tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar/44... · web view2009/01/29  · birinci olarak,...

110
T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO :2008/209 CELSE NO :44 CELSE TARİHİ :29.01.2009 BAŞKAN :KÖKSAL ŞENGÜN 20909 ÜYE :HASAN HÜSEYİN ÖZESE 28298 ÜYE :SEDAT SAMİ HAŞILOĞLU 37266 C. SAVCISI :MEHMET ALİ PEKGÜZEL 33954 C. SAVCISI :NİHAT TAŞKIN 36924 KATİP :AHMET ELMALI 116766 29.01.2009 tarihli oturum açıldı. Tutuklu sanıklardan Erkut Ersoy, Semih Tufan Gülaltay, Mete Yalazangil, Hayrettin Ertekin ve Mete Yalazangil dışındaki tutuklu sanıklar cezaevinden getirildi. Bağsız olarak huzurdaki yerlerine alındı. Tutuksuz sanıklardan Güler Kömürcü Öztürk, Yusuf Beşirik ile bir kısım sanıklar müdafilerinden; sanık Erkut Ersoy müdafii Av. İsmet koç, sanık emin Gürses müdafii Av. Bozkurt Nuhoğlu, sanık Ferit İlsever müdafii Av. Hasan Basri Özbey, Av. Osman Aydın Şahin, sanık Hikmet çiçek müdafii Av. Hüseyin Gökçe Arslan, sanık Yusuf Tuncer müdafii Av. Melike Güzelant, sanık Doğu Perinçek müdafii Av. Servet bora, Av. Ceyhan mumcu, Av. Veli Devecioğlu, sanık Nusret senem müdafii Av. Mehmet Cengiz, Av. Nurperi sancak, sanık hayati Özcan müdafii Av. İbrahim Erdoğan, Av. Hikmet Fırat aslan, sanık Mehmet Adnan Akfırat müdafii Av. Sabahattin Şenoğlu, Av. Zerrin Öztürk, Cumhuriyet gazetesi vekili Av. Bülent utku, Av. Akın Atalay’ın geldiği görülmekle, huzurdaki yerlerine alındı. Açık yargılamaya devam olundu. Sanık Doğu Perinçek huzura alındı. Sanık Doğu Perinçek’in çapraz sorgusuna geçildi. İddia makamından soruldu: Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: Sayın başkanım, müsaadenizle Doğu Perinçek e birkaç soru sormak istiyoruz. Savunmanızda Ergenekon terör örgütü ile hiçbir bağınızın olmadığını,

Upload: others

Post on 25-May-2020

2 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/44... · Web view2009/01/29  · Birinci olarak, PKK terör örgütü ile ilişkiler, siz bundan daha çok Kürt sorunu olarak bahsettiniz,

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ

( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI

ESAS NO :2008/209CELSE NO :44CELSE TARİHİ :29.01.2009

BAŞKAN :KÖKSAL ŞENGÜN 20909ÜYE :HASAN HÜSEYİN ÖZESE 28298ÜYE :SEDAT SAMİ HAŞILOĞLU 37266C. SAVCISI :MEHMET ALİ PEKGÜZEL 33954C. SAVCISI :NİHAT TAŞKIN 36924KATİP :AHMET ELMALI 116766

29.01.2009 tarihli oturum açıldı.Tutuklu sanıklardan Erkut Ersoy, Semih Tufan Gülaltay, Mete Yalazangil, Hayrettin

Ertekin ve Mete Yalazangil dışındaki tutuklu sanıklar cezaevinden getirildi.Bağsız olarak huzurdaki yerlerine alındı. Tutuksuz sanıklardan Güler Kömürcü Öztürk, Yusuf Beşirik ile bir kısım sanıklar

müdafilerinden; sanık Erkut Ersoy müdafii Av. İsmet koç, sanık emin Gürses müdafii Av. Bozkurt Nuhoğlu, sanık Ferit İlsever müdafii Av. Hasan Basri Özbey, Av. Osman Aydın Şahin, sanık Hikmet çiçek müdafii Av. Hüseyin Gökçe Arslan, sanık Yusuf Tuncer müdafii Av. Melike Güzelant, sanık Doğu Perinçek müdafii Av. Servet bora, Av. Ceyhan mumcu, Av. Veli Devecioğlu, sanık Nusret senem müdafii Av. Mehmet Cengiz, Av. Nurperi sancak, sanık hayati Özcan müdafii Av. İbrahim Erdoğan, Av. Hikmet Fırat aslan, sanık Mehmet Adnan Akfırat müdafii Av. Sabahattin Şenoğlu, Av. Zerrin Öztürk, Cumhuriyet gazetesi vekili Av. Bülent utku, Av. Akın Atalay’ın geldiği görülmekle, huzurdaki yerlerine alındı.

Açık yargılamaya devam olundu. Sanık Doğu Perinçek huzura alındı.Sanık Doğu Perinçek’in çapraz sorgusuna geçildi.İddia makamından soruldu:Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: Sayın başkanım, müsaadenizle Doğu Perinçek

e birkaç soru sormak istiyoruz. Savunmanızda Ergenekon terör örgütü ile hiçbir bağınızın olmadığını, ele geçen örgütsel dokümanlarla da herhangi bir ilginizin olmadığını söylediniz. ancak dosya içeriğine baktığımızda, ulusal strateji merkezi ve bilim ve ütopya dergisinde yapılan aramada, Kemalist model ulusal gençlik hareketi, dinamik ulusal güç birliği ve Kuvvai milliye cephesi, araştırma gözlem analiz teori İstanbul 29 ekim 2000 başlıklı 21 sayfalık doküman, işçi partisi İstanbul il örgütünde Usiad, ulusal sanayici ve iş adamları derneği İstanbul 12 nisan 2000 kapak sayfalı ve arkasında, murat ağertik, ocak 91 Cengiz Çandar olayı şeklinde el yazması olan notlar olan doküman, Mehmet Adnan Akfırat dan aramalarda bulunan 1 ve 33 numarası ile numaralandırılan belgelerde ulusal medya 2001 isimli doküman içinde belirtilen toplantı notları ve sonuç bölümünün yer aldığı yazı. Veli Küçük ifadesinde, kendisinde ele geçirilen televizyon analiz yönetim ve geliştirme projesi, İstanbul Temmuz 2000 isimli belge ile ilgili olarak bu belgenin kesin olmamakla birlikte Mehmet Perinçek tarafından kendisine verilmiş olabileceğini beyan etmesi, hikmet çiçek in ikametinde yapılan aramada ele geçirilen 21. yy, da casusluk araştırma gözlem analiz raporu, İstanbul aralık 2000 başlıklı belge ile mit ve medya ajan gazeteciler İstanbul aralık 2000 tarihli belgenin kendisine aydınlık dergisi İstanbul temsilciliğinden aldığını ifade etmesi. Yine evinizde yapılan aramada basılı olarak örtülü

Page 2: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/44... · Web view2009/01/29  · Birinci olarak, PKK terör örgütü ile ilişkiler, siz bundan daha çok Kürt sorunu olarak bahsettiniz,

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 29/01/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:44 Sayfa:2

faaliyetler 1 ve masonik bilderberk çetesi isimli dokümanların ele geçirilmesi, Mehmet Zekeriya Öztürk de ele geçirilen masonik bilderberk belgesini sizden temin ettiğini beyan etmesi, savunmanızda mafyokrasi kitabını yazarken, bu belgeden yararlandığınızı ifade ettiniz, yine işçi partisi genel merkezinde ele geçirilen cd lerde de, Ergenekon ana belgesi dahil olmak üzere birçok örgütsel doküman ele geçirilmiştir. Yine dinamik antitez, İstanbul 9 aralık 2000 başlıklı dokümanın giriş kısmında özetle, 29 ekim 2000 tarihli Kemalist model ulusal gençlik hareketi ulusal güç birliği ve kuvayi milliye cephesi isimli tezin, Doğu Perinçek e iletilmiş olduğu ve Perinçek tarafından kaleme alınan, ulusal gençlik birliği üzerine görüşler adı ile ileri sürülen düşünceler, entelektüel birikim süzgecinden geçirildiğinde, örtülü antitez niteliği taşıdığı değerlendirilerek bu belgenin yazıldığı anlatılmıştır. Bu açıklamalar ışığında, Ergenekon terör örgütü ile sizin irtibat kurduğunuz anlaşılmaktadır. Örgütsel dokümanların bulunması, sizin örgütsel konumunuzun belirlenmesinde önemli bir kriter olduğunu göz önüne alırsak, bu konuyu biraz açar mısınız.”

Sanık Doğu Perinçek: sayın başkanım, önce burada bir ceza hukuku yargılaması mı yapılıyoruz, bireysel sorumluluğu araştıran yoksa işçi partisinin sorumluluğunu araştıran bir Anayasa yargısı mı yapıyoruz. Bunu belirlemek lazım. Çünkü sayın savcının sorularında hikmet çiçek de Adnan Akfırat da ele geçirilen Veli Küçük de bulunan vesaire çeşitli belgelerden bahsediliyor veya işçi partisinin Ankara daki altı yedi katlı binasındaki İstanbul daki altı katlı binada ve işçi partisinin dışındaki çeşitli organlarda bulunan belgeler, şimdi fail ile fiil arasında bağ nedir? irade. Bu kalemi buraya Doğu Perinçek koydu. Bu bağlantıyı kurduğumuz zaman bu kalemi koyma suçunun faili Doğu Perinçek olur. Yoksa yedi katlı bir binanın kalorifer kazanında, mutfağında bulunan her şey Doğu Perinçek, ben işçi partisinde bulunan her şeyin hesabını Anayasa mahkemesinde veririm, işçi partisinin genel başkanıyım. Ama, bir ceza yargılamasında bireysel olarak, bireysel irademden sorumluyum. Burda bir ceza yargılaması yapılıyor ve ceza hukukunda bireysel sorumluluk vardır. kolektif sorumluluk söz konusu değildir. önce bu ayrımı yapmamız gerektiği kanaatindeyim. O zaman benim bilmediğim benim irademin ürünü olmayan o belge orda çıkmış, bu belge buramda çıkmış, kaldı ki bu sözü edilen sayın savcının saydığı belgelerin hiçbirinin üzerinde Ergenekon belgesi, Ergenekon örgütü belgesidir denmediği gibi içeriğinde de Ergenekon ile ilgili hiçbir şey yok. kırk elli tane bu şekilde ulusal medya, ajan gazeteciler, falanca filanca böyle çeşitli konularda hatta petrol meselesi, kuzey ırak meselesi vesaire bu tür broşür veyahut da yazılar yazılmış, çoğaltılmış, yayılmış, bunların bizde çıkanları özellikle bize düşman belgeler. Yani Doğu Perinçek aleyhine, işçi partisi aleyhine, aşağı yukarı sayın savcımın belirttiği belgelerin hepsi, burada huzurda uzun uzun içinden alıntılar yaptım. işçi partisini hedef alan, Doğu Perinçeki hedef alan, Doğu Perinçek’e en haksız suçlamalarda bulunan belgeler, biz. Bize yönelen bizi eleştiren veya bize hücum eden bütün psikolojik savaş belgelerini toplarız. Benim evimdeki aramada da, polis memurları görmüşlerdir. Altı yedi klasör sırf Doğu Perinçek aleyhine bildiriler belgeler, saldırılar, psikoloji savaş malzemeleri, altı yedi klasördür bu. Bize yönelen bir saldırı varsa cevap vermek için dava açmak için bilmek için kendi hatamız var sa o kendi hatamızı öğrenmek için o belgeleri toplarız. Ajan Gazeteciler dediği efendim ulusal medya dediği, Cumhuriyet dediği, 2001 dediği bütün bu belgeleri, o zaman bak bize birileri böyle saldırılar yapıyor, diye basından getirilmiştir. Size bunlar saldırıyorlar, vesaire şeklinde, biz onları almışızdır, arkadaşlarımız, örgüt, arşivlerine koymuşlardır. Ve orası bir aynı zamanda aydınlığın, ulusal kanalın Türkiye’nin en zengin arşividir. Bunları sabah gazetesinde de var. Fehmi koru da da var. yeni şafak da da var. o zaman 2001 yılında, 2000 yılında bütün gazetelere, basına dağıtmışlar, insanlara dağıtmışlar ve bize ulaşanlara da arkadaşlarımız almış onları muhafaza etmişler, korumuşlar, doğru yapmışlar. Onları çıkmaması bir eksiklik olur, çünkü nasıl diğer basında var, yazıyor, açık açık sabah gazetesi yeni şafak elden ele bu her tarafta dolaşıyor. Bütün basında mevcuttur diyor, kaldı ki bu bulunan belgeler arasında Ergenekon temel belgesi ve lobi belgesi denen üzerinde Ergenekon un silahlı kuvvetler içinde çalıştığını

2

Page 3: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/44... · Web view2009/01/29  · Birinci olarak, PKK terör örgütü ile ilişkiler, siz bundan daha çok Kürt sorunu olarak bahsettiniz,

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 29/01/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:44 Sayfa:3

belirten belgeler yok. öbürleri makale veya araştırma anlamında, içeriğinde, her konuda yazılmış belgelerdir. Ve bunların hiçbiri bir suç kanıtı değildir. şimdi bu gün ispatlanmıştır. Yeni şafak a yazıyorsunuz geliyor, bizde olmayanlar, geliyor. Sabah a yazıyorsunuz geliyor, Fehmi koru var olduğunu söylüyor, aksiyon dergisi var olduğunu söylüyor. Bu gün hangi gazeteyi gidelim bir arama yapalım, bu belgeler eğer yok etmedilerse geri sanmıyorum yok edeceklerini, bu belgeler bütün basında var, bütün basında var ve ama bu belgelerin içeriği önemli, nedir içeriği, bu belgelerde bir tek işçi partisi hedef alınıyor, bu belgelerde, bir tek Doğu Perinçek, bir de ilhan Selçuk hedef alınıyor. Bu neyi gösterir, bu belgelerin yazanlar, Doğu Perinçek e düşman, ilhan Selçuk a düşman, o nedenle sayın savcının zikrettiği bütün bu belgeler, bizim savunma kanıtımızıdır, teşekkür ediyoruz kendilerine, bu belgeleri dava dosyasına koymuşlar, böylece Ergenekon denen veya bu belgeleri yazanların bize düşman olduğunu, bizim onlarla bir irtibatımız olamayacağını, onlarla beraber bir örgüt içersinde olamayacağımızı gösteren belgelerdir. Mehmet Perinçek’in televizyon başlıklı belgeyi sayın general Veli Küçük’e götürmediğini ben biliyorum. Çünkü bu oğlum görüşe geliyor, görüşüyoruz. Böyle bir şey var mı diye, hayır ben işçi partisinin bazı belgelerini sayın generale götürdüm. Diyorlar, zaten olabilir şeklinde hakkaten o bazı işçi partisinin açıklamalarını, benim Atatürk ile ilgili bir Çin de çıkan bir yayını göndermiştim. Onla öbürlerini karıştırdığını, olabilir şeklinde polis ifadesinde söylüyor. Sonra olabiliri bir ihtimal olarak söylüyor ve burada huzurda gerçeği ifade ettiler. Gerçek odur. Hikmet çiçek te kendisi cevaplayacaktır, 21 yy de MİT medya ajan gazeteciler çıkmış, bu mit medya ajan gazeteciler dava çeşitli davalarda, mahkemelere arz edilmiş, savunma kanıtı olarak elden ele dolaşan belgelerdir. Hikmet çiçek te çıkmıştır. Bundan benim sorumlu tutulmam ne derece ceza hukuk anlayışına sığıyor, onu siz takdir edeceksiniz. Ama, hikmet çiçek te çıkması da bir suç teşkil etmez. Bende de çıksa, suç teşkil etmezdi. Ben bunlar yük olacağı için evime on binlerce kitap var, oraya koymamışım, arşiv hepimizindir, o arşivde bulunmaktadır. Masonik bilderberk te incelendiği zaman, Mehmet Zekeriya Öztürk dört ay çalıştığı zaman ulusal kanalda o konu ile ilgili bir araştırma yapmış, anlaşılan, ve gitmiş arşivden kütüphaneden almış, aynı benim kullandığım belgeler olduğu için, ben de oradan aldım yani o da benim lehimedir çünkü ikimizde çıkan aynı belge olduğu görülüyor, üzerindeki notlardan, demek ki, bir arşiv bir kütüphaneye aittir ve o bende de çıkmış, onda da çıkmış, masonik bilderberk ne alakası var. bir terör örgütü ile o araştırmanın burada uzun uzun size arz ettim, ne ilgisi var. içinde ne bir terör örgütünden bahsediliyor, ne bir terör örgütü faaliyetinden bahsediliyor, ne bir terör örgütü amacından bahsediliyor. Baştan sona dünyadaki bilderberk denen uluslararası kapitalizmin emperyalizmin merkezi kuruluşlarından birinin faaliyetleri anlatılıyor. Bilgilendirici aydınlatıcı bir belgedir. Onu da ben Ergenekon un falan yazdığına ihtimal vermiyorum. Yani onlarda öyle bir düzey yok, biraz araştırılsa onun şu veya bu kitaptan derlenmiş parçalar olduğu çıkar. Yoğun diskler, cd lere gelince, onların arama tutanaklarında yok, bunu nasıl tartışabiliriz. Eğer arama tutanakları sanıklar için bir güvence oluşturmayacaksa ve arama tutanakları da bu davada bir gerçek olarak kabul edilmeyecekse, o zaman neye biz güveneceğiz. Arama tutanaklarında bu sözü edilen dört tane yoğun disk yok. Bunu huzurda gösterdim. Arama tutanaklarında onlar yok. o zaman şu olur. Herkes arama tutanağı dışında getirir, dava dosyasına, polis, savcılar istediği şeyi koyar. İstediği suçlamayı yapar. Onun için bu dört cd nin tartışmasını buradan itibaren eğer burda bir hukuki yargılama yapılıyorsa kesmek gerekir. Bu cdler işçi partisinden çıkmamıştır. Çıkmamıştır. Çıkması da mümkün değildir. Sonra bu ulusal gençlik birliği, ulusal gençlik birliği ile ilgili yazıyı ben yazdım. Türkiye Türk ve Kürt beraberliği konusundaki yazıyı ben yazdım. Bu yazılar benim yazılarım, bunlar teori dergisinde yayınlanmış ama Ergenekon dergisi, pardon Ergenekon örgütü sözde, bunlara kızmış, öfkelenmiş, bunlara ağız dolusu küfrederek belgeler yazmış, bana hücum eden bu belgeleri, sayın savcı belirtiyor. İkisini birbirine karıştırıyor, artık ben burada bir kasıt görüyorum. Çünkü bunları huzurda anlattım ikisini ayırmak lazım. Benim yazdığım belge, işçi partisine ait, teori dergisinde yayınlanmış işçi partisi organlarından geçmiş,

3

Page 4: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/44... · Web view2009/01/29  · Birinci olarak, PKK terör örgütü ile ilişkiler, siz bundan daha çok Kürt sorunu olarak bahsettiniz,

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 29/01/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:44 Sayfa:4

geçlik meselesi ile ilgili, Kürt meselsi ile ilgili iki yazı. Bunu birileri görmüş, okumuş, beğenmemiş, hücum etmiş,yazı çıkartmış, ve o yazılardan ben niye sorumlu olayım. Tersine, eğer o yazılar suç ise ve o yazılar bir örgütü ifade ediyorsa o zaman Doğu Perinçek in bu örgütle ilgisi olmadığını ispatlayan belgeler bunlar. onun için ulusal gençlik bilmem ne, arkasında bir şey var, ulusal gençlin gençlik konusunda tezlerini Ergenekon eleştiriyor. Hücum ediyor, eleştiri değil, küfür ediyor. O küfreden bize küfreden belgeden, biz sorumlu olabilir miyiz?”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: arama tutanağının 3. sayfasında bu cd lerin ele geçirildiği konusunda tutanakta yer aldığı mevcut. Şunu öğrenmek istedim.

Sanık Doğu Perinçek:sayın başkan lütfen bunu berraklaştıralım, burada bitirmeyelim o princo hight quality vesaire diye numaraları belirtilen yirmi dört tane princo bulundu diyor, otuz tane bilmem ne bulundu diyor, sayıyor, o numaralarla ve iddianamede belirtilen numaralarla bulunmuş bir cd yok. numaralarla yok. bazılarının numarasını yazmış, numarasını bazılarının yazmış ama o değil onlar değil, princo marka bilmem ne, numarası var üzerinde, iddianameye niye numarayı yazdınız. O iddianamede yazılı numaralar biz de yok. Arama tutanağında yok. genel olarak princo marka bilmem 20 milyon tane, cd var, belki elli milyon tane cd var. princo dünyada en çok princo haight qualitiy efendim diğer üçüncü marka bir şey. Bunlar markalar, o markalarla milyonlarca, milyonlarca adamlar yoğun disk üretiyor. Ve onun numarası yazılmadığı zaman aramaların kanunsuz olmasının falan bir yana bırakıyorum. Bunlar, İstanbul da dosyaya eklendi. Ankara da eklenmediği anlaşılıyor. çünkü Ankara da eklense, numaralarını yazardı. Ankara da da bunu yapabilirdi. Yüz tane adam giriyor partiye, üç tane insan var, yedi kata dağılıyor, şu enteresan değil mi? üç tane suçlu cd var, bin kırk yedi cd ele geçiriliyor. 1047. o üçü nerde, dördüncü kat, giriş, sağ taraf, sekreter masasının üzeri diyor. Besbelli yani sonradan üretilmiş, İstanbul da bu uydurulmuş. Birini, insan bir yere kor. Yani, bir becerikli bir tertip yapar, gider birini başka bir masaya kor, gider bir çekmeceye kor, birini bir rafa kor, üç cd üçü de orda ve bu 1047 cd den bir gecede yirmi dört saat bile değil, on iki saatte 1047 yi incelediniz de nerden bu cd yi buldunuz? Bu kadar gerçek dışı, mantık dışı bir iddia olabilir mi? 1047 cd , 21 akşamı bindiriliyor minibüse, bizim aydın gergin ve diğer arkadaşlar ile birlikte, 22 mart sabahı İstanbul a getiriliyor. 22 mart günü, bana sorguda bu cd ler soruluyor. Ne zaman 1047 cd yi incelediniz de, bunun içinden üç tane suçlu cd yi buldunuz da Doğu Perinçek e soruyorsunuz. Bunların hepsinin bir tertip olduğu ve maalesef, bunda ısrar eden savcıların da bu suçun içinde oldukları anlaşılıyor. savcılar bu sorularla kendi suçlarını itiraf etmektedirler. “

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “sorumun içersinde size bu Kemalist model isimli yazının iletildiği ve sizin verdiğiniz cevaba göre yeni bir antitez çalışması yapıldığından bahsediliyordu, bunu açar mısınız.”

Sanık Doğu Perinçek :” nerede efendim, bilemiyorum. “Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” dinamik isimli şeyde, size Doğu Perinçek e

iletilmiştir. Diyor. yani sizinle kim irtibata geçti, bu örgütten kim size bu belgeyi getirdi. Sizin cevabınızı kim aldı, onu öğrenmek istiyoruz.“

Sanık Doğu Perinçek :” bana kesinlikle ben şimdi bunu dikkat etmemişim ona bana, böyle bir Kemalist antitez diye bir belge iletilmedi, çünkü Kemalist antitez belgesi.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Kemalist model isimli belge size iletilmiş, sizin verdiğiniz cevaba göre de yeni bir çalışma yapıldığından bahsediliyor.”

Sanık Doğu Perinçek :” o zaman Sayın başkanım, o Kemalist belgeyi kim, nerede, hangi tarihte iletmiş, o belgenin altında bir imza var mı.”

Mahkeme Başkanı :” iletilmiş diyorsunuz, “Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” şurada, örgütsel dokümanın başlangıcında

bunu yazıyor.”Sanık Doğu Perinçek :”tamam da sayın savcım yeri ne tarihi ne.”

4

Page 5: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/44... · Web view2009/01/29  · Birinci olarak, PKK terör örgütü ile ilişkiler, siz bundan daha çok Kürt sorunu olarak bahsettiniz,

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 29/01/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:44 Sayfa:5

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” yani sizinle kim irtibat kurdu biz onu öğrenmek istiyoruz zaten, bu örgütsel dokümandan bu anlaşılıyor.”

Sanık Doğu Perinçek: hayır, hiç, yok efendim, sizin soru sormak tabi görevinizdir, teşekkür ederim, bu soruya da çok teşekkür ederim. benim ben bu belgeyi kesinlikle görmüş değilim. Bana kesinlikle böyle bir şey getirilmiş değil, ama şunu söyleyeyim, bu belgeler ortalıkta uçuşuyordu, dolaşıyordu, bir çoğu getiriliyordu, işte mesela masonik bilderberg bize getirilmiş, o bahsettiğiniz 2001 getirilmiş, Cumhuriyet gazetesi getirilmiş, bunlar neden getirilmiş, bizim arkadaşlara bir yerlerde demişler ki, bak size burada hücum ediliyor. İlhan Selçuk a, Doğu Perinçek e hücum ediliyor demişler, almışlar ben onları çok iyi hatırlıyorum. Bana getirdiler böyle broşürler dağıtılıyor bu broşürlerde Doğu Perinçek e, ilhan Selçuk a, Cumhuriyet gazetesine saldırılıyor ve bu broşürlerde ulusal kanala bir operasyon yapılacağından bahsediliyor. Yani bunlar bize yönelik düşmanın faaliyetleri olarak getirilmiş.”

Mahkeme Başkanı :” yani bu belge getirilmedi, diyorsunuz, “Sanık Doğu Perinçek :” ben bu belgenin getirildiğini hatırlamıyorum, belki getirilmiş de

olabilir, ama bu şekilde çok belge dolaştı ve bize getirilmesinin sebebi de bakın yav sizin ulusal kanalı ele geçireceklermiş, çünkü orada diyor ki, ulusal kanala operasyon yapalım. Cumhuriyet gazetesine operasyon yapalım. Bu belgeler yüzlerce dağıtıldığı zaman, bir çok dostumuz var bize ulaşıyor. sizin dergiyi el koyacak, kanala el koyacaklarmış, operasyon yapacaklarmış, bunlar bize bir düşman faaliyeti olarak duyalım, öğrenelim, tedbir alalım diye getirilmiş belgelerdir. Düşman faaliyeti içinde, düşman faaliyeti olduğu sayın başkanım, açıkça belirtiliyor. “

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: Veli Küçük emniyet ifadesinde, sizi tanıdığını, sizinle hatırlamadığı bir yerde karşılaştığını, ancak yakın bir ilişkisinin olmadığını, bir iki kez sizin telefonla onu aradığınızı, ulusal kanal da röportaj yapmak istediğinizi, bu teklifi kabul etmediğini bir telefon konuşmasında oğlunuz Mehmet Perinçek in Rus filolojisinden mezun olduğunu, Rusya da Lenin üniversitesinde araştırma yapacağını anlattığını ve görüşmek istediğini söylediğini ve onunla üç dört defa görüşme yaptığını, beyan ediyor, siz de 2003 yılında Kıbrıs taki Kıbrıs mitingi İstanbul da yapılan Kıbrıs mitinginde Veli Küçük ile karşılaştığınızı, bunun dışında yüz yüze görüşmediğinizi beyan ediyorsunuz. “

Sanık Doğu Perinçek :” evet efendim “Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “ aydınlık dergisinin 25 ağustos 96 tarihli

sayısının kapağında, eşref Bitlis i ABD öldürttü şeklinde bir açıklama yer alıyor ve on yıl sonra ismini de açıklayarak, bunu size veren kişinin Veli Küçük olduğunu söylüyorsunuz ve yine yapılan aramalarda ele geçirilen asus marka bilgisayarın hard disk incelemesinde, 30 eylül, 1 ekim 2006 tarihlerinde yapılacak ulusal strateji merkezi genel kurulu milli hükümet programı kurultayı, hazırlık toplantısı tutanağının içersinde yer alan devletin yeniden yapılandırılması komisyonunda, Veli Küçük ün yer aldığı ve toplantıya katılanlar kendi tercihleri doğrultusunda komisyonlara dağıtıldı, ifadesi yer almakta. Yine bunun devamında, klasör 322, dizi 318 de de Ankara ulusal strateji merkezi komisyonlarında sağlık sosyal komisyonu, partinin temel nitelikleri komisyonu, ekonomi maliye, milli güvenlik ve dış politika, devletin yeniden yapılandırılması komisyonunda, gene Mete Göknel, Veli Küçük, Mehmet Cengiz isimlerinin yer aldığı görülmüştür. Veli Küçük ile ne tür ortak bir faaliyet yaptınız, devletin yeniden yapılandırılması yönünde Veli Küçük size ne tür katkı sağladı?”

Sanık Doğu Perinçek :” Sayın başkanım, benim oğlum, Rus filolojisi mezunu değil. İstanbul hukuk fakültesi mezunu, sayın general Veli Küçük benim oğlumun ne mezunu olduğunu bilmeyebilir tabi, bunda bir şey yok ama bu yani ben bunu bir savunma olarak da söylemiyorum. Veli küçük ile iyi dost olmuş olmayı da isterdim. Geçmişte yani böyle ben başkaları gibi aman tanımıyorum etmiyorum falan diyecek kişilikte ve karakterde bir insan değilim, ama Veli Küçük ile bizim bağlarımız, sayın Veli Küçük ün de ifade ettiği, benim de ifade ettiğim gibidir. Kıbrıs mitingin de kendileri hatırlamıyorlar, ben Kıbrıs mitinginde diye hatırlıyorum. Bir yerde diyor

5

Page 6: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/44... · Web view2009/01/29  · Birinci olarak, PKK terör örgütü ile ilişkiler, siz bundan daha çok Kürt sorunu olarak bahsettiniz,

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 29/01/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:44 Sayfa:6

karşılaşmıştık. gerçekten bir yerde, biz Kıbrıs mitinginde bir kez karışlaştık. onun dışında iki sözleşmeler ile ilgili bir emekli general grubu veyahut da generaller toplanmışlar, benden bilgi istediler ve o dosyayı yolladım. Bunun dışında bir irtibatımız yoktur. Benim oğlum Rus filolojisi mezunu değil, hukuk fakültesi mezunudur. Veli Küçük ile ulusal kanal veya aydınlık röportaj yapmak istemiş olabilir, benim bundan haberim yok. ben ulusal kanal veya aydınlığın çalışanı değilim, orada 130 insan çalışıyor. Ulusal kanal ve aydınlıkta 130 insan çalışıyor. Ben işçi partisi genel başkanıyım. Benim ulusal kanal aydınlık ın faaliyetlerini yönetmeye ne zamanım vardır, ne de görevimdir. 130 insanın çalıştığı bir yerde bana, zaten bir gerek yoktur. Onu bilmiyorum, bu aydınlığın genel yayın yönetmeni burada. Varsa, bir röportaj yapmak istedilerse o açıklar, bu da son derece normaldir. Bütün basın Veli Küçük ün peşinden gider, röportaj yapmak ister. Bu önemli bir haberdir. Eşref Bitlis suikastı, ekim 1996 da, pardon eylül olabilir, eylül veya ekim 1996 da, bir generalin üç albayın önünde yani resmi muvazzaf general ve albaylar, aydınlığın muhabirine bir bilgi verdiği bana da intikal etti ve şey yapmışlar dehşete de düşmüş, bu bilgiyi alanlar. Dediler ki, eşref Bitlis i Amerikalıların öldürdüğü söyleniyor, ondan sonra, önemli bir olay, bana da getirdiler. Şöyle bir değerlendirme yapıyorlar, bu kesinlikle tekzip edilmeyecek deniyor, yayınlayın da diyoruz, demiyorlar. Ondan sonra bu bir gerçektir. Şu değerlendirmeyi yapıyorlar. Genelkurmay başkanı bilgisi dışında, bir Türk generali kesinlikle böyle bir bilgi veremez. Ondan sonra ve o şekilde yayınlıyorlar. Hakikaten de yayınlandı, yirmi otuz televizyonda çıktığı halde, o zaman tek bir tekzip gelmemiştir. Bizim Veli Küçük ile hiçbir örgütsel, general sayın Veli Küçük ile hiçbir örgütsel bağımız, ilişkimiz yoktur. Bunların hiçbiri, bir örgütsel bağa, bir Ergenekon örgütü liderliği düzeyinde bir birleşmeye veya üyeliği düzeyinde bir birleşmeye işaret eden belgeler değildir. Türkiye toplumunda, hangi general, hatta benim partimde generaller var, genel başkan yardımcılarımın ikisi general. En üst düzey komutan, korgeneral rütbesinde, orgeneraller partilere girmiyorlar. İşçi partisindedir. Onlarla ben, her gün beraberim. Her gün faaliyette bulunuyorum. Ve generallerle, emekli generaller ile görüşmek, konuşmak, kahve içmek dostluk yapmak, bunları bir suç haline getirmek çok, çok yanlıştır. Bizim Veli Küçük ile kesinlikle hiçbir örgütsel bağımız yoktur. Bunu tekrar ediyorum. Bunu kanıtlayan başka delilleri de yoktur. Pardon eksik kaldı, o eksik kalmış, şimdi bunlar gerçekleşmemiş, bir Ankara’da partimizin programı ile ilgili bir çalıştay toplandı. Hazırlığı yapıldı. Bu çalıştay a efendim. Şükrü sina güreller, enis öksüzler, birçok bakandı, bilim adamıydı, vesaire katıldı. Bunun tasarımları içersinde bir bölümde Veli Küçük ün de davet edilmesi düşünülmüş, tasarıdır bunlar, hiçbiri gerçekleşmemiş, onun bu işin başında da general servet cömert vardır. Onun da devletin yeniden yapılanması diye sayın general servet cömert in 2000 yıllarında harp akademileri komutanlığından resmi yayın olarak çıkmış bir kitabı vardır. Devletin yeniden yapılanması diye harp akademileri yayını, general servet cömert in bir kitabı var. Bu partimizde de, devletin yeniden yapılanması diye partimizin programında bir bölüm var. Bu bir parti programıdır. Başkanlık kurulu kararı olduğunu da size arz ettim. Zaten dava dosyasında da, başkanlık kurulu kararı diye üzerinde yazılıdır. Ve bu belge Ergenekon belgesinden tarih olarak sonradır. Evvel değil. yani bu belgeden yararlanılarak Ergenekon belgesinin yazılması da mümkün değildir. tarihi sonradır. Partimiz, programını milli hükümet programını işlemek için bir çalıştay düzenlemiş, sekiz, on başlık saptamış, ekonomisi, savunması, güvenliği, enerji alanı vesaire bu arada devletin idari yapısında yeniden yapılandırılması çalıştay da görüşülmüş. İlk hazırlanan taslaklarda, Veli Küçük ün de altı yedi konuşmacı içersinde çağırılması düşünülmüş, ama ya çağırılmamış, belki de sayın Veli Küçük kabul etmediler, orasını bilmiyorum. Ve bu gerçekleşmemiş. Çalışay yapıldı, kimlerin katıldığını size bir liste halinde arz ederim. “

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”savunmanızda, ulusal kanal yöneticisi olmadığınızı beyan etmektesiniz, 29 Ekim 99 tarihli Ergenekon analiz yeniden yapılanma yönetim ve geliştirme projesi dokümanında, medyanın kontrol altına alınmasının önemi anlatılarak, Ergenekon un da medya kuruluşlarını kontrol etme yönündeki faaliyetlerini, kendi

6

Page 7: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/44... · Web view2009/01/29  · Birinci olarak, PKK terör örgütü ile ilişkiler, siz bundan daha çok Kürt sorunu olarak bahsettiniz,

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 29/01/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:44 Sayfa:7

medya kuruluşlarını oluşturarak, mevcut ulusal ve uluslararası oluşumların doğal işleyişi içinde örtülü bir biçimde etkileme, denetleme ve kontrol altına alma yöntemini uygulamaya koyması gerektiği belirtilmiştir. Sanıklardan Mehmet Adnan Akfırat savcılıktaki ifadesinde ulusal kanal televizyonunun 29 ekim 2000 tarihinde kurulduğunu beyan etmekte, siz ifadenizde 96 yılında kurulduğunu söylediniz.”

Sanık Doğu Perinçek :” 94 efendim, 1994”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” ve Akfırat ifadesinde diyor ki, Cumhuriyet

gazetesi ile birlikte ulusal bir televizyon kurulmasının gündeme geldiğini, ancak o dönemde mali imkanlar yetersiz olduğu için, ilhan Selçuk un siz yapın, biz destekleyelim dediğini, ilhan Selçuk un da çeşitli toplantılara katıldığını, birlikte ulusal bir televizyon kurulması amacı ile bu toplantılar yapıldığı, ilhan Selçuk ile Doğu Perinçek in zaman zaman bu tür konularda alakalı görüşmeler yaptıkları şeklinde beyanı var. yine 3840 nolu iletişim tespit tutanağında, siz Teoman ile bir görüşme yapıyorsunuz, ulusal kanalı arıyorsunuz. Ve ordan bazı bilgiler istiyorsunuz. Ulusal kanalı, 16 şubat 2008 tarihinde yine arayıp turan ile bir görüşmeniz var, ona diyorsunuz ki, ama o sloganları falan mesela, Perinçek bizim her şeyimiz sloganları, bu güzel hatta tekrar ettirerek filan vermek lazım şeklinde talimatlar veriyorsunuz. Yine ulusal kanalda ihsan atik ile bir görüşmenizde ihsan atik kendisinin ulusal kanaldaki programlara partili olarak bağlanamamasından dert yanıyor, siz de diyorsunuz ki, partili kişilerin programa katılmaması daha olumlu olacak diyorsunuz. Yine dijital incelemelerde, 4. klasör 251-152 de parasal kaynak seferberliği adı altında, sizin yaptığınız bir çalışma var. yine 4. klasör, 251-152 sayfa 71 de, genel sekreterliğe, Doğu Perinçek in ulusal kanal kampanyası şubat ayı raporu, şeklinde raporlarınız var. ulusal kanal ile ilişkiniz nedir? Ergenekon terör örgütü ile ulusal kanal arasında herhangi bir bağ var mıdır.”

Sanık Doğu Perinçek :” Sayın başkanım, ulusal kanal 1994 yılında kuruldu. Bu tartışmalı değil, ticaret sicili ve RTÜK kayıtlarına baktığımız zaman, 94 te kuruldu yani, bu tartışmayı burada kapatalım. Çünkü resmi olarak kuruluş tarihi, 1994. o tarihte bir lisans alınmış, RTÜK’e kaydı yapılmış. Aynı zamanda ticaret siciline de Yeditepe A.Ş. olarak kaydedilmiş. bunların da getirtilmesini talep ediyoruz. Bu bir, Adnan Akfırat ın anlatımları doğru. Ben de hem huzurda hem polis ifademde, aynı şeyleri söyledim, nedir? bizim 1995-96 olabilir, o yıllarda sayın ilhan Selçuk ve sayın gürbüz çapan ile Ferit İlsever, görüşmeler oldu, ben de katıldım. Ama bunu Çırağan sarayındaki toplantı ve diğerleri ile karıştırmamak lazım, hiçbir ilgisi yok. arada beş, altı sene fark var ve konular tamamen farklı, burada neydi, sayın ilhan Selçuklar bir Cumhuriyet televizyonu kuruyorlardı. İlhan Selçuk ve gürbüz çapan. 1995 ve ya 96 yılında. Ellerinde lisans yoktu. Ulusal kanalın da elinde bir lisans var. Şöyle bir öneri geldi, gelin sizde lisans var, bizde para buluyoruz. Ortak bir televizyon yapalım. Tabi, bu da bize cazip geldi, Arkadaşlarımıza. Yani güzel bir şey, kuvvetli bir şey olsun, sonra ilhan Selçuklar ve Cumhuriyet gazetesi bizim düşünce fikir itibariyle Atatürk devrimini savunmak, bağımsızlığı savunma, Türkiye de laikliği savunma konusunda, düşünce beraberliğimizin olduğu insanlar. Bu konuda birlikte çalışılabilir anlaşabileceğimiz insanlar. Armada otelinde bir beraber yemek yedik. O otelde, onlar bir televizyon kurmak için 150 milyon dolar gerektiğini, bir proje yapmışlardı. Ferit İlsever’ ler de on milyon dolarla, bunun başı, yani küçük bir proje idi. on milyon dolar ile bu başarılabilir şeklinde, karşılıklı görüşmeler oldu. Fakat bir mutabakata varılmadı. Yani onlar çok daha büyük düşünüyorlardı. Bir mutabakat olmadı. Ondan sonra onların maalesef makineler aldılar, vesaire, falan filan o proje o büyük 150 milyon dolarlık proje hayata geçmedi ama Ferit İlsever’lerin on milyonluk projesi gerçekleşti ve ulusal kanal yayın yaptı. Bizim de Cumhuriyet gazetesi ile kardeşliğimiz, dostluğumuz devam etti. Orada, o belgelerde yazıldığı gibi yok. ilhan Selçuk Doğu Perinçek e ayak oyunu, bunların hepsi yalan, gerçek dışı, ilhan Selçuk un kişiliği ile karakteri ile bağdaşmayan şeyler, bunlar tezvirat ve düşmanın yayınları, o belgelerde neyi gösteriyor, ulusal kanala bir operasyon. Belgede devamlı bundan bahsediliyor. O Ergenekon belgesi dedikleri,

7

Page 8: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/44... · Web view2009/01/29  · Birinci olarak, PKK terör örgütü ile ilişkiler, siz bundan daha çok Kürt sorunu olarak bahsettiniz,

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 29/01/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:44 Sayfa:8

ulusal kanalı ele geçirmek için operasyondan bahsediliyor. Peki o ulusal kanalın yöneticileri, sahipleri veya ulusal kanala yakın olduğu söylenen Doğu Perinçek, nasıl o Ergenekon örgütünde olacak. Yine o belgelerde, Cumhuriyeti ele geçirme projesi var. o zaman ilhan Selçuk, ilhan Selçuk ve Doğu Perinçek, Ergenekon örgütünün hedef aldığı insanlar. Elerinden televizyonları, gazeteleri alınmak istenen insanlar. O bakımdan iddialar, tamamen tutarsızdır. Benim ulusal kanal ile ilişkim, benim ulusal kanal ile organik resmi sahibi, ortağı, vesaire yöneticisi şeklinde bir ilişkim yoktur. Ama ben işçi partisi genel başkanı olarak ülkenin bağımsızlığını Atatürk devrimini savunan bütün yayın organlarına sevgi duyarım. Cumhuriyet gazetesini de severim, buna benzeyen diğer Avrasya televizyonu gibi, işte Ankara da çıkan Haberal’ın B kanalı gibi, yani vatansever çizgideki bütün yayın organlarına sevgi duyarım, ilgi duyarım ve onların başarılı olmasını isterim. Çünkü işçi partisinin bağımsız, halkçı, devrimci bir Türkiye kurma Kemalist devrimi tamamlama projesine hizmet eden kanallar bunlar. ulusal kanal da bu bakımdan özel olarak beğendiğim sevdiğim ve desteklediğim bir kanaldır. Ama bir organik ilişkimiz yoktur. İhsan atik ulusal kanalda çalışan bir insan değil, tanımıyorum, telefon etmiş önemli bir şey değil. Bu şekilde, yani organik bir bağım yok. kaldı ki, sayın heyet, ulusal kanal bir suç örgütü değil.yani, ben ulusan kanal ile organik bağım olsa, bir yurttaş olarak girişim özgürlüğü var, Türkiye de. Ben deniz fenerine ortak değilim de, ulusal kanala ortak olabilirim. Efendim, bilmem şeyin benzin bayiliklerini, şunları bunlarını başbakan koltuğunda oturan zat gibi şunun bunun Ülker’in falanın filanın bayiliğini de almış olabilir herhangi bir yurttaşımız, bunlar Anayasada ve kanunlarda himaye edilen girişim özgürlüğü, ticaret yapma hakkı vesaire kapsamındadır ki benim ulusal kanalda böyle bir ilişkim de yok. Ulusal kanal bir suç örgütü değildir. Şu anda da gümbür gümbür faaliyetini yürütmektedir. Yasaldır. Masak tarafından sermaye piyasası kurulu tarafından ulusal kanala yönelik yapılan bütün incelemeler, hesap incelemeleri, vesaire, hepsi de pırıl pırıl çıkmıştır. Teşekkür etmişlerdir, biz böyle bir ticari kuruluş, televizyonlarda bu güne kadar bu güne kadar bu kadar muhasebesi düzgün bir kuruluşa da rastlamadık demiş ve gitmişlerdir. “

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” genel sekreterliğe hitaben yazdığınız rapordan bahsettim, Doğu Perinçek in ulusal kanal kampanyası şubat ayı raporu diyor, 1 şubat mazlum çimen e kart satışı, Doğu Perinçek 140/400, gürler aktör Akdora dan Paris, falan devam ediyor, tahsil edilen toplam, diğer çalışmalar USİAD başkanı ile görüşüldü. Üyeler ile toplanılacak. Ve devamında proleter devrimci selamlarla bilginize sunulur. Doğu Perinçek şeklinde bir raporunuz var bilgisayarınızda çıkan. Şimdi bunu biraz açar mısınız?”

Sanık Doğu Perinçek :” tabi, USİAD, ulusal sanayici ve iş adamları derneği, bu da yasalara göre kurulmuştur ve şu an faaliyet halindedir, herhangi bir şekilde bir kanuni kovuşturma, soruşturmaya uğramamıştır. Ondan sonra, ulusal kanal kaynaklarını halka yönelerek, ortaklar bularak, binlerce ortağı vardır. bunların hepsi kayıtlıdır. iki tip ortağı vardır. iki bin liralık ortaklar, onar bin liralık ortaklar şeklinde, bu şekilde insanları ikna ederek, ortaklar bulmuştur, kartlar çıkarmıştır. On liraya, yirmi liraya vesaire, satılan bunları yayarak kaynak yaratmıştır. Hepsi bunların kayıtları vardır. o şeyler, mazlum çimen, onu iyi hatırlıyorum. Mazlum çimen gelmişti, bir babası, rahmetli madımak ta yakılan nesimi çimen dir. Bizim bir bale sanatçımızdır. iyi bir bağlama sanatçımızdır mazlum çimen. Benim ziyaretime gelmiştir. Bak dedim ulusal kanal diye bir şey kuruyorlar. Sende bir katkıda bulun. Kartları var, vesaire diye yirmi liralık, o zaman bir kart almış, onun notu anladığıma göre, diğer notlar sayın savcı, bu şekilde alınmış.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” yani USİAD başkanı ile görüşüldü, üyeler ile toplanılacak, yani şimdi örgütsel dokümanlarda da özellikle USİAD ile dayanışma içersinde örgütsel faaliyetler, beyanından hareketle, bunu sordum. Özellikle ve proleter devrimci selamlarla bilginize sunulur, diye bir yere sunuyorsunuz, yani sunduğunuz makam neresidir. Onu öğrenmek istiyorum.”

8

Page 9: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/44... · Web view2009/01/29  · Birinci olarak, PKK terör örgütü ile ilişkiler, siz bundan daha çok Kürt sorunu olarak bahsettiniz,

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 29/01/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:44 Sayfa:9

Sanık Doğu Perinçek :”kime sunuyorum efendim, hitap edilmiştir yazıyor, “Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” genel sekreterliğe diyor, yani genel sekreterlik

dediğiniz yer neresidir.”Sanık Doğu Perinçek :”partinin genel sekreterliğidir. altında benim imzam ve ismim var

mı?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” isminiz var. doğu Perinçek.”Sanık Doğu Perinçek :” o zaman parti genel sekreterliği. işçi partisi genel sekreterliği.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” yani ulusal kanal, işçi partisinin bir kanalı mı

yani onu mu.”Sanık Doğu Perinçek:” ama kendi parti içinde şimdi tam anlayamadım onu bir belgeyi

görebilir miyim, rica etsem. Efendim, bu belge doğrudur, bu belge şu, bu ulusal, kanal ortak yaparken ve kartlarını dağıtırken, zimmete, insanlara vermiş, mesela diyelim on tane kart vermiş vesaire, ben de bir birey olarak, bir birey olarak, ulusal kanala ortak bulmak için çaba göstermişim, Zeki Polat ı ortak yapmışım. Onu bildiriyorum. Mazlum çimen’e yirmi liralık bir kart yani kendi zimmetimde olan konuların hesabını veriyorum. O bakımdan doğrudur, bunun Ergenekon ile burada tarif edilen suç ile halkı isyana teşvik etmekle şeyle hükümeti devirmek ile ilgili bir yanı yok. Ulusal kanal bir suç örgütü o zaman onu dava konusu yapsınlar. Onu konuşalım, ama ulusal kanala ortak bulmak, yardımcı olmak, destek olmak, birey olarak bunlar cezai sorumluluk gerektiren konular değil ve Ergenekon suç örgütü ile de en ufak ilgisi olmayan konular. ulusal kanal, Ergenekon un operasyon yaptığı, hedef aldığı, bunlar bizim suçsuzluk belgelerimiz, çünkü ulusal kanal, herkes Ergenekon a dahil edilebilir bir tek ulusal kanal ile Cumhuriyet dahil edilmez , neden belgelerde, iki tane yayın organı hedef alınıyor, hürriyet hedef alınmıyor, atv hedef alınmıyor, kanal 7 hedef alınmıyor, Samanyolu televizyonu hedef alınmıyor, niye Samanyolu televizyonu hedef alınmıyor, zaman gazetesi hedef alınmıyor, hedef alınmayan gazeteleri değil, hedef alınan iki tane organ var. ulusal kanal ve Cumhuriyet, onları buraya katıyoruz. Çünkü onlar Tayyib Erdoğan rejiminin karşısında, onunla mücadele eden yayın organları. Ulusal kanal ve Cumhuriyet’in bunlar buralardan yayın aleminde suçsuzluğu olan iki tane organ olduğu için geri kalan herkesten şüphelenilebilir. Bir tek o ikisinden şüphelenilmez. “

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” evinizde yapılan aramada, görüşme notları, iş adamı 21 şubat 2007, sağ köşede, el yazması olarak suikast DP3 tabanca aldı. Şeklinde ibare bulunan ve içeriğinde Semih Tufan Gülaltay, akın birdal’ı vurduğunda hem MİT in hem emniyetin hem de askerin kendisini kurtarmasını bekledi. Olmadı. Semih Tufan Gülaltay, Karslı dır, eski ülkücüdür. Biliyorsunuz bir parti kurdu. Etrafında çetesi var. Şırnak komutanı, mete sayar ın yeğeni de onunla iş yapıyor. yeğen ki babası emekli bir amiral, sanıyorum şimdi Ukrayna da. Veli Küçük onu kovdu şeklinde bir doküman ele geçirilmiş. Yani bir istihbarat belgesine benziyor, bu görüşme notu kiminle yapıldı, nerede, size nasıl ulaştı, semih tufan Gülaltay ile ilişkiniz nedir. Veli Küçük ün Ukrayna ya kovduğu kişi kimdir? Bununla bağlantınız nedir.”

