Özlem Çetinkaya bozkurt & ali murat alparslan...

131
ISSN: 1306-8946 1 9 2 9 C A N A K K A L E O N S E K I Z M A R T U N I V E R S I T E S I Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN Girişimcilerde Bulunması Gereken Özellikler İle Girişimcilik Eğitimi:Girişimci ve Öğrenci Görüşleri Özgür TOPKAYA Tarihsel Süreçte Girişimcilik Teorisi: Girişimciliğin Ekonomik Büyüme ve İstihdam Boyutu Burcu KILINÇ SAVRUL, Hasan Alp ÖZEL & Cüneyt KILIÇ Osmanlı’nın Son Döneminden Günümüze Türkiye’de Dış Ticaretin Gelişimi Soner KARAGÜL Türkiye’nin Balkanlardaki “Yumuşak Güç” Perspektifi: Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Selma KILIÇ KIRILMAZ Sosyal Girişimcilerin Girişimcilik ve Dönüştürücü Liderlik Algılarının Belirlenmesine Yönelik Bir Araştırma

Upload: others

Post on 09-Mar-2020

9 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

ISSN

: 130

6-89

46

1 9 29

CANAKKALE

ONSEKIZ MART

UNIVERSITESI

Pozi

tif /

0312

397

00

31

Cilt/Volume: 8 Sayı/Number: 1Yaz / Summer 2013

Cilt/Volum

e: 8 Sayı/Num

ber: 1 Yaz / Summ

er 2013

Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLANGirişimcilerde Bulunması Gereken Özellikler İle Girişimcilik Eğitimi:Girişimci ve Öğrenci

Görüşleri

Özgür TOPKAYATarihsel Süreçte Girişimcilik Teorisi:

Girişimciliğin Ekonomik Büyüme ve İstihdam Boyutu

Burcu KILINÇ SAVRUL, Hasan Alp ÖZEL & Cüneyt KILIÇ

Osmanlı’nın Son Döneminden Günümüze Türkiye’de Dış Ticaretin Gelişimi

Soner KARAGÜLTürkiye’nin Balkanlardaki “Yumuşak Güç” Perspektifi: Türk İşbirliği ve Koordinasyon

Ajansı

Selma KILIÇ KIRILMAZSosyal Girişimcilerin Girişimcilik ve Dönüştürücü

Liderlik Algılarının Belirlenmesine Yönelik Bir Araştırma

Page 2: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship
Page 3: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

T.C. ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ

DR. H. İBRAHİM BODUR GİRİŞİMCİLİK UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERGİSİ

JOURNAL OF ENTREPRENEURSHIP AND DEVELOPMENT

Cilt 8 - Sayı 1 - Yaz 2013 Volume 8 - Number 1 – Summer 2013

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi,

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Dr. H. İbrahim Bodur Girişimcilik Uygulama ve Araştırma

Merkezi Tarafından Yayımlanmaktadır

Page 4: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

Baskı: Pozitif Matbaa

Çamlıca Mah. 145. Sk. No: 10/16 Yenimahalle / Ankara Tel: 0312 397 00 31 - [email protected]

Page 5: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERGİSİ Journal of Entrepreneurship and Development

Cilt 8∙ Sayı 1∙ Yaz 2013∙ Volume 8 ∙ Number 1- Summer 2013

SAHİBİ (Publisher) Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi

Dr. H. İbrahim Bodur Girişimcilik Uygulama ve Araştırma Merkezi

EDİTÖRLER (Editors)

Serkan BAYRAKTAROĞLU ( Süleyman Şah Üniversitesi) Halit KESKİN (Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü)

Ali Şahin ÖRNEK (Yönetici Editör - Managerial Editor)

YAZI İŞLERİ (Assisting Editors)

Güngör HACIOĞLU & Hale ÇELİKKAN & Esra ATAALKIN

YAYIN KURULU (Editorial Board) Alfabetik Sıra İle (In Alphepetical Order)

AKKUŞ Hakan (İnönü Üniversitesi) ALPKAN Lütfihak (Gebze Y.T.E.) BULUT Çağrı (Yaşar Üniversitesi) ÇAKAR DEMİRCAN Nigar (Düzce Ü.) ÇATI Kahraman (Düzce Ü.) ERDİL Sabri (Marmara Ü.) EROL İsmail (Yıldırım Beyazıt Ü.) GERNİ Cevat (Beykent Ü.) GÖKALP Faysal (Uşak Ü.) İMAMOĞLU Salih Zeki (Gebze Y.T.E.)

KANIBİR Hüseyin (Bursa Orhangazi Ü.) KILIÇ İzzet (Düzce Üniversitesi) ÖZDEMİR Süleyman (İstanbul Ü.) ÖZTÜRK Nurettin (Ondokuz Mayıs Ü.) YILMAZ Abdullah (Dumlupınar Ü.) TÜRKSOY Adnan (Ege Üniversitesi) TÜYLÜOĞLU Şevket (A. İ. Baysal Ü.) YÜCEL Rahmi (A. İ. Baysal Ü.) ZEHİR Cemal (Gebze Y.T.E.)

DANIŞMA KURULU (Consultative Committee)

Alfabetik Sıra İle (In Alphepetical Order) ADIGÜZEL Orhan (S.Demirel Ü.) AKGÜN Aliekber (Gebze Y.T.E.) AYDIN Kenan (Yıldız T.Ü.) BAYRAK KÖK Sabahat (Pamukkale Ü.) BODUR H. İbrahim (Kale Holding A.Ş.) BOZKURT Veysel (İstanbul Ü.) ÇABUK Adem (Yalova Ü.) ÇARIKÇI İlker (S.Demirel Ü.) ÇETİN Ayşe Tansel (Yalova Ü.) DAMGACIOĞLU Hulusi (Kale Holding A.Ş.) DEMİR Mehmet (Cumhuriyet Ü.) ERDİL Oya (Gebze Y.T.E.) EROĞLU Feyzullah (Pamukkale Ü.) FİŞ A. Murat (Özyeğin Ü.) GAVCAR Erdoğan (Muğla Ü.) GİRAY Caner (Bahçeşehir Ü.) GULA Remzi (Çanakkale Seramik A.Ş.) GÜLOĞLU Tuncay (Yalova Ü.) HATİPOĞLU İbrahim (Yalova Ü.) İNCE Hüseyin (Gebze Y.T.E.)

İNCEKARA Ahmet (İstanbul Ü.) İRMİŞ Ayşe (Pamukkale Ü.) KARAGÖZ Yalçın (Abant İzzet Baysal Ü.) KISAKÜREK Mustafa (Cumhuriyet Ü.) KOÇEL Tamer (İstanbul Kültür Ü.) KÖSE Seyit (Abant İzzet Baysal Ü.) MÜFTÜOĞLU Tamer (Başkent Ü.) ÖMÜRBEK Nuri (Süleyman Demirel Ü.) ÖNCÜ Mehmet Akif (Düzce Ü.) ÖZBEK Ferhat (Gümüşhane Üniversitesi) ÖZCAN Murat (Abant İzzet Baysal Ü.) ÖZCAN Selami (Yalova Ü.) SAPANCALI Faruk (Dokuz Eylül Ü.) ŞENKAL Abdulkadir (Kocaeli Ü.) TINAR Mustafa Yaşar (Dokuz Eylül Ü.) ÜNAL Ömer Faruk (Süleyman Demirel Ü.) YANIKKAYA Halit (Gebze Y.T.E.) YILDIRIM Halil (Zonguldak Karaelmas Ü.) YILDIZ M. Selami (Düzce Ü.)

HAKEM KURULU (Referees)

(Alfabetik Sıra İle (In Alphepetical Order)

ACER Yücel (ÇOMÜ) AKATAY Ayten (Ç.O.M.Ü.) AKÇAKAYA Murat (Gazi Üniversitesi) AKKAYA Göktuğ Cenk (Dokuz Eylül Üniversitesi) AKYILDIZ Murat (ÇOMÜ) ARSLAN Hasan (ÇOMÜ) ATMACA Metin (Ç.O.M.Ü.) AYDIN Erdal (Ç.O.M.Ü.) AYDIN Murat (Ç.O.M.Ü.) AYDOĞAN Kürşat (Bilkent Ü.) AYTAÇ Serpil (Uludağ Ü.) BABA Gürol (Ç.O.M.Ü.) BACAK Bünyamin (Ç.O.M.Ü.) BALTACIOĞLU Tunçdan ( İzmir Ekonomi Ü.) BAYAR Yılmaz (Karabük Üniversitesi)

BAYRAM Murat (Pamukkale Üniversitesi) BERKMAN Ümit (Bilkent Ü.) BİLGİÇ B. Sadi (Ç.O.M.Ü.) BOZKURT Öznur (Düzce Üniversitesi) ÇAM Handan (Gümüşhane Üniversitesi) ÇAVUŞOĞLU Mehmet (ÇOMÜ) ÇETİNDAMAR Dilek (Sabancı Ü.) ÇITAK Levent (Erciyes Üniversitesi) CİNGÖZ Ayşe (Nevşehir Üniversitesi) ÇULHA Osman (Adnan Menderes Üniversitesi) DAVES Glenn (James Cook U.) DEMİREL Erkan Turan (Fırat Üniversitesi) DOĞAN Özlem İ.( Dokuz Eylül Üniversitesi) DÖNMEZ POLAT Dilek (Ç.O.M.Ü.) DURAK İbrahim (Pamukkale Üniv.)

Page 6: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

DURAN Cengiz (Dumlupınar Üniv.) ELAGÖZ İsmail (Ç.O.M.Ü.) ERDEM Ferda (Akdeniz Ü.) EREN Erol (Arel Ü.) EREN Müfide Şule (Ç.O.M.Ü.) ERGİN Hüseyin (Dumlupınar Ü.) ERKAN Gülgün (Ç.O.M.Ü.) EROĞLU Umut (Ç.O.M.Ü.) EROL Mikail (Ç.O.M.Ü.) ERTURGUT Ramazan (Hava Astsubay MYO) FEDAİ Cemal (Kırıkkale Üniversitesi) FURNHAM Adrian (U.Coll. London) GAVCAR Erdoğan (Muğla Ü.) GÜLER Ruhi (ÇOMÜ) GÜLTEKİN Nihat (Harran Üniversitei) GÜMÜŞ Mahir (Ç.O.M.Ü.) GÜNEY Semra (Hacettepe Ü.) GÜNEŞ Şahabettin (Abant İzzet Baysal Üni.) GÜRSAKAL Necmi (Uludağ Ü.) İNCE YENİLMEZ Meltem (Yaşar Üniversitesi) İRAZ Rıfat (Selçuk Üniversitesi) İRMİŞ Ayşe (Pamukkale Üniversitesi) KAHRAMAN AKDOĞU Serpil (Yaşar Üniversitesi) KALMIŞ Halis (Ç.O.M.Ü.) KARAGÜL Soner (Ç.O.M.Ü.) KASIMOĞLU Murat (ÇOMÜ) KAYA Bayram ( Ankara Ü.) KILIÇ Cüneyt (Ç.O.M.Ü.) KOÇEL Tamer (Kültür Ü.) KÖK Recep (D. E. Ü.) KUTLUTÜRK Murat (Çankırı K.Ü.) KURŞUNLUOĞLU Emel (Yaşar Üniversitesi) LAÇİNER Vedat (Ç.O.M.Ü.) MARANGOZ Mehmet (Muğla Ü.) MAYA İlknur (ÇOMÜ) MUTLU Esin Can (Yıldız Teknik Ü.)

MÜFTÜOĞLU Tamer (Başkent Ü) NARDALI Sinan (Celal Bayar Üniversitesi) ONAY Meltem (Celal Bayar Ü.) ÖĞÜT Adem (Selçuk Ü.) ÖNCE Günal (Dokuz Eylül Üniversitesi) ÖRNEK Ali Şahin (Ç.O.M.Ü.) ÖZDEMİR Yasemin (Sakarya Üniversitesi) ÖZER Mehmet Akif (Gazi Üniversitesi) ÖZGENOĞLU Abdürrahim (Atılım Ü.) ÖZŞAHİN Mehtap (Gebze Y.T.E.) ÖZTURAN Meltem (Boğaziçi Ü.) PAKSOY H. Mustafa (Harran Ü.) PAZARCIK Yener (Ç.O.M.Ü.) POLOUCEK Stanislav (Silesian U) SABUNCUOĞLU Zeyyat (Uludağ Ü.) SAKARYA Sema (Boğaziçi Ü.) SEÇKİN HALAÇ Duygu (Yaşar Üniversitesi) SEKİN Seval (Ege Ü.) SEVİM Şerafettin (Dumlupınar Ü.) ŞAHİN Mehmet (Anadolu Ü.) TAN Sabri Sami (Yrd. Doç. Dr. Ç.O.M.Ü.) TEKİN Mahmut (Selçuk Ü.) TEKKOYUN Mehmet (ÇOMÜ) TÜKELTÜRK AYDIN Şule (Ç.O.M.Ü.) UĞUR Suat (Ç.O.M.Ü.) ULUDAĞ Mehmet Bülent (ÇOMÜ) YAĞANOĞLU Nazmi (Ç.O.M.Ü.) YAMAN Ramazan (Balıkesir Ü.) YAVAŞ Hikmet (Ç.O.M.Ü.) YAZICI Erdinç (Gazi Üniversitesi) YILDIRIM Yavuz (Ç.O.M.Ü.) YELKİKALAN Nazan (ÇOMÜ) YERELİ Ahmet Burçin (Hacettepe Ü.) YİĞİT Yusuf (Ç.O.M.Ü) YILDIZ Sebahattin (Kafkas Üniversitesi)

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi / Journal of Entrepreneurship and Development Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Terzioğlu Kampüsü Rektörlük Binası Çanakkale – TURKEY

Tel: +90 286 335 87 38-40 Fax: +90 286 335 87 36 Web: http://girisim.comu.edu.tr/dergi.htm

e-mail: [email protected] Aksi belirtilmediği sürece Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi’nde yayınlanan yazılarda belirtilen fikirler yalnızca yazarına aittir.

Bu konuda dergi sahibi veya editörler sorumlu değildir.

Tüm hakları saklıdır. Önceden yazılı izni alınmaksızın hiçbir iletişim, kopyalama sistemi kullanılarak yeniden basılamaz. Akademik ve haber amaçlı kısa alıntılar bu kuralın dışındadır.

All Rights Reserved. No part of this publication may be reproduced, stored or introduced into a retrieval system, or transmitted in any form, or by any means, electronic, mechanical, photocopying, recording, or otherwise, without prior

written permission of the JED editors. ISSN: 1306-8946

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi hakemli bir dergidir. Gönderilen yazılar ilk olarak editörler ve yazı kurulunca bilimsel anlatım ve yazım kuralları yönünden incelenir. Daha sonra uygun bulunan yazılar alanında bilimsel çalışmaları ile tanınmış üç ayrı hakeme gönderilir. Hakemlerin kararları doğrultusunda yazı yayınlanır veya yayınlanmaz. Hakemlerin gizli tutulan raporları dergi arşivlerinde beş yıl süreyle tutulur. Dergi politikaları ve yazım kuralları ile ilgili detaylar dergi başında bulunabilir. Belirtilmemiş hususlar için dergi sekretaryası aranabilir. Journal of Entrepreneurship and Development is a referee journal. Articles submitted for consideration of publication are subject to peer review. The editorial board and editors takes consideration whether submitted manuscript follows the rules of scientific writing. The appropriate articles are then sent to three referees known for their academic reputation in their respective areas. Upon their decision, the articles will be published in the journal, or rejected for publication. The refree reports are kept confidental and stored in the archives for five years. For the full details about the journal see notes for contributers section or feel free to contact with the editors.

Page 7: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERGİSİ Journal of Entrepreneurship and Development

Cilt 8 ∙ Sayı 1 ∙ Yaz 2013 ∙ Volume 8 ∙ Number 1 ∙ Summer 2013

İÇİNDEKİLER / CONTENTS

Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN Girişimcilerde Bulunması Gereken Özellikler İle Girişimcilik Eğitimi:Girişimci ve Öğrenci Görüşleri.………………………………….............………

7

Özgür TOPKAYA Tarihsel Süreçte Girişimcilik Teorisi: Girişimciliğin Ekonomik Büyüme ve İstihdam Boyutu.…………………………………..............................……

29

Burcu KILINÇ SAVRUL, Hasan Alp ÖZEL & Cüneyt KILIÇ Osmanlı’nın Son Döneminden Günümüze Türkiye’de Dış Ticaretin Gelişimi ………………………..………………………………………...........................…………………

55

Soner KARAGÜL Türkiye’nin Balkanlardaki “Yumuşak Güç” Perspektifi: Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı.…………………………………….........................…………………

79

Selma KILIÇ KIRILMAZ Sosyal Girişimcilerin Girişimcilik ve Dönüştürücü Liderlik Algılarının Belirlenmesine Yönelik Bir Araştırma.…………...............................…………

103

Page 8: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

6

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (7:1) 2012 Journal of Entrepreneurship and Development

Page 9: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

Girişimcilerde Bulunması Gereken Özellikler ile Girişimcilik Eğitimi 7

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

GİRİŞİMCİLERDE BULUNMASI GEREKEN ÖZELLİKLER İLE GİRİŞİMCİLİK EĞİTİMİ: GİRİŞİMCİ VE ÖĞRENCİ GÖRÜŞLERİ*

Özlem ÇETİNKAYA BOZKURT Yrd. Doç. Dr., Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi

Bucak Zeliha Tolunay U.T.İ.Y.O. [email protected]

Ali Murat ALPARSLAN

Araş. Gör. Dr., Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Bucak Zeliha Tolunay U.T.İ.Y.O.

[email protected]

ÖZET

Bu çalışmada, günümüzde girişimci özelliklerinin ne olması gerektiği ve üniversitelerdeki girişimcilik eğitiminin nasıl olması gerektiğine yönelik hem girişimcilerin hem de öğrenci görüşlerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda 58 girişimci ile yarı yapılandırılmış görüşmeler yapılmıştır. Girişimcilerden alınan görüş ve öneriler 125 öğrenciye anket yöntemi ile yöneltilmiş ve girişimcilerin görüş ve önerilerine katılıp katılmadıkları tespit edilmeye çalışılmıştır. Bulgular göstermektedir ki girişimcilerin vurguladıkları ilk 4 girişimci özellik (özgüven, dürüstlük, risk alma, yenilikçi düşünme) öğrenciler tarafından da önemsenen ilk 5 özellik arasında yer almıştır. Ancak girişimcinin önemli olduğunu vurguladığı sosyal olma özelliği il 5 özellik içinde yer almamış hatta bu özelliği en son sırada belirtmişlerdir.

Girişimciler, girişimcilik dersi ile ilgili olarak sırasıyla; “teorikten ziyade uygulama, girişimcilerin derslere daveti, öğrencilerin cesaretlendirilmesi ve girişimcilik özelliklerinin kazandırılması” önerileri yer almıştır. Öğrenciler bu önerilere çoğunlukla katılmakla birlikte, dersi veren akademisyenlerin yeterliliğini, kendilerine girişimci özellikleri kazandırılmasına yönelik eğitimi, ilgi duyulan alanlara yoğunlaşma imkânının sağlanmasını, başarılı girişimcilerin derslere davetini ve uygulamalı projelere yönelik çalışmaların yapılmasını daha fazla önemsemişlerdir.

Anahtar Kelimeler: Girişimcilik, Girişimci Özellikler, Girişimcilik Eğitimi, Üniversite

*   Bu  çalışma  sözlü  bildiri  olarak  2012  yılında  düzenlenen  11.  Ulusal  İşletmecilik 

Kongresinde sunulmuştur.  

Page 10: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

8 Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

CHARACTERISTICS, MUST BE INCLUDED ENTREPRENEURS and ENTREPRENEURSHIP EDUCATION:

OPINIONS of ENTREPRENEURS and STUDENTS

ABSTRACT The aim of this study is to determine entrepreneurs and university

students’ opinions about what should be the characteristics of entrepreneurs and what should be the education of entrepreneurship at university. For this purpose, semi-structured interviews were conducted with 58 entrepreneurs. Afterwards, entrepreneurs’ opinions and suggestions were asked to 125 students through the questionnaire and tried to determine whether the students agreed entrepreneurs’ opinions and suggestions. Findings demonstrate that first 4 characteristics (confidence, honesty, risk taking, innovate thinking), which entrepreneurs emphasize, is among first 5 characteristics considered important by students. However, being social characteristic, which entrepreneurs consider important, was not included first 5 characteristics by students. In fact, students reported this characteristic in the latest.

Entrepreneurs report suggestion about entrepreneurship course respectively; “practical rather than theory, entrepreneur invitation to courses, encouraging students and gaining entrepreneurial characteristics”. By agreeing mostly on these opinions, students pay more attention to the adequacy of academician, the education of gaining entrepreneurial characteristics, possibility of concentration areas of interest, successful entrepreneurs invitation to courses and studies for applied projects.

Keywords: Entrepreneurship, Characteristics of Entrepreneurship, Entrepreneurship Education, University

GİRİŞ

Günümüzde üniversitelerden toplumda yeni bir rol oynaması beklenmektedir. Araştırma ve eğitime ek olarak üçüncü bir misyon ekonomik kalkınma uygulamalarıdır. (Etzkowitz vd., 2000, s.313) Üniversiteler girişimciliğe dolaylı ve dolaysız yoldan katkıda bulunabilirler. Üniversiteler araştırmaların ticarileştirilmesi yoluyla ve yeni girişimler için tohum atarak girişimciliğin gelişimine doğrudan katkıda bulunurken, girişimci adaylarına verilen eğitimleri ile de dolaylı yoldan fayda sağlamaktadırlar (Rasmussen ve Sorheim, 2006, s. 185–186). Özellikle üniversitelerin başarılı girişimciler yetiştirmek için nasıl bir eğitim uygulayacakları konusuna odaklanmaları gerekmektedir.

Page 11: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

Girişimcilerde Bulunması Gereken Özellikler ile Girişimcilik Eğitimi 9

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

Klofsten göre (2000, s.337–344), bir üniversitenin girişimciliği harekete geçirmeye yönelik üç temel faaliyette bulunması gerekir. İlki üniversitede tam bir girişimci kültürü oluşturmak ve sürdürmektir. İkincisi öğrencilere girişimciliğin ayrı bir ders olarak verilmesidir. Üçüncüsü de kendi işini kurmak isteyen bireyler için özel eğitim programları teklif etmektir.

Bu araştırma girişimcilerde bulunması gereken özellikler ve girişimcilik eğitimi konusunda kısmen keşifsel kısmen de betimsel özellik taşımaktadır. Araştırma sonuçları bu konuda çalışan akademisyen ve girişimcilik eğitimi veren uygulamacılara girişimcilik eğitimi ve girişimcide olması gereken özellikler konusunda güncel bilgi sağlayacak ve ileride yapılacak araştırmalarda farklı boyutların ve ilişkilerin araştırılmasına sebep olabilecektir. Ayrıca araştırmada yabancı literatürden alınan girişimcilik özelliklerinin Türkiye’deki bireylerin sahip olup olmadığını tespit etmekten çok, ulusal özelliklere özgü girişimcilik özelliklerinin neler olduğunu ortaya koymak daha fazla önemsenmektedir. Aynı düşünceden hareketle araştırma Türkiye’de üniversitelerdeki girişimcilik eğitiminin nasıl olması gerektiği konusunda girişimcilerin ve öğrencilerin önerilerinin tespit edilmesi açısından yerli literatüre de katkı sağlayacaktır.

1. KAVRAMSAL ÇERÇEVE

1.1. Girişimci Tanımı ve Özellikleri

Girişimcilik teorisine önemli katkılarda bulunan Hisrich ve Peters (2001, s.9) girişimciyi; “emek, hammadde ve diğer varlıkları daha büyük değer/imkân yaratacak şekilde bir araya getiren kişi” olarak ifade etmektedirler. Girişimci; riskle karşılaşabileceği halde, fırsatları değerlendirerek, belirsizlik altında büyüme ve kâra ulaşma amacıyla, sermaye yaratabilmek için gerekli kaynakları toplayarak, yeni iş ya da işletme oluşturan kişidir (Zımmerer ve Scarborough, 1998, s.3). Müftüoğlu ve Durukan’a göre (2004, s.15) girişimci üretim faktörlerini bir araya getirerek, iktisadi mal ve hizmet üretimi için gerekli girişimi başlatan, üretim için gerekli finansman kaynaklarını ve üretimin değerlendirileceği pazarları bulan kişidir.

Bu tanımlar farklılıklar içermesine rağmen, aslında yazarların bazı ortak noktalarda buluştuğunu söylemek mümkündür. Bu noktalar, risk alma, fırsatları yakalama, yeni bir iş kurma, yeni ürün üretme vb. yönler olarak sayılabilir.

Girişimcilik sosyal ve kültürel bir olgudur. Bu nedenle faklı sosyo-kültürel özelliklere sahip toplumlarda farklı girişimcilik

Page 12: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

10 Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

nitelikleri önem kazanmaktadır. Girişimciler her şeyden önce insan olarak yaşadıkları sosyo-ekonomik ortamın bir ürünüdür. Pek çok çalışmada girişimcinin özelliklerinden bahsedilmesine rağmen, literatürde genel kabul gören bir özellikler listesi görmek ve oluşturmak oldukça zordur. Değişik araştırmacılar tarafından girişimcilerin;

yenilikçi (Herron, 1992; Geisler, 1993; Drucker, 1998; Daft, 2005; Hisrich vd., 2005; Hitt vd., 2005),

risk alan (Geisler, 1993; Johnson ve Hayes, 1996; Drucker, 1998; Hisrich vd., 2005; Hitt vd., 2005; Zhao vd., 2005; Hewison ve Badger, 2006),

değişim odaklı (Luchsinger ve Bagby, 1987; Herron, 1992; Hisrich vd., 2005; Hitt vd., 2005),

fırsatlara odaklanmış (Corbett ve Hmieleski, 2005; Hitt vd., 2005)

yaratıcı (Daft, 2005; Hitt vd., 2005; Hewison ve Badger, 2006)

gelişmiş iletişim becerisi (Hitt vd., 2005), proaktiflik (Hisrich vd., 2005), yüksek başarı güdüsü (Daft, 2005), duygusal zekâ (Zakarevičius ve Župerka, 2010;

Chuluunbaatar ve Luh, 2010) ve kararlarında ısrarcı olma (Hitt vd., 2005) özelliklerinin

oldukları belirtilmiştir.

Türkiye’de girişimcilik özellikleri ile ilgili yapılan çalışmalarda da benzer sonuçlar elde edilmiştir:

Risk alma (Sosyal, 2010; Akın 2010, Özkul ve Dulupçu, 2007; Şahin, 2009; Kutanis, 2006; Başar, 2004; İrmiş vd., 2010)

Kendine güven (Sosyal, 2010; Akın 2010, Okay ve Karahan, 2010; Şahin, 2009; Çelik ve Akgemci, 1998; Ceylan ve Demircan, 2001; İrmiş vd., 2010)

Başarma ihtiyacı (Bozkurt, 2007; Kutanis, 2006; İrmiş vd., 2010)

Yenilikçi (Sosyal, 2010; Özkul ve Dulupçu, 2007; Arıkan, 2002)

Yaratıcılık (Sosyal, 2010; Başar, 2004; Çelik ve Akgemci, 1998)

İyi iletişim kurma (Sosyal, 2010; Şahin, 2009; Ceylan ve Demircan, 2001)

Page 13: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

Girişimcilerde Bulunması Gereken Özellikler ile Girişimcilik Eğitimi 11

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

Problemleri kolaylıkla çözebilme (Sosyal, 2010; Ceylan ve Demircan, 2001)

Duygusal zekâ (Yelkikalan, 2007)

1.2. Girişimcilik Eğitimi

Girişimcilik eğitimi bir ülkenin ekonomik büyüme temelini oluşturan girişimcilik becerilerinin, tutum ve davranışların geliştirilmesi için kritik öneme sahiptir. Üniversitelerdeki girişimcilik eğitimi girişimciliğe yönelik tutumlar üzerinde olumlu bir etkiye sahip olabilir (Lekoko vd., 2012, s.12024).

Literatürde girişimcilik eğitiminin tanımı çok farklı şekillerde yer almaktadır. Aynı şekilde girişimcilik eğitiminin nasıl olması gerektiği konusunda da anlaşılmış ortak bir çatı ve üzerinde uzlaşılan başarılı bir model oluşturulamamıştır (Rasmussen ve Sorheim, 2006, s. 187). Guzmán ve Liñán’a (2005, s. 5) göre girişimcilik eğitimi; “tüm eğitim seti ve eğitim faaliyetleri girişimci davranışlarını gerçekleştiren katılımcılar geliştirmek, ya da bu niyeti etkileyen girişimcilik bilgisini ve girişimci olma istekliliği gibi bazı unsurları geliştirmeye çalışmaktır”. Raposo ve Paço,’ya göre (2011, s. 455–456) girişimcilik eğitimi; “bir kişinin hayatında fırsatları görebilme, yeni fikirler üretme, fırsatları takip etme becerisi ve gerekli kaynakları bulma, yeni bir firma kurmak ve işletmek, yaratıcı ve eleştirel bir şekilde düşünme yeteneğini içermektedir.”

Eğitim girişimciliğin ortaya çıkmasındaki ve gelişmesindeki en büyük yardımcı faktörlerden biridir. 1947’de Myles Mace’ın, ABD'de Harvard Business School'da ilk kez “girişimcilik” dersini tanıtmasından günümüze kadar geçen sürede farklı eğitim kurumlarında küçük işletme yönetimi ve girişimcilik derslerinin sayısında çok büyük bir artış meydana gelmiştir (Alberti vd. 2004, s. 5). 2000’li yıllarda dünyanın birçok ülkesinde 2000’e yakın üniversitede girişimcilik dersleri okutulmakta, bu alanda bilimsel hakemli dergiler yayınlanmaktadır (Finkle vd., 2006, s. 184-206). Yabancı literatürde girişimcilik eğitimi üzerine çok fazla sayıda çalışma bulunmaktadır. Bunların bir kısmı Tablo 1’de yer almaktadır. Tablo 1’den de anlaşılacağı üzere girişimciliğin, insanlara istenik davranışları kazandırmak için eğitim bilimleri tarafından kullanılmakta olan öğretim metotlarının konularına uygun olarak kullanılmasına dikkat edildiği görülmektedir.

Page 14: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

12 Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

Tablo 1: Girişimcilik Eğitimi Araştırmaları

Yazarlar Öğretim metotları Öğrenme alanları Haines (1988) Konferans yoluyla öğretim Teknoloji transferine odaklanmıştır

Hills (1977) Deneysel ve uygulama odaklı.

İş oluşturmanın ve yeni iş yaratmanın farkındalığı, girişimcilik kariyer opsiyonlarının farkındalığı

Harwitz (1977)

Deneysel öğrenim, girişimcilik davranışlarını geliştirmenin bir anahtarıdır

Yaratıcılık, yenilikçilik, risk alma

McMullan, Long (1987)

Hırs ve kompleksle başa çıkarak yaratıcılığı geliştirmek. Deneyimlere dayalı mevcut girişimcileri kullanmak

Yaratıcılık, hırs, karmaşık yetenekler

Rice (1985) Davranışsal eğitim

Bilgi ve iş yeteneğini hareketlendirmek, teknik ve sosyal yetenekler, fiziksel hazırlık kişisel özellikler, risk almaya teşvik eden değerler ve özellikler

Ronstadt (1985) Davranışsal eğitim

Yetenekleri sorgulama gerçeklik testi yaratıcılık, hırs, tolerans şans belirleyicisi kariyer değerlendirmesi, çevresel değerlendirme, etnik değerlendirme

Root, Gall (1981)

Bağımsız örgencileri cesaretlendirmek için öneriler toplantılar yaparak ölü noktaları canlandırma yetenek pratikleri

Sexton, Bowman (1983, 1984) Sexton, Upton (1987)

Müfredat girişimcilik öğrencilerine uygun şekilde düzenlenmeli, grup analizlerinden çok bireysel analizler, girişimcilere yaşanılan gerçek sorun ve çözüm önerileri risk ve hırs durumları

Vesper (1988)

Hareket ihtiyacı, girişimcilere sınıfta ikili çalışma imkânı, tahsis edilen süre içerisinde zaman sıkışması yaratmadan iş başarısını değerlendirme

Vesper, McMullan (1988)

Rol modelleri yaratma, girişimcilik yetenek pratikleri.

Fikirleri kolay kavrama kabiliyeti, hareket sıralarını iyi kavrama, girişimcilik, beden dili, yaratıcı düşünce ve sentez.

Whyte, Braun (1966) Zeithaml, Rice (1987)

Karar verme yeteneğini geliştirmek, girişimcilik davranışlarını destekler küçük işverenlere başvurmak (endişe içinde olan ve krizlerle uğraşmış olan)

Karar verme risk alma kabiliyetleri yeni iş geliştirme basit planlama deneyim kazanımı

Kaynak: Mc Larty, 2005, s. 223-243.

Girişimcilik eğitiminden amaç bir kişide girişimcilik potansiyeline yönelik olarak gizli kalmış bir takım özelliklerin ortaya çıkmasını ve farkında olmasını sağlamaktır. Girişimci niteliklere sahip olanların yanlış işler yapmalarını önlemek, kaynaklarının

Page 15: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

Girişimcilerde Bulunması Gereken Özellikler ile Girişimcilik Eğitimi 13

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

daha verimli kullanılmasını gerçekleştirmektir. Girişimciliğin üniversite düzeyinde öğretilebilir olduğu konusunda artık bir şüphe yoktur. Daha çok geliştirilmesi ve teşvik edilmesi gereken soru öğretilebilir olan unsurları yani ulaşılabilir yönleridir (Heinonen, 2006, s.25–26).

Günümüzde girişimcilik eğitimine Amerika’da ve Avrupa’da ilk ve orta dereceli okullarda yer verilirken; Türkiye’de ise girişimcilik eğitimi çoğunlukla üniversite düzeyinde gerçekleşmektedir (Karadeniz, 2010, s.43). Dünya üniversitelerinde girişimcilik eğitiminin yüksek lisans ve doktora programlarında ağırlıklı olduğu, küreselleşmeden, krizlere, rekabet teorilerinden, iş ve ürün geliştirme stratejilerine, nano teknoloji ve girişimcilik olmak üzere çok zengin güncel bir içeriğe sahip olduğu gözlenmiştir. Lisans programlarında ise daha spesifik ve programa uyarlanmış ders içerikleri oluşturulmuştur (Yelkikalan vd., 2010, s.57).

Tablo 2’ye bakıldığında Türkiye’de girişimcilik eğitimi üzerine yapılmış çalışmaların büyük bir kısmı görülmektedir. Dikkat edilecek olursa 2000’li yıllardan önce yapılmış çalışma bulunmaktadır. Son yıllarda girişimcilik eğitimi üzerine yapılan çalışma sayısında artış olduğu görülmektedir. Yüksek lisans ve doktora tezi olarak yapılan çalışmalara bakıldığında ise sadece bir tek teze rastlanmıştır. “Lisans Düzeyinde Turizm Eğitimi Alan Öğrencilerde Girişimcilik: Akdeniz Üniversitesi Turizm İşletmeciliği Ve Otelcilik Yüksek Okulu Örneği” başlıklı yüksek lisans tezi 2004 yılında yazılmış olup Akdeniz Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde yer almaktadır.

Türkiye’de bazı üniversiteler girişimcilik konusu üzerinde odaklanmıştır. Bunların başında Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Anadolu Üniversitesi, Özyeğin Üniversitesi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, İstanbul Kültür Üniversitesi, Marmara Üniversitesi gelmektedir.

Page 16: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

14 Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

Tablo 2: Türkiye’de Girişimcilik Eğitimi İle İlgili Çalışmalar

Yazarlar Yılı Başlığı

Nuray Girginer, Nurullah Uçkun 2004

İşletmecilik Eğitimi Alan Lisans Öğrencilerinin Girişimciliğe Bakış Açıları: Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İ.İ.B.F İşletme Bölümü Öğrencilerine Yönelik Bir Uygulama

Yonca Gürol, Nuray Atsan 2006

Entrepreneurial Characteristic amongst University Students: Some Insights for Entrepreneurship Education and Training in Turkey

Dilek Eyüboğlu 2007 Girişimcilik Eğitimi Özlem Balaban, Yasemin Özdemir 2008 Girişimcilik Eğitiminin Girişimcilik Eğilimi Üzerindeki

Etkisi: Sakarya Üniversitesi İİBF Örneği Hasan Tağraf, Muhsin Halis 2008 Üniversitelerdeki Girişimcilik Eğitiminin “Girişimsel Öz

Yetkinlik” Algısı Üzerindeki Etkisi: Bir Araştırma İsa İpçioğlu, Atıl Taşer 2009 İşletme Bölümlerinde Verilen Eğitimin Girişimci Adayı

Öğrenciler Üzerindeki Etkileri Ertuğrul Berk 2009 Girişimcilik Dersinin Etkililiğinin Değerlendirilmesi Hatice Baysal, Ahmet Sait Özkul 2009 Türkiye’de Girişimcilik Eğitiminde İlköğretimin Rolü Ders

Kitapları Üzerine Bir İçerik Analizi Yasin Karadeniz 2010 Türkiye’de Girişimcilik Eğitimi NazanYelkikalan, Ayten Akatay, Hacı Mehmet Yıldırım, YasinKaradeniz, Can Köse, Öznur Koncagül, Eray Özer

2010

Dünya Ve Türkiye Üniversitelerinde Girişimcilik Eğitimi: Karşılaştırmalı Bir Analiz

Hasan İbicioğlu, Sebahattin Taş, İbrahim Özmen

2010 Üniversite Eğitiminin Girişimcilik Düşüncesinin Değişimine Etkisi: Üniversite Öğrencileri Üzerine Bir Uygulama

Sait Patır, Mehmet Karahan 2010

Girişimcilik Eğitimi Ve Üniversite Öğrencilerinin Girişimcilik Profillerinin Belirlenmesine Yönelik Bir Alan Araştırması

Burcu Selin Yılmaz, Özgür Devrim Günel 2011 Üniversite Eğitimi Ve Girişimcilik: Bireyleri Girişimciliğe

Yönlendiren Etkenler Üzerine Bir Araştırma Özlem Çetinkaya Bozkurt 2011 Dünyada Ve Türkiye’de Girişimcilik Eğitimi: Başarılı

Girişimciler Ve Öğretim Üyelerinden Öneriler Öznur Bozkurt, Zeynep Aslan, Murat Göral

2011 Yükseköğretimde Verilen Girişimcilik Eğitiminin Öğrencilerin Girişimcilik Eğilimine Etkisi: Teknik Program Ve Sosyal Program Karşılaştırmalı Bir Araştırma

Türkiye’de öğretim programları açısından durum değerlendirildiğinde iktisadi ve idari bilimler fakültelerinin işletme bölümleriyle meslek yüksekokullarında yer alan işletmecilik programları içerik olarak kısmen girişimcilik eğitimine yer veren bölümlerdir. Türkiye’deki üniversitelerin web sitelerinden edinilen bilgilere göre girişimcilik eğitimlerine ilişkin ders içeriklerinin dünya

Page 17: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

Girişimcilerde Bulunması Gereken Özellikler ile Girişimcilik Eğitimi 15

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

üniversitelerine kıyasla daha az kapsamlı ve birbirinin benzeri şekilde tasarlandığı tespit edilmiştir. Girişimcilik derslerinde genel olarak, girişimcinin taşıması gereken kişilik özellikleri, girişimcilikte başarı ve başarısızlık faktörleri, küçük işletmelerin güçlü ve zayıf yönleri, ekonomik ve sosyal sisteme katkıları, sorunları ve çözüm yolları ile iş planı hazırlama gibi konular yer almaktadır. Üniversitelerin öğretim programları (önlisans, lisans ve lisansüstü) dışında girişimcilik eğitimi veren çeşitli kurum ve kuruluşlar bulunmaktadır. Bunlar arasında; KOSGEB (Küçük ve Orta Ölçekli Sanayiyi Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı), Üniversitelerin Araştırma ve Uygulama Merkezi, TEGEV (Teknolojik Eğitimi Geliştirme Vakfı), Genç Başarı Eğitim Vakfı, İş-Kur (Türkiye İş Kurumu) yer almaktadır.

1.3. Girişimci Özellikler ve Girişimcilik Eğitimi

Girişimciliğin gelişiminde en önemli faktörlerden biri de bu konuda verilen eğitimlerin yaygınlaştırılması ve kişilerin girişimcilik özelliklerinin geliştirilmesidir. Girişimciliğin, genetik bir özellik olmanın yanında eğitim ve öğrenme sonucunda edinilen bir davranış değişikliği olduğu birçok araştırmacı tarafından ifade edilmektedir (Tağraf ve Halis, 2008: 91).

Üniversitelerdeki girişimcilik eğitimleri, öğrencilerin sadece girişimcilik niyetlerini dinamik hale getirmekle kalmamakta, aynı zamanda iyi bir girişimci olmaları için gerekli olan davranış normları hakkında da bilgi sahibi olmalarına yardım etmektedir (liñán vd., 2008). Girişimcilik eğitiminin bireyde gerçekleştirdiği kendini tanıma duygusunu, girişimci tanımlarında sıklıkla kullanılan cesaret, kararlılık ve zorluklardan yılmama gibi davranış özelliklerinin ortaya çıkmasını da etkilediği söylenebilir (Tağraf ve Halis, 2008: 97). Ayrıca eğitim yoluyla, kararlılık, başarma arzusu, hedeflere ve fırsatlara odaklanma, problem çözmede ısrarcılık, iç kontrol odaklılık gibi girişimcilere özgü bazı özellikler de girişimci adaylarına öğretilebilmektedir (Arıkan, 2002, s.54).

İpçioğlu ve Taşer’in (2009, s.13) işletme bölümlerinde verilen eğitimin girişimci adayı öğrenciler üzerindeki etkileri üzerine yaptıkları çalışmada işletme bölümlerinde verilen eğitim temel olarak alınmış ve girişimcilik hislerinin oluşmasında ve gelişmesinde tek etken olduğu varsayılmıştır. Sonuç olarak girişimci hislerinin lisans eğitimi başında ve sonunda girişimci adayı öğrenciler üzerindeki durumları karşılaştırılmış, buna bağlı olarak öğrencilerin risk alma eğilimi, belirsizliğe karşı tolerans ve kendine güven hislerinde ortaya çıkan pozitif gelişme tespit

Page 18: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

16 Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

edilmiştir. Benzer şekilde Bozkurt ve arkadaşlarının (2011, s.822) üniversite öğrencileri üzerinde yaptıkları araştırmada girişimcilik derslerinin öğrenciler tarafından olumlu yönde değerlendirildiği ve girişimcilik eğitimi alanların almayanlara göre daha fazla girişimcilik eğilimine sahip oldukları sonucuna varılmıştır. Balaban ve Özdemir (2008, s.147) ise girişimcilik eğitiminin girişimcilik eğilimini pozitif yönde etkilediğini; ancak eğitimin girişimcilik eğiliminin ortaya çıkmasında tek başına yeterli olmadığı bulgusuna ulaşmışlardır. Araştırmada girişimcilik eğitiminden beklenen faydanın sağlanabilmesi için girişimciliğin yaygınlaştırılmasında önemli olan diğer faktörlerin de desteklenmesi gerektiği ifade edilmiştir.

Türker ve Sönmez Selçuk (2009) aynı şehirdeki iki devlet ve iki özel üniversiteden seçilen 300 katılımcıyla eğitimle ilişkili girişimcilik niyetlerini araştırmışlardır. Analiz sonucunda üniversite öğrencilerinin girişimcilik niyetleri ile algılanan eğitim ve yapısal destek arasında pozitif bir ilişki bulunmuştur. Gürol ve Atsan (2006) farklı bölgelerde yer alan iki üniversiteden toplam 362 öğrencinin girişimcilik özelliklerini incelemişlerdir. Araştırma sonucu girişimci sayısını artırmak için girişimcilik özelliklerinden hangilerinin girişimcilik eğitimi ile geliştirilebileceği hakkında fikir vermektedir.

