teskilat

Metis Yaynlar pek Sokak No. 9, 80060 Beyolu, istanbul

Bilimkurgu: 24 Metis Edebiyat Dizisi

Tekilat Cyril M. Kornbluth

zgn ad: The Syndic, 1953

Bu evirinin btn yayn haklar Metis Yaynlar'na aittir, 1998

Birinci Basm: Haziran 1998

Yayn Ynetmeni: Blent Somay Kapak Tasarm: Semih Skmen

Kapak Resmi: The Syndic iin izilmi

orijinal karikatr

C. M. Kornbluth

Tekilat eviren: Metin etin

Dizgi: Metis Yaynclk Ltd. Kapak ve Bask: Yaylack Matbaas

Cilt: Sistem Mcellithanesi

ISBN 975-342-192-3

ffi METS YAYINLARI

Generated by Foxit PDF Creator Foxit Softwarehttp://www.foxitsoftware.com For evaluation only.

CYRIL M. KORNBLUTH 1923'te dodu, 1958'de ld. 1940'l yllarda Donald VVollheim ve Frederik Pohl'un yaynlad bilimkurgu dergilerinde ykleri yer ald. Kornbluth daha ziyade Frederik Pohl ile ortaklaa yazd romanlarla n kazand. Bunlarn arasnda Search the Sky (1954, Gkyzn Ara), Hukuk Gladyatr (1955, Metis 1997) ve Uzay Tacirleri (1952, Metis 1996) saylabilir. Kornbluth'un en nemli ksa ykleri, eitli bilimkurgu derlemelerine sk sk alnan "The Marching Morons" ("Gerzekler Ordusu") ve "The Liftle Black Bag"dir ("Kk Siyah anta"). Kornbluth'un tek bana yazd romanlar arasnda en nemlisi ise 1953'te yaynlanan Tekilattr. Kornbluth'un 35 yanda, bir kalp krizinden erken yata lmesi, bilimkurgu dnyasnn en nemli kayplarndan biri olmutur.

Hkmet snrsz sreyle olaanst hal ilan ettiinde tarih 14 ubat' gsteriyordu. Bu karara neden olan olay ise, New York City'deki Fort George Tepesi'nde yer alan 27. Zrhl Alay'a bal B Bl'nn bir hava bombardman sonucunda yerle bir edilmesiydi. Yerel Tekilat liderleri, rencilerin, retmenlerin ve blge sakinlerinin de cokun ibirlii saye-sinde George Washington Lisesi'ni igal ve tahkim etmilerdi. Elebalar olan Cleveland'l Thomas, bilinen adyla "Nu-marac", kendisini otuz beinci hizmet ylnda ehrin polis tekilatnn en nemli simalarndan biri haline getiren souk-kanlln ve rgt dehasn bu olay srasnda da sergile-miti.

"27. Zrhl Alay'a bal 1. Tabur sabah saat 5.15'te u bl-gelerde mevzilenmi durumdayd: Okulun, IRT metro istas-yonundan takviye edilmesini engellemekle grevli A Bl, 190. Cadde'de ve St. Nicholas Bulvar'nda; B, C ve D Blk-leri de Fort George Tepesi'nin eteklerinde her an saldrya ha-zr bir ekilde bekliyorlard. Saat 5.25'te B Bl'ne ait on alt Patton tank okula doru harekete geti. Bu srada C ve D Blkleri de yedekte bekliyordu. Plana gre B Bl'ne ait tanklar okulu yandan kuatacak -zira okulun bir yan uu-rumdu ve Cleveland kendisi ile yaplacak telefon grmesi sonucunda kaytsz artsz teslim olmay kabul etmedii tak-dirde ate aacaklard.

"Cleveland'n nbet mahalli okulun gzetleme kulesinde bulunan bir oda idi. En ndeki tankn telsiz anteni tepenin yamacnda belirir belirmez hemen telefona sarld ve yedi mil snrnn dndaki bir Tekilat blgesinde uarak, gelecek emirleri beklemekte olan pilotlarla balant kurulmas y-nnde emir verdi. Kamu hizmeti verdikleri yllarda salise bile


6 Tekilat' Tekilat 7

amayacak kadar zamannda hareket etmek zere eitilmi olan pilotlar da 5.26'da gkyznde grndler, ama bu kez tadklar ey iki, sigara ya da benzeri ykler deildi. dakika iinde B Bl'ne ait tanklarn zerine bomba yadrmaya balamlard; Cleveland'n kaaklar bln kumanda merkezine saldryorlard; atele snanma balamt.

"Her ey sona erdiinde Kuzey Amerikallar, sava tarihine gemi btn arpmalarda olduu gibi byk kahramanlklara ve dahiyane stratejilere tank olmulard: Cleveland'n, 'Bu rkmz iin byk bir gn!' dedii o tarihi konumas, bizzat kendisinin komuta ettii ve Fort Totten Gar-nizonu'nu hedef alan bir saldr srasnda kaaklarn banda lmesi, Amadeo Falcaro'nun dizginleri ele alarak dalmakta olan adamlar toparlamas, pazarlklar, bar, ihanet ve esirlerin idam edilmesi, Las Vegas Anlamas, ete'nin ve Teki-lat'n Hkmet'e kar oluturduklar birleik cephe, O'Toole'un ihaneti sonucu Continental Basn Merkezi'ndeki haberleme odasnn kaybedilmesi ve hayati nem tayan bu oday geri almak iin yaplan kanl sava, Baltimore'a yaplan nihai Taarruz..."

B. Arrovvsmith Hynde, Tekilat'n Ksa Tarihi

Asla by yapma av peinde koarken nk gcn yok o an; Ve

kaybetmemek iin maharetinden me kazlm kuyulardan.

Asma dallaryla tuzak kursan da Tavan ve geyik avlamak iin;

Sakn avlanma o lmcl arapla Mzran ucuna dedirdiin.

inde biri var ki elikten nefret eder; Mahvederdi bu onu. Avla tm demircileri,

cehenneme gnder Geldi hepsinin sonu.

Geene kadar on ay kere on Bilme tek bir erkek bile. O,

kralie, iinde hissettiin g, Yasa kaldrana dek bekle.

Cadlara Talimatlarm eserden, M. S. 2150

"Gelecein tarihi hibir zaman doru olarak yazlmamtr ki, bu gerek de bana gre tarihin bir bilim dal olma iddiasn bertaraf eder. Astronomlar boyutlu problemler karsnda sinerler ve drt boyutlu problemler karsnda da teslim bayran ekerler. Tarihin herhangi bir an ise en azndan iki milyar insanla ilgili, yani iki milyar boyutlu bir problemdir. Ynlendirilebilir sembolleri tarihin gerekliklerinden soyudla-maya ynelik abalar bence batan iflas etmi durumda. Ya ortalamalaryla, nakliyat grafikleriyle, doum oran ve patent bavurularna ilikin rakamlarla istediim gibi oynayabilirim, ama Kari Marx'n yzndeki sulu kabarcklar bu ynlendirmelerimde kullanamam, o nl sakal tarafndan gizlenen ve


8 Tekilat Tekilat 9

insan ac inde kvrandran staphylococcus aureus enfeksi-yonunun, yirminci yzyl totalitarizminin ekillenmesine katkda bulunduu gereini ok iyi bilmemize ramen. Yal-nzca patoloji alannda bile bu liste sonsuza dek uzatlabilir: Julius Sezar'n sara hastal, Napoleon'un gastriti, Wil-son'un felci, Grant'n alkol bamll, II. Wilhelm'in ksa kolu, Catherine'in nemfomanisi, III. George'un parezisi, Edi-son'un sarl, Euler'n krl, Burke'n kekemelii vesaire. Yalnzca daha nce saydmz u on bir ismi ele alalm: Marx, Sezar, Napoleon, Wilson, Grant, Wilhelm, Catherine, George, Edison, Euler ve Burke daha farkl bir hayat yaam olsalard acaba tarihte her ey yazld gibi mi cereyan eder-di? Bunu iddia edebilecek kadar aptal biri var mdr yery-znde? Ama nihayet, Marx'n kabarcklarn onlarn dour-duu sonulardan soyutlayan tarih kuramlarnn, yani benim bildiim btn tarih kuramlarnn ardnda yatan varsaym da budur.

"Bu durumda ben tarihin, gemiin ve gelecein bilinemez olduunu, karanlkta yolumuzu hibir plan yapmadan el yordamyla bulmamz gerektiini, nk muhtemelen hibir plann ngrlerinde hakl ve uygulamalarda yararl olama-yacan m sylyorum? Hayr. Ben, ar grleri savunan-lara, ebedi gerekleri bildiini iddia edenlere ve bakalarna k tutanlara olan tiksintimi dile getiriyorum. Bakalarna k tutanlarn amalara ve aralara ilikin sorunlar yoktur, bu sorunlar dier btn insanlarn bana musallat olduu halde. nk onlar amalarnn iyiliinden kesinlikle emindirler ve bu nedenle de bavurulacak aralarn seimini nemsiz bir ayrnt olarak grrler. Biz dierleri ise, tarih denen o iki milyar boyutlu probleme dair genel-geer bir zm bildiimizden emin olmann ok uzanda, bavuracamz aralar zerinde uzun uzun dnmeye ok daha yaknz-dr..."

F. W. Taylor rgtlenme, Sembolizm ve Ahlak

1

Uharles Orsino mesleinde ekirdekten yetiiyordu, her ne kadar o "ekirdek"ten kacak bitki asla ok ykseklere ulaa-mayacak olsa da. Damarlarnda en fazla bir ya da iki damla Falaro kan tayordu; bu da mesleinde belli bir yer edin-mesi iin yeterli, ama o yerin en tepelerde olmas iin yetersizdi. 83'te Brookhaven Reaktr'nde meydana gelen patlama srasnda annesini ve babasn kaybetmesinden sonra elinden tutarak kendisine yardmc olan F. W. Taylor'n iyi niyeti sa-yesinde Alkol, Mterek Bahis, Telekz e Alma ve Emeklilik Hizmetleri gibi blmlerde ya da kabiliyet sahibi olduu ba-ka herhangi bir alanda nispeten nemli bir sorumluluk stle-nebilirdi. Ama yirmi iki yanda, bir bahar gn, New York 101. Polis Blgesi'nden sorumlu bir tahsildar olarak grev ya-pyordu yalnzca. Tekilat'n gen yeleri genellikle bu gibi ilere bakarlard; polislerin mterileri trtklayarak fark da cebe indirmeyeceinden emin olamazdnz.

Artk onun iin bir rutin haline gelmi olan ama pek de i-kyet etmedii hara toplama iine koyulmak zere dalgn bir halde yryordu. Akl, sabahn erken saatlerinde yapm ol-duu ve kendisi iin neredeyse yz karas saylabilecek olan polo antrenmanndayd.

"iyi gnler Bay Orsino, sizi yeniden grdme sevindim. Ben paray hazrlarken siz de bir bardak souk bira imek ister misiniz?"

"Hayr, ama yine de ok teekkr ederim Bay Lefko. u anda eitimdeyim, biliyorsunuz. Keke teklifinizi kabul ede-bilseydim. Her biri on dolardan yedi telefon, yle deil mi?"

"Evet, yle Bay Orsino, Hialeah'daki yedinciyi de halle-dip hemen dneceim. Btn bayanlar ismi ok holarna


10 Tekilat Tekilat 11

gittii iin Kr Faresi adnda bir eee para yatrdlar; arkalarn toplamak da bana kald. Bir dakika bile srmez."

Lefko hzl admlarla bir telefona doru gitti ve baka bir at yarsyla al takke ver klah sk bir pazarla giriti. Bu s-rada Charles da gevezelik ederek glen kalabalk yarsever grubunu dalgn gzlerle inceliyordu. ("Bay Orsino, buraya kendinizi maskaraya evirip zamanm harcamak iin mi gel-diniz? Lanet olsun, baym, devre sonuna kadar yalnzca elli atnz kald ve bunlar ok iyi deerlendirmek zorundas-nz.") Mutsuzca srtt. Profesyonel bir polocu olan htiyar Gilby ok sevdii bu oyunu berbat eden bir acemi aylaa kar krc olabiliyordu. Charles, Benny Grashkin'in cipinin az sonra arzalanp duracan -zira ok kt sesler karmak-tayd biliyordu ve o cipi deitirirken yapaca bir vurula bele bir gol atabilirdi. Ama Gilby dd ald ve bu tr ince hesaplarla ilgilenmediini gsterdi. "Lanet olsun, baym, sizin gibi kendini bir ey sanan yeniyetmeler, yrmeden nce emeklemeyi renmeleri gerektiini ne zaman anlayacaklar? Haydi, imdi gol iin takm halinde atak yapn bakalm -takm diyorum, Bay Orsino!"

"te geldim, Bay Orsino, tam zamannda. te yedincinin de paras burada."

Charles adamla tokalatktan sonra ekrana bakarak "Kr Faresi! Kr Faresi!" diye barmakta olan kadn yarlarn lklar arasnda oray terk etti.

Tekilat Binas'nn st katlarndan birinde F. W. Taylor, yani Charles'n Frank Amca's, kamburu km, yal ve iriyar bir adam iyice bir kalaylyordu. Chase National Bankas Bakan Thornberry posta koymaya kalkm ve bu da Taylor' ileden kartmt.

Byk bir fkeyle grledi: "Bir daha byle bir ey olursa Thornberry, kendini kapnn nnde bulursun. Bir daha Tekilat'n saygdeer bir yesi bir miktar kredi almak iin sa-na gelirse, gvenlikle ilgili o deli samalarn bir kenara bra-kp denileni yapacaksn. Siz bankaclar hl Ortaa'da oldu-umuzu ve o hibir ie yaramaz kt paralarnn eski by-

lerinden bir ey kaybetmediini sanyorsunuz. "Artk bu saplantdan kurtulun. Sizden baka hi kimse

buna inanmyor. Ekonominin Acmasz Yasalar artk en az Dagon ve Ishtar gibi tanrlar kadar l, hem de ayn sebepten. Artk kimse bunlara itibar etmiyor. Siz bankaclar bundan byle kimseyi itip kakamayacaksnz. Sizin varlnz sadece bir tedbir, tpk kumardaki krupiye gibi.

