tÜrk İye cumhur İyet İ ankara Ün vers tes sa Ğlik b...

89
TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ESANSİYEL YAĞ VE PROBİYOTİĞİN BROYLERLERDE PERFORMANS, İMMUN SİSTEM VE BAZI KAN PARAMETRELERİ ÜZERİNE ETKİSİ Kadir Emre BUĞDAYCI HAYVAN BESLEME VE BESLENME HASTALIKLARI ANABİLİM DALI DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Prof. Dr. Ahmet ERGÜN 2008 - ANKARA

Upload: others

Post on 15-Jan-2020

3 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ

SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

ESANSİYEL YAĞ VE PROBİYOTİĞİN

BROYLERLERDE PERFORMANS, İMMUN SİSTEM VE

BAZI KAN PARAMETRELERİ ÜZERİNE ETKİSİ

Kadir Emre BUĞDAYCI

HAYVAN BESLEME VE BESLENME HASTALIKLARI ANABİLİM

DALI DOKTORA TEZİ

DANIŞMAN

Prof. Dr. Ahmet ERGÜN

2008 - ANKARA

Page 2: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

ii

Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Hayvan Besleme ve Beslenme Hastalıkları Anabilim Dalı Doktora Programı çerçevesinde yürütülmüş olan bu çalışma aşağıdaki Jüri

tarafından Doktora Tezi olarak kabul edilmiştir.

Tez savunma Tarihi: 24.1.2008

Prof. Dr. Ahmet ERGÜN Ankara Üniversitesi

Jüri başkanı

Prof. Dr. Sakine YALÇIN Prof. Dr. Mehmet AKAN Ankara Üniversitesi Ankara Üniversitesi Prof. Dr. M. Kemal KÜÇÜKERSAN Doç. Dr. Tülin GÜNGÖR Ankara Üniversitesi Kırıkkale Üniversitesi

Page 3: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

iii

İÇİNDEKİLER

Kabul ve Onay ii

İçindekiler iii

Önsöz v

Simgeler ve Kısaltmalar vii

Şekiller viii

Grafikler ix

Çizelgeler x

1. GİRİŞ 1

1.1. Esans Yağlar 2

1.1.1. Esans Yağların Tanımı 2

1.1.2. Esans Yağların Sınıflandırılması 3

1.1.3. Esans Yağların Sentezlenmesi 5

1.1.4. Esans Yağların Antimikrobiyel Aktiviteleri 6

1.1.5. Esans Yağların Antioksidan Etkileri 8

1.1.6. Tat Verici Olarak Esans Yağlar 9

1.1.7. Esans Yağların Sindirim Sistemi Üzerine Etkisi 9

1.1.8. Esans Yağların Lipid Metabolizması Üzerine Etkisi 11

1.1.9. Esans Yağların Besi Performansı Üzerine Etkisi 11

1.1.10. Esans Yağların Metabolizasyonu 15

1.1.11. Esans Yağlarla Toksikolojik Çalışmalar 16

1.1.12. Esans Yağların Dokulardaki Birikme Düzeyleri 16

1.1.13. Türkiye’de Yetişen ve Esans Yağ İçeren Bazı Bitkiler 17

1.2. Probiyotikler 21

1.2.1. Probiyotiklerin Tanımı 21

1.2.2. Probiyotik Mikroorganizmaların Kaynağı ve Özellikleri 23

1.2.3. Probiyotiklerin Etki Mekanizması 24

1.2.4. Broyler Rasyonlarında Probiyotik Kullanımı 25

2. GEREÇ ve YÖNTEM 30

2.1. GEREÇ 30

2.1.1. Hayvan Materyali 30

2.1.2. Yem Materyali 30

2.2. YÖNTEM 31

2.2.1. Deneme Hayvanlarının Beslenmesi ve Deneme Süresi 31

Page 4: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

iv

2.2.2. Araştırma Rasyonlarının Hazırlanması 32

2.2.3. Karma Yemlerin Besin Madde Miktarlarının Belirlenmesi 33

2.2.4. Canlı Ağırlık ve Canlı Ağırlık Artışının Belirlenmesi 33

2.2.5. Yem Tüketimi ve Yemden Yararlanma Oranının Belirlenmesi 34

2.2.6. Sıcak Karkas Ağırlığı ve Randımanının Belirlenmesi 34

2.2.7. Kesim ve Organların Ayrılması İşlemleri 34

2.2.8. Bazı İç Organ Ağırlıklarının Belirlenmesi 35

2.2.9. İnce Bağırsak İçeriği pH’sının Belirlenmesi 35

2.2.10. Kan Serumunda Toplam Kolesterol ve Toplam Trigliserid Düzeylerinin

Belirlenmesi

35

2.2.11. Aşılama ve Antikor Titresinin Belirlenmesi 35

2.2.12. Bazı Hematolojik Parametrelerin Belirlenmesi 36

2.2.13. Ölüm Sayısının Belirlenmesi 37

2.2.14. İstatistik Analizler 37

3. BULGULAR 38

4. TARTIŞMA 53

4.1. Canlı Ağırlık ve Canlı Ağırlık Artışı 53

4.2. Yem Tüketimi 55

4.3. Yemden Yararlanma Oranı 56

4.4. Karkas Ağırlıkları ve Sıcak Karkas Randımanı 58

4.5. Bazı İç Organ Ağırlıkları 59

4.6. İnce Bağırsak İçeriği pH Düzeyleri 59

4.7. Kan Serumunda Toplam Kolesterol ve Toplam Trigliserid Düzeyleri 60

4.8. New Castle Hastalığına Karşı Oluşan Antikor Düzeyleri 61

4.9. Bazı Hematolojik Parametreler 62

4.10. Ölüm Sayısı 63

5. SONUÇ ve ÖNERİLER 64

ÖZET 66

SUMMARY 68

KAYNAKLAR 70

ÖZGEÇMİŞ 78

Page 5: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

v

ÖNSÖZ

Hayvan sağlığı ve verimin devamlılığı için sindirim sistemi mikrobiyel dengesi ve

fonksiyonu önemlidir. Bu amaçla kanatlı yetiştiriciliğinde uzun yıllardır gelişmeyi

destekleyici olarak antimikrobiyel büyütme faktörleri başarılı bir şekilde kullanılmıştır.

Antibiyotik ve kemoterapötiklerin özellikle düşük dozlarda kullanımının bakterilerde

direnç gelişimine yol açması, insan tüketimine sunulan hayvansal ürünlerde sağlık

açısından risk oluşturabilen rezidü bırakması, sindirim sistemindeki patojen

mikroorganizmalarla beraber faydalı mikroorganizmaların da ölümüne neden olması

bunların kullanılmasına yasak getirilmesine neden olmuştur.

Son yıllarda tüketicilerin sağlık riski taşımayan doğal yemlerle ve yem katkıları

ile beslenen çiftlik hayvanlarının et ve ürünlerini tercih etmeleri, daha çok

araştırıcının doğal gelişme destekleyicilerin üzerinde yoğunlaşmasına neden

olmuştur. Bu nedenden ötürü probiyotikler, prebiyotikler, bitki ekstreleri ve esans

yağların broyler üretiminde kullanımında artış meydana gelmiştir. Sözü edilen bu

katkı maddelerinden probiyotiklerin, besi performansı üzerindeki olası olumlu

etkilerini rekabetçi dışlama prensibine dayalı olarak gösterdiği, bitkilerin aktif

bileşenlerini yoğun bir şekilde içeren esans yağların da antimikrobiyel özellikleri ile

patojen mikroorganizmaların çoğalmalarını engellediği söylenebilir.

Yapılan bazı araştırmalar probiyotik kültürlerinin canlı ağırlık ve canlı ağırlık

artışını olumlu yönde etkilediğini bildirirken, bazıları da besi performansı açısından

önemli bir etkilerinin söz konusu olmadığını ve probiyotiklerin olası olumlu etkilerinin

stres şartları altında gözlemlenebileceğini bildirmişlerdir.

Bitki ekstraktlarının ve esans yağların ise yem tüketimi ve yemden

yararlanmayı iyileştirdiği yönünde bildirimler bulunmakla birlikte bazı araştırmacılar

bunların belirgin bir etkisinin olmadığını ifade etmişlerdir. Yapılan bu araştırma

broylerlerde probiyotik kültürleri ve farklı esans yağları değerlendiren mevcut

literatür bilgiye katkı sağlamayı hedeflemiştir.

Page 6: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

vi

Teşekkür kelimesinin hissettiklerimi anlatmakta oldukça yetersiz kalacağı,

hayatım boyunca bana verdikleri destek, gösterdikleri sabır ve anlayışları için

aileme,

Tutkuyla bağlı olduğum Hayvan Besleme Bilimi alanında bana bu çalışmayı

yapma şansını tanıyan doktora danışmanım Zootekni ve Hayvan Besleme Bölüm

Başkanı Sayın Prof. Dr. Ahmet ERGÜN’ e, bilgi ve deneyimlerinden faydalandığım

ve yardımlarını hiçbir zaman unutmayacağım Sayın Prof. Dr. Şakir D. TUNCER,

Sayın Prof. Dr. İrfan ÇOLPAN, Sayın Prof. Dr. Sakine YALÇIN, Sayın Prof. Dr.

Gültekin YILDIZ, Sayın Prof. Dr. M. Kemal KÜÇÜKERSAN, Sayın Prof. Dr. Seher

KÜÇÜKERSAN, ve Sayın Prof. Dr. Adnan ŞEHU ile Mikrobiyoloji Anabilim Dalı

öğretim üyesi Sayın Prof. Dr. Mehmet AKAN’ a,

Yine özellikle gerek lisans eğitimim, gerek doktora eğitimim, gerekse

çalışmalarımda en karamsar anlarımda dahi manevi desteğini hiç esirgemeyen, yol

gösteren, gören için çıkmaz sokaklarda dahi her zaman bir kapının olduğunu

öğreten değerli Hocam Prof. Dr. Sakine YALÇIN’ a,

Deneme süresince ve sonrasındaki laboratuar çalışmalarımda yardımlarını

esirgemeyen Yrd. Doç. Dr. Handan EROL, Dr. Pınar SAÇAKLI, Dr. Bülent ÖZSOY,

Dr. Mehmet SOYLU, Araş. Gör. Hakan KÖKSAL, Araş. Gör. Aykut ÜNER, Araş.

Gör. Seyda ÇETİN, Doktora Öğrencileri Vet. Hek. Orkan NAR, Vet. Hek. Pınar

ÖZEN ve Vet. Hek. Gürkan İŞÇİ ile Laboratuar Sorumlusu Zir. Müh. Ayşe AKSOY

ve kürsü çalışanı Cemil SÖYLEMEZOĞLU ile Emekli İbrahim GÖKTAŞ’ a

teşekkürlerimi sunarım.

Page 7: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

vii

SİMGELER ve KISALTMALAR

α

ANOVA

AOAC

ATP

β

C

CA

CAA

C5H8

CO2

DMAPP

EDTA

FPP

HP

IPP

K

LDL

MIC

ND

ppm

USA

YT

YYO

Alfa

Analysis of Variance

Association of Official Analytical Chemists

Adenosin Tri Phospate

Beta

Carbone

Canlı Ağırlık

Canlı Ağırlık Artışı

İsopren

Carbondioksit

Dimethyl Ally Pirophoshate

Etilen Diamin Tetra Asetik asit

Farnisil Pirophosphate

Ham Protein

Isopentil Prophosphate

Potasyum

Low Density Lipoprotein

Minimum İnhibitory Concentration

Newcastle Disease

Parts Per Milion

United States of America

Yem Tüketimi

Yemden Yararlanma Oranı

Page 8: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

viii

ŞEKİLLER

Şekiller Şekil 1.1. Şekil 1.2.

Bazı monoterpen, seskuiterpen ve fenil propen bileşiklerinin molekül formülleri Çiftlik hayvanlarının bağırsak florasının oluşumu şeması

5 24

Page 9: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

ix

Grafikler Grafik 3.1. Grafik 3.2. Grafik 3.3. Grafik 3.4.

GRAFİKLER Grupların 0. gün ve haftalık canlı ağırlıkları Grupların 0-21, 22-42 ve 0-42. günler canlı ağırlık artışları Grupların 0-21, 22-42 ve 0-42. günler yem tüketimleri Grupların 0-21, 22-42 ve 0-42. günler yemden yararlanma oranları

51 51 52 52

Page 10: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

x

Çizelgeler Çizelge 1.1.

ÇİZELGELER Türkiye’de yetişen bazı esans yağ içeren bitkiler

17

Çizelge 2.1.

Biberiye esans yağı gaz kromotografi analiz sonuçları 30

Çizelge 2.2.

Araştırmada kullanılan esans yağ ve probiyotik kültürünün düzeyleri

32

Çizelge 2.3.

Araştırmada kullanılan rasyonların bileşimi 33

Çizelge 3.1.

Karma yemlerin ham besin madde miktarları ve metabolize olabilir enerji değerleri

38

Çizelge 3.2.

Grupların haftalık ortalama canlı ağırlıkları 42

Çizelge 3.3.

Grupların haftalık ortalama canlı ağırlık artışları 43

Çizelge 3.4. Grupların haftalık ortalama yem tüketimleri 44

Çizelge 3.5. Grupların haftalık ortalama yemden yararlanma oranları 45

Çizelge 3.6. Grupların ortalama sıcak karkas ağırlıkları ve karkas randımanları 46

Çizelge 3.7. Grupların ortalama karaciğer, dalak, kalp, bursa fabrisius, abdominal yağ ve taşlık ağırlıkları ile bunların 100 g canlı ağırlığa (CA) oranları ve ince bağırsak pH ları

47

Çizelge 3.8. Grupların ortalama toplam kolestrol ve trigliserit düzeyleri 48

Çizelge 3.9 Grupların Newcastle hastalığına karşı aşılamalarla oluşan log2 antikor titre değerleri

49

Çizelge 3.10. Grupların bazı hematolojik kan parametreleri-civciv 50

Çizelge 3.11. Grupların bazı hematolojik kan parametreleri-piliç 50

Page 11: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

1

1. GİRİŞ

Avrupa Birliğine uyum süreci tarım ve hayvancılık alanında alışıla gelen

birçok uygulamanın iyileştirilme zorunluluğunu, beraberinde aşılması gereken

birçok problem ile birlikte gündemimize taşımıştır. Bu doğrultuda yapılması

gerekli olan teknik düzenlemelerin dışında önümüzdeki yıllarda Türkiye’nin

tarım politikalarında da değişim kaçınılmaz olacaktır.

Hayvan besleme alanındaki önemli değişikliklerden yem katkı maddesi

olarak kullanılan antibiyotiklerin yasaklanmasıdır. Antibiyotiklerin hayvansal

ürünlerde kalıntı bırakma riski bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Ayrıca yeme

ilave edilen ve uzun süre düşük dozlarda kullanılan antibiyotiklere karşı

gelişen bakteriyel direnç, bu hayvansal ürünleri tüketen insanlarda da benzer

problemlere neden olmaktadır.

Antibiyotiklere yarım asır gibi bir süredir rasyonlarda yer verilmesinin

nedeni antimikrobiyel etkilerinin yanısıra özellikle entansif yetiştiriciliklerde ve

stres koşullarının etkin olduğu kanatlı sektöründe gelişmeyi teşvik edici

özellikleri olmuştur.

Bununla birlikte, yukarıda belirtilen nedenlerden ötürü Avrupa Birliği’ne

üye ülkelerde 1995 yılında ilk olarak rasyona ilave edilen antibiyotiklerden

avoparcin, beşeri hekimlikte kullanılan vancomycine karşı bakteriyel direnç

gelişmesine neden olması sebebiyle yasaklanmıştır. Avilomisin, salinomisin,

monensin ve flavofosfolipolden oluşan 4 antibiyotiğin Türkiye’de 2006 yılı

ocak ayı itibariyle tamamen yasaklanması kararı alınmış, eldeki stokların

bitmesi için avilomisin ve flavofosfolipole 6 ay süre verilmiş, sürenin

tamamlanmasıyla Türkiye’de tamamıyla gelişmeyi destekleyici antibiyotiklerin

kullanımı yasaklanmıştır.

Son yıllarda söz konusu antibiyotiklere alternatif arayışları probiyotikler,

prebiyotikler, organik asitler ve esans yağların ortak bir terimle; alterbiyotik

Page 12: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

2

(nutribiyotik) olarak ifade edilmesine neden olmuştur (Lange, 2005). Yalçın

ve ark. (1996), probiyotiklerin antibiyotiklere alternatif olmalarını sağlayan

özelliklerini sindirim sisteminden kolay bir şekilde emilememeleri, dirençli

bakteri türlerinin gelişimine neden olmamaları ve tamamen doğal olmaları

olarak özetlemişlerdir.

Türkiye doğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından zengin

bir yapıya sahiptir. Bu bitkilerin tür ve çeşitliliği ile içerdikleri etken maddelerin

tıbbi etkileri konusunda geniş botanik ve farmakolojik bilgi birikimi mevcuttur.

Araştırmalar bitkilerin içerdikleri etken maddelere göre birer antioksidan,

antienflamatuvar, antiallerjen, antidepresif ve antimikrobiyel olduklarını ve

etkin maddelerinin bir araya gelmeleri halinde sinerjik etki gösterebildiklerini,

sonuç olarak rasyona ilave edilen esans yağların antibiyotiklere alternatif

olabileceği bildirmekle birlikte gelişmeyi destekleyici etkilerinin açıklık

kazandırılması gereğini vurgulamaktadır. Bu durum alterbiyotikler içerisinde

sayılan esans yağların olası faydalarının daha detaylı araştırılması

zorunluluğunu doğurmaktadır.

1.1. Esans Yağlar

1.1.1. Esans Yağların Tanımı

Görünüş olarak benzerliklerinden ötürü yağ olarak isimlendirilen esans

yağların sabit yağlarla ilgileri yoktur. Bitkilerde oluşan su buharı ile uçabilen,

oda sıcaklığında çoğunlukla sıvı, ekstraksiyon veya distilasyon ile elde

edilebilen, genellikle renksiz veya açık sarı renkli, bulunduğu bitkiye özgü

kuvvetli koku ve yakıcı lezzetli çok sayıda bileşenden oluşmuş doğal

ürünlerdir. Esans yağlar için “eteri yağ, eterik yağ, kokulu yağ, uçucu yağ,

ruh” gibi isimlerde kullanılmaktadır. Esans yağların en belirgin ve ayırt edici

önemli özellikleri uçucu ve kokulu olmalarıdır (Sevinç ve Merdun, 1995).

Page 13: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

3

Esans terimi paracelsus tarafından medikal alanda; “etkinliğinin

mükemmel olduğuna inanılan” anlamına gelen “quinta essentia” teorisinde

geçen “esansiyel” kelimesinden uyarlanmıştır (Oyen ve Dung,1999).

Esans yağlar ya bitkinin belirli organlarında örneğin flos, petal, folia,

fructus, cortex, radix, lignum gibi veya bitkinin tüm organlarında bulunabilir.

Ayrıca bir organın belirli dokularında da bulunabilir. Örneğin Umbelliferae

meyvalarında yalnız perikarpta, gülde yalnız petalde olduğu gibi. Esans

yağlar bitkilerin bağlı bulunduğu familyalara göre ya salgı tüyünde (Melissa

oricinalis), ya salgı ceplerinde (Hypericum perfoartum), ya salgı kanallarında

(Pimpinella anisum) ya da salgı hücrelerinde bulunmaktadır (Ceylan, 1987).

Esans yağlar çok kompleks bileşikler olup her birinin içeriği ve kimyasal

bileşimleri çeşitlilik gösterir (Lee ve ark., 2004). Örneğin Sivropoulou ve ark.

(1996), kekik esans yağının bileşenine giren iki önemli öncül baskın

bileşenden thymol’ün bitkinin varyetesine göre tüm esans yağ bileşenlerinin

% 0,44 - % 31,80’ini, carvacrol ‘ün de % 0,43 - % 79,58’ini oluşturabildiğini

bildirmişlerdir. Esans yağların bileşimlerindeki bu geniş varyasyondan ötürü,

metabolizma üzerindeki olası biyolojik etkileri farklılık gösterebilir (Janssen ve

ark., 1987).

1.1.2. Esans Yağların Sınıflandırılması

Esans yağlar temel olarak iki sınıf bileşenden oluşmaktadırlar. Bu bileşenler

terpenler ve fenilpropen’lerdir. Beş karbonlu izopren (C5H8) birimlerinin

birleşme sayılarına bağlı olarak mono-, seskui-, di-, tri-terpen isimlerini

alırlar. Terpenlerin daha ileri türevleri halka yapısına, çift bağa veya oksijenin

bulunup bulunmamasına bağlı olarak şekillenir. Günümüzde 1000’den fazla

monoterpenin ve 3000’den fazla seskuiterpenin bulunduğu tahmin

edilmektedir (Lee ve ark., 2004,). Esans yağların bileşimine monoterpenler ile

bazı seskuiterpenler girmektedir. Diğer türevler, uçucu olmadıkları için esans

yağa geçemezler (Sevinç ve Merdun, 1995).

Page 14: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

4

Etken maddeleri asiklik monoterpen türevi olan esans yağ içeren bazı

bitkilere örnek olarak Lavandula officinalis (Lavanta, Labiatae), Citrus

limonum (Limon, Rutaceae); monosiklik monoterpen olanlara Mentha

piperata (Nane, Labiatae), Eucalyptus globulus (Ökaliptus, Myrtaceae),

bisiklik monoterpen türevi olanlara Pyrethrum cinerariaefolium (Pire otu,

Compositae) ve Rosemarinus officinalis (Biberiye-kuşdili, Labiatae) verilebilir

(Ceylan, 1987).

Fenilpropen’ler üç karbon içeren kenar zincirli altı karbonlu aromatik

halkalardır (C6-C3 bileşenleri). Günümüzde yalnızca yaklaşık 50 adet

aromatik halkalı fenilpropen bileşiği tanımlanabilmiştir (Lee ve ark., 2004).

Bazı monoterpen, seskuiterpen ve fenilpropenlere ait molekül formülleri Şekil

1.1.’de görülmektedir.

Page 15: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

5

Asiklik monoterpenler Monosiklik monoterpenler

Bisiklik monoterpenler Seskui terpenler

Fenilpropen bileşikleri

Şekil 1.1. Bazı monoterpen, seskuiterpen ve fenilpropen bileşiklerinin molekül formülleri (Sevinç ve Merdun, 1995). 1.1.3. Esans Yağların Sentezlenmesi

Terpenler ve fenilpropenler sırası ile mevalonik ve şikimik kısayollar

aracılığıyla sentezlenirler. HMG-CoA (3-hidroksi-3-metil-gluteril-CoA)

redüktaz enzimi varlığında, 6 karbonlu mevalonik asitin oluşturduğu 5

karbonlu isopentil pirofosfat (IPP) ile 5 karbonlu izoprenden aktive olan

Page 16: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

6

dimetil allil pirofosfata (DMAPP) 1:1 molar oranında bir araya gelmesi ile

monoterpenlerin ön maddesi olan 10 karbonlu geranil pirofosfat (GPP)

meydana gelir. IPP’nin GPP’ye ilave olması ile birlikte 15 karbonlu

sesquiterpen bileşeni, farnisil pirofosfat (FPP) oluşur. Thymol ve carvacrol

GPP’den türeyerek monoterpenoid ya da izoprenoitler olarak sınıflandırılırlar.

Diğer taraftan – iodin’de FPP’den derive olarak izoterpen ya da izoprenoit

olarak sınıflandırılır (Lee ve ark., 2004).

Şikimik asit kısayolu sinamik asit ve p-kumarik asitin trans

konfigurasyonu olan aromatik amino asitlerden fenilalanini oluşturur (Seigler,

1998). Önemli fenilpropen bileşenleri arasında eugenol, trans-

cinnamaldehyde, safrole ve keskin kokulu capsaicin ve piperin gibi

penilpropanoidler olarak sınıflandırılan bileşikler sayılabilir (Lee ve ark.,

2004).

1.1.4. Esans Yağların Antimikrobiyel Aktiviteleri

Esans yağlara antimikrobiyel özelliklerinden ötürü uzun zamandan beri ilgi

duyulmaktadır (Deans ve Ritchie, 1987; Paster ve ark., 1990; Moleyar ve

Narasimham, 1992; Smith-Palmer ve ark., 1998; Hammer ve ark., 1999;

Cosentino ve ark.,1999; Dorman ve Deans, 2000). Carvacrol,

cinnamaldehyde ve thymol’ün konu edildiği bazı çalışmalarda, esans yağların

bazı mikroorganizmalar üzerindeki minimum inhibe edici (MIC)

konsantrasyonlarının birbirinden farklılık arz ettiği görülmektedir (Didry ve

ark. 1994; Cosentino ve ark. 1999).

