığı, Çorum Valiliği, OsmancıkBelediyesi ve Hitit Akademi Derneği iş birliğinde düzenle-nen “Uluslararası Nehrin Piri: Koyunbaba Sempozyumu”başladı. Sayfa 3’te

7’deSosyal GüvenlikHaftası kutlanacak 7’de

‘Gelecek sizinbereketli ellerinizde’ 5’te

‘Dijital Bağımlılık’ anlatıldıHitit Üniversitesi’nin 10. Kuruluş Yılı Etkinlikleri kapsa-mında, Hitit Üniversitesi Deneysel Tüketici Uygulama veAraştırma Merkezi (HÜTAM) ile İl Milli Eğitim Müdürlüğüiş birliğinde “Teknoloji Bağımlılığının Hizmetinde: DijitalBağımlılık’’ konulu konferans Yrd. Doç. Dr. MehmetEmrah Karadere ve İsmet Serhat Damar’ın katılımıylaMeslek Yüksekokulu Ethem Erkoç Konferans Salonu’ndadüzenlendi.

Bilimsel Eczacılığın177. yılı kutlandıEczacılar Odası 14 Mayıs Eczacılık bayramınıkutladı. Bilimsel eczacılığın 177. Yılı nedeniyleÇorum Eczacı Odası tarafından bu yılda bir dizietkinlik düzenlendi. Çorumlu eczacılar AtatürkAnıtında tören düzenledi. TöreneEczacı Odası Başkanı Sönmez Çalış-kan, oda yöneticileri ve eczacılar katıl-dı. Sayfa 5’te

Otizm dostluk buluşması

Çorum Otizm Gönüllüleri Derneği tarafından "Dostluk Pikniği" düzenlendi. Kızılay Çorum Şubesi'nin de destekverdiği pikniğe Çorum Valisi Ahmet Kara ve eşi Mesude Kara, İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Ömer Arslan,Otizm Gönüllüleri Derneği Başkanı Emine İnal, Kızılay yetkilileri ve aileler katıldı. Sayfa 3’te

Hitit Üniversitesi,eğitim fuarınakatıldıSayfa 7’de Sayfa 7’de

MYO’nun yenibinası için toplantıValilikte kan bağışı yapıldı

Sayfa 5’te

Sayfa 5’te

‘Sağlıkta tasarruf sadeceeczacı üzerinden olmamalı’

Çorum Eczacı Odası Başkanı EczacıSönmez Çalışkan, “İlaç hizmetlerinin sür-

dürülebilirliği sağlıkta güveninsimgesi eczanelerimizin varlıkla-rının devamı ile mümkündür”dedi. Sayfa 2’de

Vali Kara, Kız Yurdu’nun10. yıl kutlamalarına katıldıKaleli Kız Yurdu 10. Yıl EtkinlikleriVali Ahmet Kara’nın atılımıyla kut-landı. Tören Vali Ahmet Kara'nın HatSanatı öğrencilerine plaket vermesive yurdun alt katında kurulan resimve el sanatları sergisinin açılışı ilebaşladı. Sayfa 2’de

Hitit Üniversitesi’nde ödül töreni düzenlendi 4 İlhan Sarıaltun Parkı’nın açılışı yapıldı 7

‘Eczacılık sağlık hizmetininayrılmaz bir parçasıdır’ Otomobil bahçeyeuçtuNehrin Piri Koyunbaba Sempozyumu Yapıldı

Sayfa 2’de Sayfa 5’te Sayfa 5’te

Telefon dolandırıcılarından yeni tuzak

GÜN DEMSay fa 216 Mayıs 2016 PAZARTESİ

Çorum Eczacı Odası BaşkanıEczacı Sönmez Çalışkan, eczacıla-rın, ilaç fiyatlarının artması gibi,kamunun yani milli servetin ziyanıgibi bir talebi olmadığını belirterek,eczacıların karlılık oranlarının iyi-leştirilmesini, sağlıkta tasarrufunsadece eczacı üzerinden yapılmayaçalışılmamasını istediklerini ifadeetti. Geçtiğimiz Cumartesi günüBilimsel Eczacılığın 177.Yıldönümü ve 14 Mayıs EczacılıkBayramı ile ilgili Atatürk Anıtı’naçelenk sunulmasının ardındanEczacı Odası’nda eczacıların katılı-mı ile bir toplantı düzenlendi. Toplantıda konuşan Çorum EczacıOdası Başkanı Eczacı SönmezÇalışkan, eczanelerin ekonomileri-nin günden güne zayıfladığını vur-guladı. “Tüm halkımızdan da ecza-cılarına daha anlayışlı olmalarınıtalep ediyoruz. Çünkü ilacı ödeyendevletin belirlediği kuralları uygu-larken, hasta ve eczacı karşı karşıya

gelebilmektedir. Eczacı; doktorunyazdığı ilacı verirse hastadan farktalep etmekte veya ödenen eşdeğerilacı hastaya vermektedir” diyenÇalışkan, açıklamasında şunları dilegetirdi:“Gün geçmiyor ki yeni bir hain sal-dırı yeni bir şehit ve yaralı haberialmayalım. Şehitlerimize rahmet,yakınlarına başsağlığı yaralılara daacil şifalar diliyoruz. Terörün hertürlüsünü lanetliyoruz. Bu sebeptendolayı eczacılık günümüzü burukkutluyoruz. Geçen sene de budönemlerde Soma faciası yaşanmış-tı, hala yüreğimiz yanıyor. Bizler hastaların 24 saat kesintisizve ücretsiz ulaşabildiği birçok alan-da özellikle sağlık ve ilaç konusun-da danışmanlık hizmeti veren birmesleğiz. Tübitak destekli bir araş-tırmada mesleki itibar sıralamasındaen üst sıralarda oluşumuz da bunungurur verici ispati niteliğindedir. Eczacılar olarak çok yönlü bir deği-

şim rüzgârının içinden geçiyoruz.Bir yandan sağlık sistemi son süratdeğişiyor, diğer yandan da eczacılıkhizmetleri ülkemizde ve tüm dünya-da çeşitleniyor. Bizler, ülkemizin enuzak noktalarına bile sağlık hizmeti-ni fedakârca ulaştıran kamu yararınahizmet veren bir meslek gurubuyuz.Bilimsel temelli mesleğimizi icraederken; bir yandan tüm gelişmelereadapte oluyor, kendimizi çağauygun bilgi ve teknoloji ile donatı-yor, diğer yandan da ilaç ödemekuralları ile bürokrasi ile ekonomiksorunlar ile uğraşıyoruz. Geçtiğimizdönem, biraz zor oldu. En son 2013yılında imzaladığımız SGK ilaçalım protokolünü yenileme sürecin-de gergin, yıpratıcı anlar yaşadık.Ancak deneyimli meslek örgütümüzmarifeti ile karşılıklı iyi niyet veirade gösterip, eczacının yaralarınıkısmen de olsa saran bazı kazanım-larla çıktığımız protokolü imzala-dık.

ECZANE EKONOMİLERİGÜNDEN GÜNEZAYIFLAMIŞTIRİlaç hizmetlerinin sürdürülebilirliği,sağlıkta güvenin simgesi eczaneleri-mizin varlıklarının devamı ile müm-kündür. Binlerce kalifiye personelistihdam eden eczacılarımız; büyükbir yüzdesi işletmelerinin devamıiçin sürekli kredi kullanmak zorun-da kalmışlar, en son çare personelsayısında azalmaya gitmişlerdir.Çünkü düşen ilaç fiyatları sebebi ileyüzdesel sabit karı olan eczacıları-mızın kazançları da sürekli düşmüş-tür. Yani sağlıkta dönüşüm ile son10 yılda 572 kez ilaç fiyatı düşmüş,eczane ekonomileri sürekli erimiş-tir. Bunun yetmez gibi SGK çatısın-da kurumların birleşmesi ile SGK’lıhastaların serbest eczanelerden ilaçalmaya başlaması üzerine, eczanelerdaha fazla personel çalıştırmayabaşlamış, gerekli teknolojiyi tedariketmiş kısacası eczane ekonomilerigünden güne zayıflamıştır. Bizeczacıların, ilaç fiyatlarının artmasıgibi, kamunun yani milli servetinziyanı gibi bir talebi yok. Bizlersadece, karlılık oranlarımızın iyileş-tirilmesini, sağlıkta tasarrufun sade-ce eczacı üzerinden yapılmaya çalı-şılmamasını istiyoruz. Çünkü buülke hepimizin, onun menfaatlerinikorumakta en başta vatandaşlık bor-cumuzdur. Ama bu hizmeti ne feda-kârlıkla verdiğimizi kamunun farketmesini sağladık. Tüm halkımızdanda eczacılarına daha anlayışlı olma-

larını talep ediyoruz. Çünkü ilacı ödeyen devletin belirle-diği kuralları uygularken, hasta veeczacı karşı karşıya gelebilmektedir.Eczacı; doktorun yazdığı ilacı verir-se hastadan fark talep etmekte veyaödenen eşdeğer ilacı hastaya ver-mektedir. Bu da ilacın asıl alıcısıdevletin bir tasarrufudur. Eczacı

sadece bu kuralların bir uygulayıcı-dır. Son yıllarda yaşanan elim olay-lar yüzünden buruk geçen eczacılıkgünümüz vesilesi ile tüm fedakârmeslektaşlarımın gün-lerini kutlar, tüm ülke-mize sağlık, huzur dolugünler temenni ede-rim.” (Ebru ÇALIK)

‘Sağlıkta tasarruf sadeceeczacı üzerinden olmamalı’Çorum Eczacı Odası Başkanı Eczacı Sönmez Çalışkan, “İlaç hizmetlerinin sürdürülebilirliği sağlıkta güvenin simgesi eczanelerimizin varlıklarının devamı ile mümkündür” dedi.

Ak Parti Çorum İl Başkanı Av.Rumi Bekiroğlu, 14 MayısEczacılık günü nedeniyle bir mesajyayınladı. Bekiroğlu, eczacılarınsağlık hizmetlerinin ayrılmaz birparçası olduğunu söyledi. Bekiroğlu, “Eczacılar sağlık sistemi

içerisinde çok önemlidir. Eskidendoktor olmadığı yerlerde eczacılarhastalara yardımcı olurdu.Günümüzde ise teknolojinin geliş-mesi ile toplumun ihtiyacı olan sağ-lık hizmetleri kaliteli sunulmayabaşlandı” dedi. Bekiroğlu’nunkonuya ilişkin açıklaması şöyle:“Türk eczacılığının almış olduğuönemli mesafe, sağlık gibi bütünTürk toplumunu ilgilendiren birkonuda, çoğu kez hayati unsuruolan eczacılığa karşı hepimiz duyar-lı olmak zorundayız.Sağlık sektörünün önemli bir unsu-ru olan ilacın, üretimini ve vatan-daşlara ulaştırılmasını sağlayan,kendini tüm insanlığın sağlığınıdüşünmeye adayan, sağlık hizmet-lerinin ayrılmaz bir parçası olaneczacılığı, özveri ve gayret içerisin-de sürdürmekte olan tüm eczacıları-mızın Dünya Eczacılık Günü'nükutluyor, esenlikler diliyorum.”

