14 ekonomİ anadolu tülbentini dünyaya...

1
YAHYA ARIKAN [email protected] YAŞAMDA MALİ ÇÖZÜM Mezdeke Fkrasndaki Mantkla Cezalandrlyoruz Annem 16.3.1963 doğumlu, 1.2.1980 tarihinde SSK girişi var. 2003 yılından bu yana isteğe bağlı SSK primi yatırıyoruz. Eylülde yürürlüğe giren Sosyal Güvenlik Reformu ile isteğe bağlı prim SSK için kaldırıldı ve isteğe bağlı prim yatıranlar da 4/b li (Bağ-Kur’lu) oldu. Bizim eylül sonrasında yatırmış olduğumuz primler Bağ-Kur’lu olarak mı alınıyor? Şu anda annemin 1638 gün primi bulunmakta. Annem bu şartlara göre en erken ne zaman emekli olabilir? Bize önerebileceğiniz bir yöntem var mıdır? Selçuk BİNGÜL Sosyal Güvenlik Reformu olarak bilinen 5510 sayılı kanunun 1/10/2008 tarihi iti- barıyla yürürlüğe giren isteğe bağlı sigorta hükümleri gereğince 1/10/2008 tarihin- den sonra ödenen isteğe bağlı sigorta primleri 4-1/b bendi kapsamında (yani Bağ- Kur’lu) sigortalılık süresi olarak sayılmış ve ödenen primler de Bağ-Kur’lu gibi değerlendirilmektedir. 1 Ekim 2008 tari- hinden sonra isteğe bağlı SSK’ye prim ödeyen kişilerin 3.5 yıl ve daha fazla süreyle prim ödemesi halinde emeklilik he- saplamaları Bağ-Kur koşullarına göre hesaplanacaktır. Bu da, 5000 günü doldurarak emekli olacak bir sigortalının 9000 gün prim ödeyerek emekli olabilmesi sonucunu doğu- racak. İsteğe bağlı sigorta primi ödeyen SSK’li okurlarımızın daha önce birkaç kez yazdığımız gibi son 3.5 yıla dikkat et- meleri gerekiyor. Bir işyerinden sigortalı yapılarak prim öde- yebilirsiniz. Anneniz 5000 günü doldurunca emekli olur. Sorularınız için malicozumism mmo.org.tr ad- resine mail ata- bilirsiniz. Tüm sorular e-posta ile tek tek ce- vaplanacaktır. İSTEĞE BAĞLI SSK’Lİ BAĞ-KUR’LU OLABİLİYOR Emeklinin maaşndan icra kesintisi yaplamaz H aklı olarak aylıklarının düşüklüğünden yakınan pek çok emeklimiz, maaşından yapılan icra kesintileri ile zor günler yaşayabiliyor. Sosyal Güvenlik Yasası’nın değişmesiyle (5510 sayılı kanun, yürürlük tarihi 1 Ekim 2008) ile birlikte SGK’den alınan emekli aylıklarından icra kesintisi konusu yeniden düzenlendi. Emeklilerimizi bir parça rahatlatan düzenlemeyi hatırlatmakta yarar görüyorum: “Emeklilik geliri, aylık ve ödenekler, takip ve tahsili gereken SGK alacakları ile nafaka borçları dışında haczedilemiyor.” 5510 sayılı kanunda haczi yasaklanan gelir, aylık ve ödeneklerin haczedilmesine ilişkin talepler, emekli aylığı alan borçlunun muvafakatı bulunmaması halinde, icra müdürü tarafından reddedilecek. Bu düzenlemeyle SGK alacakları ve nafaka borçları dışında borçlunun rızası olmadan açılan haciz taleplerinin kuruma intikal ettirilmeden icra müdürleri tarafından reddedilmesi gerekir. SGK’den gelir/aylık alan sigortalı ve hak sahiplerinin gelir ve aylıklarına nafaka borçları dışında ilgililerin uzlaşısı bulunmadan haciz uygulanmaması gerekmektedir. B u başlığı görenler, “Mezdeke de neyin nesi?!” diyebilirler. Sayfalarca yazıp derdimi anlatamamaktan korktuğum için, o ünlü fıkrayı hatırlattım, ama burada onu anlatıp maksadımı aşmak da istemem. Onun için sevgili dostlar, şimdiden af dileyerek söylüyorum: “Bilenler bilmeyenlere anlatsın...” Türkiye’deki vergi ve sosyal güvenlik yasalarındaki ceza uygulamalarına eleştirim, sakın ‘yasalara uymayana göz yumulması talebi’ gibi de algılanmasın. İşin doğrusu, bundan da çekiniyorum. Onun için, gelin bu konuyu birlikte tartışalım: Kayıt dışı ekonomik faaliyetler, ülkemizin bir numaralı sorunları arasında. Buna itirazı olan var mı? Benim