susma gazetesi 583

10
29 OCAK 2014 HAFTALIK YEREL GAZETE YIL: 17 SAYI: 583 Ederi: 1.00 TL SUSMA GÖNÜLLÜ OKURLARIN DESTEĞİYLE ÇIKIYOR ABONE OL ABONE BUL Çevre kirliliği Kapitalizm altında çözülebilir mi? Son yılllarda bölgemizdeki tartışmalarının başına oturan “Çevre Kirliliği”, “Termik Santraller”konusunda farklı fikirler, farklı düşüncelere bir nebze olsun teorik başka açılardan bakmaya yarayacak konuyu gündeme taşımak istedik.TKP’nin Merkez Yayın Organı İşçinin Sesi Dergisi’nin 25 Şubat 1985 trihli 277.Sayısında yayınlanan yazıyı sizlerle paylaşmak istedik.Yazıyı Mercan Köklü,Mahmut Civan,Mustafa Yılmaz ve Sevinç Candan kaleme almış.Yazıyı aynen sunuyoruz.Umarız önümzüdeki süreçte bir anlamda bölgenin dinamiği olacak olan Santreller bölgesinin Çevreci, aşanabilir Zonguldak sevdalılarına katkısı olur. Sayfa 5-6’da Tes-İş Sendikası Zonguldak Şube Başkanı Ahmet Hasanefendioğlu, ÇATES'in özelleştirilme- sine karşı olduklarını ve bu konuda mücadelelerini sürdürdüklerini söyledi. ‘ÇATES’in özelleþtirilmesine karþýyýz’ Haberi Sayfa 4’ de Esed rejimi protesto edildi Haberi Sayfa 4’ de Zonguldak Belediyesi'nde Toplu sözleþmede ilk raunt Haberi Sayfa 7’de Bektaþ’tan Gazetemize ziyaret Kozlu Belediye Başkanı, Zonguldak AKP Belediye Başkan Adayı Ali Bektaş Gazetemizi ziyaret etti. Bektaş Zonguldak Belediye Başkanı olması halinde Zonguldak için planlanan pro- jelerini hazırladıkları bir CD ile anlattı. Kaymakçý; “Demokratik bir Türkiye kavgasýný sonuna kadar yürüteceðiz” Zonguldak Demokrasi Platformu üyeleri 24 Ocak'ta Uğur Mumcu ve ülkede işlenen tüm siyasi cinayetleri protesto eden yürüyüş ve basın açıkla- ması yaptı.Madenci Anıtı'nda toplanan Zonguldak Demokrasi Platformu üyeleri, 'Unutmadık, unutturmayacağız' pankartı ve Uğur Mumcu'nun fotoğrafları ile Gazipaşa Caddesi'nden Valilik binasına kadar yürüdü. Yaklaşık 250 kişi grup valilik önündeki Atatürk Anıtı'na, üzerinde Uğur Mumcu'nun fotoğrafı ve karanfiller bulunan çelenk bıraktı. Sayfa 3’ de Susma Gönüllü okurlarýn desteðiyle çýkýyor. 2014 Yýlý aboneliklerinizi yenilemeyi unutmayýnýz Gazetemizin Posta ile ulaþan Abonelerimize “Siz Ýnsan mýsýnýz?” Gazeteci Balçiçek İlter, Marmara Belediyeler Birliği tarafından düzenlenen Medya Masası programının konuğu oldu. İlter'in 12 Ocak 2014 tar- ihli "Siz İnsan mısınız?" başlıklı makalesi üzerine gerçekleştirilen toplantıda, başta kâğıt ve pet şişe toplayan çocuklar konusu olmak üzere 'çocuk işçi' sorunu masaya yatırıldı. Kâğıt toplatıcısı çocukların günlük 20 TL'ye çalıştığını belirterek sözlerine başlayan İlter, "Geçtiğimiz günlerde 6 yaşındaki bir kâğıt toplatıcısı çocuğun kamyonetin altında kalarak can vermesi beni çok üzdü. Çocukluğunu yaşamak yerine, günlük 20 TL'ye atık kağıt, pet şişe ve demir toplayan çocukların emekleri üzerinden, birileri çok büyük ticari gelirler elde ediyor. Belediyelerin çocuk işçi konusuna daha fazla eğilmesi gerektiğini düşünüyor, bu konuda Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın da sorumluluğu olduğuna inanıyo- rum. Doğru bir depozito siste- mi kurulur ve bu sistem kamu kurumları, sanatçılar, STK'lar tarafından da desteklenirse, önemli ölçüde mesafe alın- abileceğini düşünüyorum. Bu konuda Marmara Belediyeler Birliği'nden destek bekliyo- rum" diye konuştu. Balçiçek İlter açıkla- malarının devamında, belediyelerin çocuk işçi konusuna eğilme şeklinin, ailelere para vermek olmaması gerektiğini belirterek, " Ailelere günlük 20 TL veril- erek sorunun çözüleceğine inanmıyorum. Aileler parayı alır, ancak çocuklarını yeniden çalışmaya gönderir. Geçtiğimiz günlerde babasından ağır biçimde dayak yiyen bir kağıt toplayıcısı çocuğa rastladım. Çocuğun suçu, arkadaşlarıyla buldukları bir top ile günü geçirmek ve futbola daldıktan sonra kağıt toplayamamaktı. Bir çocuğun en tabii hakkıdır top oynamak. Çocuk işçiler, şanslı azınlığın çocukları gibi steril ortamlarda yaşayıp, en güzel okullarda, en iyi yemek- lerle beslenmiyor. Bu çocuklar terörün, uyuşturucunun, hatta organ tüccarlarının hedefinde ve ağırlığı sokaklardaki işçi çocuklar olmak üzere, İstan- bul'da her gün 26 çocuk kay- boluyor. Emniyet ortalama 10- 12 çocuğu bulurken, kalan 14 çocuğun nereye götürüldüğü, o çocuklara ne olduğu belli değil" dedi. Gazeteci Balçiçek İlter, Marmara Belediyeler Birliği tarafından düzenlenen Medya Masası programının konuğu oldu. İlter'in 12 Ocak 2014 tarihli "Siz İnsan mısınız?" başlıklı makalesi üzerine gerçekleştirilen toplantıda, başta kâğıt ve pet şişe toplayan çocuklar konusu olmak üzere 'çocuk işçi' sorunu masaya yatırıldı. Pulat’dan Baþkan Akdemir'e ziyaret Sayfa 7’ de Marmara Belediyeler Birliği'nin çocuk işçiler konusunda yapacağı çalışmalara katılacağını belirten İlter, belediyelerin standart vermesi gereken hizmetleri büyük başarılarmış lanse etmesinden hoşlanmıyorum. Bir belediyenin görevi zaten, park yapmak, yol yapmak, asfalt yapmaktır" dedi. Haberi Sayfa 2’ de Mevcut Baþkan Küçükali, tekrar seçildi Bakkallar ve Tekel Bayileri Odası'nın Olağan Genel Kurulu tamamladı. Seçim öncesi iki aday Şükür Küçükali ve Süleyman Erbay birbirlerini sert dille eleştirdiler. Kıran kırana gerçekleşen seçimde toplam 258 kişi oy kullanırken, 129 oy Şükür Küçükali, 123 oy Süleyman Erbay aldı, 6 oy da boş çıktı. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Elvanpazarcık Belde Belediye Başkan Adayı Nazan Pulat ve meclis üyeleri, Belediye Başkanı Zonguldak Muharrem Akdemir'e nezaket ziyaretinde bulundu. Haberi Sayfa 7’ de

Upload: bahattin-ari

Post on 10-Mar-2016

250 views

Category:

Documents


4 download

DESCRIPTION

Araştır,Soruştur,Konuş; SUSMA

TRANSCRIPT

Page 1: Susma gazetesi 583

29 OCAK 2014 HAFTALIK YEREL GAZETE YIL: 17 SAYI: 583 Ederi: 1.00 TL

SUSMA

GÖNÜLLÜ

OKURLARIN

DESTEĞİYLE

ÇIKIYOR

ABONE OL

ABONE BUL

Çevre kirliliği Kapitalizm altında çözülebilir mi?Son yılllarda bölgemizdeki tartışmalarının başına oturan “Çevre Kirliliği”, “Termik Santraller”konusunda farklı fikirler, farklı düşüncelere bir nebzeolsun teorik başka açılardan bakmaya yarayacak konuyu gündeme taşımak istedik.TKP’nin Merkez Yayın Organı İşçinin Sesi Dergisi’nin25 Şubat 1985 trihli 277.Sayısında yayınlanan yazıyı sizlerle paylaşmak istedik.Yazıyı Mercan Köklü,Mahmut Civan,Mustafa Yılmaz ve SevinçCandan kaleme almış.Yazıyı aynen sunuyoruz.Umarız önümzüdeki süreçte bir anlamda bölgenin dinamiği olacak olan Santreller bölgesinin Çevreci,aşanabilir Zonguldak sevdalılarına katkısı olur. Sayfa 5-6’da

Tes-İş Sendikası Zonguldak Şube Başkanı Ahmet Hasanefendioğlu, ÇATES'in özelleştirilme-sine karşı olduklarını ve bu konuda mücadelelerini sürdürdüklerini söyledi.

‘ÇATES’in özelleþtirilmesine karþýyýz’

Haberi Sayfa 4’ de

Esed rejimi protesto edildi

Haberi Sayfa 4’ de

ZonguldakBelediyesi'ndeToplusözleþmedeilk raunt

Haberi Sayfa7’de

Bektaþ’tan Gazetemizeziyaret

Kozlu Belediye Başkanı, Zonguldak AKP Belediye BaşkanAdayı Ali Bektaş Gazetemizi ziyaret etti. Bektaş ZonguldakBelediye Başkanı olması halinde Zonguldak için planlanan pro-jelerini hazırladıkları bir CD ile anlattı.

Kaymakçý; “Demokratik bir Türkiyekavgasýný sonuna kadar yürüteceðiz”

Zonguldak Demokrasi Platformuüyeleri 24 Ocak'ta Uğur Mumcu veülkede işlenen tüm siyasi cinayetleriprotesto eden yürüyüş ve basın açıkla-ması yaptı.Madenci Anıtı'nda toplananZonguldak Demokrasi Platformuüyeleri, 'Unutmadık, unutturmayacağız'pankartı ve Uğur Mumcu'nunfotoğrafları ile Gazipaşa Caddesi'ndenValilik binasına kadar yürüdü. Yaklaşık250 kişi grup valilik önündeki AtatürkAnıtı'na, üzerinde Uğur Mumcu'nunfotoğrafı ve karanfiller bulunan çelenkbıraktı.

Sayfa 3’ de

Susma Gönüllüokurlarýndesteðiyle

çýkýyor.2014 Yýlý

abonelikleriniziyenilemeyi

unutmayýnýz

Gazetemizin Postaile ulaþan

Abonelerimize

“Siz Ýnsan mýsýnýz?”

Gazeteci Balçiçek İlter,Marmara Belediyeler Birliğitarafından düzenlenen MedyaMasası programının konuğuoldu. İlter'in 12 Ocak 2014 tar-ihli "Siz İnsan mısınız?"başlıklı makalesi üzerinegerçekleştirilen toplantıda,başta kâğıt ve pet şişe toplayançocuklar konusu olmak üzere'çocuk işçi' sorunu masayayatırıldı.

Kâğıt toplatıcısı çocuklarıngünlük 20 TL'ye çalıştığınıbelirterek sözlerine başlayanİlter, "Geçtiğimiz günlerde 6yaşındaki bir kâğıt toplatıcısıçocuğun kamyonetin altındakalarak can vermesi beni çoküzdü. Çocukluğunu yaşamakyerine, günlük 20 TL'ye atıkkağıt, pet şişe ve demirtoplayan çocukların emekleriüzerinden, birileri çok büyükticari gelirler elde ediyor.Belediyelerin çocuk işçikonusuna daha fazla eğilmesigerektiğini düşünüyor, bu

konuda Aile ve SosyalPolitikalar Bakanlığı ile Çevreve Şehircilik Bakanlığı'nın dasorumluluğu olduğuna inanıyo-rum. Doğru bir depozito siste-mi kurulur ve bu sistem kamukurumları, sanatçılar, STK'lartarafından da desteklenirse,önemli ölçüde mesafe alın-abileceğini düşünüyorum. Bu

konuda Marmara BelediyelerBirliği'nden destek bekliyo-rum" diye konuştu.

Balçiçek İlter açıkla-malarının devamında,belediyelerin çocuk işçikonusuna eğilme şeklinin,ailelere para vermek olmamasıgerektiğini belirterek, "Ailelere günlük 20 TL veril-

erek sorunun çözüleceğineinanmıyorum. Aileler parayıalır, ancak çocuklarını yenidençalışmaya gönderir. Geçtiğimizgünlerde babasından ağırbiçimde dayak yiyen bir kağıttoplayıcısı çocuğa rastladım.Çocuğun suçu, arkadaşlarıylabuldukları bir top ile günügeçirmek ve futbola daldıktansonra kağıt toplayamamaktı.Bir çocuğun en tabii hakkıdırtop oynamak. Çocuk işçiler,şanslı azınlığın çocukları gibisteril ortamlarda yaşayıp, engüzel okullarda, en iyi yemek-lerle beslenmiyor. Bu çocuklarterörün, uyuşturucunun, hattaorgan tüccarlarının hedefindeve ağırlığı sokaklardaki işçiçocuklar olmak üzere, İstan-bul'da her gün 26 çocuk kay-boluyor. Emniyet ortalama 10-12 çocuğu bulurken, kalan 14çocuğun nereye götürüldüğü, oçocuklara ne olduğu bellideğil" dedi.

Gazeteci Balçiçek İlter, Marmara Belediyeler Birliği tarafından düzenlenen Medya Masası programınınkonuğu oldu. İlter'in 12 Ocak 2014 tarihli "Siz İnsan mısınız?" başlıklı makalesi üzerine gerçekleştirilentoplantıda, başta kâğıt ve pet şişe toplayan çocuklar konusu olmak üzere 'çocuk işçi' sorunu masaya

yatırıldı.

Pulat’danBaþkan Akdemir'eziyaret

Sayfa 7’ de

Marmara Belediyeler Birliği'nin çocuk işçiler konusunda yapacağı çalışmalara katılacağınıbelirten İlter, belediyelerin standart vermesi gereken hizmetleri büyük başarılarmış lanseetmesinden hoşlanmıyorum. Bir belediyenin görevi zaten, park yapmak, yol yapmak, asfaltyapmaktır" dedi.

Haberi Sayfa 2’ de

Mevcut Baþkan Küçükali,tekrar seçildi

Bakkallar ve Tekel BayileriOdası'nın Olağan GenelKurulu tamamladı. Seçimöncesi iki aday Şükür Küçükalive Süleyman Erbay birbirlerinisert dille eleştirdiler. Kırankırana gerçekleşen seçimdetoplam 258 kişi oy kullanırken,129 oy Şükür Küçükali, 123 oySüleyman Erbay aldı, 6 oy daboş çıktı.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)Elvanpazarcık Belde Belediye Başkan AdayıNazan Pulat ve meclis üyeleri, Belediye BaşkanıZonguldak Muharrem Akdemir'e nezaketziyaretinde bulundu.

Haberi Sayfa 7’ de

Page 2: Susma gazetesi 583

SUSMA -YORUM Sayfa 229 Ocak/2014/583

28-29 Ocak 1921 Türkiye’nin en eski partisi TKP’nin Kurucularından

Mustafa Suphi, Ethem Nejat ve 13 yoldaşı karadenizde katledildi.T30 Ocak

Prof. Muammer Aksoy öldürüldü1 Şubat

1979 Milliyet Gaztesi Başyazarı ve Genel Yayın YönetmeniAbdi İpekçi evine giderken Mehmet Ali Ağca tarfından öldürüldü. 5 aysonra yakalandı.Sonrası komediyi biliyorsunuz.2 Şubat

1920 Halk İştirakiyum Fıkrası kapatıldı1956 Türk Eczacılar Birliği kuruldu1943 Stalingrad'da Alman Faşizmine karşı zafer kazanıldı

3 Şubat 1928 Camilerde hutbeler Türkçe okunmaya başladı1969 Yaser Arafat Filistin Kurtuluş Örgütü liderliğine getirildi.

4 Şubat 1502 Pariste Jön Türkler kongresi

5 Şubat1976 TÖB-DER, TÜM-DER VE TÜTED Ankara Valiliği'nce

kapatıldı1969 Yaser Arafat Filistin Kurtuluş Örgütü liderliğine getirildi.

