tÜrk tabİplerİ bİrlİĞİ yayini|the publication of …gülhan yiğitalp seçilmiş bir tıp...

80
| TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YAYINI THE PUBLICATION OF TURKISH MEDICAL ASSOCIATION 3 MAYIS HAZİRAN 2019 CİLT 28 SAYI 3 MAY JUNE 2019 VOLUME 28 ISSUE 3 ISSN 1300-0853 E-ISSN 2148-5348 SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ|JOURNAL OF CONTINUING MEDICAL EDUCATION

Upload: others

Post on 01-Dec-2020

10 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YAYINI|THE PUBLICATION OF …Gülhan Yiğitalp Seçilmiş Bir Tıp Fakültesi Dönem VI Öğrencilerinin Hekim Hakları Konusundaki Görüş ve Farkındalık

|TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YAYINI THE PUBLICATION OF TURKISH MEDICAL ASSOCIATION

3MAYISHAZİRAN

2019CİLT 28SAYI 3

MAYJUNE2019VOLUME 28ISSUE 3

ISS

N1

30

0-0

85

3

E-I

SS

N2

14

8-5

34

8

SÜREKLİ TIP EĞİTİMİ DERGİSİ|JOURNAL OF CONTINUING MEDICAL EDUCATION

Page 2: TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YAYINI|THE PUBLICATION OF …Gülhan Yiğitalp Seçilmiş Bir Tıp Fakültesi Dönem VI Öğrencilerinin Hekim Hakları Konusundaki Görüş ve Farkındalık

Prof. Dr. Sinan Adıyaman

Yeter Canbulat

Prof. Dr. Şükrü Hatun Dr. Füsun Sayek

Hazırlık ve Tasarım / Preparation and Design

Yayın KuruluEditorial Board

Sahibi ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü / Owner and Responsible Editor

Dr. Aylin Sena BelinerProf. Dr. Orhan Odabaşı

Kurucu Editörler / Founding Editors

Editör/ Editor Yardımcı Editör / Assistant Editor

Hakem Kurulu / Advisory Board

Sürekli Týp Eðitimi Dergisi Türk Tabipleri Birliði tarafýndan birincibasamak saðlýk hizmetlerinde çalýþan hekimlerin sürekli eðitimi içiniki ayda bir yayýmlanmaktadır.

Journal of Continuing Medical Education is published bimonthly bythe Turkish Medical Association for the continuing education ofthe physicians working at the primary health care services.

Sürekli Tıp Eğitimi Dergisi, TÜBİTAK Türk Tıp Dizini ve TürkiyeAtıf Dizini içinde yer almaktadır.

Journal of Continuing Medical Education is indexed by TUBITAKTurkish Medical Database and Citation Index of Turkey.

Yayın İdare Merkezi ve İletişim AdresiTürk Tabipleri Birliği Sürekli Tıp Eğitimi DergisiGMK Bulvarı Şehit Daniş Tunalıgil Sok. No: 2 Kat: 4, 06570 Maltepe/AnkaraTel: 0 (312) 231 31 79 (pbx) | Faks: 0 (312) 231 19 52 - 53http://www.ttb.org.tr/STED/|[email protected]

Basım Yeri: Filmon Baskı Çözümleri A.Ş.Tel: Tel: 0212 671 57 40 Faks: 0212 671 57 43 / Adres: İkitelli OrganizeSanayi Bölgesi Eskoop Sanayi Sitesi B1Blok No:35 Başakşehir – İstanbul İkitelli Vergi No: 388 076 2704 Baskı Tarih: Mayıs 2019

Acil Tıp / Emergency MedicineDoç. Dr. Bülent Erbil

Adli Tıp / Forensic MedicineProf. Dr. Ümit Biçer Dr. Durmuş EvcümanProf. Dr. Hamit Hancı Prof. Dr. Aysun Balseven Odabaşı

Aile Hekimliği / Family MedicineDr. Mehmet Özen

Beslenme ve Diyetetik / Nutrition and DieteticsProf. Dr. Gülden PekcanDoç. Dr. Hülya Yardımcı

Çocuk Cerrahisi / Paediatric SurgeryProf. Dr. Onur Özen

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları/PaediatricsProf. Dr. Ufuk Beyazova Dr. Ali Süha ÇalıkoğluProf. Dr. Zelal EkinciProf. Dr. Şükrü HatunProf. Dr. Nural KiperProf. Dr. Serdar Kula Prof. Dr. Figen Şahin Dr. Emrah ŞeyhoğluProf. Dr. S. Songül Yalçın Dr. Yılmaz Yıldız Dr. Adnan Yüce

Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları/Paediatric PsychiatryProf. Dr. Bahar Gökler Doç. Dr. Dilşat Foto Özdemir

Deri Hastalıkları / DermatologyProf. Dr. Ertan Yılmaz

Tıp Tarihi ve Etik / Medical History and EthicsProf. Dr. Berna Arda Prof. Dr. Nüket Örnek Büken

Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon /Physical Medicine and RehabilitationDoç. Dr. Deniz ErdoğduProf. Dr. Yeşim Gökçe Kutsal

Genel Cerrahi / SurgeryProf. Dr. Osman Abbasoğlu Prof. Dr. Semih Baskan Dr. Naki Bulut Prof. Dr. İskender Sayek Prof. Dr. Cem Terzi

Genel Pratisyenlik / General PracticeDr. Binnaz BaşaranDr. Remzi KarşıDr. Alfert Sağdıç Dr. Mustafa SülküDr. Hakan ŞenDr. Fatih Şua Tapar

Halk Sağlığı / Public Health MedicineProf. Dr. Gazanfer AksakoğluProf. Dr. Dilek AslanDoç. Dr. Özen AşutProf. Dr. Deniz ÇalışkanProf. Dr. Muzaffer EskiocakProf. Dr. Sibel SakaryaProf. Dr. Şevkat Bahar ÖzvarışDoç. Dr. Özlem Sarıkaya

İç Hastalıkları / Internal MedicineProf. Dr. Erdal AkalınProf. Dr. Murat AkovaProf. Dr. Önder ErgönülProf. Dr. Çetin TurganProf. Dr. Serhat Ünal

Kadın Hastalıkları ve Doğum /Gynaecology and ObstetricsProf. Dr. Polat DursunProf. Dr. Haldun Güner

Kulak Burun Boğaz Hastalıkları /OtorhinolaryngologyDoç. Dr. Orhan Yılmaz

Nöroloji / NeurologyProf. Dr. Özden Şener

Ortopedi ve Travmatoloji/OrthopaedicsProf. Dr. Sinan AdıyamanProf. Dr. Muharrem Yazıcı

Psikiyatri / PsychiatryProf. Dr. Berna UluğProf. Dr. Aylin Uluşahin

Tıbbi Farmakoloji / MedicalPharmacology Prof. Dr. Alper İskit

Tıp Bilişimi / Medical InformaticDr. Öğr. Üyesi Arif Onan

Tıp Eğitimi / Medical Education Prof. Dr. Melih Elçin

Tıp Hukuku / Medical Law Av. Mustafa Güler

Page 3: TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YAYINI|THE PUBLICATION OF …Gülhan Yiğitalp Seçilmiş Bir Tıp Fakültesi Dönem VI Öğrencilerinin Hekim Hakları Konusundaki Görüş ve Farkındalık

İlerleyen dönemde ise uzmanlık alanlarınadaraltılmış, özelleştirilmiş eğitimlerde hayatageçirilecektir. Bu çerçevede ilk eğitimler ortopedi vetravmatoloji uzmanlarına yönelik alan uzmanlıkderneği Türk Ortopedi ve Travmatoloji BirliğiDerneği ile gerçekleştirildi.

Bilindiği gibi Bilirkişilik Temel Eğitimi Sertifikası 3Kasım 2016 tarih ve 6754 sayılı Bilirkişilik Kanunuuyarınca hekimlerin uzman oldukları alandabilirkişilik yapabilmek için zorunlu bir belge halinegetirilmiştir.

Bilirkişilik yapabilmek için Temel Eğitim Sertifikasınınyanında uzman olunan alanda 5 yıllık mesleki kıdemaranmaktadır. Ayrıca üç yılda bir yenilemeeğitimlerinin alınması koşulu da getirilmiştir. Eğitiminsüresi 4 (dört) gün ve 24 ders saatidir.

Türk Tabipleri Birliği tarafından sertifika eğitimindezorunlu müfredata ek olarak geliştirilen uygulamaiçeriği ile hekimlerin yürüttükleri soruşturmalardaveya kendileri hakkındaki soruşturmalarda katkısağlaması amaçlanmaktadır. Bu nedenlemahkemelerde bilirkişilik yapmayı düşünmeyenhekimlerin de çalışma aşamlarında kullanabilecekleribilgiler içermesi nedeniyle  katılabilecekleri bireğitim sürecidir.

Biz hekimler ve sağlık çalışanlarının nitelikli sağlıkhizmet üretiminde gösterdiğimiz özen, meslektebilgi ve deneyim, üzülerek izliyor, yaşıyoruz kisağlıkta yaşanan her türlü olumsuzlukta bizlerihedef gösterenlerin çabası ile şiddetin hertürlüsünden kendimizi, çalışma arkadaşlarımızıkorumamıza yetmiyor. Sürekli bir şikayet tehditi vesoruşturma süreciyle yoğruluyoruz. Kimi zamansoruşturmacı olarak atandığımız durumlardabütüncül değerlendirmeme ve sağlık sistemininbelirleyiciliğini gözardı etmemiz karar süreçlerineolumsuz etki yaratabiliyor.

Mesleğimizi, değerlerimizi, toplumu korumak,şiddetin her türlüsüne karşı çıkmak, ses çıkarmakiçin görev bizleri bekliyor.

Bilimsel ve dostça kalın...

Merhaba,Türk Tabipleri Birliği tarafından, yürütülecek olanBilirkişilik Temel Eğitimlerinin ilki 9-12 Kasım 2017tarihinde Ankara’da gerçekleştirildi. Türk TabipleriBirliği, hekimlik ve sağlık alanına yönelik uygulamabilgi ve becerisini kazandırmayı hedefleyenözelleşmiş bir uygulamalı eğitim programıyürütmektedir. Bu nedenle hekimlerin, sağlıkçalışanlarının başvuruları kabul edilmektedir.

Tıpta uzmanlık derneklerimiz ve tabip odalarımız ileişbirliği içinde başlangıç grupları için hekimlereöncelik verilmektedir.

Hukukçu eğiticiler yanında hekim eğitici havuzunailgili alanların temsilcileri de  eklenerek eğitici ekibigenişletilmektedir.

Her biri en fazla 24 kişiden oluşacak olan sınıflarkendi içinde uzmanlık ve yan dal uzmanlık alanlarıyönünden ilişkili alanlar dikkate alınarakoluşturulmaktadır.

‘denFrom

Fotoðraf: “Beslenme” Dr. Kemal GölTTB-STED Fotoðraf Yarýþmasý 2018 Sergi Ödülü

d • 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 3 • d

Page 4: TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YAYINI|THE PUBLICATION OF …Gülhan Yiğitalp Seçilmiş Bir Tıp Fakültesi Dönem VI Öğrencilerinin Hekim Hakları Konusundaki Görüş ve Farkındalık

Araştırma / Research

Bu SayýdaIn This Issue

Cilt Volume 28Sayı Issue 3

Mayıs Haziran 2019May June 2019

Derleme / Review Article

Kamile Kurt: 1970 Söke doğumluyum. Aslen AmasyaGümüşhacıköylüyüm. 1994’te Dokuz Eylül ÜniversitesiTıp Fakültesi’nden mezun oldum. 2001 yılında 19 MayısÜniversitesi Tıp Fakültesi’nde patoloji ihtisasımıtamamladım. AÖF Fotoğrafçılık ve Kameramanlık Bölümümezunuyum. 2013-2015 yılları arasında Manisa TabipOdası yönetim kurulu üyesi olarak çalıştım ve kadınkollarında aktif olarak halen çalışmaktayım. Aynı zamandaTürk Tabipleri Birliği Edebiyat kolu üyesiyim. Şu andaManisa Merkez Efendi Devlet Hastanesi’nde patolojiuzmanlığı görevimi sürdürmekteyim.Fotografgezginleri.wordpress.com sitesinde gezi yazılarıyazmaktayım. Dört kişisel resim sergisi açtım. 30’danfazla karma resim sergisine, 10 karma fotoğraf sergisinekatıldım. Resim ve fotoğraf yarışmalarında ödüllerim var.Bir çocuk annesiyim.

Dr. Kamile Kurt “Zaman”STED Fotoğraf Yarışması 2018 Başarı Ödülü

Kapak Fotoğrafı / Cover Photo

d • 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 3 • d

0-6 Aylık Bebeği Olan Annelerin Anne Sütü Bankacılığı Hakkındaki Bilgi Durumunun ve Görüşlerinin Değerlendirilmesi 153The An Evaluation on the Knowledge Levels and Opinions of the Mothers with 0-6 month-old Babies about Human Milk BankingTuba Özaydın, Hacer Alan Dikmen, Sema Dereli Yılmaz, Aslıhan Karakoç Geçici

Ebelik Bölümü Öğrencilerinin Lezbiyen, Gay, Biseksüel, Transseksüel (LGBT) Hakkında Bilgi, Görüş ve Tutumlarının Değerlendirilmesi 163The Evaluation of the Knowledge, Opinions and Attitudes among the Students of Midwifery Department about LGBTs (Lesbian, Gay, Bisexual, Transgender)Ayşe Mete, Nebahat Özerdoğan

0-6 Yaş Çocuğu Olan Annelerin Ateş Konusunda Bilgi ve Uygulamaları: Diyarbakır Örneği 172The Knowledge and Practices among Mothers with Children Aged 0 to 6 Years about Fever: An Example from Diyarbakır Gülhan Yiğitalp

Seçilmiş Bir Tıp Fakültesi Dönem VI Öğrencilerinin Hekim Hakları Konusundaki Görüş ve Farkındalık Durumlarının İncelenmesi (2018) 181Opinions and Awareness among the Term VI Students of a Selected Medical School on Physicians’ Rights (2018)Deniz Yaşar, Ataberk Beydemir, Behlül Atalay, Berk Batuhan Bayraktar, Burak Dalkıran, Cem Kurtoğlu, Gökçem Ayan, Mine Topçuoğlu, Nihan Avcu, Sare Demirtaş, Merve Büke, Banu Çakır

Normal Doğum Yapan Primipar Annelerin Erken Doğum Sonu Dönemde Emzirme Başarısı ve Etkileyen Faktörler 191Breastfeeding Success Rate during the Early Postpartum Period among Primiparous Mothers Who had Vaginal Delivery andAssociated FactorsSelma Gönenli, Asiye Ayar Kocatürk, Kıymet Yeşilçiçek Çalık

Bir Fizik Tedavi Dal Merkezine Başvuran Postmenapozal Kadınlarda Osteoporotik Kırıklardan Korunma Davranışının Belirlenmesi 201Evaluation of Osteoporotic Fracture Prevention Behaviours of Postmenopausal Women Applied to a Physical Therapy Branch Centre Dr. Ceren Varer Akpınar, Dr. Safiye Özvurmaz, Dr. Aliye Mandıracıoğlu

Jinekolojik Kanserli Kadınların Brakiterapi Sonrası Cinsel İşlevinin Değerlendirilmesi ve Cinsel Danışmanlık 210Evaluation of Sexual Functions of Women with Gynecological Cancer After Brachytherapy and Sexual CounsellingÇiğdem Bilge, Büşra Yılmaz, Ümran Oskay

Sağlık Okuryazarlığı ve Hemşirelik 216Health Literacy and NursingElif Kaya, Sibel Karaca Sivrikaya

Gönüllü Sterilizasyonda Eş Onayı: Bir Üreme Hakkı İhlali mi? 222Spousal Consent to Voluntary Sterilization: Does It Constitute a Violation of Reproductive Right?Tuğba Dündar, Sevgi Özsoy

Page 5: TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YAYINI|THE PUBLICATION OF …Gülhan Yiğitalp Seçilmiş Bir Tıp Fakültesi Dönem VI Öğrencilerinin Hekim Hakları Konusundaki Görüş ve Farkındalık

*Bu çalışmanın özeti 20th International Academic Conference, October 6-9, 2015 Madrid, Spain’de sunulmuştur.1 Dr. Öğr.Üyesi, Selçuk Ü. Sağlık Bilimleri Fak. Hemşirelik Bölümü, Konya (Orcid No: 0000-0002-3923-2197)2 Dr.Öğr. Üyesi, Selçuk Ü. Sağlık Bilimleri Fak. Ebelik Bölümü, Konya (Orcid No: 0000-0001-9617-4897)3 Doç. Dr, Selçuk Ü. Sağlık Bilimleri Fak. Ebelik Bölümü, Konya (Orcid No: 0000-0001-5294-7966)4 Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi Hemşiresi, Konya Eğitim Araş. Hast., Konya (Orcid No: 0000-0003-0496-0351)

AbstractObjective: This study was conducted to evaluatethe knowledge and opinions of mothers with 0-6month-old-babies about donor human milk banking(DHMB).Method: This descriptive study was carried outamong 220 mothers at two hospitals and a familyhealth centre in Konya. The data were collectedthrough face to face interviews using aquestionnaire composed of the questions regardingthe mothers’ socio-demographic and obstetriccharacteristics, babies’ features, the knowledge andopinions of the mothers about DHMB. Necessarypermissions for the research were obtained from theethics committee, the institutions and theindividuals. The data were evaluated through SPSS20 software using numbers, percentages, means,standard deviation and chi-square tests.Findings: 74,5% of the mothers participated in theresearch didn’t know the efforts to establish DHMBin Turkey. It was determined that 62,3% of themsupported the establishment of DHMB. Of themothers, 90,5% didn’t want their babies to bebreastfed by a wet nurse, 67,3% were unwilling toreceive breast milk from milk banks due to the riskof infectious diseases and 40,9% didn’t want todonate milk to the milk banks due to their religiousbeliefs.Conclusion: Most of the mothers don’t haveknowledge about DHMB and don’t want to receivedonor milk from DHMB or to donate milk to thebank.Key words: Breastfeeding, Milk bank, Infant Health

ÖzAmaç: Bu çalışma, 0-6 aylık bebeği olan annelerinanne sütü bankacılığı hakkındaki bilgi ve görüşlerinindeğerlendirilmesi amacıyla yapılmıştır.Yöntem: Tanımlayıcı türdeki çalışma; Konya’da ikihastane ve bir ASM’de 220 anne ile yapılmıştır.Veriler annelerin sosyo-demografik ve obstetriközelliklerine, bebeğin özelliklerine, anne sütübankacılığına ilişkin bilgi ve görüşe dayanansorulardan oluşan bir anket formu ile yüz yüzegörüşme tekniğiyle toplamıştır. Araştırma için etikkurul, kurum ve bireylerden gerekli izinler alınmıştır.Veriler SPSS 20 paket programında sayı, yüzde,ortalama, standart sapma ve ki kare testleri iledeğerlendirilmiştir. Bulgular: Araştırmaya katılan annelerin %74,5’ininTürkiye’de anne sütü bankacılığı kurulması ile ilgiliçalışmalar yapıldığını bilmemektedir. Kadınların%62,3’ünün Türkiye’de anne sütü bankasınınkurulmasını desteklediği tespit edilmiştir. Annelerin%90,5’inin bebekleri için bir sütanne istemediği ve%67,3’ünün bulaşıcı hastalık yönünden sütbankalarından süt almak istemediği saptanmıştır.Araştırmada annelerin %40,9’unun dini inançlarıgereği süt bankalarına süt vermek istemediğisaptanmıştır.Sonuç: Annelerin çoğunluğu süt bankası ile ilgilibilgiye sahip değil ve süt bankalarından süt almak yada bu bankalara süt vermek istememektedirler. Anahtar sözcükler: Emzirme, Süt bankası, Bebeksağlığı

Geliş/Received : 29.01.2018 Kabul/Accepted : 12.06.2018

Tuba Özaydın1, Hacer Alan Dikmen2, Sema Dereli Yılmaz3, Aslıhan Karakoç Geçici 4

Araştırma

Research

0-6 Aylık Bebeği Olan Annelerin Anne Sütü Bankacılığı HakkındakiBilgi Durumunun ve Görüşlerinin DeğerlendirilmesiAn Evaluation on the Knowledge Levels and Opinions of the Mothers with 0-6month-old Babies about Human Milk Banking

DOI: 10.17942/sted.385477

• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 3 • 153-162 153

Page 6: TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YAYINI|THE PUBLICATION OF …Gülhan Yiğitalp Seçilmiş Bir Tıp Fakültesi Dönem VI Öğrencilerinin Hekim Hakları Konusundaki Görüş ve Farkındalık

GirişAnne sütü bebek ve anne sağlığı için kısa ve uzundönemde pek çok faydaları bilinen doğal birkaynaktır. Bebeğin ilk altı ayı süresince büyümeve gelişimine ait gereksinimlerine tek başına yanıtverebilen anne sütü, anne ve bebek bağınınkurulmasında da önemli rol oynamaktadır (1).Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) bebeklere ilk altı ayanne sütü dışında hiç bir ek besin verilmemesigerektiği belirtmektedir (2). Bebeğin sindirimsistemine daha uygun bir besin olan anne sütü,bebeğin bağışıklık sitemini güçlendirmekte vebirçok hastalıktan korumaktadır. Bebeğiemzirmenin anne sağlığı açısından da olumluözellikleri vardır. Ancak bebeğe ve anneye ilişkinbazı sorunlara bağlı olarak bazı bebekler annesütü alamamaktadır (3).

Bebeğin sağlıklı bir biçimde büyümesi vegelişmesi için gerekli olan anne sütününsağlanabilmesi için Avusturya, Brezilya veAmerika Birleşik Devletleri’nde anne sütübankacılığı kurulmuştur. Anne sütü bankası ilkolarak 1900’lü yılların başında Avusturya’dakurulmuştur. Bu dönemlerde anne sütübankacılığı; doğrudan bebek emzirme yöntemiyleya da sütün ihtiyaç sahibi bebeğe dolaylıulaştırılması ile yürütülmüştür. AIDS hastalığının1980’li yıllarda baş göstermesi bu bankalarınkurulmasını olumsuz etkilemiştir. Sonraki yıllardabulaşıcı hastalıkların anne sütü aracılığıylayayılmasını önlemeye yönelik bu bankalarıdenetlemeye, geliştirmeye ve standartlarınıbelirlemeye yönelik birimler oluşturulmuştur.Günümüzde süt bankacılığı özellikle Brezilya’dailerlemiş durumdadır. Bebek ölümlerini azaltmakiçin birçok bebeğe Brezilya Sağlık Bakanlığıtarafından bu bankalar aracılığıyla anne sütüverilmektedir (4,5). Avusturya’da ve İtalya’daanne sütü bankalarının standartlarını yükseltmeyeyönelik çeşitli çalışmalar yapılmakta ve rehberleroluşturulmaktadır (6).

Ülkemizde de bu bankaların kurulacağına yönelikadımlar olacağı Sağlık Bakanlığı 2013-2017Stratejik Planında yer almaktadır (7). Ülkemizdekibebek ölüm hızı önceki yıllara göre azalmagösterse de 2013 Türkiye Nüfus SağlıkAraştırması’na göre binde 13 düzeyindedir (8). Buoran ülkemizde gelişmiş ülkelere göre daha çokbebeğin öldüğünü göstermektedir. Bazı

araştırmalar anne sütü bankalarından temin edilensütün bebeklerin gelişimini olumlu yöndeetkilediğini, enfeksiyon hastalıklarına yakalanmaoranlarını ve hastanede kalış sürelerini kısalttığınıbelirtirken (4, 5) bazı çalışmalar bu bulgularıdesteklememektedir. Anne sütü bankacılığıaracılığıyla bebeklerin daha az oranda öldüğünügösteren somut verilere rastlanamamaktadır (9).Süt bankalarının Türk Toplumunun diniinançlarına uygun olup olmadığı başka birtartışma konusudur (10).

Anne sütü bankasının kurulması yoğun emek vemaliyet gerektirmektedir. Bu bankaların bebeksağlığına etkisi, bebek ölüm oranlarını azaltmasınayönelik katkısının araştırılması ve TürkToplumunun inançları ile ilgili bu sistemin nasılişleyeceğine dair bireylerin bilgilendirilmesi önemtaşımaktadır.

Bu çalışma, 0-6 aylık bebeği olan annelerin annesütü bankacılığı hakkındaki bilgi düzeyinin vegörüşlerinin belirlenmesi amacıyla tanımlayıcıtürde planlanmıştır.

Gereç ve YöntemAraştırmanın Tipi: Bu araştırma; tanımlayıcıtürdedir.

Araştırmanın Yapıldığı Yer ve Özellikleri:Araştırma, Konya il merkezinde bulunan KonyaEğitim ve Araştırma Hastanesi, Dr. Faruk SükanDoğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi’nde ve68 No’lu Aile Sağlığı Merkezi (ASM)’ndeyürütülmüştür. Her iki hastanenin Konya şehirmerkezinde bulunması, doğum oranlarının yüksekolması ve ekonomik durumu orta düzeyde olanbireylerin başvurduğu hastaneler olması nedeniylebu hastanelere benzer sosyoekonomik yapıyasahip olan bir bölgede yer alan 68 No’lu ASMaraştırmanın yapılacağı yer olarak tercih edilmiştir.

Araştırmanın Evreni ve Çalışma Grubu:Araştırma evrenini Mayıs-Eylül 2014 tarihleriarasında belirlenen hastanelere ve ASM’yebaşvuran doğum sonu 0-6 aylık dönemdekianneler oluşturmuştur. Örneklem büyüklüğünübelirlemek için; hedef kitledeki birey sayısıbilinmeyen örneklem hesaplama formülükullanılmıştır (n= t2pq/d2). Gürol ve ark(2013)’nın anne sütü bankacılığı ile ilgili bilgi

154 • 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 3 • 153-162

Page 7: TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YAYINI|THE PUBLICATION OF …Gülhan Yiğitalp Seçilmiş Bir Tıp Fakültesi Dönem VI Öğrencilerinin Hekim Hakları Konusundaki Görüş ve Farkındalık

düzeyini değerlendirdikleri çalışmada kadınlarınyaklaşık %9’unun anne sütü bankacılığı hakkındabilgi sahibi olduğu bulunmuştur (11).

p= 0.09q= 0.91 (1-0.09)t= 1,96 d= 0.05 (± %5 örnekleme hatasını kabulettiğimiz için)n= (1.96)² (0.09x0.91) / (0.05)² = 126

Yapılan hesaplama ile en az 126 anne ileçalışılması hedeflenmiştir. Belirtilen tarihlerarasında toplam 220 anneye ulaşılmıştır.

Örnek Seçim Kriterleri•Doğum sonu 0-6 aylık dönemde olan vearaştırmaya katılmayı kabul eden anneler çalışmagrubunu oluşturmuştur.

Veri Toplama Araçları ve Tekniği: Veriler 2Mayıs -1 Eylül 2014 tarihleri arasındatoplanmıştır. Çalışmada, araştırmacılar tarafındanoluşturulan 49 sorudan oluşan bir anket formukullanılmıştır. Anket formunda, annelerin sosyo-demografik ve obstetrik özelliklerine, diniinanışına, bebeğe ve anne sütü bankacılığınailişkin sorular yer almaktadır. Veriler araştırmacılartarafından yüz yüze veri toplama tekniği iletoplanmıştır.

Ön Uygulama: Soruların anlaşılırlığı, araştırmaöncesinde 10 anne ile test edilmiştir. Önuygulama sonrasında anlaşılmayan, eksik ya dagereksiz bulunan herhangi bir soru tespitedilmemiştir.

Verilerin Analizi: Verilerin analizi SPSS 20.0paket programında yapılmıştır. Tanımlayıcıistatistikler; sayı, yüzde, ortalama ve standartsapma ile değerlendirilmiştir, önemlilik testi olarakki-kare testi kullanılmıştır. p<0,05 düzeyindekideğerler istatistiksel olarak önemli kabul edilmiştir(12).

Araştırmanın Değişkenleri:Bağımlı Değişkenler: Anne sütü bankacılığına ilişkin bilgi ve görüşlerBağımsız Değişken: Annelerin sosyo-demografik ve obstetriközellikleriBebeğe ilişkin özellikler

Araştırmanın Etiği: Araştırma öncesi SelçukÜniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi GirişimselOlmayan Araştırmalar Etik Kurulu’ndan30.04.2014 tarih ve 2014/51 sayılı etik kurul iznive ilgili kurumlardan anket uygulama iznialınmıştır. Araştırmaya katılan bireylere araştırmaile ilgili açıklama yapılarak, sözlü onamlarıalınmıştır. Anketlerde annelerden isim ya da adresalınmayarak gizlilik hakkı muhafaza edilmiştir.Aynı annenin birden fazla kez ankete katılımınıönlemek için anket formunda daha önce buçalışmaya katılıp katılmadığı sorgulanmıştır.

BulgularAraştırmaya katılan annelerin %75,5’inin 21-35yaş aralığında olduğu, %45,0’ının kendisinin ve%39,1’inin eşinin ilkokul mezunu olduğu,%71,4’ünün ekonomik durumunu orta algıladığıve kadınların %92,3’ünün herhangi bir işteçalışmadığı saptanmıştır. Kadınların canlı doğumsayısı ortalaması 2,06±0,98 olarak tespitedilmiştir. Annelerin %23,6’sı en son bebeklerini37. haftadan önce doğum yaptıklarını, %59,5’ivajinal doğum yaptıklarını, %25,0’ı songebeliklerinde bir sağlık sorunu yaşadığını ve%19,1’i en son gebeliğinin planlı olmadığınıbelirtmiştir (Tablo 1).

Araştırmaya katılan annelerin %51,8’i erkekbebek sahibi olduğunu, annelerin %15,0’ı vebabaların %25,9’u erkek bebek sahibi olmakistediklerini belirtmişlerdir. Annelerin %21,4’üdoğumdan sonra bebeğini emziremediğini ve%33,6’sı emzirmeye yönelik sorun yaşadığınıbelirtmiştir. Annelerin %58,1’inin estetik kaygılarınedeniyle bebeklerini emzirmediği saptanmıştır.Kadınların %75,9’unun yalnızca anne sütü ilebebeğini beslediği ve %34,5’inin bebeğinindoğum sonunda yoğun bakımda kaldığıbelirlenmiştir (Tablo 2). Bebeklerin doğum ağırlığıortalaması 2,913±849,18 olarak tespit edilmiştir.

Katılımcıların %100’ünün İslam Dinine mensupolduğu çalışmada; annelerin %83,6’sının annesütü bankacılığı hakkında bilgi sahibi olmadığı,%10,9’unun başka bir bebeği emzirdiği ve%6,4’ünün bebeklerine başka bir anneden sütverildiği saptanmıştır. Kadınların %62,7’si İslamdinindeki sütannelikle ilgili bilgi sahibi olmadığınıve %74,5’i Türkiye’de anne sütü bankacılığıkurulması ile ilgili çalışmalar yapıldığını bilmediğinibelirtmiştir (Tablo 3).

155• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 3 • 153-162

Page 8: TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YAYINI|THE PUBLICATION OF …Gülhan Yiğitalp Seçilmiş Bir Tıp Fakültesi Dönem VI Öğrencilerinin Hekim Hakları Konusundaki Görüş ve Farkındalık

Annelerin %98,2’sinin bebekler için annesütünün önemli olduğunu düşündüğü,%90,5’inin bebekleri için bir sütanne istemediği,%81,8’inin kendi sütünü anne sütü bankalarınavermek istemediği ancak %62,3’ünün Türkiye’deanne sütü bankası kurulmasını desteklediğisaptanmıştır (Tablo 4).

Annelerin %48,2’sinin yeni doğan, prematüre yada düşük kilolu bebeklere yarar sağlamak içinsütünü süt bankalarına vermek istemediği,%40,9’unun dini inançları gereği süt bankalarınasüt vermek istemediği ve %31,5’inin sütbankalarından süt almak istemediği ve%67,3’ünün bulaşıcı hastalık yönünden sütbankalarından süt almak istemediği belirlenmiştir.Annelerin %29,5’i bebeği için gerekli olursa sütbankalarından süt alabileceğini, %77,3’ü sütbankalarına süt verebilmekve %79,5’i sütalabilmek için eşlerinin onayının olması gerektiğinibelirtmektedir (Tablo 5).

Bebeğin doğum haftası ve bebeğin yoğunbakımda kalma durumu ile Türkiye’de anne sütübankası kurulması ile ilgili görüşler arasındaistatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmuştur(p<0,05). Doğum haftası 37-42 olan annelerin%66,1’inin ve bebeği yoğun bakımda kalmayanannelerin %68,8’inin Türkiye’de anne sütübankası kurulmasını istediği belirlenmiştir. Yaş,öğrenim durumu, çalışma durumu, bebeğindoğum kilosu, bebeği besleme şekli, bebekbakımı için destek alma durumu, emzirmeyeilişkin sorun yaşama ve emzirmeye ilişkin eğitimalma durumu ile Türkiye’de anne sütü bankasıkurulması ile ilgili görüşler arasında istatistikselolarak anlamlı bir ilişki bulunamamıştır (Tablo 6).

TartışmaAnnelerin anne sütü bankacılığı hakkındaki bilgidüzeyinin ve görüşlerinin değerlendirilmesiamacıyla yapılan çalışmada; annelerinçoğunluğunun Türkiye’de anne sütü bankacılığıkurulması ile ilgili çalışmalar yapıldığını bilmediğigörülmektedir. Gürol ve ark (2013)’nınçalışmasında kadınların %90,6’sının daha önceanne sütü bankacılığı hakkında hiçbir şeyduymadıkları belirlenmiştir (11). Ekşioğlu ve ark(2014)’nın çalışmasında annelerin %41,6’sı annesütü bankacılığının farkında olduğunu belirtmiştir(13). Başka bir çalışmada annelerin %42,4’ününTürkiye’de süt bankalarının kurulmasına karşıolduğu tespit edilmiştir (14). Türkiye’de yeni

Tablo 1. Annelere ilişkin özelliklerin dağılımı (n:220)

Yaş Sayı Yüzde 16-20 yaş 33 15,021-35 yaş 166 75,536-48 yaş 21 9,5

Öğrenim durumuİlkokul 99 45,0Ortaokul ve lise 98 44,5Üniversite 23 10,5

Eşinin öğrenim durumuİlkokul 86 39,1Ortaokul ve lise 107 48,6Üniversite 27 12,3

En uzun süre yaşanılan yerİl 102 46,4İlçe 53 24,1Köy 65 29,5

Aile TipiÇekirdek Aile 92 46,0Geniş Aile 128 54,0

Ekonomik durum algısıKötü 15 6,8Orta 157 71,4İyi 48 21,8

Çalışma durumuÇalışıyor 203 92,3Çalışmıyor 17 7,7

En Son doğum haftası 25-36. Hafta 52 23,637-42 Hafta 168 76,4

En son doğum şekliNormal Doğum 131 59,5Sezaryen Doğum 89 40,5

En son gebelikte sağlık sorunu yaşama durumu

Evet 55 25,0Hayır 165 75,0

En son gebeliğin planlı olma durumu

Evet 178 80,9Hayır 42 19,1

Bulaşıcı hastalık durumuVar 4 1,8Yok 216 98,2

Kronik hastalık durumuVar 21 9,5Yok 199 90,5

Sürekli kullanılan ilaç durumuVar 200 90,9Yok 20 9,1

Toplam 220 100

156 • 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 3 • 153-162

Page 9: TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YAYINI|THE PUBLICATION OF …Gülhan Yiğitalp Seçilmiş Bir Tıp Fakültesi Dönem VI Öğrencilerinin Hekim Hakları Konusundaki Görüş ve Farkındalık

başlayan bir çalışma olduğu için ülkemizdeki anneve kadınların çoğunluğunun bu konu ile ilgilibilgisinin olmadığı görülmektedir.

Araştırmaya katılan anneler bebekler için annesütünün önemli olduğunu düşünmektedir.

Annelerin çoğunluğu bebekleri için bir sütanneistememekte ve kendi sütünü anne sütübankalarına vermek istememektedir. Kadınlarınbazıları yeni doğan, prematüre ya da düşük kilolubebeklere yarar sağlamak için sütünü sütbankalarına vermek istediği ancak bazılarının

Tablo 2. Bebeklere ilişkin özelliklerin dağılımı (n:220)

Bebeklerin cinsiyeti Sayı (n) Yüzde (%)Kız 106 48,2Erkek 114 51,8

Annenin olmasını istediği bebek cinsiyeti Kız 52 23,6Erkek 33 15,0Fark etmez 135 61,4

Eşinin olmasını istediği bebek cinsiyeti Kız 39 17,7Erkek 57 25,9Fark etmez 124 56,4

Doğumdan sonra bebeği ilk emzirme zamanıHemen 95 43,21-2 saat içinde 55 25,03-4 saat içinde 8 3,64 saat sonrasında 15 6,8Emzirmedim 47 21,4

Bebeğe emzirmeye yönelik sorun yaşama durumuEvet 74 33,6Hayır 146 66,4

Bebeği emzirmeye yönelik yaşanılan sorunlarSütü gelmediği için emzirememe 19 25,7Doğum sonu ağrılara bağlı emzirememe 7 9,5Estetik kaygılarım nedeniyle emzirememe 43 58,1Bebekte doğuştan bir rahatsızlık olması nedeniyle emzirmeme 1 1,4Diğer 4 5,4

Bebeğin beslenme şekliYalnızca anne sütü 167 75,9Hazır mama 11 5,0Anne sütü, hazır mama ve ek gıdalar 41 18,6Diğer 1 0,5

Bebeğe bakım verirken destek alma durumuEvet 114 51,8Hayır 106 48,2

Bebeğin bakımına destek veren kişiEş 62 43,7Ebeveyn (anneanne/babaanne) 70 49,3Diğer 10 7,0

Bebeğin doğum sonu dönemde yoğun bakımda kalma durumuEvet 76 34,5Hayır 144 65,5

Toplam 220 100

157• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 3 • 153-162

Page 10: TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YAYINI|THE PUBLICATION OF …Gülhan Yiğitalp Seçilmiş Bir Tıp Fakültesi Dönem VI Öğrencilerinin Hekim Hakları Konusundaki Görüş ve Farkındalık

Tablo 3. Araştırmaya katılan annelere ilişkin bazı özelliklerin ve kadınların anne sütü bankacılığı hakkındaki bilgilerinin dağılımı (n: 220)

Emzirmeye ilişkin eğitim alma durumu Sayı (n) Yüzde (%)Evet 158 71,8Hayır 62 28,2

Emzirmeye ilişkin eğitim aldığı kişiHemşire/ebe 146 88,5Doktor 16 9,7Aile büyükleri 3 1,8

Anne sütü bankacılığı hakkında bilgi sahibi olma durumuVar 36 16,4Yok 184 83,6

Daha önce başka bir bebeği emzirme durumuEvet 24 10,9Hayır 196 89,1

Bebeğe başka bir anneden süt verilme durumuEvet 14 6,4Hayır 206 93,6

İslam dinindeki sütannelikle ilgili bilgi sahibi olma durumuEvet 82 37,3Hayır 138 62,7

Türkiye’de anne sütü bankası kurulması için çalışmalar yapıldığını bilme durumuEvet 56 25,5Hayır 164 74,5

Toplam 220 100

Tablo 4. Araştırmaya katılan annelerin anne sütü bankacılığı hakkındaki görüşlerinin dağılımı (n: 220)

Sayı (n) Yüzde (%)Bebekler için anne sütünün önemli olup olmadığına ilişkin görüşler

Evet 216 98,2Hayır 4 1,8

Bebeği için sütanne isteme durumuEvet 21 9,5Hayır 199 90,5

Kendi sütünü anne sütü bankalarına vermek isteme durumuEvet 40 18,2Hayır 180 81,8

Türkiye’de anne sütü bankası kurulması ile ilgili görüşüKurulmalı 137 62,3Kurulmamalı 83 37,7

Toplam 220 100

bulaşıcı hastalık yönünden süt bankalarından sütalmak istemediği belirlenmiştir. Gürol ve ark(2013)’nın çalışmasında kadınların %64,0’ı sütbankalarına kendi sütlerini bağışlayabilecekleriniifade etmiştir (11). Yapılan başka bir çalışmadakadınların yarısı süt vermenin kabul edilebilirolduğunu, %58’i kendi sütlerini

bağışlayabileceğini, %45,9’u inançlarına uygunolmadığı ve %23,6’sı enfeksiyon hastalıklarıyönünden süt vermek istemediğini belirtmiştir(15). İzmir’de yapılan bir çalışmada kadınların%71,3’ü bebeği için süt bankasından anne sütüalma ve %68,8’i süt bankalarına süt vermekonusunda gönüllü olduğunu (13) Malatya’da

158 • 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 3 • 153-162

Page 11: TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YAYINI|THE PUBLICATION OF …Gülhan Yiğitalp Seçilmiş Bir Tıp Fakültesi Dönem VI Öğrencilerinin Hekim Hakları Konusundaki Görüş ve Farkındalık

yapılan çalışmada ise kadınların yalnızca%9,2’sinin süt bankalarına süt verme ve %6,9’usüt alma konusunda gönüllü olduğunu ifadeetmiştir (14). Anne sütünün erken bebeklikdöneminde anneye ve bebeğe toplumsal vepsikolojik olarak değerler katmakla birlikte ilerikiyaşama olumlu etkileri bulunmaktadır.Kardiyovasküler hastalıklarda, obezitede,metabolik sendromda, alerjik hastalıklarda,kanserde, otoimmun hastalıklarda ve bilişselgelişimdeki etkileri hastalık ve ölüm oranınıazaltmaktadır (3,16). Öncelikli olarak bebeklerekendi annesinin sütünün verilmesi gerektiği ancakherhangi bir sorun olması durumunda hastanedeyatan bebekler için süt bankalarınınkullanılmasının yararlı olacağı belirtilmektedir (4).Yapılan bir çalışmada anne sütü bankalarındakisütler uyuşturucu madde, nikotin ve kafeinyönünden incelenmiştir. Sütlerde uyuşturucumaddeye rastlanmamıştır ancak sigarakullanmadığını belirten bir donörün sütünde 46.1ng/mL nikotin ve 138.6 ng/mL kotinin olduğusaptanmıştır ve tüm donörlerin sütünde%45,3’ünde kafein olduğu tespit edilmiştir (17).

Erken doğum yapmış olan 42 annenin sütleri ile 12donörün süt bankalarındaki sütlerinin kıyaslandığıbir çalışmada; beyindeki beyaz cevherin gelişimindeönemli rol alan nervonik yağ asiti oranlarının yenidoğum yapmış annelerin sütlerinde %90,0 dahafazla olduğu belirlenmiştir. Ayrıca linoleik asit oranı%43,0 oranında süt bankalarındaki sütte daha fazlabulunmuştur (18). Anne sütü bankalarındakisütlerin saklanması ve ısıl işlem görmesi sırasındazarar görmesine neden olabildiğinden süt verilenbebeklerin büyümesini yavaşlattığı tartışmalı birkonudur (19). Özellikle düşük ve çok düşük doğumağırlıklı bebekler ya da erken doğum öyküsü olanbebekler için kendi annelerinin sütünü alamadıklarıtakdirde anne sütü bankaları değerli bir alternatifolarak kullanılmaktadır (20). Yapılan çalışmalardasüt bankalarına süt vermek ya da süt almakdeğişkenlik göstermektedir. Kadınlarındüşüncelerinin bölgesel farklılıklara bağlı olarakdeğişiklik gösterdiği düşünülmektedir. Annelerinözellikle süt bankalarındaki sütlerin sağlık yönündenrisk taşıyabileceği korkusuyla süt almakistemedikleri görülmektedir. Bu sütlerinkullanımından önce denetimlerinin titizlikleyapılması önem kazanmaktadır.

Tablo 5. Araştırmaya katılan annelerin anne sütü bankacılığı hakkındaki görüşlerinin dağılımı (n: 220)

Katılıyorum Katılmıyorum KararsızımSayı (%) Sayı (%) Sayı (%)

Yeni doğan, prematüre ya da düşük kilolu bebeklere yarar sağlamak için sütümü süt bankalarına vermek isterim 75(%34,1) 106 (%48,2) 39 (%17,7)

Dini inançlarım gereği anne sütü bankalarına süt vermek istemem 78 (%35,5) 90 (%40,9) 52 (%23,6)

Dini inançlarım gereği anne sütü bankalarından bebeğim için Süt almak istemem 106 (%47,9) 69 (%31,5) 45 (%20,5)

Bulaşıcı hastalıkların sütle geçme olasılığına karşı bebeğime süt bankasından süt almak istemem 148 (%67,3) 32 (%14,5) 40 (%18,2)

Bebeğim için gerekli olursa anne sütübankalarından süt almak isterim 65 (%29,5) 116 (%52,7) 39 (%17,7)

Anne sütü bankalarına süt vermem için eşimin onayını almam gerekir 170 (%77,3) 35 (15,9) 15 (%6,8)

Bebeğim için süt bankasından süt almak için eşimin onayı olması gerekir 175 (%79,5) 29 (%13,2) 16 (%7,3)

159• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 3 • 153-162

Page 12: TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YAYINI|THE PUBLICATION OF …Gülhan Yiğitalp Seçilmiş Bir Tıp Fakültesi Dönem VI Öğrencilerinin Hekim Hakları Konusundaki Görüş ve Farkındalık

Bebeğin doğum haftasının ve bebeğin yoğunbakımda kalma durumunun Türkiye’de anne sütübankası kurulması arasında ilişki olduğusaptanmıştır. Prematüre doğum yapan ve bebeğiyoğun bakımda kalan annelerin beklenenin tamtersine anne sütü bankası kurulması konusunasıcak bakmadıkları görülmektedir. Yararlarıhakkında artan kanıtlara karşın Türkiye’degündeme gelen anne sütü bankacılığı uygulaması;etik sorunlar, geleneksel inançlar ve tutumlar,ailelerin bağışçı sütün güvenliği hakkındakikaygıları ve bilgi yetersizliği gibi nedenlerdendolayı tartışılan bir konudur (21). Prematüre

doğum yapan ve bebeği yoğun bakımda kalanannelerin de bebeklerinin hassas bir dönemdeolması nedeniyle bebeklerini bulaşıcı hastalıklarakarşı korumak için süt bankalarının kurulmasınıdesteklemediği ayrıca süt bankalarının yeni birkavram olmasının da annelerin kaygılarınıartırabileceği düşünülmektedir.

