Özel rapor 21. yÜzyil tÜrkİye enstİtÜsÜ · Özel rapor 17 eylül 2013 pkk’nın...

16
Büyük Selçuklu Sultanı Melikşah zamanında Mayıs 1085’de Türk hakimiyetine giren ve kesintisiz 928 yıldır bir Türk kenti olmaya devam eden Diyarbakır, bugün Kürtçü hareketin merkezi durumundadır. Bu durum son 30 yılda yavaş yavaş ge- lişirken, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyelerin BDP kontroluna geçmesi ile büyük bir ivme kazanmış ve 21 Mart 2013’de gerçekleşen Nevruz kut- lamalarından sonra zirve yapmıştır. Diyarbakır günümüzde de Kürtçü siyasetlerin temel argümanlarının oluşturulduğu daha sonra Güneydoğu Anadolu bölgesine ve Türkiye’ye yayıldığı, Irak’ın kuzeyindeki Bölgesel Yönetimin bütün dikkati ile takip ettiği, bölgede çıkarı olan ulusların ve çok uluslu şirketlerin sürekli nabzını tuttuğu bir politik/fikri üs noktasıdır. AKP Hükümeti terör örgütü ile temas konusunda ilk adımı 2005’de atmış ve 2008’de “Oslo Süreci” çerçevesinde karşılıklı görüşmelere dönüştürmüştür. Ocak 2009’da TRT-Şeş’in yayına başlaması ile başlaması sonrasında Temmuz 2009’da PKK/Kürt Açılımı resmen açıklanmıştır. Ağustos 2010’da yaşanan Habur Travması sonrasında Açılım süreci sarsıntıya girmiştir. 14 Temmuz 2011’de PKK’nın Diyar- bakır/Silvan’da gerçekleştirmiş olduğu ve 13 askerimizin şehit olduğu saldırı ile Açılım sona ermiştir. Silvan’da saldırının gerçekleştiği gün PKK, Diyarbakır’da De- mokratik Toplum Kongresi’nin kurulduğunu ilan etmiş ve “demokratik özerklik” ÖZEL RAPOR 21. YÜZYIL TÜRKİYE ENSTİTÜSÜ Özel Rapor 17 Eylül 2013 PKK’nın Kontrolundaki Diyarbakır İkinci PKK Açılımının Diyarbakır Üzerindeki Etkileri Ali Aydın AKBAŞ * 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü, Bilimsel Danışman Yazar Hakkında 1977 tarihinde Adana’da doğdu. İlkokulu, Ortaokulu ve Liseyi Ankara’da tamamladı. Yüksek Öğrenimini Elazığ Fırat Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi’nde tamamladı. Yurtdışında ihtisas eğitimi gördü. Son 15 yıldan buyana Diyarbakır’da yaşayan ve çalışan Ali Aydın Akbaş 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü’nde Bilimsel Danışmanıdır. Yayınları “Türkiye’de Barzanici Hareket (1965-2007)”, Doğu Raporu, (Kripto Yayınları Ankara 2011,) Prof. Dr. Ümit Özdağ ve İkbal Vurucu ile birlikte. Devamı Arkada

Upload: others

Post on 17-May-2020

1 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: ÖZEL RAPOR 21. YÜZYIL TÜRKİYE ENSTİTÜSÜ · Özel Rapor 17 Eylül 2013 PKK’nın Kontrolundaki Diyarbakır İkinci PKK Açılımının Diyarbakır Üzerindeki Etkileri Ali

Büyük Selçuklu Sultanı Melikşah zamanında Mayıs 1085’de Türk hakimiyetinegiren ve kesintisiz 928 yıldır bir Türk kenti olmaya devam eden Diyarbakır, bugünKürtçü hareketin merkezi durumundadır. Bu durum son 30 yılda yavaş yavaş ge-lişirken, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyelerin BDP kontrolunageçmesi ile büyük bir ivme kazanmış ve 21 Mart 2013’de gerçekleşen Nevruz kut-lamalarından sonra zirve yapmıştır. Diyarbakır günümüzde de Kürtçü siyasetlerintemel argümanlarının oluşturulduğu daha sonra Güneydoğu Anadolu bölgesineve Türkiye’ye yayıldığı, Irak’ın kuzeyindeki Bölgesel Yönetimin bütün dikkati iletakip ettiği, bölgede çıkarı olan ulusların ve çok uluslu şirketlerin sürekli nabzınıtuttuğu bir politik/fikri üs noktasıdır.

AKP Hükümeti terör örgütü ile temas konusunda ilk adımı 2005’de atmış ve2008’de “Oslo Süreci” çerçevesinde karşılıklı görüşmelere dönüştürmüştür. Ocak2009’da TRT-Şeş’in yayına başlaması ile başlaması sonrasında Temmuz 2009’daPKK/Kürt Açılımı resmen açıklanmıştır. Ağustos 2010’da yaşanan Habur Travmasısonrasında Açılım süreci sarsıntıya girmiştir. 14 Temmuz 2011’de PKK’nın Diyar-bakır/Silvan’da gerçekleştirmiş olduğu ve 13 askerimizin şehit olduğu saldırı ileAçılım sona ermiştir. Silvan’da saldırının gerçekleştiği gün PKK, Diyarbakır’da De-mokratik Toplum Kongresi’nin kurulduğunu ilan etmiş ve “demokratik özerklik”

ÖZEL RAPOR21. YÜZYIL

TÜRKİYE ENSTİTÜSÜÖzel Rapor 17 Eylül 2013

PKK’nın Kontrolundaki Diyarbakır İkinci PKK Açılımının Diyarbakır Üzerindeki Etkileri

Ali Aydın AKBAŞ

* 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü, Bilimsel Danışman

Yazar Hakkında

1977 tarihinde Adana’da doğdu. İlkokulu,Ortaokulu ve Liseyi Ankara’da

tamamladı. Yüksek Öğrenimini ElazığFırat Üniversitesi Fen Edebiyat

Fakültesi’nde tamamladı. Yurtdışındaihtisas eğitimi gördü. Son 15 yıldan

buyana Diyarbakır’da yaşayan ve çalışanAli Aydın Akbaş 21. Yüzyıl Türkiye

Enstitüsü’nde Bilimsel Danışmanıdır.

Yayınları “Türkiye’de Barzanici Hareket(1965-2007)”, Doğu Raporu, (Kripto

Yayınları Ankara 2011,) Prof. Dr. ÜmitÖzdağ ve İkbal Vurucu ile birlikte.

Devamı Arkada

Page 2: ÖZEL RAPOR 21. YÜZYIL TÜRKİYE ENSTİTÜSÜ · Özel Rapor 17 Eylül 2013 PKK’nın Kontrolundaki Diyarbakır İkinci PKK Açılımının Diyarbakır Üzerindeki Etkileri Ali

www.21yyte.org

ilanına gitmiştir. Böylece birinci açılım süreci sona ermiş ve PKK terör sürecinibaşlatmıştır. Mayıs-Kasım 2012 döneminde 132 asker, 31 polis, 16 geçici köykorucusu şehit olmuşlardır. Aynı dönemde 438 terörist öldürülmüştür. BirinciAçılım Sürecini, PKK’nın kent ayaklanmalarını engellemek için yapılan KCK tu-tuklamaları izlemiştir. 2012 yazı, PKK’nın Türkiye’nin dikkatini Suriye’nin Ka-mışlı bölgesinde gerçekleşen PKK/PYD otoritesi tesisinden uzaklaştırmak içingerçekleştirdiği Hakkâri’de alan hâkimiyeti çatışmaları ile geçmiştir.

26 Eylül 2012’de Başbakan Erdoğan’ın “İmralı ile görüşmeler tekrar başla-yabilir” açıklaması sonrası 2013’de, Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmelerneticesinde AKP Hükümeti “İkinci Açılım” sürecini başlatmıştır. Bu çerçevedeA. Öcalan, Hükümete, üzerinde güvenlik bürokratları ile çalışılan ve anlaşılanbir plan sunmuştur. Bu planın üç aşaması bulunmaktadır. Birinci aşamadaPKK’nın dağlarda bulunan kadroları, Öcalan’ın emri ile terör eylemlerini dur-duracak/ateşkes ilan edecek ve Türkiye dışına çekileceklerdir. Birinci aşamadevam ederken, TSK, Jandarma, Emniyet ve korucular da PKK’ya karşı operas-yonlarını durduracaklardır. PKK’nın terör eylemlerini durdurması ve yurtdışınaçekilmesinin yarattığı olumlu kamuoyu, AKP Hükümeti’ne ikinci aşamadaPKK’nın talep ettiği anayasal ve yasal siyasi reformların yapılmasına imkan ve-recektir. Öcalan tarafından normalleşme diye adlandırılan üçüncü aşamada iseÖcalan dâhil PKK mensupları için, adına genel af denilmese de hepsinin serbestkalmasını sağlayacak düzenlemelerin yapılmasına karar verilmiştir.

Öcalan’ın planı; Kandil’deki PKK şefleri tarafından bölgesel konjektürünPKK’nın çok daha kazançlı çıkabileceği bir süreci vaat ettiği düşüncesi ile eleş-tirilmiştir. Ancak PKK içinde Öcalan’a doğrudan karşı çıkacak, bir irade olmadığıiçin Kandil’deki şefler, Öcalan’ın planını kabul ettiğini açıklamışlardır. Kan-dil’deki PKK şefleri planı kısmen uygulamak ile birlikte, PKK’nın geri çekilmesiniAğustos 2013 sonuna kadar gerçekleştirmemişlerdir. Hatta, BDP aracılığı ile“Bütün gerillaların çekilmesi konusu söz değildi. Önemli olan ateşkesdi” şek-linde açıklamalar yapmışlardır.