‘Eczacılık sağlık hizmetininayrılmaz bir parçasıdır’

Hitit Üniversitesi’nin 10. KuruluşYılı Etkinlikleri kapsamında, HititÜniversitesi Deneysel TüketiciUygulama ve Araştırma Merkezi(HÜTAM) ile İl Milli EğitimMüdürlüğü iş birliğinde “TeknolojiBağımlılığının Hizmetinde: DijitalBağımlılık’’ konulu konferans Yrd.Doç. Dr. Mehmet Emrah Karadereve İsmet Serhat Damar’ın katılımıy-la Meslek Yüksekokulu EthemErkoç Konferans Salonu’ndadüzenlendi.Etkinliğe; Hitit Üniversitesi RektörüProf. Dr. Reha Metin Alkan, İl MilliEğitim Müdürü Seyit Ali Büyükakademik ve idari personel ile çoksayıda öğrenci katıldı. Saygı duruşunda bulunulması,İstiklal Marşı’nın ve Yrd. Doç. Dr.Mehmet Emrah Karadere ile İsmet

Serhat Damar’ın özgeçmişininokunmasının ardından konferansageçildi.Konferansa ilk konuşmacı HititÜniversitesi Tıp FakültesiPsikiyatri Kliniği Öğretim ÜyesiYrd. Doç. Dr. Mehmet EmrahKaradere “Teknoloji (Digital)Bağımlılığı” temalı sunumunu ger-çekleştirdi.Sunumuna bağımlılık kavramınıntanımına, internet ve internetintarihçesine değinerek başlayan Yrd.Doç. Dr. Karadere, internetin kök-lerinin "Galaktik Ağ" kavramıyla ilkkez 1962 yılında J.C.R. Licklidertarafından tartışmaya açıldığını,1989’da “internet” teriminin ilk kezkullanıldığını ve Türkiye’nin iseinternete Nisan 1993’ten beri bağlıolunduğu bilgisini verdi.

Türkiye’de internetin kullanımamaçlarına, internet ve bilgisayarınhayatımıza dahil olmasına, interne-tin olumlu ve olumsuz yanlarınadeğinen Karadere, “Makine mer-kezli odaklanma, insan merkezliodaklanmaya göre daha kolay vetercih edilebilir olmakta” dedi.Teknoloji bağımlılığını ise teknolo-jiyi kullanmada ve onunla ilişkidekişinin iradesini kaybetmesi, kendi-ni denetleyememesi ve onsuz biryaşam sürememeye başlaması haliolarak tanımlayarak bu bağımlılıktürünün tespit edilmesindeki zorluk-lara değinen Yrd. Doç. Dr.Karadere, Türkiye’de sıklıkla inter-net bağımlılığı açısından risk altındaolabileceği düşünülen kullanıcılarınoranının yüzde 8,68- yüzde 18.4olduğunu bilgisini paylaştı. Son ola-rak Yrd. Doç. Dr. Karadere, tekno-

loji bağımlısının kötü yola girme-sindeki sebeplere, klinik görünümve fiziksel semptomlardan bahsede-rek sunumunu tamamladı. İkincikonuşmacı ise Klinik Psikologİsmet Serhat Damar ise sunumunudaha çok klinik vakalardan örneklervererek gerçekleştirdi. Digitalbağımlılığın oyun, araştırma, alda-tan bağımlılık gibi türlerinin oldu-ğundan bahseden Damar, digitalbağımlılığın bilişsel davranışçı tera-pisinin aşamalarının davranışçıdeğiştirme ve bilişsel yeniden yapı-landırma olduğunu sözlerine ekle-yerek konuşmasını tamamladı.“Teknoloji BağımlılığınınHizmetinde: Dijital Bağımlılık’’konulu konferans öğrencilerin soru-larının cevaplandırılmasının ardın-dan katılımcılara plaket takdimi vehediye verilmesi ile sona erdi.

‘Dijital Bağımlılık’ anlatıldıKaleli Kız Yurdu 10. Yıl EtkinlikleriVali Ahmet Kara’nın atılımıyla kut-landı. Tören Vali Ahmet Kara'nınHat Sanatı öğrencilerine plaket ver-mesi ve yurdun alt katında kurulanresim ve el sanatları sergisinin açılı-

şı ile başladı.Törende bir konuşma yapan ValiAhmet Kara, “Tarihi başarılı insan-lar yazar başarı için çalışmak gerek-lidir. Bize zeki insan değil çalışkaninsanlar lazım” dedi.

Vali Kara, Kız Yurdu’nun10. yıl kutlamalarına katıldı

GÜN DEMSay fa 316 Mayıs 2016 PAZARTESİ

Hitit Üniversitesi’nin kuruluşunun 10.Yıl Etkinlikleri kapsamında Hitit Üni-versitesi ev sahipliğinde Türk TarihKurumu, Başbakanlık Yurtdışı Türklerve Akraba Topluluklar Başkanlığı,Çorum Valiliği, Osmancık Belediyesi veHitit Akademi Derneği iş birliğindedüzenlenen “Uluslararası Nehrin Piri:Koyunbaba Sempozyumu” başladı.Etkinliğe AK Parti Çorum MilletvekiliLütfiye İlksen Ceritoğlu Kurt, Hitit Üni-versitesi Rektörü Prof. Dr. Reha MetinAlkan, Osmancık KaymakamıCemalettin Demircioğlu, OsmancıkBelediye Başkanı Hamza Karataş, kamukurum ve kuruluş temsilcileri, çok sayı-da akademisyen, araştırmacı ile öğrenci-ler katıldı. Saygı duruşu ve İstiklalMarşı’nın okunmasıyla başlayan prog-ramda açılış konuşmaları yer aldı.

BU KADİM COĞRAFYAMEDENİYET

KODLARINDA ÖNEMLİ BİRYERE SAHİP

Sosyal Bilimler Meslek YüksekokuluMüdürü Yrd. Doç. Dr. Zekeriya Işık,“Bu kadim coğrafya medeniyet kodla-rında önemli bir yere sahiptir. Türkistanve Horasan’dan Anadolu’ya Balkanlara,Ortadoğu’ya ve dahi Afrika’ya kadaryayılan köklü bir irfan geleneğine sahipolduğumuz görülmektedir. Ancak bugünbu irfan pınarları kurumaya yüz tutmuş,örselenmiş, ötelenmiş, eylem ve söylemkabiliyetini kaybetmiş görülmektedir”dedi. “12 ve 13. Yüzyıllarda, HorasanErenleri, Abdalan-ı Rum, Baba, Dede,şeyh, derviş diye tabir edilen irfan vemarifet ehli bu insanlar, Türkmen aşiret-leri içerisinde Anadolu’ya akmış, her biriiçinde bulunduğu topluluğa istikametveren kanaat önderi, dini, kültürel, top-lumsal hatta bazen de siyasi lider olmahüviyetine sahip olmuşlardır. Çoğuokuma yazma bilmeyen ancak tevhidianlama ve anlamlandırma, hatta biryaşam felsefesi haline getirmedekimuazzam başarıları ile toplulukların har-cını ilahi ve rahmani bir mayayla karanbu irfan pirlerinin hem tarihi hem deaktüel olarak kıymeti harbiyesi bugüngerektiği gibi anlaşılmış değildir” diyenYrd. Doç. Dr. Işık, Uluslararası NehrinPiri: Koyunbaba Sempozyumunundüzenlenme amacını şu şekilde ifadeetti: “İrfan geleneğimizi anlamak ve anlam-landırmak noktasında yaşadığımız derinyaralara işaret etmek, kadim medeniyeti-mizin merkezinde yer alan tevhit sanca-ğı altında, vahdete, birlik, bütünlük vekardeşliğimize katkı sunabilmek, KoyunBaba ve onun manevi sülieti altında top-lanan irfan geleneğini ve bu geleneğedair tarihi verileri akademik ve bilimselolarak ortaya koymak, Osmancık’ta met-fun bulunan bu veli şahsiyetin hak ettiğişekliyle anılmasını sağlamak, mekânınve mesajın ortak şahsiyetleri olan bugönül insanları üzerinden, Koyunbabatesirinin ulaştığı bütün bir gönül coğraf-yası ile maddi ve manevi birlikteliğimiziartırmak ve güçlendirmek amacıyladüzenlenmiştir.” Yrd. Doç. Dr. Zekeriya Işık, sempozyu-mun düzenlenmesinde katkı sağlayan veemeği geçen herkese teşekkür ederek

konuşmasını tamamladı.

TARİHİMİZ ÇOK GÜÇLÜ“Bizim tarihimiz o kadar güçlü ve güzelki, ne kadar büyük bir gönül coğrafya-mız var ve biz bu gönül coğrafyası üze-rinde ne kadar mutluyuz ki Hitit Üniver-sitesi gibi bir üniversitemiz var. Bugüzelliklere imza atacak bir ekibimizvar. Pek çok teknik oturumlarla ele ala-cağımız bu konu konunun en üst düzeyakademisyenleri tarafından en ince şek-liyle ele alınacaktır. Böylesi güzel birçalışmaya imza atmaktan dolayı birkurumun üst yetkilisi olarak büyük birgurur duyduğumu ifade etmek istiyo-rum” diyerek sözlerine başlayan HititÜniversitesi Rektörü Prof. Dr. RehaMetin Alkan, “Şuan da yükseköğretimdebrüt okullaşma oranı yüzde 85-90’lara,net olarak ise yüzde 50’lere ulaştı.Hemen her ilde en az bir üniversiteninkurulduğunu biliyoruz. Bu üniversiteleraçılırken sadece eğitim faaliyetlerini sür-dürsün sadece bulunduğu ilin ekonomi-sine katkı sağlansın düşüncesi güdülme-di. Bu üniversitelerin en büyük katkısı-nın içinde bulundukları başta şehirolmak üzere bölgesine özellikle sosyalve kültürel anlamda sağlamış olduklarıkatkının gerçekten çok önemli olduğunudüşünüyorum. Şuana kadar hükümeti-mizden isteyip de alamadığımız bir şeyolduğunu henüz görmedim. Eğer isteği-nizi doğru ister ve ne için kullanacağını-zı doğru tarif ederseniz ben şuana kadarhiç bir ret ile karşılaşmadım. Bunun tekbir sebebi var yeter ki Hitit Üniversitesigibi üniversiteler bulundukları illerekatkı sağlasınlar, yeter ki gelişmesi içinher türlü çalışmayı yapsınlar” dedi.Prof. Dr. Alkan, “Böylesi güzel bir etkin-likte sizin gibi güzel insanlarla bir aradaolmak gurur verici. Üniversitemizin16000 öğrencisi, 1000’e yakın personelivar. Artık hızla büyüyen yüzde 99,5doluluk oranına ulaşmış bir Üniversite-miz var. Artık Hitit Üniversitesi açıkkalp ameliyatlarını yapan, Teknokentiylebölgesinde yıldız olmaya başlamış vegerçek manada ilim insanı yetiştirme,ilim yapılma hüviyetine sahip olan vebunun dışındaki teferruat kabul eden birkurum haline geldi” diyerek OsmancıkBelediye Başkanı Hamza Karataş,Osmancık Kaymakamı CemalettinDemircioğlu’na etkinliğin gerçekleştiril-mesine katkı sağlayan ve emeği geçenherkese teşekkür etti.

KOYUNBABA GİBİ DEĞER-LER TARİHE VEKÜLTÜRE DERİN

ETKİLER BIRAKMAKTADIR

Tüm katılımcıları selamlayarak konuş-masına başlayan Osmancık BelediyeBaşkanı Hamza Karataş ise Nehrin PiriKoyunbaba gibi birçok değerlerin oldu-ğunu, bunların hem tarihe hem de kültü-re derin etkiler bıraktığını belirterek,sempozyumun kendi şehrinde ve kendimekanında yapılmasından dolayı büyükbir memnuniyet ve gurur duyduğunuvurguladı. Koyunbaba’nın bilinmeyen yönleriningerek Osmancık Belediyesi’nin gerekHitit Üniversitesi’nin özverili çalışmala-

rıyla ortaya çıkarılacağını ifade edenKarataş, sempozyumun düzenlenmesin-de emeği geçen herkese teşekkür edereksözlerine son verdi.