2. METODOLOJİ

Araştırma iki aşamalı olarak yürütülmüştür. Araştırmanın ilk ayağı girişimciler üzerinedir. Ulaşma kolaylığı göz önünde bulundurularak Antalya organize sanayi bölgesi araştırmanın evreni olarak belirlenmiştir. Bu evreni oluşturan 215 işletmenin ise 58 tanesinin en üst yöneticisine (patronuna) ulaşılabilmiştir. Ulaşılan bu kişiler ile yarı yapılandırılmış ancak detaylı mülakatlar gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın amacı kapsamında kişilere, kendilerine göre en önemli girişimcilik özelliklerinin neler olduğu önem sırasına göre sorulmuştur. Bu noktada, girişimcileri sınırlandırıcı herhangi bir seçenek sunulmamıştır. Girişimcilerin önem sırasına göre söyledikleri girişimcilerde bulunması gereken özellikler kaydedilmiştir. Bunun yanında üniversitelerde verilen girişimcilik eğitimlerinin içeriklerine ilişkin girişimcilerin görüşleri alınmıştır. Bu görüşleri almak için girişimcilere “sizce üniversitelerdeki girişimcilik eğitiminin içeriği nasıl olmalıdır?” sorusu yöneltilmiştir. Girişimciler ile bu konuyla alakalı detaylı görüşmeler yapılmış ve kaydedilmiştir. Elde edilen veriler içerik analizine tabi tutulmuştur. İçerik analizinde veriler; girişimcilik eğitiminin içeriğine yönelik öneriler çerçevesinde, anlamlı ve somut

Page 19: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

Girişimcilerde Bulunması Gereken Özellikler ile Girişimcilik Eğitimi 17

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

olarak kodlanmıştır. Bilgi alınan girişimciler yaklaşık olarak aynı bilgileri vermeye başladıklarında doyum noktasına ulaşılmış olduğu düşüncesi ile mülakatlara son verilmiştir. Her bir görüşme, belirlenen amaç doğrultusunda ve karşılıklı sohbet ortamında, yaklaşık 30 – 40 dakika sürmüştür. Çalışma yaklaşık 8 aylık bir sürede tamamlanmıştır. Girişimcilerin farklı sektörlerden olmasına özen gösterilmiştir.

Araştırmanın ikinci aşaması ise mezun olmaya yakın, işletmecilik üzerine farklı alanlarda eğitim alan üniversite öğrencileri üzerinde gerçekleştirilmiştir. Bucak Zeliha Tolunay Uygulamalı Teknoloji ve İşletmecilik Yüksekokulu; Muhasebe ve Finansal Yönetim, Uluslararası Ticaret ve Yönetim Bilişim Sistemleri bölümlerinde dördüncü sınıfta öğrenim gören tüm öğrencilere (125 öğrenci) ulaşılmıştır. Araştırmanın ilk aşamasında girişimcilerden elde edilen bulgular bir anket haline getirilmiştir. Yani girişimcilerin belirttikleri girişimcilik özellikleri ankete sıralanmıştır. Öğrencilerden ise sıralanan toplamda 9 (dokuz) girişimci özellikten en önemli gördükleri 3 (üç) tanesinin işaretlenmesi istenmiştir. Bu yönteme benzer olarak yine araştırmanın ilk aşamasında girişimcilerden alınan üniversitedeki girişimcilik dersinin kapsamı ve dersi işleme biçimlerine ilişkin önerileri de maddeler halinde yazılmıştır. Öğrencilere de bu önerilerin girişimcilik dersi açısından ne kadar etkili olabileceği 5’li Likert halinde (1. hiç etkisi olmaz, 5. çok etkili olur) sorulmuştur. Bulgular frekans analizleri yardımıyla tablolaştırılmış ve yorumlanmıştır.

Belirtildiği üzere araştırma kısmen keşifsel, kısmense betimsel bir yaklaşımı benimsemektedir. Keşifsel mantıkla girişimcilerden elde edilen bulgular öğrencilere maddeler halinde sunulmuştur. Öğrencilerin girişimci özelliklere ve dersin işleniş biçimine dair düşünceleri girişimcilerden elde edilen bulgular kapsamında değerlendirilmiştir. Keşifsel yöntemle girişimci özellikler ve girişimcilik dersine yönelik öneriler ortaya çıkarılmış, betimsel yöntem ile de öğrencilerin girişimciler ile ne kadar aynı bilinç düzeyine sahip olup olmadığı görülmeye çalışılmıştır.

3. VERİERİN ANALİZİ VE BULGULAR

3.1. Girişimci Özellikleri ile İlgili Bulgular

Araştırmada elde edilen bulgular iki aşama için ayrı ayrı değerlendirilmiştir. İlk olarak girişimcilerin “bir girişimcide olması

Page 20: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

18 Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

gereken en önemli özellikleri” sorusuna verdikleri cevaplar daha sonra içerik analizine tabi tutularak incelenmiştir. Tablo 3’de girişimcilerin en önemli gördükleri girişimci özellikler ve bu özelliklerin girişimciler tarafından ilk olarak ifade edilme (daha çok önemsenme) sıraları verilmiştir.

Tablo: 3 Girişimcilerde Olması Gereken Kişilik Özelliklerinin Önem Sırasına Göre

Dağılımı

Kişilik özellikleri Önem dereceleri

A. Puan ve Oran Önem sırası

1. 2. 3. A. puan A. oran Özgüven 34 8 2 120 34,5 1. Dürüstlük, ticari ahlak 7 11 10 53 15,2 2. Risk üstlenme 6 9 5 41 11,8 3. Yenilikçilik 4 5 14 36 10,3 4. Sosyal olma 1 10 7 30 8,6 5. Yaratıcılık 3 5 9 28 8,0 6. Bağımsız karar alma 2 6 3 21 6 7. Tutarlı ve ilkeli olma --- 2 8 12 3,4 8. Fırsatları görebilmek 1 2 --- 7 2 9. Toplam 58 58 58 348 100

Ağırlıklı puan: (1. derece frekansı x 3 + 2. derece frekansı x 2 + 3. derece frekansı x1) Ağırlıklı Oran : (ağırlıklı puan / ağırlıklı puanlar toplamı)*100

Tablo 3’de görüldüğü üzere girişimciler ile gerçekleştirilen mülakatlarda sıklıkla literatürde yer alan girişimci özelliklerinden bahsetmişlerdir. Bu özelliklerden en fazla üstünde durdukları girişimci özelliğin ise “özgüven” olduğu görülmüştür. Bu özelliği “iş yaşamında dürüst olma, ticari ahlaka sahip olma”, “risk üstlenme”, “yenilikçi düşünme” ve “sosyal olma” özellikleri izlemiştir.

Girişimcilerin üstünde durdukları bu girişimci özellikler genel olarak iktisadi ve idari bilimler alanında eğitim almış ve son sınıfa gelmiş üniversite öğrencilerine yöneltilmiştir. Bu özelliklerden en önemli 3 (üç) tanesinin işaretlenmesi istenmiştir. Ancak öğrencilerden, işaretlemeleri yaparken herhangi bir önem sırası yapmaları istenmemiştir. Burada amaç; öğrenciler nezdinde, girişimcilerin belirttikleri özelliklerinden en önemli gördükleri 3 özelliği belirlemektir. Tablo 4’de de bulgulara yer verilmiştir.

Page 21: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

Girişimcilerde Bulunması Gereken Özellikler ile Girişimcilik Eğitimi 19

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

Tablo: 4 Girişimcilerde Olması Gereken Kişilik Özelliklerinin Öğrenciler Açısından

Önem Sırasına Göre Dağılımı Girişimci Kişilik

özellikleri En önemli 3 girişimci özelliğini ifade eden

öğrenci sayısı Özgüven 89 Risk üstlenme 73 Fırsatları görebilme 68 Yenilikçi düşünme 66 Dürüstlük 41 Yaratıcılık 22 Bağımsız karar alma 10 Tutarlı ve ilkeli olma 10 Sosyal Olma 7

Tablo 4’de görüldüğü üzere öğrenciler, girişimcilerin belirttiği özellikler kapsamında en önemli gördükleri 3 (üç) özellik içerisine en fazla özgüveni almaktadırlar. Bu özelliği risk üstlenme, fırsatları görebilme, yenilikçi düşünme ile dürüstlük ve ticari ahlak özellikleri izlemektedir.

Girişimcilerin önemsedikleri girişimci özellikler ile öğrencilerin önemsedikleri girişimci özellikler büyük oranda benzerlik göstermektedir. Bu bilinç benzerliği sevindirici olarak algılanmıştır. En azından öğrenci; başarılı bir girişimci olmak için nasıl özelliklere sahip olması gerektiğini mevcut girişimcilerin görüşleri doğrultusunda doğru bilmektedir. İki taraf da özgüvenin girişimci olmada en önemli özellik olduğunu düşünmektedir. Dürüst bir anlayışla bireyler yenilikçi düşünmeli ve risk almakta cesaretli olmalıdırlar. Ancak öğrencinin benzer oranda önemsemediği ancak girişimcinin önemli olduğunu vurguladığı sosyal olma özelliği de gözden kaçırılmamalıdır. Günümüzde ilişki sermayesi adı altında bahsedilen değer oldukça kritik ve taklit edilemez bir değer olabilmektedir. Bu anlamda sosyallik özelliği çerçevesinde iyi iletişim becerileri iyi bir girişimci için olmazsa olmazların arasında yer almaktadır.

3.2. Girişimcilik Eğitimi ile İlgili Bulgular

Çalışmanın teorik kısmında da bahsedildiği üzere girişimcilik eğitimi üzerine yurt dışında çok fazla çalışma olmasına rağmen Türkiye’de araştırma sayısının yeterli olduğu söylenemez. Girişimcilik eğitiminin nasıl olması gerektiğini en önemli olarak ifade edecek kesimin alanında başarılı olmuş girişimciler olduğu

Page 22: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

20 Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

düşünülmektedir. Teorik alt yapının uygulama sahasından kopukluğunun giderilmesi adına onların önerilerinin önemli olduğu düşünülmektedir. Bu düşünce doğrultusunda örneklem dahilindeki 58 girişimciden üniversitelerdeki girişimcilik eğitiminin içeriğine yönelik önerileri alınmıştır. Bu öneriler alındıktan sonra oluşan ifadeler üzerinden bir de öğrencilerin düşünceleri sorgulanmıştır.

Öğrencilerden girişimcilerin girişimcilik dersine yönelik önerilerini 1=hiç etkisi olmaz ‘dan 5= çok etkili olur yargıları arasında puanlandırmaları istenmiştir. İki kesimin düşüncelerinin karşılaştırılması aşağıda Tablo 5’te sunulmuştur.

Girişimciler Tablo 5’te görüldüğü üzere 20 farklı öneride bulunmuşlardır. Öğrencilerin önerilere verdikleri puanlara bakıldığında (4 ve üzeri), bu önerilere büyük oranda katıldıkları görülmektedir. Öğrencilerin önerilere verdikleri puanlar sıralamaya sokulduğunda, girişimcilerin önerilerinin sıralamasıyla aynı olmadığı tespit edilmiştir. Girişimciler özellikle derslerin uygulamalı olması ve kendilerinin derslere veya konferanslara çağırılıp deneyimlerini aktarmaları üzerine vurgu yapmışlardır. Öğrencilerin cesaretlendirilerek, araştırmanın ilk kısmında bahsedilen özelliklerin kazandırılmasını, teorik bilginin ise ikinci planda olmasını önermişlerdir. Girişimciler, öğrencilerin ilgi duydukları alanlara daha erken ve projeler kapsamında yönlendirilmesi gerektiğini ifade etmektedirler.

Tablo: 5 Girişimcilerin ve Öğrencilerin Üniversitelerde Okutulan

Girişimcilik Dersi ile İlgili Önerileri Karşılaştırması

Girişimcilerin Üniversitelerde Okutulan Girişimcilik Dersi ile İlgili Önerileri

Girişimcilerin Söylem Sayısı

Öğrencilerin Verdikleri Cevapların Ortalaması

Dersler uygulama ağırlıklı olmalı 33 4,2326 Başarılı girişimciler konuşmacı olarak çağırılmalı, tecrübeler aktarılmalı 18 4,3953

(4.sırada) Girişimci olabilecek öğrenciler cesaretlendirilmeli 17 4,3488

Girişimcilik özellikleri kazandırılmalı (cesaret, özgüven, yaratıcılık, yenilikçilik, sosyal olma, fırsatları görebilme vb. )

15 4,5271 (2.sırada)

Teorik bilgi olmalı ancak ikinci planda kalmalı 13 3,8682 Öğrencilere iş yerleri gezdirilmeli 9 4,1473 Piyasa şartları ve mevzuat hakkında bilgi verilmeli (verilen teşvikler, iş kurma vb.) 9 4,3101

Projeler yaptırılmalı 8 4,3876 (5.sırada)

Page 23: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

Girişimcilerde Bulunması Gereken Özellikler ile Girişimcilik Eğitimi 21

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

Girişimcilerin Üniversitelerde Okutulan Girişimcilik Dersi ile İlgili Önerileri

Girişimcilerin Söylem Sayısı

Öğrencilerin Verdikleri Cevapların Ortalaması

İleride kendi işini kurmak isteyen öğrencilerin ilgi duydukları alana yoğunlaşması sağlanmalı 7 4,4031

(3.sırada) Girişimcilikle ilgili seminer ve konferanslar düzenlenmeli 6 4,1783

İş ahlakı öğretilmeli 5 4,2093 Staj zorunluluğu olmalı 5 3,7969 Bu dersi başarılı girişimcilere verdirmeli 4 4,3672 Ekonomi, teknoloji, hukuk konularında desteklenmeli 3 4,2266

Rekabet etme konusunda bilgi verilmeli 3 4,2422 Kişisel gelişim dersleriyle desteklenmeli 2 3,9766 Teknolojiye uygun eğitim sistemi olmalı 2 4,3281 Fizibilite hazırlatılmalı 1 4,1094 Girişimcilik dersine daha fazla zaman ayrılmalı 1 3,7031 Öğretim elamanın bilgi ve deneyimi yeterli olmalı 1 4,6328

(1.sırada)

Öğrencilerin bütün önerilere yüksek düzeyde katıldığı ortalama puanlarından da görülmektedir. Ancak öğrenciler girişimcilik dersi veren öğretim üyelerinin uygulama bilgisinin daha fazla olması gerektiği (1.sırada) üzerine daha fazla yoğunlaşmışlardır. Ayrıca kendilerine girişimcilik özelliklerinin bu ders ile kazandırılması gerektiğini (2.sırada) vurgulamışlardır. Ancak bunun sadece üniversitedeki bir dersin sağlayacağı bir kazanım olamayacağı da bilinmelidir. Literatürdeki araştırmalar göstermektedir ki (Bozkurt, 2007; İrmiş ve Barutçu, 2012; Balaban ve Özdemir, 2008; Güney ve Nurmakhamatuly, 2007; Örücü vd., 2007; Özdemir ve Mazgal, 2012; Durak, 2011; Ören ve Biçkes, 2011; Korkmaz, 2012) bireylerin aileleri, yaşadıkları yerler, bugüne kadar ki ekonomik yaşamları, kişilik özellikleri hatta fiziksel özellikleri girişimci özelliklere sahip olmalarında bir dönemde alınan girişimcilik dersinden çok daha etkin rol oynamaktadır.

Bu anımsatmadan sonra devam etmek gerekirse, öğrenciler daha çok, ileride kurmak istedikleri iş ile ilgili alanlara yoğunlaşmayı (3.sırada), sektörden başarılı girişimci ve iş adamlarının derse konuşmacı olarak davet edilmesini (4.sırada) ve uygulamaya yönelik projelerin yaptırılmasını (5. sırada) önemsemektedirler.

Page 24: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

22 Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

SONUÇ

Girişimcilik özellikleri konusu; yerli ve yabancı literatürde geniş yer bulan ve hala da üzerinde ampirik çalışmaların sıklıkla yapıldığı bir alan durumundadır. Bu özelliklerin ekonomik, sosyal ve kültürel yaşamda yaşanan hızlı değişimler ile değişebileceği veya önem düzeylerinin değişiklik göstereceği düşünülmektedir. Ayrıca yabancı literatürden alınan girişimcilik özelliklerinin Türkiye’deki bireylerin sahip olup olmadığını tespit etmekten çok, ulusal özelliklere özgü girişimcilik özelliklerinin neler olduğunu ortaya koymak daha fazla önemsenmektedir. Bu bağlamda yapılan çalışmada kendi kurduğu işletmede yöneticilik yapan kişilere, çağımızda ve Türkiye bağlamında en önemli girişimci özellikleri sorulduğunda önem sırasına göre özgüven, dürüstlük, risk alma, yenilikçi düşünme ve sosyal olma gibi yanıtlar çoğunluktadır. Bu özelliklerin önem sırası bir de işletmecilik eğitimi alan öğrencilere sorulduğunda kısmen benzer yanıtlar alınmıştır. Ancak öğrenciler sosyal olma özelliğini kısmen daha az önemsemekte ve fırsatçı davranmanın daha önemli olduğunu düşünmektedir.

Araştırmaya katılan girişimcilere göre, bir girişimcide olması gereken esas özellikler; özgüven, risk üstlenme, fırsatları görebilme, dürüstlük, yenilikçi düşünme, sosyal olmadır. Buna göre bu özelliklerin geliştirilmesi yönünde girişimcilik dersinin içeriği yeniden düzenlenmelidir. Öğrencilere mezuniyet sonrasında kendi işlerini kurma ve yönetme becerileri ile özgüven kazandırılmalıdır. Böylece, verilecek girişimcilik eğitimi hedefine varacak ve etkin sonuçlar alınabilecektir. Değişik iş fırsatlarını görebilecek projelerin hazırlanması ve öğrencilerin teşvik edilmesi oldukça önem kazanmaktadır. Girişimciler girişimcilik derslerinin teoriden ziyade uygulama ağırlıklı olmasını vurgulamışlardır. Öğrenciler de, kendilerine bu eğitimi veren ilgili akademisyenlerin yeterliliğini önemsemişlerdir. Yani derslerin sadece ilgili akademisyen tarafından, teorik ve sınıf ortamında işlenmesini kısmen eleştirmektedirler. Bu bulgular sonucunda; girişimcilik ders içeriğinin, girişimcilerin ve öğrencilerin görüşleri doğrultusunda bir revizyona ihtiyacı olduğu söylenebilir. Öğrenciler ilgi alanlarına göre yapacakları projeler ile iş piyasasına yönlendirilmelidir. Derslerin önemli bir bölümüne farklı sektörlerden başarılı girişimciler davet edilmelidir. Sektörden uygulama örnekleri, iş adamları ve örnek hikâyeler öğrenciler ile girişimcilik dersi kapsamında etkileşim içine sokulabilir.

Page 25: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

Girişimcilerde Bulunması Gereken Özellikler ile Girişimcilik Eğitimi 23

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

Bunların yanında Türkiye’de bilimsel anlamda girişimcilik eğitimi üzerine yapılacak çalışmalara ağırlık verilmelidir. Bu konudaki araştırma sayısının artmasının girişimcilik eğitimine büyük katkı sağlayacağı şüphesizdir. Çalışma Antalya ili ve Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi öğrencileri ile sınırlandırıldığından genelleme yapılamamaktadır. Bu nedenle farklı çalışmalarda farklı üniversitelerdeki ve illerdeki durum tespitinin yapılması yerinde olacaktır. Özellikle girişimcilik eğitimi üzerine yapılacak araştırmalar, üniversitelerdeki girişimcilik ders içeriğinin değiştirilmesini, iyileştirilmesini ve uygulama ile daha etkileşimli hale gelmesini sağlayacaktır. Çünkü ailesine veya devlete güvenen bireyler yerine, kendine güvenen ve başarısını kendi girişimciliğinde arayan gençleri yetiştirecek, ulusal kalkınmaya gerçek fayda sağlayacak, girişimci nitelikte bireyleri yetiştiren bir eğitim sistemine ihtiyaç vardır.

KAYNAKÇA

AKIN, Adnan (2010). “İnsan Sermayesi Kaynakları Açısından Girişimci Özellikleri (Anadolu Girişimcileri Üzerine Bir Araştırma”, Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Sayı 26, s.8-22.

ALBERTI, Fernando, Salvatore SCİASCİA ve Alberto POLİ (2004). “Entrepreneurship Education: Notes on an Ongoing Debate”, 14th Annual Int. Ent. Conference, University of Napoli Federico II (Italy).

ARIKAN, Semra (2002). Girişimcilik Temel Kavramlar ve Bazı Güncel Konular, Ankara, Siyasal Kitabevi.

BALABAN, Özlem ve Yasemin ÖZDEMİR (2008). “Girişimcilik Eğitiminin Girişimcilik Eğilimi Üzerindeki Etkisi: Sakarya Üniversitesi İİBF Örneği”, Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi, 3(2), s.133–147.

BAŞAR, Mehmet (2004). “Girişimcilik ve Girişimcinin Özellikleri”, içinde Yavuz Odabaşı (ed.) Girişimcilik, Eskişehir, Açık Öğretim Fakültesi Yayını No:824.

BOZKURT, Öznur (2007). “Girişimcilik Eğiliminde Kişilik Özelliklerinin Önemi”, Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi, 1(2), s.93–111.

BOZKURT, Öznur, Zeynep ASLAN ve Murat GÖRAL (2011). “Yükseköğretimde Verilen Girişimcilik Eğitiminin

Page 26: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

24 Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

Öğrencilerin Girişimcilik Eğilimine Etkisi: Teknik Program ve Sosyal Program Karşılaştırmalı Bir Araştırma”, Uluslar arası Yükseköğretim Kongresi Yeni Yönelişler ve Sorunlar, 27- 29 Mayıs, s.822- 833.

CEYLAN, Adnan ve Nigar DEMİRCAN (2001). “Girişimciliği Etkileyen Faktörler İle Girişimci Kişilik Özellikleri Arasındaki İlişkilere Yönelik Bir Araştırma”, 9. Yönetim Ve Organizasyon Kongresi Bildirileri, 24–26 Mayıs, s.827–840.

CHULUUNBAATAR, Enkhbold Ottavia ve Ding-Bang LUH (2010). “Entrepreneurship start-up Process The role of emotional intelligence”, International Conference On Kansei Engineering And Emotion Research, March 2–4, Paris. http://pie.kansei.tsukuba.ac.jp/keer2010/Papers/2371.pdf, (11.02.2012)

CORBETT, Andrew C. ve Keith M. HMIELESKI (2005). “How Corporate Entrepreneurs Think: Cognition, Context, and Entrepreneurial Scripts,” Academy of Management Best Conference Paper, D1-D7.

ÇELİK, Adnan ve Tahir AKGEMCİ (1998). Girişimcilik Kültürü ve KOBİ’ler, Konya, Nobel Yayın Dağıtım.

DAFT, Richard L. (2005). The Leadership Experience, Third Edition, Canada, Thomson South-Western College Publishing.

DRUCKER, Peter F. (1998). “The Discipline of Innovation”, Harvard Business Review, 76(6), s.149-160

DURAK, İbrahim (2011). “Girişimciliği Etkileyen Çevresel Faktörlerle İlgili Girişimcilerin Tutumları: Bir Alan Araştırması”, Yönetim Bilimleri Dergisi, 9(2), s.194- 213.

ETZKOWITZ, Henry, Andrew WEBSTER, Christiane GEBHARDT ve Branca Regina Cantisano TERRA (2000). “The Future of The University and The University of The Future: Evolution of Ivory Tower to Entrepreneurial Paradigm”, Research Policy, 29 (2), s.313–330.

FINKLE, Todd A., Donald F. KURATKO ve Michael G. GOLDSBY (2006). “An Examination Of Entrepreneurship Centers In The United States: A National Survey”, Journal of Small Business Management, 44(2), s.184-206.

Page 27: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

Girişimcilerde Bulunması Gereken Özellikler ile Girişimcilik Eğitimi 25

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

GEISLER, Eliezer (1993). “Middle Managers as Internal Corporate Entrepreneurs: An Unfolding Agenda,” Interfaces, 23(6), s.52-63.

GUZMAN, Joaquín ve Francisco LIÑÁN (2005). “Perspectives On Entrepreneurial Education: A Us-Europe Comparison”, Jean Monnet European Studies Centre Universidad Antonio de Nebrija, http://www.nebrija.com/jeanmonnet/pdf/guzman-linian.pdf, (02.03.2012)

GÜNEY, Semra ve Arman NURMAKHAMATULY (2007). “Kültürün girişimciliğe etkisi: Kazakistan ve Türkiye üniversite örgencilerinin girişimcilik özelliklerinin belirlenmesine yönelik kültürlerarası araştırma”, Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 10(18), s.62–86.

GÜROL, Yonca ve Nuray ATSAN (2006). “Entrepreneurial Characteristic amongst University Students: Some Insights for Entrepreneurship Education and Training in Turkey,” Education + Training, 48(1), s.25–38.

HEINONEN, Jarna (2006). “Action-Based Activities in Teaching Corporate Entrepreneurship at University Level”, Journal of Asia Entrepreneurship and Sustainability, 11(2), s.1-26.

HERRON, Lanny (1992). “Cultivating Corporate Entrepreneurs”, Human Resource Planning, 15(4), s.3- 14.

HEWISON, Alistair ve Fran BADGER (2006). “Taking the Initiative: Nurse Intrapreneurs in the NHS,” Nursing Management-UK, 13(3), s.14-19.

HISRICH, Robert D. ve Michael PETERS (2001). Entrepreneurship, 5th Edition, McGraw- Hill Higher.

HISRICH, Robert D., Michael PETERS ve Dean A. SHEPHERD (2005). Entrepreneurship, 6th Edition, New York: McGraw-Hill.

HITT, Michael A., Stewart BLACK ve Lyman W. PORTER (2005). Management, International Edition, New Jersey, Pearson Prentice-Hall.

JOHNSON, Terrence L. ve Cassandra HAYES (1996). “Wanted: Entrepreneurial Skills,” Black Enterprise, 26(9), s.62- 63.

Page 28: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

26 Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

İPÇİOĞLU, İsa ve Atıl TAŞER (2009). “İşletme Bölümlerinde Verilen Eğitimin Girişimci Adayı Öğrenciler Üzerindeki Etkileri”, Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2(10), s.13–25.

İRMİŞ, Ayşe ve Esin BARUTÇU (2012). “Öğrencilerin Kendilerini Girişimci Bir Kişiliğe Sahip Görmelerini Ve İş Kurma Niyetlerini Etkileyen Faktörler: Bir Alan Araştırması”, Atatürk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, 26(2), s.1–25.

İRMİŞ, Ayşe, İbrahim DURAK ve Lütfiye ÖZDEMİR (2010). Girişimcilik Kültürü Anadolu Girişimciliğinden Örnekler, Bursa, Ekin Yayınları.

KARADENİZ, Yasin (2010). “Türkiye’de Girişimcilik Eğitimi”, http://vizyon21yy.com/documan/Egitim_Ogretim/Onemli_Gunler_Kuruluslar/Girisimcilik_Haftasi/Turkiyede_Girisimcilik_Egitimi.pdf, (12.01.2013)

KLOFSTEN, Magnus (2000). “Training entrepreneurship at universities: a Swedish Case”, Journal of European Industrial Training 24 (6), s.337– 44.

KORKMAZ, Oya (2012). “Üniversite Öğrencilerinin Girişimcilik Eğilimlerini Belirlemeye Yönelik Bir Araştırma: Bülent Ecevit Üniversitesi Örneği”, Afyon Kocatepe Üniversitesi, İİBF Dergisi, 14(2), s.209–226.

KUTANİS, Rana Özen (2006). Girişimci Kadınlar, Sakarya, Değişim Yayınları.

LEKOKO, M., E. M. RANKHUMİSE ve Peter RAS (2012). “The effectiveness of entrepreneurship education: What matters most?”, African Journal of Business Management, 6(51), s.12023–12033.

LUCHSINGER, Vincent P. ve D. Ray BAGBY (1987). “Entrepreneurship and Intrapreneurship: Behaviors, Comparisons, and Contrasts,” SAM Advanced Management Journal, 52(3), s.10-13.

MC LARTY, Roy (2005). “Entrepreneurship among Graduates: Towards A Measured Response”, The Journal of Management Development, 24(3), s.223-243.

MÜFTÜOĞLU, M. Tamer ve Tülin DURUKAN (2004). Girişimcilik ve KOBİ’ler, Ankara, Gazi Kitabevi.

Page 29: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

Girişimcilerde Bulunması Gereken Özellikler ile Girişimcilik Eğitimi 27

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

OKAY, Şenol ve Mehmet KARAHAN (2010). “Küçük Ölçekli İşletmelerin Girişimcilik Özelliklerinin Belirlenmesi Üzerine Bir Alan Araştırması: Denizli İli Örneği”, Türkiye Sosyal Araştırmalar dergisi, 14(1), s.292–304.

ÖREN, Kenan ve Mehmet BİÇKES (2011). “Kişilik özelliklerinin girişimcilik potansiyeli üzerindeki etkileri (Nevşehir’deki yüksek öğrenim öğrencileri üzerinde yapılan bir araştırma”, Süleyman Demirel Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 16(3), s.67–86.

ÖRÜCÜ, Edip, Recep KILIÇ ve Özer YILMAZ (2007). “Üniversite Öğrencilerinin Girişimcilik Eğilimlerinde Ailesel Faktörlerin Etkisi Üzerine Bir Uygulama”, Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi, 2(2), s.27–47.

ÖZDEMİR, Yasemin ve Sercan MAZGAL (2012). “Bir Kariyer Tercihi Olarak Girişimcilikte Dışsal Faktörlerin Etkisi: Sakarya Örneği”, Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi, 7(1), s.87–102.

ÖZKUL, Gökhan ve Murat Ali DULUPÇU (2007). “Kişisel Gelişimin Girişimci Tipleri Üzerine Etkisi: Antalya – Isparta İllerinde Bir İnceleme”, Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi, 2(2), s.67–92.

RAPOSO, Mário ve Arminda do PAÇO (2011). “Entrepreneurship education: Relationship between education and entrepreneurial activity”, Psicothema, 23(3), s.453–457.

RASMUSSEN, Einar A. ve Roger SORHEIM (2006). “Action-Based entrepreneurship education”, Technovation, 26, s.185-194.

ŞAHİN, Esen (2009 ). “Kadın Girişimcilik Ve Konya İlinde Kadın Girişimcilik Profili Üzerine Bir Uygulama”, SÜ İİBF Sosyal ve Ekonomik Araştırmalar Dergisi, 11(17), s.287- 309.

TAĞRAF, Hasan ve Muhsin HALİS (2008). “Üniversitelerdeki Girişimcilik Eğitiminin “Girişimsel Öz Yetkinlik” Algısı Üzerindeki Etkisi: Bir Araştırma”, Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi, 3(2), s.91–111.

TÜRKER, Duygu ve Senem SÖNMEZ SELÇUK (2009). “Which Factors Affect Entrepreneurial Intention of University Students?”, Journal of European Industrial Training, 33(2), s.142–159.

Page 30: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

28 Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

YELKİKALAN, Nazan (2007). “21. Yüzyılda Girişimcinin Yeni Özelliği: Duygusal Zekâ”, Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi, 1(2), s.39–51.

YELKİKALAN, Nazan, Ayten AKATAY, H. Mehmet YILDIRIM, Yasin KARADENİZ, Can KÖSE, Öznur KONCAGÜL ve Eray ÖZER (2010). “Dünya ve Türkiye Üniversitelerinde Girişimcilik Eğitimi: Karşılaştırmalı Bir Analiz”, KMÜ Sosyal ve Ekonomik Araştırmalar Dergisi, 12 (19), s.51–59.

ZAKAREVIČIUS, Povilas ve Aurimas ŽUPERKA (2010). “Expression of Emotional Intelligence in Development of Students’ Entrepreneurship”, Economics and Management, Vol: 15, s.865-873.

ZHAO, Hao, Scott E. SEIBERT ve Gerald E. HILLS (2005). “The Mediating Role of Self-Efficacy in the Development of Entrepreneurial Intentions”, Journal of Applied Psychology, 90(6), s.1265-1272.

ZIMMERER, Thomas W. ve Norman M. SCARBOROUGH (1998). Essentials of Entrepreneurship and Small Business Management. Second Edition, Prentice Hall, Inc.

Page 31: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

Tarihsel Süreçte Girişimcilik Teorisi: Girişimciliğin Ekonomik Büyüme ve İstihdam Boyutu 29

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

TARİHSEL SÜREÇTE GİRİŞİMCİLİK TEORİSİ: GİRİŞİMCİLİĞİN EKONOMİK

BÜYÜME VE İSTİHDAM BOYUTU1

Özgür TOPKAYA

Dr., Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi [email protected]

ÖZET

Girişimcilik faaliyetlerinin ekonomik büyümeye önemli katkı sağladığı; literatürde genel kabul görmüş bir olgudur. Her uygulama temel bir teoriye dayanmaktadır. Girişimcilik; iktisat bilimi ve toplumu temel dayanak noktası alan bir yaklaşım ile tarihsel süreçte değişime uğramış ve teorisini geliştirmiştir. Şüphesiz bu gelişimde; dönemler itibariyle iktisat teorisyenlerinin dönemin iktisadi olgularına farklı bakış açıları önemli derecede etkili olmuştur.

Klasik iktisadi düşüncenin ortaya çıkışından itibaren tartışılmaya başlanan girişimcilik teorisinin gelişiminin; süreçte iktisat teorisyenlerinin farklı bakış açılarının göz önünde bulundurulması ve günümüz girişimcilik anlayışında tekrar değerlendirilmesinin, girişimcilik teorisine katkı yapacağı düşünülmektedir. Bu çalışma; girişimcilik teorisini dönemler itibariyle ortaya koyarak, günümüzde girişimciliğin istihdam yaratma ve ekonomik büyümeye sağladığı katkı yönündeki anlayışa nasıl ulaştığını vurgulamaya çalışmaktadır.

Anahtar Kelimeler: Girişimcilik, Girişimcilik Teorisi, İstihdam ve Ekonomik Büyüme

ENTRPRENEURSHIP THEORY IN HISTORICAL PROGRESS: ECONOMIC GROWTH AND EMPLOYMENT DIMENSIONS OF ENTREPRENEURSHIP

ABSTRACT

The literature widely acknowledges the significant contribution of entrepreneurship activities into economic growth and employment. Every practice is based on a theory. Entrepreneurship has evolved within the historical progress by taking the economics and society as its basis and improved its theory. In this progress, different approaches of various scholars in economics towards economic issues of the period were quite effective. 1 Bu çalışma, İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde Özgür

TOPKAYA tarafından hazırlanan doktora tezinden kısmi bir uyarlama ile hazırlanmıştır. 

Page 32: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

30 Özgür TOPKAYA

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

Improvement of the theory of entrepreneurship that has been discussed since the rise of classical approach, taking various scholars’ different ideas on this issue into consideration and their evaluation bear importance since it would contribute greatly to the entrepreneurship theory. This study aims to put forward the entrepreneurship theory based on periods and attempt to explain how it reached the level of today’s entrepreneurship that is basically employment creation and obtaining economic growth

Keywords: Entrepreneurship, Entrepreneurship Theory, Employment and Economic Growth

GİRİŞ

Her uygulama teoriye dayanmaktadır. Girişimcilik de iktisat teorisi ve toplumu temel almaktadır. Teori değişimi normal ve sağlıklı olarak görmektedir. Toplumdaki temel görevi –özellikle de ekonomide- zaten yapılmakta olan bir işi daha iyi yapmaktan ziyade farklı bir şey yapmak olarak değerlendirmektedir. İki yüzyıl önce Jean Baptiste Say girişimci terimini kullandığında bunu anlatmaktaydı. ‘Girişimcilik’ Say’a göre mevcut ekonomik düzeni değiştiren yeni bir oluşumu ifade eden kavramdı. Aynı paralelde, Joseph Schumpeter’in de formüle ettiği gibi her yenilik mevcut düzeni yıkmakta ve bu nedenle girişimcilik temelde “yaratıcı yıkım” (Drucker, 1985, s.26) olarak nitelenmektedir.

18. yüzyılın ortalarına kadar Avrupa’da üretim şartlarında, sosyal ilişkilerde ve iktisadi düşünce şekillerinde değişiklikler ortaya çıkmaya başlamış ve bu değişiklikler entelektüel ve akademik çevrelerde de yankı bulmuştur. İktisat biliminde “Klasik İktisadi Teori” gelişmiştir.

Doğrudan girişimcilik teorisine atıfta bulunmamasına rağmen Adam Smith (1776) iktisatta en bilinen kavramları belirleyerek modern iktisat teorisinin temellerini atmış ve aynı zamanda kalıcı olarak iktisat ve girişimcilik teorisini birbiri ile ilişkilendirmiştir. Smith üç ekonomik gücü, toprak, işgücü ve sermayeyi; görünmez el kavramını ve işgücünün çeşitli bölümlere ayrılmasını kullanmıştır. Smith ayrıca kar için projeler yürüten bireyleri tanımladığı iktisatta “öngörenler” fikrini yaratmıştır. Ancak bu tarz bir tanımlama girişimciliği açıklamada özellikle de tamamen yeni üretim biçimlerinin neden ortaya çıktığı, yeni son derece yenilikçi yatırımların, yeni süreçlerin ve ürünlerin üretilmeye çalışılması sebebini açıklamada yetersiz kalmıştır (Zimmerman,

Page 33: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

Tarihsel Süreçte Girişimcilik Teorisi: Girişimciliğin Ekonomik Büyüme ve İstihdam Boyutu 31

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

2008, s.21). Ekonomik dinamizm içerisinde girişimcinin rolü Smith’in “öngörenler” kavramında açıklama bulamamaktadır.

Bu dönemde girişimcilik ve girişimcilik fonksiyonu ile ilgili açık bir tanımlama yapılmamıştır. Klasik iktisadi düşünce içerisinde girişimci ve iktisatta oynadığı rol gölgede kalmıştır (Baumol, 1968, s.1).

Girişimcilik fikrini ortaya koyan Say, bir Adam Smith hayranıydı ve Adam Smith’in “Ulusların Zenginliği” isimli kitabını (1776) Fransızcaya çevirmiştir ve hayatı boyunca onun fikirlerini ve politikalarını savunmuştur. Ancak girişim ve girişimci ile ilgili iktisadi düşünceye yaptığı katkı klasik iktisatçıların görüşlerinden bağımsız ve aslında uyumlu olmayan bir niteliktedir. Klasik iktisatçılar günümüze kadar genel iktisat teorisinin de yaptığı gibi mevcut olanı en iyi düzeye getirmeye çalışırlar. Bu gruba Keynezciler, Friedmancılar ve Arz yanlılar da dahildir. Mevcut kaynaklardan mümkün olan en üst düzeyde faydayı sağlamayı ve dengeyi kurmayı hedeflerler. Girişimciyi ele almazlar ancak onu iklim, hava, devlet ve hükümet politikaları, salgınlar ve savaşlar ve aynı zamanda teknoloji gibi “dış güçler” gerçeğinin gölgesinde bırakırlar. Hangi okuldan olursa olsun geleneksel iktisatçı bu dış güçlerin varlığını inkar etmez. Ancak dış güçler onların dünyasının bir parçası değildirler ve modellerinde, denklemlerinde ve öngörülerinde yer alamazlar (Drucker, 1985, s.27).

19. yüzyılın sonunda “marjinal fayda” devrimi Neo-klasik iktisadi düşüncenin başlangıcı olarak görülmektedir. Neo-klasik iktisadi düşünce mikro-iktisat alanını domine etmeye başlamadan önce ekonomik düşünce de girişimci en önemli aktörlerden birisiydi. Aslında girişimci iktisat alanındaki varlığından öte çeşitli konularda temel fonksiyonları yerine getirmekteydi. Girişimci risk üstlenen, yenilikçi, endüstri lideri gibi fonksiyonlara sahipti. Ancak marjinal teorinin baş oyuncuları için bile girişimci iktisadi hayatta önemli bir aktördü. Örneğin Walras (1877), girişimciyi koordinatör ve aracı olarak tanımlamıştır. Girişimci iktisattaki en önemli dört oyuncudan bir tanesidir. Walras her ne kadar girişimcinin rolünü açıklasa da, girişimciyi denge modeli ile bütünleştirmemiştir. Avusturyalı bir diğer önemli akademisyen Carl Menger açısından marjinal fayda iktisadi düşüncedeki yeni bir geleneğin temelleridir. Sübjektiftir ve metodolojik açıdan bireyselliğe sahiptir. Bu bağlamda girişimciliği yorumlamıştır ve sübjektivistler olarak bilinen bir grubun temellerini oluşturan çalışmalar yapmıştır. 100 yıl sonra Avusturya ekolünün temsilcilerinden bir diğeri Israel M. Kirzner

Page 34: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

32 Özgür TOPKAYA

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

(1973, Almanca çevirisi 1978) girişimcinin teorik çerçevede rolünü yeniden konumlandırmış ve iktisatta girişimcinin rolünün canlanması açısından büyük bir katkı sağlamıştır (Ripsas, 1998, s.105).

20. yüzyıl girişimciliğin iktisat literatüründe büyük ölçüde kaybolduğu bir dönemdir. Ancak son yirmi yılda girişimcilik konusunda yeni gelişmeler yaşanmaktadır. Girişimciliğin 20. yüzyıl boyunca ortadan kaybolmasının sebebi olarak bazı akademisyenler; makro-iktisat ve mikro-iktisadın birbirinden ayrılması ve denge modellerinin baskınlığını göstermektedirler. Girişimciye yer yokmuş gibi görünen modern mikro-iktisatta, neo-klasik iktisadi düşünce ve onun denge sistemi en önemli rolü üstlenmektedir (Ripsas, 1998, s.105).

Girişimciyi ekonomide başlıca aktör olarak gören Joseph Schumpeter, aynı zamanda Say’a atıf yapan ilk büyük iktisatçıdır. 1911 yılında yayımlanan “Die Theorie der Wirttchaftlichen Entwicklung- İktisadi Dinamiklerin Teorisi” isimli kitabında Schumpeter geleneksel iktisadi düşünceden ayrılmıştır. Ekonomide denge kurmaya ve optimizasyon sağlamaya çalışmak yerine, yenilikçi girişimci tarafından ekonomide oluşturulan dinamik dengesizliğin sağlıklı bir ekonomi için bir kural ve iktisadi teori ve uygulama açısından bir gerçeklik olduğunu ortaya koymuştur (Drucker, 1985, s. 27).

Çalışmanın bundan sonraki bölümlerinde girişimciliğin teorik olarak dönemler itibariyle incelenmesine yer verilmektedir. Birinci dönem, 1860-1880 yılları arasında yapılan çalışmaları kapsamaktadır. Bu dönem Avusturya iktisat ekolünün yaptığı çalışmaları içermektedir. Von Thünen, Von Mangolt ve Carl Menger en bilinen iktisatçılardır. İkinci dönem 1890-1920 yılları arasında başta Joseph Schumpeter ardından Fredrick Hawley ve John Bates Clark gibi iktisatçıların çalışmalar yaptıkları dönemdir.

Girişimciyi iktisatta başlıca aktör olarak gören iktisatçılar bu grupta yer almaktadırlar. 1950-1970 yılları arasında girişimciliği davranış bilimleri paralelinde değerlendiren çalışmalar yürüten iktisatçılar ortaya çıkmıştır. David McClelland, Everett Hagen, Seymour Martin Lipset ve Fredrik Bart gibi iktisatçılar bu ekolün önde gelen temsilcileri olmuşlardır. 1985 yılından itibaren girişimcilik yeni işletme kurma süreci olarak görülmeye başlanmıştır. İstihdam ve ekonomik büyümeye yaptığı katkı ortaya konmuştur.

Page 35: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

Tarihsel Süreçte Girişimcilik Teorisi: Girişimciliğin Ekonomik Büyüme ve İstihdam Boyutu 33

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

1. GİRİŞİMCİLİKTE SUBJEKTİVİZMİ ÖNE ÇIKARAN İKTİSATÇILAR

19. yüzyıl ortalarından itibaren Avusturyalı ve Alman, Von Thünen (1763-1850), Von Mangoldt (1824-2868), Carl Menger (1840-1921), Eugen Böhm-Bawerk (1852-1914) ve Friedrich Von Weiser (1851-1926) gibi teorisyenler girişimcilik üzerine çalışmalar yürütmüşlerdir. Bu teorisyenlerin ortak özelliği köklerinin işletme ve siyasal bilimlere dayanmasıdır. Yukarıda yazılı isimlerin yanında daha birçok yazar da girişimci kavramının açıklığa kavuşturulmasına katkı sağlamışlardır (Landström, 2004, s.17).

Özellikle Avusturya ekonomik düşünce sisteminin kurucusu olarak nitelenen Carl Menger iktisada önemli katkılar sağlamıştır. Neo-klasik iktisattan oldukça farklı olan çağdaş Avusturya okulunun değer, rekabet ve piyasaların analizi ile ilgili fikri temeller Menger tarafından atılmıştır (Bradley, 2010:241). Menger’e göre girişimsel aktivite; ekonomik eylem ile ilgili bilgi elde etmeyi, faktörlerin en etkin bir biçimde kullanılabilmesini hesaplamayı, girişimcinin kendi iradesiyle hareketini ve üretimi denetlemeyi içermektedir. Menger girişimsel yeteneği bir çeşit işgücü olarak görmüş ve bu bakımdan girişimciliği yüksek talepli mallar arasında bir yer atamıştır (Gunning, 1997, s.12).