Araştırmada annelerin çoğunluğunun İslamdinindeki sütannelikle ilgili bilgisinin olmadığı, diniinançları gereği süt bankalarına süt vermekistemediği ve dini inançları gereği sütbankalarından süt almak istemediği

Tablo 6. Türkiye’de anne sütü bankası kurulması ile ilgili görüşlerin bazı özelliklere göre dağılımı

Katılıyorum Katılmıyorum KararsızımSayı (%) Sayı (%) Sayı (%)

Yaş Evet Hayır Önemlilik testi16-20 yaş 21 (%63,6) 12 (%36,4)21-35 yaş 107 (%64,5) 59 (%35,5) χ 2: 3,73336-48 yaş 9 (%42,9) 12 (%57,1) p: 0,155

Öğrenim durumuİlkokul 60 (%60,6) 39 (%39,4)Ortaokul ve lise 61 (%62,2) 37 (%37,8) χ 2: 0,638Üniversite 16 (%69,6) 7 (%30,4) p:0,727

Çalışma DurumuÇalışmıyor 127 (%62,6) 76 (37,4) χ 2: 0,093Çalışıyor 10 (%58,8) 7 (%41,2) p:0,760

Bebeğin doğum haftası25-36 hafta arası 26 (%50,0) 26 (%50,0) χ 2: 4,36637-42 hafta arası 111 (%66,1) 57 (%33,9) p:0,037

Bebeğin doğum kilosu2500 altı düşük doğum ağırlıklı 29 (%53,7) 25 (%46,3) χ 2: 2,4832501-3800 normal doğum ağırlıklı 96 (%64,4) 53 (%35,6) p:0,2893800 üstü iri bebek 12 (%70,6) 5 (%29,4)

Bebeği Besleme ŞekliAnne Sütü 101 (%60,5) 66 (%39,5) χ 2: 0,949Anne sütü, mama ve ek gıda 36 (%67,9) 17 (%32,1) p:0,330

Bebeğin Yoğun bakımda Kalma DurumuEvet 38 (%50,0) 38 (%50,0) χ 2: 7,444Hayır 99 (%68,8) 45 (%31,2) p:0,006

Bebeğin Bakımı için destek alma durumuEvet 73 (%64,0) 41 (%36,0) χ 2:0,313Hayır 64 (%60,4) 42 (%39,6) p:0,576

Emzirme Eğitimi Alma DurumuEvet 101 (%63,9) 57 (%36,1) χ 2:0,651Hayır 36 (%58,1) 26 (%41,9) p:0,420

Emzirmeye ilişkin sorun yaşamaEvet 40 (%54,1) 34 (%45,9) χ 2:3,206Hayır 97 (%66,4) 49 (%33,6) p:0,073

160 • 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 3 • 153-162

Page 13: TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YAYINI|THE PUBLICATION OF …Gülhan Yiğitalp Seçilmiş Bir Tıp Fakültesi Dönem VI Öğrencilerinin Hekim Hakları Konusundaki Görüş ve Farkındalık

görülmektedir. Başka bir araştırmaya göre;kadınların %36,3’ünün dini inançları gereği sütbankalarına süt vermek istemediği ve%28,9’unun da sosyal ve ahlaki sorunlara yolaçabileceğini düşündüğü için süt bankalarına sütvermek istemediği belirlenmiştir (11). İslamdininde süt bankalarından alınan süt ile ilgili farklıgörüşler söz konusudur. Bir grup İslamdüşünürüne göre süt bankalarının kurulmasıuygun görülmektedir. Bu gerekçeler aşağıdakigibidir; sütanneliği ve süt kardeşliği ancakemzirme akti gerçekleştiğinde oluştuğu, yalnızcabankalardaki sütün bebeklere verilmesinin anneşefkatinin oluşturmadığı ve süt kardeşliğihükmünü ortaya çıkarmadığı belirtilmektedir. Sütkardeşliğin ortaya çıkabilmesi için belli bir miktarsütün bebeğin midesine gitmesi gerektiği için sütbankalarındaki sütlerin bir havuzda toplanmasıhangi anneden ne kadar sütün geldiğibilinmemektedir. Ayrıca İslam dinindekolaylaştırıcı olmanın ve yardımlaşmanın uygungörülmesinden anne sütü bankalarından alınan

sütün kolaylaştırıcı olduğu, yardımlaşmaduygusuyla yapıldığında ve zor durumdakibebeklerin yaşamlarını kurtarmak için de sütbankalarının kullanılması uygun görülmüştür.Karşıt görüşteki İslam düşünürleri ise sütbankalarından alınan süt ile süt kardeşlikhükmünün doğacağı ve yasaklanan evliliklerinortaya çıkabileceği, haram evliklerin neslindevamında bozulmasına neden olacağı, emzirmeolmadan da anne sütünü alarak süt kardeşlikhükmünün doğacağı, anne sütünün hayatiderecede öneme sahip olmadığı, ihtiyaç duyulanbebekler için süt annesi temin edilebileceği gibianne sütüne benzer mamalarla da bebeklerinyaşamlarının devam edebileceği belirtilmektedir.Ayrıca İslamiyet’te şüphe duyulan şeylerdenkaçınmak gerektiği belirtilmektedir. Bankalardakisütlerin sağlık açısından da risk taşıyabileceği, busütlerin para karşılığı alınıp satılmasının sosyal vepsikolojik sorunlara sebep olacağı düşünülerek sütbankalarının kurulması ve kullanılmasının uygungörülmediği belirtilmektedir. Ancak bu iki görüştedeğerlendirildiğinde anne sütü bankacılığınınİslam ülkeleri için uygun olmadığı belirtilmektedir(22). Literatürde çalışma konusuyla benzerçalışmaların sayısının kısıtlı olması nedeniylebulgular az sayıda veri ile tartışılmıştır.

SonuçAraştırmada; annelerin çoğunluğu Türkiye’deanne sütü bankacılığı kurulması ile ilgili çalışmalaryapıldığını bilmemektedir. Anneler bebekleri içinanne sütünün önemli bir besin kaynağı olduğunainanmaktadır. Araştırmaya katılan kadınlarTürkiye’de anne sütü bankasının kurulmasınıdesteklemesine karşın bebekleri için bir sütanneistememekte ve kendi sütünü anne sütübankalarına vermek istememektedir. Araştırmasonuçları doğrultusunda süt bankalarınınkurulmasına yönelik halkın bilinçlendirilmesi önemkazanmaktadır. Anneler için süt bankalarındakisütlerin denetimi ve kontrolü kaygıoluşturmaktadır. Çeşitli hastalıklar yönünden sütbankalarındaki sütlerin titizlikle kontrol edilmesive süt bankası kurulacak olan ülkelerdekibireylerin dini inançlarının da dikkate alınmasıönerilmektedir.

161• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 3 • 153-162

Sadık Nazik “Hayatın Kaynağı”STED Fotoğraf Yarışması 2002 Başarı Ödülü

İletişim: Tuba ÖzaydınE-posta: [email protected]

Page 14: TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YAYINI|THE PUBLICATION OF …Gülhan Yiğitalp Seçilmiş Bir Tıp Fakültesi Dönem VI Öğrencilerinin Hekim Hakları Konusundaki Görüş ve Farkındalık

Kaynaklar1. Gür E. Anne sütü ile beslenme. Turk Ped Arş

2007;42:11.2. World Health Organization (WHO). Breast feding.

Erişim Tarhi: 19.12.2017,http://www.who.İnt/Topics/Breastfeeding/En/.

3. Selimoğlu MA, Celiloğlu ÖS, Celiloğlu C. Annesütü ile beslenmenin ileri yaşama etkileri. Türk PedArş 2010;45:309-14.

4. Kim JH, Unger S. Human milk banking. PaediatrChild Health 2010;15;(9):595-598.

5. Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), ErişimTarihi: 10.12.2017,http://www.Tbmm.Gov.Tr/Eyayin/Gazeteler/Web/Meclis%20bulteni.

6. Hartmann BT, Pang WW, Keil AD, Hartmann PE,Simmer K. Best practice guidelines for theoperation of a donor human milk bank in anAustralian NICU. Early Human Development2007;83:667–673.

7. T.C. Sağlık Bakanlığı Stratejik Plan 2013-2017,Erişim Tarihi:12.12.2017,http://Sbu.Saglik.Gov.Tr/Ekutuphane/Kitaplar.

8. Türkiye Nüfus Ve Sağlık Araştırması (TNSA) 2013,Bebek ve çocuk ölümlülüğü, HacettepeÜniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü Ankara.

9. Demirtaş B. Türkiye’de anne sütü bankaları olmalımı? Anadolu Hemşirelik Ve Sağlık Bilimleri Dergisi2011;14:1.

10.Yaman A. İslam hukukuna özgü bir kurum: sütakrabalığı. SÜİF Dergisi 2002;13:55-67.

11.Gürol A, Özkan H, Celebioğlu A. Turkish Women’sKnowledge and Views regarding Mother’s MilkBanking. COLEGN 2013;206;6.

12.Alpar R. Spor, Sağlık Ve Eğitim BilimlerindeÖrneklerle Uygulamalı İstatistik ve Geçerlik-Güvenirlik. 1.Baskı. Detay Yayıncılık, Ankara;2010:143.

13.Ekşioğlu A, Yeşil Y, Turfan EC. Mothers’ views ofmilk banking: sample of İzmir. Turk Pediatri Ars2015; 50: 83-9.

14.Karadağ A, Özdemir R, Ak M, Özer A, Dogan DG,Elkiran Ö. Human milk banking and milk kinship:Perspectives of mothers in a Muslim country.Journal of Tropical Pediatrics, 2015, 61, 188–196.

15.Senol DK, Aslan E, Women’s opinions abouthuman milk donation and human milk banking.Biomedical Research 2017; 28 (15): 6866-6871.

16.İkinci ÖA. Anne sütüyle hayata sağlıklı merhaba.TÜBİTAK Bilim Ve Teknik Dergisi, 2012;Ekim:36-41.

17.Escuder DV, Algar OG, Pichini S, Pacifici R, LaraNR, Alonso CR, Validation of a screeningquestionnaire for a human milk bank to determinethe presence of illegal drugs, nicotine, andcaffeine. The Journal Of Pediatrics 2013;164:4.

18.Ntoumani E, Strandvik B, Sabel KG. Nervonic acidis much lower in donor milk than in milk frommothers delivering prematüre infants, ofNeglected İmportance?, Prostaglandins,Leukotrienes And Essential Fatty Acids2013;89:241–244.

19.Arslanoglu S, Moro GE, Bellu R, Turoli D, Nisi D,Tonetto G, Bertino P. Presence of human milk bankis associated with elevated rate of exclusivebreastfeeding in VLBW İnfants. J. PerinatMed2012;1:3.

20.Biasini A, Stella M, Malaigia L, China M, AzzalliM, Laguardia MC, Rizzo V. Establishment,Operation and development of a donor humanmilk bank. Early Human Development 2013;89;7–9.

21.Kadıoğlu M, Şahin NH. Anne Sütü Bağışı:Türkiye’deki Durum. HSP 2014;1(2):102-114.

22.Pekdemir Ş. İslâm hukukuna göre anne sütübankaları. The Journal of Academic Social ScienceStudies 2015;40:537-554.

162 • 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 3 • 153-162

Page 15: TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YAYINI|THE PUBLICATION OF …Gülhan Yiğitalp Seçilmiş Bir Tıp Fakültesi Dönem VI Öğrencilerinin Hekim Hakları Konusundaki Görüş ve Farkındalık

1 Arş. Gör.; Gaziosmanpaşa Ü., Sağlık Bilimleri Fak. Ebelik Bölümü, Tokat (Orcid No: 0000-0002-9344-107X)2 Prof. Dr.; Eskişehir Osmangazi Ü. Sağlık Bilimleri Fak. Eskişehir (Orcid No: 0000-0003-1322-046X)

Abstract

Objective: LGBT individuals, who have beenignored for years, constitute an important group inthe world and in our country. These individuals areoften exposed to adverse circumstances such asdiscrimination, prejudice, physical, emotional andsexual violence and challenges in accessinghealthcare services. These situations directly andindirectly affect both them and the society to whichthey belong. In this study, it was aimed to evaluatethe knowledge, opinions and attitudes of midwiferystudents about LGBT.

Method: The universe of the study was composedof a total of 298 students studying at the MidwiferyDepartment of Eskisehir Osmangazi UniversityFaculty of Health Sciences. 223 students (74,8% ofthe universe), who have agreed to participate in thestudy composed the sample of the research. Duringthe research, a 28-questions questionnaire and " TheHomosexuality Attitude Scale (HAS)" wereadministered to the students. The data wereanalysed using SPSS 21.0 statistical softwarepackage.

Findings: According to the results of the study;more than half of the students knew the definitionsof lesbian, gay and bisexual concepts, but they hadno idea about the meaning of the word‘transgender’. Most of the students think that sexualorientation is a choice and may change throughtreatment or therapy. Almost all of the studentsparticipated in the study stated that there is aprejudice against homosexuals in society. It isexpected that the findings obtained from this studywill contribute to midwifery education and to futurestudies in this field.

Key words: Homosexuality, Bisexuality, Lesbianism,Midwifery, Students, Attitude

Öz

Amaç: Yıllardır yok sayılan LGBT bireyler dünyadave ülkemizde önemli bir grubu oluşturmaktadır. Bubireyler çoğunlukla ayrımcılık, önyargı, fiziksel,duygusal ve cinsel şiddet, sağlık hizmetlerineulaşmada zorluk gibi olumsuz durumlara maruzkalmaktadırlar. Bu durumlar hem onları hem detoplumu dolaylı olarak etkilemektedir. Bu çalışmada,ebelik bölümü öğrencilerinin LGBT hakkındaki bilgi,görüş ve tutumlarının değerlendirilmesiamaçlanmıştır.

Yöntem: Araştırmanın evrenini, Eskişehir OsmangaziÜniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi EbelikBölümü’nde öğrenim görmekte olan toplam 298öğrenci oluşturmuştur. Evrende belirtilen grupiçinden çalışmaya katılmayı kabul eden veulaşılabilen 223 öğrenci (evrenin %74,8’i)araştırmanın örneklemini oluşturmuştur. Araştırmakapsamında öğrencilere 28 soruluk anket formu ve“Eşcinsellere İlişkin Tutumlar Ölçeği (ETÖ)”verilmiştir. Veriler bilgisayar ortamında SPSS 21.0istatistik paket programında analiz edilmiştir.

Bulgular: Çalışmanın sonuçlarına göre; öğrencilerinyarısından fazlasının lezbiyen, gay ve biseksüelkavramlarının tanımlarını bildikleri ancak transgenderkavramı hakkında fikirlerinin olmadığı bulunmuştur.Öğrencilerin çoğu cinsel yönelimin bir seçimolduğunu ve herhangi bir tedavi ya da terapi iledeğişebileceğini düşünmektedirler. Çalışmakapsamındaki öğrencilerin neredeyse tamamınayakını toplumda eşcinsellere karşı önyargı olduğunubelirtmişlerdir. Araştırmadan elde edilen sonuçlarınebelik eğitimine ve bu konuda yapılacak diğerçalışmalara katkı sağlaması beklenmektedir.

Anahtar sözcükler: Eşcinsellik, Biseksüellik, Kadıneşcinselliği, Ebelik, Öğrenciler, Tutum

Geliş/Received : 09.03.2018Kabul/Accepted : 17.06.2018

Ayşe Mete1, Nebahat Özerdoğan2

Araştırma

Research

Ebelik Bölümü Öğrencilerinin Lezbiyen, Gay, Biseksüel, Transseksüel(LGBT) Hakkında Bilgi, Görüş ve Tutumlarının DeğerlendirilmesiThe Evaluation of the Knowledge, Opinions and Attitudes among the Studentsof Midwifery Department about LGBTs (Lesbian, Gay, Bisexual, Transgender)

DOI:10.17942/sted.403797

163• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 3 • 163-171

Page 16: TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YAYINI|THE PUBLICATION OF …Gülhan Yiğitalp Seçilmiş Bir Tıp Fakültesi Dönem VI Öğrencilerinin Hekim Hakları Konusundaki Görüş ve Farkındalık

Giriş ve AmaçCanlı türlerinin neredeyse tamamının, özellikleüreme organları ve sistemleri üzerinden dişi veerkek olarak iki temel biçimde farklılaşması“cinsiyet” olarak tanımlanmaktadır (1). Cinselkimlik, bireyin kendi bedenini ve benliğini belli bircinsiyet içinde algılaması ve kabullenmesi; cinselyönelim, bireyin istek, duygu ve davranışlarınınbelli bir cinsiyete çekimi; cinsel rol ise bireyincinsel açıdan davranışlarının toplumsalgörünümüdür. Genellikle karşı cinse ilişkin roldavranışları 3-5 yaşlarında başlamakta, ergenlikdöneminde kişilik özelliği halini almaktadır. Bireyinkendisini karşı cinsiyette algılaması, biyolojikcinsiyeti ile ilişkili özelliklerden rahatsızlık duymasıve bunları gizlemeye çalışması, karşı cinsin birincilve ikincil cinsiyet özelliklerine sahip olmakistemesi ile karakterize cinsel kimlik bozukluğu,günümüzde genellikle transseksüalite olarak ifadeedilmektedir (2). Transseksüeller doğumda yanlışcinsiyete sahip olduklarını ve mevcut cinsiyetlerinibelirleyen faktörlerin (örneğin kromozomlar)kendi cinsiyetlerine yönelik farkındalıklarıylauyuşmadığını düşünen bireylerdir (15). TheDiagnostic and Statistical Manual of MentalDisorders V (DSM-V)’e göre, cinsiyet disforisiolarak ele alınan transseksüalite de biyolojikcinsiyet ve cinsel kimlik arasında uyumsuzluk sözkonusudur ve bu uyumsuzluk huzursuzluk vesıkıntıya neden olmaktadır (2,9).

Yogyakarta İlkeleri (2007) belgesinde; cinsiyetkimliği kavramı içeriği genişletilerektanımlanmaktadır: “Cinsiyet kimliği, her bireyin,doğuştan gelen cinsiyetine uygun düşsündüşmesin, dış görünüşün ya da bedensel işlevlerintıbbi, cerrahi ya da başka yöntemlerle iradideğişikliklerini de içerebilecek bedensel bilinç,giyim kuşam, söz ve davranışlar da dâhil olmaküzere, özel ve kişisel cinsiyetini duyumsama veyaşama olarak anlaşılmaktadır”. Bu tanıma görecinsiyet kimliği kişinin, bedensel bilinci veişlevlerinin yanı sıra temelde özel ve kişiselduyumu ve cinselliğini yaşamasını içeren,doğduğu cinsiyetinden beklenenlere uyupuymama durumuna bakılmaksızın, toplumsalcinsiyet kalıpları ve yargılarının dışında olmasıdurumudur (3,4).

Cinsel yönelim, başkalarına yönelik duygusal vecinsel çekimlerin doğasını ifade etmektedir (15).Günümüzde toplumlarda yaygın olarak kabul

gören ve gerçekleşen cinsel yönelim şeklibireylerin karşı cinse yönelmeleridir. Ancak kendicinsine ya da her iki cinse birden ilgi duyanbireyler de vardır. Kendi cinsinden olanlaraduygusal ve cinsel yönelim içinde bulunan kadınya da erkeklere eşcinsel (homoseksüel); erkekeşcinsellere “gay”, kadın eşcinsellere “lezbiyen”denilmektedir. Biseksüel, hem kendi cinsine hemde karşı cinse duygusal, erotik ve cinsel yönelimiçinde olan kadın ya da erkektir. Transseksüel isedavranışlarından çok iç dünyasında kendisini karşıcinsten biri gibi gören, hisseden kadın ya daerkektir (1).

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nde; bütüninsanların özgür, onur ve haklar bakımından eşitdoğması, herkesin, ırk, renk, cinsiyet, dil, din,siyasal ya da başka bir görüş, ulusal ya da sosyalköken, mülkiyet, doğuş ya da herhangi başka birayrım gözetmeksizin haklardan yararlanabilmesigerektiği belirtilmektedir (5). Ancak buna karşıngünümüzde dünyanın pek çok ülkesinde LGBTbireyler çoğunlukla toplum tarafından kabulgörmemekte; dışlanma, taciz, kınanma, seks işçisiolarak çalıştırılma gibi önyargı ve ayrımcılık içerençok sayıda uygulamaya maruz kalabilmektedirler.Önyargı ve ayrımcılık içeren uygulamalar LGBTbireylerin sağlık hizmetlerine ulaşım vehizmetlerden yararlanmalarını da olumsuzetkilemekte, dezavantajlı pozisyonda kalmalarınaneden olmaktadır. Bu bireyler sıklıkla Cinsel YollaBulaşan Hastalıklar (CYBH), alkol ve maddebağımlılığı, şiddet, intihar, depresyon gibi ciddisorunlar, cinsiyet değiştirmeye yönelik cerrahioperasyonlar nedeniyle sağlık kurumlarınabaşvurmaktadırlar karşılaşabilmektedirler (8,12).Nitelikli bir sağlık bakımı LGBT bireylerinyaşamlarını sağlıklı olarak sürdürebilmeleri içinoldukça önemlidir. Bu nedenle sağlıkprofesyonellerinin LGBT bireylere önyargıdanuzak, ayrımcılık içermeyen hizmet sunabilmeleriiçin konuya ilişkin bilgi sahibi olması ve olumlututum geliştirebilmesi gerekmektedir.

Bu araştırmanın amacı, gelecekte LGBT bireyleresağlık hizmeti sunacak ve danışmanlık yapacakolan ebelik bölümü öğrencilerinin LGBThakkındaki bilgi, görüş ve tutumlarınındeğerlendirilmesidir. Araştırmadan elde edilensonuçların ebelik eğitiminde müfredat içeriklerinindüzenlenmesine katkı sağlaması beklenmektedir.

164 • 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 3 • 163-171

Page 17: TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YAYINI|THE PUBLICATION OF …Gülhan Yiğitalp Seçilmiş Bir Tıp Fakültesi Dönem VI Öğrencilerinin Hekim Hakları Konusundaki Görüş ve Farkındalık

Geereç ve YöntemEbelik bölümü öğrencilerinin LGBT hakkında bilgi,görüş ve tutumlarını belirlemek amacıyla kesitselolarak planlanan çalışmada veriler, konu ile ilgililiteratür taraması sonucu hazırlanan 28 soruluanket formu ile toplanmıştır (1,7). Anket formu;öğrencilerin sosyo-demografik özellikleri ve LGBThakkındaki bilgi ve görüşlerini inceleyen ikibölümden oluşmuştur. Öğrencilerin konuhakkındaki tutumlarını ölçmek amacıyla“Eşcinsellere İlişkin Tutumlar Ölçeği (ETÖ)”kullanılmıştır. Ölçek, 1980 yılında Hudson veRicketts tarafından eşcinsel bireylere yöneliktutumları ölçmek amacıyla 25 madde olarakgeliştirilmiştir (10). Ölçeğin Türkçe uyarlamasıSakallı ve Uğurlu (2001) tarafından yapılmış, buuyarlamada ölçek 23 maddeye indirilmiştir.Ölçekten toplamda tek bir puan alınmakta vepuanın artmasıyla eşcinsellere ilişkin olumsuztutumların arttığı belirtilmektedir. Her bir madde1 (Hiç katılmıyorum) ve 6 (Tamamen katılıyorum)arasında değerlendirilmiştir. Ölçekteki5,6,8,10,11,13, 17,18, 21,22 ve 23. maddelerters puanlamaktadır (11,18).

Uygulama alanı, Eskişehir Osmangazi ÜniversitesiSağlık Bilimleri Fakültesi Ebelik Bölümü derslikleriolarak belirlenmiştir. Araştırmanın evrenini,Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sağlık BilimleriFakültesi Ebelik Bölümü’nde öğrenim görmekteolan toplam 298 öğrenci oluşturmuştur. Evrendebelirtilen grup içinden çalışmaya katılmayı kabuleden ve ulaşılabilen 223 öğrenci (evrenin%74,8’i) araştırmanın örneklemini oluşturmuştur.Araştırma 25 Mayıs - 25 Haziran 2017 tarihleriarasında sınıf ortamında yapılmış, öğrencilerinbilgilendirilmiş onamları alındıktan sonra anketformları dağıtılmış ve kendilerinin doldurmasısağlanmıştır. Çalışmaya ölçeğin kullanım izni veçalışmanın yapıldığı kurumdan izin alındıktansonra başlanmıştır.

Veriler bilgisayar ortamında Statistical Package forSocial Sciences (SPSS) for Windows 21.0 istatistikpaket programında, öğrencilerin tanıtıcıözelliklerine ilişkin bulguların dağılımında sayı,yüzdelik ve ortalama, kategorik değişkenlerinanalizinde ki kare testi, ETÖ’den elde edilen puanile bağımsız değişkenler arasındaki ilişkiyibelirlemek amacıyla tek yönlü varyans analizi(ANOVA - Oneway analysis of varience),

bağımsız gruplarda t testi, Mann-Whitney U testive ETÖ’den elde edilen puan ile bağımsızdeğişkenler arasında anlamlı fark bulunandağılımlarda farklılığın tespitinde, Bonferroni testiyöntemleri kullanılarak değerlendirilmiştir.Anlamlılık düzeyi p < 0,05 kabul edilmiştir.

BulgularÇalışmaya katılan öğrencilerin yaş ortalaması20,8±2,1 (min-max=18,0-37,0) olup,%55,2’sinin (n=123) il merkezinde yaşadığı,%78,0’ının (n=174) ailelerinin gelirinin giderineeşit olduğu bulunmuştur.

Araştırmaya katılan öğrencilere lezbiyen, gay,biseksüel ve transgender kavramlarının tanımısorulmuştur. Buna göre öğrencilerin %95,5’i(n=213) lezbiyen, %91,5’i (n=204) gay,%70,4’ü (n=157) biseksüel kavramını doğrutanımlarken %56,1’i (n=125) transgenderkavramını “fikrim yok” olarak bildirmişlerdir.Öğrencilerin cinsel yönelim konusuna ilişkindüşüncelerinin dağılımı Tablo-1’de verilmiştir.

Çalışmaya katılan öğrencilerin %42,6’sı (n=95)doğuştan, %50,2’si (n=112) çevresel faktörler,%60,1’i (n=134) psikolojik, %77,1’i (n=172)hormonal ve %20,2’si (n=45) genetik faktörlerile eşcinselliğin ortaya çıktığını belirtmişlerdir.Öğrencilerin %3,6’sı (n=8) ailesinde, %24,7’si(n=55) arkadaşlarının içinde tanıdığı eşcinselbirey olduğunu ifade etmişlerdir. Öğrencilereailelerinden ya da arkadaşlarından birisinineşcinsel olduğunu öğrendiklerinde verecekleritepki sorgulandığında; %78,9’u (n=176) busoruya cevap vermiş olup, bunların %29,1’ianlayışla karşılayıp saygı duyacağını (n=65),%26,0’ı (n=58) şaşıracağını belirtmişlerdir.Öğrencilerin %92,4’ünün (n=206) klinikte hiçLGBT bireyle karşılaşmadığı ve %63,7’sinin(n=142) LGBT bir bireyin normal bireylerle aynıhasta odasını paylaşabileceğini düşündüklerisaptanmıştır. Öğrencilerin bulundukları sınıflaragöre LGBT bir hastaya bakım vermektenrahatsızlık duyma durumları karşılaştırıldığındaistatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmamıştır(p=0,225, p> 0,05) ve %64,6’sı (n=144) LGBTbir hastaya bakım vermekten rahatsızlıkduymayacağını ifade etmiştir.

Araştırma kapsamındaki öğrencilerin ETÖ puanortalaması 90,0±28,0 (min-max=23,0-138,0)’dir.

165• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 3 • 163-171

Page 18: TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YAYINI|THE PUBLICATION OF …Gülhan Yiğitalp Seçilmiş Bir Tıp Fakültesi Dönem VI Öğrencilerinin Hekim Hakları Konusundaki Görüş ve Farkındalık

Öğrencilerin arkadaşlarında ya da ailesindetanıdıkları LGBT bireylerin olup olmaması ileETÖ’den aldıkları puan ortalamaları arasındayapılan istatistiksel analize göre anlamlı bir ilişkisaptanmıştır (Tablo 2). Ailesi ya da arkadaşlarıarasında LGBT bireylerin bulunması durumundaöğrencilerin olumsuz tutumlarının azaldığıgörülmüştür.

Öğrencilerin LGBT ile ilgili bilgi ve görüşlerideğerlendirildiğinde; tedavi ya da terapi ile cinselyönelimin değişiklik gösterebileceği, eşcinselliğinruhsal bir bozukluk olma durumu, çevreden

etkilenmesi, eşcinsellerin iyi bir ebeveyn olmadurumu, kimliklerini gizlemeleri, bir arkadaş yaaileden birisinin eşcinsel olmasının toplumdakistatüyü etkilemesi, toplumda eşcinsel bireylerinolmasının toplumun ahlakını bozması, LGBTbireylerin daha kolay CYBH’a yakalanma durumu,LGBT bir hastaya bakım vermenin rahatsızlıkoluşturması, LGBT bireylere sağlık bakımındaayrımcılık uygulanması, biyolojik cinsiyet dışındafarklı cinse yönelmenin günah olmasına yöneliksoruların cevapları ile ETÖ puan ortalamalarıarasında istatistiksel açıdan anlamlı ilişkisaptanmıştır (p<0,05, Tablo 3). Verilen cevapların

Tablo 1. Öğrencilerin cinsel yönelime ilişkin düşüncelerinin dağılımı (n=223)

Evet Hayır Fikrim YokSayı % Sayı % Sayı %

Cinsel yönelim bir seçim midir? 103 46,2 91 40,0 29 13,0Cinsel yönelim herhangi bir tedavi ya da terapi ile değişebilir mi? 115 51,6 48 21,5 60 26,9Eşcinsellik ruhsal bir bozukluk mudur? 86 38,6 99 44,4 38 17,0Eşcinsellik fizyolojik bir bozukluk mudur? 118 52,9 73 32,7 32 14,3Eşcinseller iyi bir ebeveyn olabilirler mi? 83 37,2 63 28,3 77 34,5Eşcinsel bireyler toplum içinde cinsel kimliklerini gizli mi tutmalıdırlar? 25 11,2 147 65,9 51 22,9Bir kişinin cinsel yönelimi çevresindeki kişilerden etkilenerek değişebilir mi? 143 64,1 55 24,7 25 11,2Bir arkadaşınızın ya da ailenizden birisinin eşcinsel olması sizin toplumsal statünüzü etkiler mi? 70 31,4 122 54,7 31 13,9Toplumda eşcinsel bireylerin olması toplumun ahlakını bozar mı? 73 32,7 94 42,2 56 25,1Eşcinsel bireylere karşı toplumda önyargı var mıdır? 211 94,6 2 0,9 10 4,5LGBT bireyler cinsel yolla bulaşan hastalıklara daha mı kolay yakalanırlar? 103 46,2 35 15,7 85 38,1LGBT bireylere sağlık bakımında ayrımcılık uygulanmakta mıdır? 48 21,5 75 33,6 100 44,8Dini inancınız gereği kişinin biyolojik cinsiyet dışında farklı cinse yönelmesi günah mıdır? 122 54,7 35 15,7 66 29,6

Tablo 2. Öğrencilerin ailesi ya da arkadaşları arasında LGBT birey bulunma durumuna ETÖ puan ortalamalarının dağılımı

Öğrencilerin bazı özellikleri, Eşcinsellere ilişkin tutumlar ölçeği LGBT ile ilgili bilgi ve görüşleri median (%25-%75) p*Ailede tanıdık LGBT birey

Var 53,0 (32,5-79,5) p*=0,001Yok 90,0 (75,0-114,0)

Arkadaşlarda tanıdık LGBT bireyVar 72,0 (47,0-89,0) p*=0,001Yok 94,5 (79,0-118,5)

* Mann-Whitney U testi.

166 • 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 3 • 163-171

Page 19: TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YAYINI|THE PUBLICATION OF …Gülhan Yiğitalp Seçilmiş Bir Tıp Fakültesi Dönem VI Öğrencilerinin Hekim Hakları Konusundaki Görüş ve Farkındalık

Tablo 3. Öğrencilerin LGBT ile ilgili bilgi ve görüşleri ile ETÖ puan ortalamaları arasındaki ilişki

Öğrencilerin LGBT ile İlgili Bilgi ve Görüşleri Eşcinsellere İlişkin Tutumlar FÖlçeği Ortalama±SS p*

Sizce herhangi bir tedavi ya da terapi ile cinsel yönelim değişebilir mi?

Evet 94,7±26,4 F=15,393Hayır 71,3±29,4 p*=0,000Fikrim Yok 95,8±23,5

Sizce eşcinsellik ruhsal bir bozukluk mudur?Evet 103,4±24,9 F=25,642Hayır 76,9±27,0 p*=0,000Fikrim Yok 93,4±21,3

Sizce eşcinseller iyi bir ebeveyn olabilirler mi?Evet 69,4±25,3 F=57,804Hayır 108,1±21,2 p*=0,000Fikrim Yok 97,2±20,9

Sizce eşcinseller kimliklerini gizli mi tutmalıdırlar?Evet 112,6±22,7 F=31,521Hayır 80,5±26,7 p*=0,000Fikrim Yok 105,9±19,2

Eşcinsellik çevreden etkilenerek değişebilir mi?Evet 93,3±25,9 F=7,718Hayır 77,7±30,2 p*=0,001Fikrim Yok 97,8±27,3

Bir arkadaşınızın ya da ailenizden birisinin eşcinsel olması sizin toplumsal statünüzü etkiler mi?

Evet 106,5±22,3 F=28,884Hayır 78,6±27,4 p*=0,000Fikrim Yok 96,9±20,0

Sizce toplumda eşcinsel bireylerin olması toplumun ahlakını bozar mı?

Evet 110,7±21,2 F=65,845Hayır 71,2±24,5 p*=0,000Fikrim Yok 94,2±19,2

Sizce LGBT bireyler cinsel yolla bulaşan hastalıklara daha mı kolay yakalanırlar?

Evet 95,3±25,1 F=12,675Hayır 69,4±31,3 p*=0,000Fikrim Yok 91,9±26,2

LGBT bir hastaya bakım vermek sizi rahatsız eder mi?Evet 112,2±24,2 F=35,555Hayır 79,7±25,2 p*=0,000Kısmen 107,0±22,2

Sizce LGBT bireylere sağlık bakımında ayrımcılık uygulanmakta mıdır?

Evet 78,5±27,0 F=6,745Hayır 89,1±26,5 p*=0,001Fikrim Yok 96,0±27,9

Dini inancınız gereği kişinin biyolojik cinsiyeti dışında farklı cinse yönelmesi günah mıdır?

Evet 98,1±26,9 F=19,610Hayır 67,6±28,8 p*=0,000Fikrim Yok 86,7±22,0

* p<0,05 değeri anlamlı kabul edilmiştir.

167• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 3 • 163-171

Page 20: TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YAYINI|THE PUBLICATION OF …Gülhan Yiğitalp Seçilmiş Bir Tıp Fakültesi Dönem VI Öğrencilerinin Hekim Hakları Konusundaki Görüş ve Farkındalık

sonucunda LGBT üniversite öğrencileri arasındadepresyon, intihar ve bağımlılık davranışlarınınyaygın olduğu belirtilmiştir (12). Transseksüelbireylerde özellikle ergenlik öncesi ve ergenlikdönemlerindeki intihar düşüncelerinin vegirişimlerinin yaygınlığını belirlemek amacıyla 141transseksüel bireyle yapılan bir araştırmada;katılımcıların %29,8’i intihar girişiminin olduğunubildirmiştir. Katılımcıların %9,2’sinin halen,%55,3’ünün ise yaşam boyu intihar düşüncesiolduğu belirtilmiştir. Çalışmada intihargirişimlerinin %76,7’sinin 21 yaşından öncegerçekleştiği saptanmıştır (23). Ciddi hastalıkyükü bulunan LGBT bireylerin sağlıkhizmetlerinden gerektiği biçimde yararlanmalarınısağlamak, sağlık profesyonelleri tarafından onlaraayrım gözetmeksizin ulaşabilecekleri nitelikli sağlıkhizmetini sunmak toplum sağlığı açısındanönemlidir. Bu çalışmada elde edilen bulgulardeğerlendirildiğinde; ebelik bölümü öğrencilerininLGBT bireylere yönelik olumsuz önyargılarınınbulunduğu, cinsel yönelime ilişkin düşüncelerisorulduğunda fikrim yok diyenlerin oranının%11,2 ile %44,8 arasında beklenenden yüksekolduğu görülmüştür. Ailesi ya da arkadaşçevresinde LGBT tanıdığı olanların eşcinsellereyönelik olumsuz tutumlarının azaldığı, konu ileilgili bilgisizlik ya da yanlış bilgiye sahip olmanınolumsuz tutumları artırdığı belirlenmiştir.

Sağlık Yüksekokulu ile Meslek Yüksekokulundakiöğrencilerin LGBT bireyler hakkındaki görüşlerininsaptanması amacıyla 600 öğrenciyle yapılan biraraştırmada, erkek öğrencilerin LGBT bireylerekarşı daha olumsuz bir bakış açısına sahipoldukları belirtilmiştir. Çalışmada LGBT bireylerinnegatif ayrımcılığa maruz kaldıklarını düşünenlerinbüyük bölümü (%75,0) kadınlardan ve sağlıkyüksekokulu öğrencilerinden (%64,2)oluşmaktadır. Kadınların yarısından fazlası(%57,3) LGBT bireylerin kendilerini gizlememesigerektiğini düşünürken erkeklerde bu oranın dahadüşük (%31,1) olduğu bildirilmiştir (22). LGBTbireyler, ABD’deki nüfusun neredeyse yüzde10’unu temsil ederken birçok klinisyen cinselazınlık gruplarına nasıl bakım yapılacağınıbilmemektedir. ABD’de hemşirelik öğrencilerininLGBT bireylere bakım verme konusundaki bilgi vetutumlarını incelemek amacıyla 190 hemşireliköğrencisiyle yapılan bir çalışmada, mezunhemşirelerin lisans ve lisansüstü öğrencilere göre

kendi içindeki farklarını analiz etmek amacıylayapılan Bonferroni testine göre; cinsel yöneliminbir tedavi ya da terapi ile değişmeyeceğini,eşcinselliğin ruhsal bir bozukluk olmadığını,kimliklerini gizli tutmamaları gerektiğini, çevredenetkilenerek değişmeyeceğini, ailelerinde ya daarkadaşlarından birisinin eşcinsel olmasınınkişilerin toplumsal statüsünü etkilemeyeceğini,LGBT bireylerin CYBH’a daha kolayyakalanmayacağını, LGBT bir hastaya bakımvermekten rahatsızlık duymayacağınıdüşünenlerin fark oluşturduğu saptanmıştır.Eşcinsellerin iyi bir ebeveyn olacağını, toplumdaeşcinsel bireylerin olmasının bireylerin toplumsalstatüsünü etkileyeceğini, biyolojik cinsiyet dışındafarklı cinse yönelmenin günah olacağını düşünen,düşünmeyen ve fikri olmayan grupların ETÖ puanortalaması bakımından tümünün farklı olduğubulunmuştur.

Yapılan istatistiksel analizde öğrencilerin sınıfları,yaşadıkları yer, gelir durumuna göre ETÖ puanlarıarasında gruplar arası istatistiksel olarak anlamlıbir fark bulunmamıştır. Buna göre öğrencilerinsınıfları, yaşadıkları yer ve gelir durumları ETÖpuanlarını etkilememektedir (sırasıyla, F=1,435,p= 0,233; F=1,560, p= 0,200; F=2,282, p=0,104 ve p>0,05). Öğrencilerin cinsel yöneliminbir seçim, eşcinselliğin fizyolojik bir bozukluk vetoplumda eşcinsel bireylere karşı ön yargı olupolmadığı sorularına verdikleri yanıtlar ve ETÖ’denaldıkları puan ortalamaları karşılaştırılmış,istatistiksel açıdan anlamlı bir ilişki saptanmamıştır(sırasıyla, F=2,450, p=0,089; F=1,266,p=0,284, F=2,758, p=0,006 ve p>0,05).

Tartışma Beş farklı Association of Southeast Asian Nations(Güneydoğu Asya Uluslar Birliği - ASEAN)ülkesinde (Endonezya, Malezya, Myanmar,Tayland ve Vietnam) 3262 lisans üniversiteöğrencisi arasındaki LGBT bireylerde sağlıkgöstergelerini incelemek amacıyla yapılançalışmada, katılımcıların %5’i kendini LGBT bireyolarak tanımlamıştır. Bu çalışmada LGBT bireylerin%23,5’inin ciddi depresyon yaşadığı, %40,0’ınınintihar düşüncesine sahip olduğu, %35,3’ününintihar girişiminde bulunduğu, %28,6’sının alkolkullandığı, %14,0’ının son 12 ay içinde yasadışıuyuşturucu ve %46,4’ünün patolojik düzeydeinternet kullandığı bildirilmiştir. Çalışma

168 • 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 3 • 163-171

Page 21: TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YAYINI|THE PUBLICATION OF …Gülhan Yiğitalp Seçilmiş Bir Tıp Fakültesi Dönem VI Öğrencilerinin Hekim Hakları Konusundaki Görüş ve Farkındalık

daha bilgili oldukları ve LGBT bireylere sağlıkhizmeti sunma yönünde daha olumlu tutumgösterdikleri, çalışma bulgularımıza benzerbiçimde lisans ve lisansüstü eğitim alanöğrencilerde önemli bilgi eksikliklerininbulunduğu belirtilmiştir. Konuyla ilgili yeniöğretim stratejilerinin oluşturularak, öğrencilerinLGBT bireylere bakım vermede daha rahat vedonanımlı olmalarına yardımcı olunması gerektiğibildirilmiştir (17). Son zamanlarda hasta odaklıbakım talebi ve LGBT hastaların ihtiyaçlarınadaha fazla önem verilmesine karşın, hemşirelerinhalen LGBT hasta bakımı konusunda temeleğitime sahip olmadığı ve sonuç olarak olumsuztutumlara sahip oldukları düşünülmektedir. SanFrancisco Körfezi Bölgesinde 268 hemşire ileyapılan ve hemşirelerin LGBT hasta bakımı ileilgili rahatsızlık nedenlerinin araştırıldığı birçalışmada, hemşirelerin %80’inin LGBTkonularıyla ilgili okulda ya da mevcut işyerlerinde herhangi bir eğitim almadıklarıbulunmuştur. Hemşirelerin çoğu, LGBT bireyinbakımında rahat olduklarını ifade etmelerinekarşın, bazıları onların kültürüne özgü bakımveremediklerini belirtmişlerdir (16). İngiltere’de22 pratisyen hekimle lezbiyen ve gay hastalarınıncinsel sağlık sorunlarını tartışırken karşılaştıklarızorluklar hakkındaki bakış açılarını incelemekamacıyla yapılan nitel bir araştırmada, hekimlerinneredeyse yarısı heteroseksüel olmayanlarıncinsel sağlık konularından söz etmedezorlanabileceklerini belirtmişlerdir. Zorluklarınöncelikle lezbiyen ve gaylerin yaşam biçimleri vecinsel uygulamaları hakkındaki bilgisizlikten, bubireylere hitap ederken kullanılacak uygun dilinbilinmemesinden ve gay erkeklerin ilişkilerinindoğası hakkındaki varsayımlardan kaynaklandığıbildirilmektedir. Çalışmadaki katılımcılar lezbiyenve gay hastaların cinsel sağlıkları hakkında biriletişim yolu geliştirmenin gerektiğinibelirtmişlerdir (26).

Altmış üç LGBT bireyle yapılan bir araştırmada,trans bireylerin biseksüel ve eşcinsel bireylereoranla sağlık kuruluşlarında negatif ayrımcılığadaha fazla uğradığı ve daha uygunsuz koşullardasağlık hizmeti aldıkları bildirilmiştir. Çalışmadacinsel yönelim/cinsiyet kimliği nedeniyle sağlıkkuruluşlarında ayrımcılığa uğradığını belirten 14kişilik gruptan 11 kişinin (%78, 6) doktorlar, 4kişinin (%28,6) hemşireler tarafından negatifayrımcılığa uğradığı belirtilmiştir (25). 18 LGBT

bireyle yapılan nitel bir araştırmada isekatılımcıların sağlık çalışanlarının önyargı, ayrımcıtutum ve davranışları yüzünden sağlıkkuruluşlarına gitmek istemedikleri; hastalıklarınınson evrelerine kadar gitmeyi erteledikleri ve bunedene bağlı ölümlerin yaşandığı bildirilmiştir.Ayrıca katılımcılar, özel ve devlet hastanelerindeçalışan sağlık profesyonellerinin davranışfarklılığına dikkat çekmişler ve özel hastaneleritercih ettiklerini ifade etmişlerdir (21). Yılmaz veGöçmen’in (2015) 2875 LGBT kişiyle yaptıklarıçalışmada LGBT bireyler yaşamlarını idameettirmeye yönelik en temel alanlarda bile ciddiayrımcı tutumlara maruz kaldıklarınıbelirtmişlerdir. Ayrımcılığa uğradığını bildirenLGBT’lerin çoğunluğu yasal yollarabaşvurmadıklarını, %43,2’si yaşamında en az birkez intiharı düşündüğünü, %50,3’ü cinsel sağlıkhizmetlerine nereden ve nasıl ulaşacaklarınıbilmediklerini ifade etmişlerdir (8).

Kaos Gay ve Lezbiyen Kültürel Araştırmalar veDayanışma Derneği (Kaos GL)’nin “Türkiye’deKamu Çalışanı Lezbiyen, Gay, Biseksüel, Trans veİntersekslerin (LGBTİ) Durumu 2016”araştırmasında 20 kamu çalışanı LGBTİ’denyalnızca 1’inin, iş yerinde cinsel kimliğiniçekinmeden ifade ettiği bildirilmiştir (13). KaosGL’nin “Türkiye’de Özel Sektör ÇalışanıLGBTİ’lerin Durumu 2016” çalışmasına göre özelsektörde çalışan 85 LGBTİ bireyin çoğununişyerinde gizlenmek zorunda kaldığı, kimliğiniaçıklayanların 3’te 1’inin ayrımcılığa uğradığıbildirilmiştir. Yaklaşık olarak yalnızca 5 çalışandan1’inin iş başvurusu esnasında cinsel kimliğineilişkin tamamen açık ve özgür davranabildiğibelirtilmiştir (14). Yavuz ve ark. (2006) yaptıklarıçalışmada, eşcinsel erkeklerin çoğunlukla ergenlikdönemi ve sonrasında, hiç tanımadıkları yabancıkişiler tarafından, kamuya açık alanlarda, orta veağır şiddette saldırıya maruz kaldıklarınıbulmuşlardır (6). Kendini gay ya da biseksüelerkek olarak tanımlayan 210 kişi ile yapılan birçalışmada, cinsel yönelimleri nedeni ile bireylerin%33,3’ünün fiziksel travma yaşadığı, %50,0’ınınen az bir kez sözlü tacize uğradığı bildirilmiştir.Çalışmaya katılan eşcinsel bireylerin %45,2’sinintoplumda kendilerini korumak için cinselyönelimlerini gizledikleri, %68,6’sınıneşcinselliğini dini inançları açısından günah olarakdeğerlendirmediği belirtilmiştir (24). Endonezya’nın başkenti Cakarta’da düzenlenen

169• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 3 • 163-171

Page 22: TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YAYINI|THE PUBLICATION OF …Gülhan Yiğitalp Seçilmiş Bir Tıp Fakültesi Dönem VI Öğrencilerinin Hekim Hakları Konusundaki Görüş ve Farkındalık

Endonezya Dinler ve Barış Konferansı’nda“Eşcinsellik İslam’da caizdir” fetvası veren İslamuzmanları, inancın eşcinseli olmadığını,eşcinselliğin Allah’tan geldiğini ve bu yüzdendoğal olduğunu belirtmişlerdir. Ancak Hristiyanlık,Musevilik ve İslamiyet’te karşı cinsler arasındakiilişkiyi esas alan ve eşcinselliği yasaklayan biryaklaşım söz konusudur. Eşcinsellik, erkeğinegemenliğine bir tehdit oluşturduğu için ayıp,günah ve yasak sayılmakta, toplum tarafındansapkın ve marjinal olarak düşünülmektedir (19).Bizim çalışmamızda öğrencilerin yarısından fazlasıkişinin biyolojik cinsiyeti dışında farklı cinseyönelmesinin günah olduğunu belirtmişlerdir.

Sonuç ve ÖnerilerYıllardan beri yok sayılan LGBT bireyler aslındadünyada ve ülkemizde önemli bir grubuoluşturmaktadır. Onların maruz kaldıklarıayrımcılık, önyargı, fiziksel, duygusal ve cinselşiddet, sağlık hizmetlerine ulaşmada zorluk gibiolumsuz durumlar bireysel sağlıklarını, dolaylıolarak toplumu olumsuz etkilemektedir. Sağlıkalanında bakım sağlayacak ve danışmanlıkyapacak olan ebelik bölümü öğrencilerinin LGBTbireyler hakkında bilgi, görüş ve tutumlarınındeğerlendirilmesi amacıyla yaptığımız çalışmanınsonuçlarına göre öğrencilerin yarısından fazlasınınlezbiyen, gay ve biseksüel kavramlarınıntanımlarını bildikleri ancak transgender kavramıhakkında fikirlerinin olmadığı bulunmuştur.Öğrencilerin çoğu cinsel yönelimin bir seçimolduğunu ve herhangi bir tedavi ya da terapi iledeğişebileceğini düşünmektedirler. Çalışmakapsamındaki öğrencilerin neredeyse tamamınayakını toplumda eşcinsellere karşı olumsuzönyargı olduğunu belirtmişlerdir.

Ülkemizde tabu halinde olan, daha çok bilgisizlikve önyargılı olmaktan kaynaklanan negatifayrımcı tutumun hakim olduğu bu konu hakkındaöğrencilere ders kapsamında daha ayrıntılı eğitimverilmesi, özellikle LGBT bireyler ile çalışmalaryapılması, onların yaşadığı zorlukların ele alınmasıve çözümlenmesine yardımcı olunmasının, LGBTbireylerin nitelikli sağlık hizmeti alabilmeleri vesorunlarının çözümünde oldukça faydalı olacağıdüşünülmektedir.

Kaynaklar1. KAOS GL Eğitim Grubu. “LGBT çocuklar için ne

yapmalı?”. LGBT Çocuklar ile Çalışan Öğretmenleriçin Kılavuz Kitabı. 2014.

2. Keskin N, Yapça G, Tamam L. Transseksüalizm:Klinik özellikleri ve yasal konular. PsikiyatrideGüncel Yaklaşımlar Dergisi 2015;7(4):436-47.

