uluslararasi genÇlİk ve ahlak sempozyumuisamveri.org/pdfdrg/g00131/2016/2016_ozdemirf.pdfsinop...
TRANSCRIPT
ULUSLARARASI GENÇLİK VE AHLAK
SEMPOZYUMU
BİLDİRİLER
6-7-8 EKİM 2016
İLT-1
Sinop Üniversitesi Uluslararası Gençlik ve Ahlak Sempozyumu
EDiTÖRLER Yrd. Doç. Dr. Hasan BARLAK
Yrd. Doç. Dr. Eınrah DiNDi
Öğr. Gör. Tuna KUZUCAN
ISBN: 978-605-149-850-8
Yayımlanan bildiri metinlerindeki ya=r ve bildiri içeriğininliim sorumluluğu
bildiri ya=arlarmo aittir:
Bil"inci Baskı AraiLk 2016
Tasanın
Sinop Üniversitesi Basın-Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü Tel: 0368 271 58 05 (1276-1 277-1 278-1279) Email: [email protected]
Baskı
İkizler· Matbaası Meydankapı ınah.
Kıbrıs Cad. No: I 2/B
Sinop
Sinop Üniversitesi Uluslararası Gençlik ve Ahlak Sempozyumu
ONURSAL BAŞKAN Prof. Dr. Nihat DALGIN (Sinop Üniversitesi Rektörü)
DÜZENLEME KURULU Yrd. Doç. Dr. Hasan BARLAK
Yrd. Doç. Dr. Abdülkadir TEKİN Yrd. Doç. Dr. Emrah DİNDİ
Yrd. Doç. Dr. Özlem SüRÜCÜ Öğr. Gör. Tuna KUZUCAN
BİLİM VE DANIŞMA KURULU
Prof. Dr. Adem CEYHAN Prof. Dr. Ali Efdal ÖZKUL Prof. Dr. Arslan TOPAKKAYA Prof. Dr. Atabey KILIÇ Prof. Dr. Ayodele JOHNSON Prof. Dr. Balıir SELÇUK Prof. Dr. Bayram DALGILIÇ Prof. Dr. Bilal KEMİKLİ Prof. Dr. Burhanettin CAN Prof. Dr. Bmhanettin TATAR Prof. Dr. Cafer Sadık YARAN Prof. Dr. Ebubekir SOFUOGLU Prof. Dr. Ejder OKUMUŞ Prof. Dr. Fatma Sabiha KUTLAR OGUZ Prof. Dr. Fethi Kerim KAZANÇ Prof. Dr. Hayati BEŞİRLİ Prof. Dr. Hüsamettin ERDEM Prof. Dr. iınaduddin ER-RAŞİD Prof. Dr. İrfan MORiNA Prof. Dr. İsmail GÜLEÇ Prof. Dr. Kenan ERDOGAN Prof. Dr. Miı·ela DURANOVIC Prof. Dr. Muhanunet Nur DOGAN Prof. Dr. Muhsin DEMİRCİ Prof. Dr. Mustafa ÇAGRlCI Prof. Dr. Mustafa KÖYLÜ Prof. Dr. Naınık AÇIKGÖZ Prof. Dr. Necmettin ALKAN Prof. Dr. Saffet KÖSE Prof. Dr. Salinı GÖKÇEN Prof. Dr. Şalmnu·at ARlK Prof. Dr. Şuayip ÖZDEMİR Prof. Dr. Usame EL-HAMEVİ
Prof. Dr. Üll'i.i ELiüZ Prof. Dr. Yaşar DÜZENLİ Prof. Dr. Zeki TAŞTAN Prof. Dr. Ziya AVŞAR Doç. Dr. Ahmet Cüneyt ISSI Doç. Dr. Almıet TANYILDIZ Doç. Dr. Bekir ŞİŞMAı"l Doç. Dr. Emine KOLAÇ Doç. Dr. Hakan TAŞ Doç. Dr. Mehmet GÜNEŞ Doç. Dr. Norhasni ZAINALABIDDIN Doç. Dr. Sadullah GÜLTEN Doç. Dr. Salilı OKUMUŞ Doç. Dr. Selçuk BALI Doç. Dr. Yaktıp POYRAZ Doç. Dr. Yunus KAPLAN Yrd. Doç. Dr. Al1met DAGLI Yrd. Doç. Dr. Cafer ÖZDEMİR Yrd. Doç. Dr. Fanık ÖZDEMİR Yrd. Doç. Dr. Fatilı AMAN Yrd. Doç. Dr. Hasan Selim KIROGLU Yrd. Doç. Dr. Metin HAKVERDİOGLU Yrd. Doç. Dr. Murat YÜKSEL Yrd. Doç. Dr. Musab HAMOD Yrd. Doç. Dr. Mustafa BAKIRCI Yrd. Doç. Dr. Muzaffer BARLAK Yrd. Doç. Dr. Ömer SARAÇ Yrd. Doç. Dr. Sevim ŞERMET Yrd. Doç. Dr. Songül ÇEK Yrd. Doç. Dr. Türkan YEŞİLYURT Yrd. Doç. Dr. Yafa SAVAŞKAN Yrd. Doç. Dr. Yakup KAHRAMAN Yrd. Doç. Dr. Yasemin BARLAK
-
Özel
GENÇLİGİN AHLAIÔ OLG ' LAŞMASI DA
KUR' AN KISSALARI NIN ROLÜ
Faruk ÖZDEMİR 1
ln,mıın dnny:ıda olma gcrçckliğıni anlamada yetennce ıccı·ıı tw -ahıbı olnıııyıııı gençler ıçın kıssalar.
cylcnılcnııııhluk1 otorılk ~..:kıllcndıri lmcsı konu>und:ı Oncnılı bır rulc ~uhıpıır C,: linkil kıs<ıulııı gcııcın knrşılıışugı
olayu llırklı bir gö.r. ilc bakma ve nası l bir tavır alaca~ı koııu;uııda yönlcııdiricı hir ml 11\tlcnınckıcdir. !laşka
bır deyışle kıssıılar, On tccrtlbi bır alan olar:ık t.xrtlbc~llhk karşısırıda gcııçlcnıı kendılerını f.1rklı bır gıı.r.
ckscıumJc yeniden göııııclcrinc yurdınıcı olurlur Zira kıı;salıırııı ternci pr~·n,ıbı olan öğlll kuvr:ırıuııırı scırıantik
ıııuılı;ırıdc: ";Jhnı canlı tutan haurl:ıtma" baglanıındakı vıırgu {tcncın kendı cylcmlcnnc yenıden bakışmda
kı~'lftnın n:!!>ıl hir etki alanını açabileceğini dah:ı ıyı fark ctmcınuı ~~lar /.ılını canlı tutan bu hatırlaınıada
l.ıssanın en temelde dıkkat çcklığı husus ısc Allah'ın gtıç ve ırode<ının tL-crübc edılen olay ekscıuııde tecelli
clllğının fark cdilıncsıdır. Oylc}"'C ahJ:iki bır tavır ıçııı bu liııkmdalıl... genç bır dım:ıgn karşılaştığı olnydııkı
kııçımlama; <;arumlulu~unu yllklcomcktc olduğunu haurl:ıtmakwdır llu hatırlaının ba~lamında ıcı~~. olaylan
}cnı ve farklı bır gO; ıle algılama. ıuıunı \C davrdnı~lan konı"unda lıa'>...:J\ davronınıı konthunda ycııı ımk:in
olanlarına ı~rct ederler. Bu anlamda kıss:ılar bellLer olaylarla k:ırşılasıldı)1mda na~ıl bır ~ylt'mde bulunulacağı
hu~usundıı veya obıl bir tavır tııkınılacatı ook:ra,ınd11 adcıa ır.ıdc ıle cykmlcr ıını;,ında tefekkOr sOr.xı
ııluştur:ıruk do~ru kar:ırlıır verilınesındc genç dinuığa ~ık ıuıun \C gcçın~ten hug.Onc u;.ıııuın projı:ksiyon
fonhıyonuuu ıcra etmektcdır ı~ak:ıt bu iııık:in alanının fork t.-dilm<:M de hır tııklnı ahldki ıuıum içındc
bulunmakla ılgilıdir. Yruıı kıssanııı ahlaki olan konuswıd:ı zıhni can h ıuınn hu hnıırlatıııa gtıcll, oloyı tecrnbe
eden ın~nndıı bir ııık ını ahliild nııunıuıı vurlığını du ızcrcktınno:ktcdir Uu bıığlanıdn bu çalışına :ıhlaki
olguıılo~nın sOrccındc kıı.salorın bu hatırlatmo gııcunun dile ~ctırılışıni Kur'an'da 7ıkrcdılcn 117_ Yusııı: llz.