PKK, AKP Hükümeti’nin Öcalan ile uzlaşılmasını, terör örgütünün TürkiyeCumhuriyeti’ni yenmesi olarak kendi tabanı başta olmak üzere bütün Güney-doğu Anadolu kamuoyuna kabul ettirme doğrultusunda önemli bir mesafe al-

2 ÖZEL RAPOR

“21. Yuzyıl Turkiye Enstitusu"

(21YYTE)

21.YYTE; Turkiye ve dunyadaki millî guvenlikstratejileri, ekonomi, hukuk, enerji/enerji

guvenliği, nukleer enerji/ nukleer silahlanma,enformasyon/bilgi iletişimi, anayasal duzen,

hukuk, adalet, duşuk yoğunluklu çatışma (terörve terörizm), teostratejik araştırmaları

demokrasi ve sivil toplum arastırmaları gibiişlevsel ana konular ile, çevre/Turk Dunyası

ulkeleri ve kuresel/bölgesel guçler ileuluslararası örgutlerdeki gelişmeleri izlemek, bu

gelişmeleri Turkiye’nin milli menfaatleri veulusal guvenlik gerekleri, doğrultusunda

incelemek ve bu alanlarda ciddî çalısmalaryaparak alternatif politika, strateji, program ve

projeler uretmek amacıyla 01 Aralık 2005'dekurulmuştur. 21.YYTE’de kurulma amacınauygun olarak aşağıdaki araştırma gurupları

kurulmuştur.

n Anayasal Duzen, Hukuk, Adalet AraştırmaGurubu

n Bio ve Gen Teknolojileri Araştırma Gurubu

n Teostrateji Araşırmaları Gurubu

n Millî Guvenlik Stratejileri Arastırma Gurubu

n Enerji ve Enerji Guvenligi Araştırma Gurubu

n Duşuk Yoğunluklu Çatısma (Terör ve Terörizm)Araştırma Gurubu

n Enformasyon ve İnternet TeknolojileriAraştırma Grubu

n Ekonomi ve Kureselleşme Araştırma Gurubu

n Rusya Araştırma Gurubu

n Amerika Araştırma Gurubu

n Avrupa Birliği Araştırma Gurubu

n Avrasya-Turk Dunyası Araştırma Gurubu

n Orta Doğu Araştırma Gurubu

n Balkanlar-Kıbrıs Araştırma Gurubu

n Çin-Uzakdoğu Araştırma Gurubu

n Orta Asya Araştırmalar Merkezi

n Rus Slav Araştırmalar Merkezi

n Orta Doğu ve Afrika Araştırmaları Merkezi

n Balkanlar ve Kıbrıs Araştırmalar Merkezi

n Amerika Araştırma Merkezi

n Avrupa Birliği Araştırmalar Merkezi

n Güney Kafkasya – İran – Pakistan AraştırmalarMerkezi

n Asya – Pasifik Araştırmalar Merkezi

Page 3: ÖZEL RAPOR 21. YÜZYIL TÜRKİYE ENSTİTÜSÜ · Özel Rapor 17 Eylül 2013 PKK’nın Kontrolundaki Diyarbakır İkinci PKK Açılımının Diyarbakır Üzerindeki Etkileri Ali

www.21yyte.org

mıştır. Nitekim KCK’nın yan kuruluşu DTK’nın başkanıAhmet Türk yaptığı bir konuşmada “Kürtler geçmişte sa-vaşta hiç kaybetmedi, hep siyaseten kaybetti. Rehavete ka-pılıp ‘her şey tamam’ dersek yanılırız. Süren müzakerelerintarihi anlaşmayla sonuçlanması için Kürtler eskisinden dahafazla siyasi alana müdahale etmeli”1derken, BDP Genel Baş-kanı Demirtaş ise “Artık Kürt inkarı bitti, kimlik kazanıldı”2

diyerek bunu açığa vurmuştur.

KCK unsurları kahvehanelerde, ev sohbetlerinde vb. or-tamlarda “Savaşı PKK kazandı, devlete diz çöktürdük, öyleeskisi gibi bizleri kandıramazlar. Önderlik(Öcalan), öylehemen tuzağa düşecek birisi değildir. İmralı’da devletle pro-tokol imzalamış. Önce gerillayı pasif duruma geçirecek, ar-dından da adı genel af olmasa da içeriği öyle olan bir afçıkarılarak gerillanın siyaset yapması ve oluşturulacak özerkyapının temel taşı olmasına imkân tanınacak. Sonraki adım-larda da TBMM’de çıkarılan kanunlarla Kürt kimliği resmentanınacak, adı konulmamış özerklik getirilecek. Sonunda daÖnderlik serbest bırakılarak aramıza katılacak. Siz diren-meye devam edin, sokakları terk etmeyin, bizler burada ey-lemleri ne kadar yükseltirsek Önderliğin yürüttüğümüzakere süreci o kadar başarıya ulaşacaktır” şeklinde ko-nuşmalar yaparak PKK’yı destekleyen tabanının moral mo-tivasyonunu üst düzeyde tutmayı, heyecanları istismaredilen gençliğe dağın yolunu göstermeyi amaçlamaktadır-lar.

PKK, ikinci açılım sürecini, Güneydoğu Anadolu’da birPKK/KCK devleti inşa etmek doğrultusunda istismar eder-ken, dağ kadrolarını Irak ve Suriye’ye çekmek yerine binlerceyeni katılım ile güçlendirmiştir. Örgüt, ikinci açılım sürecinde1984’den buyana terörün zirvede olduğu 1992-1994 süre-cinde bile elde edemediği etkinliğe 2013’de ulaşmıştır.Bunun temel nedeni, AKP Hükümetinin Öcalan ile müzakerekonularında anlaşarak, PKK’yı Kürtlerin temsilcisi olarakkabul ederken, PKK’yı meşrulaştırmış olmasıdır.

Bu raporun konusu, yukarıda anılan ve PKK propaganda-sının sonucu olan örgütün Türkiye Cumhuriyeti’ni yenmesi;hükümetle müzakereler neticesinde meşrulaşması ve gele-cekte bölgeyi yöneteceği inancı ile ilgili fikir dalgalarının enyoğun olarak yaşandığı Diyarbakır’daki etkilerini yer yer ya-zarın bizzat şahit olduğu ve yaşadığı somut örnekler ile or-taya koymaktır. Bu çalışma klasik bir rapordan çokgözlemlerin mümkün olduğunca rapor formatında aktarıla-rak, Diyarbakır’a gelemeyenlerin bu kentte neler olduğunuanlamalarına yardımcı olmak amacı ile hazırlanmıştır.

PKK’nın Paralel Devlet Kurma Çalışmaları

Prof. Dr. Mehmet Altan, Güneydoğu Anadolu gezisi son-rasında bölgede tespit ettiği durumu şöyle ifade etmektedir:“Orada fiili bir durum oluşmuş. Hükümetle İmralı arasında,

3ÖZEL RAPOR

Page 4: ÖZEL RAPOR 21. YÜZYIL TÜRKİYE ENSTİTÜSÜ · Özel Rapor 17 Eylül 2013 PKK’nın Kontrolundaki Diyarbakır İkinci PKK Açılımının Diyarbakır Üzerindeki Etkileri Ali

www.21yyte.org

BDP’nin de dahil olduğu süreç, şimdi tek başına kaldı, kendikendine işliyor. ‘Buraları bizim’ eğilimi ağır basıyor. Sanki,Ankara orayı bırakmış.”3 Ne yazık ki, Altan’ın tespiti doğru-dur. Ankara’nın Güneydoğu Anadolu’yu bırakmış olduğu,bölgede artık “geçici” olduğu düşüncesi yaygınlık kazanmak-tadır. PKK’ da Ankara’nın bu yaklaşımını bölgenin geleceği-nin PKK olduğu düşüncesi yaymada kullanmaktadır.

Bu durumu bir fırsat olarak gören PKK paralel devletkurma çalışmalarına hız vererek “kurumsallaşma” adınageniş bir yelpazede atılımlar geliştirmektedir. İç İşleri BakanıMuammer Güler’in de ifade ettiği PKK’nın paralel devletkurma çalışmalarının öncülüğünü ise Demokratik ToplumKongresi adı verilen kurum üstlenmektedir.4 Bu süreçte lo-komotif görevini de BDP’ye bağlı belediyeler yürütmektedir.Belediyeler uzun vadede sözde Kürdistan bürokrasisi için biralan açmaktadır. Ayrıca PKK’nın Güneydoğu Anadolu’da veDiyarbakır’da “PKK” kaymakamları, PKK “tarım il müdürleri”şeklinde “bürokratik atamalar” yapmaktadır. “Atanan”PKK’lı “yetkililerin” T.C. Kaymakamlarını makamlarında teh-dit ettiğine dair haberler basın-yayın organlarında gündemetaşındığı gibi, TBMM’de soru önergeleri ile Hükümete sorul-muştur.5

Güvenlik alanında medyaya yansıdığı üzere “asayiş bi-rimleri” kurulmaktadır. Söz konusu örgütlenme Diyarbakır’ınkenar mahallerinin hemen hemen hepsinde faaliyet halin-dedir. PKK adına vergi toplama, kepenk kapattırma, ceza-

landırma, seçmenin ve seçim merkezlerinin baskı altına alın-ması gibi faaliyetler “asayiş birimleri” aracılığı ile yürütül-mektedir.

Adalet alanında sözde halk mahkemeleri kurularak yar-gılamalar yürütülmektedir. KCK’ya bağlı olarak faaliyetgösteren mahkemeler aracılığı ile vatandaşların anlaşmaz-lıklarının çözümü için çalışmalar yürütülmektedir. Diyar-bakır’da vatandaşlar devlete vergi ödememeye teşvikedilmektedirler. Elektrik parasını ödeyen yurttaşlarınoranı çok azdır.

BDP’ye bağlı belediyelerin öncülüğünde özellikle eğitim,kültür ve sosyal alanlarda paralel devlet çalışmaları ön planaçıkmakta ve aleni bir şekilde yürütülmektedir. BDP’li bele-diyelerce kendi bünyelerinde maddi ve manevi yardımlarlaMEB’in Anaokullarına alternatif olarak Kürtçe eğitim verenkreşler6, Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü ve Halk Eğitim Mer-kezlerine alternatif olarak Kadın Destek Evleri ya da KadınEvleri adları ile eğitim merkezleri, MEB’e bağlı okullar vedershanelere alternatif olarak Eğitim Destek Evleri7 ile kü-tüphaneler açılmaktadır.8

Diyarbakır’da BDP’den seçilen belediyelerdetabelaların/levhaların birçoğunda Kürtçe bulundurulmakta-dır. Kurum içerisinde Kürtçe kullanımı için büyük bir özengösterilmekte konuşmayanlar ayıplanmaktadır. Oysa Di-yarbakır’da Türk olduğu için Kürtçe bilmeyen önemli birnüfus olduğu gibi, Kürt veya Zaza olmakla beraber Kürtçeyi

4 ÖZEL RAPOR

Page 5: ÖZEL RAPOR 21. YÜZYIL TÜRKİYE ENSTİTÜSÜ · Özel Rapor 17 Eylül 2013 PKK’nın Kontrolundaki Diyarbakır İkinci PKK Açılımının Diyarbakır Üzerindeki Etkileri Ali

www.21yyte.org

ve Zazacayı az bilen veya günlük yaşamında sadece Türkçekonuşan çok önemli bir nüfus yaşamaktadır. Belediyelerinbütün Kürtçeleştirme çalışmalarına rağmen, işçi arayan es-nafın ilanlarını Türkçe vermekte ısrar etmesi, Kürtçeleştirmeçalışmalarının doğal bir süreç değil, siyasal bir süreç oldu-ğunu göstermektedir. Belediyeler ayrıca Kürtçenin yaygın-laştırılması için seferberlik halinde çalışmalaryürütmektedirler. Kürtçe tiyatrolar, Kürtçe çocuk dergileri,Kürtçe dil kursları, Kürtçe pankartlar, Kürtçe işyeri isimleri-nin yaygınlaştırılması vb birçok alanda faaliyetler hız kes-meden devam etmektedir.