KALICI ESERLERİNOLUŞTURULACAK OLMASI

ÇOK ÖNEMLİOsmancık Kaymakamı CemalettinDemircioğlu da konunun her yönüyle elealınacağı sempozyumun düzenlenmesin-den duyduğu memnuniyeti dile getirereksempozyum neticesinde Koyunbaba ileilgili büyük bir kaynağın ve kalıcı eserinoluşturulacak olmasının önemini vurgu-ladı. Demircioğlu, “BugünOsmancıklılar kendileriniKoyunbaba’nın torunları olarak tanımlı-yorlar, ben de bugün kendimiKoyunbaba’nın manevi evlatlarındanbiri olarak hissediyorum ve manevihuzurunda saygıyla eğiliyorum” diyerekkonuşmasını tamamladı.

KOYUNBABA HELALİ,HARAMI ANLATTI BİZE

AK Parti Çorum Milletvekili Lütfiyeİlksen Ceritoğlu Kurt, “Artık şehrimizdedik durduğumuz gibi dışında da duruşu-muzu sergileyip misafirlerimizi davetedeceğiz. İşte bu yüzden Osmancıkburada, Koyunbaba burada, biz buradadediği için Osmancık Belediyesine, bukonudaki desteklerinden dolayı HititÜniversitesine teşekkür ediyorum.Koyunbaba helali, haramı anlattı bize.Bereketli Kızılırmak’ı birbirine bağlayanKoyunbaba Köprüsü’nün inşasını sağla-dı ve memleketine hizmet etti” dedi.Ceritoğlu Kurt,”Gençler hepinizi dahaiyi günlerde, daha güzel bir şekilde, barışiçinde, barışı anlatan, Kadeş’i yaşayanbir şehrin insanları olarak yetişmenizidiliyorum” dedi. Etkinliğin düzenlenmesinde katkı sağla-yanlara teşekkür plaketi verilmesininardından sempozyumun açılış oturumu-na geçildi. Oturum başkanlığını Prof. Dr.Ahmet Taşğın’ın yaptığı UluslararasıNehrin Piri: KoyunbabaSempozyumunun açılış oturumundaProf. Dr. Ahmet Taşğın, “Kevn veMekan İlişkisi: Horasan’dan BalkanlaraMarifetin Taşıyıcısı ve Temsilcisi KoyunBaba”, Doç. Dr. Gülten Abdulla,“Romanya’da Koyun Baba” ve VeyselBayram “Otman Baba MenakıbındaKoyun Baba” başlıklı bildirilerini sundu.Açılış oturumu sonrasında Osmancıkilçesindeki dini, tarihi ve kültürelmekânlara yönelik gezi düzenlendi.

Koyunbaba’nın bilinmeyen yönleri anlatıldı

Çorum Otizm GönüllüleriDerneği tarafından "DostlukPikniği" düzenlendi.Kızılay Çorum Şubesi'nin dedestek verdiği pikniğe ÇorumValisi Ahmet Kara ve eşiMesude Kara, İl Özel İdaresiGenel Sekreteri Ömer Arslan,Otizm Gönüllüleri DerneğiBaşkanı Emine İnal, Kızılayyetkilileri ve aileler katıldı.Programda bir konuşmayapan Vali Ahmet Kara,otizmli çocuklarla bir arayagelmekten dolayı mutlu oldu-ğunu belirterek, "Bu çocukla-rımız Allah'ın bize bahşettiğimeleklerdir" dedi.Otizmli çocukların problem-leri ile ilgilenmenin, iletişimkurmanın, duygularını öğren-mek gösterilen gayret veçabaların ibadet niteliğindeolduğunu dile getiren ValiKara, otizmli ailelerden üzül-memelerini isteyerek bu gay-retlerinin mükafatını ebedialemde göreceklerini ifadeetti.Esas engellilerin gözleriolduğu halde toplumda bu türproblemleri görmeyenlerin,kulakları olduğu halde bunla-rı duymayanların olduğunukaydeden Vali Kara, "Dünyaçocuklarının başlarınaSuriye'de mermiler yağdırıl-makta. Ege'de kıyıya vurançocukları biliyoruz. O olayla-rı ve çocukları gördüktensonra sizlerin çocuklarla ilgi-lenerek onları toplumakazandırılması, toplumlaentegre olmaları için göster-diğiniz çaba beni mutlu etti"ifadelerini kullandı.Çorum'da engellilerle ilgilifaaliyet gösteren çok sayıdasivil toplum kuruluşunun var-lığına işaret eden Vali Kara,"Bu sivil toplum kuruluşla-rında görev alanları da kutlu-yorum. Medeniliğin ölçüsü-nün bu tür sivil toplum kuru-luşlarında görev almaktır.Medeniliğin ölçüsü örgütlütoplum oluşturmaktır.Yardımlaşmaktır, dayanış-maktır. Bugün bu çocukları-mızın burada belki gönülleri-ni fethediyoruz. Yapılan hiz-metlerden dolayı herkeseteşekkür ediyorum. Bu toplu-mun her parçası bizim parça-mız. Bu toplumun bütünkesimlerini kucaklayamazsakmillet olamayız. Toplumuntümünün değerlerini anla-maktır millet olmak. Çokköklü ve çok güzel milletiz.Biz her zaman çocuklarımı-zın yanındayız. Kapımız siz-lere her zaman açık.Herhangi bir sorununuz oldu-ğunda bizlere ulaşabilirsiniz"diye konuştu.Otizm Gönüllüleri DerneğiBaşkanı Emine İnal da, etkin-liğinde düzenlenmesinde kat-kıda bulunan herkese teşek-kür etti.Etkinliğin organizasyonunuyapan Ayhan Aykanat da,kendilerine destek veren İlÖzel İdaresi Genel SekreteriÖmer Arslan ve Kızılay KanMerkezine teşekkür etti. Konuşmaların ardından ValiAhmet Kara, eşiyle birlikte

pikniğe katılançocuklara çeşitlihediyeler verdi.Piknikte otizmli

bir çocukta kendi yaptığı tab-loyu Vali Karaya takdim etti.Gün boyu süren etkinlikte

çocuklar ve aileler gönülle-rinde eğlenerek hoş vakitgeçirdi.

Otizm dostluk buluşması

GÜN DEMSay fa 416 Mayıs 2016 PAZARTESİ

Hitit Üniversitesi ile GültenDayıoğlu Çocuk ve GençlikEdebiyatı Vakfı iş birliğinde düzen-lenen vakfın ödül töreni RektörlükKonferans Salonunda gerçekleştiril-di.Törene; Hitit Üniversitesi RektörüProf. Dr. Reha Metin Alkan,Belediye Başkan Yardımcısı TurhanCandan, İl Milli Eğitim MüdürüSeyit Ali Büyük, Rektör YardımcısıProf. Dr. Mustafa Bıyık, birçok araş-tırmacı-yazar, gazeteci, ressam, üni-versitenin akademik ve idari perso-neli ile çok sayıda öğrenci katıldı.İlgiyle takip edilen etkinlik; saygıduruşunda bulunulması, İstiklalMarşı’nın okunmasının ardındanaçılış ve protokol konuşmalarıylabaşladı.İlk olarak Hitit Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili veEdebiyatı Bölümü Başkanı Doç. Dr.Meral Demiryürek açılış konuşmasıyaparak, “2014 yılında Üniversite-mizin davetlisi olarak Çorum’a gelipbir söyleşide bulunan Yazar GültenDayıoğlu, şehrimizden çok olumluizlenimlerle ayrılmalarından ve busebeple her yıl farklı bir şehirde ve

üniversitede yapmakta olduklarıGülten Dayıoğlu Çocuk ve GençlikEdebiyatı Vakfının bu seneki ödültöreninin ev sahipliğini Üniversite-mize layık görmelerinden ötürü çokmutluyuz” diye konuştu. Doç. Dr.Meral Demiryürek, “Etkinlikteemeği geçen herkese çok teşekkürediyor, panelin verimli ve başarılıgeçmesini diliyorum” dedi.Yazar Gülten Dayıoğlu ise açılışkonuşmasında, her sene farklı birüniversitede ödül töreni gerçekleş-tirmekten ve bu sene de Hitit Üni-versitesinde bulunmaktan büyük birmutluluk duyduğunu ifade ederek“Yüreğimi kuşlar gibi çırpındıranbir konu var. Hepimizin buraya top-lanmasının amacı; çocuktur. Çocukve gençlik edebiyatıdır. Ben bütün

hayatımın ve kalemimin 53 yılını buişe adadım. Bu sene 80 yaşımdayım.80.yılda 80.eserim “ Yoksa SenMisin?” isimli gençlik edebiyatı ese-rim yayımlandı” diye konuştu.Aynı zamanda Gülten DayıoğluÇocuk ve Gençlik EdebiyatıVakfının bir aile vakfı olduğunuifade ederek çocuk, genç ya da yetiş-kin bireyleri okumaya ve yazmayateşvik etmek amacında olduklarınıdile getirdi. Yazar Dayıoğlu “Benimhayalim, her zaman en iyisini yap-maktı. Benim amacım; çok güzel birbaşvuru kaynağı ortaya koymak. Buamaçla her yıl vakıf olarak çocuk vegençlik edebiyatı yarışmaları düzen-leyerek ödül veriyoruz” dedi.Dayıoğlu, başta Hitit Üniversitesiolmak üzere etkinlikte emeği geçenherkese teşekkür ederek konuşması-nı bitirdi.Murat Dayıoğlu ise GültenDayıoğlu Çocuk ve GençlikEdebiyatı Vakfının tanıtım ve etkin-liklerine ilişkin bilgi paylaşımındabulundu. 2006 yılında kurulan vak-fın bu sene 10. yılı olduğunu,2007’den beri vakıf olarak etkinlik-lerde bulunduklarını, yarışmalar

düzenleyip ödüle layık görülen eser-lerin basılmasını sağladıklarını vebir referans kütüphanesi oluşturmakistediklerini söyledi. MuratDayıoğlu, üniversiteler aracılığıylaAnadolu’daki gençlerle buluşmanınçok büyük önem arz ettiğini dilegetirerek ”8000 yıllık bir tarihi tem-sil etmesi nedeniyle Hitit Üniversi-tesi çok ağır ve güçlü bir statüde.Bizler de bugün 8000 yıllık bir tari-hin bir parçası olmaktan mutluluk veonur duyuyoruz” diyerek konuşma-sını sonlandırdı.Gülten Dayıoğlu Çocuk ve GençlikEdebiyatı Vakfı Ödül Töreni, vakfındüzenlediği yarışmalarda ödül alanyazarların görüşlerini içeren videogösterisiyle devam etti. Etkinliğe ev sahipliği yapmaktan

büyük bir mutluluk ve onur duyduk-larını ifade eden Rektör YardımcısıProf. Dr. Mustafa Bıyık ise “Üniver-sitemiz bu sene kuruluşunun 10.yılını kutluyor, Gülten DayıoğluÇocuk ve Gençlik Edebiyatı Vakfıda aynı şekilde 10. Kuruluş yılında,bu çok güzel ve anlamlı bir tesadüf”diye konuşarak etkinliğin başarılıgeçmesini dileyerek programdaemeği geçen herkese teşekkür etti. Açılış ve tanıtım konuşmalarınıntamamlanmasının ardından program“Çocuk ve Gençlik Edebiyatı” isim-

li ilk panel Prof. Dr. Sedat Severmoderatörlüğünde Adnan Binyazar,Feyza Hepçilingirler ve Arş. Gör.Sedat Karagül’ün katılımıyla devametti.İlk panelist Yazar Adnan Binyazar,öncelikle Çorum’a olan sevgisini vebağlılığını belirtti. Konuşmasındaçocuk edebiyatının çok önemli biryere sahip olduğunu ifade ederek“Tarlanın tohumunu iyi ekmek gere-kir. Biri varlık biri de var edendir”dedi. Bir yazarın en büyük başarısı-nın “kendi” olmasına ve kendisini oişe adamasına bağlayarak sevgininbüyüklüğünden bahseden AdnanBinyazar “Birey, toplumun hücresi-dir. Bireycilik ise bir çıkar kavramı-dır. Ama birey olmak çok önemli-dir” yorumunda bulundu.