lbriihlm, l lt, Meryem g.ibi Ome k şahsiyetler c~liğiııdc irdclcyccı.:kıır
Anıı htar Kelimeler 111- Yilsuf ll; lbr:ihiııı ll' Meryem. Kı,Mı 1\hlfiki Olgun l uşınn
T HE ROLE OF QUR' AN TALES 1 ı THE MORAL DEVELOPMENT OF
YOUTH
Absırac t
The ıalcs ha\"C an important role in morally shaping actıons of young pcoplc. who ha\ e no
experience abouı undersıanding the reality ofbeing human in the world. Bccause ıales help young
pcoplc ıo look wiıh :ı diffcrent eye to the cvcnıs and guıdc them. In other words. ı;ılcs help young
pcoplc ıo look ıhcmsehcs from a differenı pcrspccll\ c ag;ıinst incxpcncncc :ıs an arca where ıhey
ı Yrd Doç. Dr . Sıııop Oniversiıesi. tıalıiyaı Fak!Uıesi
are not experienced yeı. Bccause. in the scmantic analysis of counsel, w bi ch is rhe basic principle
ofll!lcs, the "remindcr that keeps mind alive" allows us to realize thattalcs have an important etTeet
on young people to re-eonsider their own acrions. lo this reıninder that keeps ınind alive, the main
issucs pointcd out at the base of the talc is to realize that God's power andwill is manifcstcd in the
:ıxis ofılıe incidenı experienced. Thus. this awareness reminds young indi,~duals their inescapable
rcsponsibilirics for a moral aıritude. In the cantext of this rcminder, tales point out new opportunity
areas in regard wiılı behaving more sensitive abouı behaviors, atlitudcs and pereeiving evenıs from
a new and differeuı perspcelive. ln this scnse, tales lıelp young pcople by fuoctiouing asa
projectian from pası unıil ıoday to mnkc corrccı dccisions by crcaıing a conıcmplaıivc process
bcrwecn willpowcr and acıions when siıuilar incidents happcn. However. bcing awarc of Ulis
possibiliıy arca is relaıed ıo a number of etlıieal bchaviors. Thcrefore, tb is reminder power ofıalcs
that kccps minds alh c required c.xistcncc of a moral attitudc in ıJıc person expcricncing the
incidenı. In this eonıcxı. this study invesıigaıed the ırcmindcr power ofıales in the moral Iy
maturation process within the scope of some important fıgures such as Joseph the Propheı . Ihrahim
ıhe Prophet and Sa int Marry menrioncd in the Quran.
Keywonb: .loseph the Prophcı, Ihrahim ıhe Prophet and Sııint M:ırrv. Talc, Mor:ıl
M:ıturarion.
Giriş
Insanın dünyada olma gerçekliğini anlamada yeterince tecrübe sahibi olmayan gençler için
kıssalar. eylemlerin ahlaki olarak şekillendirilmesi konusunda önemli bir role sahiptir. Çünkü kıssalar
-ki Kur' an 'daki toplam 6236 ayetin l 787 tanesi(% 27,65) kıssalarla ilgilidir (Kara, 20 14 :
93-94)- gencin karşılaştığı olaya farklı bir gözle bakma ve nasıl bir taVlr alacağı konusunda
yönlendirici bir rol üstlenmektedir. Bu sebeple kıssalar ön tecrübi bir alan olarak tecrübesizlik
karşısında gençlerin kendilerini ve tecrübe ettikleri olaylan farklı bir göz. ekseninde gönnclcrinc
yardımcı olurlar. Zira tecrübe edileni dile getiren kıssaların temel prensibi olan öğüt kavramının
semantik analizindeki "insanın kalbini yumuşaıaeak hanrlaınıa '' (Halil b. Ahmed, 1424/2003: IV.
384: isfehanl, ll, 683: ibn Faris: VI, 126: Ezhcrl, lll, 146; i bo Manzı1r. 1419/1999: XV, 345; Gürcan i,
1985: 274; Finizabadi, l398/ J9n: ll, 397: Zebidi, 1400/ı9ııo: XX, 289), başka bir ifadeyle "zilıni
canlı rutaıl hatırlatma·· bağiamındaki vurb'll, kıssasın gencin eylemi üzerinde nasıl bir etki alanı
ohışrurabilcceğini daha iyi fark etmemiri sağlar.
Kıssanın insanın kalbini yuınuşatacak hatırlatma veya zihni canlı tutan hatırlatma gücü en
temelde Allah ' ın güç ve iradesinin tecrübe edilen olay ekseninde tecelli ettiğini dile getirmesi
sebebiyledir. Allah ' ın güç ve iradesinin bu tecellisine Lokman süresindeki kıssa bağlamında şu
şekilde işaret edilmektedir: "(Lokman, öğfifferine devamla şüyle demişti:) Yavmcugum! Yaplıf.m iş
-
< ...J
> ~ :::; l> z u lj
(ıyi/ık ı·eya klifl71fik). btr hardal tanesi agırlıgmda bı/c olsa ı'l! bu. bır kılyanın ıçmde veya g6klerde
.1~1/ılll yerın derinliklerinde bulunsa. yine de Allah onu (senin kıırşma) getinr. nognılu Alla/ı. en ince
~leri glJrlip hilmektedir ı•e her şeyden lıaberriardw" (Lokmıin 31 /16).
Bu bağlamda kıssalar gencin karşılaştığı olayda iradesini nasıl kullanacağına yönelik
yönlendinci rol üstlenir. Bir nevi kıss:ılar, gencin eylemleri ve iradesi arasında ıefekkür süreci
oluşıurarak "algılamaları ve tutumlarını değişLinneleri konusunda sorumluluk" (Tatar, 2009: 104)
sahibi olduğunu hatırlnıınakta ve eylemleri lizcrindc eleştirel bir göz ilc baknınlan için fırsat
oluşıunnakL:ıdırlar. Lokman kıssnsmdn yer alan "Onlara "AI/alı'm indirdl~lne uyun" dendiğinde:
Haytr. biz bahalanmızı fizerinde bulduj1.umuz yola uyanz. derll!r Ya şeytan: onlan alev/i ateşin
azabma çaftmyoricl~rser (Lokman 3112 1) aycıi bu eleşLirel tutumun eksikliğini dile getimıckıcdir.
Bu bağlamında kıss:ı. gencin olaylan yeni ve farklı bir gözle algılam:ıs ı (Tatar, 2009: 1 05}, l\ılum ve
davranışlan konusunda daha hassas ve eleştirel davranması imkan alanına işaret etmektedirler. Zira
"kıssalar, kendilerini dınlcycnlcrc sorumluluk yükleyip onla.n farklı dlişUıımcyc \ 'C ta\ ır almaya
sürüklediideri OlçOdc ınsanın ahlaki olgunlaşma sıın:cindc cıkıli olurlar" (Tatar. 2009: 1()..$105).
Kıss:ılarcşliğindc kendi gerçekliği ilc k:ırşıl:ıŞJn genç, ahlaki olgunlaşma sürecıni tecrübe eder
Zıra kıss:ı. tecrübe edilen olayın \C eylemlerin insanın nhl:iki \'aroluşu içın kaçınılmaz sonuçlar
urcııığinı haurlaımaktadır. Fakat bu durumun fark edilmesi de abl5ki bir ruıum içınde bulunmakla
ilgilidir. Yani bir insanın kıssada dile getirilen hakikati işitebilmcsi , ilıiht ınayeıe mazhar olabilmesi
içın bir L:ıkım inanç' c ahl5ki özelliklere sahip olması gcrekmcktedır. Bu bağlamda bu çalışma ahlaki
olgunlaşma slirccindc kıssalann bu hatırlatma gücünün dile getirilişini Kur'nn'da zıi.Tcdilcn Hz.
