t.c. ankara Ünİversİtesİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfbu mit ve inançlar genel...

145
T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ FELSEFE VE DİN BİLİMLERİ (DİNLER TARİHİ) ANABİLİM DALI Yüksek Lisans Tezi DİNLERDE HAYAT AĞACI Danışman Prof. Dr. Baki ADAM Hazırlayan Selma ÖZTEKİN ANKARA – 2008

Upload: others

Post on 17-Jan-2020

10 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

T.C.

ANKARA ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

FELSEFE VE DİN BİLİMLERİ (DİNLER TARİHİ)

ANABİLİM DALI

Yüksek Lisans Tezi

DİNLERDE HAYAT AĞACI

Danışman

Prof. Dr. Baki ADAM

Hazırlayan

Selma ÖZTEKİN

ANKARA – 2008

Page 2: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

I

İÇİNDEKİLER

ÖNSÖZ ........................................................................................................I

KISALTMALAR...........................................................................................III

GİRİŞ ........................................................................................................ 1

KUTSAL KAVRAMI ................................................................................... 2

1. Kutsal Karşılığında Kullanılan Kelimeler .......................................... 3

2. Kutsalın Tanımı................................................................................ 5

3. Kutsalın Morfolojisi........................................................................... 6

4. Kutsalın Tezahürü.......................................................................... 11

5. Kutsalın Çeşitleri............................................................................ 12

a) Kutsal Mekanlar..........................................................................13

b) Kutsal Zamanlar......................................................................... 16

c) Kutsal Varlıklar............................................................................17

d) Kutsal Nesneler...........................................................................18

e) Kutsal İnsanlar ...........................................................................18

6- Kutsalı Belirleyen Etkenler..........................................................19

I. Bölüm: HAYAT AĞACININ SEMBOLİK ANLAMLARI VE İŞLEVLERİ...21

A. AĞACIN KUTSALLIĞI ......................................................................... 21

B. HAYAT AĞACI ................................................................................... 23

1. HAYAT AĞACININ SEMBOLİK ANLAMLARI ............................... 26

a) Hayat Ağacı Üç Kozmik Âlem Arasındaki Bağın Sembolüdür 26

b) Hayat Ağacı Tanrıyı Sembolize Eder ...................................... 28

c) Hayat Ağacı Yaratılış ve Doğumun Sembolüdür ..................... 29

d) Hayat Ağacı Gençlik ve Ölümsüzlüğün Sembolüdür ............... 31

e) Hayat Ağacı Güç ve İktidarın Sembolüdür .............................. 33

2. HAYAT AĞACININ FONKSİYONLARI ......................................... 33

a) Hayat Ağacı Tabiat Olaylarını Yönlendirir .............................. 33

Page 3: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

II

b) Hayat Ağacı Şeytan ve Kötü Ruhları Kovar............................. 34

c) Hayat Ağacı Bereketi Arttırır .................................................... 35

d) Hayat Ağacı İnsanların Kaderlerini Belirler ............................. 37

3. Hayat Ağacı – Su Birlikteliği........................................................... 38

4. Hayat Ağacı ve Etrafında Hayvan Örüntüleri ................................ 39

5. Tapım Nesnesi Olarak Hayat Ağacı ...............................................41

II. Bölüm: KADİM DİNLERDE HAYAT AĞACI...........................................42

A. Eski Anadolu ve Mezopotamya Medeniyetlerinde Hayat Ağacı ... 42

B. Eski Avrupa Kültürlerinde Hayat Ağacı ......................................... 46

C. Uzak Doğu ve Hint Dinlerinde Hayat Ağacı .................................. 51

D. Eski İran Dininde Hayat Ağacı ...................................................... 57

E. Eski Türk Dininde Hayat Ağacı ..................................................... 58

III. Bölüm: YAHUDİLİK, HIRİSTİYANLIK VE İSLAM’DA HAYAT AĞACI..64

A. YAHUDİLİK’TE HAYAT AĞACI ........................................................... 64

1. Yasak Ağaç.....................................................................................67

a) Hayat Ağacı ............................................................................... 69

b) İyilik ve Kötülüğü Bilme Ağacı.....................................................69

c) Yılan ve Hayat Ağacı...................................................................73

d) Yasak Ağaçtan Yemenin Sonuçları ........................................... 74

2. Yahudi Mistisizminde Hayat Ağacı..................................................77

B. HIRİSTİYANLIK’TA HAYAT AĞACI......................................................79

1. Yasak Ağaç................................................................................... 81

a) Hayat Ağacı .............................................................................. 81

b) İyilik ve Kötülüğü Bilme Ağacı.....................................................83

c) Yasak Ağaçtan Yemenin Sonuçları.............................................83

2. Hayat Ağacı ve Haç........................................................................89

3. Noel Ağacı......................................................................................94

Page 4: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

III

4. Mayıs Ağacı………………………………………………………........96

C. İSLAM’DA HAYAT AĞACI ................................................................. 97

1. Yasak Ağaç …………………………………………………..............101

a)Yasak Ağaç/Hayat Ağacının Mahiyeti..........................................102

b) Yasak Ağaç ve Şeytan................................................................105

c) Yasak Ağaçtan Yemenin Sonuçları.............................................107

3. Tuba Ağacı ……………………………………………......................111

4. Sidre Ağacı…………………………………………………….....…...115

5. İslam Sanatında Hayat Ağacı…......……………………………......116

6. Alevi Bektaşi Kültüründe Hayat Ağacı...........................................120

SONUÇ....................................................................................................122

BİBLİYOĞRAFYA....................................................................................125 RESİMLER:.............................................................................................131

Page 5: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

IV

ÖNSÖZ

İnsanlık tarihi boyunca en eski çağlarda yaşamış insanlardan

günümüzün en modern insanlarına kadar bütün insanların zihinlerinde kutsal

düşüncesi var olmuştur. Kutsal, insanlar için hiçbir zaman değişmeyen en temel

gerçekliktir. İnsanlar daima bu gerçekliğin yakınında yaşamayı istemişler ve bu

düşünceleri doğrultusunda çevrelerini kutsalla veya kutsalın tezahürleriyle

kuşatmışlardır. İnsanlar çevrelerinde gördükleri olağanüstü, görkemli veya

insanlara değişik görünen varlıklara veya bazen de hiç görmedikleri varlıklara

kutsallık atfetmişlerdir. Kutsal düşüncesi dini sistemlerin en temel öğesidir. Dinler

tamamıyla kutsal düşüncesi etrafında gelişmişlerdir. Hatta kutsal düşüncesi o

kadar köklüdür ki, bir din kutsalı olmadan var olamamıştır, fakat din olmadan da

kutsal düşüncesi varlığını devam ettirebilmiştir. İnsanoğlu genellikle bir dine

müntesip olarak yaşar ve dinin kutsallarını kabul eder.

Din dili insanın gerçek hayatından farklı özellikler taşır. Din dilinde

gerçek hayattan farklı olarak birçok hakikat, mecaz ve sembollerle anlatılmıştır.

Bu sembollerden biri de ağaçtır. Ağaç kutsalın açığa çıktığı en önemli sembol

olmuştur. İnsanoğlu geçmişten günümüze kadar birçok varlığa kutsallık

atfetmiştir. Dinlerde kutsallık atfedilen varlıkların en önemlilerinden biri ağaç

olmuştur. Dünya kültürlerinde ağaçlara öylesine önem verilmiştir ki onlarla ilgili

sayısız mit ve efsane geliştirilmiştir. Bu mit ve efsanelerde özellikle hayat ağacı

motifi ön plana çıkar.

Dünya kültürlerinden hangi kültüre bakarsak bakalım hayat ağacı

motifinin yer aldığını gördük. Bu düşünceden hareketle tez konumuzu “Dinlerde

Hayat Ağacı” olarak seçtik. Tezimizde amacımız ‘hayat ağacı’nın geçmişten

günümüze bütün dinlerde var olan ortak bir fenomen olduğunu, ağaçlarda var

olduğuna inanılan kutsallığın nereden kaynaklandığı, yeryüzünde kutsal sayılan

ağaç ve bitkilerin hayat ağacı ile ilişkilerini belirlemek, bunun sonucunda da bütün

bu ağaçların temelde hayat ağacı ile özdeşleştiğini, günümüzde anlamları farklı

şekillerde karşımıza çıksa da temelde bütün kutsal ağaç ve bitkilerin asıllarının

hayat ağacı olduğunu ortaya çıkarmak olacaktır.

Tezimizde kutsal kavramı, hayat ağacı’nın nasıl bir ağaç olduğu, nerede

bulunduğu, dünya kültürlerinde taşıdığı anlam ve özellikleri, insanlar üzerinde

Page 6: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

V

nasıl bir etkiye sahip olduğu, insanların hayat ağacıyla ilgili çeşitli uygulamaları,

dinlerin hayat ağacı konusundaki farklı yaklaşımları ve hayat ağacı ile ilgili

geliştirilen mit ve efsaneler konu olarak yer almıştır.

Çalışmamız giriş ve üç bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünde kutsal

kavramı, kutsalın mahiyeti, ortaya çıkışı ve çeşitleri gibi konular üzerinde

durulmuştur.

Birinci bölümde ağaçlara verilen kutsallık ve bu kutsallığın sebepleri,

hayat ağacına verilen sembolik anlamlar ve hayat ağacının fonksiyonları gibi

konular yer almaktadır.

İkinci bölümde kadim dinlerde hayat ağacı motifi incelenmektedir. Bu

dinlerde hayat ağacının algılanışı, hayat ağacı ile ilgili inanışlar, çeşitli

uygulamalar ve geliştirilen bazı efsane ve mitler konu edilmiştir.

Üçüncü bölümde ise Yahudilik, Hıristiyanlık ve İslam’da hayat ağacının

özellikleri insanlarla ilişkisi, insanlar üzerindeki etkileri ve sonuçları üzerinde

durulmuştur.

Çalışmamızın sonucunda hayat ağacı motifinin bütün dünya

kültürlerinde ortak bir fenomen olduğunu gördük. Ağaçlara verilen önem

günümüzde de insanlığın zihninde varlığını devam ettirmektedir.

Page 7: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

VI

KISALTMALAR

Age. : Adı Geçen Eser

Agm. : Adı Geçen Madde

B. : Bin

Bkz. : Bakınız

C. : Cilt

Çev. : Çeviri

D. İ.D. T. : Dinsel İnançlar ve Düşünceler Tarihi

D.T.C.F. : Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Dergisi

M. Ö. : Milattan Önce

M. S. : Milattan Sonra

Vb. : Ve Benzeri

T.D.V.İ.A. : Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi

S. : Sayfa

Sy. : Sayı

Page 8: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

1

GİRİŞ

İnsanoğlu yaratılış itibariyle kutsal bir varlığa inanma ve bağlanma ihtiyacı

içerisinde olmuş ve bu ihtiyaç neticesinde, kutsalla iletişim kurmak istemiş ve

etrafında gördüğü bir takım varlıklara kutsallık atfetmiştir. Bu nedenle İlk insandan

günümüzün en modern insanına kadar kutsal düşüncesi hep var olmuştur. Kutsal

düşüncesi en ilkeliden günümüzün en gelişmiş dinlerine kadar bütün dinlerde ortak

bir fenomendir. Hatta hiçbir dine inanmadığını söyleyen insanların dahi bir takım

kutsalları olmuştur. Aynı zamanda kutsal, toplumları ayakta tutan en önemli unsur

olmuştur. Kutsal olan kendisini olduğu gibi göstermemiş ancak bazı varlıklar

aracılığıyla göstermiştir. Dünya üzerinde pek çok varlıkta kutsalın ortaya çıktığı

düşünülür. Bu varlıkların en önemlilerinden biri, ‘ağaç’tır. Bu nedenle ağaç ve

ağaçtan elde edilen malzemeler ve bazı bitkiler, hemen hemen dünyanın bütün

kültürlerinde önemli bir yere sahip olmuş ve dini hayatta kullanım alanı bulmuştur.

Ağaç, insan hayatının her safhasında çeşitli yönleriyle kullanılmış

olmasından dolayı da özel bir ilgi görmüştür. İklimlere göre türlerinin farklı oluşu,

her mevsim görünümünün değişmesi, özellikle de kışın yapraklarını döküp

baharda tekrar canlanması sebebiyle ağaç, ölümden sonra hayata yeniden

dönüşün sembolü olarak görülmüştür. Ağacın, hayatiyetinin ötesinde bir ruha

sahip olduğuna, dolayısıyla bünyesinde bir güç ve kudretin bulunduğuna

inanılmış, buna bağlı olarak da ona saygı gösterilerek kutsiyet izafe edilmiştir. Bu

nedenle bütün dinlerde farklı şekillerde de olsa ağaca önem verilmiştir. O,

bitkilerin, hayat ve ölümün sırrını göstermiş, kimi zaman ağaçlara canlı ulûhiyetler

olarak tazim edilmiştir. Ağaç, insanoğlu için ruhsal, fiziksel ve kozmik dünyanın

sürekli olarak kutsallığını ve hayatı simgeleyen doğal bir form olmuştur ve

genellikle tanrısallığı ya da dinsel bir oluşumu simgelemiştir.

Ağaç, ataların gücü, doğumda hayatın yaratılışı, ölüm ve ölüm sonrası,

sağlık ve hastalıklar için de çok önemli fonksiyonlar icra eder. Ağaçlara hayatın

Page 9: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

2

ruhi ve fiziksel bağışlayıcıları olarak değer verilir. Bu nedenle ağaçtan elde edilen

malzemeler dini ritüellerde ve hastalıkların tedavi edilmesinde kullanılır.1 Bütün bu

özelliklerinden dolayı geçmişten günümüze kadar ağaçlar, insanların tazim ettiği

dinsel bir nesne görünümündedir.

Ağaçlar hakkında ilk devirlerden bu yana hemen hemen bütün toplumlar

çok sayıda mit ve inanç geliştirmişlerdir. Bu mit ve inançlarda kutsal ağaç, dünya

ağacı, evren ağacı, hayat ağacı gibi çeşitli isimler zikredilmiştir. Bu mit ve inançlar

genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında toplanmıştır.2 Bu anlamda

hayat ağacı dünya kültürlerinin bildiği ve sevdiği, insanlığın ortak kültürel

unsurlarından biridir.

Dünya kültürlerinde yer alan hayat ağacı motifini incelemeden önce kutsal

kavramı, kutsalın mahiyeti, çeşitleri gibi konulardan bahsetmek konumuzun

anlaşılması açısından yerinde olacaktır.

KUTSAL KAVRAMI

İnsanoğlu yeryüzünde var oluşundan bu yana kutsalla karşılaşmış ve

sürekli iletişim içerisinde olmuştur. İnsanoğlu kutsal, dini bir dünyada yaşamayı

arzu etmiş ve bu özelliğinden dolayı çevresinde gördüğü varlıklara kutsallık

atfetme özelliği göstermiştir. İnsan yeryüzündeki varlığı içinde hem maddi hem de

manevi anlamlara yönelik bir yaşantıya sahip olmuş ve yapısı gereği olarak

yeryüzünde bir anlam arayışı içerisine girmiştir. Bu arayış içerisinde çevresinde

olup bitenleri anlamlandırmaya çalışmıştır. Anlam arayışı içerisinde maddi âlem ve

manevi âlemi bulmuştur. Manevi âlem insanoğluna daha anlamlı gelmiş ve

gereksinimlerini daha iyi karşılayabilmiştir. Hatta manevi hayat insanoğlu için

öylesine önemli olmuştur ki hayatının maddi yönlerini de şekillendirme gücüne

sahip olmuştur. Bu bağlamda insan kendini, çevresini, çevresinde olup bitenleri,

manevî, aşkın bir güçle ilişkilendirmeye çalışmıştır.

Manevi yön din duygusunu oluşturmuştur. İnsan, çevresindeki varlıkları

anlamlandırmaya çalışırken onlara doğaüstü bir gözle bakmış ve çevresindeki bir 1 Pamela R Frese - S. J. M. Gray, “ Trees” , The Ancylopedia of Religion, New York, 1987, s. 26. 2 Yves Bonnefoy, Antik Dünya ve Geleneksel Toplumlarda Dinler ve Mitolojiler Sözlüğü, c. I, s. 27, Ankara 2000.

Page 10: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

3

takım varlıklara kutsallık atfetmiştir. Kutsallık, bir din için vazgeçilmezdir. Bir dini

ayakta tutan temel etken kutsal duygusudur. Dinin, İnsanın kutsal karşısında

duyduğu saygıdan oluştuğunu ileri sürenler olmuştur. Annamarie Schimmel dini şu

şekilde açıklamıştır. “Din deyince, insanların behemehal şahıs şeklinde olması

lazım gelmeyen insanüstü bir kudretle münasebetini anlamaktayız. İlah ve Tanrı

mefhumunun olması gerekmez.”3 Aynı şekilde Nathan Söderblom da “Hakiki din,

belli bir Tanrı fikrine sahip olmadan da var olabilir, fakat kutsal ve kutsal olmayan

(profan) arasında ayırım yapmayan hiçbir hakiki din yoktur.” demiştir ve dindar

insanı şöyle tarif etmiştir: “Dindar, kendisine göre olağanüstü bir şeyin kutsal

olduğudur.” Şu halde kutsallık, bir dinde en büyük işarettir. Hatta o tanrı

düşüncesinden daha köklüdür. Çünkü Budizm vb. dinler, herhangi bir tanrı

inancını gerekli görmedikleri halde kutsal fikrine sahiptirler.4

Kutsal kavramı bir din içindeki unsurları birbirine bağlayarak o dinin

bütünlüğünü sağlayan ve kuşatan en temel eleman olup din bilimlerinin ana

konularındandır. Din bilimlerinin genel tanımına göre kutsal, politeizmden

monoteizme kadar, bütün din bilimlerinin özünü oluşturur. Herhangi bir dinde

inançlı kabul edilen kişiyi Tanrı’ya, ritüele, cemaate, doktrine ve ahlaka bağlayan,

onun din çevresinde kalmasına katkıda bulunan temel tecrübe kutsal duygusudur.5

En ilkel dinlerden en gelişmiş dinlere kadar tüm dinler tarihi, kutsal gerçeklerin

açığa çıkmaları aracılığıyla tezahürlerinin birikimidir.6

Verilen bu bilgiler kutsal kavramının din için vazgeçilemez, başat bir etken

olduğunu gösterir. Şimdi kutsal karşılığında bazı dillerde kullanılan kelimelere

bakalım.

1. Kutsal Karşılığında Kullanılan Kelimeler

Kutsal kavramını ifade etmek üzere Latince’de “sanctum” ve “sacrum”

kelimeleri kullanılmıştır. Sanctum ile bir realite olarak kutsallık ve ilahi güç ifade

etmiştir. ”Sanctum” aynı zamanda, fertlerin davranışlarıyla da ilgilidir. Aziz, veli,

3 Annamarie Schimmel, Dinler Tarihine Giriş, Ankara, 1955, s.3. 4 Ahmet Güç, “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık Anlayışı”, Dinler Tarihi Araştırmaları I, Ankara 1998, s. 337. 5 Kürşat Demirci, “Kutsiyet”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, Ankara 2002, c. 26, s. 495. 6 Mircea Eliade, Kutsal ve Dindışı (Çev. Mehmet Ali Kılıçbay), Ankara 1991, s. IX.

Page 11: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

4

eren gibi anlamlara gelen “saint” kelimesi “sanctum”dan gelir. “Sacrum” ise insana

duyulan saygıyı gösterir. Latince “sanctum”un İtalyanca ve İspanyolca karşılığı

‘Santo’, Fransızca karşılığı “sacrea”dır. Almanca’da da kutsal kelimesi için “heiling”

kelimesi kullanılır.7

İngilizce’de kutsal karşılığında “sacred” ve “holy” kelimeleri

kullanılmaktadır. “Sacred” ile “holy” kelimeleri, profan veya sekülerin aksine, Tanrı

ve tabiatüstünün alanına ait olan şeyler için eşanlamlı olarak kullanılan

kelimelerdir. Her ikisi de kendisinde tabiatüstü dünyanın günlük hayata nüfuz ettiği

şahısları, yerleri ve objeleri vasıflandıran sıfatlar olmalarına bağlı olarak,

kullanıldıkları yerler bakımından aralarında farklar bulunur.8 Latince’de kutsal olan

şey tanrıların alanına ait olan şeydir. Bu anlamda sacer ve profanus birbirine aittir.

Profanus tapınaktan çıkarılan şey anlamına gelir.9

Eski Ahit’te kutsal karşılığında “kadoş” veya “kodeş”, Yeni Ahit’te de

“hagios” kelimesi kullanılmıştır. “Kadoş”, ‘bir şahsı ya da bir eşyayı tanrısal

kullanıma tahsis etme’ anlamında ve böylece tahsis edilen obje ya da şahsın

durumunu ifade etmek üzere “ayırmak” veya “koparmak, mahrum etmek”

anlamlarına gelebilir. Hagios’un ise “ayırma” ve böylece “Tanrı’ya tahsis etme” gibi

anlamlara gelen “hagnos” ile aynı kökten gelebileceği söylenmiştir.10

Kur’an’da kutsal veya kutsallığı ifade etmek üzere “k-d-s” (Arapça)

kökünden kuddus, mukaddes; “h-r-m” (Arapça) kökünden harem ve “b-r-k”

(Arapça) kökünden de bâreke, tebareke mübarek vb. kelimeler kullanılmıştır.11

Kutsal karşılığında kullanılan bu kelimeler, Tanrı ile yakın ilişkiye sokulan

bir objenin veya şahsın durumunu ve bu obje ya da şahsın yarı Tanrısal özellik ve

güçle kuşatıldığını ifade eder.12

7 Güç, s. 338. 8 Farklılıklar için bkz. Güç, s. 338–339. 9 Philippe Borgeaud, Karşılaşma Karşılaştırma Dinler Tarihi Araştırmaları( Çev. Mehmet Emin Özcan), Ankara 1999, s. 37–38. 10 Güç, s. 339. 11 Güç, s. 339. 12 Güç, s. 339–340.

Page 12: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

5

Türkçe’deki kutsiyet Arapça’da “temiz ve pak olmak” anlamındaki “kuds”

kelimesinden türemiştir. Aynı kökten gelen takdis “kutsallık, nispet etmek”, bundan

türeyen mukaddes ise “kutsallık, nispet edilmiş” manasına gelir.13

2. Kutsalın Tanımı

Kutsal kelimesi sözlükte çeşitli anlamlara gelmektedir. Bunlardan

bazılarını aşağıda sıralayalım.

— Güçlü bir dini saygı uyandıran veya uyandırması gereken, kudsi,

mukaddes.

— Tapınılacak veya uğrunda can verilecek derecede sevilen, kudsi,

mukaddes.

— Bozulmaması, dokunulmaması, karşı çıkılmaması gereken, üstüne

titrenilen.

— Tanrıya adanmış olan, tanrısal olan.14

Kutsalın çeşitli tanımları yapılmıştır. “Kutsal, yüce, yüksek, temiz, çok

derin bir saygı uyandıran veya uyandırması gereken; bozulmaması,

dokunulmaması, karşı çıkılmaması icap eden bir varlık, bir şey veya yer için

kullanılır.” 15

Kutsal, kendini her zaman doğal gerçeklerden tamamen farklı bir gerçek

olarak gösteren; tamamen farklı bir şeyin, bizim dünyamıza ait olmayan bir

gerçekliğin, doğal, dindışı dünyamızın, ayrılmaz bir parçası olan nesneler içinde

açığa çıkmasıdır.16 Kutsallık ise; menşe ve özü itibari ile gizemli ve tabiatüstü

güçle olan teması sebebiyle bir kısım eşyaya, bazı insanlara, hayvanlara, bazı

yerlere, olay ve faaliyetlere atfedilen üstünlük ya da meziyettir.17

13 Demirci, s.495. 14 Türk Dil Kurumu, Türkçe Sözlük, c. II. , Ankara 1988, s. 939. 15 Meydan Larousse, İstanbul 1972, c. 7, s. 680. 16 Eliade, age, s.VIII. 17 Güç, s. 340–341.

Page 13: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

6

3. Kutsalın Morfolojisi

Kutsalın kavramsal çerçevesini çizmek ve onu bir tanım içerisine

oturtabilmek kolay değildir. Kutsal kavramıyla ilgili çalışmaları olan Mircea Eliade

kutsal kavramının çerçevesini çizmenin oldukça güç olduğundan bahseder. Bu

güçlüklerin hem kavramsal hem de uygulamaya yönelik olduğunu söyler. Eliade’ye

göre kutsalın belirlenmesi ve tanımlanması için kutsal olguların toparlanması

gereklidir. Zira kutsal olgular çeşitlidir ve bu çeşitlilik kutsal olguların incelenmesini

zorlaştırmaktadır. Çünkü söz konusu olan şey ayinler, mitler, ilahi biçimler, kutsal

ve tapınılan nesneler, simgeler, kozmolojiler, mukaddes insanlar, hayvanlar,

bitkiler, kutsal yerler vb. dir. Her kategorinin son derece zengin, geniş, karmaşık

bir morfolojisi vardır. Bütün bunlar da kutsalın belli bir çerçeve içine sokulup

incelenmesini zorlaştırmaktadır.18

Kutsal düşüncesi dinin konusudur. Bir dinin en önemli ayırt edici özelliği

kutsal düşüncesi ve kutsalla ilgili olan şeylerdir. Dinler kutsalla ilgili olan şeylerin

doğasını, inançlarını, mitlerini, doğumlarını, efsanelerini inceleyen sistemlerdir.19

İster basit ister girift olsun bilinen bütün dinlerde ortak bir özellik göze

çarpar. Bu, dindar insanların birbirine zıt iki sınıf halinde tasavvur ettikleri gerçek

ya da hayali şeylerin bir tasviridir. Bu iki cins iki farklı terimle isimlendirilir. Kutsal

(sacred) ve dindışı (profane) terimleri birbirine zıt bu iki cinsi iyi bir şekilde ifade

eder. Buna göre dünya, biri kutsal olan her şeyi, diğeri din dışı olan her şeyi içeren

iki alana bölünmüştür.20

Emile Durkheim, beşeri düşünce tarihinde birbirlerine bu kadar kökten bir

şekilde zıt iki kategorinin başka bir örneğinin bulunmadığını hatta iyi ve kötü

arasındaki geleneksel karşıtlığın bile bunun yanında bir hiç kalacağını

söylemiştir.21

Kutsal ve dindışı her zaman ve her yerde insan zihni tarafından ortak

hiçbir özellikleri olmayan ayrı iki tür, iki dünya olarak tasavvur edilmiştir. Birinde

faaliyet gösteren kuvvetler farklı derecelerde de olsa ötekinde karşılaşılan 18 Mircea Eliade, Dinler Tarihine Giriş, İstanbul 2003, s.27. 19 Emile Durkheim, Dini Hayatın İlkel Biçimleri, İstanbul 2005, s. 56. 20 Durkheim, s. 56. 21 Durkheim, s. 59.

Page 14: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

7

kuvvetler değildirler. Bunlar tür olarak birbirlerinden farklıdır. Ayrıca bu zıtlık farklı

dinlerde farklı şekillerde tasavvur edilmiştir.22

Kutsal ve dindışı ayrışıklığı bir düşmanlığa ve zıtlığa dönüşen bir

ayrışıklıktır. Bu iki dünya birbirlerinin düşmanı ve kıskanç rakipleri olarak tasavvur

edilmiştir. İnsanın bunlardan birine ait olmasının şartı diğerini bütünüyle reddetmek

olarak kabul edilmiş, hatta bir insanın saf bir dini hayat yaşayabilmesi için dindışı

hayattan bütünüyle çekilmesi tavsiye edilmiştir. Bu çekilme sonucunda da

manastır hayatı veya inzivaya çekilme ortaya çıkmıştır.23

Kutsal her zaman ve her yerde dindışı olandan ayrı düşünülür. İnsan

kutsal ve dindışı arasında mantıksal bir boşluk düşünür. Bu düşünceden dolayı

ikisi arasında bir karışıma veya herhangi bir temasa meydan vermez. Buna

rağmen bir varlık kutsal olanla dindışı olan arasında bir takım ritüeller aracılığıyla

bağlantı kurabilir ve bir dünyadan ötekine bu ritüeller sonucunda geçebilir. Bu

geçiş vuku bulduğunda iki alanın temel farklılığı açığa çıkar. Erginlenme ayinleri

bu geçişi iyi bir şekilde göstermektedir. Erginlenme ayini kişiyi dini hayata dâhil

etmek amacıyla icra edilen bir takım ritüellerden oluşmaktadır. Kişi burada dindışı

dünyayı terk ederek kutsal dairesi içine girer. Bu ayinler sonucunda yenilenip bir

kez daha doğduğuna inanılır.24

Kutsal ve dindışı dünya olarak ikiye bölünen varlık âleminde insan için iki

farklı varoluş tarzı ortaya çıkar; Kutsal varoluş ve din dışı varoluş. Dindar insan

kutsal var oluşun bilincine varan insandır. Dindar insanın davranışları kutsal

etrafında düzenlenir. Kutsal, dindar insan için kendini dindışı olandan tamamen

farklı bir şekilde gösterir.25

Eski toplumlara mensup insanlar mümkün olduğu kadar kutsalın içinde

veya kutsallaşmış nesnelerin yakınında yaşamaya gayret etmişlerdir. Modern çağ

öncesi toplumlarda ve ilkellerde kutsal, güce ve mükemmel bir gerçeğe eş

değerdir. Bu toplumlara göre kutsal hem güç, hem gerçeklik, hem ebediyet ve

etkinlik demektir. Dindar insan varolmayı, gerçeğe katılmayı, güçlü olmayı arzu

22 Durkheim, s. 59. 23 Durkheim, s. 59. 24 Durkheim, s. 59–60. 25 Eliade, Kutsal ve Dindışı, s. IX.

Page 15: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

8

eder. Bunun sonucunda da kutsalla ilişki içinde olma ve kutsala yakın yaşama

eğilimine sahiptir. Çünkü kutsalla ilişkili olduğu sürece bunları elde edecektir.26

Kutsal düşüncesinin dışında dindışı dünyada tamamen kutsallıktan

arındırılmış bir evren tasavvuru vardır. Dindışı dünyada kutsal kabul edilmez.

Çağdaş insan tarihsel süreçte bazı ruhsal dönüşümler sonucunda dünyasını

kutsallıktan arındırmıştır. Modern insan için zaman tekdüze, mekân homojen ve

olağan, nesneler ise nötrdürler. Fakat dindar insan için hepsi de bir anlam ve

değer yüklüdür. Asla tekdüze ve aynı değere sahip değildir. Modern insan için

normal eylemler olarak görülen basit fizyolojik hareketler bile dindar için son

derece derin anlamlara sahip olabilir. Dindar insan için bütün kâinat ya kutsaldır ya

da kutsallığı açığa çıkarma potansiyeline sahiptir.27

Kutsal her zaman kendini belli bir tarihsel dönem içinde göstermiştir.

Fakat her kutsal varlık değerini her zaman aynı tutamamıştır. Tarihin her

döneminde değerini sürdürebilen kutsallar olduğu gibi, değerini belli bir zaman

sonra yitiren kutsallar da olmuştur. Kutsal bir varlığın değerini kaybedip tekrar

kazanabildiği de olmuştur. Buna göre din tarihi kutsalın tecelli sürecinde kutsalın

değer kaybetmesi, sonra tekrar değer kazanması olayını inceler. İnsan zihni yeni

bir kutsalla karşılaştığında eski kutsal tecellileri anlamlarını yitirebilir. Anlamını

yitiren kutsallar dinsel yaşamın önünde bir engel olarak görünürler. Örneğin

putperestlik, tarihin belli bir döneminde çok önde gelen bir dini inanç olarak

varlığını sürdürürken birtakım etkenler sonucunda etkisini kaybederek put kırıcılığa

dönüşmüştür.28

Kutsal, bütünüyle farklı olan şey, güç, mutlak gerçek, sonsuzluk, ilahi,

insanı, dünyayı, tarihi aşan yaşamın ve doğurganlığın sembolü olarak kabul edilir.

Kutsal, kendisinde var olan bu özellikler sayesinde toplumu yönlendirme gücüne

sahiptir. O, toplumu emir ve yasaklarla yönlendirir. Böylece toplum kutsal olana

saygı gösterir ve onunla ilişkisini diğer toplumsal olgulardan farklı bir şekilde

sürdürür. Kutsal olarak düşünülen bir varlık, ister çok güçlü bir varlık isterse

26 Eliade, age, s. XI. 27 Fatma Büşra Yılmaztürk, Mircea Eliade’nın Kutsal Anlayışı (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), Ankara 2003, s. 48. 28 Eliade, Dinler Tarihine Giriş, s. 48.

Page 16: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

9

anlamsız bir şey olsun bu güç her durumda aynıdır, bu güçten çekinilir, bu güce

karşı müminler belli şekillerde davranmak zorundadırlar.29

Kutsal şeylere ulaşmak herkese açık değildir. Kutsala ulaşabilmek

birtakım sınırlamalara tabidir. Pek çok dinde kutsal bir nesneye yaklaşmadan,

dokunmadan veya kutsal bir mekâna girmeden önce çeşitli törenlerin ya da

temizleme ayinlerinin yapıldığı görülmektedir. Böyle bir hazırlığın olmaması

durumunda kutsal tamamen tehlikeli olabilir. Bazen doğrudan tehlike olmasa bile

kutsala dikkatsiz bir şekilde yaklaşılması yapılan ibadet ve ayinin iptal edilmesine

veya faydasının ortadan kalkmasına sebebiyet verebilir.30 Bazı dinlerde kutsala

yaklaşma ayinleri adı verilen dini temizlik çerçevesinde elbise, beden ve çevre

temizliği yapılmakta bunun yanında abdest ve gusül gibi manevi temizlikler de

bulunmaktadır. Yine kutsal bir nesneye yaklaşırken ya da kutsal bir mekâna

girerken bazı özel kıyafetlerin giyildiği ya da çıkarıldığı görülmektedir. Şaman,

rahip, din görevlisi gibi bazı şahısların dini görevlerini ifade ederken giymiş

oldukları özel kıyafetler buna örnektir.31

Bazı toplumlar tarafından bazı yiyecek maddeleri de kutsal kabul

edilmiştir. Bu nedenle bu yiyecekler yenmemeli ya da yenilecekse bile küçük bir

porsiyon yenmelidir. Örneğin Fas’ta mabetleri ziyaret edenler ya da bir bayrama

katılanlar kendilerine sunulan yemeklerden az yerler.32

Kutsala yönelik temas, kutsal kabul edilmiş bir bitki veya hayvanı yemek,

bazen kutsal bir şeye bakmak, kutsal varlıkların önünde konuşmak dindışı bir

varlığa yasak olabilir.

Kutsal bir nesne, kirlenen nesnelerden ya da kutsal olmayan her şeyden

ayrı tutulmalıdır. Bir insan din dışı koşullarda bulunuyorsa ve ayinsel olarak

hazırlık yapılmamışsa kutsal bir nesneye yaklaşamaz.33 Örneğin bazı bölgelerde

krallar ve ermişler tabu olarak kabul edilirler. Kral, kral olması nedeniyle güçle

donatılmıştır. Bu nedenle ona bazı önlemler alınarak yaklaşılabilir. Ona

29 Durkheim, s. 360. 30 Eric J. Sharpe, Dinler Tarihinde 50 Anahtar Kavram,(Çev. Doç.Dr. Ahmet Güç), Bursa 2000, s. 50. 31 Güç, s. 342. 32 Eliade, Dinler Tarihine Giriş, s. 41. 33 Eliade, age, s. 40.

Page 17: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

10

dokunulmaz, bakılmaz ve onunla konuşma yasakları bulunur.34 Bu bakımdan

kutsalın totem ve tabu 35 kavramlarıyla ilişkisi vardır. Totem kabul edilen hayvan

veya bitkinin kutsallığı onun yenilmesine yönelik yasakla gösterilir. Totem hayvan

veya bitkileri günlük tüketim için kullanılmazlar. Ancak mistik törenlerde

kullanılabilirler. Kim bu yasağı çiğnerse kendisini oldukça büyük bir tehlikeye atmış

olur. Bazen kutsala karşı yapılan bir saygısızlığın ölüme bile sebebiyet vereceğine

inanılır. Kutsal olan bir yiyecekten yenilmesi bir şarta bağlanmıştır. Bu yiyecekten

bir zamanda küçük bir parça alınabilir. Bu miktarın ötesine geçmek büyük bir

hatadır ve korkunç sonuçlara yol açabilir.36

Dini bir yasak, zorunlu olarak kutsal düşüncesini içerir. Bu kutsal

nesnenin uyandırdığı saygıdan kaynaklanır. Amaç ise kutsala karşı herhangi bir

saygısızlığın önlenmesidir.37

Kutsalın hem çekme hem de itme özelliği bulunur. Bu anlamda kutsal;

hem “kutsal”dır hem de “kirlenmiştir”. Eliade, Dinler Tarihine Giriş adlı eserinde

“sacer” sözcüğünün hem “lanetli” hem de “kutsal” anlamları olduğunu belirtmiştir.

Bu noktada insanın kutsala karşı çelişkili eğilimi vardır demiştir. Kutsala hem saygı

duyulur hem de ondan çekinilir. İnsan bir yandan kutsalla olabildiğince çok temas

ederek kendi gerçekliğini arttırmaya ve güvence altına almaya çalışmış, öte

yandan da ondan çekinmiş ve saygı duymuştur.38

Kutsal şeyler tanrılar ya da ruhlar diye isimlendirilen kişisel varlıklardan

ibaret değildir. Bir kaya, bir ağaç, bir su kaynağı, bir taş veya herhangi bir şey

kutsal olabilir. Kutsal kişiler tarafından söylenen sözler, formüller, hareketler de

kutsal kabul edilir. Kutsal nesneler dairesi hiçbir zaman sabitlenemez, onun alanı

bir dinden başka bir dine çok büyük farklılık göstermiştir. Bazen tuhaf, olağanüstü

görünen nesnelerde kutsallık olduğu da düşünülmüştür. Çirkin, tuhaf görünen bir

varlığın bile kendisinde gizemli güçler bulundurabildiğine inanılmıştır. Bu nitelikler

34 Eliade, age, s. 41. 35 Totem: Bazı kültürlerde klanın ya da kabilenin atası sayılan ya da klan veya kabileyle soy birliğine sahip olduğu düşünülen hayvanlar veya bitkilerdir.( Bkz. Şinasi Gündüz, Din ve İnanç Sözlüğü, Ankara 1988, s.371). Tabu: Çekinilmesi, uzak durulması gereken kutsal ve tehlikeli şeydir.( Bkz. Gündüz, s. 356) 36 Durkheim, s. 161–163. 37 Durkheim, s.360. 38 Eliade, age, s. 39–42.

Page 18: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

11

bu varlıkların öteki, sıradan varlıklardan ayırıp onların kutsal kılınmalarına

sebebiyet vermiştir.39

4. Kutsalın Tezahürü

Mircea Eliade, en ilkellerinden en gelişmişlerine kadar bütün dinlerin

kutsalın tezahürlerinin birikiminden oluştuğunu söyler.40 Bütün dinler tarihi kutsalın

tezahürlerinin birikimidir. Kutsalın tezahürünü ifade etmek için ‘hierophanie’ terimi

kullanılmıştır.41

Kutsal her zaman bazı nesneler, canlılar vb.leri aracılığıyla tezahür eder.

Bu şeyler gerçek dünyadan bir nesne ya da kozmik enginlikten bir nesne olabildiği

gibi Tanrısal bir figür, bir simge, bir ahlak kuralı veya bir düşünce olabilir. Kutsal

kendisinden başka bir şey aracılığıyla çok çeşitli şekillerde ortaya konabilir. Kutsal

herhangi bir nesnede, bir ağaçta, bir taşta, bir nehirde tecelli edebildiği gibi, bir

insanda, çok basit ve garip görünen bir varlıkta bile tecelli edebilir. Fakat kutsal her

zaman için dindışı dünyadan bir varlıkta ortaya çıkmıştır.42

Kutsalın taşlarda veya ağaçlarda ya da herhangi bir nesnede ortaya

çıkmasını anlamak kolay değildir. Burada önemli olan taş veya ağaca tapınma

değildir. Taş ve ağaç, sadece taş ve ağaç oldukları için tapınma nesnesi

değildirler. Onlara saygı duyulmakta ve tapınılmaktadır. Çünkü onlarda artık kutsal

tezahür etmiştir. Onlara ne bir taş, ne de bir ağaç olarak saygı duyulur, onlara artık

kendi özelliklerinin çok üstünde özellikler atfedilmiştir.43

Herhangi bir nesne kutsalı açığa çıkartırken kendi olmaya son

vermeksizin başka bir şey haline gelmektedir. Dindışı bir bakış açısına göre

görünüşte bir ağaç, ağaç olarak kalmaktadır. Onu diğer ağaçlardan farklı kılan

herhangi bir şey yoktur. Dindar insan için ise o ağaç, artık bir ağaç değil, çok daha

olağanüstülükleri ifade eden bir gerçekliktir.

39 Eliade, age, s. 42. 40 Eliade, Kutsal ve Dindışı, s. IX. 41 Eliade, age, s. IX. 42 Eliade, age, s. IX. 43 Eliade, age, s. X.

Page 19: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

12

Kutsal bir nesnede kendiliğinden veya tesadüfen ortaya çıkmaz. Bir yerin,

bir nesnenin, kişinin veya bir canlı figürünün kutsal oluşu, tabiatüstü, ilahi bir

gücün onunla temasının sonucudur. Örneğin herhangi bir yerin hac mekânı

(kutsal) olmasının sebebi, Tanrı’nın veya bir meleğin orada zuhur etmesi veya

önemli bir olayın olmasıdır. Bu mekânların Tanrı’ya tahsis edilmiş olması din için

önemli olayların olmasından kaynaklanmıştır.

Dindar bir bakış açısına göre tüm evren kutsallığı açığa çıkartma

potansiyeline sahiptir. Yani evrenin tümü kutsalın tezahürü haline dönüşebilir.44

Kutsalın tarihsel veya yapısal olarak farklı farklı ortaya çıkış tarzları

vardır. İnsan yapısı gereği, karşılaştığı, sevdiği herhangi bir şey hiyerofani olabilir.

Kısacası insanoğlu etrafında gördüğü her şeyde kutsalın ortaya çıkabileceği

düşüncesine sahip olmuştur.

Kutsal kendisini dış dünyamızda bulunan nesneler aracılığıyla ortaya

koyar, ama kendini olduğu gibi bütünüyle ortaya koymaz. Sonuç olarak kutsal her

biçimde hatta en garip bir biçimde bile kendini tecelli ettirebilir, önemli olan kutsalın

ağaçta veya taşta bulunması değildir. Ağaç veya taş, kutsal kendisinde tezahür

ettiği için kutsal kabul edilir.

5. Kutsalın Çeşitleri

Kutsal kavramı içerdiği anlam itibariyle oldukça zengindir. Bu kavramı

belli sınırlar içine sokabilmek zordur. Kutsal kavramı her dil için farklıdır dolayısıyla

çok çeşitli hale gelmiştir. Kutsal yapısı itibarıyla çok çeşitlidir. İnsan zihni de

olağanüstü, farklı, tuhaf gördüğü her şeyi kutsallaştırmıştır. Kutsal, varlık çeşitleri

kadar çeşitli olabilir. Kutsal, gök, su, taşlar, ay, güneş, ağaçlar vb. şekillerde

sınıflandırılabilir. Bu itibarla kutsalı birçok kısma ayırmak mümkündür. Ama

anlaşılır olması açısından dinlerde kutsal kavramı ilgili olduğu fenomene bağlı

olarak çeşitli kısımlara ayrılabilir.

44 Eliade, age, s. X.

Page 20: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

13

a) Kutsal Mekânlar

Genellikle tabiatüstü bir gücün herhangi bir yerde tecelli etmesiyle bazı

coğrafyalar kutsal mekânlar olarak kabul edilmiştir. Bu mekânlarla temas özel

ritüeller gerektirir. Bu mekânlarda bulunmak kişiye dünyevi ve uhrevi imtiyazlar

kazandırır.

İnanan insanların maddi ve manevi dünyaları vardır. Maddi dünyalarını

fiziki coğrafya belirler. Manevi dünyalarını ise sahip oldukları dini inançları ve

benimsedikleri değerleri belirler. İnanan insanlar için bütün mekânlar aynı değildir;

onun için mekânda kopukluklar, kırıklıklar vardır, diğer coğrafyalardan farklı

özelliklerde mekânlar bulunmaktadır. Eliade Kutsal ve Dindışı adlı eserinde şöyle

bir örnek verir. Tanrı Musa’ya “Buraya yaklaşma, ayaklarından ayakkabılarını

çıkart; çünkü durduğun yer kutsal bir topraktır.” demektedir. Burada kutsal, anlamlı

bir mekândır. Bu mekânda birtakım kurallar uygulanmalıdır. Burası gerçek

mekândır bunun dışında kalanlar tutarlılığa sahip değildir.45

Bir yerin kutsal kabul edilmesinde etkili olan sebepler vardır; bunları

maddeleştirerek açıklamaya çalışalım.

1. Bir yerin kutsal olduğuna dair Tanrısal bir işaretin bulunması; örneğin

Kâbe’nin yerinin Hz. İbrahim’e Cebrail vasıtasıyla gösterilmiş olması.46

Hz. Musa mukaddes Tuva Vadisinde bulunduğu yerin kutsal bir yer

olduğu Allah tarafından bildirilmiştir.47 Buraları Tanrı bizzat tayin ve

tespit etmiştir.

2. Bir yerin Tanrı’ya tahsis edilmiş olması: Bütün dinlerde Tanrı’ya

(kutsala) tahsis edilmiş mekânlar bulunur. Bunların en önemlisi de

mabetlerdir. Bir din tarafından kutsal kabul edilmiş varlıkların,

şahısların eşyaları ve tasvirlerinin bulunduğu yerler de kutsaldır.

3. Tanrının bir yerde tecelli etmesi: Tanrının bazı zamanlarda bazı

kimselere belli bir yerde görülmesi sonucunda bu yerlere kutsallık

atfedilir. Örneğin Hz. Musa’ya Rabbi Tur Dağı’nda tecelli eder.48

45 Eliade, age, s. 1. 46 Hacc: 22/21. 47 Çıkış: 3/5; Taha: 20/12. 48 Araf: 7/143.

Page 21: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

14

Allah’ın bu dağda tecelli etmesi oranın kutsal kabul edilmesini

sağlamıştır.

4. Bir yerin insanlar tarafından kutsal kabul edilmesi: Kutsal kabul edilen

yerlerin etrafındaki yerler de bazen kutsal kabul edilmiştir. Mekke

şehri içerisinde Kâbe bulunduğu ve Hz. Muhammed orada yaşadığı

için kutsal kabul edilmiştir. Müslümanlarca Medine Hz. Muhammed’in

kabrinin bulunduğu için kutsal bir şehir hükmündedir. Aynı şekilde

Kudüs’te bulunan mabet nedeniyle bu şehir Yahudilik, Hıristiyanlık ve

İslâmiyet tarafından kutsal bir şehir olarak kabul edilmiştir. Yine bu

şehirlerden bahsedilirken övgüyle bahsedilmesi onların kutsal kabul

edilmesinde etkili olmuştur.

Kutsal mekânın belirlenmesinde çoğu zaman Tanrının bir ruhu veya

kutsalın bir zuhuru gerekmemektedir bile. Bazen herhangi bir işaret bir yerin

kutsallığını belirtmeye yetebilir.

Kutsal mekânın keşfi dindar insan için varoluşsal bir değere sahiptir.

Dindar insan kutsal gördüğü yeri bir merkez olarak düşünür ve sürekli olarak

dünyanın merkezinde yaşama eğilimine sahiptir ve bu merkeze yerleşmeye çaba

göstermiştir. Buna karşın din dışı bir kimse için mekân aynıdır. Mekânın hiçbir

parçası birbirinden farklı değildir ve dünyanın hiçbir yeri kutsal değildir. Dindar

insan yaşadığı dünyada kutsal bir mekân (sabit bir nokta) bulmaya gayret eder. Bu

nokta dindar insan için düzendir, hakikattir, gerçekliktir. Bu nokta onun gerçekte

ilişki kurmasını, yönünü bulmasını sağlamaktadır. Dindışı insan için böyle bir sabit

nokta söz konusu değildir. O, günlük ihtiyaçlarına göre kısa süreli sabit noktalar

bulmakta, bunlar da kısa bir süre sonra başka yönlere kaymaktadır.49

Dindışı kimselerin hayatlarında niteliksel olarak diğerlerinden farklı

ayrıcalıklı mekânlar vardır. Örneğin doğduğu, hayatında önemli olayların olduğu,

ilk aşkını yaşadığı yerler de yegâne ve biricik olarak görülebilir. Onlar için kutsal

olan yerler de buralardır.

Konunun daha iyi anlaşılabilmesi açısından “dünyanın merkezi” kavramını

açıklamak yerinde olur. Kutsalın ortaya çıkışı sabit bir noktayı gözler önüne serer.