Menger’in klasik iktisadi görüşe olan katkısı genellikle metodolojik seviyededir. “Grundsatze der Volkswirtschaftlehre-Ekonominin İlkeleri” isimli ve 1871 yılında yazdığı başlıca eserinde iktisada subjektif bir bakış açısı getirmiştir. Metodolojik sübjektivizmin savunucusudur ve bu görüş iktisadi olguların nesneler arasında değil, insanlar arasında ki ilişkilerle gerçekleştiğini kabul eder. Bu ilişkilerin anlaşılabilmesi için iktisadi teori çıkış noktasını insanların eylemlerini kontrol eden sosyal, kültürel ve ekonomik düşüncelerde aramalıdır. Doğal bilimlerin aksine, iktisat bilimi üzerinde çalışılan insanların algılarını, dileklerini ve bireylerin fikirlerini göz ardı edemez. Bu görüş aynı zamanda Menger’in metodolojik bireyselciliğinde de yansıtılmaktadır. Toplum içinde ve iktisatta aktörler bir grup ya da sosyal sınıf değil, bireylerdir. İktisadi olguların açıklanması bireysel eylemlerden başlamalı ya da en azından onlara vurgu yapabilmelidir. Böylece iktisadi değişimler bir boşlukta değil bireylerin ilgileri ve verilen bir durum karşısında algıları sonucu oluşmaktadır. Bu anlayışa göre girişimci kaynakları faydalı ürünler ve hizmetlere dönüştüren “bir değişim ajanı” olarak değerlendirilebilir (Landström, 2004, s.17).

Page 36: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

34 Özgür TOPKAYA

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

Avusturya iktisat ekolünün subjektivizmi aşırı vurguladığı eleştirileri literatürde yer almaktadır. Bu ekolün iktisatçıları, girişimcilerin davranışlarını tahmin edebilmek için gerekli bilgiye sahip herhangi bir kişinin kendisinin de girişimci olacağını iddia etmektedirler. Aynı biçimde sistemin içerisine girişimci olarak giren kişi kendisi de kendi tahminini yanlış çıkartacak bir davranış biçimi benimseyebilir (Casson, 2003, s.9). Girişimcilik piyasadaki fırsatları değerlendirmek şeklinde nitelenmektedir.

Bu fikirler daha sonra Ludwig Von Mises (1881-1973) ve Frederick Von Hayek (1899-1992) tarafından geliştirilmiştir. Mises’e göre girişimcilik piyasayı doğru bir biçimde tahmin edebilmektir. Eğer girişimci piyasayı doğru bir biçimde tahmin edebilirse rakiplerine göre daha ucuz üretim yapabilecek ve müşteriye faydalı olarak kar elde edebilecektir. Girişimci ne kadar faydalı olursa o kadar fazla kar elde edecektir. Bu nedenle herhangi bir şekilde girişimcinin kazancının kısılması ya da vergilendirilmesi yıkıcı etkilere sebep olabilir (Landström, 2004, s.18). Girişimcilik ve fırsatların değerlendirilmesi konusunda bu grupta yer alan akademisyenlerin çeşitli çalışmaları da mevcuttur.

Hayek (1945) bir piyasa ekonomisinde bilginin sıklıkla farklı bireyler arasında bölündüğüne vurgu yapmıştır. Böylece hiçbir birey diğeriyle aynı bilgiye sahip değildir. Bu kıt kaynakları ya da maksimum etkiye sahip kaynakları bilen çok az sayıda insan olduğu anlamına gelmektedir. Böyle bir bilgi eşsizdir ve sadece her bireyin içinde bulunduğu özel durum, meslek ya da sosyal ağ yoluyla elde edilebilmektedir (Landström, 2004:18). Bu anlamda girişimsel süreç piyasa hakkında bir bilginin keşfedilmesi ve bilginin koordine edilmesidir (Alvarez, 2002, s.95). Bu bilgilerden istifade eden girişimci piyasa ekonomisinde kendisine uygun fırsatları belirleme yönünde hareket eder ve bu fırsatları değerlendirir.

Mises (1963) ‘insanlar sadece hesap yapan yaratıklar değildir’ şeklinde saptama yapmıştır. İnsanlar aynı zamanda fırsatları en iyi şekilde değerlendirmeye çalışırlar. Bu davranışı anlatmak için “insan eylemi” kavramını literatüre kazandırmıştır. Eylem sadece tercih etmekten ibaret değildir. İnsan olayların kaçınılmaz olduğu durumlarda da tercih göstermek zorundadır. Gün ışığını yağmura tercih edebilir. Ancak eylemsel insan tercih yapar, karar verir ve sonuca ulaşmaya çalışır (Mises, 1996, s.12).

Page 37: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

Tarihsel Süreçte Girişimcilik Teorisi: Girişimciliğin Ekonomik Büyüme ve İstihdam Boyutu 35

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

Şekil 1: Girişimcilikte Subjektivizmi Öne Çıkaran İktisatçılar

1860-1880 1970-1980

Carl MengerLudwig Von MisesFrederick Von HayekJohan Heinrich Von Thünen

Hans Emil Von Mangoldt

Israel KirznerMurray N. RothBard (1962)

1940-1950

Kaynak: H. Landström, “Pioneers in Entrpreneurship Research”, Crossroads of Entrepreneurship, Ed. Guido Corbetta, Morten Huse, Davide Ravasis, Kluwer Academic Publishers, Springer Science and Business Media, Inc. Dordrecht, 2004, p. 19 ve Mark Casson, The Entrepreneur, An Economic Theory, Edward Elgar Publications, 2003 Edition, USA, p. 17 kaynaklarından derlenmiştir.

Şekil 1’de girişimciliğin teorik olarak günümüze kadar

ulaşan ilk iktisat ekolü yer almaktadır. Carl Menger ile başlayan ve temelinde fırsatları değerlendirmeyi içeren bu görüş 1940’lı yıllarda Mises ve Hayek ile devam ettirilmiş ardından da günümüze Israel Kirzner ve Murray N. Rothbard (Casson, 2003, s.17) sayesinde ulaşmıştır.

Girişimcilik ile ilgili bu düşüncenin günümüzdeki temsilcisi Mises’in öğrencilerinden Israel Kirzner, Avusturya ekolünün girişimcilik alanında bilinen başlıca iktisatçılarındandır. Rekabet ve Girişimcilik (1973) isimli eserinde; Kirzner, Mises ve Hayek tarafından ileri sürülen iddiaları geliştirmektedir. Kirzner’e göre, kar sağlayan fırsatları belirlemek ve bunlarla ilgilenmek için girişimcinin her zaman hazır bulunması gerekmektedir. Yani girişimci piyasadaki kar fırsatlarını keşfetmeye çalışır ve piyasadaki dengenin yeniden şekillenmesine bu fırsatları değerlendirerek yardımcı olur. Bu bağlamda girişimsel fonksiyon, arz ve talep arasındaki boşluğu belirleyerek bilginin koordinasyonunu yürütmek ve ayrıca arz ve talep arasında oluşan farklılıktan para kazanmayı sağlayacak şekilde bir aracı olarak faaliyet göstermektir (Landström, 2004, s.19). Girişimciliğin fırsatları değerlendirmek şeklinde algılandığı bu yaklaşım girişimciyi de fırsatları değerlendiren kişi olarak belirlemektedir.

Page 38: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

36 Özgür TOPKAYA

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

2. GİRİŞİMCİYİ EKONOMİDE BAŞLICA AKTÖR OLARAK GÖREN İKTİSATÇILAR

Girişimciyi ekonomide başlıca aktör olarak gören girişimcilik teorisyenleri 19. yüzyılın sonlarında Amerika’da çalışmalarını sürdüren Francis Walker, Fredrick Hawley ve John Bates Clark gibi iktisatçılardır. Bu kapsamda belki de en iyi bilinen iktisatçı Frank Knight’dır (1885-1972). Risk, Belirsizlik ve Kar (1916 ve 1921 de yeniden yazıldı), isimli çalışmasında Knight, risk ve belirsizlik arasında bir ayrım yapmaktadır. Knight girişimciliği, temelde belirsiz yani kontrol edilemez ve olabilirliği açısından değerlendirilemez şeklinde nitelemiştir. Girişimcinin elde ettiği kar, belirsizlik şartları altında kendisinin aldığı risk sonucu elde ettiği ödüldür (Landström, 2004, s.19).

Ancak iktisadi teori içerisinde girişimciyi başlıca aktör olarak değerlendiren kişi Joseph A. Schumpeter’dir (1883-1950). Schumpeter, kapitalist ekonomik sistemin hiç bir zaman dengede olmayan ve dinamik bir sistem olduğunu ileri sürmüştür. Schumpeter daha sonra teorisinde, ekonomideki denge düzeyinin aslında işletmelerin ortaya koydukları yeni bir yenilik sonucu mevcut düzenlerinde meydana gelen bir değişim sonrası görülen ekonomik gerçekliği yansıtan bir kavram olduğunu ifade etmiştir (Hagedoorn, 1996, s.884).

Schumpeter sosyal bir bilimci olarak nitelendirilmektedir ve kapsamlı bilimsel çalışmaları iktisadi teori içerisinde geniş bir alanı kapsamaktadır. Bilimsel çalışmalarında; Leon Walras (1834-1910) ve bu ekolün iktisatçıları tarafından savunulan denge modelleri teorisine cevaben yeni bir ekonomik teori inşa etmeye çalışmaktadır. Mevcut denge teorisinin tamamlanmamış olduğunu düşünmesine rağmen, Schumpeter’in kendisi de Walras’ın büyük hayranlarından birisidir. Schumpetere göre “ekonomik sistem içerisinde piyasada dengesizlikler oluşmasına yol açan bir enerji vardır”. Theorie der Wirtschaftlichen Entwicklung (1912, ikinci basım 1926) ya da Theory of Economic Development-İktisadi Kalkınma Teorisi (1934) ki bu ikinci basımın İngilizce çevirisidir, Schumpeter’in bu düşüncelerini aktarmaya çalıştığı eserleridir. İki kitap arasında, birinci basım daha orjinaldir ve Schumpeter’in gençlik coşkusunu yansıtmaktadır. Buna rağmen İngilizce olarak hazırlanan ikinci basıma daha fazla atıf yapılmaktadır. İkinci basım daha geneldir ve Schumpeter, çalışmasını dönemin temel ekonomik düşünce tarzı ile ilişkilendirmeye çalışmaktadır (Landström, 2004, s.19).

Page 39: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

Tarihsel Süreçte Girişimcilik Teorisi: Girişimciliğin Ekonomik Büyüme ve İstihdam Boyutu 37

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

Denge modellerini eleştirirken, kapitalizmin kendi içerisinde yenilikçilik şeklinde bir değişim motoruna sahip olduğunu iddia etmiştir. Bu konudaki ikinci eleştirisi ise kapitalizm gibi uzun dönemli istikrarlı sosyal veya ekonomik bir sistem kendi içerisindeki denge süreçleri sayesinde değil fakat sistemi destekleyen kurumların, sosyal alandaki uygulamaların ve inançların sayesinde ayakta kalmaktadır (Medearis, 2001, s.362).

Büyük Buhran (1929) döneminde Almanya’da yaşayan Schumpeter, kötüleşen ekonominin, düşük gelir gruplarını sağ ve sol siyasi görüşlerin demagojisine maruz bırakacağı uyarısında bulunmuştur. Ücret ve istihdam politikasına da değinen Schumpeter, Almanya’da yüksek ücretlere ve işsizliğe sendikaların güçlü olmalarının yol açmadığını öne sürmüştür. Yüksek ücretlerin ve işsizliğin temel sebebin günün gerisinde kalmış endüstriyel yapıların ve işletmelerin yol açtığını ifade etmiştir. Ayrıca esnaf birlikleri, karteller ve yarı monopollerin üretimi kısıtladığını, istihdamı azalttıklarını da belirtmiştir. Dönem içerisinde Almanya’da süren şirket birleşmelerinin eğer doğru bir şekilde kontrol edilmezlerse istihdam düzeyini daha da düşüreceğini ifade etmiştir (McCraw, 2007, s.175). Bu bağlamda Schumpeter’in yenilikçiğe yaptığı vurgu ortaya çıkmaktadır.

The Theory of Economic Development –Ekonomik Kalkınma (1934) kitabında, Schumpeter yeni bir ekonomik teori oluşturmaya çalışmaktadır. Bu nedenle kitap, sermayenin önemi, elde edilen karın kökeni ve ekonomik dönüşümleri içermektedir. Girişimci sadece bir bölümde (2. bölümde) ele alınmaktadır. Bu bölüm iktisat çevrelerinde çok büyük bir etki yaratırken diğer bölümler ekonomik teori içerisinde yer edinmekte başarılı olamamıştır (Landström, 2004, s.20).

Schumpeter’in temel görüşü ekonomik büyümenin, sermaye birikiminden değil yeniliklerden veya “yeni kombinasyonlardan” meydana geldiği şeklindedir. İktisadi sistemi kapalı dairesel akışa sahip bir yapı olarak niteler. Çünkü belirli bir malın satıcısı başka bir malın alıcısı olmaktadır. Sistem bu dairesel akışın sürekli devam etmesi sebebiyle denge durumundadır. Ancak bu durum sistemde değişiklik olmadığı anlamına gelmemektedir. Daha ziyade sisteme dahil tüm aktörler yeni bir değişim olur olmaz ya da değişiklik fark edilir edilmez kendilerini yeni duruma adapte etmektedirler. Ancak bazen girişimcinin yeni bir ürün, üretim metodu, yeni piyasa, yatırım malı veya sektörel birimlerin veya şubelerin örgütlenmesi şeklinde piyasaya yenilik getirmesi sonucu,

Page 40: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

38 Özgür TOPKAYA

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

sistemde radikal değişiklikler meydana gelmektedir. Schumpeter ekonomik büyüme için yeniliğin hayati önemini anladıktan sonra yenilik olgusunun piyasa da birisi tarafından uygulanması gerektiğini de fark etmiştir. Mevcut uygulamayı kıracak yetenek ile bireysel girişimciler ilişkilendirilmektedir. Girişimciler kendi özel krallıklarını bulma arzusuna, piyasayı ele geçirme isteğine ve yaratma zevkine sahip kişilerdir. Schumpeter’e göre para tek başına girişimci için bir motivasyon faktörü değildir. Ancak mevcut modeli değiştiren yenilikler zaman içerisinde eşit bir dağılımda meydana gelmemektedir. Yenilikler, kümelenerek oluşmaktadırlar. Girişimcinin engelleri aşması diğer bireylerin de onun adımlarını takip etmeleri için harekete geçirmektedir. Girişimci tarafından ortaya konan yenilikler sonucu ekonomide meydana gelen iyileşmenin iktisadi sistem içerisinde niteliksel etkileri olmaktadır. Bu etkilere Schumpeter, “yaratıcı yıkım” adını vererek olumlu iktisadi gelişmenin kendi krizine yol açtığını ima etmektedir (Landström, 2004, s.20).

Schumpeter’in tanımına göre tüm başarılı işletmeler tarihleri içerisinde bir dönemde girişimsel faaliyette bulunmuş işletmelerdir. Ancak herhangi bir işletme bir başka işletmeye göre daha fazla girişimci olabilir. İşletmelerin yenilikçilik faaliyetleri ortadan kalktıklarında kendileri de yok olma sürecine girmeye başlarlar (McCraw, 2007, s.181).

Şekil 2’de Girişimciyi ekonomide başlıca aktör olarak nitelendiren ilk iktisatçılar ve onların takipçilerine yer verilmektedir. 1910 yılında Joseph Schumpeter ile başlayan ekoldür. Bu dönem içerisinde Schumpeter ile birlikte bir grup teorisyen ekole yön vermişlerdir. Bu teorisyenler arasında; Francis Walker, Fredrick Hawley, John Bates Clark ve Frank Knight yer almaktadır. 1940’lı yıllarda Erik Dahmen tarafından sürdürülmüştür. Bu ekolün günümüzdeki temsilcisi William Baumol olarak nitelendirilmektedir. Girişimcinin iktisat bilimindeki önemine vurgu yapan çalışmalar yürütmüşlerdir.

Schumpeter’in girişimcilik ile ilgili çalışmaları ve görüşleri zaman içerisinde değişiklik göstermiştir. 1940 yılına kadar girişimcilik hakkındaki muhakemesini geliştirip düşüncelerini yeni iktisat teorisi ile bütünleştirmektedir. Dönem içerisinde girişimciliğin bireysel bir iş olduğu duruşuna sahiptir.

Ancak II. Dünya Savaşı boyunca ABD’de, gençliğinde Avusturya’da gördüğünden farklı bir şirket dünyası ile karşı karşıya kalmıştır. ABD’de şirketler, yetenekli girişimciler tarafından

Page 41: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

Tarihsel Süreçte Girişimcilik Teorisi: Girişimciliğin Ekonomik Büyüme ve İstihdam Boyutu 39

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

oluşturulan küçük işletmeler tarafından değil, gelişmiş araştırma geliştirme (Ar-Ge) departmanları olan ve planlı araştırma yapan şirketlerden oluşmaktaydı. Bu ortam Schumpeter’in ilgisini zaten var olan işletmelerdeki yenilikçi aktivitelere yöneltti. Aynı zamanda iktisat tarihine olan ilgisini geliştirdi. Odak noktasındaki bu değişiklik toplumun kurumsal yapısına değindiği 1942 tarihli Capitalism, Socialism and Democracy (Kapitalizm, Sosyalizm ve Demokrasi) kitabında ifade bulmaktadır.

Şekil 2: Girişimciyi Ekonomide Başlıca Aktör Olarak Değerlendiren

İktisatçılar

1910-1920 1980-1990

Joseph SchumpeterErik Dahmen

Francis WalkerFredrick HawleyJohn Bates ClarkFrank Knight

William Baumol

1940-1950

Kaynak: Hans Landström, “Pioneers in Entrepreneurship Research”, Crossroads of Entrepreneurship, Ed. Guido Corbetta, Morten Huse, Davide Ravasis, Kluwer Academic Publishers, Springer Science and Business Media, Inc. Dordrecht, 2004, p. 21.

Bu kitabında bir ekonomik sistem olarak kapitalizmin

sürdürülebilirliği fikrini tartışmaktadır. Batı demokrasilerinde sosyalizmin, kapitalizmin yerini alacağını öngörmektedir. Schumpeter, girişimcinin ekonomik öneminde bir düşüş tahmin etmiştir. Toplumdaki artan rasyonellik ve rutin, girişimciliği zayıflatmakta ve kapitalizmin durağanlığına yol açmaktadır. Yenilikler artık tek bir kişinin uzmanlığı ile ilişkilendirilemez. Yenilikler büyük çalışma ekiplerinin örgütlü çalışmalarının ve en verimlisi de büyük işletmelerin altında meydana gelecek ve büyük işletmeleri ekonomide baskın hale getirecektir görüşünü benimsemiştir (Landström, 2004, s.20).

Schumpeter’in muhakemesi birçok araştırmacı için temel referans noktası olmuştur. Bu iktisatçılardan bazıları Erik Dahmen (1950,1970) ve William Baumol (1968, 1990, 1993)’dür. Özellikle Willam J. Baumol iktisatta girişimciyi başlıca aktör olarak gören ekolü devam ettiren akademisyen olarak ve ekonomik teoride

Page 42: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

40 Özgür TOPKAYA

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

Schumpeter’in bakış açısıyla girişimciliği savunan iktisatçılar arasında önemli bir yere sahiptir (Eliasson, 2004, s.2).

Erik Dahmen 1950 ve 1970 tarihli çalışmalarında bir ülkenin içindeki bütünleşik endüstriyel sistemi anlatmak için ‘kalkınma blokları’ kavramını formüle etmiştir. Bir kalkınma bloğunda farklı türlerdeki endüstriyel sistemler birlikte üretim eylemi gerçekleştirmektedir; yani farklı kurumlar ve şirketler temel madde veya diğer üretim ile ilişkili noktalarda temas halinde oldukları için birbirlerine destek olmaktadırlar. Demiryolu, elektrik ve sanayileşme gibi yenilikler toplumda birlikte üretim eylemlerinin artmasına yol açmaktadır. Bu kalkınma bloklarının toplum üzerinde temel bir etkisi olmaktadır. Eski şirketlerin yeni bölgelerde kurulmasına ve ayrıca çok sayıda yeni işletmenin bu değişiklikleri gerçekleştirmesine olanak sağlamaktadır. Böylece bu kalkınma blokları Schumpeter tarafından ifade edilen yenilik kümelerinin yaratılmasına yol açmaktadır (Landström, 2004, s.21). Yenilik kümeleri aynı zamanda teknoloji alanında yoğunlaşmaya da yol açabilmektedir. Yenilik kümelerinin ortaya koyduğu en büyük avantaj rakiplere karşı birlikte hareket etmeleridir. Her bir kümenin sahip olduğu endüstriyel yapı gerektiğinde tüm ekonomi içerisinde birlikte hareket eden bir mekanizma şekline dönüşmektedir.

Bu düşünce okulunda girişimciliğin, yenilikçilik performansından ayrılabilmesi neredeyse mümkün değildir. Girişimcilik, yeni şirketlerin kurulması ve piyasa dinamiklerinin harekete geçirilmesinde başlıca itici güç olarak görülmekte ve girişimsel yeniliğin doğal bir sonucu olarak nitelenmektedir (Grilo, 2008, s.1116). Girişimcilik ile yenilikçilik birbirlerinden ayrılamaz bileşenler olarak görülmektedir.

William Baumol’ün (1968, 1990, 1993) eserlerinde temel tezi; toplumda girişimci arzının sürekli olduğu fakat onların yaratıcılıklarının, elde edebildikleri ödüllere göre yön değiştirdiği şeklindedir. Girişimciliği teşvik edebilmek amacıyla girişimsel eylemlerin sosyal refah yaratılmasıyla uyumlu bir biçimde sürdürülmesini sağlayacak gerekli koşulların ortaya konması gerekmektedir. Bu bakımdan Baumol girişimciliğin tarih içerisinde birçok toplumda bulunabileceğini ancak girişimciliğin bazı toplumlar için verimli olabilse de diğerleri için verimsiz ve yıkıcı olabildiği şeklinde yorum yapmaktadır. Diğer bir değişle girişimsel aktivitelerin azalan sosyal gelir ve refah şeklinde olumsuz sonuçları; girişimci, toplumdaki diğer vatandaşlar pahasına para kazanmaktadır şeklindedir. Örneğin farklı türlerdeki şirket

Page 43: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

Tarihsel Süreçte Girişimcilik Teorisi: Girişimciliğin Ekonomik Büyüme ve İstihdam Boyutu 41

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

edinmeleri bazen verimsiz girişimciliğe dönüşebilmektedir ve sıklıkla mevzuat ve yasal sistem yeni fikirlerin kullanılmasını geciktirmektedir (Landström, 2004, s.21). Girişimcilik faaliyetlerinin desteklenmesi, toplumda girişimci arzının desteklenmesi bakımından büyük önem taşımaktadır. Öte yandan ekonomide girişimcilik talebi ise yine ekonomiye katılan girişimciler sayesinde yaratılabilmektedir. Girişimciliği ekonomide başlıca aktör olarak gören iktisatçılardan sonra ortaya çıkan grup ise girişimciliği davranış bilimleri ile ilişkilendirmiştir.

3. GİRİŞİMCİLİK VE DAVRANIŞ BİLİMLERİ ARASINDAKİ İLİŞKİYİ ÖNE ÇIKARAN İKTİSATÇILAR

Son yarım yüzyılda birkaç istisna iktisatçı dışında (örn. Dahmen ve Baumol) iktisadi modellerde girişimciliğin göz ardı edildiği gözlemlenmektedir. Bu konuya bilim çevresinden açıklık getirildiğinde, iktisadın denge modellerine – ki bu modeller alanda baskın paradigmayı oluşturmaktalar ve girişimciye herhangi bir yer vermeyen modellerdir- odaklandığıdır. Bir diğer ek bilimsel açıklama ise toplumun Schumpeter’den sonra girişimciliği açıklamak yerine girişimciliği geliştirmek üzerine ilgisini çevirdiğidir. Ancak iktisatçılar bu yeteneği belirleyip geliştirmekte faydalı bir rol oynayabilmiş değillerdir. Bunun yerine davranış bilimleri araştırmacıları ve özellikle de psikologlar açık bir saha görmüşler ve teorik gelişmeyi sürdürmek için sorumluluğu ellerine almışlardır (Landström, 2004, s.22).

Ekonomik alanda girişimciyi başarılı olması için neyin motive ettiği konusuna gelindiğinde, davranış bilimciler psikolojik faktörleri vurgulamak eğilimindedirler. Bu anlamda öncü akademisyenlerden bir tanesi Everett Hagen’dir. 1962 tarihli, On the Theory of Social Change: How Economic Growth Begins, (Sosyal Değişim Üzerine: Ekonomik Büyüme Nasıl Başlar) çalışmasında geleneksel bir toplumun ekonomik büyüme sağlayan bir topluma nasıl dönüştüğünü incelemektedir. Hagen, sosyal dışlanmanın ve toplumda alt sınıflara itilmenin refah düzeyini birikim yaparak arttırmak isteyen bireyleri nasıl öne çıkardığını incelemektedir. Geleneksel toplumlar durağanlıklarını sürdüren toplumlardır. Bu durağanlık ekonomileri içinde geçerli olmaktadır. Çünkü toplumun üyelerinin davranışları; bireysel insiyatif ve karar verme davranışı yerine gelenekler ve idare tarafından kontrol edilmektedir. Ancak toplumsal değişme mümkündür. Bu değişim birkaç nesillik bir dönem içerisinde tarihsel süreçte

Page 44: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

42 Özgür TOPKAYA

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

gerçekleşmektedir. Zamanla toplum içeresinde yenilikçi kişilikler ortaya çıkmaya başlamaktadır (Landström, 2004, s.22).

Girişimcilik ile ilgilenen davranış bilimciler içerisinde en tanınmış öncü akademisyenlerden birisi David Mc Clelland (1917-1998) dir. Davranış bilimleri teorisine dayanarak girişimcilik alanında bilimsel çalışmalar sunan ilk akademisyenlerden birisidir. 1961 tarihli, The Achieving Society, (Başaran Toplum) çalışmasında McClelland “Neden bazı toplumlar diğerlerine göre daha dinamik gelişirler? Örneğin, Ortaçağ Floransa’sı neden Rönesansın merkezi oldu? Benzer koşullara sahip gibi görünen diğer yerlerde neden aynı gelişme görülmedi?” şeklinde bir argüman ileri sürmüştür. Burada Mc Clelland, Max Weber’in muhakemesi “Protestan Etiği ve Kapitalizmin Ruhu (1904/1978)” üzerine çalışmalarını oturtmuştur. Weber kültür ve bir toplumun ekonomik kalkınması arasındaki ilişkiyi kapsayan bir analiz yapmıştır. Weber’in iddiası; Protestan ahlak kurallarında katı kuralcı özelliğin bir dizi tutuma, sorumluluk hissine, çalışkanlığa ve özveriye yol açarak kapitalizmin gelişmesini mümkün hale getirdiğidir. McClelland açısından, toplumda özellikle başarılı olma gerekliliği ile ilgili olarak ortaya çıkan normlar ve değerler bir toplumun gelişebilmesi için hayati öneme sahiptir (Landström, 2004, s.22).

Deneysel olarak gerçekleştirilmiş çok sayıdaki çalışma ile McClelland bir ulusun başarılı olma ihtiyacı ile onun iktisadi kalkınması arasındaki ilişkiyi ortaya koymuştur. Örneğin bir toplumdaki başarılı olma ihtiyacının yoğunluğunun göstergesi olarak, dünyanın çeşitli bölgelerinde modern ve tarihi popüler efsaneleri ve peri masallarını bunları ait olduğu ülkenin iktisadi kalkınması ile ilişkilendirmek üzere incelemiştir. Ancak vurguladığı üzere; iktisadi kalkınma, tek başına başarılı olma ihtiyacı ile açıklanamayacak kadar karmaşık bir olgudur. Sonuç olarak bireylerin ilişki güdüsü ve kontrol ihtiyacı gibi diğer değişkenler de göz önünde bulundurulmalıdır. Ekonomik açıdan iyi durumda olan ulusların kurumsal normlara daha az odaklandıklarını; insanlara, onların değerlerine ve ayrıca iletişime daha hoşgörülü olmaya yöneldiklerini çalışmalarında ileri sürmüştür. Girişimciler bu ortamlarda bir ulusun gelişmesinde başlıca itici güç haline gelebilmektedirler. Diğer bir deyişle bir ülke; başarı düzeyinin göstergesi ekonomik büyümeyi, girişimci aracılığı ile gerçekleştirmektedir. Eğer bir ülkenin başarılı olma ihtiyacı yüksek ise, muhtemelen girişimci olarak rol oynayacak bireyler de vardır. Girişimciler bu bağlamda başarılı olmayı çok isteyen, kendine çok

Page 45: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

Tarihsel Süreçte Girişimcilik Teorisi: Girişimciliğin Ekonomik Büyüme ve İstihdam Boyutu 43

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

güvenen, bağımsız olarak problem çözme becerileri olan ve düşük riskli, sonuçların ve geri dönütlerin izlenebildiği ve bireysel sorumluluğun kabul edilebilir olduğu ortamları tercih eden kişiler olarak tanımlanmaktadır (Landström, 2004, s.23).

McClelland’ın katkıları sonucu, girişimcilik literatüründe 1960 ve 1970’li yıllar boyunca davranış bilimleri kapsamında girişimcinin kişisel nitelikleri ön plana çıkmıştır. Girişimcinin başlıca özelliklerini ortaya koyan birçok çalışma yazıldı. Girişimcinin özelliklerinin psiko-analitik olarak incelendiği çalışmasında McClelland’ın belki de en ilginç tespiti girişimcinin para kazanma güdüsüyle değil, başarılı olmak güdüsüyle hareket ettiğidir (Baumol, 1968, s.69). Mc Clelland’ın girişimcinin özellikleri ile ilgili analizi, girişimci ile ilgili aşağıdaki özellikleri ortaya koymaktadır (Landström, 2004, s. 23);

a) Başarılı olma güdüsü: McClelland’ın çalışmalarında temel olan ve girişimcilerle ilişkilendirilen en yaygın özelliklerden birisi olan başarılı olma güdüsü.

b) Risk almaya eğilimli olma: Girişimcinin iktisadi sistemde risk alan veya risk taşıyan bir rol üstlendiği ile ilgili çalışmalar, Knight (1921) gibi iktisat bilimi yazarlarına kadar götürülebilir.

c) Kontrol hakkı: 1966 yılında Rotter tarafından geliştirilen bu kavram bir kişinin potansiyel hedefini kendi çabası ile mi yoksa kontrol edilemez dış faktörler ile mi gerçekleştirebildiği hakkındadır.

d) Aşırı iyimserlik: Cooper, Woo ve Dunkelberg (1988) aktardığı üzere girişimciler yüksek düzeyde aşırı iyimserlik gösterirler.

Bir bireyin davranışlarının en iyi şekilde yaradılıştan gelen bir dizi nitelik ile anlaşılabildiğini varsayan psiko-analitik merkezli gelenekten bahsetmeksizin girişimciliğe yönelik psikolojik yaklaşımlar tamamlanmış olmaz. Bu nitelikler yaşamın ilk dönemlerinde şekillenmeye başlarlar. Bu araştırma geleneğinin başlıca temsilcisi belki de Ketz de Vries’dir. 1977 tarihli, The Entrepreneurial Personality, (Girişimsel Kişilik), çalışmasında girişimsel davranışların gençliğin ilk dönemlerindeki tecrübeler sonucu oluştuğu görüşünü savunmaktadır. Bu evrelerdeki mutsuz aile geçmişi ve çeşitli psiko-sosyal problemler böyle bir nitelik kazanılmasında etkili olmaktadır. Bu faktörler sebebiyle birey normal ölçülerin dışına çıkmış bir kişilik kazanır ve kurumsallaşmış sosyal bir çevrede kendine yer edinemez, otoriteyi kabul etmez ve başkalarıyla çalışmak istemez (Landström, 2004, s.23).

Page 46: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

44 Özgür TOPKAYA

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

Davranış bilimleri araştırmacıları girişimcinin kim olduğunu tanımlamakla kalmadılar aynı zamanda girişimcinin diğer türlerdeki liderlerden nasıl farklılıklar gösterdiklerini de açıklayan çalışmalar yürüttüler. Girişimciler oldukça heterojen bir insan grubunu oluşturmaktadırlar. Bu nedenle girişimcilerin kendi içlerinde ve diğer liderler içerisinde sınıflamalarının yapılması gerekmektedir. Bu alandaki öncü akademisyenler ise Orvis Collins, David Moore ve Darab Unwalla’dır. Büyük işletmelerdeki yöneticiler ve girişimciler arasındaki farklılıkları incelemişlerdir. Norman Smith farklı türlerdeki girişimcileri belirlemiştir (Landström, 2004, s.23).

W. Lloyd Warner ve Norman H. Martin’in 1959 tarihli Endüstriyel İnsan (1959) isimli çalışmalarında başarılı yöneticilerin özelliklerini ortaya koymuşlardır (Gillin, 1961:457). Collins, Moore ve Unwalla (1964), tarihli çalışmasının üzerine katkı sağlayan ve başarılı işletme liderini tanımlayan bir çalışma ortaya koymuşlardır. Akademisyenler, yöneticiler ve girişimciler arasında otorite ve sosyal becerilere ihtiyaç üzerine görüş farklılıkları ortaya çıkarmışlardır. Yönetici sisteme uyum sağlayarak ve hiyerarşi içerisinde kariyerini geliştirmeyi doğal karşılarken, girişimci kendisini sistemin mahkumu olarak görüp zincirlerini kırmak istemektedir (Landström, 2004, s.24).

Girişimcileri davranış bilimleri açısından inceleyen bu gruptaki akademisyenler onların heterojen bir grup olarak farklı bireylerden oluştuklarını ve sınıflandırmanın gerekli olduğunu ortaya koymuşlardır. En bilinen sınıflandırma ise Smith’in 1967 tarihli, The Entrepreneur and His Firm, (Girişimci ve Şirketi) çalışmasıdır. “Çalışan girişimci” ve “fırsatçı girişimci” ayrımını yapmaktadır. Bu iki tür girişimci birbirlerinin yansımalarıdır. Çalışan girişimci sınırlı bir alanda ustalaşmış fakat esnek olmayan, geçmişe ve günümüze odaklanan girişimcidir. Smith ayrıca girişimcinin türü ve yarattığı işletme türü ile de ilgilenmiştir. Çalışan girişimcinin yarattığı şirketin müşteri grubu değiştirme konusunda katı ve ürün yelpazesinin sınırlı, üretim ekipmanlarının aynı mevkide bulunduğunu ve piyasasının yerel ya da bölgesel olduğunu ortaya koymuştur. Bunun aksine fırsatçı girişimcilerin daha adapte olabilen şirketler yarattıklarını ifade etmiştir. Girişimcilerin heterojen yapıları ve iki tür girişimci arasında farklılıklara odaklanma ihtiyacı Smith’in çalışmasından sonra oluşturduğu tipolojinin bir çok çalışmada yer almasına yol açmıştır (Miner, 1997, s.7).

Güçlü davranış bilimi geleneğine bağlı kalınan üçüncü girişimcilik araştırması grubu Şekil 3.’te özetlenmektedir. 1950 yılında David McClelalland ile başlayan bu okul 1960-1975’li yıllara kadar sürmüştür. Bireysel özellikler konusunda çalışma yapan

Page 47: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

Tarihsel Süreçte Girişimcilik Teorisi: Girişimciliğin Ekonomik Büyüme ve İstihdam Boyutu 45

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

dönemin teorisyenleri arasında Rotter, Sexton, Bowman ve Kets de Vries yer almaktadır. Bu okulu halen Smith, Collins, Moore ve Unwalla gibi iktisatçılar sürdürmektedirler.

Şekil 3:

Girişimcilik ve Davranış Bilimleri Arasındaki İlişkiyi Öne Çıkaran İktisatçılar

1950-1960 1960-1975

David McClelland Bireysel ÖzelliklerRotter, Sexton ve Bowman, Kets de Vries

TipolojilerSmith, Collins, Moore ve Unwalla

Kaynak: Hans Landström, “Pioneers in Entrepreneurship Research”, Crossroads of Entrepreneurship, Ed. Guido Corbetta, Morten Huse, Davide Ravasis, Kluwer Academic Publishers, Springer Science and Business Media, Inc. Dordrecht, 2004, p. 25.

Araştırmalar sonucunda belirlenen girişimcinin özellikleri

zamanla artmıştır. Birkaç istisna dışında (örneğin başarılı olma güdüsü), belirli bir özelliği girişimsel davranış ile ilişkilendirmek zor hale gelmiştir. Bu nedenle, bireysel özellikler ile ilgili araştırma çalışmaları kavramsal ve metodolojik temelde kapsamlı bir şekilde eleştirilir hale gelmiştir. Bu konuda yapılan eleştirilerden bir diğeri ise birçok şirketin tek bir birey tarafından değil çalışma ekipleri tarafından kurulmuş olmasıdır. Buna rağmen, bireylerin girişimsel özelliklerini belirlemeye çalışan çalışmalar hala yürütülmektedir, fakat günümüzde bu konuda yapılan çalışmalar kavramsal gelişim açısından daha doğrudur ve kullanılan metodlar açısından da karmaşıktır. Kurulan modeller de durumu ve bireyin durum hakkındaki algılamasını da hesaba kattığı için daha karmaşıktır (Landström, 2004, s.24).

4. GİRİŞİMCİLİĞİN İSTİHDAM VE EKONOMİK BÜYÜMEYİ SAĞLADIĞINI SAVUNAN İKTİSATÇILAR

Yıllar boyunca sanayileşmenin ve ekonomik kalkınmanın yığın üretime dayandığı varsayılmıştır. Büyük şirketler üstün verimliliğe sahip ve ayrıca teknolojik gelişmenin arkasındaki başlıca itici güç olarak görülmüştür. Sosyal bilimciler arasında büyük ölçekli üretimin ve güçlü kollektif öğeler içeren bir sosyal düzenin ekonomik kalkınmaya yol açtığı kabul görmekteydi. En

Page 48: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

46 Özgür TOPKAYA

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

etkili düşünürlerden bir tanesi olan Kenneth Galbraith; 1956 tarihli American Capitalism (Amerikan Kapitalizmi) ve özellikle 1967 tarihli New Industrial State (Yeni Sanayi Devleti) eserlerinde, büyük işletmeler merkezli bir ekonomi politikası için önemli gerekçeler sunmuştur. Galbraith yenilikçi aktivitelerin ve ayrıca ürünlerde ve süreçlerde gelişmelerin en verimli biçimde büyük işletmeler yapısı içerisinde gerçekleştirilebileceğini iddia etmiştir. Benzer şekilde Nobel ödüllü Douglass North, 1973 tarihli, The Rise of the Western World, (Batı Dünyasının Yükselişi) çalışmasında ekonomik kalkınmada girişimciye çok küçük bir rol biçmiştir ve girişimci konusunu çok az işlemiştir (Landström, 2004, s.25).

Dünya ekonomisinde 1970’li yıllarda görülen çalkantılar sonucu büyük işletme sistemlerinin her zaman tercih edilir olmadığına dair ilk sinyaller alınmaya başlanmıştır. Birçok büyük işletme ciddi ekonomik problemlerle karşı karşıya kalmıştır. Bunun sonucu olarak ekonomik faaliyetler büyük işletmelerden küçük işletmeler geçmiştir. Bu değişim ile ilgili olarak iki açıklama ortaya konulmaktadır (Landström, 2004, s.25).

a) Küresel rekabetin yoğunlaşması ile ilgili dünya ekonomisinde temel bir değişim, belirsizlik derecesinin artması ve piyasaların parçalanması ve

b) Teknolojik gelişmenin özelliklerinde değişiklikler görülmesi

şeklindedir. 1970’li ve 1980’li yıllarda görülen ekonomik krizler bir dizi

teknolojik dalgalara yol açmıştır. Birincisi bilgi teknolojilerinin gelişmesi ve ikincisi ise bio-teknoloji dalgasıdır. Sonuç olarak yeni uğraş alanları ortaya çıkmıştır ve girişimcilik, yenilikçilik, endüstriyel dinamikler ve istihdam yaratma (Acs, 1992) siyasal tartışmalarda başlıca konular haline gelmiştir. Bu gelişme ABD’de Ronald Reagan ve İngiltere’de Margaret Thatcher gibi politikacılardan da destek görmüştür. Politikacılar küçük işletmelerin ve girişimciliğin gelişmesi yönünde katkı sağlamışlardır. Örneğin, dönemin ABD başkanı Reagan, 1985 yılında yaptığı ‘ulusa sesleniş’ konuşmasında 1980-1990 arasındaki on yılı “Girişimcinin Çağı” olarak beyan etmiştir (Landström, 2004, s. 26).

Bu ortam içerisinde David Birch 1979 yılında önemli çalışması The Job Generation Process (İş Üretimi Sürecini) sunmuştur. Birch istihdam sağlayan bir işin nasıl yaratıldığını anlamaya çalışmıştır. Başlıca problemi yeterli veriyi elde etmekti

Page 49: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

Tarihsel Süreçte Girişimcilik Teorisi: Girişimciliğin Ekonomik Büyüme ve İstihdam Boyutu 47

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

çünkü mevcut veribankaları yeterli boylamsal veriyi sunmakta yetersiz kalmıştır. Birch, aslında kredi derecelendirme için oluşturulmuş olan Dun&Bradstreet veri setini kullanmıştır. Araştırma grubu, ABD için 31 Aralık 1969’dan, 1972-1974 ve 1976 dahil 12 milyon kaydı ve 100 den fazla kasedi içeren veriyi elde etmiş, dosyaları tek bir bütünleşik sete dönüştürmek için çok çaba harcanmıştır. Tüm veriler dörder yıllık birleştirilmiş verilere dönüştürülmüş ve böylece herbir firmanın farklı senelerde geçirdiği değişiklikleri incelemek mümkün hale gelmiştir. Her bir kuruluşa kendisine ait bir kimlik numarası atandı ve dörder yıllık veriler her bir firma için teker teker eşleştirilmiştir (Landström, 2004, s.26). Çalışma akademisyenler ve politika yapıcılar açısından önem taşımaktaydı çünkü küçük işletmeler ile büyük ölçekli işletmeler arasında istihdam yaratma açısından bir farklılığın olup olmadığını araştırmıştır (Audretsch, 2012, s.757).

Birch ve çalışma arkadaşları ne buldu? Bahsedildiği üzere çalışma iş yaratma üzerineydi ve bazı ilginç bulgular elde edildi. İlk olarak işletmelerin bir eyaletten bir başka eyalete göç etmelerinin ABD’de önemsiz bir rolü olduğu ortaya çıktı. Sıklıkla firmaların bir bölgeden bir başka bölgeye taşınmalara medya büyük ilgi göstermekteydi. Ancak göçün sembolik etkisine, iş üzerine asıl etkisinden daha fazla önem veriliyordu. Oldukça büyük net değişim oranları olmasına rağmen, şirket kapanmaları ve küçülmeleri bir bölgeden diğerine çok az farklılık göstermekteydi. Ancak bu işleri yaratanlar kimlerdi? İş yaratılmasında önemli rol oynayan firmalar hangileriydi? (Landström, 2004, s.26)

Sonuçlar bağımsız firmaların en yüksek büyüme oranlarına sahip olduklarını tarımda ve 1970’li yıllarda ABD’de büyüyen sektörler olan ticaret ve hizmetler sektöründe önemli rol oynadıklarını gösterdi. Ortalama olarak ABD’de tüm işlerin %60’ı 20 ve daha az çalışana sahip işletmeler tarafından yaratılmaktaydı. Tüm işletmelerin %50’si bağımsız küçük girişimciler tarafından yaratılmaktaydı. Buna karşın büyük işletmeler (500’den fazla çalışanı olan) tüm yeni işlerin %15’inden daha azını yaratmaktaydı. Ancak tüm küçük işletmeler iş sağlayan işletmeler değillerdi. Yeni, küçük işletmeler iş yaratmaktaydılar, işletmeler faaliyete geçtikten sonraki dört yıllık dönem sonunda iş yaratma kapasitelerinde önemli düşüşler görülmekteydi (Landström, 2004, s.26).

Raporun sadece 12 kopyası satıldı ancak politika yapıcılar içerisindeki etkisi çok büyük oldu. Eleştiriye ve karşıt görüşlerin itirazlarına bir kaynak teşkil etmesine rağmen rapor aynı zamanda

Page 50: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

48 Özgür TOPKAYA

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

araştırma toplumu içinde çok etkili oldu. Dünyadaki araştırmacılara, ekonomik kalkınma ile ilgili araştırmalarında küçük işletmeleri de değerlendirmeye almaları açısından entelektüel bir temel oluşturdu. Araştırmadaki birçok bulgu doğru bulundu ve daha sonraki birçok çalışmada doğrulandı. Aynı zamanda Birch’in daha sonraki çalışmaları, işletmelerin farklı ölçeklerini kriter olarak kullanarak, küçük ve büyük ölçekli işletmelerde istihdam yaratma konusunu ele almıştır (Landström, 2004, s.26).

