ubaader kongreleri 2019/1°k-2019-bildiri-Özeti-kitab...yoksullukla mücadele, mimarlık, planlama...

102

Upload: others

Post on 28-Dec-2019

7 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi
Page 2: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

Ubaader Kongreleri 2019/1

Uluslararası Türkiye Vizyonu Kongresi (UTVİK-2019) Bildiri Özeti Kitabı

International Congress of the Turkey Vision (ICTV – 2019) Abstract Book

Editörler

Doç. Dr. Bülent KIRMIZI

Doç. Dr. Bahar İŞİGÜZEL

Yayın Kurulu

Prof. Dr. Halil İbrahim OĞUZ

Dr. Öğr. Üyesi Mustafa YEĞİN

Dr. Öğr. Üyesi Sabahattin ÇAM

Dr.Öğr. Üyesi Nesrin ŞEVİK

Tasarım

Abdulgafar TERZİ

ISBN : 978-605-4712-30-4

Page 3: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

Değerli Katılımcılar,

Uluslararası Bilim ve Akademik Araştırmalar Derneği, Adana Büyükşehir Belediyesi, Adana

Kent Konseyi ve Çukurova Üniversitesi işbirliği ile Ubaader Kongreleri 2019/1 kapsamında

18-19-20 Mart 2019 tarihlerinde Adana’da gerçekleşecek olan Uluslararası Türkiye Vizyonu

Kongremize (UTVİK-2019) katkınızdan dolayı teşekkür ederiz. Kongremizin ana teması

“100. yılına doğru Türkiye” kapsamında geçmiş, günümüz ve gelecek değerlendirilmeleri ile

Türkiye hedefleri doğrultusunda saptamalarda bulunulmasını amaçlamıştır. Bu bağlamda

kongremize birçok farklı bilim alanında çalışmalar katkı sağlamıştır. Sosyal Bilimler, Fen

Bilimleri, Sağlık Bilimleri, Bilişim, Eğitim, Ekonomi, Enerji, Enformasyon, Kalkınma, Kamu

Yönetimi, Kültür, Sanat ve Edebiyat, Politika, Sanayi, Tarım, Teknoloji, Uluslararası İlişkiler,

Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim

alanlarından çalışmalar kongremizi nitelikleriyle zenginleştirmişlerdir. 6 farklı ülkeden

katılım sağlayan davetli konuşmacılarımızı da ayrıca teşekkür ederiz. Kongremizin

gerçekleşmesinde başta Adana Büyükşehir Belediyesi, Adana Kent Konseyi, ve Çukurova

Üniversitesi olmak üzere Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi, Karamanoğlu Mehmetbey

Üniversitesi, Toros Üniversitesi ve Adanaspor’a değerli desteklerinden dolayı şükranlarımızı

sunarız. Kongremizin bilimsel niteliği için destek veren ve birçok farklı alandan oluşan bilim

kurulumuza ayrıca teşekkür ederiz. Üç gün boyunca sürecek olan kongremizde sunulacak

olan bilimsel çalışmaların birçok bilim alanına ışık tutarak değerli katkılar sağlaması

temennisiyle tüm katılımcılarımıza başarılar dileriz.

Saygılarımızla,

Doç. Dr. Bülent KIRMIZI & Doç. Dr. Bahar İŞİGÜZEL UTVİK 2019

Kongre Düzenleme Kurulu Başkanları

Page 4: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

KONGRE KURULLARI

Onur Kurulu

Tamer DAĞLI (Ak Parti Adana Millet Vekili)

Burhanettin BULUT (CHP Adana Millet Vekili)

Muharrem VARLI (MHP Adana Millet Vekili)

Hüseyin SÖZLÜ (Adana Büyükşehir Belediye Başkanı)

Ömer Güner SAZAK (Adana Kent Konseyi Başkanı)

Prof. Dr. Mehmet AKGÜL (Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Rektörü)

Prof. Dr. Murat TÜRK (Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi Rektörü)

Prof. Dr. Erkin ERTEN (Toros Üniversitesi Güzel Sanatlar, Tasarım ve Mimarlık Fakültesi Dekanı)

Bayram AKGÜL (Adanaspor Başkanı)

Kongre Düzenleme Kurulu Başkanı

Doç. Dr. Bülent KIRMIZI

Doç. Dr. Bahar İŞİGÜZEL

Düzenleme Kurulu Üyeleri

Prof.. Dr. Halil İbrahim OĞUZ

Dr. Öğr. Üyesi Mustafa YEĞİN

Dr. Öğr. Üyesi Sabahattin ÇAM

Dr.Öğr. Üyesi Nesrin ŞEVİK

Page 5: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

Bilim Kurulu

Prof. Dr. Ali Osman ÖZTÜRK Necmettin Erbakan Üniversitesi

Prof. Dr. Arif ÜNAL Sakarya Üniversitesi

Prof. Dr. Celil Hasan MUHAMMET Selahaddin Üniversitesi

Prof. Dr. Dinçay KÖKSAL Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi

Prof. Dr Ergün SERİNDAĞ Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Erkin ERTEN Toros Üniversitesi

Prof. Dr. Hüseyin MUŞMAL Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi

Prof. Dr. Magdalena SİTEK Alcide De Gasperi University of Euroregional Economy

Prof. Dr. Mehmet DEMİREZEN Ufuk Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet Nuri GÖMLEKSİZ Fırat Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet MERCAN Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi

Prof. Dr. Nejat ERK Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Neşe ALGAN Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Seren GÜVEN Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Tahir BALCI Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Yasemin KIRKGÖZ Çukurova Üniversitesi

Doç. Dr. Abdulsettar Salih AHMET Selahaddin Üniversitesi

Doç Dr. Bahar İŞİGÜZEL Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi

Doç Dr. Bülent KIRMIZI Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi

Doç. Dr. Emad Abdul LATİF Katar Üniversitesi

Doç. Dr. Erdinç YÜCEL Necmettin Erbakan Üniversitesi

Doç. Dr. Giray FİDAN Gazi Üniversitesi

Doç. Dr. Halil İbrahim OĞUZ Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi

Doç.Dr. Hasan YILMAZ Necmettin Erbakan Üniversitesi

Doç. Dr. Hüseyin ŞEVİK Mersin Üniversitesi

Doç. Dr. Iryna DRYGA Ukrayna Milli Bilimler Akademisi

Doç.Dr. Nihan DEMİRYAY Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi

Doç. Dr. Recep DURGUN Selçuk Üniversitesi

Page 6: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

Dr. Adem YAMAN Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi

Dr. Ahmet Hamdi CAN Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi

Dr. Alaattin UCA Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi

Dr. Barış YAMAN Milli Eğitim Bakanlığı

Dr. Emad. A. A. ALY Kahire Üniversitesi

Dr. Erhan İŞCAN Çukurova Üniversitesi

Dr. Eser ÖRDEM Adana Bilim ve Teknoloji Üniversitesi

Dr. Hayrettin PARLAKYILDIZ Kıbrıs İlim Üniversitesi

Dr.İlhame BABANLI Bakü Devlet Üniversitesi

Dr. Ivan PAVLII Bakü Slavyan Üniversitesi

Dr. Krzysztof KRASSOWSKİ Alcide De Gasperi University of Euroregional Economy

Dr. Mustafa YEĞİN Çukurova Üniversitesi

Dr. Mustafa Salih AKIN Medipol Üniversitesi

Dr. Nesrin ŞEVİK Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi

Dr. Recep AKGÜN Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi

Dr. Sabahattin ÇAM Çukurova Üniversitesi

Dr. Serpil UÇAR Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi

Dr. Şahabettin ÖZTÜRK Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi

Dr. Ümmügülsüm ALBİZ Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi

Dr. Veysel ŞAHİN Fırat Üniversitesi

Dr. Yeliz BOLAT Milli Eğitim Bakanlığı

Sekreterya

Süleyman Emir İŞİGÜZEL

Ahu Bilhar ALTUN

Atahan TURHAN

Page 7: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

DAVETLİ KONUŞMACILAR

İryna DRYGA (Davetli Konuşmacı- Ukrayna) Doç. Dr.

Ukrayna Milli Bilimler Akademisi A.Krymsky Şarkiyat Araştırma Enstitüsü

Abdulcevad HARDAN (Davetli Konuşmacı- Suriye) Dr. Öğr. Üyesi

Halep Üniversitesi

Emad Abdelbaky Abdelbaky ALY (Davetli Konuşmacı- Mısır) Dr. Öğr. Üyesi

Kahire Üniversitesi

Ahmet Derviş MÜEZZİN (Davetli Konuşmacı- Suriye) Dr. Öğr. Üyesi

Halep Üniversitesi

Goran SELAHATTIN (Davetli Konuşmacı- Irak ) Doç. Dr.

Selahattin Üniversitesi

Efsane HUSEYİN (Davetli Konuşmacı- Azerbaycan) Dr. Öğr. Üyesi

Bakü Avrasya Universitesi

Dilshoda MUBARAKOVA (Davetli Konuşmacı -Özbekistan) Öğr. Gör. Dr.

Taşkent Doğu Bilimleri Üniversitesi

Page 8: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

İÇİNDEKİLER

(22625) Uluslararası İlişkiler Disiplininde Siber Güvenlik .................................................... 11

(24082) Heinrich Böll’ün “Ansichten Eines Clowns” Adlı Romanına Tematik Bir Bakış ..... 12

(22796) Özbek Türkçesindeki Bazı Kelimelerin Cinsiyet Ayrımı.......................................... 13

(24164) Sinemanın Gelişim Süreci Aşamasında Kurgunun Anlam Yaratma Üzerindeki Etkisi ............................................................................................................................................. 14

(22907) Fullerene-Like Metal Chalcogenide Nanostructures’ Microwave Energy-Based Preparation ........................................................................................................................... 15

(23097) One-step Synthesis and Characterization of Polyaniline Nanofiber/Silver Nanoparticle Composite-based Antibacterial Agents ............................................................ 16

(23455) Effects of Chemical Plasticizing Admixtures on the Life Cycle Assessment of Ready Mixed ................................................................................................................................... 17

(23456) Use of Mineral Admixtures in Ready Mixed Concrete ............................................. 18

(23458) An Experimental Investigation on The Effect of Water/Cement Ratio on The Compressive Strength of Concrete Produced By Different .................................................... 19

(22800) Beyin Kaynaklı Nörotrofik Faktör (Bdnf) Hormonu Fizyolojisi ve Fizyolojik Sistemler Üzerindeki Etkisinin İncelenmesi .......................................................................... 20

(22817) Atlarda Bazı Adipokin (Visfatin, Asprosin, Progranulin) ve Enerji Regülasyonunda Rolü Bulunan İrisin, Preptin, Adropin Hormonları ve Beyin Kaynaklı Nötrofik Faktör (Bdnf) Seviyesi Üzerine Irk Etkisinin İncelenmesi ........................................................................... 21

(22872) Sirkadiyen Ritim Fizyolojisi Ve Fizyolojik Melatonin Ritminin İncelenmesi ........... 22

(22897) Kemik Metabolizması Fizyolojisi Ve İzlenirliğine Yönelik Kemik Markerlerin İncelenmesi .......................................................................................................................... 23

(22900) Mortalite Ve Morbitidede Prognostik Risk Belirteci Kardiyak Troponinlerin Fizyolojik Rolünün İncelenmesi ........................................................................................... 24

(22902) İrisin Hormonu Fizyolojisi ve Fizyolojik Sistemler Üzerindeki Etkisinin İncelenmesi ............................................................................................................................................. 25

(22904) Tau Proteinin Merkezi Sinir Sistemindeki Fizyolojik Rolünün İncelenmesi ............. 26

(23886) Türk Kültür Mirasıyla Türk Kalkınması Abdusselam Harun ve El-Muneccid Tecrübesi Örneği .................................................................................................................. 27

(23482) Eğitim ve Katılımcılık: Üniversite Öğrencilerinin Mobil Uygulama Kullanımına Etkisi .................................................................................................................................... 28

(22643) Öğretmen Görüşlerine Göre Teknolojik Aygıtların Dil Öğrenim Sürecine Etkisinin Değerlendirilmesi ................................................................................................................. 29

(23474) Üstün Zekâlı ve Yetenekli Öğrencilerin Sosyal Bilgiler Dersine Yönelik Algılarının Belirlenmesi ......................................................................................................................... 30

Page 9: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

(23475) Bilim ve Sanat Merkezi Öğrencilerinin Yaşadıkları Sorunlar ve Bu Sorunlara Yönelik Çözüm Önerilerinin Belirlenmesi ......................................................................................... 31

(23494) Exploring Teacher Beliefs in Teaching English to Young Learners ......................... 32

(23495) The Challenge of Being an International Student in Study Abroad Programs ........... 33

(23503) Yönetici Görüşlerine Göre Eğitim Yönetiminde Rotasyon Uygulamasının Akademik Başarıya Etkilerinin Değerlendirilmesi ................................................................................. 34

(23530) İlkokul Dördüncü Sınıf Öğrencilerinin Çevreye Yönelik Davranış Düzeylerinin Belirlenmesi ......................................................................................................................... 35

(23531) Öğretmenlerin Özel Yetenekli (Üstün Zekâlı) Öğrenci ve BİLSEM Kavramlarına İlişkin Algılarının İncelenmesi .............................................................................................. 36

(24049) Yabancı Dil Öğretiminde Oyunların Teşvik Edici Rolü ........................................... 37

(24050) Almancanın Yabancı Dil Olarak Öğretimi Sürecinde Öğrencilere Kazandırılması Gereken Otonom Öğrenme Stratejisi .................................................................................... 38

(24051) Yabancı Dil Olarak Almanca Derslerinde Kelime Hazinesinin Geliştirilmesi .......... 39

(24052) Yabancı Dil Öğretiminde Dil Bilgisi Aktarımı ve Bu Süreçte Yapılan Hatalar ......... 40

(24066) Kelime Kökenlerinin Peşinde: Kalıcı Öğrenme Bağlamında Almanca Günlerin Öğretimi Örneği ................................................................................................................... 41

(24083) Neden Yabancı Dil Öğretemiyoruz? ........................................................................ 42

(24092) Gaziantep Üniversitesi’ne Uluslararası Anlaşmalarla Gelen Öğrencilere Genel Bir Bakış: Eğitimde Ülkeler Arası İşbirlikleri ............................................................................. 43

(24140) Yabancı Dil Öğretiminde Somut Şiir Uygulamaları ................................................. 44

(24167) Görsel Sanatlar Dersine İlişkin 9. Sınıf Öğrenci Görüşlerinin Değerlendirilmesi ..... 45

(23502) Almanca Öğretmen Adaylarının Almanca Dilbilgisine Karşı Metaforik Algıları ...... 46

(23725) Irak Türkiye İlişkilerin Işığında Irakta Eğitimin Gelişimi ......................................... 47

(23828) Anadildeki Mecazın Yabancı Dil Öğrenimine Etkisi: Arapça ve Türkçe Örneği ...... 48

(24045) Filozof İsimleri Açısından Felsefe Dersi Öğretim Programları ve Ösym Sınav Sorularının Değerlendirilmesi ............................................................................................... 49

(24046) Türkiye’de Bölgelerarası Özel Eğitim Alanındaki Farklılıklar ................................. 50

(22890) G20 Ülkelerinin Yönetişim Göstergeleri Perspektifinden Performans Analizi ve Ekonomik Büyümeye Etkisi ................................................................................................. 51

(22891) Hoşnutsuzluk İndeksi Performansının Analizi: Ab Ülkeleri ve Türkiye Uygulaması 52

(23017) Erdemsiz Malların Günah Vergileri Özelinde İncelenmesi....................................... 53

(23018) Lorenz Eğrisi ve Gini Katsayısının Türkiye ve Avrupa Birliği Açısından Analizi .... 54

(22549) Oyun Kuramı Bağlamında Türk Akımı Projesi ........................................................ 55

(23483) İnternet’in Yazılı Basına Etkisi ve Dijital Gazete Okumayı Etkileyen Faktörler ....... 56

(23748) Turkey's Vision in The Future: Analysis For Reality and Expected .......................... 57

Page 10: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

(22950) Yönetsel Yeteneklere Göre Endüstri 4.0 Çağında Kamu Kurumları İçin En Uygun Liderlik Tarzının Belirlenmesi .............................................................................................. 58

(24089) Kentsel Dönüşüm, Sağlıklaştırma ve Ulusal Yeşil Bina Sertifikası (Çedbik) Kavramlarının Değerlendirmesi Üzerine Bir Araştırma ........................................................ 59

(22662) Gelecek Nesillerin Yetiştirilmesinde Bir Kaynak ve Değer Olarak Mehmet Akif Ersoy .................................................................................................................................... 60

(23766) Azerbaycan-Türkiye Edebi İlişkileri ........................................................................ 61

(24148) Kuzey Karadenızde Tehlikedeki Türk Lehçeleri: Kaydı ve Yeniden Canlandırılması ............................................................................................................................................. 62

(23484) Stefan Zweig’ın Eserlerinde Varoluşçuluk Sorunsalı ............................................... 63

(22627) Türkiye Muhafazakarlaşıyor Mu, Sekülerleşiyor Mu? ............................................. 64

(23179) Spastik Diplejik Serebral Palsili Çocuklarda Duyu Bütünleme Terapisi ve Konvansiyonel Egzersiz Programının Spastisite, Denge ve Motor Fonksiyon Üzerine Etkisi 65

(22658) Akut lenfoblastik lösemi tedavisinde kullanılan L-asparaginaz ve Kortikosteroid tedavisine bağlı hiperlipidemi ............................................................................................... 66

(22901) Kemik Metabolizmasının Hormonal Regülasyonu ................................................... 67

(22903) Enerji Homeostazisinin Düzenlenmesinde Ghrelin Ve Obestatin Hormon Dengesi ve Fizyolojilerinin İncelenmesi ................................................................................................. 68

(24117) Ruh Sağlığı Okuryazarlığı: Ruhsal Bozukluklar Hakkındaki İnançlar ...................... 69

(24118) Toplum Ruh Sağlığının Geliştirilmesi İçin Önerilen Bir Strateji: Ruh Sağlığı Okuryazarlığı ....................................................................................................................... 70

(24120) Gençlerde Görülen Yeme Bozuklukları ve Nedenleri .............................................. 71

(23170) Dünya Savunma Sektörü Ekseninde Türk Savunma Sanayii ve Gelecek Öngörüsü .. 72

(23505) Tarımsal Ürün Depolama ve Lojistik Şirketi İçin Yer Seçimi: Bir Ahp Uygulaması 73

(24086) Türkiye'de Tarım ..................................................................................................... 74

(24115) Ozonlama İşleminin Limondaki Pestisit Kalıntıları Üzerine Etkisi ........................... 75

(23146) Bayburtta Organik Tarım ......................................................................................... 76

(23334) Tamamlayıcı ve Alternatif Tıpta Kullanılan Önemli Uçucu Yağ Bitkisi Rezene (Foeniculum Vulgare)........................................................................................................... 77

(23707) Antioksidan, Antiviral ve Antiinflamatuar Bir Etkiye Sahip Aloe Barbadensis Bitkisinin İncelenmesi .......................................................................................................... 78

(23821) Essential Essential Oil Plant Fennel Used in Complementary and Alternative Medicine (Foeniculum Vulgare) ........................................................................................... 79

(24153) Passiflora İncarnata (Çarkıfelek) Bitkisinin Biyolojik Aktivitesi ve Morfolojik Özelliklerinin İncelenmesi .................................................................................................... 80

(23084) Akustik Emisyonun Kestirimci Bakımlarda Kullanımı ve Endüstri 4.0 Yaklaşımı ... 81

Page 11: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

(23575) Mobil Uygulama Kullanımını Etkileyen Faktörler ................................................... 82

(22767) Importance of Big Data on Digital Marketing .......................................................... 83

(23510) Comparasion Between Turkey and BRICS Countries .............................................. 84

(23776) Türkiye'nin 21. Yüzyıl Vizyonunda Orta Asya Türk Devletlerinin Önemi ............... 85

(24106) Yoksullukla Mücadele Kapsamında Gıda Bankacılığının Yeri ve Önemi ................. 86

(22946) Kent Müzesi Olarak Endüstiri Meslek Lisesi’nin Van Kent Kültüründeki Yeri ve Önemi .................................................................................................................................. 87

(22947) Van Hüsrev Paşa Camii Onarım Çalışmaları ........................................................... 88

(23029) Van Peynirciler Çarşısı ............................................................................................ 89

(23467) Türkiye’nin Mekânsal Planlama Hiyerarşisi Kapsamında Ekolojik Temelli Planlara Gereksinimi: Peyzaj Planları Örneğinde Vizyon Önerisi ....................................................... 90

(23477) Valilik Binalarında Kamu Binaları Standartlarının Değerlendirilmesi ...................... 91

(23478) Adana Metropolünde Toki Toplu Konut Uygulamalarının Mekânsal Analizleri ....... 92

(23479) Bitlis Ulu Camii Restorasyonunda Onarım ve Güçlendirme Çalışmaları .................. 93

(23501) Yapısal Atıkların Geri Dönüşümü ve Kullanım Olanakları ...................................... 94

(23513) İmar Planlarında Gürültü Dağılım Haritalarının Kullanılabilirliğinin Değerlendirilmesi ................................................................................................................. 95

(23558) Aydınlatmanın Sürdürülebilirliği ve Bina Değerlendirme Sistemindeki Yeri ........... 96

(24053) İmar Mevzuatı Çerçevesinde Organize Sanayi Bölgelerinin Oluşum ve Yapılaşma Kararlarının İncelenmesi: Adana Organize Sanayi Bölgesi Örneği ........................................ 97

(24062) Toplum Eğitim Merkezlerinin Mevcut Durumunun Değerlendirilmesi: Adana Örneği ............................................................................................................................................. 98

(22634) Belgrad Antlaşması’ndan Sonra İstanbul’a Gelen Avusturya ve Rus Elçilerinin Ağırlanması .......................................................................................................................... 99

(22657) Osmanlı-İran İlişkileri ve Defter Emini Mehmed B. Şair Nahifi’nin İran Sefareti (1697-1698) ........................................................................................................................ 100

(23806) İsmet İnönü Dönemi Türk Basınında Türk–Arap İlişkileri (1938-1950) ................ 101

Page 12: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

11

(22625) Uluslararası İlişkiler Disiplininde Siber Güvenlik

Emel ŞAHİN

Muğla Üniversitesi

[email protected]

Yirminci yüzyılda, insanoğlunun aydaki adımlarıyla başlayan ve internetin keşfiyle devam eden Bilgi Devrimi dünyadaki tüm sınırları ortadan kaldırmış, dünyanın dengelerini değiştirmiştir ve siber dünya denilen yeni bir sanal dünya oluşturmuştur. Uluslararası ilişkiler disiplini; egemenlik, devlet aktörü, devlet ilişkileri, güvenlik ve diğer unsurları içerdiği için siber meseleler de uluslararası ilişkiler meselesi olarak kabul edilmektedir. Siber terör, görülemeyen, dokunulamayan sanal evrenden gelen ve ne yazık ki insanoğlunu yok edebilecek kadar büyük bir tehdittir. Çünkü artık dünya kendi ekseni üzerinde değil; bilgisayar tuşları üzerinde dönmeye başlamıştır. Dolayısıyla günümüzde bireyler, kurumlar ve hatta devletler bu siber tehdit ve saldırının etkisi altındadır. Siber güvenlik alanında uluslararası yapılanmanın bir üst organizasyon ile oluşturulması gerektiği ve ulusların bu organizasyondan bilgi alışverişi ile alınacak kararlara uyması gerektiği hipotezine dayanan bu çalışmada; siber güvenlik kavramı detaylı olarak incelenerek siber tehditlere karşı önlem alınabilmesi için atılması gereken stratejik adımlar üzerinde durulmuştur. Bu çerçevede ülkemizde ve dünyada yapılan siber güvenlik stratejisi ile ilgili dokümanlar incelenmiştir. Çalışmanın doğru şekilde analiz edilebilmesi için siber güvenlik konusunda öne çıkan uluslararası aktörlerden ABD, NATO, AB ve Rusya Federasyonu’nun çalışmaları incelenmiştir. Daha sonra siber saldırı stratejilerine, araçlarına, türlerine ve örneklerine değinilip, siber caydırıcılığın mümkün olup olmadığı analiz edilmiştir. Çalışmanın sonunda, elde edilen bütün bulgulardan yola çıkarak siber suçlara karşı mücadele “ya global olacaktır ya da hiçbir anlamı yoktur” düşüncesinden yola çıkılarak siber suçlarla mücadelede uluslararası işbirliğinin etkin bir şekilde yürütülmesini gerektiği sonucuna varılmıştır.

Anahtar Kelimeler: Siber Güvenlik, Uluslararası İlişkiler Disiplini, Siber Tehdit, Siber Önlem, Siber Saldırı, Siber İstihbarat.

Page 13: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

12

(24082) Heinrich Böll’ün “Ansichten Eines Clowns” Adlı Romanına Tematik Bir Bakış

Bülent KIRMIZI

Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi

[email protected]

Heinrich Böll’ün okunduğu her dönemde farklı anlamlar çıkarılabilecek “Ansichten eines Clowns” adlı romanı içinde bir aşk hikâyesi barındıran ve ana teması II. Dünya Savaşı sonrası Alman toplumunun umutsuz durumunu çok katmanlı ele alan bir eserdir. Dışarıdan bakıldığında gülen yüzüyle herkesi eğlendiren ancak toplumun ikiyüzlü tutumu nedeniyle içten ağlayan palyaço karakteri çoğu zaman birçok insanın başvurduğu bir kamuflajdır. İkili ilişkilerde yüzeyselliğin ve toplumsal ahlakı biçimlendirmesi beklenen kilisenin de kapitalist düzene ayak uydurarak olanlara alkış tutması savaş sonrası ortamı gözler önüne sermektedir. Roman kahramanı Hans Schnier en yakınlarından gördüğü ikiyüzlülükten dolayı öfkeli ve saldırgan bir bireye dönüşür. Her türlü çifte standardın yaşandığı ve din adamlarının da buna alet olduğu bir ortamı yansıtan yazar, olayları ironik bir üslupla dile getirerek okuyucunun kahramanla bütünleşmesini sağlar.

Anahtar Kelimeler: Heinrich Böll, Ansichten eines Clowns, Savaş, Almanya.