49 Eliade, age, s. 2–4.

Page 22: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

15

İnsanlar kutsalın ortaya çıktığı mekânı bir merkez olarak görmüşlerdir. Bu düşünce

dünyanın merkezi düşüncesini oluşturmuştur. Özellikle modern çağ öncesi

toplumlarda kendi kutsal kabul ettikleri mekânları dünyanın merkezi olarak

algılama eğilimi vardır. Onlar için burası dünyanın en önemli yeridir. Bu insanlar

dünyanın merkezine mümkün olduğunca yakın yaşamayı arzu etmişlerdir.

Ülkesinin fiilen yeryüzünün merkezinde bulunduğunu, yaşadığı kentin evrenin

göbek çukurunu meydana getirdiğini, özellikle tapınak ve sarayların dünyanın

gerçek merkezleri olduğunu düşünürler.50

Dünya kültürlerinde dünyanın merkezi olarak düşünülen yerde genellikle

yukarı doğru (Tanrısal dünya) ve aşağı doğru (alt bölgeler, ölüler dünyası) bir

‘açıklık’ oluştuğu düşünülmüştür. Buna göre bu noktada üç kozmik düzey bulunur.

Yeraltı, yeryüzü ve gökyüzüne ait bölgeler birbirleriyle bu noktada iletişim haline

geçmişlerdir. Bu üç kozmik düzey arasındaki iletişim “axis mundı” adını taşıyan

evrensel bir sütunla ifade edilmiştir. Bu sütun gökyüzünü ve yeryüzünü taşımakta

ve bunları birleştirmektedir. Kaidesi cehennem adı verilen aşağı dünyaya

saplanmıştır. Bu sütunun evrenin bizzat merkezinde olduğuna inanılır. Dünya

kültürleri bu temel direğin bir merdiven, dağ, ağaç, sarmaşık vb. olabileceğini

düşünmüşlerdir. Genellikle bu kozmik direk, bir ağaç/ hayat ağacı olarak tasavvur

edilmiştir. Tezimizin konusu olan hayat ağacı’nın bu özelliği hakkında ileride

genişçe durulacaktır.

Dünyanın merkezi kavramına birçok kültürde rastlanır. Hint’te Meru,

İran’da Haraberazalti, Filistin’de Gerizm Dağı bir axis mundi’dır. Buraların

dünyanın en yüksek noktaları olduklarına inanılır ve buralar dünyanın göbek

çukuru olarak kabul edilirler. İsrail geleneğine göre Filistin dünyanın en yüksek

yeridir, bundan dolayı Tufan sırasında sular altında kalmamıştır. İslamî düşünceye

göre “dünyanın merkezi Kâbe”dir. Hıristiyanlığa göre ise kozmik dağın zirvesinde

“Golgota” bulunur.51

Kozmik eksen dünyanın merkezinde bulunur ve dünya kozmik eksenin

etrafında bulunmaktadır. Buna bağlı olarak da eksen ‘ortada’, “yeryüzünün göbek

çukurunda” yer almaktadır, yeryüzünün göbek çukuru dünyanın merkezidir.

Yaratılışın başladığı yerdir. Bu anlayışta Allahın dünyayı yaratması bir embriyonun 50 Eliade, age, s. 24. 51 Eliade, age, s. 17–19.

Page 23: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

16

yaratılmasına benzer. Allah dünyayı bir embriyo gibi yarattı. Embriyonun göbekten

başlayarak gelişmesi gibi Tanrı da dünyayı göbeğinden başlayarak yaratmıştır.

Dünya sonra değişik yönlere doğru yayılmıştır. Dünyanın merkezi mutlak

gerçekliktir. Dünyanın merkezinde insanlık için çok önemli olaylar olduğuna

inanılmıştır. Örneğin İnsanın yaratılışı dünyanın merkezinde gerçekleşmiştir.

Hıristiyanlığa göre Hz. Âdem’in yaratıldığı yer cennetin merkezindedir. Cennet ise

yeryüzünün göbeğidir. Hz. Âdem dünyanın merkezinde yani Golgota’da

yaratılmıştır ve yine yaratıldığı yer olan Golgota tepesine, dünyanın merkezine

gömülmüştür. Aynı zamanda insanlık dünyanın merkezinde asli günahtan

temizlenmiştir. Yine burada yaşam ve ölüm ağaçları ve gençlik suyu bulunur.52

b) Kutsal Zamanlar

Dindar insan için zaman da mekân gibi ne türdeş ne de süreklidir. Yılın

belli dönemlerinde dindışı zamandan farklı olarak oluşmuş özel periyotlar vardır.

Bu özel periyotlar bayram şeklinde tanımlanmıştır. Kutsal zamanın fasılaları

bayram zamanlarıdır. Dindışı zamanlar ise dini anlamdan yoksun faaliyetlerin yer

aldığı sıradan zaman süreleridir.53 Dindar insan dindışı zamanda kutsal zaman

fasılalarını tehlikesizce geçebilir. Kutsal zaman, doğası gereği tersine dönebilir.

Dini hayat ve dindışı hayat aynı anda varolamazlar. Dini hayata hasredilmiş

günlerin ve dönemlerin belirtilmesi zorunludur. Bu gün ve dönemlerde her türlü

dindışı faaliyetin dışlanmış olması gerekir. Bayram günleri bu şekilde ortaya

çıkmıştır. Bütün toplumlar zamanı kutsal ve dindışı zaman olarak birbirini takip

edecek şekilde ikiye bölümlemişlerdir.54

Her dinsel bayram, her efsanevi tören zamanı efsanevi bir geçmiş içinde

başlangıçta meydana gelmiş olan kutsal bir olayın yeniden güncellenmiş biçimidir.

Kutsal zaman tekrar edilebilir niteliktedir ve dindar insan bu zamanı telafi edebilir.

Her devrevi bayramda aynı kutsal zaman yeniden ortaya çıkar. Bu zaman bir yıl

önceki veya yüzyıllar önceki zamanın aynısıdır.55

İnsanlar zamanı kutsala göre ayarlamışlardır. Örneğin bir mabedin

kurulması evrenin yaratılışına tekabül eder. Eski kültürlerin dindar insanına göre 52 Eliade, Ebedi Dönüş Mitosu,( Çev. Ümit Altuğ), Ankara 1994, s. 29–31. 53 Güç, s. 353. 54 Durkheim, s. 51. 55 Eliade, Kutsal ve Dindışı, s. 48–49.

Page 24: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

17

dünya yıllık olarak yenilenmektedir. Yeryüzü ilk yaratıldığı anda sahip olduğu

kökensel kutsallığa her yıl yeniden kavuşmaktadır. Çünkü her yeni yılla birlikte

dünyanın yeniden yaratılması söz konusu olur.56

Yılın belli dönemlerinde yaşanan bayramlar birtakım ritüelleri beraberinde

getirir. İçinde yaşanılan bayram zamanında yapılması ve yapılmaması gereken

kurallar bulunur. Kutsal zaman aralığında normal hayat şartlarından uzaklaşma

vardır. İnsan bu uzaklaşmanın farkındadır. Kutsal zaman diliminde bazı yasaklar

konulabilir bazı şeyler de daha fazla yapılabilir. Normal zamanda yapılamayacak

şeyler yapılabilir. Kutsal zamanın içinde dindar insan daha ahlaki bir üst konuma

geçmeyi hedefler.57

Dindar insan periyodik olarak kutsal ve tahrip edilemez bir zamana dalma

ihtiyacını duymaktadır. Dindar insana göre dindışı zamanı mümkün kılan kutsal

zamandır. Ona göre bayramlarda hayatın kutsal boyutu tam anlamıyla ortaya

çıkar. Bu zamanlarda var oluşun kutsal boyutu ihya edilmeye çalışılır. İnsanlar

kutsal zamanın içine girmeyi arzu ederler. Bu zamanın içinde gerçekliğini

hissederler ve kutsala yaklaşmak için bu zamanı bir araç olarak kullanırlar. Bu

zaman içinde çeşitli yasak ve ibadetlerle kendilerini kutsallaştırmaya çalışıp dindışı

dünyadan uzaklaşırlar.

Kutsal zamanın belirlenmesinde din için önemli olayların vuku bulması

etkili olmuştur. Örneğin bir peygamberin doğum günü veya bir kutsal kitabın gelişi,

bir kavmin kurtuluş günü daha sonra ilgili din mensuplarınca kutsal zaman

addedilerek bayram ve dini günler oluşturulmuştur.

c) Kutsal Varlıklar

Yeryüzünde bulunan varlıklar da birbirleriyle aynı değildir. Birtakım

varlıklar diğerlerinden daha farklı özelliklere sahiptir. Başta Tanrı olmak üzere

doğaüstü özellikler atfedilen varlık türleri, bazı insanlar, hayvanlar kutsal sayılırlar.

Tanrı fikri bütün dinlerde olağanüstü özelliklere sahip ilahi gücü bünyesinde

toplayan en önemli kutsaldır. Her dinin tanrısının özellikleri farklı olabilir. İslam

geleneğinde Allah her şeyi yaratmıştır, yegânedir, sınırsız kuvvet sahibidir, hiçbir

56 Eliade, age, s. 56. 57 Durkheim, s. 168.

Page 25: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

18

şey ona benzemez, o ilk ve sondur. Yahudi ve Hıristiyan gelenekleri bazı

farklılıklar olsa da buna benzer özellikler içerir. Politeist dinlerde ise tanrılara

zalimce işler atfedilir. Tanrılar birbirleriyle savaşabilirler. Bazen gözle görülebilirler,

yerler, içerler, insanlar gibi yaşarlar.

Hayvanlar da zaman zaman kutsal kabul edilmiştir bunda tanrının bazen

bazı hayvanlarda bedenleşmesi etkili olmuştur. Hayvanlar insanlara göre biraz

daha sadık olmuşlardır. Bundan dolayı toplum onlara kutsallık atfetmiştir.

Hayvanların kutsallığı hakkındaki inancı totemizm ortaya koyar. Bu anlayışa göre

baykuş, karga, timsah, tavşan, kartal vs. gibi muayyen totem hayvanları bazı

sosyal gruplarca totem kabul edilir. Her bir klanın kendine has özel bir totem

hayvanı vardır ve o hayvanın ismini taşır, klan onu kendi ataları olarak görür.

Kutsal ayları ve ziyafetleri dışında o hayvanın etinin yenmesi yasaktır.

Hindistan’da inek kutsaldır, bunun çeşitli sebepleri vardır. Tanrı Vişnu’nun

avatarası bir inekte gerçekleşmiştir. Ayrıca ineklerden çeşitli şekillerde

faydalanmaları onlara karşı bir minnet duygusu uyandırmıştır.

d) Kutsal Nesneler

Bazı nesneler de kutsal sayılmıştır. Taşlar, kutular, elbiseler, bazı resim

ve heykeller, din büyüklerine ait nesneler, peygamberin hırka-i şerifi, sakal-ı şerifi

kutsal kabul edilen nesneler içindedir. Bu elbiseler aynı zamanda tabu niteliği taşır.

Örneğin kutsal bir kişiye ait elbiseye dokunmanın dokunan kişiyi etkilediğine

inanılır. Eski Yunanistan’da bir katilin elbisesine dokunan kişinin kirleneceğine

inanılırdı. İbadet esnasında dini olmayan elbiseler çıkarılır dini elbiseler giyilirdi.58

e) Kutsal İnsanlar

Geçmişte olduğu gibi günümüzde de toplumun sıradan şeylerden kutsal

şeyler yarattığını görüyoruz. İnsanların kutsallaştırılmasını buna örnek olarak

verebiliriz. Kimi zaman bir insan diğer insanların üstünde görülerek adeta

tanrılaşır. Toplum o insana olağanüstü özellikler atfederek Tanrılara verilen bir

haşmet verir. Birçok toplum hükümdarlarını olağanüstü görmüş ve kutsallık

atfetmiştir.

58 Ekrem Sarıkçıoğlu, Din Fenomenolojisi, Isparta 2002, s.61.

Page 26: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

19

6. Kutsalı Belirleyen Etkenler

Kutsal kendi kendine ortaya çıkmaz. Onu gösteren, işaret eden etkenler

vardır. Kutsalın ne olduğu veya neyin kutsal olduğunun belirlenmesinde iki temel

unsur vardır.

1. Bizzat kutsalın kendisi ya da

2. İnsan

Konuya hem ilkel kabile dinleri hem de milli dinler bağlamında

bakıldığında insan unsuru ön plana çıkarılmıştır. Çünkü Nathan Söderblom ve

Rudolf Otto kutsalla ilgili araştırmalarında insan unsurunu ön plana çıkarmışlardır.

Kutsalın belirlenmesinde en önemli unsur insan olmasına rağmen yegâne unsur

değildir. Konu özellikle ilahi dinler açısından ele alındığında kutsalın

belirlenmesinde en önemli unsurun kutsalın bizzat kendisi olduğu anlaşılmaktadır.

Kutsal metinlerde (Tevrat ve Kur’an) yegâne kutsal varlığın Allah olduğu ifade

edilmiştir ve yalnız kendisine kulluk edilmesi istenmiştir.59 Bu durumda kutsalın

varlığını kabul ve ona kulluk etme durumunda en yakın yaratık insandır. İnsan

yegâne kutsal varlık olan Allah’ın ve dolayısıyla dinin gerçek muhatabıdır. Çünkü

Allah ile insan arasında ontolojik bir ilişki vardır. İnsan Allah’tan bir ruh

taşımaktadır. Ayrıca varlıklar içinde kutsalı en iyi idrak eden ve fıtratında kutsal

duygusu bulunan yegâne yaratık da insandır.60

Dünya üzerinde geçmişten günümüze kadar yaşamış bütün dinlerde

kutsal düşüncesi en temel unsur olmuştur. Tanrısı olmayan bir din var olmuş fakat

kutsal düşüncesi olmayan bir din var olamamıştır. Kutsal düşüncesi bütün dünya

dinlerinde en önemli ortak fenomendir ve insanlık tarihinde en köklü

düşüncelerden biridir. Kutsalın arka planında ise tabiatüstü güç bulunur. Bu

nedenle kutsala karşı korku, sevgi, saygı, heyecan gibi birbirinden çok farklı

duygular sergilenmiştir. Dünyanın kuruluşundan günümüze kadar insanlık kutsalla

ilişki içinde olmuştur. Kutsal düşüncesi insanların hayatlarını belirlemede başat

etken olmuştur.

59 Tekvin: 1/26–27; Taha: 20/14. 60 Rum: 30/30.

Page 27: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

20

Kutsal, dinlerde ortak bir fenomendir. Bununla beraber dinlerde kutsalın

ortaya çıktığı varlıklar birbirinden farklılaşmıştır. Bazı dinlerde bir taş, bir yer,

zaman veya hepsinde birden kutsalın ortaya çıktığı görülür. Dünya dinlerinde

kutsalın tezahür ettiği varlıkların en önemlilerinden biri hatta en önemlisi

diyebileceğimiz varlık ağaç olmuştur. Aynı zamanda kutsal olanla(Tanrıyla)

insanlar arasındaki ilişkiyi düzenleyen en önemli semboldür.

Page 28: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

21

I. BÖLÜM

HAYAT AĞACININ SEMBOLİK ANLAMLARI VE İŞLEVLERİ

A. AĞACIN KUTSALLIĞI

Dünya toplulukları birbirinden farklı yaşayış ve kültür özelliklerine

sahiptirler. Bununla beraber bu topluluklarda birçok ortak özelliğin olduğu da

görülür. Ortak özelliklerin en önemlilerinden biri ağaca verilen kutsiyettir.

Geçmişten günümüze en ilkelinden günümüzün en gelişmiş dinlerine kadar bu

kutsiyet var olmuştur. İnsanoğlu ağaçlara önem vermiş ve onları diğer varlıkların

içerisinde özel bir yere koyarak diğer varlıklardan üstün tutmuştur. Bu önem

neticesinde dünya toplumları, ağaçlara çok zengin anlamlar yüklemiş ve ağaçlar

etrafında oldukça geniş bir inanış ve pratik dairesi oluşturmuşlardır. Aynı zamanda

dünya toplumlarında ağaçla ilgili sayısız mit ve efsane oluşturulmuştur. Bu

bağlamda ağaç, mitolojinin de en çok sevdiği ve sık sık kullandığı bir sembol

olmuştur.

Her dini sistem sembollerden oluşur ve kendisini semboller aracılığıyla

ifşa eder. Dini sistemlerin en önemli sembollerinden biri geçmişten günümüze

ağaçlar olmuştur. İnsanlık tarihinde sembollerin çok önemli bir yeri olmuştur öyle ki

insanoğlu ancak kutsal olanla semboller aracılığıyla iletişim kurabilmiştir.61 Bu

nedenle dünya dinlerinde ağaç, kendisinde kutsalın tezahür ettiği sembollerin

başında gelmiştir. Dünya dinlerinde ağaç sembolizminde genellikle Tanrı bir

ağaçta tezahür eder. Böylece ağaç, Tanrının yeryüzündeki sembolü olur. Bu

nedenle insanoğlu, ağaçlara yakın olmaya çalışır, onlara bezler bağlayarak dilekte

bulunur.

Ağaç, varlığın başlangıcından bu güne kadar insan hayatında hava, su,

toprak kadar önemli bir yere sahip olmuştur. Çeşitli faydaları, estetik özellikleri,

sonbaharda kuruyup, baharda yeniden canlanmasıyla hayatın safhalarını temsil

etmiştir. Çiçeği, meyvesi ve diğer özellikleriyle tarih boyunca insanların dikkatini

çeken ağacın insan hayatının her safhasında kullanılması ona karşı özel bir ilgi

uyandırmıştır. İklimlere göre türlerinin farklı oluşu, her mevsim görünümünün

değişmesi, estetik olarak insana zevk veren bir görünümünün olmasıyla da insan 61 Eliade, Dinler Tarihine Giriş, s. 424.

Page 29: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

22

hayatında çok önemli bir yeri vardır. Bu özellikleri nedeniyle ağaç bütün dinlerin

üzerinde durduğu bir varlık olmuştur.

Ağaç, dünya kültürlerinde doğurganlığın, türemenin, ölümsüzlüğün,

şansın, bereketin, sağlığın, hastalıktan kurtulmanın sembolüdür. Çocuk sahibi

olmak isteyen kadınlar ağaç vasıtasıyla çocuk sahibi olmuştur. Ağaçla sağlığa

kavuşulmuştur. Tanrı ile iletişim ağaç yoluyla kurulmuştur. Tabiat olayları da ağaç

vasıtasıyla düzene girmiştir. Ağaçlar yağmuru yağdırma veya durdurma, güneşin

batmaması, ayın tutulmaması, sürüleri ve sığırları çoğaltma, kadınları kolayca

doğurtma gücüne sahip bir varlık olarak düşünülmüştür.

Dünya toplumlarında ağaçlara canlı ulûhiyetler olarak bakılmıştır. Onlara

tazim edilip dileklerde bulunulmuştur. Aynı zamanda dini törenlerin vazgeçilmez

unsurları olarak etraflarında kurbanlar kesilmiş ve onlardan dilekte bulunularak

dileklerinin yerine getirileceğine inanılmıştır.

Canlılar âleminde ölümler doğumları, doğumlar ölümleri izler. Bu döngü

sürekli devam ederek yaşamı sonsuz kılar. Bu döngüye yüzyıllardır simge olarak

ağaç seçilmiştir. Bundaki neden, ağacın kışın yapraklarını döküp baharda tekrar

canlanıp yeşillenebilmesi, hatta çam benzeri bazı ağaç türlerinin yapraklarını hiç

dökmemeleridir. Ağaçlar çok uzun yaşamalarıyla da uzun ömrün birer simgesi

olmuşlardır. İnsanların sınırsız yaşama isteğinden ve ölümü kabul edemeyişinden

kaynaklanan öldükten sonra dirilme inancının da simgesidirler. Bu özelliklerden

dolayı ağaçlar, kendilerinde bulunan özelliklerle insan hayatını temsil etmiştir.

Böylece insanoğlu kendisi ve ağaçlar arasında bir yakınlık hissetmiştir.

Burada dikkat edilmesi gerekir ki ağaçlar hiç bir zaman için hangi

toplumda olursa olsun sadece ağaç oldukları için kutsal kabul edilmemişlerdir.

Ağaç, ağaçlığının ötesinde başka bir anlama bürünmesiyle kutsallık kazanmıştır.

Ağaçlara yüklenilen sembolik anlamlar çok zengin ve çeşitlidir. Burada

bahsettiğimiz kadarıyla ağaçların insanoğlu için son derece önemli olduğu

anlaşılıyor. Ağaçların bir ruha sahip olduğu inancından dolayı bünyesinde bir güç

ve kudretin bulunduğuna inanılmış; buna bağlı olarak da onlara güç ve kutsiyet

atfedilmiştir. Güç ve kutsiyet bakımından dünya toplumlarında bazı ağaçların

Page 30: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

23

diğerlerine göre öne çıktığı görülür. Hayat ağacı, dünya toplumlarının güç ve

kutsiyet atfettiği en önemli ağaçtır.

B. HAYAT AĞACI

Hayat ağacı inancı, dünya kültürlerinde en yaygın inançlardan biridir ve

ağaç kültüyle ilgili bütün inançların kökeninde hayat ağacı teması bulunmaktadır.

Genel olarak Hayat ağacına bütün toplumlarda benzer özellikler atfedilir.

Fakat toplumlara göre hayat ağacının farklı mitolojik özellikleri ön plana çıkar.

Hayat ağacı, mitolojik bir sembol olarak birçok mucizeyi gerçekleştirir. Hayat

bahşeder, gençlik ve ölümsüzlük verir. Saadet kaynağıdır. Yegâne gerçeklik ve

merkeziyet hayat ağacındadır. O üç âlemi birbirine bağlar; dünyanın

merkezindedir. Dünyanın düzenini ve İnsanlar arasındaki dayanışmayı sağlar.

İnsanlarla kader birliği bulunur. Ulûhiyet onda tezahür eder. Tanrının sıfatlarını

taşır. Canlı ve daima yemyeşildir. Doğumlar hayat ağacı vasıtasıyla gerçekleşir.

Birçok toplum, yaratılışın onunla ilgili olduğunu düşünür. İlahi dinlerde vahiyler ışık,

ateş veya nur şeklinde hayat ağacı üzerine iner. Hayat ağacı vasıtayla, tanrıyla

konuşulur. Ölülerin ruhları hayat ağacı vasıtasıyla yerlerine yerleşebilir.

Dini ritüellerde kullanılan temel unsur olan ağaçtan yapılmış malzemelerin

odununun hayat ağacının odunundan yapıldığına inanılmıştır. Örneğin,

Şamanların davullarının hayat ağacının odunundan yapıldığına inanılmış ve

şaman elbiselerinin üzerleri hayat ağacı motifleriyle süslenmiştir. Hıristiyanlarca

kutsal kabul edilen haçın odununun da hayat ağacından yapıldığına inanılmıştır.

Çalışmamız esnasında kaynaklarda kutsal ağaçlar için hayat ağacı,

kozmik ağaç, dünya ağacı gibi farklı isimlerin zikredilmiş olduğunu gördük. Bu

kaynaklarda Kozmik ağaç, dünya ağacı, evren ağacı ve hayat ağacı aynı

özelliklerdeki ağacı ifade eden ağaçlar olarak karşımıza çıkıyor. Bu kavramlar

toplumdan topluma, kültürden kültüre farklı şekillerde ifade edilmiş olabilir. Fakat

burada anlaşıldığı kadarıyla bu ağaçlar aynı ağaçtır ve kullanımdaki farklılıkların

sebebi ise farklı toplumlarda bu ağacın farklı mitolojik özelliklerinin ön plana

çıkmasıdır. Bu özellikler kısaca şu şekilde ifade edilebilir. Kozmik ağaç motifinde

kozmolojik sistemde yeri olan dünya ekseni yani üç kozmik âlemi birbirine

bağlayan “kozmik direk” özelliği ön plana çıkar. Hayat ağacında ise daha çok

Page 31: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

24

hayatın yenilenmesi, değişim, türeme, doğum, ölümsüzlük, gençlik, gerçeklik,

canlılık ön plandadır. Hayat ağacı da kozmik ağaç da kozmolojik düzenin, yani

hayatın devamlılığını, gerçekliğini, bir düzen içinde devam etmesini ve sürekli

olarak yenilenmesini sağlamaktadır. Bu bağlamda kozmik ağaç, dünya ağacı,

evren ağacı ve hayat ağacı özellikleri itibariyle birbirileriyle örtüşür ve sıkı bir ilişki

içindedirler. Çoğu zaman, birbirlerinin yerine kullanılır; çünkü birçok özelliği

aynıdır. Kozmik Ağaç dünyanın kutsallığını, doğurganlığını ve sürekliliğini,

yaradılış, sırra erme, verimlilik, mutlak gerçeklik ve ölümsüzlük özelliklerini

kendisinde barındırarak hayat ve ölümsüzlük ağacı yerine geçer. Dünya ağacı ve

Evren ağacı kozmik ağaçla aynı özellikleri taşır. Aslında bahsettiğimiz bütün bu

ağaçlar temelde hayat ağacıdır. Dünya kültürlerinde kullanılan en eski kutsal ağaç

formu hayat ağacıdır. Daha sonraki dönemlerde ağaç sembolizminde bazı

değişiklikler sonucunda bu ağacın ismi ve taşıdığı özellikler dünyanın değişik

coğrafyalarında farklılaşmış olabilir. Bu nedenden dolayı Bu kavramları tezimizde

yeri geldiğince kullanacağız.

Hayat ağacı inancı çok eski ve köklü bir inançtır. Onun, dünyanın

yaratılışıyla ortaya çıktığına inanılmıştır. Hayat ağacı ile ilgili mit ve efsanelerde

Tanrının hayat ağacını dünya ile beraber yarattığı anlaşılır. En eski inanışlardan

biri olduğu anlaşılan ‘Hayat ağacı’na ilişkin ilk izlere somut olarak M.Ö. 3000 ve

sonrasında Aşağı Mezopotamya’da rastlanılan iki hayvan arasındaki bitki öğesi

yaşam ve ölüm arasındaki sürekli döngünün sembolü olarak Sümerlerde

rastlanır.62 Daha sonra hayat ağacı ve kuş başlı yaratık betimlemeleri Hitit ve Asur

mühürlerinde sıklıkla görülmüştür. Aslında hayat ağacı, Yahudilik, Hıristiyanlık ve

İslam’ın kutsal kitaplarında bahsedildiği gibi ilk insan kadar eskidir.

Hayat ağacının mahiyeti tam olarak belli değildir. Hayat ağacının yeri

konusunda dünya kültürlerinde çeşitli yorumlar yapılmıştır. Farklı yorumlara

rağmen genellikle hayat ağacı dünya kültürlerine dünyanın merkezinde ve göbek

çukurundadır. Bu merkezde yeraltı yeryüzü ve gökyüzü arasındaki iletişimi

sağlayan temel bir eksen bulunur.63 Bu eksen hayat ağacıdır. Fakat dünya

üzerinde bütün toplumların sabit olarak kabul ettiği belli bir merkez yoktur. Her

medeniyet kendi kabul ettiği kutsal mekânı merkez saymıştır. Bu merkez genellikle 62 Oktay Belli ,’Urartularda Hayat Ağacı İnancı’, Anadolu Araştırmaları, sy.8, İstanbul 1982, s.241. 63 Eliade, Kutsal ve Dindışı, s. 17

Page 32: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

25

yüksek bir dağdır. İslamî gelenekte dünyanın en yüksek yeri yani merkezi

Kâbe’dir. Hıristiyanlarda Golgota tepesidir. Hindistan’da Meru, Filistin’de

Gerizm’dir.64 Yakutlara göre Akdağ’dır. Burada her şey apaçıktır.65 Yakutlara göre

ilk insan er-Sogotoh’un sarayının doğusunda bulunan cennetin ortasındadır.66

Türk kültüründe genel olarak cennet ile hayat ağacı doğu bölgelerinde

bulunuyordu.67 Kırgızlara göre dünyanın merkezi Kaf dağıdır.68 Genelde Hayat

ağacı bir dağın veya bir tepenin üzerindeki bir merkezdedir. Uygurların türediği

hayat ağacı iki nehir arasında yüksek bir tepenin üzerindeydi. Yahudi, Hıristiyan ve

İslam geleneğine göre hayat ağacı cennetin ortasında bitmiş bir ağaç olarak tasvir

edilir. Biçiminden ya da türünden bahsedilmez. Eliade’ye göre her kent bir

merkezdir. Yani Hayat ağacının sabit bir yeri yoktur. Her millet kendi kültüründe

neresi kutsalsa oraya hayat ağacını dikmiştir.

Hayat ağacı ulaşılması çok zor olan bir yerde ve canavarlar ya da yılanlar

tarafından korunmaktadır. Hayat ağacı çoğu zaman ulaşılamaz bir yerde dünyanın

sonunda, denizin dibinde karanlıklar ülkesinde, çok yüksek bir dağın zirvesinde ya

da yedi dağ arasında bulunan bir merkezde bulunmaktadır ve ona ulaşmak çok

zordur.

Hayat ağacının biçimsel özellikleriyle ilgili olarak da çeşitli yorumlar

yapılmıştır. Hayat ağacı bütün âlemi birbirine bağlar kökleriyle cehennemi,

gövdesiyle yeryüzünü dallarıyla cenneti kapsar. Dalları Tanrının evine yani

cennete kadar sürünür.69 Dünyanın en büyük ağacıdır. Hayat ağacı bazen de baş

aşağı çevrilmiş olarak tasavvur edilir. Buna göre hayat ağacı, kökleri göğe uzanan,

dalları tüm yeryüzünü saran, her şeyi aydınlatan güneştir. Bazen evren, baş aşağı

çevrilmiş bir ağaç olarak tasavvur edilir.70 Ezoterik İbrani geleneğinde, İslam’da ve

Hint geleneğinde baş aşağı çevrilmiş hayat ağacı teması bulunur.71

64 Eliade, Kutsal ve Dindışı, s. 19. 65 Pervin Ergun, Türk Kültüründe Ağaç Kültü, Ankara 2004, s. 54. 66 Ergun, s. 162. 67 Bahaeddin Ögel, Türk Mitolojisi, c.II, İstanbul 1995, s. 169. 68 Abdülkadir İnan, “Türk Folklorunda Simurg ve Geruda”, Makaleler ve İncelemeler I., Ankara 1987. s. 350. 69 Eliade, Dinler Tarihine Giriş, s. 296. 70 Eliade, age, s. 274. 71 Eliade, age, s. 275.

Page 33: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

26

Bütün ağaçlar Hayat ağacı olarak kabul edilmemiştir. Bazen sadece belli

bir ağaç türü bazen de birkaç ağaç türü hayat ağacı olmuştur. İnsan zihni hayat

ağacını somutlaştırma çabasına girmiş ve bu çaba sonucunda onu belli bir ağaç

türüyle özdeşleştirmeye çalışmıştır. Hayat ağacının cinsi bütün toplumlarda

farklılık arz etmiştir. Toplumlara göre meşe, kayın, çam, zeytin, elma, incir, asma

vb. birçok bitki ve ağaç cinsi hayat ağacıyla özdeşleştirilmiştir. Bu çeşitlilik

muhtemelen toplumların günlük hayatlarında hangi çeşit ağaçla iç içelerse o

ağaca hayat ağacı vasfı yüklemelerinden kaynaklanır. Çünkü insanlar kendilerine

birçok faydalar sağlayan bu ağaçlara minnet duymuş ve saygı göstermişlerdir.

Sonuç olarak dünya toplumları bu ağaçlara hayat ağacı vasfı yüklemişlerdir.

1. HAYAT AĞACININ SEMBOLİK ANLAMLARI

Hayat ağacının özellikleri dünya toplumlarına göre farklılık arz edebilir.

Fakat bu ağacın temel vasfı “ebedi canlılık ve hayat kaynağı” olmasıdır. Diğer

vasıfları toplumdan topluma değişmiştir. Son derece geniş ve zengin olan “hayat

ağacı” motifinin içerdiği anlamları incelemek konumuzun anlaşılması açısından

yerinde olacaktır.

a) Hayat Ağacı Üç Kozmik Âlem Arasındaki Bağın Sembolüdür

Ağaç köklerini en uzak derinliklerine kadar toprağa saldığı ve dallarıyla da

gökyüzüne uzandığı için sınırsız olarak tasavvur edilir. Bu yönüyle her şeyden

önce ağaç, sürekli olarak yeraltı dünyasıyla ve gökyüzüyle temasta olan, bu

nedenle de yer ve gök arasında iletişim yolu olan bir varlıktır. Dünya

topluluklarında bu iletişimi kuran genellikle hayat ağacı olmuştur. Bu doğrultuda

Hayat ağacı üç kozmik âlem arasındaki bağdır. Dünya kültürleri insanlığın

yaşadığı âlemin üç kozmik düzeyden oluştuğu inancına sahiptirler. Üç kozmik

düzey yeraltı, yeryüzü ve gökyüzünden oluşur. Sırasıyla ölüler âlemi, insanlar

âlemi ve Tanrılar âlemidir. Bu kozmik düzeylerin iletişimi bir merkezde, “dünyanın

merkezinde” gerçekleşir. Bu iletişimi sağlayan “axis mundi” adı verilen kozmik bir

direktir. Bu sütun hem gökyüzünü hem yeryüzünü taşımakta, hem de bunları

birleştirmektedir. Kaidesi de cehennem adı verilen aşağı dünyaya saplanmıştır. Bu

özellikleriyle bu sütun evrenin merkezindedir. Bu iletişimi sağlayan “evrensel

sütun” bazen bir dağ, bir merdiven, bir sarmaşık, gökkuşağı çoğu zaman da bir

Page 34: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

27

ağaç olmuştur.72 ( Resim 1) Bu ağacın yedi veya dokuz olan dalı, yedi veya dokuz

gök katını simgeler. 73

Üç kozmik âlemi bağlayan hayat ağacı motifi ile dünya kültürlerinde sık

sık karşılaşırız. İskandinavya’da Yggdrasil ağacının dalları bütün dünyaya yayılır.

Kökleri ise yerin derinliklerine kadar iner. Burada cehennem vardır.74 Altay Türkleri

“yerin göbeğinden yükselen”, dalları Bay Ülgen’in evi göğe kadar uzanan dev bir

köknarın, dünyanın en yüksek ve en büyük ağacının yükseldiğini söylerler. Ostyak

Şamanları kozmik ağacın, gök gibi yedi basamağı olduğundan, göğün tüm

bölgelerine yayıldığından ve köklerinin yerin en diplerine kadar uzandığından söz

ederler.75

Yakutlara göre de Hayat ağacı yüzyıllarca yaşamış çok yaşlı bir ağaçtır.

Kökleri hadese yani ölüler âlemine kadar iner ve tepesi dokuz gök katına ulaşır.

Her bir yaprağının büyüklüğü yedi kulaç ve her bir köşesi dokuz kulaçtır. Ağacın

diplerinden hayat suyu köpürür.76 Özellikle Şamanist uygulamalarda hayat

ağacının üç âlem arasındaki iletişimi sağlaması önem arz eder. Şamanlar göğe

çıkarken mistik yolculukları sırasında, hayat ağacını temsil eden kozmik bir direğe

tırmanırlar. Her şamanın evinin önünde veya içinde hayat ağacını temsil eden bir

ağaç bulunur. Şaman direğinin üstünde göğün katlarını temsil eden çentikler

bulunur. Şamanlar bu çentiklerden geçerken göğün katlarını geçtiklerini ve tanrıya

ulaştıklarını düşünürler. Hayat ağacı yoluyla tanrısal âlemdeki ruhlar ve

yeraltındaki ruhlardan haberdar olurlar. Böylece Şamanlar hayat ağacı vasıtasıyla

Tanrı ile insanlar arasında iletişim kurarlar. 77

Hintliler evrenin ortasında bulunan hayat ağacı ya da direk tarafından

temsil edilen bir kozmik eksen bulunduğuna inanırlar. Çin mitolojisinde mucize

ağaç evrenin merkezinde yükselir. Devlet merkezi buradadır. Dokuz gök, dokuz

72 Eliade, Kutsal ve Dindışı, s. 17. 73 Eliade, İmgeler ve Simgeler (Çev: Mehmet Ali Kılıçbay), 1992, s. 23–24. 74 Eliade, Dinler Tarihine Giriş, s. 277 75 Eliade, age, s. 296; Eliade, Şamanizm (Çev. İsmet Birkan), Ankara 2006, s. 303. 76 Yaşar Çoruhlu, Türk Mitolojisinin Ana Hatları, İstanbul 2002, s. 114. 77 Eliade, Dinler Tarihine Giriş, s. 297.

Page 35: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

28

pınarla burada birleşir. Hayat ağacı evrenin ekseni olarak kozmosun dayanağıdır,

sabit noktasıdır ve biçimiyle mutlak gerçekliği temsil eder.78

b) Hayat Ağacı Tanrı’yı Sembolize Eder

Tanrının yeryüzünde tezahür ettiği varlıklardan en önemlisi ağaçlardır.

İnsanlar hayat ağacına taşıdığı özellikler itibariyle tanrısallık atfetmişlerdir. Bu

düşüncenin neticesi olarak, İslam dininde hayat ağacı Allah’ın güzel isimleriyle

özdeşleştirilir. Hayat ağacı her zaman yeşil olması ve canlılığını yitirmemesi ile “el-

hayat” ismini, önsüz ve sonsuz oluşuyla “kıdem ve beka” sıfatlarını, tek olmasıyla

“vahdaniyet”, azametli olmasıyla “azim” ismini temsil etmiştir. Hayat ağacı buna

benzer birçok özelliğiyle Allah’ın isimleriyle özdeşleşmiştir.79 Türk kültüründe hayat

ağacının meyvesiz olması da Allah’ın doğurulmamış ve doğmamış olması ve

benzerinin olmaması anlamına gelir.80

İnsanların dileklerini, isteklerini Tanrıya hayat ağacı ulaştırabilir. Çünkü

hayat ağacı tanrısaldır; mutlak gerçekliktir, ebedi canlılıktır. Bu özellikleriyle mutlak

gerçek olan tanrıya ancak istekleri o ulaştırabilir.

Eski dinlerde Ulu Tanrı ile hayat ağacı arasında ortaklık kurulur. Eski

Yunan ve Romalılar’da her ağaç bir tanrıyla özdeşleştiriliyordu. Defne Apollon’un,

meşe Jüpiter’in ağaçlarıydı.81. Eski Mısır’da Bir kabartmada ulu tanrıça Hathor, bir

ölünün ruhuna yiyecek ve içecek sunarken yani ona yaşam verirken betimlenir.

Kader tanrıçası, göğü simgeleyen büyük bir ağacın dallarına oturmuş olarak

resmedilir; bu dalların üzerinde firavunların adları ve kaderleri yazılıdır.82

Altaylarda da 7 dalı bulunan Hayat Ağacı’nın altında “Yıllar Tanrıçası”

bulunmaktadır.83 Hayat ağacı tanrı özdeşleştirmeleri başka birçok kültürde de yer

alır. Eski İkonografilerde Tanrının bir hayat ağacından çıkarak çevresindekilere

yiyecek ve içecek sunan motiflerine rastlanır. Bu örneklerde Tanrının mekânı

hayat ağacıdır. Hayat ağacı kendisinde bulunan özellikleriyle insanlara tanrıyı

hatırlatmıştır. 78 Eliade, Dinler Tarihine Giriş, s. 297. 79 Ergun, s. 145–155. 80 Ergun, s. 155. 81 Orhan Hançerlioğlu, Dünya İnanışları Sözlüğü, İstanbul 2000, s. 18. 82 Eliade, DinlerTarihine Giriş, s. 283 83 Eliade, age, s. 283.

Page 36: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

29

c) Hayat Ağacı, Yaratılış Ve Doğumun Sembolüdür

Binlerce yıl boyunca her türlü büyüsel uygulamaya konu olan hayat ağacı,

doğurganlıkla ilgili bir sembol olmuştur. O, tarih öncesi devirlerden itibaren

doğurganlık ve üretkenliği sembolize etmiştir. Üst paleolitik dönem sembolizminde

hayat ağacı imgesi daha ziyade “hayat otu, hayat bitkisi” şeklinde algılanmıştır.

M.Ö. 6000’lerde Çatalhöyük tanrıçası, göbeğinden bir bitki dalı çıkar şeklinde

tasvir edilmiştir. Bulunan başka heykelciklerde de bitki ağaç formu bulunur. 84 Eski

İran’da kadınlar vücutlarına ağacı temsil eden dövmeler yaptırırlardı. Bu

dövmelerde ağacın kökleri göbek altından, genital organlardan başlayarak

göğüslere kadar giderdi. Eski Çin inançlarında “her kadının içinde bir ağaç

taşıdığına” ve annelerin karınlarında bulunan bu ağaçlardan çocuklar

doğurduklarına inanılırdı.85

Bazı ağaç türlerinde doğuganlık gücü bulunduğuna inanılmıştır.

Doğurganlık gücünün içinde gizlendiği varsayılan kutsal ağaçlar; Keltlerde elma,

Asurlularda asma, nar, köknar, sedir ya da meşedir.86

Aslında doğurganlık simgeselliğinde hayat ağacı plesentadır.87 Kadın ve

ağaç arasındaki mitolojide plesentadan doğum kurgulanmıştır. Bu düşüncenin

sonucu olarak kadınlar anılan ağaçlardan kısırlıkları engellemeleri, gidermesi ve

doğumlara yardımcı olmaları için istek ve duada bulunurlar. Örneğin Bazı

kültürlerde kısır kadınların çocuk doğurabilmek için tek başlarına bir elma ağacının

altında dua etmeleri veya yuvarlanmaları gerektiği inancı yaygındır. 88 Orta

Asya’da Goldes adı verilen bir toplulukta çocuklarının olmasını dileyen yeni

gelinler hayat ağacı işlemeli elbiseler giyerlerdi. Anadolu’nun bazı yörelerinde kısır

kadınlar gövdesinde delik olan bir ağacın içinden geçerler, böylelikle çocukları

olacaklarına inanırlardı; bazen de bir kişi bir ağaç keserse artık çocuğunun

olmayacağına inanılırdı. Güney Hindistan’da kısır kadınların, köklerinin bir kısmı

nehir sularıyla yıkanan ve diplerine bir çift yılanın delik açtığı iki ağacın arasına bir

taş koyarlarsa anne olacağına inanılırdı.89 Çocuğu olmayan Yakut kadını, karaçam

84 Mehmet Ateş, Mitolojiler ve Semboller, İstanbul 2000, s. 139–140. 85 Ateş, s.140. 86 Ateş, s.141. 87 Ateş, s.140. 88 Ateş, s.142. 89 Ateş, s.142.

Page 37: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

30

ağacına gelir, beyaz at derisini ağacın altına serer ve ağacın karşısında dua

ederdi.90 Yakutlarda ruhlar kuş biçiminde tasavvur ediliyordu. Ruhlar şamanın

diktiği ağacın dalları arasında uçuşurlardı. Bir insan doğunca buradan bir ruh

uçarak o insana can verirdi.91 Avrupa’da bebekleri ağaçların verdiğine dair bir

inanç vardır. Bu nedenle Avrupalılar, birçok yerde bebek ağaçları

bulundurmuşlardır. Böyle bir bebek ağacı günümüzde Tirol’de bulunmaktadır.92

İnsanlığın yaratılmasında da hayat ağacı teması vardır. Yaradılış

efsanelerinde genel olarak belirli bir toplumda hangi malzeme daha fazlaysa

ondan yaratıldığı anlayışı yaygındır. Örneğin Melburn çevresinde Avustralya

kabileleri, iki insanın bir mimozadan doğduğuna inanmışlardır. Hindiçin’de çok

yaygın bir mite göre, insanlık bir tufan sonucunda yok olur. Yalnızca mucize eseri

bir bal kabağının içine saklanan bir kız ve erkek kurtulur bu kızla erkek evlenir, kız

bir bal kabağı dünyaya getirir; bir dağa ve ormana serpilen tohumlardan insan

doğar.93 Bazı toplumlar bir bambu ağacından, bazıları da bir muz ağacından

türediğine inanırlar.

Yakutlarda ilk insan Er-Sogotoh hayat ağacıyla beraber yaratılmış ve

hayat ağacından beslenmiştir.94 Uygurların Türeyiş Efsanesi’nde Uygurlar’ın,

ağaçtan çıkan beş çocuktan türedikleri belirtilir. Oğuz Kağan eşini bir ağaç

kovuğunda bulmuştur. Şamanların da bir ağaç yoluyla türediğine inanılmıştır.95

İnsanlar bazı bitki ve ağaç türleriyle yakınlık kurmuşlar, buna bağlı olarak da ağaç

veya bitkiden türediklerine inanmışlardır. Her yeni doğanın Tanrıdan yani Ağaçtan

geldiğine inanılmıştır. Bunda yaşam ve gerçeklik kaynağının ağaç olarak

düşünülmüş olması etkili olmuştur.

İnsanların bitki veya ağaca dönüşmesi mitiyle de sık sık karşılaşırız.

Bazen insan veya hayvan dönüşerek ağaç veya bitki olur. Buna bir örnek Tongo

Adalarından verebiliriz. Bir karı kocanın bir yılan balığı oğulları olur ve yılan balığı

oğul bir göle gider. Sonra halk onu öldürür, başı bir yere gömülür. Başın

90Abdülkadir İnan, Eski Türk Dini Tarihi, İstanbul 1976, s. 39. 91 Çoruhlu, age, s. 116. 92 Çoruhlu, age, s. 116. 93 Eliade, age, s. 297. 94 Bahaddin Ögel, Türk Mitolojisi I, Ankara 1993, s. 99–100. 95 Eliade, Şamanizm, s. 60.

Page 38: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

31

gömüldüğü yerden Hindistan cevizi ağacı çıkar.96 Havai’de de bir ekmek ağacı

efsanesi anlatılır. Buna göre ekmek ağacı ilk kez bir adam açlıktan öldüğünde

ortaya çıkmıştır. Genel bir kıtlık vardır ve adamın çocuğu hastadır. Adam buna bir

çözüm için açlıktan ölür ve karısından öldükten sonra bedenini parçalayıp evin

değişik yerlerine gömmesini ister. Gömülen yerlerden birçok değişik meyve

ağaçları ortaya çıkmıştır. Muz ağacı, üzüm, seker kamışı gibi ağaçlarla evin

çevresi dolar. Kadın oğlunu bunlarla besler. Çocuk meyveleri yiyince gövdesine

sağlık gelir ve gücü artar, büyüyünce de bir kahraman olur.97

Kadınları doğurgan kılma gücünün ağaçtan geldiğine inanılmıştır. Birçok

kültürde çocuğu olmayan kadınlar, kollarıyla bazı ağaçlara sarılmışlar böylece

ağacın bereketinden faydalanarak çocuklarının olacağına inanmışlardır. Bazı

toplumlarda ağaçların çocuk doğururken kadınlara kolay bir doğum imkânı

verdiğine inanılır. Örneğin İsveç’te kadınlar ıhlamur, dişbudak veya karaağaca

sarılarak doğum yapmışlardır. Bu uygulamayla onlar, hem kötülüklerden

korunacaklarını hem de kolay bir doğum yapacaklarına inanırlardı. Yunan

kültüründe de kutsal ikizler Apollon ve Artemis’i anneleri doğurmak üzereyken bir

hurma ve zeytin ağacına veya iki defne ağacına sıkıca sarıldığı anlatılır.98

Konunun İslam kültüründe bir örneği de Hz. Meryem’in Hz. İsa’yı doğuracağı

zaman hurma ağacına sarılması ve yere dökülen hurmalardan yemesi ile

doğumunun kolaylaşmasıdır.99

d) Hayat Ağacı Gençlik Ve Ölümsüzlüğün Sembolüdür

Hayat ağacı, ebedi gençlik ve ölümsüzlük kaynağıdır. O, hep yeşildir,

canlıdır, yeşil kaldığı müddetçe de varolmaya devam edecektir. “Hayat Ağacı” her

zaman yeşil, her zaman çiçekli, her zaman meyve yüklü ve yiyeni ölümsüz kılan

bütün ağaçları bünyesinde barındırır.100

Hayat ağacı evrenin varlığının garantisidir. O varoldukça ve yeşil kaldıkça

kâinat da varolacaktır. İskandinav hayat ağacı Yggdrasil, dünyaya son verecek bir 96 Joseph Campbell, İlkel Mitoloji, Tanrının Maskeleri (Çev. Kudret Emiroğlu), Ankara 1992, s. 200. 97 Campbel, age, s. 202–203. 98 Sir James George Frazer, Altındal Büyü ve Din Üzerine Bir Çalışma, (Çev: Mehmet H. Doğan), İstanbul 2004, s. 165–166. 99 Meryem: 19/22–27 100 Ergun, s. 155.

Page 39: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

32

felaketin geldiği ve evrenin temellerinden sarsıldığı bir felaket sırasında çok

kuvvetli bir biçimde sallanır ama yıkılmaz.101 Mit ve efsanelerde Hayat ağacını

sürekli olarak yıkmaya çalışan canavar ve griffonlardan bahsedilir. Bu anlatılarda

genellikle bir yılan veya ejderha hayat ağacının kökünü kemirir ve onu devirmeye

çalışır, ama deviremez. Hayat ağacında varolan ebedi canlılık, sonsuza kadar

yaşama, yok olmaya karşı direnme onun mutlak gerçeklik olduğu anlayışını

doğurur. Bu düşünce hayat ağacının sağlık, gençlik ve ölümsüzlük kaynağı olduğu

düşüncesini geliştirir.