Aynı zamanda iki İtalyan iktisatçı Giacomo Becattini ve Sebastiano Brusco orjinalde Alfred Marshall tarafından formüle edilen ‘endüstriyel bölge’ kavramını yeniden canlandırdılar. Kavramın odak noktasını küçük işletme kümelerinden toplum ve birbiriyle ilişkili işletmeler arasındaki daha kapsamlı bütünleşmelere kaydırdılar. Böylece kavramın iktisadi olmayan, sosyo-bölgesel boyutunu öne çıkardılar. Becattini’nin ampirik çalışması Tuscan ekonomisinin kalkınmasını incelerken Brusco Emilia Romagna Sanayi Bölgesi üzerine çalıştı. Bölgesel kalkınmada küçük işletmelerin önemini gözlemlediler. Bu bağlamda sanayi bölgeleri üzerine çalışmaların bölgesel kalkınma üzerine büyük etkileri oldu. Aynı zamanda küçük işletmelerin gelişiminde sosyal bir süreç olarak yenilik, bölgeleri öğrenme ve ağların önemi konularında sahip olduğumuz bilgilere katkı sağladılar (Landström, 2004, s. 26). Endüstriyel kümelenmeler küçük işletmelerin, üretim faaliyetlerinde elde ettikleri bir dizi avantajdan ötürü tercih edilmektedir. Kümelenme ile genellikle üretim modelinde uzmanlaşma ortaya çıkmaktadır. Bu tarz endüstriyel kümelenmeler zamanla gelişerek küçük üreticilerin bir merkezi haline gelir. Bu merkez endüstriyel kümelenme yoluyla daha büyük işletmelerin oluşturduğu tedarik zincirinin bir halkasına eklenmektedirler (Audretsch vd., 2012, s.383).

Birch’in küçük işletmelerin ekonomik kalkınmada önemli oldukları düşüncesini takiben Zoltan Acs, 1984 tarihli The Changing Structure of the US Economy: Lessons from the US Steel Industry, (ABD Ekonomisinin Değişen Yapısı: Amerikan Çelik Endüstrisinden Dersler) çalışmasında küçük işletmelerin, daha büyük işletmelerin verimsiz kopyaları olarak görülmemeleri gerektiğini iddia etmiştir. Küçük işletmeler değişim ajanları olarak ekonomide yenilikçi bir role sahiptirler. Acs’ın ampirik çalışması Amerikan çelik sanayiine odaklanmıştır. Burdaki gözlemlerinde mini-çelik millerinin daha farklı ürünler üretebildiğini, farklı hammadde kullanabildiğini ve farklı üretim süreçlerini gerçekleştirebildiğini gözlemledi. Küçük işletmelerin, büyük

Page 51: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

Tarihsel Süreçte Girişimcilik Teorisi: Girişimciliğin Ekonomik Büyüme ve İstihdam Boyutu 49

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

yenilikçilik avantajları vardı –en azından Amerikan çelik sanayiinde. Amerikan çelik sanayiinden elde edilen veriyi düzenlemek amacıyla Zoltan Acs, David Audretsch ile birlikte farklı endüstrilerdeki yenilikçi aktivitelerin belirleyicilerini ortaya koymak üzere: ekonomide yenilikçi ve teknolojik değişmler konusunda küçük işletmeler nasıl bir rol oynuyorlar? sorusuna odaklandılar. Sistematik bir biçimde bu sorunun cevabını araştırarak teoriye bir dizi metodolojik katkı sağladılar ve küçük işletmelerin yenilikçi ve teknolojik değişimlerde etkileri ile ilgili bilgilerimizi arttırdılar (Landström, 2004, s. 27).

Son yıllarda Roy Thurik; girişimcilik, küçük işletmeler ve ekonomik büyüme arasındaki ilişkiye odaklanmıştır. Tarihsel analizlere ve ulusal seviyedeki kapsamlı istatistiki verilere dayanarak elde edilen sonuçlar, ülkeler arasında işletme sahipliği oranları arasındaki farklılıkların ekonomik büyüme üzerinde etkili olduğunu ortaya çıkarmıştır. Yeniden yapılanma sürecinin gerisinde kalan işletmeler, makro-ekonomik büyüme kaybı şeklinde bir ceza ödemektedirler (Landström, 2004, s.27).

Şekil 4’te girişimciliğin istihdam ve ekonomik büyümeyi sağladığını savunan iktisatçılar yer almaktadır. 1980’li yıllarda girişimciliğin iş yaratma süreci olduğunu iddia eden David Birch ile başlayan bu ekol, iktisat biliminde çağdaş girişimcilik anlayışını da oluşturmaktadır. Bu alanda çalışmalar yürüten Becattini ve Brusco bölgesel kalkınma üzerine çalışmışlardır. Yine aynı ekolde yer alan Zoltan Acs ve David Audretsch ise yenilikçilik üzerine çalışmaktadırlar.

Girişimcilik ile ilgili olarak yapılan çalışmalar 1990’lardan bu yana tekrar yoğunluk kazanmaya başlamıştır. Bu çalışmalar küçük ve orta ölçekli işletmeler ve girişimcilik faaliyetlerinin gelişmiş ekonomilerde artan bir payı olduğunu ileri sürmektedir.

Girişimsel aktivite iktisadi gelişimde hayati öneme sahiptir. Aynı zamanda orta ve uzun dönemlerde yeni işletme oluşumunun istihdam artışı üzerine önemli olumlu etkileri olduğu ileri sürülmektedir (Baptista, 2006, s.66).

Girişimcilik literatürün önemli bir kısmı işletme sahipliği ve işsizliğin nedenselliğinin dinamik yapısını incelemektedir. Bazı “mesleki tercih modelleri” artan işsizliğin yeni bir işe başlangıç aktivitelerinde bir artışa yol açacağını; bir işletme kuramamanın fırsat maliyetinin düşmesi sebebiyle ileri sürmektedirler. Ancak düşük işletme kurma oranları, düşük ekonomik büyüme düzeyleri

Page 52: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

50 Özgür TOPKAYA

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

ve yüksek düzeyde işsizlikle ilişkilendirilmektedir. Öte yandan yeni işletmelerin çalışanları istihdam etmeleri sebebiyle işsizlikte önemli düşüşe yol açtıkları iddia edilmektedir (Baptista, 2006, s.66).

Şekil 4: Girişimciliğin İstihdam ve Ekonomik Büyümeye Katkı

Sağladığını Savunan İktisatçılar

1980 1990

İş Yaratma StoreyDavid Birch

Erik Dahmen Reynolds

Bölgesel KalkınmaBecattini ve Brusco

YenilikçilikAcs ve Audretsch

Kaynak: Hans Landström, “Pioneers in Entrepreneurship Research”, Crossroads of Entrepreneurship, Ed., Guido Corbetta, Morten Huse, Davide Ravasis, Kluwer Academic Publishers, Springer Science and Business Media, Inc. Dordrecht, 2004, p. 27.

Ancak yeni kurulan işletmelerin istihdam payları oldukça

düşük düzeydedir. Bu yüzden bunların istihdam büyümesine doğrudan katkıları sınırlı olmaktadır. Ayrıca işsizler genellikle niteliklerini ve yeni bir işletme kurup bunu sürdürmede gerekli olan girişimsel yeteneklerini arttırmaya yönelik (beşeri sermaye) çaba göstermemiş kişilerdir. Bu durum yüksek işsizlik oranları sonucu oluşan girişimsel faaliyetlerin gelecekteki istihdam artışlarını sağlamada yetersiz olabileceğini öne sürmektedir. Bununla birlikte daha önceden işsiz olan bireylerin; girişimsel aktivite sonucu serbest meslek sahibi haline gelmeleri ve resmi işsiz kayıtlarından çıkmaları gibi doğrudan etkileri vardır. Yeni işletmeyi kurup devamını sağlamayı başaran girişimcilerin işletme dışından işgücüne ihtiyaç duymaları ve/veya sektöre yenilik getirerek bu yeniliklerin diğer firmalar tarafından da benimsenmesi sonucu verimlilik ve rekabet edebilirlikte piyasada mevcut genel seviyelerin üzerine çıkılmasını sağlama böylece istihdama katkısı gibi dolaylı bir etkisi de bulunmaktadır (Baptista, 2006, s.66).

Page 53: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

Tarihsel Süreçte Girişimcilik Teorisi: Girişimciliğin Ekonomik Büyüme ve İstihdam Boyutu 51

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

SONUÇ

Geçmişten günümüze girişimcilik teorisine katkı sağlayan iktisatçılar incelendiğinde girişimcilik literatürünün dört farklı dönem yaşadıkları görülmektedir. Bu iktisatçılar ve dönemlerin temsil ettiği düşünceler günümüzde halen çeşitli iktisatçılar tarafından savunulmakta ve geliştirilmektedir.

1860-1880 tarihleri arasındaki dönemde iktisatta yapılan çalışmalar paralelinde girişimcilik ile sübjektivizm bir arada değerlendirilmiştir. Girişimcilik; yürütülecek faaliyet ile ilgili bilgi elde etmeyi, faktörlerin en etkin bir biçimde kullanılabilmesini, hesaplamayı, girişimcinin kendi iradesiyle hareketini ve üretimini içermektedir şeklinde tanımlanmıştır.

1890-1920 tarihleri arasındaki dönemde girişimcilik iktisat biliminde kabul görmüş ve girişimci iktisatta başlıca aktör olarak değerlendirilmiştir. Özellikle bu dönemde bilimsel çalışmalarına başlayan Schumpeter, bu görüşün en önemli temsilcisi olarak dünyada iktisat alanında öne çıkmıştır.

1950-1970 tarihleri arasındaki dönemde ise girişimcinin özelliklerinin davranış bilimleri paralelinde incelenmesine yol açan bir grup teorisyen çalışmalar yürütmüşlerdir. Ekonomik alanda girişimcinin başarılı olması için sahip olması gereken psikolojik özellikler saptanmış, bunlar analiz edilmiş ve belirli bir tipolojide sunulmuşlardır.

1980’li yıllardan itibaren girişimcilik yeni bir boyut kazanmıştır. Girişimciliğin istihdam yaratma ve ekonomik büyüme sağlamadaki rolü istatistiksel olarak ispatlanmış; bu durum iktisat literatüründe girişimciliğe verilen önemin yeniden su yüzüne çıkmasına yol açmıştır. Günümüzde girişimcilik teorisi; girişimciliği yeni işletme kurma süreci olarak değerlendirerek, istihdam yaratma ve ekonomik büyüme sağlamada ekonomilerin başlıca itici gücü olarak vurgulamaktadır.

KAYNAKÇA

ALVAREZ, Sharon A., Jay B. Barney (2002), “Resource Based Theory and the Entrepreneurial Firm”, Strategic Entrepreneurship: Creating a New Mindset, (ed. Michael A. Hitt vd.), Blackwell Publishers Ltd., UK, pp. 89-106.

Page 54: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

52 Özgür TOPKAYA

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

AUDRETSCH, David B. (2012), Audretsch, “Entrepreneurship Research”, Management Decision, Vol. 50, Issue 5, pp. 755-764.

AUDRETSCH, David B., Oliver Falck, Maryann P. Feldman, Stephan Heblich (2012), “Local Entrepreneurship in Context”, Regional Studies, Volume 46:3, pp. 379-389.

BAPTISTA, Rui ve Miguel Torres Preto (2006), “The Dynamics of Causality Between Entrepreneurship and Employment”, International Conference on Management of Innovation and Technology, Singapore, pp. 66-70.

BAUMOL, William J. (1968), “Entrepreneurship in Economic Theory”, American Economic Association, The American Economic Review, Vol. 58, No: 2, Papers and Proceedings of the Eightieth Annual Meeting of the American Economic Association, May, pp. 64-71.

BRADLEY, Michael E. (2010), “Adam Smith’s System of Natural Liberty: Competition, Contestability, and Market Process”, Journal of the History of Economic Thought, Volume 32, Number 2, pp. 237-262.

CASSON, Mark (2003), The Entrepreneur, An Economic Theory, Second Edition, Edward Elgar Publication, USA.

DRUCKER, Peter (1985), Innovation and Entrepreneurship Practice and Principles, Harper Collins Publishers Ltd., USA.

ELIASSON, Gunnar and Magnus Henrekson (2004), “William J. Baumol: An Entrepreneurial Economist on the Economics of Entrepreneurship”, Small Business Economics, Vol. 23, No. 1, pp. 1-7.

GILLIN, John (1961), “Book Reviews”, American Antropologist, Volume 63, Issue 2, Article First Published online: 28 October 2009, pp. 456-458.

GRILO, Isabel and Roy Thurik (2008), “Determinants of Entrepreneurial Engagement Levels in Europe and the US”, Industrial and Corporate Change, Volume 17, Number 6, pp. 1113-1145.

GUNNING, Patrick J. (1997), “Ludwig von Mises’ Transformation of the Austrian Theory of Value and Cost”, History of Economics Review, Vol 26, Winter-Summer, pp. 11-20.

Page 55: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

Tarihsel Süreçte Girişimcilik Teorisi: Girişimciliğin Ekonomik Büyüme ve İstihdam Boyutu 53

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

HAGEDOORN, John (1996), “Innovation and Entrepreneurship: Schumpeter Revisited”, Industrial and Corporate Change, Volume 5, Number 3, Oxford University Press, pp. 883-896.

LANDSTRÖM, Hans (2004), “Pioneers in Entrepreneurship Research”, Crossroads of Entrepreneurship, Ed. Guido Corbetta, Morten Huse, Davide Ravasis, Kluwer Academic Publishers, Springer Science and Business Media, Inc. Dordrecht, pp. 13-33.

McCRAW, Thomas K. (2007), Prophet of Innovation, Joseph Schumpeter and Creative Destruction, The Belknap Press of Harvard University Press, Cambridge, Massachusetts, and London, England.

MEDEARIS, John (2001), “Ideology, Democracy and the Limits of Equilibrium: A Schumpeterian Critique”, British Journal of Political Science, Cambridge University Press, Volume 31, Issue 02, pp. 355-388.

MINER, John B. (1997), A Psychological Typology of Successful Entrepreneurs, Quorum Books, USA.

MISES, Ludwig von (1996), Human Action A Treatise on Economics, The Scholar’s Edition, Ludwig Von Mises Institute.

RIPSAS, Sven (1998), “Towards an Interdisciplinary Theory of Entrepreneurship”, Small Business Economics, Kluwer Academic Publishers, Sayı: 10, Netherlands, pp 103-115.

SPIRO, Melford E. (1963), “Book Reviews-On the Theory of Social Change”, American Antropologist, Wiley Online Library, Volume 65, Issue 5, pp. 1143-1145.

ZIMMERMAN, Jack (2008), Refining Definition of Entrepreneurship, Proquest Information and Learning Company.

Page 56: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

54 Özgür TOPKAYA

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

Page 57: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

Osmanlı’nın Son Döneminden Günümüze Türkiye’de Dış Ticaretin Gelişimi 55

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

OSMANLI’NIN SON DÖNEMİNDEN GÜNÜMÜZE TÜRKİYE’DE DIŞ TİCARETİN

GELİŞİMİ

Burcu KILINÇ SAVRUL Araş. Gör. Dr., Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi

Biga İİBF İktisat Bölümü [email protected]

Hasan Alp ÖZEL

Araş. Gör. Dr., Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Biga İİBF İktisat Bölümü

[email protected]

Cüneyt KILIÇ Yrd. Doç. Dr., Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi

Biga İİBF İktisat Bölümü [email protected]

ÖZET Osmanlı’nın son döneminde önemli dış ticaret açıkları

bulunmaktadır. Ulusal ticaretin ise ülke çapında olmaktan ziyade bölgesel çapta olduğu görülmektedir. Cumhuriyet’in kuruluş yıllarında I. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı’nın olumsuz ekonomik etkilerinin önemli ölçüde hissedildiği görülmektedir. Kuruluş yıllarında dış ticaret gelirinin önemli bir kısmını tarım ihracatı oluşturmaktadır. Günümüz Türkiye dış ticaret yapısı ise kuruluş yılları dış ticaret yapısından oldukça farklılık göstermektedir. Çalışmanın amacı, Osmanlı’nın son döneminden itibaren, Türkiye’nin dış ticaretinin gelişimi tarihsel bir bakış açısıyla neden sonuç ilişkisi içinde ortaya koymaktır.

Anahtar Kelimeler: Dış ticaret politikaları, ihracat, ithalat.

DEVELOPMENT OF FOREIGN TRADE IN TURKEY FROM THE LATE OTTOMAN HISTORY TO TODAY

ABSTRACT

It is seen that Ottomans had significant trade deficits in their final years and that most of the trade activities had been regional rather than national. It is also seen that early years of the Republic had felt negative economic effects of the problems caused by the Independence and 1st.

Page 58: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

56 Burcu KILINÇ SAVRUL, Hasan Alp ÖZEL & Cüneyt KILIÇ

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

World Wars. Contemporary Turkish foreign trade is quite different than the economic market structure of early years of the Republic. The aim of this study is to put forward the casual relationship of the development of Turkish foreign trade from the historical perspective.

Keywords: Foreign trade policies, export, import.

GİRİŞ

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş yıllarında, I. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı’nın olumsuz ekonomik etkileri önemli ölçüde hissedilmektedir. Ulaştırma alt yapısının ve sermaye birikiminin yetersiz oluşu, genel ekonominin bir bütünlük oluşturmaktan ziyade, bölgesel şekillenmesine neden olmuş, dış ticaret bu koşullar altında şekillenmiştir. Uygulanacak ekonomi politikalarında başlangıçta liberal fikirler öne çıksa da, bu politikalardan umulan sonuçların alınamaması ve 1929’da gümrük tarifelerini değiştirme serbestisinin kazanılması ile, 1930’dan itibaren daha fazla devlet ağırlıklı dış ticaret politikalarının uygulandığı görülmektedir.

1960’dan itibaren ithal ikameci ekonomik gelişme politikasını daha da yoğun olarak benimsemiştir. Uygulanan kur politikası sonucunda yurtiçi fiyatları, yurt dışı fiyat artışının üzerinde seyretmiş, miktar kısıtlamaları ve ithal yasakları gibi politikalar ihracatı da olumsuz yönde etkilemiştir. 1970’li yıllarda, uluslararası piyasada meydana gelen arz şokları, ihracatının önemli bir kısmı ithalata bağlı olan Türkiye’nin dış ticaretini olumsuz etkilemiştir. 1980’e gelindiğinde mevcut döviz darboğazının aşılabilmesi için Türkiye ekonomisinde köklü değişiklilere gidildiği görülmektedir. 24 Ocak 1980 Ekonomik Kararları ile birlikte ithal ikamesi politikası terk edilerek, ihracata yönelik sanayileşme politikası uygulanmaya başlanmış, dış ticaret daha serbest hale getirilmiştir. 1980-1989 döneminde dış ticaretin önündeki doğrudan ve dolaylı engellerin kaldırılmasına yönelik uygulanan politikalara, 1989’da finansal serbestleşmeye yönelik uygulanan ekonomi politikaları da eşlik etmeye başlamıştır. 1996’da Gümrük Birliği’ne üye olunması ile Türkiye’nin dış ticaretinin küresel boyuta taşındığı görülmektedir.

1. CUMHURİYET ÖNCESİ DÖNEM (1830–1923)

Uluslararası ticaretin yapıldığı ülkelerdeki kurumsal yapı farklılıkları, değişik siyasi egemenlik alanlarının varlığı, ticarete taraf olan ülkelerin para birimlerinin ve içinde bulundukları iktisadi sistemlerin çeşitlilik göstermesi uluslararası iktisadi ilişkilerin her ülkenin sınırları içinde farklı ticaret politikaları uygulamalarına

Page 59: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

Osmanlı’nın Son Döneminden Günümüze Türkiye’de Dış Ticaretin Gelişimi 57

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

neden olmuştur. Bu durum Osmanlı’nın kuruluşundan günümüz Türkiye’sine kadar geçen dönem içinde de kendisini göstermiştir (Şahin, 1997, s.497). Osmanlı’nın kuruluşundan Cumhuriyet’in ilanı süre zarfında çeşitli ticaret politikaları uygulanmıştır. Bunun en önemli nedeni, belirli dönemlerde yaşanan ekonomik darboğazların dış ticaret politikaları üzerinde yaratmış olduğu etkilerdir.

1.1. Osmanlı’da İlk Ticaret Politikaları (1830–1914)

Batılı ülkelerde Sanayi Devrimi devam ederken, Osmanlı Devleti’nde iktisadi hayatın önemli bir unsurunu oluşturan ticaret, devletin kontrolü altında yürütülmekteydi (Çakır, 2000, s.40). Devletin kontrolü altında sınırlar içinde yapılan ticaret öncelikli olarak kırsal ve kentsel alanlar arasında mal değişimini arttırırken bölgeler arasında yardımlaşma ve iş bölümünün gelişmesine yardımcı olmaktaydı. Osmanlı Devleti’nin sınırları dışında yapılan ticarette ise, Osmanlı Devleti sınırları içerisinde üretilmeyen mallar temin edilmeye çalışılmaktaydı. Bu durum da çeşitli kentlerde dış pazar için üretim yapan ekonomik birimlerin gelişmesine yardımcı olmaktaydı (Pamuk, 2005, s.66).

Osmanlı dış ticaret politikası geleneksel olarak ülke içinde mal bolluğunu arttırarak ekonomik karlılığı, özellikle de fiyat karlılığını amaçlayan ithalatı teşvik edici, ihracatı kısıtlayıcı bir uygulamaya dayanmaktaydı. Uygulanan bu politikaları desteklemek amacıyla ihracat yüksek oranlarda vergilendirilirken bazı mallara da ihracat yasağı konmaktaydı.

Kapitülasyonların da desteklediği bu ithalatı teşvik edici dış ticaret politikası ile birlikte 1838 yılında İngiltere ile Osmanlı Devleti arasında yapılan Balta Limanı Anlaşması ve bunu takip eden yıllarda Fransa ve diğer Avrupa devletleri ile yapılan benzer nitelikteki anlaşmalar Osmanlı Devleti’nin gümrükleri üzerinde diğer Avrupalı devletlere sayısız ayrıcalıklar tanımak suretiyle engelsiz bir ticaret sistemi geliştirmelerine imkan sağlamıştır. Bu durum aynı zamanda Osmanlı ekonomisinin gelişen Avrupa sanayisi için açık bir pazar haline gelmesine yardımcı olmuştur (Güven, 1998, s.26). Bu dönemde Osmanlı ihracatı dünya ticareti toplamından küçük bir pay almasına rağmen Avrupa’nın ekonomik evrimine ve Avrupa’daki toprak kullanımı modellerine büyük katkı sağlamıştır (Mcgowan, 1981, s.7).

17. ve 18’inci yüzyıllarda Osmanlı Devleti’nde bu yönde bir ticaret politikası uygulanmasına karşın, Avrupa devletleri ülkelerinin milli servetini oluşturan altın ve gümüş miktarının arttırılması ve bu

Page 60: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

58 Burcu KILINÇ SAVRUL, Hasan Alp ÖZEL & Cüneyt KILIÇ

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

amaçla dış ticaret fazlası şeklinde tanımlanan ihracatı arttırmak, ithalatı kısmak ve yerli üreticiyi dış rekabetten korumak amacıyla dış ticaret politikaları uygulanmaktadır. Osmanlı imparatorluğu ise aynı dönemde Avrupalı devletlerin uygulamış olduğu politikaların tersine politikalar izlemiştir. Bu dönemde Osmanlı imparatorluğunun öncelikli olarak izlediği ticaret politikasının amacı ülkenin temel gereksiniminde kullandığı malların darlığının önüne geçmek ve vergi gelirlerini arttırmak olmuştur (Taşkın, 2003, s.133).

Osmanlı Devleti’nde ülkenin temel gereksinimlerinin karşılanması ve vergi gelirlerinin arttırılmasına yönelik dış ticaret politikaları 19’uncu yüzyılın sonlarına kadar sürdürülmüştür. 19’uncu yüzyılın sonlarından itibaren kamu gelirlerini arttırmak, diğer bir taraftan da yerli üretimi dış rekabete karşı korumak amacıyla, ithalat vergilendirilmeye çalışılmıştır. Yine aynı yıllar içinde Osmanlı Devleti’ni dışa açık bir pazar konumuna getiren 1838 yılında Osmanlı devleti ile İngiltere arasında imzalanan ticaret anlaşmasının geliştirilmesine çalışılmıştır. Bu çalışmalar sonucunda 1886 yılında ithal ürünlerin vergi oranları %8 olarak belirlenmiştir. Bunun yanında ihracata konu olan malların vergisinin her yıl %1 oranında azaltılmasına karar verilmiştir. Dûyun-u Umumiye için kullanılmak üzere ithal malların vergisinin %3 arttırılması konusunda anlaşma sağlanmıştır (Kepenek ve Yentürk, 2005, s.21).

Tablo 1: 1830–1911 Osmanlı İhracatı ve Başlıca Ülkelere Göre Dağılımı

İHRACAT

Milyon Sterlin İngiltere (%)

Fransa (%)

Almanya (%)

Avusturya (%)

Rusya (%)

1830–32 4 13 14 2 31 13 1840–42 5 20 17 2 29 10 1850–52 9 20 16 1 28 8 1860–62 12 24 30 1 17 10 1870–72 19 27 25 0 14 15 1880–82 15 24 28 1 6 14 1890–92 18 26 25 4 6 4 1900–02 20 26 19 7 8 4 1908–11 26 18 14 11 8 4

Kaynak: (Güven, 1998, s.28).

Page 61: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

Osmanlı’nın Son Döneminden Günümüze Türkiye’de Dış Ticaretin Gelişimi 59

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

1830–1911 yılları arasında Osmanlı’nın ihracatının istikrarlı bir artış eğilimi gösterdiği görülmektedir. Aynı dönem içinde Osmanlı’nın ihracatından, 1830’lu yıllarda en fazla pay alan ülkeler sırasıyla Avusturya, İngiltere, Fransa, Rusya ve Almanya olmasına karşın, bu sıralama 1900’lü yıllarda İngiltere, Fransa, Almanya, Avusturya ve Rusya olduğu görülmektedir. Bu durum da Osmanlı’nın kuruluşundan I. Dünya Savaşı’na kadar geçen dönem zarfında pazar yapısının ne yönde değiştiğini göstermektedir.

Tablo 2: 1830–1911 Osmanlı İthalatı ve Başlıca Ülkelere Göre Dağılımı

İTHALAT

Milyon Sterlin

İngiltere (%)

Fransa (%)

Almanya (%)

Avusturya (%)

Rusya (%)

1830-32 4 19 10 3 17 31 1840-42 6 29 9 5 22 17 1850-52 10 26 9 10 26 14 1860-62 13 27 12 10 17 12 1870-72 22 32 12 14 13 9 1880-82 15 45 12 2 12 10 1890-92 19 36 12 10 10 10 1900-02 20 30 10 10 15 10 1909-11 38 24 8 14 14 9

Kaynak: (Güven, 1998, s.28).

1830–1911 yılları arasında Osmanlı ithalatı, ihracatı gibi artış eğilimi göstermiştir. Dönem başlarında Osmanlı’nın en fazla ithalat yaptığı ülkeler; Rusya, İngiltere, Avusturya, Fransa ve Almanya şeklinde sıralanmasına rağmen dönemin sonlarına doğru bu sıralama İngiltere; Avusturya, Almanya, Fransa ve Rusya şeklinde yeniden şekillenmiştir. İthalat ve ihracatın her ikisinin de artış eğilimi göstermesine rağmen Birinci Dünya Savaşı’na kadar ithalatın ihracattan daha hızlı artması Osmanlı Devleti’nin dış ticaret açıklarının giderek artmasına neden olmuştur.

1.2. I. Dünya Savaşı Sonrası Ticaret Politikaları (1914–1923)

Osmanlı Devletinin son dönem dış ticaret politikasının önemli ölçüde kısıtlandığı görülmektedir. 1886 yılında %8’e düşürülen ithal vergi oranları, Avrupalı devletlerin diretmeleri sonucunda 1914 yılında %15’e çıkartılmıştır. Ancak aynı tarihte I. Dünya Savaşı’nın başlaması üzerine Osmanlı Devleti kapitülasyonları tek taraflı olarak kaldırdığını açıklamış ve gümrük

Page 62: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

60 Burcu KILINÇ SAVRUL, Hasan Alp ÖZEL & Cüneyt KILIÇ

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

vergilerini de değer üzerinden %15-16 olarak belirlediğini bildirmiştir (Kepenek ve Yentürk, 2005, s.21). 1915’de ise, vergiler %30 seviyesine çıkartılmıştır. Mart 1916’da, geliştirilmesi istenen sanayi kollarını dış rekabete karşı korumak amacıyla ithal edilecek her mal grubu için spesifik gümrük vergisi konulmuş ve böylece ad valorem gümrük vergisi terk edilerek spesifik gümrük tarifesine geçilmiştir (Güven, 1998, s.27).

Kabul edilen bu spesifik gümrük tarifesi ile (Parasız, 2004, s.23);

Halkın gıdası için zorunlu kaynakların koruma altına alınması ve ulusal ekonomik faaliyetlerin korunması,

Devletin güvenliği, Mikrop ve salgın hastalıklara karşı korunma, Afyon ve zehirli maddelerin kullanımını önleme, Alkollü içkilerin yurda girişini engellemek, Altın çıkışını önlemek ve, Kamu tekelleri kurma ve kurulanların desteklenmesi

amaçlanmıştır. Uygulanan politikalar, Batı Avrupa’da başlayan Endüstri

Devrimi ve Batılı güçlerin kapitülasyonları oldukça karmaşık hale getirmesi gibi sorunların çözümü için yeterli olmamıştır. Bu sorunlara çözüm üretemeyen Osmanlı bu tarihten sonra ciddi dış ticaret açıkları ile karşı karşıya kalmıştır. Verilen bu dış ticaret açıkları Osmanlı’nın yıkılışında önemli bir rol oynamıştır (Alkin, 1983, s.2). 1920’li yıllara gelindiğinde Osmanlı ekonomisi, Avrupalıların gözünde geri kalmış bir tarım ekonomisi konumundadır. Bu dönemde tarım sektörü Osmanlı’nın ülke dış ticaret gelirlerinin %83’ünü oluşturmaktadır. Sanayi kesimi ise yurt içinden gelen talebin çok az bir kısmına cevap verebilmekteydi (Taşkın, 2003, s.135).

Son olarak, Cumhuriyet’in kuruluşuna kadar temel sanayilerin kurulamamış olması sanayinin sadece yakın yerler için tüketim malları üretecek seviyede gelişmesine neden olmuştur. Madenleri ve tarımsal ürünleri işleyemeden hammadde ve gıda maddeleri satan, işlenmiş mal ve hazır yiyecek satın alan Avrupa rekabetine açık bir ülke, Cumhuriyet’in ilanı ile birlikte teslim alınmıştır.

Page 63: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

Osmanlı’nın Son Döneminden Günümüze Türkiye’de Dış Ticaretin Gelişimi 61

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

2. CUMHURİYETTEN GÜNÜMÜZÜ DIŞ TİCARETİN GELİŞİMİ

Türkiye’nin dış ticaret yapısını iki alt başlık altında incelemek mümkündür. 1980’den önce genel hatlarıyla ithal ikameci bir ekonomi politikası izleyen Türkiye’nin, 1980’den sonra, gerek ticari serbestleşme, gerekse finansal serbestleşme politikaları uygulayarak uluslararası ticarete daha büyük ölçekte katıldığı olduğu görülmektedir.

2.1. 1923–1980 Dönemi

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş yıllarında, I. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı’nın olumsuz ekonomik etkileri önemli ölçüde hissedilmektedir. Ulaştırma alt yapısının yeterli olmayışı, yeterli sermaye birikiminin bulunmayışı gibi olumsuz ekonomik etkiler sonucunda dönemin ülke ekonomisi, bir bütünlük oluşturmaktan ziyade bölgesel olarak şekillendiği görülmektedir. Bu dönemde yabancı sermaye ve girişimci gücü, Türkiye ekonomisine yeterli güven beslemediğinden dolayı Türkiye’de yatırım yapmak istememektedir. Ulusal sermaye birikiminin yeterli seviyede olmamasından dolayı ise ekonomide yabancı sermayeye gerek duyulmaktadır (Uludağ ve Arıcan, 2003, s.3-4). Bu ekonomik koşullar altında Şubat 1923’de İzmir’de toplanan İktisat Kongresi’nde yeni kurulan cumhuriyetin izleyeceği ekonomik yön belirlenmeye çalışılmıştır. Kongrenin başıca iki nedenle toplandığını söylemek mümkündür. Bunlardan birincisi; tüccar, sanayici, çiftçi ve işçi kesimlerinin sorunlarını bir bütün halinde belirlemektir. Kongrenin toplanmasının ikinci nedeni ise yabancı sermaye çevrelerini ekonominin genel görünüşü konusunda bilgilendirmektir (Kepenek ve Yentürk, 2005, s.32-33).

Kuruluş yıllarında Türkiye ekonomisi dışa açık bir ekonomik görünüm sergilemektedir. Ekonomideki dışa açıklığın temel dayanağı aşırı derecede dışa bağımlı bir ekonomik yapıya sahip olunmasıdır (Şahin, 2009, s.43 -44). Türkiye ekonomisinde 1923-1929 yılları incelendiğinde ithalatın GSYH’ya oranı %14.6 ve ihracatın GSYH’ya oranı ise %10.6 olmuştur. Bu orana daha sonraki 50 yıl içerisinde ulaşılamaması bu dönemde ticari açıklık uygulamasının bir göstergesi olarak gösterilmektedir (Boratav, 2006, s.49-50).

1923 İktisat Kongresinde milliyetçi ve liberal ekonomi politikaları benimsenmiştir. Bu bağlamda uygulanan ekonomi

Page 64: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

62 Burcu KILINÇ SAVRUL, Hasan Alp ÖZEL & Cüneyt KILIÇ

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

politikaları, özel girişime önem veren ve dışa açık bir yapı görünümündedir. Dışa açık bir ekonomi politikasının uygulanmasının önemli bir nedeni ise Lozan Barış Anlaşması’nın ekonomik hükümlerinden kaynaklanmaktadır. Lozan Barış Anlaşması hükümleri gereğince 1916’da imzalanan Osmanlı Gümrük Tarifeleri beş yıl süreyle geçerli kalmıştır. Bu nedenden dolayı 1929’a kadar gümrük tarifeleri arttırılamamıştır. (Uludağ ve Arıcan, 2003, s.5).

Tablo 3: Dış Ticaret Göstergeleri, 1923–1929

Yıllar

İhracat (000 $)

Değişim

(%)

İthalat (000 $)

Değişim

(%)

Dış Ticaret Dengesi (000 $)

Dış Ticaret Hacmi (000 $)

İhracat/ İthalat

Karşılama Oranı (%)

GSYH*

1923 50790 - 86872 - -36082 137662 58.5 2959 1924 82435 62.3 100462 15.6 -18027 182897 82.1 3392 1925 102700 24.6 128953 28.4 -26253 231653 79.6 3817 1926 96437 -6.1 121411 -5.8 -24974 217848 79.4 4512 1927 80749 -16.3 107752 -11.3 -27003 188501 74.9 3937 1928 88278 9.3 113710 5.5 -25432 201988 77.6 4362 1929 74827 -15.2 123558 8.7 -48731 198385 60.6 5301

Kaynak: (TUİK, 2009, s.2; TUİK, 2010, s.668). * Milyon TL. GSYH 1948 sabit fiyatlarıyla hesaplanmıştır.

Tablo dan da görüldüğü gibi 1923–1929 döneminde ithalatımız ihracatımızdan sürekli daha fazla olmuştur. Sözü edilen dönemde en fazla dış ticaret açığı 48731 bin ABD Doları ile 1929’da yaşanmıştır.

Sanayi makinelerine 1927’de çıkarılan Teşvik-i Sanayi Kanunu gereğince gümrük vergisi muafiyeti getirilmiştir. Lozan sözleşmesinin bittiği 1929’da yeni bir gümrük tarifesi yürürlüğe girmiştir. Yeni tarifeyle bütün tarım makine, araç ve gereçleri gümrük vergisinden muaf tutulmuştur. 1929 tarifesinde ulaştırma araçları ve yurtiçinde üretilemeyen sanayi maddeleri üzerindeki vergi oranları 1929’dan önceki döneme göre düşürülmüştür. Ancak yeni tarife ile özellikle iplik ve kumaş, şeker, un ve diğer gıda maddeleri, deri ve ağaç ürünleri, çimento gibi gelişmekte olan yerli sanayi alanlarındaki ithalata yerli üretimi koruyabilmek amacına yönelik olarak yüksek vergi oranları getirilmiştir (Tezel , 1994, s.162).

Page 65: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

Osmanlı’nın Son Döneminden Günümüze Türkiye’de Dış Ticaretin Gelişimi 63

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında göreceli olarak liberal bir iktisat politikası benimsenmekle beraber devletin yerli üretimi arttırmaya yönelik vergi muafiyetleri, özel sektöre ucuz girdi olanakları gibi yerli üretimin artmasına yönelik düzenlemeleri de olmuştur (Özkale ve Kayalıca, 2008, s.356). Kuruluş yıllarında izlenen liberal politikaların beklentileri karşılayamaması, yeni iktisat politikası arayışlarına neden olmuştur. Henüz önemli bir girişimci sınıfın oluşmaması, uluslararası piyasalarda meydana gelen dalgalanmalar ve yeterli alt yapının bulunmayışı gibi nedenlerle 1930’dan itibaren daha devlet ağırlık bir ekonomi politikası uygulanmaya başlanmıştır (Palamut ve Giray, 2001, s.23).

1930 ve 1931 yılları iç ekonomiye yönelik olarak müdahale önlemlerinin alınmadığı ancak dış ticarette sıkı denetimler uygulanan yıllar olmuştur (Boratay, 2006, s.67). Kuruluş yılları olarak isimlendirilen 1923-1929 yılları arasında liberal bir ekonomi politikası benimseyen Türkiye, 1929 Dünya Ekonomik Krizi’nden diğer ülkeler gibi olumsuz etkilenmiştir. 1931’de ithalata kota konulması ve ihracatın denetlenmesi hakkında çıkan kanun ekonomi politikasında korumacılığın ilk adımları olarak değerlendirilmektedir. 1933-1938 yılları arasında I. Beş Yıllık Sanayi Kalkınma Planı uygulanmış, böylece devlet iktisadi hayata fiilen girmiştir. Devlet eliyle sanayileşmenin bu dönemdeki en önemli yapı taşı 1934 yılında uygulamasına geçilen I. Beş Yıllık Sanayi Kalkınma Planı’dır. I. Beş Yıllık Sanayi Kalkınma Planı tam anlamıyla bir kalkınma planı olmaktan ziyade devletin sanayi alanındaki yatırım programı olarak değerlendirilmektedir (Buluş, 2003, s.46). I. Beş Yıllık Sanayi Kalkınma Planı’nın sona ermesiyle, II. Beş Yıllık sanayi kalkınma Planı oluşturulduysa da II. Dünya Savaşı’nın başlamasıyla birlikte bu plandan vazgeçilerek “İktisadi Savunma Planı” uygulanmıştır (Uludağ ve Arıcan, 2003, s.7-15).

1929’dan itibaren uygulanan iktisat politikaları sonucunda 1930-1937 arasında dış ticaret dengesi sürekli fazla vermiştir. 1930’da ihracat bir önceki yıla göre %4.6 azalırken, ithalat ise %43.7 azalmıştır. 1934’de ihracat bir önceki yıla göre %25.7 artarken, aynı yıl ithalat bir önceki yıla göre %52.5 artmıştır. İthalattaki bu önemli artışa rağmen 1934’de dış ticaret dengesinin fazla verdiği görülmektedir. 1930’dan 1937’ye kadar Türkiye’nin ihracatının ithalatından fazla olduğu görülmektedir. 1936’da 20051 bin ABD Doları olan dış ticaret fazlası, 1937’de 18685 bin ABD Doları’na gerilemiş ve 1938’de ithalatımızdaki artış ihracatımızdaki artışı geçerek tekrar dış ticaret açığı verilmiştir.

Page 66: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

64 Burcu KILINÇ SAVRUL, Hasan Alp ÖZEL & Cüneyt KILIÇ

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

Tablo 4: Dış Ticaret Göstergeleri, 1930-1939

Yıllar

İhracat (000 $)

Değişim

(%)

İthalat (000 $)

Değişim

(%)

Dış Ticaret

Dengesi (000 $)

Dış Ticaret Hacmi (000 $)

İhracat/ İthalat

Karşılama Oranı (%)

GSYH*

1930 71380 -4.6 69540 -43.7 1840 140920 102.6 5431 1931 60226 -15.6 56935 -13.8 291 120161 100.5 5877 1932 47972 -20.3 40718 -32.1 7254 88690 117.8 5253 1933 58065 21.0 45091 10.7 12974 103156 128.8 6065 1934 73007 25.7 68761 52.5 4246 141768 106.2 6447 1935 93670 4.4 70635 2.7 5597 146867 107.9 6252 1936 93670 22.9 73619 4.2 20051 167289 127.2 7694 1937 109225 16.6 90540 23.0 18685 199765 120.6 7811 1938 115019 5.3 118899 31.3 -3880 233918 96.7 8550 1939 99646 -13.4 92498 -22.2 7149 192145 107.7 9139

Kaynak: (TUİK, 2009, s.2; TUİK, 2010, 668). * Milyon TL. GSYH 1948 sabit fiyatlarıyla hesaplanmıştır.

Temmuz 1931’de yürürlüğe giren kanunla, hükümete ithalat üzerinde fiziki sınırlamalar getirebilme yetkisi verilmiştir. Bu kapsamda aynı yıl kota listeleri belirlenmiştir. Tarım ve sanayi üretiminde kullanılan makine araç-gereç ve hammaddeler, ilaç ve tıpta kullanılan malzemeler bu fiziki sınırlamaların dışında bırakılmıştır. Mamul gıda maddeleri, alkollü içecekler, parfüm, elbise, ayakkabı ve deri eşyalar gibi bazı tüketim mallarının ithali ise yasaklanmıştır. Diğer tüketim malları ile çimento gibi yurtiçinde de üretilen malların ithalatı ise kotalar çerçevesinde belirlenmiştir. Ayrıca 1930’dan itibaren dış ticaret politikası ile sanayileşme politikası arasında uyumu sağlayabilmek için çeşitli önlemler alınmıştır. 1930-1933 yılları arasında ithal malların fiyatlarında %44’ü bulan önemli düşüşler yaşanmıştır. Hükümetin oluşturduğu I. Beş Yıllık Sanayi Kalkınma Planı’nın son şeklinin verildiği 1933’de başta kumaş ve deri eşyalar olmak üzere vergi oranları daha da arttırılmıştır. Diğer taraftan 1933’deki tarife değişiklikleri hükümete daha sonra yapılacak olan ikili ticaret anlaşmalarındaki pazarlıklara yüksek tarife oranları ile başlama avantajı sağlamıştır. 1933’den itibaren Türkiye, ülkenin dış ticaretinde önemli bir yere sahip olan ülkelerle karşılıklı gümrük tarife indirimlerini de kapsayan ikili ticaret anlaşmaları yapmaya başlamıştır. Bu dönemde hükümetin ithal ikamesine yönelik sanayileşme

Page 67: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

Osmanlı’nın Son Döneminden Günümüze Türkiye’de Dış Ticaretin Gelişimi 65

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

politikasıyla uyumlu bir dış ticaret politikası uyguladığını söylemek mümkündür (Tezel , 1994, s.167-174).

1940-1946 yılları ekonomik açıdan devletçilik ve savaş ekonomisi yılları olarak isimlendirilmektedir. Bir milyondan fazla kişi silah altına alınmış, dolayısıyla üretim ve tüketim hacminde bir daralma meydana gelmiştir (Uludağ ve Arıcan, 2003, s.14). II. Dünya Savaşı nedeniyle uygulanan savaş ekonomisi dış ticaretin gelişmesini önemli ölçüde engellemiş hatta dış ticaretin daralmasına neden olmuştur. II. Dünya Savaşı’yla birlikte dış ticaret ülke koşullarından ziyade uluslararası koşullardan etkilenmiştir. Bu dönemde dış ticaret fazlası oluşturulmaya yönelik politikalar benimsenmiş, bu bağlamda ithalatın kısılması amaçlanmıştır. 1938’de 119 milyon ABD Doları olan ithalatımız 1940’da 53 Milyon ABD Doları seviyesine düşmüştür. Savaş yıllarında ihracat arttırılmak istense de ulusal paranın aşırı değerli olması ve devletin gelir elde etmek için ihracattan da vergi alması ihracatı, hem hacim hem de değer olarak önemli ölçüde azaltmıştır (Bulut, 2006, s.178). Ancak ithalattaki azalmanın ihracattaki azalmadan fazla olmasından dolayı bu dönemde dış ticaret dengesinin olumlu yönde etkilendiği görülmektedir (Parasız, 1998, s.65).

Tabloda yer alan veriler incelendiğinde 1940’da bir önceki yıla göre ihracatta %18.8 bir azalma meydana gelirken aynı yıl ithalatta %45.9’luk bir azalma meydana geldiği görülmektedir. 1930’dan itibaren uygulanan dış ticaret politikalarının da etkisiyle 1939-1946 dönemin de dış ticaret fazlası verildiği görülmektedir.

Tablo 5: Dış Ticaret Göstergeleri, 1940-1946.