3. Jogjakarta İlkeleri (2007). Uluslararası İnsanHakları Mevzuatının Cinsel Yönelim ve CinsiyetKimliği Alanlarında Uygulanmasına İlişkin İlkeler.

4. Kayır GÖ. Sosyolojik değerlendirme: LGBT bireyleraçısından cinsiyet kimlikleri meselesi. Eğitim BilimToplum Dergisi 2015;13(51):73-97.

5. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, TBMM İnsanHaklarını İnceleme Komisyonu.http://www.danistay.gov.tr/upload/insanhaklarievrenselbeyannamesi.pdf. Erişim Tarihi: 01.03.2018

6. Yavuz, MF, Dalkanat N, Gölge ZB, Müderrisoğlu S.Eşcinsel erkeklere yönelik fiziksel şiddetindeğerlendirilmesi. Adli Tıp Dergisi 2006;20(2):15-21.

7. KAOS GL Medya Klavuzu. 2011.http://www.kaosgldernegi.org/resim/ kutuphane/dl/sikcasorulansorular.pdfErişim Tarihi: 15.03.2017

8. Yılmaz V, Göçmen İ. Türkiye’de lezbiyen, gay,biseksüel ve trans bireylerin sosyal ve ekonomiksorunları araştırmasının özet sonuçları. Cilt IV, Sayı6, 2015:94-101, Türkiye Politika ve AraştırmaMerkezi (Research Turkey), Londra: ResearchTurkey (http://researchturkey.org/9142).

9. APA. Diagnostic and statistical manual of mentaldisorders, 4th edition, text revision (DSM-IV-TR).Washington, DC, American Psychiatric Association.

10. Hudson W, Ricketts W. A strategy for themeasurement of homophobia. Journal ofHomosexuality 1980;5: 357-72.

11. Sakallı N, Uğurlu O. Effects of social contact withhomosexuals on heterosexual Turkish universitystudents’ attitudes towards homosexuality. Journalof Homosexuality 2001;42(1):53-62.

12. Peltzer K, Pengpid S. Stress among lesbian, gay,bisexual, and transgender (LGBT) universitystudents in ASEAN countries: Associations withpoor mental health and addictive behavior. Gender&Behaviour 2016;14(3):7806-15.

13. Türkiye'de Kamu Çalışanı Lezbiyen, Gey,Biseksüel, Trans ve lntersekslerin Durumu. http://www.kaosgldernegi.org/yayindetay.php?id=168, Erişim tarihi: 01.03.2018

14. KAOS GL. LGBTİ çalışanlar gizlenmek zorundakalıyor!http://kaosgl.org/sayfa.php?id=22637, Erişim tarihi: 01.03.2018

15. Yarns BC, Abrams JM, Meeks TW, Sewell DD Themental health of older LGBT adults. CurrPsychiatry Rep 2016;18:60 DOI 10.1007/s11920-016-0697-y.

İletişim: Arş. Gör. Ayşe MeteE-posta: [email protected]

170 • 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 3 • 163-171

Page 23: TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YAYINI|THE PUBLICATION OF …Gülhan Yiğitalp Seçilmiş Bir Tıp Fakültesi Dönem VI Öğrencilerinin Hekim Hakları Konusundaki Görüş ve Farkındalık

16. Carabez R, Pellegrini M, Mankovitz A, El,ason M,Ciano M, Scott M. “Never in all my years…”:Nurses' education about LGBT health Journal ofProfessional Nursing, 2015;31(4):323–9.

17. Cornelius JB, Carrick J. Editor: Patterson BJ. Asurvey of nursing students’ knowledge of andattitudes toward LGBT health care concerns.Research Briefs. 2015;36(3):1223 DOI:10.5480/13-1223.

18. Okutan N. (Eşcinsellere yönelik tutumlar:Cinsiyetçilik, romantik ilişkilerle ilgili kalıp yargılarve yetişkin bağlanma biçimleri açısından birdeğerlendirme. Yüksek Lisans Tezi, 2010 AnkaraÜniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Psikoloji(Sosyal Psikoloji) Anabilim Dalı.

19. Kırmızı K. Eşcinselliğe dinlerin ve toplumun bakışı.http://www.acarindex.com/dosyalar/makale/acarindex-1431723768.pdf. Erişim Tarihi: 01.03.2018.

20. Ayten A, Anık E. LGBT bireylerde dinî inanç, dinve tanrı tasavvuru, dinî ve manevî başa çıkmasüreci. Din Bilimleri Akademik Araştırma Dergisi2014;14(2):7-31.

21. Karakaya S. LGBT bireylerin sağlık bakımdeneyimleri ile ilgili görüşleri: Niteliksel çalışma.

Yüksek Lisans Tezi, 2017 İstanbul ÜniversitesiSağlık Bilimleri Enstitüsü.

22. Özpulat F, Bulut FY, Kör M. Üniversiteöğrencilerinin LGBT bireyler hakkındaki görüşleri.International Journal of New Trends in SocialSciences. 2017;1(2):23-32.

23. Yüksel Ş, Arslantaş Ertekin B, Öztürk M, BıkmazPS, Oğlağu Z. Klinikte ihmal edilen bir konu:Transseksüel bireylerde intihar riski. NöropsikiyatriArşivi Dergisi; 2017;54:28-32. Doi:10.5152/npa.2016.10075.

24. Yalçınoğlu N, Önal AE. (2014). Eşcinsel vebiseksüel erkeklerin içselleştirilmiş homofobi düzeyive sağlık üzerine etkileri. Turk J Public Health2014;12(2):100-12.

25. Yeşiltepe G. Lezbiyen gay biseksüel trans (LGBT)bireyler ve hasta hakları, Uzmanlık Tezi, 2015Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli TıpAnabilim Dalı.

26. Hinchliff S, Gott M, Galena E.. 'I dare say I mightfind it embarrassing': General practitioners'perspectives on discussing sexual health issueswith lesbian and gay patients. Health Soc CareCommunity; 2005;13(4):345-53.

171• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 3 • 163-171

Page 24: TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YAYINI|THE PUBLICATION OF …Gülhan Yiğitalp Seçilmiş Bir Tıp Fakültesi Dönem VI Öğrencilerinin Hekim Hakları Konusundaki Görüş ve Farkındalık

1 Dr. Öğr. Üyesi, Dicle Ü. Atatürk Sağlık Yüksekokulu, Diyarbakı (Orcid No: 0000-0001-5800-3878)

Abstract

Objective: This study was designed to examine theknowledge and practices among mothers withchildren aged 0-6 years in Diyarbakır regarding feverin children.

Materials and Methods: The target population ofthis descriptive study consisted of 428 mothers withchildren aged 0-6 years, who went to 11 FamilyHealth Centres in downtown Diyarbakır betweenJanuary and April 2015. A questionnaire preparedby the researcher was used to collect data. The datawere collected through face-to-face interviews withmothers. The data were analysed by calculatingnumber, percentage and chi-square.

Findings: The average age of the mothersparticipated in the study was 30.44±6.31 years. Itwas seen that 53.7% of them knew the grades offever correctly. 51.2% of the mothers were “givingantifebriles” to reduce the child‘s fever andaccording to 86.4% of them “febrile seizure” wasthe most common harm of high fever. 48.1% ofmothers stated that they give antifebriles every “4hours or less". It was determined that as theeducational level of mothers increased, the rates ofkeeping a thermometer available at home, knowingabout the grades of high fever and giving correctdoses of medications increased (p<0.05).

Conclusion: It was seen that the mothers did nothave sufficient information about fever treatmentpractices. As the educational level of mothersincreases, their level of knowledge about fever alsoincreases.

Key words: Fever, Child, Mothers, Knowledge,Practices.

Öz

Amaç: Çalışma Diyarbakır’da 0-6 yaş arası çocuğuolan annelerin çocuklarda gelişen ateş konusundabilgi ve uygulamalarını değerlendirmek amacıylatasarlanmıştır.

Gereç ve Yöntemler: Tanımlayıcı nitelikteki buaraştırmanın evrenini Diyarbakır merkeze bağlı 11Aile Sağlığı Merkezine Ocak-Nisan 2015 tarihleriarasında başvuran 0-6 yaş grubu çocuğu olan 428anne oluşturmuştur. Verilerin toplanmasındaaraştırmacı tarafından oluşturulan anket formukullanılmıştır. Anneler ile yüz yüze görüşülerek verilertoplanmıştır. Veriler, sayı, yüzdelikler ve ki-karehesaplanarak analiz edilmiştir.

Bulgular: Araştırmaya katılan annelerin yaşortalaması 30.44±6.31 yıldır. Annelerin %53.7’sininateşin sınırlarını doğru bildiği belirlenmiştir. Çocuğunateşini düşürmek için yapılan uygulamalar arasında%51.2 oranında “ateş düşürücü verme” olduğu,%86.4’ünün ateşin zararı olarak “havale geçirme”cevabını verdikleri saptanmıştır. Annelerin %48.1’i“4 saat ve altı” sürede ateş düşürücü verdiğini ifadeetmişlerdir. Annelerin eğitim düzeyi arttıkça evdederece bulundurma, yüksek ateşin derecesini bilme,doza dikkat etme düzeyinin arttığı saptanmıştır(p<0.05).

Sonuç: Annelerin ateşe yönelik uygulamalardayeterli bilgiye sahip olmadıkları görülmüştür.Annelerin eğitim düzeyi arttıkça ateşle ilgili bilgidüzeyi artmaktadır.

Anahtar sözcükler: Ateş, Çocuk, Anneler, Bilgi,Uygulamalar

Geliş/Received : 26.02.2018 Kabul/Accepted : 09.07.2018

Gülhan Yiğitalp1

Araştırma

Research

0-6 Yaş Çocuğu Olan Annelerin Ateş Konusunda Bilgi ve Uygulamaları: Diyarbakır Örneği The Knowledge and Practices among Mothers with Children Aged 0 to 6 Yearsabout Fever: An Example from Diyarbakır

DOI: 10.17942/sted.399082

172 • 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 3 • 172-180

Page 25: TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YAYINI|THE PUBLICATION OF …Gülhan Yiğitalp Seçilmiş Bir Tıp Fakültesi Dönem VI Öğrencilerinin Hekim Hakları Konusundaki Görüş ve Farkındalık

GirişAteş; vücut sıcaklığının ölçüldüğü yere göreortalamadan 1°C ya da daha yüksek olmasıdır.Vücut sıcaklığı gün içinde değişiklikler gösterir.Özellikle akşam saatlerinde, sıcak hava, hareket,sıkı giyinme, sıcak yiyecek ve içecekler ile vücutsıcaklığı artabilir (1,2). Literatürde değişmekleberaber vücut ısısının; rektal 38°C, oral 37.8°C,aksiler 37.2°C’nin üzerinde olması ateş olarakdeğerlendirilmektedir (3,4).

Ateş çocukluk çağında, sıklıkla karşılaşılansemptomlardandır ve ailelerin sağlık kuruluşunabaşvurma nedenlerinin başında gelmektedir (2,5).Ateş hastalık olarak değerlendirilerek ailelerdekorku ve endişeye neden olmakta ve ateşeyönelik ailelerin yanlış ve hatalı girişimlerebaşvurmalarına neden olabilmektedir. Oysaki ateşbir semptomdur ve vücudun vermiş olduğu doğalbir savunma mekanizmasıdır (6,7).

Yüksek ateş durumunda başvurulan yanlış vehatalı uygulamalar çocuklarda ölümlesonuçlanabilen komplikasyonlara yol açmaktadır.Bundan dolayı ateş durumunda alınması gerekenönlemler ve zamanında yapılacak müdahalelerbüyük öneme sahiptir (8).

Ülkemizde yapılan çeşitli çalışmalarda ailelerinçocuklarda ateş ile ilgili bilgi ve uygulamalarıirdelenmiştir (8-13). Ancak araştırmanınplanlandığı Diyarbakır ilinde annelerin çocuklardaateş konusunda bilgi ve uygulamalarıyla ilgiliçalışmalara ulaşılamamıştır. Bu nedenle çalışma,Diyarbakır’da 0-6 yaş arası çocuğu olan annelerinçocuklarda gelişen ateş konusunda bilgi veuygulamalarını değerlendirmek amacıylatasarlanmıştır.

Gereç ve YöntemTanımlayıcı nitelikteki bu araştırma, Diyarbakırmerkeze bağlı 11 Aile Sağlığı Merkezinde (ASM)yürütülmüştür. Sosyoekonomik durumbakımından toplumu yansıtması ve ulaşımın kolayolmasından dolayı bu ASM’ler seçilmiştir.Araştırmanın evrenini, Ocak 2015 - Nisan 2015tarihleri arasında, Diyarbakır merkeze bağlı 11ASM’ye başvuran 0-6 yaş grubu çocuğu olananneler oluşturmuştur. Örneklem seçiminegidilmemiş belirtilen tarihler arasında herhangi birsağlık şikâyeti ya da bağışıklama nedeni ileASM’ye başvuran ve çalışmaya katılmayı kabul

eden 428 anne ile çalışma yürütülmüştür.Annelere çalışmanın amacı açıklanmış, sorularıyanıtlanmış ve sözlü onayları alınmıştır. Annelereçocukları hakkında verdikleri bilgilerin gizlitutulacağı, başka hiçbir yerde kullanılmayacağı veistedikleri anda çalışmadan ayrılma hakkına sahipoldukları açıklanmıştır.

Veriler araştırmacı tarafından literatür taranarakoluşturulan 31 sorudan oluşan soru formuylatoplanmıştır (7,9,13-15). ASM’ye başvuranannelerle uygun bir ortamda yüz yüze görüşmeyöntemiyle veriler elde edilmiştir.

Verilerin DeğerlendirilmesiVerilerin istatistik analizi bilgisayar ortamındaSPSS 16 (Statistical Package for Social Sciences,SPSS Inc., Chicago, IL, USA) paketi kullanılarakyapılmıştır. Sayı, yüzdelikler ve önemlilik testiolarak da ki-kare hesaplanmış, p<0.05 anlamlıkabul edilmiştir.

BulgularAraştırmaya katılan annelerin yaş ortalaması30.44±6.31 yıldır. Annelerin %33.2’sinin okumayazma bilmediği, %90.9’unun çalışmadığıbelirlenmiştir (Tablo 1).

Çalışmada annelerin %97.7’sinin çocuğunda ateşşikâyeti olduğu, %46.7’sinin çocuğun ateşiolunca ASM’ye başvurduğu, %77.6’sının alnınadokunarak ateşi tespit ettikleri ve %33.6’sınınevinde derece bulunduğu belirlenmiştir. Annelerin%43.5’i ateşin derece ile koltuk altındanölçüldüğünü, %43.7’si nereden ölçüldüğünübilmediğini, %53.7’si ateşin sınırlarını doğrubildiği, %64.5’i çocuk ateşlenince ilk aklına gelenhastalığın soğuk algınlığı/grip olduğunu ifadeetmişlerdir. Çocuğun ateşini düşürmek içinannelerin %51.2’si “ateş düşürücü verme”,%32.2’si “periferik soğutma” yaptığıbelirlenmiştir. Annelerin periferik soğutmayöntemini sıklıkla koltuk altı (%43.7) ve baş(%40.7) bölgesine uyguladıkları saptanmıştır.Annelerin %56.8’inin periferik soğutmada ılık sukullandığı, %86.4’ünün ateşin zararı olarak“havale geçirme” cevabını verdikleri görülmüştür(Tablo 2).

Araştırma kapsamına alınan annelerin ateşdüşürücü ilaçlar hakkındaki bilgi ve uygulamalarıincelendiğinde %51.2’sinin ibuprofen,

173• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 3 • 172-180

Page 26: TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YAYINI|THE PUBLICATION OF …Gülhan Yiğitalp Seçilmiş Bir Tıp Fakültesi Dönem VI Öğrencilerinin Hekim Hakları Konusundaki Görüş ve Farkındalık

%22.2’sinin parasetemol kullandığı, %48.1’i “4saat ve altı” sürede ateş düşürücü verdiğini,%41.8’i ilaç dozunu yaşa göre ayarladığını,%86.4’ü ateş düşürücüleri eczaneden doktorreçetesi ile aldığını, %23.8’i doktora danışmadanantibiyotik kullandıklarını, ateş düşürücü ile ilgilibilgiyi %83.4 oranında sağlık personelindenaldıklarını ifade etmişlerdir. Annelerin %66.1’iateş düşürücü ilaçların faydaları olarak çocuğunhavale geçirmesini engellediğini, %79.7’si ateşdüşürücü ilaçların yan etkilerini bilmediklerinibildirmişlerdir (Tablo 3).

Annelerin eğitim düzeyi ve ateş ile ilgili bazıdeğişkenler karşılaştırıldığında, eğitim düzeyiyleevde derece bulundurma, yüksek ateşin sınırlarınıbilme, ilaç dozuna dikkat etme arasında anlamlıilişki bulunurken (p<0.05), doktora danışmadanantibiyotik kullanma, ateş düşürücüyü temin etmeyöntemi arasında ilişki bulunmamıştır (p>0.05).Annelerin eğitim düzeyi arttıkça evde derecebulundurma, yüksek ateşin derecesini bilme, dozadikkat etme düzeyinin arttığı saptanmıştır (Tablo4).

TartışmaDiyarbakır’da 0-6 yaş arası çocuğu olan annelerinçocuklarda gelişen ateş konusunda bilgi veuygulamalarını değerlendirmek amacıylatasarlanan bu araştırmada, annelerin %46.7’siçocuğunda ateş olduğunda ASM’ye, %37.6’sı acilservise başvurduğunu belirtmişlerdir. Celasin veark.nın (4) çalışmasında annelerin %96.1’ininöncelikle kamu kuruluşlarına (hastane, sağlıkocağı) başvurduğu, Çiftçi ve Beklen’in (8)çalışmasında %32.3’ünün ASM’ye başvurduğubelirlenmiştir.

Ateşin ölçümü mutlaka termometre ileyapılmalıdır. Elle dokunarak yapılan ateş ölçümüyanıltıcı olmaktadır. Çalışmamızda annelerinbüyük çoğunluğunun vücut ısısını ilkdeğerlendirme yöntemi olarak çocuğun alnınadokunarak yaptıkları belirlenmiştir. Benzerçalışmalarda da bu oran %62.2 ile %77.2arasında bulunmuştur (4,8,15). Çocukta gelişenateşin sağlıklı bir biçimde izlenmesi hastalığınseyrini ortaya koymak ve tedaviye karar vermekbakımından önemli olduğundan, annelerin buhususta sağlık eğitimine ihtiyaç duydukları açıktır.Ayrıca bu araştırmada annelerin %33,6’sınınevinde derece olduğu ve derece olanların

Tablo 1. Ebeveynlerin tanımlayıcı özellikleri

Özellikler Sayı Yüzde

Yaş Ort±SS30.44±6.31Anne eğitim düzeyi

Okuryazar olmayan 142 33.2Okuryazar 79 18.5İlkokul 88 20.6Ortaokul 31 7.2Lise 58 13.5Üniversite 30 7.0

Anne çalışma durumu Çalışmıyor 389 90.9Çalışıyor 39 9.1

Baba eğitim düzeyiOkuryazar olmayan 30 7.0Okuryazar 52 12.1İlkokul 136 31.8Ortaokul 71 16.6Lise 92 21.5Üniversite 47 11.0

Babanın mesleğiİşçi 163 38.1Memur 56 13.1Serbest Meslek 166 38.8İşsiz 25 5.8Emekli 7 1.6Diğer 11 2.6

Aile tipiÇekirdek 346 80.8Geniş 82 19.2

Çocuk sayısı4 ve daha az 357 83.44’ten fazla 71 16.6

Yerleşim yeriApartman dairesi 285 66.6Gecekondu 127 29.7Müstakil 16 3.7

Gelir durumu500 TL altı 57 13.3500-1000 TL 203 47.41001-2000 TL 112 26.22000TL üstü 56 13.1

Sosyal güvenceSGK 248 57.9Yeşil kart 118 27.6Özel sigorta 17 4.0Yok 45 10.5Toplam 428 100.00

174 • 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 3 • 172-180

Page 27: TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YAYINI|THE PUBLICATION OF …Gülhan Yiğitalp Seçilmiş Bir Tıp Fakültesi Dönem VI Öğrencilerinin Hekim Hakları Konusundaki Görüş ve Farkındalık

Tablo 2. Annelerin ateş konusundaki bilgi ve uygulamaları

Çocuğunuzda ateş şikâyeti oldu mu? Sayı YüzdeEvet 418 97.7Hayır 10 2.3

Çocuğunuzda ateş olunca hangi sağlık kuruluşuna başvurursunuz?*Aile sağlığı merkezi 200 46.7Acil servis 161 37.6Çocuk polikliniği 129 30.1Özel sağlık kuruluşu 16 3.7

Ateş olduğunu nasıl belirlersiniz?*Alnına dokunarak 332 77.6Derece ile ölçerek 121 28.3Genel durumuna bakarak 75 17.5

Evde derece var mı?Evet 144 33.6Hayır 284 66.4

Hangi tür derece var? (n=144)Dijital 111 77.1Civalı 33 22.9

Derece ile ateş nereden ölçülür?* Koltuk altı 186 43.5Alın 26 6.1Ağız 24 5.6Kulak 23 5.4Makat 11 2.6Bilmiyorum 187 43.7

Yüksek ateş kaç dereceye denir?Bilmiyor 165 38.637 C altı 6 1.437-38 27 6.338 ve üzeri 230 53.7

Çocuk ateşlenince ilk aklına gelen hastalık?* Soğuk algınlığı/grip 280 64.5Tonsillit/Faranjit 71 16.6Bronşit 62 14.5Menenjit 34 7.9Diş çıkarma 28 6.5İshal 15 3.5İYE 13 3.0Güneş çarpması 4 0.9Bilmiyor 41 9.6

Çocuğunuzda ateş olunca ilk yaptığınız uygulama nedir?*Ateş düşürücü verme 219 51.2Giysilerini çıkarma 177 41.4Periferik soğutma 138 32.2Doktora götürme 56 13.1

Periferik soğutmayı nereden uyguluyorsunuz?*Koltuk altı 187 43.7Baş 174 40.7Tüm vücut 89 20.8El-yüz 72 16.8Gövde 25 5.8Bilmiyor 62 14.5

175• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 3 • 172-180

Page 28: TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YAYINI|THE PUBLICATION OF …Gülhan Yiğitalp Seçilmiş Bir Tıp Fakültesi Dönem VI Öğrencilerinin Hekim Hakları Konusundaki Görüş ve Farkındalık

çoğunluğunun dijital dereceye sahip olduklarıbelirlenmiştir. Halıcıoğlu ve ark.nın (3)araştırmasında da %29.0’ının evinde dereceninolduğu ve çoğunun dijital dereceye sahip olduğu,Demir ve Bayat’ın (16) araştırmasında %22.1’ininevinde derece bulunduğu, Temel ve ark.nın (17)araştırmasında %97.3’ünün evinde dijital derecebulunduğu belirlenmiştir.

Çocuklarda ateş; rektal, oral, aksillar, timpanik,temporal arterden ölçülebilir (18). Bu çalışmadaanneler “derece ile ateş nereden ölçülür?”sorusuna %43.5’i koltuk altından %43.7’sibilmiyorum cevabını vermişlerdir. Öztürk veark.nın (19) çalışmasında ailelerin %70.9’uçocuğun ateşini koltuk altından ölçtüklerini,Araz’ın (9) çalışmasında %79.5’i koltuk altından%2.5’i bilmediğini belirtmiştir. Bizim çalışmamızdadiğer çalışmalara göre annelerin ateşin ölçüldüğübölgeyi bilmemelerinin yüksek olması kadınlarınbu konuda eğitime ihtiyaçlarının olduğunugöstermektedir.

Aksiller ölçümle değerlendirilen sıcaklıktanılamasında; normal vücut sıcaklığı (36.5-37.2°C), Subfebril Ateş (37.2-38.4°C), Hafif Ateş(38-38.5°C), Orta Ateş (38.5-39°C), Yüksek Ateş(39-40°C), Hiperpireksi (40.5°C ve üzeri) olarakdeğerlendirilmektedir (2).

Bu çalışmada araştırmaya dahil edilen annelerinyarısından fazlası yüksek ateşi 38°C ve üstü

olarak tanımlarken, geri kalan önemli bir kısmınınateşin sınırlarını bilmedikleri ya da yanlış bildiklerisaptanmıştır. Baş ve ark.nın (7) çalışmasındaannelerin %70.7’si 38°C ve üzeri, Dong ve ark.ınçalışmasında (6) ailelerin yarısından fazlasının38°C ve üstü, Zyoud ve ark.ı (20) annelerinyaklaşık 3/4’’ünün 38-39°C üstünü yüksek ateşolarak tanımladıkları görülmüştür.

Annelerin ateş olunca ilk yaptığı uygulama olarakateş düşürücü verme, çocuğun giysileriniçıkartma, periferik soğutma yapma olduğu,periferik soğutmayı koltuk altından, ılık su ile,soğuk su ile, alkol/sirke ile yaptığı görülmüştür.Yapılan başka araştırmalar da çalışmamızlaparalellik göstermektedir (10,21-24). Annelerinateş durumunda çocuğun giysilerini çıkarma, ılıkkompres uygulama, çocuğa ılık duş aldırma gibiyararlı uygulamalar yanında, sirkeli su, alkol vekolonya kullanma, doktor önerisi olmadan ateşdüşürücü kullanma gibi hatalı uygulamalaryaptıkları da görülmektedir. Periferik soğutmadoğru biçimde yapılırsa ateşe yaklaşımda olumlubir uygulama olarak kabul edilir (14).Sirkeli/alkollü su çocuğun ateşini bir andadüşüreceği için periferik soğutmada tavsiyeedilmez (25).

Ateş nedeniyle geçirilen nöbetlerin morbiditeyiartıran faktörlerle ilişkili olabileceğini düşünenebeveynler, sıklıkla korku ve endişe yaşarlar (26).Ateş, çocukların genel durumunu bozduğundan

Tablo 2’nin devamı Annelerin ateş konusundaki bilgi ve uygulamaları

Sayı YüzdePeriferik soğutmayı ne ile uyguluyorsunuz?*

Ilık su 243 56.8Soğuk su 97 22.7Duş 67 15.7Alkol\sirke 24 5.6Bilmiyor 57 13.3

Ateşin zararları neler olabilir?*Havale geçirme 370 86.4Beyin hasarı 84 19.6Halsizlik 79 18.5Enfeksiyon 63 14.7İştah azalması 59 13.8Solunum güçlüğü 39 9.1Ölüm 13 3.0Beyin kanaması 13 3.0Bilmiyor 37 8.6

*Yüzdeler n=428 üzerinden hesaplanmıştır.

176 • 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 3 • 172-180

Page 29: TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YAYINI|THE PUBLICATION OF …Gülhan Yiğitalp Seçilmiş Bir Tıp Fakültesi Dönem VI Öğrencilerinin Hekim Hakları Konusundaki Görüş ve Farkındalık

Tablo 3. Annelerin ateş düşürücü ilaçlar konusundaki bilgi ve uygulamaları

Sayı YüzdeAteş düşürücü olarak hangi tür ilaç kullanıyorsunuz?*İ

buprofen 219 51.2Parasetamol 95 22.2Aferin 46 11.9Aspirin 20 10.7Novalgin 51 4.7Bilmiyor 79 18.5

Ateş düşürücüyü kaç saatte bir veriyorsunuz?4 saat ve altı 206 48.15 saat ve üstü 162 37.9Ateşi çıktıkça 48 11.2Reçeteye göre 12 2.8

Ateş düşürücünün dozuna dikkat ediyor musunuz?Evet 388 90.7Hayır 40 9.3

Dozu neye göre ayarlıyorsunuz?*Yaşa göre 179 41.8Reçeteye göre 155 36.2Ateşin yüksekliğine göre 82 19.2Kiloya göre 44 10.3

Ateş düşürücüyü nereden temin ediyorsunuz?Eczaneden doktor reçetesiyle 370 86.4Eczaneden reçetesiz 53 12.4Tanıdıklardan 5 1.2

Doktora danışmadan antibiyotik kullanıyor musunuz? Evet 102 23.8Hayır 326 76.2

Ateş düşürücü hakkında bilgileri nereden alıyorsunuz?*Sağlık personeli 357 83.4Akraba 138 32.2Arkadaşlar 53 12.4Televizyon 30 7.0İnternet 16 3.7Gazete, dergi 13 3.0

Ateş düşürücü ilaçların faydaları nelerdir?*Havale geçirmesi engellenir 283 66.1Çocuk kendini daha iyi hisseder 221 51.6İyileşmesi daha hızlı olur 186 43.5Daha kolay uyur 90 21.0Etrafıyla ilgili hale gelir 58 13.6İştahı açılır 53 12.4Bilmiyor 45 10.5

Ateş düşürücü ilaçların yan etkileri nelerdir?*Bilmiyor 341 79.7Alerji 44 10.3Böbrek yetmezliği 24 5.6Karaciğer yetmezliği 20 4.7Hazımsızlık 14 3.3Mide kanaması 13 3.0

*Yüzdeler n=428 üzerinden hesaplanmıştır.

177• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 3 • 172-180

Page 30: TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YAYINI|THE PUBLICATION OF …Gülhan Yiğitalp Seçilmiş Bir Tıp Fakültesi Dönem VI Öğrencilerinin Hekim Hakları Konusundaki Görüş ve Farkındalık

Tablo 4. Annelerin eğitim düzeyi ve ateş ile ilgili bazı değişkenlerin karşılaştırılması

Eğitimsiz İlköğretim Lise ve üzeri Χ2:pN % N % N % Χ2 P

Evde derece Yok 187 84.6 76 63.9 21 23.9 104.507 0.000Var 34 15.4 43 36.1 67 76.1

Yüksek ateş kaç derecedir?Bilmiyor 117 52.9 43 36.1 5 5.7 69.515 0.00037 ºC altı 0 0.0 5 4.2 1 1.137-38 ºC 11 5.0 6 5.0 10 11.438 ºC ve üzeri 93 42.1 65 54.6 72 81.1

Doktor danışmadan antibiyotik kullanmaEvet 60 27.1 22 18.5 20 22.7 3.272 0.195Hayır 161 72.9 97 81.5 68 77.3

Doza dikkat etmeEvet 190 86.0 111 93.3 87 98.9 13.683 0.001Hayır 31 14.0 8 6.7 1 1.1

Ateş düşürücüyü temin etmeEczaneden Reçetesiz 27 12.2 13 10.9 13 14.8 2.597 0.627Eczaneden Reçeteli 190 86.0 105 88.2 75 85.2Tanıdıklarından 4 1.8 1 0.8 0 0.0

aile üyelerini korkutsa da bağışıklık sisteminin bazıbileşenlerine faydalı olduğu ve enfeksiyonlara karşıvücudun korunmasına ve iyileşmesine katkıdabulunduğu belirtilmektedir (2). Bu çalışmadaailelerin ateşin zararları konusundaki en büyükendişesi %86.4 oranında havale geçirme, %19.6oranında beyin hasarı olduğu bulunmuştur. Bubulgulara paralel olarak Dalkıran’ın (27)çalışmasında annelerin %82.5’inin çocuklarınınhavale geçirmesinden ve %72.5’inin ateşlihavalenin birçok ciddi hasarlara neden olacağıkonusunda endişeleri olduğu, Nerkiz ve ark.nın(12) çalışmasında ailelerin %90.4’ü havale,%37.1’i beyin hasarı, Chiappini ve ark.nın (28)yaptıkları bir çalışmada görüşülen ailelerin hepsi,ateşin en az bir olumsuz etkisinin olduğunu ve%89.9’u tedavi edilmediği takdirde ateşin beyinhasarı ya da nöbetlere yol açabileceğinibelirtmişlerdir.

Parasetamol ve ibuprofen çocuklarda ateştedavisinde sıklıkla kullanılan ateş düşürücülerarasındadır (13,29,30). Bu çalışma kapsamındakianneler de literatür ile benzer biçimde ateşdüşürücü olarak İbuprofen ve Parasetamolkullandığını belirtmişlerdir.

Aileler ateş durumunda paniğe kapıldıklarındangereğinden sık ateş düşürücü ilaçkullanmaktadırlar. Nerkiz ve ark.nın (12) yaptıklarıçalışmada 4 saat ve daha sık aralıklara ateşdüşürücü verilebileceğini bildiren ailelerin oranı%33.9 bulunmuştur. Araz’ın (9) çalışmasındaailelerin %60.8’i 4 saat ve daha sık aralıklarla ateşdüşürücü ilaç verdiklerini bildirmişlerdir. Buçalışmada da annelerin yaklaşık yarısı 4 saat vedaha sık aralıklara ateş düşürücü verdiğinibildirmişlerdir.

Çalışma kapsamına alınan annelerin büyükçoğunluğu ateş düşürücünün dozuna dikkatettiğini, %41.8’i dozu çocuğun yaşına göre,%36.2’si reçeteye göre, %19.2’si ateşinyüksekliğine göre, %10.3’ü kiloya göreayarladığını ifade etmişlerdir. Karaahmetoğlu veark.nın (14) çalışmasında annelerin %30.1’ininçocuğun yaşına göre, %33.6’sının reçeteye göreilaç dozunu ayarladığı bulunmuştur. Bebiş veark.nın (11) çalışmasında annelerin 4/2’sindenfazlası ilaç prospektüsünde belirtilen çocuğunyaşına ve kilosuna göre; 4/1’i doktor reçetesinegöre; 5/1’i ise ateş yüksekliğine göre ilaç dozunuayarladığını belirtmişlerdir. Çataklı ve ark.nın (13)

178 • 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 3 • 172-180

Page 31: TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YAYINI|THE PUBLICATION OF …Gülhan Yiğitalp Seçilmiş Bir Tıp Fakültesi Dönem VI Öğrencilerinin Hekim Hakları Konusundaki Görüş ve Farkındalık

çalışmasında annelerin %48.5’i ateş düşürücüreçete edilirken çocuklarının yaşının sorulduğunubelirtmişlerdir. Oysa uygun dozun ayarlanabilmesiiçin çocuğun ağırlığının bilinmesi gerekmektedir.Annelerin bu konuda doğru bilgilendirilmeleriönem taşımaktadır.

Çiftçi ve Beklen (8) annelerin %79.8’inin ateşdüşürücüyü doktor reçetesiyle aldığını, Kılıç veark. (31) ailelerin %63.0’ının ilaç vermeden öncedoktora başvurduklarını, Çataklı ve ark. (13)annelerin %84.2’sinin ateş düşürücüleri doktorönerisiyle kullandıklarını belirlemişlerdir. Buçalışmada da benzer olarak annelerin%86.4’ünün ateş düşürücüyü eczaneden doktorreçetesiyle temin ettiği bulunmuştur. Ayrıcaannelerin %23.8’i doktora danışmadan çocuğaantibiyotik verdiklerini belirtmişlerdir. Özkan veÖztürk’ün (10) çalışmasında da annelerin%16.9’u ateşi yükseldiğinde çocuğa antibiyotikverdikleri, Halıcıoğlu ve ark. (3) çalışmasında%1.0’i doktora gitmeden antibiyotik verdikleri,Demir ve Bayat’ın (16) çalışmasında %1.7oranında doktora danışmadan antibiyotikverdikleri belirlenmiştir. Bizim çalışmamızda buoranın diğer çalışmalara göre oldukça yüksekolduğu görülmektedir. Bu konuda ailelere,özellikle annelere antibiyotiğin kullanım alanlarıve önemi konusunda planlı eğitimler verilmelidir.

Araz’ın (9) çalışmasında annelerin %39.8’i’,Suluhan ve ark.nın (32) çalışmasında %46.8’i ateşdüşürücü ilaçların yan etkisini bilmediklerini ifadeetmişlerdir. Bu çalışmada da annelerin %79.7’siateş düşürücü ilaçların yan etkisini bilmediklerinibelirtmişlerdir. Bu veriler annelerin ateşdüşürücüler hakkında bilgi ve danışmanlığaihtiyaçları olduğunu göstermektedir.

Literatürde ebeveynin eğitim düzeyinin düşükolmasının, ailenin ateşli çocuğa yaklaşımını,ailelerin ateş ile ilgili tutumlarını ve ateş düşürücüilaç kullanımını etkilediğini gösteren çalışmalarmevcuttur (13,28,33). Bu çalışmada da eğitimdüzeyiyle evde derece bulundurma, yüksek ateşinderecesini bilme, ilaç dozuna dikkat etmearasında anlamlı ilişki bulunmuştur. Annelerineğitim düzeyi arttıkça evde derece bulundurma,yüksek ateşin derecesini bilme, doza dikkat etmedüzeyinin arttığı saptanmıştır.

Sonuç olarak bu araştırmada annelerin büyükçoğunluğu vücut ısısını yanlış yolla belirlediği veyarısına yakını ateşin sınırlarını bilmediği, ayrıcaateşe yönelik uygulamalarda yeterli bilgiye sahipolmadıkları bulunmuştur. Annelerin eğitimdüzeyinin evde derece bulundurma, ateşinsınırlarını bilme ve ilaç dozuna dikkat etmedurumunu etkilediği belirlenmiştir.

Bu sonuçlar doğrultusunda, ateş durumundaanneler öncelikle ASM ve acil kliniklerebaşvurdukları için bu alanda çalışan sağlıkpersonellerinin özellikle hemşirelerin ailelere ateşile ilgili doğru bilgilendirme yapması önem arzetmektedir. Bu kapsamda ailelere yüksek ateşintanımı, nedenleri, ateşin komplikasyonları, ateşdurumunda yapılacak ilk uygulamalar gibikonularda kapsamlı ve sürekli eğitimler verilmesihatalı uygulamaların önlenmesinde büyük katkılarsağlayacaktır.

TeşekkürBu çalışmada özellikle verilerin toplanmasında veanalizinde vermiş olduğu katkılardan doları Arş.Gör. Dr. Funda GÜMÜŞ’e teşekkür ederim.

İletişim: Dr. Gülhan YiğitalpE-posta: [email protected]

Kaynaklar1.Smith J. Methods and devices of temperature

measurement in the neonate: a narrative reviewand practice recommendations. Newborn andInfant Nursing Reviews 2014;14(2):64-71.

2.Çaka SY, Çınar N, Altınkaynak S. Ateşli ÇocuğaYaklaşım. Journal of HumanRhythm, 2015;1(4):133-138.

3.Halicioglu O, Koc F, Akman S, Teyin A. Atesliçocuklarda; annelerin evde ateşe yaklasımı, bilgilerive sosyodemografik özellikler ile iliskisi. Izmir Dr.Behçet Uz Çocuk Hast. Dergisi 2011;1(1):13-19.

4.Celasin NŞ, Ergin D, Atman Ü. Yüksek ateş şikayetiile hastaneye yatırılan 0-6 yaş grubu çocukları olanannelerin yüksek ateşe ilişkin bilgi vetutumları. Fırat Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi2008; 22(6):315-322.

5.Teller J, Ragazzi M, Simonetti GD, Lava SAG.Accuracy of tympanic and forehead thermometersin private paediatric practice. Acta Paediatrica2014;103(2):80-83.

6.Dong L, Jin J, Lu Y, Jiang L, Shan X. Fever phobia: acomparison survey between caregivers in theinpatient ward and caregivers at the outpatient

179• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 3 • 172-180

Page 32: TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YAYINI|THE PUBLICATION OF …Gülhan Yiğitalp Seçilmiş Bir Tıp Fakültesi Dönem VI Öğrencilerinin Hekim Hakları Konusundaki Görüş ve Farkındalık

department in a children’s hospital in China. BMCpediatrics 2015;15(1):163.

7.Baş NG, Karatay G, Karatay M. Beş yaş altı çocuğasahip annelerin ateş yönetimine ilişkin bilgi veuygulamaları. Hemşirelikte Eğitim Ve AraştırmaDergisi 2016;13(3):258-263.

8.Çiftçi EK, Beklen S. 0-6 yaş arası çocuğu olanannelerin ateş ve ateş düşürücüler ile ilgili bilgi veinanışları. Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi2014;11(2):83-91.

9.Araz NÇ. Ailelerin ateşli çocuğa yaklaşımı: bilgi,tutum ve uygulamaları. Türkiye Çocuk HastalıklarıDergisi 2013;7(1):27-32.

10.Özkan H, Öztürk S. Doğu Anadolu bölgesinde birkent merkezinde iki aile sağlığı merkezinebaşvuran annelerin çocukları ateşlendiğinde yaptığıuygulamalar. İzmir Dr. Behçet Uz Çocuk HastanesiDergisi 2013;3(2):121-126.

11.Bebiş H, Coşkun S, Açıkel C, Özdemir S. 0-6 YaşGrubu Çocuğu Olan Annelerin Yüksek Ateşe İlişkinBilgi ve Uygulamalarının Değerlendirilmesi. TAFPreventive Medicine Bulletin 2013;12(6):699-708.

12.Nerkiz P, Doğaner YÇ, Aydoğan Ü, Onar T, Gök F,Sağlam K, ve ark. Ailelerin ateşli çocuğa yaklaşımıve ateş bilinç durumu. Eurasian Journal of FamilyMedicine 2012;1(1):11-16.

13.Çataklı T, Can V, Dallar Y. Annelerin Ateş DüşürücüKullanma Bilgileri Yeterli mi?. J Pediatr Inf2012: 6(4):139-143.

14.Karaahmetoğlu GU, Softa HK, Zengin N. 0–6 yaşgrubu çocuğu olan annelerin ateş ve ateşli havaleile ilgili bilgi, tutum ve davranışlarınınincelenmesi. Cumhuriyet Hemşirelik Dergisi2015;4(2):54-60.

15.Arslan S. Aydın M. Annelerin ateş korkusu ve ateşyönetimi. Düzce Üniversitesi Sağlık BilimleriEnstitüsü Dergisi 2015;5(1):1-6.

16.Demir M, Bayat B. Tokat karşıyaka doğum veçocuk hastanesi acil servisine yüksek ateşşikayetiyle getirilen 0-5 yaş grubu çocuklarınannelerinin yüksek ateşle ilgili bilgi ve tutumları.Sağlık Bilimleri Dergisi (Journal of Health Sciences)14(Ek Sayı:Hemşirelik Özel Sayısı) 2005;14:22-29

17.Temel AB, Arabacı Z, Kahveci T. Annelerinçocuklarında ateş yönetimi ile ilgili bilgi, tutum veuygulamalarının değerlendirilmesi. KastamonuSağlık Akademisi 2016;1(1):1-17.

18.Hockenberry J. Assessment of the Child andFamily. In J. Hockenbery, D. Wilson (Ed.). Wong’sEssetials of Pediatric Nursing (9. Baskı), USA:Elsevier Mosby. 2013;86-140.

19.Öztürk Ö, Topan A, Ayyıldız T. Ateş şikayeti ile acilservise getirilen çocuklarda ateş olgularınındeğerlendirilmesi. Sağlık Bilimleri ve MeslekleriDergisi 2015;2(3):285-296.

20.Zyoud SH, Al-Jabi SW, Sweileh WM, Nabulsi MM,

Tubaila MF, Awang R, et al. Beliefs and practicesregarding childhood fever among parents: ACross-sectional study from palestine. BMCPediatrics 2013;13(66):1-8.

21.Eliaçık K, Kanık A, Oyman G, Rastgel H, Güngör S,Anıl M, ve ark. Ebeveynlerin ateş hakkındaki bilgi,inanış ve yanlış uygulamaları. Adnan MenderesÜniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi 2012;13(1):5-7.

22.Bölükbaş N, Erbil N, Altunbaş H, Arslan Z. 0-12aylık bebeği olan annelerin çocuk bakımındabaşvurdukları geleneksel uygulamalar. Uluslararasıİnsan Bilimleri Dergisi 2009;6(1):164-176.

23.Poirier MP, Collins EP, McGuire E. Fever phobia: asurvey of caregivers of children seen in a pediatricemergency department. Clin Pediatr2010;49(6):530-534.

24.Wallenstein MB, Schoeder AR, Hole MK, Ryan C,Fijalkowski N, Alvarez E, et al. Fever literacy andfever phobia. Clin Pediatr 2013;52(3):254-259.

25.Green R, Jeena P, Kotze S, Lewis H, Webb D, WellsM. Management of acute fever in children:guideline for community healthcare providers andpharmacists. South African Medical Journal.2013;103(12): 948-954.

26.Sullivan JE, Farrar HC. Fever and antipyretic use inchildren. Pediatrics. 2011;127(3):580-587.

27.Dalkıran YA. Annelerin ateş ve ateşli havale ileilgili bilgi düzeyleri. Aile Hekimliği Uzmanlık Tezi.İstanbul:2007.

28.Chiappini E, Parretti A, Becherucci P, Pierattelli M,Bonsignori F, Galli L, et al. Parental and medicalknowledge and management of fever in Italianpre-school children. BMC pediatrics 2012;12(1):97.

29.Saz EU, Koturoğlu G, Duyu M, Ozananar Y,Kurugöl Z, Sever M. Türk ailelerinin ateş yönetimiile ilgili bilinç düzeyi ve korkuları. Çocuk Enf Derg2009;3:161-164.

30.Cohee LM, Crocetti MT, Serwint JR, Sabath B,Kapoor S. Ethnic Differences in ParentalPerceptions and Management of Childhood Fever.Clin Pediatr (Phila) 2010;49(3):221-227.

31.Kılıç R, Kendir ÖT, Gökay SS, Çelik T, Bakır, E,Özkaya AK, ve ark. Çocuklarda ateş ile ilgiliebeveynlerin tutum ve davranışları. J PediatrEmerg Intensive Care Med 2016;3:76-85.

32.Suluhan D, Taşal C, Yıldız D, Fidancı BE, KonukbayD, Gök F, ve ark. 0-6 Yaş Arası Çocuğa SahipAnnelerin Ateş Düşürücü İlaç Kullanımına İlişkinBilgi ve Tutumlarının Belirlenmesi. FlorenceNightingale Hemşirelik Dergisi 2016;24(2):90-96.

33.Crocetti M, Sabath B, Cranmer L, Gubser S,Dooley D. Knowledge and management of feveramong Latino parents. Clin Pediatr 2009; 2:183-189.