6 Şubat 1937 Laiklik ilkesi Anayasa'ya kondu1968- Zonguldak'ta (EKİ)'de çalışan yaklaşık 25 bin maden

işçisi sendikalarının kendilerini aldattığını öne sürerek isyan etti ve grevegiti.Polisin müdahalesine sinirlenen işçiler Vilayet karşısındaki (şimdikiCHP İl Binası) sendika binasını işgal etti ve içerideki eşyaları penceredendışarıya attılar.

KURUCU Bahaddın Arı Sahibi: Çark

Yayıncılık,ReklamcılıkAdına:Sevim ARI

Sorumlu Yazıişleri Müdürü:Bahaddin ARI

Webmaster : S.Üstüngel ARI

Yönetim Yeri ve Adresi:Mithatpaşa Mah.B. Ecevit Cad.

Kızılay Kanmerkezi Karşısı Kat:5 No: 52 ZONGULDAKTel/Faks 0372 252 42 99

Web: www.susmagazetesi.nete-posta:

[email protected]üzenleme:

SUSMA Baskı: MATBAA 69 Tel:251 40 44

TemsilciliklerKozlu; ; Bilal KaraBartın : Ahmet GüneşAmasya : Mehmet MENEKŞEBerlin : Mehmet Ballıkaya

Kongre İlanı;50. TLTüzük İlanı:150 TLYitik İlanı: 20 TL

Gazete Satış Fiyatı: 1. 00 TLYıllık Yayınlı Kurumsal Abone:

1000.TL Yıllık bireysel abonelik 100.TL

Banka Hesap No: Ziraat Bankası Zonguldak Şb.00569815

Posta Çeki Hesabı: Bahaddin Arı0148 52 40

Susma; Hak ve SorumlulukBildirgesi İlkelerine Uyar. Cevap

ve düzeltme hakkına saygıgösterir.

Gazetede yayınlanan yazılarınsorumluluğu yazara aittir

Susma Kururluş 28 Nisan 1997

Kozlu Belediye Başkanı aynızamanda AKP'nin ZonguldakBelediye Başkanı Ali Bektaş basınyayın kuruluşlarını ziyaret ederekönümüzdeki dönem kazanmasıhalinde Zonguldak'ta yapacağıprojeleri, çalışmaları anlatıyor.AliBektaş Gazetemizi de ziyaretetti.Öncellikle teşekkür ediyorumnazik davranışından dolayı.AliBektaş'a AKP İlçe Başkanı MetinKaraduman'da eşlik etti. AliBektaş hazırlattığı projeleri birlik-te izledik.

Bektaş bugünlerin popüleriletişim figürü 'Algı' oluşturmakiçin yapılmış bir projeler zinciri,tabiî ki ufkumuzun açılmasıaçısından önemli ama kendi dey-imiyle, 'Yaptıklarımız yapacak-larımızın garantisidir"sözündenhareketle keşke Zonguldak içinadaylığını düşündüğü tarihtenitibaren Zonguldak için yapmayıvaat ettiğini projeleri Kozlu'dagerçekleştirip öyle aday olsaydı.

Yinede kendisine başarılardiliyorum.

Zonguldak Esnaf OdalarıBirliği Başkanı Muharrem Coşkungeçtiğimiz günlerde basına yan-sıyan demecinde "İş çok çalışmakisteyen yok"dedi. Coşkun açıkla-masına devamla, "Zonguldak'taissizlik var diyorlar ama bizceissizlik yok. Özellikle uzmanmeslek dallarında kesinlikle istih-dam açığı var. Bu konudahükümetimize çok tesekkür ediy-oruz. Çok güzel yatırımlar ve kay-naklar aktarıyorlar. Bizde bukonuda Esnaf Odaları Birliğiolarak piyasadaki meslek çalış-malarımızı yapıyoruz ve hangimesleklerde eksik varsa o konudaIs-Kur ile ortaklasa çalışmalaryapıyoruz."diye ekledi.

Esnaf Odaları Birliği BaşkanıMuharrem Coşkun GeçtiğimizPazar Günü gerçekleşen Bakkalve Tekel Bayileri kongresindeyaptığı konuşmada da, "2005-2013 yılları arasında ülke

genelinde 1 milyon 145 binesnafın kepenk kapattı"dedi.

Şimdi birincisinden başlay-alım; Zonguldak'ta resmi rakam-lara göre işsizliğin önemli orandaolduğunu biliyoruz. BugünTTK'na işçi alımı duyurusuyapıldığında neredeyse 25-30 binkişi başvuruyor ama aynı iş kolun-da hizmet veren özel maden işlet-meleri yada küçük işletmeler işçibulmada zorlanıyor hatta buralar-dan Soma'ya göç ederek yaşam-larını sürdürüyorlar.

İşsizlik aynı zamanda siteminsigortası olmasına rağmen yer yeronun mezar kazıyıcısı da olabiliy-or.İşçiler iş ve yaşam koşullarındahele kentimizdeki ağır iş kolundasigortasız, sendikasız, işgüvencesinden yoksun ve gele-ceğinden ümitsiz bir iş ilişkisinegirmek istemediğinden göçü dur-duramıyoruz.İşverenlerin veonların temsilcilerinin 'işçibulamıyoruz' diyeceklerineverdikleri ücretleri, yaşam veçalışma koşullarını ve işgüvencelerini neden

değiştirmediklerinin cevaplarınıvermeliler. Muherrem Başkanımda belki o zaman 'Zonguldak'ta işçok ama işsiz yok' demez belki.Muherrem Başkanımın Bakkal veTekel Bayileri kongresinde yaptığıkonuşmada da, "2005-2013 yıllarıarasında ülke genelinde 1 milyon145 bin esnafın kepenkkapattı"dediği toplum kesimi deişsizler ordusuna katıldı.Başkanım hükümete teşekkür ede-ceğine esnafı bu duruma 11 yıldanasıl getirdiklerine tepki koysadaha anlamlı olur.

CHP'de 8 Şubat olmadan hergün yeni yeni gündemoluşuyor.Bir bakıyorsunuz önseçimi Ereğli iptal ediyor,merkezde devam deniyor.Fermuarsistemi nedeniyle kim sandığagirecek kim çıkacakkarmaşası.Buda yetmez gibi herdöneme münhasır İl-İlçe arasında-ki kavga gürültü.Öncebarışı,adaleti ve demokrasiyiiçimize sindirmeliyiz.

Ali Bektaþprojelerinitanýtýyor

[email protected]

BahaddinArı

Kozlu Belediye Başkanı,Zonguldak AKP Belediye BaşkanAdayı Ali Bektaş Gazetemizi ziyaretetti. Ziyarete AKP Merkez İlçeBaşkanı Metin Karaduman'da eşliketti.Bektaş Zonguldak BelediyeBaşkanı olması halinde Zonguldak içinplanlanan projelerini hazırladıkları birCD ile anlattı. Projelerin yanı sıra şudüşünceleri dile getirdi.

"Kimseye diyet borcumuz yok, bizbu memlekete hizmet için geliyoruz.Zonguldak insanı hiçbir art niyetiolmadan partilerin adaylarına bakacak,CHP den Muharrem Akdemir'e, MHPden Gürkan Gülay'a ve AKP den deAli Bektaş'a bakacak. Zonguldak'ınönünün açılması için kim daha tecrü-beli, kimin bekrauntu var, bu yükünaltından kim kalkabilir tüm bunlarabakacak ve buna göre kararını vere-cek.

Biz Zonguldak'ı yeniden yaratacakprojelerimizi hazırladık, bu projelerihazırlarken de bunların kaynaklarınıda araştırdık ve bulduk. Hepsinin kay-nağı Bakanlıklarda, burada asıl olanbu projelerin oluşması için gereklikaynakları gidip Bakanlıklardan ala-bilmek ben bu konuda tecrübelerimedayanarak diyorum ki bu konudakendime sonsuz güveniyorum.

Zonguldak'tan adaylığımdüşünüldüğünde arabama atladımZonguldak'ın 19 mahallesini tek tekgezdim tüm ara sokakları da dahilolmak üzere. Gördüm ki, şehir işgalaltında, şehrin ortası çöplük bir kentiçin böyle bir anlayış olamaz. Şimdiye

kadar bu kenti yönetenler tembel evhanımları gibi sorunları halının altınasüpürmüşler. Şimdiye kadar bu kentteya şovenist politikalarla, yada gülenyüzü için oy vermiş insanlar.Bahçelievler semtinde 500 binlikdaireler 200 bin lirada düşmüş durum-da insanların mülkleri değer kaybedernoktalara geldi.

Şimdi bana peki Zonguldak içinanlattığın projeler çok güzel âdeteşehri yeniden inşa edeceksin pekiKozlu'da neden yapmadın diyenler var.Ben Kozlu için söylediğim tüm pro-jelerimi gerçekleştirdim. Sadecedereyle ilgili olan projem yapılmadı,onunda parası her şeyi hazır kışkoşulları nedeni ile aksadı sadece.

Biz Kozluda gerçek sosyalbelediyeciliği gösterdik, mahallelerim-izde park sorunu yok, yaptığımızkanalizasyon önümüzdeki 100 yılahitap edebilecek durumda.Mezarlarımız bakımlı, cenaze işlem-

leri, hasta işlemleriyle biz her zamanvatandaşımızın yanında olduk vesosyal belediyecilik nedir bunu göster-dik.

Bize Kozlu'yu sattı diyorlar. BizKozlu'yu satmadık sadece Kozlu'da 5noktayı satışa çıkarttık. Şimdi bir yerindeğeri 10 liraysa ve siz bu yeri 3 liraya5 liraya verirseniz bunun adı peşkeşolur. Biz değeri 10 lira olan yeri onlar-ca kat fazlasına sattık ve bunlarla daKozlu'ya yatırımlar yaptık. Bunun adıda ne satıştır nede peşkeştir. Benimkimliğim belli, çoluğumun çocuğumuneşimin yakınım kimliği belli bunlarısöyleyenler gitsinler hesaplara baksın-lar bakalım 50 bin lira param var mıbankalarda. Ben haram yemedimyememde.

Zonguldak'ta eğer seçimi karalamabelirleyecekse Zonguldak geriye gider.Benim siyasi etiğimde kimseyi karala-mak yoktur".

Ali Bektaþ Gazetemizi ziyaret etti

Bize Kozlu'yu sattı diyorlar. Biz Kozlu'yu satmadıksadece Kozlu'da 5 noktayı satışa çıkarttık. Şimdi biryerin değeri 10 liraysa ve siz bu yeri 3 liraya 5 liraya

verirseniz bunun adı peşkeş olur. Biz değeri 10 liraolan yeri onlarca kat fazlasına sattık ve bunlarla daKozlu'ya yatırımlar yaptık. Bunun adı da ne satıştır

nede peşkeştir. Benim kimliğim belli, çoluğumunçocuğumun eşimin yakınım kimliği belli bunları

söyleyenler gitsinler hesaplara baksınlar bakalım 50bin lira param var mı bankalarda.

Muharrem Coşkunne demek istedi ?

CHP’de Ön seçim krizi

Page 3: Susma gazetesi 583

SUSMA -YORUM Sayfa 329 Ocak/2014/583

Hayata Dönüş Operasyonu'nda 12 kişinin öldürüldüğü Bayrampaşa Cezaevi'yle ilgili soruşturmanınsavcısına "görevi kötüye kullanmaktan" dava açıldı. Savcı, "Tufan'ı araştırmamakla, davayı faili meçhulbırakmakla" suçlanıyor.Bayrampaşa Cezaevi'ne yapılan Hayata Dönüş Operasyonu'yla ilgili soruştur-manın savcısı Ali İhsan Demirel hakkında açılan dava, iki gün sonra Yargıtay 5. Ceza Dairesi'nde görülm-eye başlanacak.19-22 Aralık 2000'deki operasyon sırasında Eyüp Cumhuriyet Savcısı olan Demirel,"görevinin gereklerine aykırı hareket etmek" ve "görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikmegöstermekten" yargılanacak. (BİA)

“Tüm siyasal cinayetlerinsorumlularý ortaya çýkarýlsýn”

Zonguldak Demokrasi Platformuüyeleri 24 Ocak'ta Uğur Mumcu veülkede işlenen tüm siyasi cinayetleriprotesto eden yürüyüş ve basın açıkla-ması yaptı.Madenci Anıtı'nda toplananZonguldak Demokrasi Platformuüyeleri, 'Unutmadık, unutturmayacağız'pankartı ve Uğur Mumcu'nunfotoğrafları ile Gazipaşa Caddesi'ndenValilik binasına kadar yürüdü. Yaklaşık250 kişi grup valilik önündeki AtatürkAnıtı'na, üzerinde Uğur Mumcu'nunfotoğrafı ve karanfiller bulunan çelenkbıraktı. Zonguldak DemokrasiPlatformu Sözcüsü Erdoğan Kaymakçı,Uğur Mumcu'yu her zamankinden dahafazla özlediklerini söyleyerek, failimeçhul cinayetlerin aydınlatılmasınıistedi.Kaymakçı açıklamasında, "21 yılönce Ankara'da soğuk bir kış günündeinsanlık dışı yöntemlerle katledilenülke basın tarihinin simge ismi, ödünvermez bir aydınlanma savaşçısı UğurMumcu'yu ve o güzel hatırası nezdindebarış, demokrasi ve özgürlük mücade-lesinde yitirdiğimiz tüm değerlerianmak üzere toplanmış bulunuyoruz.Katliamların gerçek failleri ortayaçıkıncaya kadar, değerlerimize alçakçasıkılan kurşunların hesabı soruluncayakadar burada toplanmaya devam ede-ceğiz. Tüm kurum ve kurallarıylaişleyen eksiksiz demokrasiyi kazanın-caya kadar aynı kararlılıkla MadenciAnıtı önünde olacağız. Bulduğumuzher fırsatta Uğur Mumcu'danMuammer Aksoy'a, Hrant Dink'tenMetin Göktepe'ye, Musa Anter'denGaffar Okkan'a, Abdi İpekçi'den NecipHablemitoğlu'na kadar işlenen tümsiyasal cinayetlerin yalnızca tetikçi-lerinin değil, emrini veren perdearkasındaki karanlık güçlerin de ortayaçıkarılmasını talep edeceğiz. O bugünaramızda olsaydı, ayakkabı kutularındasaklanan paraların, bakan çocuklarınınyatak odalarında bulunan gizli parakasalarının, halkın içindeki en ulvideğerleri acımasız şekilde sömürendeniz fenerlerinin o arsız yüzleri ençıplak haliyle çıkardı ortaya. Yaşanantüm bu pespayeliklere bakıyor, onudaha çok özlüyoruz”dedi

“Türkiye'yi gerçekdemokrasiye

kavuşturuncaya kadarher 24 Ocak'tatoplanacağız”

Zonguldak Demokrasi PlatformuSözcüsü Kaymakçı, Uğur Mumcununkişisel özgeçmişinden,geçmiştekiyazılarından ve ülkedeki demokrasi veözgürlük mücadelesindeki öneminevurgu yaptıktan sonra açıklamasınınson bölümünde şu görüşlere yer verdi,“Bugün, o her zamankinden daha çoközlüyoruz. O bugün aramızda olsaydı,ayakkabı kutularında saklanan par-aların, bakan çocuklarının yatakodalarında bulunan gizli parakasalarının, halkın içindeki en ulvideğerleri acımasız şekilde sömürendeniz fenerlerinin o arsız yüzlerini ençıplak haliyle çıkarırdı ortaya. UğurMumcu'dan gazetecilik yaptığı birbasın aleminde dün ak dediğine bugün

kara diyen yalan dervişler, dün kol kolagirerek birlikte dizayn ettikleri ülkede,kendi günahlarını örtmek için birbir-lerini hiç sıkılmadan suçlayan yüzsü-zlüğü kalayına yapamazdı. UğurMumcu'nun yaşadığı ülkede kendiemrindeki cumhuriyet savcılarına ' çete' diyen başbakan, aynı konuşmanınbirkaç cümle devamında MİT'ieleştiren ana muhalefet partisinin lid-erini hainlikle suçlayamazdı. UğurMumcu'nun var olduğu bir zamanda birhukuk devletinin gereği olarakgenelkurmayın kozmik odasına gire-bilen bir savcının, başbakanınçocuğunu ifade almaya bile çağırama-ması düşünülemezdi. Yaşanan tüm bupespayeliklere bakıyor, onu daha çoközlüyoruz. Türkiye'yi gerçekdemokrasiye kavuşturuncaya kadar her24 Ocak'ta burada toplanıp, onun azizhatırasını yakışacak şekilde yolsuzluk-lara, arsızlıklara karşı çıkarak laik,demokratik bir Türkiye kavgasınısonuna kadar yürüteceğimize söz veriy-oruz.