Page 14: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

13

(22796) Özbek Türkçesindeki Bazı Kelimelerin Cinsiyet Ayrımı

Dilshoda MUBARAKOVA (Davetli Konuşmacı -Özbekistan)

Tashkent Sharqshunoslik Instituti (Taşkent Doğu Bilimleri Üniversitesi)

[email protected]

Bazı dillerde kelimeler gramer bakımından erillik, dişilik veya yansızlık gibi cinsiyet veya cins özelliklerine göre ayrılmaktadır. Altay dilleri ve Türkçe ve onun lehçelerinde de kelimelerde bu özellik aranmazken Hint-Avrupa ve Hami-Sami dil ailesine mensup dillerde cinsiyet kategorisi mevcuttur. Fakat Özbek Türkçede bazı kelimelerde cinsiyet kategorisinin izlerini görebilmekteyiz. Ancak bu kelimeler cinsiyet kategorisine biçimsel özelliklere göre değil belki kullanım ve anlamsal bakımdan ayrıldığı görülmektedir.

Anahtar Kelimeler: Özbek Türkçesi, cinsiyet, kelimeler.

Page 15: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

14

(24164) Sinemanın Gelişim Süreci Aşamasında Kurgunun Anlam Yaratma Üzerindeki Etkisi

Ali ÖZTÜRK

İstanbul Ayvansaray Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Radyo, Televizyon ve Sinema

[email protected]

Sinematografın icadı ile birlikte kayıt altına alınan tek planlı çekimlerde, kurgunun kullanılmaya başlanmasıyla yeni bir sürece girmiştir. İlk başlarda görüntülerin birbirine eklenme işlevi için başvurulan kurgu, zamanla filmlerin etkinliğini arttırmak için farklı bir anlatı unsuru olarak kullanılabileceği anlaşılmıştır. Anlatının gücünü artırmak için söylem bileşenlerinden olan kamera ve çekim ölçeklerinin kullanılması, paralel kurgunun dramatik etkiyi ön palana çıkarması ile filmlerdeki etkinin arttığı görülmüştür. Sinemada kurgu yoluyla filmin anlam yaratmadaki etkinliğinin artması, sinemanın sanat olarak algılanmasında kurgunun esas etken olduğu yönünde görüşler oluşmasına neden olmuştur. Eisenstein, "sinema sanatı öncelikle kurgusaldır" diyerek kurgunun önemi vurgulanmıştır. (Lotman, 1986:67) Kurgu ile anlam yaratma süreci tarihsel ve ideolojik değişimlerin ışığında biçimlenmiştir. Bu doğrultuda önce çıkan üç görüş bulunmaktadır. Bunlar, "Biçimci Kuramcılar" (Biçim bozumuna uğramayan algılanamaz), "Gerçekçi Yaklaşımcılar" (Sinemanın hayatı olduğu gibi gösterdiği taktirde, gerçek anlamda var olabilir) ve "Çağdaş Yaklaşımcılar" (Kurgu bir zorunluluktur). Bu yaklaşımcılar, kurgunun sinemada etkinliği konusunda farklı görüşler ileri sürmüşlerdir. Bu görüşlerin odağında ise sinemanın sanat olarak kabul görebilmesi için hangi yaklaşımların benimsenmesi gerektiği yönündedir. Bu çalışmada sinemanın söylem bileşenlerinden olan "kurgu" unsuru ele alınmıştır. Çalışmanın sınırlılığı sinemanın gelişim döneminde, kurgunun anlam yaratma üzerindeki etkisiyle sınırlandırılmıştır.

Anahtar Kelimeler: Sinema, Kurgu, Biçim, Anlatı, Görsel Yapı, Sinematografik Anlatım.

Page 16: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

15

(22907) Fullerene-Like Metal Chalcogenide Nanostructures’ Microwave Energy-Based Preparation

Selçuk POYRAZ

Adıyaman Üniversitesi

[email protected]

Metal chalcogenides (MCs) have emerged as an extremely important class of nanomaterials that can be utilized within a large span of applications from lubrication to energy storage devices. Here, a recent discovery of a universal, ultrafast (60 s), energy-efficient, and facile technique to prepare MC nanostructures, via microwave (MW) energy-assisted heating, is introduced. A suitable combination of precursors is selected for the chemical intereactions on Polypyrrole nanofibers (PPy NFs) in presence of MW irradiation. The PPy NF would serve as the conducting material to absorb MW energy to heat the precursors to reveal the separate metal and chalcogenide constituents. The MCs are formed as nanoparticles that eventually undergo a size-dependent, multi-stage aggregation process to yield various MC nanostructures. Most importantly, this is novel MC formation process is both proven to be much faster and energy-efficient than all the other existing methods and can be universally employed to produce different kinds of MCs (e.g., MoS2, and WS2), as well.

Keywords: Carbonization, Conducting polymer, Metal chalcogenide, Microwave energy.

Page 17: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

16

(23097) One-step Synthesis and Characterization of Polyaniline Nanofiber/Silver Nanoparticle Composite-based Antibacterial Agents

Selçuk POYRAZ

Adıyaman Üniversitesi

[email protected]

Through a facile and effective nanofiber (NF) seeding polymerization reaction via one-step redox/polymerization process that takes place in aqueous medium at ambient temperature, silver nanoparticles (Ag NPs) embedded polyaniline NF (PANI NF) composites are synthesized as antibacterial agents. During the reaction, not only the NF morphology formation of the resulting conducting polymers (CPs) but also the amplification of the aqueous silver nitrate (AgNO3) solutions’ oxidative potential are managed by vanadium pentoxide (V2O5) sol-gel NFs, which simultaneously act both as a well-known nanofibrous seeding agent and as the auxiliary oxidative agent. The PANI/Ag nanocomposites (NCs) are proven to exhibit excellent antibacterial property against both Gram-negative Escherichia coli and Gram-positive Staphylococcus aureus. Antibacterial property performance and the average life span of the NC network are optimized through homogenous distribution/embedment of Ag NPs within one-dimensional PANI NF matrix. The antibacterial efficacy tests and the NC material characterization results indicate that the sole components of PANI/Ag have synergistic effect to each other in terms of antibacterial property, as well. Thus, this well-organized NF seeding approach via one-step redox/polymerization reaction can be considered as a general methodology and a substantial fabrication tool to synthesize Ag NP decorated PANI NF composites as advanced antibacterial agents.

Keywords: silver nanoparticle, polyaniline nanofiber, nanocomposite, antibacterial agent.

Page 18: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

17

(23455) Effects of Chemical Plasticizing Admixtures on the Life Cycle Assessment of Ready Mixed

Özge Çiğdem ÖZELMACI DURMAZ1, Evren ARIÖZ2, Ömer ARIÖZ3

Hasan Kalyoncu Üniversitesi 1Eskişehir Teknik Üniversitesi 2Eskişehir Teknik Üniversitesi3

[email protected]

As a result of today's increasing environmental consciousness, awareness has been raised about the prevention of environmental pollution and the protection of natural resources. Considering the fact that ready mixed concrete is the most widely used material in the construction industry and the negative effects of construction materials on the environment, it is inevitable to evaluate the environmental effects of ready mixed concrete. One of the greatest negative effects of ready mixed concrete (RMC) for environmental impact is water consumption to produce ready mixed concrete. Therefore, it is important to minimize the use of water in the ready mixed concrete production process. In this study, it is aimed to investigate reduction of water to produce RMC and effect of plasticizing chemical admixture on the water amount used in ready mixed concrete was investigated.

Keywords: Life Cycle Assessment, Ready Mixed Concrete, Chemical Admixtures, Plasticizers, Water Amount

Page 19: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

18

(23456) Use of Mineral Admixtures in Ready Mixed Concrete

Ömer ARIÖZ1, Özge Çiğdem ÖZELMACI DURMAZ2, Evren ARIÖZ3

Eskişehir Teknik Üniversitesi1 Hasan Kalyoncu Üniversitesi 2Eskişehir Teknik Üniversitesi3

[email protected]

Ready mixed concrete (RMC) is one of the most widely used construction material produced by mixing cement, water and aggregates. Beyond the use of main constituents of RMC, optional ingredients such as mineral admixtures can be added to improve or modify properties of RMC. Mineral admixtures are pozzolanic materials which are used by replacing a part of the cement in order to overcome specific problems in RMC production. Selection of mineral admixture is important to obtain desired development in RMC production because every special problem need to specific solution. In this study, effects of using mineral admixtures on fresh and hardened state properties of RMC were investigated.

Keywords: Ready Mixed Concrete, Mineral Admixtures.

Page 20: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

19

(23458) An Experimental Investigation on The Effect of Water/Cement Ratio on The Compressive Strength of Concrete Produced By Different

Özge Çiğdem ÖZELMACI DURMAZ1, Ömer ARIÖZ2, Evren ARIÖZ3

Hasan Kalyoncu Üniversitesi 1Eskişehir Teknik Üniversitesi 2Eskişehir Teknik Üniversitesi3

[email protected]

In this experimental study, three different Portland cements and an admixture were used to produce different concrete mixes. For each cement type, 5 mixtures were designed with different water/cement (w/c) ratios varying from 0.3 to 0.7 without using chemical admixture and 3 mixtures were designed with different w/c ratios varying from 0.5 to 0.3 by adding chemical admixture. Compressive strength tests were carried out on the 50 mm cubic specimens at the ages of 7 and 28 days. Tests results revealed that when w/c ratio decreased from 0.7 to 0.5, compressive strength increased for each cement type. Compressive strength reduced with decrease in w/c between 0.5 and 0.3. It was attributed to the influence of insufficient mixing and placing of concrete due to lower workability. Superplasticizer was used to improve workability without changing the w/c ratio and significant increases in compressive strength values were observed for w/c of 0.3.

Keywords: Chemical Admixture, Compressive Strength, Concrete, Water/Cement Ratio, Workability.

Page 21: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

20

(22800) Beyin Kaynaklı Nörotrofik Faktör (Bdnf) Hormonu Fizyolojisi ve Fizyolojik Sistemler Üzerindeki Etkisinin İncelenmesi

Bülent BAYRAKTAR

Bayburt Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü

[email protected]

Beyin kaynaklı nörotrofik faktör (BDNF), 13.5 kDa ağırlığında nöronların canlı kalması, nöranal gelişim ve farklılaşması, iskemi gibi durumlara bağlı olarak oluşan nöron ölümlerini önleyerek hücre canlılığının devamını, onarımı ve nörojenezden sorumlu bir büyüme hormonudur. BDNF hormonun vücuttaki seviyesi, stres, yaş, egzersiz, öğrenme, psikolojik bozukluk ve hastalıklar (depresyon, şizofreni, antidepresan tedavi gibi) durumlara bağlı olarak değişkenlik göstermektedir. BDNF molekülü uzun süreli sinaps güçlenmesinde, nörolojik, psikiyatrik ve nörodejeneratif hastalıkların tedavisinde ve vücutta birçok fizyolojik süreç içerisinde önemli rolü bulunmaktadır. Bu kapsamda, adipoz doku ve iskelet kasından salgılanan BDNF hormonun yapısı, sentezi, etki mekanizması ve fizyolojik sistemler üzerine etkisinin incelenmesi hedeflenmiştir.

Anahtar Kelimeler: Beyin kaynaklı nörotrofik faktör, hormon, nöron, nötrofik faktör.

Page 22: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

21

(22817) Atlarda Bazı Adipokin (Visfatin, Asprosin, Progranulin) ve Enerji Regülasyonunda Rolü Bulunan İrisin, Preptin, Adropin Hormonları ve Beyin Kaynaklı Nötrofik Faktör (Bdnf) Seviyesi Üzerine Irk Etkisinin

İncelenmesi*

Bülent BAYRAKTAR 1, Emre TEKCE 2, Vecihi AKSAKAL 3, Tahsin UZUN 4, Sevil BAYRAKTAR 5, Ayten Aşkın KILINÇ 6

Bayburt Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü1 Bayburt Üniversitesi, Uygulamalı Bilimler Fakültesi, Organik Tarım İşletmeciliği2, Bayburt Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi Organik Tarım İşletmeciliği3

Bayburt Üniversitesi4 Ondokuz Mayıs Üniversitesi5

Ankara Tavukçuluk Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü6

[email protected]

Adipokin hormonları, başta enerji dengesi ve metabolizmasının düzenlenmesinde, kardiyovasküler, nöroendokrin fonksiyonlar, insülin, glukoz, lipit metabolizması, iştah, beslenme, enflamasyon, bağışıklık ve üreme sistemi, kan basıncının düzenlenmesi gibi birçok fizyolojik süreçte önemli rolü bulunmaktadır. Bu çalışmanın amacı, atlarda Visfatin, Asprosin, Progranulin ve enerji regülasyonunda rolü bulunan İrisin, Preptin, Adropin hormonları ve Beyin Kaynaklı Nötrofik Faktör (BDNF) hormon seviyesi üzerine ırkın etkisinin değerlendirilmesidir. Çalışma kapsamında, Anadolu Yerli ve Doğu Anadolu At ırklarına ait 2 at ırkı kullanıldı. Her bir ırk için 1. grup; farklı cinsiyette bulunan 1-5 yaş aralığında atlar (n=10) ; 2. grup; farklı cinsiyette bulunan 6-21 yaş aralığındaki atlardan (n=10) oluşturuldu. Her bir ırktan 10x2X2=40, iki ırktan olmak üzere toplamda 40x2=80 kan örneği alınarak serum Visfatin, Asprosin, Progranulin, İrisin, Adropin, Preptin, BNDF düzeyleri firma önerileri doğrultusunda ELİSA metoduyla ölçülerek incelenmiştir. Verilere ait istatistiksel değerlendirmede SPSS, repeated measures testleri kullanıldı. Visfatin, Asprosin, Progranulin ve enerji regülasyonunda rolü bulunan İrisin, Preptin, Adropin hormonları ve Beyin Kaynaklı Nötrofik Faktör (BDNF) düzeyine ırkın etkisi bulunduğu (p<0.05) kanısına varıldı. Bu çalışmadaki sonuçlar, serum Visfatin, Asprosin, Progranulin ve Enerji Regülasyonunda rolü bulunan İrisin, Preptin, Adropin hormonları ve Beyin Kaynaklı Nötrofik Faktör (BDNF) hormon düzeyleri üzerinde ırkın önemli bir etkisinin bulunduğunu göstermektedir.

Anahtar Kelimeler: At, Adipokin, Hormon, Visfatin, Asprosin, Progranülin, Preptin, Adropin, İrisin, BDNF.

* Bu çalışma Bayburt Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri (2018/02-69001-06) birimince desteklenmiştir.

Page 23: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

22

(22872) Sirkadiyen Ritim Fizyolojisi Ve Fizyolojik Melatonin Ritminin İncelenmesi

Bülent BAYRAKTAR

Bayburt Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü

[email protected]

Sirkadiyen ritim, canlı metabolizmasında çevresel şartlara (mevsimler, gün ışığı, aydınlık, karanlık, ısı gibi) bağlı olarak internal bir pacemaker tarafından üretilen salınım frekansı yaklaşık 24 saat süren olan fizyolojik ve davranışsal siklustur. Retinohipotalamikpineal eksen yoluyla düzenlenen sirkadiyen ritmin düzenleme merkezi anterior hipotalamustaki SCN (suprakiazmatik çekirdek) ve orta beyindeki pineal bez’dir. Sirkadiyen ritimde, vücut ısısı, uyku uyanıklık döngüsü, melatonin, kortizol hormonu önemli göstergeleri olarak gösterilmektedir. Vücutta hormonların büyük çoğunluğu sirkadyen ritimle düzenlenmektedir. Vücutta kan basıncı, immün sistem aktivitesi, kan koagülasyonunu ve gastrik ve renal fonksiyonları etkilemektedir. Melatonin, bilinen en güçlü antioksidan moleküllerden birisidir. Fizyolojik melatonin ritmi, otonom sinir sisteminin düzeni, kan basıncı, kan şekeri regülasyonu, sirkadiyen gen ekspresyonu üzerinde önemli fizyolojik rolü bulunmaktadır. Sirkadiyen ritmin bozulması başta kanser olmak üzere birçok hastalığın ortaya çıkmasına yol açması nedeniyle sirkadiyen ritim fizyolojisi ve düzenlenmesine yönelik çalışmalar önemli bir konu haline gelmiştir. Bu kapsamda, sirkadiyen ritim fizyolojisi ve fizyolojik melatonin ritminin konularının incelenmesi hedeflenmiştir.

Anahtar Kelimeler : Sirkadiyen ritim, Melatonin, Hormon.

Page 24: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

23

(22897) Kemik Metabolizması Fizyolojisi Ve İzlenirliğine Yönelik Kemik Markerlerin İncelenmesi

Bülent BAYRAKTAR 1, Yunus Emre ZENGİN 2

Bayburt Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü1

Bayburt Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi Organik Tarım İşletmeciliği2

[email protected]

Kemiğin fizyolojik açıdan metabolik fonksiyonları, kalsiyum (Ca), fosfor (P) gibi bileşiklere depo görevi yanında hidrojen (H+) iyonu konsantrasyonunda meydana gelen değişikliklere karşı tamponlayıcı katkı sağlamasıdır. Kemik markerleri, kemik metabolizması, hastalıkları, teşhis ve izlenirliğinde ve kemik oluşum rezorbsiyon durumu izleniminde önemli markerlerdir. Kemik metabolizmasına özgün belirteçler, yapım ve yıkım süreçlerine ilişkin olarak değerlendirilmektedir. Kemiğin yapımına ait markerler, Osteokalsin (Ocn), Alkalen fosfataz (ALP), Prokollajen Tip-I (PICP)’dir. Yıkım ile ilgili markerler içinde Piridinolin ve Deoksipiridinolin, Tip-I kollagen çapraz bağlı telopeptitleri Hidroksiprolin, Hidroksilizin galaktozitleri, kemik sialoproteini yer ilgili biyokimyasal belirteçler bulunmaktadır. Bu kapsamda, kemik metabolizmasının izlenirliğinde kemik markerlerin incelenmesi hedeflenmiştir.

Anahtar Kelimeler : Kemik yapım ve yıkım markerleri, Kemik metabolizması, Osteokalsin, Alkalen fosfataz, Prokollajen.

Page 25: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

24

(22900) Mortalite Ve Morbitidede Prognostik Risk Belirteci Kardiyak Troponinlerin Fizyolojik Rolünün İncelenmesi

Bülent BAYRAKTAR 1, Tahsin UZUN 2

Bayburt Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü1

Bayburt Üniversitesi2

[email protected]

Kardiyak troponinler (cTn), aktin ve miyozinin kalsiyuma bağlı etkileşimini düzenleyerek miyokard kontraksiyonunda görevli proteinlerdir. cTn-T, cT-I ve c-Tn-C olmak üzere üç alt formu bulunmaktadır. Vücutta, kardiyak troponin I (cTnI), miyokardiyal hücre hasarını yansıtan belirten önemli bir bir çok kardiyovasküler hastalıkta mortalite ve morbitidede prognostik risk belirteci olarak bildirilmektedir. İskemi, infarkt, travma, toksik hasar veya inflamasyonda CK-MB düzeyleri normalken dahi cTn miktarı yüksek bulunmaktadır. Bu kapsamda, kemik metabolizmasının izlenirliğinde kemik markerlerin incelenmesi hedeflenmiştir.

Anahtar Kelimeler: Kardiyak troponinler (cTn), cTn-T, cT-I ve c-Tn-C, Miyokard hasarı.

Page 26: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

25

(22902) İrisin Hormonu Fizyolojisi ve Fizyolojik Sistemler Üzerindeki Etkisinin İncelenmesi

Yunus Emre ZENGİN 1, Bülent BAYRAKTAR 2, Emre TEKCE 3, Vecihi AKSAKAL4 , Ayten Aşkın KILINÇ5

Bayburt Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi Organik Tarım İşletmeciliği1

Bayburt Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü2

Bayburt Üniversitesi, Uygulamalı Bilimler Fakültesi, Organik Tarım İşletmeciliği3

Bayburt Üniversitesi, Uygulamalı Bilimler Fakültesi, Organik Tarım İşletmeciliği4

Ankara Tavukçuluk Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü5

[email protected]

İrisin son zamanlarda keşfedilen, insülin direnci ile ilişkisinde rolü olduğu bildirilen adipoz doku ve iskelet kasından salgılanan 12 kDa ağırlığında, 112 amino aminoasitten oluşan glukoprotein yapıda bir adipokin hormonudur. İrisin, metabolik sendrom, diabetes mellitus, kardiovasküler hastalıklarla ilişkisi ve beden kitle indeksinin düzenlenmesinde önemli bir indikatör olarak belirtilmesinin yanı sıra glukoz hemostazı gibi vücutta bir çok fizyolojik süreç içerisinde önemli rolü bulunmaktadır. İrisin hormonun diğer önemli fonksiyonları ile birlikte fizyolojik sistemler üzerindeki olumlu etkileri bulunmasının yanı sıra mekanizmaların aydınlatılması yönündeki ihtiyaç duyulan çalışmalar nedeniyle önemli bir konu haline gelmiştir. Bu kapsamda, adipoz doku ve iskelet kasından salgılanan irisin hormonun fizyolojik sistemler üzerine etkisinin incelenmesi hedeflenmiştir.

Anahtar Kelimeler: İrisin, adipokin, hormon, diabetes mellitus, metabolik sendrom.

Page 27: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

26

(22904) Tau Proteinin Merkezi Sinir Sistemindeki Fizyolojik Rolünün İncelenmesi

Bülent BAYRAKTAR 1, Harun ÖZTÜFEK 2

Bayburt Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi Ve Rehabilitasyon Bölümü1

Bayburt Üniversitesi2

[email protected]

Tau proteinleri, merkezi sinir sistemi nöronları içinde besin öğelerinin transportunu sağlayarak mikrotübül ağını koruyan 55-62 kDa molekül ağırlığında mikro tübüle bağlı proteinler ailesi içerisinde yer almaktadır. Tau proteinleri mikrotüplerle diğer hücre iskeleti elementleri veya proteinleri arasında da bazı bağlantı kurmaktadırlar. Mikro tüpler ve hücre şeklinin korunmasında, aksonal taşımada rolü bulunmaktadır.Tau proteinlerinin yapılarında bir bozulukluk meydana gelmesi durumunda demans, alzhiemer gibi hastalıklara yol açmaktadır. Bu konuda tau proteinlerinin merkezi sinir sistemi hastalıklardaki fizyolojik rolüne yönelik araştırmalar devam etmektedir. Bu kapsamda, tau proteinin merkezi sinir sistemindeki fizyolojik rolünün incelenmesi hedeflenmiştir.

Anahtar Kelimeler : Tauproteini, merkezi sinir sistemi, mikrotübül, Alzheimer.

Page 28: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

27

(23886) Türk Kültür Mirasıyla Türk Kalkınması Abdusselam Harun ve El-Muneccid Tecrübesi Örneği

Abdulcevad HARDAN (Davetli Konuşmacı- Suriye)

Halep Üniversitesi

[email protected]

Türk kültür mirasının ihyası, ilmi ve kültürel çalışmaların özündendir. Kültür mirası kitaplarımız babalarımızın aklı ve tarihimiz ve medeniyetimizin aslıdır. Tahkikinde, neşrinde, incelenmesinde, tahlilinde ve tenkidinde Türk tarihiyle gurur duyma, medeniyete doğru bir çıkış noktası ve kendine özgü kültür ve kimliğinin ışığında modern Türkiye kalkınması çabasında etkin bir amildir. Fuat Sezgin ve Brokelman gibi araştırmacıların kültür mirası araştırmaları Türkiye’nin ilmi yazmalar sayısında dünyada ilk sırada olduğunu, Türk kütüphanelerinin benzerleri olan Arap ve İran kütüphaneleri gibi saklı hazinelerle dolu olduğunu göstermektedir. Bu kütüphanelerde nazari ve tatbiki ilimlerde yetmişbinden fazla Türkçe yazma eser mevcut olup bazı yazarlar bu konuda mübalağa göstermiş ve osmanlıca Türkçesi beş milyon yazma olduğunu iddia etmişlerdir. Fransa’da bulunan Milli kütüphanede, Ingiltere’de bulunan Britanya müzesinde, Vatikan’da, Berlin’de, Rusya’da bulunan Leningrad’da, Macaristan’da bulunan Budapeşte’de ve diğer yirmi altıdan fazla devlette sayısız türkçe yazmalar bulunmakta olup toplamda yüz bin yazmayı aşmaktadır. Araştırmanın soruları: Modern Türkiye kalkınmasında araştırma ve eleştiri yoluyla Türkiye’yi kalkındırmak yolunda bir tuğla haline gelen Türk kültür mirasının ihyası için en uygun yöntem nedir? Türk kültür mirasının yayılması, incelenmesi, tahlili ve eleştirisi külfetinden beklenen katkı nedir?

Anahtar Kelimeler: Türk kalkınması, Türk Kültür mirası, yazmalar, kültür mirasının tahkiki, Kültür mirasının eleştirisi.

Page 29: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

28

(23482) Eğitim ve Katılımcılık: Üniversite Öğrencilerinin Mobil Uygulama Kullanımına Etkisi

Çiğdem SICAKYÜZ 1, Oya Hacire YÜREGİR 2

Çukurova Üniversitesi1

Çukurova Üniversitesi2

[email protected]

Günümüz bilgi çağında bilgisayardan İnternete, akıllı telefondan yapay zekaya birçok teknoloji ve sistem hem iş hayatında hem özel yaşamda hem de eğitimde önemli rol oynamaktadır. Bilişim sistemleri ve teknolojisini kullanmayı etkileyen birçok faktör bulunmaktadır. Kimi kullanıcılar bu kullanımı hemen benimserken yüksek oranda bir kesim ise direnç göstermektedir. Bu çalışmada, mühendislik öğrencilerinin bir dersde kullanılması düşünülen bir mobil uygulamayı benimsemelerinde onların fikirlerinin alınmasının ve onlara kısa bir eğitim verilmesinin, ilgili uygulamayı kullanmaları üzerindeki etkisiaraştırılmak istenmiştir. Bu amaçla Çukurova Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü öğrencilerinden 70 kişi rassal olarak iki kategoriye ayrılmış ve bu iki gruptan biri sınıfın dışına alınmış ve diğer gruba ise uygulamanın amacı ve kullanımı hakkında bilgiler verilip, diğer gruba hiçbir bilgi verilmemiştir. Uygulama her iki grup öğrencileri tarafından indirilmiş ve her iki grup tarafından onların uygulamaya ilişkin görüşleri online anket ile alınmıştır. Anket verileri SPSS Windows for 25 paket programı ile derlenmiş ve bağımsız t testi ile analiz edilmiştir. Analiz sonucunda,“uygulama hakkında bilgi verilen grup” ile diğer grup arasında, söz konusu uygulamayı kullanım niyetleri bakımından fark olduğu ortaya çıkmıştır. Yani uygulamanın tanıtımına katılan öğrenciler, katılmayanlara göre uygulamayı daha çok kullanmak istediklerini belirtmişlerdir. Bu sonuç ise herhangi bir yazılımın yaygın ve etkin kullanımı için öğrencilerin bu değişime katılımcı olmaları ve bilgi verilerek hazırlanmaları gerektiğini göstermektedir. Böylelikle öğrenciler değişimin faydasını anlayabilmekte ve o değişime gönülden katılmaktadır.