bildiğim kadarıyla bürokratı da bakanı da mali müşaviri de sanayicisi de dertli. Üç kuruş daha fazla almak için gelecekteki riskleri sigortalanmayan çalışan da… Ama hepimiz biliyoruz ki, çalışanların yaklaşık yarısı (TÜİK’e göre yüzde 45.3) sosyal güvenceden yoksun biçimde çalışıyor. Demek ki kayıtlı ortamda faaliyet gösteren işyerleri kadar buna hiç uymayan da var… Vergi kaçırmak için hilelere başvuranlar, şirketlerinin içini boşaltanlar, kazancını eksik beyan edenler de cabası. Bizim mücadele etmemiz gereken tablo bu iken; kayıtlı çalışan ve yükümlülüğünü yerine getirmekten kaçmayan vergi mükellefine, beyan formunda harf hatası yapsa (düzeltme verse bile) ceza kesmemiz,bu mükellefi hizmet aldığı ve daha çok vergi toplamak için gecesini gündüzüne katan müşaviriyle karşı karşıya getirmemiz, vergi matrahını hiç etkilemeyecek bir bilgilendirme formundaki hatayı fırsat bilip “Sen burada madem hata yaptın, ilk 10 gün içinde fark eder de düzeltirsen, sorun yok. Ama bu süre 15 günü bulursa cezanın yüzde 50’sini, bu süreyi de geçersen 1000 TL ceza öde” dememiz… ne kadar doğrudur? Biraz daha açarsak; aynı mükellef ve o mükellefin vergi idaresiyle sosyal güvenlik kurumlarıyla ilişkisini düzenleyen çalışanı zamanında beyan etmezse zaten kesin cezayı yiyor. Ama zamanında beyan edene de; “Sigortalı işe giriş bildirgelerini ve genel sağlık sigortası giriş bildirgelerini zamanında beyan ettin, ama 5510 sayılı kanunda belirtilen süre içinde ya da Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı’nca belirlenen şekle ve usule uygun vermemişsin… Sağ üst köşedeki numaranın bir rakamını hatalı yazmışsın. Bunu düzeltmek istiyorsun. Tamam. Yine de günü geçtiği için şu kadar para cezası ödeyeceksin!” dememiz ne kadar adaletlidir? Yürürlükteki uygulamaya göre, firmaların alım ve satımlarını gösteren bildirimler (Ba- Bs formları) KDV beyannamesinin verildiği aydan sonraki ayın 5’ine kadar verilebiliyor. Ancak Maliye’nin hazırladığı taslakta, bu bildirimlerin, KDV beyannamesinin verilmesinden sonraki 4 gün içinde, yani KDV beyanının yapıldığı ayın 28’ine kadar verilmesi isteniyor. Oysa bu bildirim, müşterilerin karşılıklı alış-satışlarını kontrol etmesinden sonra yapılması gereken bir işlem. Verilen süre, şimdi bile yeterli gelmezken, daha da daraltılması, daha çok ceza kesmek için fırsat yaratmak değil de nedir? Vergi idaresi, vergi beyannamelerinde herhangi bir harf ya da rakam hatası yapan, örneğin yazarken kaydıran, kimlik numarasında yanlış yapan mükellefin düzeltmesini kabul ediyor ve ceza kesmiyor. Ama aynı idare, firmaların mal alım- satışlarını gösteren formlarda en ufak bir hata yapanı affetmiyor. Birkez daha altını çizmekte yarar var: Bildirim ve formlarda (Ba-Bs) herhangi bir hata, vergi matrahını hiç etkilemiyor... Vergi ve sosyal güvenlik cezalarını incelediğinizde uzayıp giden listede, çelişkili uygulamalar da uzayıp gidiyor... Ülkemizdeki bürokrasiyi hepimiz biliyoruz. Hatanın fark edilmesi ve düzeltme beyanı verilmesi için 15 gün zaten yetersiz. Üstelik bu cezalarda uzlaşma şansınız da yok... Ne dersiniz, bu durumda “devlet tam da mezdeke fıkrasındaki kahramanı oynamış olmuyor mu?!” Konumuz ister vergi ve sosyal güvenlik, isterse kırmızı ışık ihlali olsun. Yasalara uymayana ceza tam olsun. Ama toplumsal yaşamda düzeni sağlamak gerekçesiyle kesilen para cezaları amacının tam tersine, insanları ve işletmeleri kural dışına çıkmaya zorlamasın… Kayıt dışını özendirmesin. 16 OCAK 2010 CUMARTESİ