Sanık Doğu Perinçek :” şimdi efendim, bana o zaman bu bilgi geldi yazılı olarak, burdaki iş adamı Mehmet eymür ün çok yakını olan Alparslan Ertuğ dur, milli istihbarat teşkilatının üst düzey kadrolarından, onunla bir gazeteci görüşüyor, Alparslan Ertuğ diyor ki, Doğu Perinçek e suikast yapılacak, Semih Tufan Gülaltay, bu amaçla üç tane tabanca temin etti. diyor, o gazetecinin bana o bilgiyi getireceğini Alparslan ertuğ bilen biliyor tabi, bana ulaşsın diye bunu söylüyor. Şimdi ben de tabi bu bilgi gelince, kuşkulandım. Şöyle kuşkulandım, ben böyle bilgileri pat diye inanmam. Ha bunlar dedim, bir hazırlık içersinde suikast yapacaklar, ondan sonra, bizim arkadaşlarımız da, ha Semih Tufan Gülaltay yaptı diyecekler. Başkası yapacak, ama peşinen bu bilgi veriliyor, Semih Tufan Gülaltay ın üzerine yıkılıcak. Bunu nasıl bozabilirim veya nasıl aydınlanabilirim, hemen ifadelerimde de var bu polisteki. Semih Tufan Gülaltay ı bizzat aradım. Ona bu bilgiyi aktardım, dedim ki, sizin bana gelen bir bilgiye göre, üç tabanca temin

9

Page 10: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/44... · Web view2009/01/29  · Birinci olarak, PKK terör örgütü ile ilişkiler, siz bundan daha çok Kürt sorunu olarak bahsettiniz,

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 29/01/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:44 Sayfa:10

ettiğiniz ve bana suikast yapacağınız bildiriliyor, bunu size haber veriyorum şeklinde, o da bunun mümkün olmadığını, hiç bana bir husumetinin olmadığını, ondan sonra hatta kendisi bunu dedi Alparslan ertuğ lar uydurmuştur. Dedi. Mehmet eymür ler uydurmuştur dedi. Bunu da o zaman biz bir şekilde yayınladık ki, yani başka bir araç kullanarak, öyle bir şey yapacaklarsa vazgeçsinler,, oyunları ortaya çıktı, şeklinde. Bu amaçla, bana gönderilmiş bir bilgidir. Ve oyunları da bozulmuştur. Ben gene o zaman da o kanaatteydim, Bu Semih Tufan Gülaltay ın falan ona havale edilmiş bir iş değildir. Başka türlü yapacaklardı, Semih Tufan Gülaltay yaptı diye bizim arkadaşlar diyelim, yayın yapacaklardı. Onu bu şekilde bozduk, onun dışında orada Ukrayna falan bunları ben bilmiyorum. Bizim önümüze, böyle binlerce bilgi gelir. Nasıl bilgiye önem veren bir partiyiz. Türkiye yi izleriz. Bu tür notlar gelir çoğu uydurma dır. Çoğu yanıltıcı bilgilerdir. Bilgi karartmadır. Yanlış yöne sevk etmek için bu tür bilgiler yollanır. Onun için bu gelen bilgiler, hiçbir zaman bizim açımızdan doğrudur, diye bakılan bilgiler değildir. Nasıl milli istihbarat teşkilatı, gelen bilgileri değerlendiriyor, diyor ki, bunlardan bir kısmı doğrulanmış bilgidir, bir kısmı ham, doğrulanmamış bilgidir. Biz de, bu gelen bilgilere bakarız, kimin ne niyeti var. Hangi amaçları var. Kötü niyetleri var. Hangi karartmayı yapmak istiyor. Bizi hangi yanlış yönlere yönlendirmek istiyor o açıdan da bu bilgileri değerleri vardır, ama Ukrayna falan olayını kesinlikle bilmiyorum. “

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Semih Tufan Gülaltay ile görüşmeden önce Levent temiz ile herhangi bir görüşmeniz oldu mu?”

Sanık Doğu Perinçek :”bu konuda mı.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”evet.”Sanık Doğu Perinçek :”hatırlamıyorum, ama olabilir yani o belki tanıyor diye

düşünmüşümdür. Yani çok iyi bilmiyorum, şimdi çok iyi hatırlamıyorum, ama levent temiz e bunu sormuş olabiliriz, yani sen tanıyorsan, Semih Tufan Gülaltay ı aynı milliyetçi çevrelerseniz, böyle bir duyumun var mı, bu doğru mu şeklinde bir soruşturmayı arkadaşlarım yapmış olabilir. Şimdi çok iyi hatırlamıyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” 6 şubat 2008 tarihinde Emcet ile yaptığınız görüşmede levent temiz bey burada yanımda diyorsunuz, levent temiz ile bağlantınız kaç yıllarından itibaren var.”

Sanık Doğu Perinçek :”levent temiz değerli bir gençtir değer veririm. Neden değer veririm. Çünkü o ülkücü solcu kavgası çatışması Türkiye ye çok pahalıya mal olmuştur. Buna karşı tavır almıştır. Bütün Türkiye gençliği, barışçı bir şekilde beraber olsun vatan için Atatürk için öyle bir tavrı benimsemiştir, levent temiz, onun için çok değer verdiğim bir gençtir, hala da değer veriyorum. Birkaç kez gelmiştir, görüşmüşüzdür. Şu anda da beni ne zaman arasa memnuniyetle levent temiz ile görüşürüm. Büyük iş yaptılar onlar, o sol düşmanlığı, kavga ülkücü kesimde, sola düşmanlık, adam vurma ve saireye karşı net tavır alarak tebrik edilecek bir iş yaptılar. “

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” 30 ağustos 2003 tarihideki oğlunuz ile birlikte hareket etmesi yönünde sizin herhangi bir telkininiz oldu mu?”

Sanık Doğu Perinçek :” tabi, “Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Veli Küçük ün yönlendirmesi ile mi oldu,”Sanık Doğu Perinçek :” hayır efendim, kesinlikle, değil ben bunu çok teşvik ettim, çünkü

sayın başkanım, sayın heyet, 1970 lerde, bu sol sağ kavgaları olduğu zaman, biz parti olarak dedik ki, şebekesi olan kimliği olan herkes okula gelecek. Ülkücü düşmanlığını kabul etmiyoruz. Ülkücüler, okula girmez, sol içinde, ülkücüleri okula sokmayacağız. Kapıları tutacağız, yok İslamcıları okula sokmayacağız, bunları kabul etmiyoruz. Her yurttaş, her genç, öğrenci kimliğine sahipse, okula gelecek, okulda okuyacak. Kimse kimseye yumruk sıkmayacak, kavga etmeyecek. Hatta, solun gruplarının, bize bir kısmının düşman olmasının en önemli sebebidir bu. ve hatta bize Maocu bozkurtlar diye saldırmışlar. yani siz ülkücüleri koruyorsunuz, İslamcıları

10

Page 11: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/44... · Web view2009/01/29  · Birinci olarak, PKK terör örgütü ile ilişkiler, siz bundan daha çok Kürt sorunu olarak bahsettiniz,

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 29/01/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:44 Sayfa:11

koruyorsunuz, bizim yaptığımız şudur, okullarda kavga olmayacak. Okullarda uygarca fikir tartışması olacak. Sloganımız da şu idi, parti olarak, şebekesi olan herkes okula girsin. Ne ülkücüler, kapıları tutup solcuyu almayacağız, desinler, ne solcular, biz ülkücü ve İslamcıları okullara almıyoruz, desinler. Okullara serbestçe girilsin. Eğitim ve öğretim, özgürce yapılsın. Şiddet uygulanmasın, bu tebrik edilecek, bir şey. Ve bizim bu siyasetimiz, 80 e kadar ki, bu siyasetimiz, işte Mehmet Eymür lere falan solu da üzerimize sürmüşlerdir. Bu siyasetimiz en sonunda büyük tecrübelerden ve büyük kayıplardan sonra yankı bulmuştur. Anlaşılmıştır. Ve işte Levent temizler vesaire işçi partisinin öncü gençlik teşkilatı, benim telkinim olmaz olur mu olayın içinde işçi partisinin öncü gençlik teşkilatı var, bırakın telkini, benim orada partinin tavır ve talimatları var benim talimatım ile olmuştur. Çünkü biz bunu 1970 lerden beri savunuyoruz. Ülkücüler ve solcular birbirini kırmasın, vurmasın. İslamcılarla solcular, birbirini vurmasın kırmasın, Türkiye’nin birliği, bütünlüğü ve Atatürk devrimini koruma temelinde, bu gençlerimiz hatta beraber olsun. Türk bayrağı altında birleşsinler. O bakımdan, benim telkinim ötesinde sayın başkanım, benim burada emrim vardır. Talimatım vardır. Ben o ülkücü ve solcu.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”özellikle Veli Küçük ifadesinde”Sanık Doğu Perinçek :”ama sayın başkanım ama şunu söyleyelim, Veli Küçük’ün buna

katkısı var ise ben huzurda Veli Küçük ü kutluyorum. Yürekten kutluyorum, bravo diyorum. Alkışlıyorum sayın Veli Küçük ü. Ama onun talimatı ile olmuş değildir. Yalnız şunu da söyleyeyim. Herhangi bir insan sayın savcımız Mehmet ali Pekgüzel de, bize önerse dese ki, şu ülkücü ve solcu gençleri birbirleri ile kavgalarına son verdirelim. Bu, Türkiye için çok büyük bir yanlış, çok büyük zarara uğradı Türkiye. Dese Mehmet Ali Pekgüzel savcımızı da yürekten alkışlarız. Kendisine çok teşekkür ederiz. Burarda biz telkinlere kapalı da değiliz, ama gerçeği söylüyorum. Sayın Veli Küçük ün burada bize bir münasebeti, telkini olmamıştır. Katkısı oldu ise, levent temiz ile görüşmüş, diğer gençler ile görüşmüş, bildiğim kadarı ile ona teşekkür ediyorum. Türkiye ye böyle bir hizmet yapmış, alkışlanacak bir çalışmada bulunmuş, bunun Ergenekon ile ne ilgisi var o zaman Ergenekon örgütü çok iyi bir örgüt. Yani bu gençleri birleştiriyorsa. Hiçbir ilgisi yok. Bu bizim politikamız. “

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”kısaca okumak istiyorum, evinizde çıkan bir belge var, biraz uzunca olabilir, ama sabrınıza sığınacağım. T.C . Özel harp dairesinin 253 sayılı duyurusudur diye başlıyor, insan hakları derneği genel başkanı akın birdal ı biz vurduk. Yüce Türk milleti ibareleri ile başlayan metinde akın Birdal planlandığı şekli ile düzenlenen saldırıyı maalesef şimdilik ağır yaralı olarak atlatmıştır. İnsan hakları demokrasi düşünce özgürlüğü, adalet gibi gak guk gibi söylemler artık bizi iyice rahatsız etmeye başlamış, bu ülkede kimin söz sahibi olduğunu göstermek icap etmiştir. koruyup kolladığımız düzenimizin tehlikeye girdiğini hissettiğimiz an, bize iş düşüyor demektir. Her ne kadar herkes için demokrasi fikir ve örgütlenme özgürlüğünü sıkça kullanıyorsak da, bu sadece politika gereğidir. Devletimizin ayakta tutulması için her yol denenmektedir. Parlamento seçimlerinin yapılması sadece bir usulün yerine getirilmesi demektir. O kadar kimse şaşırmasın, evet genel kurmay a bağlı özel harp dairesi yada kontrgerilla olarak biz artık bir gerçeğin açıklanmasının zamanının geldiğini düşünüyor, karanlık gibi görünen olayların, aslında sanıldığı gibi karanlık olmadığını, açık yüreklilikle milletimize duyurmak istiyor, hodri meydan diyor ve yüce milletimizden anlayış bekliyoruz. Şimdiye kadar faili bulunmayan ve karanlıkta kalan olaylar diye tabir edilen olayları çok zor durumda kaldığımızı hissettiğimiz zaman yapmış bulunduk. Bu olayları biz yaptık demedi isek, mutlaka ki kendimizce haklı bir gerekçeden hareket ettik. Kimi eylemleri ya hiç üstlenmedik yada kimi eylemleri karşı tarafa mal ettik. Kimi eylemleri de ülkücü koçlar, Türk intikam tugayları gibi aracılığı ile direk veya dolaylı yönlendirmemiz ile başardık. Ama artık bu olayları gizlememizin gereğinin olmadığı sonucuna vardık. Karakol kurulmak suretiyle hergün sürekli polis kontrolü altında bulunan İHD genel merkezinin önünde civarında Akın birdal ın saldırıya uğradığı sırada hiçbir polisin bulunmaması da, bizim bu işe ne kapsamda

11

Page 12: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/44... · Web view2009/01/29  · Birinci olarak, PKK terör örgütü ile ilişkiler, siz bundan daha çok Kürt sorunu olarak bahsettiniz,

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 29/01/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:44 Sayfa:12

planladığımızın da kanıtıdır. Adı üzerinde, bizim işimiz, özel harp psikolojik yöntemler uygulamaktır. Bunlar içinde birbiri üzerinde en pis işleri yapan birilerinin başında biz gelmekteyiz. Saygılarımızla, 13 mayıs 98 şeklinde bir yazı var. bu yazı içeriği doğru mudur? Siz nerden elde ettiniz? “

Sanık Doğu Perinçek :” kitap kime hitap ediyor efendim, sayın başkanım, “Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”böyle bir belge ele geçirilmiş sizin evinizde.46,

47, 48. sayfalarda bu şekilde yazıyor.”Sanık Doğu Perinçek :”şimdi benim evimde böyle yüzlerce binlerce belge var. Aydınlık

arşivinde de var. “Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”basına açıklandığı beyan ediliyor, yani böyle

bir şey basında yer aldı mı veya siz yayınladınız mı.”Sanık Doğu Perinçek :” çok açık, hiçbir zaman özel harp dairesi, ben özel harp dairesi

diye bir böyle bir belge yazmaz, hiçbir zaman biz kontrgerilla olarak diye komik şeyler bunlar böyle bir belge yazılmaz. Bize bu tür bilgi karartma, bilgi kirletme dediğimiz, sayın savcıların dezenformasyon dediği, bu tür uydurma, saçma sapan yönlendirici bilgiler belgeler gelir. Bütün basına gelir. İnternetten gelir. Dağıtılarak gelir. Posta ile gelir, vesaire, biz bunları hiçbir zaman çöpe atmayız. Bunları tasnif ederiz. İlgili bölümlerine koyarız, hani bunun içinde bir bilgi sızdırılmıştır veya kasıtlı olarak bir bilgi karartılmaktadır. Bir gün gelir, konu ile ilgili bir mesele olduğu zaman işlenmek üzere bunların hepsi saklanır. Benim bilgisayarımda böyle bir değil. yüzlerce bilgi vardır. İnternetten gelmiştir. Arkadaşlarım getirmiştir. Bir kısmını çöpe atarım. Bir kısmını incelemeye vaktim olmaz. Muhafaza ederim. Depo diye bir bölüm vardır. oraya atarım. Bir kısmına da şöyle bir bakmışımdır. Ha, bir gün belki bana gerekli olur diye ilgili bölüme bilgisayarımda koyarım, ilgili bölümler vardır. görmüşlerdir zaten, dava dosyasında bu belgenin ben hiçbir ciddi tarafını görmüyorum. OHD, Ben kontrgerilla olarak, ben hiçbir kontrgerillanın biz kontrgerilla olarak diye bir belge yazması çocukça bir şey. OHD, Özel Harp Dairesinin resmi bir kurumdur. Böyle kanun dışı yasa dışı bir şey yazması mümkün değildir. besbelli ki yanlış yönlendirmek için yazılan bir belgedir. “

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”sizde bulunma nedeni nedir, kim getirdi biliyor musunuz?”

Sanık Doğu Perinçek :” şimdi böyle yüzlerce binlerce sayın başkanım belge var, şu anda hangi kim getirdi falan insan bunları unutuyor bir, ikincisi bu soruların bir kısmına da cevap vermem, neden cevap vermem, çünkü kişiliği olan bir insanım, ben bilgi kaynaklarımı ifşa ettiğim zaman, hiç kimse bana güvenmez. “

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” savunmanızda ilhan Selçuk ile ilişkinizin örgütsel bir ilişki olmadığını beyan ettiniz, ilhan Selçuk da ifadesinde Doğu Perinçek in siyasi parti lideri olması nedeni ile ara sıra ziyaretine geldiğini, bunun haricinde herhangi bir ilişkisinin olmadığını beyan etmiş, Mehmet Adnan Akfırat az önce de belirttiğim gibi ifadesinde sizinle ilhan Selçuk un görüşmeler yaptığını beyan ediyor, yine evinizde yapılan aramalardan ilhan Selçuk un dikkatine başlığıyla bir yazı var, isteğiniz üzerine Cumhuriyet için bir yazı hazırladım. Konuştuğumuz konular sunuyorum. Güncelliği nedeni ile bir an önce yayınlanmasında yarar var gibi geliyor bana, takdir sizin, şeklinde bir yazı yazıyorsunuz, burada daha önce konuştuğunuz bir konudan bahsediliyor ve onun sizden istekten bulunduğu anlamı çıkarılıyor, yine asus kasa 300 GB bilgisayarda sayın ilhan Selçuk ağabey başlıklı, 17 /03/2008 tarihli Yargıtay başsavcısının kapatma davası açması üzerine, bir yazı hazırladım, sanıyorum, bu yazı kamuoyu için aydınlatıcı olacaktır. Lütfen okumanızı ve Cumhuriyet gazetesinde yayınlanmasını dilerim saygılarımla, Doğu Perinçek şeklinde bir yazı yazıp ekinde Tayyib Erdoğan ve Abdullah gül iktidarı yasa dışıdır yazısını gönderdiğiniz, yine işçi partisinde bulunan dökümanlar arasında sayın ilhan Selçuk diye başlayan, 6 kasım 2002 tarihli bir mektup yazdığınız ve içeriğinde kesinlikle başına yıkacağız, eğer kararlı bir muhalefet çizgisi izlersek, Cumhuriyet gazetesinin

12

Page 13: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/44... · Web view2009/01/29  · Birinci olarak, PKK terör örgütü ile ilişkiler, siz bundan daha çok Kürt sorunu olarak bahsettiniz,

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 29/01/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:44 Sayfa:13

satışı, üç ay içinde yüz bine yaklaşır ve çok etkili olur yazdığı, yine Ferit İlsever ile yaptığınız bir telefon görüşmesinde, emin Gürses ve ümit sayın ın gözaltına alınmaları ile ilgili yaptığınız görüşmelerin sonunda, bunlar ile ne ise oturduk, epeyi konuştuk, bu bütün gazetelerde yeni şafak tan bilmem yeni zamana kadar aksiyon a kadar falan heriflerin planları falan hepsi ortaya düştü. Bunlarla konuştuk, ne yapabiliriz falan yarın saat 14:00 da şey ile konuşacağız, ilhan Selçuk ile şeklinde bu konuyu dile getiriyorsunuz, yine 11/2/2008 tarihli bir görüşmenizde, otuz kişilik bir eşgüdüm komitesi kurulduğunu, Şener Eruygur geldi, bu gün yanında dursun ali Ercan, Hurşit Tolon işte otuz kişilik bir şey oluşturmuşlar. Sonunda da ilhan Selçuk ta gelsin şeklinde konuşmalarınız da var, bunları birlikte değerlendirdiğimizde, ilhan Selçuk size ne tür isteklerde bulunur, ne tür şeyler konuştunuz ve sizden yazılar istiyor. İrtibatınızı da, daha geniş bir kapsamlı olarak anlatır mısınız?”

Sanık Doğu Perinçek :” bunların hepsi doğru, yani önce şunu söyleyim, bu bahsettikleri mektuplar, ondan sonra konuşmalar telefon konuşmaları, hepsi gerçek, doğru, biz Türk devrimci aydınları Atatürkçü aydınları tabi birbirimizle görüşeceğiz konuşacağız. Yani iki buçuk fethullahçıdan korkacağımızı mı sanıyorlar. Tabi konuşacağız. Az konuşmuşuz, daha çok konuşacağız. Bu konuşmaları konuşma düzeyinde bırakmak büyük bir hatadır. Atatürkçüler Atatürk ün nutkun son sayfasında verdiği görevleri yerine getirmek için teşkilatlı olacak. Örgütlü olacak. Bizim kusurumuz, Bunları konuşma düzeyinde bırakmamızdır. Örgütlenmemiş olmasıdır. işçi partisi örgütlü. Ama diğer aydınlarımızın, ilhan Selçuklar diğerleri vesaire vesaire biz hep onları eleştirdik. Bu görüşmelerde konuşmalar, bu iş böyle olmaz. Yasal örgütlü bir parti ile bu sürecin karşısına çıkmak gerekir. Başka türlü Atatürk devriminin savunulması mümkün değil. onun için bu konuşmalar son derece doğrudur. Gerçektir. İlhan Selçuk benim çok değer verdiğim bir ağabeyimdir. Son elli yılın en değerli yazarlarımızdan biridir. Türk devrim geleneği içersinde önemli yeri olan kişiliği karakteri olan bir insandır. Onunla dost olmaktan da onur duyarım. Gurur duyarım. Az konuşmuşuz. Bunların suç ile vesaire ne ilgisi var, hiçbir ilgisi yok. o eşgüdüm komitesi, mış böyle bir şey duymuşuz, daha etraflı olarak incelemek okumak lazım yani bir Türkiye de bu sürecin göğüslenmesi bir mafya tarikat rejimi, Atatürk devrimini yıkmaya karşı çeşitli kuvvetler arasında bir eşgüdüm oluşturulması vesaire günceler vardı. Bu konuda rivayetlerdir ama mektup dikkatli okunursa,dikkatle telefon görüşmesi incelendiği zaman, ben de o görüşmeyi hatırlıyorum. Çok iyi hatırlıyorum. Orda bizim ondan haberimiz yok biz böyle bir şey duymuşuz. Duyduğumuzu aktarıyoruz. Cumhuriyet gazetesinin yüz bin tiraja çıkmasını istemek, bu günde istiyorum. Cumhuriyet gazetesi yüz bin değil, iki yüz bin, üç yüz bin satılması gereken bir gazetedir. Onun başarısı Türkiye’nin başarısı olur. O Cumhuriyet gazetesine yazı yollamam benim dosyamda yalnız ilhan Selçuk a değil, bütün hürriyet gazetesi, milliyet gazetesi, vatan gazetesi, Türkiye deki zaman gazetesi, ben zaman gazetesini de ziyaret ettim, heyet halinde. 2007 seçimlerinden önce parti olarak şu kararı aldık, biz hükümet olmaya talip olan bir partiyiz. Basında bir ayrım yapmayacağız. Şu bize yakındır, bu bize karşıdır, ayrım yapmayacağız öyleyse bütün basın organlarına eşit davranacağız, hükümet olduğumuz zaman bunu da bu günden göstermemiz lazım o zaman çıkalım bütün basın organlarını hepsini ziyaret edelim. Zaman gazetesine gittik, Sayın Ekrem dumanlı karşıladılar. Teşekkür ederiz. Konuştuk. Yeni şafak a gittik. Bu gün gazetesine gittik, bunların hepsi Fethullah ın ve diğer o benzeri kuruluşları kontrolündedir, görüştük, Cumhuriyete de gittik. Hürriyet e de gittik. Ve bu tür mektup benim bilgisayarımda yüzlercedir. Yalnız ilhan Selçuk a, o mektuba da imzamı tekrar atıyorum. Mektup da doğrudur. İftihar da ediyorum. O yazdığım şeyler de doğrudur. AKP ye yasadışıdır demişim. Doğru. Anayasa mahkemesi yasadışıdır demiş, ben Anayasa mahkemesinden önce demişim. AKP yasadışıdır diye benim bu tespitim hukukçu olarak Anayasa mahkemesi tarafından doğrulanmış koskoca karar var ne diyor. AKP Cumhuriyet yıkıcısı bir faaliyetin odağı haline gelmiştir. Nokta. Altında imza, Anayasa mahkemesi. AKP yasadışıdır. Bu gün de yasa dışıdır. Türk hukukundaki büyük bir yanlış kapatmak için şöyle bir oran lazımdır şeklinde daha sonra

13

Page 14: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/44... · Web view2009/01/29  · Birinci olarak, PKK terör örgütü ile ilişkiler, siz bundan daha çok Kürt sorunu olarak bahsettiniz,

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 29/01/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:44 Sayfa:14

Anayasa da yapılan bir değişikliğin sonucunda, bu gün bir hukuk faciası ortaya çıkmıştır. Anayasa mahkemesinin yasa dışıdır diye karar verdiği bir partiye hükümet bırakılmıştır. Ceza olarak para cezası ile yetinilmiştir. Devlet yardımının yarısını kesilmesi yolu ile bu bir hukuk faciasıdır. AKP yasadışıdır. Şu anda da yasadışıdır. Anayasa mahkemesi kararı ile AKP yasadışıdır. Bunu Doğu Perinçek, herkesten önce görmüş yazmış ifade etmiş, bu da herhalde kutlanacak bir tavırdır. “

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: Ergenekon operasyonu ile ilgili ilhan Selçuk ile herhangi bir toplantı yaptınız mı? “

Sanık Doğu Perinçek :” Ergenekon operasyonu, sayın ilhan Selçuk ile görüşmelerimizde tabi zaman zaman görüşüyorduk. Bu operasyonun onlara, ben Türk silahlı kuvvetlerini ve Türk Cumhuriyetini hedef aldığını anlatmaya çalıştım. Ne yazık ki o ilk zamanlarda, sayın ilhan Selçuk bunları görmüyordu. Bakın dedim, siz dikkatli izlemiyorsunuz. Üç tane kitaptan bahsettim. Bülent orakoğlu’nun kitabı, Şamil Tayyar ın kitabı, zihni çakır in kitabı, bunlara baktığımız zaman burada uydurma, balat toplantıları, Ataköy toplantıları falan filan, DP diye bir siyasi parti liderinden de bahsediyor, hayatımda ne balat a gitmişim, Ataköy de toplantı yapmışım. Orda kimler var, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Çetin doğan, tuncer kılınç, bütün ordu komutanları, Doğu Perinçek bütün toplantılarda Doğu Perinçek var. bakın dedim ya bir yalan üretiliyor. Yalan olduğunu nerden biliyorum, benim adım yazılıyor. Ben ne balat ta, ne Ataköy de, ne şurda, ne burda ne burda kimler var, Tuncer kılıç va,r çetin doğan var, bütün harflerle belirtmişler, tek tek onları saydım. Onlar kim, jandarma genel komutanları, kara kuvvetleri komutanları, genelkurmay başkanları, vesaire, belli ki Türk silahlı kuvvetlerine karşı bir tezgah, bir tertip kurulmuş, bunu görelim. Ayılalım, uyanalım, bu kesinlikle bir mafyaya karşı çeteye karşı bir operasyon değil böyle bir görüntü vererek, tabi kalkıp da ben Türk silahlı kuvvetlerini yıkacağım. Ben işçi partisini kapatacağım, diye bir operasyon başlatamazsınız Çünkü bunlar itibarlı olan kurumlar yasa dışı olmadığı toplumda bilinen kurumlar. Bunu ne yapacaksınız. Mafya görüntüsü vererek, terör örgütü görüntüsü vererek yapacaksınız. ben sayın ilhan Selçuk a bunları uzun uzun anlattım. İlk başlarda, bunları maalesef anlamadı, sayın ilhan Selçuk. bunu Cumhuriyet gazetesinin yayınlarından da izleyebiliriz. İlk başta onlar hakkaten çetelere karşı, çünkü senaryo böyle kurulmuş, bombalar çeteler, bilmem neler vesaire, insanların kafaları karartıldı. Ama süreç içinde ne oldu, işte iş nereye geldi dayandı, şemaya. Halen mahkemenizin üzerini açmadığı ve insanların özellikle görüyorum, bazı büyük, büyük gazeteler. Yöneticileri korku içinde yatıp koruk içinde kalkıyorlar. Yazılarını okuyoruz. Nereye dayandı, o şemadaki Hüseyin kıvrıkoğlu lar, şemaya konmamakla beraber Tuncay Güney in ifadelerindeki Karadayı lar. Eşref Bitlis ler Teoman komanlar, diğerleri, Rasim Betir’ler, Türk silahlı kuvvetlerini hedef alan bir operasyon olduğu ortaya çıktı. Biz bunları aydınlar olarak, Türkiye’nin geleceğinden sorumlu insanlar olarak tabi aramazı da konuştuk. Konuşmaz olur muyuz. Çok konuştuk. O konuşmalarda bulunan zatları da söyleyeyim. Benimle beraber, sayın Ferit İlsever, sayın general servet cömert, sayın eski planlamacı haluk tural, sayın prof. Dr. Uçkun geray vesaire yani altı yedi kişi, sayın ilhan Selçuk, çevresindeki insanlar, onları uyardık, yanlış yapıyorsunuz dedik, bakın bu da, çok teşekkür ederim sayın savcı bu soruyu sorduğu için bu da Ergenekon diye bir örgüt olmadığını gösteriyor. Neden Doğu Perinçek ilhan Selçuk u bu Ergenekon operasyonunun esas hedefleri konusunda uyarmaya çalışıyor, ona bir şey anlatmaya çalışıyor, eğer bunlar Ergenekon örgütünün liderleri olsalar aralarında bir örgütsel ilişki olsa, böyle bir faaliyet olur mu? İlhan Selçuk, bu operasyonun başlangıçta bir tertip olduğunu görmüyordu. Dikkatli bir şekilde incelememişlerdi. Saptamamışlardı, sonra anladığıma göre, zaman içersinde gördüler. Herkes gördü. Herkes gördü, Karadayı da gördü, Kıvrıkoğlu da gördü. Bu günkü genelkurmay başkanı da gördü. Herkes gördü. Bütün dünya gördü.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”aramalarda ele geçirilen asus kasa 300 GB lık bilgisayar klasör 322 dizi 319 sayfa 48 de, danıştay saldırısı hakkında diye başlayan bir yazı var.

14

Page 15: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/44... · Web view2009/01/29  · Birinci olarak, PKK terör örgütü ile ilişkiler, siz bundan daha çok Kürt sorunu olarak bahsettiniz,

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 29/01/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:44 Sayfa:15

Muzaffer tekin in 17 mayıs 2006 günü evi arandığı sırada eşinin ve kızının dikkatini çeken bir husus diye başlıyor ve içeriğinde de, İstanbul boğazında balta limanında bir balık restoranında haftada iki kez aşağıdaki kişiler buluşmaktadırlar, İsmail Paker, Zekeriya Öztürk, deniz kuvvetleri istihbarat almayı olduğunu söyleyen bayram, Bulgar uyruklu Osman, tabip asker olarak bilinen bir yüzbaşı ve bir üsteğmen, Bulgar uyruklu Osman hafta sonları Türkiye de olup, diğer mesai günlerinde Bulgaristan da olduğunu söylemektedir. Restoranda, glock marka bir tabancanın satışının yapıldığı söylenmekte, İsmail Paker bir süre önceye kadar Kadıköy yel değirmeninde murat isimli ve tarikat sakallı bir kişinin ofisini kullandığını söylemektedir. Ve yine başka bir bilgi olarak, son bilgi sağlam, adı altında başlayan, şeyde de, yazıda da, İsmail Paker ve Zekeriya Öztürk, balta limanında doğa balık restoranda, Eski Şaziye bara … sıkça birlikte gidiyorlar, orada bir doktor yüzbaşı, bir üsteğmen ve başka subaylar ile birlikte mit mensupları ile birlikte oturuyorlar diye devam ediyor ve subaylardan biri, restoran sahibine bir adet glock satmış, İsmail Paker in çocukları, Alparslan Arslan a amca diyor. ( Muzaffer Tekin tanık olmuş.) İsmail Paker in Bulgar uyruklu Osman adında çok yakın bir arkadaşı var. 18 Mart kapsamında, Çanakkale’ye yapılan bu geziye, bu yıl İsmail Paker, Zekeriya Öztürk ve Muzaffer Tekin birlikte katılıyorlar. Ve şüphelenme üzerine, Muzaffer Tekin Paker in verdiği bilginin doğruluğundan şüphelenip, albay dan öğrendiği ifade ediliyor, yani bu görüşmelerin Muzaffer Tekin ile veya eşi çocukları ile yapılan görüşmelerden alındığı anlaşılıyor. Daha sonraki sizin yapmış olduğunuz basın açıklamalarında, Danıştay olayından sonra Alparslan Arslan ekibi MOSSAD tarafından Bulgaristan da eğitildi şeklinde beyanınız var. yine Danıştay suikastını ulusalcılara yıkma tertibinde, MİT bağlantılı üç eleman, Ertaç giray, İsmail Peker, Zekeriya Öztürk başlıklı yazıda, Muzaffer Tekin’in Danıştay olayı sonrası isminin basında çıkması nedeni ile teslim olmayı düşündüğü, ancak Mehmet Zekeriya Öztürk tarafından engellendiği, Muzaffer Tekin e tuzak kurulduğu, konunun ulusalcıların üzerine yıkılmaya çalışıldığı şeklinde, varan 4 başlıklı 1 haziran 2006 tarihli açıklamanız var. yine varan 6 başlıklı 6 haziran 2006 tarihinde yaptığınız açıklamada da, mit im kamuoyu önünde cevaplaması gereken sorular başlığı altında, Danıştay tertibindeki MİT üçlüsü Mehmet Zekeriya Öztürk , İsmail Paker, ve Ertaç giray isimli şahısların MİT mensubu olduğu iddialarını ileri sürmektesiniz. Danıştay saldırısı ile ilgili olarak somut ne tür bir bilgiye sahipsiniz. Bu tür bilgiler size nerden ne şekilde ulaştı, Muzaffer Tekin ile Danıştay olayı öncesi veya sonrası görüşmeleriniz oldu mu? Alparslan Arslan ın Bulgaristan da MOSSAD tarafından eğitildiği hususunda ne tür bilgiye sahipsiniz, bunu kısaca anlatır mısınız? “

Sanık Doğu Perinçek :” şimdi efendim ben danıştan saldırısından sonra varan 1, varan 2, varan 3, varan 4,. varan 5, sanıyorum varan 6 olacak, yanılmıyorsam 7 de olabilir. Peş peşe basın toplantıları yaptım. Bu basın toplantılarında Danıştay saldırısı, bunun Türkiye’nin başına örülen bir çorap olduğunu gördüm. Yargıya olan tecavüz, basit bir cinayet değil, bir tertip olduğu çok açık ortada. işçi partisi olarak tabi Türkiye den sorumlu bir partiyiz, bununla ilgilendik araştırdık, arkadaşlarımız araştırdı. Çeşitli yerden gelen bilgileri topladık. Bu bilgiler içersinde güvenilir, birbirini tutan doğrulanmış, bilgileri de basın toplantıları halinde kamuoyuna açıkladım. Sayın savcı, bu kamuoyuna açıkladığım basın toplantılarından bazı bölümler okudular, bunların hepsi benim açıklamalarımdır ve hayatta bunları doğrulamıştır. Üç gün önce gazetede okuyorum. Eski Sarıyer savcısı Ertaç Giray, galiba adı değil mi yanlış bilmiyorsam, hakkında Muzaffer Tekin’in teslim olmasını engellemesi nedeni ile dava açılmış, savcılık ta bu iddiayı ciddi bulmuş, diğer aldığımız bilgilerde, yani benim arkadaşlarımın topladığı bilgiler, tabi bu konuyu sayın Muzaffer Tekin daha iyi aydınlatabilir, kendisi ile bu konuda görüşmüş değilim, onu da söyleyeyim. Diğer aldığımız bilgilerde bu üçlünün, İsmail Paker, Mehmet Zekeriya Öztürk ve Ertaç giray üçlüsünün o sırada teslim olacakken, Muzaffer Tekin evinde arama yapılıyor, ilk tepki olarak gidip teslim olacakken ki, öyle yapması gerekir ki, kanımca, bu üçlü onu ikna ediyor, sen gitme teslim olman yanlış olur, kenarda bir yerde bir süre bekle, duruma bakalım ve saire falan şeklinde, çünkü öyle kurulmuş, senaryo o şekilde kurulmuş, İsmail Paker i de açıklamaya davet

15

Page 16: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/44... · Web view2009/01/29  · Birinci olarak, PKK terör örgütü ile ilişkiler, siz bundan daha çok Kürt sorunu olarak bahsettiniz,

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 29/01/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:44 Sayfa:16

ediyorum. Mehmet Eymür le ilişkili insanlardır. Mehmet Zekeriya Öztürk ün Mehmet Eymür ilişkisini Mehmet Eymür bilgi notunda söylüyor, diyor ki Güler Kömürcü ile çok yakın Amerika da ilişkilerim vardı. Bir yakın, aynı binada galiba oturuyorduk, geliyordu, gidiyordu, Mehmet Zekeriya Öztürk de, prenses otele geldi, gitti, görüştük, huzurda da Zekeriya Öztürk onu ifade etti. Kaldı ki, iki tane mektup size arz ettim. bu mektupları, bilgisayarında Mehmet Zekeriya Öztürk yazmış, birinde devlet olduğu, devletin bir örgütü olduğu anlaşılan istihbarat örgütünden para isteyerek, ulusal kanal içinde faaliyette bulunduğunu itiraf ediyor Ve oraya albay malbay yollayıp ikinci adam yollayıp ayağıma dolaştırmayın diyor, ikincisinde de, çok açık bir şekilde amerikan büyükelçiliği ile her gün düzeyinde, sıkı irtibatları olduğunu ve amerikan büyükelçiliğine bilgi vermek için birilerini ikna etmeye çalışıyor. Ve bana güvenin, diyor, ben Türk ajanı değilim. Ben Türk ajanı değilim, Amerika adına sizden bunu talep ediyorum, ve Amerika size güvence sağlıyor. Amerika size hayati güvence sağlıyor, Amerika size yaşam koşulları sağlıyor. Aynı zamanda sizi, yurt dışına götürürüz vesaire bunları da kendisi yazmış. Biz bunları tesadüfen dava, teşekkür ederiz. Sayın savcılar, bunları getirmişler, klasörlere koymuşlar. Mehmet Zekeriya Öztürk ün de kendi ifadeleri ve yazıları ile bizim içimize bir güç tarafından gönderildiği, onlardan para istediği, ama bu işleri parayla, para olmalı diyor, paraya ihtiyacım var diyor, bu eleman düzeyinde bir ilişki, yani milli istihbarat teşkilatının ajanı, memuru olmadığı anlaşılıyor ama hangi örgütse o, hocam diye hitap ettiği, bu ilişki ispatlandı. Öbür, Amerika ilişkisi de yine kendi yazısı ile bütün boyutları ve tehlikeli bir iş, hayatını ortaya atıldığı bir iş, birilerini Amerika ya çalışmaya ikna edildiği bu da ispatlandı. Ertaç giray ile ilgili olarak savcılık ciddi görmüş, Muzaffer Tekin’e, ben Muzaffer Tekin in de bu konularda açıklama yapmaya davet ediyorum çünkü ……. Bir yerlerde bu dava Danıştay ilgisi ile falan bir tertip geldi oraya, tıkandı kaldı. Bunları o zaman bizim arkadaşlarımızın araştırması, bulması, ortaya çıkması bu gün dava dosyası ile doğrulanmıştır. Son derece yararlıdır. Bir takım Bulgaristan ilişkileri falan da saptanmış, yani onların kaynağını bilmiyorum. Ben dedektif değilim. ben partinin genel başkanıyım. İşçi partisi ve bütün partiler. Bu görevi üstlenmiştir. Ve yerine getirmeleri gerekir. Danıştay olayı olduğu zaman, tabi araştıracak, ilgilenecek, bulmaya çalışacak. Kamuoyunu aydınlatacak. Yargıyı bilgilendirecek. Yaptıklarımız bundan ibarettir ve doğrudur ve haklıdır. Haklılığı ortaya çıkmıştır. Burda da o kanaatimi söyleyeyim. Varan bir varan altı ya kadar söyleyim. Danıştay tertibinde görülecektir, eninde sonunda. Ben Alparslan Arslan ın bir bireysel İslamcı terörist olduğunu kesinlikle kabul etmiyorum. Alparslan Arslan, bireysel kendi kafasından türban mürban yüzünden bu işi yapmış bir insan değil, o çok açık, Danıştay tertibi üzerine bir senaryonun kurulduğu, bir tezgahın kurulduğu çok açıktır. Onun bağlantılarını bulmak gerekir. İşte buralardan aydınlanmaktadır. Bulgaristan ipuçları da önemlidir, tabi ben Danıştay davası dosyasını bilmiyorum. Ama o bilgiler son derece ciddi, güvenilir kaynaklardan gelmiştir. “

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Zihni Çakır ile aranızda herhangi bir husumet var mıdır. “

Sanık Doğu Perinçek :” hiçbir şekilde yok, efendim, tanımam bile, işte yani bu kitapları falan yazınca, eskiden muslukçu olduğunu yazıyorlar, sonradan birden bire baş,mahkum edildi. Mahkûm edildiği için artık rahat konuşabilirim. Yazdığı şeylerin yalan olduğu, uydurma olduğu İstanbul şişli mi bilmiyorum, İstanbul mahkemelerinden asliye ceza mahkemelerinden bir tarafından mahkûm edildi. Yalancı birçok uydurma şeyleri kitaplar haline getirmiş, bir yerlerden vermişler.Kendi şahsımdan biliyorum neden Doğu Perinçek diye oraya kattığı toplantılar, vesaire hiçbirinde yokum. Şimdi bu çok önemli Tuncay Güney, zihni çakır, Osman’ım, Mehmet Zekeriya Öztürk , vesaire yani belli insanlar, bu tertipte belli merkezler tarafından kullanılmış, onlara belli işlevler verilmiş, zihni çakır’ın da bunlardan biri olduğu gözüküyor. Yazdığı kitaplar baştan sona yalan. Yalan olduğu mahkeme kararı ile saptandı. husumetim yok, ben, bana kim ne kötülük yaparsa, ona husumet duymam, hayatımda şahsi kin beslemem, bütün bunları ben toplumsal bir mesele olarak ele alırım ve kendimi bunlardan sorumlu görürüm. Eğer bu ülke,

16

Page 17: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/44... · Web view2009/01/29  · Birinci olarak, PKK terör örgütü ile ilişkiler, siz bundan daha çok Kürt sorunu olarak bahsettiniz,

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 29/01/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:44 Sayfa:17

zihni çakır ile Tuncay Güney ile üretti ise, bu çocukları sokağa atıp bu hallere getirdi isek, bundan ben kendime bir sorumluluk payı çıkartırım. Hiçbir şekilde kin duymam ve onları ıslah edecek ve tekrar ülkemize yararlı yurttaşlar haline getirecek çözümleri araştırmaya bakarım.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” savunmanızda vatansever örgütlenmelerinin başı bozuk örgütler olduğunu ve bunlardan uzak durulması gerektiğini sık sık telkin ettiğinizi ve açıkladığınız beyan ediyorsunuz, zihni çakır 25 şubat 2008 tarihli Cumhuriyet başsavcılığımızdaki ifadesinde, Taner Ünal ın 2003 yılında yeni bir oluşum yapmaya başladığı ve bu oluşuma Veli Küçük ve bazı kişilerin yanında, Doğu Perinçek ve hikmet çiçek in solcu olmasına karşın, destek verdiğini beyan etmekte, yine 6 haziran 2007 tarihinde Taner Ünal ile mesut yazar arasında bir telefon görüşmesinde, sizin Diyarbakır da yapacağınız mitingin bayrakla katınılması yönünde bir görüşme yapıyorlar, yine Taner Ünal sizinle yaptığı görüşmede teşkilatlandıklarını, bütün ilçelerde teşkilatlandıklarını ve Diyarbakır da sizin yapacağınız mitinge destek vereceklerini, Erzincan dan Mardin den çevre bütün teşkilatlardan arkadaşların katılacağını beyan ediyor, yine aramalar sırasında, ulusal kanal da Vatansever Kuvvetler Güç Birliği hareketi ara tüzük 2005 isimli kitapçık ele geçiriliyor, yine işçi partisi genel merkezi 4. kat ve ulusal kanalda, ulusal güç birliği hareketi yeniden kuvayi milliye hareketinin yapılanması başlıklı broşür ele geçirilmiştir. Bunun yanı sıra İstanbul il örgütünde Kuvai Milliye denizli milli güç birliği kuruluyor başlıklı yazı, Muğla milli güç birliğinin kurulduğuna ilişkin basın açıklaması ele geçirilmiştir. Bu konularda, vatanseverler güç birliği ve benzeri oluşumlardan uzak durulması gerektiğini söylediğiniz halde, bunlarla işbirliği yapmanızı nasıl açıklıyorsunuz, bu belgeler ile ilgili ne diyeceksiniz.”