“Güzellik, onu arayana görünür”söyleminde bulunarak “Anadoluaydınlanması, yeni kurulan ve geliş-mekte olan üniversitelerden çıka-caktır” diye konuşan Binyazar,öğrencilere kitap tavsiyesinde bulu-

narak konuşmasını tamamladı.İkinci panelist Yazar FeyzaHepçilingirler ise konuşmasındadaha çok Türkiye’nin var olan dil vekültür düzeyini değerlendirdi. FeyzaHepçilingirler, “İnsanoğlu düşkurar. Bütün keşif ve icatların teme-linde düşler yatar” diye konuşarakçocuk kitabı dünyasının iyi birdurumda olmadığını ve niteliklieserleri tayin etme görevinin deöğretmen ve akademisyenlere düş-tüğünü sözlerine ekledi.Sosyalleşmenin önemi üzerinde

durarak dil kullanımının kısıtlandı-ğını ve daraldığını ifade edenHepçilingirler, dil kullanımınındaralmasının en büyük tehlikesininbüyükleri taklit edecek çocuklarolduğunu ifade etti.Çocuk edebiyatını hassas bir teraziolarak betimleyerek bu noktadaYazar Gülten Dayıoğlu’nun çokönemli olduğunu dile getirenHepçilingirler, “Dil ve kültürümüzesahip çıkalım. Bizim bir kültürümüzvar. ABD ya da Batılı ülkelerin dilve kültürlerini dayatmalarındansakınalım ve kaçınalım” diyerek“Çocuk için bir ışık yakalım. Kendidüşüncelerini ifade edebilmelerinisağlayalım. Herkes en iyi şekildeanadilde düşünür, duyar ve hisse-der” sözleriyle konuşmasını tamam-

ladı. Son panelist Arş. Gör. SedatKaragül, Gülten Dayıoğlu’nun soneseri olan 80. yılda 80. eseri “YoksaSen misin?” adlı gençlik romanınıniçerik ve öneminden, çocuk ve genç-

lik edebiyatının gelişmesi adınayapılan çalışmalardan, projeleryapan vakıf ve araştırma merkezle-rinden bahsetti.Programın öğleden sonraki bölümü-ne “Dünyada ve Türkiye’de ÇocukEdebiyatının Gelişimi” konulu ikin-ci panelle başlandı. Panel; Üniversi-tesi Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanıve Tarih Bölümü Başkanı Prof. Dr.Mehmet Demiryürek moderatörlü-ğünde, Üniversite öğretim elemanla-rı Yrd. Doç. Dr. Ayhan Babaroğlu,Öğr. Gör. Kerim Aktaş ve Öğr. Gör.Abdullah Bedir Kaya’nın katılımıy-

la gerçekleştirildi.İlk panelist Yrd. Doç. Dr. AyhanBabaroğlu, “Dünyada ÇocukEdebiyatı” isimli sunumunda çocuk

edebiyatının tanımından başlayarakçocuk edebiyatının tarihsel gelişimi-ni ele aldı. Çocuk ve edebiyat ara-sındaki ilişkiye, çocuğun ilk kitapokuma zevkini verecek olan“aile”nin önemine ve TürkEdebiyatının son 30-40 yılda nitelikve nicelik anlamında geliştiğinedeğindi. Gelişmenin devam edece-ğine inandığını sözlerine ekleyenBabaroğlu, son olarak AstridLingren’in “Çocuk dünyasında basitolan şaşırtıcıya, şaşırtıcı olan basitedönüşür; bu dünyada tuhaf şeyleregülünür, beklenmedik durumlaraağlanır” tespitini paylaştı.İkinci panelist Öğr. Gör. KerimAktaş, “Okul Öncesi DönemdeÇocuk Edebiyatı” adlı sunumundakişiliğin oluşmasında okul öncesidönemin ileriki dönemlerdeki alış-kanlıklara dayanmasından ötürü kri-tik bir öneme sahip olduğunu vurgu-ladı. Toplumların gelişmesi açısın-dan kitap okuma alışkanlığı kazanıl-masında gerekli hususlara, tercih vetavsiye edilecek kitaplara dikkatedilmesine değinen Öğr. Gör. Aktaş,özellikle ailenin çocukların kitaplar-

la etkileşimli olabilmesi için fizikselve biyolojik açıdan ilk ve en önemlikanal olduğunu ifade ederek konuş-masını bitirdi.Son panelist Öğr. Gör. AbdullahBedir Kaya ise “ “21. YüzyıldaEdebiyat” konulu sunumunda deği-şen alışkanlıkları dile getirerek tek-noloji ile birlikte edebiyat dünyası-nın da hızla değiştiğine vurgu yapa-rak okuma alışkanlıklarının istatik-sel verilerini ele aldı. Günümüzün bilgi ve teknoloji çağıolması nedeniyle web dünyasınıninsanlığı inanılmaz şekilde saracağı-

nı ifade eden Öğr. Gör. Kaya,“21.yy.da değişen teknolojiye ayakuydurabilmek için kendi özümüzesahip çıkarak yeni yüzyıla uyumsağlamak adına teknolojinin sonderece etkin kullanılmasının gerekti-ğine dikkat çekti. Sunumunu 21.yy.becerileri ve çocuk edebiyatındakiönemli kriterleri sayarak devameden Öğr. Gör. Kaya, “Kitap hiç-bir zaman arkeik olmaz; değişir,evrilir, çevrilir ancak kapı gibi kalırve varlığını korur” yorumunda bulu-narak konuşmasını bitirdi.Gülten Dayıoğlu Çocuk ve GençlikEdebiyatı Vakfı 2015 yılı ödülünükazanan Koray Avcı Çakman’a ödü-lünün takdim edilmesinin ardındanHitit Üniversitesi ve Milli EğitimMüdürlüğü iş birliğinde düzenlenenresim ve kompozisyon yarışmasınakatılan öğrencilere hediyelerininverilmesiyle etkinlik devam etti.Gülten Dayıoğlu Çocuk ve GençlikEdebiyatı Vakfı Ödül Töreni, GültenDayıoğlu’nun teşekkür konuşmasıve imza etkinliğiyle sona erdi. Etkinlik kapsamında SungurluMYO öğrencileri Rektörlük bahçe-sinde özel bir alan oluşturarak masalkahramanlarını canlandırıp GültenDayıoğlu’nun kitaplarını okudu.Ayrıca program katılan çocuklarlabirlikte Gülten Dayıoğlu için resim,baskı ve yazılardan oluşan özel birçalışma hazırlayıp Dayıoğlu’nahediye etti. Ödül töreni için İstanbul,Ankara ve İzmir’den Çorum’a gelenvakıf üyeleri etkinliğin sosyal prog-ramı çerçevesinde Çorum’un tarihîve turistik yerlerini ziyaret etti.

Hitit Üniversitesi’nde ödül töreni düzenlendi

GÜN DEMSay fa 516 Mayıs 2016 PAZARTESİ

Eczacılar Odası 14 Mayıs Eczacılıkbayramını kutladı. Bilimsel eczacı-lığın 177. Yılı nedeniyle ÇorumEczacı Odası tarafından bu yıldabir dizi etkinlik düzenlendi.

Çorumlu eczacılar AtatürkAnıtında tören düzenledi. TöreneEczacı Odası Başkanı SönmezÇalışkan, oda yöneticileri ve ecza-cılar katıldı. Törende ilk olarakEczacı Odası Başkanı SönmezÇalışkan anıta çelenk sundu.Ardından saygı duruşunda bulunu-larak, İstiklal Marşı okundu. EczacıOdası Başkanı Sönmez ÇalışkanBilimsel eczacılığın 177. Yılınıkutladıklarını belirterek, bu yılterör ve şehit haberlerinedeniyle balo veeğlence türü etkinlik-leri gerçekleştirmedik-lerini belirtti.

Bilimsel Eczacılığın177. yılı kutlandıHitit Üniversitesi ve OsmancıkBelediyesi tarafından düzenlenenUluslararası Nehrin PiriKoyunbaba SempozyumuOsmancık’ta yapıldı.Sempozyum açılışına AK PartiÇorum Milletvekili Lütfiye İlksenCeritoğlu Kurt, Hitit ÜniversitesiProf. Dr. Rektörü Reha MetinAlkan, Osmancık KaymakamıCemalettin Demircioğlu,Osmancık Belediye BaşkanıHamza Karataş, İlçe EmniyetMüdürü Abdurrahim Esmek, İlçeMilli Eğitim Müdürü MahmutTökel, akademisyenrler ve davet-liler katıldı.Hitit Üniversitesi Öğretim ÜyesiYrd. Doç. Dr. Zekeriya Işık, bukadim coğrafyanın medeniyetkodlarında önemli bir yere sahipolup Türkistan ve Horasan'danAnadolu'ya, Balkanlara,Ortadoğu'ya ve Afrika'ya kadaryayılan köklü bir irfan geleneğinesahip olduğumuzun görüldüğünüsöyledi.Ancak bugün bu irfan pınarlarınınkurumaya yüz tuttuğunu, örselen-diğini, eylem ve söylem kabiliye-tini kaybettiğini dile getiren Işık,"12 ve 13. yüzyıllarda, Horasanerenleri Abdalan'ı Rum, baba,dede, şeyh, derviş diye tabir edi-len irfan ve marifet ehli bu insan-lar, Türkmen aşiretleri içerisindeAnadolu'ya akmış, her biri içindebulunduğu topluluğa istikametveren kanaat önderi, dini, kültürel,toplumsal hatta bazen de siyasiolma hüviyetini sahip olmuşlardır.

Çoğu okuma yazma bilmeyenancak tevhidi anlama anlamlan-dırma, hatta bir yaşam felsefesihaline getirmedeki muazzambaşarıları ile toplulukların harcınıilahi ve rahmani bir mayaylakaran bu irfan pirlerinin hem tari-hi hem de aktüel olarak kıymetiharbiyesi bugün gerektiği gibianlaşılmış değildir. İşte bu sem-pozyum irfan geleneğimizi anla-mak ve anlamlandırmak noktasın-da yaşadığımız derin yaralara işa-ret etmek, kadim medeniyetimizinmerkezinde yer alana tevhit san-cağı altında, vahdete, birlik,bütünlük ve kardeşliğimize katkısunabilmek, Koyun Baba ve onunmanevi silüeti altında toplananirfan geleneğini ve bu geleneğedair tarihi verileri akademik vebilimsel olarak ortaya koymak,Osmancığımız da metfun bulunanbu veli şahsiyetin hak ettiği şek-liyle anılmasını sağlamak, meka-nının ve mesajın ortak şahsiyetle-ri olan bu gönül insanları üzerin-den, Koyun baba tesirinin ulaştığıbütün bir gönül coğrafyası ilemaddi manevi birlikteliğimizi