"u anda gerek olan Tekilat. Tekilat hakkndaki gerek de kendi ahlaki deerleri ve halkn ona olan inanc. Anlald m?"

Thornberry krgn bir ses tonuyla arz ve talep hakknda bir eyler geveledi.

Taylor dudak bkt: "Arz ve talepmi, fasa fiso. Bana bir arz gster Thornberry, bana bir... aah lanet olsun! Burada sana baz eyleri batan retmek iin harcayacak zamanm yok. Sylediklerimi unutma ve itiraz etme. Tekilat yelerine snrsz kredi. Eer ii abartrlarsa biz durumu dzeltiriz. imdi defol." Thornberry de yle yapt. Takatsiz'gzlerinde ya- lar birikmiti.

Charles Orsino, Maginnis Ana'nn Tarihi Eski Dostlar Pub' ndan ieri girdiinde Maginnis Ana yzn ast. "Sizi gr-mek benim iin her zaman bir zevk, Bay Orsino, ama korka-rm bu hafta beni grmek sizin iin zevk olmayacak."

Hep byle dolambal konuurdu. "Neden, ne demek is-tiyorsunuz Bayan M.? Mterilerimize urayp bir 'merhaba' demek beni hep mutlu etmitir."

"iten bahsediyorum Bay Orsino, iten bahsediyorum. Ltfen beni balayn ama yirmi be dolar nasl denkletire-ceimi bilemiyorum, Hayatm buna bal olsa bile o kadar paray kartamam. On be olsa tamam, ltfen yardmc olun..."

Charles kzgn grnyordu, hissettiinden de daha kzgn. "Tekilat' hayal krklna urattnzn farknda msnz, Bayan Maginnis? Herkes sizin gibi davranrsa Tekilat Blgesi'ndeki insanlarn gvenlii nasl salanacak?"

Muzip bir ifadeyle bakt. "Dnyordum da Bay Orsi-


12 Tekilat

Tekilat 13

no, sizin gibi gen bir adam bu duruma kzlarla bir are bula-bilir..." Tam o srada, nedenini anlamann hi de zor olmad bir manevrayla, Bayan Maginnis'in kz arka odadan karak nazl bir edayla barn iinde dolanp ortal temizlemeye balad. "Ve eminim," diye devam etti Bayan Maginnis, "her gen kz sizin gibi Tekilat'tan biriyle bir gece geirmekten gurur duyar..."

"Belki," dedi Charles, teklifi hzlca bir dnrken. Sha-kespeare'i anma gecesine katlmaktansa bir kzla birlikte olmay sonsuz kere tercih ederdi, ama ortada baz sakncalar vard, ilk olarak, bu bir rvetti, ikinci olarak, kza abay ya-kabilir ve sabah uyandnda Bayan Maginnis'i kaynanas ola-rak bulabilirdi, ki bunu dnmek bile midesini bulandr-yordu. nc olarak da anma gecesi iin kendisine ve korumasna bilet almt bile.

"Rvete gerek yok," dedi kararl bir ses tonuyla. "Bu haf-talk on be lsn. Eer haftaya da ileriniz kesat giderse, o za-man srekli bir indirimin gerekip gerekmeyeceini anlayabil-mek iin kaytlarnza bakmam gerekecek."

Ma ginnis Ana imay anlam ve benzi sapsar kesilmiti. On be dolar karp verirken yle dedi: "Eminim bu gerekli olmayacak, ilerin biraz dzeleceini umuyorum."

"iyi o zaman." Kendisine kar herhangi bir kt his bes-lemediini gstermek iin bir sre duraklayarak sordu: "Ko-calarnz nasllar?"

"yle byle. Alfie bu hafta yolda. Dinnie'nin de romatiz-mas azd, ama ge saatlerde, iler biraz azalnca bara bakabili-yor.

"Ona Tp Merkezi'ne urayp oradakilere ismimi verme-sini syleyin, Bayan Maginnis. Belki onun iin bir ey yapabi-lirler."

Maginnis Ana hararetle teekkr etti ve Orsino bardan ayrld.

iyi insanlar iin bir eyler yapabilmek gzeldi. Gneli bir caddede yrrken insanlarn apkalarn kararak selam ver-diklerini ve dosta bir eyler sylediklerini grmek gzeldi. (Geri gol iin gelitirdikleri bir atak istedikleri ekilde sonu-

lanmamt, ama bu pek onun hatas saylmazd. Vladek elli kalibrelik silahyla zamanndan nce sert bir vuru yapm ve lopu hzla saa atmt; bunun zerine topun arkasnda tekrar bir V oluturabilmek iin hemen frene basp vites gcrtlar iinde hepsi o yne doru gazlamlard ki Gilby bir kez daha ddn ald.)

Ulusal Basn Merkezi'nin New York ubesinde almakta olan gen ve sinirli bir adam iteki ilk sorununu yayordu. Kansas City-New York, Hialeah-Nevv York ve Boston-New York hatlarna ait ikaz lambalarnn hepsi birden ayn anda yanmaya balamt. Gen adam ylece kalakald, adeta don-mutu.

Mdr hmla ieri girerek hemen Merkez'le balant kurdu. Ekranda beliren gler yzl simaya sert bir ifadeyle komut verdi: "Hialeah, Boston ve Kansas City, bu srayla Micky."

Micky, "Tamam dostum," dedi ve gzden kayboldu. Mdr gen adama dnerek, gler yzl ve cana yakn bir

tavrla, "Ne yapacan bilmiyor muydun?" diye sordu. "Endielenmene gerek yok, bir dahaki sefere bilirsin. ncelik srasn anladn, deil mi?"

Gen adam boulur gibi bir sesle, "Evet," diyebildi. "Ona yerleri bu srayla sylemem bir tesadf deildi. n-

ce Hialeah, nk ilerinde en nemli yer orasyd. Gelirimi-zin byk bir blmn at yar oynanan merkezlerden elde ediyoruz; hatta anladm kadaryla bu ie ilk baladmzda sadece at yar ile ilgileniyorduk. Tabii at yar oynayanlarn getirii biraz uzun vadelidir, ama asla sorun karmazlar. Kimse onlar at cinslerini gelitirmeleri iin zorlamyor, deil mi?

"kinci olarak Boston-New York hatt. Bu, Fair Grounds o blgeye almad zamanlarda kullanlan toplu tama hiz-metlerimize aittir. Toplu tamadan pek para kazanamyoruz, nk cretler ok dk, ama bizi destekleyen halka kar borcumuzu demek iin bunu yapmalyz.

"nc olarak da Kansas City-Nev/ York. Bu da toplu



tama, ama sadece ete Blgesi'nde tek bir terminal var. Re-gan ve adamlar iin yrtnmamza hi gerek yok, ama dier ikisine bakp sorunu hallettikten sonra onlara da yardmc oluruz. imdi iyice anladn m?"

"Evet," dedi gen adam. "Gzel. Sakn telaa kaplma, sakin ol."

Mdr, aslnda pek de acil olmayan bir faturalama iini yapmak zere oradan uzaklat; varlyla gen adama rahat-szlk verip kafasn megul etmek istemiyordu. Sonra kendisi de, sylediklerinin yeterince ak ve anlalr olup olmadn bir dnd ve olmadna karar verdi. Nasl olabilirdi ki za-ten? Bu sezgiyi kazanana kadar yllarca bu ite almas ge-rekmiti. Zamanla motivasyonunuz deiiyordu. nce ken-dinize bir yer edinmek ve hayatnz kazanmak iin ie bal-yordunuz. Yllar sonra ise, birden deil, ama yava yava fark ediyordunuz ki aslnda daha farkl bir nedenden dolay al-yorsunuz. leri yrten bu sevimli haydut topluluu size iyi davranyordu. Tekilat' hayal krklna uratma. Mteriler elenebilmek iin para derler ve Tanr'ya kr istediklerini alrlar ya da bunun iin ellerinden geleni yaparlar.

101. Blge'deki merkeze dnerken Charles Orsino'nun ku-laklarnda, Gilby'nin iddetle alan ddn takiben bala-yan utan verici nutkun sesleri yanklanyordu. "Bay Orsino, nizami eklini kaybetmi bir topun deitirilmesini istemek takm, kaptan olarak sizin greviniz mi, deil mi? Ve Bay Vladek'in bu son vuruu, topun yuvarlakln kaybetmesine neden olarak, tehlikeli biimde sramas ynndeki dk olasl iyice ykseltti mi, ykseltmedi mi? " htiyar phesiz haklyd. Ama sz edilen, her spor maazasndan otuz dolar karlnda alabileceiniz, elik zrhla kapl, 40 santimetre a-pndaki nizami toplara uygun olmayan yamru yumru bir ant-renman topuydu ve antrenmanlarda top konusunda fazla titiz olamazdnz.

Blge istasyonunun iki yeil lambas arasnda yrdkten sonra antasn avuun masasnn zerine boaltt. avu he-men ackl bir sesle balad: "Bay Orsino, adamlarmn kiisel

sorunlaryla sizi skmak istemem, ama acaba buradaki ok de-erli ve sevdiim adamlarmdan birine yz dolarlk kk bir katk yapabilir misiniz? Sz konusu olan Memur Gibney; ye-di yldr 101. Blge'de alyor ve sicilinde en ufak bir leke yoktur. Sadece bir kere bir hrszla delloya girimi, bir kere de Lefko'nun at yar salonunda ihtiyar bir dolandrcy ko-valam. Gibney be yldr evli ve hayatta grebileceiniz en [atl iki ocua sahip ve bilirsiniz ocuk yetitirmek biraz masrafldr. imdi yeniden evlenmek istiyor, bir kza deli gibi k ve karsnn da bu duruma aldrd yok, ev ilerine yar-dmc birinin daha olmas iyi olur, diyor. Gibney de byk bir dn yapmak istiyor."

"Eer bu ii yz dolarla yapabiliyorsa buyursun yapsn," dedi Charles srtarak. "Ona en iyi dileklerimi ilet." Elindeki paralan iki eit desteye bldkten sonra birinden dierine yz dolar aktard ve azalan desteyi cebine att.

Tekilat Binas'na urayarak kafeteryalardan birinde skc bir yemek yedi ve ehir merkezindeki mobilyal odasna doru yola koyuldu. F. W. Taylor'n, bir baka deyile Taylor Amca'nn Organizasyon, Sembolizm ve Ahlak adl kitabndan bir blm okudu, ama okuduundan tek kelime bile anlamad. Bir du ald ve akam giysilerini dolaptan kard.

2

ince ve ekici bir kz, hararetle tartarak beyaz sal, gaga bu-runlu bir ihtiyarla, Tekilat Binas'nn mantksz bir biimde denmi odalarndan birine girdi.

"Deerli atam," diye abartl bir sabrla sze balad. "Lanet olsun, Lee, bana 'atam' falan deme! oktan lp

gittiim hissine kaplyorum." "Anlattklarna baklrsa gerekten de yle olabilirdin." "Pekl, Lee." Yaralanm ama cesur bir grnts vatd. "Ah, duygularn incitmek istemedim, Edvvard..." Birden

ona yaklaarak yzn dikkatle incelemeye balad. Ses tonu


16 Tekilat

Tekilat 17

deimiti. "Dinle, seni ihtiyar eytan! Bir an olsun beni aptal yerine koymaktan vazge. Senin duygularn kr testereyle bile incitilemez. Beni kafalyor filan deilsin. Bu insan lme gndermek olurdu zaten. stelik ikisi de kazayd." Dnd ve o srada olduka byk ve karmak grnl bir sandalyeyi gstermekte olan yarm daire eklindeki bir ekranla oynamaya balad. Ekranda projektr ayn anda yand.

Yal adam yumuak bir tonda konutu: "Ya deillerse? Tom McGurn ve Bob iyi insanlard. Daha iyilerini bulamaz-sn. Eer kahrolas Hkmet bizi teker teker haklamaya al-yorsa bir eyler yapmak zorundayz. Ve grne gre bunu yapabilecek tek kii de sensin."

"Sava ilan et," dedi ac bir sesle. "Denizleri onlardan te-mizle. Ben daha altmda ocuk beziyle dolarken Dick Rei-ner'in rtkanln yapt ey de bu deil miydi?"

"Evet," dedi yal adam. Kara kara dnyordu. "Ve sen imdi, bugnlerde gen bayanlar her ne giyiyorsa onlarla do-layorsun ve o hl ayn eyin rtkanln yapyor. Bana bir sz ver, Lee. Eer bir deneme daha olursa bize yardm ede-ceksin deil mi?"

"Olmayacandan o kadar eminim ki, veririm. Ve eer bu konuda bir numara yapmaya kalkarsan, Tanr yardmcn olsun Edward. Sana daha nce de syledim, bir kere daha sy-leyeyim; byle bir ey neredeyse kesin bir lm demektir."

Charles Orsino aynada kendini iyice inceledi. Akam iin giydii takm yeniydi, silah kaynn da yle

olmasn dilerdi. Kalasnn zerine doru kaym olan kabza biimsiz bir grnt oluturuyordu. On sekizinci ya gnn-den beri yeni bir silah kay olmamt ye o zamandan beri genileyen gs artk kayn son deliine kadar gelip dayan-mt. Yeni bir silah kay iin biraz daha bekleyebilirdi, zira akam zaten onun iin yeterince masrafl olacakt. Be fedai! Bu fikir onu biraz rktt. Ama bu yapmas gereken eylerden biriydi ve stelik iyi yapmas gerekiyordu, yoksa hibir anlam kalmazd.

Bir an iin ok, ok gzel bir kzla tiyatroda bulutuunu

hayal etti; onun ilgi ekici veyakkl, ayn zamanda da harika bir polo oyuncusu olduunu dnen bir kzla; Falcaro ve ev-resiyle gl balantlar olan ve gerektiinde kendisiyle ilgili konular hi ekinmeden ve seve seve konuabilecek bir kzla...

Odasndaki anons cihaznda bir ses duyuldu: "Limuzin geldi, Bay Orsino. Ben Halloran, bafedainiz."

Sabah banyoda provasn yapt gibi kaytsz bir sesle, "ok gzel, Halloran," dedi ve aaya indi.

