ttez.sdu.edu.tr/tezler/tf01515.pdf · below detection limit in spring-2009, while cu, cd and hg...

62
i T.C SÜLEYMAN DEMĠREL ÜNĠVERSĠTESĠ FEN BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ KARACAÖREN II BARAJ GÖLÜ’NDEKĠ SU, SEDĠMENT VE SAZAN (Cyprinus carpio L., 1758) ÖRNEKLERĠNDE BAZI AĞIR METAL BĠRĠKĠMĠNĠN ĠNCELENMESĠ Hülya TUMANTOZLU DanıĢman: Yrd. Doç. Dr. Ġsmail KIR YÜKSEK LĠSANS TEZĠ BĠYOLOJĠ ANABĠLĠM DALI ISPARTA - 2010

Upload: dangnhu

Post on 29-Mar-2019

213 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

i

T.C

SÜLEYMAN DEMĠREL ÜNĠVERSĠTESĠ

FEN BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ

KARACAÖREN II BARAJ GÖLÜ’NDEKĠ SU, SEDĠMENT VE

SAZAN (Cyprinus carpio L., 1758) ÖRNEKLERĠNDE BAZI

AĞIR METAL BĠRĠKĠMĠNĠN ĠNCELENMESĠ

Hülya TUMANTOZLU

DanıĢman: Yrd. Doç. Dr. Ġsmail KIR

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

BĠYOLOJĠ ANABĠLĠM DALI

ISPARTA - 2010

ii

ĠÇĠNDEKĠLER

Sayfa

ĠÇĠNDEKĠLER……………………………………………………………………….i

ÖZET………………………………………………………………………………...iii

ABSTRACT………………………………………………………………………….iv

TEġEKKÜR………………………………………………………………………….v

ġEKĠLLER DĠZĠNĠ………………………………………………………………….vi

ÇĠZELGELER DĠZĠNĠ……………………………………………………………...vii

1.GĠRĠġ ........................................................................................................................ 1

2.AĞIR METALLERĠN GENEL ÖZELLĠKLERĠ ..................................................... 3

2.1. Ağır Metallerin Tanım ve Özellikleri ................................................................... 3

2.2. Ağır Metal Kirliliğine Yol Açan Kaynaklar ......................................................... 4

2.3. Ağır Metallerin Zehirliliğini Etkileyen Etmenler ................................................. 6

2.4. Ağır Metallerin Besin Zinciri ile TaĢınması ......................................................... 7

2.5. Ağır Metallerin Balık Tarafından Alınması ve Birikimi ...................................... 8

2.6. Ġncelenen Metallerin Özellikleri ve Toksik Etkileri ............................................. 9

2.6.1. Bakır (Cu) .......................................................................................................... 9

2.6.2 Çinko (Zn) ......................................................................................................... 11

2.6.3. KurĢun (Pb) ...................................................................................................... 13

2.6.4. Demir (Fe) ........................................................................................................ 14

2.6.5. Alüminyum (Al) ............................................................................................... 15

2.6.6. Mangan (Mn) ................................................................................................... 15

2.6.7. Krom (Cr) ......................................................................................................... 16

2.6.8. Civa (Hg).......................................................................................................... 16

2.6.9. Kadmiyum (Cd) ............................................................................................... 17

2.7. Konu Ġle Ġlgili Literatür Bilgisi ........................................................................... 19

3. MATERYAL ve METOT ...................................................................................... 27

3.1. AraĢtırmanın Yapıldığı Karacaören II Baraj Gölü’nün Tanıtımı........................ 27

3.2. Su Örneklerinin Ağır Metal Analizine Hazırlanması ......................................... 28

3.3. Sediment Örneklerinin Ağır Metal Analizine Hazırlanması ............................... 28

3.4. Balık Örneklerinin Ağır Metal Analizine Hazırlanması ..................................... 28

3.5. Ġstatiksel Analizler .............................................................................................. 29

iii

4. ARAġTIRMA BULGULARI ................................................................................ 30

4.1. Suda Ölçülen pH Değerleri ................................................................................. 30

4.2. Suda Ölçülen Sıcaklık Değerleri ......................................................................... 30

4.3. Suda Ölçülen Ağır Metaller ................................................................................ 31

4.4. Sedimentte Ölçülen Ağır Metaller ...................................................................... 33

4.5. Sazan Dokularında Ölçülen Ağır Metaller.......................................................... 35

5. TARTIġMA ve SONUÇ ........................................................................................ 40

5.1. TartıĢma .............................................................................................................. 40

5.2. Sonuç ................................................................................................................... 46

6.KAYNAKLAR ....................................................................................................... 48

ÖZGEÇMĠġ…………………………………………………………………………54

iv

ÖZET

Yüksek Lisans Tezi

KARACAÖREN II BARAJ GÖLÜ’NDEKĠ SU, SEDĠMENT VE SAZAN

(Cyprinus carpio L., 1758) ÖRNEKLERĠNDE BAZI AĞIR METAL

BĠRĠKĠMĠNĠN ĠNCELENMESĠ

Hülya TUMANTOZLU

Süleyman Demirel Üniversitesi

Fen Bilimleri Enstitüsü

Biyoloji Anabilim Dalı

DanıĢman: Yrd. Doç. Dr. Ġsmail KIR

15.04.2009-15.03.2010 tarihleri arasında yapılan bu çalıĢmada; Karacaören II Baraj

Gölü’nün su ve sedimenti ile gölde yaĢayan sazanların bazı dokularında ağır metal

birikiminin incelenmesi amaçlanmıĢtır.

ÇalıĢma süresince; 24 adet sazan Karacaören II Baraj Gölü’nün değiĢik

bölgelerinden mevsimlik periyotlarla yakalanarak incelenmiĢtir. Örneklerin ağır

metal analizi ICP-OES cihazı ile yapılmıĢtır.

Karacaören II Baraj Gölü suyunun pH değeri 7.42-8.02 arasında ölçülmüĢtür. Suda

yapılan bazı ağır metal analizleri sonucunda Cr, Cd ve Hg hiçbir mevsimde tespit

edilememiĢtir. Cu sadece Ġlkbahar-2009’da, Fe, Zn, Al ve Sr her mevsimde

belirlenirken, Mn ile Pb farklı mevsimlerde belirlenmiĢtir. Suda en fazla biriken

metalin Sr olduğu tespit edilmiĢtir. Sedimentte yapılan ağır metal analizinde Fe, Zn,

Mn, Al, Sr ve Cr tüm mevsimlerde belirlenirken, en fazla biriken metalin Fe olduğu

görülmüĢtür. Pb Ġlkbahar 2009’da, Cu, Cd ve Hg tüm mevsimlerde analiz limitinin

altında çıkmıĢtır. Sazanın farklı dokularında yapılan ağır metal analizleri sonucunda

en fazla biriken metalin Fe olduğu belirlenmiĢtir. Fe ve Zn her mevsimde bütün

dokularda belirlenirken, Cu sadece ilkbahar mevsiminde karaciğer dokusunda

görülmüĢtür. Cr, Cd ve Hg tüm mevsimlerde hiçbir dokuda saptanmamıĢtır. Diğer

metaller ise farklı mevsim ve farklı dokularda tespit edilmiĢtir. Metallerin, karaciğer

ve solungaçta kas dokusuna göre daha fazla biriktiği saptanmıĢtır.

Anahtar Kelimeler: Karacaören II Baraj Gölü, Cyprinus carpio, ağır metal, su

kirliliği

2010, 54 sayfa

v

ABSTRACT

M.Sc. Thesis

THE INVESTIGATION OF SOME HEAVY METAL ACCUMULATION IN

WATER, SEDIMENT AND CARP (Cyprinus carpio L., 1758) SAMPLES IN

KARACAÖREN II DAM LAKE.

Hülya TUMANTOZLU

Süleyman Demirel University

Graduate School of Applied and Natural Sciences

Physics Department

Supervisor: Asst.Prof.Dr. Ġsmail KIR

In this study was carried out between 15.04.2009 - 15.03.2010 and was aimed to

investigate of the accumulation of heavy metals in water and sediment of Karacaören

II Dam Lake and in some tissues of carp (Cyprinus carpio L., 1758) inhabiting in the

lake.

During the study, totally 24 carp samples have been caught from different regions of

Karacaören II Dam Lake and investigated seasonally. The heavy metal analysis of

samples were carried out using ICP-OES.

The pH values of Karacaören II Dam Lake’s water were measured between 7.42-

8.02. The results of the heavy metals analysis in Karacaören II Dam Lake’s water;

Cr, Cd and Hg were determined in no seasons. While Fe, Zn, Al and Sr were

determined in almost the whole seasons, Cu was only in Spring-2009, Mn and Pb

were in different seasons. It was determined that Sr was the highest metal in water.

Analysis of heavy metals in sediment, while Fe, Zn, Mn, Al, Sr and Cr were

determined in all seasons, Fe was determined as the highest metal. Pb was found the

below detection limit in Spring-2009, while Cu, Cd and Hg were below detection

limit in all seasons. The results of the analysis of heavy metals in carp showed that

Fe was the highest metal in different tissues. Fe and Zn were determined in all

seasons in whole tissues, however Cu was determined only in Spring in liver tissues.

Cr, Cd and Hg weren’t determined in any tissues in all seasons. Other metals were

determined in different seasons and in different tissues. The highest metal

concentrations were found in the liver and gill than muscle.

Key Words: Karacaören II Dam Lake, Cyprinus carpio, heavy metal, water

pollution

2010, 54 pages

vi

TEġEKKÜR

Yüksek lisans eğitimim süresince bana yol gösteren, bu çalıĢmanın tasarlanıp

yürütülmesinde ve çalıĢmalarımın her aĢamasında değerli bilgi birikimini, desteğini

ayrıca önerilerini esirgemeyen, arazi ve laboratuar çalıĢmalarında yardımını

gördüğüm sayın danıĢman hocam Yrd. Doç. Dr. Ġsmail KIR’a içtenlikle teĢekkür

eder, saygılarımı sunarım.

Laboratuar imkanlarından faydalanmamı sağlayan Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji

Bölümü BaĢkanı sayın Prof. Dr. Yusuf AYVAZ’a; laboratuvar çalıĢmaları esnasında

bilgi ve birikimlerinden faydalandığım Kimya Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr.

Esengül KIR’a teĢekkür ederim.

Balık örneklerinin temininde yardımcı olan balıkçı ġaban GÜZEL, Laboratuar ve

arazi aĢamasındaki yardımlarından dolayı Muhammed ERDOĞAN ve Ġshak

SAMANCI’ya istatistiksel değerlendirmeler sırasındaki yardımları için Cüneyt

TOYGANÖZÜ’ne ve ICP-OES’de ağır metal analizlerinin yapılmasında emeği

geçen okutman Hüseyin TUNÇMEN’e teĢekkür ederim.

1920-YL-09 No`lu Proje ile tezimi maddi olarak destekleyen Süleyman Demirel

Üniversitesi Bilimsel AraĢtırma Projeleri Yönetim Birimi BaĢkanlığı’na teĢekkür

ederim.

Hayatımın her aĢamasında olduğu gibi, çalıĢmamın baĢından sonuna kadar maddi ve

manevi desteklerini esirgemeyen aileme ve tezimin hazırlanmasında bana yardımcı

olan herkese teĢekkür ederim.

Hülya TUMANTOZLU

ISPARTA, 2010

vii

ġEKĠLLER DĠZĠNĠ

ġekil 2.1. Ağır metallerin besin zinciriyle balıklara geçiĢi………………………......7

ġekil 3.1. Karacaören II Baraj Gölü’nün haritası……………………………….......27

viii

ÇĠZELGELER DĠZĠNĠ

Çizelge 2.1. Temel endüstrilerden atılan bazı ağır metal türleri………………….......5

Çizelge 2.2. Balık dokularında ağır metallerin kabul edilebilir değerleri……….…....5

Çizelge 2.3. Sucul ortamda ağır metallerin kabul edilebilir değerleri…………...…...6

Çizelge 4.1. Karacaören II Baraj Gölü suyunda ölçülen pH değerleri……………...30

Çizelge 4.2. Karacaören II Baraj Gölü suyunda ölçülen sıcaklık değerleri……...….30

Çizelge 4.3. Karacaören II Baraj Gölü suyundaki Fe, Cu, Zn, Mn, Al, Sr, Cr,

Pb, Cd ve Hg miktarları (mg/l) ile standart sapmalar………………….........32

Çizelge 4.4. Su örneklerinde yapılan ağır metal ölçümlerinin Kruskal-Wallis

Test sonuçları………………………………………………………………..33

Çizelge 4.5. Karacaören II Baraj Gölü sedimentinde Fe, Cu, Zn, Mn, Al, Sr,

Cr, Pb, Cd ve Hg miktarları (mg/g) ile standart sapmalar………………….34

Çizelge 4.6. Sediment örneklerinde yapılan ağır metal ölçümlerinin

Kruskal-Wallis Test sonuçları………………………………………………35

Çizelge 4.7. Sazanın kas, karaciğer ve solungacındaki Fe, Cu, Zn, Mn, Al,

Sr, Cr, Pb, Cd ve Hg miktarları (mg/g) ile standart sapmalar……………….36

Çizelge 4.8. Sazan örneklerinde yapılan ağır metal ölçümlerinin mevsimsel

olarak Kruskal-Wallis Test sonuçları………………………………………..39

Çizelge 4.9. Sazan örneklerinde yapılan ağır metal ölçümlerinin dokularda Kruskal-

Wallis Test sonuçları………………………………………………………...39

1

1.GĠRĠġ

Çevre, doğa ve insan tarafından biçimlenen öğelerin ve koĢulların tümüdür. Çevre ve

insan birbirini tamamlayan, karĢılıklı etkileĢim içinde olan kavramlardır. Ancak son

yıllarda insan-doğa iliĢkilerinin olumsuz yönden çeĢitli boyutlara ulaĢtığı ve

dengenin bozulduğu görülmektedir (Ağcasulu, 2007). Doğal dengeyi, insan ve

hayvan sağlığını tehdit eden en önemli tehlikelerin baĢında çevre sorunları gelmekte

ve bu sorunlar her geçen gün gittikçe büyüyen boyutlarda karĢımıza çıkmaktadır

(Erdoğrul ve Erbilir 2007). Özellikle de sucul habitatların gittikçe kirlenmesi ve

tükenmesi ekonomik, ekolojik ve sosyolojik bakımdan ciddi sorunların çıkmasına

neden olmaktadır. Bunlar genel olarak, besin maddesi üretiminin azalması, sucul

ekosistemlerde ekolojik dengenin bozulması ve hastalıkların artması Ģeklinde

sıralanabilmektedir (Köse ve Uysal 2008).

Su, insanlar ve diğer canlılar açısından hayati öneme sahiptir. Temizlik, içme, evsel

ve tarımsal olarak çeĢitli amaçlarla kullanılan vazgeçilmez bir maddedir.

Teknolojinin geliĢmesi sonucu, endüstri ve sanayi atıkları ile kentsel atıkların

bulunduğu kanalizasyon sularının boĢaltıldığı baraj ve göllerde kullanılabilir su

kaynakları azalmakta ve kirlenmektedir (ÇalıĢkan, 2005).

Su kirliliği, insan faaliyetleri sonucunda ortaya çıkan, kullanımı kısıtlayan veya

engelleyen ve ekonomik dengeleri bozan kalite değiĢimleridir. Su kirliliğinin bir

baĢka tanımı ise; su kaynağının kimyasal, fiziksel, bakteriyolojik, radyoaktif ve

ekolojik özelliklerinin olumsuz yönde değiĢmesi Ģeklinde gözlenen ve doğrudan veya

dolaylı yoldan biyolojik kaynaklarda, insan sağlığında, su ürünlerinde, su kalitesinde

ve suyun diğer amaçlarla kullanılmasında engelleyici bozulmalar yaratacak madde ve

enerji atıklarının boĢaltılmasını ifade etmektedir (Sönmez vd., 2008). Doğal dengeyi

bozan kirletici unsurlar; organik maddeler, ağır metaller, petrol türevleri, yapay

tarımsal gübreler, deterjanlar, radyoaktivite, pestisitler, inorganik tuzlar, yapay

organik kimyasal maddeler ve atık ısı olarak sıralanmaktadır (Köse, 2007).

Su kirliliği fiziksel, kimyasal ve biyolojik olmak üzere 3’e ayrılmaktadır. Suların

fiziksel olarak kirlenmesi dıĢarıdan herhangi bir maddenin su bünyesine alınarak bu

2

bünyede olumsuz değiĢiklik yapması Ģeklinde tanımlanabilir. Biyolojik kirlilik ise su

ekosistemindeki bireylerin aktiviteleri sonucu meydana gelen bir kirlenme Ģeklidir.

Suda meydana gelen kirliliğin büyük bir çoğunluğu kimyasal kirlenme ile meydana

gelmektedir. Bu tip kirlenmeye kaynaklık eden birçok unsur vardır. Özellikle son

yıllarda endüstrileĢmenin ve sanayinin geliĢimi ile beraber tarımsal mücadelede

pestisit ve kimyasal ilaç kullanımından dolayı bu tip kirlenmelere sıkça

rastlanmaktadır. Sanayi artıkları, tarımsal ilaç atıkları ve endüstri, petrol, deri,

deterjan atıkları su kimyasında özellikle balıklar ve su canlıları aleyhine önemli

değiĢiklikler yapmakta ve bunların ölümlerine sebep olmaktadır (Sönmez vd., 2008).

Bir kimyasal kirlilik olarak kabul edilen ağır metal kirliliği; endüstriyel atıklar,

pestisitler, maden yatakları gibi çeĢitli kaynaklardan doğal ortama bulaĢabilmeleri,

çevre koĢullarına dayanıklı olmaları ve besin zinciri yoluyla aktarılabilmeleri

nedeniyle kimyasal kirleticiler arasında ilk sırada yer almaktadırlar (ÇalıĢkan, 2005).

Ağır metaller, doğal sularda eser miktarda bulunurken insan faaliyetleri sonucu

özellikle endüstriyel atık suların içme sularına karıĢması veya ağır metalle kirlenmiĢ

partiküllerin atmosfere oradan toprak ve suya geçmesiyle sulardaki konsantrasyonları

artmaktadır. Ağır metaller beslenme zinciri içerisinde üst seviyelere doğru birikme

eğilimdedirler. Bu kirleticiler bazı toleranslı türler tarafından biriktirilerek giderek

artan bir oranda besin zincirinin üst tabakalarına taĢınarak canlılara ve özellikle

insanlara zarar vermektedir (Türkoğlu, 2008). Ağır metaller beslenme zinciriyle, ya

doğrudan planktonlarla ya da su ortamındaki diğer tüketici organizmalarla balıklara

geçmektedir. Bu metallerin balıklardaki konsantrasyonu, balık türünün beslenme

alıĢkanlığı ile ilgili olduğu gibi balığın dokuları ve organları arasında da farklılık

gösterir. Biyolojik döngünün bir halkasını oluĢturan ve önemli bir protein kaynağı

olarak tüketilen balıklarda giderek artan ağır metal birikimi hem balıklarda toksik

etki yapmakta hem de insan sağlığını olumsuz yönde etkilemektedir (Ağcasulu,

2007).