Savcý "Tufan"ý Faili Meçhul Býrakmaktan Yargýlanacak

Geçtiğimiz Pazar, Türkiye Komünist Partisi (TKP1920)'nin 1.olağan genel kurulunu izlemeye gittim. Oradakarşılaştığım dostlar ve yapılan konuşmalar beni 1970'lere,geçen yıl yaşadığımız Gezi Direnişine götürdü.

TKP 1920 ile ilk kez, Gezi direnişinde tanıştım. GeziParkı'nın Taksim yönünde TKP 1920 ile İleri GençlerDerneği (İGD), İlerici Liseliler Derneği (İLD), İlericiKadınlar Derneği (İKD) pankartları ve direniş dövizlerivardı. TKP'li bir genç "çapulcunun" elime tutuşturduğu elilanlarını okudum. Alanda TKP 1920'lilerden başka dahayüz binlerle ifade edebileceğimiz insan vardı. Hele eşimlebir akşam saati gittiğimiz Gezi Parkında adım atmak olasıdeğil ve Gezi sanki bir karnavala dönmüştü.

Baştan hatırlatayım, son yıllarda yaşanan parti enflasy-onuna iki tane de TKP eklendi. Neden böyle olduğunu,Türkiye komünistleri bilir. İlki 1920de Mustafa Suphi vearkadaşları tarafından kurulan ve Nazım Hikmet'in deüyesi bulunduğu TKP, 1980 sonrasında yöneticiler tarafın-dan kapatılınca, buna karşı çıkan ve partinin devamıyızdiyenler, tarafından yeniden kurulmaya çalışıldığı sırada,Sosyalist İktidar Partisi (SİP) tarafından TKP kuruldu.Yalnız siyasi hayata katılan her iki komünist partinin pro-gram ve tüzükleri arasında benzerlik yoktur.

Yüzlerce km uzaktan gelen dostlar, can suyu vererekyeniden canlandırdıkları koca çınarın yeşeren dalları altın-da buluşmaktan, legal çalışabilmekten yana mutluydular veayrıca kendinden öncekilerden devraldıkları koca çınarınmirasını, çocuklarına devredebileceklerinin heyecanıiçindeydiler. Yalnız bir üzüntüleri vardı, sınıfmücadelelerinin yükseldiği sıralardaki arkadaşlarının kimi-lerinin liberalleştiklerini, sosyal demokratlaştıklarını,ulusalcılaştıklarını, sağcılaştıklarını ve hatta AKP'lileştiğinisöylüyorlardı. Halkın çilesi çoktu, örgütlenmek için herzamanki gibi yine paraları yoktu ve sosyalizme bugündünkünden daha çok ihtiyaç vardı.

TKP1920 programının başlangıç bölümü. "Biz Kimiz",Türkiye'nin en eski partisi, 93 yıllık TKP1920 kurucularıve üyeleri arasında kimler yer alıyor: 1951 tevkifatınıyaşayan en yaşlı komünistler, TKP'nin 1970lerdekiatılımını hazırlayıp uygulayan ve doğrudan İsmail Bilen ilebirlikte çalışan merkez komite üyeleri. 15,16 Haziran1970de DİSK'i kapattırmayan büyük işçi direnişinin mili-tan gençleri. Devlet Güvenlik Mahkemelerini ortadankaldıran ve ülkeye demokrasi armağan eden direnişçi işçil-er. DGM'yi ezdik, sıra MESS'te, diyen işçiler. 1 Mayıslarıyaratan, yaşatan, alanlarda "Atılım Bizimle", "TKP'yeÖzgürlük" pankartını gizlice açan militanlar. Kavel'denProfiloya, onlarca işyerinden grevci işçiler.

Köy Koop, Halk Koop emektarları. DİSK ve Maden İşbaşkanı Kemal Türkler'in mesai arkadaşları. SüleymanHoca'nın yetiştirdiği işçiler. Grevlerde tekstil, maden,metal ve büro işçilerine 8 ikramiye kazandıran mütevazısendika temsilcileri. Metal işçilerinin yiğit avukatı, AhmetHilmi Feyzi oğlu'nun işkence ve hücre arkadaşları, kimse-sizler mezarlığında yatan Mustafa Asım Hayrullahoğlu'nunparti yoldaşları. Cuntada böbreklerini ve ciğerlerini kaybe-den, yıllarca hapis yatıp sürgüne gönderilen, tabutluklardadirenen, tek tip elbiselere karşı dipçiklenen, açlık grev-lerinde gözlerini kaybeden, ama TKPli olmanın onurunuhep diri tutan komünistler. Sendikaları faşist cuntakoşullarında yaşatıp büyütmeyi başaran mütevazısendikacılar. 1980 sonrası öğrenci hareketi içinde yer alanbugünün orta kuşak komünistleri, YÖK zulmüne karşıgençlik hareketini yükselten öğrenciler. Komünistlerin ilkkez, yasal alana çıkması için mücadele eden TBKP üyeleri,işçi sınıfının siyasal birliği amacını paylaşan TİP ve TSİP'liyoldaşlar. Partinin bir grup yönetici eliyle tasfiyesindensonra da mücadeleye hiç ara vermeden, partiyi var eden,partinin yasal olarak da alanlarda temsil edilmesi içinçalışanlar. Taksim'i 1 Mayısta yeniden emekçilere açan, hergün sokaklarda demokrasi, bağımsızlık ve sosyalizmmücadelesini yükselttikleri için baskılarla, göz altılarla,hapislerle karşılaşan 90lı, 2000li yılların ilerici gençleri vekadınları. 1950li, 1960lı, 1970li, 1980li, 1990lı, 2000li,2010lu yılların işçileri, emekçileri, köylüleri, çırakları,öğrencileri, aydınları, sanatçıları ve sendikacıları, 93 yıllıkPartinin isimli isimsiz binlerce dostu, bugünküTKP1920'nin kurucu ve üyeleridir.

Eski dostlar bir arada

Bilal Kara

Yaşanabilir Zonguldak Platformu Kuruluşunun 1.Yıldönümünde TMMOBMaden Mühendilseri Odası Lokalinde (Bugün) Saat:17.30’da etkinlik düzenliy-or.Platformun Dönem Sözcüsü Kadir Orhan, “Sağlıklı bir çevrede termiksiz yaşamhedefi ile yola çıkan ‘Yaşanabilir Zonguldak Platformu’nun kuruluş aşamasındanbugüne yaptığı çalışmaların değerlendirileceği 1. yıl toplantısına tüm zonguldak-lıları davet ediyoruz”dedi.

Yaþanabilir Zonguldak Platformu 1.Yýlý etkinliði

Demokrasi Platformu Sözcüsü Erdoğan Kaymakçı,“Bulduğumuz her fırsatta Uğur Mumcu'dan, Muammer

Aksoy'a, Hrant Dink'ten Metin Göktepe'ye, MusaAnter'den, Gaffar Okkan'a, Abdi İpekçi'den, Necip

Hablemitoğlu'na, kadar işlenen tüm siyasal cinayet-lerin yalnızca tetikçilerinin değil, emrini veren perde

arkasındaki karanlık güçlerin de ortaya çıkarılmasınıtalep edeceğiz.”dedi

[email protected]

Zonguldak Demokrasi Platformu üyeleri 24 Ocak'ta Uğur Mumcu ve ülkede işlenentüm siyasi cinayetleri protesto eden yürüyüş ve basın açıklaması yaptı

Page 4: Susma gazetesi 583

SUSMA -YORUM Sayfa 429 Ocak/2014/583

Suriye Halkıyla DayanışmaPlatformu, Suriye'de savaş suçlarınıbelgeleyen rapor ve fotoğraflarınyayımlanmasının ardından dünMadenci Anıtı önünde bir araya gel-erek, Esed rejimini protesto ettiler.

Cuma namazının ardından biraraya gelen çok sayıda vatandaş, işle-nen savaş suçunu belgeleyenfotoğrafları ellerinde taşıdılar.

Platform adına basın açıklamasınıokuyan Hasan Ziya, şunları söyledi:

"İşkence fotoğraflarıylabir kez daha belgelendi"

"Bizler yaptıklarımızdan ve yap-mamız gerekirken yapmadıklarımızdanhesap sorulacağı güne inananMüslümanlar olarak, yeryüzünün tümcoğrafyalarında mazlumun ve mağdu-run yanında olmaya çalışmalı, elimiz-den geldiğince bu zulmü engellemegayreti içerisinde olmalıyız. Zalim Eseddiktasının küresel ve bölgesel,emperyalist, siyonist, kandan vegözyaşından beslenen şeytani düzen-leri, çıkar ve menfaat hesapları yüzün-den katledilen mazlum Suriye halkıylaolan kardeşliğimizi dile getirmek adınatekrar meydanlardayız. Eli kanlı Baasrejiminin Suriye'de işlediği insanlıksuçları, işkence fotoğraflarıyla bir kezdaha belgelendi. Tüm dünyayı sarsanbu görüntülerin insanlık tarihine karabir leke ve büyük bir utanç olarak kazı-nacağı kesindir. Bu fotoğraflar BeşşarEsed'in Suriye'yi bir baştan bir başa'Ebu Gureyb'e dönüştürdüğünün yenibir delili olmuş, bu büyük insanlık tra-jedisini, Suriye'de yaşanan vahşete gözyumanların gözlerinin içine sokmuştur.Aslında tüm vahşiliğine, insanın kanınıdonduran korkunçluğuna rağmen ortayaçıkan bu görüntülerin yeni bir duruma

işaret etmediğinin altını çizmekgerekiyor! Suriye halkı tam 3 yıldırmaruz kaldığı bu zulmü haykırıyor. Vene yazık ki, tüm dünya bu vahşetkarşısında 3 maymunu oynuyor. Buzulüm fotoğrafları, tam 3 yıldır inanıl-maz yöntemlerle Suriye halkını katle-den, zalim diktatörlüğün işlediği insan-lık suçları karşısında bugüne kadar ses-siz kalan, yeterli duyarlılığı göster-meyen, bin bir türlü mazeret ileri sür-

erek eli kanlı Baas rejimine gözyumanlar için bir şey ifade etmeli.Suriyeli mazlumların yanında yeralmayan herkes bu gayrı insani ve gayrıahlaki tavırlarıyla Esed'in suçlarınaortak olduklarını artık görmeliler!Görmeli ve hala 'insanım' diyebiliyor-larsa, mutlaka bu zulme karşı tavıralmalılar."

"Ümmet olduğumuzbilinciyle hareket etmeyeçalışıyoruz"

"Allah (cc) Kur'an-ı Kerim de;ateşe atılan Müslümanlara yapılanlarıanlattığı Buruc Suresi'nde ki anlatılanzulüm bugün dünyanın gözü önünde,yalnızca Suriye değil, birçok coğrafya-da insanlar ve özellikle Müslümanlarauygulanmaktadır. Ey Allah'a iman ettikdiyen insanlık neredesiz? İyi bilin kiBu zulümleri görmemezlikten gelirsek,gelirseniz, Allah'ın vaat ettiği ateş bizide, sizi de bulur. 'Haksızlık karşısındasusan dilsiz şeytandır' inancıyla yoğrul-muş bir gelenekten gelen ümmetin birazası olan biz Müslümanlar, aramızaçizilen sınırlara aldırmadan yaşananvahşete ve katliamlara sessiz kalma-yarak hakkın ve haklının yanındaolduğumuzu haykırmak ve sesimizikardeşlerimize duyurmaya, acılarına birnebze olsun ortak olmaya ve hafifletm-eye çalışıyoruz. Hayatın akışı içerisindebize dayatılan kapitalist dünyevileş-menin, modern tüketim hengamesinin,asli görevimiz olan kulluğumuzu bizeunutturmak için tüm metotlarıyla üzer-imize geldiği böyle bir dönemdeevrensel sorumluluğumuz olanyeryüzünde fitne kalmayıncaya ve dinyalnız Allah'ın oluncaya kadar onlarlamücadele edin ayetinin şiarıncayeryüzündeki tüm inanan insanlarolarak Ümmet olduğumuz bilinciylehareket etmeye çalışıyoruz ve buradanşunu tekrarlamak istiyoruz mazlumSuriyeli kardeşlerimizin her zaman veher şartta yanlarındayız ve olmaya dadevam edeceğiz inşallah."

CHP'den Tezcan, Adalet Bakanı Bozdağ hakkında yargılamayı etkilediği iddiasıyla fezleke hazır-landığını söyledi. Bozdağ ise İki tane savcımız (İzmir ve Adana) böyle bir tutanak tutmuşlar"dedi.Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan yardımcısı Bülent Tezcan, İzmir operasyonu kap-samında yargılamayı etkilediği iddiasıyla Adalet Bakanı Bekir Bozdağ hakkında fezleke hazırlandığınıve fezlekenin 14 Ocak günü Adalet Bakanlığı'na ulaştığını açıkladı.Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ise ken-disiyle ilgili fezleke düzenlendiği iddialarına ilişkin "İki tane savcımız (İzmir ve Adana) böyle bir tutanaktutmuşlar" dedi.Bülent Tezcan, fezlekenin şu an Adalet Bakanlığı'nda olduğunu söyledi (BİA)

Esed rejimi protesto edildi

Fethullah Gülen BBC'den Güney Yıldız'a verdiği söyleşide Kürt sorunu, Hizmet Hareketi, MaviMarmara krizi ve son döneme ilişkin soruları yanıtladı.16 yıl aradan sonra ilk kez bir televizyon kanalı-na söyleşi veren Gülen, Kürt sorununun çözümü için PKK lideri Abdullah Öcalan veya PKK'lilerlemüzakereye karşı olmadığını dile getirdi.Son günlerdeki gelişmeleri de yorumlayan Gülen, BaşbakanRecep Tayyip Erdoğan için "Bir mabeyni hümayun var herhalde zannediyorum çevresinde. Mabeyn,padişahların etrafındaki insanlara deniyordu. Çevresinde zannediyorum meseleleri farklı intikal ettiriy-orlar… Bir yönüyle, böyle rahatsız edici şeylere sevk ediyorlar sanıyorum arkadaşı" dedi.

Fethullah Gülen BBC'ye konuþtu

Suriye Halkıyla Dayanışma Platformu üyeleri, savaşsuçlarını belgeleyen rapor ve fotoğrafların yayımlan-

masının ardından Esed rejimini protesto etti. Platformadına açıklama yapan Hasan Ziya, dünyanın bu

zulüm karşısında sessiz kaldığını ve üç maymunuoynadığını belirterek, "Ey 'Allah'a iman ettik' diyeninsanlık neredesiz?" diyerek seslerini duyurmaya

çalıştılar.

Bu ayağına kurşun sıkan sıkma işi çok önemli, dra-matik bir olgu. Tamamen bilinçsiz duruş ve davranışıaçıklıyor. Belki de bu çarpıklık içeriden veya dışarıdanyönetiliyordur. İçeriden yönetme kesin ama dışarıdangelen çarpık sonuçlu yönetimler bilinçli yapılıyor.İçeriden gelen çarpıklıklar ise ya milliyetçi ya da dincikremaya bulanarak yutturuluyor. Başka türlü yutturul-ması mümkün değil. Sonuçta hep yönetenler kazanıyoryönetilenler kaybediyor.

Ayağına kurşun sıkanların başında sosyalistler veemekçiler geliyor. Ahmet Öztürk'le beraber Özgürlükve Dayanışma Partisinde tartışmalara katıldığımdaAhmet şöyle derdi: "meleklerin cinsiyetini tartışmayıbırakalım, bu bize bir şey kazandırmaz". Ama bizleryıllarca meleklerin cinsiyetini tartıştık ve maalesefbulamadık. Sonuçta melekler bizleri parçaladı, böldü veumutlarımızı, dayanışmamızı bitirdi. Hâlbuki felsefiolarak tartışılıp ta sonuçlanmayan konular sonrayabırakılıp, sonuçlananlarla yola devam etmeli veya kul-lanmalıydı. Burada söylemek istediğim bir algı dahavar: kurumlarda sağlıklı yönetilmeyen olgular ya bilin-mediğinden ya kötü niyetli istemlerden veya dışarıdangelen eksik reçetelerden kaynaklanır. Sonuçta, partininbüyükleri partinin ayaklarına kurşun sıkmış ve bugünkühale gelinmiştir.Yine Ahmet'in dediği gibi Bizans'ta daFatih İstanbul'u kuşattığında meleklerin cinsiyetitartışılıyormuş(!)

