yeni - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · fridrih ebert asbp mk...

93

Upload: buiphuc

Post on 01-Feb-2018

314 views

Category:

Documents


12 download

TRANSCRIPT

Page 1: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının
Page 2: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

Bütün ülkelerin proleterleri, birleşinizI

YENI v

ÇAG

4(130) Nısan

1975

Komünist ve işçi partilerinin teori ve enfo rmasyon dergisi

Alman toprağından bir daha harp çıkmasın

Fridrih Ebert

ASBP MK Politbüro üyesi

Bu i lkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti ha lk ı 1 975 y ı lı n ı n en öneml i gününü, faşizmden kurtu l u şu n 30. y ı ldönümü g ü nünü kutluyor. A l t­ı:n ış y ı l ı aşan bir polit ik hoyot boyunca, çeşitl i karakterde b irçok «unutu l­maz gün ler» görm üşümdür. Ne Kayzer Almanyası'nda, ne Vaymar C u m ­hu riyeti 'nde, ne de Hitler d iktatörlüğü a lt ındaki dönemde bu belirli g ün­ler h iç b i r zaman yu rttaş lar ın tümü için bayram niteliği taş ıma m ı şt ır, çün­kü sınıfsal b i r s ın ı r çizg isi b i r yanda sömürü len yığ ın ı , öte yanda b i r avuç sömürücüyü b ı rakarak ha lk ı i k iye bölmüştür. Bu bak ımdan, faşist ler ta rafından 1 939'da aç ı lan harbin en nihayet 8 Mayıs 1 945 gunu sona ermesine, ayrım yapmaksızın, sağ ka lan bütün Almanların sevi ndikleri ta hmin edi lebi l i r .

Şu var k i , sayıca s ın ı rl ı a nti -faşist d ireniş b i rl iğ in in a ktif savaşçı ları bir yana, ha lk ın geniş çevrelerinde panik derecesinde bir korku vard ı ve faşizmin bütün i nsanl ığa karşı iş lediği ci nayetlerden ötürü öç a l ı nması olası l ığ ı ndan korku luyordu . Almanyan ın onyı l l a r boyu nca izlediğ i a nti­komünizm ve a nti-sovyetizm politikası ve bunun en tepe noktası o lara k 22 Haziran 1 941 'de Sovyetler Bir l iğine karşı g i riş i len faşist saldı rı Alman halk ın ın b i l incinde ve bel leğinde derin o lumsuz izler bırakm ıştı .

8 Mayıs 1 945'te, halk ımız ın geniş çevreleri n in b i l i nc inde, ş imdiki kesin­leşmiş a nlayış, yan i Sovyetler Birl iğ in in utkusunun da Hit ler A lmanyasın ı n yeni lg is i g i bi b i r tarihsel yasa l l ı k o lduğu anlayış ı henüz yer etmiş deği ld i . Oysa o zaman gerçekleşen o lgu , ya ln ız b i r o rdunun d iğer ordu üzerinde utku sağ laması değ iL, aynı zamanda tam a nlamiyle i nsancıl sosyalist top­lum düzen in in kıyı cı bir sömürü, ezgi ve insan k ı r ımı sistemine üstün gel-

285

Page 3: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

mesiyd i ; sosyal ist devlet ve toplum düzeninin emperya lizme her bakımdan üstünlüğü de bu utkuyla pekişmiş oluyordu .

O zaman, bu utkunun ha lkım ızı n hayatında tarihsel bir dönüm noktası olduğunu, şanl ı Sovyet s i lôhl ı kuvvetleri tarafından faşizmden kurtuluşun Büyük Oktobr Sosyalist Devrimi'n in açtığ ı yol üzre d ünya sosyal izminin gelişmesinde önemli b i r aşama olduğunu, işçi sınıfı mız ın içindekiler de dahil, yeterince derin b i r Marksist-leninist teorik bi lg iye sahip o lmıyan i lerici güçler bi le birdenbire kavrıyamamışlard ı . Fakat o zamandan beri Sovyetler Bir l iğinin ve SBKP'n in eylemsel maddi ve mônevi desteğiyle Alman Demokratik Cumhuriyeti 'n in devlet ve toplum düzeninde oluşan değişmeler, faşizmden kurtu luş gününe ADC emekçi halk ın ın hayatında sürekli bir yer sağ ladı ve bunu pekiştirdi . Bugün biz bu tarihsel yı ldönü­münü bütün i lerici insanl ıkla bir l ikte büyük törenlerle kutluyoruz.

Faşizmin kayıtsız şartsız tes l im oluşundan ADC'nin sosya l ist devletler toplu luğunun ayrı lmaz bir parçası olarak varl ığ ın ı sürdürmekte olduğu günümüze kadar, başarı l ı ve aynı zamanda güçlüklerle dolu karmaşık b i r yol geçmiş bulunuyoruz. Bugün a rtık her şeyden önce tek tek her sosya­l i st devletin ve bütünüyle sosyal ist toplu luğun g itgide sağ lamlaşan mad­di-teknik temeline dayanı larak, çözülen problemlerle çözümün gerektir­diği olanaklar a rasındaki bağıntı g itgide daha çok dengeleniyor. Oysa 8 Mayıs 1 945'ten hemen sonra, Alman işçi hareketin in politik bil inçl i güç­leri o zaman çözümü olanaksız görünen sorunlarla karşı karşıya bulunu­yorlard ı . Ve ne olursa olsun, bu sorun lar çözüme kavuşturulmal ıyd ı . Ka­vuşturuldu da.

Sovyet askeri bir l iklerinin Alman halk ın ı açl ıktan kurta rmak iç in a ldık­ları sayısız tedbi rler, fabrika ve işletmeleri, taş ıt a raçlarını onarı p eyleme geçirme, kültür kurumların ı tekrar ça l ış ı r hale getirmede gösterdikleri yar­d ımlar, mi lyonlarca insan ın kafasında kal ıplaşmış anti-bolşevik önyargı ­lar ın yavaş yavaş si l i nmesine yol açıyor, aynı zamanda sarsı l maz bir dostluğun, bugün ADC yurttaşlarını Sovyetler Bir l iği halk lariyle bağlıyan dostluğun kurulup gelişmesi olanağını yaratıyordu .

Sovyet komünistlerin in çokyan l ı ve çıkar gözetmez destek ve yard ım­lar ın ın, harbin korkunç sonuçlarını giderme bakımından, toprakları ndan başka halk lara karşı artı k b i r daha harp çıkmayacak bir devlet kurma bakımından kesin b i r önemi vard ı . Her iki işçi partis in in (Alman Komü­nist Partisi ve Alman Sosyal -Demokrat Partisi) üyeleri bunu kuvvetle his­sediyorla rd ı . Sovyet Ordusu subay v� erleri , sosyal ist toplumu kurmadaki zeng in deneylerini Alman yoldaşlariyle seve seve paylaşıyorlard ı .

Alman işçi hareketinin politik bakımdan en olgun güçleri, önlerindeki asıl sorunun, ana ödevin ne olduğunu bi l i nçle kavrıyorlard ı . Her şeyden önce, Sovyetler Bir l iğinin ve a nti- hitler koalisyonu halklarının kazandık­ları utku sonucu olarak meydana gelen elverişli güçler dengesinden ve

286

Page 4: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

aynı za manda dünya emperya l izminin şiddetlenen bunal ım ından azami ölçüde yararlanı larak, Alman- toprağ ında emperya l izmin ve mi l itarizmin kökünün bir daha türemiyecek biçimde kazınması gerekiyordu. Bu da işçi s ınıfın ın politik egemenliğ in in, sosyal ist toplum düzenin in kurulması için gerekli temellerin atı lması an lam ına gel iyordu.

Gelgelel im, 8 Mayısta, bu elverişli durumdan yararlanı lmasın ı engel i i ­yen etkenler hôlô daha eylem gösteriyordu. işçi ha reketi henüz tek b i r savaşkan Marksist parti nin kiş i l iğinde bir devrimci öncüye sahip deği ldi . i şç i s ın ı f ın ın içinde daha Birinci Dünya Savaşı s ı rası nda meyda na gelen parçalanma, mi lyon larca emekçinin emperya l izme karşı savaşın ın zayıf­la masına neden olan ve Hitlerci diktatörlüğün kurulmasına öneml i dere­cede yard ım eden parça lanma henüz g ideri lmemişti.

Bu yüzden, Alman işçi s ın ıfı 1 933-1 945 y ı l ları anti-faşist savaş ım ı bo­yunca büyük kayıp lara uğradı , sayısız mi l itanları öldürüldü, nice işçilere işkenceler yapı ld ı . Ernst Telman ve R. Braytşayd' ın ad ları , faşist barbar­l ığa karşı kahramanca savaşan ve bu savaşta canlarını da esirgemiyen

. onbinlerce Almanı komünist ve sosya l -demokratı nı s imgeleştirmektedir. G izl i l ik koşu l la rı nda, toplama kampları cehenneminde, yabancı ü lkelere göçeden mi litan lar çevresinde örgütlenen direniş ha reketinde hep şu ana yargı oluşuyordu: Emperyal izmin harpler ve bunal ımlar burgacı ina b ir daha geri gelmemek üzere son vermenin biricik çaresi emperya l izmin bü­tün egemenlik temellerinin kesin l ikle ortadan kaldır ı lmasıd ı r ; bu devrimci dönüşümü gerçekleştirebilecek durumdaki biricik güç de Marksizm-leni­nizm tabanı üzerinde doğru lmuş tek partiye sahip olması gereken işçi s ın ıf ıdır. )

Faşizmden kurtu luşun gerçekleşmesinden,hemen sonra , her ik i işçi par­tisin in üyeleri bir l ikte eylemlere can atmaya başladı la r. Fakat candan ve dürüst birleşme istekleri i le bu objektif gerekl iğin pratik olarak gerçekleş­tiri lmesi aras ında, karmaşık l ığı

'n ı bugün yeni kuşaktan olanların ancak

zorlukla tasavvur edebilecekleri bir safha vard ı . Bu sürece tanık olan ve gel işmesine a ktif biçimde katı lan bir k imse olarak, o zamanki Alman Sos­ya l -Demokrat Partis inin nice dürüst mi l itanlar ın ın düşünce tarzını ve dav­ranışiarını gayet iyi hatırl ıyorum. Marksist-leninist ta rih bi l imi şu husus­ları tam olarak tespit etmekted i r : « Bu sosya l-demokratların düşünce ve eylem leri, daha çok, egemı'ınl ik a racı olara k işçi s ın ıfına hizmet edecek i lkesel bakımdan yeni bir devlet örgütü için savaşı güçleştiren burjuva­parlômenter görüşlerden oluşuyordu. Birçok sosya l -demokrat, başla ngıçta, Sovyetler Birl iğ ine karşı o lumlu davra nışı sadece politik yararı öne alan bir buyruk o larak kabul ediyor, fakat bu davranış ın Sovyetler Birl iğiyle dostlukta temeli oluşturan proleta rya enternasyonal izmi istemleriyle ve köklü s ın ıfsal uygunluğunu henüz anlamıyorlard ı . AKP'yle eylem bir l iği an laşmasında beli rlenen anti-faşist demokratik tedbirlerin hayata geçiri l ­mesini olanca güçleriy le destekliyen birçok sosyal-demokrat, b i r yandan

287

Page 5: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

mesiydi ; sosya list devlet ve toplu m düzeninin emperyal izme her bakımdan üstünlüğü de bu utkuyla pekişmiş oluyordu .

O zaman, bu utkonun halk ım ız ın hayatında tarihsel b i r dönüm noktası olduğunu, şanl ı Sovyet si lôh l ı kuvvetleri tarafı ndan faşizmden kurtuluşun Büyük Oktobr Sosyalist Devrimi'nin açtığ ı yol üzre dünya sosyalizminin gelişmesinde önemli bir aşama olduğunu , işçi s ın ıfı mızı n içindekiler de dahi l , yeterince derin bir Marksist-Leninist teorik bi lgiye sah ip olmıyan ilerici güçler bi le birdenbire kavrıyomamışlardı . Fakat o zamandan beri Sovyetler Birl iğinin ve SBKP'n in eylemsel maddi ve mônevi desteğiyle Alman Demokratik Cumhuriyeti'nin devlet ve toplum düzeninde oluşan değişmeler, faşizmden kurtu luş gününe ADC emekçi halk ının hayatında sürekli bir yer sağ ladı ve bunu pekiştirdi. Bugün biz bu tarihsel yı ldönü­münü bütün i lerici insanl ık la bir l ikte büyük törenlerle kutluyoruz.

Faşizmin kayıtsız şartsız tesl im oluşundan ADC'nin sosya list devletler toplu luğunun ayrı lmaz bir parçası ola rak va rl ığını sürdürmekte olduğu günümüze kadar, başarı l ı ve aynı zamanda güçlüklerle dolu karmaşık bir yol geçmiş bulunuyoruz. Bugün a rt ık her şeyden önce tek tek her sosya­l ist devletin ve bütünüyle sosya l ist toplu luğun g itgide sağ lamlaşan mad­di -teknik temel ine dayan ı la ra k, çözülen problemlerle çözümün gerektir­diği olanaklar a rasındaki bağıntı g itgide daha çok dengeleniyor. Oysa 8 Mayıs 1 945'ten hemen sonra, Alman işçi hareketinin politik bi l inçl i güç­leri o zaman çözümü olana ksız görünen sorun larla karşı karşıya bu lunu­yorla rd ı . Ve ne o lu rsa olsun, bu sorun lar çözüme kavuşturulmalıydı . Ka­vuşturuldu da.

Sovyet askeri bir l ik lerinin Alman halk ın ı açl ıktan kurtarmak için a ld ık­ları sayısız tedbirler, fabrika ve işletmeleri, taş ı t a raçların ı onar ıp eyleme geçirme, kültü r kurum la rın ı tekrar çal ı ş ı r hale getirmede gösterdikleri yar­d ımlar, milyonlarca insan ın kafasında ka l ıplaşmış anti-bolşevik önyarg ı­lar ın yavaş yavaş si l inmesine yol açıyor, aynı zamanda sarsı lmaz bir dostluğun, bugün ADC yurttaş ların ı Sovyetler Bir l iği halk lariyle bağlıyan dostluğun kurulup gelişmesi olanağını yaratıyordu .

Sovyet komünistlerin in çokyanl ı ve ç ı kar gözetmez destek ve yard ım­lar ın ın, harbin korkunç sonuçlar ını g iderme bak ımından, toprakla rı ndan başka halk lara ka rşı a rt ık b i r daha harp çıkmayacak bir devlet kurma bak ımından kesin bir önemi va rdı . Her iki işçi partisin in (Alman Kom ü­nist Partisi ve Alman Sosyal -Demokrat Partisi) üyeleri bunu kuvvetle his­sediyorla rd ı . Sovyet Ordusu subay ve erleri , sosyalist toplumu kurmadaki zengin deneylerini Alman yoldaşlariyle seve seve paylaş ıyorla rd ı .

Alman işçi hareketinin politik bak ımdan en olgun g üçleri, önlerindeki asıl sorunun, ana ödevin ne olduğunu b i l inçle kavrıyorlardı. Her şeyden önce, Sovyetler Bir l iğ in in ve a nti- hitler koa l isyonu halk lar ın ın kazandık­la rı utku sonucu olarak meydana gelen elverişli güçler dengesinden ve

286

Page 6: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

aynı za manda dünya emperya l izminin şiddetlenen bunal ımı ndan azami ölçüde yara rlan ı larak, Alman' toprağ ında emperyal izmin ve mi l itarizmin kökünün bir daha türemiyecek biçimde kazı nması gerekiyordu. Bu da işçi s ın ıfı n ın politik egemenl iğ in in , sosya l ist toplum düzenin in kurulması için gerekli temellerin atı l ması a nlamına gel iyordu.

Gelgelel im , 8 Mayısta, bu elveriş l i durumdan yararlan ı lmasını engeli i ­yen etkenler ha la daha eylem gösteriyordu, i şç i ha reketi henüz tek bir savaşkan Marksist part in in kiş i l iğ inde 'bir devrimci öncüye sahip deği ldi . işç i sınıfı n ı n iç inde daha Bir inci Dünya Savaşı s ırası nda meydana gelen parçalanma, mi lyon larca emekçinin emperya lizme karşı savaş ın ın zayıf­la masına neden olan ve Hitlerci diktatörlüğün kurulmasına önemli dere­cede yard ım eden parça lanma henüz g ideri lmemişti.

Bu yüzden, Alman işçi s ın ıfı 1 933-1 945 y ı l la rı anti -faşist savaş ımı bo­yunca büyük kay ıp lara uğradı , sayısız mi l itanları öldürüldü, nice işçilere işkenceler yapı ld ı . Ernst Telman ve R. B raytşayd' ı n adları , faşist barbar­l ığa karşı kahramanca savaşan ve bu savaşta can ları n ı da esirgemiyen

. onbin lerce Almanı komünist ve sosya l -demokratını simgeleştirmektedir. G izlilik koşuııa rında, toplama kampları cehenneminde, yabancı ülkelere göçeden mi l ita n lar çevresinde örgütlenen direniş hareketinde hep şu ana yargı oluşuyordu: Emperyal izmin ha rpler ve bunal ımlar burgacı ina b i r daha ger i gelmemek üzere son vermenin biricik ça resi emperyal izmin bü­tün egemen lik temellerin in kesin l ik le ortadan ka ld ı r ı lmasıd ı r ; bu devrimci dönüşümü gerçekleştirebilecek durumdaki biricik güç de Marksizm-Leni­nizm tabanı üzerinde doğru lmuş tek partiye sahip olması gereken işçi sı nıfıdı r.

Foşizmden kurtu luşun gerçekleşmesinden,hemen sonra, her iki işçi par­tisin i n üyeleri bir l ikte eylemlere can atmaya başlad ı la r, Fakat candan ve dürüst birleşme istekleri i le bu objektif gerekl iğin pratik olarak gerçekleş­tiri lmesi arasında, karmaşık l ığ ı

'n ı bugün yen i kuşaktan olanlar ın ancak

zorl ukla tasavvur edebilecekleri b ir safha vard ı . Bu sürece tanık olan ve gel işmesine aktif biçimde katı lan bir k imse olarak, o zamanki Alman Sos­yal-Demokrat Partis in in n ice dü rüst mi l itan lar ın ın düşünce tarzı n ı ve dav­ranış iar ın ı gayet iyi hatırl ıyorum. Marksist- Leninist tarih bil imi şu husus­ları tom olarak tespit etmekted i r : « Bu sosya l -demokratlar ın düşünce ve eylem leri, daha çok, egem�ınlik a racı olarak işçi s ın ıfı na h izmet edecek i lkesel bakımdan yeni bir devlet örgütü için savaş ı güçleştiren burjuva­parlamenter görüşlerden oluşuyordu. Birçok sosyal-demokrat, başlangıçta, Sovyetler Bir l iğine karş ı o lumlu davranış ı sadece politik ya rarı öne a lan !:l i r buyruk ola rak kabul ediyor, fakat bu davran ış ın Sovyetler Birl iğ iyle dostlukta temeli oluşturan proletarya enternasyonalizmi istemleriyle ve köklü sınıfsal uygunluğunu henüz an lamıyorlardı. AKP'yle eylem bir l iği anlaşmasında belir lenen anti-faşist demokratik tedbirleri n hayata geçiri l ­mesini olanca güçleriy le destekliyen birçok sosyal-demokrat, b i r yandan

287

Page 7: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

emperyalist işgal devletleri hakkında çoğu kez hayale kapılarak bazı yer­siz refor mist metotlara da başvuruyorla rd ı . Bun lar içten bir inanış la ko­münistlerden yana savaş yürütüyorlarsa da, a rdıc ı l sayı lamıyacak olan tutumlar ı , işçi s ın ıfı n ın gücüne olan inancı sarsmoda, anti-komün izm ve anti-sovyetizmi körükleme ve böylel ik le işçi s ın ıfı içindeki parça lanmış l ığ ı yeniden derin leştirmede sağcı oportünist l iderlere olanaklar veriyordu . » (i)

O zaman Sovyet işgal bölgesinde sosyal-demokratlar ın ateşli tartışma­ları nı gayet iyi hatırl ıyorum. Düzenlenen ta rtışmalarda, yunker' lerin (2) ve büyük çiftl i kçilerin egemenl iği damgasın ı taşıyan Alman köyünde s ın ı f­sal yapı l ış ı ne suretle değişt irmenin a maca uygun olacağı konusu ele a l ı n ıyordu . Komünist yoldaşlar, 1 1 Hazi ran 1 945 günü yayımladıkları «Şe­hir ve köy emekçi leri! Erkekler ve kad ın lar! Alman gençliği!» hitabiyle başlıyan tarihsel çağrıda, büyük toprak mülkiyeti n in tamamen ve bir daha ger i gelmemek üzere ortadan kald ırı lmasında, bunlar ın top rakları n ı n bütün yurtl uklariyle bir l ikte tarım işçi lerine ve topraksız köylüye dönüşmüş yoksu l lara dağıt ı lmak üzere taşra idareleri veya toprak reformu daireleri emrine veril mesinde ısrar ediyorlard ı . Bugün bi l iyoruz ki, bu tedbir, en önemli a lan lardan biri olan tarımda 19 18 Kasımında başlamış olan bur­juva-demokratik devrimin i tamamlaman ın biricik doğru yoluydu. Işçi sı nıfı i le emekçi köylü ler arasında bağ laşman ı n sağla m temel i ancak böyle meydana getirilebi l i rdi . Anayasamızia saptanan sosya l ist gerçekl iğ in ta­banı (dolaysız ve dolayl ı an lamiyle) böyle hazırlanmıştı . Anayasamız söz­konusu sosyal ist gerçekl iğ i şöyle n itelendi ri r : «Alman Demokratik Cum­huriyeti işçilerin ve köylü lerin sosya l ist devletid i r. Bu cu m hu riyet, işçi s ın ı­f ın ın ve bu s ın ıf ın Marksist-Leninist partis in in yönetmenl iği a lt ında şehir ve köy emekçilerin in pol it ik örgütüdür. » (3)

1945 y ı l ında sosya l-demokratların birçoğu , yunker' ler ve çiftl ikçiler el in­deki büyük top rakları n göçmenlere, yoksul lara , ı rgatlara dağıt ı lması ge­rekl iğ in i kuşkusuz kabul ediyor, fakat bir daha geri veri lmemek üzere el koyma yönel imini ve aynı zamanda işçilerle köylüler a rasında bugün ADC'nin doğal ve sarsı lmaz temeli olan tarihsel bağlaşı k l ığ ı n yaratı lma­s ına yönel imi kavrayamıyorlardı.

Sovyet yoldaşlar bu kesin ve önemli sorunun da ideolojik açıdan açık­l ığa kavuşturulmasına yard ım ettiler. Lenin ' in partisi tarafından eğiti lmiş ve savaş ateşinden geçmiş o lan bu yoldaşlar, eylemsel a rd ıc ı l l ığ ı arka-

(1) Klassenkampf - Tradition - Sozial ismus, Von den Anföngen der Ge­schichte des deutschen Volkes bis zur Gesta ltung der entwickelten sozialistischen Gesellschaft in der Deutschen Demokratischen Repu­blik. GrundriB , VEB Deutscher Verlag der Wissenschaften, Berl in 1 974, S. 500-501 .

(2) Alman büyük toprak sahibi. C) Verfassung der Deutschen Demokratischen Republ ik vom 6. April 1 968

in der Fassung des Gesetzes ıur Ergönıung und Anderung der Ver­fassung der DDR vom 7. Oktober 1 974, s. 9.

288

Page 8: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

daşça yardımseverl i kle bağdaştı ra ra k, sahip oldukları zeng in deneyi Al­man emekçileriyle seve seve paylaşıyorlard ı . Bununla beraber, vaktiyle Sovyet Rusyada köylü ler le bağ laşma kuru lması için a l ı nmış olan tedbir­lerin basmaka l ıp uygu lanması değ i l , eylemde Marksist-Leninist yanaşırn ın kı lavuz edini lmesi sözkonusuydu . ADC'deki uygulama bunun inandırıcı b ir kanıtıydı .

Sovyet komünistleri, A lman Komünist Partisi'yle Alman Sosyal -Demokrat Partisi 'n in Marksizm temeli üzerinde birleşmeleri için ideoloj i k bir l iğin şart o lduğunun açı kça kavranması nda bize özel l ik le yard ım etti ler. Faşizmden kurtuluştan sonra, öncel ik le her ik i part inin eylem komitelerinde yüzbin­lerce komünistin ve sosyal-demokratın bir l ikte ça lışmaları nda, çoğu kez kendi l iğ inden-gelme bir atı l ı mla istenen örgütsel birleşmeden önce, sorun ü.zerinde etrafl ı bir ideoloj ik açıklığa varı lması gereğ in in küçümsendiği hal ler ol uyordu . Alman işçi hareketinde vaktiyle yol verilen örgütsel bö­lünmeyle iş lenmiş olan büyük hatanı n bir an önce düzelti lmesi sabı rsız­I ığ ı , bu dürüst istek, sosyal -demokrat yoldaşlar a rasında birçokları n ı n ön­cel ik le Lenin' in yeni tipten partiye i l i şk in savaşı n ın �z lüğ ünü yeterince bi lmed iklerini veya bu savaşın ola nca önemini kavramadık lar ın ı gösteri­yordu.

AKP' l i yoldaşlara düşen ve bundan daha az karmaşık olmıyan d iğer bazı sorun lar da va rd ı . B i r yandan, « bütün üyeleri n, faşizınden kurtu luş­tan sonraki i şç i hareketin in yeni sorunlar ın ı tamamiyle an lamaları, dog­matik ve sekter etkilerden s i lk inebi lmeleri için, etrafl ı bir ideolojik-pol itik eğ itim ça l ışması yap ı lması gerekiyordu. AKP i le ASDP a rasında ortak eylem anlaşmasın ın gerçekleşti ri lmesi karmaşık bir pol it ik ve ideolojik savaştı . » ei)

Anti-faşist, demokratik düzen için ortak savaştaki gel işme sü recinde bi rçok problem çözüme kavuşturu ldu. Ta rihin verdiği ve çoğu da ac ı l ı i bret dersleri gereken birleşme emel i n i boyuna besliyor, güçlendiriyordu . Sonuç o larak, A lman Komünist Partisi Başkanı V. Pik i le A lman Sosya l ­Demokrat Partisi Başkan ı O. Grotevol el s ık ıştı la r ve böylece K. Marks, F. Engels ve V. i. Lenin ruhunda Alman birleşik işçi ha reketin in doğ uşunu simgeleştiren Alman Sosya l ist Bir l ik Partis in in kuru luşunu pekiştirmiş o l ­du la r. Bu kaçın ı lmaz tarihsel eylem, a ncak Sovyet komünistleri n in sürekl i ve çokyan l ı ideoloj ik, polit ik ve maddi desteğ iyle gerçekleştir i lm iştir. O zaman Almanyan ın Batı işgal bölgelerinde (ora lardaki komünistlerin ve birçok dürüst sosya l-demokratların birleşme çı rp ın ı ş ları içinde olma­lar ına karş ın) görülen bambaşka ve üzücü gel işmelerden doğan durum bunun açık bir kanıtıd ı r.

B irleşmeyle meydana getir i len ASBP'n in 1,3 mi lyon üyesi, ideolojik açı k­l iğ i ol uşturma sürecin in böylesine başarı l ı gel işmesinden ve bir leşme

(I,) Klassenkampf - Tradition - Sozial ismus . . . a. a . O., S . 501 .

289

Page 9: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

olanağ ın ı yaratmasında n ötürü hakl ı bir kıvanç duy uyorlardı: Fakat Mark­s ist temel üzerinde bir l iği meydana getirmek, kesin ve çözümleyici olsa bile, sadece i lk adı mdı . Ozel l ik le o zamanki ödevlerimizin boyutları n ı gösterebilmek için , şu hususun tekrar tekrar hatı rlanması gereki r : «Alman Sosya l ist Bir l ik Partis i , Alman işçi hareketin i n bütün devrimci gelenekle­rini sürdürerek, kuruluş süreci içinde (kursif benim - F. E.) Marksist­Leninist bir partiye dönüşmüştür. Bu parti, SBKP'yi örnek tutarak \Ye onun zeng in deneyinden yara rlanarak , s ın ı f savaşı n ın çetin koşul la rı iç inde işçi s ın ı fı n ı n ve bütün emekçilerin öncüsü sıfatiyle bütün sı nama lara dayan­m ıştı r. » (5)

Bu sü reç boyunca öncel ik le parti içinde ne gibi p roblemlerin çözülmesi gerekiyordu ? ASBP'n in sosyal-demokrasi safla r ından gelen üyeler in in bi­l i nçlenmeleri, V. i. Lenin ' in , emperya l izmin oluşma çağ ında K. Marks' ın ve F . Engels' in dôvasını sürdüren bi r deha olduğunu daha derin an lama­lar ı , öğ renmeleri gerekl iydi . Emperyal ist p ropaganda, ASDP sağcı l ider­Ierin in hoşgörüsüne ve hattô desteğ ine dayanarak, Len in izmi, SBKP'yi, SSCB'yi ve bunlarla i lg i lenmeyi kötü ıüyordu . Bu duruma son veri lme­liydi. Aynı zamanda Alman işçi ha reketi tarihi, somut olarak XX. yüzyı l ı n başından o günlere kadarki dönem, eleştirisel açıdan yenibaştan ele a l ı n­mal ıydı . Bu konuda çok çeşitli fiki rler i leri sürü lüyordu . ASBP'ni Marksist­Leninist partiye dönüştürme işi, ayrıca, demokratik sçıntra lizm prensipleri­nin , eleştiri ve özeleştiri nin , bilinçli disiplinin her üyede doğal ideoloj i k ed in im hal ine gelmesini gerektiriyordu.

Bolşevik partisi üyeleri, ça l ı şmalariyle bize örnek, yardı mcı ve savaş a rkadaşı olmuşla rd ı r. Bunu uzun uzadıya ispat gereksizdir. Almanya 'da o zamanki Sovyet Askeri Idaresi'nde görevli yoldaşlarla ve SBKP yönetimi üyeleriyle çok sayıda konuşmalar ımız ı iy i hatırl ıyorum. Bu konuşma larda, faşist hi le l i p lôn lara , emperyal ist müdahale ve işgale karşı demokrati k gelişmeyi sağ lama sorunlar ı ele a l ı n ıyor, 1 945 Potsda m Konferansı kara r­lar ında ve Müttefik Devletler Kontrol Komisyonu kara rnamelerinde sap­tanan si lôhsız lanma, Nazi l iğ in kökünü kazı ma ve demokratioşma tedbir­lerin in gerçekleşti r i lmesiyle i lg i l i sorun lar ve aynı zamanda iç partısel gel işme p roblemleri üzeri nde duru luyordu.

Bu görüşmeler, ekonomin in örgütlenmesi, plônlamada i lk adı mların at ı lması , demokratik devlet egemenl iğ in in örgütlenmesi ve kültür haya­t ın ın canlandır ı lması bakımından kesin bir önem taşıyordu . Bundan baş­ka, Sovyetler Bir l iği bize yiyecek maddeleri, tohumluk, hasat-harman ma­k i neleri ve traktörler göndermek su retiyle de paha biçilmez maddi ya r­d ım larda bulunuyordu . Alman halk ın ın anti -faşist, demokratik temel üze-

(5) 25 jahre Deutsche Demokratische R ep u bl i k - ein Vierteljah rhundert Kampf für Frieden, Demokratie und Sozial ismus, Staatsverlag' der Deutschen Demokratischen Republik, Berl i n , 1 974, S. 1 0.

290

Page 10: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

rinde yeniden doğuşunu sağlamaya yönel ik geniş Sovyet tedbirleri yurttaşlar ımızın Sovyet Ordusuna karşı i l işkisini değ iştirdi. Sovyet Ordusu erleri n in ve Sovyetler Bir l iği halk ları n ı n Alman emekçileri için yardı mcı ve s ın ı f kardeşleri olduklar ı , bu emekçi lerin de düşledikleri kutsa l a maca ulaşmak, yani Alman toprakları ndan bir daha harp çıkması olanağ ın ı ortadan kaldırmak iç in elden gelen her şeyi yapmak istedik leri bi l i nci oluşmaya başlad ı . insanları n b i l inci ndeki bu değ işme, çok geçmeden hal­kın d i l ine de yansıdı; Günlük konuşmalarda « Ruslar»a, «dostlarımız» den­miye başland ı ve bu söz bugün ADC ölçüsünde yayg ın bir kavram oldu.

SBKP i le ASBP aras ındaki savaş bir l iği , iç ve d ış gerici l iğ in emperya­l izmi d iriitme politikas ın ın Batı kes imin i de kapsayan tek, barışsever, de­mokratik Alman cumhuriyet in in yarat ı lmasına olanak vermediği görü ldük­ten sonra, çok daha büyük bir önem kazand ı . Batı 'da Federal Alman Cumhuriyeti 'nin kurulmasına veri lebilecek biricik. karş ı l ı k olarak 7 Ekim 1 949'da Alman Demokratik Cumhuriyeti kuru ldu . Bu doğuş ta mamiyle halk i radesin i yansıtıyordu. Mevzilerin i FAC çerçevesinde bir kez daha canlandırabi len emperyal izm, elbette, emekçilerin bu politk adımın ı ken­d i varl ığ ın ı tehdit eden bir k ışk ırtma, bir meydan okuma sayıyordu. Çün­kü ADC'n in kuru lması Alman toprağı nda sadece ik i nci b i r devlet yarat­ma eyleminden ibaret değ i ld i . Bu devlet anti -faşist, demokratik dönümün başarı larını da pekiştiriyordu. Ayn ı zamanda Alma n toprağ ında sosya l izm yolunca bir gelişme (ki ASBP bunu daha başlangıçtan itibaren program hedefi edinm işti), bu devletin kuru lmasiyle uygu lama safhasına girmiş oluyordu (em perya l iz m iç in as ı l tehl ike de buydu).

Daha Kurucu Kongre tarafından ka bul edilen "Alman Sosya l ist Bir­l i k Partisi'n in temel prensipleri ve hedefleri » belgesinde, bu prensip ve hedefler hakkında şu önemli noktalar bel i rti l iyordu: " . . . Şu var ki , önemli problemlerin çözümü, henüz, kapita l i st sömürü ve ezgi sistemini, ortadan kaldırmıyor, kapita l i st üretim tarzı anarşisine son vermiyor, bar ış iç in sağ lam bir gara nti sağ lamış olmuyor. » (6) Ve ASBP, işçi s ın ı f ın ın ta rihsel misyonunu gözönünde bu lundura rak, bundan şu sonucu çıkarıyordu : « Bu, s ın ıf, sömürü ve ezg iden, ancak tüm toplumu sömürü ve ezg iden kurtar­d ığ ı ve sosya l ist toplumu kurduğu takdirde kurtu labi l i r. Sosya lizm bütün u l uslara, bütün insanlara , hakları n ı n serbestçe gerçekleşti ril mesi ve kabil i­yetieri n in alabi ldiğine gel iştiri lmesi olanaklarını sağ lar. Insanl ık ancak sosya lizmde özgürlük ve topyekun esen l ik dünyas ına g i rer. » (7) Parti, bunun kesfn koşu lu olarak da, işçi s ın ı fı n ı n Ma rksist-leninist parti tara ­f ından yöneti lmek ve d iğer emekçilerle bağlaşma kurmak suretiyle politik

(6) Grundsötze und Ziele der Soz ial istischen Einheitspartei Deutsch lands, z itiert na ch revolutionöre deutsche Parteiprogramme, vom Kommu­n istischen Manifest zum Programm des Sozia l ismus, Dietz Verlag, Ber­l i n 1 967, S. 205.

(7) Yine orada, S. 205-206.

291

Page 11: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

egemen l iği elde etmesi gerekl iğ in i açı kça bel i rtiyordu. Bu istemler ADC'­nin kurulması s ı rası nda esas itiba riyle yeri ne geti r i lmişti. 1 946 Nisanı nda "Alman Sosya l ist B i rl i k Partisi demokratik cumhuriyetin topraklarında bu yen i devlet için savaşıyor» (8), denilerek i lôn ed ilen amaç, 7 Ekim 1 949'da ADC'nin politikası n ın yapıtaşı oluyordu.

ADC'n in kuru lması , Alma n halk ı n ın ve diğer Avrupa hal kları n ı n tari­hinde bir dönüm noktasıd ı r. Bu başa rı, ancak Leninci partin in yönet imi a lt ındaki Sovyetler B ir l iğ i halk ları n ı n paha biçi lmez yard ım ve katkı ları sayesinde elde edi lebi lm iştir.

ASBP MK Biri nci Sekreteri E. Honeker yoldaş, bu ta rihsel gerçeg ı, ADC'nin 25. kuruluş yı ldönümünü kutlama toplant ıs ında yaptığ ı konuşmada şöyle bel i rtti : " . . . Sovyet ha lk ın ın ka hramanca savaşı halk ı mızı faşizmden kurta rmış ve i leri l i k yoluna koyulması olanağın ı ya ratmıştır. Alman De­mokratik Cumhuriyeti' n in gelişmesi Sovyetler ü l kesiyle ka rdeşçe bağ laşık­i ı k dış ı nda ola naksızdı ve bugün de olanaksızd ı r. Pol itika mız ın bu şaşmaz prensipinin kökü derin lerde, daha Büyük Oktobr Sosya l ist Devrimi ' nden itibaren, insan l ığ ın geleceğ in i s imgeleştiren Bolşevik Partisi ve Sovyet devletiyle bağ l ı l ı k lar ın ı bel i rtmiş olan Alman işçi sı n ı fı n ı n en iyi .eleman­lar ın ın savaşındad ı r. Bu elemanlar 1 945 y ı l ı nda Sovyetler B i rl iğ iyle dost­luğu aynı ruhta yurttaşlar ımızı n kafalar ına ve kalplerine ma letme çaba­sına koyulmuşlard ı r. Attığ ı mız i lk adımla ra koşut olarak, Sovyetler Bir l i ­ğ iyle dostluk f ikri de gelişmiş devletimizin kuruluşuna temel olmuştur. Bugün Alman Demokratik Cumhuriyeti, bu dostluk sayesinde ve sosyal ist toplu luğun ayrı lmaz bir bölümü olarak, dünyan ın en kudretli ve etki l i gücünün, yan i yeryüzünün üç kıtasında sapasağ lam tutunup kök salmış olan sosya l izm güçleri n i n bi leş im inde yer a lma ktad ı r . » (9)

Aynı jübi le törenine katı lan SBKP MK Genel Sekreteri L. i. Brejnev yoldaş, yapt ığ ı konuşmada, bugünkü esasl ı sonuçlara varı l ması iç in ve­rilen savaş ın çetin l iğ in i şöyle bel i rtti : " . . . Emperya l ist çevreler, cumhuri ­yeti (ADC'yi) yoketmek, Avrupa toprağ ında kök salmasına engel o lmak, egemen bir devlet olarak u luslara rası çapta tan ınmasına yol vermemek için az mı çırpı nd ı lar?» (10) Brejnev yoldaş şöyle devam etti: " Emper­ya l izmin sayısız politik, ideolojik, ekonomi k ve askersel a raçlarla yürüt­tüğü savaş daha başlangıc ından itiba ren başarısızl ığa hükümıüydü. Em­perya l ist çevrelerin bütün yeltenişleri kardeş sosya l ist devletlerin ortak çabalariyle suya düşürüldü. ADC'n in u lus lararası hukuk kura l ları gere­ğ ince tanınması isteği, Varşova Antlaşması 'na g i ren ü l kelerin bütün d ış

(8) G rundsötze und Zie le .. . , a . a . O., S . 206. (9) E. Honeker, Alman Demokratik Cumhuriyeti ' n in 25. kuru l uş yıldönü­

münü kut lama toplantısında yaptığ ı konuşma. " Pravda », 7 Ekim 1 974. (10) L. i. Brejnev, Alman Demokratik Cumhu riyeti' n in 25. kuruluş yı ldö­nümünü kutlama toplantısında yaptığı konuşma. " Pravda», 7 Ekim 1 974.

292

Page 12: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

politika progra m dokümanlar ında, komünist parti lerin in Avrupa çapındaki ve u l uslara rası danışma toplantı ları n ı n kara rları nda en önemli hedefler­den b i ri olarak yer a l ıyordu. Böyle bir tan ıman ın sağlanması iç in savaş, SBKP XX iV. Kongresince kabul edilen Barış Programı 'n ın içerdiğ i en önemli maddelerden bi riydi. N ihayet, olması gereken şey oldu, gerçek­leşt ir i id i : Alman Demokrati k Cumhuriyeti (ta ri hte Alman emekçi lerin in i l k devleti) bugün pratik olara k bütün dünyaca resmen tan ı nmış ve Bir­leşmiş Mi l letler örgütünde hakl ı yerin i a lmış bulunmaktad ı r . .. (11)

8 Mayıs 1945'ten sonraki ta rihsel gelişme, SBKP i le ASBP a rası ndaki savaş bir l iğ in in ta rihsel önemini kesin ve açı k olara k ortaya koydu. 250 m i lyon luk SSCB halk la rı a i lesiyle 1 7 mi lyonluk sosyal ist ADC yurttaşları a rası ndaki derin, sa rsı lmaz ve g iderek genişl iyen dostl uk işte bu bir l ik­ten doğdu.