Diyarbakır çarşılarında artık “Kürdistan” haritalı tişörtlersatmak ve satın almak olağan bir durumdur. PKK’nın renkve amblemleri yandaşları tarafından gururla taşınmaktadır.“Kuzey Kürdistan” ismiyle konferanslar düzenlenmekte vealınan kararlar “4 bölgeli Kürdistan” için yol gösterici olarakilan edilmektedir. Kadınlar konferansına davetli olanlar; Kür-distan/Irak, Kürdistan/İran, Kürdistan/Suriye veKürdistan/Türkiye olarak yerleştirilmektedir. Bu konferans-lar ve açılışlara sözde Kürt Milli Marşı ile başlanmakta veölen teröristler için “şehitler” diye anılarak saygı duruşundabulunulmaktadır. Kürdistan ismiyle dernekler kurulmakta,tabelalar asılmakta, yerel seçimler için Kürdistan’lı reklampanoları asılarak propaganda yapılmaktadır. Bu arada TürkBayrağı asmak, okullarda bile İstiklal Marşı okumak provo-kasyon yapmak olarak algılanır olmuştur.

Diyarbakır Ekonomisinin PKK Yandaşlarının Eline Geçmesi

Hükümetin İkinci Açılım sürecinde Güneydoğu Anado-lu’da meri hukukun askıya alınması diğer bir ifade ile yasa-ların uygulanmasına izin vermemesi ile Diyarbakır’da (diğerGüneydoğu Anadolu illerinde de) PKK yandaşlarına ekonomialanında olabildiğine geniş bir alan açılmıştır. Belediyelereliyle kendi yandaşlarını zengin eden PKK bu kişiler aracılığıile terör faaliyetlerini sürdürecek yeni kaynaklar oluşturmak-tadır. Başta inşaat, sağlık, tekstil, sebze hali, eğlence sektörüolmak üzere birçok ekonomik alanda örgüte müzahir kişile-rin inanılmaz bir şekilde zenginleştiği gözlemlenmektedir.Söz konusu yükselişte PKK’nın silahlı faaliyetlerinin, KCK’nınlobi faaliyetlerinin, örgüt denetiminde yürütülen uyuşturucugelirlerinden kaynaklı kara paranın ve belediyelerin hukuku,silah olarak kullanmasının belirleyici rol oynadığını ifadeedebiliriz.

Diyarbakır Ticaret Odası seçimlerini DTK/BDP tarafındanaçıkça desteklenerek propagandası yapılan “mavi liste” ezicibir çoğunlukla kazanmıştır. Seçimlerin arka planını ise örgü-tün baskı ve tehdit uygulamaları oluşturmaktadır.

Ekonomi alanında Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası se-çimleri kazanılarak bu alandaki çalışmalarının meyvesi alın-mıştır. Zira son yıllarda kent merkezindeki işadamları ya daşirketlerdeki PKK’lılaşma oranında büyük bir şekilde artış

5ÖZEL RAPOR

Page 6: ÖZEL RAPOR 21. YÜZYIL TÜRKİYE ENSTİTÜSÜ · Özel Rapor 17 Eylül 2013 PKK’nın Kontrolundaki Diyarbakır İkinci PKK Açılımının Diyarbakır Üzerindeki Etkileri Ali

www.21yyte.org

gözlenmektedir. Kısacası rol Diyarbakır’da artık ekonomikyaşam PKK tarafından kontrol edilmektedir. Bu son derecevahim bir durumdur zira bu sayede hem örgüt yandaşlarınayeni iş sahaları açılmakta hem örgütsel faaliyetlerin sürdü-rülmesi için kaynak aktarımı gerçekleşmektedir.

Belediyelere eleman yerleştirmeler, belediyelerden parkbenzeri yerleri kiralamalar, ihale almalar hep “bedel ödeme”üzerinden gerçekleştirilmektedir. Bedel ödeme kavramı PKKadına faaliyette bulunma, bir dönem dağda bulunma, ceza-evinde yatma, bir yakınını dağa gönderme, dağda bir yakınınıkaybetme gibi olgularla açıklanabilir. Bu bedel ödeme ko-nusu Diyarbakır’da dillerden hiç düşmez. Belediyeden bir ta-lebi yerine gelmeyen birisi “biz bedel ödemişiz” türündenserzenişte bulunur. Başka bir durumda da “bedel ödemedi-ğimiz için” bizim işimiz görülmedi ifadelerine sık sık rastla-nır.

PKK’nın, kentin ekonomik yaşamı üzerinde kurduğu baskıunsurlarını nasıl işlettiğini yaşanmış birkaç örnek ile verirsekmesele daha net bir şekilde anlaşılacaktır.

Diyarbakır için önemli sayılacak bir sektörde fabrika aç-maya karar veren bir müteşebbis diğer kurumlardan gerekliizinleri aldıktan sonra belediyeden gerekli olan izni almakiçin başvurur ancak bütün işlemleri tam olmasına rağmen10 ay süre ile izin çıkmaz. Artık iyice bunalan işadamıPKK’dan birilerine ulaşır. Bu kişinin aracılığı ile izni verecekyetkili ve ilgisiz 4 kişinin bulunduğu bir mekanda toplanılır.İzni verecek belediye yetkilisi bu kişileri sırasıyla PKK “şehitaileleri temsilcisi”, S… derneği temsilcisi, DTK temsilcisi veKCK temsilcisi olarak tanıtır. Dinlenme ihtimaline karşılıkcep telefonundan müzik açılarak sadede gelinir. Kurul adına

bir bayan, işadamına 75 bin lira ödemesi gerektiğini küçükbir not kâğıdına yazarak iletir. İşadamı bu parayı çok buluryoğun bir pazarlık sonucu 60 bin lirada anlaşılır. Söz konusukurul adına konuşan bayan “..Bu paranın yine halkımız içinkullanacağını bilin. Burada bulunan bizlerin temsil ettiklerisivil örgütlenmeler faaliyetlerini bu tür bağışlar ve vergilen-dirmeler sayesinde sürdürebilmektedir. Bağışlarınız Kürdis-tan’ın özgür geleceği yolunda yürütülen eylemleringerçekleştirilmesi noktasında son derece önemlidir..” şek-linde bir açıklamada bulunur.

Yine benzer bir olay ile B.’şehir merkezinde karşılaşanaynı zamanda örgüte müzahir bir işadamı kesilen 160 bin li-ralık “vergiye” itiraz eder ve kurulu KCK’nın ilgili birimine şi-kayet eder. B. Şehrinde kurulan PKK mahkemesi taraflarıdinler ancak karar vermek için yeterli görmez ve sorununkesin çözümünü bölge sorumlusu olan Diyarbakır’daki KCKmahkemesine havale eder. Mağdur Diyarbakır’a gelerek be-lirtilen adreste sözde mahkemenin huzuruna çıkarak “savun-masını” yapar. Bölge mahkemesi işadamını geçmiştekiyardımlarını ve örgüt ile ilişkilerini de göz önünde bulundu-rarak haklı bulur. Daha da önemlisi olaya neden olan kurulunB. sorumlusunun “özeleştiri” sini alarak, Kandil ‘de yargılan-masına karar verilir. Zira kurulun yetkilisini görevlendirenbizzat Kandil’deki KCK organlarıdır.

Bölgede ticari faaliyet yürüten birçok kişi bu tür olaylarlasık sık karşılaşmakta ve çaresizce boyun eğmektedir. PKK’nınbaskılarına boyun eğmeyen iş adamları ne gibi durumlarlakarşılamaktadır? Son günlerde sık sık medyada yer alan; işmakinelerinin yakılması, şantiyelerin basılması, adam kaçı-rılması, yol kesilmesi şeklinde yer alan haberlerden de anla-şılacağı üzere PKK’nın silahlı unsurlarının sahneye çıkaraksöz konusu kararlara uymayanlara cezalarının faturasını kes-mektedir.

PKK’nın ve yandaşlarının Diyarbakır ekonomisi üzerin-deki en önemli meselelerinden birisi de PKK denetimindekiuyuşturucu üretimi ve pazarlamasıdır. Bu konuda da LicePKK için önemli üs olmak durumundadır. Diyarbakır’da faa-liyet gösteren ve hükümetle benzer duruş gösteren birMemur Sendikasının başkanının PKK-uyuşturucu ekseni ko-nusunda söyledikleri önemlidir: “Sürecinin etkisiyle PKK’nınsınır dışına çıkacağı, dağlarda da operasyon olmayacağı dü-şüncesiyle dağ taş esrar tarlası haline getirildi, deyim yerin-deyse esrar tarlası patlaması yaşandı. Önemli bir ayrıntı,ekilen alanların %90 devletin hazine arazisi… Diyarbakırekonomisinin büyük kısmının kara para üzerine döndüğü bi-liniyor, 300-500 bin TL’ye varan daire fiyatlarının üretim ol-mayan bir bölgede olması ilginç olmasına, çok sayıda lüksaraç olmasına rağmen, arazi ve arsa fiyatlarının astronomikyükselmesine rağmen ekonomi dönüyor. Kazanılan haramparalar binalarla arabalarla, arsalarla temize çıkarılmaya ça-lışılmıştır.9”

6 ÖZEL RAPOR

Page 7: ÖZEL RAPOR 21. YÜZYIL TÜRKİYE ENSTİTÜSÜ · Özel Rapor 17 Eylül 2013 PKK’nın Kontrolundaki Diyarbakır İkinci PKK Açılımının Diyarbakır Üzerindeki Etkileri Ali

www.21yyte.org

Öz Savunma Birlikleri, diğer adıyla YDG-H

PKK, Diyarbakır’ın siyasal, kültürel, ekonomik gündem-lerini belirlemek ve paralel devlet inşa etme çalışmalarınıDiyarbakır’da “güvenliği tesis etme” çalışmaları ile genişlet-miştir. Bu çalışmalar YDG-H adı ile adını duyurmaktadır.YDG-H Abdullah Öcalan’ın “öz savunma birlikleri” olarakadlandırdığı yasa dışı oluşumdur. PKK’nın milis yapılanma-sının formatlanmış bir versiyonu olan bu oluşum şehirlerdePKK korkusunun devam etmesi, vatandaşın üzerinde oluş-turulan şiddet tehdidinin sürdürülebilmesi için öne sürülm-üştür. Çözüm süreci adı verilen malum süreçte bölgedeyaşayan insanların “PKK artık çekiliyor, bölgede huzur ola-cak, eylemler sona erecek” diye rahatlayarak örgütün tali-matlarını kayıtsız şartsız yerine getirmekten geri durmasıihtimali göz önünde bulundurularak bu oluşum Kandil tara-fından hayata sokulmuştur.