Limuzin ok gzeldi, fedailer de kusursuz grnyorlard. Bafedaiye kar demokratik davranan biri, dierlerine de, biraz daha az da olsa, ayn ekilde davranrd. Halloran arabay kullanrken Orsino da Julius Sezar'n modern bir yorumu olan oyun hakknda onunla konumaya balad. Halloran, oyunun ok gzel olduunu duyduunu syledi.

Castello'nun lobisine varmalar pek de heyecan yaratma-mt. Her ne kadar orada, o ve Falcaro ailesinin gzel kz d-nda Tekilat'tan baka insan bulunmuyorduysa da, be fedai o kadar da ok saylmazd. Charles, pek de yakndan tan-mad bir televizyon ynetmeniyle biraz sohbet etti. Ynet-men ona tiyatronun berbat, hem de ok berbat olduundan ve Harry Tremaine'in -Brts' oynayan aktr- sahnede muhteem grnmesine ramen replikleri iyi okuyamadn-dan bahsetti.

Tam o srada Halloran gelerek kulana artk yerlerine oturmalar gerektiini fsldad. Halloran domuz gibi terliyor, ama Charles ona bunun nedenini bir trl soramyordu. Charles koridorun bir tarafndaki koltua, Halloran da dier taraftakine oturmu, tekiler de Charles'n yanna, nne ve arkasna yerlemilerdi.

Perde kalkt ve "New York'ta Bir Cadde" yazs grnd. lk sahne, yerlerinde kprdanp duranlarn sakinlemele-

rine, ksrenlerin de ksrmelerini bitirmelerine kadar zaman geirmek iin olsa gerek, Times Square'in boyutlu bir grntsnden ibaretti. Sahnenin n ksm ise, bir halkla ili-kiler brosunu andrr ekilde dzenlenmiti.

Sezar sahneye geldiinde Orsino da hafife doruldu ve salondan memnuniyet belirten bir uultu ykseldi. Grn-


18 Tekilat,

Tekilat 19

eski gnlerdeki ete yelerinden biri olan Fransz Letour gibiydi. Her trl alakla, dalavereye yatkn olmasna ra-men teknik olarak bir kahramand. lgin olacaa benziyordu.

"Sessizlik! Sezar konuacak." Sahne klar, Letour-Sezar tarafndan kmseyici bir

tavrla gz ard edilen khinin, daha dorusu halkla ilikiler danmannn, uyarsn yapt n ksmdan, uzun bir konu-maya balayacaklar belli olan Cassius ve Brts'e doru kayd. Diyalog baladnda Brts'n srt seyirciye dnkt, sonra yava yava yzn evirdi.

"Bu barmalar da ne oluyor? Korkarm ki halk Kral olarak Sezar' seti!" Ve Brts de Falcaro idi. By, gaga burnu ve kalar ile

ihtiyar Amadeo Falcaro'nun kendisi. Pekl, bir bakalm. Bu, Letour'un Tekilat ile ete'yi

birletirmek iin ciddi bir teklif yapt ancak Falcaro'nun ksa sreli ve askeri amalarla snrl bir ittifak dnda her trl birlemeye kar kt Las Vegas Anlamas'na yaplan zorla-ma bir gnderme olmalyd. Charles, Falcaro'nun kendisini oynamamasna biraz zlmt, ancak Tremaine'in Falca-ro'yu geree uygun bir biimde, kudretli biri olarak canlandrdn kabul etmeliydi. Sezar tekrar sahneye geldiinde, kartlk iyice belirginleti; Sezar-Letour korkularna yenik dm, huzursuz bir adamd, ilk sahne boyunca grnen dier btn suikastlar rollerini iyi yapmlard; hepsi de gen ama yrekten oynayan kiilerdi. Charles her eyin yolunda olduunu dnyor ve bir ekerlemenin hayalini kuruyordu. Ama Cassius konuuyordu:

"Bu deerli kiiye olan byk ihtiyacmz..." Charles esnemesini gizlemeye alrken, "Hepsi de ok

sadklar," diye dnd. Tekilat'a adanm btn bir mr, vesaire. Ama bu biraz ukala bir versiyondu. Asil ve nazik, tp-k Roseland'deki bir dans partisi gibi. Bazen, diyelim ki polo manda kard bir golden sonra, eski gnlerde insanlarn ne kadar nazik ve asil olduklarn merak ederdi. Amadeo Fal-caro'nun nc Yl Temizlii srasnda kan gvdeyi gtr-m olmalyd. gn iinde iki bin infazdan bahsediyordu

tarih kitaplar ve hemen ekliyorlard; temizlenenler artk ie vuramaz hale gelen, yeniden yaplandrlamam, yeniden ya-|plandrlamayacak olan ve yeni bir toplumun ina edilmekte ve rgtlenmekte olduunu fark etmekten aciz haydutlard.

Halloran, Charles'n omzuna dokundu. "Az sonra ara ve-rilecek efendim."

Perde alklar arasnda inerken onlar da koridordan yuka-r yrmeye baladlar. nsanlar da yerlerinden kalkyordu. Ve tam o srada imknsz gibi grnen ey oldu.

Halloran nden gidiyordu; Charles da hemen arkasnday-d. Dier drt fedai ise etrafn sarmlard. Halloran korido-mn sonundaki kapdan lobiye ulatnda yzn Charles'a dnd ve ne olduu anlalamayan el-kol hareketleri yapmaya balad. Yaklak bir saniye sonra Charles, Halloran'n silahn ekmek zere elini beline gtrdn, fakat silah klfnda skt iin bir trl ekemediini fark etti.

Charles'n solundaki fedai, "Tanrm," dedi hafife ve tam Halloran tabancasn karaca srada kendini onun zerine att. .45 kalibrelik bir silahtan gelen bouk bir patlama sesi duyuldu. Derken Charles'n sa kulana bir metre kadar me-safede bir yerden ikinci ve bu kez bouk olmayan bir ses geldi. Koridorun bandaki iki kii cansz yere ylrken kalaba-lktan lklar ykselmeye balad. Biri epeyce yksek bir sesle grledi: "Sakin olun! Bunlarn hepsi oyunun bir paras! Panie kaplmayn! Bu oyunun bir paras!"

Adam bu ekilde bararak koridordaki kapya doru y-neldi, sonra sesi kesildi. Yerdeki kan grd, kokusunu duydu ve bayld.

Bir kadn Charles'n sandaki fedaiye yumruklaryla vu-rarak baryordu: "Kocama ne yaptn? Kocam vurdun!" Kastettii baylan adamd; Charles kadn ekip fedaiden uzaklatrd.

Her naslsa lobiye ulatlar; izleyicilerin byk bir ksm da onlar takip ediyordu. fedai kalabaln nn kesmeye alyordu. Charles sa kulann iitmediini fark etti ve bunun geici olmasn diledi. Bu, o srada kayglanmas gere-ken en son eydi. Halloran ona ate etmi, Weltfisch adndaki


20 Tekilat

Tekilat 21

fedai ona engel olmu, Donnel adndaki fedai de Halloran' vurmutu. Donnel'a sordu: "Halloran' uzun sredir tanr miydin?" Donnel, gzlerini kalabalktan ayrmadan konutu: "Birka yl oldu, efendim. Koca bir fedai ordusu iindeki adamlardan biriydi ite." "Beni buradan kar," dedi Orsino. "Tekilat Binas'na." Byk siyah arabann iinde, yaad deheti neredeyse unutmutu bile. Zamann bu any tamamen silmesini umu-yordu. Bu pek poloya benzemiyordu; nk ate edilirken dorudan kendisine nian alnmt.

Limuzin dev gibi Tekilat Binas'nn nnde durdu ve gerekli kontroller yapldktan sonra Serbest Giri Kaps'ndan ieri szld. Bir asansr arabay yavaa kaldrmaya balad ve yolcular, Alkol Personel Dairesi, Alkol Test ve Aratrma-lar, Ulam, Tahsilat Denetim ve Tefti, Temizleme ve Boya-ma, Kadn stihdam ve Emeklilik Hizmetleri gibi, Tekilat yesi olmasna ramen Charles'n daha nce hi girmedii blm ve alt blmlerden geerek yukar ktlar, ktlar, ktlar ve en sonunda bir kata geldiklerinde asansr kendili-inden durdu. Bu katta u yazlyd:

cra ve Halkla likiler

Saat daha 21.45'ti. F. W. Taylor ieride alyor olmaly-d. Charles yanndakilere, "Siz burada bekleyin ocuklar," de-di ve ieri girebilmesi iin gerekli ifreyi kapya doru fslda-d. Kap aniden ald.

F. W. Taylor bir mikrofona, makinal tfek hzyla bir eyler sylyordu. Yorgunluktan lmek zereymi gibi gr-nyordu. Charles ieri girdiinde yz biraz asld, ama daha sonra bu aklk bir memnuniyet ifadesine dnt.

"Charles, olum! Otur yle!" Mikrofonu kapad. "Amca..." diye sze balad Charles. "Buraya uraman byk bir incelik. Tiyatroda olacan

sanyordum." "Oradaydm, Amca, ama..." "Ben de Organizasyon, Sembolizm ve Ahlak kitabmn ye-

ni basks iin baz dzeltmeler zerinde alyordum. Bunun iin bana ilham verenin kim olduunu tahmin bile ede-mezsin."

"Eminim edemem, Amca. Amca..." "ihtiyar Thornberry, Chase National Bankas'nn bakan.

Gen McGurn'a kredi vermemek gibi byk bir gaflette bulunmu. Bankaclar! inanmayacaksn ama insanlar eskiden mallarna el koymalar, gelirlerini almalar ve sonunda kendi-lerini kleletirmeleri iin bankaclara yalvarrd, insanlar bu-nu talep ederdi. Tpk ucuz iki, ttn ve benzeri tketim maddeleri, temiz kadnlar ve keyi dnmek iin bir frsat ta-lep ettikleri gibi. Atalarmz da onlara minnettar kalrd. O zamanlar atalarmz hor grlrd, biliyorsun. nsanlarn ala-bilecei fiyatlarla mal ve hizmet temin ettiklerinde sulu damgas yerlerdi."

"Amca!" "Sus, evlat, ne diyeceini biliyorum, insanlar sonsuza dek

aptal yerine koyamazsn! Bask ve kstlamalardan bktk-larnda, tm gleriyle ayaklandlar.

"insanlar seme zgrl istiyordu, Falcaro ve dierleri de onlar Tekilat ve ete etrafnda rgtleyip Hkmet'i de-nize dktler."

"Frank Amca..." "Geri hl arada srada deniz kysndaki kenderimizde

sorun yaratmay gze alabiliyor," diye devam etti F. W. Tay-lor. Konuya iyice snmt. "O ihtiyarn nasl alayp szlad-n grmeliydin. Eski moda bankaclarn sonuncusu. Yaplan her eyi hak ettiler onlar. Tm bunlara kendileri neden oldu. O braknz yapsnlar diye tabir edilen ilkeyle hareket ettiler; bu bir sre ie yarad, ama sonra her eyi yzlerine gzlerine bulatrdlar. Gmrk korumas, vergi aff, tevik gibi eyler istediler; dzenlemeler, dzenlemeler, dzenlemeler, her eyin hep kendilerinden yana yontulmasn istediler, ama ortalkta o kadar ok bankac vard ki sonunda yontulacak bir ey kalmad. Bask bir gibi byd ve Hkmet halkn gzndeki saygnln kaybetti. Kamu borcu denen bir ey vard, imdi sana bunun ne olduunu aklayamayacam, sa-


22 Tekilat

Tekilat 23

dece bir kdn zerine yazlm olan ve her eyin maliyetini muazzam biimde artran bir ey olduunu syleyebilirim. s-ter inan ister inanma, bu kd yrtp bir kenara atmadlar, ya da zerinde yazl olan eyi silmediler. Sradan insanlarn hayatta gzel olan hibir eyi alacak paralar kalmayana kadar bunu yrrlkte tuttular." "Amca..."

Georgia'nn Sea Island blgesinde dikkatli bir periskop r-pntl denizi yararak dar kt. Periskopun dier ucunda Kuzey Amerikan Donanmas'ndan elimsiz Kaptan Van Del-len ve tknaz Yarbay Grinnel vard.

"Biraz daha yaklatrabilirsin, Van," dedi Grinnel usulca. "Biraz egzersiz yapmann bir zarar olmaz," diye karlk

verdi Van Dellen. Grinnel birka amirali ok, ama ok yakn-dan tanyordu ve bu nedenle Van Dellen, kendisiyle buyur-gan deil, gayet nazik bir tonda konuuyordu. Ama bu onun gemisiydi ve DlB tarafndan ok gizli ve tehlikeli bir greve de gnderilmi olsa, hi kimse kendisine gemisini nasl kullanacan syleyemezdi.

Grinnel bu kk akaya dosta glmsedi. "Bir eyler saklamaya altn dnebilirdim," dedi gbeini okaya-rak. "Ama beni ok iyi bilirsin."

Van Dellen gayet resmi bir tonda, "Byle bir denizde hi-bir sorun kmaz," dedi. Grinnel, nktedanl, bildii ok sayda dalavere ve bir ift silah haricinde, yannda kendisini koruyabilecek hibir ey olmad halde byk bir tehlikeye atlmak zereydi ve Van Dellen bu duruma uygun bir laf bu-labilmek iin dnyordu. Ama aklna gelen sadece unlar oldu: Tanrm, krler olsun, bu bastbacak Sosyokrat'tan kurtuluyorum. Kimsenin gremeyecei bir anda bir frsatn yakalasa eminim beni ldrr. krler olsun ki ben bir Ana-yasac'ym. Biz bu tip eylere bavurmayz, yoksa vurur muyuz? Kimse bana asla bir ey sylemiyor. Bu adam deil denizalt, taksi bile kullanamaz. Ve bu serseri bir gn amiral olacak. Ama benim olum da amiral olacak. Kafas alyor, tpk annesi gibi.

Grinnel glmsedi ve yle dedi: "Pekl, zaman geldi, deil mi?"

"Ne?" diye sordu Van Dellen. "Ha, ne demek istediini anlyorum. Chuck!" Denizcilerden birini ard. "Yarbayn kapsln karn. ifreyi girerek frlatmaya hazr vaziyette bekletin."

