t.c. Çukurova Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler ...zeka kuramının ileri sürmüş olduğu...
TRANSCRIPT
T.C.
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
SINIF ÖĞRETMENLİĞİ ANABİLİM DALI
ÇOKLU ZEKA KURAMI DESTEKLİ KUBAŞIK ÖĞRENME YÖNTEMİNİN
İLKÖĞRETİM DÖRDÜNCÜ SINIF ÖĞRENCİLERİNİN
MATEMATİK DERSİNDEKİ AKADEMİK BAŞARILARINA VE
KALICILIĞA ETKİSİ
Dilek (KARAGÖZ) IŞIK
YÜKSEK LİSANS TEZİ
ADANA-2007
T.C.
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
SINIF ÖĞRETMENLİĞİ ANABİLİM DALI
ÇOKLU ZEKA KURAMI DESTEKLİ KUBAŞIK ÖĞRENME YÖNTEMİNİN
İLKÖĞRETİM DÖRDÜNCÜ SINIF ÖĞRENCİLERİNİN
MATEMATİK DERSİNDEKİ AKADEMİK BAŞARILARINA VE
KALICILIĞA ETKİSİ
Dilek (KARAGÖZ) IŞIK
Danışman: Yrd. Doç. Dr. Kamuran TARIM
YÜKSEK LİSANS TEZİ
ADANA-2007
Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne,
Bu çalışma, jürimiz tarafından Sınıf Öğretmenliği Anabilim Dalı’nda YÜKSEK
LİSANS TEZİ olarak kabul edilmiştir.
Başkan: Yrd. Doç. Dr. Kamuran TARIM
(Danışman)
Üye: Yrd. Doç. Dr. Perihan DİNÇ ARTUT
Üye: Yrd. Doç. Dr. Mehmet KARAKUŞ
ONAY
Yukarıdaki imzaların, adı geçen öğretim elemanlarına ait olduklarını onaylarım.
...../..../ 2007
Prof. Dr. Nihat KÜÇÜKSAVAŞ
Enstitü Müdürü
Not: Bu tezde kullanılan özgün ve başka kaynaktan yapılan bildirişlerin, çizelge, şekil
ve fotoğrafların kaynak gösterilmeden kullanımı, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri
Kanunu’ndaki hükümlere tabidir.
ii
ÖZET
ÇOKLU ZEKA KURAMI DESTEKLİ KUBAŞIK ÖĞRENME
YÖNTEMİNİN İLKÖĞRETİM DÖRDÜNCÜ SINIF ÖĞRENCİLERİNİN
MATEMATİK DERSİNDEKİ AKADEMİK BAŞARILARINA VE
KALICILIĞA ETKİSİ
Dilek (KARAGÖZ) IŞIK
Yüksek Lisans Tezi, Sınıf Öğretmenliği Ana Bilim Dalı
Danışman: Yrd. Doç. Dr. Kamuran TARIM
Ağustos 2007, 136 sayfa
Bu deneysel çalışmada; çoklu zeka destekli kubaşık öğrenme yönteminin
ilköğretim dördüncü sınıf öğrencilerinin matematik dersindeki akademik başarılarına ve
kalıcılığa etkisi olup olmadığı araştırılmıştır.
Bu çalışma, 2005-2006 öğretim yılının birinci yarıyılında Adana İli Seyhan
İlçesindeki bir resmi ilköğretim okulunda yapılmıştır. Araştırma, iki deney ve iki kontrol
grubunda bulunan toplam 150 öğrenci üzerinde yürütülmüştür. Çalışma, 16 haftalık bir
süreci kapsamıştır. Araştırmanın, 1. deney grubunu, bir önceki dönem (2004 - 2005
öğretim yılının ikinci yarısında) toplam 9 hafta boyunca, matematik derslerini
araştırmacı tarafından çoklu zeka destekli kubaşık öğrenme yöntemine göre işleyen grup
oluşturmuştur. 2. deney ve kontrol grupları rasgele belirlenmiştir. Dersler, deney
grubunda çoklu zeka kuramı destekli kubaşık öğrenme yöntemine göre, kontrol
gruplarında ise 2005-2006 Matematik öğretim programı doğrultusunda yapılan öğretime
göre işlenmiştir. Akademik başarıyı ölçmek için, veri toplama aracı olarak,
araştırmacılar tarafından geliştirilmiş bir "Matematik Başarı Testi” kullanılmıştır. Bu test
araştırmanın başında öntest, sonunda sontest, bitiminden dört hafta sonra kalıcılık testi
olarak uygulanmıştır. Ayrıca öğrencileri daha iyi tanımak ve zeka alanlarını belirlemek
üzere kişisel bilgiler formu ve Teele Çoklu Zeka Alanları Belirleme Ölçeği (2000)
uygulanmıştır. Bunlara ek olarak Teele Çoklu Zeka Alanları Belirleme Ölçeği ve kişisel
bilgiler formu, deney gruplarında kubaşık kümeleri oluşturmak içinde kullanılmıştır.
iii
Araştırmada, Matematik başarı testinden elde edilen verilerin analizi SPSS paket
programından yararlanılarak yapılmıştır. Verilere kovaryans analizi yapılmıştır ve
anlamlılık düzeyi p<.05 olarak alınmıştır.. Ayrıca öğrenci görüşlerine yer verilmiş ve
görüşme verileri üzerinde içerik analizi yapılmıştır.
Sonuç olarak, akademik başarı açısından, çoklu zeka destekli kubaşık öğrenme
yönteminin, 2005-2006 matematik programında kullanılan etkinliklere göre daha etkili
olduğu bulunmuştur. Ayrıca, daha önceki dönem çoklu zeka destekli kubaşık öğrenme
yöntemine göre ders işleyen grubun daha başarılı olduğu görülmüştür. Kalıcılık
puanları açısından ise, işe koşulan yöntemler arasında istatistiksel olarak anlamlı bir
farklılaşma olmadığı gözlenmiştir. Görüşme bulguları ise öğrencilerin ÇZK destekli
kubaşık öğrenme yönteminden daha fazla yararlandıklarını ve bu yöntemle ders
işlemekten mutlu olduklarını göstermiştir.
Anahtar Kelimeler: Akademik Başarı, Çoklu Zeka Kuramı, Kubaşık Öğrenme
Yöntemi, Matematik Öğretimi.
iv
ABSTRACT
THE EFFECTS OF COOPERATIVE LEARNING METHOD SUPPORTED BY
MULTIPLE INTELLIGENCE THEORY ON ELEMENTARY SCHOOL
FOURTH GRADE STUDENTS’ ACADEMIC ACHIEVEMENT AND
RETENTION TOWARD MATHEMATICS COURSE
Dilek (KARAGÖZ) IŞIK
MA Thesis, Department of Elementary Education
Supervisor: Asst. Prof. Dr. Kamuran TARIM
August 2007, 136 pages
In the present experimental study, to compare the effects of cooperative learning
method supported by mutliple intelligence theory (CLMI) on elementary school fourth
grade students’ academic achievement and retention toward mathematics course were
investigated.
The study, which lasted sixteen consecutive weeks, was conducted at a public
elemetary school in the district of Seyhan – Adana in 2005 – 2006 academic year. The
participants of the study were 150 students that they were divided in two experimental
and two control groups. The group which was taught by using CLMI in the preceding
academic year (2004 – 2005 academic year) was choosen as the first experimental
groups. The other experimental and two control groups were selected randomly among
three classes of the school. For the purpose of this study, on both of experimental
groups cooperative learning method supported by mutliple intelligence theory (CLMI)
was used as the method of instruction whereas the control groups were instructured
utilizing the traditional teacher oriented method. “Mathematics Achievement Test
(MAT)”, “Teele Inventory for Multiple Intelligences (TIMI)” and “Personal
Information Form (PIF)” were used as the measurement instruments of the study. MAT
was administered as pretest, posttest and retention test to the experimental and control
groups. Furthermore, prior to the study TIMI and PIF (for getting personal information
about students) were administered to all the participants. They also were used in order
to constitute the cooperative learning teams in the experimental groups. In this
v
research, the data obtained by achivement test was analysed by using statistical
techniques of covariance analysis. At the end of instraction, “Semi Structured Interview
Form” was used for getting opinions about CLMI intractional teaching. Qualitative
analysis were used to analyze the data collected from the interwies.
Finding indicated that CLMI has a more significant effect on academic achievement
than the traditional teacher oriented method. As a result of pairwise comparisons, the
first experimental group which was taught by using CLMI in the preceding academic
year was found to have the best effect on mathematics achievement. Yet, regarding to
retention scores, CLMI has not significant effect on retention. Analysis of interview
data were revealed that, students felt that this instraction is much more benefical than
Key words: Academic achievement, mutliple intelligence theory, cooperative
learning, mathematics teaching.
vi
ÖNSÖZ
Matematik, değişen dünya koşullarında problem çözebilen, karar verebilen,
bağımsız ve eleştirel düşünebilen, iletişim kurabilen, bilgiye ulaşabilen, bilgiyi
üretebilen, estetik duyguları gelişmiş, olumlu duyuşsal özelliklere sahip bireyler
yetiştirmeye katkıda bulunur (Bulut, Koç, 2006; MEB, 2004).
Günlük yaşantımızda matematiğe pek çok yerde gereksinim duyulması; bize
matematiğin ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. Bu bağlamda özellikle
matematik öğretimine ağırlık verilmesi ve matematik başarısının artmasında etkili
olacak çağdaş öğretim yöntemlerinin kullanılması gerekmektedir. Çoklu zeka ve
kubaşık öğrenme ile ilgili araştırmaların günümüzde gittikçe arttığı görülmektedir. Bu
konuların ayrı ayrı kullanıldığı bir çok araştırmaya ülkemizde rastlanılmaktadır. Ancak
her ikisini birleştiren fazla bir araştırmaya rastlanılmamıştır. Oysaki kubaşık öğrenme
öğrencilerin zeka alanlarını ele alarak farklı etkinliklerle öğrencilerin öğrenmelerine
katkı sağlayacak en önemli yöntemlerde biridir. Kubaşık öğrenme yönteminin, çoklu
zeka kuramının ileri sürmüş olduğu bilimsel sonuçlarla birleştirerek; öğrencilerin
akademik başarılarını artırmada, öğrencilerdeki çoklu zeka potansiyellerini ortaya
çıkarma ve geliştirmede açısından öğrencilere katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
Ülkemiz koşullarında bu yöntemin matematik başarısı ve kalıcılık üzerindeki etkisi
araştırılmak istendiğinden böyle bir çalışma yapılmasına karar verilmiştir. Bu
araştırmayla, kubaşık öğrenme çerçevesinde sekiz zeka alanına yönelik geliştirilen
çoklu zeka etkinliklerinin ilköğretim 4. sınıf öğrencilerinin matematik dersindeki
akademik başarıları ve kalıcılık üzerindeki etkisi sınanmaya çalışılmıştır.
Araştırmanın planlanıp uygulanması ve değerlendirilmesinde birçok kişinin
katkısı olmuştur. Öncelikle kendisinden çok şey öğrendiğim ve çalışmamın her
aşamasında yardım aldığım danışmanım Sayın Yrd.Doç.Dr. Kamuran TARIM’a,
tecrübelerinden yararlandığım ve ikinci danışmanım olarak gördüğüm Yrd.Doç.Dr.
Ayten İFLAZOĞLU’na, ilk danışmanlığımı yapan Sayın Prof.Dr. Müfit
GÖMLEKSİZ’e, verdikleri Yüksek Lisans derslerinden çok şey öğrendiğim değerli
hocalarım Sayın Prof.Dr. Adil TÜRKOĞLU’a, Yrd.Doç.Dr. Ahmet DOĞANAY’a
Yrd.Doç.Dr. Mahinur COŞKUN’a ve Yrd.Doç.Dr. Perihan DİNÇ ARTUT’a
çalışmalarım sırasında sürecin her aşamasında bana destek veren Sayın Yrd.Doç.Dr.
vii
Filiz YURTAL’a, çalışmamın her aşamasında fikirlerinden yararlandığım arkadaşlarım
Arş.Gör. Bilge KUŞDEMİR KAYIRAN’a, Arş.Gör. Ayşegül KARABAY’e, Arş.Gör.
Raziye GÜNAY BİLALOĞLU’na ve Arş.Gör. Alper YONTAR’a, Ç.Ü. Bilimleri ve
İlköğretim Bölümünde görev yapan değerli hocalarıma çok teşekkür ederim.
Çalışmalarımı gerçekleştirildiği okulun müdürüne, sınıf öğretmenlerine ve
öğrencilerine, tezimin şekilsel düzenlemesinde ve çoğaltılmasında yardım aldığım
Eğitim Fotokopi’ye, Ç.Ü. araştırma fonuna EF2005YL43 numaralı projeye verdikleri
yardımlar için, sağladıkları kolaylıklar için teşekkür ederim.
Son olarak her zaman yanımda olan ve beni destekleyen eşime, anneme,
babama, kardeşime ve diğer aile üyelerime sonsuz teşekkürler…
Dilek (KARAGÖZ) IŞIK
viii
İÇİNDEKİLER
Sayfa No Özet…....……………………………………………………………………….………..ii
Abstract ………....………………………………………………………………………iv
Önsöz ...…………………………………………………………………………………vi
Kısaltmalar Listesi ……………………………………………………………………..xii
Tablolar Listesi ………………………………………………………………………..xiii
Ekler Listesi …………………………………………………………………………....xv
BÖLÜM 1
GİRİŞ ………………………………………………………...........................................1
1.1. Problem………………………………………..................................……..……….3
1.2. Araştırmanın Amacı………………………………………………….....................6
1.3. Araştırmanın Önemi………………………………………………….....................7
1.4. Sayıtlılar……………………………………………………………….……….......8
1.5. Sınırlılıklar………………………………………………........................................8
1.6. Tanımlar….………………………………………………………..…..………...….9
BÖLÜM II
KURAMSAL AÇIKLAMALAR VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR………….……..10
2.1. Zeka …….................................................................................................................10
2.2. Zeka Kuramları……………………………………………………………..….......11
2.2.1. İki Faktör Kuramı…………………….……………………………..……....11
2.2.2. Çok Faktör Kuramı……………………………….………………..……......11
2.2.2.1. Thorndike’nin Çok Faktör Kuramı……………..………….…….....11
2.2.2.2. Guildford’un Çok Faktör Kuramı…… ...…………………..….......12
2.2.3. Grup Faktör Kuramı…………..…………………………………….…...…..13
2.2.4. Piaget’in Zeka Kuramı……………...………………………………...……...13
2.2.5. Vygotsky’in Zeka Kuramı…..………………………………………...…......14
2.2.6. Çoklu Zeka Yaklaşımları…………………….……………………………....15
ix
2.2.6.1. Sternberg’in Üç Aşamalı Kuramı…………………………………....15
2.2.6.2. Gardner’ın Çoklu Zeka Kuramı…………………………………......15
2.3. Kubaşık Öğrenme…………………………………………………...……………..22
2.4. Matematik Öğretimi………………………………………..……………………...24
2.5. Çoklu Zeka Destekli Kubaşık Öğrenme İle İlgili Araştırmalar………..……….....26
2.6. Matematik Öğretimi ve Çoklu Zeka Kuramı ile İlgili Araştırmalar……………....28
2.7. Matematik Öğretimi ve Kubaşık Öğrenme İle İlgili Araştırmalar……………..….33
2.8. Araştırmaların Genel Olarak Değerlendirilmesi…………………………………...41
BÖLÜM III
YÖNTEM……………………………………………………………….......................43
3.1. Araştırma Modeli………………………………………………………...…….......43
3.2. Çalışma Grubu…………………………………………………………............…..45
3.3. Matematik Başarı Testi ……………………………………………………………45
3.4. Kişisel Bilgiler Formu…………...……………….…………………………...…...46
3.4.1. Cinsiyet …………………………………………………………….……….47
3.4.2. Doğum Yeri …………………………………………………………………47
3.4.3. Kardeş Sayısı ………………………………………………….…………….48
3.4.4. Aile Büyüklüğü ………………………………………………..…………….48
3.4.5. Aile İçinde Başka Dil Konuşulup Konuşulmadığı ………………………….49
3.4.6. Öğrencilerin Oturdukları Evlerin Kendilerinin Olup Olmaması ……………49
3.4.7. Baba Eğitim Durumu ………………………………………………………..50
3.4.8. Anne Eğitim Durumu ……………………………………………………….50
3.4.9. Baba Mesleği ………………………………………………………………..51
3.4.10. Anne Mesleği ………………………………………………………………51
3.5. Veri Toplama Araçları……………………………...………………………...…....52
3.5.1. Kişisel Bilgiler Formu…………...………………………...…………...…...52
3.5.2. Teele Zeka Alanları Belirleme Ölçeği …...………………...…………..…..53
3.5.3. Matematik Başarı Testi………….………...…………...………………..…..54
3.5.4. Yarı Yapılandırılmış Görüşme Formları………...…………….………..…..56
3.6. Verilerin Toplanması……………………… ………………………………….….57
3.6.1. Ön Deneme Uygulaması ……………………………………………………58
x
3.6.1.1. Ön Deneme Uygulamasının, Akademik Başarı Açısından
Değerlendirilmesi ……….………………………........………….…60
3.6.1.2. Ön Deneme Uygulamasının, Uygulama Süreci Açısından
Değerlendirilmesi ………………………………….………………..61
3.7. Deneysel İşlemler…………………………………………………………...……..62
3.8. Öğretim Yöntemleri ve Uygulaması…………………….…..……………………..64
3.8.1. Çoklu Zeka Kuramı Destekli Kubaşık Öğrenme Yöntemi………..………..64
3.8.2. 2005-2006 Matematik Öğretim Programı Doğrultusunda Yapılan
Öğretim ……………………………………………………………………...65
3.9. Verilerin Çözümlenmesi…………………………………………...………………66
BÖLÜM IV
BULGULAR …………………………………………………………………………..68
4.1. Araştırmanın Denencelerine İlişkin Bulgular ……………………………………..68
4.1.1. Birinci Denence İle İlgili Bulgular …………...…………………………….68
4.1.2. İkinci Denence İle İlgili Bulgular …………………...…………………...…70
4.2. Araştırma Sorusuna İlişkin Bulgular ……………………………………………...71
4.2.1. Uygulanan Yönteme İlişkin Duygu ve Düşünceler …………………….…..71
4.2.2. Öğrencilerin Zeka Alanlarına Yönelik Farkındalıkları ……….…………….78
BÖLÜM V
TARTIŞMA VE YORUM ............................................................................................81
5.1. Akademik Başarı ……………………………………..……….………………... 81
5.2. Kalıcılık ……………………………………………….…………………………. 85
5.3. Öğrenci Görüşleri ……………………………………......……………………..…86
xi
BÖLÜM VI
SONUÇ VE ÖNERİLER ………………………………….………………………….90 6.1. Sonuçlar …………………………………………………………………………...90
6.2. Öneriler ……………………………………………………………………………91
6.2.1. Uygulamaya Yönelik Öneriler ………………………………………………91
6.2.2. Yapılacak Araştırmalara Yönelik Öneriler ………………………………….91
KAYNAKÇA…………………………………………………………….....................93
EKLER ……………………………….…………………………………………..…..105
ÖZGEÇMİŞ…………………………………………………………………….…….135
xii
KISALTMALAR LİSTESİ
ÇZK : Çoklu Zeka Kuramı
M/M : Matematiksel/Mantıksal Zeka
M/R : Müziksel Ritmik Zeka
G/U : Görsel Uzamsal Zeka
B/K : Bedensel/Kinestetik Zeka
S/D : Sözel/Dilsel Zeka
İ : İçsel Zeka
S/K : Sosyal/Kişilerarası Zeka
D : Doğacı zeka
xiii
TABLO LİSTESİ
Tablo No Tablo Adı Sayfa No Tablo 3.1. :Deneme Modelinin Simgesel Görünümü ………………………….….44
Tablo 3.3.1. :Deney ve Kontrol Gruplarındaki Öğrencilerin matematik Başarı
Testi Öntest Puanlarına İlişkin Betimsel Değerler ………...…………46
Tablo 3.3.2. :Deney ve Kontrol Gruplarındaki Öğrencilerin Başarı Testi Öntest
Puanlarının Tek Yönlü ANOVA Sonuçları …………………………46
Tablo 3.4.1. : Deney ve Kontrol Gruplarında Yer Alan Öğrencilerin Cinsiyetine
Göre Dağılımı …………………………………………………….…47
Tablo 3.4.2. : Deney ve Kontrol Gruplarında Yer Alan Öğrencilerin Doğum
Yerine Göre Dağılımı …………………………………………….….47
Tablo 3.4.3. : Deney ve Kontrol Gruplarında Yer Alan Öğrencilerin Kardeş Sayılarına
Göre Dağılımı ……………………………………………………….48
Tablo 3.4.4. : Deney ve Kontrol Gruplarında Yer Alan Öğrencilerin Evde
Oturan Kişi Sayısına Göre Dağılımı ………………………………....48
Tablo 3.4.5. : Deney ve Kontrol Gruplarında Yer Alan Öğrencilerin Evlerinde
Başka Dil Konuşulup Konuşulmadığına Göre Dağılımı ………….…49
Tablo 3.4.6. : Deney ve Kontrol Gruplarında Yer Alan Öğrencilerin Oturdukları
Evlerin Kendilerinin Olup Olmamasına Göre Dağılımı ………….….49
Tablo 3.4.7. : Deney ve Kontrol Gruplarında Yer Alan Öğrencilerin Baba
Öğrenim Düzeylerine Göre Dağılımı …………………………….….50
Tablo 3.4.8. : Deney ve Kontrol Gruplarında Yer Alan Öğrencilerin Anne
Öğrenim Düzeylerine Göre Dağılımı …………………………….….50
Tablo 3.4.9. : Deney ve Kontrol Gruplarında Yer Alan Öğrencilerin Baba
Mesleğine Göre Dağılımı …………………………………………...51
Tablo 3.4.10.:Deney ve Kontrol Gruplarında Yer Alan Öğrencilerin Anne
Mesleğine Göre Dağılımı ……………………………………….…..52
Tablo 3.5.3.1. : Matematik Başarı Testi Madde Analizi Sonuçları …………………..55
Tablo 3.5.3.2. : Matematik Başarı Testi Test Analizi Sonuçları ……………………..56
Tablo 3.5.3.3. : Matematik Başarı Testi KR 20 Alfa Değeri ………………………...56
Tablo 4.1.1.1. : Deney ve Kontrol Gruplarında Yer Alan Öğrencilerin Başarı
Testi Öntest-Sontest Toplam Puanlarının Aritmetik Ortalamaları,
xiv
Standart Sapma Değeri ile Sontest Düzeltilmiş Ortalamaları ve
Standart Hata Değerleri ………………………..…………….……....69
Tablo 4.1.1.2. : Deney ve Kontrol Gruplarında Yer Alan Öğrencilerin Başarı
Testi Öntest-Sontest Toplam Puanlarının Kovaryans Analizi
Sonuçları ………………………………………………………….….69
Tablo 4.1.2.1. : Deney ve Kontrol Gruplarında Yer Alan Öğrencilerin Başarı
Testi Sontest - Kalıcılık Toplam Puanlarının Aritmetik Ortalamaları,
Standart Sapma Değeri ile Kalıcılık Düzeltilmiş Ortalamaları ve
Standart Hata Değerleri ………………………………………...…....70
Tablo 4.1.2.2. : Deney ve Kontrol Gruplarında Yer Alan Öğrencilerin Başarı Testi
Sontest-Kalıcılık Puanlarının Kovaryans Analizi Sonuçları …..….....71
Tablo 4.2.2.1. : Öğrencilerin Daha Önceki Matematik Derslerinde Kullandıkları Zeka
Alanlarına İlişkin Görüşleri ………………………………………….78
Tablo 4.2.2.2. : Öğrencilerin En Çok Kullandıkları Zeka Alanlarına İlişkin
Görüşleri …………………………………………………………….79
xv
EKLER LİSTESİ
Sayfa No
EK-1: Küme Çalışma Rehberi ………………………………………………………..105
EK-2 Farkındalık Programı …………………………………………………………..108
EK-3: Küme Başarı Sertifikası …………………………………………….…………117
EK-4: Olumlu Davranış Sertifikası …………………………………….…………….118
EK-5: Matematik Başatı Testi ……………………………………………….……….119
EK-6: Ders Planı ……………………………………………………………………...125
EK-7: Küme Çalışma Yaprakları …………………………………………………….127
EK-8: Konu Sınavı …………………………………………………………………...131
EK-9: Kişisel Bilgiler Formu ……………………………………...…………………132
EK-10: Öğrenci Görüşme Formu …………………………………………………….133
1
BÖLÜM I
GİRİŞ
Bilimde olduğu kadar günlük yaşantımızdaki problemlerin çözülmesinde önemli
araçlardan biri olan matematik; evde, işte, alışverişte, sokakta ve daha pek çok yerde
kullanılmaktadır. Matematik, değişen dünya koşullarında problem çözebilen, karar
verebilen, bağımsız ve eleştirel düşünebilen, iletişim kurabilen, bilgiye ulaşabilen,
bilgiyi üretebilen, estetik duyguları gelişmiş, olumlu duyuşsal özelliklere sahip bireyler
yetiştirmeye katkıda bulunur (Bulut, Koç, 2006). Okullarımızda matematik derslerinde,
öğrencilerin günlük hayatlarında karşılaşabilecekleri problemleri çözmeye yönelik
beceriler kazandırılmaktadır. Bunun yanında, matematik derslerinin diğer önemli
hedeflerinden biri ise; öğrencilerde bağımsız olma, öz denetim yapabilme gibi bireysel
yetenek ve becerilerin geliştirilmesidir (MEB, 2004). Günlük yaşantımızda matematiğe
pek çok yerde gereksinim duyulması; bize matematiğin ne kadar önemli olduğunu
göstermektedir.
Matematik kendi kendini doğuran bir bilim dalıdır, yani her matematiksel bilgi
kendinden önce elde edilmiş başka bir matematik bilgisine dayanır (Tarım, 2003, s.6).
Kısacası matematik birikimli bilgi gerektirir. Matematikle ilgili kavramlar, doğası
gereği soyut niteliklidir (MEB, 2004, s.6). Matematiğin konularına baktığımızda, sayı,
nokta, küme gibi soyut nesneler ve bu tür soyut nesneler arasındaki ilişkiler olduğu
görülmektedir(Altun, 2000, s.1). Bu soyut kavramların somutlaştırılması güç olduğu
için de öğrenciler bu derste zorlanırlar (Baykul, 2004, s.22). Bunun sonucu olarak da
matematik pek çok öğrencinin korkulu rüyası haline gelir.
Matematiğin karmaşık işlemler topluluğu olarak bize tanıtılması ve matematiğin
günlük yaşantımızda, düşünürken, resimde ve hatta müzikte ritim kalıplarını
oluştururken dahi kullandığımızın farkında olmamamız bugüne kadar bizi matematikten
uzaklaştıran temel nedenler arasında yer almıştır (Tepedelenlioğlu, 1992,s.9-10).
Matematiğe karşı olumsuz tutumumuzun bir diğer nedeni de bu güne kadar günlük
hayatta karşılaştığımız problemleri matematiksel düşünme yoluyla çözmeyi
öğrenmemiş olmamızdır (İflazoğlu, 1999, s.17). Bu nedenle karşılaşılan pek çok
2
problem derinlemesine düşünülememekte, edinilen bilgiler yeterince organize
edilemediği için problemler çözümsüz kalmaktadır.
Ülkemizde pek çok öğrenci matematiğin zor olduğunu ve matematiği
başaramayacağını düşünerek kaygılanmakta ve matematiğe karşı olumsuz tutum
geliştirmektedir (Baykul, 2004, s.28). Özellikle okuldaki akademik başarı, matematik
dersinden alınan notlarla ölçülmektedir. Bu nedenle de öğrenciler, bu derste başarısız
olma kaygısı yaşamaktadırlar. Bu kaygılar da öğrencilerin matematik dersine önyargıyla
yaklaşmasına sebep olmaktadır. Kaygıların artması matematik dersine karşı olan
korkuları arttırmakta ve matematik dersini en çok korkulan ve başarması en zor ders
olarak etiketlenmesine neden olmaktadır. Korkulan ve kaygı duyulan matematik nedir
veya ne değildir konusu üzerinde durmak gerekmektedir.
Hayatımızı etkileyen matematik üzerinde pek çok tanım yapılmıştır. Türk
Ansiklopedisi’nde matematik, “ düşüncenin tümdengelimli bir iletişim yolu ile sayılar,
geometrik şekiller, fonksiyonlar, uzaylar vb. gibi soyut varlıkların özelliklerini ve
bunların arasında kurulan ilişkileri inceleyen bilimler grubuna verilen genel ad” olarak
tanımlanmıştır (M.E.B., 1976; Akt. Altun, 2000, s.1). Baykul’a (2004) göre, matematik
a) günlük hayattaki problemleri çözmede başvurulan sayma, hesaplama, ölçme ve çizme
b) bazı sembolleri kullanan bir dil c) insanda mantıklı düşünmeyi geliştiren mantıklı bir
sistem d) dünyayı anlamamızda ve yaşadığımız çevreyi geliştirmede başvurduğumuz bir
yardımcı olarak dört maddede tanımlanmıştır. Nesin’e (1994) göre, matematik doğada
vardır ve insanlar matematiği icat etmez keşfederler; sadece okul öncesinden başlayarak
tüm öğretim kademelerinde bu ilişkileri anlamaya çalışırlar (Akt. İflazoğlu, 1999, s.16).
Tarım’a (2003, s.11) göre de, matematik okul hayatımız boyunca sınıfı geçebilmek için
ezberlemek zorunda olduğumuz bir takım formüller topluluğu değil, bir düşünme
sistemidir.
O halde yukarıda belirtildiği gibi çeşitli sebeplerden dolayı korkulu rüyamız olan
matematiği nasıl öğretmeliyiz? Bu konunun üzerinde durulması gerekmektedir.
3
1.1. Problem
Etkili akıl yürütme, eleştirici düşünme ve problem çözme en önemli zihinsel
becerilerdir. Bu becerilerin gelişmesinde ilköğretim programında yer alan derslerin
rolleri vardır; fakat bunlar arasında matematiğin yeri hepsinden fazladır. Bu nedenle
matematik öğretiminin, bu zihinsel becerilerin geliştirilmesini sağlayacak etkililikte
gerçekleştirilmesi önemlidir (Baykul, 2004, s.iii).
Kaplan, Yamamoto ve Ginsburg’a göre (1989, s.64) matematik öğretimi
öğrencilerin düşünme süreçlerine ve çözüm yolları üretme stratejilerine yardım ettiği
zaman başarılı olacaktır. Kısacası öğrencilerin bir matematik problemini çözerken;
doğru sonuca ulaşıp ulaşmadığından çok, nasıl bir düşünme süreci geçirdikleri
önemlidir. Bu düşünme sürecinde de kullandıkları stratejiler üzerinde durulmalıdır.
Öğrencilere çözüm kalıplarının ezberletilmesi yerine çözüme nasıl ulaşılacakları
hakkında konuşturulmalı ve beceri kazanmaları için uygun eğitim ortamları
oluşturulmalıdır (Tarım,2003, s.11). Eğitimci olarak bizim görevimiz, öğrencilerin,
matematiksel olgu, kavram, ilke ve işlemleri hangi yöntemlerle daha kolay
keşfedebileceklerine karar vermektir (İflazoğlu, 1999, s.16).
Van de Wella’ya göre matematiğin yapısına uygun bir öğretim şu üç amaca
yönelik olmalıdır: a) Öğrencilerin matematikle ilgili kavramları anlamalarına yardımcı
olmalı, b) Öğrencilerin matematikle ilgili işlemleri anlamalarına yardımcı olmalı, c)
Öğrencilerin kavramlar ve işlemler arasındaki bağları kurmalarına yardımcı olmalıdır
(Van De Walle, 2001, s.35). İyi bir matematik öğretimi için gereken temel amaçların
belirtilmesine karşın; istenen eğitim gerçekleşmemektedir. Küçük çocuklara matematiği
öğretmede pek çok yaklaşım ve metot kullanılabilir. Hangi metot seçilirse seçilsin,
öğrencilerin öğrenme stilleri, deneyimleri ve bakış açıları dikkate alınmalıdır. Başarı
için, bütün öğrencilerin aynı yolla öğrenmediklerini kabul etmek ve çocukların çoklu
yollarla öğrenebildiklerinin farkında olmak önemlidir (Adams, 2000). Bunun
gerçekleşmesi için matematik öğretmenleri kullanacakları öğretim stratejilerini, öğretim
yöntem ve tekniklerini, amaçlar doğrultusunda hazırlanması gereken materyalleri doğru
seçmesi gerekmektedir (Soylu, Bulut, 2004, s.1741).
4
Yapılan araştırmalarda, matematik dersinde öğretmenlerin ilköğretim
düzeyinden başlayarak gittikçe ağırlaşan ansiklopedik bilgiye ağırlık verdiklerini ve
matematik dersinin anlatımında daha çok düz anlatım, soru- cevap ve problem çözme
(alıştırma yaptırma şeklinde) yöntemlerini kullandıklarını ortaya çıkarmıştır
(Gömleksiz, 1997, s.39-41). Günümüzde bu öğretim yöntemlerinin yanında pek çok
yöntem geliştirilmiştir. Bu yöntemlerden bazıları Kubaşık öğrenme, proje tabanlı
öğrenme, buluş yoluyla öğrenme, aktif öğrenme ve çoklu zeka kuramı uygulamalarıdır.
Bu yöntemlerden biri olan Kubaşık öğrenme yönteminin, matematik başarısı
üzerinde ve matematiğe ilişkin olumlu tutum geliştirmede çok etkili olduğu ortaya
konmuştur (Bryant, 1981; Oishi, 1983; Slavin, Madden ve Leavey, 1984; Slavin ve
Karweit, 1985; Johnson ve Johnson, 1991; Erçelebi, 1995; Gömleksiz;1997; Yıldız,
1998; İflazoğlu, 1999; Bozkurt, 1999; Tarım, 2003).
Kubaşık öğrenme, öğrencilerin, sınıf ortamında küçük karma kümeler
oluşturarak, ortak bir amaç doğrultusunda, akademik bir konuda birbirlerinin
öğrenmelerine yardımcı oldukları, genel küme başarısının değişik yollarla
ödüllendirildiği bir öğrenme yaklaşımı olarak tanımlanabilir (Gömleksiz, 1997, s.1). Bu
yönteme göre dersler öğrenci merkezli olarak işlenir. Öğretmen sınıfta rehber
konumundadır. Öğrenciler, ortak amaç olan küme başarısı için hem kendi bireysel
öğrenmelerinden sorumlu hem de küme arkadaşlarının öğrenmelerinden sorumludur.
Bu yöntemin yapılandırılmış ve yapılandırılmamış pek çok tekniği vardır. Bu
tekniklerin yapıları incelendiğinde, son yıllarda bireysel farklılıkları öne çıkaran Çoklu
Zeka Kuramı’na uygun pek çok tekniğin olduğu görülebilir (Kagan ve Kagan, 1998,
s.21).
Çoklu Zeka Kuramı (ÇZK), 1983’te Howard Gardner tarfından “Zihnin
Çerçeveleri” adlı kitabında ortaya konulmuş ve ilk defa zeka alanlarından
bahsedilmiştir (Armstrong, 2000, s.1). Gardner 1983’de her bireyin farklı derecelerde
çeşitli zekalara sahip olduğunu; bununda kişilerin öğrenme biçimlerini, ilgilerini,
yeteneklerini ve eğilimlerini açıkladığını vurgulayan çoklu zeka teorisini ortaya
koyarak, eğitimcilere bu teorinin temel prensiplerini yaratıcı biçimde kullanarak
5
öğrencilerin bireysel farklılıklarına değer veren, güçlendirilen programlar
hazırlamalarına olanak veren yeni ufuklar açmıştır (Demircioğlu ve Güneysu, 2000).
Gardner’ın zeka alanları: mantıksal-matematiksel, sözel-dilsel, müziksel, görsel,
bedensel kinestetik, sosyal, içsel ve doğacı zekadır. Ayrıca bu zeka alanlarına ek olarak
varoluşçu zeka alanı da diğer sekiz zeka alanına eklenebileceği vurgulanmaktadır
(Armstrong, 2000, s.9-10; McMahon, Rose ve Parks, 2004).
Gardner, bireyler arasında farklılıkların olduğunu vurgulamış ve bununla ilgili
olarak; “Hepimiz aynı olmadığımız gibi zekalarımızda aynı değildir. Dersleri bu
farklılıkları göz önünde tutarak işlemeliyiz” demiştir (Akt. Hopper ve Hurry, 2000).
Bireysel farklılıklara dikkat çeken ÇZK uygulamaları, öğrencilerin
öğrenmelerini kolaylaştırmakta, kendilerini tanımalarını, kendilerine güvenmelerini,
bireysel farklılıklara saygı duymalarını, yaratıcı düşüncelerini geliştirmelerini ve
gelecekte hangi mesleği seçeceklerini düşünmeye başlamalarını sağlamaktadır (Talu,
1999, s.164-172). ÇZK’na göre öğrenme bireyseldir ve her öğrenci farklı düzeylerde,
farklı zeka alanlarına sahiptir. Öğretmenler, bir ders planı hazırlarken daha fazla
öğrenciye ulaşabilmek içinde bütün zeka alanlarına yönelik etkinliklerden
yararlanmalıdır. Greenhalgh (1994), öğrencilerin, öğrenmede başarı için kendi tercih
ettikleri öğrenme sitillerini kullanma fırsatı bulduklarında daha fazla başarı olanağına
sahip olduklarını vurgulamıştır (Akt. Hopper ve Hurry, 2000).
Çoklu Zeka Kuramıyla ilgili yurtdışında ve ülkemizde pek çok araştırma
yapılmıştır. Ülkemizde çoklu zeka kuramının, değişik konu alanlarında (matematik, fen,
sosyal bilgiler, hayat bilgisi, dil öğretimi, program geliştirme...vb.) akademik başarı ve
diğer duyuşsal özellikler üzerindeki etkililiğini sınayan çalışmalara rastlanmaktadır
(İflazoğlu, 2003; Yeşildere, 2003; Burma, 2003; Güneş, 2002; Özdemir, 2002; Batman,
2002; Ayaydın, 2002; Yılmaz, 2002; Bümen, 2001; Temur, 2001; Seber, 2001; Başbay,
2000; Elibol, 2000; Tarman, 1999; Coşkungönüllü, 1998). Fakat matematik öğretimiyle
ilgili ülkemizde ulaşılabilen çalışmalar, Coşkungönüllü’nün (1998), Temur’un (2001),
Yeşildere’nin (2003) yüksek lisans tezleri ile Gürbüz ve Çatlıoğlu’nun 2004’de birlikte
yapmış oldukları araştırmalardır.
6
Kubaşık öğrenme yönteminin matematik derslerindeki etkililiği, ülkemizde pek
çok kez sınanmasına rağmen, kubaşık öğrenme yöntemini ÇZK’ya dayandıran
çalışmalara bakıldığında; Yıldırım (2006) ve Yıldırım, Tarım ve İflazoğlu (2006)
tarafından yapılan iki çalışmaya rastlanmıştır.
Ülkemizde yapılan matematik dersi üzerinde yapılan çalışmalar incelendiğinde
hepsinin kısa süreli ve az sayıda deney ve kontrol grupları seçilerek deneysel çalışmalar
olduğu görülmüştür. Bu nedenle; matematik öğretiminde, ÇZK destekli kubaşık
öğrenme yönteminin etkililiğini sınayan, daha kapsamlı grup sayısıyla, farklı konularda
ve daha uzun süreli bir araştırmanın yapılmasına gereksinim duyulmuştur.
Bu araştırmanın problem cümlesi: “ilköğretim 4. sınıf Matematik dersinde; daha
önceden çoklu zeka kuramı destekli kubaşık öğrenme yönteminin uygulandığı grup, ilk
defa çoklu zeka destekli kubaşık öğrenme yönteminin uygulandığı grup ve 2005-2006
Matematik öğretim programı doğrultusunda yapılan öğretimin uygulandığı grupların
akademik başarıları ve kalıcılıkları arasında anlamlı bir farklılık var mıdır? şeklinde
ifade edilebilir. Ayrıca, öğrencilerin ÇZK destekli kubaşık öğrenme yöntemine ilişkin
görüşleri ile zeka alanlarına yönelik farkındalıklarıyla ilgili görüşleri belirlenmeye
çalışılmıştır.
1.2. Araştırmanın Amacı
Bu araştırmanın temel amacı; ilköğretim 4. sınıf matematik dersinin
öğretiminde; daha önceden çoklu zeka kuramı destekli kubaşık öğrenme yönteminin
uygulandığı grup, ilk defa çoklu zeka destekli kubaşık öğrenme yönteminin
uygulanacağı grup ve 2005-2006 Matematik öğretim programı doğrultusunda yapılan
öğretimin uygulanacağı grupların akademik başarıları ve kalıcılıkları arasında anlamlı
bir farkın olup olmadığını belirlemektir. Ayrıca öğrencilerin, ÇZK destekli kubaşık
öğrenme yöntemi ile zeka alanlarına yönelik farkındalıklarıyla ilgili görüşleri
belirlenmeye çalışılmıştır.
Bu doğrultuda araştırmanın denenceleri aşağıda sunulmuştur;
1) Daha önceden ÇZK destekli kubaşık öğrenme yönteminin uygulandığı birinci deney,
ilk defa ÇZK destekli kubaşık öğrenme yönteminin uygulandığı ikinci deney ile
2005-2006 Matematik öğretim programı doğrultusunda yapılan öğretimin
7
uygulandığı kontrol gruplarındaki öğrencilerin başarı testi öntest puanları kontrol
altına alındığında, sontest puanları arasında deney grupları lehine anlamlı bir fark
vardır.
2) Daha önceden ÇZK destekli kubaşık öğrenme yönteminin uygulandığı birinci deney,
ilk defa ÇZK destekli kubaşık öğrenme yönteminin uygulandığı ikinci deney grubu
ile 2005-2006 Matematik öğretim programı doğrultusunda yapılan öğretimin
uygulandığı kontrol gruplarındaki öğrencilerin başarı testleri sontest puanları kontrol
altına alındığında, kalıcılık puanları arasında deney grupları lehine anlamlı bir fark
vardır.
Araştırmada ayrıca aşağıdaki soruya cevap aranmıştır.
* Öğrencilerin ÇZK destekli kubaşık öğrenme yöntemine ilişkin görüşleri nelerdir?
1.3. Araştırmanın Önemi
Yaşadığımız teknoloji ve bilim çağında derslerde kullanılan materyallerin
artmasından dolayı çocuklar artık kağıt kalemle yapılan etkinliklerden ve aktivitelerden
çok daha zengin öğrenme ortamları istemektedirler. Bu nedenle öğretme ortamında,
öğrencilerin bireysel farklılıklarını dikkate alarak ilgilerini derse çekecek materyallere,
etkinliklere ve öğrenciyi merkeze alacak öğretim yöntemlerine olan ihtiyaç gün geçtikçe
artmaktadır. Bu nedenle farklı öğretim yöntemleri geliştirilmiştir. Bu yöntemlerden biri
kubaşık öğrenmedir. Johnson ve Johnson (1994, s.239-240) eğitim ortamında kubaşık
öğrenme yöntemine daha çok ağırlık verilirse öğrencilerin matematiği daha iyi
anlamaya başlayacaklarını ve başarılarının artacağını belirtmişlerdir. Bu nedenle
kubaşık öğrenme yöntemi ile ÇZK’nı birleştirmek ve eğitim ortamını bu iki yaklaşıma
göre düzenlemek önemlidir. Ayrıca, Matematik dersinde, öğrencilerin birbirleriyle
yardımlaşarak öğrenmelerini ve derse etkin katılmalarını sağlayan kubaşık öğrenme
yöntemi ile öğrencilerin bireysel farklılıklarını göz önünde bulunduran çoklu zeka
kuramına göre hazırlanan aktivitelerin kullanılacak olması, öğrencilerin derse karşı
motivasyonlarını arttıracağı düşünülmektedir.
ÇZK destekli kubaşık öğrenme yönteminin; öğrencilerin akademik başarılarını
arttırmada, öğrencilerin çoklu zeka potansiyellerini ortaya çıkarmada ve geliştirmede
8
etkili olacağı da düşünülmektedir. Çalışmada kullanılacak yöntemin Matematik
öğretimine yeni bir bakış açısı kazandıracağı ve sınıftaki öğrenme-öğretme sürecine
olumlu katkı sağlayacağı beklenmektedir.
