taksİs h‣m s m ‣‣ s‣s t sa‣‣ ‣‣ s‣s ‣m s‣s‣ ‣‣ s‣s eİs ... ·...

68
Cilt 56 ‣ Sayı 3 ‣ Mayıs / Haziran 2018 TÜRKİYE İŞVEREN SENDİKALARI KONFEDERASYONU YAYIN ORGANIDIR İKİ AYDA BİR YAYIMLANIR işveren ULUSLARARASI RAPORLAR ve TÜRKİYE KARŞILAŞTIRMASI SEKTÖREL GELİŞMELER KİŞİSEL GELİŞİM HABERLER KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK CEO-LIFE KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI Prof. Dr. Faruk Bilir Cumhur Sinan Özdemir Rıza Eroğlu YATIRIM-YABANCI SERMAYE Ali Fuat Taşkesenlioğlu Dr. M. Yurdal Şahin Nezih Barut Tuncay Özilhan

Upload: others

Post on 24-Jun-2020

5 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: TAKSİS H‣M S M ‣‣ S‣S T SA‣‣ ‣‣ S‣S ‣M S‣S‣ ‣‣ S‣S EİS ... · 2019-02-20 · entegre değer zincirleri sayesinde imalat sürecinin %120 artacağı,

TÜRKİYE AĞAÇ VE KAĞIT SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (TAKSİS) • TÜRK AĞIR SANAYİİ VE HİZMET SEKTÖRÜ KAMU İŞVERENLERİ SENDİKASI (TÜHİS) • TÜRKİYE CAM, ÇİMENTO VE TOPRAK SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI ÇİMENTO ENDÜSTRİSİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (ÇEİS) • TÜRKİYE DERİ SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI • TÜRKİYE GIDA SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (TÜGİS) • İLAÇ ENDÜSTRİSİ İŞVERENLER SENDİKASI (İEİS) • TÜRKİYE İNŞAAT SANAYİCİLERİ İŞVEREN SENDİKASI (İNTES) • KAMU İŞLETMELERİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (KAMU-İŞ) • TÜRKİYE KİMYA, PETROL, LASTİK VE PLASTİK SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (KİPLAS) • MAHALLİ İDARELER KAMU İŞVEREN SENDİKASI (MİKSEN) • MAHALLİ İDARELER İŞVERENLERİ SENDİKASI (MİS) • TÜRKİYE METAL SANAYİCİLERİ SENDİKASI (MESS) • PETROL ÜRÜNLERİ İŞVERENLER SENDİKASI (PÜİS) • TÜRKİYE SAĞLIK ENDÜSTRİSİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (SEİS) • TÜRKİYE SELÜLOZ, KAĞIT VE AĞAÇ MAMÜLLERİ SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (KASİSEN) • TÜRKİYE ŞEKER SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI • TÜRKİYE TEKSTİL SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI • TÜRKİYE TOPRAK, SERAMİK, ÇİMENTO VE CAM SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI • YEREL YÖNETİMLER KAMU İŞVERENLERİ SENDİKASI (YERELSEN)TÜRKİYE AĞAÇ VE KAĞIT SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (TAKSİS) • TÜRK AĞIR SANAYİİ VE HİZMET SEKTÖRÜ KAMU İŞVERENLERİ SENDİKASI (TÜHİS) • TÜRKİYE CAM, ÇİMENTO VE TOPRAK SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI ÇİMENTO ENDÜSTRİSİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (ÇEİS) • TÜRKİYE DERİ SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI • TÜRKİYE GIDA SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (TÜGİS) • İLAÇ ENDÜSTRİSİ İŞVERENLER SENDİKASI (İEİS) • TÜRKİYE İNŞAAT SANAYİCİLERİ İŞVEREN SENDİKASI (İNTES) • KAMU İŞLETMELERİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (KAMU-İŞ) • TÜRKİYE KİMYA, PETROL, LASTİK VE PLASTİK SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (KİPLAS) • MAHALLİ İDARELER KAMU İŞVEREN SENDİKASI (MİKSEN) • MAHALLİ İDARELER İŞVERENLERİ SENDİKASI (MİS) • TÜRKİYE METAL SANAYİCİLERİ SENDİKASI (MESS) • PETROL ÜRÜNLERİ İŞVERENLER SENDİKASI (PÜİS) • TÜRKİYE SAĞLIK ENDÜSTRİSİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (SEİS) • TÜRKİYE SELÜLOZ, KAĞIT VE AĞAÇ MAMÜLLERİ SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (KASİSEN) • TÜRKİYE ŞEKER SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI • TÜRKİYE TEKSTİL SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI • TÜRKİYE TOPRAK, SERAMİK, ÇİMENTO VE CAM SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI • YEREL YÖNETİMLER KAMU İŞVERENLERİ SENDİKASI (YERELSEN) TÜRKİYE AĞAÇ VE KAĞIT SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (TAKSİS) • TÜRK AĞIR SANAYİİ VE HİZMET SEKTÖRÜ KAMU İŞVERENLERİ SENDİKASI (TÜHİS) • TÜRKİYE CAM, ÇİMENTO VE TOPRAK SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI ÇİMENTO ENDÜSTRİSİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (ÇEİS) • TÜRKİYE DERİ SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI • TÜRKİYE GIDA SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (TÜGİS) • İLAÇ ENDÜSTRİSİ İŞVERENLER SENDİKASI (İEİS) • TÜRKİYE İNŞAAT SANAYİCİLERİ İŞVEREN SENDİKASI (İNTES) • KAMU İŞLETMELERİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (KAMU-İŞ) • TÜRKİYE KİMYA, PETROL, LASTİK VE PLASTİK SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (KİPLAS) • MAHALLİ İDARELER KAMU İŞVEREN SENDİKASI (MİKSEN) • MAHALLİ İDARELER İŞVERENLERİ SENDİKASI (MİS) • TÜRKİYE METAL SANAYİCİLERİ SENDİKASI (MESS) • PETROL ÜRÜNLERİ İŞVERENLER SENDİKASI (PÜİS) • TÜRKİYE SAĞLIK ENDÜSTRİSİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (SEİS) • TÜRKİYE SELÜLOZ, KAĞIT VE AĞAÇ MAMÜLLERİ SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (KASİSEN) • TÜRKİYE ŞEKER SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI • TÜRKİYE TEKSTİL SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI • TÜRKİYE TOPRAK, SERAMİK, ÇİMENTO VE CAM SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI • YEREL YÖNETİMLER KAMU İŞVERENLERİ SENDİKASI (YERELSEN) TÜRKİYE AĞAÇ VE KAĞIT SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (TAKSİS) • TÜRK AĞIR SANAYİİ VE HİZMET SEKTÖRÜ KAMU İŞVERENLERİ SENDİKASI (TÜHİS) • TÜRKİYE CAM, ÇİMENTO VE TOPRAK SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI ÇİMENTO ENDÜSTRİSİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (ÇEİS) • TÜRKİYE DERİ SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI • TÜRKİYE GIDA SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (TÜGİS) • İLAÇ ENDÜSTRİSİ İŞVERENLER SENDİKASI (İEİS) • TÜRKİYE İNŞAAT SANAYİCİLERİ İŞVEREN SENDİKASI (İNTES) • KAMU İŞLETMELERİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (KAMU-İŞ) • TÜRKİYE KİMYA, PETROL, LASTİK VE PLASTİK SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (KİPLAS) • MAHALLİ İDARELER KAMU İŞVEREN SENDİKASI (MİKSEN) • MAHALLİ İDARELER İŞVERENLERİ SENDİKASI (MİS)

Adres: Reşat Nuri Caddesi No:108, 06540 Çankaya/AnkaraTelefon: (0312) 439 77 17 • Faks: (0312) 439 75 92Web: www.tisk.org.tr • E-posta: [email protected]

Cilt 56 ‣ Sayı 3 ‣ Mayıs / Haziran 2018TÜRKİYE İŞVEREN SENDİKALARI KONFEDERASYONU YAYIN ORGANIDIR

İKİ AYDA BİR YAYIMLANIR

işveren

ULUSLARARASI RAPORLAR ve TÜRKİYE KARŞILAŞTIRMASI

SEKTÖREL GELİŞMELER

KİŞİSEL GELİŞİM

HABERLER

KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK

CEO-LIFE

KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASIProf. Dr. Faruk BilirCumhur Sinan ÖzdemirRıza Eroğlu

YATIRIM-YABANCI SERMAYEAli Fuat TaşkesenlioğluDr. M. Yurdal ŞahinNezih BarutTuncay Özilhan

Page 2: TAKSİS H‣M S M ‣‣ S‣S T SA‣‣ ‣‣ S‣S ‣M S‣S‣ ‣‣ S‣S EİS ... · 2019-02-20 · entegre değer zincirleri sayesinde imalat sürecinin %120 artacağı,
Page 3: TAKSİS H‣M S M ‣‣ S‣S T SA‣‣ ‣‣ S‣S ‣M S‣S‣ ‣‣ S‣S EİS ... · 2019-02-20 · entegre değer zincirleri sayesinde imalat sürecinin %120 artacağı,

Değerli Okuyucularımız;

İŞVEREN dergimizin bu sayısında “Yatırım-Yabancı

Sermaye” ve “Kişisel Verilerin Korunması” konularını

ele alıyoruz.

Bu sayıdaki dosya konularımızdan olan yatırım ve yabancı

sermaye ile ilgili olarak; Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı

Ali Fuat Taşkesenlioğlu, yabancı sermayenin bir ülkeye

giriş biçimlerini detaylı olarak ele alarak her bir yöntemin

getirilerini ve götürülerini açıklamıştır.

Ekonomi Bakanlığı Teşvik Uygulamaları ve Yabancı

Sermaye Genel Müdür Vekili Dr. Mehmet Yurdal Şahin

ise yazısında, uluslararası doğrudan yatırımları ve bu tür

yatırımları Ülkemize çeken nedenlere değinmiştir.

İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası Yönetim Kurulu

Başkanı Nezih Barut ise sektörel bir perspektifle kaleme

aldığı yazısında Türkiye ilaç endüstrisinde yatırımların son

durumu ile ilgili bilgilere yer vermiştir.

Anadolu Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan,

doğrudan yabancı yatırımı etkileyen faktörleri geniş bir

perspektif ile yorumlayarak Ülkemizin bu tür yatırımlarda

yeniden bir cazibe merkezi haline gelebilmesi için gerekli

olan adımlara değinmiştir.

Diğer dosya konumuz olan kişisel verilerin korunması

konusunda; Kişisel Verileri Koruma Kurumu Başkanı Prof.

Dr. Faruk Bilir, Kişisel Verileri Koruma Kanunu’nun ortaya

çıkışını, gelişimini ve kapsamını detaylı olarak açıklamıştır.

İş Başmüfettişi olan Cumhur Sinan Özdemir ise, Kişisel

Verilerin Korunması Kanunu’nun işletme uygulamalarına ve

İş Sözleşmelerine etkileri ile işletmelerin bu alanda dikkat

etmesi gereken hususları ele almıştır.

PwC Türkiye Hukuk Departmanında Kıdemli Müdür

olarak görev yapan Rıza Eroğlu yazısında, Kişisel Verilerin

Korunması Kanunu’nun kapsamını ele alarak özellikle

çalışma hayatına olan yansımalarını açıklamıştır.

Farklı gündem konularını, sektörel gelişmeleri, uluslararası

araştırmaları İŞVEREN’in bu sayısında da bulacaksınız.

İŞVEREN’in keyifle okunan “CEOLIFE” bölümünde ise TİSK

Yürütme Komitesi ve Yönetim Kurulu Üyesi Rıza Kutlu

IŞIK röportajını ve “Kişisel Gelişim” köşesinde Ahmet Şerif

İzgören’in Yetenek başlıklı yazısını beğenilerinize sunuyoruz.

Gelecek sayıda buluşmak üzere….

BU SAYIMIZDA

1

Page 4: TAKSİS H‣M S M ‣‣ S‣S T SA‣‣ ‣‣ S‣S ‣M S‣S‣ ‣‣ S‣S EİS ... · 2019-02-20 · entegre değer zincirleri sayesinde imalat sürecinin %120 artacağı,

Kudret ÖNEN Türkiye İşveren Sendikaları

Konfederasyonu Adına İmtiyaz Sahibi

Av. Zekeriya Ulaş YILDIZ Sorumlu Yazı İşleri Müdürü

Akansel KOÇ Editör

İdare Yeri Reşat Nuri Cad. No: 108 06540

Çankaya - ANKARA Tel: (312) 439 77 17 /Pbx

Faks: (312) 439 75 92

Web: www.tisk.org.tr E-posta: [email protected]

Dergide yayınlanan bütün yazılar kaynak adı gösterilerek

iktibas edilebilir.

Dergide yayınlanan yazılar yazarların kişisel görüşüdür, Konfederasyonu bağlamaz.

İŞVEREN BASIN MESLEK İLKELERİNE

UYMAYA SÖZ VERMİŞTİR.

Baskı Tarihi Temmuz 2018

Grafik Tasarım www.medyatime.gen.tr

Mustafa Kemal Mahallesi 2141 Cadde No: 15/3

Çankaya Ankara Tel: +90 312 219 45 90

Baskı ve Cilt Dumat Ofset Matbaacılık

Şaşmaz / ANKARA Tel: (312) 278 82 00

Faks: (312) 278 82 30

ISSN: 1303-0418

Yayın Türü Yerel Süreli Yayın

işverenCilt 56 ‣ Sayı 3 ‣ Mayıs / Haziran 2018

4 �������� BAŞKAN’DAN Kudret ÖNEN

6 �������� EDİTÖR’DEN Akansel KOÇ

9 �������� YABANCI SERMAYELİ ŞİRKETLERİN ÜLKEMİZDEKİ YATIRIMLARINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER Ali Fuat TAŞKESENLİOĞLU

12 ����� YABANCI SERMAYE İÇİN TEŞVİKLER VE MALİYET UNSURLARI Dr. M. Yurdal ŞAHİN

15 ����� İLAÇ ENDÜSTRİSİ VE YATIRIMLAR Nezih BARUT

16 ����� YABANCI ŞİRKETLERİN ÜLKEMİZDEKİ YATIRIMLARINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER Tuncay ÖZİLHAN

19 ����� KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI KANUNU’NUN İŞ HAYATINA ETKİLERİ Prof. Dr. Faruk BİLİR

22 ����� KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI KANUNU’NUN İŞLETME UYGULAMALARINA VE İŞ SÖZLEŞMELERİNE ETKİLERİ İLE İŞLETMELERİN BU ALANDA DİKKAT ETMESİ GEREKEN HUSUSLAR Cumhur Sinan ÖZDEMİR

25 ����� KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI KANUNU VE ÇALIŞMA İLİŞKİLERİNE ETKİLERİ Rıza EROĞLU

28 ����� SEKTÖREL GELİŞMELER

33 ����� ULUSLARARASI RAPORLAR VE TÜRKİYE KARŞILAŞTIRMASI

43 ����� HABERLER

56 ����� KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK

58 ����� CEOLIFE

62 ����� KİŞİSEL GELİŞİM

İÇİNDEKİLER

Page 5: TAKSİS H‣M S M ‣‣ S‣S T SA‣‣ ‣‣ S‣S ‣M S‣S‣ ‣‣ S‣S EİS ... · 2019-02-20 · entegre değer zincirleri sayesinde imalat sürecinin %120 artacağı,

56

08

18

DOSYA: YATIRIM - YABANCI SERMAYE

AVRUPA İŞ DÜNYASI KONFEDERASYONU (BUSINESSEUROPE) BAŞKANLAR KONSEYİ TOPLANTISI BULGARİSTAN’DA YAPILDI

DOSYA: KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI

49

44ILO 107. ULUSLARARASI ÇALIŞMA KONFERANSI GERÇEKLEŞTİRİLDİ

KİŞİSEL GELİŞİM

48

62

47İŞ DÜNYASI “ÇALIŞMA HAYATI İSTİŞARE TOPLANTISI”NDA

BİR ARAYA GELDİ

TİSK KSS BÜYÜK ÖDÜLÜ KOÇ GRUBU’NUN OLDU

9. ULUSLARARASI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KONGRESİ GERÇEKLEŞTİRİLDİ

58CEO-LIFE | Rıza Kutlu Işık

İÇİNDEKİLER

Page 6: TAKSİS H‣M S M ‣‣ S‣S T SA‣‣ ‣‣ S‣S ‣M S‣S‣ ‣‣ S‣S EİS ... · 2019-02-20 · entegre değer zincirleri sayesinde imalat sürecinin %120 artacağı,

SANAYİ 4.0 ve ÇALIŞMA HAYATINA ETKİLERİ İlk olarak 2011 yılında Almanya’da düzenlenen Hannover Fuarı’nda dile getirilen “Sanayi 4.0” veya “Endüstri 4.0” kısaltmasıyla anılan Dördüncü Sanayi Devrimi, temel olarak akıllı makinelerin veya cihazların birbirleriyle entegre yapıda kendilerini ve üretim süreçlerini yönetebilmesi anlamına gelmektedir. Sanayi 4.0, küresel ekonomik dengeleri değiştirecek önemli bir gündem maddesi olarak çalışma hayatını da etkileyen bir gelişmedir.

Bu yeni süreç insan emeğinin az kullanıldığı, ancak en yüksek emek verimliliğinin elde edildiği, ileri derecede otomasyona dayalı üretim biçimlerine dayanmaktadır. Üç boyutlu yazıcılar, nesnelerin interneti, akıllı fabrikalar, siber-fiziksel sistemler, otonom robotlar, simülasyon, sistem entegrasyonu, bulut bilişim sistemi gibi uygulamalar, yeni kavram ve buluşlar Sanayi 4.0 için örnek olarak verilebilir.

Sanayi 4.0’ın çalışma hayatına getirdiği yenilikler ve önemli katkılar arasında daha inovatif, teknolojik ve akıllı ürünler üretmek, hammadde ve kaynak tüketimini minimuma indirgeyerek

verimliliği en üst seviyelere çıkarmak ve yeşil enerjiye geçilmesine olanak tanımak yer almaktadır. Bunlara ilave olarak, ürün-yaşam döngüsü kısalırken üretimdeki hata payının minimuma indirilmesini de sağlamaktadır. Çalışma hayatına etkileri bakımından ele alınacak olursa; iş sağlığı ve güvenliğinin robotize üretim ile daha iyi sağlandığı, robotların üretim sürecini hızlandırması sonucunda çalışma saatlerinin çok daha esnek hale getirilebildiği görülmektedir.

Avrupa Birliği’nin de gündeminde olan Sanayi 4.0’ın uluslararası alanda rekabet gücünü artıracağı yönünde projeksiyonlar mevcuttur. Bununla ilgili önemli sayısal veriler mevcut. Avrupa Parlemento’sunun 2015 yılında yayımladığı rapora göre; entegre değer zincirleri sayesinde imalat sürecinin %120 artacağı, üretilen malların piyasa sürümünün ise %70 oranlarında hız kazanacağıdır. Öte yandan, 2018 yılında sanayide 23 milyon robotun kullanılması beklenmektedir. Bu araştırmalar Avrupa Birliği ülkelerinin Sanayi 4.0’a verdiği önemin bir göstergesi olarak değerlendirilebilir.

Diğer adıyla dijital devrimin getireceği

Kudret ÖNENTİSK Yönetim Kurulu Başkanı

BAŞKAN’DAN

2018 yılında sanayide 23

milyon robotun kullanılması

beklenmektedir. Bu araştırmalar

Avrupa Birliği ülkelerinin

Sanayi 4.0’a verdiği önemin

bir göstergesi olarak

değerlendirilebilir.

4

Page 7: TAKSİS H‣M S M ‣‣ S‣S T SA‣‣ ‣‣ S‣S ‣M S‣S‣ ‣‣ S‣S EİS ... · 2019-02-20 · entegre değer zincirleri sayesinde imalat sürecinin %120 artacağı,

öncelikli faydalar verimlilik, yatırım, büyüme ve istihdam olarak sıralanabilir. Sanayi 4.0 karşısında Türkiye’nin durumunu ve ana faydalar üzerinden mevcut durumunu ele alacak olursak; Ülkemizde, Sanayi 4.0 süreci içerisinde olan dernekler, kurum ve kuruluşların raporlarında ortak olarak yayımlanan verilere göre; Sanayi 4.0’ın uygulanması halinde verimlilik artışının %5-15 arasında olması beklenmektedir. Fayda sağlayacağı bir diğer alan olan büyümede ise; küresel değer zincirlerine entegrasyon ve Sanayi 4.0 sayesinde oluşacak ekonomi sayesinde kazanılacak rekabet avantajının yıllık yaklaşık %3’e kadar ulaşabilecek bir büyüme artışına ivme kazandırması beklenmektedir. Konfederasyonumuzca 2016 yılında yayımlanan raporda; Sanayi 4.0 teknolojilerinin üretim sürecine dahil edilmesi için günümüz fiyatları ve ekonomik büyüklük baz alındığında 9-10 yıllık süreçte yaklaşık 10-15 milyar TL arası yatırım yapılması gerektiğini vurguladık.

İstihdam sürecinde ise büyüme hedeflerinin de gerçekleşeceği varsayımlarıyla, düşünülenin aksine toplam sanayide istihdam edilen işgücünün azalmayacağı, insanın yerini robotun almayacağı ancak çok daha nitelikli, eğitim ve gelir düzeyi yüksek bir işgücü yapısının oluşacağı öngörülmektedir.

Yeterli nitelik ve mesleki becerilerden yoksun olan bireylerin, özellikle gençlerin ve kadınların pek çok bakımdan işgücü piyasasına girişlerini kolaylaştıracak mekanizmalara ihtiyaçları vardır. Bu mekanizmaların geliştirilemediği ortamda istihdamda olan bu grupların neredeyse yarısı kayıt dışı sektörde çalışmak durumunda kalmaktadır.

Bir başka deyişle; Sanayi 4.0’ın bir ürünü olan yapay zekâ ile beraber birçok mesleğin kaybolması ve daha karmaşık mesleklere evrilmesi söz konusu olabilecektir.

Basit işler insan gücü yerine robotlar tarafından yapılırken, daha karmaşık işler için daha gelişmiş robotlar ve makinaların

tasarlanması gerekmektedir. Nihayetinde bu robotları ve makinaları karmaşık işleri yapmak amacıyla tasarlayacak olanlar yine bilim insanlarıdır. Bilim insanlığı, yapay zekâ veya en gelişmiş robot ve makinalar tarafından ikame edilemeyecek tek alandır.

Bundan yola çıkarak, hayat boyu öğrenme kavramının öneminin altını çizmek isterim. Hayat boyu öğrenme sayesinde sanayi 4.0’ın ürünü olan endüstriyel üretim alanlarında makine ve robotların kullanılması ile nitelikli iş gücünün geliştirilerek artırılması verimli ve girift bir mekanizma yaratacaktır. Aksi halde, sıradan işler ve vasıfsız çalışanların varlıklarını sürdürmeleri pek mümkün gözükmemektedir.

Ülkemiz de diğer ülkeler gibi , Sanayi 4.0 ya da dijital ekonomi olarak adlandırılan süreç için gerekli işgücü becerilerinin ve bu çerçevede eğitim politikalarının, dijital ekonominin ihtiyaçlarına hızla uyum sağlaması için yapılması gerekenleri tartışmakta, politikalar geliştirmektedir.

Dijital ekonomi, yeni bir işgücü piyasası ve çalışma düzeni yaratmakta olup, şu an mevcut iş ve mesleklerin ortadan kalkması ya da değişime uğraması, buna karşılık yeni mesleklerin doğması ve yeni istihdam fırsatları oluşması söz konusu olacaktır.

İşletmeler, yaratıcı, yenilikçi, disiplinler arası düşünebilen, bilişim becerilerine sahip, sorun çözme becerileri yüksek işgücüne ihtiyaç duymaktadırlar. Bu nedenle, eğitim-istihdam ilişkisinin güçlendirilmesi ve Türkiye’nin yüksek katma değerli mal ve hizmet üretme hedefine ulaşabilmesi için işgücü niteliğinin, bugünün ve yarının ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde geliştirilmesi büyük önem taşımaktadır.

Camiamızın en temel konularından biri rekabet gücüdür. Bu kapsamda, inovasyon teşvik mekanizmaları, her dönem ve her şartta etkin çalışan sürdürülebilir bir ekonomik politika haline getirilmelidir. Böylece, endüstriyel üretim yapan işletmeler ve firmaların uluslararası rekabet gücünü yükseltmek hedefimiz olmalıdır. Nitekim, Ülkemizin en üst

düzeyde bilim ve teknoloji politikalarının belirleyen Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu (BTYK)’nun 2016 yılında gerçekleştirdiği toplantı ile devletin Sanayi 4.0’ın yenilikçi teknolojilerini edinmesine ilişkin politikalarını ve bakış açısını genel hatlarıyla ortaya koymuştur. Bu girişimleri Camiamızın yararına ve ülke ekonomimizin gelişmesi adına hazırlanmış yenilikçi, iyi niyetli adımlar olarak memnuniyetle karşılamakla birlikte, emekleme döneminde olan bu politikaların devletin ve özel sektörün eşgüdümü içinde; faaliyete geçirilmesi gerektiğini düşünüyoruz.

Sanayi 4.0 konusunda diğer ülkeler ile rekabet edebilmek için inovasyon ve sanayi 4.0 için hazırlanan teşvik politikalarının yukarıda vurguladığım gibi hükümetlerin değil devletin sürdürülebilir uzun vadeli bir politika olarak içselleştirilmesi gerekmektedir. Gelişmiş ülkelere baktığımızda, söz konusu ülkeler Sanayi 4.0’ın sunduğu otomasyon ve dolayısıyla işgücü maliyetleri ile üretim maliyetlerini düşürmeyi ve verimliliklerini artırmayı hedeflemektedir. Türkiye, bu pastadan payını mutlaka almalıdır.

Ülkemizde tanıtılmasından bu yana yakından takip ettiğimiz Sanayi 4.0’ın gelişmelerine yönelik her platformda vurguladığımız; özellikle mesleki ve teknik eğitimin öneminin daha çok tanıtılması ve yaygınlaştırılması, mühendislik, matematik, bilim ve teknoloji (STEM) alanında daha nitelikli öğrenciler yetiştirilmesi, yeni iş modelleri ve işlerin oluşması nedeniyle insan kaynaklarının sürece uyumunun sağlanması için işgücünde esneklik ve sosyal diyalog mekanizmalarının güçlendirilmesi, önerilerimiz arasında ivedilikle ele alınması gerekenler olduğunu bir kez daha altını çizmek isterim.

Son olarak, Türkiye’nin orta gelir tuzağından çıkabilmesi ve küresel rekabetin koşullarını yakalayıp gerisinde kalmaması için ihtiyacı olan yüksek katma değerli üretim ve bu ürünlerin uluslararası pazarlarda sunulması ancak Sanayi 4.0’ı benimsemesi ve uygulanması ile mümkündür.

5

BAŞKAN’DAN

Page 8: TAKSİS H‣M S M ‣‣ S‣S T SA‣‣ ‣‣ S‣S ‣M S‣S‣ ‣‣ S‣S EİS ... · 2019-02-20 · entegre değer zincirleri sayesinde imalat sürecinin %120 artacağı,

Ülkemiz son yıllarda pek çok alanda, en fazla da ekonomi alanında, uygulamaya konulan yapısal reformlara sahne oldu. Bu reformlar sayısız fırsatı da beraberinde getirdi. Ayrıca stratejik konumu ve önemi de düşünüldüğünde Türkiye, yabancı sermaye için kaçırılmayacak bir potansiyel teşkil eder hale geldi.

Bölgesinde baş rol oynayan Ülkemiz, 2001 krizinin etkilerini dünyaya kıyasla daha az kayıpla atlatmış, sonrasında yaşadığı değişimler ve gelişmelerle daha dinamik ve dünya ile daha fazla bütünleşen bir yapıya bürünmüştür. Bu sayede yabancı sermayeyi ülkemize çekmek ve yatırımlarını artırmak noktasında önemli bir yol kat etmiş durumdayız.

Yabancı sermayenin ülkeye girişini artırmak amacıyla pek çok teşvik uygulaması ve mevzuat açısından yatırımı kolaylaştırıcı uygulamalar hayata geçirildi. Bu uygulamalar hazırlanırken hedefe yönelik olması, yatırım kriterlerinin iyileştirilmesine odaklanılması, yabancı yatırımların sürdürülebilirliği noktasında önem arz ediyor. Çünkü yatırım çok boyutlu düşünülmesi gereken bir alandır. Bir ülkeye yapılan yatırımlar basit bir şirket kurulumundan ziyade o firmanın kullandığı teknolojiyi, işletmecilik bilgisini ve gelişmiş

işgücü profilini beraberinde getirerek hem ekonomik hem de sosyal kalkınmaya katkı sağlıyor aslında.

Bilindiği gibi bir ülkeye yapılan uzun vadeli, kalıcı yatırımlar literatürde “Uluslararası Doğrudan Yatırımlar (UDY)” olarak adlandırılıyor. Bu tür yatırımların sağladığı direkt ve dolaylı katkılar Ülkemizde uzun vadede kalıcı etkiler yaratarak ekonomik kalkınmada, büyümede, uluslararası alanda, rekabet gücünde, iş yaşamında verimlilik artışında, yeni üretim stratejilerinde, istihdamda ve işgücünün niteliğini artırmak noktasında kaldıraç görevi görebiliyor. Hatta bu zincirin son halkasında, kayıtlı ve izlenebilir olması nedeniyle kayıtlı ekonominin gelişmesine de katkı sağlıyor.

Yatırımların ekonomik katkıları arasında en önemlilerinden biri şüphesiz ki istihdama sağladığı katkıdır. Çünkü yabancı sermaye; ülkeye getirdiği yeni iş yapma biçimi, yönetim tarzı, teknolojisi düşünüldüğünde bunları karşılayacak nitelikte personel istihdam etmek isteyecektir. Dolayısıyla istihdam oranını artırmakla kalmayıp, istihdam edilen personelin beceri ve yetkinliklerini de artırmaktadır.

Yapılan araştırmalar, uluslararası sermayeli şirketlerin kadın istihdamını artırdığına yönelik

Akansel KOÇTİSK Genel Sekreteri

EDİTÖR’DEN

YABANCI SERMAYE VE ÜLKEMİZİN DURUMU

Yatırımların ekonomik katkıları

arasında en önemlilerinden biri

şüphesiz ki istihdama sağladığı

katkıdır. Çünkü yabancı sermaye;

ülkeye getirdiği yeni iş yapma

biçimi, yönetim tarzı, teknolojisi

düşünüldüğünde bunları karşılayacak

nitelikte personel istihdam etmek

isteyecektir. Dolayısıyla istihdam

oranını artırmakla kalmayıp, istihdam

edilen personelin beceri ve

yetkinliklerini de artırmaktadır.

6

Page 9: TAKSİS H‣M S M ‣‣ S‣S T SA‣‣ ‣‣ S‣S ‣M S‣S‣ ‣‣ S‣S EİS ... · 2019-02-20 · entegre değer zincirleri sayesinde imalat sürecinin %120 artacağı,

sonuçlar ortaya koymaktadır. 2010 yılında yabancı bir araştırmacı tarafından hazırlanan “Working Knowledge” isimli raporda yayımlanan verilere göre kendi ülkesinin işgücü piyasasında temsil edilmeyen kadınları istihdam etmenin global şirketlerin uluslararası iştiraklerinde yaygınlaşan bir trend haline geldiği açıkça ifade edilmiştir.

Uluslararası yatırımlar aslında iki yönlü olarak gerçekleşiyor. Bunlardan birisi Ülkemizin yurt dışına yaptığı yatırımlardır. Türkiye, dış yatırımlarını komşu ülkeler başta olmak üzere geniş bir yelpazeye yaymaya başlamıştır. Ülkemizde yurt dışı yatırımı olan firmalarla yapılan DEİK tarafından yapılan araştırma kapsamında uygulanan anket çalışması neticesinde; Polonya, Macaristan ve Romanya gibi Doğu Avrupa ülkelerinin Türkiye’ den özellikle imalat sektöründe önemli oranda yatırımcı çektiği sonucuna ulaşılmıştır. 2017 yılında, Türk yatırımcıların yaptığı yatırımlarda en büyük payın Afrika Ülkelerine ait olduğu da vurgulanmıştır. Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD) verilerine bakıldığında da uluslararası doğrudan yatırımlarda dünya çapında en çok yatırım alan ülke olarak ise ABD karşımıza çıkıyor.

Yatırımların diğer yönü ise yabancı sermayeli şirketlerin Ülkemize yaptığı doğrudan yatırımlardır. Bu tür yatırımlar, direkt katkılarının yanı sıra bütüncül açıdan ele alındığında, sürdürülebilir kalkınma açısından büyük oranda katma değer sağlamakta ve potansiyel arz etmektedir. Bu nedenle daha fazla yatırım çekmek için yatırım ortamının iyileştirilmesi üzerine yoğunlaşmak gerekiyor. Bu bağlamda yatırım ortamının iyileştirilmesi noktasında, genç nüfus, coğrafi konum, sağlanan devlet destekleri, özel sektörün girişimci ruhu, kazançlı ihracat fırsatları gibi Ülkemizin güçlü olduğu yönlerin ön plana çıkarılmasının önemli olduğunu düşünüyoruz.

Bir ülkeye yabancı sermayeyi çekme/iş yapma kolaylığı noktasında

değerlendirilen çeşitli endeksler vardır. Dünya Bankası tarafından düzenli olarak hazırlanan “Doing Business” raporunda Ülkemiz, 2018 yılında genel sıralamada 190 ülke arasında 60. sırada geliyor. Türkiye, sözleşmelerin uygulanması, kredi temini, sınır ötesi ticaret, elektrik temini gibi endekslerde üst sıralarda yer alıyor. Buna karşın inşaat izinleri, vergi ödemeleri, iflas sorunlarının çözülmesi gibi alanlarda sıralamadaki yerimiz ortalamanın altında görünüyor ve gelişme kaydetmemiz gerektiği sinyalini veriyor.