Bu çalıĢmanın amacı, Karacaören II Baraj Gölü’nün su ve sedimenti ile gölde

yaĢayan Sazanın (Cyprinus carpio L., 1758) kas, karaciğer ve solungaçlarındaki bazı

3

ağır metal birikimlerinin incelenmesi, elde edilen verilere göre alıcı ortamın (su ve

sediment) ve sazanın çeĢitli dokularındaki ağır metal birikiminin Türk Standartları

Enstitüsü ve Dünya Sağlık Örgütü kriterlerine göre değerlendirilmesidir.

2.AĞIR METALLERĠN GENEL ÖZELLĠKLERĠ

2.1. Ağır Metallerin Tanım ve Özellikleri

Ağır metal; organizmanın sağlıklı büyümesi ve geliĢmesi için gerekli olan ve miktarı

organizmanın ağırlığının % 0,01'den az olan elemente denir. Diğer bir tanıma göre;

özgül ağırlığı 5 g/cm3'den büyük ve atom numarası 22'den 92'ye kadar olan

elementler ağır metal olarak tanımlanmaktadır (Çınar, 2008).

Sayısız kullanım yeri olan metaller biyolojik anlamda üç gruba ayrılır (Clark, 1992):

– Esansiyel elementler: Canlının yaĢaması için mutlaka gerekli olan metallerdir. Sıvı

ortamlarda hareketli katyonlar olarak taĢınırlar. Kalsiyum, potasyum, sodyum,

magnezyum gibi.

– Yan elementler (GeçiĢ elementleri): DüĢük konsantrasyonlarda esansiyel olan fakat

yüksek konsantrasyonlarda toksik etki yapan elementlerdir. Demir, bakır, kobalt,

manganez, çinko, molibden, krom gibi.

– Eser elementler (Metaloitler): Metabolik aktivite için genelde gerekli olmayan ve

oldukça düĢük konsantrasyonlarda toksik etki yapan elementlerdir. Kadmiyum,

arsenik, civa, kurĢun, kalay, selenyum, berilyum gibi.

Sulardaki inorganik kirlenmenin en önemli kaynağını ağır metaller oluĢturmaktadır.

Bazı ağır metaller uygun konsantrasyonlarda canlı yaĢamı için gerekli olup

eksikliklerinde çeĢitli semptomatik bozukluklar ortaya çıkmaktadır. Ancak bu

metaller doğal konsantrasyonları aĢtığında önemli bir enzim engelleyici grubu

oluĢtururlar. GümüĢ, civa, bakır, kadmiyum ve kurĢun gibi metaller bu nedenle

zehirlidirler. Ağır metaller, organizmalara gerekli olsun ya da olmasın yüksek

konsantrasyonlarda potansiyel olarak zehirlidirler (Ağcasulu, 2007).

4

Ağır metaller biyolojik proseslere katılıp katılmamalarına göre yaĢamsal ve yaĢamsal

olmayanlar olarak sınıflandırılır. YaĢamsal olanlar organizmanın yapısında belirli bir

konsantrasyonda bulunan ve yaĢamsal aktivitelerde kullanılanlardır. Bunların düzenli

olarak besinler yoluyla alınmaları zorunludur. YaĢamsal olmayanlar ise çok küçük

konsantrasyonlarda dahi canlıyı etkileyerek çeĢitli sağlık problemlerine yol

açabilirler. Bir ağır metalin yaĢamsal olup olmadığı canlı türlerine göre

değiĢmektedir. Örneğin nikel bitkiler açısından toksik etki gösterirken, hayvanlarda

iz element olarak bulunması gerekir. Bazı organizmalarda ağır metalin etki

mekanizması konsantrasyona bağlı olarak değiĢir (Kahvecioğlu vd., 2003).

2.2. Ağır Metal Kirliliğine Yol Açan Kaynaklar

Ağır metaller doğal sularda eser miktarda bulunurken, insan faaliyetleri sonucu

sulardaki konsantrasyonları artıĢ göstermektedir. Sucul ekosistemlerde ağır metaller

önemli bir kirlilik kaynağı oluĢturmaktadır (Türkoğlu, 2008).

Metaller normalde kayaların ve maden cevherlerinin bünyesinde bulunduğu için

sularda, organizmalarda, sedimentlerde ve toprakta da bulunması doğaldır (Ciminli,

2005). Kayaların parçalanma, taĢınma, tortulanma gibi süreçlerden geçmesi ve insan

aktiviteleri sonucunda deniz ve göl diplerindeki ağır metal birikimi yıllar geçtikçe

artmaktadır. Suda çözünür halde bulunan metaller çökerek sedimentte birikir,

özellikle de nehirlerin göl ve denizlerle birleĢtiği geniĢ kısımlarda ağır metallerin

birikimi daha yoğundur (Özden, 2008).

Ağır metaller ayrıca, erozyonla taĢınan kaya parçalarıyla, rüzgarın taĢıdığı tozlarla,

volkanik aktivitelerle, ormanların yanmasıyla ve bitki örtüsüyle sulara taĢınmaktadır.

Kimyasal kirleticiler atmosfer yoluyla da önemli ölçüde sucul ortama karıĢmaktadır.

Çünkü atmosferde bulunan bu elementler zamanla rüzgar ve yağıĢlarla suya

geçmekte ve sucul sistem üzerinde etkili olmaktadır (Tuncay, 2007)

Ağır metallerin çevreye yayılımında en önemli etkenlerden biride endüstriyel

faaliyetlerdir. Çizelge 2.1’de temel endüstrilerden atılan metal türleri genel olarak

5

gösterilmektedir. Enerji santralleri, demir-çelik enstitüsü, metal kaplama, otomotiv,

elektronik malzemeler ile mutfak ve ev eĢyalarının iĢlenmesi, kağıt, boya, plastik ve

cam sanayi gibi çeĢitli endüstri alanlarında kullanımı ve tarımda verimi arttırmak için

yaygın olarak kullanılan pestisit ve yapay gübrelerin bileĢiminde kullanılması, bu

metallerin su ortamındaki deriĢimlerini arttırarak su canlıları için toksik etki

oluĢtururlar. Bu metaller 1mg/l sınırında öldürücüdür (Özözen, 2005; Çınar, 2008).

Çizelge 2.1. Temel endüstrilerden atılan bazı ağır metal türleri ( Kahvecioğlu vd., 2003)

Endüstri Kadmiyum Krom Bakır Civa KurĢun Nikel Kalay Çinko

Kağıt

Endüstrisi

-

+

+

+

+

+

-

-

Petrokimya + + - + + - + +

Klor-Alkali

üretimi

+

+

-

+

+

-

+

+

Gübre san. + + + + + + - +

Demir-Çelik

san.

+ + + + + + + +

Enerji Üretimi

(Termik)

+

+

+

+

+

+

+

+

Tarım ve Köy iĢleri Bakanlığı’nın su ürünleri yönetmeliğine göre sucul ortamdaki ve

balık dokularındaki ağır metallerin kabul edilebilir değerleri Çizelge 2.2 ve Çizelge

2.3’de verilmiĢtir.

Çizelge 2.2. Balık dokularında ağır metallerin kabul edilebilir değerleri (Anonim, 2002)

Ağır metalin adı Kabul edilebilir değer(mg/kg)

Cd 0,1

Cu 20,0

Hg 0,5

Zn 50,0

As 1,0

Pb 1,0

6

Çizelge 2.3. Sucul ortamda ağır metallerin kabul edilebilir değerleri (Anonim, 2002)

Ağır metalin adı Kabul edilebilir değer(mg/l)

As 0,1

Cu 0,01

Hg 0,004

Zn 0,003

Fe 0,7

Ag 0,003

Cd 0,01

Co 1,0

Pb 0,1

Cr 0,1

Mn 1,0

Ni 0,3

Se 0,05

Sn 1,2

2.3. Ağır Metallerin Zehirliliğini Etkileyen Etmenler

Ağır metal içeren çözeltilerin zehirliliğini etkileyen faktörler, su ortamının; ısı, ıĢık,

tuzluluk, oksijen miktarı, sertlik, pH değerine ve metalin cinsine, organizmanın türü,

fizyolojik davranıĢı, yaĢam döngüsü, beslenme alıĢkanlığı ve üreme zamanına göre

değiĢiklik göstermektedir. Genel olarak metallerin tümü çok sayıda organ ve sistemi

etkilemektedir. Örneğin kadmiyuma en duyarlı organ böbrekler olmakla beraber

karaciğerlerde de etkisi görülmektedir (Förstner, 1981; Ağcasulu, 2007).

Su ortamındaki metalin canlı üzerindeki etkisi, ekolojik ihtiyaçlar, metabolizma,

besin, sediment ve diğer faktörlerle (mevsimsel değiĢimler, tuzluluk, sıcaklık,

interaktif ajanlar) değiĢebilmektedir (Bryan, 1976).

7

2.4. Ağır Metallerin Besin Zinciri ile TaĢınması

Bir ekosistemde madde iletimi canlılar arasındaki besin zinciriyle sağlanır.

Ekosistemlerde bulunan türlere ait bireylerin diğer tür veya türlere ait bireyler

üzerinden beslenmesi sonucu oluĢan halkalar serisine besin zinciri denir (Köse,

2007).

Besin zincirinde halkaları oluĢturan 3 grup vardır.

1.Üreticiler: GüneĢ enerjisinden yaralanarak inorganik maddelerden besinini

sentezleyen tüm klorofilli canlılar üreticiler olarak tanımlanır.

2.Tüketiciler: Ototrof canlıların oluĢturduğu ürünlerle beslenenler birincil tüketicileri

oluĢtururlar.

3.AyrıĢtırıcılar: Besin zincirinin son halkasını oluĢturan ayrıĢtırıcılar bitki ve hayvan

ölüleri ile atık maddelerle beslenen bakteri ve mantar gibi mikroorganizmalardır

(Tanyolaç, 1993).

Sucul ortamda besin zincirinin tabanında fitoplanktonlar bulunur. Fitoplanktonlar

güneĢ ıĢığından aldıkları enerjiyi kullanarak besin zincirini baĢlatırlar. Besin

zincirinin uç halkasında balıklar bulunur. Ağır metaller, besin zinciri yolu ile

planktonlar ya da sudaki diğer organizmalardan balıklara geçer (ġekil 2.1.)

(BeğenirbeĢ, 2002; ÇetinbaĢ, 2003).

KÜÇÜK BALIKLAR VE

ĠNSANLAR

DĠĞER HAYVANLAR

FĠTOPLANKTON

ZOOPLANKTON

BÜYÜK BALIKLAR

ġekil 2.1. Ağır metallerin besin zinciriyle balıklara geçiĢi

8

Ağır metallerin balıklardaki konsantrasyonu, balık türünün beslenme alıĢkanlığı, yaĢı

ve vücutta biriken metale bağlı olup, balığın doku ve organları arasında da farklılık

oluĢturmaktadır.

Besin zincirinde alt basamaktaki canlılarda biriken metaller, bir üst basamaktaki

canlılara geçebilir ve toksik etkilerini ortaya çıkarabilir. Balıklarda, besin zinciri ile

alt basamaktaki canlılarda bulunan ağır metalleri bünyelerine alır ve mevsimlere

bağlı olarak ağır metal konsantrasyonlarında farklılıklar görülebilir (Aksun, 1986).

2.5. Ağır Metallerin Balık Tarafından Alınması ve Birikimi

Ağır metallerin balık tarafından alınması, suyun ve sedimentin fiziksel ve kimyasal

özelliklerine bağlıdır. Örneğin, suda artan kalsiyum konsantrasyonu; bakır,

kadmiyum ve çinkonun alınmasını azaltır. Balıklar ağır metalleri vücut yüzeyinden,

solungaçlardan ve sindirim sisteminden olmak üzere baĢlıca üç yoldan vücutlarına

alırlar. En fazla ağır metal absorbsiyonu solungaçlarla gerçekleĢirken vücut

yüzeyinden absorbsiyon oldukça azdır (Amundsen vd., 1997).

1. Solungaçlardan absorbsiyon: Balıklar, ağız yoluyla alınan sudaki oksijenin

solungaçlardaki kılcal damarlardan geçmesi sırasında, suda çözünmüĢ veya askıda

bulunan maddeleri de alırlar. Bu sırada suda bulunan ağır metaller de

solungaçlardaki lameller tarafından vücut içerisine alınır (Heath, 1987).

2. Sindirim sisteminden absorbsiyon: Balıklarda en çok zehirlenmeler ağız yoluyla

alınan toksik maddelerle olmaktadır. Bu nedenle gastrointestinal absorbsiyon

oldukça önemlidir. Sindirim kanalından emilen toksik madde, kan dolaĢımı ile tüm

vücuda dağılarak zehirlenmeye yol açabilir. Bu zehirlenme, zehrin türüne, Ģiddetine

ve emilen madde konsantrasyonuna bağlı olarak değiĢiklik gösterir. Ağız yoluyla

vücuda giren toksik maddelerin absorbsiyonlarının fazla olduğu yer ince

bağırsaklardır (Dökmeci, 1988).

3. Deriden absorbsiyon: Deri genellikle toksik maddelerle temas halindedir. Ancak

derinin ağır metallere karĢı fazla geçirgen olmayıĢı nedeniyle canlıların bu yolla

9

zehirlenmeleri daha az görülür. Deride epidermis bölgesinde bulunan stratum

corneum tabakası epidermik bir bariyer olarak birçok kimyasal maddenin geçiĢini

önlemektedir (Carpene ve Vasak, 1989; Carpene vd., 1990).

Vücutta metal düzenlenmesi, metal alınım oranına paralel olarak atılım oranındaki

artıĢ ile sağlanmaktadır. Bununla birlikte, bir metalin organizmadaki konsantrasyonu,

o metalin biriktirme oranına bağlıdır (Rainbow ve White, 1990).

Balıkların doku ve organlarında biriken ağır metaller, etkide kalınan süreye ve

ortamdaki konsantrasyonuna bağlı olarak artmaktadır. Balıklarda belirlenen bir

metalin hangi doku ve organda depo edileceği türlere göre değiĢmektedir. Genelde

en yüksek birikim karaciğerde, en düĢük birikim ise kas dokusunda görülmektedir.

Bunun en önemli nedeni ise genellikle ağır metallerin öldürücü olmayan

konsantrasyonlarda balıkların metabolik olarak aktif olan organlarında daha fazla

birikmesidir (Kargın ve Erdem, 1992)..

2.6. Ġncelenen Metallerin Özellikleri ve Toksik Etkileri

Ağır metallerin fiziksel ve kimyasal özellikleri sucul ortamdaki birikim ve etkilerini

belirlemektedir. Bu nedenle bu ağır metallerin özelliklerinin iyi bilinmesi

gerekmektedir.

2.6.1. Bakır (Cu)

Bakır atom numarası 29, atom ağırlığı 63.546 g/mol, yoğunluğu 8.9 g/cm3, erime

noktası 1083°C, kaynama noktası 2595°C olan bir metaldir (Anonin, 2006a).

Biyolojik sistemlerde +2 ve +1 değerlikli olan Cu, organizmalarda bağıĢıklık

sisteminin düzenlenmesinde, omuriliğin miyelinleĢmesinde, kalp fonksiyonlarında ve

doku pigmentasyonunda etkin rol oynar (Özden, 2008).

Bakır çevrede doğal olarak bulunan çok yaygın bir maddedir ve doğal yollarla da

çevreye yayılmaktadır. Ġnsanların bakırı endüstri ve tarımda artarak kullanmaları

10

sonucu çevredeki bakır miktarı da artmıĢ durumdadır. Bakır rüzgarla taĢınan

tanecikler, çürüyen bitkiler ve orman yangınları gibi doğal veya madencilik, metal

üretimi, orman ürünleri ve ticari gübrelerin üretimi gibi insan faaliyetleri yoluyla

çevreye bırakılmaktadır (Çınar, 2008). Endüstriyel olarak en çok kullanılan alanlar;

elektrik sanayi, kimyasal katalizör yapımı, boya sanayi ve cam endüstrisi ayrıca

otomotiv, basınçlı sistemler, borular, vanalar gibi birçok alanda kullanılır. Bakır

madenleri, bakır ve pirinç kaplama sanayi, kağıt, petrol ve boya endüstrileri atık

suları, soğutma suyu deĢarjları, bakır içeren pestisitler, su dağıtım boruları, taĢıtların

fren balataları, metal endüstrisi, rafineriler, dam, çatı malzemeleri bakır kirliliğine

neden olan ana kaynaklardır (Akgün 2006; Türkoğlu, 2008 ).

Bakırın canlılar üzerindeki etkisi, kimyasal formuna ve canlının büyüklüğüne göre

değiĢir. Küçük ve basit yapılı canlılar için düĢük konsantrasyonda bile zehir etkisi

gösterirken daha büyük canlılar için düĢük konsantrasyonlarda esansiyeldir. Bu

nedenle bakır ve bileĢikleri insektisit, fungusit, mollusid, biosit, antibakteriyel madde

olarak tarım zararlılarında kullanılır (Kahvecioğlu vd., 2004).

Ġnsanlar için vücut fonksiyonları açısından önemli olan bakır özellikle saç, derinin

esnek kısımları, kemik ve bazı iç organların temel bileĢeni konumundadır. EriĢkin

insanlarda ortalama 50-120 mg civarında bulunan bakır, aminoasitler, yağ asitleri ve

vitaminlerin normal koĢullarda metabolizmadaki reaksiyonlarının temel öğesidir.

Bakır birçok enzim ve proteinin yapısında da bulunur. Bütün bunların yanında

demirin fonksiyonlarını yerine getirmesinde aktivatör görevi de üstlenir

(Kahvecioğlu vd., 2004). Bakır eksikliğinde insanlarda ve hayvanlarda büyümede

gecikme, solunum sistemi enfeksiyonları, kemik erimesi, anemi, saç ve deride renk

kaybı gibi ciddi sağlık problemleri oluĢur.Bunun yanında bakır bilezikler eklemlerin

kireçlenmesi ve romatizmaya karĢı kullanılırlar (Kahvecioğlu vd., 2004).