Diyarbakır’da Fiskaya adlı bir kenar mahallesinde faali-yete geçtiğini duyuran ve kendilerine YDG-H Murat İzol Asa-yiş birimi adını veren örgüt Dicle Üniversitesi ile şehirarasında ulaşımı sağlayan yol üzerinde onlarca eylem ger-çekleştirerek semtin bir “kurtarılmış bölge” imajı oluşmasınısağlamıştır. Söz konusu semt Dicle Irmağı kenarında hazinearazilerinde onlarca esrar tarlasının bulunduğu bir coğraf-yada yer almaktadır. Şehrin içerisinde yer almasına rağmensöz konusu tarlalarda senede iki defa esrar hasadı gerçek-

leştirilmekte ve aynı örgüt yandaşları tarafından da pazar-lanmaktadır.

Diyarbakır’ın Bağlar, Şehitlik, Huzur Evleri semtlerindede benzer oluşumlar faaliyet halindedir. Öz savunma birlik-leri kavramının özü de mahalle mahalle oluşturulacak miliskuvvetleridir. Bu itibarla bu örgütlenmenin söz konusu ma-hallelerde ortaya çıkması da işin özüne uygun görünmekte-dir.

Emniyet birimleri tarafından bilinmeyen, daha açık birifade ile suça karışmamış, unsurlar Kandil’de gerekli eğitim-leri aldıktan sonra söz konusu semtlere gelerek örgüt yan-daşlarına her türlü teorik ve pratik eğitim vermekte ve şehrinbu bölgelerinde her türlü terör faaliyetinin sürdürülmesineortam hazırlamaktadır. Son günlerde medyada da yer alanoluşumun ortaya çıkmasında benzer bir süreç takip edilmiş-tir.

PKK Yapısal Şiddeti Diyarbakırlıları Esir Almıştır

PKK Açılım Sürecinin vermiş olduğu moral üstünlük vegelecekte bölgeyi PKK yönetecek propagandası ile bütün Di-yarbakır halkı üzerinde yapısal şiddete ve şiddete dayalı birPKK otoritesi oluşturmuştur. Şehirde kepenk kapatma ey-lemi düzenlediği zaman merkez ilçe olan Bağlar’da PKK yan-

7ÖZEL RAPOR

Page 8: ÖZEL RAPOR 21. YÜZYIL TÜRKİYE ENSTİTÜSÜ · Özel Rapor 17 Eylül 2013 PKK’nın Kontrolundaki Diyarbakır İkinci PKK Açılımının Diyarbakır Üzerindeki Etkileri Ali

www.21yyte.org

daşı olan parti adayları yüzde 60 oy almış olmasın rağmenyüzde doksanın üzerinde kapatma olmaktadır. Söz konusueylemlerde AK Parti milletvekillerine ya da il yöneticilerineait işyerlerinin dahi kapandığına şahit olunmaktadır. Bu ko-nuda bizim sürekli dinlediğimiz, yaşadığımız örgüt baskısınınnasıl cereyan ettiğinin bir gazetecinin taksici esnafı ile yap-tığı görüşmede dile getirmesi son derece önemlidir. Nevruzkutlamaları için Diyarbakır’a gelen bir gazeteci ile bir taksiesnafı arasında geçen diyalog şöyledir:

“….Tedirginliğin en önemli kaynağının aslında örgüt ol-duğunu, konuştuğumuz bir taksici çok güzel özetledi. Dev-letin geçmişte çok ciddi yanlışları olduğunu ve buyanlışların kenti bu hale getirdiğini belirten taksi şöförüDiyarbakır’da yaşadıklarını şu sözlerle anlatıyordu:

“Bizler bıktık bu silahlardan. Bir dönem devletin baskısıvardı. Şimdi örgütün baskısı. Örneğin bazen komutan, polismüşterimiz oluyor. Onlarla sohbet ettiğimiz için örgüt biz-lere baskı yapıyor.”

“Halk desteği var mı örgüte” dediğimizde “İnsanlarınçoğu korktuğu için destek veriyor” yanıtını verdi.Taksici bukorkuyu şöyle anlattı: “Kepenk kapatmayan esnafın dükka-nına Belediye, zabıtasını gönderiyor. Bir eksik bulup ceza ya-zıyor. Gel de kepenk kapatma, korkma. Mesela partininadamları var esnaf olarak. Onlar istedikleri gibi dükkanlarınıaçıyorlar. Ama gariban esnaf, para kazanması gerekirkenkorkudan kepengini kapatmak zorunda.10” Söz konusudurum bölgede esnafın ne derece baskı altında olduğunugöstermesi bakımından oldukça önemlidir.

Bölge genelinde insanların gözü ve kulağı Ankara’da amaAnkara’dan çıkan ses PKK yandaşları ile aynı paralelde olursavatandaşın yöneleceği yer kesinlikle Ankara olmayacaktır.Belki Kandil olur, belki Erbil olur ama mutlak surette Ankaraolmayacaktır. Ankara tavrını net olarak ortaya koyar, örgütegöz açtırmayacağını belli eder, vatandaşı örgütün her türlüşiddetinden koruyacağını etkili bir şekilde gözler önüne se-rerse, bölge insanı Ankara’dan yana tavır alacaktır. Budurum 1992-1993 sürecinde, PKK terörünün zirveye çıktığıdönemde görülmüştür. O yıllarda Diyarbakır’da önemli birçoğunluk Kürdistan’ın ilan edileceği, devletin ne zaman böl-geden çekileceği konularını tartışmıştır. Ama devletin koy-duğu tavır ile dengeler tersine dönmüştür.

Bugün gelinen noktada vatandaş yine Kürdistan’ın nezaman ilan edileceğini, özerkliğin ne tür olacağını, karakol-ların ne zaman boşaltılacağını yani kısacası “TC’nin askerini”ne zaman ve nasıl çekeceği gibi konuları konuşmaktadır. Böl-gede durum 90’lı yıllardan çok daha vahim durumdadır.KCK/DTK’lılar oluşturdukları komiteler aracılığı ile köy köy,sokak sokak, ev ev gezerek vatandaşa kuracakları düzeni an-latmaktadırlar. Söz konusu propagandalara inanıp da dağınyolunu tutan yüzlerce genç var. Öyle birilerinin dediği gibi

süreç PKK’yı geriletmiyor aksine tarihinde yaşadığı en üstmoral, motivasyon ve desteği kazandırıyor.

PKK’ya Katılımlarda Büyük Bir Artış Yaşanmaktadır

Diyarbakır son 30 senede dağa çıkışların belli bir ortala-mada devam ettiği bir şehir olmuştur. Ancak ikinci açılım sü-reci ile birlikte hem kırsaldan hem de şehirden dağa çıkışlarönceki dönemlerin oldukça üzerinde seyretmektedir. Çatış-maların en üst seviyede cereyan ettiği 1992-93 yıllarındakidağa çıkışın bir benzeri, sözde çözüm sürecinin devam ettiğibir dönemde yaşanmaktadır.

Bu seferki çıkışların diğerlerinden biraz farklı olduğu göz-lenmektedir. Zira önceki dönemlerdeki dağa çıkışlarda teşvikedici temel etkenler; yasaklar, güvenlik güçlerinin şiddeti,terör örgütünün zorlamaları ve uzak ihtimalli bağımsızlık he-defi olarak ortaya çıkmaktaydı. Bu defaki çıkışların temeletkenleri yakın zamanda kurulacak bir statüsü belirlenmişyapıda görev almak, uluslararası konjonktür müsait olduğubir zamanda gerçekleştirilmesi muhtemel bir ayaklanmadakitleleri hareket ettirmede öncü roller oynamak olarak gö-rünmektedir. Özellikle kırsal kesimlerde müzakere sürecininsonucunda kurulacak devlette polis, zabıta gibi görevler içinKandil’de eğitim verileceği, zaten kısa bir süre sonra af çıka-cağı propagandaları ile kitlesel katılımların meydana geldiğiDiyarbakır’da dilden dile dolaşan bir söylentidir.

Başbakan yardımcısı Bülent Arınç 24 Temmuz 2013’deson dönemde gerçekleşen PKK’ya katılımlardan bahseder-ken, “Katılımların yüksek olduğu kanaatinde değiliz. Bu ka-tılımların amacının ölecek veya öldürecek nitelikte değil,başka amaçlarla olduğunu biliyoruz. Gelecek kaygısı. Yanidağa çıkışlar eskiye oranla daha nitelikli bir hal aldı” diyerek,PKK’ya katılımların bağımsız Kürdistan fikrinin temel bul-masından kaynaklandığını ifade etmiştir.

Belki bu katılım iddialarını okuyup da “Bu kadar komikiddialarla dağa çıkılır mı, bu olay bu kadar basit mi” diye dü-şünenler olabilir. Lakin olayların arka planı çok açıktır. Ço-cuğu dağa giden ailenin etraftaki yükselen itibarı, aileüyelerinin belediyeler aracılığı ile güzel bir işe yerleştiği ger-çekliğini gören gençlerin bir de “müzakere sürecinde” örgütyanlılarının dediklerinin birer birer gerçekleştiğini gördüktensonra anlatılan herşeye inanmaları gayet normal geliyor.

Örgütün son dönemdeki dağa çıkışlarda daha önceleri azda olsa uydukları yaş sınırlaması tamamen kaldırılmıştır.Öyle ki son açılım döneminde daha ortaokul çağındaki öğ-rencilerin dağa gönderildiği gözlemlenmektedir. Bu bir iddiadeğil bizzat birinci kaynaklardan elde edilen bir bilgidir. MEBmerkezi kayıt sistemindeki devam devamsızlık sistemindenözellikle 7. ve son sınıf öğrencilerinin durumlarına bakılırsabu gerçeklik net olarak görülebilir.