Uluslararası doğrudan yatırımlar kapsamında Ekonomi Bakanlığı verilerine göre Türkiye profiline baktığımızda; özellikle 2013 yılından bu yana artış gösteren ülkemizdeki uluslararası sermayeli şirketlerin sayısı, 2018 yılı Ocak-Şubat döneminde kurulan 1.295 adet uluslararası sermayeli şirket ve şube ile birlikte 60.280 rakamına ulaşmıştır. 1954-2018 (Şubat) yılları arasında kurulan uluslararası sermayeli şirketleri gösteren bu rakam içinde toptan ve perakende ticaret sektörü 22.973 şirkete ev sahipliği yaparak ilk sırayı almaktadır. Öte yandan başta Coca Cola, Microsoft, Intel ve Unilever olmak üzere çok sayıdaki dev şirket Türkiye ofislerini bölgesel merkez yapmıştır.

Merkez Bankası tarafından yayınlanan rakamlara bakıldığında ise 2018 yılı Ocak-Şubat dönemi verilerine göre; Ülkemize 342 milyon ABD Doları AB ülkeleri kaynaklı olmak üzere toplamda 617 milyon ABD Doları doğrudan yatırım girişi olmuştur. AB ülkeleri tarafından yapılan yatırımlarında Hollanda 158 milyon ABD Doları ile ilk sırayı alıyor. Dolayısıyla bu da gösteriyor ki, büyümede AB Ülkelerinin payını göz ardı edemeyiz.

YASED tarafından yayımlanan bir raporda; son 10 yılın ortalama olarak UDY ve GSYH büyüme oranları değerlendirildiğinde ülkemize yapılan UDY’nin, 2009-2018 yılları arasında öngörülen sıfırdan yapılan yeni yatırımlarla gelmesi beklenen katkısıyla, 2018 yılı GSYH ’sının %12,2’sini oluşturması beklendiği belirtilmiş.

Yatırımlar, büyüme hızını etkileyen önemli bir faktör olarak karşımıza çıkıyor. Büyüme oranlarına bakıldığında TÜİK verilerine göre 2016 yılında %3,2 iken 2017 yılında ise bu oranın iki katından daha fazla bir ivme kazanıldığını ve %7,4 oranında büyüme hızı yakaladığımızı görüyoruz. Bu büyümenin sürdürülebilir olması için üretimin ne kadar önemli olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu nedenle sanayi sektörüne yapılacak yatırımlar çok daha fazla önem arz ediyor. Merkez Bankası verilerine bakıldığında 2018 yılı Ocak-Şubat döneminde ülkemize giren 617 milyon ABD Dolarının 175 milyonu imalat sektörüne yapılmış. Toplam yatırımın yaklaşık dörtte biri kadar yatırım alabilen imalat sektörünün daha fazla gelişmeye ihtiyacı olduğu açık.

Sanayi sektörümüzün; yüksek katma değer üretebilen, geleceğin ekonomisinde taleplere cevap verebilen, sürdürülebilir rekabet gücüne ulaşmış bir hale gelmesi için yapısal bir dönüşüme ihtiyacı olduğunu görmek ve bu dönüşüm sağlandığı ölçüde yatırımların da artacağını tahmin etmek zor değil.

Yatırım ortamlarının iyileştirilmesi adına atılacak her adım kritik öneme sahiptir. Bugüne kadar yapılan iyileştirmelerin katkısı kuşkusuz rakamlardan da anlaşılmaktadır. Ancak gerek jeopolitik önemi gerek nüfus bakımından avantajları düşünüldüğünde Ülkemizin yatırımcı çekme potansiyelini yeterince kullanamadığı da bir gerçektir. Nitekim, uluslararası ölçekte A.T. Kearney tarafından hazırlanan “Yabancı Doğrudan Yatırım Güven Endeksi” raporunda en fazla yatırımcı çeken ülkeler arasında, İtalya, İspanya, Portekiz gibi ülkelerin yer aldığı ilk 25 ülke arasında değiliz. Bunun yanı sıra, iş yapma kolaylığı endeksine baktığımızda da Letonya’ nın 19.sırada, Polonya’ nın 27. sırada yer aldığı listede Türkiye 60. sırada yer alıyor.

2000’li yılların başından bu yana yatırım alanında gerçekleşen gerek hukuki gerek ekonomik atılımların hız kesmeden, küresel rekabet gücümüzü artıracak şekilde devam etmesi temennisi ile…

7

EDİTÖR’DEN

Page 10: TAKSİS H‣M S M ‣‣ S‣S T SA‣‣ ‣‣ S‣S ‣M S‣S‣ ‣‣ S‣S EİS ... · 2019-02-20 · entegre değer zincirleri sayesinde imalat sürecinin %120 artacağı,

YATIRIM - YABANCI SERMAYE

D O S Y A

Page 11: TAKSİS H‣M S M ‣‣ S‣S T SA‣‣ ‣‣ S‣S ‣M S‣S‣ ‣‣ S‣S EİS ... · 2019-02-20 · entegre değer zincirleri sayesinde imalat sürecinin %120 artacağı,

Ekonomik kalkınma milli gelirden yatırıma ayrılan payın büyüklüğüne bağlıdır. Bu pay ne kadar büyükse ekonomik kalkınma da o kadar hızlı olur. Yatımların ana kaynağı ise tasarruflardır. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde, yabancı sermaye yetersiz kalan yurtiçi tasarrufların eksikliğinin tamamlanmasında önemli rol üstlenmektedir. Yabancı sermaye temel olarak, ülkeye ya sermaye piyasalarında menkul değerlere yatırım –sıcak para- girişi olarak ya da mal veya hizmet üretimi, gayrimenkul alımı için doğrudan sermaye yatırımı olarak gelmektedir. Yurt dışında yerleşik yatırımcıların doğrudan yatırımları ve portföy yatırımları yatırım yapılan ülkelerin ekonomik büyümeleri ve kalkınmaları için büyük önem taşımaktadır.

Doğrudan yatırımlarda yabancı sermaye, bu çoğunlukla çokuluslu bir şirket olmakta, bir şirketin yönetim yetkisini elde etmekte, uzun vadeli yatırım yapmakta, teknoloji ve know-how getirmektedir. Dolayısıyla, doğrudan

yatırımlar istihdam, ekonomik büyüme, ödemeler dengesi, ihracat, enflasyon gibi birçok ekonomik göstergeyi etkilemektedir. Daha kısa vadeli karaktere sahip portföy yatırımlarında ise sadece para girişi olmaktadır.

Yabancı sermaye akışını etkileyen en önemli unsur yasal düzenlemeler ve vergi politikalarıdır. Ülkemizde yabancı sermaye akımları önünde hiçbir engel olmadığı gibi, yatırım ortamının iyileştirilmesi ve ülkemizin yatırımcılar açısından cazip kılınması için sürekli çaba sarf edilmektedir.

Gerek doğrudan sermaye gerekse portföy yatırımlarını etkileyen faktörlerin başında ekonomik ve siyasal istikrar gelmektedir. Jeopolitik riskler ve küresel ekonomik ve siyasi gelişmeler, ekonomik ve siyasi istikrarı, yatırımcıların risk alma istekliliğini etkilediği gibi yatırımların bileşimini de etkilemektedir. İstikrarsız ortamlarda, doğrudan yatırımcının sanayi yatırımını nakde çevirmesi çok kolay olmamakta yüksek riskle karşılaşmaktadır. Portföy

Yabancı Sermayeli Şirketlerin Ülkemizdeki Yatırımlarını Etkileyen Faktörler

Ali Fuat TAŞKESENLİOĞLUSermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı

Jeopolitik riskler ve küresel ekonomik ve siyasi gelişmeler, ekonomik ve siyasi istikrarı, yatırımcıların risk alma istekliliğini etkilediği gibi yatırımların bileşimini de etkilemektedir.

9

YATIRIM - YABANCI SERMAYE

Page 12: TAKSİS H‣M S M ‣‣ S‣S T SA‣‣ ‣‣ S‣S ‣M S‣S‣ ‣‣ S‣S EİS ... · 2019-02-20 · entegre değer zincirleri sayesinde imalat sürecinin %120 artacağı,

yatırımlarının ülkeyi terk etmesi daha kolay olmakla birlikte, bu iki yatırımcı tipi de karşılaşacakları riskleri en aza indirgemek için istikrarlı ortamları tercih etmektedir.

Ekonomik ve siyasi istikrarın yanı sıra, iyi işleyen bir sermaye piyasası portföy yatırımları için olduğu kadar, doğrudan yatırım yapan yabancı sermaye için de önem taşımaktadır. Birleşme ve çağrı yoluyla ortaklık paylarının toplanması gibi uluslararası normlara uygun mevzuatımızın ve kurumsal yönetim ilkelerimizin olması, uluslararası muhasebe standartlarının uygulanması ve hisse senetlerinin işlem gördüğü güçlü bir borsaya sahip olmamız, özellikle halka açık çokuluslu şirketlerin doğrudan sermaye yatırımı yapmalarını kolaylaştırdığı gibi, çıkarken karşılaşacakları zorlukları da bertaraf etmektedir.

Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Örgütü (UNCTAD) tarafından yayımlanan 2018 yılı Dünya Yatırım Raporu’na1göre küresel doğrudan yabancı yatırımları 2017 yılında %23’lük bir düşüşle 2016 yılındaki 1,87 trilyon dolardan 1,43 trilyon dolar düzeyine düşmüştür. Bu düşüşteki en önemli etken, küresel ölçekteki satın alma ve birleşmelerde meydana gelen %22’lik düşüştür. 2018 yılında söz konusu tutarın bir miktar artması beklenmektedir. Diğer taraftan UNCTAD, bu düşüşün büyük oranda küresel ölçekteki getirilerdeki düşüşten (2012 yılındaki %8,1’den 2017 yılında %6,7’ye), ticaretteki artan korumacılık politikaları ile birlikte ABD’deki vergi düzenlemelerinden etkilendiği değerlendirmesini yapmaktadır. Doğrudan yabancı yatırımlar %39’luk payla gelişmekte olan ülkelerin dış finansman kaynaklarından en önemlisidir. 2017 yılında, gittiği ülkenin sermaye stokunu artıran, teknoloji getiren ve işgücü yaratan yeşil alan yatırımlarında önemli azalma görülmektedir. Küresel olarak doğrudan yatırımlardaki yavaşlama, yabancı banka kredileri ve portföy

1 http://unctad.org/en/PublicationsLibrary/wir2018_en.pdf

yatırımları ile telafi edilmektedir.

Ülkemiz açısından bakıldığında, net doğrudan sermaye yatırımı girişi 2016 yılında 6,9 milyar dolar olurken, 2017 yılında 5,6 milyar dolara düşmüştür2. Tabi burada, 2017 yılında uluslararası doğrudan sermaye yatırımı girişlerinin gelişmiş ülkelere doğru aktığını da unutmamak gerekir. Jeopolitik riskler ve gelişen ekonomilere yönelik risk iştahının azalması bu tablonun ortaya çıkmasında önemli unsurlardır. İçinde bulunduğumuz bölgede artan göçlerin ve yabancıların mülk edinmesinin kolaylaştırılmasının da etkisiyle, doğrudan yatırımların önemli bir bileşeni olan gayrimenkul yatırımları artma eğilimini sürdürmektedir. 2017 yılında Türkiye’ye yapılan 10,9 milyar dolarlık doğrudan yatırımların, 5,6 milyar dolarını net doğrudan sermaye girişleri, 717 milyon dolarını diğer sermaye ve 4,6 milyar dolarlık kısmını ise yurtdışında yerleşik kişilerin gayrimenkul alımları oluşturmuştur.

Ülkemizde 2017 yılında doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının sektörel dağılımında önem sırasına göre öne çıkan sektörler: finans sektörü, ulaştırma ve haberleşme sektörü, elektrik, gaz ve su, inşaat sektörü ile toptan ve parekende ticaret sektörleridir. 2017 yılında toplam sermaye girişlerinin %64’ünü oluşturan hizmetler sektörü, girişlerin en fazla olduğu sektör olmuştur. Hizmetler sektörünü, % 35.6 pay ile sanayi sektörü takip etmiştir. Hizmetler sektöründe ise en çok yatırımı finans ve sigortacılık sektörü almıştır.

Deloitte’un 2017 Yılı Birleşme ve Satın Almalar Raporu’na3 göre, Türkiye’de uluslararası yatırımcılar 5,5 milyar dolarlık birleşme ve satın alma gerçekleştirmişlerdir. Bu tutar 2016 yılındaki 3,5 milyar dolara göre %45 artış göstermektedir. Küresel eğilimler paralelinde, doğrudan sermaye yatırımlarının daha çok birleşme ve satın alma şeklinde olması yabancı

2 https://www.ekonomi.gov.tr/portal/content/conn/UCM/uuid/dDocName:EK-2597083 https://www2.deloitte.com/tr/tr/pages/mergers-and-acquisitions/articles/annual-turkish-ma-2017.html

Ekonomik ve siyasi istikrarın yanı sıra, iyi işleyen bir sermaye piyasası portföy yatırımları için olduğu kadar, doğrudan yatırım yapan yabancı sermaye için de önem taşımaktadır.

10

YATIRIM - YABANCI SERMAYE

Page 13: TAKSİS H‣M S M ‣‣ S‣S T SA‣‣ ‣‣ S‣S ‣M S‣S‣ ‣‣ S‣S EİS ... · 2019-02-20 · entegre değer zincirleri sayesinde imalat sürecinin %120 artacağı,

yatırımcıların önceliğinin piyasalara hızlı ve kolay girilmesi olduğunu göstermektedir. Özelleştirmelerde Türk yatırımcılar aktif olmakla birlikte, özelleştirmeler yatırımcılar tarafından devletin ekonomideki ağırlığının azalmasıyla serbest piyasanın işleyişinin ve rekabetin sağlanmasının göstergesi olarak algılanmaktadır.

Ticarette dışa açıklık ve piyasa hacmi ile doğrudan yabancı sermaye yatırımları arasında pozitif yönlü bir ilişki olması beklenir. Uluslararası yatırımcılar için en iyi alternatif büyük bir pazara sahip ülkelerdir. Yatırım yapılacak ülkede ölçek ekonomisinden ve kaynakların etkin kullanımından yararlanabilmek için pazar büyüklüğü önem kazanmaktadır. Pazar büyüklüğünü dikkate alarak yatırım yapan doğrudan yabancı sermaye için döviz kurlarında istikrar önemli bir beklenti olmaktadır. Döviz kurlarındaki değişiklik tüketicilerin satın alma gücünü değiştirerek yerel piyasaya dönük doğrudan yabancı sermaye girişini etkilemektedir. Aynı şekilde, üretim faktörlerinin maliyetini etkileyerek yabancı sermayenin hem karlılığını hem de ülke seçimlerini belirlemektedir. Doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının ekonomik belirleyicileri arasında en sık dile getirilen işgücü maliyetleridir. Ucuz işgücünün doğrudan yabancı sermaye yatırımları için çekici olduğu savı, artık üretimin otomasyon ve robot ağırlıklı bir yapıya kayması ile çok geçerli olmamaktadır.

Faiz oranı ve döviz kuru seviyeleri doğrudan sermaye yatırımlarının yanı sıra özellikle portföy yatırımlarının temel belirleyicilerinden olmaktadır. Bireysel ve kurumsal yabancı yatırımcıların portföy yatırımları özellikle girişim sermayesi ve başlangıç yatırımları açısından önem taşımaktadır.

Yabancı yatırımcıların yatırım kararlarını etkileyen önemli unsurlardan biri de kredi derecelendirme kuruluşlarının verdiği ülke notları olmaktadır. Ülke değerlendirmesi yapılırken, derecelendirme kurumları çeşitli risk parametreleri kullanmaktadır. Temel

olarak; ekonomik ve politik risk göz önünde bulundurulmaktadır. Düşük kredi notuna sahip ülkeler yüksek risk algısı taşıdığından, uluslararası piyasalardan fon temininde zorlanmaktadır. Sadece kamu değil, özel sektör de borçlanmada ve yabancı ortak bulmada dolaylı olarak etkilenmektedir.

Uluslararası portföy yatırımlarının görünümüne bakıldığında, Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF) verilerine4 göre; 2017 yılında gelişmekte olan ülkelere 401 milyar dolarlık portföy yatırımı yapılmıştır. 2018 yılı ilk çeyreğinde portföy yatırımlarının bir önceki döneme göre yarı yarıya düştüğü görülmektedir. IIF tahminlerine göre 2018 yılında gelişmekte olan ülkelere portföy yatırımlarının %13’lük düşüşle 351 milyar dolar olması beklenmektedir. Söz konusu düşüşte ABD faizlerindeki artış, doların güçlenmesi ve ticarette korumacılık politikalarındaki artışla birlikte artan jeopolitik risklerin etkili olacağı düşünülmektedir. Diğer taraftan, IIF bu yılın sonunda gelişmekte olan ülkeler arasında en fazla sermaye girişinin Türkiye’ye gerçekleşmesini beklemektedir. Diğer gelişmekte olan ülkelerden pozitif ayrışan Türkiye’ye geçen yıl 39,1 milyar dolarlık sermaye girişi yaşanırken, yılsonunda bu rakamın 51,3 milyar dolara ulaşacağı öngörülmektedir. Türkiye’ye gelen sermaye girişlerine bakıldığında, hâlihazırda yılın ilk 4 ayında 25,8 milyar dolarlık sermaye girişi gerçekleştiği tahmin edilmektedir. Ülkemizde yabancı yatırımcılar tercihlerini uzun vadeli kıymetlerden yana kullanarak, devlet iç borçlanma senetleri stokunun %20 civarında bir kısmını ve BİST şirketlerinde sermayenin halka açık bölümünde %25’e yakın bir payı ellerinde tutmaktadır.

Bu çerçevede, değişken küresel faktörler geleceğe yönelik öngörüde bulunmayı zorlaştırmaktadır. Ticari korumacılığın küresel ticaret savaşlarına dönüşme riski, küresel büyümeyi ve

4 https://www.iif.com/publication/capital-flows-emerging-markets-report/may-2018-capital-flows-emerging-markets

sermaye akımlarını baskı altında tutma riski taşımaktadır. ABD’nin Trans Pacific Partnership’den çekilmesi ile başlayan ticari korumacılığa dönüş şeklindeki tutumu ve başta AB ülkeleri ile Çin olmak üzere ABD’nin korumacılığına karşı diğer ülkelerin misillemeye gitmeleri önümüzdeki dönemde uluslararası doğrudan sermaye yatırımları üzerinde aşağı yönlü bir baskı unsuru oluşturma olasılığı taşımaktadır.

Ülkemiz açısından bir değerlendirme yapıldığında, ülkemizin doğrudan yatırımlarda ön plana çıkmasında, ekonomik ve siyasi performansı, nüfusu, coğrafi ve lojistik konumu ve geniş pazar olanakları, hizmet sektörünün gelişmiş olması gibi dinamikler etkili olmaktadır.

Yabancı yatırımlarının ülkemize çekilmesinde, özellikle çokuluslu, borsada işlem gören şirketlerin yatırım kararlarında güvenilir, şeffaf, etkin, istikrarlı ve rekabetçi sermaye piyasaları kritik rol oynamaktadır. Borsalar, kurumsal yatırımcılar ve piyasa düzenlemeleri yabancı yatırımlarında temel belirleyicilerden olmaktadır.

Ayrıca, ülkemize yabancı sermayenin çekilebilmesi ve yatırım ortamının iyileştirilmesinin süreklilik arz etmesi için yapısal reformların devamı ile yatırım ve iş yapma şartlarımızda sürdürülebilir bir iyileştirme sağlanması önem arz etmektedir. Uluslararası rekabette bir adım öne geçmemiz ve gelişen piyasalar arasında yabancı sermaye yatırımlarını çekmede öne çıkmaya devam edebilmemiz için; KOBİ’lerin küresel değer zincirine katılmasının sağlanması, nitelikli insan kaynağının artırılmasına yönelik eğitim çalışmalarına ağırlık verilmesi, üretim odaklı bir ekonomi politikası ve istihdam stratejisinin geliştirilmesi, sanayide dijital dönüşümün hızlandırılması, iş yapış süreçlerinin kolaylaştırılması ve bürokrasinin azaltılması, vergi mevzuatının gözden geçirilmesi, yüksek katma değerli rekabetçi ürünleri hedefleyen bir üretim kapasitesinin oluşturulması gerekmektedir.

11

YATIRIM - YABANCI SERMAYE

Page 14: TAKSİS H‣M S M ‣‣ S‣S T SA‣‣ ‣‣ S‣S ‣M S‣S‣ ‣‣ S‣S EİS ... · 2019-02-20 · entegre değer zincirleri sayesinde imalat sürecinin %120 artacağı,

Uluslararası Doğrudan Yatırımlar (UDY), Türkiye’nin de dâhil olduğu Yükselen Piyasa Ekonomileri (YPE) ve Gelişmekte Olan Ülkeler (GOÜ) açısından temel büyüme hedeflerine ulaşmada kullanılan etkin bir enstrümandır. UDY’nin bu özelliği, gittiği ülkeye beraberinde götürdüğü know-how, AR-GE, güncel üretim ve yönetim teknikleri, kalifiye işgücü, teknolojik yenilikler, pazarlama stratejileri, küresel piyasalara erişim olanakları ve yarattığı yeni istihdamdan kaynaklanmaktadır.

1980 sonrası dönemde küresel ölçekte finansal serbestleşmenin bir safhası olarak gerçekleşen sermaye hareketleri serbestisi ile birlikte UDY’nin yukarıda sayılan avantajlarından yararlanabilmek amacıyla, ev sahibi ülkeler gerekli yasal düzenlemeleri ve altyapı yatırımlarını hızla gerçekleştirmişlerdir. Bu bağlamda UDY çekebilmek amacıyla gerekli hukuki güvenceleri uluslararası yatırımcılara veren GOÜ’ler, bu güvencelerin yanı sıra yatırımcıları cezbedecek teşvik tedbirlerini de sıklıkla devreye sokmuşlardır.

Bu kapsamda karşılıklı bir kazan-kazan ilişkisi ortaya çıkmakta ve taraflar avantajlarını sürdürebildikleri süre boyunca bu ilişkiyi devam ettirmektedirler. Bu süreçte uluslararası yatırımcılar üretim döngülerinin bir döneminde, maliyet avantajı dolayısıyla yüksek kar marjları elde edebildikleri gelişmekte olan ülkelerde faaliyetlerini sürdürmektedirler. Öte yandan ekonomik büyüme, cari işlemler dengesi, istihdam vb. makroekonomik hedeflerine ulaşmak saiki ile GOÜ ekonomileri de dışa açık ekonomi politikaları/rejimleri uygulayarak ülkelerine akan UDY miktarını arttırmaya çalışmakta ve küresel finans sistemine adaptasyonlarını güçlendirmektedirler. Böylece hedeflenen büyüme oranlarının yakalanmasına katkı sunulmakta, ilave istihdam yaratılabilmekte ve ihtiyaç duyulan dövize erişim sağlanabilmektedir.

Bilindiği üzere UDY hareketleri, GOÜ’lerin sahip oldukları, ancak sermaye ve teknoloji noksanlıkları nedeniyle çıkartıp işlemekte sorunlar yaşadıkları doğal kaynakları çıkarmak ve işlemek, kendi ülkesinde bulabileceğinden

Yabancı Sermaye için Teşvikler ve Maliyet Unsurları

Dr. M. Yurdal ŞAHİNEkonomi BakanlığıTeşvik Uygulamaları ve Yabancı Sermaye Genel Müdür Vekili

Ekonomik büyüme, cari işlemler dengesi, istihdam vb. makroekonomik hedeflerine ulaşmak saiki ile GOÜ ekonomileri de dışa açık ekonomi politikaları/rejimleri uygulayarak ülkelerine akan UDY miktarını arttırmaya çalışmakta ve küresel finans sistemine adaptasyonlarını güçlendirmektedirler.

12

YATIRIM - YABANCI SERMAYE

Page 15: TAKSİS H‣M S M ‣‣ S‣S T SA‣‣ ‣‣ S‣S ‣M S‣S‣ ‣‣ S‣S EİS ... · 2019-02-20 · entegre değer zincirleri sayesinde imalat sürecinin %120 artacağı,

daha etkin üretim faktörleri bulmak, yeni pazar arayışlarına yanıt bulmak ve düşük maliyet ile yüksek verimlilik elde edebileceği pazarlara erişmek amacıyla hareket eden uluslararası yatırımcıların faaliyetlerinden kaynaklanmaktadır. Ülkemiz UDY bağlamında bahsi geçen son üç yatırım faaliyetine dayalı olarak uluslararası yatırımcıların önem atfettiği bir piyasa ekonomisidir.

Yabancı Sermayeyi Türkiye’ye Çeken NedenlerDünyanın en büyük ekonomilerinin yer aldığı G20’de 2016 yılında 16. sırada yer alan Türkiye, UDY bağlamında ön plana çıkan pazarlardan bir tanesidir. Gerek ulaşım, enerji ve teknoloji altyapısı gerekse sahip olduğu insan kaynağı potansiyeli bakımından, yatırımcılar açısından cazip koşullara sahip bir ekonomi görünümü çizmektedir. Türkiye ekonomisinin son yıllarda gerçekleştirdiği atılımların işgücü piyasası kapsamında ve bilhassa beyaz yakalı işgücü özelinde ön plana çıkan bir özelliği, bu kesimde iyi eğitim görmüş bir orta ve üst yönetici sınıfının teşekkül etmiş olmasıdır. Bunun yanı sıra kalifiye olmayan mavi yakalı işgücünün eğitime yatkın yapısı ve genç işgücü potansiyeli de işgücünün bir diğer rekabetçi avantajını işaret etmektedir. Tabii ki yeni iş fırsatları kovalayan, piyasaları takip eden ve girişimcilik yanı baskın bir yerli sermaye sınıfının varlığı da unutulmamalıdır.

Balkanlar, Ön Asya ve Ortadoğu üçgeninde yer alan Türkiye, gerek siyasi, gerekse iktisadi bağlamda stratejik önemi haiz bir jeopolitik konuma sahip bulunmaktadır. Bunlara ilaveten Karadeniz ile Akdeniz arasındaki tek geçiş ülkesi olması, Akdeniz ticaret yollarına ve Avrupa-Asya hava koridorlarına hâkim bir konumda bulunması da coğrafi bağlamda ülkemize rekabetçi avantaj sağlayan önemli özellikleri arasında yer almaktadır. Bu özellikleri sayesinde Türkiye komşu pazarlara erişimde kolaylık sağlayan bir yatırım üssüdür.

Bunlara ilave olarak, Türkiye dünyanın en liberal yabancı yatırım mevzuatlarından

birine sahiptir. Bu kapsamda, 2003 yılında çıkarılan 4875 sayılı Kanun’la uluslararası doğrudan yatırımlar için getirilen “ulusal muamele” prensibi ile milliyeti ne olursa olsun tüm uluslararası yatırımcılar için yerli yatırımcılarla eşit muamele prensibi uygulanmaya başlanmıştır. Başka bir ifade ile Türkiye’de şirketi bulunan ve üretim yapan tüm yatırımcılar ülkemiz nezdinde Türk yatırımcısı olarak kabul görmektedir.

Yasal mevzuat konusunda sergilenen bu yaklaşımla Türkiye, sağladığı haklar ve koruma standartları bakımından birçok gelişmiş ülke ekonomisinin de ilerisinde bir yatırım serbestisini uygulamaya koyarak, uluslararası yatırımcılara atfettiği değeri ve önemi net bir şekilde ortaya koymuştur.

UDY konusunda ülkemizi ön plana çıkaran ve cazip kılan bir diğer husus ise “Yatırım Ortamı İyileştirme” çalışmalarıdır. Türkiye’de yatırım ortamını iyileştirme çalışmaları, 2001 yılından bu yana Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu (YOİKK) bünyesinde yürütülmektedir. Yatırımlarla ilgili düzenlemeleri rasyonel hale getirmek, yatırım ortamının rekabet gücünü artıracak gerekli düzenlemeleri tespit ederek politika önerileri geliştirmek ve işletme dönemi de dâhil olmak üzere yatırımın her safhasında, ulusal ve uluslararası yatırımcıların karşılaştığı idari engellere çözüm üretmek amacını taşıyan YOİKK’in yapısı, ekonominin değişen yapısı ve özel sektörün önerileri doğrultusunda 2012, 2014 ve 2016 yıllarında yeniden yapılandırılmıştır.

2016 yılında eylem planı çerçevesinde yürütülen çalışmalar doğrultusunda başta Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun olmak üzere Bilirkişilik Kanunu, Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu, Yatırımların Proje Bazında Desteklenmesine Daire Kanun, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu ve Uluslararası İşgücü Kanunu gibi birçok yasal düzenleme hayata geçirilmiştir.

UDY konusunda ülkemizi ön plana çıkaran ve cazip kılan bir diğer husus ise “Yatırım Ortamı İyileştirme” çalışmalarıdır. Türkiye’de yatırım ortamını iyileştirme çalışmaları, 2001 yılından bu yana Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu (YOİKK) bünyesinde yürütülmektedir.

13

YATIRIM - YABANCI SERMAYE

Page 16: TAKSİS H‣M S M ‣‣ S‣S T SA‣‣ ‣‣ S‣S ‣M S‣S‣ ‣‣ S‣S EİS ... · 2019-02-20 · entegre değer zincirleri sayesinde imalat sürecinin %120 artacağı,

UDY bağlamında Türkiye’yi cazip kılan önemli bir diğer faktör de yürürlükte bulunan mevzuatlar uyarınca yatırımcılara sunulan destek unsurlarıdır. Teşvik sistemimiz, uluslararası yatırımcılara hangi sektörlerde yatırım yapabileceklerine, kayda değer yatırım fırsatlarına yönelik de ipuçları vermektedir. Oldukça elverişli teşvik miktar ve oranlarından faydalanan öncelikli sektörler hem ülkemizin ihtiyaç duyduğu, hem de yatırımcılar açısından oldukça karlı olacak alanları işaret etmektedir. Bu sektörler imalat (otomotiv ve yan sanayi, savunma sanayi, ilaç, karbon fiber ve benzeri), hizmetler (eğitim, demiryolu ve deniz taşımacılığı, fuar ve kongre merkezleri), enerji (yerli kaynaklardan enerji üretimi, enerji verimliliğine yönelik yatırımlar vb.) ve AR-GE ile yüksek teknolojiye yönelik sektörler (yüksek teknoloji ürünleri, bir AR-GE ürününün ticarileştirilmesi yatırımı, rüzgâr tüneli ve test merkezleri ve benzeri) gibi oldukça geniş bir yelpazeyi kapsamaktadır.

Halen yürürlükte olan teşvik sistemine ek olarak, ülkemiz için kritik önemi haiz özel nitelikli projeler ile teknolojik dönüşüm sağlayacak yatırımlara ilişkin olarak yeni bir yaklaşımla ilk defa uygulanmak üzere proje bazlı bir destek sistemi de hayata geçirilmiştir. Söz konusu destek sistemi ile kalkınma planları ve yıllık programlarda öngörülen hedefler doğrultusunda ülkemizin mevcut veya gelecekte ortaya çıkabilecek ihtiyaçlarını karşılama, arz güvenliğini sağlama, dışa bağımlılığını azaltma, teknolojik dönüşümünü sağlama, yenilikçi, Ar-Ge yoğun ve katma değeri yüksek olma niteliklerini haiz yatırımlar proje bazlı olarak desteklenmektedir.

Bu gibi projelerin her birinin kendine özgü nitelikleri ve farklı destek ihtiyaçları olacağı bilindiğinden, sabit bir sistem yerine her projenin kendi açısından anlamlı teşviklerden faydalanabileceği esnek bir sistem

devreye alınmıştır. Böylece farklı

nitelikleri olan projeleri tek bir kalıpta

değerlendirmek yerine, her proje için

etkin olabilecek destek tedbirleri

yatırımcı ile birlikte değerlendirilecektir.

Diğer ülkelerde benzeri bulunmayan bu

yeni sistemin özellikle küresel büyük

yatırımcıların ve fonların ilgisini çekeceği

öngörülmektedir.

SonuçTürkiye’de UDY akımları Dünya’da

görülen eğilimlere benzer şekilde ticari

ve ekonomik işbirliği olanakları ve

bölgesel oluşumlardan önemli ölçüde

etkilenmektedir. Yıllar itibariyle ülkemizde

Avrupa ülkeleri ve ABD’nin en önemli

yatırımcı ülkeler olduğu görülmekteyken,

Asyalı yatırımcıların ülkemiz yatırım

ortamına olan ilgisinin artan şekilde

devam ettiği gözlemlenmektedir.

Nitekim ülkemizin 2000’li yıllarda

doğrudan yatırımlar alanında bir başarı

hikâyesine imza attığını söylemek

yanlış olmayacaktır. Zira 1975-2002

döneminde ülkemize gelen doğrudan

yatırımlar 15,1 milyar dolar seviyesinde

iken 2003 – 2018/Mart döneminde

yaklaşık 13 kat artışla 195,3 milyar ABD

Dolarına ulaşmıştır.

Son yıllarda uluslararası yatırımcıların

Türkiye’ye gösterdikleri ilginin önemli

nedenleri arasında, yeni pazarlara erişim

konusunda avantaj sağlayan konumu,

piyasa dostu ekonomi politikaları, yatırım

ortamının iyileştirilmesi bağlamında

gerçekleştirilen reformlar ve yatırımcıların

ihtiyaçlarına uygun teşvik sistemi, iç

pazarın genişliği ve dinamizmi, dış ticaret

imkânları, kalifiye ve düşük maliyetli

işgücü olanakları, UDY konusunda

uygulanan liberal mevzuat gibi pek çok

faktör yer almaktadır.

Bu bağlamda, ülkemizin küresel

doğrudan yatırım akımlarına olan

eklenme başarısı ve son 10 yılda çektiği

yıllık ortalama 13,6 milyar dolar doğrudan

yatırım, bu ilginin belirgin bir göstergesi

niteliğindedir.

Oldukça elverişli teşvik miktar ve oranlarından faydalanan öncelikli sektörler hem ülkemizin ihtiyaç duyduğu, hem de yatırımcılar açısından oldukça karlı olacak alanları işaret etmektedir.