Tabi burada, ÖDP, tamamen içinde bulunduğumuzkısır çekişmelerin bir örneğidir. Gerçekte tüm soldaaynı hastalık vardır, belki bundan sonra da olacaktır.Olmaması için ne yapmalı? Madem sol için emek çokdeğerlidir; öyleyse partili olsun olmasın tüm sol görüşlüinsanlara ve emeklerine saygı duymak, dinlemek ve iyibir demokrat olmak gerekiyor. Demokrat olmadan solcuolmak mümkün değildir. Zira dün kesin doğrudediğimiz olgular, zaman içinde değişiyor, dönüşüyorveya yok oluyorlar. Burada Karl Marks'ın sözünü deeklemeli: "katı olan her şey buharlaşır". AlbertEinstein'in de bir sözü var: "gerçeklik uzun süren biryanılsamadır". Demek ki hayatımızdaki her olgutartışılır. Sanki her şey bir masal gibi…

Bu hastalık sağcı partilerde pek görünmez, çünküsağcılar sınıflı toplumu benimsedikleri için sadecebireysel çıkar yolunda ayrışmaya giderler.

Türkiye'de ayağına kurşun sıkan grubun içinesendikacılar da girmektedir. Nasıl mı? Sınıflarına ihanetediyorlar; bireysel çıkarcı, dinci altyapıcı, ırkçı altyapıcıveya bilinçsiz davranabiliyorlar. Kimisi de sistemle veiktidarla uyum içinde çalışıyor ve üyelerini mağduredebiliyor! 1980 yılının başlarında 3 milyon sendikalıişçi varken bugün 600 binler civarına kadar düşmüş;üstelik nüfus 20 milyondan fazla artmasına rağmen!Tabii, burada kamu kuruluşlarının özelleştirilmesiniveya kapanmalarını da unutmamak gerekir. Böylece sis-tem zaman içinde ücretli köle toplumu yaratmıştır.Bugün 5 milyon sigortalı, 5 milyon sigortasız kölevardır!

Ayağına kurşun sıkan asıl kitle halkın kendisidir.Nedense elinden ekmeğini alıp zenginlere veren par-tilere oy vermeyi çok seviyor(!) Bu partilerde ne buluy-or anlamıyorum! Bakıyorsunuz, bu partilerin yöneten-leri bireysel çıkarlarla zengin olurken, tavukların but-larını yerken kimisine kemik, kimsisine kanat ve kim-sinse de tavuk suyu veriyor. Çoğunluk ise seyirci olarakyenenleri gördükçe yalanıyor veya geviş getirdiğindetavuk yediğini sanıyor! Bazıları da zaman zaman sesiniyükseltiyor hani bana hani bana diyor ve sesini kısmakiçin sesin çokluğuna orantılı paylar sağlanıyor. Çoğun-luk ise önüne hangi sağ umut partisi geldiyse onu ikti-dar yapıyor ve bekliyor, bekliyor, bekliyor…. ve bek-lerken ömrü bitiyor!..

Peki, bu ayağına kurşun sıkma işi ne zaman biter?"Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, sonbalık öldüğünde… son emekçi…

HüsamattinAyvacı

Ayağına kurşun sıkanlar… (2)

‘ÇATES’in özelleþtirilmesine karþýyýz’Tes-İş Sendikası Zonguldak Şube

Başkanı Ahmet Hasanefendioğlu,ÇATES'in özelleştirilmesine karşıolduklarını bunun için gerekligörüşmeleri yaptıklarını söyledi.

Tes-İş Sendikası Zonguldak ŞubeBaşkanı Ahmet Hasanefendioğlu,ÇATES'in özelleştirilmesine karşıolduklarını ve bu konudamücadelelerini sürdürdüklerini söyle-di. Önce özelleştirilmesinin engellen-mesi gerektiğini,özelleşecekse dekimin alacağına sonrasında karar ver-ilmesinin daha doğru olacağınıbelirten Hasanefendioğlu,

“Çatalağzı Termik Santraliözelleşsin biz alalım”

Enerji Bakanı ile görüştükleri-ni,ÇATES'in özelleşmesi durumundahalkın,TTK'nın ve özel sektörünsıkıntı yaşacağını aktardıklarınıbelirterek konuşmalarına şöyledevam etti: Çatalağzı Termik Santraliözelleştirilmesiyle ilgili tavrımızbelli. Çatalağzı Termik Santraliözelleştirmesine karşıyız. Zonguldakhalkı bizleri destekliyor bu konu da.Bu konudan dolayı teşekkür ediyo-rum. Özelleştirilme anlayışına başın-

dan beri karşıydık yine karşıyız.Zonguldak'ta bazı şirketler bir arayageldiler. Çatalağzı Termik Santraliözelleşsin biz alalım, böyle bir man-tık yok. Bu konudan dolayı EnerjiBakanımızı ziyaret ettik, Çates'inözelleştirilmemesi konusunda,özelleştirilirse Zonguldak'ın bundanzarar göreceğini çalışan binlercekişinin işini kaybeteceklerini anlat-tık. Ardından bildiğiniz gibi Çates'inihalesi ertelendi. Buda bizim içinkardır dedik. İnşallah bu özelleştir-ilme gerçekleştirilmez diye düşünüy-orum"dedi.

Tes- İş Sendikasi Zonguldak Şube başkanı AhmetHasanefendioğlu ÇATES'i değerlendirdi

Bozdað Hakkýnda Fezleke Ýddiasý

Page 5: Susma gazetesi 583

1-)Gökova tartışmasıneyi gösteriyor

Geçtiğimiz Ekim ayı içindeMuğla’nın Milas ilçesinde, Türk evleriköyünde bir gurup kadın direniş yaptı.Yola insan barikatı kurarak, TürkiyeElektrik Kurumu'na ait iş makinelerive servis araçlarının köye girmesineengel oldu. Yirmi gün süreyle geceligündüzlü nöbet tutan direnişçi kadın-lar ‘termikçileri’ köye sokmadılar.Olay basında yer aldı. Gazetecilerdoluştular. Sorular, demeçler derken,Gökova'da termik santral yapımı birtartışma odağı oldu. Burjuva muhale-fetin açık ettiği bilgilere göre,hükümetin 1981 ve 1982 kesin pro-gramları ile 1983 taslak programındayer vermediği bu termik santral proje-si, Haziran ayında, 1983 yatırım pro-gramına dahil edildi. Muğla yöresilinyitlerinden enerji elde etmedeyararlanmaya yönelik olduğu söylenentermik santrale yer olarak da fizibiliteçalışması, meteorolojik araştırmalaryapılmadan, Gökova mevkii seçildi.Termik santrali yapacak firmaPolonya'dan Elektrim ve taşeron firmada ünlü Enka Elektirim firmasınıntemsilcisi olan Kavala grubunda,TEK'in eski genel müdürü çalışıyor.Gökovalı kadınların direnişi halkarasında büyük sempati uyandırdı.Yatağan termik santralinin yarattığıçevre kirliliğinden çeken Yatağanlılarbaşta olmak üzere direniş halk tarafın-dan desteklendi. GökovalılarDanıştay'da dava açtılar. Olay büyüdü.Parlamentodan, gazetelere kadar heryerde tartışılmaya başlandı. Uzmanlarortaya döküldü, çevre kirliliği, insansağlığı gibi konular hakkında yazılaryayınlanmaya başladı. Termiksantralin deniz kıyısında kurulmaması,kıyıdan 5-10 kilometre içeriye yapıl-ması, hatta hiç yapılmaması gibi öner-iler geldi. Kimi, Yeniköy'de yapılmak-ta olan termik santrale bir ünite dahaekleyelim derken, kimi yapalım amabacasını daha yükseltelim, şu kadarfilitre takalım, vb. dedi. Oluk, oluktimsah gözyaşları akıtıldı. Örneğinnokta şöyle yazdı. ‘ Evet, hesap açık!Gökova sadece Türkiye’nin değil,dünyanın ender doğa cennetlerindenbiridir. Gökova bizim değil, doğmamışbebelerin bile bize emanetidir.Gökova, çevresinde yer alan ören yer-leri, suyun altında yatan antik batık-ları, kat, kat derinlere inen kalın-tılarıyla bir kültür hazinesidir. Gökovatektir, benzersizdir. Gökova'da termiksantral kurmak bir cinayettir!’

Yalnızca nokta değil, koca bir lib-eral yelpaze üç aşağı beş yukarı aynıgörüşü getirdi. ‘ Mavi yolculuk, griyolculuk olacak’ dendi. SODEP'lilerGökova gibi bir doğa harikasına ter-mik santralı yakıştıramadılar. ‘Başkayerde’ yapılmasından, AllahınTürkiye'ye bahşettiği bu müstesnatabiat güzelliğinin korunmasındanbahsedildi. Ahmet Kabaklı bile,

‘santrali biraz içerilere yapsak,kömürü oraya taşıyarak yaksak nekaybederiz dedi’. Doğrudur, Gökova,İstanköy körfezi gerçekten eşine enderrastlanır doğal güzelliklerdendir.Ancak, termik santralin Gökova dayapılıp yapılmaması tartışmasında,vurgunun yalnızca 'doğa güzelliğine'vurulması hem ilginçtir, hem de küçükburjuva aydınların, liberallerin çevrekirlenmesi gibi önemli bir soruna nekadar dar gözlüklerle baktığınıngöstergesidir. Gökova’da ‘olabilecek’bir cinayet için kıyametleri koparan-ların Murgul'da, Samsun'da, İzmitKörfezinde, Afşin Elbistan santralındavb. olanlar konusunda ağızlarını bileaçmamaları çok ilginçtir. Evet,Gökova'da santral kurulursa bu güzeldoğa parçasına yazık olacaktır. Pekiama insanlardan ne haber? OnlarıMurgul Bakır işletmeleri çevresineyayılan sülfirik asit buharının tümbitkilerden sonra insanları da öldürm-eye başlaması ilgilendirmiyor. AmaGökova söz konusu olunca akan sularduruyor. Çevre kirlenmesi konusundahükümet kanadından yükselen‘fikir’ler’ ise daha da ilginçtir. Kültürve Turizm Bakanı MükerremTaşçıoğlu; ‘bizim çevre kirliliğinidüşünmemiz, hamalın boynuna kravattakmak gibi bir şey’ dedi. O sıra daEnerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı olanCemal Büyükbaş ‘Gökova'da balıkyetiştirilecek, mabed gibi santralyapacağız’ diye demeç verdi.Başbakan Turgut Özal; ‘Yazın önemlisorun yaratmaz, sadece kışın yağmuraside dönüşür. O zaman da çaresinebakarız.. termik santralın turizmekatkısı olacak’, Kültür ve TurizmBakanı; bu kadar tabiat güzelliğiiçinde birde baca görseler ne olur?Gözünüze batsa da, o kadar kusur kadıkızında da olur'. Böyle geri muhale-fete böyle hükümet! Nazlı Ilıcak

Gökova santralına karşı çıkanlarışöyle suçladı. Deniz kıyılarını bir-birinden çirkin binalar doldururken,Boğaziçi'nin tabii güzelliğiinşaatçıların acımasız ellerinde solupgiderken, Ankara fuel-oll'den kömüredönerken, neden böyle büyük çaptakampanyalar düzenlenmiyor da,Türkiye'ye ekonomik katkısı olacakprojelerde protesto sesleri daha gürçıkıyor. Mehmet Barlas ise köşesindenher zaman ki ortacı sesini yükseltti.'Anlaşılan bundan sonra biz basınadüşen, ‘Termik santral yapılmasın’yollu kampanyalar açmak yerine, busantraların çevreyi ve Gökova'yı dahaaz kirleteceği mekanizmalarınyapımını kontrol etmek olacaktır.. bizgazeteciler bu eksiği hatırlatabilirsek,çevre kirlenmesini bir ölçüde belkiönleyebiliriz'.

Kim, ne demiş, soruna nasıl yak-laşmış olursa olsun Gökova tartış-masının göstergesi gerçek, halk arasın-da, korkunç düzeylere varmış çevrekirlenmesi konusunda önemli bir tep-kinin birikmiş olduğudur. Bunugösteren hoş bir örnek Ankara'da havakirliliği ölçümlerinin kamuoyuna açık-lanmasının Devlet Bakanlığı emriyleyasaklanmasıdır. Gerçekten bugünTürkiye'de ağır bir çevre kirliliğisorunu vardır. Fabrikasından, termiksantralına, kanalizasyonundan, ısıtmasistemine, tarımına kadar her yerdeçevre kirliliği adeta üretilmektedir. Buçevre kirliliğine karşı yükselecek birdemokratik savaşım, olanakları kısıtlı,daha fazla kar diye gözü dönmüşTürkiye burjuvazisi için tehlikedir.Burjuvazi bugüne kadar ‘çevre kirlil-iği sorunu’nu’ tek,tek gazete haberleri‘yerel sorun’ çerçevesinde tutmayıbecerebildi. Ama sorun o kadar somutve ağırdır ki, Gökova olayının dagöstergesi gibi, çevre kirliliğiönümüzde ki günlerde önemli bir

savaşım odağı olmaya adaydır. Biz busayımızda, konuya yalnızca bir girişyapıyoruz.

II. Çevre sorunu, çevrekirliliği nedir?

Doğayı değiştirme onun güçlerinidenetim altına alma ve doğanın efen-disi olma savaşında insanoğlu,doğanın yenilenebilen, yenilenemeyenve tükenmez bütün kaynakların el atar.Üretim süreci içinde bu doğal kay-nakları işler. Üretim süreci içindegeçilen her aşamada doğa biraz dahadeğişir, doğal çevre, insanın doğa ileilişki halinde bulunduğu mekangiderek farklılaşır. Bu çerçevede, elealırsak insanın üretim süreci içindedoğayı değiştirirken ortaya çıkanartıkların, atık maddelerin tarihi, üre-tim sürecinin kendisi kadar eskidir.Ancak, bugün kullandığımız anlamıy-la çevre kirliliği endüstrileşmesürecinin başlamasıyla eş- zamanlı birgelişmedir. Çünkü, doğanın parçalaya-mayacağı, bünyesinde eritip yok ede-meyeceği inorganik maddeler bu süreçiçinde ortaya çıkmaya başlamıştır.Ayrıca atık maddelerin doğaya savrul-ma hızının, doğanın kendini bu mad-delere uyarlama hızından yüksekolması, nüfusun logaritmik olarak art-ması çevre kirliliği'nin boyutlarınısüreç içinde büyütmüştür. İnsanındoğaya egemenlik savaşımı, kapitalistüretim biçiminin kar amacına yönelikyapısı altında, doğa ile insanlık arasın-da tehlikeli bir çatışmanın tohum-larının kaçınılmaz olarak içinde taşır.Doğal denge insan soyunun yaşamkaynaklarına zarar verecek biçimdebozulur. Modern anlamıyla çevre kir-lenmesi bu sürecin adıdır. Kapitalistüretimin, marifetlerini Mark şu sözler-le:

“Kent endüstrilerinde olduğu gibimodern tarımda da üretkenliğin veharekete geçirilen emek miktarınınartışı, atıkların bırakılması ve emekgücünün hastalıklarla tüketilmesipahasına satın alınır. Bunun daötesinde kapitalist tarımda bütün iler-leme, yalnızca işçinin değil aynızamanda toprağında soyulmasısanatının ilerlemesidir. Belli bir zamaniçin toprağın verimliliğini arttırmadasağlanan bütün ilerleme, o verimliliğinkalıcı kaynaklarını, mahvetmeyedoğru bir ilerlemedir. Bir ülke,örneğin ABD gibi gelişmesine nekadar çok modern endüstri temelindebaşlarsa bu tahribat süreci o kadardaha hızlı olacaktır. Dolayısıyla, kapi-talist üretim teknolojiyi geliştirir vefarklı süreçleri bir toplumsal bütünhalinde bir araya getirir ama bunuancak bütün zenginliklerin orijinalkaynakları toprağı ve işçiyi kemirerekyapar.”