8ÖZEL RAPOR

Page 9: ÖZEL RAPOR 21. YÜZYIL TÜRKİYE ENSTİTÜSÜ · Özel Rapor 17 Eylül 2013 PKK’nın Kontrolundaki Diyarbakır İkinci PKK Açılımının Diyarbakır Üzerindeki Etkileri Ali

www.21yyte.org

Bütün bu gelişmelerin ışığında 17 Ağustos 2013’de Di-yarbakır/Hazro’da üç çocuklarının PKK’ya katılmasından do-layı BDP’li bir aileyi sorumlu tutan Uğurlayan ailesinin BDP’liaileye gösterdiği tepki ve sonucunda çıkan çaren tışmada 8kişinin hayatlarını kaybetmeleri, Diyarbakır’da herşeye rağ-men devlete güvenen ve çocuklarının geleceğini PKK’dadeğil, Türkiye Cumhuriyeti’nde geleceğinde gören insanlarolduğunun kanıtıdır.

Eğitim Kurumlarında PKK Etkinliği

PKK’ya en önemli kadro kaynağının sağlandığı ortamlar-dan birisi de başta orta dereceli okullar olmak üzere, üniver-site ve dershanelerdir. Açılım politikaları sonucunda PKK’nıniyice kontrol dışına çıkan propaganda faaliyetleri ortaokul-lara kadar inmiş durumdadır. Bunda en önemli faktör sonikinci açılım/müzakere sürecinin hemen öncesinde durduru-lan KCK operasyonlarıdır. Zira eğitim alanındaki faaliyetle-rinin lokomotifi KCK unsurlarının eğitim alanındakiuzantılarıdır. Bu uzantılar okullardaki eğitimcilerin de aktifkatılımları ile öğrenciye ulaşmakta ve örgüte değişik alan-larda eleman temin etme süreci bu şekilde başlamaktadır.

KCK uzantıları sınavlarda kopya ya da joker kullanmakyolları ile belirli bölümlere öğrenci yerleştirme, memur yer-leştirme faaliyetlerini oldukça yaygın bir şekilde gerçekleş-tirmektedir. Kamuoyuna yansıyan KCK ilintili KPSS/LYS/LGSsınav çetesi bu işi en az 6 senedir yapmaktadır. Söz konusu

çetenin faaliyetleri o kadar ayyuka çıkmıştı ki, Diyarbakır’ınkafe ve kahveleri ile meşhur Sanat sokağında ya da YüksekKahve ve civarındaki çay ocaklarında herkesin dilindeydi. Bukonu ile ilgili soruşturmayı İzmir Cumhuriyet Savcılığı yü-rütmektedir.

Eğitim alanındaki KCK unsurlarının bir diğer faaliyeti isegerek dağa eleman göndermek gerekse şehirdeki eylemlereaktif katılım sağlayacak eleman kazanmaktır. Örgüte katılımen yoğun olarak lise ve dershane öğrencileri arasından ger-çekleşmektedir. Özellikle Melik Ahmet Lisesi, Şehitlik Lisesi,Toplukonut Lisesi gibi liselerin dağa çıkışta ön plana çıkmasıbu okullardaki KCK yapılanmasının faaliyetlerinin bir sonucuolarak görülebilir. Son dönemde KCK operasyonlarının ke-sintiye uğratılması bu alandaki örgütsel faaliyetlerin tavanyapmasına neden olmuştur.

Dicle Üniversitesi’nde ise dağa çıkışların iki şekilde ger-çekleştiğine şahit olunmaktadır. Birincisinde örgütsel faali-yetten sabıkası olup da geri dönüşü olmamak şartı ile dağaçıkışlar; ikincisinde ise hiçbir sabıkası olmayıp özellikle yazdönemlerinde Kandil ya da sınıra yakın kamplarda örgütseleğitim aldıktan sonra hiçbir hukuki sıkıntı yaşamadan üni-versitedeki eğitimine devam edenler.

İkinci gruptakilerin temel görevi; özellikle yurtlara yer-leşip burada örgütsel faaliyetlerde bulunarak taraftar top-lamak, YDG-H adlı oluşumun mahalle örgütlenmelerineöncülük ederek temin edilen elemanları pratik ve teorik eği-

9ÖZEL RAPOR

Page 10: ÖZEL RAPOR 21. YÜZYIL TÜRKİYE ENSTİTÜSÜ · Özel Rapor 17 Eylül 2013 PKK’nın Kontrolundaki Diyarbakır İkinci PKK Açılımının Diyarbakır Üzerindeki Etkileri Ali

www.21yyte.org

timden geçirmek, üniversitede gerçekleştirilecek ses getire-cek eylemlerde aktif rol oynamak ve örgüt ile üniversite ara-sında köprü görevi görmektir. Son bir yılda gerek yurtlardagerekse değişik fakültelerde el yapımı patlayıcı ile birçokeylem gerçekleştiğini belirtirsek bu grubun bir hayli aktif ol-duğunu daha net görebiliriz. Onlarca patlayıcı ile gerçekleş-tirilen eylemler ve yine bu üniversiteden son eğitim-öğretimdöneminde 100’ün üzerinde dağa katılımın gerçekleştiği gözönünden bulundurulursa bu teröristlerin “görevlerini çok iyiyaptığı” ortaya çıkar. Söz konusu rakam üniversite hocalarıve PKK yayın organlarının açıklamaları sonucu ortaya çık-mıştır. Bir de eğitim alıp geri üniversiteye dönenler bulun-maktadır. Onların sayısını muhtemelen istihbarat birimleribile bilmemektedir..

Okullarda dikkat çeken bir diğer husus da pazartesi vecuma günleri yapılan “bayrak törenlerinde” İstiklal Marşı’nınbanttan okunması ve birçok öğrencinin marşı okumamasıdır.Hatta söz konusu törenlerde yasal zorunluluk bulunmasınarağmen birçok öğretmen İstiklal Marşı’nı okumamaktadır.İlde birçok okulda Atatürk büstü güvenlik nedenleri ile okulbahçesinde değil, binanın içerisindedir. Özellikle kenar ma-hallelerdeki okullarda gönderdeki Türk bayrakları sık sık in-dirilmektedir. Bunların bir kısmı güvenlik güçlerinebildirilirken birçoğu örtbas edilmektedir. Resmi bayram-larda törenler yasak savmak kabilinden yapılmaktadır. 1200-1500 mevcutlu okullarda törenler 40-50 öğrenci ile

yapılmaktadır. Mahalle arasındaki okullarda yapılan tören-lere çevreden muhtelif maddeler atılması ve protestolar ya-pılması yüzünden, törenler genellikle bahçede değil binaiçerilerinde yapılmaktadır.

Diyarbakır’da Yerel Basın ve Kültürel Yaşam Üzerinde PKKEtkisi

Diyarbakır’da basının bir bölümü BDP’ye müzahir olu-şumların elinde iken diğer bir bölümü de PKK/KCK baskısıaltında hareket alanı kısıtlanmış oluşumların elindedir.BDP’ye müzahir yayın organlarının başında Kürtçe yayınizinleri bulunan ve bu alanda faaliyet gösteren Gün Radyove Gün TV gelmektedir.11 BDP’ye müzahir gazete olarak be-lirgin bir yerel yayın organı bulunmamaktadır. Bir dönemÖzgür Haber bu işlevi yürütse de daha sonra söz konusu ga-zete, kadrosunu kısmen değiştirerek yayın hayatına devametmeyi tercih etmiştir. PKK’nın bu alanda çok istekli olma-masının nedeni Diyarbakır’da ve bölgede kapı kapı dağıtılanyayın organı Özgür Gündem’in tirajını etkilememek olabilir.Zira bu yayın sayesinde örgüt, mesajlarını yaygın kitlelerenet bir şekilde ulaştırabilmektedir.

PKK’nın diğer basın üzerinde nasıl etkili olduğunu dile ge-tirmek için bir örnek yeterlidir. Her yıl Nevruz kutlamalarınınyapıldığı “Newroz Parkı” nın tamamının alanı Bağlar Bele-diyesi resmi verilerine göre 136 bin metrekaredir. Aynı parkın

10ÖZEL RAPOR

Page 11: ÖZEL RAPOR 21. YÜZYIL TÜRKİYE ENSTİTÜSÜ · Özel Rapor 17 Eylül 2013 PKK’nın Kontrolundaki Diyarbakır İkinci PKK Açılımının Diyarbakır Üzerindeki Etkileri Ali

www.21yyte.org

etkinlik alanı belediyeye göre 36 bin metrekaredir.12 Gerekemniyet kaynakları gerekse gazeteciler alan hesaplamasınıortalama olarak bir metrekareye 4 kişi olarak hesaplarlar.Bu hesaptan hareketle 36 bin metrekareye en fazla 144 binkişi sığabilir. Oysa bölgedeki muhabir ve gazeteciler tarafın-dan her yıl kutlamalara katılım oranı 500 bin ile 1 milyonarasında değişen rakamlarla verilmektedir. Bu durumu tanı-dığımız muhabirlerle paylaşıp nedeni sorduğumuzda “gerçekrakamları verdiklerinde sokak eylemlerinde hedef halinegeldiklerini, bazı arkadaşlarının örgüt sempatisi yüzündenbu rakamları ortaya attıklarını” ifade etmektedirler. Bu ko-nuda yaşanmış birçok tecrübelerinin bulunduğunu ifadeeden muhabir arkadaşlar bazı arkadaşlarının eylemlerde bi-linçli şekilde hedef haline getirilerek taşlandıklarını örneklervererek anlatmaktadırlar. “Bu yüzden her arkadaşımız örgütile ilgili bir haber yaparken bunun örgüt yandaşları tarafın-dan nasıl karşılanacağını göz önünde bulundurarak haberyapar” demektedirler.

Diyarbakır metropol olduğu için örgütün kültürel yöndenkitleleri etkileme ve yönlendirme çalışmaları kısa vadedesonuç vermemektedir. Örgütün bu alanda uzun uğraşlardansonra etkili olmayı başardığı ve sonuç aldığı yerlerin başındadüğün salonları geliyor. Zira düğün salonlarında Türkçe mü-ziğe neredeyse hiç rastlamamaktayız. Diyarbakır’da günlükhayatta yüzde 80’den fazla konuşulan dil olan Türkçe düğünsalonlarında artık yer bulamamaktadır. Düğün salonları bi-linçli bir şekilde PKK marş ve türkülerinin yükseldiği mekân-lar haline getirilmiştir. Düğün sahipleri düğün salonununmüzik ekibine folklorik anlamda Kürtçe müzikler dışına çı-kılmaması, mümkün olduğunca Türkçe söylenmesini talepetmelerine rağmen, PKK türküleri söylemekte ısrar edilmek-tedir.