Sanık Doğu Perinçek :” şimdi biz şunu gördük, vatansever, Kuvai Milliye benzer adlarla bir takım örgütler kuruldu. Ve bunlar başıbozuk örgütler. İçinde, çoğu iyi niyetli olan insanlar yer alıyor. Diyelim, yüz kişi katılıyorsa doksan beşi, doksan sekizi iyi niyetli insanlar, fakat bunların bir disiplini, bir programı olmadığı için ve parti şeklinde örgütler olmadıkları için pratiklerine bakıyoruz. İçinden provakatif unsurlar çıkıyor. Mersin mitinginde Türk bayrağı yere atılıyor, çiğneniyor, arkasından Kürt düşmanlığı yapılıyor falan, bunların hepsi bizim dikkatimizi çekti. Ve bunlara vaziyet aldık. Başyazıları ben size iki tane başyazıyı arz ettim. Partimizin programının girişinde de vardır bu. Vatansever, Atatürkçü Kuvai Milliye vesaire adlarla bu tür girişimlerin yanlış olduğunu, partileşmenin şart olduğunu, Atatürk ün partici olduğunu, teşkilatlı olduğunu, bütün hayatı boyunca müdafayı hukuk un bir parti olduğunu, Türk devrimine önderlik ettiğini, hep bunları işledim. Ve hakikaten bunların başıbozuk olduğu ortaya çıkmıştır. Başıbozuk örgütlerdir bunlar ve o iyi niyetli yurttaşlarımızı hep uyardım. Bunlarla iş birliği yapma dedim. İşbirliği diye bir Diyarbakır mitinginden söz edilmektedir, ben zaten talepte de bulundum. Diyarbakır valiliğine yazılı olarak sunacağım, sayın başkanım, sizi yormuyorum. Diyarbakır valiliğine yazı yazılmasına, Diyarbakır mitingine kimlerin başvurduğu, iki, kimlerin konuşmacı olarak katıldığı, üç, o mitingde emniyet memurlarının, yetkili emniyet memurlarının tuttukları rapor, dört, mitingin Diyarbakır ve bölge televizyonundaki yansımaları, beş, mitingden sonra, ertesi gün çıkan Diyarbakır ve bölge gazetelerine miting nasıl yansımış, mitingi işçi partisi yaptı. Maalesef destekleyen kim, Türkiş, Türkiş genel başkanı Salih kılıç çıktı, mitingi destekliyoruz dedi. Ve Türkiş in Diyarbakır daki bölge sendikaları tek gıdaiş, batmandan petroliş yani bölgede dört beş tane Türkiş şubesi var. Onlar destekledi. Ve onlardan biz ben konuştum. Korgeneral yaşar müjdeci, eski Diyarbakır hava komutanıdır. O konuştu. Sayın general konuştu. Bizim ikimizin dışında, işçi partisinden bir sendikacı, belki iki sendikacı konuştu. Bir de köylü lideri konuştu. Vatansever güç birliği falan diye bir şey yok. Vatansever Kuvvetler Güç Birliği bir bana telefon geldi, Taner Ünal olduğunu bu gün dinlemelerden anlıyorum. Dedi ki, biz falanca örgütüz, bu mitinge katılmak istiyoruz. Tabi katılın, çok seviniriz. Kim bana telefon etse, o gün, sayın Mehmet ali Pekgüzel de telefon etse, buyurun sayın savcım, size bir koltuk koyalım. Üzerinize bir şemsiye getirelim. Güneşte rahatsız olmayın. Herkesin katılmasını isteriz. Onlara da telefonla

17

Page 18: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/44... · Web view2009/01/29  · Birinci olarak, PKK terör örgütü ile ilişkiler, siz bundan daha çok Kürt sorunu olarak bahsettiniz,

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 29/01/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:44 Sayfa:18

gelin katılın, dedik. Bu gün de telefon etse, bizim faaliyetimize gelin katılın deriz. Çünkü faaliyetin çerçevesini biz koymuşuz,hedefini biz koymuşuz, konuşmacıları belirlemişiz. Sloganları belirlemişiz. İşte size arz ediyorum. Diyarbakır vali il emniyet müdürlüğü alındı ve tebliğ tebellüğ belgesi. Toplantının amacı, birlik ve kardeşlik isimli yürüyüş ve açık hava toplantısı. Tarih, yer, yürüyüşün başladığı yer. Bildirimi verenin adı soyadı, ulaş gencel. Diyarbakır il başkanımız. Baba adı, ana adı, nüfusu, kütüğü, bildirim dilekçesi, nüfus cüzdan sureti, diğer şeyler. Bildirim dilekçesinde, açık hava toplantısına davet amacı ile çağrı yapılacak ise bildiri sesli anons, sesli anons aracının çevre il müdürlüğünün ölçümünün yapıldığına dair belgenin alınmasına vesaire şeklinde diğer notlar var. burda ne Vatansever Kuvvetler Güç Birliği var, ne gazeteler bakalım. Televizyonlara bakalım. Orda Vatansever Kuvvetler Güç Birliğinin adı zikredilmiş mi? mitinge katılanlar arasında. Adı geçmiş mi? benim mitinge yaptığım çağrılar var, hepsi toplanıp Diyarbakır valiliğinden gelecek, hiçbirinde Vatansever Kuvvetler Güç Birliği diye bir ad görmeyeceksiniz. Kaldı ki olsa ne olacak bunun Ergenekon örgütü ile vesaire ne ilgisi olabilir. devam ediyorum, Taner Ünal 25 şubat 2008 tarihinde, kendi yaptığı örgütlenmeyi, Doğu Perinçek ve hikmet çiçek in destek verdiği, yani gerçek değil. Ben bir partinin genel başkanıyım, ben böyle başıbozuk örgütlere destek vermem, kesinlikle destek vermem, ama insanlar çevrelerine, kendilerini kuvvetli göstermek için, o da destekliyor, bu da destekliyor şeklinde gerçek dışı bilgiler verebilirler. Bu kapsamdadır. Kesinlikle destek vermem. Böyle, yani kimin ilhan Selçuk a destek veririm. Kemal Alemdaroğlu na destek veririm. Vural savaş a destek veririm. Ben kime destek vereceğimi bilirim. Güvenilir insanları her zaman desteklerim. Ama ben bilmediğim, tanımadığım, faaliyetinden emin olmadığım, insanlara kesinlikle destek vermem ve vermedim. Benim kime destek verdiğim, belgelerle kanıtlıdır. Denizli Muğla milli güç birliği, bunlar tamamen farklı Sayın başkanım, iki şeyi ayırmak lazım, milli güç birlikleri, Cumhuriyet halk partisi, işçi partisi, demokratik sol parti, bazı illerde ve bölgelerde, bazı MHP teşkilatlarının da katıldığı veya başka partiler, daha çok CHP, DSP, işçi partisi eksenli kurulan partiler tarafından oluşturulan ve bunun yanında, mühendis odaları gib,i barolar gibi, tabip odaları gibi meslek odalarının ve kuruluşlarının da destek verdiği kuruluşlardır. Denizli de Muğla da çeşitli yerlerde kurulmuşlardır. Bunun, Taner Ünalların yaptığı işlerle falan en ufak bir ilgisi yoktur, zaten isimler de birbirini tutmuyor. Bir isim milli güç birliği ve bu gün de bunlar Türkiye de yayılmaktadır. Diğeri ise, işte Vatansever Güç Birliği ve ordan türetilen bazı başıbozuk örgütlerdir. Diğeri partilerin ve meslek odalarının ve sendikaların bir araya gelmesi ile oluşan milli güç birlikleridir. Bu ikisini, kesinlikle birbirine karıştırmamak gerekir. Broşürler, bizde her türlü kitap, broşür çıkar. Bu günde gidelim. Bir arama yapalım tekrar, İstanbul da, Ankara da aydınlık ın arşivinde, DHKPC nin, PKK nın, İBDA/C nin, başka terör örgütlerinin veya Vatansever Kuvvetler Güç Birliği kuvayi milliye falan gibi yasadışı olmayan çeşitli örgütlerin broşürleri, kitapları, yayınları, bilgileri bildirileri bunlar hepsi toplanır. Bu belgelerin olmadığı bir yayın arşivi bir parti arşivi olmaz. Bunları toplamayan bir yayın organı olmaz. Kütüphanesi olmayan bir parti olmaz. Siyasal partilere gidelim. En geniş arşivi olan belki de işçi partisi dir. Öbürlerini fazla bilmiyorum. Biz bunların hepsini toplarız. Bu gün de toplarız. Yüz kere arama yapsalar. Yine toplarız. Çünkü bunlar suç değildir. bunların toplanması bir şey ifade etmez. Bunu da Diyarbakır alındı belgesi, diğer taleplerimiz de yazılı arz edeceğiz. ”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: ”sanık Mehmet Zekeriya Öztürk huzurdaki savunmasında Ankara emniyet müdürlüğü terörle mücadele şube müdürlüğünde, 25 mayıs 2006 tarihinde vermiş olduğu savunmasının tümünü kabul ettiğini beyan etti. O savunmasının içersinde de yaklaşık bir yıl kadar, ulusal kanalda danışman, özel haber müdürü olarak göreve başladığını, ve sizin danışmanlığınızı yaptığını, işçi partisi Rusya ve Çin başta olmak üzere diğer birçok sosyalist ülkenin etkisi ve kontrolü altında olduğunu, Doğu Perinçek in ADD den beslendiğini, kamuoyunun Doğu Perinçek ‘i iyi bir istihbarat, hatta askeri kanaldan beslendiğini düşündüğünü, aslında Doğu Perinçek in Rusya ve Çin istihbaratı ile yakın bilgi alışverişi içine

18

Page 19: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/44... · Web view2009/01/29  · Birinci olarak, PKK terör örgütü ile ilişkiler, siz bundan daha çok Kürt sorunu olarak bahsettiniz,

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 29/01/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:44 Sayfa:19

olup onlar tarafından yönlendirildiğini, alman ve İngiliz istihbaratları ile diyalogunun olduğunu, Doğu Perinçek ve lider grubu kendisi için mecliste birkaç sandalye aradığını ve bu nedenle mevcut siyasi yapının dağılmasını, kurulacak yeni siyasi yapı içinde de kendilerine yer edinmek istediklerini, bu nedenle de 2003 yılından itibaren partinin bir askeri darbeyi dört gözle bekler duruma geldiğini, işçi partisi ve Perinçek in Türk silahlı kuvvetler destelerden aynı zamanda mevcut siyasi yapıya karşı da kışkırtmak istediğini, parti içi yönetimin aslında Türk silahlı kuvvetlerin benimseyeceği bir yönde değiştiğini, bunu maskelemeyi iyi bilen parti yönetiminin hala askeri bir müdahaleyi beklediğini, Doğu Perinçek in beklentisi doğrultusunda, Türk silahlı kuvvetlerin hareket etmemesi nedeni ile isteğine ulaşmak amacı ile hem partiler üstü, hem de bürokratik çevrede bir tepki hareketi oluşturmak için zatinde elinde var olan alt yapıdaki yerini alan ve illegal sol örgütlerden genel kadroların her zaman devreye sokabilme yeteneğine sahip olduğunu, Doğu Perinçek in mevcut illegal örgüt orijinli art yapı kadrolarına bir eylem yaptırabileceğini, planlayabileceğini veya plan ve eyleme destek verebileceğini beyan etmiştir. yine yapılan aramalarda, evinizde klasör 170, sayfa 225-226 da, Edirne il yönetimi üyesi, umut Topdemir tarafından altına not olarak İstanbul dan Edirne ye gelerek benimle görüşen erkin Yurdakul ve güneş ayas ile yaptığınız görüşme üzerine rapor notu olan ve başlangıcında da İstanbul daki olaylar ile ilgili Edirne il başkanlığına raporumdur bahsi içersinde ikinci madde olarak, genel başkanın beş altı sene içinde ordu ile iktidara geleceği sözünün ordu ile devrim olacağı ve hikmet kıvılcımlı gibi devrimin ordu ile yapacağız şeklinde sözler rapor olarak yazılmış. Bunlar hakkında genel bir değerlendirme yapar mısınız?”

Sanık Doğu Perinçek:” şimdi Sayın başkanım, bir kere Mehmet Zekeriya Öztürk huzurdaki savunmasında, ilk önce bunların bu ordu darbesi gözlüyorlar bunlar şeklindeki ifadelerin dalga geçmek için söylendiğini belirtti, fakat öyle değil. Ben böyle bir şeye sığınmam. Ona söyletilen ifade bu. Mehmet Eymür ün bilgi notuna bakın, birebir. Ben bunlara sığınmam bakın bu dalga geçmek dedi ve ben olayın üzerine gittim. Buradaki bazı sanıklar da rahatsız oldular ya aramızda bilmem ne, ben olayın üzerine giderim, ben bu tür suçlamaları, kesinlikle ortada bırakmam. Ben böyle uzlaşmaları kabul etmem. Gerçek dışı şeyler üzerinde burada ifadesini inkâr etti, tekrar kabul etti, hepimiz kıvrandığını hepimiz vesaire burada gördük. Sizler bunu tespit ettiniz. Nedir, işçi partisi, kendi içinde şu eğitimi hep yaşmıştır. Biz, omuzlarımızın üzerinde kendi başımızı taşıyacağız. Başkasının başını taşımayacağız. Bu bizim bütün kongre kararlarımızda, merkez raporlarımızda, 1970 li yılarlıdan beri vardır, yani partimiz bağımsızdır. Başka ülkelerin partileri ile vesaire ilişkilerinde eşittir. Hiçbir şekilde, bağımlı ilişkilere girmez. Onlardan yararlanır. Dünya tahlillerine bakar vesaire, ama talimat almaz. Yönlendirilmez. Ve bunu bütün hayatımız boyunca, uygulamışızdır. Çin komünist partisi ile ilişkilerimizde, diğer dünya partileri ile ilişkilerimizde hep başı dik olmuşuzdur. Zaten batıya başı dik olan, doğu ya da başı diktir. Batıya bakarken Amerika ya karşı efendim, başımız dik, doğuya dönüyorsunuz Rusya ya çine karşı boynunuz eğik, böyle bir şey olmaz. Ya her yerde başınız diktir ya her yerde boynunuz eğiktir. Yarın varsayalım ki, Rusya dan çin den Türkiye yi tehdit geldiği zaman göreceksiniz. En önde yine işçi partisi olur. Tayyib Erdoğanlar şunlar bunlar gider, onların ayaklarına kapanır, gene en önde işçi partisi olur. Bu da ispatlı. 1970 de partimiz ne Amerika ne Rusya, bağımsız Türkiye sloganını benimsemiştir. Ve neyi söylemiştir. Bakın Rusya kapitalizme gidiyor. Afganistan ı işgal ediyor, Çekoslovakya yı işgal ediyor, emperyalist bir ülke oldu, bunun ekonomik temelleri var, bir devlet kapitalizmi oluştu, orada. Bir devlet burjuvazisi doğdu. Parti kodamanları bir yeni sınıfa dönüştü. Bu parti kodamanları brejnefler, kruşşefler, bir yeni kapitalizm oluşturdu. Ve bunun iki gün sonra adını da koyacaklar. Nitekim, bizim bu bizde solun bize saldırılarına neden oldu. Vay siz nasıl Rusya ya kapitalist dersiniz. Emperyalist dersiniz. Ta 1970 den 90 a kadar, solda bu yüzden arkadaşlarımız öldürülmüştür. Saldırıya uğramışızdır. Ve Mehmet Eymür de onları tutar. Yani biz Rusya dan, iki süper devlet arasında dünya hakimiyeti için bir paylaşım olduğu zaman, ikisine de net olarak tavır almışız. Ne Amerika, ne Rusya

19

Page 20: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/44... · Web view2009/01/29  · Birinci olarak, PKK terör örgütü ile ilişkiler, siz bundan daha çok Kürt sorunu olarak bahsettiniz,

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 29/01/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:44 Sayfa:20

bağımsız Türkiye demişiz. Bugün de şuna bakalım. Kuzey ırak ta, o kukla devleti Çin mi kurdu. Yoksa Rusya mı kurdu. Çin ve Rusya kursun, onlara vaziyet alalım. PKK yı Amerika mı destekliyor, Çin mi destekliyor, Rusya mı destekliyor. Çin ve Rusya PKK yı mahkûm ediyor, Amerika destekliyor. Barzani yi talabaniyi Çin mi destekliyor, Rusya mı destekliyor, her ikisi de diyor ki ırak ın toprak bütünlüğü, İran ın toprak bütünlüğü Türkiye’nin toprak bütünlüğü, biz bunları destekliyoruz diyor. Kıbrıs tan Türk ordusu çıksın, Çin mi diyor, Rusya mı diyor, İran mı diyor. Avrupa diyor, Amerika diyor. Türkiye de kamu iktisadi teşekküllerini tasfiye edin, Atatürk ün ekonomisini tasfiye edin diye Çin mi Türkiye ye baskı yaptı, yoksa Rusya mı baskı yaptı, ermeni soykırımı yalandır diye bir biri peşi sıra kanunları kim kabul ediyor. Avrupa devletleri ve Amerika birleşik devletlerindeki on yedi eyalet ve şimdi de obama, bunu kabul edeceğim diye Türkiye’nin tepesine tehditlerini dayıyor. Çin, Rusya, ermeni soykırım diye bir şey, hatta bizim Rusya da bu tür parlamentoya metinler geldi galiba duma dan bir tanesi de geçti. Bizim uyarılarımız üzerine, Rusya aleksandır dugin i yolladı. Ermeni soykırımı panellerine gazi üniversitesinde katıldı. Bizim tezleri destekleyen konuşmalar yaptı. Yani işçi partisi, Türkiye ye bu gün yönelen tehditleri saptamıştır. Bunu Amerika dan Avrupa dan geldiğini artık herkes görüyor. Buna göre, bir güvenlik politikası, bir dış politika, ekonomik politikaları saptamıştır. Ve şunu görmüştür. Bu verili koşullarda Türkiye’nin bu tehdide göğüs germesi için Asya nın desteğine ihtiyaç var, yani Asya yı batıdan gelen tehdidi Asya dengelemek. Ve bu olacak göreceksiniz. Türkiye’nin politikası üç beş yıl içinde Asya politikasına oturacak Türkiye. 2002 yılında da otuz ağustos devir teslim töreninde sayın orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu genel kurmay başkanlığını bırakırken Türkiye Avrasya daki bağımsız yerini alacaktır diye üç yerde söylemiştir. Ama genelkurmay sitesine, Hilmi Özkök onları çıkartmıştır. Anadolu ajansı bültenlerinde, bunlar yar almaktadır. Yani artık Türk yurt severliği, Amerika dan gelen tehdide Avrasya ağrlığı ile yani Türkiye Rusya İran Çin, Hindistan, Arap ülkeleri, bu ülkeler arasında bir beraberlik ittifak. Mecburidir. Zorunludur. Hiç kimse bundan kaçamaz ve bu başlamıştır. Enerjimizi İran dan alıyoruz. Rusya dan alıyoruz. Bir tek silah bakımından, Amerika ya Türkiye bağlıdır bir de Türkiye deki yiyici takımının tepesine oturan bu mafya, tarikat zümresi amerikan askeri olmazsa yıkılır gider. Onların bir bağımlılığı vardır. işte bu analizler çerçevesinde işçi partisi Türkiye’nin ittifak birikimini potansiyelini inşa etmektedir. Çin e koşmaktadır. Rusya ya koşmaktadır. Onlardan davetler yapmaktadır İran ile görüşmektedir. Suriye ile görüşmektedir. Önce bir bölge ittifakı, İran, Suriye, Türkiye, ırak, ırak. Bakın maliki, ırak hükümeti Barzani ile karşı karşıya geldi. Irak ı böldürmem diyor. Türkiye ırak İran Suriye birleşse, bir konfederasyon yapsa, 200 milyon nüfus, enerji kaynakları, petrol kaynakları, doğalgaz kaynakları Türkiye’nin insan gücü, yani yetişmiş Atatürk laik insan gücü, Türkiye’nin tarım kaynakları, gelişmiş sanayisi ile dünyanın dört beş gücünden bir olur. Amerika Çin, Avrupa, Türkiye olur. Bu bölge ittifakı olur. Bir de bu yanına Avrasya daki oluşmuş olan hızla gelişen ekonomileri vesaire bir destek olarak aldığı zaman Amerika Türkiye ye diş geçiremez. O zaman Amerika ile ilişkilerimiz düzelir. Amerika ile ilişkilerimizin düzelmesi de, Türkiye’nin bu Avrasya da oluşmuş olan ittifak potansiyeline bağlıdır. Atatürk ne yaptı, Anadolu ya çıktı, 19 mayıs, geldi havza ya, havza da görüştüğü kimseler kim işte MİT in o zamanki yöneticileri vesaire bunları hep yazıyorlar, Rusya dan heyet geldi. Havza da buluştular. Sovyetler birliği ile Ankara da kurulacak olan devrimci hükümet ilk görüşmeleri yaptı. Rusya dan silah alındı. Rusya dan para aldı Atatürk ama nasıl aldı. Gizli değil. Bütçe ye yazdı. Bütçe ye yazdı, aleni, gazeteler yazdı. Ve Atatürk 1928 yılında taksim abidesine, arolof un heykelini dikti. Dünyada bir Sovyet devrimcisinin heykeli, ilk defa Türkiye de dikilmiştir. Ne Bulgaristan da, ne Romanya da, ne Polonya da. İlk defa taksim abidesine gidelim. Kasketli bir adam var, İnönü nün arkasında, kim o, aralof. Atatürk o kadar vefalı bir insan ve öyle bir miras bırakmıştır ki, vasiyet, Türkiye yani Sovyetler ile biz bu bağımsızlık savaşını yaptık ve devrimimizi Sovyetler ile ittifak halinde sürdürdük. Ey Türk milleti buraya taşa dikiyorum bunu. Bunu unutma. Meşhur dürbünlü bir şeyi vardır Atatürk ün, Kocatepe de resmi. dürbünle ovaya

20

Page 21: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/44... · Web view2009/01/29  · Birinci olarak, PKK terör örgütü ile ilişkiler, siz bundan daha çok Kürt sorunu olarak bahsettiniz,

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 29/01/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:44 Sayfa:21

bakarken arkada kaputlu bir adam yatar. Bakarsınız kaputu Türk kaputu değil. Rus kaputu. Kafasındaki şey şapka Türk kalpağı değil. Rusların önü siperli Rus şapkası. Biz otuz ağustosu yaparken, Sovyetler komutanları Atatürk ün yanında, arkasında ölümüne orda, yani o komuta kademesi ölse, o adamlar da ölecek. Otuz ağustos tan önce bir Akşehir manevraları var. Otuz ağustos tan önce, nisan ayında, gizli bir şekilde Akşehir e giderler. Atatürk ve orda, otuz ağustos un ilk manevralarını yaparlar. O Akşehir manevralarına kim katılır. Arolof, azarbaycan Sovyetlerinden abilef, Rus askeri ataşesi, hepsinin resim vardır. Atların üzerinde. Akşehir tren istasyonunda, trenlerin camında Atatürk ile arolof aynı camdan bakarlar. Şimdi biz bu şekilde bir kurtuluş savaşı yapmışız. Böyle politikalar ile bir ülke kurtarılır. Siz Amerika ya karşı Türkiye yi parçalanmaktan nasıl kurtaracaksınız, dünyadaki dengeleri kuvvetleri kullanarak. Ve siz Türkiye yi bu ekonomik krizden nasıl kurtaracaksınız, İMF ye yalvarıyor, İMF nerden para alıyor, Çin den alıyor, Çinlinin de 2 trilyon dolar rezerv var. Sayın başkanım müsaade edin toparlayayım, böyle İngiliz bilmem ne şey Çin Rus şeyi diye bunun açılması lazım. 2 trilyon dolar onu da söyleyeceğim, 2 trilyon dolar rezervi var, Amerika Avrupa böyle Çin in avucuna bakıyor. Çin amerikan tahvillerini bir piyasaya sürse, amerikan ekonomisi güm diye çökecek. Çin elindeki dolarları, başka para ile değiştirmeye kalksa, amerikan ekonomisi çökecek. Türkiye de aklı başında Atatürkçü bir yönetim olsa, Çin den 300-400 yüz milyar dolar şey alsın, kaynak alsın, gidip İMF ye yalvaracağına, ortak şeyler yapsın. Rusya ile İran ile enerji anlaşmalar yapsın Türkiye’nin güvenliğini sağlasın, çeşitlesin, bir ülkeye bağımla hale gelmesin. Bu politikaların hepsi yarın uygulanacak. İki yıl içinde, üç yıl içinde uygulanacak Sayın başkanım, öyle uzak değil, işçi partisi nin bu politikaları, ördüğü bu ağlar, hepsi Kıbrıs ta bizi destekleyecek. Hepsi ırak ın kuzeyinde güneydoğu da bizi destekleyecek. Onun için bunlar olağanüstü önemdedir. Bakın, çok çarpıcı, sayın başkanım, bu kitap, Çin halk Cumhuriyetinde, bu soruların sorulacağını bildiğim için aldım, getirdim. Bu kitap Çin halk Cumhuriyetinde çıkan 8. sınıf yakın çağ tarihidir, ders kitabı. Kitapta bütün Çin çocukları, bu kitabı okuyarak büyüyor. 8. sınıf orta üçe geldiği zaman veya onların sistemini biliyorum. 8. sınıfta bu kitap okutuluyor. Ne var, yakın çağ belirleyen liderler olarak, Lenin, gandhi ve Atatürk ü koymuş. Kapağına. Bana bir Amerika dan bir ders kitabı getirin, Almanya dan, Fransa dan Atatürk e ne diyor. Atatürk dönemi bitmiştir. Atatürk Ermenilerin katilidir. İçini açıyoruz, Türk devrimine, burada üç sayfada, Türkiye’nin haritasını koymuş, yunan işgalini koymuş, Türkler nasıl kurtuluş savaşı yaptı, arkasından Atatürk’ü harf devremi, Atatürk devrimleri vesaire Çinli çocuğuna bunu öğretiyor. Amerikalı çocuğuna bunu öğretiyor mu? Avrupa hükümetleri çocuklarına bunu öğretiyor mu? Çocuklarına ermeni soykırımı yaptı Türkler diyor. Atatürk devrimi yolunda biz ilerleyeceksek, kim bizi destekleyecek. Hindistan destekleyecek, Rusya destekleyecek, Çin, destekleyecek. Ben bunu İranlılara da anlattım. İran benim önerimden sonra, bunu milliyet gazetesi yazmıştır. Nutuk kitabını bastı. Dedim ki, siz Atatürk e yanlış bakıyorsunuz. Atatürk antiemperyalist bir lider, siz buna İslam açısından falan bakmayın. Emperyalizme karşı mücadele açısından bakın. Yüz otuz sayfa rapor tuttular. Yedi saat İranlılar geldiler, benle konuştu. Devlet büyüklerine arz etmek için. Ve ondan sonra bir hafta sonra telefon ettiler dediler ki, çok büyük bir etki yaptı. Biz başka zaviyeden bakmışız. Doğu Perinçek in bu uyarıları devlet büyükleri tarafından incelendi. Ve İran da nutuk un basılmasına karar verdiler. Hakikaten milliyet gazetesi de üç ay sonra haber yaptı İran da nutuk basılıyor diye. Şimdi onun için biz Atatürk devrimini devam ettirecek ve tamamlayacaksak, bunun dünyadaki ittifak potansiyelini de oluşturmamız lazım. Ama bunu oluştururken, işçi partisi, onun genel başkanı Çin in Rusya nın karşısında, şunu da aktararayım. Çin partisi komünist partisi, çok tecrübeli olgun ve benim temaslarım sırasında gerçekten bu açıdan prensiplerine çok bağlı bir partidir. Nedir, onlar çok çekmişler, 1920 lerde Sovyet komünist partisi, bunlara çeşitli program ve taktik dayatmış. Bunun zararlarını görmüşler. Ve Mao demiş ki, siz demiş bu hatayı yapmayacaksınız, hiçbir parti abi gibi, büyük parti olarak davranmayacaksınız. Hiçbir partiye bir görüşünüzü, kesinlikle dayatmayacaksınız. Çin komünist

21

Page 22: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/44... · Web view2009/01/29  · Birinci olarak, PKK terör örgütü ile ilişkiler, siz bundan daha çok Kürt sorunu olarak bahsettiniz,

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 29/01/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:44 Sayfa:22

parti ile görüşmelerde, hep o kadar dikkatlidirler ki, bu bizim görüşümüz, bu bizim tecrübemiz, hep bu vurguyu yaparlar. Ben Mao dan sonraki Çin komünist partisinin ve Çin devletinin lideri Huva Gofenk ile görüştüm. Üç saat görüştüm. Dört saat yemek yedim. Arkasından gelen lider Hu Yauban ile görüştüm. Yemek yedim. Rusya nın Gorbaçof dan sonraki en büyük lideri Likaçev iki defa Türkiye ye benim davetlim olarak geldi. Bu gün Rusya nın ikinci büyük partisi olan partinin lideri ile dostluğum vardır. birbirimizle. Ben bir kere 96 da Rusya ya gittim, görüştüm. Yine Rusya komünist işçi partisinin, şu anda milletvekilidir lideri büyük Victor tolkin onlar benim dostlarımdır ve bunlar bana itibar ederler ve benim fikirlerime de danışırlar, aramızda eşit karşılıklı saygılı ilişkiler vardır ve beni de, 48 parti 2000 yılında toplanan Avrasya konferansında girişim komitesinin başkanlığına seçmiştir. Başkanlığına seçmiştir. Ben onların başkanıyım. Ve Türk devleti maalesef bu ilişkileri değerlendirmemiştir. Sabote etmiştir. oysa, burada Türkiye ye çok büyük imkanlar vardı. Diğer bunu da arz ediyorum. Yani Türkiye’nin dostları kim, bu mao döneminden beri bu okutuluyor. Türkiye dostluğu, şunu da söyleyeyim. Biz bu taassuplardan, bağnazlıklardan kurtulalım. Çin büyük bir deney yaptı, alıp onu Türkiye ye getirmek büyük bir yanlışlık olur. Her ülkenin farklı özellikleri vardır, ama bütün dünya Çin deneyini izliyor. Adamlar nasıl 49 da dünyanın en yoksul ülkesi idi, bu gün dünyanın en dinamik ve en büyük ekonomisi haline geldiler ve 21. yy. Çin yüzyılı olacak deniyor. Biz taassup ile Mao ya küfür, Çin e küfür vesaire bak onlarda taassup var mı Atatürk e küfür ediyor mu? Atatürk e küfretmediği için Çin ilerliyor. Biz de Mao ya küfrettiğimiz için işte bu perişan hallerdeyiz. Bu deneyleri her türlü bağnazlığı ön yargıyı bırakıp ciddi olarak incelemek gerekir. İşçi partisi bunu yapmaktadır ve Türkiye için bir çözüm programı üretmiştir. Dostlarımızı da tanımak bakımından, dava dosyasına da girsin, bu Çin halk Cumhuriyetinde Atatürk ü en başa koyan. Ders kitabını, dava dosyasına arz ediyorum. Devam edelim, sorularını eksik, bırakmayalım şimdi Trakya da güneş ve erken adlı çocuklar rapor, bu işte Türk solu budur. Provokatör grubu. O 2003 yılındaki Ankara da kemal gürüz ün kemal Alemdaroğlu nun rahatsız olduğu o ordu göreve pankartını açan provokatörler, kim bunlar, bunlar işçi partisi den atılmış, o sayın savcının okuduğu ordu falan vurguları yaptıkları için ve bizim gençlerimize bizden habersiz, bazı provakatif eğitimler telkinlerde bulunduklar için hemen tespit edilmiş ve işçi partisinden atılmış ve üzüntü ile söylüyorum bu erkin adındaki çocuk da daha sonra bütün bu bunalımlar içinde intihar etmiştir. Bu çocuklar öyle bir kuyulara atılmışlardır ki provokasyonlarla bir takım yerlerden yönlendirilerek en sonunda pırıl pırıl bir çocuktu bu erkin, bunların arasında kendini beş katlı binadan atıp, kendiörgüt binalarından intihar etmiştir. Trakya dan gelen raporlar vesaire bizim provokasyonlara karşı ciddi disiplinli tutumumuzun bir ifadesidir. Eksik bir yan kaldı mı acaba? sayın savcımdan soralım.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Mehmet Zekeriya Öztürk ün beyanı ile bu bayanlar örtüşüyor onun için açıklama istemiştim.”

Sanık Doğu Perinçek :”hangi beyanlar efendim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” yani dört gözle askerin darbe yapmasını ve

birkaç sandalyenin verilmesi konusu.”Sanık Doğu Perinçek :” onu söyledim, huzurda da zaten bunun polis işte dalga geçtiğini

söyledi, fakat dalga geçmiyor. Ona ben sığınmıyorum. Mehmet Zekeriya Öztürk e ispatlanmış ilişkileri ile Mehmet Eymür tarafından dikte edilen ifadelerdir. Bizim öyle, benim kitabım var, şu anda. Mahkemeye de arz ettim. Türk ordusunun strateji sorunu, 3 genel kurmay başkanı. Ben son, üç genel kurmay başkanına Hilmi Özkök ü, yaşar Büyükanıt ı, ve bu günkü genelkurmay başkanı İlker Başbuğ u, görevlerinde, görevden indikten sonra değil, her üçünü de görevde iken uzun kırkar, ellişer sayfalık yazılar yazarak onların strateji konusundaki görüşlerini değerlendirmişim. Yer yer eleştiriler yapmışım. Hatta bunlardan birine Hilmi Özkök e görevde iken Türk ordusunda komuta zaafı demişim.milli egemenliği reddettiği için. Demişim ki Türk ordusu milli egemenliği koruman için var, başka niçin var. Milli egemenliği reddeden bir ordu

22

Page 23: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/44... · Web view2009/01/29  · Birinci olarak, PKK terör örgütü ile ilişkiler, siz bundan daha çok Kürt sorunu olarak bahsettiniz,

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 29/01/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:44 Sayfa:23

komutanı olur mu? Milli egemenliği reddediyorsa ne iş yapıyor genelkurmay başkanlığında başka neyi koruyacak, Amerika yı mı koruyacak. Amerika yı koruyacağız diye strateji üretti Hilmi Özkök. Darbecilik darbe peşinde darbeyi özleyen bir parti, bu genelkurmay başkanlarını eleştirir mi? onlara şey yapar hangi partinin başkanı genelkurmay başkanlığını Türkiye’de eleştirmiştir. Almış elli sayfalık, altmış sayfalık uzun uzun yazılar yazmış. Bu nedir, biz Türkiye yi yöneteceğiz. Orduyu da yöneteceğiz. Düzelteceğiz ordu, siyaset ilişkilerini, ne için bozulmuştur. Kemalist devrim rayından Türkiye çıkarsa, hükümetlerle askerler arasında uyum olmaz. Bu uyum nasıl sağlanır. Türkiye Kemalist devrimi rotasına girince, askerin problemi kalmaz. Asker darbe yapmak istemiyor, ama asker neden rahatsız, sen Türkiye yi alacaksın, Atatürk devrimini yıkacaksın, Türkiye yi parçalayacaksın, bundan rahatsız olmayan askeri, biz ne yapalım. Tabi rahatsız olacak. İşçi partisinin içinde olduğu milli hükümette ordu ile hükümet arasındaki ilişkiler Anayasal zeminine oturacaktır. Nasıl oturacaktır? Türkiye kuruluşundaki programa yöneldiği için, yani Atatürk devrimi programına yöneldiği için asker rahatlayacaktır ve hükümet de askerin önüne Kemalist devrimin güvenliğini sağlama stratejisini koyacaktır. Al diyecektir, bu strateji uygulanacak. Sana emir veriyorum. Böylece, hükümet askere yön verecektir. Doğru Anayasal ilişki budur. Şimdi, bu hükümetler askere yön veremez. Ben, Türkiye yi parçalayacağım. Ben eş başkanım, Ortadoğu projesinin diyen adam. Askere hükmedebilir mi? hükümet olabilir mi? ben iki sayfa, dokuz maddelik Amerika ile gizli anlaşma yaptım, hizmet sözleşmesi yaptım diyen bir Abdullah gül, Türk silahlı kuvvetlerinin başkomutanlığını yapabilir mi? asker onu dinler mi. Amerika ile iki sayfa dokuz maddelik gizli anlaşma yapıp Kıbrıs ı veren, kuzey ırak tan Türk ordusunu tasfiye eden ve şu yaşadığımız süreci Türkiye’nin başına saran insanları asker dinler mi? işte işçi partisi bu Atatürk devrimi rotasını, Türkiye’nin önüne koyarak bütün bu ilişkileri düzeltecek programı getirmiştir. Bizim öyle ordu darbe, ben ordu darbe, hiç kimse bana bu konuda kabadayılık edemez. Sayın başkanım, ben ordunun zindanlarında, 12 mart döneminde, 12 eylül döneminde, hep sıkıyönetim mahkemelerinde yargılanmış, hapislere atılmış, işkenceler görmüş bir adamım. Hayatımın hiçbir döneminde darbecilik diye bir leke yoktur. Bu dava dosyası da, bütün telefon konuşmalarım ortada. Telefon konuşmalarımda, bütün konuşmalarda, darbeyi mahkûm ediyorum. Darbeye karşı çıkıyorum.Bu gün de darbe ile Türkiye hiçbir sorunu çözemez. Ama ordu millet beraberliği şarttır. Millet ordu beraberliği. Türkiye bu gün millet ve ordusu beraber olmadan bu süreçten çıkamaz. Çünkü silahlı tehditlerle karşı karşıya.

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” e-mail incelemelerinde, 2 temmuz 2005 tarihinde ümit sayın ile sevil atasoy arasındaki e-mail trafiği içersinde yapılan görüşmelerde, genelkurmaydaki kor ve orlar demişler ki, İstanbul üniversitesindeki hocalar koskoca herifler, herhalde birleşirler ve oyları parçalamazlar. Emin Gürses i çağırmışlar, yine haklı çıktın demişler, bizim rapor inanılmaz sükse yapmış. Emin Gürses, televizyonlarda mesut parlak a çatmaya başlarsa, bu korkunç bir ivme kazandırır bize. Şimdi detaylı okuyacak ve Perinçek e de anlatır. perinçek ingilterede imiş, ondan randevu alıyorum, gelince birlikte konuşuruz. Sevil atasoy , Perinçek hala Alemdaroğlu nu destekliyor mu diye soruyor, ümit sayın evet, Perinçek Alemdaroğlu nu destekliyor. Onların da bilgileri var. yine ümit sayın ın bilgisayarında 24 şubat 2001 tarihli Adnan Akfırat ile yapmış olduğu silinmiş çet kayıtları içersinde kurtarılan belgede, ümit sayın ın Amerika dan Türkiye ye gelmesini masonlar ve diğer unsurların engelleyebileceğini, bu durumu ümit sayın ın Doğu Perinçek e bildirdiğini, ümit sayın ın belli bir dönem masonların içinde bulunduğunu, masonların bütün pisliklerini ve üç kağıtlarını bildiğini, Adnan Akfırat ve ümit sayın ın ulusal kanala görüntü ve bağlantı bulmak için çaba gösterdikleri, yine ümit sayın ın Doğu Perinçek ile yaptığı görüşmede, iyi gelişmeler olduğunu öğrendiğini, darbe olasılığının arttığını, çiller in eski valisi Mahmut Yılbaş, ÖKK eski komutanı Necati özgen, müdafaii hukuk vakfının kurucularından olduğu son yapılan Atatürkçü düşünce derneği kongresinde herkesin aynı tarafta yer alarak yekta Güngör özden ve çevik bir için çalıştıkları, yine Adnan Akfırat ın batının Türkiye yi darbeye zorladığını Türkiye de çok köklü değişikliklere

23

Page 24: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/44... · Web view2009/01/29  · Birinci olarak, PKK terör örgütü ile ilişkiler, siz bundan daha çok Kürt sorunu olarak bahsettiniz,

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 29/01/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:44 Sayfa:24

ihtiyaç olduğunu belirttiği, ümit sayın, Adnan Akfırat a vermiş olduğu bu bilgilerin aynı zamanda Doğu Perinçek e iletilmesini istediği, kendisinin tayin işinde Adnan Akfırat ve Doğu Perinçek in yardımını istediği, yine sizin tümünü kabul ettiğiniz telefon görüşmelerinden, 26 şubat 2008 tarihli Ferit İlsever ile yaptığınız görüşmede, emin Gürses in gözaltında iken, yapmış olduğu tutum ve davranışlardan bahsettikten sonra, ümit sayın dan da tam rezalet, yaltaklanma, zaten provokatör, özel olarak sokulmuş bir adam. Ne ise o konularda uyardım. Onun üzerinden herif hep yalan söylüyor. Tespit etmiştik aslında. “

Sanık Doğu Perinçek :” kim diyor bunları sayın savcı.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” siz söylüyorsunuz,”Sanık Doğu Perinçek :”hayır bunları Ferit İlsever söylüyor.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”neyse oturduk epey konuştuk, bu bütün

gazetelerde yeni şafak ta bilmem ne ve ilhan Selçuk ile görüşeceğinizi belirtiyorsunuz. Yine işçi partisi İstanbul il örgütünde yapılan aramada 442-455 e kadar numaralandırılan sayfalarda yüksek öğretim kurulu sayın başkanlığına ile başlayan içeriğinde doçent dr. Habip Ümit Sayın ın savunmasının bulunduğu belge ele geçirilmiştir. Ümit sayın ile ilişkilerinizin boyutunu tam olarak anlatır mısınız? “

Sanık Doğu Perinçek :” bir kere telefonlarda, ben hiç kimseden hakaretamiz, aşağılayıcı bir şekilde bahsetmem. Benim anlayışım şudur, hiç kimseden özel görüşmelerimde üçüncü bir şahsı küçültmem ve hakaret etmem. Telefon konuşmalarında, üç tane harf vardır, benim benimsemediğim. Bir yerde, bir şahıstan değil, ne karşımdaki şahsa diyorum, ne de üçüncü bir şahsa ki, ben onun yanlış bir çözüm olduğu kanısındayım. Bir lan diye bir sözcük geçiyor. Ona çok üzüldüm, 211 sayfa, ben tape yapılsa, o lan ı benim söylemediğim de gözükecektir. Ki orda karşımdakine de söylemiyorum, üçüncü şahsa da söylemiyorum. Bir, ben ümit sayın, hiçbir zaman, ümit sayın bana darbe olasılığının arttığını söylemedi. Mesela, ilk önce öyle söyledi sayın savcı, sonra biraz sonra bunu Adnan Akfırat a yazmamış, Adnan Akfırat a bana söylemesini söylemiş, yani bana doğrudan doğruya darbe olasılığının arttığını söylemedi. Kaldı ki, bu aydın ın tahmini, bütün Türkiye bunları bu gün de konuşuyor. Köşe yazılarında yazılıyor, yani Türkiye darbeyi konuşuyor. Darbe olacak mı, olmayacak mı, hatta 9. darbenin başı, İlker başbuğ diye, bu günkü genelkurmay başkanı diye murat belge yazıyor, radikal gazetesinin genel yayın yönetmeni ismet Berkan yazıyor, zihni çakır yazıyor, Şamil Tayyar yazıyor, bu günkü genelkurmay başkanını 9. darbenin lideri olarak yazıyor Ve Türkiye de dikkat edersek, bu Ergenekon davası da bunun parçasıdır. Ordu Amerika tarafından darbeye zorlanıyor. Bütün olaylar dikkat edersek, en sonunda ordu sabrını bırakacak. bu kışkırtmalarla, genelkurmay başkanı alacak, milli güvenlik kurulu alınacak, Kıbrıs verilecek, cumhurbaşkanlığı internetine Kıbrıs gavur haritası olarak konacak. Ve o cumhurbaşkanlığı utanmadan, utanmadan altını çiziyorum. Biz bunu google den indirdik, diyecek. Yani koskoca Türkiye de harita genel müdürlüğü var. cumhurbaşkanlığı google dan Kıbrıs ın Rum olduğunu gösteren haritayı indiriyor. Benim çocuğum yapmaz, bunu. Benim burada arkada dinleyici can Perinçek var, on beş yaşında, can Perinçek e bunu yaptıramazsınız. Google dan indirip de, Kıbrıs bilmem ne haritasını koyduramazsınız. Bu ne biçim cumhurbaşkanlığıdır. Cumhurbaşkanlığı diye bir makam kalmamış, şimdi bütün bunlar, tahriktir. Yani, Türkiye de bütün kurumlar yıkılmış, cumhurbaşkanlığı, Kıbrıs ı vermiş, başbakan, ben Ortadoğu eş başkanıyım, Amerika ya bağlıyım, diyor. Diyarbakır ı parçalayacağım. Türkiye yi, onun merkezi yapacağım diyor. bunların hepsi orduya bir tahriktir. Ve bunlara aydınlar, tabi kendi aralarında konuşurlar ve yazıyorlar. Bunun burada isnat edilen suçla bir ilgisi yok. Ümit sayın ı da söyleyeyim. Polis ifademde de söyledim. Ben kendi adım gibi biliyorum. Ümit sayın ın, hiçbir isnat edilen suçlarla ve hatta haksız yere bir dostluğum yok. Ama haksız yere ümit sayın ın o kadar sırtına şey vuruldu ki. İfademde ne diyorum. Ümit sayın tutarsız bir insandır. Bence tutarsız bir insandır. Benim geçmişteki izlenimlerim, yani kendisinden kırılmamasını, incinmemesini rica ediyorum, benim

24

Page 25: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/44... · Web view2009/01/29  · Birinci olarak, PKK terör örgütü ile ilişkiler, siz bundan daha çok Kürt sorunu olarak bahsettiniz,

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 29/01/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:44 Sayfa:25

izlenimim, tutarsız davranışları olmuştur. Bunun dışında, bir şey yaptığını hiç zannetmiyorum. Onun üzerine yüklenen o suçlar, şunlar bunlar. Darbeler marbeler ilişkiler, bunların hepsi onun tutarsızlıklarının sonucudur. Biz bunları gözlemledik. Ama, burada 3. şahıslar arasında konuşalar geçiyor, emin Gürses falanca ile konuşmuş. Adnan Akfırat öbürü ile konuşmuş, bunun benim ile ne ilgisi var. burda hani nerde, benim fiilim. Burda benim bir eylemim olması lazım. İnsanlar arasındaki çeşitli görüşme, buralarda da bir darbe planı yok, hadi darbe yapalım, gel, sen bilmem ne ol, buraya geç, silahları şuraya getir. Yani darbeye yönelik, ceza hukuku açısından, zorunlu olan ne eylemler var, darbeye yönelik, ne hazırlıklar var. Ne bunun araç gereçleri var hiçbir şey yok. ama bu gün Türk aydınları arasında en çok muhabbet nedir, kahve muhabbetleridir. Darbe dir. Çünkü Türkiye bir çıkmaza doğru götürülüyor. İnsanlar bir çözüm arıyor. Ben bu çözüme katılmıyorum. Darbe ile Türkiye’nin bir şey yapabileceği kanısında değilim. Hatta daha da başı belaya sokulacaktır. Tutumum da son derece açıktır. Tam rezalet vesaire emin Gürses, bunlar benim ifadelerim değil, sayın başkanım, ayrıca tam rezalet dedi diye suç olmaz. Buradaki, yani bu sayın savcının okuduğu bu metinler, buradaki suçu ispata yönelik fiiller değil, alakası yok. Tarif edilen suç ile şu konuşmalar ilişkilerin bir ilgisi yok. Benimle hiçbir ilgisi yok. Konuşanların da bu suçu işlediklerine dair en ufak bir belirti yok.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” savunmanızda tamamını kabul ettiğinizi beyan ettiğiniz telefon görüşmelerinizden, 6 şubat 2008 tarihinde Emcet Olcayto ile yaptığınız görüşmede Emcet in kendisinin levent, adil serdar saçan ile görüşmeye gittiğinden bahsediyor, siz de adil bey e selam söyle, levent temiz in de onla görüşmek istediğini belirtiver diyorsunuz. Ve devamında onda da bazı bilgiler var. Yani şey, haber yollamışlar içerden. Adil beyi içerden tekrar almayı falan düşünebilirler. Diye ben ihtimal vermiyorum da, diyorsunuz ve bir telefon numarası veriyorsunuz. ve devamında ben hiç ciddiye almıyorum. Ama, ben bak şunun şöyle bak arkadaş, bu güler kömürcü söylemiş bunu, onu içeri alabilirler, haber yolla diye göz altına aldıkları zaman ve devamında görüşmenin çıksın aslanlar gibi olayı en iyi göğüslemek öyle olur. Çıkıp bir açıklama yaptığı zaman, bir daha içeri alma falan filan hiçbir şey ihtimal kalmaz, yani. tabi bu akıllılık yapıp çıkıp bu çatır çatır açıkladığı zaman biz bunu göz altına aldık o zaman savcının emri ile takipsizlik kararı verdik, hatta belgeleri bile iade ettik, bunlar açıkladığı zaman falan, her şey çöker yani, şeklinde bir görüşmeniz var. Bu görüşmenin içeriğinden anlaşıldığı kadarı ile güler kömürcü size adil serdar saçan ın içeriği alınacağı bilgisini ulaştırmış. Anlaşılıyor. Güler kömürcü ile ilişkinizin boyutu nedir niye size operasyonu bilgi veriyor. Bir, iki, Adil Serdar Saçan ile ilişkinizin boyunu nedir. 2001 yılında yayın organlarınızda yaptığınız yayınlarla bu görüşmenizi nasıl tevil ediyorsunuz.”

