· web viewx.yüzyıldan sonra bölge tamamıyla “türkistan” diye anılmıştır. türkler,...

39
RUSYA’NIN TÜRKİSTAN POLİTİKASI’NIN TARİHSEL SÜRECİ *İbrahim KUTLU Özet: Türkistan, M.Ö. iki bin yılından itibaren Türklerin anavatanı, öz yurdu ve yerleşim merkezi olarak Türklüğün, milli kültürünün ve Müslümanlığın kök saldığı, geliştiği ve yaşadığı bir bölgedir. Türkistan, doğusu ve batısıyla, Türklerin anayurdudur. Türk Milleti’nin, cesaretinin, kahramanlığının, inancının ve kültürünün beşiğidir. Yıllarca, Çarlık Rus idaresi ve emperyalist Çin İmparatorluğu tarafından maddi ve manevi, ekonomik ve coğrafi varlığı acımasızca sömürülen Türkistan, günümüzde aynı emperyalist devletlerin uzantıları durumunda ki Rus ve Çin emperyalistlerinin baskısı altında bulunmaktadır. Rusya’nın Türkistan politikasının 1480 ‘ de Altın orda Hanlığının yıkılmasıyla başlayıp, 1552’de Kazan, 1556’da Astrahan’ın işgaliyle önemli bir aşama sağlamıştır. Çar I.Petro, XVIII. yüzyılın başlarında öncelikle Kazak topraklarını ve Türkistan’ı Rusya’ ya bağlayarak Kafkasya ‘da Rusya’nın durumunu güçlendirmek istiyordu. Türkistan’ın zengin kaynaklarına sahip olmak, daha sonra Orta Doğu ve oradan Hindistan’a ulaşmak amacında idi. Sovyet Rusya politikası Türkistan “ topraklarında ki emperyalist amacının odak noktasını kültürde yani dil ve alfabe değişikliğinde görmüşlerdir. Rusya’nın asıl amacı, Türkleri kendi kültürlerinden koparmak ve Ruslaştırma sürecini gerçekleştirmekti. Rusya’nın Türkistan politikasını ve Türk âlemi ile Ruslar arasında ki mücadeleyi bu kısa boyutlu çalışmada, verimli bir şekilde ele almanın gerçekten güç olduğunu belirtmekte fayda var. Ancak yine de konunun zihinlerde yer edebilmesi için Rusya’nın Türkistan politika’sının tarihsel sürecini vermeye çalışacağız. Anahtar Kelimeler: Türkistan, Çarlık, Rusya, Türkler, bağımsızlık ABSTRAC

Upload: nguyennhi

Post on 25-Apr-2018

249 views

Category:

Documents


5 download

TRANSCRIPT

Page 1:  · Web viewX.Yüzyıldan sonra bölge tamamıyla “Türkistan” diye anılmıştır. Türkler, Türkistan’ın çeşitli bölgelerinde, Türk boy isimleri veya boy beylerinin

RUSYA’NIN TÜRKİSTAN POLİTİKASI’NIN TARİHSEL SÜRECİ

*İbrahim KUTLU

Özet: Türkistan, M.Ö. iki bin yılından itibaren Türklerin anavatanı, öz yurdu ve yerleşim merkezi olarak Türklüğün, milli kültürünün ve Müslümanlığın kök saldığı, geliştiği ve yaşadığı bir bölgedir. Türkistan, doğusu ve batısıyla, Türklerin anayurdudur. Türk Milleti’nin, cesaretinin, kahramanlığının, inancının ve kültürünün beşiğidir. Yıllarca, Çarlık Rus idaresi ve emperyalist Çin İmparatorluğu tarafından maddi ve manevi, ekonomik ve coğrafi varlığı acımasızca sömürülen Türkistan, günümüzde aynı emperyalist devletlerin uzantıları durumunda ki Rus ve Çin emperyalistlerinin baskısı altında bulunmaktadır.

Rusya’nın Türkistan politikasının 1480 ‘ de Altın orda Hanlığının yıkılmasıyla başlayıp, 1552’de Kazan, 1556’da Astrahan’ın işgaliyle önemli bir aşama sağlamıştır. Çar I.Petro, XVIII. yüzyılın başlarında öncelikle Kazak topraklarını ve Türkistan’ı Rusya’ ya bağlayarak Kafkasya ‘da Rusya’nın durumunu güçlendirmek istiyordu. Türkistan’ın zengin kaynaklarına sahip olmak, daha sonra Orta Doğu ve oradan Hindistan’a ulaşmak amacında idi. Sovyet Rusya politikası “Türkistan “ topraklarında ki emperyalist amacının odak noktasını kültürde yani dil ve alfabe değişikliğinde görmüşlerdir. Rusya’nın asıl amacı, Türkleri kendi kültürlerinden koparmak ve Ruslaştırma sürecini gerçekleştirmekti. Rusya’nın Türkistan politikasını ve Türk âlemi ile Ruslar arasında ki mücadeleyi bu kısa boyutlu çalışmada, verimli bir şekilde ele almanın gerçekten güç olduğunu belirtmekte fayda var. Ancak yine de konunun zihinlerde yer edebilmesi için Rusya’nın Türkistan politika’sının tarihsel sürecini vermeye çalışacağız.

Anahtar Kelimeler: Türkistan, Çarlık, Rusya, Türkler, bağımsızlık

ABSTRAC

Türkistan, BC since two thousand Turks, the homeland, as the advent of self dormitory and residential center, rooted in national cultere and Islam, and lived in a developed area.Turkestan , the East and the West in the mother land . The courage of the Turkish nation, courage, the cradle of our faith and our culture. Anatolia us, then who founded this country gifts have marquee. Here’s the extension of teh last independent state, these saints lived in Turkestan and the XX. Century experienced the most painful and darkest days. For years, tehe Russian administration, and Tsarist Empire, the imperieal Chinese material and spiritual, economic and geographical presence ruthlessly exploited Turkestan, today is the same in case of extensions of the imperialist states are under pressure from the Russianand Chinese imperialist.

1480 Russia’s policy in Turkestan in the fall of the Golden Horde Khanate, starting in 1552 in Kazan, Astrakhan 1556 ‘ ta has provided an important step in the invasion .Wed I.Petro , XVIII:first centurythe Kazakh territory and Turkestan to Russia by linking the Caucasus and Russia wanted to strengthen the state . Having rich resources of Turkestan, was intended to achieve, then the Middle East, and from there to India. Soviet Russia’s policy “Turkistan” the focal point of the territory of the

Page 2:  · Web viewX.Yüzyıldan sonra bölge tamamıyla “Türkistan” diye anılmıştır. Türkler, Türkistan’ın çeşitli bölgelerinde, Türk boy isimleri veya boy beylerinin

purpose of the imperial culture that saw the change of language and alphabet .Russia’s main purpose , the Turks pull off their own culture and the process of Russification was to. Russia’s policy in Turkestan and the struggle between the Turks and the really hard to have benefits.However it will try to provide basic information to place the issue in people’s minds.

Keywords: Turkestan, Tsarist Russia, the Turks, independence.

Giriş: Türklerin anayurdu olarak büyük bir geçmişe sahip olan Türkistan’ın, dünya tarihinde önemli bir rol oynadığı herkesçe bilinen bir gerçektir. Türkistan adının kullanılmaya başlayışı ve diğer milletler tarafından kayıtlara geçirilişi çok eskilere dayanmaktadır. Türk kelimesinin Farsça “İstan” ekiyle birleşmesinden oluşan ve “Türklerin Yurdu” anlamına gelen “Türkistan”şeklinde yaygınlaşmıştır. Ermeniler, Kazan’dan Kotan’a kadar Türklerin yaşadığı coğrafi bölgeyi Türkistan olarak kabul etmişlerdir. İranlılar ise Ermenilerden farklı olarak, VI. Yüzyılda I. Göktürk devleti kurulduktan sonra Turan sözünü Türkistan, yani Türklerin yurdu manasında kullanmışlardır1. I.ve II. Göktürk Devletleri’nin yıkılmasından sonra, Türklerin yaşadıkları bu bölge hakkında kaynaklarda Türkistan tabiri uzun süre kullanılmamıştır. Türkistan’da kurulan hanlıkların isimlerinin devleti kuran hanedanın veya topluluğun ismiyle anılmış olmasıdır. Türkistan’da, Türklerin kurdukları devletlere bu şekilde isim vermelerinden dolayı, kaynaklarda Türkistan terimi ve Türkistan coğrafyası değişik isimlerle anılmıştır. Örneğin Ruslar, Türkistan’ı ilk tanımaya başladıklarında, Batı Türkistan’ı “Büyük Buhara” Doğu Türkistan’ı “Küçük Buhara”olarak adlandırmışlardır. İngiliz oryantalistleri de XIX. yüzyılda Rusların bu bölgeye verdikleri isimlere karşılık olarak “Doğu ve Batı Türkistan” terimini kullandılar ve bu terim XIX. Yüzyılda sıkça kullanılmaya başlanmıştır2. Bu bölgede bir çok Türk Devleti kuruldu ve Tarihin akışı içinde varlıklarını kaybedinceye kadar, dünyayı buradan etkilediler. Türkistan’ın XVI. yüzyılın ortasından evvelki ve bundan sonra ki tarihi kesin olarak ayrılmaktadır. XVI. yüzyıldan önce ki Türkistan tarihi çeşitli milletlerin ve onlarla gelen muhtelif medeniyetlerin, milletler arasındaki çeşitli sınıf ve grupların mücadeleleri, Türkistan’ın o şartlar içinde gösterdiği ilerleme ve olgunlaşma safhaları, Türkistan’ın bilhassa Orta çağlar kara ticaretinde ki mevkiinin gittikçe yükselmiş olması şeklinde tasvir edilebilir. Geniş topraklara sahip olan Türkistan’ın sınırları zaman zaman değişikler göstermiştir. Wilhelm Barthold’ da, Türkistan’ı tanımlarken “Türkistan, Avrupa – Asya kıtasının Batı merkezi kısmında, büyük bir alanı kaplayan, eskiden beri Turan veya Türkistan diye bilinen bir memlekettir. Bu ise Türklerin memleketi demektir. Ülke batı da Ural nehri ve Hazar Denizi, Doğuda Altay Dağı ve Çin hududu, Güneyde İran ve Afganistan, Kuzeyde Tobol ile Tomsk vilayetleri arasında olup Avrupa’nın üçte biri kadar büyüklüktedir.”demiştir3. Türkistan, Hunlar ve Gök Türkler döneminden beri dünya Türklüğünün merkezi olarak tarih sahnesinde rol oynamıştır. Karahanlılar devleti döneminde “Turan” sözü Türkistan manasında kullanılmıştır. Timur han adına yazıldığı anlaşılan 1391 tarihli bir belgede “Sultan-ı Turan “denilmektedir4.

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

*Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü 1 Bay mirza Hayıt, Milli Türkistan Hürriyet Davası, Çev. Timur Koca oğlu , (AKM Bas. Yay. Ankara, 2004) , s.1192 Bol ‘ saya Sovetskaya Entsiklopediya, c.26, Moskova 1977, s.338.3 Bay mirza Hayıt, Türkistan, Rusya ile Çin arasında, 1975, s.1 -2. ; Hayıt, Türkistan Dergisi, yıl 1988, sayı 1, s.6.4 Bay mirza Hayıt, Türkistan Dergisi, sayı 1, s.6,7.

Page 3:  · Web viewX.Yüzyıldan sonra bölge tamamıyla “Türkistan” diye anılmıştır. Türkler, Türkistan’ın çeşitli bölgelerinde, Türk boy isimleri veya boy beylerinin

X.Yüzyıldan sonra bölge tamamıyla “Türkistan” diye anılmıştır. Türkler, Türkistan’ın çeşitli bölgelerinde, Türk boy isimleri veya boy beylerinin adlarıyla çok sayıda devlet kurmuşlardır5. Batı Türkistan’ da ki Türklerin yaşadığı bölgelerin tamamını kontrolü altına alan çarlık Rusya’sı özellikle XIX. yüzyılın sonlarından itibaren uygulamaya koyduğu Ruslaştırma politikaları çerçevesince bölgede eskiden beri kullanılan önemli Türkçe coğrafi adları tahrif ederek, yerlerine Rusça adlar kullanma çabasına girmiştir. XIX. yüzyılın sonlarında, Türkistan’ın işgalini tamamlayan Rusya bölgeyi parçalayarak küçük yönetim birimlerine ayırması, Türkistan, teriminin hem siyasi, hem de coğrafi olarak anlamının değişmesine neden olmuştur. Türkistan adı, Rusya’da çarlığın yıkılmasına kadar sadece Buhara, Hive, hanlıklarının kapsadıkları alanı ifade den ve Çarlık yönetiminin Türkistan’ı elinde tutabilmek için kurduğu yönetim birimi olan Türkistan genel valiliği için kullanılmıştır6.Buna rağmen, Türkistan adı Sovyet(Bolşevik) Rusya ‘nın ilk dönemlerine kadar yaşamış, Sovyet Rusya “Türkistan Otonom Sovyet Cumhuriyetini” ismini kabul etmiştir. Ancak bu ismin bile Türklerin bilinçlenmesine vesile olacağı gerekçesiyle bundan da vazgeçilerek 16 Eylül 1924’ te “Türktsik” Türkistan’ da ki Bolşevik Merkezi İdaresi’ nin kararıyla “Türkistan” ve “Türk Respublika” adları kaldırılarak yerine genel bir ad olan “Orta Asya” (Srednaya Aziya) kelimesi getirilmiştir7.Çarlık yönetiminin Türkistan’ı ayrı isimlerle valiliklere bölmesi ve Sovyet Rusya’nın, Türkistan kavramını unutturma çabaları sonucu, günümüzde başta Türkistan’ın yerli halkı, Rusya, Batı ve hatta Türkiye’de “Türkistan” kavramı yerine “Orta Asya” kavramı kullanılmaktadır.

XVIII. yüzyılın sonlarında başlayan Rus işgali, zaman içerisinde ,bölgeyi Rusların eline düşürmüştür. Türkistan’ın Ruslar tarafından işgal edilmesinde İngilizlerin o günkü ulusal politikası da etkili olmuştur. Zamanla Türkistan’a Çin devleti de girmiş ve Türkistan Rus ve Çin devletlerinin bir sömürgesi haline gelmiştir. Büyük bölümü Türklerin oluşturduğu Türkistan’da Kazak, Özbek, Türkmen, Kırgız, Karakalpak, Tatar, Uygur Türk boyları yaşamaktadır8.Biz bu çalışmamızda, Türkistan’ın tarihini, coğrafi, iktisadi ve siyasi durumunu kısaca özetledikten sonra, Türklerin öz yurdu olan bu toprakların bir zamanlar neden Rusların istilasına uğradığını, bunun sebeplerini ve Rusya’nın bu topraklar üzerindeki politikasını bu kısa çalışmamızda ele almaya çalışacağız. Konuya daha açıklık getirmek amacıyla; Rusya’nın bu bölgeye nüfuz etmesine hangi şartlar zemin hazırlamış, Türkistan’daki siyasi ortam nasıldı, hangi devler kurulmuş bunlara kısaca değinmekte fayda olduğu düşüncesindeyiz.