180 • 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 3 • 172-180

Page 33: TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YAYINI|THE PUBLICATION OF …Gülhan Yiğitalp Seçilmiş Bir Tıp Fakültesi Dönem VI Öğrencilerinin Hekim Hakları Konusundaki Görüş ve Farkındalık

Öz Hasta haklarıyla bir bütün olan hekim hakları, hekim-hasta ilişkisinin ve hekimliğin nitelikli bir şekildeicrasının temelini oluşturur. Giderek artan hekim hakihlalleriyle ilgili haberler, ülkenin çeşitli yerlerindegöreve başlayacak hekim adaylarının hekim haklarıkonusundaki farkındalıklarının önemini arttırmaktadır.Çalışmada seçilmiş bir tıp fakültesi Dönem VIöğrencilerine hekim hakları ile ilgili Türk TabiplerBirliği Etik Bildirgeler Çalıştayı’nda kabul edilenönermeleri içeren standart bir anket formusunulmuştur. Katılımcıların hekim haklarıkonusundaki farkındalık düzeyleri, öncelik verdiklerihaklar ve bunlarla ilişkili olabilecek faktörlerinbelirlenmesi hedeflenmiştir.Google formlar ile hazırlanan anket Ekim 2018’deHacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi (HÜTF)’ndeokumakta olan 353 intörn hekim tarafından onlineelektronik ortamda doldurulmuştur. Veri analizindeSPSS v22.0 programı kullanılmış olup, tüm analizleriçin tip I hata değeri 0,05 kabul edilmiştir.Sosyodemografik faktörler ile toplam farkındalıkpuanı arasında anlamlı fark tespit edilememiştir.Ancak tıp fakültesini kendi isteğiyle tercih edengrubun farkındalık düzeyi (puan ortalaması 21,0)diğerlerinden yüksektir. Hak ihlallerine şahitolduğunu belirten hekimlerin farkındalık puanıortalamaları hak ihlaline tanık olmadığınıbelirtenlerden daha yüksektir. “Hekimler, çalıştıklarıkurumlarda, sağlıklı ve güvenli bir ortamda çalışmahakkına sahiptirler” önermesi en önemli hak (n=123) olarak seçilirken, en önemli hekimlik sorunu“şiddet” (n=294) olarak belirlenmiştir. Anahtar sözcükler: Hekim, Hak, Şiddet, İntörn,Farkındalık, Hak ihlalleri

Geliş/Received : 21.12.2018Kabul/Accepted : 14.16.2019

Deniz Yaşar1, Ataberk Beydemir2, Behlül Atalay3, Berk Batuhan Bayraktar4, Burak Dalkıran5,Cem Kurtoğlu6, Gökçem Ayan7, Mine Topçuoğlu8, Nihan Avcu9, Sare Demirtaş10, Merve Büke11, Banu Çakır12

Araştırma

Research

Seçilmiş Bir Tıp Fakültesi Dönem VI Öğrencilerinin Hekim HaklarıKonusundaki Görüş ve Farkındalık Durumlarının İncelenmesi (2018)Opinions and Awareness of a Selected Medical School Interns on Physicians’Rights (2018)

DOI:10.17942/sted.486203

181• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 3 • 181-190

AbstractPhysician’s rights, which constitute a whole togetherwith the patient’s rights form a basis for the patient-physician relationship and good medical practice. Theever-increasing number of news on violation ofphysician’s rights increase the importance of awarenessabout physicians’ rights among interns, who will beginmedical practice in various regions of the country. In this study, a standard questionnaire containing theresolutions on physician’s rights accepted at TurkishMedical Association Ethical Declarations Workshopwere administered to the interns of a selected medicalschool. It was aimed to investigate the level ofawareness on physicians’ rights among theparticipants, identify the rights that they prioritisedand associated factors.The questionnaire created via Google Forms was filledout online by 353 Term VI students, attendingHacettepe University Faculty of Medicine (HUFM) inOctober 2018. SPSS v22.0 software was used for dataanalysis and 0,05 was considered to be type I errorvalue. A significant difference could not be detectedbetween sociodemographic characteristics and totalawareness score. However, the awareness level of thestudents who have voluntarily chosen medical schoolwas higher (a mean score of 21) than that of theircounterparts. The mean awareness score of interns,who stated that they have witnessed a violation ofphysician rights was higher than that of the ones whohave not experienced such a witnessing. Theresolution stating that “Physicians have the right towork in a healthy and safe environment” was seen tobe most significant right (n= 123), whilst “violence”was considered to be the most important problem ofphysicians (n= 294). Key words: Physician, Right, Violence, Intern,Awareness, Violations of rights

1 İnt. Dr.; Hacettepe Ü. Tıp Fak. Ankara (Orcid No: 0000-0003-3403-165X)2 İnt. Dr.; Hacettepe Ü. Tıp Fak. Ankara (Orcid No: 0000-0002-9743-3253)3 İnt. Dr.; Hacettepe Ü. Tıp Fak. Ankara (Orcid No: 0000-0002-8179-2753)4 İnt. Dr.; Hacettepe Ü. Tıp Fak. Ankara (Orcid No: 0000-0001-7989-2643)5 İnt. Dr.; Hacettepe Ü. Tıp Fak. Ankara (Orcid No: 0000-0002-0834-1913)6 İnt. Dr.; Hacettepe Ü. Tıp Fak. Ankara (Orcid No: 0000-0002-7879-8468)7 İnt. Dr.; Hacettepe Ü. Tıp Fak. Ankara (Orcid No: 0000-0002-0934-7129)8 İnt. Dr.; Hacettepe Ü. Tıp Fak. Ankara (Orcid No: 0000-0002-0271-618X)9 İnt. Dr.; Hacettepe Ü. Tıp Fak. Ankara (Orcid No:0000-0001-5475-9440)10 İnt. Dr.; Hacettepe Ü. Tıp Fak. Ankara (Orcid No: 0000-0002-7375-794X)11 Asist. Dr.; Hacettepe Ü. Tıp Fak. Halk Sağlığı AD. Ankara (Orcid No: 0000-0002-5723-1171)12 Prof. Dr.; Hacettepe Ü. Tıp Fak. Halk Sağlığı AD. Ankara (Orcid No: 0000-0001-9381-2013)

Page 34: TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YAYINI|THE PUBLICATION OF …Gülhan Yiğitalp Seçilmiş Bir Tıp Fakültesi Dönem VI Öğrencilerinin Hekim Hakları Konusundaki Görüş ve Farkındalık

GirişHekim hakları, mesleki uygulamayı icra etmek vehekimliği nitelikli yapabilmek için, farklı ifadeylede hekimlere birtakım görev ve sorumluluklarıyükleyebilmek için gerekliliği öngörülen haklardır(1). Hasta haklarıyla hekim hakları birbirlerinekarşı oluşturulmuş haklar değillerdir, aksine bu ikihak iç içe geçerek daha kaliteli bir sağlık hizmetisunmanın ön koşulunu oluşturmaktadır.

Bu çalışmada Hacettepe Üniversitesi Tıp FakültesiDönem 6 öğrencilerine hekim hakları ile ilgili TürkTabipler Birliği Etik Bildirgeler Çalıştayı’nda kabuledilen maddelerden hazırlanan önermelersunulmuş ve verdikleri cevaplar ölçüsünde buöğrencilerin farkındalık düzeylerinin saptanmasıhedeflenmiştir. Ek olarak yanlış ya da eksik bilinenhakların tespit edilmesi ve bu hakları bilmedurumunun bazı sosyodemografik faktörlerle olasıilişkilerinin belirlenmesi de çalışmanın kısa dönemamaçları arasındadır. Araştırmada elde edilensonuçlara göre uzun dönemde; tıp alanındakigüncel sorunlar açısından hekimlerin haklarıhakkındaki farkındalıklarını artırmak, tıp fakültesidekanlıklarını tespit edilen eksiklikler konusundabilgilendirmek ve mezuniyet öncesi verilecek olaneğitimlere katkı sağlamak; ek olarak da ileridehekim haklarıyla ilgili yapılacak olan çalışmalaraışık tutmak hedeflenmiştir.

Bu araştırmada, Türkiye Cumhuriyeti’nde çalışanhekimlerin bağlı oldukları Türk Tabipler Birliğinin(TTB) yayınladığı Türk Tabipleri Birliği HekimHakları Bildirgesinde bulunan haklar incelenerekçalışmada kullanılacak hekim haklarının içerikleridüzenlenmiştir. Bu bildirge 4-5 Nisan 2008tarihlerinde Ankara’da düzenlenen “Türk TabipleriBirliği Etik Bildirgeler Çalıştayı”nda kabuledilmiştir. Daha sonra 20 Haziran 2009 tarihindeAnkara’da düzenlenen “Türk Tabipleri Birliği II.Etik Bildirgeler Çalıştayı”nda güncellenmiştir (3).Bu çalışmada TTB tarafından kabul edilen hekimhaklarına ek olarak çalışma evrenini oluşturanintörn hekimler için önemli olacağı araştırmacılartarafından düşünülen ve Tababet UzmanlıkYönetmeliğinde yer alan hekim hakları ile ilgilimaddelerden biri de kullanılmıştır.

Gereç ve YöntemAraştırmada evren olarak, Hacettepe ÜniversitesiTıp Fakültesinde Dönem 6 öğrencisi olarak eğitimgören intörn hekimler seçilmiştir. Tüm intörn

hekimlere katılımları duyuru şeklinde rica edilmişve zorlama olmaksızın çalışmaya katılmayı kabuleden 353 intörn hekim ile tanımlayıcı tipteepidemiyolojik bir çalışma gerçekleştirilmiştir.Toplam fakültedeki intörnlerin mevcudu 485 olupçalışmada %73’üne ulaşılmıştır.

Araştırma için, araştırıcılar tarafından oluşturulan5 bölüm ve 43 sorudan oluşan çoktan seçmeli veboşluk doldurma seçeneklerinden oluşan bir anketformu kullanılmıştır. Google formlardandüzenlenen çevrimiçi doldurmaya uygun olan buanket öğrencilerin iletişim aracı olarakkullandıkları sosyal medya grupları (Facebookgrup, Whatsapp mobil uygulama) üzerindenpaylaşılmıştır. Bu sebeple fakülte dekanlığındanözel bir izin alınması gerek görülmemiştir.Araştırma, etik kurul kararı gerektiren herhangibir klinik ya da deneysel çalışma içermemektedir.Katılımcıların onamları çevrimiçi doldurulananketin giriş sayfasında alınmıştır. Ankette;sosyodemografik özellikler ile ilgili 10 soru, tıpfakültesindeki eğitim süreci ile ilgili üç soru,mezuniyet sonrası kariyer planlaması ile ilgili altısoru, tıp fakültesini tercih süreci ve eğitimsüresince karşılaşılan olumsuzluklarla ilgili üç soru,hekim haklarını tanıma konusunda bilgi düzeylerive verdikleri önceliklerle ilgili 21 sorubulunmaktadır.

Bu çalışmada hekim haklarıyla ilgili 12 tane doğruönerme sunulmuştur. Bu önermelere “Kesinliklekatılmıyorum, Katılmıyorum, Kararsızım,Katılıyorum ve Kesinlikle katılıyorum” şeklinde 5adet yanıt verme seçeneği verilmiştir. Doğruönermeler için ilk 3 seçenek 0 (sıfır) puan iken;“katılıyorum” 1 (bir) puan ve “kesinliklekatılıyorum” 2 (iki) puan olarakdeğerlendirilmiştir. Çalışmada 6 tane hekim hakkıolmayan önerme puanlamasında “Kararsızım,Katılıyorum ve Kesinlikle katılıyorum” seçenekleri0 (sıfır); “katılmıyorum” 1 (bir) ve “kesinliklekatılmıyorum” 2 (iki) puan olarak belirlenmiştir.18 soruya verilen cevaplara göre toplam puanhesabı yapılmıştır.

Verilerin analizi için frekans ve yüzde dağılımları,merkezi eğilim ve yayılım (ortalama ve standartsapma), bilgi puanı hesaplanması, ortalamalararasındaki fark SPSS versiyon 22.0 programıkullanılmıştır. İstatistiksel anlamlılık sınırı, p<0.05kabul edilmiştir.

182 • 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 3 • 181-190

Page 35: TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YAYINI|THE PUBLICATION OF …Gülhan Yiğitalp Seçilmiş Bir Tıp Fakültesi Dönem VI Öğrencilerinin Hekim Hakları Konusundaki Görüş ve Farkındalık

BulgularHekim hakları ile ilgili toplam farkındalık puanınınkatılımcıların sosyo-demografik özelliklerine göredağılımı incelendiğinde, çalışmaya katılan 176kadın intörnün toplam puanlarının ortalaması20,55 ve standart sapması 5,9 bulunmuştur. 177erkek katılımcının ise ortalaması 20,20 ikenstandart sapması 5,9 olarak tespit edilmiştir(Bağımsız T-testi p=0,579). Hacettepe Türkçe Tıpbölümünde okuyan 177 öğrencinin toplamfarkındalık puanlarının ortalaması 20,11 vestandart sapması 5,8; minimum 1 ve maksimum32 puandır. Hacettepe İngilizce Tıp bölümündeise 129 intörn hekim, ortalama 20,87 puan ve5,9 standart sapma ile minimum 7 ve maksimum32 puan almıştır. Kastamonu Tıp bölümünden 29kişinin ortalaması 20,59 ve standart sapması 7,1olurken minimum 0 ve maksimum 32 puandır.Bozok Tıp bölümünden 18 katılımcının ortalaması19,06 ve standart sapması 3,9; minimumu 12 vemaksimumu 24 puandır (Oneway Anovap=0,530). Yaş grupları üç kategorideincelendiğinde; 23 yaş ve aşağısında olan 213öğrencinin ortalaması 20,35 ve standart sapması6,3’tür; minimum 0 ve maksimum 32 puandır. 24yaşında olan 114 katılımcının ortalaması 20,31 vestandart sapması 5,2 iken minimumu 6 vemaksimumu 31 puandır. 25 yaş ve üzeri olan 26intörnün ortalaması 20,81 ve standart sapması5,5 iken minimum 9 ve maksimum 30 puandır(One way Anova, p=0,924), (Tablo 1).

Tablo 1’de katılımcıların anne eğitim seviyelerininüniversite düzeyinde olanlar ve olmayanlararasında farkındalık puanlarının karşılaştırılmasıyapılmıştır ve annesi üniversite mezunu olan 183intörn hekimin farkındalık puanlarının ortalaması20,60 iken standart sapması 5,6’dır. Üniversitemezunu olmayan annelerin çocukları olan 170intörnün ortalaması 20,12 ve standart sapması6,2’dir (Bağımsız t testi, p=0,447).Katılımcılardan baba eğitim seviyeleri üniversitemezunu olan 268 intörnün ortalama farkındalıkpuanı 20,61 ve standart sapması 5,8’dir.Babalarının eğitim düzeyi üniversite mezunuolmayan 85 öğrencinin farkındalık puanıortamalası 19,61 ve standart sapması 6,1’dir(Bağımsız t testi, p=0,172). Ebeveynlerin meslekgrupları; hekim hakları konusunda bilgi vefarkındalığı fazla olabilecek “Sağlık-Eğitim-Hukuk” grubunda çalışanlar ve “Diğerleri”

şeklinde gruplanmıştır. Katılımcılardan annemeslekleri “Sağlık-Eğitim-Hukuk” grubunda olan113 intörnün farkındalık puanı ortalaması 21,21ve standart sapması 5,8’dir. Diğer meslekgruplarında çalışan annesi olan 240 katılımcınınortalaması 19,97 ve standart sapması ise 5,9’dur(Bağımsız t testi, p=0,060). Katılımcıların babamesleklerine göre sınıflandırmasında babası“Sağlık-Eğitim-Hukuk” grubunda olan 114 kişininortalaması 20,46’dır ve standart sapması 6,2’dir.Babaları diğer meslek gruplarında çalışan 239intörn hekimin ortalaması ise 20,33 ve standartsapması 5,8’dir (Bağımsız t testi, p=0,852).Hekim hakları ile ilgili toplam farkındalık puanının,katılımcıların ailelerinin ekonomik durumunukendi beyanlarına göre düşük, orta ve yüksekolarak sınıflandırmaları incelendiğinde Tablo 1’debelirtildiği gibi ailelerinin ekonomik durumunudüşük olarak belirten 24 intörnün ortalaması20,38 ve standart sapması 6,0 iken minimum 10ve maksimum 31 puandır. Aile gelirlerini ortaolarak belirten 181 intörn hekimin farkındalıkpuan ortalaması 20,56 ve standart sapması 6,2iken minimum 0 ve maksimum 32 puanalmışlardır. Aile ekonomik durumun yüksekolduğunu belirten 148 intörn hekimin farkındalıkpuan ortalaması 20,14 iken standart sapması5,5’dir. Bu hekimler minimum 1 ve maksimum 31puan almışlardır (One way Anova testinin p:0,817) (Tablo 1).7

TTB Etik Bildirgeler Çalıştayına göre hazırlanmışhekim haklarından doğru olan önermelerekatılımcıların verdikleri yanıtların dağılımınabakıldığında en çok bilinen hak olarak 232kesinlikle katılıyorum, 100 katılıyorum cevabıyla(%94 farkındalık oranı) 13. sıradaki “Hekimler,meslek ahlakına uygun olmayan davranışlaraortak olmayı reddetme hakkına sahiptir.”önermedir. Buna en yakın %93,8 farkındalık oranıile (217 kesinlikle katılıyorum, 114 katılıyorumcevabı) 15. sıradaki “Hekim izin kullanma,emeklilik, sürekli mesleki gelişimini sağlayacaketkinliklere katılma gibi haklara sahiptir.”maddesidir. Katılımcıların %21,5 oranla en çokkararsız kaldıkları 18. sıradaki “Her servisinnormal polikliniğinde yeterli sayıda uzmangörevlendirilebiliyorsa uzman hekim gündebakması gereken hasta sayısını sınırlama hakkınasahiptir.” önerme aynı zamanda %70,3 ile en azfarkında olunan maddedir (Tablo 2).

183• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 3 • 181-190

Page 36: TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YAYINI|THE PUBLICATION OF …Gülhan Yiğitalp Seçilmiş Bir Tıp Fakültesi Dönem VI Öğrencilerinin Hekim Hakları Konusundaki Görüş ve Farkındalık

Tablo 1. Toplam farkındalık puanının katılımcıların sosyodemografik özelliklerine göre dağılımı (HÜTF, Ekim 2018)

N % Ortalama± P değeriStandart Sapma

CinsiyetKadın 176 49,9 20,55±5,9 0,579*Erkek 177 50,1 20,20±5,9

FakülteHacettepe Türkçe Tıp 177 50,1 20,11±5,8 0,530 †Hacettepe İngilizce Tıp 129 36,5 20,87±5,9Kastamonu Tıp 29 8,2 20,59±7,1Bozok Tıp 18 5,1 19,06±3,9

Yaş23 ve aşağısı 213 60,4 20,35±6,3 0,924 †24 114 32,3 20,31±5,225 ve yukarısı 26 7,3 20,81±5,5

Anne eğitimÜniversite mezunu 183 51,8 20,60±5,6 0,447*Diğer 170 48,2 20,12±6,2

Baba eğitimÜniversite mezunu 268 75,9 20,61±5,8 0,172*Diğer 85 24,1 19,61±6,1

Anne meslekSağlık-eğitim-hukuk 113 32,0 21,21±5,8 0,060*Diğer meslek grupları 240 68,0 19,97±5,9

Baba meslekSağlık-eğitim-hukuk 114 32,3 20,46±6,2 0,852*Diğer meslek grupları 239 67,7 20,33±5,8

Aile ekonomisiDüşük 24 6,8 20,38±6,0 0,817 †Orta 181 51,3 20,56±6,2Yüksek 148 41,9 20,14±5,5

*:Bağımsız T-testinin p değeridir. †: One way Anova testinin p değeridir.

Araştırma anketinde altı tane hekimlerin haklarıolmayan yanlış-çeldirici önermeler ile katılımcılarınfarkındalıkları ölçülmüştür. 1. sıradaki “Rutinkorunma önlemlerinin yetersiz kaldığı ancakenfeksiyon zinciri henüz tam olaraktanımlanmamış bulaşıcı hastalıklar söz konusuolduğunda hekimin kendi sağlığını ön plandadüşünerek hastayı tedavi etmeyi reddetme hakkıvardır.” önermesi %11,3 ile farkındalığı en azbulunan önermedir. 14. madde “Hekim, çalıştığıhastanede kendisinden kıdemli ya da üst düzeyyönetici statüsünde çalışan personellerin verdiğigörevleri hukuka aykırı bulsa dahi yapmasıgerekmektedir.” Hekimler tarafından hakları

olmadığı ile ilgili en çok bilinen maddedir (Tablo3).

Araştırma anketinde katılımcılara sunulan 18önerme içinden kendilerine göre en önemli hakolarak kabul ettikleri maddeyi yazmalarıistenmiştir. “Hekimler, çalıştıkları kurumlarda,sağlıklı ve güvenli bir ortamda çalışma hakkınasahiptirler.” önermesi 123 katılımcı tarafından(%34,8) en önemli hak olarak görülmüştür.

Tıp fakültesini kendi kararıyla seçtiğini ifade eden255 katılımcının toplam farkındalık puanınınortalaması 21, standart sapması 5,6; minimum 0,

184 • 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 3 • 181-190

Page 37: TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YAYINI|THE PUBLICATION OF …Gülhan Yiğitalp Seçilmiş Bir Tıp Fakültesi Dönem VI Öğrencilerinin Hekim Hakları Konusundaki Görüş ve Farkındalık

Kişi

nin

sağl

ık d

urum

u ac

il bi

r gi

rişim

ger

ektir

miy

orsa

hek

im s

ağlık

hiz

met

i su

nmay

ı red

dede

bilir

Hek

im, s

ağlık

hiz

met

i sun

ulan

kiş

i ve

yakı

nlar

ında

n ge

lebi

lece

k is

tem

leri,

bi

limse

l bilg

iye

uyum

lulu

ğu t

emel

inde

değ

erle

ndire

rek

geri

çevi

rme

hakk

ına

sahi

ptir

Hek

imin

onu

rlu v

e sı

kınt

ısız

bel

irli b

ir ge

lir d

üzey

ine

sahi

p ol

mas

ı bir

hakt

ır

Hek

im k

endi

sine

baş

vura

n ya

da

hizm

et s

unm

akta

old

uğu

kişi

ile

daha

ön

cede

n va

r ol

an k

işis

el b

ir ili

şkis

i ned

eniy

le m

esle

ki y

argı

ların

ın

etki

lene

bile

ceği

nden

kay

gıla

nıyo

r is

e, b

öyle

si b

ir du

rum

da o

kiş

inin

uy

gun

nite

likte

sağ

lık h

izm

eti a

lam

ayac

ağı d

üşün

cesi

ile

kişi

nin

sağl

ığın

ı te

hlik

eye

atm

ıyor

old

uğu

süre

ce h

izm

et s

unm

ayı r

edde

debi

lir

Hek

imle

r, ça

lıştık

ları

kuru

mla

rda,

sağ

lıklı

ve g

üven

li bi

r or

tam

da ç

alış

ma

hakk

ına

sahi

ptirl

er

Bula

şıcı

bir

hast

alık

söz

kon

usu

oldu

ğund

a; ç

alış

ma

orta

mın

da r

utin

kor

unm

aar

açla

rı bu

lunm

uyor

ve

o ha

stal

ığın

bul

aş r

iski

tıb

bi u

ygul

ama

ile a

nlam

lıbi

çim

de a

rtıy

or is

e, h

ekim

ken

disi

ni v

e ba

şkal

arın

ı kor

umak

ger

ekçe

siyl

eha

stay

ı uyg

un o

lana

klar

ın b

ulun

duğu

yer

lere

yön

lend

irebi

lir

Hek

im ç

ağda

ş tıp

ola

nakl

arın

ı izl

emek

ve

uygu

lam

a ya

pabi

lmek

için

ger

ekli

orta

mda

çal

ışm

a ha

kkın

a sa

hipt

ir

Sözl

ü ya

da

fizik

sel b

ir şi

ddet

söz

kon

usu

oldu

ğund

a, h

asta

bir

başk

a he

kim

eyö

nlen

diril

ebili

yors

a ve

bu

yönl

endi

rme

kişi

nin

sağl

ığın

ı teh

likey

e at

mıy

orsa

heki

m h

izm

et s

unm

ayı r

edde

debi

lir

Hek

imle

r, m

esle

k ah

lakı

na u

ygun

olm

ayan

dav

ranı

şlar

a or

tak

olm

ayı

redd

etm

e ha

kkın

a sa

hipt

ir

Hek

im iz

in k

ulla

nma,

em

eklil

ik, s

ürek

li m

esle

ki g

eliş

imin

i sağ

laya

cak

etki

nlik

lere

kat

ılma

gibi

hak

lara

sah

iptir

Hek

im ö

rgüt

lenm

e ha

kkın

a, ç

alış

tığı k

urum

lard

a yö

nets

el v

e hi

zmet

e ili

şkin

kara

rlara

kat

ılma

ve d

enet

lem

e ha

kkın

a sa

hipt

ir

Her

ser

visin

nor

mal

pol

iklin

iğin

de y

eter

li sa

yıda

uzm

an g

örev

lend

irile

biliy

orsa

uzm

an h

ekim

gün

de b

akm

ası g

erek

en h

asta

say

ısını

sın

ırlam

a ha

kkın

a sa

hipt

ir

n%

n%

n%

n%

n%

9326

,317

248

,738

10,7

4412

,46

1,7

155

43,9

160

45,3

257,

111

3,1

20,

6

218

61,8

112

31,7

164,

57

20

0

126

35,7

166

47,0

4713

,312

3,4

20,

6

255

72,2

6719

,019

5,4

72

51,

4

203

57,5

121

34,3

277,

62

0,6

00

213

60,3

114

32,3

164,

56

1,7

41,

1

204

57,8

104

29,5

3710

,57

22

0,6

232

65,7

100

28,3

174,

84

1,1

00

217

61,5

114

32,3

174,

82

0,6

30,

8

183

51,8

131

37,1

359,

92

0,6

20,

6

104

29,5

144

40,8

7621

,523

6,5

72

Sunu

lan

doğr

u ön

erm

e (a

nket

teki

say

ı num

aras

ı ile

)Ke

sinl

ikle

katı

lıyor

umK

atılı

yoru

mK

arar

sızı

mK

atılm

ıyor

umKe

sinl

ikle

katı

lmıy

orum

Tabl

o 2.

Çal

ışm

aya

katıl

an d

önem

6 ö

ğren

cile

rinin

TTB

Etik

Bild

irgel

er Ç

alış

tayı

’na

göre

haz

ırlan

mış

hek

im h

akla

rı lis

tesi

nde

yer

alan

hak

lara

ait

“Yan

lış”

olar

ak v

erile

n ön

erm

eler

e ve

rdik

leri

yanı

tların

dağ

ılım

ı (H

ÜTF

, Eki

m 2

018)

185• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 3 • 181-190

Page 38: TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YAYINI|THE PUBLICATION OF …Gülhan Yiğitalp Seçilmiş Bir Tıp Fakültesi Dönem VI Öğrencilerinin Hekim Hakları Konusundaki Görüş ve Farkındalık

Rutin

kor

unm

a ön

lem

lerin

in y

eter

siz

kald

ığı a

ncak

enf

eksi

yon

zinc

iri h

enüz

tam

ola

rak

tanı

mla

nmam

ış b

ulaş

ıcı h

asta

lıkla

r sö

z ko

nusu

old

uğun

da h

ekim

inke

ndi s

ağlığ

ını ö

n pl

anda

düş

üner

ek h

asta

yı t

edav

i etm

eyi r

edde

tme

hakk

ıva

rdır

Hek

im, t

ecrü

be e

dinm

e m

aksa

dı il

e in

sanl

ar ü

zerin

de f

izik

i ya

da b

iyol

ojik

herh

angi

bir

teda

vi u

ygul

ama

hakk

ına

sahi

ptir

Hek

im, a

cil d

urum

lard

a ge

len

hast

alar

a ac

il m

üdah

aley

i yap

tıkta

n so

nra

başk

a bi

r ha

stan

eye

sevk

ede

rken

, gön

derd

iği h

asta

nede

bir

dokt

oray

arla

mak

zor

unda

değ

ildir

Hek

im b

ulun

duğu

böl

gede

tek

uzm

an o

lduğ

unda

dah

i izi

n ku

llanm

a ha

kkın

asa

hipt

irH

ekim

, çal

ıştığ

ı has

tane

de k

endi

sind

en k

ıdem

li ya

da

üst

düze

y yö

netic

ist

atüs

ünde

çal

ışan

per

sone

llerin

ver

diği

gör

evle

ri hu

kuka

ayk

ırı b

ulsa

dah

iya

pmas

ı ger

ekm

ekte

dir

Hek

im d

aha

önce

ken

disi

ne y

a da

ken

di b

irinc

i der

ece

yakı

nına

zar

ar v

erm

işol

an, a

rala

rında

hus

umet

bul

unan

has

taya

aci

l dur

umla

rda

müd

ahal

e et

mey

ire

ddet

me

hakk

ına

sahi

ptir

n%

n%

n%

n%

n%

61,

734

9,6

5515

,515

543

,810

429

,4

7521

,210

930

,960

16,9

7220

,338

10,7

3610

,210

128

,675

21,2

9426

,648

13,6

185,

161

17,3

6718

,912

535

,383

23,4

181

51,3

9727

,530

8,5

277,

618

5,1

6117

,312

435

,162

17,5

4813

,658

16,4

Sunu

lan

yanl

ış ö

nerm

e

Tabl

o 3.

Çal

ışm

aya

katıl

an d

önem

6 ö

ğren

cile

rinin

TTB

Etik

Bild

irgel

er Ç

alış

tayı

'na

göre

haz

ırlan

mış

hek

im h

akla

rı lis

tesi

nde

yer

alan

hak

lara

ait

yanl

ış o

lara

k ve

rilen

öne

rmel

ere

verd

ikle

ri ya

nıtla

rın d

ağılı

mı (

TF, E

kim

201

8)

maksimum 32 puan iken tıp fakültesini ailesininyönlendirmesi ile seçtiğini ifade eden 54katılımcının ortalaması 18,6 ve standart sapması5,9; minimum 7, maksimum 30 puandır (Tablo 4ANOVA p=0,010, Bonferroni’ye göre yapılanpost-hoc testlerde iki önerme arası p=0,049).

Tablo 5’te katılımcıların hastane ortamında hakihlaline tanık olma durumları ile toplamfarkındalık puanları karşılaştırılmıştır (ANOVAp=0,000). Daha önce hak ihlaline tanıkolmadığını belirten 283 katılımcının ortalaması19,6 ve standart sapması 5,8; minimum 0,maksimum 32 puandır. Hasta ya da yakınlarındankaynaklanan sözlü ya da fiziksel şiddete maruzkalan 26 katılımcının ortalaması 23,5 ve standartsapması 4,5; minimum 12, maksimum 30puandır (Bonferroni’ye göre yapılan post-hoctestlerde p=0,004). Çalışma koşullarıyla ilgili hakihlaline tanık olan 44 katılımcının ortalaması 23,standart sapması 5,1; minimum 13, maksimum32 puandır (Hak ihlaline tanık olmayan grup ileBonferroni’ye göre yapılan post-hoc testlerdep=0,004).

Tablo 6’da katılımcıların toplam farkındalıkpuanlarının “Günümüzde en önemli hekimliksorunu nedir/nelerdir?” sorusuna verdikleriyanıta göre dağılımı verilmiştir. İntörnhekimlerden “Şiddet’i” en önemli sorun olarakgören 294 hekimin ortalaması 21, standartsapması 5,6 iken sorun olarak görmeyen 59kişinin ortalaması 16,9 ve standart sapması5,9’dur (t testi p=0,000). “Değersizleştirme-itibarsızlaştırma” maddesini en önemli sorunolarak gören 273 hekimin ortalaması 21,1 vestandart sapması 5,3’tür. Bunu sorun olarakgörmeyen 80 hekimin ise ortalaması 17,2 vestandart sapması 6,9’dur (t testi p=0,000).“Performansa bağlı maaş sistemini” sorun olarakgören 193 hekimin ortalaması 21,5 ve standartsapması 5,1’dir. Bu maddeyi önemli bir sorunolarak görmeyen 160 katılımcının ortalaması18,9 ve standart sapması 6,3’tür (t testip=0,000).

TartışmaBu çalışmada hekim hakları hakkında farkındalıkpuanlarının ortalamaları kıyaslandığında kadın veerkekler arasında anlamlı bir fark bulunmamıştır.Türkiye’de çalışma yaşamında kadının konumuzaman içerisinde gelişme gösterse de ataerkil

186 • 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 3 • 181-190

Page 39: TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YAYINI|THE PUBLICATION OF …Gülhan Yiğitalp Seçilmiş Bir Tıp Fakültesi Dönem VI Öğrencilerinin Hekim Hakları Konusundaki Görüş ve Farkındalık

Tablo 4. Toplam farkındalık puanının katılımcıların tıp fakültesini seçmesinde neyin etkili olduğu durumuna göredağılımı (HÜTF, Ekim 2018)

N % Ortalama± P değeriStandart Sapma

Kendi kararıyla 255 72,2 21,0±5,6 0,010*Aile yönlendirmesi 54 15,2 18,6±5,9Çevre yönlendirmesi 11 3,1 17,6±7,6Puanı yüksek olduğundan 33 9,3 19,1±6,1Toplam 353 100,0 20,3±5,8

*; ANOVA p değeri

Tablo 5. Toplam farkındalık puanının katılımcıların hak ihlaline tanık olma durumuna göre dağılımı (HÜTF, Ekim 2018)

N % Ortalama± P Standart değeriSapma

Hayır, olmadım 283 80,1 19,6±5,8 0,000*Hasta ya da yakınlarından kaynaklanan sözlü ya da fiziksel şiddet 26 7,3 23,5±4,5Çalışma koşulları ile ilgili (hasta sayısı, nöbet saatleri, mobbing vb.) 44 12,4 23,0±5,1Toplam 353 100,0 20,3±5,8

*; Oneway ANOVA p değeri

Tablo 6. Toplam farkındalık puanının katılımcıların “Günümüzde en önemli hekimlik sorunu/sorunları nedir/nelerdir?” Sorusuna verdikleri cevaplara göre dağılımı (HÜTF, Ekim 2018)

N % Ortalama± P değeriStandart Sapma

ŞiddetHayır 59 16,7 16,9±5,9 0,000*Evet 294 83,3 21±5,6

Nöbet-mesai saatlerinin fazla olmasıHayır 70 19,8 19,7±5,7 0,319*Evet 283 80,2 20,5±5,9

Değersizleştirme-itibarsızlaştırma Hayır 80 22,6 17,7±6,9 0,000*Evet 273 77,4 21,1±5,3

Performansa bağlı maaş sistemiHayır 160 45,3 18,9±6,3 0,000*Evet 193 54,7 21,5±5,1

Yabancı hekim transferiHayır 286 81,0 20±5,8 0,091*Evet 66 19,0 21,4±5,8

Devlet hizmet yükümlülüğüHayır 289 81,8 20,2±5,9 0,409*Evet 64 18,2 20,9±5,4

MalpraktisHayır 252 71,3 19,8±6,1 0,07*Evet 101 28,7 21,6±5

Emeklilikteki maddi kaygılarHayır 288 81,5 20,1±5,8 0,108*Evet 65 18,5 21,4±5,8

*: Independent T testi p değeri

187• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 3 • 181-190

Page 40: TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YAYINI|THE PUBLICATION OF …Gülhan Yiğitalp Seçilmiş Bir Tıp Fakültesi Dönem VI Öğrencilerinin Hekim Hakları Konusundaki Görüş ve Farkındalık

toplum özelliklerinden gelmenin etkisi ile halenkadınların haklarının ve iş gücündeki konumlarınıngeliştirilmesi için çalışmalar yapılmasıgerekmektedir (4). Bu çalışmada kadınların veerkeklerin haklarının farkında olma durumuarasında açık olarak öne sürülecek bir farkolmamasının, toplumun eğitimli bir kesiminitemsil etmelerinden kaynaklı olabileceğidüşünülmüştür.

Türkiye İstatistik Kurumunun verilerine göre 2016yılında, cinsiyete göre seçilmiş göstergelerarasında yüksekokul ya da fakülteden mezun olannüfus oranı kadınlar için %14,2 iken, erkekler içinbu oran %18,8’dir (5). Çalışmamıza katılan intörnhekimlerin ebeveynlerinin eğitim durumu Türkiyetoplum genelinden çok farklıdır. Bu farklılıkta tıpfakültesini kazanma ve seçme aşamasında aileeğitim durumunun olumlu katkısı olması ileyorumlanmıştır. Ancak, ebeveynlerin eğitimdurumu ve hekimlerin haklarının farkındalıkları

için hesaplanan ortalama puan arasında anlamlıbir fark bulunmamıştır. Çalışmada, aile eğitimdüzeyinin, hekimlerin bilinci üzerinde etkili olacağıdüşünülmüştür ancak çalışma sonucundahekimlerin hakları hakkındaki bilinci ebeveyneğitiminden ziyade bireysel gelişimleri ile edinmişolabileceği sonucu çıkmıştır.

Ekonomik problemlerin artmasıyla paralel olarakhukuksal yasaklar ve sınırlamaların da arttığı ileilgili yazılar bulunmaktadır (6). İntörn hekimlerinailelerinin ekonomik durumlarının artması, artanrefah düzeyi ve hakların farkındalıklarınıartırabileceği düşüncesini çağrıştırdığı gibiekonomik durumunun düşük ya da orta olmasıhaklar için verilecek mücadeleyi de artırabilirşeklinde araştırmacılar tarafından yorumlanmıştır.Bu çalışmamanın sonucuna göre katılımcılarınkendi beyanları ile elde edilen verilere göreekonomik durum ve haklar hakkındaki toplamfarkındalık arasında Tablo 10’da görüldüğü üzereanlamlı bir sonuç çıkmamıştır.

188 • 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 3 • 181-190

Ahmet Aziz Akdağ STED Fotoğraf Yarışması Arşivi

Page 41: TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YAYINI|THE PUBLICATION OF …Gülhan Yiğitalp Seçilmiş Bir Tıp Fakültesi Dönem VI Öğrencilerinin Hekim Hakları Konusundaki Görüş ve Farkındalık

İnsanların oluşturduğu ve onlara yönelikuygulanan birçok meslek için etik değerlerdenbahsedilebilir. Tıbbi etik, sağlık ve tıp hizmetindekisorunların ortaya konmasıyla ve bunlarınçözülmesi için değerler sisteminin üretilmesiyleortaya çıkan bir olgudur (7). Hekimler,kurumlarda kıdemli ya da üst düzey yöneticilerinverdikleri görevleri meslek ahlakına uygunluğugözeterek yerine getirmelidirler. Hukuk ve etiğeuygunluk hekimlerin davranışlarının, görevleriniicra etmelerinin temelinde olan bir ilkedir. Buçalışmaya katılan hekimlerin ahlaka uygunlukkonusunda sahip oldukları haklarla ilgilifarkındalıklarının çok yüksek olduğu Tablo 2 veTablo 3’teki verilerle tespit edilmiştir.

Ankara ili merkez ilçelerinde görev yapmakta olanaile hekimliği uzmanı ve pratisyen hekimlerdenoluşan 381 hekim ile yapılan hekimlerin mevzuatagöre sahip oldukları haklar konusundaki bilgidüzeyleri ile ilgili yapılan bir çalışmada, TababetUzmanlığı Yönetmeliğine göre poliklinikte gündebakılacak hasta sayısı sınırının hekimleresorulduğu bir çalışma mevcuttur. Hasta sayısıolarak cevabın sorulduğu bu çalışmada sorunundoğru bilinme oranı %17,8’dir (8). Mezunolmadan önce hekimlerin bu haklarıyla ilgilifarkındalıklarının artması gerekmektedir. Yapılanaraştırmamızda intörn hekimlerin bu haklarıylailgili farkındalık oranı tablo 2’de belirtildiği üzerediğer haklara göre daha az bulunmuştur.

Hekimin bazı ön koşullar sağlandığında hastayıtedavi etmeyi reddetme hakkı vardır. Rutinkorunma önlemlerinin yetersiz kaldığı ancakenfeksiyon zinciri henüz tam olaraktanımlanmamış bulaşıcı hastalıklar söz konusuolduğunda hekimler bulundukları alanda mevcutkorunma önlemlerini alarak hastayı tedavietmelidir (3).

Bu hassasiyetle ilgili katılımcıların farkındalıklarınınartırılması üzerine ileri çalışmalar yapılmalıdır.Hekimin, sağlık hizmeti görevini iyi bir biçimdeyerine getirebilmesi için öncelikle kendisininsağlıklı ve huzurlu olması gerekmektedir.Katılımcılar arasında bu düşüncenin çok yaygınolduğu kanısına varılmıştır. İntörnlerin enönemsedikleri hekimlik hakkı bu temeledayanmaktadır.

Kişinin meslek seçimini kendi iradesi ileyapmasının mesleki başarısını olumlu etkilediği ile

ilgili araştırma yapılmıştır (9). Bu araştırmaya görekişilerin tıp fakültesi tercihlerini kendi istekleriyleyapan katılımcıların hekim haklarıyla ilgilifarkındalıklarının daha fazla olmasının altındamesleği severek yapacak olmaları düşünülmüştür.Araştırmacılar tarafından çalışma öncesinde hekimhak ihlaline tanık olan kişilerin haklarıyla ilgilifarkındalıklarının daha yüksek olabileceği hipotezikurulmuştu. Araştırma sonucunda bu hipotez,Tablo 5’te bulunan verilerle doğrulanmıştır. Ancakhekim hakkı konusunda farkındalığı az olankatılımcıların hak ihlallerini tanıma konusundayetersiz olabilecekleri de düşünülmelidir.

Günümüzde giderek artan hekime şiddet ile ilgilihaberler hekimlerin bu konuda duyarlılıklarınıartırmıştır. Sağlık çalışanlarını olumsuz etkileyen,hemen her basamakta karşılaşılan bir sorun olaraksağlıkta şiddet son derece güncel ve mesleki ilgiyiazaltıcı bir faktördür (10). Katılımcılar arasında enönemli günümüz hekimlik sorunlarından şiddetolduğunu düşünen intörnlerin hekim haklarıylailgili farkındalıklarının, şiddeti en önemli sorunolarak görmeyen intörnlere göre daha yüksekolmasında konuyla ilgili kendini savunmaihtiyacından kaynaklanan araştırmalardabulunarak bilgilendiği düşünülmüştür. TTB Mart2017’de Türk Ceza Kanununa ek maddeönerisinde bulunmuştur (11). Sağlıkta şiddetinsona ermesi her bilinçli hekimin çok önemli birtalebidir. Bu araştırmada da katılımcıların şiddetkonusundaki hassasiyetlerinin yüksek olduğusaptanmıştır.

SonuçlarHacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Dönem 6öğrencilerinin hekim hakları konusundakifarkındalığını ölçmek amacıyla yapılan çalışmadadönem 6 öğrencilerinin %73’üne ulaşılmıştır. Buoran kesitsel bir çalışma için yeterli olmadığı içinçalışma tanımsaldır. Ayrıca değişkenler için nedensonuç ilişkileri tespit edilememiştir.

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Dönem 6öğrencilerine hekim hakları ile ilgili olarak bazıönermeler sunularak görüş ve farkındalıklarınbelirlenmesi, yanlış ya da eksik bilinen haklarıntespit edilmesi, en çok önemsenen hakkın tespitedilmesi, hakları bilme durumunun bazısosyodemografik faktörlerle olası ilişkilerininincelenmesi amaçlanmıştır.

189• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 3 • 181-190

Page 42: TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YAYINI|THE PUBLICATION OF …Gülhan Yiğitalp Seçilmiş Bir Tıp Fakültesi Dönem VI Öğrencilerinin Hekim Hakları Konusundaki Görüş ve Farkındalık

Elde edilen verilere göre; tıp fakültesini kendiisteğiyle tercih eden ve hastayla birebir ilişkidebulunacak olan dönem 6 öğrencilerinin hekimhakları konusunda daha bilgili olduğusaptanmıştır. Mecburi hizmete gitmeyi düşünenhekim adaylarının hekim hakları konusunda dahaçok farkındalık sahibi olduğu sonucuna davarılmıştır.

İntörnlük süresince şiddete maruz kalanlarınhekim hakları konusunda beklenilenin aksinefarkındalıklarının şiddete maruz kalmayanlardananlamlı bir farkı olmadığı görülmüştür.Çalışmada neden-sonuç ilişkisineulaşılamadığından bu durumun bir neden miyoksa bir sonuç mu olduğu bilgisineulaşılamamıştır.

En önemli hekimlik sorunu olarak büyük birçoğunluk tarafından “şiddetin” gösterilmesi, sonzamanlarda artan ve medyada geniş yer tutanhekime yönelik şiddet haberlerinin etkisiolduğunu düşündürmektedir. İntörnlük sürecindehak ihlaline maruz kalanların hekim haklarıfarkındalık puanlarının anlamalı düzeyde diğerintörnlere göre yüksek çıktığı saptanmıştır. Budurumun intörnleri hakları konusunda bilgiedinmeye yönelttiği düşünülmektedir.

Bu çalışma ile belirlenen amaçların bir kısmınaulaşılırken geri kalan amaçlar için ilerideyapılacak olan çalışmalara, bu çalışmanın ışıktutacağı temenni edilmektedir.

TeşekkürÇalışmamızın her türlü sürecinde kendisinedanıştığımız Prof. Dr. Banu ÇAKIR, Arş. Gör. Dr.Merve BÜKE ve etik konusunda bizi yönlendirenProf. Dr. Nüket ÖRNEK BÜKEN’e ve çalışmamızakatılma gönüllülüğünü gösteren HacettepeÜniversitesi Tıp Fakültesi 2018-2019 dönemiintörn hekimlerine teşekkür ederiz.

Kaynaklar1. Arda B. Etik Açıdan Hekim Hakları. Cilt 51. Ankara

Üniversitesi Tıp Fakültesi Mecmuası, Sayı 3. 1998;s.121.

2. Yüksek Öğretim Kurulu. Tıp Eğitiminde İntörnlükÇalıştayı. Erişildi: Ekim 30, 2018.

3. http://www.yok.gov.tr/web/guest/tip-egitiminde-intornluk-calistayi.

4. TTB Etik Kurulu, TTB Etik Bildirgeleri. Birinci Baskı.Türk Tabipleri Birliği Yayınları. 2010.

5. Gül H, Yalçınoğlu N, Atlı Zahide C. Türkiye’deÇalışma Yaşamında Kadının Konumu ve Sorunları.TAF Prev Med Bull; 2014:13(2); s.169-176.

6. TÜİK, Sayı 27594, 06 Mart 2018 Saat 10:00 HaberBülteni. Erişildi: Ekim 30, 2018.www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=27594.

7. Çeçen A. Ekonomi ve İnsan Hakları, Türkiye BarolarBirliği Dergisi. 1989/4; s.530.

8. Sütlaş M. Hasta ve Hasta Yakını Hakları. İstanbul:Çivi Yazıları, Berdan Matbaası. 2000.

9. Derhem B. Hekimlerin mevzuata göre sahipoldukları haklar ve cezai sorumlulukları konusundabilgi düzeyi ve davranışları, Türkiye CumhuriyetiAnkara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Aile HekimliğiAnabilim Dalı Tıpta Uzmanlık Tezi, Ankara. 2016;s.54.

10. Vurucu T. Meslek Lisesi Öğrencilerinin MeslekSeçimi Yeterliliği ve Meslek Seçimini EtkileyenFaktörler, Yeditepe Üniversitesi Sosyal BilimlerEnstitüsü Eğitim Yönetimi ve Denetimi, YüksekLisans Programı, İstanbul. 2010; s.83-98.

11. Sağlık Çalışanlarının Sağlığı ve Güvenliği. Erişildi:Ekim 30, 2018http://www.journalagent.com/bsbd/pdfs/BSBD-53825-REVIEW-MEYDANLIOGLU.pdf.