Upload: buingoc

Post on 18-Feb-2018

233 views

Category:

Documents


2 download

TRANSCRIPT

Page 1: 14 EKONOMİ Anadolu tülbentini dünyaya satyorarchive.ismmmo.org.tr/docs/basin/2010/ym/16012010... ·  · 2015-08-11Taka, ABD, Kanada, Avrupa ve Ja- ... sağlayabilir miyiz diye

CM

YB

C M Y B

Skype’�n yürüttüğü araş-t�rma sonuçlar�na göre,2009 y�l�nda KOBİ’lerinyüzde 61’i alternatif ileti-şim araçlar�n� kullanarak işseyahatlerini minimumaindirdi.

Skype’�n Türkiye, İngil-tere, Fransa, Almanya, İs-panya, İtalya, Polonya veRusya’y� içeren araşt�rma-s�, 1200 KOBİ ile yap�ld�.KOBİ’lerin yüzde 61’i al-ternatif iletişim araçlar�n� kullanarak iş seyahat-lerini minimuma indirirken, yüzde 40’�, yurtd�ş�nayap�lan çoğu iş seyahatinin gereksiz olduğunu veyüz yüze görüşmelerin düşünüldüğü kadar önem-li fayda sağlamad�ğ�n� belirtti. İş seyahatlerinin ge-reksiz olduğunu savunan ülkelerin baş�nda yüz-de 54 ile İngiltere ve yüzde 51 ile İtalya geldi.

Türkiye’de durumKat�l�mc�lar�n yüzde 47’si anl�k ileti gönderme,

yüzde 40’� telekonferans ve yüzde 32’si video kon-ferans yöntemlerini tercih ettiğini belirtti.

“En etkili diğer iletişim araçları” sorusunu ka-t�l�mc�lar�n yüzde 74’ü “e-mail” olarak yan�tlar-

ken, Polonya yüzde84 ile e-mail kullan-may� en çok terciheden ülke oldu. Sosyalağlar�n kullan�m s�kl�-ğ�na bak�ld�ğ�nda iseilk s�rada yüzde 23’leTürkiye bulunurken,Fransa yüzde 2 ile sos-yal ağlar� en az kulla-nan ülke oldu. AlmanKOBİ’ler ise yüzde65 oran�nda sesli çağ-

r�lar� tercih ediyor.Türkiye’de KOBİ’ler aras�nda en s�k tercih edi-

len iletişim araçlar�, yüzde 80 ile e-mail, yüzde 52ile anl�k ileti gönderme ve yüzde 51 ile sesli ara-ma olarak s�raland�. En az 6 ülkeyle görüşen ül-keler aras�nda Almanya yüzde 25 ile ilk s�ray� al�r-ken, Türkiye yüzde 20 ile ikinci ve İngiltere de yüz-de 16 ile üçüncü s�rada bulunuyor. Fransa, İtal-ya ve Türkiye, telekonferans ile görüşme yönte-minden en fazla s�k�lan ülkeler olarak s�raland�.Polonya, Türkiye ve Almanya e-mail’lerde ge-cikmeden şikâyet etti. Türkler ve İspanyollar gö-rüştükleri kişinin fotoğraf�n� göremeyince hoş-nutsuzluk duyduğunu kaydetti.

İzmir’de uzun y�llard�r İzkonTekstil şirketi bünyesindefason tekstil ürünleri üreti-mi yapan Eskinazi Aile-si’nin Anadolu’ya özgü tül-

benti, oya işlemeleriyle süsleyerekfarkl� bir tasar�mla yeniden ele al-mas�, dünya moda çevrelerinde sesgetirdi.