I. Türkistan’da Kurulan Devletler

Timurlular

Timur, Türkistan’ın yeni ve değişken bir dünya tarihinin önderliğini yapmıştır.32 Yıl içerisinde (1370 – 1404 ) , doğuda Altay dağlarına, batıda Karadeniz ve Akdeniz’e, güneyde de İndus’a kadar uzanan bir imparatorluk kurmuştur9. Timur, Moskova’yı işgal ederek vergiye bağlayan Altın – Ordu Hanlığına birkaç defa saldırarak, bu hanlığın zayıflamasına sebep olmuş, sonuçta Altın – Ordu devleti yıkılmıştır10.

5 Hayıt, a.g.m. , s.7, 8.6 Sovettik Entsiklopediyalık Sözlük, c.4, Frunze 1987, s.242.7 A.Zeki Velidi Togan, Bu günkü Türkîli Türkistan ve Yakın Tarihi, İstanbul 1981, s.25.8 Joseph Castagne, Türkistan Milli Kurtuluş Hareketi, İstanbul 1980, Çev. M.Reşat Uzman, s.47,48.9 Hayıt, Türkistan, Rusya ile Çin arasında, (1975), s.1 – 2. ; İsmail Aka, Timurlular, Türkiye Diyanet Vakfı Yay. Ankara 1993, s.16.10M.Kafalı, Altın Orda Hanlığının Kuruluş ve Yükseliş Devirleri, İstanbul 1976, s.109. ; Aka, a.g.e., s.25 -33.

Page 4:  · Web viewX.Yüzyıldan sonra bölge tamamıyla “Türkistan” diye anılmıştır. Türkler, Türkistan’ın çeşitli bölgelerinde, Türk boy isimleri veya boy beylerinin

Timur’un Altın –Ordu devletine son vermesi ve Osmanlı devletiyle 1402 Ankara savaşını yapması, Avrupa ‘da Türk hâkimiyetinin ve ilerlemesinin gecikmesine sebep olmuştur. Timur’un 1404’ te ölümünden sonra Timur imparatorluğunda iktidar kavgaları başlamıştır. Bir süre devam eden iktidar kavgalarından sonra iktidara, mistik tabiatlı ve aynı zamanda “ ilim ve sanat incisi “ olarak anılan Şah –Ruh geçmiştir. Şah – Ruh 1407 – 1447 yılları arasında iktidarda kalmıştır11. Şah – Ruh’un yerine oğlu Uluğ Beğ geçti. Uluğ Beğ iktidarı boyunca iç karışıklıklarla uğraşmak zorunda kaldı. Timur imparatorluğu bu dönemde iyice zayıflamıştır12. Timur imparatorluğu 20 Mayıs 1507 yılına kadar çeşitli iç kavgalar ve iç çekişmelerle devam etmiştir. Ancak başkent Herat şehrinin, Şeybani Han tarafından işgal edilmesiyle Türkistan’da Timurlular devri kapanmış oldu13.

Özbek Devleti ve Sonu

Özbekler, Ebu’l – Hayır Han’ın idaresinde 1428 – 1429 ‘ da Güney Sibirya ‘ da ki Tura şehrini fethetmeleriyle siyasi bir güç haline gelmişlerdir. Ancak Ebu ‘l Hayr Han 1456 yılında Kalmuklara yenilince, Özbekler askeri ve siyasi açıdan zayıflamışlardır. Ebu’l Hayr Hanla anlaşmazlığa düşen Özbeklerden bir grup zamanla Kazaklar diye anılmışlardır.1468 de Ebu ‘l Hayr Han’ın ölümüyle Özbekler devleti’de sona ermiştir. Timurlulara son veren Şeybani Han, Hazar Denizinin doğu sahilinden Doğu Türkistan’a kadar ve Sir- Derya ‘dan dan, merkezi Afganistan’a kadar uzanan yeni bir Özbek Devleti kurdu. Ancak o da İranlı Şah İsmail’le yaptığı savaşta öldü. Bundan sonra siyasi kaos içerisine giren son Özbek devleti de bir süre sonra yıkıldı14.

II. Türkistan’da ki Diğer Bağımsız Türk Devletleri

Rusya’nın, Türkistan’a doğru genişlemesinden önce, XVIII. Yüzyılın başlarında, Türklerin devlet hayatı, Türkistan ‘ın çeşitli bölgelerinde toplanmıştı. Devlet sayısının çokluğu (Hive, Hokand, Buhara ve Taşkent ) , Türkistan’ın siyasi buhran geçirdiğine işaret eder. Bu devletler, dıştan gelebilecek siyasi ve askeri bir baskıya karşı koyabilecek güce sahip değillerdi. Bunun için, bağımsız Türkistan devletlerinin, içyapısını burada daha esaslı bir surette incelemek gerekmektedir.

1 - Harezm (Hive) Hanlığı

Türk Tarihinde Harezm Hanlığı olarak da tanınan Hive Hanlığı, XIX. Yüzyılın ikinci yarısında Ruslar tarafından işgaline kadar Türkistan Türklerinin hayatında önemli yeri olan siyasi bir güç olmuştur.1511’ de Özbek ve Yamud Türkmenlerinden teşkil ettiği birliklerle Harezm’i ele geçiren Yadigâr Han’ın oğullarından İlbars ve Balbars Hanlar tarafından kurulmuştur15. Timurlular ve Özbekler idaresinde birçok defa bağımsızlığını kaybetmiş, Ebu’l Gazi Bahadır Han (1642 – 1663) döneminde Hive Hanlığı Türkistan’ın en kuvvetli devletlerinden biri olmuştur16. Harezm (Hive ) Hanlığında da kısa bir süre sonra, iktidar kavgaları başlamıştır. Ebu’l –Gazi Bahadır Han gibi şahsiyetler, Hive Hanlığı’nın birliğini yeniden kurmaya ve devlet teşkilatını güçlendirmeye çalıştılarsa da başarılı olamadılar. Hive hükümdarları, Rusya’nın askeri ileri hareketinden önce, İç huzursuzluklarını bertaraf etmekle meşguldü.

11 Aka ,a.g.e., s.53 – 116.12W. Barthold. ,Uluğ Beğ ve Zamanı, çev. Akdes Nimet Kurat, İstanbul 1930, s.123 -133.13 Hayıt , a.g.e., s.3, 4.14 Hayıt., a.g.e., s.7 , 8 -11. ; Togan , a.g.e., s.105 ,106.15 Ali Süavi, Hive Hanlığı ve Türkistan’da Rus Yayılması, Haz. Abdülhalik Çay, İstanbul 1977, s.43, 44. ; Mehmet Saray , “Hive Hanlığı” DİA, 18: s.167-170. 16 Hayıt, a.g.e. , s.28.

Page 5:  · Web viewX.Yüzyıldan sonra bölge tamamıyla “Türkistan” diye anılmıştır. Türkler, Türkistan’ın çeşitli bölgelerinde, Türk boy isimleri veya boy beylerinin

Rus yayılması büyük bir geçmişe sahip olup, bir Türkistan devleti olan Harezm’in iç siyasetinin zayıf ve dış siyaset bakımından tecrit edilmiş olduğu bir anına rastlamıştır17.Rusların 1717 ‘ de Hive’yi ilk işgal teşebbüsleri, başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Nadir şah’ın Yadigâr Şibanlılar’ın son hükümdarı olan İlbars Han’ı tahtan indirmesinden sonra Ülke bir süre Kazak, Karakalpak ve Yadigâr Cengizlilere mensup hanlar tarafından yönetilmiştir18. XIX. yüzyıl içinde gerek Ruslar, gerek İngiliz ve Almanlar, Harezm’le yakından ilgilenmeye başlamışlardı. Bölgeye gelen heyetler çeşitli incelemelerde bulunmuşlardır. Çar I.Petro vasiyetnamesinde “Hive’yi ele geçirirsek öte yanı bizim olur !”diyerek bölgenin önemine dikkat çekmiştir. Bu amacını gerçekleştirmek için Çar I.Petro, Hazar Denizi’nde bir donanma kurdurmuştur19. Böylece Hive (Harezm)ülkesine düzenlenecek seferlerde donanmadan da faydalanmayı planlamıştır. Çar I.Petro’nun asıl amacı Türkistan’ da ki zengin altın kaynaklarına ulaşmaktı20. Ruslar ile Hive Hanlığı arasında ki ilk askeri karşılaşma 1717 yılında I.Petro zamanında gerçekleşmiştir. Kanlı Gök Tepe savaşlarından sonra, Ruslar Hive’yi tamamen işgal ettiler21

2 - Buhara Hanlığı

Altın –Orda Hanı Özbek (1312 – 1340) ‘in hanedanından gelen idareciler tarafından organize edildikleri için Özbekler diye anılan Türkistan Türklerinin Fergana ve Kuzeyinde yaşayanları Özbek Hanlığı’nın kurucusu olmuşlardır. Başkenti Buhara olan toprakları içinde, Zarafşan Vadisi, Semerkant, şimdiki Tacikistan’ın başkenti Duşanbe ile Hisar, Şirabad gibi şehirler yer almaktaydı. Buhara(Özbek) Hanlığı halkının çoğunluğunu, Özbek, Kırgız, Kazak, Tacik ve Türkmenler oluşturuyordu. Türkistan’da ki İslam toplulukları içinde Sünniliği benimseyen ve ilkelerine sıkı sıkıya bağlı olan Özbekler, Şii İran’a karşı Osmanlı Devleti’nin müttefiki olmuş ve Osmanlı Devleti’nden askeri yardım bile almışlardır22. Moğol ve Timur İmparatorluklarının dağılmasından sonra ortaya çıkan karışıklıklardan oldukça yıpranmışlar ve bunun üzerine Baykal gölünden Sibirya’ya ve Moğolistan’a kadar uzanan alana çekilerek varlıklarını sürdürmeye çalışmışlardır23. Buhara (Özbek) hanlarından bazıları “han” bazıları da “emir” unvanını kullanmışlardır.

Buhara (Özbek ) Hanlığı’nın bölgede ki en büyük rakibi Hokand hanlığı idi. XIX. yüzyılın başlarına kadar iki hanlık arasındaki mücadele devam etmiştir. Türkistan’ da ki diğer hanlıklarda olduğu gibi Buhara (Özbek) hanlığında da iç karışıklıklar hiç sona ermemiştir.182 –1825 yılları arasında hanlığın, Merv’e göndermek üzere halktan zorla asker talebinde bulunması ve yönetimden de hoşnutsuzların olması sebebiyle iç ayaklanmalar çıkmıştır24. Rus- Hokand savaşlarında, Buhara ( Özbek) Hanlığının, bazı Hokand şehirlerine saldırması, Hokand hanlığını çok zor durumda bıraktığı gibi, Rusların Hokand şehirlerini işgal etmesini kolaylaştırmıştır. Rusların, Hokand şehirlerinden Taşkent’i işgal etmelerine kadar Rus – Buhara (Özbek) ilişkileri gayet iyi yolda devam etmiştir.

-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------

17 Mehmet Saray , “Buhara Hanlığı” Tarihte Türk Devletleri Semp. Bildirileri, Ankara 1987, s.600 -610. ; Hayıt , a.g.e., s. 27- 29,30.18Mehmet Saray, Özbek Türkleri Tarihi, İstanbul 1993, s.20.19Ali Suavi , Rusya’nın Asya’yı Vustada Terakkiyesi ,İstanbul 1290 , s.1-87.; Henry Mac Gahan , Türklere karşı Rus Vahşeti , Haz.Muhittin Nalbantoğlu , İst.1970.s.29.20 Akdes Nimet Kurat, Türkiye ve İdil Boyu, TTK. Yay. Ankara 1966, s.262.21Robert F.Baumann, Rusya’nın Türk bölgelerinde Yayılması, Türkler, c.18, s.581.22 Mehmet Saray, Rus işgali Devrinde Osmanlı Türkistan Hanlıkları Arasında ki Münasebetler, TTK yay. Ankara 1994, s.21.23 Mirza Bala , “Buhara hanlığı” İA, V/1, s. 556 -559. ; Rıfat Uçarol, Siyasi Tarih(1789 – 1999) İst.2000, s.267.24 Togan, a.g.e. , s.205.

Page 6:  · Web viewX.Yüzyıldan sonra bölge tamamıyla “Türkistan” diye anılmıştır. Türkler, Türkistan’ın çeşitli bölgelerinde, Türk boy isimleri veya boy beylerinin

Ancak Rusların stratejik öneme sahip Taşkent’i işgal etmeleri Rusların gerçek niyet ve hedeflerini ortaya koymuştur. Rusların gerçek niyetlerini sezen Buhara hanı Muzaffer, çeşitli siyasi manevralarla Rusları bölgeden uzaklaştırmak istedi ama bunda başarılı olamadı. Üstelik birde Türkistan’ın geleceğini tehlikeye atan diplomatik hatalar yaptı25. Buhara (Özbek) kuvvetlerinin Ruslarla ilk karşılaşması 1865 yılında Çırçık ırmağı kenarında olmuştur. Buharalılar bu savaşta yenildi. Ruslarla Buhara’lıların en ciddi savaşları 1866 İcrar savaşıdır. Yapılan bu savaşı Buhara(Özbek) hanlığı kaybetti ve Buhara’nın geleceği tehlikeye düştü. Çok önemli bir mevkide olan Hoçend şehri işgal edildi26. Buhara emiri Muzaffer, Ruslarla barış yaparak Rus ilerleyişini durmak istedi. Ancak bunda başarılı olamadı.1868 yılında Ruslar, Buhara hanlığının en önemli şehirlerinden olan Semerkand’ı işgal etti. Emir Muzaffer, Rusların çok ağır şartlar içeren antlaşmalarını kabul etmek zorunda kaldı. Artık Buhara(Özbek) hanlığı fiilen Rus çarlığına bağlanarak bağımsızlığını kaybetti27.

3 – Fergana ( Hokand) Hanlığı

Hokand hanlığı’nın kuruluşunu gerçekleştiren Fergana halkı, başta Özbekler olmak üzere, Kazaklar ve Kırgızlardan meydana gelen ve Buhara ile Hive Hanlıklarının yönetimlerini beğenmeyen bir oluşumdu. Hanlığın İlk kurucusu Şahruh İbn Aşur Kul (1700 – 1721) , dirayetli bir hükümdar olarak bilinen bir şahsiyetti28.1809 – 1822 yılları arasında Hokand Devleti’nde iktidara gelen Ömer Han dönemi oldukça başarılı sayılabilir. Ömer Han, Çinle mücadele etmiş, Rus ilerleyişini durdurmak içinde sağlam Akmescit kalesini yaptırmıştır. Halk tarafından çok sevilen Ömer Han’a “ Emir’ül – Mü’min’in” unvanı verilmiştir.

Hokand Hanlığıda kendisini iç çekişmelerden kurtaramamıştır.1842’ de Muhammed Ali Han ile veziri ve danışmanı Hak – Kulu arasında ki kavga, Nasrullah’ın Hokand’ı işgali ve yaptığı katliamlar, Hokand’ı içinden çıkılamayacak karışıklık içerisine sürüklemiştir29. Kısa aralıklarla yapılan iktidar değişikliği ve rakip grupların oyuncağı haline gelen Hokand hanlığı “ Han Oyunu”nda ve iç çekişmeler esnasında Hokand hanlığı, Rusya’nın doğrudan doğruya taarruzuna maruz kalmıştır. Hanlık ile Rusya arasında devam eden 23 yıllık savaştan sonra, Rusya savaşı kazandı ve 1876’ da Hokand Hanlığı’na son vermiştir30.