Yarbay oflaya puflaya, zor da olsa kapsle yerleirken de-po grevlisine serte kt. "Bu eyin daha nce kullanlma-m olduundan emin misin? Hi de yeniymi gibi durmu-yor."

Patavatsz bir sersem atld: "Daha dakika nce yepye-ni ambalaj iinde grdm, Yarbaym. Eer konuarak daha fazla zaman kaybedersek iine girmeniz iyice zorlaacak. u anda..." Kronometresine bakarak devam etti: "...on yedi sani-yeniz kald. Durun, ben yerlemenize yardm edeyim."

Yarbay denizcinin yzne dikkatlice bakp ekalini asla unutmamak zere hafzasna iyice kazdktan sonra kapsln iine kvrlarak oturdu. st kapak serte kapand. Bir gn -ki o gn iple ekiyordu- bu frlama sylediklerine ok piman olacakt. Van Dellen'a hazr olduunu belirten bir iaret yapt, o da belli belirsiz elini sallamak ve glmsemek suretiyle karlk verdi. denizci kapsl frlatma kilidine yerletirdi.

Viyuuv! Kapsl bir ok gibi frlayarak su yzeyinde hzla ilerlemeye

balad. Rengi, otomatik olarak suyun rengini almt. Grinnel, pervane kolunu kontrol eden levyeyi evirerek kapsl kyya doru yneltti. Dn epeyce abuk olmutu; kapsl, dmen, kol, motor, pervane, aft, ne varsa hepsi yaklak on be dakikada paralara ayrlacakt. Bu gerekletiinde kyya ulam olmak zorundayd.

Ve ulatnda da, 15 Ocak'a kadar serbest bir ajan olarak istedii gibi aylaklk yapabilecekti. Ama o tarihten sonra ken-disini ok zel bir grev bekliyordu.


24 Tekilat

Tefkilat 25

3

Charles Orsino sandalyesinde kvranyordu. Yalvarr gibi bi sesle tekrar "Amca..." dedi.

"Evet," dedi, F. W. Taylor glerek. "htiyar Amadeo w adamlarnn sulu olduklar syleniyordu. Kamu borcuna ya da tketim vergisine aldrmadan nsanlara iki tedarik ettikle-rinde veya gneyde tereyan, kuzeyde de margarini ucuz fi yata sattklarnda kaaklkla sulanyorlard. Sigaray ya da ulam bilederini ucuza sattklarnda sahtekrlkla sulanyor-lard. Mallar, enflasyonun artmasna sebep olan araclarn elinden kurtarp dorudan ve makul bir fiyata tketiciye ula-trdklarnda haydutlukla sulanyorlard.

"Onlar sulu, bankaclar ise toplumun lokomotifleriydi. "Ama topluma egemen olan, konutuklarnda ilahi ger-

ekleri dile getirdikleri varsaylan, inanlarna kar kanlar delilerle bir tutan bu bankaclar yine de belli bir noktaya ka-dar baarl olmulard ve belki de o gnler iin bulunabilecek en iyi zm buydu..."

Peder Ambrosis, tuzlanm ringa balndan kk bir para kemirdi, ellerini sildi ve sandndaki bir kutudan bir kaz ty ve bir para parmen kd kard. Kdn zerindeki yazlar, sirkeye batrlm bir snger paras ile serte sildik-ten sonra yazlarn iyice kaybolduunu ve kendisine de vaaz notlarn karalayabilecei bo bir yer kaldn grerek mem-nun oldu. Parmenin kurumasn beklerken kaz tyn uzunlamasna ortadan ikiye kesti; bu arada da sildii yaznn ne olduunu amaszca merak ediyordu. (Sonradan Taci-tus'un Yllklar, VII, i-v'inin mevcut son kopyas olduunu anlad.)

O halde ibana. Bu vaaz, kutsal perhiz dneminin ba-langcn mjdeleyen Sexagesima Pazan'nda verecekti. Peder Ambrosius'un akl vaaz metninin aray iindeydi. Perhiz d-nemi... ringa bal... tvbe... byk gnahlar... agzllk... tefecilik... denmeyen kilise vergisi... tepedeki virane ato-

sunda yaayan aptal kafal gen Sir Baldwin... imdi ringa ba-lm ve'Sir Baldwin kilise vergisini deyene kadar per saeculae uitculorum.

Tam o anda, Sir Baldwin bir kabaday edasyla ieri girdi. Peder Ambrosis nazike ayaa kalkt ve pek de iten olma-yan bir sesle yle dedi: "Pax vobiscum."

"Ha?" diye sordu Sir Baldwin. Aptal, mavi gzleri koca-man almt. "Ah, bana m diyorsunuz, peder? Benimle La-tince konumanzn hibir anlam yok, biliyorsunuz. Ben N orman ngilizcesi konuurum. Demek istediim, eer bu dil Majesteleri Richard iin yeterince iyiyse, benim iin de ye-terince iyi demektir, deil mi? imdi, sizin iin ne yapabili-rim, peder?"

Peder Ambrosis belli belirsiz bir sesle bir hatrlatmada bulundu: "Siz beni grmeye geldiniz, Sir Baldvvin."

"Ha? Ah, evet. yle. Geyik avlyordum da, peder. Btn sabah peinde kotuktan sonra onu kaybettim ve byle bir mklle karlatmzda hangi azizden yardm istememiz gerekir onu soracaktm. Demek istediim, arkadalarma iyi bir spor gsterisi sunmak istedim ve bu geyii kovalamaya baladm, ama ite kap gitti. Beni yanl anlamayn peder, hepsi iyi ocuklar, bu nedenle benimle alay etmeye falan kalkmadlar, ama bilirsiniz, bu gibi durumlarda yaplan mu-habbetler insann biraz cann skyor, deil mi? imdi bana bir dostluk edin de ileri yoluna koyabilmem iin hangi ky-metli din bymzden yardm istemem gerektiini bana syleyin Peder."

Peder Ambrosis dilerini gcrdatmamak iin kendini zor tutarak biraz dnd ve cevap verdi: "Aziz Hubert. Sanrm geyik avyla ilgilenen oydu."

"Tabii ya, Peder! Aziz Hubert! Hubert, Hubert. Bunu bir daha unutmam nk Hubert adnda bir kuzenim var. Onu yllardr grmyorum, zavall adamcaz, fstl vard, oradan buradan bulduu artk yemekleri yiyerek yaard, bir gn olsun atnn zerine oturup ava kamazd ki. Neyse, ben gi-deyim, ha yok, bir ey daha vard. Bu pazar tefecilie kar yle sert bir vaaz verseniz nasl olur, ha? u kydeki dostu-



muz, hani kuyumcu olan, tutturmu FaIlowfield arazisini ba-na vereceksin diye. Krk dekar yer, orann artk bana ait olma-dn syleyip bamn etini yiyor. Bir iyilik yapn peder, ve konuurken kimi kastettiinizi anlamas iin birka kez yle serte gzlerinin iine bakn, ha?"

"Tefecilik gnahtr," dedi Peder Ambrosius ihtiyatla. "Ama Fallovvfield arazisi bu ie nasl bulat?"

Sir Baldwin, sarkk, sar byklarnn ularn skntl bir ifadeyle ekitirdi. "Gerek u ki, ondan yirmi mark bor al-dmda Fallowfield arazisini teminat olarak gstermitim. Sorarm size peder, arazimi icara verdiim o Sakson domuzlar hem tembel, hem de hrszsa ve bu yzden paray denkletire-mediysem bu benim suum mu?"

Peder sinirlenmi, ama bunu belli etmemiti. Kendisi de bir Anglosakson'du. "Elimden geleni yaparm," dedi. "Sir Baldwin, gitmeden nce rica etsem..." Gen adam tam kapnn aznda durdu ve geri dnd. "Gitmeden nce size kilise verginizi ne zaman deyeceinizi sorabilir miyim? Aar vergisini hi sormuyorum bile."

Sir Baldvvin elini yle bir sallayarak bu konu zerinde pek durmadn belli etti.

"Size az nce de sylediim gibi Peder, metelie kurun atmam yetmiyormu gibi bir de bana babamdan ve ona da babasndan kalan Fallowfield arazisini terk etmem gerektiini syleyip duran kydeki bu adam kt bama. Hal byle iken ben o lanet -kusura bakmayn- kilise vergisini, aar vergisini ve siz din adamlarnn bizden bekledii tm o eyleri nasl derim, ha?" Tam Peder Ambrosius konumaya balayaca srada eldivenli elini kaldrd, Hayr, peder, bu konuda tek kelime daha istemiyorum. Biliyorum, byle davranmaya devam edersem cennete gidemeyeceimi sylemek iin can atyorsunuz. Sizin ne kadar bilgili, grgl falan olduunuzdan phem yok, ama gene de benim de size syleyeceim bir eyler var, ha? Gerek u ki, peder, ben cennete gideceim. Anlyor musunuz, peder, Tanr bir centilmendir ve herkesin bana gelebilecek bir para sorunu yznden baka bir centilmeni cennetinden mahrum etmeyecektir, yle deil mi?"

I'eder Ambrosius artk bu kadar budalala da dayana-mazd, gzleri kapand.

"Dorusu ya," diye en akrak bir sesle devam etti Sir Baldwin. "Ve u deerli din bymzn ad da Aziz Hu-bert' ti . Unutmamm, grdnz m? Ben yle baz insanla-rn sand gibi aptal biri deilim." Ve slkla neeli bir ark tutturarak gitti.

Peder Ambrosius tekrar oturarak parmene bakt. Bu kstah zppenin hayrna tefecilik zerine bir vaaz vermeliydi. Tabii ki tefecilik gnaht. Bir Hristiyan ihtiya sahibi birine bor verdiinde maliyetin ya da demeye kadar geen zama-nn hesabn yapmamalyd. Ama Sir Baldwin'in o gne kadar herhangi birine bir ey dn verdiini kim duymutu ki? Ta-mam, o blgenin lorduydu ve herkesi bir istilaya kar koru-yordu, ama zaten artk istilalar tarihe karm grnyordu...

Peder kalemini yorgun bir ifadeyle mrekkebe bandrdk-tan sonra parmenin zerine unlar yazmaya balad: ROM. XIII ii, viii, XV i. "Her kim ki dzene kar gelir, Tanr'nn emirlerine kar gelmi olur...hi kimseye borlu kalmayn... biz gller zayflara yardmc olmalyz..." tabakalk bu metin, krsden sert bir ifadeyle okunduunda, ky kuyum-cusunun Sir Baldwin'e yapt basklara srarla devam etme-den nce konuyu tekrar dnmesini salayacakt phesiz. Tefecilik gnaht.

ekingen bir el kapy ald. Kuyumcu John adndaki bu deri nlkl adam, ylece

kapda duruyor, yank izleriyle dolu byk ellerinin arasnda apkasn eip bkyordu.

"Sen misin evlat? ieri gir." Ama kalar elinde olmadan atlmt. En byk gnahlardan biri olan agzlle yenil-memesi gerekirdi. "Evet, ne istiyorsun?"

"Peder," dedi kuyumcu, "size bunu vermeye geldim." Pe-dere deriden yaplm, yumuak bir para kesesi uzatt. inde-kiler ngrdyordu.

Peder Ambrosius antay masasnn zerine boalttktan sonra merakl parmaklaryla byk gm sikkeleri kartr-maya balad. Be mark ve on bir gm peni. Perhiz dne-


28 Tekilat

Tqkilat 29

mine kadar artk tuzlanm ringa bal yemek yok! Piskoposa, gznde kendisinin ve cemaatinin saygnln artrmaya yetecek gm hediyeler! Kutsal Bakire'yi tasvir eden resimlere yaldz! Belki de kilise pencerelerinden bir veya ikisine cam! Ama sonra sertleti ve paray tekrar kesenin iine koydu. "Bu paray gnah ileyerek kazandn," dedi donuk bir sesle. "Agzllne yenik dp Hristiyan kardelerine faizle para verdin ve tefecilik yaparak gnah iledin. Bu paray Kili-se'ye deil, madur ettiin kiilere geri ver."

Kuyumcu alamakl bir sesle, "Peder," dedi. "zr dilerim ama anlamyorsunuz. Bana gelerek para isteyip duruyorlar. Kendileri asndan bir sorun olmadn, tpk bir at kiralar gibi paray kiraladklarn sylyorlar. Bu mantkl deil mi sizce? Benim tefeci olmak istediimi mi sanyorsunuz? Hayr! Ben drst bir kuyumcuydum, ama drst bir kuyumcu, kydeki btn parann bir ekilde ellerine akmasna engel olamaz. Biri gelir, bir mark verip bu paraya btn yl gz kulak olmanz iin bir peni der. Dieri gelir gm paralarn emanet eder, arta kalan sikkeler de sizin olur. Sonra bakalar gelip, 'Filancann bir markn bir yllna bana dn ver, sana vadesi gelince geri verir, bir mark da fazladan derim,' der. Peder, onlar gelip bana yalvaryor! Eer dn para vermezsem mahvolacaklarn, doktor paras denkletire-mezlerse ihtiyar anne-babalarnn leceini ya da kutsal trenler iin gerekli paray bulamazlarsa len yaknlarnn sonsuza kadar cehennem ateiyle kavrulacan sylyorlar. Byle bir durumda insan ne yapabilir ki?"

"Artk gnah ileme," diye kestirip att peder. Bu pek zor deildi.

Kuyumcu sinirlenmeye balyordu. "Sizin iin orada otu-rup bunlar sylemek ok kolay, Peder. Ama Goodie Ho-wat'n ruhunun huzur iinde yatabilmesi iin yaptnz o trenin paras nasl dendi sanyorsunuz? Ya da biralarn Glas-tonbury'de daha iyi bir fiyata satabilmek iin Birac Tom'un o arabay hangi parayla satn aldn hi dndnz m? Peki ya ifti Majr rnleri mahvolmasn diye byk frtnadan nce Wealing'den hasat iin getirttii adamlarn para-

sn nasl dedi? Daha bunlar gibi yzlerce rnek verebilirim. Size u kadarn syleyeyim, kuyumcu John olmasa bu ky daha da beter bir yer olurdu ve o kuyumcunun bir gnahkr olarak anlmaya artk daha fazla tahamml yok! Tefecilik iine bulamak istemezdim, ama bulatm ve bulanca da, yolda rastladklar zaman bana kmseyerek bakp burunla-rndan kl aldrmayanlarn bor istemek zere dkknma geldiklerinde nasl sklm pklm olduklarn grdm!"