Diyarbakır’da PKK’ya Muhalif Olmak

Bütün Güneydoğu Anadolu’da olduğu gibi Diyarbakır’dada PKK’ya ve diğer etnik milliyetçi hareketlere karşı olan veher türlü eleştiriye rağmen kendini devlete yakın görenve/veya en azından örgüte rıza göstermeyen çok önemli birkesim mevcuttur. Ancak Diyarbakır’da bu muhalefeti ancakseçimden seçime sandıkta görmek mümkündür. Çünkü enkötü durumda % 40 civarında olan (2011 seçimlerindeBDP’ye oy vermeyenleri ölçüt olarak alırsak) PKK karşıtı ke-simlerin PKK/BDP’ye muhalif kimliklerini dahi ifade etmeleriterör örgütünün baskısından, oluşturmuş olduğu yapısal şid-det alanından dolayı çok zordur.

Bu durumu üç örnekte somutlaştırmak konunun daharahat anlaşılmasını sağlayacaktır. Eşi bir kamu kurumundamüdür, oğlu da polis olan komşusunun kapısına gelen an-ketçilere seçimlerde oyunu BDP’ye vereceğini söylemesiüzerine olaya şahit olan bir kişi daha sonra bu hanıma “Siz

AK Partili değil misiniz, neden oyunuzu BDP’ye vereceğinizisöylediniz?” diye sorunca. “ Adamlar kapımıza kadar gelmiş,evimizi de öğrendiler. AK Parti’ye vereceğimizi söylesem,molotof atarlar evimizi yakarlar” cevabını vermiştir.

Evlere gündelikçi olarak temizlik yapmaya gelip giden birbayan, zaman zaman siyasetten söz açıldığında temizlikyaptığı evlerden birisinde BDP’li olduğunu söylemektedir.Yine temizliğe geldiği bir gün gar dolapta bulunan Türk bay-rağını görünce kendini rahat hissettiğinden olsa gerek o günev sahibine aslında BDP’li olmadığını, ailece AKP’ye oy ver-diklerini ifade etmiştir. Üstelik köylerinin daha önce iki defaPKK’lılarca basılarak yakın akrabalarının da katledildiğini ek-lemiştir. Ev sahibi “Peki, neden BDP’liyim diyordun?” diyesorunca “Gittiğim yerlerde BDP’liyim deyince normal karşı-lanıyor, AK Partili olduğumu söylediğim zaman tepki alıyo-rum. Bu yüzden gittiğim yerlerde BDP’liyim diyerek kendimigarantiye alıyorum” demesi baskının boyutlarının nereyekadar ulaştığını gözler önüne sermektedir.

Bir lisede görev yapan öğretmenin anlatımına göre: Sonaçılımın başlangıç noktası olan “açlık grevleri” sırasında söy-lemleri PKK/BDP çizgisinde yer alan sendika üyelerine, ya-kalarına takmaları için eylemleri desteklediğini gösterirmahiyette bir kokart dağıtır. Öğretmen arkadaşımız tenef-füste hiçbir sendikaya üye olmayan Muğlalı bir arkadaşınında yakasında kokart görünce müsait bir ortamda “ Hayırdırsen ne için taktın bunu?” diye sorar. “Diğer arkadaşlar ya-kalarında bunlarla girince sınıfta öğrenciler bana ‘hocam sizdestek vermiyor musunuz?’ diye sordular. Bunun üzerine birzarar görmemek için taktım” cevabını alır.

Bu kesim son açılım süreci ile birlikte şaşkınlık içerisinegirmiştir. Yıllardan buyana süren bütün baskılarına boyuneğmemeye çalıştığı terör örgütü ile sadık olduğu TürkiyeCumhuriyeti devlet şimdi oturmuş birlikte kararlar almak-tadır ve bu kitle süreç ile ilgili olarak, PKK’nın yoğun kazandıkpropagandası dışında hiçbir açık bilgiye sahip değildir. Bu in-

11ÖZEL RAPOR

Page 12: ÖZEL RAPOR 21. YÜZYIL TÜRKİYE ENSTİTÜSÜ · Özel Rapor 17 Eylül 2013 PKK’nın Kontrolundaki Diyarbakır İkinci PKK Açılımının Diyarbakır Üzerindeki Etkileri Ali

www.21yyte.org

sanlar bölgenin geleceğinin PKK’ya bırakılması durumundaDiyarbakır dışında Türkiye’nin Batı bölgelerinde yaşama se-çeneğini köklü bir şekilde gözden geçireceklerdir. Çünkü Di-yarbakır’da kimin PKK’nın yanında, kimin devletin yanındaolduğu etkili gizlemeler dışında bilinen veya sezilen bir hu-sustur. Devlete sadık olan insanlar, PKK’nın ileride kendile-rinden intikam alacağı düşüncesi içinde büyük bir endişeyiyaşamaktadırlar. Bu endişeyi yaşayanlar arasında Geçici KöyKorucuları önde gelmektedir.

Diyarbakır’da son 3 seçimde siyasi partilerin aldıkları oyoranları şu şekildedir. 2007 Genel Seçim sonuçları: Bağım-sızlar-BDP %47, AKP %40, CHP %2, MHP %2.4 . 2009 YerelSeçim sonuçları İl Genel Meclisi: BDP % 59.4, AKP %31.3,CHP % 1.3, MHP % 0.7.

2011 Genel Seçim sonuçları: Bağımsızlar-BDP % 60, AKP% 32.8, CHP %2.17, BBP %0.83, MHP % 0,77.

Görüldüğü gibi açılım süreçleri ile BDP zemin kaybetme-miş aksine istikrarlı bir şekilde oylarını arttırmıştır. Açılımınöncüsü AKP ise son yıllarda yapılan bütün sosyal yardımlarve yatırımlara rağmen 8 puanlık bir oy kaybına uğramıştır.Bazı çevrelerin iddia ettiği gibi açılım süreçleri BDP’ye hiçbiralanda zemin kaybettirmemektedir. Ne siyasi, ne psikolojikne de ekonomik anlamda PKK/KCK/DTK/BDP çizgisinin hiç-bir kaybı yoktur aksine yükselerek devam eden kazanımları

gözle görülür bir şekilde ortadadır. PKK meşrulaştıkça, BDPgüçlenmektedir.

PKK/KCK/BDP oluşumlarının yükselen gücü ve etkisi ta-rafsız eğilimde olan vatandaşların yönü devletten çevirme-lerine yol açmaktadır. Sade vatandaş diye adlandırılan kitledevletin, KCK unsurlarının sosyal ve siyasal şiddet eylemlerikarşısında sessiz kalmasını hayra yormamaktadır. Orta veuzun vadede Türkiye Cumhuriyeti devletininin PKK ile anla-şarak Güneydoğu Anadolu’yu terk edeceği izlenimine sahip-tir.

Halen devletten yana olan kitlenin önünde bu hissiyat-tan dolayı dört seçenek bulunmaktadır. Birincisi bölgeyi terkederek daha rahat bir ortamda yaşamlarını sürdürmektir.Nitekim son dönemde devlet yanlısı bazı vatandaşlar Diyar-bakır’ı terk ederek, Batı illerine göç etmektedirler. İkincisiörgüte itiraz etmeyerek bölgede yaşamlarını sürdürmek se-çeneğidir. Üçüncü seçenek örgüte açıktan meydan okuyanMustazaf/Hizbullah oluşumlarının yanında yer almaktır.Dördüncüsü ise en zor olanı devletin yanında yer alarak ör-gütten gelecek saldırıları beklemektir. En zor olanı; devletinyanında yer almaktır, çünkü bu seçeneği tercih edenin ömrü,iş yeri molotoflanması, bir gün aracının yakılması, seyahatözgürlüğünün kısıtlanması, çocuğunun okulda arkadaşla-rınca dışlanması, komşusuyla bile görüşmemesi, iş yerindediğer arkadaşlarınca dışlanması vb ihtimallerden hangisiyle

12ÖZEL RAPOR

PKK ve belediyenin tüm Kürtçeleştirme çabalarına rağmen hayat Türkçe devam ediyor. Diyarbakırʼda komi arayan lokantalar iş ilanlarını Türkçe yapmaya devam ediyorlar.

Page 13: ÖZEL RAPOR 21. YÜZYIL TÜRKİYE ENSTİTÜSÜ · Özel Rapor 17 Eylül 2013 PKK’nın Kontrolundaki Diyarbakır İkinci PKK Açılımının Diyarbakır Üzerindeki Etkileri Ali

www.21yyte.org

karşı karşıya kalacağını beklemekle geçecektir. Kısacası Di-yarbakır’da devletin yanında yer almanın maliyeti oldukçayüksektir.

Geçici Olmayan Köy Korucuları

Güneydoğu Anadolu’da sayıları yüz bini bulan Geçici KöyKorucular aileleri ile birlikte en az 500 bin nüfusa sahiptir.13

Geçici Köy Korucuları açılım sürecinin sonunda 30 yıldanbuyana Türkiye Cumhuriyeti’nin birliği ve dirliği için savaş-mış olmalarından ötürü akıbetlerinin ne olacağı, hangi be-deli ödeyecekleri konusunda hiçbir net bilgiye sahip değiller.Bu durum onları büyük bir güvensizlik içerisinde bırakmıştır.Zira yıllar yılı örgüte karşı silah kullanmış bu insanlar, yarınhiçbir güvencesi olmayacak şekilde örgütün insafına terkedilmekle karşı karşıya kalabileceklerini düşünmekteler.

Bir korucu “Güneydoğu’da korucunun fonksiyonu asker-den daha önemlidir. Asker ve polis, birkaç yıl kalıp gidiyor.Ama biz hep buradayız. PKK polisi, askeri, kaymakamı ser-best bırakıyor. Ama korucuyu bırakmaz. Bir kez hedef duru-muna geldik. Barış güzel de, barıştan sonra korucularındurumu ne olacak?” diye sormaktadır. Bir başka korucu ise“Sabit adreslerimiz olduğu için can güvenliğimiz yoktur. Bubölgede farklı insanlarla mücadele vermişiz. O insanların ai-leleri ortadadır. Sabit adresli olan korucunun silahını aldığınzaman hiçbir güvencesi kalmıyor” demektedir.

En acı konuşan korucu ise “Biz fedakârlık yapmaya hazı-rız. Ancak, yarın barış sürecinden sonra bu sorun kan dava-sına dönüşürse can güvenliğimiz nasıl sağlanacaktır. Kandavasına dönüşmemesi için Devletin tedbir alması gereki-yor. Yarın bu süreçten sonra ortada kalırsak ne olacak bize.Sokak ortasında vurulabiliriz. Kan davasına dönüşmesindentedirginiz. Çocuklarımızı okutamıyoruz, ben köyden ilçemerkezine gönderemediğim için liseden sonra çocuklarımıokutamadım. Kaçırılır diye korkuyordum. Bu sürecin en fazlamağduru da koruculardır” diye konuşanıdır.14

Bu belirsizlik ve korku bölgede bulunan bazı korucu aile-lerinin devlete olan güvenini sarsmakta ve örgütün siyasi ka-nadı BDP ile ilişki kurmaya itmektedir. Müzakere süreci ilebirlikte bazı korucu ailelerinin kendilerini boşlukta hissedipBDP’ ye yakınlaşmaya çalıştığı da dikkat çekicidir.