Kronik bakır zehirlenmesi korneada bakır birikimi, böbrek rahatsızlığı, beyin hasarı

ve karaciğer sirozu ile karakterize ‘Wilson Hastalığı’na yol açar. Hayvanlarda bakır,

kemik yapılanması, sinir sitemindeki miyelin aktivitesi, hemoglobin sentezi, önemli

11

bir bileĢeni olduğu metalloenzimlerin aktivitesi ve diğer birçok enzimin bileĢeni

olarak enzim aktivitelerinde önemli bir rol oynar (Kruger, 2002).

Sudaki çözünmüĢ oksijen, sertlik, ısı, pH ve Ģelat ajanlarındaki azalma bakır

toksisitesinin artmasına neden olur. pH’nın bakır toksisitesi üzerine önemli bir etkisi

vardır. Suyun pH sı yüksek ise suda bulunan bakır çökelir ve toksik etkisini

kaybeder, fakat pH düĢük ise bakır suda çözünür ve toksisitesi artar. AĢırı düzeydeki

bakırın su canlıları üzerindeki etkilerinin bazıları Ģunlardır (Kruger, 2002).

- Balıklarda bazı biyokimyasal, anatomik, fizyolojik ve davranıĢsal değiĢikliklere

sebep olur.

- Hücrelerde yağ peroksidasyonuna neden olur.

- Kalp atıĢında yavaĢlama, hızlı oksijen alımı ve anemiye neden olur.

-Solungaçlarda mukozada birikerek strese hatta ölüme yol açan solunum

rahatsızlıklarına neden olur.

- Büyümeyi yavaĢlatır.

- Omur hasarları ve nörolojik bozukluklara neden olur.

- Kan ve karaciğerde enzim aktiviteleri, hematolojik parametreler ve plazma iyon

konsantrasyonu gibi aktiviteleri etkiler ve solungaçta iyon transferine engel olur.

2.6.2 Çinko (Zn)

Çinko atom numarası 30, atom ağırlığı 65,37 gr/mol, yoğunluğu 20°C’de 7,11

gr/cm3, erime noktası 420°C, kaynama noktası 970°C olan ve 10 adet izotopu

bulunan bir metaldir (Anonim, 2006b).

Çinko hava, su ve toprakta doğal olarak bulunan bir maddedir. Birçok yiyecek

maddesi ve içecek su belirli konsantrasyonlarda çinko içermekte ve bu

konsantrasyon insan faaliyetleri sonucu giderek artmaktadır (Çınar, 2008).

Çinko yüklemesi daha çok madencilik, kömür ve atık madde yakılması, demir-çelik

iĢleme sanayiden kaynaklanmaktadır (Anonim, 2006b). Çinkonun kullanım alanları;

metalik çinkonun % 50’sinden fazlası demir veya çeliği galvenizlemede

12

kullanılmaktadır. Çinko oksit boya maddesi olarak plastiklerde, kozmetiklerde,

fotokopi ve duvar kağıtlarında ve yazıcı mürekkeplerinde, seramikler, kauçuk sanayi,

gübreler, tıbbi ilaçlarda deri ve kas yaĢlanmasını önlemek amacıyla da

kullanılmaktadır (Çınar, 2008).

Çinko insanlar, bitkiler ve hayvanlar için önemli ve yaĢamsal bir elementtir.

GeliĢme, deri bütünlüğü ve fonksiyonu, yumurta olgunlaĢması, bağıĢıklık gücü, yara

iyileĢmesi ve karbonhidrat, yağ, protein, nükleik asit sentezi gibi önemli metabolik

prosesler için gereklidir (Türkoğlu, 2008).

Çinko insan vücuduna yetersiz miktarda alındığı takdirde iĢtah kaybı, tat ve koku

duyularında azalma, yara iyileĢmesinde gecikme, bağıĢıklık sisteminde zayıflama,

gençlerde büyüme sorunları, deri sorunları ve en önemlisi doğan bebeklerde doğum

esnasında ve sonrasında sağlık sorunları meydana getirir. Çinkonun gerekenden fazla

alınması durumunda iĢtah ve bağıĢıklık sistem aktivitesinin azalması, yaraların geç

iyileĢmesi, derideki aĢırı hassasiyetler, kolesterolün yükselmesi, karın ağrısı, ishal,

sindirimde sıkıntı gibi rahatsızlıklara neden olur (Kahvecioğlu vd., 2004; ÇalıĢkan,

2005).

Çinko ayrıca kadmiyum gibi diğer tehlikeli ağır metallerin toksik etkisi ve alımında

koruyucu ve engelleyici özelliği açısından oldukça önemlidir. Çinkonun balık

bünyesine eksik alınması deri lezyonlarına, yemek borusu epitelyum hücrelerinde

bozukluklara, iskelet anomalilerine, büyüme gerilemesi ve iĢtah kaybına neden olur

(Kruger, 2002).

Çinkonun toksisitesi suyun kimyasal yapısı, suda bulunan diğer metaller ve yer

kabuğunun alkalinitesinden etkilenir. Çinko ortamda çok fazla seviyelerde

bulunduğunda solungaç dokusunu tahrip ederek balığı öldürebilir. Genel olarak

çinkonun su canlıları için zararları Ģöyle özetlenebilir (Kruger, 2002).

- Deri lezyonları, hemorajiler ve omur hasarlarına neden olur.

- Balıkta yumurta zarında incelmeye neden olarak yumurtlama esnasında yumurtanın

yırtılmasına neden olur.

13

- Gonat faaliyetlerine engel olur.

- Embriyonik geliĢimine zarar verir.

- Yumurtadan çıkan larvalar çinkoya maruz kaldıklarında kulak kapsülleri ve

gözlerde Ģekil bozuklukları, ağız ve solungaç kemerlerinde sakatlıklara neden olur.

2.6.3. KurĢun (Pb)

KurĢun atom numarası 82, atom ağırlığı 207,2 g/mol, yoğunluğu 11,34 g/cm3, erime

noktası 327°C, kaynama noktası 1755°C, olan periyodik cetvelin 4A grubuna ait bir

metaldir (Anonim, 2006c).

KurĢun doğada doğal olarak az bulunmakta, fakat çevrede bulunan kurĢunun büyük

çoğunluğu insan faaliyetleri sonucu ortaya çıkmaktadır (Çınar, 2008). KurĢunun

çevredeki ana kaynakları; maden ve metal endüstrileri, otomobil aküleri, tıbbi

ekipmanlar, kurĢunlu boyalar, seramik endüstrisi, kaplama, bilimsel ve optik aletler,

cephaneler, katı atık yapımı ve kurĢunlu benzin kullanımıdır (ÇalıĢkan, 2005).

Ayrıca egzoz gazları, sigara külü, akümülatör, Ģehir su Ģebekesi, kauçuk üretimi,

matbaacılık, pestisid, çeĢitli çocuk oyuncakları ve kurĢunlu benzin yakıtıdır (Çınar,

2008).

KurĢun insan sağlığını olumsuz etkileyen dört metalden birisidir. Ġnsan vücudundaki

kurĢunun %65’i yiyecek, %20’si su ve %15’i de hava yoluyla alınmaktadır. Meyve,

sebze, et, baklagiller, deniz ürünleri ve içecekler önemli miktarlarda kurĢun

içermektedir. Sigara dumanı da az miktarda kurĢun içermektedir. KurĢun içme

suyuna özellikle asitli suların boruları aĢındırması sonucu karıĢmaktadır. KurĢun

insan vücudunda baĢ ağrısı, yüksek tansiyon, yorgunluk, mide yanması, böbrek

yaralanması, sinir sisteminin tahribi, beyin hasarı, kansızlık, erkeklerde sperm

bozulması, çocukların öğrenme yeteneğinde azalma ve çocuklarda davranıĢ

bozuklukları gibi sağlık problemlerine neden olmaktadır. KurĢun merkezi sinir

sistemi, kemikler, beyin ve saçta tutulan birikmiĢ bir toksindir (Çınar, 2008).

KurĢunun su canlılarında bilinen esansiyel bir görevi olmadığı gibi çoğu zaman

düĢük konsantrasyonlarda bile toksik özelliğe sahiptir (Türkoğlu, 2008). Balık ve

14

kabuklularda öncelikle solungaç, karaciğer, böbrek ve kemikte biriken kurĢun,

organizmalarda son derece uzun bir yarılama ömrüne sahiptir. Larvaları tamamen

öldürmese de önemli hasarlar verebilir. Önce iskelete girer ve vücudu terk etmesi 20

yıl alır. Yumurta ve embriyolarda birikebilir. Genellikle, karaciğer, böbrek, iskelet ve

dalakta birikim yaptığı bildirilmektedir (ÇalıĢkan, 2005).

KurĢun su canlılarının yaĢadığı ortamda bulunduğu takdirde canlının vücuduna

geçerek çeĢitli olumsuz etkilere neden olur. Bunlardan bazıları Ģunlardır (Kruger,

2002).

- Yumurtayı etkileyerek çok düĢük konsantrayonlarda bile yumurtadan çıkma oranını

azaltır.

- BaĢ bölgesinde Ģekil bozukluklarına neden olur.

- Özellikle pre-larval ve larval dönemlerde yumurta sarısının emilmesine sebep olur.

- Gonadal fonksiyonları etkileyerek üreme potansiyelini değiĢtirir. Kortikosteroid

seviyesini yükselterek yumurtlamayı hızlandırır. Bunun sonucunda yumurtalarda

geliĢim bozuklukları görülür.

- Kalp çalıĢsa bile kan sirkülasyonunu engeller.

- Ovaryumlarda gerileme ve küçülme sonucu yumurta sayısında azalma meydana

gelir.

KurĢun, çevreye atıldığı zaman diğer birçok metale göre daha uzun kalıĢ süresine

sahiptir. Bu nedenle de toprakta ve sedimentte birikme eğilimindedir (Özden, 2008).

2.6.4. Demir (Fe)

Demir atom numarası 26, atom ağırlığı 55,845(2) g/mol, yoğunluğu 7,86 g/cm³,

erime noktası 1538 °C, kaynama noktası 2861 °C olan bir elementtir (Anonim,

2009).

Doğada diğer metallere göre yüksek oranlarda bulunurken element halinde

bulunmaz. Element halindeki demire sadece meteorların yapısında rastlanır. Buna

karĢın bileĢikleri doğada bol ve yaygındır. Tabiatta oksit, sülfür ve karbonat

bileĢikleri Ģeklinde bulunur. Doğal olarak toprakta bulunan demir akarsular, nehirler

15

ile deniz ve göllere taĢınmaktadır. Ayrıca endüstriyel atıklarda kirletici kaynakları

oluĢturmaktadır (Tuncay, 2007).

Demir, insan organizmasında özellikle kırmızı kan hücrelerinin yapısında bulunan

hemoglobinin fonksiyonel bir parçası olması bakımından önemlidir. Bunun dıĢında

demir, kasların miyoglobininde, sitokrom, peroksidaz ve katalaz sistemlerinde yer

alan yaĢamsal önemde bir elementtir (Alhas, 2009).

Su ortamındaki kollaidal demir çok yoğun olduğu zaman solungaçlar üzerinde

birikerek balıkların ölümüne neden olabilir. Ayrıca dokularında fazla miktarda demir

birikmiĢ balıkların besin olarak tüketilmesi de insan sağlığını olumsuz yönde

etkileyebilir (Tekin-Özan vd., 2004).

2.6.5. Alüminyum (Al)

Alüminyum atom numarası 13, atom ağırlığı 26,9815386(8) g/mol, yoğunluğu 2,70

g/cm³, erime noktası 660,32°C, kaynama noktası 2519°C olan bir elementtir

(Anonim, 2009).

Doğada genellikle boksit cevheri halinde bulunur ve oksidasyona karĢı üstün direnci

ile tanınır. Bu direncin temelinde pasivasyon özelliği yatar. Kolaylıkla dövülür,

makinede iĢlenir ve dökülür. Endüstrinin pek çok kolunda milyonlarca farklı ürünün

yapımında kullanılmakta olup dünya ekonomisi içinde çok önemli bir yeri vardır.

Alüminyumdan üretilmiĢ yapısal bileĢenler uzay ve havacılık sanayi için

vazgeçilmezdir. Hafiflik ve yüksek dayanım özellikleri gerektiren taĢımacılık ve

inĢaat sanayinde geniĢ kullanım alanı vardır. Yerkabuğunda bol miktarda (%7,5 -

8,1) bulunmasına rağmen serbest halde çok nadir bulunur ve bu nedenle bir zamanlar

altından bile daha kıymetli görülmüĢtür (Tuncay, 2007).

2.6.6. Mangan (Mn)

Mangan atom numarası 25, periyodik cetvelde 7B grubu bir elementtir. Mangan,

yeryüzünde her yerde bulunabilen çok yaygın bir bileĢendir (Anonim, 2009).

16

YaĢam için gerekli olup, tahıl ve çay gibi pek çok gıdalarda bulunan esansiyel bir iz

elementtir. Demir-çelik fabrikaları, güç santralleri, yakma fırınları ve maden

yataklarının tozlarından havaya karıĢabilir. Suya ve toprağa karıĢımı doğal

kaynaklardan, atıkların deĢarjıyla ve atmosferik taĢınımla olur. Nehir, göl ve yer altı

sularında doğal olarak bulunur ve sudaki bitkiler tarafından bir miktar alınarak

birikebilir. Genellikle karaciğer, böbrek ve pankreasta birikim gösterir (ÇalıĢkan,

2005). Mangan organizmalardaki enzimlerin yapısal bütünlüğü açısından gerekli bir

elementtir. Bu elementin eksikliği insanlarda solunum, sinirsel bozukluklar ve

kısırlığa neden olur (Tuncay, 2007).

2.6.7. Krom (Cr)

Krom atom numarası 24, atom ağırlığı 51,996 g/mol, yoğunluğu 7,19 g/cm³, erime

noktası 1875°C, kaynama noktası 2665°C olan bir elementtir (Anonim, 2009).

Krom; kayalar, hayvan, bitki, toprak, volkanik toz ve gazlarda doğal olarak bulunan

bir element olup, çevrede birkaç formu olabilir. Bunlardan en yaygını; Cr0, Cr

+3,

Cr+6

’dır. Çelik üretiminde, alaĢım yapımında, metal endüstrisinde, krom kaplamada

ve paslanmayı kontrol edici madde olarak kullanılmaktadır. Aynı zamanda boya,

tuğla ve deri endüstrisi ile gıda koruyucu madde olarak kullanılmaktadır.

Ġnsanlar krom veya krom bileĢiklerini hava, yiyecek, içecek veya deri ile temas

yoluyla almaktadır. Hava ve sudaki krom seviyesi genellikle düĢüktür. Krom doğal

olarak birçok bitki, meyve, et ve mayanın yapısında bulunduğu için insanlar kromun

önemli bir kısmını bu yiyecekler sayesinde almaktadır (ÇalıĢkan, 2005).

2.6.8. Civa (Hg)

Civa atom numarası 80, atom ağırlığı 200,59 g/mol, yoğunluğu 13,546 g/cm3,

kaynama noktası 356,95°C, periyodik cetvelinde 2B grubunda olan bir elementtir

(Anonim, 2009).

Civa endüstride gerek metalik olarak gerekse organik ve inorganik civa bileĢikleri

olarak termometrelerde, bazı metallerin üretim proseslerinde ve kağıt sanayisinde

17

kullanılmaktadır. Fosil yakıtların yanması, madencilik sektöründe civa içeren

kayaçların kırılması, civa üretimi esnasında ve katı atık depo sahalarından sızma, atık

pillerin rastgele atılması, diĢ hekimliğinde kullanılan amalgam dolgular ve evde

kullanılan civa içeren aletlerin kırılması sonucunda içerdikleri civanın etrafa

yayılması, civanın insan faaliyetleri sonucunda havadaki ve sudaki oranlarının

yükselmesine neden olmaktadır (Özden, 2008).

Civa bileĢiklerinin sinir sistemi, böbrekler ve beyin üzerinde farklı etkileri vardır.

Metalik civa ve metil civa vücuda alındığında kana karıĢarak beyine kadar gider ve

beyinde akümüle olur. Buna karĢın inorganik civa bileĢiklerinin alınması durumunda

bu bileĢikler beyine gidemezler ancak bunlar da böbreklerde akümüle olarak

böbreklerin çalıĢmasını engellerler. Kısa süre yüksek dozlarda maruz kalınması

durumunda civanın akciğerler, ağız ve boğaz ile solunum yollarında hasar yarattığı

tespit edilmiĢtir. Bunun yanında civa konsantrasyonun vücutta yükselmesi, deride

kızarıklık ve yaraların oluĢmasına, tansiyon yükselmesine, kalp krizine ve gözlerin

zarar görmesine neden olabilir (Kahvecioğlu vd., 2003).

Civa balıkların geliĢimi için gerekli olmayıp dağılımı kimyasal Ģekline ve giriĢ

yoluna bağlıdır. Balığın yaĢına bağlı olarak artıĢ gösterir ve genellikle bağırsak, kas,

omurga ve solungaçlarda birikir (Tekin-Özan vd., 2004).

2.6.9. Kadmiyum (Cd)

Kadmiyum, atom numarası 48, atom ağırlığı 112,4 g/mol, 20°C’deki yoğunluğu 8,7

g/cm3, erime noktası 321°C, kaynama noktası 767°C olan parlak, gümüĢi, yumuĢak

ve Ģekil verilmesi kolay bir metaldir. Yapı olarak çinkoya benzer fakat çok daha

kompleks bileĢikler meydana getirir (Türkoğlu, 2008).

Endüstriyel alanda yaygın olarak kullanılan bir metal olan kadmiyum, çinko üretimi

esnasında elde edilen bir metaldir. Kadmiyumun diğer önemli kaynakları: diĢ

alaĢımları, aküler, seramikler, sigara dumanı, çay, kahve, kola, bakır rafinerisi,

elektrik kaplama, ticari gübreler, pestisitler, lastik ve plastik yakma, petrol yakıtı,

18

boya maddeleri, gümüĢ kaplama fosil akıtlar, nikel-kadmiyum piller, fosfatlı gübreler

ve deterjanlardır (Çınar,2008; Türkoğlu, 2008).

Kadmiyum diğer ağır metaller içinde suda çözünme oranı en yüksek olanıdır

(Türkoğlu, 2008). Kadmiyumun suda çözünürlüğü kadmiyumun kaynağındaki

bulunuĢ Ģekline ve pH’a bağlıdır (Ağcasulu, 2007).

Kadmiyum, sindirim ve solunum yolları aracılığı ile kolayca emilen, vücutta birikim

yapan ve zehirlilik etkisi yüksek olan bir metaldir. Vücut tarafından emilen

kadmiyum, kana geçer ve vücudun belli bölgelerinde depolanır. Böbrekler ve

karaciğer kadmiyumun depolandığı baĢlıca bölgelerdir (Ağcasulu, 2007). Ġnsanlar

kadmiyumu temel gıdalar ile almaktadır (Çınar, 2008).