Yıllar

İhracat (000 $)

Değişim

(%)

İthalat (000 $)

Değişim

(%)

Dış Ticaret

Dengesi (000 $)

Dış Ticaret Hacmi (000 $)

İhracat/ İthalat

Karşılama Oranı (%)

GSYH*

1940 80904 -18.8 50035 -45.9 30869 130939 161.7 8702 1941 91056 12.5 55349 10.6 35707 146405 164.5 7800 1942 126115 38.5 112879 103.9 13236 238994 111.7 8230 1943 196734 56.0 155340 37.6 41394 352074 126.6 7424 1944 177952 -9.5 126230 -18.7 51722 304182 141.0 7047 1945 168264 -5.4 96969 23.2 71295 265233 173.5 5970 1946 214580 27.5 118889 22.6 95691 333469 180.5 7885

Kaynak: (TUİK, 2009, s.2; TUİK, 2010, 668). * Milyon TL. GSYH 1948 sabit fiyatlarıyla hesaplanmıştır.

Page 68: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

66 Burcu KILINÇ SAVRUL, Hasan Alp ÖZEL & Cüneyt KILIÇ

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

Türkiye II. Dünya Savaşı’na taraf olmasa da savaşın olumsuz ekonomik etkilerini hissetmiştir. Türkiye’de 7 Eylül 1946’da büyük oranlı bir devalüasyon yapılmıştır (Alkin, 2004, s.120). 1946’da yapılan bu devalüasyon ile TL’nin değeri %53.6 düşürülmüştür. Devalüasyon sonrası 1 ABD Doları, 2.80 TL de sabitlenmiştir. Bu devalüasyonla, yeni ekonomik politikalara uyum sağlayarak ihracat miktarının arttırılması hedeflenmiştir. Devalüasyonun bir başka önemli nedeni ise yeni kurulan WB ve IMF’e katılım sonucunda devalüasyon yapma yetkinsinin kısıtlanacak olmasından kaynaklanmaktadır (Kepenek ve Yentürk, 2005, s.118). Ancak yapılan devalüasyonla birlikte, ithalat üzerindeki sınırlamaların hafifletilmesi sonucunda ithalattaki artışın, ihracattaki artışı aştığı görülmektedir (Tezel, 1994, s.184). 1947’de bir önceki yıla göre ithalatta %100’ün üzerinde bir artış gerçekleşirken, ihracatta önemli bir değişme yaşanmamıştır (Özkale ve Kayalıca, 2008, s.359).

Tablo 6: Dış Ticaret Göstergeleri, 1947-1963.

Yıllar

İhracat (000 $)

Değişim

(%)

İthalat (000 $)

Değişim

(%)

Dış Ticaret Dengesi (000

$)

Dış Ticaret Hacmi (000

$)

İhracat/ İthalat

Karşılama Oranı (%)

GSYH*

1947 223301 4.1 244644 105.8 -21343 467945 91.3 8212 1948 196799 -11.9 275053 12.4 -78254 471852 71.5 37133 1949 247825 25.9 290220 5.5 -42365 538045 85.4 35282 1950 263424 6.3 285664 -1.6 -22240 549088 92.2 38598 1951 314082 19.2 402086 40.8 -88004 716168 78.1 43536 1952 362914 15.5 555920 38.3 -193006 918834 65.3 48739 1953 396061 9.1 532533 -4.2 -136472 928594 74.4 54210 1954 224924 -15.4 478359 -10.2 -143435 813283 70.0 52655 1955 313346 -6.4 497637 4.0 -184291 810983 63.0 56912 1956 304990 -2.7 407340 -18.1 -102350 712330 74.9 58763 1957 345217 13.2 397125 -2.5 -51908 742342 86.9 63417 1958 247271 -28.4 315098 -20.7 -67827 562369 78.5 66308 1959 353799 43.1 469982 49.2 -116183 823781 75.3 69373 1960 320731 -9.3 468186 -0.4 -147455 788917 68.5 71391 1961 346740 8.1 507205 8.3 -160465 853945 68.4 72619 1962 381197 9.9 619447 22.1 -238250 1000644 61.5 77030 1963 410771 -3.4 687616 11.0 -319529 1055703 53.5 84291

Kaynak: (TUİK, 2009, s.2; TUİK, 2010, 668). * Milyon TL. GSYH 1948 sabit fiyatlarıyla hesaplanmıştır.* Milyon TL. 1947 yılı GSYH 1948 sabit fiyatlarıyla, 1948-1963 yılları GSYH 1968 sabit fiyatlarıyla hesaplanmıştır.

Page 69: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

Osmanlı’nın Son Döneminden Günümüze Türkiye’de Dış Ticaretin Gelişimi 67

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

Türkiye, II. Dünya Savaşı sonrasında IMF’e üye olmakla dış dünya ile ilişkilerini geliştirmek açısından ilk önemli adımı atmıştır. Bu tarihten sonra uygulanan çeşitli ekonomi politikalarıyla Türkiye, dış ekonomik gelişmelere daha açık ve daha duyarlı hale gelmiştir (Altuğ, 2006, s.4).

1946’dan itibaren ithalat önündeki fiyat ve miktar sınırlamalarının kaldırılmasıyla ithalatta bir artış yaşanmıştır. İthalat mallarına olan talepteki artış başlıca iki nedene dayanmaktadır. Bu nedenlerden birincisi, özellikle 1950’den itibaren gelen yabancı sermaye ve dış yardımların yeni bir tüketim istemi oluşturmasıdır. İkinci neden ise izlenen ekonomik gelişme politikasının ithal girdi kullanımına dayanmasıdır (Kepenek ve Yentürk, 2005, s.119-120). İthalattaki artış 1953’e kadar sürmüştür. Bu yıldan itibaren ithalata tekrar sınırlamalar getirilmiştir. İthalatı çeşitli önlemlerle kısmaya yönelik çalışmalar, ithalatı bir miktar azaltsa da, aynı dönemde ihracatta da bir azalma meydana gelmesinden dolayı dış ticaret açığı sorununun devam ettiği görülmektedir (Özkale ve Kayalıca, 2008, s.360).

Yıllar itibariyle yapılan ithalat mal gruplarına göre incelendiğinde tüketim mallarının oranının azaldığı görülmektedir. 1948’de yapılan ithalatın %28’i makine ve araçlar, %36’sı hammaddeler, %25’i tüketim malları ve %11’i de inşaat malzemelerinden oluşmaktadır. 1962’de ise tüketim malları ithalatı toplam ithalat içerisinde %7’ye gerilerken, inşaat malzemelerinin payı %5’e gerilemiştir (Kepenek ve Yentürk, 2005, s.120).

1953’den 1958’e kadar ithalat konusunda sürekli artan sınırlandırmalara başvurulmuştur. Bu sınırlamalardaki temel amaç artan ticaret açığın sınırlandırılması olarak öne çıkmaktadır. II. Dünya Savaşı sırasında hükümete ekonomiye müdahale konusunda geniş yetkiler sağlayan Milli Koruma Yasası yeniden yürürlüğe konularak fiyat denetimleri arttırılmıştır. Bu sıkı önlemlerin iki yıl uygulanması sonucunda dış ticaret açığının bir miktar azaldığı görülmektedir. 1953’den 1958’e kadar ithalat konusunda sürekli artan sınırlayıcı önlemlere başvurulmuştur. İthalatta yaşanan bu daralma ithalata önemli ölçüde bağlı olan sanayi kesiminde de büyük ölçüde bir daralmaya neden olmuştur (Balkanlı, 2002, s.300). 4 Ağustos 1958’de bir dizi ekonomik istikrar programı uygulanmaya başlanmıştır. Ekonomik istikrar programı temel olarak TL’nin devalüe edilmesi, ithalat önündeki engellerin yumuşatılması, para arzının ve bütçe harcamalarının kısılması, Kamu İktisadi Teşebbüsleri (KİT) ürün ve hizmetlerinin fiyatlarının

Page 70: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

68 Burcu KILINÇ SAVRUL, Hasan Alp ÖZEL & Cüneyt KILIÇ

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

yükseltilmesi konularını kapsamaktadır (Kepenek ve Yentürk, 2005, s.122).

Tablo 7: Dış Ticaret Göstergeleri, 1964-1980.

Yıllar

İhracat (000 $)

Değişim

(%)

İthalat (000 $)

Değişim

(%)

Dış Ticaret

Dengesi (000 $)

Dış Ticaret Hacmi (000

$)

İhracat/ İthalat

Karşılama Oranı (%)

GSYH*

1964 410771 11.6 537229 -21.9 -126458 948000 76.5 87782 1965 463738 12.9 571953 6.5 -108215 1035691 81.1 90078 1966 490508 5.8 718269 25.6 -227761 1208777 68.3 100629 1967 522334 6.5 684669 -4.7 -162335 1207003 76.3 105159 1968 496419 -5.0 763659 11.5 -267240 1260078 65.0 31425049 1969 536834 8.1 801236 4.9 -264403 1338070 67.0 32707548 1970 588476 9.6 947604 18.3 -359128 1536081 62.1 33765132 1971 676602 15.0 1170840 23.6 -494239 1847442 57.8 35644700 1972 884969 30.8 1562550 33.5 -677581 2447519 56.6 38291639 1973 1317083 48.8 2086216 33.5 -769133 3403299 63.1 39540780 1974 1532182 16.3 3777501 81.1 -2245319 5309683 40.6 41752876 1975 1401075 -8.6 4738558 25.4 -3337483 6139633 29.6 44748268 1976 1960214 39.9 5128647 8.2 -3168433 7088862 38.2 49429503 1977 1753026 -10.6 5796278 13.0 -4043252 7549304 30.2 51113351 1978 2288163 30.5 4599025 -20.7 -2310862 6887187 49.8 51881586 1979 2261195 -1.2 5069432 10.2 -2808236 7330627 44.6 51557767 1980 2910122 28.7 7909364 56.0 -4999242 10819486 36.8 50295991

Kaynak: (TUİK, 2009, s.2; TUİK, 2010, 668). * Milyon TL. GSYH 1948 sabit fiyatlarıyla hesaplanmıştır. * Milyon TL. 1964-1967 yılları GSYH 1968, 1968-1980 yılları GSYH 1987 sabit fiyatlarıyla hesaplanmıştır.

Tablo 7’de yer alan veriler ışığında 1964-1980 yılları arasında dış ticaretin sürekli açık verdiği görülmektedir. 1964’de ihracatın, ithalatı karşılama oranı %76.5 iken bu oran 1980’de %36.8’e gerilemiştir.

Türkiye ekonomisinde beklenenin tersine ithal ikameci sanayileşme süreci, ödemeler dengesinde bir kötüleşme yaratmıştır. Başkaya (2004), bunun nedenini ithal girdilerdeki artma eğiliminden kaynaklandığını savunmaktadır. İthal girdiler zaman içerisinde artarken, ithal girdiyle üretilen ürünler ihracata dönük değil iç talebi karşılamaya yönelik üretilmiştir. Bu sebepten ulusal sanayi ihtiyacı olan dövizi elde edememiştir. Geleneksel yollarla ihraç edilen ürünlerden elde edşlen döviz yeterli olamamış

Page 71: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

Osmanlı’nın Son Döneminden Günümüze Türkiye’de Dış Ticaretin Gelişimi 69

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

dolayısıyla ticaret hadlerinin sürekli olarak kötüleştiği görülmektedir (Başkaya, 2004, s.123-124).

1977’de ekonomik istikrar önemli ölçüde bozulmuştur. Ekonomik istikrarın bozulması üretimi olumsuz yönde etkilemiş, ürün yetersizlikleri karaborsaların oluşmasına zemin hazırlamıştır (Kazgan, 2009, s.115). Bu dönemde Türkiye, yoğun bir biçimde üretim malları üreten, ara malı ve temel tüketim sanayi sektörlerinin yurt içinde ikamesine yönelmiştir. Bu dönemin diğer bir özelliği ise ithal mallara uygulanan kota ve yüksek tarife oranları ile yerli üretimin korunmasıdır. Ancak ekonomi 1977’den başlayarak bir döviz finansman krizine sürüklenmiştir (Yeldan, 2005, s.38). Mart 1978 ve Nisan 1979’da iki adet ekonomik istikrar programı uygulanmıştır. Söz konusu bu istikrar programlarının temel amaçlarını ödemeler bilançosu açıklarının finansmanı, enflasyon baskısının durdurulması, KİT’lerin kendi kendini finanse edecek duruma getirilmesi ve bütçe üzerindeki yüklerinin hafifletilmesi olarak sıralamak mümkündür (Şahin, 2009, s.187).

2.2. 1980–2013 Dönemi

1980’den itibaren Türkiye ekonomisinde dışa açılmaya yönelik adımlar atılmaya başlanmıştır (İncekara, 2001, 930). 24 Ocak 1980 ekonomik kararları ile ithal ikamesi politikası terk edilmiş, bunu yerine ihracata yönelik bir sanayileşme politikası benimsenmiştir (Karluk, 2005, s. 497).

Türkiye’de 24 Ocak Kararları ile ihracata dayalı sanayileşmeye yönelik önemli adımlar atılmıştır. 24 Ocak 1980 Kararlarını aşağıdaki gibi özetlemek mümkündür (Uludağ ve Arıcan, 2003, 47-48):

İthalatın serbestleştirilmesi, TL’nin aşırı değerlenmesine son veren “gerçekçi” esnek

kur uygulamasına geçilmesi, İhracatın ve yabancı sermayenin teşviki, ihracata

finansman ve sigorta konularında kurumsal destek sağlanması, Sübvansiyonların kademeli olarak azaltılarak,

uygulanan fiyat kontrollerinin kaldırılması, Faiz oranlarının serbestleştirilmesi (1 Temmuz 1980

tarihinde faiz oranları tamamen serbest bırakılmıştır), TL %48 devalüe edilerek dolar karşısındaki değeri 47

TL’den 70 TL’ye düşürülmüştür.

Page 72: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

70 Burcu KILINÇ SAVRUL, Hasan Alp ÖZEL & Cüneyt KILIÇ

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

1980’de yapılan devalüasyonla ihracatın arttırılması ve dolayısıyla da döviz kazancının arttırılması umulmuştur (Başkaya, 2004, 191). İthalatın serbestleştirilmesi için uygulanan politikalara 1981’deki ithalat programı ile başlamıştır. Ancak gümrük vergileri oranı ortalama %76.3 seviyesinde ve birçok sanayi mamulü üzerindeki vergi oranı ortalama %100 veya üzerinde kalmıştır. 1984’de ithalat rejiminde önemli değişiklikler yapılmıştır. 1984’de yapılan değişikliklerle ortalama %76.3 olan gümrük vergileri %48.9’a düşürülmüştür. İthalat kotaları tarife dışı engellere kaydırılarak dünya ekonomisine daha uyumlu bir dış ticaret politikası izlenmeye çalışılmıştır. İthali yasak malların sayısı yaklaşık olarak 1800’den 459’a düşürülmüştür. Daha sonra yapılan çeşitli düzenlemeler ile ithali yasak malların sayısı azaltılmış ve uyuşturucu, silah ve bunların girdileri dışında ithali yasak mal kalmamıştır. İthal iznine bağlı malların sayısı 1984’de 100 civarında iken 1988’de 33’e indirilmiştir. 1990’da ise ithali izne bağlı malların listesi tamamen kaldırılmıştır (Şahin, 2009, s.422-423).

6 Kasım 1983 siyasi seçimleriyle birlikte göreve başlayan hükümet, Aralık 1983 ve Ocak 1984’de, 24 Ocak 1980 Kararları’nı tamamlayıcı nitelikte yeni ekonomik tedbirler uygulamıştır. Bu tedbirler ayrıca daha serbest bir ekonomi politikası uygulamaya yönelik bir ekonomi yaklaşımı getirmiştir. Bu bağlamda uygulanan ekonomi politikasında ekonomik serbestleşmeye öncelik verilmiş, bu sayede ekonomiye kaynak yaratacak gücün artarak daha verimli alanlara dağılması hedeflenmiştir (Uludağ ve Arıcan, 2003, s.51-52).

1980’den itibaren ihracatın önemli ölçüde geliştiği görülmektedir. Bu gelişmedeki en önemli etken kuşkusuz 24 Ocak 1980 Kararları ve daha sonraki yıllarda bu kararları destekleyen iktisat politikası uygulamalarıdır. İhracatı arttırmak için uygulanan teşvikler, ücret ve maaşların enflasyon seviyesinin altında tutularak iç talebin daraltılması sonucu ihracatçıların dış piyasaya daha önem vermesi, petrol fiyatlarında meydana gelen artışlar sonucunda orta doğu ülkelerinin satın alma gücünün artması ve Türkiye’nin komşu ülkelerle dış ticaret hacmini attırmaya yönelik çalışmaları ihracatın artmasında önemli bir rol oynamıştır (Şahin, 2009, s.409-410). Bu dönemde uygulanan devalüasyon politikaları bir yandan çalışan kesimin satın alma gücünde bir azalma yaratırken, diğer yandan ihracat sektörünün uluslararası rekabet gücünü arttırıcı bir unsur olarak görülmüştür (Sönmez, 2009, s.28).

Page 73: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

Osmanlı’nın Son Döneminden Günümüze Türkiye’de Dış Ticaretin Gelişimi 71

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

1980’den itibaren uygulanan ekonomi politikalarıyla birlikte ihracatımızda önemli bir artış yaşanmıştır. Ancak ihracattaki artışa, ithalattaki artış da eşlik etmiş, dolayısıyla dış ticaret açığı daraltılamamıştır (Boratav, 2006, s.161).

1994’de “5 Nisan Kararları” olarak bilinen ekonomik istikrar programı açıklanmıştır. Aralık 1993’’ün sonunda 14.458 TL/$ olan döviz kuru, 7 Nisan 1994’de 39.853 TL/$’a kadar yükselmiştir. 1994’ün ikinci yarısından itibaren döviz piyasasında tekrar istikrar sağlanmıştır. 1994’ün sonunda döviz kuru 34.418 TL/$ seviyesinde oluşmuştur (Özkale ve Kayalıca, 2008, s.365). 1989 ve 1994’de meydana gelen ekonomik sorunlar 1980 ekonomik dönüşümü içinde ele alınmış, serbest piyasa ekonomisinin daha iyi işlemesi için kurum ve kuruluşların oluşmasına yönelik iktisadi düzenlemeler yapılmıştır.

Tablo 8: Dış Ticaret Göstergeleri, 1981–1994.

Yıllar İhracat (000 $)

Değ (%)

İthalat (000 $)

Değ (%)

Dış Ticaret Dengesi (000 $)

Dış Ticaret Hacmi (000 $)

İhracat/ İthalat Oranı (%)

GSYH*

1981 4702934 61.6 8933374 12.9 -4230439 13 636 308 52.6 52738671 1982 5745973 22.2 8842665 -1.0 -3096692 14 588 639 65.0 54617937 1983 5727834 -0.3 9235002 4.4 -3507168 14 962 836 62.0 57332998 1984 7133604 24.5 10757032 16.5 -3623429 17 890 636 66.3 61181164 1985 7958010 11.6 11343376 5.5 -3385367 19 301 386 70.2 63776134 1986 7456726 -6.3 11104771 -2.1 -3648046 18 561 497 67.1 68248101 1987 10190049 36.7 14157807 27.5 -3967757 24 347 856 72.0 74721925 1988 11662024 14.4 14335398 1.3 -2673374 25 997 422 81.4 76206292 1989 11624692 -0.3 15792143 10.2 -4167451 27 416 835 73.6 76498311 1990 12959288 11.5 22302126 41.2 -9342838 35 261 413 58.1 83578464 1991 13593462 4.9 21047014 -5.6 -7453552 34 640 476 64.6 84352830 1992 14714629 8.2 22871055 8.7 -8156426 37 585 684 64.3 89400745 1993 15345067 4.3 29428370 28.7 -14083303 44 773 436 52.1 96590370 1994 18105872 18.0 23270019 -20.9 -5164147 41 375 891 77.8 91320722

Kaynak: (TUİK, 2009, s.3; TUİK, 2010, s.662-676). * Milyon TL. GSYH 1948 sabit fiyatlarıyla hesaplanmıştır. * Milyon TL. GSYH 1987 sabit fiyatlarıyla hesaplanmıştır.

Şiriner ve Doğru (2008) 1994’de alınan ekonomik tedbirleri 1980’den itibaren hayata geçirilemeyen ve bu nedenle ekonomide sorunların artmasına neden olan düzenlemelerin hayata geçirilmesine yönelik politikalar olarak görmektedir (Şiriner ve Doğru, 2008, s. 172).

Page 74: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

72 Burcu KILINÇ SAVRUL, Hasan Alp ÖZEL & Cüneyt KILIÇ

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

Tablo 9: Dış Ticaret Göstergeleri, 1995–2012

Yıllar İhracat (000 $)

Değ (%)

İthalat (000 $)

Değ (%)

Dış Ticaret Dengesi (000 $)

Dış Ticaret Hacmi (000 $)

İhracat/ İthalat Oranı (%)

GSYH*

1995 21637041 19.5 35709011 53.5 -14071970 57346052 6 0 . 6 97887800 1996 23224465 7 . 3 43626642 22.2 -20402178 66851107 5 3 . 2 104745149 1997 26261072 13.1 48558721 11.3 -22297649 74819792 5 4 . 1 112631203 1998 26973952 2 . 7 45921392 - 5 . 4 -18947440 72895344 5 8 . 7 70203147 1999 26587225 - 1 . 4 40671272 -11.4 -14084047 67258497 6 5 . 4 67840570 2000 27774906 4 . 5 54502821 34.0 -26727914 82277727 5 1 . 0 72436399 2001 31334216 12.8 41399083 -24.0 -10064867 72733299 7 5 . 7 68309352 2002 36059089 15.1 51553797 24.5 -15494708 87612886 6 9 . 9 72519831 2003 47252836 31.0 69339692 34.5 -22086856 116592528 6 8 . 1 76338193 2004 63167153 33.7 97539766 40.7 -34372613 160706919 6 4 . 8 83485591 2005 73476408 16.3 116774151 19.7 -43297743 190250559 6 2 . 9 90499731 2006 85534676 16.4 139576174 19.5 -54041499 225110850 6 1 . 3 96738320 2007 107271750 25.4 170062715 21.8 -62790965 277334464 6 3 . 1 101254625 2008 132027196 23.1 201963574 18.8 -69936378 333990770 6 5 . 4 101921730 2009 102135000 -22.4 140919000 -30.2 -38784000 243054000 7 2 . 5 97143611 2010 113975607 11.6 185535044 31.7 -71559436 299510651 6 1 , 4 105680142 2011 1 3 4 9 0 7 29.8 2 4 0 8 4 2 18.5 - 1 0 5 9 3 5 3 7 5 7 4 9 5 6 . 0 - 2012 1 5 2 4 8 9 - 1 . 8 2 3 6 5 4 5 13.0 - 8 4 0 5 6 3 8 9 0 3 4 6 4 . 5 -

Kaynak: (TUİK, 2009, s.3; TUİK, 2010, s.676). TUİK veri tabanı, TCMB veri tabanı * Milyon TL. 1995–1997 yılları GSYH 1987, 1998–2009 yılları 1998 sabit fiyatlarıyla hesaplanmıştır.

Türkiye, AB ile 1995’de GB anlaşması imzalamış ve imzalanan bu anlaşma 1996’da yürürlüğe girmiştir. GB, Türkiye ekonomisinde 24 Ocak 1980 kararlarıyla başlayan ticari serbestleşme sürecinin önemli bir aşamasını oluşturmaktadır (Tonus, 2007, s.193). GB anlaşmasının temelinde taraflar arasında malların serbest dolaşımı ve üçüncü ülkelere karşı ortak gümrük tarifesi uygulanması bulunmaktadır (DTM, 2007, s.314).

Kasım 2000 ve Şubat 2001 ekonomik krizleriyle birlikte yatırım ve tüketim harcamalarında önemli daralmalar görülmüştür. Devalüasyonla birlikte ihracat artmış ve ithalat azalmıştır. Ancak 2002’de ithalat artış oranının ihracat artış oranından fazla olduğu görülmektedir.

Türkiye ihracatının içinde 1980’den önce tarımın önemli bir yer tuttuğu görülmektedir. 1980 Ekonomik Kararları’yla birlikte Türkiye’nin dış ticaret yapısının da değiştiği görülmektedir. Bu

Page 75: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

Osmanlı’nın Son Döneminden Günümüze Türkiye’de Dış Ticaretin Gelişimi 73

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

bağlamda 1980’den sonraki yıllar incelendiğinde ihracatımızda tarımın payının azaldığı, sanayinin payının ise hızla arttığı görülmektedir. 1990’da tarımın toplam ihracat içindeki payı %18.4 iken bu oran 2000’de %7.8 ‘e gerilemiştir. 1990’da toplam ihracatımızdaki sanayi kesiminin payı %79.0 iken bu oran 2000’de %91.2’ye yükselmiştir (Serin, 2001, s. 311-312; TUİK, 2009, s.695). Ayrıca Türkiye’deki önemli ihracatçı sektörlerin aynı zamanda önemli ithalatçı sektörler olması, ihracatın ithalata bağımlılığının önemli bir göstergesidir. Örneğin ihracat sıralamasında ilk sırada bulunan motorlu kara taşıtları, traktör, bisiklet, motosiklet sektörü 2005’de 9.6 milyar ABD Doları ihracat gerçekleştirmiştir. Aynı yıl adı geçen sektör yaklaşık 10.6 milyar ABD Doları ithalat gerçekleştirmiştir (Eşiyok, 2008, s.140). İhracatın ithalata bağımlılığının temel nedeni ihracat mallarının ara mal ithalatına olan bağımlılığı olarak karşımıza çıkmaktadır. Türkiye’nin ihracat artışı 1994-2004 yılları arasında dünya ihracat artış hızının üzerinde yıllık ortalama %12.5’lik önemli bir artış göstermiştir. Bu artışla Türkiye 1994’de %0.42 olan dünya ihracatındaki payını 2004’de %0.70’e çıkartmıştır. Bu olumlu gelişmenin yanında sözü edilen yıllarda Türkiye’nin ithalatının ihracatından daha hızlı arttığı görülmektedir. Sözü edilen yıllar arasında Türkiye’nin ithalatı %14.3’lük bir artış gösterirken dünya ithalatındaki artış %7.6’da kalmıştır (Aktan, 2006, s.80). Türkiye ekonomisi 2002’den itibaren hızlı bir büyüme eğilimine girmiştir. 2002–2007 yılları ararsında yıllık ortalama %6.8 büyüyen Türkiye 2007’de ABD’de meydana gelen ekonomik krizin dalga dalga bütün dünyaya yayılmasından olumsuz şekilde etkilenmiştir (DTM, 2009, s.6).

SONUÇ

Osmanlı’nın son döneminde ve Cumhuriyetin kuruluş yıllarında, dış ticaretin önemli ölçüde tarım ürünlerine bağlı ve zayıf olduğu görülmektedir. Kuruluş yılları ülke ekonomisinde, I. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı’nın olumsuz ekonomik etkileri hissedilmektedir. Kuruluş yıllarında dış ticaretin önünde önemli sınırlamaların bulunmamaktadır. Bunun en önemli nedeni, Lozan Barış Antlaşması’nın gümrük tarifeleriyle ilgili maddesinin 1929’a kadar geçerli olmasıdır. Dolayısıyla 1923-1929 döneminde dış ticaret sürekli açık vermiştir. 1929’dan sonra ise ithalatın önünde önemli sınırlamalar getirilmiştir. Bu sınırlamalar nedeniyle 1930-1939 döneminde dış ticaretimizin 1938 yılı hariç sürekli fazla vermiştir. Bu dönemden sonra Türkiye’nin dış ticaretinin ulusal

Page 76: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

74 Burcu KILINÇ SAVRUL, Hasan Alp ÖZEL & Cüneyt KILIÇ

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

politikalardan daha ziyade uluslararası politikalardan daha çok etkilenmiştir. II. Dünya Savaşı süresince her ülkede olduğu gibi Türkiye’de de dış ticarette korumacılık politikaları artmış ve Türkiye’nin dış ticaret dengesi fazla vermiştir. II. Dünya Savaşı’nın bitmesiyle birlikte uluslararası ekonomini yeniden yapılandırılmıştır. 1946’da ithalat sınırlamaların azaltılması, özellikle 1950’den itibaren yurtiçine gelen yabancı sermaye ve kredilerin tüketim harcamalarını tetiklemesi ve ekonomik büyüme politikasının ithal girdi üzerine kurulu olması 1946’dan itibaren ithalatımızın sürekli artmasına neden olmuştur. 1953’den itibaren ithalatı azaltmaya yönelik çeşitli tedbirler uygulansa da, uygulanan ekonomi politikalarından istenilen sonuçlar alınamamıştır. 1970’li yıllarda petrol fiyatlarında meydana gelen artışlar, Türkiye’nin ihracatının ithalatı karşılama oranını önemli ölçüde azaltmış, ithal malların ulusal pazara yönelik üretimde kullanılması sonucunda, önemli bir döviz darboğazıyla karşılaşılmıştır.

Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik krizin aşılabilmesine yönelik 24 Ocak 1980 ekonomik kararları alınmıştır. 24 Ocak kararları ile ithal ikamesi uygulaması terk edilerek ihracata yönelik sanayileşme politikasına geçilmiştir. Bu kapsamında ihracatı özendirmek için önemli politikalar uygulanırken, ithalatın serbestleştirilmesine yönelip politikalara da yer verilmiştir. 1980’den itibaren uygulanan politikalarla ihracat önemli bir artış gerçekleştirilmiştir. Ancak ihracattaki artışa, ithalattaki artış da eşlik ettiği için dış ticaret açığı kapatılamamıştır. İhracattaki bu artışa, ithalattaki artışın eşlik etmesinin temel nedeni, önemli ihracat sektörlerinin, üretim aşamasında ithalata bağlı olmasından kaynaklanmaktadır. Bu durum, kuşkusuz dış ticaret dengesini sürekli olumsuz etkilemektedir. Sonuç olarak, uygulanabilecek en iyi politika araçlarından bir tanesi, ihracat sektörünün hammadde ve arama gibi gereksinimleri ulusal pazarda karşılayabilecekleri endüstriler yaratılması olarak karşımıza çıkmaktadır.

KAYNAKÇA

AKTAN, Okan H (2006). “Dünya Ekonomisindeki Gelişmeler ve Türk Dış Ticareti”, Uluslararası Ekonomi ve Dış Ticaret Politikaları, Yıl: 1, Sayı: 1, ss. 69-100.

ALKİN, Erdoğan (1983). Turkey’s International Economics Relations, Güryay Yayınları, İstanbul.

ALKIN, Erdoğan (2004). “Türkiye’de Dış Ticaret ve Kambiyo

Page 77: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

Osmanlı’nın Son Döneminden Günümüze Türkiye’de Dış Ticaretin Gelişimi 75

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

Rejiminin Kısa Bir Tarihçesi”, Gülten Kazgan’a Armağan Türkiye Ekonomisi, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, İstanbul, s. 119-124

ALTUĞ, Sumru (2006). “Türkiye’de Büyüme, Yapısal Dönüşüm ve Dış Ekonomik Gelişmeler”, Uluslararası Ekonomi ve Dış Ticaret Politikaları, Yıl:1, Sayı:1, ss. 3-11.

BALKANLI, A. Osman (2002). “Küresel Ekonominin Belirleyici Faktörleri Üzerine”, Uludağ Üniversitesi, İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Cilt XXI, Sayı 1, ss. 13-26.

BAŞKAYA, Fikret (2004). Devletçilikten 24 Ocak Kararlarına, Maki Basın Yayın, Ankara.

BAŞKAYA, Fikret (2004). Kalkınma İktisadının Yükselişi ve Düşüşü, , Maki Basın Yayın, Ankara.

BORATAV, Korkut (2006). Türkiye İktisat Tarihi 1908-2005, 10. Baskı, İmge Kitapevi, Ankara.

BULUŞ, Abdülkadir (2003) Türk İktisat Politikalarının Tarihi Temelleri, Tablet Kitapevi, Konya.

BULUT, Cihan (2006). Ekonomik Yapı ve Politika Analizi, Der Yayınları, İstanbul.

ÇAKIR, Coşkun (2000). “Tanzimat’tan Önce Osmanlı Devleti’nde Ticaretin Organizasyonu ve Tüccarlar”, Çerçeve Dergisi, Yıl: 8 Sayı:25, ss.40–52.

DTM (2007). Avrupa Birliği ve Türkiye, DTM Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü, Ankara.

DTM (2009). Dış Ticaretin Görünümü 2008, T.C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı, Ekonomik Araştırmalar ve Değerlendirmeler Genel Müdürlüğü, Ankara.

EŞIYOK, Ali (2008). “Türkiye Ekonomisinde Üretimin ve İhracatın İthalata Bağımlılığı, Dış Ticaret Yapısı: Girdi-Çıktı Modeline Dayalı Bir Analiz”, Uluslararası Ekonomi ve Dış Ticaret Politikaları, Yıl: 3, Sayı: 1-2, 2008, s. 117-160.

GÜVEN, T. Celal (1998). “Cumhuriyetin 75. Yıldönümünde Dış Ticaretimizin Geçmişi ve Bugünü”, Dış Ticaret Dergisi, Yıl:3 Özel Sayı, ss.26–41.

HEPAKTAN, Erdem (2007). “Türkiye’nin Dış Ticaretinin Gelir Yönlü Analizi”, Uluslararası Ekonomi ve Dış Ticaret Politikaları, Yıl:

Page 78: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

76 Burcu KILINÇ SAVRUL, Hasan Alp ÖZEL & Cüneyt KILIÇ

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

1, Sayı 2, ss. 79-112.

İNCEKARA, Ahmet (2001). “Küreselleşme, Ekonomik Kriz ve Türkiye”, Yeni Türkiye Ekonomik Kriz Özel Sayısı II, Yıl: 7, Sayı: 42, ss. 927-931.

KARLUK, S. Rıdvan (2005). Cumhuriyet’in İlanından Günümüze Türkiye Ekonomisi’nde Yapısal Dönüşüm, Gözden Geçirilmiş 10. Baskı, Beta Basım Yayım Dağıtım, İstanbul.

KAZGAN, Gülten (2009). Tazimat’tan 21. Yüzyıla Türkiye Ekonomisi, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, İstanbul.

KEPENEK, Yakup, Yentürk, Nurhan (2005), Türkiye Ekonomisi, 17. Basım, Remzi Kitapevi, İstanbul.

MCGOWAN, Bruce (1981). Economic Life in Ottoman Europe, Cabrige University, New York.

ÖZKALE, Lerzan, Kayalıca, Özgür M (2008). “Dış Ticaretin Yapısal Değişimi”, Çeşitli Yönleriyle Cumhuriyetin 85’inci Yılında Türkiye Ekonomisi, Ed. Gülen Elmas Arslan, Ankara, ss. 355-382.

PALAMUT, Mehmet E., Giray, Filiz (2001). “Cumhuriyetten Günümüze Yaşanan Mali Krizler ve Uygulanan Politikalar”, Yeni Türkiye Ekonomik Kriz Özel Sayısı I, Yıl: 7, Sayı: 41, ss. 20-34.

PAMUK, Şevket (2005). Osmanlı-Türkiye İktisat Tarihi (1500–1914), İletişim Yayınları, İstanbul.

PARASIZ, İlker (1998). Türkiye Ekonomisi 1923’ten Günümüze İktisat ve İstikrar Politikaları Uygulamaları, Ezgi Kitapevi Yayınları, Bursa.

PARASIZ, İlker (2004). Türkiye Ekonomisi, Ezgi Kitabevi Yayınları, Bursa.

SERIN, Necdet (2001). “Dış Ticaret ve Dış Ticaret Politikası”, Türkiye Ekonomisi Sektörel Analiz, Ed. Ahmet Şahinöz, Ankara, İmaj Yayınevi, 2001, ss. 305-321.

SÖNMEZ, Sinan (2009). “Türkiye Ekonomisinde Neoliberal Dönüşüm Politikaları ve Etkileri”, Küreselleşme, Kriz ve Türkiye’de Neoliberal Dönüşüm, Ed. Nergis Mütevellioğlu, Sinan Sönmez, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları 234, ss. 25-75.

Page 79: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

Osmanlı’nın Son Döneminden Günümüze Türkiye’de Dış Ticaretin Gelişimi 77

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

ŞAHİN, Hüseyin (1997). İktisada Giriş, Ezgi Kitabevi Yayınları, Bursa.

ŞAHIN, Hüseyin. (2009). Türkiye Ekonomisi Tarihsel Gelişimi-Bu Günkü Durumu, 10. Baskı, Ezgi Kitapevi, Bursa.

ŞIRINER, İsmail, Doğru, Yılmaz (2008). Türkiye’de Büyümenin Ekonomi Politiği 1980 Sonrası Türkiye Ekonomisi Üzerine Bir İnceleme, Dipnot Yayınları, Ankara.

TAŞKIN, M. Murat (2003). “1923–2003 Döneminde Türkiye Cumhuriyeti’nin Dış Ticaret Politikaları”, Dış Ticaret Dergisi, Yıl:8 Özel Sayı, ss.131–153.

TEZEL, Yahya S (1994), Cumhuriyet Döneminin İktisadi Tarihi, 3. Baskı, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul.

TCMB veri sistemi, www.tcmb.gov.tr.

TONUS, Özgür (2007). “Gümrük Birliği Sonrasında Türkiye’de Dışa Açıklık ve Sanayileşme”, Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Sayı: 17, ss. 193-214.

TÜİK (2010), İstatistik Göstergeler 1923-2009, Ankara, Türkiye İstatistik Kurumu Yayını, Ankara.

TÜİK (2009). Dış Ticaret İstatistikleri Yıllığı 2008, Türkiye İstatistik Kurumu Yayını, Ankara.

TÜİK (2009). İstatistik Göstergeler 1923-2008, Türkiye İstatistik Kurumu, Ankara.

TÜİK, veri sistemi, www.tuik.gov.tr.

ULUDAĞ, İlhan, Arıcan Erişah (2003). Türkiye Ekonomisi Teori, Politika, Uygulama, Der Yayınları, İstanbul.

YELDAN, Erinç (2005). Küreselleşme Sürecinde Türkiye Ekonomisi, Bölüşüm, Birikim ve Büyüme, 11. Baskı, İletişim Yayınları, İstanbul.

Page 80: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

78 Burcu KILINÇ SAVRUL, Hasan Alp ÖZEL & Cüneyt KILIÇ

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

Page 81: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

Türkiye’nin Balkanlardaki “Yumuşak Güç” Perspektifi: TİKA 79

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

TÜRKİYE’NİN BALKANLARDAKİ “YUMUŞAK GÜÇ” PERSPEKTİFİ: TÜRK İŞBİRLİĞİ VE

KORDİNASYON AJANSI 

Soner KARAGÜL

Yrd. Doç. Dr., Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Biga İİBF Uluslararası İlişkiler Bölümü

[email protected]

ÖZET

Günümüzde devletler, uluslararası ilişkileri yumuşak güç unsurlarının önemini daha fazla dikkate alarak gerçekleştirmektedirler. Dünyadaki eğilime paralel olarak Türkiye de yumuşak gücünü kullanarak bölgesinde etkinliğini arttırma çabasındadır. Uluslararası İlişkiler disiplininde sıkça vurgulanır hale gelen yumuşak güç, bu çalışmanın da hareket noktası olmuştur. Çalışma, Türkiye’nin sahip olduğu tarihsel ve kültürel birikimiyle mevcut olan yumuşak güç unsurlarını ve potansiyelini dış politikada hangi koşullarda ve hangi bölgelere yönelik kullanabileceğini incelemektedir. Çalışmada Soğuk Savaş sonrası ortamındaki değişimler ve bölgesel gelişmeler ışığında Türkiye’nin uluslararası düzeyde yumuşak güç unsuru haline gelen Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı’nın Balkanlar’daki faaliyetlerine yoğunlaşılmaktadır. Türkiye’nin Balkanlardaki barış ve istikrarın sağlanması ve sürdürülmesi için izlediği politikaların önemli bir ayağını oluşturan TİKA’nın Balkanlarda yürüttüğü ekonomik, ticari, teknik, sosyal, kültürel ve eğitim alanlarındaki program ve projeler ile bunların etkileri ele alınmaktadır.

Anahtar Kelimeler: Türk Dış Politikası, Balkanlar, TİKA, Yumuşak Güç

TURKEY'S "SOFT POWER" PERSPECTIVE IN THE BALKANS: TURKISH INTERNATIONAL COOPERATION AND DEVELOPMENT

AGENCY

ABSTRACT

Today's states carry out their foreign policy aims via considering the soft power principles more often. Parallel to this approach, Turkey also endeavours to increase its influence in its region by utilizing a soft power paradigm. The concept of soft power, in this respect and its rising usage in the international relations discipline, is the origin of its research. The research focuses on under which conditions and to which regions Turkey could successfully utilize its soft power stemming from its historical and cultural accumulation and background. The research

Page 82: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

80 Soner KARAGÜL

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

focuses on the activities of the TIKA in the Balkans as a soft power element of Turkey within the framework of post-Cold War regional developments. Particularly social, economic, technical and cultural programs of TIKA were taken into consideration as Turkey's efforts for peace and stability in the Balkans.

Keywords: Turkish Foreign Policy, Balkans, TIKA, Soft Power

GİRİŞ

Uluslararası ilişkiler, devletlerin sert güç(hard power) olarak nitelenen askeri ve ekonomik güç unsurlarını destekleyen yumuşak güç(soft power) olarak bilinen kültürel ve diplomatik güç unsurlarını kullanarak etkinliklerini artırmaya çabaladığı bir ortamda yürütülmektedir. Öyle ki günümüzde sert güç unsurlarıyla değil kendi rızalarıyla uluslararası aktörler üzerinde etki kurarak yönlendirme becerisi, daha etkili bir yöntem olarak benimsenmektedir. Bu beceri realist yaklaşımda olduğu gibi gücün fiziksel/nitel ya da fiziksel olmayan/nicel unsurlarını müdahale aracı olarak kullanmaksızın gerçekleştirebilmeyi içermektedir.

Uluslararası ilişkilerin çoğulcu ve karmaşık yapısı devletleri resmi ve diplomatik ilişkilerin ötesinde politikalara ve kamu diplomasisine yöneltmektedir. Küreselleşme süreci sayesinde devletler kendi imajlarını daha iyi hale getirmek için çeşitli iletişim kanallarını kullanmaktadırlar. Gerek uluslararası kamuoyu gerekse ulusal kamuoyu açılarından insani boyutu ön planda olan girişimler en etkili imaj oluşturma yöntemlerindendir. İnsani boyutu ön planda olan imaja yönelik girişimlerin başında ise insani projeler ile kalkınma ve işbirliği için yapılan yardımlar gelmektedir. Dünyada yapılan kalkınma yardımlarına bakıldığında devletlerin bu konuda sahip oldukları fırsat ve avantajlar hakkında bir kanaate ulaşılabilir. OECD üyesi ülkelerinin 2011 yılında yaptığı resmi kalkınma yardımlarına bakıldığında 30.745 milyar dolar yardım yapan ABD, 14.533 milyar dolar yardım yapan Almanya, 13.739 milyar dolar yardım yapan Birleşik Krallık, 12.994 milyar dolar yardım yapan Fransa ve 10.604 milyar dolar yardım yapan Japonya gelmektedir (www.oecd.org, 14.10.2012). Devletlerin yumuşak güç stratejileri arasında eğitim, kültür-sanat, edebiyat gibi alanlarda verdiği burslar ve teşvik edici yardımlar da yer almaktadır. Türkiye ekonomik gelişmesine paralel olarak milli gelir, iç ve dış güvenlik, eğitim gibi bir çok alanda kayda değer ilerleme sağladı. Bu itibarla yurtdışında insani yardım faaliyetleri ve özellikle kalkınma yardımları artış gösterdi. Türkiye, 2010 yılında 967 milyon dolar

Page 83: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

Türkiye’nin Balkanlardaki “Yumuşak Güç” Perspektifi: TİKA 81

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

olan dış yardımı % 38.2 artışla 2011 yılında 1.320 milyar dolara çıkararak Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) ülkeleri arasında dış yardımı en çok arttıran ülke konumuna yükseldi (www.oecd.org, 14.10.2012). Kalkınma yardımları, yardımı alan ülkeler açısından yalnızca ekonomik kalkınmaya katkı anlamına gelmemektedir. Aynı zamanda yardımı sağlayan ülkelerle sosyal, teknik, eğitim ve kültür gibi birçok alanda işbirliğini de beraberinde getirmektedir.