Britney Spears, Cameron Diaz,Paris Hilton gibi ünlülerin tercih et-mesiyle tan�nm�ş moda ve magazindergilerine taş�nan Türk markas�Taka, ABD, Kanada, Avrupa ve Ja-ponya başta olmak üzere 20 ülkedeyaklaş�k 300 sat�ş noktas�na ulaşt�.

Son olarak Dallas Moda Günle-ri’nde birçok tan�nm�ş markay� ge-ride b�rakarak “çağdaş günlük kı-yafet” kategorisinde birinci seçilenmarkayla ilgili AA muhabirine aç�k-lamalarda bulunan şirket ortağ� Jo-seph Eskinazi, 2004 y�l�nda oyal�tülbentleri plaj giysisi olarak değer-lendirerek başlad�klar� üretimi son-raki y�llarda değişik kullan�m alan-lar�yla yayg�nlaşt�rd�klar�n�, tülben-ti yaşam�n her alan�nda kullan�labi-lecek bir kumaş haline getirdikleri-ni ifade etti.

Bu y�l jeans segmentine de girmekarar� ald�klar�n� dile getiren Eski-nazi, kriz dönemini, baz� pazarlardaödeme s�k�nt�lar� yaşansa da genelolarak zarar görmeden atlatt�klar�n�dile getirdi. Eskinazi, ABD paza-r�ndaki daralmay� görerek bu y�l

üretimi yüzde 25 oran�nda düşür-düklerini, daha agresif bir pazarlamaçal�şmas� içine girdiklerini anlatarakşöyle konuştu: “Türkiye’de satışnoktası sayımızı 30’a çıkardık.Hiç beklemediğimiz yerlerden ina-nılmaz talepler geldi. Sahil kent-lerinde belli bir satış grafiğimiz ol-masına rağmen Gaziantep, İs-kenderun, Bursa gibi merkezler-den gelen talep üzerine satış nok-

talarımızı arttırmaya yöneldik.Rusya, Karayipler ve Porto Ri-

ko’da mağaza sayısını arttırdık,Kuzey Afrika, Avustralya ve Çinpazarlarına da girdik. Potansiyelgördüğümüz tüm pazarlara gir-meye çalışıyoruz. Jeans ürünleri-nin gelişimiyle kış sezonuna da hi-tap edeceğiz. Şu anda 2 milyon do-larlık bir ihracat var. 2011’de bu-nun 4.5 milyon doları bulmasını

bekliyoruz.”Eskinazi, sözlerini şöyle sürdürdü:“Dünya modasına yön verebile-

cek önemli zenginliklerimiz var.Biz bunları elimizdeki olanaklarıkullanarak yapmaya çalışıyoruz.Aslında halen küçük ve orta bü-yüklükte bir firmayız. Buna rağ-men hiç mütevazı olmaya gerekduymadan söyleyebilirim ki dün-yada en iyi tanınan Türk marka-ları arasına girdik. Ancak bu ba-şarıyı köklü bir hale getirmek zo-rundayız. Bu da daha fazla tanıtımyatırımı gerektiriyor. Köklü olmakiçin ya devlet desteği ya ortağa ih-tiyacımız var. Devletin desteğinisağlayabilir miyiz diye baktık.Ancak kendimizi Ankara’ya an-latamadık. Ortaklık konusundada birkaç grupla görüşmemiz ol-du. Ancak genelde kısa süredekâr elde etme odaklı ve büyük ser-mayeli gruplar geldi. Biz 15-20 mil-yon dolarlık bir yatırımdan bah-sederken bir İngiliz yatırımcı 200milyon dolardan bahsediyordu.Arayışlarımız sürüyor. Kurum-sal düşünen bir Türk girişimcisiylede ortaklık oluşturabiliriz.”

Bu söz, iş yaşamına işçi olarakbaşlamış, daha sonra kalıpçı ustasıolmuş, kriz öncesi 200, şimdilerde ise80 kişinin çalıştığı ve beş bincivarındaki banyo aksesuvarlarının üretildiği birişletmenin sahibinin söylediği söz.