12. Türk Ceza Kanunu Ek Madde Önerisi. Erişildi:Ekim 30, 2018 http://www.ttb.org.tr/kutuphane/siddet.pdf.

İletişim: Deniz YaşarE-posta: [email protected]

190 • 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 3 • 181-190

Page 43: TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YAYINI|THE PUBLICATION OF …Gülhan Yiğitalp Seçilmiş Bir Tıp Fakültesi Dönem VI Öğrencilerinin Hekim Hakları Konusundaki Görüş ve Farkındalık

1 Uzman Ebe.; Haydarpaşa eğitim ve Araştırma Hastanesi İstanbul ( Orcid no: 0000-0001-5180-3610)2 Dr. Öğr. Üyesi, İstanbul Medipol Ü. Sağlık Bilimleri Fak., Ebelik Bölümü, İstanbul (Orcid no: 0000-0003-1423-648X)3 Dr. Öğr. Üyesi, Karadeniz Teknik Ü. Sağlık Bilimleri Fak. Hemşirelik Bölümü, Trabzon(Orcid no: 0000-0001-7146-3385)

AbstractObjective: The study was conducted to determinethe factors affecting breastfeeding success duringearly postpartum period among primiparous motherswho had a vaginal delivery.Method: The sample of this descriptive study, whichwas carried out at the birth clinic of a public hospitalin Istanbul between June and July 2015 wascomposed of 278 primiparous mothers. The datawere collected using a questionnaire prepared in linewith the purpose of the study and the LATCHbreastfeeding assessment scale. Numbers andpercentage values were used during the analysis ofthe data. Findings: All of the mothers have been trained in theprenatal period about breastfeeding. Most of themhad accurate knowledge and practices aboutbreastfeeding and received information andbreastfeeding support from midwives/nurses a fewtimes during the postpartum period. The majority ofthe mothers who initiated breastfeeding at thehospital had problems during the first practice andneeded help. After being discharged, almost all ofthem had worries about the continuation ofbreastfeeding and asked for breastfeedingconsultancy during the postpartum period. The meanscore of the mothers on the LATCH scale was 7.9 ±1.46.Conclusion: It was seen that although the theoreticalknowledge of the mothers about breastfeeding hasbeen at a good level, this knowledge could not beturned into action.In order to initiate and maintain successfulbreastfeeding especially in primiparous mothers, interms of their self-confidence, it is important torepeat practical breastfeeding training periodicallyand to inspect whether this acquired knowledge wasput into practice.Key words: Breast milk, Breastfeeding, Breastfeedingbehaviour, Primiparous, Postpartum Period

ÖzAmaç: Çalışma normal doğum yapan primiparannelerin erken doğum sonu dönemde emzirmebaşarısını etkileyen faktörleri belirlemek amacıylayapıldı.Yöntem: Haziran-Temmuz 2015 tarihleri arasındaİstanbul da bir devlet hastanesinin doğum kliniğindegerçekleştirilen bu tanımlayıcı çalışmanın örneklemini278 primipar anne oluşturdu. Veriler amacına uygunhazırlanmış anket formu ve LATCH emzirmedeğerlendirme ölçeği ile toplandı. Verilerin analizindesayı ve yüzdelik değerler uygulandı. Bulgular: Annelerin tamamı doğum öncesi dönemdeemzirme konusunda eğitim aldı. Çoğunluğununemzirmeye ilişkin bilgi ve uygulamaları doğruydu vedoğum sonrası erken dönemde emzirme konusundabirkaç kez ebe/hemşireden bilgi ve emzirme desteğialmışlardı. Emzirme uygulamasını ilk defa hastanedeyapan annelerin çoğunluğu ilk emzirmede sorunyaşadılar ve yardıma ihtiyaç duydular. Taburcuolduktan sonra nerdeyse tamamının emzirmeyisürdürmek ile ilgili endişeleri var ve doğum sonrasıdönemde emzirme danışmanlığı istediler. AnnelerinLATCH ortalama puanları 7.9±1.46 idi.Sonuç: Çalışmada annelerin emzirme hakkındateorik bilgi ve uygulamalarının iyi düzeyde olmasınakarşın bu bilgilerin davranışa dönüşemediğigörülmektedir. Özellikle primipar annelerde başarılıbir emzirmenin başlatılıp sürdürülmesi için doğumsonrası dönemde de belli aralıklarla uygulamalıolarak emzirme eğitimlerinin yinelenmesi, eğitimlerinuygulamaya geçip geçmediğinin kontrol edilmesiözgüven taşımaları açısından önemlidir. Anahtar sözcükler: Anne sütü, Emzirme, Emzirmedavranışı, Primipar, Postpartum dönem

Geliş/Received : 26.07.2018Kabul/Accepted : 01.12.2018

Selma Gönenli 1, Asiye Ayar Kocatürk2, Kıymet Yeşilçiçek Çalık 3

Araştırma

Research

Normal Doğum Yapan Primipar Annelerin Erken Doğum SonuDönemde Emzirme Başarısı ve Etkileyen FaktörlerBreastfeeding Success Rate during the Early Postpartum Period amongPrimiparous Mothers Who had Vaginal Delivery and Associated Factors

DOI: 10.17942/sted.448325

191• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 3 • 191-200

Page 44: TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YAYINI|THE PUBLICATION OF …Gülhan Yiğitalp Seçilmiş Bir Tıp Fakültesi Dönem VI Öğrencilerinin Hekim Hakları Konusundaki Görüş ve Farkındalık

GirişDünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve Birleşmiş MilletlerÇocuklara Yardım Fonu (UNICEF), bebeklerin ilkaltı aya kadar yalnızca anne sütüyle beslenmesinive bu süre içerisinde su dahil hiçbir ek besinverilmemesini, altıncı aydan itibaren ise ekbesinlerle birlikte olmak koşuluyla iki yaşına kadaranne sütüyle beslenmesini önermektedir (1,2).Ancak bu önerilere karşın yalnızca anne sütü almave anne sütüne devam etme oranlarıbeklenenden düşük olduğu bildirilmektedir (1-4).Gelişmekte olan ülkelerde 6 aydan küçükbebeklerin %39’u yalnızca anne sütü alırken, azgelişmiş ülkelerde bu oran %20’lere kadardüşmektedir. UNICEF ve DSÖ dünyada ilk altı ayyalnızca anne sütü ile besleme oranını %38olarak bildirmektedir (1,2).

Türkiye’de ise 1991 yılından itibaren SağlıkBakanlığı tarafından anne sütü ile beslenmeninözendirilmesi, emzirmenin başarılı ve yerleşik biruygulama haline gelmesini sağlamak üzere “AnneSütünün Teşviki ve Bebek Dostu HastanelerProgramı” başlatılmıştır (5). Ancak tüm dünyadaolduğu gibi ülkemizde de pek çok özendiriciçalışmaya karşın ilk altı ay yalnızca anne sütüylebeslenme oranı istenilen düzeyde değildir. TürkiyeNüfus ve Sağlık Araştırması (TNSA) 2013verilerine göre bebeklerin yalnızca %57,9’ununyaşamın ilk iki ayında yalnızca anne sütü ilebeslendiğini göstermektedir. Bu oran çocuğunyaşıyla birlikte hızla azalmakta ve 4-5 aylıkbebeklerde %9,5’e, 6-9 aylık bebeklerde ise%2,4’e kadar düşmektedir (6).

Çalışmalarda primipar annelerin multiparlara göreemzirmeye başlama ve sürdürmeperformanslarının düşük olduğu, emzirmekonusunda daha fazla endişe yaşadıkları (bebeğiniilk kez emzirirken güçlük çekeceğine inanma,sütünün bebeğe yeterli olup olmayacağı endişesi,emzirme sırasında meme başında ağrı ve acıolacağını düşünme ve sütünün erken kesilmesiendişesi gibi) ve emzirmede yaşadıkları güçlüklerdolayısıyla ek gıdalara erken başlama veemzirmeyi erken donemde kesmeye daha yatkınoldukları belirtilmektedir (7-10). Bu nedenleözellikle primipar annelerde başarılı biremzirmenin başlatılması ve sürdürülmesi içindoğum sonu dönemde annenin yaşadığı fizyolojikve psikolojik değişikliklere uyum sağlaması,annelik rolünü kabullenmesi, eve gittiğinde

kendine ve bebeğine bakabilmesi için gerekli bilgive becerileri kazanması gerekir. (11-13).Dolayısıyla doğum öncesinden başlanmaküzere, doğum sonu dönem hastanede ve evziyaretleri yoluyla, annelerin emzirme konusundabilgilendirilmesi ve desteklenmesi, emzirmekonusunda verilen eğitimlerin uygulamaya geçipgeçmediğinin kontrolü ve annenin sorularınınyanıtlanması oldukça önemlidir.

Gereç ve yöntemAraştırmanın tipi ve amacıTanımlayıcı tipte planlanan bu araştırmanın amacı,normal doğum yapan primipar annelerin erkendoğum sonu dönemde emzirme başarısı veetkileyen faktörleri belirlemektir.

Araştırmanın yapıldığı yer ve zamanBu çalışma Zeynep Kamil Kadın ve ÇocukHastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesinde(ZKEAH) Obstetri Doğum A servisinde normaldoğum yapan primipar anneler ile 10 Haziran-30Temmuz 2015 tarihleri arasında gerçekleştirildi.ZKEAH, bebek dostu bir hastanedir.

Araştırmanın evreni/örneklemi Araştırma evrenini, ilgili hastanede 2014 yılındailk doğumlarının normal yapan 750 primiparanne, araştırmanın örneklemini ise hastaneyedoğum yapmak için başvuran, araştırmayakatılmayı kabul eden ve normal doğum yapanprimipar anneler oluşturdu. Örneklem büyüklüğüevreni belli olan örneklem seçimi formülü ilehesaplanarak %95 güven aralığında toplamda enaz 278 olarak belirlendi.

Araştırmaya miyadında doğum yapmış, sağlıklıfetüse sahip, bebeği 2500 gramın üzerinde olan,bebeğinde konjenital anomali olmayan, kronikhastalığı olmayan, gebelik ve doğumla ilgiliherhangi bir komplikasyon yaşamamış olup, en azilkokul mezunu olan normal doğum yapanprimipar anneler dahil edildi.

Veri toplama araçlarıVeri toplama aracı olarak; tanımlayıcı veri formuve LATCH emzirme değerlendirme ölçeğikullanıldı.

Tanımlayıcı veri formuBu form annelerin sosyo-demografik ve obstetriközelliklerini, anne sütü ve emzirmeye ilişkin bilgi

192 • 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 3 • 191-200

Page 45: TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YAYINI|THE PUBLICATION OF …Gülhan Yiğitalp Seçilmiş Bir Tıp Fakültesi Dönem VI Öğrencilerinin Hekim Hakları Konusundaki Görüş ve Farkındalık

ve uygulamalarını saptamak amacıyla literatüredayalı olarak araştırmacılar tarafından geliştirildi(1,3,4,7,9,10,12). Formda 37’si açık uçlu, 10’uçoktan seçmeli olmak üzere toplam 47 sorubulunmaktadır.

LATCH emzirme değerlendirme ölçeğiLATCH emzirme değerlendirme ölçeği, annelerinemzirme davranışlarını değerlendirmek amacıyla,Jensen, Wallece ve Kelsay (1994) tarafındangeliştirildi (14). Ölçeğin her maddesi 0-2 puanarasında değerlendirilen 5 kriterden oluşmaktadır.Ölçekten alınabilecek en yüksek puan 10 ve endüşük puan 0’dır. Ölçüm aracının kesme noktasıyoktur. Puanlama annenin emzirme davranışıgözlenerek yapılır. LATCH puanı yükseldikçeemzirme başarısının yüksek olduğuanlaşılmaktadır. LATCH emzirme değerlendirmeölçeğinin Türkiye’de geçerlik güvenirliği, Yenal veOkumuş (2003) tarafından yapıldı (15).

LATCH, emzirmeyi değerlendirmek ve gereklidurumlarda uygun girişimlerde bulunmak için 5kriter üzerine odaklanır;

L (Latch on Breast); bebeğin memeyi tutmasını,

A (Audible Swallowing); bebeğin yutkunmasesinin duyulmasını,

T (Type of Nipple); annenin meme başının tipini,

C (Comfort of Breast/Nipple); anneninmeme/meme başı rahatlığını,

H (Hold/Positioning); annenin bebeğini emmepozisyonuna yerleştirme için gereksinimi olanyardımı tanımlar.

Veri toplamaVeriler doğum sonrası kliniklerde ilk 8-12 saatiçinde taburculuktan önce toplandı. Verilerintoplandığı aşamadatüm anneler, emzirmeebe/hemşireleri tarafından değerlendirilerek rutinbakım almıştır.

Tanımlayıcı verilerin toplanmasında yüz yüzegörüşme yöntemi, LATCH emzirme değerlendirmeölçeğini değerlendirebilmek için ise emzirmeanında gözlem metodu kullanıldı. Emzirme anıaraştırmacı tarafından doğum sonrası ilk 8-12saat içindeki herhangi bir spontan emzirmezamanı beklenerek gözlendi. Herhangi birmüdahalede bulunulmadan emzirme izlendi veLATCH emzirme değerlendirme ölçeği anındadolduruldu. Formların doldurulma süresi yaklaşık30 dakika sürdü. Emzirme davranışının gözlenmesüresi bebeğin emme süresine göre değişiklikgösterse de minimum 15 dakika, maksimum 30dakika ortalama 20 dakika aldı.

Verilerin değerlendirilmesi Veriler SPSS (16.0) programı kullanılarakdeğerlendirildi. Verilerin analizinde sayı, yüzdelik,aritmetik ortalama, standart sapma, alt ve üstdeğerleri içeren tanımlayıcı testler kullanıldı.Annenin emzirme davranışını değerlendirmekamacıyla kullanılan LATCH ölçeği, vaginaldoğumdan 8-12 saat sonra gözlemlenerekpuanlandı. LATCH sistemini oluşturan her birkriter için 0, 1, 2 puanları atandı ve emzirmedavranışı toplam alınan puanlara göredeğerlendirildi.

Tablo 1. Annelerin sosyodemografik ve obstetrik özellikleri (n=278)

Anneyi tanıtıcı özellikler Sayı %Yaş grubu

18-22 yaş 261 93.823 yaş ve üzeri 17 6.2

Eğitim durumuİlköğretim 256 92.3Lise ve üzeri 22 7.8

Çalışma durumuÇalışmayan 269 96.7Çalışan 9 3.3

Aile tipiÇekirdek 254 91.4Geniş 24 8.6

Gebelik sayılarıİlk defa gebe kalanlar 269 96.7Birden fazla gebe kalanlar 9 3.3

Daha önce düşük/kürtaj olma durumu

Hayır 269 96.7Evet 9 3.3

Gebelik kontrolü yaptırılan yerlerAile sağlığı merkezi 251 90.2Devlet hastanesi 14 5.0Özel hastane 7 2.5Birden fazla yerde muayene olanlar 6 2.1

193• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 3 • 191-200

Page 46: TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YAYINI|THE PUBLICATION OF …Gülhan Yiğitalp Seçilmiş Bir Tıp Fakültesi Dönem VI Öğrencilerinin Hekim Hakları Konusundaki Görüş ve Farkındalık

Tablo 2. Annelerin anne sütü ve emzirmeye ilişkin bilgi ve uygulamaları (n=278)

Anne sütü ve emzirmeye ilişkin bilgileri n %

İlk emzirme doğumdan sonra ne kadar süre içinde Biliyor 254 91.4başlanacağını bilme Bilmiyor 24 8.6İlk sütün bebeğe verilmesi gerektiğini bilme Biliyor 278 100

Bilmiyor - -Bebek emzirildikçe annenin sütü miktarının artacağını bilme Biliyor 278 100

Bilmiyor - -Emzirme işlemine her zaman bırakılan memeden başlanması gerektiğini bilme Biliyor 151 54.3

Bilmiyor 127 45.7Anne sütünün bebeği hastalıklara karşı koruduğunu bilme Biliyor 278 100

Bilmiyor - -Bebeğin doyduğunu düşündüren bulguları bilme Biliyor* 270 97.1

Bilmiyor 8 2.9Emzirmenin anne vücudunun eski haline dönme sürecini hızlandırdığını bilme Biliyor 252 90.6

Bilmiyor 26 9.4Sıvı gıdalar tüketmenin anne sütünü artırdığını bilme Biliyor 240 86.3

Bilmiyor 38 13.7Anne sütünün sağılıp saklanabildiğini bilme Biliyor 270 97.1

Bilmiyor 8 2.8

Biberonla beslenmenin emzirmeyi olumsuz etkilediğini bilme Biliyor 253 91.0Bilmiyor 25 9.0

Yalnızca anne sütü verme süresini bilme Biliyor 254 91.4Bilmiyor 24 8.6

Toplam emzirme süresini bilme Biliyor 263 94.6Bilmiyor 15 5.4

Ek gıdaya başlama zamanını bilme Biliyor 266 95.6Bilmiyor 12 4.3

Etkin emzirme göstergelerini bilme Biliyor** 270 97.1Bilmiyor 8 2.9

Meme başı çatlağı oluşmaması alınması gereken önlemleri bilme Biliyor*** 231 83.0Bilmiyor 47 16.8

Emzirmeye ilişkin uygulamaları İlk emzirme zamanı Doğru 259 93.2Yanlış 19 6.8

İlk verilen besinin doğruluğu Doğru 270 97.1Yanlış 8 2.9

Emzirme sıklığı Doğru 173 62.2Yanlış 105 37.8

Emzirme süresi Doğru 237 85.3Yanlış 41 14.7

Emzirirken dikkat edilecek davranışlar Doğru**** 267 96.0Yanlış 11 4.0

Toplam 278 100

*Memeyi bırakır, 24 saatte 4-6 kez yaptığı idrar ve gaita yapar, uyur, kilo alır.**Bebeğin şakaklarında ve kulaklarında kımıldama olması, meme ucunun tamamının ve kahverengi kısmın büyük bir bölümü-nün bebeğin ağzında olması gereklidir.***Emzirme doğru teknikle yapılmalı, meme ucu kuru tutulmalı, anne sütü sürülür, yalnızca meme ucunu değil meme ucunuçevreleyen aerola adı verilen koyu alanın tümünü bebeğin ağzına verilir.****Meme ve el hijyenine, burnunun en az bir deliğinin açık olmasına, memenin bebeğin ağzına tam oturmasına, bebeğinyutma sesinin gelmesine, emerken dudaklarının açık olmasına, memeyi tutuşa, emzirme süresine, emzirmede meme sırasına,emerken hava yutmamasına dikkat ederim.

194 • 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 3 • 191-200

Page 47: TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YAYINI|THE PUBLICATION OF …Gülhan Yiğitalp Seçilmiş Bir Tıp Fakültesi Dönem VI Öğrencilerinin Hekim Hakları Konusundaki Görüş ve Farkındalık

Tablo 3. Sağlık personelinin emzirme desteği verme durumu (n=278)

Emzirme destek uygulamaları Sayı %

Doğumdan önce emzirme ile ilgili bilgi almaEvet 278 100Hayır - -

Emzirme bilgi kaynağıEbe/Hemşire 261 93.8İnternet, yazılı kaynaklar 17 6.1

Emzirme uygulamasını ilk defa hastanede yapma durumu Evet 278 100Hayır - -

Doğumdan sonra emzirme desteği veren kişiEbe/hemşire 278 100

Doğumdan sonra ebe/hemşirenin emzirme desteğini nasıl sağladığıBebeğin emişini izleyip gerekli uyarıları yaptı 266 95.6Bebeği memeye tutturdu ve yastıkla kola destek verdi 12 4.3

Doğumdan sonra sağlık personelinin kaç kez emzirme desteği sağladığıBirden fazla 275 99.0Bir kez 3 1.0

İlk emzirmede yardıma ihtiyaç duydunuz mu?Evet 270 97.1Hayır 8 2.9

Emzirirken herhangi bir sıkıntı yaşamaEvet* 270 97.1Hayır 8 2.9

Emzirmek ve emzirmeyi sürdürmekle ilgili bir endişeniz var mı?Evet** 271 97.4Hayır 7 2.5

Taburcu olduktan sonra emzirme izlem ve danışmanlık isteme durumuEvet 270 97.1Hayır 8 2.9

* Memede gerginlik, doluluk, sızlama, batma, yanma.**Sürekli emzirememekten kaynaklı sütün azalması ve kesilmesi, bebeğin kendisinin emmek istememesi, zamanlaemzirmekten yorulma/bıkma, yalnızca anne sütüyle 6 ay doyar mı endişesi.

Araştırmanın etik yönüAraştırmanın ZKEAH’inde yapılabilmesi için,Kuzey Kamu Hastaneleri Birliğinden yazılı izin(77517973-770), Üsküdar Üniversitesi SağlıkBilimleri Enstitüsü’nden etik onay(B.08.6.YÖK.2.ÜS.0.05.0.06/2015/116) vearaştırmaya katılmayı kabul eden annelerdenyazılı onam alındı.

BulgularNormal doğum yapan primipar annelerin erkendoğum sonu dönemde emzirme başarısı veetkileyen faktörleri araştırmak amacıyla yapılançalışmada elde edilen bulgular aşağıda belirtildi.

Araştırmaya katılan annelerin demografik veobstetrik özellikleri incelendiğinde; yaşortalamalarının 29,12±4,35 olduğu, %93.8’inin18-22 yaş aralığında, %92.3’ünün ilköğretimdüzeyinde eğitime sahip olduğu, %96.7’sininçalışmadığı, %91.4’ünün çekirdek aile yapısında,%96.7’nin ilk gebeliği olduğu ve gebelikkontrollerini Aile Sağlığı Merkezlerinde (%90.2)yaptırdığı belirlendi

Araştırmaya katılan annelerin tamamının (%100)ilk sütün bebeğe verilmesi gerektiğini, emzirdikçeanne sütünün artacağını ve anne sütünün bebekiçin yararlarını bildiği belirlendi. Annelerin

195• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 3 • 191-200

Page 48: TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YAYINI|THE PUBLICATION OF …Gülhan Yiğitalp Seçilmiş Bir Tıp Fakültesi Dönem VI Öğrencilerinin Hekim Hakları Konusundaki Görüş ve Farkındalık

tamamına yakınının doğumdan sonra ilk yarımsaatte emzirmeye başlanması gerektiğini (%91,4),bebeğin doyduğunu düşündüren bulguları(%97.1), sağılmış anne sütünün saklanabileceğini(%97.1), etkin emzirme göstergelerini (%97.1),ek gıdalara başlama zamanını (%95,6) ve toplamemzirme süresi (%94.6) gibi anne sütü veemzirmeye yönelik bilgilerinin doğru olduğusaptandı (Tablo 2).

Annelerin emzirmeye ilişkin uygulamalarıincelendiğinde ise; %93,2’sinin doğumdansonraki ilk bir saat içinde bebeklerini emzirdikleri,%97,1’inin ilk verdikleri besinin anne sütü olduğuve %96,0’sının emzirirken nelere dikkat edilmesigerektiğini bildiği belirlendi (Tablo 2).

Araştırma kapsamına alınan annelerin tamamı(%100) doğum öncesi dönemde emzirmehakkında ebe/hemşireden (%93.8) bilgi aldıkları,emzirme uygulamasını ilk defa hastanedeyaptıkları, bu ilk emzirme uygulamasındaebe/hemşireden birden fazla (%99.0) kez destekaldıkları ancak bu desteğe karşın çoğunluğunun(%97.1) ilk emzirme esnasında yardıma ihtiyaçduydukları ve emzirmeyi sürdürmek ile ilgiliendişeleri olduğu (%97.4) saptandı (Tablo 3).

Annelerin emzirmesi LATCH’a göre gözlenipdeğerlendirildiğinde, en yüksek puanı (9 puan)alan anne oranı %19.8, en düşük puanı (6 puan)alan anne oranı %1.1, LATCH puan ortalaması ise7.9±1,46 (min: 6, max: 9) olarak tespit edildi(Tablo 4).

TartışmaBu araştırmada normal doğum yapan primiparannelerin erken doğum sonu dönemde emzirmebaşarısı ve etkileyen faktörler değerlendirildi.Doğum öncesi emzirme eğitimi ve doğum sonrasıemzirme desteği, emzirmeyi başlatmak vesürdürmek konusunda yürütülen eğitsel

çalışmaların ilk altı ayda yalnızca anne sütüylebeslemenin devamlılığını artırdığı bilinmektedir(16-18). Örneğin Glaser ve arkadaşlarının okultabanlı emzirme eğitiminin etkililiğinideğerlendirdikleri sistematik derlemede, yapılaneğitimlerin emzirme ve emzirmeyi sürdürmekkonusunda olumlu tutumlar oluşturduğugösterildi (19). Li-Yin ve arkadaşlarınınçalışmasında ise doğum öncesi emzirme eğitimialan annelerin, eğitim almayan gruba göreemzirme bilgisinin daha yüksek olduğu ve doğumsonu birinci ayda daha az emzirme problemleriyaşadıkları belirtildi (20). Bu çalışmada annelerintamamı doğum öncesi dönemde emzirmekonusunda eğitim aldı ve nerdeyse tamamınınanne sütü/emzirmeye ilişkin bilgi veuygulamalarının doğru olduğu saptandı. Yapılançalışmalarda kadınların anne sütü ve emzirmeyeilişkin bilgi (anne sütünün önemi, bebeğindoyduğunu gösteren belirtiler, ek gıdaya başlamazamanı vb.) ve uygulamalarının (emzirme sıklığı,süresi, emzirirken dikkat edilecek davranışlar vb.gibi) yeterli oldu durumlarda hem emzirmebaşarısının hem de emzirme öz-yeterliliklerininarttığı belirtilmektedir (11,21-23). ÖrneğinMeedya ve arkadaşları tarafından yapılansistematik bir derlemede, doğum sonrası ilk altıaydaki emzirme süresinin, kadının emzirme isteğive özyeterliliğine bağlı olarak pozitif yönde arttığıifade edildi (24). Stuebe ve Bonuck’unçalışmasında annelerin emzirme bilgisi, prenataldönemde emzirme ile ilgili olumlu tutumu veprenatal dönemde bu konuların üzerinde önemledurulmasının emzirmenin sürdürülmesinde etkiliolduğu belirtildi (25). Bununla birlikte buçalışmada 10 tam puan üzerinden değerlendirilenLATCH ortalama puanlarının 7.9±1.46 olarak iyidüzeyde tespit edildi.Bu sonuçlar hastaneninbebek dostu hastane olması nedeniyle etkinemzirme danışmanlığı hizmeti verilmesiyle ilişkiliolması açısından sevindiricidir. Benzer biçimdeBostancı ve İnal’ın bebek dostu hastanede doğum

Tablo 4. Annelerin LATCH Emzirme Tanılama Ölçeği Puanları (n=278)

LATCH ( 10 Puan üzerinden ) Sayı %

9 Puan 55 19.8

8 Puan 166 59.77 Puan 54 19.46 Puan 3 1.1Toplam 278 100.00LATCH puan ortalaması ise 7.9±1,46(min: 6, max: 9)

196 • 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 3 • 191-200

Page 49: TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YAYINI|THE PUBLICATION OF …Gülhan Yiğitalp Seçilmiş Bir Tıp Fakültesi Dönem VI Öğrencilerinin Hekim Hakları Konusundaki Görüş ve Farkındalık

yapan annelerin, emzirmeye ilişkin bilgidüzeylerini ve bebeklerini emzirme durumlarınıdeğerlendirdikleri çalışmada LATCH puanortalaması 8,83±1,46 (26), Lee ve Ip’inçalışmasında LATCH puan ortalaması 8.3 (27) veYenal ve arkadaşlarının çalışmasında ise LATCHpuan ortalaması 8.40 olarak bulundu (21).Bununla birlikte emzirme eğitiminin görsel eğitimmateryali kullanılarak interaktif eğitimyöntemleriyle verildiği çalışmalarda ve antenataldönemde annelerin emzirme öz-yeterlilikleriniyükseltmeye yönelik yapılan emzirmedanışmanlığı eğitimlerinde LATCH puanortalamalarının 9 puan ve üzerinde olduğubelirlendi (28-31).

Emzirme doğal ve basit bir olaymış gibigörünmesine karşın çoğu annenin başlangıçtanasıl emzireceği konusunda yeterli bilgi veeğitime, emzirmeyi etkili ve doğru bir biçimdeyerine getirmesi için de kendine güven duymasınısağlayan bir çevrenin özendirme ve desteğineihtiyacı vardır (21,32-35). Çünkü emzirmeyalnızca fizyolojik bir olay değil öğrenilmesigereken bir süreçtir. Bu sürecin doğumdan hemensonra başlatılması ve sürdürülmesinde sağlıkekibine önemli görevler düşmektedir(11,13,16,18). Hannula ve arkadaşlarınınyaptıkları sistematik derlemede annelerin gebelik,doğum ve doğum sonrası dönemde emzirmeyeilişkin desteklenmesinin ve cesaretlendirilmesininemzirmeyi olumlu yönde etkilediği belirtildi (23).Bu çalışmada da annelerin tamamına yakınıdoğum sonrası erken dönemde emzirmekonusunda birkaç kez olacak biçimdeebe/hemşireden bilgi ve emzirme desteği alarakilk emzirme uygulamasını hastanede yapmışlardır.Bu sonuçlar, Sağlık Bakanlığının emzirmeyidestekleyen politikalarının uygulanması açısındandeğerli bir göstergedir. Ancak yine bu çalışmadaannelerin tamamına yakını doğum öncesi vedoğum sonrası erken dönemde aldıkları eğitim vedesteğe karşın ilk emzirmede bir sorun yaşaması,meme ucu problemlerinin ilk gün başlamış olmasıve yardıma ihtiyaç duymaları dikkat çekicidir. Yanianneler emzirmeyi teorik olarak biliyorlar fakatuygulamada sıkıntı yaşıyorlar. Nitekim yapılançalışmalarda da doğum sonrası dönemdeemzirmede yaşanılan güçlüklerin emzirmeninerken dönemde bırakılmasının başlıca nedeniolarak gösterilmektedir (7,8,29,32,36,37). Brownve Lee’nin çalışmasında annelerin bebeklerini

mama ile beslemesinde annenin bilgi ve destekeksikliliği ile annenin emzirme sırasında yaşadığızorlukların etkili olduğu ifade edildi (38). Hauckve arkadaşlarının çalışmasında primipar kadınlarınmultipar kadınlara göre emzirme ile ilgili dahafazla problem yaşadığı, primipar kadınlarınyaşadıkları sorunların kaynağının ise hastanedeebe ve çocuk sağlığı hemşirelerinden yeterli bilgive destek alamadıkları ve emzirme deneyimleriolmamasından kaynaklandığı belirtildi (37).Laantera ve arkadaşlarının çalışmasında daprimipar kadınların multipar kadınlara göreemzirme ile ilgili daha fazla problem yaşadığı veparitenin memeden kesmede etkili olduğugösterildi (39). Bu konuda hazırlanan kanıtadayalı rehberlerde ve çalışmalarda emzirmeyigüçlendirmede eğitimlerin yalnızca literatürdebulunan bilgiler doğrultusunda hazırlanmış düzmetinlerden ziyade, görsel ve şekiller içerenbroşürler ile uygulamalı olarak desteklenmesinineğitimin etkinliğini ve başarısını artırmada etkiliolduğu belirtilmektedir (17,19,28,29). ÖrneğinAlioğulları ve arkadaşlarının çalışmasında, doğumsonrası ilk 24 saat içerisinde interaktif eğitim alanannelerin emzirme başarısı ile sözel olarak eğitimverilen annelerin emzirme başarısı arasındaanlamlı bir fark olduğu, görsel içerikli broşür veinteraktif eğitim yöntemi uygulanan annelerinemzirme başarısının daha yüksek olduğu veemzirme öz yeterliliklerini olumlu yönde etkilediğibildirildi (30). Üstüner ve Bodur’un yaptıklarıçalışmada anne sütünün yararı konusundakibireysel aşamalı eğitimin, emzirme oranınıartırdığı, yapılan destek, rehberlik ve uygulamanınanne sütüne devamda etkili olduğu saptandı(40).Ancak genel olarak ülkemizde ilk emzirmedoğumhanenin ve çalışan ebe/hemşirelerinyoğunluğuna göre çoğu zaman doğumhanedekanama kontrolü beklerken yaptırılmaktadır. Busüreçte bebeğin memeye tutturulma işleminiebe/hemşire yaptırmakta ve aynı süreçte emzirmetekniğiyle ilgili pratik bilgiler verilmektedir. Fakatdoğumdan hemen sonraki süreçte annenin ağrı,yorgunluk ve halsizlik gibi fizyolojik faktörlerinetkisi altında olduğu ve bu durumun öğrenmeyiolumsuz etkilediği göz önünde bulundurulmalıdır(13). Dolayısıyla doğumhanedeki ilk emzirmedentaburculuğa kadar geçen sürede emzirmedesteğinin doğum salonundaki özenle devamettirilmesi, negatif olarak algılanan faktörlerinsaptanabilmesi için emzirme periyotlarınıngözlenmesi ve hem etkili hem de etkili olmayan

197• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 3 • 191-200

Page 50: TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YAYINI|THE PUBLICATION OF …Gülhan Yiğitalp Seçilmiş Bir Tıp Fakültesi Dönem VI Öğrencilerinin Hekim Hakları Konusundaki Görüş ve Farkındalık

emzirme uygulamalarının somut olarakgösterilmesinin önemi ortaya çıkmaktadır.

DSÖ, yetersiz süt algısının birçok toplumdaemzirmeyi bırakmada sıkça gösterilen nedenolduğunu belirtmektedir (1). Farklı örneklemgrupları ile yapılan çalışmalarda da annelerinyeterli süt üretemeyeceği endişesi ilk aylardaemzirmenin bırakılmasında önemli bir nedenolarak belirtilmektedir (7,8,11-13,22). Ahluwaliave arkadaşlarının çalışmasında, emzirmenin erkenbırakılmasında gösterilen öncelikli nedeninyetersiz süt algısı olduğu gösterildi (41).Yanıkkerem ve arkadaşlarının çalışmasında iseprimipar annelerin multiparlara göre daha fazlaoranda doğum sonrası emzirme sırasında yardımagereksinim duyacağını düşünme, bebeğini ilk kezemzirirken güçlük çekeceğine inanma, emzirmesırasında meme başında ağrı ve acı olacağınıdüşünme, sütünün bebeğe yeterli olupolmayacağı ve sütünün erken kesilmesi endişesinitaşıdıkları belirtildi (7). Archabald vearkadaşlarının yaptıkları bir çalışmada dakadınların %81.5’inin emzirmeyle ilişkili en az birendişe yaşadığı ve yalnızca %25.4’ ününyaşadıkları bu endişelere yönelik olarak prenataldönemde sağlık çalışanlarından danışmanlık aldığısaptandı (36).Bu çalışmada da annelerintamamına yakınının emzirme konusunda veemzirmeyi sürdürmek ile ilgili endişeleribulunmaktadır. Bu endişelerini destekler biçimdede doğum sonrası dönemde emzirmedanışmanlığı desteği istemişlerdir. Ayrıca busonuçlar, annelerin sahip oldukları bazısosyodemografik özelliklerin (çoğu genç yaşta,ilköğretim mezunu, çalışmıyor, çekirdek aileyapısına sahip ve primipar) emzirme başarısınıolumsuz etkileyen faktörler olması açısından dadikkate alınması gereken önemli veriler olduğukanaatindeyiz. Çünkü yapılan çalışmalardaemzirme sürecinin demografik, sosyal, psikolojikve fiziksel etki gibi birçok değişkenden etkilendiği,genç, çekirdek aile yapısına sahip olan, eğitimdüzeyi ve sosyal statüsü düşük anneler ile dahaönce emzirme deneyimi olmayan anneler,emzirmeyi erken bırakma açısından daha riskli birgrubu oluşturdukları bilinmektedir(3,9,11,22,29,33). Dolayısıyla bu sonuçlar,primipar annelerin emzirme yolculuğunu evdesürdürmek ve yönetmek için öz-yeterlilikleriningelişmediğinin ve başarılı bir emzirmenin başlatılıp

sürdürülmesinde yalnızca doğum öncesi ve erkendoğum sonu dönemde teorik ağırlıklı verileneğitimin yeterli olmadığının bir göstergesi olabilir.Emzirmenin sıklıkla doğumdan sonraki ilkhaftalarda bırakıldığı gerçeği dikkate alındığındakendilerini emzirme konusunda yeterli ve başarılıhissedemeyen, endişeli olan ya da bu konudadesteklenip öz-yeterlilikleri artırılamayan annelerinemzirme başarılarının azalacağı kaçınılmaz birgerçektir.

Sonuç ve önerilerBu çalışmada annelerin emzirme hakkında teorikbilgilerinin yeterli olmasına karşın emzirmedavranışlarının istenen düzeye ulaşamadığı, ilkemzirmeden taburculuğa kadar geçen süredeebe/hemşireden birkaç kez destek aldıklarınıancak çoğu doğum sonu erken dönemde ilkemzirme sırasında çeşitli sıkıntılar yaşadığı,emzirmeyi sürdürmekle ilgili endişelerinin olduğuve taburcu olduktan sonra özellikle uygulamayayönelik emzirme danışmanlığı istediklerini ifadeetmişlerdir. Bu sonuçlara göre özellikle primiparannelerde başarılı bir emzirmenin başlatılması vesürdürülmesi için doğum öncesi, doğum vedoğumdan sonra belli aralıklarla uygulamalıolarak emzirme eğitimlerinin yinelenmesi, evziyaretleriyle izlem danışmanlığının sürdürülmesi,destek grupları ve akran rol modellerioluşturularak emzirme sorunlarıyla baş etmeyiöğretme gibi öz-yeterliliklerini yükseltmeyeyönelik girişimlerde bulunulması önerilmektedir.

Teşekkür Araştırmaya gönüllü olarak katılmayı kabul edentüm annelere teşekkür ederiz.

İletişim: Kıymet Yeşilçiçek ÇalıkE-posta: [email protected]

Kaynaklar1. WHO. Breastfeeding,2016. Erişim tarihi

02.05.2018,www.who.int/topics/breastfeeding/en

2. UNICEF. From the first hour of life. making thecase for ımproved ınfant and young child feedingeverywhere. Erişim tarihi 02.05.2018,https://data.unicef.org/wp.../From-the-first-hour-of-life.pdf.

3. Victora CG, Bahl R, Barros AJ, França G V, HortonS, Krasevec J, Group TLBS. Breastfeeding in the21st century: Epidemiology, mechanisms, and lifelongeffect.The Lancet 2016, 387(10017): 475-490.

198 • 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 3 • 191-200

Page 51: TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YAYINI|THE PUBLICATION OF …Gülhan Yiğitalp Seçilmiş Bir Tıp Fakültesi Dönem VI Öğrencilerinin Hekim Hakları Konusundaki Görüş ve Farkındalık

4. Bhandari N, Kabir, AK, Salam, MA. Mainstreaming nutrition in to maternal and child healthprogrammes: Scalin gup of exclusivebreastfeeding. Maternal & Child Nutrition 2008; 4(1): 5-23.

5. TC Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı KurumuÇocuk ve Ergen Sağlığı Daire Başkanlığı. Annesütünün teşviki ve bebek dostu sağlık kuruluşlarıprogramı. Erişim tarihi 02.05.2018,cocukergen.thsk.saglik.gov.tr/.../751-anne-sütünün-teşviki-ve-bebek-dostu-sağlık-kuruluş.

6. TNSA 2013 Sonuçları- Türkiye Nüfus ve SağlıkAraştırması TNSA2013 - Nüfus Etütleri Erişim tarihi02.05.2018,www.hips.hacettepe.edu.tr/tnsa2013/rapor/tnsa2013_sonuclar_sunum_21222014.pdf.

7. Yanıkkerem E, Ay S, Göker A. Primipar ve multipargebelerin emzirme tutumu ve yaşadıkları endişeler.Van Tıp Dergisi 2014; 21(1): 6-16.

8. Üst ZD, Pasinlioğlu T. Primipar ve multipargebelerde doğum ve postpartum döneme ilişkinendişelerin belirlenmesi. Sağlık Bilimleri veMeslekleri Dergisi 2015; 2(3):306-317.

9. Gijsbers B, Mesters I, Knottnerus JA, van SchayckCP. Factors associated with the duration ofexclusive breast-feeding in asthmatic families.Health Education Research 2008; 23: 158-169.

10.Sacco LM, Caulfield LE, Gittelsohn J, Martinez H.The conceptualization of perceived insufficientmilk among Mexican mothers. Journal of HumanLactation 2006;22: 277-286.

11.Kılcı H, Çoban A. The correlation betweenbreastfeeding success in the early postpartumperiod and the perception of self-efficacy inbreastfeeding and breast problems in the latepostpartum. Breastfeeding Medicine 2016;11(4):188-195.

12.Özsoy S. Adölesan annelerin emzirmeye yönelikdüşünce ve uygulamaları. Florence NightingaleHemşirelik Dergisi 2014; 22(2): 84-93.

13. Özkara H, Fidancı BE, Yıldız D, Kaymakamgil Ç.Emzirme danışmanlığı. TAF Preventive MedicineBulletin 2016; 15(6): 551-555.

14. Jensen D, Wallace S, Kelsay P. Latch:Breastfeeding charting system and documentationtool. Journal of Obstetric, Gynecologic, &Neonatal Nursing (JOGNN) 1994; 23(1): 27-32.

15. Yenal K, Okumuş H. LATCH emzirme tanılamaölçeğinin güvenirliğini inceleyen bir çalışma.Hemşirelikte Araştırma Geliştirme Derneği(HEMAR-G) 2003; 5(1): 38-44.

16. Cangöl E, Şahin NH. The effect of a breastfeedingmotivation program maintained during pregnancyon supporting breastfeeding: a randomizedcontrolled trial. Breastfeeding Medicine 2017;12(4): 218-226.

17.Eksioglu A, Yesil Y, Demir Gungor D, Ceber TurfanE. The effects of different breastfeeding trainingtechniques for primiparous mothers beforedischarge on the ıncidence of cracked nipples.Breastfeeding Medicine 2017;12(5), 311-315.

18.Wallenborn JT, Lu J, Perera RA, Wheeler DC,Masho SW. The impact of the professionalqualifications of the prenatal care provider onbreastfeeding duration. Breastfeeding Medicine2018; 13(2): 106-111.

19.Glaser DB, Roberts KJ, Grosskopf NA, Basch CH.An evaluation of the effectiveness of school-basedbreastfeeding education. Journal of HumanLactation 2016; 32(1): 46-52.

20. Li-Yin SS, Chien LY, Chien LY, Tai CJ, Lee CF.Effectiveness of a prenatal education programmeon breastfeeding outcomes in Taiwan. Journal ofClinical Nursing 2008;17: 296-303.

21.Yenal K, Aluş Tokat M, Durgun Ozan Y, Çeçe Ö,Bakılan Abalı F. Annelerin emzirme özyeterlilikalgıları ile emzirme başarıları arasındaki ilişkininincelenmesi. Koç Üniversitesi Hemşirelikte Eğitimve Araştırma Dergisi (HEAD) 2013; 10(2): 14-19.

22.Çalık KY, Çetin FC, Erkaya R. Annelerin emzirmekonusunda uygulamaları ve etkileyen faktörler.Gümüşhane Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi,2017; 6(3), 80-91.

23. Hannula L, Kaunonen M, Tarkka MT. A systematicreview of Professional support interventions forbreastfeeding. Journal of Clinical Nursing 2008;17(9):1132-1143.

24. Meedya S, Fahy K, Kable A. Factors thatpositively influence breastfeeding duration to 6months: A literature review. Women Birth 2010;23(4):135-145.

25.Stuebe AM, Bonuck K. What predicts intent tobreastfeed exclusively? Breastfeeding knowledge,attitudes, and beliefs in a diverse urbanpopulation. Breastfeed Medicine 2011; 6(6):413-420.

26. Bostancı G, Sevil İ. Bebek dostu özel birhastanede doğum yapan annelerin, emzirmeyeilişkin bilgi düzeylerinin ve bebeklerini emzirmedurumlarının değerlendirilmesi. Sağlık Bilimleri veMeslekleri Dergisi 2015;2(3), 260-270.

27. Lee CY, Ip WY. The Efficacy of breastfeeding inChinese women with different ıntrapartumexperiences: a Hong Kong study. Hong KongJournal of Gynaecology, Obstetrics and Midwifery2008; 8(1), 13-17.

28. Tokat MA, Okumuş H. Emzirme öz-yeterlilikalgısını güçlendirmeye temelli antenatal eğitiminemzirme öz-yeterlilik algısına ve emzirmebaşarısına etkisi. Hemşirelikte Araştırma GeliştirmeDerneği (HEMAR-G) 2013;10 (1): 21-9.

199• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 3 • 191-200

Page 52: TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YAYINI|THE PUBLICATION OF …Gülhan Yiğitalp Seçilmiş Bir Tıp Fakültesi Dönem VI Öğrencilerinin Hekim Hakları Konusundaki Görüş ve Farkındalık

29. Öztürk S, Erci B. Postpartum dönemdeki primiparannelere loğusa ve yenidoğan bakımı konusundaverilen eğitimin annelik özgüvenine etkisi.Gümüşhane Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi2016; 5(2): 25-31.

30. Alioğulları AS, Esencan TY, Ünal A, Şimşek Ç.Anne sütünün faydalarını ve emzirme teknikleriniiçeren görsel mesaj içerikli broşür ile annelereverilen eğitimin etkinliğinin değerlendirilmesi.Anadolu Hemşirelik ve Sağlık Bilimleri Dergisi2016;19(4):252-260.

31. Riordan J, Bibb D, Miller M, Rawlins T. Predictingbreastfeeding duration using the LATCHbreastfeeding assessment tool. Journal of HumanLactation 2001;17:20-23.

32.Sikorski J, Renfrew MJ, Pindoria P, Wade A.Support for breastfeeding mothers. CochraneDatabase of Systematic Reviews 2002; Issue 1.Art. No: CD001141. DOI:10.1002/14651858.CD001141.pub3.

33.Sinha B, Chowdhury R, Sankar MJ, Martines J,Taneja S, Mazumder S, Bhandari, N. Interventionsto improve breastfeeding outcomes: a systematicreview and meta‐analysis. Acta Paediatrica 2015;104(S467): 114-134.

34.Moore E, Coty M.B. Prenatal and postpartumfocus groups with primiparas: breastfeedingattitudes, support, barriers, self efficacy, andintention. Journal of Pediatr Health Care. 2006;20(1):36-8.

35.Pitts A, Faucher MA, Spencer, R. Incorporatingbreastfeeding education into prenatal care.Breastfeeding Medicine 2015;10(2): 118-123.

36.Archabald K, Lundsberg L, Triche E, Norwitz E,Illuzzi J. Women's prenatal concerns regardingbreastfeeding: are they being addressed? Journalof Midwifery Womens Health 2011; 56(1):2-7.

37.Hauck YL, Fenwick J, Dhaliwal SS, Butt J, SchmiedV. The association between women's perceptionsof professional support and problems experiencedon breastfeeding cessation: a Western Australianstudy. Journal of Human Lactation 2011;27(1):49-57.

38.Brown A, Lee M. An exploration of the attitudesand experiences of mothers in the UnitedKingdom who chose to breastfeed exclusively for6 months postpartum. Breastfeed Medicine 2011;6(4):197-204.

39.Laanterä S, Pietilä AM, Ekström A, Pölkki T.Confidence in breastfeeding among pregnantwomen. Western Journal of Nursing Research2012; 34(7):933-951.

40. Üstüner F, Bodur S. Bebeklerde aylık izlem vehemşire tarafından annenin pekiştirici emzirmeeğitimi ile ilk altı ay yalnızca anne sütü vermearasındaki ilişki. Genel Tıp Dergisi 2009; 19(1):25-32.

41. Ahluwalia IB, Morrow B, Hsia J. Why do womenstop breastfe

200 • 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 3 • 191-200

Page 53: TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YAYINI|THE PUBLICATION OF …Gülhan Yiğitalp Seçilmiş Bir Tıp Fakültesi Dönem VI Öğrencilerinin Hekim Hakları Konusundaki Görüş ve Farkındalık

1 Dr. Arş. Gör.; Ege Ü. Tıp Fak. Halk Sağlığı AD, İzmir Aydın (Orcid No: 0000-0001-8168-6435)2 Dr. Öğr. Üyesi, Adnan Menderes Ü. Hemşirelik Fak. Halk Sağlığı Hemşireliği AD, Aydın (Orcid No: 0000-0002-1842-30583 Prof. Dr. Ege Ü. Tıp Fak. Halk Sağlığı AD, İzmir (Orcid No: 0000-0002-0873-4805)

AbstractOsteoporosis is a preventable disease. Determination ofosteoporotic prevention methods and the risk factorsthat may cause osteoporosis, education of the peopleat risk and improving their knowledge levels andawareness about risk factors are important forminimising osteoporosis and osteoporosis-relatedfractures. The aim of the study was to evaluate theosteoporotic fracture prevention behaviours andintentions among postmenopausal women at risk andto increase their awareness in terms of risk factors andprevention methods. The research design was cross-sectional. The study population consisted of 228postmenopausal women over the age of 55, whoapplied to a physical therapy branch centre betweenOctober and December 2017. A questionnaire askingthem to describe their socio-demographiccharacteristics and the features that could affectfracture formation was administered to theparticipants. The osteoporotic fracture prevention scale,which has been developed in 2015 and analysed interms of its validity and reliability was used to evaluateosteoporotic fracture prevention behaviours andintentions. The mean age of the women participated inthe research was 65,69 ± 7,74. The mean score on thescale was calculated to be 86,25 ± 12,27 (56-102).The scores for the behaviours and intentions towardsosteoporosis prevention and treatment were found tobe significantly higher among the participants livingwith someone, having better perceived health, in thosewho were active in daily routine, who experienced afall and had prior knowledge about osteoporosis. It wasseen that the behaviours and intentions towardsprevention and treatment were at a good level amongthe women participated in the study. It was determinedthat having prior knowledge, better perceived healthand being active in daily routine affect this intention.For this reason, it is important to increase the level ofawareness of osteoporosis among women at risk, toprovide them with training and to support them inbeing active.Keys words: Osteoporosis, Prevention, Behaviour,Intention, Postmenopausal

ÖzOsteoporoz önlenebilir bir hastalıktır. Osteoporozdankorunma yolları ve neden olan risk faktörlerininbelirlenmesi, risk altındaki kişilerin eğitimi ve riskfaktörlerine yönelik bilgi düzeylerinin vefarkındalıklarının artırılması osteoporoz veosteoporoza bağlı kırıkları azaltmak açısındanönemlidir. Çalışmanın amacı risk altında olanpostmenopozal dönemdeki kadınların osteoporotikkırıktan korunmayla ilgili davranış ve niyetini ölçmek,risk faktörleri ve korunma yolları açısındanfarkındalıklarını artırmaktır. Araştırma kesitsel tiptedir.Araştırmanın evrenini bir fizik tedavi dal merkezineEkim-Aralık 2017 tarihleri arasında başvuran 55 yaşüstü postmenapozal dönemdeki 228 kadınoluşturmaktadır. Katılımcılara sosyo-demografiközellikler ve kırık gelişimini etkileyebilecek özelliklerisorgulayan anket uygulanmıştır. Osteoporotikkırıktan korunmaya yönelik niyet ve davranışı ölçmek2015 yılında geliştirilen geçerlilik ve güvenilirlikanalizleri yapılmış bir osteoporotik kırıklardankorunma ölçeği kullanılmıştır. Araştırmaya katılankadınların yaş ortalaması 65,69±7,74’dir. Ölçektenalınan ortalama puan 86,25±12,27 (56-102) olarakhesaplanmıştır. Biriyle beraber yaşayanlarda, genelsağlık algısı yüksek olanlarda, günlük işlerde aktifolanlarda, düşme deneyimi yaşayanlarda ve dahaönce osteoporoz ile ilgili bilgi alanlardaosteoporozdan korunma ve tedavi ile ilgili davranışve niyeti anlamlı olarak daha yüksek bulunmuştur.Çalışmaya katılan kadınlarda, korunma ve tedavi ileilgili davranış ve niyetin iyi düzeyde olduğubelirlenmişti. Daha önce bilgi sahibi olmanın , sağlıkalgısının iyi olmasının ve günlük işlerde aktif olmanınbu niyeti etkilediği belirlenmiştir. Bu nedenle özelliklerisk grubu olan kadınlarda osteoporoza ilişkinfarkındalık düzeyinin artırılması, eğitim verilmesi,aktif olmalarının desteklenmesi önemlidir.Anahtar sözcükler: Osteoporoz, korunma, davranış,niyet, postmenapozal

Geliş/Received : 19.07.2018 Kabul/Accepted : 02.12.2018

Dr. Ceren Varer Akpınar¹, Dr. Safiye Özvurmaz², Dr. Aliye Mandıracıoğlu³

Araştırma

Research

Bir Fizik Tedavi Dal Merkezine Başvuran Postmenapozal KadınlardaOsteoporotik Kırıklardan Korunma Davranışının BelirlenmesiEvaluation of Osteoporotic Fracture Prevention Behaviours of PostmenopausalWomen Applied to a Physical Therapy Branch Centre

DOI: 10.17942/sted.446001

201• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 3 • 201-209

Page 54: TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YAYINI|THE PUBLICATION OF …Gülhan Yiğitalp Seçilmiş Bir Tıp Fakültesi Dönem VI Öğrencilerinin Hekim Hakları Konusundaki Görüş ve Farkındalık

GirişGünümüzde önemli bir halk sağlığı sorunu olanosteoporoz(OP) kemik mineral yoğunluğununazalması ve kemik dokusunun mikro yapısınınbozulması ile karakterize, kırık riskinin arttığı ensık görülen iskelet sistemi hastalığıdır. OPönlenebilir ya da oluşumu geciktirilebilir birhastalıktır (1).

