tÜrkİye bİrİncİ tarim ekonomİsİ kongresİ 8-9 eylÜl 1994 ... · 2.tÜrkİye'de...

15
TÜRKİYE BİRİNCİ TARIM EKONOMİSİ KONGRESİ 8-9 EYLÜL 1994 TÜRKİYE'DE TARIMSAL FAALİYET ALANINDA GÖREV ALAN KIT'LERİN ÖZELLEŞTİRİLEBİLME OLANAKLARI VE ■_? ______ __________ __ - __ m m ÖZELLEŞTİRMENİN OLASI ETKİLERİ Harun TANRIVERMİŞ İlkay POLAT* Cengiz SAYIN* Erdemir GÜNDOĞMUŞ* 1.GİRİŞ Devlet, benimsenen ekonomi politikası içinde belirli ölçülerde ekonomik faaliyetlere katılmakta ve piyasada düzenleyici ve yönlendirici olabilmektedir. Kamu kuruluşları, toplumun zorunlu ihtiyaçlarını karşılamak için gerekli olan mal ve hizmetleri üretmek ve dolayısıyla hem ekonomik, hem de sosyal amaçlar için kurulmuştur. Ülkemizde en çok tartışılan ekonomik sorunlardan birisi de KİT'lerdir. Zamanla devlet anlayışındaki değişmeler, devletin sadece klasik ekonomistlerin öngördüğü savunma, adalet, eğitim, dağıtma, altyapı vb. fonksiyonlar dışında da görevler üstlenmesini gündeme getirmiştir. Bu gelişim devletin müteşebbis olarak ekonomik hayatta çeşitli faaliyetlerde bulunmasına neden olmuştur. Ülkemizde devlet müteşebbisliği, iktisadi devlet teşekkülü ve kamu iktisadi kuruluşlarının doğmasına neden olmuştur. Genel olarak iktisadi devlet teşekkülü, kamu iktisadi kuruluşları, kamu payının egemen olduğu kuruluşlar, bağlı ortaklık ve iştiraklerir tamamı KİT'ler olarak adlandırılabilir^). Kamunun ekonomik faaliyetlere katılma düzeyleri, ülkelerin ekonomik ve sosyal yönden gelişmişliklerine bağlıdır. Kamu işletmeciliği, hemen bütün ülkelerde aynı gerekçelerle başlamıştır. Cumhuriyetin ilk dönemlerinde ülkenin içinde bulunduğu koşullar devlet eliyle sanayileşmenin gerçekleştirilmesini zorunlu kılmıştır. KİT'ler, Cumhuriyetin ilk dönemlerinde ülkenin kalkınmasında öncülük yapmış ve "sanayi okullan" gibi özel sektörün gelişmesine ve eğitimine de katkıda bulunmuşlardır. Bu süreçte, özel sektörde büyük gelişmeler olmuştur. Ancak özellikle 1970'li yılların * Araş.Gör, A.Ü. Ziraat Fakültesi Tanm Ekonomisi Bölümü/ANKARA. 124

Upload: others

Post on 29-Feb-2020

7 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: TÜRKİYE BİRİNCİ TARIM EKONOMİSİ KONGRESİ 8-9 EYLÜL 1994 ... · 2.TÜRKİYE'DE KİT'LERİN KURULUŞ AMAÇLARI VE TARIMSAL KİT'LER Tarihsel gelişim süreci içinde gelişmekte

TÜRKİYE BİRİNCİ TARIM EKONOMİSİ KONGRESİ 8-9 EYLÜL 1994

TÜRKİYE'DE TARIMSAL FAALİYET ALANINDA GÖREV ALAN KIT'LERİN

ÖZELLEŞTİRİLEBİLM E OLANAKLARI VE■_ ? ______ __________ __ - __ ■ m m

ÖZELLEŞTİRM ENİN OLASI ETKİLERİ

Harun TANRIVERMİŞ İlkay POLAT*

Cengiz SAYIN* Erdemir GÜNDOĞMUŞ*

1.GİRİŞ

Devlet, benimsenen ekonomi politikası içinde belirli ölçülerde ekonomik faaliyetlere katılmakta ve piyasada düzenleyici ve yönlendirici olabilmektedir. Kamu kuruluşları, toplumun zorunlu ihtiyaçlarını karşılamak için gerekli olan mal ve hizmetleri üretmek ve dolayısıyla hem ekonomik, hem de sosyal amaçlar için kurulmuştur. Ülkemizde en çok tartışılan ekonomik sorunlardan birisi de KİT'lerdir. Zamanla devlet anlayışındaki değişmeler, devletin sadece klasik ekonomistlerin öngördüğü savunma, adalet, eğitim, dağıtma, altyapı vb. fonksiyonlar dışında da görevler üstlenmesini gündeme getirmiştir. Bu gelişim devletin müteşebbis olarak ekonomik hayatta çeşitli faaliyetlerde bulunmasına neden olmuştur. Ülkemizde devlet müteşebbisliği, iktisadi devlet teşekkülü ve kamu iktisadi kuruluşlarının doğmasına neden olmuştur. Genel olarak iktisadi devlet teşekkülü, kamu iktisadi kuruluşları, kamu payının egemen olduğu kuruluşlar, bağlı ortaklık ve iştiraklerir tamamı KİT'ler olarak adlandırılabilir^). Kamunun ekonomik faaliyetlere katılma düzeyleri, ülkelerin ekonomik ve sosyal yönden gelişmişliklerine bağlıdır.

Kamu işletmeciliği, hemen bütün ülkelerde aynı gerekçelerle başlamıştır. Cumhuriyetin ilk dönemlerinde ülkenin içinde bulunduğu koşullar devlet eliyle sanayileşmenin gerçekleştirilmesini zorunlu kılmıştır. KİT'ler, Cumhuriyetin ilk dönemlerinde ülkenin kalkınmasında öncülük yapmış ve "sanayi okullan" gibi özel sektörün gelişmesine ve eğitimine de katkıda bulunmuşlardır. Bu süreçte, özel sektörde büyük gelişmeler olmuştur. Ancak özellikle 1970'li yılların

* Araş.Gör, A.Ü. Ziraat Fakültesi Tanm Ekonomisi Bölümü/ANKARA.

124

Page 2: TÜRKİYE BİRİNCİ TARIM EKONOMİSİ KONGRESİ 8-9 EYLÜL 1994 ... · 2.TÜRKİYE'DE KİT'LERİN KURULUŞ AMAÇLARI VE TARIMSAL KİT'LER Tarihsel gelişim süreci içinde gelişmekte

ikinci yarısından itibaren ortaya çıkan değişmeler, hükümetleri daha farklı bir politika izlemeye yöneltmiştir. Dış ve iç borçların artması, ileri teknoloji transferindeki sorunlar, bütçe açıkları, yüksek enflasyon gibi sorunların çözümünün gerekliliği ortaya çıkmıştır. Bu sorunların çözümü için çeşitli alternatifler ileri sürülmüştür. Kirlerin ekonomideki olumsuz etkilerini ortadan kaldırmak amacıyla özelleştirmesi, 1980 yılından itibaren ülkemizde güncelliğini koruyan bir politikadır. Ancak özelleştirme uygulamasındaki sorunlar, bu çalışmaların başarısını olumsuz etkilemiştir. Tarımsal faaliyet alanlarında görev alan EBK, TSEK, TİGEM, TEKEL, TŞFAŞ, ORÜS, ÇAYKUR, TMO, TZDK gibi KİT’lerin özelleştirilmesi ise liberasyonun en önemli aşamalarından biri olacaktır. Çünkü bu KİT'ler ülke nüfusunun yaklaşık % 41 'ini doğrudan ve bütün bireyler birer tüketici olduğundan, ülke nüfusunun tamamını dolaylı olarak ilgilendirmektedir.