Anahtar Kelimeler : Bilişim Sistemleri Benimseme, Değişime Direnç, T Testi.

Page 30: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

29

(22643) Öğretmen Görüşlerine Göre Teknolojik Aygıtların Dil Öğrenim Sürecine Etkisinin Değerlendirilmesi

Adem YAMAN

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi

[email protected]

Dil öğreniminin gerekliliği neredeyse herkesin bildiği ve tereddütsüz önem verdiği bir olgudur. Ancak dil öğrenimi ve öğretimi sanıldığının aksine kısa sürede başarılan ve tamamlanan bir durum değildir. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından dijital devrim olarak yürütülen ve Fatih Projesi olarak da bilinen tablet ve akıllı tahta kullanımının yabancı dil öğrenimini nasıl etkilediği konusunun somut olarak değerlendirilmesinin son derece önemli olduğu değerlendirilmektedir. Bu araştırma ile dil öğreniminde teknolojik aygıtların rolleri değerlendirilmiştir. Teknolojik aygıt olarak Fatih Projesi unsurlarının yabancı dil eğitiminde kullanılmasının çocukların dil becerilerini geliştirmelerinde nasıl bir etki göstermektedir? Öğretmenler ne gibi kolaylıklar ya da zorluklar yaşamaktadırlar? Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullarda kullanılan teknolojik araç ve gereçlerin, öğrencilerin yeni bir dili keşfetme istek ve ilgilerini nasıl etkilediği? Araştırmada nitel araştırma yöntemleri kullanılmıştır. Fatih projesi kapsamında kullanılan teknolojik araç-gereçlerin homojen oldukları varsayılarak her ilde ve her okulun her sınıfında benzer sonuçları vereceği düşünülmüştür.O nedenle araştırmacının bulunduğu ilde okul türüne göre üç kat olacak şekilde seçilen dokuz kurum belirlenmiştir. Belirlenen okullarda/kurumlarda görev yapan ve dil öğrenim derslerinde teknolojik aygıt kullanan öğretmenler ile görüşmeler yapılmıştır.Teknolojik aygıtların dil eğitiminde önemli katkıları olduğu ifade edilmiştir. Öngörülen dil becerisi ve kazanımlarına ilişkin hedeflere ulaşılabilmesi bakımından tespit edilen ve geliştirilmesi gereken bazı hususlar ise; bazı öğretmenlerin halen teknolojik aygıtlara mesafeli durması ve tercihen eski öğretim yöntemlerinden vazgeçmemesi, teknolojik aygıtları kullanma becerisini geliştirmemesi, yabancı dil öğretmenlerinin zümre çalışmalarını halen klasik örneklerle sürdürmeleri, dil öğretmenleri arasındaki nitelik farkının daha net anlaşılması vb. şeklindedir.

Anahtar Kelimeler: Yabancı Dil Öğrenimi, Teknolojik Aygıt ve Fatih Projesi.

Page 31: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

30

(23474) Üstün Zekâlı ve Yetenekli Öğrencilerin Sosyal Bilgiler Dersine Yönelik Algılarının Belirlenmesi

Halil BOLAT

Milli Eğitim Bakanlığı

[email protected]

Üstün zekalı ve yetenekli öğrenciler genel zihinsel yetenek, özel akademik yetenek, yaratıcı veya üretken düşünme, liderlik yeteneği, görsel veya sahne sanatları veya psikomotor alanlardan bir veya birden fazlasında yüksek performans yeteneğine sahip çocuklar olarak kabul edilmektedir. Bu öğrencilere eğitim verilen kurumlardan bir tanesi de bilim ve sanat merkezleri yani BİLSEM’lerdir. Üstün zekalı ve yetenekli öğrenciler hem okullarına hem de BİLSEM’e devam etmektedirler. Bu çalışmanın amacı, BİLSEM’e devam eden ortaokul öğrencilerinin BİLSEM’deki sosyal bilgiler dersi ile okullarındaki sosyal bilgiler dersine yönelik metaforik algılarının belirlenmesidir. Araştırma nitel araştırma yöntemlerinden olgu bilim yaklaşımına göre tasarlanmış ve veriler metaforlar aracılığıyla toplanmıştır. Araştırmanın katılımcıları 14 kız 26 erkek olmak üzere toplam 40, beşinci sınıf öğrencisidir. Araştırma kapsamında öğrencilere “Bilsemdeki sosyal bilgiler dersi …….gibidir. Çünkü..... ve okuldaki sosyal bilgiler dersi …… gibidir. Çünkü …..” biçiminde eksik bırakılmış cümlelerin yer aldığı, araştırmacı tarafından hazırlanan formlar dağıtılmıştır. Toplanan veriler içerik analizi yöntemi ile analiz edilmiştir. Elden edilen sonuçlar üstün zekalı ve yetenekli öğrencilerin BİLSEM’deki sosyal bilgiler dersini eğlendirici, bilgilendirici ve yönlendirici bulurken, okullarındaki sosyal bilgiler dersini hem eğlendirici hem de sıkıcı ve bilgilendirici bulduklarını göstermektedir.

Anahtar Kelimeler: Üstün zeka, üstün yetenek, sosyal bilgiler, bilim ve sanat merkezi.

Page 32: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

31

(23475) Bilim ve Sanat Merkezi Öğrencilerinin Yaşadıkları Sorunlar ve Bu Sorunlara Yönelik Çözüm Önerilerinin Belirlenmesi

Halil BOLAT

Milli Eğitim Bakanlığı

[email protected]

Bilim ve sanat merkezleri okul öncesi eğitim, ilkokul, ortaokul ve lise çağındaki özel yetenekli öğrencilerin bireysel yeteneklerinin farkında olmaları ve kapasitelerini geliştirerek en üst düzeyde kullanmalarını sağlamak amacıyla açılan kurumlardır. Öğrenciler hem okullarına hem de bilim ve sanat merkezlerine devam etmektedirler. Bu durum öğrencilerin bazı sorunlar yaşamalarına neden olmaktadır. Bu çalışmanın amacı Bilim ve Sanat Merkezlerine devam eden üstün zekalı ve yetenekli öğrencilerin yaşadıkları sorunları ve öğrencilerin bu sorunlara yönelik çözüm önerilerini belirlemektir. Araştırma nitel araştırma yöntemlerinden olgu bilim deseninde desenlenmiştir. Veriler odak grup görüşmesi tekniğiyle toplanmıştır. Görüşmede yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu bilim ve sanat merkezinde bireysel yetenekleri fark ettirici programa devam eden yedi öğrenci oluşturmaktadır. Görüşmeler sonucunda elde edilen veriler içerik analizi tekniğine tabi tutularak kodlamalar yapılmakta olup, analizler devam etmektedir.

Anahtar Kelimeler: Üstün zekalı öğrenci, bilim ve sanat merkezi, öğrenci sorunları ve çözüm önerileri

Page 33: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

32

(23494) Exploring Teacher Beliefs in Teaching English to Young Learners

Yasemin KIRKGÖZ

Çukurova Üniversitesi

[email protected]

Teacher beliefs about teaching and learning can be described as the personally-held mental constructs which guide their decisions and classroom actions. Teacher beliefs underpin classroom interaction and learning content. Teaching English to young learners requires teachers experienced in Communicative Language Teaching (CLT), using child-appropriate activities and games. Beliefs about teaching English to adult learners may not be appropriate for teaching English to young learners due to the different characteristics of the two age groups. This study aims to explore the beliefs of five English teachers as they first taught English to young learners in Turkish state primary schools following the recent curriculum change. Individual interviews were conducted with the teachers about their experience of teaching English to young learners, approach(es) they adopted to language teaching, and teachers’ perspectives towards the new English curriculum. The analysis of the interview transcripts produced different belief statements, which fell into four broad groups: beliefs about low level learners, beliefs about teaching at this level, beliefs about the curriculum and teaching materials for this level. The statements were paired into beliefs which might form barriers to efficient teaching and beliefs more likely to promote effective teaching in young learner classrooms. In this presentation, some belief statements from the teachers are presented and implication of the findings are offered for in-service provision of teacher development programmes.

Keywords : Teacher beliefs, curriculum change, teaching English to young learners, belief statements

Page 34: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

33

(23495) The Challenge of Being an International Student in Study Abroad Programs

Yasemin KIRKGÖZ

Çukurova Üniversitesi

[email protected]

In many countries around the world, the need to educate students to cope with the complexities of an increasingly globalized world has been recognized by higher education institutions. As a result, an increasing number of university students have become interested in studying abroad. Study abroad programs, which occur outside the participant’s home country, take various forms; including Erasmus student exchange programs and summer study abroad programs. Studies reveal that studying abroad offers various benefits such as gaining foreign language proficiency, intercultural knowledge and global interdependence. Despite the academic and personal benefits, study abroad programs may also pose a number of challenges to participants. This study was conducted in order to find out what challenges, if any, Turkish pre-service teachers experience in such programs that they participated in various countries. In order to address this research question, in-depth interviews were held with a group pf returned Study Abroad teacher candidates. The interviews enabled the participants to reflect upon their experiences in terms of the challenges and difficulties they may have experienced while studying in a European University. Qualitative data from the interviews were subjected to content analysis. It was found that pre-service teachers experienced challenges ranging from the cost of living in a foreign country, education system, adjusting to a different culture and psychological problems. It is expected that the findings from the present study will give insights into the kind of challenges potential study abroad candidates are likely to encounter so that they can be better prepared for such programs.

Keywords: Study Abroad, Teacher Education, Problem Scenarios, Former Study Abroad Students

Page 35: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

34

(23503) Yönetici Görüşlerine Göre Eğitim Yönetiminde Rotasyon Uygulamasının Akademik Başarıya Etkilerinin Değerlendirilmesi

Adem YAMAN

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi

[email protected]

Bir toplumda okulun çevreye ve yaşanılan ortamdaki rol ve sorumlulukları azımsanmayacak düzeydedir. Okulların bu süreçteki başarısı ve etkinliğinde en önemli rol okul müdürüne aittir. Değişen zamanla birlikte okul müdürlerinden de beklentiler değişmiştir. Bu beklentiler sonucunda okul müdürlerinin tecrübe ve bilgi düzeylerinin artırılması gerektiği tartışılmaktadır. Okulların akademik başarılarının sürdürülebilmesi için nitelikli okul yöneticilerinin yetiştirilmesi, atanması ve görevlendirilmesi süreci büyük önem ihtiva etmektedir. Son yapılan araştırmalara göre ABD ve diğer OECD ülkelerinde iş rotasyonunu kullanan şirket sayısında gözle görülür bir artış olduğu saptanmıştır. Amerika’da 1997’de yapılan araştırmada kurumlarda yönetim stratejisi bakımından periyodik düzeyde % 50 oranında rotasyon uygulandığı belirtilmektedir (Ortega, 2001). Millî Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Atama Ve Yer Değiştirmelerine İlişkin Yönetmelik ve ilgili mevzuatı çok sık revize edilmektedir. Araştırmada genel tarama modellerinden tekil tarama modeli kullanılmıştır. Değişkenleri tek tek, tür ya da miktar olarak oluşumlarının belirlenmesi amacı ile yapılan araştırma modelleri uygulanması benimsenmiştir. Milli Eğitim Bakanlığına bağlı resmi ilköğretim ve ortaöğretim müdürlerinin yer değiştirme-rotasyon uygulamasına ilişkin seçilme ve atanma sürecine ilişkin görüşlerinin tespiti amacıyla yürütülen bu çalışma tekil tarama modelli bir araştırmadır. Milli Eğitim Bakanlığına bağlı eğitim kurumlarının müdürlerinin zorunlu yer değiştirmek suretiyle atanmalarının yarar ve sakıncaları, mevcut idari düzenlemelerin yeterliği ve rotasyon uygulamalarının akademik başarıya etkilerine ilişkin okul müdürlerinin görüşlerini saptanması araştırmamızın konusunu oluşturmaktadır.

Anahtar Kelimeler: Eğitim Yönetimi, Akademik Başarı, Okul Müdürü, Rotasyon ve Atama.

Page 36: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

35

(23530) İlkokul Dördüncü Sınıf Öğrencilerinin Çevreye Yönelik Davranış Düzeylerinin Belirlenmesi

Yeliz BOLAT

Milli Eğitim Bakanlığı

[email protected]

Doğal unsurları olumsuz yönde etkileyen atıkların, belli bir alanda doğanın ayrıştırma yeteneğinin üzerine çıkmasıyla oluşan çevre kirliliği hepimizin sorunudur. Küçük yaşlardan itibaren öğrencilerin çevreye duyarlı olması, koruması çevre kirliliği sorununu çözmeye yardımcı olabilir. Çevre eğitimi çocuğun ailesinde başlayıp okul hayatında devam eden bir süreçtir. Bu doğrultuda araştırmanın amacı ilkokul dördüncü sınıf öğrencilerinin çevreye yönelik davranışlarının belirlenmesidir. Araştırma tarama modelinde betimsel bir araştırmadır. Çalışma Adana ilinin merkez ilçelerinde alt, orta ve üst sosyo ekonomik düzeye sahip çocukların devam ettiği üç farklı okuldaki dördüncü sınıf öğrencileri ile yürütülmüştür. Öğrencilerin çevre davranış düzeyleri, devam ettikleri okulun sosyo ekonomik düzeyi ve cinsiyet değişkenleri açısından incelenerek sonuçlar raporlaştırılacaktır.

Anahtar Kelimeler : çevre eğitimi, dördüncü sınıf öğrencileri.

Page 37: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

36

(23531) Öğretmenlerin Özel Yetenekli (Üstün Zekâlı) Öğrenci ve BİLSEM Kavramlarına İlişkin Algılarının İncelenmesi

Yeliz BOLAT

Milli Eğitim Bakanlığı

[email protected]

Bu araştırmanın amacı BİLSEM’de (Bilim ve Sanat Merkezi’ne) görev alan öğretmenlerin özel yetenekli (üstün zekalı) öğrenci ve BİLSEM’e yönelik metaforik algılarını belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda öğretmenlerden özel yetenekli (üstün zekalı) öğrenci BİLSEM kavramlarına yönelik metaforlar üretmeleri istenmiştir. Bu doğrultuda araştırma nitel araştırma yöntemlerinden olgu bilim yaklaşımına göre tasarlanmıştır. Araştırmada veriler metaforlar yoluyla toplanmıştır. Çalışmaya 32 farklı il ve 14 farklı branştan 21’i kadın, 33’ü erkek olmak üzere 54 öğretmen katılmıştır. Bu öğretmenlerin 33’ü eğitim, 17’si fen edebiyat fakültesinden, diğer dördü ise dört yıllık fakülte ya da lisans tamamlama programından mezun olmuştur. Öğretmenlerin 38’i lisansüstü eğitimde almıştır. Araştırma kapsamında öğretmenlere “Özel yetenekli (üstün zekalı) öğrenci ……….gibidir. Çünkü.....”, ve “BİLSEM……….gibidir. Çünkü.....” “biçiminde eksik bırakılmış cümlelerin yer aldığı, araştırmacı tarafından hazırlanmış formlar dağıtılmıştır. Bu formda ayrıca öğretmenlerle ilgili kişisel bilgilere de yer verilmiştir. Toplanan veriler içerik analizi yöntemi ile analiz edilmiştir. Araştırmaya katılan öğretmenler özel yetenekli (üstün zekalı) öğrenciler ile ilgili 48, BİLSEM kavramı ile ilgili 53 farklı farklı metafor üretmişlerdir. Bu metaforların benzetme gerekçelerine göre kategorileri oluşturulmuştur.

Anahtar Kelimeler: BİLSEM (Bilim ve Sanat Merkezi), sosyal bilgiler, metafor, üstün zekalı öğrenci.

Page 38: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

37

(24049) Yabancı Dil Öğretiminde Oyunların Teşvik Edici Rolü

Hasan YILMAZ 1, Erdinç YÜCEL 2

Necmettin Erbakan Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi1

Necmettin Erbakan Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi2

[email protected]

Yeni bir dil öğrenme kararı alanlar için bu amaç, zorlu bir sürece başlangıç anlamına gelmektedir. Farklı bir dil ailesine ait bir dil öğreniliyorsa bireyin işi daha zorludur. Bu zorlu süreçte hedef, yazılı veya sözlü olarak etkili iletişim kurabilme becerisini kazanmaktır. Bu amaca ulaşabilmek ise birçok faktörün göz önünde bulundurulmasını zorunlu kılmaktadır. Bu faktörler arasında özgün materyal kullanımı ve hedef kültürü tanıtıcı işitsel ve görsel unsurlarla yabancı dil öğrencisinin buluşturulması büyük bir önem arz etmektedir. Bunun yanında iletişimsel bazlı kaynaklardan öncelikli olarak faydalanılması da bireyi gerçek iletişim ortamlarına hazırlayacağı için, son derece önemlidir. Bu kaynaklarla birlikte oyunların kullanılması bu zorlu süreci daha da verimli hale getirecektir. Oyunlar kullanılarak gerçekleştirilen bir dil öğretimi, kişinin bu yabancı dile karşı olan ilgi ve motivasyonunu olumlu yönde etkileyecektir. Oyun genel itibariyle zevkli bir uğraş olarak görüldüğü için, öğrenci farkında olmadan yeni kelimeler ve kalıplar öğrenecek, yabancı dildeki bilgi dağarcığını daha da zenginleştirecektir. Bu çalışmada kişiyi yeni bir dilde daha donanımlı kılacak oyunlardan bahsedilecek, bir dersin oyunlarla nasıl etkili ve zevkli hale getirilebileceğine dair örnekler verilecektir.

Anahtar Kelimeler: Yabancı dil, oyun, kelime hazinesi, iletişim.

Page 39: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

38

(24050) Almancanın Yabancı Dil Olarak Öğretimi Sürecinde Öğrencilere Kazandırılması Gereken Otonom Öğrenme Stratejisi

Erdinç YÜCEL 1, Hasan YILMAZ 2

Necmettin Erbakan Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi1

Necmettin Erbakan Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi2

[email protected]

Uzun süre yürütülen yabancı dil dersleri neticesinde öğrencilerin kendilerini istenen düzeyde ifade edemedikleri gerçeğinin ülkemiz gündemini hala meşgul etmesi yabancı dil öğretimi alanında bazı radikal değişikliklere gidilmesini zorunlu kılmaktadır. Bu sebepten dolayı öğretmenlerin yabancı dil dersinde öğrencilerin daha aktif olmalarını sağlayacak yaklaşımları uygulamaya sokmaları artık kaçınılmazdır. Çalışma bu bakımdan öğrencilerin Almanca dersine yönelik otonom öğrenme stratejilerini konu alacaktır. Otonom öğrenme stratejileri ülkemizde maalesef hala hak ettiği ilgiyi görmemektedir. Bunun altında yatan en önemli sebeplerden bir tanesi öğretmenlerimizin yabancı dil olarak Almanca derslerinde yüz yüze ders tekniğini ısrarla kullanmalarıdır. Ancak bu teknik, derslerde öğrencilerin değil bilakis öğretmenlerin aktif olmalarına yol açmaktadır. Bunun neticesinde öğrencilerimiz öğrendiği yabancı dilde etkili iletişim kuracak bir yeterliliği kazanamamaktadırlar. Araştırmada, otonom öğrenme ele alınırken öncelikle öğrencilerin derse kendilerini nasıl motive etmeleri gerektiği üzerinde durulmuş ve Almanca öğrenirken öğrencilerin öğrenme sürecini nasıl daha kolay hale getirebilecekleri hakkında bilgiler sunulmaya çalışılmıştır. Çalışmanın sonucunda otonom öğrenme tekniğinin bütün klasik öğrenme tekniklerine oranla daha etkili olduğu gerçeğinin altı çizilmeye çalışılmış ve öğrenme sürecinde kolaylıklar sağlayan bazı önerilerde bulunulmuştur.

Anahtar Kelimeler : Yabancı dil, Almanca, otonom öğrenme, iletişim.

Page 40: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

39

(24051) Yabancı Dil Olarak Almanca Derslerinde Kelime Hazinesinin Geliştirilmesi

Erdinç YÜCEL 1, Hasan YILMAZ 2

Necmettin Erbakan Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi1

Necmettin Erbakan Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi2

[email protected]

Yabancı dil derslerinde, öğrencilerin kelime hazinelerini geliştirecek türdeki faaliyetlere yer verilmesi gerektiği ortadadır. Derslerde uygun ortam sağlandığı takdirde öğrencilerin sürekli yeni kelimelerle karşılaşmaları ve bunları mevcut kelime bilgileriyle ilişkilendirerek etkili iletişim kurabilecek bir söz varlığına sahip olmaları mümkündür. Bir kelimeyi öğrenmek ona tüm yönleriyle hâkim olmaktan geçer. Bu yüzden öğrenci, öğrendiği kelimenin yazılışını, telaffuzunu bilmeli ve aynı zamanda onu uzun süreli hafızasına alıp uygun iletişim ortamlarında kullanacak bir yetiye de sahip olmalıdır. Öğrenilen her kelime aynı zamanda genel kültür bilgisine de önemli katkılar sağladığından kelimelerin ilgili kültürün arka planında ele alınması da gerekmektedir. Çalışmada, Almanca derslerinde öğrencilerin kelime hazinesinin nasıl geliştirilmesi gerektiğine işaret edilmeye çalışılacaktır. Bu öneriler arasında öncelikle kelimelerin uzun süreli hafızada saklanmasını kolaylaştıran bazı yaklaşımlar gözler önüne serilecektir. Bu yaklaşımlar ele alınırken kelimelerin bir bağlam içerisinde sunulması gerektiği hususunun da özellikle altı çizilmeye çalışılacaktır. Bunların yanı sıra çalışmada ders faaliyetlerinde sıklıkla ihmal edilen “ülkebilgisi” (Landeskunde) konusuna yer verilecek ve kelimelerin Alman kültürü nezdinde ele alınması gerektiği, hangi alt çağrışımları (konotasyon) uyandırdığı konusu da vurgulanacaktır.

Anahtar Kelimeler: Yabancı dil, Almanca, kelime, kültür, ülkebilgisi.

Page 41: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

40

(24052) Yabancı Dil Öğretiminde Dil Bilgisi Aktarımı ve Bu Süreçte Yapılan Hatalar

Hasan YILMAZ 1, Erdinç YÜCEL 2

Necmettin Erbakan Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi1

Necmettin Erbakan Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi2

[email protected]

Birey bebeklikten itibaren bir dil içerisinde doğar. Edindiği bu dilin yapısal özelliklerini zaman içerisinde öğrenmeye başlar ve dilin söz dizimsel özelliklerini kavradıkça ve kelime hazinesini geliştirdikçe ilgili dile daha fazla hâkim olur. Yabancı dil öğrenimi ise bazı açılardan ilk dil edinimi sürecinden oldukça farklı bir seyir izler. Bireyin, bir yabancı dili o dilin temel dil bilgisel özelliklerine vakıf olmadan öğrenebilmesi çok da mümkün değildir. Yabancı dilde kişinin kendisini yazılı ya da sözlü olarak ifade edebilecek yeterliliğe ulaşabilmesi için bir çok unsurun bu sürece dahil edilmesi gerekmektedir. Kültürel benzerlik ya da farklılıkların yanı sıra sözdizimsel benzerlik ya da farklılıklar da bu süreçte önemli rol oynamaktadır. Her ne kadar iletişimsel yaklaşımla birlikte dil bilgisi öğretiminin ikinci plana itildiği varsayılsa da dilbilgisi öğretiminde oluşan eksikliğin yabancı dil öğretiminde önemli bir engel oluşturacağı bilinen bir gerçektir. Bu çalışmada bir yabancı dil öğrenirken dilbilgisi öğretiminin önemi üzerinde durulacaktır. Yabancı dil öğretim aşamalarında yapılan genel hatalardan yola çıkılarak somut önerilerde bulunulacak ve yabancı dil öğretiminin dilbilgisi öğretiminden bağımsız düşünülemeyeceğinin ve dilbilgisi derslerinin de iletişimsel yaklaşımdan ayrı yürütülemeyeceğinin altı çizilecektir.

Anahtar Kelimeler: Yabancı dil, dil edinimi, söz dizimi, dil bilgisi.

Page 42: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

41

(24066) Kelime Kökenlerinin Peşinde: Kalıcı Öğrenme Bağlamında Almanca Günlerin Öğretimi Örneği

Bahar İŞİGÜZEL

Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi

[email protected]

Bu çalışma, Almanca öğretiminde kelimelerin daha anlamlı kalıcı olarak öğrenilebilmesi için kelimelerin kökenlerinin araştırılmasını önermektedir. Bu bağlamda, öğrenci odaklı öğrenme ortamında öğrenilecek olan kelimelerin neden bu şekilde isimlendirildiklerinin araştırılması amaçlanmıştır. Bir kelimenin kökenine inilerek kelimenin oluş hikâyesinin bilinmesi, öğrenenlerin anlamlı, merak uyandırıcı ve kalıcı öğrenmelerini sağlayarak güdüsel bağlamda da olumlu öğrenme süreci sağlayabileceği varsayılmıştır. Öğrenme materyaline karşı oluşan olumlu tutum ve aktif olarak derse katılım bilişsel süreçleri doğrudan etkileyerek öğrenme başarısı sağlayabilmektedir. Öğrenenlerin aktif olarak öğrenme sürecinin paydaşı olmaları ve kendi öğrenme süreçlerine yön vermeleri başlı başına başarıyı getirebilecek bir faktör olabilmektedir. Bu çalışmada Almanca öğretiminde temel seviyeye denk gelen günlerin öğretilmesi farklı bir bakış açısıyla sunulmaya çalışılacaktır. Alman dilindeki günlerin nasıl adlandırıldıklarının kökenine inilerek nasıl daha kalıcı ve anlamlı öğretilebilecekleri örneklendirilmeye çalışılmıştır. Almanca öğretmen adaylarına kelime öğretimi bağlamında yol gösterici olabilecek bu çalışmanın oluşturulmasında bir devlet üniversitesinde Alman dili eğitimi ana bilim dalında N:28 Almanca öğretmen adayı ile birlikte çalışılmıştır ve çalışma sonunda görüşleri alınmıştır. Çalışmanın süreci ve alınan görüşler sonucunda kelimelerin kökenlerinin araştırılmasının motive edici olumlu etkiler sağlayacağı ve kalıcı öğrenmeye de katkı sağlamasının olası olduğu kanaatine varılmıştır.