Kadmiyumun yüksek dozu insanlarda yüksek tansiyon, kansızlık, mide ağrısı ve

Ģiddetli kusma, kemik kırılması, üreme ve kısırlık, merkezi sinir sistemi

bozuklukları, bağıĢıklık sisteminde zayıflama, fizyolojik bozulma, kanser, saç

dökülmesi, cilt kuruması, iĢtah kaybı, böbrek ve karaciğerde hasar ve ömür kısalması

gibi sağlık problemlerine yol açmaktadır (Çınar, 2008). Kadmiyum doğal koĢullarda

doğal sularda çok düĢük konsantrasyonlarda bulunur. Kadmiyum sularda aĢırı

miktarlarda hatta düĢük konsantrasyonlarda bile bulunduğunda sucul organizmalar

için Ģiddetli toksik etki yapabilir (Kruger, 2002).

Kadmiyum endüstriyel deĢarjlar nedeniyle doğal sularda yaygın olarak bulunur ve

sucul canlılar üzerine olumsuz etkiler meydana getirir. Genellikle balıklar kadmiyum

toksisitesine karĢı oldukça hassastırlar. Kadmiyumun sucul canlılar üzerindeki

baĢlıca etkileri Ģunlardır (Kruger, 2002).

- Çinko ve kalsiyum gibi esansiyel metallerle rekabet ederek bu metallerin iĢlevlerini

yerine getirmesine engeller.

- Perikardiyal ve abdominal ödemler, kısalmıĢ veya bozulmuĢ kuyruk yüzgeci ve

sapları ve dolaĢım sistemi hasarlarına neden olur.

- Yapısal proteinler ve enzimlerin normal fonksiyonları için esansiyel olan sülfidril

gruplarını bloke ederek enzim faaliyetlerine zarar verir.

19

- Balığın hücre zarlarının geçirgenliğini etkileyerek ve solungaçlarında yapısal

hasarlar meydana getirerek iyon dengesini bozar.

- Pigment formasyonunu etkileyerek vücuttaki renk ve lekelerde azalmaya neden

olur.

- Larvalarda Ģekil bozukluklarına ve ölümlere sebep olur.

- Kan pıhtılaĢması ve kan dolaĢımında azalmaya neden olur.

- Oksijen kullanımında azalmaya neden olarak solunumu etkiler.

2.7. Konu Ġle Ġlgili Literatür Bilgisi

Sucul ortamlardaki biriken ağır metallerin belirlenmesine yönelik Türkiye’de ve

Dünya’da pek çok çalıĢma yapılmıĢtır. Yapılan bu çalıĢmalardan; Canlı vd. (1998),

yaptıkları çalıĢmada Seyhan Nehri’nde belirledikleri 5 istasyondan yakalanan

Cyprinus carpio, Barbus capito ve Chondrostoma regium’un kas, karaciğer ve

solungaç dokularındaki Cd, Pb, Cu, Cr ve Ni düzeylerini belirlemiĢlerdir. Karaciğer

ve solungaç dokularının, kas dokusuna göre daha yüksek düzeyde metal biriktirdiğini

tespit etmiĢlerdir.

Özkurt (2000), Çatören ve Kunduzlar baraj göletlerinde sazanın (Cyprinus carpio

L., 1758) dokularında B birikimini incelemiĢtir. Çatören barajındaki balık

dokularında birikimin en düĢük kas, en yüksek karaciğer, Kunduzlar barajında ise en

düĢük kas, en yüksek beyin dokusunda olduğunu belirtmiĢtir.

Karadede ve Ünlü (2000), Atatürk Baraj Gölü’nün sedimentinde Cu, Fe, Mn, Ni ve

Zn’yu tespit etmiĢler ve Cd, Co, Hg, Mo ve Pb’un AAS’nin analiz limitinin altında

olduğunu belirtmiĢlerdir. En fazla biriken metalin Fe olduğunu bildirmiĢlerdir.

Çiçek vd. (2001), Porsuk Baraj Gölü'nde yaĢayan Cyprinus carpio Linnaeus, 1758

(Sazan) ve Barbus plebejus Bonaparte, 1832 (Bıyıklı Balık) balıklarında ve baraj

suyunda ağır metallerden Pb, Cr ve Cd seviyelerini incelemiĢlerdir. Balık

dokularında kurĢun ve krom, ölçüm duyarlılığının altında olduğu için

belirleyememiĢlerdir. Kadmiyum değerleri ise balık ve yumuĢakçalar için kabul

edilebilir ağır metal değerlerinin üzerinde bulmuĢlardır.

20

Göksu vd. (2003), Seyhan Baraj Gölü’ndeki balıklardan, Aynalı Sazan ve Sudak

balıklarının yenilebilir kısımlarında, Fe, Zn ve Cd birikimini belirlemiĢlerdir.

Örnekler, aylık alınmıĢ ve AAS yöntemi ile analiz edilmiĢtir. Ağır metal birikimini

sırasıyla, Fe>Zn>Cd Ģeklinde bulmuĢlardır.

Cicik (2003) yaptığı çalıĢmada; bakır, çinko ve bakır-çinko etkileĢiminde Sazan

(Cyprinus carpio L.)'nın karaciğer, solungaç ve kas dokularındaki metal birikimi

incelemiĢtir. Deney süresi sonunda bakır-çinko karıĢımının etkisinde solungaç

dokusundaki çinko birikimi dıĢında en yüksek bakır ve çinko birikimi, karaciğerde

olurken, en düĢük birikim kas dokusunda meydana geldiğini bulmuĢtur. KarıĢımın

etkisinde doku ve organlardaki bakır ve çinko birikimi, metallerin tek tek etkisinde

belirlenen birikimden düĢük düzeyde olduğunu saptamıĢtır.

Özmen vd. (2004), Hazar Gölü’nün su ve sedimentinde bazı ağır metal (Zn, Fe, Mn,

Ni, Cu, Cr, Co ve Pb) birikimini araĢtırmıĢlardır. Suda Zn, Fe, Mn, Ni, Cu ve Pb

belirlenirken, sedimentte Pb dıĢında tüm metallere rastlamıĢlardır. Sedimentte en

fazla Fe’in, en az ise Pb’un biriktiğini kaydetmiĢlerdir.

Duman (2005), Sapanca ve Abant gölleri su, sediment ve bazı sucul makrofitlerde

ağır metal akümülasyonunun mevsimsel değiĢimini incelemiĢtir. Sapanca Gölü’nden

9 ve Abant Gölü’nden 3 istasyon seçilmiĢtir ve bu istasyonlardan su, sediment ve

makrofit örnekleri (Phragmites australis, Schoenoplectus lacustris, Potamogeton

lucens ve Nuphar lutea) alınmıĢtır. Sapanca Gölü su ve sedimentinde ağır metal

kirliliğinin trafik, fosseptik atık, tarımsal gübre ve zirai ilaçlar, Abant Gölü su ve

sedimentinde ise trafik ve fosseptik atık kaynaklı olduğu belirlenmiĢtir.

Özözen (2005), Demirköprü ve AvĢar barajlarından alınan Cyprinus carpio, su ve

sediment örneklerinde bazı ağır metal konsantrasyonlarını belirlemiĢtir. Analiz

sonuçlarına göre ağır metal düzeylerinin sıralanıĢı suda; Fe > Pb > Cu > Ni > Cr >

Cd, sedimentte; Fe > Ni > Cu > Cr > Pb > Cd, Demirköprü barajındaki C.carpio

örneklerinde, kasta Fe > Cu > Ni > Cr > Pb > Cd; solungaçta Fe > Ni > Cu > Pb > Cr

> Cd; karaciğerde Fe > Cu > Ni > Pb > Cr > Cd Ģeklinde, AvĢar barajındaki C.

21

carpio örneklerinde, kasta Fe > Cu > Pb > Ni > Cr > Cd; solungaçta Fe > Cu > Ni >

Pb >Cr > Cd; karaciğerde Fe > Cu > Ni > Pb > Cr > Cd Ģeklinde bulunmuĢtur.

ÇalıĢkan (2005), Asi Nehri’nde yaptığı çalıĢmada nehirden alınan su, sediment ve

karabalık (Clarias gariepinus, Burchell 1822) örneklerinde Cd, Co, Cr, Cu, Fe, Mn,

Ni, Pb ve Zn konsantrasyonlarını bir yıl süreyle mevsimsel olarak incelemiĢtir.

ÇalıĢma sonucunda metal birikimlerinin mevsimler arasında farklılık gösterdiği

tespit edilmiĢtir. Genellikle en yüksek birikim su ve balık örneklerinde yaz

mevsiminde, sedimentte ise kıĢ mevsiminde ölçülmüĢtür. Balık dokuları arasında

birikim genellikle karaciğerde en yüksek olmasına rağmen Cr ve Mn solungaçta, Zn

ise en fazla deride tespit edilmiĢtir. En az Cd, Cu, Mn ve Pb birikimi deride Co, Cr,

Fe, Ni ve Zn ise kasta bulunmuĢtur. Sedimentteki birikimin balık ve suya oranla daha

yüksek olduğu görülmüĢ olup sadece Cd suda daha fazla bulunmuĢtur. Genelde

birikim su <balık < sediment olmasına rağmen Cr ve Ni metallerinde balık < su <

sediment olarak görülmüĢtür. Su, sediment ve balık örneklerindeki ağır metaller

kabul edilebilir sınırların altında bulunmuĢtur.

Kır vd. (2006), KarataĢ Gölü’nde yaĢayan Scardinus erythrophthalmus L., 1758’un

kas, karaciğer ve solungaç dokularındaki Fe, Zn, Mn, Cr, Pb ve Cd

konsantrasyonlarını incelemiĢlerdir. Bu ağır metaller arasından Cr, Pb ve Cd

miktarları analiz limitinin altında olduğunu bulmuĢlardır. Zn’nun kastaki ortalama

konsantrasyonu 5.70-17.31 mg/kg arasında değiĢtiğini, Fe ve Zn’nun karaciğerdeki

konsantrasyonlarının sırasıyla 76.37-150.94 mg/kg; 93.14-116.41 mg/kg arasında

olduğunu ve solungaçtaki sıralamasının ise Fe; 64.58-108.13 mg/kg, Zn; 130.15-

170.84 mg/kg, Mn; 6.52-18.12 mg/kg arasında değiĢtiğini belirlemiĢlerdir.

Dural ve Göksu (2006), Çamlık lagününde seston, bentoz ve sediment örneklerinde

ağır metallerden Pb, Cu, Zn, Cd, Fe’in birikim miktarlarını ve bunların mevsimsel

değiĢimini belirlemiĢlerdir. Yaptıkları çalıĢmada belirledikleri bulguları

değerlendirdiklerinde ise en çok Zn (2295,06 μgg-1) ve Cd (17,06 μgg-1)’un

sestonda; Fe ( 30441,70μgg-1) ve Pb (67,29 μgg-1)’un sedimentte; Cu (72,24μgg-

1)’ın ise bentozda biriktiğini görmüĢlerdir.

22

Parlak vd. (2006), Gediz Deltasından toplanmıĢ sediment örneklerinde bazı ağır

metalleri (As, Pb, Cd, Ni, Cu, Co ve Cr) analiz ederek kirliliğin etkisini tayin etmeye

çalıĢmıĢlardır. Elde ettikleri sonuçlara göre, As, Cu, Cd, Co, Ni ve Pb için bir kirlilik

riski olmadığı sonucuna varmıĢlardır.

Kır vd. (2007), Kovada Gölü’nün su ve sedimentindeki bazı ağır metallerin

birikimini incelemiĢlerdir. Kovada Gölü’nün suyunda yaptıkları ağır metal analizinde

Fe her mevsimde, Zn Ġlkbahar-2005 ve KıĢ-2006’da, Al sadece Yaz-2005’de ve Ni

sadece Ġlkbahar-2005’de belirlemiĢlerdir. Buna karĢın Mn KıĢ-2006’da, Cd, Cr, Cu

ve Pb tüm mevsimlerde ICP-OES’nin analiz limitinin altında bulmuĢlardır. Suda en

fazla bulunan metalin Fe olduğunu tespit etmiĢlerdir. Suda tespit edilen metallerin

yaz ve ilkbahar aylarında arttığını saptamıĢlardır. Kovada Gölü’nün sedimentinde

yaptıkları ağır metal analizinde Cr, Cu, Fe, Mn, Pb, Zn, Al ve Ni tüm mevsimlerde

belirlenirken Cd Yaz-2005 ve Sonbahar-2005’de ICP-OES’nin analiz limitinin

altında bulmuĢlardır. Sedimentte en fazla biriken metalin Al olduğunu bulmuĢlardır.

Metal birikiminin yaz aylarında en yüksek düzeye ulaĢtığını belirtmiĢlerdir.

Canbek vd. (2007), Porsuk çayında belirledikleri 11 istasyonda su ve bazı Cyprinidae

familyalarına ait türlerin değiĢik dokularında ağır metal konsantrasyonlarını

incelemiĢlerdir. Suda bulunan metal değerleri Zn, 20-90 μg/L, Mn 19-65 μg/L, Fe

17.8-65.8 μg/L, Ni 0.09-9.6 μg/L, Pb 0.01-8.8 μg/L, Cd 0.18-3.69 μg/L, Cu ve

0.0067-0.025 μg/L Cr. Dört balık dokusu için yapılan çalıĢmada ise karaciğer için;

Zn (Capoeta tinca) > Fe (Leuciscus cephalus) > Ni (C. tinca) > Mn (C. capoeta) >

Cu (L. cephalus) > Cd (C. tinca) > Pb (C. capoeta) > Cr (C. capoeta). Kas için; Zn

(L. cephalus) > Fe (L. cephalus) > Mn (C. tinca) > Ni (C. capoeta) > Cr (L.

cephalus) > Pb (Barbus plebejus) > Cu (C. capoeta) > Cd (C. capoeta) Ģeklinde

olduğunu bulmuĢlardır.

Erdoğrul ve Erbilir (2007), KahramanmaraĢ Sır Baraj Gölü’ndeki çeĢitli balık

örneklerinde ağır metallerin tespiti ile ilgili bir çalıĢma yapmıĢlardır. Bu çalıĢmada

Cyprinus carpio’nun kas dokusundaki değerleri Fe > Mn > Pb olarak

belirlemiĢlerdir.

23

Yılmaz ve Doğan (2007), Asi nehrinde yaptıkları çalıĢmada su ve balığın bazı

dokularındaki ağır metal birikimini incelemiĢlerdir. Sudaki ağır metalleri WHO, EC,

EPA ve TSE’ye göre karĢılaĢtırmıĢlar ve bu kriterlere göre Cd, Cu, Ni ve Pb

değerlerini yüksek Fe, Zn ve Cr’nin ise uygun olduğunu saptamıĢlardır. Metaller

arasında mevsimlik olarak önemli farklılık olduğunu belirlemiĢlerdir. Balık kas,

karaciğer ve solungaçlarında Cu, Fe, Ni ve Zn en yüksek değerde saptamıĢlardır.

Tekin-Özan ve Kır (2007), IĢıklı Gölü’nde yaĢayan turna balığı (Esox lucius L.,

1758)’nın karaciğerinde ve endoparazitindeki (Raphidascaris acus Bloch, 1779) bazı

ağır metallerin (Fe, Zn, Cu, Mn ve Cr) konsantrasyonlarını incelemiĢlerdir. Cu, Mn

ve Cr analiz limitinin altında çıkarken, karaciğerde Fe ve Zn tespit etmiĢlerdir.

Öztürk vd. (2008), Demirköprü Baraj Gölü’nün yüzey suyu, sedimenti ve sazanda

ağır metal konsantrasyonlarını ölçülmüĢlerdir. Yaptıkları çalıĢma sonucunda, yüzey

suyu ağır metal konsantrasyonu sıralaması Fe>Pb>Cu>Ni>Cr>Cd, sedimentte;

Fe>Ni>Cu>Cr>Pb>Cd, sazan örneklerinde kasda; Fe>Cu>Ni>Cr>Pb>Cd,

solungaçlarda; Fe>Ni>Cu>Pb>Cr>Cd, karaciğerde ise; Fe>Cu>Ni>Pb>Cr>Cd

Ģeklinde olduğunu belirlemiĢlerdir.

Fidan vd. (2008), Eber Gölü’nde su ve Carassius carassius’un kas, karaciğer ve

solungaçlarındaki ağır metal birikimini araĢtırmıĢlardır. YapmıĢ oldukları çalıĢmada

ağır metal birikiminin karaciğerde en fazla, kas dokusunda ise en düĢük olduğu

belirlenmiĢtir.

KarataĢ ve ġeker (2008) Tokat Kaz Gölü’nde yaĢayan sazan örneklerinin kas,

solungaç ve gonadlarında ağır metal konsantrasyonlarını AAS’de belirlemiĢlerdir.

YapmıĢ oldukları çalıĢma sonucunda insan ve balıklar açısından herhangi bir

tehlikenin bulunmadığını belirtmiĢlerdir.

Tekin-Özan ve Kır (2008), Mart 2003-ġubat 2005 tarihleri arasında BeyĢehir

Gölü’nden yakaladıkları sazan örneklerinin kas, karaciğer ve solungaç dokularında

Fe, Cu, Zn, Mn, Cr, Pb ve Cd metal birikimini araĢtırmıĢlardır. Bu ağır metaller

arasında yapılan analizler sonucunda Cr, Pb ve Cd analiz limiti altında bulmuĢlardır.

Dokular ve mevsimler arasında ağır metal konsantrasyonlarında önemli değiĢimler

24

tespit etmiĢlerdir. En yüksek metal konsantrasyonu karaciğerde bulunmuĢ, bunu da

solungaç ve kasın izlediğini saptamıĢlardır. Sazan dokularında ağır metal birikiminin

yaz ve kıĢ mevsiminde arttığını, ilkbahar ve sonbahar mevsimlerinde ise azaldığını

belirlemiĢlerdir.

Türkoğlu (2008), Van Gölü’nden alınan su, sediment ve inci kefali (Chalcalburnus

tarichi, Pallas 1811) örneklerinde ağır metallerden Cd, Cu, Zn ve Pb

konsantrasyonlarını belirlemiĢtir. AraĢtırma sonucunda, ağır metal

konsantrasyonunun sediment > balık > su olduğunu gözlemlemiĢtir. Balık dokuları

arasında en fazla ağır metal birikimini karaciğerde, en düĢük birikimi ise kasta

bulmuĢtur. Su ve balık örneklerindeki Cd, Cu, Zn ve Pb değerlerinin kabul edilebilir

sınırların altında belirlemiĢtir.