Binali Bey, 42 yaşında, 12 yaşından beriçalıştığını söylüyor... Modellerin tasarımını, Ar-Geve ürün geliştirmeyi hatta bazı otomasyon üretimyapan tezgâhların üretimini bizzat kendisiyapıyor. Tam anlamıyla tanrı vergisi yeteneği olanbir kişi... Ürün çeşitleri ve modelleri görüncebravo, helal olsun diyorsunuz..

Bir süre öncesine değin üretimin büyükçe birbölümünü, Rusya, Ukrayna, Bulgaristan veRomanya’ya ihraç ediyormuş.

Düşük kur, yüksek faiz ve enflasyona dayalıpara politikaları sonucunun üretim yerine adetaithalatı destekleyen politikalara dönüşmesi,elektrik, doğalgaz ve akaryakıt gibi temelgirdilerdeki fiyat artışları, özellikle Çin mallarınınbu ülkelerde pazara ağırlığını koyması, demir,pirinç ve alaşımlı çelik malzemelerde ve kimyasalhammaddelerin fiyatlarında yaşanan istikrarsızlıkve dengesizce yapılan zamlar, üretim yapanişletmelerin yurtdışındaki rekabet gücünü nasılzayıflattığını kendi yaşadıklarının örneklerinivererek bir bir anlattı.

İster iç isterse dış piyasalara malınızı satmaklaiş yapmış olmuyorsunuz.

Önemli olan sattığınızın parasal karşılığınıalabilmek yani tahsilat yapabilmeniz.Müşterilerden aldığınız evraklar çek veya senedizamanında paraya çevirmek neredeyseolanaksız. Keza çoğu kez müşteri çeklerikarşılıksız çıkabiliyor.

Karşılıksız çıkan çekleri cironto ettiğiniz içinbenim ödemem gerekiyor. Nakit giriş ve ödemeplanlarınız altüst oluyor. Ya varsa birikmişparanızdan ya da banka ve müşterilerdenaldığınız değerli kâğıtları factoringlere vererekfinansman açığınızı böylelikle kapatmayaçalışıyorsunuz. Bu koşullarda bankalardan yenikredi alabilmeniz hemen hemen olanaksız. Hemkendi hem de şirketinizin itibarınızı korumakzorundasınız.

Bankalarda bulamadığınız finansman içinevinizi hatta bindiğiniz aracınızı satarakişletmenize taze para girişinigerçekleştiriyorsunuz.

Borçlanma ve borç sarmalına girmek demektam anlamıyla böyle oluyor...

Bilgimiz de yetersiz kalabiliyor çoğu kezörneğin, zCE işaretinden tutun da, Ar+Ge ve yeniürün geliştirmedeki patent, fikri ve mülki haklarkonusu, bürokrasi, ihracat teşviklerininyetersizliği, kredi sorunları, ana firma – yan

sanayi ilişkilerindeki düzensizlikler,devlet desteklerinde karmaşa, pahalıenerji, prim ve vergilerdeki yüksekoranlar... Bizlerin bir türlü üstesinden

gelemediğimiz işler bunlar... Başka sıkıntılarımız da var, mesela bizim gibi

işletmeler iki Çin’le mücadele etmek zorundakalıyor... Birincisi, Çin mallarının dünya pazarlarınıistila etmesi, diğeri Türkiye’deki Çinliler... Kimlermi, diye sorup kendisi yanıtlıyor... “Merdiven altıüretim yapanlar... Bunlar kayıt dışı olarakçalışıyorlar...

Haksız rekabet yaratan bu durumdan nasılkorunacağız? Nasıl mücadele edeceğimişaşırıyorum. Kayıt içinde çalışmak adetacezalandırılıyor... Çalış, çalış bir türlü sermayebirikimi olamıyor. Bırakalım birikimi, işletmesermayemiz giderek eriyor...

Bu koşullarda ihracatı, sadece pazarlardaadımızın devam etmesi için yapıyoruz.

Kâr-mar yok!.. Bizim işimiz, keçiboynuzuylakarın doyurmaya benziyor..”

Bir medya kuruluşumuz, “Küresel krizin ülkemiziteğet geçip geçmediğini” internet üzerindendüzenlediği anketle yurttaşlarımıza soruyor...Binali Bey gibi binlerce Ali’lerin Mehmet’lerinyaşadıklarını görmek için İMES, MODOKO,DUDULLU, ÜMRANİYE, SOĞANLIK ve YAKACIKgibi yerlerdeki işyerlerini bir dolaşıversinler... Krizteğet mi ya da delip mi geçmiş, hemen görürler...