Anahtar Kelimeler: Kelime öğretimi, köken, Almanca öğretimi, kalıcı öğrenme, tutum.

Page 43: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

42

(24083) Neden Yabancı Dil Öğretemiyoruz?

Bülent KIRMIZI

Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi

[email protected]

Dünyada ikinci bir ana dil olarak algılanan ve öğrenilmesi artık bir zorunluluk arz eden İngilizcenin Türkiye’de öğretilmesi ve öğrenilmesi noktasında sıkıntılar yaşanmaktadır. Yabancı dil öğrenme süreci çok katmanlı bir yapı olup motive edici ve caydırıcı birçok faktörün yanında yöntem hatası, öğretici yetersizlikleri, araç-gereç ve materyal eksikliği, eğitim sisteminden kaynaklanan olumsuzluklar, ailelerin bilinçsiz oluşu, okul idaresinin yabancı dile karşı geliştirdiği ön yargılar, öğrenenin sosyo-kültürel yapısı gibi daha birçok etken bu süreci doğrudan ya da dolaylı olarak etkilemektedir. Bunun yanında konuşma, anlama, yazma ve okuma gibi dört temel dil becerilerinin göz ardı edilerek tamamen gramer öğretimine yoğunlaşmak, öğrenenleri yabancı dilden uzaklaştırmakta ve hedef dilin öğrenilmesini imkânsız kılmaktadır. Türkiye’de İngilizce, Almanca ve Fransızca gibi batı dillerini öğrenme imkânı ancak yapay ortamlarda olmakta ve bu ortamın dışında dilin aktif bir şekilde kullanımı da mümkün olmamaktadır. Bu nedenle öğrenenin pasif durumda kaldığı anlama ve okuma becerilerine öncelik tanıyarak üretimsel olan konuşma ve yazma becerileri belirli metotlar çerçevesinde geliştirilmelidir.

Anahtar Kelimeler: Dil öğrenimi, Dil becerileri, Öğrenme problemleri, Caydırıcı etkenler.

Page 44: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

43

(24092) Gaziantep Üniversitesi’ne Uluslararası Anlaşmalarla Gelen Öğrencilere Genel Bir Bakış: Eğitimde Ülkeler Arası İşbirlikleri

Ayşe Burcu ASLAN 1, İbrahim Halil EFENDİOĞLU 2

Gaziantep Üniversitesi1

Gaziantep Üniversitesi2

[email protected]

Tarih boyunca din, dil, soy ve akrabalık ilişkilerinin bulunduğu coğrafyadan gelen insanlara kucak açan Türkiye, sosyal, siyasi ve ekonomik çevrelerde adını her geçen gün bir adım daha öne çıkarmaktadır. Bu kapsamda, eğitimi önem veren ve birçok ikili anlaşmalara imza atan Türkiye, ülkeler arasındaki köprü vasfını eğitimde de sürdürmektedir. Türkiye Cumhuriyeti Yükseköğretim Kurulu ile Yemen Yükseköğretim Bilimsel Araştırmalar Bakanlığı arasında ve Afganistan İslam Cumhuriyeti Yükseköğretim Bakanlığı arasında imzalanan Yükseköğretim Alanında İşbirliğine Yönelik Mutabakat Zaptı kapsamında, Türkiye’de bulunan yükseköğretim kurumlarına farklı programlarda öğrenciler öğrenim görmek üzere burslu olarak eğitim görmektedir. Bunun yanı sıra, Gaziantep Üniversitesi ile Irak Kültür Ataşeliği arasında imzalanan işbirliği protokolü çerçevesinde de eğitime uluslararası destek verilmektedir. Eğitimin ülkeler arası değişime açık olması ve kültürel bir vizyon kazanması açısından, bu mutabakatların ve protokollerin devamlılığı önem arz etmektedir. Gaziantep Üniversitesi’nin uluslararasılaşma olgusu proje, öğrenci ve bilimsel çalışmalar bazlı olarak üç farklı boyutta ele alınmaktadır. Bugüne kadar Yemen’den 3, Afganistan’dan 18 ve Irak’tan 8 olmak üzere 3 ülke ile ikili anlaşmalarla 29 öğrencinin kabulü gerçekleştirilmiştir. Bu öğrencilerin 28’i erkek ve 1’i kızdır. Söz konusu öğrencilerden 16’sı mühendislik fakültesine, 13’ü tıp fakültesine yerleştirilmiştir. Ülkelerin yerel ihtiyaçlarına yönelik olarak belirlenen bölümlerin teknik alanlara yoğunlaşmasının nedeni bu öğrencilerin ülkelerine döndüklerinde aktif olarak iş gücüne katılmalarını sağlamaktır. Bu çalışmada, ülkeler arası ikili mutabakat zaptı kapsamında Türkiye’nin uluslararası politikasının yükseköğretime yansımaları, Gaziantep Üniversitesi’nde öğrenim görmekte olan uluslararası öğrencilerin genel durumları ve akademik gelişimleri ele alınacaktır.

Anahtar Kelimeler: Yükseköğretimde İşbirliği, Ülkeler Arası Mutabakat Zaptı, Uluslararası Öğrenci Kabulü.

Page 45: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

44

(24140) Yabancı Dil Öğretiminde Somut Şiir Uygulamaları

Bahar İŞİGÜZEL

Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi

[email protected]

Dilsel yaratıcılığı hedefleyen somut şiir (konkrete Poesie, concrete poetry) özünde dilin karakterlerinin (harflerinin) bir araç haline getirilip, görsel olarak ta anlamlı bir eser meydana getirilmesidir. Bu nedenle somut şiiri görsel şiir de denilmektedir. Somut şiir örnekleri anlamsal bağlamda çok şey anlatabilecek bir güce sahiptir ve kişinin yaratıcılığını da olumlu yönde etkilemektedir. Bir yabancı dilin öğretimi bağlamında somut şiir ele alındığında, tüm harfler, tüm sözcük çeşitleri ve tüm noktalama işaretleri böyle bir etkinliğin malzemesini oluşturmaktadır. Somut şiir çalışması ile yabancı dil derslerinde özellikle yeni sözcüklerin öğrenilmesinde, belli konular arasında anlamsal bağlantıların, bağlamsal zincirlerin oluşturulmasında faydalanabilir. Bu çalışma da ikinci yabancı dil olarak öğrenilen Almanca derslerinde somut şiir uygulamaları yapılmış ve motivasyonu yüksek, başarılı öğrenme süreçleri gözlemlenmiştir.

Anahtar Kelimeler : Somut şiir, yabancı dil, yaratıcılık.

Page 46: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

45

(24167) Görsel Sanatlar Dersine İlişkin 9. Sınıf Öğrenci Görüşlerinin Değerlendirilmesi

Abdulgafar TERZİ

Milli Eğitim Bakanlığı

[email protected]

21. yüzyıl tüm yönleriyle değişim ve dönüşüme gereksinim duyulması gereken bir çağ olmuştur. Eğitimdeki değişimler beraberinde yeni yönelimler ve yeni yöntemleri de beraberinde getirmiştir. Tüm bu değişimler sanat eğitimine de yansımıştır. Sanat Eğitimi bireyin sanatsal yeteneğini ortaya çıkarması, kültürel mirasını korumasını, sanatın geçirdiği tarihsel süreci anlamasını ve tüm bunların yanında estetik kaygı taşımasını amaçlayan önemli bir derstir. Sanat eğitimi okullarımızda görsel sanatlar dersi kapsamında verilmektedir. Görsel sanatlar dersi kendi öz amaçlarını taşıması bir yana disiplinler arası ilişkinin temel taşlarından biri olması yönüyle de ön plana çıkmaktadır. Eğitimdeki modern anlayış yerini post modern bir anlayışa bırakmıştır. Bu yeni anlayış çerçevesinde sanat eğitiminde de yeni yaklaşımlar ve yeni yöntemler geliştirilmelidir. Bu çalışma görsel sanatlar dersine ilişkin 9. Sınıf öğrencilerinin tutum ve görüşleri belirlemeyi amaçlamıştır. Çalışmaya 2018-2019 eğitim öğretim yılında Hümeyra Ökten Anadolu Kız İmama Hatip Lisesinde okuyan toplam 50 kız öğrenci katılmıştır. Çalışma kazanımlar doğrultusunda sürece bağlı olarak ders planı çerçevesinde uygulamalı ders etkinlikleri düzenlenmiştir. Çalışmada Nicel ve Nitel araştırma modeli kullanılmıştır.

Anahtar Kelimeler : Sanat,Sanat Eğitimi, Görsel Sanatlar

Page 47: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

46

(23502) Almanca Öğretmen Adaylarının Almanca Dilbilgisine Karşı Metaforik Algıları

Fatma KARAMAN

Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi

[email protected]

Yabancı dil olarak veya ikinci yabancı dil olarak Almanca öğretiminde dilbilgisi karmaşık soyut yapıları bünyesinde barındırmaktadır. Almanca dilbilgisinin bu yapısal özelliğinden dolayı öğrencilerin bu derse karşı motivasyonları göreceli olarak düşmektedir. Öğrencilerin bir derse ilişkin algıları onların söz konusu derse karşı ilgi ve motivasyonlarını dolayısıyla başarılarını da etkilemektedir. Bu bağlamda bu çalışmanın amacı öğretmen adaylarının “Almanca dilbilgisi” kavramına ilişkin algılarını oluşturan metaforları belirlemektir. Araştırmanın verileri “Almanca dilbilgisi benim için…çünkü….” şeklinde hazırlanmış bir form ile elde edilmiştir. Almanca dilbilgisi ile ilgili öğrencilerin aklına gelen ilk kavram veya kavramları yazmaları istenmiştir. Araştırmaya katılan öğretmen adaylarının Almanca dilbilgisini ilişkilendirdikleri, en çok tercih ettikleri, olumlu ve olumsuz metaforlar incelenmiştir. Bunun yanında tercih edilen metaforların sınıf düzeyi ve cinsiyete göre değişiklik gösterip göstermediği de araştırılmıştır. Çalışmanın verileri içerik analizi yapılarak değerlendirilmiştir.

Anahtar Kelimeler : Metaforik Algı, Almanca Dilbilgisi, Almanca Öğretmen Adayları.

Page 48: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

47

(23725) Irak Türkiye İlişkilerin Işığında Irakta Eğitimin Gelişimi

Goran SELAHATTIN (Davetli Konuşmacı- Irak ) 1, Hazim BURHAN 2, Şirin REŞİD 3

Selahattin Üniversitesi Diller Fakültesi Irak Erbil1

Selahattin Üniversitesi Diller Fakültesi Irak Erbil2

Selahattin Üniversitesi Eğitim Fakültesi Irak Erbil3

[email protected]

Yapacağımız çalışma(Irak ve Türkiye ilişkileri ışığında Irakta eğitimin gelişimi) başlığı altında olacak ve iki ülke arasındaki ilişkiler kısaca tarihi bir süreçten geçirilerek Osmanlı döneminde iki millet arasında ilişkiler, ve daha sonra İkinci dünya savaşından sonra iki ülke arasında ilişkiler, Cumhuriyet döneminde Irak Türkiye ilişkileri, Saddam döneminde ilişkileri ve en sonunda Saddam sonrası iki ülke arasında ilişkiler ele alınır. İkinci konu Irakta eğitim olacak ve eğitimin Milli eğitim bakanlığı tarafından yönetildiğini anlattıktan sonra Irakta eğitim hakkında Unesco’nun raporuna göre Irak’ın 1991 yılından önce bölgede en iyi eğitim sistemi olduğunu belirtti. Son olarak iki ülke arasında ki ilişkileri ele aldıktan sonra Irakta açılan Türkçe ve Türkmence okullar ve en önemlisi Iraktan Türkiye’ye büyük bir sayıda öğrencinin gitmesi ve tüm bunların Irakta eğitime etkisi ve eğitimdeki gelişimi ele alacağız.

Anahtar Kelimeler: Irak -eğitim- gelişim- okul- Türkiye.

Page 49: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

48

(23828) Anadildeki Mecazın Yabancı Dil Öğrenimine Etkisi: Arapça ve Türkçe Örneği

Emad Abdelbaky Abdelbaky ALY (Davetli Konuşmacı- Mısır)

Kahire Üniversitesi

[email protected]

Dil aracılığıyla insanlar düşüncelerini ifade eder ve insanlar arasında iletişim kurulur. Bu nedenle diller sosyal hayatta önemli bir yere sahiptir. Özellikle devletlerarasındaki çeşitli ilişkiler sebebiyle dil öğrenimi son yıllarda büyük önem kazanmıştır. Arapça ve Türkçede benzer anlam ve yapıya sahip birçok ortak kelime ve kelime öbekleri yer almaktadır. Fakat bu benzerliğe rağmen bazı terkip ve metaforlarda aralarında farklılıklar bulunmaktadır. Bu çalışma Arapça ve Türkçe arasındaki mecaz farklılığı olgusuna odaklanmaktadır. Çünkü dilleri anlamak için tek başına çeviri yeterli gelmemektedir. Zira her kelimeye ait o kelimenin doğduğu çevreden ve bu kelimeyi doğuran kültürden ve kullanıldığı cümle ve metinlerden ortaya çıkmış birçok farklı anlamlar bulunmaktadır. Son yıllarda Arap ülkelerinde Türkçe öğreniminin yaygınlaşması ve Türkiye’de Arapçanın öneminin artışı bu araştırmayı önemli kılmaktadır. Araştırma şu sonuçlarla sona ermektedir: Diller sadece kelimelerden ibaret demek değildir, aksine o kültür, gelenek ve görenekler, mecazlar ve ifadelerin cümlede nasıl kullanılacağını da içine almaktadır, aynı şekilde çeviri de kelimenin bir başkasıyla değiştirilmesi demek değildir, kelimelerin ikinci dildeki tüm kelimelerin anadilde karşılığı olmayabilir.

Anahtar Kelimeler : kelime sentezi - metafor - dil öğretimi - bağlam - çeviri – kelimeler.

Page 50: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

49

(24045) Filozof İsimleri Açısından Felsefe Dersi Öğretim Programları ve Ösym Sınav Sorularının Değerlendirilmesi

Ahmet ÇOBAN 1, Orhan KORKMAZ 2

1 Dicle Üniversitesi

2 Milli Eğitim Bakanlığı

[email protected]

Türk Eğitim Sistemi’nde felsefe dersi, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı liselerin öğretim programları ile başlamaktadır. Liseden üniversiteye geçişte yapılan sınavlarda kendisiyle ilgili soruların yer aldığı derslerden biri de felsefe dersidir. Bu sınavlarda yer alan soruların, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanan “Felsefe Dersi Öğretim Programı” çerçevesinde hazırlandığı kabul edilmektedir. Felsefe dersinin muhtevasını, temelde filozofların görüşleri oluşturduğuna göre, felsefe dersi öğretim programlarında ve ÖSYM (Ölçme Seçme ve Yerleştirme Merkezi) sınav sorularında hangi filozofların isimlerine yer verildiği önem arz etmektedir. Araştırmanın amacı, filozof isimleri açısından felsefe dersi öğretim programları ve ÖSYM sınav sorularının değerlendirilmektir. Bu temel amaç çerçevesinde aşağıdaki sorulara cevap aranmıştır: 1.Felsefe dersi öğretim programlarında hangi filozofların isimleri yer almaktadır?

2.Filozofların isimlerinin yer alması bakımından, felsefe dersi öğretim programları arasındaki farklar nelerdir? 3.Felsefe dersi ile ilgili ÖSYM sınav soruları, yıllara göre nasıl bir dağılım göstermektedir? 4.ÖSYM sınavlarında yer alan felsefe dersi ile ilgili sorular sayısal olarak nasıl bir ağırlığa sahiptir? 5.Sınavlarda hangi filozofların isimlerine yer verilmiştir? 6.Sınav soruları açısından filozofların isimleri, yıllara göre nasıl bir dağılım göstermektedir? 7. Filozofların isimlerinin yer alması bakımından, felsefe öğretim programları ile ÖSYM sınav soruları arasındaki farklılıklar nelerdir? Nitel bir çalışma olan bu araştırmada, doküman incelemesi yöntemi kullanılarak felsefe dersi 1992 ve 2009 öğretim programları ile bu programlar çerçevesinde hazırlandığı kabul edilen 2008-2017 ÖSYM sınav soruları incelenmiştir. Araştırmada, filozofların isimlerinin yer alması bakımından öğretim programları ve ÖSYM sınav soruları ilgili farklılıkların olduğu saptanmış, elde edilen veriler tablolarla ifade edilmiş, gerekli yorumlar yapılarak varılan sonuçlara ve önerilere yer verilmiştir.

Anahtar Kelimeler : Filozof, Felsefe Dersi, Öğretim Programları, ÖSYM, Sınav Soruları.

Page 51: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

50

(24046) Türkiye’de Bölgelerarası Özel Eğitim Alanındaki Farklılıklar

Ahmet ÇOBAN 1, Sinan BAYAT 2

1 Dicle Üniversitesi

2 Milli Eğitim Bakanlığı

[email protected]

Ülkelerin eğitim sistemlerinde özel eğitim, önemli bir konuma sahiptir. Türk Eğitim Sistemi de bireysel ve gelişim özellikleri ile eğitim yeterlilikleri açısından akranlarından anlamlı düzeyde farklılık gösteren bireylerin, eğitim ve sosyal ihtiyaçlarını karşılamak üzere geliştirilmiş eğitim programları ve özel olarak yetiştirilmiş personel ile uygun ortamlarda bu eğitimi sürdürmektedir. Türkiye’de özel eğitim sınıflarında okuyan öğrenciler ile taşımalı eğitimle örgün ve yaygın eğitime devam öğrencilerin sayıları ilgili bilgilerin değerlendirilmesi, bölgesel farklılıkların yerleşim birimleri ile birlikte saptanması önem arz etmektedir. Araştırmanın amacı, Türkiye’de bölgelerarası özel eğitim alanındaki farklılıkları saptamaktır. Bu temel amaç çerçevesinde aşağıdaki sorulara cevap aranmıştır: Bölgelere göre, 1.İlkokul düzeyinde şehir ve köy yerleşim birimi açsından, a.Şube sayıları b.Öğrenci sayıları arasındaki farklılıklar nelerdir? 2.Ortaokul düzeyinde şehir ve köy yerleşim birimi açsından, a.Şube sayıları b.Öğrenci sayıları arasındaki farklılıklar nelerdir? 3.Temel eğitim düzeyinde, a.Taşınılan merkez okul sayıları arasındaki farklılıklar nelerdir? b.Örgün eğitimde taşınan öğrenci sayıları arasındaki farklılıklar nelerdir? c.Yaygın eğitimde taşınan kursiyer sayıları arasındaki farklılıklar nelerdir? Araştırma ile ilgili verilerin toplanması, analizi ve yorumlanmasında, nitel araştırma yöntemlerinden doküman incelemesi kullanılmıştır. Milli Eğitim Bakanlığı 2017-2018 Milli Eğitim İstatistikleri incelenmiş; özel eğitim sınıflarından okuyan ilkokul, ortaokul öğrencilerinin sayıları ile temel eğitim düzeyinde örgün ve yaygın eğitimde taşımalı eğitime devam eden öğrencilerin sayıları bölgelere göre kategorik hale getirilmiş, veriler tablolara dönüştürülerek gerekli yorumlar yapılmıştır. Daha sonra, elde edilen sonuçlardan hareketle öneriler geliştirilmiştir.

Anahtar Kelimeler: Özel Eğitim, Özel Eğitim Sınıfları, Taşımalı Eğitim, Bölgesel Farklılıklar.

Page 52: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

51

(22890) G20 Ülkelerinin Yönetişim Göstergeleri Perspektifinden Performans Analizi ve Ekonomik Büyümeye Etkisi

Ersin YAVUZ

1 Pamukkale Üniversitesi

[email protected]

Çalışmanın amacı, G20 ülkelerinin yönetişim alanındaki performanslarını analiz etmektir. Ardından elde edilen bulgular ile ekonomik büyüme arasındaki ilişkinin incelenmesi hedeflenmektedir. Veriler 2002-2017 yıllarını kapsamaktadır. Yönetişim göstergesi olarak hesap verilebilirlik, politik istikrar ve şiddet, hukuk kuralı ve yolsuzluk indeksleri kullanılmaktadır. Çalışmadan elde edilen bulgular yönetişim alanında Kanada, Avustralya, Almanya, Japonya ve Birleşik Krallık’ın en iyi performans sergileyen ülkeler olduğunu göstermektedir. Meksika, Suudi Arabistan, Endonezya, Çin ve Rusya ise yönetişim alanında sıralamada sonda olan ülkelerdir. Yönetişim alanında Türkiye’nin G20 ülkeleri içinde 14’üncü sırada yer aldığı tespit edilmektedir. Ekonomik büyüme sonuçları değerlendirildiğinde ilginç bir sıralama ile karşılaşılmaktadır. Yönetişim alanında alt sıralarda olan Çin, Hindistan, Türkiye, Endonezya, Suudi Arabistan ve Rusya gibi ülkelerin, ekonomik büyüme performansında en üstte yer aldıkları görülmektedir. Dolayısıyla yönetişim ile ekonomik büyüme arasında doğru yönlü bir ilişkinin olduğu yönünde bir kanıt bulunmamaktadır.

Anahtar Kelimeler : G20, Yönetişim Göstergeleri, Ekonomik Büyüme.

Page 53: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

52

(22891) Hoşnutsuzluk İndeksi Performansının Analizi: Ab Ülkeleri ve Türkiye Uygulaması

Ersin YAVUZ

1 Pamukkale Üniversitesi

[email protected]

Literatürde Okun tarafından geliştirilen hoşnutsuzluk indeksi, işsizlik ve enflasyon oranlarının toplamını ifade etmektedir. Bu iki gösterge, toplumun refahını doğrudan ilgilendirmesi ve vatandaşların duyarlılığı açısından diğer iktisadi değişkenlerden ayrışmaktadır. Çalışmanın amacı, Avrupa Birliği ülkeleri ve Türkiye’de hoşnutsuzluk indeksini performans açısından analiz etmektir. Veriler 1980-2017 yıllarını kapsamakta ve 2002 yılı öncesi ve sonrası olmak üzere iki dönem olarak ikiye ayrılmaktadır. 2002 yılının belirlenmesinin nedeni, Türkiye’nin koalisyon döneminden tek parti dönemine geçmesidir. Çalışmadan elde edilen bulgular, 2002 yılı öncesi genel olarak hoşnutsuzluk indeksinin yüksek olduğunu, 2002 sonrası ise önemli oranda düştüğünü göstermektedir. İki dönemde de Hollanda, Avusturya, Lüksemburg ve Danimarka en iyi performans gösteren ülkelerdir. PIIGS ülkeleri içinde yer alan Portekiz, Yunanistan, İspanya’nın yanı sıra Doğu Avrupa ülkelerinin büyük çoğunluğunun düşük performans gösteren ülkeler olduğu tespit edilmektedir. Türkiye’nin ise önceki dönemde 26’ncı sırada olduğu, sonraki dönemde sonuncu olduğu saptanmaktadır. Türkiye sıralama olarak gerilese de indeks değerini 74’ten 19’a düşürerek çok önemli bir başarı göstermiştir.

Anahtar Kelimeler : Hoşnutsuzluk İndeksi, Avrupa Birliği, Enflasyon, İşsizlik.

Page 54: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

53

(23017) Erdemsiz Malların Günah Vergileri Özelinde İncelenmesi

Eren ERGEN

Pamukkale Üniversitesi

[email protected]

Devletin piyasada yer alma nedeni piyasa başarısızlıklarıdır. Erdemsiz mallar da piyasa başarısızlığının nedenleri arasında yer almaktadır. Devletin görevi ise toplumda yer alan ekonomik birimlerin işleyişleri açısından huzurlu ve güvenli bir ortamın sağlanmasıdır. Toplumun huzuru ve güveninin tahsis edilmesin erdemsiz malların tüketiminin azaltılması gerekmektedir. Erdemsiz malların tüketiminin önüne geçilmesinde ise vergiler önemli araçlar konumundadır. Toplumsal refahın sağlanmasında erdemsiz malların önüne geçilmesi gerekmektedir. Bu çalışmanın amacı da erdemsiz mallar olarak kabul edilen tütün ürünlerinin tüketiminin azaltılabilmesinde ülkemizde uygulanan vergi politikalarının geçmişten günümüze incelenmesidir. Bu tür vergiler literatürde günah vergileri olarak adlandırılmaktadır. Çalışmada Türkiye’de tütün ürünleri özelinde özel tüketim vergisinin etkinliği ele alınmaktadır.

Anahtar Kelimeler : Erdemsiz Mallar, Özel Tüketim Vergisi, Türkiye.

Page 55: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

54

(23018) Lorenz Eğrisi ve Gini Katsayısının Türkiye ve Avrupa Birliği Açısından Analizi

Eren ERGEN

Pamukkale Üniversitesi

[email protected]

İnsanlık tarihinin en büyük sorunsallarından birisi gelirin yaratılmasıdır. Gelirin yaratılmasının yanı sıra gelirin nasıl bölüştürüleceği de önemli bir problemdir. Bu nedenle gelir hayatın her döneminde ilgi çeken bir konu olmaktadır. Gelirin adil bölüşümü maliye politikasının amaçlarındandır. Gelirin adil dağılımının ölçümünde Lorenz eğrisinden yararlanılmaktadır. Lorenz eğrisiyle toplam nüfusun gelirden alığı paylar analiz edilmektedir. Lorenz eğrisinden hareketle hesaplanan Gini katsayısı ise gelirin ne kadar adil dağıldığının analiz edilmesinde kullanılmaktadır. Bu çalışmanın amacı Türkiye ve Avrupa Birliği ülkeleride milli gelirin dağılımının incelenmesidir. Çalışmada milli gelirin dağılımı incelenerek Lorenz Eğrisi analiz edilmektedir. Ayrıca çalışmada milli gelirin bölüşümünden elde edilen Gini katsayıları incelenmektedir. Çalışmada ulaşılan bulgular ışığında gelir dağılımı ilgili ülkeler açısından tartışılmaktadır.