Özden (2008), Enne ve Porsuk Baraj Gölleri sedimentinde ağır metal seviyeleri ve

ağır metallerin Cyprinus carpio’nun farklı dokularına (Kas, deri, solungaç, karaciğer

ve bağırsak) biyoakümülasyon oranlarını araĢtırmıĢtır. Porsuk Baraj Gölü

sedimentinde ağır metal birikiminin, Enne Baraj Gölü sedimentindeki ağır metal

birikiminden daha yüksek olduğunu tespit etmiĢtir.

Köse ve Uysal (2008), Enne Baraj Gölü’nde yaĢayan cinsi olgunluğa eriĢmemiĢ

pullu sazanların (Cyprinus carpio) kas, deri ve solungacında ağır metal

biyoakümülasyon oranlarını araĢtırmıĢlardır. Kas dokunun metal seviyeleri

solungaçlardan önemli derecede düĢük bulunmuĢtur. Tespit edilen elementlerin

dokularda birikim sırası; kas ve solungaçta Ca>Mg>Zn>Fe>Cd, deride

Ca>Mg>Fe>Zn>Cd olarak belirlenmiĢtir.

Ayas vd. (2009), Mersin Körfezinden aldıkları Patella caerulea, Patella rustica

türlerinde Cd ve Pb düzeylerini belirlemiĢlerdir. Ġki türün metal deriĢimleri

karĢılaĢtırıldığında, P. rustica'nın daha yüksek düzeyde Cd ve Cr içerdiğini

saptamıĢlardır.

Alhas vd. (2009), Atatürk Baraj Gölü’nde yaĢayan iki Barbus türünde bazı ağır

metallerin konsantrasyonlarını incelemiĢlerdir. YapmıĢ oldukları çalıĢmada balık

25

türlerine bağlı olarak ağır metal konsantrasyonlarında önemli farklılık olduğunu

belirlemiĢlerdir. Karaciğer ve solungaçtaki ağır metal birikiminin kas dokusuna göre

daha fazla olduğunu bildirmiĢlerdir.

Akbulut vd. (2009), Kızılırmak Nehri’nde yaĢayan üç balık türünün kas ve solungaç

dokuları ile su ve sedimentte ağır metal birikimlerini belirlemiĢlerdir. Suda tespit

etmiĢ oldukları metal sıralaması; Br>Zn>Pb>Cr>Cu>Hg>Co, sedimentte;

Cr>Zn>Pb>Cu>Co>Hg>Br iken kas dokusunda; Cu>Pb>Br>Cr>Hg>Co,

solungaç dokusunda ise Zn>Pb>Cu>Cr>Br>Hg>Co Ģeklinde bulmuĢlardır.

Öztürk vd. (2009) yapmıĢ oldukları çalıĢmada; AvĢar Baraj Gölü’nün su, sediment

ve sazanın bazı dokularındaki ağır metal birikimini mevsimsel olarak

araĢtırmıĢlardır. Su örneklerinde Fe değerinin referans kabul edilen değeri aĢtığını,

sedimentte ise Fe’nin fazla biriktiğini bunu Ni, Cu, Cr, Pb ve Cd’nin takip ettiğini

belirlemiĢlerdir. Sazan örneklerinin bazı dokularındaki ağır metal sıralaması ise

kasta; Fe>Cu>Pb>Ni>Cr>Cd, solungaç ve karaciğerde; Fe>Cu>Ni>Pb>Cr>Cd

Ģeklinde tespit etmiĢlerdir.

Kandemir vd. (2010), Bafra Gölü’nde yaĢayan sazanlarda ağır metal birikimini

araĢtırmıĢlardır. Yaptıkları çalıĢma sonucunda, Cd, Co, Ni, Cu, Fe, Se, Zn, Cr, Mn ve

As Avrupa toplulukları ve türk gıda kodeksi limitinin altında bulmuĢlardır. Ancak Zn

ve Cd’u bazı dokularda diğer ağır metal düzeylerinden daha yüksek olduğunu

belirlemiĢlerdir.

Özdemir vd. (2010), Geyik Baraj Gölü’nde yaĢayan Cyprinus carpio ve Carassius

carassius ile göl suyu ve sedimentinde ağır metal konsantrasyonlarını

incelemiĢlerdir. Yaptıkları çalıĢmada su, sediment ve tüm dokularda ağır metal

konsantrasyonlarını yüksek bulmuĢlardır. Su örneklerinde Cu kıĢ mevsiminde, Fe

yaz mevsiminde yüksek miktarda, Co ise tüm mevsimlerde düĢük tespit edilmiĢtir.

Sediment örneklerinde Fe yaz ve kıĢ mevsimlerinde en yüksek iken Cd ve Pb yaz, Co

ve Cu kıĢ mevsiminde düĢük olarak tespit etmiĢlerdir. Balıkların kas dokusundaki

26

ağır metal birikimin karaciğer ve solungaç dokusuna oranla daha fazla olduğunu

belirlemiĢlerdir.

Yapılan literatür taraması sonucunda Karacaören II Baraj Gölü’nün su, sediment ve

balıklarında ağır metal birikimi üzerine herhangi bir çalıĢma bulunmamaktadır. Bu

nedenle çalıĢmamızın amacı Karacaören II Baraj Gölü’nün su, sediment ve sazan

(Cyprinus carpio L., 1758) örneklerinde bazı ağır metal birikiminin incelenmesidir.

27

3. MATERYAL ve METOT

3.1. AraĢtırmanın Yapıldığı Karacaören II Baraj Gölü’nün Tanıtımı

Karacaören II Baraj Gölü; Burdur il sınırları içerisinde, Aksu çayı üzerinde, sulama

ve enerji amacıyla 1988-1993 yılları arasında inĢa edilmiĢtir. Koordinatları; 37°

18’K, 30° 48’D; denizden yüksekliği 347 m olup, göl alanı 2.34 km2’dir. Kuzeyinde

Karacaören ve Çamlık köyleri, güneyinde Kargı köyü daha güneyinde ise Karaöz

beldesi ve Antalya ili, batısında Çobanpınar, Melikler ve Karaseki köyleri

bulunmaktadır. ÇeĢitli canlı türlerinin yaĢaması, sulama ve enerji elde edilmesi,

Antalya ili için su deposu konumunda olması açısından önem kazanmıĢtır. Ayrıca

göl çevresinde pek çok turistik tesislerin bulunması, göl içerisinde çok sayıda kültür

balıkçılığı kafeslerinin bulunması yöre halkına önemli bir gelir kaynağı

durumundadır.

ġekil 3.1. Karacaören II Baraj Gölü’nün haritası

28

3.2. Su Örneklerinin Ağır Metal Analizine Hazırlanması

Karacaören II Baraj Gölü’nden mevsimlik olarak alınan su örnekleri 500 ml’lik

renkli ĢiĢelere konularak üzerine 5 ml nitrik asit ilave edilerek ortam

asitlendirilmiĢtir. Ortamda olabilecek mikroorganizmaların ve bakterilerin biyolojik

aktiviteleri sona erdirilerek, metallerin baĢka formlara dönüĢmesi engellenmiĢtir. Su

örnekleri analiz yapılıncaya kadar derin dondurucuda bekletilmiĢtir. Göl suyunun pH

değeri arazi çalıĢması sırasında ölçülmüĢtür.

3.3. Sediment Örneklerinin Ağır Metal Analizine Hazırlanması

Analizi yapılacak olan sediment örnekleri gölün dip kısmından ekman kepçesi ile

alınmıĢ, steril renkli kaplar içerisine konulmuĢtur. Analizi yapılıncaya kadar da derin

dondurucuda tutulmuĢtur.

3.4. Balık Örneklerinin Ağır Metal Analizine Hazırlanması

Balık örneklerinin temini için 8x8, 12x12, 16x16 ve 22x22 göz açıklığına sahip ağlar

kullanılmıĢtır. Bu ağlar birinci gün atılıp ertesi gün sabah toplanmıĢtır. Gölden

yakalanan balık örnekleri Süleyman Demirel Üniversitesi, Fen- Edebiyat Fakültesi,

Biyoloji Bölümü laboratuarına getirilmiĢtir.

Laboratuar ortamına getirilen balıkların boyları milimetrik metre yardımıyla,

ağırlıkları ise hassas terazide ölçülerek her bir balık ile ilgili bilgilerin bulunduğu

forma kaydedilmiĢtir. Daha sonra balık örnekleri sterilize edilmiĢ pens, makas,

bisturi yardımıyla önce solungaçları alınmıĢ daha sonrada balıklar anüsten baĢlanarak

kesilmiĢtir. Kesilen balıklardan karaciğer ve kas örnekleri alınmıĢtır. Alınan kas,

karaciğer ve solungaç örnekleri analiz iĢlemi için derin dondurucuda bekletilmiĢtir.

Ölçüm için bütün dokulardan 0,5’er g ve sediment örneklerinden 0,2’Ģer g alınarak

her biri mikrodalga çözünürleĢtirme tüplerine yerleĢtirilmiĢtir. Her bir tüpün üzerine

de 5 ml HNO3 ve 1 ml H2O2 sediment örnekleri için 2,5 ml HF, 3 ml HCL ve 2 ml

29

HNO3 ilave edilerek mikrodalga fırında (Milestone Ethos Plus 2000) çözünürleĢtirme

iĢlemi yapılmıĢtır. Bu iĢlemden sonra fırından çıkarılan tüpler oda sıcaklığında

soğutulmuĢ ve tüplerdeki çözelti 25 ml’lik polipropilen balonjojelere aktarılmıĢtır.

Balonjojelerdeki çözelti miktarı saf su ile 25 ml’ye tamamlanmıĢtır. Örneklerin metal

analizi Perkin Elmar marka 5300 DV model ICP-OES cihazında yapılmıĢtır. Her bir

element için kullanılan dalga boyları Ģunlardır; Fe 238.204 nm, Cu 327.393 nm, Zn

206.200 nm, Mn 257.610 nm, Al 396.153 nm, Sr 407.771 nm, Cr 267.716 nm, Pb

220.353 nm, Cd 228.802 nm, Hg 253.652 nm. Elementlerin dedeksiyon limitleri ise;

Fe 0.0015mg/L, Cu 0.0024mg/L, Zn 0.0012mg/L, Mn 0.0003mg/L, Al 0.0014mg/L,

Sr 0.0023mg/L, Cr 0.0009mg/L, Pb 0.0017mg/L, Cd 0,0010mg/L, Hg

0.0100mg/L’dir.

Sonuçlar yaĢ ağırlık üzerinden mg/g olarak verilmiĢ ve mevsimsel olarak

değerlendirilmiĢtir.

3.5. Ġstatiksel Analizler

Ġstatiksel hesaplamaların yapılmasında SPSS 15.0 programı kullanılmıĢtır. Elde

edilen sonuçlar One-Way Anova testine tabi tutulmuĢtur. Ayrıca su, sediment ve

balık dokularında belirlenen metal birikimleri ve mevsimler arasındaki iliĢkiyi

belirlemek amacıyla Kruskal-Wallis Testi yapılmıĢtır.

30

4. ARAġTIRMA BULGULARI

4.1. Suda Ölçülen pH Değerleri

AraĢtırma süresince Karacaören II Baraj Gölü suyunda mevsimsel olarak ölçülen pH

değerleri Çizelge 4.1’de verilmiĢtir.

Çizelge 4.1. Karacaören II Baraj Gölü suyunda ölçülen pH değerleri

Mevsim pH

Ġlkbahar-2009 7.92

Yaz-2009 7.42

Sonbahar-2009 7.90

KıĢ-2010 8.02

Sudaki pH değerleri 7.42-8.02 arasında ölçülmüĢtür. pH değerinin en yüksek olduğu

mevsim KıĢ-2010, en düĢük olduğu mevsim ise Yaz-2009’dur (Çizelge 4.1.).

4.2. Suda Ölçülen Sıcaklık Değerleri

AraĢtırma süresince Karacaören II Baraj Gölü suyunda mevsimsel olarak ölçülen

sıcaklık değerleri Çizelge 4.2’de verilmiĢtir.

Çizelge 4.2. Karacaören II Baraj Gölü suyunda ölçülen sıcaklık değerleri

Mevsim sıcaklık (0C)

Ġlkbahar-2009 16

Yaz-2009 28

Sonbahar-2009 21

KıĢ-2010 12

Sudaki sıcaklık değerleri 12-280C arasında ölçülmüĢtür. Sıcaklık değerinin en yüksek

olduğu mevsim yaz-2009, en düĢük olduğu mevsim ise kıĢ-2010’dur (Çizelge 4.2.).

31

4.3. Suda Ölçülen Ağır Metaller

Karacaören II Baraj Gölü suyunda ölçülen ağır metallerin ortalama değerleri ve

standart sapmaları Çizelge 4.3.’de verilmiĢtir.

Karacaören II Baraj Gölü’nün suyunda yapılan ağır metal analizinde Cu sadece

Ġlkbahar-2009’da, Fe, Zn, Al ve Sr her mevsimde, Mn ile Pb farklı mevsimlerde

belirlenirken; Cr, Cd ve Hg her mevsimde ICP-OES’nin analiz limitinin altında

çıkmıĢtır (Çizelge 4.3.).

Ġlkbahar-2009’da tespit edilen Fe miktarı 0.034mg/l, Cu miktarı 0.009mg/l, Zn

miktarı 0.020mg/l, Mn miktarı 0.009mg/l, Al miktarı 0.013mg/l, Sr miktarı

0.155mg/l, Pb miktarı 0.022mg/l’dir. Fe, Mn, Sr ve Pb miktarları en yüksek düzeye

bu mevsimde ulaĢmıĢlardır. Cu’da sadece bu mevsimde belirlenmiĢtir (Çizelge 4.3.).

Yaz-2009’da, Ġlkbahar-2009’a göre Al miktarında artıĢ meydana gelirken, Fe, Zn, Sr

ve Pb miktarında azalma tespit edilmiĢtir. Cu, Mn, Cr, Cd ve Hg metalleri bu

mevsimde tespit edilememiĢtir. Bu mevsimde belirlenen Fe miktarı 0.015mg/l, Zn

miktarı 0.008mg/l, Al miktarı 0.041mg/l, Sr miktarı 0,055mg/l, Pb miktarı

0.001mg/l’dir. Al miktarı en yüksek düzeye bu mevsimde ulaĢmıĢtır (Çizelge 4.3.).

Sonbahar-2009’da, Yaz 2009’a göre Zn ve Sr miktarında artıĢ meydana gelirken, Fe

ve Al miktarında azalma tespit edilmiĢtir. Cu, Mn, Cr, Pb, Cd ve Hg ise bu

mevsimde tespit edilememiĢtir. Bu mevsimde belirlenen Fe miktarı 0.005mg/l, Zn

miktarı 0.021mg/l, Al miktarı 0.010mg/l, Sr miktarı 0.070mg/l’dir (Çizelge 4.3.).

KıĢ-2010’da Sonbahar-2009’a göre Zn miktarında artıĢ meydana gelirken, Al

miktarında ise azalma tespit edilmiĢtir. Fe ve Sr metallerinin miktarlarında ise

değiĢiklik tespit edilememiĢtir. Bu mevsimde belirlenen Zn miktarı 0.042mg/l, Mn

miktarı 0.001mg/l, Al miktarı 0.007mg/l’dir. Diğer metaller bu mevsimde tespit

edilememiĢtir (Çizelge 4.3.).

32

Çizelge 4.3. Karacaören II Baraj Gölü suyundaki Fe, Cu, Zn, Mn, Al, Sr, Cr, Pb, Cd ve Hg miktarları (mg/l) ile standart sapmalar

MEVSĠM Fe Cu Zn Mn Al Sr Cr Pb Cd Hg

Ġlkbahar-

2009

0.034 ±0.0006 0.009 ± 0.0001 0.020 ± 0.0003 0.009 ± 0.0001 0.013 ± 0.0085 0.155 ± 0.0029 ALA 0.022 ± 0.0003 ALA ALA

Yaz-2009 0.015 ± 0.0093 ALA* 0.008 ± 0.0018 ALA 0.041 ± 0.0562 0.055 ± 0.010 ALA 0.001 ± 0.0070 ALA ALA

Sonbahar

-2009

0.005 ± 0.0001 ALA 0.021 ± 0.0003 ALA 0.010 ± 0.0203 0.070 ± 0.0009 ALA ALA ALA ALA

KıĢ-2010 0.005 ± 0.0010 ALA 0.042 ± 0.0005 0.001 ± 0.0001 0.007 ± 0.0225 0.070 ± 0.0008 ALA ALA ALA ALA

*: Analiz Limitinin Altında

33

ÇalıĢmamızda suda elde edilen bulguların metal birikimi bakımından mevsimsel

olarak kıyaslanması sonucunda, Fe, Zn, Mn, Al, Sr ve Pb elementleri arasında bir

farkın olmadığı (p>0,05) görülmüĢtür (Çizelge 4.4.).

Çizelge 4.4. Su örneklerinde yapılan ağır metal ölçümlerinin Kruskal-Wallis Test

sonuçları

Ağır metaller

P Değeri

Fe

Zn

Mn

Al

Sr

Pb

P 0,392**

0,392**

0,317**

0,392**

0,392**

0,317**

**: p>0,05

4.4. Sedimentte Ölçülen Ağır Metaller

Karacaören II Baraj Gölü sedimentinde ölçülen ağır metallerin ortalama değerleri ve

standart sapmaları Çizelge 4.5’de verilmiĢtir.

Karacaören II Baraj Gölü sedimentinde yapılan ağır metal analizinde Fe, Zn, Mn, Al,

Sr ve Cr tüm mevsimlerde belirlenirken, Pb Ġlkbahar 2009’da, Cu, Cd ve Hg tüm

mevsimlerde ICP-OES’nin analiz limitinin altında çıkmıĢtır (Çizelge 4.5.).

Ġlkbahar-2009 mevsiminde belirlenen Fe miktarı 7.434 mg/g, Zn miktarı 0.019mg/g,

Mn miktarı 0.305mg/g, Al miktarı 3.582mg/g, Sr miktarı 0.051mg/g ve Cr miktarı

0.041mg/g’dır. Cu, Pb, Cd ve Hg metalleri ise bu mevsimde tespit edilememiĢtir

(Çizelge 4.5.).

Yaz-2009’da, Ġlkbahar-2009’a göre Fe, Zn, Mn, Al, Sr ve Cr elementlerinin

miktarlarında artıĢ görülmüĢtür. Fe miktarı 14.68mg/g, Zn miktarı 0.033mg/g, Mn

miktarı 0.558mg/g, Al miktarı 10.68mg/g, Sr miktarı 0.135mg/g, Cr miktarı

0.073mg/g ve Pb miktarı 0.003 mg/g olarak tespit edilmiĢtir. Bu mevsimde Cu, Cd

ve Hg miktarları tespit edilememiĢtir. Fe, Zn, Mn ve Al elementlerinin miktarları

diğer mevsimlere oranla en yüksek değere ulaĢmıĢtır (Çizelge 4.5.).