Bu arada, bugünkü ve çevresorunlarının kökünde kapitalizmintoprağı ve işçiyi aç gözlü kemirişininyattığı ne güzel anlatılmış. Gerçekten

de bugünkü çevre kirlenmesi olaraktüm toplumun karşısına dikilen çimen-to, kömür tozları, asit buharı vb. işçisınıfı tarafından daha endüstrileşmesürecinin başlarında ‘çalışma koşullarısorunu’ olarak tanınmıştı. Marks 1863yılında, iş müfettişlerinin hazırladığıçalışma koşullarıyla ilgili bir rapordanşu satırları aktarıyor:

“Surat pamuğunu yapmak üzereişe alınanlar çok şikayet ediyorlar.Beni, pamuk balyalarının açılmasıylaortaya çıkan ve hastalığa neden olandayanılmaz kokudan haberdar ediyor-lar. Ortada dolaşan toz ve kir, solunumyollarını tahriş ediyor, öksürüğe venefes alma zorluklarına yol açıyor.Surat pamuğunda bulunan tozun yarat-tığı tahribattan olduğuna kuşku bulun-mayan bir deri hastalığı da var. tozdandolayı bronşit daha yaygındır, aynınedenden ötürü, boğazda iltihaplıyarada yaygın. Bunları anlatırkenuzun savaşımlar sonucu çıkanyasalarla durumda belli değişmelerinsağlandığını belirten Marks şu soruyusorarak gerçekten soruna çok güzel biryanıt getiriyor. ‘Kapitalist üretimininkarakterini, temizliğini sağlamak vesağlığı korumak için en basit araçlarıbile parlamento yasalarıyla ona day-atmanın gerekli oluşundan daha iyibaşka ne gösterebilirdi’. Gene Marks1864'te kibrit üretiminde çalışançocukların, yemeklerini yerken bile,zehirli buharı yüzlerini yalayan erimişfosfor dolu kazana kibrit çöplerinisokup çıkarmalarının istendiği yazıy-or. Bugünde, örneğin İstanbul'da kun-dura sanayinde çalışan işçilerin çırak-ların benzol buharıyla dolu hava-landırmasız işyerlerinde çalışmalarısonucunda büyük oranlar da kansereyakalandıklarını, en hafifindenzehirlendikleri hatırlayalım. İşte bu vebenzeri insan sağlığına zararlı maddel-er büyük miktarlar da atmosfereyayıldıkları, toprağa ya da suyakarıştıkları zaman ‘çevre kirlenmesisorunu oluyor’. Çevre sorunu özündeişçinin çalışma koşulları sorununagelip bağlanıyor. GünümüzdeDünyada ve Türkiye'de toplumun bil-incine çıkmış yada çıkmakta olançevre sorunları, kapitalistendüstrileşme sürecinin ta başından buyana endüstri ve tarımda emekçileriniş ve yaşam koşulları olarak var olmuşsorunlardır. Bu sorunların varlıknedeni belli bir sınıfın -burjuvazinin-ve belli bir üretim biçiminin ortadankalkmasıyla bağlıdır. Bunun nedennesnel olarak böyle olduğuna,Marks'tan yapacağımız şu alıntı ışıktutuyor. İşçi, yaşamının daha büyükbölümünü üretim sürecinde geçirdiğiiçin, üretim sürecinin koşulları büyükölçüde onun aktif yaşam sürecininkoşulları, ya da onun yaşamkoşullarıdır ve bu yaşam koşullarındanekonomi, kar oranını arttırmanın biryöntemidir; aynen, daha gördüğümüz,fazla mesainin işçinin bir yük katırınadönüştürülmesinin, sermayeyi arttır-manın ya da artı değer üretimini hız-

ÇEK-AL

Çevre kirliliği Kapitalizm altında çözülebilir mi?

BİLİMLEGİDİLMEYEN

YOLUN SONUKARANLIKTIR

SUSMA; FARKLI GÖRÜŞLERİNYAN YANA YER ALDIĞI,HOŞGÖRÜ, TARTIŞMA VEELEŞTİRİ PLATFORMUNUAMAÇLAMAKTADIR

ARAŞTIR...SORUŞTUR...KONUŞSUSMA

Son yılllarda bölgemizdeki tartışmalarının başına oturan “Çevre Kirliliği”, “Termik Santraller”konusunda farklı fikirler, farklı düşüncelere bir nebzeolsun teorik başka açılardan bakmaya yarayacak konuyu gündeme taşımak istedik.TKP’nin Merkez Yayın Organı İşçinin Sesi Dergisi’nin

25 Şubat 1985 trihli 277.Sayısında yayınlanan yazıyı sizlerle paylaşmak istedik.Yazıyı Mercan Köklü,Mahmut Civan,Mustafa Yılmaz ve SevinçCandan kaleme almış.Yazıyı aynen sunuyoruz.Umarız önümzüdeki süreçte bir anlamda bölgenin dinamiği olacak olan Santreller bölgesinin Çevreci,

aşanabilir Zonguldak sevdalılarına katkısı olur.

Page 6: Susma gazetesi 583

SUSMA -HABER Sayfa 629 Ocak/2014/583landırmanın bir aracı olması gibi. Butür ekonomi, kapalı ve sağlığa uygunolmayan yerleri haddinden fazlaişçiyle doldurmaya, ya da kapitalist-lerin koyuşuyla yerden tasarruf etm-eye tehlikeli makineleri güvenlikgerekçeleri kullanmaksızın kapalıodalara yerleştirmeye, sağlığa zararlıüretim süreçlerinde, güvenlik kural-larının ihmal edilmesine, ya da, madençıkarımında olduğu gibi, tehlikeyle içiçe olmaya, vb. kadar götürülür. Üre-tim sürecini insana yaraşır kabuledilebilir ya da en azından da dayan-abilir yapacak bütün önlemlerin yok-luğuna değinmeye gerek yok.Kapitalistin bakış açısından buoldukça yararsız ve saçma bir israfolurdu. Kapitalist üretim biçimi genelolarak, bütün cimriliğine karşın kendiinsan materyaline gelince haddindenfazla müsriftir. Bu sözler çevre sorun-larının ortaya çıkmasının, bir kez varolduktan sonra da artan hızla bütündünyayı etkilemesinin ardından yatankızıl şeridi gösteriyor. Kapitalizminkar güdüsü.

III. TepkilerDoğanın tahribatı ve en önemlisi

geri dönülemeyebilir bir sürecin içinegirilme tehlikesi, boyutları tümdehşetiyle, 1960'lardan itibarengörülmeye başlanan bir sorundur. Busorun kendini dünyanın ısı dengesinin,iklim düzeninin değişmesi, suyundolaşım devresinin bozulması gibiyaşamsal önem taşıyan örneklerlegöstermektedir. Çevre sorunlarıdenildiğinde tekrar ve tekrar önümüzegelen bir diğer noktada bu sorunlarınne Gökova ve çevresiyle neTürkiye'nin batısıyla, ne de Avrupa ilesınırlı olmadığıdır. Emperyalizminuluslar arası niteliği, kendini yarattığısorunlarda da gösteriyor. İsveç'teortaya çıkan nükleer artıklarDanimarka'nın, ya da İngiltere'nin fab-rika bacalarından çıkan dumanNorveç'in, İsveç'in bitki örtüsünü vehayvan soylarını Fransa'nın fabrikakiri Almanya'nın ormanlarını etkile-mektedir. Uluslar arası bir perspektiflebakılmadan çevre sorununun derin-liğine kavranması olanaklı değildir.Endüstri devrimi ile nicelik ve nitelikaçıdan farklılaşan insan-doğa toplumdengesi bugün çeşitli bilim adamlarınagöre, dünyayı olası bazı geri dönüle-meyebilir süreçlerin eşiğine getir-miştir. Yüzyılımızın ortalarında ciddiboyutlara yükselen çevre sorunları,1960'lardan itibaren çok sayıda kişi vekuruluşu bu alanda araştırma yapmayayöneltti. Sayısız enstitü rapor hazır-lanırken, siyasal platformda diplo-matik alanda da bazı gelişmeler oldu.Çevre kirliliğinin etkilerinin en doğrugörüldüğü ülkeler İskandinayülkeleri, konuyu Birleşmiş MilletlerÖrgütüne getirdiler. 1972'deStockholm'de yapılan bir konferanstakonu ilk kez uluslar arası düzeydetartışıldı. Geri kalmış ülkelerin temsil-cileri suçu ileri kapitalist ülkelerinüstüne yüklediler, ve hiçbir sorumlu-luk almak istemediler. Öte yandan bukonferansta ' yoksulluğun ve ortayaçıkardığı kirlilik' kavramı ilerisürüldü. Ancak çevre sorunu üzerindeen çok ileri kapitalist ülkelerin temsil-cilerinin durduğu görüldü. 1972 yılın-da Birleşmiş Milletler bünyesinde,Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) oluşturuldu. 15 Aralık 1972tarihinde Birleşmiş Milletler GenelKurulu, Daimi Konseye dünyanınçevresel durumunu, ortaya çıkan vegeniş uluslar arası önem taşıyan çevre-sel sorunlara hükümetlerin uygun ilgigöstermelerinin sağlanması amacıyla,sürekli gözlemesi ‘görevini verdi’ Bukonseyin ve UNEP'in çeşitli rapor-larında çevre sorunlarının bugünü elealınmakta ve tavsiyeler getirilmekte-dir. Bu tavsiyelerin hiçbir yaptırımgücünün olmadığını buraya ekleyelim.Türkiye'ye gelirsek faşizm döneminindanışma meclisi bir Çevre Yasasıkabul etti. Daha sonra MGK' da onay-lanan yasaya göre durum şöyle.Bundan böyle atıkların çevre kirlen-mesine yol açan sanayi kuruluşları bu

atıkların belirlenecek standartlara görearıtmadan suya, toprağa ve havayaveremeyecekler. Yapılan uyarılara rağ-men bu yükümlülüklerini yerinegetirmeyen kuruluşlar mülki idareamirleri tarafından yarattıkları ' kirlil-iğin boyutları oranında kısmen veyatamamen süreli veya süresiz olarakkapatılabileceklerdir. Yasa, yeni kuru-luş işletmelerinin gerekli artım tesis-lerini kurup işletmeye hazır halegetirmedikçe işletme izni alama-malarını öngörüyor. Türkiye burju-vazinin daha yeni çıkan bu çiçeği bur-nunda yasaya ne ölçüde saygılıolduğunu Gökova santralı çevresindegelişen tartışmalar ne güzel gösteriyor.Özal hükümeti, bu yasayı en baştakendisi çiğnemektedir. Çevre sorun-larının ulaştığı tehlikeli boyutlar1970'lerden itibaren çeşitli siyasalodaklar tarafından da işlenmeyebaşladı. Özellikle Federal Almanya veABD 'de devletlerinde çevrecilikakımı önemli bir yaygınlık kazandı.Örneğin bugün Federal Almanya'daYeşiller, çevre sorunlarına sahip çıkmatemelinde bir muhalefet yürütmekte-dir. Başka ülkelerde de bu partiler,akımlar hızla gelişmektedir. Bu türçevreci akımların bazıları, anti-teknoloji ortak paydasına dayanmak-tadır. Çevre kirliliğinin suçunu, kapi-talizme değil, teknolojiye yüklemekte,doğaya dönüş belgisini yükseltmekte-dir. Bazı akımlar ise çevre sorunlarıkarşısında dünya nüfusunundüşürülmesini,özellikle geri kalmışdoğum kontrolüne ağırlık verilmesineülkelerin büyüme hızının dizginlen-mesini önermektedir. Bu konuda sonolarak burjuvazinin seçkin beyin-lerinin ne dediğine bakalım. Dünyaburjuvazinin ünlü araştırma kurumuRoma Kulübü bu konuda şöyle diyor:eğer nüfusunda, endüstrileşmede,kirlilikte, yiyecek ve üretiminde, vekaynak kullanımında bugünkü gelişmeeğilimi değişmeden sürerse, bu planetüstünde önümüzde ki 100 yıl içindegelişmenin sınırına ulaşmış olacaktır.Dünyayı berbat ettiğini anlayan kapi-talizm bu yüzden mi uzayda harıl,harılyeni planetler arıyor.

IV. Çevre sorunlarıkapitalizm altındaçözümlenebilir mi?

Çeşitli ülkelerde, çevre sorunlarıortaya çıktığı zaman, kapitalist sistem,belli çözüm yolları yaratmıyor mu?Yani çevre sorunlar kapitalizm altındada çözümlenemez mi? Çeşitli çevresorunları kapitalizm altında çözülür,çözülüyor. Ancak çevre kirliliği denenbütünsel sorun kapitalizm yaşadığısürece şu ya da bu ölçüde, şu ya da bubiçimde sürecektir. Marks'ın dediğigibi kapitalist üretim biçimi, doğasıgereği, belli bir noktanın ötesinde tümrasyonel iyileştirmeyi dıştalar. Bunokta da karlılık sınırıdır.Kapitalizmin çeşitli çevre sorunlarınıda çözebilmesi de bazılarını çözerkenyine bazılarını yaratması da, bununlabağlı olarak çevre kirliliği sorununuhiçbir zaman toptan kaldırılmaması daonun doğasını belirleyen kar yasasınınbir sonucudur. Çevreyi kirleterek üre-tim karlıyken bunu yapar. Ne zamanki tepkiler birikir, bu somut alandabuna son verir ve maliyetleri eşitle-mek için yasasını da çıkarır. Bu aradaçevre kirliliğini önlemeyi de olası birkarlı yatırım alanı olarak görebilir. Ozaman çevreyi temizleyerek de karelde eder. Nitekim, ABD, Avrupa vehatta Türkiye çevre sorunlarının gider-ilmesine yönelik araç, gereç, tesissatan firmalarla doludur. Kapitalizm,karlı gördüğü alanda ‘çevre endüstrisi’yaratabilirken, başka şeylerde yapar.Emperyalist tekeller kendi gelenekselüretim bölgelerindeki- ki bu emperyal-ist bölgeler oluyor. -fabrikalara kilitvurup sınırsız sömürüyü bulabildiklerive istedikleri zaman iş gücüne rahatçaulaşabildikleri, sendikaların, işçisınıfının örgütlü dayanma gücünün azolduğu, her yönden büyük avantajlarsağlayan az gelişmiş ülkelerdeyeniden aynı fabrikaları açıyorlar.

Bopal'da binlerce insanın zehirli gazpatlamasının da gösterdiği gibi, anaülkede X maddesinin üretimine karşıhalk muhalefeti güçleniyor,demokratik kamuoyu baskısını artıyorve hatta kabul edilen yasa veYönetmelerde üretim süreci içintekellere ağırlık koşullar dayatılıyorsa,böyle durumlarda, tepki toplayan dal-larda üretim az gelişmiş ülkelertaşınıyor. Bu ülkeler, genelliklerBrezilya, Malezya, Arjantin, Türkiyevb. orta kuşak ülkeleri emperyalizminzayıf halkalarıdır. Böylece, toplumsağlığı açısından büyük tehlike oluştu-ran, üretim süreçleri, halkın yaygıntepkisini toplayan bazı ' çevre sorun-ları' ana ülkeden dışarıya çıkarılmaktason tahlilde, çevre sorunları emperyal-izmin zayıf halkalarına ihraç edilmek-tedir. TİME yorumcusu bu olguyuanlatırken, tekel aç gözlülüğünün yan-lış olduğuna, büyük şirketlerin yoksulülkelerde ucuz ekmek ve gevşekyasalardan yaralanabilmek içindükkan açtıklarına ilişkin eleştirelerveriyor. Kenyalı bir çevre uzmanı, azgelişmiş ülkelerin başına kabus gibiçökmekte olan bu yeni gelişmeyi şusözlerle dile getiriyor: büyük uluslararası kimya şirketlerinin, yuvada izle-mek zorunda oldukları sıkı güvenlikkurallarından kaçmak için, tehlikelifabrikalarını gelişen ülkelere yer-leştirmeleri yönünde gelişen bir eğilimvar. Az gelişmiş ülkelerin başınaemperyalist tekellerce örülen çoraplarancak bu kadar açık ifade edilebilir.Kapitalistin soruna bakışını anlatmasıaçısından birkaç örnek verelim. Egzozgazlarından yayılan azot oksitlerinitasfiye etmeye yarayan gerecinbulunuşu, Ford otomobillerinin üre-time geçilmesi kadar eskidir. Yıllarcaçelik kasalarda bekletilen bu buluş,otomobil başına karlılığı düşüreceğin-den dolayı toplumun hizmetine sunul-mamış, ancak son yıllarda egzozgazlarının büyük kentlerde bir sorunolmasıyla, dolaptan çıkarılmıştır.ABD'de çoğu özel firmalara ait olannükleer reaktörler üzerinde denetim,ancak 3 Mile Island olayından sonraarttırılmıştır, bir çok reaktör bundansonra kapatılmış bir çoğunundayapımı durdurulmuştur. Genelde,kentlere, halk, çevre sorunlarına çarebulması için bir işletmeye başvuruyaptığında alınan yanıt çoğu kez ‘bizikirlilik üstüne para harcamaya zorluy-orsunuz, bu maliyet artışı getirir.Fabrikayı kentinizden taşırız, işyer-lerinizi yitirirsiniz olmaktadır'. Yatemiz hava, temiz su, yada iş.Kapitalizmin açlık disiplininin birbaşka örneği daha. Termik santralar-dan yayılan kükürt dioksitin çevredebüyük hava kirliliği yaratması, ürün-lere zarar vermesi üzerine kendilerinebaskı yapıldığında ve Avrupa OrtakPazarının direktif taslağı doğrultusun-da kükürt dioksit oranını 1995'e dekyüzde 60 azaltmaları istendiğinde,İngiltere'nin Merkezi Elektrik Kurumu( CEGB) yetkilileri, önerilen düzen-lemelerin elektrik faturalarını yüzde10 pahalılaştıracağını söylüyorlar.Yalnızca 1982 yılında İngiltere'denyayılan kükürt dioksit miktarı 4 mily-on tonken, İngiliz hükümeti, geçen yılMünih'te yapılan çevre korunmasıkonferansında 18 ülke temsilcilerininyayılan kükürt dioksit oranlarının 10yıl içinde % 30 indirilmesi önerisine,bunun İngiltere'de 1 milyar sterlinlikyatırım gerektireceği görüşüylekatılmıyor. Önemli çevre kirliliğiyaratan ABD firmalarından ReynoldsMetals'ın yönetim kurulu üyesi, tazmi-nat ödemek, floridleri kontrol etmek-ten daha ucuzdur diyor.