Türkiye, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra girdiği Batı Bloku’nun etkisi altında statükocu bir çizgide yürütmek zorunda kaldığı dış politikasında değişim gerçekleştirebilmek için Soğuk Savaş’ın sona ermesini bekledi. Soğuk Savaş koşullarının ortadan kalkmasıyla Kafkasya ve Orta Asya’dan Balkanlar’a kadar uzanan geniş bir coğrafyada tarihsel ve kültürel bağları olan devlet ve topluluklarla yakınlaşmak için bir fırsat yakaladı. Bu coğrafyada kurulan devletleri hemen tanıdığı gibi onların bağımsızlıklarını pekiştirmeleri için gerekli adımları atmayı sürdürdü. Bu süreçte Türkiye’nin yakın havzasında etkin güç olabilmesi için kurumsallaşmış yumuşak güç enstrümanlarıyla desteklenen istikrarlı ve tutarlı bir dış politikaya ihtiyacı vardı. Batı tarafından da destek gören Türkiye, bazı sorunlarını çözememiş olsa da demokrasi deneyimini yeni bağımsız devletlerle paylaşmaya hevesliydi. Bu ülkelere “model” olarak sunulan Türkiye’nin sahip olduğu pozitif değerlerden oluşan yumuşak gücüyle bölgesinde ve yakın havzasında etkinliğini artırmaya çalıştı. Türkiye’nin geniş bir bölgedeki etkinliği, önceden “ihmal edilmiş” kesimler için yeniden ilişkilerin tesis edilmesi için bir başlangıç oldu. Türkiye bu süreci jeopolitik, ekonomik ve askeri kapasitenin yanında tarihsel ve kültürel değerlerden oluşan yumuşak güç kaynaklarını bağdaştırarak başarıyla yürütmeye çalıştı. Bu süreç, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) olmak üzere Kızılay, Türk Tanıtma Fonu, Yunus Emre Enstitüsü gibi bazı kurum ve kaynakların katkılarıyla yürütüldü.

Dinler ve etnisite mozaiği olan Balkan coğrafyası, Avrupa Birliği (AB), Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Rusya gibi küresel ve bölgesel aktörlerin bölgeye ilgisi nedeniyle ne geçmişte ne de bugün yalnız bırakılmadı. Türk ve İslam medeniyetinin derin izlerini tamamen kaybetmeden bugüne gelebilen Balkanlar, yakın geçmişe kadar katliam ve çatışma örneklerinin yaşandığı bir bölgeyken zenginlik ve toleransın egemen olduğu bir coğrafyaya dönüşme sürecinde küçümsenemeyecek hızla ilerlemektedir. Türkiye, derin tarihsel, kültürel ve duygusal bağları nedeniyle

Page 84: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

82 Soner KARAGÜL

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

Balkanlarda barış, refah ve istikrarın sürekliliğini sağlama sürecinin önemli aktörlerinden birisidir. Türkiye gerek devlet gerekse sivil toplum düzeyinde Balkanlarda ekonomik, ticari, teknik, sosyal, insani, kültürel ve eğitim alanlarındaki çok çeşitli girişimleri gerçekleştirmektedir. Çalışmada Türkiye’nin küresel nitelikli yumuşak güç enstrümanı haline gelen TİKA’nın yürüttüğü program ve projeler ve bunların Balkanlar’da etkileri ele alınmaktadır.

1. DIŞ POLİTİKADA YUMUŞAK GÜÇ VE TÜRK DIŞ POLİTİKASI

Amerikan siyaset bilimci Joseph S. Nye tarafından kullanıldıktan sonra yumuşak güç kavramı literatürde sıkça başvurulan bir kavram olarak karşılaşılmaya başlandı. Literatürde yeni bir kavram olmasına rağmen yumuşak güç, devletlerin önceki dönemlerde de ihtiyaç duyduğu bir zorunluluktu. Osmanlı Devleti’nin Avrupa’ya ilerlemesinde bu unsuru göz önünde bulundurduğu bilinmektedir. Fetihten önce din adamlarının ve tüccarların bölgeye giderek Osmanlı’nın barış, istikrar ve hoşgörü kültürünü hissettirmesiyle işe başladığı söylenebilir. 17. Yüzyıldan başlayarak Fransa’nın Avrupa’da kültürel hegemonya kurma çabası; I. Dünya Savaşı’ndan sonra başta ABD olmak üzere diğer Batılı devletlerin İngilizce yaptığı radyo yayınları kamu diplomasisi oluşturmaya yönelik girişimlerden bazılarıydı. II. Dünya Savaşı’ndan sonra Sovyetler Birliği ve ABD, ideolojik kutuplaşma yarışında kamu diplomasisi için büyük kaynaklar harcamışlardı. ABD, iki kutuplu mücadelede sert güç unsurları kadar yumuşak güç unsurlarını da kullanmıştı(Yılmaz, 2011, s. 32-33).

1990 yılında Nye Liderliğe Zorunluluk: Amerikan Gücünün Değişen Doğası (Bound to Lead: The Changing Nature of American Power) adlı kitabında yumuşak güç kavramına ilk defa yer vermişti. Nye tarafından 2004 yılında yazılan Yumuşak Güç: Dünya Siyasetinde Başarının Yolu (Soft Power: The Means to Success in World Politics) adlı kitapta ise günümüzde ABD açısından yumuşak gücün önemine vurgu yapılmaktadır. Yumuşak güç fiili müdahaleyle ve zorla değil rızaya dayanarak işbirliğine gidiş olup, gündemin belirlenmesinde aktörlerin önceliklerinin dikkate alınması ve iknadan daha öteye aktörlerin etkilenmek suretiyle sunulan seçeneklere çekilmesidir. Sert güç unsurlarıyla ikna ya da tehdit yöntemi, her zaman başarılı sonuçlara ulaştıramayacağı gibi ters tepkiye de yol açabilmektedir. Bu yüzden ülkeler, uluslararası politikada ideal olarak örnek alınmak,

Page 85: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

Türkiye’nin Balkanlardaki “Yumuşak Güç” Perspektifi: TİKA 83

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

gıpta edilmek, sahip olunan değerlerin başkaları tarafından ısrarla savunulması gibi etkenlerle de sonuç alabilirler hatta bu yumuşak güç unsurları sert güç unsurlarının önüne geçebilir.

Nye, bir ülkenin kültürel olarak elverişli bir zeminde yumuşak gücü kullanarak uluslararası düzeyde daha saygın bir konuma gelebileceğini vurgulamaktadır. Ona göre yumuşak gücü oluşturabilmenin yolu en başta cazip kimlikli kültür, siyasal değerler ve kurumsal yapılar, ahlaki temele ve meşruiyete dayanan politikalar üzerinde yükselen bir çekim merkezi oluşturulmalıdır (Nye, 2004, s.11). Böylece bu merkez, sahip olduğu güç sayesinde başkalarını ikna edebilecek seviyeye ulaşabilecektir.

Yumuşak güç, günümüzde eğitim, bilim, sanat ve ekonomi eksenli bir değişimle gerçekleşmektedir. Yazılı ve görsel medya, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları, çok uluslu işletmeler yumuşak güç oluşturmanın aktörleridir. İletişim araçları aracılığıyla her türlü bilgi ve haber kolayca ve istenildiği gibi manipüle edilerek muhataplarına iletilebilmektedir. Ünlü bir spor takımının ya da sanatçının davranışı ve sözü kitleler üzerinde çok kolay etki uyandırabilmektedir. Örneğin dünyada 42 dilde ve 212 ülkedeki 750 milyon kişi tarafından izlenen Amerikan NBA ligi maçları iletilen değerler açısından bir öneme sahiptir. (Yılmaz, 2011, s.35). Bir merkezde üretilen bilgi herkesin dikkatine sunulabilmekte; sivil toplum aracılığıyla her kapıyı aralamak mümkün olabilmektedir. Serbest ticaretin ve çok uluslu işletmelerin önünde direnebilecek hiçbir güç ise mevcut değildir.

Nye, 11 Eylül saldırılarının ardından müdahaleci bir yaklaşımla çizilen Amerikan dış politikası perspektifinin kritiğini yaparak bir anlamda Amerikan yönetimini yumuşak güç unsurlarına yöneltmeye çalışmıştır. Nye, yumuşak güç nosyonunu ABD’nin dünya çapında sarsılan imajının düzeltilmesi için bir anlamda yeni strateji önerisi olarak ileri sürmüş; ABD’nin mevcut bilimsel ve kültürel kazanımları sayesinde iç ve dış politikada daha etkin bir geleceğe sahip olduğu öngörüsünde bulunmuştur.

Amerikan popüler kültürünün dünyada hegemon kültür olma noktasında sahip olduğu avantajlar herkesçe bilinmektedir. Amerikan popüler kültürünün dünyada en yaygın kültür olması, Hollywood filmleri, çok uluslu ABD şirketleri, ABD’deki başarılı çalışmalar yapan üniversiteler ve benzeri unsurlar, ABD imajı açısından farklı ülke ve bölgelerde farklı etkiler yaratmaktadır. Japonya ile Batı ve Orta Avrupa’da Amerika’ya yaklaşım ile Ortadoğu ve Rusya’daki yaklaşım arasındaki büyük farklar vardır.

Page 86: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

84 Soner KARAGÜL

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

Nye, ABD’nin sahip olduğu kültürel avantajları, ekonomik güç, siyasal güç ve savunma kapasitesiyle bütünleştirerek uluslararası kamuoyunda meşruiyet konusundaki algılamaları düzeltebileceğini böylelikle etkin güce ulaşılabileceğini vurgulamaktadır (Nye, 2004, s.142).

Türkiye, yukarıda belirtildiği gibi ABD’nin sahip olduğu gibi popülerlik avantajlarına sahip olmasa da yumuşak güç unsurları bakımından azımsanamayacak fırsatları elinde bulundurmaktadır. En başta Türkiye, yerleşik olduğu coğrafyada tarihsel, kültürel ve duygusal bakımdan güçlü bağlarla bağlıdır. Bölgesel düzeyde ikili ve çok taraflı ilişkiler geliştirebilmektedir. Hem bölgesel hem de küresel kriz ve çatışmalarda bölgesel ve küresel aktörlerin işbirliğini aradığı bir devlettir. Bölgesinde istikrara katkı sağlayacak her türlü girişimi desteklemektedir. Gelişmekte olan ülkelerle işbirliği için kalkınma yardımlarını öncelikler arasına koymuştur.

Türkiye, sahip olduğu demokratik deneyim, geleneksel miras ve modern birikimiyle bölgesel çekimin odağı olabilecek yumuşak güç perspektifine sahip bir ülkedir (Davutoğlu, 2008, s.80). 1980’li yıllardan bu yana her alanda gösterdiği değişim ve gelişim performansı yumuşak gücünün daha etkin kullanılması için yeni fırsatlar ortaya çıkardı (Altınay, 2008, s.58). ABD için “etkin güç” kullanımı içeren yumuşak güç perspektifi, Türkiye için de sıkça vurgu yapılan, düşünsel planda akademisyenlerin ve aydınların, Türk dış politikasının yürütülmesinde uygulayıcıların dikkate aldığı bir yaklaşım oldu. Aynı zamanda Türkiye'nin yumuşak güç unsurlarını ve kamu diplomasisini önemseyerek yürüteceği bir dış politikanın çarpan etkisinin yüksek olacağı daha fazla kabul görmeye başladı (Sanberk ve Altınay, 2008). Bu yaklaşımı destekleyen gelişmelerin başında Türkiye’nin uluslararası insani yardım faaliyetlerindeki dikkat çeken artışın dolaylı çarpan etkisi gelmektedir. Türkiye’nin Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı’nın Afrika’daki gıda krizinde en çok katkı yapan ülkelerinden birisi olması; çeşitli yardım konferanslarına ev sahipliği yapması; dünyanın çeşitli bölgelerindeki eğitim, su ve tarımsal projelere desteğini sürdürmesi gibi dış politikadaki yumuşak gücü katlayan gelişmeler arasında değerlendirilmektedir(Bayer ve Keyman, s.7). Sayılanlara ek olarak Keyman, Türkiye’nin dış politikada yumuşak gücünü pekiştiren unsurlar arasında çok kültürlülüğünü, demokratikleşme ve çoğulculuğa ilişkin devam eden eksiklere rağmen modernleşmedeki ilgi çekici deneyimini, demokratik siyasal sisteme bağlılığını, ekonomik dinamizmini, ekonomideki açıklara rağmen insani kalkınmadaki sürdürülebilir

Page 87: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

Türkiye’nin Balkanlardaki “Yumuşak Güç” Perspektifi: TİKA 85

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

başarını, sorun çözmedeki pro-aktifliğini, realist ve etkin bir dış politika yapmanın açıklarına rağmen diyalog temelli iyi komşuluk diplomasisini sıralamaktadır(Keyman, 2010, s. 2-3).

Türkiye’nin yumuşak güç perspektifi, birçok Türk sivil toplum kuruluşunun dünyanın çeşitli bölgelerinde yürüttüğü faaliyetlerle de yakından bağlantılıdır. Türk sivil toplum kuruluşları, sadece İslam dünyasında değil aynı zamanda değişik kıtalardaki ve değişik etno-dinsel orijindeki insan ve toplumlara yönelik insani yardım faaliyetlerinde giderek artan oranda aktif katılımcı olmaya başladılar. Türk devletinin eğitim alanında dünyanın değişik bölgelerinden öğrencilere burs imkânları sağlayarak Türkiye’de lisans ve lisansüstü eğitim olanak sağlaması da aynı perspektifin bir ürünüdür(Bayer ve Keyman, s.8-9). Aynı zamanda Türkiye’den girişimcilerin desteğiyle kurulan dünyanın değişik ülkelerinde ilköğretimden üniversiteye kadar eğitim veren okullar Türk dili ve kültürünü öğreterek doğrudan Türkiye’nin dış politikadaki yumuşak gücüne katkı sağlamaktadır.

Türkiye’nin yumuşak gücüne katkı sağlayan bir başka kültür kuruluşu ise 2007 yılında kamu vakfı olarak ihdas edilen Yunus Emre Vakfı’na bağlı olarak kurulan Yunus Emre Enstitüsüdür. Enstitü, Türk dilini, tarihini, kültürünü ve sanatını tanıtmak; bununla ilgili bilgi ve belgeleri dünyanın istifadesine sunmak; Türk dili, kültürü ve sanatı alanlarında eğitim almak isteyenlere yurt dışında hizmet vermek; Türkiye’nin diğer ülkeler ile kültürel alışverişini artırıp dostluğunu geliştirmek amaçlarını gerçekleştirmek üzere eğitim ve öğretim faaliyetleri ile bilimsel araştırma ve uygulamaları yürütmektedir. Yunus Emre Enstitüsü yurt dışında 17 ülkede açtığı toplam 24 tane Yunus Emre Türk Kültür Merkezleri ile Türkiye'nin, Türk dilinin, kültürünün, sanatının ve tarihinin tanıtılması adına çalışmalar yapmaktadır. Kültür merkezleri bünyesinde yürütülecek olan Türkçe dil kursları sayesinde hem yabancı dil olarak Türkçe öğrenmek isteyenlere Türkçe öğrenim imkânı sağlanmakta hem de ilgili ülkelerdeki Türk vatandaşlarının, dillerini daha yakından tanımaları temin edilerek, Türkiye ile kültürel bağlarının devamı sağlanmaktadır(http://yunusemreenstitusu.org).

Türkiye’de uydudan yayın yapan 200’ün üzerinde televizyon kanalı ile binlerce radyo kanalının bölgesel yumuşak güç etkisi üzerinde her geçen gün daha fazla durulmaktadır. Türk dizilerinin olumlu ve olumsuz etkileri tartışılmaktaysa da Türk film starlarının Arap dünyasında yarattığı ilgi ve hayranlık turizmden ticarete kadar çok boyutlu etkileşim için bir başlangıç olmakta;

Page 88: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

86 Soner KARAGÜL

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

Türkiye’nin yumuşak gücüne katkı sağlamaktadır (Bilbassy, 2010). Türkiye’den Türkçe dışında Arapça, Farsça, Kürtçe ve İngilizce kanallar ve programlar yayına girdikten sonra Türk görsel medyasındaki programlar çevre ülke vatandaşları tarafından daha ilgi görmeye başladı. Türk dizileri ve programlarının izlenme oranı Ortadoğu’dan başlayarak Güney Kafkasya ve Balkan coğrafyasında giderek artmaktadır. 2008’den itibaren Türk medyasının izlenirliğinin yükselişiyle paralel bir şekilde Arap ve Ortadoğulu turistlerin sayısı da artmaya başladı. Türk dizilerinin Ortadoğulu turistlerin hayalinde canlandığı etkileyici imaj sayesinde Türkiye’ye turistik geziler çekicilik kazandı(Salah El Din, 2012, s.148).

Dış politika sürecinde son dönemde başvurulan, sadece devletten devlete değil ulusal/uluslararası kamuoylarına; sivil toplumdan devletlere ve ulusal/uluslararası kamuoylarına yönelik olarak yapılan açık diplomasi yöntemi Türkiye’nin de uyguladığı yöntemlerden birisidir. Türkiye’nin barışçıl amaçlarla uyguladığı açık diplomasi yöntemini, bölgesinde uygulayarak bölgesel barışa ve dünya barışına, ticari-ekonomik işbirliğiyle kalkınma süreçlerine, kültürel işbirliği ve etkileşimle medeniyet inşasına katkı sağlayarak uygulamaktadır(Davutoğlu, 2008, s.81-83). Dış politikada izlemekte olduğu komşularla sıfır sorun, çok yönlülük, güvenlik-demokrasi dengesi gibi ilkeler yumuşak gücünü pekiştirmektedir.

Somut örneklerle değerlendirildiğinde, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin iktidara gelmesiyle Türkiye’nin Ortadoğu’da Irak’a Amerikan müdahalesinde izlediği tutum ve bölgede barışın tesisine yönelik arabuluculuk girişimleri, ortak tarih ve ortak kültür perspektifiyle oluşturulan yakınlaşma ve işbirliği adımlarını hızlandırdı. Türkiye, Kuzey Irak’ta sadece sert güç unsurlarını esas alan dış politika seçeneğinin yaratacağı olumsuzlukların farkında bir politik yaklaşım ile hareket etti. Türkiye’nin sadece askeri güçle bölgede etki yaratması ABD’nin Irak’ta ya da Afganistan’da uyguladığı gibi olumsuzluklara yol açabileceğinden ekonomik ve kültürel yumuşak güç unsurlarıyla bölgede etkin ve popüler güç olabildi (Altunışık, 2008, s.44-48). Ortadoğu ülkelerinde son dönemlerde yapılan bir dizi kamuoyu araştırmasında Türkiye tarafından bölgede izlenen politikaların olumlu yansımaları kolayca açığa çıktı.

Dünyanın çok farklı bölgelerinde Müslümanların ve Türklerin yaşadığı insani krizlerde Türkiye’nin duyarlılıkla hareket etme çabası hem yardıma muhtaç halklar hem de uluslararası

Page 89: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

Türkiye’nin Balkanlardaki “Yumuşak Güç” Perspektifi: TİKA 87

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

toplum tarafından takdirle karşılanmaktadır. Aslında Türkiye’nin uluslararası insani krizlerdeki duyarlılığı tüm dünya insanlarına yönelik olmasına rağmen sadece Türk ve Müslüman topluluklarına yönelik olduğunda daha fazla ses getirmektedir. Türk Başbakanı’nın yaşanan gelişmeler karşısındaki tepkisel tutumu, zaman zaman ilgili devletler tarafından yadırganıyorsa da bu tutum soruna yönelik uluslararası kamuoyunun dikkatini celp etmesini hızlandırabilmektedir. Örneğin, İsrail’in saldırılarına karşı Filistin’e yönelik sergilediği dayanışma girişimi, Uygur Türklerinin maruz kaldığı muameleler karşısındaki tepki, Somali’de yaşanan iç savaş ve kuraklık nedeniyle yaşanan açlık, kıtlık ve göç tehlikesine yardım seferberliği ve son olarak Myanmar’da Arakanlı Müslümanların dramına gösterilen duyarlılık, Türkiye’nin maddi olmaktan ziyade moral nüfuzunu bu bölgelerde daha fazla hissettirmesini sağlamaktadır.

Türkiye’nin, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi geçici üyeliği seçim sürecinde kullanılan 192 oyda 151 gibi yüksek oyla üyeliğine kabulünde yumuşak güç unsurlarının doğrudan etkisi olmuştur. Bu süreçte TİKA’nın Dışişleri Bakanlığı’yla işbirliğinde yürüttüğü kalkınma yardımları projeleri ile insani yardım amaçlı yurtdışı faaliyetlerini artıran Kızılay’ın katkıları önemli rol oynamıştır.

Balkanlara gelince; Osmanlı Devletinin Balkanlara yerleşme sürecinde sadece askeri gücü kullanmamış; oluşturduğu ve sürdürdüğü vakıf kültürüyle aslında geçmişte yumuşak güç perspektifini başarılı bir biçimde uygulamıştır. Balkanlarda asırlar boyu iç ve dış ilişkilerde uygulanan yumuşak güç unsurları sayesinde sürekli barış ve istikrar sağlanabilmişti. Osmanlı’dan sonra da Balkanlarda görece istikrar ancak yumuşak güç unsurlarıyla mümkün olabilmişti. Soğuk Savaş sonrası Balkanlardaki etnik çatışma temelli gelişmeler Türkiye açısından kayıtsız kalınması imkânsız bir süreci ifade etmekteydi. Bu yüzden Türkiye, Balkanların en güçlü ülkesi olarak bölgenin her açıdan dinamikleşmesinde katalizör olarak rol almak istemiştir. Türkiye, Batı’ya fiziki olarak açılan kapı olarak gördüğü Balkanlar’la bulunan tarihsel, kültürel ve insani bağlar nedeniyle dört eksene oturan bir politika benimsemiştir (www.mfa.gov.tr, 21.08.2012): Üst düzeyli siyasi diyalog, herkes için güvenlik, azami ekonomik entegrasyon ve çok etnikli, çok kültürlü, çok dinli toplum yapısının korunması. Bu çerçevede Türkiye’nin Balkanlara olan ilgisi, bölgedeki hassas dengeler dolayısıyla milliyetçi değil ancak “yumuşak/soft” bir söylemle yürütülebilir. Türk sivil toplumunun faaliyetleri yanında asıl olarak TİKA’nın burada yürüttüğü faaliyetler sayesinde Balkan

Page 90: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

88 Soner KARAGÜL

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

Türk ve Müslüman toplulukları ile Balkan devletlerinin dikkati Türkiye’nin dostça politikalarına çekilebilir.

Yumuşak Gücün Aracı Olarak TİKA

TİKA, Orta Asya, Kafkasya, Karadeniz ve Balkanlarda bağımsızlığını yeni kazanan devletlerle Afrika’daki gelişmekte olan ülkelerin kalkınma çabalarına yardımcı olmak maksadıyla 1992 yılında kuruldu. Dışişleri Bakanlığı'na bağlı bir teşkilat olarak kurulan TİKA, 28 Mayıs 1999 tarihinde Başbakanlığa bağlandı. Kuruluş yıllarında gerek içsel gerekse dışsal etkenlerle TİKA’nın beklenen performansı sergilemesi mümkün olamadı. İç politikada koalisyon hükümetlerinin varlığı nedeniyle kurumlar arası rekabet ve çekişmeden yeterince payını alan TİKA, 2000’li yılların başına kadar durağan bir çizgide faaliyet yürüttü. Türkiye’nin 2000’li yıllardan itibaren dış politika anlayışındaki açılım ve değişim çizgisi, TİKA’nın etkinlikte bulunduğu alanı genişletmesini kolaylaştırdı. TİKA, 1992-2002 yılları arasında faaliyet gösterdiği ülkelerde proje sayısını 2002-2011 arasında 4 kat artırdı. Böylece TİKA, proje ve faaliyetlerini kamu ve özel kuruluşlarla işbirliği içinde yürüterek dış politikanın inşasında yeni misyon yüklenen bir kuruluşa dönüştü. Bu misyonla beş farklı kıtada gerçekleştirilen projeler, geçmişe göre daha aktif ve çok boyutlu dış politikanın soft düzeyde icra edilmesinin bir aracı haline geldi.

Hükümetin dış politik açılımlarına paralel olarak TİKA, 2002 yılında 12 olan Program Koordinasyon Ofisi sayısını 2011 yılında 25’e, 2012 yılında ise 33’e yükseltti. Kalkınma yardımlarında uygulama değişikliğine gidilerek dış hibe yardımlarının nakdi yardım yapılması yerine proje tabanlı yardımlara geçilmesi TİKA’nın işlevini daha da güçlendirdi. Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ofisi Başkanlığı bugün 30 işbirliği ortağı ülkede 33 Program Koordinasyon Ofisi ile faaliyet yürütmeye başladı (www.tika.gov.tr, 29.10.2012). Türkiye, dost, kardeş ve akraba ülkelerde sürekli barış ve istikrarı sağlamak için TİKA aracılığıyla çeşitli çalışmalar yürütmektedir. Ayrıca TİKA, Türkiye’nin tek “Teknik Yardım Kuruluşu” olarak 3 Kıta 37 ülkede teknik yardım faaliyetlerini sürdürüyor.

2001 yılında 4668 sayılı “Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığının

Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanun”la görev ve yapısı belirlenen TİKA’nın, 02/11/2011 tarih ve 28103 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 24/10/2011 tarih ve 656 sayılı "Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname" ile yeniden kuruluş, teşkilat, görev, yetki ve sorumluluklarına ilişkin usul ve esasları belirlenmiştir. 

Page 91: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

Türkiye’nin Balkanlardaki “Yumuşak Güç” Perspektifi: TİKA 89

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

TİKA, ofislerinin bulunduğu ülkelerle beraber çok farklı kıtalardan 100’e yakın ülkede kalkınmaya dönük işbirliklerine girmektedir. Türkiye, TİKA aracılığı ile Pasifik’ten Orta Asya’ya, Ortadoğu ve Afrika’dan Balkanlara, Kafkasya’dan Latin Amerika’ya kadar birçok ülke ile bilgi ve tecrübesini paylaşmaktadır. Bu işbirlikleri Türkiye’nin hızla artan miktarlarda kalkınma yardımı sağlamasını da beraberinde getirmektedir. Türkiye’nin kalkınma yardımları 2002 yılında 85 Milyon ABD doları iken bu rakam 2011 yılında 1 milyar 273 milyon ABD dolarına yükselmiştir (www.tika.gov.tr, 29.10.2012).

Gelişmekte olan ülkelerde kapsamlı projeler yürüten TİKA'nın görev alanına giren konular şu şekilde sıralanmaktadır (www.tika.gov.tr, 29.10.2012).

Gelişme yolundaki ülkelerle ekonomik, ticari, teknik, sosyal, kültürel ve eğitim işbirliğini, bu ülkelerin kalkınmalarına katkıda bulunacak projelerle geliştirmek,

Gelişme yolundaki ülkelerin kalkınma hedefleri ve ihtiyaçlarını da göz önüne alarak, ekonomik, ticari, teknik, sosyal, kültürel ve eğitim işbirliği ve yardım konularını belirlemek ve bu amaçla gerekli proje ve programları hazırlamak veya özel kuruluşlara hazırlatmak,

Gelişme yolundaki ülkelerin bağımsız devlet yapılarının geliştirilmesi, mevzuatın hazırlanması, kamu görevlilerinin yetiştirilmesi, serbest piyasa ekonomisine geçiş sürecinde bankacılık, sigorta, dış ticaret, bütçe ve vergi sistemi gibi alanlarda ihtiyaç duyacakları yardımları sağlamak, bu ülkelere uzmanlar gönderilmesi, bu ülkelerden gelecek eleman ve öğrencilerin eğitim ve staj görmesi, bu kişilere burs tahsis edilmesi amacıyla gerekli düzenlemeleri ve koordinasyonu yapmak,

Eğitim ve kültür alanlarındaki işbirliği programlarının, yurtdışında, Türk Kültür Merkezleri aracılığıyla yürütülmesi için gerekli düzenlemeleri yapmak,

Ana hizmet ve görevleriyle ilgili konularda diğer kamu kurum ve kuruluşları ile gerekli işbirliği ve koordinasyonu sağlamak,

Page 92: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

90 Soner KARAGÜL

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

TİKA görev alanına giren konularda işbirliğinin geliştirilmesi, kalkınma desteği sağlanması ve insani yardım kapsamında aşağıdaki projeleri yürütmektedir (www.tika.gov.tr, 14.07.2012).

Bütün sektörlerde kurumsal yapıların oluşturulması, Tarım ve hayvancılığın geliştirilmesi, Alt yapıların iyileştirilmesi, Sosyal kalkınma ve yaşam standartlarının iyileştirilmesi, Meslek edindirme ve istihdam sağlanması, Ortak tarih ve kültür varlıklarının korunması, Türkçe’nin kullanımının yaygınlaştırılması, Kültürel ilişkilerin geliştirilmesi, Enformasyon, tanıtım ve yayın faaliyetleri ile

bilgilenmenin sağlanması, TİKA’nın bugüne kadar 100’den fazla ülkede

gerçekleştirdiği projelere bakıldığında coğrafya, kültür, ırk, din ya da diğer ayrımcı bir unsur gözetmeksizin beş kıtaya uzanan barış inşasına yönelik projeler olduğu görülmektedir. Yukarıda da belirtildiği gibi 30 ülkede 33 program koordinasyon ofisi aracılığıyla yürütülen projeler Türkiye ile güçlü sosyal ve kültürel bağlar kurulmasının başlangıcı olmakta; Türkiye’nin yürütülen projenin ekonomik değeriyle kıyaslanamayacak minnettarlıkları getirmektedir. TİKA son süreçte yansıması doğrudan insanlara olan faaliyet ve projelere öncelik verilmesi yaklaşımını benimsemiştir. Bunun sonucu olarak içme suyu, karayolları, okulların altyapılarının yenilenmesi, meslek edindirme ve istihdam yaratma, restorasyon ve insani yardım alanındaki projeler öncelikle desteklenmektedir (www.tika.gov.tr, 14.07.2012 ).

TİKA’nın yürüttüğü projeler, ülke ve toplumların ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak kalkınmaya katkı sağlama amacına matuf olduğu daha önce belirtilmişti. Yürütülen sosyal, kültürel ve insani proje ve faaliyetlerin finansmanı Türk devleti kaynaklarından yapılmaktadır. Bununla birlikte TİKA, sivil toplum kuruluşlarının aynı bölgelerde yürüttüğü faaliyetleri ortak programlar gerçekleştirerek teşvik etmektedir. Bu projelerden bazılarına kısaca değinerek bunun somutlaştırmasında yarar söz konusudur. Örneğin TİKA, Orta Asya’da kalkınma için hayati bir öneme sahip olan mesleki eğitim projeleri ile birçok öğrencinin eğitimine katkı sağlarken; Gazze’de tuzlu sudan arındırma merkezi sayesinde temiz içme suyu temini için destek olmakta; Pakistan’da tarımsal kalkınmada kadın paydasını yükseltmek amacıyla kadınlara keçi dağıtımı gerçekleştirmiştir.

Page 93: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

Türkiye’nin Balkanlardaki “Yumuşak Güç” Perspektifi: TİKA 91

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

Afrika’da birçok ülkede tarımsal kalkınma, sağlık, eğitim ve çevre gibi alanlarda proje ve faaliyetler yürütülmektedir. Bu kıtaya özel olarak hazırlanmış “Afrika Kıtası Tarımsal Kalkınma Programı” ve “Afrika Sağlığı Programı” ve “Afrika Mesleki Eğitim Programı” sayesinde Sudan, Senegal, Burkina Faso, Moritanya, Yemen, Kongo ve Gambiya gibi ülkelerde gerçekleştirilen projeler dikkat çekmektedir. Bu ülkelerdeki tarımsal kalkınma projeleriyle pek çok kişi meslek sahibi olmakta; işletmeler kurulmakta; okullar ve hastaneler açılmaktadır (www.tika.gov.tr, 14.07.2012).

Afrika kıtasına yönelik olarak Türkiye’nin gerçekleştirdiği açılım, TİKA’nın burada yürüttüğü insani, sosyal ve kültürel proje ve faaliyetler sayesinde çok hızlı karşılık bulmuş; Afrika ülkeleri ve toplumlarıyla Türkiye’nin hızla yakınlaşmasına katkı sağlamıştır. Yakınlaşmanın bu kadar hızlı gerçekleşmesini ise kıtada yürütülen proje ve faaliyetlerin herhangi bir çıkar gözetmeksizin yapıldığının yerel unsurlarca hissedilmesidir.

TİKA’nın belli bölgelerde daha yoğun miktarda yardım söz konusu olsa da coğrafi olarak geniş bir bölgeye yayılan çizgi dikkat çekmektedir. Ancak Türkiye’nin gerçekleştirdiği dış yardımları stratejik olarak önemli gördüğü alanlara yöneltmesi söz konusu olmadı. Türkiye’nin dış politika hedefleriyle TİKA faaliyetleri arasında her zaman olmasa da bazı paralellikler söz konusu olabilir. (Kardaş ve Erdağ, 2012, s.171-172). TİKA bir yanda uzun süredir çatışma içinde yaşayan Afganistan’ın imarı için önemli katkı sağlarken, diğer yanda Afrika’daki ülkelerin ihtiyaç duyduğu içme suyuna ulaşabilmeleri için derin kuyu ve su boru hattı inşa etmekte ya da dünyada değişik bölgelerde yaşayan insanların yiyecek ve barınma gibi en temel ihtiyaçlarının karşılanmaya çalışmaktadır. Bu konudaki örnek çeşitliliği yukarıda sıralanmıştı. Coğrafi yaygınlık ile yardımdaki çeşitlilik ve süreklilik, TİKA yardım ve projelerinin stratejik bir plana odaklı olarak yürütülmediğini göstermektedir.

TİKA’nın yukarıda detaylandırdığımız proje ve faaliyetleri sayesinde Türkiye’nin dış politikada benimsediği uluslararası düzeyde siyasal ve diplomatik ilişkilerin yürütülmesini ekonomik, sosyal ve kültürel öğelerle daha fazla kolaylaştırmayı içeren yeni paradigma geçerliliğini uzun bir süre devam ettirecek gibi gözükmektedir. Barış ve işbirliğine yönelik yeni dış politika paradigması yalnızca ikili ve bölgesel ilişkilere değil uluslararası çatışma ve anlaşmazlıklara da barışçıl katkı sağlamaya da devam edecektir.

Page 94: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

92 Soner KARAGÜL

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

2. TÜRKİYE’NİN YENİ BALKAN POLİTİKASI BAĞLAMINDA TİKA’NIN BALKANLARDAKİ FAALİYETLERİ

Osmanlı tarihinde çok önemli bir yeri olan Balkanlar, Türk dış politikası açısından siyasi, ekonomik, coğrafi, savunma ve güvenlik, ortak kültür ve tarih mirasına sahip olmak gibi nedenlerle önemini her zaman korumuştur. Soğuk Savaş döneminde ise Türkiye’nin bölgeye yönelik politikasında Türk azınlıkların güvenliği, ideolojik çatışmalar ve Yunanistan’la ilişkiler etkili olmuştu(Uzgel, 2002, s. 88). Her dönemde Balkanlarda istikrar ve statükoyu destekleyen Türkiye (Oran, 2008, s. 171), halen ulusal güvenlik, ekonomik çıkarlar ve Batı Avrupa’ya ulaşım bakımından Balkanlar’a önem vermekte ve dış politikasının öncelikli konuları arasında görmektedir. Türkiye’nin Soğuk Savaş sonrasında bölgeye yönelik politikasının üç temel bileşeni vardı(Karabulut, 2012, s.1128): Barış ve istikrarın korunması, Balkanlardaki Türk varlığının korunması ile ekonomik ve siyasi çıkarlarının korunması.

Türkiye, Yugoslavya’nın dağılmasından sonra Balkanlardaki gelişmeleri dikkatle takip ederken bölgede barış ve istikrar için gerekli siyasi, diplomatik hatta askeri tüm adımlara ortak olmaya çalışmaktaydı. Balkanlarda ortaya çıkan çatışmaların bitirilmesinde ABD’yle işbirliğine girerek barışı koruma operasyonlarına katıldı(Uzgel, 2002, s. 91-95). 1993’te Bosna ve 1999’da Kosova’da yaşananlar karşısında bölgeye toplumsal düzeyde ve devlet düzeyinde her türlü desteği esirgemedi(Hale, 2003, s. 277-282). Bu dönemde Balkan devletlerinden Yunanistan ve Sırbistan hariç Bosna, Makedonya, Arnavutluk, Bulgaristan ve Romanya Türkiye’nin bölge politikalarına destek veriyordu. Türkiye, NATO’nun Balkanlar’a doğru genişlemesini Romanya ve Bulgaristan’ın NATO üyeliğinin destekleyerek olumlu karşıladı. Türkiye, aynı zamanda Güneydoğu Avrupa Ülkeleri İşbirliği Süreci ile Şubat 2008’de oluşturulan Bölgesel İşbirliği Konseyi’nde yer alarak bölgesel ilgi ve desteğini sürdürdü. Balkan ülkelerini bir çatıda toplayan bölgesel işbirliği forumu olan Güneydoğu Avrupa Ülkeleri İşbirliği Süreci, bölge ülkeleri arasında siyasi ve güvenlik işbirliğinin güçlendirilmesi, ekonomik işbirliğinin teşvik edilmesi ve işbirliğinin demokratik kurumlar, adalet, yasadışı faaliyetlerle mücadele ve beşeri boyutlarının genişletilmesini amaç edinmektedir. Türkiye, 2009-2010 yıllarında Güneydoğu Avrupa Ülkeleri İşbirliği Süreci’nin dönem başkanlığını yürüttü. (www.mfa.gov.tr, 21.08.2012). Bu süreçte bölgesel barış ve istikrarın artışına katkı sağlayacak önemli girişimlerde bulundu.

Page 95: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

Türkiye’nin Balkanlardaki “Yumuşak Güç” Perspektifi: TİKA 93

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

Türkiye’nin Balkanlara yönelik politikasında etkili olan ikinci unsur yalnızca Türkler değil Balkan coğrafyasında yaşayan Müslüman topluluklar açısından güvence olarak görülmesiydi. Türkiye’nin dost ve müttefik olarak izlediği yapıcı politikalar nedeniyle bölge devletlerinden özellikle Arnavutluk, Bosna Hersek, Makedonya, Karadağ ve Kosova Türkiye’yi kendilerine yakın hissetmişlerdir. 2000’li yıllar boyunca bu devletlerin önceliği, ekonomik gelişme ve bölgenin her açıdan kalkınması ile Avrupa Birliği’yle daha da yakınlaşmaydı. Bu devletlerin kendisine duydukları yakınlık nedeniyle Türkiye, bugüne kadar sayılan bu devletlerin tümüne yalnızca askerî, ekonomik, sosyal ve hatta kültürel yardımlar yapmakla kalmamış; aynı zamanda bu devletlere Avrupa Birliği ve uluslararası toplum nezdinde desteğini esirgememiştir. Özetle Türkiye’nin bu dönem boyunca bölgeye yönelik politikası askeri, diplomatik, siyasi unsurlara ekonomik, sosyal ve kültürel unsurların eklenerek çok boyutlulaşmaktaydı.

Türkiye’nin Balkanlarda yumuşak gücünün en büyük uygulayıcısı olarak TİKA, sosyal-ekonomik altyapılar ile üretim sektörünün geliştirilmesi, kültürel işbirliği sağlanması ve iletişimin geliştirilmesi, sosyal barışa katkı sağlayacak projeleri gerçekleştirmiştir. Türkiye’nin bölgede var olan ağırlığının ve saygınlığının pekişmesine oldukça fazla katkı sağlayan 931 tane proje 2006 ve 2007 yıllarında uygulamaya konulmuştur. TİKA’nın faaliyet raporlarına bakıldığında Balkanlar ve Doğu Avrupa ülkeleri, 2008 yılında % 24,58, 2009’da % 26.85. 2010’da %29.79 pay ile TİKA kaynaklarının değerlendirildiği ikinci önemli bölge olmaya devam etmiştir( TİKA,2009, s.12;TİKA, 2010, s.8). 2011 yılı faaliyet raporuna göre TİKA’nın bu dönemdeki 1473 proje ve faaliyetinin 425’i Balkanlar ve Doğu Avrupa’da gerçekleştirilmiştir(TİKA, 2011, s.25). Bölgeye 2002 yılından itibaren yönelen proje ve faaliyetlerin giderek arttığı dikkatlerden kaçmamaktadır.

TİKA’nın Arnavutluk, Karadağ, Kosova, Bosna-Hersek, Makedonya ve Sırbistan’da ülkesel olarak yürüttüğü proje ve faaliyetlere bakıldığında çok geniş yelpazede gerçekleşen etkinliklerle karşılaşmak mümkündür (www.tika.gov.tr, 14.07.2012). Başta eğitim olmak üzere sosyal ve ekonomik altyapıların geliştirilmesi, üretim sektörlerinin geliştirilmesi, kültürel işbirliği ve iletişimin geliştirilmesi ve sosyal barışa katkı maksadıyla TİKA tarafından proje ve faaliyetler gerçekleştirilmektedir. Balkanlardaki Türk-İslam kültür mirasının korunması amacıyla Osmanlı Devleti yönetiminde 15 ile 19. Yüzyıllar boyunca inşa edilmiş eserler TİKA tarafından restore edilerek yeniden ayağa kaldırılmaktadır.

Page 96: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

94 Soner KARAGÜL

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

Arap Dünyası ve Orta Asya’da olduğu gibi Balkan coğrafyasında da Türkiye’ye olan teveccühün bir yansıması olarak Türk dili ve kültürüne daha fazla ilgi duyulmaya başlandı. Artık Türk televizyonlarının yayınları, Türk dizi ve filmleri daha fazla izlenmektedir. TİKA, Türk dilinin yaygınlaştırılması ve Türk kültürünün tanıtılması maksadıyla çalışmalara destek olmaktadır. Balkanlardaki Türkçe yayınlanan çok sayıda gazete, dergi, televizyon ve radyoya, eğitim ve donanım desteği sağlanmıştır.

Balkanların önemli ülkelerinden birisi olan Arnavutluk, 50 yıl kadar süren kapalı bir ekonomik ve siyasi modelden sonra uzun ve köklü bir geçiş sürecine girmiştir. Türkiye bu süreçte Arnavutluk’la siyasi, ekonomik ve kültürel ilişkileri üst düzeyde sürdürmek için gerekli adımları atmakta; TİKA aracılığıyla 1992 yılından bu yana çeşitli proje ve faaliyetlere destek olmaktadır(TİKA, 2008, s. 59-61). Eğitim alanında ve sosyal alanda çeşitli okulların ve ibadethanelerin restorasyon ve tadilatı, yoksullara yönelik gıda ve malzeme yardımı, okuma-yazma ve kilim kursları gerçekleştirilmiştir. Ekonomik alanda hayvancılığın geliştirilmesine yönelik destekler, ekonomik ve ticari ilişkilerin geliştirilmesi çalışmaları sürmektedir. Kültürel alanda ise çeşitli festivaller düzenlenirken çeşitli kültürel ve sanatsal ürünlerin basım ve yayınına yönelik destekler sağlanmaktadır. Ortak tarihi eserlerin ve kültürel mirasın korunmasını amaçlayan proje ve faaliyetler yürütülmektedir. Bu kapsamda 2008’de Arnavutluk’un önemli ticaret ve kültür merkezlerinden biri olan İşkodra’da bulunan Osmanlı döneminde inşa edilen Parruce Camii restore edilmiştir. Bunların yanında sosyal altyapı çalışmaları ve hizmetler kapsamına giren çeşitli projeler finanse edilmiştir. TİKA, 2009 yılında ağırlıklı olarak eğitim (%60.18) olmak üzere su ve su hijyeni (%23.42), çeşitli sektörler (%6), merkezi yönetimlerin güçlendirilmesi (%5.8) ve diğer sağlık, ekonomik, sosyal altyapı ve hizmetler (% 4) alanında projeleri desteklemiştir (TİKA, 2009, s. 62). 2011 yılında ise çeşitli kamu ve eğitim binalarının restorasyonu, idari ve sivil altyapıların iyileştirilmesi, enerji, ulaştırma, üretim gibi ekonomik altyapı ve hizmetlerin iyileştirilmesi için destekler sağlamayı sürdürmüştür (TİKA, 2011, s. 32-41).

Dünyanın en yeni bağımsız devletlerinden birisi olan Karadağ, 3 Haziran 2006 tarihinde bağımsızlığını elde etti. Bağımsızlığın hemen ardından 2007 yılında bu ülkede faaliyetlerine başlayan TİKA öncelikli olarak eğitim ve sağlık altyapılarının iyileştirilmesine yöneldi. Ayrıca çeşitli okulların bina inşaatı, spor salonu yapımı ve onarımı, öğrencilere burs ve hayvancılığa destek

Page 97: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

Türkiye’nin Balkanlardaki “Yumuşak Güç” Perspektifi: TİKA 95

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

projeleri gerçekleştirdi. Karadağ Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından inşasına başlanan ve İslam Kalkınma Bankası’nın kısmi katkılarıyla inşaat işleri bir noktaya kadar gelen Karadağ Medresesi (İslami İlimler Medresesi) Projesi’nin %80’inin finansmanı ve uygulanması TİKA tarafından tamamlandı. TİKA’nın finanse ettiği Sosyal altyapı çalışmaları ve hizmetler kapsamına giren çeşitli projeler arasında Jablyak Emekliler Rehabilitasyon Merkezi’nin tefrişi, Sancak Bölgesi’nde Rojaye ve Tutin Belediyesi İçme Suyu İsale Hattı’nın Yenilenmesi Projesi ve çeşitli derneklere yapılan yardımlar yer almaktadır. 2009 yılında çeşitli okul inşaatı ve onarımları, çeşitli hastanelere bölüm tefrişi ve cihaz alımı, tarihi eserlerin tadilatı ile eğitim ve kültür alanında destekler sağlandı (TİKA, 2009, s. 70-71). 2010 ve 2011 yıllarında eğitim, sağlık, kültür ve sosyal işler, idari ve sivil yapılar ile tarihi binaların restorasyonu gibi alanlarda proje ve faaliyetler artarak sürdü(TİKA, 2011, s. 50-53).