Meryem, Hz. ibıiihim (s) ve Hz. Yusuf (s) gibi genç şahsiyetleri n örnektiği eşliğinde incclcycccktir
(Dığer peygamberlerin lassaları için bk., Kara. 201 1: Okumuş, 2005).
Ahlaki Olgunla.şma Sürecinde Kıssalardaki Örnek Şahsiye tler
Biz burada gençlerin abJakcn olı;.'llnlaşmalarınıı katkı sağlama bağlanıında ınsanların tecrübe
cııi kleri olaylardaki en zor ve en kritik zanıanlarıııd!a Allah 'ın gUç ve iradesinin Leeelli ederek onlara
ınaycıini etmesi ve bu inayetc nelerin sebep olduğunu Kur'an 'd:ı zikredilen Hz. Meryem, Hz. fbıiihiın
(s) "c llz . Yiisuf (s)'un eşliğinde örncklcndimıeyc çalışacağız. Kur'5n'daki bu kıssalarda rcvhiL
milcadelclcrindc yollarına ihlas \-C samirniyeıle yılınadan ve kararlılıkla devanı eden bu Uç örnek
şahsiyelin en kritik anianııda veya kınlma noktalannda Allah ' ın onlara yardımını ulaşıırması ve
on lan içine düştükleri sıkıntı ve bela 1,<ibi çeşitli musibeılerden kurtarmış olması dile getirilmektedir.
Bu olayların kıss:ılard:ı dile getirilişi her yaştan ınsan için olduğu gıbı gcnçlcnn de ahlakcn
olgunlaşmnlannda. sağlam ve sarsılm:ız karakter s:ı.hibi olmalannda yönlendincı rol oynamaktadır.
Kur'an'da en zor ve en kritik ımıihanlara maruz kalıp Allah'ın yardımına mazhar olan model
şahsiyetlerden biri hiç kuşkusuz Hz. Mcrycm'dir. Onun başından geçen hadise, ismini Hz.
Meryem'in başından geçenlerin zikredilmesi nedcnıylc alan Meryem suresinde şu şekilde yer
:ı lmaktadır: .. Kifap 'ta Meryem 'i de an. Ha11i o. ailesinden ayniorak dogu tarafında bir yere
çekilmişti. Meryem, onlarla kendi aras ma bir perele çekmtşu. Derken, btz ona nthumuzu giimlerdik
ele o. kendisine tastamam bir insan şeklinde giiriindil. Meryem ı/t.'(/t ki: Senden, çok esirgeyici olan
Allalı ·a stgmmm! Eger Allalı 'tan salanan b1r kimse ı~en (bana dokunma). !ıle/ek: Ben, yalmzca, sana
tertemi: btr ı:rkek çocuk bağrşlamam için Rabbinili hir elçiS/yi m, detlt. Meryem: Bana bir insan eli
dcgmedip,i, iffetsiz de o/madtğtm halde benim ntwi çocugum olahifir? dedt. Melek: Oy/edir, cletli:
(zira) Rabbin buyurdu ki: Bu bana kola;'(/lf·. ( linkil hiz. onu insan/cıra bir cle/i/ı•e kendimtzden bir
rahmet kılacag1z H u, /ıiil.'ilm ve karara hağlanmış ( azelde olup bam iş) bir tş Idi Meryem ona hatni/e
kaldı. Bunun fizerme onunla (kanımdakt çocukla) uzak biryere çekildi. Dogumsanct.l't onu bır/ıurmu
ağ(tcına (dayanma;'O) sevkelli. "Keşke. cledı. bumlan ünce (J/scytlım ele unultılup gltseydim!"
Aşagıstnclan (lsti yahut melek) ona şiiyle seslendi· " Tusalamna' Rabbin se mn alt yanmda bir su arkı
vficuda getirnuştir. " "Hurma dalını kendıne doğru silkc/e kt. fi;:ermc ta:c. olgun lumna t/(Jkfilsnn."
"Ye. ıç. Gnznn aydın alsımi !:ger insanlarda" bt rini gtJt11rsen de ki: Hen, çok merhametli olan Allah 'a
onır adadım; artık bugfin hıçb1r insanla komt1mayttcağ11n. " Nihayet onu (kucagmda) ta~tyarok
km•mmege1trd1. Dctlıler la: Ey Meryem! Haktkatcn sentuhafbir ~ey yoptm'l:)• Ham n 'un kız kardeşi!
S<·llin baban kötfi bir insan değildi; annen de iffetstz cleğtlch. Dumm fi:erme Meryem çocuğu gOstercli.
"Bı;:, dcdı/er. beşilaeki bir sabi ile nasıl kom~Şuru:?" (ocuk şc'Jyle dedr "Ben. Allalı 'm kuluyum. O,
hana Knab 'ı ı•erdi ı•e beni peygamher yap11. " " erede olursam olayım. O beni mtibarek ktlclı:
yaşadığım sflrecc hana namaztı·e :ekôtı cmrelli." "Beni annemc saygıli kılılt: beni hedbaht bir zorba
yapmadı. " "Dogduğum gfln. c'Jiecegim gfin I'C dirı olarak kabırclen kaldm/acağtm gfin esenlik
banatlır. " Işte. hakkmda şfiphe Cilikieri Meıyem oğlu isa -hak ,\'iJ;: olarak- budur." (Meryem 19/16-
34)
Bu kıssada ç:ılı~mamız açısından dikkat çeken husus Hz. Meryem ' in hakikatcn cevap vermektc
son dcreec güçlUk çekeceği en zor anında kuc:ığıod:ıki çocuğu mucizeVi bir şekilde konuşturmak
suretiyle Allah'ın irade ve gücünün olay esnasında tecelli ettiğinin dile getirilmesidir. Gerçekten de
Hz. Meryem kucağında Hz. isa (s) ilc geldiğinde annesinden süt emmektc iken onlnnn " Hakiko/en
:;en 111haj bir şey _I'Optmr' şeklinde konuştuklarını duyunca slit emmcyi bırokıırak yüzünü onl:ıra
ÇC\ i np, sol tarofın:ı dayanmış ve sag iş:ıret parrn:ığ ı ile ool:ıro işaret edip: "8e11 Allalı 'm ~ıtluyum"
dcmışti (Zcmahşcri, 1418/1998: rv. 18: Bcgavi. 1409. V. 229-230: lbn 'Atiyye. 142812007: VL 29:
Kunubi, 1427/2006: X ll l, 446; Ebu H:ıyyıin, 141 3/1993: VI. 177).
Hz. Meryem 'in böylesine sıkınıılı bir durumda il:ıhi y:ırdım:ı m:ızh:ır olm:ısının sebeplerine
gclmcc ilk olarak ·'Ham o, ailesiTiden ayrtlarak tlogutarafmda bir yere çekılmti/t Meryem, onlarla
kendi ara~ma bır perde çeknıişti'' (Meryem 19/16-17) ayetlerinde ı ş:ıret edildiği gibi kendisini
ib:ıdctc t:ıhsis cuncsı h:ın:ı O' n:ı ib:ıdct için ailesinden :ıynlıp Bcytu 'l-M:ıkdis'ın doğusuııd:ı bir yere
w > ~ .... uz u lJ
-
-
çckılmcsidir. Hz. Meryem mabcdin koruyuculuğu, hizmeti \C orada ibadet cımck içın vakfcdilmişrı .
Bu m:ıksatla insanlardan ayn bir tarafa çekilmişti Kendisini tck başına ibadctc \ermek için mcscidin
doğu tarafında mihraba yakın bir yerde mescide girmişti. Işte Cibril (s) de o sırada onun yanına
ginnişıi. (lbn 'Aıiyye, 1428/2007: VI. 16: Kuırtubi. 1427/2006: XIII, 421:1). Hz. Meryem' i mabede
adayan ise "/mrtiıı'm ket rı sı şöyle demişti: "Rabbim t Karmmdakiııi azot/ı bır kul olarak sırf sana
aı/admı. Adağiint kabul buyur. Sliplıe.siz (m)•az11m) hakkıyla 41ten ı•c (nıyenml) bilen sensin. " . ..