14

YATIRIM - YABANCI SERMAYE

Page 17: TAKSİS H‣M S M ‣‣ S‣S T SA‣‣ ‣‣ S‣S ‣M S‣S‣ ‣‣ S‣S EİS ... · 2019-02-20 · entegre değer zincirleri sayesinde imalat sürecinin %120 artacağı,

Ülkemizde gelişmiş ülkelerle rekabet edebilecek potansiyele sahip bir ilaç endüstrisi mevcut. Köklü geçmişimiz, üretim deneyimimiz, ileri teknolojiye dayanan yapımız ve nitelikli insan gücümüz bu potansiyeli besleyen en önemli unsurlar.

Endüstrimizin rekabet gücünü korumak ve gelişiminin devamını sağlamak için sürekli yatırım yapmamız şart. Ancak üzülerek belirtmek zorundayız ki son 8 senedir uygulanmakta olan mali disiplin odaklı fiyatlandırma politikaları ilaç firmalarının yatırım kararlarının önünde engel oluşturuyor.

Türkiye ilaç endüstrisinde 2004 yılından bu yana kaynak fiyat sistemi uygulanıyor. Söz konusu sisteme göre ilaç fiyatları; ürünün beş AB ülkesindeki (Fransa, İtalya, İspanya, Portekiz ve Yunanistan) en ucuz üretici satış fiyatının belli bir oranının kaynak fiyat olarak kabul edilmesiyle belirleniyor.

Avro cinsinden olan bu fiyat, her yıl için yeniden belirlenen sabit bir kur seviyesi üzerinden TL’ye dönüştürülüyor. İlaç

fiyatlarını belirlemek için oluşturulan bu sabit kur, mevzuat uyarınca her sene bir önceki yılın avro satış kuru ortalamasının %70’i olarak belirleniyor.

Bu kapsamda 2018 yılı için ilaç kurunun 2,88 TL olması gerekiyordu. Ancak mevcut düzenlemelerin dışına çıkan bir uygulamayla ilaç kuru 2,69 TL olarak belirlendi. Geldiğimiz noktada, güncel kurun yüzde 50 altında, ekonomik gerçeklikle bağdaşmayan bir noktada faaliyetlerimize devam ediyoruz.

Bu uygulama nedeniyle Türkiye, ilacın en ucuz olduğu ülkelerden birisi konumuna geldi. Endüstri olarak mevcut düzenlemelerin dışına çıkan uygulamalarla karşı karşıyayız. Döviz kurunda ani ve sert değişimler yaşıyoruz. Sürdürülebilirliğin garantisinin olmadığı bu zorlu ve öngörülemez ortam yerli ve yabancı tüm oyuncuların yatırım kararlarını güçleştiriyor.

Bu kapsamda sürdürülebilir, yatırımları teşvik edici fiyatlandırma politikalarının bir an önce uygulamaya konmasının elzem olduğunu düşünüyoruz.

İlaç Endüstrisi ve Yatırımlar

Nezih BARUTİlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası Yönetim Kurulu Başkanı

Türkiye ilaç endüstrisinde 2004 yılından bu yana kaynak fiyat sistemi uygulanıyor. Söz konusu sisteme göre ilaç fiyatları; ürünün beş AB ülkesindeki (Fransa, İtalya, İspanya, Portekiz ve Yunanistan) en ucuz üretici satış fiyatının belli bir oranının kaynak fiyat olarak kabul edilmesiyle belirleniyor.

15

YATIRIM - YABANCI SERMAYE

Page 18: TAKSİS H‣M S M ‣‣ S‣S T SA‣‣ ‣‣ S‣S ‣M S‣S‣ ‣‣ S‣S EİS ... · 2019-02-20 · entegre değer zincirleri sayesinde imalat sürecinin %120 artacağı,

Dünyada ekonomik, politik ve sosyal güç dengelerinin yeniden oluştuğu ve teknolojik alanda büyük değişimlerin yaşandığı bir dönemden geçiyoruz. Küresel rekabette öne çıkan ülkeler, bu dönemde değişimin hızına ayak uydurabilen ülkeler olacaktır. Bu durum, coğrafi açıdan stratejik bir konumda yer alan ve yabancı sermaye için cazibe merkezi olan ülkemiz için de geçerlidir. Yabancı sermaye, küreselleşmenin hız kazanmasıyla birlikte daha etkili bir şekilde dolaşımına hız kazandırmış ve bu gelişim etkisini ülkemizde de hissettirmiştir.

Türkiye bugüne kadar en çok, küresel eğilimleri doğru okuyup dünyayla eş zamanlı olarak değişime ayak uydurabildiği dönemlerinde küresel yarışta öne çıkabilme şansı yakalamıştır. 2000’li yıllardan itibaren makroekonomik reformların başarıyla uygulanması, mali disiplinin sağlanması, politik istikrarın yakalanması ve AB açılımının hızlandırılması sayesinde ekonomik ve politik ortam sağlam bir zemine oturtuldu ve buna bağlı olarak da yıllık 20 milyar ABD Doları seviyelerinde doğrudan

yabancı sermaye girişi elde edildi.

Ancak son yıllarda ekonominin can damarlarından sayılan doğrudan yabancı yatırımlarda pek iç açıcı olmayan bir tablo ortaya çıkmaya başladı. 2015 yılında 18 milyar ABD Doları seviyelerinde olan doğrudan yabancı yatırım tutarı darbe girişiminin yaşandığı yıl olan 2016’da 13 milyar ABD Doları ve 2017 yılında da 10,8 milyar ABD Doları seviyelerine geriledi.

Yabancı sermayenin, her şeyden önce güçlü bir siyasi ve hukuki alt yapıya, ekonomik istikrar ve güven ortamına ihtiyaç duyduğu göz ardı edilmemesi gereken bir gerçektir. Doğrudan yatırım yapacak olan yabancı bir firma, yatırımı yapacağı ülkenin politik ve ekonomik faktörlerinin yanı sıra yatırım ortamına ilişkin diğer faktörlerine de bakarak ülkenin ya da sektörün yatırım yapılabilir durumda olup olmadığına karar verecektir.

Doğrudan yabancı yatırımları etkileyen diğer faktörler; öngörülebilirlik, iş yapma kolaylığı, kayıt dışı ekonomi ve yolsuzlukla mücadele, yabancı yatırımlara

YABANCI ŞİRKETLERİN ÜLKEMİZDEKİ YATIRIMLARINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER

Tuncay ÖZİLHANAnadolu Grubu Yönetim Kurulu Başkanı

Doğrudan yatırım yapacak

olan yabancı bir firma, yatırımı

yapacağı ülkenin politik ve

ekonomik faktörlerinin yanı

sıra yatırım ortamına ilişkin

diğer faktörlerine de bakarak

ülkenin ya da sektörün yatırım

yapılabilir durumda olup

olmadığına karar verecektir.

16

YATIRIM - YABANCI SERMAYE

Page 19: TAKSİS H‣M S M ‣‣ S‣S T SA‣‣ ‣‣ S‣S ‣M S‣S‣ ‣‣ S‣S EİS ... · 2019-02-20 · entegre değer zincirleri sayesinde imalat sürecinin %120 artacağı,

ilişkin uluslararası anlaşmalar, vergi ve teşvik politikaları, iş gücü piyasası, özelleştirme politikaları, fikri mülkiyet hakları, pazar büyüklüğü, kişi başına düşen milli gelir, maliyet avantajı, ARGE ekosistemi, ticaret politikaları ve bunların doğrudan yabancı yatırımlar ile tutarlılığı olarak sıralanabilir. Ayrıca yatırım yapılacak ülkenin yabancı sermayeye karşı tutumu, yatırım yapılacak ürünün veya hizmetin piyasa durumu gibi konular da yatırım kararını etkilemektedir.

Türkiye’de yabancı sermaye yatırımları küresel krizdeki seviyeye inmiş durumdadır. Siyasi belirsizlik, ekonomide ve hukuk devleti olma özelliğinde yaşanan gerileme, yabancı yatırımcılar tarafından olumsuz gelişmeler olarak görülüyor. Türkiye ekonomisinde öncelikle makroekonomik istikrar sağlanmak zorundadır. Ekonominin cari açık- bütçe açığı gibi temel sorunlardan kurtulabilmesi için makroekonomik dengeleri sağlayacak önlemler alınmalıdır. Enflasyonu düşürecek, Türk Lirasına istikrar kazandıracak, bütçe disiplinini sağlayacak ve piyasalara güven verecek bir program uygulanması gerekiyor.

Türkiye her yıl yüksek büyüme oranlarına ulaşmış olsa da ekonomideki birtakım yapısal sorunlar büyümektedir. Tüm sektörlerin, içinde bulunduğumuz bu büyük değişim ve gelişim döneminde kendini geleceğe hazırlaması gerekmektedir. Türkiye üreten bir ülke haline gelmelidir. Sanayi ve tarımın yarattığı katma değeri artırmak büyük önem arz etmektedir. Sanayi ve tarım sektörleri dijital dönüşüme ayak uydurmalıdır.

Türkiye’nin yabancı yatırımcı için yeniden bir cazibe merkezi olabilmesi, tabii ki sadece ekonomik performansa bağlı olmayacaktır. Dünya ekonomik ilişkileri, hukukun üstünlüğü ve kuvvetler ayrılığı gibi dünyada benimsenen bazı değerlerden bağımsız düşünülemez. Yabancı sermaye güven ortamı ister. Yatırımcılar sermaye götürdükleri ülkede yatırımlarının ne kadar güvence altında olduğunu bilmek ister. Hukukun

üstünlüğü ve kuvvetler ayrılığı gibi değerlere saygı gösterilmesi o ülkenin dünya içindeki hem siyasi hem de ekonomik durumunu gösteren bir unsurdur. Bu nedenle hukukun normları konusunda akıllarda soru işareti olmamalıdır.

Yabancı yatırımcıların Türkiye’ye doğrudan yatırım yapmak konusunda çekingen davranmasının en önemli nedenlerinden biri de uluslararası ilişkiler ve ülkemizin Avrupa Birliği (AB) üyelik perspektifidir. Uluslararası yatırımcıların yüzde 70’i AB merkezlidir. Birçok başka ülkenin yatırımcıları da Türkiye’nin Avrupa’ya yakınlığı nedeniyle ülkemize gelmektedir. Bu gerçekleri göz ardı etmemeli, Türkiye-AB ilişkilerini güçlendirmeliyiz. Gümrük Birliği’nin modernizasyon sürecini hızlandırmalı ve bunu tam üyeliğe giden yolda önemli bir kaldıraç olarak kullanmalıyız.

Türkiye’nin tüm tarihi boyunca, en yüksek büyüme hızlarına ulaştığı ve rekor seviyelerde doğrudan yatırımları çekebildiği yıllar yargı erkinin bağımsızlık ve tarafsızlığının arttığı, düşünce ve ifade özgürlüğünün genişlediği, hukuk devletinin güçlendiği AB üyeliği yolunda ilerlemelerin sağlandığı yıllar olmuştur. Bu süreçlerde aksama algısının oluştuğu yıllarda ise büyüme düşmüş ve doğrudan yatırımlar azalmıştır.

Günümüzün sürekli değişen, gelişen ve globalleşen dünyasında, yabancı sermaye yatırımının sürekli geriye çekildiği bir ekonomi düşünülemez. Yatırımcıyı çekecek ortamın oluşturulması için gerekli düzenleme ve iyileştirmelerin yapılması, orta ve uzun vadeli hedeflerimiz açısından zaruridir. Ülkemize gelecek yabancı sermaye yatırımlarının artması, ekonomik büyümenin hızlanması ve sürdürülebilir hale gelmesi için çok büyük önem taşımaktadır ve orta ve uzun vadeli hedeflerimiz açısından belirleyici olacaktır. Aynı zamanda, serbest piyasa kurallarının işlerliği, verimlilik artışı, maliyetlerin düşüşü, yeni teknolojilerin transferi, rekabetin artması, istihdamın artması gibi konularda da uzun dönemde büyük avantajlar sağlayacaktır.

Türkiye’nin tüm tarihi boyunca,

en yüksek büyüme hızlarına

ulaştığı ve rekor seviyelerde

doğrudan yatırımları çekebildiği

yıllar yargı erkinin bağımsızlık

ve tarafsızlığının arttığı,

düşünce ve ifade özgürlüğünün

genişlediği, hukuk devletinin

güçlendiği AB üyeliği yolunda

ilerlemelerin sağlandığı yıllar

olmuştur.

17

YATIRIM - YABANCI SERMAYE

Page 20: TAKSİS H‣M S M ‣‣ S‣S T SA‣‣ ‣‣ S‣S ‣M S‣S‣ ‣‣ S‣S EİS ... · 2019-02-20 · entegre değer zincirleri sayesinde imalat sürecinin %120 artacağı,

KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI

D O S Y A

Page 21: TAKSİS H‣M S M ‣‣ S‣S T SA‣‣ ‣‣ S‣S ‣M S‣S‣ ‣‣ S‣S EİS ... · 2019-02-20 · entegre değer zincirleri sayesinde imalat sürecinin %120 artacağı,

Günümüzde gelişen teknolojinin etkisiyle gerçek kişilere ilişkin çok sayıda kişisel veri kolayca elde edilmekte, kullanılmakta ve üçüncü kişilerle paylaşılabilmektedir. Veri dolaşımının bu denli kolaylaşması bir yandan bireylere daha iyi hizmet sunulmasına imkân verirken bir yandan da bu verilerin yetkisiz ya da kötü niyetli kişilerin eline geçmesine neden olabilmektedir. Bu durum, kişisel verilerin işlenmesi ve saklanması konusunda uygun güvenlik tedbirlerinin alınmasını ve ülkemizde kişisel verilerin korunması alanında kanuni bir düzenleme yapılması ihtiyacını ortaya çıkarmıştır.

Böylece, Anayasa’da 2010 yılında yapılan değişiklikle kişisel verilerin korunması hakkı anayasal bir hak olarak güvence altına alınmış ve kişisel verilerin korunmasına ilişkin usul ve esasların kanunla düzenleneceği hükme bağlanmıştır. Bu kapsamda, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu 7 Nisan 2016 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Kanunun amacı, kişisel verilerin

işlenmesinde gerçek kişilerin temel hak ve özgürlüklerini korumak ve kişisel verileri işleyen gerçek ve tüzel kişilerin yükümlülükleri ile uyacakları usul ve esasları düzenlemektir. Diğer bir ifade ile Kanun, kişisel verilerin sınırsız biçimde ve gelişigüzel toplanması, yetkisiz kişilerin erişimine açılması, ifşası veya amaç dışı ya da kötüye kullanımı sonucu kişilik haklarının ihlal edilmesinin önüne geçilmesini amaçlamaktadır.

Kişisel verilerin hangi kurallara tabi olarak, hangi şartlarda işlenebileceği hususunu kontrol altına alma amacını güden Kanun, kişisel verilerin işlenmesine ilişkin denetim mekanizmaları getirerek, bu verilerin hukuka aykırı olarak işlenmesini engellemeyi hedeflemektedir.

Kanun kimleri kapsıyor diye baktığımızda bir tarafta, kişisel verileri işlenen gerçek kişilerin diğer tarafta ise kişisel veri işleme faaliyetinde bulunan gerçek ve tüzel kişilerin yer aldığı görülmektedir. Dolayısıyla, Kanunun uygulaması bakımından kişisel verilerin korunması

hakkının temel süjesi kişisel verisi işlenen gerçek kişilerdir. Veri işleme faaliyetinde bulunanlar açısından ise gerçek kişi ve tüzel kişi ayrımına gidilmemiştir. Ayrıca, Kanunda veri işleyenler bakımından özel sektörde faaliyet gösteren kuruluşlar ile kamu kurum ve kuruluşları bakımından da bir ayrım yapılmamış olup, öngörülen usul ve esasların tüm kurum ve kuruluşlar açısından uygulanması benimsenmiştir.

Bu kapsamda, Kişisel Verileri Koruma Kurulu’nun 12 Ocak 2017 tarihinde Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu’nda yemin etmek suretiyle görevine başlaması akabinde Kişisel Verileri Koruma Kurumu’nca öncelikle Kanunda düzenlenmesi öngörülen ikincil mevzuat çalışmalarına başlanılmış olup bu kapsamda yönetmelikler, tebliğler ve Kurul kararları hazırlanarak yürürlüğe girmiştir.

Kanun ve ilgili alt düzenlemelerinde genel olarak, belirli haklar tanınarak ilgili kişiler açısından bir güvenlik zemini oluşturulurken, veri işleyen

KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI KANUNU’NUN İŞ HAYATINA ETKİLERİ

Prof. Dr. Faruk BİLİRKişisel Verileri Koruma Kurumu Başkanı

19

KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI

Page 22: TAKSİS H‣M S M ‣‣ S‣S T SA‣‣ ‣‣ S‣S ‣M S‣S‣ ‣‣ S‣S EİS ... · 2019-02-20 · entegre değer zincirleri sayesinde imalat sürecinin %120 artacağı,

aktörler açısından da kişisel verilerin temel ilkelere ve şartlara uygun olarak işlenmesi, aydınlatma yükümlülüğünün yerine getirilmesi, veri güvenliğinin sağlanması, veri sorumluları siciline kayıt zorunluluğu gibi ana başlıklar altında özetleyebileceğimiz ciddi sorumluluklar ve yükümlülükler getirilmesi yoluna gidilmiştir.

Kişisel verilerin işlenmesi hayatın her alanında olduğu gibi çalışma hayatında da sık rastlanılan bir durumdur. Nitekim işverenler, kanunlar ile getirilen yükümlülüklere uymak, işçi seçimi ve eğitimi, iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması, müşteri ilişkilerinin yönetilmesi, işyeri güvenliğini sağlanması noktasında çalıştırdıkları işçiler veya işçi adaylarına ilişkin kişisel verileri işlemekte ve bazı durumlarda üçüncü kişilerle paylaşmaktadır.

Kanunun yürürlüğe girmesinden önce işverenin hangi kişisel verileri işleyebileceği hususunda genel olarak Borçlar Kanunu ve İş Kanunu’nda bazı düzenlemeler yer almakla birlikte, kişisel verilerin korunması açısından bu düzenlemelerin yeterli olduğunu söylemek pek de mümkün değildir. Bu anlamda, veri sorumlusu niteliğini haiz işverenler tarafından da Kanun ile getirilen yükümlülüklere uyulması işçi ve işçi adaylarının kişisel verilerinin korunması noktasında büyük önem arz etmektedir.

Kanunda öncelikli olarak, kişisel verilerin işlenmesi esnasında esas alınacak temel ilkeler düzenlenmiştir. Kişisel veri işleme faaliyetinin bu temel ilkeler üzerine inşa edilmesi gerekmektedir. Buna göre kişisel veriler, hukuka ve dürüstlük kurallarına uygun, doğru ve güncel şekilde, belirli açık ve meşru amaçlar doğrultusunda, işlendikleri amaçla bağlantılı, sınırlı ve ölçülü olarak ve gerekli süre kadar muhafaza edilmesi şartıyla işlenecektir.

Kanunda temel ilkelerin ortaya konulmasının ardından kişisel verilerin ancak belirli şartlar altında işlenmesi mümkün kılınmıştır. Buna göre, Kanunun 5’inci ve 6’ncı maddelerinde belirlenen kişisel veri işleme şartlarından herhangi birinin bulunması halinde kişisel veriler işlenebilmektedir. Bu noktada Kanunun getirdiği önemli bir yenilik açık rıza kavramıdır. Kanunda kişisel verilerin işlenmesini mümkün kılan şartlardan biri olarak sayılan açık rıza, belirli bir konuya ilişkin, bilgilendirilmeye dayanan ve özgür iradeyle açıklanan rıza olarak tanımlanmıştır. Açık rıza dışında kişisel veri işlenmesine yönelik şartlar ise yine Kanunun 5’inci ve 6’ncı maddesinde kişisel veri ve özel nitelikli kişisel veri ayrımı kapsamında belirlenmiştir. Bu maddelerde sayılan şartlardan en az birinin varlığı halinde kişisel veriler işlenebilecektir.

Diğer taraftan, kişisel verilerin bir kere

hukuken işlenmiş olması, bu verilerin artık ilelebet elde tutulabileceği anlamına gelmemektedir. Veri sorumlusu, kişisel verilerin işlenmesini gerektiren sebeplerin ortadan kalkması halinde kendiliğinden veya ilgili kişinin talebi üzerine verileri silmekle, yok etmekle veya anonimleştirmekle yükümlüdür. Bu konuda usul ve esasların belirlendiği Silme, Yok Etme ve Anonim Hale Getirilmesi Hakkında Yönetmelik 2018 yılı başında yürürlüğe girmiştir.

Kanunda önem atfedilen bir diğer konu da kişisel verilerin aktarılması olup aktarım konusu Kanunda yurtiçinde aktarım ve yurtdışına aktarım olmak üzere ayrı başlıklar altında düzenlenmiştir. Bu noktada özellikle grup şirketler arası işçilere ait bilgi paylaşımı ve aktarımı süreçlerine dikkat edilmesinde fayda görülmektedir. Türkiye’de yerleşik yurtdışı merkezli iştiraklerin, işçileri ile ilgili verilerin yurt dışındaki genel merkeze veya diğer iştiraklere aktarılması noktasında ek bazı şartlara bağlanmıştır. Zira Kanun kapsamında, kişisel veriler açık rıza dışında ancak diğer kişisel veri işleme şartlarına dayalı olarak ve kişisel verinin aktarılacağı yabancı ülkede yeterli korumanın bulunması, yeterli korumanın bulunmaması durumunda da Türkiye’deki ve ilgili yabancı ülkedeki veri sorumlularının yeterli bir korumayı yazılı olarak taahhüt etmeleri ve Kurulun izninin bulunması şartıyla yurt dışına

20

KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI

Page 23: TAKSİS H‣M S M ‣‣ S‣S T SA‣‣ ‣‣ S‣S ‣M S‣S‣ ‣‣ S‣S EİS ... · 2019-02-20 · entegre değer zincirleri sayesinde imalat sürecinin %120 artacağı,

aktarılabilecektir. Söz konusu standart taahhütnameye ilişkin Kurul Kararı, Kurumumuzun internet sayfasında 16.05.2018 tarihinde yayımlanmıştır.

İşlenmekte olan kişisel verilerin elde edilmesi sırasında kişisel verisi işlenen ilgili kişilerin bilgilendirilmesi suretiyle aydınlatma yükümlülüğünün yerine getirilmesi Kanunda veri sorumluları için öngörülen diğer önemli bir yükümlülüktür. Bu konuda 10.03.2018 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Aydınlatma Yükümlülüğünün Yerine Getirilmesinde Uyulacak Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ’de detaylı düzenlemelere yer verilmiştir.

Kişisel verilerin hukuka aykırı işlenmesini ve üçüncü kişilerce erişilmesini önlemek ve hukuka uygun saklanmasını temin etmek amacıyla veri sorumlusunun hem kendi işletmesinde hem de kendisi adına kişisel veri işleme faaliyeti yürüten başka gerçek ve tüzel kişilerce gerekli teknik ve idari tedbirlerin alınmasını sağlaması ve gerekmesi halinde bu konuda denetim yapması veya yaptırması işverenler açısından veri güvenliğinin sağlanması noktasında getirilen önemli bir yükümlülüktür.

Kişisel veri işleyen gerçek ve tüzel kişiler, Kanunun 28 inci maddesi kapsamında ya da Kanunun 16’ncı maddesi gereği Kurul Kararıyla belirlenen istisnalar kapsamında değilse; Başkanlık tarafından kamuya açık olarak tutulacak Veri Sorumluları Siciline kayıt olmaları gerekmektedir. Bununla birlikte bu yükümlülük henüz başlamamış olup Veri Sorumluları Sicil Bilgi Sistemi (VERBİS) yazılımının test aşaması devam etmektedir. Test aşamasının tamamlanması ile birlikte Kurul tarafından bir “kayıt başlangıç tarihi” belirlenecek ve akabinde VERBİS’e kayıt yükümlülüğü başlayacaktır.

Diğer taraftan, Kişisel Verilerin Silinmesi, Yok Edilmesi veya Anonim Hale Getirilmesi Yönetmeliği gereği Sicile kayıt yükümlüsü olan tüm veri sorumluları tarafından “Kişisel Veri İşleme Envanteri” ve “Kişisel Veri Saklama ve İmha

Politikası” hazırlanmalı ve periyodik imha süresi belirlenmelidir. Envanter ve Politika hazırlama yükümlülüğü, veri sorumluları siciline kayıt yükümlüsü olan veri sorumlularınca halihazırda yerine getirilmesi gereken bir yükümlülük olup hazırlanan aydınlatma metinleri ve VERBİS’e kayıt işlemi bu envantere göre gerçekleştirilmelidir.

Tüm bu yükümlülükler kapsamında veri sorumluları nasıl bir yol haritası izlemeli diye baktığımızda ise öncelikle bu yükümlülüklerin doğru ve eksiksiz bir şekilde yerine getirilebilmesi için veri sorumluları tarafından işletme içerisindeki tüm süreçler ve bu süreçlere bağlı kişisel veri işleme faaliyetleri hakkında detaylı bilgi sahibi kişi veya bu kişilerden oluşacak bir grubun “KVKK Uyum Ekibi” olarak görevlendirilmesi önemli bir adım olarak görülmektedir. Uyum Ekibi, işletmelerin hukuk, bilgi işlem ve insan kaynakları birimlerinden görevli çalışanlar tercih edilerek işletme içerisinden oluşturulabileceği gibi dışarıdan hizmet alımı yoluyla da oluşturulabilecektir.

Görevlendirilecek bu ekip, özellikle işletme içerisinde 6698 sayılı Kanun ile ilgili tüm süreçleri takip etmeli, Aydınlatma metni, Envanter ve Politika hazırlama süreçlerini üstlenmeli, Kanunun genel ilkeleri, kişisel veri, özel nitelikli kişisel veri, ilgili kişi, veri sorumlusu, hak ve yükümlülükler, kişisel veri işleme şartları, kişisel veri güvenliği tedbirleri, silme, yok etme, anonim hale getirme, açık rıza, aydınlatma gibi konularda bilgi sahibi olmalıdır.

İkinci adım olarak, veri sorumlusunun mevcut fiziksel veya elektronik ortamda işlemekte olduğu tüm kişisel verilerin analizi yapılmalıdır. Analiz kapsamında, öncelikle işlenen kişisel verilerin niteliğinin (kişisel veri mi özel nitelikli kişisel veri mi olduğu) tespit edilmesi, akabinde de kişisel verilerin elde edilmesi, kaydedilmesi, kullanımının engellenmesi, silinmesi, yok edilmesi, anonim hale getirilmesi, aktarılması, güncellenmesi, saklanması, depolanması,

değiştirilmesi, açıklanması, devralınması, sınıflandırılması gibi kişisel verinin veri sorumlusuna giriş, çıkış ve içerdeki dolaşım süreçleri ve noktalarının tek tek tespit edilmesi ve bu doğrultuda kişisel veri iş akış şemalarının çizilmesi önerilmektedir. Ayrıca belirtmek gerekir ki, veri sorumlusu işletme içerisinde kişisel verilere erişim yetkisi olan her bir çalışanın rollerinin ve sorumluluklarının net olarak belirlenmesi büyük önem taşımaktadır.

Üçüncü adım olarak, tüm kişisel veri işleme faaliyetleri kapsamındaki kişisel veriler doğrultusunda envanter hazırlanmalı ve buna göre de aydınlatma metinleri oluşturulmalı, işleme şartları bulunmayan kişisel veriler varsa bunlar için silme yok etme veya anonim hale getirme işlemleri uygulanmalıdır.

Tüm bu açıklamalar ışığında her bir şirketin kendi iç işleyişi ve dinamiklerini göz önünde bulundurarak kendi yol haritasını oluşturması, nihayetinde de işletmelerdeki tüm süreçlerde kişisel verilerin korunması alanında, en alt düzeyden en üst düzeye kadar çalışanlarda kültür oluşmasının sağlanması beklenmektedir.

Son olarak unutulmaması gerekir ki, Kanunun amacı işletmelerin kişisel veri işlemesinin engellenmesi suretiyle iş yapma yeterliliklerini azaltmak değil aksine Anayasa’da öngörülen özel hayatın gizliliği ile temel hak ve özgürlüklerin korunması kapsamında ülkemizde kişisel verilerin korunmasını sağlayarak ve veri temelli ekonomi çerçevesinde uluslararası ticaret ve rekabet kapasitelerini artırıcı bir ortam tesis edilmesinin sağlanmasıdır. Bu kapsamda Kanun ile Kurumun bu yöndeki düzenleme ve uygulamaları sayesinde kişisel verilerin korunması ile bu verilerden ekonomik bir katma değer oluşturulması arasındaki dengenin gözetilerek ülkemizin, kişisel verilerin korunması konusunda uluslararası standartları yakalayacağına ve küresel rekabette daha önemli bir noktaya geleceğine inanıyorum.

21

KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI

Page 24: TAKSİS H‣M S M ‣‣ S‣S T SA‣‣ ‣‣ S‣S ‣M S‣S‣ ‣‣ S‣S EİS ... · 2019-02-20 · entegre değer zincirleri sayesinde imalat sürecinin %120 artacağı,

1. GİRİŞGünümüzde gerek devlet kurumları gerekse özel kuruluşlar, her gün binlerce kişiye ilişkin çeşitli bilgilere ulaşabilmektedir. Elde edilen bilgiler, bilişim teknolojilerinde yaşanan gelişmelerin de etkisiyle, kolaylıkla işlenebilmekte ve aktarılabilmektedir. Bu bilgiler arasında gittikçe artan bir ölçüde kişisel verilerin de yer alması, söz konusu verilerin korunması ihtiyacını gündeme getirmiştir. Ülkemizi kişisel verilerin korunmasına yönelik kanuni bir düzenleme hazırlamaya yöneten temel etkenler; insan haklarının etkin bir biçimde korunması, AB ile yürütülen üyelik müzakereleri ve uluslararası iş birliği ve ticaretin artırılması ihtiyacı şeklinde sıralanabilir. Öncelikle; kişisel verilerin korunması, temel bir insan hakkı olan özel hayatın gizliliği ile doğrudan bağlantılıdır. Kişilerin, özel hayatının gizliliğini sağlayabilmek için üçüncü kişilerin eline geçmesinde sakınca bulunan verilerinin hukuken korunması gereklidir. Anayasa’nın, 20’inci maddesi “...Herkes, kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sahiptir.

Bu hak; kişinin kendisiyle ilgili kişisel veriler hakkında bilgilendirilme, bu verilere erişme, bunların düzeltilmesini veya silinmesini talep etme ve amaçları doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığını öğrenmeyi de kapsar. Kişisel veriler, ancak kanunda öngörülen hallerde veya kişinin açık rızasıyla işlenebilir. Kişisel verilerin korunmasına ilişkin esas ve usuller kanunla düzenlenir…” hükmü gereği 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu 07.04.2016 tarih ve 29677 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

2. KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun, 2’nci maddesinde kapsam net bir şekilde belirtilmiş istisna getirilmemiştir. Söz konusu maddede “Bu Kanun hükümleri, kişisel verileri işlenen gerçek kişiler ile bu verileri tamamen veya kısmen otomatik olan ya da herhangi bir veri kayıt sisteminin parçası olmak kaydıyla otomatik olmayan yollarla işleyen gerçek ve tüzel kişiler hakkında uygulanır” denilmektedir. Bu

geniş tanımdan gerek Kamuda çalışan personelin özlük bilgileri gerekse iş sözleşmesi ile bir gerçek ya da tüzel kişilikte çalışan personelin medeni durum, dini inanç, sağlık durumu gibi vb. kaydedilen birçok bilgileri bu kanun kapsamında değerlendirilecektir. Kimliği belirli veya belirlenebilir gerçek kişiye ilişkin her türlü bilgi kişisel veri olarak tanımlanmış; kişinin kıdemi, yaşı, boyu, saç rengi veya tercihleri ile kişiyi belirlemek mümkün ise bu da kişisel veri olarak kabul edilmiştir. Ancak anonim olan, bir kişiye işaret etmeyen bilgiler kişisel veri olarak tanımlanmamıştır.

2.1. Özel Nitelikli Kişisel Verilerin İşlenme ŞartlarıKişilerin ırkı, etnik kökeni, siyasi düşüncesi, felsefi inancı, dini, mezhebi veya diğer inançları, kılık ve kıyafeti, dernek, vakıf ya da sendika üyeliği, sağlığı, cinsel hayatı, ceza mahkûmiyeti ve güvenlik tedbirleriyle ilgili verileri ile biyometrik ve genetik verileri özel nitelikli kişisel veridir. Özel nitelikli kişisel verilerin, ilgilinin açık rızası olmaksızın işlenmesi yasaktır. Sağlık ve cinsel hayat

KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI KANUNU’NUN İŞLETME UYGULAMALARINA VE İŞ SÖZLEŞMELERİNE ETKİLERİ İLE

İŞLETMELERİN BU ALANDA DİKKAT ETMESİ GEREKEN HUSUSLAR

Cumhur Sinan ÖZDEMİRİş Başmüfettişi

22

KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI

Page 25: TAKSİS H‣M S M ‣‣ S‣S T SA‣‣ ‣‣ S‣S ‣M S‣S‣ ‣‣ S‣S EİS ... · 2019-02-20 · entegre değer zincirleri sayesinde imalat sürecinin %120 artacağı,

dışındaki kişisel veriler, kanunlarda öngörülen hâllerde ilgili kişinin açık rızası aranmaksızın işlenebilir. Sağlık ve cinsel hayata ilişkin kişisel veriler ise ancak kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbî teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amacıyla, sır saklama yükümlülüğü altında bulunan kişiler veya yetkili kurum ve kuruluşlar tarafından ilgilinin açık rızası aranmaksızın işlenebilir.