TÜRKİYE BİRİNCİ TARIM EKONOMİSİ KONGRESİ 8-9 EYLÜL 1994

2.TÜRKİYE'DE KİT'LERİN KURULUŞ AMAÇLARI VE TARIMSAL KİT'LER

Tarihsel gelişim süreci içinde gelişmekte olan ülkelerde ve Türkiye'de kamu kuruluşları yaratılmış veya özel kesim ile kamunun ortak girişimi sağlanmıştır. Genel olarak gelişmekte olan ülkelerde KIT'lerin kuruluş amaçları; ekonomik yönden zayıf olan özel sektörü desteklemek veya belirli bir seviyeye kadar onun yerine geçmek, daha fazla yatırım yapmak ve yatırımları hızlandırmak, düşük maliyetli mallar üretmek, stratejik sektörlerde kamu egemenliğini ve kontrolünü sağlamak ve ekonomik sektörlere teknoloji transfer etmek vb. dir(27).

Cumhuriyetin ilk yıllarında devlet, ekonomik atılımları gerçekleştirebilmek için özel sektörü teşvik etmiştir. Öncelikle devlet işletmeleri kurularak, bunların işletmeciliğinin özel kuruluşlara devredilebilme olanakları araştırılmıştır. Teşvik-i Sanayi Kanunu(1927) ile ucuz arsa, ucuz taşıma tarifesi, çeşitli vergi ve resim muafiyetleri ile özel teşebbüs teşvik edilmiştir.

Özel sektör, ilk liberalizm dönemi olan 1923-29 yıllarında son derece yetersiz olduğundan, devlet tarafından teşvik edilmeye başlanmış fakat bu dönemin sonuna kadar sanayileşmede istenilen başarı sağlanamamıştır Bu başarısızlığın nedeni ise, OsmanlI'dan maddi olarak büyük bir borcun devralınması, özel sektörü fazlaca benimseyemeyen ve o güne kadar ekonomik atılımları sürekli devletten bekleyen ve özel girişimcilik yeteneği zayıf olan tasarruf sahibi ve yatırımcıların bulunması olarak sıralanabilir. Ancak ekonomik bağımsızlıktan yoksun bir siyasal bağımsızlığın uzun vadeli olamayacağını belirten Atatürk, bu kritik günlerde sanayi devrimini başlatmış ve 17 iubat 1923 tarihinde I.İktisat Kongresi yapılarak, özel teşebbüse ağırlık veren politika izlenmesikararlaştırılmıştır.

125

Page 3: TÜRKİYE BİRİNCİ TARIM EKONOMİSİ KONGRESİ 8-9 EYLÜL 1994 ... · 2.TÜRKİYE'DE KİT'LERİN KURULUŞ AMAÇLARI VE TARIMSAL KİT'LER Tarihsel gelişim süreci içinde gelişmekte

TÜRKİYE BİRİNCİ TARIM EKONOMİSİ KONGRESİ 8-9 EYLÜL 1994

1926 yılında ilk şeker fabrikası(Uşak) ve 1927 yılında ikinci şeker fabrikası (Alpullu) kurulmuştur. Ülkemizin ihtiyacı olan ve sürekli ithal edilen, üç beyazdan biri olan şekerin ülke kaynaklarıyla karşılanması yolu tercih edilmiş ve devlet, bu yönde özel girişimciye rehberlik etmiştir. Ayrıca dokuma fabrikaları kurulmuş ve mevcut hammadde değerlendirilerek ikinci önemli beyaz olan tekstil ürünleri talebinin yurt içinden karşılanması hedeflenmiştir. Aslında liberalleşme dönemi olarak bilinen bu dönem, ülkenin ekonomik ve sosyal yapısı nedeniyle yine de KİT yatırımlannın ağırlıklı olduğu bir dönem olmuştur.

Özellikle dokuma endüstrisinde yeni yatırımlara hız verilmiş ve 1933'de I. Sanayi Planı uygulamaya konulmuş ve aynı yıl 2262 sayılı Kanun ile Sümerbank kurulmuştur( 14). Böylece I. Sanayi Plam'nda ele alınan 5 önemli sektörden (dokuma, madencilik, sellüloz,seramik ve kimya) biri olan dokumacılık sektöründe pamuk, kendir ve yünlüler ülke içinde işlenmeye başlanmıştır. Bu dönemde izlenen sanayi politikası, dokuma mamullerinde dışa bağımlılığın azaltılmasına yöneliktir.

1929 yılında yaşanan Dünya Ekonomik Krizi ülkemizi de olumsuz etkilemiş, özellikle tarım ürünleri fiyatlarında önemli düşüşler olmuş ve 1932 yılından itibaren de tahıllarda destekleme uygulamasına geçilmiştir. Bu amaçla da aynı yılda TMO kurulmuştur (9).

Krizden sonra ülkemizde bir ekonomi politikası olarak benimsenen Devletçilik, ideolojik anlamdan çok özel sektörü reddetmeyen ve onu benimseyen bir içerik taşımaktadır. Cumhuriyet döneminde özel sektörün yeterli sermaye ve birikime sahip olmaması nedeniyle devlet işletmeciliğinin tercih edildiği ve özel sektörün yeterince gelişmesi durumunda, bu kuruluşların özel teşebbüslere devredilmesi gerektiği fikri benimsenmiştir. Nitekim Atatürk, 1 Kasım 1937 tarihli TBMM'nin açılış konuşmasında "sermayesinin tamamı veya büyük kısmının devlete ait tıcari-sınai kurumların... bugünkü usullerle çalışabilmelenne ve inkişaf etmelerine imkan yoktur" derken devlet işletmeciliğinde yeniden yapılanmanın gerekliliğini belirtmekte ve günümüzden 40-45 yıl önceden KIT sorunlarının başladığına işaret etmektedir(3).

1937 yılında Zirai Kombinalar İdaresi ve 1938 yılında Devlet Ziraat işletmeleri kurulmuştur. Savaş yıllarında ortaya çıkabilecek olan gıda sorunlarını çözebilmek amacıyla, mevcut arazilerin işlenebilmesi için tohumluk, damızlık hayvan ve fidan üretimi yapılmış ve çiftçiler desteklenmiştir. Daha sonra bu iki kurum, Devlet Üretme Çiftlikleri'ne dönüştürülmüştür. 1983 yılında Haralar ve İnekhaneler ile Devlet Üretme Çiftlikleri birleştirilmiş ve TİGEM adlı kamu hizmeti yönü de bulunan yeni bir KIT kurulmuştur.

Karma ekonomik düzen içinde 1932 yılında tütün, alkollü içkiler ve tuz; 1934 yılında barut ve patlayıcı maddeler, 1939'da bira, 1942'de çay ve kahve; 1946 yılında da kibrit üretimi ve pazarlaması devlet tekeline alınmıştır. Bu dönemin savaş yıllarına rastlaması, bu ürünlerin devlet denetiminde olmasını zorunlu kılmıştır Daha sonra kahve, şarap, kibrit, patlayıcı maddeler, bira, çay ve tütün, tekel kapsamı dışına çıkarılmıştır. Faaliyetlerini TEKEL olarak sürdüren kuruluş ise 10.10.1983 tarihinde KİT haline getirilmiş ve 1987 yılında Tütün, Tütün Mamulleri,

126

Page 4: TÜRKİYE BİRİNCİ TARIM EKONOMİSİ KONGRESİ 8-9 EYLÜL 1994 ... · 2.TÜRKİYE'DE KİT'LERİN KURULUŞ AMAÇLARI VE TARIMSAL KİT'LER Tarihsel gelişim süreci içinde gelişmekte

Tuz ve Alkol İşletmeleri Genel Müdürlüğü(TEKEL) adı ile kurumun bugünkü yapısı oluşturulmuştu^ 1).

Türk çiftçisinin ihtiyacı olan tarımsal girdileri sağlamak amacıyla 1944 yılında TZDK kurulmuştur. Ekonominin ağırlıklı olarak tarıma dayalı olması, tarıma destek sağlayan Kirlerin oluşumunu hızlandırmıştır(26).