Ben, doğuşundan beri ASBP yönetiminde görev almış bir kişi ve yıl­larca Alman-Sovyet Dostl uk Cemiyeti başkanı olarak, lenin ' in partisiyle savaş bir l iğ in in gel işmesin i , ha lk ımız ın Sovyetler B i rl iğ i halk lariyle dost­luğunun kökleşmesini sağ lama çabaları n ı n yakın tanığ ıy ım ve bu çaba­lara aktif ola ra k katı lm ış bu lunuyorum. Bu bana halk ımız ın faşizmden kurtu luşunun otuzuncu y ı ldönümü öncesi nde, kendi deneyime de daya­narak , bazı i l kesel yarg ı lara değinme hakkı vermektedi r.

Kurtul uştan beri geçen otuz y ı l , anti-faşist direni ş kah ramanların ın , ke­sin gücünü Sovyetler B i rl iğ in in ol uşturduğu anti- hitler koal isyonu savaş­çı ların ın vasiyetlerini a rdıc ı l biçimde yerine getirmek için başarı l ı bir sa­vaş dönemid i r. 8 Mayıs 1945 bütün kıta larda barış, demokrasi ve sosya­l izm uğrundaki savaşta yeni safhan ın bağ langıc ı o ldu. Cumhuriyetimiz ve yurttaşla rımız, tari hten a l ı nan dersler ve ka pita l izmden sosyal izme ge­çiş çağ ın ın ka rakteri gereğince, kendi ler ini , barış ı n korun ması ve güç­lendiril mesi kutsal davası na, aynı zamanda bütün dünyada demokrasi ve sosyal adaletin gerçekleşti ril mes ine adamış lardır. Şimdi yu rttaşlar ı ­m ız, ASBP Vi i i . Kongresi (1971 ) tarafı ndan bel ir lenmiş olan hedeflere u laşma yolunda büyük başarı lar elde etmekte, faşizmden kurtuluş y ı ldö­nümünü, bu büyük ve unutulmaz günü, sosyal izm adı na, sürekl i barış adına i lerici düşünce ve ey lemlerle kutla maktadı rlar.

Kurtuluşun otuzuncu y ı ldönümü, bugün Marks, Engels ve lenin ' in f ik ir­lerin in üstü n gelmesi için mücadele eden a rdıcı l bir savaşçı olara k bütün dünyada hakl ı davamızın dostları tarafı ndan takd i rle karş ı lanan ve bu davan ın düşmanları tarafı ndan yeri len Alman Sosyal ist Bir l ik Partisi 'n in yaratı lmasında ve Marksist-leninist savaş partisi olara k ol uşmasında Sov­yetler Birl iğ in in ve SBKP'n in otuz yı l l ı k sürekl i kardeş yard ım ve desteği dönemid i r.

(Il) L. i. Brejnev, ADC'n in 25. kuruluş y ı ldönümünü kutlama toplantıs ın ­da yaptığ ı konuşma . .. Pravda », 7 Ekim 1974.

293

Page 13: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

Ku rtuluşun otuİuncu yı ldönümü, aynı zamanda ADCde gelişmış sos· yalist toplumun kurulması nda Marksizm-leninizm teorisi n in yaratımla uy­gu lanması dönemini oluşturan otuz yıl demektir. Cumhuriyetimiz toprak­lar ında burjuva ideolojis inin bütün çeşitleri ve nüansları kesin bir yeni l ­g iye uğratı lmıştı r.

Kurtu luşun otuzuncu yı ldönümü, dünya sosyal ist sistem in in oluşmaya devam ettiği ve emperyal izmle vu ruşmada kesi n bir güç hal ine geldiği otuz y ı l l ı k dönem demektir. Bu savaşta, sömürücü düzen ta rihsel önemde bir yenilg iye uğratı lm ı ş bu lunmaktadı r.

Kurtu luşun otuzuncu y ı ldönümü, 1 7 mi lyon luk ADC yu rttaş ları n ı n da sonrasız olara k mensup bulundukları sosyal ist devletler a i lesi n in , bu on­mi lyonlar ı aşan ai lenin ol uştuğu otuz yı l l ık dönem demektir.

Sosya l ist devletler toplu luğunun bir l iği (her şeyden önce SSCB'de ger­çekleşti ri len leninci u lusal politika sayesinde) K. Marks' ı n d&hice öngö­rüsünü simgeleştiriyor. Marks şöyle diyordu : « Halk lar gerçekten bi rIeşe­bilmek için, ortak menfaatlere sa h ip olma l ıd ı rlar. Menfaatleri n in ortak olabilmesi için, varolan mülkiyet i l işkileri ortada n kaldırı lmal ıd ı r, çünkü yürü rlükteki mülk iyet i l işki leri bazı halk lar ın diğerleri tarafı ndan sömürü 1-mesin i koşul landı rıyor. Yürürlükteki mü lkiyet i l işki lerin in ortadan kald ı rı l ­ması nda yalnız işçi s ın ıfı n ı n menfaati va rd ı r. Bunu yapabilecek durumda olan biricik güç de bu sın ıftır. Proleta rya n ın burjuvazi üzerindeki utkusu, aynı zamanda halen halk lar aras ında düşmanl ık lar doğurmakta olan bütün ul usal ve endüstriyel anlaşmazl ı k ve çatışmalar ın g iderilmesi an­lamına gel iyor. » (12)

Sovyetler Bir l iğ in in faşizm üzerindeki utkusuyle başl ıyan gel işmenin mantıki b i r sonucu da, ADC'nin 25. kuruluş yı ldönümüne doğru oluşan ta rihsel değiş imlerin yüksek yasama organı kara riyle Anayasaca da sap­tanmış olmasıd ı r. Bu dönem içinde, sosya lizme, barışa, halklar arası nda karşı l ı k l ı anlayış ve güvenl iğe h izmet eden bir d ış polit ika izlenmes i ; barış içinde yanyana yaşama prensipleri ni gerçekleştirmek, sömürgeci l iğe ve diğer bütün ezg i biçimlerine son verme amaciyle emperya l izme karşı savaşan devletleri ve halk ları her bak ımdan desteklemek üzere mücadele yürütülmesi a rt ık denenmiş prensipler ha l inde yerleşmiş bu lunuyor. ADC halkı n ın bugünlerde en büyük güçle hissettiği şu gerçek bundan böyle ve sonrasız olarak anayasal b i r prensip hal inde benimseniyo r :

«Alman Demokratik Cumhuriyeti, Sovyet Sosya l ist Cumhuriyetleri B i r­l iğ iyle sonrasıı ve dönüşsüz dostl u k i l i şki leriyle bağl ıd ı r. SSCB'yle sıkı ve kardeşçe bir l ik, Alman Demokrati k Cumhuriyeti halkı için sosyal izm ve barış yolunda daha i leri gel işmeyi garanti lemektedir . . . Alman Demok­ratik Cumhuriyeti sosya l ist devletler toplu l uğunun ayrı lmaz bir organik

(12) K. Marks v e F, Engels, Eserler, c. 4 , s. 371 .

294

Page 14: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

bölümüdür. Sosyalist enternasyonalizm prensiplerine sadakatle bağ l ı olan ADC, sosyal ist toplu l uğun sağ lamlaşmasıni:ı, bütün sosyalist ü lkelerle dosluk, etraflı işbirl iği ve yardı mlaşman ın gelişme ve güçlenmesine kat­kıda bulunmaktadır. » (13)

Demek ki, Sovyetler Birl iğ iy le sars ı lmaz dostl u k ve kardeşçe işbirl iği, sosyalist devletler toplu luğunun giderek sağ lamlaşması halk ımızı n gele­ceğinin garantisid ir. ADC yurttaş ları , Lenin' in ülkesiyle bağ laş ık o lmanın yaşamsal bir güç kaynağı olduğunu kavramaktadı rlar. Bundan ötürü, kur­tuluşun otuzuncu y ı ldönümü, bizim cumhuriyetimizi de, üstün gelenlerin safları nda, dünya çap ında bir atı l ım la sosyal izmin parlak geleceğe doğ­ru i lerleme tarihinin bu utkuyu kendi lerine verdiği ü lkelerin a ras ında bul ­maktadır.

(l:J) Verfassung der Deutschen Demokratischen Republ ik vom 6. April 1968 in der Fassung des Gesetzes zur Ergö nzung und iXnderung der Verfassung der Deutschen Demokratischen Republ ik vom 7. Oktober 1974, Art. 6 (2). Staatsverlag der Deutschen Demokratischen Repu­blik, Berlin 1974, s. 1 2.

295

Page 15: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

italya'da neo-faşizm

Mikele Rossi

"Bafiş ve Sosyalizm Problemleri» dergisi Yazı Kurulu üyesi

Otuz y ı l önce, Avrupa ve bütün dünya ha lk ları harbin sona ermesin i sevi nçle karşı lamış lardı . Çeki len büyük acı lara karşın, harbin getirdiği büyük yık ıma karş ın , bir tek duygu, dünyan ın faşizmden sonrasız olara k kurtu lduğu, bütün insanlara karşı yönelti im iş olan ezgin in , kovuşturma­ların , ı rkçı l ığ ın , i nsan k ı rım ı kampların ın , barbarca cinayetlerin uzun gecesin in a rt ık sona erdiği duygusu ağ ı r basıyordu. Rayhştag' ın üzerinde özgürlük bayrağı dalgalanıyordu. Bu bayrağ ı , oraya, faşizmi kendi in inde boğarak utkuya en büyük katkıda bu lunan kahraman Kız ı l Ordunun erleri çekmişlerdi . Bu ordu, harbin başl ıca ağırl ığ ı n ı omuzla rında taşıyan, 20 mi lyon kurban vermiş olan SSCB halk lar ın ı temsil ediyordu. Sovyet hal­k ın ın ve s i lahl ı kuvvetlerin in yürüttükleri savaş, Avrupada faşizmin ve nazizmin boyunduruğunu k ırıp atmak için s i laha sarı lm ış olan bütün anti­faşistler ve yurtseverler için bir örnek olmuştu.

Ne var ki , işte dünyanın yazgıs ın ı değiştiren tari hsel utkunun elde edi l ­mesinden otuz y ı l sonra, günümüzde, yeniden bir faşist tehl ikeden söz ed i l iyor. Son beş y ı l içinde, ita lya, neo-faşist örgüt ve g rupları n sayısız c i nayetlerine ve terörist aksiyonlarına sahne oldu. (1) italyan neo-faşizmi, eylem ölçüleri ve etkenl iğiyle, Batı Avrupa memleketlerinde eylem göste­ren ve "Avrupa neo-faşist merkezi » çerçevesinde birbirlerine bağ l ı olan g rup ve örgütler a rasında başrolü oynuyor. Bunun nedeni herhalde bu­gün ita lya'n ın Avrupa ka pita l izmi zincir inde en zayıf halk lardan bir in i ol uşturmasında, demokratik ve işçi güçler a ras ında sağ lam bir birl iğ i n yaratı ldığı b i r memleket olmasında g izlen iyor. Bu böyle olsa da , gayet hakl ı olarak bazı sorular doğuyor: italya'da faşist tipten b i r gerici değ i -

(1) Şu birkaç ci nayet olayını saymak yeter l idi r sanıyoruz: 1969 Ara l ı k ayında Mi lono Tarım Bankası önünde g ir iş i len sald ırı olayında 1 6 kiş i öldürüldü ve 88 kişi ya ra landı . Geçen y ı l , Mayıs ayında, Breşniya ken­tinde yapı lmakta olan anti -faşist miting sıras ında, "Karagömlekl i ler» tarafı ndan konu lan bir bomban ın patlaması üzerine 8 kiş i öldü, 90 kiş i yaralandı . i k i ay daha sonra, Roma-Münih seferi ni yapmakta olan « ita l icus» yolcu ekspresin in bir vagonunda bir bomba patlatı ld ı ; çıkan ya ngında 12 yolcu telef oldu, b irçokları da yara landı .

Rej isör Paolo Pietranceli i le gazeteci Paolo Cambescia'nın « Uni ­telefi l m » stüdyosundo çektikleri « Beyaz ve siya h » adl ı dokümanter fi lmde, neo-faşizm üzerinde duru lurken, ya ln ız son üç yıl içinde Mi­lano'da faşistlerin her ik i günde bir su ikast veya an i baskın yaptı k ları b i ld i ri l iyor. Roma'da 1969 y ı l ından beri 1.500 faşist serkeş l i k olayı kay­dedi lmiş bulunuyor.

296

Page 16: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

ş ik l ik tehlikesi var mıdır ve bu tehl ike ne derece ciddidir? Olay ları n gidi­şini bu doğrultuya hangi nedenler ve güçler yöneltiyor? Faşizmi yenme ve kökünü kazıma savaşı hangi metotlarla yürütülebi l ir?

Ka pita list dünyay ı burgacında kıvrandı ra n şimdiki buna l ım ın memle­ketimizde bam başka dra matik biçimler a lması ve bunun da ekonomik buna l ım ın ağır ve sürekli politik, sosyal ve moral krizle örülmesinden ileri gelmesi problemi n keskin l iğ in i artı rıyor. Kapital izmin ekonomik bunal ı ­m ın ın gelişmesin i koşu l layan etkenler, ıta lya 'n ın zay ı f ve tarihsel bakım­dan gerika lmış ekonomik yapı l ı ş ı yüzünden, egemen s ın ıf ları n ı n ş imdiye dek uygu ladı kları politikan ın iflas etmiş olması yüzünden daha da güç­leniyor. Artık bız ı % 24 bulan enflasyon giderek şiddetleniyor. Bu enflas­yonu, Amerikan emperyal izminin egemen çıkarlarına boyun eğ me duru ­mundaki kapitalist dünyan ın başvurduğu karmaşık ve çel iş ik oyunla bi le durdurmak zordur. Işçi isti hdamına ağır bir darbe olan ü retim düşüşü al ıp yürüyor. Bu koşu l larda, idare iş i , h�r şeyden önce bunal ım ı n sonuç­ları n ı n bütün yükünü emekçilerin s ı rt ına yük lemeyi amaçladığı için, a la­bi ldiğine güçleşiyor. Emekçi halk kendin i savunma azmiyle dolup taşıyor. Ama açgözlü lük ve kabi/jyetsizlikleri yüzünden, bunal ım tehlikesi karşı­sında memleketimizin başka ül kelere kıyasla daha çaresiz kalmasın ı n nedeni oldukları ha lde, kesenin ağzını birtürlü açmak istemiyen büyük tekeller de kendi d i renişlerinde öylesine azimli görünüyorlar. Devlet yapı­I ı ş ı ve örgütü, iç ve dış problemler yumağ ı nı kapital izm çerçevesinde ge­leneksel metotla rla çözmekten aciz kalacak n itelikte olduğu zaman , elbette çıkış yo lu a ranmaya başlan ıyor. Burjuvazinin en geri kalm ış ve gerici bö lümü a ras ında, karmaşık politik durumun içinden « kuvvet pozis­yon u »yle çık ış çaresi a rama, şu veya bu biçimde otoriter bir rej im kur­mak suretiyle çıkma fikri doğuyor.

Çıkış yol lar ından biri (ama biriciğ i değ il) o lara k böyle bir çözümü da­yatma denemelerinde ıtalyan Sosya l Hareketi (ISH) adındaki neo-faşist partiden yararlan ıyorlar. Kuruluş y ı l ı olan 1 946'dan 1 960 y ı l ı na kadar, bu partide, b i ri öncel ik le güney i i lerden oluşan ve h ı ristiyan-demokratların merkezci politikas ın ın «yedek tekerlek»i olmaya ça l ışan « ı l ım i ı kanat», öteki de öncel ik le « Sa lo» cumhuriyeti (2) ka l ınt ı ları olan « ka l ı n sapa» teo­risyenlerinin g i rdiği « sert tutum kanad ı » olmak üzere başl ıca iki kanat çarpışageldi. Almi rante, parti n in başı na geçtikten sonra, bu iki akım a ra ­s ında a racı rol üne g i rerek, iSH'dan ayrı lan ve a rt ık aç ı k kışkırt ı , eşkiyaca ani baskın ve askeri isyan hazır l ığı ka rakterli ey lemlerini gel iştirmekte olan aş ırı g rupları tekrar partiye çekmeye muvaffak oldu .

1 972 y ı l ı nda, ı s H, parlamento seçimlerine hazır l ık s ı ras ında, monarşist partin in kendisine katı l ması üzerine ad değ işti rdi . 1973'te yapı lan son

(2) Sola Cumhuriyeti : 1 943 Ey lül ünde ıta lyan ın Alman-faşist askeri bir l ik­lerince işgal edi lmiş kesiminde, hapisten kaçmış bulunan Musalini 'nin başkan l ığ ında kurulan kukla faşist cumhuriyet. Not. red .

297

Page 17: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

kongrenin açıkladığı verilere göre, ita nyan Sosyal Hareketi - Ulusal Sağ Güçler (parti a rtık bu adı a lmıştı) - toplam 400 bin 'ilyel i 4.335 şu­beye sa h ip bulunuyordu . Sosyal b i leşimi de şöyleydi : % 35 devlet, ya rı­devlet dairelerinde ve yersel yönetim organlar ında memur ve hizmetli; % 27,7 tüccar ve esnaf; % 10 köy lü ve bir o kadar da işçi . . . Geri ka lan bölümün sosyal b i leş im niteliği bel i rt i lmemekle beraber, bunları n serbest meslek sahipleri, operatör ekonomistler ve sermayeciler, ün iversite öğren­ci leri ve aynı zamanda güney bölgelerinden bazı işsizler oldukları nı kes­tirrnek zor deği ldir.

Part in in sosya l bi leş imi ve etkisi , daha çok sosyal ayrı mlaşman ın ve aydın lar a rası nda işsizl iğ in en geniş ölçüde yayg ın laştığ ı ve neo-faşist demagojiye en elverişl i ortamı oluşturduğu güneyde ve öncel ik le kent­lerde yoğ unlaşan güçlerin in coğrafi dağ ı l ım ına uygundur. ıta lyan Komü­nist Partis in in hafta l ı k dergisi «Rinascita "nın yazdığ ı üzere, « bu kentler ya ln ız arazi a l ım-satımı spekülôsyonları sonucu olarak a la bi ldiğine serpi­l ip genişledi . Bunları n biricik ekonomik temeli « üçüncü a lan» dedikleri (tica ret, u laştırma, taşıt vb. - not. red.) ey lemlerden oluşur. Sanayi leri yönetime bü'sbütün egemen olan asalak h ı ristiyan-demokratların , yada d iğer tutucu zü mrelerin e l inde yoğunlaşmış durumdadı r. Bunlar, toprak kirasiyle i l işki l i , h ı ristiyan-demokratlar ın söz sahibi oldukları yersel ege­menlik organlariyle bağ l ı küçük burjuva asalak y ığ ın ı sayesinde, bir de iktidar partisini düşüncesizce destekleyenler çevresi ne düşmeye çabaIa­yan lümpen proleterler sayesinde, sadece birkaç y ı l içinde türemiş ve haddinden fazla serp i l ip büyümüş kentlerdir .» (3)

Güney italya'daki durumu karakterize eden şu verilere de dikkatle eği l ­rnek yerinde olur: Bu kesimde birkaç büyük endüstri kompleksinden baş ­ka , ü lkenin tüm yap ım sanayi in in sadece % 1 3,5'i yoğun laşmış durumda­d ı r. Genel gel irler toplamı içinde «üçü�cü a lan» ın ve belediye hizmetleri gel i rlerin in payı Napoli i l i nde % 62, Recio-di-Kalabriya'da % 56,3, Ka­tanya'da % 5B,4, Palermo'da % 60,3, Mesina'da % 5B,B'dir. (") Eğer güneyde işçi ücretleri fonunun hizmeti i ücretleri, emekli ay l ık ları ve para yard ım lar ı genel yekunundan daha az olduğu da gözönünde tutulursa, memleketin bu kesimindeki durumla faşizmin aktifleşmesi a rasındaki i l i ş ­k i gözle görü lü rcesine ortaya çı kacak, kendisini destekl iyenler ve asalak elemanlar y ığ ın ına dayanan H ı ristiyan-Demokrat Partisi i ktidarı n ın ne denli bir tehlikeyi ol uşturduğu açı kça anlaş ı lacaktır. işte faşizm tehlike­sinin a rtmasına yard ım eden besleyici ortam budu r.

Bütün bunlar elbette neo-faşizmin s ı rf güneyde doğduğ u ve gel iştiği an lamına gelmez. I pleri el lerinde tutan lar Mi lôno ve Torino'da bulun­maktadırfar. Bunlar ın 1 920-1 922 y ı l ları nda faşizmi yaratanlardan ayrım ı yoktur. 0te yandan , neo-faşizm, güney bölgelerinde küçük burjuva orta-

(3) «R inascita », n. 3, 19 gennaio 1 973, p . 9. (") « Rinascita », n. 3; 19 gennaio 1 973, p. 9.

29B

Page 18: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

mında belirl i b i r temel ya ratabi lmek, üzere elverişli bir ortam bulmuş olsa da, sahip bulunduğu olanakları küçü msemek doğru olmasa da, henüz Güney italya ha lk ın ın daha büyük bölümünü etkiliyebi lecek durumdan çok uzaktır. Seçimlerde memleket ölçüsünde oyların ortalama % 8,6's ını kazanan neo-faşistler, güneyde ancak % 1 3,7 oran ında oy elde edebi l i ­yorlar.

Faşizmin kuzeye sokulup yayıl ma amaçlı her ,denemesi, ş imdiye kadar, giderek küçük burjuvazin in , yani geçmişte yığ ınsal temel edindiği ortamın çoğ u bölümü tarafından b i le kesin b i r d i renişle karş ı lanıyor. Bu d urum, kuzeyde başka bir ekonomik ve sosyal yapı l ışı n oluşmuş bu lunmasından, sağ lam politik geleneklerin varl ığ ından i ler i geliyor. Bunda yakı n geçmiş­teki faşizme karşı d i reniş hareketi ve kurtu luş savaşı deneyin in de kuş­kusuz büyük etkisi vard ı r. Kuzeyde, send ika birl ik leriyle, komünist ve sos­yal ist parti leriyle, geniş ve sağlam bir demokratik ve a nti-faşist örgütler ağ ıyla güçlü bir işçi hareketin in varlığı söz götürmez.

Bu koşu l larda gerici l ik birtek çıkış yolu görüyor. Bu, zorku l lan ım eylem­leri , «gergin l ik stratejisi . . yol udur. (5) Bunun böyle o lduğunu , Mi lôno'da, faşist zorba l ı k eylemleri uzun zinciri n in başlangıç hal kası olan 1969 « sıcak sonbahar» dönemi kanlı olayları n ın g idişi açıkça gösterdi. O dönem rast­gele seçi l memişti. O zaman mi lyonlarca emekçi çetin bir savaşa g iriş­mişti , memleketi toplu sözleşmelerin yenilenmesi isteğiyle g i rişi len eşi görülmedik bir g rev dalgası kaplamıştı . Ekonomik ve sosya l yapı l ı şiar ın temell i yenilenmesi iç in yü rütü len sosya l -pol itik savaş şiddetlenmişti. Neo­faşistler işte böyle bir zamanda bi l inen kıyı cı eylemlerine g i riştiler. Yap­tık ları çıkıŞ, kendi hesapları nca, 1 933 y ı l ında Rayhştag' ın ateşe veri lme­sinin oynadığ ı rol g ibi bir rol oynamal ıydı (italya çapında). Bu çıkıŞ, işçi sı n ıfı n ın derhal gösterdiği d i reniş sayesinde, yüksek sorum duygusu ve politik sezgisi sayesinde başarısızlığa uğrattıdı. ıtalyan işçi sınıfı, büyük sermayenin otoriter rej imin i ve işletmelerdeki ça l ışma sistemin i tehdit eden bir azimle, kendi hakl ı hedeflerine erişinceye kadar sürecek olan savaşına devam etmektedi r. Gerici l iğin karşı -hücuma geçmesi ve s ın ıf savaş ın ın sertleşmesi koşu l la rında faşistlerin balta lama eylemleri daha büyük ölçüler a ld ı . Memlekette faşistlerin yarg ı lan ıp ceza land ı rı lması ve faşist savaş örgütlerin in eylemine son veri lmesi yönünde gitgide a rtan is­teklere cevap olarak, i ktidarın ana partisi (Hı ristiyan-Demokrat Parti) aş ırı sağ larla aşırı sol ları eşitliyen, aynı tahtaya koyan « iki aş ır ı l ık .. teo­risi n i i leri sürdü. Bu kasıtl ı tutum kamuoyunu yanı ltıyor, saptırıyor ; yürüt­me organla rın ı faşizmin ezi lmesi bak ımından hareketsizl ik ve pasifliğe yöneltiyor; polis, ad liye ve ordu gibi devlet kurumla rı nda katı l ım , hoşgörü ve katlanma psikoloj is in i güçlendiriyor ve gerçekte faşistleri yüreklendiri-

(5) Bak : Daha tdyrı ntı l ı bi lgi « Barış ve Sosya lizm Problemleri .. derg is i , sayı 12, 1 974, s. 16-21.

299

Page 19: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

yordu. B u yüzdendir ki , faşistler h iç bir ceza korkusuna kapı lmadan, uzun bir süre örgütleri n i sereserpe kurabi ld i ler. eylem lerini a labi ld iğine gel iş­t irme. s i lôh ve para sağlama, askerleşti r i lmiş sahra kampları kurma, su i ­kastler tasarlama, adam öldürme ve hatta hükümet darbesi ne g irişme olanağı bulabi ld i ler. (6)

Bütün bu olaylar ve gerçekler, Komün ist Partisi n in sistemli çabaları sayesinde, kamuoyu ta rafı ndan geniş ölçüde bi l inmekte. reddi olana ksız nice kanıto daya nan kovuşturma sonuçlariyle de ispatlanmış bu lunmak­tadı r. Bunları n karşısı nda kaskatı susan lar ya l n ız resmi görevl i lerdi r. Fa­kat yığ ı n la rı n topyekun direniçl i baskısı bu görevlileri de gerçekleri itiraf etmek zorunda bırakıyor. Komü nistlerin g i rişimleri, demokratik g üçlerin seferber olması. tek anti -faşist komiteler kurulması ve bu pratiğin u l usa l ölçüden yersel ölçüye kadar yayg ın laşması , bö lge ve belediye kuru l ları n ı n aktif eylemi (i). g iderek devlet c i hazı içindeki demokrati k güçlere de cesaret vererek, engel leri aşmak üzere harekete geçmeleri olanağ ın ı sağ­lamış bu lunuyor. Bazı cesur ya rgıçlar kovuşturmaları doha etkin biçimde derin leştirdiler, ve karşı laş ı lan bin lerce güçlüğe rağmen. faşizmin balta­lama eylemleri n in . u l usal ve u luslararası çapta komplolar örgüsünün g izlediği tehl ikenin . ayn ı zamanda bunu hafife a lma, buna katı lma teh ­l ikesin in büyüklüğü hakkı nda b i r f ik ir edin ilmesine yeterli i l k gerçekleri ortaya çıkarabiidi ler. (8)

(6) Son denemeler 1 970 Ara l ı k ayında, daha sonra da 1 974 Ocak ve Ağustos aylarında görü ldü.

e) Tek anti -fqşist komiteler öncel ik le komünistlerden, sosya l istlerden, sos­ya I-demokratla rda n, h i ri stiya n-demokratla rda n, cumh uriyetçi lerden, sendika lar, partizan dernekleri, d i reniş hareketi ve bütün yığı nsal de­mokratik örgütler temsi lc i lerinden oluşuyor. Bu komiteler 27-28 Hazi­ran 1 974 'te Breşniye'de u lusal çapta bir toplantı yaptı lar. Bölge kurul­ları da, faşizm le savaşta eylem uyu mu sağ lama amaciyle; 16 ve 17 Ara l ı k günleri Recio-d i-Kalabriya'da iki nci u l usal konferansı yaptı lar.

(S) ıta lya'da eylem gösteren faşist örgütlerin en önemli leri şun lard ı r : « Ordine nuovo » (Yeni düzen) örgütü (ha len I S H mensubu b i r mi l let­veki l i o lan, Mi lôno'daki yığ ınsa l cinayetle eli olduğundan şüphe edi­l en Pino Rauti tarafından kuru lmuştu r ; kapatı l ması iç in çıkarı l an ka­nunun yürürlüğe gi rmesinden sonra « Ordine Nero» (Kara düzen) adı a lt ında yeniden türemiştir ; b irçok suikastlen sorumlu tutu lmaktadı r) ; «Avanguardia nazionale» (Ulusal öncü) , « Fronte naziona le» (Ulusal cephe) örgütü (Nazilerin saflarında. ünlü « MAS Onuncu Fi loti l la »sı komutan ı olarak hizmet etmiş ve sonradan ıspanya'ya s ığ ınmış olan ve 1 974 Ağustosunda arada ölen darbeci kat i l Va lerio Bargeze tara ­f ından kuru lmuştur); «Squadre d'azione Mussol i n i » (Musal in i eylem müfrezeleri) örgütü (daha çok Mi lôno ve başkent çevrelerinde eylem­dedir) ; « La Fenice» örgütü (Torino-Roma ekspresine yapı lan saldırıyla i lg i l i ya rg ı lamadan anlaş ı ld ığ ı üzere. ISH'yle i l iş ik l i olan. ondan para ve d irektif alan ve onun yararına seçimönü kampanyası yürüten balta­lama grupudur) ; « La roza deivont i» (Rüzgôr gü lü) örgütü (yüksek rütbeli subaylarla, sanayicilerle, S ID' le bağ l ı olon ve varlığı 1973 yı­l ı nda ortayo çıkarı lan en güçlü örgüt/erden birid i r) ; «Anno zero» ör-

300

Page 20: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

Yargı organları ta raf ı ndan derin leşti ri lip geniş leti len kovuşturma sonu­cu olarak, en çok, faşistlerin Mi lano aksiyonu ve « rüzgar gülü» dedikleri örgütün uygu lamak istediği başarısız hükümet devirmesi g iriş im i açık­lığa kavuşturu ldu. Bu devirme g i rişimin in başarı sız l ığa uğraması üzerine, Ordu Haberleşme Servisi (Si D) eski şefi general Miçeli tutuklandı .

Adli kovuşturma, arkasında bi rbiri ne örü len ve birbirin i bütünliyen (kruvaze kostümlü bi r nezaket si mgesi olarak!) legal iSH-USG partisi n in ve i l le�al terörist örgütlerin yer aldı kları kara komplonun olanca içyü­zünü ortaya çıkardı . Kovuştu rman ın sonuçları , faşist balta lama eylem­leri ne karşı savaşın, devlet yapıs ın ı yenileme ve Hı ristiyan-Demokrat Par­t is in i ikt idar s istemi içinden çıkarma (zi ra bu part in in yöneticileri, ordu­nun, pol is in ve yargı organları n ı n belirl i çevrelerini faşistlerle an laşmaya, demokratik kurumla rı koruyacak yerde kendilerine yaraşmıyacak işlevleri yerine getirmeye itelemişlerdir) problem ine bağl ı olduğunu da pek iştirdi . Bunda n ötürü de « bütün hukuk normları n ı n ve adalet dağ ıtım ın ı n yeni ­lenmesi ve anayasanın sözüne ve özüne uygun hale geti ri lmesi, devletin, ordunun, güven l ik servisleri n in ve pol is in yönet imi ne bir çekidüzen veri l ­mesi isteği» kuvvetle i leri sürülmeye başlandı C)

Partimiz bu yönde de girişimlerde bulunuyor. i KP'nin g i riş imiyle, 1974 Ş u batı nda, Roma'da «askersel kurumlar ve anayasa düzeni» konulu bi r toplantı yapı ld ı . « Devlet Reformu Sorunları Araştı rma Merkezi» tarafı n ­dan örgütlenen bu toplantıda, askersel örgütte eski tüzük ve yasaları gözden geçi recek, geçmişin a l ı şkan l ık ve saplantı larına son verecek, s i ıah l ı kuvvetleri memleketteki demokratik gerçeklikle uygun adıma geçi: recek, ordu ile halk a rası ndaki yapay uçurumu ortadan kald ıracak olan bir demokratik reformla i lg i l i problemler ele a l ı nd ı . Topla ntıya katı lan­lara reform tasarısın ın ana maddeleri de anlatı ldı . (to) Yakın gelecekte böy le bir toplantı daha örgütlenecek ve burada polis güçlerin in gereksin-

gütü (Tori no'da yarg ı lanmas ın ın uyandırdığı geniş yank ı lar sonucun­da, eski elçi ve Liberal Parti l ideri Edgardo Soniyo i le i l işkisi de açık­Ianmışt ı r) ; «Giustizieri d'ital ia» (italya ceııatları) örgütü (suikastler tertiplernede, yargıç/ara, sendika militan/a rına ve kü ltü r adamla rı na gözdağ ı vermekte uzmanlaşmış b i r örgüttü r) ; « Movimento d'azione rivoluzionaria » (Devrimci eylem hareketi) örgütü (bunun şefi, Valte­l i no'daki bi rçok suikastle i lg i l i olara k dört yıl önce yarg ı lanan, sonra kayırı larak aklanan, s i ıah l ı eşkiya g rupları n ı n vfC askerleşti r i lmiş kamp­ları n i lhamcı ve örgütçüsü olan, geçen yı l ı n 9 Mayısı nda ya pı lması tasarlanan isyan ın terti pçisi olan ve halen hapiste bulunan Karlo Fumaga li'dir); « Fronte della g iovanti» (Gençlik cephesi) ve «G iovane italia» (Genç italya) örgütü (bun lar aynı zamanda ISH'nin ü rünleri o lup, onunla birl i kte, Almirante içi n ya raş ık bir korunak yerini tutan «suskun çoğ un luk»u oluşturmaktadır) .

(9) « Rinascita», n . 50-51 , 27 d icembre 1 974, p . 2. (10) « Les communistes ital iens», Bul leti n pour l 'Etranger par le P.c .ı . ,

n. 2, mars-avril, p. 5.

301

Page 21: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

diğ i reformla i lg i l i sorunlar ele a l ı nacaktır. Yarg ı lama ve ada let dağ ı ­tı mı sisteminin yeniden kurulması ve ceza usu lünün iyi leştir i lmesi i ç i n sa­vaş devam etmekte, bu a landa halk g üçlerin in ve politik güçlerin büyük çabalar harcad ı kları görülmektedir. Komüni stler orta tabakalar bak ımın­dan da daha kesin hareket etmeye başlamış lard ı r. 1 974 Kas ımında yapı­lan " bunal ım karşıs ında küçük ve orta sanayii n durum u » konulu konfe­rans bu plandaki önemli çal ışmalardan biridir (konferansı Ekonomi Poli ­ti kası Problemlerini i nceleme Merkezi ve "Gramsci Enstitü sü» örgütle­mişlerdir). Lombard iya'da iKP bölge komitesi, "yeni doğ rultu »da politika ve ekonomi sorunlar ın ı ele a lacak olan bi r sü reli dergi çı karmaya baş­ladı. Bu dergin in ödevleri nden biri de, küçük sanayi problemleri n in gö­rüşül mesini genişletmek ve derin leşti rmek olacaktı r. Geçen yı l Hazira n ayında Groseto'da' i KP'n in gi rişimiyle örgütlenen turizm ulusal konferan­s ında, 30 bin kadar küçük ve arta özel işletmenin ekonomik güçlükleri ve kurul uşları n ı n yeni lenmesiyle i lgi l i sorunlar görüşüldü.

iKP, parlamentoya orta tabakalar yara rına ve önceli kle bunlara kredi veri lmesin i ve eylemlerini n teşvik edi lmesini istiyen kanun tasarı ları sun­du . Yönetimi kamünistleri n elindeki bölge kurul lar ında (Emil iya -Ramaniya, Toskana, Umbriya), bu gibi öneriler, zanaatları ve ticareti gel iştirme plan­ları biçiminde ve bunal ımla savaş tedbirleri a larak gerçekleştiriliyar.

Bu ça l ışma lar, faşizme ve tekellere karşı savaşta işçi s ın ıfı ile orta ta baka lar arasında bağlaşmanın geniş leme ve güçlenmesine yard ım edi­yor. Şi mdiye dek demokrasi düşmanlar ın ın yeni lgiye uğ ramalar ın ın ve demokratik güçlerin yeni başarı lar elde etmeleri ni n nedeni, " her şeyden önce işçi s ın ıfı n ın savaşı , memleketi n geleceği hakkında sorumlu luk duy­gusu ve aynı zamanda orta tabaka lar a rası nda yaygı n olan demokratik ve anti -faşist psikolojid i r.» (lt) italyan i şçi sı nıf ı , 1 920-1 922 y ı l ları nda düştüğü izole durumun ceremesini, bi r daha böyle hataya düşmiyecek kadar, pahal ı ödemişti . Objektif olarak, mücadele ettikleri hasımları n ı n deği rmenine su taşıyan aş ı rı sol gruplar, bilerek veya b i lmiyerek, bu hatan ın tekra rlanması n ı i stiyorlar.

Neo-faşizmin uğradığ ı yeni lg i ler a rası nda 1 974 y ı l ı nda yapı lan başan ­ma referandumu, iSH-USG iç i n sadece bir başarısızl ık olmakla kalmıyor, aynı zamanda iktidar adayl ığı içi n mücadele rolüne girecek geniş bir sağ güçler birl iği meydana getirmek üzere H ı ristiyan -Demokratik Parti n in en tutucu ve gerici bölümüyle bağlaşmayı a maçlayan planları n ı n da suya düşmesi an lamına geliyordu . Komünistlerin yeni bi r başarı elde ettikleri Sardunya bölge seçimlerinde iSH-USG ve HDP'ye veri len oyların aza l · mas ın ın daha büyük bi r önemi va rd ı .

Yığ ın lar ın ve önceli kle gençliğ in anti -faşist bili ncinin gel işmesi için, bütün propaganda biçi mleri ni n (yazı l ı ve sözlü propaganda, faşizme dair

(II) " Rinascita», n . 50-51 , 27 dicembre 1 974, p. 8.

302

Page 22: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

bol bol politik ve tarihi materyal) ve bütün yığ ı nsal enformasyon a raç­ları o lanakları n ı n sözün tom onlomiyle ku l lan ı lması gerekl id ir. Bu cüm­leden olarak, Emi l iya-Romaniya bölge kuru luna bağ l ı o larak bir demok­ratik yayınevleri birliği meydana getiri lmişti r ve buna birçok büyük u lu­sa l yayınevi g i rmektedi r. Bun lar k i tap yayımın ı , kü l tür savaşında, demok­ratik ve a nti-faşist prensipleri gerçekleştirme, politik ve sosyal yenileşme savaşında bir si lôh saymaktad ı riar.

Orta ta baka larda bir endişe ve bozuntunun a l ı p yürüdüğü, buna l ım tehl i kesi n in işçi s ın ıfı n ın bazı bir l ik leri n i de tehdit ettiğ i ş imdik i g ib i kar­maşık bir durumda, ideoloj ik ve kültü rel çal ışrr;ıa özel bir önem kazanıyor.

iKP şun ları bel i rtti : «Gerek u l usal, gerekse u l uslararası çaptaki tüm an ­la miyle gelişme ve i lerleme problemlerine yeni b i r yonaşım bugün geniş ideolojik savaşı n temeli olarak yerleşiyor ve yerleşmesi gerekiyor. Şim­dik i buna l ıma i l işkin çeşitli sahteci l i k ler bütün içyüzüyle açığa vuru lma l ı , şaşk ın l ı k ve ölümcül yazgıcı l ık la , sorumsuz « buna l ım felôketi » o�unuyle savaşı lmal ıd ır. » (IZ) Eğitim ve öğretimde kültürel ve ideolojik savaşı do iKP şöyle görüyor : .< i l kokuldan itibaren, ancak anti -faşizm ideolojik sa­vaşın tek temeli o la bi l i r . . . Onemli olon, gençliğ i n mi litarizmi ve ı rkçı l ığ ı reddedecek ruhta eğitilmesi, ona halkları n eşitliği ve uluslararası daya­nışma idea l lerin in aş ı lanmosı , topl umsal hayatta emeğin oynadığı rolün gösteri lmesidir . . . Ancak böyle doğru ve geniş b i r ya naşımla ça l ı ş ı l ı rso, devlet oku l u birl iğe temel olabi lecek, bütün demokratik eğ i l im ler için ( Iôik ve katol ik, marksist o lon ve ol mıyan) serbestçe savaşa açık ola-caktı r. » ( 13) /

Komünist Partis in in çizdiği bu hattın , Ş ubat ayında yapı lan her kade­meden okul kurul ları ve üniversite kurul ları seçim lerinde üstün geldiğin i memnuniyetle kaydedebi l i riz. Bu seçim lere topla m 20 mi lyonu aşkın öğ­renci, ana-baba, öğ retim üyesi ve h izmet personeli temsilcisi katı ld ı la r. Hemen hemen her yerde, demokratik ve anti -faşist güçler adayla rı n ın ortak l i steleri oyların çoğunu kazandı ; sağ güçlerin ve faşistlerin adayları izole du ruma düştü ler ve büyük bir yenilg iye uğrad ı lar.

i şte a rt ık beş yı l var ki, ha lk y ığ ı n ları sürekli b i r gerg in l i k içinde ve savaş için her on tetikte bu lunmakta, p lônları ş imd iye dek birbiri ard ı nca suya düşürülen faşistlerin çevirdi kleri ma nevra ları d i kkatle izlemektedir­ler. Sağa kayma önlenmiş olsa bile, ne ekonomik ve sosyal a landa, ne de politika ve iktidar ortamında kes in değişmeler o lmuş deği ld ir. Bir başka deyişle, memleketi faşist tehl i keden koruyacak nitelikte değ işmeler olmamıştı r. Bu demektir ki, faşizm politik p lônda durduru labi l i r ve yeni­lebi l i r, fakat kökünden kozı nobi lmesi için pol it ik doğrultunun esasl ı o la­rak değişmesi, ekonomik ve sosyal bünyen in kökten değişmesi gerek l id i r.