Bu araştırma, Matematik öğretiminde ÇZK destekli kubaşık öğrenme
yönteminin kullanılacağı ilk uzun çalışmalardan biri olması yönüyle de literatüre yeni
bir katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Bunun yanında, öğrencilerin bu yöntem ile zeka
alanlarına yönelik farkındalıklarıyla ilgili görüşlerinin belirlenmesiyle, öğrencilerin
kendilerini daha iyi tanıyacağı ve kendilerine olan güvenlerinin artacağı
düşünülmektedir.
1.4. Sayıltılar
Bu araştırmanın sayıltıları aşağıda sıralanmıştır:
1) Öğrencilerin matematik başarı testi öntest, sontest ve kalıcılık puanları gerçek başarı
düzeylerini yansıtmaktadır.
2) Öğrencilerin, Teele Zeka Alanları Belirleme Ölçeğini ve yarı yapılandırılmış
görüşme formlarını içten yanıtladıkları varsayılmıştır.
3) Öğrenciler ölçme araçlarının uygulanması sürecinde yaklaşık aynı düzeyde
güdülenmişlerdir.
4) Araştırmada kontrol altına alınamayan değişkenler bütün grupları aynı düzeyde
etkilemiştir.
1.5. Sınırlılıklar
1) Araştırma 2005-2006 Eğitim Öğretim Yılı Güz Yarı Yılında, Adana İli Seyhan
İlçesindeki; bir devlet ilköğretim okulunun dördüncü sınıfta iki farklı devrede okuyan
deney ve kontrol gruplarını oluşturan öğrencilerle,
2) Uygulama süresince, ilköğretim programında yer alan matematik dersi programının
dördüncü sınıf öğrencileri için öngördüğü kazanımlarla,
3) Öğrencilerin zeka alanlarının belirlenmesi, Teele Zeka Alanları Belirleme
Ölçeğinden elde edilen verilerle sınırlıdır.
4) Araştırma bulguları öğrencilere uygulanan matematik başarı testinden aldıkları
puanlarla ve deney gruplarındaki öğrencilerle yapılan yarı yapılandırılmış görüşme
formu ile sınırlıdır.
9
1.6. Tanımlar
Zeka: Bir kişinin gerçek yaşamda karşılaştığı sorunlara etkili ve verimli
çözümler üretebilme becerisi veya bir ya da birden fazla kültürde değer bulan bir ürün
ortaya koyabilme kapasitesidir (Gardner, 1999, s.36).
Çoklu Zeka Kuramı Destekli Öğretim: Öğretim sürecinde sekiz zeka alanının
dikkate alınarak geliştirilmesine yönelik etkinlikler düzenlenmesi, uygulanması ve
değerlendirilmesi basamaklarından oluşan ve hedefi öğrencilerin bütün zeka alanlarını
geliştirebilmek olan çalışmaların tümü (İflazoğlu, 2003).
Kubaşık Öğrenme: Öğrencilerin sınıf ortamında, küçük karma kümeler
oluşturarak ortak bir amaç doğrultusunda , akademik bir konuda bir birlerinin
öğrenmelerine yardımcı oldukları, küme başarısının değişik yollarla ödüllendirildiği bir
öğretim yöntemidir (Gömleksiz, 1997, s.1).
10
BÖLÜM II
KURAMSAL AÇIKLAMALAR VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR
2.1. Zeka
Üzerinde net bir tanımlamanın henüz yapılmadığı zekayı tanımlamaya
çalışmanın belki de en yaygın yolu bu alanda çalışmalar yürüten uzmanlardan onu
tanımlamalarını istemektir. Örneğin;
Terman zekanın “kavram oluşturma ve bunların önemlerini belirleyebilme
yeteneği” olduğunu, Pintner; “bireyin göreceli olarak yeni durumlara ve koşullara
uyum gösterme becerisidir”, Thorndike “gerçek ya da doğru cephesinden bakarak
uygun ve gerekli cevapları bulma gücü”, Thurstone “içgüdüsel davranışları
dizginlemek, farklı karşılıkların olabileceğine ilişkin esnek bir hayal gücü geliştirmek
ve elden geçirilmiş içgüdüsel davranışları elle tutulur davranışlar haline dönüştürmek
kapasitesi”, Wechsler de “bireyin amaçsal davranmaya, mantıklı düşünmeye ve
çevresel koşullarla etkin bir biçimde başa çıkmaya yönelik yığınsal yada kapsamlı
kapasitesi”, Piaget “ fiziksel ve sosyal çevreye uyum sağlamada kullanılan kavrayışa
dayalı yapılandırmanın üstün nitelikli düzenleme ya da dengeleme biçimlerini ifade
eden cins bir terim”, üç aşamalı zeka kuramının yaratıcısı Sternberg, “zeka, bilgi
işleme sürecini otomatik hale getirmek ve yeni durumlara bir cevap niteliğinde
bağlamsal açıdan en uygun davranışları sergilemeye dönük zihinsel kapasite; aynı
zamanda meta bileşenleri, performans bileşenlerini ve bilgi-kaynaklı bileşenleri de
içerir.” Ve Gardner’a göre ise zeka “soruları çözme ya da bir ve birden fazla kültür
ortamında değer verilen ürünlere biçim verme becerisi” olarak tanımlamaktadır.
(Koman, 2001).
Bu tanımların yanında zeka, eğitimcilere göre öğrenme yeteneği, biyologlara
göre çevreye uyma yeteneği, psikologlara göre muhakeme yoluyla sonuca ulaşma
yeteneği ve bilgisayar bilimleri ile ilgilenenlere bilgiyi işleme yeteneği olarak
tanımlanmıştır (Özgüven, 2001). Görüldüğü gibi bilim adamları zeka kavramının tanımı
üzerinde henüz bir birliğe ulaşabilmiş değillerdir. Bu nedenle literatürde zeka tanımları
konusunda tam anlamıyla bir ortak görüş oluşturulamamıştır.
Yapılan literatür taramasında zeka ile ilgili pek çok zeka kuramının geliştirildiği
görülmüştür ve bu kuramlarla ilgili açıklamalara aşağıda yer verilmiştir.
11
2.2. Zeka Kuramları
2.2.1. İki Faktör Kuramı
Spearman insanların bütün zihin etkinliklerinde ortak bir yön olduğunu
göstermeye çalışmış ve genel zekaları ile çeşitli derslerdeki başarıları ve duyum
keskinlikleri arasındaki ilişkiler oluşturmuştur. Henüz zeka testleri olmadığından
Spearman, öğrencilerin genel zeka seviyelerini, öğretmen kanaatlerine ve öğrencilerin
birbirlerini bu yönden değerlendirmelerine dayanarak saptamıştır. Bu değişkenler
arasında pozitif ve yüksek kolerasyon elde etmiş, bunun sonucunda; bütün zihin
etkinliklerinde rol oynayan genel bir zekanın varlığına bağlamıştır (Toker, Kuzgun,
Cebe, Uçkunkaya, 1968). Faktör analizi tekniğiyle yaptığı analizler sonucu tüm zihni
etkinliklerde ortak olan genel bir zihni enerji olduğunu saptamış ve buna da “g faktörü”
demiştir. Bugün hala sözü edilen genel zeka (g) bu “g faktörü”dür. Spearman’a göre
ayrıca grup faktörü içinde de ele alınabilen çok sayıda “Özel Faktör (s faktörü)” vardır;
çeşitli zihin etkinlikleri için gerekli olan g ve s faktörlerinin miktarları da farklıdır.
Zekayı ölçmek g’yi ölçmektir; her birey g açısından birbirinden faklıdır. G faktörü,
bireylerin kişilerin kendi yaşantılarının bilincine varması, iki şey arasındaki
benzerlik/farklılık ve ilişkileri bulma gibi etkinlikleri içerir (Erkuş, 1999)
2.2.2.Çok Faktör Kuramı
Çok faktör kuramını “Thorndike’nin Çok Faktör Kuramı” ve “Guilford’un Çok
Faktör Kuramı” olmak üzere iki başlık altında incelenmektedir.
2.2.2.1. Thorndike’nin Çok Faktör Kuramı
Spearman’ın çalışmalarını Amerika’da tekrarlayan Edward L. Thorndike (1874-
1949) olmuştur. Thorndike, Spearman’ın “g” faktörünü reddetmiş ve zekânın
birbirinden ayrı faktörlerden meydana geldiğini; faktörlerin birbirinden bağımsız
olduğunu belirtmiştir. Genel bir zekâ değil; zekâların var olduğunu ve zihinsel bir
problem çözümünde birden fazla faktörün rol oynadığını ifade etmiştir. Bu faktörleri;
kelime anlamı, aritmetik akıl yürütme, kavrama ve ilişkileri görsel algılama olarak
sıralamıştır (Toker, ve ark., 1968).
Thorndike zekâyı üçe ayırmıştır:
1. Soyut zekâ (sayı ve kelime cinsinden sembolleri anlama ve kullanma yeteneği),
12
2. Sosyal zekâ (insanları anlama ve onlarla başarılı ilişkiler kurabilme yeteneği),
3. Mekanik zekâ (çeşitli araç-gereç ve makineleri anlama ve kullanma yeteneği)
Thorndike’ye göre, zekanın; düzey (yapılabilecek işlerin zorluk derecesi),
genişlik (yapılacak işlerin içerik farklılığı) ve hız (çözüne ulaşma süresi) şeklinde üç
yönü vardır. Düzey ve genişlik, zeka alanını oluşturur; zekayı ölçmek, hız faktörünü göz
önüne alarak zeka alanını saptamaktır (Erkuş, 1999).
2.2.2.2. Guilford’un Çok Faktör Kuramı
Zekâyı ilk kez kuramsal düzeyde inceleyen psikolog Guilford, zihnin birbirinden
bağımsız faktörlerden meydana geldiğini saptamış ve 1959 yılında “Zihnin Yapısı”
(Structure of Intellect) adlı kuramını yayımlamıştır (Toker ve ark., 1968, s.41).
Guilford, zekâya ilişkin bu çok faktörlü kuramında 120 faktör ele almıştır. Bu kurama
göre zekânın üç boyutu; içerik, ürün ve işlemdir.
Kuramın dayandığı başlıca sayıltılar şunlardır (Toker ve ark., 1968):
1. Zihin birbirinden bağımsız faktörlerden meydana gelir. Faktörler belli yönlerden
benzedikleri için sınıflandırılabilir. Sınıflandırma, faktörlerin ayrılığı ilkesine
aykırı düşmez.
2. Birey, her zihni etkinlik alanında aynı ölçüde yeteneğe sahip olmayabilir. Belli bir
işte üstün başarı sağlayan bir kimse, diğer bir işte aynı ölçüde başarı
gösteremeyebilir.
3. Her zihni etkinliğin “içerik”, “işlem” ve “ürün” olmak üzere üç boyutu vardır. Bu
boyutlardan sadece birinin olmaması halinde dahi zihni etkinliğin varlığı
düşünülemez. İçerik olmadan işlem yapmak, zihni işlem yapmadan ürün elde
etmek mümkün değildir.
İçerik boyutu: şekil, sembol, anlam ve davranışı; işlemler boyutu: biliş, bellek,
alışılmamış ve alışılagelmiş düşünce ve değerlendirmeyi; ürün boyutu ise, birimleri,
sınıfları, ilişkileri, sistemleri, dönüşümleri ve doğurguları (implication) kapsar (Erkuş,
1999a).
Guilford’un geliştirdiği zekâ testi, insanın bilişsel sisteminin yapısal bütünlüğü
olduğu ve süreçlerle ilgili işlemlerin bireyden bireye farklılık gösterdiği görüşüne
dayanmıştır. Örneğin, yapısal açıdan herkesin bir kısa süreli bellek kapasitesi vardır
13
ama herkesin karar verme hızı farklıdır. Bireyin yapısal özelliğinin ölçümü ve işlem
gücü, zekâ kapasitesini tanımlar (Ülgen, 1997, s.26-27).
2.2.3. Grup Faktör Kuramı
Thurstone çok sayıda testin sonuçlarına, gelişmesine büyük ölçüde katkıda
bulunduğu faktör analizi tekniğini uygulayarak “grup faktör kuramı” diye
adlandırdığı zeka kuramını ortaya atmıştır. Bu kurama göre zihni etkinliği gerekli kılan
işler gruplanabilir. Gruplardan her biri için gerekli olan zihin gücüne temel faktör veya
yetenek adı verilmiştir. Thurstone bu faktörleri ölçmek için “Temel Yetenekler Testini”
geliştirmiştir. Thurstone çalışmalarında 12 faktör bulmuşsa da bunlardan ancak 7
tanesini adlandırmıştır. Bu 7 temel faktör şunlardır (Toker ve ark., 1968):
1. Sayısal: Sayısal işlemleri doğru ve çabuk yapabilme yeteneği,
2. Sözel: Kelimeler arasındaki ilişkileri görebilme yeteneği,
3. Yersel: Bir cismin uzaydaki çeşitli durumlarını göz önünde canlandırabilme yeteneği,
4. Kelime akıcılığı: Belli bir süre içinde mümkün olduğu kadar çok kelime
söyleyebilme yeteneği,
5. Akıl yürütme: Bir kural veya ilkeyi bulabilme yeteneği,
6. Anlamsız belleme: Mümkün olduğu kadar çabuk belleme yeteneği,
7. Algısal: Çeşitli şekiller arasındaki ince farkları algılayabilme yeteneği.
2.2.4. Piaget’in Zeka Kuramı
Piaget, geleneksel zekâ anlayışına karşı çıkarak zekânın, zekâ testinden alınan
puan olmadığını belirtmiştir (Gardner, 2004, s.23; Bümen, 2004, s.3). Piaget, zekâyı
uyum süreci olarak görmüş; uyumu, organizma-çevre etkileşiminde denge olarak
tanımlamış; her etkinliğin amacının dengeye ulaşmak olduğundan söz etmiştir (Toker
ve ark., 1968, s.58). Piaget, zekâyı zihnin değişme ve kendini yenileme gücü olarak
tanımlamıştır.
Zihin gelişimini etkileyen etkenler arasında özellikle çocukların aktif yaşantı
geçirmesi ve toplumsal aktarım çok büyük önem taşır. Piaget yaptığı çalışmalar
sonucunda duyu-hareket (0-2 yaş), işlem öncesi (3-6 yaş), somut işlemler (7-11 yaş) ve
soyut işlemler (12 ve üzeri yaş) dönemlerinden belirli yaşlarda geçildiğini içeren bir
kuram ortaya koymuştur (Selçuk, Kayılı, Okut, 2004).
14
2.2.5. Vygotsky’nin Zeka Kuramı
Vygotsky’ye göre zihin gelişimi Piaget’nin ileri sürdüğü gibi kendi başına
oluşan bir süreç değildir. Çocuğun çevresindeki bireyler ona problem durumlarında
yardımcı olur ve bazı bilgiler verir. Bu nedenle zeka gelişiminin toplumsal yönü de
vurgulanmalıdır. Vygotsky’e göre belirli bir gelişim düzeyinde çocuğun kendi başına
gerçekleştirebileceği bir takım davranışlar olduğu gibi, bir yetişkinin yardımıyla
başarabileceği davranışlar da vardır. Kendiliğinden edinilen kavramlar gündelik
yaşamda kullanılan kardeş kavramı gibi kavramlardır Öğretilen kavramlara ise sömürü
kavramı örnek verilebilir (Selçuk, Kayılı, Okut, 2004, s.6; Vygotsky, 1985, s.130).
Vygotsky’ye göre Gelişim Dönemleri ve Vurgulanan Özellikler:
• 0-2 yaş Duygusal kontak
• 2 yaş Nesnelerin manupulasyonu
• 3-7 yaş Rol oynama ve sembolik etkinlik
• 7-11 yaş Okuldaki formel çalışmaların vurgulanması
• 12-18 yaş Kişiler arası ilişkilerin ve kariyer açılımlarının kaynaştırılması.
Bütün bu sözü edilen kuramlar ve diğerleri kimi zaman birbirlerini desteklemiş,
kimi zamansa tam karşıt bir görüşü ortaya koymuştur. Ama genel olarak bakıldığında
bu kuramlar, geleneksel yaklaşımda bireylerin yeterliliklerinin tanınması, buna göre
sınıflandırılması ve uygun eğitim ortamlarının yaratılması gerektiğini savunmuşlardır
(Koman, 2001).
Eğitim ve psikoloji alanındaki gelişmelerle birlikte, geleneksel yaklaşımda olduğu
gibi bireyin neler yapabildiğinden daha çok, neler yapabileceği üzerine düşünülmeye
başlanmıştır. Bu etkiler zekâ kuramlarında da değişikliklere ve gelişmelere yol açmıştır.
Artık çocukların değerlendirilmesinde zekâ testlerinin yeterli olmadığı
düşünülmektedir. Çocukların potansiyel yeteneklerinin açığa çıkarılmasının gerektiği
görüşü yaygınlaşmaya başlamıştır (Koman, 2001). Bu görüşleri destekleyen iki önemli
kuramcı Sternberg ve Gardner’dir.
15
2.2.6.Çoklu Zeka Yaklaşımları
2.2.6.1. Sternberg’in Üç Aşamalı Kuramı
Stenberg, kendisinden önceki pek çok kuramcıya oranla, zekanın doğasına
ilişkin çok daha geniş bir bakış açısı sunar. Zeka kaynaklı davranışlar için belirli
zihinsel mekanizmaların gerekli olduğunu öne sürmenin yanı sıra zekanın gerçek dünya
şartlarıyla uyum sağmamayı içerdiği üzerinde de durmuştur. Bu kuram “analitik zeka,
yaratıcı zeka ve pratik zeka” olarak zekanın üç yönünü ele aldığı için “Üç Aşamalı Zeka
Kuramı” olarak adlandırılmıştır (Koman, 2001).
1. Analitik Zekâ: Zekâ kaynaklı davranışlardan sorumlu olan içsel zihinsel
mekanizmalardan meydana gelir. Zekâyla ilgili bir problemin doğasını belirlemekten,
bu sorunu çözmek için bir yöntem seçmekten ve görevin tamamlandığında emin
olmaktan sorumludur. Zekânın bu yönü, zekâ testleri tarafından en iyi şekilde
ölçülebilen zekâdır.
2. Yaratıcı Zekâ: Yetkin bir yaratıcı zekâya sahip olan bir kimse, yeni durumlarla etkili
bir şekilde başa çıkma becerisine sahiptir. Sternberg’e göre, zekâ sadece daha önceden
yüz yüze gelinmiş durumlarla başa çıkmayı değil, aynı zamanda yeni kavramsal
sistemler içerisinde öğrenip düşünme kapasitesini de içermektedir. Zekânın bu yönünün
diğer bir işlevi ise, tekrar tekrar karşı karşıya kalınan durumları “rutin haline getirme”
becerisidir.
3. Pratik Zekâ: Kişinin yaşamına uygun hedefler doğrultusunda gerçek yaşam
koşullarına uyum sağlaması, bunları şekillendirmesi ve seçimler yapmasıyla ilgili
zihinsel etkinlikleri içerir. Pratik zekâ üç bölüme ayrılır. Bunlar; uyum, seçim ve
şekillendirmedir. Uyum, bir kişinin belirli çevresel şartların gerektirdiği becerileri
geliştirme olarak tanımlanır. Seçim, içinde yaşadığımız çevreyi terk edip, yetenek ve
gereksinimlerimize daha uygun olanını seçme davranışıdır. Şekillendirme ise, kişinin
kendisiyle çevresi arasındaki uyumu geliştirmede, özellikle de yeni bir çevre seçimi pek
olanaklı olmadığı zamanlarda kullandığı bir yoldur.
2.2.6.2. Gardner’ın Çoklu Zeka Kuramı
Gardner (1999) zekayı, bir kişinin bir veya birden fazla kültürde değer bulan bir
ürün ortaya koyabilme kapasitesi, gerçek hayatta karşılaştığı problemlere etkili ve
verimli çözümler üretebilme becerisi ve çözüme kavuşturulması gereken yeni ve
16
karmaşık yapılı problemleri keşfetme yeteneği olarak tanımlamaktadır. Diğer bir
değişle, eğer bir insan kendi toplumunda ve diğer toplumlarda değer bulan bir ürün
meydana getirebiliyor veya günlük ya da mesleki hayatında karşılaştığı bir probleme
etkili çözümler getirebiliyorsa, bu insan “zeki” olarak adlandırılabilir. Dolayısıyla,
Gardner “çoklu zeka kuramı” ile zeka konusuna daha geniş bir bakış açısı kazandırmış
ve insanların sahip oldukları farklı yetenekleri-potansiyelleri “zeka alanları” olarak
adlandırmıştır.
Gardner’ın çocuklar ve beyin hasarlı kişiler üzerinde yaptığı uzun çalışmalar
ÇZK’nın ortaya çıkmasını sağlamıştır. Gardner’ın bu kuramla uğraştığı temel yargı,
zekanın tek bir yapıdan meydana gelmediği, insanların en az birbirinden bağımsız sekiz
zekaya sahip olduğu ve bunların zaman içinde geliştirilebileceğidir. Zeka alanlarının her
biri önemlidir. Geleneksel bir yaklaşımın olarak sözel ve matematiksel alanda başarılı
olanları “zeki”, diğer alanlarda başarılı olanları “zeki değil” diye nitelemek yanlış
olacaktır (Selçuk, 1999, s.54-55).
Fareler ve beyin hasarlı kişiler üzerinde yapılan çalışmalar, zeka alanlarıyla ilgili
davranışların beynin belli merkezlerinden yönetildiğini göstermektedir. Örneğin, beynin
sol tarafındaki bir alanda oluşan hasar, konuşma bozukluğuna; sağ tarafındaki bir alanda
oluşan hasar ise, resimlerin tanınmasındaki aksaklığa neden olmaktadır. Beyinde hasar
olmasa da, beynin bazı insanlarda sol tarafı, bazı insanlarda sağ tarafı, bazı insanlarda
da her iki tarafı aynı ölçüde güçlüdür. Bireyler güçlü olan bölgelere bağlı olarak bir ya
da birkaç alanda yüksek performans gösterebilirler. Önemli olan bu alanların
belirlenmesi ve tüm bu alanlara yönelik geliştirici etkinliklerin planlanmasıdır (Ülgen,
1997, 27-28; Selçuk, 1999, s.55).
Kuramla ilgili ilk çalışmalarda öncelikle, zekâ olarak kabul edilecek aday
kapasitelerin mutlaka özerk ve bağımsız bir tabakada oluşturulmasına karar verilmiştir.
Buna göre temel biyolojik özelliklerin belirlenmesinde sekiz ölçüt kullanılarak zekâlar
özelleştirilmiştir. Zekâ alanlarının belirlenmesinde kullanılan sekiz ölçüt şunlardır
(Gardner,2004, s.89-93; Armstrong, 2000, s. 3-8):
1. Beyin arızalarında potansiyel ayırma: Gardner’e göre, beyinde meydana gelen
hasar, insan zekâsının temelindeki ayırt edici becerilerle ilgili en öğretici bilgileri
17
sunabilir (Gardner, 2004, s.89). Gardner, kaza veya hastalık sonucu beynin belli
bölümleri etkilenmiş insanlar üzerinde çalışmış ve şunları gözlemiştir: Beyninin sol ön
lobu (dilsel zekânın büyük bir bölümü) zarar gören bir hastanın, konuşma, okuma ve
yazmada büyük zorluk çektiği fakat şarkı söyleyebildiği, matematiksel işlemleri
yapabildiği, dans edebildiği ve duygularını ifade etmekte zorlanmadığını görülmüştür.
Bu örnekte görüldüğü, gibi beynin sol lobu, sadece sözel etkinlikleri etkilemiş diğer
zekâ alanlarını ise etkilememiştir (Armstrong, 2000, s.3).
2. İdiot savant’lar, dahiler ve diğer olağanüstü bireylerin varlığı: Gardner, dahi terimi
ile insani yetkinliklerden birinde vaktinden önce gelişmiş bir bireyden; idiot savant
terimi ile de başka alanlarda son derece geri kalmış bir performansın yanı sıra, belli bir
becerinin gelişmesinden söz etmektedir. Bu bireylerin varlığı, belli bir zekânın varlığına
ilişkin iddiaları güçlendirirken, aynı zamanda belli bir entelektüel becerinin yokluğu,
belli bir zekânın eksikliğini gösterir (Gardner, 2004, s.89).
3. Çekirdek işlemler tanısı ya da işlemler grubu: Gardner, her zekâ alanının, kendine
özgü çeşitli etkinlikleri yürütmek için temel işlemlere sahip olduğunu söylemiştir.
Örneğin; müzikal zekâda, bu işlemler, değişik ritim yapılarını fark etme yeteneğini ve
duyarlılığını kapsayabilir. Bedensel-kinestetik zekâda ise bu işlemler, diğerlerinin
fiziksel hareketlerini taklit etme gibi yetenekleri içerebilir (Armstrong, 2000, s.8).
4. Gelişimsel tarih ve tanınmış uzman grubunun performansları: Gardner’e göre her
zekânın gelişimsel bir tarihi vardır. Bütün zekâlar ilk çocukluk yıllarında ortaya çıkar.
Ancak her bir zekâ etkinliğinin gösterdiği tarih kişiden kişiye değişir. Mozart
besteciliğe başladığında sadece beş yaşındaydı. Bunun yanı sıra çok sayıda besteci
80’li-90’lı yaşlarında aktif zamanlarını yaşamışlardır. Bu durum, ilerleyen yaşlarda da
beste yapılabildiğini göstermektedir (Armstrong, 2000, s.3).
5. Evrimsel bir tarih ve olası evrim: Sekiz zekâ alanının her birinin gelişimsel nedenini,
insan evriminin içinde incelemek gerekir. Örneğin görsel-uzamsal zekâ, mağara
çizimleriyle denenmiş olabilir. Benzer şekilde, müzikal zekâ arkeolojik kazılarla
bulunan müzik aletleri ile kanıtlanabilir. Ayrıca, çoklu zekâ kuramı tarihsel bir yapıya
sahiptir. Belirli zekâların, geçmiş zamanlarda şimdikinden daha fazla öneme sahip
olduğu görülür. Örneğin, doğacı ve bedensel-kinestetik zekâ, yüz yıl önce, kırsal
kesimde yaşayan, avcılık yapan ve tarımla uğraşan insanlar için daha önemli
görülmüştür. Benzer şekilde belli zekâlar gelecekte daha önemli olabilir. İnsanların
önemli bir yüzdesinin bilgilerini filmlerden, televizyondan, videodan ve CD-ROM
18
teknolojisinden alması görsel-uzamsal zekânın değerini arttırabilir (Armstrong, 2000,
s.7).
6. Psikometrik bulguların desteği: Gardner, zekâyı ölçen standart testlere karşı
çıkmasına rağmen, birçok standart ölçeğin çoklu zekâ kuramını desteklediğine dikkat
çeker. Örneğin; Wechsler Zekâ Ölçeği’nin, sözel-dilsel, matematiksel-mantıksal,
görseluzamsal ve bedensel-kinestetik zekâların alt ölçeklerini içerdiği; Coopersmith
Benlik Saygısı Ölçeği’nin ise kişisel zekâlarda kullanılabileceği belirtilmektedir
(Armstrong, 2000, s.7-8).
7. Deneysel psikolojik çalışmaların desteği: Psikoloji alanındaki çalışmalara bakarak,
zekâların birbirinden ayrı olarak çalıştığı görülebilir. Okuma yeteneğini, başka yeteneğe
çevirmede başarısız olan ya da sözel zekâyı, matematiksel zekâya transfer etmede
başarısız olan bireyler bu çalışmaların odak noktası olmuştur. Örneğin; bazı bireyler
kelimelerde çok iyi bir hafızaya sahip olabilir fakat insan yüzlerini hatırlamayabilir.
Aynı şekilde, bazıları müziksel sesleri algılayabilir ama sözel sesleri algılamayabilir.
Sonuç olarak insanlar, sekiz zekâ alanını farklı düzeylerde gösterebilir (Armstrong,
2000, s.8).
8. Sembolik sistem içinde şifreleme hassasiyeti: Gardner’e göre, zekice davranışların
en iyi göstergelerinden biri, insanoğlunun sembolleri kullanma kapasitesidir. Sembolize
etme yeteneği, insanları diğer türlerden ayıran en önemli faktörlerden biridir. Sekiz
zekâdan her biri kendi sembol sistemine sahiptir. Örneğin, sözel-dilsel zekâ için
İngilizce, Fransızca ve İspanyolca gibi birçok konuşulan ve yazılan diller; görsel-
uzamsal zekâ için, mimarlar, mühendisler ve modacılar tarafından kullanılan bir seri
grafik dilleri vardır (Armstrong, 2000, s.8).
Gardner (1983,1999), bütün insanların en azından sekiz hatta dokuz zekaya
sahip olduğunu ileri sürmektedir. Gardner' e göre insan zekası geniş, evrensel ve zengin
bir içeriğe sahiptir. Ancak günümüze kadar mantıksal-matematiksel problemleri çözme
becerisi zekanın en önemli unsuru olarak kabul edilmiştir. Gardner 1993' e kadar yedi
farklı zeka tanımlamıştır. Bunlar; nesnelerle ilgili zekalar (mantıksal-matematiksel,
görsel-uzamsal ve bedensel-kinestetik), nesnelerden bağımsız zekalar (sözel-dilsel ve
müziksel-ritmik zeka) ve kişisel zekalar (sosyal-içsel zeka)(Gardner, 2004, s.398). Bu
zeka alanları aşağıda açıklanmıştır (Gardner, 2004; Armstrong, 1999; Armstrong, 2000):
19
1. Sözel-dil zekası: Kişinin dili sözlü ve yazılı olarak iyi kullanma kapasitesini ifade
etmektedir. Edebiyatçı, yazar, şair vb.1erinde gelişmiş olduğu kabul edilen bu zeka türü,
kişinin dili gramer yapısına, sözcük dizimine, vurgusuna ve kavramları içerdikleri
anlamlarına uygun olarak kullanmasını gerektirir. Dolayısıyla, sözel-dil zekası, dili
başkalarını bir işi yapmak için ikna etmek, başkalarına belli bir konuda bilgi sunmak,
başkalarına belli bir işin nasıl yapılacağını açıklamak veya bir dil bilimci gibi dilin
özellikleri hakkında bilgi sahibi olmak gibi dil ile ilgili bütün faaliyetleri içerir. Sözel-dil
zekası gelişmiş bireyler, işiterek, konuşarak, okuyarak, tartışarak ve başkalarıyla
iletişime ve etkileşime girerek öğrenirler.
2. Mantıksal-matematiksel zeka: Bireyin sayıları bir matematikçi, bir yergi memuru
veya bir istatistikçi gibi etkili bir şekilde kullanabilmesini ya da bir bilim adamı, bir
bilgisayar programcısı veya bir mantık uzmanı gibi sebep-sonuç ilişkisi kurarak
olayların oluşumu ve işleyişi hakkında etkili bir şekilde mantık yürütme kapasitesini
ifade eder. Bu zeka türü gelişmiş bireyler, nesneleri belli kategorilere ayırarak, olaylar
arasında mantıksal ilişkiler kurarak, nesnelerin belli özelliklerini niceliksel olarak
sayısallaştırarak, hesaplayarak ve olaylar arasında bir takım soyu: ilişkiler üzerinde
düşünerek iyi öğrenirler.
3. Görsel - Uzamsal zeka: Nesneleri görebilme ve görselleştirebilme yeteneğini ifade
eder. Denizciler, pilotlar, heykeltıraşlar, ressamlar, mimarlar uzaysal zekası güçlü olan
bireylere örnek olarak düşünülebilir. Uzaysal-görsel zekaya sahip olan insanlar yer.
zaman, renk, çizgi, şekil, biçim ve desen gibi olgulara ve bu olgular arasındaki ilişkilere
karşı aşırı hassas ve duyarlıdırlar. Dolayısıyla, uzaysal-görsel zekası güçlü olan kişiler
kağıda obje veya manzara çizme, grafiklerle anlatma gibi varlıkları, olayları olguları
görselleştirerek, çizgilerle ve renklerle çalışarak en iyi öğrenirler. Bu zeka türü gelişmiş
insanlar, olayları farklı açıdan ve derinlemesine görme gibi etkinliklerde başarılı
olurlar.
4. Müziksel-ritmik zeka: Bu zeka duyguların aktarımında müziği bir araç olarak
kullanan insanların sahip olduğu müzikal güce işaret eder. Bu bireylerde ritim, melodi,
vurgu ve tonlamaya karşı duyarlılık vardır. Müziksel-ritmik zekası güçlü olan bireyler
en iyi ve etkili olarak ritim, melodi ve müzikle öğrenirler.
20
5. Bedensel-kinestetik zeka: Bireyin duygu ve düşüncelerini ifade etmek için tüm
vücudunu kullanmadaki ustalığı (aktör, pandomim sanatçısı, atlet ve dansçı gibi) veya
ellerini kullanma ve elleriyle yeni şeyler üretme yeteneği kastedilir. Bu zeka
koordinasyon, denge, güç, esneklik ve hız gibi bazı fiziksel yetenekleri ve bu
yeteneklerin hepsinin bir arada işlemesini sağlayan devinimsel nitelikteki bazı özel
becerileri de içermektedir. Bedensel-kinestetik zeka alanı güçlü olan insanlar, en iyi
yaparak yaşayarak, hareket ederek ve hareketleri gözleyerek öğrenirler.
6. Sosyal zeka: İnsanlarla ilişki kurma, onları anlama, güdüleme ve davranışlarını
yorumlama yeteneklerini kapsar. Bu zeka türü, bir insanın diğer insanlardaki yüz
ifadelerine, seslere ve mimiklere olan duyarlılığı ve diğer insanlardaki farklı
özelliklerin farkına vararak onları en iyi şekilde analiz etme, yorumlama ve
değerlendirme yeteneklerini de kapsar. Dolayısıyla, sosyal zekası güçlü olan bireylerin
bir grup içinde grup üyeleri ile işbirliği yapma, onlarla uyum içinde çalışma ve bu
kişilerle etkili olarak sözlü-sözsüz iletişim kurma gibi yetenekleri söz konusudur.
7. İçsel zeka: Bireyin kendini duyma ve anlamasıyla ilgili bilişsel yeteneğinin, hayatını
planlama ve yönlendirme yetisini ifade eder. Başka bir değişle içsel zeka, bir kişinin
kendini tanımasını, kim olduğunu, ne yapmak istediğini ve neyi yapmak istemediğini
veya çeşitli durumlarda nasıl davranması gerektiğini bilmesi ve bütün bunlara bağlı
olarak da hayatında doğru kararlar almasıdır.
1995 yılında Gardner, bu zekalara sekizinci zeka olarak doğal nesneleri tanıma
ve sıralama yeteneği olan naturalist (Doğacı) zekayı eklemiştir. Son yıllarda varoluşsal
zeka olarak nitelendirdiği kişinin varolmak, ölüm, yaşam ve sonsuzluk gibi temel
sorulara verdiği yanıtlarla kendini gösteren yeteneği dokuzuncu zeka olarak
belirlemiştir. Ancak bunun bir zeka çeşidi olup olmadığı konusunda kesin kayıtlara
gerek duyulmaktadır (Silver, Strong ve Perlin, 2000, s. 7-8; Kazak ve Ark, 1999, s.
270; Akbay, 2005, s. 257).
8. Doğacı zeka: Doğacı zeka ile; bir kişinin bir biyolog yaklaşımıyla hayvanlar ve
bitkiler gibi yaşayan canlıları tanıma, onları belirli karakteristik özelliklerine göre
21
sınıflandırma ve diğerlerinden ayırt etme yeteneği ile bir jeolog yaklaşımıyla bulutlar,
kayalar ya da depremler gibi çeşitli karakteristiklerine aşırı ilgi ve duyarlılık ifade
edilmektedir. Gardner (1995; Akt. Saban, 2001, 14) doğacı zekası gelişmiş bir kişiyi
doğal kaynaklara ve sağlıklı bir çevreye yoğun ilgisi olan, canlı ve cansız varlıkların
ayrımını doğal dünyada yapabilen ve bu alandaki yeteneklerini üretken olarak
kullanabilen bir birey olarak tanımlamaktadır.
Gardner’a göre bu zekalar her zaman birlikte çalışır ancak bu durum çok
karmaşık yolla gerçekleşir. Zeka alanlarının hiçbiri yaşamda kendiliğinden oluşmaz. Bir
birey dahi ya da beyinden kaynaklı bir zihinsel sahip olmadığı sürece bütün bu zekalar
birbirleriyle etkileşim halindedir. Örneğin; bir yemeği pişirecek bir kişinin önce tarifi
okuması ve anlaması (sözel zeka), yemek tarifinde yer alan malzemeleri sınıflandırması
ve yemeğe karışım oranlarını hesaplayabilme (matematiksek-mantıksal zeka), ailedeki
bütün fertlerin memnuniyetini sağlayabilmesi (sosyal zeka) ve yemeğin kendi damak
zevkine uygunluğunu belirlemesi (içsel zeka) gerekir. Benzer biçimde, bir tenis
oyuncusu bedensel zekasını koşarken ve vururken; uzamsal zekası sahayı tanırken; dil
ve sosyal zekalarını oyunun kurallarını öğrenirken ve takımıyla paylaşırken, tartışırken;
içsel zekayı kendini oyun sonrası değerlendirirken kullanır (Koman, 2001).
Çoklu zeka kuramı, genel anlamda insanların sahip olduğu bilgi, anlayış ve
becerileri tanımlamayı ve bunlara sahip olup olmadıklarını belirlemeyi amaç edinir.
ÇZK bir kişinin bir problemi başkalarından farklı bir şekilde yapmayı denemesiyle
devreye girmektedir. Bir başka değişle, öğrenci karmaşık matematik problemlerinin
üstesinden geliyorsa, bunu nasıl öğrendiği önemli değildir, hangi zeka alanını da
kullandığına önem verilmez. Ancak bu problemin çözümünün normal ders kitaplarından
öğrenmiyorsa burada öğretmen ya da yazılımcı “karmaşık matematik problemlerini
öğretmenin bir başka yolu var mı? Sorusuna yanıt bulmaya çalışırlar (Gardner, 1999,
s.149).
Öğrencilerin matematik problemlerini çözüp çözmediklerini ya da bir konuyu
anlayıp anlamadıklarını değerlendirmek yerine onları anlamaya çalışmak ve nasıl
düşündükleri hakkında bilgi sahibi olmak gerekir. Bu bağlamda ÇZK okullarda: (1)
arzulanan yeteneklerin geliştirilmesi, (2) bir kavrama, konuya veya derse çok çeşitli
22
şekillerde yaklaşılması, (3) eğitimin bireyselleştirilmesi için kullanılabilir (Gardner,
1999, s. 141).
Çoklu zeka kuramı, yukarıdaki özelliklerin yanında, öğrencilerde sorumluluk
gelişimi, liderlik becerilerinin gelişimi, davranışlarda olumlu gelişimlerin sağlanması,
okul devamlılığının arttırılması, işbirliği ve paylaşma becerilerinin gelişimi, akademik
başarının arttırılması, derse ilişkin tutumların gelişimi içinde kullanılmalıdır. Bu
bağlamda, sayılan bütün özelliklerin gelişimini hedefleyen ve eğitim alanında çok farlı
uygulamalarına rastlayabileceğimiz kubaşık öğrenme yöntemi ile çoklu zeka kuramı
arasında sıkı bir ilişki olduğu da söylenebilir (Kagan ve Kagan, 1998, s.21) .
2.3. Kubaşık Öğrenme
Kubaşık öğrenme; öğrencilerin, sınıf ortamında, küçük karma kümeler oluşturarak
ortak bir amaç doğrultusunda, akademik bir konuda birbirlerinin öğrenmelerine
yardımcı oldukları, küme başarısının değişik yollarla ödüllendirildiği bir öğrenme
yaklaşımıdır (Gömleksiz, 1997, s.1).
Kubaşık öğrenmenin, özellikle ilk ve ortaöğretim düzeylerinde, öğrencilerin
akademik başarıları ile diğer duyuşsal, toplumsal (tutum, benlik saygısı, arkadaşlık
ilişkileri vb.) çıktıları üzerindeki araştırmalarla belirlenen olumlu etkileri, kubaşık
öğrenmeye olan ilgiyi son yıllarda oldukça artırmıştır.
Kubaşık öğrenmeyi, diğer öğrenme yaklaşımlarından ayıran bazı temel ilkeleri
bulunmaktadır. Birçok araştırma bulgularıyla desteklenen bu ilkeler, aşağıda yer
almaktadır (Slavin, 1987; Johnson ve Johnson, 1989, Gömleksiz,1997).
1. Küme amaçları: Kubaşık öğrenmenin etkili olabilmesi için, öğrenciler bir küme
amacı doğrultusunda çalışmalıdırlar. Kubaşık kümeler tanınmak, derece almak, ödül
kazanmak ya da küme süreçleriyle ilgili diğer kazanımları elde etmek için ortak çaba
göstermelidir.
2. Bireysel sorumluluk: Küme başarısı, tüm küme üyelerinin bireysel öğrenmesine
bağlı olmalıdır.
3. Olumlu bağımlılık: Öğrenciler bir görevi tamamlamak için kendi çabalarıyla
diğerlerinin çabalarını birleştirip eşgüdüm içinde çalışmalıdırlar. Olumlu bağımlılık
23
öğrencinin, küme üyelerinin başarısının kendisine, kendi başarısının küme üyelerine
yarayacağını, kendisi başarılı olamazsa kümesinin başarılı olamayacağını algılamasıdır.
4. Yüz yüze destekleyici etkileşim: Destekleyici etkileşim, küme üyelerinin başarı için
birbirlerinin çabalarını kolaylaştırmaları, birbirlerini güdülemeleri ve küme amaçlarına
ulaşmak için birbirlerini başarılı kılmalarıyla mümkün olabilir.
5. Toplumsal beceriler (kişiler arası ve küçük küme becerileri): Küme üyeleri
birbirlerini tanımalı ve güvenmeli, doğru ve açık iletişim kurmalı, birbirlerini kabul
etmeli ve destek olmalı, yapısal çatışmaları çözmelidirler.
6. Küme işleyişinin değerlendirilmesi: Bu ilke, küme üyelerinin etkili çalışma
ilişkilerini oluşturarak amaçlarına daha iyi nasıl ulaşabileceklerini tartıştıkları zaman
ortaya çıkmaktadır.
7. Küme büyüklüğü: Dört kişilik öğrenme kümelerinin işbirliğine dayalı yaşantıların
gerçekleştirilmesi açısından ideal bir sayı olduğu belirtilmektedir.
8. Karma küme: Kümeler başarı, yetenek ve diğer değişkenler (cinsiyet, etnik köken,
yaş, tutum, kişilik özellikleri, zekâ alanları gibi) açısından farklı özelliklere sahip
öğrencilerden oluşturulmalıdır.
9. Başarı için eşit fırsat: Hangi yeterlik düzeyinde olursa olsun, öğrencilerin kendi
kümelerine katkıları değerlendirilmelidir.
Kubaşık öğrenme sistemi içinde birçok teknik geliştirilmiştir. Bu etkinlikler
yapılandırılmış ve yapılandırılmamış olmak üzere ikiye ayrılır. Öğretmen sadece kısa
süreli amaca hizmet edecek şekilde kümeleri rasgele oluşturup dersi bu tekniklerden bir
veya birkaçı ile işleyebilir. Yani yapılandırılmamış teknikleri bir dersi planlarken
kullanabilir. Yapılandırılmış teknikler planlama yapmadan, önceden materyaller
hazırlanmadan, uygulama ve değerlendirme aşamaları önceden belirlenmeden
uygulanabilecek teknikler değildir.
Kubaşık öğrenmenin yapılandırılmış teknikleri; (1) Birlikte öğrenme, (2)
Akademik çelişki, (3) Öğrenci takımları başarı bölümleri, (4) Takım-oyun-turnuva, (5)
Küme destekli bireyselleştirme, (6) Birleştirilmiş okuma ve kompozisyon, (7)
Birleştirme, (8) Küme araştırması, (9) İkili denetim tekniği (10) Birlikte öğrenme’dir.
Bu araştırma, çoklu zeka kuramıyla desteklendiği ve ders içindeki etkinlikler
çoklu zeka kuramındaki bütün zeka alanlarına hitap etmesi sağlanmaya çalışıldığı için
24
ders planlarını oluştururken, kubaşık öğrenme yönteminin yapılandırılmamış
tekniklerinden faydalanılarak hazırlanan ders planları kullanılmıştır.
2.4. Matematik Öğretimi
Matematik sayı, şekil, uzay, büyüklük ve bunlar arasındaki ilişkilerin bilimidir.