Lee ve Ahn (1998) 0,5 ve 1 mg düzeylerinde keğıt disklere emdirilmiş

cinnemaldehyde’nin insan gaytasından izole edilen Clostridium perfringens

ve Bacteriodes fragilis ve kısmen de Bifidobacterium longum ve Lactobasillus

acidofilus’u inhibe ettiğini bildirmişlerdir. İntestinal patojenik bakteriler

üzerindeki bu seçici inhibe edici etkiden ötürü cinnemaldehyde’nin intestinal

mikroorganizmaların dengelenmesinde terapotik rolü olabilir (Lee ve ark.

2004),

Page 17: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

7

Esans yağların içerisinde antimikrobiyel etkisi sebebiyle en fazla

kullanılan ve en çok bilinen yağ kekik yağıdır. Kekik yağında bulunan thymol

ve calvacrole gibi aktif maddelerin antimikrobiyel etkiye sahip olduğu ve E.

coli başta olmak üzere bir çok patojen mikroorganizmaya karşı etkili oldukları

bildirilmiştir (Marino ve ark., 1999; Dorman ve Deans., 2000). Calvacrole

bakteri hücre duvarının yapısındaki proteinleri denatüre ederek ve yapısını

bozarak pH’ yı düşürür ve başta K+ olmak üzere diğer iyonların hücre dışı

sıvısına akmasına sebep olur. Carvacrole’nin biyolojik bir prekürsörü olan

Cymen de stoplazmik membranda birikerek bakteri hücre duvarını aşırı

genişletir ve hücre duvarının fosfolipit katmanlarında boşluk oluşturarak

iyonların hücre arası sıvıya akmasını kolaylaştırır. Sonuç olarak ATP

sentezleyemeyen bakteri hücreleri ölür. Bu etki mekanizması sonucunda

metabolik bir artık oluşmadığı için kalıntı riskinin olmadığı ifade edilmektedir

(Ultee ve ark., 2002).

Esans yağları oluşturan bileşenler antimikrobiyel özelliklerini fonksiyonel

hidroksil grupları ve yüksek redoks potansiyelleri sayesinde

sergileyebilmektedirler. Carvacrole, şekillenen ozmotik basınç aracılığıyla

mikroorganizmaların stoplazmik zarlarının parçalanmasına, protonların hücre

dışına çıkmasına ve mikroorganizmaların ölmelerine sebep olur (Ultee ve

ark., 2002).

Santonyo ve ark. (2005), biberiye esans yağının antimikrobiyel

fraksyonları üzerinde yaptıkları bir çalışmada 33 adet bileşen belirlemişlerdir.

Bunlardan en önemlilerinin α-pinene, 1,8 cineole, camphor, verbenone ve

borneol’ün yağın % 80’ini oluşturan asıl bileşenler olduklarını

vurgulamışlardır. Araştırıcılar yağın antimikrobiyel etkisini gram-pozitif

bakteriler (Staphylococcus aureus ve Bacillus subtilis), gram-negatif

bakteriler (Escherichia coli ve Pseudomonas aeruginosa), maya (Candida

albicans) ve mantar (Aspergillus niger) üzerinde incelemişler ve test edilen

mikroorganizmaların hepsinin üzerinde tüm fraksyonların etkin, S. aureus ‘un

en fazla, A. niger ‘in 2. sırada en çok etkilenen mikroorganizmalar olduklarını

Page 18: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

8

bildirmişlerdir. Çalışmada etkin maddelerden borneolün; camphor ve

verbenone’den sonra en etkin antimikrobiyel olduğu bildirilmiştir.

Esans yağların antimikrobiyel etkinliklerini sergiledikleri düzeyleri kadar

karakteristik tatlarından ötürü hayvanların kabul edebilecekleri miktarlarının

dikkate alınması önemlidir (Lee ve ark., 2004). Bu durumda farklı esans

yağların birlikte kullanılması ile oluşan sinerjistik etkileşimden

yararlanılabileceği (Moleyar ve Narasimham, 1992), esans yağların

sergiledikleri bu sinerjistik etkileşim sayesinde düşük düzeylerde

kullanıldıklarında dahi antimikrobiyel etkinliklerini sergileyebildikleri (Didry ve

ark. 1994; Montes-Belmont ve Carvajal, 1998) bildirilmiştir.

1.1.5. Esans Yağların Antioksidan Etkileri

Kekik esans yağında bulunan thymol ve carvacrol güçlü antioksidan özellik

sergilemektedir (Aeschbach ve ark., 1994). Farag ve ark. (1989), Thymol’ün

yüksek antioksidant aktivitesinin lipit oksidasyonunun ilk adımı esnasında

oluşan peroksit radikalleri benzeri hidrojen vericisi olan fenolik OH grupları

yolu ile gerçekleştiğini, bu sayede hidroksi peroksit oluşumunun geciktiğini

bildirmişlerdir. Teissedre ve Waterhouse (2000) esans yağların toplam fenol

içerikleri ve insanlarda invitro düşük yoğunluklu lipoprotein (LDL)

oksidasyonu arasında yüksek bir korelasyonun varlığını, metabolize olabilen

tüm fenolik bileşenlerin LDL oksidasyonuna karşı koruyucu olduğunu

belirtmişlerdir.

Lopez-Bote ve ark. (1998), rasyonlarda biberiye ve adaçayı ekstraktı

(500 mg/kg) ve α-tokoferol asetat (200 mg/kg) kullanımının broylerlerin et ve

membran oksidasyonu üzerine etkilerini incelemişlerdir. Araştırıcılar kontrol

grubu ve deneme gruplarından aldıkları gögüs eti numunelerinde (4oC

derecedeki buzdolabında 9 günlük bekleme süresinin ardından) reaktif

tiobarbitürik asit düzeylerini belirlemişlerdir. Kontrol grubu , α-tokoferol asetat

ve bitki ekstratı içeren deneme gruplarında sırasıyla 0,51; 0,25 ve 0,30-0,35

Page 19: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

9

mg/kg düzeylerinde malonaldehyde tesbit eden araştırıcılar benzer bir

çalışmayı but eti üzerinde de gerçekleştirmişler ve deneme grupları ve

kontrol grubu arasında önemli bir farklığın oluşmadığını kaydetmişlerdir.

Botsoglou ve ark. (2002), 50 ve 100 mg/kg düzeylerinde yeme ilave

ettikleri oregano esans yağının broylerlerde performans üzerine etkilerini ve

yağın antioksidatif özelliklerini incelemişlerdir. Araştırıcılar performans

kriterlerinin esans yağın ilave edilen miktarlarından etkilenmediğini, bu

yüzden oregano esans yağının gelişmeyi destekleyici etkisinin olmadığını,

antioksidatif özelliğinin ise rasyona 100 mg/kg düzeyinde ilave edilen grupta,

kontrol grubuna kıyasla daha yüksek olduğunu ifade etmişlerdir.

1.1.6. Tat Verici Olarak Esans Yağlar

Deyoe ve ark. (1962), tavukların tat tercihlerini belirlemek amacıyla yaptıkları

bir çalışmada; içme suyuna ilave edilen tereyağı aroması ve tereyağı ile

birlikte melas, portakal, ayva, çikolata, soğan ve hindistan cevizi aromalarının

tavuklar tarafından aroma ilavesi yapılmayan suya kıyasla daha çok

tüketildiğini, eugenol ve nerolinin tavuklar tarafından istekle tüketilmediğini,

söz konusu bu etkinin yem tüketimine de yansımasının beklenebileceğini

bildirmişlerdir. Diğer taraftan lezzetin kanatlı performansı üzerinde etkisinin

kayda değer olmadığı da ifade edilmektedir (Moran, 1982). Esans yağların

lezzetleri (duyusal özellikleri) açısından kanatlı beslenmesi üzerinde nasıl bir

değer taşıdığının açıklık kazandırılması önem arz etmektedir.

1.1.7. Esans Yağların Sindirim Sistemi Üzerine Etkisi

Rasyona ilave edilen esans yağların ve bitkisel ekstraktların sindirimi teşvik

ettiği bildirilmiştir (Hernandez, 2004). Bazı araştırmalar esans yağların elde

edildiği baharat ve bitkilerin, besin maddelerinin sindirimi üzerine (Pradeep ve

ark., 1991; Pradeep ve Geervani, 1994), bazı araştırmalar ise baharatların ya

Page 20: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

10

da etkin maddelerinin safra tuzu sekresyonu üzerine (Bhat ve ark., 1984;

Bhat ve Chandrasekhara, 1987; Sambaiah ve Srinivasan, 1991) etkili

olduğunu vurgulamışlardır.

Hernandez ve ark. (2004), broyler rasyonlarına ilave edilen iki farklı bitki

ekstraktının besi performansı ve sindirilebilirlik üzerine etkilerini

incelemişlerdir. Deneme kırkiki gün sürmüştür. Araştırma da toplam 120 adet

günlük ticari broyler civciv kullanılmış, her biri 30 adet civcivden oluşan 1

kontrol ve 3 deneme olmak üzere 4 grup oluşturmuşlardır. Araştırmada

deneme grubu rasyonlarına 10 mg/kg avilamisin, 200 mg/kg esans yağ

ekstraktı-1 (oregano, tarçın ve biber) ve 5000 mg/kg esans yağ ekstraktı-2

(adaçayı, kekik ve biberiye) ilave etmişlerdir. Araştırıcılar her iki bitki

ekstraktının da 42. gün canlı ağırlığı, toplam yem tüketimi ve yemden

yararlanma oranını etkilemediğini, besin maddelerinin sindirilebilirliğini ise

artırdığını bildirmişlerdir.

Bununla birlikte Lee ve ark. (2003), dişi broyler rasyonlarına ilave edilen

100 mg/kg thymol, 100 mg/kg cinnamaldehyde ve 100 mg/kg ticari bir esans

yağ karışımının (CRINA® Poultry) sindirim enzimleri üzerine etkilerini

inceledikleri araştırmada kontrol grubu ve deneme grupları arasında 21. ve

40. günlerde pankreas enzimlerinden amilaz, lipaz, tripsin ve kimotripsin

enzim aktivitelerinde herhangi bir farklılık şekillenmediğini (p>0,05)

bildirmişlerir.

Kreydiyyeh ve ark. (2000), ise karanfil esans yağının temel bileşenleri

olan cinnemaldehyde ve eugenol’ün sırası ile 1000 ve 850 mg/kg

düzeylerinde erkek Sparague-Dawley sıçanlarının rasyonlarına ilave

etmişlerdir. Araştırıcılar her iki etkin madenin de proteinin yapı taşlarından

aleninin jejunumdan emilimini önemli düzeyde azalttığını rapor etmişlerdir.

Page 21: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

11

1.1.8. Esans Yağların Lipit Metabolizması Üzerine Etkileri

Craig (1999), aromatik bitki ve esans yağlarının kolesterol düşürücü ve

kansere karşı koruyucu olduğunu, Cooke ve ark. (1998), esans yağlarının

kolesterolün yanı sıra bazı plazma lipitleri üzerinde de etkisinin olduğunu

bildirmişlerdir.

Middleton ve Hui (1982) ve Crowell (1999), esans yağların kolesterol

sentezindeki anahtar düzenleyici enzim olan karaciğer 3-hidroksi-3-

metilglutaril koenzim A (HMG-CoA) redüktazı inhibe ederek

hipokolesterolemik etki gösterdiklerini bildirmiş olmakla birlikte, esans yağ

bileşenlerinin hipokolesterolemik etkilerinin net olmadığı (Lee ve ark., 2004)

ifade edilmektedir.

Hood ve ark. (1978), rasyona katılan esans yağların, kolesterol sentezi

için ön madde olan FPP’nin biyosentezini inhibe edebileceğini bildirmişlerdir.

Araştırıcılar her bir yumurta tavuğunu günlük olarak esans yağ içeren kapsül

ile 5 hafta boyunca zorla beslemiş ve kolesterol seviyelerindeki değişimi

izlemişlerdir. Terpineol (10, 50, 100 ve 200 mg/gün), citronellol (100 mg/gün),

linalool (100 mg/gün) ve geraniol (100 mg/gün) esans yağ bileşenleri ile

yapılan çalışmada plazma kolesterol düzeyleri açısından herhangi bir

istatistiksel farklılığın şekillenmediğini bildiren araştırıcılar bu sonucu

çalışmaya konu olan esans yağ bileşenlerinin HMG-CoA redüktaz enzimini

baskılama açısından etkisiz kalmasına ya da karaciğerdeki hızlı

parçalanmasından kaynaklanmış olabileceğine atfetmişlerdir.

1.1.9. Esans Yağların Besi Performansı Üzerine Etkileri

Denli ve ark. (2004) yaptıkları bir araştırmada; rasyonlarda kekik, çörekotu

esans yağları ve flavomicin kullanımının Japon bıldırcınlarında canlı ağırlık

artışı, yem tüketimi, yemden yararlanma oranı ve karkas randımanı üzerine

etkilerini belirlemişlerdir. Otuzsekiz gün süren araştırmada toplam 160 adet

günlük bıldırcın civciv kullanılmıştır. Araştırma her biri 5 adet civcivden

Page 22: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

12

oluşan 8 alt gruba sahip 1 kontrol ve 3 deneme grubu olmak üzere 4 grup

halinde yürütülmüştür. Yapılan deneme süresince 1. deneme grubuna 10

mg/kg flavomicin, 2. deneme grubuna 60 mg/kg kekik esans yağı, 3. deneme

grubuna 60 mg/kg çörekotu esans yağı ilave etmişlerdir. Kontrol, 1., 2. ve 3.

deneme gruplarında 38. gündeki kesim öncesi ortalama canlı ağırlıkları

sırasıyla 194,7; 209,6; 206,3 ve 198,6 g, bir kg canlı ağırlık artışı için tüketilen

yem miktarı ise sırasıyla 3,40; 3,24; 3,20 ve 3,40 kg olarak belirlenmiştir.

Araştırıcılar rasyona kekik esans yağı ve flavomicin ilavesinin kontrol

grubuna kıyasla canlı ağırlık artışı ve yemden yararlanmayı önemli derecede

artırdığını (p<0,05), rasyona kekik esans yağı ilavesinin abdominal yağ

ağırlığını ve oranını azalttığını (p<0,05) bildirmişlerdir.

Alçiçek ve ark. (2004) yaptıkları bir araştırmada; rasyonlarda ticari

organik asit premiksi, ticari bir probiyotik ve iki farklı düzeyde (36 mg ve 48

mg/kg) ticari esans yağ karışımı kullanımının broylerlerde canlı ağırlık artışı,

yem tüketimi, yemden yararlanma oranı ve karkas randımanı üzerine

etkilerini incelemişlerdir. Kırkiki gün süren araştırmada toplam 1250 adet

günlük ticari Cobb 500 broyler civciv kullanılmıştır. Araştırma her biri 250

adet civcivden oluşan 1 kontrol, 4 deneme olmak üzere toplam 5 grup

halinde yürütülmüştür. Yapılan deneme süresince 1. deneme grubuna 2,5

g/kg organik asit, 2. deneme grubuna 1 g/kg probiyotik, 3. ve 4. deneme

grubuna ise sırasıyla 36 mg ve 48 mg/kg esans yağ karışımı ilave etmişlerdir.

Kontrol, 1., 2., 3. ve 4. deneme gruplarında 42. gündeki kesim öncesi

ortalama canlı ağırlıkları sırasıyla 1909; 1937; 2015; 2064 ve 2061 g, bir kg

canlı ağırlık artışı için tüketilen yem miktarı ise sırasıyla 2,07; 2,06; 2,01; 1,97

ve 1,96 kg olarak belirlenmiştir. Araştırıcılar 48 mg/kg esans yağ

kombinasyonu ilavesi yapılan deneme grubunda karkas randımanının önemli

derecede arttığını (p<0,05), organik asit ve esans yağ karışımının ince

bağırsak ağırlığını önemli düzeyde azalttığını (p<0,05) bildirmişlerdir. Canlı

ağırlık artışı ve yemden yararlanma oranının rasyonda esans yağ karışımı

bulunmasından olumlu yönde etkilendiği kaydedilmiştir.

Page 23: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

13

Çelik ve ark. (2007), broylerlerde sıcak stresi altında (34–36 oC 8

saat/gün; 22-24 oC 16 saat/gün) 42 gün süresince yaptıkları bir araştırmada

rasyona ilave edilen 0; 1; 1,5 ve 2 ml/kg düzeylerindeki çörekotu yağının besi

performansı, karkas randımanı ve bazı kan parametreleri üzerine etkilerini

incelemişlerdir. Araştırıcılar bu amaçla her birinde 18 hayvan bulunan biri

pozitif kontrol (standart yem katkıları içeren), diğeri kontrol grubu (0 ml/kg

çörekotu yağı içeren) olmak üzere toplam 5 deneme grubu oluşturmuşlardır.

Denemenin 4. ve 5. haftalarında rasyonlarda artan çörekotu yağı katkı

düzeyinin yem tüketimi ve canlı ağırlık artışını arttırdığını (p<0,01), en iyi

yemden yararlanma oranının deneme sonu itibariyle 2 ml/kg çörek otu yağı

katkısı yapılan grupta şekillendiğini (p<0,05) ve rasyonlara çörekotu yağı

ilavesi yapılan deneme gruplarının kontrol gruplarına kıyasla daha yüksek

karkas ağırlığı ve randımanı sağladığını kaydetmişlerdir. Çörek otu yağının

plazma kolesterol ve trigliserid düzeylerini etkilemediği de bildirilmiştir.

Lee ve ark. (2003), rasyonlarda thymol, cinnamaldehyde ve ticari bir

esans yağ karışımı (CRINA® Poultry) kullanımının dişi broylerlerde besi

performansı, sindirim enzimleri ve lipid metabolizması üzerine etkilerini

belirlemişlerdir. Kırk gün süren araştırmada toplam 96 adet günlük ticari

Cobb dişi broyler kullanılmıştır. Araştırma her biri 24 adet civcivden oluşan 1

kontrol, 3 deneme olmak üzere toplam 4 grup halinde yürütülmüştür.

Araştırmacılar etkin maddeleri deneme grupları rasyonlarına sırasıyla 100

mg/kg thymol, 100 mg/kg cinnamaldehyde ve 100 mg/kg ticari esans yağ

karışımı öncelikle mısır yağı ile karıştırarak dahil etmişlerdir. Araştırmada

gruplar arasında canlı ağırlık artışı, yem tüketimi ve yemden yararlanma

oranı açısından istatistik bir fark şekillenmezken (p>0,05) sadece 21. gün

karaciğer/vücut ağırlığı oranının thymol içeren grupta yüksek olduğu, sindirim

enzimleri bakımından ve plazma yağ asidi konsantrasyonları açısından

herhangi bir farklılık şekillenmediği bildirilmiştir.

Alçiçek ve ark. (2003), yaptıkları bir araştırmada rasyonlarda farklı

düzeylerde ticari esans yağ karışımı (HerbromixTM) ve antibiyotik

(Avilamiycin) kullanımının broylerlerde canlı ağırlık artışı, yem tüketimi,

Page 24: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

14

yemden yararlanma oranı ve karkas randımanı üzerine etkilerini

belirlemişlerdir. Kırkiki gün süren araştırmada toplam 1250 adet günlük ticari

broyler civciv kullanılmıştır. Araştırma her biri 250 adet civcivden oluşan 1

kontrol, 4 deneme olmak üzere toplam 5 grup halinde yürütülmüştür.

Çalışmada 1. deneme grubu rasyonuna 10 mg/kg avilamisin, 2., 3. ve 4.

deneme grubu rasyonlarına ise sırasıyla 24 , 48 ve 72 mg/kg ticari esans yağ

karışımı ilave edilmiştir. Kontrol, 1., 2., 3. ve 4. deneme gruplarında 42.

gündeki kesim öncesi ortalama canlı ağırlıkları sırasıyla 1656; 1730; 1655;

1884 ve 1785 g, bir kg canlı ağırlık artışı için tüketilen yem miktarı ise

sırasıyla 2,27; 2,19; 2,23; 1,99 ve 2,06 kg olarak belirlenmiştir. Araştırıcılar

48 mg/kg ve 72 mg/kg esans yağ karışımı ilavesi yapılan gruplarda kesim

öncesi canlı ağırlıkların ve yemden yararlanma oranlarının kontrol grubu ve

antibiyotik gruplarına kıyasla önemli düzeyde olumlu yönde (p<0,01)

şekillendiğini kaydetmişlerdir.

Zhang ve ark. (2005), yaptıkları bir araştırmada rasyonlarda antibiyotik

(Amerika Birleşik Devletleri antibiyotik kullanım programı; 0-35. gün 50 mg/kg

basitrasin, 36-42. gün 15 mg/kg virginiamycin), esans yağ karışımı (AvigroTM,

500 mg/kg) ve iki ayrı besi periyoduna göre değişen düzeylerde (100 mg/kg

0-14. gün, 75 mg/kg 14-35. gün, 50 mg/kg 36-42. gün ve 150 mg/kg 0-14.

gün, 100 mg/kg 14-35. gün, 75 mg/kg 36-42. gün) organik asit +

mikrokapsüler esans yağ karışımı (RepaxolTM) kullanımının broylerlerde

performans üzerine etkilerini incelemişlerdir. Kırkiki gün süren araştırmada

toplam 2960 adet günlük ticari Cobb 500 broyler civciv kullanılmıştır.

Araştırma her biri 592 adet civcivden oluşan 1 kontrol, 4 deneme olmak

üzere toplam 5 grup halinde yürütülmüştür. Kontrol, 1., 2., 3., 4. ve 5.

deneme gruplarında 42. gündeki kesim öncesi ortalama canlı ağırlıkları

sırasıyla 2503, 2493, 2490, 2496, 2462 ve 2502 g, bir kg canlı ağırlık artışı

için tüketilen yem miktarının ise kontrol ve tüm deneme gruplarında ortalama

1,77 kg olduğu belirlenmiştir. Araştırıcılar antibiyotik ilave edilen grupta

karkas randımanının diğer deneme gruplarına kıyasla önemli derecede

yüksek (p<0,10) olduğunu kaydetmişlerdir.

Page 25: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

15

Bölükbaşı ve ark. (2006), farklı düzeylerdeki vitamin E ve kekik yağının

200 erkek Ross PM3 broylerler üzerinde besi performansı, yağ oksidasyonu,

dokulardaki yağ asidi bileşimi ve serum lipoproteinleri üzerine etkisini

incelemişlerdir. Araştırıcılar bu amaçla her biri dört alt gruptan oluşan bir

kontrol grubu ve dört deneme grubu (100 mg vitamin E /kg, 200 mg vitamin E

/kg, 100 mg kekik yağı /kg, 200 mg kekik yağı /kg) oluşturmuşlardır. Kontrol,

1., 2., 3 ve 4. deneme gruplarında 42. gündeki kesim öncesi ortalama canlı

ağırlıkları sırasıyla 2316,5; 2248,6; 2324,3; 2303,0 ve 2319,5 g ve bir kg canlı

ağırlık artışı için tüketilen yem miktarı ise sırasıyla 1,75; 1,85; 1,73; 1,78 ve

1,77 kg olarak belirlenmiştir. Araştırıcılar 100 mg/kg kekik yağı içeren grubun

canlı ağırlığının kontrol grubuna kıyasla geri kaldığını (p<0,01) ve her iki

kekik yağı içeren deneme grubunun yemden yararlanmanın kontrol grubuna

kıyasla olumsuz (p<0,01) şekillendiğini bildirmişlerdir.

Parlat ve ark. (2005), Japon bıldırcınlarında yaptıkları bir çalışmada; 25

mg/kg virginiamycin ve 100 mg/kg kekik yağının performans kriterleri üzerine

etkisini incelemiş ve rasyona 100 mg/kg kekik yağı ilavesinin bıldırcınlarda

canlı ağırlık artışı ve yem tüketimini önemli derecede artırdığını (p<0,05)

bildirmişlerdir. Rasyona 25 mg/kg virginiamycin ilavesinin yemden

yararlanma oranını diğer deneme grupları ve kontrol gruplarına kıyasla

iyileştirdiğini (p<0,05) bildiren araştırıcılar kekik yağının bıldırcınlar için

büyütme faktörü olarak virginiamycine alternatif olabileceğini kaydetmişlerdir.