İnsanlar yeryüzünde ölümsüz bir yaşam arzulamışlardır. Ebedi gençlik ve

ölümsüzlük için mucizevî meyveler, şifalı otlar yetiştirilmiş, simya ve tıp reçeteleri

geliştirilmiştir. Bunların bazılarının gençleştirdiğine, bazılarının uzun ömür

verdiğine, bazılarının da ölümsüzlük verdiğine inanılır. Ölümsüzlük arayışlarının

temelinde mucizevî bitkiler ve ağaçlar yatar her türlü mucizevî bitki temasının

altında da “hayat ağacı” teması bulunur. Hayat ağacı genellikle ulaşılamaz bir

yerde ya da merkezde bulunan ve yalnızca seçilmişlerin meyvelerinden

yiyebileceği mucizevî bir ağaçta cisimleşen gerçeklik, kutsallık ve yaşamı

simgeler. Her türlü hastalığın tedavisi, gençlik ve ölümsüzlüğün çaresi hayat

ağacıdır. Ölümsüzlüğü arayanlar bu ağaca ulaşmalıdır.

Hayat ağacı hastalıkları iyileştirir. Örneğin Avrupa kültürlerinde yaygın

olan Mayıs ağacı tıbbi tedavide önemli bir fonksiyona sahiptir.102 İngiltere’de

insanlar bazen fıtık tedavisi için bir ağaç yarığının arasından geçerler. Frandreliler,

sıtma tedavisi için sabahleyin erkenden bir söğüt ağacının dallarından birine üç

düğüm atarlar ve şöyle derler: “Sabahlar hayır olsun ihtiyar, sıtmayı sana

veriyorum. Hayırlı sabahlar ihtiyar.” Daha sonra geri dönerler ve arkalarına

bakmadan kaçarlar.103 Dünyanın birçok toplumunda hastalıklar ağaçlarla tedavi

edilmiştir. Şamanlar hastaları tedavi ederken yanlarında hayat ağacını temsil eden

kayın ağacı bulundurmuşlardır.104

101 Eliade, Dinler Tarihine Giriş, s. 277. 102 Ergun, s. 40. 103 Ergun, s. 41, Ayrıntılı bilgi için bkz. Ergun, s. 40 44. 104 Çoruhlu, age, s. 117.

Page 40: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

33

Hayat ağacı ölümsüzlüğün kaynağıdır.105 Bu ağacın meyvelerinden yiyen

ve suyundan içen tam bir sağlık, gençlik ve ölümsüzlüğe kavuşur.

e) Hayat Ağacı Güç Ve İktidarın Sembolüdür

Rivayete göre efsanevi hükümdar Oğuz Kağan göbeğinden 3 ağacın

çıktığını, gölgelerinin her tarafa yayıldığını ve göğe değdiğini görür. Aynı

doğrultuda Osman Gazi’nin rüyasında göbeğinden çıkıp bütün dünyayı saran bir

ağacın yükseldiğini görür. Bu ağaç Osmanlı Devleti’nin dünya hâkimiyetinin

sembolü olmuştur.106

2. HAYAT AĞACININ FONKSİYONLARI

Dünya kültürlerinde hayat ağacının bazı fonksiyonlarının olduğu tasavvur

edilir. Bu fonksiyonlar genellikle hayat ağacının insanların günlük hayatlarını ve

dini hayatlarını düzene sokan özelliği üzerinde yoğunlaşır. Bu anlamda hayat

ağacı, insanların güçlerinin yetmediği ve olaylar karşısında aciz kaldıkları

durumlarda birçok mucize gerçekleştirir.

a) Hayat Ağacı Tabiat Olaylarını Yönlendirir

İnsanlar hayat ağacının tabiat olaylarını yönlendirme gücüne sahip

olduğuna inanmışlar ve bu nedenle doğa olaylarını yönlendirme konusunda hayat

ağacından faydalanma yoluna gitmişlerdir. Eski insanlar güneşin batışının

gecikmesi veya engellenmesi, rüzgârın dinmesi veya esmesi, ay tutulmasının

engellenmesi, yağmurun yağması gibi olaylarda ağaçtan faydalanmışlardır.

Örneğin Rusya’da Dorpat yakınlarında bir köyde yağmur yağması istendiğinde üç

adam kutsal bir korudaki köknar ağacına tırmanırlardı. Bu adamların biri gök

gürültüsü, biri şimşek, diğeri de bir demet ince dalla bir kasadan etrafa su serperek

yağmur yağdırma taklidi yapardı. Yeni Gine’nin batısında bir adada, büyücü özel

bir ağacın dalını suya daldırıp; dalda birikmiş su damlacıklarını yere serperek

yağmur yağdıracağına inanırdı.107Orta Angoniland halkı yağmur yağdırmak için bir

takım ritüeller yaparlardı. Bunların içinde ağaçlardan dal koparıp yağmur için dans

etmek de vardır. Halk, ellerindeki dalları suya daldırıp yukarı doğru sallar ve suyu 105 Eliade, Dinler Tarihine Giriş, s. 287. 106 Bonnefoy, s. 28. 107 Frazer, s. 56.

Page 41: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

34

damlacıklar halinde etrafa savurur bunun sonucunda artık yağmurun gelmesine

kesin gözüyle bakarlardı.108 Yağmurun durmasında da yine temel araç ağaçtır.

Hadramut’ta Algamar adlı bir kabile halkı çöldeki ağaçtan bir dal kesip bunu ateşin

üzerine koyar. Daha sonra da tutuşan dalın üzerine su serper ve alevli ateşin

üzerine düşen su uçunca yağmurun şiddetinin azalacağına inanırdı.109

İnsanoğlu tabiat olayları karşısında aciz kaldığı durumlarda hayat

ağacından faydalanma yoluna gitmiştir. Örneklerde gördüğümüz kadarıyla insan

gücü yetmediği durumlarda tanrı ile kendisi arasına hayat ağacını koyarak iletişim

sağlamaya çalışmıştır.

b) Hayat Ağacı Şeytan Ve Kötü Ruhları Kovar

Ağaç ve bitkide bulunan kutsallık, kötü ruhların zarar vermesinde

engelleyici bir etken olarak görülmüştür. Bir Japon yaratılış mitinde şeftali ağacı

kötülükleri kovar.110 Kızılderililer söğüt ağaçları yeşerdiğinde şeytanı kovma

ayinleri yapmışlardır.111 Cermenlerin köy evlerinin avlularında koruyucu olması için

birer hayat ağacı bulundurulmuştur.112 Kaşgarlı Türk boylarında kötü ruhlardan

arındırılmak istenen bir yere ağaç dikilir, kurban olarak da yere bir koyun

gömülürdü.113 Avrupa halklarında çok önemli bir yere sahip olan ökse otu, bütün

sihirlere ve büyülere karşı kesin bir çare, savaş günündeyse tam bir koruyucu

yerine geçerdi. Ökse otundan kesilen ufak bir dal, bebeklerin beşiğine

yerleştirilirdi. Bunun onları periler tarafından peri çocuklarıyla değiştirilmeye karşı

koruyacağı düşünülürdü. Aynı şekilde ökse otu tüm Avrupalı ailelerin evinin

koruyucusu sayılırdı.114 Norveç’te bir kayığın pruvasına ağaç dalı takılmış şekilde

çizilmiş bir tablo bulunur. Bu tablodaki kayığa takılmış ökse otunun bu çifti

koruyacağına inanılmıştır.115 Azerbaycan Türklerinde çocukları ve hayvanları

kötülüklerden korumak için “dağdağan” isimli sert bir ağacın parçası çocukların

108 Frazer, s. 58 109 Frazer, s. 58. 110 Joseph Campbel, Doğu Mitolojisi, Tanrının Maskeleri (Çev. Kudret Emiroğlu), Ankara 1993, s. 480–481. 111 Frazer, s.170–171. 112 Sarıkçıoğlu, age, s. 35. 113 Çoruhlu, age, s. 116. 114 Frazer, s. 328. 115 Frazer, s. 309.

Page 42: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

35

boyunlarına asılırdı. Bu sayede çocukların ve hayvanların nazar gibi kötülüklerden

korunacağına inanılırdı.116

Günümüzde Hıristiyan olan Çuvaş Türklerinde üvez ağacı kutsal kabul

edilmiş ve kötü güçleri kovucu özelliğe sahip olduğuna inanılmıştır. Çuvaşlar üvez

ağacının insanları ve hayvanları hastalıklardan koruduğuna inanmaktadırlar.

Kendilerine gelebilecek kötülükleri önlemek amacıyla boyunlarına üvez ağacından

yapılan haç veya herhangi bir kolye takmışlardır. Çuvaş inançlarına göre

terkedilmiş yerlerde yaşayan ve ‘iye’ adı verilen kötü ruhlar bulunur. İye’lerin

zararlarından korunmak için bebeklerin boyunlarına üvez ağacından yapılmış bir

kolye takılır. Çuvaşlar çocuklarının ölümünü önleyebilmek için yeni doğan

bebeklerine bazı ağaçların isimlerini vermişler, böylece kötü ruhların uzaklaştığını

da düşünmüşlerdir.117

Birçok dinde ardıç, günnük ve öd ağacından yapılan tütsünün kötü

ruhlardan koruyucu, temizleyici vasfı bulunduğuna inanılır. Bu nedenle tütsü dini

ritüellerde kullanılmaktadır. Fakat günümüzde tütsünün bu vasfı unutulmakla

beraber eski bir uygulama olarak ayinlerde hala varlığını devam ettirmektedir.118

c) Hayat Ağacı Bereketi Arttırır

Hayat ağacı canlılığı, doğurganlığı ve bereketi simgeler. Ürünler onunla

olgunlaşır, doğumlar onunla kolaylaşır. Dünya toplumları bereketin sağlanması için

ağaçlar etrafında bazı uygulamalar yapmışlardır. Eski Anadolu medeniyetlerinden

Hititler’de Tanrı Telepinus kaybolur ve bunun neticesinde ülkeden bereket gider.

Bunun üzerine hayat ağacı olarak tanımlanabilecek bir direk üzerine koyun postu

asılır ve bu direk etrafında bazı dini ritüeller yapılır. Tanrı’nın önüne dikildiğine

inanılan bu direk etrafında yapılan ritüellerden sonra berekete kavuşulacağına

inanılır.119 Galalar hayat ağacının çevresinde çiftler halinde dans ederek iyi bir

ürün için dua ederler. Her çift bir kadın ve bir erkekten oluşur. Bunlar uçlarından

116 Durmuş Arık, Azerbaycan Türklerinin Dini Tarihi ve Halk İnanışları, Ankara 2005, s.79. 117 Durmuş Arık, Hıristiyanlaştırılan Türkler (Çuvaşlar), Ankara 2005, s. 94–95. 118 Hikmet, Tanyu, Türklerde Ağaçla İlgili İnançlar, Türk Folkloru Araştırmaları Yıllığı, Ankara 1976, s. 131. 119 S. H. Hooke, Ortadoğu Mitolojisi, Ankara 1991, s. 119.

Page 43: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

36

tuttukları bir sopa ile birbirine bağlanırlar. Kollarının altında yeşil mısır ve ot taşırlar

ve bu törenin onlara bol ürün getireceğine inanırlar.120

Eski Avrupa medeniyetlerinde İlkbaharın gelişi bir ağacın süslenip bir

tören alayıyla gezdirilmesiyle kutlanırdı. Bu kutlamalara Avrupa’da bugün de hâlâ

rastlanır. İlkbaharın başında Vaftizci Yahya yortusunda ormandan bir ağaç getirilip

kasaba meydanına çıkılırdı ya da bazı yerlerde herkes ormana gidip taze dallar

keserdi. Evin efendisi, bu dalları bolluk ve bereket getirmesi için eve dikerdi. Bu

ağaca “mayıs ağacı” ya da “mayıs direği” denilmiştir.121

Almanya’nın bazı bölgelerlinde 1 Mayıs günü köylüler ahırların kapılarına,

her at ve inek için birer mayıs ağacı ya da mayıs çalısı dikerler; bunun ineklere

daha fazla süt verdireceğine inanırlar. İrlandalılar da 1 Mayıs günü evin üzerine

tutturulan yeşil bir ağaç dalının o yaz çok süt sağlayacağına inanırlar122 Mayıs

direği ev ev dolaştırılır. Çünkü Mayıs direğinde bereket vardır. Bundan dolayı kapı

kapı dolaştırılarak ya da her evin önüne dikilerek herkesin pay alması sağlanır.123

Mayıs ağacı ilkbahar bereketinin ve bolluğunun taşıyıcısıdır. O, insanlara ve

şehirlere bütün bir yıl boyunca bereket sağlayacak kadar sihirli güce sahiptir.

Ayrıca 1 Mayıs günü yapılan ilginç uygulamalardan biri de sevilen bir genç kızın

evinin önüne ya da üzerine yeşil bir çalı yerleştirilmesidir.124

1 Mayıs veya Paskalya günü geldiği zaman kalabalık gençler ormana

gider, genç bir ağacı kesip, süsleyip köye getirirler. Ağacı köyün alanına yerleştirip

etrafında dans ederler. Bazen bu ağacı şarkılar söyleyerek evden eve dolaştırırlar.

Halk şarkıcılara yumurta, yağ gibi gıda maddeleri verir. Sonra da kalabalık bunları

yer. Ağacın dallarına çeşitli oyuncaklar, süsler, bayrak ve kurdeleler asılır.125 Pek

çok bölgede Mayıs ağacının taşınması sırasında geçen yılın direği yakılır. Ateşin

tahtayı küle çevirmesi bitkiler âleminin yenilenmesi ve yeni yılın başlaması

anlamına gelir. Sonra da mayıs direğinin külleri karnavalda veya Noel’de tarlalara

serpilir. Böylece hasat bereketi geleceğine inanılır.126 Eski çağlardan beri mayıs

120 Frazer, s. 163. 121 Eliade, Dinler Tarihine Giriş, s. 306. 122 Frazer, s. 164. 123 Ergun, s. 49. 124 Frazer, s. 164. 125 Ergun, s. 50–51; Eliade, age, s. 307. 126 Eliade, age, s. 307.

Page 44: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

37

ağacı bereketin ve verimliliğin sembolü olmuştur. Mayıs ağacı hayat ağacı olarak

bereketi simgelemiştir. İlerleyen bölümlerimizde mayıs ağacını daha detaylı bir

şekilde incelemeye çalışacağız.

d) Hayat Ağacı İnsanların Kaderini Belirler

Hayat ağacının yaprakları bu dünyadaki insanlara benzetilmiştir. Hayat

ağacının yapraklarından her biri dünyadaki bir insanla özdeşleştirilmiştir. Onun

yaprağı sararıp yere düşerken bir insan ölür.127

Osmanlı Türklerinin inancına göre, hayat ağacının bir milyon ya da

dünyadaki insan sayısı kadar yaprağı vardır. Her yaprağın üzerinde bir insanın

kaderi yazılıdır ve her yaprak düşüşünde bir insan ölür. Ölen birinin yaprağı

düşerken sağlıklı bir insanın yaprağına değerse o insanın kulaklarının

çınlayacağına inanır.128 Anadolu’da bir inanışa göre her insanın bir ağacı vardır ve

her kulak çınlayışında ağaçtan bir yaprak düşer, ömründen bir gün eksilirmiş,

ağaçtaki yaprak bitince de ömrü bitermiş.129 Dünya kültürlerinde yaygın olan bir

uygulama da yeni doğan her çocuk için bir ağaç dikmektir. Çocuk doğduğunda bir

ağaç dikilir ve çocuğun ağaçla birlikte büyümesi umulur. Bu gelenek günümüzde

de hala yaşatılan bir uygulamadır. İsviçre’de erkek çocuk için bir elma, kız çocuk

içinse bir armut ağacı dikilir; böylece halk çocuğun ağaçla birlikte gelişeceğine ya

da kuruyup öleceğine inanır.130 Mecklenburg’da doğan çocuğun sonu dışarıya,

genç bir ağacın dibine atılır, o zaman çocuğun ağaçla birlikte büyüyeceğine

inanılır.131 Bazen de bir ağacın dalı kendiliğinden kırıldığında bir insanın ölmek

üzere olduğu anlaşılırdı.132 Çocuğu olmayan aileler bazen dileklerinin

gerçekleşmesi için ağaç dikerlerdi. Büyürse çocuklarının olacağını, kurursa

olmayacağını düşünürlerdi. Bazen de rüyada görülen ağaç devrilmesi önemli

birinin öleceğine işaret olurdu. Bütün bunlardan İnsanlar ve hayat ağacı arasında

kader birliği kurulduğu anlaşılıyor.

127 Arık, Azerbaycan Türklerinin Dini İnanışları ve Halk İnançları, s. 76 128 Ergun, s. 147. 129 Ergun, bkz. Dipnot, s. 162. 130 Frazer, s. 309. 131 Frazer, s. 309. 132 Frazer, s. 309.

Page 45: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

38

Eski insanlara göre dünya genel olarak canlıdır. Ağaçlar ve bitkiler de bu

kurala bağlı olarak canlıdırlar. Onların da insanlarda olduğu gibi ruhları olduğuna

inanılmıştır. Ağaçlar belli bir zekâya sahiptir ve insanlara yardımcı olabilirler.133

Eski insanlar canlı ağaçların kesilmemesi ve zarar verilmemesi gerektiğini

düşünürler. Eğer onlara zarar verilirse, zarar veren insan ya ölür ya da sakat kalır.

Hatta canlı bir ağacı kesmenin onlara acı vereceğine inanılır ve bazı ağaçların

kesilirken ağladıkları ifade edilir.134 Avrupa uygarlıklarında bir ağacın kesilmesi

gerektiğinde ağaçtaki ruhun kızıp insana zarar vermemesi için önce ağaca

kurbanlar sunulur sonra da ondan özür dileyip kesilirdi.135 Ağaçlarda ruhun

bulunduğu inancı ağaçların da erkek ve dişisinin olduğu ve onların da

evlenebilecek varlıklar olduğunun düşünülmesine sebebiyet vermiştir. Bu

düşünceden dolayı ağaçlar meyve vermeleri için evlendirilmişlerdir.136

İlkel düşüncede ağaçların ata ruhlarının barınağı olduğu anlayışı vardır.

İnsanlar ölülerini ağaçların altına gömerler, çünkü ölünün ağacın kutsiyetinden

faydalanmasını isterler. Ağaçların yanına hacca giderler onlardan dilekte

bulunurlar ve dileklerinin gerçekleşmesi için ağaçlara bez bağlarlar.

3. HAYAT AĞACI – SU BİRLİKTELİĞİ

Dünya kültürlerinde ağaçlarla ilgili geliştirilmiş mitlerde genel olarak ağaç-

su, ağaç-su-taş, ağaç-su-türbe veya mabet birlikteliği yer alır. Bu birliktelikte su ve

ağaç kompozisyonu daha yaygın bir halde bulunmaktadır. Hayat ağacının altında

veya çevresinde genellikle bir su kaynağı, bir göl veya bir nehir bulunur. Ayrıca bu

ağacın, kökünden, gövdesinden ya da başından bir su “hayat suyu” akar. Bu su

içenlere şifa, gençlik ve ölümsüzlük verir. Altay Türk mitolojisine göre ilk insan er-

Sogotoh’u Hayat ağacının akıttığı su ve süt diriltir. Bu su sayesinde hastalar

iyileşir. İhtiyarlara gençlik, yaşlı hayvanlara zindelik gelir.137 Er-Sogotoh, hayat

ağacının tepesinden ve gövdesinden çıkan usareyle beslenmiştir. Bu su onun hem

içecek hem de yiyecek ihtiyacını karşılamıştır. İçenlere gençlik, zindelik, canlılık

bahşetmektedir. Bu bağlamda Uygurların Türeyiş efsanesi de ilgi çekicidir.

Efsaneye göre iki nehrin kavuştuğu bir yerde bir tepe yükselir. Tepenin de 133 Frazer, s. 147. 134 Frazer, s. 151. 135 Frazer, s. 152. 136 Frazer, s. 156–157. 137 Ögel, Türk Mitolojisi I, s. 112–113.

Page 46: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

39

üzerindeki bu ağaçtan beş çocuk türer. Uygurların hakanı Bögü Han bu

çocuklardan biridir. Buradaki ağaç, hayat ağacıdır ve cennetten çıktığına inanılan

iki nehrin kavuştuğu yerde bulunur. Çocuklar, güç ve kuvvet veren hayat suyu ile

beslenmişlerdir.138 Oğuz Kağan destanında, Oğuz, bir gölün ortasında bulunan bir

ağaç kovuğunda bulduğu bir kızla evlenmiştir.139 Eski İran düşüncesine göre

göğün en üstünde bir hayat ağacı vardı, onun altında da gök dağı bulunuyordu.

Dünyadaki bütün ırmakların kaynağı bu gök denizinden akıyordu. Bu denize

‘advisura’ denmiştir.140 Yggdrasıl ağacının üç kökü vardır: Bu üç kökün yanında üç

tane kutsal kaynak bulunur. Bu kaynaklardan biri hafıza çeşmesidir. Buradan içen

bilge olur. Tanrılar konseyini burada toplar. Yggrasil bu kaynaktan sulanır. Ona

geçlik ve canlılık verir.141 Dekoratif sanatlarda su ağaç birlikteliğine geniş bir

şekilde yer verilir. Kutsal akarsuların cennetten çıkıp tekrar cennete döndüklerine

inanılmaktadır. Yani Tanrı’dan gelip Tanrı’ya dönmektedirler.142

Ağaç-su-taş kompozisyonun zengin bir anlamı vardır. Taş kutsal

gerçekliğin yüce bir temsili, yıkılmaz ve sonsuza kadar varlığını sürdüren

göstergesidir. Bu kompozisyonun ayrılmaz unsuru olan ağaç, düzenli olarak

kendini yenileyen kutsal gücü ifade eder. Bu bütünü tamamlayan su ise

potansiyeli, tohumu ve arınmayı sembolize eder. Zamanla bu birliktelik en önemli

olan unsura, tek başına ağaca indirgenmiştir. Böylece ağaç tek başına kozmosun

ifadesi olmuştur.143 Günümüzde pek çok kültürde bu kompozisyon varlığını güçlü

bir şekilde devam ettirmektedir.

4. HAYAT AĞACI ve HAYVAN ÖRÜNTÜLERİ

Dünya kültürlerinde hayat ağacının dalarında ve kökünde çeşitli hayvanlar

olduğu tasavvur edilir. Anlatılan efsanelere göre bu hayvanlar farklılık gösterir.

Fakat hayvan örüntülerinde genel tema aynıdır. Ağacın dallarında bir takım

hayvanlar bulunur. Genellikle bir kartal bu hayvanların içinde yer alır. Kökünde ise

bir yılan veya ejderha bu ağacı yıkmaya çalışır. Kartal da her gün yılanla

mücadele eder. Bu temanın dünya kültürlerinde çok sayıda örneği vardır. İran

138 Ögel, age, s. 94–95. 139 Ögel, age, s. 62–64. 140 Ögel, Türk Mitolojisi II, s. 309. 141 Eliade, Dinler Tarihine Giriş, s. 277. 142 http://turkoloji.cu.edu.tr/HALIL %20 EDEBİYAT, 06.12.2006 143 http://sargon.blogcu.com/Yasasin_1_Mayis_yada_Kutsal_Ağac/, 29.01.2007

Page 47: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

40

mitolojisindeki hayat ağacı Gaokerena’ya zarar vermesi için kötülük Tanrısı

Ehrimen bir kertenkele yaratır. Kalmuklar, okyanusta bir ejderhanın yaşadığından

ve ağacın suyun üzerine düşen yapraklarını yuttuğundan söz ederler. Buryatlar’da

hayat ağacı bir süt gölünün ortasındadır. Dibinde bir yılan yaşar. Bazen de yılan

ağacın gövdesine sarılı halde bulunur.144

Yılan veya canavar bu ağacın bekçiliği görevini üstlenir. Kimseyi yanına

yaklaştırmaz. Kurtuluş yolunu ve ona giden tüm yolları gözetir. Yunan mitolojisinde

Herakles, Hesperidler’in bahçesinden altın elmaları alabilmek için onları koruyan

ejderhayı öldürmek veya uyutmak zorunda kalır.145 Yılanlar, tüm ölümsüzlük

yollarına yani tüm merkezlerin ve kutsallığın ve gerçekliğin bulunduğu her yerin

bekçiliğini yaparlar. Dünyanın merkezinde saklı bulunan hazineleri, güç, yaşam ve

her şeyi bilebilme yeteneği bahşeden her simgeyi korurlar. Bu simge genellikle

hayat ağacı olmuştur.

Hayat ağacının ve ölümsüzlüğün peşindeki ilkel insan ve bu ağacı

koruyan veya insanın ağacın meyvesini yemesini kurnazlığıyla engelleyen yılan ya

da canavar örüntüsü birçok gelenekte bulunur. Burada insan, ağaç-yılan birlikteliği

bulunur. Ölümsüzlük güçlükle elde edilir. Buna ulaşmayı isteyen insan birçok

zorluğa katlanmak mecburiyetindedir. Ölümsüzlük ulaşılamaz bir yerde, dünyanın

sonunda, denizin dibinde, karanlıklar ülkesinde, çok yüksek bir dağın zirvesinde ya

da bir merkezde bulunan hayat ağacında bulunmaktadır. Büyük çabalarla hayat

ağacına yaklaşmaya çalışan insanı bir canavar ya da bir yılan beklemektedir.

İnsan ise bu canavarla dövüşmeli ve onu yenerek hayat ağacının meyvelerinden

yemelidir. Bu canavarı yenemeyen hayat ağacına ulaşamaz.

Yahudi ve Hıristiyan geleneklerinde, ilk insan Hz. Âdem ölümsüzlüğü

yılanın kurnazlığıyla kaybeder. Yılan Âdem’i kandırır. 146Canavar veya yılan

insanın ölümsüzlük yolundaki en büyük rakibidir.

İskandinav kozmik ağacı Yggdrasil’in dallarında kartal, keçi, yılan ve geyik

yaşar. Köklerinde onu sürekli devirmeye çalışan çıngıraklı bir yılan bulunur.147

Hayat ağacı ve kartal motifi de çok sık karşılaşılan bir temadır. Türk kültüründe 144 Eliade, age, s. 289. 145 Eliade age, s. 289. 146 Tekvin: 3/1–7. 147 Eliade, age s. 277.

Page 48: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

41

ağacın tepesinde daima iki başlı kartal ya da iki kartal tasavvur edilir.148 Hayat

Ağacı üzerindeki kartalın göğün beşinci katında yaşadığına inanılır.149 Türk

kültüründe kartal Tanrının bir sembolü olarak görülür. Hayat ağacının en tepesinde

nöbet tutar. Tanrının elçisi olan ruhların ilettiği mesajları hakan ve kamlara iletir ve

Şeytanı temsil eden yılanı öldürür.150

5. TAPIM NESNESİ OLARAK HAYAT AĞACI

Kutsal ağaçlar, tapınma nesnesi olarak karşımıza çıkar. Frazer, Almanlar,

Keltler, Druidler, Putperest Slavlar ve Eski Yunanlılar gibi Avrupa kavimlerinin

ağaçlara ve korulara taptıklarını bildiriyor. Evliya Çelebi, Seyahatname’sinde,

Müslüman Nogayların ağaca taptıklarından bahseder. Nogaylara göre ibadet

ettikleri ağaç Cebrail vasıtasıyla Allah tarafından gönderilir. Bu ağaç Tuba

ağacının dalından bitmiş olup, Hızır eliyle dikilmiştir.151 Dünya gelenekleri üzerinde

ağaç tapımına rastlanmakla beraber bu tapınma hiçbir zaman sadece ağaca

tapınma değildir. Mircea Eliade ağaç tapımıyla ilgili olarak; bir ağaç hiçbir zaman

yalnızca kendisi için kutsallık kazanmaz, her zaman onun aracılığıyla “ortaya

konulan” anlamlandırdığı ve simgelediği şey adına bir tapınma sahip olur. Büyülü

ya da şifalı ağaçlar etkilerini mitolojik bir ilk örneğe borçludur.” demiştir.152 Ağaç

hiçbir zaman ağaç olduğu için tapınma nesnesi olmamıştır. Ağaç kendisi

aracılığıyla mutlak gerçekliği ortaya koymuş, Tanrı’nın yeryüzünde bir tezahürü

olmuştur.

Verilen bilgilere göre hayat ağacının insan hayatında doğumdan ölüme

kadar her safhasında, ölüm sonrasında, doğa olaylarının düzenlenmesinde,

yaradan ile insan arasındaki münasebetlerde, çok önemli bir yeri olduğu

anlaşılmaktadır.

148 Eliade, Şamanizm, s. 60. 149 Ögel, Türk Mitolojisi II., s. 173. 150 Ögel, age, s. 179. 151 Abdülkadir İnan, Tarihte ve Bugün Şamanizm, Ankara 1995, s. 65. 152 Eliade, age, s. 270.

Page 49: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

42

II. Bölüm

KADİM DİNLERDE HAYAT AĞACI

Hayat ağacı en eski medeniyetler tarafından bilinen bir kavramdır. Hatta

hayat ağacının varlığı insanın varlığı kadar eskiye gider. Öyle ki birçok toplumda

insanlığın hayat ağacından türediğinden bahseden mit ve efsaneler oldukça

yaygındır.

A. Eski Anadolu ve Mezopotamya Medeniyetlerinde Hayat Ağacı

Sümer mitolojisi, hayat ağacı motifinin en erken ortaya çıkığı

medeniyetlerden biridir. Sümer dininde hayat ağacı temasına sıklıkla rastlanır.

Sümer yaratılış efsanesinin temelinde “kutsal ağaç” veya “doğum bitkisi” motifi

bulunur yani yaratılış hayat ağacıyla başlamıştır. Sümer mitolojisinin önemli

kahramanlarından ‘Etena’ bir Sümer kralıdır. Efsaneye göre Etena, bir çocuk

sahibi olmayı ister. Tanrılarla konuşarak onlardan doğum bitkisini bulmalarını ve

doğum bitkisinin meyvesiyle kendisine bir çocuk verilmesini ister. Güneş Tanrısı,

bir kuşun doğum bitkisini bulması için ona yol göstereceğini söyler.153 Efsanede

doğumun hayat ağacıyla özdeşleştiği, Etena’nın çocuğa hayat ağacı vasıtasıyla

kavuştuğu görülür. Böylece yaratılış hayat ağacıyla başlamıştır. Bu efsanede

doğum bitkisini getiren kuş da yine hayat ağacı temasının ortak unsurlarından

biridir.

Mezopotamya’nın birçok yerinde hayat ağacı kalıntılarına rastlanmış ve

hayat ağacıyla ilgili birçok efsane anlatılmıştır. Konuyla ilgili bir efsane Gılgamış ile

ilgili olarak anlatılır. Gılgamış, bir bahçede mucize ağacı bulur. Gılgamış, mucize

ağacın yanında genç bir kız görünümünde bulunan ilah Siduri ile karşılaşır.

Gılgamış bu Tanrıça’ya bir asmanın yanında rastlar; bağ eski doğuluların “hayat

otuyla” özdeşleştirdiği bitkidir. Sümerler, yaşam için bir asma yaprağını işaret

olarak kullanmışlardır. Asma mucizevî bir bitki olarak ulu tanrıçaya adanır. Ulu

153 Campbell, age, s. 93,142.

Page 50: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

43

tanrıçanın adı da asma ile ilişkilendirilerek “asma ana” ya da “asma tanrıça” olarak

adlandırılmıştır. Bu tanrıça (Siduri) ölümsüzlüğün kaynağıdır.154 Asma ile Tanrıça

Siduri’nin ilişkilendirilmesi Siduri’nin elinde üzüm bulunması ölümsüzlüğünün

kaynağının ‘asma’ olduğunu akla getirir. Asma ölümsüzlük otuyla

özdeşleştirilmiştir yani hayat ağacı olmuştur. Mezopotamya’da ölümsüzlük otu çok

bilinen bir kavramdı ve çok önemliydi. Bilhassa ‘Gılgamış Destanı’ ölümsüzlük

otunu bulma hikâyesidir.155

Siduri, Yunan mitolojisinde yer alan Nympha Kalypso’yla özdeşleştirilir.

Kalipso da Siduri de genç kız görünümündedirler. İkisinin de ellerinde üzüm

salkımları bulunur. Siduri dört kaynağın çıktığı bir yerde oturmaktadır. Adası

denizin ortasındadır. Kalypso, Amphalos’un yanında “dünyanın merkezindeki”

hayat ağacının ve dört kaynağın bulunduğu yerde kendini ifşa eder. Kahramanlara

ölümsüzlük dağıtır ve sükûnet verir.156

Sümerlilere ait olduğu düşünülen bir şiirde ‘Huluppu ağacı’ndan

bahsedilir. Bu ağaç Fırat nehrinin kenarına dikilmişti. Fakat rüzgâr onu söküp,

ırmakla birlikte sürükledi. Gök tanrıçası İnanna onu alıp tapınağın merkezine

getirip dikti ve özenle baktı. Ağaç büyüyünce İnanna onu kesmek istedi; fakat bir

yılan onun dibine yuva yapmıştı, tepesine de bir kuş yavrusunu bırakmıştı. Ağacın

dallarına harabe hizmetçisi Lilit evini kurmuştu.157 Burada Huluppu ağacı dibindeki

yılan ve dallarındaki kuşlarla hayat ağacına benzemektedir.

Başka bir anlatıya göre Gılgamış Destanında Tanrıça İnanna, bahçesine

bir Huluppu ağacı diker. Düşmanları onu engellemeye çalışırlar. Gılgamış ise

İnanna’ya yardım eder. Bu yardımından dolayı İnanna Gılgamış’a teşekkür eder

ve Huluppu denilen bir ağaçtan ‘Pukku’ ile ‘mukku’ hediye eder. Pukku ile mukku,

sihirli davul ve sihirli davul tokmağıdır.158 Burada Tanrı Huluppu ağacında tezahür

etmiştir. Tanrı ile iletişim Huluppu ağacının odunundan yapılan davul ve tokmak ile

gerçekleşir. Davuldan çıkan sesin huluppu ağacının sesi olduğuna inanılmıştır.

154 Eliade, age, s. 278. 155 Sarıkçıoğlu, age, s. 40. 156 Eliade, age, s. 278. 157 Samuel Noah Kramer, Sümer Mitolojisi, İstanbul 2001, s. 69–72. 158 Hooke, s. 53.

Page 51: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

44

Asur kabartmalarında Tanrı’nın hayat ağacında tecelli ettiği görülür. Bir

kabartmada Tanrı, bir ağaçtan çıkar biçimde gövdesinin üst kısmıyla betimlenir.

Ağacın yanında su akmakta ve bir keçi ağacın yapraklarını yiyerek

beslenmektedir.159

Bir Asur belgesinde İştar’dan Hayat ağacı tanrıçası olarak

bahsedilmektedir. Asur ülkesinde Hayat ağacı kraliyeti ya da Asur ülkesini

simgelemektedir.160 Asur sanatında da hayat ağacının çok zengin bir kullanımı

vardır. Duvar bezemelerinde, kral mühürlerinde kullanılmıştır. Asurlularda hayat

ağacı insanlarla Tanrılar arasında aracı konumdadır. Saray duvarları, resmi odalar

ve tapınaklarda sıklıkla bu motifin yer alması hayat ağacının ne kadar önemli

olduğunun göstergesidir.161

Urartu uygarlığında hayat ağacı motifine diğer ilk çağ uygarlıklarına

oranla daha sık rastlanır. Urartu sanatında hayat ağacı, Sümer, Babil, Asur

medeniyetlerine göre daha zengin ve özgün bir içerik taşır. Urartulardan kalan bir

silindir mühürde ortadaki hayat ağacına karşılıklı olarak ön ayaklarını dayayan ve

en küçük ayrıntısına kadar özenle işlenen iki keçi motifine rastlanır. Bu motif M.Ö.

üç binli yıllardan itibaren Sümerlilerin kullandığı ve dünya kültürlerinde de oldukça

sık kullanılan bir motif olmuştur.162 Urartu tapınaklarının üzerinden sonsuza doğru

yükselen hayat ağacı tapınağın kutsallığını, varlığının devamlılığını ve tarım

ürünlerinin bereketini simgelemiştir.163

Urartularda Hayat Ağacının koruyucu vasfı ön plana çıkmıştır. Hayat

Ağacı motifi Urartu askeri donanımını oluşturan malzemelerin üzerine

resmedilmiştir. Örneğin kral miğferi üzerinde hayat ağacı motifleri bulunur. Bu

tasvirde kral ve soyundan olanlar hayat ağacına selam verirler. Hayat Ağacının

Tanrısal ruhları içinde barındırdığı ölümsüzlüğü simgelediği düşünülür. Hayat

ağacının bu gücünden kralın ve ordunun yararlanması istenilmektedir. Urartular,

159 Eliade, age, s. 279. 160 Nevzat Çevik, ‘Hayat Ağacının Urartu Kült Törenlerindeki Yeri ve Önemi’, Anadolu Araştırmaları(ayrı basım), İstanbul 1999, sy. 15, s. 35. 161 Çevik, s. 36. 162 Belli , s.241. 163 Belli, s. 242.

Page 52: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

45

saraylarını tapınaklarını, boydan boya hayat ağacı motifiyle bezemiştir. Bu motif,

Urartular için İmparatorluk simgesi ve Tanrıların amblemleri olmuştur.164

Mısır ikonografisinde, Hayat Ağacı temasına rastlanır; bir tasvirde,

Tanrı’nın elleri ağaçtan çıkmış bulunmakta ve ellerinde bağışlarını ve hayat

suyunu dağıttığı bir vazo bulunmaktadır. Bu tasvirde Tanrı bir ağaçta “Hayat

ağacında” tecelli etmiştir. Hayat ağacında tecelli eden Tanrı, yeniden doğuşun ve

ölümsüz bir hayatın kaynağıdır. İnsan bu kaynağa, ölümsüzlüğe ulaşabilmek için

gelir.165

Birçok medeniyette olduğu gibi, Ulu Tanrıça Hayat Ağacı birlikteliğine

Mısır’da da rastlanır. Bir kabartmada Mısır’ın büyük tanrısı Hathor, bir gök ağacına

muhtemelen hayat ağacı (ölümsüzlük ağacı)na çıkmış olarak ve bir ölünün ruhuna

yiyecek ve içecek sunarken yani ölüye yaşam verirken betimlenir.166(Resim:2) Her

iki örnekte de hayat ağacı ve Tanrı arasında ortaklık kurulur. Tanrı hayat ağacı

vasıtasıyla varlıklara yaşam, ölülere güç verir. Başka bir betimlemede de kader

tanrıçası, göğü simgeleyen bir ağacın alt dallarına oturmuştur. Bu dalların

üzerlerinde firavunların adları ve kaderleri yazılıdır.167 Mısır da bir ağacın dalları,

ağaçta yetişen insana benzer suretler şeklinde tasvir edilmiştir.168 Mısırlıların

tasavvurlarına göre Hayat ağacı göğün doğusundadır. Göğün doğusunda bir incir

ağacı vardır ve Tanrılar bu ağacın üzerinde otururlar. Bu ağaç Tanrıların

meyvesinden yiyerek beslendikleri hayat ağacıdır169 Eski Mısır dininde tanrıların

ağaçtan türediğinin örnekleri vardır. Tanrı İsis bir ılgın ağacının gövdesinde Osiris’i

bulmuştur. Adonis de Myrrha adındaki bir ağaçtan doğmuştur.170

Eski çağlarda ağaçlarla ilgili inanışların yaygın olduğu toplumlardan biri

de cahiliye çağı Araplarıdır. Onların inançlarına göre melekler ve cinler bazı

ağaçları kendilerine mekân seçmekteydiler. Bu inançları sebebiyle Araplar

164 Çevik, s. 338–339. 165 Eliade, age, s. 279. 166 Eliade, age, s. 283. 167 Eliade, age, s. 283. 168 Sarıkçıoğlu, age, s. 36. 169 Sarıkçıoğlu, age, s. 37. 170 Campbell, age, s. 405.

Page 53: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

46

ağaçlara adak ve kurbanlar sunmuşlar, hastalıkları için şifa ummuşlardır.171 Ayrıca

bazı putlar kutsallığı nedeniyle hurma ağacının odunundan yapılmıştır.172

B. Eski Avrupa Kültürlerinde Hayat Ağacı

Avrupa din tarihinde ağaçlara tapınmanın önemli bir rolü vardır. Avrupa,

tarihin başlangıçlarında uçsuz bucaksız ormanlarla kaplıydı. Bu nedenle de

Avrupa kavimleri ağaçlarla ilgili çok çeşitli inançlar geliştirmişlerdir. Avrupa’da

birçok ağaca özel bir önem verilmekle beraber meşe ağacına daha fazla önem

verilmiştir ki zaten daha çok yaygın olan ağaç da meşedir.

Ağaca tapınma Ari kökünden gelen bütün toplumlarda görülen bir

uygulamadır. Aynı zamanda bütün Avrupa’da ağaçların ruhları bulunduğuna

inanılmış ve ağaç ruhlarına saygı duyulmuştur.173

Avrupa kültürlerinde birçok ağaç türüne tazim edilmiştir. Bazı topluluklar

için, meşe, bazen incir, dişbudak, kayın vb. birçok ağaç türü kutsal ağaç olmuştur.

Genel olarak bütün Avrupa topluluklarındaki kutsal ağaç motifi hayat ağacının

özekliklerini taşır. Bu ağaçlar Avrupalıların koruyucularıdır aynı zamanda

Bereketin ve doğurganlığın sembolüdürler.

Eski Roma’da ağaçları takdis etmek için üzerlerine bir şeyler asılır veya

konurdu. Romalılara göre zeytin ağacı kutsaldı. Zeytin dalı barış işareti olarak

kabul edilirdi. Zeytinin meyveli dalları Apollo mabedinin önüne dikilirdi. Dal onlara

göre kutsiyetin taşıyıcısıdır. Onlar için ağaçtan yapılan bir eşya bile kutsiyetin

taşıyıcısı olabilirdi.174

Eski Roma ve Yunan’da ağaç tapımıyla ilgili bir hayli kalıntı vardır.

Örneğin Kos (İstanköy) adasındaki Asklepios tapınağında servi ağacının kesilmesi

yasaktı. Cezası da bin drahmi idi. Roma’nın işlek merkezlerinden biri olan

Forum’da Romulus’un kutsal incir ağacına imparatorluk günlerine kadar tapınılırdı.

Onun gövdesinin kuruması bütün kente korku salıyordu. Yine Roma’nın 171 Ahmet Yaşar Ocak, Bektaşi Menakıpnamelerinde İslam Öncesi İnanç Motifleri, İstanbul 1998, s. 85. 172Hikmet Tanyu, ‘Türklerde Ağaçlarla ilgili İnançlar’, Türk Folkloru Araştırmaları Yıllığı, Ankara 1976, s. 130. 173 Frazer, s. 143–145. 174 Sarıkçıoğlu, age, s. 38.

Page 54: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

47

kutsallarından biri olan kızılcık ağacı vardı. Ağaç ne zaman oradan geçen birine

solmaya, kurumaya yüz tutmuş görünse, adam çığlıklar atmaya ve ağlamaya

başlardı.175 Kelt rahipleri Druidler arasında da meşe ağacı tapım nesnesiydi.

Druidler’e göre ağaç yeraltı, yer ve gök arasındaki bağlantıyı temsil etmektedir.

Druidler’de elma ağacı da kutsaldır. Meşe gücün, elma ise ölümsüzlüğün

sembolüdür. Druidler’e göre ağacın öneminin bir nedeni de tanrıların habercileri

olan kuşları üzerinde barındırmasıdır. Druidler, ölülerin ruhlarının dallar arasında

ve ağaçların gövdelerinde bulunduklarına inanırlar. Ellerinde kutsal ağaçlarının

sembolü olarak gördükleri değnekleri taşırlar. Bu değnekler güç ve sihirle doludur.

Dini tören ve ritüelleri korularda ve ağaçlık alanlarda yapılır. Ayrıca Druidler için

meşe ağacından büyüyen ökse otu da çok önemlidir.176

Eski Yunan dininde ağaçlarla birlikte doğup ölen ağaç perilerinin

bulunduğuna inanılır.177 Bu ağaç perilerine nympheler (driyadlar) adı verilmiştir.178

Ağaç perileri ağaçların gövdelerinde ve dalları arasında bulunur. Onların

etraflarında dolanırlar. Bu ağaç perilerinin ait oldukları ağaçlarla doğdukları ve yine

ağaçlarla öldüklerine inanılmıştır. Ağaç perilerinin “Hamadryad” adlı kardeşleri

vardır ve bu canlılar daha ufak bitkileri, çalı ve ufak boylu ağaçları

korumuşlardır.179 Yunan mitolojisine göre bazı ağaçlar Tanrıların sembolleri

olmuşlardır. Her bir Tanrının ayrı bir ağacı vardır. Zeus’un ağacı bir meşedir.

Tapınağı meşe ağaçları arasında bulunur. Zeus’un kızı Tanrıça Athena’nın ağacı

zeytindir. Bu ağacı Athena’nın yarattığına inanılır. Defne Apolloy’u, selvi Artemis’i,

mersin ağacı da Afrodit’i simgeler. Bu Tanrılar bu ağaçları her türlü tehlikeden

korur. Eski Yunan dinine göre defne ağacının bir Tanrıdan oluştuğuna inanılır.

Defne ağacı başlangıçta bir tanrıçadır ismi de Daphne’dir. Daphne bir gün koruda

dolaşırken Tanrı Apollon ile karşılaşır. Apollon onu beğenip sever. Daphne ondan

kaçmaya Apollon da onu kovalamaya başlar. Daphne kendisini bir ırmağa atmak

ister fakat başaramaz ayakları kıpırdamaz ve olduğu yerde kalır. Ansızın

kollarından omuzlarından yapraklar fışkırır. Ayakları toprağa girip kök salar birden

bire bir defne ağacı olur. Apollon bunu görünce çok üzülür ve bundan böyle benim

175 Frazer, s. 146. 176 http:/www.dunyadinleri.com/druidler.html, 17.05.2007. 177 HikmetTanyu,”Ağaç",Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, c.1,İstanbul,1988,s.457. 178 Edith Hamilton, Mitologia, (Çev. Ülkü Tamer), İstanbul 1994, s.26; Sarıkçıoğlu, age, s. 35. 179 http://sanattasarim.iku.edu.tr/KENTOMETRE/kayın.html, 14.04.2008.

Page 55: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

48

ağacım defne olsun, savaşta kazananlar bu ağacın yapraklarından başlarına

çelenkler taksın der.180

Bir anlatıma göre de iyiliğin ve yardımın karşılığı ağaç şekline

dönüştürülerek verilmiştir. İki Yunan tanrısına bir yaşlı çift yardım eder. Tanrılar bu

çiftin yardımlarına karşı ne istediklerini sorarlar çift bulundukları yerde kalmayı

birbirlerinden ayrılmamayı isterler. Aradan bir süre geçtikten sonra yaşlı çiftin biri

meşe diğeri ıhlamur ağacı oluverir. Bu ağaçların kökleri aynı gövdeleri ise ayrı

olur. Eski Yunan inancına göre Tanrıların iyi insanlara bir mükâfatıdır bu.181

Eski Yunan dininde ağaçlara zarar vermek veya kesmek büyük cezaları

gerektiriyordu. Onlara göre ağaçlar canlı birer varlıktı ve konuşabilirlerdi. Bunun

güzel bir örneğini Erysıkhton’un toprak ana Demeter’in korusuna girerek en

yüksek meşe ağacını kesip suç işlemesi olarak gösterebiliriz. Erysıkhton ağacı

kesmeye başladığında vurduğu yerden kanlar fışkırmıştır. Ağacın kabukları

arasından, “beni kesersen cezalandırılırsın” diye bağırılmıştır. Fakat yine

Erysıkhton ağacı kesmiş ve Tanrıça tarafından cezalandırmıştır.182 Burada ağacın

konuşabilmesi ve ağaçtan kanlar çıktığı düşüncesi onun insan gibi

düşünüldüğünün bir kanıtıdır.