Aynı zamanda sembol ve şekiller üzerine kurulmuş evrensel bir dildir. Matematik,
bilgiyi işlemeyi (düzenleme, analiz etme, yorumlama ve paylaşma), üretmeyi,
tahminlerde bulunmayı ve bu dili kullanarak problem çözmeyi içerir.
Matematiği öğrenmek, temel kavram ve becerilerin kazanılmasının yanı sıra
matematikle ilgili düşünmeyi, genel problem çözme stratejilerini kavramayı,
matematiğe karşı olumlu tutum içinde olmayı ve matematiğin gerçek yaşamda önemli
bir araç olduğunu takdir etmeyi de içermektedir (MEB, 2004, s. 6).
Matematik eğitimi, bireylere fiziksel dünyayı ve sosyal etkileşimleri anlamaya
yardımcı olacak geniş bir bilgi ve beceri donanımı sağlar, bireylere çeşitli deneyimlerini
analiz edebilecekleri, açıklayabilecekleri, tahminde bulunacakları ve problem
çözebilecekleri bir dil ve sistematik kazandırır. Ayrıca, yaratıcı düşünmeyi olaylaştırır
ve estetik gelişimi sağlar. Bunun yanı sıra, çeşitli matematiksel durumların incelendiği
ortamlar oluşturarak bireylerin akıl yürütme becerilerini hızlandırır (MEB, 2004, s. 5).
Bilim ve teknolojideki gelişmeler, insanların yeni durumlara ilişkin uyum sorunu
yaşamalarına sebep olmaktadır. Bu nedenle, öğrencilerde problem çözme yeteneğini
geliştirmek, eğitimin temel hedeflerindendir.
ABD’de öğrencileri 21. yüzyıla hazırlanacak programın beş amacı aşağıda
özetlenmiştir (Johnson ve Johnson, 1991, s. 3).
1. Matematik bilginin değerini anlama: Matematik, öğrencilerin matematiğin
kendileri için değerli olduğuna inanmalarını sağlayacak bir yolla öğretilmeli,
öğrenciler okuldan sonra da matematiğe çalışmaya teşvik edilmelidir. Öğrenciler
kültür, tarih, bilimsel gelişme ve matematiğin önemini anlamalıdırlar. Matematiğin
öğrenilmesinde, bireysel destek sağlanmalıdır. Matematiğin öğrenilmesinde,
25
bireysel destek sağlamak ve matematiği öğrenmeye zorlamak kubaşık kümelerle
anlamlı hale gelmektedir.
2. Mantıklı düşünmeyi öğrenmek: Karmaşık durumları açıklığa kavuşturmak için
öğrenciler, veri toplamayı, varsayımlar ortaya koymayı, örnekleri biçimlendirmeyi,
karşı örnekler bulmayı ve sesli tartışmalar yapmayı öğrenmelidirler. Öğrencilerde
matematiksel bakış açısıyla olaylara yaklaşım geliştirilmelidir. Öğrencilerin sesli
olarak düşünmelerine, tartışmalarına izin verilmelidir. Çünkü böylece birçok
öğrencinin doğru cevabı bulma yeteneği farkına varılmadan büyük ölçüde
arttırılmış olacaktır.
3. Matematikle iletişim kurmayı öğrenme: Öğrenciler matematik hakkında
konuşmayı, yazmayı ve okumayı öğrenmelidirler. Öğrenciler diğerleriyle iletişim
kurarken düşüncelerini seçerek, birleştirerek açıkça ifade etmeyi de öğrenirler.
4. Öğrenciler yeteneklerine güvenerek matematiksel düşünmelerini geliştirmelidirler:
Günlük yaşamın gerektirdiği matematikle başa çıkma yeteneği öğrencilerin
matematiğe karşı tutumlarını geliştirmeye bağlıdır. Öğrenmek ve matematiği
kullanmak için öğrenciler kendilerine güvenmeli, kendilerini ön planda tutacak
yeteneğe sahip olmalıdırlar. Öğrenciler matematiğin evrensel olarak bilinen bir
insanlık etkinliği olduğunun farkına varmalıdırlar.
5. Problemleri çözmek için matematik: Öğrenciler problem çözmede çok değişik
matematiksel yöntemler kullanabilmelidirler. Öğrenciler farklı problemlerle
karşılaştırılmalı ve onlardan uygun analizler yapılabilecek şekilde problemi
yeniden düzenlemeleri, problemin çözümü için uygun stratejiler seçmeleri
istenmelidir. Bu aşamadan sonra öğrencilerin grup arkadaşlarıyla problemi
tanımlamaları ve uygun, mantıklı çözüm önerileri geliştirmeleri beklenmelidir.
Problem çözme becerisi üretken insanlar yetiştirmenin temelidir.
Problem çözme becerisinin kubaşık öğrenme yöntemiyle kazandırılabileceği
söylenebilir. Çünkü kubaşık problem çözme öğrencilerin birlikte çalışarak
öğrenmelerine olanak tanırken, öğrenciler en üst düzeyde düşünme stratejilerini de
26
kullanabilme ve böylece matematik problemlerini başarıyla çözebilmektedirler (Mc
Glinn, 1991, s. 14-15)
Kubaşık kümelerle problem çözme becerisini kazanan öğrenciler gelecekte
matematiği daha çok seven, kendine güvenen ve matematiği hayatın her alanında
kullanılabilen bireyler olacaklardır. Çünkü kubaşık kümelerde yanıtlar ortak paylaşıma
dayalıdır. Öğrenciler arasında sürekli bir geribildirim ve kontrol mekanizması
çalışmaktadır. Bu nedenle ulaşılan sonucu tüm küme üyeleri kabul etmedikçe sonuç
doğru kabul edilemez. Küme başarısı vurgulandığı için de kümedeki öğrenciler hem
problemi anlamak, hem de anlatmak durumundadır (Johnson ve Johnson, 1991, s.9).
Bu çalışmada, matematik dersinde öğrencilerin motivasyon gücünü yükselten,
kümelerdeki bireysel farklılıkları göz önünde bulunduran, akran grupları arasındaki
yardımlaşmayı sağlayan, çoklu zeka destekli kubaşık öğrenme yöntemi kullanılmıştır.
2.5. Çoklu Zeka Destekli Kubaşık Öğrenme İle İlgili Araştırmalar
Çoklu Zeka Destekli Kubaşık Öğrenme yöntemiyle ilgili literatür taramasında bu
konuda üç araştırmaya ulaşılmıştır. Bu araştırmalardan biri; İflazoğlu, (2003) tarafından
çoklu zeka destekli kubaşık öğrenme yönteminin ilköğretim 5. sınıf Fen Bilgisi
dersindeki akademik başarına, öğrenme düzeylerine ve tutumlarına etkisine bakılmıştır.
Araştırma 2002-2003 öğretim yılında Adana ili Seyhan ilçesindeki iki resmi ilköğretim
okulunda yapılmıştır. Araştırma iki deney ve üç kontrol grubunda bulunan toplam 187
öğrenci üzerinde gerçekleşmiştir. Kontrol gruplu öntest-sontest modelinin kullanıldığı
araştırma 9 hafta sürmüştür ve kontrol grupları dersleri geleneksel şekilde işlerken, 1.
deney grubu dersleri çoklu zeka destekli kubaşık öğrenme yöntemiyle işlemiş ve 2.
deney grubu kubaşık öğrenme tekniklerinden ikili denetim tekniği ile işlemiştir.
Araştırmada veriler fen bilgisi başarı testi, fen bilgisi tutum ölçeği ve Çoklu Zeka
Alanları Tercih Belirleme Ölçeği ile toplanmıştır. Sonuç olarak, başarı testinden elde
edilen toplam puanlar ile bilgi düzeyi ve kavrama düzeyi puanları açısından deney
grupları arasında anlamlı bir fark bulunmazken, 2. ve 3. kontrol grupları arasında deney
grupları lehine anlamlı farklar bulunmuştur. Ayrıca deney grupları ile araştırmacının
girdiği 1. kontrol grubu arasında anlamlı bir fark gözlenmemiştir. Başarı testi uygulama
düzeyi puanları açısından her iki deney grubu arasında anlamlı fark bulunmazken, 1.
deney grubu ile bütün kontrol grupları arasında, 2. deney grubu ile 2. ve 3. kontrol
27
grupları arasında deney grupları lehine anlamlı farklar bulunmuştur. Fen bilgisine ilişkin
olumlu tutum açısından deney grupları ile sadece 2. kontrol grubu arasında deney
grupları lehine anlamlı farklar bulunurken diğer kontrol gruplar ile anlamlı farklar elde
edilmemiştir. Fen bilgisine ilişkin olumsuz tutum puanları açısından ise deney ve
kontrol grupları arasında anlamlı farklar bulunmamıştır.
Yıldırım, (2006), ilköğretim 5. sınıf Matematik dersinin, “doğal sayılarda
toplama, çıkarma, çarpma, bölme ve bunlarının yanı sıra çokgenler, dörtgenler, örüntü
ve süslemeler” konularının kazandırılmasında, çoklu zeka kuramı destekli kubaşık
öğrenme yönteminin öğrencilerin akademik başarılarına, benlik saygılarına ve kalıcılık
düzeylerine etkisi araştırılmıştır. Araştırma bir deney ve kontrol grubunda bulunan
toplam 72 öğrenci üzerinde gerçekleştirilmiştir. Çalışma 16 hafta sürmüştür. Dersler
deney grubunda çoklu zeka destekli kubaşık öğrenme yöntemi, kontrol grubunda ise
tüm sınıf öğretimine dayalı geleneksel öğretmen merkezli yönteme göre hazırlanan ders
planları doğrultusunda işlenmiştir. Deney ve kontrol gruplarına Matematik Başarı Testi
öntest-sontest ve kalıcılık testi olarak verilmiştir. Benlik Saygısı Ölçeği öntest-sontest
olarak uygulanmıştır. Yine araştırmanın başında öğrencilerin çoklu zeka alanları
tercihlerini belirlemeye yönelik “Çoklu Zeka Alanları Tercih Belirleme Formu”
kullanılmıştır. Öğretim sonucunda öğrencilerin uygulanan yönteme ilişkin görüşlerini
belirlemek üzere geliştirilen Görüşme Formu kullanılmıştır. Ayrıca çalışma grubunun
kişisel özelliklerini belirlemek için Kişisel Bilgiler Formu dağıtılmıştır. Veriler üzerinde
kovaryans analizi uygulanmıştır. Görüşme verileri üzerinde içerik analizi yapılmıştır.
Bulgular, Matematik dersinde çoklu zeka kuramı destekli kubaşık öğrenme yöntemine
göre düzenlenen öğretimin akademik başarı ve kalıcılık üzerinde etkili olduğunu, benlik
saygısı puan ortalamaları açısından ise etkinin anlamlı olmadığını ortaya çıkarmıştır.
Görüşme bulguları ise öğrencilerin çoklu zeka kuramı destekli kubaşık öğrenme
yöntemine göre düzenlenen öğretimden daha fazla yararlandıklarını ve bu yöntemle ders
işlemekten mutlu olduklarını göstermiştir.
Yıldırım, Tarım ve İflazoğlu (2006), ilköğretim 4. sınıf Matematik dersinde
çoklu zekâ kuramı destekli kubaşık öğrenme yönteminin uygulandığı deney grubu ile
tüm sınıf öğretimine dayalı öğretimin uygulandığı kontrol grubu arasında akademik
başarı ve kalıcılık puanları açısından anlamlı bir farkın olup olmadığı araştırılmıştır.
Araştırma bir devlet ilköğretim okulunda okuyan toplam 46 dördüncü sınıf öğrencisi ile
28
gerçekleştirilmiştir. Araştırmada, bir deney bir de kontrol grubu kullanılmıştır. Ölçme
aracı olarak kullanılan “Matematik Basarı Testi” her iki gruba da öntest, sontest ve
kalıcılık testi olarak verilmiştir. Ayrıca çalışmanın basında öğrencilerin zekâ alanlarına
ilişkin tercihlerini belirlemek için TIMI kullanılmıştır. Uygulama toplam yedi hafta
sürmüştür. Araştırma bulguları; akademik başarı açısından, çoklu zekâ kuramı destekli
kubaşık öğrenme yönteminin, tüm sınıf öğretimi yöntemine göre daha etkili olduğunu
ortaya koymuştur. Kalıcılık puanları açısından ise, ise koşulan yöntemler arasında
istatistiksel olarak anlamlı bir farklılaşma olmadığı gözlenmiştir.
Çoklu zeka destekli kubaşık öğrenme yöntemiyle ilgili sadece üç araştırmaya
rastlanırken çoklu zeka kuramı ve kubaşık öğrenme yöntemi ayrı ayrı incelendiğinde
pek çok araştırmaya rastlanmıştır.
2.6. Matematik Öğretimi ve Çoklu Zeka Kuramı İle İlgili Araştırmalar
Çoklu zeka kuramı ilgili olarak ülkemizde değişik konularda araştırmalar
yapılmıştır. Matematik dersiyle ilgili araştırmalara baktığımızda çok fazla araştırma
yapılmıştır.
Carson, (1995) öğrencilerin sahip oldukları farklı kültürel geçmişlerini/etnik
kökenlerini ve farklı öğrenebilme yeteneklerini göz önünde bulundurularak, çoklu zeka
kuramı doğrultusunda, bireysel veya grupla çalışan öğrencilerin matematiksel problem
çözme öğretimindeki farklılıklarını incelenmiştir. Bu araştırma için Florida, Orange
Country şehrindeki bir ilkokulun 5. sınıfları arasından 59 öğrenci deney grubunu ve 59
öğrenci kontrol grubunu oluşturmaktadır. Bu öğrenciler arasından rastgele seçim
yapılarak iki deney ve iki kontrol grubu oluşturulmuştur. Bu araştırmadaki çalışma
gruplarını oluşturan öğrencilerin etnik kökenlerine baktığımızda; %33’ü İspanyol, %3’ü
Asyalı, %2’si Afrika kökenli Amerikalı, %2’si Hintli ve %60’ı Beyaz olmayan
İspanyollar oluşturmuştur. Deney gruplarında çoklu zeka kuramı yaklaşımı
doğrultusunda problem çözme yapılmıştır. Kontrol gruplarında ise geleneksel yöntem
kullanılarak problem çözme öğretimi yapılmıştır. Bu araştırma altı hafta süreli bir
deneysel işlem gerçekleştirilmiştir. Deneysel sürecin başında başarı testi öntest, sonunda
sontest olarak uygulanmıştır. Başarı testinin analizinde varyans analizi kullanılmıştır.
Analiz sonucunda deney gruplarının lehine istatistiksel olarak anlamlı bir fark
bulunulmuştur. Ayrıca deney gruplarında, öğrencilerin sayı problemlerin çözmek için
29
gösterdikleri çabalarda, çözüm yollarındaki inceliklerde/ayrıntılar ve problemlere doğru
cevap vermelerinde gelişme olduğu görülmüştür.
McGraw (1997) çalışmasında, Gardner’ın çoklu zeka teorisi temelli teşvik edici
stratejilerin öğrencilerin matematiksel kavramları öğrenmelerindeki etkililiğini
araştırmıştır. Bunun için bir ilköğretim okulundaki altı 7. sınıf arasından rasgele seçilen
4 grup üzerinde araştırma yürütülmüştür. Araştırma sonunda, çoklu zeka kuramının
kullanıldığı öğrencilerin matematiksel kavramları öğrenmelerinde anlamlı bir fark
bulunmamıştır.
Coşkungönüllü, (1998) çoklu zeka kuramının ilköğretim 5. sınıf öğrencilerinin
matematik erişilerine ve matematiğe yönelik tutumlarına etkisi ile bu kuram ile
matematik işleyen öğrenci ve öğretmenlerin görüşleri incelenmiştir. Araştırma 1997-
1998 öğretim yılının ikinci yarı yılında Ankara İlindeki bir özel ilköğretim okulunda
yapılmıştır. Okulda 14 beşinci sınıf ve her sınıfta 32 öğrenci bulunduğundan kura ile
belirlenen 32 kişilik yeni iki sınıf oluşturulmuştur. Kontrol gruplu öntest-sontest
modelinin kullanıldığı araştırma 3 hafta sürmüş ve kontrol grubu dersleri geleneksel
şekilde işlerken, deney grubu ÇZK ile hazırlanmış ders planları ile işlemiştir.
Araştırmada veriler; matematik başarı testi, matematik tutum ölçeği ve deney grubu
öğretmen ve öğrencileri ile görüşmeler yaparak toplanmıştır. Sonuç olarak ÇZK’nın 5.
sınıf öğrencilerinin matematik erişisine anlamlı etkisi bulunurken, matematiğe yönelik
tutumlar üzerinde anlamlı bir etkisi bulunmamıştır. Öte yandan, öğrencilerin ve
öğretmenlerin ÇZK’nın matematik dersinde uygulanması ile ilgili olumlu görüş ve
düşüncelere sahip oldukları saptanmıştır.
Nguyen, (2000) çalışmasında, FIRST Okullarının ve Öğretmen Programı
Bursunun on amacından biri olan “çoklu zeka öğretimini kullanarak standartlaştırılmış
testlerdeki öğrenci başarısını artırmak” amacını incelemeyi araştırmıştır. 5. sınıflara
uygulanan Kaliforniya Başarı Testi/5 (CAT/5)'in sonuçları çoklu zeka temelli okul
programı ve geleneksel okul programındaki öğrenciler arasında fark olmadığını
göstermiştir. CAT/5 ve Çoklu zeka uygulaması arasında herhangi bir bağ
bulunmamasına rağmen, altıncı sınıf seviyesindeki iki rapor kartı çıktıları-Matematik ve
Beden Eğitimi- ve müzik üzerindeki ev dili program tipi arasındaki etkileşim anlamlı
olmadığı bulunmuştur. Bu farkların büyüklüğü çoklu zeka temelli öğretim alan
30
öğrencilerin çoklu zeka temelli öğretim almayan öğrencilere kıyasla daha yüksek
standartlaştırılmış test skorları alma konusunda daha etkili olduğu sonucuna varmak için
yeterli değildi.
Temur, (2001) çoklu zeka kuramına göre hazırlanan öğretim etkinliklerinin
ilköğretim 4. sınıf öğrencilerinin matematik başarılarını ve kalıcılıklarını incelemiştir.
Araştırma bir özel ilköğretim okulunun iki sınıfında “Zaman Ölçüleri” konusunda
yapılmıştır. Kontrol gruplu öntest-sontest ve kalıcılık modelinin kullanıldığı
araştırmada, kontrol grubu dersleri geleneksel şekilde işlerken, deney grubu ÇZK ile
hazırlanmış ders planları ile işlemiştir. Araştırmada veriler; matematik başarı testi ve
deney grubu öğretmen ve öğrencileri ile görüşmeler yaparak toplanmıştır. Sonuç olarak
ÇZK’nın 4. sınıf öğrencilerinin matematik dersi akademik başarıları puanları arasında
deney grubu lehine anlamlı bir fark olduğu görülmüştür. Ayrıca sontest den bir ay sonra
yapılan t testi analizinin sonucunda kalıcılık testi puanlarına bakıldığında, deney grubu
kalıcılık puanları arasında anlamlı bir farkın olduğu, fakat kontrol grubu kalıcılık
puanları arasında anlamlı bir farkın olduğu görülmüştür. Öte yandan, öğretmenlerin
ÇZK’nın matematik dersinde uygulanması ile ilgili olumlu görüş ve düşüncelere sahip
oldukları saptanmıştır.
Bednar, Coughlin, Evans ve Sievers (2002)'ın Amerika'nın Orta Batısındaki iki
büyük şehirde yer alan ana okulu, dördüncü ve beşinci sınıf öğrencileri üzerindeki
yaptıkları deneysel çalışmada çoklu zeka kuramının matematik dersindeki öğrencilerin
motivasyonlarına ve akademik başarılarına olan etkilerini incelemişlerdir. Ders yılı
başında ana okulundaki öğrencilerin izleme-oryantasyon testleri, anne-baba-öğrenci
anketleri, öğrenci denetim listeleri ve öğrenci portfolyo dosyaları, hem ailelerin hem de
öğrencilerin matematik başarılarının ve motivasyonlarının düşük olduğunu göstermiştir.
Bednar ve arkadaşları bu zayıflığın altında okullarda uygulanması gereken fakat
yeterince uygulanmayan çoklu zeka kuramı stratejilerine bağlamışlardır. Ayrıca bunun
sebepleri arasında; matematik dersine olan ilginin azlığı, öğrencilerin matematik dersi
tutumların düşüklüğü ve anne-baba yönlendirilmesinin azlığı diğer nedenler arasında
gösterilmiştir. Bu çalışma sırasında ilgili literatür incelendiğinde öğrencilerin
matematikteki kavramları gerçek yaşantılarına transfer edemedikleri bununda eğitim
sistemi içerisinde uygulanamayan farklı öğretim stratejilerinden kaynaklandığını ifade
etmişlerdir. Bu eksiklikleri gidermek için geleneksel olmayan öğretim yöntemlerinin
31
kullanılması gerekliliğini savunmuşlardır. Bednar ve arkadaşları uyguladıkları çoklu
zeka kuramı destekli değişik öğrenme stilleri ile çocukların motivasyonlarında ve
akademik başarılarında büyük artışların olduğunu gözlemişlerdir. Bunun yanında bu
çalışmayı yapan araştırmacılar, Howard Gardner'in geliştirdiği çoklu zeka kuramı ile
yapılan öğretim sayesinde öğrencilerin eğitimi ve öğrenmeyi daha anlamlı bulduklarını
belirtmişlerdir. Yıl sonunda yaptıkları anketler ve başarı testleri ile çoklu zeka kuramı
destekli yapılan eğitimle öğrencilerin matematik dersine ilişkin motivasyonlarında ve
başarılarında büyük artışların olduğunu saptamışladır.
Yeşildere, (2003) Çoklu Zeka Kuramı’nın ilköğretim 7. sınıf matematik dersinde
kullanılmasının öğrenme sürecine etkisi araştırılmıştır. Araştırma bir devlet okulundan
seviyeleri birbirine yakın olması için 6. sınıf sene sonu not ortalamaları baz alınarak
seçilen bir deney ve bir kontrol grubunda bulunan toplam 78 öğrenci üzerinde
gerçekleştirilmiştir. Çalışma 5 ay sürmüştür. Çalışma gerçekleştirilmeden önce
Matematiğe Yönelik Tutum Ölçeği, Çoklu Zeka Alanları Ölçeği, Tamsayılar Bilgi
Ölçeği, Denklemler ve Doğru Grafikleri Bilgi Ölçeği geliştirilerek gerekli istatistiksel
analizleri yapılmıştır. Araştırmacı tarafından hazırlanan matematik ders planları
çerçevesinde geliştirilen öğrenme sürecinde; tam sayılar, rasyonel sayılar, denklemler
ve doğru grafikleri ünitelerinde kontrol ve deney grubundaki öğrencilerin matematik
başarıları arasında deney grubu lehinde anlamlı farklılık olduğu ve deney gruplarındaki
öğrenciler ile kontrol grubundaki öğrencilerin matematiğe yönelik tutumları arasında
deney grubu lehinde anlamlı farklılık olduğu sonuçlarına ulaşılmıştır.
Sohn (2003) bu çalışmasında, Çoklu Zeka Teorisinin Andrews Ortaokulundaki
altıncı sınıf öğrencileri üzerindeki etkisini belirlemeye çalışmıştır. Araştırmacı
tarafından geliştirilen metod ve araçların (1) altıncı sınıf öğrencilerine Gardner’ın Çoklu
Zeka teorisini tanıtmadaki (2) çoklu zeka çerçevesi içerisinde kendi kişisel zeka
profillerini fark etmelerini ve geliştirmelerini teşvik etmedeki (3) çoklu zeka teorisi ve
araçlarına ilişkin deneyimlerini ve düşüncelerini açığa çıkarmadaki ve (4) yeni
kazandıkları görüşlerin yeni matematik problemlerini çözmedeki yardımları
konusundaki etkililiğini araştırmıştır. Araştırma sonunda, öğrencilerin kendi
tanımladıkları çoklu zeka profillerinin matematik problemlerini çözmek konusunda
uygun stratejiler belirlemede kendilerine yardımcı olduklarını bulunmuştur.
Öğrencilerin verilmiş bir matematik problemine kendi “giriş noktalarını” bulmalarına
32
müsaade etme, kendilerine en iyi hangi metodların ve stratejilerin problemin neyi
sorduğunu anlamalarına, uygun matematiksel işlemleri seçmelerine, ve matematiksel
işlemleri doğru bir şekilde uygulamalarına yardımcı olmuştur. Öğrenciler kendi
matematiksel stratejilerini seçebildiklerinde, öğrencilerin çok büyük bir oranı kendi
çoklu zeka profillerine uyan stratejileri kullanmışlardır.
Gürbüz ve Çatlıoğlu, (2004) öğrenimde güçlük çekilen 8. sınıf düzeyindeki
olasılık konusunda iki devlet okulundaki dört sınıfta, çoklu zeka kuramına göre
geliştirilen örnek rehber materyallerin uygulanabilirliği araştırılmıştır. Bunun için 3
farklı örnek rehber materyal geliştirilmiştir. Geliştirilen bu materyallerden ikisi
literatürden uyarlanarak hazırlanmış olup, bir tanesi de araştırmacılar tarafından
hazırlanmıştır. Uygulama için 4 tane ders planı hazırlanmıştır. Uygulamalar bir okulda
5, diğerinde 4 ders saati sürmüştür. Uygulamayla ilgili öğretmen ve öğrenci görüşlerini
almak için yarı yapılandırılmış görüşme formları uygulanmıştır. Görüşmeler,
öğretmenlerle ve her sınıfta 5’er öğrenci olmak üzere toplam 20 öğrenciyle uygulama
sonunda ses kayıt cihazı kullanılarak yapılmıştır. Araştırma sonucunda ilköğretim 8.
sınıf matematik dersindeki olasılık konusunda geliştirilen materyallerin
uygulanabilirliği görülmüş ve hem öğrenmeye yardımcı bir niteliğe sahip olduğunu hem
de öğrenmenin kalıcı olmasını sağladığı görülmüştür.
Kelly (2005) bu araştırmayı, PDE ilköğretim öğretmenlerine (okul öncesinden
üçüncü sınıfa kadar) ve ilköğretim öğretmenleri eğitmenlerine öğrencilerin farklı
öğrenme ihtiyaçlarına yönelik öğretme stratejileri ve teorik esaslarını öğrenme
konusunda yardımcı olmak için yapılmıştır. Bu araştırmanın teorik çatısı Ulusal
Matematik Öğretmenleri Kurulu, Matematik Standartları ve İlkeleri, Çoklu Zeka
Kuramı ve farklılaştırılmış öğretme kavramına dayanmaktadır. Araştırmadaki çalışma
grubunu, güneydoğu Georgia’daki 8 ilköğretim okulundaki üçüncü sınıf öğretmenleri
oluşturmuştur. Bu araştırmada hem nicel hem de nitel yöntem kullanılmıştır.
Araştırmacı gerekli araştırmayı ve literatür taramasını yapmış; anketlerden, öğretmen
görüşmelerinden, öğretmen gözlemlerinden ve ders planlarından elde edilen verileri
analiz etmiştir. Verilerin analizi sonunda (1) sunumlar, gösterimler, problem-çözme,
projeler, gazete yazıları, teknoloji ve öğrenme merkezleri gibi bireysel ve grup
aktiviteler öğretmenlerin matematik öğretiminde kullandıkları stratejilerin arasında yer
aldığı. (2) bu çalışmanın katılımcıları günlük matematik öğretiminde geleneksel metodu
33
kullanmaya devam etmediği. (3) bu çalışmanın katılımcıları matematik öğretimi
sırasında haftada bir ya da iki kez farklı öğretim stratejileri kullandıkları bulunmuştur.
Peoples-Marwah (2005) bu çalışmada, müziksel ve görsel zekaların OPT’nin
(Ohio Yeterlik Testi) matematik kısmının üzerinde olumlu bir korelasyon oluşturup
oluşturmadığını incelemiştir. 7. sınıf öğrencilerine geçerliliği kanıtlanmış müzikal
yeteneklerindeki (enstrümantal, müzikalite, ve vokal) ve görsel yeteneklerindeki
(artistik dizayn ve betimleme) bireysel ilgileri ile ilgili bilgi toplamaya yarayan
MIDAS-KIDS ölçeği uygulanmıştır. Bu ölçek aynı zamanda sahip oldukları müziksel
ve görsel zekalarının bireysel matematik skorlarını etkileyip etkilemediğini de
göstermiştir. Bu öğrenciler dört ilköğretim okulundan birine (üçü geleneksel, biri çoklu
zeka temelli olan) devam etmişlerdir. Enstrümantal alıştırmalara katılan öğrencilerin
Ohio Yeterlik Testinin matematik kısmındaki skorları katılmayanlara göre daha yüksek
olduğu, bu yüzden müziksel zekanın (enstrümantal) OPT’nin matematik kısmı üzerinde
olumlu bir etkisi olduğu bulunmuştur. Aynı zamanda, görsel zekaya (artistik dizayn)
ilgisi olan katılımcıların da OPT’nin matematik kısmı üzerinde olumlu bir etkiye sahip
olduğu bulunmuştur. Çoklu zeka temelli okula devam eden öğrencilerin geleneksel
okula devam edenlere kıyasla OPT’nin matematik kısmında daha yüksek bir performans
göstermişlerdir.
2.7. Matematik Öğretimi ve Kubaşık Öğrenme İle İlgili Araştırmalar
Slavin ve Karweit (1981) yapılan bir araştırmada, üç ayrı kubaşık öğrenme
tekniği, aynı gruplarda farklı dersler için kullanılmıştır. Matematik Dersi için" Takım-
Oyun- Turnuva", İngilizce dersi için" Öğrenci Takımları-Başarı Bölümleri", Sosyal
Bilgiler dersi içinde " Birleştirme II" tekniği kullanılmıştır. Araştırma 456 Dört ve
Beşinci sınıf öğrencisi üzerinde gerçekleştirilmiştir. On yedi öğretmenin katıldığı bu
çalışmada, akademik başarı " Bileşik Temel Beceriler Testiyle", öğrenci tutumları,
akademik başarı sorumluluğu, kaygı, benlik saygısı değişik ölçeklerle ölçülmüştür.
Ayrıca öğrencilere sosyometri testi uygulanmıştır. Araştırma bulguları, deney
gruplarındaki öğrencilerin daha çok arkadaşları olduğunu hissettiklerini, çalışmak
istenmeyen arkadaş sayısında azalma olduğunu, okulun daha çok sevildiğini, daha az
kaygı duyulduğunu, genel ve akademik benlik saygısının arttığını göstermiştir.
34
Slavin, Madden ve Stevens (1990), ilköğretim 3., 4., 5. ve 6'ıncı sınıflarında
matematik derlerinde uygulanmak üzere geliştirilen kubaşık öğrenme tekniklerinden "
Takım Destekli Bireyselleştirme" ile ilgili yapılan 7 araştırmanın sonuçlarını
makalelerinde belirtmişlerdir. Yedi araştırmada TDB 'nin akademik başarı, tutum ve
davranışlar üzerindeki etkileri araştırılmıştır. Beş çalışmada, TDB öğrencileriyle kontrol
gruplarındaki öğrenciler arasında, standartlaştırılmış matematiksel hesaplama
ölçeklerinden aldıkları puanlar açısından, TDB lehine anlamlı farklar bulunmuştur.
Kavramlar ve uygulamaların değerlendirildiği dört çalışmanın üçünde TDB lehine
anlamlı farklar gözlenmiştir. Ayrıca TDB 'nin üst, orta ve alt başarı düzeyindeki
öğrenciler için olumlu etkileri olduğu; akademik sorunları olan öğrencilerin de bu
uygulamadan olumlu yönde etkilendikleri belirlenmiştir. TDB'nin matematiğe ilişkin
benlik saygısı, matematik dersliğini sevme, derslik içindeki davranışlar, etnik ilişkiler,
akademik engelli öğrencileri kabul etme değişkenleri açısından olumlu etkileri olduğu
görülmüştür.
Bonaparte'ın (1990), ilköğretim ikinci sınıfla okuyan 240 öğrenci üzerinde
yaptığı bir araştırmada, matematik ve benlik saygısı üzerinde, " Öğrenci Takımları -
Başarı Bölümleri" tekniğinin temel alındığı kubaşık tam öğrenme ile yarışmacı tam
öğrenmeye göre biçimlendirilmiş derslik düzenlerinin etkileri incelenmiştir. Araştırma
bulguları, kubaşık tam öğrenmeye göre biçimlendirilmiş derslik düzeninin, matematik
başarısında, yarışmacı tam öğrenmeye dayalı derslik düzenine göre çok daha etkili
olduğu olduğunu göstermiştir. Bulular, tam öğrenme süreçleriyle kubaşık öğrenme
süreçlerinin birleşimiyle oluşturulan derslik düzeninin, öğrencilerin matematik başarısı
ile benlik saygısının yükselmesinde etkili olduğunu göstermiştir.
Dubois (1990) kubaşık öğrenme yönteminin, birinci sınıf öğrencilerinin
matematik dersine ilişkin tutumlarına ve akademik başarılarına etkisini ortaya koymaya
çalışmıştır. Çalışmada, kubaşık öğrenme tekniklerinden "Öğrenci Takımları-Başarı
Bölümleri" ile "Takım-Oyun- Turnuva" teknikleri kullanılmıştır. Seksen altı matematik
dersliğinde 2175 öğrenci ve 26 öğretmenin katıldığı, deney ve kontrol gruplarının
katıldığı, deney ve kontrol gruplarının oluşturulduğu ve yarı deneysel bir modelin
kullanıldığı bu çalışmayla ilgili uygulamalar 18 hafta sürmüştür. Araştırma bulguları,
hesaplama becerilerinin gelişiminde ve matematiksel kavramların biçimlendirilmesinde,
kubaşık öğrenme tekniklerinin işe koşulduğu deney grupları lehine anlamlı farkların
35
olduğunu göstermiştir. Matematik dersine ilişkin tutumlar açısından bir fark
görülmemiştir.
Johnson ve Johnson (1991), yaptığı meta analiz çalışmaları tekrar ele alarak,
bunların matematik başarısı ve diğer değişkenlerle olan ilişkilerine bakmışlardır.
Matematik öğretiminde kubaşık ve yarışmacı öğrenme yaşantılarının karşılaştırıldığı 17
çalışmada, kubaşık öğrenme lehine ortalama etki ölçüsü .55; kubaşık ve
bireyselleştirilmiş öğrenme yaşantılarının karşılaştırıldığı 31 çalışmada ise yine kubaşık
öğrenme lehine ortalama etki ölçüsü .68 bulunmuştur. Ayrıca matematik problemlerini
başarıyla çözme, matematiksel ilke ve olguları hatırlama açısından kubaşık öğrenme ile
yarışmacı ve bireyselleştirilmiş öğrenme durumları birbiriyle karşılaştırıldığında,
kubaşık öğrenmenin, üst düzeyde akıl yürütme stratejilerinin kullanılmasında ve
keşfedilmesinde, yeni düşüncelerin ve çözümlerin ortaya konulmasında, küme içinde
öğrenilen olgu ve stratejilerin bireysel sorunlara transferinde çok daha etkili olduğu
görülmüştür. Bunlara ek olarak, kubaşık öğrenme yaşantılarının öğrenciler arasında
olumlu ilişkiler geliştirdiği, daha yüksek matematik benlik saygısı sağladığı,
matematiğe karşı daha olumlu tutumlar geliştirilmesinde etkili olduğu belirlenmiştir.
Negangar (1991) bu çalışmada, iki öğretim stratejisinin; işbirlikçi öğrenme ve
düz anlatım-tartışma yöntemlerinin, 4. sınıftan 8. sınıfa kadar olan matematik öğretimi
üzerine düzenlenen bir kurstaki öğrenci tutumları ve başarısı üzerindeki etkileri
karşılaştırılmıştır. Çalışma grubunu, Atina’daki Ohio Universitesi, Ohio ve branş
kampüsünde kursa kayıtlı 157 katılımcıdan oluşmaktadı. Bu bulgular, işbirlikçi
öğrenmenin öğrenci başarısını artırmadığını göstermiştir. Çalışmanın kısa süresi,
öğrenci tutumlarında önemli değişiklikler üretme konusunda başarısız olunmasına yol
açmıştır. İşbirlikçi öğrenme konusunda daha önce yapılan araştırmaların ve matematik
öğretimi için tavsiye edilen yeni yönlendirmelerin ışığında, bu çalışmanın sonuçları da
matematik konusunda ilköğretim öğretmeni eğitimi kurslarında işbirlikçi öğrenme
yönteminin kullanılmasını desteklemektedir.
Zuber (1992), matematik problemlerinin çözümü sırasında uygulanan işbirlikçi
öğrenme yönteminin etkisini incelemiştir. Bu araştırmanın çalışma grubunu 62 (37
erkek, 25 kız) beşinci sınıf öğrencisi oluşturmuştur. Deney ve kontrol grupları bu
öğrenciler arasından rasgele seçilmiştir. Çalışma toplam 14 gün, toplam 7 saat
sürmüştür. Bu sürenin 4 günü hazırlık çalışmalarıyla, 10 günüde matematiksel problem
36
çözme çalışmalarıyla geçmiştir. Deney grubunda yapılandırılmış işbirlikçi öğrenme
etkinlikler uygulanmıştır. Kontrol grubunda bireysel çalışmalar yapılmıştır. Deney ve
kontrol gruplarındaki öğrencileri akademik başarını ölçmek için öntest ve sontest
kullanılmıştır. Yapılandırılmış işbirlikçi öğrenme etkinlikleri öğrenci tutumlarında bir
gelişme sağlamıştır. Fakat yapılandırılmış işbirlikçi öğrenme matematik problem çözme
becerilerinde bir iyileştirme gerçekleştirmemiştir.
Erçelebi (1995) çalışmasında, ilköğretim 3. sınıf matematik dersinde geleneksel
öğretim yöntemi ile işbirlikli öğrenme yönteminin etkilerini incelemiştir.. Araştırma,
1993-1994 öğretim yılının ikinci yarı yılında, Denizli ilindeki bir ilköğretim okulunun
iki sınıfında öntest-sontest deneme modeli kullanılarak, deneysel olarak yürütülmüştür.
Deney grubunda dersler kubaşık öğrenme yönteminin bir tekniği olan “birlikte
öğrenme” tekniğiyle işlenmiştir. Deneysel işlem her iki grupta da toplam 15 saat
süresince devam etmiştir. Araştırma verileri matematik başarı testiyle toplanmıştır.
Sonuç olarak, sontest başarı puanlarına baktığımızda deney grubunun, kalıcılık
puanlarına baktığımızda kontrol grubunun daha başarılı olduğu görülmüştür.
Brush (1995) bu çalışmanın amacı, işbirlikçi öğrenme stratejilerinin ILS-teslim
öğretme tekniği ile entegre edilmesinin öğrenciler üzerinde olumlu akademik ve sosyal
faydalar sağlayıp sağlamadığını, eğer öyleyse, hangi tür işbirlikçi öğrenme gruplarının
en fazla olumlu faydaları gösterdiğini ayırt etmektir. Yöntemin etkililiğini ölçmek için,
matematik başarı testi uygulamadan önce ve uygulamadan sonra seçilmiş okuldaki
bütün beşinci sınıf öğrencilere uygulanmıştır. Bu çalışmanın sonucunda, işbirlikçi
öğrenme stratejilerinin ile ILS teslim sistemi ile entegre edildiğinde öğrenme sürecini
kolaylaştırdığını ortaya çıkartmıştır. ILS kullanan öğrencilerin işbirlikçi gruplardaki
bilgisayar aktivitelerini tamamladıklarında standartlaştırılmış testlerde daha iyi
performans gösterdiklerini ortaya çıkarmıştır.
Kamasih (1996), matematik dersine ilişkin akademik başarı ile duyuşsal
davranışlar üzerinde, küçük kubaşık öğrenme kümelerinin etkilerini; 160 onuncu sınıf
öğrencisini içeren bir örneklemde incelemiştir. Öğrencilerin akademik başarıları,
cinsiyeti ve alan bağımlılıkları göz önüne alınarak karma ve benzeşik kümeler
oluşturulmuştur. Veriler video çekimleri ve gözlemler yoluyla toplanmıştır. Araştırma
bulguları, matematik dersinde küçük kubaşık kümelerde öğrenme fırsatlarının, yalnızca
akademik başarı üzerinde değil, aynı zamanda matematik kaygısının azalmasında da
37
etkili olduğunu göstermiştir. Tüm öğrencilerin küçük kümelerde öğrenmeyi tercih
ettikleri; ancak üst akademik başarı düzeyinde olan birkaç öğrencinin, uyum
sağlayamayacakları gerekçesiyle küçük kubaşık kümelerde çalışmayı istemedikleri
görülmüştür. Küme yapıları açısından bakıldığında ; küme üyeleri arasında toplumsal ve
bilişsel farklılıklara ilişkin sorunlar yoksa, küme üyeleri birbirlerini destekliyor ve
birlikte çalışıyorlarsa, kubaşık öğrenmenin, gerek benzeşik gerekse karma kümelerdeki
öğrenciler arasındaki etkileşim açısından etkili olduğu gözlenmiştir.
Gömleksiz (1997), "İkili Denetim" tekniğinin kullanıldığı kubaşık öğrenme
yönteminin, ilköğretim dördüncü sınıf öğrencilerinin matematik dersine ilişkin
akademik başarılarıyla arkadaşlık ilişkileri üzerindeki etkisini sınamıştır. İD tekniğinin
uygulandığı deney grubunda 24, geleneksel öğretimin uygulandığı kontrol grubunda 23
öğrenci bulunan deneysel çalışmada, akademik başarı açısından gruplar arasında
istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmamıştır. Yine arkadaşlık ilişkileri, derslik içinde
küme çalışması sırasında ve teneffüste birlikte olunmak istenen ve istenmeyen arkadaş
sayısının belirlenmesinde uygulanan sosyometri testi sonucunda gruplar arasında
anlamlı farklar bulunmamıştır.
Yıldız, (1998) işbirlikli öğrenme ve geleneksel öğretimin okulöncesi çocukların
temel matematik becerilerinin gelişimi üzerindeki etkilerini, bu etkilerin cinsiyet ile
ilişkilerini, okulöncesi eğitim kurumlarında uygulanmakta olan matematik çalışmaları
ve yöntemlere ilişkin öğretmenlerin görüşlerini ve bu görüşlerin yaş, kıdem, öğrenim
durumu, çalıştıkları çocuk sayısı ve geliştirilen program ile ilişkilerini incelemiştir.
Araştırma 1994-1995 öğretim yılının ikinci döneminde özel bir okulöncesi eğitim
kurumundaki 6 yaş grubundaki iki sınıfında toplam 30 öğrenci üzerinde, deneysel
olarak yürütülmüştür. Bir sınıfında dersler işbirlikli öğrenme yöntemiyle, diğer sınıfta
da geleneksel yöntemle yürütülmüştür. Araştırmanın verileri matematik başarısı
gözlem formu, matematik öğretimi ölçeği ve görüşme kayıtları ile toplanmıştır.
Araştırmanın sonunda işbirlikli öğrenme yöntemi okulöncesi çocuklarının temel
matematik becerilerinin gelişimi üzerinde geleneksel öğretime göre daha etkili olduğu
bulunmuştur. İşbirlikli öğrenme ve geleneksel öğretimin okulöncesi çocukların temel
matematik becerilerinin gelişimi üzerindeki etkilerinin cinsiyete göre önemli farklılıklar
göstermediği ortaya çıkmıştır. Çalışmaları gözleyen öğretmenler de işbirlikli öğrenme
yönteminin başarıyı yükselterek sosyal becerilerinin gelişimini desteklediği görüşünde
38
olduğu da görülmüştür. Okulöncesi eğitimi kurumlarında öğretmenlerin, matematik
çalışmalarını daha çok bütün sınıf öğretimi içinde bireysel çalışma ile çalışma kitabı
veya hazırlanmış çalışma kağıtları kullanarak uygulandığı ortaya çıkmıştır.
İflazoğlu, (1999) ilköğretim 5. sınıf öğrencilerinin matematik dersinde küme
destekli bireyselleştirme tekniği ile geleneksel öğretim yönteminin akademik başarı ve
ve derse ilişkin tutum üzerindeki etkilerini araştırmıştır. Araştırma 1997-1998 öğretim
yılının Adana il merkezindeki bir devlet okulunda iki sınıftaki toplam 61 öğrenci
üzerinde, deneysel olarak 8 hafta yürütülmüştür. Araştırmada bir deney bir de kontrol
grubu kullanılmıştır. Veri toplama araçları olarak matematik başarı testi ve matematik
tutum ölçeği her iki gruba da öntest, sontest ve kalıcılık testi olarak verilmiştir. Sonuç
olarak; akademik başarı açısından küme destekli bireyselleştirme tekniği tüm sınıf
yöntemine göre daha etkili olduğu, fakat matematiğe karşı olumlu tutum geliştirme
açısından anlamlı fark yaratmadığı bulunmuştur.