Anahtar Kelimeler : Lorenz Eğrisi, Gini Katsayısı, Gelir Dağılımı, Maliye Politikası.

Page 56: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

55

(22549) Oyun Kuramı Bağlamında Türk Akımı Projesi

Melisa ARSLAN

Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

[email protected]

Sanayinin alt yapısı ve insanların günlük yaşantılarının vazgeçilmezi olan enerji ulusal ve uluslararası gündemde önemli bir yer tutmaktadır. Çevresel etkiler ve dışa bağımlılık etkisiyle temiz, güvenli, yeterli miktarda ve ucuz bir şekilde enerji üretmek ülkelerin ekonomik ve sosyal hayatlarının temel sorunudur. Bu soruna çözümler ve çeşitli alternatifler bulmak için ülkeler birbirleriyle işbirliği yapmakta, bölgesel örgütler kurmakta ve bir şekilde vatandaşlarının artan ihtiyaçlarını karşılamak için alternatifler yaratmaktadırlar. Bu konuma yükselmeye çalışan Türkiye için 2014 yılında temelleri atılan Türk Akım projesi bir fırsat olmuştur. Bu proje, Güney Akım projesinin Ukrayna ile yaşanan krizler ve akabinde bozulan Rusya-AB ilişkilerinden dolayı Rusya tarafından iptal edilmesiyle birlikte alternatif proje olarak ortaya çıkmıştır. Bu çalışmanın hipotezi, Türk Akımı projesi Rusya (kök ülke) ekonomisine olduğu kadar başta Türkiye ve Türkiye’den gazı alıp Avrupa ülkelerine taşıyacak olan Bulgaristan yada Yunanistan (gövde ülke) dahil Güney ve Güneydoğu Avrupa ülkelerine (dal ülke) birçok alanda yarar sağlayacaktır. Bu hipotezin desteklemesi amacıyla Türk akımı projesi üzerinde yapılan işbirliği girişimleri oyun kuramı bağlamında analiz edilecektir. Bu doğrultuda tarafların işbirliği yapma veya vazgeçmeye yönelik karar almaları neticesinde ortaya çıkacak senaryolar ve sonuçlar değerlendirilecektir. Bu çalışmada ilk olarak Türk akımı projesinin ne olduğu, nasıl ortaya çıktığı, kaynak, transit ve hedef ülkelerin hangi ülkeler olduğu açıklanacak ve bu girişim için işbirliği yapma veya yapmamanın olası sonuçları oyun kuramı temelinde ortaya konacaktır. Son olarak, hayata geçtiğinde Türkiye’yi enerji merkezi haline getirmede yararı olacağı öngörülen Türk Akımı projesinin kırılgan bir yapıya sahip Türk-Rus ilişkilerindeki etkisi ele alınacaktır.

Anahtar Kelimeler : Türk Akımı, Oyun kuramı, Kök-Gövde-Dal Ülkeler.

Page 57: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

56

(23483) İnternet’in Yazılı Basına Etkisi ve Dijital Gazete Okumayı Etkileyen Faktörler

Oya Hacire YÜREGİR 1, Çiğdem SICAKYÜZ 2 Anıl OYMACI 3

1 Çukurova Üniversitesi

2 Çukurova Üniversitesi

3Çukurova Üniversitesi

[email protected]

Günümüzde İnternet birçok sektörde paradigmaların değişimine neden olmaya devam etmektedir. İnternet ve sosyal medya tarafından en çok etkilenen sektörlerden birisi de kağıt gazeteyi içeren yazılı basın sektörüdür. İnternet kullanımındaki artış, elektronik ortamda gazete okuma alışkanlığının artması gibi nedenlerden dolayı her geçen gün yazılı basın sektöründe gazeteler kapanmakta ya da küçülmektedir. Bu çalışmanın amacı, internet kullanımının yazılı basın üzerindeki etkisini araştırmaktır. Araştırmada gazete satın alımını etkileyen faktörler; cinsiyet, yaş, eğitim durumu, internette geçirilen süre, internette gazete okuma durumu, internette çıkan yerleşik ilanlar ve kullanılan cihazlar olarak belirlenmiştir. Araştırma verileri elektronik anket aracılığıyla toplanmış, bu anket1936 kişi tarafından görüntülenmiş ve 461 kişi tarafından doldurulmuştur. Elde edilen veriler, SPSS for Windows25 paket programında düzenlenmiş ve lojistik regresyon yöntemi ile analiz edilmiştir. Analiz sonucunda, ele alınan faktörlerden yaşın ve yerleşik ilanların basılı gazete satın alımında pozitif etkisi ve internette geçirilen sürenin negatif etkisi olduğu ortaya çıkmıştır. Araştırmada incelenen diğer faktörlerin ise etkisi olmadığı görülmüştür. Ayrıca, 49 yaş altındaki katılımcıların her beş kişiden bir tanesi basılı gazete okurken, 50 yaş ve üzeri kişilerinde ise bu oran her iki kişiden birisidir. Bu durum ise, ileriki yıllarda yazılı basın sektörünün, dijital gazeteler karşısında dayanıklılığını yitireceğini göstermektedir.

Anahtar Kelimeler : İnternet, Yazılı Basın, Dijital Gazete, Lojistik Regresyon

Page 58: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

57

(23748) Turkey's Vision in The Future: Analysis For Reality and Expected

Ahmet Derviş MÜEZZİN (Davetli Konuşmacı- Suriye)

Halep Üniversitesi

[email protected]

Turkey occupies a strategic position (Geographical and Geopolitical) in which it has been able to benefit from being a strong regional player in the region, especially with regard to the Middle East, or the so-called Arab Spring, It was also an incubator of the three most powerful empires in the world, from the Roman and Byzantine periods to the Ottoman Empire. It also succeeded later in its economic, political and social movements moves towards the new Turkey (2023) announced by Turkish President Recep Tayyip Erdoğan before and after his victory in the presidency of the Republic of Turkey. How did Turkey benefit from this strategic position in developing its vision for a new Turkey? What is the role of (AK) Party in the success and development of this project despite all the difficulties and pressures facing Turkey today? This is what we will try to answer in this research, through our analysis of the facts and events that Turkey experienced during the past years, and events today. We will follow the analytical approach in tracing the reality and expected that have passed through Turkey and continue to demonstrate its role and its geopolitical and geopolitical importance in the region. The study deals with "Turkey's vision in the future: Analysis for reality and expected" under the following headings: - Introduction - Turkey's geographical and geopolitical status - Turkey's vision in the future: an analysis of the reality and expected - Expectations and Conclusion - References.

Anahtar Kelimeler : New Turkey, Turkey's Vision, (AK) Party, Recep Tayyip Erdogan.

Page 59: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

58

(22950) Yönetsel Yeteneklere Göre Endüstri 4.0 Çağında Kamu Kurumları İçin En Uygun Liderlik Tarzının Belirlenmesi

Serkan DERİCİ 1, Bedirhan ELDEN 2

1 Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi

2 Kayseri Üniversitesi

[email protected]

Son endüstri devriminin getirdikleri yenilikler kamu kurumlarındaki yönetim anlayislarini değiştirmiş, geleneksel yöntemler ve tarzlar etkinliğini yitirmiştir. Bu çalışma kapsamında Türkiye'de faaliyet gösteren devlet üniversitelerinde çalışan personellerin düşünceleri Endüstri 4.0 bileşenleri ile değerlendirilmiş ve Bulanık Analitik Hiyerarşi Yöntemi ile en uygun liderlik tarzı belirlenmiştir. Bu çalışma sonucunda elde edilen bilgiler ısığında günümüz şartlarına en uygun liderin seçimi belirlenerek yönetsel alanda çağdaşlaşma sağlanmasına bilimsel yöntemler işığında önemli katkılar sağlanacaktır.

Anahtar Kelimeler : Endüstri 4.0., Liderlik, Bulanık Analitik Hiyerarşi Yöntemi.

Page 60: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

59

(24089) Kentsel Dönüşüm, Sağlıklaştırma ve Ulusal Yeşil Bina Sertifikası (Çedbik) Kavramlarının Değerlendirmesi Üzerine Bir Araştırma

Gülertan AKYÜZLÜER 1, Gamze YILDIRIM 2

1 Adana Alparslan Türkeş Bilim Ve Teknoloji Üniversitesi

2Adana Alparslan Türkeş Bilim Ve Teknoloji Üniversitesi

[email protected]

Sanayi Devrimi’yle birlikte kentlerde değişimler görülmeye başlamıştır. Sanayileşmeye başlayan kentler hızla gelişip büyümüş ve çok sayıda göç almaya başlamıştır. Çevre kirlilikleri ve düzensiz yapılaşmalar kent kimliklerini zedelemiştir. Ülkemizde de benzer şekilde kent yaşamına olan rağbetin artmasıyla gecekondular, çarpık kentleşme ve altyapı sorunları ortaya çıkmıştır. Diğer bir yandan doğal afetlerin de sebep olduğu sorunlar karşısında kentlerde yenileme ihtiyacı doğmuştur. Günümüzde ise kentsel dönüşüm kapsamında eski/yıpranmış tabir edilen binalar, sağlıklaştırma adı altında yıkılmış ve yerine kalitesiz, estetiksiz ve birçok sorunu barındıran yapı stokları oluşturulmaya başlamıştır. Oysa ki bir kentin dönüşüme ihtiyaç duyması, kentin genelinde sorunlar olması ve kent ölçeğinde dönüşümlere gidilmesi gerektiği anlamına gelmektedir. Fakat ülkemizde görülen kentsel dönüşüm örnekleri parsel bazında sınırlı kalarak fiziksel yenilenmenin ötesine geçememektedir. Bu konuda olması gereken ise dönüşümü gerçekleştirilecek bölgelerde ada bazında yenilenmeye gidilerek, dönüşümün sürdürülebilirlik çerçevesinde ele alınmasıdır. Ülkemizde yakın zamanda oluşturulan ulusal yeşil sertifika sistemi de dikkate alınarak; kentsel dönüşüm düşüncesinden başka, ayrıca sağlıklaştırma için de mevcut yapıların korunmasının sürdürülebilirlik ve anı değeri açısından önem taşıdığı düşünülmektedir. Bu çalışma kapsamında öncelikle konuyla ilgili olarak ulusal çerçevede literatür taraması yapılmıştır. Kentsel dönüşüm hem sosyal bilimler hem fen bilimleri alanlarında birçok akademik makaleye/teze konu olmuştur. Mimarlık alanında yapılan çalışmalar incelendiğinde kentsel dönüşümün birçok açıdan ele alındığı, sürdürülebilirlik kapsamında da değerlendirildiği görülmektedir. Fakat ulusal yeşil bina çerçevesinde değerlendirilerek önerilere yer verilen yeterli çalışmaların yapılmadığı görülmektedir. Bu çalışmada, kentsel dönüşüm alanlarına (bina üretiminin yoğun olduğu alanlar) odaklanılarak çevresel sürdürülebilirlik konusunu yeşil bina sertifikası ile bütünleyerek bir değerlendirme yapılması ve literatüre bu anlamda bir katkı sağlanması hedeflenmiştir.

Anahtar Kelimeler : Kentsel Dönüşüm, Yeşil Bina, Ulusal Yeşil Bina Sertifika Sistemi

Page 61: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

60

(22662) Gelecek Nesillerin Yetiştirilmesinde Bir Kaynak ve Değer Olarak Mehmet Akif Ersoy

Ulaş BİNGÖL

Siirt Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili Ve Edebiyatı

[email protected]

Türkiye adım adım yüzüncü kuruluş yıl dönümüne yaklaşırken birçok alanda yeni dönüşümlere ve gelişmelere şahitlik etmektedir. Bugüne gelene kadar Türk milleti büyük badireler atlatmış; askeri darbeler, siyasi istikrarsızlıklar, ekonomik krizler, terör olayları başta olmak üzere birtakım olumsuzluklarla karşı karşıya kalmıştır. Bütün olumsuzluklara rağmen hem ekonomik hem demokratik açıdan devlet kendisini yenilemeyi başarabilmiştir. Bulunduğu coğrafyada gerek siyasi istikrar açısından gerek demokratik kültür açısından en gelişmiş devlet olması hasebiyle Türkiye diğer bölge ülkelerinden ayrılmaktadır. Artık yüzüncü yılında her alanda daha müreffeh ve demokratik olma gayesini kendisine ilke edinen Türkiye’de en önemli konu başlıklarından birisi, milli ve manevi değerlere bağlı nesiller yetiştirmektir. Bilindiği üzere kendi değerlerinden kopuk bir millet zaman içerisinde yozlaşarak başka kültürlerin etkisinde kalır ve benliğini yitirir. Bu bağlamda milli ve manevi değerleri esas alarak yeni nesillerin inşa edilmesi önemsenmesi gereken bir konudur. Milli ve manevi değerler ise ancak sanat ve edebiyat yoluyla daha etkili öğretilebilir. Eserlerinde milli bir şuuru ve manevi değerleri öne çıkaran şahsiyetlerin merkeze alınarak yeni nesillerin yetiştirilmesi bu manada ayrıca önemlidir. Bundan yaklaşık yüzyıl önce yazdığı İstiklal Marşı’yla Cumhuriyeti müjdeleyen ve bağımsızlık arzumuzu kelimelere döken Mehmet Akif’in düşünceleri ve savunduğu değerler, yeni nesillerin yetiştirilmesinde bir kaynak olarak ele alınabilir. Hem yaşayışıyla hem eserleriyle örnek bir şahsiyet olan Mehmet Akif’in dünya görüşlerinden beslenerek yetiştirilecek bir neslin, Cumhuriyet’in geleceğine ciddi katkısı olacağı kesindir. Bu bildiride gelecek nesillerin yetiştirilmesinde bir kaynak ve değer olarak Mehmet Akif konusu üzerinde duracağız.

Anahtar Kelimeler : Mehmet Akif, Cumhuriyet, Gelecek Nesiller, Değerler Eğitimi.

Page 62: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

61

(23766) Azerbaycan-Türkiye Edebi İlişkileri

Efsane HUSEYİN (Davetli Konuşmacı- Azerbaycan)

1 Bakü Avrasya Üniversitesi

[email protected]

Azerbaycan ve Türkiye Cumhuriyetlerinin kültürel, siyasi ilişkilerinin tarihi eski dönemlere dayanır. Ortak dil, din birliği, aynı kökler, benzer kültür bu ilişkileri zorunlu kılan başlıca etkenlerdir. XX. yüzyıla dönecek olursak görürüz ki, her iki devlet arasında var olan bu ilişkiler sosyal-siyasi sferanın tüm alanlarında kendini göstere bilmiştir. Yüzyılın başlarında yeni kurulan bir devlet olarak ortaya atılan her iki Türk Cumhuriyeti sarsılmaz tellerle birbirine bağlandı ve bu birlik kendini daha çok literatürde gösterdi. A.Ağaoğlu, A.Hüseyinzade, H.Cavid, M.Hadi, M.E.Resulzade, Y.V.Çemenzeminli ve benzeri aydınlarımız hayatlarının bir döneminde Türkiye’de yaşayıp faaliyet göstermişler. Azerbaycan’ın birçok aydınlarının yaratıcılığında ve etkinliğinde Türkiye edebi ve siyasi muhitinin büyük etkisi olmuştur. Bu karşılıklı edebi ilişkiler zamanla bilimsel ve sanatsal eserler’in uyarlanması konusunu zorunlu kıldı. Bu süreçte hem Azerbaycan, hem de Türkiye tarafşndan profesyonel aydınlar aktif yer aldılar. T.Fikret`in, N.Kemal’ın, R.N.Günteki’nin, S.Ali’nin, Ö.Seyfettin’in ve diğer Türk yazarlarının eserleri Azerbaycan Türkçesine, M.F.Ahuntzade’nin, M.Şehriyar’ın, H.Cavıd’in, Anarın, Elçin’in ve diğer Azerbaycan yazarlarının eserleri ise Türkiye Türkçesine ayarlanmıştır. Yavuz Akpınar’ın, Y.Gediklinin isimlerini özellikle çeke biliriz. Y.Akpinarın Azeri edebiyatı araştırmaları kitabı karşılıklı ilişkileri adına eşsiz bir iştir, araştırmadır.

Anahtar Kelimeler : Azerbaycan, Türkiye, edebiyat, tercüme, yazar.

Page 63: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

62

(24148) Kuzey Karadenızde Tehlikedeki Türk Lehçeleri: Kaydı ve Yeniden Canlandırılması

İryna DRYGA (Davetli Konuşmacı- Ukrayna)

Ukrayna Milli Bilimler Akademisi A.Krymsky Şarkiyat Araştırma Enstitüsü

[email protected]

Bildirinin amacı, Kuzey Karadeniz'de konuşulan ve kaybolmaya yüz tutmuş olan Türk Lehçelerinin dilbilimsel kaydı ile yeniden canlandırılması (dokumantasyon ve revitalizasyonu) sorunlarını teorik ve uygulamalı açıdan değerlendirmektir. Cambridge'de çıkan 'Language Documentalisation and Revitalisation' el kitabından sonra kitaptaki teorik kazanımları Ukrayna'nın Türk lehçelerine uygulayarak söz konusu lehçelerin yeniden canlandırılması için nelerin yapılıp yapılmadığı, bu bağlamda Türkiye Cumhuriyeti'nin ne gibi katkılarının olabileceği kn. fikir alışverişine ihtiyaç çıkmıştır. Söz konusu değerlendirmelerde bugünkü Türk lehçelerinin gelişmesinin gerek dil içi, gerekse dil dışı (ekstralenguistik) özelliklerini hesaba katmak gerekmektedir. Dolayısıyla bildirimizde Kuzey Karadeniz'deki Türk lehçelerinin tehlikedeki duruma düşmesi ile kaybolmasının arkasında duran süreç ve sebepler tartışılacak, yazarın söz konusu lehçelerin kaydı ve yeniden canlandırılması alanındaki öz tecrübelerinden yola çıkılarak Türk lehçelerinin kaybını önlemek amacıyla TC'nin katılımıyla alınabilecek aşağıdaki tedbirlere değinilecektir: 1. tehlikedeki Türk lehçelerinin bilimsel kaydı, verilerin arşivlendirilmesi ve açık ulaşımı. 2. Yazı sistemlerinin sonraki geliştirilmesi. 3. Ana dilde eğitim ve devletin dil politikasının etkileri. 4. Ana dilin toplumda kuşaktan kuşağa aktarımını destekleyen tedbirler. 5. Sözlükçülük (leksikografik) çalışmaları. 6. Dil ekolojisi sorunları. 7. Ana dilin korunmasına yönelik devlet dil politikalarının temeli olan mevzuat. 8. Tehlikedeki Türk lehçelerinin korunmasında dair iki ülkenin ortak çabaları kapsamında yeni teknolojiler ve medya kaynakları.

Anahtar Kelimeler : Kırımtatarca, Gagauzca, Karayca, Kırımcakca, Urumca, Tehlikedeki Dil Dokümantasyonu, Revıtalızasyonu.

Page 64: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

63

(23484) Stefan Zweig’ın Eserlerinde Varoluşçuluk Sorunsalı

Fatma KARAMAN

Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi

[email protected]

Stefan Zweig 1881-1942 yılları arasında, Nazilerin baskın olduğu bir dönemde yaşamıştır. Zweig toplumda var olma çabası veren bireylerin dış dünyada vuku bulan olaylarını ve bunların kendi iç dünyalarına yansımalarını kendi yeteneğinden kaynaklanan yazma arzusu ve özenle seçerek kullandığı kelimeleri ile kaleme almaktadır. Kaleme aldığı eserlerden ikisi de “Olağanüstü bir gece” ve “Korku” romanlarıdır. Diğer eserlerinde olduğu gibi bu eserlerinde de kurgulamış olduğu kahramanlar Zweig’ın kendi hayatından izler taşımakta, varoluşçu ve psikolojik tahlillerle birçok açıdan ele alınabilmektedir. Bu bağlamda bu çalışmada Zweig’ın “Olağanüstü Bir Gece” ve “Korku” adlı yapıtlarındaki varoluşçuluk sorunsalı, kendi iç savaşı psikanalitik ve varoluştu edebiyat kuramlarına dayandırılarak irdelenmiştir. Her iki kitapta da kentsoylu bir yaşam tarzının kendilerine verdiği huzursuzluk, baskı, toplumun kurallarını kabul etmeme, Yaşadığı şeylerden zevk alamama, topluma ait hissedilmeme, etrafındaki insanlar tarafından kabul görmeme, kendisinin yaşadığı şartlar ve ortamı ile deneyimlemek istediği ortamın farklılığı, hayatının boşa geçtiği, duygularının hastalanmış olduğu, hayatını sorgulama ve kurallara sıkıştırılmış hayatlarda varoluş sorunsalı ve psikolojik durumlar öne çıkmaktadır.

Anahtar Kelimeler : Stefan Zweig, Varoluşçuluk, Psikanalitik edebiyat kuramı.

Page 65: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

64

(22627) Türkiye Muhafazakarlaşıyor Mu, Sekülerleşiyor Mu?

Emel ŞAHİN

Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi

[email protected]

‘Türkiye Muhafazakarlaşıyor Mu, Sekülerleşiyor Mu?’ isimli bu çalışmada, Türkiye’deki muhafazakarlık ve İslamcılık tarihsel çerçevede incelenmiştir. Çalışmanın temel hipotezi, Türkiye’nin zaman içinde sekülerleştiği düşüncesidir. Çalışma da bu hipotezi doğrulayan veriler verilmiştir. Türkiye’nin sekülerleştiğini ortaya kolay veriler şunlardır: Öncelikle Türkiye’de yeni kuşak eski kuşağa göre hayatlarını daha dindar şekilde yaşamamaktadırlar. Zaten bu maddenin kanıtlarını diğer maddeler ortaya koymaktadır. Genel çerçevede bakıldığında Türkiye’de geçmişe oranla evlilik öncesi flörtleşme ve bunun getirdiği yakınlaşmalar artmıştır. Bugün Türkiye’de kitaba verilmeye kıyılamayan paraların üç-beş katı dinimizce yasak olan ve batıl inanç olan fallara rahatlıkla verilmektedir. Ayrıca, çocuklara verilen dini isimlerin azalması, boşanma oranlarının geçmişe göre artması iki kuşak arasındaki değişimi ortaya koymaktadır. Değişimlere televizyonda gösterilen programları, dizileri, klipleri hatta şarkıları örnek verebilir. Buna ek olarak Türkiye’nin muhafazalaşması için din ile ilgili şeylerin değer kazanması ve dinin toplumdaki prestijinin gerekmektedir. Oysa Türkiye’de bu durum tersi şeklinde gerçekleşmektedir. Mesela Türkiye’de Dini Bayramların eski öneminin kalmaması herkes tarafından fark edilen bir durumdur yada İmamların eskiye oranla halk gözünde saygısı ve popülerliğinin kaybolması dinin prestijinin azalmasını ifade etmektedir. Muhafazakârlaşan bir toplumda bunların geçmişe oranla azalması gerekmektedir. Tüm bunlar göstermektedir ki Türkiye sekülerleşmektedir. Çalışmada bu veriler daha detaylı olarak ele alınmıştır. Çalışmada nicel yöntemler kullanılmıştır. Çalışmanın daha anlaşılır olması ve daha somut olarak kavranması için düşünürlerden faydalanılmış, birçok kitap ve makale okunmuştur.

Anahtar Kelimeler: Türkiye, Muhafazakârlık, İslamcılık, Sekülerleşme, Adalet ve Kalkınma Partisi.

Page 66: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

65

(23179) Spastik Diplejik Serebral Palsili Çocuklarda Duyu Bütünleme Terapisi ve Konvansiyonel Egzersiz Programının Spastisite, Denge ve

Motor Fonksiyon Üzerine Etkisi

Atahan TURHAN , Müge BAŞKAK , Melek Güneş YAVUZER 1

1 Haliç Üniversitesi

[email protected]

Bu çalışmanın amacı spastik diplejik serebral palsili (SP) çocuklarda duyu bütünleme terapisinin spastisite, denge ve motor fonksiyon değerlerine olan üzerine etkisinin saptanması araştırılmasıdır. Özel bir Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezinde tedavi gören yaşları 4-17 yıl arasında değişen 24 spastik diplejik SP’li çocuk kontrol ve tedavi grubu olarak ikiye ayrıldı. Kontrol grubuna sadece konvansiyonel egzersiz programı verilirken, tedavi grubuna konvansiyonel egzersizlere ek olarak duyu bütünleme terapisi de verildi. Hastalar, 8 hafta süresince haftada 3 gün, 45 dakika süren seanslara katıldılar. Motor fonksiyon seviyeleri Kaba Motor Fonksiyon Ölçütü (KMFÖ-88) ile, denge Pediatrik Berg Denge Ölçeği (PBDÖ) ile, fonksiyonel bağımsızlık düzeyleri Pediatrik Fonksiyonel Bağımsızlık Ölçeği (WeeFIM) ile, spastisite seviyeleri Modifiye Ashworth Skalası (MAS) ile değerlendirildi. Çalışma sonunda grup içi karşılaştırmalarda KMFÖ-88 seviyeleri açısından iki grupta da anlamlı bir değişim görülmedi. PBDÖ değerlerinde iki grupta da anlamlı bir iyileşme saptandı (p<0,05). Gruplar kendi aralarında PBDÖ değerlerinin değişim farkları yönünden karşılaştırıldığında tedavi grubunun lehine anlamlı bir fark görüldü (p=0,001). WeeFIM değerlerindeki değişim iki grupta da anlamlıydı (p<0,05). Gruplar kendi aralarında WeeFIM değerlerinin değişim farkları yönünden karşılaştırıldığında deney grubunun lehine, istatistiksel olarak anlamlı bir fark tespit edildi (p=0,007). Grup içi karşılaştırmalarda sadece deney grubunun Hamstring MAS skorlarında çalışma öncesine göre anlamlı düzelmeler görüldü (p=0,008). Sonuç olarak spastik diplejik SP’li çocuklarda konvansiyonel egzersizlere eklenen duyu bütünleme terapisi hamstring kaslarını gevşetmede, dengeyi iyileştirmede ve fonksiyonel bağımsızlığı arttırmada tek başına konvansiyonel egzersiz programına göre daha etkili bulundu.