Ege ve Yunan uygarlıklarında, tanrıça-ağaç-dağ-hayvan örüntüleri çok

yaygındır. Mikenliler’in Tanrıçayı, eli çıplak göğsünün üzerinde bir sürü kozmolojik

amblem (su, güneş, ay)ile hayat ağacının altında oturur halde betimleyen büyük

halkası bunun örneklerindendir. Eski Avrupa medeniyetlerinde kutsal ağacın

altında oturmak ve birtakım ritüeller yapmak çok yaygındır.183

Sir James Frazer Almanlar arasında en eski tapınma yerlerinin doğal

ormanlar olduğun söyler. Almanların kutsal koruları vardır ve ağaçlar onlar için çok

değerlidir. Eski Almanlarda canlı bir ağacın kabuğunu bile soymanın çok ağır

cezaları vardı.184 Bazı durumlarda bir ağacı kesmeleri gerektiğinde ise bu ağaç

180 Hamilton, s. 14. 181 Hamilton, s. 79. 182 Hamilton, s. 217. 183 Eliade, age, s. 285. 184 Suçlunun göbeği kesilerek çıkartılır ve ağacın soyduğu kısmına çivilenirdi; daha sonra suçlu bağırsakları ağacın gövdesine dolanana kadar ağaç çevresinde dolaştırılırdı. Cezanın amacının, ölmüş ağaç kabuğunun yerine suçludan alınmış yaşayan bir şeyin

Page 56: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

49

güzel ve canlı bir ağaç ise ağacı kesmeden önce ondan özür dileyip kendilerinin

bağışlanmasını dilerlerdi.185

Avrupalı toplumların inançlarında da diğer birçok toplumda olduğu gibi

türeme ağaç yoluyla gerçekleşmiştir. Eski bir Alman rivayetine göre insanlar

dişbudak ve karaağaçtan türemiştir. Eski Alman putperestlik ilahları Odin, Hönir ve

Lodr, Askr ve Embla adlı iki yaratıkla karşılaşır. Daha sonra dilbilimciler Askr’ı

dişbudak ağacı, Embla’yı da karaağaç ile özdeşleştirirler. Alman ilahları bu

yaratıklara can verir, böylece ilk insanlar ortaya çıkar. Semnon adlı Alman kabilesi,

de, atalarının bugün bile kutsal kabul ettikleri bir ormandan çıktığına inanırlar.186

Avrupa kültürlerinde Mayıs ağacı ya da Mayıs direği inancı yaygındır.

Mayıs ağacının insanlar ve diğer varlıklar üzerinde birtakım güçlere sahip olduğu

düşünülür. Almanya’nın bazı bölgelerinde 1 Mayıs günü köylüler ahırların

kapılarına, her at ve inek için birer mayıs ağacı veya mayıs çalısı dikerler, bunun

ineklere daha fazla süt verdireceği düşünülür.187 Almanlardaki Mayıs ağacı inancı

hayat ağacı inancının halk arasındaki bir kalıntısıdır. Mayıs ağacı yeni evlenenlerin

önüne dikilerek ondaki hayat ve yetişme gücünün yeni çiftlere geçmesini sağlar.188

Ağaçlar ve bitkiler canlı varlıklar olarak düşünülmüştür. Bunun sonucunda

birçok dünya kültüründe ağaçlar birbirleriyle evlenebilecek erkek ve dişi gibi

tasavvur edilmişlerdir. Noel arifesinde Alman köylüleri, ağaçların evlendiğini

söyleyerek meyve ağaçlarını meyve vermeleri için saptan iplerle birbirlerine

bağlamışlardır.189

Avrupa’da hayat ağacını temsil eden en yaygın ağaç meşedir. Avrupalılar

meşeyi temsil eden insan veya diğer varlıkları bir sepete kapatıp, güneşin

parlaması, ürünlerin büyümesi, bereketin sağlanması için yakmışlardır. Meşe ve

meşe üzerinde büyüyen ökse otu bütün Avrupa’da çok değerlidir. Meşe ağacının

bedeninde büyüyen ökse otunu ağacın kalbi olarak görürler. Kutsal koru olarak da

meşe ormanlarını seçerler. Meşe ağacı üzerinde ne yetişirse cennetten konması olduğu açıktır; yaşama yaşam, bir ağacın yaşamına karşılık bir insanın yaşamı ( Frazer, s. 145). 185 Frazer, s. 151. 186 Ergun, s. 21. 187 Frazer, s. 164. 188 Sarıkçıoğlu, age, s. 38. 189 Frazer s. 155.

Page 57: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

50

gönderildiğine inanırlar ve ökse otunun meşe ağacının gövdesinde yetişmesini

Tanrı tarafından seçildiğinin bir işareti olarak kabul ederler. Ökse otunun

toplanmasına sırasında birtakım dini uygulamalar yapılır. Ağacın altında kurban

kesilir, beyaz giysiler giyilir, rahip ağaca tırmanarak altın bir orakla bolluk bereket

dilekleriyle onu keser. Ökse otu insan ve hayvanlar için şifa kaynağıdır. Ökse

otundan elde edilen ilaçla birçok rahatsızlık tedavi edilir. Örneğin, ökse otundan

hazırlanan ilacın kısır hayvanlara iyi geldiğine inanılır.190

İskandinav mitolojisinde ağaç miti yaygın bir şekilde görülür. İskandinav

mitolojisinde hayat ağacı Yggdrasil’dir. Yggdrasil, dünyanın merkezi ve

dayanağıdır. Kökleri yerin derinliklerine kadar iner. Burada devlerin krallığı ve

cehennem bulunur.191 O, dünyayı saran, koruyan, besleyen, onu ayakta tutan

ağaçtır. Yggdrasil, dokuz dünyayı birbirine bağlar ve dünyayı korur. Dokuz

dünyanın feleği bu ağaçla kaplıdır. Yggdrasil, kâinat dişbudağı olarak bilinir. O

kutsal bir kaynak kenarında kutsal bir ağaçtır, dalları bütün kâinata uzanmış ve

göklere çıkmıştır.192 Bu ağaç ebediyete kadar yeşil kalacaktır. Yggdrasil, bütün

ağaçların en büyüğü ve en iyisidir. Tanrı her gün her kararını onun dibinde verir.

Ağacın dalları bütün dünyaya yayılır ve üç kökü vardır.193 Bu ağacın üç kökü

altında Asgard, Jotunheim ve Nifheim olmak üzere üç dünya vardır. Asgard

Tanrıların mekânıdır buraya sadece cesur ve temiz kalpli olanlar gelebilir.

Jotunheim devlerin yaşadığı dünyadır. Nifheim ise ölülerin dünyasıdır. Nifheim’de

soğuk hüküm sürer ve karanlık bir mekândır. Gezegenin en alt kısmında

Yggdrasil’in üçüncü kökünün altında yer alır.194 Yggdrasil’in bulunduğu yerde üç

de pınar vardır. Birincisi aklın pınarı (mimisbunnr) mimir tarafından korunur. Buna

Mimir’in akıl kuyusu denir. Mimir bu kuyudan içtiğinden beri destanlarla dolu hale

gelmiştir.195 Mimir gizli bir ilme sahip olduğuna inanılan ünlü bir devdir. Mimir

Yggdrasil’in altındaki bilgelik kaynağının bekçisidir. İskandinav mitolojisinin en

önemli tanrılarından olan Odin bilgeliğe sahip olmak için bir gözünü çıkarıp bu

kaynağın içine saklayarak kurban etmiş ve bu kaynaktan su içme hakkı elde

190 Ergun, s. 21–22. 191 Eliade, age, s. 268–278. 192 Sarıkçıoğlu, age, s. 36. 193 Ergun, s. 20. 194 http://www.gaygaye.com/populerbilimwiking.htm, 05.01.2007 195 Ergun, s. 19.

Page 58: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

51

etmiştir.196 İkinci pınar kaderin pınarı (urdarbrunnr)dur. Bu çeşme her zaman

Yggdrasil’in yanında bulunur.197 Tanrılar bu çeşmenin yanında mahkeme

kurarlar.198 Üçüncü pınar da Hevelgelmir’dir. Burada ise birçok özellikte nehir

bulunduğuna inanılır. 199

Yggdrasil’in tepesinde bir kartal oturur. Dallarında bir keçi bir geyik ve bir

ceylan ve dört tane de karaca bulunur. Kartalın gözlerinin arasında bir şehir

bulunur. Karacalar ağacın dalları arasında koşar ve yapraklarını ve dallarını

ısırırlar. Kökünde ise çıngıraklı bir yılan ve bir sincap vardır. Yılan sürekli ağacın

kökünü kemirip onu devirmeye çalışmaktadır. Kartal her gün yılanla dövüşür.

İskandinav mitolojisine göre dünyaya son verecek bir felaket gelecektir. Bu

felakette evrenin temeli sarsılacaktır. Yggdrasil de bu felaket sırasında çok kuvvetli

bir biçimde sarsılacak ama yıkılmayacaktır.200

İskandinav mitolojisinin büyük Tanrılarından biri olan Odin, bilgeliğini

artırmak için kendini Yggdrasil’e dokuz gün dokuz gece asarak kurban etmiştir.

Odin mızrakla yaralı olduğu halde ve yiyecek ve içecek olmadan dokuz gün dokuz

gece Yggdrasil’de asılı kalmıştır. Daha sonra Odin, çağrısı üzerine büyüsel bilgelik

ve gücün simgesi olan Rune201 yazısını ele geçirmiştir. Odin’in çağrısı üzerine

Runık harfler ortaya çıkar. Böylece Odin, gizli ilmi ve şiir yeteneğini elde etmiştir.

Yggdrasil “ygg”ın (Odin’in adlarından biri) atı (Drasill) anlamına

gelmektedir. Yggdrasil darağacına asılmışın atı anlamına gelir. Bu örnekte Odin’e

sunulan kurbanların ağaçlara asıldığı anlaşılmaktadır.202 Yggdrasil eski İskandinav

dininde tam bir hayat ağacı özelliği gösterir.

C. Uzak Doğu Ve Hint Dinlerinde Hayat Ağacı

Hint geleneğinin en eski metinlerinde kozmos, devasa bir ağaç olarak

tasvir edilmiştir. Hint kutsal metinlerinden olan Upanişadlar’da bu düşünce açık bir

196 Eliade, Dinsel İnançlar ve Düşünceler Tarihi, (çev. Ali Berktay) c.II, İstanbul 2003, s.180. 197 Eliade, Dinler Tarihine Giriş, s. 278. 198 Ergun, s. 20. 199 http://www.gaygaye.com/ popülerbilimwiking.htm, 05.01.2007 200 Eliade, age, 277–278; Ergun, s. 20. 201 Rune veya Runik yazı: 24 harften oluşan eski bir Cermen yazısıdır. 202 Eliade, Dinsel İnançlar ve Düşünceler Tarihi, c.II, s. 180.

Page 59: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

52

şekilde yer almıştır. Buna göre evren kökleri göğe uzanan, dallarıyla tüm dünyayı

saran “baş aşağı” durmuş bir ağaçtır. Kozmik ağaç Katha–Upanişad’da şu şekilde

betimlenir: Bu ağaç, “kökleri yukarıya uzanan ve dalları aşağıya veren, ezeli

Asvattha’dır, o saf olandır, o Brahman’dır”, o ölümsüz olarak adlandırılır. Tüm

dünya onda dinlenir. Ashvattha ağacı Brahman’ın203 kozmostaki mümkün olan en

açık tezahürünü yani yaratılışı temsil eder. Kozmik ağacın dalları esir, hava, ateş,

su ve topraktır. Bu elementler de Asvatha’nın yani Brahmanın tezahürleridir. Tanrı

Brahman, kutsal ağaç olan Asvatha’da tezahür etmiştir.204

Kozmik ağaç, sadece evreni değil, insanın dünya üzerindeki durumunu da

ifade eder. Asvatha ağacı ölümsüzdür. Yaprakları ilahilerdir. Bunları bilen kişi

vedaları bilir. Dalları fışkırıp büyür, serpilerek her yere yayılır. Tohumcukları duyu

nesneleridir. Asvatha’nın bu dünyada ne biçimi ne sonu, ne başı ne de mekânı

vardır. Asvathayı güçlü feragat baltasıyla kökünden kesmek ve kimsenin geri

dönmediği o yeri aramak lazımdır.205

Hint geleneğinde her şey kozmik ağaçla simgelenir. Ondan gelen her şey

kozmosla örtüşür ve ona katılır. Hint geleneğine göre ebedî kurtuluşa erebilmek

için ağacın kökten kesilmesi gerekir. Çünkü bu ağacı köklerinden ayırmak, insanı

“duyu nesnelerinden” ve eylemlerinin meyvelerinden yalıtmak demektir. İnsanın

dünyada kurtuluşu ebedî kurtuluş demektir.

Hinduizmde ağaç, dünyanın ekseni olarak da düşünülmüştür.206 Meşhur

bir Rigveda ilahisinde evrenin merkezinde evren direği bulunduğundan

bahsedilir.207 Upanişadlar’da Hinduizm’in en önemli üç tanrısı yaratıcı Brahma,

koruyucu Vişnu ve yıkıcı güç olan Şiva, hayat ağacının üç dalı olarak ifade

edilmiştir. Hindu hayat ağacı, ölümsüzlük suyu soma’nın kaynağıdır. Vedalar bu

203 Hinduizm’de evrene hâkim olan yüce ruh Brahman yegâne kâinat prensibi ve mutlak hakikattir. Brahman insan evrene her şeye hâkim olan yegâne hakikattir. İnsandaki Brahman gücü evrendeki Brahman gücü olarak görülür. Brahma’nın nitelikleri yoktur, ancak onu olumsuz niteliklerden tenzih edilerek anlatılabilir.(Bkz. Şinasi Gündüz, Din ve İnanç Sözlüğü, s.10). 204 Eliade, Dinler Tarihine Giriş, s. 274. 205 Eliade, age, s. 275. 206 Tanyu, “Ağaç”, s. 457. 207 Eliade, Dinsel İnançlar ve Düşünceler Tarihi, c.II, s. 277.

Page 60: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

53

içeceği, “bolluk ve refah veren, bin şarkının ustası, bilginin rehberi, mutluluk verici”

bir içecek olarak tanımlamışlardır208

Yine Hint geleneğine göre kıtalar daireler şeklinde düşünülmektedir. Bu

dairelerin tam ortasında da kozmik ağaç bulunmaktadır. Eski Hintlilere göre dünya

dev gibi bir insanın bel hizasında yer almaktadır. Bu gezegende aralarında

okyanuslar bulunan bir dizi daire şeklinde kıta vardır. Kıtanın çapından eksen gibi

bir dağ, Meru dağı geçmektedir. Bu dağda Tanrılar ikamet eder. Kıtanın tam

ortasında yenilebilir, hoş kokulu meyveleri olan, “gül elması ağacı” bulunmaktadır.

Bu dairede iki güneş ve birçok ay vardır. Diğer bir kıta da söğüt ağacı kıtasıdır. Bu

kıtanın merkezinde söğüt ağacı bulunur. Diğer bir daire de “lotus dairesi”dir. Hint

düşüncesine göre zamanın geçişi on iki dairenin sürekli dönüşü ile olur.209 Bu

düşünceden anlaşılıyor ki, Hint inançlarında evren tamamen kozmik ağaç

etrafında şekillenmiştir.

Hint reenkarnasyon inancına göre, bütün insanlar öldükten sonra tekrar

yeryüzüne dönerler. Fakat tekrar dünyaya gelişlerinde bir önceki hayatlarındaki

amellerine göre dünyadaki hayat şartları belirlenir. Ameline göre bir insan tekrar

dünyaya gelişinde bir ağaç veya bir bitki şeklinde girebilir. Bir insan yaptığı

amellere göre diken, yosun, soğan vb. olabildiği gibi ağaç, sarmaşık veya bir ot

bile olabilir.210 Hint inancına göre bir Guru’nun yatağını kirleten bir kimse yüzlerce

dallı ayrık otu, çalı, sarmaşık gibi bitki formunda yeniden dünyaya gelecektir.211

Hindistan’da ağaçlarla ilgili farklı uygulamalara rastlanır. Bu

uygulamalardan biri de ağaçlara insanların kurban olarak sunulmasıdır. Örneğin,

Pencap’ın Karga dağlarında yaşlı bir sedir ağacına her yıl bir kız kurban edilirdi.

Köydeki aileler de sırayla bu kurbanı temin ederlerdi.212

Hindistan’da “ağaçların evliliği” geleneği yaygındır ve bu evlilik insanların

evliliğiyle aynı anda gerçekleşir. Burada İki bitki türünün birleşmesi ile kadının

208 http://sargon.blogcu.com/Yasasın_1_Mayıs_yada_Kutsal_Ağac/, 29. 01. 2007 209 Campbell, age, s. 234–235. 210 Campbel, age, s.234–235. 211 Ali İhsan Yitik, Hint Kökenli Dinlerde Karma İnancının Tenasüh İnanç ile İlişkisi, İstanbul 1996, s. 110. 212 Frazer, s. 151.

Page 61: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

54

üretkenliği arasında bağ kurulur. 213Hint dininde hayat ağacı karşımıza ezeli

Ashvatha ağacı olarak karşımıza çıkıyor. Burada hayat ağacının maddi

anlamından çok mecazi varlığı ön plana çıkmıştır.

Budizm genel olarak ağaçlar ve koruluklar etrafında gelişen bir inanç

sistemidir. Budizm’in kurucusu Buda’yı annesi bir korulukta ağaçlar arasında

doğurmuştur. Buda’nın annesi korulukta Buda’yı doğururken bir ağacın dalını

yakalayarak doğum yapmıştır. Buda yirmi dokuz yaşına geldiğinde bir ağacın

altına oturarak aydınlanmaya ermiş ve yine bir korulukta ağaçların altında seksen

yaşındayken can vermiştir.214 Buda, aydınlanmaya ulaşabilmek için kutsal bir incir

ağacının altına oturmuş ve bu ağacın altında bir süre kalmıştır. Kırk dokuzuncu

gün ağacın altında nihai kurtuluşa, tam aydınlığa yani Nirvana’ya ulaşarak ‘Buda’

olmuştur.215 Budizm’de ağaçların altında aydınlanmaya erişen Buda hikâyelerine

sık sık rastlanır. Budistlere göre ağaçların bulunduğu mekânlar, Tanrılarla

konuşulabilen mekânlardır. Tanrılarla konuşmak isteyen Budistler, ağaçların

altında Nirvana’ya ulaşmaya çalışmışlardır. M.S.100’de yaşadığı anlatılan genç

bir Goutama, zahit olmak ister. Bunun için bir ‘gül elması ağacı’nın altına oturur.

Burada tefekkür ettikten sonra Tanrı, Goutama ile ağacın altında konuşur.216

Budizim’de Budalık mertebesine ulaşmak çok zordur. Buda olmak isteyen

kimse Bodhi ağacının altında oturur ve burada düşünceye dalmak

mecburiyetindedir. Budist inançta aydınlanma Bodhi ağacı vasıtasıyla gerçekleşir.

Budistler, zamanı 7 günlük sürelere ayırmışlardır. Budalar, 7 günlük

sürede Bodhi ağacının altına otururlar. Beşinci yedi günlük sürede ise kocaman bir

incir ağacının altına otururlar. Sonra yavaş yavaş başka yerlere geçmeye

başlarlar. 217 Ağaç dibinde Budalığa erişen kimseye bütün ruhların secde ettiğine

inanılır.218 Mircea Eliade Buda’nın altında oturduğu incir ağacının Hinduların hayat

213 Eliade, Dinler Tarihine Giriş, s. 305. 214 Ekrem Sarıkçıoğlu, Başlangıçtan Günümüze Dinler Tarihi, Isparta 2002, s. 199. 215 Campbel, age, s. 265–266. 216 Campbel, age, s. 275. 217 Campbel, age, s. 287–288. 218 Campbel, age, s. 265–266.

Page 62: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

55

ağacı, asvatha olduğundan bahseder.219Budistlerde ağaç çok değerlidir. Nasıl ki

suçsuz bir insanın kolu kırılmazsa ağacın dalı da kesilmemelidir.220

Budizm’de Buda’yı ağaç temsil etmiştir. Hindistan’da ilk klasik dönem

tasvirlerinde Buda insan olarak gösterilmez. Buda’nın yerine Bodhi ağacı tasvir

edilmiştir.221 Budistler, mükemmel çiçekleri olan, ışık saçan, üzerinde göksel

çocukların yaşadığı ağaçların olduğuna inanırlar. Bu ağaçlar çok uzundur ve her

birinin yedi mücevher çiçeği ve yaprağı vardır. Hepsinin ilk mücevherlerinden altın

bir ışık çıkar. Her ağacın üzerinde yedi inci dizisi vardır. Her iki inci arasında beş

yüz milyon saray bulunur. Bunlar Brahman’ın sarayı gibi mükemmel çiçeklerden

yapılmıştır. Bu saraylarda göksel çocuklar yaşar.222

Budizm’de Bodhi ağacından başka birçok mitolojik ağaçtan da bahsedilir.

Cevher ağacı bunlardan biridir. Tanrı İndra bu ağacın süslenmesini ister ve bu

ağaç, aydınlama ağaçlardan biridir. Budizm’de de Bodhi ağacında ağaç su

birlikteliğiyle karşılaşır. Bodhi ağacı bir su kenarındadır.223 Budist metinlerinde bu

ağacın adı “suçatı”, “sujata” , incir ağacı olarak geçer.224

Sonuç olarak; Budizm’de ağaç, değişmez merkezi temsil eder. Üç âlemi

birbirine bağlar. Kutsal doğum onun altında gerçekleşir. Buda Hayat ağacının

altında hakikate, ulaşmıştır. Buda bu ağacın altında aydınlandığı için bu ağaca

aydınlanma “Bodhi ağacı’ adı verilmiştir. Bütün Budaların bu ağaç altında

aydınlanmaya eriştiğine inanılır. Budizm’deki Hayat Ağacı, Bodhi ağacıdır. “Bodhi

Ağacı”nın özellikleri şöyle sıralanabilir. Dünyanın merkezindedir ve üç âlemi

birbirine bağlar. Kutsal bir mekânda ve genellikle bir ormanın içindedir. Olağanüstü

özellikleri vardır. Altında Tanrının pek çok mucizesi gerçekleşir. Bodhi ağacı,

Tanrının sarayının bahçesindeki ağacı temsil eder. Büyük ve heybetlidir. Altında

oturan kişi dilediğine kavuşur.225 Bodhi ağacında gördüğümüz özelliklerden biri de

Buda’nın Bodhi ağacı altında Şeytan Mara ile mücadelesidir. Bodhi ağacının altına

oturup aydınlanmaya çalışan Buda ile şeytan Mara sürekli olarak mücadele eder.

219 Mircea Eliade, Dinsel İnançlar ve Düşünceler Tarihi, c.II, s. 89. 220 Ergun, s.129. 221 Campbel, age, s.311. 222 Ergun, s. 131 223 Ergun, s.131–135. 224 Ergun, s.129. 225 Ergun, s.144.

Page 63: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

56

Mara Buda’ya vesveseler ve korkular vermeye çalışır fakat başarılı olamaz.226

Hayat ağacını koruyan hayvan-şeytan örüntüsüne, şeytan Mara olarak Budizm’de

de karşımıza çıkmaktadır.

Japon dininde ‘hayat ağacı’ karşımıza ‘şeftali ağacı’ olarak çıkmaktadır.

Şeftali ağacında iki özellik göze çarpar. Birincisi, yaratılış mitindeki özelliği ikincisi

ise kötü ruhları kovma özelliğidir. Kötü ruhları kovma özelliğinin diğer özelliklerinin

yanında daha baskın olduğu söylenebilir.

Japon yaratılış mitine göre, göksel ruhlar, Japonya’yı ve davet eden erkek

ve davet eden kadını oluşturdular. Bunlar daha sonra yer, deniz, mevsimler,

ağaçlar, at vb’nin ruhlarını doğurdular. Daha sonra davet eden erkek, davet eden

kadının kötü ruhlar oluşturduğunu görünce kaçar, kadın onun peşinden sekiz

fırtınayı ve gece ülkesinin bin beş yüz savaşçısını gönderir. Erkek yaşayanlar ve

ölüler ülkesinin sınırındaki, şeftali ağacının dibine saklanır. Geldiklerinde onlara üç

şeftali fırlatır. Bunun üzerine hepsi geri dönerler. Davet eden erkek, şeftalilere

“Bana yardım ettiğiniz gibi sıkıntıya düşüp bunaldıklarında bütün insanlara da

yardım edin.” der. Japonlar arasında günümüze kadar gelen inanışa göre, kötü

ruhlar “kutsal ağacın meyvesi şeftali” ile uzaklaştırılır.227

Çin’de de güçlü bir ağaç sembolizmi bulunur. Bazı Çin efsanelerinde sık

sık “dut ağacı” dan bahsedilir. Çin krallarından büyük on dizisinin iki kralının “dut

ağacı (song) kovuğu (klung)” denilen yerde yaşadıklarına dikkat çekiliyor. Bu

ağacın bulunduğu yerde bir kült merkezi oluşmuştur. Kral yağmur yağması için

kendi gövdesini böyle bir yere sunar.228

Dünyanın merkezinde bulunan bir ağaç tasavvuru Çin’de de vardır.

Çin’de Kiyen-Mu ağacının dünyanın merkezinde olduğu düşünülür. Bu ağacın

sekiz dalı vardır ve bu dallar, gökyüzünün sekiz katını simgeler.229

Çin’de ölenlerin ruhlarını güçlendirmek ve bedenlerini çürümekten

kurtarmak amacıyla mezarlar üzerine ağaç dikme uygulaması eski bir gelenek

olarak hala devam etmektedir. Bu iş için genellikle her zaman yeşil kalan servi ve 226 Eliade, age, c.II, s. 89. 227 Ergun, s.34; Campbel, age, s. 480–481. 228 Campbell, age, s. 405. 229 http:/www.thy.com/tr-TR/skylife/archive/tr/2001_10/konu1.htm, 03.08.2007

Page 64: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

57

çam ağacı tercih edilmektedir. Çin’de bazı köylerin girişinde kutsal bir ağaç

bulunur. Bu ağacın içinde ataların oturduğuna ve kaderlerin bu ağaç içinde

yazıldığına inanılır.230

Çin efsanelerinde bir kadının bir dut ağacının kovuğunda bir bebek

bulduğundan bahsedilir. Efsaneye göre bebek büyüyünce çok zeki bir delikanlı

olur. Ünü krala kadar yayılır. Bu delikanlı iyiliğin sembolü olmuştur. Ülkeye kuraklık

geldiğinde tek başına koruluğuna giderek yüce tanrıya dua eder kurban olarak da

kendi gövdesini sunardı.231 Çin efsanelerinde “hayat ağacı”nın daha çok bereketi

sembolize ettiği görülür.

Çin’de Hayat ağacı bazen hayat otu şekline girer. Bir efsaneye göre

olağanüstü bir ada vardır. Kargalar bu adadan ölümleri üzerinden üç gün geçmiş

savaşçıları bile dirilten hayat otunu taşırlar.232

D. Eski İran Dininde Hayat Ağacı

İran geleneğinde hayat ağacı ve onun gökteki ilk örneği inanışı vardır.

Dünya üzerinde biten haoma, bazen bir bitki bazen de bir pınar olarak tasavvur

edilir. O, dağlarda yetişir; Ahuramazda onu Haraiti dağına diker. Haoma’nın ilk

örneği göktedir; tadına bakanlara ölümsüzlük kazandırır. Tedavi edici özellikleri

olan pek çok otla birlikte Uaurakaşa Gölü’ndeki bir adada bulunur.

İran geleneğinde Beyaz hom adındaki bitki, yaşlılığı gidermek için

yaratılmıştır. Evrenin yenilenmesini ve ölümsüzlüğü sağlayacak olan Beyaz

hom’dur. O, bitkilerin kralı olarak tarif edilir ve ondan yiyenin ölümsüz olacağına

inanılır. 233

İranlıların yaratılış efsanelerinde üç ağaç büyük önem taşır. Birincisi,

“Bütün tohumların ağacı”dır. Bu ağaç dünya okyanusunun ortasında yükselmiştir.

Kökü dalsızdır. Suyu tatlıdır, dikeni ve kabuğu yoktur. Tatlı ve yumuşaktır. Griffon

kuşları ona konmakta ve sinekler ondan çıkmaktadır. Ahura-mazda tarafından

yaratılmıştır. İkinci ağaç birincinin etrafında yaratılmıştır. O yaşlıları gençleştiren,

230 Frazer, s. 157. 231 Campbell, age, s. 404. 232 Eliade, DinlerTarihine Giriş, s. 290. 233 Eliade, age, s. 287–288.

Page 65: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

58

ölüleri dirilten, ölümsüzlük ağacı Gaokerena ağacıdır. Angramainyu kökünü

kemirmesi için bir kertenkele yaratır. Üçüncü ağaç ise ilk insan olan Gayomart’ın

ölümüyle ortaya çıkmıştır. Gayomart ölünce tohum vermiş ve organlarından sekiz

metal çıkmıştır. Bunlardan altından kırk beş yapraklı bir ağaç büyümüş ve her yıl

ondan bir insan çifti türemiştir.234

E. Eski Türk Dininde Hayat Ağacı

Eski Türk inançlarında kutsal ağaç motifinin çok önemli bir yeri vardır.

Eski Türkler başlangıçta yüce bir yaratıcı inancına sahip olmakla beraber tabiat

varlıklarını da kutsal kabul etmişlerdir.235 Eski Türklerde Tabiata kutsallık verme

kültürü yer-su terimiyle ifade edilmiştir. Yer-su inancında dağ, taş, su, ateş, orman,

ağaç vb.nin kutsal kabul edilme anlayışı bulunur. Yer-su inancı içerisinde “kutsal

ağaç”ın özel bir konumu vardır. Türk boyları ağaçlarda büyük bir zenginlik ve

anlam bulmuşlar ve ağaçlarla ilgili birçok mit ve efsane geliştirmişlerdir.

Geliştirdikleri bu mit ve efsanelerde ağaçlarla ilgili çok zengin anlatımlara yer

verilmiştir.

Türk toplumlarında varlığın kaynağının hayat ağacından geldiğine inanılır.

Bu inanış Türk toplumlarının en temel inançlarından biridir. Özellikle türeme

konusunda anlatılan mit ve efsaneler oldukça geniş ve ilgi çekicidir. Türklerde

türeme çoğu zaman bir ağaçla ilişkilendirilir. Türeme olgusu eski Türk

efsanelerinde bazen ilk insanın yaratılışı bazen de bir boyun veya bir kahramanın

ağaçtan çıkması şeklinde ortaya çıkar. Oğuz destanına göre “Kıpçak Bey”, göl

ortasında bulunan bir ağaç kovuğundan doğmuştur.236 Türk boylarından Kıpçak

kavminin bu çocuğun soyundan geldiğine inanılır. Yine Oğuz Destanına göre

Oğuz Kağan, bir gölün ortasında bir ağaç görür. Ağacın kovuğunda bir kız görür

ve onunla evlenerek soyunu meydana getirir.237 Bir Yakut söylencesine göre ilk

insanın hayat ağacının içinde belinden yukarısı çıplak bir kadın tarafından

beslendiğinden bahsedilir.238 İlk insanın yaratılışıyla ilgili önemli bir başka efsane

de Ak Genç söylencesidir. Efsaneye göre yerin göbeğinde bir Ak Genç (ilk adam)

vardır. İlk adam, nerden çıktığını ve evinin nasıl olduğunu görmek için dolaşmaya 234 Joseph Campbel, Batı Mitolojisi Tanrının Maskeleri, Ankara, 1992, s. 173–175. 235 İnan, Eski Türk Dini Tarihi, s.30. 236 Ögel, Türk Mitolojisi I, s. 64. 237 Ögel, Türk Mitolojisi I, s. 63–64. 238 Çoruhlu, age, s.112.

Page 66: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

59

başlar. Doğuda aydınlık, geniş bir düzlük, düzlüğün üzerinde büyük bir tepenin

üzerinde büyük bir ağaç görür. Bu ağacın tepesi büyük Tanrının bulunduğu göğün

yedinci katına, kökleri ise yeraltının derinliklerine uzanmaktadır. Ağacın yaprakları

göğün sakinleriyle konuşmaktadır. İlk insan yalnızlıktan sıkılır ve kendine bir

arkadaş verilmesi için dua eder. Dua sonunda ağacın yaprakları hışırdamaya

başlar süt şeklinde bir yağmur yağar ve ağacın köklerinden yarı beline kadar

çıplak bir kadın ortaya çıkar. Kadın ak gence gençlik sütü sunar. Sütü içince

gencin gücü yüz kat artar. Bu kadın ona her türlü mutluluğu vaat eder.239

Türemeyle ilgili efsanelerin en önemlisi Uygurların Türeyiş Efsanesidir.

Efsaneye göre Tola ve Selenga adlı iki nehrin birleştiği yerde bir ada bulunur. Bu

adanın tepesinde ise bir kayın ağacı yetişir. Bir zaman sonra kayın ağacı ışıklarla

dolar ve on ay on gece ışıklarla dolu olarak kalır. Daha sonra bu ağaçtan sesler

gelmeye başlar ve bir gün kayın ağacı yarılır, içinden 5 oğlan çocuğu çıkar.

Sonraları bu çocuklar büyür ve onların en büyüğü “Boğu-Han” Uygurların hanı

olur.240 Uygurların türeyiş efsaneleriyle ilgili anlatımlar çok zengin ve geniştir.

Eski Türklerde Şamanların türemesinde de hayat ağacının önemli bir rolü

vardır. Bir Yakut söylencesine göre şamanlar hayat ağacından doğarmış.

Dallarında yuvalar taşıyan ulu bir ak çam yükselirmiş. Büyük şamanlar bu ağacın

en üst dallarında, orta şamanlar orta dallarında, en küçük şamanlar ise en alt

dallarda yuvalanırlarmış.241

Eski Türkler kutsal addettikleri ağaçlara dünya ağacı, evren ağacı,

sonsuzluk ağacı veya hayat ağacı isimlerini vermişlerdir. Bu kullanımlar içerisinde

özellikle evren ağacı ve hayat ağacı dikkat çeker. Dünya kültürlerindeki ağaçla ilgili

bütün inançlarının kökeninde hayat ağacı teması yatar. Hayat ağacının Türk

inançlarında çok çeşitli sembolik anlamları vardır ve Hayat ağacı Türk boylarında

farklı şekillerde adlandırılmaktadır. Fakat genel olarak “Bay terek” ve “Baygaç-

Bayağaç” olarak adlandırılır.242

239 Çoruhlu, age, s.113. 240 Ögel, Türk Mitolojisi I, s. 94–95; Hikmet Tanyu, Dinler Tarihi Araştırmaları, Ankara 1973, s.28–29. 241 Eliade, Şamanizm, s.60. 242 Ergun, age, s.145

Page 67: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

60

Hayat ağacı Türk düşüncesine göre, dünya yaratıldığında yaratılmıştır.

Dalları ve budakları gümüşten, yaprakları altındandır, gövdesinden ve tepesinden

sarı renkte bir sıvı çıkmaktadır. Eski Türk inançlarına göre İnsanların ilk atası Er-

Sogotoh, hayat ağacının gövdesinden ve tepesinden çıkan usare ile beslenmiştir.

Bu su hem içecek hem yiyecek vazifesi görür. İçenlere gençlik, canlılık, zindelik ve

hayat bahşeder.243

Yakutlara göre hayat ağacı yüzyıllarca yaşamış çok yaşlı bir ağaçtır.

Onun kökleri hadese yani ölüler âlemine kadar iner ve tepesi dokuz gök katına

kadar ulaşır. Her bir yaprağının büyüklüğü yedi kulaç ve her bir köşesi dokuz

kulaçtır. Hayat ağacının köklerinden bengisu (hayat suyu) köpürür. Hayvanlar ve

insanlar, bu ağacın dallarından ve kozalaklarından reçine ya da özsuyunu

içtiklerinde gençliklerini yeniden elde ederlerdi.244

Eski Türk dininde Hayat ağacı, dünyanın merkezinde yani göbek

çukurunda bulunur. Dalları büyük Tanrı Bay-Ülgen’in sarayına sürünür.245

Yeryüzünün merkezinden Tanrı katına yükselen bu ağaç, yer ile gök arasındaki

kutsal değnek olarak da tanımlanır. Bu değnek, gökyüzündeki ve yeraltındaki

ruhların bir geçiş yoludur.246 Bu yolu Şamanlar kullanırlar. Şamanlar, sembolik

olarak hayat ağacını temsil eden bir direğe tırmanırlar. Eski Türkler gökyüzünün

katmanları olduğuna inanır. Batı Türklerine göre gökyüzü yedi, doğu Türklerine

göre de dokuz katmandan oluşur.247 Ayrıca bu ağacın yedi veya dokuz dalı, yedi

veya dokuz gök katını, yani göğü simgelemektedir.248

Türk boylarında yaygın bir inanç olan Şamanizm’de Şamanlar hayat

ağacına tırmanır. Şamanın hayat ağacına tırmanması göğe çıkışı simgeler.

Ağacın üzerinde yedi veya dokuz çentik açılmakta ve şaman bunlara basarak

tırmanmaktadır. Çentikler gök katlarını simgeler. Şaman törene katılanlara, kat

ettiği gök katlarının her birinde gördüklerinin hepsini anlatmaktadır. Şaman, altıncı

gök katında aya, yedinci gök katında güneşe saygı duymaktadır. Son olarak

243 Ergun, age, s.153. 244 Çoruhlu, age, s.114. 245 Eliade, Şamanizm, s.303. 246 Ergun, s.146. 247 Ögel, Türk Mitolojisi II, s. 161. 248 Eliade, İmgeler ve Simgeler, s.23–24.

Page 68: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

61

dokuzuncu katta Bay-ülgen’in yanına varır. Burada Bay-ülgen’in yüce varlığı

karşısında yerlere kapanmakta ve ona kurban edilen atın ruhunu sunmaktadır.249

Eski Türk dininde Şamanların davullarının hayat ağacının odunundan

yapıldığına inanılmıştır. Davul’un Şamanları dünyanın merkezine taşıdığına ve

ilahi âlemle temasa geçirdiğine inanılmıştır.250 Davulun kasnağı hayat ağacından

yapılmış olduğu için, şaman, davulunu çalmakla, sihirli bir şekilde bu ağacın

yanına yani dünyanın merkezine fırlatılmış olmakta ve bu sayede göğe

çıkabilmektedir.251 Ayrıca davulun üzerine kozmik âlemler arasındaki yolu

simgeleyen hayat ağacı figürleri çizilmiştir.252( Resim: 3–4)

Eski Türkler yerin ve göğün direği olduğuna inanırlardı. Göğün direği

hayat ağacıdır. Yerin direği de yeraltı ağacıdır. “Türk düşüncesinde göğün direği”

kutup yıldızıyla sembolize edilmiştir. Bunun için kutup yıldızına “demir kazık” ve

“altın kazık” demişlerdir. “Göğün direği” kutup yıldızından geçiyordu.253 Uzaydaki

bütün yıldızlar ve göğün direği ona bağlanmıştır. Yakutlara göre yer ile gök

yaratılmaya ve yavaş yavaş büyümeye başladığı zaman bu demir ağaçta onlarla

beraber yeşermiş ve yine onlarla beraber büyüyerek yerle gök arasında

yükselmiştir.254 Böylece göğün direği demir bir ağaç olmuştur. Türk düşüncesine

göre Kutup yıldızı yerden göğe açılan bir kapı gibi düşünülmüştür. Kutup yıldızı bu

ağacın tepesindedir. Gök ve bütün uzay, bu ağacın ekseninde döner.

Eski Türk düşüncesinde Hayat ağacı göğün direği olarak tasavvur

edilmiştir. Bu direğin en tepesinde kutup yıldızı bulunur. Bu direğe “at çakı” da

denmiştir. Çünkü gökteki yıldızlar bir at gibi düşünülmüştür. Eski Türkler Tanrılarını

da kendileri gibi düşünmüşler ve Tanrının da kutsal bir atı olduğunu, bu atın da

kazığa bağlanması gerektiğini tasavvur etmişlerdir.255 Hayat ağacına yerinde sabit

durduğu için demir ağaç isminin verildiği de olmuştur.

Hayat ağacının Türk kültüründe çok çeşitli ve renkli özellikleri vardır.

Hayat ağacı tektir, yalnız ağaçtır, kâinatın bel kemiğidir. Çocuk ve doğum hayat 249 Eliade, age, s.24. 250 Eliade, Şamanizm, s. 200 251 Eliade, Şamanizm, s. 200 252 Eliade, Şamanizm, s. 204 253 Ögel, age, s.191. 254 Ögel, age, s.194. 255 Ögel, Türk Mitolojisi c.II., s. 196-197

Page 69: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

62

ağacıyla ilişkilendirilmiştir. Yakutlara göre çocuk ana rahminde büyürken ruhu

gökte bir ağaç üzerindedir.256 Yakutlarda çocuğu olmayan kadınlar kutsal bir

ağacın dibinde yalvarırlar. Bu yakarıştan sonra çocuk sahibi olanlar bunun

Tanrıdan geldiğine ve ağaç ruhları tarafından verildiğine inanırlar.257

Hayat ağacı ölümün de sembolüdür. Türk inanışlarında beden ölür ama

ruh ölmez. Hayat ağacı ruha aşağı veya yukarı gideceği yolu gösterir. Azerbaycan

Türkleri arasında da dünya ağacı bütün insanların anası, hamisi gibi tasavvur

edilir. Azerbaycan Türklerine göre dünyada bir ağaç vardır. Bu ağacın yaprağının

her biri bu dünyadaki insanlardır. Onun yaprağı sararıp yere düşerken bir insan

ölür. Bu ağaç dünya ağacıdır.258

Türk düşüncesinde ağaçlar bu dünyada Tanrıyı sembolize eder. Tanrının

ilahi âlemdeki özelliklerinin maddi dünyadaki sembolü ağaçtır. Hayat ağacı,

yapraklarını yaz kış dökmemesiyle daima diridir. Eşi benzeri yoktur, önsüz ve

sonsuzdur. Hayat kaynağıdır, rızk verir, ölümsüzlük verir. Büyüktür, azametlidir,

kökleri, gövdesi ve dalları ile üç kozmik âlemi bileştirir, bütün dünyayı kaplar vb.

daha birçok özelliğiyle Tanrıya benzerliğinden dolayı onu temsil eder.259

Türk inanışlarında hayat ağacının üzerinde kartal bulunması önemli bir

figürdür. Hayat ağacının doruğunda bazen kartal, bazen de çift başlı kartal

figürüyle karşılaşılır. Tanrıyı simgeleyen kartal, Türklerin milli sembollerinden

biridir. Eski Türkler tarafından kartalın, Tanrının veya şaman ruhunun sembolü

olarak dünya ağacının tepesinde yaşadığı düşünülmüştür.260 Kartalın hayat

ağacının üzerinde göğün beşinci katmanında yaşadığına inanılır.261 O, Kutup

yıldızında nöbet tutar, yukarıya geçişlere izin vermez. Tanrının elçisi olan ruhların

iletildiği mesajları kamlara ve hakanlara iletir, doğacak çocukların ruhlarını

yeryüzüne taşır.262

Türk kültüründe hayat ağacı genellikle bir kayın ağacıdır. Bu nedenle

Türklerde en makbul sayılan ağaç kayın ağacı olmuştur. Özellikle şamanlar ayin 256 Bahaddin Ögel, “Uygurların Meşe Efsanesi” DTCF Dergisi, VI (1–2) Ankara 1943, s.23 257 İnan, Tarihte ve Bugün Şamanizm, s.167. 258 Arık, age, s.76. 259 Ergun, s. 193–194. 260 Çoruhlu, Türk Mitolojisinin ABC’si, İstanbul 1999, s. 145. 261 Ögel, Türk Mitolojisi II, s. 173. 262 Ögel, age, s.179.

Page 70: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

63

yaparken kayın ağacını mutlaka yanlarında bulundurmuşlardır. Şamanist

mitolojiye göre kayın ağacı Tanrı Ülgen ve Umayla gökten inmiştir.263

Bazı Türk kavimlerinde kayın ağacı, yalnız dini törenlerde kullanılan bir

unsur değil, bizzat kendisine tapınılan mukaddes bir varlıktır. Yapraklarının altında

mübarek bir ağaç olduğu düşünülen kayın ağacına kurbanlar sunulur.264

Hayat ağacı-su birlikteliği Türk inanışlarında da yer alır. Hayat suyu hayat

ağacının genellikle başından veya gövdesinden akar. Açık renkli bir sıvıdır. O

hayat kaynağıdır ve ölümsüzlük verir. Türk kültüründe Hayat ağacının çevresinde

genellikle bir dere, göl veya su kaynağı buluna gelmiştir.

Türk toplumlarında ağaç koruyucu bir güç olmuştur. Bazen kötü ruhlardan

arındırılmak istenen bir yere ağaç dikilmiş, kurban olarak da yere bir koyun

gömülmüştür.265

Eski Türk dininde hayatın başlangıcı ve sonucu, İnsanların kaderi, günlük

hayatları hep hayat ağacıyla ilişkilidir. Yeryüzündeki iletişim, korunma hayat

ağacıyla ilgilidir. Türkler, Hayat ağacına tanrı kutunun bir sembolü olduğu için çok

önem vermişlerdir. Dünya kültürlerine göre Türk kültüründeki Hayat ağacı motifi

çok zengin ve geniştir. Burada bu konuya daha fazla yer vermemiz uygun

olmayacaktır. Türk kültüründe hayat ağacı inancının ayrı bir çalışma halinde

incelenmesinde daha değişik ve renkli anlatımlar ortaya çıkacaktır. Fakat şunu

belirtelim; dünyanın bütün kültürlerinde hayat ağacı, motifi çok yaygındır. Fakat

hiçbir kültürde bu ağacın mahiyeti Türk kültüründeki kadar açık ve net değildir.

263 Çoruhlu, Türk Mitolojisinin Ana Hatları, s. 116. 264 İnan, age, s. 39. 265 Çoruhlu, Türk Mitolojisinin ABC’si, s.116.

Page 71: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

64

III. BÖLÜM:

YAHUDİLİK, HIRİSTİYANLIK VE İSLAM’DA HAYAT AĞACI

Hayat ağacı inancı dünya toplumlarının inanç ve düşünce sistemlerinde

çok önemli bir yere sahip olmuştur. Her toplumda hayat ağacı birçok mucizeyi

gerçekleştiren efsanevi bir bitkidir. Hayat ağacı ilahi dinler olarak bilinen Yahudi,

Hıristiyan ve İslam dinlerinde de diğer birçok dinde olduğu gibi kutsal kabul edilir.

Hayat ağacının bu üç dindeki temeli genel olarak aynıdır ve özel bir terminolojiye

sahiptir.

A. YAHUDİLİK’TE HAYAT AĞACI

Yahudilik’te ağaç, insanların gözünde yaratanın doğaya saçmış olduğu

hayati gücün elle dokunulabilen bir belirtisidir. Ağaç, her baharda yeniden doğuşu

habercisidir. Kesilince yeniden büyür. Kurak çöllerde, suyun yaşamı mümkün

kıldığı yerleri belirtir. Meyveleri ile canlıları besler. Tevrat’ta ağaçların çok çeşitli

özelliklerinden bahsedilmiş ve bazı ağaçlara özel nitelikler atfedilmiştir. Akasya,

meşe, erz gibi birçok ağaçtan Tevrat’ta bahsedilir. Museviler için akasya ağacı

kutsaldır. Tevrat’ta pek çok yerde akasya ağacından bahsedilir. Allah, akasya

ağacından kendisine takdime için sandık, bu sandığa akasya ağacından yapılmış

kollar ve yine bu ağaçtan bir sofra yapmalarını266 ve yapılacak olan mezbahın da

akasya ağacından yapılmasını istemiştir.267 Tevrat’ta Allah’a yapılacak takdimeler

için sadece akasya ağacı zikredilmiş ve mabedin yapımında akasya ağacına yer

verilmiştir. Tevrat’ın akasya ağacına verdiği önem masonluğu da etkilemiş ve

Masonluk’tta akasya ağacı kutsal bir ağaç olmuştur. Yahudilere göre ağaç cansız

bir varlığın değil, hayatın sembolüdür.268

Meşe ağacı da Musevilere göre kutsaldır. Allah’ın meleği Yoaş, Ofra

şehrinde meşe ağacının altında oturur.269 Dünya kültürlerinde gördüğümüz hayat

ağacı ve tanrısal varlık birlikteliği burada da karşımıza çıkar. Tevrat’ta Libnan’ın

erz ağaçlarının Rabbin ağaçları olduğu, Rab tarafından dikildiği ve üzerinde

kuşların yuva kurduğundan bahsedilir. Aynı zamanda Erz ağaçlarının leyleklerin 266 Kitab-ı Mukaddes Eski ve Yeni Ahit, Çıkış: 25/5–29. 267 Çıkış: 30/1. 268 http://www.sevivon.com/show_perasa.asp?id=519, 27.05. 2007. 269 Hâkimler: 6/11–12.

Page 72: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

65

evi olduğundan bahsedilir.270 Yine Tevrat’ta Allah’ın mesh ettiği iki zeytin

ağacından da bahsedilir.271

Tanrı’nın kendini bir ağaçta tezahür ettirmesi temasıyla Yahudi kültüründe

de karşılaşıyoruz. Tekvin’de Tanrı’nın kendisini Hz. Musa’ya Mamre meşeliğinde

gösterdiği anlatılır.272 Hz. Musa’ya Allah, yanan, bitmeyen bir çalının içinde

görünür.273

Yahudiliğe göre asa, bünyesinde hayat ağacının kutsallığını taşıyan bir

nesnedir. Hz. Musa elindeki asasıyla mucizeler gösterir. Hz. Musa kutsal ağaçtan

yapılan değneğiyle asi halkın gözleri önünde bir kayaya iki kez vurur ve vurduğu

yerden bol su çıkar.274 Hz. Musa’nın Elindeki asasının yılana dönüşmesi ve bu asa

ile kızıl denizi ikiye bölmesi gibi mucizeler anlatılır. Tevrat’ta ağaçlarla ilgili

kullanımın çok çeşitli ve çok yönlü olduğu görülür. Bunun yanında ağaçlarla ilgili

kullanım iki yönlü bir gelişim gösterir. Birincisinde ağaçlar, özellikle benzetme

unsuru olarak kullanılmıştır. İkincisinde ise asıl konumuzu ilgilendiren tarafıyla

ölümsüzlük kaynağı olan ‘hayat ağacı’ temasıdır.