New York Times'ın tekellerintutumu ile ilgili şu yorumu ne kadarsergileyicidir: bir şirket yöneticisinindikkati kar hedefine ve üretimşemalarına toplanmıştır. Onun çevre-sel harcamaları -ki bunların bazılarıgörünmez, hesaplanamaz veya çokuzun erimli olabilir- dikkate almayakarşı doğal bir direnci vardır. ABD'devar olan kirliliğe karşı komitelerin çokbüyük bölümünde kirlilik yaratan fab-rikaların temsilcileri hakim, işçilerin,bu komitelerde söz ve yaptırım güçleri

çok az. Çevre kirliliğiyle ilgili heryasaya ‘önlemin uygulanabilirliğinidikkate almak’ ibaresinin, ABD' deyerleştirilmesi yasanın kendisini sahtebir belge haline getiriyor. Türkiye'yegelince, çevre kirliliğinin ötesinde,taşıdığı potansiyel tehlikeler nedeniylegüvenlik önlemleri en fazla olmasıgereken nükleer santral konusunda,Türkiye hükümeti, masraftan kaçın-mak için önemli güvenlik önlem-lerinin olmayacağı bir santralı FederalAlmanya'ya ısmarlamaktadır. FederalAlman Çalışma Bakanlığı'nın konuylailgili raporunda şunlar yazıyor:KWU'nun Türkiye'ye yapmayıönerdiği 1000 megavatlık nükleersantralın güvenlik standartları Türkhükümetinin isteklerine uygun olarakdüşürülmüştür. Türk hükümetiAkkuyu'da deprem ve uçak düşmetehlikesi olmadığı gerekçisiyle bugüvenlik tedbirlerini gereksiz bulmuş-tur. Örnekler çoğaltılabilir. Ama kapi-talizmin mantığını vermesi açısındansayılar yeterlidir. Toplumda çevresorunlarına ilişkin bilincin gelişmesi,her kesimden insanların bu konudakamuoyu yaratma çabasına katılmaeğilimi göstermesi,ister istemez,hükümetlerin yasalar, yönetmelikler,standartlar, vb. koymalarını gerektiriy-or. Bu yasa ve yönetmeliklerin,nedense hep bir felaketin kamuoyunuayağa kaldıran gelişmelerin ardındanherhangi rastlantı değildir. İngiltere'deTemiz Hava Yasası 1952 yılında kışınbirdenbire bastıran smog sonunda kısabir süre içinde Londra'da 3900 kişininölmesinden sonra kabul edilmiştir.Belçika ve Almanya'da da benzerigelişmeler olmuştur. Daha fazla karetme daha fazla artı değere el koymagüdüsü, kapitalizmin üretim süreciiçinde işçiyi düşünerek önlem alın-masını, ya da üretim atıkları sözkonusu olduğunda toplumu düşünerekönlemler getirmesini engeller. Onu,çevreye verdiği zararı azaltmayönünde harcama yapmaktan alıkoyar.Son derece nesnel bir durumdur bu.Çevre kirliliği üstüne bu kadar tartış-manın koptuğu dünyada, emperyalisttekeller, sermaye harcamalarınınyüzde 2'sini bile bu konuda araştır-maya ayırmamaktadırlar. Bu bile bizekapitalizmin dirençli karakterinigöstermiyor mu? Eğilim böyle gider-se, çevre kirliliğinin doğa-insan-toplum dengesini geri dönüşüolanaksız bir noktaya götürebileceği,yeryüzünün kaynaklarının sınırsızolmadığı, bugün tüketilen kaynaklarınönemli bir kesiminin yenilenemeyentürden olduğu vb. doğrudur. Ancakdoğrunun tümü değildir. Çünkü buolasılıkla eğilim böyle gitmeyecektir.Bir kez çevre kirliliğine karşı bazıetkenler kapitalizm koşullarında daişliyor ve eğilimi etkiliyor. İkincisi veasıl önemlisi, kapitalizmin dünyayıyok etmeden, büyük olasılıkla dünyadevrimi kapitalizmi alaşağı eder.

V. Çevre sorunları vesonuç: Dünya devrimi

Dünya pazarından, dünyaekonomisinden söz ettiğimiz günümüzkoşullarında çevre kirliliği yalnızcakapitalizmin değil, aynı zamandasosyalizmin de sorunudur. Birinciolarak, herhangi bir kapitalist ülkedenatmosfere, hidrosfere, ve toprağayayılan çevre kirliliği sosyalistülkelere de zarar vermekte, onlarındoğal çevresinde de ağır tahribata yolaçmaktadır. İkincisi, sosyalizm, kapi-talizmden devralınan maddi temelüstüne kuruluyor ve kapitalizmdünyada egemen olduğu sürece otemelin kısıtlılıklarından nesnel olaraktam kurtulamıyor. Çevre sorunları,çevre kirliliği, kapitalist sistemdeolduğu ölçüde olmasa bile, sosyal-izmde de var. Bir farkla ki bu sistem-ler arasında ki farktır, sosyalizmde,insanlık tarihinde ilk kez kar güdüsü,yerine toplumsal yarar ilkesine terkeder. Kapitalizm altında bilinçsiz, kör,başıboş, bir olgu olan insanın doğayaegemen olma savaşımı sosyalizmaltında bilinçli, planlı bir gelişmeyedönüşür. İnsanın doğaya bakışı doğa-

insan- toplum dengesini değerlendirişitemel, kökten bir farklılaşma geçirir.Üçüncüsü, daha somuta inersek bugünsosyalist ülkeler emperyalizmle reka-bet içindedirler, ve bu rekabet içindeçevre kirliliğine ayıracak çok fazlakaynaktan yoksundurlar. Zaten,sosyalist sistemin, kendi sınırlarıiçinde doğayı, insanlığın doğalçevresini korumaya yönelik çabaları,dört dörtlük bile olsa, tüm dünyanınsorunu olan çevre kirliliğini çözmekiçin yetersizdir. Bir yandan, emperyal-ist ülkelere baskı yaparak, onlarısonuç alıcı önlemler almaya zorlamakelbette gereklidir. Ancak, sorun o denlidünyasal, o denli uluslar arası boyut-lardadır ve çevre kirliliğinin temelkaynağı olan kapitalist üretim biçi-minin varlığıyla o denli iç içedir ki, 'zahiri kurtarma' çabası, kuşkusuzyeterli olamaz. Çevre sorunları bütündünyaya dalga, dalga yayılmaktadır.Emperyalizmle birlikte genel olaraksosyalizm için olgunlaşan dünyada,devrim gerekliliği,bu sorunlarınçözümü açısından da olanca gücüylekendini duyuruyor. Çevre sorunları, enbaşta işçi sınıfının ve emekçi halkınçalışma ve yaşama koşullarısavaşımıyla bağlıdır. Önemli birdemokratik savaşım odağıdır.Kapitalizmin bir sistem olarak bütünülke halkı açısından ne derece gerek-siz, ne denli zararlı, kirletici olduğunusergilemede, yığınların demokratiksavaşımını devrimci savaşıma bağla-mada ciddi bir yer tutmaktadır. İşçisınıfımız, çevre sorunlarına ilişkinkavgayı da, diğer sorunların çözümüiçin yürüttüğü kaygayla birlikte omu-zlama, başı çekme, yığınlara öncülüketme, sorumluluğunu taşıyor.Komünistler çevre sorunlarına gerekenönemi vermeli, bu alanda dademokratik savışımı devrim savaşımabağlamalıdırlar. Hele Türkiye gibi birülkede bu hiç de zor değildir. BugünTürkiye'de her sorunda olduğu gibiçevre sorunlarında da, en ufak biristem, karşısında burjuvaziyi ve devle-tini bulmaktadır. Çevre kirliliğisorunu, Türkiye'de yeşilleri aratmazbiz görevimizi yaparsak nesnel olarakkızılların işidir. Türkiye'de faşizminardından şimdide gerici otoriter rejimhızla çözülmektedir. İşçi sınıfı yavaş-tan grevler çıkmakta, halk kesim-lerinde, gençlik içinde huzursuzlukkendini ufak, ufak eylemler yoluylaaçık etmektedir. Türkiye'dedemokratik savaşımı yükseltmekgörevdir. En başta insan sağlığı olmaküzere, körfezlerden, kızılçam orman-larına, havadan, suya, toprağa kadarişçi sınıfı ve emekçi halkın doğalçevresini korumak demokratiksavaşım odaklarındandır. Bu alanda daistemleri yükseltmek, devrim hedefinebağlamak yeşillere yer bırakmayıpkızıllar olarak yığınlara öncülük etmekgereklidir.

Japonya'nın Kawasaki kentindeilk okul 3. sınıf öğrencisi bir çocuğunçevre kirliliği üstüne yazdığı şiir şöylediyor.

Çevre kirliliği beraberinde acıgetiren kötü adamdır, yalnızca bizedeğil yeryüzünde yaşayan her canlıya.

Çevre kirliliği bir haydut çetesidir.Mavi gökyüzümüzü elimizden çalan.

Çevre kirliliği umursamıyor, bizihasta edecek ve öldürecek.

Ancak bir gün bu kötü adam hakettiğini bulacak ve mavi gökyüzü bizegeri dönecek.

İlkokul 3. sınıftaki bir Japonçocuğunun bu duyarlılığını paylaşma-mak elde midir? Ondan var olanumudu işçi sınıfından yayılan devrim-ci ışınlarla tüm topluma yaymak bütünemekçi halk katmanlarını ileridemokratik halk devrimi savaşımıçevresinde toplayarak, kızıl bayraklar-la süslenen mavi gökyüzüne ulaşmakhedefimizdir.

Page 7: Susma gazetesi 583

SUSMA -YORUM Sayfa 729 Ocak/2014/583

Zonguldak Bakkallar veTekel Bayileri OdasıBaşkanlığı'nın Olağan GenelKurulu, Pazar Günü TTKMemurlar Lokali'nde yapıldı. İkiadayın yarıştığı Bakkallar veTekel Bayileri Odası seçimindetoplam 258 oy kullanılırken, 129oy Şükür Küçükali, 123 oySüleyman Erbay aldı, 6 oy da boşçıktı.

Divan Başkanlığı'nı Esnaf veSanatkarlar Odaları BirliğiBaşkanı Muharrem Coşkun'unyaptığı Genel Kurula; Şoförler veOtomobilciler Odası BaşkanıOsman Köksal Bahar, PazarcılarOdası Başkanı SüleymanÖzdoğan, Kahvehaneciler veLokantacılar Odası BaşkanıAlparslan Küçük, TrabzonlularDerneği Başkanı Ahmet Bayrak,Tuhafiyeciler Odası BaşkanıMurat Bahadır, BeycumalılarDerneği Sandığı Başkanı HasanYaman, Türk Kızılayı ŞubeBaşkanı Nihat Aygün, KilimliBelediyesi Meclis Üyesi FevziŞen ile birlikte çok sayıda bakkalesnafı katıldı.

Yönetim ve denetim rapor-ları ile tahmini bütçeler okun-masının ardından Bakkallar veTekel Bayileri Odası AdayıSüleyman Erbay, mevcut BaşkanŞükür Küçükali'yi sert dilleeleştirdi.

Eebay: "Bakkallar zordurumda"

Erbay, "Meslek odamızda 2dönem başkan vekilliği yaptım.Bakkallar zor durumda. BüyükMarketler Yasası çıkmadı. Bukonuda bir şeyler yapmak istedikyapamadık. Kabuğu kıramadık.2010 yılında 'son kez başkanlıkyapacağım' demişti mevcutBaşkanımız. 2014'de tekrar adayolduğunu söyledi. Biz projeler-imizi hayata geçirmek için adayolduk. Artık odanın kabuğunukırması lazım… Arkadaş ve dostadına iyi noktalara gitmemizengellendi. Meslek odalarındabaşkana rağmen bir şey yapa-mazsınız. 'Toptan dağıtım sistemikuralım' dedik, 'büyük marketlerile mücadele edelim' dedik. Bunada engel çıktı. Yapılanincelemede 2 kurulu şirket veborçları karşımıza çıktı. Böyle birprojeyi yapmayı düşünüyoruz.Hijyen eğitimlerini görevegeldiğimizde yapacağız. 50 kişi-lik Kantinciler Derneği'nde riskanalizi yaptırdık, Odamızda

yapamadık" diye konuştu.

Küçükali: "Benpadişah mıyım ki

koltuk bırakayım?"Erbay'ın eleştirilerini kabul

etmeyen mevcut Başkan veyeniden aday olan ŞükürKüçükali ise, "Süleymanarkadaşımız, benim başkan vekil-im. Madem biz yanlış yaptık,neden itiraz etmedi? Başkan vek-ili dediğin itiraz edemez mi?Ayrıca 'koltuğu bana bırakacaktı'diyor. Ben padişah mıyım kikoltuk bırakayım? 35 yıldıresnaflık yapıyorum. Sizin dert-lerinizi bilen birisiyim, 24 saatgörevimizin başındayım. Sizleriçin Ankara'ya defalarca gittik.Orada verdiğimiz mücadeleyiherkes bilir. Bizim yaptıklarımızyanlış ise, niye şerh koymadı?Sıkıntı varsa niye uyarmadı?Görevimi layıkıyla yapmayadevam edeceğiz. Sizden yetkitekrar istiyorum. Ahilikgeleneğiyle yetiştik kimseninaleyhine konuşmadık. Topludağıtım şirketinin yerini bileayarladık. 12 yıldır marketleryasası için mücadele veriyoruz"dedi.

Yapılan konuşmaların ardın-dan gidilen seçimler sonucundaBakkallar ve Tekel BayileriOdası Başkanlığı'na ŞükürKüçükali yeniden seçilirken, kul-lanılan 258 oyun 129'unuKüçükali, 123'ünü SüleymanErbay aldı, 6 oy da geçersiz çıktı.

Bakkallar ve Tekel BayileriOdası yeni Yönetim Kurulu'naise Berk Pak, Kadir Habiboğlu,Erdal Gülay, Aydın Arıcı, HasanÇakır ve Levent Yaman, DenetimKurulu'na ise Celal Bilici, İlknurAkdemir ve Enis Çelik seçildi.

Zonguldak ve Antep Ticaret Sanayi odalarý buluþtu

Zonguldak Ticaret ve SanayiOdası heyeti, Valilikten sonraGaziantep Ticaret Odası'nı (GTO)ziyaret etti.

Zonguldak Ticaret ve SanayiOdası meclis üyelerinin ziyaretindeaçıklama yapan GTO MeclisBaşkanı Ali Yener, Odalar arasındakurulacak ve geliştirilecek işbir-liğinin, kentler arasında birlikteliğeve dostluk köprüsüne önemli katkısağlayacağını söyledi.

Gaziantep Vali YardımcısıCemalettin Özdemir'in de eşlikettiği Zonguldak Ticaret ve SanayiOdası meclis üyelerinden oluşanheyetin ziyaretinden duyduğumemnuniyeti dile getiren,Gaziantep'in sosyo-ekonomikyapısı hakkında bilgi veren GTOMeclis Başkanı Ali Yener, odalararası işbirliği için her türlü teklifive görüşe açık olduklarını ifadeetti.

Zonguldak Ticaret ve SanayiOdası Yönetim Kurulu Başkanı M.Salih Demir de konuşmasında,Gaziantep sanayi bölgesininbüyümesini takdirle karşılayarak,"Zonguldak'ta 8 milyon metrekare-lik alan var, ama orada hala yertahsisine başlayamadık. Siz ise 40milyon metrekareye ulaşmışsınız.Özellikle hem sizi hem de buradakisiyasetçilerinizi tebrik ediyorum"dedi.