Rabbi Meryem ·e lıtlm[l knbul gösterdi; onu gl/zel bir bitki gibi yetişllrdt' (Al-i imr.ln 3/35, 37)
ıiyctlcrindcki dua yı yapan Hz. Meryem ' in annesi H anne tlbnu ' 1-Ccvzl, 1423-2002: 189; Scnıcrkandi,
1413/1993: 1, 262; Se'alibi, 1418/ 1997: 11. 33; Suyüıi, 1424/2003: l ll, 513), Hıristiyan kaynaklardaki
adıyla Anna idi (Karaman vd., 2012: 1. 547).
Hz.. Meryem' in bir diğer vasfı iffctli olmasıdır ki onun bu "ıısfı "lr:wrı iffetlc korwmtş olnm
(Meryem 'ı de on.) Biz ona nılmmuzdan njledik: 01111 ı•c nglımu elimle tilem Için bir ibrel J.7ldtk"
(Enbiya 21/91) ii yeriyle tescil edilmektedir. Onun bır başka ayırt cdicı özelliği de "dosdoğru"
(sıddika) olmasıdır ki bu vasfı da yine Kur'fuı'da " Meryem oğlu Mesih nncak bır resfildtir. Ondan
ı1nce de (btrçok) restiller gelip geçım~tir. Annesi de dosdoğru btr kodmdır" (Miiidc 5n5) iiyetindc
zikrcdilmektcdir. Buna göre sıddik vasfı onun hem inançlı, hem dürüst \c hem de ifTeıli olduğunu
ıf:ıde etmektedir. Hz. Meryem'in Allah'a kulluğa adanması, ifTeıli \'C ltddik gibi \'asıOarla muuasıf
olması, onun Hz. isa 'ya bamile Iken kuru hurma dalını silkclcycrek taze hurma dökillmesi, (Meryem
19/25), mabeue bulunduğu yere çeşiıJi yıycc:cklcrin Allah tarafından gönderilmesi (Al-i ımriin 3f37)
\C yukanda yer \'erdiğimiz gibi Hz.. isa'yı babasız diinyay:ı getirip kucağında kavmine götürdüğü
sırada onu konuşturarak yardım ermesi gibi bayatının co kritik \C en zor anlarında Allah' ın yardımına
mazhar olmasına vesile olnıı.ışnır.
Hz. Meryem' in kıssası bir taraftan gcnçlcrın Allah 'a kulluğa adanma ları, iff'etli ve hayatlarının
her anında suldik olarak yaşamalarını telkin ederken diğer taraftarı gençlerin 1-lz. Meryem gibi Allah ·a
adanmışl ık içerisinde, cdcp, hay:i ve ifTeıle yaşadıkları sUreec ve dosdoAnı olma v:ısfını taşıdıklan
slirecc mutlaka Allah ' ın kendilerine en kritik ve en zor anlarında yardım edeceği müjdesini ima
crmcktcdir. Hz. Meryem'in zikredilen kıssasının Kur'an'da yer almasının csprisı her yaşran insan
için olduğu kadar özellikle gençler açısmcbn tecrübe edilen olay esnasında Allah ' ın güç ve iradesinin
Leecilısı ni ha urlatmakta son dcreec ibrct verici olmasıdır. Bu durum ise kıss:ıların eylemler üzerindeki
yönlcndınci etkisini göstermektedir.
Kur' an'da te\'hiı mücadelesi en çok zikredilen model şahsiyetlerden bıride hiç şüphesiz Hz.
lbr.ihim (s)' dir (Siid 3 45-47: Meryem 19/41-50: Şu'ar.i 26/69-83: Hud 11169-76; Hicr 15/51~:
En' fun 6n4-78; Siiffit 37/83-113: Zuhruf 43/26-28: Uriyiit 5 1124-37: Nahl 16/120-122: lbratıim
14135-41 ; Enbiya 21/5 1-73: Ankebüt 29/16-17. 24-27. Bakara 21 124-132. 25R. 260; Al-ı imrfuı
3167: Mümıcbinc 60/4-6: Hac 22126). Gerçekten de ıck başına bir ümmcı olan (N:ıhl 16/120) Hz.
lbr.ihim (s) putperest babasına ve kavmi ne "Şu kar~ ıs ma geç ıp !apmakla o/dugımu;: lıcykeller de ne
oluyor? demişlt. Dediler ki: Biz. babalammzı bunlara !apar kımsefer bulduk. DojtmSiı, si;: de.
babalarımı da açık bır sapıklık içmdesmız, dedi. Dediler ki. Bm! gcrç<.'ğt nu gcurdin, yoksa sen
oyunhaziardan bi rı misin? Hayır. dedi, sizin Rabbmız, yaralltP,t giJklerirı ve yerin de Rabbidir ve ben
buna şalıillik edenlerdemm. Allalı 'a yemin ederim ki, siz aynlıp xıttikten sonra pm larımza btr uyun
oynayacağtm! Sammda !brôlıim mı/an partımparça elli Yalnız onlurm hflyligtinll bırakit; belki ona
mflracaal ederler dtye. Bunulannlanmtza kim yapff? Muhakkak o. zalimlerden hiridır, dediler. (Bir
kısmı:) Bunlan diline dotayan bir genç duyduk; kenclısıne lhn11ıfm clenlfirmış, dediler. O halde,
dediler, onu hemen insanlarm gözıi flm'ine geflrm. Be/kı şalıi1/ık ederler. Bmw 116/ılammza sen mi
yapfln ey lbrôlıim? dCI.Iifer. Belki de bu işt ŞII bilylikieri yapmışnr. Hadi onlara sorım; eger
konllşuyorlursa' c/edi. Bum m iizerirıe, kendi vicclanfarma dün/ip (kendi kentirieri ne) ''Zalim/er
\/Ziersmı::. sizler'" declıler. Sonra /ekrar eski manç ı·c /arllşmalamıa dfJndfllt.rr: Sen bımlann
kunuşmudıgtm pek 616 btfiyorsun, dediler. lbrtilıim: ~·lcysc. dedi, Allalı 'ı bırakıp da. stze hiçbir
fayda \'e zarar vermeyen bir ş<.:re hti/6 tapacak mwmz? Size de, Allah 'ı bırakıp rapnıakta oldugumız
şeylere de yu/ı olfun' Sı;: okıl/anmaz mısmtz? (Bir li.ısmr) Egcr 1~ yapacaksamz, yakın onu da
tmınlarım:a yarc/ı m <XIin! dediler. ''Ey ateş! Ihrahim 'c ~crmlık ve L'\enlık a/.1" tledık. Böylece ona
bır 111zak k11rmak ısrctliler:fakat biz onları. daha çok lıfltranuugrayanlar dımımuna sokt11k" (Enbiya
21/52· 70). Rivayere göre Nemnıl, Hz. lbr.ihlm (s )'in ay:ı.ldannı b:ığlaııp, elleri nı de boynuna doğru
b:ıgl:ııukıan sonr:ı m:ıncınıkla ateşe amrmıştır. Hcniiz ateşe :ııılm:ıdan cwcl melekler .. dilersen ateşi
su ilc sondürebiliriz" deyinde o. "'benim size bir ihtiyacım yok" dcdı ve Rabbınc niyaz ederek
"Senden b:ışka hiçbir ilah yoknır. Seni ıenzih ederim. ey alemierin Rabbi! H:ımd yalnız Senindir,
mülk yalnız Senındir. Scııin hiçbir ortağın yoktur" dedi. Sonra onu ınancınık ilc oldukça uzak bir
mesafeden aııılar. lşıc bu sırada Yüce Allah "Ey a~eşı lhrtiltim 'e sermlik ı •e esenlik ol!" (Enbiya
21/69) dcmış ve onu atcşıcn kurtamıışıır (Kurıubi, 1427/2006: XIV, 226-227;
lbn Kcsir, 1421/2000: IX, 415-416). Aıcşe aııldığınd:ı sadece 16 yaşl:ırında (ibn Kcsir, 1421/2000:
IX, 416; Bcydavi. IV, 56) genç bir delikanlı olan Hz. lbriihlın (s)'i yüce Allalı en zor ve en k:riıiı..
anında mucizevi bir şekilde ateşin yakıcılığını yok ederek kuıııınıııştır. Bu kıssad:ı yine Allah'ın güç
\C ıradesinin olayesnasında leecilisı hanrlatılmaktadır. Bu noktada sorulması gereken en Onemli soru
belki de Hz. lbr.ibim (s)' in, Allah' ın yardımına mazh:ır olmasına vcsile oları vasıfları nclcrdir? Biz.im
içın özellikle de gençler için Kur'ıin'd:ı zikredilmesinin cspnsi \C anlamı nedir'? sorulan olsa gerektir.