Çay üretim ve pazarlaması ile ilgili konularda faaliyette bulunmak üzere 1949 yılında ÇAYKUR kumlmuştur.ilk kez 1936 yılında sanayi kongresinde gündeme gelen et sanayi ile ilgili olarak 1952 yılında ülke hayvancılığının geliştirilmesi ve mevcut hammaddenin değerlendirilmesi amacıyla EBK kurulmuştur( 13). Hayvancılığa yönelik KİT yatırımı 1956’da YESTAŞ'ın kurulmasıyla da devam etmiştir.

Üretilen çiğ sütü değerlendirmek amacıyla TSEK kurulmuş; ayrıca 1930'lu yıllarda kurulan kağıt fabrikalarına ek olarak büyük ölçüde orman ürünlerinin değerlendirilebilmesi için 1970 yılında Orman Bakanlığı denetiminde ORÜS kurulmuştur (15).

24 Ocak 1980 Ekonomik İstikrar Tedbirleri ile temel mal ve hizmetlerin kapsamı daraltılmıştır. Temel mal ve hizmetler arasında bulunan; çimento, demir ve çelik, kağıt, kükürt, göztaşı, tarım ilaçları, süt, et , şeker, elektrik gibi mallar ile TCDD yük ve yolcu taşınmasında uygulanan sübvansiyon bu kapsamdan çıkarılmıştır. Temel mal ve hizmetler; çeşitli kimyasal gübreler, fenrokrom ve alüminyum üretimi için elektrik, Deniz Nakliyat ve Denizcilik Bankası yük taşımaları için uygulanan sübvansiyonlar olarak sıralanmıştır.

Kuruldukları günden itibaren ülke tarımının ihtiyaç duyduğu alanlarda itici ve özendirici bir güç olarak tarımsal girdi temini, üretim, ürünlerin değerlendirilmesi ve pazarlanması aşamalarında hizmet veren tarımsal KİT'lerin, iyi bir şekilde yönetilememeleri ve kaynakları etkin bir şekilde kullanamamaları vb. nedenlerle bazıları özelleştirme kapsamına alınmış ve bazılarının ise gelecek yıllarda bu kapsama alınması beklenmektedir (28).

3.ÖZELLEŞTİRME KAVRAMININ TANIMI, AMAÇLARI VE YÖNTEMLERİ

TÜRKİYE BİRİNCİ TARIM EKONOMİSİ KONGRESİ 8-9 EYLÜL 1994

Ekonomi bilimi açısından özelleştirme; kamunun ekonomik faaliyetlerinin azaltılması veya bu fonksiyonun tamamen serbest piyasa koşullarına devredilmesidir(16). Kamunun mülkiyeti ve tasarrufu altında olan teşebbüslerin tamamen, kısmen veya geçici olarak özel kesime devredilmesi de özelleştirme olarak tanımlanabilir^). Diğer bir ifadeyle özelleştirme, kamunun mülkiyetinde olan ekonomik işletmelerin özel sermayeye bedeli karşılığında satılmasıdır(22). Özelleştirme, kamu ekonomik kuruluşlarının mülkiyetini özel kesime aktarma yerine, gelirini yani yönetim ve kullanım haklarının özel kişi veya kuruluşlara devri şeklinde de olabilir.

127

Page 5: TÜRKİYE BİRİNCİ TARIM EKONOMİSİ KONGRESİ 8-9 EYLÜL 1994 ... · 2.TÜRKİYE'DE KİT'LERİN KURULUŞ AMAÇLARI VE TARIMSAL KİT'LER Tarihsel gelişim süreci içinde gelişmekte

Özelleştirmenin esas amacı, ekonomide çeşitli kesimler arasında kaynak dağılımını iyileştirmek ve kaynak kullanım etkinliğini arttırmak olmalıdır. Serbest piyasa ekonomisini güçlendirmek ve piyasa güçlerinin daha iyi çalışabilecekleri ortamı oluşturmak, verimliliği ve etkinliği artırmak, sermaye piyasalarının hızlı bir şekilde gelişimine katkıda bulunmak, gelir dağılımını iyileştirmek, sermaye mülkiyetini tabana yani servetin halka yayılmasını sağlamak, tasarrufların yatırımlara dönüşmesine yardımcı olmak, ülkeye modem teknoloji, üretim ve yönetim tekniklerinin getirilmesini sağlamak, endüstride kamu ve özel kesim dengesini sağlamak, yabancı sermaye girişini hızlandırmak, üretim faktörlerinin daha rasyonel kullanımını sağlamak vb özelleştirmenin genel amaçları olarak sıralanabilir.

Özelleştirmenin özel amaçları ise kamu tekellennı kaldırılarak piyasada rekabet ortamını yaratmak, kamu kesiminin finansman gereksinimi en düşük düzeyde tutabilmek kamu ekonomik kuruluşlarına daha az transfer yapmak koşuluyla bütçe açıklarını daraltmak, hazine için yeni gelir kaynağı sağlamak gibidir

Özelleştirme ile kısa veya uzun dönemde ekonominin kamu finansman yüklerinden gerçekten kurtulabileceği tam olarak söylenemez(19). Özelleştirmeden beklenen amaçlara tam olarak ulaşılabilmesi, özelleştirme hedefleri ve uygulanan yöntemlerle ilgilidir.

Uygulanacak özelleştirme yöntemi ülkenin sosyal ve ekonomik yapısına ve politik tercihlerine, özelleştirilecek kuruluşlardaki kamu ve özel kesimin mülkiyet payına, özelleştirmeden beklenen amaca bağlıdır İşletmelerin kimlere ve hangi yöntemle satılacağına planlı bir biçimde yaklaşmak gerekmektedir. Özelleştirmede uygulanan yöntemler genellikle üç grup altında toplanabilir(25).

a. KİT'lerin Mülkiyet ve Yönetimlerinin Kısmen veya Tamamen Özelleştirilmesi: KİT’lerin mülkiyeti ile yönetimi arasında sıkı bir ilişki vardır Söz konusu kuruluşların mülkiyeti özelleştirilince yönetimde özelleştirilmiş olmaktadır Günümüzde özelleştirme denilince kamu girişimlerinin çeşitli yöntemlerle satışı anlaşılmaktadır, işletmelerin mülkiyetinin % 51 ve daha fazlasının özelleştirilmesi durumunda, yönetimde özel kesim etkili olmakla birlikte, bir kısım yönetim fonksiyonları bölüşülmüş olmaktadır(23).Kamu girişimleri doğrudan yani blok satış veya hisse senedi çıkarılması yoluyla özelleştirilebilir. Bununla birlikte teklif alma yoluyla da hisse senedi satışı yöntemi izlenebilir

b. Kamusal Malların Üretiminin Özelleştirilmesi: Kamusal nitelikli mal ve hizmetlerin üretiminin çeşitli yollarla özel kesime devredilmesi söz konusu olabilir Bu işlem, finansal kiralama, yönetim devri, ihale, özel kesime belirli mal ve hizmetlerin üretimi amacıyla imtiyazların verilmesi, kamu ve özel kesim ortak girişimi, üretimi durdurarak tüketiciyi destekleme yani kupon yöntemi, kamu tekellerinin kaldırılması ve gönüllü kuruluşların teşviki şekillerinde olabilir(23)

c Kamusal Malların Finansmanının Özelleştirilmesi: Belirli kamusalmalların üretimine kamu girişimlerince devam edilmekle birlikte, bunların finansman gereksinimleri devlet bütçesi dışındaki olanaklardan sağlanabilir Eğitim.

TÜRKİYE BİRİNCİ TARIM EKONOMİSİ KONGRESİ 8-9 EYLÜL 1994

128

Page 6: TÜRKİYE BİRİNCİ TARIM EKONOMİSİ KONGRESİ 8-9 EYLÜL 1994 ... · 2.TÜRKİYE'DE KİT'LERİN KURULUŞ AMAÇLARI VE TARIMSAL KİT'LER Tarihsel gelişim süreci içinde gelişmekte

sağlık ve altyapı yatırımlarından yararlananlardan belirli bir bedelin alınması bu uygulamanın örneklerindendir.