Anahtar Kelimeler : : Serebral Palsi, Duyu Bütünleme, Duyusal Bozukluklar, Spastisite, Denge, Fonksiyonel Bağımsızlık.

Page 67: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

66

(22658) Akut lenfoblastik lösemi tedavisinde kullanılan L-asparaginaz ve Kortikosteroid tedavisine bağlı hiperlipidemi

Hepsen Mine SERİN 1, Zeynep Yıldız YILDIRMAK 2

1 Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi

2 Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi

[email protected]

Bu çalışma ALL tedavisinde kullanılan kortikosteroid ve L-asparaginaza bağlı hiperlipidemiyi araştırmak amacıyla yapıldı. Çalışmaya, Şişli Etfal EAH Çocuk Kliniği’nde takip edilen 23 hasta alındı. Hastaların yaş ortalaması 6,17±3,18 yıl , erkek/kız oranı 11/12 idi. Çalışmaya alınan hastalar 2 grupta incelendi. Bir gruba, kemoterapi protokolünün prednizolon + L-asparaginaz’ı kapsayan Faz I tedavisi, diğer gruba deksametazon + L-asparaginazı kapsayan Faz IV tedavisi uygulandı. Tüm hastalardan tedavinin başlangıcında ve tedavinin 7,14,21,27. günlerinde açlık kan örmekleri alındı. Bu örneklerde kan şekeri, total kolesterol, TG, HDL, VLDL, LDL, amilaz düzeyleri ölçüldü. Bütün parametrelerin tedavi başlangıcındaki ve tedavinin 7,14,21,27. günlerindeki değerleri karşılaştırıldı. Deksametazon+ L-asparaginaz tedavisi uygulanan grupta kan şekeri, total kolesterol, TG, HDL, LDL değerlerinde tedavinin başlangıcı ile devam eden günlerde istatistiksel olarak anlamlı fark bulundu. Amilaz değerinde tedavi başlangıcı ile tedavinin 20. günü arasında anlamlı bir fark bulundu. VLDL içinse, tedavinin başlangıç ve tedavinin diğer günleri arasında anlamlı bir fark saptanmadı. Prednizolon+ L-asparaginaz tedavisi alan grupta, tüm parametrelerde tedavi başlangıcı ile tedavinin 7,14,21,27. günleri arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmadı. ALL tedavisinde kullanılan kortikosteroid ve L-asparaginaz ile hafif veya ciddi hipertrigliseridemi görülebilir. Hipertrigliserideminin oluşmasında tedavi protokolu ile ilaç dozunun etkisi yoktur. Uzun süreli izlemde henüz ne gibi sonuçlar doğuracağı bilinmediğinden, kortikosteroid ve L-asparaginaz tedavisi alan hastalardan tedavi öncesi, tedavi sırası ve tedavi sonunda yapılacak rutin tetkikler içinde kan lipidleri de yer almalıdır. Sonuç olarak altta yatan hastalığın ciddi doğasına bakarak, kortikosteroid ve L-asparaginaz tedavisine bağlı hipertrigliserideminin benign ve geçici olması nedeniyle, ALL tedavi protokolünde değişiklik yapmaya gerek olmadığı kanısına vardık.

Anahtar Kelimeler : lösemi, h,perlipidemi, L-asparaginaz, kortikosteroid.

Page 68: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

67

(22901) Kemik Metabolizmasının Hormonal Regülasyonu

Bülent BAYRAKTAR 1, Tahsin UZUN 2, Emre TEKCE 3, Vecihi AKSAKAL 4, Ayten Aşkın KILINÇ 5

1 Bayburt Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi Ve Rehabilitasyon Bölümü

2 Bayburt Üniversitesi

3 Bayburt Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi Organik Tarım İşletmeciliği

4 Bayburt Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi Organik Tarım İşletmeciliği

5Ankara Tavukçuluk Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü

[email protected]

Hormonlar, kemik metabolizması ve homeostazına ait fizyolojik süreçte regülatör olarak önemli rolü bulunmaktadır. Kemikte kalsiyum homeostazının en önemli regülatörü olarak paratiroid hormon (PTH), kalsitriol, büyüme hormonu (GH), IGF-1, glukokortikoidler, tiroid hormonları ve seks hormonları kemik metabolizmasında kalsiyum-regüle edici hormonlar olarak görev yapmaktadır. Bunun yanı sıra, kemik metabolizmasında prostaglandinler, TGF-beta, kemik morfogenetik proteinler ve sitokinler gibi bazı faktörler lokal etkileri bulunmaktadır. Bu kapsamda, kemik metabolizmasının izlenirliğinde kemik markerlerin incelenmesi hedeflenmiştir.

Anahtar Kelimeler : Kemik metabolizması, hormon, tiroid, paratiroid hormon, kalsitriol, büyüme hormonu, IGF-1

Page 69: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

68

(22903) Enerji Homeostazisinin Düzenlenmesinde Ghrelin Ve Obestatin Hormon Dengesi ve Fizyolojilerinin İncelenmesi

Harun ÖZTÜFEK 1, Bülent BAYRAKTAR 2, Emre TEKCE 3, Vecihi AKSAKAL 4

1 Bayburt Üniversitesi

2 Bayburt Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi Ve Rehabilitasyon Bölümü

3 Bayburt Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi Organik Tarım İşletmeciliği

4Bayburt Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi Organik Tarım İşletmeciliği

[email protected]

Obestatin, gastrointestinal sistem ve beyin arasında açlık ve tokluk mekanizmasının düzenlenmesinde rolü bulunan 23 aminoasitli Ghrelin ise, gıda alımı ve vücut ağırlığının düzenlenmesi, insülin duyarlılığı, üreme, immünite, inflamasyon ve vasküler homeostaz üzerinde önemli fizyolojik etkileri bulunan adipokin hormonlarıdır. Obestatin gastrointestinal sistem, dalak, meme, süt, plazmada da bulunmaktadır. Ghrelinin tersine iştah azaltıcı bir etkisi olup yiyecek alımını azaltmakta, gastrik boşalma süresini yavaşlatmakta ve kilo alımını azaltmaktadır. Pankreatik B hücrelerinin yaşam süresininin uzaması, ve insülin sekresyonunu azalmasında rolü bulunmaktadır. Obestatin gıda alımını baskılayarak, jejunal kasılmaları inhibe etmektedir. Her iki peptid aynı anda verildiğinde ghrelinin etkilerini antagonize olmaktadır. Bu nedenle enerji homeostazisinin düzenlenmesinde ve vücut ağırlığı kontrolünde ghrelin ve obestatin dengesinin önem arz etmektedir. Bu kapsamda, bir adipokin enerji homeostazisinin düzenlenmesinde ghrelin ve obestatin hormon dengesi ve fizyolojilerinin incelenmesi hedeflenmiştir.

Anahtar Kelimeler : Obestatin, Ghrelin, Adipokin, Hormon.

Page 70: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

69

(24117) Ruh Sağlığı Okuryazarlığı: Ruhsal Bozukluklar Hakkındaki İnançlar

Yasemin ÖZEL

[email protected]

Sağlık okuryazarlığı, kişinin sağlık ile ilgili bilgileri okuma, anlama ve tıbbi talimatlara uyma yeteneği olarak tanımlanmıştır. Ruh sağlığı okuryazarlığı ise, ruhsal problemlerin önlenmesinde, tanınmasında ve tedavisinde yardımcı olan zihinsel sağlık koşullarının anlaşılmasıdır. Küresel olarak bakıldığında, zihinsel bozuklukların toplumun yaklaşık dörtte birini etkilediği görülmektedir. Ruh sağlığı problemleriyle ilgili bireylerin bilgi ve inançların değerlendirilmesi, erken tanıma ve müdahalenin önündeki ana engellerden biri olarak kabul edilen damgalanmanın tanımlanmasına olanak sağlayacaktır. Bunun yanı sıra, ruh sağlığı sorunlarıyla ilgili bilgi açığının ve yanlış inançların değerlendirilmesi, zihinsel sağlık okuryazarlığının teşvik edilmesine yönelik müdahalelerin geliştirilmesini ve bu müdahalelerin değerlendirilmesini mümkün kılar. Toplumsal düzeyde ruh sağlığı okuryazarlığı seviyelerini değerlendirmek için iyi kalitede araştırmalar yapılması ve bu araştırma sonuçlarına göre okuryazarlık düzeylerinin geliştirilmesine ihtiyaç vardır. Bu durum, erken iyileşmeye ve daha yüksek yaşam kalitesine yol açan zihinsel bozuklukların erken tespitini sağlayacaktır. Hemşireler bu halk eğitimine öncülük etmede ve sağlıklı ve mutlu bir ulus geliştirmede büyük rol oynamaktadır. Bu yazıda, ruh sağlığı okuryazarlığı kavramı, önemi ve zihinsel bozukluklar hakkındaki inançlar hakkında bilgi vermek amacıyla yazılmıştır.

Anahtar Kelimeler : Ruh sağlığı okuryazarlığı, ruhsal hastalıklar, psikiyatri hemşireliği.

Page 71: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

70

(24118) Toplum Ruh Sağlığının Geliştirilmesi İçin Önerilen Bir Strateji: Ruh Sağlığı Okuryazarlığı

Yasemin ÖZEL

[email protected]

Ruh sağlığı okuryazarlığı, bireylerin kendileri tarafından erken yardım aramalarını kolaylaştıran veya ruhsal bozuklukların erken belirtilerini tespit etmelerine ve yardım aramaları konusunda yardımcı olan yöntemlerden birisidir. Fiziksel hastalıklar konusunda toplumun bilinçlenmesinin sağlığı olumlu geliştirmesi yönünden yarar sağladığı yaygın olarak kabul edilen bir görüş olsa da zihinsel bozukluklar hakkındaki bilgilerin bu alanda nispeten ihmal edilmiş bir durum olduğu açıkça ortadadır. Bu da tıpkı sağlık okuryazarlığı gibi ruh sağlığı okuryazarlığına da önem verilmesi, göz ardı edilmemesi gereken bir durum olduğu anlamına gelmektedir. Ruh sağlığı okuryazarlığını geliştirmek için uygulanması öngörülen dört müdahale kategorisinden bahsedilmektedir. Bunlar, ruh sağlığının korunması için topluma ve genç kitlelere yönelik politika geliştirilmesi ve kampanyalar düzenlenmesi; yardım arama becerilerini, ruh sağlığı okuryazarlığını veya esnekliği öğreten okul temelli müdahaleler ve bireyleri bir zihinsel sağlık krizini nasıl yönetebilecekleri konusunda müdahale etmeleri için eğitici programların oluşturulmasıdır. Yapılacak müdahalelerin etkinliği, gelişimlerini yönlendirmek için spesifik sağlığı geliştirme modelleri kullanılarak artırılabilir. Bu yazı, ruh sağlığı alanında ülkemizde yeni bir kavram olan ruh sağlığı okuryazarlığı ve bu kavramın geliştirilmesinin önemi hakkında bilgi vermek amacıyla yazılmıştır.

Anahtar Kelimeler : Ruh sağlığı okuryazarlığı, Ruh sağlığı, Psikiyatri.

Page 72: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

71

(24120) Gençlerde Görülen Yeme Bozuklukları ve Nedenleri

Yasemin ÖZEL

[email protected]

Yeme bozuklukları, tedavisi son derece zor, zaman alıcı ve ekonomik olarak yük getiren bir durumdur. Genç olma, kadın olma ve diyet yapma, yeme bozukluklarının gelişimi ile güvenilir bir şekilde bağlantılı olan az sayıda risk faktöründen bazılarıdır. Ergenler ve genç erişkinlerde yeme bozuklukları ciddi hastalık ve ölüm nedenidir. Literatürde yayınlanmış herhangi bir program türünün yeme bozukluklarının önlenmesinde etkili olduğunu ve bazı müdahalelerin zarar verme potansiyeli olduğuna dair endişeler bulunduğunu gösteren sınırlı kanıt bulunmaktadır. Ergenlerde yemek yeme bozukluklarını tanıma ve yeme bozukluklarının yönetimi konusundaki çalışma bilgisi, bu alanda araştırmalar devam ettikçe gelişmeye devam etmektedir. Bu derlemede, gençlerde görülen yeme sorunları ve altında yatan nedenler hakkında bilgi vermek amacıyla yazılmıştır.

Anahtar Kelimeler : gençlik dönemi, yeme bozuklukları, önleme.

Page 73: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

72

(23170) Dünya Savunma Sektörü Ekseninde Türk Savunma Sanayii ve Gelecek Öngörüsü

Yılmaz ERBİL 1, Durmuş Ali BİRCAN 2, Serdar GÜZEL 3, Özge ACARBAŞ BALTACI 4

1 Secant Teknoloji Geliştirme San. ve Tic. A.Ş.

2 Çukurova Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü

3 Secant Teknoloji Geliştirme Sanayi ve Ticaret A.Ş., Eskişehir, Türkiye

4 Secant Teknoloji Geliştirme Sanayi ve Ticaret A.Ş., Eskişehir, Türkiye

[email protected]

Ülkelerin kendilerini faal ve muhtemel tehditlere karşı korumak için savunma stratejileri belirleyip bu eksende savunma mekanizmaları üretmek temel görevlerinden biridir. İthalata bağımlı olan Türk Savunma Sanayii, jeopolitik unsurların yanı sıra, siyasi otoritenin yerlilik oranını artırma hedefi doğrultusunda mühendislik ve tasarıma dayalı üretim modeline dönüşmektedir. Bu çalışmada öncelikle küresel savunma sanayii sektörüne genel çerçevede değinilip, küresel boyutta askeri harcamalar irdelenecektir. Türk savunma sanayii sektörü araştırma kuruluşlarından aktarılan veriler ışığında değerlendirilecek, sürdürülebilir bir savunma sanayi için; Savunma Sanayii Başkanlığı’nın sektör firmalarından beklentilerine değinilecek ve özellikle kara araçları sektörü için gelecek öngörüsü sunulacaktır.

Anahtar Kelimeler : Küresel Savunma Sanayii, Türk Savunma Sanayii, Sektörel Veriler, Yerlilik.

Page 74: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

73

(23505) Tarımsal Ürün Depolama ve Lojistik Şirketi İçin Yer Seçimi: Bir Ahp Uygulaması

Nuri Özgür DOĞAN 1, Serkan DERİCİ 2

1 Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi

2 Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi

[email protected]

Elma üretimi dünya üzerinde çok yaygın bir şekilde üretilmesine ve ülkemizde de tüm iller ve iklim koşullarında üretilmesine karşın miktarın ekonomiye yansıması yeterli seviyede değildir. Gerçekleşen elma üretim miktarı dünya sıralamasında üst sıralardadır. Tarihsel sürece bakıldığında, 1998 yılına kadar dünya elma pazarında rekabet üstünü bir ülkeyken; verimi yüksek bir ürün olmasına, yoğun modern yetiştirme yöntemlerine, hükümet desteğine, WAPA çalışmalarına paralel, Haccp ve Globalgap gibi uluslararası kalite standartlarına uygun üretim yapılmasına karşın bu rekabet üstünlüğünü kaybettiğimiz görülmektedir. Bu durumun yansımaları doğal olarak doğrudan ekonomi üzerine ve istihdam üzerine olmuştur. Elma üretiminin ekonomiye yansımama nedenlerinden en önemlisinin ulaştırma ağını kontrol ederek yönlendirecek bir lojistik şirketinin ve kooperatifin (tarım il müdürlükleri, elma üreticileri birliği gibi örgütlenmelere rağmen) olmamasıdır. Bu nedenle ülke elma üretimini gerçekleştiren iller içerisinde en yüksek üretim miktarlarına sahip illerin başında Kayseri – Nevşehir - Niğde illerinin geldiği görülmektedir. Elma üretiminin bu illerde yoğun olarak gerçekleşmesine rağmen ekonomiye yeterli düzeyde yansımama nedeni olarak üreticilere yol gösterecek bir kooperatifin bulunmaması ve bir lojistik şirketinin söz konusu illere ortak bir alanda olmaması görülmektedir. Bu kapsamda araştırma problemi olarak elma üreticilerine yönelik hem soğuk hava deposu hizmeti verecek (ülke üretiminin hemen hemen yarısı bu depolarda toplanıyor) ve ulusal ve uluslararası pazarlama ve taşımasını gerçekleştirecek bir şirket için ulaşım olanakları geliştirilen; İç Anadolu Bölgesi’nde Kayseri – Nevşehir - Niğde illeri tarafından sınırlanan ve Erciyes Dağı yakınlarında yer alan 5 kuruluş yeri alternatifi belirlenmiş ve söz konusu yerler AHP ile değerlendirilerek en uygun kuruluş yeri belirlenmiştir.

Anahtar Kelimeler : Bitkisel Üretim, Karar Verme, AHP, Kuruluş Yeri Seçimi.

Page 75: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

74

(24086) Türkiye'de Tarım

Bülent KARAYEL

Nis Tarım

[email protected]

Türkiye ‘de 27 milyon hektarlık tarımsal arazimizin 3,6 milyon hektarının işlenemez duruma düşmesi ve özellikle son 7 yılda, 1 milyon hektar tarım arazisini kaybetmiş olmamızda, girdi fiyatlarındaki artışın yanında, birçok köyde 40 yaşından daha genç kimse kalmamasının büyük payı vardır. Türkiye'nin tarım arazisi varlığı 2010 yılında 24,4 milyon hektar iken 2017 yılında 23,4 milyon hektara gerilemiştir. Buğday ekim alanları son 30 yılda 2 milyon hektar daralmıştır. Çiftçi sayımız 5,5 milyon kişi olarak, toplam istihdam içindeki payı 2018 yılında 18,8'e gerilemiştir. Gelişmiş ülkelerde bu oran % 5'in altına inebilmektedir (ABD'de %1,5). Bu gerçekler, Türkiye'nin de çiftçi sayısını daha aşağıya çekmesi gerektiğini ortaya koymaktadır.!!! Tespit olarak doğru uygulama olarak oldukça yanlış bir karardır. Türkiye batısından doğusuna, kuzeyinden güneyine bir tarım ülkesidir. Çok saçma bir durum var ortada bir taraftan arazilerin işlenememesi, diğer taraftan çiftçi sayısının azaltması ikilemi ? İşte bu konu, tarımsal stratejilerle ilgili idari birimlerin uğraş alanına girmektedir. Bu konuda aile işletmelerini teşvik veya genç çiftçiyi destek programları çözüm olamayacaktır. Arazileri işleyecek yeni stratejiler saptanmak zorundayız. Yarınların tarımsal işletmeleri, rekabet gücüne sahip olabilmek için, ekonomik bakımdan optimum büyüklükte olmak ve profesyonelce yönetilmek zorundadırlar. İşsiz binlerce ziraat mühendisinin sektöre kazandırılması ile bu sorun çözülebilir ancak. Gerek bugüne kadar tarım dışı kalan ve gerekse bundan sonra boşalacak arazilerin tekrar tarıma kazandırılması için "orta" ve "büyük" işletmelere dönüşüm kaçınılmazdır. Dünyada kuru tarım yapılmayalı on yıllar oluyor . Türkiye’de hala kuru tarım yapılmaya devam ediliyor. Kuru tarım devrini mutlaka kapatmalıyız.. Türkiye'nin ekonomik olarak sulanabilecek alanı ise 8,5 milyon hektardır. Söz konusu alanın halen ancak yarısı sulanabilir durumdadır. Bu alanın ancak 3,2 milyon hektarı DSİ'ye aittir. Sabit sermaye yatırımlarda 2017, 2018 ve 2019'da ortalama payı yüzde 2 olan tarımın, belirtilen hedefe ulaşması pek kolay görünmüyor.

Anahtar Kelimeler : Tarım, Türkiye, kuru Tarım.

Page 76: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

75

(24115) Ozonlama İşleminin Limondaki Pestisit Kalıntıları Üzerine Etkisi

Zeynep İŞİGÜZEL

Çukurova İlçe Tarım Ve Orman Müdürlüğü

[email protected]

Bu çalışma farklı parametrelerdeki suda çözünmüş ozonun 3 farklı pestisitin (chlorothalonil, chlorpyriphos ethyl, tetradifon) yıkımı üzerine olan etkisini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Çalışmada material olarak Interdonato cinsi limonlar kullanılmıştır.Yapılan çalışmalarda 3,6 ve 9 dakika ozonlu su (2, 4, 8 mg/l) uygulamalarında chlotothalonil için kabuklu örneklerde %28-92, kabuksuz örneklerde %70-89 oranları arasında; chlorpyriphos ethyl için kabuklu örneklerde %18-82; kabuksuz örneklerde %7-89 oranları arasında; tetradifon için kabuklu örneklerde %16-95, kabuksuz örneklerde %14-100 oranları arasında parçalanmalar belirlenmiştir.3, 6, 9 dakika şebeke suyu ile yapılan çalışmalarda chlotothalonil için kabuklu örneklerde %17-30, kabuksuz örneklerde %26-35 oranları arasında; chlorpyriphos ethyl için kabuklu örneklerde %16-27; kabuksuz örneklerde %25-36 oranları arasında; tetradifon için kabuklu örneklerde %11-22, kabuksuz örneklerde %14-100 oranları arasında uzaklaştırma belirlenmiştir.

Anahtar Kelimeler : Interdonato, limon, pestisit, ozon.

Page 77: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

76

(23146) Bayburtta Organik Tarım

Hakan KARA 1, Volkan GÜL 2

1 Bayburt Üniversitesi Uygulamlı Bil.Fak. Organik Tarım İşletmeciliği

2 Bayburt Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi Organik Tarım Ve İşletmeciliği

[email protected]

Son yıllarda dünyada olduğu gibi ülkemizde organik tarım ve organik olarak elde edilen ürünlere karşı ilgi ve bilinçlenme oranı giderek artış göstermektedir. Organik ürün üretimine yönelik yüksek üretim potansiyeline sahip alan ve bölgelerin tespiti, değerlendirilerek geliştirilme konusu organik tarım geleceği açısından önem arz etmektedir. Bu açıdan Bayburt ili, organik tarımın yapılabilirliği yönünden uygun ekolojik şartlara sahiptir. Bu kapsamda, kendiliğinden organik yapıya sahip iller içerisinde yer alan Bayburtta organik tarımın incelenmesi hedeflenmiştir. Ayrıca, bu alanda yapılanları bir araya getirerek elde dilecek verilerin sonraki çalışmalara değerli bir kaynak olacağı düşünülmektedir.

Anahtar Kelimeler : Organik tarım, Bayburt, strateji.

Page 78: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

77

(23334) Tamamlayıcı ve Alternatif Tıpta Kullanılan Önemli Uçucu Yağ Bitkisi Rezene (Foeniculum Vulgare)

Volkan GÜL

Bayburt Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi Organik Tarım Ve İşletmeciliği

[email protected]

Günümüzde, şifalı ve aromatik bitkiler, tamamlayıcı ve alternatif tedavilerde baharatlar, sebzeler, kozmetik ürünlerin hammaddeleri gibi farklı amaçlar için kullanılan ve ekonomik açıdan önemli ihracat ürünleri olan önemli bitkilerdir. Rezene Umbelliferae familyası, aromatik ve alternatif tıbbın esansiyel yağ özelliklerinden dolayı tıpta yaygın olarak kullanılır ve baharatlar geniş bir alanda yaygın olarak kullanılır, ülkemiz için önemli tıbbi ve aromatik bitkilerden biridir. Rezene çayı, kansere karşı koruyan çeşitli antioksidanlar içeren çok bileşenli bir karışımdır. Rezene tohumlarının karminatif, idrar söktürücü, müshil, antiseptik, yatıştırıcı ve uyarıcı etkileri vardır. Tohumlardan elde edilen çaylar, anne sütünün laktasyon süresini bebekte uzatır. Bebeklerde gaz ağrılarının giderilmesinde kullanılır. Rezene bitkisinin uçucu yağında bulunan trans-anethole ve östragol; kozmetik, yiyecek, ilaç ve likör içecekler için fenkhon tadı ve aroması; tahriş edici, limonen; çözücü ve nemlendirici ve a-pinen olarak; pestisitlerin yapımında kullanılır. Bu bağlamda, geleneksel Tıp Araştırmalarında ümit verici yeni Foeniculum Vulgare bitkisinin incelenmesi amaçlanmaktadır. Bu alanda elde edilen verilerin sonraki çalışmalar için referans kaynağı olacağı düşünülmektedir.

Anahtar Kelimeler : Rezene, Foeniculum Vulgare, uçucu yağ, alternatif tıp.

Page 79: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

78

(23707) Antioksidan, Antiviral ve Antiinflamatuar Bir Etkiye Sahip Aloe Barbadensis Bitkisinin İncelenmesi

Volkan GÜL 1, Hakan KARA 2

1 Bayburt Üniversitesi Uygulamlı Bil.Fak. Organik Tarım İşletmeciliği

2Bayburt Üniversitesi Uygulamlı Bil.Fak. Organik Tarım İşletmeciliği

[email protected]

Aloe vera (Aloe Barbadensis) bitkisi, Asphodelaceae (Liliaceae) ailesine ait, ağaçsı formda uzun bir ömre sahip, etli, bezelye yeşiline benzeyen renkte bir bitkidir. Ülkemizin Güneybatı Anadolu bölgesinde yetişen sarısabır veya ödağacı” olarak da bilinen Aloe vera, bitkisinin iç katmanında % 99’luk bir oranını suyun oluşturduğu şeffaf bir yapıda jel tabaka ve % 1’lik bölümünü ise glukomannan, aminoasit, yağ, sterol ve vitaminler barındırmaktadır. İçeriğinde fenolik bileşikler (antrakinonlar) Aloin ve emodin sayesinde analjezik, antibakteriyel ve antiviral etkiye sahiptir. Eski çağlardan beri sağlık, güzellik, tıbbi ve cilt bakımı gibi amaçlı çeşitli amaçlarla kullanılan Mısırlılar tarafından ölümsüzlük bitkisi olarak da adlandırılmıştır. Bu kapsamda, Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıpta Araştırmalarında yeni umutlar vaat eden antioksidan, antiviral ve antienflamatuvar bir etkiye sahip Aloe Barbadensis bitkisinin incelenmesi hedeflenmiştir.

Anahtar Kelimeler : Aloe vera, Antioksidan, Antiviral, Antienflamatuvar, Bitki.