4 – Taşkent Hanlığı’nın Başlangıcı ve Sonu

Türkistan’ın en eski şehirlerinden biri olan Taşkent, Türkistan’ da ki Buhara ve hokand gibi rakip devletlerin ve Moğolistan, Çin, Çungarya ile Rusya’nın sık sık ilgisini çekmiştir. Bu husus, Taşkent’in coğrafi konumundan ileri geliyordu. Konunun daha iyi anlaşılması için Taşkent’in bağımsızlığını ve bu şehir için Buhara ile Hokand arasında ki saltanat kavgasını incelememiz, özel bir sebebe dayanmaktadır. Taşkent, Daşt-i Kıpçak ve Transaksonya için bir çıkış üssü mahiyetinde idi. Taşkent, 1598 – 1723 yılları arasında Kazak Türklerinin; 1723 – 1747 yılları arasında Kalmukların hâkimiyeti altında bulunuyordu. Kalmukların Taşkent valisi Özbek Türklerinden olan Hâkim Bey, 1747 ‘de Taşkent’in bağımsızlığını ilan etti 31.

-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------

25 Mehmet Saray, Rusya’nın Türkistan’da Yayılması, Türkler, Ankara 2002, c.18, s.569.26 Robert F.Bauman, Rusya’nın Türk bölgelerinde yayılması, Türkler, c.18, Ankara 2002, s.581.27Zeki Velidi Togan, Bu günkü Türkîli (Türkistan)ve Yakın Tarihi, İstanbul 1981, s.232.28 Enver Konukçu , “Hokand hanlığı” DİA, 18; s.215.29 Hayıt , a.g.e ., s.37, 38. ; Saray , a.g.e., s.511,512,513-515.; Uçarol , a.g.e., s.267.30 Hayıt , a.g.e., s.89 -91.31 Togan , a.g.e.; s.204 ,205.

Page 7:  · Web viewX.Yüzyıldan sonra bölge tamamıyla “Türkistan” diye anılmıştır. Türkler, Türkistan’ın çeşitli bölgelerinde, Türk boy isimleri veya boy beylerinin

Fakat 1755 ‘te Çinlilerin nüfuzu altına girdi. Taşkent, 1780 yılına kadar şehrin dört bölgesinin her birisi bir bey tarafından bağımsız olarak idare edildi.1795 yılında Taşkent, Buhara Emirliği tarafından işgal edildi.1796’da Yunus Hoca, Taşkent’in bağımsızlığını yeniden temin etti32. Yunus Hoca, Hokandlılarla mücadele ettikten sonra 1800 yılında ölmüştür. Bu yıllarda, Ruslar Taşkent’in artmakta olan gücünün farkında idiler, 1797’de, aralarında İşim sultan’ında bulunduğu, Dimitriy Tetyatnikov başkanlığında bir Rus heyeti, Taşkent’e geldi. Bu heyet askeri amaçlı Taşkent ile Omsk arasındaki yolların haritasını hazırlamıştır.1813 yılında Taşkent’in bağımsızlığına Hokandlılar tarafından son verildi. Taşkent’te ki Hokand hâkimiyeti dışında, Buhara’nın da bu bu şehir üzerinde istekleri vardı.1840 – 1865 yılları arasında Taşkent, Buhara ile Hokand arasında 7 defa el değiştirdi. Yine, Taşkent ile Hokand ve Buhara emirliği ile Hokand arasında Taşkent için yapılan savaşlar , “Ne senin olsun ne benim “ gibi efsanevi bir sonuç ortaya çıkardı ki, bundan Rusya faydalanmasını bildi 33.

II. Türkistan’ın Coğrafi Yapısı ve İktisadi Durumu

Türkistan, Orta Asya’da Batıda, Ural dağları, Yayık ırmağı İdil’in denize döküldüğü yer olan Bökey - Orda’dan doğuda Sucav yakınlarına ve Altay dağlarından Burucan Altay geçidine, Kuzey Çungarya ve Kazakistan’ın kuzey sınırlarını meydana getiren, İrtiş havzası ve Aral – İrtiş su ayrımı hattının kuzey yamaçları yani Batı Sibirya yaylalarından güneyde İran ve Afganistan’ı kuzeyden çeviren Köpet dağı, Küh-ı Baba, Mezduran, Topçak, Kuh-i sefid (Akdağ) , Hindikuş, Muztag – Kuenlun sıra dağlarına doğru uzanan büyük bir ülkedir34. Türkistan’ın batı kısmında günümüzde Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan ve Tacikistan Cumhuriyetleri bulunmaktadır.

Türkistan, iki bölgeye ayrılmaktadır. Doğu Türkistan ve Batı Türkistan. Ahmet Ardel, Moğolistan dışında Türkistan’ın yüzölçümünü 5.826.000 km2 olarak belirtirken35 Z.Velidi Toğan , Afganistan sınırları içinde kalan topraklarla İran’da Astarabad ve Derengiz bölgesinden ibaret olan İran Türkmenistan’ının dışında Türkistan’ın yüzölçümünü 5.340.066 km2 olarak kabul etmektedir36.Sibirya’ ya yakın olan Kazak Dalası dışında Türkistan kapalı bir havzadır. Hiç bir akarsu Denizlere ulaşamaz. Türkistan’da bölgeler arasında çok büyük farklılıklar görülmektedir. Geniş Çöller, bozkırlar Türkistan’da oldukça büyük yer kaplar. İnsanı şaşırtacak biçimde bu çöl ve bozkırların hemen yanında geniş çayırlar, ormanlık bölgeler ve verimli toprakların yer aldığı görülür. Türkistan’ da ki belli başlı çölleri şöyle sıralayabiliriz; Hazar Denizi ile Aral gölü arasındaki, Kara Kurum çölü, Ceyhun (Amuderya) ile Seyhun(Sırderya) arasında Kızıl Kum çölü, Balkaş Gölünün batısında Bedbaht Dalakum çölü ve güneydoğuda Taklamakan çölü, 300.000 km2 yüzölçümüne sahiptir. Türkistan’ın en büyük gölü Aral’dır. Dünya’nın üçüncü büyük gölüdür. Diğer önemli bir gölde Balkaş gölüdür. Isık gölü ise bir dağ gölüdür. Türkistan’ın en büyük nehri Sir -Derya’dır. Aral gölüne dökülür. İkinci büyük nehri Amuderya(Ceyhun) nehridir. Ayrıca Türkistan’da Zerefşan , Çu , Tarım ile karatl , Lepas ,Etrek ,Obi ,İrtiş , İşim ve Tobul gibi önemli nehirler vardır.Türkistan’ın dörtte birini dağlık bölge kaplar.Doğu Türkistan’ın en doğusundan Gobi çölünden başlayarak batıya , daha sonra güneybatıya uzanan ve Hindistan’da Kara kurum dağlarında sona eren bütün bu sıra dağlara (Tiyanşan – Pamir dağları ) Tanrı dağları genel adı verilmektedir.

-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------

32 Baymirza Hayıt, Milli Türkistan Hürriyet davası, Ankara 2004, s.38 – 40.33 Z.Velidi Togan, Bu günkü Türkîli (Türkistan) ve Yakın Tarihi, İstanbul 1981, s.178.34 Togan , a.g.e., s.34.35 Joseph Castogne; Türkistan Milli Kurtuluş Hareketi, Çev. M.Reşat Uzmen, İstanbul 1980, s.7.36 Togan , a.g.e., s.1.

Page 8:  · Web viewX.Yüzyıldan sonra bölge tamamıyla “Türkistan” diye anılmıştır. Türkler, Türkistan’ın çeşitli bölgelerinde, Türk boy isimleri veya boy beylerinin

Çöl ve bozkır ikliminin yanında kara iklimine ve mutedil iklime de rastlanmaktadır. Bölgeler arasında büyük ısı farklılıkları vardır. Türkistan’da çok az farklılıklar dikkate alınmazsa, gündüzleri sıcak, geceleri soğuk, yazları çok sıcak, kışları çok soğuk geçen kara ikliminin hâkim olduğu görülür. Böyle bir iklime sahip olunmasının sebebi, Türkistan’ın Okyanus ve Denizlerden oldukça uzakta olmasıdır37.

Türkistan, hatsız hudutsuz denilebilecek kadar geniş bir tarım alanlarına sahiptir. Her türlü toprak ürünleri ve tarım ürünleri , pamuk başta olmak üzere, bol miktarda ve çok iyi kalite de yetişmektedir. Toprak altın, gümüş, bakır, neft, kömür ve diğer birçok madenler bakımından çok zengindir. Dünya çapında önemli olan “Astragan Kürkü”nün beşiği ve kaynağı da Türkistan’dadır38. İngiliz coğrafyacısı H.Macc Killer ; “Heartland’a (Kalpgah) sahip olan, dünya ya hâkim olur “ demiştir. Dünya da iki Kalpgah merkezinden birisini Türkistan olarak göstermiştir. Heartland, Orta Asya ve Sibirya’dır39. İdil nehri ile Baykal gölü arası, Rusya’nın Kalpgahı sayılmaktadır. Kalpgah sisteme hayat veren demektir. Rusya, bunun farkındadır. Rusya’nın Kömür ihtiyacının 2/3 ‘ünü, Petrolün 4/5 ‘ü, ikinci Bakü diye bilinen Kazan ve Başkırt Türklerinin yaşadığı Türkistan topraklarından çıkarılmaktadır40. Buğday, Mısır, arpa, vs. hububat, Türkistan’da bol miktarda yetişir. Rusya’ da ki Buğday üretiminin yarıya yakını Kazakistan ve Sibirya ‘da yetiştirilmektedir. Dünya’nın hiçbir yerinde yetişmeyen renkli pamuk Türkistan’da yetişmektedir. Lastik yapımında kullanılan dağ sakızı, Kazakistan’da yetişmektedir. Batı Sibirya ve Kazakistan; Kırgızistan, yün ve Pamuğun üretildiği merkezlerdendir. Rusya’nın Demir rezervinin yüzde kırkından fazlası Türkistan’dan çıkarılmaktadır. Kazakistan ve Batı Sibirya’ da zengin kömür yatakları, Kazakistan ve Özbekistan’da zengin bakır yatakları vardır. Türkistan’ da zengin çinko yatakları vardır. Altın, Uranyum, nikel, platin gibi madenlerde vardır. Dünya’nın en zengin altın ve elmas yatakları Yakutistan’dadır41.Rusya’nın, Türkistan üzerinde ki gerçek düşüncelerini ve Türkistan’ın dünya siyasi ve iktisadi arenasındaki yerini daha iyi anlayabilmek için bu kısa bilgileri sunmayı uygun bulduk.

III. Rus Devleti’nin Kuruluşu ve Türkistan’a Yönelik Politikası’nın

Esas Sebepleri

Altın – Orda Devleti, Rus nüfusunun yoğun olduğu toprakları işgal edip, Rus Knezliklerini vergiye bağladı42. Altın – Orda devletine yaklaşık yirmi yıl vergi veren Rus Knezlikleri 1262 yılından sonra bu vergiyi vermediği gibi, Altın – Orda devletine karşı ayaklanmış ve Altın – Orda da baş gösteren karışıklıktan bazı Rus Knezlikleri faydalanmışlardır43. Timur’un, Altın – Orda Devletine saldırması, Altın – Orda devletinin yıkılmasını çabuklaştırdığı gibi, bu devlet içinde siyasi anlamda taht kavgalarını da başlatmıştır. Altın – Orda devleti kısa sürede parçalanarak ( Kazan, Kırım, Astragan Hanlığına ve Moskova Knezliği’ne ) bölünmüştür. Gerek Timur’un saldırıları, gerekse Altın- Orda mirzalarının (beylerinin) entrikaları, güçsüzlük ve ihanetleri, farkında olmayarak Rusların büyük bir devlet olmalarına hizmet etmiştir44.

------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

37 Castagne , a.g.e., s.7 – 45. ; Togan , a.g.e., s.1 – 19.38 Yahya Okçu; Türk – Rus Mücadelesi Tarihi, Ankara 1953, s.150.39 Francis Henry Skrine; The Heart of Asia: A History of Russian Turkestan,, London 1899, s.21640 Togan ; a.g.e.,s.211.41 A. Zeki Velîdi Togan; Bugünkü Türkîli (Türkistan) ve Yakın Tarihi, İstanbul 1981, s. 25 – 120. ; Cemal Kutay, Sahte Derviş, İstanbul 1998, s.61, 62.42 A.N.Kurat, Rusya Tarihi, TTK. Yay. Ankara 1987, s.70.43Yaşar Onay, Tarihte ve Günümüzde Rusya’nın Orta Asya Siyasetleri (Basılmamış Doktora Tezi ) , İstanbul 1995, s.6.44 Kurat , a.g.e., s.92.

Page 9:  · Web viewX.Yüzyıldan sonra bölge tamamıyla “Türkistan” diye anılmıştır. Türkler, Türkistan’ın çeşitli bölgelerinde, Türk boy isimleri veya boy beylerinin

Moskova Knezliği’nin başına III. İvan’ın geçmesiyle, Rusların, Türk dünya’sına karşı Rus siyaseti belirmeye başlamıştır. III. İvan, bağımsız Rus Knezliklerini bir araya toplamakla işe başladı. Önlerinde ki en büyük sorun olarak gördükleri Kazan hanlığı ile mücadele etmişlerdir. Kazan Hanı Seyyid Ahmet Han, Moskova’ ya karşı harekete geçtiyse de, Kırım Hanı Hacı Giray’ın ihaneti, Rusları ağır bir yenilgi almaktan kurtarmıştır45.Ruslar 1480 ‘de Kazan Hanlığına karşı verdikleri mücadele de başarılı olup bağımsızlıklarını elde ettiler.1487 ‘ de Ruslar, Kazan Hanlığını işgal ederek asıl niyetlerini gösterdiler46.

Çar I.Petro’dan itibaren Rusların, asıl hedefi Türkistan’ı ele geçirmek olmuştur. Hatta bu konu da Çar I. Petro’nun vasiyeti’ de vardır. Deli Petro vasiyetinde “ Hive’yi mutlaka almalıyız. Zira bir kere Hive ele geçerse öte yanı da bizim olur “ demiştir. Öte yanı? Yani bütün Asya ve nihayet Hindistan 47. 1480’de Altın –Orda devletinden bağımsızlığını kazandıktan sonra Rusların sürekli yayılmacılık politikası izlediği bir gerçektir.Rus yayılmacılığı kendi ana yaşam alanları olan Karpedya’ dan Kuzey Ormanlarına doğru uzanan denizlerden uzak bölgelerden başlayarak öncelikle denizlere ulaşmayı amaçlamıştır.Bu bağlamda hem batı da ki Katolik devletlerle ve hem de doğu ve güney Türkistan’ da ki Müslüman Türklerle ve İranlılarla savaşlar yapmışlardır.Batıda Baltık Denizine ulaşmak , batılı Devletlerin medeniyet seviyesine ulaşmak amacına yönelik Rus yayılmacılığı , doğuda Karadeniz’e ulaşmak ve doğudan gelecek tehlikelere karşı genişlemek amacına yöneliktir48.