S A T I R A R A S I HİLMİ DEVELİ [email protected]

Anadolu tülbentinidünyaya sat�yor YAHYA ARIKAN [email protected]

YAŞAMDA MALİ ÇÖZÜM

Mezdeke F�kras�ndakiMant�kla Cezaland�r�l�yoruz

Tülbentten tasarlad�ğ� giysilerle k�sa sürede ABD ve Avrupa’da kendisini kabulettirmeyi başaran Taka Wear, köklü bir marka haline gelmek için ortak ar�yor.

Kriz KOBİ’yi internete yöneltti

Annem 16.3.1963 doğumlu, 1.2.1980 tarihinde SSK girişi var. 2003 yılındanbu yana isteğe bağlı SSK primi yatırıyoruz. Eylülde yürürlüğe giren SosyalGüvenlik Reformu ile isteğe bağlı prim SSK için kaldırıldı ve isteğe bağlıprim yatıranlar da 4/b li (Bağ-Kur’lu) oldu. Bizim eylül sonrasında yatırmışolduğumuz primler Bağ-Kur’lu olarak mı alınıyor? Şu anda annemin 1638gün primi bulunmakta. Annem bu şartlara göre en erken ne zaman emekliolabilir? Bize önerebileceğiniz bir yöntem var mıdır? Selçuk BİNGÜL Sosyal Güvenlik Reformu olarak bilinen 5510 sayılı kanunun 1/10/2008 tarihi iti-barıyla yürürlüğe giren isteğe bağlı sigorta hükümleri gereğince 1/10/2008 tarihin-den sonra ödenen isteğe bağlı sigorta primleri 4-1/b bendi kapsamında (yani Bağ-Kur’lu) sigortalılık süresi olarak sayılmış ve ödenen primlerde Bağ-Kur’lu gibi değerlendirilmektedir. 1 Ekim 2008 tari-hinden sonra isteğe bağlı SSK’ye prim ödeyen kişilerin 3.5yıl ve daha fazla süreyle prim ödemesi halinde emeklilik he-saplamaları Bağ-Kur koşullarına göre hesaplanacaktır. Buda, 5000 günü doldurarak emekli olacak bir sigortalının9000 gün prim ödeyerek emekli olabilmesi sonucunu doğu-racak. İsteğe bağlı sigorta primi ödeyen SSK’li okurlarımızındaha önce birkaç kez yazdığımız gibi son 3.5 yıla dikkat et-meleri gerekiyor. Bir işyerinden sigortalı yapılarak prim öde-yebilirsiniz. Anneniz 5000 günü doldurunca emekli olur.

Sorularınız içinmalicozum�ismmmo.org.tr ad-resine mail ata-bilirsiniz. Tümsorular e-postaile tek tek ce-vaplanacaktır.

İSTEĞE BAĞLI SSK’Lİ BAĞ-KUR’LU OLABİLİYOR

KÖYLÜ KADINLAR OYALARI YAPIYORŞirket Genel Müdürü ve Tasa-r�mc�s� Semra Eroğlu iseürünlerde kullan�lan oya vekanaviçe benzeri elişi ürünle-rin köyde yaşayan kad�nlariçin önemli bir gelir kaynağ�oluşturduğunu belirtti.Halen çoğu Manisa’n�n Kulailçesinde olmak üzere 150’yeyak�n kad�n�n kendileri içinoya ürettiğini ifade eden Eroğ-lu, şunlar� kaydetti:“2005 yılından bu yanaürünlerimizde oya ve kana-

viçe kullanıyoruz. Köylerdengelen oyaları bizim için top-layan arkadaşımızın uyarısıüzerine bu oyaların o kadın-lar için öneminin farkına va-rarak oyadan vazgeçmemeyekarar verdik. Şimdi değişikkullanım alanları bulmayaçalışıyoruz. Giysilerde kulla-nacağımız boncuk işleri içinde cezaevlerinde üretim yap-tırmayı düşünüyoruz. BucaCezaevi ile görüştük. Olum-lu yaklaştılar.”