1.1.10.Esans Yağların Metabolizasyonu

Kohlert ve ark. (2000), saf esans yağ bileşenlerinin emilimini,

metabolizasyonunu ve vücuttan atılımlarını incelemişler ve esans yağ

bileşenlerinin oral yolla, akciğerler yoluyla ya da deri yoluyla hızlı bir şekilde

emildiğini, birçoğunun metabolize olduğunu, bir kısmının böbrekler yoluyla

glukoronidaz şeklinde veya solunum yoluyla CO2 şeklinde atıldığını

bildirmişlerdir. Igimi ve ark. (1974), 14C-işaretli d-limonene’nin farelerdeki

metabolik hareketini incelemişlerdir. Araştırıcılar d-limonen’ in bağırsaklardan

Page 26: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

16

emildiğini ve hızlı bir şekilde önemli sayılabilecek düzeylerde kalıntı

bırakmadan vücuttan atıldığını bildirmişlerdir. Araştırıcılar etkin maddelerin

hayvan tarafından alınımından 2 saat sonra adrenal bezler, karaciğer ve

böbreklerde yüksek dozlarda d-limonen’in tespit edildiğini, 24 saat

sonrasında ise bu miktarların önemsiz düzeylere kadar gerilediğini ve en çok

radyoaktiviteye idrarda rastlandığını kaydetmişlerdir.

1.1.11.Esans Yağlarla Toksikolojik Çalışmalar

Hebert ve ark. (1994), kemirgenlerde cinnemaldehyde’in toksikolojik etkilerini

incelemişlerdir. Araştırıcılar sıçanlara 0 ila 3000 mg/kg CA /gün ve farelere 0

ila 7500 mg/kg CA/gün cinnemaldehyde’i yem ile vermişlerdir. Deneklerde

cinnemaldehyde’in verilen dozuna paralel olarak canlı ağırlık artışında

azalma kaydeden araştırıcılar bu sonucun başlangıçta yem tüketimindeki

azalmadan kaynaklanmış olabileceği kanısına varmışlardır ve kemirgenlerin

yemlerindeki güçlü kokuya karşı tipik bir tiksinti sergilediğini belirtmişlerdir.

Araştırıcılar ortalama karaciğer, böbrek ve dalak (g /100g CA) ağırlıklarının

yemdeki esans yağın farklı miktarlarından etkilenmediğini kaydetmişlerdir.

Hagan ve ark. (1967), ratlara 1000 ve 10000 ppm düzeylerinde 19 hafta

süreyle verilen thymol’ün bir toksikolojik belirtiye neden olmadığını

bildirmişlerdir.

1.1.12.Esans Yağların Dokulardaki Birikme Düzeyleri

Esans yağların dokulardaki birikimleri hızlı metabolik dönüşümleri ve

vücuttan atılımlarına benzememektedir. Esans yağların tüm besi periyodu

süresince sürekli rasyonda bulundurulması ile esans yağ bileşenleri çeşitli

dokularda birikebilmektedir (Lee ve ark. 2004).

Botsoglou ve ark. (2002), 50 ve 100 mg/kg kekik esans yağı ve 200

mg/kg α-tocopheryl acetate ilavesinin göğüs, but ve abdominal yağ doku

Page 27: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

17

üzerindeki oksidatif parametreler açısından (iron-induced lipid oxidation)

etkilerini incelemişlerdir. Araştırıcılar dokularda ki oksidatif stabiliteyi

malondialdehit düzeylerini inceleyerek belirlemişlerdir ve malondialdet

düzeyinin rasyona ilave edilen kekik esans yağının artan miktarları ile paralel

olarak azaldığını, en düşük malondialdet düzeyinin 200 mg/kg α-tocopheryl

acetate ilavesi yapılan grupta gerçekleştiğini bildirmişlerdir. Söz konusu

durum kekik esans yağının doza bağlı olarak dokularda farklı düzeylerde

biriktiği şeklinde ifade edilebilir (Lee ve ark., 2004). Diğer taraftan esans

yağların kanatlı etinin duyusal kalitesi üzerine etkisinin önemsiz olduğu da

ifade edilmiştir (Vogt ve Rauch, 1991).

Lee ve ark. (2004), esans yağ birikimi olan kanatlı dokularının insanlar

tarafından tüketileceğini, söz konusu kanatlı etlerinin insanlarca tüketiminin

olumsuz etkilenim kaygısını doğursa da konunun daha çok açıklık

kazandırılması gerektiği kaydetmişlerdir.

1.1.13. Türkiye’de Yetişen ve Esans Yağ İçeren Bazı Bitkiler

Türkiye’de yetişmekte olan ve esans yağ içeren bazı bitkiler Çizelge 1.1. ’de

görülmektedir.

Çizelge 1.1. Türkiye’de Yetişen Bazı Esans Yağ İçeren Bitkiler (Sevinç ve Merdun, 1995; Duke, 1983; Alipieva ve ark., 2003; Anonim, 2007a,d; Ceylan, 1987) Bitkinin Adı Bitkinin Botanik Adı Yetiştiği alanlar Esans yağının başlıca

etkin bileşenleri Adaçayı Salvia officinalis L.,

Salvia fructicosa Mill. (S. Triloba L.) (Anadolu Ada Çayı)

Akdeniz ve ege bölgesinde, 1.8 cineol, Kafur, α- ve β- tuyon

Beyaz Çiçekli Yalancı Akasya

Robinia pseudoacacia L.

Anavatanı kuzey Amerika olmakla beraber Türkiye’ de (kültüre edilmiştir),

Methyl anthranilate, Linalool, α- terpineol, Benzaldehyde, Benzylalcohol, Farnesol, Heliotropin,İndole

Anason

Pimpinella anisum L.

Doğu Akdeniz kökenli olmakla birlikte ege bölgesinde de bazı yörelerde,

Trans-anetol, Estragol, Anisaldehit,

Page 28: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

18

Çizelge 1.1. Türkiye’de Yetişen Bazı Esans Yağ İçeren Bitkiler Andız Kozalağı

Juniperus drupacea Lab.

Toros ve Amanus dağlarında,

Alantolakton türevleri,

Ardıç Juniperus communis L. Avrupa kökenli olan bitki Türkiye’de Trakya’da,

α pinen, Mirsen, 8 –kadinen,

Biberiye (Kuşdili, Hasanbah)

Rosemarinus officinalis L.

Akdeniz kökenlidir, batı ve güney kıyı bölgelerinde (yabani olarak yetişir),

1.8 cineol, Kafur, α pinen, barneol,

Ballıbaba Çiçeği

Lamium album L. Kuzey ve Doğu Anadolu dağlarında

Squalene, Hexahydrofarnesyl acetone

Binbirdelik Otu (Kuzukıran, Yaraotu, Sarıkantron)

Hypericum perforatum L.

Avrupa ve Anadolu’da,

Karofilen, Pinene, Limonen, Myrcene,

Akbaş Otu, Civan Perçemi,

Achillea millefollium L Kuzey ve Doğu Anadolu’da, Azulen, Limonen, Borneol, Pinenler, Seskiterpenler,

Kızılçam

Pinus brutia Ten. Güney ve Güneybatı Anadolu’da,

α pinen, β pinen,

Çörekotu Nigella sativa L. Doğu Akdeniz kökenlidir, Afyon, Burdur, Isparta’da ekilmektedir. Şam çörekotu tohumu Trakya ve Kuzey Anadoluda (yabani olarak yetişir),

p-simen, Artemisia keton, timokinon, α pinen, sabinen, 8-terpinen, Longifolen, Bornil asetat, Karvon, Timohidrokinon,

Çörtük Otu (Tarhanaotu, Çöyür, Turşuotu)

Echinophora tenuifolia L. Subsp sihthorpiana

Batı Asya kökenli bir bitkidir, Anadolu’nun birçok yerinde,

α fetandren, p-simen, metil ojenol, β fetandren,

Defne Laurus nobilis L. Akdeniz kökenli bir bitki olup Türkiye’de tüm kıyı bölgelerinde Kendiliğinden yetişir),

1.8 senol, α-terpinil asetat, Öjenol+metil öjenol,

Dereotu (Tereotu, durakotu)

Anethum graveolens L. Doğu Akdeniz kökenli bir bitkidir, Türkiye’de yabani olarak ta yetişmektedir.

Limonen, Karvon,

Eğir Kökü, Hint Kamışı, Yel Otu

Acorus calamus L. Anadolu’da Sapanca, Yeniçağa ve Beyşehir gölleri kenarında,

Asimil alkol, Ögerol, Asaron,

Fesleğen

Ocinum basillicum L.

Batı Anadolu, Güney Anadolu, Gaziantep ve Erzurum gibi yörelerde (Kültüre edilmiştir.),

Linalol, Metil kavikol, Öjenol, Limonen,

Page 29: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

19

Çizelge 1.1. Türkiye’de Yetişen Bazı Esans Yağ İçeren Bitkiler Frenk Kimyonu

Carum carvi L.

Doğu Anadolu’da (Yabani olarak yetişir.),

Karvon, Limonen,

Frenk Maydonozu

Anthriscum cerefolium (L.) Homffm (Chaerophyllum sativum Lam)

Karadeniz kökenli bir bitkidir (Yabani olarak yetişir.),

Metil karvikol, Osmorizo,

Gül Rosa damascena Isparta ve Burdur’da (Kültürü yapılmaktadır.),

Sitronellol,Geraniol, Nerol,

Ihlamur

Tilia sp.

Özellikle Kuzey Anadolu dağlarında,

Farnesol,

Solucan Otu Pelargonium endlicherianum Fenzi

Orta ve doğu Anadolu dağlarında,

Geraniol, Feniletil alkol, Citronellol,

Karabaş Otu

Lavandula stoechas L.

Balıkesir’in Havran ilçesi ve İstanbul’un Yakacık bucağında,

Cineol,

Yalancı Karabiber Ağacı

Schinus molle L. Türkiye’de süs bitkisi olarak,

Carvacrol, Pinen, Thymol, Felandren,

Kediotu Valeriana officinalis L. Doğu Anadolu’nun rutubetli çayırlarında,

Valerianik asit,

Kekik Origanum majorana İstanbul Kekiği: O. vulgare L. Subsp hirtum (Link) letswaart İzmir Kekiği:O.onites L.

Avrupa kökenli olan bitkinin Türkiye’de 40 kadar yabani yetişen türü mevcuttur,

Thymol, Carvacrol,

Kimyon Cuminum cyminum Büyük ölçüde Orta Anadolu’da (Konya, Ankara, Niğde ve Eskişehir),

Küminaldehit, Küminalkol, p-menta-1.3-dien-7-al, 8-terpinen,

Kişniş Coriandrum sativum L. Anadolu’da yabani olarak yetişir, meyvesi için Denizli, Burdur, Mardin, Gaziantep ve Erzurum’da tarımı yapılır,

Linalol, 8-terpinen,

Lavanta Lavandula angustifolia Miller

Batı Anadolu’nun maki bölgelerinde,

Kafur, Cineol, Fenkon, Terpinol,Korneol,

Limonotu Kandıra Ağacı

Lippia triphylla Türkiye’nin birçok yerinde, Limonen, Cineol, Sitral,

Maydanoz

Petroselinum crispum (Mill) A.W. Hill (p. Sativum hoffm)

Türkiye’de yabani olarak bulunur,

Apitol, Myristizin, Allyl-tetramethoxybenzol,

Page 30: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

20

Çizelge 1.1. Türkiye’de Yetişen Bazı Esans Yağ İçeren Bitkiler Melek Otu

Angelica sylestris L.

Türkiye’de sulak yerlerde,

β felandren, p- simen, 8 -3-karen,α pinen, Limonen,β felandren,

Mersin

Myrtus communis

Akdeniz çevresi, Doğu Akdeniz (Kuzey Afrika) kökenlidir.

1,8 cineol, terpenalkoller, limonen, β-pinen, mirtenilasetat,

Mercan Köşkü

Majorana hortensis Türkiye’de 20 kadar türü çoğunlukla batı ve güney bölgelerde,

Carvacrol, Thymol,

Nane Mentha piperita L.(Bahçe veya Tıbbi nane) Mentha spicata L.(Yeşil nane) Menta longitolia (L.) Hunds.(Tüylü nane) Mentha rotundifolia L.(Küt nane)

Türkiye’de çeşitli türleri ve varyeteleri yabani olarak yetişmektedir. Batı ve Güney anadolu’da kolaylıkla kültüre edilmektedir,

L- carvon, Limonen,

Oğulotu (Melisaotu, Limon Nanesi)

Melisa officinalis Anadolu’nun Batı ve Güney bölgelerinde (Yabani olarak yetişir.),

Sitrol, Linalol, Sitronella, Sitronellol,

Papatya

Matricaria chamomilla L.

Türkiye genelinde yol kenarları ve boş tarlalarda,

Chamazulen, Bisabolol, Bisabololoksit, Bisabolonoksit,

Pelinotu (Vermutotu)

Artemisia absinthium L. Türkiye’de 20 kadar türü yabani olarak yetişmektedir

b- tuyan, Tuyil asetat Tuyol,

Rezene (Arapsaçı)

Foeniculum vulgare Miller

Güney ve Batı Anadolu’da (Yabani olarak yetişmektedir.),

Anethol, Fenchon, Foenicul, Methychavicol,

Safran Crocus sativus L. Anadolu ve İran kökenli olan safran Safranbolu’da,

Safranal,

Sarımsak Allium satium L. Orta ve Batı Asya kökenli olan sarımsağın tarımı Türkiye genelinde yapılmaktadır,

Diallil disülfit,

Sater, Kekik Otu (Zater)

Satureja hortensis L.

Akdeniz kökenli olan sater Batı ve Güney Anadolu ile Doğu Karadeniz’de,

Timol, 8- terpinen, p-cimen, Carvacrol,

Page 31: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

21

Çizelge 1.1. Türkiye’de Yetişen Bazı Esans Yağ İçeren Bitkiler Sedefotu

Ruta graveolens L.

Akdeniz kökenli olan bitki Türkiye’de (Bahçelerde süs bitkisi olarak yetiştirilir.),

Metilnonil keton, Metilheptil keton, Metiloktil keton,

Tarhun (Estragon)

Artemisia dracunculus L.

Rusya kökenli olan bitki Gaziantep, Erzurum, Konya, Ankara gibi illerde,

Methycavicol (estragol), Trans-anetol, Pinen, Limonen, Ocimen,

Yasemin Jasminium officinale L. Batı Asya kökenli olmakla birlikte Akdeniz bölgesi ülkelerinde, süs bitkisi olarak yetiştiriciliği yapılmaktadır,

Jasmon, Linanol, Geraniol, Benzilasetat,

Turunçgiller Bergamot

Citrus aurantium var. Bergamia

Türkiye’de Akdeniz bölgesinde,

Limonen, Linalol, Linalil asetat,

Limon Citrus limonum Kuzey, Güney ve Batı Anadolu’da bulunmakla birlikte Akdeniz Bölgesinde,

Limonen, Sitral, Sitronellal,

Portakal Citrus sinensis Vatanı Çin olduğu halde Türkiye’de Akdeniz bölgesinde,

Limonen, Çurapten,

Turunç Citrus aurantium Batı ve Güney Anadolu’da yetişmektedir,

Linalol, Linalil asetat, Nerolidol, Jasmolon,

1.2. Probiyotikler

1.2.1. Probiyotiklerin Tanımı

Bilim dünyasında probiyotiklerin kaşifinin 1912 Nobel Tıp Ödülü sahibi Rus

bilim insanı Elia Metchnikoff olduğu varsayılmaktadır. Araştırıcı Bulgaristan

ve Kafkasyada yaşıyan insanların uzun ömürlü olmasının probiyotiklerden

zengin gıdaların bu bölgelerde fazla tüketilmesinden kaynaklandığını

bildirmiştir (Aydın, 2007). Bununla birlikte probiyotik terimi bilimsel

literatürlere ilk olarak Lilley ve Stillwell (1965), tarafından; “antibiyotiklerin

aksine, bir mikroorganizma tarafından salgılanan ve diğer bir

mikroorganizmanın gelişimini teşvik eden madde” olarak kaydedilmiştir.

Ancak sonrasında Sperti (1971), bu terminolojinin dışında olarak probiyotiği;

Page 32: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

22

mikrobiyel gelişimi teşvik eden doku ekstraksiyonu” olarak tanımlamıştır. Bu

tanımlamaları takip eden yıllarda Parker (1974), probiyotikleri; “sindirim

sistemi florasını destekleyen organizma ya da maddeler”, Fuller (1989),

“hayvanlarda, sindirim sistemindeki mikroorganizma dengesini olumlu yönde

değiştiren canlı mikrobiyel yem katkıları” olarak ta tanımlamışlardır. Yunanca

bir sözcükten türeyen probiyotik terimi; “mikroorganizmalar tarafından üretilen

büyütme faktörleri, seçilmiş konsantre canlı laktik asit bakterileri” şeklinde de

tanımlanmaktadır (Montes ve Pug,1993).

Probiyotik mikroorganizmaların işlevinin bağırsak lümenindeki villuslara

patojen mikroorganizmalardan daha önce ulaşarak bunların sindirim

sisteminde barınmalarını engellemek (rekabetçi dışlama) olduğu kavramı ilk

olarak bir Rus biyolog olan Georgia Frantsevitch Gause tarafından 1932

yılında karma maya türleri ve Paramecium kültürleri ile yaptığı çalışma ile

(Anonim, 2007c) literatürlerde yerini almıştır. Gause prensipleri olarak da

bilinen rekabetçi dışlama kavramı; iki türün aynı ekolojik alanı

paylaşamıyacağını, daha etkin olanın kullanılabilir kaynaklar açısından

diğerine kıyasla daha avantajlı olacağını ve diğer türü dışlayacağını ifade

etmektedir (Anonim, 2007b).

Probiyotik mikroorganizmalar vegetatif ve spor form olarak iki temel

formdan oluşmaktadır. Vegetatif probiyotik formları ısı ve neme duyarlı

olmaları ve mide asidinden etkilenebilecek hassasiyette olmalarından ötürü

tek midelilerden ziyade ruminantlarda kullanılırlar. Peletleme işlemine uygun

değildirler ve bazı antibiyotiklere karşı duyarlıdırlar. Probiyotiklerin spor

formları ise vegetatif formların aksine güçlü mide asidinden, ısı ve depolama

süresinden doğal olarak korunmuş formlar olmalarına karşın tüm yararlı

mikroorganizmaların spor formu yoktur (Jernigan ve ark. 1985; Montes ve

Pugh, 1993).

Probiyotikler dayanıklılık açısından Enterococlar, Streptococlar,

Pediococlar, Levconostoclar ve Lactobacilluslar şeklinde sıralanabilir.

Page 33: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

23

Probiyotik üretiminde en çok kullanılan mikroorganizmalar Lactobacillus ve

Streptococcuslar’dır (Jernigan ve ark., 1985; Montes ve Pugh, 1993).

Probiyotik mikroorganizma kültürleri karma yemlere ve silaj içerisine

ilave edilerek kullanılmaktadır. Probiyotik mikroorganizmaların çoğu insan ve

hayvanların sindirim kanalı mikroflorasında doğal olarak bulunmakla birlikte,

her biri belli bir hayvan türüne adapte olmuştur (Arda ve ark., 1992).

1.2.2. Probiyotik Mikroorganizmaların Kaynağı ve Özellikleri

Sindirim sisteminde kendiliğinden oluşan flora oldukça stabil olmasına karşın

bu stabilite rasyona ve çevresel faktörlere bağlı olarak değişmektedir.

Bunlardan en önemli üç tanesi hijyen, antibiyotik kullanımı ve strestir. Yavru

hayvanlar doğal ortamlarında sindirim sistemi florasını oluşturan

mikroorganizmaları direkt veya dolaylı olarak annelerinden alırlar (Şekil 1.2.).

Ancak modern hayvan besleme ve yavru bakımı metotları sindirim sistemi

florasının yeterince oluşmamasına neden olmaktadır. Tavuklar bu olgunun en

güzel örnekleridir. Yumurtalar yumurtlamanın hemen ardından temiz

kuluçkaya alınırlar. Civcivlerin tavuklarla direkt etkileşiminin olmaması

dolayısıyla civcivlerin sindirim sistemi florası inkübatörün iç ortamından teşkil

etmektedir (Fuller, 1989).

Son yıllarda fermantasyon ve süt endüstrisinde yiyeceklerin korunması

amacı ile kullanılan laktik asit bakterileri probiyotik olarak kullanılmaya

başlanmıştır. Laktik asit üreten mikroorganizmalar, mukozadan salgılanan

müköz madde içerisinde çoğalır ve bu salgı içerisindeki müsini enerji kaynağı

olarak kullanırlar. En çok kullanılan probiyotik mikroorganizma olan

Lactobacilluslar pH 3’e kadar tolerans gösterebilmekte ve bu sayede düşük

mide pH’sında dahi canlı kalarak sindirim sisteminin daha ileriki bölümlerinde

de etkinliklerini gösterebilmektedirler. Probiyotik mikroorganizmalar, E. coli

gibi patojenlerin tersine Gram pozitif ve fakültatif anaerob olup non-

patojendirler (Jernigan ve ark. 1985; Fuller, 1989; Montes ve Pugh, 1993).

Page 34: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

24

.

(Şekil 1.2. Çiftlik hayvanlarının bağırsak florasının oluşumu şeması (Fuller,

1989)

1.2.3. Probiyotiklerin Etki Mekanizması Probiyotiklerin normal bağırsak mikroflorasının gelişimi için bağırsaktaki

yararlı bakterilerin sayısının artmasında, antibiyotik kullanımından sonra

bağırsak florasının yeniden yapılanmasında, başta laktik asit olmak üzere

asetik asit ve formik asit gibi organik asitler üreterek Gram negatif patojen

mikroorganizmaların üremesini engellemede, oksidasyon-redüksiyon

potansiyelini düşürerek aerobik mikroorganizmaların gelişmesini

engellemede, bağırsak epitelyumuna tutunarak patojen mikroorganizma

kolonizasyonuna engel olmada, biyofilm salgıları ile bağırsakların

yangılanmasını önlemede, bağışıklık sistemini uyarmada, ürettikleri sindirim

enzimleri sayesinde özellikle sindirim sistemi tam gelişmemiş hayvanlarda

yemlerin sindirimine katkıda bulunmada, B grubu vitamin sentezinde, toksik

amin ve amonyak artışını engellemede, serum kolesterol seviyesini

düşürmede, safra asitleri ve yağ asitlerini enteropatojen mikroorganizmaların

etkilerinden koruyarak bunların toksik ve zararlı ürünlere dönüşümünü

Page 35: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

25

önlemede etkin oldukları bildirilmiştir (Vanbelle ve ark., 1990; Sullivan, 2001).

Bunların yanı sıra probiyotiklerin olumsuz çevre koşullarından doğabilecek

stres riskini azalttığı, daha az kontamine karkas elde edilmesini sağladığı ve

kümes içinde amonyak oluşumunu azalttığı da belirtilmektedir (Yıldız ve

Akan, 2004).