Sanık Doğu Perinçek :”yok öyle bir şey yok, sayın savcım orada devamını okumalıydınız, Sayın başkanım, yani sayın savcı o görüşmenin devamında, çünkü savcıların sorumluluğu lehe ve aleyhe delilleri burada aleyhime hiçbir şey yok, ama devamında diyorum ki, arkadaş Adil Serdar Saçan a söyle, Emcet Olcayto ya, doğruları söylesin, biz ondan şöyle söyle böyle söyle, ne ise doğru, onu söylesin. O kısmı okumadı. bunun için böyle bir tertip hazırlanmış, Türkiye’nin üzerine geliyor, burada haklı çıktım. Bu ilk sorgu, onun başında olduğu kaçakçılık ve organize suçlar şubesi tarafından yapılmış, bunun başında bulunmuş ve onun sonunda sayın başsavcı Aykut Cengiz Engin, bu soruşturma sonunda bunlar ciddi iddialar değildir. Tutarsız iddialardır, demiş, dosyayı kapatmış. Bunları Adil Serdar Saçan dan sayın Emcet Olcayto öğrenmiş, bana söylemiş, ben de diyorum ki, o zaman çıksın, bunları söylesin, bak Türkiye’nin başına çorap örüyorlar. Söylemesi gerekir. Güler Kömürcü den ben doğrudan doğruya böyle bir şey öğrenmiş değilim. Anladığıma göre o zaman dolaylı olarak böyle bir şey gelmiş, yani Adil Serdar Saçan a da içeri alacaklar diye bir bilgi gelmiş. Ama, ben Güler Kömürcü den doğrudan doğruya böyle bir şey öğrenmedim. Adil Serdar Saçan ile 2002 yılında, bu Endonezya modeli dediğimiz Türk silahlı kuvvetlerini suçlamaya yönelik tertip var, bir soruşturma yürütülüyor. Soruşturmanın başında da Adil Serdar Saçan var. O nedenle de, aydınlık dergisinde böyle bir

25

Page 26: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/44... · Web view2009/01/29  · Birinci olarak, PKK terör örgütü ile ilişkiler, siz bundan daha çok Kürt sorunu olarak bahsettiniz,

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 29/01/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:44 Sayfa:26

tertibin sorgusunu yaptığı için o şube müdürü hakkında bazı olumsuz yayınlar var. Onu da aydınlık dergisi biraz da girmiş, kendisi bu gün söylüyor. Diyor ki ben diyor, soruşturmanın sonuna kadar götürülmesi, uyanmadım diyor, Ahmet İhtiyaroğlu olayı tespit etti, ben sorguda bulunmadığım için, Tuncay Güney i görmediğim için meseleyi anlamadım ve sonuna kadar gitme taraftarı oldum. Biz de Türk silahlı kuvvetlerine karşı, bir tertibin sonuna kadar üzerine gitmek taraftarı olduğu için, Adil Serdar Saçan, o tertipte yer aldı şeklinde yayınlar yapılmış, aydınlık dergisinde, sonradan Adil Serdar Saçan olayı görmüş, Fethullahçıların bu işi yürüttüğünü görmüş. Yazı yazmış, amirlerine dün size arz ettim. Evvelsi gün verdim. Orada Fethullahçıların baskısı altında olduğunu, maalesef emniyette en üst düzeyde, böyle bir baskı gördüğünü söylüyor. Ondan sonra uyanmış falan, uyandığı için de zaten getirmiş bu davaya sanık olup atmışlar. Değişiklikler var, o zamanki konumlarla, bu gün arasında değişiklik var.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Ergenekon terör örgütünün kontrol altına almayı hedeflediği sivil toplum kuruluşlarından olan Atatürkçü düşünce derneği ile ilgili olarak 3851 nolu tapede, 6 mart 2008 tarihinde, Yıldız Akdemir ile yaptınız görüşmede, Yıldız Akdemir ADD bandırma çağırıyor, kemal Yalçın Alemdaroğlu nu, geldiği zaman dediği ve devamında da Balıkesir merkezdeki ADD kongresi tamamlandı. Genel baş şube başkan yardımcısı bizim arkadaşımız. Yedi delegenin altısı bizimle hareket ediyor. Genel merkez delegesi şeklinde beyanları var. bu görüşmeden Ergenekon terör örgütünün amacına uygun hareket edildiği izlenimi vermekte, ne diyorsunuz. “

Sanık Doğu Perinçek :” doğru bu görüşme, sonuna kadar doğru, her satırı doğru, her noktası doğru. Balıkesir de ADD, şunu söyliyim, ADD Türkiye’nin iftihar etmesi gereken örgütlerlinden biridir. Atatürk ü savunan, yaptığı bütün eylemler barışçı, işte gördük o mitingler, Türkiye de her zaman alkışlanacak. Türkiye tarihinin en barışçı, en yasal, en doğru, en güzel, Türk bayrağı altında milyonları birleştiren eylemlerini yapmış, ADD yi kutlamamız lazım. Bundan kim korkuyor, Fethullah hoca korkuyor, Amerika korkuyor. Bunların bir darbe ile suç ile ilgisi yok. Yine olacak bunlar, daha büyükleri olacak. Çok daha büyükleri olacak, Türkiye yi böyle boğazlamaya kalkanlar, bunu çok iyi bilsin. Yani ADD yi yasal bir örgüt olarak alkışlıyorum. Çok doğru işler yapmıştır. Burda da, ben Yıldız Akdemir adında Balıkesir deki bir partili arkadaşımla görüşüyorum. O Balıkesir kongresinden bilgi veriyor. ADD nin içinde Cumhuriyet halk partililer vardır, demokratik sol partililer vardır. Anavatan partili vardır. Doğru yol partili vardır, herkes vardır. Cumhuriyet halk partili de vardır. İşçi partililer de vardır. Balıkesir kongresinde yedi delegenin, altısının işçi partili olduğunu söylüyor. Genel başkan olarak, bana bu bilgiyi veriyor. Bunlar doğru bilgilerdir. Hiçbir yanlış tarafı yoktur. Suçla da en ufak bir ilgisi yoktur. “

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: ”7 ocak 2008 tarihinde 3717 numaralı tapede Kemal Yalçın Alemdaroğlu ile bir görüşmeniz var ve burada sayın rektörüm saygılar, Doğu Perinçek ben, sağ olunuz efendim, o dava ile ilgili kararı aldım. İki tane onun için gerekli bütün girişimleri yapacağız. İki tane ara şerh olması çok lehimize yani, diyorsunuz. Kemal Alemdaroğlu da evet bizi çok güçlendirecek. Siz de evet yani kararlar zor alınır, onun için onları böyle bir yürütmeyi durdurma kararı konusunda şerh koymaları demektir ki, orda çoğunluk aşağı yukarı büyük ihtimalle olacaktır Sayın rektörüm yani, diyorsunuz. Kemal Alemdaroğlu da inşallah son noktasındayız. Eğer siz de bastırırsanız. Siz de tabi tabi diyorsunuz ve kemal Yalçın Alemdaroğlu da, işte onun için tam o zamanda, bu zamanda hep beraber şey yaparsak, diyor, siz de tamam biz görevi aldık, yerine getiriyoruz şeklinde bir görüşmeniz var. kemal Yalçın Alemdaroğlu ile ilişkinizin boyutu nedir. Bu şahsın hangi davası ile ilgileniyorsunuz. Yargıya intikal etmiş bir konuda hukukçu kimliğiniz de olduğu halde, hukuki prosedür dışında girişiminiz oldu mu, olmuş ise sebebi nedir? “

Sanık Doğu Perinçek :”şimdi efendim bu doğru, şimdi bu telefon konuşması doğru, dava sayın rektör kemal Yalçın Alemdaroğlu, çok büyük bir haksızlıkla, o zamanki MİT müsteşarı Şenkal Atasagun un götürüp cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer in önüne koyduğu dosyalarla

26

Page 27: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/44... · Web view2009/01/29  · Birinci olarak, PKK terör örgütü ile ilişkiler, siz bundan daha çok Kürt sorunu olarak bahsettiniz,

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 29/01/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:44 Sayfa:27

rektörlükten alınmıştır. Çok büyük bir haksızlık yapılmıştır. Ve bunun sebebi de, işte bu davadaki zihniyettir. Yani vatanını seven, Atatürk devrimine sahip olan kale gibi İstanbul üniversitesinde kale gibi duran bir rektörü oradan uçurmak. Kökü de Amerika dır. Gelmişlerdir, böyle rektör olmaz. Amerikan yetkilileri İstanbul üniversitesinde, milliyetçi rektör var, yani Alemdaroğlu nun da milliyetçiliği çocukluğundan beri CHP Atatürk milliyetçiliğidir. 1960 lardan beri CHP gençlik teşkilatlarında, öğrenci gençlik lideridir. Arkasından üniversiteye girmiştir. Yani o Atatürk milliyetçiliğine tahammülü yoktur. O zaman ben sayın cumhurbaşkanı Sayın Ahmet Necdet Sezer i aradım. Beni 3 dakika içersinde sağ olsunlar aradılar. Sayın cumhurbaşkanım dedim. Nasıl profesör rektörümüzü İstanbul üniversitesinden uçuruyorsunuz, bunu düşman kuvvetleri istiyor.Size arz ettiğim konuları söyledim.Sayın bana çok dikkatle izleyeceğini değerlendireceğini sayın cumhurbaşkanımız söyledi. Sayın Rauf Denktaş ile konuştum. Oda aradı, hatta ona çok daha olumlu şeyler de söylemiş. Ve daha sonra olay, idare mahkemelerine intikal etti. Hukuk haksız uygulama vesaire. Ve onunla ilgili karşılıklı konuşma, doğru, konuşmanın tüm içeriği doğru. Burada bir suç yok. Bu suçla bağlantı yok. Bütün hepimiz biliyoruz. Ben de babamın hakimliğinden bilirim. Yani şu söylenir, yargıçlara mahkemelere bunu iyi inceleyin. Sayın başkanım, sayın üyelerim size de yüzlerce önünüze gelen davalarda, bunu iyi inceleyin, aman bir eksiklik yanlışlık olmasın şeklinde çeşitli çevrelerden, bu tür dostça talepler, şeyler, ama hiçbir kimse gidip de kimseye böyle karar ver, şöyle karar ver, bu haksızlığı yap böyle bir talepte bulunmaz. Bu tür şeyler olur. Türkiye de bu oluyor. Ben şimdi burada kalkıp ta olan şeyleri olmaz diye söyleyecek değilim. Ve haksız bir tasarruf vardır ve dikkat edersek de, yani dikkatle incelediğimiz zaman da, burda ben gideceğim hakimlere söyleyeceğim. Bilmem ne yapacağım bir şey yok. Görevidir. Benim çok yakın dostumdur. Ben bu şeyler konuşulduğu zaman Alemdaroğlu benim çok değer verdiğim bir insan. Çok değer verdiğim bir insan. Bak ben değer verecek insanlara verdiğim insanlara açıkça söylüyorum. Görevdir, demişim. Gene derim. Onun benden bir yakınması olduğu zaman, o da bana git Danıştay üyeleri ile konuş bilmem, ne öyle bir şey söylemiyor. Kaldı ki bu gün bu davada görülen suç ile ilgisi yok, yargıyı yönlendirme, etkileme, bilmem ne falan gibi bir soruşturma yaparlar. Dava açarlar. Orda bunları konuşuruz ama bu dava ile bir ilgisi yok. Ama benim Alemdaroğlu gibi gerçek kahraman Türk devrimci aydınları ile bağ kurmamdan falan beni korkutacaklarını bazıları zannediyorlarsa, hiç, hiç böyle şeylere ben pabuç bırakmam. Hiç böyle şeylerden korkmam. Bunlar, çok daha sıkı devam edecektir. Alemdaroğlu benim çok değer verdiğim bir dostumdur. İfadelerimde de söyledim. Türkiye ye cumhurbaşkanı yapılacak bir değerde bir insan. “

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” yapılan aramalarda, ele geçirilen klasör 171 dizi 170 sayfa 336 da yer alan İzmir MHP ve isim yer alıyor. MİT in kadrolu elemanı, ve altında da özel harekat e başkanı İbrahim Şahin in el yazısı, 2006 sonu, Doğu Perinçek, 1998 yazında suikastın arkasındaki adam şeklinde bir belge ele geçirilmiştir. Bu İbrahim şahin ile ilişkiniz nedir. Bu belgeyi size kim getirdi. İbrahim Şahin size yazı mı yazdı, bunu bir açıklar mısınız? “

Sanık Doğu Perinçek :” şimdi 1998 yılında ben bana yapılan o tertip sırasında, o sahte belgelerle, Fethiye pırlanta otelinde bir toplantı yapıldığı, orda İbrahim Şahin in bulunduğu ve Doğu Perinçek in öldürülmesinin planlandığı şeklinde ısrarlı duyumlar aldık. Ve bunu ben o davada da savunmamda kullandım. İbrahim Şahin in de adını verdim. Onu suçladım. Böyle dedim, oturmuşlar. Fethiye pırlanta otelinde Doğu Perinçek i öldürmek için bir takım planlar yapılmış, hatta o pırlanta otel toplantısına katılan insanlardan bazılarında arkadaşlarımız takip etti, gemlik te buldum, vesaire, onlarla görüşmeler yaptılar ve bunları ben mahkeme safahatında da bunlar beni öldürecekler diye gündeme getirdim. Gel zaman git zaman, İbrahim Şahin benden randevu aldı. İstanbul da İstanbul parti il merkezine geldi. Ve dedi ki, orda dedi sizi öldürecek adam bizler değiliz, biz böyle bir toplantı, bu size bu duyumlar yanlış ihbar edilmiş, sizi dedi öldürecek adam, şu anda MHP İzmir il başkanı olan Musavat Dervişoğlu dur. Ve kalktı kendi el yazısı ile yazdı bana verdi. Yani güvence vermek için. Yani ben kendime o kadar

27

Page 28: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/44... · Web view2009/01/29  · Birinci olarak, PKK terör örgütü ile ilişkiler, siz bundan daha çok Kürt sorunu olarak bahsettiniz,

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 29/01/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:44 Sayfa:28

güveniyorum ki, al sana yazı ile de veriyorum. Şimdi, gerçekten de birkaç yıl önce Yunus adında bir çocuk, İzmir de, iki minibüs ile Doğu Perinçek i öldürmek üzere, 1998 yılında İzmir MHP ülkücüleri arasından iki minibüs Ankara ya götürüldüklerini, kendisine bu konuda bir tabanca verildiğini, ondan sonra, fakat parti genel merkezinin kapısında vaziyet aldıktan sonra, bir telefon geldiğini, Doğu Perinçek hapse atılıyor, öldürülmesine gerek kalmadı diyerek dağıtıldıklarını kameralar önünde bizim arkadaşlarımıza anlatmıştı. Biz de bunu Ankara da savcılığa verdik. yani o İzmir o da tuttu, bu verdiği sayın İbrahim şahin in musavat Dervişoğlu nun ve MİT mensubudur, Musavat Dervişoğlu MİT mensubudur. Seni öldürme komplolusunun içinde olan adam da ben değilim odur. Şeklinde bir yazı verdi. Ben de o yazıyı tabi sakladım. Bana yönelik bir suikasta İbrahim şahin gibi bir insan korkmadan el yazısı ile kendi, şey yapılabilir. Yazı incelemesi yapılabilir. Diyor ki, ben ve onun için beni ziyaret etti, yani benim hakkım üzerinde böyle bir yanlış kaldı. Haksız yere beni suçladınız, hatta bunu kitap halinde yayınladınız, sizi öldüren komplonun içinde ben yokum. benim hiçbir ilgim yok ama öyle bir komplo var. onu yapan da İzmir, şu anda da İzmir MHP belediye başkan adayı ve il başkanı, MİT mensubu Musavat Dervişoğlu dur. Kendi el yazısı ile. Bunun benim suçum ile ne ilgisi var. Beni öldürmeye kalkmışlar. Bu İbrahim şahin ile ilişki, İbrahim şahin ile ilişki budur. Gelip beni ziyaret etmesi, bunu yazması, bırakması ben de onu sakladım. Aramalarda bulmuşlar. İbrahim şahin ile ilişkim budur. “

Duruşmaya saat 13:30 a kadar ara verildi. Duruşmaya kaldığı yerden devam olundu.Bu arada, tutuklu sanıklardan Selim Akkurt un rahatsızlığı sebebi ile duruşmada salondan

çıkarıldı. Bir kısım sanıklar müdafilerinden Av. Erkan Ersoy, Av. Özgür Erbaş, Av. Zeynep Küçük,

Av. Fatma Handan Gülsevilir, Av. Tayfun Ilıca, Av. Gönül Kerinçsiz, Av. Yılmaz Yatman ve baro gözlemcisi Av. Şevki Şimşek in geldiği görülmekle, yerlerine alındı.

Sanık Doğu Perinçek tekrar huzura alındı, Çapraz sorgusuna devam edildi.Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” işçi partisi genel merkezi, aydınlık dergisi

genel merkezi ve ulusal kanal genel merkezi 4. katta yapılan aramada, Ergün Poyraz isimli şahsın İstanbul emniyet müdürlüğü terörle mücadele şube müdürlüğünde, 30/07/2007 tarihinde alınan şüpheli ifade tutanağı ele geçirilmiş, ayrıca işçi partisinde ele geçirilen cd lerde jandarma istihbaratından para aldığına ilişkin belgeler olduğu görülmüş, yine, 204. klasör, dizi 274 te aydınlık arşivi Ergün Poyraz ile ilgili Ergün film kontak kaset başlıklı bölüm olduğu yer almıştır. Ergün ile herhangi bir irtibatınız olmadığından bahsettiniz. Bu tür belgelerin sizin ilgili olduğunuz yerlerde bulunması ve bunlarla ilgili ne diyorsunuz, ayrıca diğer sanıkların da ifade tutanakları bu kuruluşlarda ele geçirilmiş, bu konu ile ilgili özel bir ilgilenmenizin nedeni nedir? “

Sanık Doğu Perinçek :” efendim önce şunu söyleyelim, Ergün Poyraz ile irtibatı olmak tanışıyor olmak bir suç değil. eğer benim bir irtibatım olsa bunu da göğsümü gere gere söylerim. Ve Ergün Poyraz da bir yazar değerli bir yazar. Çalışıyor. Kimin ilgisi yok Ergenekon bütün Türkiye yi ilgilendiren bir soruşturma. Ve zaten onun belgeleri İstanbul da basına servis ediliyor. O servis edilen belgelerden, aynı zamanda bizim partimiz ile ilgili yayın organları da ele geçirmişler, onları bulunduruyorlar. Yani bu gün hürriyet, sabah, yeni şafak hangi gazeteye gitseniz bu ifadeler oralarda vardır ve bu ifadelere ulaşamayan zaten gazeteci değildir. bu ifadelerin hepsi her tarafta dolaşmaktadır. Sayın Ergün Poyraz’ın jandarmadan para aldığı şeklindeki o belge jandarma genel komutanlığı tarafından gerçek dışıdır, denmiştir. O belge oraya nasıl geldi, şimdi tam iyi hatırlamıyorum. O yoğun bahsettiğimiz 3 yoğun diskin içinde midir, yoksa onun dışında mıdır, onu bilmiyorum. O yedi katlı binanın her tarafından benim sorumlu olmam da, mümkün değildir. Ancak şu olursa, ben kendi irademle getirip o kâğıdı oraya bırakmış isem veya benim masamda çekmecelerimde raflarımda benim genel merkezde iki tane

28

Page 29: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/44... · Web view2009/01/29  · Birinci olarak, PKK terör örgütü ile ilişkiler, siz bundan daha çok Kürt sorunu olarak bahsettiniz,

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 29/01/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:44 Sayfa:29

salon ve bir de istirahat yerinden oluşan bölümüm var, yani iki salon, bir diyelim genişçe bir oda oralarda çıkan bir belge de değil. kaldı ki jandarma gelen komutanlığı bu belgenin mesnetsiz olduğunu ve kesinlikle Ergün Poyraz a böyle bir para verilmediğini söylüyor. Ama onu tabi takdir edecek olan sayın mahkemenizdir. Ha bunlar bana yüklenen suç ile ilgili konular değildir. “

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: ”siz savunmanızda geçmişinizden itibaren, istikrarlı bir çizgi izlediğinizi söyleyerek sonradan mahcup olacağınız hiçbir şey söylemeyeceğinizi belirtiniz. Geçmişten itibaren kamuoyunun gözü önünde olan en çok tartışılan kişilerden birisisiniz. Aksini savunsanız da çok önemli konularda önemli söylem farklarınızın bulunduğu ayrıntılı bir araştırmaya bile gerek bırakmadan, açık kaynaklarda da yer almaktadır. Siz yine, kendi adınıza ortada karanlık bir nokta bırakmamak için, usul hukukuna uyup uymadığına dahi bakmadan, her soruya itirazsız cevap vereceğinizi, müdafilerinizi de bu konuda bilgilendirdiğinizi söylediniz. Bu nedenle, öncelikle aslında sormayı düşünmediğim, bu nedenle ayrıntılı bir çalışma da yapmadığım geçmiş döneme ilişkin söylemlerinize dair, aramalarda elde edilen belgelerin yanı sıra kolaylıkla ulaşılabilir açık kaynaklarda da alıntı yapılan, kaynak göstererek yer alan birkaç konuyu da başlıklar altında sorup bu konulara açıklık getirmenizi isteyeceğim. Esasen, bu konuları siz kendinize ait ve partinize ait internet sitelerinde de açıklıyorsunuz ancak yeterli derecede tatmin edici bulmadığımdan burada tekrar sorup açıklık getirmenizi isteyeceğim. Siz bu konuları geçmiş döneminize ilişkin söylemleriniz ve daha sonra gelişen söylem farkınızı lideri olduğunuz siyasi hareketler ve siyaset değişiminden çok Ergenekon terör örgütünün yeniden yapılandırılması tarihi ve öncesi sonrasına denk gelmesi nedeni ile Ergenekon bağlantınız olmadığına açıklık getirmesi açısından da önemlidir. Ayrıca soruların size hakkınızdaki bu tereddütleri giderme fırsatını da vereceği kanaatindeyim. Birinci olarak, PKK terör örgütü ile ilişkiler, siz bundan daha çok Kürt sorunu olarak bahsettiniz, 11 ekim 91 tarihli bir televizyon programında, şimdi bu iç güvenliğin adını koyalım. Kürt meselesidir bu. İç güvenlik meselesi diye koydunuz mu jandarma ile çözersiniz. Kürt meselesi diye koydunuz mu, demokrasi ve özgürlük ile çözersiniz. Şimdi Fırat ı, bu rejim sınır haline getirmiştir. İktisadi sınırdır. İkincisi siyasi sınır yapmışlardır fıratı. Üçüncüsü ideolojik sınır, Türk milliyetçiliği Fırat da boğuldu. Geçemez öbür tarafa. Çünkü bu topraklarda milliyetçilik olmaz. Bu bir Türk sorunudur aynı zamanda Kürt sorunu. Kardeşçe çözüm, sosyalist partidedir. Bu beş parti de milliyetçi oldukları için bölücü duruma gelmişlerdir. Eğer bu aynı metin ise, siz zaten bunu ekranda gösterdiniz. Ancak bu metin şu şekilde devam etmektedir. Buraları gösterilmedi. Kardeşçe çözüm için federasyon öneriyoruz biz. Kürt milletine kendi kaderini tayin hakkı tanınmalıdır. İşte birliğin koşulları o zaman olur. Zorla birlik olmaz. Sizin çözümleriniz iflas etmiştir. Göreceğiz sosyalist partinin çözümü gelecektir. Benzer şekilde, Ankara’daki bir açık hava toplantısında, doğuda özel savaşa son vereceğiz. Özel savaşa, Türk Kürt kardeşliği programı ile iki milleti eşit düzeye getirerek ve sonunda biçim olarak bir federasyonla çözerek bir son vereceğiz. Fırat ın sınır olmasından rahatsız olduklarını söylüyorlar. Fırat ı, kim sınır haline getirdi? Bunlar, Türk ve Kürt milletlerinin bir federasyonda eşit özgür gönüllü birliği Kürt milleti kendi istiyorsa kendi kaderine sahip olarak buna karar veriyorsa, bunu kabul ediyorsa, eşit özgür gönüllü birlik SP çözümü budur. Buna mecbur iki halk iki millet. Şırnak taki bir Açıkhava toplantısında, Kürt ve Türk milleti bir halk Cumhuriyeti kuracaklar. Biri yaşayacak, biri ezilecek diye bir şey yok böyle. ezilen Kürt halkının yanında olan sosyalist partidir. Kürt halkı yıllardır verdiği mücadeleyi ayağa kalkarak göstermeye başladı. Kürt halkı yeni bir devrim yapacak. Ezilen Kürt halkı sosyalist partiye geliyor. Buji serhildan, buji halkımız. Burada kullanılan Kürtçe deyimin karşılığının yaşasın halk ayaklanmamız olduğu artık tarafınızca bilinmektedir. 2000’e doğru dergisinde çıkan 15 Eylül 91 tarihli yazınızda, Kürt sorununa çözüm, demokratik federal, emekçi Cumhuriyetidir. Türk milliyetçisi ve piyasadaki düzen partilerinin Kürt illerinde iflas etti. Kürt milleti, kaderini tayin hakkına kayıtsız şartsız sahiptir. Eğer isterlerse, ayrı bir devlet kurabilir. Emekçilerin çıkarı, tam hak eşitliği ve özgürlük temelinde, gönül birliği gerçekleştirmektir. Kürt illerinde, referandum

29

Page 30: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/44... · Web view2009/01/29  · Birinci olarak, PKK terör örgütü ile ilişkiler, siz bundan daha çok Kürt sorunu olarak bahsettiniz,

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 29/01/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:44 Sayfa:30

yapılmalıdır. Referandum da, ayrılığı savunanlar da, özgürce propaganda yapabilmelidir. Aydınlık dergisinden ele geçen, 7 nolu VHS kaseti içersinde, sosyalist parti, Avrupa tarafından düzenlenen emekçi hareketi Kürt dinamiği ve öncü parti konulu toplantıda, sizin yüzyıl dergisi genel yayın yönetmeni olarak konuşma yaptığınız, konuşmada merhaba arkadaşlar, nevruzunuz 1991 nevruzu Kürt halkının ayaklanması ve Türkiye işçi sınıfının mücadelesi kutlu olsun diyerek söze başladığınız, devamında amerikan emperyalizminden ve Amerika nın Ortadoğu daki planlarından bahsederek Amerika nın bir kara listesi olduğunu, bazı ülkelerin bu listede olduğunu, bizi ilgilendiren kısmının Türkiye Kürdistanın da ki gerilla hareketinin ve mücadelenin de o kara listede olduğunu, bizzat beyaz saray sözcülerinin birkaç kez açıkladıklarını, bu bir terörist örgüttür. Terörist örgüt listesine, onu da aldılar. Bunun anlamının, yani burada ezilecek ve silinecek kuvvetler arasında olduğunu Türkiye deki Kürt isyanının Kürt ayağa kalkışının emekçi dinamiğinin Amerika tarafından dünyaya örülmek istenen kadere karşı çekilmiş bir kılıç, bir isyan olduğunu, burada bizim talihli olduğumuz noktanın, dünyanın talihli olduğu noktanın Türkiye Kürdistanın daki halk hareketinin başında, bir öncü işçi partisi nin olduğunu, sosyalizmi hedeflemiş olan bir öncü bir işçi partinin bulunduğunu, burada rakibi olmadığını, kurucuların zaten Türk devleti içinde iş birliği içinde olduğunu, Türkiye’nin 7 yıldan beri dağında gerilla olan bir ülke olduğunu ve bunu temizleyemediğini, sosyalist partinin Cizre gibi yerlerde bir katkı yapamayacağını, zaten bunların ayağa kalktıklarını, ama Suruç gibi yerlerin ayağa kalkmasında sosyalist partinin etkisi olabileceğini, işçi dinamiği ve Kürt dinamiği nin dünya çapında olaylar olduğunu, sosyalist partinin Kürt dinamiği ile beraber kader birliği yaptığını, Kürt dinamiğinin üzerine gelen devlet terörünü teşhir etmeye çalıştığını, bazı özel katkıları olduğunu, intifadalar öncesi, yaygın bir propaganda yapıldığı gibi söylemlerde bulunduğunuz, 34 nolu VHS kaseti içersinde, sizin bir seçim mitinginde, bu sorun ,herhalde Kürt sorun kast ediliyor, karşısında nedir çözümün mermiden başka, mayından başka, karakol dan başka, dikenli telden başka, korucudan başka, işkenceden başka çözümleri yok. Çözümü askere polise yıkmışlar. Ecevit diyor ki, ben su sorunu Mehmetçik ile çözemedim, profesyonel ordu kuracağım, diyor., halktan yuhalama ve katil Ecevit sesleri geliyor, bu sistem, on milyon insanı işsiz bırakmış, bu işsiz it kopuk eşkıyaları, Kürdün üstüne sürecek. Bunların artık hiçbir çareleri kalmamıştır. Son çareleri Kürt halkına karşı yaygın kitlesel terördür. Bunlar dağları kaybetmiştir. Dağlarda operasyon moperasyon yapamıyorlar artık, kaybetti. Köylüyü de kaybetti, en son Diyarbakır gördünüz kaybettiler. İşte onlar batman ı da kaybettiler. Onlar karakol mu yapıyor, karakollarının karşısında halk kulesi kuruyoruz. Onlar Kürdü Kürde kırdırmak için, halkı halka kırdırmak için korucu mu besliyor. Biz o korucuların karşısına da halk kalesi ile karşı çıkıyoruz. İlerleyen bölümlerde, devlet adamı dağa kaldırıyor, orada kurşunluyor dediğiniz ve buna benzer söylemleri daha birçok mitingde de tekrar ettiğiniz, aydınlık dergisinde ele geçen sosyalist parti parti meclisi toplantısındaki konuşmanızda, Türk ve Kürt birleşmeden devrim olmayacağından bahsederek PKK Türkiye çapında PKT, herhalde PKT nin sonundaki Türkiye olsa gerek, olsa aydın bilmem nerde, Türkiye çapında devrim iddiası olan örgüt olsa, bunun esaslı bir gelişmelere yol açacağı, dinleyicilerden birinin böyle bir gelişme olacağı şeklinde söylemde bulunduğu, keşke oralara gelse, meselenin düzelmesi için silah alıp dağa çıkmakla devrimci olunmayacağı, mühendisleri ve öğretmenleri öldürmenin yanlış olduğu, Türklere ait sembolleri bayrak yapmak, Atatürk ün büstlerini yıkmanın doğru olmadığı, sembollerle uğraşılmaması gerektiği, kimseyi kıskanmadıkları, devrimi kim yaparsa onun yanında oldukları gibi söylemleriniz olduğu görüntülerin olduğu belirtilmiştir. Bu söz ve beyanlar size mi aittir. Nasıl açıklıyorsunuz. aradan uzunca bir süre geçmesi nedeni ile bu beyanlarınızda ısrarcı olup olmadığınızı açıklayınız, bu sözlerinizden dolayı hakkınızda bir ceza davası açıldı mı? açıldı ise konusu ne idi, bundan ceza aldınız mı? Bunları açıklar mısınız?”

Sanık Doğu Perinçek :”önce teşekkür ederim sayın savcıya, yani burada her şey aydınlanmalı, her şey getirilmeli, şunu belirteyim, ben hayatımda hiçbir konuşmamda Türkiye

30

Page 31: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/44... · Web view2009/01/29  · Birinci olarak, PKK terör örgütü ile ilişkiler, siz bundan daha çok Kürt sorunu olarak bahsettiniz,

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 29/01/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:44 Sayfa:31

Kürdistan ı diye hiçbir zaman kullanmadım. Benim konuşmalarımda, kesinlikle tek bir konuşmamda, bu önemli bir kısmı aktardıkları sayın savcının doğrudur. Ama Türkiye, onları öyle zannediyorum, bir kaynak aktararak ve kendinden bazı şeyler ekleyerek söylemektedir. Bana verilirse, metinleri onu orijinallerini bulurum ve Türkiye Kürdistan ı diye bir şey geçmediğini kesinlikle gösteririm. Türkiye Kürdistan ı, benim hiçbir konuşmamda, hiçbir yazımda yoktur. Bende Türkiye vardır. Türkiye’nin birliği bütünlüğünü ben hayatımın bütün dönemlerinde savundum. Bunları konuştuğum zaman da savundum. Zaten aralarda geçen ifadelerde bunu gösteriyor. Onu öncelikle belirteyim. İkincisi ben bu konuşmaların hepsinden yargılandım. Diyarbakır sıkıyönetim mahkemesinde yargılandım. Bunların hepsi birleştirildi ve hepsinden beraat ettim. Bu ibarelerin hepsi doğru değildir, ama önemli çoğunluğu doğrudur. Onu belirteyim. Şimdi, burada biz liderler açıkoturumdaki konuşmam ki, burada da yansıttık, orda şunu söylüyorum. Fırat ı böldünüz, biz bölmedik, siz böldünüz, iktisadi sınır haline getirdiniz, siyasi sınır haline getirdiniz, iki ayrı ekonomik yarattınız, iki ayrı kültür yarattınız, bu halkı birleştirmediniz, yaptığınız uygulamalarla. Burda, bölünmeye karşı olan bir tavır var. Bölünmeyi destekleyen bir tavır var ve devamında ne diyoruz, biz Fırat ın üzerine gönül köprüsü kuracağız. Ve birleştireceğiz. Nasıl birleştireceğiz, şiddete karşı çıkıyoruz, karakol ile şiddetle, silahla, bu iş çözülmez, Kürt halkının gönlünü kazanmak, gönüllü iradesini kazanmak lazım ve onun gönüllü iradesi ile birleşir. Bunu vurguluyoruz ki, bu doğrudur. Bu devletin yaptırım gücünü, tamamen reddeden dışlayan bir ifade değildir, ama birleşmede, halkın gönüllü iradesinin, rızasının temel olduğu öne sürülmektedir. Biz o zaman sayın savcının getirdiği doğru, bir yıl kadar hatalı olarak Türk ve Kürdü bir federasyonda birleştirip, ondan sonra bir milli devlete doğru gitmek, yani bir aşamada, ya sen koy iradeni ortaya, sana da soruyorum referandumda, birliği kabul ediyor musun? Kendine güvenen bir tutum, ondan sonra daha iler birliklere doğru bir süreç, Atatürk den de esinlenerek, çünkü Atatürk kurtuluş savaşı döneminde, ayrı bir Kürt varlığından, hatta millet olarak da Kürt milleti diye bahsetmiştir. Ama Türk ve Kürtlerin, ırki içtimai coğrafi karşılıklı haklarına riayet ederek birleşmesini kurtuluş savaşı döneminde savunmuştur. Sebebi de şudur. İngilizler, Kürtlere özerklik tanıyor. Atatürk de demiştir ki, ben size özerklik tanıyorum. Atatürk hem 1923 kurtuluş savaşını kazandıktan sonra, İzmit basın toplantısında Kürtlere özerliği savundu. 1922 yılında bakanlar kurulu, hükümet kararı ile Kürtlere özerklik kararlaştırıldı. Bunu hem meclis zabıtlarında buluyoruz. Hem el cezire komutanı, Nihat paşa ya yazdığı mektupta da hükümet olarak karar verdik. Kürtlere özerklik tanıyoruz. Türk ve kürdü ancak böyle birleştirebiliriz şeklinde, Atatürk ün o politikalarından da ilham alarak, biz öyle kısa bir müddet o federasyonu savunduk, fakat bunun yanlış olduğunu gördük ve 1995 yılında yaptığımız kongremizde, bir özel eleştiri yayınladık. O öz eleştiriyi de, avukatlarımdan rica ediyorum. Lütfen getirsinler, o öz eleştiri de, federasyon un yanlış olduğunu, bu günkü dönemde, bunun birliğe değil, başka devletlerin bu işe girmesine hizmet edebileceğini belirttik ki, bunlar şunu söyleyeyim yalnız, bunlar, Türkiye de tartışılacak, konuşulacak konular, biz yanlış savunduk, ayrı mesele. Bunlar siyasi tercihlerdir. Bunlar ceza davasının konusu olacak konular değildir, kaldı ki ceza davalarında konu olmuştur. Diyarbakır ceza sıkıyönetim mahkemesinde, bütün bu davalar, benim yaptığım bütün bu konuşmalar, birleştirilmiştir. Tabi bu konuşmalar, yalnız burada sayın savcının alıntılar yaptığı bölümler değil, bütünü ile bakmak gerekir. Kaldı ki, kendi alıntılarında da onlar görülmektedir. Mahkeme, sıkıyönetim mahkemesi Yargıtay da da oybirliği ile kesinleşmiştir. Şunu söylemiştir, Doğu Perinçek, burada bütününe baktığımız zaman yazıların esas olarak birliği savunmaktadır. Kastı birliktir. Bu savunduğu görüşler de, sonuç itibariyle birlik kastı ile ifade edilen görüşlerdir ve siyasi öneri tercih kapsamı içersindedir. Beraatına, diye hüküm vermiştir. Ve Yargıtay tarafından da onaylanmıştır. Şimdi, şu iki aşamayı çok iyi ayırmak lazım. 1990 a kadar ve 90 sonrası. Biz işçi partisi olarak ki, o zaman partimiz sosyalist parti idi. 1990 a kadar, şunu öne çıkarttık. Kürdümüze şiddet uygulamayalım. Kürdümüzü kazanalım. Kürdümüze hakkını hukukunu tanıyalım. Bizim bu politikamız, bu gün haklı çıktı. Bizim o gün

31

Page 32: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/44... · Web view2009/01/29  · Birinci olarak, PKK terör örgütü ile ilişkiler, siz bundan daha çok Kürt sorunu olarak bahsettiniz,

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 29/01/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:44 Sayfa:32

tanıyalım, verelim dediğimiz her şeyi, 1990 öncesinde işçi partisini, sosyalist partiyi dinleselerdi ve verselerdi, bu gün bu mesele büyük ölçüde diyelim, tamamen değil çünkü Amerika var işin içinde, büyük ölçüde çözülmüş ve ordaki halkımız kazanılmış olurdu. Bakın bizim o zaman savunduğumuz şeyler, dedik ki, Kürtçe üzerindeki yasağı kaldırın. Yayındı şuydu buydu, bunlar serbest olsun. İnsanların Kürdüm demesi, sen ille sen şusun diyemezsin, adam Kürdüm diyorsa Kürdümdür. Efendim senin kökün Türk, kökün Türk olabilir, ama adam ben Kürdüm diyor. bulgarın da kökü Türk, Bulgarlar, önemli bir Türk kavmi. Rusların yarısı yarım kan Türk, Çinliler yarım kan Türk, yani siz bunlara sen yarım kan Türksün, sen Bulgarlar Türk kökenlisin, Macar sen Türksün diye dayatamazsın adam ne diyorsa bu gün, çünkü Türklük, Macarlık, Bulgarlık bir kan grubu ile belirlenen bir olay değil, insanların o gün kendilerinin neye ait hissettiği, kimlik ile ilgili bir konudur. Adam diyor ki, ben macarım, macardır, bulgarım diyorsa bulgardır. Yapacak bir şey yok. Kürt de ben kürdüm diyorsa istediğiniz kadar kökü Türk boyu olsun, şu boyu olsun, Bu kürdüm diyorsa Kürttür. Bir kere bunları kabul etmek lazım. Ve biz şunu savunduk, kurtuluş savaşı ile bu iki halk, Türkler ve Kürtler, kurtuluş savaşı belgelerinde de kabul edildiği gibi, birleşmeye kaynaşmaya karar verdiler, bu bir süreçtir. Bu sürecin tamamlanması için, şiddet değil, nedir, tanıyan, gönlünü alan, kazanan politikaların üretilmesi gerekir. Bu iş, karakol ile falan değil, demokratik haklarla, ekonomik durumlarını düzelterek, kaynaştırarak, Türkiye deki eşitsizliklere, haksızlıklara ki, şu anda ben yine söylüyorum, Kürt diye insanlara haksızlık ve eşitsizlik yapılmıştır. Bir Türkiye gerçeğidir. Ama bu dünyada olan en azıdır, başka ülkelerde olandan azdır, ayrı mesele. 90 a kadar bu iş böyle çözülebilirdi. Şiddetle değil, hak ve hukukla çözülebilirdi. Buna uymayana da yaptırım, şiddet, haklı olurdu. Ama siz hak ve hukuk tanımadığınız ve sırf şiddete abandığınız zaman ki, maalesef böyle yapılmıştır. Devlet politikası buydu. Sonuç itibariyle, bu halkamızın önemli bir kısmının itilmesine, başka büyük devletlerin kucağına sürüklenmesine yol açmıştır. İşte bu gün görüyoruz. Bir gerçeği kabul edelim, PKK belediye seçimlerine giriyor, alıyor. Demek ki itmişiz, 90 dan sonra iş değişti, sayın savcı, haklı olarak sizde bir değişiklik oldu, diyor, doğru bu değişiklik, Ergenekon ile olmadı. 90 da oldu. 98 de, 99 da oldu. Nedir o değişiklik? 90 da Amerika geldi, 91 başında ırak ı işgal etti ve parçaladı. Ve sorun o andan itibaren, artık kürdün hakkın,ı hukukunu tanıma sorunu olmaktan çıktı. Amerika’nın bölücülük faaliyetlerini, göğüsleme sorununa dönüştü. Bu ön plana çıktı, daha doğrusu bu ikisi her zaman vardı ama birisi önde idi, birisi arkada idi. Yer değiştirdi. 90 a kadar Kürtlerin hakkını hukukunu tanımak ön planda iken, 90 dan itibaren ey Kürt kardeşim, bak Amerika geldi, burada bizi birbirimize kırdırmak istiyor, bunları etkisi ile Türkiye yi bölmek istiyor, buna hep beraber karşı koymamız lazım. Bu politika öne çıktı. Yoksa, biz her iki politikayı yani Kürdün hakkını savunmak ona yapılan zorbalıklara karış koymak öte yandan Amerika ya karşı Türkiye’nin birliğini savunmak, bütünlüğünü savunmak bu iki politikayı her dönem savunduk. Nitekim alıntının içeriğinde de, bu yönde fikirler vardır, ama bir ine çıkmıştır. Biri daha ikincil kalmıştır. 90 dan itibaren de amerikan emperyalizmine karşı Türkü kürdü birleştirme politikası ön plana çıkmış Kürdün hak ve hukukunu tanıma politikası, ikinci duruma düşmüştür. Zaten Türkiye bunları halletmiştir. Biz 90 lardan itibaren şunu söyledik dedik ki, Türkiye demokratik haklar arasından bu sorunu esas olarak çözmüştür. Nasıl çözmüştür. Bir Kürtçe üzerindeki yasağı kaldırmıştır. 12 Eylül de getirilen Kürt dilinin kullanılması yasağı, bir kanunla kaldırılmıştır.Güzel, İki, Türkiye de PKK gazete çıkartmaktadır, yani o derece bir özgürlük tanınmıştır ki, hatta biz şunu söyledik.biz bu kadar özgürlük tanımaya karşıyız. Tamam gazete çıksın, yayın çıksın Kürtçe, organlar çıksın vesaire tamam, ama PKK ya özgürlük yanlış, bölücülüğe, şiddete özgürlük tanımamak gerekir, ama bunlar verilmiştir. Ve kötü muameleler, önemli ölçüde giderilmiştir. Kötü muameleler yapılmıştır. Ben bunda ısrar ediyorum. 90 lara kadar kötü muameleler, şiddet, ormanların yakılması, halka baskı, Diyarbakır zindanlarında yapılan ağır, insanlara suratlarına insan pisliği sürdürtülmüştür. Diyarbakır cezaevinde, çok sayıda insan öldürülmüştür. Bunların hepsini biliyoruz, yaşayan insanlarımız var, ben de 90 yılında yattım ve

32

Page 33: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/44... · Web view2009/01/29  · Birinci olarak, PKK terör örgütü ile ilişkiler, siz bundan daha çok Kürt sorunu olarak bahsettiniz,

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 29/01/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:44 Sayfa:33

orada neler yapıldığını, geçmiş dönemde etrafı ile biliyorum. O bakımdan, bu dediklerimiz doğrudur, federasyon yanlıştır. Onun öz eleştirisini de, yapmış bulunuyoruz. Şimdi, eğer işçi partisi nin bu politikaları benimsese idi bu gün Kürt ya bu hakkı hukuku, bana Avrupa ve Amerika verdi, demeyecekti, biz kendimiz iç dinamiklerle Türkiye olarak, kendi yurttaşlarımıza bu hakları vereceğimize, kalktık Amerika ve Avrupa nın zoru ile bunları kabul etmek durumuna düştük. Ve bu gün gittiğiniz zaman da şunu söylemektedir. Hak ve hukuku bana Türkiye vermedi ki, Avrupa ve Amerika nın zoru ile verdi. Yani bizim şu anda verdiğimiz haklar bile Amerika nın ve Avrupa nın bölücülüğünün hizmetine yarar hale gelmiştir. Onun için daha tepeden bakıldığı zaman, genel bakıldığı zaman, işçi partisi nin politikaları, esas olarak haklı çıkmıştır. Bazı yanlışları da, işçi partisi görmüş ve kendisi düzeltmiştir. Buradaki kritik nokta, 1990 yılı, Amerika nın gelip bölgeye girmesidir. Ve bizim bu politikalarımız, Atatürk ten esinlenen politikalardır. Atatürk de kurutuluş savaşının başında, nereye gitti, Kırşehir, Nevşehir, Kastamonu değil, Erzurum a gitti. Erzurum da müdafaayı hukuk cemiyetini topladı, bütün Kürt beyleri ile ağaları ile buluştu. onların hepsine mektuplar yazdı. Kürt teali cemiyeti İngilizci ve bölücü idi. Onların hepsine Kürt teali cemiyetine, Atatürk mektuplar yazdı ve dedi ki, Kürt teali cemiyetini bırakın, müdafaayı hukuka gelin. Yani siz Kürt teali cemiyetisiniz, Türkiye yi bölmek istiyorsunuz, biz size düşmanız değil, bırakın orayı, orası yanlış, bölünmeyiz ve buraya gelin. Hatta Atatürk koçkiri isyanını yapan ali şam bey vesaireye falan, gelin dedi, milletvekili yapayım sizi. Ve koçkiri isyanından sonra da millet meclisinde bir af çıktı. 1921 yılında, yani isyan eden askere kurşun sıkanları bile Atatürk, kurtuluş savaşında Türk ve kürdü birleştirmek ve doğu meselesini çözmek, arkasını sağlam, güvenli kayaya dayamak için onu da yaptı ve bütün yazışmalarda, ben bunu Kürt sorunu kurtuluş savaşında Kürt politikası diye, 400 sayfalık kitapta bütün o dönemi inceledim. Ve Atatürk ün kurtuluş savaşı sırasında stratejisi, doğuda bir istinatgah yaratarak, şark ta bir istinatgah yaratarak, İzmir i kurtarma stratejisidir. Şark da istinatgah ne, Türk ve Kürtlerin birlikte yaşadığı, hatta Kürtlerin çoğunlukla yoğun olduğu bölgelerdir. Ve Atatürk o halka güvendiğini, o halkın haklarını tanıması gerektiğini, hatta özerklik, bakanlar kurulu ile özerkliği bile o zaman kabul etmiştir. Sonradan oda bunu İngiliz e, İngiliz özerklik vereceğine biz verelim, İngiliz in verdiği özerkliği biz verelim, biz kendimize bağlayalım şeklinde bunların hepsi ispatlıdır. Kitapları da biraz sonra size arz edeceğim. Oralarda, zaten sayın savcımız da aktardılar, oralarda diyoruz ki, şiddet uygulamanız, bölücülük yapmanız Amerika ile işbirliğiniz, Atatürk büstü kırmanız, öğretmenleri katletmeniz şeklinde PKK ya eleştiriler ve karşı tavırlar vardır ki, tabi, iddia makamı olduğu için, yanlış bir anlayış ile o bölümleri etraflı olarak aktarmamaktadır. Biz her zaman, o dönemde de, PKK nın bu tür şiddet eğilimlerine karşı çıktık. Ayrı örgütlenmeye, her zaman karşı çıktık. Bütün bu dönemler boyunca her zaman, ayrı örgütlenmenin bölünmeye götüreceğini, PKK nın dağıtılması gerektiğini, bunun bir yanlış olduğunu da, her gene her dönemde ifade ettik. Türk milliyetçiliği meselesine gelince, Türk milliyetçiliği Fırat ın ötesine geçemiyor. Burda kast edilen Türk milliyetçiliği, bizim anladığımız manada Atatürk milliyetçiliği değildir. Burada kast edilen bağnaz, şoven, yani kürdü kendinden kabul etmeyen, ırkçı olan milliyetçiliktir. Onu da ifade ediyim. Ordaki Türk milliyetçiliği, Atatürk ün Türk milliyetçiliği değildir. biz her zaman altı oku savunduk. Altı oku, Türk devriminin programı olarak savunduk. Milliyetçiliğin, orda bir yurtseverlik olduğunu, Atatürk ün tanımladığı anlamda, ırkçı bir milliyetçilik değil, Türkiye yurtseverliği olduğunu savunduk. Nitekim, benim altı ok kitabımda, 1990 ların başlarında yazılmıştır, onu da mahkemenize arz ediyorum. fakat şunu söyleyelim, ben gene teşekkür ediyorum sayın savcıya, bu konuyu getirdiği için, hiçbir şikayetim yok ve ilk baştaki o girişe de gerek yoktu. Yani, bu soruyu sormak için, yine teşekkür ederim ama şunu ekleyim, bu getirilenlerin bu ceza davası ile bir ilgisi yok. bunlar 1990 öncesi veya 90 ların başındaki olaylardır. ,suçun tarihini belirlemek, sayın başkanım o bakımdan çok önemlidir. Yani ben pire berber iken, deve tellal iken diye olmaz, onun için söyledim. Yani, suç ne zaman başlıyor. Buradaki iddianame, hangi tarihte başlıyor, bu bir. Suç tarihi ile ilgisi olmayan

33

Page 34: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/44... · Web view2009/01/29  · Birinci olarak, PKK terör örgütü ile ilişkiler, siz bundan daha çok Kürt sorunu olarak bahsettiniz,

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 29/01/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:44 Sayfa:34

suçlamalar, ikincisi, siyasi hata başka, suç başka, ben hiçbir zaman şunu söylemem. Hiçbir zaman siyasi hatalarımız yok, bunu söylemek ahmaklıktır. Bizim birçok siyasi hatalarımız olmuştur. Gördüğümüz zaman düzeltiriz, ama siyasi hata ile suçu birbirine karıştırmamak lazım burası suçu bir siyasi tartışma salonu değil.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”bunu ben de izah ettim, zaten.”Sanık Doğu Perinçek :”ben berraklaşmak için, aynı kavramlar ve anlayışlar üzerinde, bu

mahkeme salonunda buluşalım diye söylüyorum, size bir karşı bir beyan olarak söylemiyorum.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Deniz ismi verilen gizli tanık, PKK terör örgütü ele başı

Abdullah Öcalan ile görüşmeniz ile ilgili olarak dikkatini çeken hususun, Abdullah Öcalan tarafından bizzat karşılanmanız ve askeri tören yapılması olduğunu, size terör örgütünün kampında, bir oda tahsis edildiğini, hatırladığı kadarı ile terör örgütünün bu kampında, on gün kadar kaldığınızı, Abdullah Öcalan ın hiçbir misafiri ile bir defadan fazla bir yemek yemediği halde, Doğu Perinçek ile kaldığı süre boyunca bütün yemekleri birlikte yediklerini, Abdullah Öcalan ın kendisine görüşmeye gelen herkes ile görüştükten sonra ve yüzüne karşı güzel şeyler söyledikten sonra, arkasından ajan, işbirlikçi ya da benden yararlanmaya geldi, şeklinde sözler söylediği halde, sizin hakkınızda övücü sözler söylediğini, sizin yaptığınız bu röportajın yayınlanması ile Abdullah Öcalan ve PKK örgütünün, Türkiye siyasetinde gündeme geldiğini ve ülke içersinde örgütün taban bulmasını sağladığını, 15 ağustos 84 olayları ile örgüt adının Türkiye de hissettirmiş ise de, daha sonra yapılan operasyonlarda, örgütün ağır darbeler aldığını, örgütün o dönemde, siyasi olarak da sıkışmış bir durumda olduğunu ve yayınlanan bu görüşmenin, adeta örgüt için bir can simidi haline geldiğini söylemiştir. Birçok tanınmış gazetecinin terörist başı Abdullah Öcalan ile görüştüğü halde, sürekli olarak sizin görüşmelerinizin gündeme getirildiğini söylüyorsunuz. Bu doğrudur, ancak sizin Abdullah Öcalan ile fotoğraflarınız özellik arz etmektedir. Bu fotoğraflarda, bizim daha çok bir devlet başkanının karşılanma protokolünde gördüğümüze benzer şekilde, sizin sözde askeri bir düzene göre sıralanmış PKK teröristlerince karşılandığınız, tek tek ellerini sıktığınız, Abdullah Öcalan ile aranızda bir gül alışverişi olduğu, Abdullah Öcalan ile bir masada oturarak, PKK lı teröristlere hitap ettiğiniz, açıkça görülmektedir. Öncelikle, ifadede geçen askeri törenle karşılanma, kampta on gün geçirme, kampta terörist başı Abdullah öclan ile birçok yemek yeme konuları doğru mudur. Sizin 2000 e doğru dergisinde yayınladığınız bu görüşmeye ait fotoğraflar, Tuncay Güney in verdiğini söylediğini söylediğiniz fotoğraflar ile aynı mıdır? Bu fotoğrafların MİT tarafından temin edildiğini söylediniz, MİT konusunda ayrıca PKK yı kurduğu yönünde bir isnat da da bulundunuz. Bu fotoğrafları terörist başı Abdullah Öcalan bizzat mı MİT’ e vermiştir. Lütfen açıklar mısınız.?”