Dünya kültürlerinde yer alan üç kozmik âlemi birbirine bağlayan, dünyanın

merkezinde bir kozmik ağaç anlayışı somut olarak kutsal kitapta yer almaz. Fakat

benzetme unsuru olarak üç âlem arasında bağ kuran bir kozmik ağaç temasına

Tevrat’ta yer verilmiştir. Tevrat, büyük imparatorlukları olağanüstü bir kozmik

ağaca benzetmiştir. Bu ağaç göklere kadar çıkmakta cehenneme kadar

inmektedir. Bütün kuşları ve bütün hayvanları bünyesinde barındırır.275 Ağacın

buradaki büyüklüğü yapaydır. Çünkü gurur üzerine dayanmaktadır. Allah’ın yargısı

bu ağacı devirecektir.276 Fakat mütevazı bir tohumdan doğan Allah’ın krallığı da

kuşların gelip üzerine yuvalarını yapacakları büyük bir ağaç olacaktır.277

Tevrat’ta büyüklüğüyle övünen Mısır firavununun ders çıkarması için

kozmik ağaçtan bahsedilir. Bu ağaç, Libnan’da bulunan “erz ağacı”dır. Çok büyük

270 Mazmurlar: 104/16–17. 271 Zekeriyya: 4/892–893. 272 Tekvin: 13/18, 18/1. 273 Çıkış: 3/1–4–55. 274 Sayılar: 20/6–11,115. 275 Hezekiel: 31/1–9; Dan: 4/7. 276 Hezekiel: 31/10–18; Dan: 4/10–11. 277 Hezekiel: 17/22.

Page 73: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

66

ve çok güzeldir, boyu çok yüksektir, tepesi bulutların arasındadır. Onu sular

besler, etrafından ırmaklar çıkar. Arklarını kırın bütün ağaçlarına eriştirir, göklerin

bütün ışıkları onun dallarında yuva yapar ve kırın bütün hayvanları onun kolları

altında doğururlar. Bütün milletler onun gölgesi altında oturur. Allah’ın

bahçesindeki erz ağaçları onu örtemez, cennetteki ağaçlar bile onu kıskanır. Çam

ağaçları bile onun kokuları gibi değildir. Allah’ın bahçesindeki hiçbir ağaç onun

kadar güzel değildir. Fakat Allah kibirlenen bu ağacın yok edilmesini ister. Onu

milletlerin kuvvetlisinin eline verir. Kötü insanlar onu keserler. Bütün derelere,

vadilere, dağlara parçaları düşer. İnsanlar onun gölgesinden çekilirler, kuşlar da

onu bırakırlar. Allah onu diğer ölümlüler gibi yerin dibine gönderir.278 Bu örnekler

Yahudi toplumunda kâinatı kapsayan büyük bir hayat ağacı düşüncesinin

bulunduğunu gösterir. Fakat Yahudi toplumunda bu ağacın diğer toplumlarda yer

aldığı şekilde somut bir varlık olduğu düşüncesi gelişmemiş daha çok bu ağacın

mecazi yönü vurgulanmıştır.

Tekvin’de Hz. Yusuf meyveli bir dala benzetilmiştir.279 Allah’ın

doğruluğunu ilan eden salih adamlar, kutsal ağaçlarla mukayese edilir ve onların

hurma ağacı gibi bitecekleri, erz ağacı gibi büyüyecekleri, Rabbin evinde

dikildikleri için Allah’ın avlularında çiçeklenecekleri, ihtiyarlıkta da meyve veren yaş

ve taze meyve gibi olacakları anlatılır.280 Tevrat’ta salih amel ile “hayat ağacı”

arasında bağ kurulduğu görülür. Salih olanların yaprak gibi tazeleneceği ve

semerelerinin hayat ağacı olacağı düşüncesi vardır.281

Yahudilik’te kutsal günlerde ve bayramlarda ağaçların dalları ya da

yaprakları önemli dini malzeme olarak kullanılır. Yahudi bayramlarından biri olan

‘sukkot’ta hayat ağacını temsil eden ağaç dalları kullanılmaktadır.282 Yahudiler

ağaçların yağmur yağdırma gücüne sahip olduklarına inanırlar. Bu inançlarından

dolayı onlar, Sukkot bayramında söğüt dallarını belli bir ritimle sallayarak havayı

harekete geçirdiklerini düşünmüşler ve bu hareketlerinin sonucunda rüzgârın

eseceğine ve yağmurun yağacağına inanmışlardır.283

278 Hezekiel: 31/818–819. 279 Tekvin: 49/22–51. 280 Mezmurlar: 92/12–15. 281 Süleymanın Meselleri: 11/28. 282 Tanyu, ‘ağaç’, s. 457. 283 Durkheim, s. 54.

Page 74: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

67

Yahudiler, ağaçlıklı alanlara yakın olmayı istemişler ve bu düşünceleri

doğrultusunda mabetlerini ağaçlıklı alanlara yapmışlardır. Eski Yahudi tapınakları

bir ağaç ve Beytel’den oluşmuştur. Özellikle sunak yerleri yüksek tepelerde ve

yaprakları yeşil her ağacın altında bulunmuştur.284

Yahudi bayramlarından Tu-Bişvat, hayat ağacı ile ilgili olarak kutlanır. Tu-

Bişvat Yahudilerin yeni yıl kutlamalarından biridir. Aynı zamanda ‘ağaçlar bayramı’

olarak da anılır. Yahudi geleneğine göre Her yıl Şevat ayının 15. günü kutlanır. Bu

mevsimde ağaçlar yeniden hayat bulmaya başlar.285 Yahudiler vaat edilmiş

topraklara ulaştıkları zaman ziraatla meşgul olmuşlardır. Hem bunun anısına hem

de Tora’nın emri doğrultusunda bu bayram kutlanır. Tu-Bişvat’ın anlamı gelecek

nesillere yeşil bir dünyanın bırakılmasıdır. Bu bayramda Yahudiler topraklarına

ağaçlar dikerler ve onları korumak için önlemler alırlar. Evlerde kurulan sofralarda

çeşitli meyveler ve arpa buğday gibi hububatları simgeleyen kurabiyeler

bulundurulur. Öğrenciler sinagoglarda şiir ve şarkı söylerler.286 Tu-Bişvat bayramı

süresince İsrail topraklarında yetişen meyveler yenilir.287

Yahudi kültüründe hayat ağacı teması çeşitli şekillerde varlık göstermiş ve

zaman içinde farklı anlamlarda yorumlanmıştır. Hayat ağacı mecazi anlamda

kullanıldığı gibi gerçek anlamda da kullanılmıştır. Şimdi Yahudilik’te en çok bilinen,

cennette bulunan ve insanlığın imtihanı olduğu düşünülen hayat ağacı temasını

ele alalım.

1. Yasak Ağaç

Yahudi, Hıristiyan ve İslam geleneklerinde hayat ağacı ile iyiliği ve

kötülüğü bilme ağacı, “yasak ağaç” formunda, bir imtihan unsuru olarak karşımıza

çıkar ve özel bir terminolojiye sahip olur. Hayat ağacı ile iyiliği ve kötülüğü bilme

ağacı, Hz. Âdem için bir imtihan aracıdır. Bu iki ağaç Hz. Âdem’in imtihanı için

cennetin ortasına yerleştirilmiştir.

Tevrat’a göre Allah yeryüzünü yaratır. Sonra yerin toprağından ilk insanı

yaratır. Daha sonra da şarka doğru Aden’de (eden) bir bahçe hazırlayıp yarattığı 284 Yeremya: 2/220; Yeremya: 17/2. 285 Yusuf Besalel, “Tu-Bişvat”, Yahudilik ansiklopedisi, İstanbul 2002, c. 3, s. 749. 286 Besalel, “Tu-Bişvat”, c.3, s. 49. 287 http://www.sevivon.com/show_perasa.asp?id=519, 27.05.2007.

Page 75: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

68

adamı oraya koyar. “Ve Rab Allah yerin toprağından adamı yaptı ve onun burnuna

hayat nefesini üfledi; ve adam yaşayan canlı oldu. Ve Rab Allah şarka doğru

Aden’de bir bahçe dikti; ve yaptığı adamı oraya koydu.”288

Allah’ın Hz. Âdem’i koyduğu cennetin ismi Tevrat’ta ‘Eden’ olarak geçer.

Bundan sonra Allah, içinden bir ırmağın çıkıp dört kola ayrıldığı, Eden bahçesinde,

görünüşü güzel, yenilmesi iyi olan her ağacı ve bahçenin ortasında ‘hayat ağacını’

ve ‘iyilik ve kötülüğü bilme’ ağacını bitirir. Allah bu bahçeyi koruması için Hz.

Âdem’i Eden bahçesine koyar ve onunla bir ahit yapar. Allah Hz. Âdem’e bahçede

bulunan bütün ağaçların meyvelerinden yiyebileceğini, ancak iyilik ve kötülüğü

bilme ağacının meyvesinden kesinlikle yememesi gerektiğini, aksi takdirde derhal

öleceğini söyler. Tevrat’ta konuyla ilgili pasaj şu şekildedir: “Ve Rab Allah

görünüşü güzel ve yenilmesi iyi olan her ağacı ve bahçenin ortasında hayat

ağacını ve iyilik ve kötülüğü bilme ağacını yerden bitirdi. Ve bahçeyi sulamak için

Aden’den bir ırmak çıktı; ve oradan bölündü ve dört kol oldu. Birinin adı Pişon’dur;

kendisinde altın olan bütün Havila diyarını kuşatır; ve bu diyarın altını iyidir; orada

ak günnük ve akik taşı vardır. Ve ikinci ırmağın adı Gihon’dur; bütün kuş ilini

kuşatan odur. Ve üçüncü ırmağın adı Dicle’dir; Asur’un önünden akan odur. Ve

dördüncü ırmak Fırat’tır. Ve Rab Allah adamı aldı, baksın ve onu korusun diye

Aden bahçesine koydu. Ve Rab Allah adama emredip dedi: bahçenin her

ağacından istediğin gibi ye; fakat iyiliği ve kötülüğü bilme ağacından

yemeyeceksin; çünkü ondan yediğin günde mutlaka ölürsün.”289

Bundan sonra Allah, Âdem’in cennetteki yalnızlığını gidermek için ona

uygun bir yardımcı olmak üzere yerin hayvanlarını, göğün kuşlarını yaratır. Fakat

bunların hiçbiri O’nun yalnızlığını gideremeyince Hz. Âdem’in kaburga kemiğinden

kadını yaratılır. Yeryüzündeki ilk kadın olarak bilinen Havva, Âdem’in eşi ve

insanoğlunun annesi olarak tanınmakta ve cennette yalnızlıktan sıkılan Âdem’e

yardımcı olmak için yaratılmaktadır.290

Âdem ve eşi cennete yerleştirildikten sonra kendilerine bir ağaç dışındaki

bütün ağaçların meyvelerinden yiyebileceği bildirilmiştir. Tevrat’a göre Rab Allah’ın

cennette bitirdiği ağaçlar içinde iki tanesi özel isim ve nitelikleriyle bildirilmektedir ki

288 Tekvin: 2/7–8. 289 Tekvin: 2/9–17. 290 Mustafa Erdem, İlk İnsan Hz. Âdem, Ankara 2003, s.34.

Page 76: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

69

bunlar ‘Hayat ağacı’ ve meyvesi yasaklanan ‘iyilik ve kötülüğü bilme ağacı’dır.

Buna göre Tevrat’ta yasak ağaç, birbirleriyle ilişkileri bakımından iki ağaç

formunda karşımıza çıkar.

a) Hayat Ağacı

Yahudilik’te dünya geleneklerindeki hayat ağacı formundan biraz farklı bir

tema ile karşılaşırız. Yahudi kültüründeki hayat ağacı temasında diğer kültürlerde

karşılaştığımız, ölümsüzlük, canlılık, gençlik, bereket vb. birçok özellikler yer alır.

Fakat Yahudilik’te hayat ağacı, bu özellikleri yanında bir imtihan unsuru olarak

farklı bir tema ile karşımıza çıkar. Tevrat’ta anlatılan hayat ağacı, imtihan unsuru

olarak ön plana çıkar ve bütün insanlığın kaderini etkileyecek bir öneme sahip

olur. Tevrat’a göre Hayat ağacı ölümsüzlüğün kaynağıdır ona ulaşan ölümsüzlüğü

elde edecektir, fakat ona ulaşmak çok zordur. Mircea Eliade, hayat ağacının saklı

olduğu ve Hz. Âdem’in iyilik ve kötülük bilgisine yani bilgeliğe sahip olduğu anda

ulaşabileceği bir ağaç olduğu görüşlerine yer verir. Yahudi geleneğinde hayat

ağacının birtakım mucizevî özellikleri bulunur, örneğin, hayat ağacı, yukarıdan

aşağıya doğru uzanmaktadır. Onun kökleri gökyüzüne, dalları ise yeryüzüne

uzanmaktadır.291 Yahudi kutsal metinlerinden Midraş’a göre hayat ağacı tüm

bölgeye gölge sağlıyordu ve en az on beş bin değişik tadı bulunuyordu. O kadar

büyük bir ağaçtı ki, bir adamın onun çevresini dolaşması beş yüz yıl alırdı. Bu

ağacın köklerinin altından tüm yeryüzünü sulayıp sonra da Aden bahçesinde

bulunan Pişon, Gihon, Dicle ve Fırat nehirleriyle birleşen sular geçerdi.292 Bir

rivayete göre bu dört nehir kaynağını hayat ağacından almıştır.

b) İyilik ve Kötülüğü Bilme Ağacı

Tevrat’a göre Hz. Âdem’in meyvelerinden yemesi yasaklanan ağaç, iyiliği

ve kötülüğü bilme ağacı’dır. Bu ağaca ‘Bilgi Ağacı’ ismi de verilmiştir. İyilik ve

kötülüğü bilme ağacı Yahudi din adamları tarafından çeşitli şekillerde tarif edilmiş

ve nitelendirilmiştir. Hem Hayat Ağacının hem de İyilik ve Kötülüğü Bilme

Ağacı’nın cinsinin ne olduğu, şeklinin nasıl olduğu gibi konular araştırmacılar

tarafından merak edilmiştir. Bazı araştırmacılar Hz. Âdem ve Havva’nın suç

işledikleri esnada incir yapraklarıyla örtünmeye çalışmalarından esinlenerek bu 291 Süleyman Hayri Bolay, “Âdem”, T. D. V. İ. A. , İstanbul 1988, c.1 s. 361. 292 Yusuf Besalel, “Hayat Ağacı”, Yahudilik Ansiklopedisi, İstanbul 2001, c. 1, s. 204

Page 77: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

70

ağacın incir ağacı olduğunu söylemişlerdir. Talmut’ta Hz. Âdem’in yediği ağacın

‘asma’ olduğu belirtilerek insan üzerinde hiçbir ağacın bu derece yıkım meydana

getirmediği ileri sürülmüştür. Bunda sebep ise Havva’nın Âdem’e “üzüm şarabı”

ikram ettiğinin düşünülmesidir.293 Hanok’un kitabında iyiliği ve Kötülüğü Bilme

Ağacının bir ‘asma’ olduğu ve yedi dağ arasında bulunduğu söylenir.294 Bazen de

bu ağacın kavun veya buğday olduğu iddia edilmiştir.295 İslam âlimleri de Tevrat’ta

yasaklanan bu ağacın ’bür’ yani buğday ağacı olduğunu söylemişlerdir.296 Yasak

ağaç konusunda ortaya çeşitli isimler atılmış fakat bu isimler üzerinde görüş

birliğine varılamamıştır. Ancak İnsanlar üzerinde meydana getirdiği tesirler

üzerinde yorum yapılabilmiştir. İyilik ve kötülük fikrinden hareketle mutluluk ve

mutsuzluk kavramları üzerinde durulmuştur. Aynı zamanda Tekvin’de Hayat

Ağacı, Bilgi Ağacı’nın yerini bildiren bir unsur olarak da belirtilmektedir.

Tekvin kitabının ikinci ve üçüncü bablarında söz konusu edilen hayat

ağacının mahiyet ve rolünün tespitinde büyük güçlüklerle karşılaşılmıştır.

Tekvin’de hayat ağacı ve iyilik ve kötülüğü bilme ağacı birlikte anılmaktaysa da

anlatımda sadece bilgi ağacı söz konusudur. Burada bilgi ağacının meyvesinden

yenmesi yasaklanırken hayat ağacından bahsedilmemesi hayli ilginçtir.

Hayat ağacı ile iyiliği ve kötülüğü bilme ağacı adı verilen bu ağaçlar

cennetin ortasına yerleştirilmiştir. İki ağaç arasında sıkı bir ilişki kurulmuştur. Her

iki ağaç da cennetin ortasında olmakla birlikte hayat ağacının daha merkezde

olduğu söylenmiştir. Yahudi geleneğinde Hayat ağacına ulaşabilmek için iyiliği ve

kötülüğü bilme ağacına dokunulmak zorunda olduğu varsayımı vardır.297 Bu

ağaçların iki ayrı ağaç olduğunu düşünenler olduğu gibi tek bir ağaç gibi birleşik

olduğunu düşünenler de vardır.298 Tevrat’ta yer almayan bu bilgiler birer varsayım

niteliği taşımaktadır. Bilgilerin kısıtlılığı hayat ağacının bulunduğu yeri tesbit ve

mahiyeti hakkında kesin bilgiye ulaştırmayı zorlaştırmaktadır.299 Tevrat’ta

belirtildiğine göre Âdem’e yasaklanan ‘hayat ağacı’ değil, bilgi ağacı’dır. Kutsal

kitapta sadece ‘hayat ağacı’nın ismi zikredilmekle yetinilmiştir. Ayette “şimdi elini

293 Erdem, age, s. 37. 294 Eliade, Dinler Tarihine Giriş, s. 284. 295 Erdem, age, s.37. 296 Elmalılı M. Hamdi Yazır, Hak Dini Kuran Dili, İstanbul ( yıl yok) , c. 1, s. 276. 297 Erdem, age, s. 36. 298 Türk Ansiklopedisi, “Ağaca Tapma”, İstanbul 1968, c.1, s.223, (yazar adı yok). 299 Erdem, age, s.36.

Page 78: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

71

uzatmasın ve hayat ağacından almasın ve yemesin ve ebediyen yaşamasın”

denilmek suretiyle ‘Hayat ağacı’nın ölümsüzlük bahşetme vasfı belirtilmektedir.300

Cennetin ortasında bulunan iyilik ve kötülüğü bilme ağacı ile hayat ağacı,

Yahudi literatüründe gerek mahiyetleri, gerekse fonksiyonları açısından farklı

şekilde değerlendirilmiştir. Bu değerlendirmelerde hayat ağacının ölümsüzlük vasfı

ön plana çıkar. Hayat ağacı kendinden yiyenin ebedi bir hayata sahip olacağı bir

ağaç olarak tefsir edilmiştir. Ayrıca bu ağacın hayvanları, insanları, hatta

tapınaktaki tanrıların ölmeyenlerini beslediğine inanılır. Bir bitki örtüsü olarak hayat

ağacının eski şarkta bilindiği iddia edilmiştir.301

Âdem ve Havva cennette mutlu bir şekilde yaşarlarken yılanın Havva’yı

bu ağacın meyvesinden yemeye ikna etmesiyle bu hayat sona ermiştir. Onlar

kendilerine yasaklanan bilgi ağacının meyvelerinden yemişlerdir. Yılanın Havva’yı

kandırması Tekvin’de şu şekilde anlatılır: “Ve Rab Allah’ın yaptığı bütün kır

hayvanlarının en hilekâr olanı yılandı. Ve kadına dedi: Gerçek Allah: Bahçenin

hiçbir ağacından yemeyeceksiniz dedi mi? Ve kadın yılana dedi. Ve yılan kadına

dedi, bahçenin ağaçlarından yiyebiliriz, fakat bahçenin ortasında olan ağacın

meyvesi hakkında Allah: Ondan yemeyin ve ona dokunmayın ki, ölmeyesiniz dedi.

Ve yılan kadına dedi, katiyen ölmezsiniz, çünkü Allah bilir ki ondan yediğiniz gün,

o vakit gözleriniz açılacak, iyiyi ve kötüyü bilerek Allah gibi olacaksınız. Ve kadın

gördü ki, ağaç yemek için gözlere hoş ve anlayışlı kılmak için arzu olunur bir

ağaçtı; ve onun meyvesinden aldı ve yedi ve kendisiyle beraber kocasına da verdi.

O da yedi. İkisinin de gözleri açıldı ve kendilerinin çıplak olduklarını bildiler ve incir

yaprakları dikip kendilerine önlükler yaptılar.”302

Âdem ve Havva meyveyi yedikten sonra yaptıkları hatayı anlamışlar ve

yanlarında bulunan ağacın yapraklarıyla örtünmeye çalışırlarken aynı zamanda

hayat ağacına ulaşma imkânı aramışlardır. Ancak hayat ağacından yemek isteyen

bir kimsenin iyilik ve kötülüğü bilme ağacına dokunma zaruretinden dolayı, ondan

300 Tekvin: 3/22. 301 Erdem, age, s.36. 302 Tekvin: 3/1–7.

Page 79: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

72

yiyememişlerdir.303 Tekvin’de Hayat ağacı çok sıkı bir koruma altındadır. Bundan

dolayı Âdem ve Havva ona ulaşamayıp cennetten çıkarılmışlardır.304

Kutsal kitapta bahsedilen hayat ağacının mahiyeti hakkında güçlüklerle

karşılaşılmıştır. Hayat ağacı ve bilgi ağacı Tevrat’ta beraber anılmaktaysa da

anlatımda sadece bilgi ağacı söz konusudur. Ölümsüzlük bahşeden hayat ağacı

olduğu halde Allah niçin bilgi ağacını yasaklamış ve Âdem’e ondan yediği takdirde

öleceğini bildirmiştir. Buradan anlaşıldığına göre iyiliği ve kötülüğü bilme ağacı,

hayat ağacına ulaşmayı engelleyen bir semboldür. Hayat ağacına yaklaşmak

isteyen öncelikle iyiliği ve kötülüğü bilme ağacı ile karşılaşır, bu ağaç büyük bir

engeldir. Bilgi ağacının hayat ağacı çevresinde dikenli bir tel gibi olduğu ve onu bir

anlamda koruduğu anlaşılıyor. Burada Allah, hayat ağacına ulaşılamaması için

bilgi ağacını bir engel olarak koymuş olabilir.

Bazı araştırmacılara göre bu iki ağaç aynıdır. Süleyman’ın mesellerinde

hayat ağacı ilahi hikmetle aynı sayılmıştır.305 Bazıları da bu yasak ağacın gerçek

bir ağaç olmayıp bir sembol olduğunu ileri sürmüşlerdir. İskenderiye Yahudiliği ve

Philon, yasak ağacın cinsi ilişkiyi ifade ettiği kanaatindedir. Bilgi ağacının doğruyu

yanlıştan ayıran ahlaki değer, kültür ve akıl anlamında dünyevi bilgi, cihan şümul

veya ilahi bilgi olduğu da ileri sürülmüştür.306

J. Campbell, Batı Mitolojisi adlı eserinde, Tevrat’ta yer alan bilgi ağacı ve

hayat ağacının, Tanrı ve dünya, ölümsüzlük ve ölümlülük arasındaki mitsel ayırımı

ifade ettiğini söyler. Bunlardan hayat ağacı Tanrı tarafından insanlardan

uzaklaştırılmıştır. Bilgi ağacının ise mitolojilerde hem Avrupa da hem de doğu da,

ölümsüzlük ağacıyla aynı olduğunu ve insanlar için ulaşılabilir olduğunu

kaydeder.307

Bu iki ağacın mahiyeti hakkında araştırmalar yapılmış ve birçok görüş

ortaya atılmıştır. Onların mahiyetleri nasıl olursa olsun Âdem ve Havva için bir

imtihan vesilesi olmuşlardır. Cennetten dünyaya gelmelerini ve ölümlü bir hayata

sahip olmalarını netice vermiştir.

303 Erdem, age, s. 39. 304 Tekvin: 3/22–23. 305 Süleyman’ın Meselleri: 3/18. 306 Bolay, s.361. 307 Campbell, age, s. 391.

Page 80: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

73

c) Yılan ve Hayat Ağacı

Kutsal Kitab’a göre yılan kötülük ruhunu yani şeytanı temsil etmektedir.

Şeytan ise insanın ebediliğine karşı olduğundan, Âdem’in hayat ağacına

yaklaşmasına engel olmuş, ölümsüzlük verir diyerek bilgi ağacından yedirmiş

böylece insanlığın ölümlü olmalarına sebep olmuştur. Yılanla ilgili olarak birçok

açıklamalar yapılmıştır. Bir izah tarzına göre yılan, ölümsüzlüğü kendi elde etmek

istiyordu. Bunun için de cennette diğer ağaçlar arasına gizlenmiş olan hayat

ağacını bulması gerekiyordu. Hayat ağacının meyvelerinden ilk kez o tatmalıydı.

Bu nedenle Âdem’i iyiyi ve kötüyü bilmeye zorlamıştır. İyi ve kötüyü bilmenin yolu

iyilik ve kötülüğü bilme ağacının meyvesinden yemekten geçer. Bu düşünceye

göre Âdem ağacın meyvesinden yiyip bilgi sahibi olacak ve yılana hayat ağacının

yerini gösterecektir.308 Bu sebeple hayat ağacının yerini bildirmesi için Âdem’i bilgi

ağacından yemeye teşvik etmiştir. Yılanın Havva’yı kandırmasında başka

sebepler de açıklanmıştır.309 Diğer kültürlerde olduğu gibi Yahudi kültüründe de

hayat ağacının etrafında ölümsüzlüğe ulaşmayı engelleyen yılan motifi ile

karşılaşıyoruz. Yılan Âdem’le yaptığı mücadeleyi kazanmış ve Âdem’in ölümlü

olmasına neden olmuştur. Tevrat’ta yılan hayat ağacının koruyucusu değildir; fakat

hayat ağacının özelliklerinden kendisi faydalanmak istemekte ve sürekli ağacın

yanında bulunmaktadır.

Havva yılanın kandırmasıyla bu ağacın meyvelerinden yedikten sonra

ölümsüz yaşayacağını, meleklere benzeyeceğini, iyi ve kötüyü bilerek Allah gibi

olacağını zannetmiştir.310 Bu duygularla bu ağaçtan yemiş ve kocasına da

yedirtmiştir.

Şeytanın ağacın meyvesinden yemeye teşvik etmesinin ilginç sebepleri

bulunur. Bu sebeplerinden biri de Havva’yı kıskanması olarak düşünülür. Bu

anlatıma göre kıskançlıktan çıldıran şeytan yılanın Havva’yı kandırmasını sağlar.

Diğer bir rivayete göre de yılan bizzat Havva’ya sahip olmak için onu günaha

teşvik eder ve onu şehvete sürükler. Bu anlatımlara göre şeytan ya da yılan

Havva’yı kandırır. Yasak meyveyi tutan Havva ölüm meleğinin kendisine doğru

gelmekte olduğunu görünce Âdem’i de kendi kaderine ortak etmiştir. Yılan onu

308 Eliade, Dinler Tarihine giriş, s. 287. 309 Erdem, age, s. 38–39. 310 Tekvin: 3/4–5–6.

Page 81: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

74

şehvete çağırdığında şarap içen Havva bunu Âdem’in içeceğine de karıştırmıştır.

Sonuçta Havva’ya sadakatsizliği sebebiyle dokuz bela verilmiştir.311

d) Yasak Ağaçtan Yemenin Sonuçları

Bazı apokrif kaynaklarda Hz. Havva’nın cennetten çıkarıldıktan sonraki

hayatıyla ilgili ayrıntılı bilgiler bulunmaktadır. Buna göre Âdem ile Havva Aden’den

kovulduktan sonra aç kalırlar ve her yerde yiyecek ararlar. Cennette yediklerine

benzer yiyecek bulamayınca tövbe etmekten başka çare bulamazlar. Havva

boynuna kadar Dicle sularında dalar ve otuz yedi gün sularda kalır. Âdem de bir

ırmağa dalarak kırk gün orada kalır. Böylece tövbelerinin kabul edilmesini umarlar.

Apokrif metinlerde buna benzer birçok anlatı bulunur312

Âdem ve Havva’nın yasak ağacın meyvelerinden yemeleri birçok sonuç

ortaya çıkarmıştır. Öncelikle onlar, meyveden yer yemez gözleri açılıp,

çıplaklıklarını fark ederler. Sonra Allah, yılana onları aldattığı için yeryüzünün en

lanetli hayvanı olacağını ve ömrü boyunca karnının üzerinde yürüyerek her gün

toprak yiyeceğini söyler.313 Havva’ya da zahmeti ve gebeliğini çoğaltacağını ve

ağrı ile evlat doğuracağını, kocasının onun üzerinde hâkim olacağını bildirir.314

Âdem’e de yasak ağaçtan yediği ve karısının sözünü dinlediği için toprağın

lanetlendiğini, zahmetle o topraktan kazanıp yiyeceğini, ömrünün sonuna kadar

zorlukla ve alnının teriyle kazanacağını, bereketli toprağın artık diken ve çalı

bitireceğini, topraktan geldiğini ve yine toprağa döneceğini söyler.315

Tevrat’a göre Âdem ve Havva yasak meyveden yedikten sonra iyilik ve

kötülüğü bilmede Allah gibi olmuştur.316 Allah da onları hayat ağacına dokunmasın

ve yaklaşmasın diye cennetten kovmuştur.317 Yahudi düşüncesine göre Allah,

Âdem’in hayat ağacının meyvelerinden yiyerek ebediyen yaşamayı ve daha fazla

bilgi sahibi olmasını istemediği için cennetten uzaklaştırmıştır. Zira eğer Âdem bu

ağaçtan yiyebilseydi hiç ölmeyecek ebediyen yaşayacaktı.318 Bundan sonra Allah

311 Ömer Faruk Harman, “Havva”, T.D.V. İ. A. , İstanbul 1997, c. 16, s. 543. 312 Bkz., Harman, “Havva”, s. 542-543. 313 Tekvin: 3/14. 314 Tekvin: 3/16. 315 Tekvin: 3/17–19. 316 Tekvin: 3/22. 317 Tekvin: 3/23–24. 318 Tekvin: 3/22–23.

Page 82: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

75

hayat ağacına ulaşamasınlar diye Aden bahçesinin doğusuna Kerubileri ve her

tarafa dönen kılıcın alevini koymuştur.319 Bundan dolayı insanlar o günden bu

yana hayat veren ağacı bulmak için çırpınıp dururlar.

Âdem, Allah’ın kendisine emrettiği yasağı çiğnediği için yaratıcısına karşı

işleyebileceği en büyük günahı işlemiş oluyordu. Âdem’in işlediği bu günah ‘ilk

günah’ olarak Yahudi ve Hıristiyan terminolojilerinde çok büyük sonuçlara yol

açmıştır. Âdem ve Havva yasağı çiğnemeleriyle büyük bir düşüş yaşamışlardır.

Ayrıca bu hata onların çok yüksek olan anlayış kapasitelerini düşük bir düşünce

seviyesine indirmiştir.320 İnsanlığın başına gelen bütün felaketlerin kaynağı bir

anlamda bu ilk günahtır. Hatta oğulları Kabil ve Habil’in mücadelesinin sebebi de

ilk günah olarak gösterilir.321

Günah kavramı Yahudi düşüncesinde toplumsal bir niteliğe sahiptir. Ahdi

Atik’teki bazı ifadelere göre insanın başlangıçta işlediği suç bütün insanlık tarihine

sirayet etmiştir. Tanrı’nın emrini dinlememe, cennetten sürülme anlamına gelmiş

ve Yahudi tarihindeki bütün sürgünler bu suçun cezası olarak düşünülmüştür.

Babil sürgünü sonrasında ise günah anlayışında değişiklik olmuş ve günahın

toplumsal olduğu inancı reddedilmiştir.322

Âdem ve Havva Tevrat’a göre tövbe etmeden suçlu olarak yeryüzüne

inmişlerdir. Tevrat’ta bu suçun başkalarına geçtiği şeklinde herhangi bir bilgi

bulunmamakla birlikte, dünyada sıkıntılı bir şekilde yaşayan insanların atalarının

günahının neticesi olarak bu duruma katlanacakları ifade edilmiştir.323 Eski Ahit

Âdem ve Havva’nın cennette yasak meyveyi yemekle, ilk günaha düştüklerini

kabul eder.324 Fakat Yahudilerde Hıristiyanlıktaki gibi nesilden nesile intikal eden

bir asli günah anlayışı bulunmamaktadır.

Kutsal Kitap’ta anlatılan hayat ağacı ve etrafında oluşturulan tema

dünyanın diğer medeniyetlerinin oluşturduğu hayat ağacı temasından oldukça

farklıdır. Yahudilik’te hayat ağacı, bir imtihan vesilesi olarak ön plana çıkar. Diğer

kültürlerde ise imtihan olma unsuru görülmez. Fakat Yahudilik’teki hayat ağacı ile 319 Tekvin: 3/24. 320 Erdem, age, s.44. 321 Eliade, Dinsel İnançlar ve Düşünceler Tarihi, c.I (Çev. Ali Berktay), İstanbul 2003, s.418. 322 Harman, s. 281. 323 Durali Gül, “Hıristiyanlıkta Asli Günah Üzerine Bir Araştırma”, (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), Ankara 2002, s. 25. 324 Tekvin: 3/6.

Page 83: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

76

diğer kültürlerdeki hayat ağacının birçok ortak yönü de bulunmaktadır. Hayat ağacı

cennetin ortasındadır. Cennet dünyanın merkezinde bulunur. Yani hayat ağacı da

dünyanın merkezindedir. Etrafında ırmaklar bulunur. Onu koruyan ve bekçiliğini

yapan yılan veya şeytan bulunur. Ulaşılmasının çok zor olması, meyvelerinden

yiyenin ölümsüzlük kazanması gibi özellikler ortak yöne örnektir. Benzer bir özellik

de köklerinin yukarı da dallarının aşağıda her şeyi aydınlatan ışık olmasıdır.325

Yahudilik’te cennetteki yasak ağaç dışında farklı şekillerde hayat ağacı

temasıyla karşılaşırız. Yahudiliğin en önemli iki sembolünden biri olan yedi kollu

şamdan/Menora, hayat ağacı olarak nitelendirilmiştir. Yahudilere göre Menora’nın

birçok sembolik anlamı vardır. Örneğin, ‘daimi ışık’ın simgesidir. Yahudilere göre

Tanrı yeri ve göğü yarattıktan sonra ilk emir olarak ‘ışık olsun’ demiştir. Bu ışık,

evrenin, ruhların ve bilimin aydınlığının simgesidir ve bilimin devamlılığını,

sonsuzluğunu simgeler. Yedi kollu şamdanın bir diğer sembolik anlamı da

cennetteki ‘Hayat ağacı’dır. Yahudi mistisizmine göre hayat ağacı yedi Tanrısal

erdemi ifade eder. Bu bakımdan Menora, insanlığın Tanrının suretinde

yaratıldığının bir ifadesi olmuştur.326

Yedi kollu şamdan, Yahudilerce hayat ağacı olarak nitelendirilmiştir. Aynı

zamanda bu ağacı badem ağacı ile özdeşleştirmişlerdir. Badem ağacı ilkbaharda

çiçek açtığı zaman henüz onun yaprakları yeşermemiştir. Yahudilerce Badem

ağacının bu özelliği saflığı ve kutsallığı simgelemiştir. Bu anlamda Menora

ölümsüzlüğün bir sembolü olmuştur.327

Yahudilikte zeytin ağacı da bir hayat ağacı olarak kabul edilmiştir. Bet

Amiktaş’ın dışına ve içine zeytin ağacı oymaları yapılmıştır. Mabet’in iç odasında

zeytin ağacı figürleri ve ağacın üstünde de tıpkı cennette bulunan hayat ağacında

olduğu gibi Kerubiler resmedilmiştir. Kerubiler, sfenks’e benzeyen aslan vücutlu

insan başlı kanatlı meleklerdir. Kerubiler’in kanatları beşer metredir. Bu melekler

325 Mezmurlar: 19/6. 326 Yahudilik’te Kavram ve Değerler Dinsel Bayramlar-Dinsel Kavramlar-Dinsel Gereçler, İstanbul 1996, s. 237 ( Yazar Adı yok) 327 Yahudilik’te Kavram ve Değerler Dinsel Bayramlar-Dinsel Kavramlar-Dinsel Gereçler, s. 237

Page 84: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

77

cennette hayat ağacını, Hz. Âdem ve Havva’dan korumuşlardır. Burada da zeytin

ağacını korurlar, dolayısıyla Bet Amiktaş’ı korurlar.328

2. Yahudi Mistisizminde Hayat Ağacı

Yahudi geleneği ilk dönemlerde hayat ağacı temasını somut anlamıyla

algılamıştır. Daha sonraki dönemlerde felsefi düşüncenin de etkisiyle mecazi

anlamda algılanmaya başlanmıştır. Ortaçağ Yahudi din adamlarından Maimonides

bu düşünceyi savunan belirgin şahsiyetlerinden biri olmuştur. Yahudi mistisizmi

Kabala, Aden bahçesinin varlığını kabul etmekle beraber bu bahçede bulunan

hayat ağacını mistik-mecazi bir tarzda yorumlamıştır.329

Yahudi mistisizmi Kabala’da ilahi âlem bir hayat ağacı tiplemesiyle tasvir

edilir. Hayat ağacı burada Âlemler arası irtibatı simgeler. Kabala’ya göre hayat

ağacı evrenin ve insanın ideal modelidir. Kabalistlere göre Tanrının on temel vasfı

vardır; bu vasıflar Tanrısal yaşamın içinde dolaşıma girdiği on düzeyi oluştururlar.

Bu düzeylere ‘sefira’ adı verilmiştir. Bu on sefiranın adları tanrısal tezahürün çeşitli

biçimlerini yansıtır. Sefirotun tamamı, Tanrısal yaşamının bütününü oluşturur. Bu

on temel(sefirot) hayat ağacı veya ezeli bir insan biçiminde tasavvur edilmiştir.330

Hayat Ağacında On sefirotun yanı sıra yirmi iki yol331 ve yedi alt küre bulunur. Bu

yedi alt küre, omurganın üzerine dağılmış yedi ilahi gücü simgeler.332 Bunlar

evrenin ve insan ruhunun haritasını oluşturur. Kabalistlere göre Bu haritayı

anlamanın yolu hayat Ağacını bilmekten geçmektedir.333

Hayat ağacında ortaya çıkan on küre, evrenin güneş sisteminin ve

insanın bir modelidir. Ağacın küreleri yirmi iki yol ile birbirine bağlanmıştır. İbrani

alfabesinin yirmi iki harfi ile ifade edilmiş olan bu yollar aynı zamanda evrenin yapı

taşları olarak kabul edilmiştir.334 Hayat ağacını oluşturan on sefira alçak

gönüllülük, bilgelik, anlayış, sevecen iyilik, yargı, güzellik, tahammül, haşmet,

328 http://www.uslanmam.com/yahudilik/93946-bet amikdas.html, 10.04.2008 329 Besalel, “Hayat Ağacı”, s. 204. 330 Mircea Eliade, D.İ. D.T. , (Çev. Ali Berktay), c. 3, İstanbul 2003, s. 193. 331 http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=33574,14.04.2008. 332 Perle Epstein, Kabala Musevi Mistiklerinin Yolu, (Çev. Nusret Karayazgan-Şiyma Barkın), istanbul 1993, s. 99. 333 http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=33574, 14.04.2008. 334 http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=33574, 14.04.2008

Page 85: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

78

temel ve hâkimiyettir.335 Yahudi mistiği, hayat ağacında bulunan özelliklerle

kendisini süslemek ister. Aklına ve davranışlarına bu özellikleri yayar. Zamanla

hayat ağacındaki özellikler kendisi olur. Yahudi gününü yani hayatını bu on temele

göre ayarlayabilmelidir. Onun kalbi Tanrının bu aydınlık isimleriyle parlar. Hayat

Ağacında bazen yıldırım şeklinde bir kılıç ve ağaca tırmanan yılan görülür. Kılıç

Tanrı’dan inen rahmeti, yılan ise insanın yukarıya doğru dönüş yolunu yani ruhsal

tekâmülü simgeler. Yukarıdan aşağı ve aşağıdan yukarıya olan bu iki güç birbirinin

tamamlayıcısıdır.336 Bu anlamda hayat ağacı zıtlıkların bütünleştiği bir bilgelik

ağacıdır. Hayat ağacındaki başka bir zıtlık da erkek ve dişi güçlerin bir arada

bulunduğu yer olmasıdır. Ağacın sağ ve sol dallarını ‘dişi’ ( negatif- olumsuz enerji)

ve ‘erkek’ ( pozitif olumlu enerji) olarak iki ayrıma tabi tutanlar olmuştur.337 Yahudi

mistiği kendinde bulunan hayat ağacını yani dişi ve erkek gücü dengelemelidir.

Kabalistlere göre evren en yüksek hallerden tezahür etmiştir. Hayat ağacı evrenin

oluşmasının da bu anlamda bir modeldir.338 Bu anlamda Hayat ağacı, Tanrı’nın

özelliklerinin insanların görünür dünyasındaki tezahürlerini temsil eder. 339

Yahudi mistiklerinin ilginç düşüncelerinden biri de Hz. Âdem’in cennette

işlemiş olduğu günah karşısındaki yorumlarıdır. Bu düşünceye göre Tanrı, Ruhlar

ağacı, Şehina ile kutsal bir evlilik kurmuştur. Bu kutsal evlilik, Kabalistlere göre

Tanrı’nın gerçek birliğini oluşturur. Yahudi kutsal metinlerinden Zohar’a göre bu

birleşme başlangıçta kalıcı ve kesintisizdi ama sonra Hz. Âdem’in işlediği günah

bu kutsal evliliğin bitmesine ve bunun sonucunda Şehina’nın sürgün edilmesine

sebep olmuştur. Fakat kefaret ödenip kurtuluş gerçekleşirse başlangıçtaki kutsal

evlilik yeniden kurulacak ve Tanrı’nın adı bir olacaktır.340

Yahudi mistisizminde hayat ağacı gerçek anlamından çok insanın

olgunlaşmasını, Tanrı ile bir olmasını, hayat ağacında bulunan zıtlıklarla dengeye

ulaşmaya çalışmasını simgeleyen derin bir düşünme şeklidir.

335 Epstein, s. 41. 336 http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=33574, 14.04.2008 337 Epstein, s. 42. 338 http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=33574, 14.04.2008 339 Epstein, s. 41. 340 Eliade, age, s. 191.

Page 86: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

79

Yahudiler için ağaçlar çok önemli bir yere sahip olmuştur. Tevrat’ta sık sık

ağaçlardan bahsedilip benzetmeler yapılmıştır. Kenanilerin ve İbranilerin sunak

yerleri yüksek tepelerde ve yaprakları yeşil her ağacın altındadır.341

Ağaçlarla ilgili uygulamalar ağacın Tanrının kutsiyetini kendinde

taşıdığının Yahudilerce de kabul edildiğinin göstergesidir. Bunun yanında birçok

din âlimi, Kutsal Kitap’ta adı geçen hayat ağacı temasının Eski Yakın Doğu’da

bilinen bir tema olduğundan bahsederler. Eski medeniyetlerde gençlik ve

ölümsüzlük veren hayat ağacı veya bitkisini konu eden birçok efsane mevcuttur.

Birçok din âlimi kutsal kitabın bu efsanelerden etkilendiği görüşündedir.342

Sonuç olarak, Yahudilik’te bazı ağaçlar kutsal kabul edilmiş ve özel

sayılmıştır. Akasya, asma, zeytin, erz, Allah’ın özel olarak yarattığı ve cennete

koyduğu ağaçlardır. Yahudi kültüründe ağaçlar hem maddi hem de mecazi olarak

algılanmıştır. Tevrat anlatılarında ağaçlar genellikle mecazi anlamda kullanılmış ve

sık sık benzetme unsuru yapılmıştır. Özellikle cennette bulunan hayat ağacı

mecazi olarak algılanmış ve hakkında çeşitli yorumlar yapılmıştır.

B. HIRİSTİYANLIK’TA HAYAT AĞACI

Hıristiyan literatüründe ağaçların çok çeşitli özelliklerinden bahsedilmiştir

ve dinsel uygulamalarında sıklıkla kullandıkları araçlardan biri ağaç olmuştur.

İncil’de ağaçlardan benzetme unsuru olarak bahsedilmiştir. Markos İncil’ine göre

Allah’ın melekûtu Hayat ağacına benzetilir. “Hardal tanesi gibidir ki toprağa

ekilirken her ne kadar yer üzerinde olan bütün tohumlardan en küçüğü ise de,

ekildikten sonra büyür ve bütün sebzelerden daha büyük olur, büyük dallar salar

şöyle ki; göğün kuşları onun gölgesi altında yeşerebilirler.”343

Değnek/asa, Hıristiyanlarca kutsal bilinir. İncil’e göre On iki havari kötü

ruhları hidayete erdirmek için gittikleri her yere yanlarında bir asa bir de çarık

götürmüşlerdir. Havarilerin kullandıkları değnek aslında hayat ağacını sembolize

eder ve insanları hidayete erdirmede kullanılan bir semboldür.344 Asa, hayat

ağacının sahip olduğu güç ve kuvvete sahiptir. Bu inanca Hz. Meryem ve Yusuf 341 Tensiye: 12/2; Tanyu, “ağaç’”, s.457. 342 Besalel, “Hayat Ağacı”, s. 204. 343 Markos: 4/31. 344 Markos: 6.

Page 87: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

80

kıssasında da rastlanır. Bu kıssaya göre, başrahip mabede vakfedilmiş Meryem’i

evlendirmek ister. Fakat üç bin delikanlının Meryem’e talip olması karşısında,

taliplerin sopalarını ister, ancak bu gençlerden sadece Yusuf’un sopasının

yeşermeye başladığı görülür. Bu mucize üzerine Meryem Yusuf’a verilir. Bu

nedenle Piskopos ve rahipler her zaman hayat ağacı gücü taşıyan asayı

yanlarında bulundurmuşlardır.345

Hıristiyan inancına göre Noel Baba’nın mucizeler gerçekleştiren bir asası

vardır. Noel Baba Paskalyadan kırk gün sonra ortaya çıkıp halk arasında dolaşır

ve elindeki asasıyla insanlara hafifçe dokunur, bu dokunuş kime rastlarsa,

dileklerinin kabul olacağına ve o yılı sağlıklı geçireceğine bir işaret olarak kabul

edilir346

Hıristiyanların dini bayramlarından olan Paskalya’dan bir Pazar önce, Hz.

İsa’nın Kudüs’e girişini hatırlatmak için dallar takdis edilir.347 Özellikle Katolik ve

Ortodoks kilisesinin ayinlerinde dal demeti baş üzerine sürülüp

dokundurulmaktadır.348 Katoliklerde palm gününde Palmiye ve zeytin dalları

merasimle şehrin sokaklarında dolaştırılır. Bu uygulama İsa’nın haşri ve zafer

işareti sayılır.349

Hıristiyan geleneğinde de dünya kültürlerinde gördüğümüz yerle gök

arasında bağlantı olan hayat ağacı motifi vardır. Ortaçağa ait bir Alman

bilmecesinde kökleri cehennemde olan, tepesi Tanrının tahtına uzanan ve dünyayı

dallarıyla saran bir ağaç sorulur; bu ağaç, Hıristiyanlar için dünyanın

dayanağıdır.350 Hıristiyan geleneğinde hayat ağacı ve su birlikteliğiyle de

karşılaşırız. Hayat ağacı, İncil anlatımına göre kentin ortasında ırmağın iki yanında

büyür ve her ay on iki çeşit meyve verir. Ayrıca onun yaprakları uluslara şifa

dağıtır.351

Hıristiyan geleneğinde hayat ağacı inancının çeşitlilik arz ettiği görülür.

Hayat ağacı, bazen Noel ağacı, mayıs ağacı, haç, bazen de cennette Hz. Âdem 345 Sarıkçıoğlu, Din Fenomenolojisi, s. 52–53. 346 Ergun, s.105. 347 Tanyu, ’Ağaç’, s. 457. 348 Tanyu, ‘Türkler’de Ağaçla İlgili inançlar’, s.130 349 Sarıkçıoğlu, age, s. 38 350 Eliade, Dinler Tarihine Giriş, s.292. 351 Vahiy: 22/1–2.