Normal koşullarda, konakçı hayvanda hastalık oluşturma yeteneğinde

olmayan potansiyel patojen mikrorganizmalar, stres durumlarında konakçı

hayvan ile normal bağırsak mikroflorası arasındaki denge bozukluklarında

kolayca çoğalıp hedef hücreler için yarışmaya girerler. Yararlı probiyotik

mikroorganizmaların rasyonla sürekli verilmesi sonucunda ise

mikroorganizmaların gastrointestinal sistemde kolonizasyonları değiştirilebilir

(Collis ve Carter, 1978)

Faydalı bakterilerin insanlarda olduğu gibi kanatlılarda da bağırsaklara

yerleşmesi enfeksiyon yapan patojen bakterilerin (Salmonella, E. coli ve

Campylobacter gibi) faaliyetini önlemektedir. Probiyotiklerin etkileri

bakterilerinin suşuna, verilen dozuna, kullanıldığı zamana ve kullanım

koşullarına göre değişebilir. Birden fazla bakteri içeren probiyotikler daha çok

hayvan türünde etkili olmaktadır. Ayrıca, probiyotiklerin devamlı verilmesi

halinde daha etkili olacakları bildirilmektedir (Alp ve Kahraman, 1996; Bilal ve

ark., 1999)

1.2.4. Broyler Rasyonlarında Probiyotik Kullanımı

Ergün ve ark. (2000), broyler rasyonlarında probiyotik (ProtexinTM) ve zinc

bacitracin kullanımı ile ilgili yaptıkları araştırmada toplam 160 adet ticari Ross

PM3 erkek broiler civciv kullanmışlardır. Kırkiki gün süren araştırma, her biri

40 civcivden oluşan 1 kontrol, 3 deneme olmak üzere toplam 4 grup halinde

yürütülmüştür. Kontrol grubuna probiyotik ve antibiyotik kapsamayan yem

verilmiştir. Deneme grupları rasyonlarına ise sırasıyla ProtexinTM, zinc

bacitracin ve protexinTM + zinc bacitracin ilave edilmiştir. Araştırma sonunda

gruplar arasında canlı ağırlık, karkas randımanı ve yenilebilir iç organların

Page 36: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

26

ağırlığı bakımından istatistik açıdan farklılık bulunamamıştır. Yapılan

araştırma süresince kontrol ve deneme gruplarında ortalama canlı ağırlık

artışı sırasıyla 2200; 2560; 2323; 2280 g olarak saptanmış, bir kg canlı ağırlık

artışı için tüketilen yem miktarı ise sırasıyla 1,87; 1,87; 1,86 ve 1,87 kg olarak

belirlenmiştir. Yapılan bu araştırmada rasyonlara probiyotik ve/veya

antibiyotik ilavesinin broylerlerde canlı ağırlık artışı, yemden yararlanma,

karkas randımanı ve yenilebilir iç organların ağırlığı üzerine önemli bir

etkisinin olmadığı sonucuna varmıştır. Hayvanlarda stresin yaratılmadığı ve

kümeste hijyen koşullarının sağlandığı ortamlarda broyler rasyonlarına

probiyotik ve/veya antibiyotik ilavesinin besi performansı üzerinde önemli bir

etki oluşturmayacağı kanısına varılmıştır.

Yalçın ve ark. (2003), yaptıkları bir araştırmada, rasyonlarda humat

(farmagülatör dryTM) ve probiyotik (ProtexinTM) kullanımının broylerlerde

canlı ağırlık artışı, yem tüketimi, yemden yararlanma oranı ve karkas

randımanı üzerine etkilerini belirlemişlerdir. Kırkiki gün süren araştırmada

toplam 285 adet günlük ticari Ross PM3 erkek broyler civciv kullanılmıştır.

Araştırma her biri 95 adet civcivden oluşan 1 kontrol, 2 deneme olmak üzere

toplam 3 grup halinde yürütülmüştür. Birinci ve ikinci deneme grupları

rasyonlarına sırasıyla 2,5 g/kg Farmargülator dryTM ve 1,5 g/kg ProtexinTM

ilave edilmiştir. Araştırma sonunda gruplar arasında canlı ağırlık, canlı ağırlık

artışı, yem tüketimi, yemden yararlanma oranı ve karkas randımanı

bakımından istatistik açıdan bir farklılık görülmemiştir. Yapılan deneme

süresince kontrol, 1. ve 2. deneme gruplarında ortalama canlı ağırlık artışları

sırasıyla 2153; 2098 ve 2101 g, bir kg canlı ağırlık artışı için tüketilen yem

miktarı ise sırasıyla 1,80; 1,80 ve 1,81 kg olarak belirlenmiştir. Araştırma

sonucunda broyler rasyonlarına farmargülator dryTM ve protexinTM ilavesinin

canlı ağırlık artışı, yem tüketimi, yemden yararlanma oranı ve karkas

randımanı üzerine olumsuz bir etkisi gözlenmediği kaydedilmiştir.

Küçükersan ve ark. (2002), toplam 2400 ticari Arbor Acres broyler civciv

kullandıkları çalışmada rasyonlara ilave edilen stabilize rumen ekstratı ve

virjinyamisinin besi performansı ve bazı karkas özelikleri üzerine etkilerini

Page 37: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

27

incelemişlerdir. Araştırıcılar kırkiki gün süren çalışmayı, her biri 480 civcivden

oluşan 1 kontrol, 4 deneme olmak üzere toplam beş grup halinde

yürütmüşlerdir. Kontrol grubuna probiyotik ve antibiyotik kapsamayan yem

verilmiştir. Deneme grupları rasyonlarına ise sırasıyla % 0,15; %0,20; %0,25

oranlarında stabilize rumen ekstratı ve 20 mg/kg virjinyamisin ilave edilmiştir.

Araştırma sonunda canlı ağırlıklar kontrol ve deneme gruplarında sırası ile

2013,8; 2065,5; 2169,6; 2110,4 ve 2102,1 g olarak belirlenmiştir. Araştırıcılar

%0,20 düzeyinde stabilize rumen ekstratı içeren deneme grubunun canlı

ağırlığının diğer deneme grupları ve kontrol grubuna kıyasla önemli düzeyde

(p<0,001) yüksek şekillendiğini, yem tüketimleri ve yemden yararlanma

oranları açısından farklılığın istatistiksel açıdan önem taşımadığını

belirtmişlerdir.

Yeo ve Kim (1997), broyler rasyonlarında antibiyotik, probiyotik veya

yucca ekstraktı kullanımının besi performansı ve üreaz aktivitesi üzerine

etkilerini incelemişlerdir. Araştırmada toplam 160 adet ticari Arbor Acres

broyler civciv kullanılmıştır. Kırkiki gün süren araştırma, her biri 10 civcivden

oluşan 4 alt gruba sahip 1 kontrol, 3 deneme olmak üzere toplam 4 grup

halinde yürütülmüştür. Kontrol grubuna antibiyotik, probiyotik ve yucca

ekstraktı kapsamayan yem verilmiştir. Deneme grupları rasyonlarına ise

sırasıyla antibiyotik (%0,1 chloroxytetracycline), probiyotik (%0,1 lactobacillus

casei) ve yucca ekstraktı (%0,2) ilave edilmiştir. Araştırma sonunda

probiyotik ilave edilen deneme grubunda kontrol grubuna kıyasla ilk 3 haftalık

periyotta günlük canlı ağırlık artışı önemli derecede yüksek, sadece ince

bağırsak içeriğindeki üreaz aktivitesinin de düşük (p<0,05) olduğu

bildirilmiştir. Araştırıcılar probiyotiklerin ilk haftalardaki üreaz aktivitesini

düşürücü etkisinden ötürü, civcivlerin gelişmesini destekleyici olabileceğini

bildirmişlerdir.

Kahraman ve ark. (1999), yaptıkları bir araştırmada, okside olmuş

broyler yemine farklı büyüme dönemlerinde (1-7.; 1-21.; 21-42. ve 1-42.

günler arası) katılan ticari probiyotik kültürünün canlı ağırlık artışı, yemden

yararlanma oranı, ileum pH’sı, Enterobactericea populasyonu, asites

Page 38: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

28

oluşumu ve mortaliteye etkilerini incelemişlerdir. Araştırıcılar okside olmuş

broyler yemine ilave edilen probiyotiklerin farklı büyüme dönemlerinde

kullanılması ile altı hafta süren denemenin sonunda tüm deneme gruplarının

canlı ağırlıklarının kontrol grubuna kıyasla istatistik açıdan önemli düzeyde

yüksek (p<0,01), yemden yararlanma oranının kontrol grubuna kıyasla daha

iyi olduğunu ve ileum pH değerleri arasında ise önemli bir farklılık

oluşmadığını (p>0,05) bildirmişlerdir. Araştırıcılar gruplar arasında en düşük

ileum Enterobactericea populasyonunun kontrol grubunda, en yüksek ileum

Enterobactericea populasyonunun ise devamlı probiyotik verilen grupta

olduğunu (p<0,01), mortalite ve asites görülme sıklığının ise en düşük

devamlı probiyotik verilen grupta saptanmasının dikkat çekici olduğunu

belirtmişlerdir.

Kırkpınar ve ark. (1999) yaptıkları altı haftalık bir çalışmada etlik piliç

karma yemlerine ilave edilen organik asit karışımı ve probiyotiğin performans,

bağırsak pH’sı ve viskozitesi üzerine etkilerini incelemişlerdir. Bu amaçla her

biri 4 alt grup içeren bir kontrol ve 2 deneme grubu oluşturmuşlardır. 1.

deneme grubu rasyonuna 2 kg/ton organik asit ve 2. deneme grubu

rasyonuna 2 kg/ton probiyotik ilave edilmiştir. Organik asit ve probiyotik

kullanımı canlı ağırlığı olumlu yönde etkilerken, yem tüketimi, yemden

yararlanma oranı, yaşama gücü, kesim randımanı, karaciğer, taşlık ve

abdominal yağ ağırlığı ile bağırsak pH’sı ve viskozitesini etkilememiştir.

Cavazzon ve ark. (1998), yaptıkları bir araştırmada Bacillus coagulans

(1-7. günlerde 1000 mg/kg, 8-49. günlerde 250 mg/kg) kültürü ve

virginiamicin (10 mg/kg) kullanımının broylerlerde canlı ağırlık artışı, yem

tüketimi, yemden yararlanma oranı ve karkas randımanı üzerine etkilerini

belirlemişlerdir. Kırkdokuz gün süren araştırmada toplam 75 adet günlük

ticari Ross erkek broyler civciv kullanmışlardır. Araştırma her biri 25 adet

civcivden oluşan 1 kontrol, 2 deneme olmak üzere toplam 3 grup halinde

yürütülmüştür. Araştırıcılar birinci deneme grubu rasyonuna virginiamisin, 2.

deneme grubu rasyonuna ise Bacillus coagulans kültürü ilave etmişlerdir.

Araştırıcılar çalışma sonucunda Bacillus coagulans kültürünün broylerlerde

Page 39: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

29

probiyotik işlevselliğinde antibiyotik alternatifi olan gelişmeyi destekleyen ve

profilaktik etkisi bulunan probiyotik bir kültür olduğunu bildirmişlerdir.

Denemenin amacı yaklaşık 12 000 adet bitki türünün üçte ikisini

oluşturan aromatik bitkilerin ve esans yağlarının hayvancılık alanında

değerlendirilebilme olanaklarının araştırılması, biberiye esans yağının

(Rosmerinus officinalis) probiyotik mikroorganizmalar ile kombinasyonunun

sinerjik etki oluşturup oluşturmayacağı ve bu kombinasyonun besi

performansı, immun sistem ve bazı kan parametreleri üzerine etkisinin

belirlenmesidir.

Page 40: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

30

2. GEREÇ ve YÖNTEM

2.1. GEREÇ

2.1.1. Hayvan Materyali

Araştırmada ticari bir firmadan temin edilen 272 adet Ross PM3 erkek etlik

civcivler kullanılmıştır. Araştırma her biri 68 civcivden oluşan 1 kontrol ve 3

deneme grubu olmak üzere toplam 4 grup halinde yürütülmüştür. Her bir

deneme grubu 17’şer civciv içeren 4 alt gruba ayrılmıştır.

2.1.2. Yem Materyali

Denemede kullanılan hayvanlara 1. günden 21. güne kadar etlik civciv yemi,

22. günden kesim günü olan 42. güne kadar etlik piliç yemi verilmiştir.

Araştırmada kullanılan rasyonların temelini mısır, soya küspesi, tam yağlı

soya oluşturmuştur. Araştırmada kullanılan esans yağ biberiye esans yağı

(Rosemarinus officinalis) olup ticari bir firmadan (Aksu Gıda San. ve Tic. Ltd.

Şti. / Mersin) temin edilmiştir. Denemede kullanılan ürünün gaz kromatografi

analiz sonuçları Çizelge 2.1.’de gösterilmektedir.

Çizelge 2.1. Biberiye esans yağının gaz kromotografi analiz sonuçları

Bileşimi % 1,8 cineol 44,26

α-pinen 14,45

kafur 10,80

terpinen-4-ol 6,70

terpineol 2,56

borneol 1,89

limonen 1,50

bornil asetat 1,30

Page 41: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

31

Araştırmada kullanılan probiyotik kültürü ticari bir işletmeden temin edilmiş

olup, preparat 1,0 x 109 cfu/gram düzeyinde mikroorganizma (Lactobacillus

acidophilus, Lactobacillus casei, Enteroccocus faecium, Bifidobacterium

thermophilus), razmol ve kalsiyum karbonattan oluşmaktadır.

2.2. YÖNTEM

2.2.1. Deneme Hayvanlarının Beslenmesi ve Deneme Süresi

Araştırma Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi, Hayvan Besleme ve

Beslenme Hastalıkları Anabilim Dalı Deneme Ünitesinde gerçekleştirilmiştir.

Her bir bölmedeki hayvanlara grup yemlemesi uygulanmış ve

tüketebilecekleri miktarda yem ve su sürekli olarak önlerinde hazır

bulundurulmuştur. Deneme 42 gün sürdürülmüştür.

Araştırmada 24 saat aydınlatma planı esas alınarak gündüz gün ışığı,

gece normal ampullerle aydınlatma sağlanmış ve altlık materyali olarak odun

talaşı kullanılmıştır. Ortamın ısıtılmasında elektrikli ve gazlı ısıtıcılardan

yararlanılmıştır. İlk hafta içerisinde ortam ısısının 32-35 oC olmasına özen

gösterilmiş ve bu ısının son 2 haftaya kadar olan araştırma döneminde 22-24 oC düzeylerinde, son iki hafta içerisinde ise 20 oC düzeylerinde bulunmasına

dikkat edilmiştir.

Denemenin 0-13. günleri arasında plastik küçük yemlikler, 14-42.

günleri arasında ise plastik büyük yemlikler kullanılmıştır. Hayvanların

içebileceği kalitedeki su sürekli olarak hayvanların ulaşabileceği şekilde

önlerinde bulundurulmuştur. Deneme süresince günlük olarak ölümler

nedenleri ile birlikte kaydedilmiştir.

Page 42: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

32

2.2.2. Araştırma Rasyonlarının Hazırlanması

Araştırmada kullanılan karma yemler, yem ham maddelerinin özel bir yem

fabrikasından temin edilmesinden sonra Ankara Üniversitesi Veteriner

Fakültesi, Hayvan Besleme ve Beslenme Hastalıkları Anabilim Dalı Deneme

Ünitesinde hazırlanmıştır.

Araştırmada her bir gruba civciv döneminde (0-21. günler) % 23,50 HP

ve 3300 kcal/kg ME, piliç döneminde ise (22-42. günler) %20 HP ve 3300

kcal/kg ME içeren rasyonlar hazırlanmıştır. Araştırmada kontrol grubunun

rasyonu katkı maddesi içermeyecek şekilde, ikinci deneme grubunun

rasyonu civciv döneminde 1 g/kg, piliç döneminde 0,5 g/kg probiyotik

içerecek şekilde, birinci ve üçüncü deneme gruplarının rasyonları ise günlük

olarak sırasıyla 200 mg/kg esans yağ ve 200 mg/kg esans yağ + 1/0,5 g/kg

probiyotik içerecek şekilde hazırlanmıştır. Denemede kullanılan katkı

maddelerinin düzeyleri Çizelge 2.2.’de rasyonların bileşimi ise Çizelge 2.3’te

gösterilmektedir.

Çizelge 2.2. Araştırmada kullanılan esans yağ ve probiyotik kültürünün düzeyleri

Kontrol grubu

Deneme grupları

Grup 1

(Esans yağ)

Grup 2

(Probiyotik)

Grup 3

(Esans yağ + Probiyotik)

-

200 mg/kg

0-21. günler 1 g/kg 22-42. günler 0,5 g/kg

200 mg/kg

+ 0-21. günler 1 g/kg

22-42. günler 0,5 g/kg

Page 43: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

33

Çizelge 2.3. Araştırmada kullanılan rasyonların bileşimi, % Etlik civciv Etlik piliç (0-21. Günler) (22-42. Günler)

Mısır 44,70 55,23 Soya küspesi 25,65 19,90 Tam yağlı soya 18,60 15,21 Et kemik unu 3,30 3,10 Bitkisel yağ 4,30 3,20 Kireç taşı 1,50 1,50 Dikalsiyum fosfat 1,30 1,30 Tuz 0,25 0,25 Vitamin karması* 0,15 0,15 Mineral karması** 0,10 0,10 Metiyonin 0,15 0,06 Hesapla bulunan değerler Metabolize olabilir enerji, kcal/kg 3300 3300 Ham protein, % 23,50 20

* Vitamin karması: her bir kilogram vitamin karması 14 000 000 IU A vit, 4 000 000 IU D3 vit, 80 g E vit, 30 g K3 vit, 3 g B1 vit, 8 g B2 vit, 40 g niasin, 12 g pantotenik asit, 6 g B6 vit, 0,03 g B12 vit, 2 g folik asit, 0,15 g biotin, 50 g C vit içermektedir. ** Mineral karması: her bir kilogram mineral karmasında 150 g Mn, 120 g Fe, 150 g Zn, 14 g Cu, 0,4 g Co, 3 g Se bulunmaktadır.

2. 2. 3. Karma Yemlerin Besin Madde Miktarlarının Belirlenmesi

Araştırmada kullanılan yem ham maddelerinin ve karma yemlerin ham besin

madde miktarları Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi, Hayvan Besleme

ve Beslenme Hastalıkları Anabilim Dalı Laboratuarlarında AOAC (2000) ’de

bildirilen yöntemlere göre belirlenmiştir. Metabolize olabilir enerji düzeyleri ise

aşağıdaki formülle (Leeson ve Summers, 2001) göre belirlenmiştir.

ME, kcal/kg = 53+38 [(%ham protein) + (2,25 x %ham yağ) + (1,1 x

%nişasta)+ (1,05 x %şeker)]

2. 2. 4. Canlı Ağırlık ve Canlı Ağırlık Artışının Belirlenmesi

Hayvanlar denemenin başlangıcında, 7, 14, 21, 28, 35 ve 42. günlerde tek

tek tartılarak CA ‘lar belirlenmiştir. Denemenin başlangıcında ve 7. günde

Page 44: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

34

yapılan tartımlar ± 5 mg’a, diğer günlerdeki tartımlarda ise ± 10 mg’ a duyarlı

terazilerde yapılmıştır. Tartımlar arasındaki farktan CAA’ ları belirlenmiştir.

2. 2. 5. Yem Tüketimi ve Yemden Yararlanma Oranının Belirlenmesi Araştırmanın 7, 14, 21, 28, 35 ve 42. günlerinde yemliklerde kalan yem

miktarı, o hafta içerisinde her tekrar grubuna verilen toplam yem miktarından

çıkartılarak her tekrar grubunun bir hafta içerisinde tükettiği yem miktarı

bulunmuştur. Bu miktar mevcut hayvan sayısına bölünerek yem tüketimleri,

tekrar grupları ve grupların ortalamaları olarak hesaplanmıştır.

Hayvanların deneme başlangıcından itibaren iki tartım aralığında

tükettikleri ortalama yem miktarları, bu iki tartım aralığında belirlenen

ortalama CAA’ ya bölünerek YYO’ ları bulunmuştur.

2.2.6. Sıcak Karkas Ağırlığı ve Randımanının Belirlenmesi

Sıcak karkas ağırlığını bulmak amacı ile kesim işlemi tamamlanıp organlar

ayrıldıktan sonra karkas tartılarak ağırlıkları belirlenmiştir. Sıcak karkas

ağırlıkları kesim öncesi ağırlıklara bölünerek sıcak karkas randımanları

hesaplanmıştır.

2.2.7. Kesim ve Organların Ayrılması İşlemleri Denemenin 42. gününde tüm hayvanlar bireysel olarak tartılmış ve her tekrar

grubundan 3 hayvan rastgele ayrılmıştır. Tartılan hayvanların kanatlarına

numaralar takıldıktan sonra kesim işlemi gerçekleştirilmiştir.

Kesim işlemi, piliçlerin başlarının kesilip ayrılması şeklinde

gerçekleştirilmiştir. Kesim sonrası hayvanların tüyleri makine ile yolunmuş,

ayakları kesilmiş, her hayvana ait karaciğer, dalak, kalp, taşlık, abdominal

yağ, bağırsak ve bursa fabricius’ları ayrılmıştır.

Page 45: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

35

2.2.8. Bazı İç Organ Ağırlıklarının Belirlenmesi

Her hayvana ait karaciğer, kalp, taşlık, dalak ve bursa fabricius ± 10 mg’a

duyarlı terazi ile tartılarak ağırlıkları belirlenmiştir. Karaciğer, kalp, taşlık,

dalak, abdominal yağ ve bursa fabricius ağırlıkları kesim öncesi CA’ lara

bölünerek oranları hesaplanmıştır. Araştırmada taşlık çevre dokulardan ve

yağlardan ayrılarak, içi boşaltıldıktan sonra tartılmıştır. Bursa fabrisius çevre

dokulardan bisturi yardımıyla ayrılmış ve tartılmıştır.

2.2.9. İnce Bağırsak İçeriği pH’sının Belirlenmesi Kesim işleminden sonra her hayvana ait bağırsaklar ayrılarak ince bağırsak

içeriği ayrı ayrı kaplara alındıktan sonra hemen homojenize edilerek içerikteki

pH (Orion 420A) pH metre ile okunmuştur.

2.2.10. Kan Serumunda Toplam Kolesterol ve Toplam Trigliserit

Düzeylerinin Belirlenmesi

Araştırma sonunda servikal dislokasyon sırasında her tekrar grubundan üçer

hayvandan kan alındıktan sonra kanlar santrüfüj edilmiş ve kan serumları

ayrılmıştır. Serumlar analizler yapılana kadar –20 C0’de derin dondurucuda

muhafaza edilmiştir. Kan serumlarında kit kullanılarak, toplam kolesterol

(GLOBE Diagnostics S.R.İ.İtaly GD034000 ve toplam trigliserit-L (GLOBE

Diagnostics S.r.İ.İtaly GD081500) spektrofotometik olarak (Shimadzu digital

spektrofotometre, UV-1208, seri no: A1012 3400051 YS) saptanmıştır.

2.2.11. Aşılama ve Antikor Titresinin Belirlenmesi

Araştırmada hayvanlar 10. ve 26. günlerde Newcastle hastalığına karşı

(Hitchner B1,

Hipra) ile aşılanmıştır. Deneme süresince tüm aşılamalar içme

suyuna ilave yolu ile yapılmıştır. Newcastle hastalığına (ND) karşı oluşan

spesifik antikor düzeyi hemaglutinasyon inhibisyon testi ile tespit edilmiştir

Page 46: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

36

(Allan ve Gough, 1974). Civcivlere 16. ve 22. günlerde Gumboro aşısı

yapılmıştır. Araştırma programı boyunca aşılamalardan önce kanat altı

venasından spesifik antikor düzeyini belirlemek amacı ile kan alınmıştır. Kan

örneklerinin santrifüj yardımı ile serumları ayrılmış ve kullanılıncaya kadar -

20°C’de bekletilmiştir.

2.2.12. Bazı Hematolojik Parametrelerin Belirlenmesi

Bazı Hematolojik kan parametrelerinin belirlenebilmesi amacıyla denemenin

3. haftasında kanat altı venasından ve 6. haftada kesim esnasında, her tekrar

grubundan üçer hayvandan kan alınmıştır.

Üçüncü hafta alınan kan örnekleri içerisinde 1 mg EDTA bulunan

tüplere, kesim esnasında ise hazır EDTA’ lı tüplere alınmıştır.

Çalışmada lökosit sayıları Natt-Herrick eriyiği kullanılarak

hesaplanmıştır. Tavuklardan alınan kandan alvuyar pipetinin 1 çizgisine

kadar çekilip, pipetin ucundaki kan silinmiştir. Üzeri 101 çizgisine kadar Natt-

Herrick eriği ile tamamlanarak, kan 1/100 oranında sulandırılmıştır. İki üç

dakika karıştırıldıktan sonra ilk birkaç damlası atılarak thoma lamındaki

kameraya gerekli oranda boşaltılmıştır. Hücreler yerleştikten sonra

akyuvarlar sayılmıştır.

Akyuvar sayımında, hacmi 1/4000 mm3 olan bir büyük karedeki tüm

küçük karelerin (400 adet) içindeki akyuvarlar ayrı ayrı sayılıp aşağıdaki

formül yardımı ile mm3 ’deki sayıları bulunmuştur (Konuk, 1981).

Bulunan hücre sayısı x sulandırma oranı x 4000 Akyuvar sayısı = -----------------------------------------------------------------------

Sayılan küçük kare adedi

Page 47: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

37

Lökositlerin yüzde oranları Pappanheim’in panoptik boyama yöntemi ile

boyanmış sürme kan frotilerinde belirlenmiştir (Konuk, 1981).