(12) « L'Unita», 1 4 gennaio 1 975. (13) L'Unita », 1 4 gennaio 1 975.

303

Page 23: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

Biz ıta lyan komünistleri için, faşizm, « sadece bu kapital ist düzenle bağ ın ­tısı o lan bir o lgu deği l , kökü daha derin lerde, ıtalya'da yönetici kapita­l ist s ın ıf ları n kendine özgü çizgileriyle, onları n sosyal ve politik bir l ik leri s istem iyle, politik iktidarı gerçekleştirme metotlariyle koşu l lu bir gerçek­l i k»tir, (14)

Bunun içindir ki, partimiz, faşist tehlikenin yeniden bel i rebileceği an­layışında h iç bir zaman yan ı im ı ş değ i ld i r. Daha 1 946 yı l ı nda P. Toliatti faşizmin yeniden başka ld ı ra bileceğ in i söyliyerek uyarıda bu lunuyordu. (15) 1 949 y ı l ı nda da şunları yazıyordu : « Bizim amacı m ız, memlekette ekono­mik ve sosyal yapı l ış larda köklü bir reformu gerçekleştirmektir. Ya bu reformu başaracak, ya da ikinci dereceli sorunlarla ve bunları n doğ ur­duğu kötü lüklerle boğ uşa boğuşa, ha rpten sonraki faşist gaddarl ığı do­ğ uran du ruma benzer koşul la rla yüzyüze geleceğ iz. » (16)

Hayat ve deney, bizim reformlar stratej imizin etk in l iğ in i doğruladı . Bu­gün a rtık ıtalya'da politik gerçekliğ i n ana sorunu ola n bu strateji , faşiz­min kökünün sonrasız olarak kurutu lması nı, emekçilere yeni ve daha bi­l inçli başarı lar yolunu açacak demokrasin in ekonomik ve sosyal temelle­r inin yarat ı lmasın ı hedef tutuyor. Fakat buna karşı duran g ruplar sadece aş ı rı sağ, neo-faşist kanadın ileri sürdüklerinden ibaret deği ld i r. Bunlar aynı zamanda ve öncel ik le « serüven parti leri »nde, ya ni «ş imdik i hükümet çoğun luğuna, özel l ik le H ı ristiyan-Demokrat ve Sosyal -Demokrat Parti le­ri n in bazı çevreleri ne ve bu a rada ulus lara rası i l i şki leri ne ve d ış uzantı­larına giren güçler kompleksi ıınde (17) gizlenmektedirler.

Demek ki, ası l sorun bu güçlerin yenilg iye uğratı lmasıd ır. Bir yandan, gerek iç, gerekse dış politika a lan ında, memleketimizin bağ ı msızl ığ ın ı güven a ltı na a lmak iç in , onu hertürlü d ı ş müdaha leden korumak iç in yü­rütülen mücadele de şiddetleniyor. Şüphe yok k i , kara komployu yöneten iplerin başka memleketlerde de uçları vard ı r. ıtalyan faşistleri çok güven­dikleri Portekiz ve Yunanistan gibi iki önemli üssü yitird i ler. Ama sürekli müdahaleleriyle, çokulus lu kumpanya ların ve tüm Amerikan imparator­luğunun koruyucu kanatları a lt ında eylem gösteren g izl i ajanları ve servisleriyle ABD emperya l izmi yerli yeri ndedir. « Panora m a » derg isi şöyle soruyor : «S ID ul usal güvenl iğ i n sağ la,nmas ına yard ım ediyor mu, yoks� , tersine, CIA'in kontrolü a lt ında bu lunarak, darbeci elemanlarla mı dolup taşıyor?» Aynı derg i, general Miçel i 'n in, kendin i savunmak için « NATO'­nun s ı rları n ı Bat ı karş ı - i st ihbarat sistemin i » ifşa edeceğinden Amerika l ı ­ları n d uydukları endişeleri en büyük koz olarak kul landığ ın ı idd ia ediyor. Bunun içindir ki , ABD Devlet Sekreteri Kissincer, Roma 'yı son ziyareti s ırasında, Mora'ya «genera le karşı ihtiyatlı hareket edi lmesi »ni sa l ı k ver-

(14) « R inascita », n. 42, 27 attobre 1 972, p. 1 . (15) Y i n e orada. (16) Yine orada. (17) « R inascita », n . 7, 1 2 febbraio 1 97 1 , p. 3.

304

Page 24: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

miş bulunuyor. ( 18) « New York Times»e göre, Kissincer' in Amerikan Kon­g resi 'nde, CiA' i n eylemin i incel iyen kom"isyon önünde yaptığı şu konuşma çok daha i lg inçti r : «Siz Şil i 'deki eyleminden ötürü beni suçl uyorsunuz. Peki, bir ıtalya'da veya diğer Batı Avrupa ü l kelerinde komünistlerin ikti­dara gelmeleri n i önlemek için hiç bir şey yapmazsak, burada çok daha ciddi suçlamalar ın ız karşıs ı nda kalacak değ i l m iyiz?»

Biz, ıtalya'da veya başka ül kelerde cumhuriyete kastedecek bir hükü­met darbesi iç in yan ıp tutuşan lara şu uyarıyı bir daha tekra rl ıyoru�: « Biz, ü l kemizde zaferle sonuçlanan partizan savaşı nda başl ıca g i riş im ve örgüt­lenme gücü rolünü oynamış olan bir partiyiz. Biz, hü rriyet ve demokrasiyi savunmak sözkonusu' olunca, daima bütün güçlerini ve yetenekleri n i seferber ederek savaşa atı labilen bir partiyiz. Emekçilerin d iğer büyük güçleri , gerici l iğ in manevralar ın ı toplu bir d i ren işle suya düşürmek ve bu savaşı sonuna kadar sürdürmek üzere, t ıpkı bizim gibi, gereken her a raç­tan yararlanma azmiyle dolup taşan gençl ik de, yurttaş lar da, öteki par­tiler ve demokratik örgütler de bizimle beraber eylem gösteriyorlar. italya g ibi bir ü lkede zorba lar ve gericiler i ktidarın ı n bütün hü rriyetleri boğarak her hangi bir düzen kurup tutunabileceğini düşünmek, büsbütün yanlış hesaplar yapmak demek olur; çünkü böyle bir şey akla hayale sığm ıya ­cak kadar büyük bir kaos yaratabi l ir, devlet eylem in i de, ekonomik ve üretimsel hayatı da felce uğrata bi l i r. Doğal olarak, deneyin de göster­diği üzere, anayasa rej imine karş ı , en azg ı n ve kıyıcı hücumlardan tu­tunda yasa l / ı k maskesine bürünmüş olanlar ına kadar, her biçimde sal­d ı rıya geçilebi l i r. Ama emel/erine bu biçimde ulaşmayı tasarlıya nlar hiç de hayale kapı lmamal ıd ı rlar. Halkın di reniş i , anti-demokratik güçlerin yapacakları ç ık ış ları n kara kterine bağ l ı olarak çeşitli biçim lerde kendin i gösterse bi le, her ahvalde çok güçlü ve ezici olacakt ır. (19)

ıta lyan komünistleri n in böyle bir uyarıda bulunma la rı ve bunu tekrar­lamaları sert çatı şmalara pek merakl ı olduklar ından i leri gelmiyor. On­lar daima demokrasi çerçevesinden çıkmıyan yol ve yöntemleri yeğ lemiş­lerdi r ve yeğlemektedirler. Bu hükmün, mücadelede demokrasi çerçeve­s inde ka lman ın , cumhuriyet anayasasına geçiri lmesi iç in, Faşizme Karşı Direniş ve Kurtu luş Hareketi'ne katı lan bütün güçler çaba göstermiş ler­d ir. Faşizmin yenilg iye uğratı lmas ın ın bu 30. y ı ldönümünde, memleketi­mizde bütün anti-faşist güçlerin ve başl ıca akımlar ın (komünistler, sos­yal istler, katol ikler), bunca kurban ın kan lariyle yazı lm ı ş olan bu anayasal hükme sadık kalmaları zorun luğunu bir kez daha hatı rlamamız gerek­mektedir.

(18) " Panorama», n . 457. (19) " L'Un ita », 1 1 d icembre 1 974.

305

Page 25: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

Emperyalizmin ··barut depolar.

Rakamlar ve kanıt/ar

Komünist ve işçi parti lerin in 1 969 y ı l ı nda yaptık ları Ulusla rarası Da­n ışma Toplantıs ı , ha lkları , bütün biçimleriyle mi l itarizme karşı, özel l ik le ABD ve diğer emperyal ist devletler askersel-sanayi kompleksine ka rşı savaşı güçlendi rmeye çağ ı rd ı .

Kapita l i st ü lkelerde, en önde komünist ve işçi parti lerin in yürüdükleri harp a leyhtarı güçler m i l itarizme karşı koyuyorla r. Son y ı l larda a nti­emperyal ist cephe bir hayli genişled i . Harpçiler, emekçilerin en önemli ekonomik ve sosyal gereksin meleri n in g iderilmesi için gerekli ödenek ve araçları yutan sald ı rgan emeller peşinde koşuyorlar. Bunlara karşı savaşa burjuva toplumunun g iderek daha yen i tabakaları katı l ıyorla r. Mi l itarist­ler geri lemek. çeşitli manevrala r çevirmek zorunda kal ıyor ve g iderek bazı hal lerde barışçı görünüşün duman perdesi a rdına gizlenmeye ça l ış ı­yorla r. Fakat bugün, i kinci Dünya Savaşı ' n ı n sona ermesinden 30 yı l son­ra da, mi l itaristler esas mevzilerini terketmek niyetinde değ i ldi rler.

Devlet-tekel kapita l izmin in gel işmesi birçok burjuva memleketinde mi l i ­ta rizmi n şiddetlenmesiyle atbaşı gidiyor. Emperyal izmin yarattığı harp makinası sosyal ist devletlere ka rş ı yöneltiimiştir. Buna veri len ödevler, sömürücü düzeni korumak ve güçlendi rmek, işçi s ınıfı n ın ve bütün demok­ratik güçlerin g itg ide büyüyen a nt i -monopol ist eylemlerine karşı savaş yürütmek, u l usal kurtuluş hareketlerin i bastı rmakt ı r. NATO üyesi devletler hükümetleri, bu saldırgan blokun bütün varl ığı boyunca, askeri hazırl ık­la ra harı l harı l devam etmişlerdir ve etmektedi rler.

Çeşitli emperyal ist ü l kelerin s i lôh l ı kuvvetlerin in ve s i lôh donatımların ın nitel ve nicel düzeyleri başka başkadır. ABD, ingi ltere, ve Fransa nük­leer s i lôha sah iptirler ve bu devletlerin stratejik görevleri s i lôhl ı birl ikleri de vard ı r. Oteki burj uva devletleri, nükleer potansiyele sahip olmasalar bi le, olağan si lôh hazinelerin i durmadan yenilemekte ve yetkinleştirmek­tedirler.

Harpçi l iğ in hükümetin sivi l daireleri aras ında da etkis ini a rt ı rı p yay­g ın laştırma çabaları , politik hayatı askerleşti rmenin tehlikeli b ir çizgisidir. Amerikan Harp Bakanl ığ ı bütün federal i ktida r yü rütüm organları nda ve Kongre'de 500'den fazla 'drtibat subay ı » bulunduruyor. (1) Geçen y ı l , Kurmaybaşkanlar ı Komitesi yönetim kurulunun bi lg is i a lt ında, askeri şef­leri n 1 971-1972 y ı l ları nda Beyaz Saray içi nde g özlemler ve casusluk yap­tıkları gerçeğ i suyüzüne ç ıkt ı . 1 974 Şubatında « Le Dra plau Rouge» gaze­tesi (2), Belçika Ordusu Başkomutan l ığ ı 'nca hazı r lanan « komünist balta-

(1) «Time», January 28, 1 974 . (2) « Le Drapeau Rouge», 20 fewrier 1 974 .

306

Page 26: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

NATO üyesi ülkelerin askersel harcamaları (.)

(1 973 y ı l ı fiyatlar ına g öre)

alke Para bir i m i 1 949 1 954 1 967 1 969 1 971 1 973

Belçika Belç. frank ı (mi lyon) 8.273 20.707 30.396 33.892 39.670 49.075 Kanada Kan. doları (mi lyon) 372 1 .771 1 .965 1 .899 2.1 32 2.391 Da n imarka D. kronu (mi lyon) 360 885 2.249 2.640 3. 1 95 3.71 1 Fra n sa Fr. frankı (mi lyon) 4.787 1 1 .7 1 0 28.912 31 .700 35.000 41 .460 FAC B. AI. mark ı (mi lyon) 6.287 21 .408 21 .577 25.450 31 .597 Yunan istan Yu. drahm i (mi lyon) 1 .630 3.428 9.390 1 2.762 1 5.480 1 9.478 ıtalya ita l . l i ras ı (m i lya r) 301 543 1 .359 1 .4 12 1 .852 2.385 Lüksemburg Lü. frank ı (mi lyon) 1 1 2 565 4 1 3 391 442 575 Hol landa gu lden (mi lyon) 680 1 .583 3.200 3.682 4.466 5.651 Norveç Nor . kronu (mi lyon) 370 1 . 1 41 2.097 2.502 3.022 3.621 Portekiz eskudo (mi lyon) 1 .4 19 2 . 100 9.575 1 0.779 1 4.699 Türkiye T. l i ras ı (m i lyon) 556 934 4 .596 5.395 8.487 1 2.483 Büyük Brita nya i ng . funt strei i n (mi lyon) 779 1 .569 2.276 2.303 2.800 3.481 ABD I Amer. doları (mi lyon) 1 3.503 42.786 75.448 81 .443 74.862 78.462 NATO (toplam) Amer . dolar ı (m i lyon) 1 8.71 3 56.3 1 4 1 00. 1 90 1 06.392 1 04.981 1 20.827

1 1 974-1975 mali yılı için ABD Harp Bakanlığı na 82 milyar dolar ayrı lmışt ı r. Bir kıyas/ama fikri verebilmek için, NA­TO üyesi diğer birçok memleketin 1 974 yılı askersel harcamaları (Amerikan dolarına çevrilmiş olarak) şöyledir: FAC 7 7 milyar, Büyük Britanya 8,5 milyar, Fransa 8,5 milyar, ıtalya 4 milyar, Türkiye 7 milyar, « NATO Review» No 4, 7974.

(*) Cetvel, ka pital ist ü lkeler i n istatistik ver i ler ine, k ı lavuzlardan a l ı nan b i lg i lere, monografi lere ve sürel i basına daya­ni lorak haz ır lanmıştır.

Page 27: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

Siıahlı kuvvetler ve silahlar ( 1 972 yı l ı d urumu)

Si lahl ı kuvvetler Si lah çeşitleri

Olke Toplam Piyade Hava Deniz sayı bi rl ik - kuvvet- kuvvet- Uçak 1 Gemi Tank 2

leri leri leri

ABD 2.738.000 1 . 107.000 757.000 623.000 4.7593 1 .2 10 FAC 500.000 327.000 104.000 36.000 2.540 321 3.300 Büyük Brita nya 370.000 1 76.000 1 10.000 83.000 1.569 452 1 .000 Fransa 570.000" 329.000 104.000 68.500 3.581 367 1 .375 italya 490.000 295.000 70.000 45.000 1 .707 285 1 .000 Kanada 85.000 33.000 37.000 1 5.000 642 64 400 Belçika 1 10.000 71 .500 20.000 5.000 454 47 Hollanda 120.000 76.000 2 1 .500 1 9.000 7 1 4 1 32 1.005 ispanya 366.000 220.000 33.500 47.500 862 1 66 Japonya 270.500 179.000 41 .700 38.300 1 .295 295 1 .000 Avustralya 80.500 40.000 22.700 1 7.800 727 78 200

Kaynaklar; «The Almanac of World Military Power». Second Edition, Lon­don, 1972.

i Bu dilimde, ABD hariç, öleki ülkelerin bütün uçaklart yansılilmışllf. 2 Bu dilimdeki boşluklar veri eksikliği yüzündendir. 3 Bunlar savaş uçaklarıdır. Ayrıca, çeşitli askersel sınıfların yardımcı iş­

levIerde ku{{anıfan toplam 25 uçağı vardır. t, Veri 1 973 yılına aittir. «Le Monde», 25 avrif 1974.

lama eylemi »yle savaş konulu bir giz l i plandan özetler yayımladı . B u planda, ordunun memleket savunmasından daha çok, sosyal rej imi ko­ruma iş levi için hazırlanmasını öngören yönergeler vard ı r.

çoğu NATO ü lkeleri nde « para-mi l itery» adı verilen yarı-askersel birl ik , servis ve örgüt/er (<< haz ır kuvvet ekipler;,.), mi litarizmin önemli dayanak­larıd ı r. Bunlar sözü geçen ü l kelerin bazı ları nda doğ rudan doğruya asker­sel birl ikler bi leşimine girmekte, diğer bazılarında da bağ ımsız olarak eylem göstermekted ir. Bu ekiplerin ödevi, zaman zaman patlak veren halk hoşnutsuzluğu çıkışlarına yol vermemek, emekçi lerin hak arama eylem­lerini bastırmaktır.

Birleşik Amerikada 469 bin kişiyi bu lan Mi l l i Muhafızlar ya rı-askersel güçleri n omurgasını oluştu ruyor. Muhaf ız gücünün Pentagon'a bağ l ı ken­di kurmayı vardı r. Barış zamanında muhafız birlik /eri bütün eya/et/ere yerleştiri l i r ve eyalet va l i lerinin komutası a lt ında bulunur. Birleşik Ameri ­kada 1967-1968 yılı ndaki Zenci ayaklanmasından sonra. Mi l l i Muhafız-

308

Page 28: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

lar ' ın «usland ı rma» operasyon la rı yürütecek biçimde eğ itimine özel b i r önem verilmeye başlandı . i ng iltere'de toplam sayısı 56.4 bin i bulan Böl­gesel ve askersel Gönüllü Komando b i rl iklerin in de buna benzer b i r iş lev ve görevi vardır. FAC'de bu yarı-askersel b i rl ik leri, 64 bin kişi l ik bölgesel s i lôh l ı güçler, 22.282 kiş i l ik sı n ı r polisi bir l ik leri ve 1 7,5 bin kişi l i k iç gü ­ven l i k güçleri görevl i leri oluşturmaktad ı r. Sı n ı r polisi bir l ikleri açıktan açığa Nazi lere tutkunluk ruhunda eğitilmektedir ve bu birl ik ler içinde öç a lma fikir lerin in en azgın yandaşları yuvalanmış durumdadır. italya'da yarı -askersel bir l ik lerin çekirdeği, 80 bin k işiyi bulan karabi nyerler tugayı n­dan oluşuyor ve bunları 30 bin kişi l i k güvenl i k güçleri tamamlıyor. Fra n­soda 65 k iş i l ik jandarma tugayı na 85 bin k iş i l ik ordu yedek b i rl ikleri ve 1 5 bin üyel i cumhuriyet emniyet güçleri «yardım» ediyorlar. isponyodo

jandarma birl i k lerine (65 bin kişi l ik) ordu subayları komuta ediyor.

Emperya l ist harplere ve sömürge ha rplerine katı lm ış olan veya s i lôhl ı kuvvetlerde görev almış bulunan yedeklere ve eski muharip lere mi litarizm büyük bir yer veriyor. Yığ ın lar arası nda mi l itarist görüşleri ve a nti -komü ­n ist fikir/eri yaymak için bunlardan geniş ölçüde yarar/anı l ıyor. Ya ln ız Bir­leşik Amerikada 29 bin eski muharip var. Bun larla i l işki leri bir özel Fede­ral Daire yönetiyor ve bu da i re, görevl i ler sayısı bak ımından ( 197 bin k i ş i ) Harp Bakan l ığ ı 'ndan sonra ik inci yeri a l ıyor. Federal Almanya'da yedekler 1 ,8 mi lyonu buluyor. Bunlar ın çoğu öçalma f ik irleri n in yayg ın­laştığ ı 1 950 y ı l la rında ve 1 960' Iar ın başında Bundesver'in hizmetinde bu­lunmuş o lup , birçoğu da halen okul larda ve üniversitelerde öğretim üye­liği yapmakta ve gençliği açıktan açığa mi l itarizm ruhunda eğitmektedir­l er. Belçika'da 600 binden fazla, Hol landa'da 350 bin, Norveç'te 1 60 bin vb . yedek bulunduğu b i l inmektedir.

Çağdaş a skersel-sanayi kompleksIerin in yapı l ış ında, s i lôh, cepane, do­natım üreti miyle ve s i lôh l ı kuvvetlere h izmetle görevli korporasyonlor seç­kin bir yer tutuyor.

Bi r leşik Amerika'n ın en büyük konsernleri 1 53 mi lyar dolar tutarı nda 1 1 6 çeşit si lôh sistemi ü retim i için peşin gara nti l i s ipariş ler almış bu lunu­yorior. (3) Bu yekCınun yarı sı na yakın ı artı k sözkonusu konsernler in kasa­larına g irmiş d urumdadır. «Trident .. t ipi yeni denizalt ın ın yapım ı çal ı ş ­maları devam ediyor. Askeri sanayiciler bu tip denizaltı lann her b i r i için 1 ,3 mi lyar dolar a lacaklard ı r. «B - l . . tipi yen i bombard ıman uçağı si lôh konsernlerine 1 1 mi lyor dolor kazanç sağlıyacaktır. (I,)

1 972 yı l ı nda, daha çok askersel siparişleri yerine geti rmekle uğraşan ingiliz korporasyonları, şu ölçüde safi kazançlar sağlad ı lar : «Vickers ..

1 3, 1 milyon sterl in ; "Howker Siddeley» grupu 47 mi lyon ; " EMi .. 42,1 mi l ­yon ; " Plessey Co » 44,1 mi lyon ; .dozeph Lucas .. 38,1 milyon ; «General

(3) "Congressional Record .. , S. 1 3521 , July 1 6, 1 973. (t,) "Time .. , Februery l l , 1 974.

309

Page 29: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

Electric » 1 6 1 mi lyon vb . . . . (5) 1 973 y ı l ı nda askersel siparişler I ng i l iz ha­vacı l ı k işletmeleri sahip lerine 500 mi lyon sterl in kazanç sağlad ı .

Batı Almanya'da önde gelen askersel -sanayi tekelleri şun lard ı r : "MBB» (" Messerschmitt- Bölkow-Blohm »), "Rheinmetal l .. , " Dornier .. , « Dieı .. , "VFW-Fokker .. , « Fl ick», «Thyssen .. . . . çoğu kez, bu konsernler, savaş tekniği ü retimine yatı r ı lan sermayelerin kazançla rı n ın % 30-50'sini o lmaktadı rlar .

Askersel sipariş ve a l ı şveriş in özell iklerinden biri odur ki , hükümetten sipariş o lon korporasyon lar, daha sonra yap ım sürecinde, ürettikleri s i lôh ın mal iyeti n i isted ikleri kadar a rtı rı rlar. Bu do onlara akla sığmıyo­cak kadar büyük kazançlar getir i r. Orneğ in, ing i l iz f irmaları hükümete, 1 ,5 mi lyon strel ine malolacak yeni b i r çokamaçlı savaş uçağı üretmeyi vaadetmişlerd i r. Yap ım işi bitmeden, daha şimdiden, bu uçağa 9 mi lyon sterl in değer biçilmektedir . (G) Askersel f i rmalara herhangi bir kontrol uygu lanmaması, yasama ve yürütme orga nları n ı n bunlara ka rşı hoşgörül ü i l işkisi nden i leri gelmekte ve bu başıboşl uk çoğu hal lerde örtü lü -örtüsüz yolsuzluk lara olanak vermektedir.

Çokulus lu tekeller s i lôh lanma yarı ş ın ın kızışmasına büyük bir i lg i gös­teriyorlar. NATO k urmayl ık ları n ı n sipa rişleriyle, bunlar, u lusal tekel lerle bir l i kte, uçak, hel i kopter, tank, top, tüfek ve makinel itüfek projeleri çiz­mekte ve bunları ü retmektedi rier. Kuzey Atla ntik Paktı komutanl ığı , bloka g i ren küçük devletlerin askersel gücünü ve aynı zamanda gelişme hal in­deki ü l kelerin askersel gücünü uyum laştı rmaya çal ışmaktadır. Yirmi yı l içinde (1 950'den 1 970'e kadar) ABD'nin başka ü lkelere askersel «yar­dım . . ı 34,3 m i lyar doları, son on yı lda ingi lterenin askersel ya rd ımı da 1 mi lyar doları bu lmaktadır.

Emperya l ist askersel bloklar (NATO, SENTO, SEATO ve ANZUS), kendi içleri ndeki çelişkilere karşı n , bu g ruplara g i ren ü lkelerin toprakları nda, havalarında, denizlerinde ve okyanuslarında sürel i olarak çeşit l i adlar a l ­t ında ortak manevra lar yapıyorla r. Yabancı ü l kelere yerleştiri lm iş o lon em­perya l ist devletler askersel üs leri durmaksızı n modernleştiriliyor ve güç­lendir i l iyor. Gerçi, son yı l la rda ABD, s ın ı rları d ış ı ndaki üslerin miktarını ve bu üslerdeki si lôhl ı güçler sayı s ın ı b i r yere kada r azaltm ışt ı r, fakat bunlar Pentagon'da en ha rpçi çevrelerin yayı l ıcı plônlarında eskisi g ib i öneml i bir rol oynamaya devam etmektedir. B i rleşik Amerikan ı n 27 ya­bancı ü lkede toplam 1 0 bin k i lometrekareyi aşan bi r a razi üzerinde 429 büyük ve 2.297 küçük üsse yerleştiri lmiş s i lôh l ı kuvvetleri vardır.

Tekelci burjuvazin in sah ip bulunduğu y ığ ınsal enformasyon a raçları do mi l itarizmin yardı mcı larıd ı r. FAC'de A. Springer bası n tröstü korkunç

(5) «Sanity», April , 1 974. (6) « Morning Star .. , April 6, 1 974.

310

Page 30: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

bir ün kazanmıştır. « United States News and World Report» dergisi Pen­tagon'un borazanı, « National Broadcasting Company» radyo-televizyon sistemi de Amerika'da s i lôhlanma yarı ş ın ı körükliyenlerin en önde gelen­lerinden bi ridir. R. Thomson 'un basın imparatorluğu i le Ingil iz askerseI­sanayi kompleksieri a rasında sıkı bağ lar va rd ı r.

Komünist ve işçi pa rti leri n in 1 969 yı l ı nda yap ı lan Ulus lara rası Danışma Toplantıs ı 'n ın, mi l ita rizme karşı savaşı güçlendi rme çağrısı ş imdi de gün­celd i r. Gerici çevreler dünyada o lumlu değişimleri önlemeye çal ış ıyor, gerg in l iğin azaltı lması sürecini durdurmak ve geri çevi rmek istiyorlar. Otuz yıl önce Alman faşizmi ve Japon mi l ita rizmi üzeri nde elde edilen utkular, buyurucu bir tonlo, mi l ita rizmin tarihsel hükümlü lüğünü hatırlat­maktad ı r.

31 1

Page 31: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

Marks'ın öngörüleri

Kurt Hager

Asap Politbüro üyesi ve MK Sekreteri

K. Marks'ın «Gotha Programın ın Eleştirisi" adlı yapıtın ın 100. yıldönümü üstüne

Bundan yüz yı l önce, 1 875 Nisanında ve Mayıs başlar ında K. Marks «Alman işçi Partisi Program ına kenar notla rı »nı yazdı ve bunla rı V. Bra­ke'ye bir mektubuyle bir l ikte Eisenach Partisi yönetim kuruluna gönderdi . Bu belgeler bi l imsel komünizm hazinesine «Gotha Program ın ı n Eleştirisi » adıyle g i rd i . » (1)

«Gotha Programın ın Eleştirisi » , « Komünist Partisi Manifesti » ve « Kapi­ta l »den sonra K. Marks' ın en önemli teorik yapıtıd ır. Marks' ı n kapita l ist ü retim tarzı kanun la rı üzerindeki'! onyıl la rca süren incelemelerin in ve Paris Komünü'nden çıkarı lan ibret dersleri n in sonuçları bu yapıtında for­müle edi lmiştir.

Marks ve Engels, ancak bi l imsel teoriyle s i lôhlanmış tek, birleşik, dev­rimci partinin bütün işçi s ın ıfı n ın temel menfaatlerini d i le getirebi leceğin i b i l im açıs ından ispatladı lar. Onlara göre, işçi s ın ıfı ya ln ız bi l imsel dünya görüşü sağ lam temeline dayanarak kendi tarihsel m isyonunu yerine ge­tirebi l i r ; bu s ın ıf ın devrimci partisi de sözkonusu misyonun amacın ı , ger­çekleşti r i lme yol lar ın ı ve mücadelenin çeşitli durum ve koşu l ları içinde izlenmesi gereken strateji ve taktiği bel i rliyebilir. Gotha Programı Ta ­sarısı'nın yayımlanmasından birkaç ay önce F. Engels işçi hareketi önder­lerine düşen ödevi şöyle hatı rlatıyord u : « Bütün teorik sorun lar üzerinde gitgide daha çok derine inmek ve aydın l ığa kavuşmak, Itski dünya görü­şüne özgü geleneksel palavralar ın etkisinden gitgide daha çok kurtulmak, ve sosya l izmin a rtık bi l im ha l in i a ld ıktan beri, kendisine karşı bi l ime ya '

(1) 1 875 Mayısı sonunda Gotha şehrinde yapı lan Bi rleştirici Kongre'de, «Sosyal -Demokrat Işçi Partisi » (başta Bebel ve Libkneht olmak üzere Eisenach' l ı lar) i le «Alman Genel işçi Bir l iğ i » (lasa l'cı lar) «Alman Sos­yal ist I şçi . Partisi » ni meydano getirdiler. Marks' ın program tasarısı üzeri ndeki eleştirisi ancak 1 891 'de ve hem de eksik olarak yayımlandı . F. Engels' in A. Bebel'e yazd ığ ı ve yine bu tasarı hakkında etraflı b i� eleştiriyi içeren 1 8/28 Mart 1 875 günlü mektup, i l k o larak 1 9 1 1 y ı l ın­da ortaya çıktı. Gerçi her iki belge de Gotha'da yapı lan B i rleştirici Kongre'nin ça lışma ve kararları üzeri nde dolaysız bir etki yapmadı . Fakat bunlar ın Marksist-leninist teori ve devrimci hareket bakımından ka l ım l ı bir değer taş ıd ı k lar ı söz götürmez.

312

Page 32: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

naşı l ı r g ibi yanaşı lmayı, yani inceleni p öğreni lmeyi gerektirdiğ i ni daima gözönünde bulundurmak . . . » (2)

.. Gotha Programın ın Eleşti r is i»nde bizim dünya görüşümüzün savaşkan vJ yaratıcı karakteri inandı rıcı biçimde bel i riyor. Marks, burjuva ideolo­jisini, Lasal'cı ve bayağ ı-demokratik görü$leri amansızca eleştirerek, pro­leta rya d iktatörlüğünün i lk ta r ihsel örneğ i ola rak Paris Komünü 'yle baş­Iıyan yeni dönemde uluslara rası işçi hareketi gelişmesin in ortaya koyduğu temel soru lara cevap verdi. Ve bu cevap bi l im açıs ından o kadar doğru­dur ki , bugün de (yüz yı l sonra) komünist ve işçi parti lerin in yolunu ayd ın latmaktad ı r . .. Gotha Program ın ı n Eleşti risi » yapıtı n ı n özünü, iktidar sorunlar ı , devrimcilerle oportünistler a rasında daha o zaman mücadelesi yapı lan proletarya devrimi ve proleta rya d iktatörl üğünün gerekl iğ i sorun­ları ol uştLlfuyordu. Sın ıf savaşı n ın bu ana sorun ları üzerindeki tahl i l , Marks'a, proletaryan ın pol it ik ve ekonomik savaş ına i l işkin, işçi s ın ıfı n ı n eylembirl iği ve bağ laşmalar polit ikasına i l i şk in sonuçlar çıkarma olana­ğın ı verdi.

.. Gotha Programın ın Eleşt i risi »ni 1 891 'de Engels ilk defa olarak yayı m­ladığ ı zaman, bu belge, Alman sosya l-demokratlar ın ın Erfurt Kongresi ' ­nde ( 1 891 ) A lman işçi ha reketine Marksizmin yerleşmesine başlangıç olan bir programın kabul edilmesini büyük ölçüde etkiledi. Engels . . Marks'ı n eleşti risi n in etkis in i tamamiyle gösterdiğ i »ni memnuniyetle kaydetti. C) Ve işte artı k yüzyı ldan beri de bu eleştiri devrimci güçlere oportünizme karşı savaşla rı nda yardımcı oluyor.

Oportün istlerin ve burjuva ideologla rı n ın , .. Gotha Programı n ın Eleş­tirisi »ndeki fikirlerin propagandası n ı daima engellemeye, bu eleşti rin in önemin i küçümsemeye ve içeriğ in i değiştirip yozlaştırmaya ça l ışlffiş olma­la�ı an laş ı l ı r şeydi r. Bunun tersine, u lus lara rası devrimci işç i ha reketin in en iyi temsilcileri, s ın ı f savaşının karmaşık sorunların ı çözmede M a rks' ın i l kesel ya rg ı lar ın ı k ı lavuz edi nmişler ve bun la rı prati kte de gerçekleştir­m işlerd i r.

Bu konuda V. i. Lenin ' i n ça l ışması değerli b ir örnektir. Lenin, emper­yalizm ve sosyalist devrim çağ ında işçi hareketinin karşı karşıya geldiği sorun ları anal ize ederken, devlet ve devrim hakkındaki Marksist öğ retiyi gelişt ir irken .. Gotha Programın ın Eleşti risi»ne tekrar tekrar başvwmuştu. Lenin, Marks' ın öğretisini zeng in leştiriyor, oportünistçe hücumla ra karşı ardıc ı l bir d ireniş gösteriyordu . .. Gotha Programın ın Eleştirisi »nin bütün içeriğ in i yen i koşul la rı n fonu üzerinde derinden derine incelediği .. Devlet ve Devrim » adl ı yapıtında Marksizm i le Len in izmin bir l iği el le tutul u r ve gözle görü l ü r bir açıkl ıkl a d i le getir i lmiş bulunuyor.

(2) K. Marks ve F. Engels, Eser/er, c. 1 8, s. 499. C) K. Marks ve F. Engels, Eserler, c . 38, s . 1 57.

313

Page 33: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

Marks' ı n kapital izmden sosya l izme devrim yoluyle geçiş in yasa l l ı kla rı hakkı ndaki öngörü leri bugün bizim için özel bir önem taşıyor. Marks' ın «Gotha Programının Eleştirisi .. nde belirlediği o lumlu fikirler utkusal sos­yal ist devrimler boyunca geçilen sı nava pratik olarak dayanmıştır. Bu fikirler, gel i şmiş sosyal ist toplulnun oluşması nda ve ad ım ad ım komü­nizme geçilmesinde yen i yeni onoyla r kazanma ktad ı r. Marks' ın öngörüle­rin i n doğ ruluğu, Büyük Oktobr Sosyal ist Devrimi 'yle, Sovyetler B i rl iğ in in ta r ihsel gel işmesiyle, dünya sosyal ist sistemin in kurulması ve güçlen­mesiyle, toplumsal uygu lamalarla, m i lyonlarca emekçin i n yarat ıml ı çal ış­maları n ın sonuçla riyle, komünist ve işçi parti lerin in eylemleriyle kanıt lan­maktadı r.

Ta ri h ve zamanımız şuna tan ık l ı k ediyo r : Ulus lara rası işçi s ın ıfı n ı n bü­tün savaşlarında, sosyal izm ve komünizm yolu nda atı lan her i leri ad ımda « Gotha Programın ın Eleştirisi .. n i yarata n ın dehası tekrar tekrar beli riyor. Marksizmin yüz y ı l boyunca eskimiyen bu coşku ve atı l ım dolu belgesi, biz komünistler için, kapitalist sömürü ve ezgiye karşı, burjuva ideoloji­sine karşı savaşta. komün ist top lum düzenin i kurma sorun ları n ı işleme ve çözmede eşsiz bir eylem k ı lavuzu olarak kal ıyor.

Işçi s ın ıfı n ın devlete ka rşı tutumu hakkı nda Marks' ı n yaptığı konuş­malar. yüz y ı l önce o lduğu g ibi. bugün de. işçi s ın ı fı n ı n evrensel-tar ih i misyonunu yerine getirmek için yürütülen savaşın bi l imsel temele daya­nan strateji ve taktiğin in işlenmesinde yol gösterici ödevini görüyor.

Oportün istlerin burjuva devlet in i ideal ize etme, onun s ın ı fsal özlüğünü gözlerden saklama ve s ı n ıf ların üstünde bir kurum ola ra k gösterme dene­meleri ne karş ı l ı k. Marks ve Engels. bunun biçimleri ne kadar değ iş ik ve çeşitli olursa olsun, gerçekte daima burjuva diktotorası o lduğunu açıkça gösterdiler. Bugün sosya l-reformistleri n. tekelci sermaye devletine herke­sin çıkarları na hizmet eden ve ancak «daha büyük demokras i»n in ger­çekleştiri l mesi an lam ında bir düzeltmeye gereksinen « sosyal hukuk dev­let i » ad ın ı vermeleri, iktidar orta mında kapita l ist i l işk i leri g izleme ve bun­la rı sonrasızlaştırma çabas ından başka bir şey değ i ld i r. Kapita l izmde hayat (işsizl ik , enfıôsyon. i lerici güçler temsilci lerin i n bel ir l i görevlere ge­tir i lmeleri n i n yasaklanması vb.) bugün bu g ibi sovlar ın tutarsızl ığ ın ı her za mankinden daha büyük bir açık l ık la ortaya koymakta. Marks ve Engels tarafı ndan temerrendir i len yarg ı nı n. yan i kapital ist sistemin mutlaka aş ı l -mas ı gerekl iğ i yarg ı sı n ı n doğ ru luğunu pekiştirmektedir.

'

Devletin s ın ıfsal özlüğ ünün Marks tarafı nda n keşfedi lmesi, hemen. sos­ya l ist düzeni ya ratman ın kesin önkoşu lu sıfatiyle proletarya d iktatörlü ­ğünün bi l imsel olarak temel lendiri lmesine yo l açtı . Marks şun la rı yazı­yord u : « Ka pita l ist toplumla komünist toplum arasında, birincis in in devrim yoluyle ikincisine dönüştün.i lmesi dönemi vardır. Politik geçiş dönemi de bu dönemi karş ı la r, ve bu dönemin devleti proletaryan ın devrimci d i kta -

314

Page 34: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

törlüğü'nden başka bir şey olamaz . ., (I,) Marks'ın bu yargısı, lenin ' i n de­yimiyle, " bütün devrimci öğretisin i n bJ Jançosunu oluşturur . . , (") Leni n, s ın ı f savaşın ı kabul ederken, ancak proletarya d iktatörlüğünü de tanı­yana Marksist denJ Jebi leceğ in i defalarca bel i rtmiştir.

işçi .s ın ıfı n ın egemenl iğ i , bu s ın ıf ın d iğer emekçilerle bağ laşmasına da­yan ır, zira bunların temel menfaatleri a rası nda uzlaşmaz zıtlıklar yoktur. Bunda n ötürü, sosya l ist devlet toplumun çoğunluğuna hizmet eder ve bu devlet, kend isi nden önce gelen, azı n l ığ ı n , sömürücü s ın ıfı n egemenlik a racı o lan her türlü devlet iktidarından tamamen ayrı l ı r.