17 Şubat 2008’de bağımsızlığını ilan eden tarihsel ve kültürel olarak yakın bağlarımızın bulunduğu Kosova, eski Yugoslavya ardılı devletlerin en genç olanıdır. Kosova’nın gelişmesinin önünde duran engellerin başlıcaları arasında kalkınmayı arttıracak sermaye birikiminin yokluğu, yüksek risk algısı nedeniyle doğrudan yabancı yatırımların arzu edilen seviyede seyretmemiş olması, eğitim sektörünün yetersizliği sonucu nitelikli insan yetiştirmede yaşanan sıkıntılar ve altyapı eksiklikleri sıralanmaktadır. TİKA, Kosova ile kuvvetli tarihi ve kültürel bağlarımız nedeniyle eğitim alanındaki ve kültürel işbirliği ve restorasyon projelerine ağırlık vermiştir. TİKA, 2009 yılında Kosova’nın çeşitli bölgelerinde eğitimden altyapıya, ekonomik ve kültürel işbirliği alanından sağlık ve üretim sektörlerinin güçlendirilmesine kadar birçok alanda projeler gerçekleştirmiştir (TİKA, 2009, s. 73-77). Kosova’da yaşayan Türklerin kimliklerinin korunması ve seslerini daha rahat duyurabilmeleri maksadıyla Prizren’de TİKA’nın desteğiyle kurulan Yeni Dönem Televizyonu, Balkanlar’ın Türkçe yayın yapan ilk televizyonudur. Televizyon Türkçenin yanında Arnavutça, Boşnakça ve Romca da yayınlar yapmaktadır. TİKA’nın desteğiyle çeşitli okulların inşa edilmesi, çeşitli kamusal ve özel kuruluşlara altyapı, eğitim ve hizmet desteği sağlanması, engellilerin eğitimine destek olma, su deposu inşası ve hayvancılığı geliştirme projesi yürütülmüştür. Kültürel mirasın korunması ve gelecek nesillere aktarılması maksadıyla Priştine Fatih ve Sinan Paşa Camilerinin Restorasyonu ile çeşitli tarihi yapıların onarımı ve korunma altına alınması gibi projelere de

Page 98: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

96 Soner KARAGÜL

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

destek olunmuştur. 2010 yılında TİKA’nın Kosova’daki projelerinin % 64,8’i eğitim alanında, %19.9’u sosyal altyapı ve hizmetler, %5.3’ü idari ve sivil altyapılar ve %4.5’i nüfus politikaları alanında gerçekleşmiştir (TİKA, 2010, s. 122). 2011 yılında ise ağırlıklı olarak kültür ve eğitim alanlarındaki faaliyetlere destek verilmiştir (TİKA, 2011, s. 54-57).

1995’te sona eren savaş nedeniyle büyük travma yaşadıktan sonra ekonomik ve sosyal sorunlarla mücadele eden Bosna Hersek, dengeli ve sürdürülebilir ekonomik kalkınmanın sağlanması, yoksulluğun azaltılması ve sosyal sorunların çözümü için çaba göstermektedir. Türkiye’nin tarihsel ve kültürel derin bağlarının olduğu Bosna Hersek’te TİKA’nın faaliyetleri savaş döneminde fiziki zarar gören okul, hastane v.b. yapıların tekrar sisteme kazandırılması, işsizliğin azaltılması ve kamu idaresinin geliştirilmesi konularına yoğunlaşmıştır (TİKA, 2009, s. 65). TİKA, kalkınma alanında yürüttüğü işbirliği kapsamında, üretim sektörlerine yönelik projeler ile ortak tarihsel mirasın korunmasını amaçlayan restorasyon ve imar projelerine ağırlık vermiştir. TİKA tarafından Bosna Hersek’te tarihi köprülerin restorasyonu yapılmış; hastane donatımı ve ekonomiye katkı için balıkçılık merkezi kurulmuştur. Bosna Hersek Balıkçılığın Geliştirilmesi Projesi ile oluşturulan merkez, Bosna Hersek’in tüm bölgelerine hizmet edecek önemli bir kalkınma projesidir. Bosna Savaşı sırasında yerlerinden edilen nüfusun büyük bir kısmının yaşadığı Gorajde’de sağlık hizmetlerindeki yetersizliğin giderilmesi için destek sağlanmıştır. 1571-77 yılları arasında Sokullu Mehmet Paşa tarafından yapılan Mimar Sinan’a Drina nehri üzerine yaptırılan Vişegrad Sokullu Mehmet Paşa köprüsü restore edilmiştir. İletişim alanında Bosna-Hersek’te bulunan altı kantonun radyo ve televizyonlarının desteklenmesi maksadıyla TRT ve TİKA işbirliğiyle, öncelikle radyo ve televizyonlara ihtiyaç duydukları teknik ekipmanlar hibe edilmiştir. Proje ile Türkiye’nin Sesi Radyosu yayınlarının kaliteli bir şekilde yapılması, Bosna-Hersek Radyo/Televizyonunun Boşnakça yayınlarının eş ya da art zamanlı olarak FM üzerinden tekrar yayınlanması, tarafların birbirine radyo programları sağlaması ve birbirine haber geçmesi sağlanmaktadır (TİKA, 2008, 63-65). Bosna Hersek’te sosyal altyapı çalışmaları ve hizmetler kapsamında finanse edilen çeşitli projeler arasında çeşitli mesleki ve teknik eğitim programları, kongre, sempozyum, festival ve sergilerin organizasyonuna destekler ile çeşitli eğitim kurumlarına ve üniversitelere teknik donanım destekleri yer almaktadır. 2009 yılında gerçekleşen projelerin ağırlıklı olarak

Page 99: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

Türkiye’nin Balkanlardaki “Yumuşak Güç” Perspektifi: TİKA 97

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

restorasyon-konservasyon (%39), eğitim(%20.3), sağlık (%15.5), tarım, balıkçılık ve ormancılık (%13) ve barınma-konut (%6.5) alanlarında gerçekleşmiştir (TİKA, 2009, s.67). 2010 yılında gerçekleşen projelerin 5 47.5’i eğitim, %18.3’ü idari ve sivil altyapılar, %17.9’u ise tarım, ormancılık ve balıkçılık alanlarındaydı (TİKA, 2010, s.120). 2011 yılında gerçekleşen projelerden %35’i eğitim, %24’ü idari ve sivil altyapılar, %21’i diğer sosyal altyapılar ve hizmetler, %12’si isw sağlık alanlarında gerçekleşti (TİKA, 2011, s.42-49).

Eski Yugoslavya Federasyonu’nun en zayıf ekonomisine sahip olan Makedonya’da kurumsal kapasitelerin ve altyapıların geliştirilmesi, meslek edindirme ve kültürel işbirliğinin arttırılması konularında projelere ağırlık verilmiştir (TİKA, 2009, s.79). TİKA tarafından yürütülen faaliyetler arasında cami ve okul restorasyonu ve tefrişi, köprü projesi, arıcılık ve içme suyu projeleri yer almaktadır (TİKA, 2008, 77-81). Makedonya’nın farklı bölgelerinde bulunan ders yapılamaz durumdaki 10’dan fazla okulda bölge belediyeleriyle işbirliği içinde bakım ve onarım sağlanmıştır. Sağlıklı İçme Suyu Programı, İçme Suyu Filtre İstasyonu Projesi ve Türk Deresi (Voden Dol) Islahı Projesi ile sağlıklı içme ve kullanma suyuna erişim sağlanmıştır. Doğu Makedonya’nın kırsal kalkınmasına katkıda bulunmak ve bölgede ekonominin canlandırılmasını sağlamak amacıyla Arıcılığın Geliştirilmesi Programı geliştirilmiştir. Bu programın uygulanmaya başlaması ile birlikte şimdiye kadar geçimini hayvancılık ve tütünden sağlayan halk, ülkenin en modern arıcılık işletmelerine sahip olmuşlardır. Aldıkları teorik ve uygulamalı arıcılık eğitimi sayesinde ülke koşullarının üzerinde gelir elde etmeye başlamışlardır. 15. Yüzyıl Osmanlı dönemi eserlerinin en ihtişamlılarından birisi olan Mustafa Paşa Camii’nin restorasyonu Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türkiye Diyanet Vakfı ve TİKA işbirliğinde restore edilmiştir. TİKA, yukarıda sayılan desteklere ek olarak Makedonya’da sergi, kongre ve sempozyumlar, eğitim ve gençlik programları, kitap ve broşür basımı gibi destekler sağlanmaktadır. 2009 Yılında Makedonya’da gerçekleştirilen proje ve faaliyetlere bakıldığında en ağırlıklı alanın su ve su hijyeni(%58) olduğu, eğitimin(%16.4) bunu takip ettiği ve restorasyon-konservasyon projelerinin(%11.6) ise üçüncü sırada yer aldığı görülmektedir(TİKA, 2009, s. 82). 2010 yılında Makedonya’daki TİKA projelerinin %95’5’i eğitim alanında gerçekleşti (TİKA,2010, s. 123). 2011 yılında ise eğitim proje ve faaliyetleri %74 oranındayken diğer sosyal altyapılar ve hizmetler %18 oranındaydı (TİKA, 2011, s. 68).

Page 100: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

98 Soner KARAGÜL

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

Türkiye, Balkanlar’ın barış ve istikrarına yönelik izlediği politikanın bir parçası olarak Sırbistan ile dostane ilişkileri bölge ülkeleriyle birlikte yürütmeye gayret göstermiştir. TİKA da bu sürecin devamına yönelik olarak Sırbistan’daki faaliyetlerini 2007 yılında Karadağ’ın başkenti Podgoritsa’da faaliyete geçen Program Koordinasyon Ofisi aracılığı ile yürütülmeye başladı. Proje sayısındaki artış nedeniyle Sırbistan’da yapılacak projeler ve Program Koordinasyon Ofisi’nin çalışmalarına yönelik olarak ayrıntılı düzenlemeler içeren Teknik İşbirliği Anlaşması ise 26 Ekim 2009 tarihinde Belgrad’da imzalandı (TİKA, 2009, s. 91). 2009 yılında özellikle Sancak Bölgesi ve Tutin kenti ağırlıklı olmak üzere ticari projelere (%88) ve diğer projelere destek olan TİKA, 2010 yılında eğitim projelerine (%94) ağırlık vermiştir (TİKA,2010, s.125). 2011 yılı projelerinde eğitim %75 ile ağırlığını korurken onu sağlık sağlık (%10) ve diğer sosyal altyapı ve hizmetler(%12) takip etmiştir (TİKA, 2011, s. 79).

SONUÇ

Türkiye’de karar alıcılar, aydınlar, dış politika analistleri ve çeşitli kesimler Türkiye’nin yumuşak gücünü kullanarak bölgesinde daha etkin olacağı ve komşuluk ilişkilerini güçlendirebileceği fikrini benimsemektedirler. Türkiye’de, iç politik istikrarın ve ekonomik değişimin devamı olarak daha aktif ve çok boyutlu bir dış politika yaklaşımı kuşkusuz TİKA ve benzeri kuruluşların yürüttüğü faaliyetlerle desteklenebilirdi. Türk dış politikasının açılım perspektifine uygun olarak TİKA, dünyanın değişik bölge ve ülkelerinde destecisi ve yürütücüsü olduğu proje ve faaliyetler ile Türkiye’nin uluslararası düzeyde daha etkin ve tanınır bir ülke olmasına önemli katkılar sağlamaktadır. TİKA’nın proje ve faaliyetleri sayesinde Türkiye, Balkanlardan Kafkasya, Orta Asya ve Afrika kıtasında pek çok bölgeye kadar geniş bir coğrafyada sesini duyurmaktadır.

TİKA projeleri ve faaliyetleri, sistemik etkenler ve iç etkenler nedeniyle uzun bir süre “gözden ve gönülden uzak” kalmış bölge, ülke ve topluluklarla yeniden temas kurabilmenin en tercih edilebilir aracı oldu. TİKA tarafından gerçekleştirilen sosyo-kültürel projeler sayesinde, ortak geçmişe sahip toplumlarla yeniden yakınlaşılmasının önü açıldı.

TİKA, sivil toplum kuruluşlarının misyonları gereği ilgilendiği alanlarda etkin katkılarda bulunmaktadır. Özellikle nitelikli insan gücünü oluşturmaya dönük kültürel amaçlı girişimler dikkat

Page 101: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

Türkiye’nin Balkanlardaki “Yumuşak Güç” Perspektifi: TİKA 99

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

çekmektedir. Bu kapsamda TİKA, mesleki eğitimler, kurslar ve seminerler düzenlediği gibi öğrenci değişim programları sayesinde ortak kimliğin pekişmesi için adımlar atılmasına katkı sağlamaktadır.

Balkanlar, bir ayrılış döneminden sonra Soğuk Savaş’ın son bulmasıyla Türkiye’nin ilgisini yeniden yoğunlaştırdığı bir bölge halini aldı. Türklerin Balkanlara olan ilgisinin karşılıksız olması Balkan ülkelerinin dostluğunu pekiştirmekte, önyargıları ortadan kaldırmaktaydı. Böylece Balkan devletleri arasında arabuluculuk, işbirliği ve istikrar arayışlarında Türkiye’nin mimar ve denge unsuru olmasının önünde engel kalmadı. Türkiye’nin Balkanlarda TİKA aracılığıyla yürüttüğü yumuşak güç politikasının meyveleri Balkanlarda tesis etmek istediği barış, refah ve istikrarın sürekliliğine Sırbistan dahil tüm Balkan ülkelerini ikna edebilmesiyle toplanmaya başladı.

TİKA, Balkanlarda gerçekleştirdiği yardım ve işbirliği projelerini bu ülkelerin ihtiyaçları doğrultusunda ve ulusal değerlerine, sosyal dinamiklerine duyarlı, karşılıklı sorumluluk üstlenerek ve proje sonrası inisiyatifin bu ülkelere bırakılması hususunda duyarlı davranarak gerçekleştirmektedir. Bu anlayış Türkiye’nin bölgesel yumuşak gücünü pekiştirmektedir.

Balkanlarda yer yer silinmeye yüz tutan Türk ve İslam medeniyeti izlerini daha belirgin hale getirmek için TİKA’nın öncülüğünde yürütülen projeler büyük fırsatlar doğurmuştur. Tüm Balkan medeniyetine ait değerleri korumaya yönelik olan bu projeler sayesinde Türk-İslam tarihi için önemli pek çok mimari ve kültürel eser restore edilerek gün ışığına çıkarılabilmiş; eşsiz güzellikteki eserler yok olmaktan kurtulmuştur.

KAYNAKÇA

ALTINAY, Hakan, ( 2008). “Turkey’s Soft Power: An Unpolished Gem or an Elusive Mirage?”, Insight Turkey, Vol. 10, No. 2, s: 55-66.

ALTUNIŞIK, Meliha Benli (2008). “The Possibilities and Limits of Turkey’s Soft Power in the Middle East”, Insight Turkey, Vol. 10, No. 2, s: 41-54.

BAYER Reşat and Fuat KEYMAN (2010). “Turkey:An Emerging Global Humanitarian Actor?”,

Page 102: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

100 Soner KARAGÜL

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

https://ais.ku.edu.tr/AR/RBAYER200950__CR_summer_2010.pdf, Erişim Tarihi: 21.09.2012.

BİLBASSY, Nadia (2010). “Leave It to Turkish Soup Operas to Conquer Hearts and Minds”, Middle East Daily Brief Foreign Policy, 15.04.2010, http://mideast.foreignpolicy.com/posts/2010/04/15/leave_it_to_turkish_soap_operas_to_conquer_hearts_and_minds?wp_login_redirect=0, Erişim Tarihi: 12.06.2012.

DAVUTOĞLU, Ahmet (2008). “Turkey’s Foreign Policy Vision: An Assessment of 2007”, Insight Turkey, Vol.10, No.1, s: 77-96

HALE, William (2003). Türk Dış Politikası 1774-2000, Çev. Petek Demir, Arkeoloji ve Sanat Yayınları / Mozaik Dizisi, İstanbul.

KARABULUT, Bilal (2012). “Türkiye’nin Balkanlarla İlişkileri:2008-2012 Dönemi”, Türk Dış Politikası, Ed. Haydar Çakmak, Barış Platin Kitap, Ankara, ss.1128-1135.

KARDAŞ Tuncay ve Ramazan ERDAĞ (2012). Akademik İncelemeler Dergisi (Journal of Academic Inquiries), Cilt/ Volume:7, Sayı/Number:1.

KEYMAN E. Fuat (2010). “Globalization, Modernity and Democracy: Turkish Foreign Policy 2009 and Beyond “, Perceptıons Journal of Internatıonal Affaırs, Center for Strategic Research, Autumn - Winter 2010, Volume XV - Number 3-4.

NYE, Joseph S. (2004). Soft Power: The Means to Success in World Politics, Public Affairs, New York, USA.

OECD(2011). “Net Official Development Assistance From DAC and Other OECD Members in 2011”, http://www.oecd.org/dac/aidstatistics/50060310.pdf, Erişim Tarihi: 14.10.2012.

ORAN, Baskın. (2008). Türk Dış Politikası Cilt II 1980-2001, İletişim Yayınları, İstanbul.

SALAH EL DİN, Aida M. Yehia (2012). “The Impact of Turkish TV Series Aired on the Arab Satellite Channels on Turkish-Arab Relations”, Culture and Politics in the New Middle East / Edited by Yasin Aktay, Pakinam El-Sharkawy, Ahmet Uysal. Institute of Strategic Thinking, 2012, pp. 143-158.

Page 103: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

Türkiye’nin Balkanlardaki “Yumuşak Güç” Perspektifi: TİKA 101

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

SANBERK Özdem ve Hakan ALTINAY (2008). “Kamu Diplomasisi ve Yumuşak Güç” Sabah, 8 Ocak 2008.

T.C. Dışişleri Bakanlığı, “Sorularla Dış Politika”, http://www.mfa.gov.tr/sorular.tr.mfa#, Erişim Tarihi: 21.08.2012.

TİKA, “Balkanlar ve Doğu Avrupa Proje ve Faaliyetler”, http://store.tika.gov.tr/yayinlar/kurumsal-yayinlar/ balkanlar_tr.pdf, Erişim Tarihi: 14.07.2012.

TİKA, “Bir Gurur Tablosu TİKA”, http://store. tika.gov.tr/yayinlar/kurumsal-yayinlar/ bir-gurur-tablosu.pdf, Erişim Tarihi: 29.10.2012.

TİKA , “Bölgesel Projeler, 2003”, http://www.tika. gov.tr/TR/Icerik.ASP?ID=32, (Erişim Tarihi 08 Ocak 2008).

TİKA, “Faaliyet Alanları”, http://www.tika.gov.tr/faaliyet-alanlari/2, Erişim Tarihi: 12.06.2012.

TİKA (2008).TİKA Faaliyet Raporu, TİKA Yayınları, Ankara.

http://store.tika.gov.tr/yayinlar/faaliyet-raporlari/faaliyet-raporu-2008.pdf, Erişim Tarihi:16.03.2012

TİKA (2009). Faaliyet Raporu’09, TİKA Yayınları, Ankara, http://store.tika.gov.tr/yayinlar/faaliyetraporlari/faaliyet-raporu-2009.pdf, Erişim Tarihi:16.12.2012

TİKA (2010).2010 Faaliyet Raporu, TİKA Yayınları, Ankara. http://store.tika.gov.tr/yayinlar/faaliyet-raporlari/faaliyet-raporu-2010.pdf, Erişim Tarihi: 16.12.2012

TİKA (2011).2011 Faaliyet Raporu, TİKA Yayınları, Ankara.

http://store.tika.gov.tr/yayinlar/faaliyet-raporlari/faaliyet-raporu-2011.pdf, Erişim Tarihi:16.12.2012

TİKA, ““TİKA Hakkında”, http://www.tika.gov.tr/tika-hakkinda/1, Erişim Tarihi: 29.10.2012.

TİKA, “Türkiye’nin Kıtalara Uzanan Dost Eli: TİKA”, First Business, Eylül-Ekim 2007.

UZGEL, İlhan(2002). “Türkiye ve Balkanlar: İstikrarın Sağlanmasında Türkiye’nin Rolü” Günümüzde Türkiye’nin Dış Politikası, Derl. Barry Rubin ve Kemal Kirişçi, Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi, İstanbul.

Page 104: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

102 Soner KARAGÜL

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

YILMAZ, Sait (2011). “Yumuşak Güç ve Evrimi”, Turan Stratejik Araştırmalar, Cilt: 3, Sayı: 12, Sonbahar 2011, ss. 31-36

YUNUS EMRE ENSTİTÜSÜ, “Enstitü Başkanlığı”, http://yunusemreenstitusu.org/turkiye/index.php?lang=tr&page=68&anIIcat_1=0&anIIitm_1=1, Erişim Tarihi:04.2.2013.

Page 105: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

Sosyal Girişimcilerin Girişimcilik ve Dönüştürücü Liderlik Algılarının Belirlenmesi 103

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

SOSYAL GİRİŞİMCİLERİN GİRİŞİMCİLİK VE DÖNÜŞTÜRÜCÜ LİDERLİK ALGILARININ

BELİRLENMESİNE YÖNELİK BİR ARAŞTIRMA

Selma KILIÇ KIRILMAZ Dr., Sağlık Bakanlığı

[email protected]

ÖZET

Bu çalışma, Türkiye’de sosyal girişimcilik faaliyetlerinde bulunan Sivil Toplum Kuruluşu liderlerinin; demografik özelliklerine (yaş, cinsiyet, medeni durum, eğitim durumu, çalışma süresi) ve örgüt bilgilerine (STK türü, STK çalışma alanı) göre girişimcilik, dönüştürücü liderlik ve sosyal girişimcilik algılamaları arasında farklılık olup olmadığını araştırmak amacıyla yapılmıştır. Araştırma Türkiye’de Aile, Çevre, Çocuk, Eğitim, Engelliler, Kadın, Sağlık ve Yardım alanlarında faaliyette bulunan vakıf ve derneklerin liderleri üzerinde yapılmıştır. Veriler anket yoluyla toplanmıştır. Araştırma için 14 adet hipotez geliştirilmiş olup bu hipotezlerin test edilmesinde; Bağımsız Çift Örneklem t-Testi, Tukey HSD testi ve Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) kullanılmıştır. Yapılan araştırma sonucunda sosyal girişimci liderlerin demografik özelliklerine göre; kadın sosyal girişimci liderlerin karizma ve sosyal değer yaratma algısının erkek sosyal girişimci liderlerden daha yüksek olduğu, risk alma eğilimi en yüksek olan yaş grubunun 40-49 yaş aralığındakiler olduğu, sosyal değer yaratma algısı en düşük olan sosyal girişimci liderlerin ön lisans mezunlarının olduğu, doktora mezunu sosyal girişimci liderlerin sosyal ağlardan faydalanma düzeyinin lise, lisans ve yüksek lisans mezunu olanlardan daha yüksek olduğu bulunmuştur. Sosyal girişimci liderlerin örgüt bilgisine yönelik olarak; dernek başkanı olan sosyal girişimci liderlerin risk alma eğiliminin vakıf başkanı olanlardan daha yüksek olduğu bulgusuna ulaşılmıştır.

Anahtar Kelimeler: Girişimci, Girişimcilik, Sosyal Girişimci, Sosyal Girişimcilik, Dönüştürücü Liderlik, Sivil Toplum Kuruluşu.

EXPLORING SOCIAL ENTREPRENEURS’ ENTREPRENEURSHIP AND TRANSFORMATIONAL LEADERSHIP PERCEPTIONS

ABSTRACT

This study performed to investigate the presence of the diversities, if any, among entrepreneurs, transformative leadership and social entrepreneurship perceptions according to the demographic

Page 106: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

104 Selma KILIÇ KIRILMAZ

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

characteristics (age, gender, marital status, educational background, professional time) and organisation data (type of non-governmental organisation, work area of non-governmental organisation) of leaders of Non-Governmental Organisations involving in social entrepreneurship activities in Turkey. Survey performed on the presidents of the foundations and associations activating on Family, Environment, Children, Education, Handicappeds, Women, Health and Welfare fields in Turkey. Data collected by means of questionnaire. 14 hypothesis developed for the survey and Independent Double Sampling t-Test, Turkey HSD test and One-Way Analysis of Variance (ANOVA) are used. Findings reached at the end of performed survey; according to the demographic characteristics of social entrepreneurship perception for charisma and creation of social values of females found higher than the male social entrepreneurs, highest age for willingness to take risks determined in range of 40-49 years old group, social entrepreneurs with associate degree found the lowest creating social value perception, the level of benefiting from social networks of social enterpreneur leaders with doctoral degree are found higher than the high school, undergarduate and postgraduate social entrepreneurs. Finding reached is that the willingness to take risk tendency of the presidents of the associations intended for organisation informations found higher than president of the foundations.

Keywords: Entrepreneur, Entrepreneurship, Social Entrepreneur, Social Entrepreneurships, Transformational Leadership, Non Governmental Organization

GİRİŞ

Bu çalışmada girişimcilik, dönüştürücü liderlik ve sosyal girişimcilik konuları ele alınmıştır. Çalışmada üzerinde durulan ilk kavram olan girişimcilik, uzunca bir süreden beri sosyoekonomik büyüme ve gelişme için önemli bir faktör olarak dikkat çekmektedir. Bunun nedeni, girişimciliğin milyonlarca iş fırsatı sağlaması, mal ve hizmet çeşitliliğini arttırması, milletlerin refah artışına ve rekabetçiliğine katkı sağlıyor olmasıdır (Lee ve Peterson, 2000, s: 401). Üzerinde durulan ikinci kavram olan dönüştürücü liderler ise takipçilerini gerçekte onların yapmaya niyetlendiklerinden çok daha fazlasını yapmaları, hatta kendilerinin bile yapabileceklerine inandıklarından bile daha fazlasını yapmaları konusunda motive eden kişilerdir (Bass ve Riggio, 2008, s. 4). Üzerinde durulan son kavram olan sosyal girişimcilik ise genel olarak kâr getirici hedeflerden çok sosyal sonuçlar içeren amaçlar için girişimsel davranışlarda bulunma ya da girişimcilikten elde edilen kârın avantajsız grupların faydalanması için kullanılmasıdır (Hibbert vd., 2002, s: 288). Sosyal girişimci liderlerin dönüştürücü liderlik ve

Page 107: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

Sosyal Girişimcilerin Girişimcilik ve Dönüştürücü Liderlik Algılarının Belirlenmesi 105

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

girişimci kişilik özellikleri ile birçok sosyal soruna çözüm üretebileceği düşünülmektedir. Bu nedenle sosyal girişimcilerin girişimcilik ve dönüştürücü liderlik algılarını belirlemeye yönelik bir araştırma yapılmıştır.

Araştırmada, girişimcilik boyutunda; başarı ihtiyacı, risk alma eğilimi, belirsizliklere karşı toleranslı olma ve yenilikçi olma kişilik özellikleri üzerinde durulmuştur. Dönüştürücü liderlik boyutunda; idealize edilmiş etki/karizma, ilham verici motivasyon, entelektüel teşvik ve bireysel ilgi gösterme ele alınmıştır. Sosyal girişimcilikte ise sosyal içerikli misyon sahibi olma, sosyal değer yaratma, sosyal girişim fırsatlarını görme, kaynak yaratma ve sürdürülebilirliği sağlama ve sosyal ağlardan faydalanma boyutları üzerinde durulmuştur.

Türkiye’de sosyal girişimci liderlerle ilgili çok az sayıda araştırma yapıldığı gözlenmektedir. Yapılan bu araştırma ile Türkiye’deki sosyal girişimci liderlerin demografik özellikleri ve STK bilgileri ile ilgili önemli bulgular elde edilmiş olup sosyal girişimci liderliğin yaygınlaşması ve toplumsal olarak daha fazla bilinir kılınması için çaba sarf edilmiştir.

Çalışmanın birinci bölümünde girişimcilik, sosyal girişimcilik ve dönüştürücü liderlikle ilgili kavramsal bir çerçeve sunulmuştur. İkinci bölümde yer alan araştırma metodolojisinde; ölçekler, evren ve örneklem, sınırlılık ve kısıtlılıklar açıklanmıştır. Üçüncü bölümde araştırma için geliştirilen hipotezler ve bu hipotezler sonucunda elde edilen bulgular açıklanmıştır.

1. KAVRAMSAL ÇERÇEVE

Girişimciliğin genel olarak herkes tarafından kabul edilmiş bir tanımı bulunmamakla birlikte, Schumpeter 1934 yılında girişimciliğin yenilik ve risk alma boyutuna, Gartner 1985 yılında yeni organizasyon yaratma boyutuna dikkat çekmiştir (Aktaran Carrier, 1996, s. 5). Girişimcilik, Shane (2003, s. 4) tarafından, yeni mal ve hizmetlerin sunumu için fırsatların keşfi, değerlendirilmesi ve kullanılması aktivitelerini içeren, daha önce var olmayan pazarlar, süreçler ve hammaddelerin elde edilebilmesi için organizasyon yaratma sürecidir şeklinde tanımlanmıştır. Curran ve Stanworth girişimciliği tanımlarken daha çok yenilikçilik boyutu üzerinde durmuşlar, yeni ürünler ya da hizmetlerin merkezde yer aldığı veya pazarda var olan ürün ya da hizmetlerin farklı bir biçimde sunulduğu ve buna bağlı olarak yeni bir ekonomik

Page 108: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

106 Selma KILIÇ KIRILMAZ

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

kurumun yaratıldığı bir süreç olarak tanımlamışlardır (Aktaran Henry vd., 2003, s. 29). Girişimci ise Gartner (1988, s. 23) tarafından birincil amaç olarak kârı ve büyümeyi hedefleyerek bir işi kuran ve yöneten kişi olarak tanımlanmıştır. Ayrıca, Gartner (1988, s. 23) girişimcinin işletmede yenilikçi davranış ve stratejik yönetim uygulamalarını hayata geçirecek kişi olduğunu belirtmiştir.

Sosyal girişimcilik Zahra vd. (2009, s. 519)’ne göre, yenilikçi bir yaklaşımla yeni girişimler yaratarak ya da var olan organizasyonların yönetilmesi ile sosyal refahı arttırmak için fırsatları keşfederek, tanımlayarak ve kullanarak oluşturulan bir süreci içeren aktivitelerdir. Austin, Stevenson ve Wei-Skillern (2006, s. 2) sosyal girişimciliği “kâr amacı gütmeyen, özel ya da kamu sektörlerine karşın ya da bunların içinde ortaya çıkan, sosyal değer yaratan, yenilikçi girişimler” şeklinde tanımlamışlardır. Dees (1998, s. 1), sosyal girişimciliğin sosyal misyon tutkusu ile iş disiplinini, yeniliği ve yaygın bağlantıların belirleyicilerini kombine ettiğini belirtmektedir.

Sosyal girişimcilik, yeni kullanılmaya başlayan bir kavram olabilir ancak olgu olarak yeni değildir. Her zaman sosyal girişimciler olmuştur ancak sosyal girişimci tabiri ile nitelendirilmemişlerdir (Dees, 1998, s: 1). Sosyal girişimcilik kavram olarak 1980’lerde Bill Drayton’un sosyal girişimcilere dünya çapında fon sağlayan bir kuruluş olan Ashoka’yı kurması ile ortaya çıkmıştır (Dees, 2007, s: 24).

Sosyal girişimciler sosyal problemlere odaklanmakta, yenilikçi girişimler yaratmakta, yeni sosyal düzenlemeler inşa etmektedirler (Alvord vd,. 2004, s: 262). Sosyal girişimciler, enerjik, ısrarcı ve çoğunlukla, diğerlerini kendi işlerine dâhil edebilecekleri konusunda kendinden emindirler. Tipik olarak bir neden ya da misyon için kendilerini sorumlu hissetmektedirler. Sosyal girişimciler genellikle oldukça pragmatiktirler ve kendi iş planlarını en küçük detaylarına kadar açıklayabilecek yeteneğe sahiptirler. Sosyal girişimciler ayrıca oldukça bağımsız bir kişiliğe sahiptirler. Ancak sosyal girişimcilerin hepsi aynı özelliklere sahip değildir. Bazıları, oldukça karizmatik konuşmacı, enerji dolu, kibar, iyi giyimli iken, bazıları ise oldukça yavaş konuşan, ısrarcı, kendilerini pragmatik olarak tanımlayan kişilerdir (Barendsen ve Gardner, 2004, s. 45-46).

Dönüştürücü liderlik ise son yıllarda liderlik konusunda en çok tartışılan yaklaşımlardan birisidir. Dönüştürücü liderlik, organizasyonların her seviyesindeki performansta artış sağlanması

Page 109: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

Sosyal Girişimcilerin Girişimcilik ve Dönüştürücü Liderlik Algılarının Belirlenmesi 107

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

için takipçilerin cesaretlendirilmesidir (Bass, 1990, s: 25). Dönüştürücü lider, izleyicilerini kendi çıkarlarından çok grubun çıkarlarını düşünmesi konusunda ikna eder. (Waldman, Bass ve Einstein, 1987, s: 178). Ayrıca dönüştürücü lider, beklenenden daha fazla motivasyon sağlar (Bass, 1990, s: 31). Groves ve LaRocca (2011, s. 512) dönüştürücü liderlerin paylaşılan bir vizyon ile takipçileri ile iletişim kurduklarını ve onları geliştirdiklerini, onları etkilediklerini, takımın ve organizasyonun iyiliği için takipçilerine, bireysel ilginin ötesinde ilham verdiklerini söylemişlerdir.

Dönüştürücü liderlik teorisi dört boyut önermektedir. İdealize Edilmiş Etki (Karizma), İlham Verici Motivasyon, Entelektüel Uyarım ve Bireysel İlgi (Cavazotte vd., 2012, s. 444). İdealize Edilmiş Etki (Karizma) boyutunda dönüştürücü liderler, takipçilerine rol model olacak davranışlar sergilerler. Bu liderlere hayran olunur, saygı duyulur ve güvenilir. Takipçiler kendi kimliklerini bu liderler ile tanımlarlar ve onlara benzemek isterler. (Bass ve Avolio, 1994, s: 3). İlham Verici Motivasyon boyutunda, dönüştürücü liderler takipçilerinin yaptıkları işe anlam ve fırsatlar katarak onları motive ederler ve onlara ilham verirler. Bu liderler takım ruhu oluştururlar, coşku ve iyimserlik aşılarlar, takipçilerinin gelecekle ilgili olumlu düşüncelere sahip olmalarını sağlarlar (Bass ve Avolio, 1994, s: 3). Entelektüel Uyarım boyutunda dönüştürücü liderler, takipçilerini varsayımları sorgulayarak, problemleri yeniden tanımlayarak ve eski sorunlara yeni yollarla yaklaşarak yaratıcı ve yenilikçi olmaları konusunda desteklerler (Bass ve Avolio, 1994, s: 3). Bireysel İlgi boyutunda dönüştürücü liderler, takipçilerini geliştirmek ve onların ihtiyaçlarına cevap verebilmek için bir danışman gibi hareket ederler (Bass, 1990, s: 21).

2. ARAŞTIRMA METODOLOJİSİ

Araştırma Türkiye’de Aile, Çevre, Çocuk, Eğitim, Engelliler, Kadın, Sağlık ve Yardım alanlarında faaliyette bulunan vakıf ve derneklerin liderleri üzerinde yapılmıştır. Veriler anket yoluyla toplanmıştır. Anketler surveey.com (http://www.surveey.com) araştırma sitesine yüklenerek vakıf ve derneklerin elektronik posta adreslerine gönderilmiştir. Bu yolla vakıf ve derneklerin liderleri araştırmaya katılmaya davet edilmiştir. Elektronik posta adresi olmayan STK’ların bir kısmına faks çekilerek araştırmaya katılmaları istenmiştir. Ayrıca Ankara’nın Çankaya ve Sincan ilçelerindeki STK liderlerinin bir kısmı ile yüz yüze görüşülerek anket doldurulmuştur.

Page 110: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

108 Selma KILIÇ KIRILMAZ

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

Araştırmada kullanılan anket iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde katılımcıların demografik özelliklerine (cinsiyet, yaş, medeni durum, eğitim durumu, çalışma süresi) ve Sivil Toplum Kuruluşu (STK türü, STK çalışma alanı ve STK finansal gelir kaynakları) bilgilerine yönelik 8 adet soru sorulmuştur.

Anketin ikinci bölümünde girişimcilik, dönüştürücü liderlik ve sosyal girişimcilik ölçekleri kullanılmıştır. Girişimcilik Ölçeği; Başarı İhtiyacı Ölçeği (Heckert vd., 1999), Risk Alma Eğilimi Ölçeği (Cho ve Lee, 2006), Belirsizliklere Karşı Toleranslı Olma Ölçeği (Norton, 1975) ve Yenilikçilik Ölçeği (Mueller ve Thomas, 2000) alt ölçeklerinden oluşmaktadır. Kullanılan ikinci ölçek, dönüştürücü liderliği ölçmeye yönelik olarak, Bass ve Avolio’nun geliştirmiş olduğu Çok Faktörlü Liderlik Ölçeğidir (Erturgut, 2007).

Son olarak, sosyal girişimciliği ölçmek için geliştirilen ölçek beş alt boyuttan oluşmaktadır. Sosyal girişimciliğin alt ölçeklerinden olan sosyal içerikli misyon sahibi olma ölçeği ile kaynak yaratma ve sürdürülebilirliği sağlama ölçeği araştırmacı tarafından oluşturulmuştur. Ayrıca, sosyal ağlardan faydalanma ölçeğinin ilk maddesi Onyx ve Bullen’in (2000) yapmış olduğu çalışmadan alınmış olup diğer üç madde bu ölçekten faydalanılarak araştırmacı tarafından geliştirilmiştir. Sosyal girişimcilik ölçeğinin diğer bir alt ölçeği olan sosyal değer yaratma ölçeği Schuyt, Bekkers ve Smit’in (2010) çalışmasından alınmıştır. Son olarak, sosyal girişimcilik ölçeğinin alt ölçeklerinden birisi olan sosyal girişim fırsatlarını görme ölçeğinin ilk 3 maddesi Bateman ve Crant’ın (1993) çalışmasından alınmıştır. Sosyal girişim fırsatlarını görme ölçeğinin son iki maddesi Schwer ve Yücelt’in (1984) çalışmasının fırsat yönelimi ile ilgili olan 2 maddesi alınarak oluşturulmuştur.

Sosyal girişimcilik ölçeğinin oluşturulması sırasında öncelikle sosyal girişimcilikle ilgili alt boyutlar belirlenmiştir. Alt boyutların belirlenmesinde sosyal girişimcilik literatüründe üzerinde durulan ve tartışılan konular ele alınmıştır. Araştırmacı tarafından geliştirilen ölçek maddelerinin oluşturulmasında detaylı bir literatür taraması yapılmıştır. Oluşturulan maddelerin kapsam geçerliliğini sağlamak için sosyal girişimci liderlerin görüşlerine başvurularak ölçekte belirlenen eksiklikler tamamlanmıştır. Ayrıca ölçek geliştirme sürecinin her aşamasında bir ölçme ve değerlendirme uzmanından yardım alınmıştır.

Ölçek maddeleri belirlendikten sonra 2 farklı dil uzmanının görüşlerine başvurularak ölçek maddelerinin daha anlaşılır

Page 111: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

Sosyal Girişimcilerin Girişimcilik ve Dönüştürücü Liderlik Algılarının Belirlenmesi 109

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

kılınması sağlanmıştır. Bu aşamadan sonra oluşturulan ölçek 50 kişilik bir sosyal girişimci lider üzerinde uygulanmıştır. Yapılan analizler sonucunda ölçek bütünlüğünü bozan ve Cronbach Alpha değeri düşük olan ifadeler ölçekten çıkartılmıştır. Araştırılmak istenen alt boyutlar literatür taraması yapılarak belirlendiğinden açımlayıcı faktör analizi yapılmamış bunun yerine doğrulayıcı faktör analizi yapılmıştır.

Tüm ölçekler 1 hiç katılmıyorum, 5 Tamamen Katılıyorum ifadelerini içeren, 5’li Likert Ölçeği tarzında hazırlanmıştır.

2.1. Evren ve Örneklem

Araştırmanın evrenini; aile, çevre, çocuk, eğitim, engelliler, kadın, sağlık ve yardım konularında faaliyette bulunan 2.538 adet vakıf başkanı ve yardımlaşma, sağlık, çevre, sosyal ve hayır işleri amacıyla kurulan 20.927 adet dernek başkanı oluşturmaktadır. Dolayısıyla araştırmanın evreni 23.465 vakıf ve dernek başkanını kapsamaktadır. Araştırma sırasında 5.463 Sivil Toplum Kuruluşu’nun iletişim bilgisine ulaşılmış ve anket doldurmaya davet edilmiştir. Ancak, Web üzerinden, faks yoluyla ve yüz yüze görüşme metoduyla 223 adet kullanılabilir anket elde edilebilmiş ve analizler bu anketler üzerinden gerçekleştirilmiştir.

2.2. Araştırmanın Sınırlılıkları

Sivil toplum kuruluşları birçok konuda ve alanda faaliyet göstermesine rağmen araştırma Türkiye’de Aile, Çevre, Çocuk, Eğitim, Engelliler, Kadın, Sağlık ve Yardım konularında faaliyette bulunan vakıf ve dernek başkanları ile sınırlandırılmıştır.

3. ANALİZ VE BULGULAR

Araştırmada kullanılan ölçekler, ölçeklerin alt boyutları, güvenilirlik değerleri ve genel ortalamaları Tablo: 1’de gösterilmiştir.

Girişimcilik ölçeğinin güvenilirlik değeri 0.68 olarak hesaplanmıştır. Hesaplanan bu değere göre ölçek toplum taramalarında kullanılabilir düzeydedir (Özdamar, 2011, s: 605). Dönüştürücü liderlik ölçeğinin güvenilirlik değeri 0.919 olarak hesaplanmıştır. Cronbach Alpha değerine göre liderlik ölçeği çok yüksek güvenilirlik düzeyine sahip bulunmuştur (Özdamar, 2011, s: 605). Sosyal girişimcilik ölçeğinin güvenilirlik değeri 0.894 olarak hesaplanmış olup bu ölçek yüksek güvenilirlik düzeyine sahip bulunmuştur. (Özdamar, 2011, s: 605).

Page 112: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

110 Selma KILIÇ KIRILMAZ

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

Tablo: 1 Kullanılan Ölçeklerin Güvenilirlik Sonuçları

Cronbach Alfa Genel Ortalama

GİRİŞİMCİLİK ÖLÇEĞİ 0,68 3,689 Başarı İhtiyacı 0,753 4,485 Risk Alma Eğilimi 0,726 2,683 Belirsizliklere Karşı Toleranslı Olma 0,692 3,479 Yenilikçi Olma 0,699 3,701 DÖNÜŞTÜRÜCÜ LİDERLİK ÖLÇEĞİ 0,919 4,151 Karizma 0,782 4,155 İlham Verici Motivasyon 0,862 4,112 Entelektüel Teşvik 0,80 4,154 Bireysel İlgi 0,826 4,187 SOSYAL GİRİŞİMCİLİK ÖLÇEĞİ 0,894 4,21 Sosyal İçerikli Misyon Sahibi Olma 0,849 4,278 Sosyal Değer Yaratma 0,728 4,253 Sosyal Girişim Fırsatlarını Görme 0,783 3,945 Kaynak Yaratma ve Sürdürülebilirliği Sağlama 0,715 4,329

Sosyal Ağlardan Faydalanma 0,678 4,280 Araştırma verilerinin analizinde ve hipotezlerin test

edilmesinde SPSS 13.0 paket programı kullanılmıştır. Doğrulayıcı faktör analizi için LISREL 8.54 programı kullanılmıştır.

Bu bölümde İlk önce Demografik Sorulara Yönelik Tanımlayıcı İstatistikler üzerinde durulmuştur. Tablo: 2’de görüldüğü gibi, araştırmaya katılan 223 sosyal girişimcinin 128’ini erkek, 95’ini kadınlar oluşturmaktadır. Yine araştırmaya katılanlardan; 20-29 yaş aralığında 11 kişi; 30-39 yaş aralığında 48 kişi; 40-49 yaş aralığında 65 kişi; 50 yaş ve üstü 99 kişi bulunmaktadır. Katılımcıların medeni durumuna bakıldığında 173 kişinin evli, 50 kişinin bekâr olduğu görülmektedir. Demografik bilgilerin sonuncusunu oluşturan eğitim durumuna bakıldığında; ortaokul mezunu 6 kişi; lise mezunu 43 kişi; ön lisans mezunu 12 kişi; lisans mezunu 104 kişi; yüksek lisans mezunu 38 kişi; doktora mezunu 20 kişinin olduğu görülmektedir.