Türkiye'nin ilk sanayi kentiolan Zonguldak'ta sanayinin devleteliyle kurulduğunu, 1991 yılındansonra madencilikte çalışansayısının azaldığını belirten Demir,

şunları kaydetti:"Zonguldak git gide ufalıyor;

hem ticaret ve sanayi hacmi hemde iş ve işçi potansiyeli geri gidiy-or. O yüzden sizin bahsettiğiniz iyirakamlardan bahsedemiyoruz.Zonguldak'ı canlandırıp,Türkiye'nin büyüme oranı kadar birbüyüme rakamına ulaştırmak istiy-oruz. Kentimizde şu anda termiksantral yapımı hızla devam ediyor.Santral yatırımları tamamlandığın-da Türkiye'nin yüzde 27'sini ürete-bileceğiz. Bu da bizim için sevin-dirici. Enerji üssü olmaya adayız.Zonguldak Limanı'ndan 2,5 milyardolarlık ihracat yapılıyor, ama bun-ların tamamı Türkiye'den gelerekRusya ve Karadeniz ülkelerinegiden ürünlerden oluşuyor."

ZonguldakBelediyesi'ndeToplu sözleþmedeilk raunt

Zonguldak Belediyesi ile Belediye-İşSendikası arasında 2014 yılına ait toplu işsözleşmesinin ilk görüşmesi bugün, BelediyeEncümen Salonu'nda yapıldı. Toplu İşsözleşmesi görüşmesine; Belediye BaşkanıMuharrem Akdemir, Belediye İş-SendikasıBaşkanı Tahsin Atayan, Belediye BaşkanYardımcısı Kemal Cangöz, Muhasebe MüdürüMevlüt Dağkıran ve Belediye İş Sendikasındagörevli üyeler katıldı. Belediye BaşkanıMuharrem Akdemir, her zaman işçilerininyanında olduklarını belirterek; "Toplusözleşme görüşmelerimize başlıyoruz. Bizlerişçi arkadaşlarımızın her zaman yanlarındayız.Emekçi bir kentin insanlarıyız. Emeğin neolduğunu biliyoruz. Her çalışan bir emeksarfediyor. Bu emekleri iyi değerlendirmeklazım. Hem çalışan hem de işveren açısındanbu konu çok önemlidir. İşçilerimizin haklarınıkorumada iki taraf için en uygun ne ise oyönde adım atılacaktır." şeklinde konuştu.

Belediye İş Sendikası Zonguldak ŞubeBaşkanı Tahsin Atayan ise; "Biz Belediye İşSendikası olarak, örgütlü bir sendikayız. 24tane belediye bize bağlı. Bunların biri deZonguldak Belediyesi. Bu sözleşme bizim içinçok önemli. Arkadaşlarımızın haklarını koru-mamız lazım. Tabi kurumu da düşünmekzorundayız. Zonguldak'ın en büyüksendikasıyız. İnşallah bu görüşmelerimizolumlu sonuçlanır." şeklinde konuştu.

Küçükali, “Ahilikgeleneðiyle yetiþtik”

Bakkallar ve Tekel Bayileri Odası'nın OlağanGenel Kurulu tamamladı.Kıran kırana gerçek-leşen seçimde toplam 258 kişi oy kullanırken,

129 oy Şükür Küçükali, 123 oy Süleyman Erbayaldı, 6 oy da boş çıktı.

Pulat’dan Baþkan Akdemir'e ziyaretCumhuriyet Halk Partisi

(CHP) Elvanpazarcık BeldeBelediye Başkan AdayıNazan Pulat ve meclisüyeleri, Belediye BaşkanıZonguldak MuharremAkdemir'e nezaketziyaretinde bulundu.Belediye Başkanı MuharremAkdemir'e görevinde veadaylık sürecinde başarılardileyen Elvanpazarcık BeldeBelediye Başkan AdayıNazan Pulat, "BizimElvanpazarcık'ta, bayan seç-menimiz çok fazla.Gerçekten de onlardanbüyük destek görüyorum.Başaracağıma da inanıyo-rum. 5 yıldır beldemizdemeclis üyeliği yapıyorum.Sizlerin katkısı çok fazla. Buanlamda sizlere çok teşekkür

ediyorum. Bundan sonrakiçalışmalarımda, bir gün desizinle çalışmak istiyorum.Çünkü siz, Elvanpazarcık'taöğretmenlik yaptınız.Oradaki belde halkı, sizisürekli soruyorlar. 4 yıldır

Elvanpazarcık'ta festivalhavasında şenlik yapıyoruz.Hepsine katıldınız. Sizlerede çalışmalarınızda başarılardiliyoruz." şeklinde konuştu.

Ziyaretten duyduğumemnuniyeti dile getiren

Belediye Başkanı MuharremAkdemir ise; "İnşallah seç-menlerimiz aklıselimdavranır ve başarıya ulaşılır.Bir hedef var, ve bu hedefeulaşılabilmek adınahalkımıza kendimizi anlata-cağız. Sıkıntıların çözülmesianlamında gerekli çalış-maları yapacağız. İnşallahzamanımız elverdiği sürece,belde halkımızla bir arayagelebiliriz. Ben orada 44 yılönce çalıştım. İlk görev yer-imdi. 44 yıl sonra aynı şek-ilde anılıyorsam, benim içinçok büyük mutluluktur.Sizlere de çalışmalarınız dabaşarılar diliyorum" şeklindekonuştu.

Zonguldak Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı M. Salih Demir veMeclis Başkanı Zafer Sağlam'ın da aralarında bulunduğu 20 kişilik ekip, GaziantepValisi Erdal Ata başta olmak üzere Gaziantep Sanayi Odası ve Gaziantep Ticaret

Odası'nı ziyaret ederek dostluk köprüsü kurdu.

Page 8: Susma gazetesi 583

SUSMA -YORUM Sayfa 829 Ocak/2014/583

Zonguldak nBelediyeBaşkanı Muharrem Akdemir Evziyaretlerine devamediyor.Akdemir, Baştarlamahallesinde Osman Toklu'nunevini ziyaret ettiler.İl BaşkanıHalil Furat,Merkez İlçe BaşkanıCemal Şahin,İl Kadın Kolları

Başkanı Yüksel Parmak,İlçeKadın Kolları Başkanı NurselKurtman mahalle sakinleri ile biraraya geldiler. Mahallenin sorun-larını dinleyen MuharremAkdemir ve eşi gördüğü ilgidençok memnun kaldı.Alabaþ; Termik santraller özelleþtirilmemeli

Ankara'da yapılmakistenen özelleştirme karşıtımitingi engellemek isteyenhükümet Muğla Yatağan'danyola çıkan işçilerin otobüs-lerini jandarma ve polisbarikatıyla durdurdu.Saatlerce barikatın açıl-masını bekleyen işçilerbarikat açılmayınca geridöndü. Ancak Ankara'daZonguldak'tan maden veenerji işçileri ile Ankara'dadestek veren demokratikkitle örgütleri, siyasi partilerve sendikaların katılımıylaözelleştirme karşıtı eylemgerçekleşti.

"Heryer Yatağanheryer direniş" Muğla Yatağan,

Yeniköy, Kemerköy, ÇATESTermik Santralleri ile linyitkömür ocaklarının özelleştir-ilmek istenmesine tepkigösteren enerji ve madenişçileri Muğla veZonguldak'tan Ankara'yagelerek eylem yapmak iste-di. Muğla'dan yola çıkanişçilerin yürüyüşü polis vejandarma barikatıyla engel-lendi. İşçiler Yatağan'adöndü. Zonguldak'tan gelenişçiler ise Ankara'da karşı-landı.

Zonguldak'tan yolaçıkan maden işçileri iseAnkara'da Toros Sokak'takendilerini bekleyen siyasipartiler, sendikalar vedemokratik kitle örgütleriylebuluştular. Ankara'datoplanan çok sayıda kişi iseYatağan işçileri için yürüyüşyaptı. Genel Maden İşçileriSendikası'na (GMİS) üyemaden işçileri, "Zonguldakişçisi demokrasi bekçisi","Yatağan, Zonguldak omuzomuza", "Başkan biziMuğla'ya götür", "Madenler,santraller halkındır satıla-maz", "Geliyor, geliyormadenciler geliyor", "HeryerYatağan heryer direniş" slo-ganlarıyla yürüdüler.

Kortej, Özelleştirmeİdaresi Başkanlığı önünekadar yürüdü. TorosSokak'ta bir araya gelenkitle, özelleştirme poli-tikalarını protesto eden dövi-zler ile Maliye BakanıMehmet Şimşek'in temsilitabutunu taşıdı. Yürüyüşesnasında sık sık , "Bu dahabaşlangıç mücadele devam","İş ekmek yoksa barış dayok", "Her yer rüşvet her yeryolsuzluk", "Direne direnekazanacağız" sloganlarıatıldı. Özelleştirme İdaresiBaşkanlığı önüne ulaşanişçiler, Maliye BakanıMehmet Şimşek için temsilicenaze namazı kıldı.

Atalay;"özelleştirmeleri

yaptırmayacağız"Türk-İş Genel Başkanı

Ergün Atalay, 6 aydır işçi-lerin Yatağan'da direnişteolduğunu hatırlatarak konuş-masına başladı. Atalay, "Busorunu halletmek zorun-dayız. Yatağan'ın özelleştir-ilmesini bu hükümete yaptır-mayız, yaptırmayacağız.Bunu bizim önümüzegetirenlere 30 Mart'ta hesapsoracağız" dedi.

Maden-İş ve Tes-İşadına ortak açıklama yapan

Maden-İş Sendikası GenelBaşkanı Nurettin Akçul,"Özelleştirme ihalesi iptaledilmelidir Çocuk kandırırgibi işler yapmayın.Yolsuzluk soruşturmalarıayyuka çıkmış, memleketçalkalanıyor. Yapılmış,yapılacak bütün özelleştirmeihaleleri için yolsuzluk, usul-süzlük, şirket kayırma veyandaş kayırma şaibelerialmış başını gidiyor. İhalelerdaha yapılmadan alacak yan-daş şirketlerin adları ortadadolaşıyor. Siz özelleştirme-den, ihaleden söz ediyor-sunuz" dedi.

Alabaş; ÇATES,kamu elindekalmalıdır

Ankara'da eyleme destek

veren GMİS'in GenelBaşkanı Eyüp Alabaş,Ankara'daki eylemle ilgiliverdiği bilgide termiksantraller- linyit madenocaklarının özelleştirilmesiniistemediklerini belirterek,"Çatalağzı Termik ElektrikSantrali'nin Zonguldak içinönemini ve taşkömürümadenciliği açısından daözel konumunu her platfor-mda anlatıyoruz. ÇATES,kamu elinde kalmalıdır.Bizler de Ankara'da buözelleştirme girişimlerinetepkimizi ortaya koymak veuyarıda bulunmak içineyleme katıldık.

Yatağan'dakiarkadaşlarımız Ankara'yagelemedi ama onların sesinibiz Ankara'ya taşıdık. Destekveren herkese teşekkür ediy-orum.

Akdemir ev ziyaretlerigerçekleþtirdi

ZGC'den Prof. Dr. Haberal'a ziyaret Zonguldak Gazeteciler

Cemiyeti Genel başkanıDerya Akbıyık ve başkanyardımcısı Ali Cinal , CHPZonguldak milletvekili veBaşkent üniversitesininkurucu Rektörü Prof . Dr.Mehmet Haberal'ı makamın-da ziyaret ederek ,görüşalışverişindebulundular.Konuyla ilgiliolarak ZGC'den yapılanaçıklamada şu görüşlere yerverildi, "Yapılan ziyarette,Haberal vekilimiz hemmakamında ,hem de toplantıodasında açıklamalardabulundu.ZGC genel başkanıDerya Akbıyık, Haberalhocamıza , geçmiş olsundileklerini iletirken, vekillikgörevinde de başarılar dile-di.Haberal hocamız , yaptığıkonuşmada ,tutuklu kaldığı.günlerde ki günleri geçirdiğikoğuşun, avlunun ve binanın

maketlerini ,projelerini tektek göstererek ,bil-gilendirmede bulundu.

Prof. Dr. MehmetHaberal, konuşmasında şun-ları altını çizerek ifade etti.

"Adaletin ve özgürlüğünolmadığı yerde mutlulukyoktur.Bugün toplumumuzdagerçekten çok ciddi bir

adalet sorunu var.Adaletsizlikleri adaletlegidereceğiz ve eserlerle taç-landıracağız.Buradansöylüyorum bizimle beraberözgürlüğünden mahrumbırakılmış, arkadaşlarıma şumesajı gönderiyorum; 'sakınola ki ümitsizliğe kapıl-mayınız.'Nasıl ki biz, bugün

özgür bir şekilde sizlerleberaber bulunuyoruz, çokkısa zamanda inanıyorum kisizler de özgürlüğünüzekavuşacaksınız.Çünküadalet, Allah'ın emri vemülkün temelidir.

O sadece yargıçlarınarkasında yazmakla kalın-mıyor, önemli olan onugerçekleştirmektir. Önemliolan onun gereğini yapmak-tır.Onu gerçekleştirmektesizleri temsil eden bizlerin,milletvekillerinin görevidir.Başka bir deyişle TBMM'ningörevidir." dedi

Haberal vekilimiz sonolarak ,ulu önder Atatürk'ünidam fermanının yayın-landığı orijinal metni degöstererek içeriğini açıkladı.

Ziyaret fotoğraf çekimive yapılan sohbet ile sonaerdi.

Ankara'da yapılmak istenen özelleştirme karşıtı mitingi engellemek isteyenhükümet Muğla Yatağan'dan yola çıkan işçilerin otobüslerini jandarma ve polis

barikatıyla durdurdu. Saatlerce barikatın açılmasını bekleyen işçiler barikat açıl-mayınca geri döndü. Ancak Ankara'da Zonguldak'tan maden ve enerji işçileri ileAnkara'da destek veren demokratik kitle örgütleri, siyasi partiler ve sendikaların

katılımıyla özelleştirme karşıtı eylem gerçekleşti.

Milliyetçi Hareket Partisi(MHP) Zonguldak BelediyeBaşkan Adayı Gürkan Gülay,Yeşilmahalle sakinleriyle biraraya geldi ve İl Genel MeclisiÜyesi Adayı Adayı HasanYılmaz'ı tanıttı.

Gülay'ın toplantısına, MHP İlBaşkanı Hamdi Ayan, MHPMerkez İlçe Başkanı AhmetŞehit, İl Kadın Kolları BaşkanıMevlüde Yalçıner ve partililerkatıldı.

Açılış konuşmasını yapan İlBaşkanı Hamdi Ayan, "ArtıkZonguldak yeni bir başkan, yenibir kadro ve değişik bir siyasioluşum ve algı içerisine girmiştir.Kim ne derse desin, ne söylersesöylesin, Zonguldaklının kafasın-da Adalet ve Kalkınma Partisiyok, Cumhuriyet Halk Partisiyok. 12 yıldır oy alan Adalet veKalkınma Partisi'nin Zonguldak'ayapamadığı hizmetler ortadadır.Yine 2 dönemdir Zonguldak'ıngüvenoyunu alan CumhuriyetHalk Partisi'nin belediyecilikanlayışı ortadadır. Genç, dinamik,pırıl pırıl arkadaşlarımızla yolaçıkmaya çalışıyoruz" dedi.

MHP Zonguldak BelediyeBaşkan Adayı Gürkan Gülay ise,"Milliyetçi Hareket Partisi, artık

Zonguldak'ta umut veZonguldak'a bir şey vermeyen-lere cevap olmuştur. İnşallahsizlerle beraber 30 Mart'tabelediyesiyle, il genel meclisiyle,belediye meclis üyesiyle hep bir-likte Zonguldak'ı hizmet atağınakaldıracak kadrolar buradadır.Diğer belediye başkanları halamahallelerin sorunlarınıbilmemektedir. Hazırladıklarıprojelerde hem çarşı merkezini,hem de Zonguldak'taki bir kesimimutlu edecek projeler hazırla-maktadırlar. Filmlerle yaptıklarıprojeleri anlatmaya çalışanlar var.Biz Zonguldak'ta en son filmiYılmaz Erdoğan'ın 'KelebeğinRüyası' ile gördük. Zonguldak'ınartık filme ihtiyacı yok.Gerçeklere ihtiyacı var. Bizvatandaşı kandırmaya değil, gön-lünden geçenleri yapmaya talibiz.Türkiye'nin en pahalı suyunu kul-lanıyoruz. 'Suları yarı fiyatınaindireceğiz' dedik. Çok şükür, bizbunu söyledik ve diğer partilerdebuna sahip çıktılar. Kendilerineteşekkür ediyoruz. Geldikleriyerde yapamadılarsa,Zonguldak'ta yapacaklarınısöylüyorlarsa, işte bu bizim pro-jemizdir" diye konuştu.