Sosya l ist devlet kendi s ın ıfsal iç n itel iğ i dolayısiyle tarihte eşi görü l ­medik ödevleri yeri ne getirmekle ödevi id ir. Bu devlet, sosya l izm kuru­cu luğunun, bu düzen in bütün üstün lüklerin i geliştirmenin ve bunlardan yarar lanmanın en öneml i a racıdır . ASBP'n in V i i i . Kongresinde (1 971 ) E. Honeker yoldaş şun ları söyledi : " Proletarya diktatörlüğü, bütün dün­yada dostla rımız tarafı ndan hararetle selamlanan ve düsma nları mız tara­fı ndan nefretle karşı lana,;" egemenl ik biçimid ir. Bunu� i ç ind i r k i , biz, işçi sınıf ının d iktatörlüğünü ve yönetmenl i k rol ünü gözbebeğ imiz g ibi koruyacak ve sosyal ist top lumun daha sonraki gelişmesi içinde ona daha büyük bir önem kazandıracağ ız . ., (n)

i k tidardan uzaklaştı r ı imış bu lunan sömü rücü sınıf üzerinde baskı yap­mak, yeni üretim i l işk i leri n i n üstün gel mesiyle ve "k im k imi ., sorunu sos­yal izm yararına çözüldükten sonra önemini yavaş yavaş kaybeden sosya­l ist devletin geçici bir ödevid i r. Bu devletin öteki ödevleri (ekonomik, sos­ya l -pol it ik ve kültürel dönüşü mleri gerçekleştirme ödevleri) ise, gel işmiş sosyal i st toplumda gitgide a rtan, sosyalizm kuruculuğ unun genişlemesi oran ında, Marksist-Lenin ist parti n in yöneti mi alt ındaki işçi s ın ıfı n ı n yönet­me ve planlama iş levini günden güne daha b i l i nçli olarak yeri ne getir­mesi ve bu suretle bütün toplumsal sü reçlere yön vermesi oran ında a rtan b i r önem kazan maktadı r. Sosyal ist devletin güçlenmesi ve sağlamlaşması bütün daha sonraki başarı lar ın önkoşu ludur.

Sosya l izmin en büyük üstün lüğü ekonomik ve sosyal süreçleri her ba­kımdan planlama olanağ ı ndadır. B i l imsel-teknik devrim böyle bir plan­lamanın gereklik ve önemi n i a rtırıyor. Kapita lizmden sosyalizme geçiş döneminde olduğu g ibi , gel işmiş sosya l ist toplum döneminde de, devlet halk ekonomis in i planlama ve yönetme iş levini, bu çokyan l ı ve karmaşık işlevi gerçekleştirme yeteneğ ine sah ip biricik örgüt olarak kal ıyor.

Sosyal ist devletin önemli bir karakter çizg isi de sosya l i st demokrasidir. Sosyal i st demokrasi durmadan yetk in leşti ri l iyor ; işçiler ve diğer emek-

(I,) K. Marks ve F. Engels, Eserler, c. 1 9, s. 27. (") V. i. lenin , Bütün eserleri, c. 37, s. 24 1-242. (Ii) Alman Sosya l ist Bir l ik Partisinin VII I . Kongresi. Moskova, Politik eser­

ler yayınevi, 1 972, s. 52.

315

Page 35: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

çi/er top lum yönetimine gitgide daha geniş ölçüde celbediliyor. Sosya­l ist demokrasin in bütün halkala rında yu rttaşlar etkin ve kal itel i bir iş görüyor. toplumun selômeti ve toplumun her üyesi n in sel,ômeti için reel egemenliği gerçekleştiriyor/ar.

Ma rksiim-Lenin izm kıôsikleri. sosya l ist halk egemenl iğ i problemini . demokratik santral izmin güçlendiri lmesi ve sosyal ist demokras in in bite­viye gen işletil mesi ola rak ele al ıyor/ardı ve netekim bu problem Sovyet­ler Birl iğ i nde ve öteki sosyalist ü l kelerde böylece çözülmektedir.

işçi sı nıfı n in dolaysız. en yokın ödevlerin i . Marks. " Gotha Program ın ın Eleşti risi »nde proleta ryan ın kurtu luş savaşı n ın büyük hedeflerine yönel işle bi rleştiriyordu. Bunun la beraber. Mo rks. işçi s ın ı fı n ın . sermaye egemen­l iğ ine son verme ve sosyal izmi kurma amaçlı devrimci savaşı nda her bi­l imsel öngörü ve her strateji k yönel imin mutlaka toplumsal i l i şki lerin ve aktif gelişme kanunlar ın ın titiz l ik le çözüm lenmesi temel ine dayanması gereğ in i çık ış noktası yapıyordu . Marks ve Engels gelecek toplumu tasar­lamada haya l ler kurm�ya ve sa hteci l ik lere daima kesinl ik le karşı koyu­yor/ard ı . Onlar. komünist toplumun gerekliğ i ne. onun başl ıca doğrultu­larına ve ka rakter çizg ilerine i l işkin hükü mleri hertür lü haya lci l ikten uzak olarak ve bi l imsel b i r kes in l ikle formüle edebi ldi ler. Bu düşünceler. V. i. Lenin tarafı ndan işlenen. Sovyetler Bir l iğ i ile öteki sosyal ist ü lkeleri n uygulamalariyle pekişen sosyal izm ve komünizm kuruculuğ u tümel teo­r is in in temeli oldu.

Geleceğ in toplumuna i l işk in ve " daha ôdi l dağıtı m »ı onun en önemli k riteryum u sayan küçük burjuva-sosyalist görüşlerine karşı sert ve uzun bir tartışmaya g i rişen Marks. komünist toplumsal gel işme safhası nı n yeni nitel çizgi lerini bel i rledi ve bunun kapitalizm karş ısı ndaki, kesin ü stün lük­lerini karakterize etti. Bundan başka. " ü retim tarw.nın her şeyden önce mül kiyet i l işk i leri n in ve bu a rada " tüketim maddeleri dağ ı l ım ı »nı da be­l i rliyen i l işki lerin çözümleyici rolüne özel l ik le di kkati çekti. Marks, a ncak üretim araçları üzerinde toplumsal mÜlkiyetin var/ ı ğ ı ve insanın insan ı sömürmesine son veri lmesi koşul larında işçilerin ve bütün emekçi lerin kendi emekleri n in ürünü nimetlere sahip ve kendi yazgı lanna buyruk olabileceklerini beli rtti.

, Sosya l i st ü l keler komünist partileri. emekçilerin çaba lar ın ı . sosya l ist

mülkiyeti' plôn l ı ve etki n biçimde kul lanmaya. elden geldiği nce h ızla çoğaltmaya ve korumaya yöneıti rken., Marks' ın vasiyetlerin i yerine getir­miş oluyorl a r. Tarihsel deney. sosyal ist ü retim tarzının , Sovyetler Bir/iğin ­de ve' bütün ka rdeş sosya l i st ü l kelerde şimdiki başar ı lar ın ve bu ü l keleri n gücünün temeli olduğunu . gerçekleşmiş olan sosya l izmin u lusla ra rası a landa g iderek artan çekim gücünün eninde sonunda bu ül kelerin eşsiz atı / ım l ı gel işmesinden i leri geldiğin i g österiyor.

Sosya l ist ü lkelerde .. ü retim maddi koşu l la rı »n ı n « işçilerin kendi kol ek-

316

Page 36: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

tif mü l kiyet i » (1) olması, toplumda emekçi lerin nitel bakımdan yepyeni durumuna yol açmıştır. Sosya l ist mül kiyet i l işki lerinde doğrudan doğruya ü retici lerin kendi lerin in yararı olduğu, maddi refah ve kültür düzeylerinin gözle görülürcesine yükseldiği bugün daha büyük b i r belirg in l ikle ortaya çık ıyor.

Hem b ireysel tüketimin biteviye yükselti lmesi, hem de «gereksinmeleri kolektifçe g iderme»nin (8) daha büyük bir hızla gelişmesi için özen gös­termekle bizler de Marks'ın öğütlerini yerine getirmiş ol uyoruz. Yüzyıl önce, Marks, gereksinmeleri kolektif o larak g iderme payın ı n «çağdaş/top­lumdaki ölçüsüne kıyasla derhal önemli derecede artacağ ın ı ve yen i top­lumun gel işmesiyle g itgide daha çok büyüyeceğ in i » (9) öngördü. Gerçek­ten de, örneğ in bizim memleketimizde, 1 975 yılı ha lk ekonomisi p lônı gereğince halka toplumsal fon la rdon sağlanacak h izmet ve yard ım lar 1 974 y ı l ı na kıyasla 2,5 mi lya r mark yada % 7 oran ı nda a rtacak ve 37, 1 mi lyar mark ı bu lacaktır. Meydana getir i len fon ları n ku l lan ımı , eğitim, sağ l ı k, sosya l yard ım ihtiyaçları · için, kültürel hayatı n gelişmesi iç in öde­nek ayrı lmasını , yiyecek maddeleri (örneğ in süt> tereyağ ı , et, ekmek, ba l ı k vb.) tüketim fiyatlarının, aynı zamanda geniş ölçüde ku l lan ılan sanayi ma l lar ı tüketim fiyatlar ın ın düşük tutulması n ın gerektird iği ödemeleri ve konut yapımı ek ödemelerini içermektedir. Bundan başka, halk işletmeleri ve sosya l ist ü retim kooperatifleri, kendi p lôn ları gereğince, işçilerin kü l ­türel ve sosyal gereksinmeleri için büyük ödenekler ayırmaktadırlar.

, Oyle «eleşti ridler» va rdı r k i , biz komünistlere Marks' ı n gerçekte neyi

öngördüğünü öğretmeye kalk ış ı r, Sovyetler Birliğ inde ve öteki sosya list ü l kelerde gerçekleştiri lmiş olana kıyasla güya daha da iyi leştiri imiş yeni yeni sosyal izm « model ler»ini bize dayatmaya çal ış ı rlar. Bu « öneri ler»e daha d ikkatle eğilecek o lursak, bun lorda çoğu zaman Marks tarafından daha « Gotha Prog ramın ın Eleşti risi »nde bi l imsel açıda n yalan lanmış o lon tasarımlar ın yer a ld ığ ın ı görü rüz. Biz bu «eleştirici ler»in öğütlerine kulak osmamak ve Marks' ı n yönergelerine bağ l ı kalmakla doğru hareket etmiş bu lunuyoruz.

Marks tarihsel gel işmenin soyut o larak kuru lmuş idea l istçe tasarımlara uyduru lmas ın ın bi l ime aykırı l ığ ın ı ve politik bakımda n za ra rl ı o lduğunu ispat etti. Orneğin , herkesçe bi l i ndiğ i g ibi , emeğe göre ödeme sosya l ist prensipi işçi s ın ı fı n ı n kapitalist toplumdaki durumuna 'kıyasla çok büyük bir tarihsel ilerleme ve komün izme doğru daha sonraki gelişmenin baş­l ıca kaldıraçlarından biridir. Ve daha Marks zamanından bi l inmekted i r k i , içinde bu lunu lan durum için « emeğ in eşit ölçü'yle ölçüldüğü " (10) bu

e) K. Marks ve F . Engels, Eserler, c. 1 9, s . 20. (8) K. Marks ve F. Engels, Eserler, c . 1 9, s. 20. (9) K. Marks ve F. Engels, Eserler, c. 1 9, s. 1 7. (10) K. Marks ve F. Engels, Eserler, c. 1 9, s. 1 9.

3 1 7

Page 37: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

tarihsel eşitl ik biçiminde de henüz eşitsizl ik vard ı r. Emeğe göre ücret sosyal ist prensipine burjuvaca ve anarşistçe yap ı lan hücumlara, Mao­culann denkleme, eşitleme tera neleri ne, burjuva k ib irl i l i k veya küçük bur­juva katlanmasızl ığ ı ideologların ın uydurmala rına Marks' ı n bir yarg ısı toptan cevap vermektedir. Bu yarg ı şudur : Emeğe göre ödeme prensipiyle i lg i l i eşitsiz l ik komünist toplumun i lk safhası için kaçın ı lmazd ı r. « Hak hiç bir zaman ekonomik düzenin ve bununla şartl ı top lumun kültürel gel iş­mesin in daha üstüne çıkamaz. » ( l l )

Kapita l izm dünyası n ın bunal ımla rla salsı ld ığ ı ve enflôsyonun arttı ğ ı , emperyal izmin fikir yapıc ı ları n ı n ekonomide « sıf ır a rtış »tan söz ettikleri ve tüketimin s ın ı rlanmasın ı öğütledi kleri, ka pita l ist ü l kelerde emekçilerin sos­yal güvensizl iğinin a rttığ ı kosul larda sosya l izmin üstünlükleri daha bel i r­g in biçimde ortaya çı k ıyor. Ekonomi� i n halk yara rına d inamik gel işmesi örneğ i n i yalnız sosya l ist düzen veriyor.

Emekçilerin yaşama düzeyin i daha fazla yükseltmek, sosya l izm kuru­culuğunun ana hedefi, ASBP Vi i i . Kongresi tarafından ve sosya l ist toplu­luk ü lkeleri kardeş parti lerin in kongreleri tarafı ndan bel i rlenen ana ödev­d ir. Bugün sosya l izm, henüz ü retim düzeyi bakı mından en gel işmiş kapi­talist memleketleri geçememiş olsa bile, emekçilerin (tam istihdam ve emeğ in korunması g ibi , öğren im ve sağ l ı k koruma, d i nlenme g ibi , anal ık hakların ı n ve çocuğu n savunu lması g ibi) yaşamsal önemde bi rçok gerek­sinmeleri n in daha tam olarak g iderilmesini sağ l ıyabil iyor. Sosyal izm ka­d ı n ları n hak eşitl iğini garantil iyar, gençl iğ in hakları n ı n tam olarak ger­çekleştiri lmesini sağl ıyor, ihtiyarlara sosyal yard ım ı güven a lt ına a lıyor, emekçilere u lusal kültürün ve dünya kültürünün değerlerinden yararlanma olanakla r ı veriyor. Sosyalist toplumda ayrıcal ı k sahibi sınıf veya tabaka­lar yoktur ; varl ı kları devam eden s ı nıf lar a rası ndaki ayrı mlar da yavaş yavaş g iderilmektedir. Ulus lar ve halk lar a rası nda, yurttaşla devlet a ra ­snıda yeni i l işki ler meydana gelmektedir. Sosya lizm, toplum i le k i ş i a ra ­sı nda yabancı laşmaya yol açan sosyal nedenleri süratle ortadan kald ır­maktadır. Bu top lum yüksek ahlôk n itel ik lerine sahip olan insan ın yaratıc ı kabi l iyetıeri ni gel iştirmek üzere a rd ıc ı l koşul lar yaratarak gerçek özgür­lüğü sağ lamaktad ı r. Sosyal izmin « Gotha Progra mın ın Eleşti r is i»nde ortaya çıkarı lan gerçek an lamı sosyal ist toplu luk ü l keleri nde daha ta m olarak gerçekleştirilmektedir.

Marks' ı n öngörülerin in bi l imsel karakteri, kapital izmden komünizme doğru geçişin birtek sıçrayışla birdenbire gerçekleştir i lemiyeceğ ini, bu geçişin uzun bir dönemi, b i r toplumsa l düzenin devrim yoluyle diğeri�e dönüşmesi dönemini kapsıyacağın ı , komünist toplu m aşamasın ı n sosya­l izm ve komünizm olarak iki olgun laşma safhası olduğunu kanıt lama­s ında kend in i gösteriyor. Bu safhalar a rası ndaki ayrımlar ' şundan i leri

(11) K. Marks ve F. Engels, Eserler, c. 1 9, s. 1 9.

3 18

Page 38: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

geliyo r : "Sosyalizm kendi özel temeli üzerinde gelişmiş bir komünist top­l um değ i ld i r». tersine «ka pita l ist toplumdan henüz doğmuş olan ve do­layısiyle her bakımdan (ekonomik. moral ve u lusal bakımıardan) bağrın­dan çıkıp yetiştiğ i eski toplumun kalıtım belirtilerini taşıyan bir komünist toplumdur. " (12)

Ne va r ki . bu iki safhanın şematik ola rak bölünmesi doğ ru olmaz. ASBP Vi i i . Kongresi kararları. doğ ru luğu Sovyetler B i rl iğ in in deneyiyle pekişen Marksist-leninist hükmü, yani sosyalizm ve komünizmin tek toplumsa l-ekonomik gel işme aŞaması ola rak komünist toplumun gelişme­sinde iki safhı;ı olduğu hükmüne dayanıyor. Bu iki safha a rasında uyumlu . geçişler va rd ı r.

Gelişmiş sosyalist top lum da sosyal izmin aşamasıdır . Bu aŞama içinde komünizm yüksek safhasına geçiş hazırlığı oluşur, bunun maddi ve mô­nevi koşu l la rı olgunlaşır . Bu geçiş. ta ri hsel olarak. ancak sosyal izmin bü­tün üstünlüklerini ve üretim güçlerin i sözün tom onlamiyle geliştirme ve kul lanma temeli üzerinde gerçekleşti rilebi l i r. Yeni toplum. gel işmesi bo­yunca çeşitfi aşamalordon geçtiği için. her aşamanın toplu munu n sosya l­ekonomik olgun luğu önyargıs ız ve tam ola rak tah l i l edilmeli ve bu temel üzerinde daha sonraki ödevler bel ir lenmeli . gerçekçi bir sosya l i st kurucu­luk polit ikası izlenmelidir. Lenin. polit ikada bütün güçlük ve bütün hüne­rin. her döneme özgü sorunların özel l iklerini. partin in eylem ortamı olan koşu l lar ın özell iklerini isabetle gözönüne o lmakta kendini gösterd iğ ine işa ret eder.

içinde bulunduğumuz aşamada bize düşen ödevler. sosya l i st toplumun üretim g üçlerini daha çabuk gel iştirme. bu toplumun bütün üstünlükle­rinden toplumsal ü retimin yeğ in leştir i lmesinde. sosyalist ekonomik enteg­rasyonun gelişti ri lmesinde ve bi l imsel-teknik i lerlemeni n hız landır ı lma­sında yara rlanma ödevleridir. Biz ler «Gotha Program ın ı n Eleştirisi » ru­hunda hareket ederek, başl ıca üretim gücünün insanın kendis i olduğu gerçeğ ini h iç bir zaman unutmuyor. kol ve kafa emeği arasındaki çel iş­kiyi g idermeye çalışıyor. bütün emekqtlerin yetenek ve kabiliyetlerinin ge­l işmesine. öğ renim ve kültür düzeylerin in yükselmesine özen gösteriyoruz. Böylel ikle. daha şimdiden. sosya l ist toplumda yaratıcı emeğ in en önemli yaşamsal gerekl ik olacağı komünist toplum yüksek safhası için karak­teristik olan çizg i fer belirmeye başl ıyor.

Marks. komünizm in ulaşı lacak hedef olarak bir an bi le gözden uzak tutmad ığ ım ız ikinci safhası hakkında şunları yazıyor : « Komünist toplumun yüksek safhası nda. insan ı köleleştiren işbölümüne bağ l ı l ı k ve bunun la bir­l ikte kol ve kafa emeği a;asındaki karşıt l ık ortadan kalktığ ı zaman ; emek sadece bir yaşam a racı olmaktan çıkarak en önemli yaşamsal gerekl ik

(12) K. Marks ve F. Engels. Eserler. c . 1 9. s . 1 8.

3 1 9

Page 39: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

haline geldiği zama n ; bireylerin etraflı gelişmesiyle birlikte ü retim güç­leri de büyüdüğü ve bütün toplumsal servet kaynakları dolgun bir ı rmak gibi a ktığı zaman, ancak o zaman, burjuva hukukunun dar çevreni ta­mamen aşı locak ve a rt ık o toplum kendi bayrağ ına ,Herkesten kabil iyet­lerine göre, herkese gereksinmelerine göre f.. sloganın ı yazabi lecek­ti r. .. (I:l)

Marks «Gotha Programın ın Eleştirisi .. nde önemli problemleri, sosyaliz­min gerçekte enternasyonal olduğu noktasından hareket ederek ele a l ı ­yor. Bu temel belge, u l us lara rası işçi hareketinde uyumlu b i r eylem için, proletarya enternasyonalizmi için Marks ve Engels' i n sürekli bir müca­dele yürüttüklerin in kanıt ıd ı r. Marks, Gotha Programı Tasarısı ' n ı , prole­tarya enternasyonalizmine bağl ı l ığı kabul edip ayrıca saptamadığı için , sadece « işçi hareketine en s ın ı rl ı u l usal açıdan baka n » (14) lasal ' ı n gö­rüşünü yansıttığ ı için şiddetle eleştirmişti.

Marksizm-lenin izm, u lusal olanla enternasyonal olanın, sosyalist yurt­severl i kle proletarya enternasyonalizm in in birl ik ve karş ı l ı k l ı bağ l ı l ığ ın ı da ima önemle belirtir. Marks'a göre, u lusa l l ı kla s ın ı rl ı yanaşı m, u lusal sı n ır lara rağ men karşıs ında ortak düşman bu lunan proletaryan ın objektif sı nıfsa l menfaatleriyle tamamen çelişir, ters düşer. Bundan ötü rü, Gotha Programı Tasarısı ' nda yer o lo n ve burjuva mi l l iyetçil iğine ödün vermekle bir o lan hükümlere, « ha l klar ın u lus lararası kardeşleşmesi .. gibi belirsiz teze Marks' ın karşı koyduğu açık s ınıfsal istek şuyd u : «Çeşitli ü lkeler işçi s ı nıf ların ın egemen sı nıflara ve bunları n hükümetlerine karşı ortak savaş­ta u lus lararası kardeşleşmesi . . (15). işçi s ın ıfı n ı n enternasyonal birl iği, bu s ın ı fı n başarı l ı savaş ın ın başlıca koşuluydu ve bugün de başl ıca koşul u olarak kalma ktadı r.

Zamanı mız, proletarya enternasyona l izminin yenilmez bir yaşamsal güce sah ip olduğuna tanıldık ediyor. işçi s ın ıfı n ın rolü bugün ne dere­cede d urmadan a rtıyorsa, dünya devrimci sürecinde proletarya enternas­yona l izminin önemi de o derecede a rtmaktadı r.

Proleta rya enternasyonal izminin geleceğe yönelik ve n itel bakımdan daha yüksek derecede gel işmesi, zamanımızın kesin devrimci gücü ha­l ine gelen sosya list devletler toplu l uğunun gelişmesinde, bu devletlerin ka rdeşçe karş ı l ı k l ı i l işkilerinde ve Sovyetler Birl iği etrafı nda sıkı bir birl ik meydana getirmiş o lmalarında, sosyalist ekonomik entegrasyonda, dünya komün ist hareketinin gel işmesinde, bu hareketin birlik leri nin, yani ta rih­sel amaçlarda, ideolojide (Marksizm-leninizm) ve ortak düşmana karşı savaş ın menfaatlerinde birl ik temel ine dayanı lara k meydana gelmiş eylem

(13) K. Marks ve F. Engels, Eserler, c. 1 9, s . 20. (1") K. Marks ve F. Engels. Eserler, c . 1 9, s. 22. (15) K. Marks ve F. Engels, Eserler, c. 1 9. s. 22.

320

Page 40: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

koJJarın ın daha yakın etkileşme ve daha sık ı hareket b i rl iğ inde ifadesini bu lmaktadı r.

Sosyal ist toplu luğun daha kudretli bi r va rl ı k hal ine gelmesi ve çekim gücünün süratle artması, kardeş partiler a rasında işbir l iğ i ve b i r eylem uyumu yaratı lması , u lus lara rası güçler oran ın ın bundan böyle de sosya­lizm yarar ına değ işmesin in , SBKP XXiV. Kongresi tarafından beli rlenen Barış Programı 'n ı gerçekleştirmede, barış ve güven l ik mücadelesinde elde edilen değ"erli sonuçla rı n pekişme ve genişleti lmesi n in önemli koşul lar ı ­d ı r. Devrimci güçler ne kadar toplu ve uyumlu hareket ederlerse, a ra ­ları nda eylembirliği ne kadar sağlam olursa, başarı ları do o kadar büyük olacaktır.

Proletarya enternasyonal izmi bugün her şeyden önce SSCB ve diğer sosya l i st top lu luk ü lkeleriyle ka rdeşçe bağ ıoşman ın güçlenmesinde ; ko­münist ve işçi partilerin in kenetli birl ik ve toplu luğunu daha da sağ lam­laştırmak için savaşta ; kapita l ist ü lkeler işçilerinin savaşı ve ulusal kur­tu luş hareketiyle dayanışmada, emperya l izme karşı, barış, demokrasi ve u lusal bağ ımsız l ık için savaşan bütün güçleri desteklemede ;

' anti-komü­

nizme ,ve anti-sovyetizme karşı , burjuva mi l l iyetçi l iğ i ne ka rş ı , sosyal i st toplu luğu ve komün ist ha reketin i pa rça lomayı a maçlayan hertürlü dene­meye karş ı ardıc" bir savaşımda dile gelmektedir.

Bundan böyle de bu denenmiş yolca yürümek, Marks ve Engels tara­f ından «Gotha Programın ın Eleştirisi "nde tan ımlanmış olan fiki rleri ard ı ­c ı l o larak uygulama an lamına, Marksizm-leninizm fiki rleri n in hayata ge­çirilmesi v� yaratıcı biçimde geliştiri lmes i için yorulmak bi lmeksizin çal ış ­ma an lamına gelmektedir.

321

Page 41: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

Sosyalist demokrasinin çağdaş problemleri ve gelişme perspektifleri

Uluslararası teorik konferans

Sofya'da, "Barış ve Sosyalizm Problemleri .. dergisinin Bul­garistan Komünist Partisi Merkez Komitesi'yle birlikte örgüt­Iediği «Sosyalist demokrasinin çağdaş problemleri ve ge­lişme perspektifleri .. konulu bir uluslararası teorik konferans yapıldı. Konferansa Alman Demokratik Cumhuriyeti, Bul­garistan, Çekoslovakya, Küba, Moğolistan, Macaristan, Po­lonya, Romanya ve Sovyetler Birliği parti yöneticileri ve bil­ginleriyle "Barış ve Sosyalizm Problemleri .. dergisi yazı ku­rulu üyeleri katıldılar.

Bu sayımızda, konferansta yapılan tartışmaların özet/erini ve dergimiz başredaktörünün kapanış konuşmasını ana hat-lariyle veriyoruz.

.

Işçi sınıfının partisi sosyalist demokrasinin garantisidir

Konferansta söz a lan lar ın çoğu, sosya l ist �emokrasin in halk çoğun lu ­ğunun ve her şeyden önce sömürücü azı n l ığ ın egemenliğ inden kurtulmuş olan işçi sınıfının kazanımı olduğunu bel irttiler. Bu özel lik , sosyalist de­mokrasin in ana çizg i lerini ve burjuva demokrasisi ka rşısındaki kesin üs­tünl ükler ini beli rlemektedir. Bundan ötürü de, işçi s ı n ıfı n ın partisi sosya­l i st demokras in in başlıca gara ntisidi r.

SBKP Merkez Komitesi şube şefi ya rdı mcısı, hukuk bi l imleri doktoru G. Şahnazarov demokrasin in sağlanmasında ve gelişmesinde komünist partis in in rol ü konusunda bir konuşma yaparak özetle şunları söyled i : Bi l indiği üzere, anti-komünist propaganda, sosyalizm politik sistem in in uygu lamadaki bu o luşmasiyle çeşitli kan ı ve menfaatlerin gözeti lmesini Ile korun masını güven a lt ına a lmadığı savı na başlıca kozla rı ndan biri o lara k dört e l le sarı lıyor. Ve buna daya na rak, burjuva örneğ i politik " pl ü ra l izm"in yeğ lenmeye değer olduğ unu bel i rtiyor.

Gerçekteyse du rum bunun tam tersidir.

Bir kere, burjuva sistemi biçimsel açıdan bile top lumun bütün katlar ı ­n ın ve öbeklerin in i radesini yansıttığ ın ı hiç bir suretle iddia edemez. öyle ki, burjuva parlômenta rizminin kendi özlüğü gereği olarak, muha le­fet sadece hükümeti eleştirme hakkını ku l lan ı r ve hükümet de onun kan ı ­s ın ı dikkate a lmak ve hele muhalefet partilerince temsi l edilen sosyal

322

Page 42: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

zümre ve politik akımlar ın çıkarlarını politikasında gözönünde bulund ur­mak zorunda deği ld i r. Dediğim gibi , bu biçimsel açıdan bile böyledir. Işin özüne inersek, herkesçe bil indiğ i gibi , burjuva iktida r partileri de, muha lefet partileri de, eninde sonunda sermayenin çıkar lar ın ı savun­maktad ı r/ar.

Sosya l ist topluma gel ince, durum değişir. Bu toplumun en karakteris ­tik çizgisi ha lk ın bütün s ın ı f ve tabakaları nı n kök lü yaşa msal menfaat­lerin in uygunluğudur. Toplumun komünist partisi tarafından yö�eti lmesi olanağı ve gerekl iğ i de bundan i leri gel i r. Sosya l izmin polit ik sistemi, her şeyden önce izlenen siyaset hattiyle emekçi lerin genel menfaatlerin in uy­gun luğunu güven altına alarak, ha lk ın çeşitli katmanları n ı n özgül men­faatlerin i n her bakımdan gözeti l ip korunmasın ı sağlar.

Gerçekten de, Sovyetler Bir l iğ inde bütün ha lk ın temel menfaatlerin in b i r l iğ i söz g ötürmez ama, örneğ in kadınları n , öğrenci gençlerin, emek­I i lerin kendilerine özgü ayrı kayg ı lar ı da vard ı r ; bunun gibi, köy orta ­m ında çal ışan makinistlerin, u laştırma ve hizmet a lan ları işçi lerin in , ü lke­n i n güney kesimlerinde, merkez kesiminde ve kuzey bölgelerinde yaşıyon­lar ın, SSCB nüfusunu oluşturan çeşitli u luslar ın ve ha l k g rupların ın da özgü l i l g i ve menfaatleri o labi l i r. Bu çok çeşitli gereksinmeleri doğru bir yanaşımla ve vakitlice dikkate a lmak, bunlar ın giderilmesi işini ôdil b i r düzene bağlamak ve bun la rı bütün halk ın menfaatleriyle uyumlaştırıp bağdaşt ı rmak olağanüstü önemli ve son derece karmaşık bir sorundur.

Böyle bir sorunu a ncak Komünist Partisi çözebilir ve netekiı:n pratikte çözmektedir. Buna da partin in o luşma bileşimi sayesinde, yani Sovyet toplumunun bütün s ın ı f ve katmanlar ın ın öncü kişi lerini saflarında top­lamış olması sayesinde; bir yandan da SBKP'n in bölgesel, u l usal , ü retim­sel, mesleksel temel üzerinde ve yaş g ru plarına göre o luşan menfaat ve gereksinmeleri di le getiren bütün devlet ve top lum örgütleri n in çalış­ması n ı uyumlaştırması sayesinde u laş ı lmaktad ı r.

Komünist Partisi, kişiliğ inde bütün Sovyet insanlar ın ın, toplumun tec­rübeli ve güven i l i r politik öncüsünü gördükleri için, tek tek sosyal g rup­lar ın toplumsal menfaat ve gereksinmeleri n i uyum lu biçimde bağdaştır­mayı başarabi lmektedir.

G. Şahnazarav sözlerini şöyle bitirdi : Kendi l iğinden a nlaş ı l ıyor ki, genel ve özel menfaatleri başariyle uyumlaştırma işi, parti ile bütün emekçiler arasında sağlam bir bağıntı gerektiriyor. Komünist partis inin yönetmen­lik rolünü daha geniş plônda gerçekleştirmek sosyal ist demokrasi pren­siplerin in kayıtsız-şartsız gözeti lmesini istiyor. Bu prensiplerden ödün ver­me anlamında her geri adım, her biçimde keyfi hareket, ü lkenin u lusal menfaatlerine ve sosya lizm dôvasına ciddi zararlar verebilir. Maacuların "kültür devrim i » bunu yeterince açık l ık la göstermektedir.

323

Page 43: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

Konferansa kat ı lanlardan birçoğu, sosya l ist demokrasi mekanizması içinde partin in rolü ve yeri sorun u üzerinde özel bir dikkatle d urdu lar. Varşova Oniversitesi 'ne bağ l ı Devlet ve Hukuk Bi l imleri Enstitüsü müdürü S. lavadski şunlara değ indi : Burjuva görüşüne göre, bil imsel -teknik dev­rim koşul la rı nda bütün ekonomi sorunları güya mesleksel karakterl idir ve bunları yalnız uzman çözebil ir . Bu türlü yanaşım elbette demokratik ku­rumları inkôra , politik partilerin rolünü küçümsemeye yol açıyor. Ve bütün bu ymgdar her şeyden önce sosya l ist devlete karşı yönelti lmiş bu lunuyor.

Ama gerçekte, b i l imsel-teknik devrimin gelişmesi, pa rtin i n yönetmenlik rolünü aşağdamak şöyle dursun, tersine bu rolün daha da artması sonu ­cunu doğuruyor. Bu arada ekonomiye i l işkin kararfarı n toplu msal -politik değerini ve bunun önemini yükseltiyor. Bu yoldaki her kara rı n önce sos­yal ist düzenin değerfer sistemi açıs ından, emekçi yığ ın ları n ı n s ın ıfsal menfaatleri açısından, sonra da mesleksel açıdan değerfendirilmesi ge­reklidir. Bu kara rfarı n top lumca görüşülmeye sunulması büyük bir önem taşır. Ve ancak işçi s ın ıf ın ın partisi şu veya bu problemi her yönden ele al ıp düşünebi lecek ve çözümün olanaklar çerçevesi ndeki en iyi komple biçimine u laşabilecek durumdadır.

Ne var ki , gelişmiş sosya l ist toplumda parti n in yönetmenlik rolüne ya l ­n ıZCa karar ve çözümlerin en iyis ine yöneliş sorunu açısından bakı lamaz. Şunu da dikkate a lmak gerektir ki, bu toplumda i leri o lanın tutucu karak­terli olgu lara karşı mücadelesi belirli ölçüde g iderek sertfeşir, zira hay�­tı n gelişme hızı arta r ve değ işmeleri daha büyük bir süratle dikkate a l ­mak gerekir. Bu koşul larda bütün i lerici güçleri birleştiren partin in öncü­lük rol ü büyür. Parti top lumsal gelişme programın ı hazırlar ve bunun uy­gu lanmasını yönetir.

Çeşitli sözcüler, konuşmalarında, çağdaş aşamada yaln ı z partin in yön verici çal ışmasının içeriğindeki değişmeyi deği l , bu çal ışmanın metot­larını yetkinleştirme yollar ın ı do d ikkatle i ncelediler. Bu a rada, Macaris­tan Sosya list Işçi Partisi MK üyesi ve Şube Yönetmeni P. Roman'a şöyle bir soru yöneltiidi : "Yaptığınız konuşmada, sosya lizmin olg u nluk dere­cesinin yükselişiyle partin in toplumsal gel işmeyi yönetme metot/arında bazı değişme eği l i mlerinden söz ettiniz. Buna i lişkin olarak, kom ünist partisin in ana işlevin in sadece eğitsel etkileme ve tartışmalar örgütle­meden iba ret olduğu hakkındaki görüşe ne dersiniz? ..

P. Roman bunu şöyle yanıtlad ı : Biz parti yönetimin in bütün biçim­lerini önemli saymaya devam ediyoruz. Sosyalizmin bütün tarihsel gelişme dönemi boyunca parti n in rolünü zerrece hafife o lmaya gelmez. Sosya list toplu m gelişmesi ne kadar çok çeşitli ve daha karmaşıksa, partin in bel­gin politikasın ın ve politik yönetiminin önemi de o kadar büyük ola­caktır.

Bir de şu var : Partin in yönetimi yalnız şu veya bu sorun doğrudan doğ-

324

Page 44: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

ruya parti organları tarafı ndan çözümlendiğ i zaman deği l , komünistlerin y ığ ın lar arasında partin in politik hattı n ı uygu lamalar ı sırasında da söz­konusu a lmal ıd ı r. Orneğ in devlet temsil organ la rı seçimler i için aday gös­termek üzere yapı lan seçimönü toplantı larına, yurttaşların yanıs ı ra , parti orga nları n ın görüşünü bilen ve bu görüşü savunmak üzere kanıt lar ileri sü ren komünistler de katı l ıyorlar. Bu başka türlü de olamaz, zira parti işçi s ın ıfı n ı n ve bütün halk ın menfaatlerini di le getirmektedir.

Romanya delegelerinden Y. Çeterki, yaptığı konuşmada, Romanya'da parti "e devlet organları n ın işlevlerini bağdaştırma pratiğ inden söz ettiği için, delegasyona şu soru soruldu : . . B u bağdaştı rmoda, devlet hayatında demokratik normların gözetimi üzerinde parti kontrolünün zayıflaması nası l önleniyor? Bürokrosiye karşı nasıl mücadele ed i l iyor? ..

Romanya Komünist Partisi M K üyesi ve .. Era Sacio l i sta .. dergisi haş­redaktörü Ş. Voyku soruyu şöyle yantı ladı : Bizde i l parti komitesi sekrete­r in in aynı za manda ii halk şurası başkanı olması, parti ve devlet dal ları nda tek elden yönetim ve kontrolü sağl ıyor. Işlevlerin böylece bağdaşımı ko­lektif ça l ışmaya kapalı deği ld i r. Temsil organ la rı halk tarafı ndan, genel, eşit ve g iz l i oylamayla seçiliyor. 1975 Martında yapı lacak seçim lerde, bir şura üyel iği (ha lk veki l l iğ i ) için birden fazla aday gösteri lme usulü uy­gula nacaktır. Bu uygulama bizce demokrasin in genişletilmesi demektir. Ote yandan, yığ ın la rı n kontrol sistemi ve devlet organ ları n ı n eylemi üze­rinde toplumsal kontrol vardı r. Oy/e ki , sendikalar ın ve öteki yığı n örgüt­leri n in temsilci leri, hükümete, bakan l ı k kadrolarına, işletme ve kurum komiteleri yönetim ku ru l la rına kotı labi l iyorlar. Bundan başka, şura üyeleri (ha lk veki l leri) ve devlet cihazı sorum lu görevl i leri çal ışmaları hakkında emek

'çi/erin önünde hesap vermekle yükümlü bulunuyorlar. Devlet katında

bir yönetmenl ik görevine atanmo, prensip itibariyle, . yarışmayla ve m ut­laka sözkonusu adayın çal ışt ığı kolektifin önerisiyle oluyor.

ş. Voyku sözünü şöyle bağlad ı : Ben bu sözlerimle elbette memleketi­m izde formal izmi ve bürokrasiyi a rt ık tamamen ortadan koldırdık demek istemiyorum. Bu yolda daha pek çok çaba gerekiyor. Ve partimiz bu i l letlerle a rdıcd biçimde savaşıyor.

Moğolistan Devrimci Halk Partisi MK aday üyesi, felsefe bi l imleri dok­toru S. Namsaray, Moğol istan'da kuşaktan kuşağa işçi s ın ı f ın ın oluşma­sın ın sosya l i st demokrasin in gelişmesi üzeri nde nası l etki yaptığ ı sorunu üzeri nde durdu ve özetle şöyle dedi : işçi s ın ı f ın ın sayıca büyümesinin yanısıro, bi leşiminde de nitel değ işimler oluyor : Doğrudan doğruya a rat' ­l ı ktan (hayvancı l ık la uğraşan köylü) yetişenlerin payı azal ıyor, işçi ve memur ortam ından yetişen işçilerin payı artıyor, 7-1 0 s ın ıf l ı genel öğre­n im okul ları n ı , mesleksel-teknik oku l ları ve teknikumları bitiren işçilerin sayısı çoğa l ıyor.

işçi s ın ıfı , MDHP'nin yönetimi a ltında, sosya lizme özgü bir politik ya -

325

Page 45: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

şam mekanizmi ve demokrasi biçimleri yaratıyor. Bunun ono niteliği , polit ik demokrasiyle sosyal-ekonomik hayat demokratizmini birleştirmesi­dir. Sosyal ist demokrasi ya ln ız bir s ın ıfı n deği l , bütün halk ın menfaat­lerine hizmet ediyor. Bunun garantisi de, devlet işlerin in yü rütülmesinde yönetmenl ik rolünün Moğolistan işçi s ı n ıfı na düşmesidir. MHC Büyük Halk Hural ' ı (meclisi) halkveki l lerin in (1 973) dörtte b i r i işçidirler.

işçilerin sosya l -politik a ktifl iğ i , kiş in in her yönlü gel işmes in in g itgide daha önemli etkeni o luyor. işçi s ı n ıfı her büyük toplumsal uygulamaya en etki n biçimde katı l ıyor, her i lerici g irişim in in isyatörü oluyor.

Sosyal ist demokrasi n i il gel işmesinde işçi s ın ıfı n ı n yönetmen l i k rolünün bel irti lerinden biri de , parti, devlet, sendika, gençlik örgütlerin in eyle­mine bu s ın ıf ın aktif olarak katı l masıdır. 1 940 yı l ı nda M DHP'nde işçiler bütün üyelerin a ncak % 6,4'ü kodarken, 1 971 yı l ında a rtık ii/O 30'unu oluşturuyorlardı.

Konferansta söz o lan ları n birçoğu, sosya l ist demokras in in gel işmesin in , kendil iğinden-gelme bir sü reç deği l , sosya l izmin objektif yasa l l ık ları uya ­rınca bi l i nçle yön verilen bir süreç olduğunu bel i rttiler. B u süreçte esas güç, yönetici güç rol ünü ha lk ın öncüsü olan komünist partisi yerine getiri­yor. Sosyal ist düzende demokratizmi derin leştirmenin kesin güvencesi de bil hassa bu partin in eylemidir.