Page 88: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

81

ve Havva’ya yasaklanan ağaç formunda karşımıza çıkar. Burada özellikle Hz.

Âdem ve Havva’ya meyvelerinin yenmesi yasaklanan, Tevrat’ta da isim olarak

bizzat tanımlanmış cennet ağacı olan ‘hayat ağacı‘ üzerinde duracağız. Hıristiyan

dünya görüşünde asıl ve en önemli olan ağaç, İsa’nın çarmıha gerildiği ağaç ve bu

ağacın kökeninde bulunan cennetteki ‘hayat ağacı ile ‘iyiliği ve kötülüğü bilme

ağacı’dır . Hıristiyan ağaç sembolizminin temelinde genel olarak cennetteki yasak

ağaç ve İsa’nın çarmıha gerildiği ağaç yatar.

Hıristiyanlık kendi kutsal kitapları yanında Yahudiliğin kutsal kitabı Eski

Ahit’i de kabul eder. Hıristiyanların sahip oldukları yaratılışla ilgili konular temelde

Eski Ahit’e dayanmaktadır. Eski Ahit’i kutsal kitaplarında bir bölüm olarak

benimseyen Hıristiyanlar yaratılış, yasak ağaç, ilk günah gibi konularda verilen

bilgileri prensip olarak kabul etmekle birlikte, yaptıkları yorumlarla Yahudilerden

ayrılmaktadırlar. Hz. Âdem ve Hayat Ağacı hakkında yaptıkları yorumlar bu

ayrımlardan biridir. Eski Ahit’te yasak ağaç konusundan daha önce bahsettiğimiz

için burada bu konu üzerinde kısaca durulacaktır.

1.Yasak Ağaç

Yahudilikte gördüğümüz cennette bulunan ve Hz. Âdem’in imtihanı olan iki

ağaç Hıristiyanlık’ta da işlenen bir temadır. Hz. Âdem’i kontrol etmek amacıyla

Allah tarafından cennete iki ağaç yerleştirilmiştir ve Hz. Âdem’in bu iki ağaçtan

birine yani hayat ağacına yaklaşması ve ondan yemesi yasaktır. Net bilgiler

bulunmamakla beraber bu ağaçlara bazı nitelikler atfedilmiştir. Bu nitelikleri

değerlendirebilmek için iki ağacı ayrı ayrı ele almak gerekir.

a) Hayat Ağacı

Kitab-ı Mukaddes’te açık olarak bildirilmemekle birlikte hayat ağacı birçok

yönden değerlendirilmiştir. Hayat ağacının bazı özelliklerini şu şekilde

sıralayabiliriz:

1. Meyvesinden yiyen herkesi ebedileştirmektedir.

2. Topraktan yaratıldığı için yok olma durumunda olan insanın gücünü

yenilemektedir.

Page 89: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

82

3. Devamlı yeşil olmasından dolayı, tam olarak itaat etmesi karşılığında

verileceği söylenen ebedi hayatı temsil etmektedir.

4. Bu ağacın meyvesi ebedi kuvveti, ölümsüz hayatı bağışlayacak

niteliktedir. 352

Hıristiyanlarca hayat ağacından yiyenlerin Hz. İsa gibi ölümsüz olacağına

inanılmaktadır. Böylece her ikisi arasında bir benzerlik kurularak, hayat ağacının

kendinden yiyeni ebedi hayata kavuşturacağı gibi, Hz. İsa’ya inananların da

saadete ulaşacağı sonucuna varılmıştır. Nitekim Âdem ve Havva hayat ağacına

ulaşamadıkları için cennetten çıkarılmış ve ebedi hayattan mahrum olmuşlardır.353

Kitab-ı Mukaddes’te açıkça bildirilmemekle birlikte “Hayat ağacının”

meyvesinden yiyen herkesin ebedileşeceği, topraktan yaratıldığı için insanın

gücünü yenileyeceği anlatılır. Hayat ağacının meyvesinin ebedi kudreti, ölümsüz

hayatı bağışlayacak nitelikte olduğu ve devamlı yeşil olmasından dolayı ebedi

hayatı temsil ettiği kabul edilmektedir.354 Hıristiyanlarca hayat ağıcından yiyenlerin

Hz. İsa gibi ölümsüz olacağına inanılmıştır. Fakat onlar hayat ağacına

ulaşamamışlar bundan dolayı cennetten atılmış ve ebedi bir hayattan mahrum

olmuşlardır.355Bu ağaca neden hayat ağacı ismi verildiğini merak edenler

olmuştur. Bu soruya Bazı Hıristiyan teologlar şu şekilde cevap vermektedirler. Hz.

Âdem’in, iyiliği ve kötülüğü bilme ağacından yiyerek ölüm tuzağına düştükten

sonra bu ağaç, hayat ağacı adını almıştır. Buna göre Hayat ağacı ile İyiliği ve

Kötülüğü Bilme Ağacı adı verilen bu ağaçlar isimlerini insan ile olan

münasebetlerinden daha doğrusu onların meyvesinden yenilmesiyle insan hayatı

ve gelişmesi üzerindeki etkiden almaktadır.356 Hıristiyanlara göre bu ağaç, Hz.

Âdem iyilik ve kötülüğü bilme ağacından yiyerek ölüm tuzağına düştükten sonra,

‘hayat ağacı’ adını almıştır. Çünkü bundan önce onun hayatı problemli ve çileli

değildir.357

352 Erdem, age, s. 67. 353 Erdem, age, s. 68. 354 Gül, s. 38. 355 Erdem, age, s.68. 356 Erdem, age, s.67. 357 Erdem, age, s. 68.

Page 90: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

83

b) İyilik ve Kötülüğü Bilme Ağacı

Kitab-ı Mukaddes’te iyilik ve Kötülüğü Bilme Ağacından bahsedilen

ayetlerde ‘iyilik ve kötülüğü bilme’nin ileriyi görme, umumi karakter, her şeyi

yargılayan, insanlar için iyi ve kötü şeyleri anlama gibi anlamlarda kullanıldığı

anlaşılıyor. Bu ağaca iyilik ve kötülüğü bilme adı, Hz. Âdem’in cennetten

çıkarılmasından sonra verildiği iddia edilmiştir. Buna delil olarak, Hz. Âdem ve

Havva’nın cennette bilgi edinme güçlerinin olmaması gösterilmiştir.358

Cennetteki bütün ağaçların Hz. Âdem için helal olduğu halde sadece bilgi

ağacının yasaklanması Hıristiyanlarca araştırma konusu yapılmıştır. Fakat hiçbir

zaman bu yasağın, ağacın zehirli olması gibi maddi bir sebebe

dayandırılamayacağına işaret edilmiştir.359 Bu ağaçlar, Hz. Âdem ve Havva’yı

imtihan için cennetin ortasına konulan, mahiyetlerinden söz edilmeyen fakat

tesirleri itibariyle Âdem ve Havva’nın cennetten çıkarılmalarına sebep olan kuvvetli

ağaçlardır. Bu ağaçların mahiyetleri tam olarak bilinemediği için Hıristiyan din

adamları çeşitli görüşler ortaya atmışlardır. Onların bu görüşlerden biri de yasak

ağacın kadın ve erkeğin cinsel münasebetinden kinaye olduğunu ileri

sürmeleridir.360

Hıristiyan ilahiyatçılar genel olarak bu iki ağacın birer sembol olacağı

noktasında birleşmektedirler. Hıristiyanlar bu ağaçların cinsleri ve maddi yönleriyle

ilgilenmemekte sadece ilk insanlar üzerindeki olumsuz etkilerinden söz etmektedir.

Zaten onların cinslerini ve isimlerini tespit etmeye imkân sağlayacak herhangi bir

açık bilgi bulunmamaktadır.361 Sonuçta Hz Âdem ve Havva Bilgi ağacının

meyvesinden yemişler ve onların bu hareketi çeşitli sonuçlar doğurmuştur.

Hıristiyan ilahiyatçıların üzerinde durduğu konu özellikle bu nokta olmuştur.

c) Yasak Ağaçtan Yemenin Sonuçları

Hz. Âdem ve Havva’nın cennet hayatı konusunda Tevrat’ta açık bilgi

bulunmamaktadır. Tevrat’ta üzerinde durulan asıl konu Hz. Havva’nın işlediği

suçtur. Havva yılanın tahrikiyle yasak ağaçtan yemiş, hem kendi hem de kocasının 358 Erdem, age, s.68. 359 Erdem, age, s.69. 360 Erdem, age, s.72. 361 Erdem, age, s.72

Page 91: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

84

cennetteki hayatının sona ermesine neden olmuştur. Ayrıca Allah, Havva’nın

cennette yaşamadığı birtakım cezaları da ona dünya hayatında takdir etmiştir.

Hz Âdem Allah’ın kendisine koymuş olduğu yasağı iyilik ve kötülüğü bilme

ağancın meyvesinden yiyerek çiğnemiştir. Hıristiyanlar, Hz. Âdem’in yasak

ağaçtan yemek suretiyle büyük bir günah işlediğine ve Allah’ın gazabına

uğradığına, onun bu günahının kıyamete kadar her yeni doğan çocuğa geçtiğine,

dolayısıyla onların da günahkâr olarak doğduklarına, ancak vaftiz edilmek suretiyle

cehennemlik olmaktan kurtulduklarına inanırlar.

Hıristiyanlığa göre insanlığın ilk Ata’sı Hz. Âdem’in şeytanın

aldatmalarına uyarak yasak meyveye yaklaşmak suretiyle Tanrıya karşı geldiği,

günaha düştüğü bu günahın da hem şahsi hem de kolektif bazı sonuçlar

doğurduğu kabul edilmektedir. Bu düşüşün şahsi sonuçları; Âdem’in kutsal lutfu

kaybetmesi ve masumiyet durumundan çıkması olarak belirtilirken kolektif sonucu;

İlk düşüşün ardından günahının bütün insanlığa sirayet ederek geçmesi

gösterilmektedir.362 Ancak Eski Ahit’te de yeni Ahit’te de bu konu hakkında hiçbir

yorum yapılmamıştır. Bu konuda ilk yorumu yapan Pavlus olmuştur. Asli Günah

terimini ilk defa kullanan ve doktrinleştiren ise Saint Augustin olmuştur.363

Hz.Adem ile Havva’nın cennette yasak meyveden yemek suretiyle

işledikleri ve nesilden nesile bütün insanlığa intikal ettiğine inanılan suça “Asli

Günah” denilmektedir.364 Bu doktrine göre her insan doğumundan itibaren ferdi

hiçbir girişimi olmadığı halde ilk günahı işleyenin nesline ait olmaları sebebi ile

mecazen günahkâr kabul edilmektedirler.365

Hıristiyanlığa göre Âdem’in cennetteki hayatı dünya hayatını hatta

kendisinden sonraki nesilleri etkilediği için önemlidir. Eski Ahit’e göre; Âdem

yaratılmasından sonra Allah’a itaat etmekle sınırlandırılmış bir seçme hürriyetine

sahip olarak Aden’de, bir bahçe olan cennete konmuştur. Âdem, cennette bulunan

her şeyden faydalanma imkânına sahiptir. Sadece cennetin ortasında bulunan

362 Gül, s. 32 363 Günay Tümer, “Asli Günah”, T.D.V. İ. A. , c. 3, İstanbul 1991, s. 496. 364 Tümer, agm, s. 496. 365 Gül, s. 31.

Page 92: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

85

“İyilik ve kötülüğü bilme” ağacına yaklaşmaması emrolunmuştur.366 Bu emir

Hıristiyan literatürüne Tanrı’nın Adem ile ahitleşmesi olarak terminolojik bir anlam

kazanmış, Ademin cennette yapılan bu ahde uyup-uymamakla imtihan edildiği

kabul edilmiştir.367 Yine Adem cennette hayat ve ölüm arasında tercih yapmak

durumuyla karşı karşıya kalmıştır. Bu tercihin de cennetin ortasında bulunan

“Hayat ağacı” ve “iyiliği ve kötülüğü bilme ağacı” ile sembolize edildiği

belirtilmiştir.368

Allah Âdem ile Havva’yı cennet koymuş, onlara bir ağaç dışında bütün

ağaçların meyvelerinden yiyebileceklerini söylemiştir. Fakat onlar bu yasağı

çiğneyip açık bir şekilde günah işlemişlerdir.369 Bunun sonucunda onların gözleri

açılmış,370 çıplaklıklarını da fark etmişlerdir. Çıplaklığa sebep olan davranışları

sonucunda utanmışlar gizlemek için saklanıp371 özür dilemişler, Allah da onun bu

hatasını yüzüne vurmuştur.372

Âdem’in işlemiş olduğu günahın sebebi olarak Hıristiyan teologlar çeşitli

görüşler geliştirmişlerdir. Bunların başlıcaları ise Âdem’in Havva’nın tesirinde

kalması, gurur hissi, Allah’a benzeme arzusu, Âdem ve Havva’nın cinsi duyguları

ve kader gibi açıklamalardır.373

Âdem’in işlemiş olduğu günah, çok çeşitli ve kötü olarak nitelenen

sonuçların doğmasına neden olmuştur. Onların günahı genel olarak şu sonuçları

doğurmuştur. 374

Hz. Âdem ve Havva’da hayâ ve utanma duygusu oluşmuştur. Âdem’in

suçu, Tanrı suretinde yaratılmış olan insanın kutsallığını ortadan kaldırmıştır.

Onlar bu hatayı işledikten sonra çıplak olduklarının farkına varmışlar ve utanarak

366 Tekvin: 2/16–17. 367 Gül, s. 36. 368 Gül, s. 37. 369 Tekvin: 3/6. 370 Tekvin: 3/7. 371 Tekvin: 3/8. 372 Tekvin: 3/11. 373 Erdem, age, s. 77–78. 374 Tekvin: 3/22–23.

Page 93: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

86

örtünme ihtiyacı hissetmişlerdir. Bu çıplaklık insanın zayıflığı olarak

değerlendirilmiştir.375

Âdem ve Havva Cennette Allah’ın sesini işittiklerinde korkmuşlardır.376

Zayıflıklarını anlamışlar ve Tanrı’nın korkusundan kaçma gereği hissetmişlerdir.

Yeryüzünde meydana gelen bütün kötülük, düşmanlık vb. temelinde ilk

günah yatmaktadır. Hz. Âdem ve Havva’nın aralarındaki sevgi azalmış, yılan ile de

büyük düşmanlık başlamıştır.377Bu günahtan dolayı dünyadaki barış ve huzur

kaybolmuş yerini ise düşmanlık almıştır. Tüm evren huzursuzlukla dolmuş,

yeryüzündeki tüm depremler, seller, erozyonlar, hastalıklar vb. asli günahın birer

sonucu olarak kabul edilmiştir. 378

Âdem ve Havva cennetten çıkarılarak mutlu ve huzurlu bir hayattan

mahrum edilmişlerdir. Onların yüzünden yeryüzü lanetlenmiş, verimlilik azalarak

çöller oluşmuştur. Âdem rızkını yorgunluk ve alın teriyle topraktan kazanmak

zorunda kalmıştır. Havva’da çileli bir dünyada yaşamaya mecbur olmuştur.379

Kitab-ı Mukaddes Âdem ve Havva’nın işlediği suçun tam karşılığını ölüm

olarak belirtmektedir. Hıristiyanlar ölümü gerçek anlamından çok mecazi olarak

değerlendirmişler ruhun ve edebin ölümü olarak nitelemişlerdir.380 İlk günahtan

sonra irade zayıflamış ve ölüm dünyaya girmiştir381

Asli günahın en mühim neticelerinden biride şehvettir. Augustinus’a göre

cinsi şehvet arzusu başlangıçta insanlığın tabiatında yoktur. Allah insanlığı

yarattığında bu duyguyu vermemiştir. Şehvetin asıl kaynağı Âdem ve Havva’nın

işlediği suçtur. Bunun için her insan şehvetin dolayısıyla suçun ürünü olarak

doğmaktadır.382

375 Erdem, age, s. 81. 376 Tekvin: 3/10. 377 Tekvin: 3/15. 378 Fatih Yeşilyaprak,”Aziz Augustinus ve Asli Günah Anlayışı”(Basılmamış Yüksek lisans Tezi) Ankara 2004, s. 103. 379 Tekvin: 3/16. 380 Yeşilyaprak, s. 4. 381 Gül, s. 67–69. 382 Erdem, age, s.78.

Page 94: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

87

Hıristiyanlar Havva’yı daha çok Yeni Ahit’teki bilgilere göre anlatmaya

çalışmışlardır. Tevrat’ta bulunmamasına rağmen onu günahın sembolü olarak

görmüşlerdir.383 Hıristiyan telakkisine göre kadın, haram meyveyi Âdem’e

yedirerek Âdem’in cennetten kovulmasına ve insan neslinin günahkâr olmasına

sebep olmuştur. İncil’e göre kadın günahkârdır ve o aldanarak suça düşmesi

yüzünden ancak çocuk doğurmakla kendisini aklayabilir384 İncil’e göre erkek

kadına hâkim olmalıdır. Zira Âdem aldanmamış, fakat kadın aldanarak suça

düşmüştür.385

Tanrı insanı başlangıçta özgür olarak yaratmıştır, ama ilk insan bu

özgürlüğüyle günahı işlemiştir. Böylece, Tanrı’dan kopmuş ve düşmüştür. Bu

düşmede günah ortaya çıkmış ve Âdem’in soyundan gelen bütün insanlara bu ilk

günah kalıtım yoluyla geçmiştir. İnsan iradesi, düşme sebebiyle kötülüğe386

yönelmiş ve bu yönelişten insanı ancak Tanrı kurtarabilecektir. İşlenen günah için

Tanrı ile insanlığın barışması lazımdır. Bunun için Tanrı biricik oğlu İsa Mesih’i

insanların günahına keffaret olması için yeryüzüne göndermiş ve çarmıhta can

vermiştir.387 Böylelikle insanlar Tanrıyla yeniden barışmıştır.

Hıristiyan din adamlarından Saint Augustinus’un yasak ağacın

meyvesinden yemenin neticeleri arasında geliştirdiği en çarpıcı noktalardan biri

çocuklar üzerine getirdiği yorumlardır. Henüz doğmamış olan ya da yaşamlarında

iyi ya da kötü herhangi bir şey yapmamış olan çocuklar doğumlarının ilk anından

itibaren günahın bulaşıcılığını kaparlar. Bir günlük bir bebek bile günahkârdır. 388Her insan suçlu olduğu için çocuklar da suçludur. Bu nedenle insanlar ölmeden

önce vaftizle temizlenmemişse doğruca cehenneme gidecektir.

Hıristiyanlığa göre yasak ağaçtan yemenin günahından ancak bazı

ritüellerin yerine getirilmesiyle kurtulunabilir. Kurtuluş, İsa’nın çarmıhına iman,

vaftiz ve tövbe ile mümkündür. 389

383 Erdem, age, s. 74. 384 Timetos’a Birinci Mektup: 2/15. 385 Timetos’a Birinci Mektup: 2/12–14. 386 Gül, s. 69. 387 Gül, s. 84. 388 Yeşilyaprak, s. 97–98. 389 Gül, s. 96.

Page 95: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

88

Hıristiyanlık kendisini Hz. Âdem’in yasak ağaçtan yeme suretiyle işlediği

günahtan kurtuluş dini olarak sunmaktadır. İncillerde İsa’nın dünyayı kurtarmaya

geldiğinden bahsedilir.390 İnsanlık Âdem’den gelen bu günahtan kurtulmak için

çaba sarf etmiş, ancak bu çabalar sonuçsuz kalmıştır. Bu ezeli günahtan

insanlığın kurtulması için Tanrı önce Eski Ahit şeriatını tebliği etmiş, ancak bu

yükün ağırlığını kimse taşıyamamış ve günahtan kimse kurtulamamıştır.391 Tanrı

insanlığı bu günahtan kurtarmak istemiştir. Bu kurtarıcı Hıristiyanlığa göre Allah’ın

adaleti rahmet ve muhabbet sıfatlarını bünyesinde toplayan insanlar gibi yaşayan

Allah’ın insanı şeklini alan biricik oğlu İsa’dır. Tanrı insanlığa duyduğu sevgi ve

merhametten dolayı biricik oğlu İsa’yı çarmıhta feda ederek insanlığı bu büyük

günahtan kurtarmıştır.392 İsa Âdem’in işlediği suçun kurbanıdır. Hz. İsa’nın Golgota

Tepesinde haça girilirken akan kanı Âdem’in mezarının üzerine dökülmüş böylece

insanlık asli günahtan temizlenmiştir.393 Ve çarmıh Tanrı ile insanlar arasındaki

uzlaşmanın gizemli bir sembolü olmuştur394

Hıristiyanlığa göre yasak ağaçtan yemenin günahından kurtulmanın bir yolu

da vaftiz’dir. Vaftiz kelimesi suya dalmak yıkanmak, necasetten temizlenmek gibi

anlamlara gelmektedir.395 Terim olarak; Vaftiz, Hıristiyanlıkta dine girmek, asli

günahtan, kirli geçmişten temizlenmek ve kutsal bir hayata kavuşmak anlamlarına

gelir.396 Hıristiyanlar vaftizle asli günahtan kurtulmuş ve Hıristiyan olmuştur.

Günahsız olarak yeniden doğmuş ve yaratılmış, İsa ile bütünleşmiş ruhi canlılığa

kavuşmuş olduklarına inanırlar. İnsan vaftiz olmak suretiyle Hıristiyanlığa girmiş

olmakta ve böylece günahtan kurtulmuş olmaktadır.397

Vaftiz olan kimse, İsa’nın yolunda giderek Âdem’in günahtan sonra giydiği

günah elbiselerinden soyunmakta ve Âdem’in düşüşünden önceki konumuna geri

dönmüş olarak kabul edilmektedir.398

390 Luka:19/10; Yuhanna:1/29. 391 Sarıkçıoğlu, Başlangıçtan Günümüze Dinler Tarihi, s. 345. 392 Titusa: 3 /4–6; Efesoslulara: 2/8–9. 393 Erdem, age, s. 93. 394 Sarıkçıoğlu, Din Fenomenolojisi, s. 55. 395 Mustafa Erdem,”‘Hıristiyanlıkta Vaftiz Üzerine Bir Araştırma” (Ayrı Basım), A.Ü.İ.F.D. , c.XXXIV, Ankara 1993, s. 133. 396 Erdem, agm, s. 133. 397 Erdem, agm, s. 140–141. 398 Gül, s. 100.

Page 96: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

89

Hıristiyanlık’ta, Hayat ağacı, bazen hayat otu formunda ortaya çıkar.

Avrupa efsanelerinde dirilten hayat otu motifi ve onun güçleri ile ilgili anlatımlar

yaygındır. Bir efsaneye göre Hz. Süleyman, Saba kraliçesinden ölümsüzlük ister.

Saba kraliçesi kayaların arasında yetişen bir bitkiden söz eder. Hz. Süleyman,

etrafta elinde bir otla dolaşan bir “ak saçlı” yaşlı bir adamla karşılaşır; adam

severek elindeki otu verir; çünkü onu tuttuğu sürece ölememektedir. Bu ot yalnızca

ölümsüzlük vermekte ancak gençlik verememektedir.399

Hıristiyanlar bitkilerin gücüne inandıklarından hayat otu olarak düşündükleri

bitkileri, güzel kokulu çiçekleri ayinlerinde kullanırlar. Hz. Meryem’in Miraç

gününde bazı bitkiler takdis edilir. Bazı otların evleri yangına ve yıldırıma karşı

koruduğuna inanılır. Hıristiyanlara göre şifalı otlar kutsaldır çünkü kozmik bir anda

‘Calvary’ dağında bitmişlerdir. İsa Mesih’in yaralarını iyileştirdikleri için de

kutsanmış oldukları düşünülür. Toplanan bitkilerin etkisi, onu toplayan kişinin bazı

duaları etmesine bağlıdır.400 Burada Kutsallıkla donanmış bir bitki hayat ağacının

küçük bir modelini oluşturur.

2. Hayat Ağacı ve Haç

Haç, birbirine benzer iki dik ağaç ve vb. şeylerden meydana gelen bir

semboldür. Hıristiyanlığın temel sembollerinden olan haç, Hıristiyanlık öncesi

devirlerde yaygın şekilde kullanılan sembollerden biridir. Hz. İsa’nın çarmıh

olayından sonra Hıristiyanları diğer dinlerin mensuplarından ayıran, onlara ait bir

sembol olmuştur. Hıristiyan geleneğinde ‘haç’, hayat ağacı ile özdeşleştirilmiştir.

Hıristiyanlar için hayat ağacının yapıldığı tahta kulsaldır bu kutsallığın sebebi ise

Aden bahçesinde(cennette) bulunan hayat ağacının odunundan yapılmış

olduğuna inanılmasıdır.401 Haçın ‘iyilik ve kötülüğü bilme ağacı’ndan yapıldığı

görüşü de vardır.

Hıristiyanlıkta haç, yerden göklere kadar uzanan bir ağaç olarak

düşünülür. Haç ağacı ölümsüz bir bitki olarak gök ve yerin merkezinde

yükselmektedir. Evrenin desteği, toprağın dayanağıdır. Hıristiyan ilahilerinde

399Eliade, Dinler Tarihine Giriş, s. 290. 400 Eliade, age, s.294. 401 Eliade, age, s.291.

Page 97: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

90

kutsal haçın yüceltilme gününde hayat ağacına evreni kutsallaştıran ağaç diye dua

edilmektedir.402

Tarih öncesi dönemlerden bu güne kadar başta Hıristiyanlık olmak üzere

pek çok din ve öğretide geniş sembolik değeri bulunan haçın değişik şekilleri

bulunur.403 Haç bu şekillere göre farklı anlamlar içermiştir. Örneğin kolları eşit olan

haç, dört ana yönü aynı zamanda uzayın temel yönlerine doğru bir yayılımı ve

açılımı ifade eder. Bu haç, Sümerler ve Asurlular’da göğü ve onun Tanrısı Anu’yu

sembolize etmekteydi. Çin’de de eşit kollu haç, yeryüzünü ifade eden bir kare içine

çizilmektedir aynı zamanda bolluk ve bereketin sembolü olmuştur. Mısır’da

rastlanan haç şekli ise konumuz açısından oldukça ilginçtir. Mısır’daki haç

hiyeroglif yazısında ‘ankh’ diye okunmakta ve ‘hayat’ anlamına gelmektedir. Aynı

zamanda ‘hayatın anahtarı’ diye adlandırılan bu haç motifi Eski Mısır’da Tanrının,

rahibin veya kralın eline tutuşturulmuş olarak tasvir edilmektedir. O hayatı ve

yaşamı sembolize etmektedir. Haç, Asur Babilon kültür çevresinde hayat ağacını,

Hititler’de sonsuzluğu sembolize etmekteydi. Hindularda bu sembol, her şeye

hâkim olduğunu ifade etmek üzere Tanrı Vişnu için kullanılırdı. Haç, Tibet’te çok

eski çağlardan beri ölümsüzlüğün sembolü olarak kullanılmıştır.404 Kızılderililerde

de göğün dört yönünün, hayat ağacının ve verimliliğin sembolleri olarak

kullanılmıştır. Mısır’da rahiplerin elbiselerinde süs olarak, Asur krallarının

boyunlarında ve elbiselerinde süs eşyası olarak kullanılmıştır. Budizm’de Buda ve

Bodhisatvaların boyunlarında bulunur. Ortaçağ boyunca paralar, armalar ve çanlar

üzerinde sıkça görülür.405 Sonsuzluğu sembolize edilmesi bakımından birçok eski

kalıntıda haç şeklinde şekiller bulunmuş, tapınakların galerileri haç şeklinde inşa

edilmiş, duvarlarına da haç motifleri işlenmiştir.406

Tarih öncesi devirlerden bu yana dünyanın farklı coğrafyalarında

karşılaşılan haç motifi, tanrıyı, ölümsüz yaşamı, hayatı, sonsuz mutluluk, bereket,

sevgi ve kudreti sembolize etmiştir. Haç, kendisine atfedilen özellikler bakımından

hayat ağacı ile aynı özellikler taşır. Haçın, dünyanın ve uzayın dört ana yönünü

yani bir anlamda kozmosu temsil etmesi, ölümsüzlüğü, sonsuz mutluluğu, Tanrıyı 402 Eliade, İmgeler simgeler, s.195 403 Bkz. Haç çeşitleri için Mahmut H. Şakiroğlu, “Haç”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, İstanbul 1996, c. 14. 404 Şakiroğlu, “Haç”, s.523. 405 Sarıkçıoğlu,age, s. 55. 406 Şakiroğlu, “Haç”, s.523.

Page 98: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

91

sembolize etme gibi özellikler aynen hayat ağacında bulunur. Asurlularda haçın

açıkça hayat ağacını sembolize etmesi ve Eski Mısır dilindeki haç kelimesinin

karşılığının “hayat” olması bu sembolün hayat ağacını ifade ettiğinin açık bir

kanıtıdır. Hayat ağacı daima merkezdedir haç da dünyanın yönlerini ve tanrıyı

temsil etmesiyle merkezdedir. Haç motifine Mezopotamya’da M.Ö. 3000 yıllarında

rastlanmıştır.407 Hayat ağacı motifine de ilk olarak aynı zamanlarda rastlanır ve iki

motif birbirine benzer şekilde tasvir edilmiştir.

Haç, Hıristiyanlık’ta en önemli dini-ikonografik şekil ve semboldür.

Hıristiyan inancına göre haçta can veren Hz. İsa insanlığın asli günahına keffaret

olmak üzere kendini feda ettiği için haç onun kurban oluşunun sembolüdür. Hz.

İsa’nın haçı kendisi ve İncil uğruna canını feda etmenin sembolü olarak

değerlendirmiştir.408 Bu fedakârlığın amacı insanlığın kurtuluşu olduğu için haç

aynı zamanda kurtuluşun ve İsa ile birleşmenin sembolü olmuştur. Haç, kozmik

hakikatin gözle görünür halidir. Haç, Hz. İsa’da üzerinde idam edilmek suretiyle

kozmosun özeti olarak düşünülmüştür.409

Hıristiyan düşüncesinde haç, “hayat ağacı”dır. Haç yeryüzünden göklere

ulaşan bir ağaç, göğün ve yerin merkezine dikilen, evrenin sağlam dayanağı olan,

ölümsüz bir bitki olarak Golgota’ya410 dikilmiş hayat ağacı şeklinde betimlenir.

Haçın bir merdivene bir sütuna veya bir dağa benzetildiği olur. Böylece Gökle

iletişim haç aracılığıyla sağlanır ve tüm evren bu şekilde kurtarılır.411

Hıristiyan geleneğinde Hz. Âdem’in yaratıldığı ve gömüldüğü yer, Hz.

İsa’nın çarmıha gerildiği yer olarak düşünülür. Burası dünyanın merkezidir. Hz. İsa

çarmıha gerildiği zaman dökülen kanı Hz. Âdem’in başına akmış ve onu vaftiz

etmiştir sonuçta İsa’nın kanı Âdem’i günahından arındırmıştır. İsa’nın çarmıhta

akan kanı ilk günahın bedeli olmuştur. Çarmıh ağacı, ‘hayat ağacı’ olmuş ve

zeytinyağı, buğday, üzüm ve bazı şifalı otlar kutsamaların kaynağı olmuştur.412

407 Şakiroğlu, s.523. 408 Matta: 16/24–25; Markos: 8/ 34–35; Luka: 9/23–24. 409 Şakiroğlu, s.523. 410 Golgota: Hz. İsa’nın çarmıha gerildiği yer. 411 Eliade, Dinsel İnançlar ve Düşünceler Tarihi, c.2, s.456. 412 Eliade, age, c. 2, s.457.

Page 99: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

92

Haçın tahtasıyla ilgili pek çok efsane geliştirilmiştir. Bunların kökeninde

Musa’nın vahyi, Nicodemius İncil’i, Hz. Âdem ve Havva’nın hayatı bulunmaktadır.

Mircea Eliade’ye göre bunların en tanınmış versiyonu ve Hıristiyanlık’taki hayat

ağacı-haç ilişkisini en güzel şekilde anlaşılmasını sağlayacak olanı şöyledir.

“Adem Hebron Vadisinde dokuz yüz otuz iki sene yaşadıktan sonra ölümcül bir

hastalığa yakalanır ve oğlu Şit’i cennetin kapısını bekleyen melekten merhamet

yağı istemeye gönderir. Şit, Âdem ve Havva’nın izlerin takip eder, zira Âdem ve

Havva’nın ayak bastıkları yerde ot bitmemiştir; böylece cennete gelir ve Âdem’in

isteğini baş meleğe iletir. Baş melek Şit’e üç kere cennete bakmasını söyler. İlk

bakışında, dört nehrin doğduğu kaynağı ve onun üstünde de kurumuş bir ağaç

görür. İkinci bakışında ağacın gövdesine dolanmış bir yılan, üçüncüde ağacın

göğe yükseldiğini görür, tepesinde yeni doğmuş bir bebek bulunmaktadır ve

kökleri yeraltı âlemine kadar uzanmaktadır. Melek Şit’e gördüklerinin anlamını

açıklar ve Kurtarıcı’nın (İsa) gelişini müjdeler. Ona anne ve babasının tatmış

olduğu ağacın meyvesinden üç tohum verir ve bunları Âdem’in dilinin üstüne

koymasını ve koyduğu takdirde üç gün sonra öleceğini söyler Adem Şit’in

anlattıklarını duyunca cennetten kovulduğundan beri ilk kez güler, çünkü

insanlığın kurtulacağını anlamıştır. Ölümünde Şit’in dilinin üstüne koyduğu

tohumlardan, Hebron Vadisi’nde Musa’nın dönemine kadar kalacak üç ağaç biter.

Bu ağaçların nereden geldiğini bilen Musa, ağaçları söküp Tabor ya da Horeb

Dağı’na (Dünyanın merkezi) diker. Hz. Davud, ağaçları Tanrı’dan gelen bir emirle

Kudüs’e(Burası da merkezdir.) götürüp oraya dikene kadar binlerce yıl kalırlar.

Pek çok olaydan sonra bu üç ağaç, tek bir ağaç haline gelir ve bu ağacın

tahtasından Kurtarıcı’nın haçı yapılır. Dünyanın merkezinde haça gerilen İsa’nın

kanı, Âdem’in yaratıldığı ve gömüldüğü yere düşer, böylece Âdem’in kafatasına

damlayarak onu vaftiz eder; böylece, insanlığın babası günahlarından arınmış

olur. “413

Hıristiyan geleneğine göre gerçek haçın yapıldığı tahta ölüleri

diriltmektedir. İmparator Konstantin’in annesi Helena, onun peşine düşer.414

İsa’nın üzerinde idam edildiği asıl haç/hayat ağacı, Helena tarafından 326 yılında

Filistin’de bulunmuştur. Bu hikâyeye göre İsa’nın haçı Hz. Şit tarafından Eden

bahçesinden alınmış ve nesilden nesile aktarılmış, nihayet Helena bu haçı

413 Eliade, Dinler Tarihine Giriş, s. 291–292. 414 Eliade, age, s.291.

Page 100: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

93

Kudüs’te toprak içerisinde bulmuştur. Bugün Avrupalılara göre haçlı seferlerinin

temel amaçlarından biri Kudüs’te bulunan İsa’nın haçını/hayat ağacını ele

geçirmektir.415

Hıristiyanlık’ta Ortaçağ mistiklerinde haç, bir hayat ağacı olarak köklü,

yapraklı ve meyveli bir şekilde tasvir edilmiştir. İsa’nın çarmıha gerildiği bu ağaç bir

ölüm ağacı değil, yeşil bir hayat ağacıdır. Onunla ibadet eden ruha büyük bir hayat

gücü akar.416 Doğu efsanelerinde haç, insanların ruhlarının Tanrıya ulaştığı bir

merdiven ya da köprüdür; “dünyanın merkezine” yerleştirilen haç, gök yer ve

cehennem arasında bir geçittir.417 Bazı anlatımlarda haçın gövdesinde yedi çentik

vardır. Kozmik ağaçların yedi göğü temsil etmesinde olduğu gibi.418

Hıristiyanlık’ta haç genellilikle hayat ağacı olarak betimlenir. Fakat

günümüzde hayat ağacı olma vasfı biraz gölgede kalmış, hz. İsa’nın ölümünü

sembolize eden vasfı ön plana çıkmıştır. Sonuçta Hıristiyanlığın bir kutsallık

simgesi olarak haç, Hz. İsa’nın çarmıha gerilmesini, çarmıhta çektiği acıları,

insanlık için yaptığı fedakârlığı ve ölümü hatırlatır. Bu anı hatırlamak ve onun

çektiği acılara ortak olmak için Hıristiyanlar(Protestanlar hariç), Kiliselerinde,

evlerinde, yol kavşaklarında, mezarlarında ve buna benzer birçok yerde haç

sembolünü bulundururlar, kolye olarak boyunlarında taşırlar. Hatta çoğu zaman

kiliselerinin mimarisi bile haç şeklindedir.419 Olayın hatırasına haç yortusu dini

bayramını başlatmışlardır420 Bugün Hıristiyan kiliselerinde Kudüs’teki haç

kalıntısının bir davamı olarak haça tazim etme ve tapma âdeti bulunur.421

Tanrı Mesih’in haçında dünyanın yargılanmasını ilan etmiş, böylelikle

Mesih’te kurtuluş yolunu açmış ve haç/hayat ağacı, kurtuluşun sembolü

olmuştur.422Bu anlamda hayat ağacı başlangıçta insanlığın felaketine sebep

olurken sonra da kurtuluşu sağlamıştır.

415 Şakiroğlu, s. 523–524. 416 Şarıkçıoğlu, age, s. 37–38. 417 Eliade, age, s. 291. 418 Eliade, age, s. 292. 419 Şakiroğlu, s.523. 420 Günay Tümer- Abdurrahman Küçük, Dinler Tarihi, Ankara 1988, s. 158–159. 421 Sarıkçıoğlu, age, s. 55. 422 Gül, s. 53.

Page 101: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

94

3. Noel Ağacı

Hıristiyanlıkta kutsal kabul edilen ağaçlardan biri de Noel ağacıdır. Hz.

İsa’nın doğum gününü veya vaftiz gününü temsil eden ve bayram olarak kutlanan

Noel, Katolik ve Protestan Hıristiyanlar tarafından 25 Aralıkta, Ortodoks

Hıristiyanlar tarafından 6 Ocakta kutlanmaktadır

Noel bayramı ağaçla sembolize edilmiştir. Noel ağacı ilk olarak 1571

yılında Almanya’da ortaya çıkmıştır. Almanlar, ilk olarak ren nehri kıyısında cennet

ağacını temsil eden bir köknar ağacına ışıklar, meyveler ve çeşitli parlak nesneler

takarak süslemişlerdir. O zamana kadar tanrılarına meşe ağacı ile ibadet eden,

kurbanlarını meşe ağacının dallarına asan Avrupalılar meşenin yerine çam ağacını

koymuşlardır. Çam ağacı daha çok Avrupa’da Hıristiyanlığın yayılmasıyla kabul

görmüştür.423

Noel ağacı aynı zamanda Hz. İsa’nın çarmıha gerildiği ağacı sembolize

eder. Cennetteki hayat ağacından yapılan çarmıh, İsa’yı göğe götürmüştür. Bu

ağacın aynı zamanda ölüleri dirilttiğine de inanılmaktadır.

Noel’de süslenen, ışıklandırılan ağaçların bulunduğu evlere Tanrı’nın

geleceğine inanılır. Noel’de Tanrı, ev halkına bolluk, bereket ve sağlık verir.

Hıristiyan inancına göre Tanrı, ak sakallı, kırmızı kaftanlı Noel baba kılığında bir

insan formuna girerek ağacın bulunduğu bütün evleri, herkes uykudayken ziyaret

eder ve Noel ağacının altına hediyeler bırakır.424

Noel kutlamalarının tarihi Hıristiyanlık öncesi çağlara kadar gider. Aslında

Noel kutlamalarının başlangıçtaki amacı eski Avrupa putperest halklarının

güneşten daha fazla yararlanabilmesini sağlamaktır. Aralık ayında günlerin gittikçe

kısalmasıyla insanlar güneşin kendilerini terk edeceğini düşünmüşler ve bunu

engellemek için bazı tedbirler almaya çalışmışlardır. İnsanlar, 25 Aralıkta günlerin

tekrar uzamasıyla güneşin karanlığı mağlup etmeye başladığını düşünmüşler ve

bu günü bayram olarak kutlamışlardır. Aynı zamanda bu günün Güneş tanrısı

Mitra’nın doğum günü olduğu düşünülmüş ve ona kurbanlar kesilerek ibadetler

423 Ergun, s.104. 424 Ergun, s.104.

Page 102: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

95

edilmiştir.425 Pers kökenli Mitraizm, Roma Pagan kültüründe yaygınlaşan dinlerden

biri olmuştur. Bu dinde güneş Tanrısı Mitra’nın doğum günü 25 Aralıktır.426

Putperest dönemde Almanlar ve İskandinav ülkeleri, Noel gecesinde iri bir kütüğü

merasim eşliğinde ocağa atarak kış gün dönümü tanrısına ziyafet vermişlerdir.427

Noel kütüğünün yandığı eve yıldırım düşmeyeceğine inanılırdı. Hatta

kütük ne kadar canlı yanarsa ve etrafa kıvılcımlar saçarsa o kadar iyi kabul

edilmiştir. Kıvılcımları çok olması hayvanlarının ve çocuklarını çok olacağına işaret

kabul edilmiştir. Yanan Noel kütüğünün külleri, toz haline getirilip tarlalara

serpilirdi. Böylece tarlalara bereket geleceği umulurdu. Fransa’da Noel kütüğünün

koruyucu vasfı ön plana çıkar. Fransızlar Noel odununu yataklarının altına

sakladıklarında bir yıl süreyle evi yangın ve yıldırımlardan koruyacağına, ev halkını

ve hayvanlarını hastalıklardan koruyacağına ve hayvanların doğumlarını

kolaylaştıracağına inanmışlardır.428 Noel kütüğü ile ilgili uygulamalar bütün

Avrupa’da yakın zamanlara kadar uygulana gelmiştir. Noel, putperestlerin eski kış

gündönümü kutlamalarıdır. İnsanların güneşinin sönmekte olan ışığını yeniden

yakmak için kutladıkları bir bayramdır.

Noel kutlamalarının temel unsurlarından biri de çam ağacıdır. Çam

ağacının kutsallığının Eski Yunan ve Roma Pagan dinlerinden kaynaklandığı

düşünülmektedir. Bereket tanrısı Attis’in çam ağacında yeniden dirildiğine

inanılmış, bu nedenle de çam ağacına bereket sembolü olarak tapınılmıştır. Başka

bir görüşe göre de çam ağacının kutsallığı eski bir İskandinav efsanesine dayanır.

İskandinav tanrılarından Odin dünyayı yarattıktan sonra kendini evrenin ağacı

denilen ve hiç solmayan çam ağacına asmış ve burada hikmet ve bilgiye

dönüşmüştür. Bu efsanede Odin’in kendini feda edişi İsa’nın kendini çarmıhta feda

edişine benzetilmiştir. Ayrıca çam ağacına asılan bir takım süslerin de eski

kültürlerden kaynaklandığı düşünülmektedir. Çam ağacının ölümsüzlüğü temsil

ettiğine ve ağaca asılan mumların ise kötü ruhları ve cadıları kovmak için

yakıldığına inanılmıştır. Ağaca asılan ay, güneş ve yıldız süslemeleri de Babil

tanrılarını sembolize etmiştir. Bütün bu uygulamalar eski Yunan ve Roma yoluyla

425 Hidayet Işık, “Dini kökeni Açısından Noel ve Yılbaşı”, Süleyman Demirel Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Konya 1997, sy. 7, s.446. 426 Bülent Şenay, ‘Noel’, T. D. V. İ.A. , İstanbul 2007, c.33, s.201. 427 Işık, s.446. 428 Frazer, s. 265–275.

Page 103: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

96

günümüz Hıristiyanlığına girmiş ve farklı anlamlara sokularak kurumsallaşmıştır.429

Baltık sahillerinde yaşayan Tötonların Noel de çam ağacı kesme ritüelleri de bu

geleneğin kaynağı sayılmaktadır.430

Günümüzde Hıristiyanlarca çok canlı bir şekilde varlığını devam ettiren

Noel ağacı kültü, Hıristiyanlığın asli kaynaklarından çıkmış olmayıp eski putperest

dinlerin etkisinin bir sonucudur. Hıristiyanlığın yayılmasıyla eski putperestler, daha

sonra kabul ettikleri Hıristiyanlığa eski inanç ve uygulamalarını yeni dinin

kutsallarıyla birleştirerek çok farklı oluşumlar ortaya çıkarmışlardır. Fakat

günümüzde Noel kutlamalarının çıkış noktası unutulmuş sadece Hz. İsa’nın

doğum günü kutlaması olarak zihinlerde kalmıştır. Noel ağacı Hz. İsa’nın ölmeyen,

daima diri kalan hayatının bir simgesi olmuştur. Çam ağacı, daima yeşil kaldığı

için günümüzde Noel ağacı ile özdeşleşmiş ve Hz. İsa’nın canlılığını temsil

etmiştir. Günümüzde Noel kutlamaları Hıristiyan toplumlar dışında birçok toplum

tarafından yılbaşı eğlenceleri olarak kutlanmakta ve birçok evde yılbaşı geceleri

Noel ağacı bulundurulmaktadır.

4. Mayıs Ağacı

Hıristiyanlık öncesi eski Avrupa halk inanışlarında ilkbaharın gelişi, bir

ağacın süslenip bir tören alayıyla sokaklarda gezdirilmesiyle kutlanırdı. Bu tören

genellikle 1 Mayıs veya günümüzde ‘Vaftizci Yahya’ yortusunda kutlanır. 1

Mayıs’ta ormandan bir ağaç getirilip kasaba meydanına konulur ya da bazı

yerlerde herkes ormana gidip taze dallar keser ve bu dalları, evin efendisi bolluk

getirmesi için eve diker. Bu ağaca ‘mayıs ağacı’ denilmiştir. Mayıs ağacı ile ilgili

uygulamalar günümüzde birçok Hıristiyan toplum tarafından devam ettirilmektedir.

Eski putperest Avrupa’nın kutsal mayıs ağacı günümüzde Hıristiyan inançlarına

yerleşmiş şekilde varlığını devam ettirmektedir. Mayıs ağacı törenleri başlangıçta

baharın gelişi anlamına gelirken daha sonra Vaftizci Yahya yortusuyla

birleştirilmiştir.

Bir mayıs şenlikleri yaz gündönümü şenlikleridir. Bir mayıs kutlamaları

Avrupa’nın tamamında yaygındır. Bu törenlerde hayvanları çoğaltmak ve hastalığa

429 Şenay, s. 202. 430 Mehmet Aydın, Dinler Tarihine Giriş, Konya 2002, s. 171.

Page 104: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

97

yakalanmalarını engellemek ve her türlü belayı önlemek için ateş yakılıp üzerinden

atlanırdı.431

Günümüzde bir çok Hıristiyan toplum tarafından kutlanan mayıs ağacı

törenleri, bazı yarışmalar ve ritüel oyunlarla renklendirilmiştir. 1 Mayıs’ta gençler,

başlarında dallardan ya da çiçeklerden oluşan taçlarla, şarkılar söyleyip, hediyeler

isteyerek ev ev dolaşırlarmış. Gençler, elma, kiraz, dut ya da her kültürde

değişebilen cinslerde bir ağaca(direğe) tırmanma yarışı yaparlar ve Ağacın

etrafında çeşitli danslar ederler. Ağacın en üstteki dallarına armağan olarak sosis,

yumurta veya pasta asılır, güreşler yapılır ve sonunda ‘Pentakost’ kral ve kraliçesi

seçilir.432

Özet olarak, Hıristiyan geleneğinde ağaçlara büyük önem verildiği görülür.

İncil’de benzetme unsuru olarak veya mecazi anlamlarda sıklıkla kullanılır.

Ağaçlara kutsallığın taşıyıcısı olarak bakılır. Hıristiyan geleneğinde genel olarak

bütün ağaç ve bitki temalarının altında cennetteki hayat ağacı motifi yatar. Hayat

ağacı Hıristiyanlar için aydınlanmanın ve yeniden doğumun sembolüdür. Çünkü

Hz. İsa insanlığı asli günahtan hayat ağacında can vererek kurtarmıştır. Bu

anlamda hayat ağacı kurtuluşun yolu olmuştur. İsa’nın kendisi de bir ağaç olarak

tasvir edilmiş ve haç sembolüyle göğe çıkmıştır. Genel olarak Hıristiyan teologlar

bu ağacın bir sembol olduğunu düşünmüşler ve insanlık üzerindeki etkileri ve

sonuçları üzerinde yoğunlaşmışlardır.