Bozkurt, (1999) ilköğretim 4. sınıf matematik dersinde işbirlikli öğrenme
sonucunda kullanılan farklı öğrenme tekniklerinin başarıyı ölçmedeki farklılıklarını
belirlemeye çalışmıştır. Araştırma 1997-1998 öğretim yılının ikinci yarı yılında Ankara
ilindeki bir ilköğretim okulunun iki sınıfında, deneysel olarak yürütülmüştür.
Sınıflardan biri deney grubu, diğeri kontrol grubu olarak belirlenmiştir. Bu araştırmada,
işbirlikli ve alışılagelmiş yöntemle öğretim yapan gruplarda erişinin ölçülmesinde
çoktan seçmeli test (ÇS), kısa cevaplı test (KC) ve sözlü sınav (SS) araçları kullanılmış
ve ölçme araçlarından hangilerinin daha uygun olduğu saptanmaya çalışılmıştır.
Araştırmanın sonucunda, işbirlikli öğretim yapıldıktan sonra, ÇS ve KC test
karşılaştırıldığında ikisi arasında manidar bir fark bulunamamıştır. ÇS ve SS
karşılaştırıldığında SS’ın daha başarılı olduğu görülmüştür. KC test ve SS
karşılaştırıldığında SS’ın daha başarılı olduğu görülmüştür. İşbirlikli öğrenmenin
yapıldığı sınıfla alışıla gelmiş öğretimin yapıldığı sınıflar arasında ÇS test puanları
arasında manidar fark bulunamamıştır. İşbirlikli öğrenmenin yapıldığı sınıfla alışıla
gelmiş öğretimin yapıldığı sınıflar arasında KC test puanları arasında manidar fark
bulunamamıştır. İşbirlikli öğrenmenin yapıldığı sınıfla alışıla gelmiş öğretimin yapıldığı
sınıflar arasında SS test puanları arasında manidar fark bulunamamıştır.
İflazoğlu ve Gömleksiz (2001)tarafından ilköğretim beşinci sınıf matematik
dersinde kubaşık öğrenme yöntemlerinden "Küme Destekli Bireyselleştirme" tekniğinin
39
uygulandığı gruplar ile tüm sınıf öğretiminin uygulandığı grubun akademik başarıları ve
benlik saygıları arasında anlamlı farklar olup olmadığı sınanmıştır. Araştırma, biri alt,
biri orta sosyo-ekonomik düzeydeki iki devlet ilköğretim okulunda okuyan beşinci sınıf
öğrencileri üzerinde gerçekleştirilmiştir. İki deney ve bir kontrol grubu üzerinde yapılan
araştırmada, ölçme araçları (Coopersmith Benlik saygısı ölçeği ve Başarı Testi) öntest ,
sontest ve kalıcılık testi olarak verilmiştir. İstatistiksel işlemler olarak kovaryans analizi,
tek yönlü varyans analizi ve Schffe F testinden yararlanılmıştır. Elde edilen bulgular
doğrultusunda, "Küme Destekli Bireyselleştirme" tekniğinin uygulandığı deney grupları
ile tüm sınıf öğretiminin yapıldığı kontrol grubu arasında, akademik başarı açısından
deney grupları lehine anlamlı bir fark bulunmuştur. Benlik saygısı açısından, gruplar
arasında anlamlı bir fark bulunamamıştır.
Yıldız (2001), matematik öğretiminde işbirlikli öğrenme yönteminin öğrenci
başarısı üzerine etkilerini belirlemeye çalışmıştır. Araştırma, 2000-2001 öğretim yılının
bahar döneminde, deney ve kontrol olmak üzere iki grupta toplam 70 yedinci sınıf
öğrencisi ile gerçekleştirilmiştir. Deney grubuna işbirlikli öğrenme tekniklerinden
birlikte öğrenme, kontrol grubuna geleneksel öğrenme yöntemi uygulanmıştır.
Uygulamadan önce ölçme aracı gruplara öntest olarak verilmiştir. Uygulama bitiminde
gruplara sontest uygulanmıştır. Elde edilen bulgular sonucunda işbirlikli öğrenme
yönteminin, matematik öğretiminde öğrenci başarısı üzerinde geleneksel yöntemden
anlamlı derecede olumlu yönde etkili olduğu görülmüştür.
Bayraktar (2003) araştırmasında ortaöğretim matematik dersinde ikinci
dereceden denklemler konusunun işbirliğine dayalı öğrenme (İ.D.Ö.) ile işlenişi için
öğretmen ve öğrenci görüşlerini belirlemeye çalışmıştır. Araştırma Ankara il
merkezindeki Cumhuriyet Anadolu Lisesi ve İskitler Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi
birinci sınıflarında öğrenim gören toplam 199 öğrenci üzerinde yürütülmüştür.
Çalışmaya bu okullarda görev yapan 11 matematik öğretmeni katılmıştır. Veri toplama
aracı olarak öğrenciler için bir anket formu, öğretmenler için bir gözlem formu
hazırlanmıştır. Anket formu, öğrencilerin işbirliğine dayalı öğrenme (İ.D.Ö.) ile işlenen
ders sürecindeki duygu ve düşüncelerini belirlemek amacıyla hazırlanmıştır. Aynı şekilde
gözlem formu ders sürecinde öğretmenleri tarafından öğrencilerin nasıl davrandıklarını
belirlemek amacı ile geliştirilmiştir. Ayrıca dört öğretmenle görüşme yapılarak veri
toplanmıştır. Araştırmanın sonuçları öğrencilerin matematik öğretiminde işbirliğine dayalı
40
öğrenme yaklaşımını yararlı bulduklarını göstermiştir. Ayrıca araştımıada elde edilen
bulgular öğretmenlerin bu yaklaşım hakkında yeterli bilgiye sahip olmadıklarını, ancak
öğrencileri için oldukça yararlı bulduklarına işaret etmiştir.
Sarıtaş (2002), işbirlikli ve geleneksel sınıflardaki başarılı ve başarısız problem
çözücülerin kullandıkları öğrenme stratejileri, tutumları ve edim düzeylerini
belirlemeye çalışmıştır. Araştırma ilköğretim dördüncü smıf öğrencileri üzerinde
yapılmıştır. Araştırmada kontrol gruplu ön test-son test modeli kullanılmıştır.
Araştırma sırasında deney grubunda işbirlikli öğrenme tekniklerinden "birlikte
öğrenme" tekniği, kontrol grubunda ise geleneksel öğretim yöntemi kullanılmıştır.
Yedi haftalık bir uygulama yapılmıştır. Başarılı ve başarısız problem çözücülerin
kullandıkları öğrenme stratejilerini belirlemek için problem çözme strateji ölçeği,
video kaydı ve öğrencilerin müsveddelerinden yararlanılmıştır. Başarı düzeylerini
belirlemek için başarı testi, problem çözmeye karşı tutumlarını belirlemek için de
tutum ölçeğinden yararlanılmıştır. Kullanılan bu veri toplama araçları hem ön test hem
de son test olarak uygulanmıştır. Araştırma sonucunda, işbirlikli öğrenme yönteminin
uygulandığı deney grubu ile geleneksel öğretim yöntemlerinin uygulandığı kontrol
grubunun başarı düzeyleri arasında deney grubu lehine anlamlı bir fark gözlenmiştir.
Deneklerin problem çözmeye karşı tutumları açısından da deney grubu lehine anlamlı
bir fark gözlenmiştir. Başarılı ve başarısız problem çözücülerin kullandıkları öğrenme
stratejilerinde ön test sonucunda hem deney grubunda hem de kontrol grubunda
anlamlı farklılıklar görülmüştür. Son test sonucunda ise deney grubundaki başarısız
problem çözücülerin kullandıkları öğrenme stratejilerinin, başarılı öğrencilerin
kullandığı stratejilerle benzerlik gösterdiği gözlenmiştir.
Tarım (2003) ilköğretim 4. sınıf öğrencilerinin matematik başarıları ve
matematiğe ilişkin tutumları üzerinde iki kubaşık öğrenme tekniğinin ( Küme Destekli
Bireyselleştirme tekniği ve İkili Denetim tekniği) etkilerini geleneksel yöntemle
karşılaştırmıştır. Bunlara ek olarak bu çalışmada meta analizi tanıtarak örnek bir meta
analiz uygulaması da yapmıştır. Araştırma 2000-2001 öğretim yılında Adana il
merkezindeki bir devlet okulunda rasgele seçilmiş toplam 248 öğrenci üzerinde,
deneysel olarak yürütülmüştür. 2 sınıf küme destekli kubaşık öğrenme (KDB)
tekniğiyle, 2 sınıf ikili denetim tekniğiyle (İD) ve üç sınıfta tüm sınıf yöntemi ile
dersleri işlemiştir. Araştırma verileri matematik başarı testi, tutum ölçeği ve kişisel
41
bilgiler formu kullanılarak toplanmıştır. Araştırmanın sonucunda her iki kubaşık
öğrenme tekniğinin geleneksel yönteme göre daha etkili olduğu görülmüştür. Kubaşık
öğrenme teknikleri karşılaştırıldığında KDB tekniğinin İD tekniğine göre daha etkili
olduğu görülmüştür. Öğrencilerin matematik tutumları incelendiğinde sınıflar arasında
anlamlı farklılık bulunmamıştır. Araştırmada yapılan meta-analiz çalışmasında,
Türkiye’de kubaşık öğrenme yönteminin akademik başarı üzerindeki sonuçlar
incelenmiştir. Analiz 31 çalışma ile yürütülmüştür. Kubaşık öğrenme yöntemi,
akademik başarı üzerinde oldukça başarılı bulunmuştur. Ayrıca kubaşık öğrenme
yönteminin ülkemizde daha çok ilköğretim ve üniversite düzeyinde genellikle sözel alan
derslerinde tekrarlandığı görülmüştür. Yöntemin pek çok tekniğinin ülkemizde
uygulandığı ancak an fazla “Öğrenci Takımları Başarı Bölümleri (STAD) tekniğinin
(n=13) kullanıldığı da göze çarpmaktadır.
2.8. Araştırmaların Genel Olarak Değerlendirmesi
Yukarıda ele alınan araştırmaları ÇZK destekli kubaşık öğrenme, çoklu zeka
kuramı ve kubaşık öğrenme yöntem olarak ayrı ayrı incelemekte yarar vardır
Çoklu zeka destekli kubaşık öğrenme yöntemi ile ilgili yapılan çalışmalar
incelendiğinde akademik başarıyı geleneksel yönteme göre daha çok arttırdığı
görülmüştür. Çoklu zeka kuramı temelli çalışmalar çoğunlukla öğrencilerin işbirliğine
dayalı grup çalışmalarında daha başarılı olduklarını ve öğrenme konusuna yönelik
tutumlarının daha olumlu olduğunu göstermiştir. Çoklu zeka kuramı temelli çalışmalar
öğrencilerin kendilerini birey olarak kabul etmelerinde, bağımsız düşünmelerinde ve
değişik konuları farklı zeka alanları etkinliği çeşitliliğiyle öğrenecekleri görülmüştür.
Ayrıca bu yönteme ilişkin öğrenci görüşlerine baktığımızda bu yöntemi çok
sevdiklerini, eğlenerek ders işlediklerini dile getirmişlerdir.
Kubaşık öğrenme yöntemi ile ilgili araştırmalara genel olarak baktığımızda
kubaşık öğrenmenin geleneksel yönteme göre daha etkili olduğu görülmüştür. Kubaşık
öğrenme yöntemi; akademik başarının yanı sıra, grup içi iletişim, işbirliği, farklılıkların
kabulü, benlik saygısı vb. duyuşsal özelliklerin kazandırılmasında diğer yöntemlere
göre daha etkili olduğu görülmüştür. öğrencilerin birlikte çalışmaktan zevk aldıkları ve
sosyal becerilerinin geliştiği görülmüştür.
42
Çoklu Zeka Kuramı ile ilgili araştırmalara genel olarak baktığımızda yapılan
çalışmalarda çoklu zeka yöntemine göre hazırlanan planlarla işlenen derslerin
geleneksel yönteme göre daha etkili olduğu görülmüştür. Pek çok çalışmada
öğrencilerin akademik başarılarının aynı seviyede olmadığı ve bireysel farklılıkların çok
fazla olduğu görülmüştür. Öğrenciler bu farklılıklarını birlikte çalışarak giderdikleri
görülmüştür. Ayrıca öğrencilerle yapılan görüşmelerde de bu yöntemin geleneksel
yönteme göre daha etkili ve eğlenceli olduğu görüşünde oldukları görülmüştür.
43
BÖLÜM III
YÖNTEM
Bu bölümde, araştırma modeli, çalışma grubu, veri toplama araçları, verilerin
toplanması ve çözümü üzerinde durulmuştur.
3.1. Araştırma Modeli
Bu araştırmayla ÇZK destekli kubaşık öğrenme yöntemi ve 2005-2006
Matematik öğretim programı doğrultusunda yapılan öğretimin karşılaştırılması
planlanmış, bu yöntemin ilköğretim dördüncü sınıf öğrencileri matematik dersindeki
akademik başarılarına ve kalıcılık düzeylerine etkileri incelenmiştir. Bir başka değişle
bağımsız değişkenlerin (ÇZK destekli kubaşık öğrenme yöntemi),
bağımlı değişkenler (akademik başarı, kalıcılık) üzerinde etkili olup olmadıkları
sorusuna cevap aranmıştır. Bu bağlamda araştırma, deneme modelinde bir çalışmadır.
Neden-sonuç ilişkilerini belirlemeye çalışmak amacı ile doğrudan araştırmacının
kontrolü altında, gözlenmek istenen verilerin üretildiği deneme modelleri; bağımsız
değişkenlerin bağımlı değişkeni etkilemesi, kontrollü koşullarda sistemli değişiklikler
yapılması ve sonuçlarının izlenmesi ile olur. Bağımsız değişkendeki sistemli
değişmelerin bağımlı değişkeni nasıl etkilediği görülmeye çalışılır (Karasar, 2004, s.87–
88).
Bu araştırmada çoklu zeka kuramı destekli kubaşık öğrenme yönteminin
etkililiğini sınamak için iki deney ve iki kontrol grubu belirlenmiştir. Birinci ve ikinci
deney gruplarında çoklu zeka kuramı destekli kubaşık öğrenme yöntemi kullanılmıştır.
Fakat birinci deney grubu bir önceki dönem (2004-2005 öğretim yılının ikinci yarı
yılında), 9 hafta boyunca matematik dersini çoklu zeka destekli kubaşık öğrenme
yöntemiyle işlemiştir. İkinci deney grubu ise ilk defa çoklu zeka destekli kubaşık
öğrenme yöntemiyle matematik dersini işlemiştir. Deney grupları ile birinci kontrol
grubunda dersler araştırmacı tarafından işlenmiştir. İkinci kontrol grubunda ise dersler,
2005-2006 Matematik öğretim programı doğrultusunda sınıf öğretmeni tarafından
yürütülmüştür.
44
Araştırmada, “Matematik Başarı Testi”, “Teele Zeka Alanları Belirleme Ölçeği”
(The Teele Inventory for Multiple Intelligences = TIMI), kişisel bilgiler formu ve yarı
yapılandırılmış görüşme formu olmak üzere dört veri toplama aracı kullanılmıştır.
Matematik Başarı Testi, araştırmacı tarafından dördüncü sınıf öğrencilerinin matematik
derslerindeki akademik başarılarını sınamak için geliştirilmiştir. Bu başarı testi, deney
ve kontrol gruplarına, deneysel işlemler başlamadan önce, deneysel işlemin bitiminde ve
deneysel çalışmanın bitiminden dört hafta sonra kalıcılık testi olarak uygulanmıştır.
TIMI ve kişisel bilgiler formu deney ve kontrol gruplarındaki öğrencileri daha iyi
tanımak ve deney grubunda kubaşık kümeleri oluşturmak için kullanılmıştır.
Öğrencilerin ÇZK destekli kubaşık öğrenme yöntemi hakkındaki düşünceleri, uygulama
sonunda araştırmaya katılan 20 (Deney-1, n=10; Deney-2, n=10) öğrenciyle yapılan 5-
10 dakikalık birebir görüşmelerle alınmıştır. Bu görüşmelerin kayıt edilmesinde ses
kayıt cihazı kullanılmıştır. Bu bağlamda, bu araştırma hem nicel, hem de nitel bir
çalışma olarak modellenmiştir.
Araştırma “öntest-sontest ve kalıcılık kontrol gruplu” deneme modeline göre
desenlenmiştir. Ancak gruplar bütün özellikleriyle eşitlenemediğinden bu yönüyle yarı
deneysel bir çalışma olarak nitelendirilebilir (Cohen ve Manion, 1995). Bu modelin
simgesel görünümü Tablo 3.1’de verilmiştir (Karasar, 2004, s.94).
Tablo 3.1. Deneme Modelinin Simgesel Görünümü
D1 O1.1 X O1.2 O1.3
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
D2 O2.1 X O2.2 O2.3
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
K1 O3.1 O3.2 O3.3
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
K2 O4.1 O4.2 O4.3
(------)= deney ve kontrol gruplarının tesadüfi olarak eşitlenmediğini gösterir.
D1: 1. Deney Grubu (Daha önceden çoklu zeka kuramı destekli kubaşık öğrenme yönteminin uygulandığı grup) D2: 2. Deney Grubu (İlk defa çoklu zeka kuramı destekli kubaşık öğrenme yönteminin uygulandığı grup) K1: 1. Kontrol Grubu (Araştırmacının girdiği grup) K2: 2. Kontrol Grubu X: Bağımsız değişken (deneysel işlem)
45
O1.1- O2.1- O3.1- O4.1: Öntest O1.2- O2.2- O3.2- O4.2: Sontest O1.3- O2.3- O3.3- O4.3: Kalıcılık testi
3.2. Çalışma Grubu
Araştırma, 2005-2006 öğretim yılı birinci yarı yılında, Adana il merkezinde
bulunan bir devlet ilköğretim okulunun dördüncü sınıflarından, dört farklı sınıftaki
toplam 150 öğrenci üzerinde yürütülmüştür. Çalışma ilköğretim dördüncü sınıf
öğrencileri üzerinde toplam 16 haftada gerçekleştirilmiştir.
Çalışmanın ilköğretim düzeyinde ve anılan ilköğretim okulunda yürütülmek
istenmesinin temel nedenleri şunlardır.
1. Uygulamanın yapılacağı okuldan izin alma, çalışmayı planlama ve yürütme
aşamaları için okul yönetimi tarafından birçok kolaylıklar sağlanacağı
düşünülmüştür.
2. Deney ve kontrol gruplarındaki öğretmenlerin sınıflarında yeni bir yöntemin
uygulanmasını istemeleri, yeniliklere açık olmaları ve öğrencilerinin
yeniliklerden yararlanmalarını istemeleri, hazırlık çalışmaları ve dolayısıyla
uygulama sırasında da birçok kolaylıklar göstereceklerine inanılması, çalışmanın
planlanması aşamasında birçok kolaylık sağlayacağı düşünülmüştür.
Çalışma gruplarına, öntest olarak “Matemetik Başarı Testi” deneysel işlemin
başında uygulanmıştır. Bu testten elde edilen öntest sonuçları, tek yönlü varyans analizi
ile test edilmiştir. Öntest puanlarına ilişkin elde edilen bulgular aşağıda sırasıyla
verilmiştir.
3.3. Matematik Başarı Testi
Deney ve kontrol gruplarındaki öğrencilerin, matematik başarı testi öntest
puanları açısından anlamlı olup olmadığını belirlemek amacı ile elde edilen veriler, tek
yönlü varyans analizi kullanılarak değerlendirilmiştir. Elde edilen betimsel sonuçlara
ilişkin sayısal veriler Tablo 3.3.1 ‘da yer almaktadır.
46
Tablo 3.3.1.: Deney ve Kontrol Gruplarındaki Öğrencilerin Matematik Başarı Testi
Öntest Puanlarına İlişkin Betimsel Değerler
Gruplar N X SS
Deney – 1 37 11.97 4.722
Deney – 2 34 13.02 6.890
Kontrol – 1 40 12.07 4.553
Kontrol – 2 39 10.23 5.489
Tablo 3.3.1. incelendiğinde, deney - 1 grubu öğrencilerinin matematik başarı
testi öntest puanlarının aritmetik ortalaması 11.97; deney – 2 grubunun 13.02; kontrol-1
grubunun 12.07 ve kontrol-2 grubunun 10.23 olduğu görülmüştür. Bu puanlar arasında
anlamlı fark olup olmadığını anlamak için tek yönlü varyans analizi yapılmıştır.
Sonuçları Tablo 3.3.2.’de verilmiştir.
Tablo 3.3.2. Deney ve Kontrol Gruplarındaki Öğrencilerin Başarı Testi Öntest
Puanlarının Tek Yönlü ANOVA Sonuçları
Tablo 3.3.2.’de görüldüğü matematik başarı testi öntest puanları arasındaki
anlamlı farklılığın olup olmadığını anlamak için p değerine baktığımızda, p>.05 olduğu
için gruplar arasında anlamlı fark çıkmadığı görülmüştür.
3.4. Kişisel Bilgiler Formu
Başarı testi puanlarının yanı sıra, ayrıca öğrencilerin cinsiyeti, doğum yeri, anne-
babanın yaşayıp yaşamaması, anne-babanın medeni durumu, kardeş sayısı, evde oturan
kişi sayısı, evde konuşulan dil, oturdukları evin kendilerine ait olup olmaması, anne-
babanın öğrenim durumu ve mesleği ile ilgili değişkenler açısından da, deney ve kontrol
gruplarındaki öğrenciler arasında anlamlı farkların olup olmadığına bakılmıştır.
Öğrencilerin yakın çevresiyle ilişkili olan bu değişkenler akademik başarıyı
etkileyebilecek düzeyde olabilir. Bu nedenle, deney ve kontrol gruplarındaki
Kareler Toplamı sd Kareler
Ortalaması f p
Gruplar Arası 151.532 3 50.511 1.706 .168
Gruplar İçi 4323.642 146 29.614 Toplam 4475.173 149
47
öğrencilerin bu değişkenler açısından da mümkün oldukça benzer nitelikler taşıması
önem taşımaktadır. Aşağıda bu değişkenlere ilişkin sayısal verileri içeren çizelgelere
sırasıyla değinilmiştir.
3.4.1. Cinsiyet
Deney ve kontrol gruplarında yer alan öğrencilerin cinsiyetine göre dağılımı
Tablo 3.4.1.’de verilmiştir.
Tablo 3.4.1. Deney ve Kontrol Gruplarında Yer Alan Öğrencilerin Cinsiyetine Göre
Dağılımı
Gruplar Kız Erkek Toplam f % f % f %
Deney – 1 20 54.1 17 45.9 37 100 Deney - 2 20 58.8 14 41.2 34 100 Kontrol - 1 17 42.5 23 57.5 40 100 Kontrol - 2 18 46.2 21 53.8 39 100
X2 =2.433, p=.488
Tablo 3.4.1. incelendiğinde, cinsiyet açısından deney ve kontrol grupları
arasında anlamlı farklılığın olmadığını anlamak için X2 =2.433, p=.488 değerlerine
baktığımızda gruplar arasında anlamlı farkın olmadığı görülmüştür.
3.4.2. Doğum Yeri
Deney ve kontrol gruplarındaki öğrencilerin doğum yerlerin aşağıdaki Tablo
3.4.2.’de verilmiştir.
Tablo 3.4.2. Deney ve Kontrol Gruplarında Yer Alan Öğrencilerin Doğum Yerine Göre
Dağılımı
Gruplar Adana Adana Dışı Toplam f % f % f %
Deney - 1 28 75.7 9 24.3 37 100 Deney - 2 31 91.2 3 8.8 34 100 Kontrol-1 36 90 4 10 40 100 Kontrol-2 33 84.6 6 15.4 39 100
Tablo 3.4.2. incelendiğinde, deney - 1 grubunda dokuz öğrencinin, deney - 2
grubunda üç öğrencinin, kontrol-1 grubunda dört öğrencinin ve kontrol-2 grubunda da
altı öğrencinin Adana dışındaki bir şehirde doğmuş olduğu görülmektedir.
48
3.4.3. Kardeş Sayısı
Deney ve kontrol gruplarındaki öğrencilerin kardeş sayılarını aşağıdaki Tablo
3.4.3.’de verilmiştir.
Tablo 3.4.3. Deney ve Kontrol Gruplarında Yer Alan Öğrencilerin Kardeş Sayılarına
Göre Dağılımı
Gruplar
Kardeş Sayısı 1 Kardeş 2 Kardeş 3 Kardeş 4 Kardeş 5 Kardeş Toplam f % f % f % f % f % f %
Deney - 1 9 24.3 26 70.3 2 5.4 0 0 0 0 37 100 Deney - 2 2 5.9 25 73.5 5 14.7 1 2.9 1 2.9 34 100 Kontrol-1 4 10 22 55 12 30 2 5 0 0 40 100 Kontrol-2 11 28.2 20 51.3 6 15.4 2 5.1 0 0 39 100
Tablo 3.4.3. incelendiğinde, deney-1, deney-2, kontrol-1 ve kontrol-2
gruplarındaki öğrencilerin yarısından fazlasının 2 kardeşi olduğu görülmektedir.
Deney-1 grubundaki öğrencilerin % 24.3’ünün ve kontrol-2 grubundaki öğrencilerin %
28.2’sinin tek çocuk olduğu görülmektedir. Ayrıca kontrol-1 grubunun % 30’ unun,
deney-2 grubunun % 14.7’si ve kontrol-2 grubunun % 15.4’ünün üç kardeş olduğu
görülmektedir.
3.4.4. Aile Büyüklüğü
Deney ve kontrol gruplarındaki öğrencilerin, evde oturan kişi sayısını gösteren
aile büyüklüğü çizelgesi aşağıdaki Tablo 3.4.4.’de verilmiştir.
Tablo 3.4.4. Deney ve Kontrol Gruplarında Yer Alan Öğrencilerin Evde Oturan Kişi
Sayısına Göre Dağılımı
Gruplar Evde Oturan Kişi Sayısı
2 Kişi 3 Kişi 4 Kişi 5 Kişi 6 Kişi Toplam f % f % f % f % f % f %
Deney - 1 0 0 10 27 22 59.5 5 13.5 0 0 37 100 Deney - 2 0 0 3 8.8 23 67.6 6 17.6 2 5.9 34 100 Kontrol-1 1 2.5 4 10 21 52.5 11 27.5 3 7.5 40 100 Kontrol-2 0 0 11 28.2 18 46.2 8 20.5 2 5.1 39 100
Tablo 3.4.4. incelendiğinde, deney-1, deney-2, kontrol-1 ve kontrol-2
gruplarındaki öğrencilerin büyük çoğunluğunun evlerinde 4 kişi oturduğu (deney-1
grubundaki öğrencilerin %59.5’i; deney-2’dekilerin % 67.6 kontrol-1’dekilerin %
52.5’sinin; kontrol-2’dekilerin %46.2’sının) görülmektedir. Ayrıca deney-1 grubunun
49
%27’sinin ve kontrol-1 grubunun %28.6’sının 3 kişi, kontrol-1 grubunun % 27.5’inin ve
kontrol-2 grubunun %20.5’inin 5 kişi birlikte oturduğu görülmüştür.
3.4.5. Aile İçinde Başka Dil Konuşulup Konuşulmadığı
Deney ve kontrol gruplarındaki öğrencilerin, aile içinde başka dil konuşulup
konuşulmadığını gösteren çizelge aşağıdaki Tablo 3.4.5.’de verilmiştir.
Tablo 3.4.5. Deney ve Kontrol Gruplarında Yer Alan Öğrencilerin Evlerinde Başka Dil
Konuşulup Konuşulmadığına Göre Dağılımı
Gruplar Konuşulmuyor Toplam f % f %
Deney - 1 37 100 37 100 Deney - 2 34 100 34 100 Kontrol-1 40 100 40 100 Kontrol-2 39 100 39 100
Tablo 3.4.5. incelendiğinde, deney-1,deney-2, kontrol-1 ve kontrol-2 gruplarındaki
öğrencilerin tamamının evinde Türkçe konuşulduğu görülmüştür.
3.4.6. Öğrencilerin Oturdukları Evlerin Kendilerinin Olup Olmaması
Deney ve kontrol gruplarındaki öğrencilerin oturdukları evlerin kendilerinin
olup olmadığını gösteren çizelge aşağıdaki Tablo 3.4.6.’de verilmiştir.
Tablo 3.4.6. Deney ve Kontrol Gruplarında Yer Alan Öğrencilerin Oturdukları Evlerin
Kendilerinin Olup Olmamasına Göre Dağılımı
Gruplar Kendimizin Kendimizin Değil Toplam f % f % f %
Deney - 1 28 75.7 9 24.3 37 100 Deney - 2 29 85.3 5 14.7 34 100 Kontrol-1 28 70 12 30 40 100 Kontrol-2 29 74.4 10 25.6 39 100
Tablo 3.4.6. incelendiğinde, deney-1, deney-2, kontrol-1 ve kontrol-2
gruplarındaki öğrencilerin büyük çoğunluğunun evleri kendilerine ait olduğu (deney-1
grubundaki öğrencilerin %75.7’si; deney-2’dekilerin % 85.3’ü; kontrol-1’dekilerin %
70’i; kontrol-2’dekilerin %74.4’ü) görülmektedir. Bu değişken açısından gruplar
arasında anlamlı fark bulunmamıştır ( X2 =2.459, p=.483 ).
50
3.4.7. Baba Eğitim Durumu
Deney ve kontrol gruplarındaki öğrencilerin babalarının öğrenim durumlarını
gösteren çizelge aşağıdaki Tablo 3.4.7.’de verilmiştir.
Tablo 3.4.7. Deney ve Kontrol Gruplarında Yer Alan Öğrencilerin Baba Öğrenim
Düzeylerine Göre Dağılımı
Baba Öğrenim Düzeyi
Deney - 1 Deney - 2 Kontrol-1 Kontrol-2 Toplam f % f % f % f % f %
İlkokul 2 5.4 3 8.8 6 15 3 7.7 14 9.3 Ortaokul 1 2.7 2 5.9 1 2.5 3 7.7 7 4.7
Lise 7 18.9 6 17.6 9 22.5 12 30.8 34 22.7 Meslek Lisesi 1 2.7 3 8.8 2 5 3 7.7 9 6 İmam Hatip 0 0 1 2.9 0 0 0 0 1 0.7 Üniversite 25 67.6 19 55.9 21 52.5 18 46.2 83 55.3
Başka 1 2.7 0 0 1 2.5 0 0 2 1.3 Toplam 37 100 34 100 40 100 39 100 150 100
Tablo 3.4.7. incelendiğinde, deney-1, deney-2, kontrol-1 ve kontrol-2
gruplarındaki öğrencilerin büyük çoğunluğunun babası üniversite mezunu (deney-1
grubundaki öğrencilerin % 67.6’sı, deney-2’dekilerin % 55.9’u, kontrol-1’dekilerin %
52.5’i ve kontrol-2’dekilerin % 46.2’sı) olduğu görülmüştür.
3.4.8. Anne Eğitim Durumu
Deney ve kontrol gruplarındaki öğrencilerin annelerinin öğrenim durumlarını
gösteren çizelge aşağıdaki Tablo 3.4.8.’de verilmiştir.
Tablo 3.4.8. Deney ve Kontrol Gruplarında Yer Alan Öğrencilerin Anne Öğrenim
Düzeylerine Göre Dağılımı
Anne Öğrenim Düzeyi
Deney - 1 Deney - 2 Kontrol-1 Kontrol-2 Toplam f % f % f % f % f %
İlkokul 1 2.7 2 5.9 2 5 3 7.7 8 5.3 Ortaokul 1 2.7 2 5.9 3 7.5 4 10.3 10 6.7
Lise 10 27 10 29.4 16 40 18 46.2 54 36 Meslek Lisesi 1 2.7 3 8.8 3 7.5 1 2.6 8 5.3 İmam Hatip 0 0 0 0 0 0 2 5.1 2 1.3 Üniversite 24 64.9 16 47.1 15 37.5 10 25.6 65 43.3
Başka 0 0 1 2.9 1 2.5 1 2.6 3 2 Toplam 37 100 34 100 40 100 39 100 150 100
Tablo 3.4.8. incelendiğinde, deney-1 (%64.9) ve deney-2 (%47.1) gruplarındaki
öğrencilerin büyük çoğunluğunun annesi üniversite mezunu, kontrol-1 (%40) ve
kontrol-2 (%46.2) grubundaki öğrencilerin büyük çoğunluğunun annesi ise lise mezunu
51
olduğu görülmüştür. Ayrıca kontrol-1 grubundaki öğrencilerin %37.5’inin annesi ve
kontrol-2 grubundaki öğrencilerin %25.6’sının annesinin üniversite mezunu olduğu
görülmüştür.
3.4.9. Baba Mesleği
Deney ve kontrol gruplarındaki öğrencilerin babalarının mesleğini gösteren
çizelge aşağıdaki Tablo 3.4.9.’de verilmiştir
Tablo 3.4.9. Deney ve Kontrol Gruplarında Yer Alan Öğrencilerin Baba Mesleğine
Göre Dağılımı
Baba Mesleği Deney -1 Deney - 2 Kontrol-1 Kontrol-2 Toplam f % f % f % f % f %
İşsiz 1 2.7 0 0 0 0 0 0 1 0.7 İşçi 2 5.4 0 0 1 2.5 3 7.7 6 4 Çiftçi 2 5.4 2 5.9 2 5 2 5.1 8 5.3 Emekli 1 2.7 0 0 4 10 2 5.1 7 4.7 Memur-Öğretmen-Polis-Subay 5 13.5 4 11.8 8 20 4 10.3 21 14
Doktor-Diş Hekimi-Avukat-Mühendis-Mimar-Eczacı-Akademisyen
12 32.4 9 26.5 7 17.5 8 20.5 36 24
Yönetici 2 5.4 3 8.8 0 0 3 7.7 8 5.3 Serbest Meslek 7 18.9 13 38.2 17 42.5 12 30.8 49 32.7 Özel Sektör 5 13.5 3 8.8 1 2.5 5 12.8 14 9.3 Toplam 37 100 34 100 40 100 39 100 150 100
Tablo 3.4.9. incelendiğinde; deney-1 grubundaki öğrencilerin %32.4’ünün
babası Doktor-Diş Hek.-Avukat-Mühendis-Mimar-Akademisyen, %18.9’unun babası
serbest meslek sahibi; deney-2 grubundaki öğrencilerin %38.2’sinin babası serbest
meslek sahibi, %26.5’inin babası Doktor-Diş Hek.-Avukat-Mühendis-Mimar-
Akademisyen; kontrol-1 grubundaki öğrencilerin %42.5’inin babası serbest meslek
sahibi, %20’sinin babası Memur-Öğretmen-Polis-Subay; kontrol-2 grubundaki
öğrencilerin %30.8’inin babası serbest meslek sahibi, %20.5’inin Doktor-Diş Hek.-
Avukat-Mühendis-Mimar-Akademisyen olduğu görülmüştür.
3.4.10. Anne Mesleği
Deney ve kontrol gruplarındaki öğrencilerin annelerinin mesleğini gösteren
çizelge aşağıdaki Tablo 3.4.10.’de verilmiştir
52
Tablo 3.4.10. Deney ve Kontrol Gruplarında Yer Alan Öğrencilerin Anne Mesleğine
Göre Dağılımı
Tablo 3.4.10. incelendiğinde; deney-1 grubundaki öğrencilerin %48.6’sının
annesi memur-öğretmen-hemşire, %29.7’sinin işsiz; deney-2 grubundaki öğrencilerin
%50’sinin annesi işsiz, %35.3’ünün memur-öğretmen-hemşire; kontrol-1 grubundaki
öğrencilerin %57.5’inin annesi işsiz, %30’unun memur-öğretmen-hemşire; kontrol-2
grubundaki öğrencilerin %53.8'inin annesinin işsiz, %25.6’sının memur-öğretmen-
hemşire olduğu görülmüştür.
3.5. Veri Toplama Araçları
Araştırma için veri toplama araçları olarak, temel eğitim dördüncü sınıf
matematik dersine ilişkin başarı testi, 1992’de Teele tarafından geliştirilen “Teele Zeka
Alanları Tercih Belirleme Ölçeği”, öğrenci görüşlerini belirlemek için ise yarı
yapılandırılmış görüşme formları ve öğrenciler hakkında bilgi edinmek için kişisel
bilgiler formu kullanılmıştır.
3.5.1. Kişisel Bilgiler Formu
Bu çalışmada kullanılan “Kişisel Bilgiler Formu”, deney ve kontrol gruplarının
belirlenmesi açısından yararlanılmıştır (Ek-9). Bu formda, öğrencilerin cinsiyeti, doğum
yeri, kardeş sayısı, evde oturan kişi sayısı, evde konuşulan dil, oturdukları evin
kendilerine ait olup olmaması, anne-babanın öğrenim düzeyi ve mesleği ile ilgili
sorulara yer verilmiştir. Bu formdan elde edilen veriler deney gruplarında kubaşık
kümelerin oluşturulmasında kullanılmıştır.
Anne Mesleği Deney - 1 Deney - 2 Kontrol-1 Kontrol-2 Toplam f % f % f % f % f %
İşsiz 11 29.7 17 50 23 57.5 21 53.8 72 48 İşçi 1 2.7 0 0 0 0 0 0 1 0.7 Emekli 1 2.7 0 0 2 5 0 0 3 2 Memur-Öğretmen- Hemşire 18 48.6 12 35.3 12 30 10 25.6 52 34.7
Doktor-Mühendis-Mimar- Eczacı 3 8.1 3 8.8 0 0 4 10.3 10 6.7
Yönetici 2 5.4 0 0 1 2.5 0 0 3 2 Serbest Meslek 1 2.7 0 0 0 0 1 2.6 2 1.3 Özel Sektör 0 0 2 5.9 2 5 3 7.7 7 4.7
Toplam 37 100 34 100 40 100 39 100 150 100
53
3.5.2. Teele Zeka Alanları Belirleme Ölçeği
Zeka Alanları Belirleme Ölçeği, Teele tarafından 1992 yılında geliştirilmiştir.
Teele Zeka Alanları Belirleme Ölçeği (TIMI = Teele Inventory for Multiple
Intelligences) 7 zeka alanında (bu zeka alanları; sözel- dilsel, matematiksel-mantıksal,
görsel-uzamsal, müziksel, bedensel-kinestetik, sosyal ve içsel zekadır.) her birine ait
siyah-beyaz pandalı sekiz resim (değişik aktiviteler yapan; örneğin, resim yapan, kitap
okuyan, matematiksel işlemler yapan, dans eden, grupça oynayan, tek başına
oynayan…vb. pandaların resimleri) olmak üzere, toplam 56 farklı resimden oluşmuştur
(Teele, 2000). Bu 56 resim, iki farklı zeka alanı resmi eşleştirilerek 28 çift olarak
düzenlenmiştir. Öğrenciler, her zekayı 8 kere seçme fırsatına sahiptirler; bundan dolayı,
her alt ölçek 8 tane, ikiye bölünmüş maddeyi içermektedir. Böylece her öğrencinin
puanı, alt ölçekten seçtikleri zekaların her biri 0’dan 8’e kadar sıralanabilir (McMahon
ve ark., 2004). Bu ölçekle öğrencilerin seçtikleri tercihler doğrultusunda, zeka alanları
belirlenmeye çalışılmıştır.
Bu ölçekte zeka alanları birbiriyle kıyaslama yapılarak seçildiği için baskın zeka
alanlarını belirlenmesine yönelik bir ölçektir. Bu araştırmada bu ölçekten elde edilen
öğrencilerin baskın zekaları belirlenerek kubaşık kümelerin oluşturulmasında ve
öğrencileri daha iyi tanımak için kullanılmıştır.
Uygulamaya başlamadan önce, güvenirlik çalışması yapılan ölçek, Adana İl
merkezinde bulunan bir ilköğretim okulunda, toplam üç derslikte okuyan üçüncü
sınıftaki 115 öğrenciye uygulanmıştır ve öğrencilerin zeka alanlarına yönelik tercihleri
arasındaki korelasyon katsayılarına bakılmıştır. Yapılan analiz sonucunda, zekâ
alanlarına ilişkin korelasyon katsayılarının 0.45 ile 0.65 arasında değiştiği ve
istatistiksel olarak anlamlı olduğu (p< .01) görülmüştür. Bu sonuç, Teele (2005;
12.12.2005 tarihinde elektronik posta ile alınmıştır) tarafından yapılan güvenirlik
çalışmaları ile paralellik göstermektedir.
Bu ölçeği daha iyi açıklayabilmek için ölçeğin ilk sayfasından örnek resim arka
sayfada verilmiştir.
54
3.5.3.Başarı Testi
Başarı testinin hazırlanması aşağıda verilen aşamalarda gerçekleşecektir.
1) Uygulama süresince işlenecek konular saptanacak, konuların hedef
davranışları İlköğretim Matematik Dersi Programından belirlenmiştir. Hedef davranışlar
doğrultusunda, öğrencilerin hazır bulunuşluk düzeyleri de göz önüne alınarak dörder
seçenekli çoktan seçmeli denemelik maddeler oluşturulmuştur. Kapsam geçerliliğinin
sağlanması açısından, işlenecek her konuyla ilgili sorulara yer verilmiştir.
2) Denemelik maddeler oluşturulduktan sonra, maddeler ölçme-değerlendirme
ilkelerine uygunluk açısından, sınıf öğretmenleri ve matematik öğretmenleri ile birlikte
tek tek tartışılmıştır. Sonuçta 48 maddeden oluşan denemelik form hazırlanmıştır.
Formdaki soruların sayısı çok olmamasına rağmen, uygulanacak öğrencilerin yaş
grubunun küçük olması itibariyle, soruları yanıtlarken sıkılabilecekleri ve bir ders saati
içinde 48 matematik sorusunun çözümünün imkansız olacağı düşünülerek, denemelik
form ikiye (A ve B grupları) ayrılmıştır.
3) Denemelik form (A ve B grupları) uygulama yapılan bir devlet okulunda
rasgele seçilen 6 derslikte bulunan toplam 195 beşinci sınıf öğrencilerine A ve B formu
olarak dağıtılmıştır. Rasgele seçilen bu öğrencilerin 97’sine A grubu formu ve 98’ine B
formları uygulanmıştır
4) Deneme uygulamasından sonra madde ve test analizlerini yapılmıştır. Madde
analizinde, her maddenin güçlük ve ayırıcılık indisleri hesaplanmıştır. Ayırıcılık indisi
.20’nin altında olan maddeler, testten çıkarılmıştır (Turgut, 1984, s.270; Tekin, 1997,
s.222). Ayrıca maddelerin ayırıcılık gücünün yanı sıra alt ve üst %27’lik dilimler
arasında anlamlı farklar olup olmadığı, bağımsız gruplar t-testiyle test edilmiştir.
55
Anlamlı fark görülmeyen maddeler ayırt edici kabul edilmeyip teste alınmamıştır.
Sonuçta, A formunda ve B formunda 3’er madde geçerli ve güvenilir bulunmayıp
testten çıkarılmıştır. Son biçimi verilerek düzenlenen toplam 42 maddelik başarı testi
EK-9’ da sunulmuştur.
5) Son biçimi verilen test maddeleri ile bu maddelerin madde güçlük indisleri (pj) ve
ayırıcılık indisleri (rjx), madde standart sapmaları ile t-testi sonuçları (t) aşağıdaki
Tablo 3.5.3.1.’de ver almaktadır. Test, madde güçlükleri A formunda .216 ile .907
arasında; B formunda .214 ile .693 arasında değiştiği görülmüştür. Test, ayırıcılık
gücü A formunda .215 ile .617 arasında; B formunda .221 ile .656 arasında değiştiği
görülmüştür.