PKK’ya yıllarca destek veren şahısların istikrarlı olarakyükseldiği, zenginleştiği, hiçbir can güvenliği endişesi taşı-madığı, aksine alabildiğine itibar kazandığı göz önünde olanbir ortam ve süreçte devlet yanlısı sade vatandaşın ve/veyakorucuların devlete güvenmesi, devletin de yanında yer ala-rak; itibar katliamına maruz kalmak, seyahat özgürlüğünükısıtlamak, can güvenliğini tehlikeye atmak, ekonomik so-yutlanmaya uğramak, çevreden dışlanmak gibi sonuçlarakatlanmasını beklemek zaten abesle iştigaldir.

Son açılım süreci birilerinin iddia ettiği gibi bölgede dev-lete aidiyet duygusunu arttırmamış aksine hiç olmadığıkadar alt seviyelere düşürmüştür. Örgüte destek verenlerintemel taleplerinin devlet tarafından kabul gördüğü, devletinsilahlı isyancıları muhatap alarak masaya oturduğu, devletadına örgüt ile görüşmelerde istenmeyen valilerin merkezealındığının ifade edildiği bir ortamda sade vatandaşın gele-ceğinin hesabını devlet üzerinden değil, örgüt üzerindenyapması doğaldır.

Son olarak devletin itibarının topladığı vergi ile doğruorantılı olduğu tezinden hareket edersek bölgeden toplananvergiler diğer illere göre ne durumdadır? Kaçak elektriğinbölgedeki ortalamasının yüzde 60’larda seyretmesi itibar iledoğru orantılı mıdır? Diyarbakır’da BDP’nin oy oranı yüzde60’lar civarında iken kayıp kaçak elektrik oranının aynıoranda yüzde 60’lar civarında olması tesadüf müdür? De-ğildir tabiî ki, çünkü Diyarbakır’da kaçak elektrik kullanma-yanlara devletin adamı, devlete itibar eden anlamına gelen“devletçi” yakıştırması yapılmaktadır.

Bölgede Etkili Bir Oluşum: Hizbullah

PKK’nın baskın olarak görüldüğü bölgede ve Diyarba-kır’da sesleri pek fazla çıkmayan ancak sessizce büyüyenHizbullah faktörü de göz önünde bulundurulmalıdır. 1990’lıyıllarda bölgede PKK ile girdiği mücadelede adından söz et-tiren bu oluşum daha sonra liderleri Hüseyin Velioğlu’nunöldürülmesi ile birlikte yeni bir yönteme başvurarak etkisinidevam ettirmek istemiştir.

Bu yöntem de bölgede vatandaşlar arasında PKK taraf-tarlarının yoğun propagandası ile oluşturulan “satırlı, kez-zaplı saldırıların, tek kurşunlu infazların faili olan oluşum”imajını silmeye yönelik STK’laşma furyasıdır. Öyle ki bölgedesöz konusu Hizbullahi oluşuma müzahir onlarca dernek,vakıf, birlik, platform vb adlarla kurulmuştur. Bunlara paralelolarak gazete, dergi, yayınevi, haber ajansı, internet sitelerigibi basın yayın faaliyetleri de söz konusu oluşumun faali-yetlerinin tanıtılması amacıyla kullanabilmektedirler. Sonolarak Mayıs 2013’de PKK’lılarla Diyarbakır Dicle Üniversi-tesi’nde yaşanan çatışmada basın alanındaki faaliyetlerinmeyveleri alınmış ve PKK’lıların dezenformasyon çalışma-larına anında cevap verme imkanı bulunmuştur.

Açılımlarla ilgili olarak Hizbullahi oluşumun tavrına yö-nelik bir ipucu olması bakımından Dicle Üniversitesi’nde ya-şanan olay önemlidir. Burada Hizbullah hem AKPHükümetine hem de PKK’ya mesajlar vermiştir. Hükümeteyönelik olarak “bölgede biz de bir gücüz, bizim de bir taba-nımız var, bizi de denkleme dâhil edin” mesajı vermiştir.PKK’ya da “çatışmasızlık döneminde en büyük rakibin benolacağım, bölgede bizim de sözümüz olacaktır”, mesajı ve-rilmiştir. Bütün bunlara rağmen Hizbullah halen kapalı bir

13ÖZEL RAPOR

Page 14: ÖZEL RAPOR 21. YÜZYIL TÜRKİYE ENSTİTÜSÜ · Özel Rapor 17 Eylül 2013 PKK’nın Kontrolundaki Diyarbakır İkinci PKK Açılımının Diyarbakır Üzerindeki Etkileri Ali

www.21yyte.org

kutudur ve önümüzdeki dönemde ne yapacağına dair birnetlik görülmemektedir.

Diyarbakır’da Güvenlik Güçlerinin Moral MotivasyonDüşüklüğü

İkinci Açılım sürecinde PKK ve yan kuruluşların mensup-ları “devleti, orduyu, polisi mağlup ettik” ruhunu ve propa-gandasını yayarken, hukukun askıya alınması sonucundaPKK’ya karşı hukukun emrettiği uygulamaları gerçekleştire-meyen güvenlik güçlerinin terörist unsurlar ile mücadeledeeli kolu büyük ölçüde bağlanmıştır. Belki Diyarbakır’dakimevcut PKK ve yan kuruluşlar ile güvenlik güçleri arasındakiilişkiyi en iyi Diyarbakırlı bir büfecinin aşağıdaki gözlemi an-latmaktadır: “Ağabey, bunlara ne versen biraz daha fazlasınıisterler. Ben 20 yıldan fazladır burada büfe işletiyorum. 90’lıyıllarda vatandaş resmi giyimli bir asker, polis kaldırımdanyürürken yanından çekinerek geçmekte hatta bazen kaldı-rım değiştirmekteydi. Şimdi ise geçen gün kendi gözlerimlegördüm iki tane genç resmi giyimli polise omuz attı ki ger-ginlik çıksın da olay olsun. Allahtan polis alttan adlıda olayçıkmadı. Son durumumuz işte bu Allah sonumuzu hayret-sin.”

Son açılım süreci PKK’nın silahlı kanadının merkez üssüolan Lice’de adeta kurtarılmış bölgeler oluşturmasına ortamhazırlamıştır. 23 Mayıs 2013 tarihinde Lice kırsalında ger-çekleştirilen planlı esrar operasyonunda yaşananlar da ger-çekten ibret vericidir. Daha önceden planlandığı şekilde

köylere operasyon düzenleniyor. Girilen evlerden birisindebilgisayara ve bir cep telefonuna el konuluyor. Operasyon-dan ve olaydan haberi olan BDP/KCK yandaşları Lice’den veDiyarbakır’dan araçlarla hızla söz konusu köylere gelerek,köylerde bulunan milisleri de harekete geçirerek halkı kış-kırtmaya başlamışlardır. Yaklaşık 300 kişi Jandarma ve PolisÖzel Hareket ekiplerinin bulunduğu araçlarının önünü kes-miş ve el konulan esrarları ve bilgisayarı geri istemişlerdir.Örgüt yandaşlarının bu talep ile sergiledikleri cüretkarlıkdahi durumun anlaşılır bir fotoğrafını vermektedir.

Operasyonu yöneten komutan “yukarılardan” gelen te-lefonlara rağmen direnmiştir. Tam üç saat boyunca adeta“rehin” alınan güvenlik güçleri, köylülerin taş ve molotof-larla saldırısı üzerine komutanın talimatıyla meşru müdafaahakkı kullanılarak kalabalığı dağıtmıştır. Bu arada yaşananarbedede güvenlik güçlerini taşımakta olan bir minibüs ya-kılmış, birçok güvenlik görevlisi yaralanmıştır.

Lice’de PKK’lıların açtıkları sözde şehitliği 10 gün önce-den haber alan güvenlik güçleri durumu hiyerarşik olaraksorumlulara iletmelerine rağmen operasyon için mülki ida-reden gereken izni alamamışlardır. Kendilerine sadece iz-leme görevi yapmaları, fiili müdahaleden kaçınmalarıyönünde sözlü olarak telkinde bulunulmuştur. Sonuçta or-taya Türkiye’nin hayretle izlediği o görüntüler çıkmıştır. Budönemin en belirleyici karakteri de yasal mevzuata aykırıdurumların yasanın emrettiği şekilde yapılması değil, sözlüolarak vaziyetin idare edilmesidir.

14ÖZEL RAPOR

Resimde görülen Diyarbakır-Bağlar ilçesinde bir market duyurusunu Türkçe yapmış.

Page 15: ÖZEL RAPOR 21. YÜZYIL TÜRKİYE ENSTİTÜSÜ · Özel Rapor 17 Eylül 2013 PKK’nın Kontrolundaki Diyarbakır İkinci PKK Açılımının Diyarbakır Üzerindeki Etkileri Ali

www.21yyte.org

Diyarbakır’ın bazı küçük ilçelerine Diyarbakır’dan periyo-dik aralıklarla giden Özel Harekat polisleri bu ilçelerde geçicizamanlı olarak görev yapmaktadırlar. Bu görevlere giden po-lisler ateşkes ve PKK’nın çekilme sürecinde de ilçe merkez-lerine kara yolu ile değil, helikopter ile gitmeye devametmektedirler. Anlaşılan “ateşkese”, PKK’nın çekilmediğineen başta güvenlik bürokrasisi inanmamaktadır ki, herşeynormale dönmüş gibi hareket etmekten kaçınmaktadırlar.

Güvenlik bürokrasisi aslında burada kimin ne yaptığınıçok iyi bilmektedir. Kim örgüt yanlısı, kim örgütü arkasınaalarak zenginleşiyor, kim hangi olaylara karışıyor? Bunlarınçoğunun cevabı güvenlik güçlerince bilinmektedir. Ancak yü-rütecekleri faaliyet “açılıma zarar verir mi”, “açılımı saboteetmekle suçlanır mıyız” gibi çekincelerle kesintiye uğramak-tadır. Bu süreçte Diyarbakır’da onlarca yasadışı örgütseleylem gerçekleştirilmiştir. Sonuçta göz altına alınan eylemcisayısı eylemlerin karşılığı değildir.