34

Çizelge 4.5. Karacaören II Baraj Gölü sedimentinde Fe, Cu, Zn, Mn, Al, Sr, Cr, Pb, Cd ve Hg miktarları (mg/g) ile standart sapmalar

MEVSĠM Fe Cu Zn Mn Al Sr Cr Pb Cd Hg

Ġlkbahar-

2009

7.434 ± 0.0266 ALA* 0.019 ± 0.0002 0.305 ± 0.0014 3.582 ± 0.0736 0.051 ± 0.0003 0.041 ±0.0001 ALA ALA ALA

Yaz-2009 14.68 ± 0.041 ALA 0.033 ± 0.0005 0.558 ± 0.0018 10.68 ± 0.070 0.135 ± 0.0014 0.073 ±0.0014 0.003 ± 0.0008 ALA ALA

Sonbahar-

2009

10.64 ± 0.024 ALA 0.022 ± 0.0002 0.345 ± 0.0006 3.314 ± 0.0110 0.074 ± 0.0005 0.125 ±0.0006 0.001 ± 0.0005 ALA ALA

KıĢ-2010 12.50 ± 0.106 ALA 0.029 ± 0.0005 0.402 ± 0.0039 8.041 ± 0.0290 0.176 ± 0.0082 0.057 ±0.0003 0.003 ± 0.0006 ALA ALA

*: Analiz Limitinin Altında

35

Sonbahar-2009’da, Yaz-2009’a göre Cr miktarı artarken, Fe, Zn, Mn, Al, Sr ve Pb

elementlerinin miktarlarında azalma meydana gelmiĢtir. Bu mevsimde Cu, Cd ve Hg

tespit edilememiĢ, Cr en yüksek değere ulaĢmıĢtır. Bu mevsimde Fe miktarı

10.64mg/g, Zn miktarı 0.022mg/g, Mn miktarı 0.345mg/g, Al miktarı 3.314mg/g, Sr

miktarı 0.074mg/g, Cr miktarı 0.125mg/g ve Pb miktarı 0.001mg/g olarak

belirlenmiĢtir (Çizelge 4.5.).

KıĢ-2010’da, Sonbahar-2009’a göre Cr miktarı azalırken, Fe, Zn, Mn, Al, Sr ve Pb

elementlerinin miktarlarında artıĢ meydana gelmiĢtir. Bu mevsimde Sr elementi en

yüksek değere ulaĢmıĢtır. Cu, Cd ve Hg elementleri ise tespit edilememiĢtir. Fe

miktarı 12.50mg/g, Zn miktarı 0.029mg/g, Mn miktarı 0.402mg/g, Al miktarı

8.041mg/g, Sr miktarı 0.176mg/g, Pb miktarı 0.003mg/g ve Cr miktarı 0.057mg/g

olarak tespit edilmiĢtir (Çizelge 4.5.).

ÇalıĢmamızda sedimentte elde edilen bulguların metal birikimi bakımından

mevsimsel olarak kıyaslanması sonucunda, Fe, Zn, Mn, Al, Sr, Cr ve Pb elementleri

arasında bir farkın olmadığı (p>0,05) görülmüĢtür (Çizelge 4.6.).

Çizelge 4.6. Sediment örneklerinde yapılan ağır metal ölçümlerinin Kruskal-Wallis

Test sonuçları

Ağır metaller

P Değeri

Fe

Zn

Mn

Al

Sr

Cr

Pb

P 0,392**

0,392**

0,392**

0,392**

0,392**

0,392**

0,368**

**: p>0,05

4.5. Sazan Dokularında Ölçülen Ağır Metaller

Sazan örneklerinin kas, karaciğer ve solungaç dokularındaki ağır metallerin ortalama

değerleri ve standart sapmaları Çizelge 4.7’de verilmiĢtir.

36

Çizelge 4.7. Sazanın kas, karaciğer ve solungacındaki Fe, Cu, Zn, Mn, Al, Sr, Cr, Pb, Cd ve Hg miktarları (mg/g) ile standart sapmalar

MEVSĠM DOKU Fe Cu Zn Mn Al Sr Cr Pb Cd Hg

Ġlkbahar-

2009

Kas 0.016±0.009 ALA* 0.017±0.007 0.001±0.0001 0.001±0.001 0.006±0.002 ALA ALA ALA ALA

Karaciğer 0.167±0.033 0.001±0.0001 0.086±0.046 0.002±0.001 0.058±0.080 0.002±0.0001 ALA 0.001±0.0001 ALA ALA

Solungaç 0.094±0.077 ALA 0.165±0.031 0.005±0.004 0.167±0.001 0.020±0.006 ALA 0.002±0.0002 ALA ALA

Yaz-2009

Kas 0.002±0.002 ALA 0.014±0.004 ALA 0.006±0.003 0.004±0.002 ALA ALA ALA ALA

Karaciğer 0.136±0.015 ALA 0.069±0.024 0.001±0.0001 0.022±0.001 0.004±0.0001 ALA ALA ALA ALA

Solungaç 0.040±0.009 ALA 0.088±0.013 0.002±0.001 0.005±0.003 0.022±0.007 ALA ALA ALA ALA

Sonbahar-

2009

Kas 0.006±0.004 ALA 0.013±0.001 ALA 0.013±0.001 0.002±0.0001 ALA ALA ALA ALA

Karaciğer 0.256±0.110 ALA 0.096±0.053 0.001±0.0001 ALA ALA ALA ALA ALA ALA

Solungaç 0.069±0.007 ALA 0.112±0.032 0.003±0.002 0.009±0.002 0.021±0.007 ALA ALA ALA ALA

KıĢ-2010

Kas 0.005±0.002 ALA 0.013±0.008 ALA 0.011±0.001 0.002±0.001 ALA ALA ALA ALA

Karaciğer 0.187±0.060 ALA 0.094±0.055 0.001±0.0001 0.013±0.016 ALA ALA ALA ALA ALA

Solungaç 0.040±0.019 ALA 0.074±0.045 0.003±0.001 0.017±0.002 0.015±0.008 ALA ALA ALA ALA

*: Analiz Limitinin Altında

37

Fe ve Zn her mevsimde bütün dokularda, Cu sadece ilkbahar mevsiminde karaciğer

dokusunda görülmüĢ, Al ise sadece sonbahar mevsiminde karaciğer dokusunda

görülmemiĢtir. Cr, Cd ve Hg tüm mevsimlerde hiçbir dokuda saptanmamıĢtır. Diğer

metaller ise farklı mevsim ve farklı dokularda tespit edilmiĢtir.

Ġlkbahar-2009’da belirlenen Fe miktarı ortalama olarak kas dokusunda 0.016mg/g,

karaciğerde 0.167mg/g ve solungaçta 0.094mg/g’dır. Zn miktarı kas dokusunda

0.017mg/g, karaciğerde 0.086mg/g ve solungaçta 0.165mg/g’dır. Mn miktarı kas

dokusunda 0.001mg/g, karaciğerde 0.002mg/g ve solungaçta 0.005mg/g’dır. Al

miktarı kas dokusunda 0.001mg/g, karaciğerde 0.058mg/g ve solungaçta

0.167mg/g’dır. Sr miktarı kas dokusunda 0.006mg/g, karaciğerde 0.002mg/g ve

solungaçta 0.020mg/g’dır. Karaciğerde belirlenen Cu miktarı 0.001mg/g ve Pb

miktarı 0.001mg/g’dır. Solungaçta belirlenen Pb miktarı 0.002mg/g olarak tespit

edilmiĢtir. Sadece bu mevsimde Cu karaciğerde Pb ise karaciğer ve solungaçta tespit

edilmiĢtir. Cr, Cd ve Hg metalleri bu mevsimde tespit edilememiĢtir. Zn ve Al

miktarı en yüksek değerlerine bu mevsimde solungaçta ulaĢmıĢlardır (Çizelge 4.7.).

Yaz-2009’da Ġlkbahar-2009’a göre Fe, Zn ve Mn miktarları azalmıĢtır. Al miktarı

karaciğer ve solungaçta azalırken, kas dokusunda artıĢ göstermiĢtir. Sr miktarı

karaciğer ve solungaçta artarken kas dokusunda ise azalmıĢtır. Cu, Cr, Pb, Cd ve Hg

metalleri bu mevsimde tespit edilememiĢtir. Bu mevsimde belirlenen Fe miktarı

ortalama olarak kas dokusunda 0.002mg/g, karaciğerde 0.136mg/g ve solungaçta

0.04mg/g’dır. Zn miktarı kas dokusunda 0.014mg/g, karaciğerde 0.069mg/g ve

solungaçta 0.088mg/g’dır. Al miktarı kas dokusunda 0.006mg/g, karaciğerde

0.022mg/g ve solungaçta 0.005mg/g’dır. Sr miktarı kas dokusunda 0.004mg/g,

karaciğerde 0.004mg/g ve solungaçta 0.022mg/g’dır. Mn miktarı karaciğerde

0.001mg/g ve solungaçta 0.002mg/g olarak tespit edilmiĢtir. Sr miktarı en yüksek

değere bu mevsimde solungaçta ulaĢmıĢtır. Fe miktarının en düĢük değeri bu

mevsimde kas dokusunda olduğu saptanmıĢtır (Çizelge 4.7.).

Sonbahar-2009’da Yaz-2009’a göre Fe miktarında artıĢ gözlenirken, Sr miktarında

ise azalma meydana gelmiĢtir. Zn miktarı karaciğer ve solungaçta artarken, kas

38

dokusunda azalma göstermiĢtir. Mn miktarı kas ve karaciğerde değiĢmemiĢ, solungaç

dokusunda artıĢ göstermiĢtir. Al miktarı kas ve solungaçta artmıĢ, karaciğerde ise

azalma göstermiĢtir. Cd, Cu, Cr, Pb ve Hg metalleri bu mevsimde tespit

edilememiĢtir. Bu mevsimde belirlenen Fe miktarı ortalama olarak kas dokusunda

0.006mg/g, karaciğerde 0.256mg/g ve solungaçta 0.069mg/g’dır. Sr miktarı kas

dokusunda 0.002mg/g, solungaçta 0.021mg/g’dır. Karaciğerde ise analiz limitinin

altında bulunmuĢtur. Zn miktarı kas dokusunda 0.013mg/g, karaciğerde 0.096mg/g

ve solungaçta 0.112mg/g’dır. Mn miktarı karaciğer dokusunda 0.001mg/g,

solungaçta 0.003mg/g’dır. Mn miktarı kas dokusunda analiz limitinin altında

bulunmuĢtur. Al miktarı karaciğer dokusunda analiz limitinin altında saptanmıĢ, kas

dokusunda 0.013mg/g, solungaçta 0.009mg/g olarak bulunmuĢtur. Fe miktarı en

yüksek değere bu mevsimde karaciğerde ulaĢmıĢtır (Çizelge 4.7.).

KıĢ-2010’da Cu, Cr, Pb, Cd ve Hg hiçbir dokuda tespit edilememiĢtir. Sonbahar-

2009’a göre Fe, Zn ve Sr miktarında azalma meydana gelmiĢtir. Mn’nın kas,

karaciğer ve solungaç dokusundaki miktarı değiĢmemiĢtir. Al miktarı kas dokusunda

azalmıĢ, karaciğer ve solungaçta ise artmıĢtır. Bu mevsimde belirlenen Fe miktarı

ortalama olarak kas dokusunda 0.005mg/g, karaciğerde 0.187mg/g ve solungaçta

0.040mg/g’dır. Zn miktarı kas dokusunda 0.013mg/g, karaciğerde 0.094mg/g ve

solungaçta 0.074mg/g’dır. Mn miktarı kas dokusunda analiz limitinin altında

bulunmuĢ, karaciğerde 0.001mg/g, solungaçta 0.003mg/g’dır. Al miktarı kas

dokusunda 0.011mg/g, karaciğerde 0.013mg/g ve solungaçta 0.017mg/g’dır. Sr

miktarı karaciğer dokusunda analiz limitinin altında bulunmuĢtur, kas dokusunda

0.002mg/g, solungaçta ise 0.015mg/g olarak bulunmuĢtur (Çizelge 4.7.).

ÇalıĢmamızda elde edilen bulguların mevsimler olarak kıyaslanması sonucunda, Fe,

Zn, Mn, Al ve Sr elementleri arasında bir farkın olmadığı (p>0,05) görülmüĢtür

(Çizelge 4.8.).

39

Çizelge 4.8. Sazan örneklerinde yapılan ağır metal ölçümlerinin mevsimsel olarak

Kruskal-Wallis Test sonuçları.

Ağır metaller

P Değeri

Fe

Zn

Mn

Al

Sr

P 0,623**

0,728**

0,908**

0,564**

0,913**

*: p<0,05

**: p>0,05

Sazan dokularında yapılan çalıĢmada kas, karaciğer ve solungaç dokularında Fe, Zn,

Mn ve Sr içerme bakımından fark olduğu (p<0,001) ancak Al içerme bakımından

fark bulunmadığı söylenebilir (p>0,05) (Çizelge 4.9.).

Çizelge 4.9. Sazan örneklerinde yapılan ağır metal ölçümlerinin dokularda Kruskal-

Wallis Test sonuçları.

Ağır metaller

P Değeri

Fe

Zn

Mn

Al

Sr

P 0,000* 0,000

* 0,005

* 0,703

** 0,000

*

*: p<0,001

**: p>0,05

40

5. TARTIġMA ve SONUÇ

5.1. TartıĢma

15.04.2009-15.03.2010 tarihleri arasında yapılan bu çalıĢmamızda, Akdeniz

Bölgesinde yer alan Karacaören II Baraj Gölü’nden alınan su, sediment ve Cyprinus

carpio örneklerinde toksik etkiye sahip Fe, Cu, Zn, Mn, Al, Sr, Cr, Cr, Pb, Cd ve Hg

gibi ağır metallerin konsantrasyonları ve bunların mevsimlere göre değiĢimleri

araĢtırılmıĢtır.

Karacaören II Baraj Gölü’nün suyunda yapılan analizler sonucunda Cr, Cd ve Hg

hiçbir mevsimde tespit edilememiĢtir. Cu sadece Ġlkbahar-2009’da tespit edilmiĢtir.

Mn ile Pb bazı mevsimlerde belirlenirken, bazı mevsimlerde analiz limitinin altında

çıkmıĢtır. Fe, Zn, Al, Sr ise her mevsimde tespit edilmiĢtir. ÇalıĢma süresince suyun

pH değerleri 7.42-8.02 arasında ölçülmüĢtür. Bu pH aralığında metaller çözünür

durumda olmadıkları için sudaki metaller ya çok az ya da hiç tespit edilememiĢtir.

Suda yapılan analizler sonucunda Fe (0.034mg/l), Sr (0.155mg/l) Ġlkbahar-2009’da,

Al (0.041mg/l) Yaz-2009’da, Zn (0.021mg/l) Sonbahar-2009’da en yüksek oranda

belirlenmiĢtir. Suda en fazla rastlanılan metallerin Fe, Zn, Al ve Sr olduğu

saptanmıĢtır.

Köse vd. (2008), Enne Baraj Gölü suyunda Cr tespit edememiĢlerdir. Suda tespit

ettikleri diğer metalleri ise düĢük konsantrasyonlarda bulmuĢlardır. B suda Mg ve

Ca’dan sonra üçüncü derecede yüksek konsantrasyona sahip olduğunu tespit

etmiĢlerdir. Çalta vd. (2002), Hazar Gölü’nden alınan su numunesinde yaptıkları ağır

metal analizlerinde Cd, Cr, Co ve Pb ölçüm duyarlılığının altında olup hiçbir ayda

tespit edememiĢlerdir. Sadece Cu, Fe, Mn ve Zn ağır metallerini tespit etmiĢler, aylık

değiĢimlerinin olduğunu bulmuĢlardır. ÇalıĢkan (2005), Asi Nehri’ndeki suda

yapmıĢ olduğu araĢtırmada en fazla metal birikiminin Co, Cd ve Zn hariç yaz

mevsiminde, Cd ve Co en fazla sonbaharda, Zn ise en fazla ilkbaharda olduğunu

ölçmüĢtür. Al-Saadi vd. (2002), Habbaniya Gölü’nün suyunda en fazla biriken

metalin Zn olduğunu belirterek bunu Cu, Pb, Ni, Mn ve Cd’un takip ettiğini

bildirmiĢlerdir. Cd, Co, Hg, Mo ve Pb’un AAS’nin analiz limitinin altında olduğunu

41

tespit etmiĢlerdir. Tekin-Özan vd. (2004), Kovada Gölünün suyunda Fe, Zn ve Mn’ı

belirlemiĢler, Cu, Cr, Pb ve Cd’un AAS’nin analiz limitinin altında olduğunu

belirtmiĢlerdir. Ayrıca en yüksek metal birikiminin yaz mevsiminde olduğunu tespit

etmiĢlerdir. Tekin-Özan vd. (2008), BeyĢehir Gölünün suyunda Fe, Zn, Mn ve Cu

metallerini belirlemiĢlerdir. Cr, Pb ve Cd’un AAS’nin analiz limitinin altında

olduğunu tespit etmiĢlerdir. Ayrıca en yüksek metal birikiminin yaz aylarında, en

düĢük metal birikiminin ilkbahar aylarında olduğunu göstermiĢlerdir.

Bu çalıĢmada metal konsantrasyonunun ilkbahar ve yaz aylarında arttığı, sonbahar ve

kıĢ aylarında azaldığı belirlenmiĢtir. Metal miktarlarının ilkbahar ve yaz aylarında

artmasının sebebi buharlaĢmanın fazla olmasından, göl çevresindeki tarımsal

faaliyetlerin (ilaçlama, gübreleme ve sulama) artmasından olabilir. Sonbahar ve kıĢ

aylarında azalmasının sebebi ise buharlaĢmanın az ve yağıĢın fazla olmasından

kaynaklanabilir.

Sedimentte biriken ağır metallerin konsantrasyonu dipte bulunan sediment

parçacıklarının oranına, parçacıkların boyutuna ve sedimentte organik maddelerin

bulunup bulunmamasına göre değiĢiklik gösterir. Sediment, ağır metaller için önemli

bir birikim yeridir. Bu nedenle sucul ortamların metal kirliliğinin belirlenmesinde

kullanılır (Salomans vd., 1987). Hadring ve Whitton (1978), göl sedimentinin suda

bulunan ağır metalleri kendine doğru çekerek bünyesinde biriktirdiğini

belirtmiĢlerdir.