4. TÜRKİYE'DE ÖZELLEŞTİRME UYGULAMALARI

Genel olarak sigara ve tütün ürünleri üretimi, yüksek alkollü içkiler, tuz üretimi gibi alanlarda Kirlerin tekel durumu devam etmektedir. Çay, şeker, süt ve ürünleri, et ve ürünleri piyasalarında ise daha çok oligopol piyasasının özelliklerinin geçerli olduğu söylenebilir. Bu alanlarda KİTler özel sektör kuruluşları ile rekabet koşulları çerçevesinde faaliyette bulunmaktadır. Çay ve şeker hariç KIT’lerin toplam üretim içindeki payında 1980'den sonra önemli bir azalma olmuştur.

incelenen KİT'lerin 1989 yılına kadar kar ettikleri görülmektedir. Özellikle destekleme alımı yapmakla görevli olan TMO ile TŞFAŞ, ÇAYKUR, EBK, YEMSAN ve TİGEM'in zararları önemli boyutlardadır. Bu kuruluşlar 1989 ve 1991 yılları hariç, faaliyet dönemini karla tamamlamışlardır. Bu KIT'lerin 1991'de toplam KİT zararı içindeki payı ise % 2,4 olmuştur. TEKEL ise karla faaliyet dönemlerini tamamlamıştır.

KİTlerin finansal yapılarını güçlendirmek amacıyla 1984 ve 1992'de yapılan yasal düzenlemeler ile bu kuruluşların Hazine, Merkez Bankası ve SSK'ya olan borçları tasfiye edilmiştir.Bu uygulamalar KİT'lerin finansman sıkıntılarının giderilmesine yardımcı olmakla birlikte, yeterli olmamıştır. KİT'lerin borçlanma gereğinin istenilen ölçüde azaltılamamasının nedenleri; istihdam maliyetindeki hızlı artışlar, tarımsal destekleme politikasındaki yetersizlikler ve bu politikanın finansal yükleri ile KİT finansal yapısının öz kaynaklar aleyhine bozulmasının finansman maliyetini artırıcı rol oynamasıdır. İşletmeci KIT'ler özellikle bütçe transferleri hariç tutulduğunda, kamu kesimi borçlanma gereğinin genellikle % 50'den fazla bir kısmının nedeni olmaktadır(16). Bu nedenle kamu kesimi borçlanma gereğinin azaltılabilmesi için öncelikle KİT borçlanma gereğinin azaltılması gereklidir. Bu durum KİT sorunların çözümüne bağlıdır.

Türkiye'de özelleştirme uygulamaları tamamen kendiliğinden meydana gelmiş, ülkenin yararları doğrultusunda planlanmış bir olgu değildir. Gelişmekte olan ülkelerde ve Türkiye'de yaşanan yüksek enflasyon ve kamu açıkları nedeniyle ekonomide reform arayışları başlamıştır. Bu kapsamda kamu varlıklarının satılarak kaynak sağlanması ve oluşabilecek yeni KİT harcamalarının önlenmesi bir araç olarak düşünülmüş, bunu yaparken de genel olarak IMF ve Dünya Bankası gibi kuruluşların önerilerine ve parasal desteğine başvurulmuştur. Dünya Bankası özellikle gelişmekte olan ülkelerin içerisinde bulunduğu ekonomik krizleri aşabilmeleri için kredi programları düzenlenmiş ve bunların kullanımlarının da kendi önerdikleri projeler kapsamında olabileceğini öngörmüşlerdir. Yani ekonomik reform paketini kendileri hazırlamış, bunun içinde gerekli finansı, bu pakete uyulması koşulu ile sağlamışlardır(25).

Özel ve kamu kesimlerinin ekonomide birbirini tamamlayıcı faaliyetleri, 1980'li yıllara kadar sürmüştür. Bu dönemde kamu işletmelerindeki aksaklıklar

TÜRKİYE BİRİNCİ TARIM EKONOMİSİ KONGRESİ 8-9 EYLÜL 1994

120

Page 7: TÜRKİYE BİRİNCİ TARIM EKONOMİSİ KONGRESİ 8-9 EYLÜL 1994 ... · 2.TÜRKİYE'DE KİT'LERİN KURULUŞ AMAÇLARI VE TARIMSAL KİT'LER Tarihsel gelişim süreci içinde gelişmekte

onların özelleştirilmesini gündeme getirmiştir. Bununla beraber 1980 yılından önce heıtıangi bir kamu kuruluşu satılmadığı gibi yeni KIT’ler kurulmuştur. Bu amaçla kurulan KİTler temel ve ara mallar üretimi ile tarımsal ürünlerin pazarlanmasının düzenlenmesinde etkili olmuştur(17).

Ülkemizde özelleştirilecek kuruluşların öncelikleri ve özelleştirme stratejilerinin belirlenmesi amacıyla birçok uluslararası kuruluşa master planlar hazırlatılmıştır Ancak, özelleştirmede her KİT için kendine özgün bir modelin belirlenmesi ve toptancı çözüm önerilerinden kaçınılması gereklidir.

özelleştirme portföyüne alınan yaklaşık 126 kuruluştan 4'ü çeşitli nedenlerle kapsam dışında bırakılmıştır Kuruluş sermayelerindeki kamu payının tümü blok satış, halka arz ve İMKB'da hisse senedi satışı yoluyla 64 kuruluş özel sektöre devredilmiş olup, halen özelleştirme kapsamında 58 kuruluş bulunmaktadır (12).

1985-1994 döneminde özelleştirme uygulamalarından toplam 23,3 trilyon TL (2,7 milyar $) gelir elde edilmiştir. Aynı dönemde özelleştirme uygulamaları için yapılan harcamaların toplamı ise 18,5 trilyon TL (2,6 milyar $) dır. Dolayısıyle özelleştirmeden elde edilen gelirlerin % 79,40’ı özelleştirme işlemleri için harcanmıştır.

Özelleştirme gelirlerinin: kamu borçlarının ödenmesi, bazı kamu kuruluşlarının yeniden yapılanması ve özelleştirme ile işini kaybedenler için yapılacak sosyal yatırımlar ile özellikle geri kalmış bölgelerdeki sabit sermaye yatırımlarına ayrılması gereklidir. Bu durum yasalarla düzenlenmelidir(21) Çünkü kamuoyunda özelleştirmeye gösterilen tepkilerin en önemli nedenlerinden birisi de özelleştirme gelirlerinin kullanımı ile ilgilidir.

Tarımsal imalat sanayi kuruluşlarından TSEK, YEMSAN, EBK ile ORÜS gibi kuruluşların özelleştirilmesi işlemleri devam etmektedir 1992-1994 döneminde 25 yem fabrikası, 7 iştirak hissesi ve 2 arsa özelleştirildi. 2 yem fabrikası il özel idarelerine devredildi ve 1 arsa da kapsam dışına çıkarıldı. 1992-1994 döneminde 35 süt fabrikası, 10 süt toplama merkezi ve 4 arsa özelleştirme kapsamına alınmıştır. Bu dönemde 3 fabrika ve 4 süt toplama merkezi ilgili illerin özel idarelerine devredilmiş ve diğer işletmelerin özelleştirme işlemleri devam etmektedir. Aynı şekilde Et ve Balık Ürünleri A.Ş ile ORÜS'ün özelleştirilmesi işlemleri devam etmektedir

TC Bşb Özelleştirme İdaresi'nce hazırlanan 1994-1995 dönemi özelleştirme programında özelleştirme kapsamına alınan kuruluşlar iki gruba ayrılmıştır. I derecede özelleştirilecek kuruluşlar arasında; TZDK, TEKEL'e bağlı içki, sigara ve dağıtım şirketleri ve TÜGSAŞ ve II derecede özelleştirilecek kuruluşlar arasında ise TŞFAŞ ve TİGEM bulunmaktadır.