C. İSLAM’DA HAYAT AĞACI

İslam kültüründe ağaca ve yeşilliğe büyük önem verilmiştir. Kur’an-ı

Kerim’de ‘şecer’ veya ‘şecere’ kelimesi hem ağaç hem de genel olarak bitki

anlamında olmak üzere 26 yerde geçmektedir. Bu tür kullanımlara hadislerde de

rastlanır. Kur’an’da ayrıca hurma, nar, üzüm, incir, zeytin gibi bazı ağaçlar ismen

anılmakta, incir ve zeytin ağacı üzerine yemin edilmektedir.433 Kur’an’da ağacın

ilahi lütuf ve kudret eseri olarak yaratıldığı belirtilerek birçok canlının ağaç

olmaksızın yaşayamayacağı gerçeğine dikkat çekilmiştir.434 Ayrıca ‘incir ve zeytine

431 Frazer, s. 251. 432 http://sargon.blogcu.com/Yasasın_1_Mayıs_yada_Kutsal_Ağac/, 29.01.2007 433 Tin: 95 / 1. 434 Nahl: 16 / 10–11, Neml: 27 / 60.

Page 105: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

98

and olsun’ 435 ifadesiyle ağaç üzerine yemin etmek suretiyle ağacın değeri

gösterilmiştir. Kur’an’da Ağaca verilen bu değer İslam kültürüne de yansımış ve

ağaçlara kutsallık atfedilmiştir.

Kur’ an’da ağaçlarla ilgili kullanımlarda çeşitli vasıfların ortaya çıktığı

görülür ve ağaçlardan, Allah’ı zikir ve tespih eden canlı varlıklar olarak bahsedilir.

Güneşin, ayın, ağaçların ve birçok insanın secde ettiğini ifade eden ayetlerin

tefsirinde ağaçların secdesi, Allah’ın iradesi doğrultusunda kendi türlerinin gereğini

yerine getirerek fonksiyonlarını ifa etmeleri şeklinde yorumlamıştır. Çeşitli

hadislerde ağacın zikir ve tespihte bulunduğunu, ezanı duyduğu ve ezan okuyan

hakkında hüsn-i şahadette bulunacağı yani bir nevi haberleşme yapacağı ifade

edilir.436

Kur’an-ı Kerim’de ağaçlar, bazen benzetme unsuru olarak kullanılır.

İbrahim suresinde ağaç, iyiliğin ve kötülüğün sembolü olarak gösterilmiştir.

“ Görmedin mi? Allah nasıl bir misal verdi. Güzel bir söz, kökü (yerde) sabit, dalları

gökte olan güzel bir ağaç gibidir. ( o ağaç ) Rabbinin izniyle her zaman meyve

verir. Öğüt alsınlar diye Allah, insanlara böyle misaller verir. Kötü sözün durumu

da, yerden koparılmış, kökü olmayan bir ağaca benzer.437 Mevlana’nın “dünya bir

ağaçtır, biz onun meyveleriyiz.” Şeklindeki cümlesi İslam kültüründe ağacın

benzetme unsuru olarak kullanıldığına bir örnektir.438

Al-i İmran suresinde Hz. Meryem, Allah’ın yetiştirdiği bir bitkiye

benzetilmiştir. Hz. Meryem Allah’ın sevgili kullarındandır, annesi onu daha

karnındayken Allah’a adamış, doğduktan sonra da Meryem’i ve soyunu kovulmuş

şeytana karşı koruması için dua etmiştir. “Bunun üzerine rabbi onu güzel bir

şekilde kabul buyurdu ve onu güzel bir bitki gibi yetiştirdi ve Zekeriya’nın

himayesine verdi. Zekeriya ne zaman kızın bulunduğu mihraba girse, onun

yanında yeni bir yiyecek bulurdu. “ Meryem! Bu sana nereden geldi?” deyince O

da: Bu Allah katındandır.” Dedi. Şüphesiz Allah dilediğine rızk verir.”439

435 Tin: 95 / 1. 436 Tanyu, “Ağaç”, s. 457. 437 İbrahim: 14 / 24–26. 438 Tanyu, Türklerde Ağaçla İlgili İnanışlar, s. 131. 439 Al-i İmran: 3 / 37.

Page 106: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

99

Gökten inen suyla yeşeren, hayat bulan ağaçlar, dirilecekleri gün gelince

kabirlerinden dirilip çıkacak olan insanlara benzetilir. “Bir de gökten bereketli bir su

indirip de onunla bağlar, bahçeler ve biçilecek taneler bitirmekteyiz. Tomurcukları

birbiri üzerine dizilmiş, uzun boylu hurma ağaçları yetiştirdik. Bunları kullara rızk

olması için (yetiştirmekteyiz) O su ile ölü bir toprağa can verdik, işte hayata çıkış

da böyledir.”440

Kur’an-ı Kerim’de ağaçlar, hem Allah’ın varlığının bir kanıtı hem de

insanlar için çeşitli vasıflarıyla ibret unsuru olarak gösterilmiştir. “Gökten suyu

indiren O’dur. Onunla her çeşit bitkiyi çıkardık, o bitkiden bir yeşillik çıkardık,

ondanda birbiri üzerine binmiş taneler; hurmanın tomurcuğundan sarkan salkımlar,

üzüm bağları, zeytin ve nar(bahçeleri) çıkarıyoruz. Bunların kimi birbirine benzer

kimi benzemez. Bunlar meyvelendikleri zaman meyvelerinin olgunlaşmasına

bakın! Bunlarda inanan bir toplum için ibretler vardır.”441 “Yeryüzüne bir

bakmadılar mı? Biz orada her güzel çiftten nice güzel bitkiler yetiştirmişiz.”442

Yasin suresinde bitkilerin yaratılışı ibret unsuru olarak gösterilmiştir.443 Rad suresi,

İbrahim suresi ve Nahl suresinde de buna benzer örnekler görülür.

Kur’an-ı Kerim’de cennet tasvirlerinde ağaçlar ve ağaçlık mekânlardan

sıkça bahsedilmiştir. Ağaçlar, Allah’ın insanlara sunmuş olduğu birer nimet olarak

görülür. Kuran’da ağaçlıklı mekânlar cennetle özdeşleştirilerek insanın zevk

alacağı bir şekilde tasvir edilir. Bu tasvirlerde ağaçların sarmaş dolaş dallarından,

yeşilliğinden, meyve ve gölgelerinden, boyları birbirleriyle yarışan iç içe geçmiş

ağaçlıklı bahçelerden bahsedilmiştir.” 444 Kur’an’da tasvir edilen cennet

yemyeşildir. Çeşit çeşit ağaçlar ve çeşit çeşit meyve ve sebzeler bulunur. Bu

ağaçların bazılarının isimleri de zikredilmiştir. Dünya hayatında salih ameller

işleyenlerin bu cennetlere girecekleri ve bu nimetlerden faydalanacakları vaat

edilir. Rahman suresinde cennet şöyle tasvir edilir. “Düzgün kiraz ağacı, meyveleri

salkım salkım dizili muz ağaçları, uzamış gölgeler, çağlayarak akan sular,

tükenmeyen ve yasaklanmayan sayısız meyveler içindedirler”445

440 Kaf: 50 / 9–11. 441 En’am: 6 / 99. 442 Şuara: 26 / 7. 443 Yasin: 36 / 33–34–35. 444 Abese: 80 / 30. 445 Rahman: 55 / 28–33.

Page 107: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

100

Hz. Muhammed hadislerinde sık sık ağaçtan ve, ağacın çeşitli

özelliklerinden bahsetmiştir. Özellikle hurma ağacını överek, bu ağacın

yapraklarını dökmediğini ve daima faydalı olduğunu hatırlatmış iyi ve hayırsever

müslümanı bu ağaca benzetmiştir.446

İslam kültüründe ağacın ölülerin ruhlarını rahatlatıcı özelliğe sahip olduğu

da görülür. Bir gün Hz. Peygamber, birbirine yakın iki kabrin yanından geçerken

durmuş ve kabirlerde yatanların bazı günahları sebebiyle azap görmekte

olduklarını haber vererek yaş bir hurma dalı getirtmiş, onu ikiye ayırarak kabirlerin

üzerine koymuş ve şöyle demiştir: “belki bu dallar kuruyuncaya kadar azapları da

hafifletilir.” 447 Böylece ağaçların canlı birer varlık oldukları ve Allah’ı tespih ettikleri

anlaşılmaktadır.

Hz. Muhammed’in mucizelerinde de karşımıza ağaç unsuru çıkar. Siyer

ve hadis kitaplarının kaydettiğine göre bir mucize olarak bir ağacın yerinden

ayrılarak peygamberin huzuruna geldiği sonra da yerine döndüğü rivayet edilir.448

Hz. Muhammed’in peygamberliğinin yaklaştığı günlerde ve daha sonraki

dönemlerde dolaştığı yerlerdeki ağaçlar onu “Esselamü aleyke ya Resulallah!”

diye selamlıyorlardı.449 Hz. Muhammed’in hayatında ağaçlarla ilgili başka

mucizeler de vardır. Bütün bu örnekler bize İslam’ın ağaca canlı bir varlık olarak

baktığını gösterir.

İslam dini, ağaç dikilmesine, yetiştirilmesine ve korunmasına büyük

önem vermiştir. Hz. Muhammed bizzat kendisi ağaç dikmiş ve Müslümanları da

ağaç dikme konusunda teşvik etmiştir. Hadislerinde “Hiçbir Müslüman yoktur ki, o

ağaç diksin yahut ekin eksin ve mahsulünden insan, kuş, kurt yesin de kendisi

bundan istifade etmiş olmasın. Elbette o Müslüman da diktiğiyle ektiğiyle alır.”450

“Cenab-ı Hak, ağaç diken herkese ve diktiği ağaçtan çıkan meyve kadar mükâfat

ve sevap takdir ve ihsan eder .” Ağaç dikmenin Müslüman için sadaka olduğu

446 Bekir Topaloğlu, ‘İslam’da Ağaç’, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, c.1, İstanbul 1988, s.457. 447 Topaloğlu, s. 457. 448 Halil İbrahim Bulut, “Mucize” , Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, İstanbul 2005, c.30, s. 352; Topaloğlu, s. 458. 449 Topaloğlu, s. 458. 450 Zeynü’d-din Ahmed b. Ahmed b. Abdi’l-Latifi’z-Zebidi, Sahih-i Buhari Muhtasarı Tecrid-i Sarih Tercemesi ve Şerhi (çev. Kamil Miras) , Ankara 1974, c.7. s. 121.

Page 108: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

101

hadislerde rivayet edilmiştir.451 Rivayetlerden ziraatın, ağaç dikmenin İslam dininde

büyük bir fazilet sayıldığı bundan dolayı da ağaç dikmeye büyük bir kıymet

verildiği anlaşılmaktadır. Hz. Muhammed’in ağaç dikmeye ne kadar önem verdiğini

göstermesi bakımından, aşağıdaki hadis-i şerif son derece önemlidir. “Kıyamet

koparken sizden birinizin elinde bir hurma dalı bulunur da bunu kıyamet kopmadan

dikmeye gücü yeterse, mutlaka onu diksin, bırakmasın.”452

Mekke hareminde bulunan ağaçların kesilmesi bitkilerin koparılması

Hz. İbrahim’den itibaren yasaklanmıştır. İslam dininde canlıların çeşitli

ihtiyaçlarının sağlanmasında çok gerekli olan ağacın korunması, lüzumsuz yere

kesilmemesi konusuna da önem verilmiştir.

İslam kültüründe de dünya kültürlerinde gördüğümüz gibi hayat ağacı

motifi değişik şekillerde karşımıza çıkar. İslam dininde hayat ağacı bazen Tuba

ağacı, bazen Sidre ağacı, bazen de cennetteki yasak ağaç formuyla karşımıza

çıkar. Tuba ağacı ve Sidre ağacı, hayat ağacı olarak çok zengin anlamlar

bulmuştur Cennetteki yasak ağaç teması, İslam kültüründe ağaç sembolizminde

çok önemli bir yere sahip olmuş ve diğer kutsal ağaçların kökenine yerleşmiştir.

Kuranı Kerim ‘de bu ağaca herhangi bir isim verilmemiştir. Eski Ahit’te ise bu ağaç

hayat ağacı olarak anılmıştır.

1. Yasak Ağaç

Yahudilik ve Hıristiyanlık dinlerinde gördüğümüz yasak ağaç teması

İslamiyet’te de aynı şekilde yer almıştır. İlk insan Hz. Âdem ve Havva için cennete

yerleştirilmiş bir ağaç, İslam dininde de Yahudi ve Hıristiyanlıktaki gibi ilk insan için

bir imtihan unsuru olmuştur. Kur’an-ı Kerim’de Hz. Âdem ve Havva için

yasaklanan ağaçtan Bakara, Al-i İmran ve Taha surelerinde bahsedilmiştir.

Kur’an’ı Kerim’e göre Allah Teala Hz. Adem ve Havva’ya cennete yerleşmelerini,

oradaki her şeyden bol bol yiyebileceklerini, sadece bir ağaca yaklaşmamaları

gerektiğini emretmiştir. Bu ayetlere bakacak olursak, “Dedik ki: Ey Adem! Sen ve

eşin cennete yerleşin. Orada dilediğiniz gibi bol bol yiyin, ama şu ağaca

yaklaşmayın. Yoksa zalimlerden olursunuz.”453 Allah Teala Hz. Âdem ve Havva’ya

451 Zebidi, c.7, s. 122. 452 Zebidi, c.7, s. 124. 453 Bakara: 2/35.

Page 109: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

102

cennete yerleşmelerini, orada canlarının istediği her şey den bol bol

yiyebileceklerini, istedikleri gibi gezip dolaşabileceklerini söylemiş ve orada

bulunan bütün nimetlerden istedikleri ölçüde faydalanabilme serbestîsi vererek,

onlara rahat ve özgür bir yaşam ortamı sağlamıştır. Fakat bu serbestliğin yanında

bir de sınır koyarak cennette bulunan ağaçlardan birine “şu ağaca yaklaşmayın”

emri ile yasak koymuştur. Hatta bu ağaca yaklaşıp yasağı çiğnerlerse zalimlerden

olacakları söylenmiştir. Allah Telala bu ağacı kesin bir dille “la takrabu” ifadesi

kullanılarak yasaklamıştır. Kuran’da bu ifade haram olan şeyler için kullanılır.

Mesela; “zinaya yaklaşmayın”, “yetim malına yaklaşmayın”454 gibi. Bu ifadelerden

anlaşılan haramı işlemek şöyle dursun yaklaşılması bile yasaklanmıştır. İslam

kültüründe “yasak ağaç”, Allah’ın koymuş olduğu yaklaşılmaması gereken bir

sınırdır. Hz. Âdem ve Havva bu ağacın meyvesinden yemişler ve Allah’ın koyduğu

yasağı çiğnemişlerdir. Onların yaptıkları bu hatanın çeşitli sonuçlar doğurduğuna

inanılır. Yahudi ve Hıristiyan kültürlerinde de Hz. Âdem’in aynı yanlışı yaptığına

inanılır. Bu dinlerde de yapılan hata bir takım sonuçlar doğurmuştur. Yahudilik,

Hıristiyanlık ve İslam dinlerinde çiğnenen yasak aynıdır fakat olayın mahiyeti ve

sonuçları bakımından farklılıklar vardır. Yahudi ve Hıristiyan kültürlerinin olaya

bakış açılarını daha önceki bölümlerimizde görmüştük. İslam kültüründe yasak

ağacın mahiyeti, bu ağaçtan yemenin getirdiği sorumluluk ve sonuçların neler

olduğuna bakalım.

a) Yasak Ağacın Mahiyeti

Allah Teala Kur’an-ı Kerim’de Hz. Âdem ve Havva’ya cennetteki her

şeyden bol bol yiyebilecekleri ve faydalanabilecekleri bir ortam vermiş bu serbest

ortam içinde bir ağacı yasaklayarak “şu ağaca yaklaşmayın” demiştir. Ayetlerde

dikkat edileceği üzere bu ağacın adı, cinsi, rengi, şekli ve v.b. gibi özellikleri

konusunda hiç bir bilgi verilmemiştir. Sadece ağaç (şecere), kelimesi kullanılmıştır.

Ayetlerde işaret edilerek “şu ağaç” tabiri kullanılır ve özellikle Hz. Adem ve Havva

için bu ağacın haram kılındığı, şeytanın düşmanlığı ve ağacın yasaklanmasının

sebeplerinden bahsedilir. Yasak ağacın cinsinin ne olduğu konusunda ne

Kur’an’da ne de sahih kabul edilen hadis kitaplarında herhangi bir bilgi

bulunmamaktadır. Fakat müfessirler bu ağacın ne olduğunu bulma konusunda

ciddi gayret sarf etmişler ve bazı isimler vermişlerdir. Bu ağacın cinsi konusunda 454 İsra:17/32; Nisa: 4/43.

Page 110: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

103

birçok görüş ortaya konulmuştur. Tefsirlerde konu ile ilgili bilgiler şu şekilde

özetlenmiştir.455

Bu ağaç, ‘İlim’ yani ‘hayrı ve şerri bilme ağacı’dır. ‘Üzüm asması’dır. Bu

nedenle ümmet-i Muhammed’e şarap haram kılınmıştır. Herhangi bir ‘Bir ağaç

cinsi’dir. ‘Buğday’dır.456 ibn. Kesir Hz. Âdem’e yasaklanan ağacın bir buğday

başağı olabileceğini tefsirinde belirtir. Aynı zamanda Yahudilerin de bu ağaca

“buğday başağı” dediklerini nakleder.457 Bu ağaç buğdaydı, ancak, cennetteki

buğdayın bir tanesi sığır yüreği gibiydi. Baldan daha tatlı köpükten daha

yumuşaktı.458 ‘Ebedilik ağacı’dır ve melekler cennette bununla kaşınırlardı. ‘Kafur

Ağacı’, ‘Zeytin ağacı’, ‘Hurma ağacı’, İncir Ağacı’, ’Meyvesinden yendiği zaman

büyük abdest ihtiyacı hissettirmeyen bir ağaç’, ’Sünbüle’, ‘Şarap ağacı, Mihnet

ağacı, Üzüm, Meyve ağacı gibi isimler verilmiştir. 459 Şii mezhebi de bu ağaç

hakkında yorum yapmıştır. Buna göre bu ağaç ‘Şecere-i İlm-i Muhammed’ ve

‘Şecere-i Al-i Muhammed’dir.460

Yasak ağaca maddi anlamlar yüklendiği gibi manevi anlamlar da

yüklenmiştir. Bir görüşe göre “yasak ağaç” cinsel birleşimin sembolüdür. Bu

görüşe göre “şu ağaca yaklaşmayın” emri Hz. Âdem ve Havva’nın bir birlerine

yaklaşmamaları yani cinsel ilişkide bulunmamaları anlamına gelir.461 Burada yasak

ağaç cinsel ilişkiye benzetilir. Her ikisinde de dallanma yani üreme ve çoğalma

olduğu hatta hakikatin daha iyi anlaşılması için ağaç (şecere) sembolü ile ifade

edildiği söylenir.462 Bu anlamda yasak ağaç bir nesil ağacıdır, neslin devamını ve

ölümsüzlüğü anlatır. İnsanoğlu ferdi hayatının bir gün sona ereceğini bilir ve buna

engel olmak için ebedi hayatın yollarını arar. Bunu da Allah’ın koyduğu yasağı

455 Abdullah Aydemir, İslami Kaynaklara Göre Peygamberler, Ankara 2005, s. 25–26; Abdullah Aydemir, Tefsirde İsrailiyyat, Ankara 1979, s. 256–257. 456 Aydemir, İslami Kaynaklara Göre Peygamberler, s. 25–26. 457 ibn Kesir, Hadislerle Kur’an’ı Kerim Tefsiri, Çev. Bekir Karlığa-Bedrettin Çetiner, istanbul 1988, c. 2, s. 291–292. 458 ibn Kesir, c. 2, s.292; Yazır, c. 1, s. 276. 459 Aydemir, age, s. 25–26. 460 Aydemir, age, s. 25–26. 461 Yazır, c. 1, s.276; İsmail Yakıt, ‘Kur’an’da Hz. Âdem’, Süleyman Demirel Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi Kuruluşunun 700. Yılında Osmanlı Özel Sayısı, Isparta 1999, sy. 6, s. 12–13. 462 Yakıt, s. 12–13.

Page 111: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

104

çiğneyerek neslini ebedi kılar ve yıkılmaz bir saltanata erer. Böylece insan çocuk

sahibi olarak neslini devam ettirir. Bir nevi neslinde ölümsüzleşmiş olur.463

Bu görüşü bazı müfessirler Kur’an’ın özüne uymayan bir bilgi olarak

görürüler ve Hıristiyan düşüncesinin bir tesiri olduğunu ileri sürerler. Müfessirler

tarafından yasak ağacın sembolik bir yasak olmaktan ziyade maddi olduğu

savunulur.

Bu ağaç ister maddi ister mecazi veya sembolik bir anlatım olsun

hakkında daha fazla bilgiye sahip olamayız. Ancak bunun cennette özel bir

konumu bulunan belli bir ağaç olduğu insanın kurtuluşunun ve saadetinin

bozulmasına bir rolü olduğu kesindir. Fakat ayetlerdeki muğlâklığa bir çözüm

getirmek amacıyla ciddi bir isim arama gayretine girilmiş neredeyse sayılmadık

ağaç ismi bırakılmamıştır. Çoğu zamanda bu isim arama gayretleri İslam

âlimlerince yadırganmış, Allah’ın bildirmediği bir şeyin insanlara yararlı olmayacağı

ileri sürülmüştür.464 Eğer dünyada ve ahirette bu ağacın cinsini bilmek yararlı

olsaydı Allah bu ağacın cinsini bildirirdi. Çünkü Kur’an-ı Kerim’de birçok ayette

çeşitli meyve ve sebze isimlerinden bahsedilmiştir. Nar, incir, hurma gibi ağaçların

isimlerinden bahsedildiği halde önemli olsaydı yasak ağacın cinsinden de

bahsedilirdi. İslam âlimlerine göre tefsirlerde verilen isimler İslami değildir. Çünkü

yasak ağaca isnat edilen, tat, şekil, isim gibi vasıflar Kur’an’a uymamaktadır.465

Kur’an da yasaklanan şeyin ne olduğunun açıkça belirtilmemesi sebebiyle, onun

cinsini tayin etmekten çok insanlığa verilmek istediği mesaj üzerinde durulmuştur.

Çünkü onun bilinmesi bize bir şey kazandırmayacağı gibi sarf edilen gayretlerde

boşuna olacaktır.466 Onun bir ağaç olduğunu bilmekle birlikte Hz. Âdem’in imtihanı

için cennete konulduğunu düşünmek daha doğru olur.467 Hz. Âdem’in cennette

her türlü nimetten faydalanmasına karşın bir yasak ağaç konulması, onun irade

eğitimiyle ilgili olduğu düşünülebilir. Böylece Allah’ın, Hz. Âdem’in dünyada

karşılaşacağı imtihanlara hazırlanması için bu ağacı yasakladığı

463 Yakıt, s. 13–14. 464 Erdem, ilk İnsan Hz. Âdem, s.157; İbn-i Kesir, age, c. 2, 292–293; Yazır, c.1, s. 276. 465 Erdem, age, s. 158. 466 Yazır, age, c. 1, s. 323; Erdem, age, s.158. 467 Erdem, age, s. 158.

Page 112: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

105

anlaşılmaktadır.468 Bu ağaç cennete yenmek için değil sınırlama ve kulluk için

konulmuştur.469

Hz. Âdem ve Havva’ya yasaklanan ağaç Kur’an-ı Kerim’e göre

cennettedir. Tevrat’ta yasak ağacın cennetin ortasında olduğu bilgisi verilir.

Kur’an’da özellikleri, cinsi gibi bilgiler yer almamıştır. Fakat tefsirlerde konuyla ilgili

bazı bilgiler yer almıştır. Yasak ağaç, öyle bir ağaçtır ki ondan yiyen yenilenir.

Dalları birbirinden ayrıdır. Ebedi ve ölümsüzdür. Ebedi olmak için melekler bu

ağacın meyvelerini yemişlerdir.470 Yine melekler ölümsüzlüğe ermek için bu

ağaçla kaşınmışlardır.471 Bu ağacın meyvelerinin sarhoş edici özelliği vardır ve aklı

alıp Allah’ı unutturur.472 Bazı kaynaklarda dalları birbirine sarılmış olarak tasvir

edilir.473 Bir hadiste ebediyet/yasak ağaçtan şöyle bahsedilir. “Muhakkak cennette

bir ağaç vardır ki binitli onun gölgesinde yüz sene yürürde onu kat edemez. O

ebediyet ağacıdır.474 Başka bir hadiste de bu ağaç ebediyet ağacıdır, ondan yiyen

kimsenin ebedi olarak cennette olacağı ağaçtır” diye bahsedilmiştir.475

b) Yasak Ağaç ve Şeytan

Dünya kültürlerinde hayat ağacı çevresinde bulunan yılan, ejder, insan

v.b. varlıklar İslam kültüründe de karşımıza çıkar. İslam dininde hayat ağacının

yanında bulunan varlık ‘şeytan’dır. Burada şeytanın hayat ağacı etrafındaki rolü

biraz farklılaşır. Diğer kültürlerde ağacın yanında bulunan varlıklar ağaca

yaklaştırmak istemezler. Fakat İslam dininde bu ağaca yaklaşılmasını yasaklayan

Allah’tır. Şeytan ise insanın bu ağaca yaklaşmasını ve meyvesini yemesi

konusunda sürekli teşvikte bulunur. Kur’an-ı Kerim’e göre bu ağaç, ölümsüzlüğün,

cennette hiç bir ihtiyaç duymaksızın ebedi kalışın, tükenmez bir saltanatın

kaynağıdır. Fakat bütün bunlar bu ağaca yaklaşılmaması ağaçtan yenilmemesi

koşuluyla olacaktır. Allah-u Teala Hz. Âdem için iyi ve güzel olanı istemektedir.

Burada şeytanın rolü yine aynıdır. Gayesi ise Hz. Adem’i sonsuz bir hayattan

uzaklaştırmaktır. Bunun için de Allah’ın verdiği emrin tersini yapmaları için onları 468 Erdem, age, s. 158. 469 Yazır, c.1, s. 277. 470 İbn-i Kesir, age, c. 2, s. 292. 471 Yazır, c. 1, s. 276; Aydemir, İslami Kaynaklara Göre Peygamberler, s. 26. 472 Yazır, c.1,s. 276. 473 Ebu Cafer Muhammed b. Cerir et-Taberi, Taberi Tefsiri, istanbul, Cilt 1, s. 188. 474 İbn-i Kesir, age, c. 10, s. 5277–5278. 475 İbn-i Kesir, age, c. 10, s. 5277–5278.

Page 113: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

106

kandırmıştır. Şeytan Hz. Âdem ve Havva’ya hile ve yalanlarla gelip “Ey Âdem!

Sana ebedilik ağacını ve yok olmayan bir saltanatı göstereyim mi?”476 “Rabbiniz

size bu ağacı ancak melek olmayasınız ya da (cennette) ebedi kalacaklardan

olmayasınız diye yasakladı”477 Hatta şeytan delilini daha da güçlendirmek için ben

size öğüt verenlerdenim diye yemin eder.478

Kur’an-ı Kerim’e göre şeytan, en başından beri Hz. Âdem’e düşmanlık

beslemektedir. Kur-an’da Hz. Âdem ve İblis’in konu edildiği kıssalarda bu

düşmanlığın sebeplerinden bahsedilir. Buna göre şeytanın düşmanlığının temel

sebebi kıskançlıktır. Şeytan Hz. Âdem ve Havva’ya verilen nimetleri kıskanmış,

onlara haset etmiş, üzerlerinde bulunan güzel elbiselerin soyulup alınmasını

istemiştir.

Kur’an-ı Kerim’de Hz. Âdem’in varlık türleri arasında en yüksek

mevkide yaratıldığı Hz. Âdem ve soyunun yeryüzünde bir halife olduğu, akli, zihni,

ahlaki v.b. meziyetleri itibariyle Allah’ın yaratmış olduğu diğer varlıklardan üstün

olduğu vurgulanmıştır. İnsan, bu özellikleri sayesinde diğer varlık türlerini kendi

hizmetinde kullanabilecek bir yapıda olduğu vurgulanarak insana verilen bu

meziyetlere sık sık işaret edilir.479 İnsanoğlunun bu meziyetlerinden dolayı Allah’ın

emri ile meleklerin Hz. Âdem’e secde ettikleri bildirilir.480 Ancak İblis kendisinin

ateşten, Hz. Âdem’in ise topraktan yaratıldığın söyleyerek ondan üstün olduğunu

iddia etmiş Allah’ın emrine karşı gelmiştir.481 Şeytan Hz. Âdem’e secde etmeyince

Allah onu lanetleyerek onu cennetinden kovmuş,482 Hz. Âdem ve Havva’yı da

cennetimde oturun diyerek yüceltmiştir. Allah Teala Kur’an-ı Kerim’de şeytanın

insan için bir düşman olduğunu483 onun izinden gidilmemesi gerektiği, yaptığı

kötülük ve hilelerden insanların ders almalarını öğütlemiştir. Hz. Âdem’e de

şeytanın kendisi ve eşi için bir düşman olduğunu ve bu konuda dikkatli olmaları

konusunda uyarmıştır.484 Allah’ın uyarı ve yasak emirlerine rağmen şeytan onları

476 Araf: 7/20; Taha: 20/120. 477 Araf: 7/20. 478 Araf: 7/21. 479 İsra: 17/20; Tin: 95/4. 480 Bakara: 2 / 34; Araf: 7/ 11; Hicr: 15 / 29; İsra: 17 / 61; Kehf: 18 / 56; Taha: 20 / 116; Sad: 38 / 72–74. 481 Araf:7 / 12; Hicr: 15 / 33; İsra: 17 / 61; Sad: 38 / 76. 482 Sad: 38 / 72–74. 483 Yasin: 36 / 60–61; Taha: 20 / 117–120. 484 Taha: 20 / 117.

Page 114: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

107

aldatmada başarılı olmuştur. Şeytan Âdem ve Havva’yı hile ve yalanlarla

kandırmış, yasak ağaçtan yemelerine sebep olmuş, bunun sonucu olarak da

onların cennetten çıkarılmalarına sebep olmuştur

. Kur’an-ı Kerim’e göre şeytan Hz. Âdem ve Havva’yı psikolojik açıdan

etkileyip yanlış bir düşünceye sevk ederek onların duygularını istismar etmiştir.

Şeytan onlara bu ağaçtan yedikleri takdirde ölümsüz olacaklarını, melekler gibi

yeme içe ihtiyaçlarının olamayacağını, zevalsiz bir saltanatın sahibi olacaklarını ve

ebedi olarak cennette kalacaklarını vaat etmiştir. Bu ağaca şeytan ebedilik ağacı /

Şeceretü’l Huld adını verir ve Allah’ın onların ebedi olmalarını önlemek için bu

ağacı sakladığını söyleyerek onları kandırır.485 Sonuç olarak Hz. Âdem ve Havva

imtihan için cennete konmuş olan bu ağaçtan şeytanın vesvesesine kapılarak

yemişlerdir. Şeytan da istediğine ulaşmış, insanın Allah katındaki değerinin

düşürmüş, cennetten çıkarılmalarına sebebiyet vermiştir.486

c) Yasak Ağaçtan Yemenin Sonuçları

Hz. Âdem ve Havva’nın cennette kendilerine yasaklanan ağacın

meyvelerinden yemeleri kendileri ve nesilleri için bir takım sonuçlar doğurmuştur.

Kuranı kerime göre bu sonuçları şu şekilde sıralayabiliriz.

Hz. Âdem ve Havva yasak ağaçtan yedikleri anda edep yerleri

açılmıştı. Onlar da bu durumu hemen fark etmişler ve utanma duygusuyla

üzerlerini cennet yapraklarıyla örtmeye başlamışlardır.487Hz. Âdem ve Havva’nın

yaptıkları hata ilk anda en açık bir şekilde çıplaklık ve utanma duygusu olmuştur.

Günahın diğer bir sonucu ‘düşüştür. Günah insanı düşürür; mutlak

temizlik mertebesinden inmeye sebebiyet verir. 488 Kuranı Kerim’e göre Hz. Âdem

cennette, acıkma, susama, çıplak kalma, güneş sıcağında kalma gibi hiçbir

sıkıntıya maruz kalmadan yaşıyordu489 O, Allah’ın koyduğu yasağı çiğneyerek

kendisinin Allah katındaki değerini düşürmüştür, esenlik yurdu olan cenneti ve

485 İbn-i Kesir, c.2, s. 297–298. 486 Erdem, age, s. 159. 487 Araf: 7/22; Taha: 20/121. 488 Yazır, c.4, s. 25. 489 Taha: 20/117–119.

Page 115: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

108

kendisine verilen nimetleri kaybetmiştir. Hz. Âdem cennetten yeryüzüne indirilmiş,

yeryüzünde hayatını devam ettirebilmek için çalışmak zorunda kalmıştır.490

Burada dikkat edilmesi gereken bir hususu belirtmek yerinde olur.

Kuranı kerime göre Hz. Âdem ve Havva ağacın meyvesini yedikleri anda yaptıkları

hatanın farkına varmışlar ve pişman olmuşlardır. Hemen hatalarını itiraf edip,

tövbe istiğfarda bulunarak, Allah’a sığınmışlardır.491 Allah Teala da onların

pişmanlıkları ve tövbe-istiğfarları sonucu onları affetmiştir.492 Kuranı Kerim’e göre

onların tövbeleri Yahudi ve Hıristiyan düşüncesinin tersine olarak cennette kabul

edilmiştir. Fakat yine de cennetten çıkarılmışlardır. Tövbeleri cennetteyken kabul

edildiğine göre neden cennetten yeryüzüne indirildikleri sorusu akla gelir. Cevap

olarak ise, Hz. Adem’in misyon değişikliği ve yeryüzünde bir halife olarak

yaratılması verilmiştir. Allah Teala, Âdem ve Havva’ya ‘inin’ emriyle bir görev ve

sorumluluk yüklemiştir. Bu anlamda insanın temel görevi ve gayesi halifeliktir.

Cennetten yeryüzüne gönderilme onlar için bir ceza değil, bir görevden diğerine

geçiştir. Bu anlamda inin emri, İslami düşünceye göre insanlık için bir ceza değil,

bir lütuf ve bunun sonucunda insanın asıl görevine geçişidir.493 Şayet yasak

ağaçtan yememiş bile olsalardı yine cennetten çıkarılacaklardı.494 Bu düşünceye

göre yasak ağaçtan yemek ilahi hikmetin bir gereğidir. Tefsirlerde Hz. Âdem’in

hayat ağacından yiyeceği daha o yaratılmadan kırk yıl önce kaderinde yazılı

olduğu bilgisi verilmiştir.495

Hıristiyanlık, Hz. Âdem ve Havva’nın düşüşüne çok farklı bir anlam

yükleyerek , ‘asli günah’ adı verilen bir doktrin oluşturmuşlardır. Hıristiyanlıkta asli

günah konusuna daha önce yer vermiştik. Buna göre, Âdem’in yasak ağaçtan

yemek suretiyle işlediği suç affedilmemiş, bu suç bütün insanlığa mal edilerek

geliştirilmiştir. Hz. Âdem kendi hayatında bu suçu affettirememiş, sonunda Tanrı

kendisi Hz. İsa’nın şahsında ete kemiğe bürünerek, kendi canını, insanlığı bu

günahtan kurtarabilmek için feda etmiştir.

490 Taberi, c. 5, s. 495. 491 Araf: 7/23. 492 Bakara: 2/37; Taha: 20/122. 493 Yakıt, s. 17. 494 Yakıt, s. 14. 495 Erdem, age, s. 163.

Page 116: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

109

Kur’an’ı Kerim’de herkesin kendi günahını kendisinin çekeceği hükmü

verilir. “Herkes günahını yalnız kendi aleyhine kazanır. Hiçbir günahkâr başka bir

günahkârın yükünü yüklenmez.”496Ayeti gereğince her doğan çocuk İslam’a göre

temiz ve masumdur. Onların günahı bütün insanlığı etkilememiştir. Hz. Âdem ve

Havva, bir günah işlemişler, sonra tövbe edip affedilmişlerdir. İslam dinine göre

yasak ağacın cennete konulması da onların bu ağaçtan yiyip yeryüzsüzüne

gönderilmeleri de ilahi bir hikmet gereğidir. İlk insanın ister sembolik ister maddi bir

anlamda olsun bir ağaç vasıtasıyla imtihana tabi tutulmaları dikkate değerdir.

İslam kültürüne göre hayat ağacı, Hz. Âdem ve Havva’nın cennetten yeryüzüne

indirilip, asli görevlerin bulmaları konusunda sembolik bir sebep olmuştur.

Kuran’ı Kerim’e göre Hz. Âdem ve Havva’nın yasak ağaçtan

yemelerinin bir sonucu da düşmanlıktır.”497 Müfessirler bu düşmanlığın kimler

arasında olduğunu tartışmış; Hz. Âdem, Hz. Havva, şeytan ve insanlar arasında

olabileceği gibi çeşitli görüşler beyan etmişlerdir.498

Aslında İslam dinide ne Hz. Âdem’e ne de Hz. Havva’ya verilmiş bir

ceza yoktur. Onlar bu yasağı ilahi bir hikmetle çiğnemişlerdir. Fakat İslam

kültüründe oldukça yaygın bir şekilde onların bir takım cezalara çarptırıldığı

tasavvuru vardır. Bu tasavvurların Yahudi Hıristiyan kültürlerinin bir etkisi olarak

düşünülür. Bu düşünceye göre onların hatalarının bir sonucu olarak yeryüzüne

indirilmişler, yeryüzünde çileli bir hayatla karşılaşmışlardır. Hz. Havva ilk günah

konusunda Yahudi ve Hıristiyanlık dinlerinde potansiyel bir suçlu kabul edilir.

Çünkü yasak meyveyi Âdem’e yedirmeyi teşvik eden Havva’dır. Asıl itibariyle

İslami kaynaklara ters düşen bu rivayetler tefsir kitaplarında yerlerini almıştır. Bu

rivayetlerden bazıları şöyledir. “İblis yasak ağaçtan yemesi için Adem’e ne

söylediyse başarılı olamadı. Âdem İblisin sözüne kanmadı, ağacın meyvesini

yemedi. İblis bundan sonra Havva’nın yanına geldi. Havva ağacın meyvesinden

yedi ve sonra Âdem’e “Sen de ye! Ben yedim zararı dokunmadı.” Dedi. Âdem

ağacın meyvesini yedikten sonra her ikisinin avret yerleri gözüktü.”499 Başka bir

rivayette “ iblis, Allah’ın Âdem ve Havva’ya yasak ettiği ağaçtan bazı parçalar

alarak yanlarına geldi ve onlara: “ Şu ağaca bakın! Kokusu, tadı, rengi ne kadar

496 En’am: 6/164. 497 Bakara: 2/36. 498 Erdem, age, s. 164. 499 Aydemir, age, s. 27–28

Page 117: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

110

güzel!” dedi. Allah bundan sonra Havva’ya hitaben “ Ey Havva! Sen benim kulumu

aldattın” dedi.500 Burada yer verdiğimiz bilgileri İslam âlimleri genellikle İsrailiyat

kaynaklı olduğunu söylerler. Ne Havva ne de yılan ile ilgili rivayetlerin İslami

kaynaklarda temeli olmadığı görüşündedirler.501

Bu bilgilere göre Hz. Havva’ya bazı cezalar verilmiştir. Rivayete göre

Havva ağaçtan kopardığı zaman ağaç kanamıştı. Allah: “Bu ağacı kanattığı gibi

bende onu her ay kana bulaştıracağım; ben mükemmel ve akıllı olarak

yaratmıştım şimdi hafif akıllı yapacağım; o iğrenerek ve istemeyerek yüklü olacak,

yavrusunu zorlukla dünyaya getirecektir.” dedi. İbn-i Zeyd derki” Havva böyle bir

hata yapmamış olsaydı dünya kadınları adet görmezler, hepside akıllı olur,

hepside kolaylıkla hamile oldukları gibi kolaylıkla doğum yaparlardı.”502

Yılana verilen ceza ise içine şeytanı saklayıp cennete sokması

düşüncesinden kaynaklanır. Rivayete göre “Sen şeytanı içine gizleyerek cennete

getirdin, bu suçunun cezası olarak senin yiyeceğin sadece toprak olacaktır. Sen

Âdemoğullarının, onlarda senin düşmanların olup, sen rast geldiğin her yerde

onların ökçelerine vuracaksın. Onlarda rast geldikleri her yerde senin kafanı

kıracaklardır.” dedi. Başka bir rivayette de Allah: “Ey yılan! Senin ayaklarını

keseceğim. Sen yüzün üzere sürünerek yürüyeceksin.” dedi.503

Kur’an-ı Kerim’e göre ilk insanın imtihanı hayat ağacı vasıtasıyla

gerçekleşmiştir. Fakat ilk insan bu imtihanı kaybeder. Şeytana uyarak yasağı

çiğner. Bunun yanında bu yasağın çiğnenmesi ilahi bir takdir olarak kabul

edilmiştir.

İslam dininde cennetteki yasak ağacın dışında farklı anlamlarda

kullanılmış hayat ağacı temaları bulunur. Örneğin, Tasavvufta mecazi olarak

sufilerin şecereleri, Peygambere uzanan tarikat silsileleri, hayat ağacının dalları

ile sembolize edilir.504

500 Aydemir, age, s. 27–28 501 Aydemir, age, s. 28; Harman, “Havva” , s. 545. 502 Aydemir, age. , s. 32. 503 Aydemir, age. , s.32. 504 Sarıkçıoğlu, age, s. 38.

Page 118: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

111

Hayat ağacı, Türk İslam kültüründe Allah’ın isimlerini sembolize eder.

Canlılığıyla Allah’ın “el-Hayat” sıfatını sembolize eder. Hayat ağacı yeşil kaldığı

müddetçe dünyada var olacağına inanılmaktadır.505 Hayat ağacı önsüz ve

sonsuzdur. Bu da “kıdem” ve “beka” sıfatının tek olması da “vahdaniyet” sıfatını

sembolize eder. Servi olarak mezarlıklarda yetiştirilir.

İslam kültüründeki hayat ağacı, genellikle meyvesiz, tek başına duran

ve ulu ağaçlardır. Özellikle çam, kayın, çınar gibi belli tipler hayat ağacı olarak

kabul edilmiştir. 506

Mevlana’nın Mesnevi’sinde hayat ağacı olarak can ağacından

bahsedilmiştir. Burada can ağacı (Dırakht-ı Can) ölümsüzlük bahşeden velilerin

sembolüdür507.

2. Tuba Ağacı

Tuba ağacı, İslam kültüründe tam bir hayat ağacı formuyla karşımıza

çıkar. Kur’an’da Rad suresinde geçen Tuba ağacı, “güzellik, iyilik, huzur ve

rahatlık, göz aydınlığı ve en güzel, en hayırlı” manalarına gelir. Cennetteki her

türlü nimet, ölümsüz hayat, zevali bulunmayan şeref ve yücelik, sürekli zenginlik

anlamlarına da gelebileceği kaydedilir.508 Habeş ve Hint dillerinde cennetin adı

“Tuba” olduğu söylemiştir.509 Kur’an-ı Kerim de bu ağaç iman edenlere ve iyi amel

sahiplerine vaad edilmiştir. ”İnanan ve salih amel işleyenler için, mutluluk ve güzel

bir dönüş yeri vardır.”510 Ayette açıkça Tuba’nın bir ağaç olduğundan bahsedilmez

fakat müfessirler, Tuba’nın bir cennet ağacı olduğunu söylerler.511 Fahrettin

Razi’nin tefsirinde “Tuba kelimesiyle ilgili üç görüş bulunmaktadır. Birincisi görüşte

Tuba, cennetteki bir ağacın adıdır. Hz. Peygamber’in bu ağaç hakkında şöyle

dediği rivayet edilir. “Tuba cennette bir ağaçtır. Onu Allah kendi eliyle dikmiştir. O

ziynetler ve güzel elbiseler bitirir (meyve gibi verir). Dalları ise cennet duvarlarının

gerisinden bile görünür.” “Tuba ağacının kökü Hz. Muhammed’in evindedir ve her 505 Ergun, s.145. 506 Ocak, s. 84. 507 Çoruhlu, Türk Mitolojisinin ABC’si, s.124. 508 Tanyu, “Ağaç”, c.1, s. 458- 459. 509 Fahruddin Er-Razi, “Tefsir-i Kebir Mefatihu’l-Gayb, (çev. Suat Yıldırım, Lütfullah Cebeci, Sadık Kılıç, Sadık Doğru), Ankara 199, c.13, s. 450; “Tuba”, Türk Ansiklopedisi, c. XXXI, Ankara 1982, s.441, (yazar adı yok). 510 Rad: 13/29. 511 Razi, c. XIX, s. 50.

Page 119: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

112

müminin evine de bu ağacın dallarından bir dal uzanır.” İkinci görüşte Tuba,

“sevinç ve göz aydınlığı, hayranlık duyulan hoş ve güzel hayat onlarındır”

anlamındadır. Üçüncü görüşte ise, Tuba, cennetin Habeş’çe ismidir.512

Cennetteki doğal güzelliklerin tarif edildiği pek çok hadiste Tuba

ağacından ve onun özelliklerinden bahsedilir. Tuba ağacı benzersiz özelliklere ve

görülmemiş bir genişliğe sahiptir. Cennetteki elbiseler onun tomurcuklarından

yapılır. Hz. Muhammed’in bir hadisi şöyledir. “Ashabım! Cennette bir ağaç vardır

ki, bir süvari onun gölgesinde yüz sene gezse onun gölgesini asla bitiremez.513.

”Cennette öyle bir ağaç vardır ki, gövdesi altından, dalları zeberced incidendir.

Rüzgâr estikçe bunlar birbirlerine çarparak öyle bir name çıkarırlar ki, hiçbir kulak

böylesine tatlı bir name işitmemiştir”.514 Bu ağaç Tuba ağacıdır. Ebu Hureyre’den

gelen bir rivayette de ahirette defterleri sağ tarafından verilenler Tuba ağacının

gölgesinde gölgeleneceklerdir.515 Tuba ağacı, cennetin dışından görülebilen

harikulade bir ağaçtır ki, gövdesinin büyüklüğünü akıl almaz; Allah onu özel olarak

yaratmış ve ona kendi ruhundan üflemiştir. Kökü Hz. Peygamberin cennetteki

köşkünden çıkar, dalları da cennetin her yanındaki köşklere uzanır.516 Tuba ağacı

meyveli bir ağaçtır. Bir rivayete göre bir Arabi Hz. Muhammed’e “ Ey Allah’ın

Resulü cennette meyve var mıdır? Diye sormuştu. Rasülullah buyurdu ki: “Evet

onda bir ağaç vardır ki, ona Tuba denilir. 517 Ahmed b. Hanbel’in rivayet ettiği bir

hadise göre, Hz. Peygamber’e Tuba’nın dünya ağaçlarında hangisine benzediği

sorulmuş, o da hiçbirine benzemediğini ifade etmiştir.518 Cennet ehli bu ağaç

altında sohbet edip dünya hatıralarını tazeleyeceklerdir.519 Ayrıca Hz. peygamber

bir hadisinde de “Tuba diye adlandırılan ağaç ne iyi ağaçtır.” Diyerek İslam

kültüründe bu ağaca verilen değeri göstermiştir.520

İslam inancında cennet ağacı olarak bilinen Tuba, Türk kültüründe çok

tanınmış ve sevilmiştir. Tuba ağacı, eski Türk dini inançlarından bugüne gelen

512 Razi, c. 13, s. 450. 513 Canan, Kütübü Sitte, c. 14 s. 238; Zebidi, age, c.9, s. 46–47; Abdülbaki Turan, “Tuba”, Şamil İslam Ansiklopedisi, İstanbul, (yıl yok), c. 6, s. 226. 514 Canan, Kütübü Sitte, c. 14, s.238. 515 Zebidi, c.9, s. 46–47. 516 “Tuba”, Türk Ansiklopedisi, s.441. 517 Yazır, c. 5, s. 147. 518 Tanyu, “Ağaç” c.1,s.458–459. 519 Canan, Kütübü Sitte, c. 14 s.239. 520 Turan, s. 226.

Page 120: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

113

“hayat ağacı” ile birleşmiştir. Anadolu’da halk arasındaki inanca göre, cennetteki

Tuba ağacında her insan için bir yaprak vardır. Bu yaprak bir kimsenin ölümünden

kırk gün önce düşer. Bu düşme sırasında başkalarının yapraklarına değerse,

yaprak sahibinin kulakları çınlar.521

Mevlana, Mesnevi’sinde yorumladığı bir rüyada Tuba ağacından

bahsetmiştir. Buna göre Tuba ağacının dallarında kuşlar bulunur. Bu kuşlar ise

peygamberler ve velilerin ruhlarıdır.522

Bahaddin Ögel, Hayat ve insanlar için her türlü iyi talihin hep bu

ağaçtan geldiğini, çok büyük olan bu ağacın milyonlarca, daha doğrusu

yeryüzündeki insanların sayısı kadar yaprağı olduğunu, bir insan ölünce bu

ağaçtan da bir yaprak düştüğünü, diğer hayat ağaçları gibi Tuba ağacının da bir

su kenarında olduğunu kaydeder.523

Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde Tuba Ağacının bir tapım unsuru

olduğundan ve Müslüman Nogay Türklerinin ağaca taptıklarından bahseder.