Kuyumcunun bu aniden parlayan fkesi pederi akna evirmiti. John drst grnyordu, gerekler ortadayd, ama yaplan bir ktlkten iyilik doar myd ki? Ayrca biz-zat Papa Hazretleri'nin de bu gibi evrelerle, yani bankac ya da banker ya da kendilerine her ne ad veriyorlarsa onlarla i yaptna dair sylentiler vard...

"Bu konuyu biraz dnmeliyim, olum," dedi. "Belki biraz aceleci davrandm. Belki de Aziz Paul'n zamannda te-fecilik tamamyla farkl bir eydi. Belki de senin yaptn tam olarak tefecilik deil de ona benzer bir ey. Bu gmleri ba-na brakabilirsin."

John gittikten sonra Peder Ambrosius gzlerini skca ka-pad ve her iki elini de yumruk yaparak alnna bastrd. Her ey gerekten deimiti. Eski Ahit indirildii zamanlarda bir erkein birden fazla kars olabiliyordu. Bu u anda gnaht, ama ibrahim, shak ve Yakup peygamberler kesinlikle cen-nette deiller miydi? isa'nn havarilerinden Aziz Paul, bir putperest deniziyle evrili kk Hristiyan adacklarna mek-tuplar yazmt. Tabii ki o gnlerde Hristiyanlarn ortak d-mana kar birbirlerine sk skya sarlmalar gerekliydi, ama artk gnmzde bu balar azck gevetmenin ne zarar ola-bilirdi ki? Nasl oluyordu da gnahkr yollardan kazanlm bir para Goodie Howat'n ruhu iin yaplan bir trenin mas-raflarn karlayabiliyor, Tom'un yapt birann daha iyi bir fiyata satlmasn salayabiliyor ya da kylnn rnn afetten koruyabiliyordu? eytan bir dzenbazd, ama o kadar da dzenbaz deildi phesiz. Byle bir iki tane daha kk hile ile bu ky bir yeryz cennetine dnebilirdi!

Peder Ambrosius almakta olduu masadan aniden kal-


30 Tekilat

Tekilat 31

karak tatan yaplma kk kilisenin sunana doru atld ve bir rahlenin zerinde bulunan metal kapl kocaman incil'in sayfalarn hmla evirmeye balad. "nk para ak btn ktlklerin anasdr..." Peder Ambrosius o an u gerei btn plaklyla anlad ki Aziz Paul'n syledikleri kuyumcu John'un deil Sir Baldwin'in para akn kastediyordu.

Yeniden frlayarak alma masasna dnd ve parme-nin zerinde gcrdatarak gezdirdii kalemiyle Tacitus'un Yl-lklar VII, i-v eserinden kalan son belirsiz izleri de yok etti. Evet, vaaz konumasnda birilerini paylayacakt, ama bu kii kuyumcu John olmayacakt. Tanr'nn emirlerine kar geldii ve Fallowfield arazisini borlu olduu kiiye devretmeyi reddettii iin Sir Baldwin'i bir gzel azarlayacakt. O Pazar kilisedekiler homurdanarak sylediklerini onaylayacak ve k-ye bu kadar hayr dokunmu bir kiiyi, kyn para kaynan dolandrmaya kalkt iin Sir Baldwin'e kt kt bakacakt.

F. W. Taylor glerek szlerini tamamlad: "ite gcn bir el-den dierine nasl getiini ve halkn da bunu nasl tereddt-sz kabullendiini grdn. Ne gariptir ki g ne zaman el de-itirse insanlar bunun son olduunu dnrler."

Syleyeceklerini bitirmi grnyordu. "Amca," dedi Orsino, "Biri beni ldrmek istedi." Taylor uzunca bir sre sessizce Orsino'ya bakt. "Ne ol-

du?" diye sordu nihayet. "Resmi davetli olarak be fedaimle birlikte tiyatroya git-

mitim. Halloran isimli bafedaim bana ate etti. Dier fedai-lerden biri kendini siper etti ve vurulup ld."

Taylor hemen nndeki dmelere basmaya balad. ok sayda ekranda ok sayda sima beliriyor, Taylor da onlara emir-ler yadryordu. "Charles Orsino'nun bu geceki bafedaisi Halloran. Hemen aratrn. Her eyi. Orsino'yu ldrmeye a-lt. Bu geceki dier koruma grevlileri iin de ayns geerli."

Kumanda masasndaki dmeleri kapatt ve sert bir ifa-deyle Orsino'ya bakt. "imdi sen syle bakalm," dedi. "Ora-da ne aryordun?"

Orsino tedirgin bir sesle, "Ben sadece iimi yapyordum, Amca," dedi.

"Hl 101. Blge'de kuryelik mi yapyorsun?" "Evet." "Dp kalktn bir kadn var m?" "zel bir ey yok, Amca. nemli bir ey deil." "Son zamanlarda birine ceza verdiin ya da rtbesini d-

rdn oldu mu?" "Kesinlikle hayr. Bizim blge saat gibi alr. Ahlaki

ynden Mississippi'nin dousundaki hibir grup onlarla boy lemez. Niye bu konunun zerinde bu kadar duruyor-sun?

"nk sen ncsn. Dier ikisi, kuzenin Thomas McGurn ve amcan Robert Orsino'nun yanlarnda kendilerine siper olacak fedaileri yoktu. Bir soru daha."

"Evet, Amca." "Olum, bunu bana neden buraya ilk geldiinde syle-

medin?"

4

Ertesi gn aile meclisi topland. Henz ok gen olan Orsino daha nce hibir toplantya kabul edilmemiti. O gnk istis-nann nedenini biliyor, ama bu neden hi de houna gitmi-yordu.

Edward Falcaro, korkun, uzun, beyaz sakallarn masann etrafna toplanm olan otuz ksur Tekilat liderine doru sallayarak grledi: "Sanrm retimimizi gzden geirmek vesaire gibi ileri daha sonraya brakmamz gerekecek. u kahrolas silahl saldr hakknda konumak istiyorum. Dick, bize bugne kadarki hikyeyi anlat."

Berbat bir puro yakarak arkasna yasland. Richard W. Reiner ayaa kalkt. "Thomas McGurn," diye

sze balad ve devam etti: "15 Nisan'da Astor'daki evinin yemek odasnda bir makinal tfekten kan sekiz kuruna


32 Tekilat

Tekilat 33

hedef olarak can verdi. pheler, garsonu Elsie Warshofsky zerinde younlayor, ama..."

Edward Falcaro bararak araya girdi: "Allah kahretsin, ne phesi! Onu garson ldrd, yle deil mi?"

"Ben de tam onu sylemek zereydim, ama u ana kadar elde edilen deliller pek birbirini tumuyor. Bayan Warshofsky yemek odasnn penceresinden aa atlad, dt ya da itildi. Makinal tfek de pencerenin hemen yannda bulundu. Bilinen hibir tank yok. Bayan Warshofsky'nin gemiinde ise srad hibir ey gze arpmyor. Bir yaknnn verdii ifadeye gre, ki bu yakn sylediklerinin hibir kesin bilgiye da-yanmadn da aka belirtti, Bayan Warshofsky'nin baz konumalarndan onun D. A. R. adl gizli terr rgtne ye olabilecei konusunda pheye kaplm. Bu adan Bayan Warshofsky'nin kzlk soyadnn Adams olduunu belirtmekte de yarar var.

"Robert Orsino, 21 Nisan'da yastnn iine gizlenmi olan ve basnca kar duyarl bir fnye ile atelenen bir termit bombasyla ldrld. Ua Edward Blythe ortadan kaybol-du. 23. Nisan gn Montauk Point plajnda polis tarafndan enselendi, ama sorguya ekilemeden ld. Midesi zerinde yaplan inceleme sonucunda ldrc miktarda sodyum fl-orit saptand. Zehri kendisinin itii sanlyor."

"Sanlyor mu!" diye hiddetle atld ihtiyar adam ve orada-ki herkesi ldrmeye yetecek bir miktar puro duman fledi.

"Blythe'in gemiinde de..." diye yumuak bir sesle de-vam etti Reiner, "...olaand hibir ey yok. Kuzey Amerika Hkmeti Donanmas denilen eye ait bir ticaret ve sava ge-misinin 23-24 Nisan geceleri yerel halk tarafndan Montauk Point aklarnda grldn de eklemek istiyorum.

"Charles Orsino, 30 Nisan gn Costello Memorial Ti-yatrosu'nda fedaisi James Halloran tarafndan saldrya urad. Halloran'n at bir el ate sonucu bir baka fedai hayatn kaybetti ve sonra da kendisi ld. Halloran'n gemiinde de tarihe byk bir ilgi duymas dnda hibir dikkat ekici nokta yok. Tekilat ve ete ncesi Amerika hakkndaki eski kitaplar topluyor ve bunlar da muhtemelen okuyordu. Polis

mfettileri yatann baucunda 1942 ylnda Morison ve Commager tarafndan yazlm olan Amerikan Cumhuriye-ti'nin Geliimi adl bir kitap buldular. Kitabn 'Bamszlk Sava' balkl onuncu blm akt."

Reiner yerine oturdu. I'. W. Taylor kuru bir sesle konumaya balad:

"Wars-hofsky, Blythe ve Halloran'n Kuzey Amerika Donanma-snda grevli olduklarn sylemeyi unutmadn m Dick?"

Reiner cevap verdi: "aka yapyor olmalsn. Baz nemli gerekleri atladm m sylemeye alyorsun?"

"Talar byk bir maharetle dizdiini sylemeye al-yorum. Bir dedikodu, grlp grlmedii belli olmayan bir sava-ticaret gemisi ve bir adamn hobileri hakknda verdiin bilgilerle bize denizdeki o serserileri temizlememiz gerektiini anlatmaya alyorsun, deil mi? teden beri bunu savun-maz msn zaten?"

"Kendilerine Kuzey Amerika Hkmeti Donanmas diyen u ba belalar hakkndaki tutumumu daha nce de dile getirdim, bundan utanacak deilim; yeri ve zaman geldiin-de ayn gr savunmaktan da ekinmem."

"ikiniz de enenizi kapatn," diye grledi Edward Falcaro. "Dnmeye alyorum." Belki bir yarm dakika kadar dndkten sonra kafasn kaldrd ve ne syleyeceini me-rakla bekleyenleri artt: "Herhangi bir fikri olan var m?"

Charles Orsino cretine kendisi de ararak konumak zere boazn temizledi. htiyar adamn kalar kalkmt, ama istemeyerek de olsa sordu: "Seni ldrmeye deecek ka-dar nemli bulduklarna gre belki sen bir eyler sylersin."

Orsino cevap verdi: "Belki de Avrupa ya da Asya'daki bir rgtn iidir, olamaz m?"

Edvvard Falcaro sordu: "Avrupa ya da Asya hakknda bil-gisi olan var m? Jimmy, sen bir keresinde oralara gitmitin, deil mi? ete'nin Meksikal iilerle sorunlar olduunda Anadolu haha hakknda inceleme yapmtn."

Jimmy Falcaro, makina gcrtsn andran bir sesle konu-tu: "Ah, evet. Zaman kaybndan baka bir ey deildi. Sadece ailelerine yetecekJkadar yiyecek yetitirip belki eyrek dnm


34 Tekilat

Tekilat 35

bir yerde de haha reten zavall kk ifti aileleri ite. in Denizi'nden Akdeniz'e kadar bundan baka bir ey bulamaz-sn. ngiltere nasl, Frank? Haydi konu. Bir keresinde bana anlatmtn."

Taylor ayaa kalkt. "Ormanlar ngiltere'ye geri dnd. Oradaki finansman gleri morallerini kaybedip paradokslar-dan kurtulamaynca her eyin sonu gelmiti. Byle bir du-rumda, ileri devralp retim ve datm hizmetlerini yerine getirmeye hazr, geni ve erkeklerin ounlukta olduu bir sulu snf gerekir. Belki bazlarnz ngiltere'de durumun nasl olduunu bilirsiniz. Zavall sersemler, yasad yollara kesinlikle bavurmazlar, saygdeer olmayan hibir eyi yap-mazlard. Kulama gelen haberlere gre ngiltere u anda bir ormanm ve alktan lmek zere olan birka yz insan ya-yormu. Bir dostumun anlattna baklrsa erkekler hl me-lon apkalarn giyip ehirdeki ofislerine yollanyorlarm.

"Fransa, zamanlarnn drtte nde sarho dolaan ky-llerle dolu.

"Rusya ise srekli sarho dolaan kyllerle dolu. "Almanya'ya gelince, orada da sulu snf biraz fazla b-

yk ve fazla erkek-arlklyd. u anda lke mezarla dn-m durumda."

Omzunu silkti: "Birinin bunu sylemesi gerek. ete bi-zim peimizde."

Reiner frlayarak ayaa kalkt: "Byle bir varsaym ben asla desteklemem!" Keskin bir sesle baryordu. "Bar dolu bir yzyln geride kaldn ima etmek byk zararlar dou-rur. Bat'da bin millik bir snra sahip olduumuz dostu-muz..."

Taylor alayc bir sesle mdahale etti: "Bir tek yerde bile tahkim edilmemi, kusursuz ve sorunsuz bir snr, dostla-rm...

Edward Falcaro bard: "Kes u samal, Frank Taylor! Ortada glnecek bir ey yok."

Taylor araya girdi: "Son zamanlarda ete Blgesi'ne git-tin mi?"

"Gittim," dedi ihtiyar adam. Kalar atlmt.

"Nasl buldun?" Fdward Falcaro fkeyle omuzlarn silkti: "Onlarn

yn-temleri farkl, bizimki farkl. Regan soyu giderek zayflyor, ama Jimmy Regan'n eski gnlerde Amadeo Falcaro ile el ele olduunu unutacak deiliz. Vefa denen bir ey var."