Demokrasi, özgürlük, sorumluluk

S. Zavadski, sosyal i st demokras in in gelişmesini şartla ndıran etkenler a rasında, ekonomik karakterli gereksinmelerin başta geldiğini söyledi ve şöyle devam etti : Polonya Bi rleş ik işçi Partisi, iç politikada, yüksek ekonomik gelişme tempoları sağlama, toplumun sosyal ve kültürel yaşam koşul lar ın ı iyi leştirme hedefin i güdüyor. Fakat bütün emekçilerin g ir iş imi biteviye genişletilmedi kçe, bu sorunun çözümü olanaksızd ı r. Bu yolda, emekçilerin, toplumun yazg ıs ı bak ımından kendi lerine düşen ve bütün ü l ­kenin sahibi oldukları gerçeğinden i leri gelen sorum lu luğun bil incine varmaları günden güne daha büyük bir etmen olmaktadı r.

Emekçi yığ ı nları n ı n idare iş lerine katı l ım ın ı genişletmeden, s�sya l ist devletin çeşitli işlevleri yerine getirilemez. Bu yargı, sosyal ve kültürel politika bir yana memleketin savunu lması , asôyişin sağ lanması ve ada­letin korun ması işlevleri iç in tamamen geçerl id i r. Böyle bir katı l ım h iç bir zaman parlômentarizm geleneksel çerçevesine sığmaz. Bu katı l ım bütün devlet yönetimi katlarında derin bir demokratizmi gerektirir.

S. lavadski, kendi kanıs ı nca, sosya l ist demokrasin in gel işk in l ik düze­yini belirliyen birçok kriteryum saydı : Devlet idaresine emekçilerin katılma derecesi ve devlet kararla rın ı n içeriği üzerindeki reel etkileri ; sosya l ist anayasayla garanti l i yurttaş l ık hak ve özgürlüklerin in gerçekleşme dere-

326

Page 46: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

cesi ; hukuk alan ı nda, politik, ekonomik ve sosyal hayatta eşitl iğ in ger­çekleşme derecesi ; sosyal ist yasa l l ı k prensipin in hayata geçiri lme dere­cesi vb. g ibi . Demokratizmin gel işmesi tek tek bu kriteryumlardan her birine dayan ı la ra k değerlendiri lse bile, yine de bunlar ın a ncak komple olarak uygu la nması sosya list demokras in in gel işkinl iği hakkında tam bir f ik ir verebi l i r.

SBKP M K görevl i lerinden, felsefe bi l imleri doktoru Y. Krasin, konuşma­sında, sosya l ist demokras in in en önemli öğelerinden b iri olan eşitlik ko­nusu üzerinde durdu . Gerçekleştiri len sosyal izmin bütün ta rihi , g iderek daha tam bir eşitl iğe doğru sapmasız bir ha reket olarak da tan ım la na­bi l i r. Bu sü reç, s ın ıfsal uzlaşmaz zıtl ı k ları n ortadan ka ld ı rı lmasında, kol ve kafa emeği, köy ve şehir a rası ndaki karşıtl ığ ın g ideri lmesinde, top­lumun sosya l -polit ik bir l iğ in in pekişmesinde, s ın ıfsal ayrı l ı k ları n aşama aşama g ideri lmesinde ifadesin i bu lur. Bu a landa ulaşı lan başarı lar, sos­yal ist demokrasin in burjuva demokrasisine üstün lüğünü ortaya koyar. Bundan ötürü, burjuvazi, sosyal eşitl iği b i r f ikir ola ra k da gözden düşür­meye ça l ış ıyor ve bu bakımdan burjuva toplumsal fikir yapıcısı olan kla­siklerin demokratik kal ıt ımı i le de i l iş iğini kesmiş oluyor.

Reel sosya l izmin deney, sosyal eşitl iğin bir haya l , bir düş olmadığ ın ı gösteriyor. Tam sosyal eşit l ik, emek eyleminde çeşitli türlerin ve a lan­ların sosyal an lam ve önemin in ayn ı düzeye getirilmesini gerektirir. Çe­şitl i emek türlerin in eşdeğerliği, yüksek idare işlevlerin in yerine getiri l­mesiyle i l i şki l i eylem tü rleri n in olağanüstü lük ayrıca l ığ ın ı yavaş yavaş giderecektir. Top lum ve toplumun bütün üyeleri, her b i ri n i n top lumsal işbölümünde kendi eğ i l im ve yeteneklerine en uygun yeri o lması nda ya­ra r görecek, buna can atacaklard ı r. Sömürücü düzen tarafı ndan küçüm­senmiş o lan emek eylemi türlerin in toplumsal açıdan değeri n i yükselt­meyi sağlıyacak maddi ve manevi koşu llar a rtık olgunlaşmaktadır.

Burjuva ideolog ları n ı n, toplumun özgürlük veya eşitl i k g ibi bir i ki lemle karş ı karşıya geldiği yolundaki savları da saçmadı r. Onlar , özgürl üğü n çeşitl i l ik gerektirdiğ in i , eşitl iğ i nse monotonluğa yol açtığ ın ı söylüyorlar. Oysaki, eşit l ik ne özgürl ükle, ne d� demokrasiyle çel iş ir . Sosyal eşit l ik h iç de monotonluk demek değ i ld i r. Tam tersine, bu eşitl i k, i nsan lar a rasın­daki yapay engelleri ortadan kaldıra ra k, k iş i l iğin çok yönlü gelişmesi için, bütün kabi l iyetler in in ortaya çıkabi lmesi için en elveriş l i koşul ları yaratır.

Konferansta sosyal eşit l ik sorununun böylece ele a l ınmasiyle i lg i l i ola­rak, « Ba rış ve Sosyalizm Problemleri» dergisi yazı ku rulu üyelerinden, Bü­yük Britanya Komünist Partisi temsilcisi i . Koks, Sovyet delegasyonuna şu soruyu yöneltti : « Bütün konuşmacı lar, sosya l ist demokrasi koşu l la rı nda u laş ı lan i lerlemenin gözal ıc ı b i r tablosunu çizdi ler. Erkekle kad ın ın hak eşitl iği sosya l i st ü lkelerde prensip olarak i lan edi lmiş ve pratikte de bü­yük ölçüde gerçekleştiri imiş bu lunuyor. Ne var ki , bu ü lkelerin hükümet-

327

Page 47: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

lerinde ve iktidardaki Marksist-Leninist pa rti lerin merkez komitelerinde sorumlu görevler alan kadınları n sayısı önemsiz denecek kadar azdır ve

kadınlar ın bu ü lkeler nüfusu içindeki payı i le oran l ı deği ldir. Bence geç­mişin kalıtımı olan bu eksik l i k özeleştiriye değer bir konu değil midir ve sosyalist ü l keler bunun g iderilmesi için daha enerjik tedbirler a lm ıyacak­lar mıdır? »

G. Şahnazarov bu soruyu şöyle yanıtladı : Marksizm-Leninizm klôsik­leri kad ın lara ayrı m i ı işleme son verileceğin i , onların da öğrenimde ve ü retici çalışmaya kat ı l ımda ' geniş olanaklara kavuşacaklor ın ı , sosyal ve hukuksal durumlarıntn erkeklerin durumuyle eşitleneceğ in i öngörmüşlerd i . Bu öngörü sosya l i st toplumda büyük ölçüde gerçekleşti. Sovyet devlet in in her gel işme aşaması nda, halk ekonomisi s isteminde, kültür, eğ itim-öğre­tim, b i l im ve sanat a lan ları nda g itg ide daha çok sayıda kadın sorumlu yönetim görevlerine getiri l iyor. Bugün birçok kadın ım ız, Bir l ik Cumhuriyet­leri parti örgütleri merkez komiteleri sekreteri ola�ak, SBKP bölge ve semt komiteleri sekreteri olara k ça l ı şıyorlar. Dlkemizde yersel sovyetler halk­vekil leri n i n % 47,4'ü ve SSCB Yüksek Sovyeti halkveki l ler inin de % 31 ,3'ü kadı nd ı r.

Bununla beraber, itiraf etmeliyim ki, bu sorunun çözümü yolunda daha bi r hayli mesafe almamız gerekiyor. Kadınlar ın hükümet organ larında yaraş ık ölçüde yer a lmalar ın ı engell iyen nedenler haıô g ideri lmiş deği ldir. Sosya l ist ü lkelerde de kad ın ları n ev işleriyle, çocukların eğitimiyle had­d inden fazla yüklü olduklar ı , parti ve devlet iş in in de insanı büsbütün angaje ettiği, hemen hemen serbest vakit bı rakmadığı bir gerçektir. SBKP bütün bu problemleri iyice görüyor ve toplum hayat ın ın bütün a lan ları nda kad ın ları n erkeklerle tam sosyal -politik eşitl iğinin sağlanmaslnt bir prog­ra m ödevi ola ra k benimsiyor. Şu da va r ki, bu sü reç, elbette bel irl i sos­yal -politik ve ekonomik önkoşulların varl ığ ın ı gerektirmektedi r. Bu koşul­lar da gel işmiş sosya l ist toplumun yetki nleştirilmesi boyunca yaratı lmak­tad ı r.

J. Koks şunları söyled i : Bana ka l ı rsa, sosya l i st ü lkelerde kadınlar konu­sunda ayır ıma ta mamen son veri lmiş olsa bile, kadınlara yönetim kat­la rında görev veri lmesinde haıa belirli bir geri kalma vardı r. Burjuva demokrasisi koşu l larında, yönetici s ın ı f, kad ın lara hiç bir zaman gönül lü olara k bu gibi olanaklar vermiyor. Fakat geniş yığ ı n hareketleri karşı­sında, kadınlara bu bakımdan biraz daha önem vermek zorunda ka ld ı lar ve örneğ in şimdi Büyük Britanya hükümet organları kadrosunda kadı n­lar ın oran ı biraz a rttı. Sorun öncelikle maddi koşullar sorunu değildir, z i ra sosya l ist ü l kelerde bu koşul lar kapital ist memleketlerdekine kıyasla çok daha iyid i r. Sorun, ben im kanımca, erkeklerin bu probleme yanış ı­m ında düğümleniyor. Çocuklara niçin ya ln ız anne bakacaktır? Ai lede bu ya ln ız onun ödevi midir? Bence ,sorun aynı zamanda ideoloj ik plônda ortaya konu lmal ıd ı r. Bundan yüz yı l önce K. Marks « bütün ö lü kuşak-

328

Page 48: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

ları n geleneği sağ ların d imağlar ına bir kara basa n g ibi çöküyor» (1) de­mişti. Ve işte erkekler de gelenek uyarı nca yönetim katları na yerleşiyorlar. Biz sosyal izmde kad ın lar ın da erkeklerle eşit olarak yönetim katlarında görev alabi lmeleri için ça l ışmalıy ız ve ça l ı şacağız.

Bulgaristan Komünist Partisi MK üyesi ve " Novo Vreme .. ("Yeni Zaman­lar . . ) dergisi sorumlu redaktörü prof. N. iribacakav, çeşitli toplumsa l ­ekonomik sistemlerde kişi l ik i le demokrasi arası ndaki bağıntı konusuna değ indi ve özetle şun ları söyled i : Bu iki toplumsal olgu birbirin in varl ı­ğını gerektiriyor ve şartlandı rıyor. Bu nedenle tarihte kişi l ik ve demokrasi aynı zamanda ortaya çıkmışlard ı r. Eski Doğu, kayda değer uyga rl ık lar ve güçlü imparatorluk lar ya ratmıştı, fakat insan kişi l iğ in i tanı mıyordu . Eski Doğu'da i nsan ya tanrısal bir zorbaydı, yada kişi l iksiz yığ ına karış ıp gidiyordu. Bundan ötü rü, eski Mısı r'da, insan ın , ö lümünden sonra "ahret mizan ı » kurulduğunda, sağ l ığ ı nda başka ları ndan bir ayrımı olmadığını , giderek olmasını da düşünmediğ in i , yani kiş i l ik sahibi olmadığ ı n ı ispat­laması zorun lu sayıl ıyordu.

insan kiş i l iğ i kavramı , eski Yunanistanda demokras in in ortaya çık ı­ş iy le b i rl ikte doğdu. Ne var ki , bu demokrasi yalnız "özgür vatandaş . . ı k iş i l ik sayıyordu. Bu demokraside köleler " hayva n » yada " konuşan ôlet » sayı l ıyor ve onlara kölecin in kişi l iğ in in uzantısı gözüyle bakı l ıyordu . Bur­juva demokrasisi kölel ik devri demokrasisine kıyasla elbette daha yük­sek tipten b ir demokrasiydi, fakat bu da s ın ıfsa l bakımdan s ın ı rl ıydı ve s ın ı rl ı olarak ka l maktadır. Kapita l izmde kişi l iğin değer ölçüsü özel mülk i ­yettir. Tek tek insan lar a rası nda i l işki leri, toplumda bunlar ın rolünü ve önemini de özel mülk iyet beli rlemekted ir.

işte bunun içindir ki, sosyal ist demokrasi yeni tipten bir demokrasidir, demokras in in yüksek biçimidir, çünkü kendi varl ığ ı ve gel işmesi, toplumun bütün üyelerin in gerçek kişi l i kler ha l ine, sosya l -polit ik hayatı n ve ta rihsel yaratıcı l ığ ın aktif kurucuları hal ine, kendi sosya l -tarihsel varoluşunun efendi leri hal ine getiri lmesini gerektirir ve ister.

BKP MK üyesi ve BHC Devlet Konseyi üyelerinden prof. Y. Radev, S. Zavadsk i 'n in i leri sürdüğü fikri, yani hak ve özgürlükleri n hacmin in demokratizmin temel kriteryumlarından biri olduğu görüşünü destekledi ve şöyle devam etti : Bulgar toplumunun halen içinde bulunduğ u ta rihsel aşama, yu rttaşlar ın hukuksal statüsünde devaml ı değ işikl ikler yapı lmasını gerektiriyor. Sosya l ist anayasayla garanti lenen hak ve özgürlükler giderek daha tam ve çokyanl ı bir uygulamayla yerleşiyor. Toplumun ekonomik ve sosyal yapısındaki n itel değ işimlere uygun olarak yeni haklar da doğuyor. Orneğ i n yu rttaşları n yasama işlerine (kanun yapıc ı l ığa) daha eylemsel biçimde katı lmaları nda kendin i gösteren pol itik haklar ın genişlemesi ş im­diki aşamanın önemli b i r ayırıcı vasfıdıf . Yurttaşlar ın seçim hakların ın

(1) K. Marks ve F . Engels, Eserler, c. 8 , s. 1 17,.

329

Page 49: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

içeriğ i, özel l ik le halkveki l i adayları n ı gösterme g ı rışım ın ın seçmenlere b ı rakı lması ve kendi lerine gereği ha / inde ho/veki llerin i geri çağ ı rma so­rununu g iz l i oyla kararlaştı rma olanağ ın ın veri lmesi sayesinde, derin ­leşmiş bulunuyor.

Emek eyleminden d oğan haklar da g iderek genişliyor. Halen hazırlan ­makta, görüşülmekte o lon iş Kanunu Tasarısı emek. i l işki lerinde yeni ve daha yetkin bir sistemi öngörüyor.

Sosya l i st demokrasin in olağanüstü önemli bir öğesi de yu rttaşların kiş isel haklarıd ı r. Bu alanda do bi rçok ,Yeni normlar oluşuyor. Bu cüm­leden olarak', BHC Anayasası, k iş i dokunulmazl ığı güvencelerini geniş­leterek, yurttaşa, kişisel yaşamına, ai le hayatı na yönel i k kanunsuz müda­halelere karşı , iyi ad ve ününün korolanmosına karşı savunma hakkı tanıyor.

Bir başka önemli eğ i l im de, toplumun üyelerine, sahip oldukları hak ve özgürlüklerden reel, a ktif olarak ve sözün tam on lamiyle yara rlanma olanağı sağlayan maddi ve d iğer güvencelerin genişletilmesidir. Sosya­l ist demokrasiyi biçimsel burjuva demokratizminden ayıran ana çizgiler­den biri de budur.

PBiP MK sorumlu görevli lerinden, sosyal bil imler doktoru V. Dobjitski, konuşmasında özel l ik le şunla rı bel i rtti : Emperyal izmin sa ld ı rgan güçleri, u lus lara rası i l işki lerdeki yumuşamayı, iyi leşme sürecini , sosya l ist ü lkeler topluluğuna karşı hücum ve k ışk ırt ı la r için kötüye ku l lanma fırsatları kol­l uyorlar. Bu kötücül tutum, fikir değiştokuşu ve haberleşme" kültür ala­nı nda işbir l iği , yabancı memleketlere seyahat vb. gibi birçok pol itik hak ve özgürl üklerin gerçekleşti r i lmesi sorunundaki cepheleşmede apaçık ken­dini gösteriyor. Burjuva ideolog ları bu sayd ığ ım ız isteklerden pek i nsancı l bir ağızia söz ediyorlar. Ama prqtikte, kapitalizmin övgücüleri, « serbest f ikir değ iştokuşu»nu, sosyal düzenlerine bak ı lmaksızın bütün Avrupa halk­lar ın ın aynı biçimde düşünmeleri ni sağ lama a racı olarak a nl ıyor, « haber ak ımı »nı do sadece batıdan doğuya yönel ik biçimde kabul etmek i sti­yorlar. Kapita l i st ü l kelerin « serbest değiştokuş» slogan ın ın temel inde sos­yalist ü lkeleri evrim yoluyle «değ işti rme» ümitleri yatıyor, bu hedefe ulaşma aracı olarp k da' i nsanlar ın düşünme ta rzı n ı kendi istedikleri g ibi eşitleme m ücadeles ine belbağ l ıyorlar. Böylece a nladıkları ve dayatmak istedikleri « serbest değ iştokuş», vaktiyle emperya lizm tarafı ndan yürütü­len «psikolojik harp »ten pek az ayrı mlan ı'yor.

Biz gerçek kültür a l ışverişinden, insan lar a rasında temasların geniş· Ieti lmesinden, turizmin geliştiri lmesinden vb. yanayız, fakat bütün bunlara u lus lararası ferahlomayı geliştiren bir a raç gözüyle bakıyoruz ve bunlar ın d iğer memleketlerin içişlerine ka rışma a racı , olarak ku l lan ı lmasına göz yumomayız. Bu görüş ve tutumu, sosyalist devletlerin dış politika pratiği de tamamiyle doğrulamaktad ı r.

330

Page 50: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

Alman Sosyal ist Bir l ik Partisi heyetine şu saru soru ld u : «Alman Demok­ratik Cumhuriyetinde, coğrafi du rum özel l ik leri, burjuva propaganda mer­kezlerine yak ın l ık, sosya l i st demokrbsiyi gel iştirme koşu l ları na ne ölçüde etki yapıyor?"

ADC Bi l imler Akademisi üyelerinden prof. V, Vayhelt soruyu şöyle ya ­nıtladı : Birçok ahva l var ki , burjuva ideloj is in in memleketimize sokulma­s ın ı kolaylaştırıyoL FAC-ADC s ın ı rı boyunca, bu maksatla özel hoparlör ve d iğer teknik araçlar yerleşt i ri lmiştir. FAC'de radyo ve televizyon prog­ramların ın çoğu zaman enformasyon özgü rlüğüyle hiç bir ilişiği yoktuL Hayat, emperya lizmin, bu enformasyon özgürlüğ ü kavram ından sadece anti-komünist propaganda serbest l iği an ladığ ın ı gösteriyor, Ama biz ger­çek enformasyon özgürlüğünden yanayız, bunun dezenformasyon özgür­lüğÜ olarak an laş ı lması n ı istemiyoruz. Bu nedenle, memleketimizde, ideo­lojik harp hizmetine koşulmuş, düşman fiki rler aş ı layan kitap, derg i ve gazetelerin yayı lmasına el bette izin vermiyoruz.

ASBP, burjuva propagandasın ı n etkisine engel olmak için, sosyalist demokrasin in sı nıfsal özlüğünü ve üstün lük lerini gösterme yolundan yü­rüyor, bunu elle tutul u rcaslOa kavratmaya çal i şıyoL Burjuva demokrasis i sözgelişi işletme ve fabrika kapı ları önünde durup kal ıyor, amma sosya­list demokrasi tam da bu işletme ve fabrikan ı n içinde başlıyor. ADC yurt­taşları, ancak bir işçi-köylü egemen'l iği ü l kesinde emekçi lerin menfaat­lerin in devlet politikası sorunu olabi ld iğin i görme ve buna inanma ola­nağı bu luyorlaL ADC'ni ziyareret eden (son zamanlarda memleket imizi b i rkaç mi lyon FAC ve Batı Berlin yurttaşı , ziya ret etti ler) ve doğal f ı kla burjuva görüşleri ni de beraberleri nde getiren FAC yurttaşlar ı , sosya l izm­deki gerçek ve sağlam demokratik hayata hayran oluyorlar. ADC'de a po­lit ik oldukla rın ı kendil eri söyliyen ve sosyal ist demokrasi hakkında her hangi bir teorik bi lg i leri de olmıyan nice partisiz yurttaşımız, bu demok­rasiyi ve kendi devletlerini , inanç ve övünçle, aktif bir çabayla savunu­yorlar. Emperya l izmin s ın ı rla rı mıza yak ın o luşu , burjuva propagandas ın ın bütün manevraların ı d ikkatle izlememizi, karşı mızdakilerin gerekçe ve kanıt larına süratle ve i lkesel bir tutumla cevap vermemizi gerektiriyoL Bu bakımda da, sosyal ist demokrasi mekanizması nı teorik olarak esas l ı biçimde işleme ve sürekli pratik çabala rla gel iştirme iş i büyük bir önem kazan ıyoL

Deney zenginliği ve çeşitliliği

Konferansa katı lan lar, kendi ü lkelerinde demokratik hayat pratiğ in i ayrıntı la riyle a nlattı la r ; kardeş partilerin kolektif deney hazinesin i zengin­leştiren başarı ları çözümlediler ve sentezler yaptı lar.

G. Şahnazarov, demokrasi i le devlet idaresi etk in l iğ i arasında kopmaz

331

Page 51: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

bir bağ bulunduğunu bel i rtti . Ma rksizm-Leninizmin kurucuları , yeni t ip tarihsel egemenliğin tutunmasını sağlama sorununu, hiç bir zaman, top­l umu ve toplum ekonomi ve kültürünü topyekün yeniden kurma, insanlar için her şeyi yeterince garant i l i b i r yaşamın koşul lar ın ı ya ratma sorun­larından, son çözümde sosya l izm ve komünizm kurucu luğu sorunlarından ayırmamışlard ı r. V. i. Lenin, devlet yönetimine baştanbaşa bütün emek­çi lerinin katı lmalar ın ın sağ lanması ş iarı n ı i leri sürerken, bu gereklikte ya ln ız tari hsel bir adalet eseri değ i l , aynı zamanda, kend i deyimiyle, Sov­yet devlet cihazın ın gücünü bir sol ukta on katı na çıkarman ın a racını görüyordu. (2)

Demokrasi problemlerine böyle b i r yanaşım ın olağanüstü büyük bir pratik önemi olduğu ispat istemez. Çünkü bu iş, yönetim sürecin in bütün safha larına her yurttaş ın hangi biçimde o lursa olsun katı lmasın ı sağ­lama sorunu değ i ldir . Eğer, sözgelişi teknoloj ik bir çözü m gerektiren her sorun genel görüşme ve gereksiz tart ışmalar konusu ya pılacak olursa, böylesi ancak üretime ve dolayısiyle emekçilerin yaşamsal menfaatlerine za ra r getirir.

Yönetim halkasının enformasyon topla ma g ibi , problemi oluşturup or­taya koyma g ibi , tasa rı la rı hazı rlama, iş i yapacak olanları belirleme ve gün lük yoklama g ibi safha lar ı , s ı rf bu iş için kendi leri ne yetki ve ödev veri lmiş olan yönetici ve uzmanlar tarafından denetlenmelidir. Bunların dış ındaki safha larda, sorunları n toplumsal örgütler ve emekçi kolektif­lerince gözden geçiri lmesi yalnız olanakl ı değ i l , aynı zamanda gerekl idir . Orneğin , önemli karar lar a lma, kontrol, sonuçları değerlendirme ve ge­nelleme safhaları bu türdendir.

SSCB Bi l imler Akademisi 'ne bağ l ı Devlet ve Hukuk Enstitüsü müdür yard ımcıs ı , hukuk bi l imleri doktoru Y. Tihomirov, sosya l ist toplumun yöne­t iminde demokrasi i le profesyonalizm arası ndaki bağıntı problemi üze­rinde durarak şöyle konuştu : B i l imsel -teknik devrimin başarı ları ndan ya­rarla nma, sosyal i lerleme eğ i l im leriyle çelişmez, ahenkleşir. Demokratik kurumlar daha sağ lam bir b i l imsel-teknik temele oturtu larak yetkinleşir . Orneğin çağdaş yığı nsal enformasyon a raçları kamuoyunun rolünü a rt ır ı­yor, enformasyonlar ın değerlend ir i l mesine ve öneml i kararlar a l ı nmasına emekçi lerin katı l ım ın ı daha çok g&niş letiyor.

SBKP demokrasiyi gel iştirme sorununu yönet imin yetkin leşt ir i lmesiyle s ımsık ı bağ lı ola rak ele a l ıyor. Yönetim eylemin in ve ekonomik yönetim in düzeyi son çözümde a rd ıcı l bir demokratikleşmeye, y ığınlar ın etkenl iğ in in artı r ı lmasına bağ l ıd ı r. I şletme ve fabrika larda, bi l hassa üretim a lan ında, emekçilerin g i riş imin i toplayıp yoğunlaştıran çok çeşitli toplum örgütleri eylem gösteriyor.

(2) V. i. Lenin, Bütün eserleri, c . 34, s. 3 13.

332

Page 52: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

Sosya l ist i l işki lerin gel işmesi sorunlar ın ı , gitgide daha çok karmaşık­laşan bu sorunları vukufla çözme yeteneği ne sahip kadroların rolünü ar­tırma sorunu üzerinde de büyük bir dikkatle durul uyor. Yönetimde bu an lamda profesyonalizm, bütün toplumun menfaatlerine uygun ve iç niteliği bakı m ından do demokratiktir.

N. iribacakov, sosyalist devletin örgütlenmesinde ve işlevinde demok­ratik santral izm prensipin in önemine ve güncel l iğ i ne işaret ederek, san­ıra l izm i le demokrasi a rası ndaki karş ı l ı kl ı i l işki üzerinde du rdu ve şunları söyledi : Şunu unutmamak gerekiyor ki , santra lizm, demokrasin in değ i l , demokrasiyle h iç de bir tululamıyacak olon s ı n ı rsız de-santra lizasyonun tom karşı t ıd ı r. Toplumda etkin ve otoriter bir merkezsel devlet iktidar ı 6lmıyabi l i r, yersel egemenlik organlar ı ise kara rla r o lma konusunda bü­yük bi r bağımsızl ığa sahip olabi l irler. Ama bu, h iç de demokras in in ege­men olduğu an lamına gelmez. Ve bunun tersine, g üçlü ve yüksek otori­tel i bir merkezsel devlet iktidarı pekôlô demokratik olabi l i r. Devletin demokratik karakterini, onun merkezsel olup olmadığı değ il, merkezsel ve yersel devlet egemenl iği organları n ı n halk ın el inde bu lunup bulun­madığı , halk ın irare ve menfaatlerini yansıt ıp yansıtmadık ları , bu organ­ların eylemine yığ ı n lar ın doğrudan doğruya katı l ıp katı lmadığı hususları beli rler.

Demokratik santra l izm ve bir de bürokratik santra l izm vardır. Fakat ik incisi demokrasiyi yadsımadır. Ve devletin y ığı n lara yabancı laştı r ı lması , onların tepesinde korkunç bir kuvvete dönüştürülmesi, ancak bürokratik santra l izmin ayırıcı vasfıd ı r. Biz, sosya l ist toplumun yönetiminde santra­l izmi genişletme ve yetkinleştirmeden söz ederken, her şeyden önce onun demokratik iç niteliğ in i geliştirme ve yetkinleştirmeyi, bürokratizmden kesin l ikle kurtar ı lmasın ı gözönünde bulunduruyoruz.

Fakat emekçiler devletin ve tüm toplumun yönetimine somut olarak nası l , hangi kurum ve a raçların ya rdımiyle katılacaklard ı r? Söz alanlar, bu katı l ım ın her şeyden önce temsi l organları yard ımiyle olduğunu be­l i rtti/er. Doğrudan doğruya halk tarofı ndan seçilen ve onun güvendiği kişi lerden oluşan temsi l organları aynı zamanda tüm devlet i kt idarı n ı n temel in i meydana getiriyorlar.

V. Vayhelt şun la rı belirtti : Bunun , içindir ki, benim memleketimde (ADe), son y ı l larda, halk temsi lci l iğ in i gel işti rmede, temsilci lerin çal ışma etk in l iğ in i ve ha lkveki l ler in in otoritesin i artırmada önemli adımlar a tı ld ı . B izde emekçilerin gereks inmeleri, menfaatleri ve önerileri devlet organ­lar ın ın yürütme eyleminde geniş ölçüde ve etki n l ik le yansıtı l ıyor.

V. Vayhelt, bi l imsel-teknik devrimin demokratik yoldan politik kararlar alınmasını fazla ve gereksiz hale getirdiği h ususunda, bu işlevin a rtık yakında hesa p makinelerine devredileceği hususunda burjuva ideolog ­ları n ı n i leri sürdürkleri savla rın yersiz ve tuta rsızl ığ ın ı da göstererek şun-

333

Page 53: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

ları ekledi : Devlet yönetim inde çağdaş tekn iğ in uyg u lanması ve yerleş­mesi , emekçi lerin ekonomi k ve diğer toplumsal etkenler konusunda sürat­le ve sözün tam onlamiyle' enformasyon almalar ı için yardımcı a raç oL­maktad ır. Bu da, kendi başı na, devlet yöneti m i sorun ları üzerinde temeli sağlam kararlar a l ı nmasına her biri n in katı l mas ın ın öneml i koşu ludur,

Bulgar heyetine şu soru yönelti id i : .. Bir mü lk i idare bir imi ( i l , i lçe vb.) ahal is i , yersel değ il de merkezsel iktidar organlarına bağlı bir işletme veya fa brikan ın eylemin i nası l kontrol edebi l iyor? ..

Sosyal Yönetim Enstitüsü müd ürü prof. i. Nikofov bunu şöyle yanıtladı : Emekçiler bu kontrolü yersel halk savetleri (şüra) aracı l ığ iyle yapıyorlar. Sözkonusu işletme veya fabrika nın plônları hakkında i lgi l i bakanl ık lara savetler f ik irler ini b i ld iriyorlar. Savetler, bundan başka, işgücü ne i l işk in bütün sorun lar üzerinde kontrolü gerçe�leştiriyor, doğal çevrenin koru n­ması ted birleri n i de izl iyorlar. Bütün bu kontrolde send i ka bir l ikleriyle sıkı bir işbirl iğ i hal inde ça l ı şıyorlar.

Demokratizm ve temsil s istemi i l işkisi , iktidar organları n ı n nasıl seçi l ­d iğ i ne, ha lkveki l leri kadrosu n u yurtta şları n doğ rudan doğruya belirleme ve kendileriyle da imi i l i şk i ve teması koru ma hakkı n ın ne kadar gara nti l i olduğuna büyü k ölçüde bağl ıd ı r. Moğol istan Halk Cumhuriyeti B i l im ler Akademisi 'ne bağ l ı Ta rih B i l im leri Enstitüsü şube yönetmeni M. Sanjdorj, konuşma sı nda bu sorun lar üzeri nde durdu ve özetle şu nları söyled i : Sos­ya l i st ü lkelerde ve bu a rada Moğolistan'da seçim sistemi durmaksızın gelişip yetkinleşiyor. Orneğ i n , yurttaşa aktif ve pasif seçim hakkı n ın ta ­nınmasından yaş haddinin indiri lmesi bunun bir belirtisidir. Seçimlerin yapı l ış düzeni de yetkin leştir i l iyor. Halkvek i l i adayı gösterme pratiğ i , daha çok seçmenlerin g iriş im in i geniş letme eğ i l im ine dayanan bu uyg u lama g itg ide daha demokratik b i r nitel i k a l ıyor.

Sosyalizm politik sisteminde topl u msal yığın örgütleri n in durumu ve rolü , bunlar ın komün ist partisiyle ve devletle karşı l ı k l ı i l işk i leri sorun ları da konferansta derin çözümlemelere konu oldu. Çekoslovakya Komünist Partisi MK görevl i lerinden Y. Mateyiçek, Çekoslovakya koşu l la rı nda işçi s ı nıf ı , köylü ler ve emekçi aydın lar a rasında, u lus lar ve ha lk grupları a ra ­s ında bağlaşma n ı n ifadesi o l a n M i l l i Cepl)e'n in büyü k rolünü bel i rterek şunları söyled i : .. ÇSSC'de Mi l l i Cephe ve bunun temel çal ışma prensip­leri .. başl ı k l ı belgede (1 971 'de kabul edi lm iştir) , memleketimizde sosya­l ist i l işk i lerin gel işmesi ve g üçlenmesi için ça l ışan ve komünist partis in in yönetmenl i k rolünü b i l inçle kabu l eden bütün sosyal ist örg ütlerin Mi l l i Cephe'ye üye olabi lecekleri söyleniyor. B iz bu cepheye g i ren örg ütlerin , yurttaşla rı devlet yönetimi iş leri ne çekme bak ımı ndan, sosya l ist yaşam tarzı n ın oluşması bakımından, genç kuşağ ın eğ iti l mesi bakımı ndan gö­revli olduklarını ve sorumlu luk taşıdık lar ını her zaman özell ikle belirti­yoruz.

334

Page 54: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

Küba heyetine, türü kendine özgü bir toplumsa l -politik örgüt olan Dev­ri mci Savunma Komiteleri (DSK)'n in rolü ve önemi hakkı nda b ir soru yöne,lt i ld i . Soruyu Matansas i l i nde yersel egemenl ik organları ku rmakla görevli g rup üyeleri nden L. Rodriges şöyle ya n ıtladı : DSK diğer topl um­sal ve politik örgütlerle bir l ikte proleta rya d i ktatörlüğü sistemine g irmek­tedir. Bunlar ın hepsi örgütsel bakımdan bağ ı msızd ı rlar ve Küba Komünist Partisi tarafı ndan hazırla n ı p kabul edilen program çerçevesi nde eylem göstermektedirler. Devri m i Savunma Komiteleri 'n in özel l iğ i , en yığ ınsal örgütler olarak bölgesel prensip üzere kuru lma ları ve s ın ıfsa l veya sosyal mensu biyetlerine bakı l ma ks ızı n şehirl i ve köylü yu rttaş ları birleşti rmeleri­d i r. Ta ban örgütleri şehir mahal le ve semtlerinde, kon um yerleri nde ve köylerde kuruluyor ve ça l ı şıyorleı r. Daha yukar ı basamaklar ı ol uşturan örg ütler bölgelerde kuru lan DSK belediye veya bölge komiteleri, daha sonra da i l lerde meydana g etiri len ve DSK u lusal komitesine bağ l ı olan i i komiteleridir. Orgüte, Küba Devrimi 'n i beni msiyen, olumlu ka rşı l ıya n ve 14 yaşını ta mamlamış olan her yurttaş gönül lü ola rak g i rebi lmektedi r. Bütün yönetim katlarında seçimle görev a l ı n ı r.

Komiteler, olonca çaba lar ın ı ideoloj ik ça l ışma üzeri nde yoğ u nlaştı rı ­yor, aynı za manda sağ l ı k tedbirleriyle i lg i l i y ığ ı nsal ça l ışmalara yard ım­da bulu nuyor, a nti-topl umsal veya karşı - devri mci olası ç ık ış la r konu­sunda gayet tetik ve uyan ık davra nıyor, gereği ha l inde ü retim ödevleri için emekçileri gönü l lü aksiyonlara seferber ediyorlar.

DSK ça l ı şmalariyle edin i len o lumlu deney, memlekette halk egemen­liği organları s istemin in kurulması ndan sonra da bunların önemini yitir­medik ieri düşü ncesine hak verdiriyor. Komiteler toplu msa l karakterli so­runlara da dört e l le sarı lacak ve özel l ik le temsi l organ ları n ın çal ışmala­r ına yardımcı olacaklard ı r.

ADe Devlet ve Hukuk Akademisi üyelerinden prof. G. Egler bir başka noktaya değ i nd i : Sosyal ist demokras in in gel işmesi nde esaslı bir eğ i l im de sendika bir l iklerin in rolünün ve önemin in a rtması, bun lar ın sosyal ist devletle işbir l iğ in in derinleşmesidi r. Bu ik i örgüt işçi s ın ıfı n ı n ta rihsel mis­yonunu gerçekleştiriyorlar, fakat iş levleri ayrıd ı r. Bizim sendikalarım ız sosya l izm oku lu , i şletmeci l i k ve yöneti m eğ it imi oku ludur. On lar ın eylemi Isayesinde işçi s ın ı fı n ı n toplumsal ve devletsel gel işmede, işçi-köylü ege­menliğ in i g üçlendirmedeki rol ü a rtmaktadır. Bununla beraber, sendika­ları n özel işlevleri n in körlenip gitmesi, s ın ıf düşmanlar ımız ın savladıkla rı g ibi « m i l l i leştir i lmesi » f i lon değ i l , devletle s ık ı b ir işbirl iğ i yapmaları söz­konusudur.

Ka nun la rı mız, devlet egemenl iğ i merkezsel ve yersel organlar ın ı sen­d ikala rla sıkı bir işbir l iği yapmakip yüküml üyor. Böylece, ADe Baka nlar Kurulu, Alman Hür Sendikalar Birl iği merkez yönetimiyle bir l ikte, emek-

335

Page 55: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

çilerin ça l ı şma koşu l ları , sağ l ı k durumları , kültürel ve sportif eylemleriyle i lg i l i tedbirleri beli rliyor.

Yine Matansas i l inde yersel egemenl ik org a nları kurmakla görevli g rup üyeleri nden H. Akosta, Küba'da sendika ları n çağdaş ödevlerinden söz etti ve özetle şun ları söyled i : Küba Emekçileri Send ika Birl iğ i 'n in 1 973 y ı l ı nda yapı lan Xi i i . Kongres in in sosya l izm kuruculuğu sürec in in gel işmesi ba k ım ından özel bir önemi va rdı . Bu kongre, sosyal ist dağıtı m prensipin i a rdıcı l l ı k la uygu lamanın , ya n i " herkesten kabi l iyetlerine göre, herkese emeğ ine göre» prensipin i gözetmenin kesin önemi n i bel i rtti ve tektük bel i rti leri parti tarafı ndan şiddetle suçlanan denkleme (dağ ıtı mı , verdiğ i emeğe ba kmaksızın herkes için eşitleme) eğ i l im iyle mücadele ted birlerin i bel i rledi . Send ikalara , örneğ i n emekçileri ü retim yöneti m i ne, iş letmenin plônlarını hazırlama işlerine çekme g ibi diğer bazı önemli problemlerle de uğraşmak düşüyor. Tek sözle, Küba send ikaların ın çalışmaları , Lenin ' ­i n sendikaları komünizm oku lu saya n yarg ıs ı temeli üzeri nde gü nden güne daha da gel iş iyor.

Topl umsal örg ütlerin durumu ve rol ü soru nu, sosya l i st demokras in in gelişme perspektifleri açıs ından, sosya lizm politik sistemin in komünist topl uma dönüşmesi açısı nda n özel bir önem taşıyor. Bu konu üzerinde duran BKP MK aday üyesi Prof. N. Yahiel özetle şun ları şöyled i : Bu süreç sosya l i st devri m in üstün geldiğ i a ndan itibaren gel iş iyor ve g ü nden g ü ne daha gözle görü lü r biçi mler a l ıyor. Bunlardan biri , devlet idaresinde top­lumsal tabana dayanan uygu lamanın g itgide daha büyük ölçü ler a lmas ı ­d ı r. Bulga rista n'da bu cüm leden olarak yen i t ip , topl umsal-devletsel or­ganlar meydana getiri lm i ş bulun uyor. Orneğ in , kültür ve sanat a lan ında en yüksek yönetim organı kültür yapıcı larından o luşan kongred i r. Bu kon­greye katılacak ola n lar, kü ltür ve sanat bir l ikleri ve toplumsal-pol it ik ör­gütler tarafı nda n seçil mekte ve aynı za manda i lg i l i devlet organları tara ­'fı ndan da kendi lerine yetki veril mektedir. Kong re, Sa nat ve Kültür Komi­tesi 'n i ve komite başkan ını seçmektedi r. Bundan sonra da, Ha lk Mecl is i , bu komitenin başkan ın ı Baka nlar Kurulu üyel iğine seçmektedi r. Komite plen umu (genel kurulu), kendi yönünden Yürütme Bürosu'nu seçmekte­d ir. Demek ol uyor ki, bu komite, seçilerek görevlendiri len bir toplumsal ­

'devletsel organdır. Bu h i ç de yaratıcı bir l ik lerin (kültür v e sanat birl ik­lerinin) yeri n i a lmaz. Kültür ve sanat bir l ik leri n in kend ine özgü karakteri hiç bir suretle s ın ı r lanmış o lmaz. Tam tersine, yaratıcı cephenin, kültür ve sanat cephes in in adamları , kültür a lan ı nda izlenecek politika n ın bel i rlen­mesine ve uygu la nmasına daha a ktif olarak katı lma olanağ ı bul urlar.