Rusya’nın, Türkistan’da yayılmacılık siyasetinin bir diğer sebebi de, uzun süren savaşlardan sonra boşalan hazinelerini, Türk illerinden alacakları vergilerle telafi etmeyi düşünmeleridir. Rusya kurduğu sanayisi için hammadde temin etme arayışında idi. Çar I.Petro döneminde, Ural dağlarında bir Maden tesisleri kurulmuş, Rusya bu endüstri kolunun gelişmesi için güney – doğu yönünde yayılmak gerektiğine inanıyordu. I.Petro, düzenli olarak orta Asya yönünde maden aramak amacıyla bölgeye heyetler göndermiştir. I.Petro, Türkistan’a ve Hindistan’a önem veriyordu. O Rusya’nın Türkistan’ da ki nüfuzunu, Ticaret vasıtasıyla genişletebileceği düşüncesindeydi. Hazar Denizi’nin siyasi, iktisadi ve askeri önemini kavramıştı. Buradan Kafkasya’ya, İran’a, Türkistan ve Hindistan’a ulaşılabilirdi. Türkistan, gelişen Rus sanayisi için hammadde, deri, yün, pamuk gibi ürünleri sağlayacak bir bölge olarak görülmüştür. Ayrıca insan gücü acısından da Türkistan, önemli bir kapasiteye sahipti. Nitekim Ruslarda şu kanaat oluşmuştu.” Rusya’nın geleceği Avrupa’da değildir. Rusya dikkatini Asya’ya doğru çevirmelidir. Gelecek yıllarda sanayide ki gelişmeler, özellikle imalat sanayisi, önemli hammadde kaynaklarına sahip olmayı gerektirecektir. Batılıların kaynakları azalırken ya da daha zor ulaşılır hale gelirken Rusya Asya ‘ya dönmeli ve bu kıtada ilerlemelidir”49.

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------

45 Nadir Devlet, Rusya Türklerinin Milli Mücadele Tarihi (1905–1917),TTK. Yay. Ankara 1999, s.3. ; Kurat , a.g.e., s.153.46Robert F.Baumann ; “Rusya’nın Türk Bölgelerinde Yayılması”, Türkler, 18: 577-586, Çev., Nasuh Uslu , İstanbul 2002, s.577. ; Reşit Rahmeti Arat , “Kazan”, İA, c.VI , s.505 -515.47 Charles Louis Lesur tarafından 1812 ‘de yayınlanan bir eserde; Rus Çarlarının gizli Hatıralarından bahsedilmektedir. Bu eserde Çar I.Petro’nun el yazısıyla yazdığı vasiyeti de vardır. Çar I.Petro bu vasiyetinde “Avrupa’nın tamamının fethedilmesi gerektiği, Asya, Boğazlar, Yunanistan ve Kafkaslar alınmalıdır.” demektedir. ; ayrıca bkz. Mehmet Saray, Rusların Orta Asya’yı Ele Geçirmeleri, Ankara 1984, s.1. ; Henry Macgahan, Türklere karşı Rus Vahşeti, İstanbul 1970, s.18.48 Mehmet Yetişgin , “ Rusların Türk Toprakları Üzerinde Yayılmasının Sebepler Üzerine Bazı Düşünceler “ ,Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 16: Konya 2007, s. 671 -702.

Page 10:  · Web viewX.Yüzyıldan sonra bölge tamamıyla “Türkistan” diye anılmıştır. Türkler, Türkistan’ın çeşitli bölgelerinde, Türk boy isimleri veya boy beylerinin

I.Petro, XVIII. Yüzyılın başlarında, Türkistan’a hâkim olmak için Yukarı İrtiş ve doğudaki toprakları ele geçirmeye karar vermiştir. I.Petro, Hindistan, Çin, Afganistan, İran ve diğer, ülkelerle ekonomik ve politik ilişkiler kurmak için, en yakın köprü görevini yapan bu bölgede yer edinmenin önemini çok iyi anladığını “ Rusya’dan geçen Avrupa –Asya ticaret yolu, Rus sanayisinin başarısı için çok etkili olacaktır”50. diyerek geleneksel Rus Politikasının temellerini atmıştır. Çar I.Petro, Türkistan hakkında edindiği bilgilerden sonra Orta Doğu’ya, oradan da efsanevi zenginlikleriyle ünlü Hindistan’a ulaşabilme gayesini gütmüştür. Hazar Denizi’ne dökülen Amuderya nehrinin aşağı mecrasında ve Yarkent şehri civarında “kum şeklinde altın” çıkarıldığına dair aldığı bilgiler Rus Çar’ ının dikkatini bu bölgeye çekmiştir. I.Petro, öncelikle Türkistan’a askeri keşif heyetleri göndermiştir. Astrahan valisi, 1713’te Astrahan’a gelen Türkmen tüccarı Hoca Nefes’in verdiği bilgiye dayanarak I.Petro’ya; yukarda bahsettiğimiz Amuderya’nın aşağı mecrasında ve Yarkent civarında zengin altın kaynakları bulunduğunu bildirmesinden dolayı Hoca Nefes’e , “Rus baronu” unvanı verilmiştir. I.Petro altın aramak için askeri bir keşif gezisi tertip etti. Ancak bu keşif hareketinde başarılı olamamamıştır51.

XIX. Yüzyılın İkinci yarısına kadar, I.Petro’nun vasiyetinin devamı niteliğinde boğazlara hâkim olma ve Akdeniz’e inme uğraşları, ayrıca Avrupa, Kafkasya, Ortadoğu ve sonrasında Kırım Harbi ile meşgul olan Rusya, Türkistan bölgesini ele geçirme çalışmalarını yavaşlatmıştır. Özellikle İngiltere ve Fransa tarafından desteklenen Osmanlı Devleti’ne yenilmesi ve Paris antlaşmasıyla Karadeniz’de ki faaliyetleri kısıtlanan Rusya, Çar II. Alexander ‘ın önderliğinde ekonomik, eğitim ve askeri alanlarda köklü reformlara girişmiş, fakat Avrupa Devletleriyle rekabet edemeyeceğini anlayınca, daha önce ilerlemeye başladığı Türkistan bölgesini kendisi için yayılma alanı görmeye başlamıştır52. XX. yüzyıla girerken Rusya, yayılmacı emellerini tatbik için modernize olmak, askeri gücünü geliştirmek, dış devletlerle anlaşmalar yaparak bloklar içerisinde yer almak, iç sorunlarını örtmek için dış politikada saldırgan bir tutum izleyerek halkının dikkatlerini dışa yöneltmek, Osmanlı Devleti’ni tasfiye etmek, Türk boğazlarına hâkim olmak, sıcak denizlere inmek, Orta Asya ve Uzak doğu’da yeni yerler ele geçirerek hem dünya ticaretinde ve hem de sıcak denizlere ulaşan diğer coğrafya üzerinde egemenlik tesis etmek gibi hedeflerin peşindeydi. Osmanlı ve Türk Dünyası ile ilişkilerinde saldırgan, yayılmacı ve rencide edici bir tavır takınmıştır.

IV. Türkistan’da Rus İşgalinin Başlaması

Türkistan’da, siyasi açıdan güçlü olmayan birçok Türk Devleti vardı. Bu Türk Devletleri, çevrelerinde olup bitenleri ve buna karşı tedbir almakta aciz kaldılar. Bu Türk devletlerinden hiç birisi lider olma vasfını elde edemedi. Timur ve oğullarından sonra Orta Asya, tam bir kaos içine girmişti. Ruslar, Türkistan’ı işgal etmek için hazırlık yaparken, Bu Türk devletleri, Başkırtlar, Kazaklar, Kırgız ve Özbekler birbirlerine karşı amansız bir mücadelenin içindeydiler. Türk dünyasında ki bu kaos Buhara, Hokand ve Hive Hanlıkları kurulduktan sonra da devam ettiğinden, onları güçlü olanın etrafında toplanarak, gelmekte olan Rus tehlikesine karşı kuvvetli bir cephe kurma düşüncesinden alıkoydu. Böyle bir birliği kurmaya teşebbüs edenleri, Ruslardan önce kendileri arkadan vurmuşlardır. Türk dünyası maalesef, değişen dünya şartlarından habersizdi. Modernleşen Rusların mükemmel silahları, askerlik Sanatı’na uygun savaşan orduları karşısında, ellerinde kılıç, okları ve çakmaklı tüfekleri ile askeri disiplinden uzak yüz binlik yığınlar vardı.

49 Mehmet Saray , “Rusya’nın Asya’da Yayılması “, İ.Ü.Edebiyat Fak. Tarih Enstitüsü Dergisi (TED) , sayı 10 -11, s.279 -280, İstanbul 1979 -1980.50Mehmet Saray , “Rusya’nın Asya’da Yayılması” TED, s.10 -11, s.279 – 280.51 Baymirza Hayıt , Türkistan Devletlerinin Milli Mücadeleleri Tarihi , TTK.yay.Ankara 1995 , s.46 , 47. ;Macganan , a.g.e., s.30.52 Saray ,a.g.e., s.58.

Page 11:  · Web viewX.Yüzyıldan sonra bölge tamamıyla “Türkistan” diye anılmıştır. Türkler, Türkistan’ın çeşitli bölgelerinde, Türk boy isimleri veya boy beylerinin

Ekonomik ve ticari durumun yarattığı güçlükler ve imkânsızlıklar, doğu illerinin gerilemesinin en önemli sebebini teşkil etmektedir. Kazan ve Astrahan, Rus işgaline uğradıktan sonra, Türkistan Türklüğü, ekonomik olarak ciddi sıkıntı içine düşmüştür. Türk illeri, ticaretin yeniden başlaması için Moskova’ya elçiler göndermeye mecbur olmuşlardır. Asya Türklüğü her yönden geri kalmış ve yoksul düşmüştür53.

Kırgızlar (Kazak Türkleri) , Türkistan’ın işgalinde Rusların lehine, büyük hizmet vermeye başlamışlardır. Rusya, adım adım Türkistan yönünde ilerlemeye başladı. Rusya, XVIII. Yüzyılın başlarına kadar Kazan’ı 1552, Kazan’dan sonra Hazar Denizine kadar bütün İdil (Volga) havalisini, Astrahan’ı 1556, Volga – Sibirya arasındaki bölgeyi kontrol etmekte olan Kazakları (1570 – 1580) , son olarak da Kalmuk saldırılarıyla iyice zayıflamış olan Başkırtları hâkimiyeti altına aldı54.Rusya, Türkistan’ da ki üç büyük hanlığa ( Buhara, Hokand, Hive ) karşı savaş hazırlığı yapmak zorunda kalmıştır. Türkistan’ın bozkır bölgesinde, askeri kale ve mevziler yapmaya başladı55. 1845 yılında, Irgaz ve Turgay nehirleri boyunca kaleler inşa edilmeye başlandı.1848’de Kara – Butak ve Kos – Aral Limanlarını yaptırdı. Aynı yıl, İki Rus savaş gemisi, parçalar halinde Petersburg’dan develerle taşınarak Aral gölüne indirilmiştir56. 1852’de Rusya, Hokand hanlığı’nın doğrudan doğruya komşusu oldu. Raim Kalesi’nin yapılması, hanlığa karşı savaşta ve Türkistan’a doğru ileri bir hareket için rol oynadı. Ruslar, Sir - Derya’nın aşağı mecrasında, Çuve ili nehirlerinin yukarı kısımlarına kadar olan bölgeleri askeri açıdan güçlendirdikten sonra, etrafı surlarla çevrili bir şehir olan Akmescid’i işgal etmek için hazırlıklara başladılar. Rusların asıl amaçları, Hokand hanlığını her yönden kuşatma altına almaktı57.

Rusya, Türkistan’a karşı tutumunda, Türkistan pazarlarına tamamen hâkim olmak ve İngiltere’nin Türkistan’da muhtemel bir nüfuzunu bertaraf etmek gibi, iki ana problemi çözmeye uğraşmıştır. Bu politika, Türkistan’a hâkim olmak için I.Petro zamanından beri Rusya’nın takip ettiği politikaydı. Daha önce de söz edildiği gibi, I Petro vasiyetnamesinde şöyle demişti: “Orta Asya’nın yegâne varisi, Çar’dır. Yeryüzünde hiçbir kuvvet bu mirasa hak iddia edilmesine mani olamaz”58. Rusya’nın Türkistan Politikasının süreci, I.Petro tarafından tayin edilen hedefi te’yid ediyordu. Rusya, Türkistan’ı işgal etme, hazırlıklarını hızlandırmış ve ilk olarak tampon bölge olan Hokand ve Hive Hanlarını işgal etmeyi planlamıştır. Rusya, 1852’de bir Haritacı heyetini Akmescit’e gönderir. Bu heyet kale kumandanı tarafından tutuklanır. Bunun üzerine Ruslar, Akmescit’e saldırır, 22 gün süren kuşatmadan sonra 1853’te Akmescit, Rusların eline geçti59.Rus ordusunun teknik üstünlüğüne mukabil, çakmaklı ve basit silahlarla, bir ordu düzeninden çok uzaklarda olan halk, topraklarını kahramanca savunmuş, fakat kale düştükten sonra Akmescit halkı hunharca katliama tabi tutularak cezalandırılmıştır60.Akmescit’in kaybedilmesi, Hokand Hanlığında büyük şaşkınlık yarattı. Çünkü bu şehir ve kale, Rusya’ ya karşı Hokand’ın bağımsızlık sembolüydü61. Rusya, Hokand hanlığında iç karışıklıkların sürdüğü bir dönemde, Hokand’ı işgal etme planlarını tamamladı.

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

53 Mehmet Saray, Rusya’nın Türk İllerinde Yayılması, İstanbul 1975, s.195,197, 199.54Hayıt , a.g.e., s.43 , Togan , a.g.e., s.115 – 117.55 Togan , a.g.e., s.211. ; W.Barthold , II, I.s.293( Hayıttan naklen)56, İ.Kayabalı, C. Arslanoğlu, Ortaasya Türklüğünün Tarihi ve Bugünkü Durumu, Ankara 1978, s.34.57 Memet Yetişgin , “Rusların Türkmen Topraklarını İstilaları”, Türkler, 2002, 18: s. 596.58 Hayıt , a.g.e,, s.64. ; Kurat , a.g.e., 349.59 Macgahan , a.g.e., s.47. ;Hayıt, a.g.e., s.63 – 65,66.60 Saray , a.g.e., s.200. , Hayıt, s.66.61 Kurat , a.g.e., s.350.

Page 12:  · Web viewX.Yüzyıldan sonra bölge tamamıyla “Türkistan” diye anılmıştır. Türkler, Türkistan’ın çeşitli bölgelerinde, Türk boy isimleri veya boy beylerinin

Türkistan Genel valisi, Van Kaufman, 1875’te Çar II. Alexsander’dan Hanlığın ortadan kaldırılması konusunda “çok gizli” kaydı ile bir emir aldı. Skobelev komutasında ki Rus birlikleri 1867’ de Hokand’ı işgal etti62. Rus işgaline kadar Buhara hanlığında Şeybaniler, Canoğulları ve Mangıt Hanedanlığı olmak üzere üç hanedanlık hüküm sürmüştür. XIX. yüzyılda Buhara hanlığının sınırları, güneyde Afganistan, Kuzeyde Aral Gölü’nün doğusuna kadar uzanıyordu. Bu sınırlar Zerefşan Vadisi, Semerkant ve Duşanbe’yi de içine alıyordu63.Buhara hanlığının iç karışıklıklar yaşaması nedeniyle Emir Nasrullah, merkezi otoriteyi güçlendirmek amacıyla bir ordu oluşturmaya çalışmış ve yüksek idari görevlere köle asıllı İranlılar ve Türkmenleri getirmeye çalışmıştır64. Emir Nasrullah’tan sonra yerine Emir Muzaffer geçti. Emir Muzaffer’de, Rusya’nın Taşkent’i işgal ettiği sırada, Hokand hanlığına yardım etmesi gerekirken, Hokand hanlığına saldırarak başkenti işgal etmiştir65.