Sanık Doğu Perinçek :” şimdi askeri törenle karşılandığım doğru, hatta oraya gidenlerden bir tek bana, askeri tören yapıldığı da söyleniyor. Onu tam ben bilemiyorum o da benim dünya çapında sosyalist hareket içersinde belki bir ağırlığım, bir yerim olduğu için yapılmış olabilir, fakat, ben başka kuşkulara da sahibim, o ayrı mesele. Ben, o sürpriz karşısında ne yapabilirim diye o anda düşündüm. Hiçbir askeri törende, hiçbir devlet başkanının, siz ordaki iki, üç kişinin elini sıktığını gördünüz mü? Ben o askeri tören havasını bozmak için orda dört beş kişiyi sıradan ellerini sıkarak, yani onu askeri tören havasından çıkarttım. Onu söyleyin. O bana saygılarından gelen bir şey. O saygıları ben kötü bir şey olarak görmüyorum. Bu gün de o saygı varsa Türkiye’nin yararınadır. Onu anlatacağım. İki gün kaldım, on gün çok yanlış. Çünkü uçak şeyleri belli, giriş belli, çıkış belli. Yasal olarak gidilen bir yer. Benim Beka da kalışım, on gün değildir, tam iki gündür. On gün kalsam da bir şey gerekmez. Yemekleri birlikte yediğimiz doğrudur. Başkaları ile yememiş, onu bilemiyorum. Arkamdan övücü sözler söyledi ise, onun bir değerlendirmesidir. Ben bundan yüksünmem. Çünkü, benim kanaatim, 1989 -90 yılında, Türk devleti benim politikamı benimsese idi, bu işi yüzde doksan o gün bitirirdi. Neden bitirirdi, Abdullah Öcalan, o zaman Suriye devletinin kontrolündeydi. Suriye, Amerika dan farklı ve

34

Page 35: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/44... · Web view2009/01/29  · Birinci olarak, PKK terör örgütü ile ilişkiler, siz bundan daha çok Kürt sorunu olarak bahsettiniz,

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 29/01/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:44 Sayfa:35

Amerika nın körfez e saldırısından rahatsız olan bir devlet. Suriye nin Türkiye ile meselesi Türkiye’nin Müslüman kardeşler ihvanı müsliminini destekleyerek Suriyenin içinde terör hareketleri isyanlar kışkırtması, hatta 1982 isyanında 1000 in üzerinde, insanın o isyanlarda öldürülmesiydi, yani Suriye bunu Türkiye ye bir misilleme olarak veya sen benim içimde bunu yaparsan, ben de senin içinde, bunu yaparım, şeklinde yürütüyor. Eğer Amerika nın güdümünde olmasa Türkiye, bizim politikamızı benimsese, şunu yapabilirdi. Bir basit, yarım saatlik görüşmede, hafız Esat rejimi, Abdullah Öcalan ı ve beka daki bütün herkesi, Türkiye ye teslim etmeye hazırdı. İkincisi, aynı zamanda uyuşturucu üzerinden, PKK nın büyük bir geliri vardır ki, ben onun o zamanlar da yazdım. O uyuşturucu geliri o anda bitirilebilirdi. Türkiye, Amerika denetiminde olduğu için, Amerika nın Suriye içinde kargaşalıklarına yataklık ettiği için, Türkiye maalesef, kendi düşmanını, iç düşmanlarını da Suriye nin desteklemesine zemin hazırlamıştır. Bizim politikamız, Amerika geliyor, körfeze, işgal ediyor, burada Türkiye Suriye birbirine yakınlaşsın bu bir ikincis,i kendi Kürdümüzü de ikna edelim. Bu birliğin içersine çekelim. Benim ile yaptığı röportaj Abdullah Öcalan ın diğer bütün röportajlardan farklıdır ben size dün takdim ettim, arz ettim sayın başkanım. O röportaj da, Abdullah Öcalan ısrarla ben Türkiye’nin birliğine bağlıyım, beni kovsanız, ayrılmayacağız, keloğlan a sevdalıyız. Türkiye halkına sevdalıyız. Kemalist devrimin aydınlattığı insanlar olarak biz yetiştik. Turgut özal sevrci ama, ben sevr e karşıyım şeklinde, o koşullarda Suriye nin etkisi ile birçok olumlu fikirler de benimde telkinlerimle savunuyordu. Ve o röportajı eğer Türkiye ye zararlı ise milli güvenlik kurulu çoğaltıp, doğu bölgesinde binlerce dağıtmazdı. O röportaj, milli güvenlik kurulu tarafından çoğaltılmış ve doğu bölgesinde güneydoğu bölgesinde yayılmıştır. Onu da belirteyim. Gül alışverişi yok. Abdullah Öcalan bana bir karanfil uzatıyor. Bunu da, hep uzatan belli alan belli, ev sahibi, bu tür kabullerde, çiçek verilir, gül uzatılır. Onu yayınlayan da benim. Yani o fotoğrafı da, Türk milletim bilsin, ondan gizli hiç kimseden bir karanfil, hani, başkası da bulmuş, yayınlamış değil. o fotoğrafı yayınlayan da benim, onu belirteyim. Diğer fotoğraflar olayı, orda iki kişi fotoğraf çekmiştir. Birisi, benimle beraber oraya giden, üç kişilik bir heyetiz, Ömer özelturgut ve Ramazan duran, bizim fotoğraflarımızı ramazan duran çekmiştir. Ve biz, getirdiğimiz o fotoğrafları, Türkiye de yayınladık. PKK da kendisi fotoğraf çekiyordu. Sonra birden bir baktık, MİT’ i ben yanlış, hep eskiden beri, MİT diye yanlış olarak söylemişim, veyahut da belki, gene de bilmiyoruz. Tuncay Güney diyor ki, ben Hanefi Avcı ile emniyet istihbarat başkan yardımcısı, Hanefi Avcı nın bir tertibi ile gittim, PKK dan o fotoğrafları aldım ve getirdim polise verdim. Şimdi burada çok enteresan bir ilişki ortaya çıkıyor. PKK ile emniyet istihbaratı arasında bir ilişki var. PKK dan bu fotoğraflar zorla alınmıyor. Bir baskın ile alınmıyor. Veya hile ile alınmıyor. Çalınmıyor. PKK Suriye de bir anlaşma sonucu, o fotoğrafları, emniyet istihbaratına veriyor, demek ki, emniyet istihbaratı da PKK ya bir şey vermiş. Onun ne verdiğini, daha hala bilmiş değiliz. Bu olay da şöyle ortaya çıktı. İsveç te Mahmut baksı vardı, rahmetli, o da Türkiye’nin birliğinden yana bir Kürt aydını idi. Bir kez bana telefon etti. İşte o fotoğraflar falan yayınlanıyor. Ben de Mahmut Baksı ya dedim, Ya baksana, dedim bunları şey çektikleri fotoğraflar, biz bunları zaten yayınlamışız ama fotoğrafçılarını mı artık birisi. Ha dedi, sen dedi, sayın Perinçek dedi ne k adar iyi niyetli ne kadar iyi kalpli bir insansın, o fotoğrafları apo dedi mit e verdi dedi. Benim kız kardeşim kampta ve apo ile mit arasında bir alışveriş oldu ve apo o fotoğrafları verdi. Yoksa Suriye den bir fotoğrafçı, onların kendi fotoğraf banyo edecek, özel yerleri var ve o çektikleri fotoğrafları kendileri üretirler ve onu verdiler şeklinde, burada Tuncay Güney in bir kurye olarak emniyet istihbaratı tarafından kullanıldığı anlaşılmaktadır, fakat o fotoğraflar karşılığında, ne verdikleri de hala açığa çıkmamıştır. Bunun bir önemi de yok zaten, o fotoğrafların benzerlerini biz yayınlamışız. Diyelim, birisi buradan çekmiş, biri buradan çekmiş, aynı sahnelerdir. Onları da belirteyim. Bu röportaj, 1989 yılında olmuştur. Ben milletimin önünde bütün hayatımla, hatta bunu Diyarbakır da bir buçuk, bir yaşında Diyarbakır a geldik, babam Diyarbakır hakimi, bir yaşından da başlayabilirsiniz. Bütün hayatımın ben milletime hesabını veririm. Yanlışlarımı da

35

Page 36: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/44... · Web view2009/01/29  · Birinci olarak, PKK terör örgütü ile ilişkiler, siz bundan daha çok Kürt sorunu olarak bahsettiniz,

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 29/01/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:44 Sayfa:36

bu hesabın içinde söylerim, ama bunun bir ceza, buradaki ceza yargılaması ve suçla ve suç tarihi ile bir ilgisi yok. Bu bir psikolojik bir savaş. Yarın zaman gazetesi, bu sorunun başlığını atsın diye yani çiğnene çiğnene, çiğnene çiğnene bitmemiş bir olay ama olsun ben kimseden, savcıların da gönlünü kırmak istemiyorum, ama bu büyük bir psikolojik savaş, bunun da farkında olduğumu belirtmek istiyorum.

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”bu soruları sormamın sebebini size başta izah ettim.”Sanık Doğu Perinçek :”anladım efendim, tamam, kusurlu ben olabilirim.Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”siz hayır tekrar ediyorsunuz, şu anda internette isminizi

yazınca doğrudan karşınıza bu fotoğraflar çıkmaktadır. Herkesin malumu, herkesin tereddütü.”Sanık Doğu Perinçek :”ben o fotoğraflarla en sonunda iktidar olacağım. O yayınlayın

yayınlayın, ben en sonunda iktidar olacağım, o fotoğraflarla, yani şimdi sürekli olarak niye başkasının o fotoğrafları çıkartılmıyor. Niye Mehmet Ali birandın Cengiz Çandar ın, Güneri Civaoğlu nun, başkalarının, Sayın başkanım, ben oraya gittiğime, bir kere bütün milletin huzurunda söyliyim, hiç pişman değilim. Doğru yaptım. İsterse, hiç kimse bana oy vermesin. Ben doğru yaptım. Türk devletinin o zaman yapması gerekeni yaptım. Ama, Türk devleti ile bağlantılı olarak değil, Türk devleti, amerikancıların elinde olduğu için o zaman şiddet politikası uyguluyordu. Amerika da şiddetten yararlanarak, kürdün hakkını hukukunu savunuyor, rolünde devam etti. O zaman benim yapmam gerekeni, Türk devletinin Türk hükümetinin yapması gerekirdi. Yapmadılar. Kaldı ki, bu bir tartışma konusudur. O fotoğrafların, o kadar yayınlanması da benim gücümü gösterir. Demek ki, Doğu Perinçek, Amerika nın karşısında bir kuvvettir, güçtür. Onu yıpratmak gerekir, Atatürk içinde, sürekli karşı propaganda yapılır, birçok devrimci için yapılır, yapılsın, yapılsın, ama gerçekler ortadadır. Yani o fotoğraflardan benim bir yüksündüğüm bir şey yok.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: ”yeri gelmişken PKK nın MİT tarafından kurdurulduğu isnadınızı neye dayandırdığınızı açıklar mısınız? “

Sanık Doğu Perinçek :”şuna dayandırıyorum, sayın başkanım, PKK nın 1980 e kadar oynadığı role dayandırıyorum. Yani bir fiskos, bir istihbarat da değil, nedir, 1980 e kadar PKK bizi vurdu. Ona, doğu bölgesinde, güneydoğu da solu, ilericileri temizleme görevi verildi. Bu görev, ancak bir Gladyo görevi olabilirdi. Yani, herhangi bir sol örgüt, çünkü solcu kisve altında çıkıyor, herhangi bir sol örgütün hedefi, ordaki diğer solcular olamaz. Ne devlete bir kurşun sıktı, ne polise kurşun sıktı, 1980 e kadar, iyi izleyip tespit edelim. Ne bir askere kurşun sıktı ve maalesef, o tarihlerde Türk devletini yöneten milliyetçi cephe hükümeti, yani Türkeşler, Erbakanlar, Demireller, bu politika yan cebime koy, şeklinde karşılandı. Ordan solu temizlesin. İlericilerini temizlesin. Ne oldu bakın, bu gün orada ne kaldı, Atatürkçülük diye bir şey kalmadı. Bir tek, irtica kaldı. Barzanicilik, o da amerikancı, bir de PKK kaldı, o da, amerikancı. Sonuç itibarıyla, Atatürkçülüğü, ilericiliği, solculuğu, güneydoğu dan temizlediler. Güneydoğuda, 1960 larda halk sol eğilimli ildi. Atatürkçüydü, sol eğilimli, ilericiydi ve birlikten yana idi. Burası çok önemli, çünkü sol birleştirir. Yugoslavya y,ı Tito birleştirdi. Sovyetler birliğini, Lenin birleştirdi. Bulgaristan ı, işgalden Dimitrov kurtardı, Arnavutluk u, Enver hoca kurtardı. İkinci dünya savaşında bakıyoruz, bütün ülkede emperyalizm e karşı savaşanlar, sol partiler, sol örgütler, hiçbir tane Hıristiyan örgütünün Çekoslovakya yı, Polonya yı, çin i kurtardığını gördük mü? veyahut da bir ülkücülere benzeyen bir aşırı milliyetçi örgüt, hiç vatanları için çarpıştı mı? Çin i Mao kurtardı. Mao olmasa, komünist partisi olmasa, Çin paramparça olmuştu. Dimitrov olmasa, yani Bulgaristan kominist partisi. Bulgaristan kurtulmayacaktı. Enver hoca. Arnavutluk ta. Yugoslavya da tito. Polonyası. çekoslavakyası. yani dünyada Atatürk, Atatürk de bir solcuydu. Yani. dünyada birliği sağlayan vatan savunmasına daima ön planda, solcular olmuştur. Ben bir tane sağcı, milliyetçi, vatanı kurtarmış, son yüzyılın tarihinde görmüyorum. Hatta, o milliyetçiyim geçinen sağcılar, Çin de Japon emperyalizmi ile işbirliği yaptılar, doğu Avrupada hitler ile işbirliği yaptılar. Fransa da İtalya da komünist partileri işgale karşı savaştı, o sağcı diyenleri sinemalarda

36

Page 37: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/44... · Web view2009/01/29  · Birinci olarak, PKK terör örgütü ile ilişkiler, siz bundan daha çok Kürt sorunu olarak bahsettiniz,

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 29/01/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:44 Sayfa:37

filmlerde görüyoruz, Hitler ile işbirliği yaptılar. Türkiye de de, Kürt yurttaşlar arasında solcular birlikten yanadır. Sağcılar, bölünmeden yanadır. Orda, solu temizleyerek hani, sol kötüdür falan diye solu temizleyerek bölünmenin koşullarını yarattı. 1980 öncesi. Ben bunlara bakarak, PKK nın Gladyo tarafından kurulduğunu, pratiğine eylemlerine bakarak söylüyorum bir, ikincisi bu konuda önemli bulgular da var, nedir bulgu, Abdullah Öcalan şafak dergisi dağıtmaktan, 1972-73 de tutuklandı. Bizim yargılandığımız davada. Onun konumunda olan herkes, 7,5 yıl hapis giydi. Ferit İlsever de de üç dört ay aynı koğuşta yatmıştır. Abdullah Öcalan gitti, savcılarla anlaştı. Ve bırakıldı. Ve hüküm giymedi. Onun konumunda olan herkes, 7,5 yıl hüküm giymiştir, o anlaştı. O anlaşmanın sonucunda, ona o örgüt kurduruldu. Ve o örgüte de, böcek yiyen böcekler teorisine göre, dediler ki, siz gideceksiniz, orda solcuları vuracaksınız, bizim liderlerimizi Abdullah Öcalan vurduğu zaman, zeki ön’ ümüzü, adil turan ımızı, inan özden imizi, Mehmet, bunlar hep doğunun liderleri, ve orda halkı Türkiye ye bağlayan liderler. Birlikten yana olan insanlar, Atatürkçü olan insanlar. Bunlar vurulduğu zaman, bize kimse sahip çıkmadı. Ne jandarma sahip çıktı, ne polis sahip çıktı, bir baktık, polis PKK nın arkasını pışpışlıyor. Bir baktık, jandarma katili yakalamıyor. Biz bunları yaşadık. Ne zaman ki, 1980 den sonra, apo Suriye ye kaçtı, bu sefer Suriye nin denetimine girdi ve başka bir şey oldu. Bu dediklerim, çok önemli bir hakikattir. Yani, bunu Kürt yurttaşlarımızın da değerlendirmesini isterim, herkesin değerlendirmesini isterim. Abdullah Öcalan ın 1980 e kadar, gladyo nun kontrolünde, doğu bölgesinde solu ezmek için kullanıldığı ve maalesef gladyo nun kontrolünde, bir takım güvenlik güçleri tarafından da desteklendiği çok büyük bir gerçektir, bunu ben bütün bu davayı ilgilendirmez, ama bunu bütün kanıtlarını kamuoyuna defalarca açıkladım, bu bir gerçektir. Ve çok acıdır. Türkiye kendini bölecek canavarı, kendi eli, bunu ikinci defa Hizbullah ile de yapmıştır. Bu sefer de Hizbullah ile de bilmem, PKK yı öldüreceğim diye Hizbullah ı örgütlemişlerdir. Ondan sonra bu sefer de Hizbullah belası çıkmıştır, yani Atatürk dönemindeki gibi devletin resmi güvenlik kurumları ile bu meseleleri asayiş meselesini çözmek, yasal yollardan böyle bir anlayış yok. bunları hep bizim kafamıza sokan Amerika dır ve o Ergenekon örgütündeki naylon örgütler falan da işte, aynı kafadır. Bu tür naylon örgütler kuracak, o naylon örgütler ile öbürünü kıracak, öbürü ile öbürünü vuracak bu tamamen CIA amerikan kafasıdır. “

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”PKK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan devlet güvenlik mahkemesi savcılarına verdiği ilk ifadede, yakalandıktan sonra, sizin hakkınızda 91 yılında kampınıza geldiği ve benimle görüşmeler yaptığı doğrudur, ancak, bizim örgütte gizli lider konumuna getirildiği doğru değildir. Doğu Perinçek, bana siz bu şekilde muvaffak olamazsınız, benim siyasi yapılanmam içersinde yer almanız, daha doğru olur şeklinde telkinde bulunuyordu demiştir. siz ise, PKK nın siyasi açılımı konusunda, tersi bir gelişme olduğunu, size bunun teklif edildiğini ve kabul etmediğinizi savundunuz, bu konuyu açıklar mısınız?”

Sanık Doğu Perinçek :”Abdullah Öcalan doğru söylemiş, ifadesi doğru. Ben Abdullah Öcalan a dedim ki, silahı bırak, bölücülüğü bırak, Kürt yurttaşlar gelsin Türk partilerine katılsın. İsteyenler, beğenenler işçi partisine katılsın. İşte silahı falan bırakın, bu sen ben bölücü değilim, bölünmek istemiyorum, Türk halkı ile birleşmek istiyorum diyorsun, o zaman silahı bırakacaksın çünkü, silaha davranan, kendisini büyük bir hami bulmak zorundadır. Bak şimdi, Amerika da buraya gelmek üzere, siz gideceksiniz Amerika nın piyonu olacaksınız, bu kaçınılmazdır, çünkü Türk milleti ile baş etmeniz mümkün değildir. Muvaffak olamazsınız. Türk devleti ile baş etmek için Amerika ya yaslanacaksınız. Ve ondan sonra da ordan kurtulamazsınız. Buradan nasıl kurtulursunuz, örgütünüzü dağıtacaksınız, Türkiye çapındaki partilere katılacaksınız. Bunu söyledim, Abdullah Öcalan, çok doğru söylemiş. Bu bir, ikincisi, peki şununla nasıl bağdaşır diye sayın savcı soruyor yani, diyorsunuz ki bize milletvekilliği önerdiler, biz reddettik, gerçekten de onu ben ilk ifademde, dil sürçmesi ile CHP CHP diye söyledim, arkadaşlarım uyardılar sonra, SHP olarak düzeltiyorum, o zaman CHP yoktu, CHP liler de, bu günkü SHP de idi ve Cumhuriyet halk partisinin devamı olarak, SHP vardı, Erdal İnönü ve Deniz Baykal yönetiyordu.

37

Page 38: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/44... · Web view2009/01/29  · Birinci olarak, PKK terör örgütü ile ilişkiler, siz bundan daha çok Kürt sorunu olarak bahsettiniz,

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 29/01/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:44 Sayfa:38

O zaman 1991 seçiminde, SHP 22 milletvekilliği verdi onlara, bunun içinden dört milletvekilliği bize önerdiler ve o biz CHP milletvekili olacaktık, PKK, SHP milletvekili olacaktık, onu söyleyim, bunun ikisi arasında bir çelişme yok, şu bakımdan yok benim önerdiğim şekilde olsaydı, yani PKK silahını vesaire falan filan dağıtsaydı, o 1991 seçim ittifakı olmayacaktı. 1991 seçim ittifakına katılmamamızın sebebi, o PKK yı meşrulaştıran, PKK orda başka bir yola girdi. Amerika geldi, Amerika, Barzani ye,Talabini ye bir kukla devlet ihsan etti, apo da şu fikir ön plana çıktı, Amerika, herkese bir toprak parçası veriyor, bana da, bir toprak parçası verir, ben de oranın beyi olurum. Bu fikrin devamı olarak, hem yasal imkanları kullanayım, hem silahı kullanayım. Yasal imkânları da nasıl kullanayım, Türkiye parlamentosuna gireyim. Türkiye parlamentosuna girmek için de o zaman bu Erdal İnönü nün politikası değildi, bir devlet politikası olarak saptandı. Yazık, onun sorumluluğu da Erdal inünü nün, deniz Baykal ın üzerine yıkıldı, siz bu PKK yı alacaksınız, biz bunu parlamento ya sokacağız. dendi ve onlar da, devletin bu politikasını uyguladılar. 22 milletvekilliği verdiler. Bu başka bir yol, bu PKK yı bizim dağıtın dememizle, bunun arasında bir çelişme yok, PKK o yolu tercih etti ve o yoldan gitti. Eğer öbür yol olmadı, öbür yol bizim gücümüz yetmediği için olmadı. Bizim işçi partisi olarak kuvvetimiz, bir yandan Amerika PKK nın kolundan tutuyor, bizim kuvvetimiz Amerika ya denk kuvvet değil, eğer Türk devleti tutsaydı, PKK nın kolundan Amerika dan koparır, bu tarafa çekerdi. Bu kadar insan ölmezdi. Yani ucuz politikalarla bu işler halledilmez. Türkiye de, bir ucuz politika var kim, ne kadar PKK ya küfrediyorsa, düşmansa, halkın gözüne gireceğini zannediyor, bu ucuz politika bu şekilde çözülmez. Amerika nın manevra alanını daraltacaksınız, Kürdünüzü kazanacaksınız, bunun şifreleri budur, iki tane temel vardır. Amerika nın manevra alanını daraltacaksınız, Kürdünüzü kazanacaksınız, kazanamadıklarınız da devletin yaptırım gücünü disiplinli ve kararlı olarak kullanıp tasfiye edeceksiniz. Mesela şiddet deniyor, devlet deniyor, silah deniyor, bir tek işçi partisinin hükümetinde devletin yaptırım gücü etkili olur. Biz bir yılda bitiririz, bu işi. Neden, çünkü bütün imkan ve kabiliyetini oraya seferber ederiz, böyle, bu günkü gibi ucundan tutarak değil, hem halkı kazanarak, hem de kararlık bir yaptırım gücü uygulayarak. Yani işi sürüncemeye, kangrenleştiren idare eden değil, Türkiye’nin Türk ordusunun gücü ve Türk güvenlik kuvvetlerinin gücü PKK yı bitirmeye yetmez mi, İran ile anlaşalım, Suriye ile anlaşalım Amerika ya net bir tavır alalım, bütün imkanlarımızı ekonomimizi, şuyumuzu, buyumuzu bir yıl buna tahsis edelim. Bir yılda bunun işini bitiririz. Ama böyle bir irade yok ki, böyle bir karar yok ki.Tam tersine Türkiye yi yönetenler, görüyoruz, ben diyor büyük Ortadoğu projesi eş başkanıyım bunu dediğiniz an bitti zaten bu olay. PKK ile aynı kampa düşüyorsunuz. “

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”işçi partisinde yapılan aramada, gizli ibareli 87-88-89 yılları kış tertiplenmesi, 21. jandarma sınır tugay komutanlığının kış tertiplenmesi başlığı bulunan, bir harita elde edilmiş, bu haritada Gürpınar, Başkale gibi bölgeleri kapsadığı bir yerleşim yerlerinin gösterildiği anlaşılmıştır. Kaçınılmaz olarak şu soruları sormak durumundayım, bu belgeyi nerden temin ettiniz, hangi yasal amaç ile bulundurdunuz, 87-89 yıllında, yani PKK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan ile görüşme yaptığınız dönemde veya daha sonra bu ve benzeri belgeler gündeme gelmiş midir?”

Sanık Doğu Perinçek:” Sayın başkanım, bu belge benim, 1998 yılında Ankara devlet güvenlik mahkemesinde yapılan yargılamadaki belgedir. Bu yargılamada bu belge değerlendirildi, şimdi ben bunun teferruatını, o belgeyi okumuş da değilim. Çok kalın bir kitaptır. Jandarma tarafından yayınlanmıştır. Bunun değerlendirmesi yapıldı. Genelkurmay a soruldu. Dava dosyasını zaten sanıyorum, getirteceğiz. Bunun bir bulundurmanın suç olmadığına karar verildi ve bana o belge iade edildi. Zaten dikkatle incelersek, sanıyorum o belgenin üzerinde de mahkemenin bir kaydı ve işareti olması lazım gelir diye düşünüyorum. Bunu deliller aşamasında da görebiliriz ama sayın savcılarıma arz ediyorum dikkatli bir incelemelerini yaparlarsa avukatlarım da incelesin. İşin gerçeği budur. “

38

Page 39: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/44... · Web view2009/01/29  · Birinci olarak, PKK terör örgütü ile ilişkiler, siz bundan daha çok Kürt sorunu olarak bahsettiniz,

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 29/01/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:44 Sayfa:39

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”sizinde savunmanızda teyit ettiğiniz gibi işçi partisi genel merkezinde ele geçirilen bir disket içersinde 26 mayıs 2000 tarihli sizin tarafınızdan PKK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan a hitaben yazılan bir mektup ele geçirilmiştir. Mektup, sayın Abdullah Öcalan, avukatlarınız selamlarınızı getirdi ve önümüzdeki süreçle ilgili görüşlerimi sordular. Onlara anlattıklarımı Türkiye’nin bağımsızlık ve birliği için duyduğu sorumluluk gereği, ayrıca size yazmayı yararlı gördüm, sözleri ile başlamaktadır. Siz bunu anlattınız, tamamının içeriğini, mektubun bittiği yerde, ismin alt kısmında ayrıca not, bu mektubun bir örneği, genelkurmay başkanlığının bilgisine sunulmuştur, yazdığı görülmüştür. Sizin bu mektubun bir örneğini, genelkurmay başkanlığına gönderdiğinizi biz teyit edemedik. Sizde, bunu doğrulayan bir delil veya size verilmiş bir cevap var mıdır? “

Sanık Doğu Perinçek:” ben bu mektubu benim fikirlerimin yanlış aktarılmasından korkarak ve tarihe bir kayıt olsun diye yazdım, ve mektubu resmi yoldan Barzaniye, Talabaniye ve Abdullah Öcalan a yolladım. Şeylerinde alındılarını da taahhütlü mektup olarak yollanmıştır. Mektubun ilişiğinde olması gerekir. Kaldı ki, bu yassıada efendim yanlış söyledim, İmralı adasından da teyit edilebilir. Ve aynı zamanda, bir örneğini de bilgi sahibi olmaları bakımından Türkiye’nin güvenliğinden sorumlu olan, genelkurmay Başkanlığına da yolladım. “

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”size bir cevap verilmedi, bu konuda.”Sanık Doğu Perinçek :”bundan dolayı bir mektup cevap verilmez Sayın başkanım, yani

böyle mektuplara cevap verilmez. Biz aldık diye. Yani bana bir cevap verilmedi. Doğru. Ama ben bu mektubu, yani bu mektubun gizli olmadığı, şurdan da bellidir, ben bu mektubu teori dergisinde yayınladım. Teori dergisindeki nüshasını da mahkemeye arz ettim. Yani, gizli bir mektup değil, elden yollanması zaten mümkün değil, çünkü hepimiz biliyoruz, İmralıdaki görüşmeler de bir mektup ulaştırma imkanı yoktur. Kaldı ki, ben Türk milletinin de o mektubu bilmesini istedim. Yani Türk milletinden gizli hiçbir iş yapmam. Onu da yayınladım. O mektup incelenmelidir. Bu günkü partilere de öneriyorum, hükümetlere de öneriyorum. O mektuptaki politikalar uygulanırsa, bu mesele çok hızlı bir şekilde çözülür, çok doğru bir mektuptur. “

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”artık, tarih 2000 li yıllar olduğuna göre, yani siz PKK ın bir stratejisi olduğunu ve tarihlere ayrıldığını belirttiniz, bu tarihte, Abdullah Öcalan, neden bir başkasının değil de, sizin görüşlerinizi alma ihtiyacı hissetmektedir?”

Sanık Doğu Perinçek :” çünkü Abdullah Öcalan yakalanmıştı ve yakalandıktan sonra şunu söylemeye başladı, bunlar yayın organlarında çıktı, bu işin çözümü, Kemalist devrimdir. Atatürkçülüktür. Biz Türkiye’nin birliğine saygılıyız, birlikten yanayız. Ayrılma diye hiçbir hedefimiz yoktur. Hatta, özerklikten de vazgeçiyoruz, her şeyden vazgeçiyoruz şeklinde bir tavrı vardı. Sayın başkanım, bu günde hiç dünyada bir devlet var mıdır, elinde bulunan bir tutukluyu yahut hükümlü, şimdi bir hükümlüyü düşmana teslim etsin. Biz hükümet olalım, Abdullah Öcalan, hiç abartmıyorum. Beş dakika, altı dakika değil, beş dakika içersinde, kendisine önerilen politikaların hemen hizmetine girer. Ama bunun şartı nedir? bir Türk hükümeti olacak. Amerika nın yönetmediği bir hükümet olacak. Amerika güttüğü zaman, o hükümet Abdullah Öcalan ı Avrupa nın Amerika nın eline teslim eder ve Abdullah Öcalan da, hapishaneden ayaklanma çağrıları, bölünme çağrıları vesaire yapar. Bakın, bu gün bir irade oluşsun Ankara da, gitsin Abdullah Öcalan a desin ki, şöyle şöyle olacak arkadaş, beş dakikada o çizgiye girer. Bu kötü mü olur? Ve o sayın savcının sözü ettiği tarihlerde, PKK Abdullah Öcalan ı hain ilan etti. Rıza, PKK lı Rıza, ondan sonra Rıza Altun, ondan sonra diğer liderleri, Paris lerde Avrupalarda beyanat verdiler, dediler ki, Abdullah Öcalan Türk genelkurmaycısı oldu. Türk devletine teslim oldu, Türk sömürgecilerinin adamı oldu. O olayda şöyledir. Abdullah Öcalan bu beyanatları yapınca, PKK bu hain ilan etti. Güneydoğu halkı ise, apoyu şey yaptı, bunları söyledi diye oh kurtulduk, bu iş bitiyor, Abdullah Öcalan, Türk devletinden yana oldu, rahatlayacağız. Ta öyle birden ona sahip çıktı. Sahip çıkınca, öbürleri bir müddet sonra o hain ilan ettikleri apoyu tekrar Serok apo şeklinde tavır değiştirmeye başladılar. Yani o çok tarihi bir fırsattı. Ben bunu bazı

39

Page 40: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/44... · Web view2009/01/29  · Birinci olarak, PKK terör örgütü ile ilişkiler, siz bundan daha çok Kürt sorunu olarak bahsettiniz,

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 29/01/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:44 Sayfa:40

komutanlarla da görüştüm, bunu söyleyeyim. Nasıl siz teslim edersiniz, Türkiye’nin eline geçmiş bir insanı, nasıl, bana şunu söylediler, iki ay içinde bizim elimizden aldılar, adalet bakanlığına kontrolüne verdiler ve adalet bakanlığı kontrolüne verildiği andan itibaren de Abdullah Öcalan Avrupacı ve Amerikacı oldu. Yani, sayın savcı, çok kritik önemli bir nokta tespit etmiş, o tarih 2000 lerin yakalandıktan bir süre sonraki tarih, nasıl oluyor falan diye, hakikaten o sırada, hatta şimdi de, şimdi de, Türk devletinin Ankara da bağımsız Türkiye’nin bütünlüğünü savunun bir iradesi olsun. Beş dakika içinde, Abdullah Öcalan o iradenin yanında, yerine getirir, yapılması gerekenleri. “

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”herhangi bir yolla size karşılık verildi mi mektubunuz.,”Sanık Doğu Perinçek :” verildi, şöyle sözlü olarak geldiler, Ankara daki kongremize, dört

beş kişi, o şey tarihini de söyleyim. 2000-2001 falan olacak, geldiler, hürmetler ediyor, dediler, Doğu Perinçek, bizi aydınlatsın, ben çok yararlandım vesaire şeklinde bir karşılık verdiler, sözlü olarak.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın :” yine tarihi hatırlatarak ve sizin açıklamalarınız ışığında, kullandığınız saygılı üslup nedeni ile devlet politikası da bu şekilde olduğuna göre, PKK terör örgütü elebaşına bir nevi muhatap alıp meşrulaştırmış olmuyor musunuz. Bu şekilde.”

Sanık Doğu Perinçek :” hangi saygılı üslup sayın savcı, bir insana küfür ederek mektup yazılmaz ki, normal bir insana yazılacak bir saygın üslup yok. Abdullah Öcalan a benim hiçbir şekilde bir saygılı üslubum yok, ama ben ucuz politika yapmam. Normal bir nezaket çerçevesi içersinde bir parti başkanının hitap edeceği, deniz Baykal da söyleyeceği zaman öyle söyler, Tayyib Erdoğan da öyle söyler. Başkası da öyle söyler. Ben bir saygılı üslubum yok. hiçbir şekilde o mektubu ben dağıttım. Mahkeme heyeti de okuyacaktır. Saygılı bir üslup yok. orda saygılı bir üslup yok. “

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Mehmet Adnan Akfırat ifadesinde, Doğan Erbaş ile görüşme yaptığını, ancak konunu Abdullah Öcalan olmadığını söylemiştir. Siz, PKK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan cezaevinden terör örgütü yönetmeye devam ettiğini söylediniz, PKK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan ın mesajlarına ise, kendisi ile görüşebilen avukatları aracılığı ile verdiği, nitekim avukatları hakkında da bu konuda soruşturmalar yapıldığı tarafımızca da bilinmektedir. Sizin halen cezaevindeki PKK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan ile yukarda anlatılandan başka bir iletişiminiz olmuş mudur? “

Sanık Doğu Perinçek :” o soruşturmaları başlatan da benim. Ben çıktım, beyanatlar verdim, bildiriler yayınladım dedim ki, bu ne biçim iştir. Hapishaneden terör örgütü yönetiyor, Türk devleti buna nasıl izin verir. Bunların, hepsinin belgelerini, ben bunu söyledikten sonra benim bu açıklamalarıma gönderme yapılarak, soruşturmalar başlamıştır. Onda Türk devletinde öyle bir irade yok ki. Onun dışında benim, bu sizin bahsettiğiniz bu mektup açık, bu yayınladığım mektup dışında, bir iletişim ve diyalogum yoktur. Sizin bu konuda bir bilginiz varsa lütfen delillerinizi mahkemeye sununuz. Hiçbir şekilde yoktur, olanı söylerim, çünkü bunlar politikalardır, ben açık politika yapan bir insanım. Buralarda çekinmem, risk üstlenirim. Tehlike üstlenirim. Korkmam, doğru yapılması gerekeni yaparım. Göreceksiniz, benim bu politikalarım, yarın Türkiye devletinin politikaları olacaktır ve Türkiye bu sorunları çözecektir. “

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”91 dönemi seçimlerinde doğuda yapılan mitinglerde bir tek Türk bayrağı göremeyeceğinizi söylediniz ve parti olarak o bölgede yapılan mitinglerde Türk bayrağı çıkaran gösteren tek parti olduğunuzu söylediniz, bunu da mahkeme salonunda ekrandan seyrettirdiniz, bu görüntülerde, söyleminizin aksine biz partinizin bayrağı dışında bir bayrak göremedik, eğer yanlış görmüş isek, lütfen tekrar gösteriniz ve düzeltiniz, bunu açıklar mısınız? “

Sanık Doğu Perinçek :”efendim, ben 1991 mitinglerinde de Türk bayrağı vardır, ama bu günkü 2000 lerde yaptığımız mitinglerdeki kadar yoğun değildir, vardır onu tek diğer bütün uzun onlar çünkü yarım saatlik, kırk beş dakikalık çekimlerdir. Onları tespit edip getirebiliriz. Ama

40

Page 41: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/44... · Web view2009/01/29  · Birinci olarak, PKK terör örgütü ile ilişkiler, siz bundan daha çok Kürt sorunu olarak bahsettiniz,

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 29/01/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:44 Sayfa:41

raporları istersek, emniyet raporlarını, emniyet raporlarında, yaşasın Türkiye diye bağırılmıştır, o mitinglerde. İstanbul a selam, diye slogan atılmıştır. Zonguldak taki işçi hareketine selam diye slogan atılmıştır ve temel slogan da kardeşlik, kardeşlik, kardeşliktir. O mitinglerde, kesinlikle birlik ve beraberlik savunulmuştur. O mitinglerden, en çok PKK korkmuştur, Abdullah Öcalan ın beyanatlarını toplayıp size arz edebilirim. Abdullah Öcalan, benim altımdan kitle gidiyor, şeklinde ifadelerde bulunmuştur. Hatta 1991 aralık Silopi seçimlerine bakalım, PKK nın adayı levent soyadını unuttum, levent doyucu muydu neydi, 2400 oy almıştı, Silopi de, işçi partisi nin adayı 1700 oy almıştı, yani orada o bölgede Silopi, Cizre, Şırnak vesaire PKK ile baş eden Türkiye’nin birliğini savunan bir noktaya gelmiştir işçi partisi . ve işçi partisi nin orada öldürülmesi, bu sefer de ikinci bir gladyo harekatı olmuştur. İşçi partisi liderlerinin öldürülmesi sonucunda alan tamamen PKK ya açılmıştır. Bunu da birçok güvenlik sorumlusu daha sonra itiraf etmiştir. bu çok büyük hata oldu. İşçi partisi orada o kadar güçlenmişken, onun böyle bastırılması, ezilmesi, vurulması, kırılması sonucunda bölge PKK nın ve Barzani nin olmuştur. işçi partisi orda birlik ile durmuştur. Ben Diyarbakır cezaevinde yattığım zaman şeyh Ahmet vardı, Cizre nin en büyük şeyhi, oğlu da PKK nın Diyarbakır cezaevindeki sorumlusu idi. Güven, şeyh Ahmet güven, oğlunun adı neydi, neyse şimdi unuttum, oda Güven. Şeyh Ahmet güven geldi, 300-400 tane avluda, bayram görüşmesi, açık görüşme, beyaz sakallı, çok yakışıklı ve kaliteli bir insandı, topladı, o bütün PKK lıları falan, doğu bey dedi, bu dedi, akılsızlar dedi, bu bölücüler dedi, bunları kurtarırsınız bir tek siz kurtarırsınız. Onlara da döndü dedi ki, ulan dedi, af edersiniz, ulan dedi, akılsızlar, dedi adamsanız dedi bu bölücülüğü şunu bunu bırakırsanız dedi, doğu Perinçek gibi bu ülkeyi savunan, sizi de ezdirtmeyecek insanların peşinden gidersiniz, yani orada birlikten, beraberlikten yana olan insanlar, işçi partisinde toplanmaya başladı. Bu günde böyledir Sayın başkanım, şimdi o kadar, Abdulhakim güven, o kadar duygulandık, şimdi bakınız, Türkiye ye uzanan bir el var orda. Köylüler, Türk bayrağını kaldırıyor ve ellerini Türkiye ye doğru uzatıyor. Bizi bırakmayın, diyor, biz jandarmayı gönderip onun elini kırıyoruz. Olay budur, orda işçi partisi Türkiyeli olan Türkiye yi savunan Türkiye’nin bütünlüğünü savunan bir kuvvet birkaç kez yaratmıştır. Her seferinde şiddetle karşılanmıştır. Bir kere, PKK tarafından vurdurulmuştur. İkincisi, Gladyo tarafından vurdurulmuştur. Şimdi, maalesef bakın orda liderlerimiz, Muhyettin Öksün ve Ömer Öksün daha yeni öldürüldü. Temmuz ayında. Üç dört ay evvel öldürüldü. Tek suçları, orda Türk bayrağına sarılmak. Bunlar çok vahim ve sonuçları çok ağır olacak politikalardır. Onun için, Türkiye ye, şimdi başka parti oraya giremez. CHP, gidiyor, sayın Baykal, otobüsten el sallıyor, otobüsten el sallayarak olmaz. Orda insanlarınız olacak, köylerde olacaksınız, toprak, köylünün toprak ve özgürlük şeyine talebine sahip çıkacaksınız. Öldürülmeyi göze alacaksınız. Örgütünüz olacak. Örgütünüz, PKK saldırdığı zaman ona cevap verebilecek. Bizim köylerimize PKK biksi silahları ile saldırmıştır. Delik deşiktir duvarlar. Ona karış koyan direnen bir güç yaratmışız biz, bunlar çok önemli. Bunu işçi partisinden başka hiç kimse yapamaz. Buradan herkese sesleniyorum. Bu dediğimi, işçi partisinden başka hiç kimse, hiç kimse, hiç kimse yapamaz. Militan kuvveti ile ideolojisi ile felsefesi ile fedakarlığı ile hayatını ortaya koyması ile Atatürkçülüğü ile bunu işçi partisinden başka kimse yapamaz. Ve yapamayacaktır. Yani onun için, çok yanlış bir kuvvetin üzerine gitmektedir, bu günkü Ergenekon davası. Çok büyük hata yapmaktadır, tarihe aynen böyle geçecektir.

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”ikinci bir başlık altındaki sorularıma geçiyorum, sayın cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’a destek mahiyetindeki eylemlerinizin suç olarak gösterildiğini iddia ettiniz, buna katılmasak da, bu konuda sizin bağdaştırılamayacak bize göre söylemleriniz var, Kıbrıs meselesi kitabınızda ve “

Sanık Doğu Perinçek :” ama bunlar, Sayın başkanım, bunlar 1960 larda, 70 lerin başında yazılmış kitaplar, yani burası bir psikolojik savaş platformuna dönüştürmeyelim. “

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”cevap vermezseniz ben başka soruya geçeyim. ben şunu izah edeyim.”

41

Page 42: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/44... · Web view2009/01/29  · Birinci olarak, PKK terör örgütü ile ilişkiler, siz bundan daha çok Kürt sorunu olarak bahsettiniz,

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 29/01/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:44 Sayfa:42

Sanık Doğu Perinçek :”bunu tamamen yani siz 1970 te yazdığım benim kitabımı buraya getiriyorsunuz ve sürekli olarak bunlar çok yanlış şeyler, neyi kazanacaksınız yani, Türkiye ne kazanacak, hiçbir şey kazanmayacak.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” ben şunu sorularımın başında izah ettim, siyasi çizginizdeki keskin değişmenin Ergenekon bağlantılı olduğunu resmi olarak iddianamede suçlandığınız için.”

Sanık Doğu Perinçek :” hiçbir keskin değişiklik, hayır efendim, efendim siyasi çizgimizde hiçbir değişiklik yok. bakın ne oldu, Amerika yeşil ışık yaktı, Kıbrıs a girildi. Amerika kırmızı ışık yakıyor, Kıbrıs feda ediliyor. biz buna karşı çıktık. Amerika ile olmaz bu işler. Kıbrıs ta 3. dünyanın yanında Hindistan ın Yugoslavya nın yanında olan bir Kıbrıs Cumhuriyeti vardı, Amerika bunu tasfiye etmek için bir dizi tertip yaptı, ilk önce bir şey darbesi yaptı, samson darbesi arkasından, Türk silahlı kuvvetlerini oraya yönlendirdi. Ben biz bunları anlattık hep o koşullarda. 1970 lerde bakın şimdi ne oldu, şimdi de Amerika buradan çıkın deyince ordan çıkmak için her türlü ortam hazırlanıyor. Biz Bunları anlattık. Aynı şeyleri. Erol Manisalı da.

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” özet olarak tabi bu yayınlanmış, kitabınıza herkes ulaşabilir açık kaynak. O zamanki Kıbrıs barış harekatını işgal olarak nitelendiriyorsunuz. Yayınlanmış kitabınızda, tabi bu davada Kıbrıs ta gösterdiği yararlılıklardan anılan Muzaffer Tekin in ile aynı davanın sanıklarısınız, Rauf Denktaş hakkında burda okunmasına gerek görmediğim beyanlarınız var. “

Sanık Doğu Perinçek:” Rauf Denktaş da onları okumuş, savcım onları, Rauf Denktaş sinesine çekiyor, bir şey demiyor da siz mi itiraz ediyorsunuz. Bu siyasi bir tavır. Siyasi tavırlar bunlar. 74. siz iddianamenize suçu nerden başlatıyorsunuz. Benim Kıbrıs politikam, eğrisi doğrusuna denk düşmüştür. Orada o şekilde bu tespitleri demin izah ettiğim gibi bir üçüncü dünya ülkesine yönelik Yugoslavya nın Hindistan ın yanında olan bir ülkeye yönelik bir harekat olmuştur. Amerika buna yeşil ışık yakmıştır, biz bunları o zaman belirttik. Bunlar çok yanlış şeyler değil, ama şimdi ne oldu Amerika ordan çıkın diyor, biz Amerika çıkın deyince çıkmayız diyoruz. Kaldı ki bunlar siyasi tartışmalar. “

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” siz dahil olmak üzere nerdeyse herkes bu davanın normal bir dava olmadığını teslim ediyor, suç tarihi konusunda da yüklenen suçun niteliği itibariyle, terör örgütü, nitekim ileriki sorularımda gelecek suçu kesintisiz bir suçtur. Kişi yakalandığı anda suç tamamlanmış olur ve o suç tarihi ile kendisine suç yüklenilir. Geçmişe yönelik eylemlerse aydınlatılabildiği kadarı ile soruşturulur. Ve soruşturulabilir.”

Sanık Doğu Perinçek :” peki terör örgütü hangi yıl kuruldu iddianameye göre, terör örgütü de örgütün bir kuruluş tarihi olması lazım. Siz beni doğduğum andan itibaren yargılayamazsınız ki, bir oturun savcılar olarak aranızda.”

Mahkeme Başkanı :” savcı bey, doğru, buyurun.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”iddianamede tespit edilen kısım 1999 yılında. “Sanık Doğu Perinçek :”e, o zaman 99 yılından sonrasını sorun.” Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”reorganize edildiği, çünkü bu da, elde edilen ancak

öncesine dayalı bir takım bilgiler varsa da, bunlar kesin mahiyette olmadığı için bir yüklemde bulunulmamıştır.”