Ekonomik sorunların çözümü için özelleştirme gerekli araçlardan biri olarak görülmüş, dış finans kaynaklarınca önerilmiş ve bu konu ile ilgili program da yabancı firmalarca hazırlanmıştır. Bu programda; özelleştirilecek kuruluşların öncelik sıraları belirlenmiştir. Bu işlemde sadece ilgili kurumların ekonomik yararlılıkları dikkate alınmış ve sosyal yönlerine fazlaca eğilinmemiştir. Üstelik

TÜRKİYE BİRİNCİ TARIM EKONOMİSİ KONGRESİ 8-9 EYLÜL 1994

130

Page 8: TÜRKİYE BİRİNCİ TARIM EKONOMİSİ KONGRESİ 8-9 EYLÜL 1994 ... · 2.TÜRKİYE'DE KİT'LERİN KURULUŞ AMAÇLARI VE TARIMSAL KİT'LER Tarihsel gelişim süreci içinde gelişmekte

TÜRKİYE BİRİNCİ TARIM EKONOMİSİ KONGRESİ 8-9 EYLÜL 1994

hangi KİT'lerin öncelikle özelleştirileceğine karar vermede dikkate alınacak öncelik sıralarının belirlenmesinde temel ilkelerin neler olduğu fazlaca açık değildir. KİTler kuruluş yasalarında belirtilen fonksiyonları yerine getirdiği taktirde, ilgili faaliyet alanından çekilmeli ve serbest rekabetin bu alanda da işlerlik kazanması sağlanmalıdır. Ancak EBK, TSEK ve YEMSAN gibi KİT'ler aynı kesime yönelik olarak çalıştığından bunların özelleştirme olanaklarının birlikte düşünülmesi gerekir. Bunlar ülke hayvancılığına hizmet etmek amacıyla kurulmuş ve henüz ülke hayvancılığının istenilen ölçüde geliştirilemediği ve hayvansal üretimde kendine yeterliliğe ulaşılamadığına göre bu kesimin desteklenmesinin gereği bulunmaktadır. Bu KİT'ler de hayvancılık politikalarının temel yürütücüleri durumundadır.

Hazırlanan çeşitli özelleştirme planlarının uygulanmaya başlanması ile birlikte yasal ve kurumsal düzenlemeler de yapılmıştır. 1950'li yıllardan itibaren ülkemizde özelleştirme düşüncesi değişik aralıklarla gündeme gelmesine karşın, 1980'li yıllara kadar konu ile ilgili yasal ve kurumsal düzenlemeler gerçekleştirilememiştir. 1984 yılında çıkarılan 2893 sayılı Tasarrufların Teşviki ve Kamu Yatırımlarının Hızlandırılması Hakkındaki Kanun ile 233 sayılı KHK ve 84/8495 sayılı Kamu Ortaklığı Fonu Yönetmeliği, özelleştirme uygulamalarına yönelik esas hukuksal düzenlemelerdir. Daha sonra 1986 yılında yürürlüğe giren 3291 sayılı kanun ile özelleştirmeye yönelik temel yasal düzenlemeler getirilmiştir(12).

Özelleştirme programının planlama ve uygulamasından sorumlu kuruluş KOİ'dir. K ille re ait hisselerin özelleştirilmek üzere KOİ'ne devrine Bakanlar Kurulu;bağlı ortaklık, müessese, işletme işletme birimi ve iştiraklerin özelleştirilmek üzere KOİ'ne devrine ise YPK karar vermektedir(12).

1994 yılında yapılan yasal düzenlemeler ile KOİ Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'na dönüştürülmüştür. Ancak henüz geniş kapsamlı özelleştirme çerçeve veya ilkeler yasası çıkarılamamıştır. Ayrıca antitröst, kartel ve tüketiciyi koruyucu yasalar da çıkarılamamıştır. İşsizlik sigorta sistemi kurulamadığından özelleştirilecek kuruluşlardaki personelin gelecek endişesi vardır. Bu yüzden sendikalar ve diğer sivil toplum örgütleri özelleştirmeye karşı bir tutum içindedir.

6. TARIM SAL FAALİYET ALANINDA G ÖR EV ALAN KİT'LERİN ÖZELLEŞTİRİLEBİLM E OLANAKLARI

Özelleştirilmesi planlanan KİT'lerin öncelikle özel sektör kuruluşlarının tabi olduğu yasal statüye göre çalışmaları sağlanmalıdır. Bu kuruluşlar T.T.K. hükümlerine göre çalışan şirketler haline getirilmeli ve icra ve iflasları da söz konusu olabilmelidir. Tarımda özelleştirme kapsamında tarımsal imalat sanayi ile doğal kaynakların özelleştirilmesi ayrı ayrı ele alınmalıdır.

Dünyada doğal kaynakların özelleştirilmesi ile ilgili uygulamalar aşağıda kısaca özetlenmiştir.

131

Page 9: TÜRKİYE BİRİNCİ TARIM EKONOMİSİ KONGRESİ 8-9 EYLÜL 1994 ... · 2.TÜRKİYE'DE KİT'LERİN KURULUŞ AMAÇLARI VE TARIMSAL KİT'LER Tarihsel gelişim süreci içinde gelişmekte

a- Doğal kaynakların işletmeciliği veya kullanımının özelleştirilmesi: Bu amaçla genellikle kamu ile özel sektör kiralama veya yönetim ve işletmeciliğin devri sözleşmeleri yapmaktadır. Bu şekilde yapılacak özelleştirme ile kaynakların mülkiyeti yine devlete ait olmakta ve özel kuruluşlarca işletilmektedir Bu yöntemle ABD'de parklar, çim alanları, çayır, ormanlar ve otlaklar vb yerler yöredeki çevreci kuruluşlara ve yerel gönüllü kuruluşlara devredilmiştir Böylece bu alanlar hem daha iyi korunabilecek, hem de daha iyi değerlendirilmiş olacaktır. Çünkü devir veya kiralama sözleşmelerinde bulunacak hükümler gereği, bu alanların bakımlanndan işletenler sorumlu olacaktır(24).

b- Doğal kaynakların mülkiyet ve tasarruf haklarının özel kişi veya kuruluşlara devredilmesi: Devlet genellikle topraklarını kendi yurttaşlarına satmayı tercih eder Hemen her ülkede yabancılara toprak satışı; yasalar, moral değerler ve stratejik önem nedeniyle ya çok az veya hiç tercih edilmemektedir Doğal kaynakların mülkiyet ve işletmeciliğinin özelleştirilmesi Çin, Macaristan, Romanya, Polonya ve diğer eski doğu bloku ülkelerinde uygulanmaktadır.

Çin'de 1958 yılından itibaren tarım toprakları üzerinde kollektif bir işletme tipi olan halk komünleri kurulmaya başlanmış ve bu işlem 1960 yılında tamamlanmıştır. Kısaca Çin'de tarımsal üretim uzun bir süre çalışanların üzerinde mülkiyet ve tasarruf haklarının olmadığı halk komünlerinde yapılmıştır. Özelleştirmede önce halk komünleri olarak adlandırılan çiftlikler dağıtılmış ve çiftlik arazileri özellieştirme ile ülkede yaşayan 1 milyardan fazla bireye açılmıştır. Bunun sonucunda ülkede gıda üretiminde büyük artışlar olmuştur. Tarım topraklarının özelleştirilmesine paralel olarak tarıma dayalı sanayii, diğer imalat sanayileri ve hizmetler sektöründe de yapılan özelleştirme çalışmalarıyla merkezi idarenin kontrolü ve etkisi azaltılabilmiştir(24).