2.2.13. Ölüm Sayısının Belirlenmesi

Çalışma süresince gerçekleşen ölüm kayıt edilmiş olup, esans yağ ve

probiyotik grubunda şekillenen tek hayvanlık ölüm oran olarak ifade

edilmemiştir.

2.2.14. İstatistik Analizler

Gruplara ait istatistik hesaplamalar ve grupların ortalama değerleri arasındaki

farklılığın önemliliği için tek yönlü varyans analizi (ANOVA), gruplar

arasındaki farkın önemlilik kontrolü için Duncan testi uygulanmıştır (Dawson

ve Trapp, 2001). Çizelgelerde gruplara ait ortalama ve standart hata değerleri

gösterilmiştir. İstatistik analizler SPSS 10,0 (Inc., Chiago, II, USA)

programında gerçekleştirilmiştir.

Page 48: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

38

3. BULGULAR

Araştırmada kullanılan karma yemlerin besin madde miktarları ve metabolize

olabilir enerji düzeyleri Çizelge 3.1’de görülmektedir.

Çizelge 3.1. Karma yemlerin ham besin madde (%) ve metabolize olabilir enerji (kcal/kg) değerleri

Kontrol grubu

Deneme grupları Grup 1

(esans yağ ) Grup 2

(Probiyotik) Grup 3

(Esans yağ Probiyotik)

Etlik civciv Kuru madde 92,39 91,31 91,55 91,05 Ham kül 6,84 6,97 6,71 6,73 Ham protein 23,55 23,40 23,48 23,44 Ham yağ 9,96 10,03 10,17 9,98 Ham selüloz 2,85 3,25 3,15 2,95 Azotsuz öz madde

49.19 47,66 48,04 47,95

Kalsiyum 1,58 1,59 1,60 1,60 Toplam fosfor 0,78 0,75 0,77 0,75 Metabolize olabilir enerji

3316

3320

3331

3317

Etlik piliç Kuru madde 92,63 92,53 90,89 91,40

Ham kül 6,76 6,41 6,40 6,60 Ham protein 19,31 19,26 19,10 19,10 Ham yağ 8,01 8,26 8,15 8,42 Ham selüloz 2,90 2,85 3,15 3,10 Azotsuz öz Madde

55,65 55,75 54,09 54,18

Kalsiyum 1,37 1,35 1,31 1,34 Toplam fosfor 0,68 0,69 0,64 0,68 Metabolize olabilir enerji

3300 3335

3317

3298

Gruplardan elde edilen ortalama canlı ağırlıklar ve canlı ağırlık artışları

sırasıyla (Çizelge 3.2., Grafik 3.1.) ve (Çizelge 3.3., Grafik 3.2.)’de verilmiştir.

Kırk iki gün süren araştırma sonucunda Kontrol grubu, Grup 1 (esans yağ),

Grup 2 (probiyotik) ve Grup 3 (Esans yağ + Probiyotik)’ün canlı ağırlık

değerleri sırasıyla 2086,6; 2176,8; 2202,1 ve 2191,2 g olarak belirlenmiş olup

gruplar arasında istatistik bakımdan önemli bir fark bulunmamıştır (p>0,05).

Araştırmanın 7., 14. ve 28. günlerinde Grup 2 (Probiyotik)’nin canlı ağırlığı

Page 49: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

39

Kontrol grubuna kıyasla istatistiksel açıdan önemli düzeyde yüksek (p≤0,001;

p<0,05) şekillenmiş, Grup 1 (Esans yağ) ve Grup 3 (Esans yağ +

Probiyotik)’ün canlı ağırlıkları ise Kontrol grubuna kıyasla bir farklılık

oluşturmamıştır.

Canlı ağırlık artışı açısından 8-14. günlerde Grup 2 (Probiyotik)’nin canlı

ağırlık artışının Kontrol grubu ve Grup 1 (Esans yağ)’e kıyasla önemli

düzeyde yüksek (p<0,05) olduğu, Diğer deneme grupları ve Kontrol grubu

arasında istatistiksel bir farklılığın şekillenmediği görülmektedir.

Grupların ortalama yem tüketimleri ve yemden yararlanma oranları

sırasıyla (Çizelge 3.4., Grafik 3.3.) ve (Çizelge 3.5., Grafik 3.4.)’de verilmiştir.

Araştırmanın 0-21. günleri (p<0,05) ile 0-42. günleri (p<0,001) arasındaki

dönemlerde Grup 1 (Esans yağ) ve Grup 3 (Esans yağ + Probiyotik)’ün

haftalık ortalama yem tüketimleri Kontrol grubu ve Grup 2 (Probiyotik)’den

geri kalmıştır. Şekillenen bu farklılıklar 0-7. gün (p≤0,001), 15-21. gün

(p<0,05), 22-28. gün ve 29-35. gün (p≤0,001) sonundaki tartımlarda

istatistiksel önem arz etmiştir. Denemenin altıncı haftasında haftalık ortalama

yem tüketimleri Kontrol grubu, Grup 1 (esans yağ), Grup 2 (probiyotik) ve

Grup 3 (Esans yağ + Probiyotik)’de sırasıyla 1138,70; 1136,54; 1172,41;

1150,33 g olarak belirlenmiş ve gruplar arasında istatistik açıdan bir farklılık

(p>0,05) kaydedilmemiştir.

Yemden yararlanma oranları denemenin 0-42. günleri arasında Kontrol

grubu, Grup 1 (esans yağ), Grup 2 (probiyotik) ve Grup 3 (Esans yağ +

Probiyotik)’de sırasıyla 2,04; 1,78; 1,98 ve 1,73 kg olarak belirlenmiştir.

Veriler incelendiği zaman Grup 1 (Esans yağ) ve Grup 3 (Esans yağ +

Probiyotik) arasında istatistiksel bir farklılığın şekillenmediği (p>0,05)

gözlenirken, her iki grubun da Kontrol grubu ve Grup 2 (Probiyotik)’den

yemden istatistiksel olarak farklı (p≤0,001) olduğu görülmektedir.

Kesim işlemi sonucunda grupların kesim öncesi canlı ağırlıkları, sıcak

karkas ağırlıkları ve karkas randımanları Çizelge 3.6’da gösterilmiştir. Sıcak

karkas randımanları Kontrol grubu, Grup 1 (Esans yağ), Grup 2 (Probiyotik)

Page 50: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

40

ve Grup 3 (Esans yağ + Probiyotik)’de sırası ile % 71,8; 73,3; 72,3 ve 72,2

olarak belirlenmiş olup gruplar arasında istatistiksel bir farklılık oluşmamıştır

(p>0,05).

Gruplardaki hayvanların ortalama taşlık, karaciğer, kalp, dalak, bursa

fabrisius, abdominal yağ ağırlıkları ile bunların 100 g canlı ağırlığa oranları,

ince bağırsak pH’ları Çizelge 3.7’de; toplam kolesterol ve trigliserit düzeyleri

Çizelge 3.8’de gösterilmiştir. Araştırma organ ağırlıkları ve toplam kolesterol

ve trigliserit düzeyleri açısından değerlendirildiğinde; kontrol grubu ve

deneme grupları arasındaki rakamsal farklılıklar taşlık ağırlıkları ile taşlıkların

100 g canlı ağırlığa oranları dışında istatistik bakımdan önemsiz

bulunmuştur. Grup 2 (Probiyotik)’nin kontrol grubu ve diğer deneme

gruplarına kıyasla taşlık ağırlığı ve 100 g canlı ağırlığa oranının geri kaldığı

(p<0,05) gözlenmektedir.

Araştırmada denemelere ait gruplarda Newcastle Hastalığına karşı

aşılamalarla oluşan antikor düzeyleri Çizelge 3.9’da gösterilmiştir. Birinci

okumada (26. gün) ve ikinci okumada (deneme sonu) Newcastle Hastalığına

karşı şekillenen antikor düzeyleri açısından Kontrol grubu ve deneme grupları

arasında istatistiksel bir farklılık oluşmamıştır (p>0,05).

Deneme gruplarında civcivler ve piliçler için bazı hematolojik kan

parametreleri değerleri Çizelge 3.10. ve 3.11’de görülmektedir. Kesim

esnasında alınan kan örneklerinde hematolojik kan parametre (toplam

akyuvar sayısı ve formül lökosit) bulguları farklılık oluşturmamıştır. Yirmibir

günlük civcivlerden alınan kan örneklerinde de toplam akyuvar sayısı

açısından bir farklılık oluşmazken (p>0,05), formül lökosit oranlarından

bazofil ve eozinofil oranları dışındaki parametrelerin (lenfosit, heterofil ve

monosit) farklılık arz ettiği (p≤0,05) kaydedilmiştir. Araştırmanın altıncı

haftasında Grup 3 (Esans yağ + Probiyotik) grubundan bir hayvan ölmüştür.

Yirmibir günlük civcivlerden alınan kan örneklerinde Grup 2 (Probiyotik)

lenfosit oranı açısından, Grup 1 (esans yağ)’den yüksek (p≤0,05); Grup 3

(Esans yağ + Probiyotik) monosit oranı açısından, Kontrol ve Grup 2

Page 51: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

41

(Probiyotik)’den yüksek (p<0,05); Grup 2 (Probiyotik) heterofil oranı Kontrol

ve Grup 1 (Esans yağ)’den istatistiksel açıdan önemli düzeyde düşük

(p≤0,05) bulunmuştur.

Page 52: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

42

Çizelge 3.2. Grupların haftalık ortalama canlı ağırlıkları (g) (ortalama ± standart hata)

Kontrol grubu

Deneme grupları

Grup 1

(Esans yağ)

Grup 2

(Probiyotik)

Grup 3

(Esans yağ + Probiyotik)

Gün n x ± Sx n x ± Sx n x ± Sx n x ± Sx p

0 68 42,4 ± 0,32 68 42,8 ± 0,28 68 42,6 ± 0,32 68 42,8 ± 0,35 0,837

7 68 131,9 ± 2,36 b 68 126,0 ± 2,60 b 68 140,1 ± 2,61 a 68 132,2 ± 2,44 b 0,001

14 68 376,8 ± 7,10 b 68 366,0 ± 6,09 b 68 406,6 ± 7,27 a 68 382,1 ± 7,56 b 0,001

21 68 709,0 ± 13,73 ab 68 676,6 ± 13,00 b 68 741,7 ± 13,85 a 68 712,2 ± 14,94 ab 0,012

28 68 1133,3 ±20,35 b 68 1124,3 ± 18,98 b 68 1203,7 ± 20,47 a 68 1155,0 ± 23,47 ab 0,036

35 68 1627,5 ± 28,73 68 1664,5 ± 25,70 68 1730,9 ± 31,29 68 1679,6 ± 29,96 0,090

42 68 2086,6 ± 38,99 68 2176,8 ± 32,50 68 2202,1 ± 38,93 67 2191,2 ± 37,92 0,112

a,b: Aynı sırada farklı harf taşıyan ortalama değerler arasındaki fark istatistik bakımdan önemlidir (p<0,05).

Page 53: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

43

Çizelge 3.3. Grupların haftalık ortalama canlı ağırlık artışları (g) (ortalama ± standart hata)

Kontrol grubu

Deneme grupları

Grup 1

(Esans yağ)

Grup 2 (Probiyotik)

Grup 3

(Esans yağ + Probiyotik)

Gün x ± Sx x ± Sx x ± Sx x ± Sx p

0-7 89,46 ± 3,56 ab 83,17 ± 1,66 b 97,49 ± 2,89 a 89,39 ± 1,49 ab 0,015

8-14 244,92 ± 3,67 b 240,07± 4,67 b 266,51± 10,26 a 249,94 ± 2,93 ab 0,048

15-21 332,22 ± 15,55 310,58 ± 5,69 335,08 ± 12,29 330,05 ± 13,55 0,511

0-21 666,61 ± 16,86 ab 633,83 ± 8,25 b 699,09 ± 15,61a 669,39 ± 10,24 ab 0,033

22-28 424,27 ± 11,52 447,64 ± 14,55 462,02 ± 7,16 442,85 ± 6,94 0,142

29-35 494,13 ± 29,90 540,23 ± 21,24 527,20 ± 16,55 524,58 ± 12,73 0,491

36-42 459,16 ± 5,20 512,26 ± 22,37 471,17 ± 26,42 511,93 ± 21,26 0,200

22-42 1377,57 ± 33,02 1500,14 ± 48,63 1460,41 ± 43,21 1479,37 ± 14,39 0,156

0-42 2044,18 ± 39,59 2133,98 ± 54,29 2159,50 ± 52,84 2148,76 ± 13,38 0,269

a,b: Aynı sırada farklı harf taşıyan ortalama değerler arasındaki fark istatistik bakımdan önemlidir (p<0,05), n=4.

Page 54: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

44

Çizelge 3.4. Grupların haftalık ortalama yem tüketimleri (g) (ortalama ± standart hata)

Kontrol grubu

Deneme grupları

Grup 1

(Esans yağ)

Grup 2 (Probiyotik)

Grup 3

(Esans yağ + Probiyotik)

Gün x ± Sx x ± Sx x ± Sx x ± Sx p

0-7 115,30 ± 2,15 a 103,13 ± 2,39 b 114,73 ± 0,54 a 103,11 ± 2,16 b 0,001

8-14 389,88 ± 11,05 ab 374,91 ± 14,43 b 417,51 ± 3,62 a 356,73 ± 17,07 b 0,033

15-21 557,58 ± 13,28 a 473,76 ± 22,69 b 542,43 ± 3,07 a 463,08 ± 7,07 b 0,003

0-21 1032,78 ± 20,13 a 951,80 ± 37,56 b 1074,82 ± 4,23 a 922,94 ± 24,45 b 0,003

22-28 835,23 ± 9,41 a 632,47 ± 24,02 b 843,41 ± 1,22 a 616,44 ± 12,28 b 0,000

29-35 1167,76 ± 17,60 a 1083,88 ± 14,84 b 1196,23 ± 5,22 a 1032,19 ± 19,63 c 0,000

36-42 1138,70 ± 22,97 1136,54 ± 12,91 1172,41 ± 1,72 1150,33 ± 12,10 0,326

22-42 3141,70 ± 43,55 a 2852,14 ± 33,00 b 3212,05 ± 7,33 a 2798,97 ± 31,54 b 0,000

0-42 4174,48 ± 62,20 a 3804,70 ± 63,69 b 4282,74 ± 10,16 a 3721,92 ± 52,63 b 0,000

a,b,c: Aynı sırada farklı harf taşıyan ortalama değerler arasındaki fark istatistik bakımdan önemlidir (p<0,05), n=4.

Page 55: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

45

Çizelge 3.5. Grupların haftalık ortalama yemden yararlanma oranları (kg yem /kg canlı ağırlık artışı) (ortalama ± standart hata)

Kontrol grubu

Deneme grupları

Grup 1

(Esans yağ)

Grup 2

(Probiyotik)

Grup 3

(Esans yağ + Probiyotik)

Gün x ± Sx x ± Sx x ± Sx x ± Sx p

0-7 1,29 ± 2,85 a 1,24 ± 2,14 ab 1,17 ± 3,22 bc 1,15 ± 1,74 c 0,010

8-14 1,59 ± 6,35 1,56 ± 8,52 1,57 ± 5,75 1,42 ± 7,67 0,383

15-21 1,59 ± 5,13 1,53 ± 9,68 1,62 ± 6,34 1,41 ± 6,53 0,205

0-21 1,55 ± 3,43 1,50 ± 7,74 1,53 ± 2,90 1,38 ± 4,80 0,122

22-28 1,97 ± 6,24 a 1,41 ± 6,54 b 1,82 ± 2,78 a 1,39 ± 2,83 b 0,000

29-35 2,38 ± 0,15 a 2,01 ± 7,52 c 2,27 ± 6,46 ab 1,96 ± 1,24 c 0,017

36-42 2,47 ± 3,89 2,23 ± 0,10 2,51 ± 0,14 2,26 ± 0,10 0,182

22-42 2,28 ± 2,91 a 1,90 ± 7,16 b 2,20 ± 6,31 a 1,89 ± 3,22 b 0,000

0-42 2,04 ± 1,58 a 1,78 ± 6,94 b 1,98 ± 4,58 a 1,73 ± 3,00 b 0,001

a,b,c: Aynı sırada farklı harf taşıyan ortalama değerler arasındaki fark istatistik bakımdan önemlidir (p<0,05), n=4.

Page 56: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

46

Çizelge 3.6. Grupların ortalama sıcak karkas ağırlıkları (g) ve karkas randımanları (%) (ortalama ± standart hata)

Kontrol grubu

Deneme grupları

Grup 1

(Esans yağ)

Grup 2

(Probiyotik)

Grup 3

(Esans yağ + Probiyotik)

x ± Sx x ± Sx x ± Sx x ± Sx p

Kesim öncesi canlı ağırlık 2286,6 ± 27,72 2287,5 ± 40,92 2371,6 ± 31,03 2371,8 ± 46,62 0,178

Sıcak karkas ağırlığı 1642,2 ± 21,17 1677,3 ± 35,75 1714,6 ± 24,02 1714,5 ± 43,97 0,344

Sıcak karkas randımanı 71,8 ± 0,44 73,3 ± 0,91 72,3 ± 0,37 72,2 ± 0,50 0,336

Gruplar arasındaki fark önemsizdir (p>0,05), n=4.

Page 57: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

47

Çizelge 3.7. Grupların ortalama karaciğer, dalak, kalp, bursa fabrisius, abdominal yağ ve taşlık ağırlıkları ile bunların 100 g canlı ağırlığa (CA) oranları ve ince bağırsak pH ları (ortalama ± standart hata).

Kontrol grubu

Deneme grupları

Grup 1

(Esans yağ)

Grup 2

(Probiyotik)

Grup 3

(Esans yağ + Probiyotik)

x ± Sx x ± Sx x ± Sx x ± Sx p

Karaciğer ağırlığı, g 48,92 ± 1,65 50,90 ± 1,65 51,57 ± 1,44 51,49 ± 1,49 0,556

Karaciğer oranı, g/100gCA 2,13 ± 6,55 2,23 ± 6,34 2,17 ± 6,00 2,17 ± 6,33 0,781

Dalak ağırlığı, g 3,83 ± 0,25 4,34 ± 0,40 3,84 ± 0,40 4,48 ± 0,38 0,473

Dalak oranı, g/100gCA 0,16 ± 1,04 0,18 ± 1,69 0,16 ± 1,72 0,18 ± 1,49 0,459

Kalp ağırlığı, g 13,73 ± 0,53 14,57 ± 0,31 14,26 ± 0,64 14,48 ± 0,38 0,614

Kalp oranı, g/100gCA 0,59 ± 2,02 0,63 ± 1,43 0,60 ± 2,83 0,61± 9,41 0,483

Bursa fabricius ağırlığı, g 3,78 ± 0,31 3,98 ± 0,43 3,44 ± 0,14 4,12 ± 0,26 0,437

Bursa fabricius oranı, g/100gCA 0,16 ± 1,34 0,17 ± 1,78 0,14 ± 6,63 0,17 ± 1,17 0,373

Abdominal yağ ağırlığı, g 25,94 ± 3,50 24,38 ± 2,69 24,18 ± 3,94 23,02 ± 2,11 0,932

Abdominal yağ oranı, g/100gCA 1,13 ± 0,15 1,06 ± 0,10 1,02 ± 0,17 0,98 ± 0,10 0,885

Taşlık, g 37,77 ± 1,50 a 38,81± 1,20 a 30,97 ± 3,31 b 38,13 ± 1,14 a 0,028

Taşlık, g/100gCA 1,65 ± 5,85 a 1,69 ± 5,28 a 1,29 ± 0,13 b 1,61 ± 6,47 a 0,007

İnce bağırsak pH’sı 6,39 ± 0,018 6,53 ± 0,22 6,47 ± 0,16 6,29 ± 0,18 0,852

a,b: Aynı sırada farklı harf taşıyan ortalama değerler arasındaki fark istatistik bakımdan önemlidir (p<0,05), n=4.

Page 58: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

48

Çizelge 3.8. Grupların ortalama toplam kolestrol ve trigliserit düzeyleri (mmol/L) (ortalama ± standart hata)

Kontrol grubu

Deneme grupları

Grup 1

(Esans yağ)

Grup 2

(Probiyotik)

Grup 3

(Esans yağ + Probiyotik)

x ± Sx x ± Sx x ± Sx x ± Sx p

Toplam Kolesterol

3,84 ± 0,37

2,39 ± 0,29

3,09 ± 1,89

3,14 ± 0,20

0,08

Toplam Trigliserit

9,20 ± 0,83

7,76 ± 1,66

8,26 ± 1,78

7,27 ± 1,19

0,80

Gruplar arasındaki fark önemsizdir (p>0,05), n=12.

Page 59: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

49

Çizelge 3.9. Grupların Newcastle hastalığına karşı aşılamalarla oluşan log2 antikor titre değerleri (ortalama ± standart hata)

Kontrol grubu

Deneme grupları

Grup 1

(Esans yağ)

Grup 2

(Probiyotik)

Grup 3

(Esans yağ + Probiyotik)

x ± Sx x ± Sx x ± Sx x ± Sx p

12.11.2006 (26.gün)

6,12 ± 0,02

6,20 ± 0,04

6,17 ± 0,04

6,15 ± 0,01

0,505

28.11.2006 (42. gün)

7,20 ± 0,03

7,20 ± 0,03

7,30 ± 0,03

7,20 ± 0,03

0,085

Gruplar arasındaki fark önemsizdir (p>0,05), n=12.

Page 60: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

50

Çizelge 3.10. Grupların bazı hematolojik kan parametreleri-civciv (ortalama ± standart hata)

Kontrol grubu

Deneme grupları

Grup 1 (Esans yağ)

Grup 2 (Probiyotik) Grup 3 (Esans yağ +

Probiyotik) x ± Sx x ± Sx x ± Sx x ± Sx p

Akyuvar (x103/mm3) 11,83 ± 1,41 12,66 ± 2,07 16,58 ± 4,38 18,41 ± 4,25 0,447 Formül Lokosit Lenfosit (%) 40,50 ± 4,11ab 34,41 ± 4,02b 49,83 ± 3,97a 42,75 ± 2,96ab 0,051 Heterofil (%) 51,50 ± 3,69 a 53,66 ± 3,97 a 39,66 ± 4,17 b 44,50 ± 3,59 ab 0,053 Monosit (%) 3,16 ± 0,79 b 4,91 ± 0,73 ab 4,25 ± 0,70 b 6,66 ± 0,74 a 0,015 Eosinofil (%) 1,00 ± 0,27 2,33 ± 0,54 1,16 ± 0,29 1,33 ± 0,35 0,075 Bazofil (%) 3,66 ± 0,69 4,66 ± 0,64 4,16 ± 0,79 4,66 ± 0,81 0,743 a,b: Aynı sırada farklı harf taşıyan ortalama değerler arasındaki fark istatistik bakımdan önemlidir (p<0,05), n=4. Çizelge 3.11. Grupların bazı hematolojik kan parametreleri-piliç (ortalama ± standart hata)

Kontrol grubu

Deneme grupları Grup 1

(Esans yağ) Grup 2 (Probiyotik) Grup 3

(Esans yağ + Probiyotik)

x ± Sx x ± Sx x ± Sx x ± Sx p Akyuvar (x103/mm3) 14,00 ± 1,50 12,83 ± 1,51 18,83 ± 3,32 16,75 ± 1,67 0,205 Formül Lokosit Lenfosit (%) 41,66 ± 3,92 35,25 ± 4,76 41,16 ± 3,95 38,91 ± 3,53 0,673 Heterofil (%) 49,91± 3,76 54,33 ± 4,12 49,25 ± 3,86 52,00 ± 3,38 0,768 Monosit (%) 3,58 ± 0,58 4,33 ± 0,80 3,91 ± 0,62 3,58 ± 0,66 0,728 Eosinofil (%) 1,66 ± 0,33 1,58 ± 0,39 1,75 ± 0,52 1,83 ± 0,42 0,979 Bazofil (%) 3,16 ± 0,44 4,50 ± 0,74 3,91 ± 0,70 4,00 ± 0,47 0,487 Gruplar arasındaki fark önemsizdir (p>0,05), n=4.