Sanık Doğu Perinçek:” peki Sayın başkanım, ben 1974 te ben bu terör örgütüne dahil miyim.”

Mahkeme Başkanı :“ kesin mahiyette olmayan şeyleri burada sormayalım. zaten iddianamede kesin mahiyetinde değil diyor, orda açıklamış. Açıklamışsınız. Buyrun savcı bey.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” o zaman sizden şu cevabı alarak bu sorularımı geçmek istiyorum. Benzer mahiyette, ermeni meselesi, şu anda gündemde tuttuğunuz, Kemalizm ve nispeten o dönemde, hayatta olduğu için Atatürk ve Avrupa ile ilgili beyanlarınız var. bu konularda açıklık getirmenizi isteyeceğim.”

42

Page 43: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/44... · Web view2009/01/29  · Birinci olarak, PKK terör örgütü ile ilişkiler, siz bundan daha çok Kürt sorunu olarak bahsettiniz,

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 29/01/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:44 Sayfa:43

Sanık Doğu Perinçek :”getireceğim efendim, bunlar iddialarınız yanlış, benim hayatımın hiçbir yerinde ermeni soykırımını bir gerçek olarak kabul ettiğim hiçbir kitabım yazım çizim yoktur. Bu bir , iki, ben 1960 lardan beri, Atatürk devrimini savunurum. Bunda, bir gün saptığım bir nokta yoktur. TİKKO, işçi köylü partisinden işçi köylü partisini, Kemalist diyerek suçlayarak ayrılmıştır. İbrahim Kaypakkaya nın kitapları şunları bunları 1970 de ortadadır. İki, sol içerisinde Atatürkçülüğü Kemalizmi 1960 ların sonundan beri ısrarla, kararlı olarak savunan bir hareketiz. Ve benim biraz sonra Sayın Ceyhan mumcu nun altı cilt halinde takdim edeceği, mahkemeye altı ciltlik Kemalist devrim kitabımda, 1970 lerde yazılmaya başlanmıştır. Ama, Kemalist devrim, Kemalist devrim de insan işi, ona da eleştiriler var, onun da hataları var, yanlışları var. Ben bir bilim adamıyım. Bunları yazmaktan çekinmem, ama Kemalist devrim, dünya çapında bir devrim. Her zaman bunu, böyle saptadım. Sovyet devrimi, sosyalist devrimlerin başını çekerken, Kemalist devrim de, 20 yüzyılda milli kurtuluş savaşları ve demokratik devrimin mazlum ülkelerde başını çekmiştir. Bu benim, kırk yıllık elli yıllık entellektüel hayatımda hiç değişmeyen fikrimdir. Benim 1960 larda çıkarttığım işçi köylü gazeteleri vardır. yazdığımız programlar vardır, hepsinin kapaklarında Atatürkler vardır. İşçi köylü gazetesinin köşesinde, Türk bayrağı vardır. Ay yıldızlı. 1968-69 ta, 68-69 dan beri Türk bayrağı ile yürürüz, Atatürk ü başımıza taç ederiz, ama bu arada da kitaplarımızda, Atatürk devriminin hataları, eleştirileri, yanlışlıkları, eksikleri, tahlilleri bunlar vardır. Ama ana çizgileri budur. Aradan böyle cımbızlan bazı cümleler şeyler çekebilir, bir takım istihbarat örgütleri ve bunu psikolojik savaşta kullanabilir, siz onlara rastlarsınız, onlara kanmamanızı öneririm, sayın savcılar. Kitaplarımızın tamamını okumanızı, size de bir nüsha takdim edeceğiz. Bunlar, ermeni meselesinde Kemalist devrim, Atatürk bu konularda iddialarınız yerinde değil, o konularda hiçbir şekilde, en ufak bir değişiklik olmamıştır. Solun yayınlarına bakın, solun yayınlarında, biz hep Atatürkçülük, Kemalist olmak, diye, hatta onu bir suçlama olarak, İbrahim Kaypakkaya nın bütün kitaplarında, Doğu Perinçek, Kemalist, Kemalist, kemalist diye geçer. “

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” bu konudaki sorularımı sormadan 190. klasörde yer alan dönemin sosyalist parti genel başkanı Ferit İlsever in bir basın toplantısında kontrgerilla konusu konuştuğu, CIA ya bağlı terör örgütü kontrgerilla nın varlığı ve merkezinin genelkurmay a bağlı özel harp dairesi olduğu söyleniyor. Gelinen noktada kontrgerilla vardır, yoktur tartışması bitmiştir. Bütün NATO ülkelerinde var, bizde yok. Komikliğine artık son verilmelidir. CIA ya bağlı terör örgütü, burada terör örgütü olarak tanımladığınıza dikkat çekiyorum. Kontrgerilla nın varlığı ve merkezinin genelkurmay a bağlı özel harp dairesi olduğu bir gerçektir. Ne yazık ki, Türkiye halkı, bu gerçek bilgiyi 12 mart, 12 eylül darbelerini yaşayarak, onu aşkın aydınını ve yüzlerce evladını kaybederek ulaşmıştır. Bu gün yapılması gereken, suikast, sabotaj, katliam ve darbelerin üzerindeki örtüyü kaldırarak, sorumluların cezalandırılmasını sağlamaktır. İşte partimiz, bunların mücadelesi için çaba vermektedir, deniliyor ve faik Türüm, Memduh ünlütürk, sizin de bahsettiğiniz Sabri Yirmibeşoğlu vesair onlarca görevlinin bu yapılanma içersinde olduğuna dair isimler veriliyor. Bunlar sizin lideri olduğunuz hareket adına yapılmış açıklamalar, siz henüz soruşturmaya dahil edilmeden dahi, hedefin Türk silahlı kuvvetlerini etkisiz hale getirmek olduğunu söylüyorsunuz. Oysa savunmanızda, Ergenekon isimli örgüt dokümanını anlatırken dahi, ilk cümlelerinde geçen Türk silahlı kuvvetleri içersinde faaliyet gösterene Ergenekon sözcüğüne şiddetle itiraz ettiniz. Türk silahlı kuvvetleri içersinde, ayrı bir yapılanma olamayacağını, bunun ihanet anlamına geleceğini siz söylediniz, iddianamede de, bunun dışında bir şey söylenmediğine göre neden kamuoyunu aksi yönünde bütün yayınlarınız ile yönlendirmeyi amaçlıyorsunuz?”

Sanık Doğu Perinçek :”şimdi sayın başkanım NATO ya bir ülke girerken, NATO ondan bir şey istiyor, şart koşuyor diyor ki önce komünizme karşı bir gizli mücadele örgütü kuracaksın. Türkiye de bu daha NATO ya girmeden 47 de kuruluyor. 52 de bunun adına seferberlik tetkik kurulu deniyor. Sabi Yirmibeşoğlu 1955 6-7 eylül ü açıkladı.dedi ki, Buradaki hükümetin bilgisi

43

Page 44: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/44... · Web view2009/01/29  · Birinci olarak, PKK terör örgütü ile ilişkiler, siz bundan daha çok Kürt sorunu olarak bahsettiniz,

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 29/01/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:44 Sayfa:44

olmadan bu iş olmaz dedi. Üç gün önce, beş gün önce habertürk te. 27 mayıs devrimi, bunu yargıladı ve üçü idam ile sonuçlandı. 6-7 eylül olaylarını. 64 e kadar, 60-64 arasına bir ferahlık oluyor. Bu seferberlik tetkik kurulu pasifize ediliyor. Tüm general Daniş Karabelen hemen 27 mayıs sabahı, emekliye ayrılıyor ve bu özel Harpçilere de Türk silahlı kuvvetleri içersinde amerikancı ve menderes in gizli örgütü damgası vuruluyor. Bunlar, bütün yayınlarda var. Bunları söyleyen de komutanlar. Suphi karaman da bana bunları uzun uzun anlattı ve kitabıma yazdım. Yani sayın savcının dediği doğu, biz Türk silahlı kuvvetleri içersinde NATO döneminde bir kontrgerilla yuvalanması olduğunu tabi kabul ediyoruz. Bu bir Türkiye’nin gerçeği. Bu oldu. Bunun başında Daniş Karabelen ler vardı, 60-64ten sonra, Sunay lar, Tamaç lar, Cahit Akyol lar, daha sonra Faik Türünler falan bu isimler de doğru. bu şekilde, olay, işte 1971 12 mart darbesini bu örgüt yapıyor. bu NATO örgütü, ondan sonra 1977 den sonraki istikrarsızlaştırmada bu örgüt, çok önemli roller oynuyor. 12 Eylül 1980 darbesini de bunlar yapıyor. Biz onlara karşıyız. Onları yargılayalım, getirelim burada. Çok doğru bir yargılama olur. 12 Eylül darbesi o kontrgerilla lar vesarie, biz onlarla savaş yaptık, ordakilerin hepsi doğru. 1990 dan sonra çok köklü bir değişiklik oldu. Nedir o, Sovyetler birliği dağılıyor. NATO nun anlamı kalmıyor, yani daha doğrusu Nato nun açıklanan işlevi, biz Sovyetler birliğine karşı bir savunma örgütüyüz diyorlardı. E madem Sovyetler Birliği dağıldı, senin de bunu dağıtman lazım. Nato dağılmıyor neden çünkü NATO nun çok daha önemli bir işlevi var. Nato, Nato ülkelerini kontrol örgütü, yani NATO aracılığı ile Amerika Türkiye yi, Almanya yı, Fransa yı, Danimarka yı, şunu bunu yönetiyor. Ve onu da hangi araçla yönetiliyor. İşte o Gladyo dediğimiz kontrgerilla dediğimiz örgüt, gizli hükümet bunu yani basit bir vurdu kırdı aygıtı olarak görmüyoruz. Bu bir gizli hükümettir. Fakat 1990 dan sonra Amerika gelip yerleşince ırak a, Türk silahlı kuvvetleri de cephelerini başka yere, Sovyetler birliğinden güneye doğru dönüyorlar, oradan bir tehdit algılaması yapılıyor. Ve bu tehdit algılaması ile yavaş yavaş, Türk silahlı kuvvetleri içersinde bir Amerika karşıtı, güvensizlik, tedbirler, vesaire bu gelişmeye başlıyor. Nitekim 1990 yılında Turgut Özal ın emrini Türk silahlı kuvvetler dinlemiyor ve Necip Torumtay istifa ediyor. Arkasından 1992 yılında, genelkurmay başkanı Doğan Güreş Özel Harp Dairesinin adını değiştiriyor. Niçin adını değiştiriyor. Özel kuvvetler komutanlığı yapıyor. Özel Harp dairesi lekelendiği için, kontrgerilla damgası yediği için ve öyle olduğu için. Bu sefer özel kuvvetler komutanlığına milli bir görev veriliyor. O milli görev nedir, ırak ın kuzeyinde Türkiye’nin güvenliğini sağlamak. Onun için özel kuvvetler komutanlığı ile özel harp dairesini ayırmak lazım, bu ayrımda 1992 dir. 1992 yılında, Doğan Güreş döneminde, özel harp dairesi yerine özel kuvvetler komutanlığı kurulmuştur. Ve özel kuvvetler komutanlığı da, milli bir görev yapmıştır. İşte o tarihlerden itibaren, bu sefer NATO, ordu içersindeki merkezileşen örgütünü polis örgütünün içine kaydırdı. Turgut Özal özel örgütü, çiller özel örgütü, bir takım tarikatların cemaatlerin polis içinde yuvalanması sonucunda, o eskiden özel harp dairesinin yaptığı işlev, bu sefer polis içindeki o gizli yasa dışı örgütlenmenin sırtına vuruldu. Onun için sizin, af affedersiniz, Sayın başkanım, onun için savcıların iddianamesi yanlıştır. Bu gün gladyo devam etmektedir. Gladyo, işte bu davayı açmıştır. Gladyo, bu davayla ilgili bütün tertipleri kurmaktadır. Oraya bomba koymaktadır. Bakın hepsi yalan çıkacak. Burada söylüyorum. Hepsi yalan çıkacak. Mustafa yarbay, yok oraya bomba koymuş, kroki. Yalan çıkacak. İbrahim şahin den çıkan krokiler le bilmem ne, o da yalan çıkacak. Bunu ben bilerek konuşuyorum. Bunların hepsi Fethullahçı Gladyo nun kurduğu tertiplerdir. İşte biz de buradayız. Savcılar da burda. Mahkeme de burda. Yalan çıkacak, gene biz burda hep beraber konuşacağız, yalan çıktığını göreceğiz. O bakımdan yazılan iddianame yanlış. Yani bu gün Türk silahlı kuvvetleri içersinde böyle bir örgüt yok. hele bu örgütün başında Kıvrıkoğlu var, Eşref Bitlis var, yok Doğu Perinçek var, ilham Selçuk var, kemal Yalçın Alemdaroğlu var, bu tamamen Gladyo nun kurduğu bir şema. Onun için biz iddianame yi, bir suç belgesi olarak görüyoruz. İddianame nedir? İddianamede şunlar yazıyor, bir Türkiye’nin genelkurmay başkanı kendinden sonraki genelkurmay başkanını suikast

44

Page 45: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/44... · Web view2009/01/29  · Birinci olarak, PKK terör örgütü ile ilişkiler, siz bundan daha çok Kürt sorunu olarak bahsettiniz,

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 29/01/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:44 Sayfa:45

yapmıştı, iki, Türkiye’nin iki genelkurmay başkanı 30 milyon dolar rüşveti bölüştüler. Üç, Türkiye’nin birinci ordu komutanı Kırıkkale mühimmat fabrikasını havaya uçurdu. Dört, Ergenekon örgütünün başında Kıvrıkoğlu, Karadayı, üç genel kurmay başkanı, üç jandarma komutanı, bir deniz kuvvetleri komutanı var. Bunlar, Türk ordusuna karşı altını çiziyorum, haince bir psikolojik savaştır. Bunun haince olmadığını söyleyecek bir tane Türk vatanseveri yoktur. Madem öyledir, niye buraya sanık olarak getiremiyorsunuz. Gücünüz yetmediğinden değil, bu çok büyük bir yalan, bu. Bu bir Türk, herkes böyle algıladı. Genelkurmay başkanları da böyle algıladı. Demirel de böyle algıladı. Hüsamettin Cindoruk da böyle algıladı. Böyle algılamayan insan yok. bu gerçek değil. Eğer siz deseydiniz ki, iddianameniz biz kontrgerilla yı yargılıyoruz. kontrgerilla,ne yapmıştır.1 mayıs 77 katliamını yapmıştır. Susurluk u yapmıştır. Kahramanmaraş katliamını yapmıştır. Eğer bunlar müruruzamana uğramadı ise vesaire, böyle bir iddianame getirseydiniz, bu bizim iddianamemiz olurdu. Çünkü, biz yıllarca bunları kamuoyuna, belgeleri ile delilleri ile açıkladık, burada bir anlaşmazlığımız olmazdı. Ama, 2001 yılından itibaren, Amerika nın bölgedeki planlarına karşı koyan Türk ordusunun pırıl pırıl komutanlarını, genelkurmay başkanlarını, jandarma komutanlarını, hatta hınçlar alınamayıp suikast ile öldürülen Eşref Bitlis i o şemaya koyulduğu zaman, bu Türk silahlı kuvvetlerine karış bir amerikan tertibi oluyor. Burada hiç tutarsızlık yok ve bakın dün, çok çarpıcıydı, susurluk konferansı toplamışız, Doğu Perinçek , Ferit İlsever, Adnan Akfırat, hikmet çiçek, Tuncay Özkan, Enis Berberoğlu, Erol Mütercimler, ve başkaları, o konferansta, susurluk u araştıran üzerine giden kim varsa, bu gün burada sanık yapıldı. Çok çarpıcı bir liste. Susurluk un yakasına yapışan, mafyaların çetelerin yakasına yapışan. Kendini bu uğurda ortaya koyan. Bu tehlikeleri göze alan insanlar, bu davada sanık. Çok kavratıcı bir gerçek değil mi bu? Demek ki bu dava susurluk u ortaya çıkmasına çalışan değil, susurluk un peşinden koşan, açığa çıkarmak isteyen insanlara karşı bir intikam davası. İsimler ortada. “

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Türk silahlı kuvvetleri hakkında söylediğiniz geçmişe yönelik sözleri, yine baştaki itirazınız üzerine geçiyorum. Çünkü bunu belli bir tarih koyarak, bir strateji değişikliği nedeni ile olduğunu açıkladınız. Diğer tutuklu sanıklardan, Habip Ümit Sayın ın bilgisayarında, sizin bir mektubunuz bulunmuştur, mektupta, Habip Ümit Sayın, derin devlet konulu yazıya ilişkin görüşlerinizi özetle, şu şekilde siz cevap veriyorsunuz, 96 dan sora, Türkiye de güç dengelerinin değiştiği, elli yıllık dönemin bittiği, inisiyatifin Cumhuriyet devrimi güçlerine geçtiği, Cumhuriyet devriminin ikinci taarruzunun başladığı, bu gün Türkiye de var olan sisteme küçük Amerika denildiği, küçük Amerika nın merkezindeki yasa dışı oluşuma da derin devlet denilmekte olduğu yazılı, aynı konu ile ilgili Habip Ümit Sayın ın 3. kişilere gönderdiği elektronik posta da ise, derin devlet yazısını, daha önce ilhan Selçuk, Doğu Perinçek ve hasan Yalçın a yolladığını belirterek, Doğu Perinçek in derin devletin tanımı konusunda, derin devletin ardık Kemalistlerden yana olduğunu, 96 dan sonra metamorfoz geçirdiğini, şeriatçıların ve numaracı Cumhuriyetçilerin bu terimi devleti aşağılamak için kullandıkları şeklinde yorumlarını aktardığı görülmüştür. Habip Ümit Sayın, size gönderdiği diğer bir elektronik postada ise, Türkiye deki bir aylık tatili boyunca gözlemleri ile Amerika daki yaşantısını anlattığı, Türkiye ye dönmek istediğini, bunun nedenini de kemal Alemdaroğlu’na bir mektupla bildirdiğini, nedenlerden birisinin de Türkiye deki Kemalist örgütlenmenin ve Cumhuriyet devrimlerinin korunması paralelindeki yapıların içersinde yer almak olduğunu yazdığı görülmüştür. Bu yazılarda geçen derin devlet konusunda ki beyanları, Habip Ümit Sayın ın sözünü ettiği yapılanma hakkında bir bilginiz olup olmadığını açıklar mısınız.?”

Sanık Doğu Perinçek :” efendim benim ordaki sözlerim hepsi doğru. Sayın ümit sayın ın yorumu ise yanlış. Ben ne diyorum, 1996 90 lardan itibaren bir değişiklik oldu. Türk ordusu cephesini, Amerika ya döndü. Küçük Amerika ya karşı vaziyet aldı, diyorum. Ve derin devlet karış vaziyet aldı. Habip ümit sayın ise sizin aktardığınız eğer doğru ise, yani tabi iyi niyetinizden şüphe etmiyorum şey olarak, metin doğru ise, derin devletin artık Kemalist olduğu yorumunu

45

Page 46: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/44... · Web view2009/01/29  · Birinci olarak, PKK terör örgütü ile ilişkiler, siz bundan daha çok Kürt sorunu olarak bahsettiniz,

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 29/01/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:44 Sayfa:46

yapıyor, ben hiç onu kabul etmiyorum. Tersine ben şunu söylüyorum. Türk silahlı kuvvetleri, 1990 lı yılların başında, o Gladyo, derin devlet hangi adı verirseniz, o NATO oluşumundan koptu, bu bir süreç tabi. Bu günde, belki tam kopamamıştır. Daha doğrusu, tam kopmadı ama bir kopuş süreci başladı ve esas olarak koptu. Maalesef, bir kısım Atatürkçülerimiz, Kemalistlerimiz eğer bu Habip Ümit Sayın ın bu söylediği, o zamanki gerçek fikri ise, ama onun da söylemesine gerek yok, bu fikirler var, sanki Kemalistlerin, Türkiye devletin içinde bir derin devleti var, bu çok büyük yanlış, yok böyle bir şey. Kemalistlerin, Atatürk döneminde de bir derin devlet yoktu. Her şey yasaldı. Atatürk e arkadan ip ile oynatacak bir derin devlet yoktu, Atatürk, devletin başı idi. İsmet paşa, diğer hükümetler, gerçek hükümetlerdi. Efendim, bu günkü gibi büyük Ortadoğu projesine eş başkanlığı diye. Hakiki hükümetlerdi. Arkalarında bir derin devlet yoktu. bu gün de Türk silahlı kuvvetleri bir derin devletin içinde değil, zaten derin devletin içinde olsa, Türk silahlı kuvvetleri futbol topu gibi her gün tekmelenir mi? Türk Silahlı Kuvvetleri, Ergenekon soruşturması sayesinde her gün tekmeleniyor. Rüşvetçi, mühimmat deposunu havaya uçuran, katil, birbirini vuran, Kürtleri kuyulara gömen, bunlar çok vahim, Türk Silahlı Kuvvetlerine bu iddialar, savaşamaz hale getirmek içindir ve savaş kabiliyetini kırmaktadır. Biz bunu görüyoruz. Öyle bir psikolojik savaş başlamıştır ki, bütün kahramanlar içeri tıkılıyor. Artık şuna bakılıyor, kimin üç altın madalyası var, üç altın madalyalılardan başladı. Kim güneydoğu da savaşmış, kimin eli apo ya değmiş, bunun üzerine gidiliyor, işte Levent Göktaş lar. Mustafa Yarbaylar, diğerleri, bunları okuya okuya görüyoruz. Türk Silahlı Kuvvetleri derin devletin içinde değil, derin devletin içinde olsa Türk silahlı kuvvetleri bu kadar pasif, mevzilerine çekilmiş ve çekingen bir konumda olur mu? Amerika dan korkuyor Türk silahlı kuvvetleri açıkça ilan ediyorum bunu. Amerika dan korkusu da, Atatürkçülüğünün, devrimci bir içerikte olmaması, milletine yeterince güvenmemesi, dünya şartlarını doğru tahlil edememesi, Türkiye de bir köklü değişikliği, göze alamaması, hala İstanbul daki baronlarla şunlarla bunlarla falan filan, onlardan vazgeçememesi. Bu günkü genelkurmay ın, derin devletle bir ilgisi yok ki, derin devletin devamlı dayağını yiyor bu gün genelkurmay. Derin devlet, Fethullah hocalar, Abdullah güller, Tayyib Erdoğanlar, onların da bir gücü yok bir tane güçleri var, amerikan ordusu gelmiş, ırak ı işgal etmiş, oradan silahını gösteriyor, o kadar başka bir güçleri yok. Bir de Kıbrıs tan silah gösteriyor. Türk ordusu da bu vatanı savunursam, Amerika acaba bana ne yapar, sorusunun önünde duruyor. Türkiye’nin bu günkü durumu budur. Amerika bize ne yapar, diye duruyor. Ama Amerika yapacağını da sürekli olarak yapıyor. olay bu. “

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” biraz önce itirazınız nedeni ile okumadığım geçmiş konuşmalarınızda, Türk silahlı kuvvetlerine ilişkin benzer ithamlarınız var, “

Sanık Doğu Perinçek:” var efendim, çok ağır ithamlarım var şu anda da devam ediyorum. Sunay ları, Tağmaçları, Evren leri, Faik Türünleri, bu millet affetmeyecektir. Bunlar Amerika nın Nato nun generalleridir. Türk milletini ezmişlerdir. Türk subaylarını ezmişlerdir. Türk ordusunda Amerikanın istediği operasyonları yapmışlardır. 12 Mart da, 1500 subayı atmışlardır. 80 de, 2000 subayı atmışlardır.Türk milletini 600 bin insanı, 12 eylülde işkenceden geçirmişlerdir. Benim bunlara karşı en ufak bir hürmetim olamaz. Esas yargılanacak onlardır. Eğer bir ha oda şunu yapabiliriz, ya bu eskileri karıştırmayalım, şimdi Türkiye bir tehdit ile karşı karşıya gelin bunların üzerine, bir toplumsal barış yapalım, kapayalım falan diye belki bir politika olabilir. Ama eğer kontrgerilla dan Gladyo dan yargılanması gereken varsa, ortada yapılmış darbeler var, 12 eylül, 12 mart, yapılmış darbeleri yargılamıyoruz, yapılmamış, yapılması bile şeyleri hazırlık eylemleri bile olmayan, belki bir iki kafalardan bazı şimşekler geçmiş, bir iki insan arasında, bunlar dürüst hukuki tavırlar değildir. Buradan tekrar ilan ediyorum. Tamam, madem darbeyi yargılayacağız. 12 eylül ü yargılayalım. Haklı bir yargılama olur. 12 Mart ı yargılayalım, sonuna kadar hukuki bir yargılama olur. Anayasayı çiğnemişlerdir. Müdahale etmişlerdir. Ben ne dedim ben, 1909 da, Mahmut şevket Paşa nın yanındayım. Onun erkanı harbin Mustafa kemalin, 1920 de Sakarya savaşını verenlerin, 21-22 de yanındayım. Ama ben Tağmaçların, Sunayların,

46

Page 47: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/44... · Web view2009/01/29  · Birinci olarak, PKK terör örgütü ile ilişkiler, siz bundan daha çok Kürt sorunu olarak bahsettiniz,

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 29/01/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:44 Sayfa:47

Kenan Evrenlerin, Faik Türümlerin, onlar benim halkımın düşmanları. Ve her dönem bu oldu. Atatürk döneminde de yok muydu, İstanbul da bazı paşalar, Atatürk ün üzerine o yirmi bir tane isyanı sürdü. Atatürk ü öldürmek istemedi mi, vahdettin ler damat Ferit paşalar. Damat Ferit paşa da bakın, paşa işte. 300 tane paşa İstanbul da oturuyordu. Altı tane, Mustafa kemal paşa, ali Fuat paşa, kazım Karabekir paşa, İsmail fazıl paşa, Yakup şevki paşa, Fevzi çakmak paşa, altı tane general geçti, Anadolu ya. O paşaların o generallerin her zaman yanındayım. Öbür 294 tane İstanbul da padişahın dibinde oturanların da her zaman karşısındayım. Bunu öğrenmek istiyorsanız, cevabım bu. Bu gün de karşısındayım.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” siz bir önceki duruşmada da, Cumhuriyet savcıları olarak bizlere aynı şekilde söylediniz, yapılmış darbeler konusunda, herhangi bir işlem yapmadığımızı veya yapamadığımızı belirttiniz, ancak darbeye teşebbüs etmek te suçtur. Kanunlarımızda düzenlenmiştir.

Sanık Doğu Perinçek :”tabi efendim, doğru teşebbüs varsa.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” darbe olunca zaten darbeyi yapanlar kendilerinin

yargılanmalarını önleyecek kuralları, bizzat Anayasa metinlerine koyarlar. Yargı ise, sadece konulmuş olan kuralları uygulamakla yükümlüdür. Bunu bildiğiniz halde, ısrarla söylüyorsunuz. Aslında.”

Salonda söz almadan Susurlukla ilgili bir Anayasa maddesi yok,susurlukçulara.. şeklinde konuşanlar oldu.

Mahkeme Başkanı :”efendim oturduğunuz yerden değil, oturduğunuz yerden değil, olmaz.Tamam ile olmaz.”

Sanık Doğu Perinçek :”sayın başkanım, Anayasayı değiştirelim. Başsavcısıyım, demiyor mu Tayyip Erdoğan bu davanın, Anayasayı değiştirecek gücü yok mu? İkiyüzlülüğü bırakalım. 12 eylül ü yargılayacaklarsa değiştirsinler, ellerinde var. Cumhuriyet halk partisi de onlara oy verir. Anayasayı değiştirelim, yargılayalım. İki yüzlülük yapmayalım, yani ben size söylemiyorum, ama rejimin sahiplerine söylüyorum. Bu Ergenekon davasını icat eden ve Türkiye’nin başına bela edenler, büyük bir iki yüzlülük içindedir. “

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”aydınlık dergisinden ele geçen 49 numarası verilen VHS kaset içersinde, sizin 22/02/1998 tarihli bir konferansta işçi partisi nin devrim kanunları uygulansın kampanyasının, 28 şubat 1997 MGK kararlarına girdiği, ordunun irtica ve ülkücüleri hedef alması ve Amerika nın izinden gidiyorum diyen Turgut özal ı eleştirmesinin Türkiye de dengeleri değiştirdiği, bunun Kürt sorununun çözümü için fırsat olduğu, uygun kuvvetleri yan yana getirerek, uygun denklemleri kurarak yapılacağı. İşi gücü bırakıp irticaya ve ülkücülüğe cephe alan orduya saldırmakla, devrim çıkmayacağı, Marks ve Engels in çağımız devriminde çok önemli bir gerçeği söyledikleri, bunun eğer bir devrim yapılacaksa, silahlı gücünü de göstereceksin dedikleri,Türkiye de bir modelin olduğu, Dersim dağlarına çıkıp veya Istıranca dağlarına çıkıp dövüşe dövüşe Ankara yı İstanbul u alırım modelini Türkiye de artık geçerli olmadığı, bunun tutma şansının olmadığı, arkamızda, çok önemli bir deney olduğu, 1 Ekim devrimi, Mao, Çin devrimi deneyleri olduğu, dikkat edilmesi gereken Ekim devriminin ordusunun subaylarının dörtte üçünün eski çarlık ordusu subayları olduğu, Mao nun ordusunun büyük bir kısmının kitaplarda okunan, orduların sekizinci yol ordusu, on yedinci yol ordusunun, komutan orduları olduğu, 12 eylül ü, 12 mart ı yaptığı zaman dövüşelim. Amerika nın yanında yer aldığı zaman karşısına çıkalım. Amerika nın ılımlı İslam politikasının aleti olduğu zaman karşısına dikilelim, ama gericiliğin üzerine yürüdüğü zaman veya ülkücülüğün üzerine yürüdüğü zaman gericiliğin veya ülkücülüğün bekçisi miyiz, Amerika ya karşı tavırlar aldığı yerlerde orduya saldırdığımız zaman bize aferin diyen kuvvetleri değerlendirelim ve aklımızı başımıza alalım. Benim size en önemli mesajım budur. Bu söylemleriniz baştan itibaren söylediklerinizle örtüşmekle birlikte sanki davranışınızın sürekli sözünü ettiğiniz bir devrim için bir hareket tarzı olduğu anlaşılıyor. Bu konuyu konuşmanızı açıklar mısınız?”

47

Page 48: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/44... · Web view2009/01/29  · Birinci olarak, PKK terör örgütü ile ilişkiler, siz bundan daha çok Kürt sorunu olarak bahsettiniz,

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 29/01/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:44 Sayfa:48

Sanık Doğu Perinçek :”bu konuşmam, baştan sona bana aittir. Bir iki ufak yanlış aktarmalar var, ama doğrudur. Burada ne söylenmektedir? 1- biz Cumhuriyet devrimi kanunları uygulansın kampanyası yaptık. Ve Türk Silahlı Kuvvetleri ve mevcut Erbakan hükümeti de, bu kampanyayı benimsedi ve hükümet 28 şubat kararlarını, bizim 12 maddelik programımızdan yazdı. Bu doğru. Biz baktık ki, 98 öncesinde, 96 öncesinde Türkiye de bir irticai, Cumhuriyeti hedef alan bir dalgalanma var. onun üzerine, Cumhuriyet devrimi kanunları uygulansın dedik. Yani tarikatlar, cemaatler, Cumhuriyet açısından yasa dışı kuvvetler bertaraf edilsin. Bu kampanya etkili oldu. Ve bir hükümet, milli güvenlik kurulu kararı aldı ve o zaman ki, Erbakan hükümeti benimsedi bunu. Erbakan hükümetinin kararı, o, 18 madde. Burası doğru. İkincisi, burda dikkat ederseniz, sola sesleniyorum, sola diyorum ki, öyle dersim dağlarından çakacaksınız, bilmem ne dağlarından çıkacaksın gelip Ankara yı alacaksınız bu çok yanlış diyorum, bu terör hareketlerine karşı çıkıyorum. Ve dünyadaki bütün devrimlerde ordu ile birleşerek olmuştur. Ekim devrimi de böyledir, Çin devrim de böyledir. Çin in milli kurtuluş savaşında ki subayları Mao nun hepsi omingtan subayları yani Çin devletinin subaylarıydı. Lenin in iç savaşta, 17 den 21 e kadar İngilizlere Fransızlara karış savaştı, hepsi çarlık subaylarıdır. Mustafa kemal in de ordusu Osmanlı ordusunun yenileştirilmesidir. Bu tarihi derslere bakın diyorum, solculara. Ve onun içi,n Türk ordusuna düşmanlık yapmayın. Tamam, 12 Mart a karşı kalın, 12 eylül e karşı çıkalım. Halkı ezdiği zaman, paşalara falan karşı çıkalım ki, bu benim tutumumdur, bu gün de öyleyim. Bunu yapalım, ama sol olarak orduyu düşman ilan etmek çok büyük yanlıştır. Çünkü, bir millet ordusu ile birleşmeden devrim yapamaz. 1908 devrimi de böyledir. 1920 devrimi de böyledir. 27 Mayıs devrimi de böyledir. Önümüzdeki devrim de böyle olacaktır. Ben devrimciyim. Türk ordusu ile birleşmeyen bir millet, devrim yapabilir mi? Türkiye şimdi devrime gidiyor. Göreceksiniz, Türkiye de, beş altı, en fazla on yıl içinde büyük bir devrimci dönüşüm olacak, Kemalist devrim, yeniden olacak. Amerika, bunu dayatıyor, ekonomisini, toplumunu yeniden yapılandırmazsa Türkiye, kesinlikle bu sürece karşı koyamaz. Türkiye de devrim olacak, bu benim bir bilim adamı olarak, bir siyaset adamı olarak önümüzdeki döneme ilişkin görüşümdür. Bunun Ergenekon ile Ergenekon da kurulan modelle oradaki halk darbesi falan bir ilişkisi yok. Orduya karşı solu orduya düşman olmayın diye bunları anlatıyorum. Hepsi doğru. Siz orduya karşı düşman olan solcularla birleşiyorsunuz. Bakın diyorsunuz, o solcular Doğu Perinçek e karşı, Mehmet Eymür vesaire falan onun verdiği anlayışlarla, ondan sonra orduya düşman olmayalım diyen, Doğu Perinçek i burda idamdan, müebbet hapisten yargılıyorsunuz. Bunlar, çok yanlış. O makale çok güzel, doğru bir makale, herkese okutmak lazım. Her satırını da kabul ediyorum. Bunun suç ile ilgisini de kuramadım. “

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: ”işçi partisi genel merkezi, aydınlık dergisi ve ulusal kanalda yapılan aramalarda, çok gizli karargah evleri ibareli doküman ele geçirilmiş, hassas kaynaktan elde edilmiştir. Kontrollü kullanılması halinde, kaynağın hassasiyeti zedelenecektir. Çok gizli kopya olduğu belirtilmiş. MİT kabul etmiş, bu belgeyi düzenlediğini, karargah evleri ile ilgili çalışmanız, biraz önce okuduğum konferansınız ile birlikte değerlendirir misiniz? “

Sanık Doğu Perinçek :”efendim, kesinlikle diyorum ve mahcup olmayacağımı biliyorum, karargah evleri diye bir şey yok. Göreceksiniz bir iki ay içinde aydınlanacak. Çok iyi biliyorum. Bizim karargâh evleri diye kesinlikle söylüyorum, kesinlikle böyle bir şey yok. Onu o belge nerden çıktı, ne oldu falan ,bunları Nusret senem açıklayacaktır. Bizim göreceksiniz genelkurmay da iki yerde bunu açıklamıştır. Genelkurmay a inanmayacaksınız, kime inanacaksınız, işçi partisi ile Ergenekon soruşturması ile ilgisi olmadığını, iki açıklamasını ben sayın mahkemeye arz ettim. Kesinlikle, bizim böyle ordunun içinde karargah evleri diye kesinlikle bir çalışmamız yoktur. Bunu söyleyim. Askeriye de bir askeri yargıda, bir soruşturma yürütüyor, o soruşturma sanıyorum, birkaç ay içinde sonuçlanacaktır. Oradan gelecektir. Ordan gelecek. bakın, şimdi ben oradan gelecek yazıyı size söyleyim. Bunu da siz Ergenekon un bir kanıtı olarak kullanın. Doğu Perinçek biliyor ordan gelecek yazıyı, ordan gelecek yazıda, şu

48

Page 49: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/44... · Web view2009/01/29  · Birinci olarak, PKK terör örgütü ile ilişkiler, siz bundan daha çok Kürt sorunu olarak bahsettiniz,

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 29/01/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:44 Sayfa:49

söylenecek, bunun işçi partisi ile Ergenekon ile ilgisi yoktur. Bunu nerden biliyorum, onlarla görüştüğümden değil, partimin böyle bir şey yapmadığını bildiğim için. Yapmayacağını bildiğim için, orda bedri Gültekin var şu anda genel başkan vekili, Bedri Gültekin böyle bir şey yapması kendimi ne kadar biliyorsam, onu biliyorum. Hikmet Çiçek burada, böyle bir şeyin içinde olmayacağını biliyorum. Oğlum, Mehmet Bora Perinçek, onu oraya hemen yazmışlar, neden ermeni bilmem ne şeyleri ile uğraşıyor, onun da böyle bir şeyin içinde olmayacağını biliyorum. Bizim partimiz kesinlikle böyle bir şeyin içinde değil iki ay sabredin, bir iki ay sabredin. Bağlantı söylüyorsunuz. Yani şöyle bir şema oluşturulmuş oluyor, Sayın başkanım, yani Türk ordusu ile milleti işçi partisi birleştirecek, devrimin bu formülle olacağını görüyor. Öyle ise Türk ordusu içersinde karargâh evleri ile bir örgüt yapıyor, işte o örgüt Türk Silahlı Kuvvetleri ile millet birleşecek. Devrim yapacak. Bu şema doğru değil, bu bizim şemamız değil. Biz ne diyoruz, Türk ordusu ve Türk milleti, yani kurtuluş savaşında olduğu gibi, nasıl Mustafa kemal, Türk milletini ve Türk ordusunu birleştirdi ve ordan bir devrim çıktı, önümüzde gene öyle olacak. Başka türlü olması mümkün değil. çünkü, silahı olmayan, onu da siz söylediniz, silahsız devrim olmaz diye, onu tabi nasıl algılanacak, izahı yapılmadığı için Doğu Perinçek silahlı devrimden yana falan şunu söylüyoruz, ordusu olmayan bir devrim olmaz. Ordusu olmayan, bir devlet olmaz. Devrim ne demek, bir devleti yeniden kurmak demek. Silahlı gücü olmayan bir devleti yeniden kuramaz. O silahlı güç ne, Dersim dağlarından şurdan buradan kalkan adamlar değil, Türk ordusunun kendisi. Yani Türk ordusu ile milleti birleşerek yeniden Türkiye’nin önünü açacak, Türkiye buraya geldi. Bu kaçınılmazdır. Türkiye buradan başka türlü çıkamaz. Onu söylüyorum, yoksa bu iş karargâh evleri ile bilmem ne ile, ordu içine sızarak bu gerçekçi değildir, bir, ihanet düzeyinde bir olaydır.işçi partisi böyle bir alçaklığı yapmaz. Ordu içinde ordu örgütlemez. Ordu içinde karargâh evleri örgütlemez. Bunlar büyük yanlışlardır. Buradan eminiz, göreceğiz, bir iki ay içersinde bu aydınlanacak. ”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: ”Ekim 2007 tarihli başyazınızda Anayasa namlunun ucundadır, diye yazıyorsunuz, eğer arkasında yaptırım gücü yoksa, Anayasa yapma iddiası geçersizdir.O nedenle Anayasa yapıcıları daima silahlıdır. Ya devletin silah tekeline hükmederler veya devleti ele geçirmek üzere olan bir silahlı güce kumanda ederler, şeklinde devam eden yazınızı önümüzdeki dış ve iç hesaplaşmalar herkes görmektedir ki dış ve iç savaş tehlikelerini içermektedir. Anayasa girişimi bu çarpışmalarının hukuk düzlemindeki devamıdır. Bu koşullarda silahlı kuvvetlerin teyakkuza geçmesi de doğal oluyor. Güçlü ordusu olmayan milletlerin Anayasalarını başkaları yapar. Türk milleti Anayasasını yapacak güçtedir. Burada o dönemde gündemde olan Anayasa tasarısının ABD nin isteği ile yapıldığını ima ediyorsunuz, ancak sizin de bir Anayasa taslağı hazırlayarak birçok kişiye gönderdiğiniz görüşlerini istediğiniz dosya kapsamından anlaşılıyor. USMER in milli Anayasa taslağı ve Kemalist devrimi tamamlama Anayasası, siz sivil değil misiniz, sizin Anayasanız nasıl olacaktır?”

Sanık Doğu Perinçek: ” sayın heyet, sayın başkanım, ben burada uzmanı olduğum, üniversite de ders verdiğim, kamu hukuku alanında, bir önemli gerçeği işaret ediyorum. Dünya da silahla yapılmamış tek bir Anayasa yoktur. Çünkü, Anayasa, dernek tüzüğü değil. Derneklerde tüzükler silahsız yapılır. Ama, Anayasa, devletin temel yasası olduğu için, devletin cebir gücü olur arkasında, devletin silahı cebir gücü yoksa, bir Anayasa olmaz. Modern Anayasa tarihine bakalım. İlk Anayasa, modern Anayasa, amerikan Anayasasıdır. Washington un general Washington un Amerika da bağımsızlık savaşı ve süngüsü ile yapılmıştır. Ondan sonraki modern Anayasa Fransız devriminin Anayasasıdır. Fransız devriminin silahı ile yapılmıştır. Bismark ın Anayasası 1871 Almanya, Prusya da bismark diye bir adam çıkmış, silahla bütün Almanya yı birleştirmiş, alman Anayasasını yapmıştır. 1871 garibal de İtalyan Anayasası garibal de italyayı birleştirmiş silahla İtalyan Anayasasını yapmıştır. 1876 kanuni esasinin ilanı Türkiye, padişah devrilmiş, silahla, kanuni esasi ilan edilmiştir. 1908, kanuni esasinin yeniden ilanı, Niyazi bey, Enver bey, dağlara çıkmışlardır, Anadolu da Sivas ta, Erzurum da, Diyarbakır da, tokat ta

49

Page 50: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/44... · Web view2009/01/29  · Birinci olarak, PKK terör örgütü ile ilişkiler, siz bundan daha çok Kürt sorunu olarak bahsettiniz,

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 29/01/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:44 Sayfa:50

halk isyanları olmuştur. Bunlar 1908 devrimi şeklinde sonuçlanmıştır. Mustafa kemal paşa da genç bir subay olarak bu isyanın içindedir. 1908 de, kanuni esası yeniden ilan edilmiştir. Mustafa kemal Anadolu ya geçmiş, silahı eline almış, 1920 de TBMM de toplamış, 13 Eylül 1920 tarihinde meclise, halkçılık programını bir Anayasa taslağı olarak vermiştir, 4 ay tartışılmıştır. 1921, 20 Ocak Anayasası olarak yine silahlı. Anadolu daki bir Anadolu devriminin silahlı isyanının Anayasası olarak olmuştur. Yani bütün dünya da nereye gidelim, nasıl Pandispanya ispanya her tarafta Anayasalar devlet tarafından yapılır, ya devrimlerle yapılır, ya karşı devrimlerle yapılır. Devrimler yapıldığı zaman silahla yapılmıştır. Karşı devrimlerle yapıldığı zaman yine silahla yapılmıştır. Hitler in Anayasası da, silahla yapılmıştır.Yani ben bu tarihi gerçeği söyledim. Peki, bizim Anayasamız nasıl yapılacak, onu da söylüyoruz, Türkiye de Türk milleti Türk ordusu birleşecek. Atatürk ün Anayasasını, tekrar yürürlüğe koyacak. İşte bundan ibaret. Bunu da söylüyoruz. Silahsız bir Anayasa bana göstersinler. Tüzükler, silahsız yapılır. Anayasalar silahla yapılır. Bu bir tarih dersidir, bu bir bilimsel bir tespittir. Başka türlü olmaz. Buradaki silahı, işte silahlı isyan falan, bu bir sosyolojik tarihsel tespittir ve Türkiye’nin önündeki Anayasası da amerikan emperyalizmine karşı, Türk milletinin ve Türk ordusunun birleşmesi ile ortaya çıkacaktır. Onu söylüyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”tabi bir güncel konudan bahsediliyor, gündemde olan Anayasa taslağı, bu konuda teyakkuza geçildiğinden bahsediyorsunuz, yani bu şekilde bahsediyorsunuz, nitekim sizin de bir Anayasa taslağı hazırladığınızı söyledim. Bu soruma cevap vermediniz.”

Sanık Doğu Perinçek :”soruya cevap verdim, efendim, diyorum ki, Türkiye’nin önünde bir devrim var. Bu devrim kaçınılmaz olarak gerçekleşecek. Bu devrim, Türk milleti ile Türk ordusunun birleşmesiyle olacak. Ve bu devrim, elbette bu on iki eylül, bilmem ne Anayasalarından falan Türkiye yi kurtaracak ve tekrar Atatürk devriminin 1937 de Atatürk ün bize bıraktığı Anayasanın geliştirilmesi, bu günkü 21. yüzyıl şartlarına uydurulması ile olacaktır. Ben bu gün ile birleştiriyorum. Yani tabi burada şöyle bir şey var, burda engizisyon yargısı başladı, neden engizisyon yargısı başladı, geçmişte, bizim fiillerimizden dolayı yargılamak değil. bizim kafamızın, beynimizin kıvrımlarındaki acaba ve şüphelerin yargılanması başladı. Yani”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” 2007 tarihinde güncel bir başyazınız, 2007 tarihli.”Sanık Doğu Perinçek :”hayır efendim, başyazı, ama bakın ben başyazıda ne diyorum,

bütün Anayasalar silahla yapılır diyorum. Bir tarih tahlili yapıyorum. Buradan hareketle, efendim önümüzde siz de bir bilmem ne Anayasa yapıyorsunuz, öyle ise neyi kast ediyorsunuz. Burada acaba kafaların içersinde bir silahlı devrim mi var? birbirimizi anlıyorum. Ben bunun üstünü örtmem. Burada engizisyon yargısı başladı. Yani bizi kafamızın içindeki bir takım tasavvurlarla, şunu söylüyorum. Evet, bu davanın konusu değil, ama madem siz bir engizisyon yargısı yapıyorsunuz, biz de engizisyon sanığı olarak şunu söylüyoruz, evet Türkiye’nin önünde bir devrim var, bunu Fethullahçı da gelse önleyemez, Amerika da gelse önleyemeyecek, bu devrim var. Göreceğiz, ben ölsem de var, ölmesem de var. yani bu devrimi de Doğu Perinçek yapmayacak. Türk milleti yapacak. Bu devrim Türkiye yi tekrar Kemalist devrim rotasına sokacak. Ve bu devrim, Türk milleti ve Türk ordusunun birleşmesi ile olacak. Ömrümüz yeterse, beş yıl, altı yıl içinde bunu hepimiz göreceğiz. Hatta diyelim, on yıl içinde. Ben o kadar süreceğini zannetmiyorum. Bir devrim var, oraya gidiyor, Türkiye. Çünkü şunu görüyoruz, Türkiye devrim dışında, yöntemlerle çözemeyeceği sorunların içine battı. Ne ekonomisini, ne toplumunu, ne kültürünü, ne ideolojisini, ne ahlakını, devrim olmadan kurtarıp temizlemesi mümkün değil, Türkiye çok kirlendi. Ve buradan görüyoruz. Her şey, düğümlenmiş durumda. Buradan bir devrim ile çıkacak, Türkiye. Aynı 1920 lerde olduğu gibi. Onu görüyorum. Siz beni tıksanız da içeri, kuyulara da atsanız, ateşlerin üzerine, odunların üzerine çıkarıp, yaksanız da bunu ben söylemeye devam edeceğim. Bunun buradaki suçla bir ilgisi yok. Çok açık bunlar. Yargılama başka, bir mahiyet kazandı. “

50

Page 51: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/44... · Web view2009/01/29  · Birinci olarak, PKK terör örgütü ile ilişkiler, siz bundan daha çok Kürt sorunu olarak bahsettiniz,

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 29/01/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:44 Sayfa:51

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: ”aydınlık dergisinden elde edilen bir VHS kaset içersinde, siz geçmiş dönemdeki bir partinin, legal ve illegal faaliyetlerinden bahsediyorsunuz. Çözümü yapılan kasette. Aydınlıkçıların yaptıkları çalışmaları, benimsedikleri fikirleri, çıkardıkları legal ve illegal yayın organlarını tanıtıyorsunuz ve bu yayın organlarının bazıları ile acitasyon yapıldığını, illegal bir toplantıda legal olan Türkiye işçi ve köylü partisini kurma kararı aldığınızı, kurulan Türkiye işçi ve köylü partisinin legal ve illegal kolları olacağını, tek merkezden yönetileceğini, legal ve illegal kolların tek programının olacağı konulu söylemleriniz var. Yasal bir partinin illegal yapılanması nasıl olmaktadır? İllegal yapılanma hangi işleri yapmaktadır? Sizin ve hareketinizin isminin geçtiği örgüt dokümanlarında ayrıca Mehmet Zekeriya Öztürk ifadesinde, Tuncay Güney mülakatında, sizin illegal bir yapılanmanız olduğu da söylenmektedir. Bu konuyu açıklar mısınız?”