Evliya Çelebi Nogayların, bir ağacın içine mihrap yapıp, ibadet ettiklerini, onlara

bunu yapmalarının sebebini sorduğunda onlar, bu ağacın Tuba Ağacı olduğunu,

Cebrail, aracılığıyla gönderildiğini ve Hızır eliyle dikildiğini söylerler.524

Alevi-Bektaşi kültüründe de en fazla saygı gören ağaç Tuba ağacıdır.

Hz. Muhammed’in miracı sonrası, kırklar cemine kabulü ve nasip erkânı sırasında,

Ali, Fatıma, Muhammed ve Hatice Tuba Ağacı altında musahip kılınmışlardır.525

Alevi kültüründe bir ağaç dalı/tarıyk töreni vardır. Bu tören dedeler tarafından

gerçekleştirilir. Törende kullanılan dal kayın ağacından yapılmıştır. Bu dal bir deri

kılıf ya da yeşil bir örtü içinde, tariykçi tarafından muhafaza edilen, genellikle bir

metre civarında, üç boğumlu bir değnek olup, ser deste, tarıyk, erkân, tuba çeliği

gibi isimlerle anılır. Bu dalın cennetten gelme olduğuna inanılır. Bu dal, on iki dallı,

iki çatallı, kökü yukarıda başı aşağıda ve cennette olan bir ağaçtır. Erkan

törenlerinde kullanılan bu ağacın dalının, Tuba ağacından yapıldığına inanılır.526

521 Ergun, s. 86. 522 Çoruhlu, age, s. 124. 523 Ögel, Türk Mitolojisi I, s. 95–96. 524 Ögel, Türk Mitolojisi II, s. 479–480. 525 http:/ www.hbektas.gazi. Edu.tr/portal/html/modules.php?, 09.07.2007. 526 http:/ aleviyol.com/yolalevi/content/view/998/30/, 09.11.2006.

Page 121: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

114

Tarıyk değneği bazen de ardıç bazen de kayın527 ağacından yapılmıştır. Tarıyk

değneği hangi ağaçtan yapılırsa yapılsın Tuba Ağacını temsil eder. Bu değnek

Alevi kültüründe Hak-Muhammed-Ali üçlü telakkisini temsil eder. Değneğin

üzerinde üç kertik bulunur ve tören esnasında değnek, günah işleyen müride,

dede tarafından vurulur.528

Her Alevi dedesi mutlaka “Erkân”a sahip olmalıdır. Erkan’a sahip

olmayan dede, hangi ocağa mensupsa o ocaktan izin alıp, kırk kurban keserek

kayın ağacından düz bir sopa keser ve bu onun erkân’ı olur.

Kayın ağacından yapılan bu sopalara kurt düşmemesi ve çürümemeleri

bu ağacın kerametlerinden sayılmıştır. Rivayete göre Hz. Ali Hz. Peygamberin

vefatından sonra kılıcı Zülfikar’ı kullanmamış, bu değnekle savaşmıştır.529

Alevi kültüründe tarıyk bir biattir. Rıdvan biati diye de adlandırılır.

Müslümanlar Hz. Muhammed zamanında Rıdvan ağacının altında ahitleşmişlerdir.

Birbirlerine yalan söylemeyecekleri, doğruluktan ayrılmayacakları gibi konularda

söz vermişlerdir. Bunu yaparken de Hz. Muhammed’in biat edenlerin sırtına

ağaçtan kestikleri sopayı vurarak takdis ettiklerine inanılır. Rıdvan ağacı da Tuba

Ağacını sembolize etmiştir.530

Alevi kültüründe Tuba Ağacının asıl kökü Hz. Ali’nin sarayındadır ve

her müminin sarayına bir dal salınmıştır. Bir rivayete göre Hz. Muhammed’in şöyle

buyurduğu nakledilir. “Ben ağacın köküyüm, Ali bu ağacın gövdesidir. Hasan ve

Hüseyin bu ağacın meyvesidir. Ehl-i Beyt’in taraftarları ise bu ağacın

yapraklarıdır.531 Burada Tuba ağacı bir anlamda Hz. Ali’yi ve onda bütünleşmeyi

sembolize etmiştir.

İman eden ve salih amel işleyen kimselere vaat edilen Tuba ağacı her

zaman iyi ve güzel olanın sembolü olmuştur. İslam kültüründe çok sevilmiş,

edebiyata konu edilmiş, şiirlerde çok işlenen bir motif olmuştur. Yunus Emre’nin şu

beyitleri çok meşhurdur. 527 Ayten Altıntaş, “Eski Türk Kültüründe Hayat Ağacı ve Ölümsüzlük Otu”, Türk Dünyası Araştırmaları, sy. 51, İstanbul 1987, s.146. 528 Ocak, s. 91. 529 Altıntaş, s.146. 530 http:/www.alevibektasi.org/tonarlı.htm, 09.07.2007. 531 http:/www.aleviforum.com/showpost?p=383920&postcount=1, 09.07.2007.

Page 122: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

115

Cennette Tuba dalları

Salınır Allah deyu deyu

Yahya Efendi’nin bir şiirinde Tuba ağacı ve İslam dininde kutsal

ağaçlardan olan” Sidre ağacı” şu şekilde zikredilmektedir:

Bir serve mail oldu gönül şahbazı kim,

Tuba vü Sidre ona nazar bir budak değil.532

3. Sidre Ağacı

İslam kültüründe kutsal ağaçlardan biri de sidre ağacıdır. Sidre ağacı

kendisine atfedilen vasıflarla bir hayat ağacı özelliği gösterir. Sidre’den Kur’an’ı

Kerim’de bahsedilir. “ Andolsun ki, O,Cebrail’i bir başka inişte daha (asli suretiyle)

görmüştü. Sidretü’l-Münteha’nın yanında. Me’va cenneti onun (Sidre’nin)

yanındadır. O zaman Sidre’yi kaplayan kaplamıştı. Göz (gördüğünden) şaşmadı

ve (onu)aşmadı.533

“Sidre” Arapça’da ‘hünnap’ veya ‘Lotus ağacına denir534. Ayrıca

Arabistan kirazı denilen Trabzon hurması türünden bir ağaç da denilmiştir.535

Burada önemli olan ağacın cinsi değildir. Önemli olan konumu, işlevi ve

özellikleridir. Münteha da sınırın sonu manasına gelir. Böylece Sidretü’l-

Münteha’nın sözlük anlamı; uç noktada veya sıranın sonunda bulunan hünnap

veya lotus ağacıdır. İbn Kesir der ki, bizim için maddeler âleminin son sınırında,

hünnap veya lotus ağacının nasıl olduğunu bilmemiz mümkün değildir. Bu aslında

Allah’ın kâinatının, bizim aklımızın eremeyeceği sırlarıdır. Bu ağacın mahiyetini

açıklamak için Sidre’den daha uygun bir kelime olmadığı vurgulanmıştır..536

Sidre kelimesinde hayret, göz kamaştırmak manası da vardır.537 Bu

anlama göre Sidre öyle bir ağaçtır ki hayret verici, göz kamaştırıcı, harikulade

532 Ögel, Türk Mitolojisi II, s. 113. 533 Necm: 53/13–17. 534 ibn Kesir, c. 9, s. 4691. 535 Hikmet Tanyu, İslamlıktan Önce Türklerde Tek Tanrı İnancı, Ankara 1980, s. 169. 536 ibn kesir, c. 9, s. 4691. 537 Yazır, c. 7, s. 297.

Page 123: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

116

güzel olan ağaç anlamına gelmektedir. Hz. Muhammed, bu göz kamaştırıcı ağacın

yanında Cebrail’i bütün açıklığı ve azametiyle görmüştür. Sidre-i Münteha, madde

âlemi ve ilahi âlem arasındaki sınırdır. Bu sınırı sadece Hz. Muhammed

aşabilmiştir.

Sidre, yedinci semada bulunur. Bir hadise göre de arşın sağ tarafında

bulunan bir Arabistan kirazı ağacıdır. Allah’ın muttakilere vaad ettiği cennetin

nehirleri onun altından çıkar538 Hz. Muhammed, bu ağacın meyvelerini tacın

püsküllerine, yapraklarını da fil kulaklarına benzetmiştir. Ayrıca bu ağaç için “Öyle

bir ağaçtır ki bir binici onun gölgesinde yetmiş sene yol olsa yine kat edemez. Bir

yaprağı ümmetin hepsinin üzerini örter.” Başka bir hadise göre Sidre, arşın altında

bulunan bir ağaçtır ki, melekler nebiler ve mahlûkat içinde bulunan âlimlerin ilmi

sonuçta ona ulaşır.539 Elmalılı Hamdi Yazır, Sidre ağacı hakkındaki rivayetlerin

mahlûkatın cisim ve boyutları bakımından aldıkları son şekil ve emir âleminin

sınırına dikilmiş bir oluşum ağacı olarak gösterdiğini söylemiştir.540

Sidretü’l-Münteha, yaratıkların bilgisinin ve amellerinin varacağı son

noktadır. Bu ağaç yaratıklar âlemini temsil eder. Sidre yaratıklar âleminde son

ağaçtır. Ayrıca cennetin de sonudur. Bu ağaçtan ötesi Allah’ın gaye âlemidir.541

Sidre İslam dininde hayat ağacının ilginç bir örneğidir. Özellikle maddi âlem ve

ilahi âlemin sınırında tasvir edilmesi hayat ağacının üç kozmik âlem arasındaki

bağ olma özelliğini hatırlatması bakımından önemlidir.

4. İslam Sanatında Hayat Ağacı

İslam sanatında ağaç, çok sık kullanılan bir motiftir. Özellikle bu

kullanımlar içerisinde hayat ağacı çok sevilmiş, buna bağlı olarak da mimari, el

sanatları, edebiyat vb. birçok sanat dalında yaygın bir şekilde işlenmiştir. İslam

sanatında çok erken dönemlerden itibaren hayat ağacı motifine rastlanır. Kubbet-

üs Sahra mozaiklerinde hayat ağacı stilize bir hurma ağacı şeklinde tasvir

edilmiştir. Yine Kubbet-üs Sahra’da Hayat Ağacı kanatlı palmet dalları ile

canlandırılmıştır. Hirbet el-Mefçir sarayının taban mozaiklerinde hayat ağacı,

Hıristiyan sanatı etkisinde ve elma ağacı şeklinde görülmektedir. İspanyada Emevi 538 Yazır, c. 7, s. 297. 539 Yazır, c. 7, s. 299. 540 Yazır, c. 7, s. 299. 541 Tanyu, age, s. 169.

Page 124: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

117

sarayı Medinetü-z Zehra da kollu şamdana benzer dalları ile hayat ağacı motifi

yaygındır. Kurtuba Ulu camiinde ve Kayravan Ulu Camisinde de hayat ağacı

tasvirleri yer alır.542 İslam sanatında hayat ağacı motifi başlangıçta hurma ağacı

olarak tasvir edilirken daha geç devirlerde nar ağacı şeklinde tasvir edilmeye

başlandığı görülür. Fatımiler dönemine ait bir lüster tapınağına zengin bir şekilde

işlenmiş hayat ağacı motifine rastlanır. Bu motifte ağaç dal şeklinde canlandırılır.

Çok stilize bir şeklide işlenen hayat ağacı motifinde sırt sırta yerleştirilmiş kuşlar ve

tepesinde de oldukça büyük bir nar yer alır.543

Anadolu beylikler ve Selçuklular döneminde dini ve sivil mimari

süsleme sanatında hayat ağacı motifi sık kullanılmıştır. Artuklular döneminden

kalma bir kabartmada hayat ağacıyla birlikte bir kuş, bağdaş kurmuş bir insan

bulunur. Bu insan ellerinde yuvarlak küreye benzer bir şey tutar. Yukarı kalkık

kollarının tepesinde büyük bir rozet bulunan insan, tavus kuşu, birbirine doğru

yürüyen kanatlı arsanlar tasvir edilmiştir.544

Hayat ağacı, Anadolu Selçuklu sanatında erken devirlerde genellikle

tek başına veya kuşlarla çevrelenmiş olarak görülür. Daha sonraki devirlerde ise

hayat ağacı ile birlikte çeşitli hayvanların da yer aldığı görülür. Tek başına tasvir

edilen hayat ağacı motifi dini mimaride sık kullanılır. Özellikle tek ağaçlar Allah’ın

birliğini sembolize eder. Divriği Ulu Cami’nin kuzey portalinde tek başına bulunan

hayat ağacı motifinin güzel bir örneği vardır.( Resim: 5) Burada hayat ağacı dal

şeklinde, küçük bir vazodan yükselir. Vazo ebedi hayat suyu ihtiva eden bir

semboldür. Yine aynı portalde bir başa hayat ağacı, karın kısmı dilimli bir vazodan

yükselir. Bu ağacın tepesinde büyük bir rozet bulunur. 545

Yakutiye medresesinde, Erzurum çifte minareli medresede ( Resim:

6–7), Ahlât mezar taşlarında hayat ağaçlarına rastlanır. Bu örneklerde hayat ağacı

542 Gönül Öney, “Anadolu Selçuklu Sanatında Hayat Ağacı Motifi”, Belleten, c. XXXII, s. 125–128, Ankara 1968, s.25. 543 Öney, Belleten, s.28–29 544 Gönül Öney, “Artuklu Devrinden Bir Hayat Ağacı Kabartması Hakkında”, Vakıflar Dergisi, sy. VII, İstanbul 1968, s. 119. 545 Öney, Belleten, s.26.

Page 125: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

118

palmiyeye benzer bir ağaçtır ve genellikle bir vazodan çıkar. Dalları arasında bir

nar meyvesi bulunur.546

İslam sanat eserlerinde genellikle hayat ağacının nar ve hurma ağacı

olduğu göze çarpar. İslam dininde nar cenneti sembolize eder ve bir cennet

meyvesi olarak Kur’an-ı Kerim’de zikredilir. “İçlerinde her türlü meyve, hurma ve

nar vardır.”547 Aynı zamanda nar çoklukta birliği simgelemiş olmasından dolayı

Allah’ın birliğini temsil etmiş ve sık sık hayat ağacı olarak işlenmiştir.

Sık sık karşılaştığımız figürlerden biri de hayat ağacı etrafına karşılıklı

veya sırt sırta simetrik olarak çift kuşların bulunduğu motiftir. Bu tasvirler genellikle

çok stilize ve kuşlarla çevrelenmiştir. Alâeddin Keykubat’ın Beyşehir Gölü

kenarındaki yazlık sarayı Kubadabad’da Hayat Ağacı-kuş grubunun çeşitli

örnekleri ile karşılaşırız. Bu örneklerde Hayat Ağacı çok stilize, ayrıntılı ve kuşlar

simetrik olarak yerleştirilmiştir. ( Resim: 8–9) Hayat ağacı bir palmiye şeklinde ve

kuşların etrafında nar meyveleri görünür. Tasvirde ayrıca büyüklü küçüklü

rozetlere de rastlanır.548 Bu rozetlerin anlamı ise hayat ağacının etrafında ay,

güneş ve diğer gezegenlerdir. Tokat’ta Selçuklu devrinden kalma bir mezar

taşında ve Afyon Balıköy’de bir mezar taşında buna benzer örnekler görülür.

Anadolu Selçukluları döneminde bazı hayat ağacı motifleri arabesk olarak tasvir

edilmiştir. Bu örneklerde çift başlı kartal ve kartalların kanat veya kuyruk uçları

kıvrılmış birer ejder başına dönüşmüştür. Divriği Ulu Camii’nde, Selçuklu devrine

ait ipek bir kumaş üzerinde ve Konya Mevlana Müzesi’nde bulunan 13. yüzyıldan

kalma bir Kuran rahlesinde bu tipin örnekleri bulunur.549

Osmanlı Devleti Döneminde de hayat ağacı motifi aynı şekilde

kullanılmaya devam etmiştir. Aksaray Murat Paşa Camii avlusunda bir mezar taşı

üzerinde süslü bir vazodan yükselen çiçekli bir hayat ağacı motifi yer alır. 16.

yüzyıla ait İshak Paşa Sarayı’nın ön cephesinde hayat ağacı motifine rastlanır.

Burada hayat ağacı, portalin iki yanında yükselir ve nar meyveleri bulunur.

Sarayın çeşitli bölümlerinde de şakayık çiçekli hayat ağacı kabartmaları yer alır.550

Osmanlı sanatında seccadelerde, halı ve kilimlerde, Kur’an rahlelerinde, çini 546 Öney, Belleten, s.26. 547 Rahman: 55/68 548 Öney, Belleten, s.27–28. 549 Öney, Belleten, s.30–31. 550 Öney, Belleten, s. 27.

Page 126: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

119

süslemelerinde, mezar taşlarında, işlemelerde hayat ağacı tasvirine bolca

rastlanır.( Resim: 10) Ayrıca yeniçeri bayraklarında ağaç dalları hayat ağacı olarak

yer alır. 551

İslam sanatında hayat ağacı motifi, başlangıçta genellikle sade ve tek

başına, daha sonraki devirlerde etrafına çeşitli sembolik hayvanlar, insanlar ve

meyveler yerleştirilerek zenginleştirilmiştir. İslam sanatında hayat ağacı tasviri dini

ve sivil mimaride sık sık işlenmiştir. Tasvirlerde özellikle nar meyveleri çok

belirgindir.

Türk İslam sanatında Orta Asya Türk kültürünün etkisi oldukça

fazladır. Türk toplumları İslamiyet’i seçmiş olmalarına rağmen eski kültürlerinden

vazgeçememişler, bunları İslamiyet’le birleştirmeyi başarmışlardır. Orta Asya Türk

kültürü İslamiyet’le birleşip Türk İslam bileşkesinde yeni bir form bulmuştur. Bu

bileşkeye göre hayat ağacı ve çevresinde bulunan motiflerin sembolik anlamları

bulunur.

Orta Asya şaman inançlarına göre hayat ağacı dünyanın merkezinde

yer alır. Bu ağaç şamana yeraltı ve gökyüzü seyahatlerinde merdiven vazifesi

görür.552 İslam sanatında yaygın olarak görüldüğü gibi kuş ve kartal tasvirleri

Şamanizm’e göre şamana refakat eden hayvanlar veya şamanın kendisidir. Bu

hayvanlar şamana öbür dünyaya ulaşmalarında yardımcı olurlar. Hayat ağacı,

insan, arslan, yılan ve birçok tılsımlı hayvan tarafından korunur. Ayrıca ağacın

etrafında bulunan rozetler şamanın gökyüzüne yolculuğu sırasındaki gezegenleri

sembolize eder.

Hayat ağacı tasviri, bulunduğu medrese, cami, saray gibi yapıların

önemli ve merkezi bir yapı olduklarını belirtir. Hayat ağacı merkezde yani cennette

bulunur.553 İnsanlar, cami, medrese, saray gibi yapıların merkeze yakın olmalarını

istedikleri için bu yapılara hayat ağacı motifini işlemişlerdir. Böylece bu mekânların

merkez olduğunu düşünmüşlerdir. Hayat ağacı mezar taşlarına da işlemiştir.

Bunun anlamı ise ölülerin ruhlarını cennete ulaştıracak bir köprü vazifesi

görmesidir. 551 Emel Esin, “Ötüken Yış(Türk sanatında ağaçlı dağ hakkında notlar)”, Atsız Armağanı, İstanbul 1976, s.152. 552 Öney, Belleten, s.34. 553 Öney, Belleten, s.36.

Page 127: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

120

İnsanoğlu, önem verdiği kutsalını hayatının her alanında görmeyi,

sürekli onunla beraber olmayı arzu etmiş ve kutsallarını ölümsüz kılmak için sanat

eserlerine işlemiştir. İslam sanatında bu düşünceden hareketle camilerde,

medreselerde, saraylarda, el sanatlarında, mezar taşlarında ve birçok yerde hayat

ağacı motifi tasvir edilmiştir. Böylece insanlar sürekli kutsalla yani ilahi olanla

birlikte olduklarına inanmışlar ve sembolik olarak hayatlarında bulundurmuşlardır.

Hayat ağacının bu kadar çok işlenmiş olması ona verilen önemin bir neticesidir.

Günümüzde eskiye oranla azalmakla birlikte hala sanat eserlerinde bir bezeme

unsuru olarak kullanılmaya devam etmektedir.

5. Alevi Bektaşi Kültüründe Hayat Ağacı

Alevi Bektaşi kültüründe hayat ağacı temasına oldukça sık rastlamak

mümkündür. Vilayetname-i Sultan Şecauddin’de şeyhin gittiği her yerde daima ulu

bir çam ağacı dibinde oturup kalktığı, ibadet ettiği nakledilir. Şeyhin dibinde ibadet

ettiği ağaçlardan ikisi kırklar çamı ve bölük çam olarak adlandırılmıştır. Başka bir

rivayette de Hacı Bektaşi Veli, insanlardan korunmak amacıyla yüksek bir tepede

bulunan ardıç ağacının yanına gelip, ardıçtan kendisini saklamasını ister. Ardıç

hemen dal ve yapraklarıyla beraber bir çadır biçimine girer ve Hacı Bektaşi Veli’yi

içine saklar. Halk Hacı Bektaş’ı bulamaz. Halktan kurtulan Hacı Bektaş ağacın

içinde kırk gün çile çıkarır, ibadet ve riyazet yapar. Devcik ağaç da denilen bu

ağaç günümüzde ziyaret edilmektedir.554 Alevi Bektaşi kültüründe Tuba ağacına

verilen önemi daha önceki bölümlerimizde görmüştük.

İslam kültüründe incelenen örnekler, her ağacın veya aynı ağacın her

yerde ve her zaman kült konusu olmadığını, hatta hayat ağacı olarak nitelenen

ağaçların en çok meyvesiz ve ulu ağaçlar özellikle çam, kayın, çınar ve benzeri

belli ağaçların olduğunu ortaya çıkarmıştır.555 Aynı zamanda bu ağaçlar, bir su

kenarında veya bir evliya mezarı yanında bulunmuştur. İslam kültüründe hemen

hemen bütün evliyaların mezarları bir çınar altında yer almaktadır. Burada

ağaçlarda mevcut olan ruhlarla evliyalar arasında bağlantı kurulmak istenmiştir.556.

554 Ocak, s. 83. 555 Ocak, s. 84. 556 Ocak, s. 92.

Page 128: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

121

Günümüzde Anadolu’da dinle ilişkilendirilerek ağaçlarla ilgili çok çeşitli

uygulamalar sürdürülmektedir. Örneğin, Anadolu’da ağaçlar ve bulundukları

mekânlar adak yerleri olmuşlardır. Bu ağaçlara insanlar elbiselerinden yırttıkları

paçavraları bağlayarak dileklerinin gerçekleşeceğini ummuşlardır. İslam dininde

ağaçlar birer şifa verici olarak düşünülmüştür. Anadolu’nun bazı yerlerinde yeni

doğmuş ve giderek zayıflayan çocukları şeytanın değiştirdiğine inanılmıştır. Bazen

hasta bir çocuk, iyileşmesi için büyük ve yaşlı bir çınar ağacına götürülür “al

çocuğunu ver çocuğumu” denilerek çınarın deliklerinden geçirilir ve çocuğun

elbiseleri orada bırakılıp gelinirdi.557 Bu uygulamadan sonra çocuğun iyileşeceğine

inanılırdı.

Sonuç olarak denilebilir ki, İslam dini bir ağaç medeniyetidir. İslam

dininde ağaçlara çok önem verilmiş ve onları korumaya büyük bir özen

gösterilmiştir. Kur’an-ı Kerim’e göre ağaçlar, Allahın insanlara sunmuş olduğu birer

nimettir. Onlar bütün canlılar gibi Allahın ismini zikrederler ve Allah’ın varlığının,

birliğinin, kudretinin kanıtıdırlar. İslam dininde hayat ağacının yerleri ve gökleri

birbirine bağlayan özelliğinden bahsedilmemiştir. İslam dinindeki hayat ağacı

cennetteki yasak ağaç olarak bir imtihan vesilesidir. Tuba ağacı olarak iyi

insanların mükâfatıdır. Sidre ağacı olarak da ilahi âlem ve maddi âlem arasındaki

sınırı çizmiştir. Hayat Ağacı, İslamiyet’te özelikle bilgi, bilgelik ve hikmetle

ilişkilendirilmiştir. O çok sevilmiş ve sayılmış fakat hiçbir zaman bir ağaç olarak

tapım nesnesi olmamıştır. Allah’ın sıfatlarını taşıdığı için sevgi ve saygı duyulmuş

tazim gösterilmiştir.

557 Hikmet Tanyu, Ankara ve Çevresinde Adak ve Adak Yerleri, Ankara 1967, s. 83–84.

Page 129: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

122

SONUÇ

İnsanlık var olduğu günden bu yana sürekli olarak ağaç ve bitkilerle ilişki

içinde olagelmiş ve ağaçları diğer varlıklar içerisinde öne çıkarmıştır. Zaman

içerisinde dağ, taş, su, ateş gibi çeşitli varlıklara kutsallık atfedilmiş fakat bu

varlıklar içerisinde ağaç, ön planda olmuştur ve ağaç diğer bütün varlıklar

içerisinde kutsallığını her zaman koruyan en önemli sembol olmuştur. Çünkü o,

olduğu yerde kalıcıdır. Kökleriyle yere bağlıdır bu anlamda bir merkezdir. Kışın

yapraklarını döküp yazın tekrar canlanmasıyla dinamizmin ve ölümden sonra

dirilişin simgesi olmuştur. Ağaç, kendini sayısız biçimde yenileyen gerçekliğin

ifadesidir. Bu nedenle insanoğlu kendisi ve ağaç arasında bağ kurarak kendisini

ağaçla özdeşleştirmeye çalışmıştır.

Ağaç sembolizmi dünyanın hemen hemen her toplumunda kendini

göstermiştir. Dünya kültürlerindeki ağaç sembolizminin temelinde ‘Hayat Ağacı’

teması vardır. Hayat ağacına en eski çağlardan günümüze kadar dünyanın bütün

toplumlarında rastlanmıştır. Hayat ağacı, gençlik ve ölümsüzlük veren bir kavram

olarak Eski Mezopotamya, Avrupa ve Uzak Doğu medeniyetleri gibi birçok kadim

medeniyet tarafından bilinen bir kavramdır. Daha sonra Günümüzün büyük

dinlerinde de varlığını devam ettirmiş özellikle Yahudilik, Hıristiyanlık ve İslam’ın

kutsal kitaplarında yerini alarak özel bir terminolojiye sahip olmuştur. Bu dinlerde

Hayat ağacı, insanın yeryüzündeki kaderini belirleyen bir imtihan unsuru olmuştur.

Dünya kültürleri ağaçlarla ilgili sayısız mit ve efsane geliştirmişlerdir. Bu

mit ve efsaneler ağaç sembolizminin temeli olan hayat ağacı ve kozmik eksen

etrafında geliştirilmiştir. Örnekleri incelendiğimizde dünya kültürlerinin tamamında

hayat ağacı ile ilgili inanış ve uygulamaların paralellik gösterdiği dikkat çeker.

Örneğin Hayat ağacı yaratılışın kaynağıdır. İnsanlık hayat ağacından türemiştir. O,

cennet, dünya ve cehennem arasındaki bağlantıyı kuran dünyanın temel direğidir.

İnsanoğlu hem Tanrı ile hem de ölüler âlemi ile bu direk sayesinde iletişim

kurabilmiştir. O, Tanrı’nın yeryüzündeki sembolüdür, Evrenin bereketini sağlar,

yağmuru yağdırır, rüzgârı estirir, güneşin ortaya çıkmasını sağlar, evlerin

koruyucucusudur, hayvanların çoğalmasını sağlar, çocuğu olmayan kadınların

çocuğunun olmasını sağlar, hastalıklara şifa verir, kötü ruhları kovar, insanların

Page 130: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

123

kaderini belirler, hayat verir, canlılık ölümsüzlük, gençlik kaynağıdır, her türlü iyilik,

güzellik ve mutluluk ondan gelir.

Hayat ağacının maddi varlığından çok taşıdığı anlam ve temsil ettiği güç

önemlidir. Hayat ağacı olarak nitelenen ağaçlar gelişi güzel her ağaç değil;

genellikle tek başına duran, meyve vermeyen büyük ve ulu ağaçlar olmuştur.

Hayat ağacının cinsi toplumdan topluma değişmiştir. Örneğin bir kültürde meşe,

hayat ağacı olarak kabul edilirken başka bir kültürde çam, kayın veya elma ağacı

olmuştur. Dünya kültürlerine baktığımızda hayat ağacı olma vasfı genellikle çam

kayın, meşe gibi ağaçlara verilmiştir. Ayrıca hayat ağacına farklı toplumlar evren

ağacı, dünya ağacı, kozmik ağaç, sonsuzluk ağacı gibi adlar vermişlerdir. Hangi

isimle anılırsa anılsın bu ağaçların temelinde hayat ağacı bulunur ve hepsi de

hayat ağacının özelliklerini taşırlar.

Geçmişin ilkel insanı için ağaç çok önemlidir. Onun günlük ve dini

hayatında vazgeçilmez bir unsurdur. Günümüz modern dünyasında ise artık ağaç

dini anlamından uzaklaşarak maddi varlığıyla dikkat çekmeye başlamıştır. Fakat

hala modern insan için ağaç tanrıyı hatırlatan önemli bir simge olmaya devam

etmektedir. Bugün dünya kültürlerine baktığımızda ağaçlarla ilgili uygulamaların

birçoğunun hala devam ettiğini görmek mümkündür. Mezarların ağaçların altına

yapılması veya mezar bulunan bir yer ağaç dikilmesi, bir çocuk doğduğunda onun

adına bir ağaç dikilip ağaçla beraber büyüyeceğine inanılması, ağaçlarla ilgili

bayramların kutlanması bu inanışın devam ettiğinin örnekleridir. Özellikle Türk

toplumunda hayat ağacına bez bağlama, çivi çakma, etrafında mumlar yakma,

takdis etme gibi uygulamalar hala devam etmektedir. İnsanlar, hayat ağacının

yağmur yağdırma, evlenme, hastalıklara şifa bulma, iş bulma gibi konularda

yardımı olacağını düşünmekte ve ondan şifa beklemektedirler. Bütün bu

uygulamalar insanların zihinlerinde hayat ağacı inancının hala canlı bir şekilde var

olduğunu göstermektedir.

Hayat ağacı günümüzde de günlük hayatta, edebiyatta, sanatta ve birçok

alanda dünya kültürlerinin en çok sevdiği ve kullandığı sembol olmaya devam

etmektedir. Günümüzde zeytin dalı barışın sembolüdür. Eski zafer sembolü defne

ve meşe yaprakları, zeytin dalı gibi inanışlar hala canlılığını koruyarak başlarda

Page 131: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

124

taşınmakta, toplantı salonlarında, paralarda, flamalarda, bayraklarda, halı ve kilim

desenleri üzerinde yer almaya devam etmektedir.

Sonuç olarak hayat ağacı insanlık tarihinin çeşitli dönemlerinde en fazla

kullanılan simgesel bir tema olmuştur. Birbirleriyle ilişkisizmiş gibi görünen, dilleri,

kültürleri, yaşadıkları coğrafyalar tamamen farklı olan birçok toplumun ortak

paydası hayat ağacı olmuştur.

Page 132: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

125

BİBLİYOGRAFYA

• Altıntaş, Ayten, “Eski Türk Kültüründe Hayat Ağacı ve Ölümsüzlük Otu”,

Türk Dünyası Araştırmaları, sayı 51, İstanbul 1987.

• Arık, Durmuş, Hıristiyanlaştırılan Türkler (Çuvaşlar), Ankara 2005.

• Arık, Durmuş, Azerbaycan Türklerinin Dini Tarihi ve Halk İnanışları,

Ankara, 2005.

• Ateş, Mehmet, Mitolojiler ve Semboller Ana Tanrı ve Doğurganlık

Sembolleri, İstanbul 2000.

• Aydemir, Abdullah, İslami Kaynaklara Göre Peygamberler, Ankara

2005.

• Aydemir, Abdullah, Tefsirde İsrailiyyat, Ankara 1979.

• Aydın, Mehmet, Dinler Tarihine Giriş, Konya 2002.

• Belli, Oktay, “Urartularda Hayat Ağacı İnancı”, Anadolu Araştırmaları,

sayı VIII, İstanbul 1982.

• Besalel, Yusuf, Yahudilik Ansiklopedisi, c. 1, İstanbul 2001.

• Besalel, Yusuf, Yahudilik Ansiklopedisi, c. 3, İstanbul 2002.

• Bolay, Süleyman Hayri, “Âdem”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam

Ansiklopedisi, c.I, İstanbul 1988.

• Bonnefoy, Yves, “Antik Dünya ve Geleneksel Toplumlarda Dinler ve

Mitolojiler Sözlüğü” c.I, Ankara 2000.

• Borgeaud, Philippe, Karşılaşma Karşılaştırma Dinler Tarihi

Araştırmaları (Çev. Mehmet Emin Özcan), Ankara 1999.

• Bulut, Halil İbrahim, “Mucize”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam

Ansiklopedisi, c. 30, İstanbul 2005.

• Campbell, Joseph, Batı Mitoloji, Tanrının Maskeleri, Ankara 1992.

• Campbell, Joseph, Doğu Mitolojisi, Tanrının Maskeleri (Çev. Kudret

Emiroğlu), Ankara 1992.

• Canan, İbrahim, “Hadis Ansiklopedisi Kütüb-i Sitte”, c.14, İstanbul (yıl

yok).

• Çevik, Nevzat, “Hayat Ağacının Urartu Kült ve Törenlerindeki Yeri ve

Page 133: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

126

Önemi” Anadolu Araştırmaları XV (Ayrı Basım), İstanbul 1999.

• Çoruhlu, Yaşar, Türk Mitolojisinin ABC’si, İstanbul 1999.

• Çoruhlu, Yaşar, Türk Mitolojisinin Ana Hatları, İstanbul 2002.

• Demirci, Kürşat, “Kutsiyet” Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi,

C.26, Ankara 2002.

• Durkheim, Emile, Dini Hayatın İlkel Biçimleri, İstanbul 2005.

• Gül, Durali, “Hıristiyanlıkta Asli Günah Üzerine Bir Araştırma“,

(Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), Ankara 2002.

• Elmalı, Hüseyin-Dumlu Ömer, Kur’an-ı Kerim’in Türkçe Anlamı, İzmir

2001.

• Eliade, Mircea, Dinler Tarihine Giriş, İstanbul 2003.

• Eliade, Mircea, Dinsel İnançlar ve Düşünceler Tarihi, C.I, II ve III,

İstanbul 2003.

• Eliade, Mircea, Kutsal ve Din Dışı, (Çev. Mehmet Ali Kılıçbay), Ankara,

1991.

• Eliade, Mircea, İmgeler ve Simgeler, (Çev. Mehmet Ali Kılıçbay),

Ankara 1992.

• Eliade, Mircea, Şamanizm, (Çev. İsmet Birkan), Ankara 2006.

• Epstein, Perle, Kabala Musevi Mistiklerinin Yolu, (Çev. Nusret

Karayazgan-Şiyma Barkın), İstanbul 1993.

• Erdem, Mustafa, “Hıristiyanlıkta Vaftiz Anlayışı Üzerine Bir Araştırma”

(Ayrı Basım), Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, c. XXXIV,

Ankara 1993.

• Erdem, Mustafa, İlk İnsan Hz. Âdem, Ankara 2003.

• Ergun, Pervin, Türk Kültüründe Ağaç Kültü, Ankara, 2004.

• Esin, Emel, “Ötüken Yış(Türk Sanatında Ağaçlı Dağ Hakkında Notlar)”,

Atsız Armağanı, İstanbul 1976.

• Frazer, Sir James George, Altındal Büyü ve Din Üzerine Bir Çalışma

(Çev. Mehmet H. Doğan), İstanbul 2004.

• Frese, Pamela R. and Gray, S.J.M., “Trees”, The Ancylopedia of

Religion, New York, 1987.

Page 134: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

127

• Güç, Ahmet, “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık Anlayışı” Dinler Tarihi

Araştırmaları I, Ankara 1998.

• Gündüz, Şinasi, Din ve İnanç Sözlüğü, Ankara 1998.

• Hamilton, Edith, Mitologia (Çev. Ülkü Tamer), İstanbul 1994.

• Hançerlioğlu, Orhan, Dünya İnançları Sözlüğü, İstanbul 2000.

• Harman, Ömer Faruk, “Havva”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam

Ansiklopedisi, c. 16, İstanbul 1997.

• Hooke, S.H., Ortadoğu Mitolojisi, Ankara 1991.

• Işık, Hidayet, “Dini Kökeni Açısından Noel ve Yılbaşı”, Selçuk

Üniverstesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 7, Konya, 1997.

• İnan, Abdülkadir, Eski Türk Dini Tarihi, İstanbul, 1976.

• İnan, Abdülkadir, Tarihte ve Bugün Şamanizm, Ankara 1995.

• İnan, Abdülkadir, “Türk Folklorunda Simurg ve Geruda” Makaleler ve

İncelemeler I, Ankara 1987.

• Kitab-ı Mukaddes, Eski ve Yeni Ahit, İstanbul 1997.

• Kroner, Samuel Noah, Sümer Mitolojisi, İstanbul 2002.

• Meydan Larousse, c.7, İstanbul 1969.

• Ocak, Ahmet Yaşar, Bektaşi Menakıpnamelerinde İslam Öncesi İnanç

Motifleri, İstanbul 1983.

• Ögel Bahaeddin, Türk Mitolojisi I, Ankara 1993.

• Ögel Bahaeddin, Türk Mitolojisi II, İstanbul 1995.

• Ögel, Bahaeddin, “ Uygurların Menşe Efsanesi” DTCF Dergisi, VI(12),

Ankara, 1943.

• Öney, Gönül, “Anadolu Selçuklu Sanatında Hayat Ağacı Motifi”,

Belleten, c. XXXII, sayı 125–128, Ankara 1968.

• Öney, Gönül, “Artuklu Devrinden Bir Hayat Ağacı Kabartması

Hakkında”, Vakıflar Dergisi, sayı VII, İstanbul 1968.

• Er-Razi, Fahruddin, “Tefsir-i Kebir Mefatihu’l-Gayb, (çev. Suat Yıldırım,

Lütfullah Cebeci, Sadık Kılıç, Sadık Doğru), c.13, Ankara 1999.

• Sarıkçıoğlu, Ekrem, Başlangıçtan Günümüze Dinler Tarihi, Isparta,

2002.

Page 135: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

128

• Sarıkçıoğlu, Ekrem, Din Fenomenolojisi, Isparta 2002.

• Schimmel, Annamarie, Dinler Tarihine Giriş, Ankara, 1955.

• Sharpe, Eric J., Dinler Tarihinde 50 Anahtar Kavram (Çev. Doç. Dr.

Ahmet Güç), Bursa, 2000.

• Şakiroğlu, Mahmut H., “Haç”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam

Ansiklopedisi, c. 14, İstanbul 1996.

• Şenay, Bülent, ‘Noel’, T. D. V. İ.A. ,c. 33, İstanbul 2007.

• Ebu Cafer Muhammed b. Cerir et-Taberi, Taberi Tefsiri, İstanbul

• Tanyu, Hikmet, “Ağaç”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, c.1,

İstanbul, 1988.

• Tanyu, Hikmet, Ankara ve Çevresinde Adak ve Adak Yerleri, Ankara

1967.

• Tanyu, Hikmet, Dinler Tarihi Araştırmaları, Ankara 1973.

• Tanyu, Hikmet, İslamlıktan Önce Türklerde Tek Tanrı İnancı, Ankara

1980.

• Tanyu, Hikmet, “Türkler’de Ağaçla İlgili İnançlar”, Türk Folkloru

Araştırmaları Yıllığı, Ankara 1976.

• Topaloğlu, Bekir, “İslam’da Ağaç”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam

Ansiklopedisi, c.1, İstanbul, 1988.

• Turan, Abdülbaki, “Tuba”, Şamil İslam Ansiklopedisi, c. 6, İstanbul, (yıl

yok).

• Tümer, Günay, “Asli Günah”, T.D.V. İ. A. , c. 3, İstanbul 1991.

• Tümer, Günay-Küçük Abdurrahman, Dinler Tarihi, Ankara 1988.

• Türk Ansiklopedisi, c. XXXI, Ankara 1982.

• Türk Dil Kurumu, Türkçe Sözlük, c. II, Ankara 1988.

• Yahudilik’te Kavram ve Değerler Dinsel Bayramlar-Dinsel Kavramlar-

Dinsel Gereçler, İstanbul 1996, (Yazar Adı Yok)

• Yakıt, İsmail, “Kur’an’da Hz. Âdem”, Süleyman Demirel Üniversitesi

İlahiyat Fakültesi dergisi Kuruluşunun 700. Yılında Osmanlı Özel

Sayısı, sayı 6, Isparta 1999.

• Yazır, Elmalılı M. Hamdi, Hak Dini Kuran Dili, c. 1,İstanbul ( yıl yok).

Page 136: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

129

• Yeşilyaprak, Fatih,”Aziz Augustinus ve Asli Günah Anlayışı”,(

Basılmamış yüksek Lisans Tezi), Ankara 2004.

• Yılmaztürk, Fatma Büşra, Mircea Eliade’nin Kutsal Anlayışı

(Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), Ankara 2003.

• Yitik, Ali İhsan, Hint Kökenli Dinlerde Karma İnancının Tenasüh

İnancıyla İlişkisi, İstanbul 1996.

• Zebidi, Zeynü’d-din Ahmed b. Ahmed b. Abdi’l-Latif, Sahih-i Buhari

Muhtasarı Tecrid-i Sarih Tercemesi ve Şerhi (çev. Kamil Miras), c.7,

Ankara 1974.

İNTERNET KAYNAKLARI

• http:/ aleviyol.com/yolalevi/content/view/998/30/ , 09.11.2006

• http:/www.alevibektasi.org/tonarlı.htm , 05.08. 2007

• http:/aleviforum.com/showpost?p=383920&postcount=1 , 05.08.2007

• http://www.bayat.bel.tr/kilim1_files/hayat%20agacı.jpg , 13. 04. 2008

• http://www.beyazdogu.com/res/image/Cifte%20Minare.jpg. ,14.04.2008

• http.//www.beyazdogu.com/res/image/2%20Yakutiye%20.%20H.%20A

ğaci.jpg ,14. 04.2008.

• http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=33574, 14.04.2008.

• http://www.divriğiozlem.com/camii/image067.jpg ,13.04.2008.

• http://www.dunyadinleri.com/druidler.htm, 17. 05. 2007.

• http://ekolojikyasam.com/ekolojikyasamportali/ekogaleri/upload/cevre/h

arthornut.jpg ,13.04.2008.

• http://www.gaygaye.com/populerbilimwiking.htm , 05. 01. 2007.

• http:/www.hbektas.gazi.Edu.tr/portal/html/modules.php?, 09. 07.2007.

• http://www.hunturk.net/forum/rsm/saman-davulu-uzerindeki-resimler-

1195997952.jpg ,14.04.2008.

• http://img1.blogcu.com/images/c/e/y/ceylandogusgen/axis.jpg

,13.04.2008

• http://sargon.blogcu.com/Yasasın_1_Mayıs_yada_Kutsal_Ağaç/,

29. 01. 2007.

Page 137: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

130

• http://sanattasarim.iku.edu.tr/KENTOMETRE/kayın.html ,14.04.2008.

• http://www.sevivon.com/show_perasa.asp?id=519, 27.05.2007.

• http:/www.thy.com/tr-TR/skylife/archive/tr/2001_10/konu1.htm

,03.08.2007.

• http://www.tulumba.com.tr/mmTULUMBA/images/H0432000M6P81_25

0.jpg ,13. 04.2008.

• http://turkoloji.cu.edu.tr/HALIL%20EDEBIYAT ,06.12. 2006

• http://www.uslanmam.com/yahudilik/93946-bet-amikdas.html,

10.04.2008.

• http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/c/c0/Shamans_Drum.jp

g , 14.04.2008.

Page 138: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

131

Resim1: Üç Kozmik Âlemi Bağlayan Kozmik Ağaç

(http://img1.blogcu.com/images/c/e/y/ceylandogusgen/axis.jpg, 13.04.2008)

Resim 2: Mısır Tanrıçası Hathor, Hayat Ağacına Çıkmış ve Bir Ölünün Ruhuna Yiyecek ve İçecek

Sunuyor.(http://ekolojikyasam.com/ekolojikyasamportali/ekogaleri/upload/cevre/harthornut.jpg.

13.04.2008)

Page 139: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

132

Resim 3:Şaman Davulunda Hayat Ağacı Motifi

(http://www.hunturk.net/forum/rsm/saman-davulu-uzerindeki-resimler-1195997952.jpg, 14.04.2008)

Resim 4: Şaman Davulunda Hayat Ağacı Motifi

(http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/c/c0/Shamans_Drum.jpg, 14.04.2008)

Page 140: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

133

Resim 5: Divriği Ulu Camii Portalinde Hayat Ağacı Motifi

(http://www.divriğiozlem.com/camii/image067.jpg, 13.04.2008)

Page 141: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

134

Resim 6: Erzurum Çiftte Minareli Medrese’de Hayat Ağacı Motifi

(http://www.beyazdogu.com/res/image/Cifte%20Minare.jpg. 14.04.2008)

Resim 7: Yakutiye Medresesi Hayat Ağacı Motifi

(http.//www.beyazdogu.com/res/image/2%20Yakutiye%20.%20H.%20Ağaci.jpg, 14.04.2008)

Page 142: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

135

Resim 8: Kubadabad Sarayı Çinilerinde Hayat Ağacı Motifi (Doç. Dr. Abdülkadir Dündar’ın

Arşivinden-Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi)

Resim 9: Kubadabad Sarayı Çinilerinde Hayat ağacı Motifi (Doç. Dr. Abdülkadir Dündar’ın

Arşivinden-Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi)

Page 143: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

136

Resim 10: Hayat Ağacı Motifli Çini Tabak

(http://www.tulumba.com.tr/mmTULUMBA/images/H0432000M6P81_250.jpg, 13.04.2008)

Resim 11: Hayat Ağacı Motifli Kilim

(http://www.bayat.bel.tr/kilim1_files/hayat%20agacı.jpg, 13.04.2008)

Page 144: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

ÖZET

Öztekin, Selma, Dinlerde Hayat Ağacı , Yüksek Lisans Tezi, Danışman: Prof. Dr.

Baki Adam, 142 s.

Hayat ağacı, dünya kültürlerinin yaygın sembollerinden biridir ve hayat ağacı

hakkında sayısız mit ve efsane geliştirilmiştir.

Hayat ağacı bir çok mucizeyi gerçekleştir. O üç kozmik alem arasında bağlantıyı

sağlar. O ölümsüzlük ve gençlik için bir kaynaktır. O evler için berekettir ve saadet

kaynağıdır. O hastalıklar için bir şifa ve çocuğu olmayan kadınlara çocuk sahibi olmak için

bir umuttur. O bir imtihan unsuru olarak insanların kaderini belirler. Her çeşit iyilik, güzellik

ve saadet ondan gelir fakat ona ulaşmak çok zordur. Ona ulaşabilen kimse ölümsüzlüğü elde

eder.

Bu çalışma giriş bölümü ve üç bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünde kutsal

kavramı incelenmiştir.

Birinci bölümde ağaçlara atfedilen kutsallık ve bu kutsallığın sebepleri, hayat

ağacının sembolik anlamları ve fonksiyonları incelenmiştir.

İkinci bölümde eski dinlerde hayat ağacının algılanışı, hayat ağacı ile ilişkili değişik

inançlar, uygulamalar, mitler ve efsaneler konu edilmiştir.

Üçüncü bölümde Yahudilik, Hıristiyanlık ve Müslümanlıkta hayat ağacı ve bu ağacın

insanlar üzerindeki etkileri belirtilmiştir.

Page 145: T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/30349/228198.pdfBu mit ve inançlar genel olarak hayat ağacı ve kozmik eksen etrafında ... “Dinlerde Kutsal ve Kutsallık

ABSTRACT

Öztekin, Selma, Tree of Life in Religions, Master’s Thesis, Advisor: Prof. Dr. Baki

Adam, 142 p.

Tree of Life is one of the common religious symbols of the world’s cultures and

countless myths and legends have been developed about tree of life.

The tree of life realizes a lot of miracles. It provides connections between tree cosmic

universes. It is a source for the immortality and youthfulness. It is abundance for houses and

a source of felicity. It is a cure for illnesses and a hope for infertile women to have a child. It

determines people’s destinies as a component of the examination. All kinds of goodness,

beauty and felicity come from it but reaching the tree of life is very hard. If one is able to

reach it that gets the immortality.

This study consists of introduction and three sections. In the introduction section, the

concept of holy is examined.

In the first section, holiness attributed to trees and the reasons for this holiness,

symbolic meanings and functions of the tree of life are examined.

The perception of the tree of life in ancient religions, various believes, exercises,

myths and legends related to the tree of life are treated in the second section.

In the third section, the tree of life in Judaism, Christianity and Islam and effects of

this tree on people are emphasized.