Page 61: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

51

Grafik 3.1. Grupların 0. gün ve haftalık canlı ağırlıkları (g)

Grafik 3.2. Grupların 0-21, 22-42 ve 0-42. günler canlı ağırlık artışları (g)

0

250

500

750

1000

1250

1500

1750

2000

2250

2500

0-21. Günler

21-42. Günler

0-42. Günler

Kontrol

Esans yağ

Probiyotik

Esans yağ + Probiyotik

Canlı Ağırlıklar, g

Canlı Ağırlık Artışları, g

0

250

500

750

1000

1250

1500

1750

2000

2250

2500

0. Gün1. Hafta

2. Hafta3. Hafta

4. Hafta5. Hafta

6. Hafta

Kontrol

Esans yağ

Probiyotik

Esans yağ + Probiyotik

Page 62: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

52

Grafik 3.3. Grupların 0-21, 22-42 ve 0-42. günler yem tüketimleri (g)

Grafik 3.4. Grupların 0-21, 22-42 ve 0-42. günler yemden yararlanma oranları (kg yem/ kg canlı ağırlık artışı)

0

500

1000

1500

2000

2500

3000

3500

4000

4500

0-21. Günler

21-42. Günler

0-42. Günler

Kontrol

Esans yağ

Probiyotik

Esans yağ Probiyotik

Yem Tüketimi, g

0

0,5

1

1,5

2

2,5

0-21. Günler

21-42. Günler0-42. Günler

Kontrol

Esans yağ

Probiyotik

Esans yağ + Probiyotik

Yemden Yararlanma Oranı

Page 63: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

53

4. TARTIŞMA

4.1. Canlı Ağırlık ve Canlı Ağırlık Artışı Araştırmanın 7., 14., 21., 28. ve 35. günlerinde Kontrol grubu, Grup 1 (esans

yağ), Grup 2 (probiyotik) ve Grup 3 (Esans yağ + Probiyotik)’ün canlı ağırlık

ortalamaları genel olarak incelendiği zaman Grup 2 (Probiyotik)’nin diğer

deneme grupları ve Kontrol grubundan zaman zaman rakamsal, zaman

zaman ise istatistiksel olarak önde olduğu görülmektedir. Denemenin

sonunda kontrol grubu ve deneme gruplarında canlı ağırlık ortalamaları

sırasıyla 2086,6; 2176,8; 2202,1 ve 2191,2 g olarak belirlenmiş (p>0,05),

deneme gruplarının kontrol grubuna kıyasla sırasıyla %4,3, %5,5 ve %5,0

oranlarında daha yüksek canlı ağırlığa sahip oldukları kaydedilmiştir

Deneme sonuçları Ergün ve ark. (2000) broyler rasyonlarına probiyotik

ve çinko basitrasin ilavesinin (p>0,05), Yalçın ve ark. (2003) broyler

rasyonlarında humat (Farmagülatör dryTM) ve probiyotik (ProteksinTM)

kullanımının canlı ağırlık ve canlı ağırlık artışı açısından (p>0,05), Watkins

ve Kratzer (1983) broylerlerde konakçı spesifik ve konakçı spesifik olmayan

Lactobasillus acidofilus kültürlerinin üç haftalık deneme sonunda canlı ağırlık

açısından farklılık oluşturmadığı (p>0,05) yönündeki bildirişleri ile uyum

sağlamaktadır.

Bununla birlikte Jin ve ark.’nın (2000) broyler rasyonlarına ilave edilen

%0,1 düzeyindeki Lactobasillus acidofilus kültürü ve %0,1 düzeyindeki 12

Lactobasillus acidofilus soyu içeren kültürün canlı ağırlığı olumlu etkilediği

(p<0,05) yönündeki bildirişi araştırma bulguları ile çelişmektedir. Broyler

rasyonlarına ilave edilen laktobasil kültürlerinin canlı ağırlık üzerine olumlu

etkisinin olduğunu bildiren (Dilworth ve Day, 1978; Jin ve ark., 1996; Mohan

ve ark., 1996; Yeo ve Kim, 1997; Jin ve ark., 1998a,b) bir dizi araştırma

bulunmaktadır.

Page 64: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

54

Araştırma bulgularımızı Çelik ve ark.’nın (2007) sıcak stresi altında

yaptıkları broyler çalışmasında artan miktarlardaki çörek otu yağı katkısının

(1; 1,5; 2 ml/kg) kontrol grubuna kıyasla (0 ml/kg) kesim öncesi canlı ağırlık

açısından farklılık oluşturmadığı (p>0,05) yönündeki bildirişi

desteklemektedir. Bununla birlikte Alçiçek ve ark. (2003) broyler rasyonlarına

ilave edilen 48 ve 72 mg/kg düzeylerindeki esans yağ karışımının (p<0,01),

Sirvydis ve ark. (2003), bitkisel kökenli ticari yem katkı maddesinin canlı

ağırlığı kontrol grubuna kıyasla arttırdığı (p<0,001) yönündeki bildirişleri

çalışma bulgularımızla çelişmektedir.

Canlı ağırlık artışı bakımından 0-42. günlerde kontrol ve deneme

grupları arasında istatistiksel önem taşıyan bir sonucun kaydedilmediği

görülmektedir (p>0,05). Bu sonuçlar, Grup 2 (Probiyotik) açısından

değerlendirildiği zaman Alp ve ark.’nın (1993) broylerlerde, Arslan (2003)’ın

kaya kekliklerinde yeme ilave edilen probiyotiğin canlı ağırlık artışlarını

istatistiksel olarak etkilemediği (p<0,05) yönündeki bildirişleri ile uyum

sağlamaktadır. Bununla birlikte bazı araştırıcıların yeme probiyotik ilavesinin

broylerlerde canlı ağırlık artışını iyileştirdiği yönündeki bildirişlerine de

uymamaktadır (Dilwort ve Day, 1978; Kalavathy ve ark., 2003).

Canlı ağırlık artışları açısından 0-42. gün sonuçları Grup 1 (Esans yağ)

açısından incelendiği zaman kontrol grubu ile arasında istatistiksel bir

farklılığın oluşmaması (p>0,05) Lee ve ark.’nın (2003) dişi broylerlerde

thymol (100 mg/kg), cinnamaldehyde (100 mg/kg) ve ticari bir esans yağ

karışımı (100 mg/kg) kullandıkları araştırmada esans yağ içeren tüm deneme

gruplarının canlı ağırlık artışı üzerinde herhangi bir etkisinin olmadığı

(p>0,05) yönündeki bildirişiyle uyum sağlamaktadır. Yine Hernandez ve ark.

(2004) 200 ppm esans yağ ekstresi ve 5000 ppm labiatae ekstresinin

broylerlerde canlı ağırlık ve canlı ağırlık artışı üzerinde farklılık

oluşturmadığını (p>0,05) bildirmişlerdir.

Bununla birlikte Williams ve Losa’nın (2001) esans yağ karışımının

broylerlerde kontrol grubuna kıyasla en az %2 daha fazla canlı ağırlık artışı

Page 65: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

55

sağladıkları bildirişi, esans yağların broylerlerde canlı ağırlık artışını olumlu

etkilediğini bildiren Jamroz ve Kamel (2002); Sirvydis ve ark. (2003); Alçiçek

ve ark. (2004); Denli ve ark. (2004) tarafından da desteklenmektedir. Parlat

ve ark. (2005), Japon bıldırcınlarında virginiamycin ve kekik yağının etkisini

araştırdıkları çalışmada; kekik yağı içeren rasyonun bıldırcınlarda canlı ağırlık

artışını önemli düzeyde arttığını (p<0,05) bildirmişlerdir.

Bugüne kadar yapılmış olan araştırmalardan ve yaptığımız çalışmadan

elde edilen verilerin, gerek sonuçlar ve gerekse bu sonuçların rakamsal

değerleri açısından farklılık gösterdiği görülmektedir. Probiyotik kültürlerini

oluşturan bakteri yoğunluğu ve bu bakterilerin çeşitliliği hayvanlar üzerinde

farklı çevre koşullarına bağlı olarak farklı sonuçlar doğurabilir. Aynı durumun

esans yağların türüne ve içeriğindeki etkin bileşenlerin oranına göre de

değişiklik arz edebileceği düşünülmelidir.

4.2. Yem Tüketimi

Araştırmanın 0-7., 8-14., 15-21., 22-28. ve 29-35. günlerinde yem tüketimi

sonuçları incelendiği zaman Kontrol grubu ve Grup 2 (Probiyotik)’nin esans

yağ içeren deneme grupları olan Grup 1 (Esans yağ) ve Grup 3 (Esans yağ +

Probiyotik)’den daha fazla yem tükettikleri ve bu farkın istatistiksel önem arz

ettiği (p<0,001; p<0,05) sonucuna varılmıştır. Araştırmanın 36-42. günlerinde

Kontrol grubu ve deneme grupları arasında yem tüketimi açısından herhangi

bir farklılık (p>0,05) şekillenmezken altıncı hafta sonuçları araştırmanın 0-42.

gün sonuçlarını etkilememiştir (p<0,001).

Yapılan bu araştırmada elde edilen bulgular, esans yağ ve esans yağ

karışımlarının yem tüketimini etkilemediğini (p>0,05) bildiren; Japon bıldırcını

(Denli ve ark., 2004), dişi broyler (Lee ve ark., 2003) ve broylerler (Alçiçek ve

ark., 2003; Zang ve ark., 2005) üzerinde yapılmış çalışmalar ile

çelişmektedir. Bununla birlikte esans yağ ve esans yağ karışımlarının yem

tüketimini arttırdığını (p<0,05) bildiren; broyler (Alçiçek ve ark., 2004) ve

Page 66: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

56

Japon bıldırcını (Parlat ve ark., 2005) üzerinde yapılmış çalışmalar ile Çelik

ve ark.’nın (2007) 4. ve 5. haftalar için sıcak stresi altındaki broylerlerin

rasyonuna ilave edilen artan miktarlardaki çörek otu yağı katkısının (1; 1,5; 2

ml/kg) kontrol grubuna kıyasla (0 ml/kg) yem tüketimini arttırdığı (p<0,01)

yönündeki bildirişi de söz konusudur.

Denemede esans yağ içeren gruplarda yem tüketimi kontrol gurubuna

kıyasla her ne kadar istatistiksel açıdan önemli düzeyde geri kalsa da, yem

tüketimi açısından çeşitli araştırmalarda farklı sonuçlar bildirilmektedir.

Araştırmalar arasındaki bu farklılık rasyona ilave edilen esans yağların

bitkisel kökenleri, bitkilerin hasat zamanındaki esans yağ bileşimine giren

etkin bileşenlerin yoğunlukları, diğer çalışmalara konu olan ticari esans yağ

preparatlarının farklı esans yağ bileşenlerini ve diğer katkı maddelerini bir

arada bulunduruyor olmaları ile diğer çevre faktörlerinin neden olmuş

olabileceği düşünülebilir.

4.3. Yemden Yararlanma Oranı

Denemenin 0-42. günleri arasında kontrol grubu ve deneme grupları

arasındaki yemden yararlanma oranları dikkate alındığı zaman; esans yağ

içeren Grup 1 (Esans yağ) ve Grup 3 (Esans yağ + Probiyotik)’ün yemden

yararlanma oranları Grup 2 (Probiyotik) ve Kontrol grubuna kıyasla

istatistiksel açıdan önemli düzeyde iyi şekillenmiş (p≤0,01), Grup 2

(Probiyotik) ve Kontrol grubu arasında farklılık şekillenmemiştir (p>0,05).

Grup 2 (Probiyotik) açısından elde edilen bulgular incelendiğinde

probiyotik kültürlerinin yemden yararlanma oranını etkilemediğini bildiren;

kaya kekliği (Arslan, 2003) ve broylerler (Yeo ve Kim, 1997; Ergün ve ark.,

2000; Alçiçek ve ark., 2004; Mountzouris ve ark., 2007) üzerinde yapılmış

çalışmalar ile uyum sağlamaktadır. Bununla birlikte broyler rasyonlarına ilave

edilen % 0,05 ve % 0,10 düzeylerindeki laktobasil kültürünün (Jin ve ark.,

1998b); %0,10 düzeyindeki 12 laktobasil suşu içeren karışımının (Kalavathy

Page 67: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

57

ve ark. 2003) ve %0,10 düzeylerindeki laktobasil kültürü veya aynı düzeydeki

12 laktobasil suşu içeren karışımının her ikisinin de (Jin ve ark., 2000),

yemden yararlanma oranını olumlu etkilediği (p<0,05) yönündeki bildirişleri ile

çelişmektedir.

Araştırmamızda esans yağ ilavesi yapılan deneme gruplarında yemden

yararlanma oranı açısından kaydedilen olumlu etki esans yağ, esans yağ

kombinasyonları ve bitki ekstrelerini konu eden broyler (Mandal ve ark.,

2000; Jamroz ve Kamel, 2002; Alçiçek ve ark., 2004; Çelik ve ark., 2007) ve

Japon bıldırcını (Parlat ve ark., 2005) ile yapılmış çalışma bulguları ile uyum

sağlamaktadır.

Eimeria tenella ile deneysel olarak enfekte edilmiş broylerler de

Giannenas ve ark. (2003) ’nın rasyona ilave edilen 300 mg/kg düzeyindeki

kekik esans yağının (p<0,05) ve Christaki ve ark. (2004) ’nın 0,5 ve 1 g/kg

düzeylerindeki ticari bitkisel yem katkı maddesinin enfekte kontrol gruplarına

kıyasla yemden yararlanma oranlarını olumlu (p<0,05) etkilediği yönündeki

bildirişleri bitkisel kökenli etkin maddelerin; koksidioz kökenli stres

faktörlerinin varlığında da yemden yararlanma oranı açısından olumlu

sonuçlar doğurabileceğini göstermektedir.

Bununla birlikte araştırmamızdan elde edilen bulgular esans yağ, esans

yağ kombinasyonları ve bitki ekstrelerinin broylerlerde yemden yararlanma

oranı üzerinde etkisinin olmadığını bildiren (Lee ve ark., 2003; Botsoglou ve

ark., 2004; Hernandez ve ark., 2004; Sarıca ve ark., 2005) ve olumsuz

etkisinin olduğunu bildiren (Zank ve ark., 2005; Bölükbaşı ve ark., 2006)

çalışma bulguları ile çelişmektedir.

Denli ve ark. (2004) ’nın, Japon bıldırcını rasyonlarına ilave edilen 60

mg/kg düzeylerindeki kekik ve çörekotu esans yağlarından sadece kekik

esans yağı içeren rasyonun yemden yararlanma oranını olumlu etkilediğini

(p<0,05), çörekotu esans yağının yemden yararlanma oranı üzerinde

herhangi bir etkiye neden olmadığını (p>0,05) bildirişi ve Çiftçi ve ark.’nın

Page 68: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

58

(2005), broyler rasyonlarına ilave edilen 100, 200 ve 400 mg/kg

düzeylerindeki anason yağının sadece 400 mg/kg düzeyinin (p<0,05); Alçiçek

ve ark. (2003) ’nın broyler rasyonlarına ilave edilen 24, 48 ve 72 mg/kg

düzeylerindeki ticari esans yağ karışımının sadece 48 ve 72 mg/kg

düzeylerinin yemden yararlanma oranı üzerine olumlu (p>0,01) etkidiği

yönündeki bildirişleri esans yağların orijinlerinin ve rasyona ilave düzeylerinin

önemini vurgulamaktadır.

Araştırma sonunda esans yağ içeren deneme gruplarının yemden

yararlanma oranı açısından kontrol ve probiyotik gruplarına kıyasla olumlu bir

tablo oluşturduğu, probiyotik kültürü içeren deneme grubunda ise rakamsal

bir iyileşmenin olduğu görülmektedir. Bugüne kadar yapılan araştırmaların

çoğunda bitkisel preparatların yemden yararlanma oranına etkisi açısından

farklı bildirimler söz konusudur. Bu durum bitkisel preparatların

farklılıklarından kaynaklanmakla birlikte, çevresel farklılıklardan da

şekillenmiş olabilir.

4.4. Karkas Ağırlıkları ve Sıcak Karkas Randımanı

Deneme periyodu sonunda gruplar arasında kesim öncesi canlı ağırlık, sıcak

karkas ağırlığı ve sıcak karkas randımanı bakımından istatistiksel bir farklılık

(p>0,05) şekillenmemiştir.

Elde edilen bu sonuçlar; broylerlerde probiyotik kültürlerinin sıcak

karkas randımanını arttırdığını bildiren (Erdoğan, 1999; Midilli ve Tuncer,

2001)çalışmaların bulguları ile uyuşmamaktadır.

Yapılan bu araştırmada elde edilen bulgular esans yağ ve esans yağ

kombinasyonlarının broylerlerde sıcak karkas randımanı üzerine etkisinin

olmadığını bildiren (Şimşek ve ark., 2005; Sarıca ve ark., 2005) çalışma

bulguları ile benzerlik göstermektedir. Bununla birlikte Bölükbaşı ve ark.

(2006) ’nın, broyler rasyonlarına ilave edilen 100 mg/kg kekik esans yağının

Page 69: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

59

karkas ağırlığı ve sıcak karkas randımanını olumsuz (p<0,05) etkilediği

yönündeki bildiriş ile de çelişmektedir.

4.5. Bazı İç Organ Ağırlıkları Araştırmanın sonunda karaciğer, dalak, kalp, bursa fabrisius, abdominal yağ

ve taşlık ağırlıkları ile bu organların 100 g CA’a oranları açısından kontrol

grubu ve deneme grupları arasında sadece Grup 2 (Probiyotik) taşlık

ağırlığının ve 100 g canlı ağırlığa oranının diğer deneme grupları ve kontrol

grubundan geri kaldığı (p<0,05) görülmüştür.

Araştırmamızda elde edilen veriler Ergün ve ark.’nın (2000), broyler

rasyonlarına probiyotik ilavesinin yenilebilir iç organ ağırlıkları üzerinde

önemli bir etkisinin olmadığı (p>0,05) bildirişiyle çelişmektedir. Bununla

birlikte broyler rasyonlarına ilave edilen 0,23 g/kg düzeyindeki ticari probiyotik

kültürünün yenilebilir iç organlardan karaciğer ağırlığını azalttığı (p<0,001) da

bildirilmiştir (Midilli ve Tuncer, 2001).

Deneme sonuçları taşlık, karaciğer, kalp, dalak ve abdominal yağ

ağırlıkları Grup 1 (Esans yağ) açısından incelendiği zaman; broylerlerde

esans yağ ve/veya esans yağ karışımları kullanarak gerçekleştirilen

araştırmalardan Hernandez ve ark.’nın (2004) taşlık ve karaciğer ağırlıkları;

Sarıca ve ark., (2005) ile Şimşek ve ark.’nın (2005), karaciğer, taşlık, kalp ve

dalak ağırlıkları ve Çelik ve ark.’nın (2007) karaciğer ve abdominal yağ

ağırlıkları ile 100 g canlı ağırlığa oranlarının kontrol grubuna kıyasla farklılık

oluşturmadığı yönündeki bildirişleriyle paralel olduğu görülmektedir. Bununla

birlikte Bölükbaşı ve ark., (2006) broyler rasyonlarına ilave edilen 200 mg/kg

düzeyindeki kekik yağının yenilebilir iç organ ağırlıklarından karaciğer

ağırlığını arttırdığı (p<0,05) yönündeki bildirişi ile çelişmektedir.

Page 70: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

60

4.6. İnce Bağırsak İçeriği pH Düzeyleri

İnce Bağırsak İçeriği pH Düzeyleri açısından kontrol ve deneme grupları

arasında istatistiksel önem taşıyan bir sonucun kaydedilmediği görülmektedir

(p>0,05). Bunula birlikte esans yağının ince bağırsak pH düzeyine etkisi

açısından; Denli ve ark. (2004) ’nın Japon bıldırcını rasyonlarına ilave edilen

kekik ve çöreotu esans yağlarının ince bağırsak pH’sını azalttığı (p<0,05)

yönündeki bildirişi, araştırma bulgularımız ile çelişmektedir.

4.7. Kan Serumunda Toplam Kolesterol ve Toplam Trigliserid Düzeyleri

Kontrol grubu, Grup 1 (Esans yağ), Grup 2 (Probiyotik) ve Grup 3 (Esans yağ

+ Probiyotik) gruplarının toplam kolesterol miktarı sırasıyla 3,84; 2,39; 3,09;

3,14 mg/dl olarak kaydedilmiştir. Söz konusu bu değerler itibariyle en düşük

toplam kolesterol miktarı Grup 1 (Esans yağ)’de saptanmış olup, bunu

sırasıyla Grup 2 (Probiyotik), Grup 3 (Esans yağ + Probiyotik) ve Kontrol

grupları izlemiştir (p>0,05).

Alp ve ark. (1993), rasyona ilave edilen ticari probiyotik kültürünün

broylerlerde toplam kolesterol düzeyi üzerine etkisinin olmadığı (p>0,05)

yönündeki bildirişi, probiyotik kültürü açısından deneme ile uyum içindedir.

Bununla birlikte araştırma bulgularına zıt olarak Jin ve ark. (1998b), broyler

rasyonlarına ilave edilen % 0,10 düzeyindeki laktobasil kültürlerinin toplam

kolesterol seviyesini; Kalavathy ve ark. (2003), broyler rasyonlarına ilave

edilen 12 laktobasil soyunu içeren kültürün toplam kolesterol ve trigliserid

düzeylerini azalttığını (p<0,05) bildirmişlerdir.

Yapılan bu çalışmada toplam kolesterol düzeyi açısından elde edilen

bulgular, broyler rasyonlarına ilave edilen esans yağ ve/veya esans yağ

karışımlarının herhangi bir etkisinin olmadığını bildiren (Lee ve ark., 2003;

Çelik ve ark., 2007) çalışmalar ile uyum içindedir. Bununla birlikte Bölükbaşı

ve ark. (2006)’nın broyler rasyonlarına ilave edilen 200 mg/kg düzeyindeki

Page 71: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

61

kekik yağının (p<0,01) ve Sirvydis ve ark. (2003)’nın, ticari esans yağ

karışımının (p<0,05) toplam kolesterol ve toplam trigliserid düzeylerini

arttırdığı yönündeki bildirişleri ile çelişmektedir.

4.8. New Castle Hastalığına Karşı Oluşan Antikor Düzeyleri

Araştırmada denemelere ait gruplarda newcastle hastalığına karşı

aşılamalarla oluşan antikor düzeyleri birinci okumada (26. gün) Kontrol

grubu, Grup 1 (Esans yağ), Grup 2 (Probiyotik) ve Grup 3 (Esans yağ +

Probiyotik)’de sırası ile 6,12; 6,20; 6,17 ve 6,15 olarak, İkinci okumada (42.

gün) ise 7,20; 7,20; 7,30 ve 7,20 olarak belirlenmiş ve her iki okumada da

ND’ye karşı şekillenen antikor düzeyleri açısından deneme grupları arasında

farklılık bulunmamıştır (p>0,05).

Probiyotik kültürü ilavesi yapılan deneme grupları açısından çalışma

değerlendirildiğinde; kanatlı rasyonlarına ilave edilen probiyotik kültürlerinin

bağışıklık sistemini aktive edici özelliğinin olduğunu bildiren Jin ve ark. (1997)

ile çelişmektedir. Yine sıcak stresi altında iki farklı broyler ırkı üzerinde

yapılan bir çalışmada; rasyona ilave edilen laktobasil kültürünün ırk

özelliklerine bağlı olarak newcastle virusuna karşı oluşan antikor titresini

arttırabildiği (p≤0,05) bildirilmiştir (Zulkıflı ve ark., 2000).

Bitkisel kökenli etkin maddelerin bağışıklık sistemini destekleyici

etkilerinin olduğunu bildiren çalışmalar mevcuttur. El- Abasy ve ark. (2004),

bağışıklık sistemleri hayvan başına 12 veya 20 mg siklofosfamit ile

baskılanan 3 haftalık broylerlerde rasyona 500 mg/kg/gün düzeyindeki şeker

kamışı ekstresi ilavesinin yıkanmış koyun eritrositleri ve Brusella abortus

etkenine karşı gelişen antikor yanıtı arttırdığını (p<0,01; p<0,05), Chen ve

ark. (2003), broylerlerde rasyonlarına ilave edilen 200 mg/kg Achyranthan

polisaccaride’nin bağışıklık sistemi parametrelerinden bursa fabricius indeksi

ve serum nitrik oksit düzeylerini kontrol grubuna kıyasla arttırdığını (p≤0,05)

bildirmişlerdir.