Page 80: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

79

(23821) Essential Essential Oil Plant Fennel Used in Complementary and Alternative Medicine (Foeniculum Vulgare)

Volkan GÜL

Bayburt Üniversitesi Uygulamlı Bil.Fak. Organik Tarım İşletmeciliği

[email protected]

Nowadays, medicinal and aromatic plants are important plants which are used for different purposes such as spices, vegetables, raw materials of cosmetic products in complementary and alternative therapies, and are economically important export products. Fennel Umbelliferae family due to the essential oil properties of aromatic and alternative medicine is widely used in medicine and spices are widely used as a wide area, is one of the important medicinal and aromatic plants for our country. Fennel tea is a multicomponent mixture containing various antioxidants that protect against cancer. Fennel seeds have carminatif, diuretic, laxative, antiseptic, sedative and stimulant effects. The teas obtained from the seeds prolong the lactation period of the milk of mothers witha the baby. It is used in the removal of gas pains in infants. Trans-anethole and estragol, which are found in the essential oil of the fennel plant; fenkhon taste and aroma, for cosmetics, food, medicine and liquor beverages; irritant, limonene; as solvent and humectant and α-pinene; used in the construction of pesticides. In this context, it is aimed to examine the new promising Foeniculum Vulgare plant in Traditional Medicine Research. It is thought that the data obtained in this field will be a reference source for the subsequent studies.

Anahtar Kelimeler : Fennel, Foeniculum Vulgare, essential oil, alternative medicine.

Page 81: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

80

(24153) Passiflora İncarnata (Çarkıfelek) Bitkisinin Biyolojik Aktivitesi ve Morfolojik Özelliklerinin İncelenmesi

Volkan GÜL

Bayburt Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi Organik Tarım Ve İşletmeciliği

[email protected]

Çarkıfelek, Violes takımı içerisinde Passifloraceae familyasında bulunan sürekli olarak yeşil olarak bulunan, , gövdesi 10 metreye kadar ulaşabilen sarılıcı, çoğunlukla süs bitkisi olarak kullanılan önemli bir tıbbi aromatik bitkisidir. İçeriğinde alkaloit, flavonoit, saponozit ve siyanogenetik heterozit harman, harmin, harmalin, harmol, harmalol ve siyanojenik glikosit, indol alkaloidleri (% 0.1) anti-parkinsonizm bileşikler olarak da bilenen önemli fenolik bileşikleri ihtiva etmektedir. Bunun yanı sıra Passiflora meyveli türlerin de meyveye lezzet ve koku veren bileşikleri içerisinde barındırmaktadır. Antibakterial, antispazmodik, etkisinin yanı sıra güvenli bitkisel yatıştırıcı olarak da kullanılan fizyolojik sistemler üzerindeki önemli etkileri bulunmasının yanı sıra mekanizmaların aydınlatılması yönündeki ihtiyaç duyulan çalışmalar nedeniyle önemli bir konu haline gelmiştir. Bu kapsamda, Passiflora incarnata (çarkıfelek) bitkisinin biyolojik aktivitesi ve morfolojik özelliklerinin incelenmesi hedeflenmiştir.

Anahtar Kelimeler : Passiflora incarnata ,Adipokin, Antibakterial, Antispazmodik, Bitki.

Page 82: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

81

(23084) Akustik Emisyonun Kestirimci Bakımlarda Kullanımı ve Endüstri 4.0 Yaklaşımı

Deniz KARADUMAN 1, Durmuş Ali BİRCAN 2

1 Dz.K.K'lığı

2 Çukurova Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü

[email protected]

Günümüzde yaygın kullanımı bulunmayan ancak işletmelere verimlilik ve maliyet-etkinlik açısından birçok olanak sağlayabilecek olan Kestirimci Bakım yöntemleri, gözlemlenen makine ekipmanlarından çeşitli yöntemlerle veri alarak, arıza gerçekleşmeden donanım üzerinde bakım-onarımın zamanında ve yeterli şekilde icra edilmesini sağlamaktadır. Bir başka deyişle Kestirimci Bakım, tahribatsız muayene tekniklerinden istifade edilerek, çeşitli test ve analiz yöntemleri kullanılarak (yağ analizi, kızılötesi termografi, ultrasonik test, titreşim analizi, vb.) arıza meydana gelmeden sistem için yerinde ve zamanında önlem alınmasına ve sistemin asgari şekilde gayri faal kalmasına olanak sağlamaktadır. Böylece minimum bakım-onarım maliyeti ile birlikte sistemin azami şekilde etkinliği hedeflenmektedir. Bunun yanı sıra işletmelerde Endüstri 4.0 yaklaşımının bir kazanımı olarak; tüm sistemlerde bakım tedbirlerinin, bilgi teknolojileri sistemlerine entegre edilip, uzaktan konsol ya da herhangi bir merkezden yönetilmesi ve bulut tabanlı geçmiş arıza kaydı oluşturarak gelecek muhtemel arızalara prognostik yaklaşım imkanı ortaya çıkmıştır. Bunun gerçekleştirilebilmesi için ise ekipman durumunun gerçek zamanlı ve kesintisiz izlenmesi gerekmektedir. Ancak, Kestirimci Bakım yöntemlerinin birçoğu, ihtiyaca cevap vermemekle birlikte, bu amaç için kullanılması gerçekleştirilebilir ve randımanlı değildir. Bu ihtiyaç doğrultusunda; sistemlerin işletilmesi esnasında çalışmayı durdurmadan, ekipmanın bütünlüğüne zarar vermeden hızlı ve ekonomik bir şekilde gerekli analiz verilerin alınmasına imkân sağlayan “Akustik Emisyon (AE) Tahribatsız Muayene Yöntemi” potansiyel bir uygulama alanı oluşturmaktadır. Endüstri 4.0 çerçevesindeki bu çalışmamızda, birçok dalda (savunma sanayi, biomedikal, otomotiv, nükleer, vb.) uygulama alanı bulunan ve gelişime açık olan AE Tahribatsız Muayene Yönteminin işletmelerde Kestirimci Bakım olarak uygulanabilirliği ele alınmış ve simüle edilmiş ekipman kullanılarak değişken şartlarda elde edilen AE veri karşılaştırmalı olarak irdelenmiştir.

Anahtar Kelimeler : Akustik Emisyon (AE), Tahribatsız Muayene (TM), Kestirimci Bakım, Endüstri 4.0

Page 83: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

82

(23575) Mobil Uygulama Kullanımını Etkileyen Faktörler

Çiğdem SICAKYÜZ

Çukurova Üniversitesi

[email protected]

Teknolojinin sektörlere sağladığı faydalar artık hemen hemen ihtiyaç sahipleri tarafından bilinmektedir ve hızlı bir şekilde sürekli değişmektedir. Ancak üretilen bir teknolojinin başka üreticiler tarafından taklit edilmesi de bununla birlikte kolay olmaktadır. Örneğin, mobil uygulama sektöründe belli bir amaca hizmet eden çok sayıda uugulama bulunmaktadır. Ancak hangi uygulamanın rağbet görebileceği iyi ve hızlı tahmin edilip o doğrultuda uygulama geliştirilirse, o uygulama üreticisinin rakiplerine göre avantajı olacaktır. Bu nedenle, uygulama kullanımını etkileyen faktörlerin tahmin edilmesi gerekmektedir. Bu doğrultuda, mobil uygulama kullanımını etkileyen; uygulamanın kullanım kolaylığı, algılanan faydası, fiyatı, ihtiyaca yönelik olması, farklı ve yeni bir uygulama olması gibi özellikleri ile uygulamayı kullananların cinsiyetinin bu uygulamayı kullanım yönünde gösterdikleri davranışsal niyet üzerindeki etkileri araştırılmıştır. Araştırmaya, 36 mühendislik öğrencisinin verimlilik kategorisindeki bir uygulamaya karşı görüşleri, online anket yardımıyla alınmış ve her bir anket sorusu 10’lu ölçekte değerlendirilmiştir. Anket verileri SPSS Windows for 25 paket programı ile düzenlenip, doğrusal regresyon analizi yapılmıştır. Sonuçta, adı geçen faktörlerden yalnızca, uygulamanın algılanan faydası ve uygulamaya karşı gösterilen tutumun, söz konusu uygulamanın kullanım niyeti üzerinde pozitif, kullanım kolaylığının ise negatif etkisi olduğu saptanmıştır. Bunun dışında, bu uygulamanın kullanımını etkileyen başka faktörlerin de incelenmesi gerektiği saptanmıştır. Bu ise, hem literatürde çok yaygın olarak kullanılan TAM (Teknoloji Kabul Modeli) modelinin bileşenlerinin, mobil uygulamalar üzerindeki etkisini göstermekte hem de uygulama üreticilerine rekabet avantajı sağlayacak başka kriterlerin de araştırılması gerektiğini ortaya koymaktadır.

Anahtar Kelimeler : Mobil Uygulama, TAM Model, Regresyon, Rekabet Avantajı.

Page 84: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

83

(22767) Importance of Big Data on Digital Marketing

Burçak CEBECİ PERKER

Bahçeşehir Üniversitesi

[email protected]

The term of Big Data became a buzzword for IT world since the beginning of 2010 and with it, the perspective of the companies about the data is changed. In a world where data generation speed, type and amount are increasing rapidly, digital marketers are seeking a way to get more from that data with the big data solutions. This study deals with explaining all relevant information which a digital marketer should know about big data. This study is also structured to divide the information into pieces, explain them and merge them together to obtain a meaningful whole. In order to do that, firstly digital marketing types are explained in detail with definitions and examples of each type. After that, big data is defined with characteristics, structure and technology. Finally explained how digital marketing methods and big data technologies can be merged together to get better digital marketing results and increased return of investments.

Keywords: Big Data, Digital Marketing, Digital Marketing Applications

Page 85: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

84

(23510) Comparasion Between Turkey and BRICS Countries

Ersoy ÖNDER 1, Erkin YURDAKUL 2, Jude ALABİ 3

1 Girne Amerikan Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi

2 Girne Amerikan Üniversitesi

3 Girne Amerikan Üniversitesi

[email protected]

The world is different from what it used to be some decades ago. From the turn of this century, countries around the world have put in effort to develop in different areas. However in some cases, there exist a lessening and depletion in some sectors. Different government especially in democratic states place emphasis on improving a certain sector during their tenure. For some nations, natural or geographical conditions has led to degradation, while some others experience natural benefits due to location and topographical positioning.

While it is admittedly difficult to keep track of all available statistics, this research attempts to find trends of growth, sustainability or diminution in the given countries. The use of different indexes and statistics through the relevant sources and recommended international organizations will help to provide data to evaluate the stance on these countries. The research concludes by providing useful recommendations on areas where these countries could develop or sustain so as to achieve greater power status in the international scene. Through this research, predictions could be made about the future, as this helps to visualize the current states of these countries and realize a path for future advancements.

Keywords: Global Peace, Gross Domestic Products, Freedom of Press, Human Development, Super Power

Page 86: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

85

(23776) Türkiye'nin 21. Yüzyıl Vizyonunda Orta Asya Türk Devletlerinin Önemi

Vakur SÜMER

Ahmet Yesevi Üniversitesi

[email protected]

Türkiye, 21. yüzyılda Dünyanın en büyük ülkelerinden biri olmayı hedeflemektedir. Bu çerçevede pek çok atılım gerçekleştirilmektedir. Türkiye'nin 21. yüzyıla yönelik vizyonunda Orta Asya'daki Türk devletleri (Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Türkmenistan) ile var olan ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi önemli bir potansiyel arz etmektedir. Bu bildiride, Türkiye ile Orta Asya'daki Türk devletleri arasındaki ekonomik ilişkilerin dünü ve bugünü ortaya konulacak, ve bu ekonomik ilişkilerin geleceğine yönelik perspektifler incelenecektir. Bildiride, söz konusu ilişkilerin geliştirilmesi ile ilgili fırsatlar ve sınırlılıklar ortaya konulacaktır. Ayrıca, Türkiye ile Orta Asya'daki Türk Devletleri arasındaki ekonomik ilişkilerin geliştirilmesinde, perakende, inşaat gibi konvansiyonel sektörlerin yanında, yenilenebilir enerji ve turizm gibi görece yeni sektörlerin potansiyeli de analiz edilmektedir.

Anahtar Kelimeler : Türkiye, 21. Yüzyıl, Orta Asya.

Page 87: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

86

(24106) Yoksullukla Mücadele Kapsamında Gıda Bankacılığının Yeri ve Önemi

Selman Sertkaya 1, Bülent Mutlu 2, Selçuk Kiper 3, Hüseyin Barlık 4, Ali Demir 5

1 Adana Dosteller Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği

2 Adana Dosteller Yarımlaşma ve Dayanışma Derneği

3 Adana Dosteller Yarımlaşma ve Dayanışma Derneği

4Adana Dosteller Yarımlaşma ve Dayanışma Derneği

5 Adana Dosteller Yarımlaşma ve Dayanışma Derneği

[email protected]

Yoksulluk, toplumun genel katmanının sahip olduğu imkânlara belli ölçeklerde sahip olamamayı ve bu imkanlardan faydalanamamayı ifade eder. Başka bir ifadeyle yoksulluk, insanın temel ihtiyaçlara erişimdeki kısıtlılığından kaynaklanmaktadır. Bu bağlamda yoksulluk kavramındaki en önemli fasılalardan biri de, gıdaya erişim zorluğudur. Açlık sınırı olarak da tanımlanan gıdaya erişim zorluğunu gidermek, gıda bankalarının başlıca görevidir. İsrafın had safhaya ulaştığı bir dönemde, kullanılabilir durumdaki ürünlerle, ihtiyaç sahibi insanları buluşturmak amacıyla organize olan gıda bankaları, ülkemizdeki hukuki hüviyetini ilk olarak 27.05.2004 tarihinde kabul edilen 5179 sayılı kanun ile kazanmıştır. İlk örnekleri Avrupa ve Amerika’da görülmüş olan gıda bankaları, ülkemizin sahip olduğu kadim vakıf kültürünün de etkisiyle 2004 yılından bugüne giderek yaygınlaşmıştır. Son kullanma tarihinin yaklaşması, ambalajının zarar görmesi veya hatalı paketlenmesi, stok fazlası olması gibi nedenlerle; üretici ve veya satıcı kuruluşun ekonomik olarak değerlendiremediği ürünleri, tüketilmesi durumunda insan sağlığına zarar vermemesi kaidesiyle bağış olarak alan gıda bankaları, bu ürünleri ihtiyaç sahipleri ile buluşturmaktadır. Vergi mevzuatımız, gıda bankacılığı faaliyetinde bulunan dernek ve vakıflara gıda bağışında bulunan kuruluşların, bu bağışlarının maliyet değeri üzerinden, vergi matrahı tespitinde gider olarak indirilebileceğini öngörmektedir. Gıda, giyim, temizlik ve yakacak ürünlerinden müteşekkil gıda bankacılığı sisteminin yaygınlaşmış olmasına rağmen, bağış yapmaya aday kurumlar nezdinde yeterince anlaşılamamış olması, mevcut potansiyeli değerlendirmeye engel teşkil etmektedir. Bu çalışma ile var olan potansiyelin doğru kullanılması hususunda tespit edilen sorunlara dikkat çekilmiştir ve bu sorunlar için gerekli çözüm önerileri yapılmıştır.

Anahtar Kelimeler : Bağış, Yardımlaşma, Vakıf Kültürü, Açlık Sınırı, İsraf.

Page 88: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

87

(22946) Kent Müzesi Olarak Endüstiri Meslek Lisesi’nin Van Kent Kültüründeki Yeri ve Önemi

Şahabettin ÖZTÜRK

Van Yyu Mim. Ve Tas. Fak. Mimarlık Bölümü

[email protected]

Van İli, merkez İpekyolu İlçesi Şerefiye Mahallesi’nde yer alan Endüstri Meslek Lisesi’nin 1946 yılında temeli atılmış, 1948 yılında tamamlanarak eğitim ve öğretime başlamıştır. Okul 1948 yılında 2011 yılına kadar eğimi ve öğretimde faaliyetlerini sürdürerek, bölgenin teknisyen ihtiyacına önemli katkı sağlamıştır. İki katlı kâgir taş malzeme kullanılarak inşa edilen yapının kuzeyinde bitişik olarak inşa edilen üç adet (Ağaç İşleri, Torna Tesviye ve Metal İşleri) bölüm atölyesi ile yaklaşık 15.000 m2‘lik alan üzerinde zemine kurulmuştur. 1980 yılından sonra hem bölüm sayısında hem de alan doğuya doğru yaklaşık beş kat daha genişleyerek 10 bölümlü 50.000 m2’lik alan haline gelmiştir.

Endüstri Meslek Lisesi ve üç adet atölye yapısı ile birlikte 1993 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından anıt sivil mimari olarak tescil edilmiştir. 2011 yılında meydana gelen Van depreminde Endüstri Meslek Lisesi’nin ana yapısı az hasarlı, atölyelerde biri ise (Ağaç İşleri) tamamen yıkılmıştır. Eğitim ve öğretime ara verilen okulda onarım çalışmaları, Van Valiliği ve Van Büyükşehir Belediyesi’nce başlatılmıştır. Cumhuriyet dönemi mimari özelliklerini taşıyan Van’da ayakta kalabilmiş̧ iki tarihi binadan biri olan Eski Endüstri Meslek Lisesi’nin korunması ve şehir merkezinde yer alan yapının yeni bir cazibe merkezi ve sosyalleşme alanı olarak yeniden konumlandırılarak kentteki sosyal alan çeşitliliğine katkı sunmak amacıyla “Van Kent Müzesi” olarak işlevlendirme çalışmaları devam etmektedir. Van’ın sözlü̈ ve yazılı eserler ile günlük yasama dair malzemelerin bilimsel bir envanter çalışması ile bir araya getirilmesi ve sergilenmesi yolu ile son 100 yıl içerisinde kentte meydana gelen sosyolojik olaylardan dolayı kaybolan kent belleğinin oluşturulması hedeflenmektedir.

Anahtar Kelimeler : Endüstri Meslek Lisesi, Kent Müzesi, Kâgir Yapı, Atölye, Envanter.

Page 89: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

88

(22947) Van Hüsrev Paşa Camii Onarım Çalışmaları

Şahabettin ÖZTÜRK

Van Yyu Mim. Ve Tas. Fak. Mimarlık Bölümü

[email protected]

Eski Van Şehri Orta Kapı Mahallesi’nde yer alan Hüsrev Paşa Külliyesi’nin önemli bir bölümünü oluşturan cami, Vakıflar Genel Müdürlüğü Bitlis Bölge Müdürlüğü’nün 2007-2013 yılları arasında restorasyon çalışmaları ile ibadete açılmıştır. Külliye niteliğindeki yapı topluluğunun merkezinde yer alan cami, vakfiyesinde H.975-M.1567 yılında yapının Mimar Sinan tarafından planlandığı ve bölge mimarları tarafından inşa edildiği ifade edilmiştir. Merkezi kare planlı tek kubbeli, tek minareli, son cemaat bölümlü ve mahfil katlı olan cami, Osmanlı klasik dönem dini mimari yapı özelliğini göstermektedir. Külliyesi’nin önemli bir bölümünü oluşturan cami, 1915 yılına kadar aktif olarak kullanılmış, 1915–18 yılları arasındaki Ermeni ve Rus işgalinden sonra doğanın, ve definecilerin olumsuz etkisi altında kalarak kısmen ayakta kalmayı başarmıştır. Yapılan tahribatlar sonucunda caminin son cemaat bölümünün tamamı yıkılmış, iç harim bölümü, beden duvarları, örtü sistemi ile zemin dokusunda ciddi statik yapısal sorunlar oluşmuştur. 2007-2010 yılları arasında yapılan onarım çalışmaları ile cami ibadete açılmıştır. 2011 yılında meydana gelen Van depremini etkisi ile yapının özgün minaresi tamamen, onarılan son cemaat bölümü ise kısmen yıkılmıştır. 2011-2 yıllarında yapılan restorasyon ile yapı onarılarak yeniden ibadette açılmıştır. Cami iç ve dış bölümlerinde yer alan, çini kaplama, bitkisel, geometrik süslemelerin yanı sıra, kûfi satranç yazı süslemeler Türk–İslam dini mimarisinde önemli bir yer tutar. Külliyenin diğer bölümleri olan; avlu, şadırvan, türbeler, hazire bölümü, çeşme, medrese, imaret, sibyan mektebi, han, dükkânlar ve çifte hamam gibi yapılar cami çevresinde yer alarak külliyeyi oluşturmaktadır. Günümüzde Van halkı tarafından dini ibadetlerin dışında birçok sosyo-kültürel amaçlı faaliyetlerde kullanılan cami, adeta şehrin kültür merkezi olarak kullanılmaktadır.

Anahtar Kelimeler : Mimar Sinan, Külliye, Cami, Çini Süsleme, Mahfil.

Page 90: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

89

(23029) Van Peynirciler Çarşısı

Ülkü Can KARAKUŞ

[email protected]

Mülkiyeti Van Büyükşehir Belediyesi' ne ait olan yapı, Van İli İpekyolu İlçesi Çarşı Mahallesi 28 Pafta, 196 Ada,1 ve 2 nolu parseller üzerinde bulunmaktadır. Yapı, kent merkezinin en işlek caddesi olan Cumhuriyet Caddesine paralel batı yönünde yaklaşık 50m. mesafede bulunmakta, Peynirciler Çarşısı olarak kullanılmaktadır. Söz konusu yapının güney ve kuzeyinde yakın zamanda inşa edilmiş yine mülkiyeti Van Büyükşehir Belediyesine ait olan iki adet çarşı daha bulunmaktadır. Ana Çarşı dikdörtgen plan tipinde tek katlı, dış ve ara duvarlar kerpiç, orta taşıyıcılar tuğla yapı malzemesinden oluşmaktadır. Yapının koridor olarak planlanan orta kısmı fener çatı tipinde ahşap kağir, daha düşük kottaki yan tarafları ise ahşap oturtma çatı olarak inşa edilmiştir. Yapının halihazırda doğu, güney ve kuzey yönlerinden üç adet girişi bulunmaktadır. Batı yönünde bulunan dördüncü giriş kapatılarak, komşu binalar ile çevrelenmiştir. Yapının özgün dokusunda ciddi değişikler yapılmıştır. Halihazırda peynirciler ve sakatatcılar çarşısı olarak kullanılan yapının kaç yılında inşa edildiği bilinmemektedir. Ancak kullanılan malzeme ve yapım tekniği dikkate alındığında 1900 yılların başında inşa edildiği tahmin edilmektedir. Ana Çarşı tescilli bir bina olmamasına karşın, yapı inşa edildiği dönem, yapım tekniği, kullanılan yöresel yapı malzemeleri ve özgün plan tipiyle tarihi bir bina olma özelliğine sahiptir. Bu tür yapıların yıkılarak ortadan kaldırılması yerine, tarihi dokularının büyük ölçüde korunarak yapının ekonomik ve kültürel fonksiyonlarla kente kazandırılması hedeflenmiştir.

Anahtar Kelimeler : Çarşı, kerpiç, tuğla, agşap kağir.

Page 91: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

90

(23467) Türkiye’nin Mekânsal Planlama Hiyerarşisi Kapsamında Ekolojik Temelli Planlara Gereksinimi: Peyzaj Planları Örneğinde Vizyon Önerisi

Muzaffer YÜCEL 1, Deniz ÇOLAKKADIOĞLU 2

1 Çukurova Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü

2 Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi

[email protected]

İnsan ve doğa arasındaki var olan doğal denge, sanayi devriminin başlangıcı ile birlikte doğanın aleyhinde hızla değişmeye başlamış ve bunun sonucunda günümüzde yaşadığımız çevre sorunları oluşmuştur. Çevre sorunlarına yaklaşım 1960’lı yıllarda mevcut kirliliklerin giderilmesi şeklindeyken, 1970’li yıllarda sorunlar henüz oluşmadan giderilmesi şeklinde, yani önleyici politikalarla uygulanmaya başlanmıştır. 1980l’li yıllar sonrasındaki sürdürülebilir politikalar dünya genelinde çevre sorunlarını önlemede kullanılan politikalar olarak yer almıştır. Önleyici ve sürdürülebilir politikalar kapsamında çevresel sorunlar oluşmadan kaynağında gidermek için kullanılan en etkili yöntem ise ekolojik temelli planlama çalışmalarıdır. Küresel ölçekte oluşan, kabul gören çevre bilinci ve buna bağlı olarak ortaya çıkan sürdürülebilir kalkınma fikri mekansal planlamalara yeni bir bakış açısı getirmiştir. Ülkemizde de diğer gelişmiş ülkelerde olduğu gibi, kısa vadeli ekonomik gelire dayalı planlama düşüncesi terk edilmiş, çevreye en az zarar veren, doğal kaynakların çok uzun vadeli kullanımını esas alan planlama dönemi başlamıştır. Ancak ülkemizdeki mekansal planlama süreci içinde ülkesel ölçekte doğal ve kültürel kaynakları korumayı sağlayacak, mevcut mekansal planlama hiyerarşisi ile bütünleşmiş bir planlama kademesi henüz bulunmamaktadır. Ülkemizin mekansal planlama kapsamındaki vizyonu, doğal ve kültürel kaynakların insan gereksinimlerini de dikkate alarak korunması ve yönetilmesi temelinde oluşturulacak planlama çalışmaları kapsamında oluşturulması olmalıdır. Bu kapsamdaki bir planlama anlayışının gerçekleştirilmesindeki en önemli araç ise doğal ve kültürel kaynakları koruyarak insan istek ve gereksinimlerini gerçekleştirmek için mevcut ve planlanan kullanımlar arası ilişki ve çelişkilerin irdelendiği, en uygun ve öncelikli kullanım biçimlerinin belirlendiği, ekolojik ve teknik verilere göre hazırlanan peyzaj planlarıdır. Bu çalışmanın amacı, ekolojik temelli planlar olan peyzaj planlarının ülkemiz mekânsal planlama hiyerarşisine entegrasyonunu sağlayan bir model önerisi geliştirmektedir.

Anahtar Kelimeler : Ekolojik planlama, planlama hiyerarşisi, peyzaj planları.