Gülay; "Adaylarýn projelerisadece merkeze yönelik"

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ZonguldakBelediye Başkan Adayı Gürkan Gülay, BizZonguldak'ta en son filmi Yýlmaz Erdoðan'ýn'Kelebeðin Rüyasý' ile gördük. Zonguldak'ýnartýk filme ihtiyacý yok. Gerçeklere ihtiyacý var

Page 9: Susma gazetesi 583

SUSMA -HABER-YORUM Sayfa 929 Ocak/2014/583

Türkiye Taşkömürü Kurumu(TTK) Armutçuk Müessesesi'nin yer-altında tamir-tarama işlerinin taşeronfirmalara ihale edilmek istenmesinemaden işçileri tepki gösterdi.

22 Ocak 2014 tarihinde TTKArmutçuk Müessesesi önündetoplanan 500'ü aşkın maden işçisi slo-ganlar atarak Genel Maden İşçileriSendikası (GMİS) Armutçuk Şubesi'nekadar yürüdü.

Yürüyüş boyunca, "Susma,haykır, taşerona hayır", "Maden işçisidemokrasi bekçisi", "Madenci, sendi-ka omuz omuza", "Taşeron istemiy-oruz" sloganları attı.

Yürüyüşe, GMİS Genel BaşkanYardımcısı Satılmış Uludağ, GenelSekreteri Behzat Cinkılıç, GMİSArmutçuk Şube Başkanı İsa Mutlu veŞube yöneticileri de katıldı.

Mutlu; "Yatağan madenişçilerine buradan selam

olsun"GMİS Armutçuk Şubesi önünde

maden işçilerine hitap eden ArmutçukŞube Başkanı İsa Mutlu, "Buradatoplanmamızın sebebi ArmutçukMüessesesi'nde tamir ve taramaişlerinin taşerona verilmesi için 17Şubat'ta yapılacak ihaleye tepkigöstermektir. Taşerona hayır demekiçin buradayız. TTK'da taşeronçalıştırılmasına karşıyız. Ocaklarımızataşeron sokmamak için eylemlerimizartarak devam edecektir. Kurumyöneticilerini, ocaklara taşeron sok-mak için değil işçi açıklarının gider-ilmesi için mücadele etmeye çağırıy-oruz.Son dönemlerinde en onurludirenişi gösteren Yatağan maden işçi-lerine buradan selam olsun. Yüreğimiz

onlarla beraber" dedi.

Uludağ; Taşeron demek;kan, gözyaşı, ölüm

demektir"GMİS Genel Başkan Yardımcısı

Satılmış Uludağ, "Taşeron uygula-masına yönelik tüm uyarılarımıza rağ-men 17 Mayıs 2010'da Karadon'da 30arkadaşımızı, 7 Ocak 2013'deKozlu'da 8 arkadaşımızı taşeron şir-ketlerin çalıştığı sahalarda kaybettik.Ve göz göre göre gelen bu kazaları, işcinayeti olarak tanımladık. Bugün halabu uygulamayı sürdürmeye kalkmakanlaşılabilir bir durum değildir. İşçiaçıklarının giderilememesi nedeniylekurum yetkilileri taşerona iş vermekiçin yeni ihalelere hazırlanıyor.

İşçi açıklarını gidermeyerek yanlışyapan bakanlık, bu kez başka bir yan-lışa yöneliyor.Taşeron demek, kan,gözyaşı, ölüm demektir.KurumYöneticileri; zararın geri çekilebilmesive TTK'nın Türkiye ekonomisine katkıverebilmesi için işçi açıklarının gider-ilmesini istiyor.Biz, Genel Maden işçi-leri Sendikası olarak 2 yıldır her fır-satta bu talebi dile getiriyoruz.

Başta iktidar partisi milletvekilleriolmak üzere ilgili bakanlıkları bil-gilendiriyoruz. Dosyalar sunuyoruz.

Başlangıçta yaklaşık 2 bin kişiolan işçi talebi, emekliliklerin devametmesiyle son olarak 3.200 e yükseldi.

Ne yazık ki, bugüne kadar siyasiirade işçi alınması yönünde bir kararvermedi.TTK'nın bu işçi sayısı vedevam eden emekliliklerle; bırakınızüretimi artırmayı, ocakları açıktutabilmesi ve iş güvenliği önlemlerinialabilmesi bile zorlaştı.

Siz büyük fedakârlıklar yaparakyeri geldiğinde 2-3 kişinin yapmasıgereken işi tek başınıza yaparak bukurumu ayakta tutuyorsunuz.

Taşeron uygulamasınaşiddetle karşı çıkıyoruz

Armutçuk'ta taşeron uygulamasınagitmek çok büyük bir risktir ve yan-lıştır.Armutçuk'ta çalışma şartları çokdaha zordur ve bilgi, tecrübe, dayanış-ma, yardımlaşma ister.Taşeron şir-ketler de bu ciddiyet olmadığı içinTürkiye de kazalar aldı başını gitti.BizArmutçuk'ta taşeron uygulamasınaşiddetle karşı çıkıyoruz.Bu düşünce-den derhal vazgeçilmeli ve Kurum buişleri kendisi yapmalıdır.İşçi açıklarıen kısa sürede giderilmelidir.

Enerji ve Tabii KaynaklarBakanlığı başta olmak üzere ilgilibakanlıkları, Siyasi iktidarı ve böl-gemizdeki temsilcilerini, iktidar partisimilletvekillerini ve tüm siyasetçilerim-izi buradan uyarıyoruz.Bu gündenitibaren yaşanacak olumsuzluklarınsorumlusu siz olacaksınız.”dedi

ivardanSUSMA; BAĞIMSIZ,İLKELİ,

TUTARLI GAZETESUSMA; GÜCÜNÜ OKURDAN ALAN GAZETE

SUSMA; GÖNÜLLÜ OKURLARIN DESTEKLERİYLEÇIKIYORC

Semazenler Kilimlihalký için döndü

Kilimli Belediyesi ücretsiz konser etkinliklerine bir yenisini daha ekledi.Ünlü ilahi sanatçısı Ahmet Kemal ve Semazen Grubunun verdiği ilahi konseribüyük bir ilgi ile izlendi. Ali Kemal'in okuduğu birbirinden güzel ilahiler vesemazenlerin gösterileri İsmail Hakkı Güngör Kapalı spor salonuna konseri izle-meye gelen vatandaşları mest etti.

"Taþeron demek; kan, gözyaþý, ölüm demektir"

Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Armutçuk Müessesesi'nin yeraltında tamir-tarama işlerinin taşeron firmalara ihale edilmek istenmesine maden işçileri

tepki gösterdi.

Velioðlu’ndan, Kilimli ÝlçeMillieðitim Müdürü’ne ziyaret

AKP Kilimli Belediye BaşkanAday Adayı Y. Mimar Ümit Velioğlu,Kilimli İlçesine yeni atanan MilliEğitim Müdürü Sn. Ayhan Yılmaz'ahayırlı olsun ziyaretinde bulunarakbaşarılar dilemiştir. GörüşmedeKilimli'nin Milli Eğitim ile ilgili görüşalışverişinde bulunulmuş, projelertartışılmıştır. Önümüzdeki günlerdedaha sık bir araya gelerek ilk, orta, lise

ve yükseköğrenim alanlarında Kilimliİlçemizde yapılacak gelecek projeler-ine ilişkin çalışmalar devam ettirile-cektir.

Ümit Velioğlu'nun genç dinamikve başarılı olan Milli Eğitim MüdürüAyhan Yılmaz'a inancı tamdır ve ken-disi ile her konuda işbirliğine hazırdır

Tünel iþçilerine mangal partisiZonguldak Platformu üyeleri tünel

çalışması yapan işçilere tünel girişindemangal partisi yaptı. Mangal partisine,Platform Üyeleri, GMİS GenelBaşkanı Eyüp Alabaş, ZonguldakBelediye AKP Meclis Üyesi MetinDemir, basın mensupları ve tünel işçi-leri katıldı. Yağmurlu havada gerçek-leşen mangal partisinde işçilerZonguldak Platformu üyelerineteşekkür etti. Mangal partisinde konul-ma yapan Zonguldak PlatformuSözcüsü Karaelmas GazetecilerDerneği Başkanı Osman Sav şunlarıdile getirdi. "Bildiğiniz gibiZonguldak Platformu MithatpaşaTünelinin yapılmasıyla ilgili olarakyaklaşık 40 bin imza toplamıştık.Bunun sonunda Ağustos ayındaMithatpaşa Tüneliyle ilgili çalışmalarbaşladı. Biz bu çalışmalar başladığın-da işçilerimizi platform olarak

ziyarete gelmiştik o gün işçilerimizehep birlikte bir mangal yapma sözüvermiştik. Bu gün de verdiğimiz sözüzerine işçi arkadaşlarımız vePlatform üyeleri olarak birlikteyiz.Zonguldak Platformunun değerlibaşkanları, işçi arkadaşlarımız vebasın mensupları olarak bu gün bura-dayız. Çalışmaları yakinen takip ediy-oruz. İnşallah işçi arkadaşlarımızıngayreti bizlerin, siyasilerin ve bukonudaki yetkililerinde takibiyleMithatpaşa Tüneline bir an öncekavuşacağız ve Zonguldaktrafiğininde rahatlayacaktır diyedüşünüyoruz. O yüzden tünelin çıkıştarafında da oradakilerin de mağduredilmeden bir an önce istimlakınyapılmasını istiyoruz. Ayrıca ikivardiya halinde çalışılıyorlardı şuanda tek vardiya halinde çalışmayapılıyor bu belki teknik bir sorum

ama bunun dışında Türkiye genelindebir ödenek sıkıntısı var. 2014 yatırımıiçin ödenekleri belirlenmemiş MaliyeBakanlığı tarafından inşallah o da bir

an önce belirlenirse bu ödenek sıkın-tısı da giderilmiş olur işçilerde mağ-dur olmadan bu iş devam eder diyedüşünüyoruz."

Devrek ilçesinde kapananTabur arazisinin yerine açık cezaeviyapılmak istenmesine ilçe halkınıntepkisi dinmiyor.Devrek'e GönülVerenler gurubu olarak örgütlenenilçe halkı bir hafta önce yapmışolduğu mitingi bir hafta sonra yap-tığı yürüyüş ile sürdürdü.Yetkilileretanıdıkları bir haftalık süre zarfındaDevrek'e cezaevi yapılmayacağınadair herhangi bir güvence alamayanDevrek halkı yürüyüş yapma kararıile protestosunu devam ettirdi.

Devrek Cumhuriyet alanındatoplanan binlerce Devrekli pankart-lar, sloganlar ve marşlar eşliğindeTefen Caddesi ve sanayi üzerindenTabur binasına kadar yürüdü.

Page 10: Susma gazetesi 583

Sayfa 1029 Ocak/2014/583

Arýcý Otogaz / Ümit ArýcýÇaydamar Yolu üzeri Değirmen Sok.No:17

Tel: 0 372 251 22 65- GSM 0539 868 2546 / Zonguldak

Aracınızın yakıtınıaldıktan sonra yıkamave bakımını yaptırın

Osman Tutkun'unbelini kýrdýlar!

Futbol Federasyonu ne karar verecekBölgesel Amatör Lig'de geçtiğimiz

Pazar günü Zonguldak Kömürspor'un 4-1önde getirdiği Kartepe Suadiyesporkarşılaşmanın 70. dakikasında çıkan olaylarnedeniyle ertelenen maçın yankıları sürüy-or. Kartepe Suadiyespor taraftarınınçıkardığı olaylar nedeniyle karşılaşmanınhakemi tarafından ertelenen maçla ilgiliTürkiye Futbol Federasyonu karar vermeyehazırlanıyor.Amatör Futbol DisiplinKurulu'nun yapacağı toplantıda ZonguldakKömürspor 3-0 hükmen galibiyeti yönündekararın alınması bekleniyor.

Zonguldak Valisi Ali Kaban'ateşekkür

Kartepe Suadiyespor maçında çıkanolaylarla ilgili değerlendirme yapan Teknikdirektör Cahit Terzi, "Arkadaşlar doğruyolda gidiyoruz .Bizi yanlış yollara çekmekisteyen güçlerin tezgahlarına gelmeyelim.Bu olaylar bizleri daha güçlendirecek.Şehirde birlik beraberliğimizi perçinleştire-cektir. Asla tribün terörünün içine girmeye-lim. Kulüp olarak başarılı bir rotada gidiy-oruz. Hedefimiz grupta birinci olarak Play-Off'lara kalmak, bunun için her geçen haftaüstene koyarak yolumuza devam ediyoruz.Taraftarımızın desteğiyle bir bütün olarakişi başarmak istiyoruz. Kırmızı-Lacivertlirenklere gönül veren taraftarları sağduyuluolmaya davet ediyorum. "

Terzi ayrıca Kartepe Suadiyespormaçında çıkan olaylarda İzmit Emniyetiniarayarak güvenliği sağladığı içinZonguldak Valisi Ali Kaban'a teşekkür etti.

Türkiye Futbol Federasyonu, Zonguldak Kömürspor’undeplasmanda Kartepe Suadiyespor karsisinda 4-1 önde

oldugu sirada çikan olaylar nedeniyle yarida kalan karsilas-ma hakkinda kararini vermeye hazirlaniyor. Çikan olaylarla

ilgili olarak taraftara seslenen Teknik Cahit Terzi,“Arkadaslar dogru yolda gidiyoruz .Bizi yanlis yollara çek-

mek isteyen güçlerin tezgahlarina gelmeyelim” dedi.Zonguldak Kömürspor Yönetim Kurulu Üyesi, GMİS Eğitim

ve Teşkilatlandırma Genel Sekreteri Osman Tutkun’un sırtına isa-bet eden darbeyle omuriliği çatladığı belirtiliyor. Tutkun has-tanede tedavi altında..

Yaklaşık 7 yıldır kullanıldığı içineskiyen ve yıpranan sentetik çıkkaldırılmış, zemine yeni sentetik çim ser-ilmişti. Firma yetkilileri tarafından zeminiyenilenen sahaya özel makine ile kum vekauçuk serim işlemleri başladı. Zemine200 ton kum ve kauçuk serileceğinibelirten firma yetkililerin sahayı 15 güniçinde teslim edeceklerini belirttiler.Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü

Uğur Akdemiz, bugün Fener sahasını gez-erek çalışmaları yerinde inceledi ve firmayetkilisi Burhan Taban’dan bilgiler aldı.

Akdeniz incelemenin ardından kam-eralarımıza yaptığı açıklamada Fenersahası ve diğer tesisler hakkında şu bil-geleri verdi: “ Çalışmalar planlandığı gibidevam ediyor. Oldukça hızlı şekilde sürüy-or.Halı serim aşaması tamamlandı. Firmayetkilileri halının içine kum ve gıranör

serim işlemlerine başladılar. Havalar çokkötü gitmezse bu işlem hafta sonundakadar tamamlanacak. Önümüzdeki haftada inşallah yurt dışından FİFA’nın temsilci-leri gelecek ve uygunluk testlerini yaptık-tan sonra büyük bir olasılıkla sahayauygunluk belgesini verecekler.Önemli biraksilik olmazsa 15-20 gün içerisinde sahayıkullanıma açmayı planlıyoruz.Biliyorsunuz bu bölüm sit alanı olduğu içinbazı alanlarda eksiklikler var. Bu sıkıntıyıaşmak için çalışmalarımız sürüyor. O çalış-malara da onay çıktığı zaman soyunmaodalarını da yenileyeceğiz. Gerekli izni ala-bilirsek fener sahasının soyunma odalarını,ve çevre düzenlemesini yeniden yaparakhizmete sunacağız” dedi

Fener sentetik sahada yenilemeçalýþmalarý devam ediyor.

Kilimli'de alt yapý emin ellerde..

Kilimli Belediyespor'da alt yapı antrenörlüğü görevlerine;Antrenörler Sertan Arslan ve Mehmet Özkan getirildi.

Deplasmanlı Bölgesel Amatör Lig'de mücadele eden KilimliBeldiyespor'da daha önce alt yapı hocası olarak görev yapanSelahattin Bayar ve Özkan Cinel'in A Takım Antrenörü olarakgörev yapmaları nedeniyle alt yapı takımlarını çalıştıran antrenör-lerde boşluk meydana gelmişti.Kulüp yönetimi tarafından bununüzerine alt yapıyı çalıştırmak üzere, Antrenörler Sertan Arslan veMehmet Özkan ile anlaşıldı.Bir süredir alt yapı takımlarınıantrenörler Sertan Arslan ve Mehmet Özkan çalıştırmaya başladı.

Antrenörler Sertan Arslan ve Mehmet Özkan, görevlerini en iyişekilde yapacaklarını kaydettiler.