Rusya, önce Hive hanlığı ve sonra da Hokand hanlığı ile olan hesaplaşmalarında, Buhara hanlığını hep tarafsız tutmaya çalışmıştır. Rusya, Buhara’yı ticaret ortağı olarak görüyordu. Çünkü Buhara hanlığının hammaddeleri önemliydi.1839 yılında Rusya ya büyük oranlarda mal ihraç ediliyordu. Aynı zamanda Buhara; Kabil, Keşmir ve Herat’a gönderilen Rus mallarının bir geçit yeriydi. Ancak Taşkent işgal edildikten sonra Rusya, Buhara hanlığına karşı olan politikasını tamamen değiştirmiştir.1865’te Emir Muzaffer, Taşkent’i işgal eden Rus komutanı Çernayev’e yazdığı bir mektupta Rusların, Taşkent’ten birliklerini çekmelerini istedi. Çernayev, Emir’e Taşkent’in Çar’ın emri ile işgal edildiğini; sadece onun emri ile çekilebileceklerini bildirdi. Rusya 1866’da Buhara’ ya saldırdı. Buhara savaşı kaybetti.1868’de, Rus birlikleri Semerkant’ı işgal etti. Sir –Derya’ nın güneyinde İcrar denilen yerde yapılan savaşın kaybı, 1868 yılında İcrar, Yeni Korgan ve Semerkant 1873 yılında Hokand Ruslar tarafından işgal edildi66.

Rusya, Hokand ve Buhara Hanlıklarıyla yaptığı savaşları kazandıktan sonra, I.Petro döneminden kalma, Hive hanlığının işgaline ait planı devreye soktu. Rus tarihçileri, I.Petro tarafından, ölümünden önce ; “Hive cezalandırılmalıdır.” diye talimat verildiğini bildirirler.1717 ‘de Rus Çar’ının isteğine boyun eğmedi diye Hive’yi cezalandırmak için Rusya, 156 yıldan fazla beklemek zorunda kalmıştır. Rusya, 1859’ da Hazar denizinin doğu sahilinin haritasını çizmekle, önemli askeri ve siyasi görevlerden birini tamamlamış oldu. Daha sonra ki hareket için bu, bir temel teşkil etti.1872 ‘de Çar II. Alexsander ve ekibi, Hive Hanlığının işgal edilmesine karar verdi. Harekâtın idaresinde Türkistan genel Valisi Van Kaufman’a verildi. Hive Hanlığı, böyle bir genel saldırıya karşı koyacak durumda değildi.1873 ‘yılında Rus birlikleri Hive şehrine girdi. Van Kaufman , I.Petro’nun doğum günü için bir ayin tertip ettiğini Çar’a bildirdi.Bununla I.Petro’nun vasiyetinin gerçekleştirilmiş olması dile getirilmek istenmiştir67. 1552 ‘de Kazan’ı ve Astrahan’ı aldıktan sonra, Orta Asya ‘ya doğru başlayan Rus genişlemesi, Türkmenistan’ın alınmasıyla sona erdi. Artık Rusya, Ticari, iktisadi ve stratejik öneme sahip olan Orta Asya’nın hâkimi idi68.

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

62 Amir Taheri, Kızıl Gökte Hilal, Çev. Cüneyt Akalın, İstanbul 1991,s.111,112. ; Hayıt , a.g.e., s.89.63 Uçarol , a.g.e., s.267.64 Togan, a.g.e, s.205.65 Devlet , a.g.e., s.37.66 Castagne , a.g.e, s.70.; Hayıt , a.g.e., s.95.67 Macgahan , a.g.e., s.10-70. ;Hayıt , a.g.e., s.100-105. ; Castagne , a.g.e., s.95.68 Robert F.Baumann, Rusya’nın Türk bölgelerinde yayılması, Türkler, c.18, s.581.

Page 13:  · Web viewX.Yüzyıldan sonra bölge tamamıyla “Türkistan” diye anılmıştır. Türkler, Türkistan’ın çeşitli bölgelerinde, Türk boy isimleri veya boy beylerinin

V. Türkistan’ın işgalinden Sonra Rus Politikası

a) Çarlık Rusya’sı Dönemi

Rusya, 1867’de Taşkent merkezli Türkistan Genel valiliğini kurarak bölgede ele geçirdikleri yerlerin idari yapısını şekillendirmişlerdir. Taşkent Türkistan’daki Rus yönetiminin merkezi olmuş, bölgeye gönderilen çok sayıda ki Rus göçmeni “Yeni şehir” adı verilen yerde yerleştirilmiştir. Türkistan genel valileri, Von – Kaufman (1867 -1882) , Rozenbah , Duhovski , Saharov , Kuropatkin , buradan Rus politikasını uygulamışlardır. Ruslar Türkistan’da “sürekli beslenen fakat hiç doymayan” bir politika izlemişlerdir. Rus göçmenler, Bilhassa Kazakistan ve Kırgız bölgelerine, iskân edildi. Türkistan’a yönelik yoğun Rus göçü Stolypin’in başbakanlığı döneminde (1906 -1911) gerçekleşmiştir. Bu göçün temel amacı toprak sıkıntısı çeken Rus köylüsünü memnun etmekti. Türklerin verimli toprakları ellerinden alınıp, Rus göçmenlerine dağıtılarak, Rus tekstil sanayisi için çok mühim olan Pamuk ekimine tahsis edildi. Bu süreç o kadar hızlı gelişti ki, Ruslar 1900 yılı başlarında pamuk ekilen alanı 562.000 hektara yükselterek, Rus dokuma sanayisinin pamuk ihtiyacının yüzde 51,5’ini Türkistan’dan sağladılar. Diğer taraftan gereği gibi tahıl ve pamuk yetiştiremeyen Türkler, yokluk ve açlıkla karşı karşıya bırakıldılar69. Rusya, başlangıçta siyasi ve askeri konulara ağırlık vermiştir. Bu nedenle yerel hayat tarzlarına, geleneksel ve dini yapıya hemen müdahale etmemişlerdir.

Çarlık Rusya’sının en belirgin özelliği, işgal ettiği ülkelerin en verimli, stratejik yerlerine Rusları yerleştirmek ve egemenlik altına almaktır. Rusya’nın işgal ettiği Türk halkları siyasi ve ekonomik olduğu kadar kültürel yönden de “sömürgeleşme” sürecine girmiştir. Ruslar, bu süreçte ; “Tehcir ve sömürge” politikası ile şiddetli bir şekilde sert uygulamalara gidilmiş, yeni okullar açılması yasaklanmış, mevcut okulların da yenilenmesi engellenmiştir.

Çar IV. İvan’dan itibaren uzun süredir Türklere yönelik din değiştirmeye zorlamalar, camilerin yıkımı, zoraki yer değiştirmeler gibi yöntemler uygulanmıştır. XIX. yüzyılda ise Rusya’ da ki Türklerin dış dünya ile ilişkilerine izin verilmeyerek, kendilerini geliştirmeleri engellenmiştir. Rusya, 1891’de Omsk merkezli Bozkır Genel valiliğini tesis etti. 1867 ‘de de Sir - Derya, yedi su ve Semerkand’ı ihtiva eden yerde Türkistan Genel valiliğini kurmuşlardı. Hazar Denizinin ötesinde kalan Türkmen topraklarının ve Merv’in işgallerinden sonra ve 1890’da bu bölgeler Türkistan Genel valiliğine bağlanmıştır. Genel Valilik Rus Savaş bakanlığına bağlanmış olsa da Türkistan Genel valileri doğrudan Rus Çar’ı ile irtibat kurabilme ve idam kararlarını onaylama yetkisi dâhil geniş yetkilere sahip olmuşlardır. Bu dönemde cami yapımı valinin onayına bağlanmış, dini merkezler kurulması ve vakıf işleri yasaklanmıştır. Türkistan, İngiltere ile Rusya arasında bir rekabet alanı olmuştur. Bu çekişme ve rekabet bölgenin sömürgeleştirilmesinde önemli rol oynamıştır70. Türkistan’ın tamamı Rus hâkimiyetine girerken, Afganistan üzerinde İngiliz nüfuzu kurulmuş, İran ve Rusya ve İngiltere arasında sürekli askeri, diplomatik ve ekonomik müdahalelerin yapıldığı bir bölge haline gelmiştir. XX. yüzyılın başlarından itibaren geleceğin stratejik ve ekonomik enerji kaynağı olan petrol Azerbaycan’da Bakü’de büyük miktarlarda keşfedilmiştir. Rusya bu petrolden büyük karlar elde etmeye başlamıştır71.

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

69 Saray , a.g.e., s.207.; Hayıt , a.g.e; s.231.70 Steven Sabol , “Orta Asya’da Rus – İngiliz Rekabeti” , Türkler, Çev. Nasuh Uslu, c.18, Ankara 2002, s.588.71 Devlet, a.g.e., s.23.

Page 14:  · Web viewX.Yüzyıldan sonra bölge tamamıyla “Türkistan” diye anılmıştır. Türkler, Türkistan’ın çeşitli bölgelerinde, Türk boy isimleri veya boy beylerinin

Çarlık Rusya’sı döneminde uygulanan ve sonuç elde dilen Türkleri, Ruslaştırma politikası, Bolşevik döneminde de aynı politika devam ettirilmiştir. Rusya, Türkistan üzerinde ki hedeflerini gerçekleştirmek için sistemli ve etkili bir çalışma yürütmüştür. Bu hedefleri de Türkistan ‘da ki Türk halklarını dilinden, alfabesinden kısacası kültüründen ayırmak olmuştur. Çarlık Rusya’sının 1876 ‘da ve Bolşeviklerin 1920 ‘den sonra Türkistan’a uygulamaya çalıştıkları metot İlminisky tarafından ortaya atılmıştır. Fikir babalığını Rus Milliyetçisi Nikolay İlminisky (1822 – 1891) yaptığı bu metotla, Rus hâkimiyeti altında yaşayan Türker’e Rus dilini öğretmek, ortak bir Türk dili yerine her Türk boyu için bölgesel farklı konuşma dilleri meydana getirmek, bu diller için Rus karakterli farklı alfabeler kabul ettirmek ve böylece onları Ruslaştırmaktır. Bu politika sonucunda aynı ırktan gelen, aynı dili konuşan insanlar arasında ki birlik parçalanmış, yeni diller ve yeni milletler oluşturulmaya çalışılmıştır. Bu eylemin başında Misyoner İlminisky ve onun talebesi Türkistan Genel Valiliği’nin kültür danışmanı Ostrumov bulunuyordu. Çarlık Rusya’sının son döneminde başlayan farklı uluslar oluşturma süreci gelecekte ki Bolşevik politikalarına da dayanak oluşturmuştur. Dolayısıyla Kazak, Kırgız, Özbek, Azeri, Türkmen gibi büyük Türk dil ailesinin içindeki farklı grupların siyasal ve toplumsal olduğu gibi kültürel farlılıkları iyice pekiştirmiştir72. Nikolay İlminisky’nin metodunun Çarlık Rusya’sında bir devlet politikası gibi uygulanması, konunun önemini ortaya koymaktadır. Bir birleriyle konuştuklarında gayet rahat anlaşan Türk halkları, alfabe değişikliğine gidildikten sonra yazı dilindeki farklılaşmanın zamanla konuşma diline de yansımasıyla Türkistan’ da ki Türk halkları arasında dil birliği kayboldu. Yüzyıllardır aynı topraklarda bir bütün olarak yaşayan Türk halkları, ayrı ayrı milletler durumuna düşmüşlerdir.

Türk toplulukları inançlarından ve geleneklerinden uzaklaştırılmıştır. Özellikle bu dönemde, Kril alfabesiyle yayınlanan kitapların tamamı Hıristiyanlıkla ilgilidir. Özellikle misyonerler, Kazak Türkleri ile Tatarların kaynaşmasını engellemeye çalışmışlardır. Tatar, din adamları Kazak mektep ve medreselerinde ders verirken, Rus ideolojisini de yayıyorlardı. Rusya, Türkistan halkını cahil bırakmak istiyordu. Bu nedenle sıradan öğretmenlerin hazırladığı ansiklopedik kitaplarla eğitilmesini sağlıyordu. Derslerin sadece Rusça olarak yapıldığı okullarda vardı.1876 yılında Taşkent’te açılan bir kız ortaokulunda bu metot kullanılıyordu. Rus okullarında çocuklarda Rusya’ya karşı saygı ve sevgi hislerini uyandırmak maksadıyla tarih, coğrafya ve din derslerine ağırlık verilmekteydi.

Türkistan’ın Ruslaştırılmasında basının önemli rol oynayacağına inan Çarlık yöneticileri basın ve yayın organlarının sayısını çoğaltmaya çalıştılar. Rus düşüncesinin ve kültürünün ürünlerini Türkistan’da yaymak için çok sayıda, gazete, dergi ve tercüme büroları açılmıştır.1861 – 1874 yılları arasında İlminisky , Katarinski , Levşin , Vasilyev , Radlof gibi misyoner ve bilim adamları tarafından Kiril alfabesinin kullanıldığı Türk lehçelerinde bir çok makale ve kitap yayınlanmıştır. 1905 yılında yapılan “Türk Halklarının Eğitimi Meselesi “ konulu toplantıda belirlenen Türkistan da uygulanacak eğitim programı yerli öğrencileri, Ruslaştırma amacına yönelik olmuştur. Buna göre Türkistan ‘ da ki öğrenciler Rus okullarında ilk iki yıl kendi lehçelerinde öğrenim göreceklerdi. Daha sonra ki yıllarda ise dersler Rusça işlenecekti73. Rusya’nın, Türkistan’da kültür emperyalizmi yaptığının en somut göstergelerinden biri de şüphesiz Türkmenistan’dır. Rusya, 1884’te Türkmenistan’ı tamamen işgal altına aldıktan sonra hedefine ulaşabilmek için eğitimle ilgili çeşitli faaliyetlere başlamışlardır. Merkezi Aşkabat’ta olmak üzere Türkmenistan’ın önemli şehirlerinde Rus ve Türkmen dillerinde eğitim veren okullar açmışlardır.

72 Günay Göksu Özdoğan , “Sovyetlerden Bağımsız Cumhuriyetlere: Uluslaşmanın Dinamikleri” Bağımsızlığın ilk yılları, Yay. Haz. Büşra Ersanlı Behar, Ankara 1994, s.26.73 Mirazahan Egamberdiyev, Çarlık Rusyası’nın Türkistan’daki Eğitim Politikası (1870- 1971) , G.Üniversitesi Kırşehir Eğitim Fakültesi Dergisi, c.6, sayı 1, Kırşehir 2005, s.103 -108.