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)’nün raporuna göredünyada 200 milyon kişi osteoporozayakalanmakta ve bunların büyük çoğunluğunu 55yaş üzeri kadınlar oluşturmaktadır (2). Özelliklepostmenapozal kadınlarda, östrojen azalmasınabağlı olarak kemik kütle kayıplarının artmasıylaberaber OP ve buna bağlı gelişen osteoporotikkırık riski erkeklerden daha yüksektir (3).

Ortalama yaşam süresinin uzamasıyla beraber ileriyaşta karşılaşılan kronik hastalıklar önemkazanmaya başlamıştır ve buna bağlı olarak daosteoporozda önemli bir sağlık sorunu halinialmıştır (4). Kırık riskini arttıran osteoporozmorbidite ve mortalitenin önde gelennedenlerinden biridir (5). Her iki kadından biri,her beş erkekten biri hayatlarının bir dönemindeOP ile ilgili kırık riski altındadır. Özellikle kalçakırıklarının beşte biri ölüm ile sonuçlanmakta,yarısı ise yatağa bağlı kalmaktadır. İleri yaştaosteoporoza sekonder gelişen vertebradeformiteleri, ağrı, hareket kısıtlılığı ve bunlarabağlı sosyal izolasyona sebep olabilmektedir (6).

OP çeşitli risk faktörleri vardır. İleri yaşlarda,kadınlarda ve beyaz ırkta daha sık olmak üzeredeğiştirilemeyen risk faktörlerinin yanında;düzenli fiziksel aktivite, etkin beslenme, yeterlikalsiyum ve D vitamini alımı, sigara ve alkolkullanım durumu gibi değiştirilebilir birçok riskfaktörü de mevcuttur. Değiştirilebilir riskfaktörleri açısından kişilere erken yaştan itibareneğitim verilmesi ve farkındalık sağlanmasıönemlidir (7–9). Osteoporoz tedavisinden çokönlenmesi ve erken tanı konulmasına yönelikgirişimler hem halk sağlığı hem de artan tedavimaliyetleri açısından daha faydalı olacaktır.Osteoporozdan korunma yolları ve neden olanrisk faktörlerinin belirlenmesi, risk altındakikişilerin eğitimi ve risk faktörlerine yönelik bilgidüzeylerinin ve farkındalıklarının arttırılmasıosteoporoz oluşumunu ve osteoporoza bağlıkırıkları azaltacaktır. OP’dan ve/veya buna bağlı

kırıklardan korunmaya yönelik risk altındakipostmenapozal kadınların davranış düzeyinideğerlendirmek gerekmektedir.

Çalışmanın amacı postmenopozal dönemdekadınların osteoporotik kırıktan korunmayla ilgilibilgi düzeylerini tespit etmek ve osteoporotikkırıklardan korunma yönelik niyet ve davranışıölçen soru ve bilgilerle kadınların konu hakkındabilgilerini arttırmaktır.

Gereç ve YöntemKesitsel tipteki araştırma Aydın il merkezindebulunan bir fizik tedavi dal merkezi polikliniğindegerçekleştirilmiştir. Hastanenin günlük ortalamapoliklinik sayısı 20 civarında olup bunların yaklaşıkdörtte birini 55 yaş üstü kadınlar oluşturmaktadır.Ekim-Aralık 2017 öneminde 3 ay boyunca dalmerkezine başvuran, 55-90 yaş arası çalışmayakatılmayı kabul eden postmenapozal dönemdeki228 kadın çalışma kapsamına alınmıştır. Bilinç-konuşma-duyma bozukluğu olanlar, yatağa bağlıveya bakıma muhtaç olanlar, son iki ayda büyükcerrahi operasyon geçirenler, ekstremiteampütasyonu olanlar, yakında cerrahiplanlananlar ve akut travmalı olanlar çalışmayaalınmamıştır. Katılımcılar sosyo-demografiközellikler ve kırık gelişimini etkileyebileceközellikleri (sağlık algısı, aktivite durumu, düşmeve kırık deneyimi, ortopedik ameliyat geçirme,yardımcı ortopedik araç kullanımı, osteoporozlailgili bilgi alma durumu) sorgulayan 11 soruluk biranket doldurmuştur. Ev işi, bahçe işi, alışveriş gibiherhangi bir aktivitesi varsa, günlük olarak aktifkabul edilmiştir. Osteoporotik kırıktan korunmayayönelik niyet ve davranışı değerlendirmek içinplanlı davranış teorisi(PDT) modeli esas alınarak2015 yılında geliştirilen geçerlilik güvenilirlikanalizleri yapılmış bir osteoporotik kırıklardankorunma ölçeği (OKKÖ) kullanılmıştır. Ölçektebeşli likert 22 önerme yer almaktadır. OKKÖİnanç, tutum ve davranış kontrolü, tanı ve tedavidavranışı, engel algısı, düşmeyi önleme niyeti vetanı ve tedavi niyeti olmak üzere 6 alt başlıktanoluşmaktadır. Ölçek; tanı ve takip amaçlı kemikmineral yoğunluğu ölçümü yaptırmak, ilaçtedavisi ile kalsiyumdan zengin diyet vegüneşlenme tavsiyelerine uymak, günlük fizikselaktif olmak ve/veya düzenli uygun fizikselegzersiz yapmak ve düşmeyi önleyici ev içidüzenlemeleri yapmak ile ilgili önermeleriçermektedir. Ölçeğin iç tutarlılığı cronbach a

202 • 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 3 • 201-209

Page 55: TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YAYINI|THE PUBLICATION OF …Gülhan Yiğitalp Seçilmiş Bir Tıp Fakültesi Dönem VI Öğrencilerinin Hekim Hakları Konusundaki Görüş ve Farkındalık

katsayısı 0.95’dir. Ölçekten alınabilecek endüşük puan 22, en yüksek puan 110’dur. Yüksekpuan osteoporotik kırıklardan korunmadüzeyinin yüksekliğini göstermektedir (10).

Anket formu ve ölçek araştırmacılar tarafındanyüz yüze görüşme yöntemi ile uygulanmıştır.Araştırmanın yürütülebilmesi için AdnanMenderes Üniversitesi Araştırma ve EtikKurulu’ndan onay (2017/50) alınmıştır.

Veri değerlendirmesi için SPSS 18.0 versiyonistatistik paket programı kullanılmıştır.Tanımlayıcı analizler sayı (n) ve yüzdelikler (%)ile ortalama ± standart sapma (SS) şeklindesunulmuştur. Verilerin normal dağılımlarıKolmogorov-Smirnov testi ile değerlendirilmiştir.Gruplar arası karşılaştırmalarda; İkili gruplar içinstudents-t testi/ mann whitney U testi; Üçlügruplar için ANOVA testi/ Kruskal Wallis testikullanılmıştır. P değerinin 0.05 ‘ten küçük olmasıanlamlılık düzeyi olarak kabul edilmiştir.

BulgularSosyo demografik Değişkenler: Araştırmayakatılan 228 kadının yaş ortalaması 65,69+ 7,74(55-90)’dir. Kişilerin %52,2’si 55-64 yaşarasında, %31,6 ’sı 65-74 yaş arasında,%16,2’si ise 75 yaş ve üzerindedir. Araştırmayakatılan kadınların sosyo demografik değişkenleriTablo 1’de gösterilmiştir.

Kırık Gelişimini Etkileyecek Faktörler ile İlişkiliDeğişkenler: Araştırmaya katılan kadınların%82,9’u günlük olarak aktif olduğunubelirtmiştir. Araştırmaya katılanlar arasındamenopozdan sonra düşenlerin %53,9 olduğusaptanmıştır. Düşme sonrası %29,8’iyaralandığını %14.9’u kırık yaşadığını ve %1,3’üçoklu kırık yaşadığını bildirmiştir. Kadınların%21,5’i yetişkin yaşamında herhangi birortopedik ameliyat olmuştur. Katılımcıların%12,3’ü yürümeye yardımcı araçkullanmaktadır. Kadınların %74,1’i hayatının birdöneminde osteoporozla ilgili bilgi almıştır(Tablo 1).

Osteoporotik Kırıklardan Korunma Ölçeği ileilgili Değişkenler OKKÖ ölçeğinden alınan Ortalama puan 86,25± 12,27 (56-102) olarak belirlenmiştir.

Tablo 1. Kadınlarının sosyo-demografik ve kırık gelişmesini etkileyebilecek faktörler ile ilgili özellikleri

Özellik N %

Yaş grup55-64 119 52,265-74 72 31,6≥75 yaş 37 16,2

Medeni durumEvli 144 63,2 Bekar 16 7,0 Dul 68 29,8

Çalışma durumuÇalışıyor 23 10,1 Çalışmıyor 205 89,9

Yaşadığı kişiEş/Çocuk/Yardımcı 169 74,1 Yalnız 59 25,9

Eğitim durumuOkuryazar değil 38 16,7 İlköğretim 127 55,7 Lise 31 13,6 Üniversite ve üzeri 32 14,0

Sağlık algısıÇok iyi 18 7,9 İyi 129 56,6 Kötü 60 26,3 Çok kötü 21 9,2

Günlük işlerde aktif olmaAktif 189 82,9Aktif değil 39 17,1

Düşme durumuYok 123 53,9 Var 105 46,1

Kırık varlığıYok 191 83,8 Var 37 16,2

Ortopedik ameliyat geçirme Hayır 179 78,5 Evet 49 21,5

Yürümeye yardımcı araçKullanmayan 200 87,7 Kullanan 28 12,3

Osteoporozla ilgili bilgiEvet 169 74,1 Hayır 59 25,9

203• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 3 • 201-209

Page 56: TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YAYINI|THE PUBLICATION OF …Gülhan Yiğitalp Seçilmiş Bir Tıp Fakültesi Dönem VI Öğrencilerinin Hekim Hakları Konusundaki Görüş ve Farkındalık

Tablo 2’de OKKÖ’ nin inanç, tutum ve davranışkontrolü, tanı ve tedavi davranışı, engel algısı,düşmeyi önleme niyeti ve tanı ve tedavi niyetiolmak üzere 6 alt başlığındaki ifadelere verilencevaplar gösterilmiştir. Kadınların, ‘Kemikerimesinden korunmak için tıbbi tedavi veya ekdestek önerilerine uymaya niyetim var’ ifadesineen yüksek sıklıkta katıldıkları belirlenmiştir(%96,6). İkinci sırada ‘Evde düşme tehlikesindenkorunmak için düşmeyi önleyici ev içidüzenlemeler hakkında bilgim olursa önlemalmam kolaylaşır ’ ifadesine en çok katılımgösterilmiştir (%94,8). Sonrasında %94,6 ‘sı‘Belirli aralıklarla kemik yoğunluğu ölçümüyaptırmaya niyetim var ’, %91,7’si ‘Kemikerimesinden korunmak için yapabileceğim uygunfiziksel egzersizler hakkında daha fazla bilgimolursa fiziksel egzersiz yapmam kolaylaşır ‘ ve%87,6’sı ‘Ailem düşmeyi önlemek için ev içindedüzenleme yapmamı umuyor’ ifadelerindehemfikir oldukları anlaşılmıştır. Kadınların endüşük sıklıkta katıldıkları ifadeler ; %24,2’si‘Düşmeyi önlemek için ev içinde düzenlemeyapmak benim için zordur’ %25’i ‘Kemikerimesinden korunmak için fiziksel egzersizyapmak benim için zordur’ , %50,6’sı ‘Kemikerimesinden korunmak için doktorun tıbbi tedaviveya ek destek önerilerini (kalsiyumdan zenginbeslenme ve gerektiğinde kemik erimesi ilaçlarınıkullanma ) uyguladım’,%53,1’i ‘Bir yıl içinde evdedüşmemi önleyecek bir düzenleme yapmayaniyetim var’, %53,9’u ‘Kemik erimesindenkorunmak için doktorun önerdiği tıbbı tedaviveya ek destek önerilerini uygulama olanağım var’ ifadelerine katıldığını belirtmiştir. Buna göreölçekteki olumsuz olan iki ifadeye katılımın endüşük olduğu anlaşılmıştır.

Tablo 3’de çalışmaya katılan kadınların OKKÖskorları ile ilişkili faktörler değerlendirilmiştir. Eşi,çocukları, akrabaları veya yardımcısıyla yaşayankadınların puanı ile yalnız yaşayanların puanıarasında anlamlı fark bulunmuştur (t= 2,183, p=0,03). Yalnız yaşayanlarda ölçek skoru anlamlıolarak daha düşüktür. Genel sağlık algısı kötü veçok kötü olanlarda, iyi ve çok iyi diyenlere oranlaölçek skoru anlamlı derecede düşük bulunmuştur( t= 3,94, p< 0,000 ). Günlük işlerde aktifolmayanlarda ölçek skoru anlamlı derece düşükbulunmuştur (t= 2,583, p= 0,003) Kırık durumufark etmeksizin düşme geçirenlerde osteoporotikölçek skoru anlamlı olarak daha düşük

bulunmuştur (t= 2,804, p= 0,003).Osteoporozla ilgili daha önceden bilgi alankişilerde skor anlamlı derece yüksek bulunmuştur(t= 8,571, p< 0,000). Yaş grupları, okuryazarolma durumu, ortopedik ameliyat geçirmedurumu ve yürümeye yardımcı araç kullanımdurumları ile ölçek toplam skorları arasındaanlamlı fark bulunamamıştır.

OKKÖ’ in 6 alt başlık puanları ile değişkenlerarasındaki ilişki incelediğinde:

İnanç faktörü puanı; yalnız yaşayanlarda(t=2,207 p= 0,003), evli olmayanlarda (t=-3,407, p= 0,001), sağlık algısı kötü olanlarda(t=4,726 p< 0,000), günlük işlerde aktifolmayanlarda (t=3,029 p= 0,003), yürümeyeyardımcı araç kullananlarda (z=-19,89 p= 0,047)ve osteoporozla ilgili daha önceden bilgialmayanlarda (t=5,073 p< 0,000) anlamlı olarakdaha düşük saptanmıştır.

Tutum ve davranış kontrolü alt başlığı puanı;yalnız yaşayanlarda(t=2,465 p= 0,016), sağlıkalgısı kötü olanlarda (t=3,541 p= 0,001) veosteoporozla ilgili daha önceden bilgialmayanlarda (t=6,845 p< 0,000) anlamlı olarakdaha düşük belirlenmiştir.

Tanı ve tedavi davranışı alt başlık puanı; sağlıkalgısı kötü olanlarda (t=2,176 p= 0,031),ortopedik ameliyat geçirmeyenlerde (t=2,013 p=0,045) ve osteoporozla ilgili daha önceden bilgialmayanlarda (t=7,746 p< 0,000) anlamlı olarakdaha düşük bulunmuştur.

Engel algısı alt başlık puanı yalnızyaşayanlarda(t=2,222 p= 0,028) ve düşmegeçirenlerde (t=-2,043 p= 0,042) anlamlı olarakdüşük bulunmuştur.

Düşmeyi önleme niyeti alt başlık skoru; Düşmegeçirenlerde (t:2,449 p< 0,015) ve daha önceosteoporoz ile ilgili bilgi almayanlarda (t=4,440p< 0,000) anlamlı olarak daha düşük olduğuanlaşılmıştır.

Tanı ve tedavi niyeti alt ölçek puanı; sağlık algısıkötü olanlarda (t=2,892 p= 0,004) veosteoporozla ilgili daha önce bilgi almayanlarda(t=5,502 p< 0,000) anlamlı olarak düşükbelirlenmiştir.

204 • 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 3 • 201-209

Page 57: TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YAYINI|THE PUBLICATION OF …Gülhan Yiğitalp Seçilmiş Bir Tıp Fakültesi Dönem VI Öğrencilerinin Hekim Hakları Konusundaki Görüş ve Farkındalık

İnançKemik erimesinden korunmak için doktorun önerdiği tıbbi tedavi ya da ekdestek önerilerini uygulamam kemik erimesinden ve kırıklardankorunurum.

Fiziksel egzersiz yaparsam kemik erimesine bağlı kırıklardan korunur, dahauzun süre kimseye bağımlı olmadan yaşarım.

Kemik erimesinden korunmak için fiziksel egzersiz yapmamı ailem veyaşadığım çevre olumlu karşılar.

Kemik erimesinden korunmak için fiziksel egzersiz yapmak istiyorum.

Kemik erimesinden korunmak için doktorun önerdiği tıbbi tedavi ya da ekdestek önerilerinin hakkında daha fazla bilgim olursa önerilere uymamkolaylaşır.

Kemik erimesinden korunmak için yapabileceğim uygun fiziksel egzersizlerhakkında daha fazla bilgim olursa fiziksel egzersiz yapmam kolaylaşır.

Evde düşme tehlikesinden korunmak için düşmeyi önleyici ev içidüzenlemeler hakkında bilgim olursa önlem almam kolaylaşır.

Tutum ve Davranış Kontrolü

Belirli aralıklarla kemik yoğunluğu ölçümü yaptırmak gereklidir.

Kemik erimesinden korunmak için doktorun önerdiği tıbbi tedavi ya da ekdestek önerilerine uymak gereklidir.

Belirli aralıklarla kemik yoğunluğu ölçtürme olanağım var.

Kemik erimesinden korunmak için doktorun önerdiği tıbbı tedavi ya da ekdestek önerilerini uygulama olanağım var.

Tanı ve Tedavi Davranışı

Şimdiye kadar belirli aralıklarla kemik yoğunluğu ölçümü yaptırdım.

Kemik erimesinden korunmak için doktorun tıbbi tedavi ya da ek destekönerilerini ( kalsiyumdan zengin beslenme ve gerektiğinde kemik erimesiilaçlarını kullanma ) uyguladım.

Engel Algısı

Kemik erimesinden korunmak için fiziksel egzersiz yapmak benim içinzordur.

Düşmeyi önlemek için ev içinde düzenleme yapmak benim için zordur.

Düşmeyi Önleme Niyeti

Bir yıl içinde evde düşmemi önleyecek bir düzenleme yapmaya niyetimvar.

Düşmeyi önlemek için ev içinde yeni bir düzenleme yapmak gereklidir.

Ailem düşmeyi önlemek için ev içinde düzenleme yapmamı umuyor.

Düşmeyi önlemek için ev içinde düzenleme yapma olanağım var.

Düşmeyi önlemek için ev içinde düzenleme yapmak istiyorum.

Tanı ve Tedavi Niyeti

Belirli aralıklarla kemik yoğunluğu ölçümü yaptırmaya niyetim var.

Kemik erimesinden korunmak için tıbbi tedavi ya da ek destek önerilerineuymaya niyetim var.

12(5,3)

5(2,1)

12(6,2)

16(7,0)

5(2,2)

4(1,7)

4(1,8)

11(4,8)

11(4,8)

16(7)

12(5,2)

66(29)

68(28,9)

103(45,2)

77(51,3)

33(22,4)

31(13,6)

41(18)

10(4,4)

15(11,7)

1(0,8)

1(0,8)

37(16,2)

47(20,6)

65(28,5)

68(29,8)

29(12,7)

15(6,6)

8(3,5)

36(15,8)

34(14,9)

31(13,6)

41(18,0)

39(17,1)

38(16,7)

68 (29,8)

56(24,6)

56(24,6)

51(22,4)

61 (26,8)

35(15,4)

34(26,6)

6(4,7)

3(2,3)

179(78,5)

176(77,2)

149 (65,4)

72(63,2)

194(85,1)

209(91,7)

216(94,8)

181(79,4)

183(80,3)

181(79,3)

123(53,9)

123(54)

124(50,6)

57(25)

55(24,2)

121(53,1)

146(64,1)

200(87,8)

173(75,9)

78(61)

121(94,6)

124(96,6)

Maddeler1 Kesinlikle

katılmıyorum2 Katılıyorum 3 Kısmen

4 Katılmıyorum5 Tamamenkatılıyorum

Tablo 2. Osteoporotik kırıklardan korunma ölçeği puanları

205• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 3 • 201-209

Page 58: TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YAYINI|THE PUBLICATION OF …Gülhan Yiğitalp Seçilmiş Bir Tıp Fakültesi Dönem VI Öğrencilerinin Hekim Hakları Konusundaki Görüş ve Farkındalık

Tablo 3. Kadınların bazı özellikleri ile OKKÖ arasındaki ilişki

Özellik N % OKKÖ Skor Ort. ±SD p

Yaş grup55-64 119 52,2 % 85,22 ± 13,76665-74 72 31,6 % 86,90 ± 10,662 0,361≥75 yaş 37 16,2 % 88,27 ± 9,831

Medeni DurumEvli 144 63,2 % 87,20 ± 12,112 0,140Bekar 84 36,8% 84,70 ± 12,616

Çalışma DurumuÇalışıyor 23 10,1 % 88,26 ± 14,674 0,11Çalışmıyor 205 89,9 % 86,02 ± 11,998

Yaşadığı KişiEş/Çocuk/Yardımcı 169 74,1 % 87,33 ± 11,797 0,03Yalnız 59 25,9 % 81,29 ± 10,409

Eğitim DurumuOkuryazar değil 38 16,7% 83,45 ± 12,216 0,272İlköğretim 127 55,7% 86,50 ± 11,724Lise ve Üzeri 63 27,6% 87,43 ± 13,301

Sağlık Algısıİyi 147 64,5% 88,60 ± 11,770 ,000Kötü 81 35,5 % 82,07 ± 12,283

Günlük İşlerde Aktif OlmaAktif 189 82,9 % 86,50 ±12,506 0,003Aktif değil 39 17,1 % 82,23 ± 10,545

Düşme DurumuYok 123 53,9 % 86,52 ± 13,407 0,003Var 105 46,1 % 82,92 ± 10,992

Kırık VarlığıYok 191 83,8 % 86,26 ± 10,578 0,42Var 37 16,2 % 86,19 ± 11,133

Ortopedik Ameliyat Geçirme Hayır 179 78,5 % 85,84 ± 12,896 0,233Evet 49 21,5 % 87,90 ± 9,952

Yürümeye Yardımcı AraçKullanmayan 200 87,7 % 86,31 ± 12,510 0,533Kullanan 28 12,3 % 85,82 ± 10,63

Osteoporozla İlgili BilgiEvet 169 74,1 % 89,88 ± 10,594 ,000Hayır 59 25,9 % 75,97 ± 11,139

TartışmaBu çalışmada bir fizik tedavi yan dal merkezinebaşvuran 55-90 yaş postmenapozal kadınlararasında osteoporotik kırıktan korunmaya yönelikniyet ve davranışları OKKÖ kullanılarak

değerlendirilmiş ve bu niyetleri iyi düzeydesaptanmıştır. Çalışma grubundaki kadınlarınosteoporotik kırıktan korunma niyetlerinin yüksekbulunması, merkeze başvuranların kas iskeletyakınmaları ile başvuruyor olmasından

206 • 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 3 • 201-209

Page 59: TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YAYINI|THE PUBLICATION OF …Gülhan Yiğitalp Seçilmiş Bir Tıp Fakültesi Dönem VI Öğrencilerinin Hekim Hakları Konusundaki Görüş ve Farkındalık

kaynaklanabilir. Ölçekte yer alan ifadelerdenkadınların en sık hemfikir olduğu ve olmadığı ilkbeş önerme ortopedi kliniğine başvuranpostmenapozal dönemde olan 400 kadındagerçekleştirilen çalışmanın sonuçları ile uyumludur(10).

Bu çalışmada kadınların %46’sında düşmedeneyimi söz konusudur. Düşenlerin yaklaşık üçtebirinde kırık gelişmiştir. Çıtıl ve ark. yaptığıçalışmada kadınların son bir ay içinde %50’sinindüştüğü, % 23’ünün birden fazla kez düştüğü ve%9’unun düşme sonucu kırık yaşadığıbildirilmiştir (11). Çalışmamızda düşmegeçirenlerde ölçek skoru daha düşükbulunmuştur. Bu sonuç korunmaya yönelik niyetve davranışı yüksek kişilerin düşme sorunuyladaha az karşılaştıklarını göstermektedir.

Koç ve ark. yaptığı çalışmada kadınların%68,3’ünün OP konusunda daha önce herhangi

bir kaynaktan bilgi almadığı saptanmıştır. AyrıcaOP hakkında daha önce bilgi alan kadınların OPile ilgili bilgi, tutum ve davranış puanlarının dahayüksek olduğu görülmüştür (12), Kutsal ve ark.576 osteoporozu olan hasta ile yaptıklarıçalışmada osteoporoz farkındalığının verileneğitim ile artış gösterdiğini belirtmişlerdir (13).Osteoporozda risk faktörlerinin belirlenmesi veönlenmesi açısından koruyucu sağlık hizmetleri vekonu ile ilgili eğitim önemli yer tutmaktadır.Kişilerin osteoporoz konusundaki farkındalıkdüzeyleri ve bilgi seviyeleri arttırılarak etkilikorunma sağlanabileceği çeşitli çalışmalardagösterilmiştir (14–16). Bu çalışmada da benzerşekilde osteoporoz ile ilgili daha önceden bilgialan kişilerde OKKÖ skoru anlamlı olarak dahayüksek bulunmuştur.

Çalışmada yaş ile korunma düzeyi ölçeği arasındaanlamlı fark bulunmamıştır. Bu durum çalışmaya55 yaş üstü hastaların dâhil edilmesinden ve bukadınların %80’ininden fazlasının 60-69 yaşgrubunda olmasından kaynaklanabilir.Literatürlerde genç yaşta bilgi ve farkındalıkdüzeyinin yüksek olduğunu gösteren çalışmalarmevcuttur (17,18).Diğer taraftan başka birçalışma, osteoporoz hakkında bilgiye en fazla 60-69 yaş grubunun sahip olduğu göstermiştir (19).Aksu ve ark. yaptığı çalışmada [14] osteoporozfarkındalık düzeyinin eğitim düzeyi ile ilişkilibulunmasına rağmen bizim çalışmamızda eğitimdüzeyinde lise ve üstü eğitim alanlarda ölçekpuan ortalaması daha yüksek olmasına rağmenanlamlı fark bulunamamıştır. Ancak OP veosteoporotik kırıkların önlenmesinde, eğitiminbüyük rol oynadığı çeşitli çalışmalardavurgulanmıştır (17,20,21).

Bu çalışmada ev, bahçe, alışveriş gibi evde ya dadışarıda herhangi bir aktivitesi olmayanlarıngrubun yaklaşık %20’sini oluşturmaktadır. Günlükişlerinde aktif olanlarda osteoporozdankorunmaya yönelik davranış düzeyi daha yüksekbulunmuştur. Yapılan bir derlemede fiziksel olarakinaktif bireylerin osteoporoz ve buna bağlıkomplikasyonların daha yüksek olduğubelirtilmektedir (22).

Çalışmada biriyle beraber (eş, çocuk, yardımcı)yaşayan kadınların, yalnız yaşayanlara göreosteoporotik kırıklardan korunma düzeylerinindaha yüksek olduğu görülmektedir. Yalnız

207• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 3 • 201-209

Hilal Yüksel “Çakır Nine”STED Fotoğraf Yarışması 2017 Sergi Ödülü

Page 60: TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YAYINI|THE PUBLICATION OF …Gülhan Yiğitalp Seçilmiş Bir Tıp Fakültesi Dönem VI Öğrencilerinin Hekim Hakları Konusundaki Görüş ve Farkındalık

yaşayanlarda, özellikle de fiziksel olarak yetersizolan yaşlı bireylerde, maruz kalınan çevreselriskler daha fazladır (10).

Sağlık algısını iyi/çok iyi olarak belirtenlerdeosteoporoz ve buna bağlı gelişebilecek kırıklardankorunma düzeyi yüksek çıkmıştır. Korunma düzeyiyüksek olanların sağlık durumlarının da daha iyiolması beklenen bir durumdur.

OKKÖ’ in alt başlık puanları ile ilişkili faktörlerdeğerlendirildiğinde de benzer sonuçlar eldeedilmiştir. Osteoporozla ilgili bilgi alanlarda, aktifolanlarda, sağlık algısı iyi olanlarda, biriyleberaber yaşayanlarda neredeyse bütün altbaşlıklarda yüksek puan almıştır. Farklı olarak,ortopedik ameliyat geçirenlerde ana ölçekpuanında anlamlı fark bulunamayıp, tanı vetedavi davranışı puanı anlamlı olarak daha yüksekçıkmıştır. Tanı ve tedavi davranışı alt başlığı;Kemik ölçümü yaptırma, doktorun önerdiği tıbbıtedavi ve ya ek önerilere(egzersiz, güneşlenmevs.) uymayı içermektedir. Ortopedik ameliyatgeçirenlerin hastaneye kontrol amaçlı başvurususırasında risk gurubu olması nedeniyle kemikölçümü, tıbbı tedavi uygulanması daha yüksekçıkma nedeni olabilir. Ayrıca, düşmegeçirmeyenlerde sadece düşmeyi önleme niyetive engel algısı alt başlık puanı anlamlı olarakyüksek çıkmıştır. Bu durum düşmeyi önleyici ev içidüzenlemeler hakkında bilgisi olursa önlemalmasının daha kolay olacağını ve daha az düşmedurumu yaşanacağını gösterebilir.

Bu çalışmanın bazı kısıtlılıkları mevcuttur. Çalışmaosteoporozu olan ya da olmayan tümpostmenapozal kadınlarda gerçekleştirilmiştir,ancak osteoporoz tanısı alanlar detaylı olaraksorgulanmamıştır. Bir dal hastanesine başvuranhastalar ile yapıldığı için toplumu tam olaraktemsil etmemektedir.

Sonuç Çalışmaya katılan grupta osteoporotik kırıklardankorunmaya yönelik niyet ve davranışın iyiderecede olduğu saptanmıştır. Biriyle beraberyaşayanlarda, sağlık algısı yüksek olanlarda,düşme geçirmeyenlerde, günlük işlerde aktifolanlarda ve osteoporozla ilgili daha önce bilgialan kişilerde osteoporozdan korunmaya yönelikniyet ve davranışının daha yüksek olduğubelirlenmiştir.

Osteoporoz yaşam süresi arttıkça daha da önemlibir halk sağlığı problemi haline gelmektedir.Osteoporozdan korunma ve korunmaya yöneliktutum önemlidir. Osteoporozdan korunmanın ilkbasamağı risk faktörleri açısından bilgi düzeyiniarttırmak ve farkındalık yaratmaktır. Bu nedenleözellikle risk grubu olan kadınlarda osteoporozailişkin bilgi ve farkındalık düzeyinin artırılmalıdır.Toplumda özellikle risk grubu olan postmenapozalkadınları kapsayan, düşme ve buna bağlı kırıklarıönleyici ev içi düzenlemelerin önemini anlatan vefiziksel olarak aktif olmaya teşvik edici eğitimlerinverilmesi korunmaya yönelik niyet vedavranışlarının artmasını sağlayacaktır.

Teşekkür:Çalışmaya katılan hastalara ve çalışmanınyürütülmesine izin veren yan dal hastanesineteşekkür ederiz.

208 • 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 3 • 201-209

İletişim: Kıymet Yeşilçiçek Çalık

E-posta: [email protected]

Kaynaklar1. Allsworth A. Osteoporosis nursing implications. In:

Kneale J, Davis P, editors. Orthopedic and traumanursing. 2nd ed. Edinburgh, Churchill Livingstone,2005.p.380-9

2. World Health Organization (2011) Scientific groupon the assessment of osteoporosis at primaryhealth care level. Summary Meeting Report. 2004May 5–7, Brussels, Belgium.http://www.who.int/chp/ topics/Osteoporosis.pdf.Accessed 10 Sept 2017

3. Gallagher JC. Effect of early menopause on bonemineral density and fractures. The Journal of TheNorth American Menopause Society.2007;14(3):567–71.

4. Eryavuz Sarıdoğan M. Osteoporoz Epidemiyolojisi.In: Gökçe Kutsal Y(Ed); Osteoporoz. Modern TıpSeminerleri, 19th edition. Güneş Kitapevi, Ankara;2001. 6-21 p.

5. Alkan BM, Fidan F, Tosun A, Ardıçoğlu Ö. FizikselTıp ve Rehabilitasyon Polikliniğimize BaşvuranHastalarda Osteoporoz insidansı. Turk OsteoporozDergisi. 2011;17(1):10–3.

6. Matthis C, Weber U. Health impact associated withvertebral deformities: results from the Europeanvertebral osteoporosis study. OsteoporosInternational. 1998;8(4):364–72.

7. Francis JB Jr, Sinaki M, Grabois M, et al: Healthprofessional’s guide to rehabilitation of the patientwith osteoporosis. Osteoporos Int 14(Suppl 2): 1-22, 2003.

Page 61: TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YAYINI|THE PUBLICATION OF …Gülhan Yiğitalp Seçilmiş Bir Tıp Fakültesi Dönem VI Öğrencilerinin Hekim Hakları Konusundaki Görüş ve Farkındalık

8. Braddom R., Chan L.,Harrast A. Physical Medicineand Rehabilition, Fourth Edition. Publishers; 2011.

9. Freeman JM. A theory-based premenopausalosteoporosıs preventıon program, PhD Thesis.University of Arkansa: Fayetteville; 2004.

10. Aydin S. Osteoporotik kırıktan korunmaölçeğinin(OKKÖ) geliştirilmesi, Uzmanlık Tezi,Bülent Ecevit Üniversitesi, Zonguldak; 2015.

11.Çıtıl R, Özdemir M, Poyrazoğlu S, Balcı E, AykutM, Öztürk Y. Kayseri Melikgazi Sağlık GrupBaşkanlığı Bölgesindeki Kadınların OsteoporozaYönelik Bilgi ve Davranışları. OsteoporozDünyasından. 2007;13:60–6.

12. Koç A, Aypak C, Yikilkan H, Akbiyik DI,Görpelioǧlu S. On sekiz-35 Yaş Arası KadınlarınOsteoporoz Hakkındaki Bilgi Tutum ve DavranışDüzeyleri. Turk Osteoporoz Dergisi.2016;22(1):11–6.

13.Kutsal YG, Atalay A, Arslan Ş, Başaran A, CantürkF, Cindaş A, et al. Awareness of osteoporoticpatients. Osteoporosis International.2005;16(2):128–33.

14. Aksu A, Zinnuroğlu M, Karaoğlan B, Akın S.Osteoporoz, Eğitim Durumu ve Farkındalık DüzeyiAraştırma Sonuçları. Osteoporoz Dünyasından.2005;11(1):36–40.

15. Kandiş H, Karakuş A, Katırcı Y, Karapolat S, KaraİH. Geriatrik Yaş Grubu ve Adli Travmalar. TurkishJournal Of Geriatrics. 2011;14(3):193–8.

16. Venouziou AI, Dailiana ZH, Varitimidis SE, HantesME, Gougoulias NE, Malizos KN. Radial nerve palsyassociated with humeral shaft fracture. Is theenergy of trauma a prognostic factor? Injury.2011;42(11):1289–93.

17.Gemalmaz A, Oge A. Knowledge and awarenessabout osteoporosis and its related factors amongrural Turkish women. Clinical Rheumatology.2008;27(6):723–8.

18.Kurt EE, Koç FA, Tuncay F, Erdem HR, KıranatlıoğluF. Kırsal Bölgede Yaşayan Risk Grubu KadınlarınOsteoporoz Bilgi ve Farkındalık Düzeyi. TurkOsteoporoz Dergisi. 2015;21(2):63–8.

19.Matthews HL, Laya M, DeWitt DE. Rural Womenand Osteoporosis: Awareness and EducationalNeeds. The Journal of Rural Health.2006;22(3):279–83.

20.Aylin Ö. Ortopedi ve travmatoloji kliniklerindeyatan kadın hastaların osteoporoz bilgi düzeyi veöz-etkililik algılarının değerlendirilmesi, YüksekLisans Tezi, İstanbul Üniversitesi, 2008.

21.Monsanto HA. Level of awareness aboutosteoporosis among women 50 years and older inPuerto Rico. Puerto Rico Health Sciences Journal.2010;29(1):54–9.

22.Özgürbüz C. Osteoporoz ve fiziksel aktivite. SporHekimliği Dergisi. 2008;43:99–109.

209• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 3 • 201-209

Page 62: TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YAYINI|THE PUBLICATION OF …Gülhan Yiğitalp Seçilmiş Bir Tıp Fakültesi Dönem VI Öğrencilerinin Hekim Hakları Konusundaki Görüş ve Farkındalık

1 Arş. Gör. Dr.; Muğla Sıtkı Koçman Ü. Kadın Sağlığı ve Doğum Hemşireliği, Muğya (Orcid No: 0000-0002-8120-6216) 2 Arş. Gör.; İstanbul Ü. Florence Nightingale Hemşirelik Fak. Kadın Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği AD. İstanbul (Orcid No: 0000-0001-6937-5351)3 Prof. Dr.; İstanbul Ü. Florence Nightingale Hemşirelik Fak. Kadın Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği AD. İstanbul(Orcid No: 0000-0002-6606-9073)

AbstractSexuality is a complex concept involving biological,psychological, interpersonal and behavioural aspects.The negative effects of gynecologic cancers, whichare quite common in our country, on women'shealth are multi-dimensional. The negative impactsof gynecologic cancer symptoms and treatment onthe woman's sexual health also affect the quality ofher life.Brachytherapy, used in the treatment of cervicalcancer, which is most common of gynecologiccancers, causes problems such as vaginal stenosis,dyspareunia, reduced sexual desire and difficulty inachieving orgasm. The patients, who undergobrachytherapy usually cannot get effectivecounselling on their sexual problems. This is anissue, which is neglected by health professionals andwomen are obliged to learn to cope with sexualdysfunction after brachytherapy by themselves. Inthis challenging period, nurses should use themodels in assessing the women's sexual lives,especially in sexual counselling and guidance.Key words: Brachytherapy sexual Function,Counselling

ÖzCinsellik biyolojik, psikolojik, kişiler arası vedavranışsal boyutları olan çok boyutlu karmaşık birkavramdır. Ülkemizde oldukça yaygın görülenjinekolojik kanserlerin kadın sağlığı üzerindekiolumsuz etkileri çok boyutludur. Jinekolojik kansersemptomları ve tedavisinin kadın cinsel sağlığıüzerine olumsuz etkileri kadının yaşam kalitesini deetkilemektedir. Jinekolojik kanserler arasında sıkgörülen servikal kanser tedavisinde kullanılanbrakiterapi vaginal stenoz, disparoni, cinsel istekteazalma ve orgazm güçlüğü gibi sorunlara nedenolmaktadır. Brakiterapi tedavisi gören hastalar cinselsorunlarıyla ilgili genellikle etkin danışmanlıkalamazlar. Bu konu sağlık profesyonellerinin ihmalettiği bir konudur ve brakiterapi sonrası kadınlarcinsel işlev bozuklukları ile baş etmeyi kendi kendineöğrenmek zorunda kalır. Bu zorlu süreçtehemşirelere, kadınların cinsel yaşamlarınıdeğerlendirmede, özellikle cinsel danışmanlık verehberlikte, modellerin kullanımı önerilmektedir.Anahtar sözcükler: Brakiterapi, Cinsel işlev,Danışmanlık

Geliş/Received : 19.01.2018 Kabul/Accepted : 09.06.2118

Çiğdem Bilge1, Büşra Yılmaz2, Ümran Oskay3

Jinekolojik Kanserli Kadınların Brakiterapi Sonrası Cinsel İşlevininDeğerlendirilmesi ve Cinsel DanışmanlıkEvaluation of Sexual Functions of Women with Gynecological Cancer AfterBrachytherapy and Sexual Counselling

DOI: 10.17942/sted.381218

210 • 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 3 • 210-215

Derleme

Review Article

Page 63: TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YAYINI|THE PUBLICATION OF …Gülhan Yiğitalp Seçilmiş Bir Tıp Fakültesi Dönem VI Öğrencilerinin Hekim Hakları Konusundaki Görüş ve Farkındalık

GirişCinsellik, doğum öncesinde başlayıp, kişinindeğerleri, inanışları, fiziksel görünümü ve yaşadığıkültüre göre biçimlenen bir kavramdır. Cinselliktüm bedeni ve ruhu içerir. Cinsellik insanındüşünsel, duygusal ve toplumsal bütünlüğünüsağlayan, olumlu yönde kişilik gelişimi, sevgipaylaşımı ve iletişimin görüldüğü sağlıklılık halidir(1,2). Cinsellik ekonomik, sosyal, kültürel, politik,dini, biyolojik ve ruhsal faktörlerin etkileşimindenetkilenmektedir (2). Cinsel işlev bozukluğu isebireylerde cinsel yanıt döngüsünde bozukluklar ilekarakterize, ruhsal ve fiziksel değişikliklere bağlıolarak ortaya çıkan bir durumdur (3).

Jinekolojik kanserler kadın genital organlarındatutulum gösteren kötü huylu oluşumlardır.Jinekolojik kanserlerin semptomları tutulanorgana göre farklılık gösterip, bu grupta başlıcaendometrium, serviks ve over kanserleri yeralmaktadır. Dünyada kanser olgu sayısı her geçengün artmaktadır. Gelişmekte olan ülkelerdeservikal kanser ikinci en çok görülen Jinekolojikkanser türüyken, gelişmiş ülkelerde iseendometriyum kanseri en çok görülen jinekolojikkanser türüdür (4). Türkiye’de, Halk SağlığıKurumu’nun 2014 yılındaki kanser istatistiklerinegöre, her yıl yaklaşık 63 bin kadına kanser tanısıkonulmaktadır. Jinekolojik kanserler ise memekanserinden sonra mortalite ve morbidite oranı enyüksek olan ikinci kanser türü olarak belirlenmiştir(5).

Jinekolojik kanser semptomları ve tedavisinincinsel sağlık üzerine etkisi genel olarak göz ardıedilse de cinsellik kadın yaşamının kalitesiniartıran bir boyut olarak önemini korumaktadır.Üreme organ kanserleri cinsel sağlığı olumsuzetkilemektedir. Jinekolojik kanserler beden imajı,cinsiyet rolü, kadın kimliği ve üreme yeteneğinietkileyerek cinselliği yaşamayı etkiler (6).Jinekolojik kanser belirtilerinden olan vajinalkanama, halsizlik, karın ağrısı ve postkoidalkanama kadının tedavi öncesi cinsel sağlığınıbozmaktadır. Tedavi sonrasında vajinada kısalma,vajinal elastikiyetin bozulması, vajinallubrikasyonda azalma, vajinal stenoz, klitorisinalınması, pelvik sinir hasarı, fistüller, halsizlik,ishal, uykusuzluk, infertilite ve postkoidal kanamagibi fiziksel belirtiler cinsel sağlığı olumsuzetkilemektedir (7). Üreme işlevinin kaybı, dışgörüntüsünün değişmesi, cinsel işlevlerin eskisi

gibi yerine getirilememesi ve kendisini kadın gibihissetmemesi cinsel kimlik algısının değişmesineneden olur (8). Jinekolojik kanser tanı vetedavisinin cinsel sağlığı olumsuz etkilediğine dairçok sayıda çalışma vardır (5,6,9,10).

Kanser tanısı konulması yeterince zor bir süreçiken, kanser tedavileri de sürece yeni korkularekler. Jinekolojik kanserlerde uygulanan cerrahitedavi, radyoterapi ya da kemoterapi kadınınbeden algısını ve üreme kapasitesini olumsuzyönde etkiler. Hasta ve ailesinin yaşam kalitesininbozulmasına neden olur (11-13).

Brakiterapi ve Cinsel Yaşama EtkisiRadyoterapi tümörlü dokuya radyasyonun vücutdışından direk olarak verilmesini içeren eksternalradyoterapi ya da radyasyonun vücut içerisine,vücut yakınına ya da direkt üstüne konularakuygulanmasıyla gerçekleştirilen yöntem olanbrakiterapi şeklinde uygulanır (14,15). Bra -kiterapi’nin jinekolojik kanserlerin teda visindeönemli bir yeri vardır. Yunancada ‘kısa’ anlamınagelen brakiterapi ‘brachios’ sözcüğündentüretilmiştir. Brakiterapi, radyoaktif kaynağıntümörün içine ya da yakınındaki boşluklarayerleştirilmesiyle uygulanılan bir tedavi şeklidir.Brakiterapi, 1898’de radyumun keşfinden sonrauygulanmaya başlamıştır. Bu tedavi intrakaviterve interstisyel olmak üzere iki biçimde uygulanır.İntrakaviter brakiterapide aplikatör tümörünyakınındaki anatomik boşluklara yerleştirilir. En sıkendometriyum, serviks, vajina ve akciğerkanserinde kullanılır. İnterstisyel brakiterapide iseaplikatör ilgili doku içerisine yerleştirilir. En sıkmeme, prostat ve yumuşak doku kanserindekullanılır. Amerikan Brakiterapi Topluluğu(American Brachytherapy Society- ABS) ,endometriyum ve serviks kanserli hastalarauygulanan radyasyon tedavisi endikasyonları içinUlusal Kapsamlı Kanser Ağı rehberiniyayınlanmıştır. Yayınlanan rehberde aplikatörseçimi, brakiterapi aplikatörünün yerleştirmeteknikleri, hedef hacim tanımı, dozfraksiyonasyonu ve ameliyat sonrası adjuvanvajinal kaf tedavisi için önemli tavsiyelere yerverilmiştir (16,17).

Brakiterapide amaç, kanser hücrelerininbölünmesini önleyerek, çoğalmasını engellemekve yok etmektir. Bu işlem uygulanırken kanserhücrelerinin yanı sıra sağlam hücreler de zarar

211• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 3 • 210-215

Page 64: TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YAYINI|THE PUBLICATION OF …Gülhan Yiğitalp Seçilmiş Bir Tıp Fakültesi Dönem VI Öğrencilerinin Hekim Hakları Konusundaki Görüş ve Farkındalık

görür. Hücre ölümü ya da tedavi edilebilen hücrehasarı meydana gelebilir. Radyasyonun yanetkileri arasında deri toksisitesi, yorgunluk, bulantıve kusma görülür (15, 18). Kircheinner ve ark.(2015) servikal kanser tedavisinde uygulananbrakiterapinin yaşam kalitesine etkisiniincelemişlerdir. Çalışma sonucunda kadınlarınbrakiterapi sonrası yorgunluk (%78), ürinerinkontinans (%60), bulantı ve kusma (%54),sıcak basması (%44) ve cinsel işlev bozukluğu(%38) yaşadığı belirtilmiştir (19).