Tablo 3.5.3.1. :Matematik Başarı Testi Madde Analizi Sonuçları
A Grubu Denemelik Form B Grubu Denemelik Form
Madde
No Pj Sj rjx t
Madde
No Pj Sj rjx t
1 .422 .496 .617 8.575 1 .496 .501 .374 3.693
2 .525 .501 .599 8.575 2 .496 .501 .551 8.575
3 .484 .502 .541 8.575 3 .540 .500 .526 6.183
4 .402 492 .443 5.139 4 .459 .500 .467 5.045
5 .546 .500 .494 5.996 5 .295 .458 .466 5.078
6 .340 .476 .514 4.596 6 .591 .494 .506 6.118
7 .608 .490 .238 2.059 7 .489 .502 .580 8.513
8 .907 .291 .215 2.132 8 .275 .449 .499 4.454
9 .350 .476 .494 4.854 9 .602 .491 .272 2.357
10 .412 .494 .438 4.119 10 .265 .443 .294 2.500
11 .412 .494 .526 5.521 11 .295 .458 .262 2.500
12 .670 .472 .415 3.810 12 .530 .501 .450 4.596
13 .711 .455 .307 2.357 13 .459 .500 .653 11.227
14 .515 .502 .527 5.547 14 .367 .484 .656 8.575
15 .402 .492 .532 6.318 15 .244 .432 .267 3.627
16 .216 .413 .454 3.734 16 .632 .484 .245 2.724
17 .474 .501 .499 5.774 17 .693 .463 .319 2.200
18 .360 .482 .526 6.318 18 .520 .502 .221 2.294
19 .412 .494 .438 5.547 19 .540 .500 .540 6.538
20 .433 .498 .378 4.698 20 .346 .478 .257 2.807
21 .381 .488 .569 7.582 21 .214 .412 .610 5.996
56
5) Madde analizinden sonra, test grupları üzerinde test analizi yapılmıştır. Test
ayrı iki gruba uygulandığı için iki ayrı test analizi sonucu elde edilmiştir. Testin iki
gruptan ayrı ayrı elde edilen analiz sonuçları, Tablo 3.5.3.2.de gösterilmektedir.
Tablo 3.5.3.2. Matematik Başarı Testi Test Analizi Sonuçları
Formlar Soru
Sayısı N X SS Ortanca Mod
Ort.
Güçlüğü KR 20
A 21 97 10,79 5,010 10 7 .475 .81
B 21 98 9,76 4,415 9 5 .445 .76
Tablo 3.5.3.2. incelendiğinde; testin ortalama güçlüklerinin orta düzeyde (A
formu .475: B formu .445) olduğu görülmektedir. Ortanca ve aritmetik ortalama
değerlerinin birbirine yakın olması (A formu 10; 10,79: B formu 9; 9,76), testin normal
dağılım gösterdiği biçiminde değerlendirilebilir. Bu bulgular çerçevesinde KR 20 alfa
değerinin, A formunda .81 ve B formunda .76 olduğu görülmektedir. Bu gruplar
çerçevesinde, başarı testinin bu çalışmada kullanılabilecek düzeyde bir güvenilirliğe
sahip olduğu söylenebilir.
7) Bu araştırmanın çalışma grubundan elde edilen veriler üzerinde, matematik
başarı testinin KR 20 alfa değeri yeniden hesaplanmıştır. Matematik başarı testinin
öntest, sontest ve kalıcılık testi KR 20 alfa değerleri Tablo 3.5.3.3.’te verilmiştir.
Tablo 3.5.3.3. Matematik Başarı Testinin Öntest-Sontest-Kalıcılık Testi KR 20 Alfa
Değerleri
N Öntest
KR 20
Sontest
KR 20
Kalıcılık
KR 20
150 .78 .91 .91
3.5.4. Yarı Yapılandırılmış Görüşme Formları
Bu araştırmada görüşmeye katılan öğrencilerin ÇZK destekli kubaşık öğrenme
yöntemi hakkındaki görüşleri ve zeka alanlarına yönelik farkındalıkları, yarı
yapılandırılmış görüşme formları (EK-10) kullanılarak toplanılmıştır. Yarı
yapılandırılmış görüşme formu iki boyuttu kapsamıştır. Birinci boyutta, ÇZK destekli
57
kubaşık öğrenme yöntemine ilişkin görüşler, ikinci boyutta ise zeka alanlarına yönelik
farkındalıkları belirlenmeye çalışılmıştır.
3.6. Verilerin Toplanması
Araştırma denencelerini test etmek amacıyla, sırasıyla aşağıda belirtilen işlemler
yapılmıştır:
1) 2004-2005 öğretim yılının bahar yarıyılında Adana İli Seyhan İlçesindeki bir devlet
ilköğretim okulunun üç dersliğinde okuyan toplam 82 üçüncü sınıf öğrenci üzerinde
pilot uygulama çalışması gerçekleştirilmiştir.
2) Ön deneme uygulama çalışmasından elde edilen bulgular doğrultusunda, asıl
uygulama sırasında oluşabilecek hatalar uzman görüşleri de alınarak giderilmeye
çalışılmıştır.
3) Asıl uygulama, 2005-2006 Eğitim-Öğretim Yılı Bahar Döneminde, Adana İli Seyhan
İlçesindeki bir devlet ilköğretim okulunda okuyan dördüncü sınıf öğrencileri üzerinde, 3
hafta yönteme ilişkin hazırlık çalışmaları, 9 hafta uygulama süreci ve 4 hafta kalıcılık
süreci olmak üzere toplam 16 hafta süreyle, toplam dört derslikte yürütülmüştür.
4) Uygulama sınıfları seçildikten sonra, iki sınıf deney ve iki sınıf kontrol grupları
olarak belirlenmiştir. Deney gruplarında dersler ÇZK destekli kubaşık öğrenme
yöntemiyle işlendiği için, sınıftaki oturma düzeni kubaşık öğrenmeye uygun olarak,
kümeler oluşturularak yeniden düzenlenmiştir. Kontrol gruplarında ise sınıf oturma
düzenleri değiştirilmemiştir.
5) Çalışmanın başında bütün gruplara, Teele Zeka Alanları Belirleme Ölçeği ve Kişisel
Bilgiler Formu uygulanmıştır.
6) Deney gruplarında üç hafta süreyle kubaşık öğreneme yöntemiyle ilgili hazırlık
çalışmalarını ve çoklu zeka alanlarının tanıtılması kapsayan farkındalık programı
(EK-2) uygulanmıştır.
58
7) Farkındalık programı sonunda bütün gruplara, “Matematik Başarı Testi” öntest
olarak uygulanmıştır.
8) Öntestler uygulandıktan sonra, matematik dersleri, 9 hafta boyunca, deney-1, deney-2
ve kontrol-1 gruplarında araştırmacı tarafından; kontrol-2 grubunda araştırmacı
tarafından hazırlanan ders planları doğrultusunda sınıf öğretmeni tarafından işlenmiştir.
9) Uygulamanın sonunda, deney ve kontrol gruplarındaki öğrenciler matematik başarı
testi sontest olarak uygulanmış ve uygulamanın bitiminden bir ay sonra öğrencilerin
akademik başarılarının kalıcılığını bulmak için, Matematik başarı testi tekrar
uygulanmıştır.
10) Deney ve kontrol gruplarındaki öğrencilere öntest-sontest ve kalıcılık olarak
uygulanan başarı testi ve zeka alanları belirleme ölçeğinden elde edilen veriler üzerinde,
araştırma denencelerine yanıt olacak istatistiksel işlemler gerçekleştirilmiştir.
11) Son olarak deney gruplarındaki 20 öğrencinin ÇZK destekli kubaşık öğrenme
yöntemi hakkındaki görüşleri ve zeka alanlarına yönelik farkındalıkları, yarı
yapılandırılmış görüşme formları kullanılarak toplanmıştır.
3.6.1. Ön Deneme Uygulaması
Araştırmada kullanılacak öğretim durumları, ilgili uzman görüşleri alındıktan
sonra gerekli değişiklikler yapılarak uygulanmak üzere hazır hale getirilmiştir. Ön
deneme uygulaması da çalışmanın yapıldığı okulda 2004-2005 öğretim yılının bahar
yarıyılında Adana İli Seyhan İlçesindeki bir devlet ilköğretim okulunun üç dersliğinde
okuyan üçüncü sınıf öğrencileri üzerinde 9 hafta sürede gerçekleştirilmiştir. Rastgele
seçilen bu üç sınıftan biri deney grubu, diğer ikisi de kontrol-1 ve kontrol-2 olarak
belirlenmiştir. Araştırma toplam 82 öğrenci üzerinde yürütülmüştür.
Bu uygulamayla, ilköğretim üçüncü sınıf matematik dersinin “ölçüler (uzunluk,
ağırlık, sıvı ve zaman) ve geometri (kare, dikdörtgen, üçgen ve çevrelerinin
hesaplanması) konularının kazandırılmasında, ÇZK destekli kubaşık öğrenme
yönteminin akademik başarıya etkisi olup olmadığı araştırılmıştır. Ayrıca ÇZK destekli
59
kubaşık öğrenme yöntemini öğrencilere tanıtmak ve karşılaşılabilecek olası aksaklıkları
belirleyip asıl uygulama da önlem almaya çalışılmıştır.
Deney grubunda sınıf düzeni kubaşık öğrenmeye uygun olarak yeniden
düzenlenmiştir. Kontrol gruplarında ise sınıf düzenine herhangi bir müdahale
yapılmamıştır.
Deneysel süreç başlamadan önce bütün gruplara “Teele Zeka Alanları Belirleme
Ölçeği” ve “Kişisel Bilgiler Formu” uygulanmıştır.
Deney grubunda, iki hafta süreyle kubaşık öğrenme yöntemini ve zeka alanlarını
tanıtan farkındalık programı uygulanmıştır.
Deney grubundaki öğrencilere küme çalışma rehberi dağıtılmış, öğrencilerle
birlikte okunmuş, dersin nasıl işleneceği ve değerlendirmenin nasıl yapılacağı ile ilgili
olarak öğrenciler bilgilendirilmiştir. Öğrencilerin dersin işlenişi ile ilgili sordukları
sorular yanıtlanmıştır.
Farkındalık programının hemen arkasından araştırmacı tarafından geliştirilen
“Matematik Başarı Testi” öntest olarak bütün gruplara uygulanmıştır. Öntest
uygulandıktan sonra uygulamaya başlanmış ve uygulama 7 hafta sürmüştür. Dersler
deney grubu ve kontrol-1 gruplarında dersler araştırmacı tarafından, kontrol-2 grubunda
sınıf öğretmeni tarafından yürütülmüştür.
Yedi haftalık deneysel uygulama süresince, araştırmacının hazırladığı “ölçüler
(uzunluk, ağırlık, sıvı ve zaman) ve geometri (kare, dikdörtgen, üçgen ve çevrelerinin
hesaplanması) konularını içeren planlar hazırlanmıştır
Her konunun sonunda, öğrencilerin hepsi bireysel olarak konu sınavına
alınmışlardır. Öğrencilerin konu sınavında aldıkları puanlara göre küme başarı puanları
hesaplanmıştır. Slavin’in geliştirdiği öğrencilerin bireysel gelişimlerini öne çıkararak
kendi kendileri ile yarışmalarına olanak sağlayan bireysel ilerlemelerini esas alan bir
değerlendirme sistemi kullanılmıştır. Değerlendirmenin nasıl yapılacağı küme çalışma
rehberinde (EK-1) yer almaktadır. Yapılan değerlendirme sonucunda haftanın en
60
başarılı kümeleri seçilmiş ve “Haftanın Başarılı Kümeleri” formu sınıf panosunda bir
dahaki konu sınav sonuçları belirlenene kadar asılı kalmıştır. Başarılı kümelerdeki her
öğrenciye “Küme Başarı Sertifikası” (EK-3) verilmiştir. Sınıf içinde düzeni sağlamak
ve olumsuz davranışları önlemek için her hafta araştırmacı tarafından hazırlanan
“Olumlu Davranış Sertifikaları” (EK-4), olumlu davranış gösteren kümelerdeki
öğrencilerin her birine verilmiş ve “Haftanın Olumlu Davranış Gösteren Kümeleri”
formu sınıf panosuna asılmıştır.
Deneysel işlemler tamamlandıktan sonra bütün gruplara matematik başarı testi
sontest olarak uygulanmıştır. Sontest uygulandıktan 2 hafta sonra başarı testi kalıcılık
testi olarak bütün gruplara tekrar uygulanmıştır.
3.6.1.1. Ön Deneme Uygulamasının, Akademik Başarı Açısından Değerlendirilmesi
Ön deneme uygulaması, öntest-sontest kontrol gruplu deneme modelinde
tasarlanmış ve 9 hafta sürmüştür. Dersler, deney grubunda ÇZK destekli kubaşık
öğrenme yöntemine, kontrol gruplarında ise 2004-2005 Matematik Dersi Öğretim
Programı doğrultusunda yapılan öğretime göre hazırlanan ders planlarına göre
işlenmiştir.
Bu ön deneme uygulamasında akademik başarıyı ölçmek için, araştırmacı
tarafından geliştirilen 32 soruda oluşan “Matematik Başarı Testi” kullanılmıştır.
Öğrencilerin 40 dakikalık bir ders saatinde bu kadar soruyu yanıtlayamayacağı
düşünüldüğünden Matematik Başarı Testi A ve B formu olarak ikiye ayrılmıştır. Bu
başarı testi bir devlet ilköğretim okulundan rasgele seçilen, 8 derslikte bulunan toplam
227 dördüncü sınıf öğrencisine A ve B formu olarak dağıtılmıştır. Rasgele seçilen bu
öğrencilerin 114’üne A formu ve 113’üne B formları uygulanmıştır. Öğrencilerden tüm
soruları yanıtlamaları istenmiş ve yeteri kadar süre verilmiştir. Ayrıca öğrencilerden
anlamakta güçlük çektikleri soruları da belirtmeleri istenmiştir.
Deneme uygulamasından sonra madde ve test analizlerine geçilmiştir. Madde
analizinde, her maddenin güçlük ve ayırıcılık indisleri hesaplanmıştır. Ayırıcılık indisi
.20’nin altında olan maddeler, testten çıkarılmıştır (Turgut, 1984, s.270; Tekin, 1997,
s.222). Ayrıca maddelerin ayırıcılık gücünün yanı sıra alt ve üst %27’lik dilimler
arasında anlamlı farklar olup olmadığı, bağımsız gruplar t-testiyle test edilmiştir.
61
Ayırıcılık gücü A formunda .26 ile .88 arasında; B formunda .45 ile .91 arasında
değiştiği görülmüştür. Anlamlı fark görülmeyen maddeler ayırt edici kabul edilmeyip
teste alınmamıştır. Sonuçta, A formunda 1 madde, B formunda 2 madde geçerli ve
güvenilir bulunmayıp testten çıkarılmıştır. Son biçimi verilerek düzenlenen toplam 29
maddelik matematik başarı testi oluşturulmuştur (KR-20: A Formu = .85; B Formu =
.78).
Bu başarı testi araştırmanın başında deney ve kontrol gruplarına öntest, sonunda
sontest ve deneysel uygulamanın bitiminden iki hafta sonra kalıcılık olarak
uygulanmıştır. Öğrencileri daha iyi tanımak ve zeka alanlarını belirlemek üzere kişisel
bilgiler formu ve Teele’in 1992’de yaptığı Teele Zeka Alanları Belirleme Ölçeği
uygulanmıştır.
Yöntemin akademik başarı ve kalıcılık üzerindeki etkililiğini sınamak için
kovaryans analizi yapılmıştır. Analiz sonucunda, öntest puanları kontrol altına
alındığında sontest puanları açısından gruplama ana etkisinin istatistiksel olarak anlamlı
olduğu görülmüştür (F(2;78) = 49,711 ; p= .000). Yapılan ikili karşılaştırmalarda; deney
ve kontrol-1 grupları arasında anlamlı bir fark bulunamamış, ancak deney & kontrol-2
ve kontrol-1 & kontrol-2 arasında sırasıyla deney ve kontrol-1 grupları lehine anlamlı
farklar bulunmuştur. Kalıcılık için yapılan kovaryans analizinde ise, sontest puanları
kontrol altına alındığında kalıcılık testi puanları açısından gruplama ana etkisinin
istatistiksel olarak anlamlı olduğu görülmüştür (F(2;78) = 12,159 ; p= .000). Yapılan
ikili karşılaştırmalarda; deney & kontrol-2 ve kontrol-1 & kontrol-2 grupları arasında
anlamlı fark bulunmamış, fakat deney ve kontrol-1 grupları arasında anlamlı fark
bulunmuştur. Öğrencilerin, ÇZK destekli kubaşık öğrenme yöntemi ve zeka alanları ile
ilgili kendi farkındalıkları hakkındaki görüşlerine baktığımızda, çoklu zeka destekli
kubaşık öğrenme yönteminin etkili olduğunu, dersleri zevkle işlediklerini ve hiç
sıkılmadıklarını belirtmişlerdir.
3.6.1.2. Ön Deneme Uygulamasının, Uygulama Süreci Açısından Değerlendirilmesi
Uygulama sonunda bazı uygulama özelliklerinin işlediği, bazılarının işlemediği
görülmüştür.
62
• Sınıfların kalabalık olmasına karşılık, öğrencilerin ÇZK destekli kubaşık
öğrenme etkinliklerini yürütme konusunda bir problem yaşamadıkları, hem
bireysel hem de küme olarak çok iyi çalıştıkları görülmüştür.
• Etkinliklerde kullanılacak materyaller (boya, makas, cetvel…vb) birkaç gün
önceden duyurulmasına karşılık, öğrencilerin bir çoğunun, bu materyalleri
getirmeyi unuttukları görülmüştür. Bu materyal eksikliklerini önlemek için,
her öğrencinin materyalleri uygulamanın başında getirmesi istenerek ve her
küme için bir materyal kutusu oluşturulmuştur.
• Teknolojinin sınıf ortamlarına girmesiyle, bilgisayar ve tepegözle yapılan
etkinliklerin de etkili olduğu görülmüştür. Özellikle araştırmacının yaptığı,
düz anlatım yöntemini sıkıcılıktan kurtarmak için bilgisayar ve tepegöz
kullanılmıştır.
• Öğrenciler araştırmacıyı stajyer öğretmenlerle karıştırdıkları için ilk başlarda
çok dikkatli dinlemedikleri görülmüştür. Fakat araştırmacıya alıştıkça bu
durumun ortadan kalktığı görülmüştür.
3.7. Deneysel İşlemler
Ön deneme uygulaması sonunda, araştırmada kullanılan küme çalışma
rehberi, ders planları, çalışma yaprakları ve konu sınavları dördüncü sınıf düzeyine ve
konularına uygun olarak son şekli verilmiştir. Asıl uygulamanın işlem basamakları
sırasıyla aşağıda verilmiştir:
1) Çalışma grubu olarak belirlenen ilköğretim okulundaki dördüncü sınıflar arasından
rastgele olarak seçilen 3 sınıf belirlenmiştir. Bu sınıflardan biri ikinci deney grubunu,
diğer ikisi de kontrol gruplarını oluşturmuştur. Birinci deney grubu ise daha önceden
ÇZK destekli kubaşık öğrenme yöntemine göre ders işleyen grup olacağı için daha
önceden belirlenmiştir.
2) Deneysel uygulama başlamadan önce deney ve kontrol gruplarındaki tüm
öğrencilere; “Teele Zeka Alanları Belirleme Ölçeği” ve kişisel bilgiler formu
uygulanmıştır.
63
3) Öğretmenlere deneysel süreç hakkında bilgi verilmiştir. Deney-2 grubunun, ÇZK
destekli kubaşık öğrenme yöntemiyle ilgili bilgileri olmadığı için ÇZK’nı tanıtan ve
kubaşık öğrenme etkinliklerini içeren 3 haftalık farkındalık programı (EK-2)
uygulanmıştır. Deney-2 grubuna uygulan 3 haftalık farkındalık programı süresi içinde
diğer deney ve kontrol gruplarına herhangi bir müdahalede bulunulmamıştır. Deney-1
grubuna ön deneme uygulamasında 2 hafta süreyle farkındalık programı uygulandığı ve
7 hafta boyunca da matematik dersleri bu yöntemle işlediği için, deneysel süreç
başlangıcında farkındalık programı tekrar uygulanmamıştır.
4) Uygulanan farkındalık programından sonra tüm gruplara matematik başarı testi
öntest olarak uygulanmıştır. Daha sonraki 9 hafta boyunca, Matematik dersleri deney
gruplarında ÇZK destekli kubaşık öğrenme yöntemine; kontrol-1 ve kontrol-2
gruplarında, 2005-2006 Matematik öğretim programı doğrultusunda işlenmiştir. Deney
ve kontrol-1 gruplarında dersler araştırmacı tarafından, kontrol-2 grubunda dersler kendi
sınıf öğretmeni tarafından yürütülmüştür.
5) Deney gruplarında kümeler oluşturulurken öğrencilerin cinsiyeti, akademik başarıları
ve çoklu zeka alanları tercihleri göz önünde bulundurulmuştur. Kümelerde her bir başarı
düzeyinden, farklı cinsiyetten ve farklı zeka alanlarından öğrencilerin bulunmasına
dikkat edilmiştir. Deney-1 grubunda 37 kişi olduğu için 8 tane 4 kişilik ve 1 tanede 5
kişilik kümeler oluşturulmuştur. Deney-2 grubunda 34 kişi olduğu için 7 tane 4 kişilik
ve 1 tanede 6 kişilik kümeler oluşturulmuştur.
6) Kontrol gruplarının oturma düzeninde herhangi bir değişiklik yapılmamıştır. Kontrol
gruplarına hazırlık çalışmaları uygulanmamış, bu sürede gözlemler yapılarak öğrenciler
tanınmaya çalışılmıştır. kontrol-2 grubunda yapılan gözlemler sonucunda derslerin
2005-2006 Matematik öğretim programı doğrultusunda yapılan öğretime göre işlendiği
tespit edildikten sonra, bu uygulama sürecine müdahale edilmemiştir.
7) Uygulamanın sonunda, deney ve kontrol gruplarındaki öğrenciler matematik başarı
testi sontest olarak uygulanmış ve uygulamanın bitiminden bir ay sonra öğrencilerin
akademik başarılarının kalıcılığını bulmak için, Matematik başarı testi tekrar
uygulanmıştır.
64
8) Deney gruplarındaki öğrencilerin ÇZK destekli kubaşık öğrenme yöntemi hakkındaki
görüşleri ve zeka alanlarına yönelik farkındalıkları, yarı yapılandırılmış görüşme
formları kullanılarak toplanmıştır.
3.8. Öğretim Yöntemleri ve Uygulaması
Deney gruplarında işe koşulan ÇZK destekli kubaşık öğrenme ve kontrol
gruplarında ise 2005-2006 Matematik öğretim programı doğrultusunda yapılan öğretim
uygulamaları aşağıda alt başlıklar altında yer almaktadır.
3.8.1. Çoklu Zeka Kuramı Destekli Kubaşık Öğrenme Yöntemi
ÇZK destekli kubaşık öğrenme yöntemine göre öğretim aşağıdaki basamaklarda
gerçekleştirilmiştir.
1. 2005-2006 öğretim yılının birinci yarı yılında yer alan konular incelenmiş ve
bu derslerin kazanımlarına uygun ders planları ve zeka alanlarına göre etkinlikler
hazırlanmıştır.
2. ÇZK destekli kubaşık öğrenme yöntemi için hazırlanan küme çalışma rehberi
(EK-1), ders planları ve dersin işlenişinde izlenecek adımlar için Armstrong’un (2003),
Andrini’nin (1998), Martin’in (1996), Mole’nin (2003), Selçuk’un (2004), San ve
Güleryüz’ün (2004), Bümen’nin (2004), Saban’ın (2004), Yavuz’un (2005), Tarım’ın
(2003) ve İflazoğlu’nun (2003) çalışmalarından yararlanılmıştır.
3. Ders planları hazırlanırken, öğrencilerin bireysel farklılıkları göz önünde
bulundurulmuş ve bu doğrultuda bütün zeka alanlarına yönelik etkinliklere yer
verilmeye çalışılmıştır. 2005-2006 öğretim yılının birinci yarısında deney gruplarında
işlenen matematik dersinin örnek bir ders planı EK-6 ve ders işlerken kullanılan örnek
çalışma yaprakları EK-7 yer almaktadır.
4. Her konunun sonunda genel bir konu sınavı yapılmıştır. Konu sınavı
yapılmadan önce her kümenin öğrencilerinin yerleri değiştirilmiş ve küme elemanları
sınavlarda yan yana oturtulmamıştır. Çünkü bu yöntemde, kişisel başarının yanında
küme başarısı da önemli olduğu için, küme elemanlarının birbirine yardım etmesi
65
böylece önlenmiştir. 2005-2006 öğretim yılının birinci yarısında deney gruplarında
işlenen matematik dersinden örnek bir konu sınavı EK-8 yer almaktadır.
5. Öğrencilerin konu sınavından aldıkları puanlara göre küme başarı puanları
hesaplanmıştır. Küme başarı puanları belirlendikten sonra, haftanın başarılı kümeleri
her hafta belirtilen küme puanına göre haftanın başarılı kümeleri belirlenmiştir. Sınıf
içinde araştırmacı tarafından hazırlanan bir panoya, haftanın başarılı kümelerinin
isimleri asılmış ve bir hafta boyunca asılı kalmıştır. Ayrıca başarılı kümelere küme
başarı sertifikası verilmiştir (EK-3).
6. Sınıf içinde düzeni sağlamak için araştırmacı tarafından hazırlanan yeşil
(olumlu davranışı simgeliyor), sarı (uyarıyı simgeliyor) ve kırmızı (olumsuz davranışı
simgeliyor) kartlar, kümelere davranışları doğrultusunda ders esnasında dağıtılmıştır.
Sarı kartı alan küme, olumsuz davranışlarına devam ederse sarı kart kırmızı kartla
değiştirilmiş, eğer küme olumsuz davranışını düzeltirse sarı kartı yeşil kartla
değiştirilmiştir. Böylece her haftanın sonunda yeşil ve kırmızı kartlar toplanmıştır.
Ayrıca 2 kırmızı kart bir yeşil kartı götürmüş ve en sonunda kümelerde kalan yeşil
kartlar sayılmış, haftanın olumlu davranış gösteren kümeleri seçilmiştir. Bu kümelere
araştırmacı tarafından hazırlanan olumlu davranış sertifikaları (EK-4) verilmiş ve
haftanın olumlu davranış gösteren kümeleri panosunda, küme isimleri asılmıştır.
3.8.2. 2005-2006 Matematik Öğretim Programı Doğrultusunda Yapılan Öğretim
2005-2006 öğretim yılında programın değişmesiyle birlikte MEB tarafından
öğrencilere ders kitapları ve öğretmenlere mihver derslere ait kılavuz kitaplar
gönderilmiştir. Öğretmenler, bu kılavuz kitaplar yardımıyla ders işledikleri için bu
derslerde günlük plan hazırlamamışlardır. Bu kılavuz kitaptaki yapılandırmacı
yaklaşıma ve çoklu zeka kuramına göre düzenlenen etkinlikler kullanılmıştır.
Öğrencilere dersin nasıl işlenileceği ilk dersten açıklanmış ve ders sırasında
uyulması gereken kurallar bildirilmiştir. Konu ile ilgili bilgi düzeyindeki kazanımlar,
2005-2006 matematik öğretim programı doğrultusunda yapılan öğretim etkinlikleriyle
kazandırılmaya çalışılmıştır. Konular öğrencilere kılavuz kitaptaki etkinlikler dikkate
alınarak anlatıldıktan sonra, ilgili problemlerin çözümüne geçilmiştir. Yeteri kadar
problem, kazanımlar doğrultusunda sırasıyla çözülerek; problem çözme aşamaları
66
ayrıntılarıyla anlatılmıştır. Bu arada anlaşılmayan noktalarla ilgili olarak, öğrencilerin
soru sormaları sağlanmış ve öğretmen her çözdüğü problemden bir başka probleme
geçerken ara özetler yapılmıştır. Daha sonra, tahtaya bir problem yazılmış ve tüm
öğrencilerin bu problemi çözmesi istenmiştir. Öğrenciler problemleri çözerken,
öğretmen öğrenciler arasında dolaşmış ve bu arada dönüt ve düzeltme işlemlerini
gerçekleştirmiştir. Tüm öğrenciler problemi çözdükten sonra bir öğrenci tahtaya
kaldırılmış ve problem öğretmen yardımıyla çözülmüştür. Ders saati içinde, yeterince
problem çözülmesi sağlanmıştır. Ders sonunda, öğrencilere evde yapacakları çalışmalar
için çalışma kitaplarından ödevler verilmiş ve bir sonraki derste, ödev olarak verilen
problemler sınıfta çözülmüştür.
3.9. Verilerin Çözümlenmesi
Araştırmada, Matematik Başarı Testi puanlarından, kişisel bilgiler formundan ve
Teele Zeka Alanları Belirleme Ölçeği’den elde edilen bulgularun analizi aşağıdaki
sırayla yapılmıştır:
1. İlk olarak deney ve kontrol gruplarında yer alan öğrencilerin kişisel bilgiler formuna
verdikleri yanıtlar göz önüne alınmış, gözeneklerin %20’sinden fazlasında 5 ve daha az
veri olan değişkinler yüzde ve frekans kullanılarak betimlenmiştir. Beşten fazla veri
olan değişkenlerde ayrıca Ki-Kare analizi uygulanmıştır.
2. Grupların öntest ortalamalarının birbirinden farklılaşıp farklılaşmadığını belirlemek
için tek yönlü varyans analizi yapılmıştır. Farklılığın hangi gruplar arasında olduğunu
belirlemek için Scheffe-f ikili karşılaştırmalar testi kullanılmıştır.
3. Öğrencilerin matematik başarı testi öntest puanlarına göre düzeltilmiş sontest
ortalama puanları arasında farklılaşma olup olmadığı kovaryans analizi ile test
edilmiştir. Farklılaşmanın yönünü belirlemek için ise Bonferroni ikili karşılaştırmalar
testi kullanılmıştır. Veriler, SPSS 11.5 istatistik paket programı kullanılarak analiz
edilmiştir. Sonuçların yorumlanmasında .05 anlamlılık düzeyi kabul edilmiştir.
4. Öğrencilerin matematik başarı testi sontest puanlarına göre düzeltilmiş kalıcılık testi
ortalama puanları arasında farklılaşma olup olmadığı kovaryans analizi ile test
edilmiştir. Farklılaşmanın yönünü belirlemek için ise Bonferroni ikili karşılaştırmalar
67
testi kullanılmıştır. Veriler, SPSS 11.5 istatistik paket programı kullanılarak analiz
edilmiştir. Sonuçların yorumlanmasında .05 anlamlılık düzeyi kabul edilmiştir.
5. Deney-1 grubundan 5 kız ve 5 erkek; Deney-2 grubundan 5 kız ve 5 erkek öğrenci
olmak üzere toplam 20 öğrenci ile yapılan "yarı yapılandırılmış" görüşmelerle öğrenci
görüşleri alınmıştır. Bu görüşmeler her bir kişi için 5-10 dakika arasında ses kayıt
cihazına kaydedilerek toplanmıştır. Görüşme yoluyla elde edilen veriler, bilgisayar
ortamına aktarılarak düzenlenmiştir. Elde edilen verilerin analizi, içerik çözümlemesi ile
yapılmıştır. İçerik analizinde, veriler satır satır okunarak araştırma amacı doğrultusunda,
önemli boyutlar saptanmış ve verilerden yola çıkılarak kodlar oluşturulmuştur. Veriler
tekrar tekrar okunarak kavramsal bir yapı oluşturulmaya çalışılmıştır. Kodlar bir araya
getirilerek incelenmiş ve kodlar arasındaki ortak yönler ortaya çıkarılmıştır. Bir başka
değişle, toplanan veriler kodlar aracılığıyla kategorize edilmeye çalışılmıştır. Son olarak
veriler kodlara ve temalara göre organize edilerek sunulmuştur.
68
BÖLÜM IV
BULGULAR
Bu bölümde, denencelerin test edilmesi sonucunda “Matematik Başarı Testi”,
öğrencilerin ve öğretmenlerin ÇZK destekli kubaşık öğrenme yöntemine ilişkin
görüşleri ile zeka alanlarına yönelik farkındalıklarıyla ilgili görüşlerinden elde edilen
bulgular sunulmuştur.
4.1. Araştırma Denencelerine İlişkin Bulgular
4.1.1. Birinci Denenceye İlgili Bulgular
Araştırmanın birinci denencesi aşağıdaki şekilde ifade edilmiştir.
Daha önceden çoklu zeka kuramı destekli kubaşık öğrenme yönteminin
uygulandığı birinci deney, ilk defa çoklu zeka destekli kubaşık öğrenme yönteminin
uygulanacağı ikinci deney ile 2005-2006 Matematik öğretim programı doğrultusunda
yapılan öğretimin uygulanacağı kontrol gruplarındaki öğrencilerin başarı testi öntest
toplam puanları kontrol altına alındığında, sontest ortalama puanları arasında anlamlı bir
fark vardır.
Deney ve kontrol gruplarında yer alan öğrencilerin öntest ve sontest toplam
puanlarına ilişkin ortalamaları, standart sapma değeri ile sontest düzeltilmiş ortalamaları
ve standart hata değerleri Tablo 4.1.1.‘da verilmiştir.
Tablo 4.1.1.1. incelendiğinde deney ( X D1=11,97; 29.83; X D2=13,02; 25.97), ve
kontrol gruplarının ( X K1=12,07; 18.87; X K2=10,23; 16.35) başarı testi sontest toplam
puanlarının aritmetik ortalamalarının öntest toplam puanlarına göre yükseldiği
gözlenmektedir.
69
Tablo 4.1.1.1.:Deney ve Kontrol Gruplarında Yer Alan Öğrencilerin Başarı Testi
Öntest-Sontest Toplam Puanlarının Aritmetik Ortalamaları, Standart Sapma Değeri ile
Sontest Düzeltilmiş Ortalamaları ve Standart Hata Değerleri
Gruplar N
Toplam Puanlar Düzeltilmiş Sontest Ortalamaları ve Standart
Hata Değerleri Öntest Sontest
X SS X SS X SH
Deney - 1 37 11.97 4.722 29.83 6.784 29.66 .886
Deney - 2 34 13.02 6.890 25.97 8.736 24.81 .929
Kontrol - 1 40 12.07 4.553 18.87 7.075 18.60 .852
Kontrol - 2 39 10.23 5.489 16.35 6.865 17.80 .872
Tablo 4.1.1.1.’da görüldüğü gibi, deney gruplarının sontest toplam puan
ortalamaları ( X D1=29.83; X D2=25.97), kontrol gruplarının ortalamasından
( X K1=18.87; X K2=16.35) daha yüksektir. Gözlenen bu farkın anlamlı olup olmadığını
test etmek için kovaryans analizi uygulanmış, elde edilen sonuçlar Tablo 4.1.1.2.’de
gösterilmiştir.
Tablo 4.1.1.2.: Deney ve Kontrol Gruplarında Yer Alan Öğrencilerin Başarı Testi
Öntest-Sontest Toplam Puanlarının Kovaryans Analizi Sonuçları
Varyansın
Kaynağı
Kareler
Toplamı Sd
Kareler
Ortalaması F p
Anlamlı Fark
(Bonferroni)
Kontrol Edilen
Değişken (Öntest) 3713.569 1 3713,569 128,030 .000
Deney-1 > Deney-2
Deney-1 >Kontrol-1
Deney-1 > Kontrol-2
Deney-2 > Kontrol-1
Deney-2 > Kontrol-2
Grup 3515,794 3 1171,931 40,404 .000
Hata 4205,778 145 29,005
Toplam 88480,000 150
Tablo 4.1.1.2.’de görüldüğü gibi kovaryans analizi sonuçları, öntest puanları
kontrol altına alındığında grupların sontest puanları açısından gruplama ana etkisinin
anlamlı olduğunu göstermiştir [F(3,145)=40.404, p<.01].
70
Farklılaşmanın hangi gruplar arasında olduğunu saptamak için Bonferroni çoklu
karşılaştırmalar testi uygulanmıştır. Bu karşılaştırma sonucunda farklılıklar; Deney-1 &
Deney-2 grupları arasında Deney–1 grubu lehine; Deney-1 & Kontrol-1, Deney-1 &
Kontrol-2, Deney-2 & Kontrol-1 ve Deney-2 & Kontrol-2 grupları arasında deney
grupları lehine anlamlı farklılıklar bulunmuştur.
4.1.2. İkinci Denenceye İlgili Bulgular
Araştırmanın ikinci denencesi aşağıdaki şekilde ifade edilmiştir.
Daha önceden ÇZK destekli kubaşık öğrenme yönteminin uygulandığı birinci
deney, ilk defa ÇZK destekli kubaşık öğrenme yönteminin uygulandığı ikinci deney ile
2005-2006 Matematik öğretim programı doğrultusunda yapılan öğretimin uygulandığı
kontrol gruplarındaki öğrencilerin başarı testleri, sontest toplam puanları kontrol altına
alındığında, kalıcılık ortalama puanları arasında anlamlı bir fark yoktur.
Deney ve kontrol gruplarında yer alan öğrencilerin sontest ve kalıcılık toplam
puanlarına ilişkin ortalamaları, standart sapma değeri ile kalıcılık düzeltilmiş
ortalamaları ve standart hata değerleri Tablo 4.1.2.1 ‘da verilmiştir.
Tablo 4.1.2.1:Deney ve Kontrol Gruplarında Yer Alan Öğrencilerin Başarı Testi
Sontest - Kalıcılık Toplam Puanlarının Aritmetik Ortalamaları, Standart Sapma Değeri
ile Kalıcılık Düzeltilmiş Ortalamaları ve Standart Hata Değerleri
Gruplar N
Toplam Puanlar Düzeltilmiş Kalıcılık Ortalamaları ve Standart Hata
Değerleri Sontest Kalıcılık
X SS X SS X SH Deney - 1 37 29.83 6.784 25.89 8.248 19.51 .806 Deney - 2 34 25.97 8.736 23.94 8.524 20.94 .771 Kontrol - 1 40 18.87 7.075 18.22 7.374 21.41 .717 Kontrol - 2 39 16.35 6.865 14.71 6.992 20.10 .765
Tablo 4.1.2.1. incelendiğinde deney ve kontrol gruplarının başarı testi kalıcılık
toplam puanlarının aritmetik ortalamalarının sontest toplam puanlarına göre düştüğü
gözlenmektedir.
71
Tablo 4.1.2.1.’da görüldüğü gibi deney gruplarının kalıcılık toplam puan
ortalamaları ( X D1=25.89; X D2=23.94), kontrol gruplarının ortalamasından
( X K1=18.22; X K2=14.71) yüksektir. Gözlenen bu farkın anlamlı olup olmadığını test
etmek için kovaryans analizi uygulanmış, elde edilen sonuçlar Tablo 4.1.2.2.’de
gösterilmiştir.
Tablo 4.1.2.2.: Deney ve Kontrol Gruplarında Yer Alan Öğrencilerin Başarı Testi
Sontest-Kalıcılık Puanlarının Kovaryans Analizi Sonuçları
Varyansın Kaynağı Kareler Toplamı Sd Kareler Ortalaması F p
Kontrol Edilen Değişken (Öntest) 6036.920 1 6036.920 313.814 .000
Grup 77.001 3 25.667 1.334 .266 Hata 2789.403 145 19.237
Toplam 74853.000 150
Tablo 4.1.2.2.’de görüldüğü gibi, kovaryans analizi sonuçları, sontest toplam
puanları kontrol altına alındığında grupların kalıcılık ortalama puanları açısından
gruplama ana etkisinin anlamlı olmadığı görülmüştür [F(3,145)=1.334, p>.05].
4.2. Araştırma Sorusuna İlişkin Bulgular
Araştırmada "Öğrencilerin çoklu zeka kuramı destekli kubaşık öğrenme
yöntemine ilişkin görüşleri nelerdir?" sorusuna cevap aranmıştır.
Bulguların sunumunu kolaylaştırmak için bazı kısaltmalar kullanılmıştır. Kızlar
için (K), erkek öğrenciler için (E) kullanılmış ve sıra numarası verilmiştir. Örneğin, (KI)
birinci kız öğrenci; (E3) üçüncü erkek öğrenci gibi. Ayrıca görüşme grubundaki öğrenci
Deney-1 grubu için (D-1) ve Deney-2 grubu için (D-2) kullanılmıştır. Örneğin
görüşülen öğrenci; Deney-1 grubunda ve 3. sıradaki kız öğrenci ise (D-1/K3), Deney-2
grubunda ve 5. sıradaki erkek öğrenci ise (D-2/E5) şeklinde kısaltmalar kullanılmıştır.
Her iki deney grubundan toplam 20 öğrenci ile yapılan "yarı yapılandırılmış"
görüşmeler sonucunda 2 bölüm oluşturulmuştur. Birinci bölümde uygulanan yönteme
ilişkin duygu ve düşünceleri ikinci bölümde ise zeka alanlarına yönelik farkındalıkları
belirlenmeye çalışılmıştır.
72
4.2.1. Uygulanan Yönteme İlişkin Duygu ve Düşünceler
Öğrencilerin yönteme ilişkin duygu ve düşünceleri birinci bölümde belirlenmeye
çalışılmıştır. Bu bölümde öğrencilerin, "çoklu zeka kuramı destekli kubaşık öğrenme
yönteminden hoşlanıp-hoşlanmadıkları, işlenen derse yönelik yorumları, küme ve küme
çalışmalarına yönelik duyguları, arkadaşlık ilişkilerine nasıl bir etki yaptığı, materyal
kullanımında herhangi bir değişim olup olmadığı” ile ilgili düşünceleri sorulmuştur.
Öğrencilerin ÇZK destekli kubaşık öğrenme yöntemi ile işlenen derse ilişkin
duygu ve düşünceleri sorulduğunda, öğrencilerin tamamı (20) bu yöntemle ders
işlemeyi beğendiklerini belirtmişlerdir. Bununla beraber, görüşmeye katılan
öğrencilerden 8’i bu yöntem sayesinde eğlenerek ders işlediklerini, 5’i konuları daha
iyi kavradıklarını, 4’ü etkinliklerin çok güzel olduğunu, 3’ü çok yararlı olduğunu, 4’ü
anlamadıkları konuları arkadaşlarıyla birbirlerine anlatma olanağı sağladığını, 3’ü
zekalarını geliştirdiğini, 1’i daha kolay ve daha iyi öğrendiğini, 4’ü arkadaşlarıyla
daha iyi anlaşabildiklerini ve 1’i paylaşmayı öğrendiğini söyleşmiştir. Ayrıca deney-
1’de yer alan 3 öğrenci, yapılan etkinliklerden genelde hoşlandıklarını ancak konuya
bağlı olarak bazı etkinlerden sıkılabildiklerini de ifade etmişlerdir. Deney-2 deki 1
öğrenci ise etkinlikleri çok sevmesine rağmen küme içindeki anlaşmazlıklarından
dolayı sıkıcı geldiğini belirtmiştir. Öğrencilerin yönteme ilişkin düşüncelerinden
örnekler aşağıda verilmiştir.
“Bu yöntemle ders işlemek hem konuları daha iyi kavramamızı sağladı, hem de
eğlenerek derslerimizi işledik, bu da bizim için daha yararlı oldu, sıkılmadan bütün
konuları kavramış olduk. Bütün yönlerini beğendim.” (D-1/K1)
“Bence çok güzeldi, eğleniyordum. Küme arkadaşlarımla çok eğlendim ...”
(D-1/K3)
“Bu etkinlikler sayesinde bazı konuları daha iyi anladık. Çok beğendim ve
eğlenceli. Beğenmediğim yönü yoktu. Bu yöntem hem matematiğimi geliştirdi hem de
bazı şeyleri daha iyi düşünmemi sağladı.” (D-1/E2)
“Daha da çalışkan olduğumu düşünüyorum. Anlamadığım konuları hoca sık sık
anlatıyordu ancak bu sefer birde yanımdaki arkadaşımdan da yardım aldım daha
faydalı oldu. Küme çalışmalarının hoşuma gitmeyen yanları da vardı, bazen tek bir
73
kişini yapacağı iş tek bir kümeye kalıyordu ve çok sıkıcı oluyordu. Çok basit geliyordu.”
(D1/E3)
“Bu yöntemlerle daha iyi bilgi aldık, arkadaşlarımla daha iyi anlaştım,
paylaşmayı öğrendim, bunlarla zekamı daha iyi geliştiriyorum, zihnimi çalıştırıyorum.”
(D-1/K5)
“Derslerimiz eskisine göre daha güzel oldu, daha çok zeka alanı kullandık ,çok
beğendim. Arkadaşlarımızla küme çalışması yaptık, birbirimize destek olduk,
sevmediğimiz arkadaşlarımızla daha çok yakınlaştık, daha iyi anlaştık. Beğenmediğim
yönü olmadı.” (D-2/K3)
“Bu etkinliklerle ilgili ders yapmak çok güzel. Hem etkinlikler yapıp, eğlenerek
ders yapmak çok güzel.” (D-2/K4)
“Bu küme çalışması ile ilgili çok güzel düşüncelerim oluştu. Yaptığımız ders ve
kullandığımız yöntemlerle farklı şeyler öğrendik ve oynadığımız oyunlarla eğlendik.