Sanık Doğu Perinçek :”şimdi efendim, yanlış anlaşılmış, doğru 1978 yılında biz, yasal bir parti kurma kararı aldık. Ondan evvel illegal bir partimiz vardı, doğru. Tabi, burda da yargılanma 1978 e kadar geldi. Kaç sene olmuş, 31 sene zamanaşımı falan filan hukuku, burada bıraktık. Ben de bıraktım. Şimdi burada o metni okuduğumuz zaman, çok tarihi önemli bir metin, orada diyor ki, dört tek, tek parti. Yani legal ve illegal diye iki, parti olmayacak, bir tane parti olacak. Sizin söylediğinizin tam tersi. Tek program, legal ve illegal program diye bir şey olmayacak. Bir tane yasal program olacak. Üç, Tek örgüt, legal ve illegal örgüt diye bir şey olmayacak, tek bir yasal örgüt olacak. Tek disiplin, legal ve illegal diye iki disiplin olmayacak, perde arkasında bir disiplin olmayacak, tek bir yasal disiplin olacak. Sizin söylediğinizin tam tersi bir karar alınmış. 1978 de yani bizim bir partimiz olacak, o legal olacak. İllegal olmayacak. İllegal bir uzantısı falan olmayacak. Bir programı olacak. Türk milletine, hangi programı söylüyorsak bizim programımız olacak. Gizli bir programımız olmayacak. Üç, tek örgütümüz olacak. Gizli bir örgütümüz olmayacak. Dört, tek disiplinimiz olacak, gizli bir disiplinimiz olmayacak. Yani, iddiaların tam aksini ispatlayan bir metin. Dört tektir, bizim aramızdaki. Çünkü, o zamanlar biz tartışmışızdır, ondan sonra nasıl olacak bu işler vesaire falan diye. Vardığımız sonuç, tek parti, tek program, tek örgüt ,tek disiplin, dört tek. Adına da dört tek demişiz. Dört tane tek. Yani illegal olmayacak. Hepsi legal olacak. O metni dikkatle okursak, odur. Kaldı ki, sayın bakanım. 78 e döndük. 78 e döndük.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”ancak ben bunu yeni yani size şu an ki”Sanık Doğu Perinçek :”tamam o an için bir delil getirin sayın savcım, bizim bugün illegal

bir yapılanma, bakın tek bir delil getirin, bir illegal yapılanmamız arkada illegal bir merkezimiz veya illegal bir programımız olduğunu gösteren bir tane delil, emare bir şey getirin, yok, böyle bir şey yok olmayan delillerle biz burada sorguya çekiliyoruz, delil getirin, yok “

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”fabrikatör isimli dokümanda sizin ve grubunuzun ayrıntılı bir tahlili yapılıyor, sizde kısmen bunu savunmanızda anlattınız, mao zeydung siyaseti yöntemleri yerine, Kemalist yöntemler sergilemeye özel bir çaba saffettiniz ki, sergilenen bu siyasi yöntemin, dünyanın hiçbir ülkesinde eşine rastlanılmamış bir sol hareket örneği ortaya koymaktadır. Yöntemlerinizin uzun yürüyüşü olarak tanımlandığı, uzun vadeye yayılmış, belirlenen hedeflerin örtülü stratejik planlamaları olarak özetlenebileceği, sizin mit ve genelkurmay dahil olmak üzere, çok gizli belgeleri de temin edebildiğiniz, kişilere yönelik ciddi bir arşiv bulundurduğunuz, genellikle skandal içerikli provokasyonlara yönelik faaliyetler içersinde bitimsiz bir kaynak olduğu, uyguladığınız siyasi çizgi ile geniş halk kitleleri ile rejimin kurulması için antipatik olduğunuz, bu antipatinin sempatiyi değilse bile, hoşgörüye dönüşebilmesinin sağlanması için uygun görülen yöntemin Kemalizme sahip çıkmak olarak saptandığı, kaynak yaratılması girişimlerinizin tümüyle gizli olduğu, siyasi partiler içinde yer alan hiçbir üye partinin kaynaklarını bilemediği, Çin ve federal Almanya gibi ülkeler ile ticari ilişkiler içinde olan şirketlerden pek çok gelir elde ettiğiniz anlatılmaktadır. Bu iddianamede, özellikle yazılı örgüt dokümanlarına dayanılarak, kendi yapılanmasını derin devlet olarak tanımlayan Ergenekon un

51

Page 52: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/44... · Web view2009/01/29  · Birinci olarak, PKK terör örgütü ile ilişkiler, siz bundan daha çok Kürt sorunu olarak bahsettiniz,

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 29/01/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:44 Sayfa:52

PKK, DHKP/C ve Hizbullah ile bağlantı kurduğu iddia edilmiştir. Sizde benzer şekilde PKK nın MİT tarafından kurulduğunu iddia ettiniz. Ergenekon un hakkınızda, araştırma ve tahlil yaptığı, bunu örgüt raporu şeklinde hazırlayarak üst kademelerine takdim ettiği, sizin de bu savunmanızda belirttiğiniz şekilde, örgüt raporunu düzenleyenlerin sizin fikirlerinize eleştiri getirdiği anlaşılmaktadır. Ancak sonuçta, Ergenekon üst yönetiminin sizin özellikle bir dönemden sonra gündeme getirdiğiniz kızıl elma yada ulusalcılık görüşlerinizden ve alt yapınızdan, ayrıca yine fabrikatör isimli örgüt belgesinde yazılı olduğu gibi kamu oyunu yönlendirme, daha açık deyişle yanlış yönlendirme konusundaki becerinizden yararlanma düşüncesinde bulunduğu iddia edilmektedir. Sorularım, bu çerçevede olacaktır. Tuncay Güney in ev aramasında, size hitaben yazılmış bir mektup vardır, dayanışma prensipleri gereği, size iletilen üç ana konu üzerinde yoğunlaşılarak işbirliği sağlanmak istenmiştir. Size hitaben yazılmış mektup, gazete, finans ancak ne yazık ki, bu üç konuda da isteksiz kalınmış, karşılıklı dayanışma prensiplerine aykırı bir tutum sergilenmiştir. Bilindiği üzere, karşılıklı dayanışma prensiplerine dayalı ilişkilerde, motivatör uygulamalar ile manipülatör politikalar arasında özde ve sonuçta kontrast sonuçlar doğar. Önderi Mustafa Kemal Atatürk. Tarih sahnesinde görülen en kararlı motivatör idi. Onun bu özelliği karşısında, manipülatör politika uygulayıcıların elde edebildikleri tek şey ise, yalnızca yenilgi olmuştur, 19 Mayıs 2000. Tüm örgüt dokümanlarında olduğu gibi, saygılarımızla hitabı ile bitiyor. Yazımın şekli ve tarzı da aynı. aynı tarihli o dönem zannediyorum, siz de belirttiniz, Ethem Sancak a gönderilmiş bir mektup var, ondan da bağış mahiyetinde zannediyorum, USİAD kapsamında para talep ediliyor. Bu size ulaştı mı. herhangi bir şekilde?”

Sanık Doğu Perinçek :” evet, şimdi fabrikatör diye bir metin var, fabrikatör denen metinde Ergenekon metni imiş bu, Doğu Perinçek ajan, Doğu Perinçek şu, onu size arz ettim. Peki efendim, bu metni yazan Ergenekon’muş ama Doğu Perinçek’in de bu özelikte, bir örgüt olur mu? Doğu Perinçek, örgütün lideri, yani bu mantık ile suçlanamayacak tek bir adam yoktur. O fabrikatör metninden tek bir şey çıkar. Ergenekon örgütünden, yetmiş milyon insan arasında suçlanamayacak bir adam varsa, Doğu Perinçek tir. Çünkü Ergenekon örgütü, Doğu Perinçek e her türlü düşmanlığını kusuyor. Herkes suçlanabilir, Doğu Perinçek, o fabrikatör e dayanarak suçlanamaz. Hele hele örgütün lideri olacak. Hele hele Doğu Perinçek gibi bir devrimci, böyle soytarılığa ve böyle bir alçaklığa boyun eğecek. Kendisine ajan diyen bilmem ne diyen ondan sonra en alçakça suçlamaları yapan adamlarla oturacak, benim, ben kimlerle beraberim. Nusret Senem, Bedri Gültekin, Ferit İlsever, Adnan Akfırat bunlara baksınlar, bir de o metindeki alçaklığa baksınlar. Ben kırk yıldır, elli yıldır devrimciliği kimlerle beraber yapıyorum. Benim dostlarım kimlerdir, böyle alçaklarla, benim beraber olmam mümkün mü? Efendim, şeyler geçiyor, aradan heyeti etkilemek için, Mao falan, Mao büyük bir devrimcidir. Eğer bunu istiyorsa savcılar, ben bunu söyleyim. Mao büyük bir devrimcidir. Mao yu anlayamayan, Atatürk ü anlayamaz. Atatürk ü anlamayan, Mao yu anlamaz. Buralarda milliyetçilik olmaz. 20. yüzyılın tarihi var. İşte Çinliler Atatürk ü getirip kitabın kapağına bastığı için vurdular, gidiyorlar. Bizim ülkemizde de, Mao Lenin gibi büyük devrimcilerin yaptıkları işler anlaşılmadıkları ve buraya taassupla yaklaşıldığı için Türkiye bataklıkta çırpınıp duruyor. Mao yu anlamayan, Atatürk ü anlamaz. Ve de bunlar, hepsi birbirini anladı. Lenin ve Stalin, Atatürk ü hep övdü. Atatürk, Lenin ve Stalin e büyük bir değer verdi. Mao dedi ki, Çin in Kemalizmi nerde, Çin in kemali nerde. Mao Atatürk ü, Atatürk ten şöyle bahsetti; 1930 larda, Çin in kemali nerde. İşte onun kurduğu şeyde Atatürk, tarih kitaplarında okutuluyor. Bunlar kendi ülkelerinde, kendi topraklarında kendi halklarının özelliklerine dayanarak, kendi milletlerinin başına geçmiş, birbirine benzer işleri yapmış adamlar. Biri biraz şöyledir, biri biraz böyledir falan, ama en sonunda birbirine benzeyen adamlardın. Onun için bunlara sığınmayalım ve buralarda Doğu Perinçek boyun eğmez. Hiç kimse bana oy vermeyeceğini bilsem, gene ben bu hakikatleri söylerim. Ben bunlardan vazgeçmem. Bu fabrikatörü kim yazmış, Mehmet Eymür, onu da ispatladık. Mehmet Eymür ün CIA, MOSSAD ajanı olarak Doğu Perinçek e yönelttiği suçlama, o zaman Mehmet Eymür bu

52

Page 53: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/44... · Web view2009/01/29  · Birinci olarak, PKK terör örgütü ile ilişkiler, siz bundan daha çok Kürt sorunu olarak bahsettiniz,

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 29/01/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:44 Sayfa:53

Ergenekon örgütünün içinde, yazarı. E nasıl Mehmet Eymür ve Doğu Perinçek birbirine o bana düşman da, ben ona düşman değilim. Böyle karşı cepheli olan insanlar, aynı örgüt içersine atılabiliyor. Bunun bir izahı olması lazım. Burada benim en çok tepki duyduğum, üzüldüğüm nokta, Doğu Perinçek Kemalizme sahip çıkarak, peki Kemalizme sahip çıkanlar o yirmi beş cildi yazsalardı. Hayatlarında Kemalizme bir emek vermemiş, araştırmamış, incelememiş, üretmemiş insanların, hepsi Atatürkçü, buna hayatını vermiş, Atatürk ün bütün eserlerini, kırk yıl ömrünü vermiş, arkadaşlarını seferber etmiş, babasını, benim babam son on iki yılını, o Atatürk ün bütün eserlerini, eski Türkçe den yeni Türkçe ye çevirerek yaşadı. Oğlum, Moskova ya gitti, bilmem deliklerden Atatürk ün belgelerini buldu. Eşim şule Perinçek, o Atatürk, bütün eserlerin başına geçti. işçi partisini çıkarın, hiç abartmadan söylüyorum, işçi partisi tabi çıkmaz çünkü oda Türkiye’nin bir gerçeği, işçi partisi olmasın Türkiye de Atatürkçülük bu gün yığıntı haline gelmişti. Bütün devrimci özünü kaybetmişti. Bir betonlardan, demirlerden ibaret bir yığıntı haline gelmişti. işçi partisi Türk milletine, 70 lerde, 80 lerde, 90 larda Atatürk ün devrimci özünü, bilgilerini, eserlerini çıkarttı. Türk ordusunun neşriyatına bakın. Türk ordusunun neşriyatında, Atatürk ün Türk ordusuna ölümsüz hitabesi 1937 de hayırlı olsun diye bitiyordu, kutlu olsunu bile Türk ordusu hayırlı olsun yapmıştı. Atatürk ün bütün eserlerinin üstünü örtmüşlerdi. Makaslamışlardı, sansürlemişlerdi. Hepsini işçi partisi çıkarttı ortaya. Şimdi bunu yapan işçi partisi, Atatürkçülüğü sahte olarak yapıyor, Atatürk ü öldürenler, batıranlar da Atatürkçü oluyor. Hiç kimse bizimle Atatürkçülük konusunda laf edemez. Yaptıklarımız ortada. İşimiz ortada, benim altı ciltlik Kemalist devrim dizim var, hadi o Atatürkçülerden bir tanesi, onun üçte biri kadar hacim olarak değil, birikim içerik olarak bir şey yazsalardı. Bir şey ortaya koysalardı. Hayatını ortaya koyan bir parti var bu uğurda yaptıkları ortada, pratiği ortada. Bunu nefretle reddediyorum, bu alçakça suçlamayı, yani o fabrikatör deki. Sayın savcı, onu aktarıyor, sayın savcıya, bir şey demiyorum da, o fabrikatör ün o alçakça suçlamasını burada nefretle reddediyorum. Ondan sonra, siz bana bir mektup okuyorsunuz, o mektup bana gelmedi. Ama ben de dava dosyasına arkadaşlarım çıkartmış, getirmişler o mektup bana gelmedi, ama o mektupta ne var, siz oraları yumuşak ve duyulmayacak şekilde okudunuz, o mektupta diyor ki, bana gelmedi. Kimse bana öyle bir mektup getirmez. Suratına vurur gönderirim, ben onu. Bak bana alman polisi getiriyor, mektubu yere atıyorum, çiğniyorum diyorum, Berlin de. Bana o mektubu getiren adamın suratına o mektubu çarparım. Hiç kimse cesaret edip bana o mektubu getiremez. O mektupta ne diyor, sizden şunları istedik, finans istedik, şu istedik, bu istedik, aykırı bizi reddettiniz, sizin geleceğinizde yenilgiden başka bir şey yoktur. O mektup bana meydan okuyor. Kim yazdı ise korkmuş, bana o mektubu getirememiş, bana kimse öyle bir mektup getiremez. O mektup, sizin iddialarınız çürütüyor. O mektup ta, Doğu Perinçek in Ergenekon olduğu gözükmüyor ki, o mektupta tam tersine kimse o namussuzlar, o alçaklar, Doğu Perinçek in onlara boyun eğmediği, onları reddettiği çıkıyor, ama öyle şeyler de ben bilmiyorum. Bütün Ergenekon belgeleri Doğu Perinçek düşmanı. Fabrikatörü, mektupları, 2001 şeyi, Cumhuriyet gazetesi yazısı, diğer yazılar bütün Ergenekon belgeleri, Kürt meselesi diğer mesele, ulusal gençlik meselesi, bütün Ergenekon belgeleri Doğu Perinçek ile uğraşıyor. Demek ki Doğu Perinçek o Ergenekon denen ahlaksızlara boyun eğmemiş, bu çıkmıyor mu ortaya? Boyun eğer mi, boyun eğmesi mümkün mü? Size boyun eğiyor muyum ki, onlara boyun eğeyim. Size boyun eğdim mi ben. Bunlara boyun eğer miyim ben. Ethem Sancak, onu da bilemem, yani Ethem sancak a öyle bir mektup yazıldı mı falan. Ethem Sancak bir aralık kendisini tehdit ettiklerini falan söyledi. Ben de ona def et dedim. kim tehdit ediyorsa, kesinlikle beş kuruş bilmem, bilmem ne para verme, ben kim olduğunu bilmiyorum bunlar mı, başkaları mı, ama bana, Ethem sancak, İstanbul da Kadıköy acıbadem de buluştuk ve dedi ki, ya beni tehdit ediyorlar, benden para istiyorlar falan, bende dedim ki, Benim arkamda işçi partisi var. Defolun de ve kov, kim tehdit ediyorsa. Ama Ethem Sancak onlara para verdi mi, bilmem, onları bilmiyorum. Bende o mektubu dava dosyasından avukatlarım getirdi gördüm. Ben kimseye boyun eğmem. Ergenekon, neyi getirirseniz getirin,

53

Page 54: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/44... · Web view2009/01/29  · Birinci olarak, PKK terör örgütü ile ilişkiler, siz bundan daha çok Kürt sorunu olarak bahsettiniz,

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 29/01/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:44 Sayfa:54

emperyalizm e boyun eğmemişim, Amerika ya boyun eğmemişim. Paçavra, bilmem ne, Gladyo ya mı boyun eğeceğim, onlara da boyun eğmemişim. Yıllarca, hapislerinde yatmışım, falan filan. Boyun eğmem ben. Yanlış bunlar. “

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”bu içerikte iki mektup daha var, siz bu mektupların zannediyorum, diğerlerinin de size ulaşmadığını söyleyeceksiniz, ancak ben içeriği konusunda yani içersinde bahsedilen olaylar konusunda sizden bilgi isteyeceğim. Sayın Doğu Perinçek grubumuza bağlı öncü gençlik teşkilatına provokasyona yönelik sızma ve tertip girişimlerinin açığa çıkartılmış olması ve konunun başbakanlığa bildirilmesi, dikkat ve kararlılığımızın en belirgin örnekleri arasında yer almış ve pozitif bir gelişme olarak değerlendirmeye alınmıştır. Provokatör Gökçe Fırat Çulhaoğlu ile çekimine kapılan bazı gençler tarafından oluşturulan grubun faaliyetleri özel bir dikkatle izlenmektedir. Adı geçen kişi ve oluşturulan grubun İstanbul üniversitesi Atatürkçü düşünce kulüpleri, CHP İstanbul teşkilatı ve Yekte Güngör özden gibi çevrelerle sürdürdükleri ilişkiler ve yönelmeyi amaçladıkları girişimler, oldukça dikkat çekicidir ve negatif sonuçlara ulaşacaktır. İç ve dış istihbarat gruplarının çalışmaları ile oluşturulan naylon ve taşeron grupların süreç içinde düzenlenen çeşitli operasyonlar sonucu çökmesi üzerine başlatılan yeni girişimler göstermektedir ki, çeşitli alanlarda, yeni naylon ve taşeron gruplar oluşturulmak istenmektedir. Doğallık kazanan bu ve benzer çabalar bilindiği gibi, NATO ya bağlı tüm ülkelerde gözlenmiş, belirlenerek deşifre olmuşlar ve dünya literatüründe oldukça geniş bir biçimde yer alarak insanlığın bilgisine mal olmuşlardır. 21. yüzyılın ilk on beş yılında yukarıdaki faaliyetler her türlü örtüden yararlanılarak çok yoğun biçimde sürdürülecektir. Bu kaçınılmaz gelişmelere karşın, her zaman olduğundan daha büyük ve özenli bir dikkat gösterilmesi gereklidir. 21. yüzyıl yeni NATO konseptinin gereği olarak, gelişecek olan girişimlerde, birbirinden farklı yöntemler kullanılacağının peşinen bilinmesi ve yeni direniş yöntemleri geliştirilmesi gereğinin kaçınılmazlığının da bilincine varılması zorunluluktur. 21. yüzyıl, yeni NATO konseptine uygun olarak üretilen etnik, ayrılıkçı, bölücü ve sınırdaş ülkelerle ilişkilerin gerginleştirilmesi doğrultusunda, yeni senaryo çalışmaları sürdürülmektedir. Bu doğrultudaki girişimlere yönelik karşı direniş çalışmaları sürdürülmektedir. Bu çalışmalara katkıda bulunmanızı bekleriz. MTV başbakanlığa gönderdiğiniz bilgilerin kayıtdışı kalmasına çaba göstermektedir. Not olarak da Çin ve kuzey Kore seyahatiniz ulusal TV ve seçim kampanyanız hakkında tarafımıza bilgi verilmesini rica ederiz, saygılarımızla, 13 kasım 2000. klasör 164 sayfa 185 de burda bahsedilen Gökçe Fırat Çulhaoğlu sizde savunmanızda belirttiniz, belirtilen somut bir konu var. Bu konu içeriği hakkında bilgi sahibi misiniz? “

Sanık Doğu Perinçek:” evet şimdi ben böyle bir mektup almadım, ama mektubun içeriğinin gazete bilgilerinden yazıldığını çıkartıyorum. Nedir, o zaman biz bu Gökçe Fırat Çulhaoğullarının ve yanındaki iki üç kişinin işçi partisi içine sızdırıldığını tespit ettik ve bunların kışkırtıcı olduklarını gördük ki Daha sonraki pratikleri bunları ispatladı. Ordu görevi falan diye çıkan çocuklardır. Ve o zaman ben başbakan Ecevit e bir dosya yaptım. Ve MİT i şikayet ettim. Dedim ki, böyle partilerin içersine adam yolluyorsunuz, yolluyorlar. Gençleri yanlış zehirliyorlar, kışkırtıcı eylemlere sürüklemek istiyorlar. Biz bunları bulduk, yaptıkları işler de şunlardır, şunlardır, şunlardır. Bir dosya halinde Ecevit e gönderdim. Telefon ile de birkaç kez konuştum. Kendiside çok çok teşekkür etti, hatta MİT’de bize yazı geldi o zaman teşekkür eden, ondan sonra bunu kamuoyuna da, basına da verdim bu dosyayı, yani herkesin bilmesi bakımından bunların ilerde yapacağı işler açısından, hatta sayın Alemdaroğlu’na da, bunlardan birisi asistan olarak üniversiteye alındığı zaman, o uyarı mektubunu yazdım. Şu mektup, bütün onları bilen gazetelerden takip eden, ondan sonra insanların yazabileceği o bilgilere dayanarak bir mektup fakat bu bana ne posta ile geldi ne başka bir şekilde geldi, altında MTV’mi yazıyordu sayın savcım, o MTV’nin ne olduğunu yani hangi neyi ifade ediyor, hangi harfleri isimlerin baş harfleridir onu bilemem, ama içindekilerin bir çoğu doğrudur, fakat daha sonrası görüyorsunuz

54

Page 55: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/44... · Web view2009/01/29  · Birinci olarak, PKK terör örgütü ile ilişkiler, siz bundan daha çok Kürt sorunu olarak bahsettiniz,

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 29/01/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:44 Sayfa:55

tipik bir istihbaratçı üslubu tipik, tipik acemi bir istihbaratçı üslubudur. Bunun suçla da bir ilgisi ve ben kurabilmiş değilim.

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”aslında bunu izah etmeye çalıştım, yani fabrikatör isimli dokümanda, size ağır eleştireler getirildiğini, ancak buna karşın belli amaçlarla sizinle ilişki kurulduğunu, bu dokümanın “

Sanık Doğu Perinçek :”nerden biliyorsunuz, sayın savcım benim “Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”resmi iddia bu olduğu için bu, lütfen sorularıma cevap

verin “Sanık Doğu Perinçek :”hayır efendim, doğruda, bana benim cevap verebilmem için bakın

sizinle ilişki kurulduğunu deniyor, benim buna cevap vermem için bana maddi bir olay söylemem lazım, şimdi sizinle ilişki kuruldu, kurulmadı dediğim zaman, zaman gazetesi de yazıyor. Doğu Perinçek cevap veremedi, ama siz şunu diyeceksiniz, iddia makamı olarak, sizle 14 Mayıs 2000 tarihinde bilmem nerde şöyle bir ilişki kuruldu, falanca adamla görüştünüz, falanca olay oldu şimdi bunları söylemediğiniz zaman biz bir kelime ile reddetmek durumuna düşüyoruz, onun için bizde mahkemeyi bu konu da berraklaştırmak amacıyla, somut olaylara, fiillere dayanan iddialar getirmesini istiyoruz veyahut ta iddiadan vazgeçilmesini istiyoruz, çünkü ilişki kuruldu deniyor, bir ilişki yok, Tuncay Güney in 128 sayfa, mülakatı var. 128 sayfanın içinde de bir ilişki yok. şöyle bir şey yok, Doğu Perinçek le Veli Küçük oturmuş, konuşmuş, Doğu Perinçek le kemal Alemdaroğlu, ilhan Selçuk oturmuşlar, bir örgüt yapmışlar, bir ilişki kurmuşlar. İrtibat kurmuşlar yani dostlar arasındaki konuşmalar, görüşmeler dışında ki, Veli Küçük ile o da yok. Tuncay Güney ile hiçbir ilişki yok.”

Mahkeme Başkanı :” savcı bey, nedir soru, görüşülmüş mü diyorsunuz.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” iddianamede bu şekilde iddia ediliyor,”Mahkeme Başkanı :”ne ile görüşülmüş, onu da izah edin, kim tarafından görüşülmüş,”Sanık Doğu Perinçek :”bir maddi olay gösterilirse, konuları aydınlatırız sayın savcım, bir

maddi olay gösterin, şurda, şu saatte.”Mahkeme Başkanı :”hangi şartlarda, nasıl görüşülmüş, onu izah edin, ondan sonra cevap

verecek size. Vereceğini söylüyor.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: ”bunu mu açıklayayım, sayın başkanım.”Mahkeme Başkanı:” bilmiyorum artık, yani bu şekilde mi görüşülmüş demeyin, o zaman,

görüşülmüş mü, görüşüldüğü iddia olunuyor, diye. “Cumhuriyet savcısı Nihat Taşkın:” sayın başkan, bu aramada çıkan mektup kendisine

hitaben yazılmış mektubu da izah ediyorum.”Mahkeme Başkanı:”efendim mektubu izah edebilirsiniz gayet tabi, mektubu izah edebilir

siniz.”Sanık Doğu Perinçek:” Sayın başkanım, bakın mektup, ben de oturayım, geçeyim

daktilonun başına. yüz tane mektup yazayım, dava dosyasına koyayım, ne mektupta mühür var, ne imza var. ne verildiğine dair en ufak bir şey var. ben de bu mektupları doldururum, doldururum Mehmet ali Pekgüzel, Nihat bey ve Zekeriya öz ü de sanık yerine yazarım, onlara da otuz tane mektup doldururum, götürürüm, çuvala koyarım bu şekilde olmaz ki. Bulunan adam da Tuncay Güney. Yani bir ilişki yok, bir görüşme yok. bir toplantı yok, bir anlaşma yok. bu mektup, bir şey ifade etmez ki, o mektubun bana verildiğine dair en ufak bir belge yok, bilgi yok, verilse ne çıkar. Mektubun içerikleri.”

Mahkeme Başkanı: “ savcı bey, bahsettiğiniz mektup nerede verildi, nerede bulundu, onu izah edin, ona göre açıklama yapın. Nerede bulundu ise, onu açıklayalım. Verildiği diye, verilmiş densen, o zaman falan kişi tarafından verildi diye de onu pekiştirelim lütfen. ha bir yerde bulundu ise, onu da bildirin.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” başta söyledim zaten, Ümit Oğuztan da yapılan aramada çıktığını, “

55

Page 56: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/44... · Web view2009/01/29  · Birinci olarak, PKK terör örgütü ile ilişkiler, siz bundan daha çok Kürt sorunu olarak bahsettiniz,

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 29/01/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:44 Sayfa:56

Mahkeme Başkanı :”bulunmuş, ha bulunmuş, onun arşivinden mi bulunmuş, Ümit Oğuztan ın arşivinden mi bulunan bir belge diye bahsedelim, o zaman lütfen.”

Sanık Doğu Perinçek :”efendim, Sayın başkanım, Ümit Oğuztan da diyor ki benim arşivimde bunlar bulunmadı.”

Mahkeme Başkanı :” efendim, bulunduğu iddia olunan, bulunduğu iddia olunmuş.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: ”aynı şekilde yine ek klasörlerde, 164, 183, 184.

sayfalarda benzer bir mektup var. Bu mektupta size ulaşmadığına göre size okumanın bir anlamı yok. Bu mektup ta da şubat tarihli fabrikatör dokümanından yaklaşık bir ay sonra kaleme alındığı kendi üzerinde yazıyor. Kısmen benzer ifadelerle ancak işçi partisinin Türk siyasi hayatında yaşamını devam ettirmesi gerekliliğinden söz ediliyor. sonunda da, Perinçek ve aydınlık grubu ile USİAD ın dayanışma prensipleri çerçevesinde gerçekleştirmeleri beklenen bağış ve yardımlar için başvuruda bulunabilecekleri makam belirlenmiş ve bu vesile ile kendilerine bildirimde bildirilmesi uygun görülmüştür. Bilgilerinize şeklinde.”

Sanık Doğu Perinçek :” efendim, ben böyle bir mektup almadım. Ben, bizim zaten canımızı dişimize takmışız, partimizi yaşatmaya çalışıyoruz. Maddi kaynaklar yaratmak istiyoruz yani bu gerçeğe de uygun değil. Kimse bizden haraç para alması mümkün değil. Biz her yerden para toplamaya çalışıyoruz. Bir de Ergenekon örgütü hani, bilmem devletin içinde idi, kasaları vardı, keseleri vardı, burda işçi partisinden para dilenen.”

Mahkeme Başkanı :” konu anlaşıldı, buyrun savcı bey.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”devletin yeniden yapılanması üzerine doküman siz

bunu açıkladınız, başkanlık kurulu kararı diye, partinizde böyle bir organ var mıdır. Başkanlık kurulu. “

Sanık Doğu Perinçek :”var efendim, 2007 kongresine kadar, bizim merkezi yürütme kurulumuzun adı, başkanlık kurulu idi. 2007 kongresinde, adını merkezi yürütme kurulu olarak diğer partilerle aynı olsun diye değiştirdik.“

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”ele geçen dokümanlarda sizin gösterdiğiniz gibi üzerinde başkanlık kurulu kararı yazmıyor, sadece şu şekilde kapak tasarımı. Sizin gösterdiğiniz Aslı Aydın Taşbaş a çektiğiniz faks ve üzerinde başkanlık kurulu kararı size faks çekilmiştir. Şeklinde. Siz onu şey yaptınız, savunmanızda belirttiniz, ancak bizim size söylediğimiz doküman şu, devletin yeniden yapılanması üzerine ve içersinde hiç de işçi partisinin ismi geçmiyor. Sadece bu konuda devletin yeniden yapılandırılması üzerine görüşler ileri sürülmüş, Kuddusi Okkır’dan ele geçen ve kendisinin de yazdığını kabul ettiği, devletin yeniden yapılanması üzerine master tezi nin çalışması isimli dokümanda da bu dokümandan uzun alıntılar yapılmış, aynısı ile paragraflar şeklinde. Bu sizin gerçekten başkanlık kurulu çalışmanız mıdır? “

Sanık Doğu Perinçek :”şimdi efendim, iki devleti yeniden yapılanması diye bizden iki kapak farkı olan metin var, birinde, başkanlık kurulu kararı diyor, birinde denmiyor, sebebi şudur. Karar tasarısı iken, bu dağıtılmış, üyelerimiz, bizim bir buçuk yıllık bir tartışma süreçlerimiz vardır. Bir metni kabul edeceğimiz zaman önemine göre, programsa bir yıl bir buçuk yıl tartışırız. Program değilse diyelim, on gün on beş gün yollarız, kurul üyelerine, tartışırlar, gelirler, otururlar. Gerekli değişiklikleri yaparlar ve karara dönüştürürler. Karara dönüşünce de, başkanlık kurulu kararı derler. Bu iki metinde, aramalarda bulunmuştur. Yani biz dava dosyasına koymadık. Başkanlık kurulu kararı diyen metin de vardır, üstünde başkanlık kurulu kararı ibaresi olmayan metin de vardır ve ikisi de aramalarda bulunmuştur. Yalnız Aslı Aydın Taşbaş’a gönderilmiş değil, diğer aramalarda da bulunmuştur. Ve bunların içinde, karşılaştırdığımız zaman hemen hemen hiçbir fark yoktur. Ben ikisini de getireyim, önümüzdeki celsede, karşılıklı okuyalım. Sayın savcılar da karşılıklı okusunlar, iki, üç tane cümle, başkanlık kurulundaki tartışmada tasarıya eklenmiştir. Ama, anlamlı olan yani ordu içinde ordu kurulamaz. Devlet içinde devlet kurulmaz. Genelkurmay Başkanlığı Türk Silahlı Kuvvetleri içersinde Gladyo vesaire falan örgütlenmeler vahimdir yanlıştır. Amerikan kaynaklıdır gibi bizim davamızı ilgilendiren

56

Page 57: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/44... · Web view2009/01/29  · Birinci olarak, PKK terör örgütü ile ilişkiler, siz bundan daha çok Kürt sorunu olarak bahsettiniz,

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 29/01/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:44 Sayfa:57

bütün bölümler her iki metinde de aynen vardır. Bir, iki cümle, başkanlık kurulunda, belli arkadaşlar önermişler, şunu da ekleyelim, bunu da ekleyelim gibi onu da toplasanız dört beş cümleyi geçmez. Onu da arz etmeye hazırım, yani bu iki metin aynıdır. Kuddusi Okkır ın metnine bakmadım. Bundan yararlanmış olabilir. Neden olabilir, çünkü biz devletin yeniden yapılanmasını internet sitemize koyuyoruz. Basına vermişiz, yayınlamışız, çoğaltmışız, elden ele dolaşmış, Tuncay Güney in de alıp götürüp kendi arşivine koyduğu ve sağa sola, belki de verdiği, onu bilmiyoruz. Mümkün olabilir, ama bu iki metin birbirinin aynıdır. Birisi tasarı dönemidir. Diğeri karara bağlandıktan sonraki dönemdir, onu da yarın ki celse de getirip arz edeceğim. İki metin birbirinin aynıdır. “

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Ergenekon ile ilgili MİT raporu, hangi müsteşar tarafından hazırlanmıştır. Siz yayınlarınızda bağlı olan ilişkide olduğunuz, yayın grubunda bu kişi ile ilgili yayın yaptınız mı?”

Sanık Doğu Perinçek :”Ergenekon iki MİT raporu var sayın başkanım, birisi, 1987 deki MİT Raporu, Mehmet Eymür, Erkan Gürvit, Kenan evrenin damadı, Hiram Abas grubu tarafından hazırlanmıştır. Ama, bunu MİT resmi bir belge değildir. Bana verilmiş bir bilgidir şeklinde açıklıyor, etüttür şeklinde açıkladı. İkincisi de, 1996 yılında ki rapordur, onu da dava dosyasında var, gine MİT in yolladığı açıklama, Mehmet Eymür kendisi diyor ki ben bunu MİT e rapor olarak verdim diyor. yani bizzat Mehmet Eymür bu raporu da hazırladığını söylüyor. Ama biz bu belgeleri, MİT içindeki süreci, karar makamları falan bunları bilmediğimiz için hangi müsteşar hazırlamış, ama dönemlerini söylersek, 1987 yılında MİT müsteşarı Hayri Ündüldü, 1996 yılında da, MİT müsteşarı sönmez Köksal dı. Ama her ikisinde de, MİT in kaşesi vesaire yok.“

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Ferit İlsever in Enka tesislerinde Cumhuriyet gazetesi ile ilgili Veli Küçük ün de katıldığı toplantıya kendi inisiyatifi ile mi yapmıştır.”

Sanık Doğu Perinçek:” efendim o toplantıyı yapan Ferit İlsever değil, o toplantıyı düzenleyen kemal Özden, Ulusal sanayiciler ve iş adamları derneği başkanı, o toplantıya ben çağırılmadım. Ferit İlsever arkadaşımız huzurda bunu daha iyi anlatır. Ama benim öğrendiğim kadarı ile olay şudur. Kemal özden ve ümit Ülgen, Cumhuriyet gazetesine o sırada bir mali ihtiyaç içinde olduğu için ortak arıyorlar, ortaklar buluyorlar. Onun belgeleri var, ümit Ülgen dedi ki ben getiririm dedi mahkemeye. Cumhuriyet in kapısında basın toplantıları yaptık. Bunu kamuoyuna açıkladık. Para, ortak aradığımızı mali kaynak yarattığımızı ve miktarı şimdi yanlış aktarmayayım. Miktarını da söyledi, şu kadar kaynak yaratıldı bu faaliyette ve bu cumhuriyet gazetesine yasal şeyi olarak verildi ve bu da ilan edildi. Ümit Ülgen in beyanları. Bu kapsamda Cumhuriyeti desteklemek için bir yemek veriyor kemal Özden, bizim Ferit İlsever arkadaşımızı da davet ediyor. Onu çok severdi, ondan sonra Ferit İlsever de katılıyor. Gürbüz çapan var ilhan Selçuk yok sanıyorum, gürbüz çapan var, Ferit İlsever var, kemal özden var, böyle bir toplantı gerçekleşiyor ama bunun ayrıntısını Ferit İlsever açıklayacaktır, bana bu yemekten sonra böyle bir yemek yediklerini söyledi. Ama Ferit İlsever, herhangi bir yemeğe katılmak için benden izin almaz. İnisiyatifi vardır, katıldı ve ondan sonra ben galiba Ankara da mıydım, yurt dışında mıydım dönüşte böyle bir yemek yediklerini bana aktardı. Tanık olarak da ümit Ülgen, o yemekte var, kemal özden, maalesef rahmetli oldu, ama ümit Ülgen mahkememizi aydınlatabilir. “

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: ”tanık olarak dinlenen Alaattin Çakıcı, Mehmet Eymür ile ilişkileriniz konusunda, Doğu Perinçek’i kendisi öldürtmek istediğini söylemiş, Doğu Perinçek’i öldürtmek istemesinin sebebi de anladığım kadarı ile ikinci MİT raporu da yayınlandıktan sonra hükümet ve ilgili görevliler herhangi bir şey yapmamıştı. Bir süre sonra, Doğu Perinçek’e bu raporu kimin verdiği sorulduğunda, kendi ismini söyleyeceğinden endişe ediyordu, çünkü daha önce de, birinci MİT raporunu yayınlattığı için görevden alınmıştı. Bu kez de, Doğu Perinçek söz konusu raporu Mehmet Eymür den aldığını söylerse, bu kez yine tamamen görevden alınma endişesi yaşıyordu. Bu nedenle Doğu Perinçek i öldürtmek istemiş olabileceğini düşünüyorum.

57

Page 58: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/44... · Web view2009/01/29  · Birinci olarak, PKK terör örgütü ile ilişkiler, siz bundan daha çok Kürt sorunu olarak bahsettiniz,

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 29/01/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:44 Sayfa:58

Fakat olaylar farklı gelişti, bizim bu görüşmelerimizden kısa bir süre sonra susurluk kazası meydana geldi. Kaza sonrasında Doğu Perinçek’in yayınladığı raporların tamamen doğru oldukları ortaya cıktı, bu gelişmeler üzerine Doğu Perinçek yılın gazetecisi ilan edildi. Mehmet Eymür de bulunduğu makamda bir üst mertebeye terfii ettirildi. Mehmet Eymür ün Doğu Perinçek ile irtibatı vardır. anladığım kadarı ile benim ile ilgili bu bilgileri Mehmet Eymür Doğu Perinçek e vermiş olabilir. Ve bu belge de o şekilde hazırlanmış olabilir. Şeklinde bir ifadesi var.”

Sanık Doğu Perinçek :”efendim, şimdi Mehmet Eymür bir kere terfi etmedi, o olaydan sonra atıldı. Yani tam zıttı, Mehmet Eymür 1996 MİT raporundan sonra, bizim mücadelemizle atıldı. Kendisinin atılması için, o belgeyi bize bir yerlerden dolandırıp ulaştırdı ise, bilmiyorum. Kesinlikle, benim Mehmet Eymür ile hayatımda bir yüz yüze gelmem yoktur. Bir yüz yüze gelme hasan yalçın genel başkan yardımcım ile dir, onu da dün arz ettim, hasan Yalcın ikna etti, onu gel dedi arkadaş al, senin önüne koyuyorum kaseti, bizim hakkımızda ne suçlaman varsa hangi devlet ile işbirliği yapmışız, Çin ile mi, Rusya ile mi nere ile Almanya mı, İngiltere mi gel bunu anlat biz bunları yayınlayacağız. Oturdular ikisi de. Hatta bir espri yapmış Mehmet Eymür demiş ki silahları koyalım şuruya o, kasetini çıkarmış, öbürü de kasetini çıkarmış, dün uzun uzun anlattım. Beş kere, altı kere hasan Yalçın sayın Mehmet Eymür e diyor ki, Mehmet Eymür söyle diyor bizim hangi emperyalist devlet ile hangi devlet ile ilişkimiz var, hepsini de yok diyor, bir tek sizin Filistin ile dayanışmanız var, Hasan Yalçın da diyor ki, bundan şeref duyarız. Mehmet Eymür, ama şu Mehmet Eymür ün ifadesi doğru. Ben diyor. Bunu basına sızmak için büyük gazetelere verdim. O büyük gazeteler, yayınlama cesaretini göstermediler, en sonunda, bu rapor Doğu Perinçek’in eline geçti, ve Doğu Perinçek in eline geçince de, bu rapor beni vuran bir rapor halinde Doğu Perinçek in eline geçince de, beni vurdu, o rapor. O rakiplerini vurmak için hazırlamış, Doğu Perinçek’in eline geçince, Mehmet Eymür ü vuran bir rapora dönüştü. Gerçeği bu. Alaattin çakıcı nın Doğu Perinçek’e suikast kısımları doğru. Mehmet Eymür hiçbir zaman Doğu Perinçek i rapor verdi, falan diye öldürmez, böyle ıvır zavır şeylerden, insan öldürülmez. Mehmet Eymür bunu, Gladyo nun kendisine verdiği emir, Amerika nın Gladyo nun Türkiye deki o demin bahsettiğimiz Gladyo nun infaz kontrterör dairesini bir infaz mangasına dönüştürdüğü için yasa dışı MİT söylüyor. Mit diyor ki, yasa dışı bir kuruma çevirdiler burayı. İşte bu yasa dışılıklardan biri de Doğu Perinçek’i öldürmek. Onu da beceremediler. Davulcuyu, özür diliyorum, Sayım Asım Ekren’i kaçırmaya kalktılar, onu da beceremedi. Hayatı beceriksizliklerle dolu. “

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”dosya kapsamına göre, Mehmet Eymür ün Veli Küçük ile son zamana kadar, bir telefon irtibatı gözüküyor, 2007, 11. ayda telefon görüşmesi var, eskiye dayalı bir tanışıklıkları olduğu da anlaşılıyor. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? “

Sanık Doğu Perinçek :”ben buralarda yorum yapmam, yorum yapmayı hele bir mahkeme huzurunda hiç doru olmaz. Hiç doğru bulmuyorum. Onu sayın general Veli Küçük hakikatini size sunmuştur veya sunar. Ama ben böyle yorumlar yapmam. “

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Tuncay Güney, aydınlık ve ulusal kanala kimin referansı ile gelmiştir. Bir yıl kadar gelip gittiğini çalıştığını, “

Sanık Doğu Perinçek :” çalışmadı efendim, bunu da berraklaştıralım, sayın savcım, kesinlikle aydınlık ta bir gün, bir saat çalışmamıştır. Çünkü, onun ortalıkta kullanılan, getir götür işleri yaptırılan, böyle maalesef elman olarak kullanılan bir kimse olduğunu, kendisi de söylüyor. Benim ne olduğumu biliyorlardı, diyor, hiçbir şekilde çalışmamıştır. Hatta şimdi diyelim, onları çalışan arkadaşlar biliyor, ama kafamda yanlış kaldı ise, beni sorgularında düzeltirler, aydınlık tan bazı şeyler istemiştir. Kimlik gibi, şu bu veyahut da Amerika ya yurt dışına gideceğim, bana çalışıyor diye mektup vesaire, o zaman bana aktarıldı, bunların hiçbiri verilmemiştir. Karanlık kişiliği dolayısıyla, ondan sonra ve 1998 de de beni hapse attıran, o komployu yapmıştır, onu da biliyoruz. Komployu yaptıkları da işte Sami Demirkıran şemada da çıkıyor, Tuncay Güney, sami

58

Page 59: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/44... · Web view2009/01/29  · Birinci olarak, PKK terör örgütü ile ilişkiler, siz bundan daha çok Kürt sorunu olarak bahsettiniz,

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 29/01/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:44 Sayfa:59

demirkıran itirafçılar, beraber işte o itirafçı ekibi şemadaki mitten gönderilen, beni hapse attıran ekip, bunları da mahkum ettirdik. Tuncay Güney’i mahkum ettiremedik. İtiraf etmedi. Ama biliyoruz biz. Böyle bir insanın bizim içimizde çalışması falan, mümkün değil. Kimin gönderdiği diye bir şey yok, onu ben bir yanlış bir şey söylemeyim. Serhan bolluk vesaire bilir, aydınlık ı yöneten arkadaşlar bilir, ama ben şöyle merdivenlerde bir iki kere rastladım. Böyle bir karanlık adamın gelip gittiğini, bana arkadaşlarım bilgi olarak verdiler, o benle görüşmek isteseydi görüşürdü. Ben görüşmesi zor bir adam değilim. Kapısı açık bir adamım. Tuncay Güney, Doğu Perinçek ile görüşmek istiyorum deseydi, ben onu kabul de ederdim, ama onun benimle görüşme isteyecek bir cesareti de yok. Çünkü o da biliyor, bizim onun ne olduğunu bildiğimizi, o utandığı için anladığıma göre, benle bir görüşme isteğinde bile kesinlikle bulunmamıştır. “

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” kuzey ırak a gönderildiği belirtilen 24000 silahı gönderen devlet görevlilerinin isimlerini tek tek bildiğinizi söylüyorsunuz, dayanakları ile bunları açıklar mısınız?”

Sanık Doğu Perinçek:” onu da tesadüfen getirdim yanımda, Sayın başkanım, şimdi dün zaman gazetesinde yazınca, efendim, ilk defa kuzey ırak a götürülen silahı, aydınlık yazdı, şimdi de niye inkar ediyor deyince, ben aydınlık gazete ilgili sayısını, avukatlarımdan rica ettim. Arz da edeceğim, cerecegim. Aydınlık’ ta çıkan bu. Özel örgüt, PKK ya silah sattı. Kim, içerde yazıyor, CIA MOSSAD ekibi, diyor. Devletin en yüksek kurumları, susurlukla ortaya çıkan özel örgütün, PKK ya silah sattığını saptadı. Özel örgütün silah ticareti ile ilgilenen görevlileri isim isim belirlendi, soruşturma kapsamında Özel çiller, Sedat bucak ve Mehmet ağar ın adı da var, PKK ya silah satış faaliyetini başında, CIA MOSSAD ekibi bulunuyor. Burada, soruşturma kapsamında özel çiller, Sedat bucak ve Mehmet ağar ın adı da var diyor, yani bunlar silah sattı demiyor, bir soruşturma var bu şahıslar soruşturuluyor diyor. ha şimdi bu çok önemli bir belge, neden önemli bir belge o zaman bir yayın yapılmış, 98 6 aralık, CIA MOSSAD, yani Amerika ki bu ispatlı, Amerika nın PKK ya silah verdiğini bütün dünya biliyor. Delta force ile özel kuvvetler ile eğittiğini de biliyor, şimdi onlar bir karşı, Tuncay Güney in 2001 yılındaki mülakatı ile bu habere karşı bu haberi tersine çeviren, yani Amerika vermedi, Türk ordusu verdi. Biz demişiz ki, Amerika PKK ya silah veriyor. Tuncay Güney in mülakatından bir hafta önce, buna Amerika washintton post ve nevyork times de bir haberle cevap veriyor Cim Hognand adlı dünyaca bilinen CIA bağlantılı bir Ortadoğu muhabiri diyor ki, Türk ordusu veriyor bu silahları, bunu söyledikten bir hafta sonra da, Tuncay Güney mülakatında, o 24000 silahları söylüyor, herhalde onun adedini falan ona söylemediler. Oda kafasından böyle büyük büyük şeyler attı, sonuç itibariyle bunun da gerçekliğini araştırmadan iddia makamı, maalesef 24000 silah nereye sığar, kaç tır eder, bunları araştırmadan ve Türk ordusunu suçlayacağım telaşı içersinde iddianame ye koymuşlar. Sayın iddia makamına da bir nüshasını sunalım. Yani bizim evveliyatı çıktı, biz bunları unutmuştuk tabi. İsimler cisimler orda var, o zamanda bir soruşturma yürütülmüş, yani Türk ordusu, PKK ya Mehmetçik i vursun diye bir silah vermedi, ama CIA, PKK ya bütün dünya biliyor, silah veriyor, olay bu. “

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Veli Küçük ile tanıştığınızı söylediğiniz, Kıbrıs mitingini kim organize etmiştir?”