Brakiterapinin cinsel sağlık üzerine etkisi genelolarak göz ardı edilse de cinsellik kadın yaşamınınkalitesini artıran bir boyut olarak öneminikorumaktadır. Erken evre endometriyum veserviks kanserinde primer olarak uygulananbrakiterapi esnasında vajinal atrofi, sinir hasarı vefibrozis gelişebilir (20). Tedavi esnasında overfonksiyonları da etkilenir ve overlerde steriliteyesebep olur. Vajina epitelinde ise elastikiyet kaybı,eritem, atrofi ve inflamasyon görülür. Işınlamasonucunda vajinada kuruluk ve daralma meydanagelir. Bu durumda vajina bölgesi enfeksiyon vetravma açısından daha fazla risk altındadır.Vajinadaki tüm bu değişimler sonucunda orgazmproblemleri, elastikiyetin azalması ve disparoni ensık görülen şikayetler arasındadır. Bu yan etkilerilk üç ay içinde oluşmakta ve bir yıl içerisindedüzelmektedir (21). Karabuga ve ark. (2015)endometrium kanseri tedavisinde eksternalradyoterapi ve vajinal brakiterapi alan kadınlarıncinsel fonksiyon ve yaşam kalitelerikarşılaştırmışlardır. Çalışma sonucunda her ikitedavi şeklinin de cinsel fonksiyonları vekadınların yaşam kalitelerini olumsuz etkilediğibulunmuştur (22).

Kadınların Cinsel İşlevinin Değerlendirilmesi veCinsel DanışmanlıkCinsellik, çok boyutlu bir kavramdır vebrakiterapiden olumsuz yönde etkilenmektedir (5,10, 23). Brakiterapinin yanısıra kadın, kadınlıkkimliğini, değerlerini, önceliklerini ve cinselpartner sorumluluğunu yeniden kazanma çabasıiçerisindedir. Böyle bir süreçte, destek sistemlerive danışmanlık hizmetleri kaygı ve endişelerigidermede önemli rol oynamaktadır (24). So veChui (2007) kadınların brakiterapi sonrasıyaşadıkları deneyimleri incelemek amacıylayaptıkları nitel çalışma sonucunda barkiterapisonrası psikolojik destek sağlama, işlem öncesi ve

sonrasında açıklama ve bilgilendirmenin önemliolduğu vurgulanmıştır (25).

Brakiterapinin Kadın Cinselliğine Etkisi veVajinal Dilatatör KullanımıBrakiterapi vajinanın daralmasına ve labiamajörlerin birbirine yapışmasına neden olur.Vajinal dilatörler, brakiterapi sonrası vajinadakısalma ve darlıkları önlemek için ek yöntemolarak kullanılır. Cinsel yaşamlarında başarısız olanya da kendini yetersiz hisseden kadınların busorunlarla baş edebilmeleri için vajinaldilatatörlerin kullanılması önerilmektedir (26,27).

Brakiterapiden sonra vajinal dilatatörlerin düzenlikullanımı rutin uygulanır hale gelmiştir.Uygulamada üçgen şeklindeki bir aletin vajenesokulması ve döndürülmesi gerekir. Haftada en azbirkaç kez yaklaşık beş dakika süreyleuygulanması önerilmektedir. Bunun yanı sıra bazıçalışmalarda kadınlar vajinal dilatatör kullanımınıcinsel yaşamlarının doğasına müdahale olarakgördüklerini, bu araçların kullanımı sebebiylekendilerini psikolojik ve duygusal açıdan rahatsızhissettiklerini ifade etmişlerdir. Bu sebeple herbrakiterapi alan kadına rutinde vajinaldilatatörlerin kullanımının önerilmesi yerineprofilaktik ve terapötik vajinal dilatatör tedavileriayrı ayrı uygulanmalıdır. Vajinal uzunluk ölçümleriyapılmalı, kadınların cinsel işlev durumlarıdeğerlendirilmelidir (27).

Bakker ve ark. (2017) brakiterapiden sonravajinada meydana gelen kısalma ve darlıksorunlarıyla baş etmede hemşirenin vereceğicinsel danışmanlığın etkinliğini değerlendirmekamacıyla çalışma yapmışlardır. Sonuçta hemşirelertarafından verilen cinsel danışmanlık kadınlarıncinsel sorunlarını azaltmış, vajinal darlıksorunlarıyla baş etmede önerilen dilatatörkullanımı kadınlar tarafından daha fazlakabullenilmiştir (26).

Hemşirelerin jinekolojik kanserin tanı vetedavisinin neden olduğu fiziksel ve psikolojiksorunları belirleme ve yol gösterme konusundaönemli sorumlulukları vardır. Hemşirelik rollerininiçinde danışmanlık öne çıkmaktadır. Hemşirelerkendilerini cinsel danışmanlık konusunda yetersizhissetmekte ve cinsel öykü alma konusundagüçlük yaşamaktadır. Danışmanlık hizmetibrakiterapi aşamasında çok önemlidir. Kadının,

212 • 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 3 • 210-215

Page 65: TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YAYINI|THE PUBLICATION OF …Gülhan Yiğitalp Seçilmiş Bir Tıp Fakültesi Dönem VI Öğrencilerinin Hekim Hakları Konusundaki Görüş ve Farkındalık

brakiterapiye yönelik sorunlarını ifade edebilmesive baş etme mekanizmalarını geliştirebilmesi busüreçte verilebilecek danışmanlık hizmeti ileolanaklıdır (28,29).

Kadınların yaşam kalitesinin önemli bir parçasıolan cinsel yaşam, hemşirelik bakım alanlarındanbiridir. Sağlık ekibinin önemli bir üyesi olanhemşirelerin, brakiterapinin neden olduğu fizikselve psikolojik sorunları belirleme ve cinsel sorunlarıbulunan kadınlara yardım etmede önemlisorumlulukları vardır. Kadının cinsel yaşamısorgulanırken bütüncül bakış açısı ile bakılmalıdır.Hemşirelerin cinsel sağlığı değerlendirmedegüçlükler yaşadığı gözlenmektedir. Cinseldanışmanlık ve rehberlikte görüşmeninbaşlatılması zordur. Modellerin kullanılmasıgörüşmenin başlatılmasına yardımcı olur (30,31).

Cinsel DanışmanlıkBrakiterapi gören kadınların yaşam kalitelerininyükseltilmesi ve sağlık bakımında bütünlüğünsağlanması için cinsellikle ilgili konulardadanışmanlık verilmesi yararlı olmaktadır. Cinseldanışmanlık verebilmek için başta bireysel ve çiftterapileri hakkında ayrıntılı eğitim alınmalıdır. Bueğitimler kapsamında uygulamalı eğitim deolmalıdır (32). Dürüstlük, mahremiyet, gizlilik gibikonular ön planda tutulmalıdır. Danışanlartarafından paylaşılan bilgiler duyarlılıkladinlenmelidir. Danışan ile profesyonel bir boyuttagörüşülmelidir. Çiftlere kimi zaman ev ödevleriverilebilir (33). Hemşirelerin bu süreçtekisorumlulukları, kadının cinsel gereksinimlerininbelirlenmesi, sorunları önlemeye yönelik girişimlerplanlama ve uygun yönde rehberlik yapmaktır.Kadına klinik değerlendirme öncesinde cinselişlevlerine yönelik sorular sorma konuyunormalleştirerek kadını cinsel sorunlarını tartışmakonusunda cesaretlendirir. Kadının cinselyaşamının değerlendirildiği süreçte, cinsel ilişkisıklığı, cinsel istek boyutu, cinsel memnuniyetdüzeyi, cinsel yönden endişeleri eşi ile samimiyetive iletişimi sorgulanmalıdır (34).

Hemşireler kadına yönelik cinsel sorunlarlabaşetme teknikleri oluştururken cinsel sorunlar veüremeye ilişkin kaygılar konusunda somut bilgi vebeceriye sahip olmalıdır. Hemşireler cinselkonularla ilgili kendi inanç ve tutumlarınınfarkında olmalı, inanç ve tutumlarının cinselliğintartışılması ve yaklaşımların belirlenmesinde engel

oluşturmamasına dikkat etmelidir. Kadınlarlakonuşurken etkin iletişim tekniklerindenyararlanmalı, kadın ile dostça ve destekleyici biriletişim kurulmalıdır (35). Bunun yanındahemşireler kadınlara brakiterapinin cinsel işleveolan etkilerini anlatmalı, soruları yanıtlarken açıkve samimi olmalıdır. Kadının cinsel işlev ile ilgiliendişelerini dinledikten sonra kadına endişearttıkça cinsel olarak zevk alma ve arzununazaldığı, endişeyi besleyen fikirlerin ortadankaldırılması ve yalnızca cinsel birleşmeyeyoğunlaşılmaması konusunda bilgi verilmelidir(36). Kadının cinsel fantezi kurması sağlanmalı,algılarının olumlu hale gelmesi için erotikdüşünceleri ve fantezileri desteklenmelidir.Kadına, eşi ile evde beraber banyo yapmaları,aynı saatte yatağa girmeleri, beraber yemekyapmaları gibi, ilişkisini güçlendirecek ev ödevleriverilmelidir. Ayrıca cinsellik başlamadan önce, önsevişmenin vajinal lubrikasyonu artırdığı, vajinallubrikasyonun da cinsel ilişki sırasında ağrıyıazalttığı belirtilerek, ön sevişmenin uzuntutulmasının gerekli olduğu belirtilmelidir (37).Kadına mastürbasyonun cinsel hazzı artıran biregzersiz olduğu, bu egzersizin vajinallubrikasyonu artırdığı, çok sert olmadan yumuşakdairesel hareketlerle klitorise uygulanmasıgerektiği ve ilk aşamada kendisi tarafındanyapılmasının faydalı olacağı belirtilmelidir. Bununyanında disparoninin azaltılması içinpenetrasyonun daha az yaşandığı cinselpozisyonlar anlatılmalıdır (38). Ayrıca penetrasyonesnasındaki ağrıyı azaltmak için su bazlı vajinalkayganlaştırıcı kullanabileceği ifade edilmelidir.Kadına, cinsel birleşme esnasında Kegelegzersizinin kadının düşüncelerini dış dünyayakapatıp yalnızca perine kaslarına odaklanmasınısağlayacağı, cinsel hazzı ve uyarılmayı artıracağıbelirtililerek, Kegel egzersizleri öğretilmelidir (39-41).

SonuçCinsellik, çok boyutlu bir kavramdır ve jinekolojikkanser tanı ve tedavisi ile negatif yöndeetkilenmektedir. Jinekolojik kanserin tedavi süreciiçerisinde yer alan brakiterapi sonucunda vajinaepitelinde elastikiyet kaybı, eritem, atrofi veinflamasyon görülür. Işınlama sonucunda vajinadakuruluk ve daralma meydana gelir. Vajinadakitüm bu değişimler sonucunda orgazmproblemleri, elastikiyetin azalması ve disparoni sıkgörülmektedir. Jinekolojik kanser tedavisinin

213• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 3 • 210-215

Page 66: TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YAYINI|THE PUBLICATION OF …Gülhan Yiğitalp Seçilmiş Bir Tıp Fakültesi Dönem VI Öğrencilerinin Hekim Hakları Konusundaki Görüş ve Farkındalık

yanısıra kadın, kadınlık kimliğini, değerlerini,önceliklerini yeniden kazanma çabası içersindedir.Böyle bir süreçte, destek sistemleri ve danışmanlıkhizmetleri kaygı ve endişeleri gidermede önemlirol oynamaktadır. Cinsel danışmanlık cinsellikleilgili bilgi eksikliğinin giderilmesi, yanlış bilgilerinve inançların düzeltilmesi, cinsel mitler hakkındabilgilendirme amacıyla danışanlara ya da çiftlereyardımcı olmaktır. Cinsel danışmanlıkta amaç,cinsel açıdan kadının korku ve endişesiniazaltmak, kadının duygusal ve cinsel tepkisiniartırmak, kadının eşine karşı öfkesini azaltmak,yeni duygusal ve cinsel teknikler denemek, eşlerarasında iletişimi artırmak, cinsel ilişki sırasındadikkati dağıtan düşüncelerin dışlanmasınısağlamak ve kadının orgazm olma hakkındakiönyargılarını azaltmaktır. Bu nedenle cinseldanışmanlık, kadınların cinsel sorunlarını çözmedekullanabilen, cinsel yaşamlarını özgürleştiren vekadının yaşam kalitesini artıran sihirli biranahtardır.

on women’s sexual-wellbeing. Maturitas 2011;70(1):42-57.

8. Hallaç S ve Öz F. Genital kanser tanı sürecindevaroluşsal kaygı. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar2011; 3(4):595-610.

9. Reis N, Beji NK, ve Coskun A. Quality of life andsexual functioning in gynecological cancerpatients: results from quantitative and qualitativedata. European Journal of Oncology Nursing2010; 14 (2):137-46.

10. Abott-Anderson K ve Kwekkeboom KL. Asystamatic review of sexual concerns reported bygynecological cancer survivors. GynecologicOncology 2012; 124(3): 477-89.

11. Pınar G, Algıer L, Çolak M ve Ayhan A. Jinekolojikkanserli hastalarda yaşam kalitesi. UluslararasıHematoloji-Onkoloji Dergisi 2008; 18(3):141-9.

12. Bilge Ç, Kaydırak M ve Aslan E. JinekolojikKanserin Cinsel Yaşam Üzerindeki Etkileri. SDÜSağlık Bilimleri Enstitüsü Dergisi 2016; 7(3):31-8.

13. Goulet D, Danilack V ve Matteson KA. Enhancedrecovery pathways for improving outcomes afterminimally invasive gynecologic oncology surgery.Obstetrics ve Gynecology 2017; 129(1):207-8.

14. Kizir A ve Güvenli ME. Radyoterapinin ilkeleri. In:Can G (ed). Onkoloji Hemşireliği. İstanbul: NobelTıp Kitabevleri; 2014, 133- 145.

15. Şahin NH ve Bal MD. Üreme organ tümörleri. In:Beji NK (ed). Kadın Sağlığı ve Hastalıkları. 2ndedition. İstanbul: Nobel Tıp Kitabevleri; 2016,204-219.

16. Small W Jr, Beriwal S, Demanes DJ, Dusenbery KE,Eifel P, Erickson B, ve ark. American BrachytherapySociety consensus guidelines for adjuvant vaginalcuff brachytherapy after hysterectomy.Brachytherapy 2012; 11:58-67.

17. Qian JM, Stahl JM, Young MR, Ratner E, DamastS. Impact of vaginal cylinder diameter onoutcomes following brachytherapy for early stageendometrial cancer. Journal of GynecologicOncology 2017; 28(6):e84. doi:10.3802/jgo.2017.28.e84.

18. Karaman Ş, Küçücük S ve Oral EN. Radyoterapidetedavi planlaması. In: Can G (ed). OnkolojiHemşireliği. İstanbul: Nobel Tıp Kitabevleri; 2014,147-153.

19. Kirchheiner K, Nout RA, Czajka-Pepl A, Ponocny-Seliger E, Sturdza AE, Dimopoulos, JC, Pötter R.Health related quality of life and patient reportedsymptoms before and during definitive radio(chemo) therapy using image-guided adaptivebrachytherapy for locally advanced cervical cancerand early recovery—a mono-institutionalprospective study. Gynecologic oncology2015;136(3): 415-23.

İletişim: Çiğdem Bilge

E-posta: [email protected]

Kaynaklar 1. Taylor TF. The origins of human sexual culture.

Journal of Psychology ve Human Sexuality 2007;18 (2):69 -105.

2. Bozdemir N ve Özcan S. Cinselliğe ve cinsel sağlığagenel bakış. Turkish Journal of Family MedicineAnd Primary Care 2011; 5(4):37-46.

3. Karakoyunlu FB ve Öncel S. Cinsel fonksiyonbozukluklarında kadına ait hemşirelik bakım süreciörneği. Atatürk Üniversitesi HemşirelikYüksekokulu Dergisi 2009; 12(3):82-92.

4. Vaz AF, Pinto-neto AM, Conde DM, Paiva LC,Morais SS, Pedro AO, ve ark. Quality of life andmenopausal and sexual symptoms in gynecologiccancer survivors: a cohort study. The Journal ofThe North American Menopause Society 2011;18(6):662-9.

5. Serçekuş P ve Türkcü SG. Jinekolojik kanserlihastalarda cinsellik. Dokuz Eylül ÜniversitesiHemşirelik Fakültesi Elektronik Dergisi 2015;8(1):36-8.

6. Akkuzu G ve Ayhan A. Sexual functions of Turkishwomen with gynecologic cancer during thechemotherapy process. Asian Pacific Journal ofCancer Prevention 2013; 14(6):3561-4.

7. Gilbert E, Ussher JM ve Perz J. Sexuality aftergynecologic cancer: a review of material,intrapsychic, and discursive aspects of treatment

214 • 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 3 • 210-215

Page 67: TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YAYINI|THE PUBLICATION OF …Gülhan Yiğitalp Seçilmiş Bir Tıp Fakültesi Dönem VI Öğrencilerinin Hekim Hakları Konusundaki Görüş ve Farkındalık

20. Çakar B, Karaca B ve Uslu R. Sexual dysfunction incancer patients: a review. Journal of BUON 2013;18(4):818-23.

21. Dinçer MM ve Çolakerol A. İyatrojenik (medikal.cerrahi ve radyoterapi sonrası) cinsel işlevbozukluğular ve cinsel rehabilitasyon. TurkiyeKlinikleri J Urology-Special Topics 2015; 8(3):37-9.

22. Karabuga H, Gultekin M, Tulunay G, Yuce K,Ayhan A, Yuce D, Yildiz, F. Assessing the quality oflife in patients with endometrial cancer treatedwith adjuvant radiotherapy. International Journalof Gynecological Cancer 2015: 25(8);1526-33.

23. Cleary V ve Hegarty J. Understanding sexuality inwomen with gynaecological cancer. EuropeanJournal of Oncology Nursing 2011; 15(1):38-45.

24. Cleary V, Hegarty J ve McCarthy G. Jinekolojikkanser teşhisi kadınların cinselliğini nasıl etkiliyor?Follow Cancer Nursing Practice 2013; 12(1): 32-7.

25. So WKW, Chui YY. Women’s experience ofinternal radiation treatment for uterine cervicalcancer. Journal of Advanced Nursing 2007;60(2):154-61.

26. Bakker RM, Mens JW M, de Groot H. E,Tuijnman-Raasveld C, Braat C, Hompus CvanDoorn HC. A nurse-led sexual rehabilitationintervention after radiotherapy for gynecologicalcancer. Supportive Care in Cancer 2017;25(3):729-37

27. Miles T, ve Johnson N. Vaginal dilator therapy forwomen receiving pelvic radiotherapy. CochraneDatabase Syst Rev 2014; 9.

28. Bitzer J, Platano G, Tschudin S, Alder J. Sexualcounseling for women in the context of physicaldiseases: A teaching model for physicians. TheJournal of Sexual Medicine 2011; 4(1):29-33.

29. Aydın S ve Beji NK. İnfertil çiftlerde cinselfonksiyon ve infertilite danışmanının rolü.Hemşirelikte eğitim ve Araştırma dergisi 2013;10(2):8-13.

30. Açıkgöz F. Cinsel sağlığa yönelik hemşirelikyaklaşım modelleri. Androloji Bülteni 2011;47:305-7.

31. Gölbaşı Z, Tuğut N, Erenel AŞ, Eroğlu K. Jinekolojipolikliniğine başvuran evli kadınlarda cinsel işlevbozukluğu yaygınlığı ve ilişkili bazı faktörler.Cumhuriyet Tıp Dergisi 2013; 36:1-10.

32. Zamani M, Tavoli A, Yazd KB, Sedighimornani N,Zafar M. Sexual therapy for women with multiplesclerosis and its impact on quality of life. IranJournal of Psychiatry 2017; 12(1):58-65.

33. Parsa P, Tabesh RA, Soltani F ve Karami M. Effectof group counseling on quality of life amongpostmenopausal women in Hamadan, Iran. Journalof Menopausal Medicine 2017; 23(1): 49-55.

34. Oskay Ü. Cinsellik ve üreme sorunları. In: Can G(ed). Onkoloji Hemşireliği, İstanbul: Nobel TıpKitabevi; 2014, 497-515.

35. Malary M, Pourasghar M, Khani S, MoosazadehM ve Hamzehgardeshi Z. Psychometric propertiesof the sexual interest and desire inventory-femalefor diagnosis of hypoactive sexual desire disorder:The Persian version. Iranian Journal of Psychiatry2016; 11(4):262-8.

36. Weeks GR ve Hertlein KM. Hypoactive sexualdesire disorder treatment. In: Hertlein KM WeeksGR ve Gambescia N (eds). Systemic Sex Therapy.New York: Routledge; 2015, 52-85.

37. Pyke R ve Clayton A. What sexual behaviors relateto decreased sexual desire in women? a reviewand proposal for end points in treatment trials forhypoactive sexual desire disorder. Sexual Medicine2016; doi: 10.1016/j.esxm.2016.11.003.

38. Wylie KR ve Jones RH. Inhibited arousal inwomen. In: Hertlein KM Weeks GR ve GambesciaN (eds). Systemic Sex Therapy. New York:Routledge; 2015, 152-168.

39. McCabe M. Female orgasmic disorder. In: HertleinKM Weeks GR ve Gambescia N (eds). SystemicSex Therapy. New York: Routledge; 2015, 171-186.

40. Mitchell KR, Geary R, Graham CA, Datta J,Wellings K, Sonnenberg P ve ark. Painful sex(dyspareunia) in women: prevalence andassociated factors in a British populationprobability survey. BJOG: An International Journalof Obstetrics ve Gynaecology 2017; doi:10.1111/1471-0528.14518.

41. Nappi RE, Cucinella L, Martella S, Rossi M, TiraniniL ve Martini E. Female sexual dysfunction (FSD):Prevalence and impact on quality of life (QoL).Maturitas 2016; 94:87-91.

215• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 3 • 210-215

Page 68: TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YAYINI|THE PUBLICATION OF …Gülhan Yiğitalp Seçilmiş Bir Tıp Fakültesi Dönem VI Öğrencilerinin Hekim Hakları Konusundaki Görüş ve Farkındalık

AbstractAs the health literacy rate in society increases, thehealth system progressing through the ages willcontinue to improve. In the healthcare system thathas made patient-centred care a target particularlyduring the last century, the ability of the public toaccess to health information, to understand andevaluate this information has increased the qualityof health and created a visible difference in theimprovement of health as well. The studies abouthealth literacy, which has become a public healthissue, have gained momentum all over the world,especially in European countries. Health literacy hasbeen defined, classified in different ways and thescales have been developed. The aim of the studiesis to raise awareness of health and to improve thequality of healthcare concordantly. The greatestshare in this regard falls upon the health staff andnurses. Nursing profession, which is in direct contactwith the patients, relying on its independent roles,undertakes the tasks of training and counselling inthe provision of care and services for the patients,such as establishing health consciousness,appointment cards, the proper use of medicines.Health literacy, which is also linked to the literacyrate of the society increases when the individualsbecome aware of personal responsibility for health.The awareness of health literacy among nursingprofessionals, who play a key role in improvingawareness of health literacy in society should beincreased both individually and in terms of theireducation. Consequently, nurses' communicationwith the patients will be strengthened, patients’health consciousness will be established entirely,quality of healthcare will be improved, healthbudget will be decreased and health system willcontinue to make progress.Key words: Health literacy, Nursing, Healtheducation

ÖzÇağlar boyu gelişim gösteren sağlık sistemi,toplumun sağlık okuryazarlığı oranının artması ileiyileşmeye devam edecektir. Özellikle son yüzyıldahasta merkezli bakımı hedef haline getiren sağlıksisteminde, toplumun sağlığı ile ilgili bilgilereerişmesi, bu bilgileri anlayıp değerlendirebilmesi hemsağlığın kalitesini yükseltmiş hem de sağlığıngeliştirilmesinde gözle görülür bir fark yaratmıştır.Toplum sağlığı sorunu haline gelen sağlıkokuryazarlığı ile ilgili başta Avrupa Ülkeleri olmaküzere tüm dünyada yapılan çalışmalar hızkazanmıştır. Sağlık okuryazarlığı farklı biçimlerdetanımlanmış, sınıflandırılmış ve ölçekler geliştirilmiştir.Çalışmalardaki amaç, sağlık bilincini ve buna paralelolarak sağlık bakım kalitesini yükseltmektir. Bukonuda en büyük pay sağlık personeline vehemşirelere düşmektedir. Hasta ile birebir iletişimdeolan hemşirelik mesleği; sahip olduğu bağımsızrollere dayanarak hastaya sağlık bilincinin yerleşmesi,randevu kartları, ilaçların uygun biçimde kullanılmasıgibi birtakım bakım ve hizmet sunumunda, eğitim vedanışmanlık görevini üstlenmektedir. Toplumunokuma-yazma oranına da bağlı olan sağlıkokuryazarlığı kişinin sağlık sorumluluğunun farkınavarması ile artmaktadır. Bu farkındalık açısından kilitgörevi gören hemşirelik meslek üyelerinin gerekbireysel gerek eğitim alanında sağlık okuryazarlığı ileilgili farkındalığı artırılmalıdır. Bunun sonucundahemşirelerin hasta ile iletişimi kuvvetlenecek,hastalarda sağlık bilinci tam anlamıyla yerleşecek,sağlık bakım kalitesi artacak, sağlığa ayrılan bütçeazalacak ve sağlık sistemi gelişim göstermeye devamedecektir.Anahtar sözcükler: Sağlık okuryazarlığı, Hemşirelik,Sağlık eğitimi

Geliş/Received : 18.01.2018 Kabul/Accepted : 15.07.2018

Elif Kaya1, Sibel Karaca Sivrikaya2

Derleme

Review Article

Sağlık Okuryazarlığı ve HemşirelikHealth Literacy and Nursing

DOI: 10.17942/sted.381218

216 • 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 3 • 216-221

1 Hemşire, Vize Devlet Hastanesi, Dahiliye Servisi, Kırklareli (Orcid No: Orcid No: 0000-0001-9617-4897)2 Doç. Dr.; Balıkesir Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi, Hemşirelik Bölümü, Balıkesir(Orcid No: Orcid No: 0000-0001-5271-7757)

Page 69: TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YAYINI|THE PUBLICATION OF …Gülhan Yiğitalp Seçilmiş Bir Tıp Fakültesi Dönem VI Öğrencilerinin Hekim Hakları Konusundaki Görüş ve Farkındalık

GirişSağlık çıktılarının önemli bir belirleyicisi olan sağlıkokuryazarlığı; sağlığın teşviki, sürdürülmesi vegeliştirilmesi, hastalıkların önlenmesi açısındankararlar almak, bilgiye erişmek, bu bilgilerianlamak, değerlendirmek ve uygulamak için bilgi,motivasyon ve yetkinlik olarak tanımlanır (1,2).Başka bir ifadeyle, yeterli fonksiyonel sağlıkokuryazarlığı; reçeteler, randevu kartları, ilaçlarınetkileri ve yan etkileri, evde bakım talimatları gibisağlıkla ilgili malzemeleri okuma-yazmabecerilerini uygulayabilme anlamı taşır (3). Birnevi bireylerin sağlıklı olmalarını ve sağlıkdurumlarını sürdürmelerini sağlayacak bilgilereerişme, anlama ve kullanma becerilerini tanımlar(4). Bu tanımlardan hareketle, bireyin kendisağlığı ile ilgili kararları doğru alabilmesi için sağlıkmesajlarını doğru anlayıp yorumlayabilmesigerekir. Bireyler sağlık okuryazarlığı düzeyine göredeğerlendirildiğinde; düşük sağlık okuryazarlığasahip bireylerde gereksiz hastane masraflarınınarttığı, hastane yatış sürelerinin uzadığı, gereksiztetkik yaptırma oranlarının daha yüksek olduğubilinmektedir. Ayrıca, bu bireylerin gereksiz acilservis kullanımlarının da arttığı görülmektedir.Tüm bunlar, gereksiz işgücü kayıplarına ve artmışsağlık harcamalarına neden olmaktadır (5). Çünküsağlık okuryazarlığı hastaların semptomlarıyorumlamasına, bakımı doğru yönlendirmesine vetedaviye karar vermesine katkı sağlar (6). Sağlıkokuryazarlığı, sağlık sistemi için bu kadar önemliolmasına karşın ilk kez “sosyal politika olaraksağlık okuryazarlığı” başlıklı çalışmada 1974yılında tanımlanmıştır ve günümüze kadarAvrupa’da ve dünyanın birçok yerinde sağlıkokuryazarlığı ile ilgili yapılan çalışmalar halendevam etmektedir (7).

Dünyada sağlık okuryazarlığı durumunabakıldığında, gelişmiş ülkelerden biri olanAmerika’da Ulusal Yetişkin OkuryazarlığıDeğerlendirmesine göre yetişkin nüfusun%12,4’ünün yetersiz, %35,2’sinin sorunlu,%36,0’sının yeterli düzeyde ve yalnızca %16,5’likdilimin çok iyi düzeyde olduğu belirlenmiştir.Avrupa Birliği’ne üye sekiz ülkede (Yunanistan,Avusturya, İrlanda, İspanya, Hollanda, Almanya,Bulgaristan, Polonya) yapılan sağlık okuryazarlığıaraştırmasında ülkeler alınan puanlara göre dörtgrup şeklinde değerlendirilmiştir (yetersiz,sorunlu, yeterli, çok iyi). Ülkelerin %29,0 ve%62,0 arasında değişen oranlarında yetersizsağlık okuryazarlığı puanı aldığı saptanmıştır.

Hollanda’da bireylerin %1,8’inin, Bulgaristan’daise %26,9’unun düşük sağlık okuryazarlığınasahip olduğu, %50,0’dan fazlasının yeterlidüzeyde sağlık okuryazarı olduğu belirlenmiştir.“Yeterli ve çok iyi düzeyde” sağlık okuryazarlığıpuanı yüksek olan ülkeler daha fazla olup, endüşük orana sahip ülkeler Avusturya (%9,9) veİspanya’dır (%9,1) (8,9).

Türkiye’deki duruma bakıldığında ilk geniş ölçeklisaha çalışması 2014 yılında yapılmış olupsonuçlar, Türkiye toplumunun %64,6’sının yanierişkin nüfusun 35 milyonunun “yetersiz ya dasorunlu” sağlık okuryazarlığı kategorisinde yeraldığı bulunmuştur. Değiştirilemeyen bir faktörolan yaşla beraber, iyileştirilebilecek faktörler olandüşük eğitim düzeyi ve sosyoekonomik düzeysorunlu sağlık okuryazarlığının nedenleri olaraksaptanmıştır (10).

Sağlık hizmetlerine ulaşım, sağlığı koruma vesürdürme, etkili bakım verme ve bakım kalitesiniyükseltme, izleme ve değerlendirme, hasta eğitimigibi konuların sorumluluğunu üstlenen hemşireleriçin de sağlık okuryazarlığı düzeyi önemlidir(11,12). Özellikle okuma-yazma oranı düşük olankesimlerin sağlığı arama davranışlarında birebirbağlantı kurduğu hemşireler, sağlık hizmeti vesağlık okuryazarlığı düzeyini artırmada kilitnoktadır (13). Bu derlemenin amacı, sağlıkokuryazarlığının önemi, günümüzde ne kadaryaygın olduğu ve gittikçe yaygınlaşan bukavramın hemşirelik ile olan ilgisini ortayakoymaktır.

Sağlık Okuryazarlığının Önemi Toplumun sağlık ve sağlık hizmetleri hakkındabilinçli kararlar verebilmesi için öncelikle ihtiyaçduyduğu sağlık bilgilerini elde etmeye, eldeettikleri bilgileri anlama ve kullanma yeteneğinesahip olması gerekir (14). Sağlık ihtiyaçdeğerlendirme araştırmalarından elde edilensonuçlar, yüksek sağlık okuryazarlığa sahipbireylerin hastalık tedavisinden ziyade hastalığıönleme hizmetlerini kullanmaya ağırlık verdiğinigöstermiştir. Sağlık bilincinin bu yönde değişmesiise sağlığa ayrılan bütçe ve zamanın daha verimlikullanılmasını, elde edilen başarının ise hızlı birartış göstermesini sağlayacaktır (15). Sağlıkokuryazarlığını önemli kılan bir diğer nokta dünyaçapında tüm yaşlarda görülen ölümlerinçoğunluğuna sebep olan kronik hastalıklardır.Örneğin; kardiyovasküler hastalıklar tüm

217• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 3 • 216-221

Page 70: TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YAYINI|THE PUBLICATION OF …Gülhan Yiğitalp Seçilmiş Bir Tıp Fakültesi Dönem VI Öğrencilerinin Hekim Hakları Konusundaki Görüş ve Farkındalık

ölümlerin %30,0’undan sorumlu tutulmaktadır.Sağlıklı yaşam ilkelerinin benimsenmemesi kronikhastalık oluşum riskini artırmaktadır. Sağlıkokuryazarlığı düzeyi ile bu risk faktörlerindenkorunma ve kronik hastalığı yönetme arasındailişki olduğu saptanmıştır (16,17). Sağlıkokuryazarlığı düzeyi düştükçe kronik hastalıksüreci hakkında bilgi seviyesi, zihinsel ve fizikselsağlık da zayıflamakta, dolayısıyla önleyicihizmetlerin kullanımı daha sınırlı hale gelmekte vehastaneye kabul oranları artmaktadır. Bu durumhem bakım maliyetlerinin artmasına hem desağlık kalitesinin düşmesine sebep olmaktadır(18).

Bu yüzden sağlık okuryazarlığı çalışmalarındatemel amaç: toplumu, sağlığı geliştiriciprogramlara ikna etmek ve sağlık düzeyini dahaiyi hale getirmek için öncelikle sağlıkokuryazarlığını geliştirmektir (19). Bunun için isesağlık kurumunda konu ile ilgili örgütsel yapıyeniden tasarlanmalı, kurumsal politikalargeliştirilmeli ve protokoller hazırlanmalıdır. Sağlıkokuryazarlığı önemli bir politika konusu olarakdeğerlendirilmeli; politikacılar, sağlıkprofesyonelleri, sağlık kurumları yöneticileri,sağlık hizmetini finanse eden kurumlar ve hastalaraçısından önemi vurgulanmalıdır. Sağlığa ayrılankaynakların verimli kullanımında, kaliteli sağlıkhizmetinin sunulmasında dikkatlerin sağlıkokuryazarlığı üzerinde olması beklenmelidir (19).

Sağlık Okuryazarlığının Tarihçesiİlk kez Simond tarafından 1974 yılında kullanılansağlık okuryazarlığı kavramı, “Health Education asSocial Policy” adlı bir makalede; sağlık sistemi,kitle iletişim araçları ve eğitim sistemini etkileyenbir politika konusu olarak ele alınmıştır. Sözkonusu makalede, tüm okul düzeylerinde sağlıkokuryazarlığının minimum standartlarınınbelirlenmesinden bahsedilmiştir. Yaklaşık yirmi yılkadar üstünde durulmayan bu kavram, 1990’lıyıllarda yeniden tartışılmaya ve tanımlanmayabaşlanmış, sağlık davranışları ve sağlıkharcamaları üzerindeki etkilerini ortaya koyançalışmalarla halk sağlığının önemli konularıarasında yer almıştır (3,20). Daha sonra 2000’liyıllarda tekrar gündeme gelen sağlık okuryazarlığıkavramı; başta Avrupa olmak üzere birçokülkede, profesyonel olarak tanımlanmış,sınıflandırılmış ölçüm yöntemleri geliştirilmiş vepolitika haline getirilmiştir (7,20). Çalışmalar

arttıkça elde edilen sonuçlar da değişiklikgöstermeye başlamıştır. Sağlığın teşviki vegeliştirilmesini hızlandıracak ya da sağlıkkalitesinin yükselmesini engelleyecek etmenlerdaha iyi anlaşılmıştır. Farkına varılan diğer birnokta ise, sağlık okuryazarlığı modellerinin eksikve gelişim başarısının düşük olduğudur (21).Türkiye’de Sağlık Bakanlığı (SB), sağlık sektöründepolitika oluşturma, programları yürütme ve sağlıkhizmetlerinin doğrudan sağlanması yoluyla ulusalsağlık stratejilerinin uygulanmasından sorumluana hükümet organıdır. Bu doğrultuda sağlıksistemi analiz edildiğinde birinci basamak sağlıkhizmetleri iyi organize edilmiş, herkes tarafındanerişilebilir ve etkili olmuştur. Sağlık Bakanlığı veüniversiteler, hastaneye yatan ve bakım tedarikeden hizmetlerin en büyük kamu sağlayıcılarıdır.Özellikle 2003 yılında başlatılan “SağlıktaDönüşüm Programı” ile hastaların hakları,tedavilerinin her aşamasında bilgilendirilmesi vebilgilendirilmiş onam alınması, sağlıkla ilgiligelişmelerde daha aktif olması, hastaların sağlığıile ilgili kararların bir parçası olma isteğiniartırmıştır. Bu gelişme doğrultusunda sağlıksistemi içerisinde hastalar, birçok formu okumak,anlamak, doldurmak ve imzalamak zorundadırlar.Dolayısıyla sağlık literatürü, sağlık hizmetisunucularının gündeminde yer almayan önemli birkonudur. Sağlık okuryazarlığının değerlendirilmesi,Türkiye’de ihmal edilen bir alandır ve bu konudaaraştırma çok nadirdir. Yayınlanan literatürlerinçoğu özel sağlık konularındaki bilgileredayanmaktadır ve sağlık okuryazarlığı genelokuma yazma seviyesine denk kabul edilmektedir(7,22). Bu bilgileri destekleyecek çalışma; 2009-2012 yılları arasında, 12 bölge 23 farklı ilde 4924kişide, Tanrıöver ve arkadaşları tarafındanTürkiye’de Sağlık Okuryazarlığı çalışmasıyapılmıştır. Bu çalışmanın çıktılarına göre,Türkiye’nin genel sağlık okuryazarlık indeksi 30,4olarak bulunmuştur. Değerlendirme sonucunda,toplumun %24,0’nin yetersiz, %40,1’inin sınırlısağlık okuryazarlık düzeyine sahip olduğugörülmüştür. Yani, yaklaşık 35 milyon bireyyetersiz ve sorunlu sağlık okuryazarlıkdüzeyindedir (5,23).

Sağlık Okuryazarlığının SınıflandırılmasıSağlık okuryazarlığı en yalın haliyle “uygun sağlıkkararları için gerekli olan temel sağlık bilgisi vehizmetlerini elde etme, işleme ve anlamakapasitesi” olarak ortak bir tanıma sahip olsa da

218 • 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 3 • 216-221

Page 71: TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YAYINI|THE PUBLICATION OF …Gülhan Yiğitalp Seçilmiş Bir Tıp Fakültesi Dönem VI Öğrencilerinin Hekim Hakları Konusundaki Görüş ve Farkındalık

son yıllarda daha geniş tanımlar popülerlikkazanmakta ve insanların sağlığını geliştiriciyönde yelpazesini genişletmektedir. Bu kapsamdaNutbeam’in sağlık okuryazarlığı modeli üçseviyeyi belirtir (24).

Temel / İşlevsel Sağlık Okuryazarlığı: Sağlıkbilgileri, mesajları ve sağlık koşulları, hizmetleri vesistemleri hakkında bilgi sahibi olmak için temelokuma ve yazma becerilerini içerir (3,25).

İletişimsel / Etkileşimli Sağlık Okuryazarlığı:Sosyalleşebilme becerisi ile birlikte bilgi toplamak,farklı iletişim biçimlerinden anlam çıkarmak vedeğişen koşullara adapte olmak, başkalarıyla bilgipaylaşmak ve tartışmak için yüksek düzeydeiletişimsel ve sosyal etkileşimi kapsayan dahagelişmiş bilişsel ve okuryazarlık becerileridir(3,25). Yapılan çalışmalar bize göstermiştir kisosyal statüsü iyi olan, yöneticilik gibi meslekgrubuna mensup bireyler bile sağlıkla ilgili önemliderecede bilgiye sahip ancak sağlık okuryazarlığıdavranışı geliştirmekte yetersiz kalmaktadır.Bunun çözümü için öne sürülen hedeflerden enönemlileri; bilgi işleme becerilerini geliştirme, açıkiletişimi teşvik etme bilincini ve yeteneğini artırmaçalışmalarıdır (26). Bu da İletişimsel / EtkileşimliSağlık Okuryazarlığı düzeyinin artması ilegerçekleşebilir.

Kritik Sağlık Okuryazarlığı: İşlem hızı ve çalışmabelleği gibi bilişsel yetenekler sağlıkokuryazarlığının parametrelerindendir. Öğrenimdüzeyi yetişkinlik döneminden sonra tipik olarakseyretse de kişinin belirli bir yaşa kadar artanbilişsel yetenekleri doğru kanalize edildiğindesağlık okuryazarlığı düzeyi artırılabilir (18). KritikSağlık Okuryazarlığı da bu doğrultuda geliştirilmişokuryazarlıktır. Sosyal becerilerle birlikte bilgiyieleştirel analiz etmek, olayları, durumları kontrolaltına almak için kullanılan daha gelişmiş bilişselbecerileri kapsar (3,25).

Sağlık Okuryazarlığının ÖlçülmesiTemel okuma-yazma düzeyi, sosyal statü, cinsiyet,eğitim, göçmen köken, doktora yapılanziyaretlerin sıklığı, sosyo-demografik özellikleregöre farklılık gösteren sağlık okuryazarlığı,bireylerin sağlık hizmetinden yararlanma düzeyinive sağlık çıktılarını büyük oranda etkilemesinekarşın, düzeyinin ölçülmesinde en uygun yöntemhakkında ortak bir görüşe varılamamıştır (20,24).Yaygın olarak kullanılan testler ise;

Türkçe’ye uyarlanmış ölçekler,- Rapid Estimate of Adult Literacy in Medicine -REALM (Tıpta Yetişkin Okuryazarlığının HızlıTahmini), - The Test of Functional Health Literacy in Adults– TOFHLA (Yetişkinlerde İşlevsel Sağlık,Okuryazarlığı Testi (YİSOT), -Newest Vital Sign Test – NVS (En Yeni Hayatiİşaret Testi), -Instrument for Assessment of Health Literacy(Sağlık Okuryazarlığı Tanılama Ölçeği),-HALS (Sağlık Aktiviteleri Okuryazarlık Testi), -eHEALS (Elektronik Sağlık Okuryazarlığı Testi)

Türkçe geliştirilmiş ölçek,-Yetişkin Sağlık Okuryazarlığı Ölçeği (YSOÖ),

Türkçe’ye uyarlanmamış ölçekler ise;-Short Assesment of Health Literacy for Spanish -Speaking Adults (SAHLSA),-Medical Achievement Reading Test (MART),-Health Literacy Screening Questionnaire ölçeklerimevcuttur (7,27).

Bu testlerden yaygınlığı en çok olan REALM,sözcük dağarcığı alanını ölçen 66 maddelik birkelime tanıma ve telaffuz testidir. Bir diğer sıkkullanılan test TOFHLA ise; sağlıkla ilgilimateryalleri okuma yeteneğinin hasta için geçerli,güvenilir bir göstergedir. Özellikle sayısal ve sözelanlama becerileri üzerine yoğunlaşmış okumaakıcılığını ölçen bir değerlendirme testidir. Bireyinokuryazarlık becerisini ölçmekten ziyade sağlıksistemini anlayıp düzgün iletişim kurmabecerisiyle ilgilidir. Bu testte düz yazı şeklindeokuma ve kavrama bölümü bulunmaktadır. Ancakfonksiyonel sağlık okuryazarlığının yaygınlığını vebunun sağlık deneyimi üzerindeki etkisinibelirlemek için ek çalışmalara ihtiyaçduyulmaktadır (20,28).Newest Vital Sign Test (NVS) de belge becerilerive yüzde hesabı yeterliğiyle birlikte sayısalbecerilerine dayalıdır (29).

Sağlık Aktiviteleri Okuryazarlık Testi (HALS),Kanada’da geliştirilmiş Ulusal OkuryazarlıkAktiviteleri Ölçeği’den (NALS) esinlenerek sağlığailişkin okuryazarlığı ölçen bir araçtır. Sağlıkla ilişkilibeş alanda (sağlığın korunması ve geliştirilmesi,hastalıkların önlenmesi, sağlık bakımınınsürdürülmesi ve gerekli hizmetlere erişim)düzyazı, sayısal ve belge okuryazarlığını

219• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 3 • 216-221

Page 72: TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YAYINI|THE PUBLICATION OF …Gülhan Yiğitalp Seçilmiş Bir Tıp Fakültesi Dönem VI Öğrencilerinin Hekim Hakları Konusundaki Görüş ve Farkındalık

değerlendiren maddeleri içermektedir. Uzunolması kullanım yaygınlığını düşürmektedir. Herne kadar sağlık okuryazarlığını kapsamlı birbiçimde değerlendirmek gerekse de klinikortamlarda hastaların sınırlı süre içinde hızlıcakapasitelerini belirlemek için kısa pratik ölçümlerinyapılmasına da aynı oranda ihtiyaç bulunmaktadır.

Bireyin kendi bilgi ve becerilerini algılamasınadayalı bir öz bildirim aracı olan eHALS ise; kişininklinik karar verme, sağlığı koruma ve sağlığıgeliştirme için uygun davranışlarınoluşturulmasında bilgiyi kullanma becerilerinintahmini olarak belirlenmesi için tasarlanmıştır.Elektronik Sağlık Okuryazarlığı Testi’nin kısıtlılığıise; toplumun tamamını değil yalnızca internetkullanıcı kesimini değerlendirmesidir. Genelliklekronik hastalıklarda öz bakımı değerlendirmedekullanılır (5,27).

Sağlık okuryazarlığı düzeyini ölçmede ortakkullanılan tek bir ölçek bulunmamaktadır.Günümüzde sağlık okuryazarlığı düzeyini dahanet tespit edebilmek için; kolay anlaşılır, kısazamanda uygulanabilen ve güvenilir ölçümaraçları geliştirilmelidir (20).

Sağlık Okuryazarlığında Hemşireliğin RolüSağlık okuryazarlığı kapsamında bilgiye ulaşmaadımları; ilgili bilgiyi edinmek, bu bilgiyi anlamakve amaca ulaşmak için bilgiyi kullanabilmektir.Bilgilendirme ve tavsiye kaynakları ise; genelliklehemşire, internet, sosyal medya, kitaplar, aile vearkadaşları içerir (30). Bu konuda özelliklehemşirelik profesyonelleri sağlık hizmetisunucularının en büyük gruplarını oluştururlar.Sağlığın teşviki ve geliştirilmesi faaliyetleri vehasta eğitimi daima hemşirelik bakımının bağımsızve özsel bileşenleri olmuştur. Hasta eğitimi veetkili iletişim, hemşirelik mesleğinin temelunsurları olduğu için; direkt hasta bakımı vesağlık hizmetleri sunumunda, dolayısıyla sağlıkokuryazarlığı ve sağlık-bakım kalitesininartmasında hemşirelik mesleği önemli bir roloynamaktadır. Bir hastanın sağlık okuryazarlığınailişkin farkındalık; hasta bakımı, güvenlik, eğitimve danışmanlığın ayrılmaz bir parçasıdır.Hemşirelerin sağlık okuryazarlığı düzeyinin düşükolması, hasta iletişimini önemli ölçüdedeğiştirebilir ve tıbbi bakımdan beklenen faydalarıengelleyebilir. Öte yandan hemşireler var olangücüyle bakım ilkelerini somutlaştırır ve sağlık

okuryazarlığında daha güçlü bir etkiye sahip olur.Politika, araştırma ve pratik alanda sağlıkokuryazarlığına önemli ölçüde katkıdabulunabilirler. Özellikle pratik alanda; politika veprosedürlerin yokluğunda hemşirelerin liderlikpozisyonu alarak araştırma temelli uygulamalarınen iyisini ortaya çıkardıkları görülmüştür (31).

Bu yüzden, hemşirelerin sağlık okuryazarlığıhakkında ne bildiklerini yoğun bir biçimdearaştırmak gerekir. Böylelikle hemşirelikuzmanlarının sağlık okuryazarlığı düzeyinin dahaiyi anlaşılması, konuyla ilgili eğitimde yolgösterebilir ve düşük sağlık okuryazarlığının hastailetişimi ve bakımını iyileştirmeye yönelik engelleribelirlenebilir (29,32). Hemşireler sahip olduklarıgücün farkına varıp sağlık okuryazarlığınıanlamak, hasta ve ailelerin sağlık okuryazarlığıdüzeyini yükseltmek çabası içinde olmalıdır. Bunubaşarabilmesi için hemşirelerin planladığı eğitimleröz bakım çerçevesinde sınırlı kalmamalı, kalıcısağlık okuryazarlığı hakkında basit ve anlaşılıreğitimler planlamaları gerekmektedir (33). Zirasağlık bakımında bu denli kritik, merkezi bir roloynayan meslek grubu olmak sağlıkokuryazarlığına en büyük katkıyı sağlayabilmekanlamına gelir (31).