Nitelikli eleman içinakademi kuruldu

Ekonomi Servisi -Tak�m Tezgâhlar�Sanayici ve İşadamlar� Derneği (TİAD)makine sektörüne nitelikli eleman ka-zand�rmak ve alan�nda yeni teknolojile-ri öğretmek amac�yla eğitim seferberli-ği başlatt�. Makine çal�şanlar�n� akade-mi çat�s� alt�nda toplay�p 60-80 saateğitim verecek olan TİAD, üretim ve ser-viste h�zl�l�k, yüksek kalite ve yerli ma-kine alg�s�n�n geliştirilmesini hedefliyor.

TİAD Yönetim Kurulu Başkan� Hay-rettin Kağnıcı, TİAD’�n Bayrampa-şa’daki teknik eğitim merkezinde ger-çekleştirilecek olan eğitimlerde kişisel ge-lişim, CNC tezgâhlar�n�n programlan-mas�, talaş kald�rma teknolojileri, kont-rol sistemleri, imalat ekonomisi gibiteknik ve bireysel beceri eğitimlerininağ�rl�kta olacağ�n� belirterek şöyle ko-nuştu: “40 bin kişinin çalıştığı sektör-de nitelikli eleman yok denecek kadaraz. 150 kadar işletmecinin eğitimebüyük ilgi göstermesini bekliyoruz. He-defimiz beş yıl içerisinde 400 bin ni-telikli eleman yetiştirmek. ”

� Tülbenti yaşam�n heralan�nda kullan�labilecek birkumaş haline getiren Türkmarkas� Taka, ABD, Kanada,Avrupa ve Japonya baştaolmak üzere 20 ülkede yaklaş�k300 sat�ş noktas�na ulaşt�.

Emeklinin maaş�ndan icra kesintisi yap�lamaz

Haklı olarak aylıklarınındüşüklüğünden yakınan pek çokemeklimiz, maaşından yapılan icra

kesintileri ile zor günler yaşayabiliyor.Sosyal Güvenlik Yasası’nın değişmesiyle(5510 sayılı kanun, yürürlük tarihi 1 Ekim2008) ile birlikte SGK’den alınan emekliaylıklarından icra kesintisi konusu yenidendüzenlendi. Emeklilerimizi bir parçarahatlatan düzenlemeyi hatırlatmakta yarargörüyorum: “Emeklilik geliri, aylık veödenekler, takip ve tahsili gereken SGKalacakları ile nafaka borçları dışındahaczedilemiyor.”

5510 sayılı kanunda haczi yasaklanangelir, aylık ve ödeneklerin haczedilmesineilişkin talepler, emekli aylığı alan borçlununmuvafakatı bulunmaması halinde, icramüdürü tarafından reddedilecek. Budüzenlemeyle SGK alacakları ve nafakaborçları dışında borçlunun rızası olmadanaçılan haciz taleplerinin kuruma intikalettirilmeden icra müdürleri tarafındanreddedilmesi gerekir. SGK’den gelir/aylıkalan sigortalı ve hak sahiplerinin gelir veaylıklarına nafaka borçları dışında ilgililerinuzlaşısı bulunmadan haciz uygulanmamasıgerekmektedir.

Bu başlığı görenler, “Mezdeke deneyin nesi?!” diyebilirler. Sayfalarcayazıp derdimi anlatamamaktan

korktuğum için, o ünlü fıkrayı hatırlattım,ama burada onu anlatıp maksadımı aşmakda istemem. Onun için sevgili dostlar,şimdiden af dileyerek söylüyorum: “Bilenlerbilmeyenlere anlatsın...”

Türkiye’deki vergi ve sosyal güvenlikyasalarındaki ceza uygulamalarına eleştirim,sakın ‘yasalara uymayana göz yumulmasıtalebi’ gibi de algılanmasın. İşin doğrusu,bundan da çekiniyorum. Onun için, gelin bukonuyu birlikte tartışalım:

Kayıt dışı ekonomik faaliyetler, ülkemizinbir numaralı sorunları arasında. Buna itirazıolan var mı? Benim bildiğim kadarıylabürokratı da bakanı da mali müşaviri desanayicisi de dertli. Üç kuruş daha fazlaalmak için gelecekteki risklerisigortalanmayan çalışan da… Ama hepimizbiliyoruz ki, çalışanların yaklaşık yarısı(TÜİK’e göre yüzde 45.3) sosyalgüvenceden yoksun biçimde çalışıyor.Demek ki kayıtlı ortamda faaliyet gösterenişyerleri kadar buna hiç uymayan da var…Vergi kaçırmak için hilelere başvuranlar,şirketlerinin içini boşaltanlar, kazancını eksikbeyan edenler de cabası. Bizim mücadeleetmemiz gereken tablo bu iken; kayıtlıçalışan ve yükümlülüğünü yerinegetirmekten kaçmayan vergi mükellefine,beyan formunda harf hatası yapsa(düzeltme verse bile) ceza kesmemiz,bumükellefi hizmet aldığı ve daha çok vergitoplamak için gecesini gündüzüne katanmüşaviriyle karşı karşıya getirmemiz, vergimatrahını hiç etkilemeyecek birbilgilendirme formundaki hatayı fırsat bilip“Sen burada madem hata yaptın, ilk 10 güniçinde fark eder de düzeltirsen, sorun yok.Ama bu süre 15 günü bulursa cezanın yüzde50’sini, bu süreyi de geçersen 1000 TL cezaöde” dememiz… ne kadar doğrudur?

Biraz daha açarsak; aynı mükellef ve omükellefin vergi idaresiyle sosyal güvenlikkurumlarıyla ilişkisini düzenleyen çalışanızamanında beyan etmezse zaten kesincezayı yiyor. Ama zamanında beyan edenede; “Sigortalı işe giriş bildirgelerini ve genelsağlık sigortası giriş bildirgelerini zamanındabeyan ettin, ama 5510 sayılı kanunda

belirtilen süre içinde ya da Sosyal GüvenlikKurumu Başkanlığı’nca belirlenen şekle veusule uygun vermemişsin… Sağ üstköşedeki numaranın bir rakamını hatalıyazmışsın. Bunu düzeltmek istiyorsun.Tamam. Yine de günü geçtiği için şu kadarpara cezası ödeyeceksin!” dememiz nekadar adaletlidir?

Yürürlükteki uygulamaya göre, firmalarınalım ve satımlarını gösteren bildirimler (Ba-Bs formları) KDV beyannamesinin verildiğiaydan sonraki ayın 5’ine kadar verilebiliyor.Ancak Maliye’nin hazırladığı taslakta, bubildirimlerin, KDV beyannamesininverilmesinden sonraki 4 gün içinde, yaniKDV beyanının yapıldığı ayın 28’ine kadarverilmesi isteniyor. Oysa bu bildirim,müşterilerin karşılıklı alış-satışlarını kontroletmesinden sonra yapılması gereken birişlem. Verilen süre, şimdi bile yeterligelmezken, daha da daraltılması, daha çokceza kesmek için fırsat yaratmak değil denedir?

Vergi idaresi, vergi beyannamelerindeherhangi bir harf ya da rakam hatası yapan,örneğin yazarken kaydıran, kimliknumarasında yanlış yapan mükellefindüzeltmesini kabul ediyor ve ceza kesmiyor.Ama aynı idare, firmaların mal alım-satışlarını gösteren formlarda en ufak birhata yapanı affetmiyor. Birkez daha altınıçizmekte yarar var: Bildirim ve formlarda(Ba-Bs) herhangi bir hata, vergi matrahınıhiç etkilemiyor...

Vergi ve sosyal güvenlik cezalarınıincelediğinizde uzayıp giden listede, çelişkiliuygulamalar da uzayıp gidiyor...

Ülkemizdeki bürokrasiyi hepimiz biliyoruz.Hatanın fark edilmesi ve düzeltme beyanıverilmesi için 15 gün zaten yetersiz. Üstelikbu cezalarda uzlaşma şansınız da yok... Nedersiniz, bu durumda “devlet tam damezdeke fıkrasındaki kahramanı oynamışolmuyor mu?!”

Konumuz ister vergi ve sosyal güvenlik,isterse kırmızı ışık ihlali olsun. Yasalarauymayana ceza tam olsun. Ama toplumsalyaşamda düzeni sağlamak gerekçesiylekesilen para cezaları amacının tamtersine, insanları ve işletmeleri kuraldışına çıkmaya zorlamasın… Kayıt dışınıözendirmesin.

Keçi Boynuzuyla Karın Doymaz!..

SAYFA CUMHURİYET 16 OCAK 2010 CUMARTESİ

14 EKONOMİ