Yapılan bu araĢtırmada Cu, Cd ve Hg hariç diğer tüm metaller sedimentte tespit

edilmiĢtir. Sedimentte en fazla birikim gösteren metal Fe olmuĢtur. Bu çalıĢmada

suda tespit edilemeyen Cr’a sedimentte rastlanılmıĢtır. Bu durum sediment

partiküllerinin suda bulunan metalleri bünyesine çekmesiyle ve molekül ağırlığı

yüksek metallerin dibe çökmesiyle ilgili olabilir. Sedimentte tespit edilen metallerin

mevsimsel değiĢimlerine bakıldığında, Fe (14.68mg/g), Zn (0.033mg/g), Mn

(0.558mg/g), Al (10.68mg/g)’ın Yaz-2009’da, Cr (0.125mg/g)’nin Sonbahar-

2009’da, Sr (0.176mg/g)’nin KıĢ-2010’da en yüksek değere ulaĢtığı tespit edilmiĢtir.

Metallerin, sedimentte genel olarak yaz mevsiminde artmasının nedeni suyun

42

buharlaĢması sonucunda suda artan metal konsantrasyonunun daha kolay ve daha

fazla sedimente geçmesinden kaynaklanabilir. Ayrıca bu mevsimde su döngüsü

olmadığı için metaller sedimentte daha fazla birikmiĢ olabilir. Ġlkbahar mevsiminde

ise en düĢük düzeye inmesi bu mevsimdeki su sirkülasyonundan kaynaklanabilir.

Bütün sediment örneklerinin ağır metal konsantrasyonları su ve balık dokularından

oldukça yüksek çıkmıĢtır. Bu durum sedimentin denizler ve özellikle göllerde ağır

metaller açısından depo görevi görmesine bağlanabilir. Türkoğlu (2008), Van

Gölü’nün su, balık ve sedimentinde yaptığı araĢtırmada en fazla birikimin sedimentte

olduğunu tespit ederek çalıĢmamızı desteklemektedir. Yine yapılan birçok çalıĢmada

en fazla ağır metal birikiminin sedimentte olduğu bildirilmiĢtir (ÇalıĢkan, 2005; Kır

vd. 2007; Türkoğlu, 2008).

Karadede ve Ünlü (2000), Atatürk Baraj Gölü’nün sedimentinde Cu, Fe, Mn, Ni ve

Zn’yu tespit etmiĢler ve Cd, Co, Hg, Mo ve Pb’un AAS’nin analiz limitinin altında

olduğunu belirtmiĢlerdir. En fazla biriken metalin Fe olduğunu bildirmiĢlerdir. Al-

Saadi vd. (2002), Habbaniya Gölü (Irak)’nün sedimentinde en fazla biriken metalin

Mn olduğunu, bunu Ni, Zn, Pb, Cu ve Cd’un takip ettiğini belirtmiĢlerdir. Pb, Cu ve

Cd’yu en yüksek ilkbahar mevsiminde tespit etmiĢlerdir. Özmen vd. (2004), Hazar

Gölü’nün sedimentinde en fazla Fe’in, en az ise Pb’un biriktiğini kaydetmiĢlerdir.

Karacaören II Baraj Gölü’nde yapılan bu çalıĢmada Fe ve Al’dan sonra en çok

biriken metalin Mn olduğu belirlenmiĢtir.

Aksoy (2005), Gediz Nehri’nin Ġzmir Körfezi’ne dökülme bölgesinde belirlenen

istasyonlardaki sedimentde; Fe>Co>Mn>Pb>Zn>Ni>Cr>Cu>Cd, olarak tespit etmiĢ,

Özden (2008) ise Enne Baraj Gölü sedimentinde tespit ettiği ağır metal miktarlarını

Fe > Mn > Zn > Ni > Pb > Cr > Cu > Cd > Se Ģeklinde sıralamaktadır. Porsuk Baraj

Gölü sedimentinde tespit ettiği ağır metaller için ise bu sıralama; Fe > Zn > Mn > Ni

> Pb > Cr > Cu > Cd > Se > Ag Ģeklinde olduğunu bulmuĢtur. Karacaören II Baraj

Gölü’nde yapılan bu çalıĢmada; Fe > Al > Mn > Sr > Cr > Zn > Pb olarak tespit

edilmiĢtir.

43

Kır vd. (2007), Kovada Gölü’nün sedimentinde Cr, Cu, Fe, Mn, Pb, Zn, Al ve Ni tüm

mevsimlerde belirlenirken, Cd Yaz ve Sonbahar’da ICP-OES’nin analiz limitinin

altında bulmuĢtur. Sedimentte en fazla biriken metalin Al olduğunu belirlemiĢtir.

Karacaören II Baraj Gölü’nde yapılan çalıĢmada ise en fazla biriken metalin Fe

olduğu tespit edilmiĢtir.

Karacaören II Baraj Gölü’nde yaĢayan sazanın bazı doku ve organlarında yapılan

ağır metal analizleri sonucunda; Fe ve Zn her mevsimde bütün dokularda, Cu sadece

Ġlkbahar-2009’da karaciğerde, Pb sadece Ġlkbahar-2009’da karaciğer ve solungaçta

tespit edilmiĢtir. Mn Yaz-2009, Sonbahar-2009 ve KıĢ-2010’da sadece kasta, Al

sadece Sonbahar-2009’da karaciğerde, Sr ise sadece sonbahar-2009 ve KıĢ-2010’da

karaciğer dokusunda analiz limitinin altında bulunmuĢ, diğer mevsim ve dokularda

ise tespit edilmiĢtir. Cr, Cd ve Hg tüm mevsimlerde hiçbir doku ve organda tespit

edilememiĢtir.

Ġlkbahar-2009’da Zn (0.165mg/g), Mn (0.005mg/g), Al (0.167mg/g) ve Pb

(0.002mg/g) solungaçta en yüksek oranda tespit edilmiĢtir. Yaz-2009’da Sr

(0.022mg/g) solungaçta en yüksek düzeyde tespit edilmiĢtir. Sonbahar-2009’da da Fe

(0.256mg/g) karaciğerde en yüksek oranda belirlenmiĢtir.

Yapılan bu çalıĢmada en fazla biriken metalin Fe olduğu belirlenmiĢtir. Birçok

çalıĢmada balıkların çeĢitli organ ve dokularında ölçümler yapılmıĢ ve en yüksek

metal birikiminin karaciğer ve solungaç dokusunda olduğu, en düĢük birikimin ise

kas dokusunda olduğu görülmüĢtür. (Erdem ve Kargın, 1992; Ünlü ve Gümgüm,

1993; Canlı vd., 1998; Karadede ve Ünlü, 2000; Gümgüm vd., 2001; Ciminli, 2005

Özkurt, 2000; Alam vd. 2002; Cicik, 2003; Köse, 2007; Yılmaz ve Doğan, 2007;

Fidan vd. 2008; Köse ve Uysal, 2008; Tekin-Özan ve Kır, 2008; Türkoğlu, 2008;

Alhas vd. 2009). Karacaören II Baraj Gölü’nde elde ettiğimiz bulgular da metal

birikiminin organlara ve metalin çeĢidine göre değiĢiklik gösterdiği görülmektedir.

Karaciğer ve solungaçta kas dokuya göre daha yüksek metal birikim oranları

görülmüĢtür.

Metallerin karaciğerde yüksek çıkmasının sebebi karaciğerin fonksiyonları ile

ilgilidir. Karaciğerin metabolik olarak aktif bir organ olmasıdır. Ayrıca diğer bazı

44

besinleri (yağ, karbonhidrat, vitamin vd.) olduğu gibi toksik ve toksik olmayan

metalleri de biriktirme kabiliyetine sahiptir. Bu özelliği nedeniyle vücuda zarar

verecek birçok maddeyi alıkoyabilme özelliği bulunmaktadır. Solungaçta yüksek

çıkmasının sebebi ise su ve sediment ile doğrudan temas halinde olmasından

kaynaklanmıĢ olabilir. Metallerin genel olarak kas dokusunda az tespit edilmesinin

sebebi aktif bir organ olmamasından kaynaklanabilir.

Canlı ve Kalay (1998), Seyhan Nehri’nde yaptıkları çalıĢmada Cyprinus carpio’nun

kas, karaciğer ve solungaç dokularında Cd, Pb, Cu, Cr ve Ni düzeylerinin karaciğer

ve solungaç dokularında kas dokusundan daha yüksek düzeylerde biriktiğini

belirlemiĢlerdir. Karadede ve Ünlü (2000)’nün, Atatürk Baraj Gölü’nde yaptıkları

çalıĢmada Cd, Hg, Ni ve Pb, sazan kas ve karaciğer dokularında tespit edilememiĢtir

Karacaören II Baraj Gölü’nde yaptığımız çalıĢmada ise Cd, Pb, Cu ve Cr genel

olarak tüm dokularda analiz limitinin altında tespit edilmiĢtir.

Göksu vd (2003), Seyhan Baraj Gölü’nde yapılan çalıĢmada; Cyprinus carpio’da ağır

metal birikimi Fe > Zn > Cd Ģeklinde bulunmuĢtur. Bu çalıĢmada verilen sıralama

karaciğer dokusu için elde ettiğimiz bulgularla uyum göstermektedir.

Alhas vd. (2009), Atatürk Baraj Gölü’nde yaĢayan iki Barbus türünde bazı ağır

metallerin konsantrasyonlarını incelemiĢlerdir. YapmıĢ oldukları çalıĢmada balık

türlerine bağlı olarak ağır metal konsantrasyonlarında önemli farklılık olduğunu

belirlemiĢlerdir..

Erdoğrul ve Erbilir (2007), KahramanmaraĢ Sır Baraj Gölü’ndeki çeĢitli balık

örneklerinde ağır metallerin tespiti ile ilgili bir çalıĢma yapmıĢlardır. Bu çalıĢmada

Cyprinus carpio’nun kas dokusunda değerler Fe > Mn > Pb olarak belirlenmiĢtir. Bu

sıralama, verilen metaller için Karacaören II Baraj Gölü’nde yaĢayan sazanların kas

dokularında tespit edilen sıralama ile uyum göstermektedir.

ÇalıĢkan (2005), Hatay bölgesinin sahip olduğu en önemli su kaynaklarından biri

olan Asi Nehri’nden alınan su, sediment ve Clarias gariepinus Burchell, 1822

(karabalık) örneklerinde Cd, Co, Cr, Cu, Fe, Mn, Ni, Pb ve Zn konsantrasyonlarının

45

birikim sıralamasının genellikle balık < sediment Ģeklinde gözlendiğini belirtmiĢtir.

Türkoğlu (2008)’nun, Van gölünde yaptığı bir araĢtırmada ise bu sıralama sediment

> balık > su Ģeklindedir. Bizim yaptığımız çalıĢmada da, genellikle sedimentte tespit

edilen oranlar balık dokularındaki oranlardan daha fazla çıkmıĢtır.

Tekin-Özan vd. (2008)’nin BeyĢehir Gölü’nde yapılan araĢtırmalarında; gölden

alınan Cyprinus carpio türüne ait örneklerde Cr, Pb ve Cd değerlerinin tespit

edilebilir limitin altında olduğu görülmüĢtür. Karacaören II Baraj Gölü’nde yapılan

bu çalıĢmada da sazan dokularında Cr, Pb ve Cd çalıĢma boyunca belirlenememiĢtir.

Özden (2008), Enne Baraj Gölü sedimenti içeren akvaryumlarda beslenen sazanların

kas dokularında belirlenen Cd ve Zn miktarları ile Porsuk Barajı sedimenti içeren

akvaryumlarda beslenen balıkların kas dokularında belirlenen Cd, Pb, Zn ve Ni

miktarları kabul edilebilir sınır değerlerin üzerinde tespit etmiĢtir. Tüm gruplarda en

çok Fe ve Zn belirlenmiĢtir. Tekin-Özan ve Kır (2007)’da IĢıklı Gölü’nde yaĢayan

turna balığı (Esox lucius L., 1758)’nın karaciğerinde Cu, Mn ve Cr’u analiz limitinin

altında tespit ederken, Fe ve Zn’yu belirlemiĢlerdir. Karacaören II Baraj Gölü'nde

yapmıĢ olduğumuz bu çalıĢmada da genel olarak Fe ve Zn miktarları yüksek olarak

tespit edilmiĢtir.

Balıklardaki ağır metal birikiminin mevsimsel değiĢimini inceleyen çalıĢmalar

oldukça azdır. Bu çalıĢmalardan; Çalta ve Canpolat (2003), Keban Baraj Gölü’nde

yaĢayan Capoeta capoeta umbla’nın bazı doku ve organlarındaki metal

konsantrasyonlarının ilkbahar ve yaz mevsimlerinde arttığını, sonbahar ve kıĢ

mevsimlerinde ise azaldığını, Tekin-Özan vd. (2004), Kovada Gölü’nde yaĢayan

Stizostedion lucioperca’nın karaciğer, solungaç ve kas dokularında Fe, Zn ve Mn

miktarlarının ayrıca Tinca tinca’nın karaciğer, solungaç ve kas dokularındaki Cu, Fe,

Zn ve Mn miktarlarının yaz mevsiminde artıĢ gösterdiğini, ÇalıĢkan, (2005) ve Kır

vd. (2007) balık dokularında yapmıĢ oldukları çalıĢmalarda metal birikimlerinin

mevsimler arasında farklılık gösterdiğini en yüksek birikimin yaz mevsiminde

olduğunu tespit etmiĢlerdir. Tekin-Özan ve Kır (2008), BeyĢehir Gölü’nde yaĢayan

46

sazanın dokularındaki ağır metal birikiminin yaz ve kıĢ mevsiminde arttığını,

ilkbahar ve sonbahar mevsimlerinde ise azaldığını belirlemiĢlerdir.

Karacaören II Baraj Gölü’nde yapılan bu çalıĢmada Cyprinus carpio’daki ağır metal

birikimi mevsimsel olarak değerlendirildiğinde; ilkbahar ve sonbaharda arttığı, yaz

ve kıĢ mevsimlerinde ise azaldığı tespit edilerek yapılan diğer çalıĢmalarla uyum

gösterdiği belirlenmiĢtir.

5.2. Sonuç

Karacaören II Baraj Gölü’nde yapılan bu çalıĢmada suda ölçülen pH değerlerinin

7.42-8.02 arasında sıcaklık değerleri ise 12-280C arasında olduğu tespit edilmiĢtir.

Karacaören II Baraj Gölü’nün suyunda yapılan analizler sonucunda Cr, Cd ve Hg

hiçbir mevsimde tespit edilememiĢtir. Cu sadece Ġlkbahar-2009’da tespit edilmiĢtir.

Mn ile Pb ise bazı mevsimlerde belirlenirken, bazı mevsimlerde analiz limitinin

altında çıkmıĢtır. Fe, Zn, Al, Sr ise her mevsimde tespit edilmiĢtir. Suda en fazla

biriken metalin Sr olduğu görülmüĢtür. Fe ve Sr Ġlkbahar-2009’da, Al Yaz-2009’da,

Zn Sonbahar-2009’da en yüksek oranda belirlenmiĢtir. Suda en fazla rastlanılan

metallerin Fe, Zn, Al ve Sr olduğu saptanmıĢtır.

Karacaören II Baraj Gölü’nün sedimentinde yapılan ağır metal analizinde, Cu, Cd ve

Hg hariç diğer tüm metaller sedimentte tespit edilmiĢtir. Sedimentte en fazla birikim

gösteren metalin Fe olduğu görülmüĢtür. Fe, Zn, Mn ve Al Yaz-2009’da, Cr

Sonbahar-2009’da, Sr KıĢ-2010’da en yüksek oranda belirlenmiĢtir.

Karacaören II Baraj Gölü’nde yaĢayan sazanın bazı doku ve organlarında yapılan

ağır metal analizleri sonucunda; Fe ve Zn her mevsimde bütün dokularda, Cu sadece

Ġlkbahar-2009’da karaciğerde, Pb sadece Ġlkbahar-2009’da karaciğer ve solungaçta

tespit edilmiĢtir. Mn Yaz-2009, Sonbahar-2009 ve KıĢ-2010’da sadece kasta, Al

sadece Sonbahar-2009’da karaciğerde, Sr ise sadece sonbahar-2009 ve KıĢ-2010’da

karaciğer dokusunda analiz limitinin altında tespit edilmiĢ, diğer mevsim ve

dokularda ise belirlenmiĢtir. Cr, Cd ve Hg tüm mevsimlerde hiçbir doku ve organda

tespit edilememiĢtir. Ġlkbahar-2009’da Zn, Mn, Al ve Pb (0,002mg/g) solungaçta en

47

yüksek oranda tespit edilmiĢtir. Yaz-2009’da Sr solungaçta en yüksek düzeyde tespit

edilmiĢtir. Sonbahar-2009’da da Fe karaciğerde en yüksek oranda belirlenmiĢtir.

Yapılan bu çalıĢmada en fazla biriken metalin Fe olduğu belirlenmiĢtir. ÇalıĢma

sonucunda metallerin en fazla biriktiği organların karaciğer ve solungaç olduğu

görülmüĢtür.

Karacaören II Baraj Gölü’nün alıcı ortamında (su ve sediment) tespit edilen ağır

metal miktarları Tarım ve Köy ĠĢleri Bakanlığı (Anonim, 2002)’nın ve Dünya Sağlık

Örgütü (Anonim,1993)’nün verdiği sucul ortamda ağır metallerin kabul edilebilir

değerleriyle karĢılaĢtırıldığında suda Zn’nun, sedimentte Fe ve Zn’nun tüm

mevsimlerde kabul edilebilir değerleri aĢtığı, bu elementlerin tüm mevsimlerdeki

değerleri dıĢında herhangi bir tehlikenin olmadığı görülmektedir.

Bu çalıĢmada, sazanın kas, karaciğer ve solungaç dokularında belirlenen ağır metal

miktarları Tarım ve Köy iĢleri Bakanlığı (Anonim, 2002)’nın ve Dünya Sağlık

Örgütü (Anonim,1993)’nün verdiği sazan dokularında ağır metallerin kabul edilebilir

değerlerinin altında çıktığından bu sazanların besin olarak tüketilmesinde herhangi

bir tehlikenin olmadığı görülmektedir.

Burdur ve Isparta sınırları içerisinde sulama ve enerji amaçlı kurulan Karacaören II

Baraj Gölü; Aksu çayı, Kovada çayı ve Isparta deresi gibi akarsularla gelen sanayi-

fabrika atıkları, evsel atıklar ve çevredeki tarım ilaçlarının karıĢması sonucu

kirlenmektedir. Karacaören II Baraj Gölü’nün kirlenmesinin önlenmesi için, özellikle

baraj gölü ve onu besleyen akarsu üzerinde bulunan ticari faaliyetin denetime tabi

tutulması gerekmektedir. Tarımsal faaliyetlerde kullanılan zirai ilaç ve kimyevi

gübrelerin göle sızmasının engellenmesi gerekmektedir.