Bu amaç doğrultusunda verilen hemşirelikeğitiminin temel amaçlarından biri, sağlıkokuryazarlığı düzeyini yükseltmek için hemşirelikmüfredatında sağlık okuryazarlığına daha fazlayer vermek olmalıdır. Bu aşamada yapılacakaraştırmalar hemşireler için eğitim stratejilerininoluşturulmasına ve artan sağlık okuryazarlığınınhasta sağlığı sonuçlarını nasıl artırabileceğine yerverilmelidir (29,32).

SonuçGün geçtikçe yaygınlaşmakta olan sağlıkokuryazarlığı; kişilerin okuma yazma durumu vesağlık bilinci ile doğru orantılıdır. Bu konu ile ilgiliyapılan çalışmalar, benimsenen politikalar,uygulanan projeler, kabul edilen ölçekler arttıkçasağlık okuryazarlığı düzeyi artacaktır. Sağlıkokuryazarlığı düzeyi arttıkça da sağlık bilinci,bakım kalitesi artacak, sağlık hizmetlerine ayrılanbütçe ve zaman orantılı olarak azalacaktır.

Bu amaç doğrultusunda sağlık bakımının kilitnoktası olan hemşirelere, diğer sağlıkpersonellerine, sağlık politika uygulayıcılarına vesağlık talebinde bulunan kesime daha fazla iş

220 • 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 3 • 216-221

Page 73: TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YAYINI|THE PUBLICATION OF …Gülhan Yiğitalp Seçilmiş Bir Tıp Fakültesi Dönem VI Öğrencilerinin Hekim Hakları Konusundaki Görüş ve Farkındalık

düşmektedir. Hemşireler de kendi payına düşenbu sorumluluğu; araştırarak, eğitimler vererek,hasta iletişiminde daha hassas yaklaşımlarsergileyerek yerine getirmelidir. Bu hedefdoğrultusunda araştırmalar, metotlar, geliştirilenhemşirelik modelleri, kabul edilen evrenselönlemler yaklaşık son yirmi yılda ivmekazanmıştır.

15. Robinson BM. Evaluating the role of health literacy incommunities: A review of community health needsassessments of Georgia Hospitals [Public Health CapstoneProjects]. Atlanta, Georgia: Graduate Faculty of GeorgiaState University; 2017.

16.Yılmazel G, Çetinkaya F. Sağlık okuryazarlığının toplumsağlığı açısından önemi. TAF Prev. Med. Bull. 2016 Mar26;15(1):69-74.

17.Kendir C, Akkaya K, Arslantaş İ, Kartal M. Health literacy ofstudents who applied to Medical and Nursing Faculty in DokuzEylul University. TJFMPC. 2017 05 29;11(3):144-51.

18.Bostock S, Steptoe A. Association between low functionalhealth literacy and mortality in older adults: Longitudinalcohort study. BMC. 2012 March 16;344(1602):1-10.

19.Erdağ GÇ. Sağlık Okuryazarlığı. Yıldırım F, Keser A,editörler. Sağlığın Temel Belirleyicisi Olarak SağlıkOkuryazarlığı. 3. Baskı. Ankara: Ankara Üniversitesi SağlıkBilimleri Fakültesi. 2015. s. 1-14.

20.Aslantekin F, Yumrutaş M. Sağlık okuryazarlığı ve ölçümü.TAF Prev. Med. Bull. 2014;13(4):327 - 34

21. Neuhauser L. Integrating participatory design and healthliteracy to improve research and interventions. InformationServices & Use. 2017;37(2):153-76. DOI 10.3233/ISU-170829.

22. Özdemir H, Alper Z, Uncu Y, Bilgel N. Health literacyamong adults: A study from Turkey. Health Educ Res. 2010January 15;25(3)464–77.

23. Tanrıöver M, Yıldırım HH, Ready FN, Çakır B, Akalın HE.Sağlık okuryazarlığı çalışmaları: Sınırlı sağlıkokuryazarlığının prevalansı ve sonuçları. Türkiye SağlıkOkuryazarlığı Araştırması. Birinci Baskı. Sağlık-Sen YayınlarıAnkara. 2014;21-7.

24. McCaffery KJ, Holmes-Rovner M, Smith SK et al.Addressing health literacy in patient decision aids. BMC.2013 November 29; 13(Suppl 2):10.

25. Kennard DK. Health literacy concepts in nursing education.Nurs Educ Perspect. 2016 Mar-Apr;37(2):118-9.

26. Fiedler S, Pförtner TK, Nitzsche A, McKee L, Pfaff H.Health literacy of commercial industry managers: Anexploratory qualitative study in Germany. Health PromotInt. 2017;32(5):1-11.

27. Berens E, Vogt D, Messer M, Hurrelmann K, Schaeffer D.Health literacy among different age groups in Germany:Results of a cross-sectional survey. BMC Public Health[Internet]. 2016;1–8. Erişim Tarihi: 05.07.2017. Availablefrom: http://dx.doi.org/10.1186/s12889-016-3810-6.

28. Parker RM, Baker DW, Williams MV, Nurss JR. The test offunctional health literacy in adults. J Gen Intern Med. 1995Oct;10(10):537-41.

29. Connell AM, Fry-bowers EK. Knowledge and perceptionsof health literacy. Among nursing professionals. J HealthCommun. 2011 Sep 27;730(16): 295-307.

30. Johnston R, Fowler C, Wilson V, Kelly M. Opportunities fornurses to ıncrease parental health literacy: A discussion paper.Issues Compr Pediatr Nurs. 2015 Sep 14;38(4):266-81.

31.Mayer G, Villaire M. Health literacy: An opportunity fornurses to lead by example. Elsevier Inc., 2011 Mar-Apr;59(2):59-60.

32.Dickens C, Lambert BL, Cromwell T. et al. Nurseoverestimation of patients’ health literacy. J HealthCommun. 2013 Oct 4;18(Suppl 1):62–69.

33. Masoompour M, Tirgari B, Ghazanfari Z. Investigating therelationship between health literacy, self-efficacy, and self-care behaviors in patients with diabetes. Int J Evid BasedHealthc. 2017 09 13;7(3):17-25.

İletişim: Sibel Karaca SivrikayaE-posta: [email protected]

Kaynaklar 1. Cajita MI, Denhaerynck K, Dobbels F, Berben L, Russell CL,

Davidson PM et al. Health literacy in heart transplantation:Prevalence, correlates and associations with healthbehaviors - Findings from the International Bright Study JHeart Lung Transplant 2017 Mar;36(3):272-79.

2. Quaglio G, Sorensen K, Rübig P, Bertinato L, Brand H,Karapiperis T et al. Accelerating the health literacy agenda inEurope. Health Promot Int 2016 April 20;32(6):1074-80.

3. Nutbeam D. Health literacy as a public health goal: Achallenge for contemporary health education andcommunication strategies into the 21st century. HealthPromot Int 2000 September 1;15(1):259-67.

4. Nutbeam D. The evolving concept of health literacy. SocSci Med. 2008 Oct 25;67(12):2072-8.

5. Çopurlar KC, Kartal M. What is health literacy? How tomeasure it? Why is it important? TJFMPC 2016 0315;10(1):42-7.

6. Aronis NK, Edgar B, Lin W, Martins MA, Paasche-OrlowMK, Magnani JW. Health literacy and atrial fibrillation:relevance and future directions for patient-centred care.Eur Cardiol, 2017 Sep 19;12(1):52–7.

7. Yılmaz M, Tiraki Z. Sağlık okuryazarlığı nedir? Nasılölçülür? DEUHFED 2016 October 01;9(4):142-7.

8. Sorensen K, Pelıkan Mj, Röthlın F, Ganahl K, Slonska S,Doyle G et al. Health literacy in Europe: Comparativeresults of the European Health Literacy Survey (HLS-EU).Eur J Public Health 2015 Apr 5;25(6):1053-8.

9. Kutner M, Greenberg E, Jin Y, Paulsen C. The healthliteracy of America’s adults: results from the 2003 NationalAssessment of Adult Literacy. Education [Internet].2006;6:1–59. Erişim Tarihi: 27 Haziran 2017. URL:https://nces.ed.gov/pubsearch/pubsinfo.asp?pubid=2006483

10. Taş AT, Akış N. Sağlık okuryazarlığı. STED. 2016 0422;25(3):119-24.

11. Scott SA. Health literacy education in BaccalaureateNursing Programs in the United States. Nurs Educ Perspect.2016 May-Jun;37(3):153-8.

12. Goeman D, Conway S, Norman R et al. Optimising healthliteracy and access of service provision to communitydwelling older people with diabetes receiving homenursing support. J Diabetes Res. 2016 August 3;2016;Article ID 2483263, 12 pages.

13. Dewalt D, Nancy D, Sheridan S. et al. literacy and healthoutcomes: A systematic review of the literature. J GenIntern Med 2004 Dec;19(12):1228-39.

14. Hahn EA, Magasi SR, Carlozzi NE et al. Health andfunctional literacy in physical rehabilitation patients. HealthLit Res Pract. 2017 April 5;1(2):71-85.

221• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 3 • 216-221

Page 74: TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YAYINI|THE PUBLICATION OF …Gülhan Yiğitalp Seçilmiş Bir Tıp Fakültesi Dönem VI Öğrencilerinin Hekim Hakları Konusundaki Görüş ve Farkındalık

1 Arş. Gör.; Aydın Adnan Menderes Ü. Hemşirelik Fak. Doğum-Kadın Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği AD, Aydın(Orcid No: 0000-0002-6693-0820)2 Doç. Dr.; Aydın Adnan Menderes Ü. Hemşirelik Fak. Doğum-Kadın Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği AD, Aydın(Orcid No: 0000-0002-8851-8140)

Abstract

Reproductive rights provide individuals with thefreedom to decide on their reproductive ability andwhen and how to use this ability. Twelvereproductive rights, determined by the InternationalPlanned Parenthood Federation getting support fromfundamental human rights attach importance toensuring the provision of reproductive health/sexualhealth services equally to every individualthroughout their lives. One of the services providedunder these rights is to make voluntary sterilization,which is a family planning service, available toeveryone. The requirement of the spouse's consentto voluntary sterilization causes the violation of thewoman's certain reproductive rights such asfreedom, equality, the right to decide whether andwhen to have a child. But, the ability of a woman todecide about her own life is closely related to herreproductive freedom. In fact, the spouse's consentto voluntary sterilization leads to the violation ofreproductive rights for both men and women.However, when the tubal ligation and vasectomyrates in our country are examined, it is seen that thevasectomy rate is very low and tubal ligation isamong commonly used methods. Although thisstatus exists in theory, it reveals that males don'texperience any kind of adversity in practice. For thisreason, in this review, it was aimed to examine thecurrent situation of voluntary sterilization under thelaws in our country and to investigate its influenceon the violation of women's reproductive rights.

Key words: Tubal ligation, Reproductive rights,Human rights violations

ÖzÜreme hakları bireylere, üreme yeteneğine, buyeteneği ne zaman ve nasıl kullanacaklarına kararverme özgürlüğü sağlar. Temel insan haklarındandestek alınarak Uluslararası Aile PlanlamasıFederasyonu tarafından belirlenen on iki üremehakkı, üreme sağlığı/cinsel sağlık hizmetlerinin yaşamboyunca herkese eşit bir biçimde sunulmasınıönemser. Bu haklar kapsamında sağlananhizmetlerden biri, aile planlaması hizmetlerinden olangönüllü sterilizasyonun herkese sunulmasıdır. Eşin,gönüllü sterilizasyon için izin vermesinin gerekliliği,kadının üreme haklarından olan özgürlük, eşitlik,çocuk sahibi olup olmamaya ve zamanlamasına kararverme hakkı gibi bir takım haklarının ihlaline nedenolmaktadır. Oysaki bir kadının kendi yaşamı ile ilgilikarar verebilmesi, üreme kararı üzerinde kendikararlarını verebilmesi ile yakından ilgilidir. Gönüllüsterilizasyonda eş imzası aslında hem kadın hem deerkek için üreme hakları ihlaline neden olmaktadır.Ancak ülkemizde tüp ligasyonu ve vazektomioranlarına bakıldığında, vazektomi oranının çokdüşük olduğu, tüp ligasyonun ise sık kullanılanyöntemler arasında yer aldığı görülmektedir. Budurum teorik olarak var olmakla birlikte uygulamadaerkeklerin herhangi bir mağduriyet yaşamadıklarınıgöstermektedir. Bu nedenle bu derlemede, ülkemizyasalarındaki gönüllü sterilizasyonun mevcut durumuele alınarak kadının üreme haklarının ihlaline olanetkisinin incelenmesi amaçlanmıştır. Anahtar sözcükler: kısırlaştırma, reproduktif; üremehakları; insan hakları ihlalleri

Geliş/Received : 10.09.2018 Kabul/Accepted : 07.04.2019

Tuğba Dündar1, Sevgi Özsoy2

Derleme

Gönüllü Sterilizasyonda Eş Onayı: Bir Üreme Hakkı İhlali mi?Spousal Consent to Voluntary Sterilization: Does It Constitute a Violation ofReproductive Right?

DOI: 10.17942/sted.458654

Review Article

• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 3 • 222-227222

Page 75: TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YAYINI|THE PUBLICATION OF …Gülhan Yiğitalp Seçilmiş Bir Tıp Fakültesi Dönem VI Öğrencilerinin Hekim Hakları Konusundaki Görüş ve Farkındalık

GirişBireylerin, üreme yeteneğine, bu yeteneği nezaman ve nasıl kullanacaklarına karar vermeözgürlüğüne sahip olmaları “üreme hakları” ileifade edilmektedir (1). Üreme hakları, BirleşmişMilletler İnsan Hakları Konferansı (1993),Uluslararası Nüfus ve Kalkınma Konferansı,Birleşmiş Milletler Sosyal Kalkınma için DünyaZirvesi ve Birleşmiş Milletler 4. Dünya KadınKonferansı olmak üzere dört toplantıda gündemegelmiştir (2). Bu haklar, yaşama hakkı, özgürlükhakkı, eşitlik hakkı, mahremiyet hakkı, düşünceözgürlüğü hakkı, bilgilenme ve eğitim hakkı,evlenme ve aile kurma konularında seçim yapmahakkı, çocuk sahibi olup olmamaya karar vermehakkı, sağlık bakımı alma ve sağlığın korunmasıhakkı, bilimsel gelişmelerden yararlanma hakkı,toplanma özgürlüğü ve siyasete katılma hakkı,işkence ve kötü muameleden özgür olma hakkıdır(1).

Üreme hakları, hem temel insan hakları hem deuluslararası ve bölgesel insan haklarısözleşmelerinde korunan bir dizi temel insanhakları güvencesine dayanmaktadır. Bu haklar,hem çiftlerin hem de bireylerin, istediklerizamanda ve sayıda çocuk sahibi olabilmeleriniözgürce ve sorumlu bir biçimde belirleyebilmeleri,gerekli bilgi, eğitim ve materyallere sahipolmaları, en yüksek cinsel standartlara ulaşmahaklarının tanınması, ayrımcılık, baskı ve şiddettenkurtulma, üreme sağlıkları ile ilgili karar almahakkını ele almaktadır (3). Türkiye de, uluslararasıdüzeyde olan bu toplantılarda alınan kararlarınaltına imza atarak, üreme sağlığı/cinsel sağlıkhizmetlerinin tüm bireylere yaşam boyunca eşitbir biçimde sunulmasının öncelikli bir insan hakkıolduğunu kabul etmiştir (4). Bu bağlamdaülkemiz, yasalarında, kadına karşı şiddetinönlenmesi, kadın-erkek eşitliği, doğum izinlerininartırılması, cinsel istismar gibi pek çok konudaüreme hakları ve cinsel hakları da içeren yasaldüzenlemeler yapmıştır (5).

Üreme hakları bireylerin yaşama haklarını dailgilendiren haklardır. Bireylerin üremesağlığı/cinsel sağlığa yönelik bilgilendirilmemeleri,hizmet sunumunun yetersiz olması ya da hizmetve tedaviye ulaşamaması, yasal düzenlemelerdeeksiklikler bulunması bazı hastalıklara, ölümlereve nihayetinde üreme haklarından yetersizyararlanılmasına yol açabilmektedir (5). Örneğin,

üreme sağlığı/cinsel sağlık hizmetleri ve haklarıçerçevesinde kadınlar ve erkekler istedikleri aileplanlaması yöntemini seçme, bu konuda bilgisahibi olma, yönteme ulaşabilme hizmetlerinialmalıdır. Bu sayede bireylerin, üreme ve cinselyaşamda sağlık bakımı alma ve sağlığınkorunması hakkı, bilimsel gelişmelerdenyararlanma hakkı, çocuk sahibi olup olmamayakarar verme hakkı, eşitlik hakkı ile bilgilenme veeğitim hakkına ulaşmış olmaları sağlanır. Ancakülkeler, bireylerin bazı yöntemlere ulaşımınıkolaylaştırıp bazı yöntemlere ulaşımı kısıtlayarak,yasal düzenlemelerle bir takım şartlar getiripkadın ve erkeğin bahsedilen haklarındanyararlanmalarını kısıtlayabilir. Ülkemizde gebeliğinsonlandırılması ya da gönüllü sterilizasyonişleminin yapılmasında eş imzası şartı bulunmasıbu konuya örnek olarak verilebilecek birdurumdur (5). Yani, bir kadının aile planlamasıyöntemlerinden olan tüp ligasyonu yaptırabilmekya da kendi bedeninde oluşan istemediği birgebeliği sonlandırabilmek için eşinin izni olmasıgerekmektedir. Bu gibi durumlar, kadının kendibedeni üzerinde söz sahibi olmasını, doğurganlığıüzerinde karar verme hakkını sınırlayarak, heminsan haklarına hem üreme haklarına aykırı birdurum oluşturabilir.

Gönüllü sterilizasyon, bireyin çocuk yapmayeteneğini yok etmek amacıyla yapılan tıbbi birmüdahaledir. Birey bu müdahale sonucu üremeyeteneğini kaybeder (6). Tüplerin bağlanması vevazektomi olarak uygulanan gönüllü sterilizasyon,geri dönüşümsüz aile planlaması yöntemleridir.Tüplerin bağlanması, kadında ovumu taşıyanfallop tüplerinin kapatılmasıdır. Vazektomi,erkeklerde spermleri taşıyan kanal olan vasdeferensin kesilmesidir (7). Geri dönüşümsüzyöntemler olarak adlandırılan bu iki yöntem içinulusal ve uluslararası düzeyde bazı yasa veyönetmelikler mevcuttur. Bireylerin yönteme kararverme ve yöntemi uygulama süreci ile ilgili olanbu yasa ve yönetmelikler üreme haklarıkapsamında düzenlenmektedir.

Gönüllü Sterilizasyonda Yasal Durum Gönüllü sterilizasyon, bir ülkenin aile planlamasıya da nüfus programının bir parçasını oluşturur vebu programı açıklayan yasalarda, yönetmeliklerdeyöntemin uygulanmasına ilişkin şartlar belirtilir.Sterilizasyon ile ilgili ulusal yasalar ve politikalarbir ülkeden diğerine farklılık gösterebilir. Aynı

223• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 3 • 222-227

Page 76: TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YAYINI|THE PUBLICATION OF …Gülhan Yiğitalp Seçilmiş Bir Tıp Fakültesi Dönem VI Öğrencilerinin Hekim Hakları Konusundaki Görüş ve Farkındalık

zamanda bir ülkede yaşayan farklı insan gruplarıiçin de farklılıklar gösterebilir. Oluşturulan yasa veyönetmelikler, herhangi bir sağlık hizmetiniyasaklayabilir, izin verebilir ya da hizmetalımından önce bazı koşulların yerine getirilmesiniisteyebilir. Ülkeler bireylerin üreme haklarına saygıduyulması, haklarının korunması ve yerinegetirilmesini sağlamak için yasalarında bazıdüzenlemeler yapmıştır. Ülkelerin yasalarınabakıldığında da kontraseptif amaçlı sterilizasyoniçin farklı kriterler oluşturdukları, her ülkede aynıkriterler olmadığı görülmektedir. Yasalardaözellikle sterilizasyon için yaş ve sahip olunançocuk sayısı gerekliliği ön plana çıkmaktadır.Örneğin, bireyin gönüllü sterilizasyon uygulamasıyaptırabilmesi için Brezilya’da en az 25,Finlandiya’da 30, Rusya’da 35 ve Macaristan’da40 yaşında olması gerekmektedir. Bunun yanı sıraeğer belirtilen yaşlardan küçük bir yaşta ise desayısı ülkeden ülkeye değişmekle birlikte işlemöncesi mutlaka çocuğu olmalıdır. Hindistan’da iseişlemin yaşı kadın ve erkek için ayrı tutulmuş olupkadında 20, erkekte 25 yaş minimum yaş olarakbelirlenmiştir (8). Ayrıca Dominik Cumhuriyeti vePanama’da sterilizasyonu düzenleyen yasalaryalnızca kadınlar için geçerli olup erkeklerle ilgilibir yaklaşım bulunmamaktadır. Bunların yanı sıraBrezilya, Şili, Ekvador, Guatemala, Honduras,Japonya, Nijer, Ruanda ve Türkiye’de gönüllüsterilizasyon uygulaması için eşten izinli onayistenmektedir (8).

Sterilizasyonla ilgili olarak yukarıda bahsedilenülkelerin farklı uygulamaları, evrensel olarak kabulgörmüş üreme haklarından hem ülke hem decinsiyet bazında herkesin eşit yararlanamadığınıda göstermesi yönünden önem taşımaktadır.Yöntemin uygulanması için belli bir yaş sınırı yada çocuk sayısı sahibi olma şartlarının bulunması,bazı ülkelerde erkeğe işlemin uygulanmaması birkadın açısından bazı hak ihlallerine nedenolmaktadır. Eşin, tüp ligasyon için izin vermesiningerekliliği kadının üreme haklarının içerisinde yeralan özgürlük, eşitlik, mahremiyet, çocuk sahibiolup olmamaya ve zamanlamasına karar verme,sağlık bakımı alma ve sağlığın korunması ile hertürlü ayrımcılıktan özgür olma hakkının ihlalineneden olmaktadır (1–3,5,9). Bir kadın, üremekararı üzerinde belirleyici olabilirse kendi yaşamıile ilgili kararlarda da belirleyici olabilmesininyolunu açmış olur. Kadınlar üreme özelliklerindendolayı, gebelik, doğum, loğusalık, aile planlaması

yöntemlerinin yan etkileri gibi yaşamlarınıetkileyen birçok dönem geçirirler. Bir kadınınüreme fonksiyonu ile ilgili bireysel düşüncesi,mevcut durumda var olan evliliği ya da devletinyasaları ile uyum içinde olabileceği gibi çatışabilir.Kadının uzlaşma ya da çatışması, hem kadınınataerkil sistemin değer ve kurallarını ne kadarkabullendiği hem de çatışma durumunda göreceğidesteğe bağlıdır (10).

Bu konuda halen yürürlükte bulunan bazıkanunlarımızda şöyle ifadeler yer almaktadır: “…Sterilizasyon ameliyatı, tıbbi sakınca olmadığıtakdirde reşit kişinin isteği üzerine yapılır…”(NPHK Madde 4, Rahim Tahliyesi ve SterilizasyonHizmetlerinin Yürütülmesi ve Denetlenmesineİlişkin Tüzük Madde 10) (11), “…rızalarıaranılacak kişiler evli iseler, sterilizasyon ya darahim tahliyesi için eşin de rızası gerekir.” (NPHKMadde 6) (12).

Mevcut yasal düzenlemeler gereği ülkemizde, tüpligasyon için on sekiz yaşından küçük olankadınlarda ebeveynin izni, resmi olarak evlenmişkadınlarda eş izni gerekmektedir. Reşitolan bekâr kadınlarda ise bu işlemler için cinselpartnerin iznine gerek yoktur. Aile planlamasıyöntemlerinden sterilizasyon dışındaki diğer tümgebeliği önleyici yöntemler ve acil kontrasepsiyonyöntemlerinin kullanımı konusunda ise kadın tekbaşına karar verir, eşinin rızasının alınmasınagerek yoktur (2,5). Yasal düzenlemelerin kadınınkendi bedeni üzerindeki karar verme hakkınıbaşka bir kişinin iznine (eş, vasi vb.) bağlaması,kadınlarının üreme haklarını kullanmalarına engeloluşturabilmektedir (5). Ayrıca BarselonaDeklerasyonu anne haklarını tanımlarken ilkmaddede şöyle der (13):

“Annelik özgür bir seçim olmalıdır. Her kadınçocuk sahibi olmak için en iyi zamanlamaya, sahipolmak istediği çocuk sayısına ve doğumlar arasıbekleme süresine karar verme hakkına sahiptir.Her kadın için etkin doğum kontrol yöntemlerierişilebilir olmalıdır.”

Yukarıda belirtilen maddeye bakıldığında birkadının gebelik isteyip istememe seçiminde kendihür iradesi ile karar vermesinin altı çizilmektedir.Yani eşinin ya da başka bir kişinin onayına gerekduyulmamaktadır. Oysaki halen yürürlükte olanNPHK’ya göre evli kadınlar eş onayı olmadan

224 • 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 3 • 222-227

Page 77: TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YAYINI|THE PUBLICATION OF …Gülhan Yiğitalp Seçilmiş Bir Tıp Fakültesi Dönem VI Öğrencilerinin Hekim Hakları Konusundaki Görüş ve Farkındalık

tüplerini bağlatamamaktadır. Aslında ülkemizinyasalarında medeni durumu ne olursa olsun,bireylerin çocuk sahibi olmalarını zorlayıcı birhüküm yoktur. Ancak evlilik özel bir hukuksalilişki barındırır ve bir nevi eşler arasındaki birsözleşmeyle kurulur. Evlilik sırasında çocuk sahibiolmak isteme ya da istememe ile ilgili sorunlar,eşlerden birinin bu isteğe olumsuz yaklaşımı ileortaya çıkar. Kadın ve erkeğin eşit olduğu ilkesinegöre, taraflardan biri istemiyorsa, eşinin çocukistemini karşılamak zorunda değildir. Ancakkanunlar karşısında eşler, evlilik birliğininmutluluğunu birlikte sağlama yükümlülüğünesahiptir. Bu noktada eşlerden birinin çocuk sahibiolma isteğini diğer eşle paylaşması ve olumlukarşılık alması evlilik birliğinden doğan biryükümlülük olarak görülmelidir. Ancak buradadikkat edilmesi gereken nokta kadın için yeni birgebeliğin, doğumun sağlık sorunlarına nedenolabileceği durumlardır (14). Bu gibi durumlardakadının rızasının ön planda tutulması, istemediğibir gebeliğe sahip olması ve sürdürmesinin önünede geçebilecektir.

Sterilizasyon işleminin, hukuka uygun olabilmesiiçin bireyin, ayrıntılı bir biçimde aydınlatılması, engeç işlemden önce rızasının alınması, reşit olmasıve evli ise eşinin de yazılı olarak rızasının alınmasıgereklidir (15). Bu konuda, Rahim Tahliyesi veSterilizasyon Hizmetlerinin Yürütülmesi veDenetlenmesine İlişkin Tüzük’ün 15. Maddesi“İzin belgeleri, 13. maddede sözü edilenlere,rahim tahliyesi ve sterilizasyon içinbaşvurduklarında imzalatılır. Eşin, ya da vasiningelmemesi halinde, bunların sterilizasyon ya darahim tahliyesine izin verdiklerine ilişkin yazılı veimzalı belge yeterli sayılır. Belgeyi getiren, imzanınsahibine ait olduğunun hukuki sorumluluğunukabul ettiğine ilişkin bir belgeyi de imzalamakzorundadır.” ve NPHK 5. Maddesi “…sterilizasyon ve rahim tahliyesini kabul edenlerdenistenilecek izin belgesinin şekli ve doldurulmaesasları, bunların yapılacağı yerler… ile ilgilihususlar çıkarılacak tüzükte belirtilir.” ifadelerineyer vermektedir.

225• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 3 • 222-227

Fatma Küçükşahin STED Fotoğraf Yarışması Arşivinden

Page 78: TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YAYINI|THE PUBLICATION OF …Gülhan Yiğitalp Seçilmiş Bir Tıp Fakültesi Dönem VI Öğrencilerinin Hekim Hakları Konusundaki Görüş ve Farkındalık

Bedenine sahip olma hakkı, güvenli bir biçimdeyaşama hakkının önemli bir unsurudur. Kişininkendi bedeni üzerinde sahip olduğu haklar bu hakçerçevesinde koruma altına alınır. Ancak NüfusPlanlaması Kanunu ile Rahim Tahliyesi veSterilizasyon Hizmetlerinin Yürütülmesi veDenetlenmesine İlişkin Tüzük’te, sterilizasyonkonusunda bireyin bedenine sahip olma hakkıaçısından etik ve yasal tartışmalara nedenolabilecek hükümler bulunmaktadır. Buna göre;sterilizasyon yöntemleri (tüpligasyon vevazektomi) temelde bireyin talebine bağlı olsa dabirey, yasal olarak evli ise, eşinin de uygulamayaizin vermesi gerekmektedir. Bu konuda istenen eşimzası, yukarıda belirtilen üreme hakları ve kişininkendi bedenine sahip olma hakkı ilebağdaşmamaktadır. Esas olan, bireyin tek başınakarar verebilecek durumda olması (reşit olmak,mental rahatsızlık olmaması vb.) halinde bedenikonusunda tek başına karar verici olmasıdır. Butarz bir sınırlama hem bireyin beden bütünlüğükonusunda karar verme hakkını sınırlamakta hemde üreme hakları açısından önemli sorunlaroluşturmaktadır. Örneğin, üreme haklarından biriolan bireylerin diledikleri zaman ve aralıkta çocuksahibi olabilmeleri hakkı (5) ve sağlık bakımı almahakkı ile bağdaşmamaktadır.

Cinsel yaşam ve üremede mahremiyet hakkı,bilgilerin gizliliği, beden mahremiyeti ile kendiniifade ve geliştirme hakkı olarak üç ana eksendeincelenebilir. Tıbbi işlemlerin bireyin onamıolmadan uygulanmaması, bilgilendirildikten sonraizin verdiği işlemlerin (tıbbi sakınca olmadıkça)uygulanması, beden mahremiyeti hakkının birsonucudur. Bu bağlamda kadınların, sterilizasyontaleplerinin kabul edilmemesi beden mahremiyetihaklarının ihlal edilmesi anlamına gelmektedir (2).Örneğin, evli bir kadının tüp ligasyonyaptırabilmesi için gerekli olan eş imzasınıalamaması, kadının beden mahremiyeti hakkınınihlaline neden olacaktır. Aynı zamanda kendikararı ile izin vermiş olduğu tıbbi bir girişimden demahrum kalmasına neden olacaktır. Bu da başkabir üreme hakkı olan bilimsel gelişmelerdenyararlanma hakkının da ihlal edilmesine yolaçacaktır. Bu nedenle, bireyler bazı durumlarda,beden bütünlüğüne müdahale söz konusuolduğunda tek başına karar vermeli ve başka birbireyin onayına gerek duyulmamalıdır. Tüpligasyon uygulamalarında, yasaların kadınınbeden bütünlüğü ve çocuk sahibi olma istememe

hakkı ile ilgili oluşturduğu sınırlamalar, kadınlarınkendi beden bütünlükleri konusunda karar vermehaklarını kullanmalarını engellemektedir (2).Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın ÖnlenmesiUluslararası Sözleşmesi (CEDAW)’nin birincimaddesi “İşbu Sözleşme’ye göre Kadınlara karşıayrım deyimi kadınların medeni durumlarınabakılmaksızın ve kadın ile erkek eşitliğine dayalıolarak politik, ekonomik, sosyal, kültürel, medenive diğer alanlardaki insan hakları ve temelözgürlüklerinin tanınmasını, kullanılmasını vebunlardan yararlanılmasını engelleyen ya daortadan kaldıran ya da bunu amaçlayan vecinsiyete bağlı olarak yapılan herhangi bir ayrım,mahrumiyet ya da kısıtlama anlamına gelecektir.”der. Bu maddedeki ifadeler kadının medenidurumunun göz önüne alınmadan erkek ile eşithaklara sahip olması gerektiğini vurgulamaktadır.Sözleşmenin 12. maddesi ise “Taraf Devletler, aileplanlaması dahil sağlık bakım hizmetlerindenkadın ve erkeğin eşit olarak yararlanması için,sağlık alanında kadınlara karşı ayrımı ortadankaldırarak bütün önlemleri alacaklardır…”cümlelerini barındırarak kadınların aileplanlaması hizmetlerinden erkeklerle eşit olarakyararlanması gerektiğini vurgular (16).

İnsan hakları, genellikle uluslararası ve bölgeselanlaşmalarda sözleşmeler ve tüzükler olarak,ulusal düzeyde ise anayasa ve yasalarda da yeralmaktadır. Ulusal düzeydeki anayasa, yasa vemahkeme kararları, ülkelerin onayladığı insanhakları standartlarının ulusal olarak tanınmasınısağlar. Ulusal yasalar genellikle cinselsağlık/üreme sağlığı ile ilgili politika vehizmetlerin ayrıntılandırılması için yasal çerçevelersunmakta, bazen de sınırlamalar getirmekte,böylece hem olumlu hem de olumsuz etkiyaratmaktadır. Uluslararası insan haklarıstandartları ve bunlara imza atan devletler,kadınların evli olmadıkları için ya da eşlerininiznine sahip olmadıkları gerekçesiyle cinselsağlık/üreme sağlığı hizmetlerine erişiminikısıtlamamalıdır (17).

SonuçGönüllü sterilizasyon için evli bir kadının/erkeğineşinin imzasının gerekmesi bir üreme hakkı ihlaliolarak görülmektedir. Bu tarz bir uygulama hemkadının hem de erkeğin kendi bedeni üzerinde birtek kendisinin söz sahibi olmasını engellemektedir.

226 • 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 3 • 222-227

Page 79: TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YAYINI|THE PUBLICATION OF …Gülhan Yiğitalp Seçilmiş Bir Tıp Fakültesi Dönem VI Öğrencilerinin Hekim Hakları Konusundaki Görüş ve Farkındalık

Ancak evlilik birliği de göz önüne alındığındakadının tek başına karar vermesi olanaklı gibigörünmemektedir. Bu noktada yasal boyuttaüreme hakları dikkate alınarak yenidüzenlemelerin yapılması gerekmektedir. Ancaksağlık çalışanları, görevlerini yerine getirirkenyasalar çerçevesinde hareket etmekdurumundadır. Kadınların tüp ligasyon ya daerkeklerin vazektomi ile ilgili uygulamataleplerinde, uygulama hakkında bilgilendirilmesi,iyi bir danışmanlığın verilmesi, bedenlerihakkında karar verme hakları açısından önemlidir(2).

6. Erbaş R. Türk ceza hukuku açısından kısırlaştırma.İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası2015;73(1):91–128.

7. Sağlık Bakanlığı Ana Çocuk Sağlığı ve AilePlanlaması Genel Müdürlüğü. Aile PlanlamasıDanışmanlığı Katılımcı Kitabı. Ankara; 307-309 p.

8. Engender Health. Law and Policy Highlights:In:Contraceptive Sterilization: Global Issues andTrends. First edition. 2002. p. 87–106.

9. Aşçı Ö, Gökdemir F. Etik yönleriyle üreme haklarıve cinsel haklar. Türkiye Klin J Obs Womens HealDis Nurs-Special Top 2017;3(3):151–62.

10. Özberk E. Nüfus Politikaları Ve Kadın BedeniÜzerindeki Denetim. Ankara Üniversitesi SosyalBilimler Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi Ankara;2003.131.

11. Nüfus Planlaması Hakkında Kanun http://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.2827.pdf (14.04.2018).

12. Rahim Tahliyesi ve Sterilizasyon HizmetlerininYürütülmesi ve Denetlenmesine İlişkin Tüzük http://www.istanbulsaglik.gov.tr/w/mev/mev_tuz/rahim_tahliyesi.pdf (14.04.2018)

13.Atasay B, Arslan S. Anne ve Yenidoğan HaklarıBarselona Deklarasyonu. Sted. 2001;10(12):457–9.

14. İkizler M. Eşleri ̇n çocuk sahi̇bi̇ olma konusundauyuşmazlığa düşmesi ̇. TBB Derg. 2017;132:165–82.

15. Küçük F. Kısırlaştırma ve hadımlaştırma. İstanbulBarosu Dergisi 2017;91(3):150–163.

16. Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın ÖnlenmesiUluslararası Sözleşmesihttps://www.unicef.org/turkey/cedaw/_gi18.html(14.04.2018)

17. World Health Organization. Sexual Health,Human Rights And The Law. First edit. Geneva.;2015. 76 p.

İletişim: Tuğba DündarE-posta: [email protected]

Kaynaklar1. Sağlık Bakanlığı Ana Çocuk Sağlığı ve Aile

Planlaması Genel Müdürlüğü . Üreme SağlığınaGiriş Katılımcı Rehberi. 1. Baskı. Ankara; 2009.

2. Sert G. Vakalarla Türkiye’de Üreme Hakları. 1.Baskı. İstanbul: İnsan Kaynağını Geliştirme Vakfı;2012.

3. United Nations Population Fund Organisation,Danish Institute For Human Rights, United NationsHuman Rights. Reproductıve Rights Are HumanRights A Handbook For National Human RightsInstitutions. United Nations; 2014. 229 p.

4. Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı Türkiye HalkSağlığı Kurumu Kadın ve Üreme Sağlığı DaireBaşkanlığı. Aile Sağlığı Hizmetlerinde Kadın veÜreme Sağlığı İzlem ve Danışmanlığı. Şencan İ,Keskinkılıç B, Sanisoğlu S, Kabasakal A, Çalışkan D,Aslantekin Özçoban F, et al., editör. Ankara; 2017.200 p.

5. Sert G. Üreme Haklarının Yasal Temelleri ve EtikDeğerlendirme. 1. Baskı. İstanbul: İnsan KaynağınıGeliştirme Vakfı; 2013. 179 p.

227• 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 3 • 222-227

Page 80: TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ YAYINI|THE PUBLICATION OF …Gülhan Yiğitalp Seçilmiş Bir Tıp Fakültesi Dönem VI Öğrencilerinin Hekim Hakları Konusundaki Görüş ve Farkındalık

STED Yazarlarına Bilgi - 2019

Sürekli Tıp Eğitimi Dergisi (STED), Türk Tabipleri Birliği’ncebirinci basamak sağlık hizmeti veren hekimlerin bilgi ve becerilerininyenilenmesi ve geliştirilmesi amacıyla iki ayda bir yayımlananbilimsel, hakemli bir dergidir. STED, 2012 yılında TÜBİTAK Türk TıpDizini’ne girdi. STED’de birinci basamağın çalışma alanına girenkonularda yapılmış araştırma yazıları, derlemeler, olgu sunumlarıyayımlanır.Yayımlanacak makalelerde aranan özellikler:- Yazılar daha önce başka yerde yayımlanmamış olmalıdır. Konularınişlenme biçimi sorun çözümüne yönelik olmalıdır. Yazılarda yalın,anlaşılır Türkçe kullanılmalıdır. Kapsayıcı ve insancıl bir dilkullanılmalı, cinsel ya da ırksal yan tutmadan kaçınılmalıdır.- Yazılar birinci basamak sağlık hizmetine katkı sağlayacak nitelikteolmalı; konuların en sık rastlanan sorunlara yönelik olmasına,hastalıkların en çok görülen biçim ve yönlerinin vurgulanmasınaözen gösterilmelidir.- Etik kurul kararı gerektiren klinik ve deneysel çalışmalar için ayrıayrı etik kurul kararı alınmış olmalı, kararlar metin içinde belirtilmelive belgelendirilmelidir. Ulusal ve uluslararası geçerli etik kurallarauyulmalıdır (Bakınız, www.ulakbim.gov.tr). Sözü edilen özellikteçalışmalar, etik onaylar olmadan değerlendirmeye alınamayacaktır.- Makale, aşağıda belirtilen bölümlerden oluşmalıdır:1. Başlık Sayfası: Bu sayfada bulunması gerekenler:- Başlık: Kısa (en fazla 90 karakter), yeterince bilgi verici ve ilgiçekici olmalıdır.- Yazarlar: Her yazarın akademik derecesi, çalıştığı kuruluş, ili, adısoyadı ve ORCİD numarası (https://orcid.org/) belirtilmelidir. Yazarsayısı birden fazla ise, altı yazara dek adları yazılmalı, altıncıdansonraki yazarlar “ve ark.” biçiminde belirtilmelidir.- Metinle ilgili yazışmadan sorumlu yazarın adı, e-posta ve açıkadresi, mali destek ve diğer kaynaklar, ana metnin sözcük sayısı,şekil ve tabloların sayısı belirtilmelidir.2. Öz (Abstract) ve Anahtar Sözcükler: İkinci sayfada yer alacaköz ve İngilizce özette, çalışmanın ya da araştırmanın amacı(objective), gereç ve yöntem (material and method), bulgular(results), ve sonuç (conclusion) bölümleri ayrı ayrı bulunmalıdır. Özve İngilizce özet 175-200 sözcükten oluşmalıdır. İngilizce özet özünaynen çevirisi olmalıdır. Özün altında üç ile beş anahtar sözcük yeralmalıdır. Anahtar sözcüklerin, Index Medicus’un Medical SubjectsHeadings (MeSH) başlığı altındaki “Tıbbi Konu Başlıkları”terimlerinden seçilmesi gerekmektedir. Türkçe anahtar sözcükler için,bu amaçla hazırlanmış MeSH - Medical SubjectHeadings terimlerinin Türkçe karşılıklarını içeren anahtar sözcüklerdizini olan Türkiye Bilim Terimleri kullanılmalıdır.(http://www.bilimterimleri.com)3. Giriş: Bu bölümde, makale ile ilgili önbilgiler, amaç, gerekçebelirtilmelidir.4. Gereç ve Yöntem: Bu bölümde çalışmanın gereç ve yöntemiayrıntılı olarak yer almalıdır. Yöntemler için kaynak gösteriniz. Yeniolan yöntemleri tanımlayınız. Etik kurallara uyum konusunda yapılanişleri ve uyulan belgeleri belirtiniz. Kullanılan istatistik yöntemlerini,bilgisayar programını ayrıntılı olarak açıklayınız.5. Bulgular: Bulguları metin, tablo ve şekiller üzerinde gösteriniz.Metin içinde önemli verileri vurgulayıp özetleyiniz. Teknik ayrıntılarek olarak verilebilir. Bulguları, sayı ve yüzde olarak belirtiniz.6. Tartışma: Çalışmanın yeni ve önemli yönlerini ve çıkan sonuçlarıvurgulayınız. Bulguların ne anlama geldiğine ve bunların sınırlarınayer verilmelidir. 7. Sonuçlar: Sonuçların amaçlarla bağlantısı kurulmalıdır. Verilerintam olarak desteklemediği sonuç ve açıklamalardan kaçınılmalıdır.Öneriler de bu bölümde yer alabilir.8. Teşekkür: Çalışmaya katkıda bulunanlara, teknik yardımı olanlara,mali ve gereçsel destek verenlere teşekkür edilen bölümdür.9. Kaynaklar: Kullanılan kaynakların yeni ve aktarılan bilgileringüncel olmasına dikkat edilmelidir. Kaynakları ana metinde ilkgeçtikleri sıraya göre numaralayınız. Ana metin, tablolar ve alt

yazılardaki kaynakları rakamlarla (1,2,4-7) belirtiniz. Dergi adları,Index Medicus’ta kullanıldığı biçimde kısaltılmalıdır. “Yayımlanmamışgözlemler” ve “kişisel görüşmeler” kaynak olarak kullanılamaz. Enfazla otuz (30) kaynak kullanılabilir (30 kaynaktan fazla kullanımdaçalışmalar değerlendirmeye alınmayacaktır).Kaynaklar aşağıda gösterildiği gibi yazılmalıdır.Tipik dergi makalesi: Vega KJ, Pina I. Heart transplantation isassociated with an increasead risk for pancreatobiliary disease. AnnIntern Med 1996;124:980-3. ya da 1996 Jun 1;124(11):980-3.Kitap: Ringsven MK, Bond D. Gerontology and leadership skills fornurses. 2nd ed. Albany: Delmar Publishers;1966.Kitap bölümü: Murray IL. Care of the elderly. In: Taylor RB, ed.Family medicine: principles and practice. 3rd ed. New York: Springer- Verlang;1988. p.521-32.Web Sitesi: Clinical evidence on tinnitus. BMS Publishing group.Accessed November 12, 2003, athttp://www.clinicalevidence.com10. Tablolar: Tablolara ana metin içinde ilk geçtikleri sıraya görenumara veriniz. Her tablonun bir başlığı olmalıdır. Tablonun hersütununa kısa ya da kısaltılmış bir başlık koyunuz. Tablo içinde yatayve dikey çizgi kullanılmamalı, başka bir kaynağın verilerikullanılıyorsa izin alınmalı ve bu durum belirtilmelidir.11. Şekiller ve Fotoğraflar: Fotoğraf, şekiller ana metinde ilkdeğinildikleri sıraya göre numaralandırılmalıdır. Başka yerdeyayımlanmış şekiller için kaynak belirtilmelidir.Yazılarda Uygulanacak Biçimsel Özellikler Kılavuzu1. Sayfa numaraları: Sayfalara başlık sayfasından başlayarak, sıraylanumara verilmeli, sayfa numaraları her sayfanın sağ alt köşesineyazılmalıdır.2. Başlıklar: Yazının ana başlıkları ve ara başlıkların baş harfleribüyük olmalıdır.3. Birimler: Ölçü birimi olarak metrik birimler kullanılmalıdır. Metrikölçümlerden sonra nokta konmamalıdır: 3,5 mmol/L, 11,6 mg/kggibi. Tüm hematolojik ve klinik kimya ölçümleri “UluslararasıBirimler Sistemi” ile (SI) uyumlu olarak metrik sistemde bildirilmelidir.4. Rakamlar: Bir ile dokuz arası rakamları yazıyla yazınız. 10 veüstünü sayıyla yazınız. İstisna: Dozaj, yüzde, sıcaklık derecesi vemetrik ölçümleri her zaman sayıyla belirtiniz. “Tam sayılardan sonraondalık değerleri nokta ile değil, virgül ile ayırarak belirtiniz.”5. İlaç adları: Tüm ilaçların jenerik adlarını kullanınız. Ticari adlar,ilacın metinde ilk geçişinde parantez içinde verilebilir.6. Kısaltmalar: Standart kısaltmalar ve ölçüm birimleri dışında,kısaltmadan olanak ölçüsünde kaçınılmalıdır. Kısaltma, metindeki ilkgeçişinde açık yazılışıyla birlikte verilmelidir. Başlıkta ve özettekısaltma kullanılmamalıdır.7. Yüzdeler: Yüzde işareti (%) ile belirtilebilir.8. Sözcük sayısı: Yazıların sözcük sayısı en az 1.500 en fazla 4.500olmalıdır (4500 sözcükten fazla kullanımda çalışmalardeğerlendirmeye alınmayacaktır).9. Çeviri: Çeviri yazılarda çeviriyi yapanın adı, unvanı, göreviyazılmış olmalı, çeviri yapılan yazının aslı da (fotokopi olarak)gönderilmelidir.Metinlerin Gönderilmesi: Metinler, tüm yazarların imzaladığı bir üstyazıyla gönderilmelidir. Bu yazıda metnin tüm yazarlarca okunduğuve onaylandığı, yazarlık hakkı koşullarının gerçekleştiği belirtilmelidir.Yazılar; http://dergipark.gov.tr/sted adresi üzerinden gönderilir.Yayımlanması uygun görülen yazılarda, belirlenen eksikliklerle ilgilidüzeltme ve düzenlemeler Yayın Kurulu’nca yapılabilir.Yayımlanmayan yazılar geri gönderilmez. Klinik ve toplumsalaraştırma çalışmalarında yerel etik kurul onayı alınmışolmalıdır. Etik kurulun bulunmadığı yerler için [email protected] e-posta adresinden bilgi istenebilir.Yazarların Yayın Hakkı Devir Formu ile birlikte çalışmalarınıgöndermeleri gerekmektedir. Yayın Hakkı Devir Formu olmayançalışmalar değerlendirmeye alınmayacaktır.

d • 2019 • cilt volume 28 • sayý issue 3 •d