Sovyet heyetine şu soru soruld u : " Sosyal i st' devlet sistemi ni n komünist topluma dönüşmesi koşul ları gel işmiş sosyal i st top lumda ne dereceye ka­dar olgunlaşıyor? »

Soruyu Y. Krasin şöyle ya nıtladı : Sosya l i st devlet sistemi ve toplumsal

336

Page 56: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

yönetim birbir inin karşısına konula maz. Gelecek komünist toplumun yö­neti m meka n izması , devletin dış ı nda değ i l , her şeyden önce sosya l ist dev­leti n temeli üzerinde biçi mlenip ol uşuyor ve ol uşmaya devam edecektir\ Doğal olarak , bu sü reçte, çeşitli topl umsal örgütler de (devletin a ksine deği l , onunla s ık ı işbirl iğ i ha l inde) kend i lerine düşen rol ü oynıyacak lar­dı r. Bundan ötürü, sosya l i st devletin ölüp gitmesi n in (ki bu, komünist top­l u m yönetimine dönüşmesiyle aynı an lama gelmektedi r) , bu devletin daha i leri doğ ru gel iş ip g üçlenmesine karşı konu lması doğ ru ol maz. Oluşunda bu birleşik (tek) bir süreçtir.

Sosyalist devlet sistemin in komünist toplum yönetimine dönüşmesi, biz­ce, hiç de merkezleşmiş yöneti m in yerin i yersel yönetimin , belediyeler komglomeratı n ı n o lmas ı demek değ i ld i r. Bu her şeyden önce devletin toplumla, halk la karışması, dolayı siyle her düzeyde top lum hayatı temel sorun ları n ı n çözümüne emekçilerin topyekun gönül lü katı l ım ıd ı r.

Bu dönüşme sürecin in ne kadar süreceği konusu nda do şunu bel i rtmek isterim ki, gelişmiş sosyalist toplumun komünist topluma dönüşme yolun­dan tom 'olara k hangi aşamalordon geçeceğ in i k imse söyliyemez.

Toplum hayatın ın en önemli o lan ı olon üretimde sosya l ist demokrasi prensiplerin i a rdıc ı l olarak uyg u lama ve yetk in leşti rmeni n büyük önem ini sözcülerin birçoğ u bel i rttiler. Bu konuda, MSiP M K'ne bağ l ı Toplumsal B i l imler Enstitüsü müdür yard ı mcısı T. Ha/ai şu nları söyled i : Biz, işçilerin işletme ve fabrika yönetimine katı lmaları n ın , onların ya ln ız hakkı değ i l , aynı za manda pratikte h e m dolaysız demokrasi biçim leri (üretimle i l g i l i görüşmeler, sendika toplantı lar ı) , hem de temsil demokrasiyle gerçek­leşen ödevleri o lduğu noktas ından ha reket ediyoruz. Tek tek kurumların önemi ve rol ü her iş letmede aynı çleğ i ld i r, amma as ı l i ş bunları n her bi­r inin üretim hayatı n ın yöneti minde işçi ler in hakları n ı reel olarak gerçek­leştirmesidir.

Yaptığ ım ız i nceleme ve gözlemler, iş letme ve fa brikan ın eylemi nde de­mokratizmi derinleşti rmenin, her şeyden önce parti örg ütlerin in ça l ışma düzeyin in yükselti lmesi n i ve bir yandan do bunları n sendikal organ larlo i l i şki lerin in güçlendiri lmesini g erektirdiğ in i gösteriyor. Ayrıca işletme ida­reci l iğ i de yetkin leşt ir i lmel i , tekbaşlı yönetim prensipi en önemli kara rları kolektifçe görüşerek beli rleme prensi piyle doğru biçimde bağdaştı rı l ­mal ıd ı r.

Şunu do bel i rtel im ki , yürürlü kteki kurumların üretimsel demokrasiye sağ ladık ları zengi n olanakla rdon henüz sözün tom o nlo miyle ya ra rlan ı l ­m ıyor.

PBiP MK şube şefi ya rd ı mcı lar ından H. Kanistki, Polonya 'da işçi de­mokrasisi sistemi nden söz ederek şun la rı an lattı : iş letme ve fabrika larda demokrasi, sosya l i st demokras in in başl ıca biçi mlerinden biri olarak, mem-

337

Page 57: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

leketi m izin çoğu fa brika ve işletmelerinde eylem hal inde olan işçi yöne­tim kom iteleri temeli üzerinde gel işiyor. işçi yönetim kom itesi bi leş imine, PBiP işletme komitesin in , iş letme sendika kurul unun ve işçi konseyi nin bü­tün üyeleri ve aynı zama nda işletmenin gençlik örgütü, ekonomik ve tek­n i k örgütleri temsilci leri g i riyorlar. Komiteler, işletme parti komitesin i n yöneti mi a ltı nda yı lda birkaç toplo ntı yapıyorlar. Bu topla ntı larda, işlet­meci l ik eylem iyle ve aynı zama nda işçi lerin ça l ışma ve yaşa m iyle i lg i l i bütün sorun lar üzerinde fikirler i leri sürülüyor ve görüşül üyor. işçi yönetim kom iteleri, işletme kolektifi karş ısında sorumlu luk taşıyor ve bu kolektife hesap vermekle yükümlü bulunuyorlar. Bu k im itelerin kurul madığ ı iş letme ve fa brika larda, sözkonusu işlevi ü retim toplantı ları yerine getiriyorlar.

Bulgar heyetine soruldu : « Ta rım-sa nayi kompleksierinde, kooperatif­Ierin s ık s ık devlet işletmeleriyle birleştikleri bi l inen bu bir l ik lerde ko­operatif demokrasisi nası l gel iştir i l iyor?»

Soruyu i . Nikolov şöyle yanıtlad ı : Biz bu g ib i kom pleksieri meydana getirirken, kooperatif demokrasis in in bütün temel prensi pleri n i gözetmeye ve daha fazla gel işti rmeye ça l ış ıyoruz. Tarı m-sanayi kom pleksieri (TSK) devletle i l işki bakı mından tam ekonomik bağ ı msızlığa sahiptirler. Bütün tarı m-sanayi kompleksieri n in yönetim organlar ı seçilerek görev a l ı r, ve delegeler toplantıs ına hesa p vermekle yükü mlüdürler. Bunlar her beş işçiye bir delege prensipi üzere seçi l i rler. Delege toplantısı da kendi yü­rütme organlar ın ı seçer ve bunları n ça l ışmasın ı kontrol eder. TSK işçileri toplu msal fonlar ın dağıtım ına, idarenin bütün eylemin in deneti mine ak­t i f o larak kat ı l ı rlar. Bazan tek tek sorunlar ın çözü m ü için işçi temsilci leri topla ntı ları ya pı l ı r.

iki dünya, iki demokrasi

Sosya l ist demokrasin in a nal izi , kaçı n ı lmaz ola ra k ve birçok nedenle, bu demokras in in burjuva demokrasisi karşıtı olarak ele a l ın ıp kıyaslan­mas ın ı gerektiriyor. Sosya l ist demokrasi, insanl ığ ın politik kültürü nün daha önceki u laş ımları içi nde, bu a rada burjuva demokrasisi n in (ta rihsel gelişmede yeni adı m ın burjuva devri mleriyle bağ l ı olduğu dönemde do­ğan) bütün i lerici u laş ımla rı içinde en iyi ne varsa hepsinden yaratımh olarak yararlanıyor. Ozcesi, sO,syal izm, vaktiyle devri mci burjuvazi tara­fından ilôn edilen hürriyetlere, biçi msel deği l , reel bir kara kter kaza n ­dı rıyor. Şu va r k i , ş i m d i i k i demokrasi a rasında birarada va rol ma v e ya­rışma, ik) toplumsal sistem arası ndaki barış içinde yanyana yaşa ma ve ya rı şmanın bir bölümü olarak, hergü nkü politik gerçekl ik hal in i a lm ış bulun uyor.

BKP MK aday üyesi ve MK şube yönetmeni Prof. 5. Mihay/ov şun ları bel i rtti-: Bug ü n emekçi lere burjuva demokrasi a nlayış ın ı ve demokrasiyi

338

Page 58: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

değerlendirmede burjuva k riteryumlar ın ı dayatma denemeleri a nti -sosya­l i st propaganda içinde g itgide daha bel i rl i bir yer a l ıyor. Marksist-Leni ­nistler, bu ça balara üç yönden ka rşı koya bi l i rler : Birincisi , sosya l ist de­mokras in in başa rı la rı na biraz daha çok daya nı la rak, bu demokras in in gel işme eğ i l im leri nin gözönünde tutu l ması yön üdür. Sosya l i st demokrasi, reel bir gerçekl ik olarak, sosya list ü lkelerde yaşam atmosferini büyük öl­çüde bel i rlemektedir . Sosya l i st demokrasi prensiplerini propaganda etme­nin somut gerçekl i k lerden kanıt lar gösterilerek inandı rıcı olma çaba­lariyle organik biçimde bağdaşt ır ı lması özel l i k le öneml id i r. ik incisi , kar­Şıt toplumsal sistemlerdeki demokratizmin değerlend iri l mesi ve kıyaslan­mosı için daha derin lemesine kriteryumlar işlenip saptanması yönüdür. Sosya l i st demokrasi , özel l ik le, emekçilerin çal ışma etk in l ik ve sosyal aktifl iğ in in durmadan yükselti l mesine, kiş i l iğ in heryön lü g el işmesine ola­nak veren tipten pol it ik örgüt ve i l işk i ler olarak da ta n ımlanabi l i r. Oçün­cüsü, burjuva demokrasisi teorilerini açığa vurmakla s ın ı rl ı kal mayıp, bu demokrasin in reel içeriğ in i , emekçi çoğ u n luğ u n çıkarlarına karşı yönelti I ­m i ş olduğunu d a h a geniş ölçüde göstermeye önem verme yönüdür. Bur­juva demokrasisi n in «yüksek nite l ik" in i kanıtla mak üzere burjuva propa­ga ndası n ın i leri sürdüğü savlara karş ın , bu demokrasi, burjuva toplu­munda kişi n in yaba ncı laşması yığ ı nsal süreçleri ni , çoğu kez örgütlü suç işlemelerde, narkomanide, işsiz l ikte, bi l imsel -tekn ik başarı ları insanl ığa ayk ı rı yönde ku l lan mada kendini gösteren bu süreçl�ri d u rdura bi lecek d u rumda değ i ld ir.

« Barış ve Sosyal izm Problemleri " dergis i yazı kuru l u üyelerinden ita lyan Komünist Partisi temsi lcis i M. Rosi, konuşmasında, sosya l ist demokrasi ve burjuva demokrasisi problem leri üzeri nde durdu. Siya h ve beyaz renkler a rası nda bunlar ın bi rçok oylumu, nuans ayrı m la rı da bu lunduğuna işaret eden sözcü, her şeyden önce, bu problem lerin ele a l ı nmasında şematizm­den kaçı n ı lmasın ı i stedi ve şöyle deva m etti : Bugün gel işmiş kapita l ist ü lkel�rde bundan e l l i yıl önceki an la miyle burjuva demokrasisinden söz ed i lemez. Her bel i r l i ü l kede, demokrasin in' gerçekleşmesi n i u lusal ve ul uslara ra sı tari hsel koşu l lar, sosya l -ekonomik ya pı l ış, yığ ın ları n sosyal ve kültürel b i l inç düzeyi, s ın ıf g üçlerin in ora ntıs ı , devri mci parti n in eylemi, örg ütlü ve birleşik işçi hareketi, işçi s ın ı fı n ı n toplumda yönetici güç ola­rak hareket etme yeteneğ i belir lemektedir.

italya 'da örneğ i n, demokratik hü rriyetler el bette büyük burjuvazi ta ra ­fından armağan edi lmedi . Bu hü rriyetler, işçi s ı nıf ı , ha lk yığ ın ları tara­fından nice kurbana malolan çetin bir sava şla elde ed i ld i . Bu savaş emekçi lerin hak ları n ı genişletti ve sermayeci lerin egemen l iğ in i bazı ba­

' k ım la rdan bir yere kada r s ın ı rladı . Emekçiler, çoğunun başında komü-n istlerin ve sol g üçlerin bu lunduğu yersel organlar ın bi leşimi ne, b ir ya n­d a n d a a rtık sadece " propaganda kürsüsü" gözüyle bakmadığımız par­lômentoya katı lab i l iyorla r.

339

Page 59: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

Sermayeci ler işletmelerde art ık istedi kleri g ibi ha reket edemez olmuş­lard ı r. Sendika lar, memleketin ekonomi politikas ın ı n bel ir lenmesi üzeri n­de etki yapabil iyor, hükü metle görüşmelerde yasal bir yanı oluşturacak duruma gelmiş bulu nuyorla r. Yığ ın la rı n sava�ı, burjuva demokrasis in in burjuvazi tarafı ndan hiç bir za man uyg ulanmıyo n prensi plerin gerçekleş­tiri l 'mesine ve g enişleti l mesine doğ ru yönel iyor. Bu yolda, sosya l ist ü l ke­ler in varoluşu ve hayatın bütün a la nları nda elde ettikleri başar ı lar da, u luslara ras ı i l i şk i lerde em peryal izmin ma nevra a lan ın ın dara lması da elveriş l i koşu l lar yaratıyor.

Parti miz, işçi s ı n ıfı ve bütün emekçi leri, sosyal ist, demokratik ve p lüra ­l ist bir top lum için savaşa çağ ı rıyor. Bu hedef, sosya l izmi pekiştirme, de­mokrasiyi büsbütün gerçekleştirme an lamı ndadır. Bu da kendi yönünden laik bir devletin va rl ığ ın ı , kişi özgürlü kleri n in g üven a lt ına a l ı nması n ı , parti p lü ral izmin in , sendikalar ın özerk l iğ in i , d i nsel inan ış serbest l iğ in i , kü ltürel, s ı nıfsal ve bi l i msel eylem serbestl iğ in i gerektiriyor. B i r yandan da ekonomi problemleri n in sosya l istçe çözü lmesi gerekiyor. işte bunun için, bence, bug ü n burjuva demokrasis inden, « parla menta rizm »den söz ederken soyut ve ya l ı nkat konuşmak doğru o lmaz.

Kapita l i st mem leketlerde hala i nsan insanı sömü rüyor. Yen i l ik , bug ü n işçi lerin, kapita l izme üstün gelebi l menin koşu l ları ndan biri o larak, hak­lar ı için, demokratik özgürl ü kler için savaşmaları gerekl iğ in in g itg ide daha çok b i l incine varmaları ndadır. Onü müzde çetin bir savaş vardır. Tekeller, gerici ve faşist komplolar da içinde, her a raca başvurarak tu­tun maya çalışacak lard ı r. Bu nedenle, s ın ı f savaş ı , y ığ ın hareketi, mem­leket ' hayatı n ı n bütün ana problem lerin in görüşül mesine ve çözü müne partimizin katı lması , sosya l izm f ik irlerin in giderek yaygı nlaşması ve etki­sini a rtırması bizi m için olağan üstü büyük bir önem kazanmaktadı r.

G. Şahnazarov şunlar ı söyled i : Ma rksistler,' burj uva demokrasisi n in daha önceki feodal egemenl ik biçimlerine veya faşizm g i bi bir burjuva terörist egemenl ik biçimine kıyasla o lumlu yanlar ın ı ve önemini daima bel i rtmişlerd ir. Ostel ik, sosya l ist demokrasi, V. i . Lenin ' in defa l a rca bel i rt­tiği üzere, halk lar ın hü rriyet uğrunda yüzyı l la r boyunca savaşla yarattık­lar ı en iyi şeyleri (demokratik kurumlar, kuruluş la r, daireler) kal ıtı m ola­ra k benimsemişt i r. ca) Bunlar, burjuvasal olduklar ından ötürü değ i l , bu­danmış o lsa lar dahi biçim bakımından yine de demokratik old ukları nda n ötürü benimsenmektedir. Sonra, siyah i le beyaz a rası nda oylumlar ve nüans ayrı mları olduğu ne kadar doğruysa , beyazı n beyaz, siya h ın siya h olduğu da öylece doğrudur. Ben daha önceki konuşmamda şunu bel i rt­miştim : Burjuva politik sistemi, biçimsel açıdan bi le, azı n l ığ ın, çeşitli zü mrelerin düşü ncelerini hesaba kattığ ı n ı savlayamaz. Ve a paçık orta-

(o) V. i. Lenin, Bütün eserleri, c. 36, s. 1 90.

340

Page 60: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

dadır k i , iktidardaki bUJjuva çoğun luğu , oluşundo, topl umun çoğun lu­ğunun , emekçilerin i rade ve çıkarlar ın ı gözönüne a lmamaktadı r. Ote yan­dan, komünist partisi barışçıl yoldan, parlômentodan yararlanara k i kti­dara gelebi l i rse, el bette ki o da örneğ i n tekel lerin çıka rla rını gözönüne a l mıyacaktır.

Biz burjuva demokrasisi n in faşizme kıyasla i lerici bir içeriği o lduğ u n u görüyoruz, a ma sosyal ist demokras in in burjuva demokrasisi nden k a t kat, sonsuz d iyebi leceğ imiz kadar üstün o lduğunu da a paçık görüyoruz. B u h i ç de kapita l ist ü l kelerdeki i l erici g üçlerin başa r ı lar ın ı hafife a ld ığ ımız an lamına gelmez. iş in özüne ba k ı l ı rsa, bu başa r ı lar, burjuva-demokratik yöntemler sayesi nde değ i l, demokratik kurumlardan yara rlanan emek­çiLerin savaş ımı sayesinde elde edi lebi l iyor. Burjuvazi her yerde, gücünün yetebi ld iğ i her yerde, komünistleri n ve d iğer i lerici g üçlerin i kt idara gel­melerine gönül lü o larak yol vermiyor ve vermiyecektir. Burjuva demokra­sis i , Len in' i n bi rçok defa bel i rttiğ i g ibi , b ir devlet biçi m i olarak za manın ı yaşa mış bu lun uyor ve a rtı k i leri ha reket bu demokrasi sayesinde değ i l , kapita l i st polit ik s istemi n varl ığ ına karşın, s ı n ı f savaşındaki yen i güçler ora n ı sayesinde oluşuyor.

M. Mateyiçek, p lüra l izm teorisi hakkındaki kanıs ın ı beli rterek şunları söyled i : Kapita l izm. koşu l larında p lüra l izm, polit ik güçlerin serbest oyunu, burjuvazi n in kendi s ın ı f d i ktatora sın ı , kendi gerçek m utlakiyetini maske­le me iş levlerinden başka bir şey değ i ld ir. Sosya l izmde, emekçi lerin temel menfaatleri, işçi s ın ı fı n ı n , bu s ın ı f ın partis in in yönetmenl iğ i a lt ında ger­çekleşti r i l iyor. Bu cümleden olarak, Çekoslovakya'da Mi l l i Cephe, işçi s ın ıfı n ın , köyl ü lerin ve emekçi ayd ın lar ın s ı n ıfsal bağ laşması olara k bel i ri ­yor. Bu cepheye komünist partis inden başka parti ler d e g i riyorlar. Her biri n in kend i yönetim organ ları , kendi gazeteleri ve diğer yayınları var­d ı r. Fakat sosya l ist çokparti l i s istemde (pl ü ra l izm), uzlaşmaz zıtl ığa yer yoktur ; .< i kt idar ve muhalefet parti s i » sistemi için, « politik güçlerin ser­best oyu n u » iç in ortam yoktur. M i l l i Cephe'ye g iren bütün part i ler sos­ya l izmden yanadı ria r ; emekçi lerin menfaatleri n i ya nsıt ır ve savu nurl a r ; komünist partisin in yönetmen l i k rolünü ta n ı r lar. Sosyal i st demokrasi ve burjuva ideolog ları n ı n anladığ ı gibice polit ik « plü ra l izm » bağdaşı r şeyler değ i ld ir. Sosya l i st devlet işçi s ın ı fı n ı n ve bütü n emekçilerin iktidar orga­n ıd ı r. Sosyal izm koşu l la rında pol it ik « pl ü ra l izm » istemek, i ktida rı n yayı l­masın ı istemek, gerçekte işçi s ın ıfı egemenli� i n in ortadan kaldır ı lmasın ı istemekle birdir, ve Çekoslova kya'daki 1 968"':'1969 olayları bunun böyle olduğ unu el le tutu l u rcasına bir kez daha göstermiş bu lunmaktad ı r.

Y. Radev, burjuva demokras is in in gel işme eğ i l i mleri n i n tam karşıtı o la­rak sosyal ist cremokras in in gel işme perspektifleri üzerinde durd u ve özetle şunlar ı söyled i : Haklar ın yaln ı z i lôn edi lmesi yetmez ; hakları etk in l ik le gerçekleştirme koşu l lar ın ın geniş leti l mesi (sosya l izmde başarı ldığı gibi) ,

341

Page 61: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

çok daha önem l id i r. Burjuvazi gerçi bazı haklar i lôn etmiştir, ama h iç de­ğ i l se birtek demokratik prensipi sisteml i ve sürekli ola ra k uygulamışmı­d ı r? Burjuvazi, en gel i şk in burjuva demokrasis in i b i le hiyera rş ik örgüt hal i ne geti ren s ı n ıfsal ayrıca l ı kları koru maktad ır.

Sasya l ist demokras in in g elecek gel işmesin in ana doğ rultu lar ı konusuna değ i nen Y. Radev, özel l i k le bunların ik is i üzerinde durdu : idare organ ­ları üzeri nde yığ ın lar ın kontro lünün geniş leti l mesi, h e r gerçek demokras i ­n in en öneml i sorunudur. i ki nci doğ ru ltu, sosyal idarede devletsel o lmı ­ya n biçi m lerin gel işti ri l mesi, idare işlevleri n in yavaş yavaŞ devlet organ­larından toplu msa l orga n lara geçmesin in sağ lanmas ıd ı r. Bu sü reç, gel iş­miş sosya l izm kurucu luğu aşaması n ın özel bir ka rakteristik çizgis id ir.

« Barış ve Sosya l izm Problemleri » derg isi yazı kuru lu üyeleri nden ve ABD Komünist Partisi M K Pol it ik Komitesi üyesi J. Pitman özetle şun­lar ı beli rtti : Ulus lararası gerg in l iğ in aza ltı lmas ı koşu l ları nda Birleşik Amerika'da tekelci sermaye, el i ndeki bütün a raçlarla (ki bu a raçla r aZ da değ i ld i r) , ha lk lar ın kapı ld ığ ı burjuva demokrasis i haya l ler ini besleyip sürdü rmeye ça l ı şıyor. Bu çaba ları n ana metotlar ından b i ri de sosyal ist demokras in in kara lan masıd ı r. Bi rleş ik Amerika halk ı , gece gündüz, ger­çekleşti ri lm iş olan sosya l izm hakkı nda a labi ld iğ ine tah rif ed i lm iş bir en­formasyon sel ine boğ ul uyor, bu demokras in in burjuva demokra sis ine üs­tün lüğünü ispatlp ödevii o luşu çürütülmek isteniyor. Bu koşul la rda, sos­ya l izmin başa rı ları n ın gerçeğe sadakatle halk lara a nlatı lmasın ın, aynı zamanda çok çeşitli ve zeng i n sosyal ist demokrasi deneyi hakkı nda bu konferansta söylenenlerin de duyuru lması n ı n büyük b i r önemi vard ı r.

Sosyalist demokraside yeni olgulartn bilimsel temeli

« Ba rış ve Sosya l izm Problemleri » derg is i başredaktörü, tarih b i l imleri doktoru K. Zarodov, kapa n ış konuşmasında, görüşmeler s ı ra sı nda en çok i lg i uya ndıra n birçok sorun üzeri nde durd u.

Bu nları n bir incis i , demokrasiyi! Ma rksist-lenin istçe anlama, sosya l ist demokratizmin kriteryum ve ölçüleri soru n ud u r. Bunlar en önemli h usus­larda burjuva top lumu biçimsel demokratizmin in yüksek kriteryu mla rına uygun düşmez veya temel l i ayrı l ı rla r. Kapital izmde ve sosya l izmde de­mokratik örg ütün sözgel iş i dümdüz kıyasla nması n ı n ası ls ız olduğu düşün­cesin i kabul etmekten kaçına mayız. Bu ya ln ız biri n in yerine ötekini koy­man ın bel ir l i optik etkis inden ötürü değ i ld i r. Demokrasi s ın ıfsal kavra m­d ı r. ik i karşıt sosyal-ekonomik sistem çerçevesi içinde onun özlüğü başka başkadır. Sosya l ist demokras in in ü stünlüğü, burjuva demokrasisiyle me­kanik olarak. karş ı laştı r ı lmakta, n icel kıyasla mayla, birkaç kalem daha fazla olan aynı h ürriyetierin bi lô nçosuyle ispatlanmaz. Bu bir n itel üsİÜ n-

342

Page 62: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

lük, öncel ik le toplu msol hayatı n en önemli a lan ı o lan üreti msel -ekonomik a landa, insan lar aras ındaki mülk iyet i l işki lerinde gerçek demokrasi pren­siplerin i n enine boyuna yay ı lması üstü nlüğüdür.

Burjuvazi, sağcı reformistler ve revizyonistler, demokras in in özel l ik le sosya l -ekonomik ya n ın ı anmadan geçmeye yada her suretle küçümse­meye ça l ış ı rlar. Orneğ in , Bruno Krayski'nin geçenlerde Münih 'te yayı m­lanan « Demokratik sosya lizmi n görünüşleri . . baş l ı k l ı kitabı nda ve aynı za manda u lus lararası sosya l-demokrasin in diğer birçok kita p ve belge­s inde, kendilerinin komün istlerle olan i lkesel a n laşmazlıkla rı n ı n özü nün ü retim a raçları üzerinde mül kiyet biçimleri soru nundan i leri gelmediğ i savla nıyor. Onlar hattô sosya l ist ü lkelerdeki toplu msal mül kiyete « itiraz etmiyorlar .. , çünkü emekçilerin bu mülkiyetin özel mü lkiyete çevri l mesini istemediklerini ve buna izin vermiyeceklerin i kendi leri de kabul ediyorlar. Onlar ın komünistlerle i l kesel ayrı l ığ ı , kendi deyiml eriyle, komü nistleri n inkôr ettikleri kiş isel demokrasi ve özgürlüğün ta n ı nmasıdır.

Sosya l i st ü lkeler komünistlerine verdikleri dersler a rası nda ne « inciler .. yok ki ! Kôh demokrasin in « polit ik g üçlerin oyu n u .. olduğundan, kôh « is­ted iğ i n şeyle uğraşma serbestl iğ i .. olduğunda n, kôh da «ayrı ka n ı ıarda i nsa nları n yanyana yaşa maları . . demek olduğundan (hattô bu «ayrı ka­n ı larda .. oluşun ardında halkın temel menfaatlerine ve kabul ettiğ i dev­let ka nunlarına aykı rı eyl�mler g izlense bi le) söz ediyorlar. Giderek, de­mokras in in ya l nız Avru pa' halk lar ın ın eski geleneği ve nerdeyse u lusa l çizgis i olduğ unu, Batı 'n ın "demokratik tipten .. pol it ik sistemi , Doğ u'nun « a nti-demokratik .. pol it ik sistemi g ib i kategori lerin varolduğunu savlayan garip görüşler de i leri sü rüyorlar.

Orneğ in , şu Roje Garodi g i bi sosya l ist demokrasi «eleştirmen .. i n in ne i lg inç bir evrim geçirdiğine bakı n : Bi l indiği üzere, sosya l ist demokras in in burjuva demokrasis in i yads ıma ola mıyacağı , a ncak "onun s ın ı rları n ı n ge­nişleti lm işi . . o larak kabul ed i lebi leceğ i g ib i sağcı-revizyonist bir tezle başl ıyan Garodi, burjuva " Le Monde .. gazetesi sütun larından FKP Ola­ğanüstü XXi . Kongresine " hariçten gazel . . öğütler vermeye kalkışarak, "Vur ku rmayl ık lara ! . . gibi hazin bir s logan i ler i süren yarı-deklôse ele­manlar yardı miyle sosya l ist devletin seçi m l i (yasama) orga nları n ın a la­şağ ı edi lmesini gerçek sosya l ist demokrasi örneğ i o larak i lôn edecek ka­dar i leri g itt i .

Ma rksist-Leninistler bütün bunlara köklü bil imsel ve i l kesel bir ya na­şımla karşı koyuyorlar. Şöyle ki , oluşunda, emekçilerin politik hak ve öz­g ürlüklerini i l k defa i lôn eden ve ya ln ız i lôn etmekle de kalm ıyara k, bun­ları topl umsal hayat pratiğ inde pekiştiren, ça l ışma hakkın ı , öğ renim, bi­l imsel ve kültürel eylem özg ü rlüğünü, insan l ığ ın ya ratmiş olduğu mô nevi n imetlerden ya rarlanma özg ü rlüğünü eylemde gara ntileyen sosya l izmin ta kendisidir. i nsanoğ lu n u n serbestçe meslek seçme, bütün eğ i l im ve

343

Page 63: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

kabil iyetleri n i engelsizce geliştirme emelleri a ncak sosya l izmde yavaş ya­vaş gerçekl iğe dönüşmektedir. Tek sözle. biz Ma rksist-Leni n istler. demok­rasiyi, ekonomik, sosya l -polit ik ve ideoloj ik i l i şk i leri kapsaya n bütü nsel bir s istem ola rak kabul ediyoruz. Bu sistemin temel i de, ekonomik de­mokrasidir, ya n i emekçi i nsa n ın her şeyden önce sermayenin ezg isi nden kurtul masıd ır.

Bu gerçeği belirtirken, b i r yandan bizim sı n ıfsal yanaşım tarzıinız da bel i riyor ve biz bunu zaten g izlemiyoruz. Burjuvazi emekçi leri bu gerc;p.k­ten saptırmaya ça l ıştığ ı zaman da, onun burjuva sı nıfsal yanaşı m tarzı kendin i gösteriyor, a m ma (örneği n burjuva demokrasis in in temeli o lara k ekonomik egemenl iğ i n önemini kendi kendine çok i y i a nlasa bi le) b u yanaşımı titizl ik le g izlemek istiyor.

Burjuva demokratizm in in göstermel ik biçimsel kara kteri fon u üzerind�, gerçek halk egemenl iği ola rak sosya l i st demokras in in dolgun içerik l i ka­rakteri ba mbaşka bir açıkl ıkla bel i riyor. Bunu yalnız sosyal i st iktidar or­ga nları n ın, Lenin ' i n dediği g ibi , emekçilerin b i l im üzere ta n ınan menfaat­lerini objektif olarak yansıtmaları olayı ve bunların yalnız emekçi ler iç in değ i l , aynı zamanda emekçi lerin kendinden yönetim organlar ı olma ları göstermekle ka lmıyor. (4) Sosya lizmde komün ist partisi tarafından yöne­tilen vukufl u , yetki l i ve b i l imsel yoldan en yüksek yetkin l iğe u laştı r ı lab i l i r devlet egemenl ik organla riyle, yönetime günden güne daha geniş ölçüde kat ı lan emekçi ta bakaları n ı n yaratı m l ı g i riş imi bir bütünde birleşmektedir.

Sosyal ist ü lkeler komünistleri, burjuva-demokratik devletleri n i n birço­ğ unda, emekçilerin, çetin s ın ı f savaşları sonucunda kendi menfaatleri n i b ir yere kadar savun maya ve devrimci savaşı m ın gel işti ri l mesine yara ­yabilecek özgürlükler de elde ettiklerin i gayet iyi anl ıyorlar. Bunun için , sosya l ist demokras in in burjuva demokrasis in i yadsıma o lduğu söylenir­ken, elbette, emekçi lerin elde ettikleri bu özg ü rlükleri n ortadan ka ld ı r ı l ­ması sözkonusu değ i ld i r. Burada diyalektik yadsıma, s ın ıfsal ya naşı m söz­konusudur. Ve bu ya naşım, 1 ) burjuva demokrasisi çerçevesinde elde edi lecek hiç bir parça buçuk başa r ın ın , toplumda ezi len s ın ı f olara k proleta ryan ı n yerin i , kapital izm ekonomik v e politik s istem inde emekçile­r in d u rumunu temel l i değ işt irebi lecek halde olmadığ ı n ı ; 2) bu başa rı ­lar ın, burjuva d iktatorası biçimlerinden biri olan ve olmakta devam eden burj uva demokrasis in in çerçeves in i - devrim yoluyle k ı ra rak d,!ş ına çıkma­dıkça, sürekli o lamıyacağ ın ı öngörmekted ir.

Ote yanda n, sosyal ist demokras in in , kapita l izme ta ban tabana zıt ola n yeni düzen in iç nitel iğ i nden doğan kanunlar gereğ ince kurulduğu apaçı k ortadad ı r. Bu kanunlar, özl ük ba kımı ndan, a rtık sosya l izm ve ko­münizm yoluna koyulmuş ve aynı za manda halklar ı bu uğurda savaş­makla olan bütün ü lkeler için t.ektir. Bu ka nun la r, besbel l i k i , gerçek de-

(4) V. i. Lenin, Bütün eserleri, c. 38, s. 1 70.

344

Page 64: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

makros in in göstermel ik biçimsel demokrasiden ayı rdedi lmesine olanak veren kriteryum ve s ın ı rlar ı belir lemektedi r .

. K. Zarodov ik inci soruna g eçerek şu nları söyled i : Burada, konferansa

katı lan ve konuşmalarında her biri öncelikle kendi partis in in deneyine dayanan sözcülerin ortak çabala riyle, sosya l ist demokras in in çeşitli sos­yal ist ü l kelerdeki en iyi başarı lar ı temeli üzerinde genellenmiş bir tablo­sunu, bir b i l imsel modeli n i çizmeye muvaffak olmuş bulunuyoruz. V. i . le­n in, belir l i ü l kelerde her ayrı deneyimin, şu veya bu tekya n l ı l ı k çızg is in ­den , şu veya bu eksikl ikten ötürü sağl ı ksız olabi leceğ in i gözönü nde bu­lundura rak, yetkin sosya l izmin a ncak " bütün ü lkeler proleterleri n in dev­rimci işbirl iğ i sayesinde yaratı labi leceğ i n i bel i rtiyordu. (5) Şu do var k i , Marksizm-leninizmi k ı lavuz edinen her ülke, sosya l izm kurucu luğuna şu veya bu açıdan, değerl i , özg ü n bir katkıda bulunabi l i r ve bulunmaktad ı r.

Bununla i lg i l i ola rak, bug ü n hala, sosya l ist demokrasiyi tekdüzen bir tablo ola rak, bütün parametreleriyle kesenkes çizi len ve aynı za manda her ü lkeye zorla dayatı lan bir devlet biçimi olara k göstermeye kalkışan kimselerin bulunabi lmesi karş ıs ında şaşmamak elden gelmiyor.

Bu dediğimiz, el bette ki, demokratik idare sistemi nin, bel ir l i bi r sosya­list ü l kede, keyfi olarak kôh şu, kah bu ayrıntısı seçilerek ya ln ız ak ı ı yor­domiyle çizilen her hangi bir soyut şemaya göre kurula bileceği an lamına gel mez. Demek istediğ imiz başkad ı r. Marksizm-leni nizm temeli üzerinde genel leşti r i len sosya l ist demokrasi portresi, 1) sosya l ist düzen tarafı ndan bu alanda a rt ık reel olara k u laş ı lmış ola n ın tah l i l edi l ip değerlendiri l ­mesine ; 2) çeşitli sosyal ist ü l kelerin en i y i başa rı ları gösterilerek, kardeş parti lerin karşı laştı kla rı problemlerin ve güçlükleri n pratik deneyi temeli üzeri nde çözül mesine, gel işme perspektiflerinin, sosya l ist demokras in in gelecekte kazanacağı çizg i lerin daha isabetli o larak öngörül mesine yar­d ı m etmektedi r. Ensonu, bu sosya l ist demokrasi portresi , dü nya sosyal i st sisteminde gelişmekte ve gelecekte ekonomik alandan başka toplu msal hayatın diğer a la nlarını da yavaş yavaş kapsayacağı şüphesiz olon enteg­rasyon sü reçleriyle i lg i l i ola rak da gözönünde bulunduru lmal ıd ı r. Her parti, yeni toplumun kuruculuğu genel yasa l l ı klar ın ı kı lavuz edinerek ve kendi ü lkesinin somut koşu l larından ha reket ederek, d iğer ü l kelerin de­neyinde değerl i olon her şeyi özenle seçmekte ve kendi eylemi nde bun­lardan yorat ıml ı biçimde yarar lanmaktadı r .

Konfera nsa katı lan lar, üçüncü soru n olarak, sosya l ist demokrasin in ge­l işmesinde yeni problemler, yeni o lgu lar üzerinde etrafl ıca durdular . K. Zarodov, bunlar a ras ında öncel ik le u lus lara rası politika i le sosya l ist demokras in in reel etki leşme ve eylembirl iğ inden doğ a n teorik ve pratik­politik sorun lara işa ret ederek şöyle devam etti : Orneği n şöyle bir sorun

(.ı) V. i . lenin, Bütün eserleri, c . 36, s . 306.

345

Page 65: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

ortaya çıktı : Ulus lara rası gergin l iğ in azaltı l masiyle oluşan dönüm; sos­ya l i st demokrasi meka nizmas ın ın gelişme ve işlemesi üzerinde ne g ibi bir etki yapmakta dır? Bir ya ndan, şüphe yok ki, gerg in l iğ in aza lması koşu l ­larında sosyal ist demokras in in gel işmesi iç in (bu gel işmenin başl ıca et­men leri öncel ik le iç i l i şki lerde g iz l i olsa bi le) geniş bir çevren açı l ıyor. Ote yandan, burjuvazi n in , devletler a rası nda barış içinde yanyana yaşa­mayı kabul etmekle beraber, bunu kendi maksatları ç ıkar ına kul lanmak istediğ in i de gözönünde tutmak gerekiyor. O ha lde, enformasyonun ge­nişlemesin in de, yumuşama koşu l ları nda kapita l ist ve sosya l ist ü lkeler halk la rı a ras ındaki temaslar ın da, sosya l i st demokrasiyi bütün üstün lük­leriyle propaganda iş ine g iderek daha büyük ölçüde yardı mcı olabi l mesi için, düşmanları mız ın bu temaslardan sosya l ist demokrasiyi sarsmak mak­sadiyle ka nal olarak ya ra rla nma la rı önlemek için ne yapı l ması gerekiyor? işte çözü lmesi zoru n lu olan önemli polit ik ve teorik problem budur.

Bi l indiği üzere, sosya l i st demokrasi prensipleri ya ln ız iç topl umsal i l iş ­k i lerde deği l , sosya l ist ü l keler a ras ındaki i l işki lerde de başariyle iş l iyor ve gel işiyor. Ekonomik Ya rd ımlaşma Konseyi çerçevesinde bu bakı mdan olağa nüstü zeng in bir deney birikimi vard ı r. Fakat ulus lara rası sosyal i st entegrasyonu gel iştirme ve derin leştirme işi birçok problem ortaya çıkarı­yor. Orneğ in, EYK'nde uygu lanan prensip, yani en önemli sorunlar ın çö­zümü nde oybir l iği prensipi, g ü ncel sorun ları n operatif o larak çözü münü, üye ü l kelerin ü stlendi kleri ödevleri yerine getirmelerinde sorumlu luk duy­gusunun art ırı lmasın ı gerektiren orta k ü retimsel eylemi gel iştirme norm­la riyle nasıl bağdaştırı lacaktır?

Sosya l i st demokrasin in gel işti r i lmesine i l işk in başka problemler de var­d ı r. Şu veya bu sosya l ist ü l kenin kendi içinde çözüme kavuşturulsa bile, çağdaş aşamada bütün sosya l ist topl u luk devletlerine özgü olan bu prob­lemler a rasında, her şeyden önce, işçi s ın ıfın ın partisi ve gel işmiş sosya­l izmi kurma ve yetkin leştirme koşu l ları nda demokrasin in işlemesi bakı­m ından bu partinin çözümleyici ro lü soru nu önde gel iyor. Bu rol , partin in ya ln ızca sosya l ist top lumun politik örg ütünde yer a lmasından, yönetici s ın ıfı n politik öncüsü durumundan iba ret deği ld i r. Marksist-Leninist parti, işçi sı n ıfı n ı n ve bütün emekçilerin en önde yürüyen ve en bi l i nçli bölümü olarak, eylemiyle, iç hayatiyle sosya l ist demokratizm örnekleri ortaya ko­yar. Ve bu an lamda da, parti, topluma, gelecek sosya l ist demokras in in bir bütün olarak i l k örneğ ini verir.