2.2. Veri Sorumlusunun Veri Güvenliğine İlişkin Yükümlülüğü Veri sorumlusu; kişisel verilerin hukuka aykırı olarak işlenmesini önlemek, kişisel verilere hukuka aykırı olarak erişilmesini önlemek, kişisel verilerin muhafazasını sağlamak, amacıyla uygun güvenlik düzeyini temin etmeye yönelik gerekli her türlü teknik ve idari tedbirleri almak zorundadır. Veri sorumlusu, kişisel verilerin kendi adına başka bir gerçek veya tüzel kişi tarafından işlenmesi hâlinde, belirtilen tedbirlerin alınması hususunda bu kişilerle birlikte müştereken sorumludur. Veri sorumlusu, kendi kurum veya kuruluşunda, 6698 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasını sağlamak amacıyla gerekli denetimleri yapmak veya yaptırmak zorundadır. Veri sorumluları ile veri işleyen kişiler, öğrendikleri kişisel verileri bu Kanun hükümlerine aykırı olarak başkasına açıklayamaz ve işleme amacı dışında kullanamazlar. Bu yükümlülük görevden ayrılmalarından sonra da devam eder. İşlenen kişisel verilerin kanuni olmayan yollarla başkaları tarafından elde edilmesi hâlinde, veri sorumlusu bu durumu en kısa sürede ilgilisine ve Kişisel Verileri Koruma Kuruluna bildirir. Kurul, gerekmesi hâlinde bu durumu, kendi internet sitesinde ya da uygun göreceği başka bir yöntemle ilan edebilir.

2.3. Kişisel Verilere İlişkin Suç ve CezalarKişisel verilere ilişkin suçlar bakımından 26.09.2004 tarih ve 25611 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun, 135 ila 140’ıncı

madde hükümleri uygulanır.

� Kişisel Verilerin Kaydedilmesi (TCK/Madde 135)

Hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydeden kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir. Kişisel verinin, kişilerin siyasi, felsefi veya dini görüşlerine, ırki kökenlerine; hukuka aykırı olarak ahlaki eğilimlerine, cinsel yaşamlarına, sağlık durumlarına veya sendikal bağlantılarına ilişkin olması durumunda verilecek ceza yarı oranında artırılır.

� Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme veya Ele Geçirme (TCK/Madde 136)

Kişisel verileri, hukuka aykırı olarak bir başkasına veren, yayan veya ele geçiren kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

� Nitelikli Haller (TCK/Madde 137)

Yukarıdaki maddelerde tanımlanan suçların;

� Kamu görevlisi tarafından ve görevinin verdiği yetki kötüye kullanılmak suretiyle,

� Belli bir meslek ve sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.

� Verileri Yok Etmeme (TCK/Madde 138)

Kanunların belirlediği sürelerin geçmiş olmasına karşın verileri sistem içinde yok etmekle yükümlü olanlara görevlerini yerine getirmediklerinde bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası verilir. Suçun konusunun Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre ortadan kaldırılması veya yok edilmesi gereken veri olması hâlinde verilecek ceza bir kat artırılır. Ayrıca kişisel verileri silmeyen veya anonim hâle getirmeyenler hakkında da bu hüküm uygulanır.

� Şikayet (TCK/Madde 139)

Kişisel verilerin kaydedilmesi, verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme ve verileri yok etmeme hariç, bu

bölümde yer alan suçların soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlıdır.

� Tüzel Kişiler Hakkında Güvenlik Tedbiri Uygulanması (TCK/Madde 140)

Yukarıdaki maddelerde tanımlanan suçların işlenmesi dolayısıyla tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.

2.4. Kişisel Verilere İlişkin Kabahatler ve CezalarıAşağıda belirtilen idari para cezaları veri sorumlusu olan gerçek kişiler ile özel hukuk tüzel kişileri hakkında uygulanır. Sayılan eylemlerin kamu kurum ve kuruluşları ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları bünyesinde işlenmesi hâlinde, Kurulun yapacağı bildirim üzerine, ilgili kamu kurum ve kuruluşunda görev yapan memurlar ve diğer kamu görevlileri ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarında görev yapanlar hakkında disiplin hükümlerine göre işlem yapılır ve sonucu Kurula bildirilir.

� Aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirmeyenler hakkında 5.000 Türk lirasından 100.000 Türk lirasına kadar,

� Veri güvenliğine ilişkin yükümlülükleri yerine getirmeyenler hakkında 15.000 Türk lirasından 1.000.000 Türk lirasına kadar,

� Kişisel Verileri Koruma Kurulu tarafından verilen kararları yerine getirmeyenler hakkında 25.000 Türk lirasından 1.000.000 Türk lirasına kadar,

� Veri sorumluları siciline kayıt ve bildirim yükümlülüğüne aykırı hareket edenler hakkında 20.000 Türk lirasından 1.000.000 Türk lirasına kadar, idari para cezası verilir.

3. İŞ YAŞAMINDA KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI

3.1. İş Sözleşmesi4857 sayılı İş Kanunu’nun, 8’inci maddesine göre; iş sözleşmesi, bir tarafın (işçi) bağımlı olarak iş görmeyi, diğer tarafın (işveren) da ücret ödemeyi

23

KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI

Page 26: TAKSİS H‣M S M ‣‣ S‣S T SA‣‣ ‣‣ S‣S ‣M S‣S‣ ‣‣ S‣S EİS ... · 2019-02-20 · entegre değer zincirleri sayesinde imalat sürecinin %120 artacağı,

üstlenmesinden oluşan sözleşmedir. İş sözleşmesi, Kanunda aksi belirtilmedikçe, özel bir şekle tâbi değildir. Süresi bir yıl ve daha fazla olan iş sözleşmelerinin yazılı şekilde yapılması zorunludur. Bu belgeler damga vergisi ve her çeşit resim ve harçtan muaftır. Yazılı sözleşme yapılmayan hallerde işveren işçiye en geç iki ay içinde genel ve özel çalışma koşullarını, günlük ya da haftalık çalışma süresini, temel ücreti ve varsa ücret eklerini, ücret ödeme dönemini, süresi belirli ise sözleşmenin süresini, fesih halinde tarafların uymak zorunda oldukları hükümleri gösteren yazılı bir belge vermekle yükümlüdür. Süresi bir ayı geçmeyen belirli süreli iş sözleşmelerinde bu hüküm uygulanmaz. İş sözleşmesi iki aylık süre dolmadan sona ermiş ise, bu bilgilerin en geç sona erme tarihinde işçiye yazılı olarak verilmesi zorunludur. 6698 sayılı Kişisel Verileri Koruma Kanunu’nun, 6’ncı maddesi; kişisel verilerin işleme amaçlarını ve vasıtalarını belirleyen, veri kayıt sisteminin kurulmasından ve yönetilmesinden sorumlu olan gerçek veya tüzel kişiyi, veri sorumlusu olarak tanımlanmıştır. İşveren veya işveren vekilleri bu noktada veri sorumlusu olarak ilgili yükümlülükleri yerine getirmek zorundadır. Tabi işverene veya işveren vekili ilgili verilerin işlenmesi, korunması ve yok edilmesi işlemlerini verecekleri bir yetkiyle diğer çalışanlarını da sorumlu tutabilir. Örneğin; muhasebe, personel, insan kaynakları müdürü gibi benzeri görevlerde bulunan çalışanların veri sorumlusu olması halinde iş sözleşmesinde kanaatimce bu hususun düzenlenmesi gerekir. 6698 sayılı Kanunu’nun, 17’nci maddesinde sayılan idari para cezaları veri sorumlusu olan gerçek kişiler ile özel hukuk tüzel kişileri hakkında uygulanacağından, çalışanların alacağı sorumluluğun çerçevesinin iş sözleşmesinde düzenlenmesi gerekir.

3.2. İşçi Özlük Dosyası4857 sayılı İş Kanunu’nun, 75’inci maddesine göre; işveren çalıştırdığı her işçi için bir özlük dosyası düzenler. İşveren bu dosyada, işçinin kimlik bilgilerinin yanında, bu Kanun ve diğer

kanunlar uyarınca düzenlemek zorunda olduğu her türlü belge ve kayıtları saklamak ve bunları istendiği zaman yetkili memur ve mercilere göstermek zorundadır. İşveren, işçi hakkında edindiği bilgileri dürüstlük kuralları ve hukuka uygun olarak kullanmak ve gizli kalmasında işçinin haklı çıkarı bulunan bilgileri açıklamamakla yükümlüdür. Yasal düzenleme gereği işverenler, işçilerin bilgilerini hukuka uygun olarak kullanmak ve korumakla yükümlüdür. İşçi özlük dosyasını düzenlemeyen işveren hakkında İş Kanunu’nun, 104’üncü maddesi gereği işveren hakkında idari yaptırım öngörülürken; işverenin işçinin kişisel verilerinin gizliliği ilkesine aykırı hareket etmesi halinde ilgili kanunda herhangi bir yaptırım düzenlenmemiştir. Kişisel verilerinin hukuka aykırı olarak kullanılması halinde işçi, İş Kanunu’nun, 24’üncü maddesi gereği iş sözleşmesini haklı sebeple feshedebileceği ya da genel hükümler çerçevesinde tazminat talep edebilecektir. İşçi aynı hususta kanaatimce 6698 sayılı Kişisel Verileri Koruma Kanunu’nun, 14’üncü maddesi gereği Kişisel Verileri Koruma Kuruluna da şikayette bulunabilecektir.

3.3. Çalışanların Sağlık Gözetimi6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun, 15’inci maddesi gereği; sağlık muayenesi yaptırılan çalışanın özel hayatı ve itibarının korunması açısından sağlık bilgilerinin gizli tutulması zorunludur. İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri Yönetmeliği’nin, 7’inci maddesi gereği de iş sağlığı ve güvenliği faaliyetlerine ilişkin kayıtlar ile işten ayrılma tarihinden itibaren en az 15 yıl süreyle çalışanların kişisel sağlık dosyalarını saklamakla yükümlü olacağı, çalışanın işyerinden ayrılarak başka bir işyerinde çalışmaya başlaması halinde, yeni işveren çalışanın kişisel sağlık dosyasını yazılı olarak talep ederse, önceki işveren dosyanın bir örneğini onaylayarak bir ay içerisinde göndereceği, onaylı defterin asıl suretinin işveren, diğer suretlerinin ise iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi tarafından saklanacağı hüküm altına alınmıştır. İşçilere ait bu nitelikteki veriler

6698 sayılı Kişisel Verileri Koruma Kanunu’nun, 6’ncı maddesi hükmü gereği özel nitelikli kişisel veridir.

4. SONUÇTeknolojinin günlük hayatın içine tamamen nüfuz ettiği günümüzde bireyin kimlik, iletişim, sağlık ve mali bilgileri, dini inancı, siyasi görüşü gibi kişisel verilerinin mahremiyetini korumak büyük önem arz etmektedir. Kişisel veriler, gerek özel sektör gerek kamu sektörü tarafından bilişim sistemleri üzerinden otomatik yollarla sıkça işlenmektedir. Bu verilerin işlenmesi bireyler ile mal ve hizmet sunanlar bakımından bazı kolaylıklar ve avantajlar sağlasa da, söz konusu verilerin istismar edilme riskini de beraberinde getirmektedir. Dolayısıyla bu iki menfaat arasında meşru ve makul dengenin kurulması gereklidir. İşçi ile işveren arasında bir bağımlılık ilişkisi bulunmaktadır. Bu bağımlılık ilişkisinin kurulması için işveren, işçi hakkında; işçi de işveren hakkında bilgi sahibi olmak isteyecektir. İş ilişkisi kurulmadan önce bağımlılık ve güven ilişkilerinin kurulması için taraflar arasında kişisel bilgileri de içeren birtakım verilerin paylaşılması gerekecektir. Bu noktada işveren işçi ile ilgili adı-soyadı, doğum tarihi, ikametgah adresi, eğitim durumu, daha önce çalıştığı yerler, buralardan aldığı referanslar, askerliğini yapıp yapmadığı, gibi benzeri sorular sorabilir. Ancak elde edilen bilgilerin kullanımı ve korunması Kişisel Verileri Koruma Kanunu gereği kendisine veya vekiline ait olacaktır. Bunun dışında özel hayata ilişkin sorulabilecek sorular işin niteliği ile sınırlı olacak şekilde karşı tarafa iletilebilir. Örneğin kişinin evlenip evlenmeyeceği, hamile olup olmadığı veya tütün-alkol kullanıma ilişkin bir soru normal şartlar altında işin niteliğine ilişkin bir bağdaştırma olarak kabul edilemez. Yine dini inancı, siyasi görüşü, etnik kökeni, sendikal üyeliklerin sorgulanması da doğru kabul edilemez. İş sözleşmesi sona erse dahi işçiler hakkında elde edilen bilgilerin korunması veya işçinin talebiyle silinmesini sağlamak işveren veya vekilinin görevidir.

24

KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI

Page 27: TAKSİS H‣M S M ‣‣ S‣S T SA‣‣ ‣‣ S‣S ‣M S‣S‣ ‣‣ S‣S EİS ... · 2019-02-20 · entegre değer zincirleri sayesinde imalat sürecinin %120 artacağı,

6698 Sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu («Kanun»), 7 Nisan 2016 tarihli Resmi Gazete’ de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Kanun, herhangi bir sektör ayrımı gözetmeksizin, kişisel veri ile temasta bulunan tüm işletmeleri, gerçek ve tüzel kişileri kapsamaktadır.

Ülkemizde bir ilk teşkil eden Kanun, özellikle kişisel veriler üzerinden gelir elde eden işletmeler bakımından hayati bir önem taşımaktadır. Bu çerçevede faaliyet alanına son tüketici olarak gerçek kişi giren işletmeler Kanun’dan en fazla etkilenmekte olan işletmelerdir. Özellikle de hizmet sektöründe etkileri daha fazla hissedilmektedir.

Kanun, oluşan genel kanıya aykırı olarak kişisel verilerin işlenmesini yasaklamayı değil, belirli kurallara bağlamayı amaçlamaktadır. Bu nedenle bazı ilkeler çerçevesinde ve bir sürece uygun olarak kişisel verilerin işlenmesi amacıyla düzenlemeler içermektedir.

Kanun ile birlikte daha önce çok da aşina olmadığımız bazı tanımlar hayatımıza girmiştir. Bu tanımlar aynı

zamanda Kanun’un aktörlerini de işaret etmektedir.

Kişisel veri, kimliği belirli ya da belirlenebilir gerçek kişiye ilişkin her türlü bilgi anlamına gelmektedir. Bu çerçevede ad, soyadı, taşıt plakası, sgk numarası, T.C. kimlik numarası, diploma, transkript, öğrenci belgesi, kredi kartı, indirim kartı, kişisel toplu taşıma kartı, bordro, şahsi vergi beyanı, IBAN numarası, fatura, konşimento, özgeçmiş, ıp adresleri, çerez bilgileri (cookie), konum bilgisi, kişiye bağlı her türlü eşsiz/tekil kod veya numara (telefon numarası vs.), parmak izleri, genetik bilgileri, kan grubu, retina taraması, dernek veya parti üyeliği, dini veya felsefi inanç, ırk, etnik köken, sağlık bilgileri, cinsel hayata ilişkin bilgiler kişisel veridir. Tabi ki bu sayılanlarla sınırlı değildir. Örnekler çoğaltılabilir.

Yukarıda saydığımız kişisel verilerden bir kısmı ise (sağlık ve cinsel hayata ilişkin veriler gibi) Kanun’da diğerlerine göre daha özel olarak korunmuştur. Bu türden kişisel veriler özel nitelikli kişisel veriler (hassas nitelikli kişisel veriler) olarak

KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI KANUNU VE ÇALIŞMA İLİŞKİLERİNE ETKİLERİ

Rıza EROĞLUKıdemli MüdürPwC Hukuk Departmanı

Kanun, oluşan genel kanıya aykırı olarak kişisel verilerin işlenmesini yasaklamayı değil, belirli kurallara bağlamayı amaçlamaktadır. Bu nedenle bazı ilkeler çerçevesinde ve bir sürece uygun olarak kişisel verilerin işlenmesi amacıyla düzenlemeler içermektedir.

25

KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI

Page 28: TAKSİS H‣M S M ‣‣ S‣S T SA‣‣ ‣‣ S‣S ‣M S‣S‣ ‣‣ S‣S EİS ... · 2019-02-20 · entegre değer zincirleri sayesinde imalat sürecinin %120 artacağı,

adlandırılmaktadır. Bu verilere ilişkin veri işleme, koruma ve saklama prosedürleri de daha güvenli olmak zorundadır.

Kişisel veri işleme faaliyeti denildiğinde akla sadece kişisel verilerin kayıt altına alınması gelmemelidir. Depolama, organize etme, değiştirme, kullanma, yayma, aktarma, silme, hepsi bir veri işleme faaliyetidir.

Tanımlara kısaca devam edecek olursak ilgili kişi, kişisel verisi işlenen gerçek kişiyi, veri sorumlusu kişisel veriyi işleyen ve bu veri işleme sistemini oluşturan gerçek ya da tüzel kişiyi, veri işleyen ise veri sorumlusu adına veri işleme faaliyetini sürdüren gerçek ya da tüzel kişiyi ifade etmektedir.

İşletmeler, Kanun düzenlemesine göre veri sorumlusu ya da veri işleyen olabilirler. Biz genel olarak bir işletmenin kendi müşterilerine, ziyaretçilerine ve çalışanlarına karşı veri sorumlusu olduklarını söyleyebiliriz. Bu nedenle işletmeler gerçek kişi olan ziyaretçilerinin, müşterilerinin, çalışanlarının, iş ortaklarının kişisel verilerini işlerlerken bu Kanun’a tabi olacaklarını unutmamalıdırlar.

Basit bir iki örnekle açıklamak gerekirse artık ziyaretçilerinden kimlik fotokopisi almak ya da kimliğini almak yerine sadece kartvizit bilgilerini kimlik belgesinden kontrol etmekle yetinilecektir. Güvenlik amacı ile bile olsa

işyerinde bulunan görüntü alan cihazlar ile ilgili olarak ziyaretçileri ve çalışanları aydınlatmak gerekecektir. İhtiyaç duyulmayan kişisel verilerin alınmasından kaçınılacaktır. Fazladan alınan her kişisel veri ve bunların korunması işletme açısından bir yük oluşturacaktır.

Çalışanların kişisel verileriİşletmelere baktığımızda kişisel veriler açısından en çok temas edilen tarafın çalışanlar olduğunu görüyoruz. Faaliyet alanı ne olursa olsun bütün işletmeler istihdam ettikleri çalışanlar aracılığı ile faaliyetlerini gerçekleştirmekte olduklarından, çalışanlarının kişisel verilerini işe alım, iş ilişkisinin devamı ve iş sözleşmesinin son bulduğu süreçlerde işlemekte, paylaşmakta ve silmektedirler.

Daha işe alım sürecinde çalışan adaylarının kişisel verileri işlenmeye başlanmaktadır. Çalışan adayı ile düzenlenen iş başvuru formları ve yapılan görüşmeler hem çalışan adayının pozisyona uygun olup olmadığını ölçmeyi hem de çalışanı tanımayı amaçlamaktadır.

İş başvuru formları ve yapılan işe alım görüşmelerinde bazı ilkelere uyulması kişisel verilerin işlenmesi açısından kolaylık sağlayacaktır. Elde edilen kişisel veri yalnızca işe alım ve eleme amacıyla kullanılmalıdır. Adayların şirketin mail listesine eklenmesi ve mail adreslerinin pazarlama amacıyla kullanılması gibi,

bu amacın dışına çıkan her durum için çalışanın açık rızasının alınması gereklidir. Adaylardan ihtiyaç duyulandan daha fazla bilgi talep edilmemelidir. Talep ettiğiniz kişisel verilerin talep edilen amaçla bağlantılı ve sınırlı olması gerekmektedir. İşe başvuru formları bu hususa dikkat edilerek yeniden hazırlanmalıdır. Belli bir pozisyon için talep edilmesi gereken kişisel veri diğer pozisyonlara başvuran adaylardan talep edilmemelidir.

Çalışan adayı işiyle ilgili olmayan bir konuda özel hayatı ve kişisel bilgilerini paylaşmak zorunda değildir. Eğer baskı halinde verdiği yanıt doğru değilse bu işverenin güvenini kötüye kullanma olarak değerlendirilemez. Örneğin ileride evlenmeyi, çocuk sahibi olmayı düşünüp düşünmediği gibi sorulara yanlış cevap verilmesi daha sonradan fesih için haklı neden ya da geçerli sebep oluşturmaz.

4857 Sayılı İş Kanunu’nun 28.maddesi gereğince işten ayrılan işçiye işveren, işinin çeşidinin ne olduğunu ve süresini gösteren bir belge vermekle yükümlü tutulmuştur. Bu belgede iş sözleşmesinin sona erme nedenlerinin belirtilmesi zorunlu olmadığı gibi bazı fesih gerekçeleri kişisel veri niteliği taşıdığından belirtilmesinin özellikle uygun olmayacağını söyleyebiliriz.

Çalışan adayına sağlığı ile ilgili olarak sorulacak sorularda çalışmasını

26

KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI

Page 29: TAKSİS H‣M S M ‣‣ S‣S T SA‣‣ ‣‣ S‣S ‣M S‣S‣ ‣‣ S‣S EİS ... · 2019-02-20 · entegre değer zincirleri sayesinde imalat sürecinin %120 artacağı,

etkileyecek bir sorun olup olmadığı ya da işe alınacağı pozisyonda çalışmasını engelleyecek bir sağlık probleminin olup olmadığı sorulabilir. Ancak sağlık alanında hamilelik, cinsel tercihler vs. sorulmaması gereken sorulardandır.

İşe alım sürecinden sonra iş ilişkisi kurulduğu andan itibaren çalışan (işçi) ile işletme (işveren) arasında birçok dokümanın hazırlanması gerekmektedir. Bu dokümanların başında iş sözleşmeleri, işe giriş bildirimi, ücret bordroları, yıllık izin defteri, eğitim dokümanları, performans kayıtları gelmektedir. Bu dokümanların tamamı çalışana ait kişisel verileri içermektedir. İşyerinde yapılan etkinlikler nedeni ile fotoğraf çekilmesi ve paylaşılması, çalışanla ilgili doğum ve ölüm ilanları da kişisel veri niteliğindedir.

Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kişisel verilerin işlenmesi için aydınlatma yapılmasını ve açık rıza alınmasını genel kural olarak düzenlemektedir. Ancak bazı hallerde açık rıza alınmadan sadece aydınlatma yapılarak kişisel verilerin işlenebilmesini mümkün kılmaktadır.

Bu çerçevede çalışanlara ilişkin bazı kişisel veri ve dokümanın istisna kapsamında değerlendirilebileceği ve açık rıza aranmadan sadece aydınlatma yapılarak işlenebileceği anlaşılmaktadır.

Örneğin Sosyal Güvenlik Kurumu’na yapılan işe giriş bildirimi bir Kanun düzenlemesi olduğundan açık rıza alınmasına gerek bulunmamaktadır.

Gözetim aktiviteleri İşyerinde gözetim aktiviteleri yoluyla kişisel verilerinin işlenmesi de Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’na tabidir. İşletmeler, çalışanlarını farklı sebeplerden ötürü izleyebilmektedir. Çalışanların, ekipmanları, araç gereçleri veya donanımları kullanmaları veya şüphe doğuran yetkisiz erişimleri engelleme amaçları, işçi ve işyeri güvenliği bunlardan sadece bazılarıdır.

Eğer bir işletme, işyerini belli amaçlar için gözetim aktivitelerine tabi tutmak istiyor ise, aşağıdaki kişisel verilerin korunması ilkelerini izlemek zorundadır.

Gereklilik: İşletme, gözetim aktiviteleri aracılığıyla amacını gerçekleştirirken işlemiş olduğu kişisel verilerin kendisi için gerekli olduğunu ispatlamak zorundadır. Öngörülen gözetim faaliyetine başlamadan önce, gerçekten bu faaliyetin gerekli olduğuna emin olmalıdır. Bir başka anlatımla, eğer çalışanların mahremiyet alanına, daha az müdahale ile istenilen amaç gerçekleştirilecek ise, gözetim faaliyeti yapılmamalıdır.

Yasallık: İşletme, gözetim aktiviteleri aracılığıyla kişisel veri işlerken (hassas kişisel veri de dahil olmak üzere), Kanun’un kişisel veri işleme şartlarından birine dayanmak zorundadır. Ayrıca bu kişisel verileri işlerken dürüstlük kuralına uymakla yükümlüdür.

Ölçülülük: İşletme, gözetim aktivitelerinde bulunurken, ölçülülük ilkesine uygun davranmalıdır. Örnek olarak, gizli bilgilerin e-mail yoluyla dışarıya sızmasını engelleme amacıyla, bütün çalışanların her türlü e-mailinin gözetim faaliyetlerine tabi tutulması bu ilkeye aykırılık oluşturacaktır. Gözetim aktivitesi potansiyel veya bilinen bir tehdide mantıklı ve gerçekçi bir yanıt olarak yapılmalıdır. Ölçülülük prensibi Kanun’un 4.maddesinde yerini bulmuştur. Bu maddeye göre, kişisel veriler işlendikleri amaçla bağlantılı, sınırlı ve ölçülü olmalıdır.

Şeffaflık: İşletmeler, işyerinde gözetim aktiviteleri yapmaları durumunda, çalışanları bu konu hakkında bilgilendirmekle yükümlüdürler. Bu nedenle yeni ve mevcut çalışanların dikkatine sunulan ve iletişim ekipmanları için beklenen standartları (örneğin telefon, internet, e-posta) detaylandıran kabul edilebilir bir kullanım politikası getirmelidir. Bu politika çerçevesinde gözetim aktivitelerinin nasıl yapılacağına dair çalışanlar detaylı ve açık bir şekilde bilgilendirilebilecektir.

Çalışanların kişisel verilerine ilişkin haklarıÇalışanların kendileri hakkında tutulan bilgilere erişme hakkı vardır. Bu hak, disipline ilişkin konular ve

gözetim yoluyla elde edilen bilgileri de kapsamaktadır.

Kanun’da öngörüldüğü üzere çalışanın bilgi talebine 30 gün içinde cevap verilmelidir. Bilgi talebi reddedilecekse bunun gerekçesi belirtilmelidir. Kanun’un 14. maddesi uyarınca bilgi talebi reddedilen çalışan Kişisel Verileri Koruma Kuruluna şikâyette bulunabilecektir.

Çalışanlar kişisel verilerinin işlenmesinde Kişisel Verilerin Korunması Kanununa aykırı davranılması halinde uğradıkları zararlar nedeni ile tazminat talebinde bulunabileceklerdir.

Atılması gerekli adımlarİşletmeler çalışan verileri başta olmak üzere işledikleri bütün kişisel verilerden sorumludur. Bu çerçevede kişisel verilerin işlenmesine ilişkin uyum sürecini gerçekleştirmeleri gerekmektedir.

Uyum sürecinde çalışanların eğitimi oldukça önemlidir. İlk olarak kişisel verilerle temas eden çalışanlara sorumlulukları bildirilmeli ve mevzuat eğitimleri tamamlanmalıdır. İşletmede istihdam edilen çalışanların tamamı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu ile ilgili olarak bilgilendirilmelidir. Kanun’un kişisel verilerin işlenmesini sınırlamadığı, düzenlediği anlatılmalıdır.

Aydınlatma metinleri açık rıza beyanları oluşturulmalıdır. İşletmedeki kişisel veri trafiği izlenmeli hangi kişisel veriler için açık rıza alınması gerektiği hangi kişisel verilerin Kanun’un istisnaları arasına girdiği belirlenmelidir. Veri envanteri oluşturulması ve işletmenin bütün dokümanlarının ve politikalarının Kanun çerçevesinde yeniden değerlendirilerek düzenlenmesi gerekmektedir. Bu çerçevede örneğin iş sözleşmelerinin, alt işverenlik sözleşmelerinin düzenlenmesi gerekebilecektir.

Kanun’un yürürlük tarihinden önce işlenen kişisel veriler ile ilgili olarak uyum için öngörülen süre Nisan 2018 ayı itibarı ile tamamlandığından bütün işletmeler gerekli aksiyonları hızlıca almalı ve kişisel verileri Kanun’a uygun olarak işlemelidir.

27

KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI

Page 30: TAKSİS H‣M S M ‣‣ S‣S T SA‣‣ ‣‣ S‣S ‣M S‣S‣ ‣‣ S‣S EİS ... · 2019-02-20 · entegre değer zincirleri sayesinde imalat sürecinin %120 artacağı,

SEKTÖREL GELİŞMELER

Page 31: TAKSİS H‣M S M ‣‣ S‣S T SA‣‣ ‣‣ S‣S ‣M S‣S‣ ‣‣ S‣S EİS ... · 2019-02-20 · entegre değer zincirleri sayesinde imalat sürecinin %120 artacağı,

OTOMOTİV İMALATINDAKİ GELİŞMELER*

� Üretiminin yaklaşık beşte dördünü dış pazara yönelik gerçekleştiren Türk otomotiv sektörü, yeni modellerin piyasaya sunulmasıyla 2017 yılında hızlı büyümüştür. Sektörün kapasite kullanım oranı yıl genelinde %85’in üzerinde gerçekleşerek diğer endüstri kollarından olumlu yönde ayrışmıştır.

� 2017’de toplam otomotiv üretimi yıllık bazda %14,1 artarak 1,7 milyon adet, otomobil üretimi %20,2’lik yükselişle 1,1 milyon adet düzeyinde gerçekleşmiştir.

� 2017 yılında ticari araç üretimi %3,3 ile sınırlı oranda artmıştır. Türk ticari araç sanayiinin neredeyse tamamını oluşturan kamyonet üretimi bu dönemde yatay seyretmiştir. Ağır ticari araç üretimi ise çevre ülkelerde yaşanan belirsizliklerin azalması ve taşımacılık faaliyetlerinin toparlanması paralelinde iyileşme kaydetmiştir.

� Avrupa ekonomisindeki canlanmaya bağlı olarak dış talebin ve yurt içinde otomobil üretiminin önümüzdeki

dönemde olumlu seyrini sürdürmesi beklenmektedir. Ayrıca, EUR/USD paritesindeki gelişmelerin sektörün yurt dışı ciro gelişimine katkı sağlayacağı düşünülmektedir.

� Sektörün ihracatında önemli paya sahip olan otomotiv yan sanayiinin 2017 yılında ihracatı %5,1 artışla 6,7 milyar dolar olmuştur.

� Türkiye’de otomobil sahipliği henüz doygunluğa ulaşmamıştır. Yurt içinde bin kişi başına düşen otomobil sayısı 195’tir. İlgili rakam Avrupa ülkelerinde 600 civarındadır. Türkiye’nin dinamik demografik yapısı orta vadede otomobil talebini destekleyen bir faktör olarak ön plana çıkmaktadır.

� İç talep koşullarının 2018 yılında otomotiv sektörünü destekleyeceği düşünülmektedir.

� İran’a yönelik yaptırımların hafiflemesi üretim üssü arayışında olan küresel otomobil üreticilerinin ülkeye yönelik ilgisini canlandırmıştır. Nitekim, Fransız

otomotiv üreticisi Renault İran ile imzaladığı anlaşma ile bu ülkede 2018 yılında 150 bin adet/yıl’lık kapasite ile üretime geçmeyi planlamakta, 2024 yılına kadar ilgili kapasiteyi peyderpey artırarak 300 bin adet/yıl’a çıkarmayı hedeflemektedir. Renault başta olmak üzere çeşitli otomotiv firmalarının İran’da üretime geçme planları Türkiye’ye yönelik yatırımların yavaşlamasına ve Türk otomotiv sektörünün büyüme oranlarının bu durumdan olumsuz etkilenmesine neden olabilecektir.

� Yerli otomobil üretimi için “Otomobil Projesi Ortak Girişim Grubu İşbirliği Protokolü” beş firmanın katılımıyla 2017 yılında imzalanmıştır. 2019 yılına kadar prototipinin ortaya çıkması hedeflenen yerli otomobilin 2021 yılında satışa sunulması beklenmektedir. Aracın yeni nesil trendleri yakalayabilecek ve alternatif enerji kaynakları ile çalışabilecek nitelikte olacağı öngörülmektedir.

* www.ekonomi.isbank.com.tr29

SEKTÖREL GELİŞMELER

Page 32: TAKSİS H‣M S M ‣‣ S‣S T SA‣‣ ‣‣ S‣S ‣M S‣S‣ ‣‣ S‣S EİS ... · 2019-02-20 · entegre değer zincirleri sayesinde imalat sürecinin %120 artacağı,

OTOMATİV TİCARETİNDEKİ GELİŞMELER*

� Türkiye’de otomotiv pazarı 2017 yılında %2,8 daralarak 980 bin adet düzeyinde gerçekleşmiştir.

� Türk lirasındaki değer kaybı ve ÖTV oranlarında yapılan düzenlemeler nedeniyle iç pazarda yeni otomobil fiyatları 2017 yılında %21,3 oranında yükselmiştir. Ayrıca, yılın ilk aylarında tüketicilerin sergiledikleri ihtiyatlı tavır da otomobil satışlarını baskılamıştır. Böylece, otomobil pazarı yıl genelinde %4,5 daralarak 723 bin adede gerilemiştir.

� Öte yandan, filo kiralama şirketlerinin güçlü talebi iç pazardaki gerilemeyi sınırlandırmıştır. 2017’nin ilk dokuz aylık döneminde Türkiye’de satılan her beş araçtan birini filo kiralama şirketleri almıştır.

� Türk otomotiv sektöründeki güçlü üretime rağmen iç talebin büyük bir kısmı ithal ürünler ile karşılanmaktadır. 2017 yılında %10,3 gerileyerek 506 bin adet olan ithal ürünlerin iç satışlardaki payı %70 seviyesinde gerçekleşmiştir.

� 2017 yılında güçlü iç talebin etkileri daha çok ikinci el otomotiv pazarında hissedilmiştir. Bu dönemde el değiştiren araç sayısı yıllık bazda %10,9 yükselişle 6,8 milyon düzeyinde gerçekleşirken, satışların bütün alt segmentlerde artış kaydettiği gözlenmiştir. Yurt içinde el değiştiren otomobil sayısı %9,8 artışla 5,2 milyona ulaşmıştır. Ticari segmentte hareketliliğin daha yüksek seviyede olduğu izlenmiş, kamyon ve kamyonet satışları sırasıyla %16,2 ve %14,3 oranında artmıştır.