Çok öğretici oldu.” (D-2/E3)
“Çok güzeldi. Bazı arkadaşlarımla aramız kötüydü düzeldi. Daha samimi olduk.
Bu etkinlikler çok hoşuma gitti. Beğenmediğim yönü yoktu.” (D-2/E5)
“ ... Dersler kolaydı, öğrendikçe daha da kolay geliyor. Genel düşüncelerim;
kolaydı, etkinliklerle yapmak daha eğlenceliydi. Küme çalışması daha güzeldi,
arkadaşlarımla daha da yakınlaştım. Beğenmediğim yönü olmadı.” (D-2/K5)
Öğrencilere derste oluşturulan küme çalışmaları hakkında düşüncelerinin neler
olduğu sorulduğunda; hepsinin (20) küme çalışmalarını çok sevdiklerini belirttikleri
görülmüştür. Ayrıca görüşmeye katılan öğrenciler; kümelerle çalışmanın arkadaşlık
ilişkilerini iyi yönde etkilediğini (10), iyi tanımadığı arkadaşlarını tanıma fırsatı
sağladığını (5), dayanışmayı (6), yardımlaşmayı (9), paylaşmayı (3) öğrendiklerini,
küme çalışması yaparken birbirlerine destek olduklarını (3) ve kümelerin etkinlikleri
yapmada etkili olduğunu (2) belirtmişlerdir. Bütün öğrenciler küme çalışmalarını
sevmelerine rağmen, 8 öğrenci bazen kümelerinde sorunlar yaşadıklarını,
arkadaşlarıyla anlaşamadıklarını ifade etmişlerdir. Öğrencilere küme içinde çıkan
sorunların nedenlerini neye bağladıkları sorulduğunda; anlaşmazlıkların daha çok küme
eşyalarını paylaşamamaktan (5), küme içindeki fikir ayrılıklarından (4), küme içi
temizlik sorunundan (1), küme içi kavgalardan (1) kaynaklandığını ifade etmişlerdir.
Öğrencilerin kümeler ve küme çalışmaları hakkındaki düşüncelerinden örnekler
74
aşağıda verilmiştir.
“Derste oluşturulan kümlerim hakkında düşüncelerim çok iyi. Birlikte çalışmak
güzel, bütün öğrenciler eşyalarını paylaşmayı öğreniyorlar, bende bu güne kadar bütün
birlikte çalıştığım kümlerden memnundum, bunun için bu yöntemlerle ders işlemeyi
seviyorum. İyi şeyler düşünüyorum çünkü küme olmamız etkinlikleri yapmamızda daha
etkili oldu. Küme çalışmalarının olumsuz yönleri vardı; bazen bir arkadaşım bir şey
getirmediği zaman diğer kişi paylaşmıyordu, kavga ediyorduk o zaman problemler
çıkıyordu.” (D-1/K1)
“Kümeler bize en çok yardımlaşmada destek veriyor, konuları daha iyi
anlıyoruz. Küme puanlarımızı hesapladık bu hepimizin başarısını gösteriyor. Bazı
arkadaşlarımla olumsuzluklar yaşadım sevmediğim yönü buydu.” (D-1/E2)
“Küme arkadaşlarımdan memnundum. Küme çalışmalarıyla daha da çalışkan
olduğumu düşünüyorum. Önceden anlamadığım konuları öğretmen sık sık anlatıyordu
ancak bu sefer birde yanımdaki arkadaşımdan da yardım aldım daha faydalı oldu.”
(D-1/E3)
“Çok iyi bazı arkadaşlarım iyiydi düşüncelerimi iyi karşılıyordu bazılarda
olumsuz karşılıyordu beni canım sıkılıyordu.” (D-1/K5)
“Derslerde yardımlaşma, dayanışma vardı. Birbirimize destek olduğumuz için,
derslerde yapamadığımız soruları paylaştığımız için, derslerde küme çalışması hoşuma
gitti. Bazı kümlerimde istediğim arkadaşlarımla oldum, ancak ilk kümemde yaptığım
faaliyetler sonucunda her arkadaşla oturmanın güzel bir şey olduğunu fark ettim.”
(D-2/K1)
“Küme çalışması hoşuma gitti, önceden derslerde kümeler yoktu. Şimdi
kümelerde arkadaşlarımla birlikte oturuyoruz, hepsiyle daha sıkı arkadaş olduk.”
(D-2/K2)
“Küme çalışmasını çok sevdim. Birlikte ders çalıştık, konuları birlikte işledik,
daha çok etkinlik yaptık ve zeka alanlarımızı kullandık. Arkadaşlarımla daha iyi
anlaştık, birbirimize destek olduk. Hoşuma gitmeyen yönü yoktu.” (D-2/K3)
“Derslerde küme çalışması daha iyi oluyor. Tek kişi olunca anlamakta zorluk
çekiliyor, birine soramıyoruz, ama küme çalışmasında yanınızdakine sorabiliyorsunuz
bu yüzden küme çalışmasını daha çok sevdim.” (D-2/E2)
“Olumlu şeyler düşünüyorum. Küme çalışmalarında toplumu daha iyi anlamayı
öğrendik. Kümede daha çok dayanışmayı, arkadaşlarımla iyi olmayı öğrendik. Bazı
75
kümelerimde sevmediğim arkadaşlar çıktı, bazen de çok sevdiğim arkadaşlarım oldu.
Bu açıdan olumsuz oldu. Genel olarak kümeler olumluydu.” (D-2/E5)
“Güzeldi, arkadaşlarımla daha iyi yakınlaştık, dersleri hep beraber birlik
içinde, yardımlaşarak yaptık. Zorlandığımız yerlerde arkadaşlardan yardım aldık.
Soruları dayanışma içinde çözdük. Sevmediğim yönleri; kendi kümemde kavgalar
çıkıyordu ancak başka kümelerde çıkmıyordu buda beni üzüyordu.” (D-2/K5)
Uygulanan bu yöntemin, arkadaşlarıyla olan ilişkilerini nasıl etkilediği sorusuna
öğrencilerin hepsi (20) olumlu etkilediği yönünde cevap vermişlerdir. Öğrenciler
yakından tanımadıkları arkadaşlarının farklı yönlerini öğrendiklerini (3), birbirlerini
destekleme (10), birbirlerini cesaretlendirme (8), yardımlaşma (16ve paylaşma (2)
duygularını geliştirdiğini belirtmişlerdir. Bunun yanında öğrencilerin çoğu bu sayede
küme içerisinde arkadaşlarıyla olan ilişkilerinin geliştiğini (11), dayanışma içinde ders
işlediklerini (4), küme başarısı için daha fazla çaba göstermeye başladıklarını (1), güzel
fikirler ürettiklerini ve başarılarını arttırdıklarını (1) belirtmiştir. Öğrencilerin sınıf
içerisindeki arkadaşlık ilişkileriyle ilgili düşüncelerinden örnekler aşağıda verilmiştir.
“Bu yöntem arkadaşlarımla olan ilişkilerimi daha iyi yönde etkiledi, iyi
tanımadığım arkadaşlarımın farklı yönlerini öğrendim, neleri sevdiklerini neleri
sevmediklerini öğrendim. Onlarla dayanışma içinde kümede matematik derslerini
işledik. Arkadaşlık ilişkilerimde iyi yönde değişiklik oldu. Birbirimizi daha iyi
tanıdığımız için, bütün yönlerimizi öğrendik. Bizim kümeden biri tahtaya kalkarken,
küme arkadaşları olarak birbirimizi destekliyorduk. Arkadaşımıza iyi yaparsın diyorduk
veya soruyu yanlış yapmışsa ona anlatıyorduk, oda bir dahakinde daha doğru cevap
veriyordu.” (D-1/K1)
“İyi etkiledi, paylaşmayı ve iyi geçinmeyi öğrendim karşılıklı kavga etmemeyi
öğretti. Yardımlaşmamızı iyi etkiledi, paylaşmayı öğrendik, daha iyi arkadaş olduk,
bilmediğim soruları sordum. Çok olumlu etkiledi anlamadığım yerlerde yardım aldım.”
(D-1/E5)
“Olumlu etkiledi çünkü onları daha yakından tanıdım, nasıl olduklarını anladım.
Mesela yanımda oturan arkadaşım bazı problemleri yapamadı ona anlattım bazen de o
bana anlattı birbirimize destek olduk. Sınavlara girerken birbirimize başarılar
diliyorduk daha güzel oluyordu. Arkadaşları teşvik ediyorduk.” (D-1/K3)
76
“İyi etkiledi bazen yanımdaki arkadaşım bilemiyor ben ona anlatıyorum oda
memnun oluyor. Cesaretlendirme konusunda yapabilirsin iyi not almaya çalış
alamazsan çok üzülme diyoruz. Böylece ilişkilerim daha iyi oldu, dayanışma içinde
olduk.” (D-1/K4)
“Bu etkinlikler iyi yönde etkiledi. Aramın iyi olduğu arkadaşlarımla daha iyi
oldum. Aramın bozuk olduğu arkadaşlarımla da ilişkim daha da iyileşti. Sonuç olarak
daha iyi etkiledi. Etkinlikler benim arkadaşlarımla aramdaki destekleri daha çok
güçlendirdi, birbirimize daha çok destek olduk, arkalarında durduk. Küme
çalışmalarında birbirimize çok destek olduk. Diğer kümelerde de tartışma çıkabiliyordu
ama biz kendi kümemizi savunduk, onlarla kavga etmemeleri için onlar tevsik ettik ve
arkalarında destek olduk.” (D-2/E1)
“Arkadaşlarım bana daha çok yardım etti, daha yakınlaştık, daha çok
birbirimize bağlandık… Çok iyi etkiledi. Arkadaşlarım bana yapamadığım konularda
yardım ettiler, anlattılar, bende gerekince onlara yardım ettim. Küme çalışmasında
arkadaşlarım bana daha çok yardımcı oldular. Mesela daha önceden kesirlerde
zorlanıyordum, şimdi arkadaşlarımdan daha çok destek aldım ve ders daha kolay geldi.
Arkadaşlarımla daha sıkı dostluklarımız oldu.” (D-2/K2)
“Bu yöntem arkadaş ilişkilerimi olumlu etkiledi. Kümede çok samimi olmadığım
kişileri tanıdım ve sevdim. Küme çalışması yaparken en basta arkadaşlarımızla işbirliği
yapmayı öğrendik. Fazla görüşmediğimiz, samimi olmadığımız, sevmediğimiz kötü
anılarımızın olduğu arkadaşlarımızı daha çok sevdik yada tanıdık. Kümede küme
üyeleri bana çok yardım ettiler. Kesirler konusunda fazla bir deneyimim yoktu, pek
sevmem matematiği diğer derslerle kıyaslarsak. Anlamadığım sorularda arkadaşlarımın
beni tevsik ediyorlar, bu konuyu daha iyi anlıyorsan, şuna çalış gibi tevsiklerde
bulundular. Zorlandığım yerlerde anlattılar, cesaretlendirdiler.” (D-2/K4)
“Bu yöntem arkadaşlarımla olan ilişkilerimi daha iyi yaptı. Kötü olmayan ama
pek beğenmediğim arkadaşlarımla, aynı kümede olduktan sonra daha iyi anlaşmaya
başladım. Sevmediğim bir arkadaşımı sevebilmeye başladım. Arkadaşlarımızla
birbirimize daha iyi destek olduk, daha güzel fikirler bulup, soruları daha verimli
yaptık, bu da başarımızı arttırdı.” (D-2/E2)
Bu yöntemle ders işlerken matematik derslerinde kullanılan materyallerde
farklılıklar gözleyip gözlemedikleri sorusuna bütün öğrenciler (20) materyal
77
kullanımında değişikliğin olduğunu ve ÇZK destekli kubaşık öğrenme yöntemiyle ders
işlemeye başlamadan önce daha az ders materyali kullandıklarını ifade etmişlerdir.
Özellikle görüşmeye katılan bu öğrencilerden 4’ü ise önceden matematik derslerinde
sadece defter ve kalem kullandıklarını belirtmişlerdir. Öğrenciler bu yöntemde
kullandıkları materyalleri sulu boya (1), elişi kağıtları (4), kartonlar (5), makas (10),
uhu (9), yapraklar (4), cetvel (1), ikili çalışma yaprakları (2), ip (5) olarak
belirtmişlerdir. Ayrıca 3 öğrenci kendi bedenlerini de materyal olarak kullandıklarını
ifade etmiştir. Öğrencilerin materyal kullanımına ilişkin düşüncelerinden örnekler
aşağıda verilmiştir.
“Evet oldu. Eskiden derslerde sadece defter, kalem gibi şeyler kullanıyorduk.
Şimdi sulu boya, makas, bunu gibi süslemeler kullandık.” (D-1/K3)
“Evet yaptı. Kullandığım araç ve gereçler büyük ölçüde eğişti. Bundan önceki
matematik derslerinde karton, el işi kağıtlarından şekiller kestik. Makas, uhu ve
boyaları kullandık.” (D-1/E3)
“Evet oldu. Eskiden bu kadar araç gereç kullanmazdık böyle daha iyi oldu.
Sadece normal kalem, kağıt kullanırdık.” (D-1/K4)
“Yaptı. Örnek olarak makasla kestiğimiz etkinlikleri hatırlıyorum, görsel
sanatlar dersindeki gibi ip baskısı yaptık, simetri şeklinde kağıttan resim yapıyorduk.
Matematik dersini de görsel sanatlar dersi gibi işledik.” (D-1/E4)
“Evet farklılık oldu. Daha önce matematik dersine daha iyi kavramamız için
uhu, yaprak gibi materyaller kullanmamıştı. Bu yöntemle çeşitli materyaller
kullandığımızdan derslerimizde farklılıklar oldu. Daha iyi anladık, kavradık. Asıl
öğretmenimizin dağıttığı yapraklar hep tekliydi, bu sefer beraber çalışmayı da öğrenmiş
olduk.” (D-2/K1)
“Evet yaptı, daha önce görseli az kullanıyorduk, bu derslerde ise görsel,
matematiksel ve diğer zeka alanlarını daha çok kullandık. Uhu, makas gibi araç
gereçlerimizi kullandık, daha eğlenceli şeyler yaptık. Bu yöntemin fayda sağladığını
düşünüyorum.” (D-2/K4)
“Evet yaptı. Çalışma yaprakları kullandık. Ayna oyunu oyununda bedenimizi
kullandık, ip baskısı, Arda’nın şemsiyesi oyunlarını oynadık. Önceden makas, uhu gibi
şeyleri çok az kullanırdık, hatta matematikte hiç kullanmıyorduk. Bu etkinliklerle
matematik dersinin işlenmesi kazanç ve katkı sağladı, matematik derslerimiz daha
eğlenceli oldu. Bu sayede daha çok şey öğrendim. Simetriyi daha iyi öğrendim, üçgenin
78
çevresini öğrendim. Bu yöntem konuları kavramamda yardımcı oldu. Yazılılarım daha
iyi gelmeye başladı.” (D-2/E3)
“Araç gereç kullanımında fark vardı. Birinde makasla kesiyorduk, diğerinde
kalemle çiziyorduk. Kağıda yapıştırmalar yapıyorduk, bedensel kinestetik alanlarımız
gelişiyordu. Örneğin ardanın şemsiyesi. Geometrik şekilleri iplerle gösterdik. …”
(D-2/E4)
4.2.2. Öğrencilerin Zeka Alanlarına Yönelik Farkındalıkları
Görüşmelerin ikinci bölümünde "öğrencilerin zeka alanlarına yönelik
farkındalıkları" ortaya koyulmaya çalışılmıştır. Bu bölümde; kendilerinin en çok
kullandıkları zeka alanlarının hangileri olduğu, daha önceki matematik dersleri sırasında
bütün zeka alanlarını kullanıp kullanmadıkları, ÇZK destekli kubaşık öğrenme
yöntemiyle işlenen matematik dersinde kullanılan zeka alanlarının hangileri olduğu
sorulmuştur. Aşağıda bu bölümde sorulan sorular ile öğrenci cevaplarına yer verilmiştir.
Öğrencilere daha önceki matematik derslerinde en çok hangi zeka alanlarını
kullandıkları sorulmuştur. Öğrencilerin belirtikleri zeka alanları Tablo 4.2.2.1.’de
verilmiştir.
Tablo 4.2.2.1. Öğrencilerin Daha Önceki Matematik Derslerinde Kullandıkları Zeka
Alanlarına İlişkin Görüşleri
Tablo 4.2.2.1. incelendiğinde öğrencilerin kullandıklarını söyledikleri zeka
alanlarını; (M/M) matematiksel-mantıksal zeka (20), (S/D) sözel-dilsel-zeka (5), (B/K)
bedensel-kinestetik zeka (3), (İ) içsel zekayı (2), (S/K) sosyal zeka (1) ve (G/U) görsel-
/uzamsal zeka (1) olarak sıraladıkları görülmüştür.
Öğrencilerin bu konudaki düşüncelerini; “Daha önceki matematik dersinde
Öğrenciler K1 K2 K3 K4 K5 E1 E2 E3 E4 E5
Zeka Alanları
D-1 M/M B/K
M/M S/D
M/M S/D G/U
M/M
M/M
M/M
M/M
M/M
M/M B/K
M/M
D2
M/M S/D
M/M
M/M
M/M B/K S/K İ
M/M
M/M
M/M
M/M S/D
M/M
M/M S/D İ
79
daha çok matematiksel, mantıksal, bedensel kinestetik zeka alanlarını kullanıyorduk.”
(D-1/K1) ve “Daha önceki derslerde matematiksel,mantıksal kullanıyorduk.” (D-2/K5)
şeklinde ifade ettikleri görülmüştür.
Öğrencilere ÇZK destekli Kubaşık öğrenme yöntemi ile işlenen matematik
derslerinde hangi zeka alanlarını kullandıkları sorulmuştur. Bu soruya, görüşmeye
katılan tüm öğrenciler (20) bütün zeka alanlarını kullandıklarını ifade etmişlerdir.
Ayrıca bu öğrencilere bu yöntemle ders işlerken en çok kullandıkları zeka alanlarının
hangileri olduğuna ilişkin düşünceleri sorulmuştur. Öğrencilerin belirtikleri zeka
alanları Tablo 4.2.2.2’de verilmiştir.
Tablo 4.2.2.2. Öğrencilerin En Çok Kullandıkları Zeka Alanlarına İlişkin Görüşleri
Tablo 4.2.2.2. incelendiğinde öğrencilerin en çok kullandıklarını söyledikleri
zeka alanları; (M/M) matematiksel/mantıksal zeka (20), (S/K) sosyal zeka (16), (M/R)
müziksel/ritmik zeka (17), (D)doğa zekası (16), (B/K) bedensel/kinestetik zeka (16),
(G/U)görsel/uzamsal zeka (18), (İ)içsel zeka (17) ve (S/D)sözel/dilsel-zeka (18) olarak
sıraladıkları görülmüştür.
Öğrenciler kullandıklarını düşündükleri zeka alanlarına yönelik görüşlerini;
“Matematiksel, görsel, müziksel, içsel zeka alanlarını kullandım.” (D-1/E5), “En çok
kullandığım sözel, görsel, matematiksel, doğa zeka alanlarıydı.” (D-2/K1) ve
Öğrenciler K1 K2 K3 K4 K5 E1 E2 E3 E4 E5
Zeka Alanları
D-1
M/M S/D G/U M/R B/K D
S/K İ
M/M S/D G/U M/R S/K İ
M/M S/D G/U M/R B/K D
S/K İ
M/M S/D G/U M/R B/K D
S/K İ
M/M S/D G/U M/R
D S/K İ
M/M S/D B/K D
S/K
M/M S/D G/U M/R B/K D
S/K İ
M/M S/D G/U M/R B/K D
S/K İ
M/M S/D G/U M/R B/K D
S/K İ
M/M G/U M/R İ
D-2
M/M S/D G/U D
M/M S/D G/U M/R B/K D
S/K İ
M/M S/D G/U M/R B/K D
S/K İ
M/M S/D G/U M/R B/K D
S/K İ
M/M S/D B/K D
S/K İ
M/M S/D G/U M/R B/K D
S/K İ
M/M S/D G/U M/R B/K D
S/K İ
M/M S/D G/U M/R B/K
M/M G/U M/R B/K İ
M/M S/D G/U M/R B/K D
S/K İ
80
“Matematiksel/mantıksal zeka, görsel, müziksel/ritmik, içsel, bedensel zeka alanlarını
kullandım.” (D-2/E1) şeklinde ifade etmişlerdir.
Öğrencilere matematik derslerinin zeka alanlarına göre düzenlenen etkinliklerle
işlenmesi hakkındaki düşüncelerinin neler olduğu sorulduğunda ise bu şekilde ders
işlemenin çok hoşlarına gittiğini (11), kendilerini geliştirdiğini (3), zeka alanlarının
neler olduğunu öğrendiklerini (1), zeka alanlarının gelişmesini sağladığını (3),
matematiği daha iyi anladıklarını (4) ve daha başarılı olmalarını sağladığını (2)
vurgulamışlardır. Öğrencilerin matematik derslerinin ÇZK destekli kubaşık öğrenme
yöntemi ile işlenmesi hakkındaki düşüncelerinden örneklere aşağıda yer verilmiştir.
“Derslerin böyle işlenmesi bana katkı sağladı. Bu zekâ alanları çok önemli,
çünkü böyle konular işleyince matematiği daha iyi anlıyorum.” (D-1/K2)
“Matematik derslerimizle zeka alanlarının düzenlenmesi güzel oldu çünkü şimdi
matematik dersinden daha çok zevk alıyorum.” (D-1/K3)
“Bu etkinlikler hoşum gitti, eğlenceli oldu, yararlı oldu. Bana bu derslerin çok
yararı oldu, zihnimi geliştirdi, akıl zekamı daha yukarı çıkardı.” (D-1/E4)
“Hoşuma gitti sevdim. Değişik etkinlikler olması, derslerde başarılı olmamı
sağladı.” (D-1/E5)
“Bazı etkinliklerimizde bedenimizi kullandık, bu da bizim simetriyi anlamamız
için iyi oldu, şarkı yazdık, şarkılarda yazdığımız sözlerle, öğrendiğimiz konuları
tanımlamış olduk, bu müzikseldi. Görselde ise ip baskısı yaptık, Birbirine simetri olan
sekileri gördük. Derslerimizin böyle çeşitli etkinliklerle yapılmasını çok eğitici
buluyorum.” (D-2/K1)
“Öncelikle bilmediğimiz zeka alanlarını öğrendik, daha önceden böyle zeka
alanlarını bilmiyorduk.” (D-2/K2)
“İyi oldu. Dostluklarımız iyileşti. Simetriyi öğrendik, ayna etkinliğinde
bedenimizi kullandık, bu etkinliklerde yer almak çok hoşuma gitti.” (D-2/E2)
“Doğa daha öğretici oldu, doğayla içice olduk, sosyal olarak arkadaşlarımızla
yardımlaşmamız oldu. Görsel olarak tepe göz kullandık, bedenselde ayna oyunu
oynadık, müziksel ritmikte müzik sözleri yazdık, besteledik. Bu etkinlikler çok hoşumuza
gitti. Özellikle öğretmenimle ve arkadaşlarıma yapmak çok güzeldi.” (D-2/K5).
81
BÖLÜM V
TARTIŞMA VE YORUM
Bu bölümde, çoklu zeka kuramı destekli kubaşık öğrenme yönteminin ve tüm
sınıf öğretimine dayalı geleneksel öğretmen merkezli öğretme yönteminin öğrencilerin
akademik başarıları, kalıcılık düzeyleri üzerindeki etkisine ilişkin bulgular ve
öğrencilerin çoklu zeka kuramı destekli kubaşık öğrenme yöntemine ilişkin görüşleri
tartışılmış ve yorumlanmıştır.
Bu bulgulara genel olarak bakıldığında, çoklu zeka kuramı destekli kubaşık
öğrenme yönteminin akademik başarıları üzerinde anlamlı olduğu, fakat kalıcılık
düzeylerine ilişkin puanlar üzerindeki etkisinin anlamlı olmadığı söylenebilir. Ayrıca
öğrencilerin çoklu zeka kuramı destekli kubaşık öğrenme yöntemine ilişkin görüşleri
değerlendirildiğinde de genel olarak görüşlerin olumlu yönde olduğu söylenebilir.
5.1.Akademik Başarı
Çoklu zeka kuramına göre düzenlenen öğretimin öğrencilerin akademik başarı
ve kalıcılığa etkisini belirlemek üzere iki deney ve iki kontrol grubuyla çalışılmıştır.
ÇZK destekli kubaşık öğrenme yönteminin dördüncü sınıf öğrencilerinin akademik
başarıları üzerindeki etkilerini belirlemek amacıyla kovaryans analizi yapılmıştır.
Kovaryans analizi sonuçları, öntest puanları kontrol altına alındığında, grupların sontest
puanları açısından gruplama ana etkisinin deney grupları lehine anlamlı olduğunu
göstermiştir (Tablo 4.1.a.). Bu bulgu doğrultusunda ÇZK destekli kubaşık öğrenme
yönteminin akademik başarı üzerinde, 2005-2006 Matematik öğretim programı
doğrultusunda yapılan öğretime göre daha etkili olduğu bulunmuştur.
Küçük çocuklara matematik öğretirken hangi yöntem seçilirse seçilsin,
öğrencilerin bireysel farklılıkları, geçmiş deneyimleri ve birikimleri dikkate alınmalıdır.
Akademik başarı için, bütün öğrencilerin aynı yolla öğrenmediklerini kabul etmek ve
onların çoklu yollarla öğrenebildiklerinin farkında olmak önemlidir (Adams, 2000).
Çoklu zeka kuramı’na göre, bireyler farklı zeka alanlarına sahiptir ve herkesin zeka
alanları profili farklıdır. Bu nedenle bu araştırmada matematik öğretimin, öğrencilerin
farklı yollarla öğrenmelerini destekleyici şekilde düzenlenmesinin akademik başarının
82
artmasında etkili olduğu düşünülebilir. Gardner (1983) öğretmenlerin bir ders planı
hazırlarken daha fazla öğrenciye ulaşabilmek için bütün zeka alanlarına yönelik
etkinliklerden yararlanılması gerektiğini vurgulamaktadır. Bunun gerçekleşmesi için
matematik öğretmenlerinin kullanacakları öğretim stratejilerini, öğretim yöntem ve
tekniklerini, amaçlar doğrultusunda hazırlanması gereken materyalleri doğru seçmeleri
gerekmektedir (Soylu, Bulut, 2004, s.1741; Kaplan, Yamamoto, Ginsburg, 1989, s.64;
Hopper, Hurry, 2000; Talu, 1999). Bu noktada öğretmenlere büyük görevler
düşmektedir. Bu araştırmada ÇZK destekli kubaşık öğrenme yönteminde kullanılan
etkinlikler ve materyaller araştırmacı tarafından, bütün zeka alanlarını kapsayacak
şekilde hazırlanmış ve daha fazla öğrenciye ulaşma hedeflenmiştir. Eğitim-öğretim
ortamında öğrenciyi merkeze alan ÇZK destekli kubaşık öğrenme yönteminin,
öğrencilerin matematik derslerindeki akademik başarılarını arttırdığı söylenebilir.
Etkili bir matematik öğretimi için, öğrencilerde öğrenmeye karşı isteklilik
duygusu uyandırmak amacıyla, matematik derslerinde kullanılan öğretim yöntemlerine
büyük işlevler düşmektedir (Gülten ve Derelioğlu, 2006). Bu nedenle matematik
derslerinde öğrenciyi merkeze alan, yaparak ve yaşayarak öğrenmesine olanak tanıyan
yöntemlere yer vermek önemlidir. Bu yöntemlerden biri olan ÇZK destekli kubaşık
öğrenme yöntemiyle öğrenciler, günün konusunu, kubaşık kümelerle, okuyarak,
yazarak, hesaplayarak, problemleri işbirliği ile çözerek, hareket edip inşa ederek ve
şarkı söyleyip ritim yaratarak öğrenirler. Zeka alanlarına göre hazırlanan etkinlikler
öğrencilerin küçük karma kümelerde, aktif olma, gruba ait olma, sorumluluk alma,
birbirini destekleme, saygı duyma, sürekli etkileşim içinde çalışarak iletişim becerilerini
geliştirme ve bilgiyi bireysel yaşantıları doğrultusunda yapılandırmalarının akademik
başarılarını etkilediği söylenebilir (Değirmencioğlu, Güneysu, 2000). Grupla çalışmanın
diğer bir önemli yönü ise, akademik başarı ve sosyal geri bildirim için büyük fırsat
oluşturmasıdır. ÇZK destekli kubaşık öğrenme gruplarının, anlamlı öğrenmenin
gerçekleştirilmesini sağlayan en önemli basamaklardan biri olduğunu söylenebilir.
Nolen (2003), öğretmenlerin eğitim ortamını zenginleştirmek için etkinliklerini
ve materyallerini farklı zeka alanlarına göre düzenlediklerinde, öğrencilerin başarılı ve
aktif olmalarına olanak sağlayacaklarını belirtmiştir. Öğrenme ortamını zenginleştiren
yeni öğrenme deneyimleri ve çaba gerektiren etkinlikler, beynin gelişimine önemli
katkılar sağlamakla kalmayıp, öğrenmenin en iyi şekilde gerçekleşmesine olanak
83
tanımaktadır. Bu bağlamda ÇZK destekli kubaşık öğrenme yöntemi, öğrencilerin
zihinsel becerilerinin kullanılmasını pozitif yönde etkilediği söylenebilir.
Hopper ve Hurry (2000), çoklu zeka alanlarının öğrenme üzerindeki etkilerini
üç ana başlıkta açıklamıştır. Bunlardan birincisi, öğrenme süreçlerine ilişkin farkındalığı
arttırarak öğrencilerin kendi öğrenme süreçlerini kontrol etmelerini sağlama; ikincisi,
bireylere odaklanarak onların farklılıklarının farkında olmalarını ve öğretim sürecinde
güçlü yönlerini ortaya çıkarmalarını sağlama; bir diğeri ise aktif katılımlarını saylayacak
etkinliklerle öğrenme konusuna yönelik motivasyonlarını arttırmadır. Bu araştırmada da
öğrencilerin çoklu zeka kuramı çerçevesinde, kubaşık öğrenmenin farklı zeka alanlarına
hitap eden etkinlikleri sayesinde matematik derslerine aktif olarak katıldıkları
gözlenmiştir. Bundan dolayı akademik başarı puanlarının deney gruplarında kontrol
gruplarına göre yükseldiği söylenebilir. Bir başka deyişle ÇZK destekli kubaşık
öğrenme yönteminin etkililiği öğrencilerin kubaşık kümelerde yapılan etkinliklere, aktif
katılımlarına bağlanabilir.
Yapılan literatür taramasında, ülkemizde ve yurt dışında farklı konularda
akademik başarı üzerinde hem çoklu zekâ kuramıyla ilgili (Özdemir, Güneysu ve
Tekkaya, 2006; Uçak, Bağ ve Uşak, 2006; Yıldırım, 2006; Yıldırım, Tarım ve İflazoğlu,
2006; Gürbüz ve Çatlıoğlu, 2004; Yeşildere, 2003; Temur, 2001; Armstrong, 2000;
Coşkungönüllü, 1998; Chambell, 1990; Gardner (1993, 1999); Mueller, 1995; Dunn,
Deing ve Lovelace, 2001; Kelly, 2004; Peoples-Marwah, 2005; McLelland, 2005), hem
de kubaşık öğrenme yöntemiyle ilgili (Slavin, 1980; Bryant, 1981; Johnson ve Johnson,
1989; Erçelebi, 1995; Özder, 1996; Gömleksiz;1997; Yıldız, 1998; İflazoğlu, 1999;
Bozkurt, 1999; Bonoparte, 1999; Johnson, Johnson ve Stanne 2000, Yıldız, 2001;
Tanışlı, 2002; Sarıtaş, 2002; Bayraktar, 2002; Posluoğlu, 2002; Tarım, 2003) yapılan
araştırma sonuçları, ÇZK destekli kubaşık öğrenme yönteminin etkililiğini inceleyen bu
çalışmanın bulguları ile benzerlik göstermektedir. Çünkü ÇZK destekli kubaşık
öğrenme yöntemiyle bireysel farklılıklara oldukça değer verir ve öğrencilerin
gelişimleri için ortamlar oluşturur. Çoklu zeka kuramı, öğrencilere bir yandan öğrenme
potansiyellerini arttırma fırsatı tanırken, diğer yandan kendini tanıma, kendine güvenme
ve etkili iletişim kurma gibi kişisel ve sosyal gelişim imkanları sunmakta ve ayrıca
eğitimde başarıyı etkileyen ve öğrencinin konu alanı, okul, sınıf, öğretmen, eğitim-
84
öğretim ortamı vb. öğelere karşı ilgilerini de etkilemektedir (Değirmencioğlu, Güneysu,
2000; Hopper, Hurry, 2000).
Greenhawk (1997) çoklu zeka kuramı doğrultusunda yapılan eğitimin eyalet
çapında yapılan testlerdeki başarıya etkisi konulu çalışmasında, işbirliğine dayalı
çalışmalara yer verilmiştir. Bu araştırmada projeler, projelerin rapor haline gelmesi ve
sunumu gruplarda çalışılarak gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın sonucunda, bir yıl içinde
öğrencilerin okul başarılarının %20 arttığı görülmüştür. Bunun yanında öğrencilerin,
bilgileri daha doğru hatırlamaya ve problem çözmede daha güvenle kullanmaya
başladıkları belirlenmiştir. Ayrıca öğrencilerin grup çalışmalarında daha başarılı olmaya
başladıkları da gözlemlenmiştir. Geleneksel kağıt kalem testlerini yanıtlarken de çok
farklı stratejilere yer verdikleri görülmüştür. Sınavlardan nefret eden öğrenciler,
sınavların bilgilerin diğerleriyle paylaşımı için kullanılan bir araç olduklarını
söylemişlerdir. Bu araştırmada kullanılan kubaşık kümeler sayesinde öğrencilerin,
birlikte nasıl çalışılacağını ve birbirlerine nasıl destek olunacağını öğrenerek başarılarını
arttırdıkları söylenebilir. Bu sayede öğrenciler kendilerine, öğrendiklerine ve
öğrendiklerini kullanmaya güvenmeleri gerektiğinin farkına varmış olabilirler.
Dubois’in (1995) yapmış olduğu çalışma, bu araştırma bulgularını destekler
niteliktedir. Bu araştırmada kubaşık öğrenme kümeleri oluşturulurken öğrencilerin
“1994 California Başarı Testinde” okuma, dilbilgisi, matematik ve fen bilgisi
derslerinden aldıkları puanları temel alınmıştır. Ancak öğrenciler her bir ders için,
başarı düzeylerine göre sıralandığında, her bir alandaki başarılı ve başarısız öğrencilerin
farklı olduğu görülmüştür. Bu durum öğrencilerin farklı zeka alanlarında geliştiğinin bir
kanıtı olduğunu ve öğretimin çoklu zeka destekli kubaşık öğrenme yöntemine göre
düzenlenmesinin hem akademik başarıyı hem de sosyal gelişimlerini olumlu yönde
etkileyeceğini belirtmiştir.
Öğrencilerle yapılan görüşmelerde de, ÇZK destekli kubaşık öğrenme yöntemi
sayesinde başarılarının arttırdığını ifade etmişlerdir. Bu bağlamda deney gruplarında
kullanılan ÇZK destekli kubaşık öğrenme yöntemi’nin 2005-2006 Matematik öğretim
programı doğrultusunda yapılan öğretime göre matematik başarısı üzerinde ve eğitim-
öğretim ortamını zevkli hale getirmede daha etkili olduğu söylenebilir.
85
5.2.Kalıcılık
ÇZK destekli kubaşık öğrenme yöntemi’nin kalıcılık toplam puanları üzerindeki
etkilerini belirlemek amacıyla, kovaryans analizi yapılmıştır. Kovaryans analizi
sonuçları, sontest toplam puanları kontrol altına alındığında, grupların kalıcılık testi
toplam puanları açısından gruplama ana etkisinin istatistiksel olarak anlamlı olmadığını
göstermiştir. Bu verilere dayanarak ÇZK destekli kubaşık öğrenme yöntemi’nin
ilköğretim dördüncü sınıf matematik dersinde kazanılmış davranışların kalıcılığını
sağlamada 2005-2006 Matematik öğretim programı doğrultusunda yapılan öğretime
göre daha etkili olduğu söylenemez.
Bu araştırmada kazanılmış davranışların kalıcılığına ilişkin olarak deney grubu
lehine anlamlı bir fark bulunmaması, hem yurt dışında hem de yurt içinde yapılmış olan
araştırma bulguları ile çelişmemektedir (Yıldırım, Tarım ve İflazoğlu, 2006, Beam,
2000; Nguyen, 2000; Dobbs, 2000; Muehlbauer, 2000; Demirel ve ark., 1998).
Deney-1, deney-2 ve kontrol-2 gruplarının sontest ve kalıcılık toplam puanları
ortalamaları incelendiğinde (Tablo 4.2.1), kalıcılık toplam puan ortalamalarının daha
düşük olduğu görülmüştür. Araştırmaya katılan gruplara sontest uygulandıktan sonra,
kalıcılık testinin uygulanmasına kadar geçen sürede kontrol-1 grubu dışındaki diğer
grupların almış olduğu puanlara göre, farklı düzeylerde unutmaların gerçekleştiği
söylenebilir. Özelliklede deney grubundaki öğrencilerin kalıcılık puanlarındaki düşme,
bu yöntemle ders işlenmesinin bitmesiyle birlikte öğrencilerin derse karşı ilgileri
azalmış olmasına bağlanabilir. Kontrol-1 grubunun sontest ve kalıcılık toplam puanları
arasında neredeyse fark yok gibi. Bunun nedeni ise kontrol-1 grubunun, deney-1 grubu
ile aynı devrede ve matematik derslerinin araştırmacı tarafından işlenmiş olması
olabilir. Deney gruplar ile kontrol-1 grubunda matematik derslerinin araştırmacı
tarafından yürütülmesi, kendi öğretmenlerinin hiç matematik dersi işlememesi,
öğrencilerin dönem notlarını da araştırmacının yaptığı değerlendirmeler sonucunda
verileceğini düşünmelerine, dolayısıyla daha çok çalışmalarına neden olmuş olabilir.
ÇZK destekli kubaşık öğrenme yöntemi deney ve kontrol gruplarında kalıcılık
toplam puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark çıkmamasına rağmen,
grupların kalıcılık toplam puanlarını kendi arasında karşılaştırdığımızda deney
86
grubundaki öğrencilerin kalıcılık toplam puanlarının daha yüksek olduğu görülmektedir.
Bunun nedeni ÇZK destekli kubaşık öğrenme yönteminin etkililiğine bağlanabilir.
Bu çalışmada, grupların kalıcılık toplam puanları arasında istatistiksel olarak
anlamlı bir fark çıkmamasına rağmen, Gardner (1993, 1999), Armstrong (2000)
Chambell (1990), Mueller (1995), Dunn, Deing ve Lovelace (2001) eğitim ortamının
çoklu zeka kuramına göre düzenlenmesinin akademik başarı ve diğer duyuşsal özellikler
açısından önemli olduğunu vurgulamışlardır. Kagan ve Kagan (1998, s. 20) ise yıllardır
kubaşık öğrenme yöntemi için geliştirdikleri stratejilerin aslında bireyin bir çok zeka
alnına hitap ettiğini bilmediklerini ve çoklu zeka kuramı aracılığıyla kendi alanlarındaki
eksikliklerin farkına vardıklarını belirtmişlerdir. Dolayısıyla kullanılan etkinlikler ve
teknikler bakımından ele alındığında kubaşık öğrenme yöntemi çoklu zeka kuramının
eğitim ortamlarında kullanımının bir yolu olarak düşünülebilir.
5.3. Öğrenci Görüşleri
Bu araştırmada deney gruplarında yer alan öğrencilerin uygulanan yönteme
ilişkin duygu ve düşüncelerini belirlemek için; "çoklu zeka kuramı destekli kubaşık
öğrenme yönteminden hoşlanıp hoşlanmadıkları, işlenen derse yönelik düşünceleri,
küme ve küme çalışmalarına yönelik duyguları, arkadaşlık ilişkilerine nasıl bir etki
yaptığı, materyal kullanımında değişim olup olmadığı” ile ilgili sorular sorulmuştur.
Bunun yanı sıra, "öğrencilerin zeka alanlarına yönelik farkındalıkları" ortaya
çıkarılmaya çalışılmış; daha önceki matematik derslerinde ve ÇZK destekli kubaşık
öğrenme yöntemiyle işlenen matematik dersinde kullanılan zeka alanlarının hangileri
olduğu, hangi dersleri kendilerine daha yakın buldukları ve nedenleri sorulmuştur.
Öğrenciler ÇZK destekli kubaşık öğrenme yöntemiyle “ders işlemekten
hoşlandıklarını, bu yöntemle işlenen dersle daha kolay ve daha iyi öğrendiklerini,
arkadaşlarıyla birlikte daha iyi çalışabildiklerini” belirtmişlerdir. Ayrıca küme
çalışmalarını çok sevdiklerini, bu yöntem sayesinde başarılarını arttırdığını, zeka
alanlarının geliştirdiğini, birbirlerini daha iyi tanıma fırsatı sağladığını, kümelerde
birlikte çalışmayı öğrendiklerini, küme çalışması yaparken birbirlerine destek
olduklarını ve paylaşmayı öğrendiklerini” ifade etmişlerdir. Bunu yanında, arkadaşlık
ilişkilerini geliştirdiğini, yakından tanımadıkları arkadaşlarını tanıma fırsatı
87
bulduklarını, bu sayede küme içerisinde arkadaşlarıyla olan ilişkilerinin arttığını ve
zevk alarak daha çok şey öğrendiklerini belirtmişlerdir. Ayrıca önceden matematik
derslerinde kullandıkları kalem ve defterden daha farklı materyaller kullandıklarını,
özelliklede kendi bedenlerini de materyal olarak kullandıklarını vurgulamışlardır.
Bu bulgular, ÇZK destekli kubaşık öğrenme yöntemiyle işlenen matematik
derslerinin öğrencilere, eğlenerek öğrenebilecekleri farklı öğrenme ortamları
oluşturduğu ve onların kendilerini doğru ifade edebilecekleri eğitim ortamları sunduğu
söylenebilir. Bu yöntemde oluşturulan kubaşık kümeler sayesinde, farklı bilgi
birikimine sahip öğrencilerin matematik derslerine aktif katılımlarıyla başarılarının
arttırdığı söylenebilir.
Coşkungönüllü’nün (1998) yapmış olduğu çalışmada, öğrencilerle yarı
yapılandırılmış görüşmeler yapılmış ve öğrenciler, çoklu zeka stratejilerinden memnun
oluklarını, etkinlikler işlenen matematik derslerini eğlenceli ve renkli bulduklarını ifade
etmişlerdir. Bunu yanında öğrenciler; grupla çalışmak, oyunlar oynamak, müzik
dinlemek ve matematiksel aktiviteler yapmak vb., zeka alanlarına göre hazırlanan
etkinlikler sayesinde de öğrendiklerini günlük yaşamla ilişkilendire bildiklerini
belirtmişlerdir. Ayrıca bu çalışmada öğrencilerin dikkat ve motivasyonlarında öncesine
göre artış olduğu, öğrencilerin değişik çalışma materyallerinden, aktivitelerinden ve
çalışma yapraklarından dolayı daha fazla matematik dersi yapmak istediklerinden
bahsedilmiştir. Dolayısıyla bu sonuçların, bu araştırma bulgularını destekler nitelikte
olduğu söylenebilir.
Yapılan görüşmelerde deney-1’de yer alan 3 öğrenci, yapılan etkinliklerden
genelde hoşlandıklarını ancak konuya bağlı olarak bazı etkinlerden sıkılabildiklerini de
ifade etmişlerdir. Bunu nedeni deney grubundaki öğrencilerin 21 hafta gibi uzun bir
süre etkinliklerle ders işlemekten sıkılmış olabilirler. Çünkü ÇZK destekli kubaşık
öğrenme belli bir süre sonra öğrencilerin ilgisini yitirmiş ve dikkatlerini çekmeyi
başaramamış olabilir. Farklılıklar her zaman dikkat çekicidir. ÇZK destekli kubaşık
öğrenmede ilk zamanlar öğrencilere farklı gelmiş ve ilgisini çekmiş, fakat belli bir süre
sonra ÇZK destekli kubaşık öğrenme öğrenciler için farklı bir yöntem olmaktan çıkmış
olabilir.