Konferansa katı lan lar, sosya l izm ve komü nizm kuruculuğ unun çağdaş yen i aşamasından doğ a n diğer birçok g üncel soru nlara de değ i ndi ler. Orneğin , bi l i msel-teknik devri min doğ u rduğu eğ i l im, yani üretimi daha fazla yoğ un laştı rma ve yönetim i merkezleştirme eğ i l imi , sosya l izme özgü olan demokratizmi derin leştirme ça basiyle nası l bağdaştırı lacaktır? Bu sorun, doğ rudan doğruya, bi l i msel-teknik devrimi sosya l ist sistemin üstü n -

346

Page 66: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

l ükleriyle bi rleştirme konusundo SBKP XXiV. Kongresi tarafından bel i r­lenen ödevden i leri gel iyor. Bir de, gel işmiş sosyal izm aşaması nda alt­yapı i le politik üstyapı a ras ında etkileşme ve eylembir l iğ i g ibi , parti ve devlet hayatı na i l i şk in Len inci prensipleri demokras in in gelişmesi ve ya­sal l ığ ın güçlenmesi koşu lu ola rak gözetme ve uyg u lama gerek l iğ i g ibi daha genel bir sorun ortaya çık ıyor.

Bir ya ndan da, uyumlu biçimde bağdaştı r ı lması gereken bazı diyalek­tik süreçler sözkonusudur. Bunları şöyle sıral ıyabi l i ri z : Devlet orga nları n ı n g üçlenmesi v e yönetirnde topl umsal temel i n h e r yönden gel işmesi ; çoku­luslu devletler çerçevesinde u lus ları n g iderek tekvücut bi r topl u luk mey­dana getirmeleri, u l usal bi l inç ve kültürün yü kselmesi ; idare metotları n ın yetkin leşmesi ve ekonomik yönetim metotları n ı n gel işmesi ; mô nevi teşvik etmenlerin in ya nıs ı ra maddi teşvik etmenlerinden de yararla n ı lması ; so­ru mlu luk duygusu ve dis ipl i n in , yığ ı n lar ın yaratıcı gir işim in in etraflı o la­ra k gel işmesi vb . . . .

Bu sorunlar ın ve benzerleri n in başa riyle çözümü, a ncak Ma rksizm­Len in izm klôsi kleri n in temel teorik yönergelerine dayan ı la rak, aynı za ­manda yığ ın ların deneyiyle yoklamadan geçm iş olan çok zeng i n pratik eylemi i nceleme ve genellerne temeli üzerinde sağ lanabi l i r . Bu yönerge­ler, bu deney ve pratik eylem, dü nya sosya lizm in in, bütün işçi ve komü­nist ha reketi n i n paha biçi lmez ed in i midi r. Biz bunlara dayanabi l i r ve bunlarla hakl ı ola rak kıvanç duyabil i riz.

347

Page 67: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

Bunalım ve harp: Problemin çağda, içeriği

Burj uva dünyas ın ın egemen ideolojisi y ı l lard ı r ka pita l izmin a rtık buna­l ı msız g el işmenin a na htarın ı bu lduğ u hayaliyle avunuyordu. Oysa bu uzun yı l lar boyunca ü reti mde d üşüş de vardı, isti hda m düzeyinde alça l ıp yüksel meler de vardı, mal ve para paza rlarında bir hayli ciddi sarsı ntı lar da görülüyordu. Bütün bunları burjuva pol itik ekonomisi sadece g eçerli konjonktü rün önemsiz aksakl ık la rı sayıyor, kapita l izmin genel ekonomik istikrarsızl ığ ın ın bel i rtisi olarak kabule birtü rlü ya naşmıyordu. Bug ü n art ık yakın geçmişe kadarki safdil i yimserliğe hemen hemen yer kalmadığı görül üyor. Tekellerin « büyük bası n »ı bi le, her şeye gerçek adın ı koyma k zorunda kal ıyor. Bu bas ın a rt ık ekonomide olağan bir değ işken l ik ve ak­sakl ıktan söz edip iş i kapatmıyor. ister istemez, bunca yıldır çözülm üş sayı lan, g ündeme a l ınmak istenmiyen ana problemi, yani kapita l izm eko­nomik s istemin in derin ve çokya n l ı bunal ımı problemi n i ele al ıyor, i ncel i ­yor, eleştiriyor.

Birleşik Amerika'da işsizlerin sayısı ha rpten önceki bunal ım dönemi dü­zeyine yaklaştığ ından sonra, a rt ık bel i rl i bir endişeyle « büyük durg u nluk » dönemin in tekra rlanması olas ı l ığ ı ndan söz edil meye başlandı . lJretim i n bundan sonra da h ızla düşeceğ i ne, yığ ın la lokavtlara g id i leceğ ine v e zin­cir leme if lôslar olacağına dair ta hmi nler azdeğ i ld i r. Ne ki , ş imdik i eko­nomik buna l ım ın o labi leceğ i ölçülerle i lg i l i hesa pların ve ta hmin lerin ya nıs ı ra, bir de bundan çok daha ölü mcül o lan şu soru i leri sürü lüyor : Acaba ekonomideki böylesine ciddi bozuk luk aynı za manda u l us lara rası bir politik ve askersel felôket gizlemekte değ i l midir? Fra nsa'da çıkan « Le Monde d i plomatique» ayl ık derg isinde şunları okuyoruz : « Bugün, Rayh' ın tesli m oluşundan otuz y ı l sonra , belki de, ya ln ızca önde gelen devletlerin ekonomis inde deği l , aynı zamanda u l uslara rası barış ın yapısında da i l k gedikler açı l m ışt ı r. » (I)

Bu çok kara msar bir va rsayı mdır. Ama ne olursa olsun, d ikkate a lmaz­i ık edemeyiz.

Bir kere tari hsel deneyi bir ya na itemeyiz. Bir inci Dü nya Savaşı, 19 13 y ı l ında başlıyan v e hemen hemen bütün gel işmiş kapita l ist ü l keleri sar­mış olan ü retim fazlası çevri msel buna l ım koşu l la rı içinde patlak verd i . 1 929-1933 y ı l ları dönemin in görül medik derecede ağır ve bunun a rd ın­dan 1 937-1938 y ı l larında ka pita l izmin ekonomis inde görülen yeni durgun­luk I kinci Dünya Savaş ı 'n ın başlangıc ı oldu.

Bunal ım i le savaş a rası nda şü phesiz belir l i bir i l işk i va rdı r. Marksist-

( I) « Le Monde d iplomatique», Novembre 1 974, p. 1 1 .

348

Page 68: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

Leni nist politik ekonomi, halk ekonom isini askersel raylaro bindirmenin, s i lôhlanma yarışiyle ve devletin askersel siparişleriyle konjonktür enjeksi­yonları yapma nın, emperya l izmin iç nitel iğine tomomiyle uygun bir metot, ekonomik etkenl iğ i koruma metodu olduğunu inandırıc ı biçimde ispatl ı ­yor. Toplu msal yeniden ü retimde yeni b i r çevrime geçi lebi lmesi için, ka­pital izmin temel sermayeyi yenilemesi gerekl idir. Harp da, o zamana kadarki ekonomi yapı l ış ın ı kaçını lmazl ıkla (tamamen yıkmasa bile) yıkıma uğratan harp da böyle b i r yeni leme biçimi olabi l i r. Ve netekim, dü nya kapita l izmi 1 930 y ı l ları buna l ım ından çık ış çaresini ha rpte bulmuştur,

Bugünkü olaylara bir göz atacak olursak, şimdi de ekonomideki son buna l ı m durumlar ın ın artışiyle birl ikte, burjuva devletlerin in iç hayatında gerici eğ i l im lerin g üçlend iğini ve emperyal izmin u luslara rası politikas ın ın en tehlikeli çizg i lerin in bel i rg in leştiğini görmezlikten gelemeyiz.

Orneğ in, ABD em perya l ist çevreleri, açıktan açığa, bütün kapital ist ü l ­kelerin tam egemen önderi o lma rol lerini ca nlandıra bi l mek iç in ş imdiki ekonomik kaos durumundan yararlan maya ça l ışıyorlar. Vaşington'un dek­larasyonlarında bu savları desteklemek üzere dünyanın şimdiki durumu i le 1 945-1949 yı l ları dönemindeki u lus lararası durum arasında paralell er çiziliyor. Herkes bil iyor ve an ımsıyor ki, tam do o yı l larda ABD'nin hege­monyacı emelleri « soğ uk harp»in başlangıcı oldu, s i lôhlanma yarış ın ın a l ıp yürümesine yol açı ld ı , bölgesel harplerde yüzbinlerce i nsan k ı r ı l ıp g itti ve bütün bir kuşak gergin l ik ve korku havası içinde yaşamaya hü­kü mlendi.

Gerici l ik dünyada gergin l iğ in azaltı l ması sürecin i d urdurmak için büyük çabalar hareıyor. Barış içinde yanyana yaşama fikr inin düşma nları, 1972'­de i mza lanan Sovyet-Amerikan ticaret anlaşması n ın bozul ması işini ken­di leri örg ütledi ler ve bunu bayağı başarı sayd ı lar. Bunlar, bundan sonra do böyle hareket etme niyetlerini, yani Sovyetler Birl iğ i ve d iğer sosyalist ü lkelerle i l işkilerde Batı devletlerin in eski « kuvvet pozisyonu» politikasına dönmelerini istediklerini g izlemiyorlar.

Ta nı nmış Amerikan gözlemcilerinden A. Zewis' in, ABD'nin «Viyetnam sindromu .. nun (ufunet bir ikimi) tepmesinden söz etmesi d ünya kam uo­yu nda hakl ı b ir endişe uyand ı rmış bulu nuyor. (2) Pentagon, kendi yöne­ticis inin ağzından Birleşik Amerika'n ın Viyetnam'daki müdahalesinin ye­nilenebileceğ in i açıkl ıyor. Basın, Çin-Hindinde şimdiki durumla i lg i l i Va­şi ngton'un resmi görüş ve değerlemelerin in, 1 960' lar ın başı ndaki Ameri­kan saldırı hazır l ığı s ı rasında söylenenleri şaşırtacak kadar andı rd ığ ın ı belirtiyor. Baz ı yorumcu lor, bunu, çü rüyen Soygon rej imin i destekleme yo­lunda sadece bir politik gösteri ve ona yeni s i lôh yard ı mın ı hakl ı göstere­cek psikoloj ik bir destek olara k kabul etmeye yatkın görünüyorlar. Diğer

(2) « International Herald Tribune», January 1 7, 1 975.

349

Page 69: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

bazı ları da, Viyetnam'da yakın geçmişteki duruma dönüş olas ı l ığ ı tel m ih­lerin i n, ABD'n in iç ine düştüğ ü ekonomik feıaketlerden Amerikan halk ın ın d i kkat in i saptı rmak için en etk in araç olarak ku l lan ı ld ığ ı kanıs ı ndadırlar. Bu yorumların hangisi doğru olursa olsun, emperyalizmin ÇinoHindi do­layında askersel-pol it ik bir aktifl iğe geçmesi apaçık ateşle oynamad ı r ve ya ln ız Gü ney- Doğ u Asya için değ i l , bütün dünya için tehl ikel id i r.

Tekellerin kazanç h ı rsı ve kapita l izmin ekonomik i l letleri nden ötürü her­türlü sorumlu luğu omuzlarından atma çabaları , gerek burjuva toplumun­da sosyal geri l im in g iderek a rtması n ın , gerekse u l uslara ras ı i stikrarı sar­san dış politika adımlar ın ın temel neden in i o luşturuyor. B u açıdan bakı­l ı nca, tekellerin emekçilerin haklarına karşı yeni hücumu ve emperyalist­lerin petrol üreten Ya k ın-Doğ u devletlerine yönelttikleri tehditler bu tür olaylardan sayı labi l i r.

Son za manlarda hemen hemen bütün en gel işmiş kapita l ist ü lkelerde, a l ıp yürüyen enfıasyonun başl ıca soru munu proleta ryaya yüklemek ve onun ekonomik hakları uğru ndaki mücadeles in i enflasyonun temel nede­ni olarak göstermek a maciyle geniş bir kampa nya açı ldı ve gel iştiri id i . Vaşington mi lyarderler in in d i l iyle konuşan « The Economist» derg isi (Lon­dra), hemen hemen her sayısı nda, bugün i ng i ltere için b i ricik kurtuluş çares in in « hadd in i bi lmez sendika la r»ı dizgin lemek ve b i r devlet müda­ha lesiyle işç i ücretlerin i dondurmak olduğ u n u savlayıp duruyor. (3) Tekelci sermaye, herha lde, burjuvazinin yüzyı l lanmış emel in i , yani iş ücreti ölçü­sünü ka nunla sı n ı rlama emel in i gerçekleştirme ola nağın ı ekonomik güç­lük ve bozukluklar ın yığ ı l masında görüyor.

Bunun gibi , buna l ım ın dış sorumlusu olara k da petrol ü reten ü lkeler gösteriliyor. Artık birbuçuk y ı l var ki, burjuva propagandası habire şo­venci bir h i steri körükl üyor, kapita l izmin bugünkü ekonomik feıaketlerin in başl ıca nedenin in Ya k ın-Doğ u ü lkelerin in petrol politikası o lduğu savıyla yaygara kopa rıp duruyor. Böylece yoğ u nlaştı r ı lan Araplara karşı bir psi­koz aylardan beri dünya n ı n politik havası n ı zehirledi ve bazı ABD devlet yetk i l i leri Yak ın-Doğ u'nun petrol ü reten ü lkelerine karşı askersel güç ku l ­Ianmasına da haz ı r oldukların ı söyliyecek kadar i leri g idebildi ler. Bu teh­dit, Vaşi ngton'un bunu i leri sürme gerekçe ve koşul ları ne ol ursa olsun, u lus lara rası g üvenl iğ in yazg ıs ı bakımından ciddi bir endişenin nedeni ol maya devam ediyor.

Kısacası, genel olarak söylemek gerekirse, kapital izmin ş imdiki buna­I ım ın ın doğ u rduğu durum, geric i l iğ i dürtükleyip ca n landırmış, dü nyayı yeniden « soğuk harp » koşul larına döndü rmek üzere onu yeni denemelere yöneltmiş, emekçi yığı n larına karşı, emperya l ist boyunduruğ undan kurtu l ­muş halkları n egemenl ik haklar ına karşı saldırı n ın şiddetlendir i lmesine yol açmış bu lunuyor.

(3) Bak : «The Economist », December 28, 1 974, p. 56.

350

Page 70: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

Bu durum karşıs ı nda, ne tarih, ne teori, ne de dünya n ı n bugünkü somut durum ve koşu l lar ı , kapita l izmin ekonomik sarsı ntı ları i le em perya l i st sal ­d ı rı v e harp a rası nda kes in b i r sebep v e sonuç bağ ı ntıs ı bu lunduğunu düşünme hakkı verebilir. Toplumsal olgular genel o lara k ve hele bunların bağı ntı ve etk i leşme mekanizmi çok karmaşıktı r. Bun lar, kapita l ist eko­nomin in her derin bu'nal ım ın ı n kaçın ı lmazl ık la ha rbe yol açacağı görüşü gibi tek taraflı bir yarg ıya o lanak vermez.

Bu g ibi yargı lar ın a paçık ya n l ı ş l ığ ın ı en az iki şey ortaya koyuyo r : B i ­r incis i , harp doğrudan doğruya ekonomiden doğmaz. Klôsik ta'n ım lamaya göre, harp, politika n ın başka araçla rla deva mıd ı r. i ki ncisi , eğer ekonom ik bunal ımlar g enel l ik le kapita l izmin iç özel l iğ i ise, bun ları n her biri n in tarihsel olara k kendine özgü çizg i leri vard ı r. işte bundan ötürü, ş imdik i kapita l ist bunal ı mın düyna n ın yazgısı bakı mından olası sonuçlar ın ı değer­lendir irken, dü nya gel işmesinde bugünkü aşamanın özel l ikleri n i tama­miyle gözönüne a l mamız gerekmektedir.

Bunlar a ras ında, şüphesiz ki, ü retim durgun luğu ile önlenmesi a lanak· sız enflôsyonun birleşmesi en önde gel iyor. Ekonomik gel i şme tempola­rında kesin düşüşün aynı za manda dü nya kapita l izmin in döviz-finans i / iş­k i leri, enerji ve yiyecek mal la rı ü reti mi a lan ları nda ya rattığ ı ya p ın ın çö­küşü koşu l ları nda görül mesi olayı n ı n da geçmişte benzeri yoktur. Bunda n ötürü, ABD'n in burjuva polit ik ekonomisi büyük otorite/erinden P. Sa mu­e/son, « Bence de g üçlük/er va r önümüzde, ama bun lar 1 930-1933 y ı l la ­rındaki güçlüklerden ayrı mi ı o/aca k •• demekte el bette hak l ıd ı r. (") Ne var ki . burjuva i ktisatçı lar ı , ş imdik i buna l ı m ı n özel l iğ in i sadece s ı rf iş letmeci l ik i l işk i ler in in özel l iğ in i o luşturan yönde görüyorla r. Oysa, ekonomik meka­n izm sı n ı rla rı n ın dış ındak i etkenler in de çok büyük önemi vardır.

Uzerinde durduğumuz bu sorun açıs ı ndan, kapita l i st ekonomin in ş im­diki buna l ım ı n ın, dünya n ı n henüz eş in i görmediği u lus lararası ve u lusal koşul la r içinde gelişmekte olduğ unu bel i rtmek de gayet öneml idir.

Bu koşul lar, her şeyden önce, devletler-arası i l işki leri ka psayan dü nya ölçüsü ndeki sistemdeki değ iş ik l ik lerdi r ; top lu msal düzenleri ayrı ü l kelerin barış içinde ya nyana yaşa maları normla r ın ın da bu i l işk i ler sistem ine ka­t ı l masıd ı r. Gerg i n l iğ in azaltı l mas ın ı sadece bazı etk i l i devletler arasında u laş ı lan politik an laşmalar ın rastgele bir toplamından ibaret saymak ya n ­l ı ş o /ur. Gerçekte, gerg in l iğ in aza lmas ın ın sağ l a m bir maddi içeriğ i var­d ı r ; bu fera hlama dü nya g üçleri a ra sı nda şimd iye kadar görülmedik yeni bir dengeye daya nıyor; bu fera hlama aynı za manda sosyal izmin dü nya durumu üzeri ndeki etkis in in a rt ış ından ayrı düşünü lemez. 1 930 y ı l la rında Sovyetler Birl iği ha rbi önleme mücadelesinde yaln ızdı . Bugü nse, u l us lara ­ra sı g üvenl ik , sosyal ist toplu luğun muazza m savu nucu-ekonomik pota n-

(4) « N ewsweek», October 26, 1 974.

351

Page 71: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

siyel ine dayan ıyor. işte g unumuzun ağ ı r ba san gerçekl iğ i budur ve ege­men emperyaıist çevreler politik kara rlarında bunu dikkate a l mazl ık ede­mezler. Ağ ı r basan bu gerçekl ik , ekonomik bunal ı mdan harp yoluyle Çı­k ı ş a rama denemelerin i adamakıl l ı güçleştiriyor ve yerinde mıh l ıyor.

Şimdiki kapita l ist bunal ı m ı n ı n olası sonuçları n ı ta h l i l ederken za manı ­mız ın unutulmaması gereken bir başka özel l iğ i de, burjuva topl umunun kendi içinde s ın ı fsal ve siyasa l g üçlerin oran ı nda g izlen iyor. 1 930 yı l ları buna l ım ın ı n harbe yol açabilmek için önce H itler' i iktida ra getirmesi ge­rekti. Ve bugün de sağcı g üçlerin gemi azıya a lmala rı teh l i kesi as la ha­fife a l ı na maz. Fakat şimdi kapita l i st ü lkelerde işçi s ınıfı ve demokratik güçler ortak cephesi aş ı rı g erici l iğ in yolunu kesebilecek bir durumdad ı r. Proletaryan ı n s ın ıf bi l inci , ha lk y ığ ın la rı n ı n politik deneyi ve sol g üçlerin örgütlü lüğü , a rtı k tekel lerin çıkarları n ı savunma adına demokratik rej imi boğ ma denemeleri karşıs ında g üçlü b i r d i reniş oluşturacak kadar a rtmış ve gelişmiş bu lunuyor.

Kom ün ist ve işçi partileri şunu önemle bel i rtiyorla r : Emekçilerin, bütün demokratik g üçlerin a nti-monopol ist mücadelede s ımsık ı birleşmeleri, sağ tehl ikeyi önlemenin , sosyal ve politik i lerleme için yen i olanaklar sağla­manın emin yol udur.

Genel l ik le ü retimde aza lman ın eşl i k ettiğ i işsizl i k a rtı ş ından. sermaye­nin hiç ol mazsa g rev ha reketin in aza lması gibi bir politik çı karı va rdı r. Ne var k i , ş imdik i buna l ı m süreci içinde yığ ın la işten çıkarmalar g rev ha reketi n in etkenl iği n i körletebi lm iş deği ld i r. Tersine. daha i l k buna l ım y ı l ında. grevler sayı ve süre toplamı bakımından ha rpten sonraki dönem için rekor deni lebi lecek bir düzeye çıkmıştı r. Bu da. ekonomik g üçlüklerin artması koşu l ları nda emekçi lerin sı nıfsa l -pol it ik pasifl iğine g üvenerek. te­kellerin öyle istedik leri gibi at oynata mıyacakları demektir.

Bugün emperya l izm bunal ı mdon çıkabi lmek için vaktiyle sömürgelerden sağl ıyobi ld iğ i kaynaklara da sahip değ i ldir. Genç bağı msız devletler ege­menl ik hakların ı başariyle savunuyorlar. Gelişme hal indeki ü l kelerin u lus­lara rası durumu. emperya l izmin, kapital ist ekonomiyi kıvra ndı ra n buna­l ı mı azgel işmiş memleketler hesa bına yum uşatma denemelerin i son uçsuz bırakabilecek kadar güçlenmiştir.

Ma rksist-Lenin ist teori, dü nyada yeni güçler dengesinden hareket ede­rek. yeni bir d ünya harbi n in hiç de yazgı sal bir kaçın ı lmazl ık olmadığı sonucuna varıyor. Bu yarg ı , devrimci. a nti-emperya l ist savaşta komünist­lerin i l kesel stratej i k k ı lavuzla rı nda n biri ol uyor. Bu yarg ı n ı n, sağ lam te­meli ve doğ ru luğu. za manın yoklamasından geçmiş, son onyı l ları n pratik deneyiyle, topl u msal düzenleri ayrı ü lkeleri n barış içinde yanyana yaşa­maları normları n ı n u lus lara ras ı hayatta yerleşmesin i sağ lama başa rı­lariyle de onaylanmış bu lunuyor.

352

Page 72: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

Bu oloğanüstü önemli ya rg ı , em perya l i st geric i l iğ in buna l ı m durumun­dan kendi ç ıkar ına yarar lanarak u luslararası a landa yeni zor luk lar yarat­maya ça l ıştığ ı günü müzde yapıtaşı yeri n i tU,ta n an lamın ı koru maktad ı r. Evet, emperyal ist gerici l iğ in bu zorluk lar yaratma ça ba ları barış için teh­l i kel i so�uçlar verebi l i r. Fa kat bütün sorun, bu zorl uk lar ın kaçın ı lmaz o lup o lmadığ ında, g ideri l ip g ideri lemiyeceğ i nde topla nıyor. Bug ün , k imi leri i ktidarda o lmak üzere, öyleleri vard ı r ki, ya l ı nkat-şematik düşü ndüklerin­den mi , yoksa kendi politik hesapların ı gözettik lerinden mi ned i r, za ma­nı mızın çel işki leri « ergeç bir dü nya harbine yol açacaktır, ve halk lar buna hazır o lma l ıdı r» diyebi l mektedi rler. Ma rksist-Lenin istler bu görüşü kes in ­l ik le s i lk ip atıyorlar. Fra nsız komünistleri n in gazetesi bu konuda hakl ı o la­ra k şun ları yazıyo r : « Bu form ü l , a ncak harp kaçı n ı lmaz bir şey olarak kabu l ed i l i rse, gerçekl i k duyg usu uya ndırabi l i r. Fakat bu ya n l ı ş ve teh­l i ke l id i r, çünkü barış için sava şan kamuoyu nu gevşetip dağıtma a racın­dan bGlşka bir şey değ i ld i r. » C'l

Bu g ibi yazg ıcı görüş sahi pleri n i n ya ratmak isted ik leri ruh ha l ine ka p ı l ­mak , barış içinde yanya na yaşama politikası n ın en azd ı düşmanla rı n ın çaldık/arı havaya göre oynamak demek o/ur. Z i ra bütün dikkafa" « soğuk harp» yandaşlar ı , son çözümde, sosya l ist ü lkelerle i l işk i lerde «katd ı k» istekleri n in esa s dayanağı o larak, u lu s lararası fera hla mayı gel iştirmeye yönel i k bütün ça ba ları n «faydasızl ığ ı " tera nesine kuvvet vermektedi rler.

Burj uva propagandası ş imdik i bunal ımı dü nya ça pında bir bunal ım olarak göstermeye ça l ış ıyor. Gerçekte bunal ımın s ın ı rl a rı o kadar geniş değ i ld ir . Bir kere, sermaye dünya sındaki ekonom i k kaosa ka rşı l ık , sosya­l izmde sürek l i bir iktisadi yüksel me görül mekted i r. 1 930 y ı l la rında da durum böyleydi. Fakat o yı l la r sosya l i st ekonomin in bir tek dev/et çerçe­vesinde ol uşma dönemiydi . Bug ünün gerçekl iği ise, o lgun bir ekonomin in sosya l ist ü l keler topl u luğu boyutları içinde durmadan yüksel iş idir. Aynı gerçekl iğ in öbür yanı da, kapita l izmin i ktisadi s itemindeki buna l ım duru­munun u luslara rası ekonomik ve pol i t ik i l işki lerin yapısı nda a rt ık " bel i r l i değ iş ik l ik lere yol açmada n geçem iyecek kadar keskin leşmiş olmasıdır. Soru n, olg unlaşmakta olan değ işi mlerin ne suretle gerçekleşti r i leceğ idir. Besbel l i k i , u luslara rası i l i şki lerde ciddi bir değ işme sayı lan gerg in l iğ in aza lt ı lması bu problemi n barışçd çözü mü iç in reel o lanaklar içermektedi r.

Sovyetler Biç l iği ve öteki sosya l i st ü l keler, u l us lara rası gerg in l iğ i azalt­manın dönüşsüz bir süreç ha l ine geti r i lmesinde ı sra rl ı ad ımlar atıyorlar. Kapita l ist ü lkeler komün ist ve işçi parti leri , dü nyada sürek l i b ir barış uğ­runda mücadeleyi daha da gel iştirmek üzere ha lk y ığ ın ları n ı seferber ediyorlar. Bununla beraber, doğa l o larak, sald ı rgan g üçlerin çeşitli ma­nevra lar ın ın n ice tehl i keler doğ u rabi leceğ in i de, bu nedenle ha lk lar ın

('il « L'Huma nite », 21 janvier, 1 975.

353

Page 73: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

daima yü ksek bir uyan ık l ık göstermeleri gereğ i n i de gözden uza k tut­muyorlar.

Komünist ve işçi parti lerin in 1 969 y ı l ı nda yapı lan Ulus lararası Danışma Toplantısı , ödevimizi şöyle ta nı mlamış bulu nuyor : « Emperya l izmin insa n ­l ı ğ a karşı s u ç iş lemeye eşit politikas ın ın içyüzü nü açığa vurmaya kuvvet vermek, onun sa ld ı rgan niyet ve plô n ları bakımı ndan kamuoyun u n u'ya­n ık l ığ ın ı durmadan a rtırmak . . . .. (G) za manım ızda bu ödevin g ü ncel l iği g itgide daha çok a rtıyor, çünkü kapita l izmin bu nal ımı n ın alabi ldiğine şid­detlenmesi barış dôvası için tehl ikeli eğ i l imleri körükl üyor.

Şu var ki , ekonom ik güçlükler in a rtması , em perya l izmin çel işki leri nin derin leşmesi anun u luslara rası mevzilerini zayıflatıyor. Biz, sosya l izmin ve dü nya devrimci hareket in in , barışı ya ln ız savunabilecek değ i l , aynı za­manda dayatabilecek durumda olduğu bir zamanda yaşıyoruz.

Yan Prajski

(6) « Komün ist ve işçi partileri u luslara rası danışma toplantısı .. , Moskova, 1 969, 5. 39.

354

Page 74: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

�El S A Y F A L A R ------'

çağrı

Halk ı mıza tepeden inme bir karma hükü met daha dayatı ld ı . Başı AP yöneticileri, Demirel grubu çekiyor. Bu hükümet tutucu, işbir l ikçi, aş ı rı gerici ve faşistlerden kuru ldu . Böylesi b i r ka rma hükümet, büyük sermaye, işbir l ikçi ler, em perya l izm, NATO çevreleri ve özel l ik le Kissi nger' i n An­kara'daki eylem leri i le ol uşturuldu.

Yeni ortak l ığ ın an laşma protokolü hükü metin nitel iğ in i açıkl ıyor. Anti­komünizmi ycğ u n laştırmayı, yabancı sermayeye kapı ları daha geniş aç­mayı, NATO, SENTO, Ortak Pazar g i bi em perya l izmin askersel , politik ve ekonomik örg ütlerine daha da s ık ı bağ lan mayı başa a l ıyor.

Bunun tek an lamı vardır : Sömürü, vurgun, pahal ı l ık , i şsizl i k , ha lk ın yok­su l laşması daha da a rtacak, baskı, terör, a nayasa l , demokratik haklar ı çiğ neme yöntemleri daha da yoğ un laşaca k.

Demi rel ve orta k ları öteden beri hükümet kurmuşlar, hükümet sürmüş, iç yüzierin i halka iyice göstermişlerdi r. Bunlar azı l ı , halk düşman ı , yerl i yabancı tekellerden, toprak beylerinden yana b i r politika yü rütmüşlerd i r. Kimi zaman Mecl is i basmışlar, k imi zaman Mecl isi kend i lerine basa mak ya pmış lar, k imi zaman parlamentoyu, terörü, sı kıyönetimleri uygu lamak, Anayasayı çiğnemek için araç o larak ku l lanmış lard ı r. 12 Mart sonrası hü­kü metler bu politikacı lar ın desteği i le işbaşına get i ri l miştir. Büyük kent­lerin bası l ması , i sta n bu l , Ankara, izmir' in aranıp ta ranması , toplama kampları n ın , kontrgeri l la merkezlerin in , işkence vi I Io lar ın ın , idam sehpa­ların ın kurulması bu politikacı lar ın destek ve oyları i le o lmuştur.

San aylarda komando bask ın ları , devri mcilerin ö ldürü l mesi, grevlerin yasaklanması , a l ı p yü rüyen terörü bun lar, ı rmak hükümeti i le bir l ikte yü­rütmüşlerd i r. Ordunun tepesindeki mi l itarist kl ik bun ları n vu rucu g ücü, yumruğudur.

Aşı rı gerici ve faşist politikacı lar, işçi s ın ıfı n ın , devri mci lerin, i lerici yurt­severlerin dağın ık bu lunmalar ından, bir eylem bir l iğ i kurmamış o lma­lar ından yara rlandı lar, bütün halka, bütün u l usa karşı bira raya geldi ler ve hükümeti a ld ı la r.

Sosya l i st ü l keleri n , en başta büyük komşu muz ve ka ra gün dostumuz Sovyetler Bir l iğ i 'n in çabaları i le yeryüzünde gergi n l ik yumuşuyor, barış g üçleniyor. Halk lar ın a nti-em perya l i st, u l usal bağ ı msızl ı k savaşları g el işi-

355

Page 75: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

yor, yeni yeni başarı la r kazan ıyor. Viyetna m'da, Kam boç'ta, Amerikan emperya l izmin in daya nakları halkları n güçlü yumrukları a ltında yık ı l ıyor.

Bu durumda yurdu muzda buna l ım lar içi nde boca layan emperya l izmle daha da bağ lanan en gerici parti yönetici lerin in hükümet kurması, bölge­mizde barışı, halk lar ın kurtuluş savaş ın ı daha da tehdit ediyor.

Gerici, ha lk düşmanı , saldırgan bloklara bağ l ı bir hükü metin işbaşına gel mesi i le, devri mcilerin uyan ı k l ığ ı a rtırmaları , kadrolar ın ı koruma ları , pol is ve Maocular ın provokasyonlarına. düşmemeleri de günün önemli soru nudur.

Bu gerici hükü meti a laşağı etmek, halkçı bir hükü met kurmak iç in bü­tün devrimci , a nti-emperya l ist, demokratik ve a nayasal hak lardan yana gü çlerin eylem bir l iğ ine g i rişmeleri , ordudaki yurtseverlerin bu eylem bir­l iğ ine katı lma ları u lusal , ta rihsel bir zoru n luktur.

2 Nisan 1 975

356

Türkiye Komünist Partisi Merkez Komitesi

Page 76: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

Türkiye Komünist Partisinin 1 Mayıs belgileri

• 1 Mayıs, işçi lerin u l usal bağ ı msız l ık , demokrasi ve sosya l izm için u l us­lararası savaş ve daya nışma g ü nüdür !

• Emperya l izm, büyük burj uvazi halk ı mıza Demirel hükü metin i dayattı. Bu hükü met işbirl ikçi, aş ı rı gerici, faşist partilerden, politikacdardan ku­ruldu. Anayurdumuzun üstüne çöken tehl i ke büyüktü r !

• B u teh l i keyi önlemek için, bütün i lerici, yu rtsever, devrimci g üçler ve örgütler, işçi s ın ı f ın ın savaş çizg isinde elele vermel id i r !

• TKP, bu aş ı rı gerici hükü meti devirmek, demokrati k, halktan yana bir hükümeti n kuru lması savaş ında halk ımız ın yanı ndadı r !

• işçi s ın ıfı n ın send ikal , pol it ik haklar ın ı budaya n bütün yasa ve yasak­la rı n ka ld ı r ı l ması , işçi ha reketi n in sarı sendi ka ağalarından temizlen mesi için savaş ! Işçi s ın ıfı n ı n bir l iğ i için savaş !

'. TKP, köy emekçi yığ ı n lar ın ın toprağa, özg ü rlüğe kavuşmak, ağal ığ ı kökünden yıkmak iç in yü rüttüğ ü savaşı bütün olanakları i l e örg ütlüyor ! Işçi köy lü bağ laşık l ığ ı g ü nümüzün başta gelen politik savaşıdı r !

• i lerici, yurtsever gençliğ i n işçi s ın ıfı i le bağ laşık l ığ ın ın g üçlenmesi için savaş ! Moocu, Troçkist, anarşist lere karşı sava ş !

• Emekçi kad ın ların eşit işe eşit ücret hakkı n ın ta n ınması için sava ş ! Evde v e yaşa mın politik, sosyal h e r a lan ında kadınlar ın demokratik hak­larına kavuşması, aşağ ı lanmaktan kurtulma ları iç in savaş !

• Bütün u l usal azı n l ık lar ın , özel l ik le büyük bir yığ ı n olan Kürt halk ın ın u lusal, demokratik hakları na kavuşması için savaş !

• Si lah l ı Kuvvetler, emperya l izmin, NATO'nun, işbi rl i kçilerin , m i l itarist k l iğ in el inden kurtarı lma l ı . ha lk ımızı n ul usal bağ ı msızl ık , barış. demokrasi için em perya l izme ve yerl i ortak ları na karşı yü rüttüğü savaşa destek olma l ıd ı r ! '. işsizl iğe. pa hal ı l ığa , enflasyona, bugünkü soyg u n düzenin i maskele­mek için körüklenen a nti-komü nizme ka rşı sava ş !

• Sıkıyönetimlere. faşist koma ndo bask ın lar ına ka rşı savaş !

• Em perya l izmin çatıştı rd ığ ı ha rpçı blokla rda n çıkmak. topraklar ı mız­daki NATO ve Amerikan üslerin in kaldırı lması için sava ş !

• TKP halk ımız ın bütün savaş ımların ı Eylem Programına a lmıştı r. TKP'ye konan yasağı n kaldır ı lması u lusal bir sorun ve zorunluktur!

• Dü nyada, Avrupada ve bölgemizde ba rış ve g üven l iğ in güçlenme�i için savaş !

-357

Page 77: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

• Büyük komşu m uz Sovyetler Birl iğ i, öteki sosya l ist ü lkeler ve Ara p halk­ları i le ve bütün memleketlerle yakın dostl uk ve karşı l ı kl ı ya ra rlı i l i şk i lerin kurul ması için savaş !

• Yaşasın Türkiye işçi s ı n ıfı !

• Yaşasın d ünya barışının desteği, Lenin' in kurduğu i lk sosyali st devlet Sovyetler Bir l iğ i , sosyalist ü lkeler top l u luğ u !

• Yaşası n u lusal kurtuluş hareketleri !

• Yaşas ın proleta rya enternasyonal izmi !

• Yaşasın Türkiye Komünist Partisi !

• Yaşası n 1 Mayıs !

358

Page 78: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

Sovyetler Birliği Komünist Partisi Merkez Komitesi'ne

Çok değerli yoldaşlar !

Büyük komşu muz Sovyetler Bir l iğinin, bundan 30 yı l önce Hitler Al man­yas ı ve uydu ları üzerinde kazandığ ı kesin zaferin y ı ldönümünü, bu tari h­sel bayra mı Türkiye işç i sı nıfı ad ına , halk ımız ın bütün i leri g üçleri ad ına kutlarız !

Türkiye Komünist Pa rtis i , bu zaferin sağ lanmasın ı Leninci usta l ı kla ör­gütl iyen Sovyetler Birl iğ i Komün ist Partis i 'ni yü rekten selômlar ! Böylesi çetin, dü nya ta r ih inde görülmemiş bir zaferin kaza nı lması uğrunda ca n­lar ın ı esirgemiyen komünistleri n , ölü msüz Sovyet batı rla rı n ı n kutsa l an ı ­la r ı önü nde eğ i l i riz !

Sovyet ·Ord u ları , emperya l izmin en vu rucu g ücü olon faşist Almanyayı, s i lôh l ı güçlerin i , Japon mi l itarizmini başta nboşa ezdi , yendi. Faşist Al man boyu nduruğ u a l t ına düşen pek çok ü l keleri kurtard ı . insan l ığ ı n , d ü nya uyga rlığ ın ın önüne d ik i len korkunç bir teh l ikeyi kald ırd ı . Böylece, Lenin'in kurmuş olduğ u i lk sosya l ist devlet, ta rihsel kurta rıcı l ı k ödevini , enternas­yonal izm misyonunu yeri ne getirdi . Bunun la, Büyük Oktobr Devrim i 'n in insan l ığ ın önünde açmış o lduğu yepyeni çevreni daha do ayd ın lattı, bu yo lu daha do genişletti.

Büyük zaferin o lanı üzerinde sosya l i st devletler toplu luğu kuruldu. Dün­yada kapita l izmle sosya l izm arası ndaki güç dengesi kökünden değişti . Sömürgeci l i k s istemi daha da çöktü. Dü nya sorun lar ı , başını Sovyetler Bir l iğ i çeken sosya l ist devletlerden sorul u r oldu. Dü nya komünist ve işçi hareketleri, u lusal bağımsızlık, demokrasi , barış, sosyal kurtuluş ve sos­yal izm ha reketleri günden g ü ne kuvvetleniyor. Faşist, ha lk düşmanı rej im­ler birer birer çöküyor. Em perya l izm in genel buna l ım ı sertleşiyor, derin­leşiyor.

Sovyetler Birl iğ i 'n in şaşmaz barış politikası , SBKP' n in XXiV. Kongresi­n in bar ış prog ra mı sürekl i başarı kaza nıyor. Sovyet Komünist Partis i 'n in otoritesi her g ü n daha do artıyor. Bütü n bunlar, bütün komünist ve i şçi partileri için savaşlarda tükenmez güç kaynağ ı oluyor.

Bütün bu oluşmalar Türkiye'yi de etki lemekted ir . Gerici egemen çev­relerin u lusal çı ka rıa ra aykırı , NATO'cu politikaları genel bunal ımı h ız­landı rmışt ır. Bu pol itikaya karşı geniş halk y ığ ın ları a ras ı ndan gelen d i re­niş yeni boyutlar a l ıyor. Ul usal bağ ı msızl ık , demokrasi, barış ve sosyal kurtuluş için g iden savaş, g ittikçe yeni yeni ha lk katmanların ı kucakl ıyor.

Bölgemizde, Avrupa'da, d ü nyada ba r ış ve g üven l iğ in sağ lanma sı istemi

359

Page 79: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

savaşı . yavaş yavaş yığ ı n la ra mal ol uyor. Halk ı mız. bütün komşu lar ımız la . en başta Sovyetler Birl iğiyle karşı l ı k l ı ya rar l ı i l işki leri. iyi komşu luk . dost­luk kurmak isteğ ini g ü ncel savaş ım ına koyuyor. NATO· lara . sa ld ı rı üsle­rine. barış düşmanl ığ ına hayı r ! Diyor.

Yaşas ın dü nya barışı n ı n y ık ı l maz ka lesi yüc� Sovyetler Bir l iğ i !

Yaşası n Türkiye - Sovyetler Bir l iği halk ları n ı n dostluğ u !

Yaşasın Sovyetler Bir l iğ i Komünist Partisi !

Yaşasın Leninizm !

27 Nisan 1 975

Sevg i l i yoldaşlar.