Page 15:  · Web viewX.Yüzyıldan sonra bölge tamamıyla “Türkistan” diye anılmıştır. Türkler, Türkistan’ın çeşitli bölgelerinde, Türk boy isimleri veya boy beylerinin

Rus emperyalistleri, Türkistan halkını Rusya’nın düşünce ve hayat anlayışı içinde Hıristiyanlaştırılmasını sağlamak için Rus kültürünü yaymaya ve yerleştirmeye çalışmışlardır. Bu doğrultuda bazı medreseler kışla olarak kullanılmaya başlanmıştır. Türkistan’da uygulanacak eğitim politikasını Türkistan Genel valisi Von Kaufman şöyle açıklamıştır.” Eğitim dini karekter taşımayacaktır. Rus ve Türkmenistanlı çocuklar bir arada okuyacaklardır. Medreseler kontrol altına alınacaktır. Medreseler ve İslam kanun dışı sayılacak”74. Türkistan’da yaygın dil’in Rusça, Din’in Hıristiyanlık, Halkında Ruslaştırılabilmesi için yolu Eğitimden geçmektedir. Çar II. Nikola’nın 1898’de yayınladığı , “Türkistan’da resmi yazışma dili olarak Rus dili esas alınacak. Devlet dairelerinde, hesap ve yayın alanlarında kullanılacak dil Rusça olacaktır”75. denilmektedir. Rusya, Hıristiyanlığın Ortodoks mezhebinden olmayan toplumları din değiştirmeleri konusunda baskılar yapmıştır. İlminisky’nin çabaları ile Kazan Türkleri, Başkırtlar, Çuvaşlar ve diğerleri Ortodoks mezhebine geçmeye zorlanmış, geçenlere önemli ayrıcalıklar verilirken, geçmemekte direnenlere ise baskılar uygulanmıştır. II. Katerina (1762 – 1796) döneminde Ufa’da bir Müslüman Ruhani Meclisin kurulması ve Müslümanlara yönelik daha sert davranılmaması, Türklerin dini ve kültürel hayatlarında rahatlama sağlamıştır. XX. yüzyıla girerken Türklerin Rusya içerisinde ki nüfusları 16 milyon kadardı ve birçok yönden kendi dillerini, dinlerini ve kültürlerini geliştirme imkânı bulmuşlardı.

b) 1917 İhtilali Sonrası Sovyet Rusya’sı (Bolşevikler) Dönemi

Bolşevikler 1917 yılında çarlığı yıkıp yönetimi ele geçirdiler. Bolşevikler, Komünizm ideolojisini savunmuşlar ve bu sistemi her alanda egemen kılmaya çalışmışlardır. Komünizm ideolojisi ile birlikte Rusya’nın, Orta Asya (Türkistan) politikasında önemli bir değişiklik olmamıştır. Hatta Bolşeviklerle Çarlık rejimi arasında hiçbir fark olmamıştır. Ancak Çarlık döneminde, Hıristiyanlaştırma (Ortodoks ) siyasetinin yerini Bolşevikler döneminde dinsizleştirme politikası almıştır. Bolşevikler, Türkistan’da İslamiyet’e karşı dinsizleştirme ve İnsanları tecrit etme yanında, soykırım, Ruslaştırma, parçala böl ve yönet politikalarını uygulamışlardır76.24 Kasım 1917 ‘ de “ Rusya Halklarının Hakları Beyannamesi”nden sonra, Rusya’nın ve Şark’ın bütün Müslüman işçilerine hitaben, Lenin ve Stalin’in imzaları ile güçlü bir üslup içinde bir beyanname yayınlanmıştır. Bu beyannamede bütün Müslümanların Camii ve mescitleri, dini inanç ve adetlerinin Rus çarları tarafından tahrip edildiği, bundan sonra tüm inançların, adetlerin serbest olacağı ve dokunulmayacağı ve bu hakların Rusya’nın bütün halklarının hakları gibi ihtilal’in ve onun organları olan işçi, asker ve köylü Sovyetlerinin korunmasında olacağı ve bunun için ihtilal’e destek olmaları istenir77.

Yeni Sovyet yönetimi zaman kazanmak ve yeni rejimin yerleşmesini sağlamak için sürekli eski Çarlık yönetimini kötülenmektedir. Bolşevikler kendilerinin bir umut olduğunu ve istenilen her türlü hakların verileceğini her koşulda dile getirmişlerdir. Fakat siyasi rakiplerini etkisiz hale getirdikten sonra sıra Türklere gelmiştir. Yeni Sovyet Komünistleri, Bolşevikler ilk olarak 1919 yılında Federasyonda ki “Müslüman” ismini kaldırmışlardır. Türkistan’da birçok yer işgal edilmeye başlanmıştır. Türkistan ve diğer Türk illeri işgal edilerek 1925’ten sonra “Türkistan” kelimesi Rus haritalarından, lügatlerinden kaldırılarak yasaklanır. Sadece Türkistan Askeri Bölgesi adıyla kalır ve ardından Türkistan beş ayrı Cumhuriyete bölünür. İşte bundan sonra büyük bir kültür emperyalizmi başlar. Zaten asıl Rus politikaları 1920 ‘den sonra oluşturulmaya başlanmıştır.

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------74 Hayıt , a.g.e., s.164 -165.75 N.Necef Ekber /Ahmet Annaberdiyev, Hazar Ötesi Türkmenler, İstanbul 2003, s.280.76 Ahat Andican, Hariçte Türkistan Mücadelesi, İstanbul 2003, s.165. ; Yaşar Onay, Rusya ve Değişim, Ankara 2002, s.159 -170.77 Atilla Artam, Türk Cumhuriyetlerinin Sosyo – Ekonomik Analizleri ve Türkiye İlişkileri, İstanbul 1993, s.27.

Page 16:  · Web viewX.Yüzyıldan sonra bölge tamamıyla “Türkistan” diye anılmıştır. Türkler, Türkistan’ın çeşitli bölgelerinde, Türk boy isimleri veya boy beylerinin

1917 İhtilalı’ndan sonra, Rus ulusal kültürünü oluşturmak için eğitim politikasına ağırlık verilmiştir. Bunun için öncelikle standart yazı dilleri oluşturulacak, böylece ulusal dilde eğitime ağırlık verilmiştir. Mevcut lehçeler birleştirilerek, ortak ulusal dil oluşturulmuştur. Böylece kültür kaynaklarını işletmek alfabelerin Slavlaştırılarak, milli varlığı kendi köken, örf ve kültüründen koparmaktır78.Sovyet Rusya yöneticileri ilk planda Arap alfabesini geliştirerek, mahalli lehçelere bunu uyarlamak için çalıştılar. Ancak 1925 yılında Arap alfabesiyle basılı kitap ve dergiler Türk halklarını Ruslardan ayırdığı gerekçesiyle yasaklandı79. 1926 yılında gerçekleştirilen Bakü Türkoloji Kurultayında alınan bir kararla, Sovyet Rusya idaresinde ki bütün Türkler, 1926 yılında Latin alfabesine geçtiler. İslam kültürü ve Türkiye Türkleriyle olan bağları kesmek amaçlı yapılan bu girişime karşı, Türkiye ‘de Kasım 1928 yılında Latin alfabesine geçerek, Rusya’nın bu oyununu bozmuştur. Mustafa Kemal Atatürk’ün, Latin alfabesini kabul etmesiyle, Türk dünyasında dilde birlik sağlanmıştı. Ancak bu hamlenin Sovyet Rusya’nın hedeflediği politik ilkelere uymadığı için, Rusya hemen karşı atağa geçerek Türkistan’ da ki Türklere Kril alfabesini kullanma zorunluluğunu getirmiştir. Bu nokta da asıl düşünülmesi gereken konu her Türk boyuna farklı alfabe kullanma mecburiyeti getirilmesidir.

Böylece Türkistan’da dil birliği bozuldu ve Bölgede Rusça resmi devlet dili haline geldi80.Tek kültür ve tek dil hedefine ulaşmak için Sovyet Rusya, öncelikle dil konusunda ki farklılıkları ortadan kaldırmayı amaçlamıştır. Bolşevik İhtilali liderlerinden Lenin bir sözünde “ Bana 7 yaşında bir çocuk verin, onu edebiyyen Bolşevik yapıyım” demiştir. Bu doğrultuda Sovyet yöneticileri her mahalleye “sadık “ denilen kreşler açmışlar, bu kreşlere de Rus bakıcılar görevlendirmişlerdir. 1959 yılında Kuruşcef ‘da “ Her orta öğrenim mezunu Rusçayı tam olarak öğrenmiş olmalıdır.” demiştir.

1940 yılında Sovyet Hükümeti yeniden Latinceden Rus – Kril alfabesine geçmeyi kararlaştırmıştır. Bundan sonra Türkistan’da üç faklı kökene dayalı (Latin – Arap –Kiril ) 27 farklı alfabe ve iki büyük yazı diline bağlı 20 çeşit yazı dili kullanılmaya başlanmıştır. Bu uygulamalarla Türkistan Türk halkları her yönden parçalanmıştır. Türkistan kendi içinde beş ayrı Cumhuriyete ayrılmış oldu. Stalin iktidarı döneminde, Türk destan kahramanlarını konu alan kitapların okunması yasaklanmıştır. II. Dünya savaşında, Türkler ön saflarda Sovyet Rusya için savaşırlarken, bu başarı sadece Rus milletine mal edilmiştir81.

Sovyet Rusya hükümetlerinin uyguladıkları bu asimilasyon politikaları sonucu, belki de dünya da ilk defa bir toplumun ulusal kimliği değiştirilip, Rus kimliğine geçirilmiştir. Kendi ulusal kimliği ikinci plana atılmıştır. Türk halklarına, Rus olduklarına dair verilen özel kimlik ve pasaportlarda açıkça bunu ortaya koymuştur. Lenin döneminde izlenen politikaların esas hedefi ise dinsel kurumların gücünü kırıp Müslümanların hayatından İslam’ı tamamen çıkarmak ve Türklerden dinsiz bir toplum oluşturmak Sovyet Rusya’nın resmi devlet politikası olmuştur82. Sovyet Rusya’nın Türkistan’da İslam’ı yok etmek için giriştiği süreçte on binlerce Camii yıktırılırken, birçok din adamı da öldürülmüştür83.1917 İhtilalin den önce Rusya genelinde tahminen 26 bin cami varken 1942 yılında bu rakam 1312’ye inmiştir. Bu sayı 1980 ‘ ler de ise 400 civarına kadar düşmüştür. 1944 – 1978 yılları arasında Azerbaycan’da 6 milyon dan fazla Müslüman yaşamasına rağmen sadece 16 cami ayakta kalabilmiş diğerleri Sovyet Rusya tarafından yıktırılmıştır.

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

78 Göksu , a.g.e., s.37. ; Metin Eriş , Amerikan – Rus Emperyalizmi , İstanbul 1978 , s.97,98.79 Artam , a.g.e.; s.27 ,28.80 Onay ,a.g.e.; s.181,182.81 Büşra Esranlı Behar , “Azerbaycan, Özbekistan ve Türkmenistan’da Eğitim politikaları” , Bağımsızlığın ilk yılları, Kültür Bakanlığı yay. Ankara 1994, s.191,192.82 Baymirza Hayıt, Sovyetlerde Türklüğün ve İslam’ın Bazı Meseleleri, Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı, İstanbul 2000, s.73, 74.

Page 17:  · Web viewX.Yüzyıldan sonra bölge tamamıyla “Türkistan” diye anılmıştır. Türkler, Türkistan’ın çeşitli bölgelerinde, Türk boy isimleri veya boy beylerinin

Türkmenistan’da 4 milyondan fazla Müslüman yaşamasına rağmen bu insanlara hizmet veren sadece 4 küçük köy camisi kalmıştır. Dağıstan’da 1.5 milyon Müslüman’a hizmet veren sadece 12 cami kalmıştır. Çeçen – İngush Cumhuriyet’inde bir milyonu aşkın Müslüman’a hizmet veren tek bir camii bile yoktur84.

Sovyet Rusya, Türkistan ‘ da Din olgusuna son vermek için öncelikle bütün camileri ortadan kaldırmayı planlamıştır. Bunu gerçekleştirmek içinde öncelikle bu işe Türkmenistan ve Kuzey Kafkasya ‘da ki Çeçen – İngush Cumhuriyeti’nden başlamıştır. Bu uygulamaya 1943 yılında Çeçen –İngush halkı isyan edince, Çeçen halkı Sibirya ya sürgün edilmiştir ve bölgede ki bütün camiler yıkılmıştır. Sovyet Rusya, Camileri yıktığı gibi din eğitimini de yok etmeye çalışmıştır. Camilerin yanında bulunan ve Müslüman çocuklarının eğitildiği mektep ve medreseler kapatılmıştır.

Sovyet Rusya, din aleyhtarı propaganda yapmak amacıyla üst düzey görevlileri etkili bir şekilde kullanmıştır. Yüksek Öğretim kurumlarında ki öğretim elemanlarının din aleyhtarı dersler vermeleri zorunlu hale getirilmiştir. Ateizm(Dinsizlik) üzerine bir bilimsel makale broşür hazırlatıldı. Bütün bu baskılara rağmen Rusya’da ki Müslümanların sayısı her geçen gün artmıştır. Orta Asya ve Kazakistan Diyanet İşleri Müdürü Ziyaeddin Babahan, 1979 yılında, Duşanbe’de yaptığı konuşma da bu konuyu şöyle dile getirmiştir. “ülkemizde sistem değişmiştir. Sosyal ilişkiler değişmiştir, yeni bir devlet sistemi, yeni bir sosyalist düzen ortaya çıkmıştır, fakat İslam dini varlığını korumaktadır ve gelişmesini sürdürmektedir. Bunun da ötesinde İslamiyet daha da büyük üne kavuşmuştur”85.

VI. Türkistan Türklerinin İktidar ve Bağımsızlık Mücadeleleri

Rusya’nın baskı politikasına rağmen XIX. yüzyılın sonlarına doğru Türkistan düşünce hayatında bir hareketlilik başlamıştır. Türk kültürünün korunmasında ve geliştirilmesinde Volga ve Kırım Tatarları ile Azeriler önemli roller oynamıştır.1881 yılında Müslüman Türklerin “dilde, fikirde, işte birlik” olmasını savunan İsmail Gaspıralı , hem Eğitim ve hem de basın yayın aracılığı ile dünya üzerinde ki Türklerin kültürel alanda birliğini geliştirmeye çalışmıştır.1883 ‘te Rusya’da ilk Türk gazetesi Tercüman’ı çıkarmış ve bu gazete 1903’e kadar haftalık 1903’ten 1912 ‘ye kadar Hafta da birkaç defa ve 1912’den 1981’e kadar da günlük olarak 35 yıl yayın hayatına devam etmiştir. Rusya’ da ki Türkler arasında hürriyet fikirleri bazı kimselerin Osmanlı Devleti ile ilişkilerinden etkilenmiştir. Sultan Abdülaziz (1861 – 1876) döneminde Osmanlı Devleti’ne bir ziyarette bulunan Hokand’lı Abdürrahim, Namık Kemal ve Ahmet Vefik Paşa ile görüşmüş, ülkesine döndüğünde bir mektep açmış ve “Büyük Asya” adında bir dernek kurmuştur. Genç Türklere yakın olan Azerbaycanlı Resul zade Emin “Azerbaycan Genç İnkılâpçılar “ derneğini kurmuş, Tekâmül adıyla yayınladığı gazete de “İnsanlara hürriyet, milletlere istiklal “ fikrini savunmuştur86.

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

83 S.Rnders Wimbush; Sovyet Orta Asyası’da Soysuzlaştırma Politikası, Çev: Dr.Yasin Ceylan, ODTÜ, Asya – Afrika Araştırmaları Grubu Yayın No:34, Ankara 1984, s.4.84 Fatma Tombak, 20.Yüzyıl Rusya’sında Din, İslamiyet ve Nüfus Üzerine Bir Değerlendirme, History Studies, Volüme 3/2 , (2011) ,s.359 -370.85 Hans Braker, İslamiyet Sorununun Sovyetlerin İç ve Dış Politikasında ki Yeri, Çev. Prof.Dr. Yuluğ Tekin Orta Doğu Teknik Ünv. , Asya – Afrika Araştırmaları Grubu Yay. No:7, Ankara 1984, s.9, 10.86 Hilmi Ziya Ülken, Türkiye Çağdaş Düşünce Tarihi, İstanbul 1992, s.134,135.