Macaristan, Romanya, Polonya, Orta Asya Türk Cumhuriyetleri, Rusya Federasyonu, Baltık Cumhuriyetleri gibi eski doğu bloku ülkelerinde tarım topraklarının özelleştirilmesi ise oldukça farklı bir nitelik taşımaktadır. Çünkü bu ülkelerde, merkezi ekonomik sistemin sosyalizm ilkelerine göre oluşturulmasından hemen sonra, eski SSCB'ye bağlı ülkelerde tarım topraklarının tamamı ve diğer ülkelerde ise önemli bir kısmı devletleştirilmiştir. Bu topraklar kollektif olarak işletilmiştir. Eski SSCB'de açıklık ve yeniden yapılanma kapsamında kollektif çiftliklerin (kolhoz) bu işletmelerde çalışan çiftçilere uzun süreli (99 yıllık vb.) kiralanması tartışılmıştır. Bu polikada başarı sağlanamadı. Bazı cumhuriyetlerde kolhoz toprakları üzerinde çalışanlara kiralanmıştır. Girdi ve ürün pazarlama organizasyonlarının gelişmemiş olması nedeniyle çiftçiler bu toprakları işletemeyerek tekrar devlete devretmişlerdir.

Doğu Avrupa ülkelerinde özellikle 1990 yılından sonra pazar ekonomisine geçiş sürecine büyük ölçüde girilmesi nedeniyle tarım toprakları ve özellikle kollektif çiftlikler ve devlet çiftliklerinin özelleştirilmesi ve tasfiye edilmesi en fazla tartışılan konulardan birisi olmuştur. Bu ülkelerde tartışmalar bu toprakların kimlere ve nasıl satılabileceği üzerinde yoğunlaşmıştır.

TÜRKİYE BİRİNCİ TARIM EKONOMİSİ KONGRESİ 8-9 EYLÜL 1994

132

Page 10: TÜRKİYE BİRİNCİ TARIM EKONOMİSİ KONGRESİ 8-9 EYLÜL 1994 ... · 2.TÜRKİYE'DE KİT'LERİN KURULUŞ AMAÇLARI VE TARIMSAL KİT'LER Tarihsel gelişim süreci içinde gelişmekte

TÜRKİYE BİRİNCİ TARIM EKONOMİSİ KONGRESİ 8-9 EYLÜL 1994

Bu ülkelerde devlet çiftliklerine ait toprakların öncelikle eski sahiplerine (varislere) ve daha sonra da yörede oturan ve tarım ile uğraşmak isteyenlere devredilmesine yönelik politikaların çoğunlukla benimsendiği görülmektedir. Böylece toprağın eski sahiplerinin varisleri ve tarımla uğraşmak isteyenlerin mülkiyet hakkına kavuşturulması sağlanabilmiştir.

TİGEM, TŞFAŞ çiftlikleri, ulusal parklar ve orman alanlarının özelleştirilmesinde bu iki yöntemden faydalınabilir. Ancak bu amaçla kiralama ve kullanım hakkının devri sözleşmelerinin daha rasyonel olabileceği söylenebilir Bu yöntemle bu işletmelerin kullanım hakları çalışanlar, ziraat mühendisleri ve yörede bulunan topraksız ve az topraklı tarım işletmelerine devredilebilir. Ancak orman alanlarından faydalanmanın özelleştirilmesi hemen hemen olanaksızdır. Türkiye'de özel ormancılık teşvik edilmelidir.

Tarımsal KİT’ler genellikle faaliyette bulundukları alanda tekel durumunda değil, daha çok oligopol bir piyasa yapısında olduklarından, serbest piyasa ekonomisine uyum kolaylaşmaktadır. Ancak TEKEL Genel Müdürlüğü devlet tekeli durumundadır. Bu alanda devlet tekeli kaldırılmalı ve rekabet ortamı yaratılmalıdır.

TŞFAŞ, ÇAYKUR, EBK, SEK gibi imalat sanayi kuruluşları üretici örgütleri, çalışanları veya yöre çiftçilerine teklif alma, doğrudan satış veya yönetim devri yöntemleri ile satılabilir. Bu süreçte özel tekellerin oluşmasına olanak verilmemelidir. TEKEL ve TMO gibi kuruluşlar bugünkü piyasa yapıları bakımından özelleştirmenin sürecinin sonraki aşamalarında ele alınabilir. Bu kuruluşlar yeniden yapılandırılabilir ve teknolojik altyapıları iyileştirilebilir. TMO'ya bağlı olarak faaliyetlerini sürdüren ALKASAN'ın öncelikle bağımsız bir KİT haline getirilmesi gerekir. Alkoloid stratejik bir üründür. Bu kuruma yeni statü ve olanaklar sağlanabilir.

TMO, ALKASAN ve TEKEL'in yeniden yapılandırılması bugünkü koşullarda gereklidir. Hububat borsası geliştirilerek TMO’nin faaliyet hacmi daraltılabilir. TEKEL ile ilgili olarak öncelikle tütün ürünleri, tuz ve alkol üretimi ile ilgili devlet tekeli kaldırılmalı ve bu alanda özel sektör de faaliyette bulunabilirleridir. Bu kuruluşlar kapsamlı bir teknolojik altyapı oluşturma gayretlerine yöneltilmelidir. Bazı ülkelerde Devlet Tütün Şirketinin özelleştirildiği (Japonya gibi) görülse bile, henüz ülkemizde bu alanda kamu girişimciliğine son verecek koşullar ve piyasa yapısı oluşmamıştır. Aslında TSEK ve EBK gibi kuruluşlar da piyasa yapısı bakımından nce

133

Page 11: TÜRKİYE BİRİNCİ TARIM EKONOMİSİ KONGRESİ 8-9 EYLÜL 1994 ... · 2.TÜRKİYE'DE KİT'LERİN KURULUŞ AMAÇLARI VE TARIMSAL KİT'LER Tarihsel gelişim süreci içinde gelişmekte

TÜRKİYE BİRİNCİ TARIM EKONOMİSİ KONGRESİ 8-9 EYLÜL 1994

lendiğinde, tam olarak görevlerini yerine getirmeden özelleştirme kapsamına alınmıştır.

EBK, TSEK, ÇAYKUR ve TŞFAŞ gibi kuruluşların özelleştirilmesi gerekiyorsa; bu K irlerin genellikle kendileri için hammadde üreten çiftçilerin kuracaklan veya mevcut kooperatif veya üretici birliklerine devredilmesi düşünülebilir. Bu gerçekleştirilebilirse, tarıma yönelik bazı devlet hizmetlerinin, üretici örgütlerine devredilmesi mümkün olacaktır. Böylece hem devlet bir ölçüde küçültülebilecek, hem de üretimin daha verimli ve etkin bir biçimde yapılması sağlanabilecektir. AB ve ABD gibi ülkelerde, tarımın etkin bir şekilde kooperatifleştiği, kooperatiflerin yaptığı yatay ve dikey bütünleşmelerle önemli ölçüde tarımsal sanayiye sahip oldukları bilinmektedir. Bu ülkeler tarımsal kalkınmalarını bu yolla sağlamışlardır. Bu ülkelerde kooperatifler sahip oldukları sanayi tesislerini AŞ. statüsüne dönüştürmüşler ve bunların genellikle sermayelerinin tamamı çiftçilerin olup, profesyonel yöneticiler tarafından yönetilmeleri sağlanmıştır.

TZDK ise kuruluş amaçlarını hemen hemen tamamlamıştır. Bu kurumun özelleştirilmesi veya tasfiye edilmesi ve pazarlama birimlerinin özel teşebbüse açılması faydalı olabilir.