� Son dönemde birinci el otomobil satışlarında yaşanan durgunluğu aşmak adına bir takım düzenlemelere gidilmiştir. Taşıt kredisi limitlerini güncelleyen BDDK, fatura değeri 100 bin TL’ye kadar binek araçların %70’ine kadar; fatura değeri 100 bin TL’yi aşan araçların ise, bedelin 100 bin TL’ye kadar olan kısmı için %70’i, 100 bin TL’nin üstünde olan kısım için ise %50’sine kadar kredilendirilebileceğini açıklamıştır. 2018 yılı başında ÖTV matrahlarında

yapılan güncelleme bazı otomobil fiyatlarına indirim olarak yansımıştır. Ayrıca, 16 yaş ve üzeri bazı araçların hurdaya ayrılması karşılığında araç sahiplerine yeni araç alımlarında 10 bin TL’ye kadar ÖTV indirimi sağlanması da 2018’de otomobil pazarını olumlu yönde etkileyecektedir.

� Otomotiv satışlarında kredili satışların önemli bir paya sahip olması nedeniyle pazarın gelişimi faiz oranlarındaki değişime karşı duyarlıdır. Ayrıca iç pazarda ithal araçların yüksek payı nedeniyle sektörün gelişimi döviz kurlarındaki dalgalanmalardan da etkilenmektedir.

� OPEC’in petrol piyasasına denge getirme yönünde almış olduğu kararların yanı sıra son dönemde arz yönlü kesintiler nedeniyle petrol fiyatlarındaki artış belirginleşmiştir. Petrol fiyatlarında gelinen seviyelerin 2018 yılı genelinde korunması, otomotiv satışları üzerinde baskı uygulayabilecek bir risk faktörü olarak değerlendirilmektedir.

* www.ekonomi.isbank.com.tr

30

SEKTÖREL GELİŞMELER

Page 33: TAKSİS H‣M S M ‣‣ S‣S T SA‣‣ ‣‣ S‣S ‣M S‣S‣ ‣‣ S‣S EİS ... · 2019-02-20 · entegre değer zincirleri sayesinde imalat sürecinin %120 artacağı,

ENERJİ SEKTÖRÜNDEKİ GELİŞMELER-1*

� Türkiye’de elektrik kurulu gücü 2017 yılında 6.703 MW’lık net kapasite artışıyla 85.200 MW’a ulaşmıştır. Kurulu güçteki en fazla artış sırasıyla 2.588 MW ile lisanssız güneş,

� 1.320 MW ile ithal kömür ve 847 MW ile doğalgaz-LNG santrallerinde kaydedilmiştir. Kurulu güç enerji kaynağı açısından değerlendirildiğinde, hidroelektrik santralleri

� %32 payla ilk sırada yer alırken, onu sırasıyla %27,1 payla doğalgaz-LNG ve %11,6 payla yerli kömür (linyit, taş kömürü, asfaltit) santralleri takip etmiştir ( Elektrik Üretimi

� Sektörü raporumuz).

� 2016 yılsonunda 2.321 adet olan toplam santral sayısı 2017’de lisanssız güneş santrali yatırımlarının hız kazanmasıyla birlikte 5.021 santrale ulaşmıştır. Ocak 2018’de yapılan düzenlemeyle belirli kurulu güce sahip çatı tipi güneş santrallerinde üretilecek ihtiyaç fazlası elektriğin piyasaya satılmasının önünün açılmasıyla lisanssız güneş santrali yatırımlarının

hızla devam edeceği öngörülmektedir.

� 2017’de lisanslı elektrik üretimi %5,4 artışla 289,7 TWh olarak gerçekleşmiştir. Elektrik üretiminde en yüksek payı

� %37,9 ile doğalgaz-LNG alırken, onu %20,1 payla hidroelektrik ve %17,4 payla ithal kömür santralleri izlemiştir. 2017 yılının önceki yıllara nazaran daha kurak geçmesi, elektrik üretiminde hidroelektrik santrallerinin (HES) payının azalırken doğalgaz çevrim santrallerinin payının artmasında etkili olmuştur. Bu durum yıl içerisinde elektrik fiyatlarını yukarı yönlü baskılamıştır.

� 2017 yılında organize elektrik piyasasında elektriğin piyasa takas fiyatı yıllık %13,3 artışla ortalama 168,1 TL/MWh olarak gerçekleşmiştir. 1 Ocak 2018 itibarıyla elektrik fiyatlarına konutlarda %8,8, sanayi ve ticarethanelerde ise

� %8,4 zam yapılmıştır. Söz konusu zamla birlikte Ocak 2018’de serbest piyasada elektrik fiyatları ortalama 185 TL/MWh civarında

gerçekleşmiştir.

� Enerji sektöründe yapılan yüksek montanlı yatırımlar nedeniyle sektörde uzun vadeli finansman ihtiyacının yüksek olması sektörün yüksek döviz cinsi kredi kullanmasında etkili olmaktadır. Nakit akımı yavaş bir şekilde gerçekleşen sektörde finansal kaldıraç oranı 2016 yılı itibarıyla %70’e yaklaşmıştır. Döviz borcuna karşılık TL cinsi satış yapan sektör oyuncuları yüksek kur riskine maruz kalırken, kredilerin daha çok uzun vadeli olması, söz konusu riski bir miktar hafifletmektedir.

� Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı (ETKB), arz güvenliğinin, yerlileştirmenin ve öngörülebilir bir piyasanın hedeflendiği “Milli Enerji ve Maden Politikası”nı Nisan 2017’de açıklamıştır. Bu kapsamda yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretiminin payının arttırılması, Türkiye’nin toplam doğalgaz ithalatının ve doğalgaz ithalatında Rusya’ya bağımlılığının azaltılması ve organize gaz piyasasının kurulması öncelikli hedeflerdir.

* www.ekonomi.isbank.com.tr

31

SEKTÖREL GELİŞMELER

Page 34: TAKSİS H‣M S M ‣‣ S‣S T SA‣‣ ‣‣ S‣S ‣M S‣S‣ ‣‣ S‣S EİS ... · 2019-02-20 · entegre değer zincirleri sayesinde imalat sürecinin %120 artacağı,

ENERJİ SEKTÖRÜNDEKİ GELİŞMELER-2*

� Azerbaycan gazının Avrupa’ya taşınmasını hedefleyen TANAP projesinin 2018 yılının ortasında faaliyete geçirileceği ve ilk aşamada 2 milyar m3 ve 2021 itibarıyla 6 milyar m3 tutarında doğalgaz tedariki sağlayacağı öngörülmektedir. Öte yandan, 2021 yılında süresi dolan Rus Batı Hattı projesinin yerine faaliyete geçirilmesi planlanan Türk Akımı projesinde 15,75 milyar m3’lük iki gaz hattının inşası devam etmektedir.

� Elektrik üretiminde en büyük paya sahip olan ve 2015 ve 2016 yıllarında gerileyen yurt içi doğalgaz tüketimi, 2017’de baz etkisiyle %16,3 oranında artış kaydetmiştir. Öte yandan, Hükümet’in arz güvenliği hedefi çerçevesinde yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelik teşviklerinin yurt içi doğalgaz talebini orta vadede baskı altında bırakacağı düşünülmektedir.

� 2016’da başlatılan yerli kömürden üretilen elektriğe alım garantisi, 2017’de tutarı arttırılarak sürdürülmüştür. 2018’de garanti kapsamına ithal kömürle birlikte yerli kömürü yakıt olarak kullanan santraller de dâhil edilmiştir. 2017’de 18TWh yerli kömürden elektrik üretimi için 185 TL/MWh fiyat üzerinden yapılan satın alım garantisi süreci, 2018 yılında yerli kömürle çalışan santrallerin öngörülen üretiminin yarısı için 7 yıl süreyle fiyatı 201,35 TL/MWh olacak ve üç ayda bir enflasyon oranındagüncellenecek şekilde revize edilmiştir. 2017’de alım fiyatının ortalama elektrik fiyatlarının %10 üzerinde olması, düzenlemenin elektrik fiyatlarını yukarı yönlü baskıladığına işaret etmektedir.

� Elektrik piyasasında arz güvenliğinin temini için yeterli kurulu güç kapasitesinin oluşturulmasını hedefleyen kapasite mekanizması yönetmeliği Ocak 2018 itibarıyla

devreye alınmıştır. Kamunun elektrik iletim firması Türkiye Elektrik İletim AŞ (TEİAŞ) tarafından iletim tarifesi yoluyla yapılacak ödemeden belirli kriterleri sağlayan yerli kömür ve doğalgaz santrallerinin yararlanması beklenirken, bu santrallerin kurulu güç içerisindeki yaklaşık payı sırasıyla %47 ve %40 düzeyindedir.

� Türkiye’nin enerji ithalatını düşürmek amacıyla yaptığı çalışmalar çerçevesinde nükleer santral kurulumu için hazırlık süreci de devam etmektedir. Mersin Akkuyu’da kurulacak ilk nükleer santralinde proje sahibi Rus Rosatom firması Haziran 2017’de projenin %49’unu Türk bir konsorsiyuma satmıştır. 4.800 MW’lık kapasiteye sahip olacak santralde inşaatın Mart 2018’de başlatılması beklenirken, santralin 2023 yılında faaliyete geçirilmesi hedeflenmektedir. Sinop’ta Japonya-Fransa ortaklığıyla kurulacak 4.480 MW’lık ikinci nükleer santral için de hazırlıklar sürmektedir.

� 2017’de elektrik santrallerindeki ekipmanların yurt içinde üretimi için de yoğun çalışmalar yapılmıştır. ETKB, Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) ismiyle başlattığı yeni süreçte yerli ekipman üretimi şartıyla yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretimi için belirli alanların yatırımcılara aktarılmasına yönelik ihaleler düzenlemektedir. Yetkililer YEKDEM’in 2020 yılı itibarıyla sonlandırılacağını ve bundan sonra desteklerin YEKA kapsamında sürdürüleceğini belirtmektedir.

� Yabancı ilgisinin oldukça yüksek olduğu ihalelerde, güneş ve rüzgar santrallerinde üretilecek elektriğin sırasıyla 6,99 ve 3,48 USD cent/kWh fiyat üzerinden 15 yıl boyunca satılması kararlaştırılmıştır.

� Elektrik sektörünün liberalleştirilmesi hedefi çerçevesinde kamunun üretim ve ticaret şirketleri EÜAŞ ve

TETAŞ’ın pazar payları yıllara göre gerileyerek 2016 yılsonunda sırasıyla %17 ve %38’e kadar inmiştir. 2018 yılında TETAŞ’ın satın alma garantisi kapsamından çıkacak 4.632 MW’lık kapasiteye sahip santrallerin EÜAŞ’a devredilmesinin ardından özelleştirme kapsamına alınacağı düşünülmektedir. Şubat 2017’de Çayırhan linyit sahasının özelleştirilmesi için gerçekleştirilen ihalede 800 MW kapasiteli bir termik santral kurulması ve üretilecek elektriğin 6,04 USD/kWh fiyat üzerinden satılması kararlaştırılmıştır. Söz konusu fiyatın piyasa fiyatlarının üzerinde olması özelleştirme ihalelerine ilginin canlı kalacağına işaret etmekte ve elektrik fiyatlarını yukarı yönlü baskılayacak bir faktör olarak öne çıkmaktadır.

� Ocak 2018’de yayımlanan ve serbest elektrik tüketicisi olmasına rağmen ikili anlaşmalarla bu hakkını kullanmayan tüketicilere yönelik son kaynak tedarik tarifesine göre, belirli bir limitin üzerinde elektrik tüketimi yapan firmaların tarifesinin piyasa fiyatına YEKDEM maliyeti ve makul bir kâr marjı ilave edilerek hesaplanması kararlaştırılmıştır. Nisan 2018 itibarıyla geçerli olacak düzenlemenin doğru bir fiyatlandırma mekanizması ve serbest bir elektrik piyasası açısından önem taşıdığı değerlendirilmektedir.

� Elektrik fiyatlarına Ocak 2018 itibarıyla yapılan zam döviz kurundaki ve petrol fiyatlarındaki yükselişle girdi maliyetleri artan sektör oyuncuları tarafından olumlu karşılanmıştır. Nisan 2018’de faaliyete geçirileceği açıklanan organize gaz piyasası, sektörde şeffaflık ve öngörülebilirliğin gelişimi ve sektöre yatırımların sürmesi açısından piyasanın odağında yer alacaktır. 2018 yılında ayrıca, enerji sektöründe önde gelen firmaların halka arzları yakından izlenecektir.

* www.ekonomi.isbank.com.tr

32

SEKTÖREL GELİŞMELER

Page 35: TAKSİS H‣M S M ‣‣ S‣S T SA‣‣ ‣‣ S‣S ‣M S‣S‣ ‣‣ S‣S EİS ... · 2019-02-20 · entegre değer zincirleri sayesinde imalat sürecinin %120 artacağı,

ULUSLARARASI RAPORLAR VE TÜRKİYE KARŞILAŞTIRMASI

Page 36: TAKSİS H‣M S M ‣‣ S‣S T SA‣‣ ‣‣ S‣S ‣M S‣S‣ ‣‣ S‣S EİS ... · 2019-02-20 · entegre değer zincirleri sayesinde imalat sürecinin %120 artacağı,

ULUSLARARASI RAPORLARDA YABANCI YATIRIMLAR

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER TİCARET VE KALKINMA ÖRGÜTÜ (UNCTAD) DÜNYA YATIRIM RAPORU 20172

UNCTAD tarafından 1991 yılından bu yana her yıl düzenli olarak hazırlanan Dünya Yatırım Raporu her sayısında dünyada uluslararası doğrudan yatırımlar ile ilgili yaşanmakta olan son gelişmeleri seçilmiş bir konu çerçevesinde analiz etmektedir. 2017 yılına ait bu raporda konu Yatırım ve Dijital Ekonomi çerçevesinde ele alınmıştır. Rapora göre 2015 yılındaki güçlü artışın ardından küresel DYY akışındaki büyüme 2016 yılında bir düşüş yaşamıştır. Dünyada Doğrudan Yabancı Yatırım %2 oranında azalarak 1.75 Trilyon Dolar olarak hesaplanmıştır. Özellikle gelişmekte olan ekonomilere yapılan yatırım %14 gibi bir oranda azalma göstererek; 646 Milyar Dolarda kalmıştır. Tüm bunlara rağmen DYY gelişmekte olan ekonomilerin en önemli dış kaynağı olmaya devam etmektedir.

Gelişmekte olan Asya Ülkelerine 2016 yılında olan DYY akışı 2015 yılına göre %15 düşerek 443 Milyar Dolara gerilemiştir.

Afrika Ülkelerine yapılan DYY oranında ise 2016 yılında bir önceki yıla göre %3 azalma meydana gelmiş ve 59 Milyar Dolarda kalmıştır.

Latin Amerika ve Karayipler’e olan DYY akışı ekonomik durgunluk, zayıf mal fiyatları ve ihracat üzerindeki baskılardan dolayı düşmeye devam etmiş ve 2016 yılında 2015 yılına göre %14 azalarak 142 Milyar Dolar olarak hesaplanmıştır.

En az gelişmiş ekonomilere olan DYY akışı ise %13 azalmış ve 38 Milyar Dolarda kalmıştır.

Gelişmiş ülkelere yapılan doğrudan yabancı yatırımlarda ise %5 artış meydana gelmiş ve 1 Trilyon Dolara

ulaşmıştır. Gelişmiş ekonomilerin küresel yatırım içerisindeki payı %59’a yükselmiştir.

2016 yılında 58 ülkede en az 124 yatırım politikası hayata geçirilmiştir; bazı sanayi alanlarında yabancı yatırımcının piyasaya girme koşulları serbestleştirilmiş ve bazı ülkelerde yabancı yatırımcı için kayıt prosedürleri kolaylaştırılmış ve yeni yatırım teşvikleri sağlanmıştır.

Rapora göre Yabancı Doğrudan Yatırımı ileriye dönük olarak da etkileyecek olan makroekonomik ve kurumsal/dış faktörler şu şekildedir:

Makroekonomik Faktörler:

� Gelişmekte olan Asya Ülkelerinin durumu,

� Amerika ekonomisinin durumu

� AB ekonomisinin durumu

� Parasal genişleme programları

1 http://unctad.org/en/Docs/wir1998_en.pdf2 http://unctad.org/en/PublicationsLibrary/wir2017_en.pdf

Doğrudan Yabancı Yatırımı Etkileyen FaktörlerDoğrudan Yabancı Yatırım (DYY) yatırımcının kurulu bulunduğu ülke dışında fabrika kurması, şube açması, taşınmaz edinmesi veya kısmen bir şirketi/üretim tesisini satın alması gibi reel yani üretime dönük yatırımlardır. DYY ile birlikte yatırım yapılan ülke ve yatırımcı açısından bir takım pozitif sonuçlar doğmaktadır. İstihdamın büyümesi, doğal kaynakların etkin kullanımı, dış ticaret açığının küçülmesi, teknik ve teknolojik bilgi açısından gelişmesi ile birlikte ekonominin ve rekabet gücünün büyümesi bu pozitif sonuçlardandır. Yatırımcı için ise ham madde kaynaklarından yararlanma, yeni pazarlardan faydalanma, ucuz girdi ve daha az vergi ödemek gibi getirileri bulunmaktadır.

Birleşmiş Milletler’ in (BM) 1998 yılında yayımlanan Dünya Yatırım Raporunda1 yatırımı etkileyen faktörler 3 ana başlık altına alınmıştır: yatırım yapılan ülkenin ekonomisi, yatırım ortamına yönelik önlemler ve o ülkedeki politik faktörler.

Politik Faktörler

� DYY Politikaları

� Ekonomik, politik ve sosyal istikrar

� Yabancı yatırımlara ilişkin uluslararası anlaşmalar

� Vergi politikaları

� Ticaret politikası, ticaret politikası ile doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının tutarlılığı

� Özelleştirme politikası

� Piyasaların yapısı ve işleyişine ilişkin politikalar

Ekonomik Faktörler

� Hammadde

� Vasıflı/vasıfsız işgücü

� Düşük Ücretli İşgücü

� Ücretler

� Döviz Kuru

� Pazar büyüklüğü, altyapı, ulaşım

� Teknolojik gelişmişlik, Ar-ge

� Verimlilik arayışı

� Etkin işgücü

Yatırım Ortamına Yönelik Önlemler

� Yatırım promosyonları/teşvikleri

� Yatırım sonrası hizmetler

� Yatırım sonrası sunulan hizmetler

� Yaşam kalitesi

34

ULUSLARARASI RAPORLAR ve TÜRKİYE KARŞILAŞTIRMASI

Page 37: TAKSİS H‣M S M ‣‣ S‣S T SA‣‣ ‣‣ S‣S ‣M S‣S‣ ‣‣ S‣S EİS ... · 2019-02-20 · entegre değer zincirleri sayesinde imalat sürecinin %120 artacağı,

� Petrol dahil, mal fiyatları

� Vergi rejimlerindeki değişiklikler

� Ticaret anlaşmalarındaki değişiklikler

� Küresel finansal düzenlemeler

� Döviz kurundaki oynaklık

� Faiz oranlarının artması

� Yükselen piyasaların borç endişeleri

� Jeopolitik belirsizlik

Kurumsal ve Dış Faktörler:

� Teknolojik değişim/dijital ekonomi

� Küresel kentleşme

� Enerji güvenliği

� Vasıflı işgücünün bulunması

� Açık denizlerde kurumsal operasyonlar için yabancı kaynak kullanmadaki değişim

� Gıda güvenliği

� İklim değişikliği

� Göçmenler

� Siber tehdit ve data güvenliği

� Sosyal istikrarsızlık

� Doğal afetler

� Terörizm

Türkiye’ye yapılan doğrudan yabancı yatırım %31 oranında düşerek 2016 yılında 12 trilyon dolar olmuştur. Yapılan yatırımların yarısı imalat sektöründe gerçekleşmiştir; ki bu durum ülkemizde birbirinden farklı sanayi yapısı olduğunu yansıtmaktadır.

ŞEKİL 1: En Çok Yatırım Yapılan Ülkeler

ŞEKİL 2: En Çok Yatırım Yapan Ülkeler

TABLO 1: 2017-2019 Yatırım Değerlendirmesi

Yatırım Yapmayı Vaat Eden Ülke Sıralaması1

Yatırım Almayı Vaat Eden Ülke Sıralaması2

1 Çin (58) Amerika (40)

2 Amerika (54) Çin (36)

3 Almanya (31) Hindistan (20)

4 İngiltere (29) Endonezya (11)

5 Japonya (20) Tayland (11)

6 Hindistan (15) Brezilya (9)

7 Fransa (14) İngiltere (7)

8 Birleşik Arap Emir. (13) Almanya (7)

9 İtalya (10) Meksika (7)

10 Güney Kore (10) Filipinler (6)

11 Hollanda (10) İspanya (5)

12 İspanya (9) Vietnam (4)

13 Kanada (9) Singapur (4)

14 Türkiye (9) Kanada (4)

15 Güney Afrika (7) Avusturalya (3)

Tabloda; UNTCAD raporu için hazırlanan yatırım teşvik acentalarına (IPA) ve çok uluslu şirketlere (MNEs) yapılan 2017-2019 yatırım değerlendirmesi anketlerine göre bu yıllar arasında en çok yatırım yapmayı ve yatırım almayı vaat eden ülkeler sıralaması verilmiştir. ABD en çok yatırım yapmayı vaat eden ülke olarak ilk sırayı alırken en fazla yatırım alan ülke sıralamasında 2. sırada yer almıştır. Buna karşılık Çin, ABD ile çapraz bir şekilde konumlanarak en fazla yatırım almayı vaat eden ülke olmuş ve yatırım yapmak konusunda da 2. sırada yer almıştır.

1 UNCTAD IPA survey2 UNCTAD MNEs survey 35

ULUSLARARASI RAPORLAR ve TÜRKİYE KARŞILAŞTIRMASI

Page 38: TAKSİS H‣M S M ‣‣ S‣S T SA‣‣ ‣‣ S‣S ‣M S‣S‣ ‣‣ S‣S EİS ... · 2019-02-20 · entegre değer zincirleri sayesinde imalat sürecinin %120 artacağı,

DÜNYA BANKASI İŞ YAPMA KOLAYLIĞI 2018 – İSTİHDAM İÇİN REFORM RAPORU1

Dünya Bankası’nın İş Yapma Kolaylığı Raporu 2003 yılında yayımlanmaya başlamış ve İş Yapma Kolaylığı 2018 – İstihdam için Reform raporu ile birlikte 15. rapor oluşturulmuştur.

İş Yapma Kolaylığı endeksi; iş kurma, inşaat izinleri, elektrik temini, tapu siciline kayıt, kredi alma, azınlık yatırımcılarının korunması, vergi ödeme, sınır ötesi ticaret, sözleşmelerin uygulanması ve iflasların çözülmesi kriterlerini baz alarak ülkelerin iş yapma kolaylığını değerlendirmektedir.

Öte yandan bu endeks, politik güvenlik, makroekonomik istikrar, yolsuzluk, işgücü kalitesi ve altyapı gibi yatırımı etkileyen unsurları ölçmemektedir. Ayrıca yabancı yatırıma özgü düzenlemeler üzerinde de odaklanmamaktadır.

İş yapma kolaylığı endeksi 190 ülkeyi kapsamakta ve ekonomilerin sıralamadaki yerleri, toplam sınıra uzaklık puanlarının derecelendirilmesi yoluyla belirlenmektedir.

İş Yapma Kolaylığı Endeksi ayrıca iş dünyasında yapılan düzenlemeleri ve gelişmeleri de değerlendirmektedir. Ülkeler yaptıkları ekonomik ve politik reformların faydalarını ve sonuçlarını görmüş ve bu düzenlemeleri daha da geliştirmiştir. Rapordaki 190 ekonominin 119’u 2016/2017 yıllarında en az bir düzenlemeyi yürürlüğe sokmuş ve bunların %79,8’i takip eden 2. yılda da yeni bir düzenleme daha yürürlüğe sokmuştur.

İş Yapma Kolaylığı Endeksi Kriterleri:

1. İş kurmaBaşka bir ülkede iş kurmak isteyen bir yatırımcının yapması gereken tüm işlemleri, bu işlemler için ayrılan zaman ve maliyetleri kapsar.

2. İnşaat izinleri

Yatırımcının iş kuracağı ülkede inşaat

izinlerini alması ile ilgili yapması gereken

işlemleri, bu işlemler için harcanan süre

ve maliyeti kapsar.

3. Elektrik temini

İş kurulacak ülkede bir işletmenin

elektrik bağlantısını kurması, bu iş için

ayrılan süre maliyet ve ülkelerin enerji

tedarik güvenliği unsurlarını kapsar.

4. Tapu siciline kayıt

Yatırımcının başka bir şirkete ait bir

mülkiyeti alması ve kendi üzerine

geçirmesi için yapılması gereken tüm

işlemler, bu işlemler için harcanan süre

ve maliyetler bu başlıkta değerlendirilir.

Tapu İdaresi sisteminin kalitesi, altyapı

güvenliği ve coğrafi kapsam gibi alt

kıvrımları da kapsamaktadır.

5. Kredi alma

Yatırımcının borç alması veya borç

vermesi durumunda devreye girecek

olan sistemin kalitesi, bilgi paylaşımları ve

yasal haklarını kapsamaktadır.

6. Azınlık yatırımcılarının korunması

Yatırımcının kuruluşta mal varlığının

kötüye kullanılmasına karşı azınlık

haklarının korunmasını kapsamaktadır.

7. Vergi ödeme

Ödemeler, zaman, toplam vergi, katkı

oranı gibi tüm vergi düzenlemelerini

kapsamaktadır.

8. Sınır ötesi ticaret

Ürünlerin ihracatında ve ithalatında

harcanan zaman ve masrafları

kapsamaktadır.

9. Sözleşmelerin uygulanması

Ticari bir anlaşmazlığı çözmek için

harcanan zaman ve masraflar ile yargı

sürecinin kalitesini kapsamaktadır.

10. İflasların çözülmesiTicari bir iflas için harcanan zaman, masraf, iflasın sonuçları ve toparlanma oranı ile iflas için çizilen yasal çerçevenin güçlülüğünü kapsamaktadır.

İş Yapma Kolaylığı 2018 Raporuna göre Türkiye

Bu endeks kapsamında Türkiye, 100 üzerinden 69,14 puan alarak 190 ülke içinde en kolay iş yapılan 60. ülke olmuştur. Geçtiğimiz yıla göre 9 basamak yükselen Türkiye, puanını 1.16 puan artırmıştır. Bu ve geçtiğimiz yılki raporlara göre Yeni Zelanda üst üste iki yıl dünyanın en kolay iş yapılan ülkesi olmuştur. Yeni Zelanda’yı; Singapur, Danimarka, Güney Kore, Hong Kong, ABD, Birleşik Krallık, Norveç, Gürcistan ve İsveç takip etmiştir. Türkiye çeşitli reformlarla, iş hayatını düzenleyen bazı uygulamaları hayata geçirmiş ve bu sayede puanını ve sıralamasını artırmayı başarmıştır.

İş Yapma Kolaylığı 2018 Raporu’na göre:

Türkiye, mülkiyetin transferinde harcanan masrafları (vergi oranını) %4 ten %3 e düşürerek tapu siciline kaydı kolaylaştırmıştır.

Türkiye, imtiyazlı kredi sağlayanlara tam öncelik vererek veya yargı kararı olmaksızın (ilamsız) icraya izin vererek borç alanın ve verenin yasal haklarını güçlendirmiş ve kredi alma kriteri puanını artırmıştır.

Türkiye, kişisel verileri korumada yeni bir kanun çıkartarak kredi bilgi sistemini geliştirmiştir.

Türkiye, olağanüstü hal öncesi ve sırasında başlatılan iflas başvurularını askıya alması nedeniyle iflasların çözülmesini ise zorlaştırmıştır.

1 http://www.doingbusiness.org/~/media/WBG/DoingBusiness/Documents/Annual-Reports/English/DB2018-Full-Report.pdf

36

ULUSLARARASI RAPORLAR ve TÜRKİYE KARŞILAŞTIRMASI

Page 39: TAKSİS H‣M S M ‣‣ S‣S T SA‣‣ ‣‣ S‣S ‣M S‣S‣ ‣‣ S‣S EİS ... · 2019-02-20 · entegre değer zincirleri sayesinde imalat sürecinin %120 artacağı,

TABLO 2: 2018 Yılı İş Yapma Kolaylığı Endeksi Ülkeler Sıralaması*

Dünya Sıralaması Ülke

İş Yapma Kolaylığı

Puanı

Bir önceki yıla göre puan

değişimi

1 Yeni Zelanda 86.55 -0.18

2 Singapur 84.57 +0.04

3 Danimarka 84.06 -0.01

4 Güney Kore 83.92 0.00

5 Hong Kong, Çin 83.44 +0.29

6 ABD 82.54 -0.01

7 İngiltere 82.22 -0.12

8 Norveç 82.16 -0.25

9 Gürcistan 82.04 +2.12

10 İsveç 81.27 +0.03

11 Makedonya 81.18 -0.21

12 Estonya 80.80 +0.05

13 Finlandiya 80.37 -0.11

14 Avustralya 80.14 0.00

15 Tayvan 80.07 +0.41

16 Litvanya 79.87 +1.05

17 İrlanda 79.51 -0.19

18 Kanada 79.29 -0.09

19 Letonya 79.26 -0.79

20 Almanya 79.00 -0.19

21 Bir. Arap Emir. 78.73 +1.87

22 Avusturya 78.54 -0.15

23 İzlanda 78.50 +0.01

24 Malezya 78.43 +0.96

25 Moritus 77.54 +2.09

26 Tayland 77.44 +5.68

27 Poland 77.30 +0.18

28 İspanya 77.02 0.00

29 Portekiz 76.84 -0.14

30 Çekya 76.27 +0.03

31 Fransa 76.13 -0.06

32 Hollanda 76.03 +0.51

33 İsviçre 75.92 +0.19

34 Japonya 75.68 +0.07

35 Rusya 75.50 +0.81

36 Kazakistan 75.44 +1.06

37 Slovenya 75.42 +0.99

38 Beyaz Rusya 75.06 +0.55

39 Slovakya 74.90 -0.25

40 Kosova 73.49 +4.98

Dünya Sıralaması Ülke

İş Yapma Kolaylığı

Puanı

Bir önceki yıla göre puan

değişimi

41 Ruanda 73.40 +3.21

42 Karadağ 73.18 +1.64

43 Sırbistan 73.13 +0.26

44 Moldova 73.00 +0.20

45 Romanya 72.87 +0.17

46 İtalya 72.70 +1.15

47 Ermenistan 72.51 +0.59

48 Macaristan 72.39 +0.26

49 Meksika 72.27 +0.18

50 Bulgaristan 71.91 +0.10

51 Hırvatistan 71.70 +0.05

52 Belçika 71.69 -0.23

53 Kıbrıs 71.63 -0.49

54 Israil 71.42 +0.05

55 Şili 71.22 +0.37

56 Brunei Darüsselam 70.60 +5.83

57 Azerbaycan 70.19 +3.12

58 Peru 69.45 +0.01

59 Kolombiya 69.41 -0.11

60 Türkiye 69.14 +1.16

61 Kosta Rika 69.13 +1.23

62 Moğolistan 69.03 +1.27

63 Lüksemburg 69.01 +0.35

64 Porto Riko 68.85 +0.05

65 Arnavutluk 68.70 + 0.96

66 Bahreyn 68.13 +0.01

67 Yunanistan 68.02 +0.01

68 Vietnam 67.93 +2.85

69 Fas 67.91 -0.03

70 Jamaika 67.27 +0.57

71 Umman 67.20 +0.08

72 Endonezya 66.47 +2.25

73 El Salvador 66.42 +3.54

74 Özbekistan 66.33 +4.46

75 Bhutan 66.27 +1.06

76 Ukrayna 65.75 +1.90

77 Kırgızistan 65.70 +0.54

78 Çin 65.29 +0.40

79 Panama 65.27 +1.25

80 Kenya 65.15 +2.59

* http://www.doingbusiness.org/~/media/WBG/DoingBusiness/Documents/Annual-Reports/English/DB2018-Full-Report.pdf

37

ULUSLARARASI RAPORLAR ve TÜRKİYE KARŞILAŞTIRMASI

Page 40: TAKSİS H‣M S M ‣‣ S‣S T SA‣‣ ‣‣ S‣S ‣M S‣S‣ ‣‣ S‣S EİS ... · 2019-02-20 · entegre değer zincirleri sayesinde imalat sürecinin %120 artacağı,

TABLO 3: İş Yapma Kolaylığı Sıralaması – Türkiye

İş Yapma Kolaylığı Kriterleri 2017 Sıralaması 2018 Sıralaması

İş Yapma Kolaylığı Sıralaması (0-190) 69 60

İş Kurma 79 80

İnşaat İzinleri 102 96

Elektrik Temini 58 55

Tapu Siciline Kayıt 54 46

Kredi Alma 82 77

Azınlık Yatırımcılarının Korunması 22 20

Vergi Ödeme 128 88

Sınır Ötesi Ticaret 70 71

Sözleşmelerin Uygulanması 31 30

İflasların Çözümü 126 139

2 https://www.weforum.org/reports/the-global-competitiveness-report-2017-2018

TABLO 4: Türkiye’ de İş Yapmayı Olumsuz Etkileyen Faktörler

İş Yapmayı Olumsuz Etkileyen Faktörler Puanlama

Politik İstikrarsızlık 13.7

Finansmana Erişim 11.8

Yeterli Eğitilmemiş İşgücü 11.7

Döviz Kuru Düzenlemeleri 9.1

Yetersiz Bürokrasi 8.9

Enflasyon 7.9

Vergi Oranları 7.4

Hükümet İstikrarsızlığı/Darbe 7.3

Yetersiz Altyapı Desteği 6.2

Yetersiz İnovasyon Kapasitesi 5.3

Vergi Düzenlemeleri 4.0

Yerel İşgücünde Zayıf İş Etiği 2.9

Sınırlayıcı İstihdam Düzenlemeleri 2.4

Zayıf Halk Sağlığı 0.8

Suç ve Hırsızlık 0.3

Yolsuzluk 0.3

Rapor kapsamında ayrıca yapılan bir anket çalışmasında Türkiye’de iş yapmayı olumsuz etkileyen faktörler belirlenmiştir:

Not: WEF yaptığı ankette katılımcılara kendi ülkelerinde iş yapmak için listedeki faktörlerden en problemli 5 faktörü seçmeleri ve bu faktörleri 1’den 5’e kadar puanlamalarını istedi. (1=en problemli). Sonuçlar puanların toplanması ile elde edilmiştir.