Page 18:  · Web viewX.Yüzyıldan sonra bölge tamamıyla “Türkistan” diye anılmıştır. Türkler, Türkistan’ın çeşitli bölgelerinde, Türk boy isimleri veya boy beylerinin

Gaspıralı İsmail’in fikirleri, Türkmenler arasında ilgi görmüştür. Rusya, bu fikirlerin yayılmasına hiçbir zaman izin vermemiştir. Özellikle Stalin döneminde milliyetçi Türkmen Aydınları ortadan kaldırılmıştır. Gaygısız Atabayev ‘in ve onun arkadaşlarının çalışmalarıyla 1924 yılında Sovyet Rusya’da İlk Türk Devleti kurulmuştur. Bu Türk devletini kuran Gaygısız Atabayev, Nedirbay ve arkadaşları bağımsızlık hareketine katıldıkları gerekçesiyle Stalin’in emriyle öldürülmüşlerdir87.Orta Asya’ya gelerek Türklere askeri eğitim veren ve istiklal mücadelelerine yardım eden Türk subayları olmuştur. Osmanlı Devleti’nin I.Dünya savaşına girmesinde büyük sorumlulukları olan Enver ve Cemal paşalar, Osmanlı Devleti I.Dünya savaşında başarısız olunca, Rusya ya gitmişlerdir. Rusya, bu paşaları, İngilizlere karşı kullanmak istemiştir.

Nitekim Cemal paşa, I Dünya savaşında Ruslara esir düşen Türk askerlerini de alarak Kabil’e gitmiştir. Bazı Türk askerlerini Hive’de ve Buhara’da bırakarak oradaki Türklere askeri eğitim vermesini sağlamıştır. Afganistan ordusunu modernize den Cemal Paşa tekrar Rusya ya geri döner. Enver paşa ise Türkistan’a geçerek Sovyet Rusya ya karşı savaş başlatır. Ancak Lenin bu paşalardan rahatsız olmuştur.1922 ‘ de Tiflis’te Cemal Paşa’yı öldürtmüştür. Enver paşa’da Ruslarla savaşırken şehit düşer88. Birçok Türk aydını “Türkmen Azatlığı” teşkilatının üyesi olduğu gerekçesiyle tutuklanıp öldürülmüştür ya da Sibirya’ya sürgün edilmiştir. Dini içerikli kitaplar yakılmış, yurtdışına kaçan aydınlarda KGB ajanları tarafından öldürülmüştür89.

Gorbaçov 1986 yılında iktidara geldiğinde “Glasnost” ve “Perestroika” politikaları ile kültürel ve dini hayat üzerinde ki devlet ağırlığı hafiflemeye başlamıştır. Bilim, eğitim ve öğretimin demokratikleşmesini içine alan uygulaması Gorbaçov döneminde başlamıştır. Bu özgürlük rüzgârından sonra milli duygularda canlanma başlar. Bu şuurlaşma diğer topluluklarda olduğu gibi Türk topluluklarında da Ulusal bağımsızlık isteklerini artırmıştır90.

VII. Türkistan’da Ortaya Çıkan Fikir Akımları

Ceditçiler: Şura-yı İslami’ye

Türkistanlı Aydınlar, XIX. Yüzyılın sonlarına doğru Türkistan’ın neden Rus işgaline uğradığını sorgulamaya başladılar. Bunun sonucunda aydınlar, Türkistan’ın cehalet, taassup ve teknolojik gerilik yüzünden bağımsızlığını kaybettiği sonucuna varmışlardır. Bundan kurtulmak için de Avrupa teknolojisiyle Türk kültürünün kaynaştırılması gerektiğine inanmışlardır. Gaspıralı İsmail’ilin 1884 ‘te açtığı ilk Cedit okuluyla hız kazanarak Türkler arasında yayılmıştır. Modernist sistem yanlısı olan Ceditçiler Hem Ruslarla hem de gelenekçi ulema ile mücadele etmek zorunda kalmışlardır. Tüm Rusya ‘da ki Türkler arasında olduğu gibi Türkistan’ da da modern ve batıcı eğitim için çaba gösteren Cedit okulları sürekli engellerle karşılaşmıştır. İdil – Ural bölgesinde özellikle Kazan Tatarları arasında doğan Ceditçilik hareketi, kısa zamanda Türkistan’a yayılmıştır.

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

87 Fuat Uçar , Dış Türkler , Ankara 2007 ,s.204. ; Saadettin Gömeç , Türk Cumhuriyetleri ve Topluluklar Tarihi , Ankara 1999, s.198 , 199.; Mikail Söylemez, Türkmenistan’ın Sosyo – Kültürel Yapısı , Aşkabat 1999 , s.13.88 Mehmet Saray , Afganistan ve Türkler , İstanbul 1979, s.164 -188.; Andican , a.g.e.; s.138 -141.89 Orazpolat Akayev , “İlk Türkmen Devletleri ve Türkmenistan’da İstiklal Mücadeleleri” , Türkmenistan’da Toplum ve Kültür, s.43,44.90 Nadir Devlet , “Türk topluluklarında İkinci Milli Uyanış” , Türk Yurdu, 63, s.49,50.

Page 19:  · Web viewX.Yüzyıldan sonra bölge tamamıyla “Türkistan” diye anılmıştır. Türkler, Türkistan’ın çeşitli bölgelerinde, Türk boy isimleri veya boy beylerinin

Ceditçilik hareketi Türkistan’da 1890 ‘lı yıllarda, Buharalı İbrahim Kari, Abdurraşid’in çalışmalarıyla hem bir yenileşme hareketi; hem de ulusal istiklal mücadelesi halini almıştır. Ceditçilikte ilk hedef eğitim kurumlarının Batılılaşması olmuştur. XX. Yüzyılın başlarında Türkistan’ın genelinde Usul-i Cedit okulları açılmaya başlanmıştır. Ceditçiler fikirlerini daha iyi yaymak için 1906 ‘dan itibaren çeşitli gazete ve dergiler çıkarmışlardır. Muhtelif isim adı altında kurdukları derneklerde teşkilatlanmışlardır. Buhara’da örgütlenen Ceditçiler, bu işin sadece okul reformuyla değil, Buhara hanlığının, Rusya’dan ayrılarak bağımsız bir devlet olmasını istemişlerdir. Bu düşünce zamanla Türk halklarının, Rusya’nın sömürgeci zorbalığına karşı koymanın ideolojisi olmuştur. Bundan dolayı bu düşünce milli kurtuluş sıfatını taşımaktadır. XIX. Yüzyılın sonlarında Gaspıralı İsmail tarafından ortaya atılan bu düşünce XX. Yüzyılın başında Türkistan’da, M.Çokay, S.Maksudi, Münevver Kari, Abdurraşidhanov, M.Hoca Behbudi tarafından siyasi zemine taşınmıştır91.

Muhafazakâr Kadimciler: Şura- yı Ulema /Ulema Cemiyeti

Kadimcilik, şeriat temeline dayalı toplumsal yapının sürdürülmesine destek vererek, her türlü toplumsal değişimin karşısına çıkan kesimdir. Türkistan’da modernleşme taraftarı Ceditçilere karşı çıkan gruba Kadimciler denilmiştir. Kadimciler, Akmescit’li Şir Ali Lapi’in öncülüğünde 1971 yılında Taşkent’te Şura-yı Ulema cemiyetini kurarak faaliyete başlamışlardır92.Mollalar, müderrisler ve mansıp sahipleri yani halkın çoğunun desteklediği halk yararına çalışan kişilerden müteşekkil 500 delegenin katılımıyla 1917 yılında Taşkent’te Türkistan Müslümanları II. Kurultay’ını düzenlediler. Toplantı da sosyal, ekonomik, siyasal ve kültürel konular görüşüldü; Türkistan’ın, demokratik Rusya’nın bir parçası olarak Fergana, Sır- Derya; Semerkant ve Hazar ötesi vilayetlerini içine alan Türkistan Muhtar Federal Cumhuriyeti olarak teşkilatlanması kararlaştırıldı. Türkistan Meclis-i Mebus anı’nın çıkaracağı kanunların ve alacağı kararların Rusya anayasası yanında, şeriata uyması gerektiği de karar altına alınmıştır93.15 Kasım 1917 ‘de Taşkent’te Şura-yı Ulema Türkistan Müslümanları III. Kurultayı’nı düzenledi. Ancak önemli bir karar alınamadı94.

Basmacılık Hareketi Basmacı kelimesi 1917–1924 yılları arasında, önce Fergana’da başlayan; sonra, Buhara, Semerkant ve Hive’ye kadar yayılan ve kısa Aralıklarla 1934’e kadar devam eden; Rus aleyhtarı isyan hareketlerine, Sovyet Ruslar “Basmacı” adını vermişlerdir. Sovyet Yönetimi, bu hareketi, halkın ve dış dünyanın gözünde küçültmek için bu tanımlamayı yapmıştır. Böylece bir taraftan yerel halkın harekete destek verme eğilimi azaltılmaya çalışılmakta, bir taraftan da dış dünyaya karşı, hareketin basit bir haydutluk hareketi olarak gösterilmesi amaçlanmaktaydı95. Sovyet yönetiminin bütünbu çabalarına rağmen, bir sure sonra, “Basmacı” deyimi anlam değiştirerek, halk tarafından “İstiklal Savaşçısı” veya kendilerini “Korbaşı”, mücadele hareketini de “Korbaşılar Hareketi” olarak tanımlamışlardır. Fakat yoğun Sovyet propagandasına rağmen “Basmacılar” deyiminin dünya literatürüne yerleşmesini ve bölgeyle ilgili çalışmalarda yaygın bir şekilde kullanılmasını sağlamıştır96.

91 Canan Gülpınar , “18 -19 Asır İslam Dünyasında ki Islah Hareketleri “ Türk Dünyası Araştırmaları, II, Sayı. 121 , (Ağustos 1999) , s.196.92 Seyfettin Erşahin, Türkistan’ın “Verilen Bağımsızlıktan Alınan Bağımsızlığa “ Yürüyüşü Üzerine Bazı Değerlendirmeler, AÜİFD, c.XLIV (2003) Sayı I, s.313 -343.93 Erşahin , a.g.m., s.323.94 Hamid İsmail , “Türkistan 1917.yılda” , Fitne Sanatı, I: Taşkent, 1993. I. S .10,11.95 İbrahim Yarkın “ Muhtar Türkistan ve Alaş Orda Hükümetleri ile Basmacılık Hareketi Hakkında” ,TK. 1964 s.36-43. ; Ahat Andican, Cedidizm’den Bağımsızlığa Hariçte Türkistan Mücadelesi , İstanbul 2003 ,s. 82.; Zeki Velidi Togan, Bugünkü Türkîli (Türkistan) ve Yakın Tarihi, s.387., Ali Bademci, 1917 – 1923 Türkistan Milli Hareketi ve Enver Paşa , İstanbul 1975 , s. 222.96Andican, a. g. e, s. 149–151.

Page 20:  · Web viewX.Yüzyıldan sonra bölge tamamıyla “Türkistan” diye anılmıştır. Türkler, Türkistan’ın çeşitli bölgelerinde, Türk boy isimleri veya boy beylerinin

Türkistan halkları, 1917’de Hokand şehrinde Mustafa Çokay Bey’in başkanlığında toplanan 4 büyük kurultay kararı ile Türkistan Muhtariyeti (özerklik) ilan edildi. Ancak Rusya’ da ki milletlerin hürriyet ve istiklalini tanımak düsturu ile iktidara gelen Bolşevikler, Milli Muhtariyeti(Özerkliği) tanımadılar. Ruslar, Hokand sehrini top ve tüfekler ile tahrip ederek 1918 de Milli Hükümeti dağıttılar97.

Sovyet askerleri tarafından Hokand şehrinin işgal edilişi ve Turkistanlılar’ın düşmandan kurtulmak isteği, Türkistan’da hürriyet savaşının yeniden başlamasına yol açtı. Ruslar ve birlikte çalıştıkları Ermeniler, Türkistanlıları kendilerine itaat ettirmek için Fergana Vadisi’ndeki yüzlerce köyü ateşe verdiler. Sovyet kaynaklarına göre, Ermeniler (Sovyet Ruslar ile beraber ) 1918 yılında Margılan şehrinde 7000’e yakın, Endican şehrinde 6000, Narmangan şehrinde 2000, Bozkargon ve Kokand kışlak kazalarında 4500’e yakın Türkistanlıyı öldürdüler. Türkistan Milli Cumhuriyetini silahla yok etmek, Kızıl Ordu ve silahlı Ermenilerin Hokand ve başka yerlerde devam ettirdikleri katliam, Türkistanlıların ruhlarında bıraktığı tesirler Sovyet yazılarında “Basmacılık” diye gösterilen milli mücadelenin doğuşuna sebep olmuştur98.Sovyetler Hokand’a hucum ettikleri sırada, Kiçkine Ergeş Korbaşı kumandasındaki milli kuvvetleri Ruslara karşı koymuştur. Ruslar şehri zabt ve yağma ederek ateşe verdiklerinde, bu Milis kuvvetleri şehir dışında mücadelelerine devam etmek üzere uzaklaşmışlardı. Hokand Milli Hükümeti’nin müdafileri olan bu kuvvetler, “Basmacılık” hareketinin, ilk oluşumu olarak kabul edilir. Türkistan’ı iyi tanıyan bir Sovyet yöneticisi olan Georgi Safarov şöyle ifade etmiştir: Basmacılık hareketi bir taraftan Hokand Muhtariyetinin ortadan kaldırılması ve geniş sömürgecilik karışıklıkları sonucunda meydana gelen milli egemenlik mücadelesi şeklinde ve öte yandan iktisadi kriz ve açlık dolayısıyla gelişmiştir. Basmacılık hareketinin bütün Ülkeye yayılan çok geniş halk ayaklanması olma devri 1918–1923 yılları arasındadır. Sovyet Hükümeti bu yaygın halk hareketine karşı çok büyük askeri kuvvetler göndermek zorunda kalmıştır99.

Sovyetlerin, dünyaya bir eşkıya hareketi olarak göstermeye çalıştıkları Basmacılık hareketi, bütün Türkistan’da yayılmaya başlamış, Bolşevikler küçük gördükleri Basmacı çeteleri karşısında büyük kayıplar vererek daha fazla askeri kuvvet göndermek zorunda kalmışlardır. Sovyetler Türkistan’daki hâkimiyetlerini yeniden tesis etmek için bir Türkistan Cephesi açtılar. Cephe komutanlığına tayin edilen Frunze, 1919’da Türkistan’ın tekrar işgali için gerekli hazırlıkların tamamlanması emrini verdi.Türkistan Türklerinin giriştikleri milli ayaklanma bütün engellere rağmen başarıyla devam etmiş, ancak yeterli derecede silah olmaması ve merkezi bir idareden yoksun olunması sebebiyle Kızıl Ordu birlikleri karsısında ağır kayıplar vermişlerdir. Ayrıca Fergana hükümetinin teşekkülüne rağmen, milli ayaklanmayı idare eden Liderler arasında bir birlik temin edilememiş ve her liderin kendi bölgesinin hükümdarıymış gibi hareket etmelerinin önüne geçilememiş, işin içine bir de kabilecilik ve bölgecilik davaları karıştırılmış idi100. Bolşevikler, Basmacı hareketine karşı önemli ölçüde başarı kazandığı sıra da Enver Paşa’nın Basmacı hareketine katılması, milli mücadeleye yeni bir canlılık kazandırdı. Enver Paşa’nın milli mücadeleye katılması Rusları da rahatsız etmiştir. Çünkü Enver Paşa, savaş sanatını bilen ve Türkistan’da sevilen bir subaydı ve birbirinden kopuk, bölgesel olarak Ruslara karsı mücadele eden Basmacı gruplarını teşkilatlandırabilecek bir komutandı. Enver Paşa 1921’de Buhara’ya geçti ve 8 Kasım’da Doğu Bahara seyahatine çıktı ve Kılı kol kazasında mücahitlerin komutanı Molla Nafis Korbaşı tarafından kabul edildi. 9 Kasım 1921’ de kendisi ile beraber yemin eden mücahitlerle birlikte Enver Paşa’nın da Türkistan Milli Mücadelesi, Kılıkol Kazası merkezinde başlamıştır101.