Hz. lbr.ilıim (s)'in en belirgin vasfı biç şüphesiz Allah ' ıan başka ilah ı:ınımam:ısı , O'nu noksan
sıfatiardan tenzih etmesı ve alemlerio Rabbi olamk ranım:ısı. tüm ö\gıilcrın ve mülkiin All:ıh'a
m:ıhsus olduğunu ve hiçbir orıağ.ı olmadığını sarsılmaz bir imanla kabul etmcsıdir: "Onlar bemnı
dnşmammcltr Ya/m: tilemierin Rabbi bemm dosrumc/ur Ben/ yarat{ln ı·e bana doğru yolu glJsteren
[ ~ w vı
~
·:s < _, > ~
...ı
uz w
"
-
....ı
vz u..ı
(.)
O 'dur. Beni yedi ren. içiren O 'dur. Hasmlandlğmr zaman bana şifa veren O 'dur. Benim camilll
alacak, sonra beni diriltecek O'dur. Ve hesap gtinillıatalamm bağ1şlayacağm1 umdugum O 'dur"
(Şu'arll 26177-82) ayetlerinde belirtildiği gibi hem sarsılmaz tevhid akidesi hem de Allah'a olan
testirniyeti ve tevekkül anlayışıdır. Hz. ihrahim (s)'in bir özelliği de ''Kifap 'ta ibrtihim'i de an;
gerçekten o. çok doğnt bir peygamberdi" (Meryem 19/41) ayetinde ifadesini bulan "dosdof;nı"
(sıddik) olmasıdır. "İbrôhim cidden yumuşak huylu (halim), bağrı yamk, yujka ylirekli (Evvôh) ve
kendisini Allalı 'o vermiş (munfh) biri Idi" {Hud 1 1175) ayetinde Hz. lbrnhim (s)' in üç belirgin özelliği
zikrcdilmcktedir. Hülasa Hz. fbr:ihim (s)'in zikredi1en kıssası, onun muıtasıf olduğu s1ddik, halim,
evvah, numfb, ı7mmet, kônit ve han if gibi niteliklerinin Allah ' ın ya rdımına mazhar olmasına vesile
olduğunu dile getirmekte.dir.
Öte yandan onun kıssası gençlere su/dik, halim, evvôh, munlb, i/mmet, kônil ve Jıanif gibi
vasıflarla mucehlıez olduklan takdirde dünya imtihanında hayatlan boyunca arılacakları her ateşten,
her türlü fitnc, fcsat ve günah çemberi nden, bölasa hayatlannın en zor ve kritik anlarında tabiri caizsc
"bitti m ya Rabbi!" dedikleri her anlarında kendilerine bir çıkış yolu göstereceği bilincini vermektedir_
Bu kıssa tecrübe edilen musibetlcr karşısında algı ve tutumların farklı bir göz
eşliğinde ahlaki olana dönüştürülmesinde bir imkan oluşrunn::ıkıad ır.
Hz. lbrahim (s) Allah ' ın inayetiylc ateşten J..-urtulduktan sonra oradan aynlmış ve Rabbine
şöyle dua etmişti : "Rahbmıf Bana sali/ılerden olacak bir evlat ver ... İşte o zaman bız onu halim bir
oğul ile miijdeledik. Btıbasıyla beraber yfirflyilp gezecek çaga erişince: Yavrucuğmıı ' Rüyada seni
bogazladığımt görilyorum; bir dlişiln, ne dersin? t.!edi. O da c:evaben: Babacığım! Emrolımduğım
şeyi yap. inşallah beni sabredenferden bulursım, dedi. Her //.:isi de ıeslim olup, O/lll af111 fizerine
yal/rmca: Biz ona: "Ey lbrdlıim!" diye seslendlk. Rı/yayı gerçekleştirdin. Biz iyileri böyle
mı7kCıfatlandırmz. Bu, gerçekten. çok açık bir imtilıandır. Biz. oğluna bedel ona biiyt7k bir kurbt111
verdik. Geriden gelecekler arasmda ona (iyi hlr nam) bırakil k: lbralıim 'e sekım! dedik. Biz iyileri
böyle mlikôfaıkmdmm. Çiinkfi o, bizim m ii 'min kullanmızdand,r'' (Saflar 371100-1 07). Bu ayetlerde
görüldüğü gibi yüce Allah Hz. lbrılhlm (s)'in oğEunu kurban edilmekren soo anda kunannışltr.
Rivayete göre Hz. ism5il (s) 13 yaşında iken veya buluğ çağına geldiğinde babası Hz. İbrahim (s)
kendisini rüyasında klırb:ın ettiğini söyleyip fikrini sanınca en küçük bir tereddüt göstermeden her
ikisi de Allah'a kusursuz bir teslimiyet örneği göstcmıişlerdir (Begav1, 1409: Vll. 46; Şcvkani,
1427/2007: IV, 480). Kurban edilmek istenenin Hz. ismail (s) mi yoksa Hz. İsbıik mı olduğu
konusunda ihıilaf olsa da (Tabcri, 142212001 : XIX, 587-600; Bcg:ıvi, 1409: V ll , 46-48; Zcecıic,
1408/ 1998: lV. 311: Semerkandi, 1413/1993: ITI. 1 1Y-1 20: Hazin, 1399/ 1979: VI, 26; Sem'ani,
141 8/ 1997: IV, 407; M5vcrdi, V, 60; Ncsefi, 1419/ 1998: lll, 132-133; Kurıubi, 1427/2006: XVIII,
6J -65: Şevkfuıi, 142712007: IV, 480-483) bizim için asıl üzerinde durulması gereken hem Hz.
lbrahiın (s)'in oğlunu boğazlamaktan kurtanlması hem de oğhınun kurban olmaktan kurtulmuş
olmasıdır. Bu noktada sorulması gereken bızim açımızdan en Onemli soru en zor anlannda her
ıkisinin de bu sınavı kazanmalanna sebep olan şey nedir? sorusudur. Onlann Allah'ın yardımına
mazhar olmalanna vesile olan sebeplerden ilki hıç şüphesiz bcr ikisinin de All:ıh 'm emrine şeksiz
şüphcsız teslimiyet göstcnnclcri yanı kurban emrine itaat etmeleri \C rıza göstcrınclcndir (ibnu'I
Ccvzi, 1423-2002: 1193). Ikinci sebep ise Hz. Ismiiii (s)'in "Babacıgmı! Emrolımdugun şeyi yap.
Inşallah beni sabredenlerden bu/ursun" (S:ifffit 3 711 02) ayetinde ı şaret edildiği gibi bu büyük
imtihana sabır göstcmıcsidir. Bir diğer sebep de her ikisinin de muhsm1crdcn yani muhlis ve
1'/dc/iklnrdan olmıdandır (Semerkandi. 141 311993: lll. 119). Bu bağlamda bır diğer önemli husus da
bu hfidiscnin bizim için özellikle de gençler için ne jf.ıde cttiğidir. Hiç şüphesiz Hz. ism5il (s)' in en
kritik anda Allah ' ın yardımıyla kurban edilmekten kurtulması, onun Allah'a teslimiyetini göstcrınesi,
Allah'ın bu ağır iıntih:ının:ı isyan etmeyip sabreımesi. mulı 'In yani y:ıptıklan işlerinde samimi
(mu/ı/is) ve sıcldikl:ırdan yani lisamyl:ı söylediğini fiiliyata
geçirenlerden olmasıdır ki işte bu vasıfl:ı.rl:ı muttasıf olması bir t:ıraO:ın onun Allah 'ın en zor anda
kcndisınc yardımının ulaşmasının sebeplerinin neler olduğunun cevabını verirken di!cr taraftan bu
ibrctlik hadiscyi okuyan son muhaıaplann özellikle gcnçlcnn de söz konusu \asıflarl:ı müeehhez
olduklan takdirde dünyadaki en zor ve sıkıotılı anlarında "Kim Allah 'tan korkarsa, Allah Of/O bir
çıkış yolu lhsan eeletp (Talak 6512) ayetinde ifadesını bulduğu gıbi Allalt'ın kendilerine yardım
edeceğini bilmelerini telkin etmektedir.