İş yapma kolaylığını ele alan bu raporun yanı sıra; Dünya Ekonomik Forumu (WEF)2 tarafından 1979 yılından bu yana her yıl yayımlanan Küresel Rekabetçilik Raporu’nda da (Global Competitiveness Report) iş yapmayı etkileyen faktörler ele alınmaktadır. Söz konusu raporda “Küresel Rekabet Endeksi” yardımıyla ülkelerin uluslararası rekabet gücü sıralanmaktadır. Bu sıralamada Türkiye 2017-2018 yılında, 137 ülke arasında 53. sırada yer almaktadır. 2016 verilerine göre Ülkemiz; pazar büyüklüğünde yükseliş kaydetmiş 17. Sıradan 14. sıraya yükselmiştir ve geçen yıllara göre inovasyon alanında ise gelişme sağlanmış ve 71. sıradan 69. sıraya yükselmiştir.

38

ULUSLARARASI RAPORLAR ve TÜRKİYE KARŞILAŞTIRMASI

Page 41: TAKSİS H‣M S M ‣‣ S‣S T SA‣‣ ‣‣ S‣S ‣M S‣S‣ ‣‣ S‣S EİS ... · 2019-02-20 · entegre değer zincirleri sayesinde imalat sürecinin %120 artacağı,

1 https://www.ekonomi.gov.tr/portal/faces/home/yatirim/uluslararasiYatirim/uluslararasi-dogrudan-yatirim;jsessionid=qTA65_TqiKLnALd6I3jboi4PZpa7dePocBjHOe99Q4A0ZZGRrV2g!-1528244030?_afrLoop=29239836080931189&_afrWindowMode=0&_afrWindowId=null&_adf.ctrl-state=scadsbrbv_1#!%40%40%3F_afrWindowId%3Dnull%26_afrLoop%3D29239836080931189%26_afrWindowMode%3D0%26_adf.ctrl-state%3Dscadsbrbv_5

2018 yılı Ocak-Nisan döneminde 1,7 milyar ABD Doları olan uluslararası doğrudan yatırım girişinin 638 milyon doları enerji sektöründen, 371 milyon doları ise imalat sektöründen kaynaklanmıştır (Tablo 2).

Tablo 1- Uluslararası Doğrudan Yatırım Sermaye Girişlerinin Sektörlere Göre Dağılımı (2017-2018/Nisan)

(Milyon $)

SektörlerOcak-Nisan

2017 2018Tarım, Avcılık , Ormancılık ve Balıkçılık 7 8

Madencilik ve Taşocakçılığı 3 25

İmalat Sanayii 498 371

Gıda Ürünleri, İçecek ve Tütün İmalatı 53 83

Tekstil Ürünleri İmalatı 19 19

Kimyasal Madde ve Ürünlerin İmalatı 52 71

B.Y.S. Makine ve Teçhizat İmalatı 21 10

Elektrikli Optik Aletler İmalatı 15 35

Motorlu Kara Taşıtı , Römork ve Yarı-Römork İmalatı 18 47

Diğer İmalat 320 106

Elektrik, Gaz ve Su 145 638

İnşaat 53 41

Toptan ve Perakende Ticaret, 137 107

Oteller ve Lokantalar 14 88

Ulaştırma, Haberleşme ve Depolama 289 131

Mali Aracı Kuruluşların Faaliyetleri 1.067 161

Gayrimenkul Kiralama ve İş Faaliyetleri 11 15

Sağlık İşleri ve Sosyal Hizmetler 14 23

Diğer Toplumsal, Sosyal ve Kişisel Hizmet 535 81

Toplam 2.773 1.689

Geçici Veriler, Kaynak: T.C. Merkez Bankası

ULUSLARARASI DOĞRUDAN YATIRIM ALANINDA TÜRKİYE’NİN DURUMU

Ekonomi Bakanlığı tarafından hazırlanan “Uluslararası Doğrudan Yatırım Verileri Bülteni-Nisan 2018” raporunda1 Uluslararası Doğrudan Yatırım (UDY) alanında ülke profilimizin detaylı bir analizi ortaya konulmuştur.

Yabancı sermaye bir ülkeye yatırım yapmak istediğinde bunu çeşitli şekillerde yapabilir. UDY bunlardan bir tanesidir. OECD verilerine göre UDY “Yatırımcının uzun vadeli bir bakış açısıyla başka bir ekonomi içinde faaliyet gösteren bir şirkete yaptığı

sınır ötesi yatırım” olarak tanımlanmaktadır. Ayrıca UDY’ ler de kendi arasında; sıfırdan yeni bir şirketin kurulumu, uluslararası bir firmanın şubesinin açılması ve şirket birleşmesi şeklinde çeşitlilik göstermektedir.

Uluslararası yatırımcıların Türkiye’deki yeni veya mevcut şirketleri ile iştirak ettikleri yerli sermayeli şirketlerdeki ortaklık paylarına ilişkin transferleri içeren sermaye girişi, 2018 Nisan ayında 233 milyon ABD Doları düzeyinde gerçekleşmiştir.

2018 yılı Ocak-Nisan döneminde nakit sermaye girişinin % 63,4’ü AB ülkeleri kaynaklıdır. Ayrıca aynı dönemin 2017 verilerine bakıldığında ABD kaynaklı yatırımların arttığı görülmektedir (Tablo 2).

Tablo 2- Uluslararası Doğrudan Yatırım Sermaye Girişlerinin Ülkelere Göre Dağılımı (2017-2018/Nisan)

(Milyon $)

ÜlkelerOcak-Nisan

2017 2018

AB Ülkeleri 2.204 1.071

Almanya 124 65

Avusturya 108 316

Fransa 21 13

Hollanda 621 229

İngiltere 32 94

İtalya 29 29

Diğer AB Ülkeleri 1.269 325

Diğer Avrupa Ülkeleri (AB Hariç) 27 146

Afrika Ülkeleri 20 1

A.B.D. 20 120

Kanada 35 1

Orta -Güney Amerika ve Karayipler 3 0

Asya 461 350

Yakın ve Orta Doğu Ülkeleri 337 199

Körfez Ülkeleri 98 87

Diğer Yakın ve Ortadoğu Ülkeleri 239 110

Diğer Asya Ülkeleri 124 151

Diğer Ülkeler 3 0

Toplam 2.773 1.689

Geçici Veriler, Kaynak : T.C. Merkez Bankası

39

ULUSLARARASI RAPORLAR ve TÜRKİYE KARŞILAŞTIRMASI

Page 42: TAKSİS H‣M S M ‣‣ S‣S T SA‣‣ ‣‣ S‣S ‣M S‣S‣ ‣‣ S‣S EİS ... · 2019-02-20 · entegre değer zincirleri sayesinde imalat sürecinin %120 artacağı,

2018 yılı Ocak-Nisan Dönemi Gelişmeleri

2018 yılı Ocak-Nisan döneminde; 2.378 adet uluslararası sermayeli şirketin, başta toptan ve perakende ticaret sektörü olmak üzere gayrimenkul kiralama ve inşaat sektörlerinde faaliyette bulundukları görülmektedir (Tablo 3). İmalat sanayiinde faaliyette bulunan uluslararası sermayeli şirketlerde tekstil imalatı birinci sırada yer almaktadır.

2018 yılı Ocak-Nisan döneminde kayıtlı sermayesi 500.000

doların üzerinde olan 38 adet uluslararası sermayeli şirket, şube

kuruluşu ile yabancı ortak iştiraki gerçekleşmiştir. Bu şirketlerin

14 adedi toptan ve perakende ticaret sektöründe faaliyette

bulunmaktadır (Tablo 3).

Tablo 3- Uluslararası Sermayeli Şirketlerin Sermaye Büyüklüğü Açısından Sektörlere Göre Dağılımı- (2017-2018/Nisan)

( Şirket Sayısı)

Sektörler2017 2018/Nisan

<50.000$50.000$ -200.000$

200.000$ -500.000$

>500.000$ Toplam <50.000$50.000$ -200.000$

200.000$ -500.000$

>500.000$ Toplam

Tarım, Avcılık,Ormancılık ve Balıkçılık 51 18 7 2 78 22 13 3 2 40

Madencilik ve Taşocakçılığı 18 6 1 1 26 3 3 4 1 11

İmalat Sanayii 290 84 24 17 415 125 51 9 5 190

Gıda Ürünleri, İçecek ve Tütün İmalatı 9 3 3 0 15 5 4 0 0 9

Tekstil Ürünleri İmalatı 26 10 0 2 38 15 10 0 1 26

Kimyasal Madde ve Ürünlerin İmalatı 20 6 1 1 28 15 3 0 0 18

B.Y.S. Makine ve Teçhizat İmalatı 25 6 1 1 33 10 3 2 0 15

Motorlu Kara Taşıtı , Römork, Yarı-Rö-mork İm. 8 2 0 0 10 4 2 1 0 7

Diğer İmalat 202 57 19 13 291 76 29 6 4 115

Elektrik, Gaz ve Su 86 16 7 12 121 15 7 0 1 23

İnşaat 368 143 21 14 546 132 49 11 2 194

Toptan ve Perakende Ticaret, 2.040 627 114 53 2.834 813 303 56 14 1.186

Oteller ve Lokantalar 96 14 1 0 111 46 20 3 0 69

Ulaştırma, Haberleşme ve Depolama Hizmetleri 463 103 22 13 601 133 46 5 6 190

Mali Aracı Kuruluşların Faaliyetleri 10 3 0 2 15 2 1 0 0 3

Gayrimenkul Kiralama ve İş Faaliyet-leri 836 146 27 18 1.027 276 69 11 5 361

Diğer Toplumsal, Sosyal ve Kişisel Hizmet Faaliyetleri 305 42 10 6 363 99 6 4 2 111

Toplam 4.563 1.202 234 138 6.137 1.666 568 106 38 2.378

Geçici Veriler, Kaynak: Ekonomi Bakanlığı

40

ULUSLARARASI RAPORLAR ve TÜRKİYE KARŞILAŞTIRMASI

Page 43: TAKSİS H‣M S M ‣‣ S‣S T SA‣‣ ‣‣ S‣S ‣M S‣S‣ ‣‣ S‣S EİS ... · 2019-02-20 · entegre değer zincirleri sayesinde imalat sürecinin %120 artacağı,

2018 yılı Ocak-Nisan döneminde kurulan 2.378 adet uluslararası sermayeli şirketin 1.665 adedi Yakın ve Ortadoğu ülkeleri, 267 adedi AB ülkeleri, 149 adedi ise Kuzey Afrika ülkeleri ortaklı şirketlerdir (Tablo-4).

Tablo 4- Uluslararası Sermayeli Şirketlerin Sermaye Büyüklüğü Açısından Ülkelere Göre Dağılımı - (2017 - 2018/Nisan)

( Şirket Sayısı)

Ülkeler

<50.000$

2017 2018/Nisan

50.000$ -200.000$

200.000$-500.000$

>500.000$ Toplam <50.000$50.000$ -200.000$

200.000$-500.000$

>500.000$ Toplam

AB Ülkeleri 691 121 49 57 918 214 30 12 11 267

Almanya 218 45 19 12 294 63 11 4 3 81

Hollanda 68 15 14 12 109 21 6 2 1 30

İngiltere 81 14 4 3 102 25 1 0 3 29

İtalya 37 5 1 1 44 7 4 1 2 14

Diğer AB Ülkeleri 287 42 11 29 369 98 8 5 2 113

Diğer Avrupa Ülkeleri (AB Hariç) 294 34 17 16 361 79 10 3 2 94

Kuzey Afrika Ülkeleri 307 73 14 1 395 108 33 8 0 149

Diğer Afrika Ülkeleri 75 7 1 1 84 21 5 2 0 28

Kuzey Amerika 89 12 3 6 110 21 4 2 0 27

A.B.D. 64 8 3 6 81 13 3 1 0 17

Kanada 25 4 0 0 29 8 1 1 0 10

Orta ve Güney Amerika, Karayipler 10 2 1 0 13 8 1 0 0 9

Yakın ve Orta Doğu Ülkeleri 2.734 880 135 44 3.793 1.108 468 71 18 1.665

Diğer Asya 345 71 13 12 441 104 17 7 7 135

Diğer Ülkeler 18 2 1 1 22 3 0 1 0 4

Toplam 4.563 1.202 234 138 6.137 1.666 568 106 38 2.378

Geçici Veriler , Kaynak : Ekonomi Bakanlığı

61.499 adet uluslararası sermayeli şirketin illere göre dağılımına bakıldığında; İstanbul ilinin 37.336 adet ile birinci sırada yer aldığı görülmektedir. İstanbul ilini Antalya (5.389 adet), Ankara (3.155 adet) ve İzmir (2.633 adet) illeri takip etmektedir (Tablo 5).

Tablo 5- Uluslararası Sermayeli Şirketlerin Sayıları-nın İllere Göre Dağılımı (İlk 10 İl)

İl Şirket Sayısı (1954-2018/Nisan)

İSTANBUL 37.336

ANTALYA 5.389

ANKARA 3.155

İZMİR 2.633

MERSİN 2.247

GAZİANTEP 1.753

MUĞLA 1.673

HATAY 1.157

BURSA 699

AYDIN 680

Diğer İller 4.777

Toplam 61.499

Geçici Veriler, Kaynak : Ekonomi Bakanlığı

41

ULUSLARARASI RAPORLAR ve TÜRKİYE KARŞILAŞTIRMASI

Page 44: TAKSİS H‣M S M ‣‣ S‣S T SA‣‣ ‣‣ S‣S ‣M S‣S‣ ‣‣ S‣S EİS ... · 2019-02-20 · entegre değer zincirleri sayesinde imalat sürecinin %120 artacağı,

61.499 adet uluslararası sermayeli şirketin, başta toptan ve perakende ticaret olmak üzere, gayrimenkul kiralama ve iş faaliyetleri ve imalat sanayi sektörlerinde faaliyette bulundukları görülmektedir. İmalat sanayiinde faaliyette bulunan uluslararası sermayeli şirketlerde kimyasal madde ve ürünleri imalatı birinci sırada yer alırken, bunu tekstil ürünleri imalatı ve gıda ürünleri, içecek ve tütün imalatı izlemektedir (Tablo 6).

61.499 adet uluslararası sermayeli şirketin ülke gruplarına göre dağılımına bakıldığında ise Yakın ve Orta Doğu ülkeleri ortaklı girişim sayısının 23.087 adet ile birinci sırada yer aldığı görülmektedir. AB ülkeleri ortaklı uluslararası sermayeli şirketlerin içinde Almanya 7.227 adet şirket ile birinci sırayı alırken, Almanya’yı İngiltere (3.117 adet) ve Hollanda (2.832 adet) izlemektedir (Tablo 7).

Tablo 7- Uluslararası Sermayeli Şirketlerin Sayısının Ülkelere Göre Dağılımı (2017-2018/Nisan)( Şirket Sayısı)

Ülkeler / 2017Ocak- Nisan 1954-2018/ Nisan

2018 ToplamAB Ülkeleri 307 267 22.868

Almanya 95 81 7.227Hollanda 37 30 2.832İngiltere 28 29 3.117İtalya 10 14 1.433Diğer AB Ülkeleri 137 113 8.259

Diğer Avrupa Ülkeleri (AB Hariç) 114 94 5.403Afrika Ülkeleri 153 177 2.720Kuzey Amerika 38 27 2.229

A.B.D. 29 17 1.824Kanada 9 10 405

Orta ve Güney Amerika, Karayipler 4 9 280Yakın ve Orta Doğu Ülkeleri 1.175 1.665 23.087Diğer Asya 132 135 4.378

Çin Halk Cum. 24 25 960Güney Kore Cum. 9 3 340Diğer 99 107 3.078

Diğer Ülkeler 7 4 534Toplam 1.930 2.378 61.499

Geçici Veriler, Kaynak : Ekonomi Bakanlığı

Tablo 6- Uluslararası Sermayeli Şirketlerin Sayılarının Sektörlere Göre Dağılımı - (2017 - 2018/Nisan)

(Şirket Sayısı)

SektörlerOcak- Nisan 1954-2018/ Nisan2017 2018 Toplam

Tarım, Avcılık,Ormancılık ve Balıkçılık 21 40 871

Madencilik ve Taşocakçılığı 5 11 767

İmalat Sanayii 105 190 7.210

Gıda Ürünleri, İçecek ve Tütün İmalatı 4 9 597

Tekstil Ürünleri İmalatı 4 26 738

Kimyasal Madde ve Ürünlerin İmalatı 7 18 753

B.Y.S. Makine ve Teçhizat İmalatı 5 15 587

Motorlu Kara Taşıtı , Römork,Yarı-Römork İm. 7 338

Diğer İmalat 85 115 4.197

Elektrik, Gaz ve Su 52 23 1.553

İnşaat 186 194 5.500

Toptan ve Perakende Ticaret, 879 1.186 23.572

Oteller ve Lokantalar 50 69 2.474

Ulaştırma, Haberleşme ve Depolama Hizmetleri 176 190 5.942

Mali Aracı Kuruluşların Faaliyetleri 7 3 433

Gayrimenkul Kiralama ve İş Faaliyetleri 324 361 9.980

Diğer Toplumsal, Sosyal ve Kişisel Hizmet Faaliyetleri 125 111 3.197

Toplam 1.930 2.378 61.499Geçici Veriler, Kaynak: Ekonomi Bakanlığı

42

ULUSLARARASI RAPORLAR ve TÜRKİYE KARŞILAŞTIRMASI

Page 45: TAKSİS H‣M S M ‣‣ S‣S T SA‣‣ ‣‣ S‣S ‣M S‣S‣ ‣‣ S‣S EİS ... · 2019-02-20 · entegre değer zincirleri sayesinde imalat sürecinin %120 artacağı,

HABERLER

Page 46: TAKSİS H‣M S M ‣‣ S‣S T SA‣‣ ‣‣ S‣S ‣M S‣S‣ ‣‣ S‣S EİS ... · 2019-02-20 · entegre değer zincirleri sayesinde imalat sürecinin %120 artacağı,

ILO 107. Uluslararası Çalışma Konferansı Gerçekleştirildi

Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) 107. Uluslararası Çalışma Konferansı, üye devletlerin hükümet, işveren ve işçi temsilcilerinin katılımı ile 27 Mayıs – 8 Haziran 2018 tarihleri arasında Cenevre’de Birleşmiş Milletler Sarayı’nda toplandı.

107. Uluslararası Çalışma Konferansı’nda Türkiye’den Hükümet Delegesi olarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu, İşveren Delegesi sıfatıyla TİSK Yönetim Kurulu Başkanı Kudret Önen ve Çalışan Delegesi sıfatıyla MEMUR-SEN Genel Başkanı Ali Yalçın 5 Haziran 2018 tarihinde Genel Kurula hitaben birer konuşma yaptı.

Bakan Sarıeroğlu, Genel Kurul konuşmasında Türkiye olarak; kadınları, gençleri ve engellileri koruyarak onları çalışma hayatının öznesi haline getirecek çok yönlü bir istihdam politikası belirlediklerini, bu çerçevede, son 10 yılda yaklaşık 9 milyon kişilik işgücü artışı gerçekleştirdiklerini, bu istihdam artışıyla OECD ve AB ülkeleri arasında en başarılı ülke konumuna ulaştıklarını, geçen yıl başında başlatılan ve bu yıl da ikinci bölümü devam eden Milli İstihdam Seferberliği kapsamında 2017’de 1,5 milyon ek istihdam rakamına ulaşıldığını,

2020’ye kadar ilave istihdam edilecek her bir kadın için sigorta primlerini ve vergilerini 18 ay boyunca devlet olarak karşıladıklarını ifade etti. Sarıeroğlu, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana en büyük göç olgusuyla karşı karşıya olunduğunu ifade ederek, Suriye krizinin istihdam piyasalarını etkilemeye devam ettiğini, bugüne kadar ülkemizde geçici koruma altında olanlara yapılan yardımların mali tutarının 30 milyar doları

aşmış olduğunu, tüm dünyada yaptığımız insani yardımlarla dünyanın en cömert ülkesi olma sıfatını gururla taşıdığımızı vurguladı.

TİSK Yönetim Kurulu Başkanı Kudret Önen, gelecek yıl ILO’nun 100. yılının kutlanacağını, bu nedenle ILO’nun önümüzdeki döneme yönelik yeni yol haritasını oluşturmaya öncelik vermesi gerektiğini vurgulamıştır. Önen ayrıca,

44

HABERLER

Page 47: TAKSİS H‣M S M ‣‣ S‣S T SA‣‣ ‣‣ S‣S ‣M S‣S‣ ‣‣ S‣S EİS ... · 2019-02-20 · entegre değer zincirleri sayesinde imalat sürecinin %120 artacağı,

100. yılı kutlamanın en iyi yolunun üçlü yapı tarafından karşılaşılan bütün sosyal ve ekonomik güçlükleri ele alacak biçimde ILO’nun etki alanını genişletmek olduğunu, kadınların işgücü piyasasına etkin katılımlarını ekonomilerimizin genel başarısı için bir ön şart olarak kabul ettiklerini, işyerlerinde kadınların daha fazla yer alması için ILO’nun ve üçlü yapının yapacağı birçok çalışma olduğunu ifade etti. Öte yandan Konferans gündemindeki şiddet ve tacizin önlenmesi konusunun işverenler için çok önemli bir konu olduğunun altını

çizen Kudret Önen, uygulamada taciz ve şiddetin tanımı konusunda birçok belirsizlik bulunduğunu, bu olumsuz davranışlara karşı alınması muhtemel tedbirler konusunda, hukuki belirsizliklere neden olunmaması ve üye ülkelerdeki değişik gerçekliklerin dikkate alınması gerektiğini belirtti.

MEMUR-SEN Genel Başkanı Ali Yalçın, gerginliğin sürekli arttığı bir dünya fotoğrafıyla karşı karşıya olduğumuzu, insanı, onuru, emeği korumak, barışı sağlamak ve sürdürmek için çok daha

yorucu ve etkili çalışmalar gerektiğini belirtmiştir. Bunlara ek olarak; ‘Diyalog’, ‘Uzlaşma’ ve ‘Dayanışma’yı anahtar kavramlar kabul eden Konferansın, üçlü yapısının bütün unsurlarıyla bu konuda öncü olmak durumunda olduğunu, BM ve ILO’nun sürdürülebilir kalkınma hedefli çabalarını çok değerli bulduğunu kaydeden Yalçın bu çabaların yanına ‘adil paylaşma’ hedefinin de temel bir başlık olarak eklenmesi gerektiğini kaydetti.

Konferans’ın bu yılki gündeminde daimi maddelerin yanı sıra, aşağıdaki konular yer aldı:

� Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nin Desteklenmesi için ILO’nun Kalkınma Alanındaki Etkin İşbirliği

� Çalışma Hayatında Şiddet ve Tacizin Önlenmesi

� 2008 tarihli “Adil Küreselleşme İçin Sosyal Adalet” hakkındaki ILO Bildirgesi’nin Etkilerinin Değerlendirilmesi

� 21, 50, 64, 65, 86 ve 104 sayılı ILO Sözleşmeleri ile 7, 61 ve 62 sayılı ILO Tavsiye Kararlarının Kaldırılması

ILO Genel Müdürü Guy Ryder Genel Kurula hitaben yaptığı konuşmada

45

HABERLER

Page 48: TAKSİS H‣M S M ‣‣ S‣S T SA‣‣ ‣‣ S‣S ‣M S‣S‣ ‣‣ S‣S EİS ... · 2019-02-20 · entegre değer zincirleri sayesinde imalat sürecinin %120 artacağı,

üç taraflı yapının ve mutabakatın ILO açısından her zamankinden daha değerli bir ihtiyaç olduğunu, gündem maddeler konusunda yürütülecek müzakerelerin bu kendine özgü uluslararası kuruluşun gelecek yüzyılına ışık tutacağını belirtti.

ILO Genel Müdürü, Konferans’a üç bölümden oluşan bir rapor sundu. Rapor’un ilk bölümü ILO’nun Yüzüncü Yıl Girişimleri kapsamında başlatılan “Kadın İnisiyatif”e odaklanırken, ikinci bölümü ILO’nun 2016-2017 Programının uygulama sonuçlarını içerdi. Rapor’un üçüncü bölümünde ise, işgal edilen Arap topraklarındaki işçilerin durumu hakkındaki bilgiler yer aldı.

Aplikasyon KomitesiUluslararası Çalışma Standartlarına üye ülkelerin uyumlarını değerlendiren Aplikasyon Komitesi, 107. Uluslararası Çalışma Konferansı kapsamında önemli tartışmalara sahne oldu. Komite çalışmalarına zemin hazırlamak üzere Uzmanlar Komitesi’nin hazırladığı raporlar çerçevesinde yürütülen müzakerelerde öncelikle çalışma süreleri ile ilgili 1, 14, 30, 47, 89, 106, 132, 171, 175 sayılı ILO Sözleşmeleri ile 13, 98, 103, 116, 178 ve 182 sayılı ILO Tavsiye Kararları hakkında değerlendirmede bulunuldu.

Komite çalışmalarının ikinci bölümünde

üye ülkelerin uyum sorunlarına ilişkin

değerlendirmelerde bulunuldu. Komite

çalışmaları kapsamında 24 ülkelik kısa

liste ve ilgili ILO Sözleşmeleri aşağıdaki

şekilde oluştu:

ILO’nun Kalkınma Alanındaki Etkin İşbirliği ILO’nun Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri çerçevesinde uluslararası alanda yürütülen işbirliğine ve Birleşmiş Milletler bünyesinde platformlara daha etkin katılabilmesi büyük önem taşımaktaydı. ILO Yönetim Kurulu’nun bu çalışmaların koordinasyonu için 107. Uluslararası Çalışma Konferansı bünyesinde özel bir gündem maddesi tespit etmesi sonucunda konu üç taraflı tartışmaya açılmıştır. Komite üyeleri, küresel düzeydeki sosyal, ekonomik ve çevresel eğilimlerden ve iş dünyasındaki değişikliklerden kaynaklanan büyük zorluklar ve fırsatlar hakkında değerlendirmelerde bulunmuştur.

Çalışma Hayatında Şiddet ve Tacizin ÖnlenmesiKomite’de 2019 yılındaki 108. Konferans kapsamında kabul edilmesi beklenen Sözleşme ve Tavsiye Kararı’nın hazırlık çalışmaları

yürütülmüştür.

Şiddet ve taciz eylemlerinin genelde toplum hayatı ile yakından ilgili olması karşısında, sadece işyerlerinde alınacak tedbirlerle önlenmesi de mümkün görünmediği işveren temsilcileri tarafından önemle belirtilmiştir.

Temel Çalışma Hakları ve İlkelerine İlişkin Görüşme Genel görüşme kapsamında 1998 tarihli ILO Çalışma Yaşamında Temel İlkeler ve Haklar Bildirgesi kapsamında yapılan tartışmalarda sosyal diyalog konusunda üç taraflı değerlendirmede bulunulmuştur.

Sosyal Diyalog konulu Komite, sosyal diyaloğu ve üç taraflılığı teşvik etmek için bir dizi önlem içeren yeni bir eylem çerçevesini karara bağlamıştır. Kararda ILO’nun üye ülke hükümetleri ile ulusal işçi ve işveren teşkilatlarına her düzeyde kapasite geliştirme desteği sağlanarak, araştırma ve eğitim faaliyetlerinin artırılması yoluyla sosyal diyaloğu güçlendirmeye yardımcı olma çağrısında bulunulmuştur.

BahreynBeyaz RusyaBrezilyaCezayirBotsvanaEl SalvadorEritreHaitiMoldovaSırbistanHondurasKamboçyaLibyaMalezyaMeksikaMyammarNijeryaGürcistanJaponyaMoritanyaUruguayUkraynaYunanistanSamoa

111 sayılı Sözleşme29 sayılı Sözleşme98 sayılı Sözleşme87 sayılı Sözleşme87 sayılı Sözleşme144 sayılı Sözleşme29 sayılı Sözleşme1,14,30,106 sayılı Sözleşmeler81,129 sayılı Sözleşmeler144 sayılı Sözleşme87 sayılı Sözleşme105 sayılı Sözleşme122 sayılı Sözleşme19 sayılı Sözleşme87 sayılı Sözleşme87 sayılı Sözleşme98 sayılı Sözleşme100 sayılı Sözleşme87 sayılı Sözleşme29 sayılı Sözleşme131 sayılı Sözleşme81 ve 129 sayılı Sözleşmeler98 sayılı Sözleşme182 sayılı Sözleşme

46

HABERLER

Page 49: TAKSİS H‣M S M ‣‣ S‣S T SA‣‣ ‣‣ S‣S ‣M S‣S‣ ‣‣ S‣S EİS ... · 2019-02-20 · entegre değer zincirleri sayesinde imalat sürecinin %120 artacağı,

İŞ DÜNYASI “ÇALIŞMA HAYATI İSTİŞARE TOPLANTISI”NDA BİR ARAYA GELDİ

Konfederasyonumuz tarafından ikincisi düzenlenen Çalışma Hayatı İstişare Toplantısı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Jülide Sarıeroğlu’nun katılımıyla 10 Mayıs 2018 tarihinde İstanbul’da gerçekleştirildi. Bakan Sarıeroğlu, hayata geçirdikleri teşvik uygulama sistemin detaylarını “Yeni sistemin, teşviklerden daha etkili faydalanabilmek açısından iş dünyamızın şu anda hizmetine girmiş durumda. İşverenlerimiz ya da insan kaynaklarında işe alım süreçleriyle ilgili çalışmaları

yapan arkadaşlarımız sistemimize girdikleri zaman, e-Devlet üzerinden, yine web sayfamız üzerinden girilebiliyor, firmalarının bilgilerini yazıp, işe alacakları kişinin TC numarasını girdiklerinde hangi teşvikten faydalanabileceklerini görebiliyorlar.” şeklinde açıkladı.

Söz konusu toplantıya, çalışma hayatının paydaşları olan Adalet Bakanlığı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Sosyal Güvenlik Kurumu, Mesleki Yeterlilik Kurumu temsilcileri katılım sağlamış ve çalışma hayatına yönelik mevzuat ve uygulamalar ele alındı.

TİSK Yönetim Kurulu Başkanı Kudret Önen, toplantıda yaptığı konuşmada önemli değerlendirmelerde bulundu. Önen, yeni dünya düzeninde var olabilmenin yolunun güçlü, değişimi yakalamış, hatta değişimin yönünü belirleyen bir ekonomi olmaktan geçtiğini ifade etti.

Kayıtlı işletmelerin rekabet gücünün belirleyicilerinden birinin çalışma mevzuatı olduğunu dile getiren Kudret Önen, Türk iş hukukunun katı ve geleneksel konumunun bu değişim sürecinde

yeniden ele alınması gerektiğini vurguladı. Önen, “İşletmelerin değişime uyum sağlayabilmesine imkân verecek, daha esnek, işletmelerin sürdürülebilirliklerini de dikkate alan yeni bir çalışma mevzuatı bekliyoruz” sözleriyle konuyla ilgili görüşlerini dile getirdi.

TİSK olarak gelecek dönemde istişare çalışmalarına daha geniş katılımlı olarak devam etmek istediklerini belirten Önen, yılın ilerleyen dönemlerinde TİSK olarak sosyal paydaşları olan TÜRK-İŞ, HAK-İŞ ve DİSK ile bir sosyal diyalog toplantısı gerçekleştirmeyi hedeflediklerini bildirdi.

47

HABERLER

Page 50: TAKSİS H‣M S M ‣‣ S‣S T SA‣‣ ‣‣ S‣S ‣M S‣S‣ ‣‣ S‣S EİS ... · 2019-02-20 · entegre değer zincirleri sayesinde imalat sürecinin %120 artacağı,

9. ULUSLARARASI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KONGRESİ GERÇEKLEŞTİRİLDİ

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından «İş Sağlığı ve Güvenliğinde Koordinasyon ve İşbirliği” sloganıyla düzenlenen 9. Uluslararası İş Sağlığı ve Güvenliği Kongresi 6-9 Mayıs 2018 tarihlerinde İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi.

6 Mayıs 2018 tarihinde yapılan ve Konfederasyonumuz Yönetim Kurulu Başkanı Kudret Önen’in de katıldığı Kongre açılış töreninde İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürü Dr. Orhan Koç, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu ve Başbakan Binali Yıldırım tarafından birer konuşma yapıldı.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu konuşmasında 2001 yılından beri düzenlenen ve bu yıl 9.su gerçekleştirilen Kongrede, “İş Sağlığı ve Güvenliğinde Koordinasyon ve İşbirliği” konusunu ana tema olarak belirlediklerini, 4 gün sürecek kongrede G20 ülkeleri ile uluslararası iş sağlığı ve güvenliği organizasyonlarında iş birliği konulu tematik toplantılar, sempozyumlar, iş sağlığı ve güvenliği fuarı, teknik eğitimler, iş yerlerine teknik ziyaretler gibi aktivitelerin gerçekleştirileceğini kaydetti.

Başbakan Binali Yıldırım ise, iş kazalarında 100 bin kişi başına yüzde 38’lik bir azalma sağlanmasına rağmen, bunu yeterli görmelerinin mümkün olmadığını belirterek, hedeflerinin sıfır ölümlü iş kazası olduğunu, bu hedefe

erişmek için daha çok eğitim, daha çok tedbir ve insan hatalarının daha aza indirilmesi için gereken tedbirleri alacaklarını açıkladı.

Yıldırım, hayatının büyük bir bölümünü ağır sanayide, gemi inşa sektöründe geçirmiş biri olarak, yaşayarak tecrübe ettiği iş kazası ve iş sağlığıyla ilgili önemli anılarının olduğunu, tersanede gemi yaparken, çalışanlara baret giydirmekte çok zorlandıklarını, işçilerin sürekli başında durmalarının gerektiğini, her şeyin insanın davranışı ile ilgili olduğunu, tepki ile yapılan düzenlemelerin bazen iş hayatında içinden çıkılmaz sorunlara sebep olduğunu, kuralları koymanın meseleyi çözmediğini, koyduğunuz kuralların uygulanabilir olması ve uygulamanın dikkatle takip edilmesi

gerektiğini vurguladı.