Page 113: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

Sosyal Girişimcilerin Girişimcilik ve Dönüştürücü Liderlik Algılarının Belirlenmesi 111

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

Tablo: 2 Sosyal Girişimcilere İlişkin Demografik Bilgiler

Demografik Değişken Sayı (N=223)

Yüzde %

Cinsiyet Erkek 128 57 Kadın 95 43 Toplam 223 100

Yaş

20-29 11 5 30-39 48 22 40-49 65 29 50+ 99 44 Toplam 223 100

Medeni Durum Evli 173 78 Bekâr 50 22 Toplam 223 100

Eğitim Durumu

Ortaokul 6 3 Lise 43 19 Ön Lisans 12 5 Lisans 104 47 Yüksek Lisans 38 17 Doktora 20 9 Toplam 223 100

Tablo 3’de görüldüğü gibi, araştırmaya katılan sosyal girişimcilerin 108’i vakıf başkanı, 115’i ise dernek başkanıdır. Sosyal girişimcilerin çalışmakta oldukları STK’nın çalışma alanına bakıldığında; aile konusunda çalışan 5; çevre konusunda 20; çocuk konusunda 16; eğitim konusunda 63; engelliler konusunda 25; kadın konusunda 22; sağlık konusunda 17; yardım konusunda 23 ve Diğer-Birden Çok (İnsan Hakları, Yaşlılar, Kültür, Gençlik, Sivil Toplumun Güçlendirilmesi) konularında 32 kişinin olduğu görülmektedir.

Page 114: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

112 Selma KILIÇ KIRILMAZ

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

Tablo: 3 Sivil Toplum Kuruluşları İle İlgili Bilgiler

Değişken Sayı (N=223)

Yüzde %

Çalışılmakta Olan STK Türü

Vakıf 108 48 Dernek 115 52 Toplam 223 100

Çalışılmakta Olan STK’nın Çalışma Alanı

Aile 5 2 Çevre 20 9 Çocuk 16 7 Eğitim 63 28 Engelliler 25 11 Kadın 22 10 Sağlık 17 8 Yardım 23 10 Diğer (İnsan Hakları, Yaşlılar, Kültür, Gençlik, Sivil Toplumun Güçlendirilmesi)

32 15

Toplam 223 100

Çalışma Süresi (Yıl)

1-5 78 35 6-10 73 33 11-15 33 15 16-20 21 9 21-25 11 5 26+ 7 3 Toplam 223 100

Araştırmaya katılan sosyal girişimcilerin çalışma süresine bakıldığında; 78 kişinin 1-5 yıl arası, 73 kişinin 6-10 yıl arası, 33 kişinin 11-15 yıl arası, 21 kişinin 16-20 yıl arası, 11 kişinin 21-25 yıl arası, 7 kişinin 26 yıl ve üzeri çalışma süresine sahip oldukları görülmektedir (Tablo 3).

Page 115: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

Sosyal Girişimcilerin Girişimcilik ve Dönüştürücü Liderlik Algılarının Belirlenmesi 113

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

Tablo:4 Vakıf ve Derneklerin Finansal Gelir Kaynakları

Gelir Kaynağı/Kaynakları Sayı Yüzde Bağışlar 42 18,8 Devlet Desteği-Sübvansiyonlar 6 2,6 Kişisel/Aileye Ait Kaynaklar 2 0,9 Gelir Sağlayan Faaliyetler Gerçekleştirerek 9 4 Üye Aidatları 6 2,7 Proje Gelirleri 3 1,3 Sponsorluklar 1 0,5 Diğer (Uluslararası Fonlar, Kira Gelirleri) 5 2,2 Bağışlar-Devlet Desteği-Sübvansiyonlar 10 4,4 Bağışlar-Kişisel/Aileye Ait Kaynaklar 10 4,4 Bağışlar-Gelir Sağlayan Faaliyetler Gerçekleştirerek 73 33,6 Bağışlar-Üye Aidatları 13 5,8 Bağışlar-Proje Gelirleri 2 0,9 Bağışlar-Diğer (Uluslararası Fonlar, Kira Gelirleri) 2 0,9 Kişisel/Aileye Ait Kaynaklar-Gelir Sağlayan Faaliyetler Gerçekleştirerek 2 0,9

Kişisel/Aileye Ait Kaynaklar-Diğer (Uluslararası Fonlar, Kira Gelirleri) 1 0,5

Gelir Sağlayan Faaliyetler Gerçekleştirerek-Diğer (Uluslararası Fonlar, Kira Gelirleri) 1 0,5

Üye Aidatları-Proje Gelirleri 1 0,5 Proje Gelirleri-Sponsorluklar 1 0,5 Bağışlar- Devlet Desteği-Sübvansiyonlar-Gelir Sağlayan Faaliyetler Gerçekleştirerek 2 0,9

Bağışlar- Devlet Desteği-Sübvansiyonlar-Proje Gelirleri 1 0,5 Bağışlar- Kişisel/Aileye Ait Kaynaklar-Gelir Sağlayan Faaliyetler Gerçekleştirerek 7 3,1

Bağışlar- Kişisel/Aileye Ait Kaynaklar-Proje Gelirleri 1 0,5 Bağışlar-Kişisel/Aileye Ait Kaynaklar-Diğer (Uluslararası Fonlar, Kira Gelirleri) 1 0,5

Bağışlar-Gelir Sağlayan Faaliyetler Gerçekleştirerek-Üye Aidatları 15 6,7

Bağışlar-Gelir Sağlayan Faaliyetler Gerçekleştirerek-Proje Gelirleri 2 0,9

Bağışlar-Devlet Desteği-Sübvansiyonlar-Gelir Sağlayan Faaliyetler Gerçekleştirerek- Diğer (Uluslararası Fonlar, Kira Gelirleri

1 0,5

Bağışlar-Kişisel/Aileye Ait Kaynaklar-Gelir Sağlayan Faaliyetler Gerçekleştirerek-Diğer (Uluslararası Fonlar, Kira Gelirleri

1 0,5

Toplam 223 100

Page 116: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

114 Selma KILIÇ KIRILMAZ

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

Sosyal girişimcilerin çalışmakta oldukları STK’ların gelir kaynaklarına bakıldığında (Tablo: 4) sadece Bağışlardan gelir elde eden 42; Devlet Desteği-Sübvansiyonlardan 6; Kişisel/Aileye Ait Kaynaklardan 2; Gelir Sağlayan Faaliyetler Gerçekleştirerek 9; Üye Aidatları 6; Proje Gelirleri 3; Sponsorluklar 1; Diğer (Uluslararası Fonlar, Kira Gelirleri) 5 STK olduğu görülmektedir. Birden çok alandan gelir sağlayan STK’larla ilgili, bilgiler Tablo: 4’te gösterilmektedir.

Demografik Verilere Yönelik Hipotezlerin Analizi

Bu bölümde, sosyal girişimcilerin Demografik özelliklerine (cinsiyet, yaş, medeni durum, eğitim durumu, çalışma süresi) ve örgüt bilgisine (türü, çalışma alanı, finansal gelir kaynakları) yönelik geliştirilen hipotezlerin analizleri üzerinde durulmaktadır.

H1: Sosyal girişimcilerin cinsiyetlerine göre; girişimcilik, dönüştürücü liderlik ve sosyal girişimcilik algılamaları arasında anlamlı farklılıklar vardır.

Sosyal girişimcilerin cinsiyetlerine göre girişimcilik, dönüştürücü liderlik ve sosyal girişimcilik algılamalarında faklılık olup olmadığı Bağımsız Çift Örneklem t Testi ile araştırılmıştır. t testi sonucunda sosyal girişimcilerin girişimcilik, dönüştürücü liderlik ve sosyal girişimcilik algılamalarında farklılık bulunamamıştır. (P>0,05).

H1 hipotezi doğrulanamamıştır.

H2: Sosyal girişimcilerin cinsiyetlerine göre; girişimcilik, dönüştürücü liderlik ve sosyal girişimcilik alt boyutlarını algılamaları arasında anlamlı farklılıklar vardır.

Sosyal girişimcilerin tüm boyutlardaki algılamalarının cinsiyete göre değişip değişmediği Bağımsız Çift Örneklem t Testi ile araştırılmıştır. t testi sonucunda liderlik boyutlarından Karizma ve sosyal girişimcilik boyutlarından Sosyal Değer Yaratma boyutunda farklılık bulunmuştur. Karizma boyutunda kadın yöneticilerin karizma liderlik algılaması daha yüksek bulunmuştur. Benzer bir sonuç sosyal girişimcilik boyutlarından Sosyal Değer Yaratmada elde edilmiş ve kadın liderlerin Sosyal Değer Yaratma algısı daha yüksek bulunmuştur. Sonuçlar Tablo: 5’te gösterilmiştir.

H2 hipotezi Karizma ve Sosyal Değer Yaratma boyutlarında doğrulanmış diğer boyutlarda doğrulanamamıştır.

Page 117: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

Sosyal Girişimcilerin Girişimcilik ve Dönüştürücü Liderlik Algılarının Belirlenmesi 115

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

H3: Sosyal girişimcilerin yaşlarına göre; girişimcilik, dönüştürücü liderlik ve sosyal girişimcilik algılamaları arasında anlamlı farklılıklar vardır.

Sosyal girişimcilerin girişimcilik, dönüştürücü liderlik ve sosyal girişimcilik algılamalarının yaşlarına göre anlamlı farklılık gösterip göstermediği Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) ile araştırılmıştır. Sosyal girişimcilerin girişimcilik, dönüştürücü liderlik ve sosyal girişimcilik algılamalarında yaşlarına göre anlamlı bir farklılık bulunamamıştır (P>0,05).

H3 hipotezi doğrulanamamıştır.

H4: Sosyal girişimcilerin yaşlarına göre; girişimcilik, dönüştürücü liderlik ve sosyal girişimcilik alt boyutlarını algılamaları arasında anlamlı farklılıklar vardır.

Sosyal girişimcilerin tüm boyutlardaki algılamalarının yaşlarına göre değişip değişmediği Tek Yönlü Varyans Analizi ile araştırılmıştır. Fark bulunan gruplar çoklu karşılaştırma testlerinden Tukey HSD testi ile araştırılmıştır. Tek yönlü varyans analizine göre sadece girişimcilik boyutlarından Risk Alma Eğilimi boyutunda fark bulunmuştur. Risk Alma Eğilimi en yüksek olan sosyal girişimcilerin 40-49 yaş grubundakiler olduğu, Risk Alma Eğilimi en düşük sosyal girişimcilerin ise 50 ve üstü yaş grubundakiler olduğu belirlenmiştir. Tukey HSD istatistiğine göre 40-49 yaş aralığındaki sosyal girişimciler ile 50 ve üstü yaş grubundaki sosyal girişimciler arasında farklılık bulunmuştur. Sonuçlar Tablo: 6’da verilmiştir.

H4 hipotezi Risk Alma Eğilimi boyutunda doğrulanmış diğer boyutlarda doğrulanamamıştır.

Tablo: 5 Cinsiyete Göre Boyutlar Arasında Farklılık Testi

Cinsiyet N Ortalama Std. Sap. t P

Başarı İhtiyacı Erkek 128 4,4500 ,41997 -1,477 ,141 Kadın 95 4,5326 ,40382

Risk Alma Eğilimi Erkek 128 2,7526 ,97137 1,315 ,190 Kadın 95 2,5895 ,83574

Belirsizliklere Karşı Toleranslı Olma

Erkek 128 3,4766 ,72573 -,057 ,954 Kadın 95 3,4821 ,69312

Yenilikçi Olma Erkek 128 3,6641 ,54806 -1,238 ,217 Kadın 95 3,7519 ,48878

Karizma Erkek 128 4,0938 ,46488 -2,243 ,026

Page 118: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

116 Selma KILIÇ KIRILMAZ

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

Kadın 95 4,2376 ,48495 İlham Verici Motivasyon

Erkek 128 4,0898 ,48778 -,745 ,457 Kadın 95 4,1421 ,55595

Entelektüel Teşvik Erkek 128 4,1211 ,45762 -1,164 ,246 Kadın 95 4,1982 ,52945

Bireysel İlgi Erkek 128 4,1563 ,46816 -1,048 ,296 Kadın 95 4,2274 ,54234

Sosyal İçerikli Misyon Sahibi Olma

Erkek

128

4,2281

,57929 -1,524 ,129

Kadın 95 4,3453 ,55155

Sosyal Değer Yaratma Erkek 128 4,1338 ,52875 -4,159 ,000 Kadın 95 4,4132 ,44813

Sosyal Girişim Fırsatlarını Görme

Erkek 128 3,9547 ,49132 ,322 ,748 Kadın 95 3,9326 ,52561

Kaynak Yaratma ve Sürdürülebilirliği Sağlama

Erkek 128 4,3359 ,50630 ,245 ,806 Kadın 95 4,3193 ,49325

Sosyal Ağlardan Faydalanma

Erkek 128 4,2617 ,50865 -,611 ,542 Kadın 95 4,3053 ,54964

Tablo: 6

Yaşa Göre Boyutlar Arasında Farklılık Testi

Boyut Yaşlar N Ortalama Std. Sapma

Farklı yaşlar P

Risk Alma

Eğilimi

20-29 11 2,8485 ,75076 40-49 ile 50+ ,0001

30-39 48 2,7778 ,76363 40-49 65 2,9949 ,97449 50+ 99 2,4141 ,89733

Toplam 223 2,6831 ,91764

H5: Sosyal girişimcilerin medeni durumlarına göre; girişimcilik, dönüştürücü liderlik ve sosyal girişimcilik algılamaları arasında anlamlı farklılıklar vardır.

Sosyal girişimcilerin girişimcilik, dönüştürücü liderlik ve sosyal girişimcilik algılamalarının medeni duruma göre değişip değişmediği Bağımsız Çift Örneklem t Testi ile araştırılmış olup t testi sonucunda anlamlı bir farklılık bulunamamıştır (P>0,05).

H5 hipotezi doğrulanamamıştır.

Page 119: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

Sosyal Girişimcilerin Girişimcilik ve Dönüştürücü Liderlik Algılarının Belirlenmesi 117

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

H6: Sosyal girişimcilerin medeni durumlarına göre girişimcilik, dönüştürücü liderlik ve sosyal girişimcilik alt boyutlarını algılamaları arasında anlamlı farklılıklar vardır.

Sosyal girişimcilerin tüm boyutlardaki algılamalarının medeni duruma göre değişip değişmediği Bağımsız Çift Örneklem t Testi ile araştırılmıştır. t testi sonucunda tüm boyutlarda anlamlı bir farklılık bulunamamıştır, (P>0,05).

H6 hipotezi doğrulanamamıştır.

H7: Sosyal girişimcilerin eğitim durumlarına göre; girişimcilik, dönüştürücü liderlik ve sosyal girişimcilik algılamaları arasında anlamlı farklılıklar vardır.

Sosyal girişimcilerin girişimcilik, dönüştürücü liderlik ve sosyal girişimcilik algılamalarının eğitim durumlarına göre değişip değişmediği Tek Yönlü Varyans Analizi ile araştırılmıştır. Fark bulunan gruplar çoklu karşılaştırma testlerinden Tukey HSD testi ile araştırılmıştır. Fark bulunan gruplar Tablo: 7’de gösterilmiştir. Tablo: 7’ye göre; sosyal girişimcilerin girişimcilik algılamasında, doktora mezunu olanlar ile lise ya da yüksek lisans mezunu olanlar arasında anlamlı fark bulunmuştur. Bu farka göre lise ve yüksek lisan mezunu olan sosyal girişimcilerin girişimcilik algısı doktora mezunlarından daha yüksek bulunmuştur.

Sosyal girişimcilerin dönüştürücü liderliği algılamasında lise mezunu olanlarla, doktora mezunu olanlar arasında farklılık bulunmuştur. Lise mezunu sosyal girişimcilerin dönüştürücü liderlik algılamalarının doktora mezunlarından daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Benzer şekilde yüksek lisans mezunu olan sosyal girişimciler ile doktora mezunu olanlar arasında da fark bulunmuş olup, yüksek lisans mezunu olan sosyal girişimcilerin dönüştürücü liderlik algısının daha yüksek olduğu belirlenmiştir.

Sosyal girişimcilerin eğitimlerine göre sosyal girişimcilik algılamaları araştırıldığında en yüksek ortalamanın yüksek lisan mezunu sosyal girişimcilerde olduğu belirlenmiştir. Farklılıklar doktora mezunu sosyal girişimciler ile lise, lisans ve yüksek lisan mezunu sosyal girişimciler arasında gerçekleşmiştir.

H7 hipotezi doğrulanmıştır.

H8: Sosyal girişimcilerin eğitim durumlarına göre; girişimcilik, dönüştürücü liderlik ve sosyal girişimcilik alt boyutlarını algılamaları arasında anlamlı farklılıklar vardır.

Page 120: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

118 Selma KILIÇ KIRILMAZ

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

Tablo: 8’e göre, Dönüştürücü Liderlik boyutlarından olan Karizma boyutunda doktora mezunu sosyal girişimciler ile lise, lisans ve yüksek lisan mezunu olanlar arasında anlamlı farklılıklar bulunmuştur. Buna göre lise ve lisans ve yüksek lisans mezunu sosyal girişimcilerin Karizma puanları doktora mezunlarından daha yüksek bulunmuştur. Sosyal girişimcilik boyutlarından olan sosyal değer yaratma algısında ön lisans mezunu olan sosyal girişimcilerin sosyal değer yaratma algısı en düşük bulunmuştur.

Tablo: 7 Eğitim Durumuna Göre Girişimcilik, Liderlik, Sosyal Girişimcilik

Farklılık Testi

Boyut Eğitim N Ortalama Std. Sapma Farklı Gruplar P

Girişimcilik

Orta 6 3,5310 ,44054 Lise ile Doktora ,011 Lise 43 3,6903 ,39095 YL ile Doktora ,017 On lisans 12 3,5685 ,26219 Lisans 104 3,5583 ,33240 YL 38 3,6836 ,35389 Doktora 20 3,3607 ,45643 Toplam 223 3,5872 ,36800

Dönüştürücü Liderlik

Orta 6 4,1919 ,40719 Lise ile Doktora ,029 Lise 43 4,2434 ,42919 YL ile Doktora ,030 On lisans 12 4,0713 ,45381 Lisans 104 4,1323 ,36365 YL 38 4,2487 ,35663 Doktora 20 3,9097 ,55916 Toplam 223 4,1519 ,40888

Sosyal Girişimcilik

Orta 6 4,1661 ,48506 Lise ile Doktora ,014 Lise 43 4,2766 ,34015 Lisans ile

Doktora ,019

On lisans 12 4,0031 ,39597 YL ile Doktora ,003 Lisans 104 4,2322 ,35906 YL 38 4,3364 ,36950 Doktora 20 3,9269 ,60812 Toplam 223 4,2170 ,40317

Sosyal girişimcilik boyutlarından birisi olan sosyal girişim fırsatlarını görme boyutunda en düşük puan doktora mezunu sosyal girişimcilere ait olup, doktora mezunu sosyal girişimciler ile lise ve yüksek lisan mezunu sosyal girişimciler arasında farklar bulunmuştur.

Sosyal girişimcilik boyutlarından olan kaynak yaratma ve sürdürülebilirliği sağlama boyutunda en düşük puan doktora

Page 121: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

Sosyal Girişimcilerin Girişimcilik ve Dönüştürücü Liderlik Algılarının Belirlenmesi 119

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

mezunu sosyal girişimcilere ait olup, doktora mezunu sosyal girişimciler ile lisans ve yüksek lisans mezunu sosyal girişimciler arasında fark bulunmuştur.

Sosyal girişimcilik boyutlarından olan sosyal ağlardan faydalanma boyutunda en düşük puan doktora mezunu sosyal girişimcilere ait olup, doktora mezunu sosyal girişimciler ile lise, lisans ve yüksek lisan mezunu yöneticiler arasında fark bulunmuştur.

H8 hipotezi Karizma, Sosyal Değer Yaratma, Sosyal Girişim Fırsatlarını Görme, Kaynak Yaratma ve Sürdürülebilirliği Sağlama ve Sosyal Ağlardan Faydalanma boyutlarında doğrulanmış diğer boyutlarda doğrulanamamıştır.

H9: Sosyal girişimcilerin çalışma sürelerine göre; girişimcilik, dönüştürücü liderlik ve sosyal girişimcilik algılamaları arasında anlamlı farklılıklar vardır.

Sosyal girişimcilerin; çalışma sürelerine göre; girişimcilik, dönüştürücü liderlik ve sosyal girişimcilik algılamaları arasında anlamlı farklılık olup olmadığı Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) ile araştırılmıştır ANOVA sonucunda tüm boyutlarda anlamlı bir farklılık bulunamamıştır, (P>0,05).

H9 hipotezi doğrulanamamıştır.

Tablo: 8 Eğitim Durumuna Göre Boyutlar Arasında Farklılık Testi

Boyut Eğitim N Ortalama Std. Sapma Farklı Gruplar P

Karizma

Orta 6 4,0952 ,61056 Lise ile Doktora

,001

Lise 43 4,2757 ,49819 Lisans ile Doktora

,008

On lisans 12 4,1548 ,42839 YL ile Doktora ,002 Lisans 104 4,1511 ,38796 YL 38 4,2481 ,46343 Doktora 20 3,7571 ,67977 Toplam 223 4,1550 ,47780

Sosyal Değer Yaratma

Orta 6 4,2083 ,54006 Lise ile Ön lisans

,021

Lise 43 4,2936 ,49917 Ön lisans ile Lisans

,015

On lisans 12 3,7708 ,68845 Ön lisans ile YL

,006

Lisans 104 4,2740 ,45624 YL 38 4,3651 ,51937

Page 122: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

120 Selma KILIÇ KIRILMAZ

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

Boyut Eğitim N Ortalama Std. Sapma Farklı Gruplar P

Doktora 20 4,1438 ,58247 Toplam 223 4,2528 ,51394

Sosyal Girişim Fırsatlarını Görme

Orta 6 3,9667 ,59889 Lise ile Doktora

,031

Lise 43 3,9953 ,40588 YL ile Doktora ,001 On lisans 12 3,8833 ,46286 Lisans 104 3,9288 ,47616 YL 38 4,1368 ,47215 Doktora 20 3,5900 ,72104 Toplam 223 3,9453 ,50517

Kaynak Yaratma ve Sürdürülebilirliği Sağlama

Orta 6 4,2222 ,54433 Lisans ile Doktora

,012

Lise 43 4,3488 ,46549 YL ile Doktora ,017 On lisans 12 4,1111 ,45690 Lisans 104 4,3846 ,39894 YL 38 4,4211 ,44306 Doktora 20 3,9833 ,89492 Toplam 223 4,3288 ,49973

Sosyal Ağlardan Faydalanma

Orta 6 4,3333 ,43780 Lise ile Doktora

,037

Lise 43 4,3547 ,48560 Lisans ile Doktora

,050

On lisans 12 4,0833 ,49237 YL ile Doktora ,029 Lisans 104 4,3005 ,49313 YL 38 4,3750 ,51906 Doktora 20 3,9375 ,70185 Toplam 223 4,2803 ,52573

H10: Sosyal girişimcilerin çalışma sürelerine göre;

girişimcilik, dönüştürücü liderlik ve sosyal girişimcilik alt boyutlarını algılamaları arasında anlamlı farklılıklar vardır.

Sosyal girişimcilerin çalışma sürelerine göre; girişimcilik, dönüştürücü liderlik ve sosyal girişimcilik alt boyutlarını algılamaları arasında anlamlı farklılık olup olmadığı Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) ile araştırılmıştır. ANOVA sonucuna göre tüm boyutlarda anlamlı bir farklılık bulunamamıştır (P>0,05).

H10 hipotezi doğrulanamamıştır.

Örgüt Bilgisine Yönelik Hipotezlerin Analizi

H11: Sosyal girişimcilerin vakıf veya dernek başkanı olmalarına göre; girişimcilik, dönüştürücü liderlik ve sosyal girişimcilik algılamaları arasında anlamlı farklılıklar vardır.

Sosyal girişimcilerin, girişimcilik, dönüştürücü liderlik ve sosyal girişimcilik algılamalarının sivil toplum örgütü türüne göre

Page 123: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

Sosyal Girişimcilerin Girişimcilik ve Dönüştürücü Liderlik Algılarının Belirlenmesi 121

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

değişip değişmediği bağımsız çift örneklem t testi ile araştırılmıştır. Bağımsız çift örneklem t testine göre girişimcilik boyutlarının toplamından oluşan girişimcilik puanlarında farklılık bulunmuştur. Dernek başkanı olan sosyal girişimcilerin girişimcilik puanları vakıf başkanlarına göre daha yüksek bulunmuştur. Sosyal girişimcilerin, dönüştürücü liderlik ve sosyal girişimcilik algılamalarında ise sivil toplum örgütü türüne göre anlamlı bir farklılık bulunamamıştır. Sonuçlar Tablo: 9’da verilmiştir.

H11 hipotezi Girişimcilik boyutunda doğrulanmış Dönüştürücü Liderlik ve Sosyal Girişimcilik boyutlarında doğrulanamamıştır.

H12: Sosyal girişimcilerin vakıf veya dernek başkanı olmalarına göre; girişimcilik, dönüştürücü liderlik ve sosyal girişimcilik alt boyutlarını algılamaları arasında anlamlı farklılıklar vardır.

Sosyal girişimcilerin tüm boyutlardaki algılamalarının sivil toplum örgütü türüne göre değişip değişmediği bağımsız çift örneklem t testi ile araştırılmıştır. Bağımsız çift örneklem t testine göre girişimcilik boyutlarından risk alma eğilimi puanlarında farklılık bulunmuştur. Dernek başkanı olan sosyal girişimci liderlerin risk alma eğilimi vakıf başkanı olan sosyal girişimci liderlerinkinden daha yüksek bulunmuştur. Diğer boyutlarda anlamlı bir fark bulunamamıştır. Sonuçlar Tablo: 10’da gösterilmiştir.

H12 hipotezi sadece Risk Alma Eğilimi boyutunda doğrulanmış diğer boyutlarda doğrulanamamıştır.

H13: Sosyal girişimcilerin örgütlerinin çalışma alanına göre (aile, kadın, çevre vb.); girişimcilik, dönüştürücü liderlik ve sosyal girişimcilik algılamaları arasında anlamlı farklılıklar vardır.

Sosyal girişimcilerin girişimcilik, dönüştürücü liderlik ve sosyal girişimcilik algılamalarının örgütlerinin çalışma alanına göre farklılık gösterip göstermediği Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) ile araştırılmıştır. Sosyal girişimcilerin girişimcilik, dönüştürücü liderlik ve sosyal girişimcilik algılamalarında anlamlı bir farklılık bulunamamıştır, (P>0,05).

H13 hipotezi doğrulanamamıştır.

Page 124: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

122 Selma KILIÇ KIRILMAZ

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

Tablo: 9 Vakıf veya Dernek Başkanı Olmaya Göre Girişimcilik, Liderlik,

Sosyal Girişimcilik Farklılık Testi

Boyut STÖ Türü N Ortalama Std.

Sapma t P

Girişimcilik Vakıf 108 3,5373 ,36288 -1,973 ,050 Dernek 115 3,6340 ,36819

Dönüştürücü Liderlik

Vakıf 108 4,1111 ,43117 -1,448 ,149 Dernek 115 4,1902 ,38472

Sosyal Girişimcilik

Vakıf 108 4,2101 ,40036 -,247 ,805 Dernek 115 4,2235 ,40743

H14: Sosyal girişimcilerin örgütlerinin çalışma alanına göre (aile, kadın, çevre vb.); girişimcilik, dönüştürücü liderlik ve sosyal girişimcilik alt boyutlarını algılamaları arasında anlamlı farklılıklar vardır.

Sosyal girişimcilerin tüm boyutlardaki algılamalarının görev yaptıkları STK’ların faaliyet alanına göre değişip değişmediği Tek Yönlü Varyans Analizi ile araştırılmıştır. Fark bulunan gruplar çoklu karşılaştırma testlerinden Tukey HSD testi ile araştırılmıştır. Tek yönlü varyans analizine göre girişimcilik boyutlarından Belirsizliklere karşı toleranslı olma boyutunda fark bulunmuştur. En yüksek BKTO puanı etkinlik alanı, yardım ve sağlık olan STK yöneticilerine ait olup, birden çok etkinlik alanı bulunan STK yöneticilerinin puanları ile farklılık göstermiştir. Sonuçlar Tablo: 11’de verilmiştir.

Tablo: 10 Sivil Toplum Örgütü Türüne Göre Farklılık Testi

Boyut STÖ Türü N Ortalama Std.

Sapma t P

Başarı İhtiyacı Vakıf 108 4,4704 ,43605 -,517 ,606 Dernek 115 4,4991 ,39414

Risk Alma Eğilimi Vakıf 108 2,4969 ,86647 -2,98 ,003 Dernek 115 2,8580 ,93352

Belirsizliklere Karşı Toleranslı Olma

Vakıf 108 3,5167 ,74989 ,768 ,443 Dernek 115 3,4435 ,67267

Yenilikçi Olma Vakıf 108 3,6653 ,53743 -,997 ,320 Dernek 115 3,7354 ,51168

Karizma Vakıf 108 4,1098 ,52357 -1,37 ,171 Dernek 115 4,1975 ,42840

Page 125: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

Sosyal Girişimcilerin Girişimcilik ve Dönüştürücü Liderlik Algılarının Belirlenmesi 123

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

Boyut STÖ Türü N Ortalama Std.

Sapma t P

İlham Verici Motivasyon

Vakıf 108 4,0571 ,55961 -1,54 ,124 Dernek 115 4,1638 ,47088

Entelektüel Teşvik Vakıf 108 4,1127 ,49232 -1,22 ,223 Dernek 115 4,1928 ,48646

Bireysel İlgi Vakıf 108 4,1648 ,46871 -,627 ,532 Dernek 115 4,2070 ,53109

Sosyal İçerikli Misyon Sahibi Olma

Vakıf 108 4,2481 ,57608 -,759 ,449 Dernek 115 4,3061 ,56402

Sosyal Değer Yaratma

Vakıf 108 4,2373 ,52644 -,437 ,663 Dernek 115 4,2674 ,50379

Sosyal Girişim Fırsatlarını Görme

Vakıf 108 3,9333 ,53512 -,342 ,733 Dernek 115 3,9565 ,47741

Kaynak Yaratma ve Sürdürülebilirliği Sağlama

Vakıf 108 4,3796 ,44525 1,474 ,142

Dernek 115 4,2812 ,54360

Sosyal Ağlardan Faydalanma

Vakıf 108 4,2523 ,52340 -,769 ,443 Dernek 115 4,3065 ,52884

Tablo: 11 Sivil Toplum Örgütünün Etkinlik Alanına Göre Farklılık

Boyut Etkinlik alanı N Ortalama Std.

Sapma Farklı

Gruplar P

Belirsizliklere Karşı Toleranslı Olma

Aile 5 3,0400 ,88769 Birden çok ile Sağlık ,036

Çevre 20 3,2100 ,68817 Birden çok ile Yardım ,010

Çocuk 16 3,5125 ,58864 Eğitim 63 3,5397 ,70357 Engelliler 25 3,6960 ,55714 Kadın 22 3,2727 ,65769 Sağlık 17 3,8000 ,80932 Yardım 23 3,8174 ,61766 Birden çok 32 3,1375 ,71199 Toplam 223 3,4789 ,71045

H14 hipotezi sadece Belirsizliklere Karşı Toleranslı Olma boyutunda doğrulanmış diğer boyutlarda doğrulanamamıştır.

Page 126: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

124 Selma KILIÇ KIRILMAZ

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

SONUÇ

Yapılan araştırma sonucunda Sosyal girişimcilerin cinsiyetlerine göre girişimcilik, dönüştürücü liderlik ve sosyal girişimcilik algılamaları arasında anlamlı farklılık bulunamamıştır. Bu araştırmada, cinsiyetin girişimcilik, dönüştürücü liderlik ve sosyal girişimcilik algılaması açısından farklılık yaratmadığı görülmüştür.

Sosyal girişimcilerin tüm boyutlardaki algılamalarının cinsiyete göre değişip değişmediği araştırıldığında, dönüştürücü liderlik boyutlarından Karizma ve sosyal girişimcilik boyutlarından Sosyal Değer Yaratma boyutunda farklılık bulunmuştur. Karizma boyutunda kadın yöneticilerin karizma liderlik algılaması daha yüksek bulunmuştur. Benzer bir sonuç sosyal girişimcilik boyutlarından Sosyal Değer Yaratma boyutunda elde edilmiş ve kadın liderlerin Sosyal Değer Yaratma algısı daha yüksek bulunmuştur. Kadınların dönüştürücü liderliğin karizma boyutuna daha fazla önem verdikleri ve erkeklere göre daha fazla sosyal değer yaratmak istedikleri söylenebilir.

Sosyal girişimcilerin yaşlarına göre girişimcilik, dönüştürücü liderlik ve sosyal girişimcilik algılamalarında farklılık bulunamamıştır. Ayrıca, Sosyal girişimcilerin tüm boyutlardaki algılamalarının yaşlarına göre değişip değişmediğine bakıldığında sadece Risk Alma Eğilimi boyutunda fark olduğu görülmüştür. Risk Alma Eğilimi en yüksek olan sosyal girişimcilerin 40-49 yaş aralığındakiler olduğu belirlenmiştir. Risk Alma Eğilimi en düşük olan sosyal girişimcilerin ise 50 ve üstü yaş grubundakiler olduğu belirlenmiştir.

Sosyal girişimcilerin medeni durumlarına göre girişimcilik, dönüştürücü liderlik ve sosyal girişimcilik algılamaları arasında farklılık olmadığı belirlenmiştir. Benzer şekilde, sosyal girişimcilerin medeni durumlarına göre girişimcilik, dönüştürücü liderlik ve sosyal girişimcilik alt boyutlarını algılamaları arasında da anlamlı farklılık bulunamamıştır.

Sosyal girişimcilerin eğitim durumlarına göre girişimcilik, dönüştürücü liderlik ve sosyal girişimcilik algılamaları arasında anlamlı farklılık olup olmadığı araştırıldığında; lise ve yüksek lisans, mezunu olan sosyal girişimcilerin girişimcilik algısı doktora mezunlarından daha yüksek bulunmuştur. Ayıca, lise mezunu sosyal girişimcilerin dönüştürücü liderlik algılamaları doktora mezunu olanlardan daha yüksek bulunmuştur. Benzer şekilde

Page 127: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

Sosyal Girişimcilerin Girişimcilik ve Dönüştürücü Liderlik Algılarının Belirlenmesi 125

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

yüksek lisans mezunu olan sosyal girişimcilerin dönüştürücü liderlik algısı doktora mezunu olanlardan daha yüksek bulunmuştur. Yüksek lisan mezunu sosyal girişimcilerin sosyal girişimcilik algısı en yüksek doktora mezunlarının ise en düşük olduğu belirlenmiştir.

Sosyal girişimcilerin eğitim durumlarına göre dönüştürücü liderlik alt boyutlarını algılamalarında lise, lisans ve yüksek lisans mezunlarının karizma algılarının doktora mezunlarından daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Sosyal girişimcilerin eğitim durumlarına göre ön lisans mezunlarının sosyal değer yaratma algısının en düşük olduğu belirlenmiştir. Eğitim durumuna göre sosyal girişim fırsatlarını görme boyutunda en düşük puanın doktora mezunu sosyal girişimcilere ait olduğu belirlenmiştir.

Eğitim durumuna göre kaynak yaratma ve sürdürülebilirliği sağlama boyutunda en düşük puanın doktora mezunu sosyal girişimcilere ait olduğu belirlenmiştir. Sosyal girişimcilik boyutlarından olan sosyal ağlardan faydalanma boyutunda da farklılıklar bulunmuştur. En düşük puan doktora mezunu sosyal girişimcilere ait olup, doktora mezunu sosyal girişimciler ile lise, lisans ve yüksek lisan mezunu yöneticiler arasında fark bulunmuştur.

Sosyal girişimcilerin, girişimcilik, dönüştürücü liderlik ve sosyal girişimcilik algılamalarının sivil toplum örgütü türüne göre değişip değişmediği araştırılmıştır. Girişimcilik boyutlarının toplamından oluşan girişimcilik puanlarında farklılık bulunmuştur. Girişimcilik puanlarında dernek yönetiminde bulunan sosyal girişimcilerin girişimcilik puanları vakıf yöneticilerine göre daha yüksek bulunmuştur. Sosyal girişimcilerin, dönüştürücü liderlik ve sosyal girişimcilik algılamalarında ise sivil toplum örgütü türüne göre anlamlı bir farklılık bulunamamıştır.

Sosyal girişimcilerin tüm boyutlardaki algılamalarının sivil toplum örgütü türüne göre değişip değişmediğine bakıldığında girişimcilik boyutlarından risk alma eğilimi algılarında farklılık bulunmuştur. Dernek başkanı sosyal girişimci liderlerin risk alma eğilimi vakıf başkanı olanlardan daha yüksek bulunmuştur.

Sosyal girişimcilerin örgütlerinin çalışma alanına göre girişimcilik, dönüştürücü liderlik ve sosyal girişimcilik algılamaları arasında anlamlı farklılık bulunamamıştır.

Sosyal girişimcilerin tüm boyutlardaki algılamalarının görev yaptıkları STK’ların faaliyet alanına göre değişip değişmediği

Page 128: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

126 Selma KILIÇ KIRILMAZ

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

araştırıldığında, yardım ve sağlık alanında faaliyet gösteren STK liderlerinin belirsizliklere karşı toleranslı olma algısının birden çok etkinlik alanı bulunan STK liderlerinden yüksek olduğu belirlenmiştir.

KAYNAKÇA

ALVORD, Sarah; H., L. David BROWN, Christine W. LETTS (2004). “Social Entrepreneurship and Societal Transformation”, The Journal of Applied Behavioral Science, Cilt: 40, Sayı: 3 (September), s: 260-282.

AUSTİN, James; Howard STEVENSON, Jane WEİ-SKİLLERN (2006). “Social and Commercial Entrepreneurship: Same, Different, or Both?”, Entrepreneurship: Theory and Practice, Ocak, s: 1-22.

BARENDSEN, Lynn; Howard GARDNER (2004). “Is The Social Entrepreneur a NewType of Leader?”, Leader to Leader, Cilt: Güz, s: 43-50.

BASS, Bernard M.; Ronald E. RİGGİO (2006). Transformational Leadership, Lawrence Erlbaum Associates, New Jersey.

BASS, Bernard M.; Bruce J. AVOLİO (1994). Improving Organizational Effectiveness Through Transformational Leadership, SAGE Publications, USA.

BASS; Bernard M. (1990) “From Transactional to Tranformational Leadership Learning to Share the Vision”, Organizational Dynamics, Kış, s: 19-31.

BATEMAN, Thomas S.; Michael CRANT (1993). “The Proactive Component of Organizational Behavior: A Measure and Correlates”, Journal of Organizational Behavior, Cilt: 14, s: 103-118.

CAVAZOTTE, Flavia; Valter MORENO, Mateus HİCKMANN (2012). “Effects of Leader Intelligence, Personality and Emotional Intelligence on Transformational Leadership and Managerial Performance”, The Leadership Quarterly, Cilt: 23, Sayı: 3, s: 443-455.

CHO, Jinsook; Jinkook LEE (2006). “An İntegrated Model of Risk and Risk-Reducing Strategies”, Journal of Business Research, Cilt: 59, 2006, s: 112-120.

Page 129: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

Sosyal Girişimcilerin Girişimcilik ve Dönüştürücü Liderlik Algılarının Belirlenmesi 127

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

DEES, J. Gregory (2007). “Taking Social Entrepreneurship Seriously”, Society, Cilt: 44, Sayı: 3, s: 24-31.

DEES, J. Gregory (1998). “The Meaning of Social Entrepreneurship”, Stanford University: Draft Report for the Kauffman Center for Entrepreneurial Leadership, s: 1-5.

ERTURGUT, Ramazan (2007). Toplam Kalite Yönetimi Uygulamaları İle Dönüştürücü Liderlik Arasındaki İlişki: Ulusal Kalite Ödülü Almış Olan Kamu Örgütlerinde Bir Araştırma, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Kocael: Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

GARTNER, William B. (1998). “Who Is an Entrepreneur?" Is the Wrong Question”, American Journal of Small Business, Bahar, s: 11-32.

GROVES, Kevin S.; Michael A. LAROCCA (2011). “An Empirical Study of Leader Ethical Values, Transformational and Transactional Leadership, and Follower Attitudes Toward Corporate Social Responsibility”, Journal of Business Ethics, Cilt: 103, s: 511-528.

HECKERT, T. M.; G. CUNEİO; A. P. HANNAH; P. J. ADAMS; H. E. DROSTE; M. A. MUELLER; H. A. Wallis; C. M. GRİFFİN; L. L. ROBERTS (1999). “Creation of a New Needs Assessment Questionnaire”, Journal of Social Behavior and Personality, Cilt: 15, Sayı: 1, s: 121-136.

HİBBERT, Sally A.; Gillian HOGG; Theresa Quinn (2002). “Consumer Response to Social Entrepreneurship: The Case of the Big İssue in Scotland”, İnternational Journal of Nonprofit and Voluntary Sector Marketing, Cilt: 7, Sayı: 3, s: 288-301.

LEE, Sang M.; Suzanne J. PETERSON (2000). “Culture, Entrepreneurial Orientation and Global Competitiveness”, Journal of World Business, Cilt: 35, Sayı: 4, s: 401-416.

MUELLER, Stephen L.; Anisya S. THOMAS (2000). “Culture and Entrepreneurial Potential: A Nine Country Study of Locus of Control and Innovativeness”, Journal of Business Venturing, Cilt: 16, s: 51-75.

NORTON, Robert W (1975). “Measurement of Ambiguity Tolerance”, Journal of Personality Assessment, Cilt: 39, Sayı: 6, s: 607-619.

Page 130: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

128 Selma KILIÇ KIRILMAZ

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (8:1) 2013 Journal of Entrepreneurship and Development

ONYX, Jenny, Paul BULLEN (2000). “Measuring Social Capital in Five Communities”, The Journal Of Applied Behavioral Science, Cilt: 36, Sayı: 1, Mart, s: 23-42.

ÖZDAMAR, Kazım (2011). Paket Programlar İle İstatistiksel Veri Analizi-1, Eskişehir, Kaan Kitabevi, 8. Baskı.

SCHUYT, Theo; Rene BEKKERS, Jan SMİT (2010). “The Philanthropy Scale: a Sociological Perspective in Measuring New Forms of Pro Social Behaviour”, Social Work & Society, Cilt: 8, Sayı: 1, s: 121-135.

SHANE, Scott (2003). A General Theory of Entrepreneurship, UK, Edward Elgar Publishing.

SCHWER, R. Keith; Uğur YÜCELT (1984). “A Study of Risk-Taking Propensities Among Small Business Entrepreneurs and Managers: an Empirical Evaluation”, American Journal of Small Business, Cilt: 8, Sayı: 3, Ocak-Mart, s: 31-40.

WALDMAN, David A.; Bernard M. BASS; Walter O. EİNSTEİN (1987). “Leadership and Outcomes of Performance Appraisal Processes”, Journal of Occupational Psychology, Cilt: 60, s: 177-186.

ZAHRA, Shaker A. (2007). “Contextualizing Theory Building in Entrepreneurship Research”, Journal of Business Venturing, Cilt: 22, s: 443-452.

http://www.dernekler.gov.tr/

http://www.surveey.com

http://www.vgm.gov.tr

Page 131: Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLAN …gkd.dergi.comu.edu.tr/upload/ff856f26-8373-438a-84d2-96d...GİRİŞİMCİLİK VE KALKINMA DERG İSİ Journal of Entrepreneurship

ISSN

: 130

6-89

46

1 9 29

CANAKKALE

ONSEKIZ MART

UNIVERSITESI

Pozi

tif /

0312

397

00

31

Cilt/Volume: 8 Sayı/Number: 1Yaz / Summer 2013

Cilt/Volum

e: 8 Sayı/Num

ber: 1 Yaz / Summ

er 2013

Özlem Çetinkaya BOZKURT & Ali Murat ALPARSLANGirişimcilerde Bulunması Gereken Özellikler İle Girişimcilik Eğitimi:Girişimci ve Öğrenci

Görüşleri

Özgür TOPKAYATarihsel Süreçte Girişimcilik Teorisi:

Girişimciliğin Ekonomik Büyüme ve İstihdam Boyutu

Burcu KILINÇ SAVRUL, Hasan Alp ÖZEL & Cüneyt KILIÇ

Osmanlı’nın Son Döneminden Günümüze Türkiye’de Dış Ticaretin Gelişimi

Soner KARAGÜLTürkiye’nin Balkanlardaki “Yumuşak Güç” Perspektifi: Türk İşbirliği ve Koordinasyon

Ajansı

Selma KILIÇ KIRILMAZSosyal Girişimcilerin Girişimcilik ve Dönüştürücü

Liderlik Algılarının Belirlenmesine Yönelik Bir Araştırma