Page 92: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

91

(23477) Valilik Binalarında Kamu Binaları Standartlarının Değerlendirilmesi

Mustafa YEĞİN

Çukurova Üniversitesi Mimarlık Fakültesi

[email protected]

Ülkemizde kamu binaları ile ilgili yaklaşımlar, ülkenin dört bir tarafında tekrarlanabilen prototipler oluşturma isteğiyle biçimlenmiştir. Son yıllarda kamu kurumları bunun olamayacağını fark etmeye başlamış olmalı ki bu konudaki yaklaşımlarını değiştirmeye başlamışlardır. Tasarım ve standartlar rehberi düzenleme çalışmaları, prototip tasarımın bölgeden bölgeye eksiklikler yarattığını fark ettiklerinin göstergesi olarak kabul edilebilir. Kamu Binaları Standartları Rehberi, kamu yapılarının tasarım sürecinde istediği ortak kriterler bakımından çok önemli bir çalışmadır. Genelge öncesinde kamu yapılarının bazıları kendi usul ve esaslarını çok nitelikli olmasa da bazı standartlara bağlamaya çalışmıştır. Bu kapsamda İçişleri Bakanlığı İdari ve Mali İşler Dairesi Başkalığınca hazırlanan Hükümet Konakları Projelerinde Uygulanacak Usul ve Esaslar oluşturulmuştur. 12.09.2018 tarih ve 30533 sayılı Resmi Gazete ‘de yer alan 2018/9 Sayılı Cumhurbaşkanlığı genelgesinde, "Kamu Binaları Standartları Rehberi’nin yayınlanmasına dair esaslar belirtilmiştir. Bu standartlardan İç Mekân Kullanımında Esneklik ve Uyarlanabilirlik, Büyüyebilir Olmak (dış mekân), Kurum İçi Ortak Kullanım İlkesi, İhtiyaç Projeksiyonu Yapılması Esası, Mimari Proje Aşamasında Enerji Etkin Tasarım İlkeleri, Toplam Kapalı İnşaat Alanı, Açık Alan ve Peyzaj Düzenlemeleri, Çalışma (Ofis) Alanı, Ortak Alanlar, Arşiv Alanları, Sirkülasyon Alanları ve Teknik Mahaller standartlarına göre seçilen 12 adet hükümet konağının mimari projeleri incelenmiştir. Araştırma kapsamında 9 adet valilik binası ile 3 adet kaymakamlık binası seçilmiştir. Çalışma kapsamında Adana, Bitlis, Denizli, Nevşehir, Aksaray, Kırşehir, Kırıkkale, Van ve Niğde valilik binaları ile Başkale, Tuşba, İpekyolu kaymakamlık binaları kamu binaları standartlarına göre değerlendirilmiştir. Değerlendirme sonucunda incelenen valilik binalarının standartlara yeterince uymadığı saptanmıştır. Valilik binalarında kullanıcı gereksinimleri belirlenmiş ve daha başarılı çözümlerin üretilmesine yönelik çeşitli program verileri oluşturulmuştur. Kullanıcı gereksinimlerini karşılamaya yönelik çözüm önerileri getirilmiştir.

Anahtar Kelimeler : Kamu binaları standartları, valilik binaları, kullanıcı gereksinimleri.

Page 93: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

92

(23478) Adana Metropolünde Toki Toplu Konut Uygulamalarının Mekânsal Analizleri

Mustafa YEĞİN

Çukurova Üniversitesi Mimarlık Fakültesi

[email protected]

Adana metropolünde dar ve orta gelirli gruba yönelik planlanan toplu konut uygulamaları merkezi yönetimler ve TOKİ aracılığı ile gerçekleştirilmiştir. Adana TOKİ uygulamaları incelendiğinde; Sofulu, Kargakekeç, Köprülü, Sarıhular, Zincirlibağ, Gürselpaşa, Şambayadı, Karaisali, Kozan, Yüreğir, Yüreğir Aksantaş, Yüreğir merkez, Akkuyu, Yüreğir Havutlu uygulamalarının bir çoğu hazine arazileri kullanarak yapılmış, bu nedenle de şehir ve ilçe merkezlerinin dışında konut alanları oluşturulmuştur. Adana’da bugüne kadar TOKİ tarafından etaplar halinde 31 adet toplu konut uygulaması ile yaklaşık 8.500 adet konut üretilmiştir. Araştırmanın konusunu, Adana kent metropolünde TOKİ tarafından projelendirilen toplu konut uygulamalarının kullanım sürecinde değerlendirilmesidir. Adana’da TOKİ tarafından uygulanan konut tipleri, tüm bölgeler için kullanılmıştır. Tekli blok, ikiz blok ve üçüz bloklar şeklinde bir araya gelerek konut bloklarını oluşturmuştur. Toplu konut alanlarının kentteki yerleri, toplam konut ve blok sayıları, konut planlarının çizimleri, vaziyet planları, toplu konut alanlarının hava fotoğrafları, toplu konut arazi kullanım değerleri, fiziksel mekan analizleri, iç mekan büyüklükleri, iç mekan organizasyon şemaları gibi veriler analiz edilmiştir. Toplu konut yerleşimlerinin her birinde; görüşme, gözlem, inceleme, fiziksel ölçümler, anket çalışmaları vb. gibi değerlendirme teknikleri ile konutların teknik, işlevsel ve davranışsal performans düzeyleri belirlenmiştir. Mevcut TOKİ uygulamaları herhangi bir model ışığında gerçekleştirilmemektedir. Bunun sonucunda da Adana’nın pek çok yerinde kentin yapı dokusuna aykırı, yeşili ve sosyal alanları ile 21. yüzyılın modern yapılanmasına uymayan TOKİ apartmanları yükselmektedir. Adana örneğinde değerlendirilen TOKİ konut üretim politikaları ve uygulamaları, diğer kentlerimiz içinde bir örnek bakış açısı oluşturacaktır.

Anahtar Kelimeler : Adana’da TOKİ konutları, kentsel dönüşüm, toplu konut.

Page 94: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

93

(23479) Bitlis Ulu Camii Restorasyonunda Onarım ve Güçlendirme Çalışmaları

Mustafa YEĞİN

Çukurova Üniversitesi Mimarlık Fakültesi

[email protected]

12.yüzyıl Anadolu Türk camileri’ nin inşa tarihleri ve banileri hakkında yapılan bir çalışmada, 3.sırada yer alan “Bitlis Ulu Camii” ile ilgili olarak H.545/M.1150 tarihinden önce inşa edilmiş olduğu ve banisinin bilinmediği belirtilmektedir. Caminin içi mihraba göre enine düzende dikdörtgen planlı tip örneği olmaktadır. Harimi enine sahınlardan oluşan ve harimin ortasında mihrap önü birimi(kubbesi) bulunan camilerdendir. Bitlis Vakıflar Bölge Müdürlüğünce 2008 yılında restorasyon çalışmaları başlatılmıştır. Mekanik temizlik ve muhdes eklerden arındırma sürecinde restorasyon kararlarını etkileyebilecek bulgulara ulaşılması üzerine restorasyon projelerinde revizyona gidilerek uygulama süreci uzatılmıştır. Restorasyon projesinin hazırlanması ve uygulaması aşamasında mümkün olduğunca, özgün niteliklerin korunmasına, yapılacak müdahalelerin asgari düzeyde olmasına, geleneksel malzeme, teknik ve yapım sisteminin uygulanmasına önem verilmiştir. Yapı strüktürel olarak sağlamlaştırılmış, yıpranma ve bozulma gözlenen yapı elemanları özgün duruma sadık kalınarak yenilenmiştir. Restorasyon çalışmalarında müdahalelerin temelini temizleme, sağlamlaştırma, bütünleme, yenileme, sağlıklaştırma ve yeniden yapım çalışmaları almıştır. Restorasyon ya da onarım adı altında yapılan imalatlar, güçlendirme, temizleme, taş yüzeylerde raspa yapılması, derzleme, sıvalı ve badanalı yüzeylerde raspa yapılması boyaların kimyasal ve mekanik yöntemlerle arındırılması, yanlış eklenti ve uygulamalardan arındırılması, zaman içinde izinsiz olarak yapılan müdahalelerin sökülmesi, sonradan açılan ya da kapatılan pencere ya da kapıların orijinal kullanımlarına dönüştürülmesi, gibi müdahaleleri ve uygulama sorunlarını kapsamaktadır. Bu kapsamında geleneksel yapı malzemesi ve yapım teknikleri tanımlanarak uygulamalarda kullanılan benzer malzeme ve teknikler tanıtılarak onarım teknikleri ayrı ayrı ele alınacaktır.

Anahtar Kelimeler : Yapı malzemeleri, geleneksel yapım tekniği, Bitlis Ulucamii, koruma ve restorasyon

Page 95: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

94

(23501) Yapısal Atıkların Geri Dönüşümü ve Kullanım Olanakları

Onur ERMAN1 , Ceyda BUZKAN2

1 Çukurova Üniversitesi

2Çukurova Üniversitesi

[email protected]

Artan nüfus ve buna bağlı olarak hızlanan yapılaşma faaliyeti birer faktör olarak özellikle yapısal atıkların günümüzde çevre sorunu haline gelmesine neden olmuştur. Bu faktörler aynı zamanda kaynakların sürdürülebilir kullanımı ve enerjinin korunması konularını da etkilemektedir. Yapısal atıkların geri dönüşümünün sağlanması çevrenin ve kaynakların korunmasının yanında toplumsal ve ekonomik sürdürülebilirlik açısından da önemlidir. Bu çalışma yapısal atıkların geri dönüşümünün desteklenmesi ve bu anlamda özellikle yapı üretiminde geri dönüşümlü malzemelerin kullanımı konusuna odaklanmaktadır. Bu kapsamda yapısal atıkların geri dönüşüm olanakları incelenerek, yapı üretim sürecinde geri dönüşümlü malzeme kullanımı konusunda öneriler geliştirilmeye çalışılmıştır. Çalışmanın sonuçlarının geri dönüşümlü malzeme kullanımının önemine dikkat çekmesi beklenmektedir.

Anahtar Kelimeler : Geri dönüşüm, sürdürülebilirlik, yapısal atık, malzeme.

Page 96: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

95

(23513) İmar Planlarında Gürültü Dağılım Haritalarının Kullanılabilirliğinin Değerlendirilmesi

Barış KAHVECİ

Çukurova Üniversitesi

[email protected]

Ülkemizde 1950 ve sonraki yıllarda başlayan ve hızla gelişen kentleşme süreciyle birlikte üretim ve tüketim kaynaklı atıkların artması, teknolojik gelişmeler, plansız kentleşme ve altyapı yetersizlikleri çevre sorunlarına neden olmaktadır. Canlıların yaşam kalitesini ve konforunu olumsuz etkileyen çevre kirliliklerinden biri de günümüzde etkisi en yoğun olan gürültü kirliliğidir. Dünya Sağlık Örgütüne göre gürültünün bilişsel performans, uyku bozukluğu, sıkıntı, öfke ve depresyon gibi sosyal davranış bozuklukları, kardiyovasküler ve psikofizyolojik riskler oluşturması gibi insan sağlığına yönelik etkileri vardır. Yapılan araştırmalar sonucu kent insanının maruz kaldığı gürültü kirliliğinin en önemli kaynağı ise ulaşımdır. Gürültü kirliliğinin etkilerini belirleme, önleme veya azaltmaya yönelik literatür çalışmaları ve araştırmalar çoğunlukla mevcut yerleşim alanlarında yapılmıştır. Ancak gürültü kirliliği oluştuktan sonra, mevcut kentsel alanlarda gürültü düzeyini insan sağlığı üzerine etkiler oluşturmayacak seviyelere azaltma çalışmaları hem uygulama yapılacak yeterli alan oluşturulması, hem de maliyet açısından zor olacaktır. Bu nedenle kentsel alanların planlama aşamasında gürültü dağılım haritalarının planlama verisi olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu çalışmada, gürültü dağılım haritalarının imar planları için etkin veriler olarak kullanılabilirliği, kentsel alanlarda yapılan örnek gürültü dağılım haritaları kapsamında değerlendirilmiştir.

Anahtar Kelimeler : İmar Planları, Gürültü Dağılım Haritası, Gürültü Kirliliği.

Page 97: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

96

(23558) Aydınlatmanın Sürdürülebilirliği ve Bina Değerlendirme Sistemindeki Yeri

Pelin DEMİRANT 1, Elif GÜNEŞ 2

1 Atılım Üniversitesi

2 Atılım Üniversitesi

[email protected]

Aydınlık göz ardı edilemeyecek bir araçtır. Güneş olmasaydı etrafımızda bulunan hiçbir nesneyi, kişiyi vb. algılayamaz, göremezdik. Bu nedenle, aydınlığın ve aydınlatmanın yeri önemlidir. Güneşten sonra aydınlığı sağlayan en önemli aydınlatma kaynağı ateş olmuştur. Ateşin keşfedilmesiyle başlayan aydınlatma serüveni günümüzde pek çok çeşidi bulunan yapay aydınlatmaya kadar uzanmış olup, zaman ve teknoloji geliştikçe de ilerlemeye devam edecektir. Bu ilerlemenin bilinçli bir şekilde olması için sürdürülebilirlik esas alınarak devam eden bir gelişme, ilerleme gerçekleşmesi gerekmektedir. Sürdürülebilirlik, 20. yüzyılın sonlarına doğru ortaya çıkan, kendini gösteren, adından pek çok alanda sıkça bahsettiren bir kavram olup, en basit anlamıyla bir şeyin sürdürülmesi, devam ettirilmesi anlamına gelmektedir. Her alanla adını duyuran sürdürülebilirliğe mimari açıdan bakıldığında, var olan veya yeni yapılacak olan yapıların çevreye duyarlı, kendi kendine yetebilen ve varlığını sürdürebilen yapılar olması amacıyla ortaya çıkan LEED ve BREEAM gibi değerlendirme sistemleri bulunmaktadır. Bu çalışmada, aydınlatma ve sürdürülebilirliğin öneminin vurgulanmasının yanı sıra, sürdürülebilir bina değerlendirme sistemlerinin aydınlatma konusu üzerinde ne derece durduklarına değinilmiştir.

Anahtar Kelimeler : Aydınlatma, Sürdürülebilirlik, Bina değerlendirme sistemleri.

Page 98: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

97

(24053) İmar Mevzuatı Çerçevesinde Organize Sanayi Bölgelerinin Oluşum ve Yapılaşma Kararlarının İncelenmesi: Adana Organize Sanayi Bölgesi

Örneği

Gülertan AKYÜZLÜER 1, Zahide Rüveyda SERTKAYA 2

1 Adana Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi

2 Adana Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi

[email protected]

Gelişmiş ülkelerin en temel ayracı kentleşme olgusudur. Kentleşme planlı, sağlıklı ve güvenli yapılaşma kararlarının etkin olması ile gerçekleşmektedir. Kentleşmeyi etkileyen faktörler arasında ise planlı sanayileşme ön plandadır. Artan nüfus ve talep faktörleri ile üretim sektörlerinde yaşanan teknolojik gelişmelerin etkisi sonucu sanayileşme ihtiyacı doğmaktadır. Zamanla bu ihtiyaç sanayi bölgelerini organize edilmiş alanlar olarak ele almayı zorunlu kılmıştır. İş bölümü, organizasyon ve uzmanlaşma gibi kavramların vazgeçilmez olduğu organize sanayi bölgelerinin; uygun alanlarda, doğru oluşum ve yapılaşma kararlarının etkin olduğu planlamalar ile gerçekleştirilmesinin kent ve kentleşmeye katkısı üzerinde durulmaktadır. Bu çalışmada 4562 Sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu ve Uygulama Yönetmeliği çerçevesinde Adana Organize Sanayi Bölgesinin oluşum ve yapılaşma kararları incelenmiştir. Adana Organize Sanayi Bölgesinin kent ile etkileşimlerini ve ilişkilerini irdelemek için sanayi bölgesinin yerleşke kararları, ulaşım yolları ve biçimleri üzerinde ilgili mevzuat hükümlerine uygunluk ve uyuşmazlık kriterleri baz alınarak değerlendirmeler yapılmıştır. Bu değerlendirmeler ve Adana Organize Sanayi Bölgesi üzerinde yapılan saha çalışmaları sayesinde mevcut sorunlar tespit edilmiştir. Bu tespitler ile yeni kurulacak organize sanayi bölgelerinin muhtemel sorunlarına çözüm önerileri sunulmuştur. Ayrıca bu çalışma ile İmar Kanunu ve Planlı Alanlar Uygulama Yönetmeliği ile OSB Kanunu ve Uygulama Yönetmeliği arasındaki çelişki ve uyumsuzluklar ortaya konmuştur.

Anahtar Kelimeler : kentleşme, planlama, sanayileşme, ulaşım.

Page 99: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

98

(24062) Toplum Eğitim Merkezlerinin Mevcut Durumunun Değerlendirilmesi: Adana Örneği

Onur ERMAN 1, Betül GÖK 2

1 Çukurova Üniversitesi

2 Çukurova Üni. Fbe Mimarlık Abd Yüksek Lisans Öğrencisi

[email protected]

Halk eğitim olarak adlandırılan eğitim yaklaşımıyla biçimlenen toplum eğitim merkezleri günümüzde belediyelerin sunduğu bir sosyal hizmet olarak karşımıza çıkmaktadır. Toplumsal eğitimin ülkemizdeki geçmişi Osmanlı dönemine dayanmakla birlikte, 2011 yılından itibaren halk eğitimi kapsamında verilen eğitimin içeriğinin yaşam boyu eğitim diğer bir adıyla sürekli eğitim yaklaşımı üzerine temellendiği görülmektedir. Toplumda her yaş grubuna hitap eden toplum eğitim merkezlerine ait bir yönetmelik bulunmakla beraber, yönetmelikte bu merkezlerin fiziki koşullarıyla ilgili ne yazık ki bir açıklama bulunmamaktadır. Çalışma; toplum eğitim merkezlerinin mevcut durumunu tespit ederek, bu merkezlerin tasarımında öne çıkan unsurları tanımlamayı amaçlamıştır. Bu kapsamda Adana Kent merkezinde Seyhan İlçe Belediyesi sınırları içinde bulunan 4 farklı toplum eğitim merkezinde tespitlerde bulunulmuş ve anket çalışması uygulanmıştır. Yapılan değerlendirmeler sonucunda toplum eğitim merkezlerinin kullanmakta oldukları yapıların bu amaçla tasarlanmadıkları, mekanın fiziki koşullarının yetersizliğinin belirgin bir sorun olduğu, olumsuz derslik koşullarının yanında sosyal ve kültürel mekanların da bulunmayışı en temel sorunlar olarak tespit edilmiştir. Çalışmada ayrıca kursiyerlerin mekan kullanımı ve mekan ihtiyaçları ile ilgili görüşleri de değerlendirilerek, toplum eğitim merkezlerinin tasarımında öne çıkan unsurlar belirlenmeye çalışılmıştır.

Anahtar Kelimeler : Toplum eğitim merkezi, sürekli eğitim, mimari tasarım, Adana.

Page 100: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

99

(22634) Belgrad Antlaşması’ndan Sonra İstanbul’a Gelen Avusturya ve Rus Elçilerinin Ağırlanması

Uğur KURTARAN

Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü

[email protected]

Devletlerarası ilişkilerin en önemli konularından birisini oluşturan elçi kabulleri ve gelen elçiler ile ilgili uygulamalar Osmanlı diplomasisinin de temel konularından birini meydana getirmektedir. Nitekim bu husus taraflar arasında yapılan antlaşmalarda resmen belirtilmekte ve devletler karşılıklı olarak elçi kabullerinde uygulanması gereken kuralları antlaşma maddelerinde ifade etmektedir. Benzer bir gelişme 1739 yılında Rusya ve Avusturya ile imzalanan Belgrad Antlaşması’nda yer almış ve antlaşmanın çeşitli maddelerinde ilgili devletlerarasındaki elçilerin ne şekilde kabul edileceği ve bu kabuller sırasındaki ayrıntılar üzerinde durulmuştur. Antlaşmada belirtilen bu maddelerin uygulanması ve bu sırada yaşanan problemler ile farklılıklar Osmanlı diplomasisi için önemli ayrıntıları içerisinde barındırmaktadır. Çalışma bu düşünce ve amaçları somut bir örnek üzerinde göstermek için kaleme alınmıştır. Araştırmada Belgrad Antlaşması’ndan sonra İstanbul’a gelen Avusturya ve Rus elçilerinin ağırlanmaları ve bunlar ile ilgili yapılan harcamalar ile diplomatik uygulamalar üzerinde durulmuştur. Çalışmada Avusturya ve Rusya tarafından İstanbul’a gönderilen elçilerin isimleri, hangi amaçlar ile İstanbul’a geldikleri ve payitahta girdikten sonra kendileri için yapılan uygulamalar ile bu süreçte harcanan meblağların tespit edilmesi amaçlanmaktadır. Belirtilen bu amaçlar Osmanlı Devleti’nin genel elçi kabulleri çerçevesinde aynı antlaşma sonrası ve benzer amaçlar için gelen iki farklı ülke temsilcisine olan yaklaşımlarının nasıl olduğunu ortaya çıkartacaktır. Karşılaştırma yönteminin kullanılacağı çalışmada gelen yabancı elçilere uygulanan davranışlar ve yapılan harcamalar arasındaki benzerlik ve farlılıklar tespit edilerek, bunların dönemin Osmanlı diplomasi anlayışı ile olan ilişkileri yansıtılacaktır. Araştırma sonucunda elçiler için yapılan harcamaların miktarlarındaki farklılıkların birçok nedenden kaynaklandığı tespit edilmiştir. Çalışmada belirtilen amaçları gerçekleştirmek üzere döneme ait arşiv belgeleri ile kronikler ve diğer araştırma eserlerinden istifade edilmiştir.

Anahtar Kelimeler : Osmanlı, Avusturya, Rusya, Belgrad, Diplomasi, Elçi.

Page 101: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

100

(22657) Osmanlı-İran İlişkileri ve Defter Emini Mehmed B. Şair Nahifi’nin İran Sefareti (1697-1698)

Uğur KURTARAN

Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü

[email protected]

Osmanlı diplomasisi kendine özgü bir takım çalışma alanlarından oluşmaktadır. Bunlardan birisi olan elçiler ve elçilik faaliyetleri Osmanlı diplomasisi ve dış politikasının ana hatlarının öğrenilmesi açısından oldukça önemlidir. Nitekim elçiler devletlerarası ilişkilerin yürütülmesindeki baş aktörlerdir. Bu çalışmada Osmanlı Devleti’nin Doğu’da en çok münasebet geliştirdiği İran ile olan diplomatik ilişkilerin gelişiminde elçilerin etkisi üzerinde durulmuştur. Bu çerçevede araştırmada 1697 yılında Osmanlı Devleti ile İran arasındaki dostluk ilişkilerini geliştirmek amacıyla Tebriz’e gönderilen Defter Emini Mehmed B. Şair Nahifi’nin elçilik süresindeki faaliyetleri üzerinde durulmuştur. 1696 yılında, İran tarafından gönderilen Rüstem Han’ın sefaretine karşılık, Tebriz’e gönderilen Mehmed B. Şair Nahifi Osmanlı-İran ilişkilerinin gelişiminde olumlu etkilerde bulundu. Araştırmada bir Osmanlı elçisinin sefaret görevi öncesinde ve görevi sırasındaki ihtiyaçlarının nasıl temin edildiği ve bunlar için harcanan miktarların tespiti amaçlanmaktadır. Mukeyese yönteminin kullanılacağı çalışmada Babıâli’nin genel elçi gönderme ritüelleri dâhilinde İran’a gönderilen Mehmed B. Şair Nahifi’nin elçiliği süresindeki uygulamaların tespit ve değerlendirmesi yapılmıştır. Araştırma sonucunda elde edilen bulgularda Mehmed B. Şair Nahifi’nin Tebriz sefaretinde Babıâli’nin klasik elçi gönderme ritüellerine uygun davrandığı ve elçinin Osmanlı sınırlarına kadar olan tüm masraflarının karşılandığı tespit edilmiştir. Çalışmada ilgili tespit ve değerlendirmeler için başta döneme ait arşiv kaynakları olmak üzere, kronikler ve diğer araştırma eserlerinden istifade edilmiştir.

Anahtar Kelimeler : Osmanlı, İran, Elçi, Defter Emini Mehmed b. Şair Nahifi, Diplomasi.

Page 102: Ubaader Kongreleri 2019/1°K-2019-Bildiri-Özeti-Kitab...Yoksullukla Mücadele, Mimarlık, Planlama ve Tasarım, Sosyoloji, Tarih gibi bilim alanlarından çalışmalar kongremizi

101

(23806) İsmet İnönü Dönemi Türk Basınında Türk–Arap İlişkileri

(1938-1950)

Gülden GÜL YILMAZ

Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi

[email protected]

Bu çalışmada Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatının ardından 11 Kasım 1938’de Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturan Milli Şef İsmet İnönü dönemindeki ( 1938-1950) Türk-Arap ilişkilerinin Türk Basınına yansımaları incelenmiştir. Bu çerçevede çalışma, üç alt başlıkta ele alınmıştır. İnönü dönemi, İnönü dönemi basın ve 11 yıllık iktidarlığı dönemi boyunca Türk-Arap ilişkilerinin Türk Basınına yansıması şeklinde sıralanmıştır. Araştırma, çeşitli siyasal, sosyal, kültürel ve ekonomik gelişmeler, tarihsel araştırmaların daha doğru ve tarafsız olması gereği bakımından Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığı’ndan alınan belgelere dayanarak açıklanmaya çalışılmıştır. Dönemin gazeteleri ve dergileri ayrıntılı bir biçimde irdelenmiş ve dönemin Türk- Arap İlişkilerinin Türk basınında nasıl ele alındığı incelenmiştir. Ayrıca literatürde yer alan ana kaynaklar, araştırma eserler ve hatıratlar tetkik edilmiş ve bu çalışma ortaya konulmuştur. Araştırma neticesinde; Devletin iç ve dış siyasette güçlü görünebilmesi için medya–siyaset ilişkisinin önemi anlaşılmıştır. Savaş döneminde İnönü’nün dış politikada izlemiş olduğu denge siyasetinin dönemin Türkiye’si için gerekliliği sonucuna varılmıştır. Arap Orta Doğusuyla siyasi (diplomatik) ilişkilerde inişli çıkışlı bir politika izlendiği görülmüş fakat ilişkilerin hiçbir zaman kopma sürecine girmediği hatta sosyo-kültürel alanlarda dostane ilişkiler kurulduğu da görülmüştür.

Anahtar Kelimeler : İsmet İnönü, Milli Şef, Türk-Arap İlişkileri, Basın.