Öte yandan, İş Sağlığı ve Güvenliği Kongresi ile eşzamanlı olarak 6 – 9 Mayıs 2018 tarihleri arasında 3. Türk İş Güvenliği ve Sağlığı Uluslararası İhtisas Fuarı (TOS+H Expo) İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi. 6 Mayıs 2018 tarihinde düzenlenen Fuar’ın açılışı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu ile TİSK Yönetim Kurulu Başkanı Kudret Önen tarafından yapılmıştır.

Kongre kapsamında Konfederasyonumuz ve Üye İşveren Sendikalarından temsilcilerin katıldığı tematik toplantılar, sempozyumlar, iş sağlığı ve güvenliği fuarı, teknik eğitimler, iş yerlerine teknik ziyaretler gibi aktiviteler gerçekleştirildi.

48

HABERLER

Page 51: TAKSİS H‣M S M ‣‣ S‣S T SA‣‣ ‣‣ S‣S ‣M S‣S‣ ‣‣ S‣S EİS ... · 2019-02-20 · entegre değer zincirleri sayesinde imalat sürecinin %120 artacağı,

AVRUPA İŞ DÜNYASI KONFEDERASYONU (BUSINESSEUROPE) BAŞKANLAR KONSEYİ

TOPLANTISI BULGARİSTAN’DA YAPILDI

Konfederasyonumuzun üyesi bulunduğu Avrupa İş Dünyası Konfederasyonu’nun (BUSINESSEUROPE) en üst karar mekanizması olan Başkanlar Konseyi Toplantısı 17-18 Mayıs 2018 tarihleri arasında Bulgaristan’ın Başkenti Sofya’da yapıldı.

Toplantıya Konfederasyonumuz Yönetim Kurulu Başkanı Kudret Önen Katıldı. Ev sahipliğini Bulgaristan Sanayi Birliği’nin (BIA) yaptığı toplantıda Sayın Önen, Türkiye ve Türk iş dünyası hakkında

bilgilendirmede bulundu. Son dönemde yaşanan büyümeye, istihdam artışına ve uygulanan teşviklere değinen Önen, iş dünyasının karşı karşıya olduğu sorunlara yönelik iş birliğinin artırılması gerektiğini vurguladı. Önen ayrıca, Türkiye ile AB arasındaki Gümrük Birliğinin güncellenmesi konusuna da değinerek, sürecin ilerletilememesinin fayda sağlamadığını, siyasi ve ekonomik istikrarın yapıcı işbirliği ile elde edilebileceğini belirtti.

OECD Nezdinde Sanayi ve İş Dünyası Danışma Komitesi (BIAC) Genel Kurul Toplantısı Tamamlandı

Konfederasyonumuzun üyesi bulunduğu OECD Nezdinde Sanayi ve İş Dünyası Danışma Komitesi (BIAC) Genel Kurulu, 28 Mayıs 2018 tarihinde Fransa’nın Başkenti Paris’te yapıldı.

Toplantıya BIAC Üyesi kuruluşların üst düzey temsilcilerinin yanı sıra Konfederasyonumuz Yönetim Kurulu Başkanı Kudret Önen katıldı. Toplantıya

ayrıca B20 kapsamındaki faaliyetler hakkında bilgi veren Uluslararası İşverenler Teşkilatı (IOE) Başkanı Erol Kiresepi de katıldı.

Toplantıda, BIAC faaliyetleri hakkında bilgilendirme yapılarak, önümüzdeki dönemde planlanan çalışmalarla ilgili bilgi verildi. Ayrıca, 2018 Eylül ayında Genel Sekreter değişikliği olacağı

belirtilerek yeni Genel Sekreter tanıtıldı. Toplantıda ayrıca, 29-30 Mayıs tarihlerinde gerçekleştirilecek OECD Bakanlar Toplantısında sunulmak üzere hazırlanan işveren görüşleri ele alındı ve nihai hale getirildi.

49

HABERLER

Page 52: TAKSİS H‣M S M ‣‣ S‣S T SA‣‣ ‣‣ S‣S ‣M S‣S‣ ‣‣ S‣S EİS ... · 2019-02-20 · entegre değer zincirleri sayesinde imalat sürecinin %120 artacağı,

Gençlik Festivali Yoğun İlgi GördüTürkiye’nin en büyük gençlik festivali olarak anılan “İstanbul Gençlik Festivali”, Borsa İstanbul sponsorluğunda 3 Mayıs 2018 tarihinde gerçekleştirilen BistTalks söyleşileri çerçevesinde birbirinden değerli konuşmacılarla bir araya gelen gençler, çalışma hayatı ile ilgili pek çok konuda bilgi sahibi olma imkanı buldu.

Söyleşi alanında gençlerle bir araya gelen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu konuşmasında, artık fikirlerin

yarıştığı bir süreçten geçildiğine işaret ederek, hiçbir gencin gelecek kaygısı taşımasını istemediklerini belirtti.

Söyleşiler kapsamında Koç Holding İK Direktörü, TİSK Yürütme Komitesi ve Yönetim Kurulu Üyesi Özgür Burak Akkol da bir konuşma gerçekleştirdi. Gençlerle bir araya gelen Akkol “İŞ’ İN RENGİ DEĞİŞİYOR” temalı konuşmasında, yeni dönem çalışma hayatına ilişkin olarak genç katılımcılarla kıymetli bilgiler paylaştı.

Teşvik Uygulamaları Bilgilendirme Toplantıları Devam Ediyor

Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu’nun (TİSK),

Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) işbirliği

ile düzenlediği Teşvik Uygulamaları Bilgilendirme Toplantıları

21 Mayıs 2018 tarihinde İzmir’de, 22 Mayıs 2018 tarihinde

Bursa’da gerçekleştirildi.

İşverenlere sunulan mevcut ve yeni teşvikler hakkında işveren

camiasını bilgilendirmek amacıyla düzenlenen toplantılardan;

21 Mayıs tarihinde İzmir’de gerçekleştirilen toplantının açılış

konuşmaları TİSK Genel Sekreteri Akansel Koç ve TÜSİAD

Yönetim Kurulu Üyesi İdil Yiğitbaşı tarafından yapıldı. 22

Mayıs 2018 tarihinde Bursa’da gerçekleşen toplantının açılış

konuşmaları ise TİSK Genel Sekreteri Akansel Koç ile TÜSİAD

İstihdam ve Sosyal Güvenlik Çalışma Grubu Üyesi İlber Aydemir

tarafından yapıldı.

İşveren camiası tarafında yoğun katılım sağlanan toplantılar

sırasında; Türkiye İş Kurumu (İŞKUR), Sosyal Güvenlik Kurumu

(SGK), Ekonomi Bakanlığı ile Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri

Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB)

temsilcileri tarafından istihdam, yatırım ve KOBİ teşvikleri

uygulamaları konusundaki uygulamalar hakkında detaylı bilgiler

sunulmuştur.

50

HABERLER

Page 53: TAKSİS H‣M S M ‣‣ S‣S T SA‣‣ ‣‣ S‣S ‣M S‣S‣ ‣‣ S‣S EİS ... · 2019-02-20 · entegre değer zincirleri sayesinde imalat sürecinin %120 artacağı,

Konfederasyonumuzdan Eğitime Destek

Konfederasyonumuz, günümüzde değişen çalışma hayatı koşullarında teknolojik yetkinliğin ve becerilerin, nitelikli işgücünün, hayat boyu öğrenme şiarının ne derece önemli olduğunu bugüne kadar her platformda dile getirmiştir. Eğitime olan desteğimizi bu kez başka bir yolla ortaya koymuş bulunuyoruz.

TİSK olarak, Ankara’nın Elmadağ ilçesinde eğitim veren Karacahasan Köyü Orta Okulu ve Gümüşhane’nin Şiran ilçesinde eğitim veren Atatürk İlköğretim Okulu ‘na bilgisayar bağışında bulunduk.

Geleceğimizin teminatı olarak gördüğümüz öğrencilerimize verimli ve başarılarla dolu bir gelecek dileriz.

ILO Tarafından Avrupa’da Endüstriyel İlişkiler Konferansı Düzenlendi

ILO Avrupa’da Endüstriyel İlişkiler Konferansı 17-18 Mayıs 2018 tarihlerinde Paris’te gerçekleştirilmiş ve konferansa TİSK adına Genel Sekreter Akansel Koç katılmıştır.

Konferansın amacı, işyerinde eşitliğe katkıda bulunan (ücretler, çalışma süresi, istihdam düzeyi ve kalitesi gibi) endüstriyel

ilişkiler mekanizmalarını/sistemlerini ve çıktılarını ve aynı zamanda Avrupa’daki yukarı doğru sınırların yakınlaşmasını tanımlamak olarak belirtilmiştir.

Konferansı amacı doğrultusunda aşağıdaki sorulara yanıt aranmıştır;

AB’de ekonomik ve sosyal yakınlaşma

açısından başlıca eğilimler nelerdir?

Bu süreçte hangi politika önlemleri, kurumlar ve aktörler belirleyici bir rol oynamaktadır?

Çalışma dünyasında gelecekteki değişiklikleri tanımlamak için sosyal diyalogun katkısı nedir?

TİSK Yönetim Kurulu AçıklamasıTİSK tarafından seçim kampanyaları sırasında çalışma hayatı ile ilgili olarak gündeme gelen konulara ilişkin yapılan açıklamada, “Ekonomik gelişmelerdeki

belirleyici diğer etmenlerin en önemlileri de hükümet-işveren-işçi

ilişkilerindeki uyum ve çalışma barışıdır. Bizler için bu uyum, siyaset üstüdür ve seçim vaatlerinde bu dengelerin gözetilmesi çok önemlidir” ifadelerine yer verildi

Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK), seçim kampanyaları sırasında çalışma hayatı ile ilgili olarak gündeme getirilen konulara ilişkin açıklama yaptı. TİSK Yönetim Kurulu tarafından yapılan açıklamada; erken seçim çağrısı sonrasında başlatılan seçim kampanyaları sırasında özellikle çalışma hayatının temel bileşenleri ile ilgili konuların gündeme getirildiği belirtildi ve hükümet-işveren-işçi ilişkilerinde uyum vurgusu yapıldı.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“İşverenler olarak temel hedefimiz dünyada ve bölgemizde yaşanan çalkantılara rağmen, küresel ekonomideki olumsuz gelişmelerin ülkemize etkilerini azaltacak, önüne geçecek zemini hazırlamaktır.

Ekonomik gelişmelerdeki belirleyici diğer etmenlerin en önemlileri de hükümet-işveren-işçi ilişkilerindeki uyum ve çalışma barışıdır. Bizler için bu uyum, siyaset üstüdür ve seçim vaatlerinde bu dengelerin gözetilmesi çok önemlidir.

Çalışma hayatının temel unsurlarından olan asgari ücretin ülkenin ekonomik koşulları, ekonomik hayatı etkileyen diğer parametreler ve işletmelerin durumları ile birlikte değerlendirilmesi gereken bir konu olduğuna inanıyoruz.

Asgari ücretin belirlenmesinde büyüme, enflasyon gibi dengeleri objektif bir şekilde gözeten yatırım-üretim-ihracat-istihdam zincirindeki halkalara zarar vermeden, ücretler ile verimlilik arasındaki ilişkiyi sağlayan bir yaklaşım içinde olmamız gerekmektedir.

Rekabet gücü, yatırımların, dolayısıyla istihdamın belirleyicisidir. Çalışma hayatı içerisinde yer alan her alanda başarılı ve sürdürülebilir sonuçlara ulaşabilmek için ulusal ve küresel düzeyde çalışma hayatında yaşanan gelişmeleri dikkate alan değişime açık, esnek ve dengeleri gözeten çalışmaların ortak sorumluluğumuz olduğuna inanıyoruz.”

TİSK Yönetim Kurulu Açıklaması

Basın Bülteni

28.05.2018

TİSK tarafından seçim kampanyaları sırasında çalışma hayatı ile ilgili olarak

gündeme gelen konulara ilişkin yapılan açıklamada, “Ekonomik gelişmelerdeki

belirleyici diğer etmenlerin en önemlileri de hükümet-işveren-işçi

ilişkilerindeki uyum ve çalışma barışıdır. Bizler için bu uyum, siyaset üstüdür

ve seçim vaatlerinde bu dengelerin gözetilmesi çok önemlidir” ifadelerine yer

verildi

Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK), seçim kampanyaları sırasında çalışma

hayatı ile ilgili olarak gündeme getirilen konulara ilişkin açıklama yaptı. TİSK Yönetim Kurulu

tarafından yapılan açıklamada; erken seçim çağrısı sonrasında başlatılan seçim kampanyaları

sırasında özellikle çalışma hayatının temel bileşenleri ile ilgili konuların gündeme getirildiği

belirtildi ve hükümet-işveren-işçi ilişkilerinde uyum vurgusu yapıldı.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“İşverenler olarak temel hedefimiz dünyada ve bölgemizde yaşanan çalkantılara rağmen,

küresel ekonomideki olumsuz gelişmelerin ülkemize etkilerini azaltacak, önüne geçecek

zemini hazırlamaktır.

Ekonomik gelişmelerdeki belirleyici diğer etmenlerin en önemlileri de hükümet-işveren-işçi

ilişkilerindeki uyum ve çalışma barışıdır. Bizler için bu uyum, siyaset üstüdür ve seçim

vaatlerinde bu dengelerin gözetilmesi çok önemlidir.

Çalışma hayatının temel unsurlarından olan asgari ücretin ülkenin ekonomik koşulları,

ekonomik hayatı etkileyen diğer parametreler ve işletmelerin durumları ile birlikte

değerlendirilmesi gereken bir konu olduğuna inanıyoruz.

Asgari ücretin belirlenmesinde büyüme, enflasyon gibi dengeleri objektif bir şekilde gözeten

yatırım-üretim-ihracat-istihdam zincirindeki halkalara zarar vermeden, ücretler ile verimlilik

arasındaki ilişkiyi sağlayan bir yaklaşım içinde olmamız gerekmektedir.

Rekabet gücü, yatırımların, dolayısıyla istihdamın belirleyicisidir. Çalışma hayatı içerisinde

yer alan her alanda başarılı ve sürdürülebilir sonuçlara ulaşabilmek için ulusal ve küresel

düzeyde çalışma hayatında yaşanan gelişmeleri dikkate alan değişime açık, esnek ve dengeleri

gözeten çalışmaların ortak sorumluluğumuz olduğuna inanıyoruz.”

51

HABERLER

Page 54: TAKSİS H‣M S M ‣‣ S‣S T SA‣‣ ‣‣ S‣S ‣M S‣S‣ ‣‣ S‣S EİS ... · 2019-02-20 · entegre değer zincirleri sayesinde imalat sürecinin %120 artacağı,

Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK), 24 Haziran tarihinde gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimlerine ilişkin olarak bir açıklamada bulundu. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Seçimlerin ülkemize hayırlı olmasını diliyor, bu vesile ile Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı olarak seçilen Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı ve Sayın Milletvekillerimizi kutluyoruz.

Halkın iradesi ve demokrasinin zaferi ile tecelli eden seçimde, Cumhurbaşkanlığı ve Hükümet Sistemi’nin ülkemiz için büyük kazanımlar sağlayacağı inancındayız.

Hukuk, adalet ve demokrasi üçlüsünün, güçlü bir ekonominin tamamlayıcıları olduğuna inanıyoruz. Ülkemizin küresel rekabet gücünü artırabilmek, istikrarlı bir büyüme sağlayabilmek bu üç temel unsur ile bağlantılıdır.

İşletmeler üzerindeki yüklerin azaltılması, rekabet gücümüzü artıracaktır

Yüksek rekabet gücü, sanayiye dayalı güçlü bir ekonomi ve ihracatta başarıyı sağlayacaktır. Rekabet gücümüzün geliştirilmesi ülkemize daha fazla yatırım çekilmesine imkan tanıyacaktır. Yatırımlar, üretim ve ihracatımızı artırarak istihdamı destekleyecektir.

Beşeri sermayenin niteliğinin artırılması, doğal kaynakların yenilenmesi ve geliştirilmesi, ar-ge çalışmalarının teşvik edilmesi ve teknolojik gelişmelere hızla uyum sağlanması, rekabet gücüne olumlu etki yapacaktır.

İhracat kapasitemizi artırmak en önemli önceliğimizdir. Bu çerçevede Avrupa Birliği ile ilişkilerin canlandırılması, uluslararası pazarlarda ekonomik ilişkilerimizin güçlenmesini sağlayacaktır.

Türk işverenleri olarak, daha çok üreten Türkiye için, işgücü piyasalarındaki katılıkları ve işletmeler üzerindeki mali yükleri ortadan kaldıracak, makro ekonomik istikrarı sağlayacak, yapısal reformlarla verimliliği ve dolayısıyla küresel rekabet gücümüzü artıracak stratejilerin milletin iradesiyle seçilen yeni hükümet tarafından öncelikle geliştireceğine olan inancımız tamdır.

Sanayi 4.0’a ve dijital dönüşüme uyumlu, nitelikli işgücü ihtiyacını karşılayacak mesleki eğitimin yaygınlaştırması güçlü Türkiye için şarttır. Eğitim-istihdam ilişkisi, işgücünün niteliği ve becerilerin artırılması amacıyla alınacak önlemlerle kuvvetlendirilmelidir. TİSK ve tüm sendikalar, gençlerimizi iş yaşamıyla tanıştırmaya yönelik bugüne kadar gerçekleştirdikleri çalışmaları artan bir tempo ile sürdürecektir. Mesleki eğitimin her alanında yeni teşvikler ile donatılması bu süreci hızlandırır.

Büyüme stratejisinin temelini, sanayinin gelişimi ve teknolojik

2

Sanayi 4.0’a ve dijital dönüşüme uyumlu, nitelikli işgücü ihtiyacını karşılayacak mesleki

eğitimin yaygınlaştırması güçlü Türkiye için şarttır. Eğitim-istihdam ilişkisi, işgücünün

niteliği ve becerilerin artırılması amacıyla alınacak önlemlerle kuvvetlendirilmelidir. TİSK ve

tüm sendikalar, gençlerimizi iş yaşamıyla tanıştırmaya yönelik bugüne kadar

gerçekleştirdikleri çalışmaları artan bir tempo ile sürdürecektir. Mesleki eğitimin her

alanında yeni teşvikler ile donatılması bu süreci hızlandırır.

Büyüme stratejisinin temelini, sanayinin gelişimi ve teknolojik dönüşümü oluşturmaktadır.

Rekabet gücü, verimlilik ve istihdam artışına imkân sağlayabilecek dijital dönüşüm,

sanayimizin verimliliği için çok önemlidir. Yüksek teknolojiye dayalı üretim süreçlerinin

desteklenmesi sanayimizin rekabetçiliğini artıracaktır.

Ülkemizin rekabet gücünü koruyabilmesi için asgari ücret, ekonomik ve sosyal

dengeler gözetilerek belirlenmelidir

Asgari ücretin kalıcı, sürdürülebilir ve daha fazla çalışanı kapsayacak bir seviyeye

ulaşabilmesinin, yatırım ortamının güçlendirilmesi ve iyileştirilmesine bağlı olduğuna

inanıyoruz.

Küresel dünyada varlık gösterebilmek için ülkemizdeki asgari ücret sisteminin daha geniş bir

perspektifle, daha rasyonel ve makroekonomik verileri gözeten bir bakış açısıyla

güncellenmesi gereği ortadadır.

Toplumsal barış, birlik ve beraberlik kültürümüzün güçlenmesi güven ve istikrar getirir. Yeni

dönemde; işvereni, işçisi, kamu çalışanı, çiftçisi, memuru ile her kesiminden insanımızın,

özellikle geleceğimiz olan gençlerin müreffeh ve huzurlu bir ülkede yaşamasını sağlayacak,

ekonomik ve yapısal reformların destekçisi olacağız.”

1

TİSK: YENİ SİSTEMDE ORTAK HEDEF; GÜÇLÜ TÜRKİYE İÇİN DAHA ÇOK

ÜRETEN, REKABETÇİ SANAYİ

Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) tarafından 24 Haziran

seçimlerine ilişkin yapılan açıklamada, “Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği

seçimlerinin ülkemize hayırlı olmasını diliyor, bu vesile ile Türkiye

Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı olarak seçilen Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı

ve Sayın Milletvekillerimizi kutluyoruz. Halkın iradesi ve demokrasinin zaferi

ile tecelli eden seçimde, Cumhurbaşkanlığı ve Hükümet Sistemi’nin ülkemiz için

büyük kazanımlar sağlayacağı inancındayız” ifadelerine yer verildi.

27.06.2018

Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK), 24 Haziran tarihinde gerçekleştirilen

Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimlerine ilişkin olarak bir açıklamada bulundu.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Seçimlerin ülkemize hayırlı olmasını diliyor, bu vesile ile Türkiye Cumhuriyeti’nin

Cumhurbaşkanı olarak seçilen Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı ve Sayın Milletvekillerimizi

kutluyoruz.

Halkın iradesi ve demokrasinin zaferi ile tecelli eden seçimde, Cumhurbaşkanlığı ve

Hükümet Sistemi’nin ülkemiz için büyük kazanımlar sağlayacağı inancındayız.

Hukuk, adalet ve demokrasi üçlüsünün, güçlü bir ekonominin tamamlayıcıları olduğuna

inanıyoruz. Ülkemizin küresel rekabet gücünü artırabilmek, istikrarlı bir büyüme

sağlayabilmek bu üç temel unsur ile bağlantılıdır.

İşletmeler üzerindeki yüklerin azaltılması, rekabet gücümüzü artıracaktır

Yüksek rekabet gücü, sanayiye dayalı güçlü bir ekonomi ve ihracatta başarıyı sağlayacaktır.

Rekabet gücümüzün geliştirilmesi ülkemize daha fazla yatırım çekilmesine imkan

tanıyacaktır. Yatırımlar, üretim ve ihracatımızı artırarak istihdamı destekleyecektir.

Beşeri sermayenin niteliğinin artırılması, doğal kaynakların yenilenmesi ve geliştirilmesi, ar-

ge çalışmalarının teşvik edilmesi ve teknolojik gelişmelere hızla uyum sağlanması, rekabet

gücüne olumlu etki yapacaktır.

İhracat kapasitemizi artırmak en önemli önceliğimizdir. Bu çerçevede Avrupa Birliği ile

ilişkilerin canlandırılması, uluslararası pazarlarda ekonomik ilişkilerimizin güçlenmesini

sağlayacaktır.

Türk işverenleri olarak, daha çok üreten Türkiye için, işgücü piyasalarındaki katılıkları ve

işletmeler üzerindeki mali yükleri ortadan kaldıracak, makro ekonomik istikrarı sağlayacak,

yapısal reformlarla verimliliği ve dolayısıyla küresel rekabet gücümüzü artıracak stratejilerin

milletin iradesiyle seçilen yeni hükümet tarafından öncelikle geliştireceğine olan inancımız

tamdır.

dönüşümü oluşturmaktadır. Rekabet gücü, verimlilik ve istihdam artışına imkân sağlayabilecek dijital dönüşüm, sanayimizin verimliliği için çok önemlidir. Yüksek teknolojiye dayalı üretim süreçlerinin desteklenmesi sanayimizin rekabetçiliğini artıracaktır.

Ülkemizin rekabet gücünü koruyabilmesi için asgari ücret, ekonomik ve sosyal dengeler gözetilerek belirlenmelidir

Asgari ücretin kalıcı, sürdürülebilir ve daha fazla çalışanı kapsayacak bir seviyeye ulaşabilmesinin, yatırım ortamının güçlendirilmesi ve iyileştirilmesine bağlı olduğuna inanıyoruz.

Küresel dünyada varlık gösterebilmek için ülkemizdeki asgari ücret sisteminin daha geniş bir perspektifle, daha rasyonel ve makroekonomik verileri gözeten bir bakış açısıyla güncellenmesi gereği ortadadır.

Toplumsal barış, birlik ve beraberlik kültürümüzün güçlenmesi güven ve istikrar getirir. Yeni dönemde; işvereni, işçisi, kamu çalışanı, çiftçisi, memuru ile her kesiminden insanımızın, özellikle geleceğimiz olan gençlerin müreffeh ve huzurlu bir ülkede yaşamasını sağlayacak, ekonomik ve yapısal reformların destekçisi olacağız.”

Yeni Sistemde Ortak Hedef; Güçlü Türkiye İçin Daha Çok Üreten, Rekabetçi Sanayi

52

HABERLER

Page 55: TAKSİS H‣M S M ‣‣ S‣S T SA‣‣ ‣‣ S‣S ‣M S‣S‣ ‣‣ S‣S EİS ... · 2019-02-20 · entegre değer zincirleri sayesinde imalat sürecinin %120 artacağı,

ÇEİS SINAV VE BELGELENDİRME MERKEZİ (ÇESBEM) AKREDİTE EDİLEREK YETKİLENDİRİLDİÇEİS tarafından kurulan ÇEİS Sınav ve Belgelendirme Merkezi (ÇESBEM), 01 Şubat 2018 tarihinde AB-0210-P akreditasyon numarası ile Türk Akreditasyon Kurumu (TÜRKAK) tarafından akredite edildi ve 16 Mayıs 2018 tarihinde YB-0151 kodu ile Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK) tarafından yetkilendirildi.

Çimento sektörüne özgü mesleklerden olan; Çimento Üretim Elemanı (Seviye 4, 3 ve 2) ulusal yeterlilikleri kapsamında akredite edilen ve yetkilendirilen ÇESBEM, söz konusu meslekler için, sınav ve belgelendirme faaliyetlerine resmen başladı.

Vizyonu Türkiye çimento sektöründeki nitelikli çalışan sayısının artırılmasına öncülük etmek ve sektörde belgesiz işgücü bırakmamak olan ÇESBEM, yetkilendirileceği meslek alanlarında güvenilir, adil, tarafsız sınavlar yapmak ve başarılı olan adayları belgelendirmek hedefinde.

ÇEİS – KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ İŞBİRLİĞİ PROTOKOLÜ İMZALANDI

Çimento sektörünün çeşitli seviyelerdeki mesleki eğitim ihtiyacının tespiti, planlanması, gerçekleştirilmesi ve belgelendirilmesi için, ÇEİS ile Kocaeli Üniversitesi arasında hazırlanan işbirliği protokolü, Kocaeli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sadettin HÜLAGÜ ile ÇEİS Yönetim Kurulu Başkan Vekili Cem SAK tarafından, 21 Mart 2018 tarihinde Kocaeli Üniversitesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen törenle imzalandı.

ÇEİS, Kocaeli Üniversitesi ile işbirliğini Kocaeli Meslek Yüksek Okulu kanalıyla yürütecektir. Yapılacak faaliyetler Kocaeli MYO ile ÇEİS’i temsilen belirlenecek kişilerden oluşacak “İşbirliği Yürütme Kurulu” aracılığıyla gerçekleştirilecek olup; imzalanan protokol çerçevesinde her yarıyıl öncesi eğitim öğretim ile ilgili ihtiyaçlar belirlenecek, bu ihtiyaçların temini için çalışmalar yapılacaktır.

Bu kapsamda İşbirliği Yürütme Kurulu ilk toplantısını 25 Mayıs 2018

tarihinde ÇEİS’in ev sahipliğinde Çimento Sektörü İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitim Merkezi’nde (ÇİSİEM) yapıldı. Toplantıda 2018 yılı Eylül ayı itibariyle Kocaeli MYO’nun eğitim müfredatına girmek üzere; İnşaat, Kimya ve Makine

bölümlerinin ders plan ve programları, çimento sektöründe ihtiyaç duyulan Ulusal Meslek Standartları (UMS) ve Ulusal Yeterlilikler (UY) ile uyumlu olacak şekilde düzenlenmesi çalışması gerçekleştirildi.

53

HABERLER

Page 56: TAKSİS H‣M S M ‣‣ S‣S T SA‣‣ ‣‣ S‣S ‣M S‣S‣ ‣‣ S‣S EİS ... · 2019-02-20 · entegre değer zincirleri sayesinde imalat sürecinin %120 artacağı,

KİPLAS’ın Toplu İş Sözleşmesi, Eğitim, Seminer, Saha Denetimleri İle Mesleki Yeterlilik Sistemi

Faaliyetleri Devam EdiyorTOPLU İŞ SÖZLEŞMELERİNİN TAMAMI BAĞITLANDIKİPLAS’ın yürüttüğü ve 2018 yılbaşı itibariyle yenilenme sürecine giren toplam 17 işyeri/işletme toplu iş sözleşmesinin tamamı bağıtlandı.

Müzakereleri, KİPLAS Hukuk, Toplu İş Sözleşmesi ve Dış İlişkiler Birimi ekibi tarafından yürütülen sözleşmelerin 10 tanesi sektör muhataplarından Lastik-İş Sendikası ile 7 tanesi de diğer sektör muhatabı Petrol-İş Sendikası ile bağıtlandı. Bu dönemde Muhatap sendikalar ile sözleşmeleri ara dönemlerde yenilenecek olan TİS görüşmeleri kapsamında Petrol-İş ile Transatlantic Exp. Med. Int. Pty Ltd. işyerine ait toplu iş sözleşmesi de taraf anlaşması ile sonuçlandırılmış oldu.

Lastik İş Sendikası ile bağıtlanan Toplu Sözleşmeler; Pharmavision Sanayi ve Tic. A.Ş. , Berke Plastik San. ve Tic. A.Ş. , Pfizer İlaçları Ltd. Şti., Tristone Flowtech İst. Otom. San. ve Tic. Ltd. Şti., Vibracoustic Çerkezköy Otom. San. ve Tic. A.Ş.; Pulcra Kimya San. ve Tic. A.Ş., Basf Türk Kimya San. ve Tic. Ltd. Şti., Huhtamaki Turkey Gıda Servisi Ambalajı A.Ş., Polisan Kimya San. A.Ş. ve Polisan Kansai Boya San. Ve Tic. A.Ş. üye işyerlerine ait.

Petrol-İş Sendikası ile bağıtlanan Toplu Sözleşmeler ise; Thrace Basin Natural Gas Corparation, Polin Su Parkları ve Havuz Sistemleri A.Ş. Jotun Boya San. ve Tic. A.Ş., Plastiform Plastik Profil San. ve Tic. A.Ş., Petlas Lastik San. ve Tic. A.Ş., Basf Türk Kimya San. ve Tic. Ltd. Şti ve Novares Turkey Otomotiv A.Ş. üye işyerlerine ait.

Böylelikle hem yılsonu itibariyle hem de ara dönemlerde yenileme sürecine geçen toplam 18 sözleşme grev uygulamasına gidilmeksizin barışçıl yollarla bağıtlanmıştır.

Ara dönem sözleşmesi kapsamında olan 2 sendika üyesi ile müzakere süreci hala devam ediyor.

KİPLAS EĞİTİM, SEMİNER VE SAHA DENETİMLERİ İLE MESLEKİ YETERLİLİK SİSTEMİ FAALİYETLERİNE DEVAM EDİYORKİPLAS’ta 2018’in ilk semineri 16 Nisan’da yapıldı. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Ekmekçi’nin konuşmacı olduğu seminerde işyerinde psikolojik taciz (Mobbing), çalışma koşullarında esaslı değişiklik, performans değerlendirme kriterleri ve uygulama esasları, dava şartı olarak zorunlu arabulucuk sürecinde son gelişmeler, kişisel verilerin korunması hakkında mevzuatta son gelişmeler konuları ele alındı. Üyeler için ücretsiz olan eğitim ve bilgilendirme seminerleri KİPLAS’ta yıl boyunca düzenleniyor.

KİPLAS’ın üyelerin ücretsiz olarak sunduğu hizmetlerin en önemlilerinden olan 3. Göz Bağımsız Saha Denetimleri programı da yoğun bir tempoda devam ediyor. Bu kapsamda KİPLAS Teknik İşler ve Eğitim Birimi tarafından Dyo Boya Fabrikaları San. ve Tic. A.Ş Dilovası ve Çiğli tesislerinde, Betek Boya ve Kimya Sanayi A.Ş. , Eminiş Ambalaj San. Tic. A.Ş. ile KİPLAS üyeleri arasına yeni

katılan Veritas Otomotiv Ltd.Şti’ nde bağımsız denetimler yapıldı. KİPLAS’ın bağımsız denetimleri planlanan takvim uyarınca yıl boyu devam ediyor ve denetimler sonucu elde edilen bulgular raporlanarak işletmelerle paylaşılıyor.

KİPLAS’ın tamamen gönüllülük esasına dayanarak kimya sektörüne yönelik verdiği hizmetlerden biri olan Mesleki Yeterlilik Sistemi çalışmaları da devam ediyor. Bu çerçevede, tüm sektörleri ilgilendiren Depo Sorumlusu Seviye 4 meslek standardının güncelleme çalıştayı da ilgili tarafların ve Mesleki Yeterlilik Kurumu yetkilisinin katılımıyla 18 Mayıs’ta KİPLAS’ta yapıldı ve taslak standart görüşe çıktı. KİPLAS’ın Kimya sektöründeki 8 adet meslek standardını güncelleme çalışmaları da sürüyor.

54

HABERLER

Page 57: TAKSİS H‣M S M ‣‣ S‣S T SA‣‣ ‣‣ S‣S ‣M S‣S‣ ‣‣ S‣S EİS ... · 2019-02-20 · entegre değer zincirleri sayesinde imalat sürecinin %120 artacağı,

MESS Spot Eğitimleri Çalışanları Geleceğe Hazırlıyor

Çalışanları değişen ve gelişen iş dünyasına hazırlamak

amacıyla hayata geçirilen MESS Spot Eğitimleri’nin ilk

programı başladı. Program kapsamında 4 ana başlıkta

toplanan eğitimler, dünyadan ve Türkiye’den alanında uzman

kişiler tarafından verilmektedir.

Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası’nın (MESS) üye

işyerlerinin çalışanlarını değişen ve gelişen iş dünyasına

uyumlu şekilde geleceğe hazırlamak amacıyla hayata

geçirdiği MESS Spot Eğitimleri’nin, yıl sonuna kadar sürecek

ilk programı başladı. Dünya ile yarışabilmek için yeniden

tasarlanan eğitimler kapsamında, yeni teknolojiler, gelişmeler

ve sektör dinamikleri dünyadan ve Türkiye’den alanının

uzmanı eğitmenler tarafından çalışanlarla buluşturuluyor.