"Krlk denen de bir ey var," dedi F. W. Taylor. ok ileri gitmiti. Edvvard Falcaro oturduu yerden

kalk-t ve ne eilerek ellerini masaya dayad. Sakin bir sesle konumaya balad: "Size bir aklama yapaym, beyler. ete blgesi'nde ilerin durumundan memnun olduumu syle-yemem. htiyar Regan' dengeli ve gvenilir bulduumu sy-leyemem. ete mterilerinin kendilerine sunulan hizmetler-den Tekilat mterileri kadar memnun olduklarn da syle-yemem. ete Blgesi'ne yaptmz ziyaretler srasnda sadece ete yetkililerinin grmemizi istedii eyleri grebildiimizi de gayet iyi biliyorum. Ama zgrlk ve hizmet ilkeleri zeri-ne kurulmu bir grubun bylesine byk bir hata yapabilece-ine de inanamyorum.

"Yanlyor olabilirim, beyler. Ama Jimmy Regan'n so-yundan gelen birinin Amadeo Falcaro'nun soyundan gelen birinin ldrlmesini emredebileceine inanamyorum. nce dier btn olaslklar gzden geirmeliyiz. Anlald m, Frank?"

"Evet," dedi Taylor. Edvvard Falcaro "Pekl," diye homurdand. "imdi olay

sistematik bir biimde ele alalm. Dick, sen bu vahetten H-kmet'in sorumlu olduu grn savunuyorsun. Ben bunu dnmek bile istemiyorum. Eer yleyse, onlar yakalayp bu sorunu halledebilmek iin epey zaman harcamamz gerekecek. Olaylar kk bir sava-ticaret gemisiyle kydan yapacaklar saldrlardan ibaret kalacaksa bundan ok da rahatsz olacam syleyemem. Fazla hasar vermiyorlar, bizim her an tetikte olmamz salyorlar ve belki de en nemlisi, mterilerimizin o eski kt gnlere ilikin hatralarn canl tutarak onlar nasl bir felaketten kurtardmz hatrlatyorlar. Bunlar uzun ve pahal bir mcadelenin kesin olmayan kazanlarndan vazgemek iin yeterli sebepler. Ama iin iine


36 Tekilat

suikast girmise sanrm defterlerini drmekten baka are-miz yok, ancak nce emin olmalyz."

"Konuabilir miyim?" diye sordu Reiner. Sesi buz gibiydi, ihtiyar adam ban sallad ve purosunu yeniden yakt. "Benim iin, fanatik derler, arkamdan tabii," dedi Reiner. Bunu sylerken kasten ve imal bir biimde F. W. Taylor'n olduu yne doru bakmamt. "Bu belki de dorudur ve belki de bu gibi zamanlarda fanatizme ihtiya vardr. imdi u Hkmet denen eyin ne ie yaradna bir bakalm: acmasz vergiler, kumarn kknn kaznmas, yoksullarn hayatn en temel zevklerinden mahrum braklmas ve zenginler dnda herkes iin bu zevklerin kstlanmas, barbarlk derecesinde ar cezalarla gya cinsel namusun dayatlmas, her saat, her dakika bir yenisi yaplan sonsuz dzenlemeler, zorlamalar. Hkmet'in iktidar elinde bulundurduu gnlerdeki sicili byleydi ve o iktidar tekrar elde ederse de bundan farkl olmayacaktr. zgrlmze ynelik bu tehdidin devam halinde ortaya kaca iddia edilen baz kk yararlar iin bunlara nasl gz yumabiliriz, bir trl anlamyorum." Yz naho bir annn etkisiyle asld ve bir an duraksad. Sonra daha alak, daha mutsuz bir sesle devam etti: "Geenlerde kulak misafiri olduum bir konuma beni dehete drd. Sk sk gittiim bir at yar lokalinin ocuk blmnde iki kk ocuk bahis oynuyorlard ve yz dolarlk gieye doru giderken ocuklarn saf konumalarn duyabilmek iin bir an durdum. Sanyorum Hialeah'taki altnc yarn tahmin formunu dolduruyorlard, o srada ocuklardan biri yle dedi: 'Annem hi at yar oynamaz. Yar oynanan btn salonlarn kapatlmas gerektiini sylyor.'

"Bunu duymak kalbimi szlatt, beyler, iimden ocuu bir kenara ekip ona yle demek geldi: 'Olum, annen at ya-r oynamak zorunda deil, istemedii srece hi kimse at yar oynamak zorunda deil. Ama bir tek kii bile bir at s-tne bahse girmek ve bir dieri de o bahsi grmek istedike, hi kimsenin at yar salonlar kapatlsn demeye hakk yok.' Tabii ki ocuu bir kenara ekip bunlar sylemedim. Bu, so-runa pratik bir yaklam olmazd. Pratik zm benim hep

Tekilat 37

savunageldiim ve hl da savunduum zmdr. Hastal kknden kazyalm! Hkmet'in kalntlarn ortadan kald-ralm ve kanayan bu yaray bir daha asla almayacak ekilde dalayalm. Fazla sert konutuumu falan dnmeyin. Masum bir ocuun dima, kardelerinin zgrlklerinin inenmesi ve zararsz zevklerinin kstlanmas gerektiini syleyecek kadar zehirlenmise kanm donar ve ben buna tek bir isim veririm: ihanet."

Orsino kendinden gemi bir ekilde konumay dinle-dikten sonra masadan ykselen alk tufanna katld. Kendi-sinin Hkmet'le hibir zaman bir sorunu olmam ve DAR terr rgtnn varlna dair phe gtrr sylentilere de pek itibar etmemiti, ama Reiner onlara bu tehlikeyi yakndan hisettirmiti!

Fakat Frank Amca'nn ayaklar yere basyordu. "yle g-rnyor ki esas konudan uzaklatk," dedi yavan bir sesle. "Hafzasnn tazelenmesine ihtiya duyanlar iin bir kez daha syleyeyim, konumuz iki suikast ve bir suikast teebbs. Ben bu konuyla Reiner'in paranoya derecesine varan pheleri arasndaki balanty gremiyorum, eer byle bir balant varsa tabii. zellikle de 'ihanet' szcyle ne kastedildiini anlamakta glk ekiyorum. Neye ihanet, bize mi? Tekilat bir hkmet deildir. Bir hkmetin sembolleri ya da gele-nekleri arasnda skp kalmamaldr, yoksa bunlar Tekilat' nce dizginler, sonra da boar. Tekilat, yksek moralin ve haz peinde koan rahat bir kiiliin rgtdr. Hkmet'in yerini alm olmasnn nedeni de, Hkmet'in dk moralli, sert, sofu ve sado-mazoist bir kiilii temsil eden bir rgt haline dnt gereidir. Tekilat'n sonsuza dek yaaya-can dnmek gibi bir yanlg iinde deilim, umarm bu-radaki hi kimse de deildir. Tabii ki benim mrm, ocuk-larmn mr ve benden ngrebileceim kadar sonraki nesil-lerin mr boyunca yaamasn isterim, ama ii daha doma-m torunlarmn torunlarna kadar uzatmak iin iimde da-yanlmaz bir istek olduunu da dnmeyin. imdi, eer ara-mzda Tekilat'n bu kadar uzun yaamasn istemeyen varsa kendisine bir tavsiyede bulunacam: Tekilat'n moralini


38 Tekilat

bozmann en ksa yolu ilk aamada Dick Reiner'in kutsal sa-va teklifini kabul etmektir. Sonra ie bir cad av balatarak, nfus saym yaparak, tketim vergisi koyarak ve bakalarna saldrp sava kartarak devam edebiliriz. imdi, tekrar sui-kastlara dnmeye ne dersiniz?"

Orsino kafasn sallad, iyice akl karmt. Ama bir kz odaya girip Edward Falcaro 'nun kulana bir eyler fslda-dktan sonra usulca yanna oturduunda bu karklk yok ol-du. Kzn farkna varan tek kii kendisi deildi. Orada bulu-nan yzlerin pek ounda aknlk ve biraz da fke vard. Tekilat'n ok kat bir erkek-egemen gelenei vard.

Edward Falcaro, bu aknlk ve fkeyi grmezden gelerek sakin bir sesle yle dedi: "Senin sylediklerinden anladm kadar ok ilginti, Frank. Ama yaplacak en akllca ey oldu-una inandm bir eyi yaptktan sonra senden bunun ne-denlerini dinlemek ve sylediklerinin yzde elli-altmnn aklmn ucundan bile gememi olduunu grmek her zaman ilgin gelmitir bana."

Masadakilerden bir kahkaha ykselince Charles Orsino bunun hakszlk olduunu dnd. Taylor'n Falcaro'ya olan inancnn zmleme gcne deil sezgisel yarglara da-yandn hem Orsino, hem Edward Falcaro, hem de herkes biliyordu. htiyar adamn, bu glmelerin masadaki tartma ve mnasebetsizlik havasn yok edebileceini sandn -sezgisel olarak- dnd.

Falcaro devam etti: "u anki durum hakknda pek fazla bir bilgimiz yok, deil mi?" Yeni bir puro kard ve dnceli bir tavrla yakt. Youn bir duman bulutunun iinden yle seslendi: "yleyse yaplacak ey daha fazla bilgi elde etmek, deil mi?" Byna ve purosuna ramen kurnaz ve muzip bir ocuk havas vard. "yleyse Hkmet'in iine bir adammz szdrp gerekten suikastlarla bir ilgileri olup olmadn anlamaya ne dersiniz?"

Bir eyler syleyecek kadar saf olan tek kii Charles Orsi-no'ydu, dierleri ihtiyar adamn kafasnda bir tilki dolatn biliyorlard: "Bunu yapamazsnz, efendim! Yalan makinalar, haplar, bunlara benzer bir sr eyleri var..." Falcaro'nun

Tekilat 39

fazla sevimli glmsemesi ve dierlerinin de nefretin eiinde bir kzgnlk tayan baklar karsnda sesi hazin bir ekilde uzatarak kesildi. Esrarengiz kz kalarn atmt. "Allah hep-sini kahretsin!" diye dnd Charles. Sandalyesine oturur-ken iinden, "Yer yrlsa da iine girsem," diye geiriyordu.

"Gen adam," diye yumuak bir sesle sze balad Falca-o, "...gerei sylyor ve bunu hepimiz de gayet iyi biliyoruz. Ama ya yalan makinalarndan ve haplardan kurtulmann bir yolunu bulmusak, beyler? Aranzda lm bile gze alarak Hkmet'e szp casusluk yapacak ve elde ettii bilgileri bize rapor edecek kadar cesur bir arkada var m?"

Charles ayaa kalkt; biraz nceki utancn herkesin iinde telafi etmek iin duyduu kar konulmaz gereksinim, ihti-yatlln ve ekingenliini silip atmt. "Ben varm, efendim," dedi gayet sakin. Ve eer ldrlrsem o zaman gnlerini grrler, ok zlrler.

Charles, upuzun odann bir ucundan masann bana dek, ne kadar iyi bir izlenim uyandrdn dnerek kararl admlarla yrd. Ama Frank Amca, tam yanndan geerken Charles' kolundan tutup durdurarak bu gsteriyi mahvetti, "iyi anslar, Charles," diye fsldad Frank Amca. "Ve Tanr akna kendine dikkat et. ihtiyar eytann bandan beri bunu planladn grmyor musun?"

"Hoa kal, Frank Amca," dedi Charles. Yrrken birden kendini kt hissetmeye balamt. Gen bayan ayaa kalka-rak Charles'a kapy at. Bir kedi kadar zarifti ve Charles Or-sino'ya yle geliyordu ki kanarya da kendisiydi.

5

Max Wyman, daha nce hi tank olmad boyutlarda bir grlt ve izdihamn ortasnda, nndekileri iterek yolunu amaya alyordu. Scratch Sheet Meydan gndz gibi ay-dnlkt. Hatta daha da aydnlk. Yzlerce katl binalarn ze-rine yerletirilmi olan atomik lambalarn sat mavi-beyaz


40 Tekilat

Tekilat 41

parltlar mutlu kalabaln zerinde uuuyordu. Scratch Sheet'in elektronik panosunda, her biri yirmi be santimetre uzunluunda harflerle unlar yazyordu: "SAAT 23:58... 31 ARA-LIK... YETKLLER Kl MLYONDAN FAZLA NSANIN YEN YILI KARILAMAK ZERE NEW YORK CADDELERN DOLDURDU-UNU BELRTYOR... 23:59... 31 ARALIK... FALCARO TV'DE 'BU YILI GREBLECEMZ ASLA DNMEMTM' DYEREK A-KA YAPTI... 00:00... 1 OCAK GECE YARISI... MUTLU YILLAR... "

Kalabalktan ykselen lklar iyice lgnlat. Max Wyman kafasn tuttu, nefret ediyordu, her eyden nefret edi-yordu, insanlar susturmaya alt. Aralarnda skp kald yarm dzine gen adam bir kzn elbiselerini yrtyordu. On-lar glerken kz da onlara katlyor, kendini korumaya al-yormu gibi rol yapyordu. New York'un lk k gecelerinden biriydi. Wyman, gzlerindeki nefretin farknda olmadan kzn plak vcuduna bakt. Ona ve gen adamlara kfrler sa-vurdu. Ama viskinin kst gen sesini kimse duymamt.

Birisi ona doru bir ie uzatp tam "Mutlu Yllar!" diye barmak iin enesini amt ki, Wyman ieyi kapt gibi azna dayad ve bir, iki, koca yudum ikiyi boazndan aa lkr lkr boaltt. Derken ieyi, ona uzatan kii deil de bir bakas kapt. iman ve neeli bir kadn Wyman' tuttuu gibi kendine ekerek dudaklarna yapt ve pmeye balad. Bu Wyman' hem korkutmu, hem de tiksindirmiti. Kahka-halar atan beyaz sal bir adam kadn ekerek Wyman'dan ayrnca kadn bu kez itahla onu pmeye balad.

riyar iki kz Wyman' aralarna aldlar ve bu lgn ylba kutlamalar srasnda ellerine den kurbanlarna glerek giysilerini yrtmaya baladlar. Wymn ldrm gibi ellerini savurarak kzlar trmalamaya balaynca durdular. Yznde beliren korkun fkeyi grdklerinde dudaklarndaki glm-seme de silinmiti. Kalabalktaki ani bir dalgalanma Wyman' kzlardan ayrd ve bu insan denizinde bir ie daha dalgalana-rak ilerlemeye balad. Yine ieyi kapt, am bu kez imedi. Aceleyle beline sktrd ieyi bir eliyle tutmaya alt, nk bu insan girdab onu lgn ve grltl kalabaln bir kesinden dierine savurup duruyordu.