artırmak ve güçlendirmek ama-cıyla düzenlenmiştir" dedi.Hitit Üniversitesi Rektörü RehaMetin Alkan da, "Bizim tarihimizo kadar güçlü, o kadar güzel ki, nekadar büyük gönül coğrafyamızvar. Biz bu gönül coğrafyasınınüzerinde ne kadar mutluyuz kiHitit Üniversitesi gibi bir üniver-sitemiz var. Üniversiteler açılır-ken sadece eğitim öğretim faali-yetlerini sürdürsün, sadece bulun-duğu ilin ekonomisine katkı sağ-lasın düşüncesi güdülmedi. Üni-versitelerin en büyük katkısınıniçinde bulundukları şehir baştaolmak üzere bölgesine özelliklekültürel ve sosyal anlamda sağla-mış olduğu katkının gerçektençok önemli olduğunu düşünüyo-rum. Bu katkının en az eğitimöğretim faaliyetlerini sürdürmekkadar önemli olduğunu düşünüyo-rum." ifadelerini kullandı.Osmancık Belediye BaşkanıHamza Karataş sempozyuma bil-diri hazırlayan akademisyenlereve davetlilere teşekkür ederek"Koyunbaba Hazretleri gibi bir-çok değerimiz var. Onlar hem

tarihimizde hem kültürümüzdederin izler bırakmış şahsiyetlerdir.Bunlardan birisi de Osmancık'taKoyunbaba Hazretleridir.Koyunbaba hakkında bir çok bil-ginin açığa çıkması amacıyla busempozyum gerçekleştirilmekte-dir. Sempozyumun KoyunbabaHazretlerinin kendi şehrinde vekendi mekanında yapılmasındanda ayrıca onur ve gurur duyduğu-mu belirtmek istiyorum" diyekonuştu.Osmancık KaymakamıCemalettin Demircioğlu veÇorum Milletvekili Lütfiye İlksenCeritoğlu Kurt da birer konuşmayaparak sempozyumun düzenlen-mesinde emeği geçenlere teşekküretti.Protokol konuşmalarının adındanProf. Dr. Ahmet Taşğın "Kevn veMekan İlişkisi: Horasan'danBalkanlara Marifetin Taşıyıcısı veTemsilcisi Koyunbaba", Doç. Dr.Gülten Abdulla"Romanya'daKoyunbaba" ve Veysel Bayramise "Otman Baba MenakıbındaKoyunbaba" konulu bildirilerinisundular

Nehrin Piri Koyunbaba Sempozyumu Yapıldı

Çorum'da sürücüsünün direksi-yon hakimiyetini kaybettiği oto-mobil, evin bahçesine uçtu. Tersdönen araçtaki 2 kişi yaralandı.Kaza, Çorum'un Mehmet AkifErsoy Caddesi 22'nci Sokak'tameydana geldi. 26 yaşındakiCaner Yağmur idaresindeki 19HD 501 plakalı otomobil, yağış-lı havada sürücüsünün direksi-yon hakimiyetini kaybetmesisonucu 2 metre yükseklikten bir

evin bahçesine uçtu. Kazadaaraç sürücüsü ile yanında bulu-nan 29 yaşındaki Satı Yağmur,yaralandı. Çevredekilerin yardı-mıyla sıkıştıkları yerden çıkarı-lak ambulansla Çorum Eğitimve Araştırma Hastanesi'nde kal-dırılan yaralılartedaviye alındı.Bahçeye uçan araçise çekici yardımıy-la çıkarıldı.

Otomobil bahçeye uçtu

PTT Kargo’nun mail adre-sinden kargo takip numara-sıyla ‘Kargonuz teslim edi-lememiştir’ başlığıyla mailatan dolandırıcılar, vatan-daşların adres bilgilerinigüncelleyip kargolarını ala-bilmeleri için ‘PTT AdresDeğişikliği Formu’nu dol-durmalarını istiyor.Kargonun 15 gün içindealınmaması halinde fazladan hergün için 25 lira tazminat talep edi-leceğini vurgulayan dolandırıcılar,link vasıtasıyla vatandaşları formdoldurmaya zorluyor. Sahte PTTadresine yönlenen linke tıklanmasıhalinde bilgisayara bulaşan virüs,kredi kartı, özel bilgiler gibi pekçok veriyi dolandırıcılara aktarı-yor.Bursa’da kendisine gelen PTTmailini açtığını ifade eden gelenmaili açtığını belirten Cüneyt Ok,“Yaptığımız iş gereği PTT ileçalışmalarımız oluyordu. Mailadresimize gelen mailinde kurum-dan geldiğini düşünerek açtık veistenilen linke tıkladık. Daha sonrabilgisayardaki tüm klasörlerimizinbelgelerimizin şifrelendiğini fark

ettik. Masa üzerindeki bir klasöriçerisinde ise bize para yatırmamızgerektiği yazıyor. Şifreledikleridosyaları açmak için bizden 900lira istediler. Bir başka arkadaşı-mızdan ise 2 bin 500 lira istemiş-ler. Oda yatırmış ama dosyalarınıaçmamışlar. 10 bin lira daha iste-mişler. Polise şikayet etmiş amabir sonuç alınamayacağını öğren-miş” diye konuştu.Kurumların amblemleri kullanıla-rak açılan sahte mail adreslerindengönderilen dosyalardaki virüslerbilgisayarları ele geçirdiğini belir-ten PTT yetkilileri, PTT tarafındangönderilmiş gibi görü-nen sahte maillerekimsenin itimat etme-mesini istedi.

Türkiye’nin dört bir yanında vatandaşları terör, savcı, polis gibiarayan telefon dolandırıcılarına mail dolandırıcıları da eklendiTelefon dolandırıcılarındanyeni tuzak

Türk Kızılayı tarafından ülke çapın-da organize edilen kan Bağışı kam-panyasına, Vali Ahmet Kara'nın tali-matı ile Valilik hizmet binasındakurulan stantta bağışta bulunuldu.Kan bağışı kampanyası geçtiğimizCuma günü gerçekleştirildi.Kurulan stantta gün boyunca 32

personel kan bağışında bulundu.Kan bağışı standını inceleyen ValiAhmet Kara, kan bağışının acildeğil sürekli ihtiyaç olduğuna, bağışşartlarını taşıyan duyarlı her vatan-daşın kan vermesi gerektiği konula-rına değindi.

Valilikte kan bağışı yapıldı

AÝ L E -Sað l ýk -YA ÞAMSay fa 616 Mayıs 2016 PAZARTESİ

ANINI YAŞA KENDİNİ YAŞAKENDİNİ TANIMAYAN,İNSAN OLDUĞUNU BİLEMEZ!..

İnsanın hedefi Şereftirdiyoruz. İnsan yaratılırken çatısıböyle kurulmuştur da,onun için hedefi şereftirdiyoruz. İyi düşünelim!. . Şerefsizli-ği kim kabul eder?. . Tüm insanlığı adınınuğrunda sürükleyen, onuniçin harpler yapılan, fetih-ler olan şeref, nasıl bir şey-dir?. . Adının bile peşinde bukadar istekle koşan insan,şerefin gerçek yüzünekavuşmayı artık hak etme-miş midir?.

Siparişleriniz için 0 212 518 23 97

veya www.ozdengazetesi.com.tr

İstiyoruz ki; Türkiye’mizde eğitime ciddenönem verilsin.

Bireyleri soysuzlaşan milletin " Milli Güç "diye bir güç taşıması mümkün değildir.

Can dan sevgi, zekâyı besler. Çocuğa nekadar içtenlikle ciddi alâka gösterilirse, o kadarzeki ve şahsiyetli olur. Çocuğa güven verici olmakşarttır. Çocuğa şahsiyetli olmanın gururunu tattır-mak şarttır. Ailesinden lüzumsuz yardım görmek,çocuğu sorumsuzluğa iter.

Abdulkadir DURU bu kitapla, milletçe ger-çek özgürlüğe ulaşmanın temelini örüyor. Bireylerisoysuzlaşan milletin, " Milli Güç " diye bir güçtaşıması mümkün değildir.

Bunun için Türk yavrularının, dünyaya gel-diği günden itibaren eğitilmesi zaruridir. Öz yapıla-rına uygun olarak eğitilen Türk çocukları, yabancı-ların ve maksatlı kimselerin tezgâhladığı oyunlaragelmez, şahsiyetli büyür.

Milletçe bilinçlenmek ve öz kültürümüzçizgisinde yavrularımızı eğitmek yolunu gösterenbu kitap; her Türk ailesinin ve her Türk evladınıntemel kitabı olacaktır.

Kız neye demişler ki, bu kadar isim yapmış? Öyle ki: Eğer bildi-ğimiz kızsa!. . Bir iki ıslıkla bile ele geçirip oynanıyor. Başka kızsa, neyedenmiş de, bu kadar büyük ehemmiyet taşıyor? Evet, kız gibi...

" Kız gibi " diyetarif vesilesi oluyor. Amahangi kız? Bu sözü ifadeeden hangi kız? Ana karnı;fiziksel yapının kurumuolduğu kadar, inancın veahlâkın da temeli ve ilk olu-mudur. Nasıl ki bitki top-raktan çıkıp, dönüp dolaşıp,yine toprakta kaybolur.İnsan da, insanlık da bunungibi başka yerden temin edi-lemez. Analar, ana olupehliyetli kızlar yetiştirecek,onlara layık olmak için,delikanlı erkeklerin de onagöre idealist olmaları kolay-ca temin edilecektir.

Anaman

Kendini anınla yaşasan anlar-sın. Kim diyebilir ki benim içdünyam yok? Kim diyebilir kibenim ruhsal yapım yok? Kimdiyebilir ki benim duyumsal-lığım yok? Kimseye küsmem,darılmam, içimde kendime hasbir alemim yok? Kim?.. Kimdirbunları kendinde inkâr eden?Muhakkaktır ki, her insanınkendine has bir dünyası vardır.Kafasının içinde çok da tasav-vurları vardır. Kendine sorduğubirçok sorular, kendine hasinançlar, duygular vardır. İşte içdünya ona diyoruz.Yemek,İçmek,Giyinmek,Barınmak, nasıl lazımsa;İnanmak - İnandırmak,Sevmek - Sevdirmek,Beğenmek - Beğendirmek,Saymak - Saydırmak gibi içdünya ihtiyaçları da vardır.Güven duymadan yaşarımdiyen, kapısını kapatmadanyatabilir mi? İyi düşünelimiyi!.. Değerlendirelim önce nelâzım insana? İnsan hayatı neile kaimdir? Canlı yaşanır.Cansız ölüdür. Öyleyse, cansızdeğiliz. Biraz da cana dönükolmamız gerekmez mi?İçimizden yaşıyoruz. İçimizdendaha çok haberli olsak olmazmı? Olur, çok iyi olur.İhtiyaçlarımızı bir değer sırası-na koyalım. Nenin değeri nekadar?Nefes almadan yaşamak aslamümkün değildir. Peki, nefesibiz kendimiz mi alıp veriyoruz,yoksa bizde bir bizimle berabernefes alıp veren mi var? Hementecrübe edelim. Biz nefesimizialıp vermeyelim. Bak, nefesi-mizi alıp veren bir kuvvet variçimizde.

Biz nefes alıp vermesek de,versek de, o nefes yine alınıpveriliyor.işte madalyonun iç yüzü bura-dan başlıyor. İyi dikkat ederekalalım o nefesimizi. Neler geli-yor nefesle. Neler var içindehayatın. Evet, kendimize gel-meden mi bunları duyup anla-yacağız?Kendimize gelmeden, kendimi-zi tanıyabilmek mümkün mü?Kendimizi tanımadan, kendiyönümüzü ve yaşama düzeni-mizi bulamayacağımız muhak-kak. Buna göre, kendimize gel-meden de kendimizi tanıyama-yacağımızı bilelim. Bunun tekçaresi: Alıp verilen şu nefesimi-ze iyi bir dikkat meselesidir.Nefesimizi kendimiz mi alıpveriyoruz? Yoksa, nefesimizibizde alıp veren bir kuvvet mivar?..O halde, şu nefesimizi alıpveren kuvveti önce bilmeye vetanımaya çalışalım. İnandıkdersek, inanç nedir diyenecevap verebilir miyiz? Öyleyseişittiğimizin plâğı olmaktankurtulalım. Atı alan, Üsküdar'ıçoktan geçiyor. Midemiz ve biryerimizin adına yaşamak pekacıdır. Hiç olmazsa, kendiözbenliğimizin adına yaşaya-lım.İnsan olduğumuzu kabul edi-yorsak, öz yaratılışımızı tanı-mak için bir kere olsun kendi-mize gelelim? Nenin adınayaşıyoruz? Bu yaşayışımızınsebebi nedir?İnsan!.. Koca insan!.. Sen neyüce sultansın!.. Bir defa kendi-ni bilsen, o yaratılışındaki sul-tanlığının saltanatı olan gerçeksaadete de ereceksin.Her sani-yen bir fırsattır. Bul ve gösterkendini.