Tarım Satış Kooperatifleri ve Birliklerine bağlı 107 adet fabrika ve işletmenin de özelleştirilmesi sık sık tartışılmaktadır Herşeyden önce bunlar özel hukuk tüzel kişileridir. Özelleştirilmeleri değil, özerkleştirilmeleri sorunu vardır. Bu

kuruluşlar 3186 sayılı Yasa'da yapılacak düzenlemeler ile özerkleştirilmeli ve fabrika, işletme ve kooperatiflerin profesyonel kişilerce yönetilmeleri sağlanmalıdır. Birlikler ve işletmelerin çiftçilerce seçilen yönetim kurulları ve bu kurullarca atanan profesyonel yöneticilerce demokratik olarak yönetilmesi, katılımcı demokrasinin gereğidir

7. SONUÇ VE ÖNERİLER

Özelleştirme bir amaç değil, belirli ekonomik hedeflere ulaşmak için kullanılabilecek araçlardan birisidir. Özelleştirme yalnızca uygulanabilecek bir araç niteliğinden çok, istikrar ve yapısal düzenlemeler ile birlikte ele alınabilecek bir ekonomi politikası aracıdır. Doğal olarak toplumsal yükümlülüğü bulunan KİT’lerin bazıları yeniden yapılanma ile varlığını belirli bir süre koruyabilmelidir. Hangi kuruluşların özelleştirileceği ve hangilerinin ise yeniden yapılandırılacağı en kısa süre içinde yapılacak araştırmalarla belirlenmelidir. Bu inceleme; KİT'lerin piyasa payı ve piyasasının özellikleri, kuruluş amacını tamamlayıp tamamlamadığı, toplumsal faydalılık, rekabet edebiliıiilik vb. yönlerden yapılabilir. Türkiye'de uzun vadeli özelleştirme politikasının oluşturulması gereklidir. Özelleştirme işlemleri tam bir açıklık içinde yapılmalı, özelleştirme ile elde edilecek gelirlerin kullanım alanları belirlenmeli, özelleştirme ve işsizlik sigortası yasaları ve özelleştirmeden sonra piyasada oluşabilecek tekellere karşı tüketicilerin koruyucu yasalar ile antitröst ve kartel yasaları çıkarılmalıdır. Devletin piyasalarda etkin bir denetim mekanizması

34

Page 12: TÜRKİYE BİRİNCİ TARIM EKONOMİSİ KONGRESİ 8-9 EYLÜL 1994 ... · 2.TÜRKİYE'DE KİT'LERİN KURULUŞ AMAÇLARI VE TARIMSAL KİT'LER Tarihsel gelişim süreci içinde gelişmekte

TÜRKİYE BİRİNCİ TARIM EKONOMİSİ KONGRESİ 8-9 EYLÜL 1994

oluşturması gereklidir. Özelleştirilecek kuruluşların değerlendirme ve fiyat belirlenmesindeki sorunlarının çözülebilmesi için sektörel değer biçme komisyonları oluşturulabilir. Ülkemizde satışa çıkarılıp satılamayan bazı KIT'lerin veya bağlı ortaklık ve işletmelerin il Özel İdareleri ve yerel yönetimlere devredildiği görülmektedir. Bu durumda bir özelleştirmeden değil de kamu mülkiyetinin bağlı olduğu kurumlar arasında el değiştirmesinden söz edilebilir. Bu kurumların il özel idareleri ve yerel yönetimler tarafından başarılı olarak işletilebilecekleri de tartışılabilecek bir konudur.

ÇAYKUR, TMO, TEKEL, TZDK, TSEK, TŞFAŞ, EBK gibi tarımsal üretimin örgütlenmesinde görev alan Kirler tarımı destekleme politikasının yürütücüleridir. Bu KİT'ler de zaman içinde özelleştirme kapsamına alınacağından, tarımı destekleme KİTler yoluyla yapılamayacaktır. Bu amaçla yeni bir fon kurulabilir. Bu kuruluşların özelleştirilmesi ve yeni destekleme ve yönlendirme sisteminin kurulamaması durumunda, tarımda üretim örgütlenmesi konusunda büyük sorunlar ortaya çıkabilir. Tarımda KIT'lere alternatif olarak "tarım borsalarf geliştirilmeli ve böylece tarımın piyasa ekonomisinin ilkelerine göre çalışması sağlanmalıdır. AB'de tanm FEOGA adlı bir fonun kaynakları ile desteklenmektedir. Aslında AB'ne uyum içinde bu şekilde bir düzenlemenin yapılması gerekir

Özelleştirme ülke halkının küçük tasarruflarını birleştirici şekilde uygulanırsa, anlam taşıyabilir Özellikle tarımsal faaliyet alanında bulunan KIT’lerin özelleştirilmesinde kırsal kesimde yetersiz ve inaktif durumda bulunan tasarrufların aktif hale gelmesi ve yatırımlara dönüştürülebilmesi için, özelleştirmede üreticilere veya örgütlerine öncelik verilmelidir. Bunun için üreticilerin birlikler veya kooperatifler şeklinde en kısa sürede örgütlenmesi sağlanmalıdır KİT'ler birliklere pazarlık yöntemiyle devredilmelidir. Özelleştirilme bedelinin belirli bir kısmı üreticilerce sağlanabilir ve bir kısmı da sağlanacak düşük faizli ve uzun vadeli kredilerle karşılanabilir. Tarımsal KİT'ler üretici örgütlerinin isteği üzerine ihaleye çıkarılmadan bu örgütlere, devredilebilir.

Tarımsal KİT'lerin özelleştirilmesinde uygulanacak; yönetim ve işletmeciliğin devri, teklif alma ve direkt veya özel satış yöntemleriyle özelleştirme daha kısa sürede ve daha hızlı bir şekilde yapılabilecektir. Böylece devletin mal varlığı doğrudan üreticilere, çalışanlara veya örgütlerine satılacağından, özelleştirmeden beklenen bazı avantajlar sağlanamayabilir. Bu kuruluşların tarım kesimi açısından ekonomik, sosyal ve politik önemi vardır. İlgili KİT'ler hisse senetleri borsada işlem görmeden doğrudan üreticilere devredilebilir. Bu yöntemler; EBK, TSEK, TŞFAŞ, ÇAYKUR, ORÜS, TİGEM gibi KİT'lerin özelleştirilmesinde uygulanabilir. Böylece bu KİT'ler kuruluş amaçları doğrultusunda özelleştirilmiş olabilecektir Tekliflerin en azından özelleştirilecek kuruluşların hisse senetlerinin toplamı kadar olabilmesi için, üreticiler teşvik edilebilir. Bazı KİT'lerde ise üreticilerin teslim ettikleri ürün bedelleri üzerinden yapılacak % 3-5'lik kesintilerle oluşturulan fon aracılığıyla ilgili kuruluşların yönetim ve işletmeciliği, belirli bir süre(5-8 yıl) içinde üretici veya örgütlerine devredilebilir. Bu yöntem ÇAYKUR gibi KİT'lerde başarılı olarak uygulanabilir.

135

Page 13: TÜRKİYE BİRİNCİ TARIM EKONOMİSİ KONGRESİ 8-9 EYLÜL 1994 ... · 2.TÜRKİYE'DE KİT'LERİN KURULUŞ AMAÇLARI VE TARIMSAL KİT'LER Tarihsel gelişim süreci içinde gelişmekte

TİGEM'in özelleştirilmesinde yabancılara toprak satışına olanak verilmemelidir. Özellikle bazı işletmelerin stratejik konumları nedeniyle bunlar, ancak Türk özel girişimcilerine devredilebilir. TZDK'nun bazı fabrikaları (traktör, tarım makinaları) Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği'ne devredilebilir Diğer birimleri ise, özelleştirilebilir ve özelleştirilemeyecek nitelikte olanlar ise, tasfiye edilebilir. Girdi temininde TZDK'nun faaliyetlerine büyük ölçüde gereksinim bulunmamaktadır.

Türkiye'de bir yandan batı bölgelerinde özelleştirme yapılırken, kalkınmada öncelikli yörelerde kamu girişimciliği gereklidir Bu bölgelerde yetersiz ekonomik ve sosyal koşullar nedeniyle özel sektör yatırım yapmayacaktır Devlet, Güney ve Doğu Anadolu Bölgeleri'nde tarımsal sanayi tesislerinin kurulmasında öncülük edebilir ve özel kesimi yatırım yapmaya özendirmek için ortak girişim faaliyetlerinde bulunmalıdır

Türkiye Ekonomisinin yüksek enflasyon kamu açıkları, gittikçe artan iç ve dış borçlardan kurtulabilmesi için özelleştirme yeterli bir araç değildir. Bunun için ekonomide yapısal reformun yapılması gereklidir Yapısal reformla birlikte kamu harcamalarını azaltıcı, kamu gelirlerini artırıcı kısa süreli istikrar tedbirlerinin alınması gerekecektir Bunun için gerçekçi politikalar üretilmeli, kamu sektörü reforma tabi tutulmalı ve devlet olanaklar çerçevesinde küçültülmelidir Çünkü bütün gelişmekte olan ülkelere özelleştirme uygulamaları genellikle uluslararası kuruluşlarca tavsiye edilmekte ve bu ülkeler özelleştirme yapmaları için yönlendirilebilmektedir Ancak ülkeyi yönetenlerin ülke gereksinimlerini dikkate alarak kararlı ve tutarlı politikalar oluşturmaları gerekecektir.