Kur'fin'd:ı zikredilen ve Allah'ın co zor \C en sıkıntılı anlarda yardımına mazhar olan
şahsiyetlerden biri de Yusuf (s) peygamberdir. ismini taşıyan sürede onun kendisini kJsk:ın:ın üvey
kardeşleri tarafından kuyuya atılması (Yüsuf 12/15), Mısır Aziz'ine köle olarnk satılması (Yüsuf
12/20), Zilleyh:i 'nın kendisine abJ:iksız teklifi (Yusuf 12123) ve haksız olarak zindann atılması (Yüsuf
12/35) şeklinde dört büyük imtihana müptela olduğu ve hepsini de Allah ' ın yardımı ve himayesiyle
kazandığı haber verilmektedir. Biz bu imtihanlardan konumuzia ilgili olarak özellikle Züleyha ilc
imıihnnına değinmek istiyoruz. Hz. Yusuf(s)'un kadınla inııihanında iffetini anlatan söz konusu olay
Kur'fin'da şöyle dile getirilmektedir: ''Evinde b111ımtf11[J,11 kadm. ommnefvinden murat almak i.~tedi.
kapıları ıyıce kapattı ve "Haydi gel!'' dedi. O da "(Hdşô). Allalı 'o SIJ.'ttnmm' Zira kocanı: benim
velinmıelimtlır, banu gfizel davrandı. Gerçek~~~ kı. zıt/imler if/alı ulmuzl'' c/(!(//. Anelo/sım ki. koc/m
ona mt.•yletll. Eger Rabbinin işaret ı•e ikaımt glirmeseydt o da koclma meylermişll. Işte böylece bi:,
klitfllı1k ve [11/ışu ondan uzaklaşurmak için (cle/ilimc:ı gtJsterdik) .~nplıesiı o ih/aslt k111/anmızdantlt.
Ikisi de kapıya doğru koştu/ar. Kod m omm gömh'ğint orkaclaıı yırm Kapmm yanmda omm kocasma
rası/adı/or. Kadın dedi ki: Senin aı/ene kölfllflk elmek weyenfn ce:a~ı. :mdofl(ı on/ maktan veya elem
ıwıct bir tşke11ceden başka ne olabilir' Yuwf' "As1/ kcntltsl bentm nefsımdeıı murat almak isıedi ..
cledl. Kadmm akralxt.rmdan biri şöyle şalıitlik elli · "Eğer xömlt.~i Oıulen ytrtıftmşsa, kodm doğru
soylemtştir, bu /SC yalanctlarriandır ... .. Eğer gömleği arkadOII yırıılmı~a. kadm yalan soy/emışıir.
< '-' > :.:: ...J (j
z ...... v
-
] ...1 ._., :.<: ·:s
o N
Bu 1sc dogru slJy/eyenlerdendir. ·• (Kocasi. YliM!fim glJmlegmin) arkfıdan prll!lmş oldugunu
glJrilnce, (kaclma) · "Şüphesiz, dedi; bu, su in m:a~uuzd1r. Sizin tuzag11uz gerçekten bi~ı·tiktiir. " "Ey
Yusuf! Sen bundan (olan/an söylemek/en) I'Dzgeç! (Ey kadm!) Sen de gflnalunm affim dile! ('iin/.:ii
sen p,nnahktirlardan oldun." Şehirdeki bazı kodm/ar c/ediler ki · Aztı'in karw, delikani/Snlin
ntifsmclen murat almak isuyormuş: Yıisufun sevdasi anun kal bm e 1ş/emiş' Biz onu gerçekten aç1k bir
.mp1klık iç md e g()rf~I'OriiZ. Kadm, onlarm detllkodusww cluyımca, oıı/ara davet çi gtJnderdi; mı/ar için
dtıyanacak yasnk/ar lıazırlad1. Her birine bir bıçak verc/1. (Kadmlar meyvefen soyarken Yıisı!fa):
"('ık korşı/arma!" dedi. Kcıdmlar onu giirfince, 0111111 biiytlkliigflnll mılcıdJiar. (Şcışkmftkltımıdan)
ellerini kestiler ı'e dediler /..1: Htişti Rabbimiz! Bu bır beş er degil. /Ju ancak fl.~lfln hirmelektir! Kaılm
dedi kı: Işte hakimıda beni kınad1ğımz şahts budur. Hen onun nejwıdenmurot olmtık 1stedım. Fak01
o. (bundan) Şiddetle sakmd1. Andolsun, eğer o kcndisme emrcdcccglmı yapmaz.uı mwlaka zmdana
01ılactık ı·e e/beue alçalanlardan olacakur! (Yıi:m{"J Rabbim' Hana zindan. bunlarm benden
medikierinden dalıa iyidir! Eger onlarm hilelerini bende11 çeı•irmez.wm. onlara meyleder ve
calılilerden olu mm' ı/et.! i. Rabbi om m duasm1 kohul cu/w anlamı hile.mıluzaklaşurdl. ('flnkfl O çok
1,1'1 L$1fCII, pek ı.l'l bilcndir. Scnunda (Azi: ve arkudoşlan) kesm deltileri gormclermc ragmen (halkın
dedl/..ndusımu kesmek içm yine de) onu b1r zamana kadar mutlaka zmdana atmalan kenditerme
uygun glJnindı1' (Yusuf 12123-35). Hz. Yüsuf(s)'un kadına mcylı. Rabbinin burhanını görmesinin
ne demek olduğuna ilişkin müfessirler aynntıJı izahlar yapmışlar (Ilm 'Aşık 1984: XII. 252-254;
Bcgovi, 1409: rv, 227-234; Ebu Zchre, VII, 3816; Kurtubi. 1427/2006: Xl. 305-318; ibnu '1-Cevzi,
14232002: 688-691) fakaı bızim için dikkaı çekici olan husus Hz. Yüsuf(s)'un gayr-ı mqrıi tcklif
karşısında. rüm güzelliğine ve gençliğine rağmen Allah'ın ilım, irade \C gücünün ıecellisinin
farkındalı ğı scbcbıylc o onarndan kaçma iradesini göstermı ş olmasıdır. Onun" Rabbim! Bana zindan.
hımlamı benden isiedik/erinden dalıa iyidir/ Eger onltırnı lıilelermı benden çcvirmczscn. onlara
mı:yledı:r ve calıillerden olımnnl" (Yusuf 12/33) diyerek Allah'tan yardım dilcmesi de bu iradenin
ıeyididir.