Abdulkadir DURU

ÖRGÜNÖZ’DEİŞ İÇİNDE EĞİTİM

Kusur görmek, istisnasız hiç kimsenin hoşkarşılamadığı, yanlışlığını bildiği bir davra-nış. Gerçekten hiçbirimiz de böyle bir dav-ranışı beğenmez, hatta yapan kişiye karşıbir kırıklık duyduğumuz gibi, insanlığınada yakıştıramayız.Kötü bir davranış olduğunu biliyoruz veyapanı gördüğümüz zaman da sinirleniyo-ruz. Oysa kendimiz de bu davranıştan vaz-geçemiyoruz. Başkasında taklidin, beğen-mezliğin çirkinliğini gördüğümüz halde,kendimizde bu hali fark edemiyoruz.İçimizden bir eziklik duysak dahi, üstünükülleyip, hatta hatta bir başarı imiş gibigurur duyuyoruz. Hele ki kalabalık bir top-luluk içinde isek ve yaptığımız kınama vetaklitlerle de o topluluğun İlgisini çekmiş-sek, daha nerede ne var, bir yandan da araş-tırmasına koyuluyoruz. Sıkıysa bir uyanyapan olsun. Cevap hemen hazır: "Neyapayım, gözümü kapatamam ya!..Evet, insan İçin iyiyi de kötüyü de görme-menin imkânı yok. Ama, iyi hareketlerekarşı ilgisiz kalarak muhataba en büyükhakareti yapmak, kötü hareketlere karşı damuhatabın arkasından dedikodu ederekinsanlığımızdan ayrılmak da yok.İnsan isek, açık, dosdoğru olmak zorunda-yız. Gördüğümüz başarıları takdir ve ilti-fatlı sözlerle daha da ileriye yönlendirmeli,yanlışlıklarda ise, dostça uyanlarla, üstelikkimsenin bulunmadığı yerde düzeltmeli-yiz.Hep beraber bu uygulamayı yapalım.İşimizle birlikte yaptığımız eğitimimizdekusur gözlüklerimizi atalım. Yerine daimaher hareketten olumlu bir yön arayıp bula-nını tercih edelim. Daima iyimser bakar-sak, kusur gözlüklerimizi kıracağımız gibi,istesek de yanlışlıkları kınayamaz, derhalonarımına geçeriz. Böyle bir yaşayışın nedenli güzel olacağı bilindiği için, hep bera-ber bir an önce ulaşma faaliyetlerine başla-yalım. Bilmeliyiz ki, bu uygulamayı yanlızkendi refahımız, mutluluğumuz için yapı-yoruz, başkası için yapmıyoruz.Uygulamalarımızda bu hususu kesinlikleakıldan çıkarmamalıyız.

ASIRLARA YÖN VEREN A.Kadir DURU

Hangi ırk, hangi milletten olursa olsun, insan. Hangi din, hangi meşrepte olursa olsun,insan. Hangi mevki, hangi meslekte olursa olsun, insan- Hangi seviye, hangi durumdaolursa olsun. İnsan. Velhasıl, ne ve nasıl olursa olsun, hangi şartlarla yaşarsa yaşasın,insan insanlığını yaşarsa insandır.İnsan insanlığını yaşamadıkça, insan şeklinde başka bir şeydir.Başka şey denilince, "nedir" diye sormaya lüzum yok.Bir kimsenin şekli insan olduğu halde, onunla münasebetler anında, köpekleşmiş mi,kedileşmiş mi, gölgeleşmiş mi, eşyalaşmış mı hemen görülür. O zaman; "Haa, bunun şekli İnsan ama şu anda bu şeklin neşri insan değil. Eşyadır bu,kullanılmak istiyor" yahut "şekli insan ama herif köpekleşmiş, ona göre muamele istiyor"diye belli otur.Demek ki, insan, şeklinin ifadesini göstermezse, başka bir sıfattadır. İnsan, büyüktür, yetkilidir, şa-hanedir, sultandır ama bu olumlar,şekline değil, şekli idare eden İnsana özgedir.Bu, her ferdin üstüne eğilmesi şart olan bir mevzudur."Ben zenginim, o halde insanım." "Benim mevkiim var, insan olmasaydım olmazdı.""Benim dinim var, insan olmasaydım olmazdı" gibi zihniyetler, çürük ve ispatsızdır.Zengin olan, kendisini insan olarak kabul ediyorsa, kasaların "insan kabul edilmesi milazım? Zengin - fakir,kim olursa olsun mutlaka, insan ise insan, hayvaniyetiyle yaşıyorsahayvandır.Bir adam, mevki sahibi olabilir. Mevki, insan olmadan da kazanılabilir. Bugün gerçek birinsanı parmakta bile gösteren yok. O halde, insan mevzuunu bilemeyen, gerçek insanlı-ğın ne olduğunu bilmeyen toplumun ilgisini palavralarla, yalanlarla bile toplamak müm-kündür.Dinim var, insanım diyenler, dinin halini yaşayabiliyorlarsa insandırlar. Ama riyası, yala-nı, nefreti, kini varsa, öyle bir dindar, dini kaidelere alışmış ve o alıştıklarını yapıyordemektir. Hayvana da alıştırılsa, yapar. Öyleyse, insan nedir ki, adı var da insan anlaşıl-mıyor? İşte, herkese, her insana lâzım olan budur bu.Ölçümü vardır insanın. Altının mehenge vurulup ayarının anlaşılması gibi, insanın damehengi vardır. Hiç olmazsa o bilinmelidir. İnsanın mehengini bilemiyorsak, insancayaşamanın ne ve nasıl olduğunu bilmemiz, yine çok önemli bir meseledir.İnsan, ağzından çıkan sözü yerine getirmez, sözünü yerine getiremediği için mazeretbeyan eder, bir de haklı gibi görünmeye cüret ederse, insanca yaşamıyor demektir.İnsan olsa, insanca yaşayıp, kendisine inananların inancını kırmayacaktı.Öyle bir kimsenin bulunduğu yerde, emniyet huzur kalır mı? Birbirine inanamayan top-lumda, sevginin birliğin olması akla gelir mi? Bu, sadece bir tek misaldi.İşte, herkes için, her fert için, insanlığını gerçekleştirmesi, her şeyden ön gelir.

Ağustos 1971

KUSUR GÖZLÜKLERİ İNSAN İNSANLIĞINI YAŞAMADIKÇA,İNSAN SEKLİNDE BAŞKA BİR ŞEYDİR

Son atılım devresinde idare edenkişi olmayı öğrenip uygulamağageldi sıra. Eğer yavru yaştan beriher çağımızın eğitim gereklerinianlayamadıysak. Bu kitap önü-müzde bir mağazadır. Neredeeksiksek, orayı tamamlarız.Başka bir deyimle her devredegereken eğitim, başladığımızçağda tamamen alınabilir.İnsanoğlunun gençlik çağısorumlulukla doludur. Kimseyedayalı olmaksızın kendi kendisi-nin sorumlusudur. Maddi-maneviher türlü sorununu çözümlediğigibi, eksiklerinin her türlüsünüde tamamlamak zorundadır."Biliyorum" ya da "bilmiyor-dum", "Bana öğreten olmamış”diye düşünceler, hele bu devredeçok ayıp kaçar.Anasız, babasız büyümek, fena

ortamda yetişmek, bilgisizlikleriçinde bu yaşa gelmek, yanlışşeylere alışmak gibi her türlüaksaklık olabilir. Kendisini güç-süz sanıp, aşağılık duygusunadüşmek, ya da hayata umutsuzbakmak gereksizdir. Çünkü insa-nın doğasallığında güçsüzlük,acizlik, basitlik yoktur, iştedüğümlenmek, çözümlenmeknoktası bura-dadır.”Ben de enmükemmel insanlar gibi bir insa-nım” demek gerekir. "Diğerinsanların bulduğu, meydanagetirdiği imkânı ben de bulurum”inancının doğması ve pekişmesibütün sorunları çözer.Zira bilmiyorsak öğrenebiliriz.Yeterki aklımızda bir bozuklukolmasın. Sakatlardan bile neleremuvaffak olmuş kimseleri görü-yoruz. İlle de bilmem kimin

oğlu, kızı olmak şart değildir.Mutlaka bilmem nerede doğmak,ya da oralı buralı olmak diye birşey düşünülmez. İnsan için dün-yada imkânsızlık yoktur. Bunuböyle kabul etmek, hayatımızınve yaradılışımızın şartıdır.Yaradılışımızın bu şartını kabuletmezsek, bu yaştan sonra hiçkimseyi de sorumlu tuta-mayız.Diyelim ki, devrimiz bunalımdevridir. Diyelim ki, en fenadevirde ve en aciz toplum içindeyaşıyoruz. Diyelim ki, en ağırşartlarla karşı karşıyayız. Yiğitlikodur ki, bu çemberleri yırtalımve hakimiyetimizi kuralım. Eniyi devirde,en iyi toplumda yaşı-yormuş gibi hayatın çarkım iste-diğimiz yöne çevirebilelim.Ancak, bu gücü, bu maneviyatıgerçek güç kaynağımızdan kay-

naklanmayı becerirsek bütünyeteneklerimizi kullanabiliriz.

KENDİNİ DOLDURAN KİŞİKişi, her şeyden önce kendi yücevarlığına (insanlığına) inanıp,kendisinin dünyanın en güçlüvarlığı oluğunu kabul etmelidir.Bu inanç ve bu kabulle kendiiçinden kendisini dolduran insan,yapısına uyan-uymayan konularıderinliklerinden duyar, sezer.Çünkü nasıl bir ortam olursaolsun, özyapısındaki güdümlüistekler durmaz. İnsanın özükendi yapısına yakışanları ister.Bu gerçeğe göre ortamındainsanlığın gereklerine uymakinsanlık dışı noktalarda uyma-mak, kişinin ortamına yapacağıiyiliğin en esaslısıdır.

ANA ÇİZGİ ÖZYAPIYA UYGUN YAŞAMAKTIR

“Milli Şeref iddiası gütmeyen, hantaldır”Ada Çayı Akdeniz bölgesinde dağların tepele-rinde yabani olarak yetişen şifalı bir bitkidir.AdaÇayı genellikle haziran ve temmuz aylarındaçiçeklerini açar. Uzun yapraklı, kenarları tırtıklıtüylü ve beyazımsı bir renktedirler. Yapraklarıkurutularak muhafıza edilir. Ada Çayının hafifve tatlı bir lezzeti vardır ve vücudu rahatlatırdüzene sokar. Birçok hastalığın önüne geçmekve tedavi boyunca vücudu dış etkenlere karşıkorumak adına genellikle Ada Çayı kullanılır.

Ada Çayı

Ya zý Ýþ le ri Mü dü rü:

Ömer Fa ruk

SÖY LE MEZ

Say fa Edi tö rü ve Web Ta sa rý mý:

Haluk SÖYLEMEZ

Ya yýn Tü rü : Ye rel sü re li ya yýn dýr Yö ne tim Ye ri : Yav ru tur na Mah.