Page 72: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

62

Yine Kong ve ark. (2006), Çin kökenli 4 bitkisel etkin maddenin

[Astragalus polysaccharide (29 ve 58 mg/kg canlı ağırlık), Isatis root

polysaccharide (29 ve 58 mg/kg canlı ağırlık), Propolis polysaccharide (7,25

ve 14,5 mg/kg canlı ağırlık) ve Epimedium flavone (7,25 ve 14,5 mg/kg canlı

ağırlık)] newcastle virusu ile enfekte edilmiş tavuklarda bağışıklık üzerine

etkilerini inceledikleri çalışmalarında; 14. günde burun ve göz yoluyla

uyguladıkları etkin maddelerin 21. günde aşılı ve aşısız kontrol gruplarına

kıyasla newcastle virusuna karşı oluşan antikor titrelerinin Isatis root

polysaccharide ve Epimedium flavone’nin her iki dozunda, Propolis

polysaccharide’nin tam dozunda ve Astragalus polysaccharide’nin yarım

dozunda önemli düzeyde arttığını (p<0,05) bildirmişlerdir. Bu durumun Çin

kökenli bitkisel 4 etkin maddenin de humoral bağışıklığı güçlendirici

etkilerinden kaynaklandığını bildirmişlerdir.

Yapılan bu araştırmada probiyotik ve esans yağın ayrı ayrı ve birlikte

ilavesi ile immun yanıtta önemli bir farklılığın belirlenememesi; kullanılan

karma yemin kaliteli olmasından, hijyenik ortamın sağlanmasından ve

hayvanların stresli olmamasından kaynaklanmaktadır.

4.9. Bazı Hematolojik Parametreler

Yirmibir günlük civcivlerden alınan kan örneklerinde akyuvar sayısı açısından

deneme grupları arasında farklılık (p>0,05) şekillenmezken formül lökosit

oranları incelendiğinde bazofil ve eozinofil oranları dışındaki tüm

parametrelerin (lenfosit, heterofil ve monosit) farklılık arz ettiği (p≤0,05)

görülmüştür. Bununla birlikte kesim esnasında alınan kan örneklerinden

değerlendirilen hematolojik kan parametreleri (akyuvar sayımı ve formül

lökosit) bulgularına göre deneme grupları arasındaki rakamsal farklılıklar

istatistiksel bakımdan önemsiz (p>0,05) bulunmuştur. Bu farklılıkların kan

alma esnasındaki uygulama farklılıklarından kaynaklanmış olabileceği

düşünülmektedir.

Page 73: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

63

Araştırma sonuçları rasyona probiyotik kültürü ilave edilen Grup 2

(Probiyotik) grubu açısından değerlendirildiği zaman; Çetin ve ark. (2005)

’nın hindi rasyonlarına probiyotik ilavesinin eritrosit sayısını, hematokrit

değeri ve hemoglobin konsantrasyonunu arttırdığı (p>0,05), toplam lökosit ve

formül lökosit sayısı üzerine herhangi bir etkisinin olmadığı bildirişi ile uyum

sağlamaktadır.

4.10. Ölüm Sayısı

Denemenin altıncı haftasında Grup 3 (Esans yağ + Probiyotik)’den bir

hayvan ölmüştür.

Page 74: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

64

5. SONUÇ VE ÖNERİLER

Yapılan bu araştırmada tüm deneme gruplarının 6. hafta CA sonuçları kontrol

grubuna kıyasla istatistik açıdan önem taşımamaktadır. Araştırmada en

yüksek canlı ağırlık 2202,1 g ile Grup 2 (Probiyotik)’de, en düşük canlı ağırlık

ise 2086,6 g ile Kontrol grubunda şekillenmiştir. 42. gün canlı ağırlıkları

açısından Kontrol grubuna kıyasla Grup 1 (Esans yağ)’in CA’ı %4,3; Grup 2

(Probiyotik) CA’ı % 5,5; Grup 3 (Esans yağ + Probiyotik)’ün CA’ı % 5,0

düzeylerinde yüksek şekillenmiştir. İstatistik açıdan farklılığın gastrointestinal

mikrobiyel kolonizasyon oluştuğu ilk dönemlerde şekillenmiş olması,

probiyotiklerin bağırsak florası üzerine olan olumlu etkilerinin varlığını

desteklemektedir. Bununla birlikte esans yağların lezzetleri (duyusal

özellikleri) açısından kanatlı beslenmesi üzerinde nasıl bir değer taşıdığının

açıklık kazandırılması da önem arz etmektedir. Bu amaçla bazı araştırıcılar

(Moleyar ve Narasimham, 1992; Didry ve ark., 1994; Montes-Belmont ve

Carvajal, 1998) esans yağların olası pozitif etkilerini; farklı esans yağların

birlikte kullanılması ile oluşan sinerjistik etkiden faydalanılarak belirlemenin

daha mümkün olabileceğini bildirmişlerdir.

Denemede YT ve YYO açısından gruplar arasında istatistiksel açıdan

önem taşıyan bir farklılık belirlenmiştir. Biberiye esans yağı içeren deneme

grupları olan Grup 1 (Esans yağ) ve Grup 3 (Esans yağ + Probiyotik) YT

açısından kontrol grubuna kıyasla % 8,86 ve %10,84 oranında daha az yem

tüketmişlerdir. Yem tüketimi açısından çeşitli araştırmaların (Lee ve ark.,

2003; Alçiçek ve ark., 2003; Alçiçek ve ark, 2004; Çelik ve ark., 2007) farklı

sonuçlar sunmuş olmaları, araştırmalara konu olan esans yağların

orjinlerinden ve yeme ilave edilme metodlarından kaynaklanmış olabilir.

Bununla birlikte yine aynı gruplarda kontrol grubuna kıyasla 1 kg canlı ağırlık

artışı için tüketilen yem miktarının sırasıyla % 12,75 ve % 15,20 daha düşük

olduğu tespit edilmiştir.

Page 75: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

65

Araştırma rasyonlarına ilave edilen Rosemarinus officinalis (Biberiye)

esans yağı ve probiyotik kültürünün kan serumu toplam kolesterol ve

trigliserid miktarlarında istatistiksel önem taşıyan bir farklılığa yol açmadığı

görülmüştür. Rakamsal olarak en düşük kolesterol düzeyi Grup 1 (Esans

yağ)’de, en düşük trigliserid düzeyi de Grup 3 (Esans yağ + Probiyotik)’de

şekillenmiştir. Crowell, (1999) esans yağların kolesterol sentezindeki anahtar

düzenleyici enzim olan karaciğer 3-hidroksi-3-metilglutaril coenzim A (HMG-

CoA) redüktazı inhibe ederek hipokolesterolemik etki gösterebileceklerini

bildirmiştir.

Araştırmada yirmibir günlük civcivlerden alınan kan örneklerinde

gruplar arasındaki formül lökosit oranları incelendiğinde bazofil ve eozinofil

oranları dışındaki tüm parametrelerin (lenfosit, heterofil ve monosit) farklılık

arz ettiği (p≤0,05) görülmüştür. Genel olarak akyuvar sayılarında bir farklılığın

şekillenmemiş olması herhangi ciddi bir enfeksiyöz durumun yaşanmadığına

işaret etmekle birlikte, kesim esnasında alınan kan örneklerinde akyuvar

sayımı ve formül lökosit bulgularında deneme grupları arasındaki rakamsal

farklılıklar istatistiksel önem (p>0,05) taşımamaktadır.

Araştırmaya konu olan esans yağ ve probiyotik kültürünün New Castle

hastalığına karşı oluşan antikor seviyesinin önemli olmadığı görülmüştür.

Araştırma sonucunda üzerinde çalışılan parametreler için ileride

yapılacak olan çalışmalarda kullanılan katkı maddelerinin farklı düzeylerinin

farklı özelliklerdeki hayvan materyallerinde, farklı çevresel koşullar altında

etkilerinin değerlendirilmesinin uygun olduğu, esans yağların gelişmeyi

destekleyici etkisinin kanatlılar için çevre şartlarının ve rasyonun dengesiz

olduğu saha şartları altında gözlemlenmesinin daha olası olduğu ifade

edilebilir.

Page 76: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

66

ÖZET Esansiyel Yağ ve Probiyotiğin Broylerlerde Performans, İmmun Sistem ve Bazı Kan Parametreleri Üzerine Etkisi Bu araştırma Broyler rasyonlarına ilave edilen Biberiye esans yağı (Rosemarinus officinalis), Probiyotik (Lactobasillus acidofilus, Lactobasillus casei, Enterococus faecium, Bifidobacterium termophilus) ve Biberiye esans yağı + Probiyotiğin besi performansı, bazı organ ağırlıkları (karaciğer, kalp, taşlık, dalak, bursa fabricius), bağırsak içeriği pH’sı, bazı hematolojik kan parametreleri (akyuvar sayısı) ile toplam kolesterol ve trigliserit değerleri üzerine etkilerini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Araştırmada toplam 272 adet erkek broyler civciv kullanılmıştır. Deneme, her biri 68 civcivden oluşan 1 adet kontrol, 3 adet deneme olmak üzere toplam 4 grup halinde yürütülmüştür. Her grup 17 civcivden oluşan 4 alt gruba ayrılmıştır.

Çalışmada, 1, 2, ve 3. deneme grupları rasyonlarına sırasıyla 200 mg/kg Biberiye esans yağı, 0-21. günlerde 1 g/kg; 22-42. günlerde 0,5 g/kg Probiyotik kültürü (Lactobacillus acidophilus, Lactobacillus casei, Enterococus faecium, Bifidobacterium termophilus) ve 200 mg/kg Biberiye esans yağı + 0-21. günlerde 1 g/kg; 22-42. günlerde 0,5 g/kg Probiyotik kültürü ilave edilmiştir. Deneme 6 hafta sürdürülmüştür. Araştırmada hayvanlara birinci günden 21. güne kadar etlik civciv yemi (HP % 23,5; ME 3300 kcal/kg), 22. günden kesim günü olan 42. güne kadar etlik piliç yemi (HP % 20; ME 3300 kcal/kg) verilmiştir.

Rasyona 200 mg/kg Biberiye esans yağı ilavesi (Grup 1) 28. güne kadar

ki sürede canlı ağırlık açısından kontrol grubu ile herhangi bir farklılığa (p>0,05) neden olmazken, Grup 2 (Probiyotik)’den geri kalmıştır (p<0,05). Söz konusu durum 0-21. gün canlı ağırlık artışında (p<0,05) da şekillenmiştir. Sonraki haftalarda CA ve CAA da istatistiksel önemde bir etki gözlenmemiştir. Araştırma sonunda Grup 1 (Esans yağ)’in taşlık ağırlığı ve taşlığın canlı ağırlığa oranı Grup 2 (Probiyotik)’den yüksek (p<0,05) şekillenmiştir.

Rasyona 0-21. günler arasında 1 g/kg; 22-42. günler arasında 0,5 g/kg

düzeylerinde ilave edilen probiyotik kültürünün 28. güne kadarki sürede canlı ağırlığı Grup 1 (Esans yağ)’den yüksek (p<0,05) şekillenmiştir. Söz konusu durum 0-21. gün canlı ağırlık artışında (p<0,05) da şekillenmiştir. Sonraki haftalarda CA ve CAA da istatistiksel önemde bir etki gözlenmemiştir. Taşlık ağırlığı ve taşlığın canlı ağırlığa oranı diğer deneme grupları ve kontrol grubundan geri kalmıştır (p<0,05).

Biberiye esans yağı ve probiyotik kültürünün birlikte kullanıldığı üçüncü

grupta, 0-21. gün ve 22-42. günlerde canlı ağırlık ve canlı ağırlık artışı bakımından herhangi bir farklılık şekillenmemiştir. Taşlık ağırlığı ve taşlığın

Page 77: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

67

canlı ağırlığa oranı Grup 2 (Probiyotik)’ye kıyasla daha yüksek (p<0,05) şekillenmiştir.

Rasyona esans yağ ilavesi yapılan deneme grupları olan Grup 1 (Esans

yağ) ve Grup 3 (Esans yağ + Probiyotik) Kontrol grubu ve Grup 2 (Probiyotik)’ye kıyasla 0-42. gün yem tüketimi daha düşük (p<0,001) ve yemden yararlanma oranı daha iyi (p≤0,001) şekillenmiştir.

Kesim öncesi canlı ağırlık, Newcastle hastalığına karşı oluşan antikor

titresi, toplam kolesterol ve trigliserit düzeyleri, toplam alyuvar ve akyuvar sayıları açısından deneme grupları ve kontrol grubu arasında herhangi bir istatistiksel farklılık şekillenmemiştir (p>0,05).

Anahtar Sözcükler: Biberiye (Rosemarinus officinalis), Broyler, Esans

yağ, Lactobasil kültürü, Probiyotik.

Page 78: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

68

SUMMARY

The Effects of Supplemental Essential Oil and Probiyotic on Performance, İmmun System and Some Blood Parameters in Broilers This study has been conducted to determine the effects of rosemary essential oil, probiotic and rosemary essential oil+probiotic preparations used as a supplement to broiler rations, on performance, some organ weights (liver, heart, gizzard, spleen, bursa of fabricius), intestinal pH, some hematological blood parameters (White blood cell counts) and total cholesterol and trigliseride levels. In the experiment 272 male broiler chicks were used. The experiment were caried out with four groups, one control group and three treatment groups, each involving 68 chicks. Each group, then, was divided into four replicate groups of 17 chicks.

In the study, diets of treatment groups, 1, 2, 3 were supplemented with 200 mg/kg rosemary essential oil (Rosemarinus officinalis), 1 g/kg days at 0-21; 0,5 g/kg days at 22-42 probiyotic culture (Lactobasillus acidofilus, Lactobasillus casei, Enterococus faecium, Bifidobacterium termophilus) and 200 mg/kg rosemary essantial oil + 1 g/kg days at 0-21; 0,5 g/kg days at 22-42 probiyotic culture, respectively. The experiment was run for six weeks. From day 0 to day 21, the chickes were feed with starter diet (HP % 23,5; ME 3300 kcal/kg), and from day 22 till day 42, when the experiment was terminated, with grower diet (HP % 23,5; ME 3300 kcal/kg).

Rosemary essential oil supplementation (200 mg/kg) to the ration

(Group 1), from day 0 till day 28, had no mean effect (p>0,05) on body weight of this group compeared with the control group. However this result was significantly lower (p<0,05) then the Group 2 (Probiyotic). This state come into being on body weight gain (p<0,05) at 0 to 21 days. During the following weeks, no statisticaly significant effects (of the rosemary essential oil supplement) were observed on body weight and body weight gain. At the end of the experiment gizzard weight and gizzard/body weight ratio of group 1 were higher (p<0,05) than the Group 2 (Probiyotic).

Probiyotic culture supplementation (1 g/kg days at 0-21; 0,5 g/kg days

at 22-42) to the ration (Group 2), from day 0 till day 28, increased the body weight of this group more then the Group 1 (Essential oil) (p<0,05). This state come into being on body weight gain (p<0,05) at 0 to 21 days. During the following weeks, no statisticaly significant effects (of the probiotic supplement) were observed on body weight and body weight gain. Gizzard weight and gizzard/body weight ratio of group 2 were lower then the other treatment groups and control group (p<0,05).

In the third group, where rosemary essential oil and probiotic culture

were used together, at days 0 to 21; and 21 to 42; no significant effects were

Page 79: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

69

observed on body weight and body weight gain. Gizzard weight and gizzard/body weight ratio of group 3 were higher then the Group 2 (Probiotic) (p<0,05).

Dietary supplementation of rosemary essential oil from 0 to 42 lowered

mean feed intake (p<0,001) and had beter feed convertion ratio (p≤0,001) in Group 1 (Essential oil) and Group 3 (Essential oil + Probiyotic) compeared with Control group and Group 2 (Probiotic) significantly.

Before the slaugtering body weight, antibody titer for newcastle disease,

total cholestrole and trigliseride levels and total leukocyte cell counts were not effected with the dietary supplementations (p>0,05).

Key Words: Rosemary (Rosemarinus officinalis), Broiler, Essential oil,

Lactobasillus culture, Probiyotic.

Page 80: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

70

KAYNAKLAR

ANONİM (2007a). Binbirdelik otu (Hypericum perforatum). Erişim: [http://www.

safirpeyzaj.com/index.php?option=com_content&task=view&id=30&Itemid=79]. Erişim tarihi: 23.11.2007

ANONİM (2007b). Competitive exclution. Erişim: [http://www.daviddarling.info/

encyclopedia/C/compex.html]. Erişim tarihi: 29.11.2007 ANONİM (2007c). Georgii Gause. Erişim: [http://en.wikipedia.org/wiki/Georgii_Frantsevich_

Gause]. Erişim tarihi: 29.11.2007 ANONİM (2007d). Zater. Erişim: [http://www.sifavi.com/S%C3%B6zl%C3%BCk/zater. html].

Erişim tarihi: 23.11.2007 AESCHBACH, R., LOLIGER, J., SCOTT, B.C., MURCIA, A., BUTLER, J., HALLİWELL,

B., ARUOMA, O.I. (1994). Antioxidant actions of thymol, carvacrol, 6-gingerol, zingerone and hyroxytyrosol. Food Chem Toxicol, 32: 31-36.

ALÇİÇEK, A., BOZKURT, M., ÇABUK, M. (2003). The effect of an essential oil combination

derived from sellected herbs growing wild in Turkey on Broiler performance. S. Afr. J. Anim. Sci., 33: 89-94.

ALÇİÇEK, A., BOZKURT, M., ÇABUK, M. (2004). The effect of a mixture of herbal essantial

oils, an organic acid or probiotics on broiler performance. S. Afr. J. Anim. Sci., 34: 217-222.

ALIPIEVA, K., EVSTATIEVAB, L., HANDJIEVAA, N., POPOVA, S. (2003). Comparative

Analysis of the Composition of Flower Volatiles from Lamium L. Species and Lamiastrum galeobdolon Heist. ex Fabr. Z. Naturforsch, 58:779-782.

ALLAN, W.H., GOUGH, R.E. (1974). A standard haemagglutation inhibition test for new

castle disease (1). A comparition of macro and micro metods. Vet. Rec., 95: 120-124. ALP, M. VE KAHRAMAN, R. (1996). Probiyotiklerin hayvan beslemede kullanılması. İ.Ü.

Vet. Fak. Derg., 22(1): 1-8. ALP, M., KAHRAMAN, R., KOCABAĞLI, N., EREN, M., ŞENEL, H.S. (1993). Lactiferm –

L5 ve bazı antibiyotiklerin broiler performansı, abdominal yağ ve ince bağırsak ağırlığı ile kan kolesterolüne etkileri. İ.Ü. Vet. Fak. Derg., 19(2): 145-157.

AOAC (2000). Official Methods of Analysis of AOAC International. 17th Ed. AOAC

international, Maryland. ARDA, M., MİNBAY, A., LELOĞLU, N., AYDIN, N., AKAY, Ö. (1992). Özel Mikrobiyoloji.

Erzurum: Atatürk Üniversitesi Yayınları, No: 741. ARSLAN, C. (2003). Kaya kekliği (Alectoris graeca) rasyonlarına farklı düzeylerde probiyotik

ilavesinin büyüme performansına etkisi. Kafkas Üniv. Vet. Fak. Derg., 9(1): 29-32. AYDIN, A. (2007). Kefir ve diğer probiyotiklerin insan sağlığındaki önemi. Erişim:

[http://www.eternalresidence.com/arad/ppsfiles/kefir.pps#4]. Erişim tarihi: 29.11.2007 BHAT, B.G. ve CHANDRASEKHARA, N. (1987). Effect of black pepper and piperine on bile

secretion and composition in rats. Nahrung, 31: 913-916.

Page 81: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

71

BHAT, B.G., SRINIVASAN, M.R., CHANDRASEKHARA, N. (1984). Influence of curcumin

and capsaicin on the composition and secretion of bile in rats. J. Food Sci. Tech., 21: 225-227.

BİLAL, T., KUTAY, C., ÖZPINAR, H., ESECELİ, H., ABAŞ, İ. (1999). Broylerlerde Broilact

kullanımının besi performansı üzerine etkileri. VIV. Poultry Yutav’99 Uluslararası Tavukçuluk Fuarı ve Konferansı, 3-6 Haziran Bildiriler Kitabı, İstanbul, S.:472-479.

BOTSOGLOU, N.A., CHRISTAKI, E., FLOROU-PANER, P., GIANNENAS, I.,

PAPAGEORGIOU., G., SPAIS, A.B. (2004). The effect of a mixture of herbal essential oils or α-tocopheryl acetate on performance parameters and oxidation of body lipid in broilers. S. Afr. J. Anim. Sci., 34(1): 52-61.

BOTSOGLOU, N.A., FLOROU-PANER, P., CHRISTAKI, E., FLETOURIS D.J., SPAIS, A.B.

(2002). Effect of dietary oregano essential oil on performance of chickens and on iron-induced lipid oxidation of breast, thigh and abdominal fat tissues. Br. Poult. Sci., 43: 223-230.

BÖLÜKBAŞI, Ş.C., ERHAN, M.K., ÖZKAN, A., (2006). Effect of dietary thyme oil and

vitamin E on growth, lipid oxidation, meat fatty acid composition and serum lipoproteins of broilers. S. Afr. J. Anim. Sci., 36(3): 189-196.

CAVAZZON, V., ADAMI, A., CASTROVILLI, C. (1998). Performance of the broiler chickens

supplemented with Bacillus coagulans as probiotic. Br. Poult. Sci., 39: 526-529. CEYLAN, A. (1987). Tıbbi Bitkiler II (Uçucu Yağ İçerenler). İzmir. E.Ü. Ziraat Fakültesi Ofset

Basımevi. CHEN, H.L., LI, D.F., CHANG, B.Y., GONG, L.M., DAI, J.G., YI. G.F., (2003). Effects of

chinese herbal polysaccharides on the immunity and growth performance of young broilers. Poult. Sci., 82: 364–370.

CHRISTAKI, E., FLOROU-PANERI, P., GIANNENAS, I., PAPAZAHARIADOU, M.,

BOTSOGLOU, N.A., SPAIS, A.B. (2004). Effect of a mixture of herbal extracts on broiler chickens infected with Eimeria tenella. Anim. Res., 53: 137-144.

COLLIS, F.M., CARTER, P.B. (1978). Growth and Salmonellae in orally infected germfree

mice. Infect. Immun., 21: 41-47. COOKE, C.J., NANJEE, M.N., DEWEY, P., COOPER, J.A., MILLER, G.J., MILLER, N.E.

(1998). Plant monoterpenes do not raise plasma high-density-lipoprotein concentrations in humans. Am. J. Clin. Nutr., 68: 1042-1045.

COSENTINO, S., TUBEROSO, C.I.G., PISANO, B., SATTA, M., MASCIA, V., ARZEDI, E.,

PLAMAS, F. (1999). In-vitro antimicrobial activity and chemical composition of Sardinian Thymus essential oils. Lett. Appl. Microbiol., 29: 130-135.

CRAIG, W.J. (1999). Health-promoting properties of common herbs. Am. J. Clin. Nutr., 70

(3): 491S-499S. CROWELL, P.L. (1999). Prevention and therapy of cancer by dietary monoterpenes. J.

Nutr., 129: 775S-778S.

Page 82: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

72

ÇELİK, L., BOZKURT, Z., TEKELİ, A., KUTLU, H.R. (2007). Yüksek sıcaklık altında beslenen etlik piliçlerin rasyonlarına çörek otu yağı katkısının büyüme performansı, karkas ve bazı kan ölçütleri üzerine etkileri. IV. Ulusal Hayvan Besleme Kongresi 24-28 Haziran 2007, Tam Metinler Kitabı, Bursa, S.: 6-11.

ÇETİN, N., GÜÇLÜ, B.K., ÇETİN, E. (2005). The effects of probiyotic and

mannanoligosaccaride on some hematolojical and immunolojical parameters in turkeys. J. Vet. Med. A, 52: 263-267.

ÇİFTÇİ, M., GÜLER, T., DALKILIC, T., ERTAS, N. (2005). The effect of anise oil (Pimpinella

anisum L.) on broiler performance. Int. J. Poult. Sci., 4(11): 851-855. DAWSON, B., TRAP, R.G. (2001). Basic and clinical bioistatistics 3rd edn. Lange Medical

Boks/McGnaw-Hill Medical Publishing Division, New York. DEANS, S.G., RİTCHİE, G. (1987). Antibacterial properties of plant essential oils. Int. J.

Food Microbiol., 5: 165-180. DENLİ, M., OKAN, F., ULUOCAK, A.N. (2004). Effect of dietary supplementation of hearb

essantial oils on the growth performance, carcas and intestinal caracteristics of quail (Coturnix coturnix japonica). S. Afr. J. Anim. Sci., 34(3): 174-179.