Zülcyh:i 'nın ahliiksız ıcklifi karşısında Hz. Yusuf pcyg:ımbcri bu en zor ve en sıkınıılı anında
Allah'ın kıırtarmasın:ı vcsilc olan onun hangi vasfı idi? Onun bu vnsfı "Andnlsmı k1, kat/m ona
mey/elti. /;.ger Rabbinin işaret ve ikazm1 glJrmeseytli o da katlma mc:yfetmlştl. Işle biJylece bi:. k(Jtı110k
ı•c .fi1hşu ondan ırzaklaşıımıak isteclik. ('iin/.:ii o ılılam erclirılmi~ kullarum:dandi'' (Yüsuf 12124)
:iycıindcki ·'ihl:ısa crdirilmişlcr'' anlamındaki (mulılasin) vnsfıdır. Bu kelimenin mulılisin şcklindckj
okunuşuna göre anlamı "yüce Allah'a ihlasla itaat eden kimseler" demek olur. Aycııcki gibi
(muh/asin) şektındeki kıraare göre ise "AIIah 'ıu risalcti ıçin ihlasa crdirdiği kımselcr'' anlamına
gelmektedir. Esascn Hz. Yüsuf(s) bu iki niteliğe de s:ıhip idi. Çünkü o hem yüce Allah ':ı iıaaııe i hlas
sahibi idi. Hem de Allah ' ın ri saleti için ibiasa erdirilmiş ve seçilmiş idi (Kurtubi. 1427/2006: Xl. 318;
Şcvkıini, 1427/2007: lll. 23). Onun diğer v:ısıtınn da kardcşlcnnc kcndisıni tanıttığım ifade eden
"Yoksa sen, sahiden Yftsuf musun'/" dediler. O da "Ben Yfisuf'um, bu da kardeşim .. dedi. "Dogrusu
Allah, bizi. /ı1tfuyla nimet/endirdi. Gerçekren de kim Allah 'tan korkar ve sabrederse. Allah, muhakkak
kt, giizel işler yapanlarm mfikiifa/1/11 zayi etmez" (yusuf ı 2/90) ayetinde yer alan Allah 'tan korkması
(takva), sabretmesi ve muhsinlerden olmasıdır. Burada
Allah ' tan itti ka etmek ve sabretınek. "kim Allah· a karşı nıasiyeılerden iuikıi eder yani k:ıçmır da,
insaııların eziyetlerine katlanırsa'' anlamındadır. "Al lah, iyi hareket edenlerin mükafatını zayi etmez"
ifadesi ise, "muhakkak ki kim ittika gösterir ve sabrcderse, Allah onlann ecrini zayi etmez"
ınanasındadır (Razi, 1401/1981 : XVIfl, 208). Işte Hz. Yusuf(s) tüm bu sayılan vasıflarla ınuttasıf
olduğu için en zor anıııda Allah' ın yardımımı mazhar olmuştur. O halde onun bu kıssasının bize
Kur'an'da anlatılmasının esprisi nedir? Bu kıssanm amacı elbette bize tarih] bir anckdot anlatmak
değildir. Bu olay özellikle gençlere hem Hz. Yıisuf(s) gibi ifTeıli olmayı ıcikin etmektc hem de onun
gibi ihlaslı, muımki, sabırl ı ve muhsin vasıflanyla mücehhez olduğumuz takdirde ifTeıle imtihan
edilmek gibi en zor ve en kritik zamanlanmızda Allah ' m yardımı ve inayeriyle kunuluşa crcceğimizi
gözlerimizin önünde hep canlı ıuımak'ladır.
Sonuç
Tecrübe edilmiş olanı dile getiren kıssalaır alıliiki olgunlaşma sürecince henüz yeterli
tecrübenden yokstuı genç dimağ üzerinde yönlendinci bir rol oynamaktadır. Zira tecrübe edilmiş
olanın zihni canlı tutan lıatırlatması veya insanın kalbini yumuşatacak hatırlatma olması sebebiyle
kıssalar, kendilerini dinleyenlere sorumluluk yükleyip onları farklJ düşünmeye ve tavır alınaya
sürüklcdikleri ölçüde insanın ahlaki olgunlaşma sürecinde etkili olurlar. Bu bir anlamda benzer
olaylarla karşılaşıldığıııda nasıl bir eylemde bultmulacağı hususunda veya nasıl bir tavır takınılacağı
noktasında kıssaların, adeta irade ilc eylemler arasında bir tcfekkür süreci oluşturarak doğru kararlar
venneye ışık tutan ve geçmişten bugüne uzanan projeksiyon fonksiyonunu icra etmekte olduklarını
söyleyebiliriz. Bu bağlanıda Kur'an 'da örnek olaırak zik:redebileceğimiz üç şahsiyelin kıssasıoa
dcğindik . Bu kıssalar en zor ve sıkmlılı anlarda tecrübe edilen olayda Allah ' ın güç ve iradesinin o
olayda tcccllisiııi dile gelinnesi baktınından dikkat çekicidir: Hz. Meryem' in kucağında Hz. isa ' nın
dile gelmesi, H7_ ibrılhim 'in ateşe au ldığında ateşin onu yakmaması ve oğlunu kurban edeceği sırada
onun yerine bir hayvanı kurban etmesi ve Hz. Yılsur un Allah'ın burhanı sayesinde zinadan nefsini
koruması. Bu bağlamda kıssa, genç bir dimağa bir yandan Allah ' ın giiç ve iradesini tecrübe ettiği
olayda tecelli ettiğini öte yandan da bu durumun fark edilmesi için ahlaki bir tutum gerekliliğini dile
geıinnekıcdir. Yani bir insanın kıssada dile getiri !en hakikati işiıebilmcsi . ilahi inayete mazhar
olabilmesi için bir takım inanç ve ahlaki özelliklere sahip olmasına vurgu yapmaktadır. Böylece
lossalar gencin tecrübe ettiği olayları yeni ve f.ırklı bir göz ilc algılaması , tutum ve davranışları
-
-
konusunda daJıa hassas ve eleştirel davranması konusunda ıcfckkfu süreci olarak ahlaki olgunlaşma
sürecinde etkili olmaktadırlar.
KAYNAKÇA
BEGA Vİ , Ebıi Muhaııuııed t:l-lluscyn lı . Mes'fıd Cl 409). Me 'ôlimu't-ten:il. thk.: Muhnnınıed i\bdullilh
eu-Ncrnir ve diğerleri. Riyıid: Oiiru 1 ayyibe.
llEYDA vi, Nıisunddin Ebi 'l-I layr Abdiilah b. Onıcr b. MuhıımıncJ cş-Şira.d cş-Şıifii. Em•ônt 't-ttm::ı/1
ve esrônr 't·le 'ı·il. ha~:.: Muhıınımcıl i\bdurruhınfin cl-Mar'~li. 13cyn1t-LUbnihı: Da nı lhyai 't
Tunisi ' l-' Arnb'i.
CÜRCAN1, Ali b. Muhammed eş-Şerif( 1985). Kittibu't-To 'riftit, Bcyrfıt : MckıcbctO Lllbııfin.
EBÜ Ili\ YY AN ei-EndeiOsl (14 13/ 1993) ei-Boltru'l-multit, thk.: Adıl i\hnıeıl i\bdulıncvc(ıd. Ali
Muhammed Mu'avva~:, Bcyrfıı-l.obniın: D:inı ' I-Koıobi ' l-'llnııyyc.
EBÜ ZEl LRE. Muhammed. Zelırcut 't-tefasir. Kı1lıirc: D:inı' l -l~ikri ' l-' Arabi.
EZI lERi, Ebıi Mnnsıir Muhammed b. i\lııncd. Telızibu'/-lugo, lhk.: Alımı:d i\bdul'allm cl-Berdüni. cd
Diını ' l-Mısriyyc li ' t· l'e'lifw' ı- l'cn-cınc.
FIRÜZABADi. Mccdtı'd-Din Muhammed b. Ya'küb cş-Şiral:l ( 1398/1 978). 1!1-Ktinllis ll'l-multid.
clllcycıtı' l-Mısriyyc cl-Amme li ' l-KIIı llb
HALil 13. AliM ED, d-Fcrahidi (1424/2003) Kilfihıl'l- 'ayn. thk.. <\bdu'l-llamid llılıdfivi,
Beynlıtobnan: D1iru' I-Ki110bi' 1- llmiyye.
HA7JN, Aliiuıldin Ali b. Muhammed b. lbrahinı ci-Bağ.diidi (1399/1979) Ulbôbu 't-te\·il ji
me 'cifli'lleu:il, Bcyn1t-LUbnön: Dıinı ' I-Fikr.
IDN 'AŞÜR, Muhanınıcd cı-Tılhir ( 1984). 1?1-Tolıı·ir ı·e't-te11vir. Tunus; cd-D5ru ' ı-Tuııısıyyc.