88
Bütün öğrenciler küme çalışmalarını sevmelerine rağmen, 8 öğrenci (4 öğrenci
deney-1 grubunda; 4 öğrenci deney-2 grubunda) bazı kümelerinde sorunlar
yaşadıklarını ve arkadaşlarıyla anlaşamadıklarını ifade etmişlerdir. Öğrenciler bu
sorunların nedenlerini; daha çok küme eşyalarını paylaşamamaktan, küme içindeki fikir
ayrılıklarından, temizlik sorunundan ve küme içi kavgalardan kaynaklandığını ifade
etmişlerdir. Deney-1 grubu, uzun süre bu yöntemi kullanmasına rağmen küme
çalışmalarında sorunlar yaşadıklarını ifade etmişlerdir. Bunun nedeni, deney-1
grubundaki öğrencilerin yaklaşık dörtte birinin (%24.3) tek çocuk olmasına
bağlanabilir. Çünkü bu öğrenciler paylaşmayı ve görev dağılımını sadece okulda
öğreniyorlar. Bu da küme içinde sorunların yaşanmasına neden olmuş olabilir. Deney-2
grubu için ise, küme çalışmalarının nasıl yapılacağının ve zeka alanlarının tanıtıldığı
farkındalık programının 3 hafta gibi kısa bir süre olmasına bağlanabilir.
Öğrenciler daha önceki matematik derslerinde en çok matematiksel-mantıksal
zekayı kullandıklarını söylemişlerdir. ÇZK destekli kubaşık öğrenme yöntemiyle ise
bütün zeka alanlarını kullandıklarını ifade etmişlerdir. Ayrıca, bu şekilde ders
işlemekten mutlu olduklarını, onlara katkı sağladığını, zeka alanları kullanarak ders
yaptıklarında zihinlerinin geliştiğini, kendilerinin sahip oldukları zeka alanların farkına
varmalarını sağladığını ve matematiklerinin geliştiğini, çok şey öğrendiklerini
vurgulamışlardır.
Yıldırım (2006) yaptığı araştırmada, ÇZK destekli kubaşık öğrenme yönteminin
ilköğretim beşinci sınıf öğrencilerinin matematik dersindeki akademik başarı ve
kalıcılıkta etkili olduğu sonucuna ulaşmıştır. Ayrıca öğrencilerin bu yönteme ilişkin
duygu ve düşüncelerini ortaya koymak amacıyla görüşmeler yapılmış ve görüşmelerde
öğrencilerin büyük çoğunluğunun ÇZK destekli kubaşık öğrenme yöntemini olumlu
bulduklarını, bu yöntemle daha kolay ve iyi öğrendikleri ifade etmiştir. Bu yöntemi
olumsuz bulan öğrenciler ise kümelerindeki arkadaşlarının sorumluluklarını yerine
getirmedikleri için küme içinde problem yaşadıklarını ifade etmişlerdir. Buna ek olarak
öğrenciler bu yöntem sayesinde daha fazla araç-gereç kullandıklarını, arkadaşlarıyla
daha iyi ilişki kurduklarını, zeka alanları sayesinde kendilerini daha iyi ifade
edebildiklerini söylemişlerdir. Yıldırım’ın yapmış olduğu çalışma, bu araştırmada
görüşülen öğrencilerin duygu ve düşüncelerini desteklemektedir.
89
Suarez (2002), öğrencilerin çoklu zeka ve kubaşık öğrenme ortamlarına uyum
sürecini araştırmıştır. Suarez bu çalışmasında öğrencilerin; grupla birlikte çalışmaktan
hoşlandıklarını, yapmış oldukları etkinliklerin yaratıcı olma konusunda kendilerini
cesaretlendirdiğini, farklı şekilde öğrenebildiklerini, farklı aktivitelerle kendilerini
değerlendirdiklerini, davranışlarını iyi yönde geliştirdiklerini, çoklu zeka stratejileri ve
kubaşık öğrenme yöntemiyle ders işlemekten zevk aldıklarını belirtmişlerdir. Suarez’in
yapmış olduğu çalışmanın sonuçlarının, bu araştırmanın sonuçlarını desteklediği
söylenebilir.
Öğrencilerin zeka alanlarıyla ilgili yanıtlarına bakıldığında, öğrenciler önceki
matematik derslerinde en çok matematiksel/mantıksal zeka alanını kullandığını, fakat bu
yöntemle işlenen matematik derslerinde bütün zeka alanlarını kullandıklarını ifade
etmişlerdir. Bu araştırmada, matematik derslerinde bütün zeka alanlarının kullanılması
öğrencilerin derse karşı ilgilerinin ve akademik başarılarının artmasına neden olmuş
olabilir. Ayrıca önceki matematik derslerinde sosyal zekalarını kullandıklarını söyleyen
öğrenci sayısı bir iken, bu yöntemle ders işlenmesinden sonra sosyal zekayı
kullandıklarını söyleyen öğrenci sayısı 16’ya çıkmıştır. Bu da kubaşık öğrenme
kümeleri sayesinde öğrencilerin sosyal zekalarını kullandıklarının farkına vardıklarının
bir göstergesi olduğu söylenebilir. Ayrıca bu artışın nedeni, küme etkinliklerinde ve
öğrencilerin birbirleriyle etkileşim halinde olmalarından kaynaklanıyor olabilir. Bu
yöntemin, öğrencilerin bütün zeka alanlarını kullanmalarına ve özellikle de kubaşık
öğrenmenin amaçlarından biri olan öğrencilerin sosyalleşmelerine olanak sağladığı
söylenebilir.
Bir ilköğretim ilkokulunun dört farklı sınıfında yürütülen bu çalışmada, ÇZK
destekli kubaşık öğrenme yönteminin matematik dersinde öğrencilerin akademik
başarıları üzerinde etkili olduğu, kalıcılık üzerinde etkili olmasa bile deney
gruplarındaki öğrencilerin kalıcılık puanlarının artmasında etkili olduğu görülmüştür.
Ayrıca 20 öğrenciyle yapılan görüşme sonuçları öğrencilerin, bu yöntemi sevdiklerini,
eğlenerek öğrendiklerini, arkadaşlık ilişkilerinde ilerlemeye neden olduğunu, zeka
alanları sayesinde kendilerini tanıyıp, kendilerini daha iyi ifade edebilmelerini sağladığı
görülmüştür. Bu bulgular ışığında, ÇZK destekli kubaşık öğrenme yönteminin
ilköğretim düzeyinde matematik derslerinde kullanıldığında derslerin daha zevkli ve
etkili olabileceği söylenebilir.
90
BÖLÜM VI
SONUÇLAR VE ÖNERİLER
Bu bölümde, araştırmanın bulgularına dayalı sonuçlar üzerinde durulmuştur. Ayrıca
araştırma bulgulan çerçevesinde, hem bu uygulamaya hem de bu konuda çalışma yapmak
isteyen araştırmacılara yönelik önerilerde bulunulmuştur.
6.1. Sonuçlar
Araştırma bulgularından elde edilen sonuçlar, araştırma denenceleri
doğrultusunda aşağıda verilmiştir.
1. Araştırmanın birinci denencesiyle ilgili bulgular, çoklu zeka kuramı destekli
kubaşık öğrenme yönteminin kullanıldığı deney grupları ile tüm sınıf öğretimine dayalı
öğretimin uygulandığı kontrol gruplarındaki öğrencilerin başarı testi toplam öntest
puanları kontrol altına alındığında, sontest puanları açısından;
a) Deney ve kontrol grupları arasında deney grupları lehine anlamlı farklar
bulunmuştur.
b) Daha uzun süreli bu yöntemle ders işleyen deney-1 ve ilk defa bu yöntemi
kullanan deney-2 grupları arasında deney-1 grubu lehine anlamlı fark bulunmuştur.
2. Araştırmanın ikinci denencesiyle ilgili bulgular, çoklu zeka kuramı destekli
kubaşık öğrenme yönteminin kullanıldığı deney grupları ile tüm sınıf öğretimine dayalı
öğretimin uygulandığı kontrol gruplarındaki öğrencilerin toplam sontest puanlan kontrol
altına alındığında, kalıcılık testi puanları açısından; deney ve kontrol grupları arasında
istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır.
3. Görüşme sonucunda Öğrencilerin yönteme ilişkin duygu ve düşünceleri şeklinde
ifade edilen birinci kategori çerçevesinde, deney grubundaki öğrencilerin çoğu çoklu zeka
kuramı destekli kubaşık öğrenme yöntemine dayalı matematik öğretim ile daha önceki
matematik öğretim arasında farklılıklar olduğunu belirttikleri görülmüştür. ÇZK destekli
kubaşık öğrenme yöntemiyle ders işlendiği zaman, daha iyi anladıklarını ve zevk alarak
sürece katıldıklarını belirtmişlerdir. Öğrencilerin Zeka alanlarına yönelik farkındalıkları ile
ilgili olarak, öğrencilerin çoğu uygulanan yöntemle birlikte yapılan etkinliklerin daha fazla
91
farklı zeka alanlarına hitap ettiğini ve bunu sonucunda konuları daha iyi anladıklarını
belirtmişlerdir.
6.2. Öneriler
6.2.1. Uygulamaya Yönelik Öneriler
1. ÇZK destekli kubaşık öğrenme yöntemi ilköğretim dördüncü sınıf Matematik
dersinde akademik başarıyı arttırmak için kullanılabilir.
2. Deney gruplarında ÇZK destekli kubaşık öğrenmeye hazırlık çalışmaları
yapılmıştır. Hazırlık çalışmalarında, öğrencilere çoklu zeka kuramı kavramını tanıtmak ve
birlikte çalışma becerilerini kazandırmak hedeflenmiş ve bunların anlaşılmasına yönelik
etkinlikler düzenlenmiştir. Ancak yöntem uygulanmaya başladığında öğrencilerin
uygulamayla ilgili problemler yaşadıkları görülmüştür. Bu nedenle hazırlık sürecinde yöntemin
nasıl uygulanması gerektiğini öğrencilere kazandıracak etkinliklerin özenle seçilmesine
dikkat edilmelidir.
3. ÇZK destekli kubaşık öğrenme yöntemi çalışmaları
gerçekleştirilirken materyal, aktivite vb. çalışmaların seçiminde öğrencilerin, bu sürece
katılımları sağlanmalıdır.
4. Kubaşık öğrenmeyle ilgili yapılacak çalışmalarda çalışma ortamının bu yöntemin
özelliklerini uygun olmasına dikkat edilmelidir. Uygun olmayan ortamlarda çalışmanın
yapılmasında birçok zorlukla karşılaşılabilir.
6.2.2. Yapılacak Araştırmalara Yönelik Öneriler
1. Bu araştırmanın benzeri; daha farklı sınıf düzeylerinde, farklı derslerde ve farklı
konularda yapılabilir.
2. Araştırmada öğrencilerin çoklu zeka alanlarına yönelik tercihleri kubaşık
öğrenme kümeleri oluştururken demografik özellikleri ve başarı puanlan yanında artı
bir değişken olarak kullanılmıştır. Bundan sonraki yapılacak çalışmalarda deneysel
süreçle birlikte öğrencilerin daha fazla zeka alanı kullanıp kullanmadığı araştırılabilir.
92
3. Bu araştırmada ÇZK destekli kubaşık öğrenme yönteminin
duyuşsal özelliklere (tutum, benlik saygısı…vb.) etkisinin olup olmadığı incelenmemiştir.
Benzer deneysel çalışmalarda farklı duyuşsal özelliklere etkisinin olup olmadığı
incelenebilir.
4.Yapılacak çalışmalarda veriler, özgün değerlendirme sistemimi gibi daha
farklı ölçme araçları kullanılarak toplanabilir. Yani sistematik testler ve anketler
yanında derecelendirme ölçekleri, öğrenci gelişim dosyaları, proje dosyalan vb.
değerlendirme tekniklerinin kullanıldığı araştırmalar yapılabilir.
93
KAYNAKÇA
Adams, T. L. (2000), Helping Children Learn Mathematics Through Multiple
Intelligences and Standards for School Mathematics. Childhood Education. Winter
(01) / 86 – 92.
Altun, M. (2000), Eğitim Fakülteleri ve İlköğretim Öğretmenleri İçin: Matematik
Öğretim, Sekizinci Baskı, Erkam matbaacılık, Bursa.
Andrini, B. (1998). Cooprative learning and mathematics. San Clemente: Kagan
Puplishing.
Armstrong, T. (1994), Multıple intelligence in the classroom, Alexandria, VA:
Association for supervision and curriculum Development.
Armstrong, T. (1999), 7 Kinds of Smart: Identifying and Developing Your Multiple
Intelligences, Revised and updated edition, USA: Penguin Putnam Inc.
Armstrong, T. (2000), Multiple Intelligences In The Classroom,. Second Edition
Alexandria, Virginia USA: Association for Supervision and Curriculum
Developmand.
Ayaydın, A. (2002), “İlköğretim Okullarındaki Sanat (Resim-İş) Eğitiminde Çoklu
Zeka Kuramının Uygulanması”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Gazi
Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara.
Başbay, A. (2000), “Çoklu zeka kuramı’na göre eğitim programları ve sınıf içi
etkinliklerin incelenmesi”.: Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Hacettepe
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.
Batman, K.A. (2002), “Çok Boyutlu Zeka Kuramı Etkinlikleriyle Destekli Öğretimin
Erişi, Tutum ve Kalıcılığa Etkisi”, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Hacettepe
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.
94
Baykul, Y. (2004), İlköğretimde Matematik Öğretimi 1.-5. Sınıflar İçin 7. Baskı.
Bayraktar, O. (2002), “Ortaöğretim Matematik Dersinde İşbirliğine Dayalı Öğrenme
Yaklaşımı Hakkında Öğretmen ve Öğrenci Görüşleri.”, Yayınlanmamış Yüksek
Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara.
Beam, K. L. (2000). A comparison of the theory of multiple intelligences instruction to
traditional textbook-teacher instruction in social studies of selected fifth grade
students. Dissertation Abstracts International. 61(2), 501A. (UMI No. 9957910)
Bednar, J.; Coughlin, J.; Evans, E.; Sievers, T. (2002), “Improving student motivation in
mathematics through teaching to the Multiple Intelligences”, dissertation, ERIC:
ED446408.
Bonaparte, E.P.C. (1990), The effects of cooperative versus competitive classroom
organisation for mastery Learning on the mathematical achievement and sef esteem
of urban second grade pupils. Dissertation Abstracts ınternational. 50 (7), 1911.
Bozkurt, Y. (1999), “İlkokul 4. Sınıf Matematik Dersinde İşbirlikli Öğrenme
Sonucunda Kullanılan Faklı Ölçme Tekniklerinin Başarıyı Ölçme Düzeyine
Etkisi”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Ankara.
Brush, T. A. (1995). “The effectiveness of cooperative learning grups for low- and high-
achieving students using an ıntegrated learning system.”, Unpublished dissertation,
Indiana University, Indiana, USA.
Bryant, R. R. (1981), “Effects of team-assisted individualization on the attitudes and
achievement of third, fourth and fifth grade students of mathematics”. Dissertation
Abstract International. 43(1),70.
Bulut, S., Koç, Y. (2006), Yeni İlköğretim Matematik Dersi Öğretim Programı. Ankara:
Çoluk Çocuk Dergisi, 61 / 26 – 36.
95
Burma, Ş. (2003), “Çoklu Zeka Kuramına Göre Öğretim Ortamlarının
Yapılandırılması”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Atatürk Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü, Erzurum.
Bümen, N. (2001), “Gözden Geçirme Stratejisi ile Desteklenmiş Çoklu Zeka Kuramı
Uygulamalarının Erişi, Tutum ve Kalıcılığa Etkisi”, Yayınlanmamış Doktora Tezi,
Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.
Bümen N., (2004), Okulda Çoklu Zeka Kuramı, Pegem A Yayıncılık.
Campbell, B. (1990), The research result of a multile intelligences classroom, New
Horizons for Learning on The Beam Vol. XI. No. 1 Fall, 1990, p.7: 254.
http://www.newhorizons.org/art_mireserch.html (2004, Kasım).
Carson, D. (1995), “Diversity in the clasroom: multiple ıntelligences and mathematical
problem-solving.” Unpublished dissertation, University of Alabama, USA.
Cohen, L.; Manion, L. (1995), Research Methods in Education, Fourth Edition,
London: Routledge.
Coşkungönüllü, R.(1998), “The Effects of Multiple Intelligences Theory on Fifth
Graders’ Mathematics Achievement”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Orta
Doğu Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.
Demircioğlu, H.; Güneysu, S. (2000), Eğitimde Yeni Hedefler ve Çoklu Zeka
Yaklaşımı, Ankara: Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Dergisi 1(2) / 47 – 50
Demirel, Ö. (1998), “Developing integrated skills through multiple intelligences in efl
classrooms” The Fifth EFL skills Conference. The American University in Cairo,
8-10 December 1998, Egypt.
Demirel, Ö.; Akınoğlu, O.; Acat, M.B.; Avanoğlu, Y.; Bacıoğlu, G.; Özkan, B.; Sayan,
H.; Sıvacı, S.Y.;Şahinel, S.; Talu, N. (1998), “İlköğretimde çoklu zeka kuramının
96
uygulanması”, VII. Ulusal Eğitim Bilimleri Kongresi 9-11 Eylül 1998. Konya:
Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesi Yayınları, Eğitim Bilimleri Bölümü. Cilt-1, s.
531-546.
Dobbs, V. R. (2001), “The relationship between implementation of multiple
intelligences theory in the curriculum and student acedemic achievement at a
seventh grade at risk alternative school.” Unpublished doctoral dissertation.
Dubois, M.H. (1995), “Conceptual learning and creative learning and creative problem
solving using cooperative learning groups in middle school science classes” ENC
Home: Education Rsearch Journal Articles.
Dunn, R., Deing, S., Lovelace, M. K. (2001), Two sides of the same coin or different
strokes for different folks?. Teacher Librarian, 28(3), 9-16.
Elibol, F.O. (2000), “Anasınıfına Devam Eden Altı Yaş Grubu Çocukların Çoklu Zeka
Teorisine Göre Değerlendirilmesi”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Hacettepe
Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Ankara.
Erçelebi, E. (1995), “Geleneksel Öğretim Yöntemleri İle İşbirlikli Öğrenme Yönteminin
Matematik Öğretimi Üzerindeki Etkileri”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi,
Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İzmir.
Erkuş A. (1999), “Zeka Ölçümleri Ne Amaçla ve Nasıl Yapılmalı?”, Bilim Teknik
Dergisi.
Erkuş, A. (1999a), “Zeka konusundaki son gelişmeler–1: Yaşam boyu öğrenme ve
başarıda zekanın rolü”, Türk Psikoloji Bülteni, 12, 42-45.
Hopper, B., Hurry, P (2000), Learning the MI Way: The Effects on Students’ Learning
of Using the Theory of Multiple Intelligences.
97
Gardner, H. (1983), Frames of Mind: The Theory of Multiple Intelligence. Second
Edition. London: Fontana Pres.
Gardner, H. (2004), Zihnin Çerçeveleri: Çoklu Zeka Kuramı. Çeviren: Ebru Kılıç.
İstanbul: Alfa Yayınları.
Gardner, H. (1993), Multiple intelligences: The theory in practice. New York: Basic
Books.
Gardner, H. (1999), Intelligence Reframed: Multiple Intelligences for the 21. centuyr.
New York, NY: Basic Books.
Gömleksiz, M. (1997), Kubaşık öğrenme: Temeleğitim dördüncü sınıf öğrencilerinin
matematik başarısı ve arkadaşlık ilişkileri üzerine deneysel bir çalışma, Adana:
Baki Kitapevi.
Greenhawk, J. (1997). “Multiple intelligence meet standards,” Educational Leadership,
c.55, ss. 62-64.
Gülten, D. Ç., Derelioğlu, Y. (2006), A Study of Scale Development to Evaluate
Candidate Teacher’s Attitudes Toward Teacing Learning Mathematics. Eurasian
Journal of Educational Research, 24, pp, 103-111.
Güneş, B. (2002), “Implementation of Multiple Intelligences Based Instructional
Techniques in Developing and Teaching Buoyancy Concept to 7. Graders”,
Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Ankara.
Gürbüz R., Çatlıoğlu H., (2004), “Çoklu Zeka Kuramına Göre Olasılık Konusunda
Geliştirilen Materyallerin Uygulanabilirliğine Yönelik Değerlendirmeler”, Ankara:
Gazi Üniversitesi XII. Eğitim Bilimleri Kongresi 3 (1781-1787).
98
İflazoğlu, A. (1999), “Küme Destekli Bireyselleştirme Tekniğinin Temel Eğitim
Beşinci Sınıf Öğrencilerinin Matematik Başarısı Ve Matematiğe ilişkin Tutumları
Üzerindeki Etkisi”, Yayınlanmış Yüksek Lisans Tezi, Çukurova Üniversitesi Sosyal
Bilimler Estitüsü, Adana.
İflazoğlu, A. (2003), “Çoklu Zeka Kuramı Destekli Kubaşık Öğrenme Yönteminin
İlköğretim 5. Sınıf Öğrencilerinin Fen Bilgisindeki Akademik Başarı ve
Tutumlarına Etkisi. Etkisi”, Yayınlanmış Doktora Tezi, Çukurova Üniversitesi
Sosyal Bilimler Estitüsü, Adana.
İflazoğlu, A.; Gömleksiz, M. (2001), “Küme destekli bireyselleştirme tekniğinin temel
eğitim beşinci sınıf öğrencilerinin matematik başarısı ve benlik saygıları üzerindeki
etkisi,” Çukurova Sosyal Bilimler Dergisi. c.7, ss. 1-18.
Johnson, D.W., Johnson, R.T. (1991), Learning Mathematics and Cooperative Learning
Lesson Plans for Teacher. Edina, Minnesota: Interaction Book Company.
Johnson, D.W.; Johnson, R.T. (1994). Learning together and alone: Cooperative,
competitive, and individualistic learning. Boston: Allyn Bacon
Johnson, D.W., Johnson, R.T., Stanne, M.B. (2000). Cooperative learning methods: A
meta-analysis. From http://www.co-operation.org/pages/cl-methods.html.
Kagan, S., Kagan, M. (1998), Multiple intelligences: The complete MI book. San
Clemente: Kagan Cooperative Learning.
Kamasih, L. (1996), Small-group cooperative learning and field depedence/
Indepedence effects on achievement and attitude behaviors in mathematics of
secondry school student in Medan, ındonesia, Disertation Abstracts International.
56(8), 3059.
Kaplan, R. G., Yamamoto, T., Ginsburg, H. P. (1989), “Teaching mathematics
concept.” Toward the Thinking Curriculum: Current Cognitive Research.
99
Editörler, Lauren, R.; Leopold, E.; Kloopfer. Alexandria VA: Association for
Supervision and Curriculum Development, 59-83.
Karasar, N. (2004), Bilimsel Araştırma Yöntemi: Kavramlar, İlkeler, Teknikler,
Onüçüncü Baskı, Ankara: Nobel Yayın Dağıtım.
Kazak, S.; Yürük, N.; Çakır, Ö.S.; Sugur; S. (1999).“Çoklu zeka kuramı öğretmen
rolüne ilişkin görüşler ve düşünceler,” D.E.Ü. Buca Eğitim Fakültesi Dergisi Özel
Sayı. 10, ss. 269-274.
Kelly, T. B. A. G. (2005), “A Study of The Teaching and Learning of Mathematics
Through Multiple Intelligences and Differentiated Instruction With Selected Third
Grade Teachers”, Unpublished doctoral dissertation, Union Institute and
University.
Koman E., (2001), “Zeka Kuramları”, Çoluk Çocuk Dergisi.
Korkmaz, H. (2001), Çoklu zeka tabanlı etkin öğrenme yaklaşımının öğrenci başarısına
tutumuna etkisi, Eğitim ve Bilim, 26(119), s.71-78.
Martin, H. (1996), Multiple Intelligence in the Mathemetics Classroom, Illinois:
Skylight Training and Publishing.
Mc Glinn, J. E. (1991), “Cooperative problem sloving in mathematics: Biginning the
process.”, The Clearing House. 65(1), 14-18.
McGraw, P. L. Jr. (1997), “Multiple Intelligences Theory and Seventh-Grade
Mathematics Learning: A Comparison of Reinforcing Strategies. Unpublished
doctoral dissertation”, Georgia State University.
McLelland, M. J. (2005), “The Impact of Instrumental Music on Student Academic
Achievement.”, Unpublished doctoral dissertation, Wilmington College
(Delaware).
100
Mc Mahon, S., Rose, D. ve Parks, M. (2004), “Multiple Intelligences and Reading
Achievement: An Examination of the Teele Inventory of Multiple Intelligences”.
The Journal of Experimental Education; 73 (1) / 41 – 52.
MEB (2004), İlköğretim Matemetik Dersi (1-5. Sınıflar) Öğretim Programı, Ankara.
Mole, K.B. (2003), Kesirler ve Ondalık Sayılar, Tübitak Populer Bilim Çocuk Kitapları,
Ankara.
Muehlbauer, C. F. (2000), “The Effects of An Arts-Infused, Multiple Intelligences
Program on Mathematical Achievement.”, Unpublished doctoral dissertation,
Duquesne University.
Mueller, M. M. (1995), “The educational implication of multiple intelligence groupings
within a cooperative learning environmet”. Dissertation Abstracts International.
Negangard, A. S. (1991), “The Effects of Cooperative Learning Versus Lecture-
Discussion on Student Attitudes and Achievement in A Mathematics Methods
Course For Preservice Elementary School Teachers.”, Unpublished doctoral
dissertation, Ohio University.
Nguyen, T. T. (2000), “Differential Effects of A Multiple Intelligences Curriculum on
Student Performance.”, Unpublished doctoral dissertation, Harvard University.
Nolen, J. L. (2003), Multiple Intelligences In The Classroom. Education, Vol. 124,
Issue 1, p 115 , p5.
Oishi, S. S. (1983), “Effects of team-assisted individualization in mathematics on cross-
race and cross-sex interaction of elementary school children.” Dissertation
Abstract International. 44(12), 3622.
Özdemir, P.; Güneysu, S.; Tekkaya, C. (2006), “Enhancing learning through multiple
intelligences,” Educational Research, c.40, ss. 74-78.
101
Özdemir, P. (2002), “Çoklu Zeka Kuramı Tabanlı Öğretim Yönteminin Öğrencilerin
Canlılar Çeşitlidir Ünitesini Anlamaları Üzerine Etkisi”, Ankara: ODTÜ,
Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi.
Özder, H. (1996), “Tam öğrenmeye dayalı işbirlikli öğrenme modelinin etkililiği.”
Yayınlanmamış Doktora Tezi, Hacettepe Üniversitesi, Ankara.
Özgüven, İ.E.(2001), Çağdaş Eğitimde Psikolojik Danışma ve Rehberlik, Beşinci basım.
Ankara: PDREM Yayınları..
Peoples-Marwah, A. M. (2005). “A Study of The Effects of Visual/Spatial and Musical
Intelligences on Sixth Grade Ohio Proficiency Test (OPT) Math Scores.”,
Unpublished doctoral dissertation, The George Washington University.
Posluoglu, Z. Y. (2002), “The Effect of Cooperative Learning Technique in Teaching
The Skills of Mathematical Problem Solving to The Students of Primary and
Secondary School at Fifth Grade Level.”, Unpublished doctoral dissertation, Gazi
University, Ankara.
Saban, A. (2004). Çoklu Zeka Teorisi ve Eğitimi. Dördüncü baskı. Ankara: Nobel
Yayınevi
San, İ., Güleryüz, H. (2004) Yaratıcı Eğitim ve Çoklu Zeka Uygulamaları, Ankara:
Artım Yayınları.
Sarıtaş, E. (2002), “İşbirlikli ve Geleneksel Sınıflardaki Başarılı ve Başarısız Problem
Çözücülerin Kullandıkları Öğrenme Stratejileri, Tutumları ve Edim Düzeyleri”,
Yayınlanmamış Doktora Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi Eğitim Bilimler Enstitüsü,
İzmir.
Seber, G. (2001), “Çoklu Zeka Alanlarında Kendini Değerlendirme Ölçeğinin
Geliştirilmesi”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi Eğitim
Bilimleri Enstitüsü, Ankara.
102
Selçuk, Z. (1999), Bireyi Tanıma Teknikleri, (Ed.) Kuzgun, Y., İlköğretimde Rehberlik,
Ankara: Nobel Yayın Dağıtım.
Selçuk Z., Kayılı H., Okut L., (2004), Çoklu Zeka Uygulamaları, Maya-Gen Eğitim
Yayınları.
Silver, H. F.; Strong, R. W. ve Perlini, M. J. (2000), So each may learn: Integrating
learning styles and multiple intelligences, USA: ASCD Publication.
Slavin, R.E; Karveit, N.L. (1985), “Effects of whole class, ability grupped and
individualized instruction on mathematics achievement,” American Educational
Research Journal, c. 22, ss. 351-367.
Slavin, R.E ; Madden, N.A. ; Stevens, R.J. (1990), “Cooperarive learning models for the
3R’s,” Educational Leadership, c. 47, ss. 22-28.
Sohn, S. C. (2003), “A Method for Introducing Gardner’s Theory of Multiple
Intelligences to Middle School Students”, Unpublished doctoral dissertation,
Boston College.
Soylu D., Bulut M., (2004), “Etkili Matematik Öğretimi ve Öğretmeninin Özellikleri”
Ankara: Gazi Üniversitesi XII. Eğitim Bilimleri Kongresi 3(1739-1755).
Suaraez, E.I. (2002), “Engaging student through the use of cooperative learning and
multiple intelligences”, Dissertation, UMI: 9604379.
Talu, N. (1999), “Çoklu Zeka Kuramı ve Eğitime Yansımaları”, Hacettepe Üniversitesi
Eğitim Fakültesi Dergisi 15 / 164 – 172.
Tanışlı, D. (2002), “Matematik Öğretiminde Bilgi Değiştirme Tekniğinin Etkililiği”,
Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Anadolu Üniversitesi, Eskişehir.
Tarım, K. (2003), “Kubaşık Öğrenme Yönteminin Matematik Öğretimindeki Etkililiği
ve Kubaşık Öğrenme Yöntemine İlişkin Bir Meta Analiz Çalışması”,
103
Yayınlanmamış Doktora Tezi, Çukurova Üniversitesi Fen Bilimleri Estitüsü,
Adana.
Tarman, S. (1999), “Program Geliştirme Sürecinde Çoklu Zeka Kuramının Yeri”,
Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Ankara.
Teele, S. (2000), Rainbows of intelligence: Exploring how students learn. California:
Corwin Pres Inc.
Tekin, H. (1997), Eğitimde Ölçme Değerlendirme. Mars matbaası, Ankara.
Temur, Ö.D. (2001), “Çoklu Zeka Kuramına Göre Hazırlanan Öğretim Etkinliklerinin
4. Sınıf Öğrencilerinin Matematik Erişilerine ve Öğrenilen Bilgilerin Kalıcılığına
Etkisi”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri
Enstitüsü, Ankara.
Tepedelenlioğlu, N. (1992), Kim Korkar Matematikten, İstanbul: Sarmal Yayınevi.
Toker F., Kuzgun Y., Cebe N., Uçkunkaya B. (1968), “Zeka Kuramları”, MEB Talim
Terbiye Dairesi Araştırma ve Değerlendirme Bürosu, Ankara.
Turgut, F. (1984), Eğitimde Ölçme Ve Değerlendirme Methotları, Ankara: Saydam
Yayıncılık.
Ucak, E., Bag, H., Usak M. (2006), Enhancıng Learnıng Through Multıple Intellıgences
In Elementary Scıence Educatıon. Journal of Baltic Science Education, 2006, No.
2 (10), 61–69.
Ülgen, G. (1997), Eğitim Psikolojisi. Ankara: Alkım Yayınevi.
Van De Walle, J. A. (2001), Elementary and Middel School Mathematics Teaching
Devalopmentally (4. Edition), New York: Longman.
Yavuz, K.E. (2005), Çoklu Zeka Teorisi Uygulama Rehberi. İkinci basım. Ankara:
Ceceli Yayınları.
104
Yesildere, S. (2003), “İlköğretim Yedinci Sınıf Matemetik Konularının Öğretiminde
Çoklu Zeka Teorisi”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi
Eğitim Bilimleri Enstitüsü, İzmir.
Yıldırım, K. (2006), “Çoklu Zeka Kuramı Destekli Kubaşık Öğrenme Yönteminin
İlköğretim 5. Sınıf Öğrencilerinin Matematik Dersindeki Akademik Başarı, Benlik
Saygısı ve Kalıcılığına Etkisi,”, Yayınlanmış Yüksek Lisans Tezi. Çukurova
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü , Adana.
Yıldırım, K., Tarım, K. Ve İflazoğlu, A. (2006), “Çoklu Zeka Kuramı Destekli Kubaşık
Öğrenme Yönteminin Matematik Dersindeki Akademik Başarı ve Kalıcılığına
Etkisi”, Çanakkale: Eğitimde Kuram ve Uygulama.2 (2) / 81 – 96.
Yıldız, V. (1998), “İşbirlikli Öğrenme Ve Geleneksel Öğretimin Okul Öncesi
Çocuklarının Temel Matematik Başarıları Üzerindeki Etkileri Ve Mevcut
Uygulamalarla İlgili Öğretmen Görüşleri”, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Dokuz
Eylül Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, İzmir.
Yıldız, N. (2001), “İşbirlikli Öğrenme Yönteminin İlköğretim 7. Sınıf Matematik
Öğretiminde Öğrenci Başarısı Üzerine Etkisi”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi,
Balıkesir Üniversitesi, Balıkesir.
Yılmaz, G. (2002), “İlköğretim 5. Sınıf Sosyal Bilgiler Dersi Vatan ve Millet
Ünitesinde Çoklu Zeka Kuramına Göre Geliştirilen Eğitim Durumunun
Öğrencilerin Akademik Başarısına Etkisi ve Öğrenci Görüşleri”, Yayınlanmamış
Yüksek Lisans Tezi, Yıldız Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.
Zuber, R. L. (1992), “Cooperative Learning By Fifth- Grade Students: The Effects of
Scripted and Unscripted Techniques.” Ed. D. Rutgers The State University of New
Jersey – New Brunswick.
105
EK-1: Küme Çalışma Rehberi
KÜMELERLE ÇALIŞMAYA MERHABA! Sevgili çocuklar; Matematik dersinde, üç hafta süreyle küme çalışması yapacağız. Kümedeki arkadaşlarınızla yapmanız gereken etkinlikler aşağıda ayrıntılarıyla verilmiştir. Küme başarınızın nasıl değerlendirileceğini açıklayacağım. Ayrıca küme olarak başarılı olmanız için gerekli öneriler de sunacağım. Çalışmaya başlamadan önce bu rehberi dikkatle okuyunuz. Bu rehberde anlamadığınız yerleri önce arkadaşlarınıza sonra bana sorabilirsiniz. Unutmayın küme olarak başarılı olabilmeniz için, bu rehberi iyi okumanız gerekmektedir. Hepinize başarılar dilerim. Dilek IŞIK
1. Sevgili çocuklar sizlerle Matematik dersini kümelerde birlikte çalışarak işlemeye başlıyoruz. Birlikte çalışacağız ve birlikte öğreneceğiz.
2. Kümeler benim tarafımdan oluşturulacaktır. Lütfen adınızın okunduğu kümede
yerinizi alınız. Sınıf sloganımız “HEPİMİZ BİRİMİZ, BİRİMİZ HEPİMİZ İÇİN ÇALIŞMALIYIZ”.
3. Kümenizin başarılı olabilmesi için öğretmeninizin söylediklerini dikkatlice dinleyiniz.
4. Tek başınıza başaramadıklarınızı arkadaşlarınızla çalışarak başarabileceğinizi
unutmayın.
5. Hazırlık çalışmalarında olduğu gibi değişik etkilikler kullanarak Matematik dersinin konularını daha bir zevkle öğreneceğiz. Bu nedenle sınıfta sürekli hareket halinde olacağız.
6. Kümelerde arkadaşlarımızla işbirliği içinde çalışarak hem kendi bilgimizi arttırabilir hem de anlamadığımız yerleri arkadaşlarınıza kolaylıkla sorabilirsiniz.
7. Sizden verilen yönergeler doğrultusunda hareket etmeniz beklenmektedir. 8. Her bir kümenin bir dosyası olacak ve ders boyunca yapılan çalışmaların (çalışma
yaprakları, çalışma kartları, kümece yazılan hikayeler ve oluşturulan gazeteler, küme sözcük yaprakları vb.) bu dosyada toplanması istenecektir.
106
KÜME BAŞARISININ DEĞERLENDİRİLMESİ
Rezan, Ehliman, Bahadır ve Arda bir küme oluşturuyorlar. Kümelerine “DOĞA KÜMESİ” adını verdiler. Örneğin; Cuma günü o haftanın konusuyla ilgili çalışmalarını bitirerek KONU sınavına girdiler.
DERS: Matematik KONU: Kesirler KÜME ADI: DOĞA TARİH:........................ NO Adı-soyadı BP KSP İP KP 224 Rezan DÖNMEZ 96 100 +4 3 211 Ehliman KARAGÖZ 75 71 -4 1 321 Bahadır TUNA 55 61 +6 2 166 Arda IŞIK 25 38 +13 3
KÜME BAŞARI PUANLARI 9 BP:Başlangıç Puanı, KSP:Konu Sınavı Puanı, İP: İlerleme Puanı, KP: Katkı Puanı
Yukarıdaki çizelgede, küme başarı puanının nasıl hesaplandığını görelim: • Başlangıç puanından 4 puan düşük yada yüksek puan alınırsa, katkı puanı 1 olur.
(Ehliman, BP’den 4 puan düşük aldığı için, KP’si 1 dir.) • Başlangıç puanından 5 puan yada daha düşük puan alınırsa, katkı puanı 0
olur.(Ehliman, konu sınavından 70 alsaydı, ilerleme puanı –5 ; katkı puanı da 0 olacaktı.)
• Başlangıç puanından 5 ile 9 puan arasında daha yüksek puan alınırsa, katkı puanı 2
olur.( Bahadır, BP’den 6 puan yüksek aldığı için, KP’si 2’dir.) • Başlangıç puanından 10 puan ya da daha yüksek puan alınırsa, katkı puanı 3 olur.
(Arda BP’den 13 puan yüksek aldığı için, KP’si 3 ‘dür.) • Başlangıç puanıyla aynı puanı alsa da, konu sınav puanı 95-99 arasında olan
öğrencilerin katkı puanı her zaman 2 olur. (Eğer bir öğrencinin başlangıç puanı 85 olsaydı, konu sınav puanı 95 olduğu için, katkı puanı 3 olacaktı. Çünkü 10 puanlık bir ilerleme sağlanmıştır.)
• Başlangıç puanı 100 bile olsa, bir öğrenci konu sınavından 100 alıyorsa, bu
öğrencinin katkı puanı her zaman 3 olarak geçirilir. Konu sınavından 100 alan bir öğrencinin katkı puanı, başlangıç puanı ne olursa olsun, her zaman için 3’tür. (Rezan, BP’ den 4 puan daha yüksek aldığı halde, yani hakkı aslında 1 iken, KSP’si 100 olduğundan, katkı puanı 3’dür. Eğer Rezan, 100 yerine 90 alsaydı, katkı puanı 0; 92 alsaydı katkı puanı 1; 95 alsaydı katkı puanı 2 olacaktı.)
• Dört kişilik kümelerin başarı puanı bu şekilde hesaplanacaktır. Ancak bu kümedeki
öğrencilerin 1. ve 2. hafta için katkı puanları toplamı 7 ve üstü, 2. ve 3. hafta katkı puanı toplamı 8 ve üstü olursa başarılı küme olabileceklerdir.
107
UNUTMAYINIZ! Eğer arkadaşlarınızdan birisi konu sınavına girmezse ya da mazereti olmadan çalışmalara katılmazsa, küme başarı puanınız düşecektir. Bu nedenle birbirinize yardım ederek konu sınavına hep beraber girmeye çalışınız.
Haftanın başarılı kümelerinin tüm üyelerine, BAŞARI SERTİFİKALARI verilecektir. BAŞARILI KÜMELERİN ADLARI, bir hafta boyunca PANODA asılı kalacaktır. Bir kümenin ya da birden çok kümenin üyeleri, aşağıdaki davranışları gösterirse, haftanın “EN İYİ DAVRANIŞ KÜMESİ” olarak seçilecektir. Bu kümelerin adları da, panoda bir hafta boyunca asılacaktır.
Bu davranışlar: 1. Küme arkadaşlarına yardım etmek, desteklemek 2. Küme arkadaşlarını çalıştırmak. 3. Zil çaldığında topluca kümesinde oturmak. 5. Sınıfta sessizce “ÖĞRETMENİM ÖĞRETMENİM” demeden parmak kaldırmak. 6. Sınıfta yüksek sesle konuşmamak. 7. Başkasının konuşma hakkına saygılı olmak. 8. Teneffüse birbirini itmeden düzenli olarak çıkmak.
Evet çocuklar! Yukarıdaki uyarıları birlikte okudunuz. Bu yazılanlara uyarsanız,
davranışlarınızı düzelterek başarınızı arttırmış olacaksınız. Çalışmalarınızda başarılar dilerim.
108
EK-2: Farkındalık Programı
Küme Hazırlık Çalışmaları
İlk ders öğrencilerle sohbet edildi. Yapılacak çalışmalarla ilgili kısa bilgi verildi.
Daha sonraki iki ders öğrenciler içeri girerken her bir öğrenciye içinde farklı rakamların
yazılı olduğu kağıtlar verilir. Daha sonra ellerinde aynı rakam yazılı olan öğrenciler bir
araya gelerek rastgele kümeler oluşturulmuştur. Cinsiyet açısından karma kümeler
oluşturmak için araştırmacı tarafından farklı renklerde rakam kartları oluşturulmuş ve
cinsiyet değişkenini dikkate alarak dağıtılmıştır. Küme kimliğini oluşturmak için önce
oluşturulan kümelere beyin fırtınası etkinliğiyle küme ismi bulma çalışmaları
yapılmıştır. Bulunan küme isimlerine uygun olarak küme simgesi oluşturmaları
çalışmaları yapılmıştır. Daha sonra küme cıngılı ve sloganı oluşturma çalışmaları
yapılmıştır. Böylece öğrencilerin ortak bir küme kimliği oluşturmaları sağlanmaya
çalışılmıştır. Aşağıda küme isimlikleri ile birlikte kümelerin fotoğraflarına ve etkinlik
yaparken çekilmiş küme fotoğraflarına yer verilmiştir.
109
Haydi etkinlik yapalım….
110
Çoklu Zeka Etkinlikleri
1.Etkinlik
Aktivitenin Adı: Kare Oluşturma
Amaç: Görsel Zeka alnında farkındalık oluşturmak.
Materyaller: Küçük küplerden oluşan 5 parça şekil
Süreç: Araştırmacı tarafından hazırlanan şekiller bir zarf içinde her öğrenciye dağıtıldı.
Dağıtılan bu şekillerden bir kare oluşturmaları istendi. Fakat şekilleri birleştirirken, aynı
renklerin çapraz ve yan yana gelmemesi gerektiği hatırlatıldı. Her öğrenci, verilen
şekilleri kullanarak kare oluşturdu. Kare oluşturmakta zorlanan öğrencilere, etkinliği
tamamlayanların yardımcı olması sağlandı. Bütün öğrencilerin etkinliklerini bitirmesi
beklendi.
Değerlendirme: Bütün öğrenciler karelerini oluşturduktan sonra, onlara bu etkinlikle
ilgili duygu ve düşünceleri soruldu. Öğrenciler ilk önce duygu ve düşüncelerini sözel
olarak ifade etti. Daha sonrada yazılı olarak ifade etmeleri istendi. Bütün öğrenciler bu
etkinliği çok sevdiklerini ve bu tip etkinlikleri her zaman yapmak istediklerini
belirttiler.Kısa sürede istenen kareyi oluşturan öğrenciler, etkinliğin çok kolay
olduğunu, şekli oluştururken renklere ve küçük karelere dikkat ettiklerini belirttiler. Bu
etkinliğin, beyin geliştirici ve dikkat gerektirici bir etkinlik olduğunu ayrıca belirttiler.