DEYOE, C.W., DAVIES, R.E., KRISHNAN, R., KHAUND, R. COUCH, J.R. (1962). Studies

on the taste preference of the chick. Poult. Sci., 41: 781-784. In: Lee, K.-W.,Everts, H., Beynen, A.C. (2004). Essential oils in broiler nutrition. Int. J. Poult. Sci., 3(12): 738-752.

DIDRY, N., DUBREUIL, L., PINKAS, M. (1994). Activity of thymol, carvacrol,

cinnamaldehyde and eugenol on oral bacteria. Pharm. Acta Helv., 69: 25-28. DILWORTH, B.C., DAY, E.J., (1978). Lactobasillus cultures in broiler diets. Poult. Sci., 57:

1101 (Abst.) DORMAN, H.J.D., DEANS, S.G. (2000). Antimicrobial agents from plants: antibacterial

activity of plant volatile oils. J. Appl. Microbiol., 83: 308-316. DUKE, J.A. (1983). Robinia pseudoacacia L. Erişim: [http://www.hort.purdue.edu/newcrop/

duke_energy/Robinia_pseudoacacia.html]. Erişim Tarihi: 26.11.2007 EL- ABASY, M., MOTOBU, M., NAKAMURA, K., KOGE, K., ONODERA, T., VAINIO, O.,

TOIVANEN, P., HIROTA, Y. (2004). Preventive and therapeutic effects of sugar cane extracts on cylophosphamite – induced immunsuppresion in chicken. Int. İmmunopharmacol. 4: 983-990.

ERDOĞAN, Z. (1999). Broyler rasyonlarında antibiyotik ve probiyotik kullanılması. Lalahan

Hay. Araşt. Enst. Derg., 39(2): 57-69. ERGÜN, A., YALÇIN, S., SAÇAKLI, P. (2000). Broyler rasyonlarında probiyotik ve zinc

bacitracin kullanımı. Ankara Üniv. Vet. Fak. Der., 47: 271-280. FARAG, R.S., BADEİ, A.Z.M.A., HEWEDI, F.M., EL-BAROTY, G.S.A. (1989). Antioxidant

activity of some spice essential oils on linoleic acid oxidation in aqueous media. J. Am. Oil Chem. Soc., 66: 792-799. In: Lee, K.-W.,Everts, H., Beynen, A.C. (2004). Essential oils in broiler nutrition. Int. J. Poult. Sci., 3(12): 738-752.

FULLER, R. (1989). A review. Probiotics in man and animals. J. Appl. Bacteriol., 66: 365-

378.

Page 83: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

73

GIANNENAS, I., FLOROU-PANERI, P., PAPAZAHARIADOU, M., CHRISTAKI, E.,

BOTSOGLOU, N.A., SPAIS, A.B. (2003). Effects of dietary supplementation with oregano essential oil on performance of broilers after experimental infection with eimeria tenella. Arch. Anim. Nutr., 57(2): 99-106.

HAGAN, E.C., HANSEN, W.H., FITZHUGH, O.G., JENNER, P.M., JONES, W.I., TAYLOR,

J.M., LONG, E.L., NELSON, A.A., BROUWER, J.B. (1967). Food flavourings and compounds of related structure. II. Subacute and chronic toxicity. Food Cosmet. Toxicol., 5: 141-157. In: Lee, K.-W.,Everts, H., Beynen, A.C. (2004). Essential oils in broiler nutrition. Int. J. Poultry Sci., 3(12): 738-752.

HAMMER, K.A., CARSON, C.F., RILEY, T.V. (1999). Antimicrobial activity of essential oils

and other plants extracts. J. Appl. Microbiol., 86: 985-990. HÉBERT, C.D., YUAN, J., DIETER, M.P. (1994). Comparison of the toxicity of

cinnamaldehyde when administered by microencapsulation in feed or by corn oil gavage. Food Chem. Toxicol., 32: 1107-1115.

HERNANDEZ, F., MADRİD, J., GARCİA, V., ORENGO, J., MEGİAS, M.D., (2004).

İnfluence of two plant extracts on broilers performance, digestibility, and digestive organ size. Poult. Sci., 83: 169 – 174.

HOOD, R.L., BAILEY W.M., SVORONOS, D. (1978). The effect of dietary monoterpenes on

the cholesterol level of eggs. Poult. Sci., 57: 304-306. In: Lee, K.-W.,Everts, H., Beynen, A.C. (2004). Essential oils in broiler nutrition. Int. J. Poultry Sci., 3(12): 738-752.

IGIMI, H., NISHIMURA, M., KODAMA, R., IDE, H. (1974). Studies on the metabolism of d-

limonene (pmentha-1,8-diene) I. The absorption, distribution and excretion of d-limonene in rats. Xenobiotica, 4: 77-84. In: Lee, K.-W.,Everts, H., Beynen, A.C. (2004). Essential oils in broiler nutrition. Int. J. Poultry Sci., 3(12): 738-752.

JAMROZ, D., KAMEL, C. (2002). Plant extracts enhance broiler performance. J. Anim. Sci.,

80(E.suppl 1): 41. JANSSEN, A.M., SCHEFFER, J.J.C. VE SVENDSEN, A.B. (1987). Antimicrobial activities

of essential oils. Pharm. Weekbl., 9: 193-197. In: Lee, K.-W.,Everts, H., Beynen, A.C. (2004). Essential oils in broiler nutrition. Int. J. Poultry Sci., 3(12): 738-752.

JERNIGAN, M.A., MILES, R.D., ARAFA, A.S. (1985). Probiotics in poultry nutrition. A

review. J. World Poult. Sci., 41: 99-107. JIN, L.Z., HO, Y.W., ABDULLAH, N., ALİ, M., JALALUDIN, S. (1996). Influence of dried

Bacillus subtilis and Lactobasilli cultures on intestinal microflora and performance in broilers. Asian-Australas. J. Anim. Sci., 9: 397-404.

JIN, L.Z., HO, Y.W., ABDULLAH, N., ALİ, M., JALALUDIN, S. (1997). Probiotics in poultry:

modes of action. World’s Poultry Sci. J., 53: 351-365. JIN, L.Z., HO, Y.W., ABDULLAH, N., ALİ, M., JALALUDIN, S. (1998a). Effects of adherent

Lactobasillus cultures on growth, weight of organs and intestinal microflora and volatile fatty acids in broilers. Anim. Feed Sci. Tecnol., 70: 197-209.

JIN, L.Z., HO, Y.W., ABDULLAH, N., JALALUDIN, S. (1998b). Growth performance,

intestinal microbial populations , and serum cholesterol of broilers fed diets containing Lactobasillus cultures. Poult. Sci., 77: 1259-1265.

Page 84: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

74

JIN, L.Z., HO, Y.W., ABDULLAH, N., JALALUDIN, S. (2000). Digestive and bacterial

enzyme activities in broiler fed diets supplemented with Lactobacillus cultures. Poult. Sci., 79: 886-891.

KAHRAMAN, R., ALP, M., KOCABAĞLI, N., ABAŞ, İ., AKSU, H., TANÖR, A. (1999).

Okside olmuş yemlere katılan probiyotiğin broylerlerde performans, ileum pH’sı ile enterobactericea popülasyonu, asites oluşumu ve mortaliteye etkisi. Animal Enformasyon, 157: 105-108.

KALAVATHY, R., ABDULLAH, N., JALALUDIN, S., HO, Y.W. (2003). Effects of

Lactobasillus cultures on growth performance, abdominal fat deposition, serum lipids and weight of organs of broiler chickens. Br. Poult. Sci., 44:139-144.

KIRKPINAR, F., AYHAN, V., BOZKURT, M. (1999). Organik asit karışımı ve probiyotik

kullanımının ektik piliçlerde performans, bağırsak pH’sı ve viskositesi üzerine etkileri. Uluslararası Hayvancılık ’99 Kongresi, 21-24 Eylül 1999, İzmir, S.: 463-467.

KOHLERT, C., VAN RENSEN, I., MÄRZ, R., SCHINDLER, G., GRAEFE, E.U., VEIT, M.

(2000). Bioavailability and pharmacokinetics of natural volatile terpenes in animals and humans. Planta Medica, 66: 495-505.

KONG, X.F., HU, Y.L., YIN, Y.L., WU, G.Y., RUI, R., WANG, D.Y., YANG, C.B. (2006).

Chinese herbal ingredients are effective immune stimulators for chickens infected with the newcastle disease virus. Poult. Sci., 85: 2169-2175.

KONUK, T. (1981). Pratik Fizyoloji I., 2. Baskı, Ankara: Ankara Üniversitesi Veteriner

Fakültesi Yayınları, No: 378, Ankara Üniversitesi Basım Evi. KUCUKERSAN, K., TUNCER, S.D., SANLI, Y., MIDILLI, M., GONCUOGLU, E.,

KUCUKERSAN, S., TAN, H. (2002). The effects of dietary stabilized rumen extract (SRE) and virginiamycine on performance and carcass yield of broilers. Revue Med. Vet., 153(11): 723-726.

KREYDIYYEH, S.I., USTA J., COPTI, R. (2000). Effect of cinnamon, clove and some of their

constituents on the Na+-K+-ATPase activity and alanine absorption in the rat jejunum. Food Chem. Toxicol., 38: 755-762.

LANGE, L. (2005). Nutribiotics could replace antibiotics in feed. World Poultry, 21(10): 21-

28. LEE, H.S., AHN, Y.J. (1998). Growth-inhibiting effects of Cinnamomum cassia bark-derived

materials on human intestinal bacteria. J. Agr. Food Chem., 46: 8-12. In: Lee, K.-W.,Everts, H., Beynen, A.C. (2004). Essential oils in broiler nutrition. Int. J. Poultry Sci., 3(12): 738-752.

LEE, K.W., EVERTS, H., BEYNEN, A.C. (2004). Essential oils in broiler nutrition.

International Journal of Poult. Sci., 3(12): 738-752. LEE, K.W., EVERTS, H., KAPPERT, H.J., FREHNER, M., LOSA, R., BEYNEN, A.C.

(2003). Effects of dietary essential oil components on growth performance, digestive enzymes and lipid methabolism in female chickens. Br. Poult. Sci.,44(3): 450-457.

LEESON, S., SUMMERS, J.D. (2001). Nutrition of the Chicken. Canada: University Books

Guelph.

Page 85: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

75

LILLEY, D.M., STILLWELL, R.H. (1965). Probiotics: Growth Promoting Factors Produced by Microorganisms. Science, 147: 747-748. In: Philip, K. (1998). Development of lactic acid bacteria as a health food supplement or probiotic, Bacteria in your body—Are they good or bad? Erişim: [http://www.buyprobiotics.net/Lactic_acid_bacteria_omx_ probiotic. shtml]. Erişim tarihi: 29.11.2007

LOPEZ-BOTE, C.J., GRAY, J.I., GOMAA E.A., FLEGAL, C.J. (1998). Effect of dietary

administration of oil extracts from rosemary and sage on lipid oxidation in broiler meat. Br. Poult. Sci., 39: 235-240.

MANDAL, L., BISWAS, T., SARKAR, S.K., (2000). Broilers perform well on herbs or

enzymes in maize diet. World Poultry, 16(5): 19-21. MARINO, M., BERSANI, C., COMI, G. (1999). Antimicrobial activity of the essential oil of

thymus vulgaris L. measured using a bioimpedometric method. J. Food Protect., 62(9): 1017-1023.

MIDDLETON, B., HUI, K.-P. (1982). Inhibition of hepatic S-3-hydroxy-3-methylglutaryl-CoA

reductase and in vivo rates of lipogenesis by a mixture of pure cyclic monoterpenes. Biochem. Pharmacol., 31: 2897-2901.

MİDİLLİ, M., TUNCER, Ş.D. (2001). Broyler rasyonlarına katılan enzim ve probiyotiklerin

besi performansına etkileri. Turk. J. Vet. Anim. Sci., 25: 895-903. MOHAN, B., KADIRVEL, R., NATARAJAN, A., BHASKARAN, M. (1996). Effects of

probiotic supplementation on growth, nitrogen utilization and serum cholesterol in broilers. Br. Poult. Sci., 37: 395-401.

MOLEYAR, V., NARASIMHAM, P. (1992). Antibacterial activity of essential oil components.

Int. J. Food Microbiol., 16: 337-342. MONTES, A.J., PUGH, D.G. (1993). The use of probiotics in food animal practice. Vet.

Med., Marc: 282-288. MONTES-BELMONT, R., CARVAJAL, M. (1998). Control of Aspergillus flavus in maize with

plant essential oils and their components. J. Food Protect., 61: 616-619. MORAN, E.T. JR., (1982). Comparative nutrition of fowl and swine. The gastrointestinal

systems. University of Guelph. In: Lee, K.-W.,Everts, H., Beynen, A.C. (2004). Essential oils in broiler nutrition. Int. J. Poult. Sci., 3(12): 738-752.

MOUNTZOURIS, K.C., TSIRTSIKOS, P., KALAMARA, E., NITSCH, S., SCHATZMAYR,

G., FEGEROS, K. (2007). Evaluation of the Efficacy of a Probiotic Containing Lactobacillus, Bifidobacterium, Enterococcus, and Pediococcus Strains in Promoting Broiler Performance and Modulating Cecal Microflora Composition and Metabolic Activities. Poult. Sci., 86: 309–317.

OYEN, L.P.A., DUNG, N.X. (1999). Essential-oil plants. Leiden: Backhuys Publishers,. In:

Lee, K.-W., Everts, H., Beynen, A.C. (2004). Essential oils in broiler nutrition. Int. J. Poultry Sci., 3(12): 738-752.

PARKER, R.B. (1974). Probiotics, the Other Half of the Antibiotic Story. Anim. Nutr. Health.

29: 4-8. In: Philip, K. (1998). Development of lactic acid bacteria as a health food supplement or probiotic, Bacteria in your body—Are they good or bad? Erişim: [http://www.buyprobiotics.net/Lactic_acid_bacteria_omx_probiotic.shtml]. Erişim tarihi: 29.11.2007

Page 86: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

76

PARLAT, S.S., YILDIZ, A.Ö., OLGUN, O., CUFADAR, Y. (2005). Bıldırcın rasyonlarında büyütme amaçlı antibiyotiklere alternatif olarak kekik uçucu yağı (Origanum vulgare L.) kullanımı. S.Ü. Ziraat Fakültesi Dergisi, 19 (36): 7-12.

PASTER, N., JUVEN, B.J., SHAAYA, E., MENASHEROV, M., NITZAN, R.,

WEISSLOWİCZ, H., RAVID, U. (1990). Inhibitory effect of oregano and thyme essential oils on moulds and foodborne bacteria. Lett. Appl. Microbiol., 11: 33-37.

PRADEEP, K.U., GEERVANI, P. (1994). Influence of spices on protein utilization of winged

bean (Psophocarpus tetragonolobus) and horsegram (Dolichos biflorus). Plant Food Hum. Nutr., 46: 187-193.

PRADEEP, K.U., GEERVANI, P., EGGUM, B.O. (1991). Influence of spices on utilization of

sorghum and chickpea protein. Plant Food Hum. Nutr., 41: 269-276. SAMBAIAH, K. VE SRINIVASAN, K. (1991). Secretion and composition of bile in rats fed

diets containing spices. J. Food Sci. Tech., 28: 35-38. SANTONYO, S., CAVERO, S., JANIME, L., IBENAZ, E., SENORANS, F.J., REGLERO, G.

(2005). Activity of Rosmerinus officinalis L. esaaential oil obtained via supercritical fluid extraction. J. Food Protect., 68(4): 790-795.

SARICA, S., ÇİFTÇİ, A., DEMİR, E., KILINÇ, K., YILDIRIM, Y. (2005). Use of antibiotic

growth promoter and two herbal natural feed additives with and without exogenous enzymes in wheat based broiler diets. S. Afr. J. Anim. Sci., 35(1): 61-72.

SEIGLER, D.S. (1998). Phenylpropanoids. Pages 106-129 in: Plant secondary metabolism

D. S. Seigler ed. Kluwer Academic Publishers, Boston. In: Lee, K.-W.,Everts, H., Beynen, A.C. (2004). Essential oils in broiler nutrition. Int. J. Poultry Sci., 3(12): 738-752.

SEVİNÇ, A., MERDUN, B. (1995). Türkiyede yetişen uçucu yağ içeren bitkiler ve kullanım

alanları. Bitirme ödevi, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü. SIRVOPOULOU, A., PAPANIKOLAOU, E., NIKOLAOU, C., KOKKINI, S., LANARAS, T.,

ARSENAKIS, M. (1996). Antimicrobial and cytotoxic activities of origanum essential oils. J. Agric. Food Chem., 44: 1202-1205.

SIRVYDIS, V.H., BOBINIENE, R., PRIUDIOKIENE, V., VENCIUS. D., (2003). Phytobiotics

add value to broiler feed. World Poultry, 19(1): 16-17. SMITH-PALMER, A., STEWART, J., FYFE, L. (1998). Antimicrobial properties of plant

essential oils and essences against five important food-borne pathogens. Lett. Appl. Microbiol., 26: 118-122.

SPERTI, C.S. (1971). Probiotics. Avi Publishing Co, West Point, Connecticut. In: Philip, K.

(1998). Development of lactic acid bacteria as a health food supplement or probiotic, Bacteria in your body—Are they good or bad? Erişim: [http://www.buyprobiotics.net/ Lactic_acid_bacteria_omx_probiotic.shtml]. Erişim tarihi: 29.11.2007

SULLIVAN, G.C.O. (2001). Probiotics. Brit. J. Surg., 88(2):161. ŞİMŞEK, Ü.G., GÜLER, T., ÇİFTÇİ, M., ERTAŞ, O.N., DALKILIÇ, B. (2005). Esans yağ

karışımının (Kekik, Karanfil ve Anason) broylerlerde canlı ağırlık, karkas ve etlerin duyusal özellikleri üzerine etkisi. Yüzüncü Yıl Üniv. Vet. Fak. Derg., 16(2): 1-5.

Page 87: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

77

TEISSEDRE, P.L., WATERHOUSE, A.L. (2000). Inhibition of oxidation of human low-density lipoproteins by phenolic substances in different essential oils varieties. J. Agr. Food Chem., 48: 3801-3805.

ULTEE, A., BENNİK, H.J. & MOEZELAAR, R. (2002). The phenolic hydroxyl group of

carvacrol is essential for action against the food-borne pathogen, Bacillus cereus. Appl. Environ. Microbiol., 3: 1561-1568.

VANBELLE, M., TELLER, E., FOCANT, M. (1990). Probiyotics in animal nutrition: A review.

Arch Tierernahr, 40(7): 543-567. VOGT, H. VE RAUCH, H.-W. (1991). Der einsatz einzelner ätherischer öle im

geflügelmastfutter. Lanbauforschung Völkenrode, 41: 94-97. In: Lee, K.-W.,Everts, H., Beynen, A.C. (2004). Essential oils in broiler nutrition. Int. J. Poultry Sci., 3(12): 738-752.

YALÇIN, S., ÇİFTÇİ, İ., ÖNOL, A.G., YILMAZ, A., (1996). Yem katkı maddelerinde

gelişmeler. 3. Uluslar arası yem kongresi ve yem sergisi, 1-3 Nisan, Ankara. YALÇIN, S., SEHU, A., ONBAŞILAR, E.E., ŞAHİN, T. (2003). Broyler rasyonlarına humat

ve probiyotik ilavesinin performans üzerine etkileri. Ankara Üniv. Vet. Fak. Derg., 50(3): 239-244.

YEO, J., KİM, K. (1997). Effect of feeding diets containing an antibiyotik, a probiyotik, or

yucca extract on growth and intestinal ürease activity in broiler chicks. Poult. Sci., 76: 381-385.

YILDIZ, G. VE AKAN, H.B. (2004). Probiyotik olarak kullanılan mikroorganizmalar ve

yararları. Yem Magazin, 36: 37-41. WATKINS, B.A.,KRATZER, F.H. (1983). Effect of oral dozing of Lactobacillus strain on gut

colonization and liver biotin in broiler chicks. Poultr. Sci., 62: 2088-2094. WILLIAMS, P., LOSA, R., (2001). The use of essantial oils and their compounds in poultry

nutrition. World Poultry, 17(4): 14-15. ZHANG, K.Y., YAN, F., KEEN, C.A., WALDROUP, P.W. (2005). Evaluation of

microencapsulated essantial oils and organic acids in dieds for broiler chickens. Int. J. Poultry Sci., 4(9): 612-619.

ZULKIFLI, I., ABDULLAH, N., AZRIN, N.M., HO, Y.W. (2000). Growth performance and

immune response of two commercial broiler strains fed diets containing Lactobacillus cultures and oxytetracycline under heat stres conditions. Br. Poult. Sci., 41: 593-597.

Page 88: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

78

ÖZGEÇMİŞ

I. BİREYSEL BİLGİLER ADI SOYADI DOĞUM YERİ TARİHİ ADRES TEL(EV) TEL(CEP) E-POSTA II. EĞİTİM

LİSANS LİSE ORTA OKUL İLKOKUL YABANCI DİL III. UNVANLARI IV.MESLEKİ DENEYİMİ BİLİMSEL YAYINLAR MAKALELER

Kadir Emre BUĞDAYCI UŞAK – 1979 Oyak Sitesi 7. kısım 7. giriş no:1 Çayyolu / ANKARA 0 312 240 66 82 0 532 341 35 02 [email protected] Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi 1998 - 2003 Özel Ankara Yüce Fen Lisesi 1994 – 1997 Özel Yükseliş Koleji 1990 – 1994 Namık Kemal İlk Öğretim Okulu / ANKARA 1988–1990 Gazi Paşa İlk Öğretim Okulu / GÜMÜŞHANE 1985–1988 İngilizce Veteriner Hekim, Doktora öğrencisi 1- Teknik Sorumlu Veteriner Hekim: Hipra

Laboratorios S.A./İSPANYA – Hipra TÜRKİYE 2005 - 2006

2- Veteriner Hekim: DSA Kimya / ANKARA, 2007

1- Yalçın, S., Buğdaycı, K.E., Özsoy, B., Erol, H. (2007). Farklı enerji düzeylerindeki rasyonlara L-karnitin ilavesinin bıldırcınlarda performans ve bazı kan parametreleri üzerine etkisi. Ankara Üniv. Vet. Fak. Derg., 54:127-132.

Page 89: TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN VERS TES SA ĞLIK B ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27770/tez.pdf · Türkiye do ğal bitki örtüsü aromatik ve tıbbi bitkiler bakımından

79

BİLDİRİLER ÇEVİRİLER PROJELER

2- Tuncer, Ş.D., Saçaklı, P., Selçuk, Z., Köksal, B.H.,Genç, B., Buğdaycı, K.E. (2007). Pamuk tohumu küspesi, Ayçiçeği küspesi, Pamuk tohumu ve Ayçiçeği tohumunun glikoz ile muamelesinin bazı besin maddelerinin Rumende parçalanma özellikleri üzerine etkisi. IV. Ulusal Hayvan Besleme Kongresi 24-28 Haziran 2007, Tam Metinler Kitabı, Bursa, S.: 32-39.

1- Buğdaycı, K.E. (2004) Kanatlı Ununun Broyler Rasyonlarında Kullanımı. National Renderer Association organizasyonu / ANKARA (Sözlü) 2- Yalçın, Sakine, Buğdaycı, K.E., Özsoy, B., Erol,

H. (2005). Farklı enerji düzeylerindeki rasyonlara L-karnitin katkısının bıldırcınlarda besi performansı ve bazı kan parametreleri üzerine etkisi. III. Ulusal Hayvan Besleme Kongresi, 7-10 Eylül 2005 Adana, 270-276 (Poster).

3- Yalçın, S., Yalçın, Sakine, Erol, H., Onbaşılar, İ.,

Buğdaycı, E. (2006). Effects of dietary mint on some egg traits and egg cholesterol content of laying hen. 5th International Symposium of IBNA, 28-29 September, 2006, National Research-Development Institute for Animal Biology and nutrition-IBNA, Baloteşti, Book of Abstracts, page: 10-11.

- Yalçın, Sakine, Buğdaycı, E. (2003). Beslenme

yumurta kalitesini nasıl etkiler, Yem Magazin, Aralık 2003, 35: 55-56.

- Yalçın, Sakine, Erol, H., Buğdaycı, E. (2005).

Tavuk Rasyonlarında Kullanılan Çörekotunun (Nigella sativa L.) Yumurta Sarısı Yağ Asidi ve Kolesterol İçeriğine Etkisi. Proje No: Ankara Üniversitesi 2005 08 10 001 HPD.