MESS Spot Eğitimleri, her kademeden çalışanın kendisini

tüm ihtiyaç alanlarında geliştirmesine olanak sağlamak

amacıyla bütünsel bir yapıda oluşturuldu. Eğitimler; Kişisel

Liderlik, Ekibe Liderlik, İşe Liderlik ve Vizyoner Liderlik olmak

üzere 4 ana başlıkta verilmektedir. MESS Spot Eğitimleri,

çalışanları öğrenme yolculuğunda kişiselleştirilmiş ihtiyaçlara

göre desteklerken, her açıdan tamamlayıcı bir gelişim olanağı

sağlıyor ve geleceğe hazırlamaktadır.

Türkiye Tekstil Sanayi İşverenleri Sendikası’nın (TTSİS) yoğun ve verimli çalışmaları sürüyor

TOBB HAZIR GİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖR MECLİSİ TOPLANTISI İstanbul TOBB Plaza’da 10 Mayıs 2018 tarihinde düzenlenen TOBB Hazır Giyim ve Konfeksiyon Sektör toplantısına TTSİS Genel Sekreter Yardımcısı Levent Oğuz ve Araştırma Müdürü Tuba Huvaj katılmıştır. Toplantıda artan döviz kuru ve ek vergilerin sektöre etkileri üzerine tartışılmıştır.

87. INTERNATİONAL WOOL TEXTİLE ORGANİSATİON (IWTO) YILLIK KONGRESİNE KATILIM SAĞLANDI87. IWTO Yıllık kongresi bu yıl 14-16 Mayıs tarihlerinde Hong Kong’da gerçekleştirildi. “Gelecek Pazarlarda Yün” temalı kongreye Sendikayı temsilen

Yönetim Kurulu üyesi Cem Çelikoğlu ve sendika üyesi Osman Kılıç katılmıştır. Kongrede; küresel yün pazarı, “Tek Kuşak Tek Yol Girişimi”, yünde trendler, yenilikler ve teknoloji konuları ele alınmıştır.

TEKSMER EĞİTİMLERİTürkiye Tekstil Sanayi İşverenleri Sendikası, üyeleri için Teknik Tekstiller Araştırma & Uygulama Merkezi’nin (TEKSMER) işbirliği ile “Akıllı Tekstiller Eğitimi ve Koruyucu Giysiler Eğitimi” ni Mayıs ayı içerisinde Sendika merkezinde gerçekleşmiştir.

Eğitimlerin ilkinde, sağlık ve medikal uygulamalar, spor ve sağlıklı yaşamı, savunma sanayii (koruyucu ve askeri teknik tekstiller), taşımacılık teknik tekstiller gibi birçok alanı kapayan akıllı

tekstillerin gelecekte sektör için önemi üzerine konuşulmuştur.

Koruyucu giysiler eğitiminde ise askeriyede kullanılan savunma amaçlı giysiler, medikal giysiler (hastayı enfeksiyondan koruyucu gibi), ateşe karşı dayanıklı itfaiye giysileri materyalleri hakkında eğitim verilmiştir.

PWC / ENDÜSTRİ 4.0 ÇAĞINDA DİJİTAL YOL HARİTASI PROJESİTTSİS, PWC ile “Endüstri 4.0” çağının yaratacağı yeni dijitalleşme sürecinin sektöre etkilerini analiz edip, bir yol haritası belirlenmesi için ortak çalışmaya başlamıştır. Bu yol haritasını belirlemek için sayısal analizler yapılacak ve küresel boyutta endüstri 4.0 hakkında uzmanlıkları olan kişilerle çalışılacaktır.

2018 Eğitimleri

55

HABERLER

Page 58: TAKSİS H‣M S M ‣‣ S‣S T SA‣‣ ‣‣ S‣S ‣M S‣S‣ ‣‣ S‣S EİS ... · 2019-02-20 · entegre değer zincirleri sayesinde imalat sürecinin %120 artacağı,

KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK

Page 59: TAKSİS H‣M S M ‣‣ S‣S T SA‣‣ ‣‣ S‣S ‣M S‣S‣ ‣‣ S‣S EİS ... · 2019-02-20 · entegre değer zincirleri sayesinde imalat sürecinin %120 artacağı,

TİSK KSS Büyük Ödülü KOÇ Grubu’nun Oldu

Konfederasyonumuz ile Avrupa Komisyonu arasında 30.11.2012 tarihinde imzalanarak uygulamaya konulan “Herkes İçin Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projesi” kapsamında yürütülen ve 2014 yılından beri düzenlenen KSS Ödül Programımız vesilesiyle, sosyal sorumluluk projeleri uygulayan, bu kültürü benimseyen şirketlere çeşitli kategorilerde ödüller veriliyor.

Konfederasyonumuz tarafından 30 Mart 2017 tarihinde düzenlenen Ödül Töreni’nde Koç Holding, “Ülkem için Toplumsal Cinsiyet Eşitliğini Destekliyorum” projesi ile büyük ödülü almaya hak kazandı.

“Ülkem İçin” Projesi, Koç Topluluğu şirketleri çalışanları, bayileri ve tedarikçileri arasında toplumsal sorunlara katılımcı çözümler geliştirmeyi hedefleyen çatı bir projedir. Bu çatı proje kapsamında geliştirilen Ülkem için Toplumsal Cinsiyet Eşitliğini Destekliyorum Projesi, toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik farkındalık oluşturmak hem iş yaşamında hem de toplumdaki değişime katkı sağlayacak başka projelere de ilham kaynağı olmayı amaçlıyor.

Projenin farkındalık çalışmaları kapsamında, Anne Çocuk Eğitim Vakfı (AÇEV), Türkiye Aile Sağlığı

ve Planlaması Vakfı (TAPV) ve Koç Üniversitesi Kadın Araştırmaları Merkezi (KOÇ-KAM) ile işbirliği içinde yürütülmüş ve hedef gruplara yönelik seminer ve atölyeler düzenlenmiştir. 2015 yılında başlatılan projede 2 yılın ardından farkındalık oluşturma faaliyetleri kapsamında 85 bin kişiye ulaşılmıştır.

Projenin en temel iki amacı; toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik olarak hedef grup içerisinde farkındalık oluşturmak, toplumsal cinsiyete duyarlı işyeri kültürünün güçlendirilmesine katkı sunmak olarak belirlenmiştir.

Uluslararası bir platform olan HeForShe hareketinin destekçisi ve sözcüsü olan KOÇ Holding, hareketin etki liderleri arasında gelişmekte olan ülkelerden seçilmiş tek şirkettir ve küresel şirketlerle birlikte toplumsal cinsiyet eşitliği sorununa çözüm üretmektedir.

Farkındalık oluşturma faaliyetleri kapsamında hedef gruplara yönelik olarak toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda bir rehber hazırlanmış ve bir dizi atölye çalışması gerçekleştirilmiştir.

Toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda Ülkem için Projesi kapsamında 2015 yılından bun yana proje uygulama ili olan 23 ilde pek çok faaliyete imza atmış olan Koç Grubu, düzenlediği

seminerle 70 bini aşkın katılımcısı kendi çalışanlarından olmak üzere yaklaşık 84 bin kişiye ulaşmıştır.

Toplumsal cinsiyete duyarlılığın bir kültür olduğunu ve genç yaştan itibaren bu anlayışın geliştirilmesi gerekliliğinden yola çıkarak proje faaliyetleri kapsamında 45 ilköğretim okulunda 4 bini aşkın öğrenciye ulaşılmıştır.

Sürdürülebilirlik ayağını güçlü tutmak isteyen Koç Grubu toplumsal cinsiyete duyarlı bir işyeri kültürü oluşturmak için de pek çok çalışma yapmıştır. 2015 yılında UN Global Compact ve UN Women işbirliğinde özel sektörün toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamasını destekleyen Kadının Güçlenmesi Prensipleri’ni imzalayarak bu niyetini net bir şekilde göstermiştir.

Öte yandan; Koç Topluluğu şirketlerindeki mevcut kadın çalışan sayısı, yeni işe başlayan kadın sayısı ve üst yönetimde kadın sayısı her yıl düzenli olarak takip edilmektedir. Bu rakamlara ilişkin ilerleme ve sürdürülebilirlik raporları da düzenli olarak kamuoyu ile paylaşılmaktadır.

Koç Grubu’na, hazırladıkları kapsamlı proje, toplumda yarattıkları etki, çalışma hayatına ve topluma kazandırdığı olumlu bakış açısı için şükranlarımızı sunarız.

57

KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK

Page 60: TAKSİS H‣M S M ‣‣ S‣S T SA‣‣ ‣‣ S‣S ‣M S‣S‣ ‣‣ S‣S EİS ... · 2019-02-20 · entegre değer zincirleri sayesinde imalat sürecinin %120 artacağı,

CEO-LIFE

Page 61: TAKSİS H‣M S M ‣‣ S‣S T SA‣‣ ‣‣ S‣S ‣M S‣S‣ ‣‣ S‣S EİS ... · 2019-02-20 · entegre değer zincirleri sayesinde imalat sürecinin %120 artacağı,

Sizi tanımayanlar için kısaca kendinizden bahseder misiniz?

1963 Bartın doğumluyum. ABD Northfield Mount Hermon lisesini bitirdim ve Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi bölümü mezunuyum. Ayrıca evli ve 3 çocuk babasıyım.1983 yılında katıldığım aile şirketimiz Işıklar Holding A.Ş. de babam Turgut Işık’ın vefatı akabinde 1990 yılından beri CEO ve Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yapmaktayım.1993 yılından günümüze kesintisiz olarak Türkiye Selüloz, Kâğıt ve Ağaç Mamulleri Sanayi İşverenleri Sendikası (KASİSEN) Yönetim Kurulu Başkanlığı, TİSK Yönetim Kurulu Üyeliği ve halen TİSK Mikrocerrahi ve Rekonstrüksiyon Vakfı Mütevelli Heyet Başkanlığı yapmaktayım.

Dövüş sporlarından karate ile yakından ilgilendiğiniz artık herkesin malumu. Hem kara kuşak sahibisiniz hem de karate hakemliğiniz var. Bu ilgi nasıl başladı?

İlkokul yıllarımda başladığım Karate-Do sporundan hiç kopmadım. Uzun yıllar

öğrencisi olmaktan gurur duyduğum Türk Karate Do sporunun duayeni Hakkı Koşar Sensei’nin tensibi ile 4.Dan Kara Kuşak mertebesine eriştiğim bu özel spor da aynı zamanda B kategorisi uluslararası hakemlik de yapmakta ve milli müsabakalarda ülkemi temsil etmekteyim. Spor yapmak amacıyla başladığım Karate-do’nun derinliğini ve ruh beden bütünlüğüne, çok yönlü düşünme ve davranma yetilerinin gelişmesine katkılarını gördükçe bu spordan kopamadım.

Ayrıca av sporu ile de ilgilendiğinizi biliyoruz. Bununla ilgili de bir şeyler söylemek ister misiniz?

Avcılık Ata sporumuz ve her insanın genetiğinde kodlanmış bir dürtüdür. Benim gibi şanslı insanlarda ise bu dürtü diğerlerine göre daha ön plana çıkar. Çocukluk yıllarımda babamın dost ve ortakları Merhum Sezai Türkeş’in ve Feyzi Akkaya’nın teşvikleriyle başladığım bu sporu halen keyifle devam ettiriyorum. Elbette kurallarına uygun

olarak ve korumacılık prensiplerinden ödün vermeden yapıyorum bu sporu. Avcılık hayatımı, avın felsefesini ve avda başımdan geçen güzel hikayeleri ‘Avcıbaşı Galip Reis ve Çırak’ isimli kitabımda derledim.

İki ayrı kitabınız bulunuyor. Bunlardan ilkinde ‘’Hayat mücadele değil, mücadele hayattır’’ diyorsunuz. Sizi başarıya götüren bu felsefedir diyebilir miyiz?

“Hayat Mücadele Değil, Mücadele Hayattır” babam merhum Turgut Işık’ın düsturu idi ve bu sözünü tüm Işıklar ailesinin yüreğine ve beyinlerine yerleştirmişti. Turgut Işık bir mezuniyet töreninde öğrencilere yaptığı konuşmada bu düsturunu şöyle açıklamıştı:

‘’Türk insanının harsları içinde var olan, mücadelecilik unsurunu, işinizden tat alarak, mücadele ettikçe yaşadığımıza inanarak, meşru ihtiraslarınızın en önemli faktörü olarak kullanınız. Ancak dikkat etmeniz gereken husus bunu, şahsi çıkar ve menfaatleriniz için değil işinizin,

RIZA KUTLU IŞIKTİSK YÜRÜTME KOMİTESİ VE YÖNETİM KURULU ÜYESİ IŞIKLAR HOLDİNG YÖNETİM KURULU BAŞKANI

59

CEO-LIFE

Page 62: TAKSİS H‣M S M ‣‣ S‣S T SA‣‣ ‣‣ S‣S ‣M S‣S‣ ‣‣ S‣S EİS ... · 2019-02-20 · entegre değer zincirleri sayesinde imalat sürecinin %120 artacağı,

görevinizin ve müessesenizin menfaatleri doğrultusunda kullanmanızdır. Bu takdirde başarıya çok önemli adımlarla yaklaşmış olacağınızı unutmayın.

Hayatı lüzumsuz, yüklerini taşınmaz hale getiren ‘Hayat Mücadeledir’ faktörü yerine, ‘Mücadele Hayattır’ ilkesinin gereği olan mücadele ettikçe yaşadığınız gerçeğini kendinize vazgeçemediğiniz bir düstur olarak benimseyin. ‘’

Şüphesiz Işıklar grubunun yarım asrı aşan başarılarında bu düstur en önemli faktördür.

Kitaplarınız hakkında biraz bilgi verir misiniz?

İlk kitabım babam Turgut Işık’ın vefatı akabinde yazdığım ‘Hayat Mücadele Değil, Mücadele Hayattır’. Bu kitabı yazarken üç hedefim vardı. Birincisi, çocuklarıma benim ve babamın, Işıklar Holding’i bugünlere getirirken yaşadıklarımızı aktarmak ve ileride onların bizim tecrübelerimizden faydalanmasını sağlamaktı. İkincisi, Türkiye’de sanayicilerin son 50 yılda yaşadıkları zorlukları okura anlatmaktı. Üçüncüsü ise, krizlerle dolu coğrafyamızda başına benzer durumlar gelebilecek başka sanayici ve yöneticilere bir nebze faydalı olabilmekti.

İkinci kitabım çok değerli büyüğüm ve 30 yıllık av partnerim Avcılık Atıcılık Federasyonu eski başkanlarından Galip Nişlioğlu’nun vefatı akabinde yazdığım ‘Avcıbaşı Galip Reis ve Çırak’. Bu kitabımda Av’ın felsefesinden ve etik avcılık kurallarından uzun uzun bahsettiğim gibi Galip Reisle çok uzun yıllar gerek yurtiçi gerek yurtdışında pek çok ülkede yaptığımız avları ve başımızdan geçen ilginç hikayeleri anlattım. Avcılık sporu sayesinde dünyanın dört bir yanını gezdim ve bol fotoğraf çektim. Kitabımda bu fotoğraflarıma ve ressam dostum Fuat Çağatay’ın av üstüne yaptığı olağanüstü güzellikte resimlerine de bolca yer verdim.

Gerek biyografi gerek şirket tarihçesi gerek de avcılık üstüne çok az yazılmış eser bulunan literatürümüze ufak da olsa katkıda bulunmak çok zor ama bir o kadar da keyifli oldu.

Çalışanlarınızla ilişkileriniz nasıldır? Zor bir yönetici misiniz?

Çalışanlarımızla ilişkilerim olabildiğince açık ve ulaşılabilir olma prensibine dayanır. Adil, sevecen, yardımcı ve yaratıcı bir yönetici olmaya çalışırım her zaman. Şirketlerimizde yönetim kadrosunda sirkülasyonun azlığı ve Grubumuzdaki yüksek aidiyet duygusu da bu konuda başarılı olduğumun bir göstergesidir sanırım. İşini severek yapan ve dürüstlükten şaşmayan hiç bir yöneticiyle sorun yaşamadım. Bu arada Işıklar Holding ve tüm grup şirketlerimizde Işık ailesi mensubu yönetici olmadığını da belirtmeliyim. Şirketlerimiz tamamen profesyonel kadrolarca ve profesyonelce yöneltilmektedir.

Gün içinde işlerden bunaldığınızda gitmeyi sevdiğiniz özel yerler var mıdır?

Mesai bitiminde evime giderim ve evimde dinlenirim.18 yaşımdayken aşık olup evlendiğim sevgili eşim Naz, çocuklarım Turgut, Ela ve Alp, evimizde yaşayan 2 Dachshund ve bahçemizde yaşayan 3 İngiliz Puanter köpeğimizle kalabalık ve çok keyifli bir ailem var. Evimde ailemle vakit geçirmek beni fevkalade dinlendirir.

Bir iş insanı olmasaydınız, yapmak istediğiniz başka bir iş ya da meslek var mıdır?

Babam çocukluğumuzdan başlayarak bizleri “İş İnsanı” olmak üzere yetiştirdi. İlkokul çağımızda bile her yaz tatili bir

60

CEO-LIFE

Page 63: TAKSİS H‣M S M ‣‣ S‣S T SA‣‣ ‣‣ S‣S ‣M S‣S‣ ‣‣ S‣S EİS ... · 2019-02-20 · entegre değer zincirleri sayesinde imalat sürecinin %120 artacağı,

fabrikada staj yapmakla geçirdim ve bundan çok keyif aldım. Başka bir meslek düşünmediğim gibi ben de düstur olarak Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Her Fabrika bir Kaledir’ sözlerini edindim.

Işıklar Holding sürekli büyümeye ve kendini geliştirmeye devam eden bir vizyona sahip. Işıklar Holding in önümüzdeki dönemler için atmayı planladığı fark yaratacak adımlar var mı?

Işıklar Holding olarak uzmanlık alanlarımız olan sanayi dallarımızda yatırımlarımız kesintisiz devam ediyor. Yeni ürün ve yeni Pazar arayışlarımız her zaman gündemimizin bir numarasını oluşturuyor. Tuğla şirketimizin geçtiğimiz yıl lanse ettiği son derece yüksek ısı ve ses yalıtımı yapan ve aynı zamanda maliyet ve zaman ekonomisi yaratan ödüllü cephe sistemimiz EkoKlinker 4.0 bunun güzel bir örneği mesela. Önümüzdeki dönemde Anadolu da nitelikli konut projelerine

başlamayı hedefliyoruz. Hidroelektrik santrallarla girdiğimiz yenilenebilir enerji yatırımlarına da güneş enerji yatırımlarıyla devam etmeyi planlamaktayız. Bu konuda ilk adımımız mevcut fabrikalarımızın çatı ve boş arazilerinde otoprodüktör tesisler kurmak olacak.

Işıklar Holding’in sosyal sorumluluk alanında yürüttüğü pek çok projesi var. Turgut Işık Vakfı’nda çok kıymetli işler yapılıyor. Vakfınızdaki projelerden biraz bahseder misiniz?

Turgut Işık Vakfı’nda Anadolu ağırlıklı olmak üzere ihtiyaç sahibi teknik meslek lise talebelerine karşılıksız eğitim bursları veriyoruz. Babamın vefatı üzerine 1991 yılında kurduğum Turgut Işık Vakfı kurulduğundan günümüze binlerce çocuğumuzu okutarak sanayimizin en önemli ihtiyacı olan nitelikli ara eleman yetiştirilmesine 27 yıldır katkıda bulunmaktadır. Işık ailesi olarak başta Bartın’da kurup Sağlık bakanlığına

devrettiğimiz Turgut Işık Sağlık Meslek

Lisesi olmak üzere kamuya bağışladığımız

pek çok eğitim kurumunu da takip ederek

ihtiyaçlarını tespit ve desteklemekte ve

üst düzeyde eğitim verilebilmesini temin

etmeye çalışmaktadır.

Son olarak, sizin gibi büyük krizlerin üstesinden gelmiş bir yöneticinin genç nesillere, geleceğin yönetici adaylarına ne gibi tavsiyeleri olur?

Krizlerin üstesinden gelmek konusunda

yapılması gerekenleri ilk kitabım ‘Hayat

Mücadele Değil, Mücadele Hayattır’ da

uzun uzadıya anlattım. Benim yöneticilere

tavsiyem bu 200 sayfalık kitabı edinip

okumalarıdır. Bu kitabımda gerek

babamın yazıp bize bıraktığı, gerek benim

çocuklarıma yazdığım Tavsiyeler bölümünü

çerçeveletip işyerlerinin duvarlarına

astığını söyleyen pek çok okur mektubu

aldığımı da söylemek isterim.

61

CEO-LIFE

Page 64: TAKSİS H‣M S M ‣‣ S‣S T SA‣‣ ‣‣ S‣S ‣M S‣S‣ ‣‣ S‣S EİS ... · 2019-02-20 · entegre değer zincirleri sayesinde imalat sürecinin %120 artacağı,

KİŞİSEL GELİŞİM

Page 65: TAKSİS H‣M S M ‣‣ S‣S T SA‣‣ ‣‣ S‣S ‣M S‣S‣ ‣‣ S‣S EİS ... · 2019-02-20 · entegre değer zincirleri sayesinde imalat sürecinin %120 artacağı,

İş dünyasını yetenekler yönetir. Geleceğinizi, kurumdaki yetenekler biçimlendirir. Diğer çalışanlar rutini sürdürürler.

Ahmet Kaplan, Kayserili bir çoban. Bütün hafta koyunların başında duruyor, pazar günleri Kayseri’ye inebiliyor. Parası az olduğu için bir saat internete girebiliyor. Bir de eskiciden önceki haftanın gazetelerini alabiliyor. Hafta içi de koyunların başında gazete ve kitap okuyor. Bir gün, bir insan kaynakları ekinde bir meslek görüyor: Fütürist, geleceği tasarlayan insan. “Aha, tam bana göre iş!” diye düşünüyor. Bütün hafta koyunların başında boşum, bari geleceği tasarlayayım. Çoban Ahmet, bütün hafta geleceği tasarlayıp pazar günü Türkiye Fütüristler Derneği başkanına mektup yazıyor ve “Ben tam sizin aradığınız kişiyim, gelecek şöyle olacak, böyle olacak” diyor. Dernektekiler yazılanlardan etkileniyorlar ve Ahmet’i İstanbul’a davet ediyorlar. Ahmet hayatında ilk defa gördüğü İstanbul’da fütüristlerle tanışıp onlara düşüncelerini anlatıyor. Oradakilerden biri Ahmet’e bilgisayar eğitimi verip işe alıyor. Ahmet de kendini bilgisayar animasyonları ve “Gelecek Tasarlama” konusunda geliştiriyor. Bu çocuk en son GORA filminin bilgisayar animasyonlarını yaptı.

Almanya’ya bir eğitime gittiğimde,

Plus Marketler grubunun Yönetim Kurulu Başkanı Bay Moleman’la bir yemek yedik, bir Türk deha olan Akif’ten hararetle bahsetti. Daha sonra marka danışmanı Akif’le tanıştım. Akif, gerçekten bir deha. Plus süpermarketlerine danışmanlık yapıyor. Bir makarna var, fiyatı 0,39 fenik ve pek satılmıyor. Akif makarnanın paketini değiştiriyor, adını da biraz farklı yazarak markayı “bio bio” yapıyor, fiyatını 1,29 feniğe çıkarıyor. Satmayan aynı makarna şimdi acayip satıyor.

Yetenekler dokundukları yere değer katarlar.Günümüz Türkiyesi’nde üniversite mezunlarının % 70’i mezun oldukları alan dışında çalışıyorlar. Böyle korkunç bir şey olabilir mi? Mühendislik ve tıp dışında neredeyse herkesin aldığı eğitim boşa veriliyor. Ben de İngiliz Dilbilimi diye İngilizce bir bölüm okudum, yaptığım işle gram ilgisi yok. Çoğunuzun böyledir. Daha kötüsü, % 30’luk dilimde olup ilgili bölümlerde okuyanlar, yaptıkları işlerin pratiğiyle ilgili bir şey duyup öğrenmeden mezun oluyorlar. İngiltere’de Millî Eğitim Bakanlığı değil, Millî Beceri Bakanlığı ismi kullanılıyor. Soru: “Gençlere nasıl beceri kazandırırız?”.

Ankara’daki MAN fabrikası, yıllar önce işçi bulma konusunda sıkıntı çekiyordu çünkü nitelikli işçi bulma

imkânı Türkiye’de yoktu. Bunun üzerine fabrikanın içinde bir merkez açtılar. Civardaki gençler geliyor, burada, lise çağındayken çok iyi bir eğitimden geçiyorlar, okul bitince başarılı olanların hepsi fabrikada çalışmaya başlıyor.

TRT 2’de “Gezelim Görelim” programını yapan Nuray Yılmaz’ı bilirsiniz. Bir gün, Anadolu’nun bir kasabasında, bugünün ünlü bir işadamıyla ilgili konuşuyorlar. Köylüler diyor ki “Onun seçtiği çoban hiç şaşmazdı, en cevval adamları bulurdu. Bir gün işin sırrını sorduk, ‘Nasıl anlıyorsun adamın iyisinden?’ dedik. Meğerse o sene seçeceği çoban adaylarına yemek verirmiş, yemekten ilk kalkan iki çocuğu hemen sürünün başına geçirirmiş”.

Beraber çalıştığınız insanlara güven duyup yeteneklerini sergileme fırsatı veriyor musunuz?

Yetki devri olmadığı için birçok çalışan motor gücü yüksek ama düşük viteste kullanılan araba gibi yavaş yavaş ve motorun ömründen yiyerek yol alıyor. Yeteneklerin yolunu açın, otomatik vites araba kullanın. Siz gaza basın (motivasyon), bırakın onlar vitesleri istedikleri gibi değiştirsinler (yetki devri). Evet, otomatik vites araç biraz daha yakar (tatmin edici ücret) ama o torka ve beygir gücüne değer (yüksek performans ve verimlilik).

* Bu yazı, yazarın MOKS (Elma Yayınevi, 2008) adlı kitabından alınmıştır.

YETENEK*

AHMET ŞERİF İZGÖREN

63

KİŞİSEL GELİŞİM

Page 66: TAKSİS H‣M S M ‣‣ S‣S T SA‣‣ ‣‣ S‣S ‣M S‣S‣ ‣‣ S‣S EİS ... · 2019-02-20 · entegre değer zincirleri sayesinde imalat sürecinin %120 artacağı,

İŞVEREN Özel Eki“Tisk Ekonomi” ye

www.tisk.org.tr adresinden de ulaşabilirsiniz

Page 67: TAKSİS H‣M S M ‣‣ S‣S T SA‣‣ ‣‣ S‣S ‣M S‣S‣ ‣‣ S‣S EİS ... · 2019-02-20 · entegre değer zincirleri sayesinde imalat sürecinin %120 artacağı,
Page 68: TAKSİS H‣M S M ‣‣ S‣S T SA‣‣ ‣‣ S‣S ‣M S‣S‣ ‣‣ S‣S EİS ... · 2019-02-20 · entegre değer zincirleri sayesinde imalat sürecinin %120 artacağı,

TÜRKİYE AĞAÇ VE KAĞIT SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (TAKSİS) • TÜRK AĞIR SANAYİİ VE HİZMET SEKTÖRÜ KAMU İŞVERENLERİ SENDİKASI (TÜHİS) • TÜRKİYE CAM, ÇİMENTO VE TOPRAK SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI ÇİMENTO ENDÜSTRİSİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (ÇEİS) • TÜRKİYE DERİ SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI • TÜRKİYE GIDA SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (TÜGİS) • İLAÇ ENDÜSTRİSİ İŞVERENLER SENDİKASI (İEİS) • TÜRKİYE İNŞAAT SANAYİCİLERİ İŞVEREN SENDİKASI (İNTES) • KAMU İŞLETMELERİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (KAMU-İŞ) • TÜRKİYE KİMYA, PETROL, LASTİK VE PLASTİK SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (KİPLAS) • MAHALLİ İDARELER KAMU İŞVEREN SENDİKASI (MİKSEN) • MAHALLİ İDARELER İŞVERENLERİ SENDİKASI (MİS) • TÜRKİYE METAL SANAYİCİLERİ SENDİKASI (MESS) • PETROL ÜRÜNLERİ İŞVERENLER SENDİKASI (PÜİS) • TÜRKİYE SAĞLIK ENDÜSTRİSİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (SEİS) • TÜRKİYE SELÜLOZ, KAĞIT VE AĞAÇ MAMÜLLERİ SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (KASİSEN) • TÜRKİYE ŞEKER SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI • TÜRKİYE TEKSTİL SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI • TÜRKİYE TOPRAK, SERAMİK, ÇİMENTO VE CAM SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI • YEREL YÖNETİMLER KAMU İŞVERENLERİ SENDİKASI (YERELSEN)TÜRKİYE AĞAÇ VE KAĞIT SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (TAKSİS) • TÜRK AĞIR SANAYİİ VE HİZMET SEKTÖRÜ KAMU İŞVERENLERİ SENDİKASI (TÜHİS) • TÜRKİYE CAM, ÇİMENTO VE TOPRAK SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI ÇİMENTO ENDÜSTRİSİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (ÇEİS) • TÜRKİYE DERİ SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI • TÜRKİYE GIDA SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (TÜGİS) • İLAÇ ENDÜSTRİSİ İŞVERENLER SENDİKASI (İEİS) • TÜRKİYE İNŞAAT SANAYİCİLERİ İŞVEREN SENDİKASI (İNTES) • KAMU İŞLETMELERİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (KAMU-İŞ) • TÜRKİYE KİMYA, PETROL, LASTİK VE PLASTİK SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (KİPLAS) • MAHALLİ İDARELER KAMU İŞVEREN SENDİKASI (MİKSEN) • MAHALLİ İDARELER İŞVERENLERİ SENDİKASI (MİS) • TÜRKİYE METAL SANAYİCİLERİ SENDİKASI (MESS) • PETROL ÜRÜNLERİ İŞVERENLER SENDİKASI (PÜİS) • TÜRKİYE SAĞLIK ENDÜSTRİSİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (SEİS) • TÜRKİYE SELÜLOZ, KAĞIT VE AĞAÇ MAMÜLLERİ SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (KASİSEN) • TÜRKİYE ŞEKER SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI • TÜRKİYE TEKSTİL SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI • TÜRKİYE TOPRAK, SERAMİK, ÇİMENTO VE CAM SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI • YEREL YÖNETİMLER KAMU İŞVERENLERİ SENDİKASI (YERELSEN) TÜRKİYE AĞAÇ VE KAĞIT SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (TAKSİS) • TÜRK AĞIR SANAYİİ VE HİZMET SEKTÖRÜ KAMU İŞVERENLERİ SENDİKASI (TÜHİS) • TÜRKİYE CAM, ÇİMENTO VE TOPRAK SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI ÇİMENTO ENDÜSTRİSİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (ÇEİS) • TÜRKİYE DERİ SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI • TÜRKİYE GIDA SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (TÜGİS) • İLAÇ ENDÜSTRİSİ İŞVERENLER SENDİKASI (İEİS) • TÜRKİYE İNŞAAT SANAYİCİLERİ İŞVEREN SENDİKASI (İNTES) • KAMU İŞLETMELERİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (KAMU-İŞ) • TÜRKİYE KİMYA, PETROL, LASTİK VE PLASTİK SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (KİPLAS) • MAHALLİ İDARELER KAMU İŞVEREN SENDİKASI (MİKSEN) • MAHALLİ İDARELER İŞVERENLERİ SENDİKASI (MİS) • TÜRKİYE METAL SANAYİCİLERİ SENDİKASI (MESS) • PETROL ÜRÜNLERİ İŞVERENLER SENDİKASI (PÜİS) • TÜRKİYE SAĞLIK ENDÜSTRİSİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (SEİS) • TÜRKİYE SELÜLOZ, KAĞIT VE AĞAÇ MAMÜLLERİ SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (KASİSEN) • TÜRKİYE ŞEKER SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI • TÜRKİYE TEKSTİL SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI • TÜRKİYE TOPRAK, SERAMİK, ÇİMENTO VE CAM SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI • YEREL YÖNETİMLER KAMU İŞVERENLERİ SENDİKASI (YERELSEN) TÜRKİYE AĞAÇ VE KAĞIT SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (TAKSİS) • TÜRK AĞIR SANAYİİ VE HİZMET SEKTÖRÜ KAMU İŞVERENLERİ SENDİKASI (TÜHİS) • TÜRKİYE CAM, ÇİMENTO VE TOPRAK SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI ÇİMENTO ENDÜSTRİSİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (ÇEİS) • TÜRKİYE DERİ SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI • TÜRKİYE GIDA SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (TÜGİS) • İLAÇ ENDÜSTRİSİ İŞVERENLER SENDİKASI (İEİS) • TÜRKİYE İNŞAAT SANAYİCİLERİ İŞVEREN SENDİKASI (İNTES) • KAMU İŞLETMELERİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (KAMU-İŞ) • TÜRKİYE KİMYA, PETROL, LASTİK VE PLASTİK SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (KİPLAS) • MAHALLİ İDARELER KAMU İŞVEREN SENDİKASI (MİKSEN) • MAHALLİ İDARELER İŞVERENLERİ SENDİKASI (MİS)

Adres: Reşat Nuri Caddesi No:108, 06540 Çankaya/AnkaraTelefon: (0312) 439 77 17 • Faks: (0312) 439 75 92Web: www.tisk.org.tr • E-posta: [email protected]

Cilt 56 ‣ Sayı 3 ‣ Mayıs / Haziran 2018TÜRKİYE İŞVEREN SENDİKALARI KONFEDERASYONU YAYIN ORGANIDIR

İKİ AYDA BİR YAYIMLANIR

işveren

ULUSLARARASI RAPORLAR ve TÜRKİYE KARŞILAŞTIRMASI

SEKTÖREL GELİŞMELER

KİŞİSEL GELİŞİM

HABERLER

KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK

CEO-LIFE

KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASIProf. Dr. Faruk BilirCumhur Sinan ÖzdemirRıza Eroğlu

YATIRIM-YABANCI SERMAYEAli Fuat TaşkesenlioğluDr. M. Yurdal ŞahinNezih BarutTuncay Özilhan