Şekli oluşturmada zorlanan öğrenciler, yapamayacaklarını düşündüklerini, yaparken çok
zorlandıklarını ve kendilerinin eksik yönlerini gördüklerini ama yinede çok sevdiklerini
söylediler. Ayrıca sınıf öğretmeni sözel açıklamada yardımcı olurken, hayatta her şeye
kolay ulaşılamayacağını söylediği için öğrencilerin bir çoğu hayatın inişli çıkışlı
olduğunu ve bazı şeyleri yaparken zorlandıklarını ama yılmadan devam ederlerse
başarıya ulaşacaklarını söylediler. Öğrencilerin yazdıklarından bazı örnekler aşağıda yer
almaktadır.
“İlk önce yapamayacağımı düşündüm. Sonra yapabildiğim çok eğlenceli bir
çalışmaydı. Çok beğendim. Bu çalışmanın amacı becerimizi ölçmek olduğuna
inanıyorum.”
“ Ben bu oyunu çok beğendim ve kendimde değişik bir etki yarattı. Bu etkide
yeteneğimi ve dikkatimi ölçtüm. En önemlisi dikkatimin gerçekten biraz eksik olduğunu
111
kendimde buldum. Ama böyle değişik etkinlikler yaratarak dikkatimi daha da
geliştireceğim.”
“ Ben bu etkinlikten anladığım gibi kendi kendime nasıl düşüneceğimi
kavrayabildim. Diğer arkadaşlarımın duygu ve düşüncelerini anladım. Ayrıca kendi
düşüncelerimle arkadaşlarımın düşüncelerini karşılaştırdım.”
“ Ben bu etkinliği çok sevdim. Zekamı geliştirirken oyun oynadım. Oyun oynarken
de öğretmenim söylediği ama benim tam olarak anlayıp benimseyemediğim şeyleri
şimdi daha iyi anlıyorum. En önemlisi MATEMATİK yaptık. Etkinlikte renk algılaması,
zeka, hatta bilmece gibi sorunlar vardı ama yinede yaptıkça bir daha yapmak istedim.”
2.Etkinlik
Aktivitenin Adı: Benim Mesleğim Ne?
Amaç: Bedensel- Kinestetik Zeka alnında farkındalık oluşturmak
Materyaller: Öğrencilerin kendi istedikleri şekilde kullanacağı sınıftaki bütün araç-
gereçler.
Süreç: 40 kişilik sınıf, oturma düzenine göre beşer kişilik 8 gruba bölündü. Her bir
gruba araştırmacı tarafından seçilen birer meslek ismi verildi. Meslek isimleri:
doktorluk, öğretmenlik, askerlik, polislik, mühendislik, manavlık, kasaplık ve avukatlık.
Bu meslek isimleri diğer grupların duymayacağı şekilde dağıtıldıktan sonra, sözcük
kullanmadan (pandomim) bu meslekleri sınıfa tanıtmaları istendi. Etkinliklerini
hazırlamaları için 5 dakikalık bir süre verildi. Her grup kendi planladığı sunumu
istedikleri araç-gereçleri kullanarak tahtada sundular. Diğer gruplarda her sunumun
sonunda hangi meslek olabileceğini tahmin ettiler.
Değerlendirme: Bütün gruplar sunumlarını yaptıktan sonra, onlara bu etkinlikle ilgili
duygu ve düşünceleri soruldu. Bir öğrenci hariç, hepsi bu etkinliği çok sevdiğini
söyledi. Sözcük kullanmadıkları için dilin önemini anladıklarını, beden dili ve
mimiklerin önemini ve nasıl kullanacaklarını öğrendiklerini ve meslekler hakkında bilgi
edindiklerini söylediler. Öğrencilerin yazdıklarından bazı örnekler aşağıda yer
almaktadır.
“Ben bu etkinlikten çok hoşlandım çok güzeldi. Zeka geliştirici bir etkinlikti.
112
“Beden dili iletişimde çok önemli bir unsurdur. İşte ben bu etkinlikte insanları
anlaşmasında beden dilinin önemini anladım.”
“Ben bu etkinlikte insanların günlük hayatta hangi koşullar altında çalıştıklarını ,
hangi koşullar altında para kazandıklarını ve evlerine nasıl ekmek götürdüklerini
öğrendim.”
“Bu etkinlikte ben beden dilimi kullanmaya çalıştım. Çok iyiydim. Demek dil
olmasaydı böyle olurdu.”
Not: Araştırmacının etkinliklerle ilgili farkındalığı: ilk gün, öğrencilerin duygu ve
düşüncelerini önce sözlü sonra yazılı olarak alıyordum. Fakat yazılanları okuduğumda
çok büyük bir yanlış yaptığımı fark ettim. Çünkü öğrenciler kendi düşüncelerinden çok
sadece sınıf içinde söylenenleri yazıyorlardı. Daha sonraki günlerde sözel olarak
düşünceleri alındı.
3.Etkinlik
Aktivitenin Adı: Saklı 12 Kelime
Amaç: Sözel - Dilsel Zeka alnında farkındalık oluşturmak
Materyaller: Etkinlik çalışma yaprağı.
Süreç: Her öğrenciye, araştırmacı tarafından seçilen etkinlik çalışma yaprağı dağıtıldı.
Bu çalışma yaprağındaki bulmacada karışık olarak verilen heceleri sadece birer defa
kullanarak saklı olan 12 kelimeyi bulmaları istendi. Bütün öğrencilerin bulmaca
etkinliğini bitirmesi beklendi. Daha sonra her öğrenci yanındaki arkadaşıyla kağıtlarını
değiştirerek, araştırmacının tahtaya yazdığı cevaplarla yapılanları kontrol etmeleri
istendi.
Değerlendirme: Kontrol işleminden sonra, herkes kendi kağıdını tekrar aldı.
Kağıtlarının arkasına bu etkinlikle ilgili duygu ve düşüncelerini yazmaları istendi.
Öğrencilerin hepsi bu etkinliği sevdiğini söyledi. Bir kısmı zorlandığını, bir kısmı da
çok kolay olduğunu belirtti. Bu etkinliğin hece bilgilerini ölçtüğünü sözcük
dağarcıklarını geliştirdiklerini, dikkat ölçtüğünü, Türkçe dersi yaptıklarını, beyin
geliştirdiğini ve beyin açtığını yazdılar. Öğrencilerin yazdıklarından bazı örnekler
aşağıda yer almaktadır.
113
“Bu etkinlik benim pek hoşuma gitmedi. Çünkü pek eğlenceli değildi. Çok
kolaydı. Zor işler daha eğlenceli oluyor bence. Biraz daha zor etkinlikler yapalım.”
“Bu etkinlikten daha çok hoşlandım. Ve biraz zordu. Ama ne olursa olsun ben bu
etkinlikleri çok seviyorum. Bu etkinlik bir tür beyin jimnastiğiydi. Ben bu etkinliği zevkle
ve hoşlanarak yazdım.”
“Bence bu etkinlik Türkçe dersiyle ilgili bir tekrardı. Çünkü Türkçe dersinde hece
ve hece çeşitlerini öğreniyorduk ve bir sözcüğü hecelere ayırıyorduk. Bizde ayrılmış
heceleri birleştirerek bir sözcük oluşturduk.”
“Çok beğendim burada sözcük hazinemizin gelişip gelişmediğini öğrendim,
heceleri pekiştirdim ve beyin jimnastiği yaptım.”
4.Etkinlik
Aktivitenin Adı: Gizli Resmi Bulmak
Amaç: Matematiksel – Mantıksal Zeka alanında farkındalık oluşturmak
Materyaller: Etkinlik çalışma yaprağı.
Süreç: Her öğrenciye, araştırmacı tarafından seçilen etkinlik çalışma yaprağı dağıtıldı.
Bu çalışma yaprağındaki bulmacada karışık olarak verilen uzunluk ölçülerini
çevirmeleri istendi. Daha sonra çıkan sonuçlara göre çalışma yaprağının üst kısmındaki
şekilde bulup boyamaları söylendi. Bütün öğrenciler çevirme işlemini tamamladıktan
sonra, tahtada araştırmacı tarafından yazılan soruları teker teker yanıtladılar. Cevapları
kontrol ettikten sonra şekilde sonuçları bulup boyamalarına süre verildi. Bütün
öğrencilerin etkinliklerini bitirmesi beklendi.
Değerlendirme: Kağıtlarının arkasına bu etkinlikle ilgili duygu ve düşüncelerini
yazmaları istendi. Öğrenciler bu etkinliği çok sevdiklerini, matematik yaptıklarını,
uzunluk ölçülerini tekrar ettiklerini ve pekiştirdiklerini, dikkatlerini ölçtüklerini,
zekalarını geliştirdiklerini ve boyama yaptıklarını yazdılar. Fakat boyama yaparken
sayıları ararken zorlandıklarını da yazdılar. Bir kısmı hissettiklerini yazmaktan
sıkıldıklarını da yazdılar. Öğrencilerin yazdıklarından bazı örnekler aşağıda yer
almaktadır.
“Bu etkinlikte çok eğlendim. Çünkü insanlar eğlendirici şeylerden hoşlanır. Bizde
bu etkinlikte bir taşta iki kuş vurduk. Çünkü hem resim dersi, hem de matematik dersi
114
yaptık. Her şeyi başarmak için zorlukları aşmamız lazım. Bizde matematik ve resim
dersinde işlediklerimizi tekrar ettik.”
“ Bu etkinlik çok uğraştırıcıydı. Çünkü resimdeki sayılar karışıktı. Gene de çok
zevkliydi. Ben çok eğlendim. Resmi bulduğumda çok mutlu oldum. Bu etkinlikle
matematik dersi de işlemiş olduk.”
“ İyi güzeldi ama ne yaparsak arkasına yazmaktan sıkıldım.”
“ Ben bu etkinlikte çok eğlendim. Çok eğlenceli bir zeka oyunu oldu. Biraz
matematiğe dayalıydı. Teşekkür ederim öğretmenim.”
5.Etkinlik
Aktivitenin Adı: Ben Kimim?
Amaç: İçsel Zeka alnında farkındalık oluşturmak
Materyaller: -------
Süreç: Öğrencilerden kendilerini tanıtmaları istendi. Sadece dış görünüşleriyle değil,
gerçekte kim olduklarını yazmaları istendi. Sevdikleri, sevmedikleri, beğendikleri,
beğenmedikleri, istedikleri, istemedikleri...vb özelliklerini yazmaları istendi. Bütün
öğrencilerin kendilerini tanıtıcı yazılarının bitirilmesi beklendi. İsteyen öğrencilere
yazdıklarını okuma fırsatı verildi.
Değerlendirme: : Kağıtlarının arkasına bu etkinlikle ilgili duygu ve düşüncelerini
yazmaları istendi. Bu etkinliğin araştırmacının onları tanıması için en önemli etkinlik
olduğunu ve kendileriyle ilgili özellikleri hatırlatmaya çok yaradığını yazdılar.
Sevdikleri ve sevmedikleri şeylerin ne kadar çok olduğunu fark ettiklerini ve böylece
kendilerini daha iyi tanıdıklarını ve tanıttıklarını belirttiler. Kimisi de çok sıkıldığını
söyledi. Öğrencilerin yazdıklarından bazı örnekler aşağıda yer almaktadır.
“İçimizdeki bizi dışarı çıkarmayı başardık ve etrafa kendimizi tanıttık.”
“Bu etkinlikte uyguladığım ama bilmediğim özelliklerimi ortaya çıkardım.”
“Bu etkinliğin öğretmenimiz için daha önemli olduğunu düşünüyorum çünkü bu
çalışmayla öğretmen bizi daha iyi tanıdı.”
“ Kendimi tanımayı çok sevdim. Başka birine kendimi tanıtmaktan çok
hoşlandım. Bu etkinliği yazarken ‘hiç çaba harcamadan, hiç yanlış yazdım mı?’
demeden her şeyi yazdım.”
115
“ Yazarken nefret ettim ve sıkıldım.”
6.Etkinlik
Aktivitenin Adı: Farklı Zamanlardaki, Farklı Yerlerdeki Yaşam Şekilleri
Amaç: Sosyal Zeka alnında farkındalık oluşturmak
Materyaller: Öğrencilerin kendi istedikleri şekilde kullanacağı sınıftaki bütün araç-
gereçler.
Süreç: Sınıftaki oturma düzenine göre sınıf 4’e bölündü. Her gruba farklı zamanlardaki
ve farklı yerlerdeki yaşam şekillerini sözcük kullanarak sunmaları istendi. Sunacakları
yaşamlar gruplara diğer grupların duymayacağı şekilde dağıtıldı. Bu yaşamlar: ilk
çağlardaki insanların yaşayışları nasıldı?, Osmanlı dönemindeki insanların yaşayışları
nasıldı?, günümüzde köyde yaşayan insanların yaşam şekli nasıldır? ve günümüzde
şehirde yaşayan insanların yaşam şekli nasıldır? bu konular dağıtıldıktan sonra onlara
sunumlarını planlamaları için biraz süre verildi. Her grup kendi planladığı sunumu
istedikleri araç-gereçleri kullanarak tahtada sundular.
Değerlendirme: Bütün gruplar sunumlarını yaptıktan sonra, onlara bu etkinlikle ilgili
duygu ve düşünceleri soruldu. Hepsi bu etkinliği çok sevdiğini, bu etkinlikten tekrar
yapmak istediklerini söylediler. Kimisi ilk defa tiyatro yaptığını söyledi. Grup çalışması
yaptıkları için çok mutlu olduklarını belirttiler. Farklı tarihlerde yaşamların nasıl
olduğunu öğrendiklerini söylediler.
“Bu etkinlikte tarihi geçmişi geleceği bunları nasıl yaşayacağımı öğrendim.”
“Arkadaşlarımla tiyatro yapmak çok güzeldi. Çok eğlendim.”
7.Etkinlik
Aktivitenin Adı: Kendi Müziğimizi Yapalım
Amaç: Müziksel – Ritmik Zeka alnında farkındalık oluşturmak
Materyaller: ------
Süreç: Bütün öğrencilerden akıllarından bir cümle kurmaları istendi. Bu kurdukları
cümleleri bestelemeleri söylendi. Kendi bestelerini yapmaları için 5-10 dakikalık bir
süre verildi. Daha sonrada isteyenlerin yaptıkları bu besteleri sınıfa sunmaları sağlandı.
116
Değerlendirme: İsteyen öğrenciler sunumlarını yaptıktan sonra, bütün sınıfa bu
etkinlikle ilgili duygu ve düşüncelerini yazmaları istendi. Öğrenciler bu etkinlikte çok
eğlendiklerini, seslerinin güzel olup olmadığını keşfettiklerini, müziğin önemini daha
iyi anladıklarını belirttiler. Müziğe olan yeteneklerini keşfettiklerini veya olmadığını
fark ettiklerini söylediler.
“Bu etkinlik çok eğlenceliydi. Çok mutlu oldum. Ancak böyle bir konuda
yeteneğim olmadığı için yapamadım.”
“Bu etkinlik sonunda müzik oluşturmayı öğrendim.”
“Ben bu oyunda çok eğlendim. Çünkü arkadaşlarımın ve kendi yeteneğimi
gördüm.”
“Bu etkinlik gerçekten çok eğlenceliydi. Böylelikle aklımıza gelen şeyleri
rahatlıkla anlatıp söyledik.”
“Ben bu etkinlikte çok eğlendim. Yaratıcılığımı geliştirdim.”
8.Etkinlik
Aktivitenin Adı: Doğadaki Canlılar
Amaç: Doğa Zekası alnında farkındalık oluşturmak
Materyaller: -----
Süreç: Öğrencilerin hepsinden doğadaki canlılardan birini seçip, isteğe göre, onu sözel
veya yazılı olarak tanıtması veya canlandırması istendi. İsteyen öğrencilerin
hazırladıkları etkinlikleri sınıfa sunmalarına izin verildi.
Değerlendirme: İsteyen öğrenciler sunumlarını yaptıktan sonra, bütün sınıfa bu
etkinlikle ilgili duygu ve düşüncelerini, zaman olmadığı için sözlü olarak ifade etmeleri
istendi. Bu etkinliği çok sevdiklerini, doğanın önemini ve güzelliklerini daha iyi
anladıklarını, en sevdiği bitki ve hayvanın ne olduğunu ve onları neden sevdiklerini
belirttiler.
117
EK-3: Küme Başarı Sertifikası
KÜME BAŞARI SERTİFİKASI
Sevgili, .....................
Matematik dersinde .............. ………
kümesi olarak…………………….…….konusunda,
sınıfta başarılı kümelerden biri olarak
seçildiniz.
Küme üyesi olarak kümene verdiğin
destek ve küme arkadaşlarınla yaptığın
işbirliğinden dolayı seni kutlar,
başarılarının devamını dilerim.
Sınıf Öğretmeni
118
EK-4: Olumlu Davranış Sertifikası
Sevgili ……………………………
Sınıfta olumlu davranış gösteren kümelerden biri olarak seçildiniz. Küme üyesi olarak, kümene verdiğin destek ve küme arkadaşlarınla yaptığın işbirliğinden dolayı seni kutlar; olumlu davranışlarının devamını dilerim. Sınıf Öğretmeni
Olumlu Davranış Sertifikası
119
EK-5: Matematik Başarı Testi
Matematik Başarı Testi
1) Saatte 70 km hızla giden bir
otomobil, saatteki hızını 52
arttırırsa gideceği yere 3 saatte varıyor. Otomobilin gideceği yerin uzaklığı kaç km’ dir? A) 98 km B) 292 km C) 294 km D) 298 km 2) Babamın, annemin ve benim yaşlarımızın toplamı 84’tür. Annemin yaşı 35’tir. Benim
yaşım, annemin yaşının 71 ’sine
eşittir. Babamın yaşı kaçtır? A) 44 B) 45 C) 40 D) 42 3) Bir kırtasiyeci 15 düzine
kalemin önce 92 ’unu, sonra
93 ’unu satmıştır. Geriye
satılmayan kaç kalem kalmıştır? A) 80 B) 100 C) 90 D) 180
4) Arda, matematik sınavındaki
soruların 85 ’ini doğru yapıyor. Arda 8
soruyu boş bırakıyor, 10 soruyu da yanlış yapıyor. Arda kaç soruyu doğru cevaplamıştır? A) 50 B) 30 C) 40 D) 60 5) Bir tiyatro salonunda 280 koltuk
vardır. Koltukların 74 ’si siyah renkli,
72 ’si kırmızı renklidir. Geriye kalan
beyaz renkli koltuklar kaç tanedir? A) 40 B) 80 C) 160 D) 100
6) Bir su deposunun 82 ’i doludur.
Depoya 150 litre su daha koyarsak
deponun yarısı doluyor. Deponun 85 ’i
kaç litre su alır? A) 600 B) 75 C) 370 D) 375
Adı-Soyadı: Tarih: Sınıfı:
120
7) 75 ,
73 ,
77 ,
76 Yanda verilen
kesirlerin büyükten küçüğe doğru sıralanışı aşağıdaki seçeneklerden hangisidir?
A) 77 <
76 <
75 <
73
B) 75 <
73 <
77 <
76
C) 75 >
73 >
77 >
76
D) 77 >
76 >
75 >
73
8) 65 ,
62 ,
67 ,
63 Yanda verilen
kesirlerin küçükten büyüğe doğru sıralanışı aşağıdaki seçeneklerden hangisidir?
A) 62 <
65 <
67 <
63
B) 65 <
63 <
67 <
62
C) 62 <
63 <
65 <
67
D) 62 >
65 >
67 >
63
9) Bir otobüs, gideceği yolun
41 ’ünü gittikten sonra 100 km
daha gidiyor ve gideceği yolun yarısından 20 km fazla yol gitmiş oluyor. Yolun tamamı kaç km’ dir? A) 320 km B) 300 km C) 340 km D) 220 km
10) İki doğal sayının toplamı 340’ dır.
Birinci sayının 73 ’ si 105’ tir. Birinci
sayı ile ikinci sayı arasındaki fark kaçtır? A) 245 B) 210 C) 35 D) 200
11) Bir kümesteki tavukların 64 ’sı 60
tanedir. Kümesteki tavukların 32 ’ü
satıldı. Kümeste geriye kaç tane tavuk kaldı? A) 15 B) 60 C) 90 D) 30 12) Aşağıdaki harflerden hangisi simetrik olarak ayrılabilir? A) Ç B) G C) R D) Y 13) Aşağıdaki şekillerden hangisi simetrik olarak ayrılamaz? A) B) C) D)
121
14)Doğan, evi ile okulun arasını
52 saatte yürüyor. Doğan’ın
okula gidiş ve dönüşü kaç dakika sürmektedir? A) 48 B) 72 C) 64 D) 50 15) Aşağıdaki şekilde X işaretiyle belirtilmiş kısmı gösteren kesir hangisidir?
A) 85 B)
43 C)
84 D)
62
16) Annem, 12 m kumaş aldı. Bu
kumaşın 451 m’ si ile kendine,
353 m’ si ile bana bir elbise
dikti. Geriye kaç metre kumaş kalmıştır?
A) 351 B) 4
52 C) 5
51 D) 4
51
17) Kare şeklindeki bir masa örtüsünün bir kenar
uzunluğunun 31 ’ü 15 cm’ dir.
Örtünün çevresinin uzunluğu kaç cm’ dir? A) 45 cm B) 55 cm C) 170 cm D) 180 cm
18) Bir kenar uzunluğu 120 cm olan bir karenin çevresi, eni 90 cm olan bir dikdörtgenin çevresine eşittir. Dikdörtgenin boyu kaç cm’ dir? A) 300 cm B) 180 cm C) 150 cm D) 160 cm 19) Kenar uzunluk ölçüleri; 36, 38, 46 m bir tarlanın çevresine 2 sıra tel çekilecektir. Telin metresi 750 YTL olduğuna göre kaç YTL’ lik tel harcanır? A) 2400 B) 1800 C) 2000 D) 2200 20) İkiz kenarlarından biri, taban kenarından 7 cm daha kısa olan ikizkenar üçgenin çevresi 133 cm’ dir. İkizkenarlarından birinin uzunluğu kaç cm’ dir? A) 49 cm B) 42 cm C) 41 cm D) 48 cm 21) Çevresi 6 sıra dikenli tel ile çevrilmiş eşkenar üçgen biçiminde bir bahçe için 3744 m tel kullanılmıştır. Bu bahçenin bir kenar uzunluğu kaç m’ dir? A) 28 m B) 624 m C) 208 m D) 308 m
X X X X X X
122
22)İki sayının toplamı 256’ dır.
Sayının biri diğerinin 53 ’ü
kadardır. Bu sayıların çarpımı kaçtır? A) 14630 B) 15360 C) 15630 D) 16260 23) Annemin aldığı meyvelerle birlikte 65 kg’ dır. Meyvelerin
kütlesi, annemin kütlesinin 41 ’
üdür. Annemin kütlesi kaç kg’ dır? A) 48 B) 50 C) 52 D) 54 24) Bir köprünün uzunluğunun
92 ’u 24 m’ dir. Köprünün
geriye kalan kısmı kaç m’ dir? A) 90 B) 94 C) 91 D) 92
25) Bir miktar fındığın 85 ’i
dağıtılıyor. Geriye kalan fındıklar 6 kişiye altışar dağıtılıyor. Fındığın tamamı kaç tanedir? A) 96 B) 94 C) 92 D) 98
26) Bir arabanın deposunda, deponun
72 ’si kadar benzin var. Depoya 18
litre benzin konulunca deponun 75 ’si
doluyor. Deponun yarısı kaç litre benzin alır? A) 42 B) 43 C) 22 D) 21
27) 43 ’ü dolu olan gaz bidonundan 70
litre gaz kullanılınca bidondaki gazın
41 ’ ü kalıyor. Bidon kaç litreliktir?
A) 105 B) 140 C) 135 D) 150 28) Bir sınıftaki kız öğrencilerin sayısı 18’ dir. Erkek öğrenciler
kızların sayısının 31 ’ ünün 4 katıdır.
Sınıfta toplam kaç öğrenci vardır? A) 24 B) 32 C) 40 D) 42
29) Bir simitçi, simitlerin 53 ’ inin 4
fazlasını satınca 30 simidi kaldı. Simitçinin toplam kaç simidi vardı? A) 85 B) 80 C) 75 D) 70
123
30) 97 ,
93 ,
911 ,
98 Yanda verilen
kesirlerin büyükten küçüğe doğru sıralanışı aşağıdaki seçeneklerden hangisidir?
A) 9
11 <98 <
97 <
93
B) 97 <
93 <
911 <
98
C) 9
11 >98 >
97 >
93
D) 97 >
911 >
98 >
93
31) 68 ,
28 ,
38 ,
78 Yanda verilen
kesirlerin küçükten büyüğe doğru sıralanışı aşağıdaki seçeneklerden hangisidir?
A) 28 <
38 <
68 <
78
B) 78 <
38 <
68 <
28
C) 68 <
28 <
78 <
38
D) 78 <
68 <
38 <
28
32) 6
11 , 9
11 , 1311 ,
1111 Yanda
verilen kesirlerin büyükten küçüğe doğru sıralanışı aşağıdaki seçeneklerden hangisidir?
A)1311 >
1111>
911 >
611
B)6
11 >9
11 >1111 >
1311
C)9
11 >1111 >
1311 >
611
D)1111 >
1311 >
611 >
911
33) Bahadır, kitabının 83 ’ ini
okumuştur. Okuduğu sayfa sayısının 20 fazlasını okusaydı, kitabın yarısını okumuş olacaktı. Kitabın tamamı kaç sayfadır? A) 180 B) 160 C) 150 D) 170 34) Kütlesi 4200 g olan peynir, bir
kaba konulup tartılınca, kütlesi 61 ’sı
kadar artıyor. Peynirin kabı ile birlikte kütlesi kaç g’ dır? A) 4900 g B) 5000 g C) 4800 g D) 5100 g 35) Saatte ortalama 100 km hızla
giden bir otomobil, saatteki hızını 51 ’ i
kadar azaltarak gideceği yere 3 saatte varıyor. Otomobil kaç km yol gitmiştir? A)250 B)260 C)240 D)270
124
36) Alper’in kütlesinin 332 ’ ü
132 kg’ dır. Alper’in kütlesi kaç kg’ dır? A) 42 kg B) 40 kg C) 38 kg D) 36 kg 37) Aşağıdaki harflerden hangisi simetrik olarak ayrılamaz? A) A B) E C) J D) M 38) Aşağıdaki şekillerden hangisi simetrik olarak ayrılabilir? A) B) C) D) 39) Eşkenar üçgen biçiminde bir bahçenin çevresine 9 sıra dikenli tel çekilmiştir. Telin uzunluğu 11016 m olduğuna göre,bahçenin bir kenarının uzunluğu kaç m’dir? A) 48 B) 50 C) 408 D) 308
40) Bir kenar uzunluğu 60 cm olan bir eşkenar üçgenin çevresi, bir karenin çevresine eşittir. Karenin bir kenar uzunluğu kaç cm dir? A) 55 B) 45 C) 65 D) 70 41) Uzun kenarı kısa kenarının 3 katının 5 fazlası olan dikdörtgenin çevresi 17 dm’dir. Dikdörtgenin uzun kenarı kaç cm’ dir? A) 20 cm B) 45 cm C) 65 cm D) 55cm 42) Vildan’ın adımı 50 cm dir. Kare şeklindeki bir bahçenin çevresi Vildan’ın adımı ile 240 adım geldiğine göre, bahçenin bir kenar uzunluğu kaç metredir? A) 24 m B) 50 m C) 40 m D) 30 m
125
EK-6: Ders Planı
Ders Planı
Sınıf düzeyi: 4. sınıf
Süre: 40’ + 40’ + 40’
Konu: Kesirler
Zeka alanları: Bedensel-kinestetik zeka, matematiksek-mantıksal zeka, sosyal zeka,
sözel- dilsel zeka, görsel-uzamsal zeka, içsel zeka.
Etkinlikler: Numaralandırılmış birlikte çalışan kafalar, ikili denetim tekniği, dönerli
görüş paylaşımı, beyin fırtınası, numaralandırılmış birlikte çalışan kafalar, kümece
dörtlük yazma ve besteleme ”.
Kullanılan materyaller: Çalışma yaprakları, “Bende var” oyun kartları, renkli boya
kalemleri, elma, ekmek, ..vb.
Kazanımlar:
1. Paydası bir basamaklı doğal sayı olan kesirleri, kesrin birimlerinden elde ederek
isimlendirir.
2. Kesirleri karşılaştırır.
Giriş bölümü: Sınıfa genel olarak “kesirlere neden ihtiyaç duyduğumuzu?, ?,
kesirlerin neyi ifade ettiği?, kesirlerin yazılışlarının nasıl olduğu?, basit kesrin ne
olduğu?...vb.” ile ilgili düşündürücü sorular sorulur. Bu soruların yanıtlarını önce küme
içinde tartışmaları istenir. Daha sonra küme içinde konuşulanlar göz önünde
bulundurularak basit kesirleri anlatan dörtlük yazmaları ve bu dörtlüğü bestelemeleri
istenir. Yazılan dörtlükler her kümeye söz verilerek sınıfa sunulur. (Sözel-Dilsel Zeka,
Sosyal Zeka, Matematiksel-Mantıksal Zeka, müziksel Zeka)
İşleniş bölümü:
• Her küme basit kesir örneklerini beyin fırtınası etkinliğiyle küme içinde
sunarlar, daha sonra yine sınıfa numaralandırılmış birlikte çalışan kafalar
etkinliğiyle her kümeden bir kişiye söz verilir ve küme içinde söylenen
örneklerin şekillerini tahtaya çizmeleri istenir. (Sözel-Dilsel Zeka, Sosyal Zeka,
Matematiksel-Mantıksal Zeka, Görsel Zeka)
126
• Sınıf öğretmeni tarafından basit kesirlerle ilgili hazırlanan “Bende var” oyun
kartları kümelere dağıtılır. İlk kart öğretmen tarafından okunur. Daha sonra her
küme ellerindeki kartlara göre okumaya devam eder. (Sözel-Dilsel Zeka, Görsel
Zeka, Matematiksel-Mantıksal Zeka, Sosyal Zeka)
• Basit kesirlerle ilgili ikili çalışma yaprağı sınıfa dağıtılır. Çalışma kağıdındaki
şekilleri verilen kesirlere göre boyama çalışması yapılır. (Sözel-Dilsel Zeka,
Görsel Zeka, Matematiksel-Mantıksal Zeka, Sosyal Zeka, Bedensel-Kinestetik
Zeka)
• Her küme daha önceden getirmeleri istenen elma, ekmek…vb yiyeceklerin her
birini 21 ,
41 ,
81 ’lik olarak parçalara ayırmaları istenir. Her bir yiyeceği
parçalara ayrıldıktan sonra parçaları karşılaştırmaları istenir. Küme içinde
dönerli görüş paylaşımı etkinliğiyle bu kesirlerin büyüklük ve küçüklükleriyle
ilgili düşünceler alınır. Küme içinde numaralandırılmış birlikte çalışan kafalar
etkinliğiyle sınıfa sunulur. (Sözel-Dilsel Zeka, Görsel Zeka, Matematiksel-
Mantıksal Zeka, Sosyal Zeka, Bedensel-Kinestetik Zeka)
Değerlendirme bölümü: Konuyla ilgili, içinde örneklerin de bulunduğu çalışma
yaprakları dağıtılır ve ikili denetim tekniği ile çözmeleri sağlanır. Çalışma yapraklarının
cevap anahtarları, her kümeye iki tane verilerek öğrencilerinin birbirlerini
değerlendirmeleri ve kendi öğrenmelerini kontrol etmeleri sağlanır (Matematiksel-
Mantıksal Zeka, Sözel-Dilsel Zeka, Sosyal Zeka, İçsel Zeka)
127
EK –7: Küme Çalışma Yaprakları
(Küme Çalışma Yaprağı)
Bahadır’ın Hedef Tahtası
Her yıl Gökkuşağı Kenti’nde bir panayır düzenlenir. Bütün kent bu
önemli gün için tüm hazırlıkların tamamlanmasına yardım ediyor. Bahadır’da bu panayırda çocuklar oynasın diye yukarıda gösterilen hedef tahtasını hazırlamış. Bu hedef tahtası için beş farklı renk kullanılmıştır. Yukarıdaki hedef tahtasına bakarak aşağıdaki soruları kümece yanıtlayınız.
• Mor renkle hedef tahtasını kaçta kaçı boyanmıştır?
• Turuncu renkle hedef tahtasını kaçta kaçı boyanmıştır?
• Pembe renkle hedef tahtasını kaçta kaçı boyanmıştır?
• Sarı renkle hedef tahtasını kaçta kaçı boyanmıştır?
• Açık mavi renkle hedef tahtasını kaçta kaçı boyanmıştır?
128
(İkili Çalışma Yaprağı)
Gökkuşağı Kenti Panayırında Yağmur
Gökkuşağı Kenti’nde her yıl düzenlenen panayırda yağmur yağmaya başladı. Arda ve ailesi de bu yağmura yakalandılar. Neyse ki Arda ve ailesi yanlarında şemsiyelerini taşıyorlardı.
Aşağıda Arda ve ailesinin şemsiyelerini görüyoruz. Arda ve aile bireylerine ait şemsiyeleri seçebilmek için aşağıda bazı ipuçları verilmiştir. Verilen ipuçlarına göre aile bireylerini şemsiyelerini bulunuz ve Arda ve ailesinin şemsiyelerini verilen kesirlerde boyayınız.
A B
* Arda’nın kardeşinin şemsiyesinin * Arda’nın şemsiyesinin 84 ’ü
31 ’u yeşildir. sarıdır.
* Ardanın annesinin şemsiyesinin * Arda’nın babasının
şemsiyesinin 85 ’i mordur. şemsiyesinin
72 ’si sarıdır.
92 ‘i sarı
93 ‘ü yeşil
94 ‘ü turuncu
71 ‘i pembe
72 ‘i sarı
74 ‘ü mor
81 ‘i mavi
82 ’i pembe
85 ‘i mor
41 ‘i mor
42 ’si sarı
41 ‘i turuncu
129
(Küme Çalışma Yaprağı)
Harf Bulmacası
64 2000 190 60 12 800 40 72 36
Aşağıdaki soruları, kümece çözünüz. Çözdüğünüz sorunun cevabını yukarıda verilen cevaplar arasından seçiniz. Daha sonra o cevabın üzerindeki boş kutucuğa, çözdüğünüz sorunun başındaki harfi yazınız.
K: Arda 900 kuruşun 53 ’ü ile kitap, 300 kuruşu ile kalem alıyor. Geriye kaç
kuruşu kalır?
I: Bir satıcı elindeki 90 kg ’lık bir çuval bulgurun 53 ‘ünü satıyor. Geriye
kaç kg bulgur kalır?
S: 230 sayfalık kitabın 103 ‘ünü okuyan birisi, kaç sayfa kitap okumuştur?
R: Bir kümesteki hayvanların 94 ‘ü 32 ’dir. Bu kümeste kaç hayvan vardır?
İ: Bir okuldaki öğrencilerin 53 ‘ü erkektir. Erkekler 1200 kişi ise okul
mevcudu kaç kişidir?
P: Aslı çantasındaki kalemlerin 102 ‘sini Aykut’a,
102 ‘ sini Serap ‘a verdi.
Aslı ‘nın 20 kalemi olduğuna göre geriye kaç kalemi kaldı?
E: Babam 36 yaşındadır. Benim yaşım, babamın yaşının 41 ‘inden 2 yaş
fazladır. Buna göre ben kaç yaşındayım?
L: 85 ‘i 500 olan doğal sayı kaçtır?
T: Bahçemizdeki ağaçların 104 ‘ ü 76 dır. Ağaçların tamamı kaç tanedir?
A: Bir folklor grubunun 43 ‘ü kızdır. Kızlar 30 kişi olduğuna göre folklor
grubu kaç kişidir?
V: Bir top kumaşın 85 ‘i 60 m ‘dir. Bir top kumaşta kaç m kumaş vardır?
69 11 96
130
(İkili Çalışma Yaprağı)
Gökkuşağı Sokağı
Gökkuşağı Sokağı sakinlerinin bugün yapacak çok işleri var. Bu nedenle öğle yemeği için pizza getirtiyorlar. Her pizza 6 parçaya kesilmiş ve her aile altıda birlik pizza dilimlerinden istediği sayıda ısmarlıyor.
Her ailenin ısmarladığı altıda birlik pizza dilimlerinin kaç tane tam, kaç tane altıda birlik pizza edeceğini hesaplayabilir misiniz?
(Not: Lütfen bulduğunuz tamsayılı kesirlerin okunuşlarını aşağıdaki örnekteki gibi yanına yazınız.)
Tarihöncesi Pizzacılık
Ör: Karagöz Ailesi 6
13 veya 261 ( 2 tam, bir bölü altı)
A B
* Işık Ailesi 6
10 veya ………… * Güneş Ailesi 6
11 veya ……….
* Demir Ailesi 6
17 veya ……… * Mutluluk Ailesi 6
19 veya ……….
* Kaya Ailesi 6
14 veya ……… * Elmas Ailesi 6
15 veya …………
* Bulut Ailesi 68 veya ………. * Ay Ailesi
69 veya …………
* Dostluk Ailesi 621 veya …….. * Alev Ailesi
626 veya ……….
* Güleryüz Ailesi 6
19 veya …….. * Bilgi Ailesi 6
16 veya ………
* Yakamoz Ailesi 628 veya ………. * Duman Ailesi
623 veya ……….
131
EK –8: Konu Sınavı
Konu Sınavı (Simetri)
1) Aşağıdaki şekillerin hangileri simetrik olarak ayrılabilir? Simetrik olarak ayrılanların simetri eksenlerini (simetri doğrularını) çiziniz.
2) Aşağıdaki harflerin hangileri simetrik olarak ayrılabilir? Simetrik olarak ayrılanların simetri eksenlerini (simetri doğrularını) çiziniz.
Y H T Ö E P D F G S 3) Aşağıdaki geometrik şekillerin simetri ekseni (simetri doğrusu) sayısı kaç tanedir? Kare = Dikdörtgen = İkizkenar üçgen = Eşkenar üçgen= Çeşitkenar üçgen= 4) Aşağıdaki şekillerin simetrik olarak ayrılanların simetri eksenlerini çiziniz.
Başarılar Dilerim ☺
Adı-Soyadı: Tarih: Sınıfı:
132
EK 9: Kişisel Bilgiler Formu
Açıklama Sevgili çocuklar, Aşağıda, siz ve ailenizle ilgili birtakım sorular yer almaktadır. Bu soruları doğru
yanıtlayınız
Adınız-Soyasınız: ................................... Sınıfınız : ............... Numaranız ........................ Cinsiyetiniz : (1) Erkek ........... (2)Kız ............
Doğum Yeriniz : (1) Adana .......
Siz dahil toplam kaç kardeşsiniz? ............
Ailenizle kaş kişi birlikte oturuyorsunuz? ( siz de dahil).....
Aileniz içinde anne-babanız kardeşlerinizin dışında birlikte yaşadığınız kişiler var mı? (l)Var ........ (2)Yok Oturduğunuz ev kendinizin mi, yoksa kirada mı oturuyorsunuz? (l)Kendimizin.......... (2)Kirada oturuyoruz ........
Ailenizin maddi durumunu nasıl görüyorsunuz? (l)Çok iyi (2) iyi (3)Orta (4) Kötü (5) Çok kötü
Anne-babanızm eğitim durumu nedir?
Babanızın
Annenizin
(1 )Okur-yazar değil
(2)Okur yazar 1 (3)îlkokul mezunu (4)Ortaokul mezunu (5)Lise mezunu (6)Meslek lisesi mezunu (7)lmam hatip lisesi (8) Üniversite mezunu (9)Başka (belirtiniz) Anne-babanızm mesleği nedir? ( Ne iş yapıyor?) Yazınız Babanız: Anneniz:
133
EK-10: Öğrenci Görüşme Formu
Öğrencilere Uygulanan Yarı Yapılandırılmış Görüşme Formu
1. Boyut Soruları:
1) Matematik derslerimizde hem küme çalışması yaptık, hem de etkinliklerle
konularımızı işledik. Bu yöntemle (ÇZK destekli kubaşık öğrenme
yöntemiyle) ve etkinliklerle ders işlenmesi hakkındaki düşünceleriniz,
duygularınız nelerdir?
a) Neden beğendin? Beğendiğin yönleri nelerdir?
b) Neden beğenmedin? Beğenmediğin yönleri nelerdir?
2) Bu yöntemle ders işlenmesi sırasında zorluklarla karşılaştın mı? Ne gibi
zorluklarla karşılaştın?
3) Derste oluşturulan, senin de yer aldığın kümeler ve küme çalışması
hakkındaki düşüncelerin nelerdir?
a) Sevdiğin yönleri nelerdir?
b) Sevmediğin yönleri nelerdir?
4) Bu yöntem arkadaşlarınla olan ilişkilerini nasıl etkiledi?
a) Olumlu etkileri nelerdir?
b) Olumsuz etkileri nelerdir?
5) Bu yöntemle ders işlenmesi, sınıfta kullandığın materyallerde her hangi
bir değişim yaptı mı? Daha önceki derslerle kıyasladığımızda materyal
kullanımında fark var mı?
a) Değişim yapmadı. (Fark yok.)
b) Nasıl bir değişim oldu?
c) Aradaki farklar nelerdir?
134
2. Boyut Soruları:
1) Daha önceki Matematik derslerinde en çok hangi zeka alanlarını
kullanıyordun?
2) Etkinliklerle işlenen Matematik derslerinde hangi zeka alanlarını
kullandığını düşünüyorsun?
3) Etkinliklerle işlenen Matematik derslerinde en çok kullandığın zeka
alanları hangileridir?
4) Matematik derslerinin, zeka alanlarına göre düzenlenen etkinliklerle
işlenmesi hakkında ne düşünüyorsun?
135
ÖZGEÇMİŞ
Adı-Soyadı : Dilek (KARAGÖZ) IŞIK
Doğum Tarihi : 09.05.1979
Doğum Yeri : Mersin
Medeni Hali : Evli
Bildiği Yabancı Diller : İngilizce
Adres : Ç.Ü. Eğitim Fakültesi, İlköğretim Bölümü, Sınıf Öğretmenliği
ABD.
01330-ADANA
İş Tel. : 0 322 338 60 76 / 47
E-posta : [email protected] / [email protected]
EĞİTİM DURUMU
Yüksek Lisans: 2002-2007 Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sınıf
Öğretmenliği Anabilim Dalı.
Lisans : 1998-2002 Çukurova Üniversitesi Sınıf Öğretmenliği Anabilim Dalı.
Lise : 1993-1997 19 Mayıs Süper Lisesi, Mersin.
Ortaokul : 1990-1993 Mersin Ortaokulu.
İlkokul : 1985-1990 Mithat Paşa İlkokulu, Mersin.
İŞ DURUMU
2002-...... : Çukurova Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İlköğretim Bölümü, Sınıf
Öğretmenliği Anabilim Dalı araştırma görevlisi.
2002 : Bitlis İli Gazipaşa İlköğretim Okulu.
136
YAYINLAR
Uluslararası Bildiri
Isik, D., Tarim, K. (2007). “The Effective of the Cooperative Learning Method
Supprted by Multiple Intelligences Theory on Elementary Students’ Mathematics
Achievement and Retention”. Annual meeting of American Educational Research
Association (April, 9-13), Chicago, IL.
Isik, D., Artut P., Tarim, K. (2007). “Attıtudes Towards Teachıng Mathematıcs Of
Classroom Teachers And Mathematıcs Teachers”. Affective Education in Action
(28-29-30 Haziran), Adana.
Kuşdemir Kayıran, B., Isik, D., İflazoğlu, A.(2007) “The Relationship Between Self-
Esteem And Academic Motivation In Preservice Teacher Education”. Affective
Education in Action (28-29-30 Haziran), Adana.
Ulusal Bildiriler
Karagöz, D., Tarım, K., İflazoğlu, A. (2005). “Çoklu zeka kuramı destekli kubaşık
öğrenme yönteminin ilköğretim 3. sınıf öğrencilerinin matematik dersindeki
akademik başarılarına ve kalıcılığa etkisi”. XIV. Ulusal Eğitim Bilimleri Kongresi,
Denizli.
Karabay, A., Kuşdemir Kayıran, B., Işık, D. (2006). “Birinci Sınıf Öğretmeleri ile
Öğretmen Adaylarının Ses Temelli Cümle Yöntemine Yönelik Görüşleri: Nitel
Bir Çalışma Örneği”. XV. Ulusal Eğitim Bilimleri Kongresi, Muğla.
Ulusal Yayın
Işık, D., Tarım, K., İflazoğlu, A. (2007). “Çoklu zeka kuramı destekli kubaşık öğrenme
yönteminin ilköğretim 3. sınıf öğrencilerinin matematik dersindeki akademik
başarılarına ve kalıcılığa etkisi”. Ahi Evran Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 8 (1)
63-77.