"TKKILAT LDERLER YEN YILI SELAMLIYOR... TAYLOR ZGRLN YZYLN KUTLUYOR... SAAT 12:05...1 OCAK... "

Wyman bu kez de baka bir kza yapmt. nce kzn gen yznde davetkar bir glmseme belirdi... sonra kz tek-rar bakt ve, "Uzak dur benden!" diye bard. Kk elleriyle Wyman'n omzuna yumruklar savurmaya balamt. Artk rk tek sesler duyulabiliyordu, ama kalabalk hl youndu. Kz ona vurmaya ve barmaya devam etti; ta ki kalabalk, mantar patlatlm ampanya gibi fkrarak olduundan da byk grnen Scratch Sheet Meydan'ndaki Yryen Ram-pa'nn zerine kana kadar. Wyman ve baran kz ayaklarnn altnda yrmeye balayan paletlerin zerinde ilerlediler. Kalabalk, kuzey blgesine giden bandn zerine ylnca or-.lk biraz tenhalat; bu arada alamakta olan kz da kalabaln arasna kararak gzden kayboldu.

Wyman mekanik hareketler yaparak kulan ovdu ve mahzun gzlerle bat blgesi bandna doru srklenerek sa-atte be mil hzla giden sralardan birine kt. On mil ve on be mil hzla giden bantlara aptal gzlerle bakt, ama onlara binmeye cesaret edemedi. Bir aydan beri srekli iiyordu. Dp ieyi krabilirdi.

Riveredge duranda be millik banttan atlayarak indi. Onunla birlikte inen kimse olmamt. Riveredge, yerin altn-da, stnde ve yzeyde giden nakliye yollarnn arapsa gibi birbirine kart bir yerdi. Orada alyordu.

Wyman, alnt mallarn oluturduu ynn hemen ya-nnda titreyerek ilerleyen tama bantlarnn, iinden lkrtlar ykselen yakt, su ve atk borularnn yanndan geip muaz-zam byklkteki metal ambarlarnn ve depo tanklarnn et-rafndan dolaarak ilerledi. Riveredge'de durup dinlenmek yoktu. Manhattan'n gnlk ihtiyalarn getirip orada reti-lenleri de gtrmek iin yirmi drt saat yetmiyordu. Ortal gndz gibi aydnlatan atomik lambalarn altnda ulam mhendisleri cam odalarnda kadranlar okuyor, dmeleri ap kapatyorlard. Bakm ve onarm ekipleri zil alar almaz acil durum istasyonlarndan frlayarak erilmi bir plakay de-itirmek, bir ehrenhafteri yeniden ayarlamak ya da keskin


42 Tekilat

bir dnemete tkankla neden olan naylon birikintisini a-mak zere yola koyuluyorlard.

26. Bakm ve Onarm stasyonu'nu bulduunda, ceketini ienin zerine ekti ve sallanarak ieri girdi. Aykm gibi davranabileceini dnebilecek kadar sarhotu. Vardiya efi-ne ksk bir sesle, "Selam!" dedi. "Kudamalarn arasnda sk-p kaldm."

"Sesler buradan bile rahata duyuluyordu," dedi ef. Dik-katlice Wyman'a bakt. "Sen iyi misin, Max?"

Soru onu kzdrmt. "N'oluyor?" diye bard. "Tamam, bir iki tek attm. Ne yani, sarho olduumu mu sanyorsun? yle mi dnyorsun?"

"Tanrm!" dedi ef yorgun bir sesle. "Bak Max, bu gece seni dar gnderemem. ldrlebilirsin. Ben sadece man-tkl olmaya alyorum ve bunun iin senin de benim kadar aba gstermeni dilerdim. Neyin var senin, evlat? Bir iki ka-deh iip biraz glp elenmeye kimsenin bir laf olmaz. Ge-en ay ben de biraz datmtm. Ama Tanr akna, sen artk ii iyice azttn ve ne benim ne de bakalarnn sana tahamml edecek sabrmz kalmad."

Wyman efe aza alnmayacak kfrler ederek yumruk atmaya kalkt. Ancak bir elini biri, dierini de bir bakas yakaladnda hem arm, hem de kendine kar acma his-siyle dolmutu. Bunlar vardiya arkadalar Dooley ve Wein-traub idi. Mutsuz ve endieli grnyorlard.

"Sizi pis sanlar!" diye boulur gibi bir sesle bard Wyman. "Demek artk dostlar birbirlerine destek olmuyor..." Alamaya balad. Onlardan nefret ediyordu. Derken szd ve ayakta uyumaya balad. Dooley ve Weintraub kendisini yavaa yere yatrdlar.

Vardiya efi eliyle san dzelterek Dooley'e yaklat: "Hep byle mi bu?" 26. Istasyon'a daha iki hafta nce atan-mt.

Dooley omuzlarn silkti: "yle diyebiliriz. ay kadar nce ie balad. Tersanede, BufFalo'da bakm ve onarm ele-man olarak altn syledi. ini iyi yapyor dorusu, ama hayatmda bu kadar ba belas bir herif grmedim. Kimse

Tekilat 43

hakknda azndan tek kelime iyi bir laf kmaz. Elenceli de tirfildir. er, ier, ier. Bu sefer gerekten biraz ileri gitti."

Weintraub beklenmedik bir ey syledi: "Sanrm bu o es-inlerin alkolik dedii tiplerden."

"O da ne demek yle?" diye sordu ef. "Bir yerde okumutum. Tekilat'tan nce bu tip insanlar

vrm. Bir yerde okumutum. O zamanlar her ey ok fark-lym, insanlar durmadan birbirleriyle urap kusurlarn buluyormu. Herkes deli gibiymi. Kzlar vemeye, erkekler de almaya korkuyorlarm, sonuta yapyorlarm, ama bu iin iin kendinle savamak gibi bir eymi. Bazlar bu sava-tan ylesine bkm ki artk dayanamaz olmular. Normal in-sanlar gibi gidip arada bir lem yapmaktansa srekli kafay e-kiyorlarm. Ama bu konuda da kendileriyle bir sava veriyor-lar ve bu sefer daha da fazla iiyorlarm." Kendini korumak istercesine dierlerinin kukulu yzlerine bakt. "Bir yerde okumutum," diye srar etti.

"ey..." dedi ef pheli bir sesle, "Eskiden ilerin kt ol-duunu ben de duymutum. Bu alkolcler bu sorunlarn ye-nebilmiler mi?"

"Bilmiyorum," dedi Weintraub. "Oraya kadar okuma-dm."

"Hmm. Sanrm ona yol versem iyi olacak." Vardiya efi belli etmeden dierlerinin yzn inceliyor, bir tepki alabil-meyi umuyordu. Ald da. Her iki adam da rahatlam gr-nyordu. "Evet. Sanrm ona yol versem iyi olacak. Eer gere-kirse bu dertten kurtulmak iin Tekilat'a gidebilir. Burada bizim pek iimize yaramyor. Uyandnda biraz orba stp iirin." Kendi apnda nazik bir adam olan ef orbann iyi geleceini umuyordu.

Ama saat buuk civarnda, arka arkaya gelen iki arza telefonundan sonra Wyman'n tek kelime bile etmeden istas-yondan ayrlm olduunu fark ettiler.

Ksa boylu, iman adam, kaza eseri yakaland ylba gecesi izdihamndan glkle kurtulabildi. Yarbay Grinnel, kutla-malara katlmamt. Ocak'in 15'ine daha on be gn olduu-


44 Tekilat

nu fark ettiinde bir daha ylban kutlayacandan da ku-kuya kapld. 15 'inde yapmas gereken ey iki kiilik bir iti ve o ana kadar henz ikinci adam bulamamt.

Columbia Meydan'ndan aa indi. Kendisine, irtibat kurabilmesi iin mmkn olan en az sayda isim verilmiti. Bir tantsi tanmt ve disiplinden lgnlk derecesinde uzak olan Tekilat Blgesi'nde birinin izini bulmak imknszd. Bir tanesi ar dozda morfinden lmt. Bir dieri de bir sandalyenin ayayla kocasn ldresiye dvd iin tutuk-lanm, mahkemesini bekliyordu. Yarbay ksaca ve biraz da szlanarak unu merak ediyordu: Neden buradaki adamlarmz hep byle gvenilmez? Yoksa u Emory denen adi herif her greve kmda beni bunlarla bilerek mi uratryor? Bunu onun yanna brakmayacakt.

Listedeki son isim bir kadnd. 15 Ocak'taki i iin uygun deildi; nk fiziksel olarak gl, teknik konularda bilgili ve Hkmet'e yararl olabilecek niteliklere sahip biri gerek-liydi. Profesr Speiser burada sanayi sabotajlar konusunda ok nemli iler baarmt, ama muhtemel operasyon planlar ierisinde yer almyordu. O yalnzca arktaki bir dili olacakt. Yarbay Grinnel'n dnmesi gereken bir sicili vard.

Sabotaj..... Eer yryen bandn br tarafndaki bir bankta oturanl

kii ona doru bakarak kkrdamyorsa diini krard. Sonl haftalarda Tekilat Blgesi sanayiine kaba bir tahminle en az milyon dolarlk hasar vermiti. Ve o geri zekl orospu o-cuklar bunu fark etmemilerdi bile! Bakm ve onarm ekipleri yklan duvarlar yeniden yapm, teknisyenler enkaza d-nm olan motorlar deitirmi ve tamirciler de kesilen ile-tiim hatlarn ve hasara urayan yakt merkezlerini tamir et-milerdi.

O ise ortalklarda dolanmt. "Sam, grdn m? Tamamyla eridi, sanki termit bombas

atlm gibi. Tanrm, byle bir ey nasl mmkn olabiliyor?" "Bilmiyorum. Burada deildim. Tamir ettirsek iyi olur." "Peki... bu durumu birilerine bildirmemiz gerekiyor mu

sence?

Tekilat 45

"stersen. Ben Larry'e sylerim. Ama ne yapabileceini artk bilmiyorum. ocuklar olmal. Bunu bir eit oyun san-yorlar herhalde. ocukluk ite."

Aklna geldi ve krarcasna dilerini gcrdatt. Ama onlar Colombia Meydan'nda kalmt.

Profesr Speiser, plastik tuladan yaplm eski okul loj-manlarndan birinde oturuyordu. Bukleli salarnn altndaki at gibi surat, binann giriinde bulunan cihazn ekrannda belirdi. "Evet, ne istiyorsunuz?"

"Profesr Speiser, sanrm kzm tanyorsunuz, Bayan Freeman. New York'a geldiimde size uramam sylemiti. ok ge bir vakitte mi geldim?"

"Ah, Tanrm! Ge mi, hayr. Sanrm deil, ieri buyurun Hay... BayFreeman."

Kadn onu salonda korku dolu bir yzle karlad. Konu-tuunda azndan cmleler ders anlatr gibi kyordu. "Bay Freeman, sanrm size bu ekilde hitap etmemi istersiniz, biraz nce ge bir vakitte mi geldiinizi sormutunuz. Gryorum ki bu soruyu laf olsun diye sormusunuz, ama benim cevabm gayet ciddi. Evet, ok ge bir vakitte geldiniz. Ben, diyelim ki, kznz Bayan Freeman'la olan ilgimi kesmeye karar verdim."

Yarbay yle sormakla yetindi: "Kararnzdan dnmeniz mmkn deil mi?"

"Pek deil. Hibir aklama yapmadan gitmenizi bekle-mek pek adil olmaz. Bir aklama yapmay ben de ok istiyo-rum. Artk anlyorum ki Bayan Freeman'la olan arkadalm ve onun iin yaptm i, diyelim ki, hayatmdaki bir boluk-tan kaynaklanyordu."

Yarbay, Profesr Speiser'in masasnn zerinde duran kel kafal, irin yzl, pipolu bir adamn fotorafna bakt.

Kendisini gzleriyle takip eden profesr, ekingen bir gu-rurla yle dedi: "Bu, niversite'nin Di Hekimlii Faklte-sinden Dr. Mordecai. O da benim gibi uzun sredir bekr. Evlenmeyi dnyoruz."

"Sizce Dr. Mordecai kzmla tanmak ister mi?" diye sor-du Yarbay.


46 Tekilat Teskilat 47

"Hayr, sanmyorum. Profesyonel kariyerlerimiz ve zel hayatlarmz dnda ek uralar iin ok az zamanmz olaca n dnyoruz. Ltfen yanl anlamayn, Bay Freeman. Ben hl kznzn arkadaym. Her zaman da olacam. Ama nedense artk bu arkadal dile getirmek iin iimde bir is tek yok. Her ey gzel ve biraz da bo bir rya gibi. imdi far kna varyorum ki insan Bayan Freeman olmadan da yasaya bilir. Neyse, artk epey ge oldu."

Yarbay zgn bir ifadeyle glmseyerek ayaa kalkt. "Si ze mr boyu mutluluklar dilerim, Profesr Speiser," dedi elini uzatarak.

Profesr byk bir rahatlamayla glmsedi. "yle korku-yordum ki sizin..."

Yzkteki ine derisine batar batmaz yz hatlar gevedi ve sarho gibi ayakta sallanmaya balad.

Yz en az profesrnki kadar l olan Yarbay elini ekti ve ineyi dikkatle yerine yerletirdi. Silahn kard, profes-rn kalbine bir el ate etti ve binadan ayrld.

ihtiyar budala! Bu kadar saf olmamalyd. M

ax Wyman, Riveredge'deki kargaada de kalka ilerliyor-' du. Kafas eritilmi bir kurun kazan gibiydi ve o utancndan kamaya alrken ayaklan da birbirine dolanyordu.

Sonra belli belirsiz, sanki bakan kendi gzleri deilmi gi-bi, yalnz olmadn grd. Teknik olarak Riveredge'de kim-se yaamyordu. Sonra glgelerin arasndan engellere takla-rak bir sesin yle dediini duydu: "Ahbap, ahbap, bir dakika bekle ahbap, duyuyor musun? Duyuyor musun?"