Sanık Doğu Perinçek :”işçi partisi diye hatırlıyorum, işçi partisi organize etti. işçi partisi örgütledi,konuşmacılar saadet partisinden genel başkan yardımcısı, Cumhuriyet halk partisinden bir konuşmacı vardı, DSP den vardı, 2004 yılında evet, şurdan işçi partisi olduğunu hatırlıyorum ben sayın Erbakan ı aradım, Erbakan dedi, biz umre ye gidiyoruz, dedim umre ye gidiyoruz ama vatan savunması umre falan dinlemez, buraya mutlaka bir arkadaş göndermenizi diliyoruz dedim onun üzerine sayın Erbakan bir genel başkan yardımcısı gönderdi. Yine 2004 yılı, sayın Ecevit i aradığımı hatırlıyorum, ordan bir yönetici gönderdiler bunların hepsini hemen size bir iki gün içinde getirebiliriz. Çünkü gazeteler yazdı, ama işçi partisi örgütledi, kesin olarak söyleyeyim. İşçi partisinin örgütlediği, ama konuşmacıları arasında saadet partisinin demokratik sol partinin,

59

Page 60: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/44... · Web view2009/01/29  · Birinci olarak, PKK terör örgütü ile ilişkiler, siz bundan daha çok Kürt sorunu olarak bahsettiniz,

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 29/01/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:44 Sayfa:60

Cumhuriyet halk partisinin ve hatta şimdi hatırladım Muhsin Yazıcıoğlu da, büyük birlik partisi genel başkanı geldi ve konuştu. Denktaş konuştu, Denktaş, ben, milliyetçi hareket partisi evet, milliyetçi hareket partisi genel başkan yardımcısı, o iri yarı olan arkadaş, Şevket Bülent, konuşmacıları söyleyim, Doğu Perinçek ,en başta sayın cumhurbaşkanımız Rauf Denktaş, Doğu Perinçek, şevket Bülent yahnici, Muhsin Yazıcıoğlu, saadet partisi genel başkan yardımcısı ve demokratik sol parti genel başkan yardımcısı ve Cumhuriyet halk partisinden birisi, ama dilekçeyi veren ve örgütleyen işçi partisiydi. Yani bütün milleti birleştiren ve orda sayın Veli Küçük’ü çok iyi hatırlıyorum. Platformun arkasında, ben konuşma yapmak üzere platformun arkasına geldiğim zaman, orda birkaç arkadaş sohbet ediyorlardı, içinde kimler olduğunu hatırlamıyorum, ilk defa hayatımda Veli Küçük ü orda gördüm. Çok kısa bir nasılsınız, iyi misiniz şeklinde.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”2006 yılında sabah gazetesi köşe yazarı Aslı Aydın Taşbaş ile görüşme yaptığınızı, yazarın size Ergenekon dokümanını gösterip bazılarının bu dokümanı sizin yazdığınızı ileri sürdüğünü söyleyerek fikrinizi sorduğunu söylediniz. Sözü edilen yazıda, size atfen, özet olarak belli ki, benim söylemlerimden etkilenmiş, örneğin kurtuluş savaşını, 1914 te başlatıp 1922 de bitiren bir tek ben varım. Ancak hiçbir zaman Atatürk için ulu önder ifadesini kullanmam. Yer yer benden etkilendikleri ortada, ama ben yazmadım. Devleti korumak amacı ile böyle bir örgüt kurulmalı mı derseniz, evet kurulmalı derim. Teşkilatı mahsusa tarzı devletin yapamayacakları şeyleri yapan, ancak ben böyle bir örgütün ne tüzüğünü yazarım, ne de emrine girerim. Fahri olarak böyle bir yapıya girilmesi son derece tehlikeli sonuçlar doğurur. Ve yazarın dokümanı sizin antiemperyalist söyleminizle örtüştüğü noktaların bulunduğunu belirtmesi üzerine. Benden etkilenmiş olabilirler. Öyle gözüküyor. Görüşlerimin asker tarafından yakından izlendiğini ve beğenildiğini biliyorum. Etkilenmiş olabilirler, ancak ben böyle bir örgütün emrine girmem. Siz önceki ifadelerinizde, bu belgelerin içeriği ve üslubunun kendinizle ilgisinin olmadığını, işçi partisi genel başkanı olduğunuzu, böyle belgeler yazmanın mümkün olmadığını, üslubundaki hamlık ve bazı çok yanlış fikirlerin her zaman mücadele ettiğiniz şeyler olduğunu belirttiniz, ama bu arada belgede, bütün yurtseverlerin savunduğu Atatürk devrimini koruma, ülke ve millet bütünlüğü gibi fikirlerin bulunduğunu söyledim diyorsunuz. Huzurdaki savunmanızda ise, Ergenekon ve lobi dokümanını deyim yerinde ise acımasızca eleştirdiniz, özet olarak Ergenekon dokümanı hakkındaki beyanlarınızın ilerleyen zaman içersinde bu doküman aleyhine değiştiği görülmektedir Aslı Aydın Taşbaş ın size sizin söylediklerinize atfen yazdığını belirttiği doğru mudur, köşe yazısı?”

Sanık Doğu Perinçek :” şimdi orda bir bölümü okumadınız, Aslı aydın Taşbaş diyor ki, Doğu Perinçek e verdim diyor, dokümanı, şöyle bir baktı, bir ikinci sayfasını şöyle bir çevirdi diyor, yani ordan lütfen okursanız,

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”bende yok, özeti olarak buraya yazdım zaten, var da yani burada yok. “

Sanık Doğu Perinçek: ”şimdi ben okuyorum. Perinçek’ e devleti koruma amacı ile kurulduğu iddia edilen Ergenekon yapılanmasının iç tüzüğü niteliğindeki belgeyi gösteriyoruz. Bir baskında ele geçen belge, Danıştay saldırısı sonrasında yeniden incelemeye alındı, Doğu Perinçek okuma gözlüklerini çıkarıp belgeyi okumaya başlıyor. O okurken ben atlıyorum, bazıları, bunu sizin yazdığınızı söylüyor, dikkatle okuduğu metinden başını kaldırıp hayır ama belli ki benim söylemlerimden etkilenmiş diyor örneğin bakın burada Türkiye de kurtuluş savaşını 14 de başlayıp 22 de bitiren bir tek ben varım. Ancak, ben hiçbir zaman Atatürk için ulu önder ifadesini kullanmam. Yer yer benden etkilendikleri orda da ama ben yazmadım. Perinçek devam ediyor. Bir de bu belgede istihbarat vurgusu var. ben o işlere girmem. Devleti korumak amacı ile böyle bir örgüt kurulmalı mı derseniz, evet kurulmalı derim. Teşkilatı mahsusa onları söylediniz, burada söylediği, yani 1914 ten 22 ye kadar kurtuluş savaşı sekiz yıldır denen bölüm birinci sayfanın ilk paragrafıdır. Burada var, yani elime alıyorum. Eline aldı diyor, göz gezdirirken ben

60

Page 61: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/44... · Web view2009/01/29  · Birinci olarak, PKK terör örgütü ile ilişkiler, siz bundan daha çok Kürt sorunu olarak bahsettiniz,

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 29/01/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:44 Sayfa:61

atıldım sorulara başladım diyor. ben o 1914, 22 yi orada gördüğüm zaman insan da şeydir kendi fikirlerini bir yerlerde yansıması falan memnuniyet verici bir olaydır. Bunu söylüyor, ama şunu ben o zaman onu okumadım. Sonra okudum. Dün, ben huzurda iki belgeyi getirdim. Bana gönderildikten sonra okudum. Kenarlarına soru işareti, hatta mesela Fidel Castro CIA ajanıdır demiş, yanına soru işareti koymuş, yani böyle saçma şey olur mu gibisinden. O belgenin benim fikirlerim ile hiçbir ilgisi yoktur. Ama 1914-22 hakkaten bana ait bir fikirdir. Çünkü kurtuluş savaşı 19124 ten, 22 ye kadar oldu. Ama o belgede, o fikir dahi benim cümlem olarak yazılmamıştır. O belgede benim savcılardan talebim, iki belgede 23 sayfadır. Biri yirmi beş otuz sayfa, biri 23 sayfa yada benim kırk kitabımdan o belgede birbirini tutan iki tane cümle getirsinler. O zaman ilk elime aldığım zaman o 14-22 yi kurup ha burda benim fikirlerimden etkilenmişler, ama bu istihbaratçı kokan bir belge diye yani hemen ilk intiba hemen onbeş yirmi saniyelik bir okumadır o. Bir ikinci sayfanın da ötesine geçmemiş, bir tek birinci sayfaya bir atıf var. İşte yüce önder de birinci sayfada. Efendim öbürü de birinci sayfada. Kesinlikle o belgeyi ben yazmadım, elime geçtikten sonra da, verdikten sonra da, aslı aydın Taşbaş hiçbir zaman bir insan kendi yazdığı belgeyi oturup kenarına notlar koyarak okumaz. Yanına soru işareti koymaz. Ünlem işareti koymaz. Yanlış işareti koymaz. İnsan kendi belgesine oturup ki, ben bunu mahkemeye bir gün gelecek düşecek diye de herhalde bunları koymadım. Samimi olarak, ya bu neyin nesidir diye almışım. Ergenekon örgütü, tabi o zaman Ergenekon’un ne olduğunu da bilmiyorum. Bir Ergenekon diye bir şey var ama. Bir de Türk Silahlı Kuvvetleri diye takdim ediliyor. Öyle olduğu zaman da onun fikirlerinin olumlu olabileceği insanın ilk başta aklına gelebiliyor. Bu kadar rezil metinler olacağını düşünmüyorum. O bakımdan burada yazılı olanlar esas olarak doğrudur ama aslı aydın Taşbaş biraz da tabi kendi istediği gibi yazmış ama esas olarak söyledikleri doğrudur.

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”sizin de en çok eleştirdiğiniz bu cümle. giriş cümlesi birinci sayfada zaten. Türk Silahlı Kuvvetleri içersinde faaliyet gösteren Ergenekon diye giriyor. Birinci sayfayı okuduğunuza göre bu cümleyi de görmüş olmanız gerekiyor. “

Sanık Doğu Perinçek :”ama bakın ben söylüyorum, böyle şeylere karşıyım diyorum. O cümleyi görmüşüm ve karşıyım diyorum. Bakın ne diyorum, efendim bakınız arz ediyorum, belli bu belgede istihbarat vurgusu var, ben o işlere girmem. Devleti korumak amacı ile böyle bir örgüt kurulmalı mı derseniz, ben cumhurbaşkanı başbakan olduğum zaman böyle bir şey Atatürk dönemindeki teşkilatı mahsusa gibi, Gladyo, Ergenekon türü değil, teşkilatı mahsusu, a onun da adını vermişim. Böyle bir şey o zaman kurulabilir. Onun da yasalarda yeri olabilir ama ben böyle devleti arkadan yöneten işlere kesinlikle. bakın başbakan olup cumhurbaşkanı olup Türkiye yi yönetmeye talip olunca, böyle bir örgüt, bunu da tabi gazeteci olarak fantezilerle yazmış, ben ona başbakan cumhurbaşkanı diye bir şey söylemedim, işçi partisi hükümet olduğu zaman, devletin ihtiyacı varsa bu tür örgütleri kurar, teşkilatı mahsusaya benzeyen ve bunlar bir devlet görevi yasalar içersinde yapar şeklinde bir ifade. onu cumhurbaşkanı, başbakan diye kendine göre allanıp pullandırmış. “

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”yine bu yazıda, Ergenekon dokümanı hakkında ilk kez burada bilgi sahibi olduğunuz anlaşılmaktadır. Oysa Tuncay Güney 2001 yılında yakalandığında, bu konu sizin yayınlarınızda haber yapılmış mıdır? “

Sanık Doğu Perinçek :”evet efendim, Ergenekon adını biz duyduk, 1987 yılında, susurluk konferansı topladık. Orada Erol Mütercimler sunduğu tebliğ de dedi ki, Ergenekon diye bir örgüt var, kontrgerilla nın adı Ergenekonmuş, bize bana bunu üç yıldızlı korgeneral anlattı. Ordan ben Ergenekon adını hayatımda ilk defa ve kontrgerilla nın adı, Ergenekon, bizim kafamızda kontrgerilla, hatta bizde ona tepki gösterdik dedik ya kontrgerilla gibi bir kirli kuruluşun adına nasıl böyle bir isim verilir. Ergenekon adını ilk defa orada duyduk, ama belgesini, kesinlikle 2006 aslı aydın Taşbaş’a kadar görmedim. Bunu da ispatlıyorum. Nasıl ispatlıyorum. Belgesi elime ben onu bilsem, oturup kenarlarına, bunu da huzura getiren benim, ben getirmesem siz bu Doğu Perinçek in kenarlarına bu soru işaretini ünlem işaretini koymuş, ünlem işaretinin Doğu Perinçek

61

Page 62: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/44... · Web view2009/01/29  · Birinci olarak, PKK terör örgütü ile ilişkiler, siz bundan daha çok Kürt sorunu olarak bahsettiniz,

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 29/01/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:44 Sayfa:62

e ait olduğunu siz tespit edemezsiniz ki. Ben kendim okumuşum. Merak etmişim, aslı aydın taşbaş tan alınca bu neyin nesidir diye okumuşum. Soru işaretleri ünlemler. Dört ünlem, beş ünlem tepkilerimi o ünlemlerle koymuşum. Fidel Castro ya CIA ajanıdır diyen bir örgütün benimle bir ilgisi olabilir mi? baştan sona üslubu her şeyi bize yabancıdır. 1914-22 kurtuluş savaşı hariç. “

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”önceki ifadelerinizde, Tuncay Güney in ifadelerinden sekiz yıl önce haberdar olduğunuzu söylüyorsunuz.”

Sanık Doğu Perinçek :”hayır efendim, o da karıştırıldı. Dün onu söyleyecektim. Sayın başkanım, hızlı okuduğu için ifadeleri, Tuncay Güney in iki ifadesi var. Biri dolandırıcılık ifadesi, biri bu dosyadaki mülakat. Biz dolandırıcılık ifadesini, avukatlar aracılığı ile o zaman dava açıldığı için aldık. Bahsettiğim, benim o dolandırıcılık ifadesidir, ama şu mülakatı hiçbir zaman görmedim. Dolandırıcılık ifadesi, benim söylediğim. Ben iki tane ifade olduğunu da bilmiyorum. Benim bildiğim, hukukçu olarak bir dolandırıcılık davası açılmış, siz bana emniyet sorgusunda soruyorsunuz, diyorsunuz ki, Tuncay Güney şudur budur, ben de diyorum ki onun ifadesini biz o tarihte görmüştük. Çünkü, ben bir hukukçuyum, nedir, benim için ifade diye bir şey var, ben mülakat diye bir şey bilmem ki, ifade idi, dolandırıcılık davası dolayısıyla o zaman dosyadan almışız ve görmüşüz. Orada bunların hiçbiri yok. “

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” yine söz konusu yazıda sizin Danıştay saldırısı olayın ABD derin devletin Türkiye’deki uzantılarının hükümete karşı bir komplosu olarak gördüğünüzden olayın köklerinin AKP hükümetini değiştirmeye karar veren Washington ile uzanabileceğinden, iyi tanıdığınız Muzaffer Tekin’in böyle bir yapılanmanın içinde olmayacağından emin olduğunuzdan bahsedilmektedir. Bu günkü görüşlerinizle bu yazıyı tekzip etmediğiniz anlaşılıyor. Açık bir farklılık içeriyor. Bu konuyu açıklar mısınız?”

Sanık Doğu Perinçek :”doğru farklılık içeriyor. Şimdi biz ilk başta şunu gördük, Danıştay olayı oldu ve arkasından AKP ye karşı muazzam bir dalga yükseldi. Halk dalgası ve bu arada basında da, Amerika nın Tayyip Erdoğan’lardan istediği verimi alamadığı, bu iktidarın artık Amerika açısından iş yapılabilir, elverişli özelliklerinin kalmadığı, silahlı kuvvetler olmadan amerikanın Türkiye yi güdemeyeceği, yönetemeyeceği, bunun için AKP den vazgeçmiş olabileceği şekilde ilk tepki olarak, bu tür analizler aramızda oldu, zaten bu Aslı Aydın Taşbaş ile bahsettiğiniz metin, hemen sıcağı sıcağına, bizim analizlerimiz odur, bu zamanla değişir ama bunlar tekzip edilmez. Bu maddi olay değil, bunlar. Maddi olaylar tekzip edilir. İnsan görüşlerini analizlerini tekzip etmez. Bizim o zaman doğru öyle bir görüşümüz oldu. Aslı Aydın Taşbaş tarih ne 27 mayıs, görüşmem hatırladığıma göre, Danıştay olayı 17 mayıs, demek, on gün olmuş bizim o ilk intiba ile böyle bir analizimiz var. “

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”bu yazıda Muzaffer Tekin ile iyi tanıştığınız, yani şu şekilde yazılmış, iyi tanıdığınız Muzaffer Tekin’in böyle bir yapılanmanın içersinde olmayacağından emin olduğunuz yazılmış.”

Sanık Doğu Perinçek :”eminim tabi şimdi de eminim. O zaman da emindim, kendimi ortaya koydum. O yapmaz dedim. Çok iyi tanıdığımdan değil, iki kere görüştüm, sayın Muzaffer Tekin ile. Dürüst içi dışı bir. Böyle girdi kırlı kışlı işlerde olacak, bir karakteri ve kişiliği yok. biz de insandan biraz anlıyoruz. Diğer baktık, ulusalcıların üzerine yıkılmak isteniyor, ben bir parti başkanı olarak korkmadım, eğer benim bu işlerle ilgim olsa, kenara çekilirim, hiç kendimi ortaya atmam. Çıktım tek başıma, bütün Türkiye Muzaffer Tekin in bilmem ne manşetlerden söylerken ben mert bir insanım, dürüst bir insanım. Korkmam böyle şeylerden. Çıktım dedim ki, bu insan olamaz bunu yapmaz dedim. Basın toplantısı yaptım. Hakkaten ben dedikten iki gün sonra da sayın Muzaffer Tekin bırakıldı ve hakkında takipsizlik kararı verildi. Burada iyi tanırım, iyi tanıdığımı söylediğimi hatırlamıyorum söylemiş olamam, çünkü sayın Muzaffer Tekin’ i hakkaten o zaman iyi tanımıyordum. Ama iki kere görüştük ve onun dürüst başka insanlar da onun hakkında olumlu şeyler söyledi. Fedakar, tabi Kıbrıs ta çarpışması, kahramanlığı da beni etkiledi. Öyle bir insan böyle işlere girmez diye düşündüğüm için, bu şekilde beyanat verdim. “

62

Page 63: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/44... · Web view2009/01/29  · Birinci olarak, PKK terör örgütü ile ilişkiler, siz bundan daha çok Kürt sorunu olarak bahsettiniz,

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 29/01/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:44 Sayfa:63

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”İşçi Partisi genel merkezinde Aydınlık Dergisinin Muzaffer Tekin ile ilgili soruşturma evrakları ve yine çok iz bıraktın, sevgili dostum ibaresi ile başlayan Muzaffer Tekin’i övücü mahiyetteki bir yazı, ayrıca yine İşçi partisi Ankara genel merkezinde yapılan aramada, öncüleri partileştirme hareketinde, Muzaffer Tekin’in ismi geçmekte. Cumhuriyet gazetesinin bir muhabiri, Muzaffer Tekin’in telefon numarasını sizden sormakta, kendisine ulaşamadığını, size gönderilmiş bir e-posta, sizinle toplantıda tanışmıştık, eğer mümkünse sizden bir ricam olacaktı. Danıştay’a saldırıların ardında Muzaffer Tekin’in adı bu olaylara karışmıştı, ancak Tekin bu konuda hiç konuşmadı, bende cep telefon numarası var ancak o yanıt vermiyor, kendisine ulaşabileceğim bir kişinin telefon numarası ya da birisi varsa bana iletebilir misiniz, şeklinde.”

Sanık Doğu Perinçek :”Bana mı hitaben yazılmış”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”evet”Sanık Doğu Perinçek :”Mümkündür, neden gazetelerde beyanatım çıktı, dedim Muzaffer

Tekin böle bir şey yapmaz. Kalıbımı basıyorum.”Mahkeme Başkanı :” efendim soruyu bitirsin, “Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Muzaffer Tekin ile kalabalık bir ortamda, ancak yan

yana tokalaşırken çekilmiş bir fotoğrafınız, klasör eklerinde yer alıyor, ama en önemlisi Muzaffer Tekin’in sizin partilere öncüleri, partilileştirme hareketinde yer vermeniz kaldı ki bunun başlığında bu listenin her tarafa yayılmaması gerektiğini de, sizin tarafınızdan sekreterinize Hava olması lazım, yapılmış bir uyarı da var. bütün bunlar karşısında Muzaffer Tekin ile ne zamandan itibaren tanıştığınızı bir daha açıklar mısınız? “

Sanık Doğu Perinçek :”efendim o öncüler dediğiniz olay, işçi partisi ne kazanmamız gereken insanlar. 150-200 kişilik liste yapmışız. Şu insanları, şu insanları, partimize üye yapalım. Muzaffer Tekin de kim, Zafer tepeyi savunmuş, bir Türk kahramanı, partimiz kim, Dinçer köme Kıbrıs a ilk atlayan tabur komutanı, vesaire onun da şeyi ile oran Kıbrıs taki savaşta bulunmuş, şimdi bakın hatırladım. Dinçer kömek kahraman bir subaydır. Ben güvence veririm, değerli bir insandır. Onun da fikirlerini aldım. Eski komando komutanıdır. İlk inen Kıbrıs a paraşüt ile Türk subayıdır. Onların da önerisi ile kazanalım, bunlar değerli insanlardır. Türkiye’nin fedaileridir, kahramanlık göstermiş insanlardır diye, 200 kişilik falan bir liste yapmışız. Oraya koymuşuz, yine ben Muzaffer Tekin’i Muzaffer Tekin’i partimize kazanmaya çalışıyorum. Burda huzurda Muzaffer Tekin’ i işçi partisine üye olmasını teklif ediyorum. Yani ben Fethullahçı ithamlardan korkup ta kahramanları ortada bırakacak bir adam değilim. Bu gün de işçi partisi ne üye olsun teklif ediyorum. Ben muzaffer tekin in bilmem Danıştay şu bu falan alçaklıklarla en ufak bir ilgisi olduğuna, en ufak bir ihtimal vermiyorum. Çıkacak aydınlanacak bu gene kalıbımı basıyorum. Ben mert bir insanım, buralarda geri durmam. “

Mahkeme Başkanı :” ne kadar süreç içersinde tanıdığınız soruyor. “Sanık Doğu Perinçek :”onu arz edeyim, şu süreç efendim yeni, yeni, yani 2006 da bu

olaylar oluyor, ya dört ay, ya beş ay, o üç beş ay önce, bana bir ziyarete geldiler. Ondan sonra orda da baktım, samimi, atılgan bir insan yüreği ateşle yanıyor, fakat benim için en önemli referans onun Kıbrıs ta gösterdiği kahramanlıktır. Bunu da benim sayın komutan, Dinçer kömek Kıbrıs gazisidir, çok övmüştür, mutlaka kazanalım, değerli bir subaydır demiştir. Onun için o listeye yazmışızdır. O listede hala duruyor ve biz onu mutlaka eninde sonunda üye yapacağız. İşte o kadar. Bakın bir üye kazanmış olduk. “

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”diz üstü bilgisayarınız e posta arşivinde de, Muzaffer Tekin’in kaydı var, bunu siz mi kaydettiniz. Sizin kullanımınızda olduğuna göre, diz üstü bilgisayarınızın e posta arşivinde de, Muzaffer Tekin kaydı var. “

Sanık Doğu Perinçek :” e tabi olur efendim. Neden olmasın.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”vatansever kuvvetler, gürbüz çapan,”

63

Page 64: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/44... · Web view2009/01/29  · Birinci olarak, PKK terör örgütü ile ilişkiler, siz bundan daha çok Kürt sorunu olarak bahsettiniz,

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 29/01/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:44 Sayfa:64

Sanık Doğu Perinçek :”tabi olur efendim, tabi Muzaffer Tekin’de var, ilhan Selçuk da var, kemal alemdaroğlu da var var oğlu var o şemadakilerin çok, itirafçılar, çamurlu pis adamlar hariç hepsinin bende telefonları var, tabi var, olacak. Sizden mi korkacağım. “

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”tabi bu soruda ne sormak istediğimi”Sanık Doğu Perinçek :”efendim siz kamuoyunu korkutmaya çalışıyorsunuz, bunların

suçla bir ilgisi yok. Bu sorduklarınızın bu bir psikolojik savaştır. Buradan kamuoyuna da seslenmiş oluyorum, mahkemenin huzurunda. Siz Türk aydınlarının birbiri ile selamlaşması, birbirinde telefon numaralarının olması, birbirleri ile kahve içmeleri, konuşmaları, ben size daha fazlasını söyleyim. Türk devrimci aydını, Mustafa kemal geleneği birleşecektir. Örgütlenecektir. Partileşecektir ve bu Fethullahçı mekanizmayı da yerle bir edecektir. Tamam mı aldınız mı cevabı. yerle bir edecektir. ”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”benim sorum açık. Muzaffer Tekin ile tanışıklığınız konusunu irdelemeye çalışıyorum.”

Sanık Doğu Perinçek :”tanışıklığın ötesinde dava arkadaşıyız. Dava arkadaşıyız. Atatürk devrimcisiyiz. Türkiye yi Fetthullah gülenlere Amerika’ya bırakmayacağız. Aldınız mı cevabı. bak sizin sorduğunuzun çok daha fazlasını söylüyorum. Esas hakkındaki mütalaaya yazın, bunları. Dava arkadaşıyız. Atatürk devrimcisiyiz. Amerikan emperyalizmine Fethullah hocalara kesinlikle Türkiye yi bırakmayacağız. “

Mahkeme Başkanı : ” savcı bey buyrun.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”bilgisayarınızda, genelkurmay istihbaratından alınan

bilgile,r 25 ölü, 97, yine askeri istihbarata yakın kişilerden alınan bilgiler şeklinde ve yeşil Alaattin’di şeklinde aslında hikmet çiçek in Veli Küçük hakkında yazdığı sizinde son kaydeden olarak yeşil ismini Veli Küçük ismini Alaaddin olarak değiştirdiğiniz bir belge çıkmış, bunları açıklar mısınız?

Sanık Doğu Perinçek :”efendim bunlar bilgi istihbarat notlarıdır. Bize çeşitli kaynaklardan, emniyetin içinden, dış işleri bakanlığından, ordunun içinden oradan buradan böyle yüzlerce binlerce bilgi akar. Bunların çoğu, kirli bilgilerdir. Herkes birbirini gammazlamak için, karartmak için, yanıltmak için aydınlıkta etkili bir dergidir, onu yönlendirmek için, böyle yüzlerce binlerce sizin elinizde bunlar. Bunlar gelir, biz bunlara itibar etmeyiz. Ama bunları, bir kasıt ile yollanmış, en azından o kastı anlamak için, biz bilgiyi atmayız ve şunu öğretiriz biz, arşivcilerimize, arkadaş yolda giderken yerde bir tane çamurun içinde kağıt parçası gördün, alacaksın ve getirip arşive koyacaksın. Aynen böyle ders veririz. Biz kağıta, bilgiye önem veririz. Bu şekilde gelmiş bilgilerdir. Bunların ben on binlerce bunlar. Dava dosyasında var. Bu onbirlerce bilginin ben on da yüzde binde birini bile görmemişim. Binde birini bile görmemişim. Bunların ne olduğunu nereden geldiğini içinde ne yazdığını bilmem, bunun çok azı bana sunulur, azını bilirim. Veya bana bunlar özetlenir, rapor halinde denir ki şöyle şöyle şöyle falan ben bunları okumam bile. Okumaya benim vaktim olmaz. “

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”sizin bilgisayarınızda kayıtlı, bunlar. “Sanık Doğu Perinçek :”ama benim bilgisayarımda Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Ahmet Necdet Sezer uluslarası operasyon ile Çankaya

ya çıkartılıyor, işçi partisi genel başkanı Doğu Perinçek. Burda sayın cumhurbaşkanının bilderberkçi parti liderleri tarafından seçilmekte olduğunu, Anayasa mahkemesi başkanlığına da laiklik karşıtı güçlerin desteği ile geldiğini belirtiyorsunuz. Bütün bunları nerden çıkartıyorsunuz?”

Sanık Doğu Perinçek :” sayın savcım ben bunları belirtmiyorum yapmayın, lütfen doğru aktarın, lütfen doğru aktarın, siz savcısınız, siz elinizdeki şeyi yanlış aktaramazsınız, ben belirtmiyorum. Benim bilgisayarımdan çıkmış, bir bilgi. Benim bilgisayarımda, bilmem kaç cigabayt şey var, bilgi var. burda yazılanlar benim yazılarım değil. Benim yazılarım ayrı bir dosyadadır. Doğu Perinçek’in kitapları falan diye. Belirtmişsiniz, belirtmişsiniz diyemezsiniz. Siz bir savcısınız, sizin bilgisayarınızdaki bir yazıda, böyle böyle söylenmektedir. Demek

64

Page 65: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/44... · Web view2009/01/29  · Birinci olarak, PKK terör örgütü ile ilişkiler, siz bundan daha çok Kürt sorunu olarak bahsettiniz,

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 29/01/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:44 Sayfa:65

zorundasınız. Onu da söyleyim, aynı şeyi söylüyorum, bunlar sağdan soldan şurdan buradan gelmiş birbirlerini ihbar eden karalamak isteyen, sayın Ahmet Nectet Sezer’de Fethullahçıların cemaatçilerin, tarikatçıların düşmanı olduğu için büyük bir ihtimalle Fethullahçı gladyo nun yolladığı kara bilgilerden biridir, ama büyük ihtimal diyorum çünkü ben bilmiyorum. Ama bunları ben yazmadım. Demişsiniz, demişsiniz, lütfen size hukukta bunu mu, şimdi bakın, “

Mahkeme Başkanı :”efendim konu anlaşıldı, dağıtmayalım lütfen.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” Bedri Gültekin isimli şahıs ile yaptığınız telefon

görüşmesinde, Anayasa mahkemesine açılan kapatma davasından bahsediyorsunuz, burada Anayasa mahkemesinde görüşülmeden önce ona destek amacı ile büyük bir eylem yapalım diye çok büyük bir talep var, bu çok büyük bir şey olabilir, zaten yani, çok önemli gelişmeler olabilir. Biraz sonra toplantı oluyor, abi partililer de katılıyor diyor, siz de kim bizden katılıyor, diyorsunuz, bedrinin de Hüseyin Karanlık, ilerleyen görüşmede siz baksana Ertuğrul Özkök bizim tarafa geçti Aydın Doğanlar bizim tarafa geçti diyorsunuz, Bedri nin evet abi TUSİAD abi TÜSİAD da bu tarafa geçti yani. Başka bir görüşmede Serhan Bolluk ile bu konunun kapak mevzuu yapılması konusunda, yapılmaması tavsiyesinde bulunduğunuzu, çünkü bunun yargıya etki etme anlamına gelebileceğini söylediniz. Burda Miting yapma konusu görüşülüyor, bu yargıyı etkileme anlamına gelmemekte midir? “

Sanık Doğu Perinçek :” şimdi efendim, siz yargıyı etkiyi bile böyle duyulmayacak şekilde yuvarlatarak söylediniz. Doğu Perinçek ne diyor orda, sakın diyor bunu kapak yapmayın, yargıya etki anlamına gelir ve yanlış olur, Doğu Perinçek’in konumu çıkıyor, siz benim lehime bir delil getiriyorsunuz teşekkür ediyorum. Ama onun şeyinde miting, tabi bu millet Cumhuriyetine sahip çıkacak. Yani Amerika ve Fethullahçılar birleşecek, bu milletin Cumhuriyetini yıkacak, bu millet de bunu seyredecek. Hiç kimse bunu beklemesin ve hiç kimse kazanacağını zannetmesin. Türk milletini yeneceğini zannetmesin, irtica ve Amerika birleşik devletleri. Türk milleti Cumhuriyetine tabi sahip çıkacaktır. Yargısına tabi sahip çıkacaktır. O miting yasal bir mitingdir. Yapılmıştır.Biz de destekledik ama Anayasa mahkemesi, o miting yapılan şey de böyle Anayasa mahkemesine etkileme şeklinde değil, genel olarak irticaya karşı bir mitingdir. Çok doğrudur, bu gün de yapılması lazım. Ama dikkat ederseniz, orda siz de belirttiniz, ama oraya gelince hop bir baktım, ses indi, böyle hakimler duymasın diye alçalttı ve orayı geçtiniz. Orda ne diyor, Doğu Perinçek sakın diyor, yargıyı etkileme anlamına gelen bir kapak ve yayın yapmayın, lehime bir delil. Kaldı ki burada görülen dava yargılamayı etkileme suçu değil.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın: ”ben bunu açıklıkla söyledim, kapak konusu yapılmamasını, diğerlerinin tavsiyesi üzerine çünkü yargıyı etkileme anlamına geleceğini, oysa bu görüşmede, kapatma davasından önce yapılması planlanan bir mitingi konuştuğunuzu arasındaki çelişkiyi sordum. Bunda anlaşılmayacak.”

Sanık Doğu Perinçek :”peki teşekkür ederim, cevap verdim, sayın savcım. “Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”partide çıkan bütün eşyaların sizin sorumluluğunuzda

olduğunu söylediniz. Genel merkezde, 150 aydının bildirisi aydınların üzerine aydınlık getiriyoruz şeklinde bir Powerpoint sunusu çıkmış, burda Hrant Dink, ermeni Agos Gazetesinin başıdır. Ermeni soykırımı tezlerini hiddetle savunur. Ermeni soykırımı yalanı çerçevesinde, iç ve dış tehditlerle sürekli işbirliği halindedir. Emekli tuğgeneral Veli Küçük, başbakan ile görüşecek, bu kişilerin aydın olduğunu kim söylüyor ve bunlar kimin aydınları, başbakan ile görüşecek ve PKK silahı bırakılsın diyeceklermiş, siz kimsiniz terör örgütü ile devletin arabuluculuğunu mu yapıyorsunuz, neyin pazarlığını yapacaksınız, PKK silahları bıraksınmış bunu bana bir izah etsinler, ne demek istiyorlar. Siz savunmanızda, hrant dink konusunda farklı bir söylemde bulundunuz. Bundan haberiniz var mıdır, bu Powerpoint sunusunu kimin hazırladığını biliyor musunuz?”

Sanık Doğu Perinçek :” şimdi efendim, ben iki sorumluluktan bahsettim. Dedim ki, cezai sorumlulukta benim bireysel irademin ürünü olan benim eylemlerimin hesabını veririm, ama

65

Page 66: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/44... · Web view2009/01/29  · Birinci olarak, PKK terör örgütü ile ilişkiler, siz bundan daha çok Kürt sorunu olarak bahsettiniz,

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 29/01/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:44 Sayfa:66

partinin örgütsel sorumluluğu ise, o Anayasa mahkemesinde yargılanır, orda da partimin bütününün hesabını veririm. O manada, ben işçi partisinin genel başkanı olarak partimin bütün eylemlerinin hesabını veririm, partimdeki bütün malzemenin, bilginin de hesabını veririm. Ama bunlar, ben üstlensem bile, bir mahkeme, benim irademin ürünü olmayan bir eylemin veya kağıdın cezasını bana vermez. Ben desem ki, ben her şey bana ait desem bile benim eylemim ile iradem arasındaki bağlantının kurulması lazım, ben onu söyledim. İki sorumluluğu birbirinden ayrı, ben bu gün de işçi partisinin her şeyinin hesabını veririm. işçi partisi Türkiye’nin en temiz partisidir. En temiz partisidir. Bunun hesabını veririm, ama onu nerde veririm Anayasa mahkemesinde veririm. Ama burda benim, birey olarak yargılanıyorsam, o zaman cezayı sorumluluk bireysel irade ile açıklanması lazım. Bağlantısının kurulması lazım. Bunu anlatmaya çalışıyorum. “

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”bilgisayarlarda yapılan incelemede,Sanık Doğu Perinçek :”efendim pardon Hrant Dink olayı, tamamlayayım; şimdi bu kağıdı

işçi partisi bir keşif yapalım, Ankara’daki binamız yedi katlı. Ve aşağı yukarı elli, altmış adet salon ve oda vardır. Büyük bir binadır. Ve orada aşağı yukarı yüzün üzerinde insan çalışır. Bunun içinde bir iki katında, aydınlık ve ulusal kanal vardır bunların hepsinin, oraya diyelim, ayda beş gün, altı gün gelen Doğu Perinçek tarafından gelen bütün kâğıtların, kalemlerin her şeyin bilinmesi bilmem ne bu mümkün değildir. Hrant dink hakkında biz. Ben hrant dink i söyleyim. Hrant dink bizdendir dedim. Hrant Dink bizim eski arkadaşımızdır. İlk ortaya çıkışı bilimsel sosyalisttir, bizim partimizin çevresindendir. Birlikten yana bir insandır, son dönemlerinde de, ailesinin falan maalesef o konuşmalarını kapatmaya çalışıyor ve yayınlamıyor. Son dönemlerindeki konuşması da, tamamen bizim söylemimizdir. Söylediği şey şudur, Amerika Avrupa elinizi bu işlere sokmayın, bizi birbirimize kırdırmayın. Kürtlere de nasihat veriyorum, aynı oyuna gelmesinler. Amerika gider siz ortada kalırsınız. Malatya da Diyarbakır da İstanbul da devamlı son aylarında hep bu söylemdedir. Bunun için vurulmuştur. Hrant Dink, bizim karşı olduğumuz düşmanı olduğumuz bir insan değil, hiçbir şekilde bizim arkadaşlarımız, hrant dink aleyhtarı şuraya buraya falan da gitmemiştir. Kesin olarak kendilerine talimat verilmiştir.

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”sekreterinizin bilgisayarında, bilgiler internet ortamında dikkat çekmemesi için, Milesoviç in savunma metni arasına serpiştirilmiş ve bazı kavramlar not alınmış, örneğin svedok CIA, Kosova Türkiye, soru işareti ABD, miloseviç MOSSAD anlamlarına geliyor, bu konudan bilgi sahibi misiniz? “

Sanık Doğu Perinçek:”görürsem metni bir şey açıklamada bulunabilirim, şimdi bilmiyorum, efendim onu bir çıktı verilirse, ben inceleyeyim yarın size bilgi, bilgi getireyim. sayın başkanım, suç ile bağlantısını da sayın savcımız söylerse, yani ben bunu hangi suç, hangi fiil, suç olan tarif edilmiş fiil, ne açıdan cevap vereceğim. ”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” şifreli bir görüşmeden bahsediliyor. Şifreli bir görüşme kodları. “

Sanık Doğu Perinçek :”biz şifreli görüşme yapmıyoruz, ama yaparız da, size mi soracağız. Yani savcılara söylüyorum, şifreli konuşma da yaparız. Yapmıyoruz, ama yaparız bunun suçla alakası ne. Yani, bir partinin kendi arasında gizlisi, saklısı olmaz mı, herkes şifreli konuşma yapıyor biz niye yapmayalım. Ama değil “

Mahkeme Başkanı :” savcı bey sorularınız çok mu? “Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”son bir soru sorayım Sayın başkanım, Mahkeme Başkanı :” bitiyorsa sorularınız bekleyeyim ben sizi. sorularınız bitiyorsa tamam

kapayacağız.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” birkaç sorum daha var sayın başkanım ama, yarın

devam edelim. Siz takdir edersiniz, “Mahkeme Başkanı :” onu sorun o zaman son sorunuzu sorun o zaman. yani birkaç

sorunuz varsa alabiliriz onları. bitirelim en azından bir bölümü. ”

66

Page 67: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/44... · Web view2009/01/29  · Birinci olarak, PKK terör örgütü ile ilişkiler, siz bundan daha çok Kürt sorunu olarak bahsettiniz,

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 29/01/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:44 Sayfa:67

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” uluslar arası susurluk konferansı sizin bahsettiğiniz konferans bu konferans mıdır? Bilgisayarda çıkan uluslar arası susurluk konferansı, Erol mütercimlerin uzunca Ergenekon örgütün anlattığı. “

Sanık Doğu Perinçek :”o konferans “Cumhuriyet savcısı Nihat Taşkın: “ siz o tarihten itibaren Ergenekon terör örgütü hakkında

bilgi sahibi misiniz?Sanık Doğu Perinçek :”ben ifademde sayın huzurda söyledim. Ben 1997 de hatta çok

daha önce, Türkiye de kontrgerilla ya Ergenekon dendiğini, biz çok daha önce, kaynağını da bulurum size, Ferit İlsever bu konuları çok iyi bilir. Çok daha önceden biliyoruz ve buna bir infial da gösterdik nasıl bir şey bu adı verirler diye. “

Cumhuriyet savcısı Nihat Taşkın: “Serhan bolluk ile yapılmış bir e mail yazışmanız var Fikret ten gelen not, aşağıda dikkatinize sunuyorum, saygılarımla Serhan, gizli bir el hazırlattı çoğunluğun koordinasyonuna değil, normalde her başkanlığın görüşü alındıktan sonra hazırlanır. Hafta sonu nöbetçi ekibe hazırlatıldı. Aynı gün hazırlandı. Azınlık, ama güçlüler, bir gün önceki üzerine ciddi bir tartışma oldu. İkinciyi hazırlatan ekip, dışardanda destek alarak hücuma geçti. Dışarıda, bir değirmenin başında bulunan emekli şahsiyetin söz konusu girişimde bir rolü olduğu değerlendirmesi yapılıyor, ancak esas etki sahibi olabilecek olan kişinin, daha önce söz konusu etkinlik için görüşmeler yapılan emekli kişi olduğu değerlendiriliyor, iç kamuoyunda ikinciyi yaptıranların, yakın zamanda emekli edilmiş kimselerin, bu etkinlik lehine açıklamalar yapmasının, kurumun bütününü yıpratıcı bir etkide bulunduğu yönünde bir gerekçe ileri sürülüyor. Ancak bu tartışma, devam ediyor, ikinci, birinciden çok daha büyük tepkiye neden olmuş durumda. Devamında Turhan özlü ve Serhan bolluk arkadaşlar, şu adamı rezil edelim, haber yapalım. Soğukkanlı bir dil ile ADD lere soralım. Kazancı ekibinden görüş alalım. Natocu Şener Eruygur Diyarbakır da Türk bayrağı gösterilmesini baltaladı. Selamlar, bu e mail yazışmasını açıklar mısınız. “

Sanık Doğu Perinçek :”şimdi bir kere bu e mail şu anda hatırlamıyorum, ama şunu ortaya koyuyor, bir burda bir oluşum varsa, bizim dışımızdadır. Bizim dışımızda, yabancı bir şeyden bahsediyoruz. İki, hatta onların rezil edilmesinden bahsediyoruz. Üç, Şener Eruygur da haksız bir şekilde NATO’cu Diyarbakır da bayrak gösterilmesine karşı çıktı falan, benim söyleyeceğim bir şey değil. bu da bu davayı çürütüyor. Hani biz Şener Eruygur la aynı örgütün lideri idik. Ama şu doğrudur. Hakikaten ADD genel başkanı Şener Eruygur, bizim Diyarbakır mitingimizi desteklemedi. Ve bu çok büyük yanlış yaptılar. Bu da bizim bir örgüt olmadığımızı gösteriyor. Biz örgüt olsaydık, giderdik, hep beraber Diyarbakır da elli bin yüz bin kişilik miting yapardık ve Türkiye nin, PKK nın altına çok esaslı bir darbe indirirdik orda bizi yalnız bıraktılar. Şener Eruygurlar bizi yalnız bıraktı. Yani bir kurum Şener Eruygur nedir, Atatürkçü düşünce derneği. Atatürkçü düşünce derneğine dedik ki, gelin şu Türkiye haritasını tamamlayalım. Ankara İstanbul, İzmir, Manisa, samsun, bodrum, Çanakkale de bu mitingler yapıldı. Güneydoğu da yapılmadı. Doğu da yapılmadı. Eksik bırakılmaz. Bu çok yanlış bir harita çıktı. Bir orda yapalım, Atatürkçü düşünce derneği yapsın, biz de herkes de gelsin, öbür mitingler gibi, bunu Atatürkçü düşünce derneği reddetti. Bu da bizim bir örgüt olmadığımızı gösteriyor. Örgüt olsak, yapardı hep beraber yapardık veya örgüt yapmadığı için biz de yapmazdık. “

Cumhuriyet savcısı Nihat Taşkın: “son olarak İstanbul Cumhuriyet başsavcısı sayın Aykun Cengiz Engin in iddianame nin açıklanması tarihindeki basın açıklamasından bahsettiniz ve kendinize göre yorumlar yaptınız, aynı duyuruyu biz de dinledik ve sizin çıkarttığınız sonuçları çıkartmadık. İstanbul Cumhuriyet başsavcılığının CMK 250. Maddesi ile yetkili bölümünde hazırlanan iddianamelerin Cumhuriyet başsavcılığınca onanması usulü yoktur. Esasen ceza muhakemesi kanununda da böyle bir usul yoktur. Bu davaya konu iddianameye özgü değil, genel bir uygulamadır. Görev gereği ve tabi olarak soruşturma süresince kendisi ile gerek yüz

67

Page 68: Tacikistihbarat.com/Dosyalar/ergenekon-tutanaklar/44... · Web view2009/01/29  · Birinci olarak, PKK terör örgütü ile ilişkiler, siz bundan daha çok Kürt sorunu olarak bahsettiniz,

T.C .İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 29/01/2009 ESAS NO :2008/209 CELSE NO:44 Sayfa:68

yüze gerekse defalarca telefon ile konuştuk, sizin söylediğiniz şekilde bir kanaate sahip olduğuna dair bir izlenim edinmedik. Siz bunu nerden çıkartıyorsunuz. “

Sanık Doğu Perinçek :”efendim ben bunu yorum ile çıkartmıyorum. Bir metin var, ortada sayın başkanım, metin var, metin. Ben yorum yapmam. Metin çok açık, metinde sayın başsavcı şunu söylüyor, iddianameyi takdim ederken diyor ki, bunu o savcılar yazdı. Bir kurum böyle konuşmaz. Ben işçi partisinin bir metnini açıklarken, bunu Ferit İlseverler yazdı, demem. Bunu o savcılar yazdı diyor, sonra diyor ki, savcı vekili onayladı. Ben onaylamadım, diyor, bunlar söylenmez. Bunlar söylendiği zaman bunu bir anlamı vardır. Kurumlar böyle konuşmaz. Burda Aykut Cengiz çok açık bir şekilde Türk kamuoyuna bir şey açıklıyor, diyor ki, o savcılar yazdı ben yazmadım, iki onaylayan şu, başsavcının onaylamasına gerek yok, ama onaylayan şu demesine hiç gerek yok. Hele kamunun önüne çıkıyorsunuz. Sahip çıkacaksın. Üç, diyor ki basın da yer alan her şey, pardon düzeltiyorum, basında yer alan iddiaların çok büyük bir kısmı, büyük bir kısmı da değil, çok büyük bir kısmı, kirli bilgi, yalan, o basında yalanların hepsi iddianamede , iddianameye kirli bilgi diyor, basında yer alan her şey iddianamede var, iddianame kirli bilgi diyor, arkasından diyor ki burada şahsiyetlere tecavüz edilmiştir. Özel hayata tecavüz edilmiştir diyor, bir de iddianameyi yazanları suçluyor, ceza kanunundaki bir suçla suçluyor, nerden çıkartınızı var mı, belge bilgi ortada isterseniz, yarın getireyim, bir daha okuyalım, hep beraber çok açık ortada bırakmışlardır bu savcıları, tabi biliyor, tarihin önünde bu iddianamenin nasıl mahkum olacağını ve ortada bırakmıştır. kaldı ki, şöyle bir şeyde var Sayın başkanım, 2001 yılında Aykut Cengiz Engin, bunu saçma sapan diyor ve dosyayı kapatıyor, iki hürriyet gazetesinde yazıyor, Doğu Perinçek üç defa geldi, üçünde de reddetti diyor, bunu da bir tekzip etmedi, bu Doğu Perinçek meselesi değil, bir hukukçu ben tasavvur edemiyorum böyle bir iddianamenin arkasına, kendi kişiliğini, mesleğini ve onurunu koysun, sayın Aykut Cengiz Engin’in de, çok doğru yaptığı ortada, nerden çıkartmış diye bir şey yok, metin var ortada, ben dedikodu aktarmıyorum ki metin meydanda “ Mahkeme Başkanı “ bu arada saatin 17,15 olduğunu gözlenmekle, sanık Doğu Perinçek ‘in çapraz sorgusuna son verildi,

Tutuklu sanılardan Murat Çağlar’ın rahatsızlığı sebebiyle duruşmadan ayrıldığı çapraz sorgu sırasında bir kısım sanıklar müdafilerden Avukat Hasan Gürbüz, Sait Türel, Mahmut Yaşar, Lütfi İşbulan ve Vural Ergül’ün geldikleri görülmekle, huzurdaki yerlerine alındı ,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ,1-Sanık DOĞU PERİNÇEK’in çapraz sorgusunun, gelecek oturumda kaldığı yerden

devamına,Bu sebeple duruşmanın 30.01.2009 günü saat 09.30’a bırakılmasına oybirliği ile karar

verildi.29.01.2009

Başkan-20909 Üye-28298 Üye-37266 Katip-116766

68