IBN 'A TIYYE, Ebu Mulıanınıcd i\bdilhnkk ei-Endl'losi ( 142812007). e.I-Mıdıorrem '1-ı·eci=ji tefoirt '1-
kitnbi'/- 'a:i:, thk.: Konıısyon, Kııtar: Viz.1ratu' 1-Evkiifvc'ş-Şuıinu'l-lslliııııyye.
IBN FARIS, Ebu ' l-Iluscyn Ahmed b. Zekeriyyii . Makiiyi'sll 'l-luga, thk.: i\bılu's-Selfim Muhammed
Iliirfın, Dıinı ' l-Fikr.
113N KESTR, lmoddu'd-Din Ebu'l-Fıdii Ismiiii cd-Dimcşki ( 142112000) 1'c/.fı'I'II 'I-Kur 'tinl'l-kim, tlık.:
Musıaıa cs-Scyyid Muhaııınıcd ve digcrlcri. Kılhirc: Mckıcbetu 'I-Evlad c~-Şcyh l i ' ıTurıis.
IBN MANZÜR. J:::bu 'l-Fadl Cemıiluddin Mutı:ıııııııcd b. Mnkcrrcnı ( 1419/1999). Liseimi '/- 'Arob. ıhk ..
Emin Muhiınınıcd Alıdulvchhiib ve Muhammed es-Sadık tJ. ' lJbeydi, Bcyn1t-tUbniin: Dıiru
1 hyıii ' ı-Tunisi · ı. • /\rab i.
IBNÜ'L-CEVZ.İ, Ceıııaluddin Ebu'I-Fcrcc Abdumıhnıan ( 1423/2002) Ztidu 'l·mesir fi 'i11111 't·tefoir. ci
Mcktcbctu ' 1-lslnnıi, Bcyrıit-LObniln: O.ıinı Ib n ll aLın.
ls~r.ııı\Ni. Ebu ·ı-Kasım eı-ııuseyn b. Muhammed cr-lti~ıb ei-Mı~{rccltit fi wırihı '/-Kur 'till,
Mckı~beıü N:u...M Musıara cl-Ra.>.
KARA. Mu-ıara (20Iı). Gilncel Dt'ğerı A<"ısmdou Kur an Kıswlorı, 1. bs., aın~un· Sclanıcı yay
---------- (20ı4). "Kur'an Kıssalannda Konu ve Kup~m M~rkC/Iı Bır Analı1". /slômi llımler
Dergisı, C. 9. . ı . s. 69-ı 02.
KARAMAN. IInyrcddiıı vd. (2012). Kur'ô11 l'o/11 Tiirk<"C Mı:tılı·e Tl!{lir, Ankarn DIB yny
KlJRTlJili. F.biı Abdıli ni• Mulıaııınıed b. Alımed b. l:bi Ockr ( 142712006) ei-Ctimi 'll ahluimı'/Kur'tin.
ılı k Abdullıih b Abdulnmhsin cı-Türki. lkyıilı- ınbnı1ır Mnc~~cscıU 'r-Rı~iilc
MA VERDi. l~bu 'l-llosıın Ali b. Mulıomıııcd b. llobib ci-Onsıi Tcf.)iru'I-Mtil'lırtli: cn-Nilketl'o 'l'upiu,
ıhk .. cs-Seyyıd b. AbdilınaksOı.l b. Abı.lırrtıhıın. Beynıl-UIIııuın: Dıiru'I-K01Ubı1' llıııiyye
N ES EFi, Fbu 'I-Dcmküı Abdullah b. Alııııctl b Malınıiıd ( 14191199R) Ml'dtiriku't-ıeu:il ı·e
lıokciiJm 'uc 'ı•il. ı lık .. Yusu r Alı Bcdcvi. Bcyrılı. Daru '1- Kclıınu 'ı-l n yy ılı
OKUMUŞ, Ejdcr (2005). Kur'ôn 'da Taplum.ıul ÇOku~. 5. lıs., ısıanhul· Insan yay
RA/i. Lhii Abdıll:ih Muhammed b Ömer Falıru'ıl-Oin ( 14011198 1) Tefiinı 'I-Fohnı'r-Rô:i:
rtTeftinı '1-kebir, mefôfih11 '1-ğayh. LObn:1n-l.lcyrfiı D:lru' l-lıkr
~1 'Al mi, Abdurraluniiıı b. Muhanını<d b MalıliırEbiılcyd ( 1418 1 ?97) C't!ı·tihırll'l-lı~ônfi tc/sin '1-
KIIr 'lin . ıhk. /\li Muhammed Mu'awa1. AdılAhmed Ab.Julm.:"dkl. l.l.:yniılobmiıı Daru
lhy:iı'ı-Tunisı' l-· Arabi.
:o>I.M'ANf. Cbu' I-Mu731T .. ,.. Manı.ür b. MuJıwımıcd b. 'Abdulçcbbdr(1418 1997) Tcfiinı'I·KIIr'an. ıhk
Y:1sir b. lbr:ihim ve Ganiın b. ' Abbas b. Cnniın. Rıyıitl Ddru'I-Vuııııı.
!,r~MFRKANDİ. Ebu'l-leys N3sr b Muhammed b Ahnıccl b. lbrihim (141311993).
l'ef.vinı 'sSt•mcrkondi: Ba/rnı'/- 'ıılıim, ı lık.. Alı Muhoııuned Mu'nwa7, Ad ıl Alımed
Abtluloıevdıd. Beyrfiı-LOhııdn Dfiru'I-Koıohi'l-'llmıyy.:
suvtı rı. Cclfilııddin ( 142412003). eti-Dıirrii'I·IIII!IIMir fl't-rıf.•lr hı'l·llll' ·.\lir, tlık.. Abdullfih h.
Abdulınulısin eı-1 tırki, Kıilıire· Mcrkc1u llıcr li 'l-llulıiıs vc 'd-Dmisıiıi'l-'1\rabıyye
vc' llslıimiyye.
ŞEVKANi. Mulıamıncd lı Ali b. Mulıarıımcı.l ( 1427/2007) fetlm 'l-kadir 1'1-~umi' heı•ncfemtl!)'i 'r
rıwive ı·l''d-dirôve mm 'ilmi 't·teftir. ıhk : Seyyid lbrıilıiııı. K~hirc· Ofinı' l-lludi~.
1 AOI Ri. !:bii Ca'rcr Mulıarıııncd b Ccrir ( 1422120(11) Cumı 'u'l·heJYm 011 tc-'ı•il-ı ôı-i'I-KIIr 'tin. ıhk
Abdullah b. Abdulmulısiıı cı-Tork.i. K:ihırc. Daru llıcr
ı A ı AR. Burhaııcıun (2009). UKur' iin 'da Kıss:ılıınn rı:ıııcl Anianılan Uurınc ı cbeii Notlar. Mı/e/ı· ..
Niluıi,C.6, ·. ı .s. ?<J-111
/FBi Di. Scyyıd Mııhaınnıctl Murta/..3 d-lluscyni ( 1400 1980) Tüc11 '/-'onh min ct•ıyi/ııri'l-l«imıij, ıhk.:
Abdul'allnı cı-Tabavi. Kuvcyı Matba 'aıu lluk.iiıncti' I-Ku\cyt
/fCC'AC, [bü l~hak lbrahıın b ~-Sırri (140811998) /1/e'ôııı '/-K11r'6ıı ı·c ı'rtihulı, ılı!... Ahdulcclil
Abdulı Silbi, Bcyniı: Alınıu'I-Koıob
ZEMAIIŞERi, Ebu 'I-K:isıın Carullıih Malınıild b Oıncr b Ahmed ( 1418 1998). f'i-Kqşü{'un lıakôıkı
< _, > >L .... uz _, v vı
~ ~ :5 v:ı
:ı ...J :ı ....
oc .....
-
:::> ~ :::> ~ o c:... ~ w V>
:>!
·~ :ı: < w > :>! ·::::; u z w ()
ğawimidı 't-teıdlve ·uyıiui'l-ekül'il fi ı·ucıilıi't-tl"'vil. tlık.: Adı! Alım.:d i\bdulnıcvct1d, Ali
Mubammed Mu'avval, Riyıid : Meklcbetu' l-i\bikaa