Yalpalayarak ilerlemeye devam ettiinde ses daha da belir-ginleti. Ylan misali kvrlarak uzayp giden tayc bantlar ve rampalar deiik blgelere mal tayor, depolama tanklar ieriye madde akn salayan ana borularla birleerek muhafazal noktalar oluturuyordu. Her noktadan da inleyen, szlanan sesler ykseliyordu. Sonunda titreyen ayaklarnn zerinde durdu ve ar, dkme metallerin tanmasnda kullanlan bir yolu destekleyen devasa bir kirie yasland. Hurdaya dnm oluklu bir demir levha, kiriteki bir oyuu kapatacak e-

kilde yaslannn duruyordu;derken demir levha titredi ve ne dt. htiyar bir adamn sesi duyuldu:Sen kt haldesin,evlat. eri gir. Sendeleyerek ieri bir adm att ve birisi devrilen levhay

dikkatle yerine yerletirirken Wyman bir paavra y- nnn zerine ylp kald.

Ryasnda iten kovulduunu gren Max Wyman uyandnda kendini korku iinde sayklarken buldu. Orada kendi-

sine ekerlemeler, tatl limonata vekesmeeker uzatan biri vard. Ayrca sendeleyerek ne doru eilip ikisine uzanma-ya altnda kendisini yavaa geri iterek tekrar

paavrala- rn zerine yatran birisi de vard. kinci gn bununyz sol-gun ve felli gibi grnen, ihtiyar bir adam olduunu fark etti.

Dediine gre ad T. G. Pendelton idi.

Bir hafta sonra, Max Wyman'n Riveredge'nin kendilerine ait

olan ksmnda ksa yryler yapmasna izin verdi, ama gece deil, burada baz vahi insanlar var.dedi. Bir hi iin bile seni ldrebilirler. en ktsde kadnlar. Eer biri sana seslenirse gitme. Kendini bir anda Hudson'da bir lam ukuruna tklm bulursun. Zavall insanlar.

,^f ^^yman. armt. "Onlara acyor musun? diye soru y

Bu fikre pek alk deildi. Mj^J*L 0Lutu, kor- znt duymamt. Orada ^k berbat bir 7 kun bir ihanet... kemikli parmaklarn alnnda gezd konuyu dnmek istemiyordu. ^ T Q Ba_

"Acmasam burada yaar mydm^ d^ ^ ^ zen onlara yardm edyorur^ Onlaa y ^ _ kimse yok. Hepsi yal ve ha*ta, hibir ye ^^ myorlar. Vahi olmalarnn gedeni de bu-> S J redge de grdm tek gen ^ ^ Jzen byle da yaplacak pek ok ey var. Ama yalan" h dlanyorsun ite."

v


48 Tekilat

Teikilat 49

"u kahrolas Tekilat," dedi Wyman nefret dolu bir ses-le.

T. G. omuzlarn silkti. "Belki de yal ve hasta insanla iin kafay ekip sarho olmak ok kolay. Birlikte bir m geirdikleri birini kaybediyorlar ve sonra da hayat onlar dl-yor. nsanlar bir kalba skp kalyorlar. Eskiden hep elen-dikleri iin daima eleneceklerini sanyorlar. Sonra o kalbn yars gidiyor ve buna dayanamyorlar, bazlar tabii. Sen bu duruma biraz erken dtn. O alan zil neymi?"

Wyman midesine bir yumruk yemi gibi kiriin nne y-lp kald. Dayanlmaz bir hatrann dalgalar tm benliini kaplamt. alan bir zil, sallanan bir sarka, parldayan bir k, kendisine ihanet eden kiinin temiz, Hogan'n ise nefret dolu yz, hepsi birbirine karm, Wyman'a cehennem azab ektiriyordu. "Hi," dedi ksk bir sesle. O anda tm bunlar kendisine unutturacak kadar iebilmek iin hayatn bile verebileceini dnd. "Hi."

"Srekli ondan bahsediyordun," dedi T. G. "Gerek miy-di?"

"Gerek olamaz," diye mrldad Wyman. "Byle bir ey yok. Hayr. O vard, sonra Tekilat ve bir de Hogan denen u serseri. Bu konuda konumak istemiyorum."

"Nasl istersen." Bu konuda daha sonra konutu. Bulutlarn ardna gizlen-

mi, merak uyandran bir dnceydi. Buffalo'daki yllar. In-ge ile yaadklar iddetli ak. Onu Tekilat'n en nde gelen adam Hogan'la yakaladnda yaad felaket. Hayatnn altst olduunu hissedii, arkada brakt ve Tekilat'a sadakatle geirdii yllar ve Inge'ye sadakat iinde geirmeyi planlad nndeki yllar, hepsinin mahvoluu, iki, Buffalo'dan Erie'ye, Pittsburgh'a, Tampa'ya, New York'a uu. Ve bir ekilde, alan zil, sallanan sarka ve parldayan k, gerek anlarn arasna srarla ve zorla giriyorlard.

T. G. sabrla onu dinledi, doyurdu ve sk sk geen devri-yelerden gizledi. T. G. ona asla kendi hikyesini anlatmad, ama terk edilmi bir depolama tanknda sar dili bir adamla birlikte yaayan ar iman bir kadn, oluklu plastikten ya-

plm penceresiz, kvrml duvarlarda yanklanan sesiyle an-latt. Kadn T. G.'nin alkol kimyageri olduunu, makul sevi-yede zengin, mutlu ve evli olduunu syledi. Kars sadk bir kadnd, ama kendisi sadk deildi. Kadn inanlmaz bir kur-nazlkla bu acsn kendini ikiye vererek bastrm ve T. G. de hi bir eyden phelenmemiti. Sonunda kadn Riveredge'de iki haftalk bir kaamaktan sonra kendini ldrmt. T. G. cenaze iin Riveredge'e gelmi, trenden sonra da bankadaki btn parasn ekerek geri dnmt. O zamandan beri de Riveredge'den ayrlmamt.

"Gerekten de taplacak bir adam," diye mrldand i-man kadn. "Hi kzd, kt bir sz syledii grlmemiti. htiyacn olduunda bir ie iki verir, zgnsen dertleir. Taplacak adam."

Max Wyman depolama tankndan dar kt, midesi bu-lanyordu. T. G.'nin iyilikseverlii hem u yarat hem de kendisini etkilemiti.

O gn T. G.'ye yle dedi: "Ben buradan gidiyorum." Felli gibi grnen o solgun yz neredeyse glmsedi.

"nce biriyle grr msn?" "Bir arkadan m?" "Senden bahsedildiini duyan biri. Belki senin iin bir

eyler yapabilir. O da Tekilat hakknda seninle ayn eyleri hissediyor." ,

Wyman dilerini skt. Dncesi bile hl ona ac veri-yordu. Tekilat, Hogan, Inge ve ihanet. Onlardan intikamn alacakt!

iinde kabaran dalgalar duruldu. Birden T. G.'ye bakt ve sordu: "Neden? Neden beni onunla grtrmek istiyorsun? Nedir bu?"

T. G. omuzlarn silkti: "Benim Tekilat' umursadm yok. Ben insanlar umursuyorum. Seni umursuyorum. Sen biraz delisin, Max, buradaki herkes gibi."

"Cann cehenneme!" "Arkadam..." Max Wyman uzunca bir sre duraksad ve yle dedi:

"Ne istiyorsan onu yap, tamam m?" Yerinde baka kim olsa


50 Tekilat

Tekilat 51

zr dilerdi, bunu fark etmiti. Ama o dileyemezdi ve T, G.'nin bunu bildiini de biliyordu.

htiyar adam yle dedi: "Biraz delisin. Nefret dolusun, Bunu da vurman iine atmandan daha iyidir. Nefret ettiin adamn suratna yumruu indirmen ve ona da senin suratna bir yumruk indirme ans vermen, ondan sadece nefret edip bu nefretin iini bir kurt gibi kemirmesine izin vermenden daha iyidir."

"Senin Tekilat'la alp veremediin ne?" "Hibir ey, Max. Ne onlara karym, ne de onlardan yanaym. Ben sadece halktan yanaym. Tekilat da halktr. Sen halksn, istiyorsan onlara kurun sk ve onlara da sana kurun skma ans ver. Belki Tekilat' akana kurunu yemi biri gibi yere serebilirsin, ama byk ihtimalle onlar senin defterini drer. Ama en azndan bir ey yapm olursun. nemli olan bu. insanlarn renmesi gereken bu, yoksa soluu Rive-redge'de alrlar." "Sen delisin."

"Sana bunu sylemitim, yoksa burada olmazdm." Adam gnbatmnda geldi. Kafasnda bir tutam sa kalm, ksa ve tombul biriydi. Gzlerinde Wyman'n o gne dek grd en souk, en sert baklar vard. Wyman'n elini skmasyla birlikte gen adam parmanda keskin bir ac hissetti ve yabancnn da parmanda gsterili bir altn yzk olduunu grd. Derken her yer sisli ve bulank grnmeye balad. Sanki kendisine sorular soruluyor, o bunlar cevaplyor ve bu, saatlerce byle srp gidiyordu.

Her ey yava yava eski netliine kavumaya baladnda ksa ve tombul adam yle dedi: "Artk kendimi size tantabi-lirim. Kuzey Amerika Donanmas'ndan Yarbay Grinnel. G-revim aramza yeni elemanlar katmak. Sizin bir sahtekr ol-madnz ve Kuzey Amerika Hkmeti'ne katlmanzn ya-rarl olacan grdm ve bylelikle ilk elemeyi getiniz. Sizi bize katlmaya davet ediyorum."

"Katlrsam ne yapacam?" diye sordu Wyman. "Bu sizin yeteneklerinize bal. Ne yapmak isterdiniz?" "Tekilat'takileri ldrmek."

Yarbay, Wyman'a o souk gzleriyle bakt ve sonunda yle dedi: "Belki bunu ayarlayabiliriz. Benimle gelin."

Trenle Cape Cod'a gittiler. 15 Ocak gece yars Yarbay ve Wyman otel odalarndan karak caddelerde dolamaya basla-dlar. Yarbay, Cape Cod'u Continental Basn Merkezi'ne ait haberleme ana balayan mikrodalga verici kulesinin drt ayana kk paketler balad; polis merkezinin park yeri kapsna da baka paketler balad.

Gece saat 1:00'da kule patlad ve park yerinin kaps eriye-rek geit vermez bir metal amuru haline geldi. Ayn anda, balk yaka kazaklar ve apkalar giymi elli adam Center Caddesi'nde birdenbire ortaya kt. Adamlarn yars, caddeye barikat kurarak kendilerine ok yaklaan insanlara ate ettiler. Dierleri ise barikat ile kumsal arasnda kalan tm dkknlar sistemli bir biimde yamaladlar.

Yarbay elindeki feneri yakp sndrerek parola verdi ve hibir engelle karlamadan barikata doru ilerledi, Wyman da hemen arkasnda onu.takip ediyordu. Eyalar, saldrganlar, Yarbay ve Wyman, 2: 35'te bir denizaltya binmi ve on dakika sonra da dalmlard.

Yarbay Grinnel denizaltnn yarbayyla tebrik alveriin-de bulunduktan sonra Wyman' tantt:

"Aramza yeni katld. Aslnda normalde buna gerek gr-mezdim, ama kendisinin burada olmas iin ok zel neden-leri var. Bize ok yararl olabilir."

Denizalt Yarbay Wyman' donuk ve duygusuz gzlerle szd: "Eer sahtekr deilse."

"Yzm kullandm. Ama hl kukun varsa hemen bir test yapp ballk yemini ettirebiliriz."

Wyman' nabz atlarn, terlemeyi, solunumu, kas gerili-mini ve beyin dalgalarn kaydeden bir cihaza baladlar. Ka-zakl bir uzman ieri girerek Wyman'a yumuak bir sesle, evresiyle ilgili baz sorular sorarken yalan makinesindeki lmleri not etti.

Ve gerilimin dorua kt an. Sorgulama balarken de-nizalt yarbaynn elini tabancasna att Wyman'n gzn-


52 Tekilat

den kamamt. "isim, ya ve doum yeri?" "Max Wyman. Yirmi iki. Buffalo, Tekilat Blgesi." "Tekilat'tan holanyor musun?" "Onlardan nefret ediyorum." "Kuzey Amerika Hkmeti hakknda ne dnyorsun?" "Eer Tekilat'a karlarsa ben onlardan yanaym." "Kuzey Amerika Hkmeti iin hrszlk yapar miydin?" "Yapardm." "Adam ldrr mydn?" "ldrrdm." "u ana kadar cevaplarnda belirtmediin herhangi bir

artn var m?" "Yok." Bu bir saat byle devam etti. Wyman'n kesin bir dille ce-

vaplad her soru deiik biimlerde tekrar soruldu ve kazak-l uzman tatmin olmu bir edayla ban sallayarak onay verdi. En sonunda sorgulama bitti ve cihaz karld.

Denizalt yarbay, kk bir kitab ap iinden bir blm okurken biraz dehete kaplm grnyordu: "Sen, Max Wyman, daha nceki tm ballklarndan vazgeerek sadece Kuzey Amerika Hkmeti'ne bal kalacana yemin eder misin?" "Ederim," dedi gen adam, hararetli bir sesle. Aklnn uzak bir kesinde, aylardan beri ilk defa, zil almay, sarka sallanmay ve k da parldamay kesmiti.

Charles Orsino kim olduunu ve grevini tekrar hatrlad.

Her ey, kz onu konferans odasnn kapsndan geirirken balamt. Byle bir durumda elbette insan endieye kapl-yor, elbette konumuyordu. Ancak ok aalarda kale duvar gibi kaln, salam grnl kap nnzde aldnda kor-kutucu, arkanzdan kapandnda ise daha da korkutucu idi.

Tekilat 53

"Buras neresi?" diye sordu nihayet. "Sen kimsin?" Kz cevap verdi: "Psikoloji laboratuvar." Bu cevap, 1950'lerde iyi eitimli bir genci "sim

teskilat

Documents