TÜRKİYE BİRİNCİ TARIM EKONOMİSİ KONGRESİ 8-9 EYLÜL 1994

LİTER A TÜ R

1. AKBAY,M.1993.Dünden Bugüne Tekel Dünya Gazetesi, 28 Ekim 1993.2. AKTAN,Ç.C.1993.PTT'nin T'si 7 Aşamada Özelleştirilmeli Dünya Gazetesi,

8 Ekim 1993, s.7.3. ALKİN,E.1993.KİT'lerin Özerkliği ve Özelleştirme. Banka ve Ekonomik

Yorum, İstanbul, s.43-45.4. ALTINTAŞ,B.1988.Kamu İktisadi Teşebbüslerinin Özelleştirilmesi ve

Özelleştirmenin Sermaye Piyasalarına Etkileri. S.P.K. Yayın No:8, Ankara5. ALTINOK.T. 1992.Kamu iktisadi Teşebbüslerinin Sorunları ve

Özelleştirme. 3.iktisat Kongresi, DPT, Cilt:2, Ankara, s 9-28.6. ANONYMOUS, KİT Genel Raporu(1985-1992), TC. Bşb.YDK, Ankara7. ANONYMOUS, 1986.Özelleştirme, KİT'lerin Halka Satışında Başarı

Koşulları. TÜSİAD Yayın No:56.5.88, İstanbul.8. ANONYMOUS, Yıllık Programlar(1991-1993), DPT, Ankara.

136

Page 14: TÜRKİYE BİRİNCİ TARIM EKONOMİSİ KONGRESİ 8-9 EYLÜL 1994 ... · 2.TÜRKİYE'DE KİT'LERİN KURULUŞ AMAÇLARI VE TARIMSAL KİT'LER Tarihsel gelişim süreci içinde gelişmekte

TÜRKİYE BİRİNCİ TARIM EKONOMİSİ KONGRESİ 8-9 EYLÜL 1994

9. ANONYMOUS, 1992.Zirai ve İktisadi Rapor.TZOB Yayın. 168, Ankara.10. ANONYMOUS, 1993 Ekonomik Rapor (1992). TOBB Yayın

No:263,Ankara.11 ANONYMOUS, 1993.7.BYKP Çay Sanayi Ö.İ K.Raporu, DPT, Ankara.12. ANONYMOUS,1994.Türkiye'de Özelleştirme TC.Bşb.KOİ, Ankara.13. AYERDEM, B. 1993. Et Endüstrisinde EBK. DPT Kırsal Sanayi

Sempozyumu, DPT, Ankara, s.217-237.14 BABÜROGLU.S.1982 Atatürk Dönemi ve Sonrası Kamu iktisadi

Teşebbüsleri, Atatürk Dönemi Ekonomi Politikası ve Türkiye'nin Ekonomik Gelişmesi. A.Ü.S.B.F.No:513, Ankara.

15. ÇALIKOĞLU, T. 1993. Kırsal Sanayinin Orman Köyleri ve Köylüleri İçin Önemi.DPT Kırsal Sanayi Sempozyumu,Ankara,s.93-113.

16. DOĞAN, Y 1993 Kamu İktisadi Teşebbüsleri ve Özelleştirme. Doğruluk Matbaası, İzmir.

17. GÜNEŞ, T. ve TANRIVERMİŞ, H. 1994. Ekonomik Yönden Türkiye'de Tarımsal Sanayinin Durumu, Gelişme Eğilimleri, Sorunları ve Tarımsal Sanayi Kuruluşlarının Özelleştirilmesi. Tar San.KİT'ler ve Özelleştirme Semp TZD Ankara, s. 17-38.

18. KARLUK,S.R.1994.Türkiye'de Kamu İktisadi Teşebbüsleri ve Özelleştirme. ESBANK Yayın No:5, İstanbul.

19. KURNAZ, H. 1993. Özelleştirme, Devletin Mülksüzleştirilmesi Banka ve Ekonomik Yorum, İstanbul, s.29-34.

20. MÜLAYİM, Z. G. 1994. Kooperatifçilik Açısından Tarımsal Sanayi, KİTler ve Özelleştirme, Tarımsal Sanayi, KİT'ler ve Özelleştirme Sempozyumu, TZD, Ankara, s.38-43.

21. ÖZÇELİK, A. ve TANRIVERMİŞ, H. 1993 Türkiye'de Özelleştirme Çalışmaları ve TİGEM'e Bağlı İşletmelerin Durumu.TZYMB, Ziraat Mühendisliği, Sayı:261-262, Ankara, s.4-6.

22. ÖZMEN.S. 1978. Türkiye'de ve Dünyada KİT'lerin Özelleştirilmesi. Met-Er Matbaası, İstanbul.

23.SARIASLAN, H. ve EROL, C. 1993. Türkiye’de KİT’lerinÖzelleştirilmesi Sorunu ve Sistematik Bir Yaklaşım Önerisi. TOBB Yayın No:266, Ankara.

24.SAVAS, E. S. 1994. Daha İyi Devlet Yönetiminin Anahtarı, MPM Yayınları:517, (Çev: Ergün Yener), Ankara.

25.SUİÇMEZ, H. ve YILDIRIM, Ş. 1993. Dünyada ve Türkiye'de Özelleştirme Uygulamaları. MPM Yayın No: 508, Ankara.

26 ULUKAL.Y. 1993. Kırsal Sanayi Altyapısının Oluşumunda TZDK. DPT Kırsal Sanayi Sempozyumu, Ankara, s. 137-141.

27.VOLIJC, M. and DRAAISMA, J. 1993. Privatization and Economic Stabilization in Mexico. Colombia Journal of Worid Business, Vol:28, No:1,Colombia d. 122-133. _ ..28.YERCAN, M. ve ARTUKOĞLU, M. 1991. Özelleştirme Kavramı,Türkiye'deki Uygulamaları ve Konunun Tarım Sektöründe Görev Alan Bazı Kamu Kurumlan Açısından Değerlendirilmesi. İTO Yayın No:43, İzmir

137

Page 15: TÜRKİYE BİRİNCİ TARIM EKONOMİSİ KONGRESİ 8-9 EYLÜL 1994 ... · 2.TÜRKİYE'DE KİT'LERİN KURULUŞ AMAÇLARI VE TARIMSAL KİT'LER Tarihsel gelişim süreci içinde gelişmekte

TÜRKİYE BİRİNCİ TARIM EKONOMİSİ KONGRESİ 8-9 EYLÜL 1994

Oturum Başkanı: Prof. Dr. Ali Rıza KARACA

Ar Gör Harun TANRIVERMİŞZ Y M. Nuray KIZILASLANDoç Dr A. Zafer GÜRLERTürkiye'de Tarım Sigortaları Uygulamasıve 1981-1993 Dönemdeki Gelişmelerin Analizi

Doç Dr. Selahattın ERAKTANTürkiya'de Tarımın Vergilendirilmesindeki Son Gelişmeler

Y Doç Fahrettin KORKMAZTarım Işçılennın Fiili ve Hukuki Sorunları ve Çözüm önerileri

Y Doç Dr Orhan YavuzDoğu Anadolu Tarımın Yapısal Sorunları ve Çözüm Önerileri

Prof Dr Kaptan KAPTANGİLTürkiye Çay Politikalarının Sosyo-Ekonomik Sonuçlarının İyileştirilmesine Yönelik önlem ler