Karacaören II Baraj Gölü’nün suyu Antalya ili içme suyu konumunda bulunması

dolayısıyla göl suyunun metal kirliliğini arttırabilecek muhtemel tehlikelere karĢı

tedbirlerin alınması ve düzenli kontrollerin yapılması gerekmektedir.

48

6. KAYNAKLAR

Ağcasulu, Ö., 2007. Sakarya Nehri Çeltikçe Çayı’nda YaĢayan Capoeta tinca

(Heckel, 1843)’nın Dokularında Ağır Metal Birikiminin Ġncelenmesi. Gazi

Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 54s, Ankara.

Akbulut, A., Akbulut, N.E., 2009. The Study of Heavy Metal Pollution and

Accumulation in Water, Sediment, and Fish Tissue in Kızılırmak River Basin

in Environ. Monit. Assess., 521-526.

Akgün, M., 2006. Sakarya Nehri Çeltikçi Çayı’ndaki Tatlı Su Kefallerinin

(Leuciscus cephalus L.,1758) Dokularında Ağır Metal Birikiminin

Ġncelenmesi. Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi,

56s, Ankara.

Aksoy, G., 2005. Gediz Nehri Ağzındaki Su, Sediment ve Planktondaki Ağır Metal

Düzeylerinin Ölçülmesi. Celal Bayar Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü,

Yüksek Lisans Tezi, 70s, Manisa.

Aksun, F.Y., 1986. Karamık Gölü’nde YaĢayan Turna Balıklarında (Esox lucius L.,

1758) Ağır Metal Birikimi. VIII Ulusal Biyoloji Kongresi, 3-5 Eylül 1986. 2,

454-461.

Alam, M.G.M., Tanaka, A., Allinson, G., Laurenson, L.J.B., Stagnitti, F., 2002. A

Comparison of Trace Element Concentrations in Cultured and Wild Carp

(Cyprinus carpio) of Lake Kasumigaura, Japan. Ecotoxicology and

Environmental Safety, 53, 348-354.

Alhas, E., Oymak, S.A., Karadede-Akın, H., 2009. Heavy metal concentrations in

two barb, Barbus xanthopterus and Barbus rajanorum mystaceus from

Atatürk Dam Lake, Turkey. Environmental Monitoring and Assessment, 148,

11–18.

Al-Saadi, H, A., Al-Lami, A, A., Hassan, F, A., Al-Dulymi, A, A., 2002. Heavy

Metals in Water, Suspended Particles, Sediments and Aquatics Plants of

Habbaniya Lake, Iraq. Intern. J. Environ. Studies., 59 (5), 589-598.

Amundsen, P., Staldvik, F.J., Lukin, A.A., Kashulin, N.A., Popova, O.A.,

reshetnikov, Y.S., 1997. Heavy Metal Contamination in Freshwater Fish from

the Borner Region Between Norway and Russia. The Science of the Total

Environmental, 201, 211-224.

Anonim, 1993. Guidelines for Drinking Water Quality. Recommendations, vol. 1,

2nd ed. World Health Organization, Geneva.

Anonim, 2002. Su Ürünleri Kanunu ve Su Ürünleri Yönetmeliği. Tarım ve Köy ĠĢleri

Bakanlığı. 63-78.

49

Anonim, 2006a. Copper (Cu) – Chemical properties, healt and environmental effects.

www.lenntech.com/periodic-chart-elements/Cu-en.htm. EriĢim tarihi:

21.01.2010.

Anonim, 2006b. Zinc (Zn) – Chemical properties, healt and environmental effects.

www.lenntech.com/periodic-chart-elements/Zn-en.htm. EriĢim tarihi:

21.01.2010.

Anonim, 2006c. Lead (Pb) – Chemical properties, healt and environmental effects.

www.lenntech.com/periodic-chart-elements/Pb-en.htm. EriĢim tarihi:

25.02.2010.

Anonim, 2009. Ġtai-itai disease. http://en.wikipedia.org/wiki/Itai-itai_disease. EriĢim

tarihi: 23.05.2009.

Ayas, D., Kalay, M., Sangün M.G., 2009. Mersin Körfezi'nden Örneklenen Yüzey

Suyu ve Patella Türlerindeki (Patella caerulea, Patella rustica) Cr, Cd ve Pb

Düzeylerinin Belirlenmesi. Ekoloji Dergisi, 18 (70), 32-37.

BeğenirbeĢ, C.A. S., 2002. Porsuk Çayı (Kütahya Bölümü)’ndaki Tatlısu Midyesi

(Unio sp.)’nde Bazı Ağır Metallerin AraĢtırılması. Anadolu Üniversitesi Fen

Bilimleri Enstitüsü Biyoloji Ana Bilim Dalı, Yüksek lisans tezi, 47s,

EskiĢehir.

Bryan, G., 1976. Heavy Metal Contamination in the Sea in: R.Johnston Mar. Poll.

Academic Press mc., , 185-302.

Canbek, M., Demir, T.M., Uyanoğlu, M., Bayramoğlu, G., Emiroğlu, Ö., Arslan, N.,

Koyuncu, O., 2007. Preliminary Assessment of Heavy Metals in Water and

Some Cyprinidae species from the Porsuk River. Journal of Applied

Biological Sciences, 1 (3), 91-95.

Canlı, M., Ay, Ö., Kalay, M., 1998. Levels of Heavy Metals (Cd, Pb, Cu, Cr and Ni)

in Tissue of Cyprinus carpio, Barbus capito and Chondrostoma regium from

the Seyhan River, Turkey. Tr. J. Of Zoology, 22, 149-157.

Carpene, E., Cattani, O., Serrazanetti, G.P., Fedrizze, G., Cortesi, P.,1990. Zinc and

Copper in Fish from Naturel Waters and Rearing Ponda in Northern Italy.

Carpene, E., Vasak, M., 1989. Hepatic Metallothionein from Goldfish (Carassius

auratus L.). Comparative Biochemistry and Physiology, 92B, 463-468.

Cicik, B., 2003. Bakır-Çinko EtkileĢiminin Sazan (Cyprinus carpio L.)'nın

Karaciğer, Solungaç ve Kas Dokularındaki Metal Birikimi Üzerine Etkileri.

Ekoloji Çevre Dergisi, 12 (48), 32-36.

50

Ciminli, C.S., 2005. GölbaĢı Gölü’nde Su, Sediment ve Bazı Organizmalarda Ağır

Metal Birikimi. Mustafa Kemal Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Yüksek

Lisans Tezi, 103s, Antakya.

Clark, R.B., 1992. Marine Pollution. Third edition. Clarendon Press. 64-82p. Oxford.

ÇalıĢkan, E., 2005. Asi Nehri’nde Su, Sediment ve Karabalık (Clarias gariepinu

BURCHELL, 1822)’ta Ağır Metal Birikiminin AraĢtırılması. Mustafa Kemal

Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 75s, Hatay.

Çalta, M., Canpolat, Ö., 2002. Hazar Gölü’nden Yakalanan Capoeta capoeta umbla

(Heckel, 1843)’da Bazı Ağır Metal Miktarlarının Tespiti. Fırat Üniversitesi

Fen ve Mühendislik Bilimleri Dergisi, 14 (1), 225-230.

ÇetinbaĢ, A., 2003. Ġzmit Körfezi’nde Avlanan Ġstavrit (Trachurus trachurus L.,

1758) Balıklarının Dokularında Cu ve Zn Birikiminin Ġncelenmesi. Gazi

Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Biyoloji Anabilim Dalı, Yüksek lisans

tezi, 67s, Ankara.

Çınar, Ö., 2008. Çevre kirliliği ve kontrolü. Nobel yayın dağıtımı. 1. basım, 201s.

Ankara.

Çiçek, A., Koparal, A.S., 2001. Porsuk Baraj Gölü'nde YaĢayan Cyprinus carpio ve

Barbus plebejus’da KurĢun, Krom ve Kadmiyum Seviyeleri. Anadolu

Üniversitesi Çevre Sorunları Uygulama ve AraĢtırma Merkezi, 10 s.

Dökmeci, Ġ., 1988. Çevre Kirlenmesinde Rol Oynayan Toksik Maddeler. 488-489.

Duman, F., 2005. Sapanca ve Abant Gölü Su, Sediment ve Sucul Bitki Örneklerinde

Ağır Metal Konsantrasyonlarının KarĢılaĢtırmalı Olarak Ġncelenmesi. Ankara

Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Doktora Tezi, 253s, Ankara.

Dural, M., Göksu, M.Z.L., 2006. Çamlık Lagünü (KarataĢ, Adana), Seston, Bentoz

ve Sedimentinde Mevsimsel Ağır Metal DeğiĢimi. Ege Üniversitesi Su

Ürünleri Dergisi, 23 (1), 65-69.

Erdoğrul, Ö., Erbilir, F., 2007. Heavy Metal and Trace Elements in Various Fish

Samples from Sir Dam Lake, KahramanmaraĢ, Turkey. Environmental

Monitoring and Assessment, 130, 373-379.

Fidan, A.F., Ciğerci, Ġ.H., Konuk, M., Küçükkurt, Ġ., Aslan, R., Dündar, Y., 2008.

Determination of Some Heavy Metal Levels and Oxidative Status in

Carassius carassius L., 1758 from Eber Lake. Environmental Monitoring and

Assessment, 147, 35–41.

Förstner,G., Wittmann.T., 1981. Metal pollution in the aquatic environment, Berlin

Heidelberg, Newyork Springer Verlag, 3 (21), 271-318.

51

Göksu, M. Z. L., Çevik, F., Fındık, Ö., Sarıhan E., 2003. Seyhan Baraj Gölü’ndeki

Aynalı Sazan (Cyprinus carpio L., 1758) ve Sudak (Stizostedion lucioperca

L..1758)’larda Fe, Zn, Cd Düzeylerinin Belirlenmesi, E.Ü. Su Ürünleri

Dergisi, 20 (1-2), 69 – 74.

Gümgüm, B., Ünlü, E., Akba, O., Yıldız, A., Namlı, O., 2001. Copper and Zinc

Contamination of the Tigris River (Turkey) and its Wetlands. Arch. für Nat.

Lands., 40, 233-239.

Hadring, J, P., Whitton, B, A., 1978. Zinc, Cadmium and Lead in Water Sediments

and Submerged Plants of tha Derwent Resorvoir, Northern England. Water

Research, 12, 307-316.

Healt, A.G., 1987. Water Pollution and Fish Physiology. CRP Pres Inc. Florida 245.

Kahvecioğlu, Ö., Kartal, G., Güven, A., Timur, S., 2003. Metallerin çevresel etkileri-

I. Metalurji Dergisi, 136, 47-53.

Kahvecioğlu, Ö., Kartal, G., Güven, A., Timur, S., 2004. Metallerin çevresel etkileri-

II. Metalurji Dergisi, 137, 46-51.

Kandemir, S., Doğru, M., Orun, Ġ., Doğru, A., AtlaĢ, L., Erdoğan, K., Orun, G.,

Polat, N., 2010. Determination of Heavy Metal Levels, Oxidative Status,

Biochemical and Hematological Parameters in Cyprinus carpio L., 1758 from

Bafra (Samsun) Fish Lakes. Journal Of Animal and Veterinary Advances, 9,

617-622.

Karadede, H., Ünlü, E., 2000. Concentrations of Some Heavy Metals in Water,

Sediment and Fish Species from the Atatürk Dam Lake (Euphrates), Turkey.

Chemosphere, 41, 1371-1376.

KarataĢ, M., ġeker, Y., 2008. Heavy metal levels in tissues of Cyprinus carpio from

Kaz Lake in Tokat, Turkey. Asian Journal of Chemistry, 20 (4), 3310-3312.

Kargın, E., Erdem, C., 1992. Bakır-çinko EtkileĢiminde Tilapia nilotica (L.)’nın

Karaciğer, Solungaç ve Kas Dokularındaki Metal Birikimi. Doga Tr. J. Of

Zoology, 16, 343-348.

Kır, Ġ., Tekin-Özan, S., Barlas, M. 2006. Heavy Metal Concentrations in Organs of

Rudd, Scardinus erythrophthalmus L., 1758 Populating Lake KarataĢ-Turkey.

Fresen. Environ. Bull., 15 (1), 25-29.

Kır, Ġ., Tekin-Özan, S., Tuncay, Y., 2007. Kovada Gölü’nün Su ve Sedimentindeki

Bazı Ağır Metallerin Mevsimsel DeğiĢimi. Ege Üniversitesi Su Ürünleri

Dergisi, 24 (1-2), 155–158.

52

Köse, E., 2007. Enne Barajı’nda YaĢayan Balıklarda Ağır Metal Birikiminin

AraĢtırılması. Dumlupınar Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Yüksek

Lisans Tezi, 70s, Kütahya.

Köse, E., Uysal, K., 2008. Cinsi Olgunluğa EriĢmemiĢ Pullu Sazan (Cyprinus carpio

L., 1758)’ların Kas, Deri ve Solungaçlarındaki Ağır Metal Akümülasyon

Oranlarının KarĢılaĢtırılması. Dumlupınar Üniversitesi Fen Bilimleri

Enstitüsü Dergisi, 17.

Kruger, T., 2002. Effects of Zinc, Copper and Cadmium on Oreochromis

Mossambicus Freeembryos and Randomly Selected Mosquito Larvae as

Biological Ġndicators During Acute Toxicity Testing (MSc thesis, not

published) Rand Afrikaans University, Faculty of Science, Johannesburg

S.A.

Özdemir, N., Yılmaz, F., Tuna, A.L., Demirak, A., 2010. Heavy Metal

Concentrations In Fish (Cyprinus carpio and Carassius carassius), Sediment,

and Water Found in the Geyik Dam Lake, Turkey. Fresenius Environmental

Bulletin, 19, 798-804.

Özden, Y., 2008. Enne ve Porsuk Barajı Sedimentine Bağlı Ağır Metallerin Cyprinus

Carpio’ nun DeğiĢik Dokularına Biyoakümülasyonunun AraĢtırılması.

Dumlupınar Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 54s,

Kütahya.

Özkurt, ġ., 2000. Çatören ve Kunduzlar (Kırka-Eskisehir) Baraj Göletlerindeki

Sazanların (Cyprinus carpio L., 1758) Dokularında Bor Birikimi. Turk J Biol

Tübitak, 24, 663–676.

Özmen, H., Külahçı, F., Çukurovalı, A., Doğru, M. 2004. Concentrations of Heavy

Metal and Radioactivity in Surface Water and Sediment of Hazar Lake

(Elazığ, Turkey). Chemosphere., 55, 401-408.

Özözen, G., 2005. Demirköprü ve AvĢar Barajlarından Alınan Balık, Su ve Sediment

Örneklerinde Bazı Ağır Metal Konsantrasyonlarının Belirlenmesi. Celal

Bayar Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 74s,

Manisa.

Öztürk, M., Özözen, G., Minareci, O., Minareci, E., 2008. Determination of Heavy

Metals in of Fishes, Water and Sediment from the Demirköprü Dam Lake.

Journal of Applied Biological Sciences, 2 (3), 99-104.

Öztürk, M., Özözen, G., Minareci, O., Minareci, E.,2009. Determination of Heavy

Metals in Fish, Water and Sediments of AvĢar Dam Lake. Iran. J. Environ.

Health. Sci. Eng., 6 (2), 73-80.

Parlak, H., Çakır, A., Boyacıoğlu, M., Arslan, Ö.Ç., 2006. Heavy Metal Deposition

in Sediments from the Delta of the Gediz River (Western Turkey): A

53

Preliminary Study. E.U. Journal of Fisheries & Aquatic Sciences, 23 (3-4),

445-448.

Rainbow, P.S., White, S.L., 1990. Comparative Accumulation of Cobalt by Three

Crustaceans: a Decapod, an Amphipod and a Barnace. Aquat. Toxicol., 16,

113-126.

Salomans, W., Rooij, N.M., Kerdijk, H., Bril, J., 1987. Sediments as a Source for

Contaminants. Hydrobiologia., 149, 13-30.

Sönmez, A.Y., Hisar, O., KarataĢ, M., Arslan, G., Aras, M.S., 2008. Sular Bilgisi.

Nobel Bilim ve AraĢtırma Merkezi, Nobel Basımevi, 64, 201. Ankara.

Tanyolaç, J., 1993. Ġç Sularda Kirlenme, Limnoloji. Hatiboğlu Yayınevi. Ankara.

263s.

Tekin- Özan, S., Kır, Ġ., Barlas, M., 2004. Balıklarda Ağır Metal Birikimi ve Etkileri.

Tabiat ve Ġnsan Dergisi, 38 (1), 23-33.

Tekin-Özan, S., Kır, Ġ., 2008. Seasonal Variations of Heavy Metals in Some Organs

of Carp (Cyprinus carpio L., 1758) from BeyĢehir Lake (Turkey).

Environmental Monitoring and Assessment, 138, 201-206.

Tekin-Özan, S., Kır, Ġ., 2007. Accumulation of Some Heavy Metals in Raphidascaris

acus (Bloch, 1779) and Its Host (Esox lucius L., 1758). Türkiye Parazitoloji

Dergisi, 31 (4), 327-329.

Tekin-Özan, S., Kır, Ġ., Barlas, M., 2004. Kovada Gölü (Isparta) Suyunda ve Sudak

Balığı (Stizostedion lucioperca L., 1758)’nda Bazı Ağır Metal Birikiminin

AraĢtırılması. I. Ulusal Limnoloji ÇalıĢtayı, Ġstanbul Üniversitesi, 16-19.

Tuncay, Y., 2007. Kovada Gölü’nde YaĢayan Istakozlarda (Astacus leptodactylus

Eschscholtz, 1823) Ağır Metal Birikiminin Ġncelenmesi. Süleyman Demirel

Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 51s, Isparta.

Türkoğlu, M., 2008. Van Gölünden Alınan Su, Sediment ve Ġnci Kefali

(Chalcalburnus tarichi, Pallas 1811) Örneklerinde Bazı Ağır Metal

Düzeylerinin AraĢtırılması. Yüzüncü Yıl Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü

Su Ürünleri Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, 59s, Van.

Ünlü, H., Gümgüm,B., 1993. Concentrations of Copper and Zinc in Fish and

Sediments from the Tigris River in Turkey. Chemosphere, 26 (11), 2055-

2061s.

Yılmaz, A.B., Doğan, M., 2007. Heavy Metals in Water and in Tissues of Himri

(Carasobarbus luteus) from Orontes (Asi) River. Environmental Monitoring

and Assessment, 144, 437-444.

54

ÖZGEÇMĠġ

Adı Soyadı : Hülya TUMANTOZLU

Doğum Yeri ve Yılı: Manisa 10.07.1984

Medeni Hali : Bekar

Yabancı Dili : Ġngilizce

Eğitim Durumu

Lise : 1998-2002 Cumhuriyet Süper Lisesi

Lisans : 2004-2008 Süleyman Demirel Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji

Bölümü