Ku lak sýz Sok. 3/41 Ço rumTel&Fax : 0364 224 29 65 - 225 36 50web : www.ke sin ka rar.come-pos ta : ha ber@ke sin ka rar.comBas ký : Gü müþ Ba sýn Ya yýn

Mat ba acý lýk - Pro mos yonAd res : Çöp lü Mh. Os man cýk Cd.

No:27/22 ÇO RUMBayi Daðýtým : Ecem DaðýtýmAdres : Yavruturna Mah. Cengiz

Topel Cad. No:16/E ÇORUMTel : 0364 224 69 87

Özel Ýlan-Rek lam (cmxsü tun) 2.50 TLVe fat-Te þek kür-Baþ sað lý ðý vb. me saj lar (4 st.x10cm) 80 TLSa tý lýk-Ka yýp-Ele man vb. Ýlan la rý 30 TLKon gre Ýlan la rý 50 TLTü zük Ýlan la rý(mak tu) 400 TLBi rin ci say fa (mak tu ilan 4sut.x6cm) 200 TLTam say fa Ýlan 750 TLYi tik 15 TL

ABO NE ÞART LA RI6 Ay lýk : 100 TL Yýl lýk: 180 TL

Yurt Ýçi Yýl lýk: 450 TL Yurt Ýçi 6 Ay lýk: 235 TLYurt Dý þý Yýl lýk: 200 EU RO Yurt Dý þý 6 Ay lýk: 100 EU RO

Or ga ni ze Sa na yi Yýl lýk : 240 TL Or ga ni ze Sa na yi 6 Ay lýk : 140 TL

Ým ti yaz Sa hi bi: Ay han AY KA NAT

ÇRT’ de Bugün

NA MAZ VA KÝT LE RÝÝm sak :03.29 Gü neþ:05.16

Öð le :12.44 Ýkin di :16.37

Ak þam:19.59 Yat sý :21.37

16 Mayıs 1718 Londra'lı avukat James Puckle,makineli tüfeği icat etti.16 Mayıs 1756 Kuzey Amerika'daki egemenlikmücadelesinde İngiltere'nin Fransa'ya savaşaçmasıyla, Fransa-Kızılderili savaşı olarak da bili-nen Yedi Yıl Savaşı başladı.16 Mayıs 1811 Paraguay, İspanya'dan bağımsızlı-ğını ilan etti.16 Mayıs 1856 Anadolu Feneri ve Rumeli FeneriFransızlar tarafından inşa edilerek işletilmeyebaşlandı.16 Mayıs 1873 Darüşşafaka Lisesi kuruldu.16 Mayıs 1919 Mustafa Kemal, Yıldız SarayıKüçük Mabeyn Köşkü'nde Padişah Vahdettin ilegörüştü.16 Mayıs 1919 İtilaf Devletleri desteğindekiYunanlar, İzmir'i işgal etti. Gazeteci Hasan Tahsinve Askerlik Şubesi Başkanı Albay Süleyman Fethi,Yunanlı askerler tarafından öldürüldüler ve TürkKurtuluş Savaşı'nın ilk şehitleri ve başlangıcıoldu.16 Mayıs 1924 Sanayi-i Nefise Mektebi (M.Ü.Güzel Sanatlar Akademisi) öğrencileri ilk resimsergilerini İstanbul'da açtı.16 Mayıs 1926 Vahidettin(VI.Mehmet) İtalya'nınSan Remo kentinde kalp yetmezliği sebebi ileöldü16 Mayıs 1928 Walt Disney'in yarattığı Miki Farekarakterinin ilk kez gözüktüğü çizgi film olanPlane Crazy gösterime girdi.16 Mayıs 1929 ABD'de Sinema Sanatları veBilimleri Akademisi ilk ödüllerini dağıttı. ABDyapımı sessiz film 'Wings', En İyi Film ödülünüaldı. Ödüller, 1931'den beri Oscar adıyla da bilini-yor.16 Mayıs 1932 Kürtçeyi latin alfabesi ile ilk kezyayınlayan Hawar dergisi yayın hayatına başladı.16 Mayıs 1933 Rus romancı Maksim Gorki,İtalya'dan Rusya'ya geçerken İstanbul'a geldi veSüleymaniye Camii ile bazı müzeleri gezdi.16 Mayıs 1935 Josef Stalin tarafından 1931'deinşaası başlatılan ve Dünyanın en büyük metrola-rından biri olan Moskova metrosu hizmete açıldı.16 Mayıs 1940 McDonald's Amerika'da kuruldu.16 Mayıs 1957 Sovyetler Birliği, Sputnik 3 uydu-sunu fırlattı.16 Mayıs 1960 Sovyetler Birliği, Sputnik 4 uydu-sunu fırlattı.16 Mayıs 1963 ABD'li astronot Gordon Cooper,'Mercury-Atlas 8' adlı kapsülle o güne kadar yapıl-mış en uzun uzay uçuşunu gerçekleştirmek üzereuzaya fırlatıldı. Cooper uzayda 34 saat 19 dakikakaldı.16 Mayıs 1966 Washington, DC'de VietnamSavaşı'nı protesto eden 8.000 kişi, iki saat boyun-ca Beyaz Saray çevresinde gösteri yaptı.16 Mayıs 1969 Anayasa değişikliğinin Meclis'tekabul edilmesiyle, eski DP'lilere siyasal haklarınıiade etme imkânı tanındı.16 Mayıs 1972 1945 yılından beri ABD işgalialtında bulunan Okinawa adası yenidenJaponya'nın idaresine verildi.16 Mayıs 1983 12 eylül döneminin ardındandemokrasiye geçişte kurulan ilk parti açıklandı:Milliyetçi Demokrasi Partisi.16 Mayıs 1984 1.256 aydın, "Türkiye'deki demo-kratik düzene ilişkin gözlem ve istekler" başlıklıdilekçeyi Cumhurbaşkanı Kenan Evren'e verdi.Aydınlar Dilekçesi olarak bilinen girişime karşıdava açıldı.16 Mayıs 1988 8 yıldan fazla süren çarpışmalar-dan sonra Sovyet Kızıl Ordusu Afganistan'dançekilmeye başladı.16 Mayıs 1991 Edith Cresson, Fransa'nın ilkkadın başbakanı oldu.16 Mayıs 1997 Alman Kitap Yayımcıları BirliğiBarış Ödülü, Yaşar Kemal'e verildi.16 Mayıs 2004 İstanbul'da yapılan 49.EurovisionŞarkı Yarışması'nda, Ruslana,Ukrayna'ya ilk 1.liği-ni getirdi.16 Mayıs 2011 Düsseldorf'ta yapılan 56.Eurovision Şarkı Yarışması'nda, Eldar Kasımovve Nigar Camal ikilisi, Azerbaycan'a ilk 1.liğinigetirdi.

Ta rih te Bu gün

16 Mayıs 2016 PAZARTESİYýl: 1 Sa yý: 144

13:00 Haftanın Panoraması13:50 Dikkat Bulut Çıkabilir16:00 Haftanın Panoraması16:50 Konser: Sinan Özen18:00 Haftanın Panoraması18:50 Urfa Sıra Gecesi20:30 Haberler21:00 Önce Sağlık23:00 Haberler23:30 Halk Konseri01:00 Haftanın Panoraması

GÜN DEMSay fa 716 Mayıs 2016 PAZARTESİ

Sosyal Güvenlik İl Müdürü DuranCesur, 16-22 Mayıs 2016 tarihleriarasında Sosyal GüvenlikHaftası’nın onuncusunun kutlana-cağını söyledi. Etkinlikler kapsamında bugün08.30’da Atatürk Anıtı’na çelenksunulacağını ve çeşitli ziyaretlerinardından kutlamaları kabul edecek-lerini ifade eden Cesur, 17 Mayıs2016 Salı günü saat 10.00’daÇorum Organize SanayiBölgesindeki işverenlerin ve ÇorumKüçük Sanayi Sitesindeki esnaflarınziyaret edileceğini vurguladı. Cesur,konuya ilişkin açıklamasında şunla-rı söyledi:“Bilindiği üzere, Sosyal GüvenlikKurumunu paydaşlarına tanıtmak,sosyal güvenlik reformunu anlat-mak, sosyal güvenlik kavramınıntoplumumuzun tüm bireyleri tara-fından bilinmesini sağlamak, vatan-daşlarımızı hak ve yükümlülüklerkonusunda bilgilendirmek, toplum-da sosyal güvenlik bilinci oluşması-na katkı sağlamak amacıyla,(Kurumumuzun 5502 sayılı kuruluşKanununun 16 Mayıs 2006 tarihin-de kabul edilmesi nedeniyle) her yıl16 Mayıs’ı kapsayan haftanın tümteşkilatlarımızda “Sosyal GüvenlikHaftası” olarak kutlanılmasıYönetim Kurulumuzun 12.02.2009tarih ve 2009/73 sayılı kararı ilebelirlenmiştir.Sosyal güvenlik, anayasamız ve

kanunlarla belirlenmiş vazgeçile-mez bir insan hakkıdır. Sosyal dev-let olmanın bir gereği olarakKurumumuz; vatandaşlarımızındoğumundan ölümüne kadar, hattaölümünden sonra da hak sahiplerinesosyal güvenlik hizmeti vermekte-dir. Vatandaşlarımıza verilen bu hiz-metlere erişimde, fırsat eşitliğinedayanan, müşteri memnuniyetodaklı, teknolojinin tüm imkânlarıkullanılarak günlük hayatı kolaylaş-tırıcı tedbirleri almak, hizmeti dahakısa sürede ve en doğru şekildeverecek çalışmaları yapmak hepimi-zin görevidir.Bu doğrultuda, tüm merkez ve taşrateşkilatlarımızda 16-22 Mayıs 2016tarihleri arasında (onuncusunu) kut-layacağımız Sosyal GüvenlikHaftası, belirtilen etkinliklerimizlekutlanacaktır.18 Mayıs 2016 Çarşamba Saat10.00: Şehit-Gazi yakını aile ziyare-ti, Saat 15.00:Atıl ÜzelgünHuzurevi ve RehabilitasyonMerkezi ziyareti, 20 Mayıs 2016Cuma Saat 10.00: Sosyal GüvenlikKurumu Çorum İl MüdürlüğüHatıra Ormanına fidan dikimi, Saat15.00: Kutlamaların Kabulü, Ayrıca, Sosyal GüvenlikDenetmenlerimiz hafta boyunca(16-22 Mayıs tarihleri arası) işve-renlerimizi ziyaret ederek haftanınönemi ile ilgili bilgilendirmelerdebulunacaklardır. Hafta süresince mahalli görsel veyazılı basında Sosyal Güvenlik ileilgili bilgiler kamuoyu ile paylaşıla-cak, kayıt dışı istihdamla mücadele-nin önemi vurgulanacaktır. Bu vesile ile bugüne kadarKurumumuz faaliyetlerinin paydaş-larımıza aktarılmasında katkı sağla-mış, çaba sarf etmiş değerli basını-mıza teşekkür ediyor, hafta etkinlik-lerimizin vatandaşlarımıza duyurul-masında aynı duyarlılığı gösterece-ğiniz kanaatimle şükranlarımı sunu-yorum.”