Bu durumu özetlemesi, güvenlik güçlerinin hissiyatınıgöstermesi bakımından yaşanan şu olay oldukça öğreticidir.Şehrin olay yaşanan belli başlı bölgelerinden birisi olan Üni-versite yolu üzerindeki Fiskaya’da aracı yakılan bir vatandaşolay yerine gelen emniyet amirine “Baksana adamlar hemen

karşıda duruyor, benim aracımı onlar yaktı, bakın size demolotof atıyorlar, ne duruyorsunuz, buradan bakmakla olurmu?” diye sitem ediyor. Emniyet yetkilisi “Beyefendi bende emir kuluyum, öyle kendi kafama göre hareket edemem.Baksana telsizden sürekli ‘sokaktan içeri girmeyin, yolu açınorada beklemede kalın’ anonsu geçiyor. Daha geçen gün Şe-hitlikte böyle bir olaya müdahale ederken panzer bir eylem-ciye çarptı. Ondan sonra kıyamet koptu, soruşturma üzerinesoruşturma açıldı. Açılım sürecini sabote etmekle suçlan-dık.Bundan sonra bu şekilde hareket edeceğiz, yoksa biz bil-miyor muyuz, karşıdaki üç tane çakalı kafasından tutupyakalamayı.”

Özetle bölgede çalışan güvenlik güçlerinin ruh hali,moral motivasyonu hiç iyi durumda değil. Bir tarafta her günartarak devam eden sokak eylemleri, diğer tarafta “açılımsüreci”nin zarar görmesi ihtimali, onları çaresizliğe sevk et-mektedir. Öyle ki medyanın da etkisi ile açılım süreci vatan-daşta çok ileri düzeyde beklentiler oluşmasına yol açmıştır.Trafik polisi bir uygulama anında hız sınırını aşan vatandaşaceza yazmaya çalışınca, vatandaş anında itiraz eder “haniaçılım süreci başlamıştı kardeşim”. Bu tür olaylarla karşıla-şan güvenlik güçlerinden işlerini sağlıklı bir şekilde yapma-larını beklemek mümkün değildir.

15ÖZEL RAPOR

Page 16: ÖZEL RAPOR 21. YÜZYIL TÜRKİYE ENSTİTÜSÜ · Özel Rapor 17 Eylül 2013 PKK’nın Kontrolundaki Diyarbakır İkinci PKK Açılımının Diyarbakır Üzerindeki Etkileri Ali

www.21yyte.org

Sonuç

Birinci Açılım Süreci’nde olduğu gibi İkinci Açılım süreci-nin de hazırlıksız ve plansız bir şekilde stratejik bir planla-madan uzak, özellikle Kuzey İrlanda barışı çerçevesindeBüyük Britanya ile IRA dahil, Kuzey İrlandalı örgütler ara-sında yürütülen müzakerelerden dersler alınmadan yürütül-mesi neticesinde PKK bölgede tarihinin en etkili olduğuseviyeye ulaşmıştır.

Etkili bir planlama olmadığı gibi, Başbakan yardımcısı Bü-lent Arınç’ın “En sonunda başarısız olursak ne olur; bugün-lere dönmüş olacağız. Çok fazla bir kaybımız olmayacak.Ama bir de tutarsa, başarılı sonuçlar alırsak ne olacak, kay-maklı baklava olacak. Kaybedeceğimiz bir şey yok ama ka-zanacağımız çok şey olabilir” sözlerinde yer bulan “yatutarsa” şeklinde planlamalar ancak Nasreddin Hoca’nın fık-ralarına konu olabilir ya da PKK’nın etkinliğinin artmasınayol açabilir. Ne yazık ki, tutmamış ve PKK’nın etkinliğininartmasına yol açmıştır.

AKP Hükümeti’nin zeminini hazırladığı bir ortamda Di-yarbakır’da gerçekleşen 2013 yılı Nevruz kutlamalarında Ab-dullah Öcalan’ın dolaylı olarak konuşturulması ile PKK veKürt milliyetçiliği zirve yaparken, bu durum devlet görevlilerive devlete yakın olan vatandaşlar için bir travmaya dönüşm-üştür. Vatandaşın gözünde devlet desteği/aracılığı ile yapılanNevruz kutlamalarından sonra Diyarbakır’daki atmosfer ör-gütün lehine radikal ve hızlı bir şekilde değişmiştir. Açılımsüreci ile çözüm için yaratılan hava PKK’nın zafer kazandığıalgısına dönüşmüştür. PKK’nın lehine oluşan bu hava tarafsızvatandaşın aklını karıştırmıştır. Kimi gençlerin kurulacaksözde Kürdistan devletinde görev almak umuduyla dağınyolunu tutmasının altında yatan temel etken tam da bu al-gılama olmuştur.

Açılım süreci ile birlikte bölgede Kürt etnik ırkçılığınınlokomotiflerinden olan KCK adı verilen oluşuma yönelikoperasyonlara son verilmesi hatta bazı mahkemelerinçözüm sürecine jest olarak algılanacak şekilde etkili bazıKCK elemanlarını salıvermesi PKK yapılanmasının kurum-sallaşmasının önünü sonuna kadar açmıştır. KCK’nın ye-niden faaliyete geç(iril)mesiyle birlikte PKK unsurlarınınhalk üzerindeki etkisi hızla artmaya başlamıştır. Son dö-nemde medyada yer alan YDG-H Asayiş oluşumlarındantutun da, işadamlarına vergilendirmeler yapılmasına kadarbirçok alandaki faaliyetlerin sorumlusu adı geçen PKK olu-şumuna aittir. KCK’nın önemini çok iyi bilen örgüt temsil-cileri hükümet ile müzakere sürecinde ilk ve en önemlitalep olarak bu unsurlara yapılan operasyonların sonlan-dırılmasını, içerideki elemanlarının tahliye edilmesini iste-miştir. Bugün gelinen noktada KCK bölgede istediği gibi atkoşturmaktadır.

BDP’li belediyeler ileride kurulması planlan özerk devle-tin bürokratik kadrolarını yetiştirmekte, okul, kreş, meslekedindirme merkezleri, sağlık merkezleri gibi devletin kurum-larına paralel yapıları çoğaltarak devreye koymaktadır. DTKise mahalle mahalle seçimler yapıp kendi meclislerini oluş-turmaktadır. Bu meclis siyasette, sağlıkta, eğitimde, ekono-mide kısacası hayatın her alanında çalışmalar yürüterekbelediyeler ile birlikte adeta paralel devlet olarak adlandırı-labilecek faaliyetler göstermektedir. Bölgede vatandaşınsosyal, psikolojik durumu maalesef 1992-1993 yıllarındakiile büyük benzerlikler göstermektedir. Devletin söz konusukötüye gidişe son vererek inisiyatifi örgütün elinden almasıgecikirse bölge insanı tamamen örgütün kuklası durumunadüşecek, insanların yönü de Ankara’dan başka yönlere dö-necektir.

16 ÖZEL RAPOR

1 “Masada da Kaybetmeyeceğiz”, Özgür Gündem Gazetesi, 19-4-2013http://www.ozgur-gundem.com/?haberID=70763&haberBaslik=MASADA%20DA%20KAYBETME-YECE%C4%9E%C4%B0Z&action=haber_detay&module=nuce erişim tarihi4-8-2013

2 “Demirtaş: Silahlı Mücadelenin Yüzde 99’u Bitti” Ntvmsnbc.com, 22 Mart 2013,http://www.ntvmsnbc.com/id/25430636/ erişim tarihi 4-8-2013

3 Hürriyet, 25 Haziran 2013, Yalçın Doğan, “Önce vatan gitti, PKK geldi”

4 DTK bu konuda son derece organize olmuş ve temeli birkaç yıl öncesinde atılmışbir kurumdur. TC Kanunları ile hiçbir alakası yoktur. Dernek, vakıf vb hiçbir statüsüolmadan rahatça kamuoyu önünde faaliyetlerini sürdürmektedir. Mesela son Di-yarbakır Ticaret Odası seçimlerini kazanan Mavi listeyi DTK oluşturmuştur. AyrıcaDTK oluşumunu daha net anlamak için bakınız http://www.haberturk.com/gun-dem/haber/651398-dtk-43-ilde-ozerk-meclis-secimi-yapti erişim tarihi 4-8-2013

5 CHP Tokat Milletvekili Orhan Düzgün’ün bu konudaki soru önergesi için bkz. İnter-nethaber, 24 Temmuz 2013

6 Bakınız “Anadilde Eğitim Türkiye’yi Bölmez”, Sur Belediyesi resmi internet sitesihttp://sur.bel.tr/turkce/?p=5044 erişim tarihi 4-8-2013, “Bağlar Belediyesi’ndenKürtçe Dil Kursu”, http://www.diyarinsesi.org/haber/baglar-belediyesinden-kurtce-dil-kursu-42545.htm#ixzz2bfQN09gm, erişim tarihi 4-8-2013

7 Bakınız http://www.baglar.bel.tr/bilgi760-Ferzad-Kemanger-Egitim-Destek-Evi-acildi.baglarbelediyesi, “Alternetif Eğitim Direniyor” , Özgür Gündem,23-1-2012http://www.ozgur-gundem.com/index.php?haberID=30250&haberBaslik=Alter-natif%20e%C4%9Fitim%20direniyor!&action=haber_detay&module=nuce eri-şim tarihleri 4-8-2013,

8 Bakınız “Diyarbakır’da Yüzbin Kitaplık Kütüphane Açıldı” http://www.diyarbakir-haber.gen.tr/haber-3873-Diyarbakirda-yuzbin-kitaplik-kutuphane-acildi.html, eri-şim tarihi 4-8-2013 Ayrıca her mahallede Gençlik Kütüphanesi adı ile merkezleraçılmakta. Bu kütüphanelere de genellikle örgütsel faaliyetlerde ölen kişilerin ad-ları verilmektedir.

9 Ömer Evsen, Türkiye Diyanet Sen, Diyarbakır Şube Başkanı, “Diyarbakır ve Uyuş-turucu Tarlaları”, 24 Tem 2013, Kanal 5.com.tr

10 Ceyhun Bozkurt, “Diyarbakır’ı Kaybettik Çünkü Anakara’yı Kaybettik”, 21. YüzyılDergisi, Sayı:53, Mayıs 2013

11 Bu TV’nin yayın politikasına bir fikir olması bakından bakınız “Gün TV Haber Turu”http://www.youtube.com/watch?v=_8yTj4KrDyM erişim tarihi 4-8-2013

12 Bakınız http://www.diyarbakir.bel.tr/printnews.aspx?id=1849 erişim tarihi 4-8-2013

13 Ali Rıza Özdemir, PKK ve Korucular.

14 Faruk Balıkçı, Hürriyet, “Ya Gelip Bizi Vururlarsa” 8 Nisan 2013.

DİPNOTLAR