TORKiYE KOMUN iST PARTıSı M ERKEZ KOMITESI

Fransız Komünist Partisi Merkez Komitesine

Türkiye Komü nist Partisi Merkez Komitesi adına Sizlere içten başsağ l ığ ı d i leri m. Jak Düklo yoldaş. Fra nsız işç i s ın ıfı n ın yorulmaz savaşçı lar ında n bi riydi. Kapita l izme ve sömürüye karşı. demokrasi . barış ve sosya l izm için savaştı. O. dünya komün ist ve işçi hareketinin en seçki n savaşçı lar ından bi riyd i . Gelecek kuşa k ları n an ı la rında herza man yaşıyacaktı r.

360

Merkez Komitesi Genel Sekreteri Türkiye Komün ist Partisi

ı . Bi len

Page 80: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

Türkiye Komünist Partisi MK Genel Sekreteri i. Bilen yoldaşın ··TKP'nin Sesit. ve ··Bizim Radyo ..

muhabirierine verdiği demeç

Soru : Bi len yoldaş, 1 Mayıs geldi . Dü nya emekçi lerin in daya nışma, sa­vaş ve bayram günü geldi . Bu y ı l k i 1 Mayıs ın özel l ik leri Sizçe nelerd ir?

Yamt: Bu özel l ik ler dü nyada, sosyal i st ü lkelerde, kapita l ist ü l kelerde birbir ine benzemez, ayrıd ır . Türkiye'de daha da başkadı r. Bütün dü nya, bu yıl, i sa n l ı k tari hi nde en büyük bir zaferi kutl uyor. Sovyet ordu ları , bun­dan 30 y ı l önce, dü nya em perya l izmin in en vurucu gücü olan Hitler AI­manyasın ı baştan başa ezd i . H i tler, bu ca navar, Berl i n'de s ığ ındığ ı i nde bir akrep g ib i geberd i . Sovyet ordular ı , 30 N isanda zafer bayrağ ın ı Rays­tag' ın tepesine çekti. Böylece Sovyet halk ı , onun şanl ı ordular ı dünyamızı , uygar l ığ ı en korkunç bir yık ımdan kurta rdı . Büyük Oktobr Devr imi 'yle kurulan i lk sosya l ist devlet, böylece bütün halk lara daha mutlu bir g ele­ceğ in ışı nIı çevrenlerini açtı .

i k inci Dü nya Savaşı'nda Sovyetler Bir l iğ i ' n in kazandığ ı büyük zafer, söm ürgeci l i k s istem in i tô köklerine kadar sarstı, onun yı k ım ın ı h ız landırd ı . Avrupa'da pekçok ü lkeleri , Sovyet ordular ı , faşizmi n Hitlercilerin boyun­duruğundan kurta rdı . Dünyan ın her ya n ında u l usal kurtuluş ha reketleri a ld ı yürüdü. Asya'da, Afri ka'da yeni yeni devletler kuru ldu.

Bug ü n 30 Nisan. Viyetnam halk ın ın 30 yı l l ık savaşı büyük bir zaferle sona erd i . Saygon düştü, tesl i m oldu. Kukla hükü met, Tiyö kaçtı. Dü nya ­n ın baş ına ağa kesi l mek isteyen Amerikan emperya l izmi , Viyetnam'ı baş­ta n başa ya kıp y ıkan çağ ımız ın bu vanda l la rı büyük bir yenilg iye uğ rad ı . Halk ları n u lusal bağ ı msız l ık , demokras i , sosyal kurtuluş ve sosya l izm için verdi kleri savaş yeni yeni başarı lara, boyutlaro u laşıyor.

Avrupa'da, bölgem izde de bu y ı l 1 Mayıs çok daha başka bi r hava içi nde karşı lanıyor. Portekiz'de faşizm in a laşağı ed i ld iğ inden bu yana i k inci 1 Mayıs o l uyor. Devrim süreci , demokrasi ve sosyal kurtu luş hare­keti Avrupa 'n ın bu başında hızla gel işiyor. Komşumuz Yunanistan'da 1 Mayıs bu y ı l yepyeni bir hava içinde kutlan ıyor. Halk yığ ın ları n ı n sü­rekl i savaşı Yuna nistan'da ya ln ız faşist cu ntayı a laşağı etmekle ka lmadı , on lara a rka olan Amerikan em perya l i stlerin in konumlar ın ı da sa rstı . Ame­r ika Yuna n ista n'daki üs leri nden atı l ıyor. Amerikan kölel iği nden kurtu lmak iç in yeni yeni atı l ım la r o l uyor.

Bütün bunlar Türkiye'n in çevres inde, dünyam ızda ol uyor. Barış ve gü­ven l i k iç in en başta Sovyetler Birl iğ in in sürekl i yü rüttüğü savaş yeni yeni başa r ı lar kazanıyor.

36 1

Page 81: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

Diyeceksin iz k i , bütün bunlar ın Türkiye üzerindeki etki leri nelerd i r? Etki leri , h iç kuşkusuz vardır. Bununla birl i kte, Türkiye'de işbi rl ikçi burju­vazi , az ı l ı gerici güçler ve pa rti ler yeryüzündeki bu yen i gel işmelere ta ban tabana aykırı bir yolda yürüyüp g idiyorlar. Bir sürü ayak oyu nlarıyla, baskı ve saylav pazar ları kurmakla aş ı rı gerici pa rti ler ortak bir hükü met kurdu lar. Bu hükü mette : Amerikan tekel leri n in , kumpa nyalar ın ın , Va şing­ton'un has adamı ve ajanı Dem irel başba kandır. Göbel s' in çömezi Tür­keş başba kan ya rdımcıs ıdı r. Din tüccarı ve hacıağa ları n , borsalar ın ada­m ı Erbakan da başbaka n ın yrdımcısı d ı r. Bankalarla , toprak beyleriyle s ımsık ı bağlı Feyzioğ l u bu ya rd ı mcı lardan bir id ir.

Bu hükü met, prog ra m ı nda a nti-komünizmi başa a l mışt ı r. Bunu hükü­metin resmi politikası yapmıştır. Bu politikayı va rg ücüyle uygu lamaya koyulmuştur. Komando bask ın lar ı daha da yoğu nlaştı r ı ld ı . Memleket baş­ta nbaşa komandolar için bir atış pol igon una çevri l miştir. Yara lananların , ölenler in l i steleri uzayıp g id iyor. Halk ımız 1 Mayıso böylesi ka n l ı b ir terör ve baskı havası içinde g i riyor.

Soru : Bu d u ru m karşıs ında Türkiye Komünist Partis in in savaş çizgisi , polit ikası, p lôtformu nedir?

Yanıt : Terör Ile baskı, halkımıza, işçi sınıfına karşı yeni değildir. Hele, Komünist Partis ine karşı hiç yeni değ i ld i r. Bug ünkü sert bask ı lar tô Cum­huriyet k u ru lduğ u ndan ber i , d iyeb i l i riz ki , daha 1 921 'den bu ya na s ık ı ­yönetim lerle uygula nagelmiştir. Komando bask ın ları b ir g ü nde, bir ge­cede gel medi. Daha önceleri Saraçoğ l u hükü metleri de, Peker hükümet­leri de bunlar ın benzeri baskıl a rı uyguladı la r. i nönü'Ierin , Menderes­Baya rlar ın , Apa rt ımon Mustafa' lar ı , Demirel ' in Hamidoları , ş imdi Türkeş­leri vard ı r. Bun lar Mecl is i de bastı l a r, basımevlerin i de k ı rd ı döktüler, kitap evlerini de yaktı lar. Şimdi Tü rkeş' i n faşist koma ndoları bunu mem­leket çapında uyg u l uyor.

Komünist Partisi öteden beri bütün bu kanl ı terörlere ka rş ı savaşage/­miştir. Komünist Pa rtisi, öteden beri halk düşmanı hükümetlerin, işbir l ikçi sömürgen sınıf ların karş ıs ına d ik i lm iştir. Komünist Partisi bugünkü ha lk düşmanı orta k faşiza n, baskıcı, terörcü hükü metin a laşağı ed i lmesi iç in savaşıyor.

Bu savaş bütün ilerici g üçlerin, örgütleri n : sosyal i st/erin , komünist/erin , Cumhuriyet Halk Pa rt is i 'n in, bütün işçi n in , köylünün ortak savaş ıd ı r. Ko­m ü nist Partisi bu ortak savaşı n ortak bir prog ra m , ortak bir plôtform üzeri nde yürütülmesi iç in bundan böyle de va rg ücüyle çal ışacakt ı r.

Bi len yoldas, yanıtla rınıza d in leyicileri miz adına teşekkür ederiz.

362

Page 82: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

Faşizm ve neo-faşizm (1)

A. Saydan

i nsa n l ı k bu günlerde faşizmden kurtu luşunun 30. yı ldönümünü kutl uyor. «Anti -komintern Pakt»ıyle birleşen « M ihver Devletler»inden Berl i n-Roma­Tokyo üçlüsü nün en güçlüsü ve faşist ittifak ın temel dayanağı H itlerci Alma nya 8 Mayıs 1 945 günü Batı l ı müttefik lere, bir gün sonra yani 9 Ma­yıs 1 945'de Sovyetler Birl iğ ine tes l im ol uyordu. M usol in i yöneti m i daha önce italyada yık ı l mıştı .

H itler Almanyasın ı , Berl i n-Roma-Tokyo mihverin i çökerten Ant i -h itler Koal i syon u, yani Sovyetler Birliği, Birleşik Amerika, i ngi ltere ortak l ığ ı o ldu. Bu Anti -h itler Koa l i syonuna daha sonra «Hür Fra nsa » hareketi de ka­t ı ld ı .

Anti-hitler Koal isyonu u l us lara rası faşizm ittifak ına karş ı mücadelenin dış ve resmi yönüydü. Gerçekte u lus lara rası faşizmin bel kemiğ i n i kıran, dü nya tarih in in en güçlü harp makinasın ı , H itler'i n ordu ları nı yok eden Sovyetler Birliğ i , Sovyet Ordusu oldu. Anti-hitler Koalisyonuna katı lan öteki devletlerin rolü ik inci plô nda ka ld ı . Bundan ötürü insan l ığ ı ve en başta Avrupa ha lk lar ın ı fa şizmin boyunduruğ undan kurta rmak on lara demokrasi ve sosya l izmin yol unu açmak onuru en başta Sovyetler Birl i · ğ i ne, Sovyet hal klarına a ittir.

Avrupada ikinci Dünya H arbi sonucunda faşizm sistem olara k y ık ı Imış­tı r . ispanya'da rej im o larak ka lmıştı r. Ne var ki faşizm, bir rastlantı, «010-ğanüstü » bir durum ve tutum değ i ld i r. Kapita l izmin egemenl ik araçların­dan birid i r. Bundan ötürü kapita l izm, ve onun emperya l izm biçimi, dünya tekeller impa ratorl uklar ı , em perya l izm in başka ü l kelere, ham madde kay­nağı ve sürüm pazarı olara k egemen olma eğil imleri sürdükçe, faşizm teh l ikesi de insan l ık için kalacakt ı r. Ve her zaman büyük sermaye çevre­leri parlamenter biçimlerle egemenlik lerini sürdüremediği her yerde, fa ­şist veya neo-faşist yöntemlerle bu egemenl iği sürdürmenin yol ları n ı a ra­yacaklardı r. Ama bu yol lar eskiden de olduğu g i bi ü l keden ü l keye değ i ­şecektir. Gelişmiş kapita l ist ü lkelerde başka, Türkiye g i b i azgel işmiş ülke­lerde başka yöntemlerle kendi n i gösterecektir.

Dü nyada kuvvet dengesi hız la değ işiyor. Dü nya sosya l ist sistem i dünya komünist ve işçi hareketi, a nti-emperya l ist u lusal kurtuluş ha reketleri hızla gel iş iyor, g üçlen iyor. Viyetnam, Kamboç halk lar ın ın , devrimci güçlerin Amerikan emperya l izmine, g enel l i k le emperya l ist kampa karşı kazandık­lar ı tari hsel zafer, emperya l izm in çöküş aşaması n ın ne kadar hız land ı ­ğ ın ı , hattô b i rçokla rı n ı n tahmin inden fazla hız landığ ın ı gösteriyor.

363

Page 83: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

Bugün için sorun şudu r : Dünya devrimci güçleri n in hızla geliştiği, em­perya l izmin çöküş sürec in in h ızlandığ ı bugün'kü koşu l larda faşizm, neo­faşizm tah l ikel eri halô mevcut mudur? Cevap şudu r : Evet, mevcuttur.

Faşizm, neo-faşizm soru nları n ı her ü lke için ayrı ayrı ele a l ma k, genel­I i k ierden kaçı nmak gerek. Faşizmi n özü nü açı klayan nitelendi rmeler, özel­l i kle Komintern' in 7. Kongres inde ya pı lan ta n ımlama doğ rudur. Ama 7. Kongrenin yapı ldığ ı 1 935;den bu yana ta m kırk yı l geçti. Devlet tekelci kapital izmi kuruldu. Devlet tekelci kapita l izmi burjuvazi içindeki ayrı şma­ları daha belirg i n, hatta daha uzlaşmaz hale getird i . Devlet tekelci kapi· ta l izmi u lusal gel i ri daha geniş ölçüde tekellere peşkeş olanakları n ı hazır­ladı . Büyük tekeller daha geniş ölçüde devlet organ ları n ı elde etmek, devleti kendi zümresel çıkarlarına göre yöneltmek imkônlar ın ı buldular. Devleti. gerek kendi üklelerinden emekçi yığ ın la rına. orta tabakalara , burjuvazinin b i r k ısmına. gerekse başka ha l klara özel l ik le az gel işmiş ü l keleri talan etmek üzere yöneltmek olanaklarını daha geniş ölçüde elde ettiler. Bu durum. mil l i gel i rden payı n ı a l mak. devlet organ ları ndaki ye­rini elde tutmak isteyen orta ta bakalarla yerl i burjuvazi n in bir k ısmın ı objektif olara k tekelci burj uvaziye karşı yöneltti. Bu ü l kelerin işç i s ın ıfı, orta ta baka larda. burjuvazin in bir k ısmı nda yeni yen i müttefik ler buldu. Fra nsa'da Komü nist. Sosya l ist ve Sol Radikal ler a rasında kuru lan orta k­l ı k. italya'da Komünist Partis in in faşist ak ımlar d ı ş ında bütün partileri bir araya getirmek ma ksadıyla i leri sürdüğü « tarihsel kompromi » hep bu g ibi bir gel işmenin. burjuvazi arası nda meydana gelen yeni ayrı şmaları n sonuçlarıd ı r.

Bu durum aynı za manda bu yüksek derecede sanayileşmiş kapita l ist ü l kelerde faşizm teh l ikesin i bir hayli azaltıyor. Çünkü faşizm her zaman her yerde orta tabaka lara. küçük burjuvaziye. onla rı n politik güçlerine ya daya narak. ya da onların pasifl iğ i nden, a nti-komünizminden yarar­lanarak. plônl ı bir biçimde i ktidara t ırmanm ıştır.

Hitler bu yöntemlerle ve uzun vadeli bir plôn ve eylemle Mün ih mey­ha nelerinden başbakanl ık . daha sonra da başbuğ luk (Führer) koltuğuna yerleşmiştir. Bu gel işmede Al man Sosyal Demokratları n ın ta rihsel sorum­lu luğu büyüktür. Bunları n büyük bir k ısmı Alma nya Komünist Partis in in, faşizme yol vermemek! için ortak eylem önerileri n i reddetmiş. hattô Reichstag'da Hitlercilere g üvenoyu vermişlerd i r.

Bugün. faşizm. neo-faşizm görüntülerini kıymetlendiri rken Alman faşiz­min in. Nasyona l -sosyal izmin n itel i k lerinden ha reket etmek yanl ış sonuçlar verir. Nasyonal sosya l izmin «tek halk , tek imparatorl uk. tek başbu ğ » (ein Volk. e in Reich, e in Führer). ş iarlarını Türkeş' in p lônları nda rastlıyoruz, ama Türkeş' in faşizmin in ya n ı başında Feyzioğ lu . Demi rel gibi neo-faşist yöntemleri daha yeğ bulanlar va rdı r. Amerikan em perya l izmin in genel tutum u da bu yöndedir.

364

Page 84: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

Neo-foşizmin özü nü iyi a n laya bi lmek için Gü ney Viyetnam'daki Tiyö, Güney Kore'deki Park rej imier inin yapısını iyi incelemek g erekiyor. Bu demek değ i ld i r k i . Gü ney Viyetnam'daki , Gü ney Kore'deki neo-faşist re­j imlerle Türkiye'deki rej im tıpatıp aynıd ı r. Güney Viyetnam Tiyö rej imi i le Gü ney Kore Park rej imi a rasında 12 Mart Muht ırası i le başlayan ve 29 ay sü ren s ık ıyönetim rej im i i l e, bugün iktidarda olan aş ı rı gerici, faşist karı ş ığ ı polit ikacı lar i kt idarı a rasında parale l ler bu lmak mü mkündür.

Bu konuyu enine boyuna ele a l madan Georgi Dim itrov'un daha 1 928'­de bel i rttiğ i , 1 935'de Komi ntern' in 7. Kongresinde formüle ettiğ i faşizmin nitel i kleri hakkı nda yazdık lar ın ı buraya a ktarmakta fayda vard ı r. Di mit­rov, Komi nternin 7. Kongresine sunduğ u raporda şun ları bel i rtiyo r : Faşiz­min ve faşist diktaturas ın ın gel işmesi değiş ik ü l kelerde o ü l kenin tarihseL.

. sosyal ve ekonom ik koşu l larına, u l usal özel l ik lerine ve u l us lara ra sı koşul ­lara göre değ iş ik biçimler a l ıyor. Faşizm in geniş y ığ ın la ra daya nmadığı ve burjuvazi n in faşist kol unda iç çel işki lerin kuvvetli olduğ u bazı ü l ke­lerde, faşizm ilk ad ımlarında parla mentoyu ortadan kaldı rmaz, öteki kü­çük burjuva part i lerine, hattCı sosyal -demokrasiye bazı legal iteleri bırakır . Devri min patlayacağ ın ı gören öteki ü l kelerde egemen burjuvazi tek bir da rbe i le s ın ı rsız polit ik tekel in i kurar. Veya bütün karşıt parti ve grup­lara ka rşı terör ve baskıyı kuvvetlend i rir . Faşizm, duru m daha da ağ ı rlaş­ması i le temel dayanağ ı n ı genişletmek, sı nıfsal özü nü değ işt irmeyerek, aç ık terörcü d iktaturas ın ı , parla menta rizmin i l keleri n i ölçüsüz, kal pazanca değiştirerek gel iştirir. (G. D imitrov, Faşizme karşı işçi s ın ıfı n ı n b i rl iğ i », Fr. çeviri. Sofya 1 969.)

D imitrov'un yı l la rı aşan bu görüşü günümüzün olaylarına, neo-faşizm gel işmelerine de ı ş ı k tutuyor. Türkiye g ibi az gel işmiş ü l kelerde neo­faşizm, Dim itrov'un kırk yıl önce tespit ettiğ i g ibi g el işmiş kapita l i st ü lke­l ere kıyasla başka koşu l larda gel işiyor. Gelişmiş kapita l i st ü lkelerde de, örneğin Bir inci Dünya Harbinden sonra Almanya ve italyada daha sonra ispanya'da, faşizmin yerleşmesine yerli büyük sermaye ve toprak beyleri ile u luslara rası kapita l izm ve emperya l izm de yard ımcı o l muştur. Alman­ya'da Hitleri Alman, Amerikan, ing i l iz ve Fra nsız tekel leri Almanya'da iktidarı a laca k kadar g üçlenen işçi s ı n ıfına, Komünist Partis ine karş ı o l ­duğu kada r yeryüzü nün i lk sosyal ist devletine, Sovyetler B i rl iğ ine karşı da bir harp hazır lamak için i kt idara get i rd i ler. Ama küçük burjuva yığ ın­ları H itlerc i l i kte Alma nya'ya öz b i r hareketin nitel iğ in i görüyordu. Burjuva partileri ile birlikte bütün partilerin kapatı l masını , sendika ları n s ın ı fsal nitel iğ ine son veri l mesin i , onların büyük tekellere ya rdımcı ve işçi s ını fına karşı b i r politika uygulamalar ın ı , iş yaşa mında kışla d is ip l in in i normal bu luyorlardı .

Faşizmi n başta gelen sloga n lar ından b i ri de sınıf ların yokluğ u , ser­maye ile emeğ i n « bi rb i r in i tamamlaya n » iki unsur oluşuydu.

365

Page 85: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

Türkiye, Güney Viyetnam Tiyö idaresinde, Güney Kare Park yönetiminde durum ve koşu l lardan başka bir nitelik gösteriyor. Tiyö ve Park yönetimle­rinde dolaysız faşist yönetim, neo-faşist görüntülerle uygulandı , uygu lan ı ­yor. Güney Viyetnam'da Tiyö yönetiminde parlamento ve parti ler mevcuttu. Ama gerek parlamento, gerekse politik yaşa m işçi s ın ı fı n ı n polit ik yöne­ticisi komünist partis ine ve gerçek s ın ı fsal sendikalar ına kapalıydı . Ama sosyal demokrasi � itel iğ inde bir muha lefete yer veri lmişti . Azg ın bir anti­komünizm geçerliydi. Dört yı lda bir « seçimler • • yapıl ıyor ve bunları Tiyö' ­nün partisi ezici bir çoğun lukla « kazanıyor»du . Ama öte yandan Viyetnam halk ına karşı sömürgeci l i k ta rih in in gördüğü en kan l ı , en barbar bir sa l ­dır ı harbi, Amerikan emperya l istleri i l e elele yürütülüyordu.

Bu harbin pa ralelinde toplama kampları gerçek yurtseverlerle ağzına kadar doluydu. Bura larda H itlerci lerin y ığ ınsal k ı rı m ve işkence yöntemleri uygulan ıyordu. Demek oluyor ki , emperya l izmin, işbirl i kçilerle elele dayat­tığı faşizm, neo-faşizm yöntemleriyle karış ık uygulanıyordu.

Burjuvazin in yu rtsever kesimi , orta tabakaların, ayd ın la rı n önemli bir k ısmı, komünistlerle bir l ikte hem emperyal izme, hem de faşizme, neo­faşizme karşı uzun y ı l lar boyunca savaştı lar. Burjuvazin in gerici kes imi , büyük toprak beyleri, aferistler, en ka nl ı , en büyük vurg uncular Tiyö kl iği i le yakın bir işbirl iğ i kurdu lar. Ama burjuvazin in bu k ısmı gittikçe a rtan bir h ızla burjuvazi içinde izole duruma düştü.

Bu gelişmede, Sovyetler B i rl iğ in in , öteki sosyal i st ü lkelerin , dünya ko­münist hareket in in dayanışma ve çok yönlü yard ımları sonuçlandırıcı bir rol oynadı.

Kamboç da buna yak ın ik i yön lü d iyalektik bir gelişme sonucunda emperya l izme, lon Nol işbir l ikçi lerine üstün geldi . Böylece, günümüzde gerek emperya lizme karşı. sosya l izme açı lan u lusal , demokrati k bir düzen için savaşta, gerekse emperya l izmin doğ urduğu faşist rej imiere, veya fa­ş ist yöntemlere karşı savaşta burjuvazin i n tutumu. burjuvazide meydana gelen ayrışmalar önemli bir rol oynuyor. Bundan ötürü komünistlerin ve öteki devrimcilerin burjuvazideki ayrışma ları gözönünde tutan devrimci bir taktik ve strateji uygula ma la rı şarttır. Bu ayrışmaları gözönünde tutan bir taktik ve strateji hiç bir zaman. işçi s ın ı f ın ı burjuvaziye taviz vermeye, onu burjuvazi i le anlaşmaya yöneltmek an lamına gelmez. Aksine, işçi s ın ıfı n ı n demakratik haklar ın ı genişletmek, işçi s ın ıf ını burjuvaziye karşı s ın ı f savaşında güçlendi rmeye amaç edind iğinden bu taktik ve strateji devrimci bir nitel ik taşır.

Türkiye'de bazı ları tarafı ndan en zor an laş ı lan da bu devrimci taktik ve stratejidir. Orneğ in, sayın Boran yen i kurulan TiP'in yay ın organı sayı­lan « Yürüyüş» derg isinde şun ları yazıyor : « Burjuvazin in kendi içindeki sürtüşme ve çekişmelerin temel, uzlaşmaz çelişki ler olmadığın ı unutma-

366

Page 86: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

mak gerek. Şimdi birbir inden ayrı gorunen pol it ik eğ i l imleri g iderek b i r potada eriyip kaynaşarak az çok ideolojik bir bütünleşmeye yönelebi l i r , veya biri öbürüne egemen duruma gelebi l i r. » (<<Yürüyüş» dergis i . Sayı 2, sayfa 3.)

Burjuvazin in kendi içindeki sürtüşme ve çekişmelerin temel, uzlaşmaz çel işki ler olmadığı genell ikle doğrudur. Burjuvazi bütünüyle sömürücü bir s ın ı ftır ve işçi s ın ı fı n ın iktidarı a lmasına, sömürü düzenine son vermesine, sosya l izmi kurmasına karşıd ı r.

Ama bu genel i lken in toplum gel işmesi n in bazı aşamaları nda, bazı özel l ikler gösterd iğ i de gözden uzak tutulması doğ ru olmaz.

Bugün bir yanda Cu'mhuriyet Halk Partisi n in temsil ettiğ i burjuvazinin bir kolu i le AP, MSP, CGP ortak l ığ ın ın temsi l ettiğ i öteki kolu arasında kıyasıya g iden boğ uşmayı nası l izah edeceğ iz? Bu boğuşma burjuvazi. n in iç çel işkisid i r. Burjuvazin in bu iç çel işkis i , işçi s ın ıfı n ın büyük burzju· vaziye, emperya lizme karş ı başl ıca devrimci güç ola rak yü rüttüğü savaşta yardı mcı olabi l iyor. Çünkü burjuvazin in bu çel işkisi genel l ik le memleketin objektif gelişmesin in bir sonucudur.

Burjuvazin in gerçekten yerl i sa nayici kısmı, orta tabaka lar gittikçe daha fazla emperya l izmin, yabancı sermayenin ağır l ığ ın ı omuzları nda hisse· diyorlar. Emperya l izmin yerl i müttefikleri olan işbirl ikçi burjuvazi ta lan ın en dolaysız ın ı uygu luyor. Devlet hazi nesin i , k redi olanaklar ın ı en haya· sızca yöntemlerle yağma ediyor. Ote yandan g ittikçe a rtan bir ölçüde u l usal gel i re, devlet organlar ına, polise, s i lôh l ı kuvvetlere el koyuyor. Ve bu olanakla rı g ittikçe a rtan ölçüde zü mresel çıkarları için ku l lanıyor. Yerli yabancı tekeller, holding ler bir ik im lerin as lan payın ı yutuyor. Ulusal bur· juvazi yatı rımları için gereken olanakla rı bulamıyor. Ayrıca ulusal ü retim a racı üreten ağı r sanayiin kurulması büyük ölçüde iç pazarın va rl ığı i le mümkündü r. Oysa toprak beyl iğ in in egemenliğinde olan gen iş köy emek. çileri yığ ın ın ı n . satı n alma gücü çok cı l ızdı r. Bu yığ ın ları n adam başına düşen yı l l ık gel i ri b in l i ra civarı ndad ı r. Ayrıca 3 mi lyona va ran işsizler or· dusunun varl ığı u l usal ekonomiye ik i yönden za ra rd ı r. Bu yığı n lar ü ret· mediği g ibi , tüketim olanakları da çok azdı r.

U lusal burjuvazi toplum gel işmesinde emperyal izm.işbirl ikçi egemen· l iğ in in sebep olduğu bu tı kanık l ığ ı bazı reformlarla gidermek i stiyor. Fa­şist ita lya'dan a l ınma kanun maddeleri i le toplum gelişmes in in sonuna kadar t ıkanamayacağ ın ı , bunlar ın kaldırı lmas ın ı , gerçek kapita l i st bir gel işme yoluna g i ri lmes in i savunuyor. En gerici zü mrelerin , emperya l izm in hegemonyasına ka rşı, kendi ölçüsünde, Marks ve Engels ' in « Komünist Manifestinde» bel i rttiğ i i lerici rolü oynuyor.

CHP de, AP, CGP, MSP g ibi anti·komü nisttir. CHP yöneticileri bunu g izlemiyorlar. CHP esasta öteki burjuva parti leri i le birleşiyor. Ama bi·

367

Page 87: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

çimde ayrıl ıyor. Anti-komünizmi sosya l , politik a landa uygu layacağı re­formlarla uyg u lamak karar ında. öteki burjuva partiferi ise, anti-komü­nizmi holk ın demokratik hakların ı çiğniyerek, konl ı bir terörle, sı kıyöne­timlerle, ağ ı r ceza larla , sehpala rla yürütmek karar ında. Görüldüğü g ibi burjuva parti leri arasında üstyapıda görülen ayrı l ı k lar, devrim sürecine yard ımc'i alabi fecek, temel nitel ik de kazanabi l iyor. Çünkü bu ayrı l ık lar esasta ü retici güçlerin gelişmesinin, sosyal dengen in işçi s ın ıfı ya ra rına değişmesinin bir sonucudur.

Sanayi leşmede gelişme, işçi s ın ı fı n ı n nicel ve nitel bak ımıardan güçlen­mesine para lel üretim i l işkilerinde gereken değiş ik l iğ in meydana gelme­mesi , sosyal üretimin aksine daha fazla büyük sermayeci leri n, yabancı tekellerin eli nde toplanması , mevcut toplam düzenine karşı baskıyı geniş­letiyor. Düzene karşı sosya l , pol it ik basınç artıyor. Ayrıca sa nayileşme sürecinin dışa, emperya lizm in Türkiye'deki genel egemenlik plan ve pol i ­tikasına bağ l ı o luşu , yoksul laşma sürecini , işsizl iği , iç ve d ış göçleri de artı rıyor. Bu da emekçi y ığ ı n larla emperya lizmle işbirl ikçilerinin arası nda mevcut ta rihsel çel işkiyi daha da sertleştiriyor.

Türkiye'de işçi s ın ı fı n ın gel işmesi kendine has özell ik ler taşıyor. Işçi s ın ıfı n ın nicel ve nitel bak ımıardan güçlend iği , geliştiği objektif bir ger­çektir. Ama bu gelişmenin g ittikçe artan işsizliğ in ve köylerden sürekli a larak sanayi merkezlerine akan köy emekçiferi yığ ın la rı n ı n baskısı a lt ın­da oldukların ı do unutmamak gerek. Kendi sosya l, d insel, geleneksel ve çoğu zaman tutucu görüş ve an layışlarını bir l ikte taşıyan bu yığ ı n ları n önemli b i r k ısmı , büyük kentlerde, sa nayi merkezlerinde altproleta ryan ın saflar ın ı ka ba rtıyor. Yarın güven inden yoksun, sefaletin koyu kucağ ında şaşkı n bu oltproleta rya yığ ın ları zaman zaman kendilerin i bu duruma getiren düzen in ve işbirl ikçi zümrelerin ekonomik, politik o lanlarda vurucu gücü durumuna düşüyor. Erzincan, Ma latya olaylarını aşırı gerici, faşist politikacı lar köylerden şehirlere akmaya , topraktan kopmaya hazır bu yığ ı n lar eliyle uygu lamış lard ı r. Hatta bu yığ ın lar sar ı sendikacı l ığ ın 1 .000'i bulan sendika enflôsyonunun sosyal taban ın ı teşkil ettikleri gibi , g rev k ı rıcı l ığ ın ın bir unsuru hal ine de gelebi liyorlar. işbir l i kçilerin sosyal, y ığ ın­sa l ve « sand ık"sal y ığ ın ın ın öneml i bir k ısmın ı bu a ltproleta rya du ru­muna gelm iş veya gelmeye hazır yığ ı n la r teşkif ediyor. Bundan da şu sonuç çık ıyor : italya, Fransa gibi sanayileşmiş, Türkiye g ibi gel işmekte olan bazı ü lkelerde, işçi s ın ıfları n ı n nitel bi l i nçlenme düzeyi, savaşla, de­mokratik haklarına kavuştuğ u, ekonomik, kültürel olanakları n ı a rttırd ığ ı , endüstride, özel l ik le ağ ı r endüstride kökleştiği oranda artıyor. italya, Fransa g ibi ü l kelerde de tekelci burjuvazin in en geniş sosyal, politik da­yanaklar ından biri gen iş köy emekçi y ığ ın lar ı , ü lkenin en az gel işmiş yerleridir.

Kapita l i st ü lkelerdeki dengesiz gelişme, sosyal, politik tabanda da

368

Page 88: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

kendin i kuvetle dayatıyor. Emekçi yığ ı n ları nda, bu dengesiz gelişme so­nucundadır k i , burjuvazi kapital i st ü lkelerde işçi s ınıf ın ı bölmek olanakla­rı n ı buluyor. Dünyan ın hiç bir kapita l ist ü lkesinde işçi s ın ıfı n ı n politik, sendikal b i rl iğ in in kurulmamasın ın nedenlerinden biri de bu ekonomik dengesiz gelişmedir.

Türkiye bu yolda hızla gel iş iyor. Türkiye'de TKP'nin yasaklanmış, işçi s ın ıfı n ın en keskin savaş s i lôh ın ın Marksizm-leninizmin faşist kanun mad­deleri i le ağ ı r cezalar ın tehdidi a lt ına al ınmış olması , işçi sı n ıfı n ın öncü, en bi l inçl i k ısmını legal , gerçekten de devrimci, bi l imsel sosyal izme bağ l ı bir partide örgütlenmesini engell iyor. Oysa italya ve Fransa proletarya­s ın ın bu olanağa sahip olma ları işçi s ın ıfı n ın öncü ve en bi l i nçli kesi­min in geniş emekçi yığınların ı hattô orta tabakaları da sürekl i olarak bi l inçlendirmek, onları a rtan ölçü lerde tekelci burjuvaziye karşı savaşta örgütlemek olanakları nı yaratıyor.

Türkiye'de legal a landa bu olanak yoktur. Buna karşın, küçük burjuva sosya l izmine « burjuvazi n in taha mmülü " oranı nda legal olanaklar açı ktır.

Bundan ötürü s ıra s ıra kurulan sosya l ist partiler u lusal , sosyal kurtu luş savaş ın ın sağ lam bir biçimde örgütlenmesi yönünde çetin sorunlar ortaya koyuyor. Bu sorun lardan biri işçi sınıfı n ın pol itik yönden de parça lara , fraksiyonlara ayrı lmasıdı r.

Bi l indiği g ib i son günlerde kurulması kara rlaştı r ı lan TiP'n in de bir « işçi taban ı " oluşturulacak. Bazı send ika yöneticileri bu partin in kuru­cuları a rasında yer a lacak. Yine bi l indiği gibi TSıP'n in de « işçi s ın ı fı n ,,­dan bir tabanı va rdı r. Bazı sendikacı ve sendikalar bu parti n in saflarında yer a lmış lard ı r. Sosya l ist etiketi a lt ında kurulan öteki partilerin de az veya çok bu g ibi tabanıarı vard ı r. lega l alanda kurulan ve . yasakları n mü­saade ettiği dozda « sosya l ist" olmaya mahkum parti yöneticilerin in başta gelen eylemlerinden biri de sendika ve sendikacı avıdır.

Bu partiler birbi ri ne karşı kurulduğuna, bunlar arası nda sübjektif çekiş­me ve kavgaları n , sürtüşmelerin de başta geldiğ ine göre. bu partilere yamanan sendika lar. bu sendikalara üye işçi ler de otomatik olarak bu ayrı l ı k lara, iç kavgalara , sürtüşmelere sürüklenmektedirler. Burjuvazinin a rayıp da bulamadığı bir durumdur bu.

TKP'n in önerdiği g ib i işçi sı nıfı n ı fabrikalarda, ü reti m merkezlerinde. sendikalarda s ın ıf savaşı için örgütlemek ve bu savaşa yöneltmek başka

, şeyd i r. « taban sağlamak" için sendikaları daha da parça lamak. anları birbirine karşı sürtüşmelere. iç kavgalara sürük lemek. onları elbir l iği i le sermayeye. emperyalizme karşı savaş hedefinden şaşırtacak biçimde par­ça lamak başka şeydi r. işçi s ın ıfı n ı n s ın ıf savaşı n ı frenleyecek en ufak bir tutum bile devrimci l ik değ i l , ters devrimci l iktir.

Böylece Türkiye'de kendilerin i sosyal ist ilôn eden bazı politikacı ları n

369

Page 89: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

sekterl iğ i , benci l l iğ i, küçük hesaplar a rdı nda olmaları i le sağcı Alman sosyal demokratların l ibera lizmi b i r noktada birleşiyor,

I şçi sı nıfı anti-emperya l ist, demokratik ve sosya l izme açı lan devrim hareketi n in lokomotifid i r, Marksist-Leninist ideoloj i ile onun savaş ın ı bir­l i kte örgütlemek tarihsel bir ödevdir.

Bundan ötürü TKP'ni n bütün demokratik, sosya l ist ve yu rtsever örgüt ve partilere el uzatması tari hsel devrimci bir davranıştır.

Demokratik bir hükümeti işbaşı na geti rmenin , faşist yöntemleri önle­menin , topluma sosya l izme yönel ik, demokratik b i r düzen sağ laman ı n tek olanağı , işçi s ın ıfı n ın devrimci eylem bir l iğinden geçiyor. Işçi s ın ıfı n ı n devrimci eylem birl iğ i u lusal ölçüde demokratik, anti -emperyalist bütün güçlerin eylem birliq in in ha reket noktası ve temel davanaQI olacaktır.

370

Page 90: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

"Yeni çağ» dan Okurlara

Saym okurlar,

Dergimize karşı istekler günden güne artıyor. Biz bu istekleri elimizden geldiği kadar karşı lamaya çolışıyoruz. Okurları mızdan, adresleri açık ve doğru olarak yozmalarını , özel l ikle şehir ve ma­halle numaralarını titizl ikle belirtmelerini rica ederiz. Adreslerini değ iştirenler, yeni adreslerini bize derhal bi ldirmelidirler.

Dergiye a bone olmak ve diğer yayınları mızı edinmek istiyenler adresimize bir mektupla bildirebHirler. Sonra Avrupadaki okurları­mız aşağıdaki adrese başvurabi l i rler:

1 Berlin 10

Postfach 1 00 229 West Berlin

Odemeler şu konto numarasına yapı l ı r :

Postscheckkonto 342 441 West Berlin

1 . lo ı . Brejnev, .. lENIN' IN 1 00. YllDONO MO, SBKP' N I N XXiV. KONGRESI, SSCB' N I N 50. YIlI M

2. NAZıM HIKMET, BOTON ESERLERI (Şimdiye kadar 8 cilt çıkmıştır),

3. BILI MSEL KOM ONIZM,

4. lENI N (Biografisi),

5. SOVYETLER BIRLlöl KOMON IST PARTISIN I N PROGRAMI

6. BOYOK OKTOBR 50 YAŞı NDA,

7. S. Ostüngel, .. GONEŞLI DONYA ..

8. A. Soydan, .. ALMAN DEMOKRATIK CUMHURIYETI ..

9. A. Soydan, .. YEDI SOSYALIST OlKEDE DON-BUGON­YARIN »

1 0. A. Soydan, .. SOVYETLER BIRl'IöINDE 1 2 GON ..

Ad resimiz : Yeni çağ - Stredisko pro rozsirovani tisku, Praha 6, Thakurova 3, Czechoslova�ia

Page 91: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

• y

.. Y E N i Ç A G .. i

O K U

V E

O K U T I

Page 92: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının

ı Ç i N D E K I L E R

Fridrih Ebert

Alman toprağ ından b i r daha harp ç ı kmas ın

Mikele Rossi

i ta ıyo'da neo-faş izm

xx : Em perya l i zmin barut depola rı

Kurt Hager

Marks' ı n öngörü leri

xx : Sosya l ist dernokras in in çağda ş prob lemleri ve gel işme perspektifl eri

Yan Prajski

Buna l ı m ve harp : Problem i n çağdaş içeriği .

a Z E L S A Y F A L A R

Sayfa

285

297

306

31 2

322

348

xx: TKP Merkez Kom itesi n i n çağr ıs ı 355

xx : TKP' n i n 1 Mayıs Belgi leri . 357

xx : TKP Merkez Komites in in SBKP Merkez Komites ine mesaj ı 359

xx : TKP Merkez Komitesi Genel Sekreteri i. Bi len yoldaş ın Fransız Komün ist Pa rt is i Merkez Komites ine mesajı . 360

xx : TKP MK Genel Sekreteri i. Bi len yoldaş ın "TKP'n i n Sesi » ve « Bizim Radyo » m u ha bi r ier ine verd iğ i demeç .

A. Soydan

Faşizm ve neo-faşizm ( 1 )

361

363

Page 93: YENI - tustav.orgtustav.org/yayinlar/sureli_yayinlar/yeni_cag/yc_75_04.pdf · Fridrih Ebert ASBP MK Politbüro üyesi Bu ilkbaharda, Alman Demokratik Cumhuriyeti halkı 1975 yılının