Sosyal GüvenlikHaftası kutlanacak

AK Parti Çorum İl Başkanı Av.Rumi Bekiroğlu, “14 MayısDünya Çiftçiler Günü” nede-niyle bir açıklama yaptı.Bekiroğlu, “Yediğimiz her

ekmekte, içtiğimiz her çorba-da, giydiğimiz her kıyafetteçiftçimizin hakkı ve alın terivardır. Geçimini topraktansağlayan, topraktan aldığıürüne değer katarak onu bizle-re ulaştıran çiftçilerimizinemeği kutsaldır” dedi. Bekiroğlu, Dünya ÇiftçilerGünü’nü kutlayarak, bol bere-ketli bir hasat dönemi diledi.AK Parti Çorum İl Başkanı Av.Rumi Bekiroğlu, konuya iliş-kin açıklamasında şunları söy-ledi:“Bu topraklarda yaşayan bin-lerce kardeşimiz alın terini top-rağa akıtarak ekmeğini kazanı-yor. Üretici kardeşlerimizadeta toprağı berekete dönüş-türüyor. Toprağın bereketininüretime, üretimin zenginliğe

ve huzur ortamına katkı sağla-maktadır. Ülkemizin kalkın-masında, ekonomimizin büyü-mesinde, üretim ve verimlili-ğin artırılmasında, tarımsalüretimin her kademesinde alınteri olan çiftçilerimiz, herzaman baş tacımız olmuştur.AK Parti hükümeti olarakgüçlü tarım sektörü, gelişenhayvancılık, güvenilir gıda içinçiftçilerimize, hibe destekleri,tarımsal krediler, mera ıslahla-rı, tarım sigortası, tarım danış-manları, sulama projeleri gibibirçok projeye imza attık. Yeniçalışmalarda devam etmekte-dir. Tüm çiftçilerimizin DünyaÇiftçiler Günü’nü kutluyor, bolbereketli bir hasat dönemi dili-yor, bütün çiftçilerimizi sev-giyle selamlıyorum.”

‘Gelecek sizinbereketli ellerinizde’

Anadolu Eğitim Sendikası 13Mayıs Dil Bayramı dolayısıylaişyerine Türkçe isim verenMuhsin Baran’a ait ‘KüçükEv’ çay bahçesine ‘TürkçeOnur Belgesi’ verdi. Anadolu Eğitim Sendikası İlBaşkanı Nihat Örs ve yönetimkurulu üyeleri Yüksel Say,Oğuz Ayan, Kenan Taşkın veMesut Çetinoğlu’nun katıldığıonur belgesi takdiminde belge-yi Muhsin Baran adına oğluMustafa Baran aldı.Anadolu Eğitim Sendikası İlBaşkanı Nihat Örs, AnadoluEğitim Sendikası olarakKaramanoğlu Mehmet Beyin13 Mayıs 1277’de Türkçeyiresmi dil olarak ilan edip der-gahta, mecliste, divanda, mey-danda Türkçe konuşulmasınıistediği ve Dil Bayramı olarakbilinen bu günü kutlamak,Çorum’daTürkçe’yi bu vesileile gündeme getirmek, Türkçeduyarlılığını arttırmak istedik-lerini ifade etti. Nihat Örs açık-lamasında şunları ifade etti:“Belgeyi vereceğimiz işyerinitespit ederken ismin Türkçeninyapısına en uygun olanını seç-meye çalıştık. Halkın dilindeyer etmiş, kelime kökü diğerdillerden olsa da kabul görmüşkelimeleri de Türkçe kabulettik. Yani ‘TürkçeleşmişTürkçe olarak gördük.Yaptığımız çalışma sonucundaSayın Muhsin Beyin çay bah-

çesinin isminde kararkıldık. Çünkü ‘Küçük’kelimesi Türkçenin eneski yazılı kaynağı olanOrhun Yazıtlarında, İlkİslami Türk esrelerindenolan Divan-ı Lügati’tTürk’te ‘ufak, genç’ anlamla-rında kullanılır. ’ev’ kelimeside yine Orhun yazıtlarında ‘konut çadır’ anlamında kulla-nılır. Bu kelimelerinÇorum’da bir işyerinde kulla-nılıyor olması Türkçe duyarlı-lığı açısından çok önemli.Çünkü toplumumuzda üzüle-rek görüyoruz ki yabancı keli-me kullanmaya büyük biryöneliş var. Oysa Türkçedeçok güzel kelimeler var. Bukelimeleri kullanmak topluma,gençlere güzel bir örnek teşkilediyor. Bu vesile ile bütünÇorum esnafına da saygı duy-duğumuzu belirtmek isteriz.Çünkü bu çalışmadaki amacı-mız kimseyi sorgulamak değil.Türkçenin her alanda kullanı-mını teşvik etmektir. Şöyle birbaktığımızda TürkçeninDünya’da en çok konuşulanbeşinci dil olduğunu görürüz.Türkçenin köklü bir tarihi var.En eski yazılı kaynakları MS8. yüzyıla dayanıyor. Böyleköklü bir dile bizim sahip çık-mamız gerekiyor. Çünkü dilbirliği bir millet için en önem-li özelliklerden birisidir. Aynıduyguyu hissetmek, aynı ide-

aller uğruna ülkemiz için gay-ret etmek dilimizi doğru kul-lanmakla doğrudan ilgilidir.Çünkü siz düşünce üretemez-seniz birileri sizin yerinizedüşünmeye başlar.Biz bu anlamda hem kültürü-müze hem de Türkçe isimvererek Türkçeye hizmet etmişolan Sayın Muhsin ve MustafaBaran Bey’e amacı eğitime heralanda hizmet etmek olan sen-dikamızın hazırladığı ‘TürkçeOnur Belgesi’ni vermektenmutluluk duyuyoruz. Böyleörneklerin Çorum’da artmasınıdiliyoruz. Çalışmalarındabaşarılar, hayırlı kazançlardiliyoruz.Küçük Ev çay bahçesi işletmesahibi Muhsin Baran’ın oğluMustafa Baran da böyle birbelge almaktan onur duyduk-larını ifade etti Mustafa Baranbu işletmeyi açarken önceyabancı bir isim düşündükleriancak sonra Türkçe bir isimvermeyi tercih ettiklerini kay-detti. Baran ‘ Böyle bir belgeyibize vermeyi uygun gördükleriiçin eğitimci arkadaşlara çokteşekkür ediyorum. İnşallahÇorum’da Türkçe isimler dahada artar.”

Türkçe iş yeri ismineonur belgesi

Hitit Üniversitesi; BağcılarKaymakamlığı, Bağcılar Belediyesive Bağcılar İlçe Milli EğitimMüdürlüğü işbirliğiyle düzenlenenKampüs Bağcılar Tanıtım Fuarınakatıldı.51 üniversitenin yer aldığı fuardaHitit Üniversitesi’nin standını ziya-ret eden öğrencilere, öğrenci velile-rine ve rehber öğretmenlere istih-dam odaklı bölüm ve programlar

beraberinde öğrencilere sunulanimkanlar, yurt dışı öğrenci hareket-liliği, kulüp faaliyetleri gibi birçoktanıtıcı bilgi anlatıldı. “En ÖzelDevlet Üniversitesi” sloganıyla,öğrenci odaklı yönetim anlayışıylahareket eden Hitit Üniversitesi stan-dı öğrencilerin ilgi odağı olurkenöğrencilere ve rehber öğretmenlereyönelik düzenlenen tanıtım mater-yalleri büyük yankı uyandırdı.

Hitit Üniversitesi,eğitim fuarına katıldı

İskilip Yüksek Öğretim KurumlarıYaptırma Yaşatma Derneği tarafın-dan Esnaf Kefalet Kooperatifi salo-nunda bilgilendirme toplantısı ger-çekleştirildi.Belediye Başkanı Recep Çatma,Yüksek Öğretim KurumlarıYaptırma ve Yaşatma DerneğiBaşkanı Nurettin Tanay ve dernekyönetim kurulu üyelerinin katıldığı

toplantıda Başkan Çatma yeni bina-nın yapımı konusunda detaylı bilgi-ler verdi. Yaklaşık bir saat süren toplantınınardından Belediye Başkanı RecepÇatma ve dernek yöneticileriMeslek Yüksek Okulu yeni binainşaatına giderek incelemelerdebulunup inşaatın ilerleyiş sürecineilişkin görüş alışverişinde bulundu.

MYO’nun yenibinası için toplantıSungurlu Belediye Başkanlığıtarafından ilçede GürpınarMahallesi 9015. Sokakta (EskiEröksüz Sokak) yapımı tamam-lanan parka Sungurlu EskiBelediye BaşkanlarındanMerhum İlhan Sarıaltun'unismi verildi.Açılışa Sungurlu BelediyeBaşkanı Abdulkadir Şahiner,Belediye Başkan Yardımcıları,Cumhuriyet Halk Partisi İlçeBaşkanı Ali Erayhan ve yöne-tim kurulu üyeleri, RahmetliBelediye Başkanı İlhanSarıaltun'un oğlu EmrahSarıaltun, Oda Başkanları,

Muhtarlar ve çok sayıda vatan-daş katıldı. Açılışta konuşan EmrahSarıaltun, “Babam bir Sungurlusevdalısı idi ve çok sevdiğiSungurlu'nun yolunda geçirdiğitrafik kazasında hayatını kay-betti. Özellikle siyasi konulardazor günler yaşadığımız şu gün-lerde biz Sarıaltun Ailesineböylesine güzel bir hediyeveren Başkanımıza ne kadarteşekkür etsem azdır. Allah razıolsun” dedi.

SUNGURLU BİZE

İLHAN ABİMİN EMANETİ

Sungurlu Belediye BaşkanıAbdulkadir Şahiner ise;“Sungurlu bize rahmetli İlhanağabeyimizin emaneti. İki yıl-dır görevdeyiz. Önce insan düs-turu ile çalışmalarımıza aralık-sız devam ediyoruz. Merhumbaşkanımız Sarıaltun, taraflıtarafsız herkesin sevdiği takdirettiği bir kişilikti. Onun anısınıyaşatmak boynumuzun borcu-dur. Parkımız mahallemizehayırlı uğurlu olsun” ifadelerin-de bulundu.

İlhan Sarıaltun Parkı’nın açılışı yapıldı

5 GÜN LÜK HA VA DU RU MU

16 Mayıs Pazartesi

17 Mayıs Salı

18 Mayıs Çarşamba

19 Mayıs Perşembe

20 Mayıs Cuma

11

9

7

7

5

22

24

20

19

21

KUVVETLİ YAĞIŞLISAĞANAK YAĞIŞLIG.G.SAĞANAK YAĞIŞG.G.SAĞANAK YAĞIŞPARÇALI BULUTLU

Tarih En Düşü

k

En Yüksek Hadise

ENÖBETÇİ ECZANELER

SE VÝNÇ221 20 00

M.A.Er soyCd.5/C

ODA BAÞ777 00 59

Sa dýk Ah met Cd.66/9

Çanakkale de devam eden Anadolu yıldızları ANALİG Türkiye basketbol şampiyonasında grup maçları13 Mayıs 2016 Cuma günü oynanan maçların ardın-dan tamamlandı. Çorum yıldızları Eskişehir karşısında ilk periyotu 5-8

ilk devreyi 15-22 üçüncü periyot 26-44 geride kapatanÇorum yıldızları 35-60 maçı kaybederek ilk 4 şansınıyitirmiş oldu. Çorum yıldızları grubunu 3. olaraktamamladı. Antrenörler Yaşar Yılmaz ve Murat Çalışkan,

“Hedefimiz ilk 4 e kalmaktı ama Eskişehir karşısındaistediğimiz oyunu oynayamadık oyunun bazı bölümle-rinde baskılı oynayan rakibimize karşı istenmeyen topkayıpları ve 3. periyotun başında Hüseyin Çakır veM.Ali Şahin’in sakatlıkları oyun planımızı bozdu.

Kenardan gelen sporcularımızda ellerinden geleni yap-tılar. Son periyotta önümüzdeki sene mücadele edecek2003 doğumlu sporcularımızla mücadele ettikHüseyin ve M. Ali’nin yapılan kontrollerde ciddi birşey olmadığına hepimiz çok sevindik” dedi.

Yıldız basketçiler hedefi tutturamadı