Enver Paşa, Buhara eski Emiri olan ve Afganistan’da bulunan Abdulseyit Mir Âlim Han ile temasa geçti. Devrik Emir tarafından Buhara Devleti’nin bütün Basmacı birliklerinin komutanı seçilen Enver Paşa o bölgelerdeki Basmacılarla temasa geçmek amacıyla Hive, Semerkant ve Fergana’ya temsilcilerini yolladı.------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------ ---97 Abdullah Recep Baysun, Türkistan Milli Hareketleri, İstanbul 1943, s. 7–8.98 Baymirza Hayit, Sovyetler Birliği’ndeki Türklüğün ve İslam’ın Bazı Meseleleri, İstanbul 1987, s. 146.99 İbrahim Yarkın, “Muhtar Türkistan ve Alaş Orda Hükümetleri ile Basmacılık Hareketi Hakkında”,TK, S. 23, 1964, s. 42–43.100 Mehmet Saray, Yeni Türk Cumhuriyetleri Tarihi, Ankara 1999, s. 301-302.101 Baymirza Hayit, Sovyet Birliğindeki Türklüğün ve İslam’ın Bazı Meseleleri, s. 151.

Page 21:  · Web viewX.Yüzyıldan sonra bölge tamamıyla “Türkistan” diye anılmıştır. Türkler, Türkistan’ın çeşitli bölgelerinde, Türk boy isimleri veya boy beylerinin

Abdulseyit Mir Âlim, çağrısında büyük bir İslam Devleti teşkil etmek için birleşmenin ve hemen bütün Orta Asya Müslümanları Birliğinin kurulması gerekliliğinin üzerinde durmuştur. 19 Mayıs 1922 tarihinde Enver Paşa, Sovyet Azerbaycan’ı Konsey Başkanı Nerimanov’un aracılığı ile Moskova Hükümeti’ne bir ültimatom yolladı. Enver Paşa Sovyet Rusya Cumhuriyeti Hükümetinden, şu sırada Hive, Buhara ve Türkistan topraklarında bulunan yabancı Ordunun (Kızıl Ordu) on beş gün içinde ülkeyi terk etmesini istedi.

Adı geçen ülkelerde Sovyet Rusya Cumhuriyetine ait idari teşkilatlarda aynı mühlet içinde feshedilmelidir. Bu kararın Halk Komiserleri Konseyi’nin eline geçtiği andan itibaren bütün Siyasi tutuklular ve rehineler serbest bırakılmasını istemiştir.

Enver Pasa 1921 yılı sonundan 1922 yılı Şubat ayına kadar 20. 000’den fazla silahlı mücahit toplamayı başarmıştır. Enver Paşa’nın Ruslara karsı Duşanbe’deki zaferinden sonra, İbrahim Bey’ de yaklaşık 20. 000 askeri ile Enver Paşa’nın komutası altında savaşmaya hazır olduğunu açıkladı. 1922 yılı Mayıs ayına kadar bütün milli mücadele liderleri (Doğu Buhara, Fergana, Semerkant, Batı Buhara,Harezm) Enver Paşa’nın başkumandanlığını kabul etmişlerdi. Afgan Han’ı Amanullah Han, 300’den fazla gönüllü, iyi silahlandırılmış Afgan askerini Enver Paşa’nın hizmetine sunuyordu. Enver Paşa Mayıs 1922 ye kadar diğer liderler ile beraber Doğu Buhara’nın tamamını kurtarmayı basarmış, Molla Abdulkahhar, Buhara’yı, Cuneyd Han Hive’yi çembere aldılar. Fergana’daki mücahitler KızılOrdu’yu zor duruma düşürmüşlerdir. 24 Ağustos Cuma günü Kurban BayramınınBirinci günü, Obdara köyünün yanındaki tepeye 300 kişiden oluşan bir Rus kuvvetinin yaklaştığı haberi gelince Enver Paşa, diğer askerlerin gelmesini beklemeden yanındaki kişilerle düşman üzerine yürüdü. Bu esnada Rus ateşi sonucu kalbinden vurulan Enver Paşa şehit olmuştur102.

Enver Paşa’nın ölümü basmacılık hareketine büyük bir darbe vursa da ona olan sevgi devam etmiştir. Enver Paşa’nın ölümüyle birlikte onun yerine geçirilen Hacı Sami’nin çabaları da etkili olmamış, Basmacılık Hareketi 1923’ten sonra eski şiddetini kaybetmeye başlamıştır. 1923’ten sonra eski şiddetini kaybeden Basmacılık, 1934’e kadar zaman zaman devam etmiştir. Sovyet Rusya’nın küçümseyerek dış dünyaya basit bir çetecilik olarak göstermeye çalıştığı bu hareket Türkistanlılar tarafından Rus istilasına karşı verilen milli mücadele hareketi olarak görülmüştür103.

Sonuç

Çarlık Rusya’sı 1881 yılında şimdiki Türkmenistan’ da ki Gök tepe’yi kanlı savaşlardan sonra işgal etmişti. Böylece XVIII. Yüzyıldan beri süregelen çarpışmalar ve işgallerin ardından bütün Türkistan bölgesi sömürge haline getirilmiştir. Rusların Orta Asya ‘ da ki hâkimiyeti Çarlık ve Sovyet dönemlerinden oluşan 110 yıllık bir süreç zarfında devam etmiştir. Ekim 1917 Rus Bolşevik ihtilal’inden sonra kurulan Kerenski hükümeti de, çarlık siyasetini devam ettirmiştir. Kerenski’yi ber taraf eden Lenin ve arkadaşları, Rusya’nın maruz bulunduğu tehlike ve tehditler karşısında, 1918 Ocak ayında yayınladıkları bildiri de Rus olmayan milletlere Rusya’nın himayesinde muhtar idareler kurma hakkını tanıdıklarını bildirdiler. Diğer yandan Rusların en acımasız baskılarına karşı Türklerin giriştikleri bağımsızlık mücadelesinin önü bir türlü alınamamış, bütün Türklerde müşterek bir milli idealin yerleşmeye başladığı görülmüştür.

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------102 Joseph Costagne, Türkistan Milli Kurtuluş Hareketi, s. 135–137-150.; Baymirza Hayit, Basmacılar: Türkistan Milli Mücadele Tarihi (1917–1934), s. 204,205. ; R. Sonyel Salahi “Enver Paşa ve Orta Asya’da Baş Gösteren ‘Basmacı’ Akımı”, Belleten, C, Yıl 1991, s. 1198,1199. ; Baymirza Hayit, “Basmacılar”: Turkistan Milli Mucadelesi Tarihi (1917-1934) Ankara 1997 s. 219.; Zeki Velidi Togan, Bugünkü Türkîli (Türkistan) ve Yakın Tarihi, s. 453.103Z. Velidi Togan, Bugünkü Türkîli (Türkistan) ve Yakın Tarihi, s. 454. ; Yamauchi Masayuki, Hoşnut Olamamış Adam Enver Paşa, s. 76. ; Adil Hikmet Beğ, Asya’da Beş Türk, İstanbul, 1988, s. 525- 546.

Page 22:  · Web viewX.Yüzyıldan sonra bölge tamamıyla “Türkistan” diye anılmıştır. Türkler, Türkistan’ın çeşitli bölgelerinde, Türk boy isimleri veya boy beylerinin

Stalin’in başında bulunduğu Sovyet Milletler Komiserliği, Türkistan’da Bolşevizm’i yaymak ve Türklerin dil, din, örf ve adetlerini bozup onları tam anlamıyla Ruslaştırmak için büyük bir faaliyete girmişlerdir. Ancak hemen sahneye çıkan Lenin ; “önce parçala, sonra hükmet” ilkesine göre hareketle, casusları ve satın aldığı zayıf karakterli kişilerin çalışmalarıyla Türk milli birliğini parçalanmıştır.1919 Şubat’ında toplanan Moskova Kongresi’nde Başkırtların lideri A.Zeki Velidi Togan, Bolşeviklerin Türkistan’da ki yıkıcı faaliyetlerini kastederek Lenin’e ; “ Biz, Kızıl ordu’nun ve Komünistlerin kontrolünde değil, İstiklale yönelik bir muhtariyet istiyoruz” dediği zaman, Lenin ; “Velidof, gayretleriniz boşunadır;

“Zira Rus komünistlerinin üstündeki Kızıl tabakayı kazırsanız, altından kapkara bir Rus milliyetçiliği çıkar “ demiştir. Bu sözlerle, siz isteseniz de istemeseniz de Rusların Türkistan’da kontrolleri devam edecek ve bir gün buralara Ruslar tamamıyla hâkim olacaklar, demek istemiştir.

Burada yaşayan Müslüman Türk, Tacik halkları sık sık kendi egemenliklerine kavuşmak için Rusya ‘ya başkaldırdılar. Ancak Çarlık Rusya’sına karşı patlak veren ayaklanmaların hemen hepsi organize hareket olmadığı için yenilgiyle sonuçlanmıştır. Komünist Rusya döneminde Türkistan halkı Bağımsızlık mücadelesine devam ederken daha da teşkilatlı, kapsamlı siyasi güç olarak hareket etmeye başlamıştır. Her ne kadar dış dünya dan tecrit edilmiş durumda ve bunun sonucu olarak cehalet , mutaassıplık , siyasi kültürün düşüklüğünün yarattığı sosyal pasiflik ortamının etkisi altında olsa bile Türk aleminin bu parçasında toplum kendi içinden çağını yakalayabilen , siyasi liderlik vasfını taşıyan , cesur ve dinamik önderler çıkarabilmiştir. 1924 ‘e kadar devam eden ve bütün Türkistan halklarının iştirak ettiği bu milli kurtuluş savaşı “ Basmacılık” hareketi olarak adlandırılmıştır. Bu milli ayaklanma, Doğu Türklüğünü Rus işgalinden kurtarmak amacıyla çırpınan bahtsız kahraman Enver Paşa’nın ölümü üzerine, Kızılordu tarafından büyük bir şiddetle bastırılmıştır. Binlerce Türk öldürülmüş ya da tehcir edilmiştir. Yerlerine de on binlerce Rus göçmen yerleştirilmiştir.

Türkçenin şive farklılıklarından azami derecede faydalanılarak Türk boyları arasında ayrı dilleri, kültürleri ve tarihleri olduğu fikrini yaymaya çalışmışlardır. Gerekli zemin hazırlandıktan sonra da, bu Türk boylarını ayrı ayrı “Muhtar Cumhuriyet “ler olarak ilan etmişlerdir. Maalesef XX. yüzyılda Türkistan’da bizimle aynı dil, kültür ve tarihe mirasçı Türkler, insanlık tarihinin kaydetmediği barbarca bir eritme ve yok etme politikasının kurbanı olmuşlardır.

“Zira Rus komünistlerinin üstündeki Kızıl tabakayı kazırsanız, altından kapkara bir Rus milliyetçiliği çıkar “ demiştir. Bu sözlerle, siz isteseniz de istemeseniz de Rusların Türkistan’da kontrolleri devam edecek ve bir gün buralara Ruslar tamamıyla hâkim olacaklar, demek istemiştir. Burada yaşayan Müslüman Türk, Tacik halkları sık sık kendi egemenliklerine kavuşmak için Rusya ‘ya başkaldırdılar. Ancak Çarlık Rusya’sına karşı patlak veren ayaklanmaların hemen hepsi organize hareket olmadığı için yenilgiyle sonuçlanmıştır. Komünist Rusya döneminde Türkistan halkı Bağımsızlık mücadelesine devam ederken daha da teşkilatlı, kapsamlı siyasi güç olarak hareket etmeye başlamıştır. Her ne kadar dış dünya dan tecrit edilmiş durumda ve bunun sonucu olarak cehalet , mutaassıplık , siyasi kültürün düşüklüğünün yarattığı sosyal pasiflik ortamının etkisi altında olsa bile Türk aleminin bu parçasında toplum kendi içinden çağını yakalayabilen , siyasi liderlik vasfını taşıyan , cesur ve dinamik önderler çıkarabilmiştir. 1924 ‘e kadar devam eden ve bütün Türkistan halklarının iştirak ettiği bu milli kurtuluş savaşı “ Basmacılık” hareketi olarak adlandırılmıştır. Bu milli ayaklanma, Doğu Türklüğünü Rus işgalinden kurtarmak amacıyla çırpınan bahtsız kahraman Enver Paşa’nın ölümü üzerine, Kızılordu tarafından büyük bir şiddetle bastırılmıştır. Binlerce Türk öldürülmüş ya da tehcir edilmiştir. Yerlerine de on binlerce Rus göçmen yerleştirilmiştir. Türkçenin şive farklılıklarından azami derecede faydalanılarak Türk boyları arasında ayrı dilleri, kültürleri ve tarihleri olduğu fikrini yaymaya çalışmışlardır.

Page 23:  · Web viewX.Yüzyıldan sonra bölge tamamıyla “Türkistan” diye anılmıştır. Türkler, Türkistan’ın çeşitli bölgelerinde, Türk boy isimleri veya boy beylerinin

Gerekli zemin hazırlandıktan sonra da, bu Türk boylarını ayrı ayrı “Muhtar Cumhuriyet “ler olarak ilan etmişlerdir. Maalesef XX. yüzyılda Türkistan’da bizimle aynı dil, kültür ve tarihe mirasçı Türkler, insanlık tarihinin kaydetmediği barbarca bir eritme ve yok etme politikasının kurbanı olmuşlardır.

Günümüzde Rusya’ da ki Müslüman nüfusa baktığımızda tahminen 150 milyon Müslüman Türk yaşamaktadır. Rusya’ da en fazla nüfus artışı Müslüman azınlıklarda olmuştur. Müslüman nüfusun yoğunlaştığı bölgelerin başında Kuzey Kafkasya; Tataristan gelmektedir. Yeni Sovyet yönetimi Müslümanlara karşı otoriterliği ve esnekliği birleştirerek politikalarına yeni bir boyut kazandırma çabasındadır. Nitekim Tataristan Cumhurbaşkanı Şeymiyev ‘in Putin’e Orta Doğu turunda eşlik etmesi, aynı şekilde Şeymiyev’in dini okullar ve Üniversiteler açması, Rusya ‘nın, radikal İslam’a karşı Ilımlı İslam modelinde Kafkasya’ da bir İslam Üniversitesi açmak istemesi, Rusya’nın geleneksel politikasında köklü değişikliklerin olduğunun işaretidir.